16
İade Adresi: Ankara Tabip Odası Mithatpaşa Cad. No: 62/18 06420 Kızılay ANKARA P.P. 44 Yenişehir Ankara hekimlerin gücü, hekimlerle güçlü Ekim 2013 Sayı: 55 TTB raporu New York Times’da yayınlandı Gezi direnişi Avrupa Konseyi’nde Türkiye’de Gezi Direnişi sırasında ve sonrasında yaşanan polis şiddeti, insan hakları ihlalleri ve artan baskı ortamı Avrupa Konseyi’nin gündemine taşındı. Direniş sırasında yaşananları aktarmak üzere oluşturulan heyette TTB adına Prof. Dr. Feride Aksu Tanık yer aldı. 11 )) Gezi Parkı protestoları sırasında Türkiye ölçeğinde biber gazına maruz kalan 11 bini aşkın göstericiden edinilen verilere ilişkin olarak TTB tarafından hazırlanan rapor uluslararası alanda da yankı buldu. 11 )) Gece nöbetinden muafiyetin süresi uzatıldı Son çıkan torba yasa ile “doğumdan sonra gece nöbeti verilmemesi” için belirlenen sürenin 1 yıldan 2 yıla çıkarılması tartışmalara neden oldu. Düzenlemeyle birlikte devlet memurlarının yanı sıra kadın asistan hekimler de hamilelikte ve doğumdan sonra 2 yıl boyunca gece nöbeti tutmayacak. 13 )) ! Risk değerlendirmesi yaptırmayana 42 bin TL ceza İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu gereği muayenehanesinde çalışanı bulunan ancak risk değerlendirmesini yaptırmayan hekimlere 42 bin TL’lik ceza kapıda. 2 )) Aile hekimleri için yeni yönetmelik yolda Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği Taslağı yeniden düzenleniyor. ATO Aile Hekimleri Komisyonu uygulamaya girmesi beklenen taslakta gelir kaybına yol açacak düzenlemelerden fesih hallerine kadar birçok hükme itiraz ediyor. 7 )) İntörn hekimler Röportaj Tıp fakültesi Sağlık Bakanlığı’nda neler oluyor? Sağlık Bakanlığı’ndaki usulsüzlüklere ilişkin iddialar bir kez daha kamuoyu gündeminde. Ankara Tabip Odası yetkilileri, hastane yangınları, Bakanlık bünyesindeki torpiller ve keyfi harcamalara ilişkin iddia ve belgeleri bir basın toplantısıyla açıkladı. Toplantıda, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Dr. Nihat Tosun’un hiç gitmediği üniversite hastanesinden aldığı maaş, Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürü ile akrabalık ilişkileri ve sanatçılı tekne turları gibi müdürlük bütçesinden keyfi harcamalar masaya yatırıldı. 8 )) Üç yangına ayda 300 bin TL Kamu zararı 10 milyon TL Akrabanın uçak biletleri bütçeden Mecburi hayatlar! Türk Tabipler Birliği avukatlarından Mustafa Güler, mecburi hizmete dair merak edilen soruları Hekim Postası için yanıtladı: Mecburi hizmet nasıl uygulanıyor, atamalar daha çok hangi bölgelere yapılıyor? 6-7 )) Maaşları bağlandı sigortaları kesildi Maaşa bağlanan intörnlere yapılan staj sigortası emekliliğe yansımadığı gibi sağlık güvencesi de taşımıyor. Ancak, SGK’ya bildirimde bulunulduğu için aileleri üzerinden yararlandıkları güvenceleri otomatik olarak kesiliyor. 4 )) Bilgi vahiyle gelmez! Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde sorunların arkası kesilmiyor. Öğretim üyelerinin bilimsel gerekçelere dayandırdıkları itirazlara rağmen Rektörlük, araştırma laboratuvarlarının Gölbaşı Yerleşkesine taşınmasında ısrarcı. 5 )) Masum ve korkusuz Dr. Taner Özek “Gezi Parkı Çocukları” adlı kitabında, süreç içerisinde yaşanan acı tatlı olayları karikatürleriyle kayıt altına aldı. 15 )) Kontenjanlar iki katını aştı Tıp fakülteleri kontenjanları son 10 yılda iki katını aştı. 2003 yılında 4450 olan tıp fakültesi kontenjanları 2013 yılında 11 bin 37’ye yükseldi. Tıp fakültesi sayıları ve kontenjanlarda artışa gidilirken akademik kadrolar ve fiziksel şartların yeterliliği gözetilmiyor. 5 )) Kültür sanat

hekimlerin gücü, hekimlerle güçlü Ekim 2013 Sayı: 55 Sağlık …static.ato.org.tr › fs › 52565d9577cd59a71b000000 › hp_ekim_13.pdf · 2013-11-30 · İade Adresi: P.P

  • Upload
    others

  • View
    3

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: hekimlerin gücü, hekimlerle güçlü Ekim 2013 Sayı: 55 Sağlık …static.ato.org.tr › fs › 52565d9577cd59a71b000000 › hp_ekim_13.pdf · 2013-11-30 · İade Adresi: P.P

İad

e A

dre

si:

An

kara

Tab

ip O

dası

Mit

hat

paşa

Cad

. No:

62/

18

0642

0 K

ızıl

ay A

NK

AR

A

P.P.

44

Yen

işeh

ir A

nk

ara

hekimlerin gücü, hekimlerle güçlü Ekim 2013 Sayı: 55

TTB raporuNew YorkTimes’dayayınlandı

Gezi direnişiAvrupa Konseyi’nde Türkiye’de Gezi Direnişi sırasındave sonrasında yaşanan polisşiddeti, insan hakları ihlalleri veartan baskı ortamı AvrupaKonseyi’nin gündemine taşındı.Direniş sırasında yaşananlarıaktarmak üzere oluşturulanheyette TTB adına Prof. Dr. FerideAksu Tanık yer aldı. 11 ))

Gezi Parkı protestolarısırasında Türkiye ölçeğindebiber gazına maruz kalan 11bini aşkın göstericidenedinilen verilere ilişkin olarakTTB tarafından hazırlananrapor uluslararası alanda dayankı buldu. 11 ))

Gecenöbetindenmuafiyetinsüresi uzatıldı

Son çıkan torba yasa ile“doğumdan sonra gecenöbeti verilmemesi” içinbelirlenen sürenin 1 yıldan2 yıla çıkarılmasıtartışmalara neden oldu.Düzenlemeyle birlikte devletmemurlarının yanı sırakadın asistan hekimler dehamilelikte ve doğumdansonra 2 yıl boyunca gecenöbeti tutmayacak. 13 ))

!Riskdeğerlendirmesiyaptırmayana42 bin TL cezaİş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu gereğimuayenehanesinde çalışanı bulunanancak risk değerlendirmesiniyaptırmayan hekimlere 42 bin TL’likceza kapıda. 2 ))

Aile hekimleri içinyeni yönetmelik yoldaAile Hekimliği Ödeme ve SözleşmeYönetmeliği Taslağı yenidendüzenleniyor. ATO Aile HekimleriKomisyonu uygulamaya girmesibeklenen taslakta gelir kaybına yolaçacak düzenlemelerden fesihhallerine kadar birçok hükme itirazediyor. 7 ))

İntörn hekimlerRöportaj Tıp fakültesi

Sağlık Bakanlığı’ndaneler oluyor?

Sağlık Bakanlığı’ndaki usulsüzlüklere ilişkin iddialar birkez daha kamuoyu gündeminde. Ankara Tabip Odasıyetkilileri, hastane yangınları, Bakanlık bünyesindekitorpiller ve keyfi harcamalara ilişkin iddia ve belgeleri birbasın toplantısıyla açıkladı. Toplantıda, Sağlık BakanlığıMüsteşarı Dr. Nihat Tosun’un hiç gitmediği üniversitehastanesinden aldığı maaş, Hudut ve Sahiller Sağlık GenelMüdürü ile akrabalık ilişkileri ve sanatçılı tekne turları gibimüdürlük bütçesinden keyfi harcamalar masaya yatırıldı. 8 ))

Üç yangına ayda300 bin TLKamu zararı10 milyon TL

Akrabanın uçakbiletleri bütçeden

Mecburi hayatlar! Türk Tabipler Birliğiavukatlarından Mustafa Güler,mecburi hizmete dair merakedilen sorularıHekim Postası için yanıtladı:Mecburi hizmet nasıluygulanıyor, atamalardaha çok hangi bölgelereyapılıyor? 6-7 ))

Maaşları bağlandısigortaları kesildiMaaşa bağlanan intörnlereyapılan staj sigortası emekliliğeyansımadığı gibi sağlıkgüvencesi de taşımıyor. Ancak,SGK’ya bildirimde bulunulduğuiçin aileleri üzerindenyararlandıkları güvenceleriotomatik olarak kesiliyor. 4 ))

Bilgi vahiyle gelmez!Gazi Üniversitesi TıpFakültesi’nde sorunların arkasıkesilmiyor. Öğretim üyelerininbilimsel gerekçeleredayandırdıkları itirazlararağmen Rektörlük, araştırmalaboratuvarlarının GölbaşıYerleşkesine taşınmasındaısrarcı. 5 ))

Masum vekorkusuzDr. Taner Özek “Gezi Parkı Çocukları”adlı kitabında,süreç içerisindeyaşanan acı tatlıolaylarıkarikatürleriylekayıt altına aldı. 15 ))

Kontenjanlariki katını aştıTıp fakülteleri kontenjanları son 10yılda iki katını aştı. 2003 yılında 4450olan tıp fakültesi kontenjanları 2013yılında 11 bin 37’ye yükseldi. Tıpfakültesi sayıları ve kontenjanlardaartışa gidilirken akademik kadrolar vefiziksel şartların yeterliliğigözetilmiyor. 5 ))

Kültür sanat

Page 2: hekimlerin gücü, hekimlerle güçlü Ekim 2013 Sayı: 55 Sağlık …static.ato.org.tr › fs › 52565d9577cd59a71b000000 › hp_ekim_13.pdf · 2013-11-30 · İade Adresi: P.P

Hekim PostasıSahibi:Ankara Tabip Odası adınaDr. H. Özden ŞenerSorumlu Yazı işleri Müdürü:Dr. H. Özden Şener

Yayımlayan:Ankara Tabip Odası Yayının Türü:Yerel, süreliYayının Şekli:Aylık Türkçe Yıl: 2013, Sayı: 5512.000 adet basılmıştır.

Yayın İdare Merkezi:Ankara Tabip Odası Mithatpaşa Cad. No: 62/18 Kızılay ANKARA www.ato.org.trTel : (312) 418 87 00 Fax : (312) 418 77 94

Yayın Kurulu: Dr. Hande Arpat,Dr. Burhanettin Kaya,Dr. Mine Önal, Dr. H. Özden Şener,

Editör:Bercis Mani Şipal

Haber Merkezi:Bercis Mani Şipal,Kansu Yıldırım,Sibel Durak

Haber, yorum ve yazılarınızı [email protected] gönderebilirsiniz.Ankara Tabip Odası Basın YayınKomisyonu ürünüdür.Ayda bir yayınlanır.

ATO üyelerine ücretsiz gönderilir.

Baskı öncesi hazırlık: GEO Tanıtım ve Reklam HizmetleriTurgut Reis Caddesi 47/6 06570Maltepe /Ankara Tel :(0312) 229 09 85 Faks :(0312) 230 82 76 [email protected]

Basım yeri ve tarihi: İhlas Gazetecilik AŞ. TurgutÖzal Bulvarı Demirciler Sitesi 1.Cadde No:68Siteler Ankara TEL: 353 29 61 / 9 Ekim 2013

özel hekim

Sekreter, yardımcı personel gibibir çalışanı bulunan hekimlerin mua-yenehanesinde, 6331 sayılı yasanınOcak 2013’te yürürlüğe giren düzen-lemesi gereği risk değerlendirmesiyapılması gerekiyor. Risk değerlen-dirmesi yapılmaması halinde yasanınçıktığı tarihten itibaren ilk ay için 3bin 234 TL, izleyen her ay için de 4bin 851 TL ceza söz konusu. Risk de-ğerlendirmesi yapılması gerektiğinibilmeyen hekimler olduğunu söyleyenİş Güvenliği Uzmanı Hatice Erbay,eylül sonu itibariyle kendilerini bek-leyen 42 bin 42 TL cezanın yıl so-nunda 56 bin 595 TL’ye ulaşacağınıaktardı.

Hekimlerinkendileri de yapabilir

TTB Genel Sekreteri Dr. Bayazıtİlhan, yıl sonunda yürürlüğe girecekolan yeni düzenlemeye kadar hekim-lerin kendilerinin de yapabilecekleririsk değerlendirmesini, muayeneha-nesinde herhangi birini istihdam et-meyenlerin yaptırmasına ilişkin yasalbir zorunluluk bulunmadığını kay-detti.

Yangın veelektrik kaçaklarıen büyük tehlike

Yasa, muayenehane sahiplerini,tehlikeleri ve bu tehlikelerin doğu-racağı riskleri belirlemek, bu risklerinanalizini yapıp önlem almayı içerenrisk değerlendirme raporu hazırla-mak; yangın, sel gibi doğal afetlerekarşı acil durum planı hazırlamakve çalışanları hem yasa hem de işye-rindeki riskler hakkında eğitmektensorumlu tutuyor. Erbay, muayene-hane ortamında yangın, elektrik ka-çakları, organik sıvı ve tıbbi atıklarıntoplanması ile ofis çalışmalarındankaynaklı rahatsızlıkların çalışanlaraçısından risk barındırdığını aktardı.Muayenehaneler için risk değerlen-dirmesi yaparken dikkate alınan baş-lıklar arasında elektrik, yangın, me-kanın genel durumu, çalışma alanı,

kimyasal maddeler, acil durum planı,ilk yardım, enfeksiyon kontrolü, gü-rültü, ergonomi, sterilizasyon, kişiselkoruyucu donanım ve giysiler de yeralıyor.

Her vergi numarası içinayrı rapor

Risk değerlendirmesi yaptırmaklamuayene sahibi hekim sorumlu. İkiveya daha fazla ortaklı muayeneha-neler şirket sıfatı taşıyorsa analizşirket adına yaptırılıyor. Belli kı-sımları ortak kullanılan, farklı verginumaralarına sahip hekimlerin birarada çalıştıkları muayenehanelerdeise mekanı bütün olarak değerlendi-rilip her vergi numarası için ayrırapor hazırlanıyor.

Ortalamabir hafta sürüyor

Herhangi bir fiyat tarifesi bulun-mayan analiz ücretleri, hizmetin işgüvenliği uzmanı veya ortak sağlıkgüvenlik biriminden alınıp alınma-ması, mekanın büyüklüğü, çalışansayısı ve işin tehlike durumuna göre350 TL ile 5 bin TL arasında değişiyor.Çalışmalarla ilgili bilgi veren UzmanHatice Erbay, “Elektrik sisteminden,aydınlatmaya, havalandırmadan acildurumda kaçış yollarına kadar hermetrekareyi inceleyip, fotoğraflıyoruz.Çalışanlarla tek tek görüşüp gereklitespitleri yaptıktan sonra raporumuzuhazırlıyoruz.” diye anlattı. Ortalamabir hafta süren çalışmalar sonucundahazırlanan rapor hekime teslim edi-liyor.

Muayenehaneleredaimi iş güvenliği uzmanıiçin düzenleme yolda

Değerlendirmelerin tehlikeli yerleriçin 4, az tehlikeli yerler için 6 yıldabir yaptırılması gerekiyor. ÇalışmaBakanlığı tarafından 26.12.2012 ta-rihinde yayınlanan İş Sağlığı Ve Gü-venliğine İlişkin İşyeri Tehlike SınıflarıTebliği’nde, yataklı sağlık hizmeti ve-ren sağlık kuruluşları çok tehlikeli;bunlar dışında kalan muayenehane,poliklinik, tıp merkezi, aile hekimliği,

okul hekimliği, işyeri hekimliği, diyalizmerkezi gibi hekimlik faaliyetleri teh-likeli sınıfa dahil edildi.

1 Ocak 2014’te yürürlüğe girecekolan düzenlemeyle birlikte bir kişibile çalıştıran tehlikeli sınıfındaki işyerlerinin bir iş güvenliği uzmanı veişyeri hekiminden daimi hizmeti al-ması zorunlu hale gelecek. Düzenlemeyürürlüğe girene kadar, risk değer-lendirme ekibinde işyeri hekimi ileiş güvenliği uzmanının bulunmasınagerek olmaksızın işveren ve çalışanlartarafından değerlendirmenin yapıl-ması ve raporunun hazırlanmasımümkün.

Risk değerlendirmesiyaptırmayana42 bin TL ceza!

İş Sağlığı ve GüvenliğiKanunu ile İş Sağlığı ve

Güvenliği RiskDeğerlendirmesi

Yönetmeliği gereğimuayenehanesinde

çalışanı bulunan ancakrisk değerlendirmesini

yaptırmayan hekimlere 42bin TL’lik ceza kapıda.

Hekim Postası

Prof. Dr. OğuzKayaalp’ikaybettik

Hacettepe Üniversitesi TıpFakültesi emekli öğretim üyesiProf. Dr. Oğuz Kayaalp 3 Ekim2013’te hayatını kaybetti.Üniversitesinde düzenlenentörenin ve Kocatepe Camiindekılınan öğle namazının ardındanProf. Kayaalp’in cenazesi 07Ekim’de Cebeci Asri Mezarlığınadefnedildi.

Hocalarınhocalığını yaptıTürkiye’de farmakolojidendiğinde akla ilk gelenisimlerden olan, 1931 İneboludoğumlu Süleyman OğuzKayaalp, 1955 yılında AnkaraÜniversitesi Tıp Fakültesinibitirerek tıp doktoru ve 1960yılında aynı üniversitedeuzmanlık eğitiminitamamlayarak farmakolojiuzmanı oldu. 1970 yılındaprofesör ünvanını aldı. Bugüntıp fakültelerinde hocalık yapanpek çok ismin hocası olan Prof.Dr. Kayaalp, Türkiye BilimlerAkademisi şeref üyeliğiniyürütmekteydi. Farmakolojialanında önemli yayınlarınınyanı sıra halen bir başvurukitabı olan Rasyonel TedaviYönünden Tıbbi Farmakolojikitabının yazarıydı.

Page 3: hekimlerin gücü, hekimlerle güçlü Ekim 2013 Sayı: 55 Sağlık …static.ato.org.tr › fs › 52565d9577cd59a71b000000 › hp_ekim_13.pdf · 2013-11-30 · İade Adresi: P.P

Dr. Özden Şener ATO Yönetim Kurulu Başkanı[email protected]

Dünya Sağlık Örgütü sağ-lık 2020 politikaları vekanıta dayalı politikalar

oluşturma çalışmaları kapsamında15 üye ülke temsilcilerinin katılı-mıyla İzmir’de düzenlenen DSÖGüz Okulu’nda konuşan DSÖ Av-rupa Bölge Ofisi Direktörü Zsuz-sanna Jakab, “Türkiye’nin sağlıkkonusunda son 10 yılda gerçektenbüyük gelişmeler yaptığını ve bü-yük beklentileri karşıladığını bili-yorum. Özellikle çocuk ve anneölümlerinin önlenmesi konusundabüyük ilerlemeler kaydedildi. Av-rupa Birliği bölgesindeki ülkelerinTürkiye’den öğrenecekleri çok şeyvar. Sağlık bilgisi çok fark yarata-bilir. Türkiye Cumhuriyeti sağlıkbakanları son 10 yılda çok ilerlemekat etti. Sağlık hizmetlerinde iler-leme ve performans artırıldı.” dedi.

Müezzinoğlu da Türkiye’nin son10 yıldır yürüttüğü, “Sağlıkta Dö-nüşüm Programı” hakkında katı-lımcılara bilgi sundu ve “Sağlığıherkese ve her kesime eşit ulaş-tırmak için azami gayret gösteri-yoruz. Anne ve bebek ölümlerindeönemli düşüşler kaydettik. İnsa-nımızın yaşam süresini uzattık. Ka-zanımlarımızı ve başarılarımızıölçebileceğimiz göstergeler, bi-ze, doğru politikalar uyguladığımızıgösterdi.” dedi ve Türkiye’nin, sonbirkaç yıl içinde, bütün politika-ların oluşmasında kullanılmak üze-re nüfus ve diğer önemli istatis-tiksel verilerle ilgili kayıt sistem-lerinde ciddi gelişmeler sağladığınaişaret etti. (Kaynak: Medimaga-zin)

Bu “gelişmiş nüfus ve istatistikkayıt sistemleri” lafının nasıl birpalavra olduğu Bursa’da yapılanbir çalışmayla ortaya konmuştu.Uludağ Üniversitesi’nden KayıhanPala ve arkadaşları 2008 yılındakibebek ölümü sayısını belirlemeküzere Bursa İl Sağlık Müdürlüğüile mezarlıklardaki kayıtları kar-şılaştırmışlardı. Sağlık Müdürlüğükayıtlarına göre 2008 yılında Bur-sa’da ölen bir yaş altı bebek sayısıbinde 6.0 (34.362 infantta 206)iken mezarlık kayıtlarındaki sayı795 (binde 20.8) idi. Makale TürkPediatri Arşivi’nde yayınlanmıştı.

Gerçekten Türkiye’de bebekölümleri söylendiği hızda azalıyormu? Yoksa sağlığı, sayı saymasınıbilmeyenler mi yönetiyor?

Türkiye’de gerçekten sağlık hiz-meti iyileşiyor mu?

Ankara Tabip Odası’nın bu yılınMart ayında yaptığı ankete yanıtveren 1120 hekimin sadece %6’sımevcut sağlık sisteminin halkayeterli ve nitelikli sağlık hizmetisağladığını düşünüyor iken, he-kimlerin %94’ü mevcut sağlık sis-teminin yaklaşımını “çok hastabak da nasıl bakarsan bak” olarakgörüyor; hekimlerin %87’si mevcutsağlık sistemi ile hastaların sağlı-ğının ciddi bir riske atıldığını dü-şünüyor.

“Son 10 yılda yürütülen sağlıktadönüşüm programı ülkemizdekisağlık sorunlarını büyük ölçüdeçözmüştür” cümlesine hekimlerin%8’i katılıyor.

Bakan’ın %74 hasta memnuni-yetine işaret eden anketindeki so-rular ise “yemek sıcak mıydı?”,“güleryüz var mıydı?” çeşidindendi.“İyileştiniz mi?”, “Kaç doktor do-laştınız?” gibi sorular yoktu Ba-kanlık anketinde.

DSÖ Direktörü Jakab’ın ve Mü-ezzinoğlu’nun değerlendirmelerine,övgülerine dayanak yaptığı veri-lerin, istatistiklerin, anketlerin içyüzü böyle!

Zsuzsanna Jakab Türkiye’de tıpöğrenci kontenjanının bir yılda9000’den 12000’e çıktığını, bir he-kimin günde 200 hasta bakabildi-ğini, yapılan ameliyat, çekilen MRIsayısının 10 yılda üç katına, tü-ketilen ilaç miktarının iki katınaçıktığını, 4-5 görevde çalışabilensüpermen bürokratların, şirket deyöneten genel sekreterlerin varlı-ğını, Türkiye'de kamu sağlık hizme-tinin çökertilip özele nasıl alanaçıldığını, bunlar yapılırken halkınsağlığının nasıl hiçe sayıldığını el-bette biliyor.

Direktör’ün, Dr. Birinci’den dehaberi var muhakkak. İstanbulAnadolu Kuzey Bölgesi Genel Sek-reteri Dr. Şuayip Birinci çok ünlüözel hastanelerden otelcilik işindetecrübeli kadrolar transfer etmiş;“Yatağa serilen çarşafların içindekipamuk oranından bile bu arka-daşlar sorumlu olacak. Sadece İs-tanbul değil, tüm Türkiye’de kamuhastanelerinin olumsuz tüm imajısilinecek” diyor.

Kafa kafaya vermişler; gülüpeğleniyorlar!

Ahh Zsuzsanna!

ato’dangüncel

Uygulamanın ilk örnek-lerinden birini gerçekleşti-ren İstanbul Anadolu KuzeyBölgesi Genel Sekreteri Dr.Şuayip Birinci, “Yatağa se-rilen çarşafların içindeki pa-muk oranından bile bu ar-kadaşlar sorumlu olacak.Amacımız, tıbbi ve bilimselaçıdan gelişmiş bir sağlıkhizmetinin yanı sıra; dahaçok otelcilik hizmetleri se-bebiyle halkın tercih ettiğiözel hastanelerle yarışacakdüzeye gelmek” dedi.

Konforlu tedaviye erişimiamaçlarını ifade eden Dr.Birinci şunları söyledi: “Be-

nim 8 hastanemde 5 taneotelcilik müdürüm var. Özelhastanelerin en büyük farkıotelcilik ve hasta hizmetleri.Hastanın kendisini yalnızhissetmesine izin vermiyor-lar. Kamuda da bu bakışlahareket edeceğiz. Yatışı ya-pılacak hastanın karşılama-sından yatış işlemlerine ka-dar, tüm süreç otelcilik mü-dürlerinin sorumluluğundaolacak. Çok ünlü özel has-tanelerden bu işte tecrübelikadrolar transfer ettik. Sa-dece İstanbul değil, tüm Tür-kiye’de kamu hastanelerininolumsuz tüm imajını siline-

cek. Hastalarla iletişime ge-çen birim bu olacak. O ne-denle öfke kontrolüne va-rana kadar pek çok eğitim-den geçiyorlar. Bilmiyorumyok. Bilmiyorsa ilgilisindenöğrenecek, onunla muhatapolacak hasta değil. Otelcilikhizmetlerinde hekimden zi-yade hekimle hastanın kar-şılaşma, hastanın hekimeulaşma süresi konusundaçok şikayet alıyoruz. Artıkvatandaşlar ‘size nasıl yar-dımcı olabilirim’ diyen per-soneller görecek.” (Kaynak:Star Gazetesi)

ÖSYM’nin yaptığı sınavların soru veyanıtlarının paylaşılması Türk TabipleriBirliği’nin itirazlarına rağmen 2 Ağustos2013 tarihinde yürürlüğe giren torbayasa ile Bilgi Edinme Kanunu kapsamıdışına çıkarıldı. Kanun’un çıkarılmasındanbir süre sonra açıklanan TUS sonuçlarınaitirazı olan pek çok hekim, sınav kağıt-larının yeniden okunarak değerlendiril-mesini istedi. ÖSYM, sınav soru ve ya-nıtlarını gizleme hakkını elde ettiğinidüşünerek hekimlerin bu isteklerine yanıtvermemeyi seçti.

Hekimler, gerekli değerlendirmeyi tamolarak yapmalarına ve hak aramalarınaengel olan bu düzenlemeye isyan etti.TTB tarafından konuyla ilgili yapılanaçıklamada “Şimdi, bu yasanın uygula-mada yarattığı sorunu yaşıyoruz. Adaylarsınav sonucunu değerlendirebilmek içinsoru ve yanıtlara erişmeye çalışıyor.

ÖSYM ise sınav kitapçığını, her sayfasındasadece bir soru bırakıp kalanını silerekyayınlıyor. Bir yandan da, yaygın olarak,adayların sınav sonucunun hatalı he-saplandığı iddiaları mevcut.” denildi.

TTB, ÖSYM’ye yazdığı bir yazı ileadayların sınav sonuçlarının ivedilikleyeniden hesaplanması ve TUS sorularıylayanıtlarının açıklanmasını talep etti.

KamuhastanelerineÖZEL ayarıGeçtiğimiz yılın Kasım ayında faaliyete geçen Kamu HastanesiBirlikleri, 2013 Ocak ayından bu yana istihdam etmeye başladığı“sağlık otelciliği müdürleri” ile kamu hastanelerini özelhastanelerin konforuna getirmeyi hedefliyor.

Hekim Postası

Sınav sonuçlarıgizlenemez!ÖSYM’nin yaptığı sınavların soru ve yanıtlarının Bilgi EdinmeKapsamı dışına çıkarılmasının olumsuz sonuçları kendinigöstermeye başladı. TUS sonuçlarına itiraz eden adaylarkitapçıklarına erişim yolları arıyor.

Page 4: hekimlerin gücü, hekimlerle güçlü Ekim 2013 Sayı: 55 Sağlık …static.ato.org.tr › fs › 52565d9577cd59a71b000000 › hp_ekim_13.pdf · 2013-11-30 · İade Adresi: P.P

Ankara Üniversitesi ile Azerbay-can devlet üniversitelerinden OdlarYurdu Üniversitesi arasında akade-mik işbirliği protokolü imzalandı.Protokol Ankara Üniversitesinin Od-lar Yurdu Üniversitesinin Tıp Ec-zacılık ve Sağlık Bilimleri Fakülte-lerini her yönden desteklemesini vebu fakültelerin Ankara Üniversitesiörnek alınarak yapılandırılmasınıiçeriyor. Ankara Üniversitesi’nin de-neyim ve uzmanlığa sahip olduğubu üç alan Azerbaycan’ın öncelikliihtiyaçları arasında yer alıyor.

Çalışma alanları ekprotokollerlebelirlenecek

Ankara Üniversitesi Dış İlişkilerve Uluslararasılaşma Ofisi tarafındanimzalanan protokolün birlikte ça-lışma isteğini gösteren bir “iyi niyetprotokolü” olduğu bilgisi alındı. Eği-tim faaliyetlerinin nasıl gerçekleş-tirileceği, dersleri kimlerin vereceğigibi konuları içeren protokollerinher iki ülkenin mevzuatları dikkatealınarak ilerleyen zamanlarda ya-pılacağı öğrenildi.

Ortak çalışmalarsürdürülecek

İki üniversite arasındaki ikili iliş-kilerin ilk adımı geçen mayıs ayındagenel işbirliği protokolü imzalan-masıyla atıldı. Bu sürecin ardındanüniversite heyetleri karşılıklı ziya-retlerde ve incelemelerde bulundu.Karşılıklı bilgi alışverişinin ardından20 Eylül’de Ankara Üniversitesi Rek-törü Prof. Dr. Erkan İbiş ve OdlarYurdu Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ahmed Veliyev tarafından tıp,eczacılık ve sağlık bilimleri alanındaeğitim yapılandırılmasını amaçlayanprotokol imzalandı. İmza törenineTıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şeh-suvar Ertürk, Dekan Yardımcısı Prof.Dr. A. Murat Aksoy, Hastaneler Baş-hekimi Prof. Dr. Erol Özdiler, İbniSina Hastanesi Başhekimi Prof. Dr.Bahaddin Güzel, Cebeci HastanesiBaşhekimi Prof. Dr. Rüştü S. Günerde hazır bulundu. Yapılan açıkla-mada, bu tür ortak çalışmaların ge-liştirilerek sürdürülmesinin hedef-lendiği de belirtildi.

tıp eğitimi

İntörn hekimlere 12 ay boyuncaüniversitelerin döner sermayelerindenmaaş ödenmesine dair kanun geçtiği-miz yıl TBMM’de kabul edilerek ya-salaştı ancak maaş almaya hak kaza-nan intörnlere sigorta yapılmıyor. Üni-versite yönetimlerince yapılan staj si-gortası ise emekliliğe yansımadığı gibisağlık güvencesi de taşımıyor ancakSGK’ya bildirimde bulunulduğu için,intörnlerin aileleri üzerinden yarar-landıkları güvenceleri otomatik olarakkesiliyor.

Sistem önümüzdeki yıladüzeltilecek

Hacettepe Üniversitesi Tıp FakültesiSekreterliğinden alınan bilgilere göre,ailesinden sağlık güvencesi olan in-törnlerin öğrenci belgesiyle birlikteSGK’ya başvurmaları halinde bu sorundüzeltilebiliyor. Yetkililer, SGK’nın sis-teminde düzenleme yapılmasıyla önü-müzdeki yıldan itibaren intörn he-kimlerin doğrudan sisteme alınacağınıve böyle bir kesintinin olmayacağınıbelirttiler.

Güvencesi olmayanGSS primi ödeyecek

Ailesi üzerinden sağlık güvencesibulmayan intörnlerin ise, gelir tespitiyaptırdıktan sonra SGK tarafındanbelirlenecek tutarı her ay yatırarakgenel sağlık sigortası yaptırmaları ge-rekiyor. Konuyla ilgili olarak bir intörnhekim, “Bir yandan çalışıyoruz, güyamaaş alıyoruz ama üzerine bir de si-gortamızdan oluyoruz. Şu an sağlıksigortam yok. SGK’ya başvurup bu-nunla uğraşamadım, uğraşabilen ol-duğunu da düşünmüyorum” diye ko-nuştu.

İntörn hekim 300 TL liseöğrencisi 450 TL alıyor

Yasa gereği intörn hekimlere üni-versite döner sermayesinden her ay330 TL civarında bir ödeme yatırılıyor.Turizm Otelcilik Uygulama Otellerindestaj yapan bir lise öğrencisinin aldığıaylık staj ücreti ise ortalama 450-500TL arasında değişiyor. Aldıkları maaşınyaptıkları hizmete karşın çok az ol-duğunu vurgulayan intörn hekimler,en azından asgari ücret alabilecek şe-kilde bir düzenleme yapılmasını isti-yorlar. Ankara Üniversitesi Tıp Fa-kültesinden bir intörn hekim, “Verdi-ğimiz emeğe bakınca aldığımız ücretkesinlikle bunun karşılığı değil. Her

türlü işi yapıyoruz. En azından asgariücret hak ediyoruz ama daha önce bumaaşın da verilmediğini düşününceses etmiyoruz. Başka bölümlerdekiarkadaşlarımız ‘staj parası olarak 300TL mi alıyorsunuz’ diye yadırgıyorlar.”dedi.

Maaş değil bursGazi Üniversitesi Tıp Fakültesinden

bir başka intörn hekim verilen 330TL’yi maaş değil burs olarak düşün-düklerini kaydetti. Ödemeleri düzenliolarak belirtilen tarihlerde aldıklarınısöyleyen intörn hekim, “Ücretler çokaz kimse memnun değil, madem çalı-şıyoruz düzgün bir ücret alsaydık keş-ke” diye konuştu.

AnkaraÜniversitesiAzerbaycan’daAnkara Üniversitesi ileAzerbaycan Odlar YurduÜniversitesi arasında sağlıkalanında bir protokolimzalandı.

Hekim Postası

Hekim Postası

İntörnlere maaş bağlandısigortaları kesildiMaaşa bağlanan intörnlerin üniversite yönetimlerince sigorta girişlerinin yapılması,aileleri üzerinden yararlandıkları sağlık güvencelerinin kesilmesine yol açtı.

Sağlık Çalışanlarının SağlığıUlusal Kongresi 4. Yılında

Sağlık Çalışanlarının Sağlığı 4. Ulusal Kongresi, 16–17 Kasım 2013 tarihlerindeAnkara Üniversitesi Tıp Fakültesi Morfoloji Binası Abdülkadir Noyan KonferansSalonunda gerçekleştirilecek. 

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi tarafından bu yıl dördüncüsü düzenlenecekolan kongrede sağlık hizmetinde riskler, çalışanların yaşadığı psikososyal riskler,sağlık çalışanlarının meslek hastalıkları, sağlık çalışanlarının sağlığı ve güvenliğikonusunda örgütsel tutumlar, hukuksal yaklaşımlar ve uygulamalar, sağlıkalanında sermaye ve tekelleşme ile hizmet sunma yükümlülüğünün sınırları ko-nularında sunumlar ve tartışmalar gerçekleştirilecek. Başkanlığı ve açılış ko-nuşmasını Dr. Arzu Çerkezoğlu’nun yapacağı kongre programının tamamınaTTB internet sayfasından ulaşmak mümkün.

Page 5: hekimlerin gücü, hekimlerle güçlü Ekim 2013 Sayı: 55 Sağlık …static.ato.org.tr › fs › 52565d9577cd59a71b000000 › hp_ekim_13.pdf · 2013-11-30 · İade Adresi: P.P

tıp fakültesi

Gazi Üniversitesi Tıp Fakül-tesi’nde sorunların arkası ke-silmiyor. Öğretim üyelerininbilimsel gerekçelere dayandır-dıkları itirazlara rağmen Rek-törlük, araştırma laboratuvar-larının Gölbaşı Yerleşkesine ta-şınmasında ısrarcı. Öğretimüyeleri, ısrarın arkasında yatanamacın, “testlerin ücretli halegetirilmesi ve bu şekilde dönersermayeye aktarılacak gelirdenyararlanmak” olduğunu söylü-yorlar.

Ankara Tabip Odası ve TTByetkilileri 30 Eylül’de, konuylailgili Mahkeme kararı beklen-meden taşıma işlemlerinin ger-çekleştirilmesi için laboratu-varların kapısına bir kez dahakamyonlar geleceği haberleriüzerine üniversite öğretim üye-leri ile hastane bahçesinde top-lanarak bir basın açıklamasıgerçekleştirdi.

Bilim üretilmezseöğrenci amfideoturup gider

Basın açıklamasından öncesöz alan Ankara Tabip OdasıBaşkanı Prof. Dr. Özden Şener,Gazi Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Süleyman Büyükberber’inTıp Fakültesi Açılış Töreni ko-nuşmasında, “Bu fakültenin bi-rinci amacı öğrenci okutmaktır,araştırma yapmak bizim ikincilvazifemizdir. Araştırma yapıpda ne yapıyoruz?” şeklindekiifadelerini hatırlatarak, GaziRektörü’nün bir üniversiteninne anlama geldiğini dahi bil-mediğini düşündüğünü ve bun-dan büyük şaşkınlık ve üzüntüduyduğunu söyledi. Üniversi-telerin, bilginin kurumsallaşmışolarak bilimsel yöntemlerle üre-tildiği yerler olduklarını belirtenŞener, “Tıp fakültesi öğrencisinede o üretilmiş bilgiyi öğretirsi-niz Sayın Rektör, bilgi vahiylegelmez. Hangi hastalığın nasıl

tedavi edileceği piyangoyla ad-rese gelmez. Tıp fakülteleri,üniversiteler bunun için vardır.Eğer siz orada bilimi üretmez-seniz, tıp fakültesi öğrencisi degelir amfide oturur gider.” diyekonuştu.

Daha sonra basın açıklama-sını okuyan TTB İkinci Başkanı

Prof. Dr. Gülriz Erişgen de, bulaboratuvarların tıp fakülte-sinden, hastaneden koparılma-sının yanlış olduğunu belirte-rek, Buralarda aynı zamandakliniklere de hizmet verildiğini,klinik araştırmalar ve tezleryapıldığını hatırlattı. Gazi Üni-versitesi Rektörü’ne seslenen

Prof. Dr. Erişgen, “Sizin de ho-

calığınızı yapmış olan bilim in-

sanlarını dinleyiniz. Size he-

kimlik diplomanızı vermiş olan

bu saygın bilim insanlarının

görüşlerine saygı duyunuz.”

diye konuştu.

Tıp fakültelerinin 2003 yılında Türkiyegenelinde toplam kontenjanı 4550 idi.Yeni açılan fakültelerle birlikte bu sayı2008 yılında 6098’e, 2011 yılında 8205’e,2012 yılında 8915’e yükseldi. Bu yıl dev-let üniversitelerinin tıp fakültelerininkontenjanlarının artırılması sonucu top-lam kontenjan 11 bin 37’ye ulaştı.

2003 yılında toplam 41 olan tıp fa-kültesi sayısı 2013 yılında 74’e çıktı. Onyıl önce sadece 4 özel üniversitenin tıpfakültesi bulunurken 2013 yılında Kon-ya’da 1, İzmir’de 2, Ankara’da 4, İstan-bul’da 11 olmak üzere vakıf üniversite-lerine bağlı toplam tıp fakültesi sayısı18’e yükseldi. Üç büyük ilden İstanbul’da12, Ankara’da 7 İzmir’de ise 5 tıp fakül-tesi bulunuyor.

Yıllık kontenjan artışı 5’ten50’lere çıktı

2013 yılıyla birlikte vakıf üniversite-lerinin kontenjanlarında önemli bir artışgörülmezken, devlet üniversitelerinintıp fakültesi kontenjanlarında dekanlık-ların talepleri dışında ÖSYM tarafındanbüyük bir artış yapıldı. Ankara Üniver-sitesi Tıp Fakültesinin 2008 yılında 250olan kontenjanı 2013’te 335’e ulaştı. Ha-

cettepe Üniversitesi Türkçe Tıp Fakül-tesinin 2008 yılında 150 olan kontenjanı2011 yılında 165, 2012 yılında 170 ve2013 yılında 205’e çıkarıldı. EğitimleriHacettepe Üniversitesi bünyesinde sürenKastamonu Tıp Fakültesinin 50 ve YozgatBozok Üniversitesi Tıp Fakültesinin 55olan kontenjanları da eklenince fakül-tenin toplam öğrenci sayısı 310’u buldu.2008 yılında kontenjanı 225 olan GaziÜniversitesi Türkçe Tıp Fakültesi’ndede beşer beşer yapılan artışın 50’yi bul-masıyla öğrenci kontenjanı 295’e çıktı.60 öğrenci kontenjanıyla 2011 yılındaİngilizce tıp eğitimi vermeye başlayanYıldırım Beyazıt Üniversitesi’nin 2012yılında 40 Türkçe, 65 İngilizce tıp olmaküzere sahip olduğu 105 öğrenci konten-janı da 2013 yılında 50 Türkçe, 80 İngi-lizce tıp olmak üzere 130’a yükseldi.

Yeterlilikler gözetilmiyorÜniversite öğretim üyeleri, önceki yıl-

larda 5’er kişi yapılan kontenjan artırı-mının akademik kadro ve fiziksel şart-ların yeterliliği düşünülmeden bu yılbirden bire 50’lere çıkmasını eleştiri-yorlar. Sadece bu yıl Ankara’daki tıp fa-külteleri içinde Ankara Üniversitesine55, Gazi Üniversitesine 70, HacettepeÜniversitesine 65 kontenjan eklendi.

Bilgi vahiyle gelmez, üniversiteler bunun için vardır!Hekim Postası

Sibel Durak

Kontenjanlar iki katını aştıTıp fakülteleri kontenjanları son 10 yılda iki katını aştı. 2003 yılında 4450 olan tıp fakültesi kontenjanları 2013 yılında 11bin 37’ye yükseldi. Tıp fakültesi sayıları veya fakülte kontenjanlarında artışa gidilirken akademik kadrolar ve fizikselşartların yeterliliği gözetilmiyor.

2003 2008 2011 2012 2013Ankara Tıp 260 250 275 280 335 Hacettepe Tıp (Türkçe) 120 150 165 170 205 Hacettepe Tıp (İng.) 180 140 145 150 180 Gazi Tıp (Türkçe) 140 225 240 245 295 Gazi Tıp (İng) - - 80 85 105 Ege Tıp 260 270 295 300 360 9 Eylül Tıp 120 200 235 240 290 Cerrahpaşa Tıp (Türkçe) 250 275 280 300 360 Cerrahpaşa Tıp (İng) 60 50 55 60 75 İstanbul Tıp 310 350 405 410 485 Erciyes Tıp 170 175 205 210 255 Akdeniz Tıp 130 175 215 220 265 Uludağ Tıp 200 200 225 230 275 Pek çok üniversitenin tıp fakültelerinde yıllık kontenjan artışı 5 iken 50 oldu.

Page 6: hekimlerin gücü, hekimlerle güçlü Ekim 2013 Sayı: 55 Sağlık …static.ato.org.tr › fs › 52565d9577cd59a71b000000 › hp_ekim_13.pdf · 2013-11-30 · İade Adresi: P.P

Mecburi hizmet nasıl uygulanıyor, ata-malar daha çok hangi bölgelere yapılı-yor?

Türkiye’de hekime ihtiyaç duyulan yerlerSağlık Bakanlığı tarafından ilan ediliyor.Mezun olan ya da uzmanlık belgesialanlar tercihte bulunuyor, o ter-cihlerine uygun ya da aykırıyerleştirmeleri yapılıyor. Tür-kiye’nin her yerinde mecburihizmet olabilir.

Süresi nedir?Atandığı yere bağlı olarak

süreler de değişiyor. Yasada300 ile 600 gün arasındadiyor. Ancak mecburi hiz-met, hekimler açısından ba-kıldığında nerdeyse ömürboyu sürüyor. Hekimlikte diğerpek çok meslekten farklı olarakeğitim sürekli devam ediyor. Hereğitimden sonra da ayrıca mecburihizmet var. Oysa bir meslek mensubununkendini eğitim yoluyla geliştirmesini devletindesteklemesi lazım fakat bizde öyle olmuyorne yazık ki.

Tıp fakültesini bitiriyorsunuz mecburihizmet, uzmanlığı bitiriyorsunuz mecburihizmet, yan dal yapıyorsunuz yine aynışekilde. Her birinin mecburi hizmetini top-ladığınızda 3-6 yıl gibi bir süre mecburihizmet yapmak zorunda kalınabiliyor. Eği-tim süreleri de dikkate alındığında neredeyse

mecburi hizmetten emekli olacak şekildebir tablo çıkıyor ortaya. Bu da gençlerinhekimliği tercih etmelerinde engel olduğugibi, hekimlerin hem çalışma hem eğitimlekendilerini geliştirme motivasyonunu kıranbir yöne gidiyor.

Hekimler dışında mecburi hizmetyükümlülüğü olan meslek grubu

var mı?Mecburi hizmet uzman tabip

ve tabipler için getirilmiş biruygulama. Asker, polis gibibir takım mesleklerde de mec-buri hizmet var ama onla-rınki aldıkları bir katkı kar-şılığında. Benzer şekilde dev-let bursuyla yurtdışında mas-ter, doktora yapanların da

döndükten sonra belli süre ça-lışma zorunluluğu bulunuyor.

Ancak bunların hepsi bir katkıkarşılığı, hekimlik bu bakımdan

tek sanırım.

Peki bu durum Anayasa’ya aykırı değilmi?

Mecburi hizmetin çalışma zorunluluğugetirmesi ve diplomalara el konulmasınınAnayasa’ya aykırı olduğu düşüncesiyle TTBkonuyu Anayasa Mahkemesine taşıdı ancakMahkeme bu bakımdan Anayasa’ya aykırılıkgörmedi.

Mecburi hizmete TTB’nin bakışı nasıl?Kamu hizmetine girmeyi kabul edenler

için belli bölgelerde çalışma zorunluluğugetirilebilir ama adaletli bir atama ve yerdeğiştirme sistemi olmak koşuluyla.

Bazı hekimler tüm meslek yaşamı bo-yunca bir kere mecburi hizmet öneriyorlar.Buna ne dersiniz?

Mecburi hizmetin temeline ilişkin iti-razlar bir kenarda durmak koşuluyla iyi-leştirilebilmesi açısından bu öneri üzerindede düşünülebilir.

Mecburi hizmet söz konusu olunca ro-tasyon en sıkıntılı mesele galiba?

Mecburi hizmete giden bir kişi oradangelebilme imkanına pek sahip olamıyor neyazık ki. Atama ve Yer Değiştirme Yönet-meliğinde yer alan puanları tutturup atan-dığınız yerden başka bir yere gelebilmenizçok mümkün olmuyor. Böyle olunca mecburihizmeti bitiren kişi orada kalmakla ilgiliözel bir isteği yoksa, istifa edip özele geçiyor.Sağlık Bakanlığı özeldeki kadroları sınırlayanbir sistem kurmak suretiyle bu geçişleri deengellemeye çalışıyor. Hekimlerin kamudançıkışının sebeplerini ortadan kaldırmak ye-rine çaresiz bırakarak hekimleri kamudatutmaya çalışıyor.

röportaj

Sibel Durak

Mecburi hizmet ve eş durumuMecburi hizmetin aile bütünlüğünü bozan birtarafı da bulunuyor. Eşlerin aynı yerde görevyapması konusunda yönetmelik nasıl işliyor? Her iki hekim Sağlık Bakanlığının kadrosundaysamümkün olduğunca aynı yere veriliyorlar.Eşlerden birisi bakanlığının merkez veya taşrateşkilatında yönetici pozisyondaysa diğer eş onunyanına atanabiliyor. Başka örneklerebaktığımızda, hekimin eşi bakan danışmanı, ailehekimi, kamuda müfettiş veya müfettişyardımcısı ise atamalarda dikkate alınıyor. Eşiöğretim üyesi olanlarda vakıf ya da devletüniversitesi olması fark etmeden yine tayinlereşin yanına yapılabiliyor.

İki eş de asistansa durum nedir?Asistanların birbirlerine ilişkin eş durumlarında,mecburi hizmete tabi olan kişinin eşinin uzmanlıkeğitiminin bitimine 6 aydan fazla süre varsamecburi hizmet eşin bulunduğu ilde yapılabiliyor.

Eşlerden birisi başka meslek grubundaysanasıl oluyor?Emniyet, ordu mensupları, hakim, savcı, noter,için sorun yaşanmıyor. Onlar neredeyse eşleri deonların yanına gönderiyor. Eşlerden biri muhtar,belediye başkanı, milletvekili ise yine eşininolduğu yere gönderilebiliyor. Önümüzde yerelseçimler var. Bir ironi olarak, eş durumundanyararlanamayan hekim arkadaşlarımızıneşlerinin muhtar veya belediye başkanı olmasıdüşünülebilir.

Sıkıntı yaşanan meslek grupları hangileri?Eşi öğretim görevlisiyse bunlarda sorun var. Bumeslek grubundakiler dava açtıklarında eğeröğretim görevlisi olan eş devlet üniversitesindegörevliyse davayı kazanıp tayin olabiliyor. Vakıfüniversitesinde ise tayin olamadığı gibi davaaçtığında kazanamama ihtimali de var. Eşihemşire, öğretmen ise bunlar da kamu görevlisiolmasına karşın hekim bu ünvanlardan dahaüstte sayıldığı için herhangi bir şekilde onlaratabi olmuyor.

En büyük sıkıntı herhalde eşi özel sektördeçalışanlarda yaşanıyordur?Evet. En büyük sorun bu grupta yaşanıyor. Özeldeçalışanların herhangi bir şekilde eşinin olduğuyere tayin olup gitmek gibi şansı da yok. Zor birmesele. Sağlık Bakanlığının yönetmeliğindeaçmazı olan hallerden birisi eşi özelde çalışanhekimler için hiçbir olanak sağlanmamış olması.Oysa hemşireyseniz ve eşiniz özelde çalışıyorsaeşin yanına gönderilebiliyor. Hekimler ise“stratejik personel” olarak tanımlanarak eşdurumu mazeretinde çıta çok daha yüksekte

Mecburi hayatlar!Türk Tabipler Birliği avukatlarından Mustafa Güler mecburihizmete dair merak edilen soruları Hekim Postası için yanıtladı.

Avukat Mustafa Güler: “Birmeslek mensubunun kendinieğitim yoluyla geliştirmesinidevletin desteklemesi lazım

fakat bizde ‘kendini geliştirirsenseni bir daha mecburi hizmete

gönderirim’ deniyor.”

Dr. TanerÖzek

Page 7: hekimlerin gücü, hekimlerle güçlü Ekim 2013 Sayı: 55 Sağlık …static.ato.org.tr › fs › 52565d9577cd59a71b000000 › hp_ekim_13.pdf · 2013-11-30 · İade Adresi: P.P

aile hekimliği

Aile hekimleri içinyeni yönetmelikyolda

Yönetmelikte yapılan düzenleme ile aile he-kimlerine yapılacak ödeme kalemlerinin katsa-yılarının düşürülmesi gündemde. Gebe ve lo-husalar için daha önce 3 olan katsayı 2,85’e,tutuklu ve hükümlü katsayısı 2,25’ten 2,025’e,0-59 ay ve 65 yaş üstü için 1,6 olan katsayı1,52’ye diğer kişiler için 0,79 olan katsayı da0,711’e düşürüldü. Başlangıçta hiçbir ayrım ol-maksızın tüm kayıtlı kişiler için 1 olan katsayınınönce gruplara ayrıldığı şimdi de iyice düşürül-düğünü belirten hekimler, düzenlemenin gelirazaltıcı bir hak kaybı yarattığını ifade ettiler.

Muayeneye pozitif performansücreti

Taslağa göre kanser taramaları ve muayenelerüzerinden aile hekimlerine pozitif performansücreti ödenecek. Kanser taramalarının ToplumSağlığı Merkezleriyle işbirliği içinde yapılmasıgerektiğini aktaran hekimler, muayenelerdenperformans alınmasına ilişkinse “Polikliniktehasta bakma oranını artırmak birinci basamağınyapısına aykırı. Bu, daha fazla hasta bakmayarışına girmek anlamına gelir. Nasıl ki mua-yeneden performans almak hastanelerin kali-tesini düşürdüyse şimdi aynı şey ASM’lerde ya-şanacak.” yorumunu yaptılar.

Kişi sayısının düşmesi fesihsebebi

Herhangi bir ihbar veya ikaza gerek duyul-madan kayıtlı kişi sayısının aralıksız iki aydanfazla süreyle 1000 kişinin altına düşmesi halindeaile hekimiyle sözleşme sona erdirilecek. Maddeyikökten reddettiklerini belirten hekimler, “BazenASM’nin yakınına yeni bir ASM açılabiliyor yada bölgenin nüfusu azalabiliyor ve bu durumhasta sayısını etkiliyor. Hekimden değil bölgedenkaynaklı sebepler karşısında hekimin yapabile-ceği bir şey yok.” dediler.

İhtar puanı 80 değil 100 olmalıTaslağa göre sözleşme dönemi süresince ve-

rilen ihtar puanı toplamının 80 ve üzeri olmasıdurumunda aile hekimi veya aile sağlığı ele-manıyla sözleşme yenilenmeyebilecek. Madde,objektif ölçütlerden yoksun olmasından ötürühukuka aykırı bulunuyor. Daha önce 100 ihtarpuanı bulunan hekimlerle sözleşme yenilen-mezken yeni taslağa göre 80 puan ve üzeriihtar puanı olan hekimlerin durumu amirintakdirine bırakmış durumda.

Çalışılan mahalde ikametzorunluluğu

“Hekimlerin pozisyonlarının bulunduğu ma-halde ikamet etmeleri esastır” cümlesi de yö-netmeliğin tartışılan düzenlemeleri arasında.Hekimler “Mahalden kasıt aynı mahalle mi,aynı ilçe mi belli değil. Yenimahalle’de çalışı-yorsam Balgat’ta oturamayacak mıyım? Mesaiyeyetişiyorsak, acil nöbeti yoksa neden o mahaldeoturmaya zorlansın ki bir hekim.” değerlendir-mesini yaptılar.

Eğitim için sadece 5 gün izinKurumca görevlendirilmek şartıyla aile he-

kimleri kongre, konferans, gibi bilimsel içeriklietkinliklere katılım için bir mali yılda 5 günizin kullanabilecekler. Hekimler tarafından mes-leki gelişim bakımından önemli olan eğitimhakkının kurumca görevlendirilme şartına bağ-lanması uygun bulunmazken, 5 günlük süreninde az olduğu dile getirildi. Ayrıca taslakta eğitimfaaliyetlerinin “kazanç getirici başka iş yapmayasağı” kapsamından çıkarılması istenirken,acil tıp teknisyenlerinin aile sağlığı elemanıolarak görevlendirilmesi, rapor süresi 180 günüaşan hekimin sözleşmesinin feshedilmesi, yıllıkizinlerin bir sonraki yıla aktarılmaması gibihükümlere de itirazlar yükseliyor.

Hekim Postası

Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği Taslağı yeniden düzenleniyor. Ankara Tabip Odası Aile HekimleriKomisyonu, önümüzdeki dönemde uygulamaya girmesi beklenentaslakta gelir kaybına yol açacak düzenlemelerden fesih hallerine kadarbirçok hükme itiraz ediyor.

tutuluyor. Bu durumda olan hekim yamecburi hizmeti, yani mesleğini yapmıyor;ya uzmanlığın mecburi hizmetini yapmayıppratisyen, yan dalın mecburi hizmetiniyapmayıp uzman olarak çalışıyor. Sonuçtahekime ihtiyaç varsa bu insanların göreviniiyi bir motivasyon içinde yapabileceğiolanakları sağlamak lazım. Bu insanlarınmecburi hizmet yapmamak için istifaetmelerinin sebeplerine bakmak gerek. Ailebirliğini sağlamak için istifa ediyorsa onailişkin mümkün olan bir çareyi bulmaklazım.

Geçici görevlendirmeMecburi hizmet sürecinde geçicigörevlendirme yapılması mümkün mü?Yasanın içinde bu kişiler mecburi hizmetsüresi içinde savaş, deprem gibi çokolağanüstü bir sebep olmadıkça başka yerdegörevlendirilemezler diye açık bir hüküm varama yasanın bu hükmünü idare geneldeuygulamıyor, ne yazık ki.

Fakat gittiği yeri beğenmeyip geçicigörevlendirmeyle başka yere geçenlervar değil mi?Ancak onlar herhangi bir şekilde mağduriyetyaşatılanlar değil ödüllendirilenler.Mağduriyete sebep olanlar da ödüllendirmeolanlar da geçici görevlendirmenin hemenhepsi hukuka aykırı.

Yargısal yola başvurarak düzeltilebilir mibu sorun?Bu noktada sürelerle ilgili sıkıntı çıkıyorkarşımıza. İki ay için geçici görevlendiriliyorhekim fakat 2 ay içinde yargısal kararçıkmadığı için hekim arkadaşlarımız ne yazıkki buna başvurmak eğiliminde olmuyor. Oysabu hukuka aykırılığın ortaya çıkarılması,yapanların yanına kar kalmaması içinmutlaka hukuki girişimlerin yapılamasınıöneriyoruz.

Page 8: hekimlerin gücü, hekimlerle güçlü Ekim 2013 Sayı: 55 Sağlık …static.ato.org.tr › fs › 52565d9577cd59a71b000000 › hp_ekim_13.pdf · 2013-11-30 · İade Adresi: P.P

güncel

Ankara Tabip Odası tarafından28 Eylül’de düzenlenen basın top-lantısıyla, Sağlık Bakanlığı ve bağlıkuruluşlarında yaşanan usulsüzlük-lere ilişkin çarpıcı iddialar ortayaatıldı. Toplantıda, otopark olarakyapılmış olmasına ve çok ciddi alt-yapı sorunlarına rağmen Bakanlıktarafından kiralanan Dışkapı Yıldı-rım Beyazıt Hastanesi İskitler ekbinasında bir ay içerisinde 3 kezyangın çıktığı ifade edildi. ATO GenelSekreteri Dr. Selçuk Atalay ve Yö-netim Kurulu Üyesi Dr. Rıza Özbek’inkatıldıkları basın toplantısında, “Ser-mayeye kar ettireceğiz diye yaşananbu çılgınlığa son verilmeli, kamukaynakları halkın sağlığı için kulla-nılmalıdır” denildi.

Üç yangına ayda300 bin TL

En son 25 Eylül’de çıkan yangında55 hastanın ambulanslarla başkahastanelere gönderildiği belirtilenaçıklamada, Bakanlık ile bina sa-hipleri Atılgan’lar arasındaki dava-dan dolayı altyapı çalışmaları yapı-lamayan bu binada sağlık çalışan-larının üç seferdir can güvenlikleriolmadan dumana boğularak hizmetvermeye çalıştıkları dile getirildi.Dr. Atalay, Dışkapı hastanesindekikliniklerin taşınmak istemediklerive yarısı hala boş duran bu binayaayda 300 bin TL kira ödendiğineilişkin iddiaları da aktardı.

Kamu Hastane Birlikleri Ankara1. Bölge Genel Sekreteri Dr. DoğanAkdoğan’a ilişkin ilginç bilgilerin depaylaşıldığı basın toplantısında, ya-salara göre gelir getirici herhangibaşka bir iş yapmaması gerekensözleşmeli Genel Sekreter Dr. Doğan

Akdoğan’ın, sağlık alanında da faa-liyetler yürüten üç şirkette ortaklıküç şirkette ise yöneticilik yaptığıbelirtildi. Kendisine bağlı 16 hasta-nenin satın almalarını merkezi ola-rak Birlik adına gerçekleştiren Ak-doğan’ın, şirketleri ile başında bu-lunduğu Birlik arasında herhangibir iktisadi ilişki olup olmadığınıaçıklaması istendi.

Yolsuzlukların önü açıldıSağlık Bakanlığı Teftiş Denetleme

Kurulunun denetleme birimi olmak-tan çıkarılmasıyla yolsuzluklarınönünün açıldığı ifade edilen basınaçıklamasında, Bakanlık MüsteşarıDr. Nihat Tosun’un konu olduğu hu-kuksuzluklara da yer verildi. DüzceÜniversitesi’nden profesörlük unvanıverilen Bakanlık Müsteşarı Tosun’unaynı dönemde Atatürk EAH’de deklinik şefliği ve başhekimlikle gö-revlendirilerek fiilen hiç gitmediğiüniversitede çalışıyormuş gibi gös-terildiği dile getirildi.

Akrabanınuçak biletleri bütçeden!

Bakanlık Müsteşarı Dr. Tosun’unakrabası Dr. İbrahim Şentürk’ünHudut ve Sahiller Sağlık Genel Mü-dürlüğüne atandığı belirtilen açık-lamada, bu dönemde genel müdürlükbütçesinden, Müsteşar’ın akrabalarıRahman Tosun ve Şenel Tosun’auçak bileti aldığı haberlerinin basınayansıdığı hatırlatıldı.

İbrahim Şentürk hakkında yürü-

tülen soruşturmaların bir türlü so-nuçlandırılmadığına dikkat çektiğiaçıklamasında ATO Genel Sekreteri,Maliye Bakanlığı müfettişlerinin ge-nel müdürlüğün Ziraat Bankasındakipromosyon parası hesaplarında kuş-ku verici hareketler tespit ettiği vebu konuyla ilgili Genel Müdür Dr.Şentürk’e resmi yazıyla sorular yö-nelttiğinin belgelendiğini söyledi.

10 Milyon TLkamu zararı

Hudut ve Sahiller Genel Müdür-lüğü ihalelerinin de tartışılması ge-rektiğini belirten Dr. Atalay, İstanbulÜniversitesi’nin kanser tedavisindekullanılan cihazları 6 milyon 398bin TL’ye aldığını ancak Genel Mü-dürlüğün iki ay sonra aynı firmadanaldığı iki cihazın tanesine 11 milyonTL ödeyerek kamuyu 10 milyon TLzarara uğrattığını söyledi.

Hekim Postası

KritikdüzenlemelerAnayasa’yaaykırıbulunmadıAnayasa Mahkemesi ailehekimleri çalışma süreleri,üniversiteler ile SağlıkBakanlığı arasında tıpta lisansve uzmanlık eğitimi için ortakkullanım ve işbirliği şartı,öğretim üyelerine sözleşmeliçalışma ve sezaryenledoğumun kısıtlanması gibikritik düzenlemeleriAnayasa’ya aykırı bulmadı.

Anayasa Mahkemesi 03 Ekim Perşembegünü toplanarak, “Sağlık Bakanlığı ve BağlıKuruluşların Teşkilat ve Görevleri Hak-kında Kanun Hükmünde Kararname” ile“Bazı Kanun Hükmünde KararnamelerdeDeğişiklik Yapılmasına Dair Kanun”da yeralan kritik düzenlemelerinin iptalini isteyenCHP’nin başvurusunu görüştü.

Mahkeme, profesör ve doçentlerin SağlıkBakanlığı hastanelerinde sözleşmeli öğretimüyesi olarak çalışmalarına ve Sağlık Ba-kanlığı hastanelerinin tıp fakültelerininkullanımına açılmasına imkân tanıyan dü-zenlemelerin Anayasa’ya aykırı olmadığınahükmetti. Toplam il nüfusu 750 bine kadarolan illerde eğitim ve araştırma hizmetle-rinin Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırmahastanesi veya üniversite sağlık uygulamave araştırma merkezlerinden yalnızca biritarafından verilebilmesi ve bu şart doğ-rultusunda Bakanlık ile üniversiteler ara-sında tıpta lisans ve uzmanlık eğitimi içinortak kullanım ve işbirliği yapılmasınıöngören hükmün iptali istemi de yine red-dedildi.

Aile hekimlerine nöbetAnayasa’ya uygun

Aile hekimlerinin nöbet tutmasına ilişkinhükümleri düzenleyen maddeyi Anayasa’yaaykırı bulmayan Mahkemenin verdiğikarar doğrultusunda, sözleşmeli olarakBakanlık’ta görevli tabip, diş tabibi ve ec-zacıların üst yönetici olarak görevlendi-rilmesine ve sağlık meslek lisesi mezun-larının 2017’ye kadar hemşire olarak ça-lışmalarına imkân tanıyan hükümlerin ip-tali istemi de benzeri şekilde reddedildi.

Öte yandan yaşam hakkı ve kişininmaddi ve manevi varlığının korunmasıbakımından Anayasa’ya aykırı olduğunusavunularak iptali istenen “sezaryenle do-ğumun tıbbi zorunluluk şartına bağlan-ması” hükmü de aynen yürürlükte kalmayadevam edecek.

Sağlık Bakanlığı’ndaneler oluyor?Sağlık Bakanlığı’ndaki usulsüzlüklere ilişkin iddialar bir kez daha kamuoyugündemine taşındı. Ankara Tabip Odası yetkilileri, hastane yangınları, Bakanlıkbünyesindeki torpiller ve keyfi harcamalara ilişkin iddia ve belgeleri bir basıntoplantısıyla açıkladı.

Basın açıklamasında, BakanlıkMüsteşarı Dr. Nihat Tosun’unkonu olduğu hukuksuzluklarada yer verildi.

TBMM’ye soruönergesi

Basın toplantısında ortayaatılan iddialar, TBMM günde-mine de taşındı. CHP MersinMilletvekili Dr. Aytuğ Atıcı,Sağlık Bakanı tarafından ya-nıtlanması istemiyle verdiğisoru önergesinde, Dışkapı Yıl-dırım Beyazıt Hastanesi İskitlerek binası için Bakanlık tara-fından yapılan harcamalar, bi-nada bir ayda 3 kez yangınçıkmasının engellenemeyişininsebebi, hastane binasına ruhsatverilip verilmediği, konununsorumlular hakkında işlem ya-pılıp yapılmadığı hususlarınıgündeme getirdi.

Page 9: hekimlerin gücü, hekimlerle güçlü Ekim 2013 Sayı: 55 Sağlık …static.ato.org.tr › fs › 52565d9577cd59a71b000000 › hp_ekim_13.pdf · 2013-11-30 · İade Adresi: P.P

Siyasi iktidarlar her dönemhekimlerin karşısında ol-muştur ama bugüne dek

AKP iktidarındaki kadar görünürolan bir karşıtlık yaşandığını söy-leyemeyiz. Gelmiş geçmiş en kötüdoktor sağlık bakanları ile kendimesleğini yerlere düşüren ve ayak-lar altında çiğnenmesini bu denliözendiren bir iktidar olmamıştır.Bu salt benim görüşüm değil. Hemhekimler hem de kamuoyunun bü-yük bir kısmının düşünceleri. Bututumdur ki, iktidarın kontrolün-deki medyanın söyleminde de çizi-len bir tablonun ana renklerinioluşturmuştur.

Bir şiddet unsuru olarak“talepler ve baskılar”

Meslektaşlarımız hizmet verir-ken neoliberal sağlık politikalarınınbir sonucu olarak ciddi bir iş yüküile karşı karşıya kalıyorlar. Özellikleülkenin doğu ve güneydoğusundaçalışan ve günde 80-100 arasındahasta muayene etmeye çalışan mes-lektaşlarımız sıklıkla silah raporu,maluliyet raporu gibi ciddi raporsorunlarıyla boğuşmak zorunda ka-lıyorlar. Bu hastaların büyük birbölümünü rapor talebinde bulu-nanlar oluşturuyor. İki üç dakikagibi çok kısa süreli muayenelerlebu kişilerin malul olup olmadıkla-rına, cezai ehliyetlerini bulunupbulunmadığına ya da silah taşıyıptaşımayacaklarına karar vermeleriisteniyor. Bu alan, en yoğun adliya da hukuksal sorunlar yaşananalanların başında geliyor. Baştasilah ve maluliyet raporları olmaküzere meslektaşlarımız ciddi teh-ditlere, siyasi baskılara ve şiddetemaruz kalıyorlar. Bu raporların ve-rilmesi için özellikle siyasiler, bazınüfuzlu kişiler hekimlere baskı uy-guluyorlar. Bu, hekimin gördüğüşiddetin özgün bir biçimi olarakönümüzde duruyor.

Tüm bu baskılar, özellikle mes-leğine yeni başlayan bir hekimihızlı bir tükenmişliğe itiyor. Birpsikiyatrın iyi ve verimli hizmetvermesini, doğru tanı ve tedaviyivermesini engelliyor. Özellikle sondönemlerde çok vurguladığımız ilaçdışı yaklaşımları; psikoterapi, re-habilitasyon, bütün psikososyal te-davi yaklaşımlarının uygulanmasınıolanaksız hale getiriyor.

Sağlıkta dönüşümün önemli birayağı olan SUT uygulamaları he-kimin emeğini değersizleştirip sağlıkhizmetini ötekileştiriyor ve ticaribir rekabet yaratarak ayrıştırıyor.

Bu süreç, belirsizliklerin yoğun ol-duğu bir çalışma ortamı yaratıyor.

Hekime yönelik şiddetin son yıl-lardaki artışı korkutucu düzeyler-dedir. Sağlık politikaları aracılığıylabilinçli olarak doktorun prestiji dü-şürüldükçe, temel uğraşısı sağlıklıbir ortamda nitelikli sağlık hizmetsunmak olan meslek grubumuzunönemi giderek azaltıldıkça, perfor-mans sistemi içerisinde çalışmabarışının bozulduğu bir ortama so-kuldukça, hekimlerin görüşü alın-madan kararlar verildikçe, onlarsistemin oynatılması gereken birernesnesi gibi algılandıkça bu şiddetsürecektir. Bir önceki Sağlık Baka-nı’nın bu yöndeki bazı açıklamaları-yani şiddeti uygulamayı mazurgösteren, hekimi suçlu gören tutu-mu da şiddeti etkileyen bir faktörolmuştur. Yeni Sağlık Bakanı’nınbu süreci onaran bir dil kullandığınısöylemek de o denli güçtür.

Medyanın tutumu şiddetinartmasında belirleyici birfaktör

Medyanın hekime ve sağlık ça-lışanına yönelik şiddeti sunuş bi-çimi, inşa ettiği dil ve oluşturduğusöylem, şiddetin uygulanabilir, ger-çekleşebilir ve eyleme dökülebilirolduğu yönünde bir zihin algısı ya-ratmaktadır. Medyanın özellikleşiddet haberlerini, hekimi suçlayan,yargılayan ve itibarsızlaştıran biröykü üzerinden kurgulamayı sev-diğini, ancak durumu iyileştiriciyönde bir dil kullanmakta çok istekliolmadığını görüyoruz. Sağlık oto-ritesinin ya da siyasi iktidarın sağ-lıkla ilgili söylemlerinde ise tamtersi bir dil kullanıyor. Sürekli ola-rak şiddeti artıran faktörler ara-sında hekimlerin olumsuz tutumve davranışlarını merkeze alan birsöylemi var. Öte yandan herhangibir elemeye tabi tutulmadan kamerakayıtlarının sunulmasının birer şid-det uygulama örneğine dönüştü-ğünü, doktorun nasıl dövüldüğününgösterilmesinin şiddeti teşvik etti-ğini, taklit edilme eğilimini artır-dığını düşünüyorum.

Şiddet kişisel değil politikbir sorundur

Sağlık otoritesi ve siyasal iktidarşiddeti önlemeye yönelik yasal dü-zenlemeler yapmaktan imtina et-mektedir. Gerçekleşen bazı düzen-lemelerin hiçbir caydırıcılığı olma-dığı gibi, şiddet uygulayanlar yasalboşluklardan çok kolay bir şekildeyararlanabilmekte ve para cezala-

rıyla kurtulabilmektedir. Odamızınaçtığı, müdahil olduğu ve kazanılandavalar vardır. Bunlar önemlidirama yeterli olduğunu söyleyemeyiz.Yasal düzenlemeler çözümün sınırlıbir parçasıdır. Aslolan, şiddeti üre-ten bu politikaları yürürlükten kal-dırmaktır.

Sağlığı ticarileştiren, bir maladönüştüren, hastaları müşterileş-tiren, hekimleri sistem içerisindesigorta pazarlamacısına, sigortamüfettişine dönüştüren bu sistemsürdüğü sürece şiddet devam ede-cektir. Şiddeti kişisel etkenlere, gü-venlik zaaflarına indirgeyerek uy-gulanan politikayı bunun dışındatutmak, görmezden gelmek akılcıolmadığı gibi meslek grubumuzuörseleyen de bir nitelik taşımaktadır.

Hekimler artık ikincildeğil birincil travmamağduru

Doğrudan ya da dolaylı olarakşiddete maruz kalan hekimler açı-sından bakıldığında, meslektaşla-rımızın çok tedirgin, travmatizedurumda olduklarını, birçok ruhsalyakınma sergilediklerini görüyoruz.Hekimler artık mesleklerinin gereğikarşılaştıkları yaralılar, ölü beden-ler, tanıklıklar, yani ikincil travmadışında doğrudan şiddetin hedefive nesnesi olarak birincil travmayaşamaktadırlar. Ankara’da acil veyoğun bakım çalışanları arasındayaptığımız bir çalışmada travmasonrası stres bozukluğunun bekle-nilenin çok üzerinde olduğunu gör-dük. Acil çalışanlarında %21, yoğunbakımlarda %15 oranında gördü-ğümüz bu durum, normal kontrolgrubunda ise %6 oranındaydı. Bun-lar, işkence ya da fiziksel şiddetmağdurlarında görülen oranlarayakın oranlar. Üstelik bu, süreğen-leşmiş bir örselenme; işlevselliğinibozan, hekimin işine olan ilgisini,şevkini ortadan kaldıran, engelleyenve daha çok iletişim kazasına yolaçan bir örselenme anlamına geli-yor. Hekimler mutsuzlar, tedirginçalışıyorlar. Tetikteler. Bu nedenledaha kolay öfkeleniyorlar ve aşırıtepkiler de verebiliyorlar. Aynı za-manda şiddet görme endişesi içe-risindeler. Hukuksal sorunlar ya-şama endişesi de taşıyorlar.”

Şiddetin çözümünde asıl sorum-luluk sağlık otoritelerine düşmek-tedir. Elbette çözüm süreci, meslekve sağlık emek örgütleriyle işbirliğiyapmayı gerektirir. Bu işbirliğininadımını atması gereken, siyasi ay-rımlar ve ötekileştirmeler yapmak-sızın hekimlerin meslek örgütüyletemas kurması gereken, bütün mes-lek örgütlerinin bilimsel görüşlerinialarak kararlara ve yasal metinlereyansıtması gereken, bu konudakisabıkasını telafi edip içtenliğini ser-gilemesi gereken Sağlık Bakanlı-ğı’dır. Bu, Sağlık Bakanlığı’nın ül-keye, halka ve sağlık hizmetini üre-tenlere karşı sorumluluğudur.

Dr. Burhanettin KayaATO İnsan Hakları Komisyonu ü[email protected]

Hekime yönelik şiddetüzerine değinmelerBarınma hakkı için

ölüm orucu

Van Valiliğinin konteynır kentleri kaldırmakistemesi üzerine konteynırlarda yaşamaya de-vam eden depremzede ailelerin başlattıklarıaçlık grevi ölüm orucuna dönüştürüldü. Dep-remin vurduğu Van’da depremzedeler için 34konteynır kent kurulmuş, TOKİ tarafındankalıcı konutların tamamlanmasının ardındandepremzedelerin büyük bölümü bu evlere geç-mişti. Anadolu, Tahirpaşa ve Kayaçelebi kon-teynır kentlerinde ise yaklaşık 250 aile başkabarınma koşulları olmamasından ötürü bu ev-lerde kalmaya devam ediyor.

Elektrik kesildi, bakkal kapatıldıAileleri konteynırları boşaltmaya zorlamak

için kentlerin elektrikleri kesildi, yiyecek teminettikleri bakkal kapatıldı, camii, oyun parkıgibi sosyal yaşam alanları kaldırıldı. Aileler debu gelişmeler üzerine zor yaşam koşullarınıniyileştirilmesi, yeni bir barınma ve iş olanağınınsağlanması talebiyle 26 Ağustos’ta açlık grevinebaşladılar. Açlık grevi 11 Eylül’de ölüm orucunadönüştürüldü. Şu anda dönüşümlü olarak hergün 15-20 kişi açlık grevine devam ediyor.

Resmi tebligat yapılmadıKonuyla ilgili açıklama yapan Gündem Çocuk

Derneği, depremden önce de zor koşullardayaşayan bu ailelere Valiliğin 6 aylık geçici kirayardımı önerdiğini ancak depremzedelerin birsüre sonra daha kötü duruma düşeceklerinidüşündükleri için bunu kabul etmediklerini,bunun ardından herhangi bir planlama veçözüm öngörülmeden Van Valiliği ve AFAD ta-rafından kentlerin boşaltılması girişimlerininbaşlatıldığını aktardı. Depremzedeler, kontey-nırların boşaltılması için resmi bir tebligat ya-pılmadığını öne sürüyorlar. TOKİ konutlarınıalabilecek ve taksitlerini ödeyebilecek maddiolanakları olmadığını belirten depremzedeler,deprem sonrası oluşan olumsuz koşullar nede-niyle işsizliğin arttığını, kiraların çok yüksel-diğini ve depremle birlikte yaşam koşullarınındaha da zorlaştığını belirtiyorlar.

Van ve Erciş’te 23 Ekim ve 9 Kasım’dayaşanan depremlerin üzerinden 2 yılgeçmesine rağmen depremzedelerinbarınma sorunu hala çözülemedi. Başkabarınma olanağı bulunmamasınarağmen yaşadıkları konteynırkentlerden çıkarılmak istenen ailelerinbaşlattığı açlık grevi ölüm orucunadönüştürüldü.

Hekim Postası

Page 10: hekimlerin gücü, hekimlerle güçlü Ekim 2013 Sayı: 55 Sağlık …static.ato.org.tr › fs › 52565d9577cd59a71b000000 › hp_ekim_13.pdf · 2013-11-30 · İade Adresi: P.P

sağlık politikaları

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kal-kınma Konferansı tarafından hazırlananDünya Yatırım Beklentileri Anketi 2011’egöre, Türkiye 2010 yılında uluslararasıyatırımlar için gelişmekte olan ülkelerarasında en cazip 14. ülke konumundayer aldı. Başbakanlık Yatırım Ajansıverilerinin de doğruladığı bu durumagöre Türkiye’de yatırım yapmayı terciheden ülkeler arasında AB ülkeleri, Arapülkeleri ve ABD yer alırken, toplamdaortalama 12 milyar dolarlık doğrudanyabancı yatırım gerçekleşti. EconomistIntelligence Unit verilerine göre ise2010 yılında 8.9 milyar dolarlık yabancıyatırım hacmi 2011’de 12 milyar,2012’de 17.5 milyar dolara yükseldi.Uluslararası doğrudan yabancı yatı-rımlar incelendiğinde son beş yıl içeri-sinde finansal aracılık, üretim ve sağlıksektörlerinde yoğunlaşma olduğu gö-rülüyor.

Bir yılda 838 milyondolarlık birleşme

Sağlık sektöründe 2012 yılında toplam838 milyon dolarlık 14 işlem gerçekleşti.Uluslararası finansal danışmanlık şir-ketlerinin hazırladığı raporlarda, 2012

yılı sağlık sektöründeki en önemli iş-lemlerden biri Mustafa Nevzat İlaç’ın% 99’unun 700 milyon dolar bedelleAmgen tarafından satın alınması, diğeriise Integrated Healthcare HastanelerTürkiye’nin azınlık hissesinin 50 milyondolar bedelle Symphony InternationalHoldings tarafından satın alınması oldu.

Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Baş-kanlığı, Özelleştirme Yüksek Kurulu veTMSF kararları ile işletme hakkı devrive satış yoluyla yapılan işlemler ince-lendiğinde, başta ilaç sektörü olmaküzere sağlık alanında muazzam orandabirleşmeler ve satın almalar yaşandığıgörülüyor. Merger Market ve Deal Watchgibi danışmanlık şirketlerine Başba-kanlık tarafından hazırlatılan raporlaragöre 01 Ocak 2004-31 Aralık 2009 yıllarıarasındaki 5 yıllık süreçte 12 satın almave birleşme işlemi gerçekleşti. Tekel-leşme olarak da okunabilecek bu süreçyıllar geçtikçe hızlandı. Sadece 01 Ocak-31 Aralık 2012 tarihleri arasında gö-rüşmeleri veya ihaleleri tamamlanmış14 işlem yapıldı. Satın almaları ger-çekleştirilen işlemlerin toplamının 838milyon dolar olduğu belirtilse de, bununiçerisinde satın alma ve birleşme işlemmiktarları açıklanmayan işlemler ol-masından dolayı asıl rakamın 1 milyardoların üzerinde olduğu tahmin ediliyor.

Gözbebeği İlaç Sektörü!İşlem miktarları açıklanan rakamlar

dikkate alındığında, sağlık işlemleri içe-risinde öne çıkan “ilaç sektörü”nün ter-cih nedenleri ayrıca önem kazanıyor.Sağlık harcamaları ve ilaç tüketiminedair makro veriler, yerli ve yabancı iş-lemlerin artışını anlamlı hale getiriyor.İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası ta-rafından yayımlanan istatistiklere göreTürkiye’de reçeteli ilaç pazarı 2009 yı-lında 13.9 milyar dolarken 2012 yılında% 5.9 gerileyerek 12.9 milyar dolaradüştü. Ancak ilaç tüketimi ise artmayadevam etti. 2002 yılında 699 milyonkutu ilaç tüketimi 2012 yılında 1 milyar721 milyon kutuya çıktı. 2012 yılı kişibaşı ilaç tüketimi ise 106 dolardır.

Frost & Sullivan danışmanlık şirke-tinin doğrudan yabancı yatırım yapacakşirketler için hazırladığı analizlere göreTürkiye’de son yıllarda ilaç ve özelsağlık hizmetleri alanındaki yatırımlarınartışına yol açan bazı “beklentiler” mev-cut. Sağlık harcamasının 2015’te 63milyar dolar düzeyine ulaşması, 2020yılında sağlık alanında çok ciddi birtüketici grubunun oluşması, Genel SağlıkSigortası ile sosyal güvenlik kapsamınıngenişletilmesi, 2015 yılında Türkiye’de9 milyon diyabet hastası, 24 milyontansiyon hastası bulunacak olması vekanser vakalarının 1 milyona ulaşmasıgibi çeşitli beklentiler, pazar yatırımlarıiçin “olumlu” bir atmosfer yaratmakta;yatırımları arttırmaktadır.

Sağlıkta tekelleşmeKansu Yıldırım

Hedef Şirket Satın Alan Şirket Ülke Hisse Açıklanma İşlem DeğeriTarihi (Milyon ABD$)

Ataman Ecza Eczacıbaşı Girişim Pazarlama Türkiye %100,00 Ekim 25,0

Ataman İlaç Kozmetik Eczacıbaşı Girişim Pazarlama Türkiye %100,00 Ekim 6,2

Bavet NBK Capital Kuveyt %50,00 Temmuz Açıklanmadı

Bilfar Holding Kar Kozmetik Türkiye Açıklanmadı Aralık Açıklanmadı

Çınay Kimya Angelini Group İtalya %100,00 Ocak Açıklanmadı

Eczacıbaşı-Beiersdorf Kozmetik Ürünler Beiersdorf AG Almanya %50,00 Kasım 3 3,0

Integrated Healthcare Hastaneler Türkiye (IHT) Symphony International Holdings Singapur Açıklanmadı Şubat 50,0

Jinemed Acıbadem Sağlık grubu Türkiye %65,00 Şubat 7,7

Kontrollab Bureau Veritas Fransa %100.00 Şubat Açıklanmadı

Maxtone Amplifon İtalya %51,00 Ocak 1,3

Medlife, Bodrum Medikal,

Turgutreis Poliklinik, Sesu Bodrum Tedavi Hizmetleri Türkiye %100,00 Eylül 10,0

Mustafa Nevzat İlaç Amgen ABD %99,00 Haziran 700,0

Ortopro Erol Frik Türkiye %20,00 Ocak 4,5

Ultra Görüntüleme Merkezi Euromedic Hollanda %100,00 Ağustos Açıklanmadı

(Kaynak: Ernst & Young 2013)

Page 11: hekimlerin gücü, hekimlerle güçlü Ekim 2013 Sayı: 55 Sağlık …static.ato.org.tr › fs › 52565d9577cd59a71b000000 › hp_ekim_13.pdf · 2013-11-30 · İade Adresi: P.P

güncel

Ankara Emek ve Demokrasi GüçleriSuriye tezkeresini protesto ederek, AKPiktidarını “savaşçı değil, toplumun ira-desini temsil eden barışçı adımlar at-maya” çağırdı.

Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri,03 Ekim’de TBMM’de savaş tezkeresigörüşüldüğü sırada hükümetin savaşpolitikalarını protesto etmek üzere Kı-zılay’da bir araya geldi. Ankara TabipOdası, KESK Ankara Şubeler Platformu,TMMOB İKK ve DİSK Ankara BölgeTemsilciliği’nin çağrısıyla akşam saat-lerinde Güvenpark önünde toplanansavaş karşıtları, “Suriye’ye emperyalistmüdahaleye hayır” pankartı açtı.

Kurumlar adına açıklama yapan

KESK Ankara Şubeler Platformu DönemSözcüsü Mevlüt Çakmak, “Suriye’yeyönelik iki yılı aşkın süredir devameden emperyalist müdahalenin taşe-ronluğunu yapan AKP iktidarı, savaşçığırtkanlığını sürdürüyor. Bu tezkeresavaşa doğru atılan bir adımdır; dahafazla katliam, daha fazla kan ve gözyaşıdemektir” dedi.

AKP hükümetinin politikaları nede-niyle Türkiye’nin Suriye’deki savaşındoğrudan tarafı haline geldiğini söyleyenÇakmak, “AKP iktidarı dış politikalarındasavaşçı değil, toplumun iradesini temsileden barışçı adımlar atmalıdır. Ülke-mizde ve bölgede savaş kışkırtıcılığıyapmak yerine, Ortadoğu halklarınınkalıcı bir barışa ulaşması için görevleriniyerine getirmelidir.” diye konuştu.

Savaş karşıtları tezkereye “hayır” dediHekim Postası

Haziran ayı boyunca devam eden direnişsırasında yaşananları Avrupa Konseyi’ne ak-tarmak üzere oluşturulan heyette Türk Ta-bipleri Birliği’nden Prof. Dr. Feride Aksu Tanık,Taksim Dayanışması’ndan Mücella Yapıcı,Çağdaş Hukukçular Derneği ve Gezi direnişindeöldürülenlerin avukatları adına Kazım Bay-raktar, İnsan Hakları Derneği adına CengizMendillioğlu ve öldürülenlerin aileleri adınaEthem Sarısülük’ün ağabeyi Mustafa Sarısülükyer aldı.

Avrupa Konseyi İnsan Hakları KomiseriNils Muiznıeks, Parlamenter Assamblesi Hukukve İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Chri-stopher Chope, Demokratlar Grup BaşkanıAnne Brausser ve Türkiye İzleme Komitesisekreteri Sylvie Affholoer ile görüşmeler yapanheyet, hazırladıkları raporları sundu.

Bilimsel veriler paylaşıldıGörüşmede, TTB tarafın-

dan hazırlanan raporu su-nan Prof. Dr. Feride AksuTanık, Türkiye genelindebir günden fazla olmak üze-re günde 8 saatten fazla bi-ber gazına maruz kalan 11bini aşkın kişiden edinilenbulguları, ölümler ve yara-lanmalar konusundaki bi-limsel verileri açıkladı. Dr.Aksu Tanık, bu sırada gö-nüllü hekimlere yönelenbaskıları da anlattı.

Taksim Dayanışmasınınhazırlamış olduğu raporu

ve Uluslararası Af Örgütünün Gezi olaylarınedeniyle hazırlamış olduğu raporu sunanMücella Yapıcı da, Başbakan Tayyip Erdoğantarafından seçimlerden sonra açıklanan TaksimMeydanı ve Gezi parkını yok edecek projeilanı üzerine kurulan Taksim Dayanışmasınınamacını ve barışçıl biçimde demokratik hak-larını kullanırken uğranılan şiddeti aktardı.

AİHM’e başvurulacak Yapıcı, ilgili kurumlar başta olmak üzere

herkesi, temel insanlık ve hak arayışı müca-delesini politik ve ekonomik çıkar çatışmalarıalanından çıkarmaya, hukuka demokrasiyeve insan haklarına saygı göstermeye çağırdı.

Avrupa Konseyi’nde görüşmelerini tamam-layan heyet, Avrupa Parlamentosu’ndayapacağı görüşmelerin ardından 10 Ekim’deAİHM önünde basın açıklaması yaparak ha-zırlanan başvuru dosyalarını mahkemeye tes-lim edecek.

Gezi direnişi Avrupa Konseyi’ndeTürkiye’de Gezi Direnişi sırasında ve sonrasında yaşanan polisşiddeti, insan hakları ihlalleri ve artan baskı ortamı AvrupaKonseyi’nin gündemine taşındı.

TTBraporuNew YorkTimes’dayayınlandıGezi Parkı direnişininardından TürkTabipleri Birliğitarafından hazırlananbiber gazı raporuuluslararası alanda dayankı buldu. NewYork Timesgazetesinin 25 Eylül2013 tarihli sayısındayayımlanan haberde,raporun bulgularınadetaylı olarak yerverildi.

TTB tarafından Gezi Parkıprotestoları sırasında Türkiyeölçeğinde biber gazına maruzkalan 11 bini aşkın göstericidenedinilen verilere ilişkin rapor,Eylül ayında kamuoyu ile pay-laşıldı. Rapor gerek ulusal gerekuluslararası alanda büyük yan-kı uyandırdı. Rapora ilişkinNew York Times gazetesindeŞebnem Arsu imzasıyla yayım-lanan ve elde edilen bulgu veanalizlere detaylı yer verilenhaberde, gösterilere katılanlarınneredeyse % 40’ının bugün bile

aralıklarla biber gazının etki-lerini hissettikleri aktarıldı.Gösteriler sırasında pek çokdoktor, hemşire ve tıp öğren-cisinin yaralanan kişileri tedaviettikleri ve bu nedenle TTB’ninhükümetin sert eleştirilerinemaruz kaldığı ifade edilen ha-berde, polisin onlarca doktoruve sağlık çalışanını kamu dü-zenini bozdukları gerekçesiylegözaltına aldığı da belirtildi.

“Uygulamalarınmazereti olamaz”

Öte yandan haberde, mer-kezi New York’ta bulunan “İn-san Hakları İçin Hekimler” adlıkuruluşun da bir rapor yayın-ladığı ve kuruluşun baş tıbbidanışmanı Dr. Vincent Lacopinoyaptığı açıklamada, “Gezi Parkıgösterileri sırasında Türk yet-kililerin başvurdukları gücüntürü ve düzeyi, ayrıca yaralılarıcesaretle tedavi eden doktor-ların hedef alınması, gereksizve mazereti olmayan uygula-malardır. Türkiye’de biber gazıkullanımı tamamen yasaklan-malı ve yetkililer de bu açıkihlallerin bir daha tekrarlan-mamasını sağlamalıdır.” ifade-lerini kullandığı aktarıldı.

İstanbul Tabip Odası GenelSekreteri Ali Çerkezoğlu’nunaçıklamasına da yer verilenhaberde, Sağlık Bakanlığı’nınTemmuz ayında hazırladığıyasa tasarısı ile belirli durum-larda acil tıp hizmeti verilme-sinin suç sayılarak, resmenyetki verilmedikçe yaralanan-lara yardımcı olan sağlık çalı-şanları için ağır cezalar öngö-rüldüğü vurgulandı.

Hekim Postası

Hekim Postası

Page 12: hekimlerin gücü, hekimlerle güçlü Ekim 2013 Sayı: 55 Sağlık …static.ato.org.tr › fs › 52565d9577cd59a71b000000 › hp_ekim_13.pdf · 2013-11-30 · İade Adresi: P.P

güncel

Önümüzdeki günlerde yasalaş-ması beklenen Kadın İstihdam Pa-keti ile 16 haftalık analık izninin20-24 haftaya kadar çıkarılması,yarım gün çalışarak “tam gün” ça-lışmış gibi prim yatırılması, doğumyapan kadına işe dönüş garantisigibi teşvik maddelerinin aralarındayer aldığı pek çok yeni düzenle-meye gidilmesi öngörülüyor.

Öte yandan Çalışma Bakanı Fa-ruk Çelik’in, “Hem kadının istih-damı hem de sağlıklı nesillerin ye-tişmesi ve genç neslin muhafazasıkonusunda çok dikkatli hazırlanmışbir pakettir” şeklindeki açıklaması,Başbakan Erdoğan’ın “3-5 çocukyapın” talimatlarıyla birleşince,hazırlanan paket kadınların istih-damını artırmaktan öte eve hap-

setmeyi planlayan bir görünümçizmeye başladı. Birçok sivil top-lum örgütü, paketin istihdamı değilvarolan kadın işsizliğini artıraca-ğını savunuyor.

Adımlar öncedenatılmaya başlandı

Kadınların daha çok güvencesizişlerde çalıştığını, iş arayan her100 kişiden 85’inin kadın olduğunuhatırlatan Ankara Tabip Odası Ka-dın Hekim Komisyon Üyesi Dr.Müge Yetener, taslakta yer alanhükümlerin güvenceli ve sigortalıbir işte çalışan kadınlar için geçerliolduğunu aktardı. Doğumu teşviketmenin gelecekte ucuz işgücünügaranti altına almaya yönelik biruygulama olduğunu belirten Ye-tener, “Önce kürtajın sınırlandı-rılması, hastanelerde fiziksel vepsikolojik engeller çıkarılması, do-ğumu artırmaya yönelik söylemseldüzeyde bir baskı oluşturulması,doğum kontrol araçlarına ucuz birşekilde ulaşımın zorlaştırılmasıhep doğumu teşvik etmek adınaatılan adımlardı.” diye konuştu.

Kadınlardaha az tercih edilecek

Taslağın açıklanmasıyla işverencephesinde de kadın işçi alımınıdurdurma yönünde adımlar atıldı.Yetener, bu konuyla ilgili olarak“Esnek çalışma koşullarında kadı-nın ücretinin tam gün çalışma üze-rinden ödeneceği söylendi. Tabiibu kadın çalışan maliyetini işverenaçısından artıracağı için, işverentarafından bir alevlenme oldu.Muhtemelen kadınların primlerinin

işsizlik fonundan karşılanacağı ga-rantisi ile patronların telaşı yatış-tırılmış oldu. Ama öte yandan ön-lemler bu şekilde devam edersekadın çalışan yerine erkek çalışanalınması çok muhtemel. Ne tıp nemühendislik ne hukuk öyle yarızamanlı evden çalışılabilecek sek-törler değil. Dolayısıyla kadınlarındaha az tercih edilmesi söz konusuolabilecek.” yorumunu yaptı.

Bunların hepsitiyatro oyunu

İstihdam paketinin açıklanmasının ardın-dan basında çıkan “Kadın işçi almayın talimatıbaşladı” haberleri üzerine DİSK Genel Se-kreteri Dr. Arzu Çerkezoğlu yaptığı açıkla-mada, “Kadınların işsiz kalacağı ‘tespiti’, ge-leceğe dair bir tehdit değil, bugün mevcutyasa geçerliyken de kadınlar tarafından ya-şanan bir gerçekliktir. Mevcut teşviklerlebile birçok işyerinde kadınların hamile kalıncaişten çıkarıldığı, işten çıkarılma korkusuylahamileliklerini gizledikleri, dönüşümlü ha-mileliğe zorlandıkları hükümetçe de patron-larca da gayet iyi bilinmektedir.” ifadelerinikullandı.

Ucuz işgücü garanti altınaalınıyor

Kadınların sermaye için ucuz iş gücü an-lamına geldiğini vurgulayan Çerkezoğlu, hü-kümetin kadınlardan 3-5 çocuk doğurmasınıistemesinin nedenini ucuz emek arzının sü-rekliliğini sağlamaya bağladı. Patronlarınucuz emek anlamına gelen kadın emeğindenolmak istemediklerini belirten Çerkezoğlu,

“Bu nedenle patronlarla hü-kümet bu konuda çeli-

şiyor görünmektedir.Ancak bunların hepsiiki tarafın üzerindeuzlaşacağı bir düzen-leme öncesi tiyatrooyunundan başka birşey değildir. Patron-

lar ve hükü-met, kadınla-rı evden, es-nek ve gü-vencesiz ça-lıştırabile-cekleri birf o r m ü lüzerindeçalışmak-tadır.” yo-r u m u n u

yaptı.

Kadınları eve hapsedecekbir projeAnkara Tabip Odası Kadın Hekim Komisyon Üyesi Dr.Müge Yetener, paketin kadınları sosyal, toplumsal veekonomik bir özne olarak görmeyen bir paketebenzediğini söyledi. Yetener, taslağın kadınlarıntamamen iş hayatından uzaklaştırılıp aslında anneliğeve ev kadınlığına hapsedilmesi projesi olduğunu belirtti.

‘Taslak, kadınlarıntamamen iş hayatındanuzaklaştırılıp aslındaanneliğe ve evkadınlığınahapsedilmesi projesidir.

Hekim Postası

Anneliğeteşvik paketiHükümetin Kasım ayı içinde yasalaştırmayı planladığıKadın İstihdam Paketine yönelik tepkiler sürüyor. Paketin,kadın istihdamını artırmak yerine kadınları çalışmayaşamından koparıp eve hapsedeceği ifade ediliyor.

Page 13: hekimlerin gücü, hekimlerle güçlü Ekim 2013 Sayı: 55 Sağlık …static.ato.org.tr › fs › 52565d9577cd59a71b000000 › hp_ekim_13.pdf · 2013-11-30 · İade Adresi: P.P

Devlet Memurları Kanunu 101. Mad-desinde yer alan “hamileliğin 24. haf-tasından itibaren ve doğumdan sonrabir yıl süreyle gece nöbeti verilemez”ibaresi, son torba yasa ile 2 yıla çıkarıldı.Asistan hekimlerin de aralarında bu-lunduğu birçok meslek grubundan kadınbu kanunun ardından gece nöbetindençekilmeye başladı.

Kimi yerlerde asistan hekimlere dev-let memuru olmadıkları, uzmanlık eği-timi aldıkları ve nöbetin de bu eğitiminbir parçası olduğu sözel olarak ifadeedilip nöbet tutmaları istense de Çapa,Cerrahpaşa, Osmangazi, Ankara üni-versiteleri tıp fakülteleri ve pek çokeğitim araştırma hastanesinde anneadayı asistan hekimler gece nöbeti tut-mamaya başladı. İtirazlar yüksek sesledile getirilmese de uygulama hem anneadaylarını hem de çalışma arkadaşlarınızora soktu.

Gece çalışmak kadınıannelikten uzaklaştırdığıiçin yasaklanıyor

Konuyla ilgili olarak görüşlerini al-dığımız Ankara Tabip Odası Kadın He-kim Komisyonu Üyesi Dr. Müge Yetener,kadınlara ilişkin bir yasak kadınlarıözgürleştirir mi ona bakılması gerekti-ğini söyledi. Dr. Yetener, kadınların geceçalışma yasağının artırılmasının geceçalışmak isteyen kadınlar için bir engelolacağına ve gece çalışmak isteyenbirine ucube olarak bakılması ihtimalinedikkat çekti. Gece çalışmak isteyen ka-dınların etiketlenmesi ihtimalinin hiçuzak olmadığını hatırlatan Dr. Yetener,bu uygulamanın, kadınların anneliktenuzaklaştıracak şekilde ev dışında ve“tekinsiz” bir zamanda çalışmalarınınönüne geçmek için yapılmış bir şey ol-duğunu düşündüğünü söyledi. Yetener,

kadınlar için geceleri de yaşanabilir,çalışabilir zaman dilimleri olmalı vebunun için ışıklandırmadan şehir içiulaşıma kadar gerekli düzenlemeler ya-pılmalı diye konuştu.

Devredilmezbabalık izni olmalı

Yapılan tüm düzenlemelerin, çocuğunkadının sorumluluğu ve görevi olduğufikrini pekiştirmeye yaradığını söyleyenDr. Yetener, çocuk üzerinde anne kadarbabanın da sorumluluğu olduğunu vur-gulayarak, babalar için “devredilmezbabalık izni” olması gerektiğini savundu.Yetener sözlerini, “Nöbetlerde bir iyi-leştirme yapılacaksa bu genel olarakyapılmalıdır. Kadınlara pozitif ayrımcılıkgibi görünen bir şey genelde kadınlarınözgürleşmesine ve mesleki hayatlarındabaşarılı olmalarına engel oluyor” diyesürdürdü.

Nöbet sayıları artacakGerek tıp fakültelerinde gerekse eği-

tim ve araştırma hastanelerinde asistansayısının azlığı ve iş yükü fazlalığı ne-deniyle asistanların 35-36 saatlere varançalışma süreleri yeni uygulamayla bir-likte daha da artacak. Konuyla ilgiliolarak bir asistan hekim, “Klinikte nöbettutan 5 asistanız. Yasal düzenlemeninfazlasıyla üstünde çalışıyoruz. Bir ar-kadaşımız hamileliğinden ötürü nöbet-ten çıktı. Bu durumda 5 günde 1 yerine,2 ya da 3 günde bir nöbette olacağız. 6nöbet yerine 8 nöbet tutuyor olacağım.Mevcut asistan sayılarını artırmadanböyle bir uygulamaya geçmeleri çokacayip. Klinikte tüm kadın asistanlarhamile kalırsak 2 erkek asistan arka-daşımız gün aşırı nöbet mi tutacak?”diye konuştu.

Kaos içinde kaosYasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte

asistan hekimler kadar anne adaylarıda mağdur olmaya, kliniklerde çalışmabarışını bozan şartlar oluşmaya başladı.

Anne adayı bir asistanın nöbetten çık-ması nedeniyle olumsuz etkilendiklerinibelirten bir hekim sözlerini şöyle sür-dürdü: “Hepimiz olumsuz etkilendik,mutsuz olduk. Bunu başardılar. Bakıncaçok olumlu gözüküyor. Çocuğum olsabelki farklı düşünürüm ancak şu andoğum yapmayan bir kadın olarak zorduruma düşüyorum. Öyle bir düzenlemegelmeli ki herkes doğum yapsa bilehastanedeki düzen değişmemeli. Bu ka-dar kaosun içinde bir kaos daha yarat-maktan başka bir işe yaramadı. Olayınduygusal yönünden ötürü itiraz ettiğindetepkiyle karşılaşabiliyorsun. İleride banafaydası olsa bile böyle bir uygulamanınhiç sağlıklı olmadığını düşünüyorum.”

Anne adayı eski sistemedönmek istiyor

Asistanların çalışma koşulları gereğiücret alabildikleri maksimum nöbetsaati ayda 120. Her asistanın eşit sayıdanöbet tutması beklenen kliniklerde birkişinin nöbetten çıkması diğer asistan-

ları etkiliyor ancak anne adaylarının120 saatlik nöbeti sadece gündüz nö-betleriyle doldurması da mümkün gö-rünmüyor. Gece nöbet tutmaya çalışananne adayı bir hekim, “Asistan hekim-lerin çalışma koşullarına uygun bir sis-tem değil. Gece nöbet saatlerini gündüzdoldurmaya çalışmak çok daha zor.Haftanın 7 günü akşam 9’a kadar ça-lışsam bile nöbet saatlerini karşılamıyor”dedi.

İki doğumlaasistanlık bitirilebilir

Yasada geçen 2 yıllık sürenin çokuzun olduğunu belirten bir hekim, birasistanın 2 kere doğum yaptığı takdirdehiç gece nöbeti tutmadan uzmanlığınıalmış olacağını söyleyerek, nöbetin özel-likle kimi branşlarda eğitimin ayrılmazbir parçası olduğunu ve uygulama ne-deniyle eğitimde de açıklar ortaya çı-kacağını savundu.

Bu düzenleme erkek içinpozitif ayrımcılık

Uygulamanın kadınlar açısından po-zitif değil negatif ayrımcılık yarattığınıbelirten bir başka asistan hekimin iseuygulamaya ilişkin düşünceleri şöyle:“İşveren açısından baktığında erkeğepozitif ayrımcılık bu düzenleme. Hemben niye geceleri evde vakit geçireyim?Dışarıdan çok olumlu gibi gözükse dekadınları evde daha çok tutmaya yönelikbir uygulama.”

‘Kadınların gece çalışmayasağının artırılması, geceçalışmak isteyen kadınlariçin bir engel olacaktır.Kadınlara ilişkin bir yasakkadınları özgürleştirir miona bakılması gerekir.

Hekim Postası

Son çıkan torba yasa ile “doğumdan sonra gece nöbeti verilmemesi” için belirlenen sürenin 1 yıldan 2 yılaçıkarılması tartışmalara neden oldu. Düzenlemeyle birlikte devlet memurlarının yanı sıra asistan hekimlerde hamilelikte ve doğumdan sonra 2 yıl boyunca gece nöbeti tutmayacak.

güncel

Gece nöbetindenmuafiyetin süresi uzatıldı

‘Kadınlar için geceleri deyaşanabilir, çalışabilirzaman dilimleri olmalı vebunun için ışıklandırmadanşehir içi ulaşıma kadargerekli düzenlemeleryapılmalı.

Page 14: hekimlerin gücü, hekimlerle güçlü Ekim 2013 Sayı: 55 Sağlık …static.ato.org.tr › fs › 52565d9577cd59a71b000000 › hp_ekim_13.pdf · 2013-11-30 · İade Adresi: P.P

dünyadan

Amerika Birleşik Devletleri’ndefederal hükümetin çalışmalarınıkısmen askıya alması bir anda

on binlerce kamu çalışanının ücretsiz izneayırılmasına yol açtı. Cumhuriyetçiler ileDemokratlar arasında büyüyen bütçe kri-zinin arkasında ise Obama’nın en büyükseçim silahlarından birisi olan Sağlık Re-formu gösteriliyor.

ABD Senatosu, Temsilciler Meclisi’ninEylül ayında sunduğu bütçe tasarısını red-detti. Senato, ABD Başkanı Barack Oba-ma’nın sağlık reformunun bir yıl ertelen-mesini öngören bütçe tasarısını 46’ya karşı54 oyla rafa kaldırdı. Böylece hükümetinelinde kritik önem taşıyan hizmetler dı-şında bugüne kadar sağladığı bir takımkamu hizmetlerini yeni mali yılda sürdü-rebilmesi için yeterli fon kalmadı.

Fonun kısıtlanması Amerika BirleşikDevletleri’nde sağlık reformu tartışmalarınıyeniden alevlendirdi. Temsilciler Mecli-

si’nde çoğunluğu oluşturan Cumhuriyet-çiler, Obama hükümetinin sağlık reformunudurdurmaması halinde bütçeyi geçirme-mekle tehdit ediyor.

Barack Obama, basına yaptığı açıkla-malarda Cumhuriyetçilere reformu iptaletme ya da geciktirme imkânını tanıma-yacağını şu sözlerle belirtti: “Bazıları, buyasayı iptal edemezlerse hükümeti işlemezhale getirmekle tehdit ediyorlar. Bazılarıise Amerika’nın borçlarını ödemeyi red-dederek ekonomik bir tıkanma tehdidi sa-vuruyorlar. Ben Amerikan Başkanı oldu-ğum sürece böyle bir şey olmayacak.”

Obama’nın seçim silahlarından birisiolan sağlık reformunu etkisiz halegetirebilmek için hükümetizorlayan Cumhuriyet-çiler, hükümet büt-çesine fon sağla-mak için sağlık re-formunun gecik-

tirilmesi ya da reforma fi-nansman akışının kesilmesinişart koşuyor.

“Obamacare” olarak bilinensağlık reformunun bütçe kısıt-lamasına karşın önemli bir kıs-mının bu ay içerisinde yürürlüğegirmesi bekleniyor. Cum-huriyetçi senatörler ise eko-nominin bu yükü kaldıra-mayacağı görüşünde ısrarlı.(Kaynak: Euronews, Voiceof America)

ABD’deki krizin nedeni“ObamaCare” mi?

İrlandalıgençdoktorlargrevioyladı

İrlanda Tabipler Birliği (IMO),stajyer doktorların 25 Eylül’dekibir günlük ulusal grevini kararabağladı. Oylamaya katılan bindoktordan %97’si çalışma saat-lerin düzensizliği ve uzunluğunaitiraz konusunda eylem kararınıdestekledi.

IMO ayrıca ulusal grevi takipeden her hafta her bölgeden birhastanede 24 saatlik eylem ola-cağını duyurdu.

Grev süresince acil servislerin,onkoloji ve diyaliz bölümlerininhizmete devam edeceği, acil va-kalarla ilgilenileceği belirtildi.

İrlanda Tabipler Birliği sağlıksistemindeki 4800 genç doktorunyaklaşık 2000’ini temsil ediyor.

Sağlık Servisi İdaresi, birçokbüyük hastanede doktorların haf-tada 48 saat çalışmaları konu-sundaki Avrupa Çalışma SaatiYönergesine uyum konusundailerleme kaydedildiğini ancakorta ve küçük tesislerde sorunlarolduğunu söyledi. (Kaynak: The-Journal.ie)

Pakistan’ın Belucistan eyaletine bağlı Ketta şehrindekaçırılan hekim Abdul Munaf Tareen’in serbestbırakılması için hastanelerde başlatılan 10 günlük

grev devam ediyor. 17 Eylül’de Ketta’da kaçırılan kalp hekimi Abdul Munaf

Tareen’i kurtarma çabalarının başarısız olması üzerineGenç Hekimler Birliği (YDA) ile Paramedikal PersonelDerneği (PMA) şehir genelindeki hastanelerde iş bırakmakararı aldı.

Ketta’daki şehir hastanesi, göz hastanesi, Fatima CinnahGöğüs Hastalıkları Hastanesi veBMC Hastanesinde alınan grev ka-rarı nedeniyle acil servis dışındahizmet sunulmuyor. Grev kararıalan meslek örgütleri, Dr. AbdulMunaf Tareen serbest bırakılıncayakadar grev sonrasında da her günüç saatlik uyarı niteliğinde iş bıra-kacaklarını duyurdular.

YDA, PMA, Hekimler Forumu veBelucistan Tabipler Birliği kaçırılanhekimin güvenli bir şekilde kurta-rılması ve olayın aydınlatılmasıiçin yönlendirme komitesi kurmakararı aldı. (Kaynak: AAJ News)

“Bu ücretlerle yaşamak imkânsız”Ekonomik ve siyasi krizin etkisinin devam ettiği Yunanistan’da

doktorlar kamu harcamalarının artırılması ve ücretlerinde iyileştirmeiçin üç günlük iş bıraktı.

Yunanistan Hastane Doktorları Federasyonu (OENGE) ülkedeki kamuhizmetlerine ayrılan kaynağın azaltılması ve uluslararası dış borcu ödemekamacıyla kaynağın finans kuruluşlarına ayrılmasını protesto etmek için17–19 Eylül tarihleri arasında iş bıraktı.

Acil vakalar dışında hizmet sunmayan doktorlar, kamu harcamalarınınyanı sıra ücretlerindeki kesintilerin hem kendilerini hem de sağlık hizmetisunumunu etkilediğini belirtti. Aldıkları ücretlerin temel ihtiyaçlarını kar-şılamakta yetersiz olduğunu söyleyen OENGE yetkilileri, taleplerinin yerinegetirilmemesi durumunda iş bırakmaların devam edeceğini belirtti.

OENGE’nin grev kararını 24 saatlik iş bırakma ile ülkenin en büyük sen-dikalarından olan ADEDY de destek sundu. (Kaynak: BBC)

Ketta’da grev devam ediyor

Page 15: hekimlerin gücü, hekimlerle güçlü Ekim 2013 Sayı: 55 Sağlık …static.ato.org.tr › fs › 52565d9577cd59a71b000000 › hp_ekim_13.pdf · 2013-11-30 · İade Adresi: P.P

Gezi Parkıyla ilgili ilk karikatürünü “kır-mızılı kadın”dan etkilenerek çiziyor Dr.Taner Özek. Sonrasında meydanlarda, med-yada, internette görüp etkilendiği olaylarilham kaynağı oluyor. Revirlere yapılanbaskınlar, gözaltına alınan doktorlar, polisşiddeti, sosyal medyaya yönelik baskılarınbir güncesini tutuyor karikatürleriyle. Dr.Özek’i en çok etkileyen ise eylemlere katılangençlerin masumluğu. “Çok eğitimli vesaygın bir kitleydi. Güzel insanlardı sokak-takiler. Hiçbir politik görüş, hiçbir bağımlılıkolmaksızın, gördükleri şiddete karşın geriçekilmiyorlardı. Akıl alacak gibi değil. Çokmasumlar, belki masum oldukları için bukadar korkusuzlardı.” diye anlatıyor göz-lemlerini.

Kendi kültürünü yarattığı içinunutulmayacak

Dr. Özek yaşanan sürecin farkını, bu ha-reketin kendi kültürünü, kendi karikatürünü,kendi resmini, kendi müziğini, kendi sanatını,kendi düşüncesini yaratmış olmasında bu-luyor ve bunları yaratmaya devam ettiğiiçin unutulmayacağını düşünüyor.

Baskıyı ifade etmenin en iyiyolu mizahtır

Duvar yazılamalarından pankartlara top-lumsal mizahın doruk noktasına ulaşmasınıntesadüf olmadığını söyleyen Dr. Özek, “Zulümtepki getirir, zulüm sanat getirir. Baskıyıifade etmenin en iyi yolu mizahtır.” değer-lendirmesini yapıyor. Gezi sürecinin, dün-yadaki mizah ağırlıklı belki de tek hareket

ol-duğuna işaret eden Dr. Özek,“Gençler çok donanımlılar, muhteşem mi-zahları varmış. TOMA’nın karşısında gitarçalanı, duran adamı, kırmızılı kadını, pan-kartlardaki, duvarlardaki yazılar… Mizahınbu kadar yoğun olduğu ilk toplumsal hare-ketti. Bir yandan dayak, gaz yerken bir yan-dan duvarlara o yazıları yazmak iyi bir altyapı ve zeka ürünü.” diye konuşuyor.

Serginin açıldığı gün AhmetAtakan vefat etti

Üç aylık bir sürecin ürünü olan “GeziParkı Çocukları” karikatürleri Eylül ayı içe-risinde 12 Eylül Utanç Müzesinde sergilendi.Bu süreç içerisinde Dr. Özek’i en çok etkile-yen olay, serginin açıldığı gün Ahmet Ata-kan’ın vefat haberinin gelmesi üzerine Ata-kan’ın ismini olaylar süresince hayatını kay-beden gençlerin isimlerinin altına kurşunkalemle ekleyerek “İnşallah liste uzamaz”notunu düşmesi oluyor.

Sibel Durak

Taksim Gezi Parkıyla başlayan ve tüm yurda yayılan direniş günleri sanatailham kaynağı olmaya devam ediyor. Dr. Taner Özek de “Gezi Parkı Çocukları”adlı kitabında, süreç içerisinde yaşanan acı tatlı olayları karikatürleriyle kayıtaltına aldı. Gezi Parkı olaylarının en fazla dikkat çeken yönlerinden “orantısızmizahını” karikatürist Dr. Taner Özek ile konuştuk.

kültür sanat

Kitaplara sığmayankarikatürler

Dr. Özek de pek çok karikatürist gibi Oğuz Arallı Gırgırdergisi aracılığıyla tanışıyor karikatürle. Hacettepe ÜniversitesiTıp Fakültesinde geçen öğrencilik yılları ve mecburi hizmetdöneminde de sürdürüyor çizimlerini, ta ki 12 Eylül 1980’ekadar. Uzunca bir süre çizim yapmayan Özek’in 90’lı yıllarlabirlikte yeniden başladığı çizimler 2000’li yıllarla birlikte hızkazanıyor. Son beş yıl içinde yaptığı çizimleri Bir DoktorunAnatomisi, Beyin Salatası, Solgun Çizgiler, Eylül ve GeziParkı Çocukları adlı kitaplarında topluyor. Eylül ve GeziParkı Çocukları başlıklı karikatürleri aynı zamanda 12 EylülUtanç Müzesinde de sergileniyor. Dr. Özek’in karikatürleriher yıl 14 Mart etkinlikleri sırasında Ankara Tabip Odası ta-rafından da sergileniyor. Karikatürlerinde en az çizgi vefigürle olabildiğince çok şey anlatmaya çalışan ve “Ben birkarikatürü değişik bir amaçla çizmiş oluyorum çok değişikyorumlar geliyor. Bir bakıyorsunuz gerçekten o mesaj da varkarikatürün içinde” diyen Dr. Özek, için böylesi farklıyorumlar almak işin en zevkli tarafı.

Tıpla ilgili çok konu varMesleğinden ötürü karikatürlerinin ağırlığını tıpla ilgili

çizimler oluşturuyor. Hasta-hekim, hekim-hekim ilişkileri,sağlık politikaları ve hekime yönelik şiddet Özek’in karika-türlerinde işlediği ana temalardan. Güldürmeyen ama dü-şündüren politik ve mesleki karikatürler olarak nitelendirdiğikarikatürlerinin etkili olmasının sırrını ise, “Karikatürdebirikim ve gözlemin gücü çok önemli. Gördüğünüz şeyi dahafarklı yorumlayarak anlatmanız lazım. Fotoğraf gibi değil.Mutlaka bir şey katmanız gerekir kendinizden çarpıcı olmasıiçin.” diye açıklıyor.

Dr. Taner Özek: Bir yandan dayak, gazyerken bir yandan duvarlara o yazılarıyazmak iyi bir alt yapı ve zeka ürünü.

Gezi Parkı çocukları masum ve korkusuz

Page 16: hekimlerin gücü, hekimlerle güçlü Ekim 2013 Sayı: 55 Sağlık …static.ato.org.tr › fs › 52565d9577cd59a71b000000 › hp_ekim_13.pdf · 2013-11-30 · İade Adresi: P.P