Upload
others
View
24
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
HEMġĠRELĠK
BAKIM VE
YÖNETĠMĠ
HAFTA
13
Lökosit Hastalıkları ve
HemĢirelik Bakımı
HEDEFLER
Bu üniteyi çalıştıktan sonra;
Hematopoezis sürecini tanımlayabilme, kanın, yapısı,
özellikleri ve görevlerini tanımlayabilecek
Eritrosit hastalıklarının, klinik belirtileri, tedavi ve
prognozlarını bilme ve uygun hemşirelik bakımını
planlayabilme ve uygulayabilecek
Lökosit hastalıklarının klinik belirtileri, tedavi ve
prognozlarını bilme, hastalar için uygun hemşirelik
bakımını planlayabilme ve uygulayabilecek
Kanama ve pıhtılaşma hastalıklarının klinik belirtileri,
tedavi ve prognozlarını bilme, hastalar için uygun
hemşirelik bakımını planlayabilme ve uygulayabileceksiniz
ĠÇĠNDEKĠLER
1. Lökosit hastalıkları
1.1. Lökopeni-nötropeni
1.2. Lösemiler
1.2.1. Akut Miyelod Lösemi
1.2.2. Kronik Miyelod Lösemi
1.2.3. Akut Lenfositik Lösemi
1.2.4. Kronik Lenfositik Lösemi
1.2.5. Lösemilerde hemşirelik bakımı
1.3. Multiple Miyelom
1.4. Lenfomalar
1.5. Hodgkin’s Hastalığı
2. Kanama Bozuklukları
2.1. Kanama Bozuklukları
2.2. İdiyopatik Trombositopenik Purpura
2.3. Hemofili
2.4. Edinsel Koagulasyon Bozuklukları
2.5.Dissemine intravasküler koagulasyon (DİK)
2.6. Kanama bozukluklarında hemşirelik bakımı
LÖKOSİT HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI
Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi
1- Lökosit Hastalıkları ve HemĢirelik Bakımı
1.1. Lökopeni-nötropeni
Lökopeni, granülosit, monosit ve lenfositlerde oluşan total lökosit miktarının
azalmasıdır. Normal lökosit sayısı 5000-10.000 mm3 arasında değişir ve bu sayının %50-
70'ini nötrofiller oluşturur. Nötrofillerin sayısının 1500-2000 mm3’den az olmasına
nötropeni denir. Bunun nedeni yapım azlığı yada yıkım fazlalığıdır.
Nötropeni durumunda hastanın ekzojen ve endojen (özellikle gastrointestinal
sistem ve cilt genel ekzojen kaynaktır) enfeksiyonlara yakalanma riski artar. Enfeksiyon
riski sadece nötropeninin ciddiyetine değil, nötropeninin süresine de bağlıdır. Nötropeni
süresi ne kadar uzun sürerse, enfeksiyona yakalanma şansı o derece artar.
1.1.1.Belirti ve bulgular
Maalesef hastada enfeksiyon gelişinceye kadar, nötropeni semptomları görülmez.
Ciddi nötropenisi olan hastalarda ağızda yaralr, stomatiti pnömoni, franjit ve lenf
bezlerinde büyüme gelişmektedir.
1.1.2.Tanı testleri
Nötropenin değerlendirilmesinde altta yatan hastalıklar araştırılır. Kemik iliği
incelemesi yapılır. Lökositlere yönelik antikorlar aranır.
1.1.3.Tedavi
Nötropeni tedavisi etiyolojisine göre değişiklik gösterir. Eğer tedavi nedeniyle
aldığı ilaçlara bağlı ise hemen ilaç alımı durdurulur. Ateş veya enfeksiyon bulgusu
saptandığında, hemen geniş spektrumlu antibiyotiklere başlanmaktadır. Kan ve idrar
kültürü yapılır. Ancak superenfeksiyon tehlikesine karşı dikkat edilmektedir.
İmmünolojik hastalıklara bağlı gelişmiş bir nmtropeniyse kortikosteroid tedavisi
başlanmaktadır. Nötropeni, üretim azlığı nedeniyle geliştiğinde, nötrofillerin kemik
LÖKOSİT HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI
Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi
iliğindeki üretimlerini artırmak için büyüme faktörleri (G-CSF), ya da
granülosit/makrofaj koloni stimule edici faktör (GM-CSF) kullanılmaktadır.
1.1.4.HemĢirelik Bakımı
Nötropenili hastalarda enfeksiyon riski aynı zamnada lösemili hastalar içinde
önmeli bir sorun oluşturduğundan bu hastaların hemşirelik bakımı ilerde anlatılacak olan
lösemili hastaların bakımı ile aynıdır.
1.2. Lösemiler
Tanım: Lösemiler lökosit hücre tiplerinden birinin anormal çoğalmasıdır.
Lösemilerin en önemli özelliği, lökositlerin kemik iliğinden kontrolsüz üretilmesidir.
Semptomlarının ortaya çıkış zamanı ve hastalığın seyrine göre akut ya da kronik olarak
sınıflandırılır. Örneğin:
• Akut miyeloid lösemi
• Kronik miyeloid lösemi
• Akut lenfositik lösemi
• Kronik lenfositik lösemi
Etiyoloji
Lösemi her yaşta geişmektedir ve tedavi edilmediğinde ölüme neden olan bir
hastalıktır. Lösemilerin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Genetik ve çevresel
faktörlerin bir kombinasyonu ile geliştiği düşünülmektedir.
1.2.1.Akut Miyeloid Lösemi (AML)
Akut miyeloid lösemi, olgunlaşmamış hematopoetik hücrelerin, kemik iliğinde
toplanması kemik iliği yetmezliğine neden olur. AML her yaşta görülmesine rağmen
temelde ileri yaşlaşda görülür. AML olgularının çoğunda altta yatan bir neden bulunmaz.
LÖKOSİT HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI
Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi
AML tedavi edilebilir hastalıktır ancak yaşlı hastalarda ve farklılaşmamış, hücrelerin
fazla olduğu AML tipinde prognoz kötüdür.
Belirti ve bulgular
Kemik iliği infiltrasyonu ve kan yapımının baskılanmasına bağlı belirtiler ön
plandadır. Hastada nötropeni nedeniyle ateş ve enfeksiyon, anemi nedeniyle halsizlik ve
yorgunluk, trombositopeni nedeniyle kanamaya eğilim görülmektedir. Blastlar, dişeti,
karaciğer, dalak ve deriye infiltre olur. Lösemik hücrelerin infiltrasyonuna bağlı olarak,
karaciğer ve dalak büyümesi nedeniyle ağrı, dişetlerinde hipertrofi, kemik iliği
genişlemesi ile ilgili kemik ve eklem ağrısı görülür.
Tanı iĢlemleri
Tam kan sayımı yapılır. Anemi ve trombositopeni hemen her vakada vardır.
Periferik kanın morfolojik değerlendirilmesi yapılır. Kemik iliği aspirasyonunda
olgunlaşmamış blast hücreler (%30'dan fazla) vardır.
Tedavi
Akut AML tedavisinde acil yoğun kemoterapi yapılır. Başlangıç kemoterapisine
genellikle indüksiyon denir ve amaç lösemik hücrelei yok etmektir. Hasta ciddi boyutta
nötropenik, anemik ve trombositopenik (10.000/mm3'den az) duruma gelir. Bu hastalar,
bakteriyel, fungal, seyrek olarak da viral enfeksiyonlardan çabuk etkilenir ve iyileşmeleri
zorlaşır. Kanama ve ciddi mukosit, diyare gelişir. Destek tedavi olarak, kan ürünleri
(eritrosit ve trombosit) transfüzyonu yapılır, beslenme desteği sağlanır ve hemen
enfeksiyon tedavi edilir.
Hasta indüksiyon tedavisi ile iyileşme gösterdiğinde (lökosit ve trombosit
sayılarının normal değere dönmüş ve enfeksiyon sorunu giderilmiş olduğunda) hastaya
LÖKOSİT HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI
Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi
tam remisyon (sağlamlaştırma) tedavisi uygulanır. Bu amaçla hastaya remisyon
oluşturan ve genelde tek ilaç olarak sitozin arabinozid kullanılmaktadır. Özetle, AML te-
davisi; indüksiyon, sağlamlaştırma (konsalidas-yon ve idame) şeklinde uygulanmaktadır.
AML'lı hastalara uygulanan diğer bir tedavi yöntemide kemik iliği
transplantasyonudur. Bu tedavide hasta kemik iliği yerine normal kemik iliği konur. Bu
tedavi yönteminde, öncelikle doku uyuşmazlığı sorunu nedeniyle, alıcının bağışıklık
sisteminin uyuşmazlık yaratmayacak şekilde baskılanması gerekmektedir.
Transplantasyon sonrası bu hastaların bakımı çok özel transplantasyon ünitelerinde, bu
konuda özel eğitimli hemşire ve diğer elemanlardan oluşan ekip tarafından ya-
pılmaktadır.
1.2.2.Kronik Miyeloid Lösemi (KML)
Kronik miyeloid lösemi, miyeloid kök hücrelerinin mutasyonundan
kaynaklanmaktadır. Normal miyeloid hücrelerin üretimi devam eder ancak, ol-
gunlaşmamış (blast) hücrelerde dolaşıma katılır. Hücrelerin kontrolsüz çoğalmaları
nedeniyle karaxiğer ve dalakta hücre yapımı artar ve bu organlarda ağrılı büyüme olur.
Belirti ve bulgular
Bu hastalarda genellikle kan sayımında lökositoz oluncaya kadar semptom
görülmez. Hastada yorgunluk iştahsızlık, kilo kaybı, terleme, sol hipokondrial bölgede
rahatsızlık (dalak büyümesine bağlı) görülmektedir. Anemi ve trombositopeniye bağlı
semptomlar olabilir.
Tanı iĢlemleri ve bulgular
LÖKOSİT HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI
Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi
Yapılan kan incelemelerinde, olgunlaşmamış ve olgun hücrelerin tümünü içeren
yüksek sayıda lökosit vardır. Hafif anemiye rastlanmaktadır. Genellikle trombositoz
görülür. Kemik iliği incelemelerinde miyeloid hücre hakimiyeti vardır.
Tedavi
KML tedavisi; palyatif ve küretif olarak iki şekilde yapılabilir.
Palyatif tedavi; Yüksek lökosit sayısını ve diğer belirtileri kontrol altına almak
için uygulanır.
Küratif tedavi: Günümüzde KML’de tam şifa sağladığı gösterilmiş tek tedavi
yöntemi allojenik kemik iliği naklidir. Uygun vericisi bulunan genç hastalar için umut
verici bir tedavi yöntemidir.
1.2.3.Akut Lenfositik Lösemi (ALL)
Kemik iliğinde tek bir kök stem hücresinin kontrol edilemez maling matürasyonu
ile ortaya çıkar. Lenfoid dokunun hiperplazisi ile karakterize bir hastalıktır. ALL,
çoğunlukla erken çocukluk döneminde (ortalama 4 yaşında) ve erkek çocuklarda, kız
çocuklarına göre daha sık görülür. 15 yaşından sonra ALL pek görülmez.
Belirti ve bulgular
Bulgular AML olgusuna benzer. Semptomların çoğu anemiye bağlıdır. Halsizlik,
çabuk yorulma, kanama, ağrı, dalak ve karaçiğer büyümesi, yaygın lenf bezi büyüklüğü
görülür.
Tedavi
ALL'nın tedavisi uzun süreli kemoterapi gerektirir. Çocuk hastaların çoğunda
tedavi %90 başarıyla sonuçlanır. ALL tedavisinde kortikostreoidlerin kullanılması
LÖKOSİT HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI
Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi
nedeniyle enfeksiyon sorunları, özellikle viral enfeksiyonlar çok yaygın olarak
görülmektedir.
ALL tanısı olan hastalarda kemik iliği transplantasyonu daha uzun remisyon,
hatta tam şifa şansı verebilir.
1.2.4.Kronik Lenfositik Lösemi (KLL)
Kronik lenfoblastik lösemi B lenfositlerinin anormal çoğalmasıyla karakterizedir.
Her yaşta insanda görülse de hastaların %90'ından fazlasını 50 yaşın üzerindeki hastalar
oluşturur. Erkeklerde bayanlara oranla 3 kat daha fazla görülür
Belirti ve bulgular
Tanı sırasında genellikle hastalar asemptomatiktir. Yorgunluk, baş dönmesi,
eforla gelen nefes darlığı gibi anemiye bağlı bulgular, ateş, gece terlemesi , kilo kaybı
gibi sistemik belirtiler olabilir. Hastalarda lenf bezi büyüklüğü yaygındır. Orta derecede
dalak ve karaçiğer büyüklüğü görülebilir.
Tedavi
Tedavinin temel amacı semptomların kontrolü ve yaşam kalitesinin
arttırılmasıdır. KLL'in erken evreleri semptomsuz olabilir ve tedavi gerektirmez.
Özellikle sistemik semptom varlığında, anemi ve trombositopenide kemoterapi
uygulanır. Bakteriyal enfeksiyonların tedavisi için intravenöz immünoglobulin kullanılır.
1.2.5. Lösemide hemĢirelik bakımı
Klinik olarak lösemilerin farklı tipleri olmasına rağmen, hepsinde ortak sorunlar
görülmektedir. Örneğin; enfeksiyon riski, kanama riski, yorgunluk gibi pek çok sorun
gelişmektedir.
Lösemili hastalar için olası hemĢirelik tanıları
LÖKOSİT HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI
Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi
Enfeksiyon ve Kanama Riski
Doku Bütünlüğünde Bozulma Riski
Ağrı
Beslenmede Değişiklik, beden gereksiniminden az beslenme
Yorgunluk
Fiziksel Harekette Bozulma
Diyare
Bireysel Bakım Eksikliği
Beden Bilincinde Bozulma
Anksiyete
Bilgi Eksikliği
Sıvı Volüm Eksikliği Riski
Ortak sorunlar/potansiyel komplikasyonlar
Enfeksiyon
Kanama
Renal fonksiyon bozukluğu
Beslenme yetersizliği
Mukosit
Bakımın amaçları
Hastanın; rahatlığının sağlanması, yeterli beslenme düzeyine ulaşması ve
devamlılığının sağlanması, bireysel bakım, aktivite toleransı, tanısı ve prognozu ile
başedebilme yeteneği, pozitif beden bilinci, hastalık sürecini ve tedavisini anlaması ve
komplikasyonların önlenmesidir.
LÖKOSİT HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI
Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi
Lösemide HemĢirelik Bakımı;
Klinik olarak lösemilerin farklı tipleri olmasına rağmen, hepsinde ortak sorunlar
görülmektedir. Örneğin; enfeksiyon riski, kanama riski, yorgunluk gibi pek çok sorun
gelişmektedir.
Enfeksiyon ve kanama riskinin önlenmesi;
Lösemili hastalarda en sık karşılaşılan sorun nötropenidir. Nötropenik hastalarda
enfeksiyon gelişimini önlemek için;
- Hastanın yaşam bulguları sık aralıklarla takib edilmelidir,
- Hastanın gerekli kültürlei alınmalıdır,
- Koruyucu izolasyon önlemleri alınmalıdır. Bunun için en etkili önlem hastanın izole
edilmesidir. Hasta tek başına ayrı bir odaya alınır. Yanına girilirken maske, gömlek,
başlık ve galoş giyilir. Hasta çevredeki enfeksiyon ajanlarından korunur. Hastanın
tansiyon aleti ve derecesi ayrılır. Ziyaretçiler kısıtlanır.
- Düzenli ağız bakımı verilir. Diş fırçalanırken yumuşak diş fırçası kullanması sağlanır.
Nötrofil sayısı çok düşük olduğunda, pens ucunda steril gaz bezi ile serum fizyolojik ya
da bikarbonatlı su ile ağız temizlenir.
- Hasta ve ailesine hijyen eğitimi verilir
- Gereksiz invaziv girişimlerden kaçınılır
- Doğru perine temizliği alışkanlığı kazandırılır. Kadın hastalara, önden arkaya doğru
temizlik yapmaları önerilir. Perirektal (rektum çevresi) komplikasyonların azaltılması
için her defakasyondan sonra uygun perirektal temizlik yapılmalıdır.
- Yeterli ve dengeli beslenmesi sağlanır
Trombositopenik hastaları korumak için;
LÖKOSİT HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI
Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi
- Hasta diş eti kanamaları, burun ve retina kanamaları yönünden gözlenir, idrar ve
gaitada kanama araştırılır
- Hasta travmalardan korunur
- Gereksiz invaziv girişimlerden kaçınılır, İ.M. yolla ilaç uygulanmaz
- Konstipasyon önlenir, gerekirse laksatifler verilir
- Mümkünse aspirin içeren ilaçları ve trombosit fonksiyonlarını engelleyen ilaçları
vermekten kaçınılır
- Ağız bakımı için yumuşak diş fırçası önerilir
- Traş için jilet yerine traj makinası kullanması önerilir
Ağrının giderilmesi, hareket ve dinlenmenin sağlanması
- Lösemide stomatit hastayı son derece rahatsız eder. Bunun için hastanın ağız bakım
sayısı ve sıklığı arttırılır. Gerekirse ağrı kontrolü için analjezikler verilebilir.
- Hastanın tolere edebileceği miktarda aktivitede bulunması sağlanır, aktivite ve
dinlenme periyotları planlanır.
- Kemoterapi evresinde komplikasyonlar nedeniyle hastada uyku sorunu olabilir.
Hastanın ilaç saatleri hastanın uyuduğu saate ile örtüşmemesine dikkat eder. Böylece
hasta bölünmeden birkaç saat uyuyabilir ve az da olsa dinlenmiş olur.
Sıvı elektrolit dengesin sağlanması
- Kanama, ateş, yetersiz ya da aşırı sıvı replasman tedavisi hastanın sıvı durumunu
değiştirebilir. Aynı şekilde tekrarlayıcı diyare, kusma ve uzun süre antimikrobiyal
ajanların kullanılması önemli elektrolit defisitine neden olabilir. Hastanın aldığı ve
çıkardığı sıvı miktarının ölçülmesi ve günlük kilo kontrolü yapılması gereklidir.
LÖKOSİT HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI
Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi
- Hemşire hastayı dehidratasyon ve sıvı yüklenmesi belirtileri yönünden izleyip
değerlendirilmelidir. Laboratuvar test sonuçları, özellikle elektrolitler, kan üre nitrojeni
(BUN), kreatinin ve hematokrit izlenir ve bir önceki sonuçlarla karşılaştırılarak
değerlendirme yapılır. Genelllikle elektrolit (özellikle potasyum ve magnezyum)
replasmanı gerekmektedir.
Beslenmenin sağlanması
- Stomatit ile ilgili olarak ağrı ve rahatsızlık sonucu, hastanın aldığı gıda miktarı azalır.
Hastanın daha rahat yiyebilmesi için ağızdaki bu rahatsızlığın hafifletilmesi/giderilmesi
gerekir. Yemeklerden önce (açıklandığı gibi) ağız bakımı ve analjezik verilir.
Gerektiğinde oral analjezik kullanılır.
- Kemoterapinin yan etkisi olarak görülen bulantı kusmalara karşı antiemetikler verilir.
Hastanın öğünleri sık ve az miktarda olmalı ve gıdaları yumuşak olmalıdır.
- Hastanın diyeti bol proteinli ve vitaminli olarak düzenlenir. Hastaya soyulmamış
meyve ve çiğ sebze verilmemelidir.
- Gerektiğinde hastaya beslenme desteği sağlanmalıdır (TPN gibi).
Anksiyetenin giderilmesi
- Lösemi tanısı bir hasta için son derece korkutucu olabilir. Bu nedenle hemşire hastanın
hastalığı ve tedavisi hakkında hastaya ve ailesine açıklayıcı bilgi vermeli ve mümkün
olduğunca anksiyeteyi azaltmalıdır.
- Hemşire, hastaya zaman ayırmalı, anksiyete ve üzüntüsünü paylaşmalı, psikolojik
yardıma ihtiyaç duyulduğunda psikolog yardımı sağlanmalıdır.
Beden bilincinin sağlanması
LÖKOSİT HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI
Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi
- Kemoterapinin yan etkilerinden biri de saç dökülmesi (alopesi) olasılığıdır. Hasta bu
konuda bilgilendirilir. Saç dökülmesinin geçici olduğu, tedavi sonrası yeniden saçların
çıkacağı anlatılır. Bu dönemde, saç dökülmesini göstermeyecek bone, peruk v.b. şeyler
kullanması önerilir.
1.3.Multiple Miyelom
Tanım: Multiple miyelom, plazma hücrelerin olgunlaşmış şekli olan B
lenfositlerinin malign hastalığıdır. Plazma hücreleri immünglobilin salgılar ve hümoral
bağışıklıktan sorumludur. Bu hastalarda; yaşam süresi 3-5 yıldır. Ölüm nedeni genellikle
enfeksiyondur.
Belirti ve bulgular
Hastalığın en önde gelen belirtisi ağrıdır. Ağrı özellikle sırt ve kostalarda
belirgindir. Ağrı hareket ile artar, istirahat ile azalır. Hastada kemik ağrıları ve patolojik
kırıklar, böbrek tutulumu, nörolojik bozukluklar, enfeksiyonlara yatkınlık, kan tablosu
değişiklikleri (özellikle anemi), kardiyovasküler komplikasyaonlar ve kemik dışı
dokularda tümör oluşumu görülür.
Tanı iĢlemleri ve bulgular
Kemik iliği aspirasyonu yapılır. Miyelom tanısı için kemik iliğinin %10-20'sipin
plazma hücrelerinin oluşturması kriteri vardır. İdrarda Bence Jones proteini olması
miyelom tanısını destekleyen majör kriterdir. Kemik grafisinde kemik lezyonları araştırı-
lır. Genelde çok sayıda osteolitik kemik lezyonları görülür, genellikle kemik
LÖKOSİT HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI
Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi
demineralizasyon (oste-oporoz) yaygındır. Kan incelemeleri yapılır. Serum kalsiyum
düzeyine bakılır.
Tedavi
Multiple miyelomun tedavisi yoktur. Semptomatik tedavi ile hastanın
rahatlatılması sağlanır. Tümör kitlesinin küçültülmesi için kemoterapi ve radyoterapi
uygulanır. Ağrı kontrolü için ağrı kesici analjezikler verilir. Enfeksiyonların erken
tanımlanıp tedavi edilmesi çok önemlidir. Kemik iliği transplantasyonu ile beraber yoğun
kemoterapi, genç hastaların az bir kısmında başarılı olmuştur.
Olası HemĢirelik Tanıları
Enfeksiyon Riski
Travma Riski
Aktivite Intoleransı
Ağrı
HemĢirelik Bakımı
- Bu hastalarda ağrı kontrolü çok önemlidir. Genelde analjezik ilaçlar verilir.
- Hastalarda osteoporoz ve kalsiyum kaybı, hiperkalsiüri, böbrek taşları ve böbrek
harabiyitine yol açabilir. Bu nedenle hastanın hareket etmesinin desteklenmesi ve bol
sıvı alması gereklidir.
- Hastalar sırt ağrısı ve düşmekten korktukları için hareket etmekten kaçınır. Ortopedik
sırt destekleri hem hastanın güvenliğini sağlar hem de ağrının azalmasına yardımcı olur.
- Hastalara beş kilodan fazla ağırlık kaldırmamaları önerilir ve beden mekanikleri
hakkında eğitim yapılır.
LÖKOSİT HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI
Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi
- Antikor yapımı bozukluğu olduğundan, enfeksiyonlar (özellikle bakteriyel
enfeksiyonlara) yaygındır, hastanın yaşamını tehdit eder boyutta olabilir. Bu nedenle
hasta ve aileye enfeksiyondan korunma önlemleri hakkında bilgi verilir. Enfeksiyon
belirtileri görüldüğünde doktoruna haber vermesi önemle vurgulanır.
1.4.Lenfomalar
Lenfomalar, kaynağını lenfoid dokudan alan hücrelerin kanserleridir. Bu tümörler
genellikle lenf bezlerinde başlar ancak dalak, gastrointestinal sistem, karaciğer ve kemik
iliğindede gelişebilir. Lenfomalar iki gruba ayrılır;
Hodgkin's hastalığı (Hodgkin Lenfoması)
Hodgkin dışı lenfomalar (Non Hodgkin Lenfoma)
1.5.Hodgkin's Hastalığı
Hodgkin's hastalığı ilk kez makroskopik olarak 1832'de Hodgkin tarafından
tanımlandığından bu isim verilmiştir. Hodgkin's hastalığının nedeni bilinmemekle
birlikte %20'si Ebstein-Barr virisü enfeksiyonundan kaynaklanmaktadır.
Hodgkin's hastalığı genellikle önce boyundaki lenf bezlerinden başlar ve tüm
vücuda yayılır (örn; karaciğer, dalak, tonsiller, mide duvarı ve kemik iliği). Hodgkin
hastalığı genç erişkinlerde 20-40 yaşlar arasında görülür. Erkeklerde kadınlardan iki katı
kadar fazla görülür.
Belirti ve bulgular
LÖKOSİT HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI
Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi
Hodgkin's hastalığı genellikle en sık boyunda olmak üzere lenf bezlerinin
büyümesiyle ortaya çıkar. Tutulan lenf bezi lastik kıvamındadır. Inguinal ya da ilyak
nodların ve dalağın tutulumu daha azdır. Kaşıntı ve diğer organlara ilişkin semptomlar
görülür. Bu semptomların nedeni, büyüyen tümörün organlara olan basıncı ile ilgilidir.
Örneğin; öksürük ve pulmoner efüzyon (pulmoner infiltrasyondan), sarılık (karaciğerin
etkilenmesi ya da safra yolunun tıkanmasından), abdominal ağrı (splenomegali ya da
retroperitoneal adonepa-tiden) ya da iskelet kemiklerinin etkilenmesinden kaynaklanır.
Hastaların yaklaşık üçte birinde ateş, gece terlemesi ve kilo kaybı gibi (B
semptomları) sistematik semptomlar görülür. Hodgkin's hastalığında hücresel bağışıklık
defekti olduğundan, hastalarda çeşitli viral ve mantar enfeksiyonları görülmektedir.
Tanı iĢlemleri
Tanı lenf bezi biyopsisi ile konur. Reed Sternberg hücresinin varlığı Hodgkin's
hastalığı tanısını kesinleştirir.
Daha sonra hastalığın yayılımını ve uygun tedaviyi saptamak için evrelendirme
yapılır. Hodgkin hastalığı klinik olarak 4 evrede incelenmektedir.
1. Evre: Bir bölgede bir ya da birkaç büyümüş lenf düğümü vardır.
2. Evre: Birden fazla bölgede lenf düğümleri vardır. Fakat bu düğümlerin hepsi
diyafragmanın bir tarafındadır.
3. Evre: Birden fazla bölgede lenf düğümü vardır. Fakat bu düğümler
diyafragmanın hem alt, hem de üst tarafındadır.
4. Evre: Hastalık diğer organlara da yayılmıştır.
LÖKOSİT HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI
Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi
Bu evreler ayrıca sistemik belirtiler adı verilen; ateş, terleme, kaşıntı, iştahsızlık,
zayıflama olup olmadığına göre A ve B olarak iki alt gruba ayrılır. Sistemik belirtiler
yoksa A, varsa B alt grubundan söz edilir. Örneğin; 1A, 2B gibi.
Tedavi
Hastalığın evresine göre tedavi uygulanır. 1. ve 2. evrede hastalara sadece
radyoterapi önerilir. 2. ve 3. evredeki hastalara bazı hastalarda lenf düğümünde özellikle
mediastinumda önemli büyüme olduğunda, düğümü küçültücü tedavi olarak, önce
kemoterapi ve sonra radyoterapi yapılmaktadır. Hastalığın ilerlediği 3. ve 4. evrede
kemoterapi tedavisi uygulanır. Kemoterapinin ani yan etkileri, bulantı, kusma ve kemik
iliği baskılanması görülebilir. Antiemetik ajanlar ve miyeloid büyüme faktörleri (G-CSF)
kullanılması ile büyük ölçüde azaltılmaktadır. Kan transfüzyonu ve antibiyotik uygu-
laması, hastalığın neden olduğu anemi ve enfeksiyonu tedavi için kullanılır. Hodgkin
hastalığının tekrarı kombine kemoterapi ile tedavi edilebilir. Son zamanlarda kemik iliği
transplantasyonu kullanılmaktadır
Prognoz
Günümüzde hastalığın prognozu çok iyidir. Genelde hastaların %80’ninde ve
tanımla sırasında ileri evre hastalığı olanların yaklaşık üçte ikisinde şifa
sağlanabilmektedir.
Hodgkin DıĢı Lenfoma (Non-Hodgkin's Lenfoma)
Hodgkin dışı lenfomalar, lenfoid kökenli malign bir hücrenin (genelde T veya B
hücresi) monoklonal çoğalması sonucu gelişir.
Etiyolojik neden bilinmemekle beraber immunosupresyon tedavisinden (örneğin;
HIV enfeksiyonu, organ transplantasyonu) kaynaklanan lenfomalarda (Ebstein-Barr
LÖKOSİT HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI
Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi
virüsü) virüsler sorumlu tutulmaktadır. Bu hastalıkta prognoz, tiplerine göre farklılık
gösterir. En uzun yaşam süresi, lokalize lenfomalarda 10 yıldan fazladır.
Belirti ve bulgular
Hastalığın erken evrelerinde belirti çok az ya da hiç yoktur. Hastalık ilerleyince
semptomlar görülür ve en son evrede hastalığın tanısı koyulur. Bir veya daha fazla
periferal lenf bezi bölgesinde asimetrirk, ağrısız, sert, lastik kıvamında lenf nodü
büyümesi görülür. Ateş, gece terlemesi, kaşıntı, hepatosplenomegali, deri ve kemik
lezyonları görülür.
Tanı iĢlemleri
Hastalığın tanısı; tutulan lenfoid dokularda Reeed-Stenberg hücrelerinin
saptanmasıyla konur. Tanıda kullanılan yöntemler; anamnez, fizik muayene, rutin
laboratuar testleri, görüntüleme yöntemleri, kemik iliği biyopsisi, intraabdominal lenf
adenopatiler ve karaciğer biyopsilerini içermektedir.
Evreler Hodgkin hastalığına çok benzer. Yalnız Hodgkin dışı lenfomalar daha
çok ileri evrede hastalıkla kendini gösterir.
Tedavi
Genelde tedavi şekli, hastalığın evresine göre kemoterapi ve radyoterapi
uygulanmaktadır. Yavaş seyirli lenfomalarda; sistemik kemoterapi, radyasyon tedavisi
(özellikle evre1-2’de), interferon, fludarabine, immünolojik ajanlar, hemapoietik kök
hücre transplantasyonu kullanılır. Hızlı seyirli lenfomalarda; sistemik kemoterapi,
radyasyon tedavisi, hemapoietik kök hücre transplantasyonu kullanılır.
Lenfomalarda HemĢirelik Bakımı
LÖKOSİT HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI
Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi
Tedavi için kullanılan, kemoterapi ve radyoterapi erken ve geç dönmede çeşitli
komplikasyonlara neden olmaktadır. Uygulanan bakımda, genellikle bu
komplikasyonlara yöneliktir.
- Bu hastalarda enfeksiyon riski sadece kemik iliği baskılanması nedeniyle değil,
hastalığın bizzat kendisinden kaynaklanan immün yanıt defekti nedeniyledir. O nedenle
hastalara enfeksiyondan korunma yöntemleri; enfeksiyonun belirtileri hakkında bilgi
verilmesi gerekir.
- Nötropenik ateş takibi yapılır, hastaya ağız bakımı verilir,
- Antiemetik tedavi planı sağlanır ve uygulanır
- Beslenme düzenlenir ve takip edilir,
- Ağrı takibi yapılır ve gerekli tadavi planlaması sağlanıp uygulanır
- Hastaya ve ailesine tedavi süresince psikolojik destek verilir.
2- Kanama bozuklukları
2.1.Kanama Bozuklukları
Normal hemostatik mekanizmalar damar endoteli, trombositler ve pıhtılaşma
faktörlerinden oluşmaktadır. Kanamaya eğilim artışı trombosit, koagülasyon ya da damar
bozukluğu nedeni ile ortaya çıkar.
2.2.Ġdiyopatik trombositopenik purpura (ITP)
Tanım: Trombositlere karşı antikor gelişmesi ve bunun sonucunda trombositlerin
başta dalak ve daha az da karaciğerde olmak üzere fagosite edilmesiyle karakterize
otoümmin bir hastalıktır.
ITP her yaşta görülmesine karşın, çocuklarda ve genç kadınlarda daha çok
görülmektedir. İTP'nin akut ve kronik olmak üzere iki şekli vardır. Akut ITP çocuklarda
LÖKOSİT HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI
Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi
daha sık görülür. Kronik ITP trombositopeninin diğer nedenleri elimine edildikten sonra
tanılanmaktadır.
Belirti ve bulgular
Birçok hastada belirti ve bulgu yoktur ve trombositopeni tesadüfen saptanır.
Hastalığın genel semptomları kolaylıkla berelenme, çürüklerin olması, mensturasyonda
fazla kan kaybı, ekimoz, mukoza kanaması ve epistaksis görülür.
Tanı iĢlemleri
Trombosit sayısı belirgin düzeyde azalmıştır, ortalama tarombaoit hacmi
artmıştır. Periferik kan yaymasında dev trombositler görülebilir.
Tedavi
ITP klinik seyri hastalığın başlama yaşına göre değişiklik gösterir. Çocukluk
yaşında görülen ITP spesifik tedavi yapılsın, yapılmasın birkaç hafta içinde
iyileşmektedir.
Tedavide ilk seçenek oral steroiddir, fakat cevap oranı düşüktür. Splenektomi en
etkin tedavidir. Splenektomiye rezistans olgularda immünsüpresif tedavi uygulanır.
ITP tedavisinde kullanılan diğer seçenek kemoterapidir. Bu amaçla; vincristin,
azathioprin, siklofosfamid, danazol ve kolşisindir. Vincristin makrofajlardaki reseptörleri
bloke ederek trombosit yıkımını önler. ITP tedavisinde yeni bir yaklaşım olan anti-D, Rh
(D)-pozitif olanlarda kullanılmaktadır. Bu yöntem çocuklarda çok daha etkilidir.
Erişkinlerde en azından splenektomi yapılıncaya kadar zaman kazanılmaktadır.
Trombosit sayısı çok düşse bile trombosit transfüzyonundan kaçınılmaktadır.
Çünkü transfüzyon yoluyla verilen trombositler, trombosit karşıtı olan antikorlara
LÖKOSİT HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI
Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi
bağlanarak yıkıma uğramaktadır. Bu nedenle trombosit sayısı, trombosit
transfüzyonundan sonra düşer.
HemĢirelik Bakımı
- Hemşire belli aralıklarla idrar, dışkı, deri ve mukoz membranları kanama açısından
kontrol eder
- Hastanın rutin yaşam bulguları izlenir.
- Kanamayı uyarmaması için kas içi enjeksiyon ve rektal ilaç uygulaması yapılmaz.
- muköz membranlar ve deri bütünlüğünü sağlamak amacıyla vücut hijyeni sağlanır
- Kabız olmaması için diyeti hakkında bilgi verilir.
- Sert diş fırçası yerine yumuşak kılları olan diş fırçası kullanılması, diş aralarını iplik ile
temizlememesi önerilir
- Erkeklerin traş olurken jilet ile traş olmamaları, elektrikli traş makinası kullanmaları
önerilir.
- Hastaya kendisini travmalardan koruması, sık sık trombosit sayımı yaptırması, tedavisi
dışında doktoruna sormadan ilaç almaması öğütlenir.
Hemofili A (Klasik Hemofili)
Hemofili A faktör Vlll'de (antihemofilitik faktör) işlevsel bir bozukluktan
kaynaklanır ve erkeklerde görülür.
Belirti ve bulgular
Hastalığın ciddiyeti plazma faktör VIII düzeyi ile orantılıdır. Faktör VIII düzeyi
düşük olduğunda travma sonucu veya kendiliğinden kanamalar meydana gelir. Diş
çekimi, sünnet sonrası kanamalarda tanı konur. Ağır hemofiliklerde faktör düzeyi çok
düşer, normalin %1 'inden daha azdır ve spontan hemartroz (eklem arasına kanama) kas
LÖKOSİT HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI
Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi
içinde hematom, intrakraniyal, ekstra kraniyal kanama (her ikisi'de çok tehlikedilir)
epistaksis, dişeti kanaması, hematüri gibi şiddetli ve tekrarlayan kanamalar görülür.
Tekrarlayan hemartrozlar hareket kısıtlamasına, ağrıya ve eklemlerde kontraktürlere
neden olur. Hastaların bazıları erştin yaşa ulaşıncaya kadar sakat kalmaktadır.
Hemotomlar, periferik sinir basısı sonucu ağrı gelişmesine neden olur. Ameliyat sonrası
kanamalar öldürücü olabilir.
Tanı iĢlemleri
Laboratuvar bulgularında; aktive edilmiş protrombin zamanı (aPTT) uzar,
protrombin zamanı (PT) normal, trombin zamanı (TT) normal, kanama zamanı normal
fakat faktör VIII düzeyi düşüktür.
Tedavi
Hafif hemofili olgularının tedavisinde Desmopressin (DDVAP) damar
endotelinden endojen, orta ve ciddi düzeyde hemofilide faktör VIII konsantresi
uygulanmaktadır. Ameliyat vb. invaziv girişimlerden önce de replasman tedavisi
yapılması öngörülmektedir.
Prognoz
Günümüzde uygulanan tedavi yöntemleri ile normal yaşam süresi
sağlanabilmektedir.
Hemofili B
LÖKOSİT HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI
Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi
Hemofili B cinsiyet kromozumuna bağlı bir bozukluktur ve faktör IX
eksikliğinden kaynaklanır.
Belirtiler
Hemofili A'ya benzer belirtiler izlenir.
Tanı iĢlemleri
Hemofili laboratuvar bulguları; aPTT uzamıştır, PTT ve TT ile kanama zamanı
normaldir. Faktör IX düşüktür.
Tedavi
Faktör IX konsantrasyonları kullanılır.
Prognoz
Günümüzde uygulanan tedavilerle normal bir yaşam süresi sağlanır.
Hemofilide HemĢirelik Bakımı
Hemofili tanısı genellikle çocukluk çağında koyulur. Bu nedenle bu çocukların
hastalığın getirdiği risk ve kısıtlamalar ile başedebilmesi için yakın desteğe
gereksinimleri vardır. Ancak bu çocukların kendi sorumluluklarını almaları ve kendine
yeterli hale gelmeleri ve hastalıkları ile sağlıklı bir biçimde yaşamlarını sürmeleri için
eğitime gereksinimleri vardır.
- Hasta ve aile bireylerine, aspirin ve diğer antitrombotik ilaçları kullanmaları, kas içi
enjeksiyonu yaptırmamaları, alkol almamaları gerektiği konusunda bilgi verilir.
- Diş çektireceklerinde, hekime durumları hakkında bilgi vermeleri gerektiği açıklanır.
- Diş çekilmesi kanamalara neden olacağından, önlem olarak ağız sağlığına özen
göstermelerinin önemi anlatılır.
- Hastalara yanlarında hemofili tanısı olduğunu belirten kimlik taşımaları önerilir.
LÖKOSİT HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI
Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi
- Burun kanamalarında tampon kullanılarak basınç uygulanmaması, uygulandığında
kanamanın tekrar devam edeceği anlatılır.
- Kanama sırasında hastaların yakından izlenmesi gerekir. Ameliyat sonrası insizyon yeri
sık sık kontrol edilir, yaşam bulguları izlenir.
- Eklemlerdeki hemotom nedeniyle hastalar ağrıdan yakınır ve sıcak uygulamanın
rahatlık sağladığını ifade ederler. Ancak sıcak uygulama kanamaya neden
olabileceğinden soğuk uygulama yapmaları gerektiği hasta ve yakınlarına anlatılır.
2.4.Edinsel Koagulasyon Bozuklukları
Karaciğer hastalıkları
Faktör VIII dışında, diğer pıhtılaşma faktörlerinin çoğu karaciğerde sentezlenir.
Siroz, tümör, hepatit gibi hastalıklara bağlı olarak karaciğer fonksiyonlarının bozulması
sonucu hemostaz ve koagülasyonu sürdürmek için gerekli olan bu faktörler
sentezlenemez.
Bazı ilaçlar (salisilatlar) karaciğerde vitamin K'ya bağlı koagulasyon faktörlerinin
biyosentezini antegonize edebilir. Ayrıca annedeki vit-K eksikliği, malabsorbsiyon
sendromu, bağırsaklarda sterilizasyona neden olan antibiyotikler, K-vit'ne bağlı
koagulasyon faktörlerinde azalmaya neden olur.
Antikoagulan tedavisi komplikasyonları
LÖKOSİT HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI
Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi
Antikoagülanlar, trombozu önlemede veya tedavi etmede kullanılırlar. Bu ilaçlar
kanamaya neden olabilir. Özellikle fazla miktarda heparin vb. antlkoagulan verildiğinde
kanama görülebilir. Çok aşırı kanama olduğunda K-vit verilir.
2.5.Dissemine intravasküler koagulasyon (DĠK)
DİK, bir hastalık olmayıp, alta yatan başka bir ciddi hastalığın belirtisidir. DİK
yaşamı tehdit eden ciddi bir durumdur.
Etiyoloji ve patofizyoloji
DIK'te normal hemostatik mekanizma bozulur. Ağır enfeksiyon, obstetrik aciller,
yaygın travma gibi bir çok durumda dolaşıma katılan doku faktörü, endotoksin gibi
maddeler veya yaygın endotel hasarı nedeni ile hemostatik sistem uygunsuz aktive olur.
Sonuçta küçük damarlarda trombüsler oluşur, tromboz ve iskemi belirtileri ortaya çıkar.
Bir yandan kontrolsüz trombüsler oluşurken, doğal olarak fibrinolitik sistemde aktive
olur. Zamanla koagülasyon faktörleri ve trombozitlerin azalması ve fibrinoliz nedeniyle
başta cilt ve mukoz membranlarda olmak üzere kanamalar başlar.
Tanı iĢlemleri
Trombosit sayısı düşüktür. PTT, aPTT ve TT uzamıştır. Fibrinojen; düşük, fibrin
yıkım ürünleri (D-dimer) yükselmiştir.
Periferik yaymada mikroanjiyopatik hemolize bağlı parçalanmış eritrositler
görülür.
Belirti ve bulgular
DİK tanısı olan hastada, mukoz membranlarda, damardan iğne yapılan bölgede,
gastrointestinal ya da üriner sistemde kanama olabilir. Kanama sıklıkla deri içine ya da
yakın zamanda kullanılmış girişim yerinde olabilir. Bu kanamalar çok az olabildiği gibi,
LÖKOSİT HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI
Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi
her taraftan bol miktarda olabilir. Bu nedenle de birçok organda, mikro ya da mak-ro
trombozlar ya da kanamalar nedeniyle fonksiyon bozuklukları görülür. Örneğin; böbrek
yetmezliği, pulmoner ve multifaktoral merkezi sinir sistemi infarktüsleri olabilir. Bu
nedenle de hastalığın belirti ve bulguları etkilenen organa bağlıdır.
Tedavi
DİK'in temel tedavisi altta yatan hastalığın tedavisidir. Bunun dışında destek
tedavisi yapılır (trombosit, taze plazma, eritrosit, antitrombin III, heparin gibi).
Prognoz
Ciddi DİK'te mortalité %80 civarındadır ve genellikle altta yatan hastalıktan
dolayıdır.
Olası HemĢirelik Tanıları
Sıvı Volüm Eksikliği Riski
Cilt Bütünlüğünün Bozulması Riski
Sıvı Volüm Fazlalığı Riski
Doku Perfüzyonunda Azalma Riski
Kardiyakoutput’da azalma
Ağrı
Anksiyete
HemĢirelik Bakımı
Hemşireler, DİK riski olan hastaları yakından izlemelidirler. Sepsis ve
promiyelotik lösemi DİK'in en sık nedenidir. O nedenle bu hastaların kanama ya da
trombüs yönünden izlenmeleri önemlidir.
LÖKOSİT HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI
Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi
- açık ve gizli kanamaların erken saptanması çok önemlidir. Bu nedenle hastalar kanama
ve trombüs yönünden yakından gözlemlenmelidir.
- Cilt kanama belirtileri yönünden değerlendirilmelidir.
- Basınç bölgelerine cilt bakımı yapılmalıdır.
- Enjeksiyondan sonra ilk bir saat içinde her 15 dk da bir iğne giriş bölgesi hematom
yönünden kontrol edilmelidir.
- Enjeksiyon yapılmış ise enjeksiyon bölgesine 5-10 dk basınç uygulanmalıdır.
- Gerekliyse hekim istemine göre kan ürünleri verilmelidir.
Antikoagülan tedavi
Antikoagülan tedavi fibrin pıhtısının oluşmasını geciktirerek ikincil hemostazi
etkiler.
Heparin tedavisi
Heparin antitrombin III’e bağlanarak, başlıca trombin, IXa ve Xa koagülasyon
faktörlerini inaktive ederek antikoagülan etkisini gösterir. Klinik olarak, arteryel ve
tromboembolizmin korunması ve tedavisinde kullanılmaktadır. İzlenmesi aPTT ile
yapılır. Tromboz tedavisinde İV bolusu takiben sürekli infüzyon ile; proflaktik tedavide
ise subkütan olarak günde 2-3 kez uygulanır. Heparin tedavisinin en önemli
komplikasyonu kanamadır.
Düşük molekül ağırlıklı heparinler (DMAH):
Heparinin anti Xa ve anti IIa oranını 2-4 kat artıran fraksiyone deriveleridir.
Heparine göre kanama yan etkileri daha azdır, yarı ömürleri uzundur, sc kullanıldıkları
için hospitalizasyon her zaman gerekmez.
Warfarin (Coumadin)
LÖKOSİT HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI
Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi
Vitamin K’ya bağlı pıhtılaşma faktörlerini inhibe ederek etki gösterir. Coumadin
tedavisi alan hastaların izlenmesi çok önemlidir. Çünkü birçok ilaçtan etkilenir. En
önemli yan etkisi kanamadır.
Trombolitik tedavi
Antikoagülasyonun tersine, trombolitikler bir pıhtı oluştuktan sonra onu eritme
özelliğine sahiptir. Trombolitikler primer olarak miyokart infarktüsünde kullanılır. Derin
ven ve trombozlu hastalarda, trombolitik tedavi uzun dönemde yararlı olmamakla
birlikte, artmış kısa dönem pıhtı eritmesi ile ilgilidir. Trombolitiklerde kanama riski,
heparin antikoagülasyonundan daha yüksek değildir.
2.6. HemĢirelik Bakımı
Trombotik sorunu olan hastalar dolaşımı etkileyerek staz oluşmasını sağlayan
aktivitelerden kaçınmalıdır (örn; immobilazyon ve ayak ayak üstüne atarak
oturma).
Sık sık egzersiz yapmalı, hareketli olmalıdır (özellikle araba, otobüs ve uçak ile
uzun yolculuklar sırasında).
Trombofili tanısı olan bireylerin, trombozis riskini artıran risk faktörlerinden
sakınmalıdır. Örneğin, sigara içme gibi.
Trombotik sorunu olan hastalar hastaneye yatırıldığında kapsamlı değerlendiril-
mesi yapılır, sağlık öyküsü alınır.
LÖKOSİT HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI
Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi
Derin ven trombozu ve pulmoner emboliye ilişkin ön belirtiler yönünden sık sık
değerlendirilir. Hastaların hareketsiz kalmamaları sağlanır. Stazı önlemek için
elastik çorap giydirilir. Genelde bu hastalara proflaktik antikoagülan tedavisi
uygulanmaktadır.
ÖZET
Kan kardiyovasküler sistem içerisinde dolaşan ve çok hücreli organizmalarda
birçok yaşamsal fonksiyonu yerine getiren vücudumuzun hayati sıvısıdır. Hematolojik
sistem, kanın yapıldığı, kemik iliği ve retiküloendotel (RES) sistemden oluşur.
Normalde kan elemanlarının yapımı ve yıkımı sürekli bir denge içindedir. Kanın şekilli
elemanlarının büyük bir kısmının yaşam süresi çok kısa olduğundan ve beden hüc-
relerinin beslenmesinin devamlılığının sağlanabilmesi için bu hücrelerin devamlı
yenilenmeleri gerekir. Bu sürece "hemotopoezis-kan yapımı" denir. Kan çeşitli şekilli
elemanlar ve plazmadan oluşur. Kanın şekilli kısmı üç ana hücresel (eritrositler,
lökositler ve trombositler) elemandan oluşan kısmıdır ve total kan volümünün %40-
%45'ini oluşturur (Tablo 1). Plazma kanın %55'i kadarını oluşturur.Bu sisteme ait
görülen hastalıkların tanımları, belirti ve bulguları, etyolojileri, tanı yöntemleri ve olası
hemşirelik tanıları ve girişimleri verilmiştir.Bu bilgiler doğrultusunda hemşire
hastalarıyla ilgili veri toplamalı, senteszlemeli ve gerekli hemşirelik bakımını vermelidir,
LÖKOSİT HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI
Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi
DEĞERLENDĠRME SORULARI
1) Aşağıdakilerden hangisi miyeloid kök hücrelerinin mutasyonundan kaynaklanan
lösemi tipidir?
a) Akut Miyeloid Lösemi (AML)
b) Akut Lenfositik Lösemi (ALL)
c) Kronik Miyeloid Lösemi (AML)
d) Kronik Lenfositik Lösemi (ALL)
e) Multiple myelom
2) Kemoterapinin yan etkisi olarak görülen bulantı kusmalara karşı yapılması gerekli
hemşirelik bakımında aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
a) Antiemetikler verilir
b) Az sık aralarla beslenmelidir
c) Yağlı acılı yiyecekler verilmelidir
d) Hastanın diyeti bol proteinli ve vitaminli olarak düzenlenir.
e) Gerektiğinde hastaya beslenme desteği sağlanmalıdır (TPN gibi).
3) Aşağıdakilerden hangisi lösemili hastada enfeksiyon riskinin önlenmesinde yapılacak
hemşirelik bakımı için doğrudur?
a) Koruyucu izolasyon önlemleri alınmalıdır
b) Sadece antibiyotik tedavisi yeterli
c) Bol egzersiz yaptırılır
d) Travmalardan korunur
e) Bol bol çiğ sebze ve meyve yedirilir.
4) Aşağıdakilerden hangisi trombotik sorunu olan hastaların eğitiminde yer almalıdır?
a) Sık sık egzersiz yapmalı, hareketli olmalıdır (özellikle araba, otobüs ve uçak ile
uzun yolculuklar sırasında).
b) Hareket etmekten sakınılmalıdır
c) Demir tedavisi yapılmalıdır
d) Cerrahi hiçbir müdahale yapılmamalıdır
e) Hiçbiri
5) Aşağıdakilerden hangisi nötropeni tanısı için doğrudur?
a) Nötrofillerin sayısının 1500-2000 mm3’den az olmasına
b) Nötrofillerin sayısının 2000-3000 mm3’den fazla olmasına
c) Nötrofillerin sayısının 3000-4000 mm3’den az olmasına
d) Trombosit sayısının 1500-2000 mm3’den az olmasına
e) Eritrosit sayısının 1500-2000 mm3’den az olmasına
CEVAP ANAHTARI
1. C
2. C
LÖKOSİT HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI
Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi
3. A
4. A
5. A
YARARLANILAN KAYNAKLAR
1. Akbayrak N, İlhan ES, Ançel G, Albayrak A. Hemşirelik Bakım
Planları(Dahiliye-Cerrahi Hemşireliği ve Psiko-sosyal Boyut). Alter Yayıncılık,
Ankara Nisan 2007.
2. Akdemir N, Birol L. İç Hastalıkları ve Hemşirelik Bakımı. Sistem Ofset, Ankara
2005.
3. Balcı N, Balcı M, Sargut K ve ark. Onkolojik hastalıklar ve hemşirelik bakımı el
kitabı. Mavi Ambalaj, Ankara 2005.
4. Braunwald E, Faucı AS, Kasper DL, Hauser SL, Longo DL, Jameson JL.
Harrison İç Hastalıkları Prensipleri. Çeviri Ed: Sağlıker Y. Nobel Tıp Kitabevleri,
2004.
5. Dırksen R, Lewıs M, Heıtkemper M. İç ve cerrahi hastalıkların bakımında klinik
rehber. Çeviri Ed: Tüzer T. Damla Matbaacılık, Ankara 2007.
6. Durna Z. İç Hastalıkları Hemşireliği Uygulama Rehberi. Cinius yayınları,
İstanbul 2009.
7. Guyton AC, Hall JE. Tıbbi Fizyoloji.. Nobel Matbaacılık, Ankara 2007
8. GÜLER ÖZ
9. Güler V, Armağan E. Kan transfüzyonu komplikasyonları. Sted, 12(11) 2003
10. İÇ HASTALIKLARI KİTABI
11. Karadakovan A, Aslan FE. Dahili ve Cerrahi Hastalıklarda Bakım. Nobel
Kitabevi, Adana 2010.
12. Karadeniz G. İç Hastalıkları Hemşireliğinde Teoriden Uygulamaya Temel
Yaklaşımlar. Göktuğ Yayıncılık, Ankara 2008.
13. Lewis SM, Heitkemper MM, Dirksen SR. Medical-Surgical Nursing. 6th edition.
Mosby, Philadelphia 2004.
14. Özarslan E, Delibaşı T. Dahiliye. Afşar Matbaacılık, Ankara 2009.