6

Görüş Fatih ÇİL - nvkavuncu.comnvkavuncu.com/basin/sed_112013.pdf · 96 SUSTAINABLE ECONOMY • Kasım 2013 Görüş | Fatih ÇİL KOÇLUK kişilerin liderlik veya yöneticilik

  • Upload
    others

  • View
    2

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Görüş Fatih ÇİL - nvkavuncu.comnvkavuncu.com/basin/sed_112013.pdf · 96 SUSTAINABLE ECONOMY • Kasım 2013 Görüş | Fatih ÇİL KOÇLUK kişilerin liderlik veya yöneticilik
Page 2: Görüş Fatih ÇİL - nvkavuncu.comnvkavuncu.com/basin/sed_112013.pdf · 96 SUSTAINABLE ECONOMY • Kasım 2013 Görüş | Fatih ÇİL KOÇLUK kişilerin liderlik veya yöneticilik

96 SUSTAINABLE ECONOMY • Kasım 2013

Görüş | Fatih ÇİL

KOÇLUK kişilerin liderlik veya yöneticilik özelliklerini, becerilerini geliştirmeye yöne-lik, belli bir amacı hedefleyerek daha etkili sonuçlara ulaşması-nı sağlamak üzere verilen hiz-mettir.

Psikolog Dr. Nur Velidedeoğlu Kavuncu Uluslararası Profesyonel Koçluk Derneği (ICF Türkiye ) Başkanı

Psikolog Dr. Nur Velidedeoğlu Kavuncu

Uluslararası Profesyonel Koçluk Derneği (ICF Türkiye ) Başkan

Doğru Düşünme, Sürdürülebilir Başarı ve Koçluk İlişkisi

Z ihinsel bir aktivite olan düşünme, insanın en önemli özelliklerinden biridir.

Bilim adamları, beynin bir ilişkilendirme, bağlantı kurma makinası gibi çalıştığını gözlemlemişlerdir; ilişkileri, bağlantıları ku-ran, saklayan, önemli bir araçtır.Beynimiz belleğine aldığı her bilgiyi kendi-ne özgü bir şekilde depolar. Yaşadığımız bir anla ilgili sözel imgeler beynin bir bölümün-de, görsel imgeler başka bölümünde, o anla ilgili duygular ise başka bir yerde depolanır. Beyin hücreleri birbiriyle bağlantı halinde olup bu bağlantılar sürekli değişmektedir.

Yaşadığımız her olayın belleğimize kayde-dilişini tümüyle bilinçli olarak fark ettiği-mizi söyleyemeyiz. Belleğe kaydedilen her yaşadığımız anın veya bilginin bizim için anlamı ve bu anlamla birlikte yarattığı duy-gunun önemi büyüktür.Kaydedilen yaşantı veya bilgi bizde yarattığı olumlu veya olumsuz duyguya göre depo-lanmaktadır. Her yeni kayıt bir öncekiyle etkileşir ve zamanla kayıtlar değişime uğ-rar. Olumsuz duygular olumlu olanlara göre daha önemli yer tutmaktadır. Korku, endişe yaratan anları hatırlar ve onlarla bir daha karşılaşmamak için kendimizi korumak is-teriz. Ancak olumlu duygular da olumsuzlar kadar önemlidir. Olumlu duygularımız, bizi mutlu eden olayların ve sonuçlarının bağ-

Page 3: Görüş Fatih ÇİL - nvkavuncu.comnvkavuncu.com/basin/sed_112013.pdf · 96 SUSTAINABLE ECONOMY • Kasım 2013 Görüş | Fatih ÇİL KOÇLUK kişilerin liderlik veya yöneticilik

Kasım 2013 • SUSTAINABLE ECONOMY 97

Doğru Düşünme, Sürdürülebilir Başarı ve Koçluk İlişkisi

lantılarını kaydederek gelecekteki davranış-larımızı buna göre sergilememizi sağlar. Ör-neğin, başarı ile bitirilen bir işin arkasından gördüğümüz takdir, bizi başarılı olmak için motive edici bir dürtüdür veya bir arkadaşı-mızla geçirdiğimiz keyifli bir söyleşiden al-dığımız hazzı unutmayıp tekrar onunla bir araya gelmek isteriz.

İnsanın tüm davranışları, yaptığı işler önce onun düşüncesinde başlar. Düşünme nes-ne, olay veya onların yerini alan semboller arasında bağ kurma etkinliğidir. Dolayısıyla, düşünmeye başladığımız zaman aklımıza gelen fikirler zihnimizdeki diğer zihinsel tasarımlar, anılar, tutumlar, yeteneklerle bağlantılı ortaya çıkarlar. Bir başka deyişle düşüncelerimiz bir buzdağının suyun al-tındaki kısmıdır. Düşüncelerimizle birlikte duygularımız da suyun altındaki kısmı oluş-tururken düşünce ve duygularımızın tetik-lemesiyle oluşan davranışlarımız gözlemle-nebildiği için, buzdağının suyun üzerindeki kısmını oluşturduğu benzetmesi yapılabil-mektedir.

İnsanoğlu önce doğayı tanımaya çalışarak düşüncelerini bu alanda yoğunlaştırmıştır. Doğadaki nesnelerle ilgili düşünüp kavram-lar geliştirmiş, çevresindeki uyarıcılara ilgi duyup, araştırmış, sorgulamıştır.

Daha sonra düşünceleri kendine yönelmiş, kendini tanımaya çalışmıştır. İnsan düşün-celeri içinde varlığını hisseder, kendi kendi-ne konuşur, iç sesine yanıt verir, yeni fikirler üretir. Böylece düşünme gücü ile doğruyu yanlışı bulmaya çalışır. Doğru düşünmede semboller birbirini düzenli ve planlı bir şe-

kilde izler. Mantıklı düşünme veya düzgün düşünme diye de tanımlanan doğru düşün-me olmadan gerçekliğin bilgisine, yani doğ-ru bilgiye ulaşılamaz.

Bildiği, inandığı, duyduğu her şeyden şüp-he ederek “Şüpheciliğe” farklı bir yaklaşım sergileyen ve “Cogito ergo sum” (Düşünüyo-rum o halde varım) diyen René Descartes‘ın emin olduğu tek şey “düşüncenin varlığı” dır. “De omnibus dubitantum” (Her şeyden şüphelen) onun en önemli sözlerindendir. Eleştirel felsefenin babası olarak kabul edi-len Alman filozof Kant da: “Düşünmek, yargılamaktır” der. Türk Dil Kurumu “düşünme” kelimesini “1. Zihnin bir konuyla ilgili bilgileri karşılaştı-rarak, aralarındaki bağlantıları inceleyerek bir yargıya ya da karara varma etkinliği. 2. Zihinden geçirme ya da zihin yoluyla arayıp bulma”;“düşünce” kelimesini ise, “1. Zihinde tasar-lanan, canlandırılan şey. 2. Bir işin gerçek-leşmesi ya da bir sorunun çözümü için zihince tasarlanan, aranıp bulunan yol. 3. Düşünce sonucu bilincine varılan herhangi bir şey” olarak tanımlanmaktadır. Yani, düşünmek bir eylem, düşünce düşünmenin bir ürünü-dür diyebiliriz.

İnsan, çevresinde kendini etkileyen olum-lu ve olumsuz uyarıcılarla karşılaştığında bunlara karşı tepki göstermek zorundadır. Bu tepki kimi zaman olumlu kimi zaman olumsuz yönde olur. Kişi karşılaştığı olay-ları, durumu önce anlamaya, bilmeye çalışır. Çünkü anlamadan bilmeden tepki göster-mek, o kişinin daha olumsuz olaylar yaşa-

Page 4: Görüş Fatih ÇİL - nvkavuncu.comnvkavuncu.com/basin/sed_112013.pdf · 96 SUSTAINABLE ECONOMY • Kasım 2013 Görüş | Fatih ÇİL KOÇLUK kişilerin liderlik veya yöneticilik

98 SUSTAINABLE ECONOMY • Kasım 2013

Görüş | Fatih ÇİL

masına neden olabilir. O halde nasıl düşün-meliyiz ki düşüncelerimiz doğru olsun? • Hepimizin çoğu zaman farkında olma-

dan yaptığı ve de doğruluğuna inandığı düşünce hataları bulunabilir. Şöyle ki:

• Keyfi sonuca ulaşma: Kişinin herhangi bir kanıt olmaksızın ya da aksine kanıt olmasına karşın belli bir sonuç çıkar-ması. Ör: İşi düşmese benimle gelip konuşmaz, diye düşünme;

• Aşırı genelleme: Kişinin bir veya bir-kaç olaya bağlı olarak tüm durumları kapsayan sonuçlar çıkarması. Ör: İş ar-kadaşıyla tartışan kişinin diğer iş arka-daşları tarafından da sevilmeyeceğini düşünme ;

• Hep ya da hiç biçiminde düşünme: Her olayın siyah-beyaz gibi iki uçta düşü-nülüp aradaki noktaların görülmeme-si. Ör: Hedeflediği satışı hedefe yakın tutturan satış elemanının kendini ba-şarısız görmesi ;

• Kişiselleştirme: Kişinin kendisiyle ilgili olmayan veya çok az ilgili olan bir olayı kendisiyle ilgili olduğunu düşünerek olumsuz sonuçlardan kendini sorumlu tutması. Ör:“…. toplantıya ben oldu-ğum için katılmıyor” gibi düşünme ;

• Felaketleştirme : Olması muhtemel di-ğer sonuçları göz ardı edip durumu hep olumsuz görme “pireyi deve yapma” ;

• Mükemmeliyetçilik: Hep ya da hiç tar-zında düşünmeye benzer. Ör: Kişinin bir şeyi tam yapmadığı zaman hiçbir şey yapmadığını düşünmesi ;

• Etiketleme: Aşırı genellemeye benzer, daha anlamlı sonuçlar olmasına karşın kişinin kendisi ve diğerleri için genel etiketler kullanması. Ör: “Ben hep

başarısızım”, “Hiçbir şey beceremiyor” gibi …

Bu düşünce hatalarına doğruluğu ile ilgi-li kanıt aramadan inanırız. Oysa Descar-tes “kanıtlamak düşünmeyi gerektirir” der. Doğru düşünmeyle ilgili iki önemli kuralı vurgular Descartes,• Gerçekliği kesin kanıtlarla onaylanma-

mış hiçbir şeyi doğru olarak kabullen-meyin

• Bir şeye önyargı ile yaklaşmaktan ve acele karar vermekten kaçının.

“Öne sürülen düşünce ve ilkeleri eleştirmeden, incelemeden, kanıt aramadan, tartışmadan doğru olarak benimseyen ve benimsediği var-sayımlardan katı bir yöntemle önermeler türe-ten anlayış” olarak da tanımlanabilen dog-matizm her zaman ilerlemenin, gelişmenin, başarının karşısında durmuştur.Önyargılar doğru düşünmenin önündeki engellerden biridir. Çünkü önyargılar, Türk Dil Kurumu Sözlüğünde de belirtildiği gibi “Bir şeyi yeterince bilmeden varılmış kanı; önceden verilmiş yargı”dır. Bu yargının doğ-ruluğuna inanan kimse araştırma, sorgula-ma ihtiyacı duymadığı için doğru düşünüp doğru karar veremez.İnsanlar genellikle kendileri gibi düşünen kişilerden oluşan bir çevre içinde bulun-maktan hoşlanmakta, dolayısıyla kendi dü-şüncelerine yaklaşan kişileri sevmektedirler. Bir şeye inanıldığının belirtilmesi, o kişi için gerçeğin o olduğu anlamına gelmektedir. Bu inançlar ister gerçek olsun, ister yanlış olsun, ister dayanaksız olsun, bireyin bir konuda geçmişte öğrendiklerini ve tecrübelerini özetleyerek gelecekteki olayları algılaması-nı, yorumlamasını etkilemektedir.

Page 5: Görüş Fatih ÇİL - nvkavuncu.comnvkavuncu.com/basin/sed_112013.pdf · 96 SUSTAINABLE ECONOMY • Kasım 2013 Görüş | Fatih ÇİL KOÇLUK kişilerin liderlik veya yöneticilik

Kasım 2013 • SUSTAINABLE ECONOMY 99

Doğru Düşünme, Sürdürülebilir Başarı ve Koçluk İlişkisi

Bilişsel Denge Kuramı’na göre, insanlar tutarlılığı tercih etme eğilimindedirler. İn-sanlar için nesnelerin birbiri ile uyumlu, mantıklı, tutarlı olması kadar, kendi inanç, düşünce, davranış, duygu ve tutumlarının da tutarlı olması yönünde güçlü eğilimleri bu-lunmaktadır. Bireylerin bilgiyi işleme süreci ve deneyimleme süreçleri farklıdır. Çünkü nasıl algıladığımız, nasıl düşündüğümüz, sorunlara yaklaşımımız, öğrenme stillerimiz ve insan ilişkilerimiz farklıdır.Varoluşçu Alman filozof Nietzsche “Doğ-rular ve yanlışlar yoktur, sadece yorumlar vardır” der.Yunan filozof Socrates’in ilkeleri günümüz-le çok ilişkilidir. “Üzerinde düşünülmeyen bir hayat, yaşanmaya değer bir hayat değildir” diyen Sokrates’ın yöntemi, gerçekleri kendi bakış açımızla aramanın bir yoludur; sorular sormak, birbirinden öğrenmek, yaratıcı ola-rak düşünmek ve birlikte çalışmak … Her başarının arkasında doğru planlama yatar. Planlama ise doğru programlama, hedefleri doğru belirleme, zamanı doğru kullanma, süreçlerle ilgili doğru karar ver-melerle oluşur. Bir başka deyişle kişinin önce kendini tanıması, yapacakları ve yapa-bilecekleri ile ilgili doğru sorgulamayı ya-pabilmesi önemlidir. Daha çok düşünmek, daha çok çalışmak, sabırlı ve azimli olmak başarıyı yakalamak ve sürdürebilmek için gereklidir. Her deneyim istenilen sonucu ortaya çıkarmasa da denemekten vazgeç-memeli, ancak daha çok düşünüp farklı ne yaparsak farklı sonuçların oluşmasını sağla-rız, hedefimize ulaşırız? sorusunu kendimi-ze sormalıyız.Günümüzde, hedeflerini belirlemek ve bun-lara ulaşmak için yapacağı yolculukta des-

tek alma gereğini duyan, başarılı olabilmek için gerekli temel unsurların geliştirilmesini isteyen, iş-sosyal-özel yaşam dengesini dü-zenlemek, sağlıklı ilişkiler kurmak, kendi ile ilgili farkındalığını artırarak kişisel kay-naklarını geliştirmek isteyen kişilerin baş-vurduğu koçluk hizmetinde de koçlar, müş-terilerinin sorunlarına kendilerinin cevap bulmasını sağlarken Sokratik sorgulamaya dayanan bir teknik kullanırlar. Sokratik sorgulama müşterinin farkındalı-ğını artırır ve rasyonel karar alma sürecini geliştirmesine yardımcı olur. Ör. Daha güvenli, biri olsaydın neyi farklı yapardın?Daha etkili bir lider olsaydın daha farklı ne davranışların olurdu?Kişilerin liderlik veya yöneticilik özellikle-rini, becerilerini geliştirmeye yönelik, belli bir amacı hedefleyerek daha etkili sonuçlara ulaşmasını sağlamak üzere verilen hizmete Koçluk denir.Profesyonel koçluk, hedef belirlemek, sonuç yaratmak ve kişisel değişim yönetimi ile bi-reyin hayatına odaklanan farklı bir hizmet-tir. Koç-müşteri ilişkisinde koçun sorum-luluklarının başında müşterisinin “kendini keşfetmesi” yüreklendirmek, kendi gelişi-mi konusunda müşteriyi sorumlu tutmak, çözüm ve stratejileri kendisinin bulmasına destek olmak ve hedeflerine ulaşmasında müşteri ile uyumlu bir şekilde çalışmak ge-lir. Bu sorumlulukları yerine getirirken de müşteriyi tanımak, aktif dinlemek, gözlem-lemek ve bireysel ihtiyaçlarına göre çalışma düzeneğini oluşturmak önemlidir.Örneğin; uzun süre işsiz olan müşteri kendi-sini kimsenin işe almayacağı görüşünde takıl-mış.

Page 6: Görüş Fatih ÇİL - nvkavuncu.comnvkavuncu.com/basin/sed_112013.pdf · 96 SUSTAINABLE ECONOMY • Kasım 2013 Görüş | Fatih ÇİL KOÇLUK kişilerin liderlik veya yöneticilik

100 SUSTAINABLE ECONOMY • Kasım 2013

Görüş | Fatih ÇİL

Koç: Bir süre işsiz olmak insanın iş haya-tında yetersiz olduğu anlamına mı geliyor? (mantık değerlendirmesi)Müşteri: Aslında öyle değil ama işveren öyle düşünür.Koç: Bunu söyleyen bir işveren biliyor mu-sun? (Kanıt araştırması)Müşteri: Yok hayır, duymadım.Koç: Bir süre işsiz kaldıktan sonra iş bulan birilerini tanıyor musunuz? (Kanıt araştır-ması)Müşteri: Elbette tanıyorumKoç: Düşüncenizi gözden geçirelim; bir süre işsiz kaldığınız için iş bulamayacağınızı düşünüyorsunuz ama böyle bir deneyimi ya-şamış ve iş bulmuş birilerini tanıyorsunuz… (düşüncenin geçerliliğini araştırıyor)1995 de Amerika’da kurulmuş olan Ulusla-rarası Koç Federasyonu ICF, koçluk mesle-ğini ilerletmeye adanmış, 116 ülkede 22.000 den fazla üyesiyle önde gelen küresel bir kuruluştur. ICF, kâr amacı gütmeyen, dün-yanın birçok yerinde iş ve bireysel koçluk yapan profesyonellerden oluşan bir organi-zasyondur.

Türkiye’de 2005 yılında ICF Global’in şu-besi olarak kurulmuş olan ICF, o günden bugüne her geçen gün artan üye sayısı ile koçluk mesleğini doğru tanıtmayı ve uzun geçmişe sahip ICF’in koçluk mesleğinde edindiği saygınlığı ülkemizde de yaymayı hedeflemiştir. Bu amaçla 2009 yılında Ulus-lararası Profesyonel Koçluk Derneği (ICF Türkiye) adıyla varlığını resmileştirmiştir.

Dünyada en hızlı gelişen ikinci sektör ola-rak tanımlanan koçluk, ICF tarafından kar-şılıklı güven ve saygı ilişkisine dayanan koç

ile müşterisi arasındaki bir ortaklık olarak tanımlanır. Bu ortaklık çerçevesinde kişi-yi düşündüren ve yaratıcılığını destekleyen koç, müşterisinin kişisel ve mesleki potan-siyellerini en üst düzeyde kullanmaları için cesaretlendirir. Koç müşterisini bir bütün olarak görüp kendi gerçeğini en iyi bilen kişi olarak kabul eder.

Profesyonel koç ile müşterisi arasındaki iliş-ki önemli ve uyumludur; görüşmeler gizlilik prensibi içinde yapılır. Ayrıca, müşteri ken-di yaşamı ile ilgili değişiklikler yapabilmek için gereken zamanı ve enerjiyi de harcama-yı göze almalıdır ki, hedeflerine ulaşabilsin.

Right thinking, sustainable success and coaching relationshipNur Velidedeoğlu Kavuncu: Chairman, ICF Turkey

Professional coaching is a different service that focuses on an individual’s life by goal set-ting, outcome creation and personal change management. Customers at the beginning of the goal setting, outcome creation and per-sonal change . The main responsibilities of the coach in coach-client relationship are “ encouraging their customers self-discovery, hold the customer responsible of their own personel development, to support to find so-lutions and strategies themselves, to work in harmony with the costomers to make them to reach their objectives.In fulfilling these responsibilities to know the customer, active listening, observing and to set up a working mechanism according to individual needs is important.