BİZİM ATATÜRK - 17. BASKI - Necmettin Erbakan...uydurulan suni ve sinsi bir “Kemalizm” anlay...
286
BİZİM ATATÜRK AHMET AKGÜL 17. Baskı (Yeniden düzenlenmiş ve özetlenmiştir)
BİZİM ATATÜRK - 17. BASKI - Necmettin Erbakan...uydurulan suni ve sinsi bir “Kemalizm” anlay ışı ile hakikati ve hat ırası yozlaştırılmış olan Atatürk’ü; yeniden
BZM ATATÜRK - 17. BASKI2
ÇNDEKLER
Necip Fazl’n Atatürk Hayranl
......................................................................................................
21
A – ATATÜRK STSMARI VE NSAFSIZLII
1- Gerçek Atatürk Çarptlmaktadr
............................................................................................................
23
2- Bazlar Atatürk’ü Anlamaya Yanamamaktadr
....................................................................................
51
3- Atatürk nançl Bir nsandr
....................................................................................................................
61
4- Atatürk çtenlikli Bir Müslüman’dr, spat se stiklal Mardr!
..............................................................
71
5- Kurtulu Savamzda eyh Sünusi’nin Katklar
..................................................................................
80
6- Kurulu deolojimizde slam’n Etkisi ve Pay
........................................................................................
84
B – ATATÜRK’ÜN BAIMSIZLIK SEVDASI
7- Sivas Kongresinde “Manda” Tartmalar
..............................................................................................
87
8- Lozan, Aznlklar ve Sonras
..................................................................................................................
93
9- Atatürk Döneminde Milli Ekonominin Yaplandrlmas
.......................................................................
106
10- AB’ye Girince “Ordumuz Kimin Emrinde” Olacakt?
...........................................................................
113
11- Acaba Atatürk Ne Yapmt ki, Böylesine Hedef Alnmt?
...............................................................
116
C – ATATÜRK SYONZM’E KARIYDI
12- Atatürk’ün Kapatt Masonluk Tarikat
...............................................................................................
121
13- Atatürk’ün Filistin Duyarll
.................................................................................................................
135
14- Atatürk Olsayd, srail’e Ne Yapard?
...................................................................................................
140
15- Atatürk’ün “slam Birlii” Çabalar
....................................................................................................
147
Ç – ATATÜRK’E KARI SYANLAR VE AMAÇLARI
16- Bir Tasfiye: Çerkez Ethem Olay
..........................................................................................................
157
17- Menemen ve Sivas Olaylarnn Perde Arkas
.....................................................................................
162
18- Dersim syan ve Kkrtclar
..............................................................................................................
185
19- Alevilik ve Bektailik Kavram
..............................................................................................................
193
D – ATATÜRK’ÜN OSMANLIYA BAKII
20- Atatürk’ün “Osmanl Tarihi” Niye Kaldrlmt?
................................................................................
197
21- Vahdettin ve Mustafa Kemal’in Gerçek Yerlerine Koyulmas
...............................................................
201
22- Bir Dorunun Yanl Amaçlar çin Kullanlmas
....................................................................................
210
23- Asl Suçlu Padiahlar myd, ttihatç Masonlar myd?
.......................................................................
216
E – DNN YOZLATIRILMASINA KARI ATATÜRK’ÜN DUYARLI TAVRI
24- Protestan slam’a Kar Atatürk’ün Tavr Anlamldr
...........................................................................
225
25- Misyonerlik Çabalarna Atatürk’ün Yaklam
......................................................................................
237
26- Laiklik ve Atatürk’ün Bak Açs
........................................................................................................
241
3
F – ATATÜRK’ÜN GZEML HASTALII VE ABEL ÖLÜM SONRASI
27- Niye “Beni Türk Hekimlerine Emanet Ediniz!” Demek Zorunda
Kalmt? .................................... 251
28- Atatürk’ün Vasiyetine Niye Uyulmamt?
...........................................................................................
260
29- Mustafa Kemal, Belki Din’in Zahiri Kurallarna Pek Uymazd…
Ama…!? ........................................... 263
Sonsöz Yerine: Atatürk’ü Doru Anlamak ve Uygun Tantmak Lazmd
...................................... 269
Ahmet Akgül Kimdir?
...................................................................................................................
284
Bu kitaplarmzn yayna hazrlanmasnn her aamasnda, büyük bir
özveri ve titizlikle çalan ve katk salayan, bata Osman Eraydn,
Nail
Kzlkan ve Ufuk Efe kardelerime, ve tabi Gebze ve stanbul Milli
Çözüm
Ekibine en içten sevgi ve teekkürlerimi sunuyorum.
Ahmet Akgül
bilincini diri tutan… Ülkelerini ve deerlerini korumaya ve
geleceklerini kurmaya çalrken; hem tehdit
unsurlarn ve potansiyel dümanlarn, hem de ümit kapsn ve dostlarn
tantan “sembol ahsiyetler” vardr.
ite bizim için de, Atatürk bu konumdadr.
Ancak, toplumlarn yakn geçmiinde böylesine önemli bir rol oynayan
ve ülkenin geleceini
ekillendirecek prensip ve projeler ortaya koyan... Hatta Mustafa
Kemal gibi köklü devrimler yapp; kalc
sistemlerin ve aklc siyasetlerin temellerini atan ve milletin
kalbinde manevi bir makam tutan yüksek
ahsiyetler için; iki önemli tehlike bulunmaktadr:
1- Böylesi kimselere duyulan sevgi ve güveni istismar ve suistimal
etmek isteyen düman güçlerin ve
yerli ibirlikçilerin; bu kahramanlar kendi çkarlarna uygun olarak
çok farkl bir sfat ve statüye sokmalar ve
Onun hizmet ve hatrasn kendi sömürge ve sindirme düzenlerine alet
etmee kalkmalar.
2- Veya O Zatn, her insanda bulunabilecek ahsi zaaflarn ve beeri
taraflarn oldukça büyüterek; tarihi
ve talihli baarlarn, ileriyi gören ve topluma yön veren bak açlarn
ise küçümseyerek... Hatta, artk
zamann deitiini ve o fikirlerin eskidiini öne sürerek, bu simge
ahsiyetleri devre d brakmaya
çalmalar...
Üzülerek söyleyelim ki, Atatürk için, her ikisi de maalesef yaplm,
böylece hem asli kimlik ve
karakterinden uzaklatrlm, hem de aziz hatras sinsice
ypratlmtr.
Dürüst, dolgun ve bilinçli aydnmz Atilla lhan’n tespitiyle:
Ölümünden sonra slamiyet’ten siyasete,
ekonomiden eitime, devrimlerden dünya dengelerine, medeniyet
tercihinden, Türkiye’yi bekleyen tehditlere,
Batllarn tiyniyet ve zihniyetinden, ülkemiz üzerindeki niyetlerine
kadar, çok farkl konulardaki düünce ve
deerlendirmeleri; maalesef kastl olarak halkmzdan saklanm, bir nevi
yasaklanm ve nönü döneminde
uydurulan suni ve sinsi bir “Kemalizm” anlay ile hakikati ve hatras
yozlatrlm olan Atatürk’ü; yeniden ve
gerçek özellikleriyle tanmamz gerektii ortadadr, bu milli ve önemli
bir ihtiyaçtr.
Atatürk’ü olduu gibi anlatan, en azndan bizim gönlümüzde yatanlar
ortaya koyan Aratrmac-Yazar
ve Siyaset Bilimci Ahmet Akgül Hoca’mzn “Bizim Atatürk” kitabn
görünce, bu deerli eserin herkese
ulatrlmasn ve halkmzca okunmasnn salanmasn: Vatani ve vicdanî bir
görev saydk ve bu sorumluluu
üzerimize aldk…
Ve hele bizzat Mustafa Kemal’in, en salam tarihi kaynaklarda:
“Bilenler ellerindeki ve ezberindeki Kur’an Surelerini okuyarak,
bilmeyenler Kelime-i ahadet ve Salâvat-
erifeleri tekrarlayarak, birkaç dakika içinde mutlaka öleceklerine
bile aldrmayarak; örnek bir cesaret ve
metanetle ahadete yürüyen Mehmetçiklerdeki iman ve slam uuru ve
yüksek maneviyat ruhu ile”
kazandklarn söyledii Çanakkale destannn yazld bölgelere; imdi ayn
duygular tayan ve ayn
heyecan yaamak ve o kutsal hatray canlandrmak için ziyarete koan
vatan evladna “ hurafeci, gerici ve
laiklii gevetici(!)” diye sataacak kadar sapk ve Mustafa Kemal’i
Atatürk yapan inanç ve idealden kopuk olan
köksüzlerin, bu patavatszln ve pervazszln görünce, böyle bir kitabn
yazlmas ve yaynlanmas
gereine daha bir inandk...
srail’de çkan Maariv Gazetesinin marifetli muhabiri Yahudi Daphna
Barak adl sarn güzeli,
kendilerinin ABD muhabiri “Defne Barak” diye millete yutturan ve
tabi bu arada Siyonist srail’in Türkiye
temsilcileri olduklarn da ortaya koyan; münafk ve marazl
gazetelerin, kiralk yazarçizerlerin ve gizli
saltanatlarn Atatürk istismaryla sürdürmee çalan masonik
merkezlerin, artk boyalarn sökmek ve
foyalarn ortaya dökmek zamannn çoktan geldiini düünerek; halkmza ve
okurlarmza yardmc olmay
amaçladk.
Her snf ve seviyeden, kymetli okurlarmzn, kitabmzla ilgili tenkit
ve teklifleri, temenni ve tavsiyeleri
de, bundan sonraki basklarmzda dikkate alnarak, çok daha yararl ve
hayrl bir içerik kazanacan umuyor
ve peinen katklarnz bekliyoruz…
Bu kitabn hazrlanmasnda ve yaynlanmasnda emei geçen herkese de
tebrik ve teekkürlerimizi
sunuyoruz.
6
ÖNSÖZ
Farkl sahalarda ve umutla sürdürülen yeni bir Milli Mücadele
ortamnda; dürüst ve dengeli
Atatürkçülerle, olgun ve olumlu dindar kesimler arasnda, samimi ve
seviyeli bir diyalog ve dayanmaya en
çok ihtiyaç duyulduu bir srada, karlkl yanl anlamalardan ve
önyarglardan kurtulmamza, kendi
çapmzda yardmc olmak niyet ve gayretiyle, ve Bilge Karnca Yaynlar
sahibi, çok deerli ve Türkiye dertlisi,
Latif Uurdkan kardeimin de özel ilgi ve destei ile “Bizim Atatürk”
kitabn yaynladk. Türkiye’nin her
yerindeki öretim üyelerinden, hukuk çevrelerinden, emekli
generallerden, okuyan, yazan ve aratran
kimselerden, umduumuzdan daha youn ve olumlu tepkiler aldk. Kitabn
yeni basksnda dikkate alacamz;
daha açklayc bilgi ve belgelere ulamamz konusunda yaplan; tenkit ve
tekliflerden de oldukça yararlandk.
Bu arada “Kendi nefsi heves ve hedefleri dorultusunda hayal
üretmek” cinsinden, milli ve manevi
deerlere ve tarihi ahsiyetlere sahip çkyor görüntüsüyle, aslnda
istismara ve bizi karalamaya yönelik baz
yaklam ve yazlarla da karlatk.
Türkiye’yi AB’ye almak için deil, sadece oyalamak üzere hazrladklar
ilerleme raporunda
“müzakere tarihi vermek karl” dayattklar:
1- “Kürtlere ve Güneydouya özerklik tanyn
2- Alevileri dini aznlk sayn
3- Ermeni soykrmn kabullenin ve tazminat ödemeye hazrlann.
4- Patrikhaneye, Vatikan misali ekümenlik salayn
5- Ege ve Kbrs sorunlarn halledin, askerinizi çekin. Yunanistan’
rahatlatn.
6- Dicle ve Frat sularn uluslararas bir yönetime brakn
7- Silahl kuvvetlerinizi her yönden zayflatn
8- Dini tebli içeren ezan sesini kstlayn,” eklindeki:
Ülkemizi parçalamay, egemenlik haklarmz Avrupa’ya brakmay,
geleceimizi ve güvenliimizi
karartmay hedefleyen sinsi tekliflere boyun emek isteyenlerin,
Atatürk’ü de kendileri gibi;
“Bat yolcusu”, “Ver kurtulcu”, “ahsi ikbal ve iktidar için, milli
çkarlar rüvet sunucu” eklinde
göstermeye, hatta O’nu küçümsemeye ve kötülemeye yönelik yazlar
okuyunca, ne denli gerekli ve önemli bir
hizmet yaptmz anladk.
te tarihi gerçekleri çarptmaya ve Atatürk’e çamur atmaya kalkan,
kiralk ve mark bir yazarn
hezeyanlar:
“Okullarda, Atatürk dönemi d politikasnn ne kadar büyük, ne kadar
ustaca olduu öretilip durur.
Oysa Atatürk dönemi d politikas, ekonomide da kapanma ve kendi
kendine yetme politikasnn bir
uzantsdr…
Bu dönemde Türkiye kendi dousu ve güneyi ile hiç ilgilenmemi ve
hele Arap ülkelerini yok saymtr.
ngiltere’yi kzdrmamak için, Musul ve Kerkük’ten vazgeçmitir, Ya
hu!..
Türkiye “Osmanl mirasn” kesinlikle red ediyor, ama Osmanl borçlarn
tkr tkr ödüyordu.
Çok kimseler Hatay’ Atatürk’ün aldn sanr…
1935 Ylnda bile Çanakkale ve stanbul Boazlarna Türk askerinin
girmesi yasaktr. Lozan Anlamas
hükümlerine göre…
Eee. “stikla-i tam”m oluyor bu imdi?..
“Övüle övüle göklere çkarlan Balkan pakt tam bir fiyaskodur.” Diyor
ve azndaki baklay çkaryor:
“Herkes harl harl AB komisyon raporunu tartrken, ben de bu konuyu
niçin mi açtm?..”1 Yani:
“Atatürk’de teslimiyetçi ve Bat’ya endeksli bir kiidir. Öyle ise
imdi, bamszlmz AB’ye devretmekte
Atatürkçülüe aykr deildir” demeye getiriyor!?
Yerel bir gazetenin yapt gibi, peinen Bediüzzaman’ Hz. sa kabul
edip Peygamber sayanlarn… Ve
1 Star / Engin Ardç / 08 10 2004
7
daha ileri gidip “O yanlmsa Hz. Peygamber de yanlmtr” gibi fasit
bir kyas yapanlarn, ite böylesine batl
kanaatlere varmalar kaçnlmazdr.2 Kald ki Bediüzzaman’n Yeni Said
dönemi, yalan yanl yazld gibi 40
deil, 51 yanda balamaktadr. Çünkü doumu 1873… Yeni Said balangc ise
1924 yllarna rastlamaktadr.
Bediüzzaman’n: “Risale-i Nur talebelerinden bir ksm kardelerimin
benim haddimin çok fevkindeki
hüsnü zanlarn ve ifratlarn tadil etmek (düzeltmek) için ihtar
edilen (kalbime hatrlatlan) bir muhaveredir
(karlkl konuma) diye balad bir mektubunda:
Ahmet Ziyaedini Gümühanevi Hz. lerini çok yücelten kardei Molla
Abdullah’a söyledii gibi:
“Siz Bediüzzaman’n hakikatini deil, ona giydirdiiniz hayali
seviyorsunuz!”3
Evet bütün bunlar; tezattr, aknlktr. Kendi “vehim”lerini vahiy
yerine koymak… Tahmin ve
tahayyüllerini tahkiki ilim diye satmak… Okuyup aratrmadan, düünüp
tartmadan, her konuda karnndan
konuup ortal kokuturmak… Nefsi dürtü ve duygularn ve kulaktan dolma
bilgi ve duyumlarnz “Mutlak
doru”lar diye sunmak, sapklktr…
“Onlarn çou zandan bakasna uyuyor deildir. Hâlbuki kesinlikle zan;
asla Hak ve hakikate
eritirmeyecektir. üphesiz Allah onlarn yaptklarn bilendir.”4
“Onlar, sadece zanna tabi olurlar ve o zan ile yalan uydururlar.”5
Ayetleri kendi zanlarn hakikatin mizan
sayanlar uyarmaktadr.
Atatürk’e “Süfyan” diyerek, O’nu kendi dinsizliklerine ve Zulüm
düzenlerine maske yapan
masonik ve münafk çevrelerin… Türkiye’yi AB’ye sokarak
sömürgeletirmek ve Globalleme
bahanesiyle ABD güdümünde köleletirmek isteyen “Küresel Çete”nin
ekmeine ya sürmek yerine,
Harun Yahya’nn hakl ve hayrl bak açsyla yaklap, ayn hikmet ve
hedefleri paylamamz,
niye bazlarnn huzurunu kaçrmaktadr?
muhterem ve müstesna ahsiyetlerdir.
“Bütün dünya Müslümanlar, Allah’n son Peygamberi Hz. Muhammed’in
gösterdii yolu takip
etmeli ve verdii talimatlar tam olarak tatbik etmelidir. Tüm
Müslümanlar Hz. Muhammedi örnek almal
ve kendisi gibi hareket etmeli; slamiyet’in hükümlerini olduu gibi
yerine getirmelidir. Zira ancak bu
ekilde insanlar kurtulabilir ve kalknabilirler.”6
fadelerini esas alan Harun Yahya “Hz. Muhammedi överek onu
kendisine örnek alan Atatürk, Hz.
Muhammed’in Peygamberliine kesin olarak man etmitir.” Demekte ve
emsettin Günaltay’dan
unlar nakletmektedir: Atatürk’e göre; “Büyük bir inklâp yaratan Hz.
Muhammed’e kar beslenen
sevgi, ancak onun ortaya koyduu fikirleri ve esaslar korumakla
tecelli edebilir.”7
“Bu derece Milliyetçi duygular tayan ve son derece dindar,
mukaddesata bu kadar yürekten bal olan,
vatan ve bayra uruna tüm hayatn ortaya koyan, yaam boyunca
milletinin mutluluu için çalan, aile
kurumunun kutsiyetini savunan, böyle bir kiinin materyalist ve
ateist olamayaca ortadadr”8 diyen Harun
Yahya, acaba Süfyan gibi bir ahs, Müslümanlara ne diye “dindar bir
kahraman” olarak tantmaya ve toplumu
aldatmaya yeltensin!?.
Bediüzzaman’n:
“Ben tokadm; Antranik ile beraber Enver’e, Venizelos ile beraber
Said Halim’e vurmam. (Benim)
Nazarmda vuran da (Enver gibilerini Venizelos’larla bir tutup
aleyhinde bulunanlar da) sefildir.”9
eklinde, Sabataist Hain Enver Paa’y mazur, hatta makbul gösteren
kanaatlerinde isabet etmediini;
2 Bak: El-aziz haftalk / 06 10 2004 3 Bak. 27. Mektup 4 Yunus:36 5
Enam:116 6 Nedim Senbai / Atatürk. A.Ü. Dil, Tarih ve Corafya
yaynlar / Sh. 102 / Bask:1979 7 Harun Yahya. / Gerçek Atatürkçülük
/ Sh. 49-50 / Bask:2001 8 Harun Yahya Gerçek Atatürkçülük Sh.52
Bask 2001 9 Sünuhat; Rüyada Bir Hitabe
8
ama o günkü heyecan ve toz duman içerisinde, baz gizli ve kirli
niyetleri sezemeyiinin O’nun yüksek eref ve
faziletine gölge düüremeyeceini anlamak, çok zor olmasa gerektir.
Aksi halde, Enver’in Osmanly ykla
sürükleyen bir hain dönme olduunu söyleyenler, “sefil” midir?
Bediüzzaman Hz.leri:
a- Sultan Abdülhamid’i müstebid (zorba ve baskc) zannedip iddetle
muhalefet etmesi, hatta
Abdülhamid’in kendisini akl hastanesine göndermesi.10
b- ttihat ve Terakki Frkas gibi bir Yahudi ebekesine kaplp
taraftarlk göstermesi11 örnei, “eski Said”
döneminde ve “Siyaset yoluyla dine hizmet gayesiyle” yapt baz
giriimlerdeki iltibas (kartrma) ve
kusurlar, bir nevi çtihat hatasdr ve elbette Onun hüsnü niyeti ve
dini hamiyeti yüzünden kendisine sevap
kazandracak eylerdir. Ama birer hatadr. Yeni Said döneminde de ve
özellikle ara sra kart siyasi tevik
ve tercihlerinde, isabetli ve itidalli davranamad ve o yüzden
nurcularn da uzun yllar ayn hatadan
kurtulamad, ama elbette iyi niyet ve hizmet kastyla yapt baz
giriimleri de vardr.
Örnein:
Atatürk’ü tabulatrmak, Türkiye’yi Amerika’nn hurda çöplüü yapmak,
orduyu her yönden
zayflatmak, Dini serbestlik diye lml ve Siyonizm’le uyumlu bir slam
anlayn yaygnlatrmak için d
Siyonist güçler ve sebataist çevrelerce iktidara tanan…
28 Austos 1958’de srail Babakan David Ben Gurion, Dileri Bakan
Golda Meir, Dileri
müstear imon peres ve Ezer Veisman’ Ankara’da Babakanlk konanda,
kendisi gibi sabataistlerin
damad Fatin Rütü Zorlu, Dileri sekreteri Melih Esenbel ile birlikte
gizlice arlayp talimatlar alan…12
Ve idam öncesi Yass adaya getirilen imamn dini telkin duasn bile
tekrarlamayan13 Devrik Babakan
için “slamiyet’in bir kahraman olan Adnan Menderes gibi
dindarlar…”14 eklindeki hüsnü zanlarnda ve
Demokratlara ar taraftarlk ve iltifatlarnda da umduunu bulamamtr.
Bu yüzden nurcular da uzun yllar
“Menderes’in devamdr” diye, masonik partilerin tuzana kaplmtr.
Hatta “slamiyet’e ciddi taraftar Dâhiliye
Vekili Namk Gedik’i görmek hatrna”15 diye övgüler yadrd bu adam,
Hz. Üstadn ar hasta olarak gittii
Urfa’dan derhal çkarlmasn emredecek; Valinin: “Halk galeyana gelip
ayaklanr” sözleri üzerine: “Öyle ise
Belediyenin çöp arabasna koyup o ekilde ehirden çkarn. Bundan kimse
üphelenmez” diye baracaktr.
Ama ksa bir müddet sonra 27 Mays ihtilalinde bu adam Ankara Emniyet
binasndan atlp intihar edecek
ve kendisinin na çöp arabasyla tanacaktr.
Kald ki biz, hiç kimsenin Ahiretteki durumunu ve Allah’n katndaki
konumunu tartyor deiliz.
Haddimizi biliriz… Allah kullarn cennete veya cehenneme koyarken,
hââ bizim keyfimize ve kanaatimize
göre hareket etmeyecektir. Ve tarihi gerçekleri, sürekli gizlemek
mümkün deildir.
AKP’li Diyanetten üzücü, düündürücü ve ürkütücü bir tavr!?
Çanakkale Hutbesinde Atatürk’ü Niçin Unuttular!?
Çanakkale Zaferi’nin 90. yldönümü için bütün camilere hutbe
gönderildi. Diyanet’in hazrlad
hutbede zaferin mimar Mustafa Kemal Atatürk’e yer verilmedi.
Çanakkale’de 1915’te dünya tarihinin en kanl çarpmalarndan biri
yaanmt. Yaklak 250 bin
Mehmetçiin ehit dütüü savata 57. Piyade Tümeni’ne Yarbay rütbesi
ile komutanlk eden Mustafa Kemal
büyük bir kahramanlk destan yazmt. Bata ngilizler olmak üzere,
itilaf devletleri Mehmetçiin direnii
sonucu Çanakkale’den boynu bükük ayrlmt. Zafer Mustafa Kemal’in
cephanesiz kalan askerlerine “Ben size
savamay deil, ölmeyi emrediyorum” sözleriyle Türk tarihindeki
yerini almt. Çanakkale Sava’nn 90.
yldönümü bütün yurt genelinde kutlanrken, Diyanet ileri bakanl Cuma
namaz öncesi tüm camilerde
okutulmak üzere hutbe hazrlad. Hutbede, Mustafa Kemal Atatürk’ün
ismine hiç rastlanmad.
10 Bak. Risale-i Nur Külliyat / Nesil Yaynlar / 1. Cilt sh. 1021
13. ua 11 1. cilt Sh.1080 14. ua 12 Bak. Efendi / S .Yalçn / 8.
Bask Sh.492 13 Efendi Sh.554 14 Risale-i Nur / Nesil Yay. / Cilt 2
Sh.1882 27. Mektup 15 Külliyat C.2 Sh.1909 Emirda Lahikas
9
Peki böyle bir konu anlatlrken, olayn kahramanndan bir kelime olsun
bahsetmemek, sadece
gaflet midir? Acaba AKP’li Diyanet, AB teslimiyetine engel oluturan
Atatürk’ü kastl olarak
unutturmak m istemektedir? Çanakkale destannn en önemli komutann,
hutbelerde bir rahmetle
anmak, niye bu kadar zorlarna gitmektedir? Yoksa yeni bir “Kuvay-
Milliye” dirilii mi, bunlar
ürkütmektedir?
Sn. Sezer: “Bu Ruhu korumalyz.” eklinde demeç vermiti ama yolunu
göstermemiti.
Cumhurbakan Ahmet Necdet Sezer; Çanakkale Zaferi’nin 90.yldönümü
dolaysyla yaymlad
mesajda, “Bugün hepimize düen ortak görev, ulusal deerlere,
bilince, cumhuriyete sahip çkmak,
Çanakkale’yi Kurtulu Sava’n kazanan ruhu korumak ve bu bilinci
gelecek kuaklara aktarmaktr. Dünyann
en büyük ordularna kar verilen ve ‘Çanakkale Geçilmez’ dedirten bu
direni gücünü yurt sevgimizden ve
bamszlk ülkümüzden almtr” demiti.
Ama, Sn. Cumhurbakanmz “Çanakkale’yi geçilmez yapan ruhu korumalyz”
derken “yi de
Kuran kurslaryla, imam hatip okullaryla, baörtülü kzlarla ve
türbanla savaarak bu ruh nasl
korunacak?!” Sorusunun cevabn vermemiti…
GKB. Org. Özkök: “Gençler tarihi bilmiyor!” diye ikayet
etmiti!?
“Genel Kurmay Bakan Orgeneral Hilmi Özkök, Çanakkale Zaferi’nin
90.yldönümü ve 18 Mart
ehitler Günü nedeniyle yaynlad mesajnda gençlere seslenmi ve:
“modern çan etkisiyle tarihsel süreçte
yaananlar ve ülkeyi gelecekte bekleyen tehlikeleri genç belleklere
anlatmakta ve alglatmakta son
zamanlarda zorlanldn” belirtmiti. Özkök, tarih ve ulus bilincinin,
toplum deerlerinin gençlere
aktarlmasnda kullanlabilecek en kymetli hazine olduunu kaydetmiti.”
Ama bu sözleriyle:
“Peki Paam: Gençlere tarihini, töresini, dinini, diyanetini öreten
okullar kapatlr, okutan ve
yazanlar hapse tklrsa, üstelik Çanakkale ruhunu ve uurunu tayanlar,
“gerici, yobaz” diye horlanr
ve ülke için tehdit ve tehlike saylrsa, nereden ve kimden
örenecekler?” sorularn da gündeme
getirmiti…
Kuvay- Milliye Nedir?
1- Milliyetçilik, Vatanseverlik
2- Sosyal adaletçilik
3- slamiyetçilik
Türkiye’de yaayan farkl köken ve kültürden herkesi kuatan ve
kucaklayan; ayn potada buluturup
kaynatran; fiziki bir mozaik deil, kimyevi bir seramik oluturan;
her türlü rkçlk ve kayrmclk
düüncesinden uzak, milli ve yaygn kalknmay ve ülke bamszln esas
alan bir Atatürk Milliyetçilii ve
Türkiye dertlisi…
Akl ve vicdana, sevgi ve saygya, hukuk ve ahlak kurallarna dayal;
çada standartlara uygun,
demokrasi ve özgürlük taleplerimizi karlayc, özgün bir refah ve
sosyal adalet düüncesi…
Kum ve çimentoyu betona dönütüren su misali; vücudumuzdaki ruh
misali; Maddi benliimize ve
yaratl özelliklerimize heyecan katp parlatan ve aziz milletimize
üstün meziyetler ve medeniyetler
kazandran; irtica ve istismardan arnm Yüce Dinimizi ve manevi
deerlerimizi benimseyici…
Yeni bir Kuvay- Milliye hareketi, hem gereklidir; hem de oldukça
tabii ve talihli bir seyirle geliip
güçlenmektedir.
Milliye cephesinde de yine; slamiyetçilerin, Milliyetçilerin ve
sosyalistlerin birlikte hareket ettikleri
görülmektedir. Hatta, Hilmi Ziya ülkenin milli airimiz Mehmet
Akif’e “Müslüman sosyalist” demesi bu
tespitimizi desteklemektedir.16 Ve bu birliktelik, Millet olmamzn,
Milli haysiyet ve hürriyetimizi
16 Efendi 2 / S. Yalçn / Sh: 206
10
Bir yazarn:
“Babam 1937 Kuleli Askeri Lisesinden, 1941’de ise Harbiye’den mezun
birisidir. Yani asker
eitiminin önemli ksmn Atatürk döneminde geçirmitir. Kendisine,
Kur’an okuma yarmasnda
kazand birincilik ödülü olarak, bizzat okul komutan tarafndan
hediye edilen, Elmall Hamdi Yazr’n
Tefsiri, hala kütüphanemdedir”17 ifadelerinden de anlald gibi,
Mustafa Kemal ve Cumhuriyet
Ordusunun moral ve maneviyat kayna, Kur’an sevgisidir.
Mehur bir kurbaa hikayesi nakledilir. Kurbaay scak suya atarsanz,
kurbaa hemen suyun içinden
çkmak ister ve zplayp kaçarak kurtulabilir. Yok eer kurbaay bir
tencere suyun içine koyup ta suyu yava
yava strsanz, o zaman kurbaa sudan çkmak istemeyerek yava yava o
suyun içinde tepki vermeden
ölecektir.
te bu örnekte olduu gibi, Cumhuriyet Devrimleri de emperyalistler
ve onlarn yerli ibirlikçileri eliyle
ve özellikle Atatürk’ün üpheli ölümüyle birlikte ve smet nönü
döneminde yava ve sistemli olarak deitirilmi
ve dejenere edilmitir.
Demokrat Parti sürecinde ise, Atatürkçülük tamamen heykelcilie ve
Mitoloji hikayeciliine dönderilip;
hem tarihi hakikatler halkmzdan gizlenmi, hem de çok sinsi ve
Siyonist bir yöntemle, Atatürk’ten nefret ettirici
bir siyaset izlenmitir.
Böylece küresel emperyalizmin ve içimizdeki masonik merkezlerin
istismar ve suistimal arac haline
getirilen sahte Kemalizm’le, Milli ve Manevi deerlerimiz tahrip
edilmi, dindar halkmz sürekli takip ve taciz
edilerek canndan bezdirilmitir. in en ac taraf ise, bütün bu
ülkemize yönelik hyanetlerin ve Milletimize
yönelik hakaretlerin faturas da Mustafa Kemal’e, Cumhuriyetimize ve
kahraman askerimize kesilmitir.
Bu nedenle, yeni bir dirili ve Milli bir direni kaçnlmaz hale
gelmitir. Çünkü ülkemiz, geleceimiz ve
güvenliimiz tehlikededir. Bu dirili ve direniin temeli ve
temsilcisi ise Kuvay- Milliye’dir. Yani Milli Görü ve
yerli güçlerdir.
“Hükümet merkezi (stanbul), dümanlarn iddetli kuatmas altndayd.
Siyasi, iktisadi ve askeri
bir çember vard. Tabi böyle bir durumda yurdu savunacak, ulusun ve
devletin bamszln
koruyacak kuvvetleri de kendi emirlerine almlard. Bu ekilde verilen
emirlerle; devlet ve ulusun
hizmet araçlar olan kurumlar, temel görevlerini yapamyorlard ve
yapamazlard…
Bu artlar altnda maalesef ordu da, elbette temel görevini yerine
getirmekten yoksundu. Bunun
içindir ki yurdu savunmaktan ve korumaktan ibaret olan bu kutsal
görevi yerine getirmek, dorudan
doruya ulusun kendisine kalyordu.
Artk bir kimsenin veya kesimin gerçek ayarn ve deerini:
Solcu mu, sac m?
Gibi klasik sorularn yantyla anlamak mümkün deildir.
Bunlarn yerine:
AB hayali ve küreselleme hevesiyle, Türkiye’yi sömürgeletirmek ve
Milletimizi köleletirmek
isteyen d güçlerin ve ibirlikçilerin mi yanndadr?
Yoksa;
nancmzn ve insanlmzn gerektirdii, Atatürk’ün de hedef olarak
gösterdii: her yönden
17 Radikal / 28.12.2005 / Avni Özgürel 18 Mustafa Kemal, TBMM Gizli
Celse Zabtlar C.1, S.6 sadeletirilmi
11
“öyle bir bakalm ve anlamaya çalalm. Atatürk, kendi yönetim
döneminde, hiçbir d seyahat
yapmad. Niçin?! Çünkü Türkiye, asrlar boyunca lider ülkeydi; anl
bir medeniyetin varisi ve temsilcisiydi.
Lider ülkeyi yöneten bir insan (zillet ve mahcubiyetle) bakasnn
ayana gitmez… ngiltere Kral O’nun
ayana gelmitir… Batllar ve Müslüman bakanlar Türkiye’yi ziyaret
etmitir. Atatürk gitmemitir. (Bu milli bir
haysiyet ve hassasiyet meselesidir.)
Ama bu günkü bat taklitçileri ise; onlarn ayana gidip, üçüncü snf
kâtiplerin karsnda eilmektedir
ve batllardan borç dilenmektedir. Sömürge psikolojisiyle, köle gibi
hareket edilmektedir. Halbuki Atatürk
döneminde Kayseri uçak fabrikas, Sümerbank’a ait dokuma fabrikalar
gibi yerli ve milli sanayi tesisleri yaplp
faaliyete geçirilmitir.”
“Biz her vesile ile Atatürk’ün Gençlie Hitabesini okuyoruz! (Ama
anlayp gereini yapmyoruz.)
Atatürk ne diyor:
“Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet
muhafaza ve müdafaa etmektir.”
Yani cumhuriyetimiz ve vatanmz, bamszlk ve bekamz; ilelebet
muhafaza edeceimiz en mühim
eydir. Ama bugün AB hayaliyle ve küreselleme gibi bahanelerle, adm
adm bamszlmz d güçlere
devredilmektedir!..”19 Tespitleriyle, Mustafa Kemal’den sonra nasl
bir dejenerasyona uratldmz dile
getirmi ve eski cumhurbakanlarndan Fahri Korutürk’ün, bir görüme
sonras yapt, samimi ve hayret
içerikli itirafyla: “Erbakan bey, bizlere mükemmel bir Atatürkçülük
dersi vermitir.”
“stanbul mutlaka fetholunacaktr. (Onu alan) ne güzel komutan, (onun
askeri) ne güzel askerdir”
Hadisinin manevi müjdesi, milletimiz için hala geçerlidir ve
Türkiye merkezli yepyeni medeniyetler
beklenmektedir.
“Türk Milleti, imdiye kadar olduu gibi -ftratndaki asalet ve
maneviyatndaki ferasetle- doru
ve hakl yolu mutlaka görecektir. Onu yolundan saptrmak isteyenler,
kahru perian edilecektir.”
Basit hesaplarmz ve ahsi ihtiraslarmz bir tarafa atp, inatlamay ve
kutuplamay brakp;
batrlmaya çallan ve maalesef, siyasi, iktisadi ve ahlaki yönden
yaralanp su almaya balayan Türkiye
gemimizi kurtarma yolunda ve vicdani bir uur ve sorumlulukla, el ve
gönül birliine yanamazsak, hem hürriyet
ve hakimiyetimiz tehlikeye girecek, hem de gelecek nesiller bizleri
lanetleyecektir.
Bu nedenle:
medeniyet mealesini tututuracak, Atatürk’ün, Bat taklitçilii ile
yozlatrlan ve yolundan saptrlan
ilkelerini ve ülkülerini de asli amaçlarna ve Milli ihtiyaçlarmza
uygun tekrar hedefine tayp
tamamlayacak, ilmi ve insani esaslara dayal; yeni bir devrim ve
deiim kaçnlmaz hale gelmitir.
te bu kitap, böylesine kutlu bir dönüüme katkda bulunabilirse, bizi
mutlu edecektir.
19 Metin Hasrc / Bitmeyen Mücadele – Yeni Dünya Yaynlar sh: 139-141
Nisan 2006 st.
12
GR
ATATÜRK’ÜN HAYATI VE HATIRLATTIKLARI
Mustafa Kemal Atatürk; (13 Mart 1881 / Selanik – 10 Kasm 1938 /
stanbul) yakn
tarihimize yön ve ekil veren en önemli ahsiyetlerin banda gelen bir
Osmanl subaydr.
anl bir devlet ve medeniyetin, hangi d güçler ve gerekçelerle ve
hangi iç nedenler ve
neticelerle çöktüüne ahit olmu, yeniden direni ve kurtuluun ve yeni
bir Milli
restorasyonun (asli temeller ve direkler üzerinde yeniden kuruluun)
üzerinde kafa yormu,
emperyalist güçler ve yerli ibirlikçileriyle ömür boyu mücadele
içinde yorulmu bir
kahramandr. Kimileri kendi sapkn Darwinist saplantlar ve gizli
Siyonist sömürü saltanatlar
için Kemalizm adna, tamamen dinden arndrlm ve slam dümanl
temeline
dayandrlm bir ideoloji uydurup uygulam; kimileri de Mustafa Kemal’i
“Dinsiz Deccal”
gösterip, din istismarlarn ve Siyonizm-emperyalizm uaklklarn,
Atatürk dümanl
üzerinden yürütmeye çalmlardr.
Oysa Atatürk inançl ve kararl bir insandr. O slam’a deil; din
istismarna, akl ve
vicdan d safsatalara ve zamanla yozlap koflam kurum ve kurallara
kardr. Tarihi
devrimlerine de ite bu yüzden kalkm ve elbette doru admlar yannda,
eksik braklan
hatalar da yaplmtr. Örnein, Bat medeniyetinin hem slam’dan, hem
bilimsel
çalmalardan kaynaklanan baz doru verilerinden yararlanmak, böylece
önce aramzdaki
mesafeyi kapatp sonra onlar amak (Muasr medeniyetin fevkine çkmak)
için, harf inklâb
lazmd, yararlyd; ancak eski yazy tamamen yasaklamak ve unutturmak
yanlt ve
zararlyd. Çünkü yetien yeni nesil, muhteem bir medeniyet birikimi
olan kitaplarmz, tarihi
belge ve kaynaklarmz okuyup anlamaz hale sokulmulard. Oysa Latin
harflerine geçilmekle
beraber, eski yazmzn da öretilmesinde hiçbir saknca
bulunmamaktayd.
Ve yine çou meskenet yuvasna çevrilmi, asli özelliini ve ilevini
yitirmi, hatta bir
ksm Sabataist (Gizli Yahudilerin) güdümüne girmi tekke ve
zaviyelerin kapatlmas bir
zaruret halini almt. Ancak toplumun manevi ve ahlaki eitim ihtiyacn
karlayacak yeni ve
yeterli kurumlarn hizmete sokulmamas, bu boluun din istismarclarnca
ve ehil olmayan
insanlarca doldurulmasna yol açmt. Ve tabi önce Sultan Abdülhamit’e
kar haksz bir
muhalefet bayra açanlarn ve mason ittihatçlarla ortak safta bulunan
slamc aydnlarn,
daha sonra Mustafa Kemal’e kar da ayn olumsuz tavr taknmalarnn,
psikolojik yanlglar
ve günümüze yönelik politik yansmalar üzerinde de, dikkatle
durulmalyd.
Ve asla unutulmasn ki, Atatürk de nihayet bir insand. Haliyle O’nun
da yanllar ve
yanlglar olacakt. Elbette O’nun da “keke yapmasam” dedii
pimanlklar, isteyip te
baaramadklar, balayp ta yarm braktklar vard. Ama her eye ramen, anl
kurtulu
savamza önderlik yapan ve bamsz Türkiye Cumhuriyeti’ni bize miras
brakan zatt. Kald
ki O’nun yaad dönemdeki artlar, imkânlar, zorluklar ve dengeleri
gözetmek zorunda
olduu güç odaklarn hesaba katmak lazmd. Bu nedenle O’nu tabulatrp
Tanrlatranlar
da, O’na dümanlk yapanlar da hakszd ve kötü maksatlyd.
Mustafa Kemal’in Çocukluk ve gençlik yllar: (1881-1904)
1839'da Mekadonya’daki Kocack'ta doduu sanlan babas Ali Rza Efendi
aslen Manastr'a bal
Debre-i Bâlâ'dandr. Babasnn ailesinin Arnavutlardan olduu söylense
de aslnda, 14-15. yüzylda
Anadolu'dan bölgeye göç etmi olan Yörüklerden olduu saptanmtr.
Ailesi ile Selanik'e göç eden Ali Rza
Bey, burada gümrük memurluu ve kereste ticareti yapmtr. Ali Rza
Bey, 93 Harbi (1877-78) esnasnda
13
yerel birliklerde gönüllü temen olarak görev almtr. Bu durum
Atatürk'ün ailesinin ksmen de olsa
Osmanl'daki elit tabakadan olduunun bir kantdr. Ali Rza Bey, 1871
ylnda 1857 ylnda Selanik'in
batsndaki Langaza'da çiftçi bir ailede doan Zübeyde Hanm'la
evlenmiler, Mustafa Kemal Atatürk, bu çiftin
çocuu olarak, Rumî 1296 (miladî 1881) ylnda Selanik'te domulardr.
Atatürk’ün, Fatma, Ömer, Ahmet,
Naciye ve Makbule adl be kardeinin ilk dördü küçük yata ölmü,
sadece Makbule Hanm hayatta kalmtr.
Örenim çana gelen Mustafa'nn hangi okula gidecei konusunda annesi
ile babas arasnda
anlamazlk çkmtr. Annesi Mustafa'nn Hafz Mehmet Efendi'nin mahalle
mektebine gitmesini arzulam,
babas ise o dönemki yeni yöntemlerle eitim yapan emsi btidai'nde
(emsi Efendi Mektebi) okumas
kararn almtr. Sonunda önce mahalle mektebine balayan Mustafa, bir
müddet sonra emsi Efendi
Mektebi'ne aktarlmt. 1888 ylnda henüz yedi yanda iken babasn
kaybedince, bir süre Rapla Çiftlii'nde
annesinin üvey kardei Hüseyin'in yannda kalp hafif çiftlik ileriyle
uratktan sonra -eitimsiz kalacandan
endie eden annesinin isteiyle tekrar Selanik'e dönüp okulunu
tamamlamtr. Bu arada yalnz kalan Zübeyde
Hanm, Selanik'te gümrük memuru olan Ragp Bey ile ikinci evliliini
yapmtr.
Mustafa, önce bürokrat yetitiren Selânik Mülkiye Rütiyesi'ne yazlm,
ancak muhitindeki askerî
örencilerin üniformalarndan da etkilenerek -annesinin kar çkmasna
ramen-1893 ylnda Selânik Askerî
Rütiyesi'ne kayt yaptrmtr. Bu okulda Matematik Öretmeni Yüzba
Üsküplü Mustafa Sabri Bey ona
anlam “mükemmellik, olgunluk” olan "Kemal" adn takmtr. Mustafa
Kemal kendisine aabeylik yapan
Selânikli subay Hasan Bey'in tavsiyesine uyarak Manastr Askerî
dadisi'ne kaydolmu, bu tarihte balayan
1897 Osmanl-Yunan Sava'na gönüllü olarak katlmak istediyse de hem
dadi örencisi olduu için, hem de
henüz 16 yanda bulunduu için cepheye alnmamtr. Bu okulu ikincilikle
bitirip. 13 Mart 1899'da stanbul'da
Mekteb-i Harbiye-i ahane'ye balam, üçüncü snf 1902'de Mülazm
bugünkü ismiyle Temen rütbesiyle
549 kii arasndan piyade snf sekizincisi (1317 - P.8) olarak
tamamlayp, ardndan Erkan- Harbiye Mektebi'ne
(Harp Akademisi) devam ederek 11 Ocak 1905'te Kurmay Yüzba
rütbesiyle mezun olup, Osmanl Ordusuna
katlmtr.
Kurmay Yüzba Mustafa Kemal, mezuniyetinin ardndan merkezi am'da
bulunan 5. Ordu'ya
staja gönderilmi, burada piyade, süvari ve topçu snflarnda görev
almtr. 1905-1907 yllar arasnda
am'da Lütfi Müfit Bey (Özde) ile birlikte 5. Ordu emrinde görev
yapmtr. Bu dönemde düük rütbeli
stajyer bir kurmay subay olarak Suriye'nin çeitli bölgelerindeki
isyanlarla ilgilenen Mustafa Kemal,
"küçük sava" (gerilla sava) üzerine tecrübe kazanmtr. 1906 Ekim
aynda Binba Lütfi Bey, Dr.
Mahmut Bey, Lütfi Müfit (Özde) Bey ve askerî tabip Mustafa Cantekin
ile birlikte 'Vatan ve Hürriyet'
adl bir cemiyeti kurduktan sonra izinsiz Selânik'e gitmi, Selânik
Merkez Komutan Muavini Yüzba
Cemil Bey (Uybadn)'in yardmyla karaya çkp orada cemiyetinin ubesini
açmtr. Bir süre sonra
arandn örenince kendisine aabeylik yapan Albay Hasan Bey, Yafa'ya
dönüp orann komutan
Ahmet Bey'e Msr snrnda Bîrüssebi'ye gönderildiini bildirmesini
önermi, Ahmet Bey de Mustafa
Kemal Bey'i Bîrüssebi'ye tayin etmi ve bir süre sonra topçu staj
için tekrar am'a yollanmtr. 20
Haziran 1907'de Kolaas (Kdemli Yüzba) olan Mustafa Kemal 13 Ekim
1907'de 3. Ordu'ya kurmay
olarak atanmtr. Ancak Selânik'e vardnda 'Vatan ve Hürriyet'in
ubesinin ttihat ve Terakki
Cemiyeti'ne ilhak edildiini örenince, bu yüzden kendisi de 1908
ubat aynda ttihat ve Terakki
Cemiyeti'ne üye olmu, ancak onlarn masonik niyetlerini ve sabataist
hedeflerini fark edince hemen
ayrlm ve 22 Haziran 1908'de Rumeli Dou Bölgesi Demiryollar
Müfettiliine atanmtr. Atatürk
daha sonra Cumhurbakanl srasnda ve 1935 ylnda “kökü darda fesat
ocaklar ve Yahudi
Çftlar” olduu gerekçesiyle MASON LOCALARINI kapatm; Mustafa
Kemal’in dengeler dahisi olarak
kendilerini oyalayp aldattn anlayan küresel Siyonist odaklar ve
sabataist cunta, ar ar ölüme
sürükleyen zehirli ilaçlarla ona suikasta balamlardr.
23 Temmuz 1908'de Merutiyet'in ilanndan sonra Aralk 1908 sonlarnda
bölgedeki toplumsal ve siyasal
sorunlar ve güvenlik konularn incelemek üzere bugünkü Libya'nn bir
parças olan Trablusgarp'a yollanmtr.
14
Burada hem d saldrlara ve kkrtmalara kar koymak, hem de krsal bölge
insanlarn korumak için bir
yedek sivil ordu planlamaya balamtr.
13 Ocak 1909'da 3. Ordu'ya bal Selanik Redif Frkas'nn Kurmay Bakan
yapld. 13 Nisan 1909'da
Sultan Abdülhamit’i devirmek ve basz Osmanl’nn iini bitirmek üzere
tezgâhlanan 31 Mart Ayaklanmas'n
bastrmak üzere Selanik ve Edirne'den yola çkan Mirliva Mahmut evket
Paa komutasndaki Hareket
Ordusu'na bal birinci kademe birliklerinin kurmay bakanyd. Daha
sonra 3. Ordu Kurmayl, 3. Ordu Subay
Talimgâh Komutanl, 5. Kolordu Kurmayl, 38. Piyade Alay Komutanl
görevlerinde bulunmulard.
Mustafa Kemal Bey, 12 Eylül -18 Eylül 1910'da Fransa'da düzenlenen
Picardie Manevralar'na katld.
Burada uçaklarn deneme uçuuna davet edildiyse de yanndaki komutannn
uyarsyla uçaa binmekten
kaçnd. Binecei uçak yere çakld ve uçan içinde bulunanlar öldü.
Bazlar bunu “kaderin onu tarihi
deiimlere öncülük yapmas için hazrlad” eklinde yorumlamt. Mustafa
Kemal dönüünün ardndan
27 Eylül 1911'de stanbul'da Genelkurmay Karargâhnda görev
ald.
Mustafa Kemal’in Libya Çkarmas!
talyanlar'n Libya'ya saldrsyla 19 Eylül 1911'de balayan Trablusgarp
Sava'nda, 27 Kasm
1911'de Binba olan Mustafa Kemal Bey, dier subaylarla birlikte 18
Aralk 1911'de yola çkt. Mustafa
Kemal ile grubu, Msr'da Kahire ve skenderiye üzerinden Bingazi'ye
ulat. 22 Aralk'ta Tobruk
yaknnda zafer kazand. Derne'deki 16 - 17 Ocak 1912 taarruzunda
gözünden yaralanp bir ay
hastanede yatt. 6 Mart'ta Derne Komutanl'na atand. Ayn yln
Eylül’ünde balayan bar
görümelerine ramen talyanlarla çatmalar sürerken, Karada'n 8
Ekim'de Osmanl Devleti'ne
isyana kalkmas ve Balkan Savalar'nn balamas nedeniyle bara raz
olunmas üzerine Mustafa
Kemal ve dier subaylar stanbul'a geri çarld. Mustafa Kemal Libya’da
daha sonra Türkiye’ye gelip
Anadolu’nun önemli ksmn dolaarak halk Milli Mücadeleye katlmaya
tevik eden, büyük slam alimi
eyh Ahmet Sünusi ile tanm, onlara gerilla savann taktiklerini
aktarm ve bir bakma, filmini ibret
ve hayretle izlediimiz Ömer Muhtar’larn anl direniine alt yap
hazrlamtr.
Balkan Savalar Mustafa Kemal Balkan Savalar'nn patlak vermesiyle 24
Ekim 1912'de stanbul'a hareket etti ve 24
Kasm 1912'de karargâh Bolayr'da bulunan Bahr-i Sefit Boaz (Akdeniz
Boaz) Kuvayi Mürettebesi Harekât
ubesi Müdürlüü'ne atand. Maalesef koca Osmanl ordusunun burada
General Stilian Georgiev Kovachev
komutasndaki Bulgar 4. Ordusuna yenilmesi Atatürk’ü derinden sarst.
Haziran 1913'de balayan kinci Balkan
Sava'nda komutas altndaki birliklerle Dimetoka ve Edirne'ye girmeyi
baard. Atatürk; Sofya Ataemiliteri
iken, verilen kostümlü baloya milli ve haysiyetli bir gayretle
yeniçeri kyafeti ile gitmi ve etrafnda derin bir
hayranlk uyandrmt. Bu görevde iken 1 Mart 1914'te Kaymakam
(Yarbay)la çkmt.
Birinci Dünya Sava
28 Temmuz 1914'te I. Dünya Sava patlad, Osmanl Devleti de 29 Ekim
1914'te ttihatçlarn derin
gafleti, belki de bilinçli hyaneti ile Almanlarn safnda savaa
katld. 20 Ocak 1915'te Mustafa Kemal
3. Kolordu emrinde Tekfurda'da kurulacak olan 19. Frka Komutanlna
atand.
19. Frka, 23 Mart 1915'te Müstahkem Mevki Komutanl emriyle Eceabat
bölgesinde ihtiyata
alnd. 25 Nisan 1915'te Gelibolu Yarmadas'na tilaf Devletleri'nin
yapt çkartmalaryla Çanakkale
Sava balad. 3. Kolordu komutan Mehmet Esat Paa'nn emrinde savaan
Kaymakam (Yarbay)
Mustafa Kemal Arburnu'na çkan ANZAC (Avustralya ve Yeni Zelanda
Kolordusu) birliklerinin
yarmada içine ilerlemesini Conkbayr'nda durdurmay baard. Bu baar
üzerine 5. Ordu komutan
Mareal Otto Liman Von Sanders'in takdirini kazand ve 1 Haziran
1915'te Miralay (Albay)la yükseldi
ve ngilizlerin Austos aynda Suvla Körfezi'ne yapt ikinci çkartmadan
sonra, o mevkiinde bulunan
birliklerinin komutasna getirildi ve 9-10 Austos'ta Anafartalar
Zaferi'ni kazand. Bu zaferi 17
Austos'ta Kireçtepe ve 21 Austos'ta II. Anafartalar Zaferi takip
etti ve Miralay (Albay) Mustafa Kemal,
Ruen Eref Bey (Ünaydn) bata olmak üzere stanbul basn tarafndan
"Anafartalar Kahraman"
olarak kamuoyuna tantld.
14 Ocak 1916'da Gelibolu'dan Edirne'ye sevk edilmi olan 16. Kolordu
komutanlna atand. Bu srada
Dou Cephesinde Rus birlikleri Osmanl 3. Ordusu'nu püskürtmü 16
ubat’ta Erzurum'u, 3 Mart’ta Bitlis, Mu,
Van ve Hakkâri'yi igal altna almt. Albay Mustafa Kemal 15 Mart
tarihinde 3. Ordu'yu desteklemesi için
emrindeki 16. Kolordu ile birlikte Diyarbakr'a yolland. Rütbesine
göre kendisine ar bir sorumluluk verilen 16.
Kolordu Komutan Mustafa Kemal 1 Nisan 1916'da Diyarbakr'da iken
Tugenerallie (Mirliva) yükseltildi ve
Paa unvann ald. Mustafa Kemal önce taktik bir geri çekilme emri
verdi, ardndan beklenmedik bir saldr ile
Mu'u Ruslardan kurtararak Osmanl birliklerine stratejik bir
üstünlük salad. Kafkas Cephesindeki bu
baarsndan dolay Altn Klç madalyas ile ödüllendirildi ve Austos
aynda Mu ve Bitlis tümüyle Rus
igalinden kurtarld.
7 Mart 1917'de karargâh Diyarbakr'da bulunan 2. Ordu Komutan
Vekilliine atandktan sonra
baz ittihatçlarca Hicaz Kuvveyi Seferiyesi Komutanlna gönderilip
pasifize edilmek istendi ise de,
bunu kabul etmeyerek 5 Temmuz 1917'de Yldrm Ordular Grubu emrindeki
7. Ordu Komutanlna
atand.
almtr. Tek kurtulu yolunun Bab- Âli'yi basp, hükümeti devirerek
Bakomutan vekili ve Harbiye Nazr'n
deitirmek olduuna inanmaktadr. Yeni Bakomutan vekili ve Harbiye
Nazr olarak da Mustafa Kemal'i
uygun bulmaktadr. Anlat arkadalarndan biri komployu Enver Paa'ya
haber vermesi üzerine Yakup
Cemil kuruna dizilerek öldürülmütür. Mustafa Kemal Falih Rfk Atay'a
anlatt hatralarnda: "O vakit
tümenlerimden birine komuta eden Ali Fuad (Cebesoy)'a: Yakup Cemil
aslm. Sebebi de, benim Bakomutan
vekili ve Harbiye nazr olmadm müddetçe kurtulu olmadna inanm…
Hâlbuki dediini yapm bile
olsayd, ben stanbul'a gittiimde ilk i olarak Yakup Cemil'i
cezalandrrdm. Eer ben, o ve onun gibiler
tarafndan iktidara getirilecek bir adamsam, adam deilim!" diyecek
kadar onurlu ve tavrldr.
15 Aralk 1917 ile 5 Ocak 1918 tarihleri arasnda, kendisini
özellikle seçen ve yüksek
kabiliyetlerini sezen Veliaht Vahdettin Efendi'nin maiyetinde
Almanya'ya giderek Keiser II. Wilhelm,
Genel Karargâh ve Elsass bölgesini dolamlard. Daha sonra padiah
olan Sultan Vahdettin
tarafndan, kendisine her türlü imkân ve ferman sunularak ve
ngilizleri oyalamak için biri birlerine
kart rolü oynayarak, Milli mücadeleyi örgütlemek üzere Mustafa
Kemal Samsun’a yollanacakt.
1918 Haziran aynda Viyana ve (bugünkü ad Karlovy Vary olan)
Karlsbad'a giderek tedavi için
hastaneye yatt. Sultan Mehmed Read'n vefat ve Vahdettin'in cülusu
üzerine 2 Austos'ta stanbul'a döndü.
15 Austos'ta 7. Ordu Komutan olarak Filistin Cephesi'ne atand ve
ardndan Fahri Yaver Hazreti ehriyari
(Padiahn Onursal Yaveri) unvann ald. Mustafa Kemal Paa, 20 Eylül
1918 tarihinde Vahdettin'in bayaveri
Naci (Eldeniz) Bey'e bir telgraf çekip Yldrm Ordular Grubu'nun sava
gücünün kalmadn bildirerek
mütareke istemesini önerdi. Ayrca yeni hükümette kendisinin Harbiye
Nazr ve Bakumandan Vekili olarak
görevlendirilmesini istedi. Ardndan 6 Ekim'de 7. Ordu komutanlndan
istifa etti. Çünkü Enver paa gibi
mason ttihatçlar elinde, ülkenin ve devletin hangi felaketlere
sürüklendiinin farkndayd.
19 Eylül 1918'de Edmund Allenby komutasndaki ngiliz kuvvetleri,
genel taarruza geçerek üç ordudan
oluan Yldrm Ordular Grubu'nu ar bir hezimete uratt. 1 Ekim'de am,
25 Ekim'de Halep dütü. Ancak
bütün zorluklara ve imkânszlklara ramen Mustafa Kemal Paa, ngiliz
ordularn, Halep'te durdurarak,
savunma hatt kurmay baard.
30 Ekim 1918'de Mondros Mütarekesi imzaland. Atatürk 10 Kasm 1918
tarihinde Yldrm Kt'alarnn
komutasn 2. Ordu Komutan Nihat Paa'ya brakarak Adana'dan stanbul'a
hareket etti ve 13 Kasm'da
stanbul'a Haydarpaa Gar'na ulat. Haydarpaa'dan stanbul'a geçerken
boaza demirli düman sava
gemilerini gördüünde ünlü "Geldikleri gibi giderler" sözlerini
mrldand. Fethi Bey (Okyar) ile birlikte Ahmet
zzet (Furgaç) Paa yanls ve Ahmet Tevfik Paa (Okday) kart bir tavr
koyan Minber gazetesini çkararak
siyasi giriimlere balad…
Milli Mücadelenin Balamas ve Baarlmas (1919-1923)
ngiliz Yüksek Komiseri Amiral Calthorpe ve Fransz Yüksek Komiseri
Amiral Amet, 1918 yl Kasm
16
kar önlem alnmasn” talep ettiler. Mustafa Kemal Paa, Padiah
Vahdettin tarafndan olaanüstü
yetkilerle donatlarak “Vilayet-i Sitte (Alt Vilayet)'deki Hristiyan
ahaliyi korumak ve igal kuvvetlerine kar
yaplan ufak çapl isyanlar bastrmak” bahanesiyle görevlendirilip
Samsun’a gönderildi. Baz tarihçiler, Sultan
Vahdettin’in Samsun'a hareket etmeden önce kendisini ziyarete gelen
Mustafa Kemal’e "Paa Paa, imdiye
kadar devlete çok hizmet ettin, bunlarn hepsi artk bu kitaba
girmitir, tarihe geçmitir. Bunlar elbette
mühimdir, ama asl imdi yapacan hizmet hepsinden mühim olabilir. Paa
Paa, devleti
kurtarabilirsin!" dediini nakletmektedir. Mustafa Kemal, 19 Mays
1919'da Refet Bey (Bele), Kâzm Bey
(Dirik), 'Ayc' Mehmet Arif Bey, Hüsrev Bey (Gerede)lerle beraber
Samsun'a çkt.
Mondros Mütarekesi'nden sonra Anadolu'da milisler (Kuvay- Milliye)
eklinde örgütlenen direni
hareketleri çoalmt. Atatürk son görev yeri Adana'dan ayrlmadan
Ulukla'ya gelerek ilk örgütlenmeyi
balatmt. 22 Haziran 1919'da Rauf Bey (Orbay), Kâzm Karabekir Paa,
Refet Bey (Bele) ve Ali Fuat Paa
(Cebesoy) ile birlikte Amasya'da yaymlad genelgeyle "Milletin
istiklâlini yine milletin azim ve kararnn
kurtaracan" ilan etmesi, tarihi bir admdr. Ardndan Kâzm Karabekir
Paa tarafndan Erzurum'da toplanan
Dou lleri Müdafaa-i Hukuk Kongresine (Erzurum Kongresi) katld.
Kongre üyelerinin sraryla Osmanl
ordusundan istifa etti ve Kongre bakanlna seçildi. 4 - 11 Eylül
1919 tarihleri arasnda toplanan Sivas
Kongresi'nde alnan kararlar uygulamak amacyla bir Temsil Heyeti
oluturuldu ve bakanlna da Mustafa
Kemal Paa getirildi. 27 Aralk 1919'da Ankara'da heyecanla karland.
Osmanl Meclis-i Mebusan'n Mart
1920'de igal güçlerince baslmas ve önde gelen vatanperver mebuslarn
tutuklanmas üzerine 23 Nisan
1920'de Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açlmasn salad.
Erzurum mebusu sfatyla Meclis ve
Hükûmet Bakanlna seçildi. TBMM bir kurucu meclis gibi çalarak Milli
Mücadele'yi yürütecek olan Anadolu
hükümetinin altyapsn hazrlad.
baz Kuvay- Milliye gruplarna kar yaplmt.
ngiltere babakan Lloyd George'a göre; Yunanistan büyümeli, ama
ngiltere’nin güdümünde
olmalyd. Yunanistan boazlar Avrupa'ya açk tutmal, Akdeniz'de
ngiltere'nin çkarlarna uygun
davranmalyd. Sevr Antlamas'nn kuvvet kullanlmadan uygulanamayaca
anlalmt. Ancak tilaf
Devletlerinin kuvvet kullanacak mecali kalmamt. Bunun üzerine
Yunanllar, bütün Anadolu’yu alp
kendi vatanna katmak için deil, kendi amaçlarnda kullanmak için
Anadolu'ya çkarmlard. Ancak
tilaf Devletleri de Türkiye'ye kar uygulanacak politikalarda
ayrmlard. talya Yunanllarn
Anadolu'ya yerlemesini kskanmt. Fransa ise Suriye'deki toprak
kazançlarn yeterli saymaktayd.
Artk Yunanllar kendi ordularyla Anadolu'ya boyun edirmek zorundayd.
Bu frsatta Mustafa Kemal
de Yunan ordusunu yenerse, Türkiye'yi kurtarm olacakt. 6 Ocak 1921
günü Bursa’dan Eskiehir'e ve
Uak’tan Afyon'a doru iki kol hâlinde ileri harekâta balayan Yunan
Ordusu, 9 Ocak'ta nönü
mevzilerine varmt. Ancak Türk Ordusu'nun savunmas karsnda ileri
gidemeyeceklerini anlayarak,
11 Ocak 1921 sabah nönü mevzilerinden çekilmek zorunda kalmlard. Bu
baar bütün dünyann
dikkatini çekmi; tilaf Devletleri, 26 Ocak 1921'de Osmanl
Devleti’nin Londra’ya bir heyet
göndermesine ve bu toplantda Ankara Hükümetinden de temsilci
bulundurulmasna raz olmulard.
Yunanistan, Londra Konferans bitmeden, Anadolu’da yeni bir saldr
yapmak üzere hazrlklar
yapmt. 23 Mart 1921 günü sabah erken saatlerde, 3. Yunan
Kolordusunun Bat Cephesinden, 1.
Yunan Kolordusunun da Güney Cephesinden ileri harekete geçmesiyle
muharebeler balamt. 23
Mart – 1 Nisan 1921 arasnda meydana gelen kinci nönü Muharebesi
istedikleri sonucu alamaynca,
Franszlar Zonguldak'tan, talyanlar da Güney Anadolu'dan askerlerini
çekmeye mecbur kalmt.
Sonunda Yunan Ordusu nönü, Eskiehir, Afyon ve Kütahya arasndaki
çizgide yer alan Türk
mevzilerine yüklenerek buralar igal etmei ve Ankara'ya kadar
ilerlemei amaçlamt. Haçl Batdan
17
ald Takviye birliklerle iyice güçlenen Yunan Ordusu 10 Temmuz
1921'den itibaren saldrya geçti ve
20 Temmuz'a kadar yaptklar saldrlarla Türk Ordusu'nu geri çekilmeye
zorlad. Mustafa Kemal Paa
Türk Ordusunun Sakarya Irma'nn dousuna kadar çekilmesini emretti.
Böylece vakit kazanlacakt.
Bu savalar sonunda Eskiehir, Kütahya, Afyon gibi büyük stratejik
bölgeler elden çkmt. TBMM'de
moral bozukluu balad ve sert tartmalar yaand.
Kütahya-Eskiehir Muharebeleri sonrasnda Büyük Millet Meclisi içinde
iktidara yani
Mustafa Kemal Paa'ya kar tepkiler artmaya balad. Bu muhalefeti
yöneltenler ordunun
bana geçmesi için Mustafa Kemal Paa'ya basky arttrd. Gerçek
niyetleri ise O'nu
Ankara'dan uzaklatrmak ve Enver Paa'nn iktidarn salamakt. Mustafa
Kemal Paa, 4
Austos 1921 günü Büyük Millet Meclisi'nde yapt konumayla bakumandan
olmay kabul
ettiini ancak bakomutanln faydal olabilmesi için Meclis'in ordu ile
ilgili yetkilerini üç ay
süreyle kendisinde toplayacak bir kanun çkartlmas gerektiini
açklad. Paa'nn
bakomutanln isteyenlerin bu ekilde hayalleri boa çkarlmt. 5 Austos
1921 günü
oybirlii ile çkartlan yasa ile Mustafa Kemal Paa, TBMM Ordular
Bakomutanl'n ele ald.
Mareal Gazi Mustafa Kemal’in bakomutanl! (1922)
Mustafa Kemal Paa, Bakomutanla geçmesinin hemen ardndan yaynlad
Tekalif-i Milliye Emirleri
ile halk ordunun donatlmas için seferberlie çard. 12 Austos'ta
Polatl'da tefti yaparken attan dütü ve
kaburga kemii krld. 23 Austos-13 Eylül 1921 tarihlerinde yaplan
Sakarya Meydan Muharebesi'nde Yunan
Ordusu'nun hücum gücü krld. Türk Ordusu ani bir taarruzla Yunan
Ordusu'nu Sakarya Nehri'nin dousundan
çkarmay baard. Bu zaferden sonra 19 Eylül 1921'de Büyük Millet
Meclisi Bakomutan Mustafa Kemal
Paa'y oybirliiyle Mareal rütbesine terfi ettirilip ve Gazi unvan
takld. Sakarya Meydan Muharebesi
sonunda Türk ordusunun zayiat; 5713 ehit, 18.480 yaral, 828 esir ve
14.268 kayp olmak üzere toplam
49.289'u bulmaktayd. Yunan ordusunun zarar; 3758 ölü, 18.955 yaral,
354 kayp olmak üzere toplam 23.007
civarndayd. Erbakan Hoca’nn, skça ve heyecanla tekrarlad: “Herhangi
bir kimse; Malazgirt’te inannn
ahlann yaamadan… Kosava’da, Nibolu’da bir klç olup parlamadan…
Ulubatl Hasan olup
Sanca burça dikmek için cann ortaya koymadan… Sultan Fatih olup,
stanbul’u almak için atn
denize sürmeden… Kanuni olup anl ordularyla Avrupa’nn içine
yürümeden… Seyyid Çavu olup
“Ya Allah!” diyerek 250 kiloluk mermiyi kaldrp namluya
yerletirmeden… Bir insan; (Haçl Batnn
destei ile Anadolu’muzu igale kalkan Yunan ordularna kar)
Sakarya’nn siperlerine
girmeden ve Kbrs’ta büyük bir cesaret ve metanetle düman tahkimatnn
içinden
geçmeden, Milli Görüün ne olduunu anlayamaz!” sözleriyle Sakarya
destan yazan Mustafa
Kemal’in ve kahraman askerlerinin yüksek Milli uur ve duygusuna
özellikle vurgu yapm,
hatta “Atatürk sa olsayd, elbette Milli Görüçü olacakt” diyerek ayn
ruh köküne ve ayn
Milli hedeflere ballklarn hatrlatmtr.
Sakarya Meydan Muharebesi'nden sonra, 13 Ekim 1921'de Ankara
Hükümeti ile Güney Kafkas
Cumhuriyetleri arasnda Kars Antlamas imzaland. Böylece Türkiye'nin
dou snr tamamen güvenlik
altna alnd. Fransa ise TBMM Hükümeti ile 20 Ekim 1921’de Ankara
Antlamas'n imzalad. Bu
antlama ile Fransa TBMM Hükümeti'ni resmen tanm ve Hatay-skenderun
dnda, Türkiye'nin
bugünkü güney snr çizilmi olmaktayd. Bu antlama sayesinde güney
cephesi güvenli duruma
geldiinden buradaki Türk birlikleri de Bat Cephesi'ne kaydrlmt.
talyanlar ise, Sakarya Meydan
Muharebesi'nden sonra Güney Ege ve Akdeniz bölgelerinde
tutunamayacaklarn anlayarak 1921 yl
sonuna kadar igal ettikleri yerlerden çekilip çkmt. Sakarya Meydan
Muharebesi sonrasnda
ngiltere de Ankara'y tanyarak TBMM ile, 23 Ekim 1921 tarihinde
tutsaklarn serbest braklmas
konusundaki antlama imzalanmt.
Tam 1 yl boyunca ciddi bir titizlik ve gizlilikle sürdürülen sava
hazrlklar sonucunda, 26
Austos 1922 sabah büyük bir dikkatle hazrlanan taarruz plan
uygulamaya baland. 26-30 Austos
1922’de yaplan Büyük Taarruz, Kurtulu Sava'nn son aamasyd. 30
Austos günü Bakomutanlk
18
Meydan Muharebesi'nde bir gün içinde Yunan Ordusunun büyük
bölümünün imhas baarlmt. 31
Austos'ta Mustafa Kemal Paa komutanlarn Çalköy'deki karargâhnda
toplayarak kaçabilen Yunan
kuvvetlerinin hzl bir ekilde takip edilmesini ve zmir ile
civarndaki kuvvetleriyle birlememesi için
üç koldan Ege'ye doru ilerlenmesini emretmi, 1 Eylül günü Bakomutan
Mustafa Kemal bir bildiri
yaymlayarak ordulara: “Bütün arkadalarmn Anadolu'da daha baka
meydan
muharebelerinin de verileceini göz önüne alarak, durmadan
ilerlemesini ve herkesin akl ve
vicdan kaynan, yiitlik ve yurtseverlik duygularn yarrcasna
esirgemeden vermeye
devam eylemesini isterim. Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir;
leri!” talimatn ulatrmt.
Dumlupnar’da kendisini ate hattna attn ve ölümden saknmadn gören
emir subay Atatürk’e “paam
siz bize lazmsnz, biraz daha dikkatli olmalsnz” uyars yapnca, ona
dönüp: “Uhud gününde ve
Huneyn seferinde askerleri perianla ve aknla urad hengâmede
Peygamberimiz Hz.
Muhammed neye güvenip tek bana dümana hücum ediyor idiyse, ite ben
de ayn Allah’a snp
güveniyorum” sözleri, kurtulu savamzn hangi inanç ve azimle
kazanldnn ibret levhas olarak asla
unutulmamalyd.
Türk Ordusu 2 Eylül’de Uak’ kurtarm, burada Yunan Ordusu Bakomutan
General Nikolaos Trikupis
esir alnm ve 9 Eylül'de Türk Süvarileri zmir'e varmt. 18 Eylül
1922'ye kadar yaplan Takip Harekâtyla
tüm Bat Anadolu’daki Yunan birlikleri snr dna çkarlm, Türk
ordusunun kazand bu baar, Mudanya
Atekes Antlamas’na giden süreci balatmt.
Bar ve Sonras!
Kurtulu Sava, 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlamas'yla
sonuçland. Bu antlama ile Sevr
Antlamas yürürlükten kalkm, Türkiye Cumhuriyeti Lozan Antlamas
temelleri üzerine bamszln
kazanmt. Ancak Milli Mücadele sonrasnda Türkiye'de iki bal bir
yönetim ortaya çkmt. TBMM 1 Kasm
1922'de Osmanl saltanatn lavedip Vahdettin'i tahttan indirerek
stanbul hükümetinin hukuki varln
sonlandrmt.
Gazi Mustafa Kemal 28 Ekim 1923 gecesi Çankaya'da kurmaylarn
toplantya çard ve "Yarn
Cumhuriyeti ilan edeceiz." diyerek kararn açklad. Misafirlerin
ayrlmasndan sonra muhalif cepheye haber
szdrmasn diye smet Paa'y alkoydu ve birlikte, Tekilat- Esasiye
Kanunu'nda gerekli deiiklii
salayacak önerge hazrland. Tasarnn parti grubunda kabulünden sonra
ayn akam saat 18:45'te TBMM
Genel kurul toplants balad. Anayasa Komisyonu'nun deiiklik ile
ilgili rapor ve önergesi genel kurulun
onayna sunuldu ve 29 Ekim 1923 Pazartesi akam saat 20.30'da
milletvekillerinin alklar ve "Yaasn
Cumhuriyet" sesleri ile Türkiye Cumhuriyeti ilan edilip yepyeni bir
dönemin kaplar açld.
Cumhurbakanl ve sonras! (1923-1938)
milletvekilinin tamamnn oylar ile Balâ, Ankara milletvekili Gazi
Mustafa Kemal, Türkiye
Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbakan seçilip, kendi deyiiyle Türkiye'yi
"muasr medeniyetin üstüne
çkarmak" amacyla bir dizi köklü deiime imza att. Atatürk'ün
cumhurbakanl döneminde smet
nönü, Fethi Okyar ve Celâl Bayar babakanlk yapmtr. Bu dönem
içerisinde en fazla süre görevde
kalan ve en fazla hükümet kuran isim smet nönü olmu, ancak Dersim
isyann bastrma konusundaki
yetersiz tavr, isteksiz davranlar ve yanl beyanlarla Atatürk’ü
oyaladnn anlalmas üzerine
görevinden, hatta askeri rütbelerinden uzaklatrlmtr ve ölünceye
kadar Mustafa Kemal nönü’yü
yanna bile yaklatrmamtr.
tarihinde sadece Cumhuriyet Halk Frkas’nn programnda yer alm,
Atatürk bunlarn sonradan
suiistimal ve istismar arac yaplaca için kanunlatrp anayasaya
sokmam; ancak hastalnn
arlat ve devlet yönetimindeki kontrol ve denetim zayflat 5 ubat
1937’de anayasaya
sokulmulardr.
19
Cumhuriyetin ilanndan sonra, Milli Mücadeleyi balatan be kiilik
kadronun Mustafa Kemal dndaki
dört üyesi (Rauf Bey, Kazm Karabekir Paa, Refet Paa ve Ali Fuat
Paa) muhalefete geçerek Terakkiperver
Cumhuriyet Frkas'n kurmulard. 1925 Mart'nda çkan Genç Hâdisesi (eyh
Sait syan, Dou syan)
üzerine skyönetim ilan edilerek Terakkiperver Cumhuriyet Frkas
kapatld.
12 Austos 1930'da smet Paa'nn hükümetine alternatif oluturmak ve
özellikle Sabataist-
mason cuntann niyet ve gayretlerini aça vurma frsat sunmak ve
suçüstü yakalamak amacyla çok
partili demokratik hayata kavumak için Gazi Mustafa Kemal Paa'nn
yakn arkada Fethi Bey
(Okyar)'e Serbest Cumhuriyet Frkas'n kurdurarak kz kardei Makbule
Hanm (Boysan, Atadan),
çocukluk ve okul arkada Nuri Bey (Conker)'leri de üye yaptrd. Ancak
17 Kasm 1930'da malum
odaklarn kkrtt ve gericilik klf taktklar kesimlerin partiyi
kullanmaya kalkmas ve partinin
Mustafa Kemal'i hedef almasndan dolay parti kapatld. Bu demokrasi
denemesinden biraz önce,
ordunun siyasete müdahale etmesinin demokrasiye zarar verebileceini
düünerek Askerî Ceza
Kanunu (22 Mays 1930 tarih ve 1632 Sayl Kanun)'nu meclisten çkard.
Bu kanunun 148. maddesine
Ordu mensubunun siyasi toplantlar ve gösterilere katlmas, siyasi
partiye üyesi olmas, siyasi
maksatlarla ifahi telkinlerde bulunmas, siyasi makale yazmas ve
siyasi nutuk (konuma yapmas)
yasakland.
29 Ekim 1933'te Atatürk Türkiye Cumhuriyeti'nin onuncu kurulu
yldönümü nedeniyle yapt
konumada (NUTUK’ta) ülkenin kurulu temelini ve gelecek vizyonunu
yaln bir dille tüm insanlk âlemine ve
Türk Milleti'ne anlatmtr. Atatürk, Cumhurbakanl döneminde, sadece
bürokratlarn deil tüm
vatandalarn mülkiyet hakkn tanm ve 1923-1938 döneminde Türkiye
ekonomisi ortalama yllk %7.5
orannda büyüyerek Türkiye'nin GSMH'si dünya toplamnn binde
3.62'sinden binde 6.52'sine çkarlmtr.
Atatürk'ün Döneminde Türkiye Cumhuriyeti dünyann en hzl kalknan
ülkelerinden biri saylmtr.
Mustafa Kemal ve D Politika Sorunlar
Atatürk'ün cumhurbakanl dönemindeki d politika konularnn balklarn
Musul sorunu, Türkiye-
Yunanistan Nüfus Mübadelesi konusu, Türkiye'nin Milletler
Cemiyeti'ne üye oluu, Balkan Antant, Montrö
Boazlar Sözlemesi, Sadabat Pakt ve Hatay Sorunu oluturmaktadr.
Atatürk d politikasnda gerçekçi
davranmtr. Bütün d ilikilerde dinamik ve kararldr; ama macerac
olmamtr.
BM Kararyla Musul’un Irak’a Braklmas. I. Dünya Sava'nn bitmesinden
sonra Irak'ta ngilizlere bal bir yönetim kurulmu, bu ülke
ngiliz
mandas altna alnmt. Musul, nüfusunun çounun Türk olmas sebebiyle
Misak- Milli dahilindeydi, ama
ngilizler zengin petrol yataklarnn bulunduu bölgeyi brakmaya
yanamyorlard. Lozan Bar Antlamas
srasnda bu konuda bir sonuç alnamam, sorunun daha sonra Türkiye ve
ngiltere arasnda çözülmesi karar
çkmt. 1924 ylnda tekrar görümelere balanm fakat sonuç alnamamtr.
Daha sonra sorun, ngilizlerin
tertibiyle Milletler Cemiyeti'ne tanmt. Mustafa Kemal BM kararyla
Musul’un elimizden alnmaya
uraldn anlaynca Kazm Karabekir Paa’ya, o bölgeye asker sokup fiili
bir durum oluturulmasn
salamaya çalm, ne yazk ki Karabekir buna yanamayp, Milletvekili
sfatyla Meclise katlm ve Atatürk’e
muhalefete balam, hatta eyh Said isyanna dolayl destek ve cesaret
kazandrc bir tavr taknmtr.
Mustafa Kemal mehur NUTUK’un 3. cildinde bu konular belgeleriyle ve
derin üzüntüleriyle aktarmaktadr. Ve
maalesef, 1924 ylnn Ekim aynda toplanan Milletler Cemiyeti de
Türkiye-Irak snrn çizmi ve Musul
bölgesini Irak tarafnda brakmtr. 13 ubat 1925'te ise eyh Sait syan
çkarlm ve 15 Nisan'da tamamen
bastrlan ayaklanma ngilizlerin iine yaramtr. Kurtulu Sava'ndan yeni
çkan Türk ordusu hrpalanm,
Musul-Kerkük üzerine askeri harekât yapma imkân ortadan kalkmtr. Bu
durumda Türkiye, 5 Haziran 1926
tarihinde ngilizlerle imzalanan Ankara Antlamas gereince baz maddi
çkarlar karl, Milletler Cemiyeti'nin
öngördüü snr kabule mecbur kalmtr.
Sadabat Pakt
talya'nn dou ülkelerini hedef alan istila politikas nedeniyle
Türkiye, ran, Irak ve Afganistan
arasnda, 8 Temmuz 1937'de Tahran'da Sadabat Saray'nda imzalanmtr.
Bu devletler antlama ile
20
birbirinin iç ilerine karmayacaklarn, birbirlerine
saldrmayacaklarn, ortak çkarlaryla ilgili
konularda birbirlerine danacaklarn ve snrlarnn korunmasna yardmc
olacaklarn
vurgulamlardr. Sadabat Pakt’nn tarihçilerce sezilmeyen veya
özellikle gizlenen çok stratejik bir
derinlii vardr. slam dünyasnda ii-Sünni kutuplamasn kztrp bu
ülkeleri savatrarak
zayflatmak ve kendi eytani amaçlar dorultusunda kullanmak isteyen
Batl emperyalist güçlerin bu
tezgâhlar, Atatürk’ün Sadabat paktyla boa çkarlmtr. Çünkü Sünni
slam’n tabii ve tarihi temsilcisi
konumundaki Türkiye ile, iilerin en youn olduu ran, Irak ve
Afganistan’n böyle bir dostluk
anlamas çok talihli bir admdr. Bu tür bir anlamay önce Sultan
Abdülhamit tasarlam, fakat
baaramamtr. Mustafa Kemal bunu baarm, ama daha sonralar maalesef
ilevsiz braklmtr.
Ancak rahmetli Erbakan Hoca ayn stratejik hedefleri, D-8
projeleriyle yeniden ve çok daha geni ve
etkin bir yelpazede canlandrm ve bu yüzden bütün emperyalist ve
Siyonist odaklarn hücumuna
uramtr. 28 ubat tezgahyla Refah-Yol iktidar yktrlm, ordu-millet
ztlamasna ve çatmasna
meydan vermemek için, Erbakan stratejik bir geri admla babakanl
brakmtr. Fecri kazip (yalanc
ve aldatc afak) olarak iktidara tanan AKP’nin ise, içyüzü iyice
anlalacak ve Fecri Sadk (gerçek
ve görkemli afak) yaknda doacaktr.
Atatürk’ün lgi Alanlar:
yüzmeyi seven bir insand. Tavla ve bilardo oynamaktan holanrd.
Zeybek oyunlarna, güree, Rumeli
türkülerine ilgi duyard. Sakarya adn verdii atna ve köpei Foks'a
çok deer verir ve vakit ayrrd. Zengin
bir kitaplk oluturmulard. Bunlarn hem tamamn okuduu, sayfalarna
dütüü el yazmas notlarndan
anlalmaktayd. Çankaya Kökü'nde sk sk devlet adamlarnn, sanatçlarn,
bilim adamlarnn, dostlarn
çarld, ülke sorunlarnn da tartld akam yemeklerinde toplanlrd. Temiz
ve düzenli giyinmeye ve k
görünmeye meraklyd. Doay çok sevdiinden, skça Atatürk Orman
Çiftlii'ne gider, modern tarma geçi
amacyla yürütülen çalmalara bizzat katlrd. leri derecede Franszca
ve yeterince Almanca biliyordu;
Suriye, Filistin ve Libya’da kald için Arapçaya da vakft.
Atatürk’ün Ölümü ve Dünyadan Ayrl:
Atatürk'ün salk durumu, Sadabat paktna öncülük yapmasnn ve
Filistin’de bir Yahudi Devleti
kurulmasna asla izin vermeyeceini açklamasnn ardndan, hayret verici
ekilde 1937 ylndan
itibaren bozulmaya balad. Kendisine 1938 yl balarnda siroz tehisi
konuldu, ama bu hala
tartlmaktayd. Acaba Atatürk’ün “Beni, Türk hekimlerine emanet
ediniz!” feryad ve uyars altnda
hangi nedenler yatmaktayd? Atatürk’ün üpheli ve aibeli ölümü
kimleri ve hangi kesimleri
rahatlandracakt?! Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk
Cumhurbakan Atatürk, 10 Kasm 1938
Perembe sabah saat 09:05'te stanbul Dolmabahçe Saray'nda aramzdan
ayrlmt. Cenazesi büyük
bir törenle Ankara'ya uurlanm ve Atatürk 21 Kasm 1938 günü Ankara
Etnografya Müzesi'nin
mahzenine kaldrlmt. Bundan 15 yl sonra, Adnan Menderes iktidarnda
10 Kasm 1953'te kendisi
için yaptrlan Antkabir'deki ebedi istirahatgâhna aktarlmt.
21
NECP FAZIL’IN ATATÜRK HAYRANLII
Atatürk’ün vefatndan sonra yurt içinde ve yurt dnda, hakknda
binlerle ifade edebileceimiz yazlar
yaynlanmtr. Her biri kendi içinde deerlendirilmesi gereken
yazlardan birisi de, Necip Fazl Ksakürek’in,
Cumhuriyet Gazetesi’nde, 16 Kasm 1938 tarihinde Atatürk’ün ölümünün
ardndan kaleme ald yazdr.
Necip Fazl, Atatürk’ün vefatndan dolay ne hissettiini u ekilde dile
getiriyor:
“Son on be gündür her sabah yatamzdan kalkp Dolmabahçe Saray’n
yerinde bulduktan sonra, ona
varlk ve mana izafe eden (balayan) unsurun yok olduuna inanabilmek,
yaman bir idrak ikencesi;
Atatürk’ten bir parça halinde kalan bir çok ey arasnda onun yokluu,
merkezi olmayan bir daire tasviri gibi,
içinden çklmaz bir muhal (olamazlk) hissi veriyor. Fndn kabuunu
krmadan içini yiyen korkunç bir sihirbaz
edas ile ölüm, Atatürk’ü, hüviyeti etrafndaki büyük zarfa el
dedirmeksizin ald götürdü.
Ölüm, her insanda basit bir tezahür fark ile, ayn marifeti
tekrarlamasna ramen; bu son misalde
bulduu müeyyide (Yaptrm) kudretini, bütün tarih boyunca sk sk ele
geçirebilmi deildir. Yaratcnn bir
defa bile armamaya memur sadk içisi (olan Azrail), bu misalde,
kudretinin her zamanki mevzuu ile
mevzuunun bu defaki kudretini bir araya getirdi.
Mahalleden bir ölü çkt zaman o semt, ister istemez kendisine bir
alaka pay dütüünü kabul eder.
Ölümünün mücerred (soyut) sirayet ve ihtar (ölümün etki ve uyars)
küçük bir mesafe yaknln, bir nevi
akrabalk haline getirirdi. Fakat ne de olsa ölen ne kadar içtimai
ve herkese ait hüviyet tarsa tasn bu ba,
kan ve his yaknlklar karsnda, sadece yapma bir zihin tela
uyandrmaktan ötürü bir ac duyurmaz.
Bütün dünyada Kralna, anas kadar yanacak kimse yoktur. Bu zalim ruh
kanununa ramen bu defaki
ölüm, vatann her evinden çkm kadar göze büyük göründü. Evinizdeki
bir kahve fincannn çatlamas, bize
yedikule surlarnn çöküünden daha tesirli geldii halde; bu defaki
ölümü hepimiz, fiili ve ahsi bir mülkiyet
kayb ifadesiyle duyduk. çtimai ölüler arasnda (Atatürk gibi), her
evin ölüsü olabilmi kahramanlar, tek eldeki
parmak saysndan daha azdr.
Hiçbir Türk, kendini, devlet reisine, bütün dünyann bu türlü bir
sayg göstereceini ümit edemezdi.
Osmanl mparatorluu’nun yar dünyaya sahip olduu devirlerde bile,
böyle bir ihtirama (saygnla ve
arla) hedef olabilmi hükümdar yoktur. Avrupa’nn, bize en yabanc
milletlerine kadar heyetlerle, askeri
kt’alarla ve en büyük mümessillerle Ankara’ya komu olmas gösteriyor
ki, Garp (Bat), Atatürk’ün ahsnda
Türk ehliyet ve kymetine artk inanmtr. Bu inandrn büyük aksiyonunu
yapan Milli Kahraman’n ölüsü
karsnda da, hiç bir protokol kaidesinin olmad ve hiç bir garplnn
bir yabancya göstermedii bir hürmetle
apkasn çkartmaktadr.
Atatürk’ün gözleri ile görmedii bu manzaray, biz yalnz gözlerimizde
brakmayarak; keskin bir delalet
(kesin ve net bir kant) halinde uurumuza sindirmekle
mükellefiz.
O, Türk’e, hem Türk’ü hem de Avrupaly inandrabildi. Tarihte büyük
bedbinlerle (kötümserlerle) büyük
nikbinlerden (çok iyimserlerden) ibaret iki sra kahraman vardr. Her
eyi karanlk görenler, aydnl aramaya
doru gizli bir cehde; aydnlk görenler de öldürücü artlar karsnda
krlmaz bir mukavemete gebedir.
Bence bu fikirlerin ikisi de, dava ve aksiyon douracak çapta olmak
artyla, kurtarclara mahsus
vasflardandr. Bedbin kahraman bizi, vücudunu görmediimiz bir hayata
erdirmee, nikbin kahraman da
vücudunu görmediimiz ölüm tehlikesinden kaçrmaya memurdur.
Atatürk’ün ruhi maktalarndan (Kesitlerinden) bence en alakals,
O’nun ylmaz ve hezimet kabul etmez
nikbinliidir. Atatürk bu esiz nikbinlii (ar iyimserlii ve ümit
beslemesi), bata ve sonda, biri milletine ve
öbürü ahsna ait iki büyük tezahürle vesikalandrd.
Birinci vesika;
Bir millet için; esaret ve mahkûmiyet annn, bir vaka (fiili durum)
halinde teslim edildii hengamede, bu
vakaya (milletimizin esir oluuna) inanmayan tek adam o idi. Bütün
dünya ile birlikte milleti de kendi ölümüne
inand vakit bile o inanmad. Bu, Atatürk’ün millet ufkuna douu ile
balayan ilk ve büyük nikbinliinin
(iyimserlik ve özgüvenin) tecellisidir.
Milli kahraman, hasta döeinde günden güne fenalarken, yaknlarndan
itibaren bütün Türk Milleti’ne
kadar herkes ar bir ümitsizlik içinde bouluyor; fakat kendisi bir
çocuk gibi saffetli, ayaa kalkaca,
otomobiline veya motörüne binecei dakikay bekliyor, ölebileceine
biran bile mümkün gözü ile bakamyordu.
Bu da sonuncu tecelli.
Atatürk, balangçta Milleti’nin; sonunda da kendisinin ölümüne
inanmad. Bu iki nikbinlik tecellisinin
birinde hakl, ötekinde haksz çkt. Fakat koca bir millete hayat
vesilesi getirmi bir kahramann ferdi hayat
olamayaca için, Onu ikinci tecellide haksz bulamayacaz.
Benim gözümde birbirine bal iki iin sahibi olarak iki Atatürk
var.
Zaman tasnifi ile bunlardan biri, dümann denize dökülüüne, öbürü de
bugüne kadar sürer. Biri ölüm
hükmü giydirilmi bir milleti ahlandrd. Mucize çapnda bir barla
madde ve askerlik plannda muzaffer
kldrd. Öbürü, biran evvelki ölüm tehlikesini douran sebepler
alemine kar harekete geçti, fikir ve cemiyet
plannda yeni bir bünye inasna giriti. Bu tarife göre birine asker,
öbürüne inklapç Atatürk demek, hatra
gelecektir. Atatürk’ün iki i merhalesini temsil eden cepheleri
arasnda, bence mefkureci ve hudutsuz ahsiyet;
asker Atatürk’tedir. Asker sfat da Onu ifadeye kifayetsizdir. Zira
bu merhalede askerlik O’nun sadece aletiydi.
Bu merhalede O, en büyük asker olmak kymetinin çok üstünde bir deer
tad. Koca bir milletin dirili iradesini
temsil eden mefkürevi insan olmak deeri. Bu deerle Atatürk, beer
tarihinde says bir kaç geçmeyen hakiki
millet kurtarclarndan bir tanesidir. Dehasnn srr da ne askeri, ne
içtimai, ne de aklidir. Aksine laboratuar
ilimlerinin çerçeveleyemedii ve aleladelikler (sradan eyler)
serisinin yanaamad bir heyette ve tamamyla
ferdi ve insiyakidir (ftri ve manevi bir kabiliyettir). Zaten
kahraman dediimiz meçhul yaratl ve bünyenin
bütün farikas, bu ferdi ve insiyaki cevherde deil midir? Yoksa her
hangi bir ihtilalci balangçta Milleti, Atatürk
gibi ayaklandrabilir; her hangi bir asker, kurtulu mücadelesini
Atatürk kadar iyi idare edebilir ve her hangi bir
idareci, Atatürk’ün kurduu teekkülleri kurabilirdi. Fakat kimse,
Samsun’a çkndan, zmir’e giriine kadar,
O’nun tad iç kymet ve imann tayamazd. Çünkü bu kymet ve iman:
teknik, bilgi ve akl ii deildir.
Bütün bu melekelerin atalet ve felakete batt dakikada, hepsini
birden yerinden frlatacak bir ruhi adale iidir.
Kahraman dediimiz meçhul yaratl ve bünyenin herkesten farkl olarak
sahip olduu hususi ve harikulade
unsur da, ite bu ruhi adaledir.
nklapç Atatürk’e bütün talih ve salahiyetini asker Atatürk hazrlad.
Garip bir tesadüf cilvesi ile,
iki Atatürk’ten her biri ayr isimler tayor. Mustafa Kemal ve
Atatürk... nklapç Atatürk, Tanzimat’tan
beri Türk Cemiyeti’nin Avrupa medeniyet manzumesine (sistem ve
silsilesine) kavuturulmas yolunda
giriilen yarm ve ksr teebbüsleri, tam ve yüzde yüz randmanl
hamleler haline getirdi.
Türk Cemiyeti’nin, Tanzimat’tan beri alev alev yanan kafas ve ruhu
ile bir türlü kararn bulamad,
hududunu çizemedii, mevcutlardan neyi verip, neyi veremeyeceini,
neyi alp neyi alamayacan
kestiremedii medenileme davasn, bütün ark’, topyekün vermek ve
yerine bütün Garp’ topyekün almak
eklinde kökünden halletti. Onun bu cüretli iradesinde de, tad ruhi
adalenin bir ihtizazna (titreimine) ahit
oluyoruz. Tanzimat tabii seyrinde devam etseydi belki daha
asrlarca, Atatürk’ün vard bu telakki ve cesaret
merhalesine ulatramayacakt. Filhakika (gerçek udur ki) bütün
müesseseleriyle Türk Cemiyetine aslan
garp, Türk topraklar üzerinde ve iktisadi, ilmi, içtimai sahalarda
büyük muvaffakiyetlerle yemiini vermee
balad. Kurtulu zaferini takip eden merhalede garp; kanun, apka,
harf, yol, fabrika, banka, mektep, ordu,
bütün aletleriyle vatana tatbik edilebilmitir. u kadar ki yalnz
müsbet bilgiler ve maddi aletler manzumesi
telakki eden ve ruhi planda garbnda bizzat kendi kendisini araladn
bilen bir fikir adam gözünde bu
hareket, kymet hükmünü saran bin bir çetin davaya kar nihayet madde
çerçevesinde b&uu