Biyolojiden Felsefeye Akıl Sorunu-Nörofelsefe

Embed Size (px)

Citation preview

  • 8/7/2019 Biyolojiden Felsefeye Akl Sorunu-Nrofelsefe

    1/71

    Gazi niversitesi Tp Fakltesi Dekanl AdnaYayn Sahibi Official OwnerRektor: Dr. Kadri YAMA

    Editr - EditorSorumlu Yazleri MdrDekan: Dr. Aye DURSUN

    Editrler Kurulu Editorial BoardDr. Hakan ZDEMR (Bakan)Dr. Seluk CANDANSAYARDr. Nedret KILIDr. Serdar KULADr. Reha YAVUZERDr. Cem YCEL

    Dil Editr Language EditorRussell FRASER

    Sekreter - SecretaryGldane ERDEMLDuygu EMEREZ

    Abone Bedeli150 YTLTrkiye Bankas Gazi Tp ubesiHesap No: 436731616

    Subcription Rate

    100 USDTrkiye Bankas Gazi BranchAccount No: 137248032

    Yayn TrYaygn-Sreli

    Yay

    n dare Makam

    Gazi niversitesi Tp Fakltesi Dekanl

    Adres - AddressGazi Tp Dergisi Editor OfisiGazi niversitesi Tp Fakltesi Dekanlk Binas 5.KatBeevler 06500, Ankara - TRKYETel - Phone: 90 312 202 6850 - 312 223 7466Faks - Fax: 90 312 212 4647e-mail: [email protected]://www.gmjournal.net

    ndeks Bilgileri Index Information

    EMBASE / Excerpta MedicaElectronic Publishing Division, Chemical Abstracts (CA)TUBTAK/ULAKBM - Trk Tp Dizini

    Basken Matbaazveren Sokak No: 25/B Demirtepe - AnkaraTel - Phone: 90 312 229 64 54e-mail: [email protected]

    Bask Tarihi20 Eyll 2006

    Bask HazrlkMerdiven Reklam Tantm Organizasyon YaynTel - Phone: 90 312 232 30 88e-mail: [email protected]

    GAZ MEDICAL JOURNAL - GAZ TIP DERGS

    ISSN 1300-056X

    GAZ TIP DERGS Gazi niversitesi Tp Fakltesinin resmi yayndrYlda drt kez kan Tbbi Dergi

    GAZ MEDICAL JOURNAL Is official publication of Gazi University Faculty of MedicineQuarterly Medical Journal

    2006, Cilt 17, Say 3 - 2006, Volume 17, Issue 3

  • 8/7/2019 Biyolojiden Felsefeye Akl Sorunu-Nrofelsefe

    2/71

    NDEKLER

    BYOLOJDEN FELSEFEYE AKIL SORUNUGAZ NROPSKYATR BULUMALARI 22-23 EYLL 2006 ..............................................................................121

    ELECTROSURGERY: PITFALLS AND RECOMMENDATIONS

    ELEKTROCERRAH: TEHLKELER VE NERLERYener DEMRTA, Shan AYHAN, Reha YAVUZER, Osman LATFOLU, Cemalettin ELEB ........................... 145

    ADAPTIVE AND BEHAVIORAL PROBLEMS IN CHILDREN AGED 5-12

    5-12 YAOCUKLARDA UYUM VE DAVRANISORUNLARISeil ZKAN, Elif DURUKAN, Elvan ER, Sefer AYCAN, Remzi AYGN ..........................................................152

    ANALYSIS OF ACYLCARNITINE PROFILES IN CHILDREN WITH IDIOPATHIC EPILEPSY

    USING VALPROIC ACID

    VALPROK AST KULLANANDYOPATK EPLEPSLOCUKLARDA AL KARNTN PROFLLERNNDEERLENDRLMESTuba HRFANOLU, Aye SERDAROLU, Grsel BBEROLU, Leyla TMER, Ali CANSU,Kvlcm GCYENER, Alev HASANOLU .............................................................................................................157

    YATARAK TEDAV GREN HASTALARIN HASTANE ALIANLARI VE HASTANE HZMETLERNDENBEKLENTLER VE BEKLENTLERNE LKN MEMNUNYET DURUMLARININ DEERLENDRLMESTHE EXPECTATIONS OF INPATIENTS WITH REGARD TO THE HOSPITAL EMPLOYEES AND HOSPITALSERVICES, AND AN EVALUATION OF THE MEETING OF THESE EXPECTATIONS SUMMARY

    Gl Esin KONCA, Mustafa N. LHAN, Mehmet Ali BUMN ......................................................................................160

    GAZ NVERSTES TIP FAKLTES SREKL TIP ETM KURULU LER YAAM DESTEKURSUNUN DEERLENDRLMESTHE EVALUATION OF ADVANCED CARDIAL LIFE SUPPORT COURSE ORGANIZED BY THE CONTINUINGMEDICAL EDUATION COUNCIL OF GAZI UNIVERSITY FACULTY OF MEDICINE

    Berrin GNAYDIN, Mustafa N. LHAN, Zerrin ZKSE, Murat ZDEMR, Fikret BLDK, Nilsel LTER .........171

    SUPERIOR GLUTEAL ARTERY PERFORATOR FLAP: AN ALTERNATIVE IN THE TREATMENT OFCOMPLICATED PILONIDAL SINUS

    SUPERIOR GLUZEAL ARTER PERFORATOR FLEBKOMPLKE PLONDAL SNS TEDAVSNDEBR ALTERNATFSelahattin ZMEN, Sebahattin KANDAL, Fulya FINDIKIOGLU, Blent MENTE ..............................................176

    ARCUS AORTADAN IKAN ARTERIA VERTEBRALIS VARYASYONU: K OLGU SUNUMUVERTEBRAL ARTERY ORIGINATING FROM THE AORTIC ARCH: TWO CASE REPORTS

    Dr.Mustafa KARAKSE, Nadir GLEKON, Tuncay PEKER, Afitap ANIL, H.Basri TURGUT .............................. 179

    IMAGING FINDINGS IN LINGUAL THYROID: APROPOS OF TWO CASES

    LNGUAL TRODDE GRNTLEME BULGULARI: KOLGU HAKKINDAA.Yusuf NER, Serap GLTEKIN, Halil ELIK, Nil TOKGZ ...............................................................................182

    PNEUMOPERITONEUM CAUSED BY PERFORATION OF PYOMETRA WITHOUT MALIGNANCYMALGNTE OLMAKSIZIN PYOMETRA PERFORASYONUNA BALI GELEN PNEUMOPERTONEUMAhmet KARAMERCAN, Hande DENZ, Aydan BR, Blent AYTA ......................................................................185

    2006, Cilt 17, Say 3 - 2006, Volume 17, Issue 3

  • 8/7/2019 Biyolojiden Felsefeye Akl Sorunu-Nrofelsefe

    3/71

    BLMSEL DEVRMLERN YAPISIKadri YAMA

    Newton, Bacon, Gallileo gibi isimler bilimin altn alarnadamga vuran isimler tarihe gemilerdir. Aydnlanma srecinedamgalarn vuran bu ve benzeri pek ok isim 20. yzyla uza-nan bilimsel srete deney ve gzleme dayanan bilimsel yntem

    ve bulular ile insanla byk hizmetler yaptlar. Baconun de-neye dayanan yntemi, Newtonun yzyllarca kullanlacak olanhareket yasalar, Kopernik, Kepler, Bruno ve Galile gibi isimlerinyer merkezli dnya gr yerine gne merkezli evren modelikuramlar bir yandan kilisenin dinsel dogmalarn ortadan kaldrr-ken, gnmz biliminin de yaslanaca temelleri atyorlard.

    Bilim tarihi yaznn bulunduu Mezopotamya ve Msr uy-garlklar ile balatlabilir. Daha sonralar felsefenin serpildii biralan olarak Ege ve antik Yunan corafyas bilim almalarnda,genellikle metafizik ve speklasyon arlkl olsa da, nemli rn-ler verdi. O yllardan gnmze kalan Thales teoremi, Pisagor ba-nts, klit Geometrisi, Arimed yasas bu balamda ok bykalmalardr.

    Batda reform ve rnesansla balatlabilecek aydnlanma dne-minin nemli zellii bilim ve metafizik arasndaki yol ayrmdr.Bu ayrm dogmalardan bamsz ve deneye, gzleme dayanan ol-gucu (pozitivist) bir bilim yntemini yaratt. Kabul etmeliyiz kiolguculuk 20. yzylda insanln ulat teknolojik devrimlerinde hazrlaycs olmutur.

    Olguculuun temelinde, doa tesi glere gnderme veyaalnt yapmayan, znel etkilerden arnm, tm evren iin uygu-lanabilecek nesnel, evrensel yasalarn bulunmas kaygs vardr.Tekil deneylerle bilgi birikir, kendini gelitirir.

    Olguculuun baars 20. yzylda, bizzat yaratt aratrmasonular ile zemin kaybetmeye baladnda, bilim felsefesi ileuraanlar da onu sorgulamaya baladlar. Tm evrende geerliolabilecek, zneden bamsz nesnel bilgi ve yasalarn elde edil-mesi olasl pek de sanld kadar kesin grnmyordu.

    Hepimizin bildii gibi Newtonla balayarak 20 yzyla kadarNewton mekanii fizikte temel doru kabul edildi. Bu yzyllardapek ok aratrma yaplyor ve hepsi Newton mekaniini esas alantemeller zerinde kuruluyordu. Ancak 20 yzylda Planckn Qu-antum kuram ve Einsteinn grecelilik kuramlar devreye girdive Newton yasalar kt. nk Newtonun yasalarnn dnya-s ile eilmi bir uzayn, atom alt zerreciklerle ilikili quantum

    bulgularnn dnyas ayn dnyalar deildi sanki. Belki dnya vegzlenen aynyd, ama zneler, farkl kuramlarla gzlediklerindefarkl durumlar ortya kyordu. Oysa 300-400 yzyl boyunca pekok aratrma olaanst bilimsel baarlarla seyretmiti. Deienneydi?

    BYOLOJDEN FELSEFEYE AKIL SORUNUGAZ NROPSKYATR BULUMALARI

    22-23 EYLL 2006

    ZET

    Beyin bilimlerinde son yllarda giderek hzlanan gelimeler yalnz nrolojikve psikiyatrik hastalklarn anlalmasna ve yeni tedavi stratejilerinin ge-litirilmesine yol amam, ayn zamanda, salkl beynin yksek zihinselilevlerinin altnda yatan nrobiyolojik mekanizmalar aa karan nemliaralar da salamaktadr. Dnme, hissetme, karar verme, plan yapma vegelecei ngrme gibi bizi insan yapan ve dier canllardan ayran karmakzihinsel ilevlerin artk anlalmas ve aklanmas mmkn gibi grnmek-tedir.

    Bu gelimeler beyin, zihin ikiliini ortadan kald

    r

    rken ok say

    da disipli-nin birlikte almasn gerektiren yeni sorular beraberinde getirmektedir.Beyin ve zihin alannda alan nroloji, psikiyatri, genetik, biyokimya,fizyoloji, nrogrntleme gibi tbbi disiplinlerin yannda antropoloji, sos-yoloji, felsefe, ilahiyat gibi disiplinlerin de birlikte tartmalar gereken yenisorunsallar ortaya kmaktadr.

    Bu makalede Gazi niversitesi Nropsikiyatri Eitim Uygulama ve Aratr-ma Merkezince 22-23 eyll 2006 tarihleri arasnda Gazi niversitesindeBiyolojiden felsefeye akl sorunu balyla ilki dzenlenen Gazi Nrop-sikiyatri Bulumalar adl sempozyuma katlan konumaclarn bildirileriyer almaktadr.

    Nrofelsefe sempozyumunun amac, biyolojik ve sosyal bilimcilerin aklkavramna kendi disiplinlerinden bak alarn birbirleriyle paylamalar-n salamaktr. Bu karlkl paylamn alanda alan aratrmaclarn zi-hinlerinde hem bir sentez hem de yeni aratrma sorular ortaya karmasumulmaktadr.

    Her konumac

    n

    n sunumu ayr

    bir alt bal

    k olarak yer almaktad

    r. Ancaksempozyumun amacna uygun olarak tm sunumlar tek bir makalede biraraya getirilmitir.

    ABSTRACT

    Recent advances in neuroscience not only lead to a better understanding ofneurologic and psychiatric diseases and developments of novel treatmentstrategies, but also provide valuable tools to reveal neurobiological mecha-nisms underlying higher cortical functions of healthy brain. Currently, un-derstanding and explanation of complex mental functions that distinguisheshuman beings from other living organisms such as, thinking, planning, desi-cion making and predicting future seem possible. Those developments shedlight in to the mind- body problem and generate new issues that need to bediscussed collectively by many diciplines studying the brain and mind suchas neurology, psychiatry, genetics, biochemistry, physiology, neuroimaging,anthropology, sociology, philosophy and theology.

    This paper includes abstracts of lectures presented in the Mind Problem:From Biology to Philosophy symposium organized by Gazi UniversityNeuropsyciatry Research Center between September 22nd - 23rd 2006 atGazi University. The aim of the neurophilosophy symposium is to providea platform for biological and social scientists to share their perspectives onmind concept. We hope that this interactive meeting would lead to a newsynthesis in participants mind and raise new queries to search.

    Consistent with the aim of the symposium, each presentation is given withdifferent subtitles in the paper

    ARATIRMA - RESEARCH ARTICLE

    2006: Cilt 17: Say 3: 121-144

    Gazi Tp Dergisi / Gazi Medical Journal

  • 8/7/2019 Biyolojiden Felsefeye Akl Sorunu-Nrofelsefe

    4/71

    122 Gazi Nropsikiyatri Bulumalar

    T IP DERG S MEDICAL JOURNALGAZ 17 (3), 2006

    Olgucu (Pozitivist) bilim anlaynda bir nermenin ge-erli olup olmad snanarak dorulanr. Yani dorulamaclkdediimiz ve bu ekilde tmevarm uygulayan bir yntem-dir. Ancak Karl Popper dorulama ile bilim yaplamayacan,kuramn snanmas ileminin yanllamaya dayanmas gerek-tiini ne srd. nk sonsuz olan (?) evrende tm olas-lklar dorulanamyordu, bu durumda ancak yanllanabilenbir nerme bilimsel deerde ve geerli kabul edilebilirdi.Popperin yntemi esasl birekilde tmevarmcln eleti-risidir. Poppere gre evrensel yasalar byle elde edilemezdi.Bilimsel ilerlemeler gerekten yanllanabilen nermelerle migerekleecekti? Dierleri anlamsz myd? Popperin ynte-mi pek ok eletiri alm, ama bilimsel ynteme ciddi katkyapmtr.

    Yirminci yzylda bilimsel gelimelerin, devrimlerin na-sl olduu veya olabilecei konusunda nemli bir isim dahakarmza kt: Thomas Kuhn. Kuhna gre bilimsel geli-melerin ayn dnce tarzn benimseyen bilim insanlarnnteker teker biriktirdikleri deney - bulu sonularyla olmasmmkn deildi. nk bir alanda aratrma yapanlar aldk-lar eitim, etkilendikleri kabul ettikleri sistematik anlayerevesinde dnrler ve sadece kendi sistematik yaplariinde bilgi biriktirirlerdi. Kuhnun paradigma adn verdiibu durum deiip yeni bir paradigmaya geilmedike gerekanlamda bir bilimsel aama (devrim) yaanamazd. Kuhnungrne verilebilecek rnekler arasnda Newton mekaniisaylabilir. Yzyllarca fizik aratrmalar Newtonun hareketyasalarn tartmasz doru kabul ederek yapld. Ama 20.yzylda Einsteinn grecelilik kuram ortaya konulunca tmtalar yerinden oynatmaya yetti. Yani bir paradigma yklm

    yerini bir bakas almt. te, bilimde yeni bir aama ancakbu anlayla yaplacak aratrmalarla olabilirdi.

    Quantum alanndaki gelimeler baka gelimeleri de tetik-ledi. On altnc yzyldan 20. yzyln balarna kadar Newtonmekanii makroskobik fiziksel olaylar tam olarak aklayabil-mekte yeterliydi. Fakat mikroskobik olaylar farkl seyrediyor-du. 20.yzyln balarnda Planckn kuantum yasalar fiziebambaka bir yaklam getirdi. Saduyuya aykr gelebileceknermeler yaplmaya baland. Oysa herey Newtondan berine kadar iyi gidiyordu. rnein Newton mekaniinde bir cis-min konumunu ve hzn ayn anda kesin tayin edebiliyorduk,ama quantum ile belirsizlik ilkesi ortaya unu koydu ki bunu

    yapamyoruz. te size bilimsel devrim. Oysa Newton ile herey ne kadar yerine oturmutu. nk Newtonun buldugukanunlar zmnen ifade eder ki, bir cismin gelecekteki durum-larn imdiki, imdiki durumlarn da gemiteki durumlarbelirler. Bu, evrendeki herhangi bir cisim iin sylenebilir.Bu kanunlar evrendeki olaylarn, bir balang noktasnda be-lirlenmi durumlarn srayla ve ardarda meydana gelmesiyleevrimletiini ima eder., ama Quantumun dili byle demi-yordu.

    Kendileri de aslnda bata birer olgucu olan Karl Popper veThomas S. Kuhn getirdikleri temel eletirilerle olguculuunetkisinin azalmasna neden oldular. Aslnda ikisi de olgucu-

    luu eletirseler de Kuhn ve Poperin birbirlerinin grlerinikabul etmedikleri bilinir. in aslnda ikisi de klasik tmeva-

    rmclnn karyd, ama Kuhn Popperi eski pozitivist ge-lenei srdrmekle suluyordu. amzn bilim felsefesindebu iki gr, yani yanllamaclk ve grelilik, nemli yertutan dncelerdir. Peki biraz karmaklaan bu durumda bi-lim felsefesinin iinde, ve ister istemez girilmesi gereken dilfelsefesi iinde kaybolmadan, olaan bilim insan neler d-nebilir?

    uras aktr ki zelikle Kuhnun grleri klasik poziti-vizmin ille de nesnel bilgi ile, kuram yaratan zneyi tamamenolayn dnda tutmak isteyen tavrna ciddi bakaldr niteli-indedir. Tad grelilik de eletirilere maruz kalmaktadr.Kuhn bunu daha sonraki yazlarnda reddetse de eletirilerdennasibini almaktadr. Ama pozitivizmi kendi eseri olan nesnelbilgilerin paraladn da unutmamak gerekir. Quantumlabalayan sre saduyuya aykr saptamalar ortaya koymak-tadr. Bir cismin hem orada hem burada bulunabilecei gibi,bir cismin ayn zamanda yerinin ve hznn tayin edilemeyece-i gibi bulgular laboratuvarlarda da kantlanmaya balanmasgibi.

    Gnmzde varlan noktada belki u sylenebilir. Ampri-sizm (deneycilik) ve pozitivizm (olguculuk) 21. yzyla uza-nan biim ve teknoloji dnyasn bize sunan, akln ve metafizi-in yanlsamalarna kar koruyan birer kalkan gibi yardmcoldu. Ancak bilimsel arenada yle yeni bilgiler olumaya ba-lad ki bunlar grmezden gelmek olanaksz. Bekleyen tehlikegerek bilim insannn bu durumda ald / alaca tutumuninsanln bilgiyi gkyznden yeryzne indirmedeki baa-rsn glgeleyecek metafizik sylemlere destek anlamna gel-meyeceini, en azndan u aamada bu gelenei korumann dagnmz balamnda ciddi grev olduudur. Bilgi dediimizolgunun kutsal metinlerde yzyllar nce yazlm birer do-kman olmas ile Quantum verilerinin apayreyler olduu-nu unutmamaktr. Bilimsel bilgiye duyulan gvende sarslmaolduu da dorudur. Ama bilgi, doru bilgi, insanl srekliaydnlatacak bilgi hep lkmz olacaktr. Kuhnun greliliikuramn oluturulmasnda znenin roln belirtirken hibirzaman kutsal metinlere gnderme yapmam, ama kuram ol-madan nesnel bilgi olamayacan ne srmtr.

    KAYNAKLAR

    http://www.zamane-sozluk.com/tr/sozluk.asp?x=kaos

    Nilfer Kuya. Bilimsel devrimlerin Yaps. ev. Nilfer Kuya. evir-menin Sunuu, Alan yaynlar, 6. Bask, 2003, istanbul.

    KUANTUM TEORS VE FELSEFEskender KSZ

    Yirminci asrn banda, tabiatn temel ilkelerinin tamamnkefettiimizi sanyorduk. Temel teorik iimiz bitmiti. Mad-deyi Newton kanunlarna, k ve dier elektromanyetikdalgalarn dnyasn Maxwell denklemlerine balamtk.

    Artk yaplacak tek ey bunlar gittike daha karmak sistem-ler iin zmekten ibaretti. Yani iin ayrntsndan ibaret...

  • 8/7/2019 Biyolojiden Felsefeye Akl Sorunu-Nrofelsefe

    5/71

    Gazi Nropsikiyatri Bulumalar 123

    TIP DERG S MEDICAL JOURNALGAZ 17 (3), 2006

    Alexander Popeun Tevratn tekvin blmne nazire umsralar bu zafer duygusunun ifadesidir:

    Doay gizliyordu karanlk gece,

    Tanr, Newton olsun, dedi

    Aydnland bilmece.

    Sir John Collings Squire, modern fiziin ortaya kndansonra Popea yle cevap verir:

    Ama bu uzun srmedi, eytan kkredi Ko,

    Einstein olsun! ve geri geldi statko.1

    Gerekten yirminci asrn ilk eyrei btn rahatmz boz-du. Madde hem maddeydi hem dalga, hem de enerji. Cisimlerykanm kt kuma gibi ekiyor; uzay bklyor, elektron-lar ayn anda hem orada hem burada bulunabiliyordu. Zamanyavalyor, hatt duruyordu. Galiba determinizm bile tehlike-deydi!

    Bu yazda, kuantum fiziinin ne getirdiine biraz yakndanbakmaya alacam. Bunun iin teorinin balarnda ortayaatlan bir dnce deneyini, dalga gibi davranan elektronlarngiriimini kullanacam.

    Sonra bu fikirlerin nda determinizm sa ve shhattemi? diye soracam.

    Geri gelen karanlklarn iinde mantmzn ve aklmzntemel kavramlarn irdelemek gerekecek. Sonra da doakanunlarnn doasna, snrl kanunlar kavramna gzatacam.

    Sonuta bilim metodunun, bilim felsefesinin salhakknda bir hkm vereceim: Merak etmeyin. Bilim me-

    todu, btn hametiyle sapasalam durmaktadr. Hatta banagre, yeni fizikle bir kat daha kuvvetlendi ve hl en hakikmrid.

    Kuantum Mekanii

    Kuantum mekaniine ilk adm, yine Einstein sayesin-de atld. Einstein, 1905te, fotoelektrik deneyi aklarken,o gne kadar Maxwell denklemleriyle dalga kavramyla elealnan , foton denen tanecikler eklinde dnmek zorun-da kalmt. De Broglie de simetrik bir yaklamla, tanecikle-rin, yani maddenin de dalga gibi davranabileceini tahmin etti.Deneyler onu hakl kard. Schrdinger, Heisenberg, Diracteoriyi gelitirdiler. 1925e gelindiinde, zellikle saydm

    isimlerden son ikisi bugnk kuantum fiziini kurmutu.

    Kuantum fizii, ok kk paracklarn dnyasnda ge-erliydi ve o yllarda o dnyada gerek deneyler yapmakimkn domutu. Zaten byle olmasa ne o problemler orta-ya kard, ne de kuantum denilen zm. Fakat bu deneylerok kolay deildi. Bu yzden gerek deneylerle birlikte, bolbol da dnce deneyi yapld. imdi size bunlardan birinianlatacam.

    1 Pope ve Collingsden zr dileyerek, tercme bana aittir. iirlerin aslyle:

    Nature and natures laws lay hid in night,God said, Let Newton be, and all was light. -- Alexander Pope

    It did not last; the devil howling Ho!Let Einstein be! restored the status quo. -- Sir John Collings Squire

    Maddenin, mesel elektronun dalga gibi davranmas nedemek? 20. yzyla kadar dalgaya has olduunu sandmzgiriim deneyine bir bakalm. Youngun adyla tandmz budeneyde iki yarktan geen n, yarklarn arkasndaki biryzeyde giriimi, k dalgalarnn baz noktalarda bir biriniyok ederken baz noktalarda st ste binip kuvvetlendirmesigzlenir.

    imdi bu deneyi k gndererek deil de bir elektron de-meti gndererek yaptmz dnelim. (Dnce deneyikavram burada ortaya kyor.

    1. ekil: Giriim izgileri (gerek fotoraf)2

    2. ekil: Giriim izgileri.3

    2 Resim: http://www.futura-sciences.com/comprendre/d/dossier598-4.php3 Resim: http://micro.magnet.fsu.edu/primer/java/interference/doubleslit/

  • 8/7/2019 Biyolojiden Felsefeye Akl Sorunu-Nrofelsefe

    6/71

    124 Gazi Nropsikiyatri Bulumalar

    T IP DERG S MEDICAL JOURNALGAZ 17 (3), 2006

    Ancak balangta sadece dncede dzenlenen bu deney,sonradan gerekte de yapld ve ayn sonular verdi.4) Arkadzlemde, elektronlar k gibi gzle grnemeyeceinden,mesel radyolojideki gibi fosforlu bir cam veya elektronlar-dan gelen darbelere hassas bir film kullanalm. Bugn olsayd,televizyon tp kullanrdk ki, bu da aslnda fosforesanszelliine sahip bir camdr.

    Ayn sonucu elde ediyoruz. Elektronlar baz noktalara hidmyor, baz noktalara ise daha da kuvvetli dyorlar.

    imdi kritik soruyu soralm... Diyelim ki deneydzeneimiz ok hassas ve mesel 1 milyon elektronla tat-min edici bir fotoraf elde edebiliyoruz. Bir milyon elektro-nu bir saniyede gnderdiimiz takdirde... Peki saniyede 1000elektrondan 1000 saniyede yaparsak bu deneyi? Grntnntamamen ayn kalmas gerekir... Kalyor da. Devam edelim,saniyede 1 elektrondan 1 milyon saniye? 10 saniyede bir elek-trondan 10 milyon saniye... Cevap hep ayn. Deneyi bir milyon

    gnde yapacak kadar vaktimiz bulunsa ve gnde bir elektronda gndersek ayn giriim grnts ortaya kyor.

    imdi soruyoruz? Her bir elektron kiminle giriim yapyor?Baz noktalarda onun izini yok edip, baz noktalarda kuvvet-lendiren hangi elektron? Hi aremiz yok, u cevab veriyo-ruz: Her elektron kendi kendiyle giriim yapmaktadr!

    Ve en heyecanl ikinci soru, o kendi kendiyle giriim ya-pan her elektron, deneydeki deliklerden hangisinden geiyor?Kanlmaz cevap u: Her ikisinden birden!

    Bu sonu karsnda aran rencilerime yle sylerim:Bir elektronun ayn anda iki delikten birden geemiyeceini

    size kim syledi? Bu sorunun cevab yoktur. Tek cevap, bizbugne kadar evremizde hep bir eyin ayn anda iki yerdebulunamyacan grdktr. Peki sizin evrenizin deti buy-sa, baka lkelerde de buna uyulacan nerden biliyorsunuz?Gerek o ki, bizim evremiz, kinatn pek kk bir parasdrve elektronlarn evresinde, yani mikrokozmos lkesinde, bi-zim memleketteki detler geersiz olabilir. Bunun gibi makro-kozmos, yani galaksilerin ve galaksileri seyrek toz taneciklerigibi iine alan evren boyutunda da sizin baka detlerinizeuyulmayabilir. Nitekim uyulmuyor. Elektron bu deneyde aynanda iki yerde birden bulunuyor. (Hatt her yerde birden.)

    Determinizm

    Kuantum teorisinin matematiinde, bu sistemde elektron,birinci delikten geen bir elektronla, ikinci delikten geen birelektronun lineer kombinezonudur.

    Biri kp da, hadi oradan, ben imdi hangi deliktengetiini bulurum deyip mesel deliklerden birincisininarkasna bir detektr yerletirebilir. (Mesel bir fotomultipliertb.) Elektronu brakrz; tp bip ederse, elektron birincidelikten gemitir. Etmezse, ikinciden.

    4 Claus Jnsson Zeitschrift fr Physik161 454 (1961) ve her seferde tekelektron deneyi: Akira Tonomura ve arkadalar, American Journal of Physi-cs57 117-120 (1989).

    Kuantum teorisi bu akll mdahaleye u cevab verir:

    - yi de oraya dedektr koyunca siz sistemi bozdunuz velineer kombinezonu, onu tekil eden iki bileenden bi-rine girmeye zorladnz.

    Dedektr koyan, biraz dndkten sonra unu sorabilir,

    - Peki bozdum diyelim. Bana dedektrn bip edipetmeyeceini syleyebilir misiniz?

    - Hayr. Ancak bip etme ihtimalinin syleyebilirim ki budeneyde iki delik iin de %50, %50dir.

    Kuantum mekaniinin, determinizmi yok ettiine dairsylentiler bu ve buna benzer diyaloglarn sonucudur.

    yle ya, determinizm, ayn balang artlarnn her za-man ayn sonucu vermesi deil midir? Halbuki bu deney-de, ayn balang artlarnda elektronun dedektre arpparpmayaca, yani hangi delikten geecei belirleneme-mektedir. Epey nlenen ve bizim de bir yazarmzn, AlevAlatlnn romanna ismini verdii Scrdingerin Kedisiproblemi bu noktadan kmtr.

    Aslnda problem, determinizmin rselenmesinden deil,iki ayr ilkeden kaynaklanyor: Birincisi gzlenen sistemlegzleyen sistemin bir birinden ayrlmasndan. Dedektr,giriim yapan elektron sisteminin dnda dnyoruz. Bukuantum mekaniinin hkm srd mikro kinatta mm-kn deildir. Dedektr sisteme soktuunuzda sistem iddetledeimektedir. Belki dedektrl sistemde, artk giriim demeydana gelmeyecektir.

    kincisi, bizim evremize ait parametrelerin ve kavramlarn,

    mikrokozmosta da a) bulunduunu (delik gibi, gemekgibi) bunlarn llebileceini, dahas, b) birbirine etki yap-madan ayr ayr llebileceini kabul ediyoruz.

    Bu iki problemkuantum mekaniinin deil, bizim prob-lemlerimizlm aralarmzn hassasl veya nezaketi ileilgili deildir. Kuantum teorisinin bulduu doa kanunlardr.Heisenbergin belirsizlik veya muayeniyetsizlik ilkesi(indeterminacy) budur. Indeterminacy ifadesine ramen builke, fizikte determinizmin sonunu iaret etmiyor. Sadece,

    1) bizim evremizde ltmz her parametrenin bir ben-zerinin mikrokozmosta bulunmayabileceini ve bulunsa bile

    2) iki parametrenin ayn anda (sistemle gzleyeni birbirin-den ayrp) llemiyeceini sylyor.

    Bizim evremizin fizii olan Newton teorisinde, bir sis-temin zaman iinde evrimi, zaman cinsinden birinci dereceve birinci mertebede bir differansiyel denklemle tarif edilir.Balang artlar belli ise, bir sre sonra sistemin zellikleri dekesinlikle bellidir. Determinizm budur. Kuantum mekaniindede sistemin zaman iindeki evrimi zamana birinci derece vemertebeyle bal bir differansiyel denklemledir ve sisteminevrimi, ayn balang artlar iin ayndr. Dolaysyla her ikiyapda da determinizm hkimdir. Ancak kuantum mekanii,sistemle gzlemciyi ayramayacamz ve zellikleri kendi

    evremizdekiler gibi dnp lemeyeceimizi sylyor.

  • 8/7/2019 Biyolojiden Felsefeye Akl Sorunu-Nrofelsefe

    7/71

    Gazi Nropsikiyatri Bulumalar 125

    TIP DERG S MEDICAL JOURNALGAZ 17 (3), 2006

    Soyut kavramlar yerine giriim deneyimize dnersek:Dedektrn bulunmad halde, sistem tam bir determinizmiinde evrilir. Dedektr koymak istersek bu defa, dedekt-r de sistemin iinde dnp hesaplarmza dahil etmekzorundayz. Bu halde de sistem tam bir determinizm iindeevrilecektir. Fakat dedektrl ve dedektrsz iki sisteminsonular farkl olacaktr. (Dedektrl sistemdeki dedektrndedekte edip etmediini dedekte etmek iin de bir dedektrm gerekecek?)

    Mantk ve Akln Temel Kavramlar

    Kuantum mekanii ile ilk tanmada mantk veakl zorlanr deriz. Bu kelimeleri ne derece yerli yerindekullandm bilmiyorum. Fakat bir eylerin zorland belli-dir ve aslnda zorlandmz, evremizden bir mr boyuedindiimiz baz temel kavramlardr.

    Dalga deyince ne dnyorsunuz? Aklnzda neyicanlandryorsunuz? oumuz sudaki dalgalar dnr. Ses

    dalgasn pek grmeyiz ama bunu da denizdeki dalgaya ben-zetiriz. Aslnda pek benzemez. Fakat bizim aklmza gredalga olabilmesi iin dalgalanacak bir ortam gerekir. Su veyahava gibi. Bu yzdendir ki uzun sre fizikiler, iinde ndalgaland bir esr (ether) dnd. Ik dalgalarnnyaylabilmesi ve dalga niteliini lyknca yerine getirebil-mesi iin evrenin tmn esr ile doldurdular. imdi bu kav-ram sadece bilgisayarlarmz birbirine kabloyla baladmzethernette kald. Esr yok. Ona ihtiya da yok. nk kdalgalar ve ayn ekilde madde dalgalar, deniz dalgas gibideil. Hatta onlar dalga da deil. Sadece bazan, bizim ev-remizden edindiimiz dalga kavramna benzer davranlar

    gsteriyorlar.Madde deyince neyi dnrz? Kalem gibi, tebeir

    gibi elimize alabileceimiz, hi olmazsa dokunabileceimizbir eyleri. Uzun yllar madde iin uzayda yer kaplayandiye balayan tarifler rettik. Halbuki elektron, protondanbalayarak elementer taneciklere kadar maddenin hi bir yaptann hacm diye bir zellii yoktur. Madde uzayda yerkaplamaz. Bize, bizim evremizde hacm kavramn veren,tanecikler aras itmedir. Atom fiziinin ilk gnlerinde elektro-nun ve dier atom alt paracklarn bir zellii kefedildi vebuna spin dendi. Liselerde, hatt niversitelerde bu zellik,elektronun kendi evresinde dnmesiyle ortaya kar diye

    anlatld. Halbuki spin, klasik fizikte benzeri, analou ol-mayan bir zelliktir. yle ya, hacmi olmayan bir eyin kendietrafnda dnmesi ne demektir? O ilk keifler srasnda bi-zim dnyamzn kavramlarmzn yetersizsizliine henz tamallmamken mikrokozmosun zelliklerine byle tebihli,teknik terimiyle analog etiketler yaptrlyordu. Bugn bukonularda epey rahatladk. Hi bir ekilde evremizdekilerlekyas edilemeyecek zellikler kefettik. Artk elemanter par-tikl fiziinde yeni kefedilen kuantum numaralarna tam birserbesti iinde, eni (flavor), charm (by) gibi isimlerveriliyor.

    Bizim evremizin baz kavramlar dier alemlerde

    bulunmad gibi, o alemlerdeki baz kavramlar da bizde yok.Snrl Kanunlar

    Son olarak iki soruya cevap vermek istiyorum: Kuan-tum fizii ve izafiyet teorileri, Newton ve Maxwell fiziininkanunlarn yrrlkten kaldrd m? Onlar yanl bu yenilermi doru? kinci soru genellikle biraz endieyle, acaba sor-sam ayp m olur mahubiyetiyle akllardan geen sorub-tn bunlar ne demek oluyor? Niin byle?

    Snrl kanunlar kavram bilimde eskiden beri var. Me-sel ideal gaz kanunu dediimizde, bu ismin iine, kanununsnrll mesajn ifreliyoruz. deal gaz kanunu demek-le. Demek bu basit kanun bile, gerek dnyada tam dorudeil. Benim kimyac meslektalarm bu kavram iyi bilirler.deal zeltilerle ilgili kurallar aslnda ok, ok, ok sey-reltik (dorusu sfr konsantrasyonda) zeltiler iin geerli-dir. zelti biraz deriirse, kanundan sapmalar balar ve yenidenklemler gerekir.

    Geen asrn ilk eyreinde kefettiimiz, tpk bunlar gibi,klasik fiziin kanunlarnn da snrl kanunlar olduudur.

    Bunlar mikrokozmos lkesi asndan ok ok ok bykktleler ve enerjiler iin geerlidir. Uralan sistemler okok ok byk deilse, kuantum fiziinin kanunlarn kul-lanmak gerekir. Makrokozmos lkesinden bakldna klsikfizik, ok ok ok kk ktleler ve hzlar iin geerlidir. Kt-leler ve hzlar ok ok ok kk deilse, izafiyet teorilerinindenklemlerini kullanmak gerekir.

    Bizim dnyamz dediimiz boyutlar, diyelim ki, 108il 10-8 metre arasndadr. Gerekten hi birimiz, bu llerindndaki maddeyle birinci elden tanmadk. Doutan beriedindiimiz kavramlar, bu llerin dndaki boyutlardan gel-medi. Bu aralkta, Newton fiziini ekinmeden kullanabilirsi-

    niz. Apartman veya kpr yapyor veya bakteri ve virslerleurayorsanz, Heisenbergi de Einstein da unutabilirsiniz.(DNAda ve dier molekllerin seviyesinde iler karmayabalayabilir!)5

    Halbuki u anda bildiimiz evren, byk uta 1025mye,kk uta 10-15m ve altna uzanyor. Kefettiimiz u: Oulardaki madde, bizim doutan beri bellediimiz kuralla-ra uymuyor. Yaklak 10-8metrenin altnda kuantum fiziininkanunlar ve kavramlar, 108 metrenin stnde de izafiyet teo-rilerinin kanunlar ve kavramlar ne kyor. Belki en arpcve heycanl bulgu, bizim tanecik, dalga, orada, bura-da gibi dncemizin temel kavramlarnn o dnyalarda pek

    ie yaramamas. Bu, eski snrl kanun anlaymzn radikalekilde dna kan bir gerek; ama gerek.

    Boyla ilgili kozmoslarn bir gsterimi, Charles and RayEamesin 1977 yapm Powers of Ten adl ksa dokmanterfilminde ok ho bir tarzda veriliyor. Filmi imdi nternettede bulmak mmkn.6

    5 Bu snrlar uzunluk iin verilmitir. Ktle, hz, enerji v. b. zellikler iinde benzer snrlardan bahsedilebilir.

    6 Film hakknda bilgi: http://www.powersof10.com; filmi Internetteizlemek iin: http://www.youtube.com/watch?v=4i6B7HzijSo

  • 8/7/2019 Biyolojiden Felsefeye Akl Sorunu-Nrofelsefe

    8/71

    126 Gazi Nropsikiyatri Bulumalar

    T IP DERG S MEDICAL JOURNALGAZ 17 (3), 2006

    SONU

    Yeni fizik, determinizmi rtmedi. Bernard Shawunkendi lmyle ilgili dedikodular yalanlay slubundankopya ekerek: Determinizmin mevtine dair haberler birazabartldr diyebiliriz. Determinizm her yerde ve her zaman

    geerli midir? Bilmiyoruz. Fakat u ana kadar aksini gsterenbir haber gelmedi.

    Bilim metodunun sal asndan yeni fiziin anlamnedir? Kanaatimce yeni fizik, akla, sezgiye dayanmann nederece tehlikeli olduunu kuvvetle gstermitir ve bu, bilimmetodunun bir zaferidir. Akl, mantk ve sezgi olmadan bilimyaplamaz muhakkak. Fakat gzlem yerine srf bunlara dayana-rak sonulara varmaya allrsa, bilim metodunun gsterdiiyolun tersine gidilmi olur. Kuantum ve relativite teorileri,akl ve sezgimizi bize evremizin verdiini; bu evrenin ise,evrenle kyaslandnda pek de kapsaml olmadn gsteri-yor. Doutan bildiklerimizle kinat anlayamayacamz

    yeni fizik o kadar gl bir tarzda ortaya koyuyor ki!Gerekten de, bilim metodunun anti-tezi aklszlk,

    mantkszlk, sezgisizlik deildir. yle olsayd bilim kartlarok kolay yenilirdi. Bilim metodunun asl antitezi doay sa-dece akl, sezgi ve mantkla anlayabileceimizi sanmaktr.

    HCRENN YAAM FELSEFES VE EVRM

    Mehmet ZTRK

    Her hangi bir hcrenin, hatta en gelimi canl saylan in-san hcresinin, hatta ve hatta felsefenin kayna olan beyindokusundaki herhangi bir sinir hcresinin (nronun) bilinenanlamda bir yaam felsefesi var mdr? Dier yandan, bu-gnk aklmzla grebildiimiz kadar ile, hcre, en azndanbir ok hcrenin ibirliini gerektiren organizma hcreleri,bazen yle davranlarda bulunur ki, sanki bu akll bir hc-redir, sanki davranlarn bir yaam felsefesi dorultusundagerekletirmektedir. Ya da u ya da bu ekilde bir yaamfelsefesi olan bilim insan, hcreler zerindeki gzlemleriniyorumlarken bu yorumu kendi yaam felsefesinin unsurlarnda katarak yapyordur ve bylece akll insann felsefesi hcredavranna yansmaktadr.

    Hcre iin en sk kullanlan tanm udur: en kk yaam

    birimi. Hcrenin altnda da organizasyonlar vardr ama bun-lar kendi bana bamsz bir yaam srdremediklerindenyaam birimi saylmazlar. rnein virsler, kendi yaamlarnprogramlayan bir genetik koda sahiptirler ama, bu kod eksikolduundan yaamlar eksik kalan kodlar hcrelerden tamam-layabildikleri lde srebilir, bamldrlar. En kk yaambirimi hcre, evrimsel srecinin banda yalnz yaayan, her-hangi bir organizmaya ait olmayan bir hcre idi. Bugn ev-remizdeki bakteri hcreleri, baz durumlarda toplumsal olarakalglanabilecek davranlara sahip olsalar da, genelinde yalnzve bamsz hcrelerdir. Muhtemelen yaayan ilk hcreler debyle hcrelerdi. Bakteri hcresinin bir yaam felsefesi varmdr? Eer varsa, bu felsefe muhtemelen bencillik temeline

    bal bir felsefedir. Bakteri hcresinin iki derdi vardr. Olum-suz koullarda yok olmadan kalbilmek, koullar oluunca da

    remek, remek, remek. Bencil DNA kavramnda dilegetirildii gibi, bakteri hcresi bencil hcre tanmlamasnatam uymaktadr. lkel bakterilerden zamanla ilkel karyot hc-reler, ekirdekli hcreler tredi. Kanmca karyor hcreninekirdekli olmasndan daha nemli bir zellii sz konusu-dur. karyot hcre bir ekilde bir bakteri hcresini yutup, onusrekli iinde saklayan bir hcredir. Dier bir deyile kar-yot hcre aslnda en ilkel ok hcreli canl saylabilir. nkiinde hem kendi DNAsn, hem de kendi DNAsna deil debakteri DNAsna yakn ikinci bir DNA tar. karyot DNAekirdekte iken, bakteri DNAs mitokondri adn verdiimizhcre ii odacklarda bulunur. Herhangi bir karyot hcredegenellikle tek bir ekirdek (tek karyot DNA) varken, bir okbazen saylar binleri bulan mitokondri (bakteri DNAs) bulu-nur. Bu tr hcrelerin ilkel olarak tanmlanan rnekleri mayahcreleridir. arap veya ekmek yaparkenki fermantasyonusalayan hcreler. Maya hcrelerinde ok hcreli yaamn ilkizlerini grmek mmkndr. rnein bu hcreler zaman za-

    man birbiri iin gerekli iki farkl hcre grubu olarak hareketederler. Baz ilkel karyot hcreler ise tek hcreli yaamla okhcreli yaam arasnda gelip gidebilir.

    Biyolojide organizma modeli olarak kullanlan kurtuk (C.elegans), sinek (D. melanogaster), Hardal (A. thaliana), ZebraBal ve Fare ise tamamen ok hcreli bir yaamdan oluanorganizmalardr (pek tabi olarak, bu model organizmalara etikkurallar zorlamayan koullarda model olarak kullanlabileninsan da eklememiz gerekecektir). Organizmalar oluturanhcreler incelendiinde, bu hcrelerin doumundan lmleri-ne kadar bir ok davran iin genetik olarak programlanmolduklar fark edilir. Hayal gcmz biraz zorlayarak, hc-

    relerin bu davranlarn bilinli olarak yaptklarn sa-vunabiliriz, nk bu davranlar geliigzel olarak deil,bu hcrelerin DNAlarna kazlm bir program gereindegeekletmektedir. Ayn gerekeyi kullanarak insan dahil birok organizmann akll hcrelerden olutuunu savunmakiin de kullanmak mmkndr. Hcreler bu ortak akl he-men hemen her zaman kendi karlar iin deil de yapsndayer aldklar organizmann karlar iin kullanmaktadr.

    ster kurtuk kadar basit ister insan kadar karmak olsun,ok hcreli organizmalarn biyolojik yaam Hollywood film-lerini aratmayacak kadar farkl ve artc aksiyonlarla do-ludur. Dier bir deyile, organizmay oluturan hcreler, her-hangi bir insan toplumunun bireyleri gibi, kendi i dnyalarile organizmadaki dier hcreler ve evre ile bir denge kurmakdurumundadrlar. stelik bu denge zaman boyutunu da iineald iin her saniye, her dakika yeni ayarlamalarla srekliklnmak zorundadr. Bu dengede ortaya kan ani veya kroniksapmalar sadece hcreyi deil organizmay da bir lm-kalmmcadelesinin iine sokabilir.

    renildike ve ortaya karldka insan beynini okartan bu hcresel davranlardan baz rnekler verirsek, hc-renin bir yaam felsefesi olmasa bile, bir varolu programolduunu daha kolay anlayabiliriz.

    Bilindii gibi insan anne rahminde (bazen basit bir petri

    kutusunun iinde) yumurtann spermle dllenmesinin rn-dr. Dllenme, yani iki farkl hcrenin kaynamas bal bana

  • 8/7/2019 Biyolojiden Felsefeye Akl Sorunu-Nrofelsefe

    9/71

    Gazi Nropsikiyatri Bulumalar 127

    TIP DERG S MEDICAL JOURNALGAZ 17 (3), 2006

    bir olgudur. Ancak, dllenmeden itibaren bu ilk hcrenin b-lnmesi, bunu dierlerinin izlemesi, belirli bir sayya ulancahcrelerin farkl gruplara ayrlarak nce embiyonun ana atsnoluturacak boyutlu yapy oluturmalar, sonra bu yapnnbir suyun ak gibi dzenli bir biimde ince ayrntlarnn or-taya kmas, ve btn bunlarn her yeni embriyonda hep aynzaman ve biimde gereklemesi....Btn bunlar organizmalaroluturan hcreler arasndaki mthi uyumun bir iareti deilmi? Evet, yle. Ancak, embiyonun geliip bir fetuse dnmesi,doum, doumdan sonra sren gelime, muhtemelen remeamal olan yetikin hayatn insan iin olduka uzun bir d-nem bozulmadan srmesi, olgunluk, yallk ve aa beyukar bir yz yl kadar sren insan mrnn bitii, yani lmde ayn uyumlu hareketin bir rn deiller mi? nsan olaraktanmladmz organizmann yukarda ksaca zetlediimizbiyolojik serveni, bu organizmay oluturan ve toplam saystrilyonlarn aan hcrenin srekli etkileimlerinin bir sonucuolarak gereklemektedir. Byle bir organizmay yz yl kadar

    ayakta tutabilmek iin, o organizmay meydana getiren yzkadar trden oluan hcrenin srekli iletiimi gerekmektedir.Bu iletiim iinde farkl grev ve sorumluluklarn belli birhiyerari iin paylald fark edilir. Balangta kimin nasi-bine ne decei belli olmayan bu paylam sonucunda, ayrcaevrenin srekli basks altnda farkl hcrelerimizin farklfarkl kaderleri yaadklarn gzlemleriz. Bilimsel adyla dahcre kaderi olarak adlandrlan bu olgu insan yaamnngizemli yzn aydnlatan en belirgin biyolojik zelliklerdenbirisidir. inde yaadklar organizmann genel geliimindenfarkl olarak, her hcre bir bakma kendi hayatn yaar. Buhayat barsaklarn i duvarn oluturan bir insan hcresi iin

    yaklak bir hafta iken, kan hcresi iin bir mevsim, karacierhcresi iin bir yl, sinir hcresi iin bir asr olabilir. Ancak birsinir hcresinin bir asrlk bir mr ansn yakalamak o kadarkolay bir ey deildir. Embriyonik geliim srasnda, beyinhcrelerinin ancak yars ayakta kalabilmekte, yanl zamandayanl yerde bulunan milyarlarca hcre hcre intihar olarakadlandrlan bir hara-kiri hareketi ile kendilerini yok etmek-tedirler.

    Yerne gre intihar ya da katledilmeolarak adlandrlanbu olgular ksaca apoptoz olarak anlan hcre lmprogramnn sonucudur. Baklk sistemimizin kullanmayok benimsedii katletme iinde uzman hcreler hedef

    hcreleri dorudan ldrebilmektedir. rnein doutan ka-til (Natural Killer) olan bir hcre tr, ayn organizmaya aitolma iareti bulunmayan (MHC molekllerini gstermeyen)her hcreyi ldrme yetki ve kapasitesine sahipken, hcreze-hirli (sitotoksik) T hcreleri, yanl iaret veren (rnein virsiareti veren) hcreleri katletmektedir. Bu katletme hareketin-de genetik programn asl iledii hcre lme mahkum olanhcre olduu iin, bu kendini yok etme programnn nasl olupda insan gibi ok hcreli organizmalarda ortaya kabildiimerak konusudur. Vcudumuzun bu cesur fadaileri nasloluyor da kend hayatlarn feda edebiliyorlar? Buna biliminbulabildii en mantkl yant, hcrenin kendi yaamn iin-de bulunduu organizmann yaam iin feda etmesidir. Tpk

    toplumsal yaamda baz bireylerin (rnein askerlerin) toplu-mu kurtarmak iin kendi hayatlarn feda etmeleri gibi.

    Apoptoz kadar ilgin olan dier bir hcresel olgu ise, bi-yolojik saatlerle ilgili olandr. ok hcreli organizmalarda birok biyolojik saat bulunmutur. Bunlar iinde en geni bilgiyesahip olduumuz gnlk saat , ya da sirkadyan saat yaklak24 saat zerinden alan bir saat olup, her gn tekrarladmzbir takm rutin etkinliklerin (uyku, alma vb.) dzenli olaraksrebilmesini salamaktadr. Sresini Dnyann Gne ev-resinde dnme sresine gre ayarlayan bu sistemle evredekihcrelere merkezden sinyaller gnderilerek bu hcrelerin ge-netik programlar gnlk ihtiyalara gre ayarlanabilmektedir.Bir baka biyolojik saat sayesinde gmen kular yln belirlizamanlarnda huzeyden gneye ya da ters ynde g edebil-mektedir. Bilinen en uzun biyolojik saat ise, insan mrnayarlayan saat, dier adylamitotik saatdir. Mitotik saathipotezine gre her hcremiz ancak snrl sayda blnmek(snrl sayda mitoz yapmak) iin programlanmtr. Kromo-zom ularndaki telomerlerin uzunluuna gre ayarlanan busaat, daha ok bir saya gibi almakta, herhangi bir insan

    somatik hcresi blnmesi ile orantl olarak telomerlerinikaybetmekte, telomer ksalmas belirli bir noktaya varnca,mitotik saat durmakta, yani hcre artk oalamamaktadr.Muhtemelen insan hcrelerinin mitotik saati, normal bir in-san yaam sresinin tesine programldr. Ancak, dokulardavirs ya da baka bir kronik nedenle ar oalma olduunda(rnein hepatit hastalnda), bu saatin insan mrnden oknce (rnein karacier dokusu siroz aamasna gelince)durabilecei de gsterilmitir. Hatta, hcreler ok zararl birajana maruz kaldklarnda (rnein rasyasyon), eer apoptozyolu ile kendilerini yok etme programn tetiklememilerse,genellikle yedekt bekleyen senesans program devreye gir-

    mekte, hcreler mitotik saatin ka olduuna bakmakszn,yaklak bir hafa gibi ksa bir sre iinde yalanarak, oalmayeteneini tamamen kaybedebilmektedir.

    Hcre biyolojisi buna benzer bir ok kavram, rnein kendikendini yeme (otofaji), hastalkl bir hcreyi yutma (engulfe-ment), rekabet (competition), karlkl basklama (reciprocalinhibition) gibi kavramlar yer almaktadr. Hcre davranntanmlayan btn bu kavramla birlikte incelendiinde, bir okorganizmadaki hcrelerin kapsama alan snrl olmak kaydile, bir yaam felsefesini izler gibi organize olduklar, tek hc-reli canllardan ok hcreli canllara gei srecinde hcreninyeni davran zellikleri kazandklar yadsnamaz. Btn bu

    biyolojik zelliklerin insan akln ve felsefesini derinden etki-lemesi kukusuzdur. Ancak, sadece insana ait olmayan, yaniakl ve felsefeden yoksun olan canllar da kapsayan bu hc-resel zelliklerinin dorudan felsefeyle ilikilendirilmesininsakncal olaca kanaatindeyim. Zaten, akln ve felsefeninvcut bulduu alarn sinir hcrelerinden olutuu dikka-te alnrsa, barsak hcrelerimizle (yourt reklamlar hari)konuup, kas hcrelerimizle dnemeyeceimiz de aktr...En azndan imdilik, basit bir deri hcresinin laboratuvar-larda her trl hcrenin anas olan embriyonik kk hc-resine dntrlebildii bir devirde, gelecek konusundakesin yarglara varmak ok risklidir. Bu tr hcrelerin ile-rideki yllarda, mevcut sinir hcre alarna eklenerek, akln

    olumasna, felsefenin gelimesine katk salamayacaklarnkim garanti edebilir?

  • 8/7/2019 Biyolojiden Felsefeye Akl Sorunu-Nrofelsefe

    10/71

    128 Gazi Nropsikiyatri Bulumalar

    T IP DERG S MEDICAL JOURNALGAZ 17 (3), 2006

    NSAN DII CANLILARDA AKIL VE ZEKA

    A. Murat AYTEKN

    Canl trleri arasnda temelde akl ve buna bal yaam tarzinsan tr ile snrl grlmektedir. nsan trnn devamlliin zeka ve akl zorunluyken bizim dmzdaki yaklak bir

    buuk milyon tanmlanm canl trnn yaamn srdrmekiin bulduu baka yntemler vardr (1). Ancak insann bakacanllara insans zellik ykleme eilimi antropomorfizmgemi dnemlerden gnmze kadar gerek bilim gerekse bi-lim d almalarda her zaman ilgi ekmitir (2). Baka canltrleri derken genelde hayvan trleri akl ya da zeka sahibiolmakla itham edilir. Bu hayvanlar arasnda kedi, at ve kpekgibi evcil olanlara ncelik tannrken bazen de evrimsel adanyakn trlerde (empanze, goril, babun ve makak gibi) akl ben-zeri zellikler aranr. Hatta 1900lerin banda Akll Hans adverilen bir atn toplama karma ilemi yapabildii sanlmtyine Xarif isimli bir baka ata da okuma yazma retilmeye

    allmt. Akll Hansn yeteneklerinin gerek yz bir de-neysel psikolog olan Oskar Pfungstun aratrmalar sonundaanlalabildi. Pfungst, atn deil yantlar bilmek, sorular an-lamaktan bile uzak olduunu ortaya koydu. Sorular yabancbir dilde fsldanarak hatta yalnzca akldan geirilerek bilesorulabilirdi. Hansn seyircilerden gelen baz iitsel uyarlaralglayabildii anlalmtr (3).

    Gnmzde empanze ve yunuslara sar-dilsiz alfabe-si retme zerine allmaktadr. Benzer ekilde imitasyonyetenei dolays ile saksaan, papaan ve baz baka ku tr-leri zerinde de deneyler bulunmaktadr (3). Akl ve zekanndorudan beyin ile ilgili olduunun genel kabul buna tek se-

    beptir elbette, bu nedenle de sklkla omurgal hatta memelihayvanlarda akl aray younlamaktadr. Genellikle etil tr-ler memeliler arasnda en zekileri olarak grlrler. Bu genelkabullenim bunlarn baarl avclar olma zorunluluklarndankaynaklanmaktadr. Oysa temelde yalnzca insanlarn zekiolduunu dier hayvan trlerinin ise yalnzca rendiisylenebilir. Akl ne iin gereklidir? Basite zekann ve aklnbir hayvanda u yetenekleri iermesi zorunludur.

    1. evreden ya da dier bireylerle etkileerek bilgi almak,

    2. Bu bilgiye uygun davran gelitirmek,

    3. Sorunlarla yzlemek (2).

    Omurgasz hayvan trleri arasnda ise yaygn ola-rak sosyal yaam becerileri nedeni ile karnca ve bal arstopluluklarnda zekann bulunduu ynnde bir kabullenimbulunmaktadr. Bilim adamlarnn ou insan d canllardaakl ve zekann bulunmadn ve genel hayvan davranlarnnevrimi srasnda doal seilimin baz zellikleri avantajlhale getirdiini dnmektedir (1, 4). Ve temelde de aslndainsan insan yapan zelliklerden biri de onun snflandrabilendolays ile nesnelletirebilen bir tr olmasdr.

    Doada akl ve zekay artranlar da dahil olmak ze-re her davrann basit ve karmak nedenleri vardr. Hayvandavran almalarnda basit sorular genellikle mekanik,

    evresel uyarlarla ilgili ve davran tetikleyen zellikte, aynzamanda da bu davrann altnda yatan genetik ve fizyolo-

    jik mekanizmalar ierir niteliktedir. Karmak sorular ise birdavrann evrimsel nemini anlamaya yneliktir (1). rneinbir davrann ortaya kmasnda hormonlar birincil etkiliolabilir. Hormonlar belli davranlarn ortaya kmasnda roloynayan zel yaplar etkileyerek (baz kurbaa trlerininerkeklerinde iftleme dnemlerinde ortaya kan ve diiyetutunmay salayan dn yastkklar), periferde yerleikduyu reseptrlerini, dolaysyla beyne bilgi akn etkileye-rek (kularda kust salgs) ya da dorudan doruya beynietkileyerek (eeysel davranlarn ortaya kmas) etkili olur-lar. tc kularda testosteronun beynin belirli blgelerindebymeye neden olduu ve bylece erkek kularda t s-resinin deitii bilinmektedir. Davranlarn temel genetiknedenleri de bulunabilir (5). Popler basnda genel olarakvurgulanan mitlere gre davran ya genlere (doutan gelen)ya da evresel etkenlere (byme srasnda) bamldr. Oysabiyolojide doutan gelen-byme srasnda olan hali ya o yada bu durumu eklinde dnlmez. Biyologlara gre genler

    ve evresel etkiler davransal olanlar da ierecek ekilde fe-notiplerin geliimini birlikte etkilerler (1).

    Hayvanlarda ok eitli renme biimleri vardr: Almasonucu renme, koullu tepkiyle renme (artl refleks),koullu eylemle renme, koullu ynelimle renme, koullusaknma ile renme, koullu engelleme ile renme, motorikrenme, yknerek renme, gizli ve algsal renme gibi.zellikle koullu saknma ile renmede hayvanlarda mimik-ri, l ya da yaral taklidi ve alarm lklar gelimitir. Bazhayvan trlerinde soyutlama ve genelleme yeteneine benzerzellikler gzlenebilmektedir. Baz alabalklarn X ve +gibi iaretlere tepki verdii bilinmektedir (5). Bal arlar insan

    yzlerini tanmakta ve hatrlamaktadrlar (6, 7), ayrca yn-lerini bulurlar (8) Koyunlarn da yaklak 50 baka koyununyzn iki yl sreyle unutmadklarn biliyoruz (9), filler deyaklak 600 bireyi hatrlarlar (2). renmenin belirli kimya-sal altyaps olduunu dnen aratrclar bulunmaktadr.gdsel olarak karanlk yerlerde gizlenme eilimindeolan sanlara artl refleks ile karanlktan uzak durmalarretilmitir. Bylece kendilerinde deneysel karanlk korku-su (skotofobi) gelitirilmi 4000 sandan elde edilen zt-ler karanlktan korkutma altrmas uygulanmam sanlararnga edildiinde bunlarn karanlk yerlerden kanmaykontrol grubuna gre daha abuk rendii grlmtr. Bu

    elde edilen zt (skotofobin) baz aratrclara gre korkuyaratan bir bellek molekl olmaktan ok renme srecindeetkinlii olan sinir hcrelerin urad metabolizma deiikliiile oluan bir rn olduu sanlmaktadr (5). renme genel-likle tecrbe ile tm canllarda dorudan ilgilidir. rneinkk bir ocuun zerine gelen kamyonun ocuk zerindeyaratt tepki, kamyonun etkisini bilen bir yetikinin tepkisiayn olmayacaktr.

    renmede en ilgin rneklerden birisi de 1952 ylndaJaponyann Koshima adasnda yaayan makak (Macaca fus-cata) populasyonu zerinde yaplan davran almalar ilearatrlmtr. Bu alma 30 yldan fazla srmtr. 1953

    ylnda Imo (Jp. tatl patates) isimli bir buuk yanda birdii makak aratrmaclar tarafndan kumsala braklan tatl

  • 8/7/2019 Biyolojiden Felsefeye Akl Sorunu-Nrofelsefe

    11/71

    Gazi Nropsikiyatri Bulumalar 129

    TIP DERG S MEDICAL JOURNALGAZ 17 (3), 2006

    patatesleri nehirde ykayarak kumlardan arndrma davrangstermitir. Bir sre sonra Imonun kardeleri ve annesindenbalayarak bu davran, grup lideri erkek dnda, alt yl iindebtn populasyona yaylmtr. Makaklar daha nce kumlarelleri ile fralayarak temizlemekteydiler. Bir sre sonra tatlpatateslerin tadnn tuzlu suya batrldnda daha iyi olduunukefeden grup her srkta bir kez olmak zere patatesleri denizsuyuna batrma davran gstermeye balamtr. Imo kumlakark budaylar suya atp yzeyde kalan buday toplaypyeme davrann da balatan makak olmutur. Ayn populas-yon bir sre sonra insanlardan yiyecek dilenme davrann darenmitir. Daha kuzeyde yaayan baka bir populasyondanMukubili isimli gen bir dii 1963te scak su havuzlarnaatlan fasulyeleri toplarken havuzda banyo yapma davrannabalam, zellikle souk k gnlerinde bu davran dier bi-reylerce de benimsenmitir (10).

    Hayvanlarda gzlenen baka davran zellikleri ilk bakta

    onlarn bilinli bir biimde alet kullandklarn dndrebilir.rnein, bir kafes ierisinde bo sandklar ile braklanempanzenin beceriksizce de olsa sandklar st ste koyarakya da boru biimindeki ubuklar u uca geirerek yiyecekle-re ulat gzlenmitir. Ancak empanzelerin arac yalnzcazerine klacak bir nesne gibi tek bir ama iin kulland vebunu insan gibi nesnelletirdii ya da nedenselletirdii sy-lenemez. Bu anlamyla zeka ya da alet kullanmaktan ziyadeinsan alet yapan bir hayvan biiminde anlamak ve ayrmakdaha doru olacaktr (2). Bilin iin de ayn ey geerlidir,orangutan, empanze ve goriller kendilerini aynada tanrkenbaz baka maymun trleri ve filler aynalar kelere bakmak

    iin kullanrlar ancak kendilerini tanyamazlar.Beyin zeka ile dorudan ilikilendirilir ve hatta beyin

    bykl zeki olmann gstergesi kabul edilir (2). Oysa uana kadar incelediimiz zeka zelliklerinden daha fazlas bit-kilerde de grlr. Baz bitkiler son derece aklcl davranarakbcekleri avlarlar. Orkideler arlarn rahat ilerleyip ieklerin-deki nektara ulama rotalar hazrlarlar. Yani bir amaca uygunhareket ederler. Baz bitkiler kendilerini dii arya benzetir-ler. Bitkiler yalnzca yiyecei dl olarak sunmazlar. Bombusarlar vcut scaklklarn korumak iin daha lk iekleriziyaret etmektedirler (11). Virus, mantar ve birhcrelilerdede benzer davranlar gzlenir. O halde bitkiler de aklldr ve

    akl iin beyine ihtiya yoktur demek kolaylar, eer diyebi-lirseniz...

    KAYNAKLAR

    1. Cambell NA, Biology. The Benjamin/Cummings Publ. 1993.

    2. Slater PJB, Halliday TR. Behaviour and evolution. Cambridge Uni-versity Press. 1994.

    3. Gould JL, Gould CG. Hayvan zihni. TUBTAK popler bilimkitaplar 142. 2005.

    4. McFarland D. Animal Behaviour. Psychobiology, ethology and evo-lution. Longman. 1985.

    5. ahin R, Biricik M. Etoloji. Dicle niversitesi Basmevi Diyarbakr.1997.

    6. Dyer AG, Neumeyer C, Chittka L. Honeybee (Apis mellifera) visioncan discriminate between and recognise images of human faces. TheJournal of Experimental Biology 2005; 208: 4709-4714.

    7. Anderson AM. A model for landmark learning in the honey-bee.Journal of Comparative Pysiology A 1977; 114: 335-355.

    8. Giurfa M, Schubert M, Reisenman C, Bertram G, Lachnit H. The

    effect of cumulative experience on the use of elemental and configu-ral visual discrimination strategies in honeybees. Behavioural BrainResearch 2003; 145: 161-169.

    9. Kendrick KM, Costa AP, Leigh AE, Hinton MR, Peirce JW. Sheepdont forget a face. Nature 2001; 414: 165-166.

    10. Fedigan L. Life Span and reproduction in Japanese macaque fema-les. In LM Fedigan and PJ Asquith (Eds) The monkeys of Arashiya-ma: Thirty-five years of research in Japan and the west. Albany NY.State University of New York Press. 1991. p. 140-154.

    11. Dyer AG, Whitney HM, Arnold SEJ, Glover BJ, Chittka L. Bees as-sociate warmth with floral colour. Nature 2006; 442: 525.

    NRONDAKAKILHayrunnisa BOLAY

    nsanln yazl tarihinin byk bir blm boyunca aklnmerkezinin kalpte olduu kabul edilmitir; beynin bu ko-nudaki temel rolnn aydnlatlmas ancak birka yzyllkgemie sahiptir. Bugn akln, beyindeki neokortikal yaplartarafndan gerekletirilen ve farkl ilevlerin bir araya gel-mesiyle oluan zihinsel bir sre olduu yadsnamaz bir ger-ektir. yle ki, artk neokorteksteki gri madde kalnl ile IQarasnda balant kurulabilmektedir. Zihinsel srelerin ortayakmasnda temel rol oynayan nronlar ve nron gruplarnnoluturduu alarn yannda, bu ilevin yerine getirilmesin-

    de yaamsal etkinlii olan dier beyin hcrelerinin katksgzard edilmemelidir. Gnmzde nrobilim akln almailkelerini ve en kk ilevsel bileenini aratrrken deneyselve yapay zeka modellemeleri kullanmaktadr. Ancak, bu nok-tada beynin donanm (hardware) ve akln yazlm (software)olduu eklinde bilgisayar dnyasndan aktarlan betimleme-ler yanltc olabilmektedir. levsel beyinde hardware ve sof-tware kavramlarnn ikisi de nronda birlemektedir.

    Peki nron, akl dediimiz zihinsel srelerin ortayakmasnda rol alan en kk temel birim midir? Bu so-runun aratrlmasnda deney hayvanlarndan elde edilenalmalar yol gsterici olmutur. Akln renme, dikkat, bel-

    lek, duygulanm, tanma gibi bileenlerinden herbirinin dierpek ok canlda gsterildiini biliyoruz. rnein, renmeninayrntl nrobiyolojik temelleri balca vertebraszlarda (de-niz kabuklular) ve alt memelilerlerde (kemirgenler) yrt-len almalardan elde edilmitir. Ancak akl zerine yaplanalmalarda insanda aratrma yapmann gl ve deneyhayvanlarnn kullanlmas, bu alt tr canllardan ortayakan sonularn akl kavram gibi karmak zihin ilevleriniaklamak iin uyguland zaman yeterli olmayabilecei,daha tesi bizi yanltabilecei konusunu gndeme getirmek-tedir. Dier canllarda akldan sz edilebilir mi? Evrimsel ola-rak akl hangi aamada ortaya kmtr? Yoksa akl sadece

    insana m zgdr? Dier canllarda da ortak olan renme,dikkat, bellek, duygulanm, tanma gibi ilevleri, sadece in-

  • 8/7/2019 Biyolojiden Felsefeye Akl Sorunu-Nrofelsefe

    12/71

    130 Gazi Nropsikiyatri Bulumalar

    T IP DERG S MEDICAL JOURNALGAZ 17 (3), 2006

    san akl muhakeme, gelecei ngrme, kendini gelitirme,plan yapma gibi daha karmak ve yaratc zihinsel sre-lere dntrlebildii iin bu noktada insanda yaplacakalmalar daha n plana kmaktadr.

    Nronun akl var mdr? sorusuna son zamanlarda in-

    san beyninde gerekletirilen ilgin almalar nda ksmiolarak yant verebilmekteyiz. nsan beyninin ve nronlarnnaratrlmas olduka zor bir alan olup, ancak baz zelkoullarda bu olanak salanabilmektedir. ok yeni olarak,sara hastal nedeniyle zel tasarlanan ve ilk kez uygulanantek tek nronlarn elektriksel aktivitelerini lebilen elektrod-lar beyne yerletirildiinde yeni bilgilere ulalmtr. Uzunsreli bellein yer ald temporal lob blgesine yerletirilenelektodlar ile hastalara gsterilen nl kii ve yer resimle-rine verilen cevaplar kaydedildiinde, gsterilen yaklak90 kadar resimden her bir nronun zgn olarak bir kiiyeveya yere ait bilgiyi depolad anlalmtr. Kiiye ait bil-gi ieren nronlarn sadece o kiinin farkl alardan, deiikmakyaj ve kyafetlerdeki resimlerinin hepsine tepki verirken(tandna iaret etmekte) benzerlik gsteren baka bir sinemasanats veya yere ait 80 kadar baka uyarya tepkisiz kaldgsterilmitir. Bu olduka nemli sonular olan bir almadr.Yz tanma gibi grme korteksi, bellek, bu bilginin ilendiiikincil alanlar da ieren karmak bir ilem iin aslnda kiibana bir nronun sorumlu olduu sonucunu karyoruz.Kiiye zg tm bilgiler ayn nronda m sakldr? Yoksakiinin belli zellikleri seilerek mi birarada saklanmaktadr?Henz bu konular akla kavuturulamamtr. Kii hakkndatm ayrntl bilgi, grevi, aile hayat, eserleri gibi dahaayrntl bilgi de buradan karlabilir mi? Tek bir nron kiiyi

    tanyabildiine gre bu nronun akl olarak tanmlanabilir mi?Tanma ilevi akl ile edeer tutulmasa bile akln muhake-me yrtebilmesi iin temel aamalarndan biri olduundanen azndan yanl bir yaklam olmaz. Aslnda muhakeme ya-pabilme, plan yapma, ileriyi ngrme gibi daha yksek zihinilevlerinin gerekletii beynin n loblarndan bahsedilenkaytlar alnabilse bu konuda daha doru yorum yapabilecekbilgilere ulaabilirdik. Yakn gelecekte bu sorulara da yantbulabileceimizi dnyoruz. Tek bir nronla balayp vedierlerini de iine alacak ekilde nronal a yapsnda bil-ginin ilenmesi muhtemelen akldan sorumlu yksek zihinselilevleri ortaya kartmaktadr. Her ne kadar yz tanma ile

    akl dediimiz karmak sreleri bir tutamasak da en azndanakln bir bileeninin uygun yntemlerle aratrldnda teknrona indirgenebildiini grmekteyiz.

    Akl ve onun bileenlerini anlamaya ynelik almalardayapay zeka modelleri de olduka yaygn kullanlmaktadr.Bu global ilev aslnda zamana bal ve son derece hzlalmaktadr, bu nedenle akln temel baz zellikleri halen ya-pay zeka modellerine yanstlamamaktadr. Bu ilevlerin iin-de en nemlilerinden biri milisaniye mertebesinde ok hzlilem yapabilme yeteneidir (burada kastedilmek istenen hzlmatematik ilemi yapabilme yetenei deildir, rnein bir yztanma istendiinde bilgisayar bunu srayla hafzasndaki her

    resmi tarayp karlatrarak deiken srelerde yantlarken builem herhangi bir insan iin milisaniyeler iinde tamamlana-

    bilmektedir). Bir dier nokta ise geribildirim mekanizmas ilekortekse (beyin kabuuna) ulaan bilginin daha derin beyinyaplarna aktarlarak, yaklak 10 kat amplifiye ve organizeedilip tekrar kortekse ulatrlmasdr. Evrimsel olarak en songelien beyin yaplarnn (beyin kabuu ve prefrontal loblargibi) dierlerine komut ettii hiyerarik yaps da bu modelle-melere aktarlmas gereken zelliklerden biridir. Beynin szedilen zellikleri yapay zeka modellerine yanstlabilirse, bumodellerin akl anlamaya ynelik daha etkin kullanm mm-kn olacaktr.

    Beyin ilevlerinden sz edildiinde genellikle sadece n-ronun rol vurgulanmaktadr. Bu ekliyle ilevsel btnlk-te baskn rol alan bir bileen anlalabilmekte ancak ancakresmin geri kalan hakknda bilgi sahibi olunamamaktadr.Beyin ileyi mekanizmalar ile ilgili en nemli noktalar-dan biri aslnda nronun tek bana alamaddr. Nron,vcuttaki dier hcrelere benzemeyerek enerji retimi, glu-koz kullanm gibi hayati ileri dier hcrelerin yardm ilesalayabilmektedir. levin kompartmanlara ayrlmas astro-sit, damar hcreleri ve perisitlerin de nronal aktivitede rolstlenmesi nro-glial-vaskler nite olarak tanmlanan birbirim kavramn gndeme getirmitir. lk olarak Sherringtontarafndan 1890 ylnda nronal aktiviteye vaskler ve meta-bolik deiikliklerin elik ettii ne srlmtr. Bu hipote-zi dorulayan molekler olaylarn anlalmas son iki dekatiinde mmkn olmutur. Bilimsel almalardan elde edi-len bulgular, beynin istirahat durumunda dahi olduka aktifolduunu, kapasitesi satrasyona yakn alt iin ok ener-ji gerektirdiini gstermitir. Dardan gelen bir uyar veyabeyin aktivitesi (konuma, grme, dnme, hatrlama, ha-

    reket etme v.b.) ilave enerji gerektirdiinden, astrositler dev-reye sokularak glukoz oksijensiz (anaaerobik) kullanlmaktave nron bylece fonksiyonuna devam edebilmektedir.N-ronlar bazal koullarda glukozu direkt alarak aerobik yol-lardan kullanmalarna karn aktivite srasnda veya streskoullarnda glukozdan anaerobik olarak elde edilen laktattercih etmektedirler. Sonu olarak akl, zeka gibi kavramlarortaya karan en kk bileenlerden sz ettiimiz zaman be-yin aktivitesi srasnda nron, nronlar aras balant noktalar(sinaps) ve destekleyici hcreler (astrositler) ile damar hc-relerinin senkronize alt gereini gz nnde bulundu-rarak bir tek nron yerine ilevsel niteyi oluturan tm bu

    hcreler bir btn olarak ele alnmaldr (Nron+ DestekleyiciHcreler+Damarlar).

    Akl gibi karmak srelerden bahsederken tek bir be-yin blgesini gz nne almyoruz; beynin farkl blgeleri-nin katlmn gerektiren ve beyinde yer alan tm hcrelerinbirbirleriyle etkilemesi sonucu ortaya kan genel bir ileveiaret ediyoruz. rnein bir soruna zm ararken sorununnedeni belirlenmekte (olay/kii), benzeyebilecek tm gemitecrbeler ve ilintili olduu duygudurumlar hafzadan geriarlmakta, ileyen bellekte bu durumlar karlatrlp oolaya zg bir karar verilmektedir. Birincil ilevi birbirindenfarkl blgeler arasnda kurulmu olan balantlar, bir nronun

    dier nronlarla kurduu sinaptik iletinin etkinlii, ve ilevselnro-glio-vaskler birimler bu srete kritik rol oynamaktadr.

  • 8/7/2019 Biyolojiden Felsefeye Akl Sorunu-Nrofelsefe

    13/71

    Gazi Nropsikiyatri Bulumalar 131

    TIP DERG S MEDICAL JOURNALGAZ 17 (3), 2006

    zellikle akl/zekay belirleyen edinsel balantlarn erkenyalardan itibaren kurulduunu dndmzde ocuklukyalarndan itibaren maruz kalnan d ortamn kritik rol birkez daha karmza kmaktadr.

    Gelecekte akl aratmalar zerine ne tr gelimeler bek-

    leyebiliriz? Akln bileenlerini aratran modellemelerin pri-matlar ve zellikle insana ynlendirdirilmesi ile tre zgnbilgi edinme olana tanyacaktr. Gnmzde insanda zi-hinle ilgili aratrmalar temel olarak kan akm art ve glu-koz kullanmna ynelik ilevsel grntleme metodlarnadayanmaktadr. leride yksek zaman ve uzaysal rezolsyonlutekniklerin gelitilmesi ile direkt nronal elektriksel aktivite-nin, sinaptik etkinliin, genetik kodu etkileyebilen sinyallerinveya sonunculara zgn protein rnlerinin izlenebilmesi zi-hinsel srelerde yer alan mekanizmalar farkl boyutlarylada aa karacaktr. Genom an ap proteom anagirdiimiz bu dnemde dikkatler proteinlerin ilevleri ve pro-tein-protein etkileimlerine evrilmitir. amzda psikiyat-rik sorunlarn nrobilim anahtarlaryla zlmesi gibi, yakngelecekte felsefenin temelini oluturan akl gibi kavramlar dabenzer metodlarla aklanarak somut, elle tutulur bilimsel ve-rilere dntrlebilecektir.

    KAYNAKLAR

    Quiroga RQ, Reddy L, Kreiman G, Koch C, Fried I. Invariant vi-sual representation by single neurons in the human brain. Nature.23;435(7045):1102-7, 2005.

    Colom R, Jung RE, Haier RJ. Distributed brain sites for the g-factor ofintelligence. Neuroimage. 31(3):1359-65, 2006.

    Magistretti PJ, Pellerin L. Astrocytes couple synaptic activity to glucoseutilisation in the brain. News Physiol Sci, 14: 177-182, 1999.

    Hawkins J, Blakeslee S. On Intelligence, Times books New York 2004.

    Llinas RR. I of the Vortex: From Neurons to Self , MIT press, 2002.

    DI DNYA VE ZHN LKS

    Cemal GZEL

    Bu kavram ifti ddnya ile zihin- felsefe tarihinin eneski kavram iftlerinden biridir. nk bu ikisi bilgiden s-zetmeye balamann ilk admdr. Ddnya bilinendir; duyudeneyine verilmi olgularn tm, deneye konu olan nesnelerbtndr. Zihinse bilendir. Ne olduunun yant kolaylklaverilebilecek bir ey olmayan zihinse, etkinlikleri araclyladile getirilebilir. Zihin bir nesneyi alglayan, anmsayan, ta-savvur eden, inanan, anlayan, dnen eydir.

    Zihinden bilenden- tr bu kavram ifti beden- zihin(ruh) diye de dile getirilir. Beden yer kaplayan fizik bir nes-ne, yani duyulara verilir bir nesne, zihinse ruhsal, dnen birnesne.

    Dolaysyla eski bildik soru sorulur: nsan karmak bir fi-zik nesne midir yoksa zihin mi? Zihin ile beden arasnda naslbir iliki vardr?

    Bu ikinci soru hem insan nedir?i soran bir sorudur hem

    de btn iermeleriyle birlikte nasl biliriz?i soran bir soru.

    kinci sorudan balanrsa Ddnya ile zihin arasndakiilikiden bilgi ortaya kar. Bu kavram iftinden hangisine n-celik verildiine gre de ya deneyci olunur ya da usu. Buikisi olduka kkl ayrmdr. nceliin bu kavram iftinden

    hangisine verilecei asl olarak da doru bilgiyi hangisi verirsorusuyla ilgilidir.

    rnekse Antikada Aristotelese gre ayn eye ilikinanlar olarak tanmlanan deney bilginin kaynadr. Deneyruhtaki genel olan, oklukla ayn olandr. Deney insannhafzasnn olumasn salar. nsan bilim ile zanaata deneyaraclyla ular. Deney olula ilgiliyse zanaatn bilgisine,varlkla ilgiliyse bilimin bilgisine varlr.

    Ortaada da benzer grler vardr. rnein Abelerdusagre ddnya bilgisi iin duyular malzeme salar. Duyularnsalad malzeme zihin tarafndan ilenir. nk duyularnzihne verdii malzeme hamdr, ilenmemitir; imgelerdir.

    Usularn ddnyayla ilgili savlar da budur. Onlara grede ddnyayla ilgili bilginin kayna deneydir. Ama bu bilgiyanl olabilir. Onlara gre doru bilginin kayna akldr. De-neyci filozoflardan, rnein Locke deney bilgisinin uzaklambilgiyi salam bilgi olarak grrler.

    Birinci soruyla ilgili felsefe tarihinde dile getirilmi pekok gr vardr. Burada da genel olarak ya maddeci olunurya da idealist. Ruhsal ile nesnel gerekliin hem zn hemde temelini maddede grenler maddeci; nesnenin ya da dgerekliin znenin tasarmnn algsnn, genel olarak bilin-cin rn olduunu ileri sren idealistler. Gerekliin znn

    ruh ya da zihin olduunu syleyenler (Berkeley, Hegel gibi);zihni maddeye indirgeyen maddeciler; varolan ne zihne ne demaddeye indirgeyen grler (Spinoza, Russel, James gibi);ikici grler (Aristoteles, Descartes, Occasionalistler gibi).

    Konumann ikinci bir yan da zihnin rnlerininddnyayla yeniden kurulan ilikisi zerinedir. Ddnya ilezihnin ilikisi sonucu ortaya konan, zihnin rn olan birtakmeyler vardr: en temelde bilgi, sonra bunun doruluu sav;bilgi dnda inanlar, kuramlar, retiler, ideolojiler, dogma-lar.

    nsan bunlar araclyla dnyay deitirme yenidenkurmay, yer yer gereklii oluturma savnda olurlar. Buna

    gre eylerler. Bunlarn kabul edilebilir biimlerinin bilim-ler doa ile toplum bilimleri- araclyla yaplabileceidnlr. Deitirme ile dntrmeler kimileyin de bilimselolmayan baka trl zihin rnleri rnekse ideolojiler inan-lar, dogmalar- tarafndan gerekletirilmeye allr.

    BEDEN DII DENEYM VE OTOSKOPK

    FENOMENLER

    Paul FIRTH

    nsan bilincinin modern bilimsel yaplanmas, beyni

    insann farkndalnn yerleim yeri olarak grr, yle ki in-san zihni nrolojik ilevlerin snrlar ierisinde yer alr. Bu-

  • 8/7/2019 Biyolojiden Felsefeye Akl Sorunu-Nrofelsefe

    14/71

    132 Gazi Nropsikiyatri Bulumalar

    T IP DERG S MEDICAL JOURNALGAZ 17 (3), 2006

    nunla birlikte bu kavram beden d deneyim (out of bodyexperience-OBE)e dair yzyllardr pek ok kltrde, pekok farkl durumda ilk azdan yaplan binlerce aklamannvarlyla kar karyadr. Bir beden d deneyimde kii bi-linci yerinde gibidir ancak bilincinin merkezi ya da stnlknoktasnn fiziksel bedeninin dnda bir yerde olduunu his-seder. Kendiliin bedenden bu ayrl, beden ve zihninuzaysal btnl kavramyla elikili grnmektedir.

    Bir OBE temel zellie sahip bir duyum olaraktanmlanabilir: Birinin kendiliinin bedeninin dndakonumlanmas, dnyay deimi bir bak asyla grme(ekstra bedeni/fiziksel egosentrik bak as) ve birinin ken-di bedenini bu bak asndan grmesi (otoskopi). Bununlailikili dier deneyimler kendini kontrol etme yetisinde kayp,kendisi dnda baka varlklarn varln duyumsama ve be-den imajnda deiiklikler olabilir. Sklkla karlalan ilikilidurumlar sesleri, grltleri, klar, tnel grntsn ya dagl duygular ierir.

    OBEnin olas tetikleyicileri olarak pek ok nedenbildirilmitir. rnekler mistik ya da dini yaantlar; kafayapc ya da tbbi/anestezik maddeleri; hipoksi, hipokapni/hiperkapni durumlarn ve/veya lme yakn yaantlarn yada yksek irtifa daclnn yaratt youn psikolojik stresi;dk/sfr yer ekimi koullarn; migren, epilepsi, tmr yada beyin hasar gibi nrolojik hastalklar; uyku bozukluklarya da ar yorgunluk halini ve uyaran yoksunluunu iermek-tedir.

    Bu sylentilerle ilgili tarihsel kilit bir sorun, bunlarndsal geerliliinin kabulne ilikindir. Bu durum ksmen,

    tanmlanan yaantlarn bazlarnn etyolojisine balanabilir psikiyatrik ataklar, halusinojen maddeler, ya da ar hipoksi.Bu rneklerde OBE beden zihin ikiliinin (duality) bir deliliolarak deil fakat basite bozulmu ya da hasarlanm bir bey-nin rn olarak grlebilir. Kabuln nndeki bir dier engelbazlar tarafndan bu fenomeni tanmlamak ve aklamaktakullanlan paradigmada yatar yani, kendiliin bedenden ger-ek bir ayrl, lmden sonra geri dnenlere ilikin kantlar,ya da ruhsal varlklara dair kantlar. Bu aklamalar, bazlartarafndan geerli olarak kabul edilmedii gibi deneyiminkendisinin varlna dair phe yaratr.

    OBEnin aklamasna dair uzlamazlk sz konusu ola-

    bilirken, pek ok deiik durumda ortaya kan yaantlarnbenzerlii, deneyimin baz ynlerinin geerliliine iareteder. Bazlar tarafndan bu deneyimleri aklamak ya datanmlamakta kullanlan referans erevesi rasyonel bilimselpradigmalarla uyumlu olmasa da bu durum, bu fenomenlerinvar oluunu imkansz klmaz. OBEnin nesnel gerekliinintannmas, gzlemlenebilen bir olaya indirgemeci/redktiyo-nist (reductionist) bir bilimsel yaklam olaslna msaadeeder.

    Pek ok nrolog beyin hasaryla balantl OBE oluumunutanmlamtr. Fokal olmayan nrolojik patolojiler migreni vebir lezyona bal olmayan epilepsiyi kapsar. Patolojinin loka-

    lize edildii vakalarda ise byk ounluu tempora-parietalbilekeye (tempora-parietal junction- TPJ) yakn yerleim

    gsteren epiletojenik lezyonlar, tmrler ya da bu blgedekicerrahi ilemler oluturur. Bir hastada bu blgeye yerletirilenelektrotlarn elektriksel uyarm yolu ile bir OBE ortayakarlmtr. Birinin kendi bedeninin merkezi bir tasarmnyaratmas iin beyin srekli bir ekilde pek ok duyusal gir-diyi (grsel, taktil, proprioseptif ve vestibuler) btnletirmekzorundadr. Bu, bilgiye tutarllk katma mekanizmalarn ierir.Deneysel ve gzleme dayal eitli veriler oklu duyumlarn in-tegrasyonu, vestibuler integrasyon ve bedenin alglanma alanolarak sa TPJa iaret etmektedir. Bu veriler nrogrntle-meyi, elektroensefalografi kaytlarn, kortikal stimulasyonuve nropatolojinin yerinin bilindii klinik vaka bildirimleriniierir. oklu duyumlarn integrasyon alanndaki patolojidenkaynaklanan OBElerin varl, OBEnin bedensel girdilerinduyusal integrasyonundaki bir bozukluktan kaynaklandspeklasyonunun ortaya atlmasna neden olur. Bu bozulmabirinin bedenini, hissettii pozisyonla uyumlu olmayan bir po-zisyonda grmesi eklinde bir duyum retir.

    Hayalet organ/kol-bacak gibi illzyonel beden deneyimle-rinin erken psikolojik modellerinde psikoanalitik aklamalaraodaklanlmtr. OBEnin beden imaj bozukluu olarak elealnd daha yeni psikolojik modeller ise bilisel piskolojizerine temellenmektedir. Bunlar OBElerin strese kar pa-tolojik olmayan bir dissosiyatif yantla uyumlu olduklarnne srer. Dissosiasyon dnce, duygu ya da deneyimlerinbilincin normal akndan ayrlmasdr. Bu durum, baka trlkatlanlamayacak olan duygusal ya da fiziksel bir travmayakar uyuma ynelik normal bir yant olarak ortaya kabilir.lgi ekici bir hipoteze gre mevcut kstl veriler aka gs-termektedir ki, bu iyi bilinen uyuma ynelik yant OBEyi

    retmektedir.Bu nedenle OBEnin varl tartlmazdr. Bu yaantnn

    pek ok tetikleyicisi vardr. Baz veriler, grsel-uzamsalilemleme ve sa parieto-temporal bilekenin vestibuler kor-teksindeki integrasyon bozukluunun anahtar nrolojik hadiseolabileceini ne srmektedir. Psikolojik durum, alglanan buduyumlarn yorumlanmasnda ya da balatc olay olarak de-neyime dahil olabilir.

    Bu aklayc ereveler OBEnin kaynana ynelik birmiktar anlay salasa da, alg, emosyon, kimlik ve biliin be-denden bamsz olarak ilev grebilecei teorisini rtmez.Nihayetinde beden ve zihnin nedeni ve nasl arasndabir uzlamazlk yoktur. Fizyoloji, nrogrntleme, nrolojive psikoloji bu fenomenin nasl ortaya ktn aklayabilirduyusal girdilerin bozulmu integrasyonu ya da etkili biliselyaplanmalar. Bununla birlikte zlemeyen soru olan bunlarnneden ortaya kt sorusu ruh var mdr, bedeni aan (trans-cend) ayr bir varlk var mdr, insan bilinci beyin ilevinintesinde bir ey midir- ancak felsefe ve din disiplinlerinin ayrayr ele alabilecei, btnyle farkl bir sorundur.

    KAYNAKLAR

    Blanke O, Arzy S. The out-of-body experience: disturbed self-processing

    at the temporo-parietal junction. Neuroscientist 2005; 11(1): 16-24

    Blanke O, Ortique S, Landis T, Seeck M. Stimulating illusory own-body

  • 8/7/2019 Biyolojiden Felsefeye Akl Sorunu-Nrofelsefe

    15/71

    Gazi Nropsikiyatri Bulumalar 133

    TIP DERG S MEDICAL JOURNALGAZ 17 (3), 2006

    perceptions. Nature 2002; 419: 269-70

    Brugger P, Regard M. Illusionary reduplication of ones own body: phe-nomenology and classification of autoscopic phenomena. Cognitive Neu-ropsych 1997; 2(1): 19-38

    French CC. Dying to know the truth: visions of a dying brain or falsememories?

    Lempert T, Bauer M, Schmidt D. Syncope and near-death experience.Lancet 2001; 358: 2010-1

    Greyson B. Dissociation in people who have near-death experiences: outof their bodies or out of their minds? Lancet 2000; 355: 460-3

    Von Lommel P, Van Wees R, Meyers V, Elfferich I. Near-death experien-ce in survivors of cardiac arrest; a prospective study in the Netherlands.Lancet 2001; 358: 2039-45

    ZOFRENK AKIL

    Seluk CANDANSAYAR

    izofreni en genel tanmyla duygu, dnce ve davra-

    nlarda bozulmalarla ortaya kan ve sren bir hastalktr. Buhaliyle insan zihninin, bilincinin ilevlerinde eitli bozulma-larla seyreder ve hastaln etiyopatogenezine ynelik ara-trmalarda bu ilevlerin ne olduklar, nerede gerekletiklerive nasl ilediklerini aklamak zorundadr. izofreni de insandavranyla, zgr seim, irade ve bilin arasndaki ilikiler-de bir kopma olur. Bu kavramlar da en bandan bu yana fel-sefenin konular olmulardr.

    izofrenide temel belirti kmesinin olduu sylenebilir;psikotik belirtileri ieren pozitif belirtiler, defisit belirtileriniieren negatif belirtiler ve bilisel ilevlerdeki bozulma. Bu kme belirti neredeyse her hastada birbirinden ok farkl yo-

    unluk ve eitlilikte olsa da bulunmaktadr. izofreni hastala-rnn klinik grnmleri, hastaln balama biimi, tedaviyeyant ve gidi ok eitli olsa da bu kmeye ait belirtilerdeiik younluklarda olmak zere hastalarda bulunmaktadr.

    Pozitif belirtiler psikotik belirtiler olarak tanmlanmakta-dr. Bunlar halsinasyonlar, sanrlar ve dnce bozuklukla-rdr.

    Negatif belirtiler sosyal etkileimin bozulmas, affektinbozulmas, motivasyon, kendiliinden konuma vb belirtiler-dir.

    Bilisel ilev bozukluunun belirtileri ise, dikkat, bellek,

    yrtc ilevlerde ve genel entelektel ilevlerde ortaya -kan bozulmalardr.

    izofreninin ne olup ne olmad zerine bir soruya bala-mak iin psikoz kavram zerinde bir anlamaya varmak gerek-lidir. izofrenideki ok sayda belirtinin arasnda en ayrt ediciolan hastann gerei deerlendirme ilevinin bozulmasdr.Bu ilev bozulmas psikoz olarak tanmlanr. Gerei deer-lendirme ilevi bir zihin ilevidir ve alg ve yorum arasndaki,i ile d dnya arasndaki balantlarn bozulmasn tanmlar.Ayn zamanda dil olmadan da gereklik fikrinin olmas mm-kn grnmemektedir. Bu balamda zihin ve dil arasndakiiliki de izofreni hakknda yaplacak aklama giriimlerinde

    nemli rol oynamaktadr. yle ki izofreni hastalnn ola-bilmesi iin insan beyninin dil ilevinin gelimesinin zorunlu

    olduu savunulmaktadr. Bu ilevde yine felsefenin tartmakonularndan biridir.

    izofreni, psikotik bozukluklardan biridir. Psikotik durum-larn snflandrmalar ilk tanmlanmalarndan bu yana hep so-runlu ve tartmal olmutur. Aydnlanma sonras balamasna

    karn, ancak yirminci yzylda egemen paradigma haline ge-lebilen ruhsal hastalklarn beynin hastalklar olduklar kabu-l, kendi iinde snflandrmann temel sorun alanlarndan biriolmasna yol amtr. Maalesef artk yz elli yllk bir tarihiolduunu syleyebileceimiz modern klinik psikiyatri henztanmlayc dnemini aamamtr. Yz elli yl iinde o denliok snflandrma sistemi ve ruhsal bozukluk tanmlanm-tr ki bu hastalk isimlerinin bile kendi balarna bir tarihleriolumutur. Gnmz modern psikiyatrinin temellerinde drtbyk paradigma deiimi olduu sylenebilir. lki onyedin-ci yzylda T. Sydenhamn bir daha kmamak zere ruhsalhastalklar beynin iine sokmasdr. kinci byk paradigmadeiimi ise E. Kraepelinin dementia praecox ile manik dep-resif bozukluun birbirinden etiyopatogenetik olarak farklhastalklar olduu varsaymdr. Bu paradigma kopuu aynyllarda Griesingerin Einheitspsychose kavram ile psiko-zun bir sreklilik olduu varsaymn alt ederek gereklemi-tir. O dnemin epistemik cemaati Kraepelini tercih etmitir.nc paradigma deiimi psikanaliz kuramdr. Drdncbyk paradigmatik kopu ise psikofarmakoloji devrimi veDSM III snflamasdr.

    Gnmzde DSM sisteminin tanmlad izofreni kav-ram kabul edilmektedir. DSM sisteminin kendi iinde birparadoks vardr. Eer hastann psikotik ya da izofrenik be-lirtilerini aklayan bir organik patoloji varsa izofreni tan-s konulamamaktadr. rnein temporal loptan kaynaklananbaz kompleks parsiyel epilepsi nbetlerinde hastalar geiciya da uzun sreli olarak izofreni benzeri psikotik belirtileryaamaktadrlar. Ancak epilepsi belirlenirse hastaya izofre-ni tans konulamamaktadr. Bir yandan saptanabilen organikbir patolojinin varlnda izofreni tans konulamazken, dieryandan izofreni hastalnn beyinde organik bir patolojininsonucu olduu kabul edilmektedir. Kompleks parsiyel epilep-side de beyinde nropatolojik ya da nroanatomik bir bozulmayoktur sadece temporal lop ilevlerinde bir bozulma vardr.Ancak yine de izofreni tans konulamamaktadr. Bu durum-da hem organik bir patoloji aranmakta hem de bulunduunda

    izofreni tansn dlamak zorunda kalnmaktadr.Bu kavramsal kargaaya karn izofreninin insan beyninin

    ilevlerindeki u ya da bu ekilde ortaya kan bozulmalarnbir sonucu olduu aktr. izofrenide grlen iitsel halsi-nasyonlar doutan sar hastalarda da ortaya kabilmektedir.Bu vakalar halsinasyonlarn iitme sisteminin duyu organla-rndan deil beyindeki bir ilev deimesinden kaynakland-nn en iyi kantlarndandr.

    izofreninin insan beyninin ilevindeki bir bozulmann so-nucu olduu kabul edildiinde hastaln etiyopatogenezi iinnrobiyolojik bir aklamann da bulunabilecei sylenebilir.Bu durumda zihinsel ilevlerin nrobiyolojik temellerininanlalmas, izofreninin de aklanabilmesini salayacaktr.

  • 8/7/2019 Biyolojiden Felsefeye Akl Sorunu-Nrofelsefe

    16/71

    134 Gazi Nropsikiyatri Bulumalar

    T IP DERG S MEDICAL JOURNALGAZ 17 (3), 2006

    Alglama, alglanann tanmlanp yorumlanmas, dnme,anlamlandrma, karar verme, istem ve eylem gibi zihinselilevlerin nrobiyolojisi aklanabilirse izofreni hastalnaneden olan ya da bu hastalkta ortaya kan nrobiyolojik de-iikliklerin/bozulmalarn da aklanabilecei aktr.

    Bu durumda insan zihninin nasl iledii ve zihinsel ilev-lerin nroanatomik ve nrobiyolojik deikenlerinin saptanpsaptanamayaca sorusu ortaya kmaktadr. Bu soru kendiiinde yeni sorunlara neden olmaktadr. Modern nrobiyolojiinsan zihninin nasl ilediinin biyolojik olarak aklanabile-ceini varsaymaktadr. Ancak genden proteine oradan yap veileve ynelik bir genetik determinizmin zihinsel ilevlerinnrobiyolojisini aklamada yetersiz kalacan syleyenlerdevardr. nsan beyninin karmak zihinsel ilevlerinin determi-nistik ilkelere gre alp almad sorusuna farkl yantlarverilmektedir. Bilgisayar temelli nral modellerde bile ba-lang deikenlerinin bilinmesi ktnn ngrlmesini mm-kn klmamaktadr. nsan zihnine gre ok daha basit olan bubilgisayar temelli nral a modellerinde bile kt belirlene-mezken yaayan zihnin ok daha karmak ilevlerinde ktyngrebilen modeller kurmak olanakl grnmemektedir.

    Bu durumda izofreni iin nrobiyolojik bir model olutu-rabilmek iin ncelikle modelin yaslanmas gereken felsefi te-mel zerinde bir karara varmak gerekmektedir. nsan zihnininnasl iledii zerine bir karara vardktan sonra bu ileyiinnrobiyolojik temeli iin modeller gelitirilebilir ve deneyselalmalarla desteklenip desteklenmedii kontrol edilebilirgibi grnmektedir.

    KAYNAKLARBentall R P. Deconstructing the concept of schizophrenia. Journal ofMental Health. Vol 2, issue 3, 223-239, 1993

    Boyle M. The non-discovery of od schizophrenia? Kraepelin and Bleu-ler reconsidered. Reconstucting schizophrenia. Iinde. Ed. R P Bentall.Routledge, 1997

    Crow TJ. The failure of the Kraepelinian binary concept and the searchfor the psychosis gene. Concepts of mental disorder A continuing debate.iinde. Ed. A. Kerr ve H. McClelland. Gaskell, 1991

    Crow TJ. Schizophrenia as the price that homo sapiens pays for language:a resolution of the central paradox in the origin of the spicies. Brain ResRev 2000; 31 (2/3): 118-29

    Kendell RE. The major functional psychoses: are they independent enti-tiesor part of a continiuum? Philosophical and conceptual issues underl-ying the debate. Concepts of mental disorder A continuing debate. iinde.Ed. A. Kerr ve H. McClelland. Gaskell, 1991

    Wong AHC, Van Tol HHM Schizophrenia: from phenomenology to neu-robiology. Neurosciance and Behavioral Reviews. 27 (2003) 269-306

    FELSEFEDE DL VE ZHN

    R. Levent AYSEVER

    Dil ve zihin kavramlarnn, felsefenin dil felsefesi vezihin felsefesi gibi ayr bir alannn konusu haline gelme-si yenidir: Dil ve anlam kavramlarn ele alan ayr bir felse-fe disiplini olarak Dil felsefesinin 19. yzyln sonlar ile20. yzyln balarna, zihin kavramn ele alan ayr bir fel-

    sefe disiplini olarak zihin felsefesinin ise yirminci yzylnortalarna dek geri gtrlebilecek ok ksa bir tarihleri vardr.Ancak bu iki kavram felsefe tarihinin hi de yeni olmayan,aslnda felsefenin balang dnemlerinden beri ele alnpilenen temel kavramlarndandr. Zihin, daha ok, bilgininkayna, yaps, oluumu ve bilginin oluturucular olarak zi-hin ieriklerinin (idelerin / kavramlarn ve onlardan meydanagelen dncelerin) varlksal yaps sorunlar, ksacas epis-temolojik ve ontolojik sorunlar tartlrken kullanlan temelbir kavram olarak karmza karken, dil, daha ok, bilgininyaps, doruluk ve yanll, kaydedilmesi ve bakalarnaaktarlmas sorunlar, ksacas epistemolojik sorunlartartlrken kullanlan temel bir kavram olarak karmzakar.

    zellikle bilgi sorunlar tartlp zlmeye allrkenkullanlmalar bu iki kavram sk sk yan yana getirmitir.Platon, adlarn adlandrdklar eylerin, yeri ruh (zihin) olan

    zlerini gsterdiini belirtir. Aristoteles, seslendirdiimizszcklerin zihinde olanlarn, yazdmz szcklerinise seslendirdiimiz adlarn simgeleri olduunu syler.Aristotelesten sonra, szcklerin zihindeki kavramlar imle-dikleri, zihindeki kavramlarn nesneleri temsil ettikleri sreklitekrarlanr durur. Descartes ile Locke (ve neredeyse 17. ve 18.yzyl filozoflarnn tamam) hayvanlarn, dnemedikleriiin bir dile de sahip olmadklarn ileri srer. 17. yzyldanbalayarak ngiliz deneycileri, szckler ile ideler (ve tm-celer ile dnceler) arasnda kopmaz bir ba olduunu ilerisrerek zihnin yapsn inceledikleri yaptlarnda dil ve sz-ckler zerine bir blme yer verirler. 5. yzylda Augustinus,17. yzylda Hobbes, gnmzde Fodor (ve daha bakalar)zihin ile dil arasnda ok daha yakn bir koutluk kurarlar vebir zihin ya da dnce dilinden, konutuumuz dilden ncegelen ve konuma dilinin da vurduu bir dilden sz ederler.Daha da oaltlabilecek btn rneklerde dikkat eken ey,dilin zihin, zihnin dil araclyla aklanmaya allmasdr.Ben burada, ngiliz deneycilii ile zmlemeci felsefegeleneinin snrlar iinde kalarak dil kuramlar ile zihinkuramlar arasndaki birtakm temel koutluklardan ve onlar-dan karlabilecek birtakm sonulardan sz edeceim. Bunuyaparken de, 50l yllardan itibaren dil felsefesi alannda, 80liyllardan itibaren de zihin felsefesi ve bili bilimi alanndageni ve derin etkileri olan yaptlar veren John R. Searleingrlerini anacam.

    I- Dil ve anlam konusunda ortaya atlan grler btnayrntlaryla birlikte dnldnde ok byk bir eitlilikgstermekle birlikte, temel dil anlay ve bu anlaya balolarak dilsel anlatmlarn arand yerler dikkate alndnda,bu dil ve anlam kuramlarn drt balk altnda toplamakolanakldr:

    Birincisi, dili, onu kullanan kiilerin zihinlerindeki g-rnmez ierikleri (kavram ve dnceleri) bakalar iin degrnr klmak, ksaca aktarmak iin kullandklar ara ola-rak kabul edip dilsel anlatmlarn anlamlarnn, onlar kulla-

    nan kiilerin zihinlerindeki ierikler olduunu ileri sren zi-hinci kuramdr. Platon ve Aristotelesten balayarak yirmin-

  • 8/7/2019 Biyolojiden Felsefeye Akl Sorunu-Nrofelsefe

    17/71

    Gazi Nropsikiyatri Bulumalar 135

    TIP DERG S MEDICAL JOURNALGAZ 17 (3), 2006

    ci yzyln ilk eyreine dek ok yaygn bir biimde kabulgrm olan bu kuramn en tipik temsilcisi John Locketur.7

    kincisi, dili dnyay betimlemenin bir arac olarak kabuledip dilsel anlatmlarn anlamlarnn, onlarn dnyada gnder-mede bulunduklar nesne ve olgular olduunu ileri sren gn-

    dergeci kuramdr. En ok bilinen temsilcisi B. Russell8

    ve L.Wittgenstein9 olan bu kuramn G. Frege10 ve A. Meinon11 gibiiki nemli nceli vardr. R. Carnap12 gibi mantk pozitivist-ler de bu kuramn savunucularndandr.

    nc kuram olan davran kuram, dili, onu kullanankiilerin evrelerindeki uyarmlara gsterdikleri tepki olarakkabul edip dilsel anlatmlarn anlamlarnn bu uyarmlar, din-leyen kiinin retilen dilsel anlatmlara gsterdikleri tepkiler,ya da dilsel anlatmlarn dinleyen kiide uyandrd davraneilimi olduunu ileri srer. Yirminci yzyln ortalarnda, L.Bloomfield13 gibi dilbilimciler, C. Osgood14 gibi ruhbilimciler,W. V. O. Quine gibi felsefeciler tarafndan savunulmutur.

    Drdncs ise, dili kullanmann kurula dayal ynelimsel(intentional) bir davranta bulunmak demek olduunu kabulederek dilsel anlatmlarn anlamlarn dilsel davran ynetenkurallarla zdeletiren kullanmc kuramdr.15 kinci dne-minde Wittgenstein16, H. P. Grice17 ve J. L. Austin18 ile Searle19kullanmc kuramn en nemli temsilcileridir.

    II- Locke zihinci dil kuramn ortaya atarken, anda Des-cartes ve yandalarnn savunduu bilgi ve varlk grnekar kyordu: Bilginin kaynann us deil, deney; varlnruhsal ve cisimsel olarak iki deil, tek ve cisimsel olduunusavunuyor; zihinci dil grn de bu deneyci bilgi, tek-i varlk grnn bir paras olarak sunuyordu. Ne var ki,

    17. yzylda, Descartes ve Leibniz gibi usular da temeldeLockeunkine benzer bir gre sahiptiler.

    lk bakta bize artc gelebilecek bu durumu aklamakiin pek ok sylenebilir. Sz gelii, zihinci dil grnsavunarak Descartes ile Leibnizin usu ve ikici grten;Lockeun, deneyci ve teki grten uzaklat ileri sr-lebilir. Usuluk ile deneycilik, ikicilik ile tekilik arasndatam bir kartlk aramamak gerektii iddia edilebilir. ... Amagaliba, Locke dnldnde sylenebilecek en makul

    7 Bkz, An Essay Concerning Human Understanding(1690).8 Bkz, On Denoting (1905).9 Bkz, Tractatus Logico-Philosophicus (1921).10 Bkz, ber Sinn und Bedeutung (1892).11 Bkz. ber Gegenstandstheorie (1904).12 Bkz, Meaning and Necessity (1956).13 Bkz, Language (1961).14 Bkz, Method and Theory in Experimental Psychology (1953)15 William P. Alston, 60l yllarda yapt daha sonra pek oklarnn dabenimsedii bir ayrmda (Bkz., Philosophy of Language, EnglewoodCliffs, N.J.: Prentice Hall Inc, 1964, s. 11 vd.) dil ve anlam kuramlarnzihinci, gndergeci ve davran olarak e ayrr. Burada sz edilen ilk gr, Alstonun szn ettii dil ve anlam kuramlardr. Kullanmcgrlere gelince, bunlar, kkleri birka on yl ncesindeki kullanmbilim(pragmatics) alanndaki ilk almalara dayandrlabilecek, 60l yllardanitibaren ortaya atlmaya balayan bir dizi gr dikkate alndnda,Alstonun saptad dil ve anlam kuramna eklenmesi gereken bir drdn-c dil ve anlam kuramdr.16 Bkz, Philosophical Investigaitons (1953).

    17 Bkz, Meaning (1957), Logic and Conversation (1975).18 Bkz, How to Do Things With Words (1962).19 Bkz, Speech Acts (1969).

    ey, tpk gkbilimdeki dairesel hareket fikri gibi, ok uzakgemiten gelen kklemi dncelerin deimesinin okzor olduu ve uzun bir zaman gerektirdii; temel kabuller-de yaplan kkl deiikliklerin sonularnn yle hemen birrpda grlemedii. Zihinci dil kuramndan gndergeci dilkuramna geiin tam da bunu yansttn sylemek yanlolmayacaktr.

    Kkleri Frege ile Meinonga uzanan gndergeci kuram,Wittgenstein (Tractatus) ve Russell zerinden mantk pozi-tivizme evrilirken, aslnda, 17. yzyl ngiliz deneycilerininkartezyen dnce karsnda dile getirdikleri deneyci bilgi,teki varlk grnn zorunlu sonularn karr yava yava:Frege ile Meinonun ortaya koyduklar gnderme sorunlar,Wittgenstein ile Russelln szck ile nesne arasnda kavramzerinden kurulan ilikiyi, szck ile nesne arasnda dorudanbir ilikiye dntrmesi, arkasndan mantk pozitivistlercedorudan doruya dnyada gerekten var olan olgu ya da

    durumlara gndermede bulunmayan etik yarglarla estetikyarglar anlamsz ilan etmesi, hep zihni reddeden bir bilgi vevarlk grnn admlarndan baka bir ey deildir.

    Davran dil kuramn, bir bakmdan, Lockeun zihin-ci dil kuramna benzetebiliriz: Bir ynyle temelde kklbir dnm ierir, ama iinde eskiyi de barndrr: Dili birdavran olarak tanmlayarak dil kavramn geniletir ve onudavran, uyarm, tepki, davran eilimi gibi yenikavramlarla aklamaya alr, ama deneyciliin ve tekiliinnesnellik kaygsn da srdrr. Uyarm, tepki, hatta ilkbakta gzlem-d grnen davran eilimi bile konuanve dinleyen kiilerin gzlemlenen davranlaryla aklanmaya

    allr.Kullanmc kurama gelince, o bir bireimdir: Deneyci

    ve teki gelenein vard geni dil kavray gelitirerek,dili konumann kurala dayal bir davran olduunu ile-ri srer, ama zellikle gndergeci ve davran kuramlarndeneyciliinin ve tekiliinin bir sonucu olarak zenle kullan-maktan kand trden kavramlar da kullanmaktan geri dur-maz: Dilin ynelimsel bir davran olduunu, dili konumankiinin ayn zamanda inan, arzu, istek, niyet gibi zihinseldurumlar da da vurduunu, bununda zihinsel durumlarnynelimselliinin bir sonucu olduunu savunur. Bu bireimcitavrn da, her bireimci tavr gibi yaratt olumlu bir sonuvardr: Aklamama alannn genilemesi, grngnn farklboyutlarna tek bir aklama getirebilmesi; sz gelii mantkpozitivistlerin yapt gibi grngnn kimi boyutlarn (dilikonuurken hibir saknca duymadan dile getirdiimiz ...iyidir ve ... gzeldir gibi etik ve estetik yarglar) aklamaalannn dna atmak gibi makul olmaktan uzak tutumlariermemesi.

    III- Dil ve anlam kuramlar gibi zihin kuramlar da okeitlidir. stelik zihin kavram felsefe tarihi boyunca,