146
dDYYT/l L b BiLL )YJYtIHllI d' ce i

Felsefeye Giris125

Embed Size (px)

DESCRIPTION

CDCS

Citation preview

  • dDYYT/lL t~,.1 ~~ b t m BiLL )YJYtIHllI d' ce i

  • FEI.~EFE. YE GR Z(arl Jaspers

  • Dergah Yaynlar: 79 Bat dncesi 1

    Felsefee giri'in -yayn haklar Dergah Yaynlar'na aittir.

  • Karl Jaspers

    Trkesi: Mehmet Akaln

    FELSEFEYE GRS

    bat . dnces

    DERGAH YAYINLARI P.K.1240-sTANBUL

    tltP/}. -7L .

  • BRNC BASK: MAYIS 1971 KNC BASK. : UBAT 1981

    Felsefee giri, Emek Matbaac.lk tesislerinde hazrlanmtr

  • i!ldekiler Egzistans felsefesi ve Jarpers (M. Bochenski) /7 ,Felsefe nedir/27 Felsefenin mene'leri/35 epeevre kaplayan/44

    Tanr fikri! 53 Kaytsz :;;artsz talep/65 nsan" 'r Dnya/85

    nan vc aydnlanma/g5 nsanlk tarihi/ 105, Felsefe yapan insann bamsz1/l17 Ji'elsefi hayat si.irrne/126 Felsefe tarihi! 136

  • Egzistans felsefesi ve J aspers *.

    Egzistal1s fesefesi"'~e deildir Egzi~tansiyalizm kin i Dnya Sava'ndan. sonra, bir

    ok memleketlerde modf haline geldi. Sadece iyi yetimi uzmanlarn anlayabilecei, temelli felsefe tarihi bil-gisi gerektiren, Sartre'n L'Etre et le Neant (1) adl eseri,

    ksa zamanda herbiri binlerce saydan ibaret sekiz bask yapt ve hepsi de kapld. Fransz egzistans filozoflar, bilhassa Sartre,. roman ve tiyatrolaryla da hall{a yak-lat}lar. Bu yzden de felsefi egzistansiyalizm, pek ok yanl anlalmalara sehep oldu. Bundan do~y felsefi egzistansiyalizmin ne, olmadn tesbit ediyoruz nce.

    'Geri egzistansiya1izm, insann olduu kadar, haya- . tn, .mn, ztrabn v.b. manas gibi, bugn egzistC',~siyel ad verilenproblemleriyle urar. Fakat sadece

    bunlar deil, ayn zamanda, her ada tartlm mese-leleri de ele alr. Bundan dolay, Angustinus veya Pas-cal'a egzistansiyalist demek, bir yanl anlama olur. ~y

    n sebeplerden, spanyol yazan Miguel de Unamuno (1864 - 1937), byk Rus rpmancs Fyedor M. Dostoyevski

    (18'21-881) yahut Alman airi Rainer Maria Rilke (1875-

    * Bu yaz, 1. M. Bochenski'nin, Europaische Philosophie der Ge-genwart (ada Avrupa Felsefesi), Francke Verlag Bern und Mnchen, .adl eserinin 1954 tarihli ikinci basksndan alnmtr.

    1. Varlk ve hilik.

    7

  • FELSEFEYE GR

    1926) gibi belirli modern yazarlara da egzistansiyalist de-nemez. Geri bu yazarlar, eitli insan problemlerini ed~bi olarak tarttlar veya air olarak ortaya koydular, fa-kat bunu yaptlar diye, onlara egzistansiyalist denemez.

    Klasik mana-ia, egzistans veya egziste edenvarlkla megulolan filozoflara da egzistansiyalist denemez. Bundan dolay, baz thomistlerin Thomas von Aqliin'i egzistanEiyalist olarak gstermeye alimalar da tama-miyle yanIttr. Husserl'i egzistansiyalistlere byk tesiri oldu diye. egzistansiyalist sayn1ak da byk hatadr. nk bizzat kendisi egzistans parantez d brakr.

    Nihayet egzistans felsefesi, herhangi bir filozofun, mesela Sartre'n retisiyle de bir deildir. nk bu

    filozoflarn herbiri ayr bir yne sahiptir. Btn bu yanl anlamalarn yannda, egzistans fel-

    sefesi, amzda teekkl eden, en ok Kierkegaard'a kadar gtrlebilen, eitli retlerden ibaret oluasna

    ramen. temelde birleik izgileri olan, bir felsefi tu.tum ve yndr.

    Temsilcileri . Bu yaz erevesinde, nce bu okula giren filozofla-r tesbi,t etmek, sonra da mterek noktalarn gstermek' yerinde olacak. En azndan amzn drt filozofu, tar-

    tmasz, egzistansiyalist olarak gsterilebilir: GAB-REL MAReEL, MARTN HEDEGGER, . KARL JAS-PERS ve JEAN PAUL SARTRE. Hepsi de byk zaman

    (

    aralna ramen, halabugn tesirini devam ettiren Kier-kegaard'a dayanrlar. Yukarda ad geen drt filozofun

    dnda, birok filoz~fun egzlstansiyalizmin tesiri altnda kalmasna ve onunla ilgilenn1esine ramen, pek fazla g~rek egzistansiya1ist filozof yoktur. Yukardakilerin ara-

    8

  • EGZSTANS FELSEFES VE JASPERS

    snda Sartre'n alma arkada SMONE de BEAU--vOR, fakat her eyden nce ada Fransz felsefesinin belirli kafalarndan MARLEAU-PONTY saylabilirdi.

    Franszca yazlm eser leriy le tannan iki Rus yaza-r NKOLA B~RDJ AJEV (1874-1948) ve LEO SCHES---TOV da anlabilir burada. Ayrca Kierkegaard'n tesiri

    altnda ~alm protestan teolog KARL BARTH (1886) da buraya katlabilir. Mkemmel bir varlk filozofu olan L. LA VELLE'i egzistansiyalist saymak, byk br hata olur. Burada biz, sadece yukarda anlan be filozofun 'mterek yanlar zerinde duracaz.

    , Egzistansiyalizmin belli bal basamaklar Kierkegaard'n lm: 1885 Karl J aspers'in Psychologie der Veltanscha ungen

    . . (Dnya grlerinin psikolojisi) nin neri 1919. Gabriel Marcel'in Journal Metaphysique (Metafizik

    gnlk) ve Heidegger'in Sein und Zeit (Varlk ve za-man) nn neri 1927.

    J asper'in Philosophie (Felsefe) si 1932. Jean Paul Sartre'n L'etre et le Neant (Varlk ve

    Hilik) i 1934. una dikkatedilmelidir: Egzistansiyalizm, Alman-.

    ya'da daha 1930 larda kuvvetli tesirini gsterirken, latin memleketlerinde bilhassa, talya ve Fransa'da yakn za-manlarda anlam k.zanr.

    Kaynaklar Egzistansiyalistler ~n Sren Kierkegaard'n eserle-

    rinin byk neminden bahsetmitik. Danimarkah filo-zof yaarken, hibir tesire sahip deildi. Yirminci asrda yeniden kefinin sebebini, trajik ve sbjektif dncesile~

    9

  • FELSEFEYE GR

    an ruhunun i ahenginde /~ramak lazmdr. Mareel,. Kierkegaard'nkine benzeyen dncelerini, Danimar-kah filozofu tanmad bir ada gelitirdi. Kierkegaard herhangi bir sistem ortaya koymad. Hegelfelsefesine

    kardr. Tez ve antitezden daha yksek bir basamaa, senteze ykselme imkann reddeder. Egzistansn nceli-

    i ni iddia eder ve egzistans kelimesine, egzistansiyalist bir anlam .veren ilk kiidir. Radikal antientelekt~listtir:

    tanrya dnce yoluyla ulalamaz, Hristiyan inanc elikilerle doludur ve onu her akliletirme tecrbesi k-frdr. Kierkegaqrd, bir korku teorisiyle tanr karsnda insann tamamen aresizlii ve insan kaderinin tra-jikliini birletirir. O,. zamanla ebediyetin, onda sentezi-ni grr.

    Kierkegaard'n yannda Husser, fenomenolojisiyle egzistansiyalizm iin nemlidir. Heidegger, Mareel ve Sartre, ~usserl'in temel dnc~lerini almasalar da, fe-nomenolojik metodu kullanrlar. Gerekte HusserI, egzis-tansiyalizmin tamamiyle dndadr.

    Egzistansiyalizm, hayat felsefesinin de tesiri a1t~da kald, nk onun aktalizm:ini, aklcl ve ekseriya da tabiat bilimlerini tenkidini srdrd;

    Nihayet metafizik de egzistans felsefesi zerinde byk tesirde bulundu: Kendi kendine var olaa ulamak iin,egzistansiyalistler, idealizm de yenmeyi dene~ diler. Buna ramen bazlar, her eyden nce J aS2.,er's, idealizmin tesiri. altndadr.

    Mterek ynler a) eitli egzistansiyalist filozoflarn ortak yan,

    hepsinin de, herbirinde ayr olan, ve tarifi g egzist~n .. siyalist bir yaantdan hareket etmelerindedir. Bu, Jas-

    10

  • EGZSTANS FELSEFES VE JASPERS

    pers'te varln krk dkk oluunun anlalmas, Hei-degger'de lme kou un tecrbesi, Sartre'da bulant (Nausee) dr. Egzistansiyalistler, felsefelerinin byle bir yaantdap. -yola ktn hibir zaman inkar etmezler. Bundan dolay egzistans felsefesi ok ahsi bir yaant-

    nn damgasn tar. . b) Egzistansiyalistler' iin aratrmann belli bal

    konusu egzistans denen eydir. Bu kelimeye verdikleri manay izah etmek ok gtr. Fakat her ne halolursa olsun, burada bahis, insani ol.-ekilIeridir. Sadece in-~an (geri n~diren byle denir. ok kere var-olu, egzis-tans, ben, kendisi iin olmakta-olan denir) egzistansa sa-hiptir. Doru sylenmek gerekirse, '0, egzistansa sahip

    deil, egzistanstr. Eer herhangi br varla sahipse, bu varlk onun egzistans~~r yahut egzistansn takip eder.

    c) Egzistans aktelolarak kavranr .. Hibir zaman olup bitmemitir, kendisini hrriyeti iinde yapar, olur 0, bir plandr. Her an oldundan az veya oktur. Tez, egzistansiyalistlerce, .egzistansn zaman iinde var olu-

    uy la kuvvetlendirildi. d) Haya~ felsefecilerinin akta1izmiyle egzistansi-

    yalistlerinkinin arasndaki fark, 'egzistansiyalistlerin in-san. clier bir koznik hayat dalgasnn ortaya kyla

    deil, tamamiyle sbjektif olarak mahede etmelerinde-dir. Sbjektiflik de yaratc manada anlalmtr. nsan kendini hrriyet iinde yapar, 0, kendi hrriyetidir.

    e) Btn bunlardan, egzistansiyalist1ere gre, insa-, nn kendi kendine olduu, kendi iine kapa11 nejce-' sini karmak yanl olur. 9lup bitmemi, ak bir ger-ek olarak, sk' .. kya dnya ile, bilhassa dier insanlar ile baldr. Bu i "'.li bamllk, egzistansiyalistlerin hep-si tarafndan kabul edilmitir. Bir tarafta dnyaya ilave

    11

  • F~LSEFEYE GR

    edilmi bir duruma sahip, daha dorusu kendi durumu olan insan, dier tarafta da insanlarla temas olan bu du-rum, egzistansn esas varln tekil eder. Heidegger'in Mitdaseinlt - birlikte varolu -, Jaspers'in komnikas-yonu, Marcel'in Sen i bu manadadr.

    f) Btn egzistansiyalistler suje ve obje arasndaki ayrm reddederler ve felsefede entelektel bilgiyi de-

    ersiz bulurlar. Onlara gre gerek bilgi, aklla kazanlmaz; gerek, yaanmak zorundadr. Fakat bu yaant in-

    sann kendi sonluluunun ve lnie mahkum oluunun (Heidegger) farkna varmasndan doan korkuyla orta-ya kar. '.

    Daha da baz ilaveler yaplabilecek bu mterek . noktalarn yannda, egzistansiyalistlerin arasnda derin

    farklar vardr. Mesela, Kierkegaard ve Mareel, tanrya inanrlar. Jaspers transandans kabul eder, tanrya ina-

    nr, fakat bunun ne oldugunu aka anlatmaz. Heidegger balangta tanr ya inanr grnmez, fakat sonradan ge-len izahlar, bunu teyid eder grnr. Sartre, aka bir

    tanr-tanmazl inkiaf ettirmenin yollarn arar. Egzistansiyalistlerin g~ye ve metodlar da ayrayr~ dr. Heidegge~, Aristo manasnda bir ontoloji gelitirmf:k ister ve Sartre gibi sk metod kullanr. J aspers, bu on-tolojiyi egzistans aydnlatmak iin .reddeder, metafizik yapar.

    KARL JASPERS

    Karakteristik ve tesirler Karl Jaspers, egzstansiyalist olarak ortaya kan fi-lozofIat!l ilkIerindendir. Fakat onlarn metafizie en ya-

    12

  • EGzSTANS FELSEFESi' VE JASPERS

    kn olanlarndan, kapallarndan biridir. 1919 da neretmi olduu cPsychologie der Weltanschaungen adl ese-riyle felsefeye g er. 1932 de neretmi olduu Philo-sophie adl ciltlik eseri de teferruatna ka:!ar ilen

    mitir ve sarJ.'c.~ .-1olu sistemine bir bak verir. Bunlarn dnda eitli konularda birok eserleri vardr. Bunlar arasnda Philosophisde Logik i z~kredilmeye deer.

    J aspers'in dncesi dier egzistansiyalistlere naza-ran daha yaygn ve oturakldr. limle~e, mesela, byk bir yer verir ve ilim teorileriyle tartr. Dier egzistan-siyalistler gibieserleri, birtakm yeni kelime ve deyim-lerle ykl deildir, fevkalade tahlillerle doludur. Mes-

    lekdalarndan metafizik ve. bir nevi tabiat teolojisi yap-mak isteme gayretiyle ayrlr. Bunun yannda, onda da btn egzistans filozoflarnn temel tutumu ve ortak kanaatlar vardr.

    J aspers'in kuvvetle bal olduu yazar Kant'tr ve gerekte de Kant'n azariyeleri~i almt.r. Bundan ba-' ka Kierkeggard, Nietzsche ve sosyolog Max Web er be-enip, tesiri altnda kald ya~ar1ardandr. Ayrca" sra

    s geldike e'5erlerinde bahsettii drt isme de dikkat et-:'neli: EfUtun, Bruno, Spinoza, Sehelling. Hi phe yok

    ~'asper~, sadece Kant'n tesiri altnda kalm bir d~nr deildir. Belki de her eyden nce bir yeni Efa.tun'cudur.

    Varl arama Geri, Jaspers rasyonel bir ontolojiyi reddeder, fa-

    kat tutumu, ontolojik ve metafiziktir. Ona gre felsefe, mahiyeti itibariyle metafiziktir. Varln ne oldu!-, so-rusuna cevap arar. Fakat varlk, ok kimselerin sand gibi, verilmi deildir. r Varln herkesin bildii bir ey olduunu sanmak, delilik olurdu. B~ grle dnr.

    13

  • FELSEFEYE GR

    Kant'n iki temeldncesini alr ki, Kant, onun iin mnakaasz filozoftur". Bir taraftan uuru n hkmn gemesini ister: Suje olmadan, obje olamaz, konu olan her ey, uurla artlanmtr. Dier taraftan Kant'n ide-ler retisini alr ve gelitirir: Btn, hibir zaman. ve-

    rilmemitir bize, bylece Kant'n (dnya, ruh ve tanr) dedii ey, onda epe-evre kaplayan olur. rrandmz ve bildiimiz hereyi bir 1.: fkun evresinde tanr ve biliriz. Btn ufuklar evreleyen, bilinmeyen epe~evre kaplayandr. epe-evre. kaplayan nce dnya, sonra bizzat ben, daha sonra da toptan epe-evre kaplayan, yani transandanstr. Btn bunlarn yannda insann, 'kendi yaants, yani egzistansiyel yaant. vardr, ki bel-ki de Jaspers dncesinin ekirdei budur: Btn var-ln parampara olmuluu ve krlmll. Byle bak1~sa, dnya devaml bir harabedir. Dur! dura yoktur. Gereklik bir btne eriemez. Egzistans hibir zaman

    gereklemez. nsan, sadece, tarihi ve mmkn egziste..o.-s olarak n1evcuttur. Varln asl gerekliini, transandans-ta demir atncaya kadar yakalamak imkanszdr. Fakat transandans ojektif bir ekilde yoktur ortada. Anck

    . . .

    var-oluun paralanmasyla gerekleir. O ~alde h~rey iflasa giderse, varla eriiriz. flas sonuncu olan ey dir.

    Varlktan l bir manada bahsedebiliriz. nce var-l, var-olu olarak buluruz . .sonra kkte, eylerin varlndan farkl ve egzistansn iaretini tayan kendisi iin

    olan tanrz. Nihayet ne var-olutan, ne de ben'den ha-reket ederek kavranmas mmkn olana, kendi bana var-olana, transandans'a eriiriz. Bu varlk ekli, iin-de bulunduum varl1n kutbudur. Onun iin felsefe

    amaktr (transandieren). Ama, ekilde vukubulur:.

    14

  • EGZST ANS FELSEFES VE J ASPERS

    Dnyaya ynelmede, egzistans aydnlanmasnda, meta-fizikte. ::ier nde de obje ve suje elikisini yenip, ger-ek varla ulamak bahis konusudur. Jaspers felsefesin-de suje ve objenin demir att noktay arar. Burada kav-ram yoktur. Kelimelerin manas yoktur, artk. Bir ey ifade etmeyen fikirlerle konuur insan; kelimeler gidile-cek yol? gsteren iaretlerden bal'~ bir ey deildirler.

    Dnyaya ynelme, felsefi ynelme ve amprik ynel-medeki dnyaya kapanp kalmay, delip gemek ister. Zaruri hudutlar gsterir nce. Matematikte aksiyomlar, tecrbi ilimIerde gereklerin teorilere ball, dnya

    grnde bildirme (anlatma) gl ve sistematik m-kemmelliin e~siklii; her yerde meydana gelen Anti. nomielere iaret eder. Bir dnya tasavvuru birliine ula

    mann imkanszln gsterir. nk dnyada drt ger-eklik sahas vardr: Madde, hayat, ruh ve mana. Dr-d de gerektir. Nesnelliin heterojen ekilleridir. Fakat

    aralarnda bir srama vardr. B.asamak .dnceler, dnyay anlatmak iin tabiidir.

    Fakat ruhu anlatamazlar. Geri insanlarda ruhu yahut da tabiat mutlaklatrma baka bir gerei inkar etme

    eilimi mevcuttur, fakat felsefi manada bir ynelme, fiili durumda kalr ve drt gereklik sahas'.nn egzistansn ta-

    nr. Bunlar bir birlje getirilemezler - hatta anorganik varolular bile.-

    Bir birliin noksanl, teknik ilerde, terbiyede ve politikada da grlr; her yerde alinaz hudutlarla kar-lar, insan. Jaspers bunu bir hekimin, bir hastaya kar-

    hibir zaman baanya ulamayan eitli tutumlaryla karlatrr. Sonra tabii ilimIerin mana ve deerini ara

    tran; onlara kar yaplan eletirileri takip eder.' Sonra da manevi ilimIeri ve ilimIerin: tasnifin imtihana eker.

    15

  • FELSEFEYE GiR

    Grlyor, ki her ilim tasnifi nisbidir, ve gerek bir tas-nif olmak iste:rlerse iflas ederler. Dnya kendi iinde

    kapal deildir. nk kendi iinde bir temeli yoktur. O halde, ilimIerin yardmyla d\inyada bir yn bulmak im-

    kanszdr. Kendi kendine kapal felsefi ynelmeler, p.ozitivizm,

    idealizm iin de ayn eyler geerlidir. Pozitivizm, me-kanik dncenin ve zaruri ilmin mutlaklatrlmasdr; o kendini anlayamaz. Pozitivist hayat, pozitivist adan

    imkansz olan mmkn klmak istedii iin, imkanszdr. dealizm de tek ynldr. Her ikisi de var olann ne

    olduu sorusuna cevap verirler; btn ve genel; Egzis-tans' inkar edip ve ferdi bir nesne gibi ele alyorlar. Onlar iin varlk isbatlanm veisbat edilirler bir eydir. Dnyaya ynelme herkes iin geerli bir dnya ta-savvurunun imkanszln gsterir.

    Fakat bunlarn baarszl, egzistansiyel ielsefeye hizmet eder. Baarszlklarn grnce, iki yol kar n-mze: Ya otorite ve vahye geri dnmek, yahut da felse-fi bamszla doru ilerlemek. Din ve felsefe arasndaki ztlk, felsefi ve teolojik dncede ak bir gerginli-

    e ular. Her ikisi de bir inancn izah olarak hibir ge-erli bilgi ortaya koyamazlar. Fakat onlardan birini se-mek zorundadr insan: Ya kendisini otoritenin kollarna atacak yahut da var-olu, tehlikeyi kendi zerinealacak. Felsefe ve din arasnda bir mcadele var. Fakat gerek felsefe ve gerek din, birbirini anlamasalar da, birbirine

    sayg gsterirler.

    Egzistans Mitoloji dilindeki ruha-, felsefe dilinde egzistans"

    denir. Egzistans, btn dnya-varlnn karsnda du-ran bir varlktr. Var deildir, fakat var olabilirve var

    16

  • EGZSTANS FELSEFES VE JASP~RS,

    olmaldr. Bu varlk, benim; kendirnin objesi oln1adffi mddete. Egzistans dnya-varlnn orta~ndan krl

    masdr ve daima faaliyettedir. nsan bir krlmayla hu-dut durumlarda (lm, ztrap, sava ve su), tarihi uur-da, hrriyet iinde ve komnikasyonda karlar. Egzis-

    tans'n dnerek bir kanaata varmas, Egzistans aydn-. lannasdr. Fakat byle bir aydnlanmann 'd~nme va-

    stas zel bir karaktere sahip olmak gerekir, nk eg-zistans bir konu deildir: Ne olduunu kendim syleye-mem hibir zaman. Dnce hibir zaman egzistans~ kavrayamaz, nk kendi faaliyet halindedir. Dnce

    egzistansn bir parasdr, onu dnrken kendini da alyor, btnlk bozuluyor. Bu bakmdan egzistans, fikir olarak anlatlamaz, farkna varldnda yaanr.

    Egzistans aydnlanmasnn metodlar unlardr: Sa-dece boluun kald hududa kadar gitmek, psikolojik, lojik ve metafizik dillerde objektifleme, nihayet husus bir genelin dnlmesi. Sonuncuyla egzistans sallantda brakan bir dil kurulur, ve egzistansn formal bir emas cizilir .

    ..

    Egzistans byle e ma ve kategorilerle de anlatla-maz, ka.ideye sokulamaz, nk tarihidir. Mene'iyle var-

    dr, hrdr; burada olmak, karar vermek, demektir. Eg-zistans kat bir ey deildir, zaman iinde kendini mu-hafaza eder. Herhangi bir kavrama tekabl eden gerek yoktur onda, karar verecei anda kaytsz artszlk ste":". imdi karar verir, fakat istikba' in karar yoktur.' Egzistans; objektif, llebilir, denenebilir ve herkes iin geerli bir ey deildir, kendi mene'inde hrdr. Her

    egzistansn kendi zaman var; sramalar ve yeniden ;neydana gelebilme imkanlarn iinde tar.

    J aspers'in eitli egzistans tarifleri iinde, aadaki

    17 F: 2

  • FELSEFEYE GR

    en uygun olan gibi grnyor; Egzistans hibir zaman obje olmayan ey, kendisiyle dndm ve faaliyette

    bulunduum mene, ki, onun zerine konuurum, gene de kesin bir bilgl edinemem; egzistans kendisi ve tran-sandansyla mnasebett olan eydir.

    Fakat egzistans bir s'bjektiflik olarak almak, tehli-keli bir yanlma olurdu, Gerekte obje-olma ile ben-ol-_ mn varlk dairesinde krlmasndadr. u, ayrmn br

    yamdr: Felsefe yaparak obj~ktiflik ve sbjektiflik me-sel e yaplr. Egzistans iki tarafa doru yklenir; objek-tif olana ve sbjektif olana. Felsefe yapmak, burada, ye-ni bir objektiflie ulaabilmek demektir.

    Eer egzistans daha kesin anlamak istersek, egzis-tansn da kendisi demek olan komnikasyonu, tarihilii ve hrriyeti akla kavuturmak lazm.

    Komnikasyon Egzistans geri kendi kendine oluur, fakat sadece

    kendi kendine ve kendiyle deil: Eg~istans kendi uuruna vakf komnikasyon olarak vardr, ben daima kom-nikasyon iindeyim. J aspers, insann .var-olu olarak i-lerinde egziste ettii birok var-olu komnikasyonlar. ortaya koyar. Hepsinin hudutlar var, ve btn bu hu-

    dutlarn tesinde egzistansiyel komnikasyon bulunur. Bu benin kendisi olarak gereklemesi ve huruc etmesi-dir. Bu durumda bizzat kendimiz, bizzat ke:..dimiz iin

    karlkl yaratma halindeyiz. Komnikasyon, sevgi dolu br Savatr. Egzistans bu sevgi iinde ta:' .. ,. bir akla erimek iin savar. Fakat bu savan husus bir yan var: stnlk ve galibiyet istenmez; herkes her eyi kar-

    sndakinin tasarrufuna verir. Sevgi, komnikasyon de-il, fakat onun kaynadr; egzistansiyel kemnikasyon

    18

  • EGzSTANS FELSEFES VE JASPERS

    olmadan, sevgi phelidir. Komnikasyoh kesintiye uramad mddete, koml.l1ikasyonun sevgi dolu sava sona ermez. Komnikasyon" hilikten ortaya kmak de-mektir ..

    Komnikasyon, hakimivo-t halinde ve hizmet eder-ken (sadakat ~e iyilik, a~ak gnlllk ve sorumluluk) evremizde, eer kont ~anlar birbirini dinler lerse ta:,t:'llada, kendi kendini mutlaklatrmayan politika evre-sinde grlebilir hale gelir. Felsef~de komnikasyon bil-hassa mhim bir roloynar. Jaspers, ana eserine girite,

    y le der: Yalnzlktan deil, komnikasyondan hareket ederek felsefe yapyoruz. Bizim iin k noktas udur:

    nsan, insan~n karsnda fert olarak nasldr ve nasl ha-reket eder? Komnikasyonsuz felsefe yaplamaz. Bir

    dnce, felsefe bakmndan, dncenin gidii, kom-nikasyon icab ettirdii lde hakikattir. Felsefi haki-katin mene'i ve gerei komnikasyondadl'. Temel ay-

    dnlarir. Felsefe yapma, kendi asndan komnikasyona kk salm egzistansn bir aktdr. Bu byle olunca, fel-

    sefesisteni olarak, hibir kesin hakikat yoktur, . nk sre beyunca kendi kel)dimiz olunca, hakikat, sistemi alteder ve ancak zaman ve srecin kalkt gnlerin so-nunda gerekleebilir.

    Durum ve tarihllik ~gzistans daima bir durum iindedir. Durum deyin-

    ce, Jaspers, onun iinde onunla ilgilenen bir sjeyi an-lar. Durum sre iin bir ereve: veya oyun sahasdr. Durumlar deitirilebilir veya onlara yan izilebilir, fa-kat mutlak durumlar da var. Bunlar, deitirmemize im-kan olmayan, kesin, karlatmzda iflasa uradmz hudut durumlardr. Bu durumlar bilinemez, hissedilir.

    19

  • FELSEFE YE GR

    Bu durumlar On ardr: lm, ztrap, sava ve su. Hu-dut d:urumlara, bizde mmkn egzistarisn var lamas su-retiyle reaksiyon gsterebiliriz. Hudut durumlarn iine

    ak gzlerle girdiimizde, bizzat, biz, oluruz. Egzistansn btnnn gereklemesi ancak bir hudut durumda mmkndr. Baka trl ifadE: edilmek gerekirse, ger-ek egzistans konumaya son veren tarihi gerekliktir.

    nk egzistans, tarihiliktir. Tarihilikte, .uururnun ikilii' aydnla kar: Ancak, zaman var-oluuyuffi, f-:. kat zamana ait deilim. Fakat bu iki grn, egzistan-siyel uurda mene'ce ayndr. Tarihilik v~r-olu ve eg-zistans, zaruret ve hrriyetin birliidir (bir oluudur). Mutlak zaruret olduu kadar, engelsiz hrriyet de tarihi

    uurda ortadan kaldrlmtr. Var~olu olarak var olma-saydIr ... , egzistans hibir eydi; fakat ben hibir eydim,

    eer egzistans olarak var olmasaydm. Bunda! ~'.01ay ta-rihilik zaman ve ebednin birliidir. Bu manad~. egzis-tans ne zamanllk ve de zamanszlktr, birbirinin iin-de birdir. Egzistansn bu karakteri anda zuhur. eder: Bu zamana ait oluY.n ve zamanszlin zdei, mevcu t

    ann ebedi imdiye kk salmasdr. Tarihi uurda hibir zaman' genel deil, ferdi var-ln kavranld aydnlanf . NetLe )larak tarihilik d-nlemez. Fakat bundan dolay da tarihtlik akl d

    dr denHemez, nk mutlak tarihi olan, tamamiyle po-zitif olduu halde, akl d biraz- negatiftir. Egzistans uurunun taycs, hudut deil, kaynak; kalnt deil,

    mene'dir.

    Hrriyet ve su Egzistans hrriyettir. Bu hrriyet determinizm ve

    en determinizm meselesi olarak ok baka bir sahadadr.

    20

  • EGZSTANS FELSEFES. VE JASPERS

    nk bu her ikisi de objektif varl. tn varln ye-rine alyor ve bu yolla hrriyetle a .. y ediyorlar. Egzis-tansiyel hrriyet objektif deildir, : .. e isbat ne de inkar edilebilir. Ne bilgi, ne keyfilik, ne de kanunla ayn ma-

    nadadr; gene de bilgisiz keyfilik olmadan ve kanunsuz hibir hrriyet yoktur. Hrriyetimin, egzistansiyel seim-de, yani kendi kendim olma kararmda, farkna vannm. Hrriyet egzistansla zde olduundan, anlalmas im-

    kanszdr. Her ikisini de dnerek deil, egziste ede-rek farkn'.. varrm. Bunun iin hrriyet zarfiri olu ile

    keyfiliin zd bir Iii olarak ortaya kar. Semek sure-tiyle, setiime balanrm, yaarm ve neticelerinden de sorumluyum. Bu tecrbi gerekIere bakarak balan~ mayla .bir deildir, seim annda kendini yaratarak ba

    lanmadr. Bundan u netice kar: Nasl var-olu olma-o dan hrriyet olmazsa, mutlak hrriyet de yoktur.

    Kendirnin hr olduuma kani isem, kendimi sulu bilirim. Su hrriyetin .Yabancs deildir: Hrriyetimin iinde ve hr-oluUIn vastasiyle vardr. nk bir faali-yet iinde yayoruz, bu faaliyet yegane sebebidir onun.

    Yaamak iin faaliyet gstermek ve isternek zorundaym. Faaliyetsizlik te bir faaliyettir aslnda, seim ve faaliye-timle bir olan yani dier bir imkan yakalarm. Fakat di-

    erleri insanlardr. Var-oluumla, yani egziste eden in-sann kararyla su ilerim. Bu su, olmaya devam eden her egzistansn hakl oluunu yere vurur. Bu mene'den gelen su, dierlerini malveder. Bu, reddedilemez, bu

    egzistansn kendisidir.

    Transandans Var-olu dayanakszdr ve paramparadr; egzistans sonuz bir kifayetsizliktir. Egzistans ya trasandansa da-

    21

  • FELSEFE YE GR

    yanarak vardr veya yoktur. Hrriyet olarak "varlk veya mevcut-varlk bir" varlktr, fakat var~n kendisi deildir. Gercek varlk transandanstr. Transandans mutlak su-. . ," , rette konu ddr ve gizlidir. Ondan bahseden metafizik de sembollerle urar. Dncesini mantki" olarak yanyaria getirir. Varlk ve yoklul~, daima nb~tlee ona dner. Me-tafizik konu olaraktransandans, birbiriyle durmadan m-

    ...

    cadele eden mi.t, teoloj~ ~e felsefede ort.aya kar. Fakat metafiziin gerek metodu yoldan birini takip etmek-tir: ekli srama, egzistansiyel ilgiler ve ifre yazlarn okuma yolu.

    ekli sramada var-olu ~ategorilert deil, egzistan-.:,n kendisi de srar. Geri tany kii olarak dnmekten kanlamaz, fakat tanr, phesiz gizlidir.

    Transandansa kar egzistansiyel ilgiler unlardr: Egzistansn direnme ve teslimiyeti, d ve k, gnn kanunu ve karanla tutku, birin 've oun zenginlii. Igiler arasnda her iki kanunun retisi de mehur oldu.

    Varlmz, var-olu iinde J.l-:i kuvvete ekilir grnyor: Gnn kanunu tanzim eder, aydnlk ve ~adakat talep eder, dnyada gereklemek ister. Geceye tutku, kendi kendini dnyada harabe ye evirmek isteyen bir baskdr; her nizarn paralar, karanlk doludur, t~melini dnyaya

    ballkta, ve rkta bulur. fadesi erotiktir. ki dnya bir-biriyle temastadr, fakat hibir egzistansta icra edilemez-ler. oun ve birin teorisinde, Jaspers yeniden birliin veya say okluunun tatbikiyle tanrya iaret eder. Tran-sandans, br-olandr. Tanrya kiiIik atfedilemez, nk

    kii dier kiilerle vardr, fakat tanrnn benzeri yok. Bu fikirleriyle Jaspers, Eflatun'un sadk bir talebesidir. Tan-

    rs, gizli, tannmaz, her kategorinin stnde bir tektir. Transandanstr, fakat ayn zamanda var-oluun ve egzis-

    22

  • EGZSTANS FELSEFESi VE JASPERS

    tansn iindedir. Jaspers'in ifreler teorisi de Eflatun'dan izler tasr .

    ...

    releri okumak ve iflas Metafiziin en mhim metodu, ifrelerin okunmasdr. ifre transandans imdiye, gznne getiren va~l}ktr, byle olmazsa, transandans obje ve sje varlk olur-du. ifrede, sembololanla, sembolletirilmi olann ayrl

    mas imkanszdr; ok manal olarak kalr daima. ifre olmayan hibir ey yoktur. Btn var-olu, ta-

    biat ve tarih, balbana uur; bizzat insann kendisi, ta-biat ve dnya ile birlii, hrriyeti transandansn ifreleri olabilirler. ifreleri, okumann dili, bir sanattr. Felse-fi speklasyon da, bir ifre okumadr. Tanr isbaUar da speklatif ifre okumalardr, kaynaklar egzistansn uu

    rundadr. Fakat transand:ans, hibir zaman isbat edilmez, ondan emin olunur. Transandansn nemli ifresi, var-

    oluun kaybolmasdr. flasta, varlk. Tecrbe bize retir: flas, en son olandr; her ey

    iflas eder. Fakat insann durumlarnda iflas eden, egzis-tansn kendisidir. Gerek ve gerek olmayan iflas vardr.

    Eer insan iflas ve bilhassa her eyin sonunun gelmesi-ni isterse, bu, gerek olmayan iflastr. Gerek iflas, mah-

    volacan bile bile, cesaretle, var-oluta devamn iste-yerek, bir dnya kurarken vaki olur. Bu gerek iflas, ebe-

    dilemedir ve varln ifreleri olabilir. flas zaruridir. Eer hrriyet varsa, geerlilik ve de-vamllk bir yerde sona erer, krlabilir. Hrriyet, tabiat-la ve tabiata kar varsa, hrriye,t veya var-olu olarak

    krlmak zorundadr, ifrenin okunmas ancak, her eyin, her bilgi ve felsefe.nin iflasnda mmkndr. Jaspers, her .

    23

  • FELSEFEYE GR ..

    sonlunun iflasn yegane gerek varlk olan tanrnn tas-diki olarak grmek istiyor. Bu, toptan bir bakla grle-bilir. Onun iin de Jaspers felsefesinin esas udur: Fel:-sefe, lmeyi renmek demektir. Parola yle seslenir:

    flas ederken tanry renmek .

    I. M. B04:benski

    24

  • FELSEFEYE GRS .,.

  • Felsefe nedir

    Felsefenin ne olduu ve deerimnakaaldr. On-dan ya fevkalade anahtarlar beklenir, yahut da konusuz

    dnce olarak bir tarafa braklr; ya nadir insanlarn deerli gayreti olarak rkerek baklr, yahut da hayaller-den ibaret lzumsuz bir drlt olarak kcmsenir. Ya

    .. J

    herkesi alakadar eden ve bunun iin de esasnda basi, ve herkes t.arafndan anlalmak zorunda olan, yahut da

    megulolunmas bouna olacak kadar zor bir eyolarak . kabul edilir. Felsefe ad altnda ortaya kanlar, bize ger-ekte :birbirine zt hij.kmler getirirler.

    lme inanan bir insan iin en kts, felsefenin insa-nn bilip sahip olabilecei, herkes iin geerli neticeleri-nin olmaydr. limler, sahalarnda zaruri, herkes tara-

    fndan kabul edilen kat'i neticelere sahip olduklar halde, felsefe binlerce senelik gayretlere ramen, buna ulaa

    mad. uras inkar edilemez: Felsefede, herkes tarafndan kabul edilmekten doan bir birlik yok. Zaruri sebep lerden dolay herkes tarafndan kabul edilen ey, ilmi bir bilgi olmutur, artk felsefenin deil bilinebilenin husus i bir sahasna girer.

    Felsefi dncenin ilimler gibi, bir ilerleme sreci karak~eri de yok. Yunanl hekim Hipokrates'ten muhak-kak i1er~yiz. Fakat Eflatun'a nazaran daha ileride olduumuzu syleyemeyiz. Kulland bilgilerin materyalinde ileriyiz. Felsefe yapmada ise henz belki ona ulaama

    dk. Felsefenin her eklinin, bilimlerden farkl olarak, her kes tarafndan kabul edilir olmaya ehemmiyet vermeme-

    27

  • FELSEFEYE GiR

    si, onun tabiatnda bulunur. Felsefede elde edilen vuzuh, ilimdeki gibi, her akl iin ayn deildir, baarya eriil~

    diinde insann btn mahiyetine tekabl eden bir ka-naattr. lmi bilgiler, herkesin bilmesi asla zaruri olma-yan tek tek konulara ul'atklar halde, felsefede insan insan olarak ilgilendiren varln btn, nn dt

    yeri her ilmi bilgiden daha derin qydnlatan, kavra-yan hakikat bahis konusudur. Geri zerinde allp or-taya konulan felsefe, ilimIere baldr, ilimieri o ada ilerlemi durumlaryla gznne alr. Fakat felsefenin

    manasnnbaka bir menei var. O, insanlarn uyandklar yerde her ilmin nnde ortaya kar.

    Bu ilimsiz felsefeyi, dikkate deer baz grntleri ile ele alalm:

    . Felsefi meselelerde herkes, kendini hkm verme-ye muktedir grr. ilimIerde,. ,renme, tahsil ve metod

    anlamann art olarak kabul edildii halde, felsefeye ge-lince, zaten iin iinde bulunulduu, konumaya kat:ihna-

    bilecei iddias ykselir. nsan oluumuz, kendi kaderi-miz ve kendi hayat tecrbemiz yeterli art olarak kabul edilir.

    Felsefenin herkese ak olmas talebi kabul edilme-lidir. Ama felsefe adamlarnn takip ettikleri en kark felsefe yollar, ancak varln. ve bizzat kendilerinin nasl

    aydnla erieceklerini tayin edecek olan insan olma rmana dkldklerinde manaldr lar.

    2. Felsefi dnce, her zaman mene'den hareket et-melidir. Felsefi dnceyi her fert bizzat yaamak zorun-

    dadr. ocuklarn sorular, insann -aslnda bu ekilde men-' e'den hareket ederek dndne dair bir iarettir. n

    sann ocuk azndan man~ bakmndan felsefe yapma-

    28

  • FELSEFE NEDR

    nn derinliklerine inen szleri iittii hi de nadir deildir. Bir ocuk hayretler iinde, daima bir bakas olduumu

    dnmeye gayret ediyorum, ama gene de daima benim diyor. Bu ocuk, btn kesinlii ile bir mene', kendi ken-qinin uuruna ermekle varlk uuruna temas ediyor. Ben

    olmann, bu hibir eyle izah edilerniyenin bilmecesi nn-de hayrete dyor. Soru sorarak, bu hududun nnde du-ruyor. ,

    Bir baka ocuk, yaratl hikayesini duyar: Balangta tanr, gk ve yeri yaratt ... , ve hemen arkasndan

    sor~r: O hal~e, balangtan nce ne vard? lt. ~u ocuk ardarda sormann sonsuzluunu, akln duramayn reniyor, zira kendisi iin nihai cevap mmkn deildir ..

    Bir baka ocuk, bir gezintide, perilerin geceleri dans ettiklerinden bahsedilen bir ormann karsnda masal

    anlattrr ... Fakat byle eyler yok . ite. Bir baka se-fer, gereklerden bahsedilir, gnein hareketi incelenir

    . ve gnein mi hareket ettii, yoksa dnyann n dnd- sorusu ortaya atlr ve dnyann kre eklinde oldu-

    unu ve kendi etrafnda dndn isbat eden deliller ge-tirilir. ocuk, bu asla doru deildir. der ve yere aya-

    n vurur. Dnya duruyor ite! Ben ne g""rsem, ona inanrm. Bunun zerine o halde, tanpya da m inan-myorsun, onu da grmyorsun? denir. ocuk tereddt eder ve sonra kararl SYIE~T: Eer tanr olmasayd, biz de olmazdk. Bu 'ocuk, var-olu mucizesi tarafndan ya-kalanmtr: Kendiliinden var deildir. Ve sorular ara-

    sndaki fqrk anlar: Acaba yeryzndeki herhangi bir nesne mi, yoksa varlk ve btnyle kendi var-oluumuz mu bahis konusudur?

    Baka bir ocuk, ziyaret iin gittii evin merdiven-lerini karken, birdenbire nasl her eyin sanki daha n-

    29

  • FELSEFEYE GR

    ce yokmu gibi bakalatnn, geip gittiinin farkna varr. Faka~ biraz da kalc eyler olmak zorundadr. imdi teyzemi ziyaret in, merdivenleri ktm hat

    rmda tutmak istiyorum. Evrensel geicilik hakkndaki hayret ve rknt, kendine bo yere bir k yolu aryor. Toplayabilen, zengin bir ocuk felsefesinden bahse-debilirdi. ocuklarn bunu, daha nce ailelerinden yahut bakalarndan iittikleri itiraz!. asla ciddi dnceler' ara-sna giremez. Bu, ocuklarn sonradan felsefe yapamya

    caklar ve byle ifadelerin tesadfi olduu iddias da bir gerei grmek istemiyor. ocuklar, ekseriya gelime es-

    nasnda kaybettikleri bir dehaya sahiptirler. Sanki sene-lerle birlikte trelerin ve fikirlerin, rtlerin ve sorusuz:-1- klarn mahbesine giriyor ve ocuun serbestliini kay-bediyoruz. ocuk henz kendine y~elmi ve hayata ak- . tr, kaybolup gideni duyar, grr ve sorar. Bir an' kendi-sine alan kaybeder ve bykler sonra ona, vaktiyle sylediklerinden ve sorduklanl'l:dan bahsederlerse, a-..

    rr.

    3. nsann kendi mene'inden hareket ederek felsefe yapmas, ruh hastalarnda da grlr. rtillerin kskac

    nn zld ve bizi yakalayp tutan hakikatin konuur gibi olduu anlar nadirdir. Ressam Van Gogh ve air Hl-derlin gibileri mstesna, baz ruh hastalklarnn balangcn, ekil ve dillerinin uygun olmay yznden, neydana klar, objektif bir deer tamayan sarsc cins-

    r-

    ten 'metafizik ilhamlarla dolu ifadelertakip eder. Fakat, o anda yannda olanlar, altnda hayatmz srdrdmz rtlerden birinin yrtld intibana varmaktan kurtulamazlar. Tam uyanklkta tekrar . kaybedilen ve ar:"

    tk bir daha nfuz edilemiyecei anlalan korkun~ derin manalarn tecrbesi, baz shhatli insanlarca da bilinir.

    30

  • FELSEFE NEDR

    u cmlelin derin bir manas var: Doruyu deliler ve ocuklardan dinle. Fakat byk filozoflara borlu oldu-

    umuz yaratc mene'-olu burada deil, pervaszlklar ve bamszlklar ile nadir byk ruhlar olarak asrlar iinde boy gsteren teklerdedir.

    4. Felsefe hepimiz iin kanlmaz bir eydir, bunun iin de efkar- umumiyede, ata szlerinde, sk. sk geen felsefi deyimlerde, aydnlanma a dilinde olduu gibi, hakim kanaatlarda, siyas grlerde, her eyden nce mitlerde, her zaman karmzdadr. Felsefeyi reddeden

    farkna varmadan felsefe yapyor demektir. O halde, bu kadar evrensel ve bu kadar eitli ekil-

    lerde grlen felsefe nedir? . \ Yunanca philosoph kelimesi, sophos kelimesinin ::. :' .. dn tekil etmitir. Bir bilgiye sahip olduu iin, kendi-ne bilgin diyenden farkl olarak, bilgiyi seven. demektir. Kelimenin bu ma?as, bugne kadar srp gelmitir. Fel-sefenin mahiyeti, domatizm, yani kesin, son szn sy-

    lemi retici bir bilgi tarafndan ihanete uram olsa da, hakikati aramaktr. Felsefe, yolda olmak demektir.

    Sorular) cevaplarndan daha nemlidir. Ve her cevap, :y~ni bir soruya evrili~. Yolda olmak, insann zaman iin-deki kaderi, kendine tatmin imkann, yksek anlarda da bir kema1i gizler. Bu asla, bilmi almada, cmle ve bilgi-lerde deil, bizzat var la alan insann tarihi gereklemesindedir. Her seferinde bir insann bahis konusu ol-

    duu durumda gerei kazanabilme, felsefenin manasdr. Arayarak yolda olmak yahut ann kemal ve huzuru-

    nu bulmak. Bunlar asla felsefenin tarifi deildirler. 0, bir hkmden hareket ederek baka bir hkme varmak iin. bir va s ta deildir. Her felsefe, kendini, ortaya kmas ile tarif eder. Felsefenin ne olduunu denemek gerek. hal-

    31

  • FELSEFEYE GR

    de ksaca felsefe, canl dncenin yaa.nmas ve bu d--ncelerde kendini bulma, yahut i ve onun zerinde ko-

    numadr. Ancak, nefis tecrbesinden geerek felsefede kar karya olduumuz eyi idrak edebiliriz.

    Felsefenin manasndan, baka ekillerde de bahsede- . biliriz. Hibir ekil, bu ~.nay bitirip sonuna kadar izah eden1ez ve kendini yegane olarak gsteremez. Eski adan duyarz: Felsefe, ilahi ve insa i eylerin, olmakta-ola-

    nn olmakta-olan olarak bilgisi, erdemin dnen gayre-ti, ilahi olana benzeme ve nihayet kaplayc yn ile b-tn ilimIerin' ilmi, sanatlarn sanat, bir tek sahaya ynel-

    mi tek ilimdir. Bugn felsefeden belki aadaki ekillerde bahsedi-

    lebilir: - Gerei mene'inden seyretmek. - Gerei, dnerek kendi tecrbelerine. bakarak nasl paylatm nazara alarak kavramak.

    - epeevre kaplayann btn geniliine kendimizi amak.

    - Hakikatin her manasyla, sevgiye dayanan bir m-cadelede insanlar arasnda da.komnikasyona cesaret et-mek. Akl salim ve srarla en yabancnn, hatta kendi ba-

    arszlnn karsnda dahi uyank tutmak. Felsefe insan bizzat kendi yapan, onu hakikate or-

    tak eden teksifidir. ' Her ne kadar felsefe herkesi, hatta ocuu bile basit

    ve messir dnceler halinde harekete geirebilirse de, zerinde uurlu bir ekild~ uramak, hi bir zaman t-o kenmeyen, ve her zaman kendini tekrarlayan, daima hal-i hazr olarak kendini gerekleti;en bir vazifedir. Bu va-zife uuru, insanlar insan kaldka, hangi ekilde olursa

    :lsun, uyank olacaktr.

    32

  • FELSEFE NEDR

    Felsefe, yalnz bugn hcuma uramad, ve btUn'ijy-le lzumsuz ve zararldr diye, reddedilmedi. Felsefe" nin vardr, tehlike an,nda bize 'Yardm~ olmadktan sOo-' ml .

    Kilisemn otoriter dnce tarz, bamsz felsefeyi, bizi' tanrdan uzakatrd, dllyevilie gtrd, - hi:.. likle ruh; ifsat ettii i,jp ~.tledi. .. Politik tot~liter d-'

    " '\,.""4; ,'. , . .,:' ."

    :nce, u ekilde ith am etti: Filozoflar, sadece kainat: baka. baka izah ettiler, fakat nemli olan, onun deitirilmesidir. ki dnce tarz da felsefeyi tehlikeli gr-d, nk felsefe nizarn paralyor, ruhu bamszlJ;a do-laysyla isyan ve bakaldrmaya aryor. Vahiy yolu ile varl bildirilen t;::p.;r.: tarafpdan . aydnlatlm b~r taraf, yahuther eyi kendisi iin talep' eden allahsz bir kuvvet, ikisi de felsefeyi yok durumuria getirmek lstiygr .... lar.

    . .Buna felsefenin skmedii insan yaayndan gelen faydahllt ls de ilave edilebilir. Yunan filozoflarnn en eskiS" olarak kabul edilen Tales'i, yldzl ikyzn tetkik ederken, kuyuya dt esnada gren bir ~ka4n,'burnuriun dibinde, bu ,kadar beceriksiz olduun'~ halde, neden en uza ariyorsun? diye glmt. '

    u halde :felsefe, kendini hakl karmal.; m.k~nsz bir ey bu. nk 0, fayda11 ynnden hakl' d~ildii. Felsefe, herhangi -birmaksad gerekletirme endies~nden, faydal ve yar~r1 ... olmak dncesinden, uzak, insa-

    nn meselesi olarak srdrlecek ve i,nsan' Yetadka ger-ekleecek. Kar ~uvvetler bile, k~ndi1erine felsefenin yerini tu~an, fakat' arzu edilen bir tesirin artlar iinde olan, gayeye bal dnce yaplarn~ ortaya karmak ve bizzat kendi manalarin dnmek z,orunda' olduklarndan,

    . 33 F: 3

  • FELSEFEYE GR

    fe1sefeye bo veremezler. Marksizm, fai~m gibi. Bu d-nce rgtleri de felsefenin kanlmazlna ahitlik ederler. Felsefe daima vardr.

    ~~~.fe mcadele edemez, varln isbat1ayamaz, fa-kat kendin anlatr. tham edilirse kar koymaz, dinle-nirse de bir zafer gsterisi y~pmaz. Aslnda, insanln hepsini birbirine balayan bir-oluta yaar. ,

    Felsefe, byk uslup ve sistem kompozisyonu iinde yirmibe asrdr batda, in' de ve Hindistan'da yayor. Felsefe yapmamn eitlilii ve birbirini darda brakan hct!{il!~t iddialar, aslnda birinin gerekliini,. yani vasta olarak kullanmak zere, kimsenin sahip olmad' ve her zaman en ciddi gayretleri ereveledii ge:.:-eini, engel-leyemezler: Ebedi bir felsefe, philosophia perennis. Eer

    . '

    aydnlk bir uurla ve ak dnmek istiyorsak, dn-mzn bu tarihi temeline ynelmiiz demektir.

    34

  • Felsefenin mene'leri

    "Metodlu dnce olarak felsefe tarihinin balangc, 2500 sene ncelerinekadar gider, efsanevi dnce olarak daha ncelere.

    Balang, mene'den baka bir ey. Balang tarihi-dir ve sonrakilere daha nceden yaplm fikir almala

    r yoluyla oalmaya dev~m eden bit yn nazariye geti-rir. Fakat mene' her zaman iin felsefe yapmay tahrik eden bir kaynaktr. Mene' vastasyla her ada felsefe 'belirlenir, eski felsefe anlalr.

    Mene'-olu, ok ynldr. armay soru ve bilgi, bili-nenden pheyi tenkidi aratrma ve belir nik, nsann

    sarsntsnn ve kayboluculuununuuruna ermesini ken-disi problemi takip eder. nce bu moHfi gzden gei--relim:

    L Eflatun, felsefenin mene'i amadr' diyordu. Gzlerimiz bize yldzlarn, gnein ve gk kubbenin m-

    ahedesi imkann verir. By.le bir mahede, bizi kaina-tn aratrlmasna sevkeder. Bu bize, tanrnn lmlle-re bahettii en byk eyi, felsefeyi, getirdi.' Aristo'ya gre insanlar fel.::e~e yapmaya sriikleyen, hayranlktr:

    nsanlar, nce keniilerine arpan yabanc eylere hayret-le baktlar, $onra yava yava devam ettiler ve ayn, gne-

    in, yldzlarn deimelerini ve kainatn nasl tekevvn ettiini sordular.

    Hayranlk grenmeye sevkeder. H~yranlkta bilgisiz-liimin uuruna varrm. Bilgiy 'arar~, fakat bizzat bil-gi iin, herhangi a4i bi~ ~J:ltjya iin :leil.

    35

  • FELsEFEYE GR Felsefe yapma, h'U',at. gai~elerineba11ktan bir' uya-n gibidir. Uyan, ~yay~,ge 've' dnyaya btn bun-

    larn neolduu, btn bunlarn nereden geldii sorula-ryla, . menfaa.ta 'dayanmayan bir mahedede yaanr. Bunlar, cevaplar hibirfayda getirmeyen, fakat cevap-

    landrlmalaryla tatmin olduumuz sorulardr. 2. Olmakta olann bilinmesiyle, h~yr~nl:mn ve aknlmn tat,:rr~,il!ie ulat:rr; anda, ~uphe kendim gsterir. Geri bir' yn bilgiler elde ediiIllitir~ fakat ten-kid szgecinden geirince, hibir ey bellideildir. Du-

    yularmlZn alglar, duyu, organlarmzla snrlanm ve aldatcdrlar, . hi deilse, ~ kendi . dnda, alg11a~adan uzak, bizza~ kendisi~olana tekabl etmiyor lar. Dndklerimiz insan-aklrnza gredirler, 9~lmesi .g .elikiler iinde gerekleirler.' Felsefeyaparak, jpheyi yakalarm ve onu radikal srdrmeyi denerim, fakat ne hibir eyi

    yrrl~te grmek istemeyen ve asla bir adm ilerleme-yen reddetme arzusuyla, ne de phegtrmeyen ve her tenkide dayanabile~e!t kesinlik nedi~' ohal~e? sorusuyla.

    Descartes'in' rrt~hur emiesi, dnyorum, o halde varm. lt DeSeartes, her eyden phe etse 'de, kesin idi; nk bilgimde farkna varrriad~n yanlm olmam, var olmam hususunda da' beni yanltmaz. , . phe, metodlu, phe olarak her bilginin tenkidi

    tahldki olur! Bundan dolay, racikal phe olmadan, fel sefe mmkn deildir. Fakat, nemli olan, phe yoluyla emin-oluun temellnin nerede ve nasl kazanlaeadr.

    3:' Akla giden yolu gsteren ph~ sayesinde, dn-yadaki nesnelerin bilinmesine kendimi vermekle, . ~ese. lenin zerin~eyim, kendimi, \gayelerimi, mutlul~umu, .

    salmi' dnmyorum. Daha ziyade bu bilgilerin elde edilmesiyle kendimi unutmuum, memnunum.

    36

  • FELSEF-ENN MENE'~:E.~i

    Ee~, . kendi -durumumda kendirnin uuruna varrsam, ,bu baka bir eydir.

    Stoac Epiktet, felsefenin mene'i kendi, zaaf ve kudretsizliimizin ortaya kmasdr diyordu. aresizlik annQ~ k~.dimenas, yardm edebilirim? Cevab yleydi: Kudr~tlm dahjlinde olmayan ey leri" kendi zaruretle-ri iinde kendim iin nemsiz, addederim, buna karlk, elimde olanlar, yani tasavvurlarinn tarz ve m-l..tevas

    n dnce yoluyla akla ve ltrriyete kavutururum.~ nsan durupumuzu ele alalm. Birtakm durumla,-dayz. Durumlar d~jir, frsatl~r ,ortaya kar, ,karlr larsa, bir dahageri dnmeler. Eu durumun deim~sine gayret edebilirim. ,Fakat kendi mahiyetleri iinde -kalan durumlar da vardr, anlk grnleri" baka ve her eyi yenenkuvvetleri rtl de olsa: lmeye, ztrap' ekme ye, mcadele etmey'~ mahkumum, tesadfn hakimiyeti

    altnd~ym, durmadan kendini stl~lu,buluyor" ztrap e-kiyor~r. Var-oluumuzun bu durumlarna snr-durum-, lar adn veriyoruz. Bunlar, kapkur~ulamadmz~ de-o

    itiremed:iimiz durumlardr. Hayret ve pheden son-ra, bu hudut-durunlarnfarkna vanimas,ielseenin:derin rrene'idir. Alelade v~r-oluta onlardan kanr, gz-

    ~rimiz kapal, sank(~nla~ yokn.u gibi yaarz. leceimizi, sulu oluumuzu,. tesadfe 'k rban olmuluumuzu unuturuz. u ha:Ide iimiz, var-olu ilgilerimiz tarafn:" dan tahrik edilen plan ve h:areket tarzmzIa tepki gster-

    diimiz ve kendi menfaatlerimize g~e deitirebileceimiz durumlardr. Fakat snr-durumlara, grernemezlik-ten gelme, yahut da, eer, durumu gerekten kavramsak, mitsizlik ve yeniden yapma eklinde tepki .gsteri-riz: Varlk uu~umuzun bir deiiminde bizzat kendimiz

    olacaz.

    37

  • FELSEFE~.T!: G fRi

    nsan oluuIIluzu bir baka ekilde, btn dnya olu-un bir gvenilmezlii olarak aklyalm.

    Meselesizlik, dnyay alelade bir varlk olarak ka-bul eder, mutlu durumlarrp.zda dnyay btn gcmz-le kut1arz~ sorusuz sualsiz' gvenimiz vardr. u anda,

    oluumuzdan /baka bir ey tanmayz. Acl iken, gsz olduumuzda, aresizlik anlarmzda ye'se deriz. Ve bu zor1ukhu yenilmise ve biz hala yayorsak, yeniden ken-dimizi unutur, mutlu gnlerin iinde kayboluruz. Fakat insan byle tecrbelerle aklland. Tehdit onu, kendini emniyete almas iin sktryor. Tabiata hakimiyet ve

    insanlarri birbirlerini' destekleyen bir topluluk ha~ine gelmesi, var-oluu garanti altn'a almaldr.

    nsan tabiata kar, onli kendi hizmetinde kullan-' mak iin, kuvvetleniyor; tabiat bilgi ve teknikle gveni-lir hale getirilmelidir.,

    Yine :de tabiata hakimiyette hesaplanamayan eyler kahyor, dolaysyla devaml tehdit, netice olarak da b-tnde iflas: Ar yorucu i, yallk, hastalk ve lm or-tadan kaldrlamaz. Hakimiyet altna alnan tabiatn b-tn gvenilirlii, toptan gvenilmezliin erevesine aln

    m bir hususiliktir; Ve insan, herkesin herkese kar savan, azaltmak,

    ve sonunda bertaraf etmek iin cemiyet haline geliyor; karlkl yardmla emniyet kazanmak istiyor.

    , Fakat burada da bir hudut kalyor. , Sadece her va-'. tandan, g~rek' dayanmann istedii gibi, dieri iin kendini . koyan bir iurumda olduklar memleketlerde, adalet ve. btnyle hrriyet, emniyet altnda olabilirdi. nk, bu takdirde, birisine hakszlk vaki olduunda

    dierleri, tek insan gib~ hakszla kar koYar1~r. Bu, hibir zaman byle olmad. Daima, aka, aresizlik an-

    38

  • FELSEFENN MENE'LER

    larnda bile, birbi~lerini arkalayanlar, insanlardan az bir gurup yahut fertlerdir. Hibir devlet, hibir. kilise, hi-bir cemiyet, sonuna kadar yardmc olmaz .. Byle". bir da-yanma snrn gizli 'ald sakin zamanlarn gzel al-danmasdr. .

    Fakat, dnyann top\,n gvenilir olmayna karlk, bakalar da var: Dn~da inanlabilen, itimat uyan-

    dran, tahamml ettiren dayanaklar da var: Vatan ve t~p-rak, aile ve ecdat; kardeler ve arkadalar,,, e. Bizzat ken-di dilimizde, inancmzda, mtefekkirIerin ve sanatkarla-rn eserlerinde bize intikal eden yadigarIarn destei var.

    Fakat btn bu yadigarlar, ne emniyete ve ne de ta-mamiyle itimada ayandrIar. nk bize ne olarak ge-lirse gelsin, hepsi insan eseridir. ;Btn bu yadigarIar, daima ayn zamanda soru olarak kalrlar. Fakat btn

    dnya-olmann gvenilmezliinde, gsterge, ynne kon-du. Gsterge, dnyada istenilen kadarn bulmay yasak-'lyor, bir bakasna i~ret ediyor.

    Snr-durumlar, lm, tE!s~~f, su ve dny~nn g-venilmez olu~, bana iflas gsterir. Drst -ibir muhase-be sonunda kendimi ekip karamayacaffi toptan iflas karsnda ne yapaym? ;

    Stoac'nn nasihat, dncenin ba"Q.1szlnda ken-di hrriyetine ekilmek, bize fazla bir ey getirmez. Sto-

    ac, insann aresizliini, kkten yeteri kadar grmediinden yanlyordu. Kendisine verilenle yetiniyor, dncenin kendi iinde bamszlnn bir ey ifade etmeyece-

    ini. ve delilik imkann tanmyordu. Stoac, bizi dnceninl alelade bamszlnda tesellisiz brakyor, nk bu dncenin muhtevas eksik. Sevgi iin kendimizi ver-menin getirecei doluluk; iimizi yenmenn kendiliin-

    39

  • FELSEFEYE GR

    denliinili tecrbesi ve imkann mit eden bekleyiL darda kaldndan da bizi mitsiz brakyor.

    Fakat Stoac'nn istedii ger'ek felsefedir. Smr-du'; rum~~rclflki temel itici kuvveti, ifl~s iinde iken, varla yol bulma imkann getirir. '

    nsan iin, inas nasl rendii, nemlidir." Insamn iflasnnasl rendii, insann hangi ynde olutuunu

    tayn eder. ' ' Snr-durumlarda ya hili~ grUnr, yahut da her e

    ye rame~ y~, hereyden once 'kaybolup gi4.~n dnya-ol-mann ,ne olduu hissedilir. Bizzat mitsizlik, varlyla dnyann tesini gsteren bir iarettir .

    . Bir baka ifadeyle: nsan, kurtulu aryor. Kurtulu, byk, evrensel kurtulu-dinlerf tarafndan takdim edi-

    ,. lir. Nesnel bir garapt~ kurtuluun gerekliini ve hakika- i ~.~ .. . ~ . .

    tini gp,terir. Yolu" ferdi' hidayete g~rr. Felsefe, bu-nu vermeye muktedir deildir~ Fakat yine .:le b~tn felse-fe yapmalar, bir dnyay yenmedir, kurtuluun eidir.

    zetleyelim: Felsefe yapmann mene'i hayranlktr. phedi~; kaybolmuluun uuruna va-rlmasdrr 'Her hal- karda insan kavrayan bir' sarsnt He balar ve bir hsrandan hareket ederek bir gayearar.

    Eflat~ ve Aristo, varln mahiyeticl hayranlktari" bulup karmaya altlar.

    : Deseartes, belirsizin so suzluunda zaruri belirliyi aryordu; stoac'lar var-oluu aclarnda. ruhun skune-tini ..

    . zntnn herbiri haki atine, dilinin ve tasavvur-larnn tari~i elbisesinde sahi . Bu hakikat sayesinde ta-rihi tanr, biz de mevcut olan kaynaklara ineriz.

    Bu ini gvenilen temele, varln derinliine, ebe-dilemeye gider.

    40

  • FELSEFENN MENE'LER!

    Fakat belki de bu kaYllak&rn hibiri, bizimiin ilk-kaynak deiJdir, kaytsz artsz deildir. Varln hay-o

    ranla al, bize nefes a~drr, fakat. bizi alda~r, bizi insandan uzaklarr. aya sevkeq~r, byl bir metafizie:

    drr. Zaruri belirlilik sahasna; ilmi bilgi vastasyla .. dnya-tanziminde, sahip. Stoachkta ruhun sarslmaz tu-tumusarlece tehlikeyi "'tlatmak iin nemlidir, .. fakat

    muhtevasz ve hayatszdr. )3izi felsefe yapmada harekete getiren, bu mes ....

    sir motif. (hayranlk 've bilgi, phe ve eminIik, kaybedi. ve bizzat-kendisi-olm'l) bitip tkenmez.

    itilmemi blnmelerden ve yalnz karanlk- gr-nen anslardan I!lteekkil~ tarihin en k~ten kesimi olan bu ada, imdiye kadar gznne serilen bu motif, geerli, fakat yetersizdir.

    Bir artn altna. girmelidir bu motifl~r: nsanlar arasnda komnikasyon ..

    Bugne kadar, tarihte, gvenilir cemaatlar, messe-o seler ve umumi manada insann. insana ball vard. Bugn blnme, her zamankinden daha ok: Daima da-o ha ok kimseler birbirle'il}i anlamyor, birbirle:iyle kar-

    layor ve birbirlerinden ayrlp gidiyorlar, hibir ce-maat ve sadakat artk pheden uzak, itimada ayan de-.

    ildir. imdi fii1~n her zaman mevcut olan durum,. nem

    kazaruyor: nk hakikatte bakal~.ryla ya birIeebilirip., yahut da birleemem. Eer eminsem, inancm bir

    bakasn~nkine arpar. Bir yerde, snrda daima birlie doru, itaat altna a ak veya mahvetmek gayesiyle mitsiz bir sava devam edecee benzer. Zayflk v~ mu.., kavemetsizlik inanszlar ya krkrne balar, yahut ..

    41

  • FELSEFEYE GR

    d~!p.al!~ kar koydurur. Btn bunlar geici; ve grl-- meyecek eyler deildir.

    Eer inzivada kendisiyle iktifa edebileceimbir kai-nat mevcut olsayd, bu mmknd. Eer inzivada haki-kate ulatmdan emin olsaydm, eksik _ komnikasyon-

    . daki ac ve gerek, komnikasyondaki fevkalade tatmin felsefi ynden byle yakalamazd beni. Fakat ben, yalnz

    bakalanyla varm, yalnz bama bir ey deilim. Akldan akla, ru tan ruha deil, egzistanstan egzis-

    tansa komnikasyon, btn ahsi olmayan muhteva ve geerliliklere bir l' olarak sahip. O halde, pheden uz~k olmak, hc,urp.. etmek, kuvvet kazanmann deil, kendimize yaklamann vastasdrlar. Sava, herkesin birbirine sitahlar verdii sevgi dolu bir savatr~ Alel-ade varln bilinmesi, ancak u komnikasyondadr: Hrriyet iinde hrriyetle- birlikte birbirine kar ve bir-biri vastasyla durmak. Bakalaryla olan mnasebet, sadece bir balangtr, ama karar verirken kklere inin-ceye kadar sormaya cesaret edilir. nce her hakikat, ko-

    i

    mnikasyonda kendisini gerekletirir, ben hakikat iin-de benim, sadece yaamyor, hayatm manaland.:yorum. Tann sadece dolayl olarak gsterir kendini ve in--sandan insana sevgi olmaynca, imkanszdr grnmesi.

    Aklk ve eminlie zaruri olarak varma, paral ve nis-bdir, btnn emrindedir. O halde, stoaclk bo ve ka-

    t bir tutum olur. Fikri ifadesini anlatacam felsefi genel tutum, ger-

    ek komnikasyona itilite ve kendi kendisi-olmay ken-di-kendi si-olma ile derinde balayan sevgi dolu mcade-: le imkamnda, komnikasyonun darda kalmasnn sar-sntsnda k~:_Jeir.

    yle: Felsefenin -merre'i, geri hayran olmada, p-

    42

  • FELSEFENN MENE'LER

    he de, snr-durumlarn tecrhesindedir, fakat btn bun-lar iine alan gerek, komnikasyona arzudadr. Batan beri sylenenler unu gsterir: Her felsefe, kendini bil-dirmek, kendini ifade etmek, iitilmek ister, ki btn bunlarn mahiyeti hakikat olutan ayrt edilmesine im-kan olmayan l?akalarna. da anlatmadr.

    Netice olarak felsefenin gayesine, her eyden nce, bt~ . gayelerin temellendii komnikasyonda ulalacak: Varln bilinmesi, sevginin aydnlanmas, huzurun kemale erm~si.

    43

  • epe-evre kapay~n

    Sizlere felsefenin izah g temel dncelerinden birini anlatacam: Felsefi d.ncenin manasn temel ... ler, onun iin de yle bir yana braklamaz. Her ne ka-

    d~r, tamaniyle il~nhiesi byk bir i' ls~ de, hi olmaz-sa en basit -ekliyle anlalr olmas lazm. Size onu ima etmeyi deneyeceim .

    . Felsefe, u soruyla balar: Bu nedir? nce pek ok olmakta olan var, dnyada nesneler, canl ve canszla

    rn vcutlar, sonsuz. Pek ok 'ey, hepsi geliyor ve gidi~ yor. Ama gefek varlk, yaii her eyi, byle, bir arada tutan, her eyi temellendiren, her ey.i ~{endisinden karan varlk nedir?

    Buna verilen cevaplar, son derece eitlidir. En eski filozoflarn, en eski. cevab, sayg deer Thales'inkidir: Her ey sudur ve sudandr. Arkasndan bunun yerine her

    eyin ate, hava yahut da belirsiz, yahut madde, yahut atomlar, yahut hayat (ki bu gre. gre canszlar, on-dan kopup gelen sprntdr), yahut ruh (ki bu gre gre, eya bir grntden ibarettir, tasavvurlarn bir rya olarak ortaya karmtr). oldu~ sylendi. Mater-yalizin (her 'ey madde ve mekanik hadise), sprita1izm (her ey ruh), hylozoizm (Itainat ruhla dolu, canl bir maddedir) diye veya baka ekillerde adlandrlan bir-ok dnya grleri vardr. Her durumda, varln ne ol-

    duu sorusuna, husus bir karakteri olm~s gereken, dn-

    44

  • EPrE-EVRE KAPLA YAN ",. ;' .. "1'.-.

    yada mevcut bir eye bakarak, her eyin :ondan geldii cevab verildi.

    Fakat' doru olan nedir? ,Ekoller'in' ri~adelesi deva-mnca gsterilen deliller, bu gr noktalarndan' birini hakikat olaral:t. isp,aJlamay baaram.q,~. Her birinde, bir hakikat v~r, yani herbiri bir gr ve'ya hi~ jncelem-e

    eklini, dnyada bir eyler grmeyi retir bize. Fa:kat kendini yegane olarak ilan, eden ve var olan her eyi, kendi gr tarzyla izah .etmek istey'en her gr, yan-

    ltr. Bu nereden geliyor? Bt\in bu grler de mterek

    olanbir ey vardr: Hepsi de varl, karda duran bir nesne, kendisine ynelinen bir konu ,olarak 'alyorlar.

    uurlu var-oluumuzun, bu ok eskifenomeni, bize ok tabii gelir, unk onu mesel e yapm~dmzdan bilmece-sipJ de hissetmeyiz. Dndmz, kendisinden bah-

    settiimiz bizden baka bir ,ey, sje olarak kendisine y-neldiimiz bir objedir. Eer kendimizi dnc'emizin ko-nusu yaparsak, hem bir baka~, he~ de~"-dnen bir ben'iz. Burada dnce, kendisine dner, fakat kendisine obje olma ,artn kotuundan dolay, obje olarak dnlemez. Dnen var-oluumuzun bu temel buluntusu-

    ~a sje-obje yarInas diyo~J.z. "Eer uyank ve uurlu isek, daima 'bu yarlma;rn iindeyiz. stediimiz gibi dF-

    nerek kendi~izi evirip evirelim, daima bu yarma iinde nesnellie yneliriz, bunu ister duyularmzn ger-

    ei, ister, ideal nesnelerin dncesi, saylar ,ve ekiller gibi, 'isterbir mmkn olmayann, tahayyl yahut ha-yal mahsul bir eyolsun. -Konular dtan yahut iden

    olularyla karllzdacLrlar., Schopenhauer'in deyimiyle sjesz bir obje, objesiz hibir sje yoktur.

    Bu sje-obje-yarlmasnn ,her an mevcut 'oluu, ne '/

    45

  • FELSEFEYE GR

    ifade edebilir": Mesele ak, varlk, btnyle ne obje, ne de sje olabilir, varlk bu yarlmada ortaya kan epe-evre kaplayan olmak zorundadr.

    Varlk, hibir zaman bir kOllU olamaz. Bana konu olan her ey ve ben, epe-evre 'kaplayann dna ~kyoruz. Konu, ben iin 'Qelir li bir var lktr. epe-evre kaplayan ve nesneler aydnlandka da aydnl artar. epe-evre kaplayan bizzat konu olamaz, fakat konu ve ben'in yarlmasnda ortaya kar. epe-evre kaplayan daima arka plandadr, kendini arka plandan durmadan gsterir, fakat daina. epe-evre kaplayan olarak kalr.

    imdi, her dnmede ikinci bir yarlma bulunur. Eer aka dnlmse, her konu, dier konularla mukayese neticesinde belirlilie kavuur. Belir1ilik, bir

    eyin bir dierinden ayrt edilmesini ifade eder. Eer varl d.nyorsam, aksini, hi1ii de dnyorum demektir.

    O halde, her nesne, her dnlm muhteva, her konu ikili bir yarlma iindedir. Dnlen nce benim-le, dnen zne ie sonra da dier nesnelerle mnasebet-te dir, dnlen. muhteva olarak hibir zaman her ey, hibir zaman varln btn; hibir- zaman varln ta

    k~ndisi olamaz. Her dnlm olma, epe-evre kap-layandan ayrlm olz.na dem.ektir. Ben ve dier nesne-lerin karsnda hususibir eydir.

    u haldeJ epe-evre kaplayan kendisini daima d-nlm olm.ada gsteren eydir. Kendisi olarak deil, aksine dierlerini kaplayarak grnr.

    Byle bir dorulama neyi ifade eder? Dnce, eyaya bak tarzmz nazar- itibara alnrsa, gayr-i tabiidir. Pratik ynde almaya alm. ak-lmz kendini savunur.

    46

  • EPE-EVRE KAPLAYAN

    Kendisiyle, dnerek, btn dnle,n. ~.Plak i's~ te~i~miz t~e~el operasyon belki g dei,~ fakat' yaban-cdr, nk yeni bir nesnenin bilgisini deil, dncenin yardmyla varlk uurumuzun bir deiimiI?l ifade eder.

    Dnce bize hibir yeni konu gstermediinden, altmz bilgi, dnya bilgisi manasnda botur. Fakat

    ekliyle bize olmakta olann grntsnn eitli imkan-larn aar, ve btn olmakta olan nfuz edilebilir hale

    . ..

    koyar. Nesnelliin manasn deitirir, nk bizde ne-yin ne olduunu grntlerde grebilme yeteneini uyan-

    drr. epe-evre kaplayann aydnlanmas iin bir adm

    daha atmay deneyelim . epe-evre kaplayan hakknda fel~efe yapmak, var- ln iine girmek demektir. Bu, yalnz dolayl olabilir. nk biz, bir konu zerinde dnrz. Bir konu ze-

    rind~ dnerek epe-evre kaplayamn konu dndasna ibreyi koymak zo~undayz. imdiye kadar dnerek ne

    yaptmza dair bir misal: Daima iinde olduumuz, dardan gremediimiz o bj e-sj e yarlmasn, kendisinden bahsettlgimiz .anda ~onu yapyoruz,' iakat baka bir eye

    . nisbet .etmeden. nk yarlma, karmda obje olarak duran eylerin bir mnasebetidir dnyada. fade etm~k

    -ger.ekirse,. hibir zaman konu karakteri olmayan, grn-meyen bir mfuasebettii" bu .

    . Bu obje-sje yarlmasrt daha da dnerek, asl mevcut olandan, kendi ynnden eitli manasyla m-

    ahhas olarak inceleyeli~. Aklolarak nesnelere, canl var-olu olarak evreme, egzistans olarak tanrya yne-

    llpynelmeyiime gre,aslen, eitlidir. .' .

    Akl ola.rak kavranabilir eylerin karsndayz, ve

    47

  • FELSEFEYE (;iR

    herbir nesne hakknda baarld derecede, h~tke~' iin .geerli bilgilere sahibiz. :...' ,

    evremizde, ~l~~~ta-olan canh olarak,. yarlmaq.a tecrbelerimiz tarafndan yakalani.~z. Tecrbe' yaantda gerek ve karmzdadr, yaantmz genel bir bilgiye

    . . ... ,."... "., .... gtrmez bizi. Egzistans ?larak' tanryla-transandans'la..;

    temastayz, ve bu da, ifre' ve semboller olarak yaratlan eylern diliy ~~ ~i ur. Bu ifreohiariiir gereinineak

    mz, ne de ~anl duyulara sahip oliumuz ~avrayabi1ir. Tanrnin konu oluu, bizim iin sadece egzistans olarak gerektir ve amprik gerek, zarU:ri d~nebilir"mana ynnden muharrik konu olarak tamamiyle ba~a .... birbu-uttadr.

    Eer qikkatle inceleyip. emin 9J:n~k . istersek,. epe-evre kapkyan olmann ei.tli ekierind'en taazzuv' etti-

    ini gr~z, ve uzuv, obje-sjeyarlmasIln esa.sndan,ilkin herkeste eit olan'uur olarak akl, ikincisi her-

    , .....

    kesin hH,.1:;!i' .fert olduucanl var;.olu, i).ncs tarihi-1iimiz iinde egzistansdap. ibarettir.

    Byle bir .incelerneyi kis~~a ariatarnam. epe-evre kaplayann "bizzat varlk, transandans olarak dnilld

    n ve dnya diye adlandrldn, . bizzat biz olduumuzu sylemek kafidir: Var-olu, uur ve ruh ve egzis-tans.

    Temel operasyonumuzla, bizi objeye, allm varla balayan kskalar znce,' mistiin manasn da an-larz .. Binle~ce senedenberi, in'deki, Hindstan'daki' ve

    batdaki filozoflar, anlat ekilleri ayr' da olsa, her yer-de ve her zaman sylediler: nsan, sje-obje yarlmasn,

    sje-obj~nin tamamiyle birolmasnda, nesnelliin kay-bolmas ve ben'in zlmesinde amaya muktedir olabi-lir. te o zaman, ger.ek varlk kendini gsterir ~e uya-

    48

  • EPE-EVRE KAPLAYAN

    :tta derin ve tketilmez manasyla uuru brakr arka .. snda. Fakat bunu, yaayan kimse iin bu birlie ulama, gerek uyan ve Qbje-sje yarlmaslaa uura var, bir uy~~dur aslnda. Batnn mistik filozoflarinn en b-y Eflatun, yle yazyor:

    ounlukla, tenin derin uykusundan uyanp kendi-me gelirsem, mucizevi bir gzellik grrm: O zaman, daha iyi ve daha yksek bir dny~y~~it1.iime kuvvet-le inanr, en gzellq.yat yaar, tanryla bir olurum.

    Mistik yaantdan ve her ~stiin istediini tama-miyle anlatamadndan phe edilemez. Mistik epe-ev-re kaplayann iine dalntr. Sylenebilen sje-obje ya-

    rdmastta ithal edilmi demektir ve uurda sonsuza doru durmadan yklenen aydnlanma mene'inin dolgun-

    luuna eriem~z. Biz sadece nesnellik. kazanan. bir r eyden bah$edebiliriz. Dieri anlatlamaz. Fakat bu, felsefi

    . dncenin arkasnda duran, speklatif diye adlandrdmz bu dncenin, muhteva ve' manasn yapar.

    epe-evre kaplayan k~vramakla, binlerce yln dnyay ate, m8:lde, ;ruh, dnya- sreci olarak izah eden varlk retilerini, meta~izii de anlarz. nk,bu

    ret5l~r J ne kendilerini anladklan ekilde nesnel bilgi ola-rak izah ediJip bitirilmi~lerdi, ne de tamamiyle yanl

    lard, aksine, bizzat filozoflann epe-evre kaplayamn mevcudiyetinden kardklar bir varlui bir ifresi, bir

    varlk aydnlannl.as idiler . ./

    Eer dnyadaki grntlere dikkat edersek, varl, ne kendini daima daraltan nesnede, ne de mtemadiyen daralan. dnyamzn ufkunda, grntlerin ve ufuklarn, obje-sje yarlmasnn ~tesinde, grebileceimizi anlarz.

    Eer epe-evre kaplayan felsefi temt:l operasyonu yoluyla kavramsak, balang~ta saydmz metafizik

    49 F: 4

  • FELSEFEYE GiR

    ve varlk retileri herhangi byk ve gorunen olm~kta -olan,' bizzat varln kendisi olatak izah etmek istedik-lerinden kendiliklerinden derler. Fakat bunlar, bizzat varl grmek iin btn nesnelerin, dnlenlerin, dnya ufuklarnn, olmakta-olann tesine gemek iste-yince, bize alan yegane lisandrlar.

    , nk komnikasyondan uzak mistikte de olsa, dn-yay terkettiimizde, bu gayeye ulaamayz. Sadece, ak ve nesnel bilgide uurumuz akkalr. Sadece bu suret-le, hudutta hissedilen yoluyla hudutlarnn tecrbesinde

    muhtevasn bulur. tesini dunrken iinde kalrz. Nfuz edebildiimiz anda, grntnn mahbusuyuz.

    Metafizik yoluyla transandansn epe-evre kaplaya-nn iitiriz. Bu metafizii, ifre yazs olarak anlar::.

    Fakat kendimizi bu dncelerin estetik tad na kap-trrsak, manasn anlamakta hataya deriz. nk muh-tevas, eer gerei ifrelerde iitirsek, bize' grnr. Ve bu. huusta 'hibir ey grmek istemeyen akl yoluyla de-

    il, egzista~smzn gereKlii yoluyla iitiriz. Fakat gerein ifelerini (sembollerini) tutup yaka-ladmz, kullandmz, yiyip itiimiz eyler gibi, m-cessem bir gerek olarak kabul e~emeyiz. Objeyi bu ha-liyle asl varlk olarak kabul etmek, domatiin ve.' sem-bolleri maddi mcessem eyler olarak kabul etmek de

    batl itikadn hususiyetidir. 'nk batl itikad, objeye bal kalma, inan ise epe-evre kaplayanda temellen-

    . .

    medir. . .. ---epe-evre kaplayan felsefi bir alma olarak ta-

    savvur edersek, mahiyeti itibariyle konu olmayan? konu yapyoruz demektir. Bundan dolay, syleneni konulu muhteva olarak terketmek, dolaysyla da, artk ifade

    50

  • EPE-EVRE KAPLAYAN

    edilebilir bir muhteva olarak aratrmann neticesi deil, uurumuzun bir tutumu olan epe~evre kaplayann far-

    ~~~ varabilmek iin devaml kay.d- itirazi ger~klidir. Bilgim deil, kendimden emin oluumdur bakalaan.

    Fakat her felsefe yapmann, esas vasf budur. Konu-lu belirli dnce vastasyla ve sadece onunla epe-ev-re kaplayana ykselmek mmkn olur. Bu manevi yk-

    seli, bi;z;zat varlk iinde var-oluumuzun temelinit ora-dan ynetiliimizi, temelahengi, faaliy:etimizin ve haya-

    t~zn manasn uurda harekete getirir. Belirli dncenin kskacndan, onu terketmek, sonuna kadar srdr-mek suretiyle, bizi kurtarr. Genel felsefi dncelerde,

    imdi oluumuz da gereklemek iin, kanad kynak brakr.

    . Bundan dolay var lk, bizim iin vardr, ve suj e-ob-je yarlmasnda tecrbe yoluyla karanlk, ruh iin de hal-i -hazr duruma geli. Her sadece hal-i hazr, konulu

    . bir biimde ve kendin: gerekletiren ben'in mahiyetiyle kavranabilir. Bizzat varlk, her eyi temellendiren, kayt

    sz artsz oluu dolaysyla, kendini yeniden paralayan ve ep~evre kaplayann u anda var~oluunun duru

    akln geride braksa da; konululuuyla gznne di-kilmek istiyor ~

    Dnen var-oluumuzun ve obje-s~je yarlmasnda ortaya kan, epe-evre kaplayann anlalmas, her eyden. nce, bize felsefe yapma hrriyetini getirir.

    Dnce bizi, her olmakta-:olandan zer. .Bizi her-hangi bir saplanp kalmann kmazndan ekip karr.

    Eyann mutlaklnn kayb ve konulu bilgi teorisi, orada, kafidir deyip kalan iin, nihilizmdir. Dil ve konu

    olu yoluyla belirlilik ve hudutluluk kazanan her ey iin gerek ve hakikat olmak iddias azalr.

    51

  • FELSEFEYE GR

    Felsefi dnce tarzmz, ok kere, . asl varla y-nelmi bir kurtulu ade eden bu nihilizmden geer. . Felse:fi~ yapmada, va):'lmzn yeniden douuyla her hu-dutlu mana ve btil~, sonlu eylerin deeri ortaya kar.

    Dolaysyla yollarn onunla gidilmesi zarureti belirlenir, fakat, ayn zamanda, bu eylerle serbest temas mmkn

    klan zemin kazamIm olur. Aslnda, aldatc olan' salam dayanaklarn ykl,

    muallAkta kalmay getirir, uur~,~ olarak grlen hrri-yetin sahas ~lur, - grnen hilik, asl varln bizehitap

    ettiieye dnr.

    52

  • Tanr fikri

    Batl tanr fikrimizin iki tarihi kk vardr: ncil ve Yunan felsefesi.

    J eremias, mr boyunca yapp meydana getirdii her eyin yklni grd :z;~man,." memleketi ve halk kaybolunca, Msr'da, kavminin son kalntlar Jahwe'ye

    inanlarna sadakat gstermeyip, sis'i kurban edince, ve havarisi Baruch mitsizlie dp,' inlernekten mahvol-

    Cum, hibir huzur bulamyorum deyince, yle sesleni-yordu: Jahwe yle der: Hakikat diye ne yaptmsa, hep-sini parampara ederim, ve ne dikHmse skerim, ve hala kendine pyk ey ler mi istiyorsun? steme!

    Byle duru~larda, bu szlerin u.' manas var: tanr , .. .

    var, bu kafidir.' Olmszln olup olmad sorulmaz 'artk.cAcaba tanr af eder_ pi?, byle bir soru, n plan-da deildir~ nsan, kendi arzusuni,ln, olduu kadar" acs

    nn da, cenneti ~lde etnek iin oldugu hususu, i1~ilen., dirmez. Ve yine dnyann, kendinde tamamlanan bir. ma~ nas olduunq, herhangi bir biimde bir varlk olduunu

    , anlamak imkanszdr; nk her ey, tanr tarafndan ve onun elinde yokluktan yaratld. Her eyin kaybolu-

    u halinde, sadece u kalr: tanr var.' Eer insan tama-miyle kendinden ve gayelerinden geerse, bu gerek, on,a kendini yegane gerek olarak gstermeye kafidir~ Fakat nce ortaya koymaz kendini, mcerret ortaya koymaz,

    yalnz dnyann var-oluuna dalta ve her eyden nce hudutta gsterir kendini. J eremias'n szleri, ac szler-, dir. Artk onlar hayat boyunca nde giden ve sonunda

    53

  • FELSEFEYE GR

    tam iflasta manas"n mmkn klan, tarihte tesir arzusu-na bal deildirler. Onlar l;>asit, fantezisiz konuuyorl~r ve ifadede mnderecattan, dnyada tesir etme arzusun-dan ' feragat ettiklerinden de isbat edilme endisesinden

    '. !," , .>

    uzak bir hakikat ihtiva ederler. Yunan felsefesinin dile getirileri de baka ve fak:: t

    bunlara uygun bir biimde 'seslenirler. ' Xenophanes, M. . 500 de, yle diyordu: Bir tek tanr hkm sryor, ne dncede, ne de gornte lmllere benzer.- Eflatun, ulilhiyeti .. ona iyilik adn

    verr",,: btn bilgilerin mene'i olarak dnyordu. Bi-linebilen' sadece uluhiyetin altnda bilinmekle 'kal-maz; ayn zamanda varln, harnet ve kudrette varli!i

    dna kan" ondan alr. Yunan filozoflar anladlar: Sadec~ geleneklere gre

    birok tanr vardr, aslnda pir. nsan tanry. gzle gre-mez, tanr kimseye benzemez, hibir biimde tasavvur edilemez.

    Ulilhiyet dnya akl, yahut dnya kanunu, yahut talih ve kader, yahut dnyay kuran usta o~arak dnlr.

    Fakat Yunanl dnrlerde, d!inlen bir tanr ba-his konusudur, Jeremias'n yaayan tanrs deil. Her iki-sinin manas da ayndr. Bat teoloji v'e felsefesi, bu ikili kkten hareket ederek dnd: ta~r vardr ve tanr nedir?

    Zamanmzn filozoflar, tanrnn var olup olmad sorusuna yan izmek istergrnyorlar. Ne var-oluunu iddia ed!yor, ne de onu inkar ediyorlar. Fakat felsefe ya-

    , pan, hesap vermek zorundadr., Tanrdan phe ediliyorsa, filozofcevap vermeli, yoksa hibir ey iddia etmeyen, hibir eyi tasdik veya reddetmeyen pheci, felsefeyi,

    54

  • TANn FKR

    terketmiyor demektir. O zaman, konulu belirli bilgi, ya-ni, ilmi bilginin erevesi iinde u cmle ilefelsefe yap-maya son verir: nsan, bilmedii ey hususunda susma-

    ldr. i. Tanr problemi, imdi srasiyle gre,ceimiz birbiri-

    nin zdd olan kaziyelere dayanarak mnakaa edildi. Teolojik hkm udur: t~nry yalnz peygamberler-

    den sa'ya kadar kendini vahiy yoluyla ortaya koyduu iin bilebiliyoruz. Vahiy olmadan, insan iin hibir tanr

    gerei yoktur, tanr dnce yol"y la deil, in:nta gs-terilensadakatla. anlalabilir.

    Fakat I?-cil'den nce ve onun dnda da, uluhiyete erimi 'olanlar var. ,Ve ,hristiy.an bat dnyasnda, bir-ok kimseler, herhangi bir vahiy garantisi olmadan, tan-

    ry yaadlar. Teolojik olana kar eski felsefi bir kaziye var:. tan-ry biliyoruz, nk isbat edilebqir. ilk adanberi. s-regelen tanr isbatlar, "Qtnyle fevkalade vesikalardr.

    Fakat tanr isbatlarn matematik ve tatbiki ilimle-" rink gibi zaruri isbatlar olarak kabul edersek,' yanltrlar. En kkten ekilde Kant, bunlar rtt:

    imdi de aksi geliyordu: Btn tanr isbatlarI?-ln yanll, tanrmn yokluu manasna gelir.

    Byle bir netice yanltr. nk tanrnn var-olu-u ne kadar az isbat edilebilirse, var-olmay da .0 kadar az isbat edilebilir. sbatlar ve .bunlitrn -teddi, sadece un,u gsterir: Varl isbat edilen tanr, tanr deil, dn-yada alelade bir eyolurdu. .

    Tanrnn var-oluunun isbatlar ve red~erine kar hakikat u olmak gerekir: tanrnn varlnn isbat de-nilen eyler, asl~nda katiyyen isbat deil, aksine, dnerek kanaata varma yollardrlar. Binlerce yl dnl-

  • riLSEFEYE GR

    m ve eitli eldllerde tekrar edilmi tanr isbatlarnn, gerekte ilmi isbat, olarak baka manas var. Bunlar, d~ -ncenin, insann ykselmesinin tecrbesinde, . tanrnn

    varlna kanaat getirmesidir. Vastasyla, ,atlta, tanr uurunun tab~.i"~mdi-olua. dnt hududa geldiimiz

    dncenin'y''na-; hareket haline gelirler .. Baz rnekler grelim: En eski isbat, kozmolojiktir. Kozmozdan (d~nyann

    yunanca ad) hareket ederek, tanrmn v'arl neticesine va~~d; Dnyada olup bitenlerinbir sebebe dayanma~ sndan, son sebe be, hareketten hareketin mene'ine, tekin tesadfiliinden, btnn zaruriliine.

    Eer byle bir kyaslama, bir eyin var-oluundan, ayn bize dnk yanna bakarak, arka tarafnn da varlna hkmetmemiz gibi, dierinin de var-oluunu kabul etmemiz manasnda ele alnmak istenirse, yanltr. By-1e, daha' ziyade dnyadaki eylere bakarak, dierlerinin de var-olduu kanaatna varabiliriz. Dnya, bt:tyle konu deildir, nk daima iindeyiz, ve dnyay btn olarak karmza alamayz. Bundan dolay, btnyle-dnyadan hareket ederek dnyadan baka bir eyin de var-oluu neticesine varamayz.

    Byle bir neticeye varmadaki dnce, mamafih, ar-tk isbat lmak iddiasndan vazgeerse, manasn deitirir. Bundan dolay herhangi dier bir neticeye varmak iin yaplan kyaslama ile, kendi iinde gizli, bizim ve

    dnya~n iinde bulunduumuz uura yarma yollarnn srrn getirir bu.

    Hibir ey de olmayal1ilirdi dnces~nl deneyelim ve Schelling'le birlikte soralm: Acaba niin bir ey var da, hibir ey yok, deil? Tann'nn var-oluunun kat'ilii

    u eittendir: Geri tanrnn varl problemine herhan-

    56

  • TANRI FKR

    gi bir cevap alamayz, mahiyeti itibari)rle, aka var-olan ve var olmamils mmkn olmayan, ve herkesi var eden epe-evre kaplayana yneltiliriz.

    Belki de dnya, ebedi olarak kabul .edildi ve dnya-ya kendi kendine ebedi karakteri verildi. Fakat bu doru deil.'

    Dnyada gzel, gayeli, dzenli ve belirli bir mkem-melliin tanzim ettii hibir ~y, dorudan doruya tabi-ata baktimzda, tahassr1e, bitmeyen bir dolgunluk i.;in-de tecrbe ettiimiz hibir ey, kkten '. bilinebilen bir llnya-olutan, 'mesela hehangi bir maddeden hareket edilerek anlalamaz. Canl olann gayeIilii, btn Diim-

    leriyl~ tabiatn var olan .gizellii, dnyann nizarn, fiili bilginin ilerlemesi nisbetinde daima daha ok sr kazanr.

    . .

    Fakat btn bunlardan hareket edilerek tannmn var-lna, iyi yaratc tanrya vanlmak istenirse, buna karlk dnyada btn irkin, dzensiz, nizamsz olanlar da var. Bazlarna gre de dnya, endie verici, yabanc, ty-ler rpertici ve korkuntur. eytamn varlna inanmak

    'da tanrnn varlna inanmak kadar 'zarurl grnyor. Bununla transandansin srr zlmyor, aksine derinle-

    iyor. Mhim olan, dnyann mkemmelliine eriemez olu-undan ne anladmzdr. Dnya sonuna gelmi deildir, daimi deime halindedir-dnya hakkndaki bilgimiz as-la son bulamaz-, dnya kendinden ha:eket edilerek anla ..

    , lamaz. " . . Btn bu isbat .denilen eyler, sadece tanrn)) var-ol-mayn g'stermekle kalmazlar, tanry dnya hudutla ..

    rnda tesbit edilmi, orad~ tesadf edilebilen bir dnya realitesine dntrdkleri iin de yanltrlar. Bundan

    dolay da tanr fikrini bulandrrlar.

    57

  • FELSEFEYE GR

    ,Fakat ,bunlar, ne kadar dnya9~ayanndan hareket ederek bizi yokluun ve mkemmef olamayn nne ge-tirip koyarlarsa, o kadar tesirli olurlar. O zaman bizi, dn-yada, yegane varlk. olarak dnyadan memnun olmamak hususunda uyank tutarlar.

    Durmadan kendini tekrar gsteriyor: tanr, bilginin konusu deildir, varlna zaruri olarak kanaat getirile-mez. Tanr manevi bilginin de konusu deildir. ,Grlme-si mmkn deildir, baklamaz, sadece inanlr.

    . Fakat bu inan, nerden geliyor? Esasen dnya tecr-b.esinin hudutlarndandeil, insann hrriyetinden geli-yor. Gerekten, kendinin varllndan emin olan insan, ay-

    n zamanda tanrnn varlndan da emin olur. Hrriyet ve tanr ayrlamazlar. Niin-?

    Kendimden eminim: Hrriyetim iinde kendi kendi-me var deiliom, onunla yaratldm, nk kendimde olma-yabilir ve hr oluumu da zorlamayabilirim. Fakat ne za-man gerekte ben, ben isem, o zaman benim kendiliimden var-olmadma eminim. Olsa olsa, hr olu, hr olu iinde, dnyada transandansa bal oluta kendini farke-der.

    nsann hr oluuna egzistans adn da, verebiliriz. Tanr benim iin, iinde egziste ettiim kesinlik derece-sinde mug.akkak var. Bilgi muhtevas olarak deil, egzis-tans iin, hal-i hazr olarak var.

    Eer hrriyetin kesinlii, tanrnn varln iine alyorsa, hrriyetin inkar ile tanrnn inkar arasnda bir

    balaht vardr .. Bizzat, kendi var-olu muCizemi yaama-. msam, tanryla hibir ilgiye ihtiyacm yoktur demektir,

    tabiatn, pek ok tanrlarn, cinlerin var-oluundanmemnunum.

    Dier ynden, tanrsz bir ~rriyet olduu iddiasy-

    58

  • TANR FKR

    la, insann tanr1atr~mas arasnda bir ilnU me.vcut~ur. Bu, kendisini ben istiyorum ui mutlak istiklall olar~k anlayan keyfiliin grnte hrriyetidir. Bir kere by-le istiyorum un ve marur lebilmenin garip. tesirine kendimi brakyorum. Fakat nmde dikilip duran bu kendi kendime yalnz olduum hayali, hrriyeti, her eyin bo olduu aresiz1iinde YO,k eder. illa k,endi dedik-lerini geerli klmak isternek lgnl, Kierkegaard'n dedii mitsizlie dnr: nsan, kendisi olmak istedi-inden mitsizlie der yahut insan kendisi olmak iste-

    mediinden mitsizlie der. Tanr benim iin, hrriyet iinde gerekten kendim olduum lde vardr. Bilgi konusu deildir, aksme eg~ zistans iin, ortaya kmak suretiyle vardr.

    Yine de egzistansmzn hrriyet olarak aydnlatlmas yoluyla tanrnn var-oluuisbat edilmemi, sadece var-oluundan emin olunabilecek yer gsterilmitir.

    Dnce hibir tanr isbatnda, eer bu isbat zarur kesinlii getirmek istiyorsa, gayesine ulaamaz. Fakat d-ncenin iflas, arkasnda hibir ey de brakmaz deiL.

    \ Bu, bitip tkenmeyen, daima mesele olarak kalan epe-evre kaplayc tanr uurunun ortaya kmasna iaret eder.

    Tanrnn dnyada elle tutu.lur olmay, insann dn-yada mevcut eyler, otoriteler ve kudretler namna hr-riyetinden gememek zorunda oluu, daha z~yade bi~zat kendine kar sorumluluundan kaamyaca, nk bu takdirde hrriyet adna, hrriyetten vazgeecei, .rnana-

    sna gelir. Verdii karar ve bulduu yoldan 'dolay, sade-ce kendisine teekkr borludur. Bundan dolay Kant,

    yle der: Doruluu aratrlmayan hikmet, bize bir eyler verdii, bize bir eyler yasakla.d iin hayran olma-

    '59

  • FELSEFEYE GR

    ya deer. nk, eer kendi hameti iinde gzlerimizin nnde dursayd, zorlayc otorite ol~rak, ak seik ko-

    nusayd, iradesinin kuklalar ourdu~~ Fakat bizi hr g~r-rnek istiyor. !

    . ,) r

    Tanry bilmek yerine, ki mnfn dei1dir, felsefe yaparak epe-evre kaplaye tanr uuruna kanaat getire-

    biliri~: tanr var.:. Bu cmlenin ia\fet ~ttii gerek ke-sindir. Bu gerek, cmlenin ihtiva ettii' d~ncede kav-ramlamaz. DnUlm olmas, daha ziyade bir bolu.k

    brakr arkas'nda. '. Cnk iinde akl ve manaya dayanan bir teerqoe iin; mevcut h~?!r: ~eyyok .. Bununla denil-rnek istenen, realite tesine ge.mede, dnyann dna ~kmada, gerek, asl gerek olarak hissedilir. Bundan dola-

    y da hayatmzn manas ve en yksek noktas, tanrya katiyetle inandmz anlardadr.

    Egzistans bu 'geree, tanrya muhatap olmann' men-e'iliinde yaklaabilir. Bundan dolay, tanr inancnn

    aslnda var-oluu, her vasta olua k;ar kar. Bu, aslnda herhangi belirli, herkesin ifade edebilecei bir inan konusu ve her insan iin e~t tanry bize anlatan tarihi bir gereklik biiminde deild!r. Daha ziyade, tanryla fert arasndaki amndaki tabiilikte, vastasz herhangi bir aracya ihtiya gstermeyen bamsz mnasebet vaki olur.

    Bu tarihilik ifade ve tasvir edilebilir olmusa, bu bi-imiyle. herkes iin hakikat deildir, fakat yine- de men-

    e'i itiba;riyle dorudur. Tanr gerekten ne ise, mutlak o olmaldr, dilinin her

    hangi bii:' tarihi ..grnnde, nsann dilinde deil .. Eer varsa, bun.dan dolay da hibir vastaya ihtiya gster-meden, dolambah yollara sapmadan, fert olarak insan "iin hissedilir olmaldr.

    60

  • TANR FKR

    Eer tanr gerei ve tarihi tanrya, muhatap olma-daki vastaszlk tanry bilmeyi alyorsa, herhangi bir bil-gi yerine, tanryla tem~s, ~tmemiz talep eq.U~y

  • FELSEFEYE GR

    konu, tamamen ortadan, kalkarsa, .belki s,onunda tesiriyle hayat kurabilen bir yar uur kalr. nmzde.

    :Tabiat ,pitlatrmann 'aydnla kavumas haline.e, eytani olann, estetiin ve batl itikadn, akl vastasyla 'numinos olann anlalmasndan sonra yine de en de-rin sr kaybolmadan duruyor.

    Felsefe yapmann sonunda elde edilen bu yar uur. belki de dolalp geilebilir. ,

    Bu, varlk karsnda susmak demektir. Dil,' bizi~-: iin kaybolmu olann nnde, ~er konu haline .getif.

    mise, sona erer. Bu temele, ,d~cenin almas halinde varlabilir.

    Fakat temel almaya msait deildir. nnde her 'talep mahvolur, sner.

    Orada snak mevcut, fakat yer yok. Dhnyada kate-dilen yolun yok edilemeyen huzursuzluu iinde, biz~ ta-

    ham~l salayan huzur oradadr. Orada dnce, kudsiyet iinde zr. Sorunun ol-mad yerde cevap da yoktur. Felsefe yaparken, sonuna kadar srdrdmz ,soru sorma, cevap almann al

    mas halinde varln sessizliine (huzuruna) ularz. Baka bil; .ncil cmlesi yle der: Baka bir tanrn olmamal. Bu emir) nce dier tan-rlarn reddi anlamna geliyordu. Basit ve temellendiril-mesi mmkn olmayan u fikirde, derin I?anasn buldu:

    Yalnz bir tanr var. Bir tek tanrya inanan insann ha-yat, birok tanrlara inanankine nazaran. daha kkten bir temele oturur. Bir tekin zerine konsantre olmak, egzis-

    taqsn kararna gerek daY'lnan verir. Sonsuz gergin-lik. sonunda yine bir danklktr; eer bizdeki tenel or-tadan kalkarsa, mkemmellik kaytsz artszlktan mah-rum olur. Tek olan, hayatnn esas olarak kazanp kaza-

    62

  • TANRI FKR

    n~,pyaca, insan iin, binlerce yl ncesi gibi., imdi de mevcut.

    ncil'in nc bir cmlesi u: Hkmn ~sun. Tanr karsndaki bu temel tutum, unu ifade eder: Kavranlabilirliin altnda deil, stn-de bulunduundan, emniyetle kavranlmayann nnde boyun emek. Fikirlerio bizim fikirlerimiz deil, yolla-rn bizim yollarmz deiL.

    Bu temel tutum iinde kalarak, tirnad etme~, epe-evre kaplayc bir kran duygusunu, ayn zamanda sz-sz ve ahsi olmayan bir sevgiyi mmkn klar.

    nsan grnmeyen tanr olarak, uluhiyet nnde du-ruyor ve en korkun olana bile, bu tanrnn emri, olarak tahamml edebliyor, ,I bunu belirli bir tarzda ifade edi

    ekliyle, belki de bu emir, insan' aklyla ifade edildii, bu-nun iin de yanl olduun,u bilerek.

    zetle: Ulfhiyetle olan mnasebetimiz, ancak u id-dialar altnda mmkndr: Hibir ekil ve benzetme,-tek tanr - chkmn olsun teslimiyeti iinde.

    Tanrnn tasavvur, edilmesi, insann aydnlanmasdr. Fakat, inan, grmek demek deildir. Mesafede ve soru-da kalr. Tanryla yaamak, kendini hesaplanabilen bir bil~iye dayamak deil, tanrn,n" var lna cesaret ederek

    , ,yaamak demektir. Tanrya inanmak, hibir ekilde dnyada olmayan, transandansn ifre ve sembolleri dediimiz grn~lerin eitli anlamlar tayan dilindekinden baka bir eyle ya-

    amak demektir.' , nanlan tanr, uzak, grnmeyen, isbat' edilemeyen tanrdr. '

    Bundan dolay tanry bilmediimi deil, ayn zaman-,da inanp inanmadm bilmediimi de bilmek zorunda-

    63

  • FELSEFEYE . G~R

    ym. nan, sahip olunan bir mlk dedir. Onda bilgiriin kesinlii deil, .yaanan hayatn eminlii var. Bundan do-

    lay iman sahibi, .objektif olann kalc ok mana1lnda, duymaya daima hazr halde yaar. Duyulabilene teslimi-y~tt~ z~yftr, yine de yolundan amaz. Zayflk elbisesi iinde kuvvetli,' gerek hayatnn phesizliind~ sanumi-dir.

    Tann tasayvuru, ayn zamanda, her gerek felsefe' yap~aya 'bir rnektir: Bilginin kesinliini deil, gerel~ ben-olua, kendi kararmzn hr sahasn'getirir; btn

    . arl, dnyada sevgi z~r~ne ve transandansn ve akl-da kaybolupgiden uzaki~i~' okUIimasna koyar. -

    Bundan doUy da, felsefi olarak ade edilen her ey, insana ok kuru gelir. nk dinleyenin bizzat keildi var-lndan ilave ister.

    Felsefe vermez, sadece uyandrabilir, hatrlatmaya, i

    tesbite ve muhafazaya yardm ed~b.i~ir. Felsefede herkes, aslnda kendnin oktan bildiini

    anla-r.

    64

  • Kaytsz artsz talep

    Kay tsz artsz fiiller, akta, mcadelede, yksek g-revler yklenildii zaman vukubulur1ar. Kaytsz arts

    .. zn ayrca aUtmet-i farikas odur, ki fiil, bir ey zerine oturtulmutur, karlnda hayat artlanmtr ve son de-ildir.

    Kaytsz artszn gereklemesi halinde, var-olu, fik-rin, akn, sadakatiri maddesi olur. Hayat ebedi bir anla-

    mn iine alnr, ana paralanm ve .aleade hayatn te-sadnliine braklmadan, ilkin hudutta, mstesna du-rumIarda, artl, nce ve her zaman ne pahasna olursa olsun, var-oluta kalmak, yaamak istedii halde, kaytsz

    artszn talep ettii fedakarlk, var-oluun yok olmasna, kanlmas mmkn olmayan lmn ste alnmasna kadar gtrr.

    nsanlar, mesela, dayanma iindeki bir savata, dn-yada beraberce bir var-olu iin hayatlaru koyarlar. Da-

    yanma kendisini artlandran hayat nnde, kaytsz artsz durur.

    Bu aslnda birbirine itirnat eden bir cemaatte .olur, fakat ekseriya inanlan bir otoritenin hayran brakan em-rinde; yle ki bu otoriteye kar duyulan hayranlk, ka-

    ytsz artszn kayna haline gelir. Bu inan kararszlktan kurtarr, doruluunu aratrmamz engeller~ Fa-ltat bu ahsn kaytsz artsznda esrarl bir art gizlidir, yani otoritenin baars. man sahibi, kendi itaatiyle ya-

    65 F: 5

  • FELSEFEYE GR

    amak ister. Eer artk otorite kuvvet' olarak herhangi bir baar elde edemez ve bundan dolay 'da ona inancmz:

    krlrsa, kahredici bir boluk meydana kar. Bu boluktan kurtulu, bundan byle, bizzat insan.

    fert olarak istemek olabilir, nk o, ger,ek varln ve. kararlannn temelinin ne olduunu, hrriyet iinde ye~niden kazanabilir.

    Tarihte bu yol, fertlerin kendi hayatlarn yaamak: cesaretini gsterdikleri yere kadar gitti, nk onlar, bir

    kaytsz ar,tsz talebe itaat ediyorlard; onlar" sadakatsz-o ln her eyi mahvettii, sadakatszlk gstererek kurta--

    , rlm hayatn zehirlenebilecei anda, ebedi varln bu ihan~ti, henz ,mevcut var-oluu ruhsuz ve, muhtevasz:

    brakt anda .da sadakati muhafaza ediyorlard. Belki de en temiz ahsiyet Sokratnkidir: Bilmeme-

    nin epe-evre kaplayanyla, aklnn nda yaayarak,. amadan; hakl olma, kin, isyan hislerinin douraca.

    bulanklklara uramadan, kendi yolunda gitti; hi taviz: . .

    vermedi, ka imkann kullanmad ve korkmadan ken-di inancn yaayp, glerek ld.

    Thomas Moore gibi, inanlanna sadk kalan, saf ah":' laki deer ile dolu martirler vardr. Dier bakalar phelidir. Bir eyi isbat etmek iin lmek, ~ir- gayelilii ve bununla birlikte bir tam saf olmay benberinde getirir_ Mesela, sa'nn takipileri denilenlerde olduu gibi, bir.-

    ba'skr ok defa ruhu isterik grnq.leriyle peeleyen bir lm basksndan tr, lme srklenmi idilerse~ sa--dakat, saf plmayta nev, nema ,buluyor demektir.

    Dnyada hibir cemaata dahil olmada!1; sadece tanrr. nnde; kendine dayanaraht u kaziyeyi gerekletiren felsefe adamlar nadirdir: Fe:: -efe yapmak, lmeyi ren-

    m~k demektir. Senelerce lm hkmn bekleyerr Sene-

  • KA YITSIZ ARTSZ TALEP

    ca, kendi aklnn peinden giden gayretini yener, o. ekilde, ki ne layk olmayan bir ekilde hayatna son verir, ne de Neron lmn isteyince, itidalini kaybeder. Boethius bir barbarn verdii ceza ile susuz yere ld. Aydnlk uurla, esas varla dnk felsefe yaparak. Bruno, phesini v.e odun ynna kadar varan sarslmaz gayesiz ta-hammlnn yksek kararna olan teredddn yendi. .

    Seneca, Boethius, Bruno, zaaflar ve kmazlaryla bizim gibi insanlardr. nce kendilerini kazandlar. Bun-dan dolay bizim iin de gerek yol gstericidirIer. n-k velileri biz, ancak alaca karanlkta yahut efsanevi g-

    rn gerek d grnnde.kavrayabiliriz. Fakat, rea-list gre dayanamazlar. nsanlarn insan olarak kapiii-yetli olduklar kaytsz-artszlk, bize gerek cesareti ve-rir, hayali olan ise, sadece tesirsiz, yksek duygular mm-kn klar.

    lebilmenin tarihi rneklerini hatrlattk. imdi de kaytsz artsz talebinin mahiyetini aydnlatmaya ala

    lm. N e yapmalym sorusuna, sonlu gayelerin ve onlarn vastalarnn bilgileri yoluyla cevap alrz. Gda e.lde et-mek lazm, onun iin de i. nsanlarla topluluk iinde ba-

    a kmam lazm. Hayat adam olmann kaideleri baqh yol gsterir. Her seferinde bir gaye, kendisine ait olan bir vastann kullanlmasn ,art koar. Fakat bu gayele-rin niin geerli olduunun sebebi, ya sebebi aratrlmayan var~olu ilgileri, yahut da menfaatlerdir. Fakat~ bu

    ekildeki" bir gaye, hibir za:rpan son gaye deild~r~--nki: u soru cevapsz kalyor: Nasl bir var-olu? Ve soru: Neye?

    Yahut, talebin sebebi, ister benden bakasnn by-le istiyorum. emri, ister byle yazldr. vastasyla 01-

    67

  • FELSEFEYE GR

    -sun, itaat etmek mecburiyetinde olduum bir otoritedir. Fakat bunlar gibi bir otorite, sorgu sualsiz, bundan dola-

    y da tahkiksiz kalr. Btn bu tip talepler artldr. nk, beni bir bakasna, mevcut olma gayelerine, otoriteye bal klar1ar. Buna kar kaytsz-artsz talepler, mene'lerine bizzat kendilerinde sahiptirler. artl taleple~ karma, zahiren

    dayandm. u andaki emniyet olarak g~lirler. Kaytsz-. artsz talepler benden gelirler, beni bende, bizzat kendi

    kendime olm~dm ey va~tasyla tarlar . . Kaytsz-artsz talep, bana, alelade varlma, esas varlmn talebi olarak gelir. Bizzat kendirnin ne oldu-

    umun' - yle. olmak zorundaym - farkna varrmA Bu fary.na varma,- balangta bulanktr, kaytsz-artsz fii-!imin sonunda aydnlanr. Farkna varma, kaytsz-artsz bir fiilde icra edilirse, varln da farkna varlmasyla, soru sona erer, hemen arkasndan, zamanla soru sorma. yeniden ortaya ksa ve deiik durumlarda daima yeni-den kat'iyet elde edilmek mecburiyetinde olunsa da.

    Bu kaytsz-artsz, her gayeliliin nnde, gaye ko-yan olarak durur. Bundan dolay kaytsz-artsz istenen

    deil, istetendir~ Bu sebepten, fiilimin sebebi olarak kaytsz-artsz,

    . bilgi ii deil, bir inancn muhtevasdr. FiilimQ. gaye ve sebeplerini bildiim mddete, sonlu ve artlda ka1yorum. Ne zaman artk -konu olarak temellendirilemeyen

    . .

    bir eyle yaarsam, cl zan1an kaytsz-artszla yayorum. Kay tsz-artszln manasn ,birka karakteristik

    cmle ile anlamaya alalm: . Kaytsz-artszlk, her an olduumuz gibi olmak. deildir, . dnce yoluyla kavranarnyan bir derinlikten

    68