12
EKEV 7 15 (Bahar 2003)------ 243 RÜZ-NAMECl-zADE ( Edebi ve Eserleri ) Süleyman ÇALDAK <*> ÖZET I 7. ikinci yan sm da olan (ö. I I I 41 I 702) Ya- Küçük Hünkar Dönemindeki bir çok ve sanalkann ilgisini kazanan hayranlanndan biri de Fasih De- de'dir. Bu özeJ/ilde Fasih Dede'nin iyi bir Kültür düzeyi yüksek bir çevrede dilli, nüktedan ve biridir. mühürdar ve divan katibi ve sultani da M evievi kültürü Nabi ve Rami Mehmed etki- tekniklerini ve edebi sanatlan manzumelerinde link ve kolay bir i!adesi olan elimizdeki tek eseri Divan Di- van' da 7 kas ide, I terci-bend, 4 tahmis, I muhammes-i müzdevic, 9 I gazel ve 2 bu- Anahtar Kelime/cr: Rilznamecizade Edebiyat, R{}z-nfimaji-zade Shinasi (His Life. Litcra.ry Charactcr and Wonb) ABSTRACT Shinasi who !ived in the second half of 17th is !Tom Istanbul He tak es the nickname "Küçük Hünkar" since he was so handsome when he was young. He gets par- attention !Tom many poets and artists. One of his admirers was Fasih Dede. He gets good education with the aid of his admirers and Fasih Dede. Shinasi, grown up in such a cu/tura/Iy elite environment, isa person who Iikes conversation and making jokes. He manages several jobs successively including "iç a va/et that serves in the reception room; "mühürdar'; a private secretary of a minister,· "divan katibi'; a of the Council of the State. He died when he was sultani katibi'; a of council presided over by the Sultan or vizier. Nabi and Rami Mahmad Pasha influence Shinasi, who matured in Mawlawi culture. He uses poetical techniques and arts successfu!ly. The only work bequeathed !Tom Shinasi who has a fluent, lyne and easily comprehensible expressian style, is his Diwfin. In his Di- wan, there are 7 qasidas, I talji-band, 4 takhmises, 1 mukhammes-i muzdawij, 91 ghazals and 2 qitas. Key Shinasi Shinasi Literature, Poet • Dr., Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fak. Türk Dili Bölümü Farsça [email protected]. tr

EKEV AKADEMİ DERCİSİ Yıl: 7 15 (Bahar 2003)----- …isamveri.org/pdfdrg/D01777/2003_15/2003_13_CALDAKS.pdfROZ-NAMECi-ZADE ŞiN As! (Hayatı, Edebi Şahsiyeti ve Eserleri 245 Efendüm

  • Upload
    others

  • View
    8

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: EKEV AKADEMİ DERCİSİ Yıl: 7 15 (Bahar 2003)----- …isamveri.org/pdfdrg/D01777/2003_15/2003_13_CALDAKS.pdfROZ-NAMECi-ZADE ŞiN As! (Hayatı, Edebi Şahsiyeti ve Eserleri 245 Efendüm

EKEV AKADEMİ DERCİSİ Yıl: 7 Sayı: 15 (Bahar 2003)------ 243

RÜZ-NAMECl-zADE ştNAsl ( Hayatı, Edebi Şahsiyeti ve Eserleri )

Süleyman ÇALDAK <*>

ÖZET I 7. yüzyı/m ikinci yan sm da yaşamış olan Şimisi (ö. I I I 41 I 702) İstanbul/udur. Ya­

kışıklılığmdan dolayı gençliğinde Küçük Hünkar fakahım almıştır. Dönemindeki bir çok şair ve sanalkann ilgisini kazanan Şinasi'nin hayranlanndan biri de meşhur Fasih De­de'dir. Bu hayran!annın, özeJ/ilde Fasih Dede'nin yard1mıy/a iyi bir eğitim alır. Kültür düzeyi yüksek bir çevrede yetişen şair tatlı dilli, nüktedan ve hoşsohpet biridir. Şinasi sırayla iç ağası, mühürdar ve divan katibi olmuş ve divan-ı sultani katipliği yaptiğı sıra­da vefiıt etmiştir. M evievi kültürü ı1e yetişen şair, Nabi ve Rami Mehmed Paşadan etki­lenmiş, şür tekniklerini ve edebi sanatlan manzumelerinde başarıyla uygulamıştır. Akı­cı, link ve kolay anlaşılır bir i !adesi olan Şinasi'nin elimizdeki tek eseri Divan 'ıdır. Di­van' da 7 kas ide, I terci-bend, 4 tahmis, I muhammes-i müzdevic, 9 I gazel ve 2 kıta bu­lunmaktadır.

Anahtar Kelime/cr: Şinasi Rilznamecizade Şinasi Edebiyat, Şair

R{}z-nfimaji-zade Shinasi (His Life. Litcra.ry Charactcr and Wonb)

ABSTRACT Shinasi who !ived in the second half of 17th centuıy, is !Tom Istanbul He tak es the

nickname "Küçük Hünkar" since he was so handsome when he was young. He gets par­tıcu/ar attention !Tom many poets and artists. One of his admirers was fiımous Fasih Dede. He gets veıy good education with the aid of his admirers and Fasih Dede. Shinasi, grown up in such a cu/tura/Iy elite environment, isa person who Iikes conversation and making jokes. He manages several jobs successively including "iç ağas1'; a va/et that serves in the reception room; "mühürdar'; a private secretary of a minister,· "divan kati bi'; a secretaıy of the Council of the State. He died when he was "divfin-ı sultani katibi'; a secretaıy of council presided over by the Sultan or vizier. Nabi and Rami Mahmad Pasha influence Shinasi, who matured in Mawlawi culture. He uses poetical techniques and literaıy arts successfu!ly. The only work bequeathed !Tom Shinasi who has a fluent, lyne and easily comprehensible expressian style, is his Diwfin. In his Di­wan, there are 7 qasidas, I talji-band, 4 takhmises, 1 mukhammes-i muzdawij, 91 ghazals and 2 qitas.

Key Woım: Shinasi RıJz-namaJi"-zade Shinasi Literature, Poet

• Dr., İnönü Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fak. Türk Dili Bölümü Farsça Okutınanı

[email protected]. tr

Page 2: EKEV AKADEMİ DERCİSİ Yıl: 7 15 (Bahar 2003)----- …isamveri.org/pdfdrg/D01777/2003_15/2003_13_CALDAKS.pdfROZ-NAMECi-ZADE ŞiN As! (Hayatı, Edebi Şahsiyeti ve Eserleri 245 Efendüm

244 /Dr. Süleyman ÇALDAK-------EKEV AKADEMİ DERCİSİ

1. Giriş

17. yüzyılda Osmanlı sahasında siyasi, iktisadi ve askeri alanda bir duraklama, hatta için için bir gerileme ve çürüme yaşanır. Bu cephedeki gerilerneye rağmen ilim, edebi­yat ve sanat alanındaki gelişmelerin ise devam ettiği görülür. Çünkü daha önceki yüzyıl­larda edebiyat ve sanat alanlannda atılan tohumların meyveleri bu yüzyılda alınmaya başlanmıştır. Olgunluk çağını idrak eden edebiyatımız en büyük şair ve ediplerini de bu yüzyılda yetiştirrniştir. Bu asrın ikinci yarısında yetişen pek çok şairden biri de Rfız­nameci-zade lakabıyla bilinen Şinasi'dir. Birinci derecede bir şair olmamakla birlikte kendi döneminde belli bir üne kavuşan Şinasi'nin gün ışığına çıkarılarak ilim dünyasına tanıtılmasımn edebiyat ve kültür tarihimiz açısından yararlı olacağını düşünmekteyiz. Bu çalışınarnızla onun hayatı, eseri ve sanatına ışık tutmaya çalışacağız.

2. Hayatı

Rüz-nameci-zade lakabıyla tanınmış olan Şinasi'nin asıl adı Mehmed olup kaynak­larda ismi "Ağa, Çelebi, Efendi" unvanlarıyla birlikte kullanılır. Salim "Ağa" unvanını kullanırken 1 Şeyh!, İsmail Bellğ ve Bursah Tahir "Çelebi" 2

, Mehmed Süreyya ise "E­fendi" unvanını kullanmıştır3 . Şinasi İstanbulludur. Ancak aslen İstanbullu olup olmadı­ğı konusunda kaynaklarda sağlıklı bir bilgiye ulaşmak mümkün görünmüyor. Salim'in, " .. ta!Jtgiih-ı caliyye-İ fios{an{İniyyetü'l- mal;ımiyyede ;riihir u iişkiir. .. idi'.4; Sarayl'nin, "İstanbul'dan :pıhür itmişdür'ı ifadelerinden aslen İstanbullu olduğu açık bir şekilde an­laşılmamakla birlikte, onun küçük yaşlardan itibaren orada bulunduğu, eğitimini orada tamamlayarak tanındığı hususu kesinlik kazanmaktadır.

Kaynaklarda Şinasi'nin ailesi hakkında hiçbir bilgiye rastlanmamaktadır. "Rfız­nameci-ziide" künyesi, babasının, "rfız-name" ya da "rfız-namçe" diye adlandırılan, gün­lük gelir ve giderlerin veya olayiann yazılmasına mahsus defteri tutan bir memur oldu­ğunu göstermektedir 6

. Şinasi'nin babası ve ailesi hakkında Divan'ında da her hangi bir ip ucuna rastlanmaz. Ram! Mehmed Efendi'ye sunduğu bir kasidesindeki,

ı ı Salim Efendi, Tezkire-i Salim, İstanbul, 131 O (1897) s.532, 389. Z) Şeyh 'i Mehmed Efendi, Va~iiyi (u '1-Fııialii, Şakaik-i Nu' maniye ve Zeyilleri (Haz.: Abdülkadir Özcan), İstanbul, 1989, IV/240; İsmail Bel'iğ, Nufıbetü '1-Aşiir li-?ey/i Zübdeti'l-Eş(iir (Hazırla­yan:Abdülkerim Abdülkadiroğlu), Ankara 1985, s. 228; Mehmed Tahir, Osmanlı Müellifleri (Haz.:A. F. Yavuz- i. Özen), İst. 1972, II/398. J) Mehmed Süreyya, Sicill-i Osmiinf, (Hazırlayan:Seyyit Ali Karaman), İst. 1996, V/1602. 4

) Salim, a.g.e., s.390. sı Mustafa Safayi Efendi, Saf;iyf Tezkiresi, Haz.: Pervin Aynagöz, (Yayımlanmamış Yüksek Li­sans tezi),Fırat Üniv.Sos. Bil. Ens. Elazığ ı 988, I/260. 6l Mehmet Z. Pakalııı, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, İst. 1993, IIL/60.

Page 3: EKEV AKADEMİ DERCİSİ Yıl: 7 15 (Bahar 2003)----- …isamveri.org/pdfdrg/D01777/2003_15/2003_13_CALDAKS.pdfROZ-NAMECi-ZADE ŞiN As! (Hayatı, Edebi Şahsiyeti ve Eserleri 245 Efendüm

ROZ-NAMECi-ZADE ŞiN As! (Hayatı, Edebi Şahsiyeti ve Eserleri 245

Efendüm bir dinilmez derddür bi-kes olma~ kim Der u d! var o miskin i sitemle sengsar eyler

Uuşüşa ta şahavetden bu 'aciz bl-kes olmagla Göz açdurmaz zamane başuma dünyayı tar eyler7 (6a)

beyitleri onun çocukluğundan beri kimsesiz olduğunu ve pek çok sıkıntılara maruz kal­dığını bildirmektedir. Ayrıca sadrazam Ahmed Paşaya sunduğu kasidede ise felekten ve feleğin kendisine reva gördüğü zulüm ve cefadan şikayet ederken gurbette yetim kaldı­ğını açıkça ifade eder:

Cümleden biri yetlm eyledi ğurbetde beni Felegüfi cevr ü cefiisın idernem ben de şümar ( 4b)

Bu ve yukandaki beyiderden hareketle onun gurbette yetim kalarak pek çok maddi ve manevi sıkıntılarla boğuşmak zorunda kaldığını söylemek mümkündür. Divan'ında çocukluk dönemini büyük mahrumiyeder içerisinde geçirdiğini ifade eden buna benzer pek çok beyit bulunmaktadır.

Şiniisi gayet yakışıklı olduğu için gençliğinde "Küçük Hünkiir" diye şöhret bulmuş­tur: " Eyyam-ı şebabda bı-bedel mal}büb-ı zaman ve aviize-i J:ıüsni velvele-endaz-ı cihan olmağın ~rafii beyninde Küçük Uünkar dimekle meşhUr-ı 'alemiyan olmış idi."8 Bu husus bütün kaynaklarda aşağı yukarı aynı ifadelerle yer almaktadır. Gençliğinde sahip olduğu bu güzellik, anlaşılan Şiniisi'ye büyük bir ün kazandırmış. Hatta pek çok şair ve yazarın bu güzelliğe kapılarak onun etrafında pervane gibi döndükleri ve onun ilgisini kazanmak için kendisine şiirler yazdıklan tezkirelerde belirtilmektedir. Şairin güzelliği­ne meftun olan tanınmış şahsiyetlerden bazısının isimlerine ve yazdıklan manzumelere yine bu kaynaklann çoğunda tesadüf etmek mümkündür.

Şiniisi'nin bu aşıklarından biri, aslen Şirvan'lı olan İzzl mahlaslı Mehmed adındaki şairdir. Onun Şair hakkında yazdığı kıt' ayı Satayi, tezkiresinde şöyle nakletmektedir:

·: .. <aşrında /far!n-i şöhret-i l;üsn-i <iifem-süz olan Küçük ffünkiir niim mal;bübuff f;a/f/fmda bu /fi{'ayJ nll?m itmişdür: (~ıt' a)

Marız-i 'aş~a anca~ çare viişi-ı yari bulmışlar Bu derde şerhet-i la' 1-i leb-i dildan bulmışlar Rivayet mugtelifdür gerçi amma ~av l-i meşhurdur Bu şehrüfi şöhret-ay1ni Küçük Uünkan bulmışlar" 9

Yine o dönemde Riimi Mehmed Paşa'nın katipliğini yapmış olan Yusuf adındaki Riisih mahlaslı şairin, Şiniisi'nin iişıklarına nasihat maksadıyla kaleme aldığı kıt'asını nakleden Satayl, onun Şiniisi'ye gönderdiği bir manzum mektubu da kaydeder: "Ol <aşrda gü/-biing-1 bülbü/iin-1 biiğ-ı cemiili /eb-rfz-siiz-1 siimi<a-i cihiiniyiin ve şöhret-i

?) Şiniisi (Ruz-nameci-zıide), Dlviin-ı Şiniisi Süleymaniye Kütüphanesi, Esad Ef. No:2648 (Bu makalede Dıviin'dan yapılacak iktihasların varak numarası beyitlerin sonunda verilecektir.) sı Şeyhi, a.g.e. , C.4, s.340. 9

) Safiiyi, a.g.e., C.2, s.350.

Page 4: EKEV AKADEMİ DERCİSİ Yıl: 7 15 (Bahar 2003)----- …isamveri.org/pdfdrg/D01777/2003_15/2003_13_CALDAKS.pdfROZ-NAMECi-ZADE ŞiN As! (Hayatı, Edebi Şahsiyeti ve Eserleri 245 Efendüm

246 /Dr. Süleyman ÇALDAK-------EKEV AKADEMi DERCİSİ

l;ıüsn-i <aJem-süzı diig-ı derün-ı mel;ıiiblb-i devriin Rüz-niimeci-ziide dinmekle meşhür-ı zamiin olan miih-piire-i eve-i /e{iikt ve ser-defter-i mlr-i meliil;ıatüff <aşıf.c/anna nuş/;ı-1 ma <nevi mul;ıtevJ bir f.cıt ayı nB?m itmişdür. (IS:.ıt' a)

Nal$:d-i dili virüp yine al manşıb-ı 'aşl$:ı Tecdld-i herat-ı gam it ey can-ı fütade Var l)alüfii 'arz ey le seni l$:ayd ide şayed Ser- defter-i 'uşşal$:ına Rüz-nameci-zade" 10

Aynı kıt'ayı Şeyhi de kaydetmektedir11• Rasih yazdığı manzum mektupta kendisini

de aşıklan arasmda kulluğa kabul etmesini rica eder; onun aşkına en layık olanın kendi­si olduğunu ve kendisinin diğerlerinden farklı meziyetlere sahip olduğunu belirterek aş­kım arz eder:

ijabbe~a ey şeh-i guceste-gışal O güzel gözlerüfile l$:aşufi içün Bendeiii l$:ulluga l}abül eyle IS:.ullarufi gerçi bl-lpyas amma Cümlesinden bu bende mümtazum Sebal$:-amüz-ı ehl-i derdüm ben Hep bilür aşna vü b1-gane Benden ögrendi naleyi bülbül Ben iken ders-i 'am-ı ehl-i cünün Ehl-i 'aşl$:ufi benüm ser-efrazı Lebüfi ey padşah-ı mülk-i cemal Sende gatm o ldı şevket ü bübl ijaşılı padşah-ı bübansın ijüsn ü behcetde sen fer1d-i cihan Var iken bir senüfi gibi dildar

Bu durur 'ar?:-ı bal-i ma-fı 'I-bal O sa' adetlü l$:utlu başufi içün Lutf u il)sanufi ile l$:ul ey le IS:.ılma bafia mul$:ayese cana Ralı-ı 'aşl$:ufida m erd-i ser-bazum Ders alur ehl-i 'aş!} hep benden Sabte mi dür yanumda pervan e Bülbülasa bezarı var ey gül Dabı ve'l-leyl-bvan idi Mecnün Pak-baz u ferld ü ser-bazı ijüsn ü an dabı sende buldı kemal

Sende oldı tamam mal)bübl Tamurad-ı dilümce canansın 'Aşl}da ben müsellem-i devran Kimi yar ittiba~ ide dil-i zar"12

Şinasi'nin aşıklanndan olup yazdığı manzume günümüze kadar gelen şairlerimizden biri de IS:.ubfıri-zade Rahmi' dir. Asıl adı Abdurrahman olan Rabıni bu manzumesini, tev­riyeli kullandığı rfız-namçe terimleriyle yazmıştır:

Plşin ide gör genc-i gam-ı 'aşl$:ına tesilm Nal$:d-i sere-i eşki <afiimii-cere'J-<iide

Hem defter-i çeşmüfide idüp maşrafu lrad Ol bvace-i l)üsne anı l$:ıl 'arz u ifiide

Mizan-ı merab1m ile tatbll$: ola şayed İcınal u meramufi senüfi ey can-ı flitade

ıoı Safayl, a.g.e., 1/164,165. 11 > Bkz.Şeyhl, a.g.e., IV/ s.463. 12

) Safayl, a.g.e., 1/164.

Page 5: EKEV AKADEMİ DERCİSİ Yıl: 7 15 (Bahar 2003)----- …isamveri.org/pdfdrg/D01777/2003_15/2003_13_CALDAKS.pdfROZ-NAMECi-ZADE ŞiN As! (Hayatı, Edebi Şahsiyeti ve Eserleri 245 Efendüm

RUZ-NAMECİ-ZADE ŞİNAS1 (Hayatı, Edebi Şahsiyeti ve Eserleri 247

Dil te~kiresi pençe-i lutf ile olup şal;ıb Tümar-ı l}abülı dir isefi ola nilıade

Tal;ıvll ide gör gayrıdan alayiş-i 'aşl}ı Şüret vire ta kim safia Rüz-nameci-zade13

Yine söylentilere önem veren ve her duyduğunu tenkit süzgecinden geçirmeden kaydeden tezkirelerden öğrendiğimize göre Küçük Hünkar'm cazibesine kapılan sanat ve ilim erbabından biri de Fasih Dede'dir. Salim'e göre, bu durum Şinasi'ye daha da büyük bir şöhret kazandırmıştır:

"(Aşrufi erbiib-1 macarili zümresinden Derviş Faşif; gibi nice merd-i meşhür-ı iita/s dii'ire-i l;ıüsninde !;ıasbi lpı!!JgJ !Jidmetinde o/dığından aviize-i l;ıüsni velvele-endiiz-ı nüh­fii/f ofm1şdur. ,H

Ancak Şinasi'nin bu şöhret ve ilginin cazibesine kapılmadığmı, bu durumu lehine çevirdiğini görmekteyiz. Yukanda da söz konusu edildiği gibi çocukluğundan beri kim­sesiz, hamisiz ve sahipsiz olan şair, pek çok sıkıntı çekmiş, zorluklara göğüs gererek hayatını kazanmıştır. Gençliğinde fiziki güzelliği sayesinde ilgilerini gördüğü şair, sa­natkar, bilgin ve devlet adamlannın teşvikleri ve yardımlanyla, kendisinin de gayretiyle o dönemde geçerli ilimleri öğrenerek kendini yetiştirmeye muvaffak olur; şiir ve nesirde akranlarıyla boy ölçüşecek bir seviyeye gelir:

"bayr-du' a-yı 'aşıl}an ve büsn-i birnınet-i yaran ile tabşil-i ma' rifete şuru' idüp şi' r u inşada maharet-i küiH başıl itmekle ... " 15

Aslında Şinasi bu başansını büyük ölçüde kendi çabasına ve yeteneğine borçludur. Salim'e göre, o, kabiliyetli insanlarla sohbet etmekten hoşlanan bilgili ve yetenekli bir insandır; şair ve zarif insanlarla oturup kalkmış, onları şiir ve nesirde taklit etmeye ça­lışmıştır ve bunun sonucu olarak başta pek de güzel olmayan ifade ve üslubu zamanla gelişmiş ve herkesçe beğenilerek okunur bir hale gelmiştir. Salim, o dönemde onun sö­zünün de güzelliği gibi cazip ve eşsiz olduğunu belirtir:

·: .. dehen-i teng-i niizük-ediismdan lfarin-i taebir olan kelimiit-ı bedicü'l-insiciim-I dil-pe?ir mü-m iyiin-I biiriki gibi dil-iiviz u bi-nEJ:?ir olarak güfliin da!Jı l;üsni gibi zamii~ mnda velvele-endiiz ve caşnnda !Jüb-li/fii vü l;üsn-i edii ile mümtiiz olm1şdı. 'l6

Şinasi'nin kısa zamanda yetişmesinde ve güzelliği gibi sanatkarlığı ile de tanınma­sında şüphesiz Fasih Dede'nin büyük bir payı vardır. Salim, Fasih Dede'den bahseder­ken sözü Şinasi'ye getirir ve şöyle der: Gençliğinde herkes onun güzelliğinin hayranı iken, o dakadir kıyınet bilir Derviş Fasih'e intisap ederek onun eteğine yapışır, "' Amr kelimesinin sonundaki vav gibi"• ondan hiç ayrılmaz. Herkes o güzellik şahına kul köle

IJ) Safiiyi, a.g.e., 1/l 75-176. 14ı Salim, a.g.e., s.389. 15 ı Safayi, a.g.e., 1/260. 16 ı Salim, a.g.e., s.389. • Bir deyim olarak kullamlan bu ibare, Arap imlasında "Amr" kelimesinin sonuna bir "vav" geti­rilerek yazılması zorunluluğuna işaret etmektedir.

Page 6: EKEV AKADEMİ DERCİSİ Yıl: 7 15 (Bahar 2003)----- …isamveri.org/pdfdrg/D01777/2003_15/2003_13_CALDAKS.pdfROZ-NAMECi-ZADE ŞiN As! (Hayatı, Edebi Şahsiyeti ve Eserleri 245 Efendüm

248 1 Dr. Süleyman ÇALDAK------- EKEV AKADEMİ DERCİSİ

olurken, onu görmeye can atarken o ise samirniyetle Fasih Dede'ye bağlanır; Fasih de Şinasi'nin hissiyatma karşılık vererek onun eğitiminde yararlı olabilecek konularda ya­zılmış mecmualan sabahlara kadar istinsah eder ve her üç dilden söylediği sözlerden o­luşan setineler hazırlar ve onlan kendisine hediye ederdi. Şinasi bu eserler sayesinde pek kısa bir süre zarfında ilmen büyük merhale kateder; olgunluk döneminde bu bilgile­rin kendisine kazandırdığı vakar ve ağır başlılıktan dolayı eski aşıklan kendisinden u­zaklaşır; fakat o ilmi ve sanatı sayesinde eski şöhretinden hiçbir şey kaybetmez:

"Rüz-niimeci-ziide Mef.ımed Agahenüz taze ceviin iken ve <aJem nigeriiiı-ı lifiiib-ı cemiili olup f.ıayriin oldul{Jan va/çit/er ol Jçadr-şiniis-ı aşf.ıiib-ı kemal Dervlş Faşif.ıi merf.ıümuff ?eyf-i müriita/çatın viiv-I <Amr gibi iktisiib ve ol derviş-İ dil-riş-i pür­ma<rifetüff mecmü<atu'/-ma<arif olan ?iit-ı bi-müdiinisin istişf.ıiib idüp <aJem o şiih-ı f.ıüsnüff gedii-yı bi-siimiinı ve cihiin bir kerre diden-i didiinnuff f.ıayriinı olup mütercem-i mer/füm ise şüretii bir gedii-YJ bi-ziid ve fa/çr u knii üe ?iihirde !Jariib-iibiid iken (beyt)

Şanma bu çar!Jı bir /fariirda döner Giih şiihı gediiya <aşık ider

veflpnca ol serv-i ser-iiziide ez-dil ü ciin Faşfl; 'e dil-diide olup anlar dağı /Jiitlr-J ma!Jdü­ma ri<ayet ve <iJm u ma<rifetde ümid-cüy oldiğı emrde be?l-i /fudret ey/eyüp şeb-tii­sef.ıer mer/füma mecmü<afar tesvid itmekle evifat gfi?iir ve elsine-i şeliişede viikir olan pakize güftiirlan ile nice selineler istı(ı.iiir idüp ma!Jdüm-ı mer/füma ihdii itmekle Şiniisi­i bi-hemtii zaman-ı yesirde ma<arifde deryil olup şiriize-i mecmü<a-i f.ıüsniperişiin-tiir-I şarşar-ı fimii ve şafl;a-i <an.ii <alçibet-İ her f.ıüsn ü iin olan belii-yı !Jatt ile mübtelii oldu/çda miiye-i <irfiin kendüye yariin-ı ser-miiye-i Ftibiir olup al;biib pergiirviir dii'ire-i l;üccetinden kenar çizüp bi'l-cümle dür ve ebnii-yı zaman ?iitında olan J;ayşiyyeti sebe­biyle ülfetinden bi'l-külliye mehcür olmış/ar idi Hatta bu <abd-i talçirde kendi !JattJYia mü tercem-İ mezbüruff mabdüm-ı mer/füma tal;rir itdigi mecmü< alardan üç r adet mecmü<a-i dil-pe?ir bulunup ... "17

Böylece sağlam bir eğitim gören Şinasi döneminin tanınmış şair ve münşilerinden biri olur. Tatlı dili, ince nükteleri ve büyüleyici ifadesiyle haklı bir itibar elde etmiş olan şair bir vezire iç ağası, daha sonra mühürdar ve hazine katibi olur 18

• Akabinde divan katipliği görevine atanır ve bir müddet sonra da divan-ı sultani katipleri zümresine katı­lır. Bu memuriyete atandıktan çok kısa bir süre sonra h.1114/m.1702'de vefat eder. Saray!' bu durumu şöyle ifade eder: ·~ .. şi<r u İnşada mahiiret-i külli l;iiş1l itmekle ba<.tı vezir-i <alJ-şiina mühürdiir ve bazine katibi olup ba<dehu gerd-i !Jattla damen-i cemiili iilüde oldu/fda vüzeriiya diviin e/endisi o/mışdur. <Aşruff şu<ariisından gayet ma<rifetlü bir şii< İr-İ !Joş-süban ve bir nükte-senc-İ sil;r-tendür. Fevtine /farib di viin-ı suftiini

17> Salim, a.g.e., s.532-533 (Hatta Salim, Fasih Dede'nin Şiniisi için istinsah ettiği üç mecmuanın kendisinde bulunduğunu ve bu mecmualarm birinde Şiniisi'nin kendi eliyle yazdığı iki beytin ka­yıtlı olduğunu da yazar.) ısı Safay!, a.g.e., I/260; Şeyh!, a.g.e., IV/240; M.Süreyya, a.g.e., V/1602.

Page 7: EKEV AKADEMİ DERCİSİ Yıl: 7 15 (Bahar 2003)----- …isamveri.org/pdfdrg/D01777/2003_15/2003_13_CALDAKS.pdfROZ-NAMECi-ZADE ŞiN As! (Hayatı, Edebi Şahsiyeti ve Eserleri 245 Efendüm

R0Z-NAMECİ-ZADE ŞİNAS! (Hayatı, Edebi Şahsiyeti ·ve Eserleri--- 249

kiitibleri zümresine jfl}ii/f olup henüz nii-muriid iken bifi yüz on dört tiir!binde Edirne'de cür'a-keş-i efim-ı memiit olmışdur. ''9

Görüldüğü gibi Şinasi'nin hayatı belirsizliklerle doludur. Onun ölüm tarihinden başka elimizde kesin bir bilgi yoktur. Yukanda söz konusu edilen memuriyedere hangi tarihlerde geldiği ve bu görevlerde ne kadar kaldığı hakkında her hangi bir bilgiye sahip değiliz. Hatta nerede öldüğü de ihtilafkonusudur. Mehmed Tahir, onun İstanbul'da ve­fat ettiğini bildirir20

. Satayl,21 Şeyhl/2 Naili23 ve Müstakim-zade'ye 24 göre ise vefat yeri Edime'dir.

Esrar Dede tezkiresinde "Cihanufi hiç ma' arif-aşnası ~almadı gitdi" mısraıyla ölümüne tarih düşürüldüğü belirtiliyorsa da bu mısraın ebced değeri Şinasi'nin vefat ta­rihine tekabül etmiyor 25

• Tuhfe-i Na'ill'de ise " Cihanufi hiç ma'arif-aşnası !}almadı eyvah" mışra' ı bir nol5:şan ile vetatma tiirlbdür." kaydı bulunmaktadır 26

3. Edebi Şahsiyeti

Gençliğinde oldukça yakışıklı olduğundan dolayı Küçük Hünkar diye şöhret bulan Şinasi, kaynakların ifadelerinden anlaşıldığma göre bilgili, hoş-sohbet, tatlı dilli, nükte­dan bir şahsiyettir. Mehmed Tahir, onun " tatlı dilli şairlerden .. " olduğuna dikkati çe­kerken, Satayi " .. şi'r u inşada mahfiret-i kü!H J:ıaşıl itmekle" ve " 'Aşrufi şu' arasından gayet ma'rifetlü bir şii' ir-i boş-süban ve bir nükte-senc-i sibr-fendür" ifadeleriyle onun şairlik ve sanatkarlık yönüne dikkat çeker. Salim, yetenekli, sanat erbabıyla oturup kalkmayı seven, kültürlü ve bilgili bir kişiliğe sahip olan Şinasl'nin, sohbetlerine ve meclislerine devam ettiği şair ve edipleri taklit ettiğini; böylece boyu gibi düzgün ve sağlam şairlik kabiliyeti, gamzesi gibi keskin zekası sayesinde, daha önceleri pek de mükemmel olmayan sanatkarlığını geliştirerek mükemmelleştirdiğini ve nazik edalı ağ­zından dökülen insicamlı kelimelerinin zamanla ince beli gibi güzel ve eşsiz bir hale geldiğini ve sözlerinin de, güzelliği gibi zamanında şöhret bulduğunu ve o dönemde gü­zelliği ve güzel ifadesiyle mümtaz olduğunu belirtir:

"Erbiib-1 pıb<la ülfete mii'ı1 pür-ma<rifet bir merd-i şiil;ib-{abi<at olup şu< arii-yı za­miinla şol;bet ve ;rurafii-yı va/ftle her-biir ünsiyet eyledüginden hem-şol;ıbet olduğı şu<araya iktidii iderek /fameti gibi tabc-Ipiiki mevzün ve gamzesi gibi ?ihn-i l;ıadidi se­lamet-i tab<a makrün olup evii'il-i /;ıiilinde zülfi gibi perişan-tar iken şane-i tertib-i ehl-i delii'ile zebiin-1 fiışil;i dikl!at-iişna-yı keliim-1 mevzün olup dehen-i teng-i niizük-

19) Satayi, a.g.e., 1/260.

20) M. Tahir, a.g.e., Il/398.

21) Satayi, a.g.e., [!260 " ... Edirne'de cür' a-keş-i ciim-ı memiit olmışdur."

22) Şeyhi, a.g.e., IV/240 "MaJ:ımiye-i Edirne'de fevt oldı."

23) Nail Tuman, Tuhfo-i N ii' il!, Milli Ktp. Yz.B.61 1, I/726. "Edirne'de medfundur."

24) M üstakim-zade Süleyman, Mecelle tü 'n-Nisiib ji 'n-Niseb ve 'l-Künii ve '1-Elkiib, Süleymaniye

Ktp. Halet Ef. No:628, vrk.278b. 25

) Bkz. Esrar Dede, Tqkire-i Şu 'ar ii-yı Mevleviyye, Süleymaniye Ktp. Haiet Ef. No:l09, vr.95a. 26

) Nail Tuman, a.g.e., I/726.

Page 8: EKEV AKADEMİ DERCİSİ Yıl: 7 15 (Bahar 2003)----- …isamveri.org/pdfdrg/D01777/2003_15/2003_13_CALDAKS.pdfROZ-NAMECi-ZADE ŞiN As! (Hayatı, Edebi Şahsiyeti ve Eserleri 245 Efendüm

250 /Dr. Süleyman ÇALDAK-------EKEV AKADEMİ DERCİSİ

ediisındarı f.ar!n-i ta<bfr olan kelİmiit-J bed!<ü'l-irısicii.rn-ı dil-pe?!r mü-mİyiin-ı bii.rild gibi dıl-iivlz u bJ-nEL?lr o/araf. gülliin dafp l;ıüsni gibi zamiinında velvele-endiiz ve <aşnnda !Jüb-li/fii vü l;ıüsn-i edii ile mümtiiz olmışd1. '27

Esrar Dede "şi'r ü İnşada gayH vayedar idiler" diyerek onun hem şiirde hem de ne­sirde oldukça başanlı olduğunu vurgular 28

Yukanda iktihasta bulunduğumuz kaynaklann hemen hepsi Şinasi'nin iyi bir şair ve nasir olduğunda birleşmektedirler. Dfv§n'ı günümüze kadar gelmiş bulunan şairin inşa ile ilgili bir eserinin variığı biiinmemektedir. Divmiı inceiendiğinde onun gerçekten de akıcı, lirik ve kolay ifadeye ulaşmış şiirlerinin olduğu görülür. Bazı tezkireler ondan bolca örnek vermekte bir sakınca görmemişlerdir29 • Gerçekten de Şinasi'nin yaşadığı yüzyıl Türk edebiyatının her yönüyle gelişimini tamamlayarak zirveye ulaştığı dönem­dir. Tezkirelerde bunca büyük şairler arasında yer alması tesadüfi değildir. Bu, ancak onun şiirdeki başansının bir sonucu olabilir.

Şinasi'nin bütün şiirlerinde vezni başanyla kullandığı görülmektedir. Divan'ında rastlanılan zihaf ve imaleler oldukça azdır. Şair bütün Divan'ında 8 ayn vezin kullan­mıştır. Bu vezinler kullanım sıklığına göre şöyle sıralanabilir: M efa' llün M efa' Jlün Mefa'llün Meta'llün (46 defa), Hi'ilatün Fa'ilatün Fa'ilatün Fa'ilün (26 defa), Mefülü Fa' ilatü Mefii' llü Fa' ilün (12 defa), Fe' ilatün Fe' ilatün Fe' ilatün Fe' ilün (11 defa), Mefii'ilün Fe'ilatün Mefii'ilün Fe'ilün (5 defa), Met"'ülü Mefii'llü Mefii'llü Fe'ülün (4 defa) Fa' ilatün Fa' ilatün Fa'ilün (1 defa), Mefülü M efa' ilün Mef'ülü Mefii'ilün (l de­fa)

Şinasi'nin Divan'ında, rediflerin fazlalığı dikkati çekmektedir. Kasidelerinde pek olmasa bile gazellerinin çoğunda redif kullanmıştır. Şairin bu redifler sayesinde şiirleri­ne güzel bir ahenk kazandırmış olduğu söylenebilir. Daha çok Türkçe kelimelerden seç­tiği bu reditler genellikle tek kelimeden oluşmaktadır. Redif olarak "ider", "eyler", "değüldür", "dirler", "oldugındandur", "buldum", "oldum" gibi Türkçe fiiller bolca kul­lanılmasının yanı sıra, "feral;ı", "ba' iş", "le?1?", "sürg" gibi Arapça ve Farsça kelimeler de kullanılmıştır. Ancak aynı rediti birkaç defa kullanarak tekrara düşmesi şairin sanat­kiirlığı açısından bir eksikliktir.

Eski Türk Edebiyatında en çok kullanılan "müreddef' katiyenin Şinasi tarafından da sıkça kullanıldığı görülmektedir. Fazla olmasa da "mücerred" ve "müesses" kafiyele­rinin de kullanıldığı görülmektedir. Şinasi'nin kaside gibi "yek-kafiye" olan uzun man­zumelerinde -sadrazam Ahmed Paşa'ya sunduğu ikinci kasidenin altıncı beytinin kafi­yesi olan "kibar" kelimesini iki beyit sonra yine kullanmasının dışında- kafiye tekranna pek düşmediği görülür. Kasidelerinde görülen diğer birkaç tekrar ise aralannda en az yedi beyit bulunduğundan hoş görülür. Çünkü kısa manzumelerde bir kelime kafiye ola­rak bir defadan fazla getirilmemelidir. Uzun manzumelerde, tekran zaruri ise en az yedi

27) Salim, a.g.e., s.389.

28) Esrar Dede, a.g.e., vr.95a.

29) Bkz.Şeyhl, a.g.e., IV/240-242 (47 beyit almıştır.); i. Bellğ, a.g.e., s.228-234 (52 beyit almış­

tır.)

Page 9: EKEV AKADEMİ DERCİSİ Yıl: 7 15 (Bahar 2003)----- …isamveri.org/pdfdrg/D01777/2003_15/2003_13_CALDAKS.pdfROZ-NAMECi-ZADE ŞiN As! (Hayatı, Edebi Şahsiyeti ve Eserleri 245 Efendüm

R0Z-NAMECİ-ZADE ŞİNASJ (Hayatı, Edebf Şahsiyeti ve Eserleri--- 251

beyit ara ile getirilmelidir. Nitekim kafiyede bir kelimenin aynı manada kullamlmasına "ita-yı cell" adı veıilir ki bu bir kusurdur 30

• Kasidelerinde bu hataya düşmernek için son derece dikkatli davranan şairin gazellerinde de aynı hassasiyeti gösterdiğini görmekte­yiz. O, gazellerinde aynı kafıyeyi tekrarlamak şeklinde kendini gösteren "ita-yı celi" ha­tasına hemen hemen hiç düşmemiştir. Böyle bir kafıye tekranna sadece bir gazelinde rastlamaktayız:

Her l):uşürum gak-i payufida nümayandur bafia Çeşm-i inşaf ey dür-i seneide bayrandur bafia

Şafl:ıa-i dilde gubiir-ı kineden yol):dur eşer Şafvet-i tab' um görup ay1ne J:ıayrandur bafia (15a)

Aynca Farsça ism-i fail eki olan "an" ile biten kelimelerle - pek az da olsa- katiye yapıldığı dikkati çekmektedir. Halbuki "giryan, revan, !Jandiin, taban" vb. Farsça sıfat­fıil durumunda olan kelimeler biri birleriyle kafıyelenemezler. "şaygiin" diye adiandın­lan bu tür katiyeler de "i ta-yı ce H" sayı lmaktadır.

Şinasi'nin, pek çok manzumesinde seçtiği kelimeleri veznin ritmiyle birleştirerek bir iç ahengi yakaladığı görülmektedir. Özellikle o dönemde herkesçe anlaşılan, hatta ko­nuşma dilinde sıkça kullanılan kelime ve terkiplerle meydana getirilen şiirler, yeni ve orijinal olma tekellüfüne girilmediğinden nisbeten akıcı, zaman zaman da coşkulu bir ifadeye kavuşmuştur:

Dürdi-i bamra-yı mey kibrit-i aJ:ımerdür bafia Tütiya-yı dide-i dil gerd-i sagardur bafia

Olmadı bir vechile şüret-pe?Ir emr-i vişal Var ise ayine-i tab'un mükedderdür bana

Lüknetinden ol şeker-!eb laf~ını tekrar idüp İtdigi her nükte bir !}and-ı mükerrerdür bafia (14b)

Ijal~a bal~a kakülüiiden rüyufi oldul}ça pedid Gül l}onulmış ca-be-ca bir deste reyl)andur bafia (lSa)

Fasih Dede'nin manevi terbiyesi ile yetiştiği halde, Şinasi'nin bir mevlevi şairi ol­duğu söylenemez. Şiirlerinde nispeten tasavvufi bir neşve hissedilmekle birlikte onu tam bir mutasavvıf saymak da doğru değildir. Divan'ında Mevlana'yı öven !Jir manzu­me bulunmasına rağmen Fasih Dede ile ilgili her hangi bir şey bulunmamaktadır. Kana­atimizce Şiniisi aldığı Mevlev! kültürünü Niibi ekolünün hikemi tarzıyla yoğurmuş; bi­rincilerin dildeki sadelik ve tabiiliğini, ikincilerin ise tefekkürdeki zenginliğini alarak kendine has bir üslup oluşturmuştur. O büyük ölçüde Niib1 ve Rami Mehmed Paşa'dan

30) Muallim Naci, lstılô.hôt-ı Edebiyye, Haz.: A. Yalçm-A. Hayber, Ank., Tsz., s.47

Page 10: EKEV AKADEMİ DERCİSİ Yıl: 7 15 (Bahar 2003)----- …isamveri.org/pdfdrg/D01777/2003_15/2003_13_CALDAKS.pdfROZ-NAMECi-ZADE ŞiN As! (Hayatı, Edebi Şahsiyeti ve Eserleri 245 Efendüm

252 /Dr. Süleyman ÇALDAK·,-------EKEV AKADEMİ DERCİSİ

etkilenmiştir. Divan'ında hikeml tarz ile söylenmiş pek çok manzumesinin bulunması, darb-ı meselleri sıkça kullanması, Nabi'ye üç, Rami Mehmed Paşa'ya bir tahmis yazmış olması da onlardan etkilendiğini göstermektedir. Onun hikeml tarzın bir takipçisi oldu­ğunu kabul etmemiz için Divan 'mda pek çok delil bulunmaktadır:

Dil-i rüşenle ol kimşem'veş mabv-ı vücüd ister Dilinde dag u serde ateş u far~ında düd ister

I-;Iaz!z itsün yirin şeb-nem gibi fart-ı tenezzülden O kim gürşld-i 'alem-tabveş evce şu'üd ister (19a)

Bagtı siyah olunca Şinası bir ademüfi Tütiye dam ~ursa şikan gurab olur (19a)

N' ola sevda-yı zülfüiile rica-yı vaşl iderse dil Per1şan vaz' ını d!vanenüfi ma' ~rdur dirler (17b)

Dü-tay1 keşret-i nev-havedendür ~amet-i nable ljam!de p1r olanda le~~et-i dünya dü baladur (17a)

ljat gelüp 'aşı~a o ldı le b-i canan le~ı~ İbtizannda olur her kişiye can le~1~ ( 1 6b)

Fenanun le~~eti tabmil-i minnet itınege degmez Ne ma' ~ül eylemişdür b1d-i mecnün bl-şemerdür hep

Süveydadan derünı ya~dı tab-ı pertev-i galüfi Be ll dirler l;ıar~ufi ibtidası bir şererdür hep (15b)

Dilüfi il)zan tır-i gamzefie gün-ı cigerdür hep Bell milımana ikramı kiramufi ma-bazardur hep

Rical-i ~asvet ü ebi-i şafiinun far~ı rüşendür Ki gara ile gevher birdegül gerçi l;ıacerdür hep (15b)

4.Eseri

Kaynaklar onun şiir ve inşada "bayli vayedar" olduğunu ve "maharet-i külll l;ıaşıl" ettiğini bildiriyorlarsa da bilinen tek eseri 959 beyitten oluşan Divan 'ıdır. Divan 'ının bi­linen yegane nüshası Süleymaniye Kütüphanesi, Esat Ef. Ktb. No.2648'de kayıtlıdır. Tarafımızdan transkribe edilerek yayıma hazırlanan Divan'ında 7 kaside, 1 terci'-bend, 4 tahmis, 1 muhammes-i müzdevic, 91 gazel, 2 kıt'a bulunmaktadır.

Divan'ın sonunda bulunan kaside m. 6 Şubat 1695 1 h. 21 Cümadelahir 1106'da H. Mustafa'nın tahta oturması münasebetiyle yazdığı cülusiye olup 29 beyittir. Bu kaside­nin en sonunda " Etdi il;ıya 'alemi sultan-ı 'alem Muştam (1106)" mısraıyla padişahm cülusuna tarih düşmüştür. Diğer kasidelerden üçü Ram! Mehmed için yazılmıştır. Onun sadaret makamma getirili şi münasebetiyle kaleme aldığı kaside 65 beyit olup Divan 'ın

Page 11: EKEV AKADEMİ DERCİSİ Yıl: 7 15 (Bahar 2003)----- …isamveri.org/pdfdrg/D01777/2003_15/2003_13_CALDAKS.pdfROZ-NAMECi-ZADE ŞiN As! (Hayatı, Edebi Şahsiyeti ve Eserleri 245 Efendüm

ROZ-NAMECİ-ZADE ŞİNASJ (Hayatı, Edebi Şahsiyeti ve Eserleri 253

ilk kasidesidir. Bu kasidenin makta beytinde "Şadra yümnile vez1r oldı Mel;ımed Paşa (1114)" mısraıyla Ilimi'nin m. Ocak-Şubat 1703 1 h. Ramazan 1114 'de sadrazam olu­şuna tarih düşürülmüştür. Ayrıca bu kasidede Şinasi, daha önce Paşa'ya müzeyyel bir gazel sunduğunu da belirtir. Ram! Mehmed'e sunulan manzumelerden diger ikisi Di­van 'ın 3. ve 4. kasideleri olup ilki 54 , diğeri ise 80 beyittir. Paşa'nın reisülküttab oldu­ğu dönemlerde yazıldıklan muhtevasından anlaşılan bu kasidelerin tarihleri belli değil­dir. Ancak Rami Mehmed'in m.1694-95 1 h.l106'da reisülküttab olup m.l696-97 1 h.1108'de azlolunduğu ve m.1697-98 lh.ll09'da ikinci defa reisülküttabhğa atanarak m. Aralık 1702-0cak 1703 1 h. Şaban 1114 tarihine kadar bu görevde kaldığı bilinmek­tedir31. Bu iki kasidenin bu dönemlerde yazıldığ1 anlaşılmaktadır.

Divan 'daki 2. Kaside 54 beyit olup Irak bölgesinde bir takım isyancılan tenkil için görevlendirilmiş olan Ahmed Paşa'ya sunulmuştur. Bu Şinasi'nin içinde tagazzül bölü­mü bulunan tek kasidesidir. Divan 'daki 5. kaside ise sadrazam kethüdası Mustafa A­ğa'ya hitaben yazılmış olup 45 beyittir. Son kaside ise gurbette türlü sıkıntı ve mahru­miyetlerle ikamet etmek zorunda kaldığı, yıkılınaya yüz tutmuş bir evin tasvirini konu alan bir kaside olup 32 beyittir.

Şinasi'nin Divan'ında 91 gazel bulunmaktadır, bunlardan 72'si 5 beyit, 5'i 7 beyit, 3 'ü ise 4 beyittir. Üç beyitli bir "na-tamam" gazelin yanı sıra, 6, 9, 12 ve 14 beyitti birer gazel; ayrıca 13 beyidi bir müzeyyel ve ı 1 beyitli bir "dü-matla" gazel de bulunmakta­dır. Gazellerde aşk ve ayrılık gibi konularla birlikte fikri, felsefi ve hikemi konular da işlenmiştir. Bu gazellerde göze çarpan en belirgin özellik sade, anlaşılır, akıcı ve ahenk!i olmalarıdır.

Diğer şiirlerinden terci-bend ise 6 bendden oluşmaktadır. Aşk konusunun işlendiği bu manzume 34 beyittir. Tahmislerden biri Raml'nin:

Her aşyan-ı mür ser-i rehle çalı olur Al:ıvalimüz bizüm bu gidişle tebah olur

matlah gazeline; diğer üçü ise Nabi'nin:

Beni şad eylemedilli sen dagı na-şad olasın Şu' le-i ah-ı garlban gibi ber-bad olasm32

Yari açdum açıl ey gonce-dehanum diyerek Bezme geldi gel e ey serv-i revlinuro diyerek33

Niyyetüfi eyledigün va' dei ineaza ınıdur Y ogsa l}aşdufi dil-i zare sitem-i taze midür34

31) Şemseddin Sami, Karnusu 'l-A 'tam. İst., 1306, IH/2257.

32) Ali Fuat Bilkan, Nabi Divtinı, İstanbul, 1997, H/928.

33) A.g.e., ll/797.

34) A.g.e., I/618.

Page 12: EKEV AKADEMİ DERCİSİ Yıl: 7 15 (Bahar 2003)----- …isamveri.org/pdfdrg/D01777/2003_15/2003_13_CALDAKS.pdfROZ-NAMECi-ZADE ŞiN As! (Hayatı, Edebi Şahsiyeti ve Eserleri 245 Efendüm

254 1 Dr. Süleyman ÇALDAK-------EKEV AKADEMİ DERCİSİ

matlah gazellerine yapılan tahmislerdir. Ancak Şinasi'nin bu tahmislerinde modellerin­deki mükemmeliyete ulaşamarlığını kabul etmek gerekir.

Aynca Divan 'ın sonunda a b a b diye kafiyel en en ve biri Fa' ilatün Fa' ilatün Fa'ilün, diğeri Mef'ülü Mefii'IIü Mefii'Ilü Fe'ülün vezini ile yazılmış ikişer beyitli iki kıt'a da bulunmaktadır.

5.Sonuç

Klasik Türk Edebiyatı geleneğine 17. yüzyılın sonlannda bir Divan ile katılan Şinas!, ikinci derecede bir şair olup Nab! ve Ram! gibi üstatiann iyi bir takipçisidir. O Divan şiirine yeni bir şeyler kazandırmamış, ama yüzyıllar boyunca devam ede gelen bu geleneğin iyi bir uygulayıcısı olmuştur. Şinasi, akıcı, sade, ahenkli güzel gazelleriyle devrinde yeterli derecede bir üne kavuşmuş ve bu şöhretini sonraki asırlara da taşıya­bilmiş bir şairdir. Divan'ından başka eseri olmayan Şinasi'nin kültür binamızda önemli bir unsur olduğunu ve onun gün yüzüne çıkmasının kültürümüzün her yönüyle tanınma­sında faydalı olacağını düşünmekteyiz.

GAZEL

Pür-gumiir olsa 'aceb mi çeşm-i mestanuii gören

Mest olur elbet mey-i la' l-i dıragşanufi gören

İmtidad-ı va' d-ı b!-inciizdan gayri 'aceb

Var ınıdur ey serv-]5:ad bir medd-i il;ısanuii gören

Nab şeker-b vab ile ta' b!r eylediler o !ebi Ey meh-i Mışr-ı baha rü 'yada hi cranun gören

Zann ider bad-ı şaba açma]5: diler bir goncayı

Tündi-i alamla tal;ırlk-i girlbiinufi gören

Başına çalsun felek mir'iit-ı mihr-i enveri

Afla şarfitmez nigiihın rüy-ı tabiinun gören

Bir per! yem içre zülfin şüst ü şü eyler didi

Dilde 'aks-i ]5:amet u zülf-i per!şiinufi gören

Çiik çiik itdi Şiniis!veş gir!biin-ı dili

Mü-miyanüfi üzre ol pür-çide damanun gören (25b)