4
d IİOZKURT BASIMEVİ Telefon: 2 9 5 1 Bozkurt GÜNLÜK TARAFSIZ TÜRK GAZETESIDIR YIL: 1 ir SAYI: 136 * PERŞEMBE, 3 NİSAN, 1952 * FIATI l j Kr. - MÜDÜR VE İMTİYAZ SAHİHİ: CEMAL TOĞAN ÎDARE EVİ: Asııı a altı No. 75 Posta Kutusu S24 Lefkoşa-Kıbns Kore Mütareke Konuşmalarına Yarın Yenide Başlanıyor Rusya Tarafsız Bir Murakabeci Olarak Kabul Edilemez Hava çarpışmalarında iki Komünist uçağı hasara uğratıldı ilhak Cephesinde Rahneler! Mim Varoğlu Son haftalar zarfında, bu sü- Başdespotun ne türlü bir icra- tunlarda belirtmiş olduğumuz veçhile, ilhakı propagandala- mak maksadile kilise ıbaşkanı tarafından kurulan mücadele cephesinde, davanın çürüklüğü asebiyle, muhtelif noktalarda bazı gediklerin belirtileri göze çarpmıya başlamış bulunmak- tadır. Son hadiseler tetkik edildi- ğinde öyle görülüyor ki, yhak cephesindeki rahnelerin belirti leri, zamanla büyük birer çö- küş olmak İstidadını göstermek tedlr. Son günlerde, bütün bu rah- nelerin nasıl kapatılacağı çare leri aranmakta ise de, Sen Si- nod meclisinin üyeleri yani; Başdespot ile kazalardaki üç despot ara«ında başgöstermiş bulunan fikir ve siyaset ayrılı- ' ğı, rahnedar olan ilhak mesele sini tamamlyle çöktürebilecek bir çehre arzetmektedir. Bu arada bazı sağcı gazetelerin de bütün çekingenliklere rağmen, bu önemli nokta üzerinde du- ata başvuracağı henüz belli ol mamışsa da kutsiyetpenah Makariosun son haftalar için- de bazı Rum yüksek okullarını ziyaret ederek Rum gençliği arasında yeni bir cephe kurmı- ya çalışması, herkesi kat'i ola rak inandırmıştır ki; kilisenin ilhak politikası büyük engeller ile karşı karşıyadır. Evvelce de belirttiğimiz gibi ortaya bir ilhak meselesi ata- rak para harcamak suretile Kıbrıs halkının huzurunu boz- mıya çalışmakta devam etmesi hiç bir zaman kilise idaresine kredi kazandıramaz. Çünkü, Kıbrıs adası el değiştirecek o- lursa mutlak surette eski sahi- bi Türkiyeye iade edilecektir. Bu hakikat, ilgili devletler arasında böyle bilinerek takdir edildiği halde Kıbrıs kilisesi Başkanının İlhak lehine propa- ganda yapması ve bu suretle kasten millî duygularımızı ren Cide etmekte devam eylemesi, her halde, insanlık kaidelerine Kore, 2 (R): Korede müeta- reke yapılmasını yeniden göz- den geçirmek hususunda de- vam eden durgunluğu sona er- dirmek maksadile Birleşmiş Milletler ve komünist general- leri yarın toplanacaklardır. De legeler iki esaslı mesele ile kar şılaşacaklardır: 1. Rusya tarafsız addoluna- bilir mi? 2. Mütareke devam ettiği müddetçe komünistler askerî hava alanları inşa etnıek hak- kını haiz olacaklar mı? lerine devretmişlerdir. Birleş- miş Milletler, Rusyayı tarafsız bir mütareke murakabecisi ola rak kabul etmiyeceklerini bu gün yine tekrarlamışlardır. Diğer kurmay subaylar harp esirleri mübadelesini müzakere etmek üzere gizli bir celse yap mışlarsa da hiçbir terakki kay detmemişlerdir. Kuzey Korede cereyan eden hava muharebesinde Birleşmiş Milletlerin 23 Sabre tepkili uaçağını karşılamıya çıkan 40 MIG-15 uçağı arasında bugün yer alan çarpışmada iki MIG BOZKURT ALBÜMÜ: 36 DOKUZ BESLEME ALAN AİLE Halen ve Cari Doss adlı kaııkoca hiç çocukları olmadığı için beşi kız, dördü erkek olmak üzere dokuz evlâtlık almışlardır. Resmimizde bu mes'ut aile evlerinin avlusunda bir arada görülmektedirler. Bu meselelerle uğraşan kur-ıl5'in hasara uğratıldığı bildiril may subaylar bunları mafevk- miştir. istanbul Valisi, Pirede Tezahüratla Karşılandı rarak millî mecliste!!! cezrî ıs- lahat yapılmasının gerektiğine işaret etmeleri de öyle gösteri- yor ki, Pariste ilhakı propagan dalamak maksadile harcanan avuçlar dolusu paralardan hiç bir semere sağlanamamıştır. Son günlerde, Paristen dö- /*Hıen temsilcilerin her hangi U- mlt verici bir demeçte ıbulun- mamış olmaları, Rum genel ef kârında beklenmedik büyük sar sıntılara vesile olduğundan şüphe edilmemektedir. Sağcı partinin organı "Eth- nos"un birkaç gün evvelki bir başyazısında Millî Meclisin !!! Üye sayısının 40 ka yükseltil- mesinde ısrarla durulmasından da öyle anlaşılıyor ki, ilhak cephesinde husule gelen gedlk- er kilise pollta sistemini alt üst etmiş bulunmaktadır. Son birkaç haftadan beridir, BOlcu gazeteleri de Başdespo- tun İlhak siyasetinin semere vermediği üzerinde durarak ki- lise başkanının solcular ile işbirliği yapması gerektiğine Işlret etmektedir. Bütün bunla - nn, ilhak cephesinin çökmeğe 'f yüz tuttuğuna, eı» büyük bit I delil «ttiğtafc taanılrnak- tadır. İ Bu elim mamaara kargısında L< * * de aykırı bir hareket teşkil et- mektedir. Bu önemli noktanın, bu güne kadar, kilise liderleri tarafın- dan takdir edilmemiş olması, cidden, esef edilecek hallerden- dir. Biz, şu kanaatteyiz ki; kut- siyetpenah Makarios siyasî maksatlar için harcadığı za- manlar arasında Türk matbu- atının neşriyatıyle de meşgul olacak olursa, haklı itirazları- mız karşısında İlhakın ele alı nacak bir mesele olmadığına inanmakta tereddüt etmiyecek. tir. Atina (a.a) — İstanbul Vali ve Belediye Reisi Profesör Fah reridin Kerim Gökayın başkan- lığındaki Beledlyî heyeti Pire- ye gelmiştir. Geminin yanaştığı rıhtım el- lerinde Türk bayrakları taşı- yan kalabalık bir halk toplulu- ğa tarafından doldurulmuş bu- lunuyordu. Heyet:.ı karaya çık masını müteaklb Türk ve Yu nan millî marşları çalınmış ve heyet Atina ve Pire Belediye P.eıslerile Türkiye elçiliği ve konsolosluk erkânı tarafından coçkun tezahüratla karşıl in- miştir. Atatürk ile Vetıizelos'un dik tikleri ağacın meyvalarını ver- mekte olduğunu ve kardeş ya> kınlığile dünyaya örnek teşkil eden İki milletin bugün elele yaradıklarını ve istanbul hal- kının selâmlarını getirdiğini söyliyen İstanbul Vali ve Bele- diye Başkanını Fire Belediye Reisi, verdiği cevabda, burada adeta bir bayram günü yaşadık larını belirtmiştir. Atina Belediye reisi Nikolo- pulos da iki memleket arasında kikardeşliğin bir sembölü ola- rak kendilerini misafir etmek' le bahtiyar olduklarını bildire- rek mukabelede bulunmuştur. Profesör Gökay, Atina Bele- diye Reisini ve Valiyi ziyaıet. et'.ıkten sonra Kralın sarayına giderek hususî defteri imza et- miştir. Acheson Stalin'İn mesajı hakkında tefsirde bulundu BU MESAJ ÖZEL BİR EHEMMİYET TAŞIMIYOR Vaşington, 2 (R): Amerikan Devlet Bakanı Mr. Dean Ache- son bugünkü bir basın toplan- tısında Mareşal Stalinin bir grup Amerikan gazetecisine gönderdiği mesaj hakkında tef siıde bulunarak bunun geniş bir teammüm serisinde ibarot olduğunu ve şimdiki dılnya vaziyetine yeni hiç bir şey ek- lemediğini söylemiştir. Fıansız-Tunus Anlaşmazlığı Güvenlik Konseyinde Newyork 2 (R): Birleşmiş Mıl- letlerdeki Asya, Afrika grupu, Fransız-Tunus anlaşmazlığının halli hususunda gerekli mua- melenin yapılmasını bugün Gü venlik Konseyinden rica et- miştir. Grupun 12 üyesi Konsey baş kanına ayni mahiyette ayrı ay rı resmî mektup göndererek ilk fırsatta bir 'toplantı yapıl- masını talep etmişlerdir. İlk mektubu Endenozya de- legasyonu göndermiştir. Fahreddin Kerim Gökay gün müddetle Atina Belediye j Emvali Gayri Menkule (Tasarruf, Kayıd ve Meclisinin misafiri olacaktır. Denizin Altında Grev Roma (R.) - Ceneva lima- nında çalışmakta olan dalgıç- lar yevmiyelerinin artırılma- sını istemişler, bu teklifleri red dedildiğinden greve başlamış laldır. Bunlar denizin dibine in dirilmiş olan bir lı^va sandığı içindedirler ve yevmiyeleri art- tııılmadıkça yukarı çıkmıya- caklarını bildirm elerdir. Böy- lelikle Uk defa olarak su altın- da grev yapılmaktadır. Bu gece alman bir habere gö re, dalgıçlar lçec?k suları kal- madığını bildirmişler, tea^ka Mr şikâyetleri olmadığını da söylemişlerdir, Amerikan harp uçakları atom silâhları ile Teçhiz Edilecekler RUSLAR UÇAK SAYISI BAKIMINDAN ÜSTÜNDÜRLER Şikago, 2 (R): Amerikan ha- va kuvvetlerine ait bütün harp uçaklarının atom silâhları ta- şıyacak şekilde teçhiz edilecek- leri hava bakanı Thomas Fin- letter tarafından açıklanmış- tır. Bakan, harp halinde Ame- rikanın muharebe veya cephe gerisindeki stratejik mukabil hücumlarda bu silâhları kulla- nabilecek yegâne devlet olaca- ğını söylemiştir. Bir şölende yaptığı demeçte Flnletter şöyle demiştir: "Av- rupada muharebe bağlarsa Rus ya 10 bin uçak çıkarabilecek- tir. Avrupa müttefiklerinin u- çak sayısı ise bu yıl sonunda 4 bini bulacaktır. Amerikan uçak imalâtı 1953 de şimdiki Rus rakamlarını yetişecektir. Maamafih harpten beri birik- miş uçakları İle Ruslar yine üstün olacaklardır. Ayrıca Sov- yetler atom silâhlarının imali hususunda büyük iktidara sa- hiptirler, ve millî gayretlerinin önemli bir kısmım bu maksada hasretmektedirler," Takdiri Kıymet Kanunu Gönyeli kariyesinde bulunan bütün emvali gayri menkulo- nin umumî kaydı yapılacaktır. Mezkûr emvale ait bütün plân vc tafsilât köy muhtarına tes- lim edilmiştir. Alâkadar eşhas muhtara müracaatla mezkûr plân ve tafsilâtı tetkik veya kopya edebilirler. Bu maksat için üçret ödenmez. Mezkûr emval sahipleri, bu hususta Resmî Gazetede neşre dilen bildiriğin tarihinden 60 güne kadar müracaatta bulunu rak tafsilât beyannamesinde kendilerine alt olarak gösteri- len emvalin İsimlerine kaydedil memesine veya ayni listeye da- hil olmamasına sebep gösterme tidirler. Mal sahiplerinin nazaıı Kendisine sorulan bir suale cevaben Mr. Acheson Stalinin ifadesinin özel bir ehemmiyet teşıdığını zannetmediğini söy- lemiş ve ilâveten Sovyet noktal nazarının esası Rusyanın son zamanlardaAlmanya hakkında üç Batılı devlete gönderdiği no tada ihtiva edilmektedir." de- miştir. Sorulan başka suallere ce- vaben devlet bakanı şöyle ko- nuşmuştur: "İngiltere, Ameri- ka ve İtalya temsilcilerinin iş- tiraki İle ve Triyestede daha yakın işbirliğini müzakere et- mek üzere yakında Londrada yapılacak olan toplantı hakkın da Mareşal Tito lüzumsuz yere telâşa kapılmaktadır. Londra konferansından maksadın Trl- yestenin müstakbel tertibini konuşmak değil de bu bölgenin idarî meselelerini gözden geçir mek olduğunu Amerika Yugos jlavyaya açıklamış bulunmak- tadır." dikkati emvali gayrî menkûle (Tasarruf, Kayd ve Takdiri Kıymet) Kanununun 45 inci maddesine celbolunur. AYISAL Resmi Gazeteden

Bozkurt - KKTC Meclis Evrak Yönetim Sistemi - Anasayfaevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/bozkurt/1952/Nisan/03Nisan... · sini tamamlyl çöktürebilece ek ... hil olmamasın sebea

Embed Size (px)

Citation preview

d IİOZKURT

BASIMEVİ Telefon: 2 9 5 1

Bozkurt GÜNLÜK TARAFSIZ TÜRK GAZETESIDIR

YIL: 1 i r SAYI: 136 * PERŞEMBE, 3 NİSAN, 1952 * FIATI l j Kr.

-

MÜDÜR VE İMTİYAZ SAHİHİ:

CEMAL TOĞAN

ÎDARE E V İ :

Asııı a altı No. 75 Posta Kutusu S24

Lefkoşa-Kıbns

Kore Mütareke Konuşmalarına Yarın Yenide Başlanıyor

Rusya Tarafsız Bir Murakabeci Olarak Kabul Edilemez

Hava çarpışmalarında iki Komünist uçağı hasara uğratıldı

ilhak Cephesinde Rahneler! Mim Varoğlu

Son haftalar zarfında, bu sü- Başdespotun ne türlü bir icra-tunlarda belirtmiş olduğumuz veçhile, ilhakı propagandala-mak maksadile kilise ıbaşkanı tarafından kurulan mücadele cephesinde, davanın çürüklüğü

asebiyle, muhtelif noktalarda bazı gediklerin belirtileri göze çarpmıya başlamış bulunmak-tadır.

Son hadiseler tetkik edildi-ğinde öyle görülüyor ki, yhak cephesindeki rahnelerin belirti leri, zamanla büyük birer çö-küş olmak İstidadını göstermek tedlr.

Son günlerde, bütün bu rah-nelerin nasıl kapatılacağı çare leri aranmakta ise de, Sen Si-nod meclisinin üyeleri yani; Başdespot ile kazalardaki üç despot ara«ında başgöstermiş bulunan fikir ve siyaset ayrılı-

' ğı, rahnedar olan ilhak mesele sini tamamlyle çöktürebilecek bir çehre arzetmektedir. Bu arada bazı sağcı gazetelerin de bütün çekingenliklere rağmen, bu önemli nokta üzerinde du-

ata başvuracağı henüz belli ol mamışsa da kutsiyetpenah Makariosun son haftalar için-de bazı Rum yüksek okullarını ziyaret ederek Rum gençliği arasında yeni bir cephe kurmı-ya çalışması, herkesi kat'i ola rak inandırmıştır ki; kilisenin ilhak politikası büyük engeller ile karşı karşıyadır.

Evvelce de belirttiğimiz gibi ortaya bir ilhak meselesi ata-rak para harcamak suretile Kıbrıs halkının huzurunu boz-mıya çalışmakta devam etmesi hiç bir zaman kilise idaresine kredi kazandıramaz. Çünkü, Kıbrıs adası el değiştirecek o-lursa mutlak surette eski sahi-bi Türkiyeye iade edilecektir.

Bu hakikat, ilgili devletler arasında böyle bilinerek takdir edildiği halde Kıbrıs kilisesi Başkanının İlhak lehine propa-ganda yapması ve bu suretle kasten millî duygularımızı ren Cide etmekte devam eylemesi, her halde, insanlık kaidelerine

Kore, 2 (R) : Korede müeta-reke yapılmasını yeniden göz-den geçirmek hususunda de-vam eden durgunluğu sona er-dirmek maksadile Birleşmiş Milletler ve komünist general-leri yarın toplanacaklardır. De legeler iki esaslı mesele ile kar şılaşacaklardır:

1. Rusya tarafsız addoluna-bilir mi?

2. Mütareke devam ettiği müddetçe komünistler askerî hava alanları inşa etnıek hak-kını haiz olacaklar mı?

lerine devretmişlerdir. Birleş-miş Milletler, Rusyayı tarafsız bir mütareke murakabecisi ola rak kabul etmiyeceklerini bu gün yine tekrarlamışlardır.

Diğer kurmay subaylar harp esirleri mübadelesini müzakere etmek üzere gizli bir celse yap mışlarsa da hiçbir terakki kay detmemişlerdir.

Kuzey Korede cereyan eden hava muharebesinde Birleşmiş Milletlerin 23 Sabre tepkili uaçağını karşılamıya çıkan 40 MIG-15 uçağı arasında bugün yer alan çarpışmada iki MIG

BOZKURT ALBÜMÜ: 36

DOKUZ BESLEME ALAN AİLE Halen ve Cari Doss adlı kaııkoca hiç çocukları olmadığı için beşi kız, dördü erkek olmak üzere dokuz evlâtlık almışlardır. Resmimizde bu

mes'ut aile evlerinin avlusunda bir arada görülmektedirler.

Bu meselelerle uğraşan kur-ıl5'in hasara uğratıldığı bildiril may subaylar bunları mafevk- miştir.

istanbul Valisi, Pirede Tezahüratla Karşılandı

rarak millî mecliste!!! cezrî ıs-lahat yapılmasının gerektiğine işaret etmeleri de öyle gösteri-yor ki, Pariste ilhakı propagan dalamak maksadile harcanan avuçlar dolusu paralardan hiç bir semere sağlanamamıştır.

Son günlerde, Paristen dö-/*Hıen temsilcilerin her hangi U-

mlt verici bir demeçte ıbulun-mamış olmaları, Rum genel ef kârında beklenmedik büyük sar sıntılara vesile olduğundan şüphe edilmemektedir.

Sağcı partinin organı "Eth-nos"un birkaç gün evvelki bir başyazısında Millî Meclisin !!! Üye sayısının 40 ka yükseltil-mesinde ısrarla durulmasından da öyle anlaşılıyor ki, ilhak cephesinde husule gelen gedlk-er kilise pollta sistemini alt

üst etmiş bulunmaktadır. Son birkaç haftadan beridir,

BOlcu gazeteleri de Başdespo-tun İlhak siyasetinin semere vermediği üzerinde durarak ki-lise başkanının solcular ile işbirliği yapması gerektiğine Işlret etmektedir. Bütün bunla

- nn, ilhak cephesinin çökmeğe ' f yüz tuttuğuna, eı» büyük bit I delil «ttiğtafc taanılrnak-| » tadır.

İ Bu elim mamaara kargısında L < * *

de aykırı bir hareket teşkil et-mektedir.

Bu önemli noktanın, bu güne kadar, kilise liderleri tarafın-dan takdir edilmemiş olması, cidden, esef edilecek hallerden-dir.

Biz, şu kanaatteyiz ki; kut-siyetpenah Makarios siyasî maksatlar için harcadığı za-manlar arasında Türk matbu-atının neşriyatıyle de meşgul olacak olursa, haklı itirazları-mız karşısında İlhakın ele alı nacak bir mesele olmadığına inanmakta tereddüt etmiyecek. tir.

Atina (a.a) — İstanbul Vali ve Belediye Reisi Profesör Fah reridin Kerim Gökayın başkan-lığındaki Beledlyî heyeti Pire-ye gelmiştir.

Geminin yanaştığı rıhtım el-lerinde Türk bayrakları taşı-yan kalabalık bir halk toplulu-ğa tarafından doldurulmuş bu-lunuyordu. Heyet:.ı karaya çık masını müteaklb Türk ve Yu nan millî marşları çalınmış ve heyet Atina ve Pire Belediye P.eıslerile Türkiye elçiliği ve konsolosluk erkânı tarafından coçkun tezahüratla karşıl in-miştir.

Atatürk ile Vetıizelos'un dik tikleri ağacın meyvalarını ver-mekte olduğunu ve kardeş ya> kınlığile dünyaya örnek teşkil eden İki milletin bugün elele

yaradıklarını ve istanbul hal-kının selâmlarını getirdiğini söyliyen İstanbul Vali ve Bele-diye Başkanını Fire Belediye Reisi, verdiği cevabda, burada adeta bir bayram günü yaşadık larını belirtmiştir.

Atina Belediye reisi Nikolo-pulos da iki memleket arasında kikardeşliğin bir sembölü ola-rak kendilerini misafir etmek' le bahtiyar olduklarını bildire-rek mukabelede bulunmuştur.

Profesör Gökay, Atina Bele-diye Reisini ve Valiyi ziyaıet. et'.ıkten sonra Kralın sarayına giderek hususî defteri imza et-miştir.

Acheson Stalin'İn mesajı hakkında tefsirde bulundu

BU MESAJ ÖZEL BİR EHEMMİYET TAŞIMIYOR

Vaşington, 2 (R) : Amerikan Devlet Bakanı Mr. Dean Ache-son bugünkü bir basın toplan-tısında Mareşal Stalinin bir grup Amerikan gazetecisine gönderdiği mesaj hakkında tef siıde bulunarak bunun geniş bir teammüm serisinde ibarot olduğunu ve şimdiki dılnya vaziyetine yeni hiç bir şey ek-lemediğini söylemiştir.

Fıansız-Tunus Anlaşmazlığı Güvenlik

Konseyinde Newyork 2 (R) : Birleşmiş Mıl-letlerdeki Asya, Afrika grupu, Fransız-Tunus anlaşmazlığının halli hususunda gerekli mua-melenin yapılmasını bugün Gü venlik Konseyinden rica et-miştir.

Grupun 12 üyesi Konsey baş kanına ayni mahiyette ayrı ay rı resmî mektup göndererek ilk fırsatta bir 'toplantı yapıl-masını talep etmişlerdir.

İlk mektubu Endenozya de-legasyonu göndermiştir.

Fahreddin Kerim Gökay gün müddetle Atina Belediye j Emvali Gayri Menkule

(Tasarruf, Kayıd ve Meclisinin misafiri olacaktır.

Denizin Altında Grev Roma (R.) - Ceneva lima-

nında çalışmakta olan dalgıç-lar yevmiyelerinin artırılma-sını istemişler, bu teklifleri red dedildiğinden greve başlamış laldır. Bunlar denizin dibine in dirilmiş olan bir lı^va sandığı içindedirler ve yevmiyeleri art-tııılmadıkça yukarı çıkmıya-caklarını bildirm elerdir. Böy-lelikle Uk defa olarak su altın-da grev yapılmaktadır.

Bu gece alman bir habere gö re, dalgıçlar lçec?k suları kal-madığını bildirmişler, tea^ka Mr şikâyetleri olmadığını da söylemişlerdir,

Amerikan harp uçakları atom silâhları ile Teçhiz Edilecekler RUSLAR UÇAK SAYISI BAKIMINDAN

ÜSTÜNDÜRLER Şikago, 2 (R) : Amerikan ha-

va kuvvetlerine ait bütün harp uçaklarının atom silâhları ta-şıyacak şekilde teçhiz edilecek-leri hava bakanı Thomas Fin-letter tarafından açıklanmış-tır. Bakan, harp halinde Ame-rikanın muharebe veya cephe gerisindeki stratejik mukabil hücumlarda bu silâhları kulla-nabilecek yegâne devlet olaca-ğını söylemiştir.

Bir şölende yaptığı demeçte Flnletter şöyle demiştir: "Av-rupada muharebe bağlarsa Rus

ya 10 bin uçak çıkarabilecek-tir. Avrupa müttefiklerinin u-çak sayısı ise bu yıl sonunda 4 bini bulacaktır. Amerikan uçak imalâtı 1953 de şimdiki Rus rakamlarını yetişecektir. Maamafih harpten beri birik-miş uçakları İle Ruslar yine üstün olacaklardır. Ayrıca Sov-yetler atom silâhlarının imali hususunda büyük iktidara sa-hiptirler, ve millî gayretlerinin önemli bir kısmım bu maksada hasretmektedirler,"

Takdiri Kıymet Kanunu

Gönyeli kariyesinde bulunan bütün emvali gayri menkulo-nin umumî kaydı yapılacaktır. Mezkûr emvale ait bütün plân vc tafsilât köy muhtarına tes-lim edilmiştir. Alâkadar eşhas muhtara müracaatla mezkûr plân ve tafsilâtı tetkik veya kopya edebilirler. Bu maksat için üçret ödenmez.

Mezkûr emval sahipleri, bu hususta Resmî Gazetede neşre dilen bildiriğin tarihinden 60 güne kadar müracaatta bulunu rak tafsilât beyannamesinde kendilerine alt olarak gösteri-len emvalin İsimlerine kaydedil memesine veya ayni listeye da-hil olmamasına sebep gösterme tidirler. Mal sahiplerinin nazaıı

Kendisine sorulan bir suale cevaben Mr. Acheson Stalinin ifadesinin özel bir ehemmiyet teşıdığını zannetmediğini söy-lemiş ve ilâveten Sovyet noktal nazarının esası Rusyanın son zamanlardaAlmanya hakkında üç Batılı devlete gönderdiği no tada ihtiva edilmektedir." de-miştir.

Sorulan başka suallere ce-vaben devlet bakanı şöyle ko-nuşmuştur: "İngiltere, Ameri-ka ve İtalya temsilcilerinin iş-tiraki İle ve Triyestede daha yakın işbirliğini müzakere et-mek üzere yakında Londrada yapılacak olan toplantı hakkın da Mareşal Tito lüzumsuz yere telâşa kapılmaktadır. Londra konferansından maksadın Trl-yestenin müstakbel tertibini konuşmak değil de bu bölgenin idarî meselelerini gözden geçir mek olduğunu Amerika Yugos

jlavyaya açıklamış bulunmak-tadır."

dikkati emvali gayrî menkûle (Tasarruf, Kayd ve Takdiri Kıymet) Kanununun 45 inci maddesine celbolunur. AYISAL Resmi Gazeteden

S A Y F A 2

e s î i m i ^ ı ı ı ı

BOZKURT PERŞEMBE, 3 NİSAN, 1952

II II S))"1» - - _ İNİINE

Kefil de Borçlu Demektir

"Gönül, teselli bulmaaa; çat-den ah çekmeye baslar.

,QRE

Evlenme, boşanmada rekor kıran kadın

lp.r,, denir. Galiba bundan ötü-rü olacak ki borçlu borcu yüzün den bir felâkete duçar olunca: "Allah tan kötü bulsun, beni mahvetti. Bana bir sene daha müsaade etseydi; harb pahalı-lığından istifade edecek ve bor cumu kapatabilecektim. Birbi-ri arkasına o kötü yıllar gelme miş olsaydı; ben borçtan kor-kar mıydım? öküaüm öldüğü zaman bana vaktinde para ve rilpeydi; tohumlarımı vaktinde ekebilecek, hiç olmazsa yüz ki-le daha buğday mahsulü ala cak ve bu felâkete uğramıya-caktım. Davarımı ölet yakala-masaydı; ben bu hale düşer miydim? On sene evvel falan öğretmenin teşviki ile filân on dönümlük parçayı hep badem fiöanı doldurmuştum. Muhtar, cemaatini düşünen iyi niyetli in san olsaydı; destebanı ve onun vasıtası ile kötü çobanları kont ru! etseydi; şimdi bin kadar mahsule yatmış badem ağacım olacaktı, borcumu rahat, rahat ödeyecektim. Fakat bu zalim adam, köyde kendisinden baş-kasının hayır ettiğini görmek istemez ki... Hükümet te inadı-mıza bu muhtarı kazık gibi ka-tımıza çaktı «Jurau. Sanki köy de başka adam yoktur, sanki c ölürse; köy muhtarsız kala Cîtk..e..c..h! Allah, ne Allah tır. Eden bulur, inliyen ölür.,, diye söylenerek teselli bulur yahut kendi kendini avutur.

Fakat kefil için bu çeşit te-selli ve avunmaların hiçbiri va rit değildir. Kefil, kefaleti yü zünden uğradığı felâketi sükût la karşılamak durumundadır O, duyduğu nedamet azabını zehir damlaları gibi içine akı-tır. önce kimseye hissettirme-mek için gizlice, sonraları için d? biriktirdiği zehir damlaları, nm meydana getirdiği yangı

Eşi, dostu ona teselli verecek yr-îde; "Canım! ne akla kulluk etmiştin? Onun gidişini anlama m:ik olurmuydu? Malını terhin ettiğini, sütçüye, bakkala, ara-bacıya borçlu olduğunu, sene-lerdir alacaklıları çeşit hiyle-lerle atlattığım çocuklar bile öğrendi,, diyerek yarasına tuz, biber ekerler.

Ailesi ona; hor gözle bakar, fırsat beklemeden vakitli, va-ki i siz "Hin tutuma uzuna, ha-yır etmezine kefil olacak bir sen mi bulundun? Çoluk, çocu-ğunun felâket kuyusunu kendi el:nle kazdın. Yavrusunu yiyen Kedi bile senin yaptığını yap-mazdı. Bütün âilenin esir gibi işleyip birlediğini tuzla buz et-tin. Varımız, aklıaa kurban git ti. Herkesin erkeğ', âilesinin di reği, bizimki ocak - söndüren. Bu felâketi başımıza getirece-ğine kâşki tatlı canın bir kaza-j a kurban gitseydi..! Hiç ol-mazsa biz, ayağımızın pabucu alnımızın teri ile kendi malı-mızda esir gibi işler, bir dilim esmer ekmek kazanır fakat ya bancı malda işlemez, il sözü duymazdık.,, demekten çekin-mez olur. Bu durum karşısında hayat müflis kefil-: azab olur.

Kefalet; borcun ildz deli kar defidir. Borç yüzünden gelecek felâketin acısı, zamanla rengi-ni ve şeklini değiştirerek kin ve garaz kılş£.:^ bürünür. Fa kat kefilliğin yumurtaladığı vicdan azabı; unuımaz bir ya ra hilinde gün geçtikçe derin-leşir ve derinleştikçe müzmin-leşlr. »

Meğer şahit ol teklifine; " Vaktim yok.,, Kefil ol teklifi-ne: "Param yok., Vekil ol tek lifine; "tşim çok ., ata sözleri ne manalı cevablarımış. Sayın köylü kardeşler! Kazanç yolunda nekadar çalışmak lâ

i S Caketler Bir Yana

Bu yıl kış hemen hemen bü-tün şiddetini gösterdi. Yalnız biz de bütün düyada kış mevsi-mi ağır bastı. Baharın ilk ayını da kendisine mal etti. Böylece Mi.rt ayında kuvvetli soğuklar oldu. Fırtınalar koptu.

Şimdi Nisana girdik. Nisan ilk günlerinde, artık Kışa elve-da demek icab ettiğini bize is-pat etmiye çalışıyor. Gök mas-mavi... Hava sıcak... Ama biz de Bahar yalnız şu Nisan ayın da hükmünü sürer. Yarın, Ma-y s şöyle bir gelince; "Of, Puf çekmekten, sırtımızdaki herşe-yi bir yana fırlatmaktan başka ne yapabiliriz. Daha şimdiden, N;san ayının şu illr günlerinde caketle gezilmek imkânsız gö-rünüyor.

Ahmet C. GAZİOĞLU Dün şöyle uzun yola doğru

yürüyeyim dedim, ilkin daha Atatürk meydanında iken as-falttaki katıranın sıcaktan eri miye başladığını gördüm. Son-ra, bütün yol boyunca; sağı mm, solumun caketsiz insanlar la dolu olduğunu görünce hay T'?ı bile etmedim. Zira alnım-dan terler akıyordu.

Doğan Türk Birliği Kültür Kolundan:

5 Nisan Cumartesi günü ö.s. s&at 4 de Ortaokul öğretmen-lerinden Sayın Bayan Zeynep A. Evrenos tarafından bdr kon feıans verileceğinden sayın ü-3'- ve halkımızın teşrifleri öz-leııir.

CUP FİNAL MAÇI Pazar günü oynanacak olan

Ç'.T.S.B. ve Pezeptrikos Cup Final maçında Türkiye Konso-losu Bay Işın ve Bay îkizer bazır bulunacaktır.

Kopun kupasından maada galip gelen takıma 2 kıymetli kupa verilecektir. Biri Rose Hotel Leymosunda ve diğevi de Kardeş Ocağı tarafından ko nulmuştur.

Bizimkiler dalı ı henüz, öyle birdenbire kıyafet değiştirmedi ler ama, ingiliz ve Rum bayan lan kısa kollu basmalarını giy-miye başladılar. Onbeş - yirmi gün sonra daha henüz Bahar mevsimi yarı ömrünü tamam-lamadan, yazın bütün açıklığı-nı göreceğimize şüphe yoktur. Malûm, yaz çok açık - saçık bir mevsimdir, öyle kapalılık falan bilmez. Japone kollular, mayo-lar, kısa paltolonlar, yazlık gömlekler çıkar meydana. Da ha şimdiden atkıya, pardesüye. hatta cakete artık elveda...

Yaz Mevsimine daha iki ay vaı ama, gündüzleri caketle do laşana rastlamak imkânsızlâ-şıyor. Bizim mem'ekette hele yaz girince, caketle dolaşana ac'eta iyi nazarla bakılmaz. "Şu da deli midir, nedir?" de-nilir.

mn duman ve alavmı tutamı- zımsa, borca ve kefilliğe alış-yıvak aşikâr bir surette derin mak ta okadar tehlikelidir. A-

ilenizin, cemaatinizin ve mille tinizin istikbalim düşünerek borçtan ve kefillikten son de rece kaçınınız.

KÖYLÜ

Kışlık elbiseleri bir yana bı rakıyoruz ama, şöyle geceleri olsun giyebilecek bir kat yaz lık elbise yapmak da, bu zaman da, avuç dolusu para istiyor. Mağazalara giremez olduk,. Et rafta ateş pahası'.. Galiba yaz lık gömlek, çorap, kıravat, a-yakkabı ve bir ka< elbise ala-bilmek için Beyrut'a kadar bir uztınıvereceğiz. Hem şöyle bir Eahar gezisi yapar, hem de gi-yiniriz. Malûm ya... Bu mevsim de Beyrut rıhtımlarının güzel-liğine de doyum olunmaz.

Neyse artık Baharı görme-den Yaza kavuşuyoruz. Haydi caketler bir yana!..

Dünya evlenrtı», boşanma şampiyonu" Unvanını başkası nisa belki şaşardınız, fakat bu rekorun da, bir ÇJK ciddi veya acayib rekorlar gıoi, bir Ame-r!l:alı tarafından kırılmış ol-ması her halde sizi pek hayre-te düşürmese gerek.

Yalnız rekorun azameti mu-hakkak ki üzerinde durulmaya değer: Betty Calamusa adili-deki bu kadın tam on iki kere evlenmiş ve tabiî, bir o kadar defa boşanmıştır, isin garip ta rafı bu sebatkâr, azimkar ve iyimser kadın, bir düzine koca değiştirdikten sonra, evlilik lıa yt tında saadeten henüz ümidi-ni kesmemiş ve on üçüncü de fa evlenmeğe hazırlanmakta-dır! On üç uğursuz olarak ta-nınmıştır. Fakat dünyayı pem b.' gören bu kadın on üçün de uğursuzluğuna falan inanmı-yor. ister misiniz şeytanın aya ğı kırılsın da on üçüncü evle-nişi uğurlu gitsin ve rekor bu sayıda sona ersin? Olur olur'

Betty, kırkına yaklaşmış, v ya söz aramızda, belki aşmış bıv kadındır. Fakat henüz gen.. İtfmi, zarafetini ve taravetini muhafaza ediyor, ihtimal bu da hiç bir zaman ümitsizliğe kapılmamış olmasından ileri g e

liyordu. Doğrusunu isterseniz Betty'nin mütemadiyen evlenip fec Sanması sade aradığını buı-ı sadığından değil, biraz da de-ğişikliği sevmeslndendir. Yok-sa, on iki erkeğin hepsi d> mi kötü idi? Her halde bunla nn arasında iyisi de vardı, de-ğil mi ya?

Yalnız, Betty Calamusa'mn on üçüncü defa evlenmesi, bel ki bundan öncekiler kadar ko loy olacaksa da pek o kadar yakında olacağa benzemiyor. Çünkü, on ikinci kocasından ayıılmış olmasına rağmen he-nüz resmen boşanmış değildir ve boşanmak üzere müracaat ettiği hâkim, "şakanın bu ka-darı da fazla" der gibi, bu sa-bıkalıyı biraz ser; bir tavrla karşılamış ve istidasını dosya-ların en altına atmış.

Betty Calamusa'mn, dördjr,

beşer, ay, çok çok birer ikişer sene ara ile değiştiği kocalar arasında birbirine cok zıd mes leklerden erkekler vardır. Bu

arada bir sivil polis, bir otomo bil şirketi mümesailı, bir müle-ahhid, bir hava teğmeni, bıı ayakkabı fabrikatörü, bir Ue i gazinocu bulunuyor. Diğerleri-ni bilmiyoruz çünkü kendisi bi-le unutmuştur.

Belki yukarıda raydıklanmı-da unutabilirdi, fal,

unutmamasına YIV scbı-var: Betty bunlarla teması mamile kesmiş değildir. "Ev-lemne boşanma şampiyonu" ka dinin tuhaf taraflarından de budur: Eski arkadaşlığı de vam ettirir ve onlarla mekt Jaş:r. Boşanmalarının ekserisi kavgalı ve gürülcillü olmadığı için, onlardan iyilikle ayrılmış ve ahbab kalmıştır.

Erkekler de ona karşı bir kın beslemiyor olmalılar kı kendisiyle arkadaş kalmakta bir mahzur göremiyorlar. Bu "Uzaktan sevgi" biraz garip görünürse de Betty'nin kendisi

bunu gayet tabiî bulmakta ve bir gazeteciye verdiği demeçte belirttiği gibi, ileride onlardan 1 biriyle tekrar evlenmesini pe- £ 1-alâ ihtimal dahilinde görmek- 1 tedir.

Fakat böyle bL- şeyi kendim .j mıımkün görse bile dostlar» j r t k tavsiye etmiyorlar ve şlm- 1 di ayrıldığı on ikinci kocasının J vaktiyle dördüncü veya beşinci J kocası olduğunu hatırlatıyor- j lar İhtimal Betty bunu da ı ur-utmuştur.'.

Japonya Tehlikededir! Korede Birleşmiş milletlere

mensup kuvvetlerin Komutanı general Ridgevvay şöyle demiş-tir:

"Japonya Sovyet kuvvetleri-nin tehdidi altındadır. Japonya üzerine yapılacak saldırıp için Ruslar bütün hazırlıklarını ta momlamışlardır. Japonyanın do ğt: bölgelerinde 5 binden fazla Rus uçağı vardır. Rus denizal-tnarı Japonyada faaliyete geçe bilecek bir durumdadır."

Halûk gayri ihtiyari bu konuşma ile alâka-lanmıştı. Konuşanların kimler olduğunu bilmi yordu. İrfan dönüp kendisine konuştuğu za-man kulaklarında hâlâ az evvel işittiği konuş-ma çınlıyordu.

İrfan: —Senin numaran kaç Halûk? diye sordu. —51, ya seninki? —52.

Daha lâfı bitmeden diğer yandan numara-sı okundu. Yerinden fırlayarak gidip talihine düşen bayanı koluna taktı. Tekrar yerine dön-dü. Dans kur'a bittiği zaman başlıyacağı için oturmağa mecbur kaldılar. Onlar konuşmağa başlarlarken Halûk ta düşünceye daldı. Şimdi o hınzır kız, Selma kim bilir nerelerde idi? Aş-kını reddetmemiş olsa şimdi o da kendisinin ko-lunda buraya gelcek, onlar da mes'ut mes'ut f ı -sıldaşacaklar, birbirlerine sevgilerini söyliye-ceklerdi. 0 zaman Selma kur'aya iştirak etmi-yecek, hep kendisiyle dansedecekti.

Halûk'un canı hiç dansetmek istemiyordu. Keşki kapıdaki adamın uzattığı numarayı al-masaydı. Fakat numara oyununun sonunun bu

SONEN YILDIZ Yazah: Argun F. KORKUT

17 na varcağını nereden bilecekti?

Arkasındaki kız kimdi acaba? 0 da kendi-si gibi dansetmek istemiyordu. Belki o da yü-reği yanık bir zavallı idi. Babasının zoru ile ve sırf onun hatırını yerine getirmek için istemi-ye ıstemıye kalkıp kur'aya iştirak etmişti.

Birdenbire delikanlının kafasını saran dü-şünce bulutu dağıldı. İrfan kendisini bir düzi-ye dürtüyor ve şöyle diyordu:

—Elli bir. Kalksana ayol, numaran çağrılı-yor.

Amma dalmıştı ha. Numarasının çağrıldı-ğını bile duymamıştı. Bereket versin yüzünde maske vardı. Yoksa mahcup olacaktı.

. Kur'a masasının önüne gelerek e-öö-cı'i»^

m i s t i . Y ü z ü n d e i h t i y a r S d T r P P w I ı - ? e r ° B ' ? " v a r d , S a ç l a r ı b a ş t » b a ş a ffle'fdi ta m a S k e

HalûK ta damını bir müriHpf •• J -Sonra ona kolunu uzattı. " r c e , r f a Z Si

- İ s t e r s e n b a ş k a y e r e o t u r a l ı m , d e d i — N a s ı l i s t e r s e n i z .

O r a d a n u z a k l a ş a r a k b a ş k a b i r masaya

r (Davamı var^

P E R Ş E M B E , 3 ı

I MAARİF MI

Akşaı

Kız ve kadınların ı bir görüsje, hünerli nat EnstttUlerl İçinde 1 tir Sanat Gnstlt olan Akşam Iiız İki yıldır. Bu okula, la, kUltUr derslerini ı Akşam Kız SanatOk rlllr. (Dlklş-Nukı-j-ı

,'{ 1un ders saatleri mu L rinde, kayıtlı,bulun i şırlar.

Daha çok kurs ı i ye'nln hemen her yeri

lunan şehirlerde Kız ] bulunmıyan yerlerde a; 1 larına devam ederler. 1

hayatlarında ekslkllg i çin gelirler; birçok

Akşam Kız Sanat ı yıldır. İki yıl İçinde ; şUbeden diploma vam etmediği başkabir ı yıl dikiş ve nakışa i dı. İkinci yıl bir ; kısmına devam

Akşam Kız Sanat l ğında buluna]arıı maktadır. Ev lştâ bir zevk bulanmasını j nularla sağlı

Lefkoşa'da yıl açılması düşünülen sınıfları yanında bir mlş kızlar için bir Sayın MUdlre kendisiyle yaptığı bir J mlştlr.

Kalkınmak, İle gına göre, yeni ı kadınları içinde yonu dikkate almalı, lıdır.

ANKARA RADY NUN BU GÜ

PROG Î.28 Açılış ve Program. 7.30 M.S. Ayarı. «'31 MÜZİK. i 45 HABERLER;®

U-00 MÜZİK: Türküleri U8 Hava Raporu. '

:0 MÜZİK: Hafif »-00 Günün Programı.

12.15 - 13.15 Asker S|« 1:> ! 5 Memleketten 12 20 Memlekete Selftm. 12 30 Türk Kahramanlığı..

112.45 MÜZİK: Oyun Haı ri.i..00 HABERLER. ~

13.15 MÜZIK, M -13.30 öğle G a z e t ^ l IA.45 MÜZIK. 1* 00 Hava Raj&u,

Programı ve RJ&OO MÜZIK

17 30 Serbest S a i t 17.45 MÜZİK: Şarkılar, 18 20 KONUŞMA®: 18.30 MÜZİK: İ n M t İ 19 00 HABERLER. » w

1915 Tarihten Bir YapM^ | l l ,-20 MÜZİK: Şarkılar.

L!> 45 Radyo ile tngiliafifJ MüZOC: Şarkılar,'"

P 1 5 Radyo G|2ctesi. J ^ S0 MüZüC: H ^ ^ h P " ÖÛ KONUŞMA

ler,

4

NİSAN, 1952

ıımada kadın ;ok çok birer ikişer e değiştiği kocalar rblrine cok zıd mes rkekler vardır. Bu ivil polis, bir otomo nümc.^Uj, bir müte-havu ugmeni, bu abrikatorü,' bir de ulunuyor. Diğerleri-iz (,'iinkü kendisi b(-tur, tanda iaydıklarımı-ınutabilirdl, fakat ıına Hfr sebep bunlarla teması ta-

sııllsj değildir. " E v -nma gurpiyonu" ka

1.1 ruf Hırından biri S.ski arkadaşlığı de-

ve onlarla mektup nmalannın ekserisi gürüiciliü olmadığı

lan lyil/kle ayrılmış almıştır. de ona karşı bir

nlyor olmalılar kı arkadaş kalmakta • göremiyorlar. Bu sevgi" biraz garip de Betty'nin kendisi : tabii bulmakta ve iye verdiği demeçte ibl, ileride onlardan rar evlenmesini pe ıl dahilinde görmek-

iyle bir §eyi kendi3l örse bile dostları : etmiyorlar ve §im-

on ikinci kocasının rdüncü veya beşinci ıgunu hatıriatıyor-1 Betty bunu da r!.

a Tehlikededir I iirleşmİT milletlere ıvvetlerın Komutanı 3geway şöyle demış-

ı Sovyet kuvvetleri-altınd.ıdır. Japonya

pılacak saldırı.1? için ün hazırlıklarını ta ardır. Japonyanın do rinde S binden fazla vardır. Rus denizal-nyuda faaliyete geçe durumdadır."

erek göğsünde-uzatti. 51 numa k ona tebessüm nun üzerinden bir balero giy-

hreli bir maske li. iı. Dizieri titre-. Gördüğü genç olmuştu. Fakat

>u kocakarı su-ı Selma'nın gü-

et daha süzdü. )erce İrfan'ın oi yaklaştıkları za-ra, dedi.

PERŞEMBE, 3 NİSAN 1952

MAARİF MESELELERİMİZ

Akşam Kız Sanat Okulu

İbrahim Zeki Burdurlu

Kız ve kadınların ev hayatlarındakl işlerinin bilgili bir görüşe, hünerli bir maharete dayanması için Kız Sa-nat Enstitüleri İçinde ayrı bir okul daha tesis edilmiş-tir Sanat Enstitülerinin kurs mahiyetinde birer şubesi olan Akşam Kız Sanat Okullarının tabii öğretim süresi iki yıldır. Bu okula, yaşları okul çağını aşmış kadınlar-la, kültür derslerini almak isteınlyen kızlar devam eder. Akşam Kız SanatOkullarında yalnız sanat dersleri giiste rlllr. (Dikiş-Nakış-çlçekclllk-Şapkaeılık v.s. gibi.) Oku-lun ders saatleri muayyendir. Bu muayyen ders saatle-rinde, kayıtlı,bulunanlar, İstedikleri sanat şubesinde çalı şırlar.

Daha çok kurs mahiyetinde olan bu okullar, Türki-ye'nin hemen her yerinde açılmıştır. Kız Enstitüsü bu-lunan şehirlerde Kız Enstitüleri içinde, Kız Enstitüsü hulunmıyan yerlerde ayrı bir müessese olarak çalışma-larına devam ederler. Bu okulara binlerce ev kadını, ev hayatlarında eksikliğini gördükleri hünerleri almak i-çin gelirler; birçok şeyler öğrenerek okulu bitirirler.

Akşam Kız Sanat Okullarının tabii öğretim süresi iki yıldır, tkl yıl İçinde yalnız iki şübeye devam eden ve İki şUbeden diploma alan bir bayan, isterse üçüncü yıl de-vam etmediği başkabir şubeye girebilir. Meselâ birinci yıl dikiş ve nakışa devam etti, çabşmalarım tamamla-dı. tküıci yıl bir yardımcı kol olarak çiçekçilik ve moda j kısmına devam edebilir.

Akşam Kız Sanat Okulları, Kız Enstitülerinin okul ça j ğında bulunulura yaptığı hizmeti, ev kadınlarına y*p- j maktadır. Ev işlerinde görgü, bilgi ve oldukça pişkin \ bir zevk bulunmasını gösterdiği derslerle, öğrettiği ko- j nularla sağlamaktadır.

Lefkoşa'da Vlktorya Kız Okulunun İçinde, gelecek I yıl açılması düşünülen Kız Enstitüsü veya özel sanat f sınıfları yanında bir de ev kadınları, okul çağını geçir- j mlş kızlar İçin bir Akşam Kız Sanat Okulu açılabilir. | Sayın Müdire Semahat özlem, "Bozkurt,, gazetesinin | kendisiyle yaptığı bir konuşmada bu noktayı da belirt- jj mistir.

| Kalkınmak, ilerlemek sadece bir yönden olamıyaca 4

ğına göre, yeni açılacak Kız Enstitüsü teşkilâtının,Tlirk ? kadınları İçinde faydalı olmasını Orta öğretim Komis- | yonu dikkate almalı, teşkilâtı bu şekle göre hazırlama- : • lıdır.

BOZKURT SAYFA 3

y f t B A M C I B 7 V S I N D H N

Ö Z E T L E R

I £>:•> • » M

Aya Seyahat Geçen harpte "V 2" Alman

ufaklarının mucidi Doktor Eri-l;e halihazırda 200 mütehassıs A'man ile Nev Yorkta Ameri-k ı hesabına çalışmaktadır. Dok tor Erike'nin imalne çalışmak ta olduğu yeni tipte bir uçakla 12 günde aya varılabileceği bil dirilmektedir.

Balıkçı Gemisi Gazete haberlerine göre

"Taksiarhi,, ismindeki Yunan bandıralı bir balıkçı gemisi A-nadolu kıyılarında Türk bekçi-leri tarafından zaptedilmiştir.

14 Milyon İhracat

Resmi rakamlâra göre 1951 de Inglltereden Yunanistana 14,987,720 lira kıymetinde tica ret eşyası ihraç edilmiştir.

Mim Varoğlu

40 Bin Metre Kare Kereste

Yunanistanda çete harbinde yıkılan evlerin tamiri maksadı le Amerikan yardımından fay dp.lanarak muhtelif Yunan li-manlarına 40 bin metre kare Kereste ithal edilmiştir.

Yüz Senelik Bir Haber!

Londrada münteşir "Econo-mist" gazetesinde yüz sene ev-vel ayni gazetede çıkan bir ha beı yayınlanmıştır. Yüz sene ev velki haberde Fran?adaki karı-şıklıklardan bahsedilmekte idi.

Tüı kiyeden Yumurta Alınıyor

Yunan îaşe bakanlığından verilen sipariş gereğince bu ay zrrfında Türkiyeden Yunanis-tana yedi milyon yumurta ih-raç edilecektir.

| Memleket Haberleri ? v*c mmm>:*:< ma

Geç Patates Çürümesi

»r masaya yer- , ü

ANKARA RADYOSU NUN BU GÜNKÜ

PROGRAMI J.28 Açılış ve Program. 7.30 M.S. Ayarı. 7 31 MÜZİK, i 45 HABERLER. ı.:.00 MÜZİK: Türküler.

18 Hava Raporu. ;.30 MÜZIK: Hafif Müzik. 9.00 Günün Programı.

12.15 - 13.15 Asker Saati. l:>15 Memleketten Selâm. 12 20 Memlekete Selâm. 1 - 80 Türk Kahramanlığı. 12.45 MüZtK: Oyun Havaları. l:î..00 HABERLER. 13.15 MÜZIK. 13.30 öğle Gazeteni. ı :u5 MÜZIK. 1* 00 Hava Raporu, Akşam İ Programı ve Kapanış.

00 MÜZİK: Türküler. 17 30 Serbest Saat. 17.45 MÜZİK: Şarkılar. 18 20 KONUŞMA. 18.30 MÜZİK: Inclîsaz. 19.00 HABERLER. l!)15 Tarihten Bir Yaprak, m o MÜZİK: Şarkılar. 1') 45 Radyo ile ingilizce.

JjWM> MüZîK: Şarkılar. V -<)J5 Radyo Gaşçtesi.

20 30 MüZİK: Şarkılar.

MAĞUSADAN

Ping Pong Salı akşamı Muğusa Türk

Ocağında M.T. Ocağının altı kişilik ping pong takımı ile "< 25 Ordnance Depot" askeri îtakımı arasında japılan karşı leşmada Mağusa Türk Ocağı 18-0 galip gelmiştir.

Müteakiben yapılan dört ki şiıik karşılaşmalarda Hamil Şemi ile Cevdet Ertürk çifti 3-C ve Kaymak ile Mehmet Emin çifti 2-1 yine galip gel m'şlerdir.

Mağusa Türk uçağı Heyeti İdaresinin yabancıları tanımt.k ve onlara da buradaki Türk vatlığım tanıtmam için yapılan bu gibi faal iyet imden dolayı tebrik ederiz. * Türk Ocağı misafirlerine it!

ra İle izazda bulunmuştur.

« 00 KONUŞMA.

2J 15 MÜZİK. 2130 HAZIRCEVAP ADAM. 23 45 MÜZİK. 22.00 KONUŞMA. 22.15 MÜZİK. 2'i 45 HABERLER. 23 00 KONUŞMA- Futbote

Dair, Ss 05 Program v* Kapanıp.

Kıbrısta 'Perenospera' olarak büinen, Geç patates çürüme-si'nin Mağusa civarında baş gösterdiği anlaşılmıştır. Hava şartlan bunun gelişmesi için uygundur.

Patates yetiştirenlere Borde-oux karışımı veya buna benzer elde mevcut uygım bir madde l ' î bitkilerini dezenfekte etme-leri tavsiye olunur. Havanın sı cak ve kuruya dönmesi ile has ta lığın hırçınlığının azalabile-ceği hatırda tutulmalıdır, fanat çok yakın yerlerdeki yetiştiri-ciler için çabuk dezenfekte lü-zumlu olan bir tedbirdir. Hava rutubeti olmağa devam ederse 15 gün aralıkla daha başka ser pintiler de icap edecektir. Ke za, yağmur yağarsa, hemen ar kasından dezenfekte tekrarlan malıdır.

Kontrolün müessir olabilme-si için dezenfekte doğu bir şe-kilde yapılmalıdır. Yaprakların her tarafı, yani yüksek ve al-çak olan kısımları böcekleri öl düren ilâç ile kaplanmalıdır.

Tarım Dairesinin omuz de-zenfekte makineleri köyler için ir.zır bir vaziyette olacaktır. Makinelerin kullanılması İçin Kaza Tarım Memuruna baş vu rulmalıdır.

Dezenfekte'nin hastalığa ma nl olmakta kullanıldığı ve has-talık iyice geliştikten sonra bö Çekleri mahvetmekte tesirsiz Olduğu iyice anlaşılmaktadır.

Bordeaux karışımı aşağıdaki formüle göre yapılabilir :-

Bakır sülfatı 1 ekka Sönmemiş kireç (taze yapıl-

mış) 1 okka. Su 128 okka. Bakır sülfatı suyun onda bir

miktarı kadar suda tahta ve-ya çanak bir varil içerisinde eritilmelidir. (Bakır sülfatı in ce tos şeklittde değilse, bunu suda eritmek için güçlük zu-tot edöbilır. Karışım» yapılma Si bira* sıcak su kullanmak ve aünuııda bunu soğuk su ile

Mr. Thomas Kıbrıs defterdarı Mr.

Thomas başka bir müs temlekeye becayiş edil-diğinden Memurin kulü bü üyeleri tarafından Lidra Palasta şerefine bir ziyafet tertibine ka-ra verilmiştir.

Resmi Giyecekler Yaz tatilinden sonra

mahkeme reisleri huzu runda davaları olan a-vukatlar resmî elbise giymiye mecbur olacak lardır. Bu hususta bü-tün mahkemelere birer tamim gönderildiği bil-dirilmektedir,

114 Asker Snowton Smith vapu

ru ile Mağusa limanın-dan 114 İngiliz askeri hareket etmiştir.

Otomobil Kazası Lefkoşalı Salâhi Ali-

nin idaresindeki otomo bil Lefkoşa - Değirmen lik yolunda bir kadına çarpmıştır. Ağır suret te yaralnan Rum kadı-nı Lefkoşa hastanesin-de tedavi edilmektedir.

tamamlamakle hu landırılabl-lir.) Kireç mümklin olduğu ka-cer az su içerisine^ diğer bir varilde söndürülmelidir. Kireci Ecndürürken mümkün olduğu kadar çok hararet çıkmalıdır. Kirece çok fazla su koymalı fa ket kireç evvelâ toz, sonra he men ve en sonunda da süt ka-lite gelmelidir. Kireç daha son ra suyun geriye kalan onda dokuzu ile karıştı-ılmalı ve ba-kır sülfatı eridiği yavaşça bu-nun içerisine dökülmelidir. Bu ameliye boyunca ı-orışım karış tırılmalıdır. İki eriyik uzun bir mühlet için ayrı üıuhafaza edi-lebilir, fakat karıştırıldığında mümkün olduğu kadar tam bir zamanda kullanılmalıdır.

Karışımın doğru bir şeklide yapılmasına emin olmak için, irerlsine parlak bir biçak ağzı veya demir bir jivi batırılmak-d:ı-. Bir dakika sonra eğer de-mirin rengi değişmiş kalırsa, o ^ ^ w ^ karışım doğru bir şekilde ya-Jcuk faydalanmaktadır. pı.mış demektir; eğer demir lel kelenirse, daha b.ıkaç ilâve 1 edilmesi ve deneme tekrarlan-

Bir dönüm tarla için yüz ok-malıdır. ka karışım kâfi gt iecektir. Ba-kır sülfatı Kaza '.'arım Memu-rundan elde edilebilir.

Parlock Hill Vapuru Mağusa kıyılarında

hasara uğrayan Par-lock Hill vapurundan sökülen demiı- parçala-rı satılığa çıkarılacak-tır.

Kilise Hırsızları Meçhul kimseler Ma

sera kilisesinden 50 lira kıymetinde gümüş bir put çalmışlardır.

KK^mesesusamm

Hastaha neler Piyangosu

Kıbrıs hastahanelri-nin irad kaynaklarının takviyesi maksadile bir bastahaneler piyango-su tertibine karar veril diği bildirilmektedir. Bu hususta Lefkoşada bir basın toplantısı ya-pılacağı haber verilmek tedir.

A ııı i v a ıı t o Madenlerinde

Havaların gelişmesi dolayısıyle Amiyanto madenlerinde çalışmak maksadile 500 amele a-lmmıştır.

Emlâk Vergisi Omorfo hudutları ge

nişletilmiş olduğundan bu yıl zarfında 4 bin li-ra emlâk vergisi sağla nacağı bildirilmektedir.

Lârnaka Sokakları Lârnaka sokaklarının

tamiri için belediyece 9 bin lira harcanacağı haber verilmektedir.'

Çocuk Bakım Yurdu Lefkoşada Rumlar ta

rafından yeni inşa edi-len Rum çocuklarına mahsus bakım yurdu tö renle açılmıştır. Yurtta günde en azdan 55 ço

Hayvanları Koruma Cemiyeti

Lârnakada hayvanla-rı koruma cemiyeti ya-rarına dağıtılan rozet-lerden £24.7.24 kuruş hasılat sağlanmıştır.

İmalâthane Kapandı

Mağusada şimendi-fer (Workshop) imalât hanesi resmen kapan-mıştır. •

YILDIZ FALI

« D GtJN DOÖANLARIN

o Nisan: Bu gıin doğanlar «Utlu ve zarif in sı. iv lardır. Ha-yatlarında «andot vw bahtiyar-lık vardır. Her işde muvaffak olma kabiliyetlerinden istifade etmelidirler.

Girnede Grev Girnede inşaat işlerin

de çalışan amele fazla gündelik istiyerek gre-ve inmişlerdir.

Okul Hırsızları Lefkoşad Elenion Kız

okuluna girmiye mu-vaffak olan hırsızlar 10 lira kıymetinde kitap ve malzeme çalmışlar-dır.

Not: Polis tarafın-dan tevkif edilen bir gencin hırsızlıkta alâ-kadar olduğu bildiril-mektedir.

Nümayişçiler Mahkemede

Yunanistar.daki ca-susların idam edilmele-ri üzerine Leymosun so kaklarında nümayiş yaptıklarından dolayı 11 R u m aleyhine dava açılmıştır.

TEŞEKKÜR Sevgili kocam vc babamız

merhum ve mağtur Mustafa Şevki Beyin vefatı ile duyduğu muz derin teessür dolayısıyle aldığımız telgraflara, taziyet nırktuplarına ve cenazeye işti-rak eden bütün tanıdıklara te-şekkürlerimizi sunarız.

Karış! Oğulları Süıeyya Şevki Ertoğrul Işın

Dr. Dündar Işın îlter Işın

DOC UM Lise Coğrafya öğretmeni

£min Çakıroğlu'nun dün gecc Lefkoşa doğumev nde bir er-kek çocuğu dünyaya gelmiştir. Yuvruya ve ailesin ? uzun ömür lsr ve saadetler dileriz.

• JSTi VFAR!

SAYFA 4 BOZKURT PERŞEMBE, 3 NtSAN, 1952

Mikrop harbi: Bir efsanenin doğuşu Yazan: W. N. EWER

Londramn "Daily Herald" gazetesi Diplomatik Muhabiri

LEYMOSUNDAS M.S.G.

Son bir aydan beri, bütün dünyadaki her komünist pro-paganda aleti gayretlerini bir tek konu üzerinde teksif et-mektedir, Korede Birleşik Ame rlka hava kuvvetleri tarafından "Bakteriolojik silâh" kullanıl-dığı. iddiası.

Bu, kurnazca seçilmiş bir mevzudur, ithamlar yapılarak tekrarlanmakta, lakat onları teyid edecek hiç bir delil göste-ri! memektedir. Sadece tekrar tekrar ithamlar yapılıyor. Tek zıblerle alay ediyor ve bilfiil ispat ise itina ile imkânsız bir hale konuyor.

Menfi bir şeyi isbat zordur. Bu meselede Amerikan uçakla-rının Kuzey Kore ve Mançur-yaya Veba mikrobu taşıyan fa re ye haşere atmadıklarını is-bat etmek ancak mahallinde ehliyetli ve bitaraf müşahitler din mürekkep bir ekibin elin-de olabilir. Ve h?r ne kadar beynelmilel Kızıl Haç teşkilâtı müşahit göndermiye hahişker ve Birleşik Amerika devletleri de bu kararı kabul etmiye ama de ise de, Çin ve Kuzey Koıe hükümetleri buna razı değildir ler.

Bu, haddi zatinde ithamların sahte olduğuna delâlet eder. Tetkike dayanmıyan bir "de-l i " elbette şüpheyi daidir.

Bu şüphe, propaganda sefer-berliğinin sürat ve şiddeti ile veı imleşmektedir. Birleşik A-mt-rika uçaklarının mikroplu haşaret atmakta olduklarına d i. ir de ilk itham 21 Şubatta Pekin radyosunda yapıldı. Bu, derhal Moskova radyosunda tekrarlandı ve bir kaç gün içe-risinde de dünya çapında bir savaşın mevzuu oldu. Evvelden hazırlanmayı gösteren her alâ met mevcuttu. Dehşet saçan te feıruat hemen haz'rdı. Uçaklar mikroplu "pire, bit, sinek, ö-rümcek, ağustos böceği ve fa-re ihtiva eden kutular atıyor-du. Çin hükümeti korkunç bir afeti önlemek için salgın sa-hasına sür'atle personel ve le-vazım yağdırıyordu Ortada iyi prova edilmiş bir dramın işaret lori mevcuttu.

Propagandacılara bu fikri telkin eden şey neydi? Şüphe edilen ve doğru olması muhte-mel olan nokta şudur ki, Man çurya ve Kuzey Korede vahim veba ve kolera, vak'aları zu-hur etmiş olması ve Çin hükû m (.tinin ise, sıhhi servislerinin noksan olduğunu kabul etmek istememesine Uuaen, derhal 'Amerikan emperyalislerini"

kabahatli bulmağı karar ver-miş olmasıdır.

Bu komünist ülkelerinde mu-tad bir haldir. Endüstri nok-sanlıkları, derhal "Emperyalist ajanların sabotanna" atfedilir. Doğu Avrupanın patates saha-larındaki "Colorado" sineği sü rülerinin, hemen Amerikan u-çukları tarafından dağıtıldığı ilân edildi.

1951 İlk baharında Uf üz (ka-rııhumma) ve çiçek salgınları ortalığı kasıp kavuruyordu. Bunlar da, Amerikalılara ham lcdildi. Eğer bu defaki itham daha çok şiddetli olmuşsa, bu-Dun ilk sebebi salgının daha kötü oluşu olabilir.

Gerek kolera ve gerekse ve ba salgınları olması pek muh-temeldir. Kolera afetinin dai-ma sardığı güney Çinden Kore ye büyük sayılarda Çinli "gö-nüllüler getlrilmişTir. Kışın ora da kısılan hayvanların derile-rinde veba taşınması Mançur-ya ilk baharının tekerrür eden husussiyetlerindendir. Çinlilerin salgının bilhassa "irtibat hat-larında" yayıldığına işaret et' neleri belki de manidardır. Bu veba gibi sür'atle yayılan has-talıkların bir vasfıdır. Bu ma-lûm neviden "normal" bir sal-gının çıktığım ve bununla ko münist makamlarının başa çı-kamadığını ihsas etmektedir.

iptidaları bu propaganda ha şaı-atla taşınan hastalıkları bil-fil, zuhur ettiğini gösteren bir şekil almıştır. Sonra derhal a-ğız değiştirildi. JMimal ki ter-tip edilen propaganda, ko-münistler aleyhine akılda olma yan aksi bir tesir yapmıştır. Sivil halk ve belki de ordu ara sında panik veya paniğe yakın bu hal husule getiriyordu.

Sebep ne olursa olsun bir salgının mevcudiyeti kesin ola rak reddedildi. Pekin radyosu: "Salgın olduğunu hiç bir kim-se söylememiştir. Söylenen şey Amerikalıların bir hastalık salgını meydana getirmiye ça-lıştıklarıdır" dedi.

Sonra Çin sözcüleri bereket versin ki kendi noktai nazarla-rından değil, sadece bir salgın olmadığını, fakat olamıyacağı-ııı da izaha kalkıştılar.

Onlar, senenin bu devresin-de bir salgının yayılması ihti-mali olmadığını söylediler. Ha-va, dediler, henüs pek soğuk-tur. Bitler, fareler ve mikrop taşıyan diğer muzır haşarat halâ uyku halindedir. Daha bir çok haftaya kadar tehlike va-rid değildir.

KIBRIS SANAT ALEMİNDE Yeni Ufuklar:

Ç A R D A K Bütün Kıbrıs Türk Sanatçılarını, bir

Çardak altında toplamıya muvaffak olan

AYLIK FIKIR ve SANAT DERGİSİ , -Pek yakında çıkıyor-

Komünistler bu gafil iddia-ları ile bastıkları dali kesmiş oldular. Zira haşaratla taşınan has talıkların başlatılmasına Şu bat veya Mart iptidalarında ik li:n şartlarının müsait olmadı-ğı bir zamanda ve Amerikalı-lar bütün bu harekâtın tesirsiz olacağını ve vakit kaybetmeK-ten başka bir işe yaramıyaca-ğını bildikleri halde, uçaklar ile pire veya bit atmak külfeti-ne katlanacakları hiç inanılır veya akla sığar mı? Amerikan bE.kterioloğları ikilinin hastalık taşıyan haşere ü/erindeki te-sirini pek alâ biliyorlar.

Bu suretle komünist propa-gandacıları kendi kendilerini fc.r çıkmaza sokmuş oluyorlar. Ya bir salgın mevcut değildir ve senenin bu mevsiminde bir salgın olamaz, ki bu takdirde Amerikanların keyfiyete vakıf oîaukları halde boşuna zaman-sız haşarat atmakiu vakit ve enerji zayedecekleri inanılmaz bir şeydir. Yahut da hastalık salgınları olmuştur ki, bu tak-dirde Kore ve Yüzey Curdeki şartları bilen ilim ve tıp erba-bı. maalesef pek melûf tabii bir hadiseye sebep olarak haya lî Amerikan uçakları aramak lüzumunu hissetmiyorlar.

İleri sürdüğüm ilk noktaya dönüyorum. Komünistlerin son bir kaç haftadan beri yaptık-ları şey, dünya çapındaki ate şin bir propaganda gayreti ile Birleşik Amerika devletleri ve Birleşmiş Milletler aleyhine müthiş isnatlar savurmak ol-muştur. Tekrar tekrar serdedt len iddialardan maada, komü-nistler, bu isnadları teyid ma hiyetinde hiç bir delil ibraz et nıediler. Hariçten gelecek bir tetkik veya tahkike de müsa-ade etmemekle, o iddiaların çüıütülmesini ve hattâ kontrol edilmesini imkânsız bir hale soktular ve sadece kendileri, objektif düşünen herhangi bir kimsenin inanması kabil olma-yan beyanatta bulundular.

Her ne olursa ölsün bu iddi-aların yeknazarda hakiki bir kelera veya veba talgını baş göstermesi hadiseninden mül-hem olup olmadığı sadet hari-cidir. Bu gibi bir hastalık sal-gını, hedefi dehşet salmak, ba-tı âlemi ve bilhassa Amerikalı l.ıra karşı "yamyamlar, cana-varlar ve yırtıcı haycvanlar" diye nefret hisleri uyandırmak oıan bir propaganda seferberli-ği için cephane temin etmek gayesiyle ya istismar edilmiş veyahut da doğrudan doğruya İhdas edilmiştir. Tırnak işareti içindeki ibare resmt bir Sovyet gazetesinden alınmıştır.

Gelenler Bu gün limanımıza gelen

ENOTRİA isimli yolcu vapuru 53 yolcu getirmiş ve ayni va-purla 10 ton çeşitli eşya geldi. 30 ton yük ve 10 yolcu alıp Hayfaya hareket etmiştir.

Denize Düştü Malyalı Şerife Mehmet Ne-

cati 31.3.52 tarih nde KEM otomobil yazıhanesi yanında de nize düşmüştür. Vaziyeti teh-likelidir.

Nümayiş Yaptılar Solcu sendikaya bağlı 300

kadar solcu geçen akşam geç vakit Leymosun sokaklarında nümayiş yapmışlaıdır.

Evini Yaktılar 1.4.952 meçhul şahıslar Alikı

Fillppo'nun Koloştaki evini yal-mışlardır. Eve 200 lira kadar zarar ziyan olmuştur. Eşyalar ile birlikte ev ve eşyalar sigor tali değildir, yangın asnasmda ev sahibi içerde yoktu. Polis tahkikat etmektedir.

Küçük Fıkralar

Eifel kulesinde bir kadın ikiz doğurdu Paris (T.H.A ) - Turistler

arasında bilhassa alâka çeken Eifel kulesi bugün garib bir do gam hadisesine sahne olmuş-tur.

Kuleye çıkan bir turist karı koca, iki oğlan sahibi olmuş-tur.

Amerikalı anne Madeline Castle, kulenin 80 inci metre irtifaından şehri seyrederken birdebire heyecanlanmış ve bu doğum olmuştur. Doğum esna-sında telâşa düşea baba, dok-tor çağırmakta da güçlük çek-memiştir. Çünkü, kadının do-ğum sancıları ile kıvrandığını gören turist bir kadın doktoru, doğumu kolaylaştırmıştır.

ŞEREF MESELESİ îki mahpus konuşuyorlardı.

Birisi: Neden para jaldın? Diye

so: du. üteki cevap verdi: —Şeref meselesi azizim bor-

cumu ödemiye söz vermiştim de ondan...

SEBEP Arkadaşına dedi ki: -Gal iba bizim oğlan hasta-

.urneden pek öyle kısa zaman-da çıkmıyacak.

- N e d e n ? Doktoru mu gör-dün?

—Hayır, doktor", değil ama, hemşireyi gördüm de...

ŞEREFE! Müthiş kavga etmişlerdi. Ner

min: —Artık senin -evinde durmı-

yvcağım, ebediyen gidiyorum! diye bağırdı.

—Karıcığım... - Sus! anneme gidiyorum. Ve gitti, Bavulunu hazırladı,

istasyona yollandı. Sonra yine geri dönüp eve ge;1di. . Kocası kapıyı açınca:

— Seni affettim, Oedi. - S a h i mi? - Y a , affettin. Haydi gelme-

min şerefine büfe'len bir şişe şarap çıkar da içel:m.

Kocası mutat h'lâfına İstek-siz göründü:

—Bilmem ki, bana fazla ge-lir...

- N e d e n ? —Gitmenin şerefine zaten üç

şişe içmiştim de... İMKANSIZLIKLAR

Savcı mahkeme kapısında gör-düğü fanilâlı adama fena hal-de içerledi:

—Bu kılıkla adliyeye gelmi-ye sıkılmıyor musUn? Burası

2724 RIFAT CEMAL

TAKSİ YAZIHANESİ Lüks Otomobilleriyle

Servise Hazırdır.

Modern Mobilya Atelyesi Evvelce Viktorya Ceddesinde bulunan

mobilyeci dükkânımızı Asmaaltı Yavuz Selim Sokağı No. 2 ye naklettiğimizi ve burada son moda ve en modern mabilye ve sair ev eşyası imalini ehven fiatlarle derühte etmeğe başladığımızı sayın müş-terilerimize ve diğer ilgililere bildiririz.

AHMED SALİH ve

MEHMET SÜLEYMAN

mahalle kahvesi mi? Çekil,gn buradan!

—Gidemem bayım, gldera gıyabi hüküm giyerim. Mah me çağırdı da geldim.

—Göster davetiyeni bakalıı —Gösteremem, davetiye

ketimin cebinde... —öyle ise çeketini giy.., —Nasıl giyeyim? Ceketi

de bıraktım. Savcının hiddeti

başına vuracaktı.. —Git, evden ceketini al

gel be adam! - î m k â n ı yok. O,dersem

yabı hüküm giyerim.

GEÇMİŞ OLA! İki kız konuşuyordu: —Yeni tanıştığım çocuk

kediye benzetiyor: —Sen de ona fareye

ğini söyle. —Lüzumu yok, benzettim j

ten. YÜZSÜZLÜK

Terzi artık her gün gcli; fakat taksit namıra bir şeyj lamıyordu. Nihayet dayana dı:

—Bayım, ben böyle her boşu boşuna buralara sürüklenecek miyim? 1

Borçlu biraz düşündü sonra:

- önümüzdeki Cuma gelebilir misiniz? diye sordu.

—Gelirim elbette! J - Güzel! şu halde bundan son-ra yalnız Cumaları gelltı.

DİKKAT ET Berber çırağına sordu: -Dükkânda traş bek

müşteri var mı? —Biri sakal traşı bekliy

Bırak da ben traş edeyim ; tacığım.

—Peki, yap ama, dil sakın kendi elini kes.eyi: deme?

KAVGANIN SONU Adamakıllı atışınışlardı.

talik drulduktan biraz bayan:

—Kocacığım, dedi, sana şey söyliyeceğim.

—Söyle bakalım! —Sen haklıydın, ben

d im kocacığım. Koca sordu: - Ş u halde beni affedlj

demek ?

Basıldığı yer Bozkurt i Asma Altı No. 15

Lef koya - 1

333 C I C A R E T T E S

t0 VE 14 LÜK PAKETLERDE

ı l / l i ^

d n O Z I U T E ı '

BASIMEVİ Telefon: 2 9 5 1

General Bu ziyaret

General

İleti rai Bir legı dah retl

Yeni Anayasa Meselesi

Mim VAROĞLU önümüzdeki aylar içinde arla

nın İdare sisteminde değişiklik ler yapılacağı söyleniyor. Ma-amafih, işittiklerimizin ne şe-kilde gerçekleşeceğini kimse bilmiyor. I Bizim, bu dakikaya kadar, bildiğimiz şudur; 1951 hadise-lerinin yarattığı bugünkü ida-renin daha uzun devam etmi-yeceğidir.

Bunun bir hakikat olduğuna göre, geçenlerde izinli olarak Londraya giden Ekselâns Vali nin avdetinden sonra yeni bir idare sisteminin kurulması İh-timalinin kuvvetli olduğu iddia edilmekle beraber teferruat hakkında malûmat edinmek mümkün olmamıştır.

Şu halde, böyle bir durum JJU: karşısında kendi görüş ve dü-

.güncelerimizi açıklarken hli- ' k t ns eti ini.

Tr

YA

TL

20 T

Jjdi I'ieı pıla İsal mal

İAAD TA

kûmete şimdiden ve önceden haber verelim ki, çoğunluğu teşkil eden Rumları adanın ida resinde hakim hir duruma yük

a seltmek, biz Türkler için haki- ,

! Ls kî bir felâketin başlangıcı de-mek olacaktır. Çilnkü Kıbrıs Rumlarının yegâne emelleri, bu adadaki Türk varlığını bal-talıyarak en kısa bir zamanda ilhaka kavuşmaktır! Binaena-leyh, hükümet bu nokta üze-rinde önemle durarak bizi ez-

j n e k için Rumlara her hangi-|ir zeminin hazırlamasına en-

gel olmaya çalışmalıdır. Bizim kanaatimizce, hükü-

met her hangi bir icraata geç mezden önce önosis mücadele-sine son verebilecek bir beyan »ame yayınlamayı tercih etme »dir. Çünkü ilhak cephesinde faaliyetler serbest bırakıldıkça adada, huzur İçinde yaşamak bizim için imkânsızdır.

Yeni anayasanın ne gibi esas l?>ra dayandığı bilinilmediğl b u W e !

* çırada leyhimlzde veya aleyfti- küd bizdeki kayıtlar üzerinde dur- 'mln manın doğru olmıyacağını İt»- jvesi taf etmekle beraber, Rum mat.Tür buatında, son günler zarfında, oldu yayınlanan endişeli haberler 'bulı karşısında yeni bir a n a y a s a m | B V e s l y a s t bütün haklarım koru t u l Van maddeleri ihtiva eylemesi W

' ^ h a l d e k i varlığımızı gJto l re

T ™ e d 6 b l l e c e k a y r ı v e h u s u s , L e £

şahların ve teadüllerin yeni (kild R a s a d a y e r almasını k a f i hta

U m e t a l e & ettiğimi*! ve bu *ed,

(TAKILMIŞTIR

erli

I j T

vv< kın hıah

rx

u abı eri ayî

ğınc Ede

en izli iaıı

inişi