24
DERS ve MESLEK SEÇİMİ 30/03/2016 Üniversite Sınavı akademik ve psikolojik açıdan hazırlanmayı gerektirir. Bu nedenle sınava hazırlanan öğrencinin bir yandan bilgi birikimi oluşturması, diğer yandan kendisiyle ilgili düşünsel-duygusal-davranışsal düzenlemeleri yapması gerekir. Alınan eğitim ve seçilen meslek bireyin yaşam tarzını belirler. Meslekte başarılı olabilmek için, seçilen meslekte yetenekli ve istekli olunması gerekir. Sevmediği bir işi yapmak kişinin hayatının önemli bir bölümünü mutsuz geçirmesine neden olabilir. Bu nedenle, öğrencilerin mesleki yönelim aşamasında ilgi, yetenek ve gereksinimlerini iyi tanımaları sağlanarak, doğru meslekleri seçme yönünde desteklenmeleri gerekir. MESLEK SEÇİMİ: Bireyin hayatında verdiği önemli kararlardan biridir, çünkü bireyin hayatının üçte biri mesleki etkinlikleri içermektedir. Meslek sadece para kazanma, geçim sağlama yolu değil bireyin kendini ifad e etme, kendini gerçekleştirme yoludur. Bu nedenle meslek seçiminde temel amaç; kişinin mutlu olabileceği bir geleceğin planlanmasıdır. Meslek: İnsanların kendilerini geliştirmelerini ve kimlik oluşturmalarını sağlar. İnsana yeteneklerini ve becerilerini geliştirme olanağı sağlar. İnsanın çevresi ve dünya ile bağ kurmasını sağlar, bireyin iletişim ihtiyacını karşılar. İnsana yaşamsal düzenlilik sağlar. Meslek seçiminin çocukluktan itibaren yaşama ""hedef ve anlam"" katan bir yönü vardır. Bu anlam doğrultusunda herekete geçen genci karar verme aşamasında bazı sıkıntılar beklemektedir. Genç bir yandan ergenlik problemleriyle meşgul olurken, bir yandan da geleceği ile ilgili bir seçim yapması gerekir. Hızlı bir fizyolojik, psikolojik ve sosyal değişim içindeyken aynı zamanda gelecekteki eğitimi, kariyeri hakkında yeni kararlar verme baskısı, genci daha önce oluşturduğu kimliğini gözden geçirmeye zorlar. Bu noktada aile desteği ve ailenin meslek seçimi konusundaki yönlendirmeleri çok önemlidir. Gençlere baktığımızda, anne babanın, arkadaşlarının, öğretmenlerinin ne diyeceğini düşünüp strese girmemek ve üniversiteyi kazanmış olmak için tercihler yaptıklarını görmekteyiz. Meslek seçimi sürecinde anne babaların, kendi istekleri doğrultusunda çocuklarını yönlendirmek yerine onların yeteneklerini, ilgilerini ve yaşamdan beklentilerini anlamaya çalışmaları ve kendilerini tanımaları konusunda destek olmaları gerekmektedir. KENDİNİ TANIMA: Bir insanın kendisine uygun mesleği seçebilmesi için önce kişisel özellikleri ve mesleklerin özellikleri konusunda ayrıntılı bilgi sahibi olması gerekir . Ancak ergenlik dönemindeki gencin kendisini tanımasında güçlükler yaşanmaktadır. Bu güçlük, gelişimin devam etmesi ve gencin kendi istek, beklenti, ilgi ve Rehberlik ve Psikolojik Danışma Servisi Bülteni

DERS ve MESLEK SEÇİMİ - Vefa Lisesivefalisesi.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/34/10/969664/dosyalar/2016_03/... · DERS ve MESLEK SEÇİMİ 30/03/2016 Üniversite Sınavı akademik

  • Upload
    others

  • View
    18

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

DERS ve MESLEK SEÇİMİ

30/03/2016

Üniversite Sınavı akademik ve psikolojik açıdan hazırlanmayı gerektirir. Bu nedenle sınava hazırlanan

öğrencinin bir yandan bilgi birikimi oluşturması, diğer yandan kendisiyle ilgili düşünsel-duygusal-davranışsal

düzenlemeleri yapması gerekir. Alınan eğitim ve seçilen meslek bireyin yaşam tarzını belirler. Meslekte başarılı

olabilmek için, seçilen meslekte yetenekli ve istekli olunması gerekir. Sevmediği bir işi yapmak kişinin hayatının

önemli bir bölümünü mutsuz geçirmesine neden olabilir. Bu nedenle, öğrencilerin mesleki yönelim aşamasında ilgi,

yetenek ve gereksinimlerini iyi tanımaları sağlanarak, doğru meslekleri seçme yönünde desteklenmeleri gerekir.

MESLEK SEÇİMİ: Bireyin hayatında verdiği önemli kararlardan biridir, çünkü bireyin hayatının üçte biri

mesleki etkinlikleri içermektedir. Meslek sadece para kazanma, geçim sağlama yolu değil bireyin kendini ifade etme,

kendini gerçekleştirme yoludur. Bu nedenle meslek seçiminde temel amaç; kişinin mutlu olabileceği bir geleceğin

planlanmasıdır.

Meslek:

İnsanların kendilerini geliştirmelerini ve kimlik oluşturmalarını sağlar.

İnsana yeteneklerini ve becerilerini geliştirme olanağı sağlar.

İnsanın çevresi ve dünya ile bağ kurmasını sağlar, bireyin iletişim ihtiyacını karşılar.

İnsana yaşamsal düzenlilik sağlar.

Meslek seçiminin çocukluktan itibaren yaşama ""hedef ve anlam"" katan bir yönü vardır. Bu anlam

doğrultusunda herekete geçen genci karar verme aşamasında bazı sıkıntılar beklemektedir. Genç bir yandan ergenlik

problemleriyle meşgul olurken, bir yandan da geleceği ile ilgili bir seçim yapması gerekir. Hızlı bir fizyolojik,

psikolojik ve sosyal değişim içindeyken aynı zamanda gelecekteki eğitimi, kariyeri hakkında yeni kararlar verme

baskısı, genci daha önce oluşturduğu kimliğini gözden geçirmeye zorlar. Bu noktada aile desteği ve ailenin meslek

seçimi konusundaki yönlendirmeleri çok önemlidir. Gençlere baktığımızda, anne babanın, arkadaşlarının,

öğretmenlerinin ne diyeceğini düşünüp strese girmemek ve üniversiteyi kazanmış olmak için tercihler yaptıklarını

görmekteyiz. Meslek seçimi sürecinde anne babaların, kendi istekleri doğrultusunda çocuklarını yönlendirmek yerine

onların yeteneklerini, ilgilerini ve yaşamdan beklentilerini anlamaya çalışmaları ve kendilerini tanımaları konusunda

destek olmaları gerekmektedir.

KENDİNİ TANIMA: Bir insanın kendisine uygun mesleği seçebilmesi için önce kişisel özellikleri ve

mesleklerin özellikleri konusunda ayrıntılı bilgi sahibi olması gerekir . Ancak ergenlik dönemindeki gencin kendisini

tanımasında güçlükler yaşanmaktadır. Bu güçlük, gelişimin devam etmesi ve gencin kendi istek, beklenti, ilgi ve

Rehberlik ve Psikolojik Danışma Servisi Bülteni

VEFA LİSESİ REHBERLİK ve PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ www.vefalisesirehberlikservisi.blogspot.com

[email protected]

2

yeteneklerini farklı algılamasından kaynaklanmaktadır. Bazen yeteneklerine güven azlığı bazen de kapasitesinin

üzerinde beklentiler nedeniyle gencin ilgileri sürekli değişebilmektedir. Aile ve çevre beklentileri, arkadaş grubunun

etkisi de gencin kararını etkilemektedir. Kişisel özelliklerini keşfetmesi konusunda anne baba ve yetişkinler olarak

gence yardımcı olmak gerekir.

MESLEKİ DEĞER: Gençlerin mesleki kararlarını oluştururken düşünmeleri gereken kriterlerden biri de

mesleğin icra edilmesi sırasında bu mesleğin yürütüldüğü ortam, kazanç, ödül vb. sonuçlardan kaynaklanan

doyumlarla ilgili bir kavram olan mesleki değerlerdir. Değer; kişinin ""Ben niçin çalışıyorum?"", ""Mesleğimden,

hayattan ne bekliyorum?"" sorularına verdiği cevaptır. Meslek sadece para kazanma ve ekonomik ihtiyaçları karşılama

aracı değil, aynı zamanda kişinin kendini ifade etme yoludur. Kişi mesleki etkinlikler yoluyla bir şeyler üreterek

yeteneklerini, becerilerini kullanır ve başarılı olarak doyum sağlar. İş yaşamındaki doyum genel yaşam doyumunu da

etkiler. Meslekte yaşanan doyumsuzluk kişinin ruh sağlığını da tehdit eder. Mesleki değerlerden bazıları şunlardır:

Yaratıcılık, Bağımsızlık, Değişiklik Rekabet, Kazanç Liderlik, Düzenli yaşam Toplumsal Saygınlık, Yeteneği

kullanma ve geliştirme Sosyal Güvence

Yapılan bir araştırma, gençlerin mesleki değerlerini bir bütün olarak dikkate almadan meslek tercihlerini

yapabildiklerini göstermektedir. Bunun nedeni de gençlerin saygınlığının yüksek olduğunu düşündükleri mesleklere

yönelmeleridir

MESLEKLERİ TANIMA (SEÇENEKLERİ DEĞERLENDİRME) Gençlerin sağlıklı bir mesleki karar

verebilmeleri için seçeneklerinin neler olduğunu araştırmaları gerekir .

Meslekleri faaliyet alanları açısından gruplandırırsak:

Mühendislik ve Teknik Bilimler Grubu : Problem çözme becerileri yüksek, analitik düşünebilen, temel bilimler

alanında güçlü bir akademik bilgiye sahip, yaratıcı, teknolojiyi izleyen bireylerin bu gruptaki mesleklere yönelmeleri

mesleki doyumlarını arttıracaktır.

Tıp ve Sağlık Bilimleri Grubu : Kuvvetli bir dikkate ve belleğe sahip, el-göz koordinasyonu gelişmiş, temel

bilimlere ilgili, araştırma becerisine sahip, sabırlı, hoşgörülü, insan ilişkilerinde başarılı , azimli bireylerin bu gruptaki

mesleklere yönelmeleri mesleki doyumlarını arttıracaktır.

Yönetim Bilimleri ,Ekonomi ve Uluslararası İlişkiler Grubu : Sayılarla düşünebilme yeteneğine sahip, çok yönlü

düşünebilen sosyal bilimlere ilgili, teknolojiyi etkin kullanan ve gelişmeleri takip eden bireylerin bu gruptaki

mesleklere yönelmeleri mesleki doyumlarını arttıracaktır.

Sosyal Bilimler Grubu : Kitap okuma alışkanlığı olan, sosyal bilimler alanında güçlü bir akademik bilgiye sahip,

iletişim becerisi güçlü, etkili ifade yeteneğine sahip bireylerin bu gruptaki mesleklere yönelmeleri mesleki

doyumlarını arttıracaktır.

Edebiyat ve Dil Bilimleri Grubu : Sözel yeteneği güçlü, dil-edebiyat-tarihe ilgili, bilimsel meraka sahip, kitap

okuma alışkanlığına sahip bireylerin bu gruptaki mesleklere yönelmeleri mesleki doyumlarını arttıracaktır.

Ziraat ve Hayvanlarla İlgili Bilimler Grubu : Doğayı seven, çevreyi ve doğayı korumayı ilke edinmiş, arazi

şartlarında sorunsuz çalışabilecek, teknolojik gelişmelere açık bireylerin bu gruptaki mesleklere yönelmeleri mesleki

doyumlarını arttıracaktır.

VEFA LİSESİ REHBERLİK ve PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ www.vefalisesirehberlikservisi.blogspot.com

[email protected]

3

Temel Bilimler Grubu : Sayısal düşünme gücüne, bilimsel meraka sahip, araştıran, sorgulayan, dikkatli, yaratıcı

bireylerin bu gruptaki mesleklere yönelmeleri mesleki doyumlarını arttıracaktır.

Son olarak, gencin kendi özellikleri (ilgi , yetenek, değer) ve mesleklerin gerektirdiği özellikleri (akademik

beceriler, fiziksel-bedensel-ruhsal özellikler, çalışma ortamları, çalışma alanları, özel koşullar...) göz önünde

bulundurarak istenilir yönleri fazla, istenmeyen yönleri az olan seçeneğe karar vermesi gerekir .

KARAR VERME İlgileri-yetenekleri-değerleri konusunda kendini, çalışma alanları-çalışma ortamı-mesleğin

gerektirdiği özellikler başlıklarında meslekleri tanıyan gencin yapması gereken, kendi özellikleri ile mesleklerin

özelliklerini karşılaştırmak ve bir karar vermektir. Seçeceği meslek konusunda karar vermek gencin belki de yaşamı

boyunca vereceği ilk önemli karardır. Bu nedenle de aile desteği çok önemlidir.

Mesleki karar sürecinde; Gencin kendi ilgi, yetenek ve beklentileri doğrultusunda seçim yapmasına izin

verilmelidir. Anne baba olarak yapılacak en büyük destek ilgi ve yeteneklerini tanımasında ona yardımcı olmaktır. Bu

konuda yapılan gerçekçi geribildirimler meslek seçiminde karar vermesini kolaylaştıracaktır. Bazı durumlarda anne-

baba kendi gerçekleştiremedikleri ideallerini çocuklarının gerçekleştirmesini bekler. ""Ben olamadım, o olsun"",

anlayışı ile genç zorlanır. Bu baskıcı tutum gencin belki de mutlu olmayacağı, doyum sağlayamayacağı bir mesleğe

yönelmesine neden olacaktır. Çocuğunuzun istek ve ideallerinin sizden farklı olabileceğini unutmayın. Meslek seçimi

konusunda yol gösterebilir fikrinizi söyleyebilirsiniz, ama son kararı genç vermelidir. Bazı anne babalar çocuğun

yeteneklerine bakmadan onu zorlar. Çocuğunuzun yeteneklerine ve isteklerine uygun olmayan bir mesleği seçmesi

onu mutsuz ve genellikle başarısız yapar Gençleri kendisinden daha başarılı olan kişilerle kıyaslamak onu üzecek ve

kızdıracaktır. Böyle bir durumda çocuğunuza verdiğiniz mesaj, ""Seni bu halinle kabul etmiyorum sen de başkaları

kadar başarılı olursan seni kabul ederim ve severim""dir. Unutmayın insanlar yetenekleri yönünden eşit değildir.

Gelişimi başkalarıyla kıyaslayarak değil, kendi içinde değerlendirmek gerekir. Bir mesleğin bol para kazandırdığı,

kolay, rahat ve eğlenceli olduğu için seçilmesi yaratıcılığı ve üretkenliği baltalar. Çocuğunuza en büyük mutluluğun

sevdiği işi yapmak, yaptığı işi sevmek olduğunu aşılayın. Çocuğunuza mesleğin adının değil, yaptığı işi iyi yapmanın

saygınlık getirdiğini anlatın. Onun için en iyi seçimi sizin yapmış olmanız önemli değildir. Önemli olan çocuğunuza

seçme hakkı vermektir.

Ekşi(1982), 1975-1976 Öğretim yılında İstanbul Üniversitesinde yaptığı araştırmada, öğrencilerin %40’nın

istedikleri ve kendileri için bir amaç olan fakültelere girdiklerini, %60’nın ise rastgele tercih yaptıklarını saptamıştır.

Araştırmacı, bireylerle tek tek yaptığı görüşmelerde istemediği bölümlerde öğrencilerin isteksizlik, ders çalışmama,

uyumsuzluk, ve ruhsal kaynaklı şikayetleri olduğunu saptamıştır.

Köknel, ülkemizde belli bir işte çalışanların %40’nın başka bir mesleğin özlemini çektiğini ifade etmektedir.

Yine liseli öğrencilerin seçecekleri meslekle ilgili beklentilerden ve kendi ilgi ve yeteneklerinden habersiz olarak

seçim yapmakta olduklarını, bunun sonucunda da üniversiteye giren gençlerin %52’nin girdikleri daldan memnun

olmadıklarını vurgulamaktadır (Akt.Okutan,1993;s.21-22) .

Toplumdan gelen talebe göre üniversitelere daha fazla öğrenci alınması, mezun olduktan sonra aldığı eğitime

paralel olarak bir işe girme garantisinin bulunmaması, gençliği olumsuz yönde etkilemekte ve gençlerde gelecek

endişesi doğurmaktadır. Özellikle iş bulma garantisinin az olduğu bölümlerde öğrenim gören öğrencilerin gelecek

endişesinin daha fazla olduğu görülmektedir (Korkmaz,2000).

Sevgili öğrenciler. Bu kitapçığın sonunda yer alan çizelgelerde ortak dersler ve seçmeli dersler bölümleri yer

almaktadır. Ortak dersler, ortaöğretim kurumlarındaki tüm öğrencilerin zorunlu olarak alması gereken derslerdir.

*Seçmeli dersler, ortaöğretim öğrencilerinin ilgi ve istekleri ile hedefledikleri yükseköğretim programlarını

dikkate alarak seçebilecekleri derslerdir. Bu derslerin bazılarının haftalık ders saati sayıları sınıflara göre seçenekli

olarak belirtilmiştir. Öğrenciler bu dersleri, haftalık ders saati sayılarını belirterek seçebileceklerdir.

VEFA LİSESİ REHBERLİK ve PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ www.vefalisesirehberlikservisi.blogspot.com

[email protected]

4

*Öğrenciler bir alt sınıfta okudukları seçmeli dersi ve/veya saatini bir üst sınıfta değiştirebilirler. Birbirinin

devamı olan derslerin seçiminde, öğrencinin öğrenimini gördüğü öğretim programının bir üstü olan programın

uygulanması esastır. Ancak okulun imkânları ile öğrencilerin istekleri ve hazır bulunuşluk düzeyleri dikkate alınarak

sorumluluk velilerine ait olmak üzere bulunduğu sınıf seviyesindeki öğretim programı uygulanabilir

*Ortaöğretim kurumlarının tamamında yılsonu başarı ortalaması ile başarılı sayılamayacak ders “dil ve

anlatım” dersidir. Öğrenci bu dersten başarısız olması durumunda sorumluluk sınavlarına girmek zorundadır.

Ders Seçimi Nedir?

9. ve 10.sınıfı bitiren öğrenciler, seçmeli dersler arasından, yetenek, ilgi ve üniversitede okumak istedikleri

bölüme uygun ders seçerler. Alan seçiminden farklı olarak öğrenci almak istediği her seçmeli dersi ve kaç saat almak

istediğini belirli noktalar doğrultusunda ayrı ayrı yazar. Bunların ne olduğuna ve ders seçiminin neye göre

yapılacağına ilerleyen bölümlerde değinilmiştir

Liselerde ders seçimi; (MEB Orta Öğretim Kurumları Yönetmeliği RG 7 Eylül 2013 Sayı : 28758)

MADDE 11- (1) Derslerin seçimi ve buna yönelik açıklamalar ders kesim tarihinden önce okul müdürlüğünce

öğrencilere duyurulur.

(2) Ders seçimi veli, sınıf rehber öğretmeni ve rehber öğretmenin bilgisi dâhilinde öğrenci tarafından ders

kesiminden haziran ayının son iş günü mesai saati bitimine kadar e-Okul sistemi üzerinden yapılır. Süresi içerisinde

ders seçimi yapmayan öğrencilerin dersleri okul yönetimince belirlenir.

(3) 9 uncu sınıfa yeni başlayan öğrencilerin ders seçimleri ile seçilen derslerde değişiklik yapılmasına ilişkin

işlemler ders yılının ilk haftası içinde yapılır.

(4) Seçmeli ders en az 12 öğrencinin talebi doğrultusunda öğretime açılır. Ders yılı içerisinde öğrenci sayısı

azalsa bile o dersin okutulmasına devam edilir. Ortak derslerde ise sınıf bütünlüğü esastır. Özel öğretim kurumlarında

bu şartlar aranmaz.

10. sınıfın sonunda seçilecek dersler, öğrencilerin YGS-LYS’ de sınav başarılarında etkili olacaktır.

Lisede elde ettikleri başarı puanları Ortaöğretim Başarı Puanı olarak YGS-LYS puanlarına eklenecek ve

sınav performanslarının oluşumuna etki edecektir.

Ders Seçiminde Dikkat Edilecek Noktalar

*9 ve 10 sınıftaki ders başarıları, sınavlardan alınan notlar göz önünde bulundurulmalıdır

*Başarı gösterilemeyecek dersler değil, başarılı olunabilecek dersler seçilmelidir

*Üniversitede seçilmek istenen bölüme ve bölümün puan türüne temel oluşturan dersler tercih edilmelidir

*Seçilen dersler ilgi ve yeteneklere uygun olmalıdır

Seçimlerinizin doğru olmasını ve yaptığı seçimler sonunda mutlu ve başarılı olmanız dileğiyle…

1995–1996 tercih edilen meslekler;

Endüstri mühendisliği, Bilgisayar mühendisliği,Tıp,Elektrik – elektronik mühendisliği, Makine mühendisliği,

İnşaat mühendisliği, Hukuk, İşletme, Uluslararası ilişkiler, Kamu yönetimi, Kimya mühendisliği, Maliye, Gazetecilik

VEFA LİSESİ REHBERLİK ve PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ www.vefalisesirehberlikservisi.blogspot.com

[email protected]

5

2010–2011 en fazla tercih edilen bölümler;

Tıp, Elektronik ve haberleşme mühendisliği – telekomünikasyon mühendisliği, Mekatronik mühendisliği, Yazılım

mühendisliği, Enformasyon teknolojileri – enformatik, Kontrol mühendisliği, Hukuk, Diş hekimliği, Enerji sistemleri

mühendisliği, Ekonomi, Psikoloji – Rehberlik ve psikolojik danışmanlık, Fizik tedavi ve rehabilitasyon, Aktüearya,

Beslenme ve diyetetik, Reklâmcılık, Sermaye piyasası , Uluslararası ticaret – Lojistik , İletişim tasarımı

Koç Holding İnsan Kaynakları uzmanının (2013) verdiği bilgiye göre; değişen dünya koşullarının yaratacağı

mesleklerden bazıları şunlardır:

Nüfusun hızla artmasının yaratacağı meslekler:Girişimcilik, Freelance (Serbest Çalışan),Profesyonel Kariyer

Danışmanlığı

Nüfusun yaşlanmasının yaratacağı meslekler:İleri Tıp, Genetik-Moleküler Biyoloji, Endüstriyel Ürün Tasarımı

Çin ve Hindistan'ın yaratacağı meslekler:Alternatif Enerji Mühendisliği, Tarım Mühendisliği, Tükenebilir Kaynak

Yöneticisi

Yenilenebilir enerjinin yaratacağı meslekler:Geri Dönüşüm Mühendisliği, Enerji Optimizasyon Uzmanlığı,

Dijital çağın yaratacağı meslekler:İnovasyon Mühendisliği, Sosyal Medya Analisti, Dijital Yaşam Koçluğu

Günümüz dünyasında gelişime açık mesleklerle ilgili birkaç öneri:

Mekatronik Müh., Klinik Psikoloji, İnternet Hukuku, Yazılım Müh., Enerji Müh., İletişim Tasarımı, Fizyoterapi,

Uluslararası Finans Ve Ticaret, Ergoterapi,, Odyoloji,, Beslenme Ve Diyetetik, Yeni Medya, Enformatik, Aktüearya,

Sağlık Mühendisliği, İmaj Mühendisliği, Yaşam Koçluğu, Eğitim Tasarımcılığı

Ülkemizde Gelecek Vadeden 15 sektör

Ülkede 15 sektörün, gelecek 10 yılın Türkiye’sine damgasını vuracağı bildirildi. Eskişehir Osmangazi

Üniversitesi Teknoloji Araştırma Merkezi (TEKAM) Müdürü Prof. Dr. Muammer Kaya, AA muhabirine yaptığı

VEFA LİSESİ REHBERLİK ve PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ www.vefalisesirehberlikservisi.blogspot.com

[email protected]

6

açıklamada, gelecek 10 yılda Türkiye’de önemli yere sahip olacak 15 sektör arasında 130 milyar dolarlık yatırım

yapılması gereken enerji sektörünün başı çektiğini söyledi. Perakende, lojistik, çevre ve yeniden dönüşüm

sektörlerinin yeni alanlar olarak ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Kaya, şöyle konuştu: "Enerji sektörü hem dünyada

hem de Türkiye’de katlanarak büyüyecek. Global ekonomide önümüzdeki 10 yılda yıllık yüzde 3-4 civarında bir

büyüme olacağı varsayımına göre, enerji sektörü hem ülkemizde hem de dünyada büyüme ve refahı belirleyecek temel

parametre olacaktır. Türkiye’nin önümüzdeki 10 yılına damgasını vuracak sektörler enerji, otomotiv,

tekstil,telekomünikasyon-iletişim, bilişim sistemleri ve teknoloji, savunma ve hava teknolojileri, eğitim, perakende,

elektronik, çevre ve geri dönüşüm, güvenlik, danışmanlıktır. Bunlar Türkiye’de en çok yatırım ve istihdamın

gerçekleşeceği sektörlerdir."

Prof. Dr. Kaya, bu sektörler belirlenirken 2000’li yılların başından itibaren performansı yüksek, sürdürülebilir

sektörlerin dikkate alındığını ifade ederek, "Belirlemede, ülkemizin, küreselleşen dünyada, Avrupa Birliği ve dünya

ile entegrasyonu göz önüne alınarak, ekonomik kalkınmada sıkışılan noktalar saptandı" dedi. Bu sıkıntıların

aşılmasında dünyanın neler yaptığı ve hangi yollardan geçtiğinin de izlendiğini anlatan Prof. Dr. Kaya, "Ayrıca

ülkemizde işsizlik, özellikle üniversite mezunu işsizler göz önüne alınarak yoğun istihdam üretebilecek sektörler

incelenmiştir" diye konuştu. Prof. Dr. Kaya, "ortaya çıkan 15 sektör arasında çevre ve geri dönüşüm sektörünün

bugüne kadar hiç gündeme gelmediğini, geleceği çok parlak bir alan olduğunu" bildirerek, şöyle devam etti:

"Türkiye’de denetlemeye dayalı sektörlerin henüz yeterince gelişmemesinin nedenleri, ihtiyaç duyulmadığı için yasal

zemin oluşmaması ve çevre kültürü ve bilincinin istenilen düzeyde oluşmamasıdır. Yeni gelişen sektörler

çerçevesinde üniversite tercihi yapılırken istihdam alanına göre tercih yapılmalı, ailenin veya dar sosyal çevrelerin

klişelerine uyulmamalıdır. Üniversite öğrencilerinin, seçtiği sektörde hangi dilleri bilmesi gerektiği ve hangi ülkeleri

yakından takip etmesi gerektiğini araştırıp kendini yetiştirme sürecine girerse çok başarılı olacaktır." Prof. Dr.

Muammer Kaya, gelecek vaat eden 15 sektörü ve özelliklerini şöyle sıraladı:

BİLİŞİM SİSTEMLERİ VE TEKNOLOJİ SEKTÖRÜ:

Türkiye’nin bundan sonraki bütün konsantrasyonu teknoloji, inovasyon ve yenilikçilik üzerinde olacak.

Çünkü, Ar-Ge ile başlayan süreçte, teknoloji gelişiyor, bu kalite ve verimlilik artışı olarak artan üretime yansıyor. Bu

alanda nanoteknoloji, genetik ya da biyoteknoloji, yeni nesil nükleer yakıtlar ve teknolojileri; hidrojen ve yakıt pili

teknolojileri ile süper-iletkenlerin üretimi öne çıkacak.

EĞİTİM: Teknik eğitimden tarımdan göçenlerin dönüştürülmesine kadar her alanda değişen ekonomi ve değişen

rekabet, buna uygun üretim, Ar-Ge ve nitelikli insan gücü gerektiriyor. Sektörler ya kendi elemanlarını yetiştirecek ya

da bu işi başkalarına yaptıracaklar, yani standartlarını koyup, siparişini verip satın alacak. Bu alanda mesleğe dönük

eğitimin derinleşmesi bekleniyor. Hayat boyu sürekli eğitim (çalışmayanlar için), mesleki eğitim (ara elemanlar için)

ve meslek içi eğitim (çalışanların gelişmesi için), uzaktan eğitim (zaman ve mekandan bağımsız) önem kazanacaktır.

ENERJİ ve DOĞAL KAYNAKLAR:

Enerji sektörü hem dünyada hem de Türkiye’de katlanarak büyüyecek. Ülkemizde enerji tüketimi dünya

ortalamasının iki katından fazla büyüyeceği tahmin edilmektedir. Global ekonomide önümüzdeki 10 yılda yıllık yüzde

3-4 civarında bir büyüme olacağı varsayımına göre, enerji sektörü büyüme ve refahı belirleyecek temel parametre

olacak. Hesaplamalara göre, Türkiye’nin enerji sektöründeki açığını kapatması için tam 130 milyar dolarlık yatırım

yapması gerekiyor. Bu, aynı zamanda büyük bir istihdam sahası anlamına da geliyor. Yerli madenler ve doğal

kaynakların önemi anlaşılacak, özellikle enerji-hammadde-ürün üretiminde temiz, yenilenebilir yerli doğal kaynaklar

geliştirilerek değerlendirilecektir. İthale dayalı fosil yakıtların önemi kısmen azalacak.

OTOMOTİV:

Son yılların Türkiye’de en rekabetçi ve en hızla yükselen sektörü olarak kabul ediliyor. İhracat 2006 yılına

göre 2007’de yüzde 33,8 artarken, ithalattaki artış ise yüzde 8,7 düzeyinde kaldı. Yani Türkiye otomotivde dış ticaret

VEFA LİSESİ REHBERLİK ve PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ www.vefalisesirehberlikservisi.blogspot.com

[email protected]

7

fazlası vermiş oldu. Türkiye otomotiv sektöründe yakaladığı bu ivmeyi sürdürmek zorunda olduğundan, yatırımlara ve

istihdama uzun vadede devam edecek. Ekonomik krizler nedeniyle kısa süreli duraksamalar olsa da uzun vadede bu

sektör ülkemiz için lokomotif sektörlerden biri olmaya devam edecektir.

TEKSTİL:

Dünya pazarının yaklaşık üçte ikisini Çin’in ele geçirmesi, Türkiye’nin tekstil ve hazır giyim sektörlerinde

ihracat hacmini fiziksel olarak azaltmış bulunuyor. Ancak, kalite, hız, dar alandaki özel taleplere cevap verebilme,

esneklik, AB piyasalarına olan yakınlık gibi üstünlükleri sayesinde Türkiye, bu sektörde küresel aktör olma konumunu

halen muhafaza ediyor. Ülkemizde tekstil sektörü döviz kurlarından kısa vadeli sorunlar yaşasa da uzun vadede büyük

firmalar biraz sarsılsa da ayakta kalabilecek, fakat küçük firmalar sıkıntı çekebilecek.

TELEKOMÜNİKASYON:

Sektör, 15 yıl içinde yeni oyuncularla ciddi bir büyüme içine girecek. Büyük şirketler olduğu gibi, taşeron

firmalar da gelişecek. Telekom sektöründe bugüne kadar ön planda olan daha çok GSM firmalarıydı ama önümüzdeki

15 yılda sektör daha farklı bir tablo çizecek. Alternatif telekom operatörleri büyük atılım içine girecek.

Telekominikasyon alanında ülkemizdeki yabancı firmalar Türk çalışanlarını daha fazla oranda yurt dışındaki iş

yerlerine çalışmaya gönderecek.

SAVUNMA ve HAVACILIK TEKNOLOJİLERİ:

Savunma sektörünün dünyadaki yıllık bütünlüğü 1,3 trilyon dolar. Bunun yarısını tek başına ABD karşılıyor.

Türkiye’nin Aselsan, Roketsan, Havelsan, Kale Savunma Sanayi gibi bazı şirketleri bu piyasadan pay almaya

başladılar. Son yıllardaki atılım sayesinde Türkiye, silah sanayi ihtiyaçlarını yüzde 45 oranında içeriden tedarik

ediyor. Uçak, helikopter ve havacılık sanayine parça üreten TEI, TAİ, Alp Havacılık gibi firmaların gelecekte önemli

görevler yapacağı tahmin edilmekte.

PERAKENDECİLİK:

Sektördeki hareketlilik yeni açılacak alışveriş merkezleri ile daha büyük bir boyut kazanacak. Sektörde büyük

oyuncuların yanı sıra küçük oyuncular da harekete geçecek. Perakende sektöründe yetişmiş insan sayısı çok az olduğu

için ciddi transferler olacak, eğitim veren şirketlere ihtiyaç duyulacak. Bazı illerde gereğinden fazla açılan alışveriş

merkezlerinde sıkıntılar yaşanacak da olsa gelecekleri oldukça parlak gözüküyor. Alışveriş merkezlerinde daha iyi

yaşam alanları yaratanlar, promosyon yapanlar, topluma daha fazla çekici faaliyetlerde bulunan alışveriş merkezleri

başarılı olacaklar. Gıda ürünleri mobilya, ev-bahçe, aydınlatma, banyo ve mutfak eşyaları sunan yapı marketler daha

önem kazanacak.

ELEKTRONİK:

Elektronik sektörü perakendecilikte büyük bir yol alacak. Mağazacılık yapan firma sayısı gittikçe artacak, yurt

dışı elektronik devlerinin Türkiye’ye olan ilgisi sürecek ve yatırımlar yapacaklar. Diğer bir dalga ise sektördeki

birleşmeler ve evlilikler olacak.

TAŞIMACILIK VE LOJİSTİK:

Hem hava yolu taşımacılığı hem de lojistik alanında büyük bir patlama yaşanıyor. Bunu ülkemizde piyasa

uyumlu reformların ve vergisel teşviklerin tetiklediği görülüyor. 17 milyar dolar civarında bir büyüklüğe sahip olan

sektörün ilk dinlenme yeri 40 milyar doları bulacak. Bu arada parlayan yıldız ise depoculuk-antrepoculuk olacak.

Yabancı ve yerli firmalar evlenecek. Kara yolu yolcu taşımacılığı pazar payının yaklaşık yüzde 10’luk kesimini hava,

demir ve deniz taşımacılığına kaptıracak.

VEFA LİSESİ REHBERLİK ve PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ www.vefalisesirehberlikservisi.blogspot.com

[email protected]

8

SAĞLIK:

Büyüklüğü 25 milyar doları aşan sektörde hedef 10 yıl için 50 milyar dolar olarak gösteriliyor. Artan kişi başı

gelir ve sağlık bilinci nedeniyle kişi başına düşen doktor, kişi başına sağlık ve ilaç harcamaları artacak. Yeni özel

hastaneler, tesisler ve klinikler açılacak. Sağlık sektöründe mesleğin haricinde eğitimler gündeme gelecek. Özellikle

tıbbi kongre turizmi Türkiye’nin önümüzdeki yıllardaki gündemi olmaya devam edecek.

ÇEVRE VE YENİDEN DÖNÜŞÜM:

Sanayileşmenin yol açtığı tahribatı yok etmek veya bunlara kısmen mahal vermemek için alınacak tedbirler

dev sektörlerin doğmasına sebep olacak. Türkiye’nin AB çevre standartlarına geçmesi ve Kyoto Protokolü’nün

gereklerini yerine getirmek için yaklaşık 140 milyar dolar gerektiği anlaşılıyor. Bu, gelecekteki yeni iş hacmine işaret

ediyor. Türkiye’de bundan sonra çevre dostu üretim, madencilik, geri dönüşüm sektörleri önem kazanacak. Yarınların

başladığı yerin geri dönüşüm sektörü olduğu anlaşılacak. Hurdaların atık olmadığı, geri dönüşümünde nihai yok etme

olmadığı bilinci yerleşecek. ABD’de 2006 yılında geri dönüşüm sektörünün büyüklüğü 65 milyar doları aştı. Özellikle

elektronik atık, hurda araçlar, demir-çelik, kağıt, lastik geri dönüşümü önem kazanacak. Kurumsal olarak çevre

standartları alma ve uygulama konularında uzmanlara ihtiyaç artacak.

GÜVENLİK:

Güvenliğin her alanı terör, hacker gibi birçok tehdide bağlı olarak katlanarak büyüyecek.Bilgi güvenliği,

müşteri güvenliği, altyapı ve kimlik güvenliği, işletme, sokak, bina, kişi güvenliği hızla gelişecek. Güvenlik

hizmetlerindeki tüm pozisyonlarda yetişmiş insana ihtiyaç duyulacak. Özel güvenlik kurumları sayısı artacak.

Güvenlik görevlilerinin eğitimi önem kazanacaktır. Ev ve iş yeri elektronik güvenlik ekipmanları satış ve montaj

sektörü büyüyecek.

DANIŞMANLIK:

İmalat sanayinin gelişimi sonucunda ortaya çıkan refah artışı ve yüksek gelir seviyesi hizmet sektörünün

önemini artırıyor. Hizmet sektörünün bir kolunu oluşturan danışmanlık, kişisel ve kurumsal alanlarda hızlı bir büyüme

gösterecek. Teknik, hukuksal, mali danışmanlık daha da önem kazanacak. Medya takibi, webometrik değerlendirme,

kalite, e-devlet, sertifikasyon hizmetlerinde danışmanlığın önemi artacak.

TARIM:

Dünya nüfusu ile gıda kaynakları arasındaki makas her geçen yıl artıyor. Bu da gıda arzı güvenliğini tehlikeye

sokmaktadır. Küresel ısınma, su kıtlığı, tarıma dayalı alanların azalması gibi unsurlar Türkiye’nin bu alanda yıldızını

parlatıyor. Verilmekte olan teşvikler ve yapılan yasal düzenlemelerin de katkısıyla ölçekler büyüyecek, bilinçli tarım

pratiklerine yer verilecek. Özellikle organik tarım, damlama sulama, topraksız tarım, suda tarım önem kazanacak.

Üniversiteden Terk, Garajdan Mezun

Türkiye’de hayatını kurtarmak isteyen gençler için “tek” adres üniversiteyi kazanmak olarak gösterilir. Küçük

yaşta çocukların çalışmak istediği meslekler de buna göre şekillenmiştir.

Doktor, mühendis, avukat vs... Üniversitelerin en yüksek puan isteyen bölümleri de bu meslek gruplarına aittir

ve gelecek arayanların hücumuna uğrar. Türkiye’de gençlik yılları okul, dershane ve ev üçgeninde geçirilen saatlerce

sınav hazırlığı ile geçer. Her yıl Forbes dergisi, dünyanın zenginleri listesini açıklar. Ancak ağzımız açık, hayranlıkla

ve ilgiyle takip ettiğimiz zenginlerin hiçbirinin doktor, mühendis veya avukat olmaması birçoğumuzun dikkatine

VEFA LİSESİ REHBERLİK ve PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ www.vefalisesirehberlikservisi.blogspot.com

[email protected]

9

takılmaz. Onları başarılı kılan yapmak istedikleri işin peşinden koşacak özgür bir alana sahip olmak ve girişimcilik

ruhunu yakalamak...

Sergey Brin, Larry Page ile Google’ı 24 yaşında kurdu. İnternet dünyasını Google kasırgası kavuruyor.

Google basit arayüzü ve hızla sonuç getiren bir arama motoru olarak kurucularını milyarderler listesine sokuverdi.

Larry Page ve Sergey Brin, Stanford Üniversitesi’nde doktora çalışmalarında denedikleri arama yöntemi ile yola

çıktılar. Doktora çalışmalarına ara verip bu fikrin peşinden koşan iki arkadaş kendilerine yatırım yapacakları

işadamları aramaya başlarlar. Sun şirketi kurucularından Andy Bechtolsheim henüz ortada olmayan Google isimli

şirkete 100 bin dolar yatırır. Öyle ki resmi anlamda Google şirketi olmadığı için çeki bankada nakde dönüştüremezler

ve para bir çekmecede birkaç hafta beklemek zorunda kalır. Yatırımcılardan toplamda 1 milyon dolar toplamayı

başaran Page ve Brin, Eylül 1998’de Kaliforniya’da bir arkadaşlarının garajlarında Google şirketini resmen kurarlar.

Arama motoru olarak başlayan Google kısa zamanda dev bir şirkete dönüşmeyi başardı. O kadar ki kurulmasından 6

yıl sonra 2004 yılında Google’ın halka arz edilmesiyle Larry Page ve Sergey Brin, Microsoft kurucuları Bill Gates ve

Paul Allen’dan daha hızlı milyarderler kulübüne katıldı. Şu an Larry Page ve Sergey Brin 32 yaşında ve her biri

yaklaşık 13 milyar dolarlık bir servetleriyle dünya zenginler sıralamasında 12. ve 13. sırada yerlerini aldı. Google,

arama motoru dışında birçok alanda faaliyet göstermeye devam ediyor.

Microsoft doğduğunda Bill Gates 20 yaşındaydı. 80’li yıllarda bilgisayarın hayatın her alanına girmesiyle

teknoloji şirketlerinin isimleri, sahipleri kulaklarımıza aşina gelmeye başladı. Bu dünyanın ortak özelliklerine

bakıldığında göze çarpan iki nokta var: Garaj veya üniversiteyi terk etmek... Bill Gates 50 milyar dolarlık serveti,

Windows işletim sistemi ve MSN Messenger ile artık aileden biri. Peki, son 13 yıldır dünyanın en zengini unvanını

kimseye bırakmayan bu adam 50 milyar doları kazanmaya nasıl başladı. Harvard Üniversitesi’nde hukuk okumak için

girmesine rağmen özel ilgisi bilgisayar programcılığıydı. 1 Ocak 1975 sayılı Popüler Elektronik dergisinde Altair8800

adlı bilgisayarı görünce bunun için bir program göstermek istediğini bilgisayar üreticisine söyler. Ancak elinde ne

bilgisayar vardır ne de göstermeyi taahhüt ettiği program. Bill Gates ve Paul Allen 8 haftada programı yazarlar ve

Altair8800 üstündeki denemede başarılı olur. Bill Gates, Harvard’ı bırakır ve Altair8800 firmasının üretim yaptığı

şehre taşınır, Microsoft’u kurar. Her ne kadar Bill Gates kadar ön plana çıkmasa da şirketin kurucu ortaklarından olan

Paul Allen da Washington Eyalet Üniversitesi’ndeki eğitimini bırakarak Microsoft’un kurulmasını sağlar. Nitekim

Bill Gates’in Harvard’ı bırakmasında Paul Allen’ın etkisi büyüktür. Allen, 22 milyar dolarlık servetiyle dünyanın en

zenginleri arasında ilk 10’daki yerini korumaya devam ediyor.

Garajda doğan YouTube 1,6 milyar dolara Google’a satıldı. Garajda kurulan şirketler listesinin son popüler

örneği YouTube. Kullanıcılarının kendi çektikleri videoları paylaştığı bir site olan YouTube kurucusu ise 20’li

yaşlardaki 3 arkadaştan oluşuyor. 2005 yılında kurulan şirket, 2006 yılında TIME dergisi tarafından yılın icadı seçildi.

YouTube hızla yükselen popülerliği sayesinde 9 Ekim 2006’da Google tarafından 1,6 milyar dolara satın alındı ve

sahiplerini zenginler kulübüne dâhil etti.

iPod ürecisi Apple’ın patronu Steve Jobs 21 yaşında yola çıktı. Her eve bilgisayar girme rüyası 1970’li yılların

sonlarında Apple’ın kişisel bilgisayarının doğuşuyla hız kazandı. Renkli grafikleriyle ev kullanıcılarının ilgisini

çekmeyi başaran Apple’ın kurucularından Steve Jobs, Apple bilgisayarlarını ilk önce yatak odasında, burası küçük

gelmeye başlayınca evlerinin garajında üretmeye başladı. Jobs, Reed College’da bir dönem okuduktan sonra

üniversiteyi bıraktı. Ruhsal aydınlanma aramak için Hindistan’a giden Jobs, dönüşte Hint kıyafetleri ve tıraş edilmiş

kel kafası ile Atari bilgisayarda çalışmaya başladı. Kısa süre sonra da Apple I için çalışmalara başlayan Steve Jobs 21

yaşında Apple Computer firmasını 1976 yılında kurdu. 25 yaşına geldiğinde 1980 yılında Apple’ı halka arz etti ve

milyonerler dünyasına adım attı. Apple şirketi şu an iMac kişisel bilgisayarlarının ve iPod müzik çalarların üreticisi

konumunda bulunuyor. Steve Jobs, 4,4 milyar dolarlık kişisel servetiyle milyarderler listesinde yer alıyor.

Michael Dell 19 yaşında Dell’in başına geçti. 80’li yıllarda yazılım alanında Microsoft ile Bill Gates’in adı

duyulurken Apple ve IBM’e bilgisayar dünyasından yeni rakipler de doğmaya başladı. Bunların arasından Dell

VEFA LİSESİ REHBERLİK ve PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ www.vefalisesirehberlikservisi.blogspot.com

[email protected]

10

bilgisayarları diğerlerinden pazarlama tekniği ile kendini ayırt ediyordu. Henüz 19 yaşında Texas Üniversitesi’nde

okurken Dell bilgisayar şirketini kuran Michael Dell tüketicilere bilgisayarları bir mağaza aracılığı satmıyor, PC

Limited dergisine verdiği ilanla müşterilere birebir ulaşmaya çalışıyordu. Bu strateji Dell bilgisayarlarının rakiplerine

oranla daha ucuza mal olmasına ve kişilerin ihtiyaçlarına göre cevap vermesine imkan sağladı. İlk yılında 6 milyon

dolar ciro yapan şirketin başarısı Dell’in üniversiteyi bırakıp tam zamanlı şirket yöneticiliğiyle sonuçlandı. 2004

yılında Dell dünyanın en çok kâr eden bilgisayar üreticisi olarak 49 milyar dolar ciro ve 3 milyar dolar kâr etti.

Michael Dell 41 yaşında 17,1 milyar dolar kişisel servetiyle 2006 yılında dünyanın en zengin 12. milyarderi unvanına

sahip.

Kaynaklar:

Sekmenli,T. “Lise 1 sınıf öğrencilerinin mesleki olgunluk düzeyleri ile sürekli kaygı düzeylerinin bazı değişkenler açısından incelenmesi” İnönü Üniv. Sosyal Bilimler Enstitüsü PDR Anabilim Dalı Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi Malatya 2000

“2010-2015 Vefa Lisesi YGS/LYS Başarı Değerlendirmesi” Kasım 2015 “Ülkemizde Gelecek vadeden 15 sektör” Milliyet Gazetesi 05/11/2008 http://www.emo.org.tr/ekler/2654fc9758dbfc4_ek.pdf?dergi=598 “Geleceğin Liderleri buluşuyor” Gençlik ve Liderlik Zirvesi sunum notları Cemal Reşit Rey Konser Salonu

11/10/2013 İstanbul http://kariyer.fatih.edu.tr/?rehber,2268,41

Ortaöğretim kurumları yönetmeliği Eylül 2013

Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi ÖSYS Klavuzu – 2016

VEFA LİSESİ REHBERLİK ve PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ www.vefalisesirehberlikservisi.blogspot.com

[email protected]

11

YGS ve LYS’DE ELDE EDİLECEK PUANLARA GÖRE TERCİH EDİLEBİLECEK

YÜKSEKÖĞRETİM PROGRAMLARI

VEFA LİSESİ REHBERLİK ve PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ www.vefalisesirehberlikservisi.blogspot.com

[email protected]

12

2016 YGS KAPSAMI

VEFA LİSESİ REHBERLİK ve PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ www.vefalisesirehberlikservisi.blogspot.com

[email protected]

13

2016 LYS KAPSAMI-1

VEFA LİSESİ REHBERLİK ve PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ www.vefalisesirehberlikservisi.blogspot.com

[email protected]

14

2016 LYS KAPSAMI-2

VEFA LİSESİ REHBERLİK ve PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ www.vefalisesirehberlikservisi.blogspot.com

[email protected]

15

VEFA LİSESİ REHBERLİK ve PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ www.vefalisesirehberlikservisi.blogspot.com

[email protected]

16

VEFA LİSESİ REHBERLİK ve PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ www.vefalisesirehberlikservisi.blogspot.com

[email protected]

17

VEFA LİSESİ REHBERLİK ve PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ www.vefalisesirehberlikservisi.blogspot.com

[email protected]

18

VEFA LİSESİ REHBERLİK ve PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ www.vefalisesirehberlikservisi.blogspot.com

[email protected]

19

VEFA LİSESİ REHBERLİK ve PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ www.vefalisesirehberlikservisi.blogspot.com

[email protected]

20

VEFA LİSESİ REHBERLİK ve PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ www.vefalisesirehberlikservisi.blogspot.com

[email protected]

21

VEFA LİSESİ REHBERLİK ve PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ www.vefalisesirehberlikservisi.blogspot.com

[email protected]

22

VEFA LİSESİ REHBERLİK ve PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ www.vefalisesirehberlikservisi.blogspot.com

[email protected]

23

VEFA LİSESİ REHBERLİK ve PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ www.vefalisesirehberlikservisi.blogspot.com

[email protected]

24