6
TÜRK TAR ~ H KURUMU BELLETEN Cilt: XXXV NISAN 1971 Say ~ : 138 ~ ZM~ R ARKEOLOJI MUZES~ NDEK~~ ARKA~ K KUROS HEYKELI Doç. Dr. CEVDET BAYBURTLUO~ LU 1936 y ~ l~ nda Milet'te bulunarak ~ zmir Arkeoloji Müzesine getirilen ve o tarihten beri envanter defterinde "Hellenistik heykel parças ~" kayd~~ile muhafaza edilen eser, Basmahane'deki müze deposunda çal~~ malar~ m~ z s ~ ras ~ nda dikkatimizi çekti. Eski ve yeni Milet ne~ riyat~~içinde rastlamad~~~ m~z bu parçan~ n ilk nazarda arkaik eserlere benzemeyi~ i onun uzun zaman depo kö~ esinde sakh kalmas ~na sebep olmu~tur. Ufak bir temizlik ameliyesinden sonra bütün arkaik hususiyetlerinin ve kitabesinin ortaya ç~ kmas ~~üzerine ne~retmek için te~ ebbüse geçmi~, ~zmir Arkeoloji Müzesi Müdürü Say ~ n Hakk~~Gültekin'in müsaadeleri ile de eserin ilim alemine tan~ t~lmas ~~imkan~~has ~l olmu~tur. Herzaman lütufkar olan ve bu imkan~~bah~eden Say ~ n Hakk~~Gültekin'e sonsuz te~ ekkürlerimi belirtmek isterim. Yukarda da zikredildi~i gibi eser, envanter kay ~ tlar ~ na göre, Milet'te bulunmu~ tur. Ancak bulundu~u mevki, tarz ve zaman~~ hakk~ nda kat'i bir fikre sahip bulunmamaktay ~ z. Eserin müzeye intikali 1936 y ~ l~ nda oldu~una göre herhalde hafriyat buluntusu Zira bu takdirde, Do~u-Yunan heykeltra~l~~~~için mühim say ~ labi- lecek bir eser olan bu kuros'tan hafriyat raporlar ~ nda k~sa da olsa bir malt ~ mat bulmak imkan~~olurdu. Kanaat~ m~ za göre kuros parças ~~ Milet çevresinden gelen tesadüfi buluntular meyan ~ nda bir eser olmal ~d~ r.

H KURUMU BELLETEN

  • Upload
    others

  • View
    14

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: H KURUMU BELLETEN

TÜRK TAR ~ H KURUMU

BELLETEN

Cilt: XXXV

NISAN 1971 Say~ : 138

~ZM~R ARKEOLOJI MUZES~NDEK~~ ARKA~K KUROS HEYKELI

Doç. Dr. CEVDET BAYBURTLUO~LU

1936 y~ l~nda Milet'te bulunarak ~zmir Arkeoloji Müzesine getirilen ve o tarihten beri envanter defterinde "Hellenistik heykel parças~" kayd~~ ile muhafaza edilen eser, Basmahane'deki müze deposunda çal~~malar~m~z s~ras~nda dikkatimizi çekti. Eski ve yeni Milet ne~riyat~~ içinde rastlamad~~~m~z bu parçan~n ilk nazarda arkaik eserlere benzemeyi~i onun uzun zaman depo kö~esinde sakh

kalmas~na sebep olmu~tur. Ufak bir temizlik ameliyesinden sonra bütün arkaik hususiyetlerinin ve kitabesinin ortaya ç~kmas~~ üzerine

ne~retmek için te~ebbüse geçmi~, ~zmir Arkeoloji Müzesi Müdürü Say~n Hakk~~ Gültekin'in müsaadeleri ile de eserin ilim alemine tan~ t~lmas~~ imkan~~ has~l olmu~tur. Herzaman lütufkar olan ve bu imkan~~ bah~eden Say~n Hakk~~ Gültekin'e sonsuz te~ekkürlerimi

belirtmek isterim.

Yukarda da zikredildi~i gibi eser, envanter kay~tlar~na göre,

Milet'te bulunmu~tur. Ancak bulundu~u mevki, tarz ve zaman~~

hakk~nda kat'i bir fikre sahip bulunmamaktay~z. Eserin müzeye intikali

1936 y~l~nda oldu~una göre herhalde hafriyat buluntusu Zira bu takdirde, Do~u-Yunan heykeltra~l~~~~ için mühim say~labi-

lecek bir eser olan bu kuros'tan hafriyat raporlar~nda k~sa da olsa bir

malt~mat bulmak imkan~~ olurdu. Kanaat~m~za göre kuros parças~~ Milet çevresinden gelen tesadüfi buluntular meyan~nda bir eser

olmal~d~r.

Page 2: H KURUMU BELLETEN

202 CEVDET BAYBURTLUOCLU

Yüksekli~i 32 cm. olan heykel parças~~ ince grenli p~r~lt~l~~ zerre-cikli beyaz mermerden yap~lm~~t~r. Sath~n~n baz~~ k~s~mlar~nda sar~ms~~ patina izleri kolayca görülebilmektedir. Toplam yüksekli~i bir metre civar~nda olmas~~ laz~m gelen heykel kar~n k~sm~n~n alt~ndan, kas~klar hizas~nda gövdeden kopmu~, bacaklara dirsek-bilek aras~ndan yap~~~k olan kollar da kaybolmu~tur (Res. 1-4). Keza sa~~ bacak diz kapa-~~= hemen alt~ndan, sol bacakta ise diz kapa~~~ da dahil olmak üzere a~a~~s~~ k~r~lm~~~ ve ele geçmemi~tir. Tenasül uzvu da bu k~r~lma s~ras~nda büyük ölçüde tahribe u~ram~~~ ancak testis'i vaz~h olarak seçilebilecek ~ekilde muhafaza edilmi~tir. Kar~n nahiyesinin sa~~ taraf~~ tamamen zedelenmi~tir (Res. ~ ). Heykel parças~n~n arka tara-f~n~n daha iyi korunmu~~ olmas~~ öne do~ru devrildi~ini, bu arada gövdenin üst k~sm~~ ile kol ve bacaklar~n koptu~unu, ele geçen k~sm~n ise sadmeye maruz kalmayacak ~ekilde yumu~ak toprak üzerinde günümüze kadar kalm~~~ olabilece~ini dü~ünmemizi mümkün k~l-maktad~r (Res. 2).

Eser ilk nazarda geç devir eserlerine benzemekte ise de dikkatle tetkik edildi~inde anatomi bak~m~ndan bâriz hatalar ve arkaik devre has özellikler ta~~d~~~~ göze çarpar. Kas~klar~n i~leni~inde le~en kemi~inin meydana getirdi~i ç~k~nt~~ belirtilmemi~, bu k~s~m ufak ve gürbüz çocuklardaki gibi yumu~ak bir ~ekilde ve düz olarak baca~a birle~tirilmi~tir. Bacaklar kalçaya birle~me k~sm~nda normalin aksine daralmaktad~r. Bu, yumruk halinde yana sark~k olan ve bacaklara yap~~an kollar~n, normalinde trapeze benzeyen vücut konturlar~n~n dikdörtgen ~eklinde mütalaa edilmesi ve kollar~n da bu s~n~rdan d~~a ç~kmamas~~ zaruretinin bir neticesidir. Bunun için kalçalar ve bacaklar~n üst k~sm~~ bilhassa bâriz ~ekilde daralt~lm~~t~r. Testis'in yap~l~~~~ normal olmakla beraber penis'inkinde anormallik sezil-mektedir. Yana yap~~~k olan kollar da normale nazaran bir hayli uzun görünmektedirler. Yumruk yap~lm~~~ elin en uzun kollu insan-larda bile kalçalardan bu kadar a~a~~da olu~u rastlanmayacak bir durumdur. Sol ayak di~er arkaik kuroslarda al~~~lagelmi~~ oldu~u gibi ileri at~lm~~~ olup bütün taban~~ ile yere basmaktad~r. Sa~~ aya~~n yere kuvvetli basmas~ndan ötürü diz kapa~~~ ve buradaki adelelerin i~leni~i de yine arkaik devire has bir ~ekilde çözümlenmi~, adeleler diz kapa~~n~n etraf~nda ayn~~ geni~likte bir ~i~kinlik halinde gösteril-mi~tir (Res. ~ ).

Page 3: H KURUMU BELLETEN

ARKAIK KROS HEYKELI 203

Heykel parças~n~n arkadan görünü~ünde de devrin özelliklerini bulmak mümkündür. Aya~~n~n birinin öne at~lmas~~ neticesi kalçada meydana gelmesi icap eden bir taraf~n daha yüksek, di~er tarafin daha dü~ük olmas~~ durumu belirtilmemi~, kalçalar harekete ra~men ayn~~ hizada yap~lm~~lard~r. Ayr~ca bunun bir neticesi olarak kalça üzerinde meydana gelmesi gereken çukurluk ta gösterilmemi~tir (Res. 2).

Genç bir erke~e ait olmas~~ laz~m gelen heykel parças~na profilden bak~ld~~~nda kalçalarm baz~~ arkaik heykellerde oldu~u gibi bele nazaran d~~arda olmad~~~, aksine çok hafif bir ~ekilde belitildi~i göze çarpar (Res. 3).

Kollann hemen dirse~in biraz alt~ndan itibaren vücuda yap~~t~~~, ellerin ise ba~parmak öne gelmek üzere yumruk yap~lm~~~ halde oldu~u heykel üzerinde kalan izlerden belli olmaktad~r. Kollann düz bir ~ekilde sark~ t~ld~~~~ da yine izlerden kolayca takip edilebilir (Res. 3, 4).

Eserin göze çarpan en mühim özelliklerinden biri ~üphesiz bacaklar~n ön tarafinda yer alan ithaf kitabesidir. Sa~~ bacakta boust-rophedon olarak yaz~lm~~~ üç sat~rl~k kitabenin dördüncü sat~r~~ sol bacak üzerinde bulunmaktad~r. bn alfabesi ile yaz~lm~~~ olan bu kitabeyi kabaca çözmü~~ olmakla beraber bir epigrafistin söyleyebileceklerini yapabilmemizin gücümüz d~~~nda bir mesai oldu~unu biliyorduk. Bu nedenle Say~n Prof. Dr. Kenan T. Erim'in tavassutlan ile Miss L. H. Jeffery'nin verdi~imiz bilgilere dayanarak ffitfettikleri ve ancak onu hiçbir ~ekilde ba~lamayan notunu makalenin sonunda takdim etmeyi de faydal~~ buldu~umu belirtmek isterim. Gerek Prof. Kenan Erim'e, gerekse büyük zahmetlerle notu haz~rlayan Miss L. H. Jeffery'ye burada te~ekkür etme~i zevkli bir borç bilirim.

Phitys'ün o~lu Pythomandros taraf~ndan Apollon'a adanan bu heykel Bat~~ Anadolu'nun arkaik heykeltra~l~~~~ için güzel say~labi-lecek eserlerden biridir. Gövdesinin üst k~sm~~ ve ba~~~ ele geçmemi~~ olmakla beraber stilistik yönden yak~n benzerlerini bulmak müm-kündür. ~lk nazarda Samos'ta ele geçen ve Leukos'un Apollon'a adad~~~~ heykele 1 büyük benzerlik göstermekte ise de kas~klarm Leukos'unkinde biraz daha derin i~lenmesi ve kollann ise bizim

1 Buschor, E.: Altsamische Standbilder 1 Abb. 57.

Page 4: H KURUMU BELLETEN

204 CEVDET BAYBURTLUO~LU

eserimizde daha uzun olmas~~ —hattâ diz kapaklanna kadar yakla~-mas~— ile ondan uzakla~~r. Yaln~z diz kapaklann~n i~leni~inin her iki eserde ayn~~ ~ekilde oldu~unu belirtmerniz gerekir. Genel görünümü ile Klaros'ta bulunan ve hâlen Izmir Arkeoloji müzesindeki kuros'a da benzemektedir. Ancak daha yak~n eserler olarak Milet heykel-tra~l~k okulunun örneklerinden olan Tekirda~~ 2 ve Erdek s kuroslan gerek i~çilik, gerekse nisbetler bak~m~ndan heykelimize büyük ben-zerlikler göstermektedir. Keza gövdesinin alt k~sm~~ ele geçmemi~~ olmas~na ra~men Milâs'taki eser de 4 zaman ve üslüp bak~m~ndan yak~n say~labilecek eserler aras~ndad~r. Nihayet Didyma'da bulunan ve hâlen Berlin'de muhafaza edilen bir kuros 5 belki de ayn~~ sanat-kar~n elinden ç~km~~~ kadar benzerlik gösterir. Zaman bak~m~ndan da heykel parçam~z~n yukarda s~ralanan eserlerden pek uzak olmad~~~~ rahatl~kla görülebilmektedir ve herhalde M.O. VI. asnn üçüncü çeyre~i içinden, daha kat'i bir tarih vermek gerekirse M.O. 540-530 y~llar~~ aras~ndan olmas~~ gerekir. Arkaik kuros üzerindeki kitabe : (Res. V).

IIu06p.av8poç tiveOrixe "rw' ~t6 sa~~ bacakta »G~vt. r5,~~ Ocpt~tO[t] 6 9(Tuoç 8e.zövrriv sol bacakta

Ph_ytis'in o~lu Pythomandros beni, ondal~k (fidye, ö~ür) olarak, Apollon

Termintheus'a adad~.

Heykelin bacaklar~~ üzerine kitabe kaz~lmas~, Arkaik Ionia'da al~~~lagelmi~~ bir usul olarak takip edilir; ço~u kez bir bacak metin için kafi gelmektedir, fakat burada oldu~u gibi ikincisi üzerine atlamas~~ da anormal de~ildir. Ilk üç sat~r boustrophedon olarak döner ve ilk s~ra e~iktir, dördüncü sat~r yaln~z olarak sol bacak üzerinde olup o da aym ~ekilde e~iktir. Tertibi, de~i~ik uzunluklardaki sat~rlar~~ ve hori-zontal uzan~~~~ ile estetik yönden acemilik gösterir, ayn~~ acemilik

Bayburtluoglu, C.: Tekirda~~ Kuros'u. Belleten XXXIV S. 135 Lev. I-IV

Akurgal, E.: Neue archaische Bildwerke aus Kyzikos. Antike Kunst Heft

2, 8. Taf. 26, 27, 28/1.; Laubscher, H.P.: Zwei neue Kouroi aus Kleinasien. Ist.

Mitt. 13-14 1963-1964 Taf. 32, 33, 34 a. 4 Laubscher, H.P.: a.e. Taf. 40, 41.

Blümel, C.: Die archaisch griechischen Skulpturen. Berlin 1964., S. 58 Abb.

169-176.

Page 5: H KURUMU BELLETEN

ARKAIK KROS HEYKELI 205

harflerin çiziminde de görülür. bn alfabesi kullan~lm~~t~r ve baz~~ harflerin de~i~iklik gösterdi~i bir tarihtendir; theta erken .. (L') ve geç .. ( ~~ .3) formlar~n her ikisi ~eklinde, keza rho için erken D (1.3) ve geç P (t.~ ) formlar~n~n her ikisi bir arada görülür; Pi'nin (L') ikinci dik çizgisinin birinci kadar uzun olu~u ve Nü'nün (1.2) —fakat bu belki dikkatsizlikten yap~lm~~~ olabilir — acemice bükülü~ü gibi baz~~ özellikleri de hesaba kat~ld~~~nda metnin M.O. VI. asr~n üçüncü çeyre~inden oldu~unu hakl~~ olarak tahmin edebiliriz

Adayan~n ismi olan Pythomandros, Letronne'un i~aret etti~i gibi 2, bn isimleri içinde bol miktarda bulunan Anadolulu ilâh Mandros ve ailesinin Apollon kültüne özel ba~l~l~~~n~~ i~aret eden, Apollo Phythios'-dan mürekkeptir. Bu, Anakreon'un bir fragmamnda ve Milet'te geç VI. as~r ve erken V as~rda memuriyet s~n~f~nda müteaddit defalar görülür 3. Babas~n~n ismi için ba~ka misal bulmak mümkün olmad~, fakat cpL•ruç isminin "baba, veya dünyaya getiren" ~eklinde bir ad olarak kullan~ld~~~n~~ tahmin etmekteyiz.

Fidyelerin Apollon'a adanmas~~ Yunan dünyas~nda yayg~nd~r; ilgili çevre de bunu ispatlamaktad~r (yani Didyma da 4). Tanr~ya verilen kült titri ilk nazarda ~a~~rt~c~d~r, fakat Cambridge Univer-sitesinden Dr. John Chadwick bunun izah ~eklini bulmu~~ ve a~a~~- daki ~ekilde aç~klam~~t~r : "önce ~unu söylemek isterim ki () (), içinde bir aspirat~n lüzumundan fazla bulundu~u çe~itli dialekt ~ekillerini hat~rlat~r. Prehistorik de~i~meler 9cf.p%voç, UOgo;, vOxf.-Act'da oldu~u gibi birbirini takip eden hecelerdeki iki aspirata ait bütün halleri ortadan kald~rm~~t~r. Bk. Buck, Greek Dialects S. 6o. Bu ~ekilde Ozpilte =Tepg~e olabilir. Ikinci olarak noktalardan önce v'nün

Arkaik ton kitabelerinin özellikleri için bk. L. H. Jeffery, The Local Scripts of Archaic Greece. Oxford 1961 325 f. ve M. Guarducci, Epigrafia Greca I. Roma 1967 257 f. Miss Jeffery, bu devrin bn kitabeleri içinde acele olarak ve beceriksiz ~ekilde yap~lm~~~ birçok harfin bilhassa Miletos ve Samos'ta bolca görüldü~ünü bildirdi.

2 Ch. Letronne, Oeuvres II, 41, cf. L. Robert, Etudes Epigraphiques et Philo-logiques, Paris 1938 S. 214.

3 Anakreon, fr. 6o (Bergk); Th. Wiegand (G. Kawerau ve A. Rehm), Milet III Berlin 1914 NO. 122 1, II, 20, 27, 39; ~ l, 27, 39 daki isimler Artemis kültü ile ilgili olmas~~ mümkün aileyi bir ba~~~ dü~ündürebilir.

4 Th. Wiegand (A. Rehm ve R. Harder), Didyma II, Berlin 1958 Nos. 1, 7 e.g.

Page 6: H KURUMU BELLETEN

206 CEVDET BAYBURTLUO~LU

ç~kar~lmas~na bilhassa asl~~ Yunanca olmayan kelimelerde rastlan~r. TA.u.Ooç = TzpilLvOoç variant~na bk. (Nikander). Bu da beni Ocm.1.1.0Rt.= Tepi.~.~vN~~ olarak düzeltmeye zorlamaktad~r. 7.m.uvOcûç'un Apollon'a ait bir s~fat ~eklinde kullan~lmas~na örnek bk. Lycophron 1207, bu çe~it s~fat için de örnek : Ep.weci)ç

Zaten Miletos ile Latmos Heraklea's~~ aras~nda M.Ö. 2. as~r ba~lar~nda yap~lan bir anla~mada Apollon'a -rEpptvOzu ( ---rzpl~wOcuç)5 olarak bir at~f bulunmaktad~r; bu anla~man~n konusu olan ve ona ait bulunan da~hk arazideki bu mukaddes toprak üzerinde iki ~ehir aras~nda ihtilâf vard~. Miletos'lular Myus'un arazisinin bir parças~~ olarak bunun üzerinde hak iddia ediyorlard~~ 6. Bu da onun bir Myus tanr~s~~ oldu~u teorisine yol açmaktad~r ve bunun neticesi olarak Miletos tiyatrosunda yeniden kullan~lm~~~ ve üzerinde Apollo OzpluvOzi~ç kitabesi bulunan ta~~n Myus'a ait bölgedeki harap bir arkaik mâbedden 7 romah in~aatç~lar taraf~ndan oraya geti-rilmi~~ olan ta~lardan biri oldu~u dü~ünülebilir. Gerçekte heyke-limizin Myus'ta adanm~~~ olmas~~ da mümkün görülmektedir. Hattâ orada veya Miletos'ta bulunmu~~ ta olabilir yahut Miletos'ta tekrar kullan~lmak üzere Myus'tan sökülüp getirilen ta~lardan biri olmas~~ da mümkündür.

NOT: Bu k~sm~n haz~rlanmas~nda Oxford Universitesinden Miss L. H. Jeffery ve Cambridge üniversitesinden Dr. John Chad-wick'in son derece de~erli yard~mlar~~ oldu; verdikleri mak~matlar~n onlar~~ hiçbir ~ekilde ba~lamayaca~~m belirtmek isterim.

5 Benzerlik için bk. PW V A, col. 576, s.v. Terbintheus ve col. 577, s.v. Tere-

bintheus; bu isim terebentin a~ac~~ ile ilgilidir ve belki de bu yüzden t~bbi kulland~-~~nda Lycophron onu lat~os ile bir tutmu~tur.

° Milet III bk. n. 3, no. 150, ii. 78 L 7 Bk. PW XVI, s.v. Myus, bilhassa 1433 ve 1436/7 sütunlar~.