240
hikmet damlaları TAM METİN tebder.tr.gg 1

Hikmet damlalari

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

TAM METİN

tebder.tr.gg 1

Page 2: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

hikmet damlalarıs e k i z i n c i k i t a p

TEB-DER (TOKAT EHLİBEYT DERNEĞİ)

EĞİTİM YAYINLARIŞİİR SERİSİ

İLK YAYIN TARİHİ: EKİM 2011İKİNCİ YAYIN TARİHİ: MART 2012SERİ: 906.005.201.167

YAZAR: ERKAN YAZARGANDAĞITIM: TEB-YAYIN DAĞITIMİLETİŞİM TELEFON: +90 535 063 84 23

tebder.tr.gg 2

Page 3: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

WWW.HİKMETDAMLALARİ.TR.GG

DİZAYN: TEB-DER DİZAY OFİSİKİTABIN ADI: HİKMET DAMLALARIADRESİ: TOKATDAĞITIM ADEDİ: 250.000SAYFA ADEDİ: 200SATIŞ BEDELİ: 50 TL.

İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ

ŞİİRLER

tebder.tr.gg 3

Page 4: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

SİYAH BEYAZ “O Adama”

HACI HOCA MÜFTÜ “Tanrı bilgisine”

DİLLER “Filolojiye”

BU NE “Derinliğe”

SAKAL “İki ara, bir dereye”

ADAMIN ÖMRÜ “O kendini bilene”

TEK CÜMLE “İpin ucunu kaçırmışlara”

ARI GİBİ “Havada yüzmeye”

ALAKASIZ CÜMLELER “Anı yaşamaya”

ZIRILTI “Zırıltıya”

İNSANIN GÜÇSÜZLÜĞÜ “Sineğe”

BÜYÜDEN İNANCA “Rama ve Şaman’a”

EVİM “Taşa ve duvara”

ALAMUT’TA BİR GECE “Kaynağa”

TOPCUOĞLU BAYIRI “Niksar’a”

HATIRLA BENİ “Dostuma”

FATMA ANA “Kadınlık onuruna”

TERCİH “Kaddafi’nin Şapkasına”

HARİKULADE “Parapsikolojiye”

TEK TANRI “İlahiyata”

ADALET “Olacaklara”

GÜZEL “Güzelliklere”

ASAF “Farka”

tebder.tr.gg 4

Page 5: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

ELÇİLER YANSIMALAR “Yansımalara”

İLİŞKİLER “Çevreye”

KALEMİM “Bekleyene”

EMİRLER “Kitaplara”

17 EKİM 2011 “İyi yapmışsın diyene”

SEZON SONU, SEZON BAŞI “Temsilciliklerime”

SALLANAN SANDALYE “Sallanan sandalyeye”

ZÜL Fİ KAR “İşe”

DUYGUSUZLUK “Duygunun sonuna”

ETKİLEŞİM “Kalorifer peteğine”

UÇUŞ “Duman gibi, sis gibi

OYUN “Kur’an-ı Kerime”

DÜNYA DEVLETİ “Geleceğe”

ŞEYH BEDRETTİN “Hakikate”

SAVAŞ CİNAYETTİR “Gözü Dönmüşe”

DELİRİP KURTULMAK

SAVAŞ

ÖYLE Mİ?

KÖTÜ ÖRNEK “Gömleğine kravat yakışmayana”

DÜMBÜK

UYUŞUK

ZİMMET “Ukalaya”

BAKIŞ

tebder.tr.gg 5

Page 6: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

212 LÖSEMİ “Yıldız kaymasına”

HAYAT ÖPÜCÜĞÜ “Sinir hücrelerine”

KENDİNİ ANLAT BANA “Sana”

ÇİT SÜT VE SU “Süte”

HANEDAN “Kılkuyruğa”

DAMGALAR “Yola koyulmuş damga oğullarına”

TÖRE DEĞİL

HEZİMET “Düşüncesiz düşünürlere”

YAKMALI YIKMALI “Türk düşmanı Türkçülere”

HANGİ FİLM “O Filme”

ÖZÜR “Anlayamamaya”

DAMLA DAMLA ANLAR “Hatıralara”

KAYIP KİTAP SEMBOLLER “Anlamlara”

YOLCULUK “Dünyamıza”

GEÇEBİLİRİZ (YOLCULUK II) “Ortak bilince”

TÜRKAN HOCA “Hastalıklara”

KARDAVİ “Fetva makamlarına”

NEŞE “Çırpınışlara”

KULE “Modadan yıkıma”

BURALAR “Aynaya”

ÖRGÜT “Yeni masalara”

AH “Zamanında olması gerekene”

SEN MİSİN? “Ümidime”

tebder.tr.gg 6

Page 7: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

OLMAZ OLMAZ DEME “Memleketime”

OH “Çınlayası kulaklara”

ÜRETİM “Yük sahibine”

KÖŞE TAŞLARI “Kanepeye”

ANNE “Anne ve yavrusuna”

HIRS “Çakılı kazığa”

SİNSİ “Taş diplerine”

İTFAİYE “Nükleer bilimciye”

DOKUNUŞ VE TEMAS “Ele ve deriye”

CİNSELLİĞİN EVRİMİ “Üremeye”

KÜRESEL ISINMA “Komikliklere”

ILICA “Dört renk dondurmaya”

ZAFER MEYDANI KİLİSE “Konya’ya ve Pazar Konserleri’ne”

GELENEK “Kuru kafaya”

İNZİVA “Dönüşüme”

PEŞİN ÖDEME “Borçlara”

ABİT VE İBADET “Duvara”

KIYMET “Tarihin zalimine”

DERS ALMA “Adamın ölüsüne işerler’e”

İNGİLİZCE ÖĞRENEMEMEK “A.B.’ne”

TEFEKKÜR “Modernlik düşmanına”

AKILDAN AKILA “Akıla”

SUNSET LİMİTED “Samuel’e”

tebder.tr.gg 7

Page 8: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

KEMALİZM “Düşmana”

FİKİR SAHİBİ CİMRİ “Kıskanç’a”

BUNDAN “Eleştirilere”

ÖNSÖZ

Tecrübelerime dayanarak ve kendi bakış açımla güncel veya tarihi sorunları analiz ederek cevaplar, dolayısıyla çözümler üretmeye çaba gösterdim. Toplumların içlerinde bulunan kültür katmanları ne kadar çeşitli ise analizlerde bir o kadar zordur. Çözüm için yola çıkan herkesin önceliği, alabildiğine geniş perspektiflerin kullanılması ve ortaklıkların çoğaltılabilmesidir. Matematik veya diğer bilimsel çözüm metotlarının başlangıç alınması akla en yatkın yöntemlerdir kanısındayım.

Daha geniş kitlelere ulaşabilmek için basit, anlaşılır olmayı tercih ediyorum. Bundan sonrada kolay anlaşılır kelimeler kullanmayı sürdüreceğim. Kimsenin anlamadığı sırları paylaşmaktansa herkesin anlayabileceği çözümleri üretmek taraftarıyım. Burada önümüze çıkan sorun, var olan sorunların yeterince anlaşılamadığından çözümlerin bu kadar karmaşık görünmesidir. O halde nasıl çözüm üretebiliriz? Kendimce bulduğum başlangıç noktam sorunun

tebder.tr.gg 8

Page 9: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

doğru analizi ile sonrasında ortak gerçek üretebilme, üretilen ortak gerçeklerin yılmadan, cesaretle savunulmasının yaygınlaştırılmasıdır.

Kitaba gelecek olursam, kırk iki yıllık yaşamın bana verdiği veya öğrettiği – şimdiye kadar edinebildiğimce, faydalı, değerli bulduğum özleri bir araya toplamaya çalıştım. Önceki çalışmamda dünya yaşamının, var olan değerlerinin tatmin edici olmadığı, insanlığın hala arayışlar içinde olduğu, süregelen uygulama ve beklentilerin insan ruhunu zedelediği dolayısıyla insanı yıprattığı gerçeğini irdemeye çalıştım. Beşinci şiir kitabım “Bu mu dünya”da bir araya getirdiğim şiirlerimde temel vurgu “dünya” kavramı ile içinde yaşanılan dünya algısı oldu. Eleştirilerim ise, insan davranışları üzerinde yoğunlaştı. Dinsel bağnazlık ve yanlış inanışlar genel olarak bütün şiirlerimde ele aldığım önemli alt başlıklardan birisidir. “Hikmet Damlaları” kitabımda ise daha çok sebepler üzerinde durmaya gayret gösterdim. Sebepler denilince de akla ilk gelmesi gereken, “hikmet” kelimesidir.

Kitabıma kapak olan siyah – beyaz fotoğrafı başlangıç alarak örgüyü sürdürmeye çalıştım. İlk bakışta itici gelebilecek olan sıra dışı bu görüntü daha sonra ilham verici farklı bakış açıları doğurdu. Okuyucularımdan aldığım tepkilerde ise genellikle, “olaya hiç bu şekilde bakmadıkları, daha çok yırtık – pırtık elbiseli adamın üzüntü verici yoksulluğunun göze çarptığı” fakat daha sonra “şiirin okunmasıyla farklı bakış açılarının geliştiği” ifade edilmekteydi. Mantığında söylediği gibi, var olan gerçekten bilemediğimiz başka doğrulara yol alabiliriz. Bu resimden herkesin aynı şeyi gördüğü ve görmediği doğrudur. Önemli olan ortak görüntülerin alabildiğine çoğaltılabilmesi ve okuyucunun da kendi gördüklerini ifade edebilmesine fırsat tanınması, yol açılmasıdır.

Herkes kendini o hamalın yerine koyabilir. Kimi üzülür ve acır, kimi kesinlikle o halde olmak istemez, bunun utanç verici olduğunu düşünür. Oysa burada vurgulamak istediğim, kılık – kıyafetten daha farklı bir değerin var olduğudur. Genellikle insan bakışı ilk gördüğünü, yüzeysel olanı kısaca dış görünüşü ele alarak yorumlar üretir ve beğenmemişse irdemeye gerek duymadan bir kenara iter veya atar. Buradaki gerçeğe; yok saymak veya dışlamak, kabul etmemek de diyebiliriz. O halde, insanların geneline yakını yaşantılarından ve etrafta olup bitenlerden memnun değilseler ki öyledir, bakış açılarımızda küçücükte olsa sapmalara ihtiyacımız vardır. Değerlerimiz

tebder.tr.gg 9

Page 10: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

değişmeli, davranışlarımız farklı şekillere evrilmeli, var olana ve geleceğe şimdikinden farklı bakmayı öğrenmeliyiz. Belki yeni bakışlar daha mutlu ve doğru, insana yakışır hayatları şekillendirebilir. Ne dersiniz? Denemenin ne gibi zararları olabilir ki?

“Hacı Hoca Müftü” başlıklı şiirimde, toplumda genel kabul gören, doğruluklarından pek şüphe edilmeyen bazı kişi ve mesleklerin eleştirisini yaptım. Genel kabule göre hacı, hoca veya müftüler hayatlarını dine dolayısıyla fedakârlık ve doğruluğa adamış, kötülüğe asla bulaşmayan, yol gösterici, bağışlayıcı, toplumun önemli dayanaklarından bazılarıdırlar. (Oysa toplum yine yanlış yoldadır, hatalı işler yapmaktadır, bilerek eğrileri doğru gibi göstermeye çalışan baskı grupları vardır. Kendiliğinden oluşmuş veya özenli, planlı – programlı çalışmaların sonucu olarak bu gruplar vardır.)

O halde güvenilen bu meslektaşların hatalarının sebebi nedir, hatalar nereden kaynaklanmaktadır? Şiirimde cevap vermeye çalıştığım, yine kendimce, kendi gördüğümce, -Tanrı - bilgisinin bir yerlerde yanlış anlaşıldığı, bilinmediği veya bilerek istismar edildiği gerçeğidir. Tarih boyunca en fazla istismar edilen, geçim kaynağı haline gelen değerlerin önde geleni yine zannımca bu kavramdır. Şiirime ilham veren gerçek bir olay; müftü efendilerden birisi ile yeni açılan, eskiden Bektaşi Dergâhı olan tarihi bir yerin şimdiki hükümet tarafından Diyanet’e tahsis edilmesinden sonra yapılan açılış sonu aramızda geçen bir sohbettir. Koskoca bir ilin din işlerinin yürütülmesinden sorumlu, uzun yıllar ilahiyat ilimleri okumuş ve sorumluluk almış bir kişi, ilahi hikmet konusunda: ”Ama nasıl, bir türlü anlayamıyorum.” deyince, bu şiiri yazmak bana farz oldu! Evlerine gittim, kütüphanelerine göz attım, karşılıklı sohbet imkânları buldum. Sonuç olarak neredeyse hepsinin veya hepsine yakınının aynı dertten muzdarip, çaresizler olduğunu keşfettim. Ne kadar acı verici değil mi? O halde çulsuz hamal, hükümetin özellikle görevlendirdiği din memurlarından daha çok ilham verici ve doğruları alabildiğine çıplaklığıyla ortaya koyucudur. Bu konuda şiir yazılmaz da hangi konuda yazılır? Eleştirilerin tamamını kabul ediyor ve cevapsız bırakıyorum. İstenildiği gibi anlaşılıp değerlendirilebilir. Tek şikâyetim kapılarına işaret konularak halkın bir kesiminin korkutulmaya çalışılmasıdır. Bildiğim şu ki bu halk yüzyıllar boyu baskılar altında zaten elmas kıvamındadırlar. Onların korkuları şiddetin bas göstermesi ve cehaletin korkunç yüzünün ortaya çıkmasıdır.

tebder.tr.gg 10

Page 11: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Diller konusuna gelince, âcizane birkaç farklı dille temasım oldu. Zaman ayırmak zorunda kalarak veya o zamanki işlerim gereği zorunluluktan dil öğrenmeliydim. Şiirimde de belirttiğim gibi başlangıçta oldukça zorlandım. Yanlış program veya eğitimcilerin elinde baya kıvrandığım oldu. Fakat sonuçta dillerin ilahi birer mucize olduğuna, insanın nasılda üretken olabildiğine, dilin yaşamın sürdürebilmesindeki ve daha önemlisi o anaca birikmiş olan değerlerin tümünün gelecek nesillere, dolayısıyla insanlığa kalmasında etkilerini kavradım. Dil öğrenmek isteyenlere birkaç tavsiyede bulundum. Türkçemizin değeri hakkında bazı değerlendirmelerimi ilettim. Daha sonraki şiirim “Bu Ne?”de ise önceki şiirle de bağlantılı olarak, öğrenme süreçlerine değinmeye çalıştım. Öğrenme isteklisi kişiyi çocuğumla özdeşleştirerek sonuca varmaya çalıştım. Kendim burada haliyle, tecrübeli bir baba, tavsiyelerde bulunan bir öğretmen, zorlamadan kendi başına bırakan bir özgürlükçü konumundaydım.

“Sakal” şiirimde ise yine “Hacı Hoca Müftü” şiirimin de etkisini sürdürmesi ile dış görünüş, toplumsal baskılar, yanlış din anlayışları ve dinsel bağnaz dayatmalara değinmeye çalıştım. Aile yaşantısının önemi ile temizlik vurguları ile birlikte daha geniş bir perspektife geçerek günümüz dünyasının sakala bakışını alabildiğine çarpıcı ve anlaşılır şekilde vermeye çalıştım. Dini söz sahiplerinin, fetva makamlarının aslında ne gibi anlamsız ve komik konularla uğraşıp durdukları da ayrıca değerlendirilmesi gereken konulardır.

“Adamın Ömrü” şiirimde ise “Hoca”dan yola çıkarak hocanın yardımcısı müezzine ulaşmaya çalıştım. İkinci şiir kitabım “Semaha Şiir” de ele aldığım ezan konusu, kısa da olsa etkili olmuştur. “Bayrak inmez, ezan susmaz!” sloganlarının toplumsal transa neden olduğunu, duyan her bireyi bilerek veya bilmeyerek etkilediği fakat bu etkinin zamanla bir çeşit hipnoza yol açarak dinin temeliymiş gibi sunulmasının gerçek dinin anlaşılmasında en büyük engellerden olduğuna değindim. Müezzin efendinin sesini güzelleştirme çabaları, yeni makamlar denemeleri ve ses düzenini sonuna kadar açması zorlamayla başlayarak zamanda özellikle bende itici olmaya başlamıştır. Bu konuda tedavi sunan psikologlara ihtiyacım var! Açık yüreklilikle değinmeden geçemeyeceğim, konuyla bağlantılı Müslümanlık değerlendirmelerinin aslında o kadarda basit olmadığı, kişinin inanç yolunda çaba harcaması gerektiği, ezanla, türbanla, namazla, sakalla veya başka dış – gösterişçi uygulamaların dinin kendisiymiş gibi sunulmasının yakışıksız olduğudur.

tebder.tr.gg 11

Page 12: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

“Tek Cümle” ve “Arı Gibi” şiirlerimde ise yine değersiz gibi gördüğümüz ufak, tefek şeylerin aslında ne kadar değerli olduklarını vurgulamaya çalıştım. Özellikle bahar gelince kırlarda veya balkonlarımızda önümüze çıkıveren, gözümüze batıveren arıların, değersiz olmadıkları, hakikatin – hikmetin peşinde olan bir kişinin özellikle ufak tefek şeylerden çok şeyler öğrenebileceğine değindim. “Alakasız Cümleler” de ise, birbirleriyle alakasızmış gibi görünen her şeyin aslında bir bütünün parçaları olduğuna değindim. Bu şiirle bağ kurulabilecek bir diğer şiir “Tek Cümle” başlıklı şiirimdir. Bir bütün şiir, bir tek cümleden oluşabileceği gibi var olan her şey de görülen veya görülmeyen bir olabilirler.

“Zırıltı” şiirimde yine ezan sesinden duyduğum gürültü kirliliği algım devam etmiş ve sürekli şikâyet edip duran insanların ve dolayısıyla her şeyin aslında gürültü kirliliği yaptıklarına değinerek, dinlemenin, dinlenmenin değerine doğru bir yol açmaya çalıştım. Önemli bulur musunuz bilemeyeceğim fakat dinleme duyumuz bence insana has en önemli duyulardan bir tanesidir. Ömrünü dinlemeden geçirenlerin varlığını düşündükçe daha bin şiir yazmak istiyorum. Oysa insan çevresi doğal haliyle o kadar mucizevî, ilham verici, sakindir ki hayret etmemek imkânsızdır. Deney yapılması oldukça kolay bir değerden bahsediyorum. Bir gün özellikle sessiz olduğundan bir gece, çevrenizi dinleyin bakalım neler duyacaksınız? Bahse girerim müthiş şeyler duyacaksınız. Hatta o ana kadar neden bu deneyi yapmadığınıza da hayret edeceksiniz. Düşünsenize çevremizde zaten var olan, şimdiye kadar var olmuş olan, gelecekte de sürekli var olacak olan “sessizlik” ne kadarda güzeldir.

“İnsanın Güçsüzlüğü” şiirimde ise kutsal insanın bir yanı ile mükemmel fakat diğer yanı ile oldukça çaresiz, güçsüz, çelimsiz olduğunu ortaya koymaya çalıştım.

“Büyüden İnanca” şiirim etki bırakan şiirlerimden bir tanesidir. Bunu “kendi yapar, kendi sever” komikliği ile sunuyorum. İlk defa yayınlandığında ki bu şiiri kitabıma almadan önce farklı ortamlarda tek olarak paylaştım. Cesur bulanlarda oldu, eleştirenlerde haliyle ama sonuçta binlerce eleştirisini aldığım şiirlerimden birisidir. Burada başlangıçtan günümüze ve tahmin edilen geleceğe inançların nasıl şekillendiklerini ele aldım. Ninemden gördüğüm üzerlik yakma töreni çocukluğumdan beri sürekli aklımda kalmış bir uygulama idi. “Çocuğun karnı

tebder.tr.gg 12

Page 13: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

ağrıyor, hadi bir üzerlik yakalım.” Komşunun midesi bulanıyor, “Hadi bir üzerlik yakalım.” Kısacası doktorların yaygın olmadığı çağlardan kalma bu şifacı geleneği benim çocukluğuma kadar sürmüştür. Eminim ki dünyanın başka yerlerinde hala sürmektedir. Kurşun dökme ve üzerlik yakma bizim toplumumuzda yaygın bir uygulama idi. Kaynağının neresi olduğunu ise tahmin edebiliyorum. Şamancı tür inançlarda ruhların önemli bir yeri vardır. Ruhlar dumana, sise benzetilir. Yaşlı bir kadın - özellikle burada kadın seçilmiştir,- ot yakar ve ruhlarla temas kurar ve dileklerini bildirir. Yanı sıra bir takım takı ve muskalarda iş görür. Eskiden kimlik olarak kullanılan hamaylılar zamanla içine dua yazılıp saklanan muskalara dönüşür. Türbelerdeki duygu yoğunluğu da bununla bağlantılıdır. İnsan kendi öz varlığının farkına vardığı gün şunu çok net bir biçimde anlayacaktır: “Ey insan sen de mucizeler var”. Hatta etrafında olup biten her şeyi bir şekliyle “sen” yapıyorsun. Çevrene yaydığın negatif veya pozitif enerji ve sinyaller çevreni şekillendiriyor. Çoğundan duymuşsunuzdur: “Kimi kınadıysam başıma geldi.” Veya “Mıknatıs gibi belayı çekiyorum, her şey üstüme geliyor!” İşte bütün bu etkileşimlerde senin çekim gücünün etkisi açıkça kendini gösterir.

O halde şunu tekrar düşünelim, çevremizi olumlu bir şekilde değiştirebilmek için ne yapmalıyız? Cevap veriyorum, pozitif olalım, negatif olandan kaçınalım.

İnançlarımızın oluşmasında güçsüzlüklerimiz en çok etki eden unsurlardır. Şimşekten korkan birinin, şimşeğin hakikatini öğreninceye kadar kendisinden güçlü olana sığınma ihtiyacı doğaldır. Yaşlı bir köylü amca ile aramızda geçen konuşmayı, ilk şiir kitabım “Şiirle Semah” ta ele almıştım. Orada vurguladığım konu ile burada yeniden gündeme gelen bilgi bir birleriyle bağlantılıdırlar. Kasketli köylü amca: “Ay bizim için nurdu, ona göre ibadet eder, ona göre davul çalıp halkı uyarırdık. Gün geçti adamlar Ay’a çıktı, hatta ondan taş bile getirdiler. Artık bizde inanç filan kalmadı.” demişti. Cevap olarak kendisine, “Amcacığım, bu gördüğümüz ay ve yıldızların tamamı sadece bir tek galaksinin yıldızıdır neredeyse, galaksimiz gibi daha milyonlarca galaksi var.” demiştim. Konuyla ilgili sonuç olarak, inançlarımızı şekillendiren unsurlara dikkat çekmek istedim.

“Evim” şiirimde bir ütopyadan “Topçuoğlu Bayırı”nda ise geçen gerçekten bahsettim. “Alamut’ta Bir Gece” şiirimde ise bilginin kaynağı sorusuna tarihsel gerçeklik özlemli efsanelere değinmeyi yararlı buldum. “Güvenilire Sır”da

tebder.tr.gg 13

Page 14: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

ayrıntılarını verdiğim, toplumsal sırlar zamanlar nasıl inançsal sırlar haline gelmişse Alamut hikâyelerinin toplum derinliklerimizdeki etkileri, özellikle Hünkâr Hacı Bektaş Veli’nin bir dönem içinde kaldığı hatta bazı rivayetlere göre ciddi bir eğitim aldığı Alamut Kalesi, Moğol tehditleri artıp boşaltılınca, kendisine verilen bir takım emanetlerin olduğu, bu emanetler arasında kutsal emanetler bulunduğu, günümüzde bu emanetlerin hala sır olarak saklandığı belirtilmiştir. Bir hayal kurdum ve kendimi Alamut’ta buldum. Hayalimin başında hemencecik orada değildim. Gece karanlığında bir kervanla ve yüzleri peçeleri ile örtülmüş eli kılıçlı korumalarla birlikte yol alıyorduk. Konuşmaların olmadığı zamanlarda o yalçın kayaların arasında ıslık çalan rüzgârın sesi ile vahşi sesleri birbirlerine karışıp geliyorlardı. Sonunda yorgun argın, kaleye ulaştık. Misafir olarak ağırlandık, yerlerimiz gösterildi, dinlenmemiz için süre verildi. Etrafa bakıp duruyor içerdekileri gözlüyorduk. Ahşap el işleri ile perdeler oldukça ilgi çekici idi. Daha sonra geliş amacımıza yoğunlaştık. Amacımız bilgi almaktı. Neden ve nasıl sorularını tarih boyunca soran binlerce insandan bir kaçıydık. Sorumlu kişiler gelince sorularımızı sorduk ve cevaplarımızı aldık. Sonunda bu şiir size de ulaştı ve umarım bir takım sorularınıza cevap bulabildik.

“Fatma Ana” şiirim ise yine kalıcı etki bırakan yazılarımdan bir tanesi olmuştur. Bir karikatür üzerine çıkan yoğun çatışma üzerine kaleme alınmıştır. Karikatürde kara çarşaf eleştirilmiş ve küçük bir kız çocuğun kara çarşaf yerine normal örtünmesi bile büyüklerince hor karşılanmıştır. Genel yorumcular bu konuda büyükleri eleştirirken birkaç yeni arkadaş, dindarların giyim kuşamıyla bu şekilde alay edilemeyeceği sonucuna ulaşmışlardı. Tartışma büyüyünce hatta bazıları bazılarını dinden çıkarmaya kalkışınca bu şiiri yazdım ve o arkadaşa ithaf ettim. Fatma Ana ve dolayısıyla Ehlibeyt hanımlarının bizim kutsallarımız olduğu, kutsalımıza el uzatılmaması gerektiği, değerlerimiz için tarih boyu ciddi mücadeleler ettiğimizi, bu günlerde başörtüsünün tıpkı mızrağın ucuna asılan kuran sayfaları gibi genel olarak bilgisiz toplumları kullanmak için istismar edildiğini anlatmaya çalıştım. Son söz olarak Fatma Ana’nın “Bu gün artık bütün kadınlar, evlerinin bir köşesine çekilseler, karalar giyinip, karalar sürünseler ve yüzlerini duvara dönüp ölünceye kadar yerlerinden kalkmasalar yeridir.” Sözünü alarak bitirdim. Bu günden kastedilen gün, hükümetin gasbedilip, hak etmeyenlerin hükümet oldukları gündür.

tebder.tr.gg 14

Page 15: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Bağlantılı olarak günümüze ışık tutması bakımından kutsal sözlerde “Âlem kadınlarının efendisi” olarak tanıtılan Fatma Ana’nın daha iyi anlaşılıp değerlendirilmesine gayret gösterilmiştir. Bu konudaki tartışma hale devam etmektedir.

“Tercih”, “Güzel”, “İlişkiler” şiirlerim ise kısa anlatımlı, bilinen okunup geçilecek gündem oluşturmayan, tartışma yaratmayan yazılar türündendir. Güzellikte sanat, tercihte doğruluk, ilişkilerde dürüstlük vurgusu yapılmıştır.

“Elçiler Yansımalar” ve “Emirler” de ise, biline gelen bütün büyük dinlerin ki bunların içinde Budizm ve diğer doğu dinleri de vardır, ana mesajlarının ne olduğuna değinilmiştir. İlk mesajların kayıtlı örneklerinden yola çıkarak dinlere etkisi ile özellikle bu mesajı sunan sunucuların kişilikleri üzerinde kısaca durulmuştur. Okumak, dinlemek, yapmak, anlamak ve söylemek emirlerinin nasıl gün geçtikçe kuşatıcı birer din geliştirdiklerini birer kelimenin bile ne kadar önemli olduğu işlenmiştir. İnsan duyularına gönderme yapılarak bilinen beş duyu organını ile beş hissin yanı sıra düşünme ile felsefeye araştırma ile bilime yol açılmıştır. Genel amacın insan olduğu, bütün çalışmaların insan için olduğu vurgulanmıştır.

“Oyun” şiirimde oyun kelimesi kavramlaştırmaya çalışarak oyun kurucular, oyunculuk, oyun oynamak, oynaşmak, aldatmak, eğlenmek, söz vermek, sözde durmak, sözde durmamak, oyalamak, kandırmak gibi kelimeleri işlemeye çalıştım. “Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden ibaret” ise tarih boyu çekilen sıkıntılar neyin nesidir? Sorusuna cevap aramaya çabaladım.

“Uyuşuk”ta ise, eleştirel bir bakış açısını biraz yakıcı, biraz tepeden bakan gözle vurguladım. Neye şükredilip neden şikâyet etmemiz ile insanın kendi yeteneklerine ve değerine önem vermesi gerektiğine vurgu yaptım. “Zimmet”te ise, tepeden bakanları eleştirdim. Kendisine verilmediği halde ya zorla ya da kandırma ile ele geçirilen imkânların kötüye kullanımını eleştirdim. “Dümbük” şiirimde ise kısaca birkaç cümle ile o çok büyük ihtişamlı makam sahibi kişilerin aslında değersiz olduklarını göstermeye çalıştım. Hakkım olduğunu düşündüğüm, halk adına konuşma hakkımı burada alabildiğine hızlı ve sert kullandım. Hakaret olarak değerlendirilse bile zorbaların daha fazlasını hak ettiklerini düşünüyorum. Bu konuda dili ve kalemi olanların cesur olmalarını öneririm. Ortama uymak ve benim en nefret ettiğim eyyamcılık insanlar

tebder.tr.gg 15

Page 16: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

arasında bir davranış olmaktan çıkmalıdır. Maymuna şeker verirseniz çığlıklar atarak sevindiğini gösterebilir fakat bu davranış insana yakışan bir davranış değildir.

“Kendini Anlat Bana” şiirimde ise benlik ve kendilik kavramları ile kişilik üzerinde durmaya çalıştım. Doğrusunu isterseniz bu konuyu işleme arzum bir kitaptan kaynaklandı. Kitabın adını vermeyeceğim fakat konusunda, bir psikolog ile hastası arasında geçen diyalogda, psikolog sürekli şu soruyu sorar:”Kendinden bahset! Sen kimsin?” hasta sürekli cevap verir fakat hiçbir cevap tatmin edici veya doktorun aradığı, duymak istediği türden değildir. Sonunda hasta kızar “Ne istiyorsun be adam, anlatıyorum işte” diyerek tepkisini gösterir. Psikologun son cümlesi: “Söylediğin kelimelerin ne anlama geldiğini biliyorum fakat kim olduğunu hala öğrenemedim. Bahsettiklerinin hiç biri beni ilgilendirmiyor. Bana kim olduğunu anlat!”

“Çit Süt ve Su” da üzerinde fazla durulmayan, günümüzde eskimiş görünen, anlaşılamayan, dolayısıyla paylaşılamayan “TÖRE” kelimesinin bir kısmına değinmeye çalıştım. Hukuk Fakültelerinde veya başka akademik çalışmalarda geliştirilmemiş fakat milletlerin bünyesinde zaten var olan kanun olması ve toplumu düzene koyması bakımından ele alınması gereken, törenin değerine değindim. Türk Töresinin yüzlerce değil, binlerce yıllık bir arkaplanı olduğuna her zaman inanmışımdır. Dede Korkut sadece elinde sazla gezen bir gezgin ozan değil aynı zamanda töreyi toplumun kılcal damarlarına eken kanun adamıdır. Töre ile obalar arasında uyum sağlanır, töre ile hayatta kalınır, töre ile doğru ile yanlış birbirinden ayrılır. En önemlisi töre ile devlet kurulur. Günümüzden geçmişe bakarak değerlendirmelerde bulunmak o günün şartlarına ve değerlerine göre daha kolaydır. Anlıyoruz ki, en güçlü milletlerden birisi olan Türk Milleti tarih boyunca yüzden fazla devlet kurmuş ve bu devletlerden ondan fazlası büyük devlet sınıfında yerini almışsa bunda törenin göz ardı edilemez, büyüleyici, gerçek etkisi artık gözler önündedir. Töreyi cinayetle özdeşleştirenler bilerek veya bilmeden tarihe ve dolayısıyla en güçlü değerlere ihanet etmektedirler. Bağlantılı olarak ele aldığım diğer bir şiirim ise “Damgalar” başlığını taşımaktadır. İlk bakışta hayvan sürüsü sahibi toplulukların hayvanları birbirlerine karışmasın diye buldukları bir uygulama olarak görülen damgalar aslında kelimenin ve dolayısıyla dilin de kurulmasında önemli bir etkendir. Bunun dışında asıl olan toplumların ortak değerleri, geldikleri yerler –

tebder.tr.gg 16

Page 17: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

kökleri, tarihe etkiler, medeniyet bilincine katkıları, insanlığa katkılarıdır. İnsanların ayrı ayrı soy ve boylardan olmaları ve boyların daha sonra milletleri oluşturdukları milletlerinde medeniyeti oluşturdukları göz önüne alınırsa önemi ortaya çıkar. Ayrıca nereden geldiğimiz ve tarihte neler yaptığımız gibi önemli soruların cevapları damgalarda gizlidir. Tanrı buyruğunda bu konu: “Sizi boy boy yaratmamızın hikmeti, birbirinizle tanışmanız içindir.” şeklinde belirir.

“Yolculuk” ve “Geçebiliriz” şiirleri birbirinin devamı iki şiirdir. Evrenden, uzayın derinliklerinden bakınca dünyamız bir araç gibi görünür. Bu gemi ile nereden gelip geçmişiz ve daha nerelerden geçeceğiz. Kendi çocukluk yolculuklarıma benzettiğimiz bu yürüyüşü okuyucuma sorular sorarak örmeye ve sonuç almaya çalıştım. Ölülerimizle birlikte nereye gidiyoruz? Yoksa ulaşmamız gereken bir hedef mi var? Yoksa öylesine boşlukta boşu boşuna, başıboş bir şekilde geçip gidiyor muyuz? Bu harekette bizim bir etkimiz var mı? Varsa nasıl?

Ve benzeri sorular ve kendimce cevap hazırlayan ipuçları.

Şahıslarla ilgili kaleme aldığım şiirlerimden bir tanesi “Kardavi” diğeri ise “Türkan Hoca”dır. Birbirinden tamamen farklı olmaları, hitap ettikleri kitleler bakımından ayrılan bu iki şahsı irdelemeye çalıştım.

Tokat Ehlibeyt Derneği bünyesinde uzun zamandır sürdürdüğümüz çalışmalarımızda dini bilgiler ağırlıklı olmak üzere küresel bir eğitim hareketi yürütmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla dini bir karakterimizin olduğu doğrudur. Bununla birlikte bu şiirlerde de var olan dini eleştirileri en hassas ve incelikle yapabilmemde bu çalışmaların etkisi elbette olmuştur. Mesajım şudur: dostlar, insanlar, kardeşler, yakın çevrem ve herkes, din adına duyduğunuz, size dayatılan bilgilerin çoğu yanlıştır. Tarih boyunca tortulanarak günümüze gelen bu bilgilerin içinde o kadar saçma, dayatma, zorlama, uydurma vardır ki öğrendiğiniz zaman kendiniz bile hayretler içinde kalırsınız. Birileri çıkıp bu hakikati açıklamak zorundadır. Hıristiyan papazı eleştirirken, Müslüman mollanın yaptıkları onlarınkinden pek geri kalmaz. İnanç içsel bir anlayış olarak başlamakla birlikte zamanla toplumda etki alanları bulabilmekte ve maalesef genellikle kötüye kullanılmaktadır. Bilmeyenler “bilmiyorum” dedikleri gün işler düzene girecektir. Her şeyi bildiğini zanneden, yalan yanlış bilgilerini insanlara gerçekmiş gibi sunan üstüne üstlük kin, nefret, cinayet ve cehennem üretenler tarihin en büyük zorbalarıdırlar. Cehennem zebanisi gibi işi gücü insanları

tebder.tr.gg 17

Page 18: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

cehenneme atmak olan din adamları gerçekten iğrenç, gerçekten mide bulandırıcı, gerçekten zorbadırlar. Tarih boyunca işlenen en büyük insan kırımlarının, katliamlarının sorumlusu da bunlardır. Yapmaya çalıştığımız insanımızın korkmadan, çekinmeden kendi öz benlik ve bilgileri ile dini anlayabilecekleri ve uygulayabilecekleri gerçeğini yaygınlaştırmaktır. Bu zorbalara ihtiyacınız yoktur. Lütfen tembelliği bırakın ve ilahi nefes ile sizlere yüklenmiş eşsiz benzersiz aklınızı kullanın ve doğrulara kendiniz ulaşın. Bu yolda giderken dinden çıkarım diye sakın korkmayın. Samimi yürek eninde sonunda hedefine ulaşacaktır. Bu zorbaların akla bu denli düşman olmalarının sebebi de işte budur. Aklın elini ayağını bağlayarak kendi dünyevi, müflis, zavallı arzularını gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar. “Ey insanoğlu akletmez misin?” ne harika bir buyruktur. Hükmedildiğinde dünyayı kurtaracak hüküm bu olsa gerek.

Konumuza dönersek “Kardavi” şiirimde fetva makamlarının günümüzde ve tarihte ne büyük cinayetlere imza attıkları, insanın düşmanı oldukları ve insana düşman olmaları bakımından da şeytanla ortaklaştıklarına yaptım. Sözün ve yazının başında ve sonunda hakikate ve Hakka sığınırım.

“Sen Misin?” şiirimde ise ümidimi canlandırdım ve gördüğüm küçücük bir kız çocuğuna seslenerek hayat boyu biriktirdiğim bütün bilgi ve tecrübelerimin özünü kendisine içtenlikte teslim edebileceğimi belirttim. Geleceğin bu günden ve geçmişten daha güzel olacağı sürekli bir ümittir. Keşke öyle olsa diyorum. Tecrübelere değer verilmesini, ümitlerin canlı tutulmasını, insana güveni özellikle kadının geleceğin kurulmasında üzerine düşen önemli işler olduğuna inanarak işlemeye devam ediyorum. Okuyucularında katkı sunarak kendi pencerelerinden ve prizmalarından harika ışıklar yayacaklarına inanıyorum.

“Zafer Meydanı” ve “Ilıca” şiirlerimde ise yaşanmış anıları yeniden canlandırarak çekilen bazı acıların, hayat boyu kitaplardan, kütüphanelerden, eğitimcilerden kazanılamayacak bilgilere ulaşmamıza sebep olabileceklerine vurgu yaptım. Çocukluk anılarının olabildiğince saf ve canlı kaldığını, istenildiğinde yeniden yol gösterebileceği belirttim. Kilise ve meydan vurgumun nedeni ise günümüzde müze olan bazı yerlerin bir zamanlar canlı bir mekân oldukları bu gün ise canlılıklarını birer belgesel tadında devam ettirdiklerini ayırt etmeye çalıştım.

tebder.tr.gg 18

Page 19: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

“İnziva” şiirimi dönüşüme adayarak cesur bir adamın her şeyden sıyrılarak yeniden başlamak için bir adım geri atmasını ve toplumdan arınmasını irdemeye çalıştım. Tarihten bildiğimiz o kadar çok münzevi yaşamlar vardır ki isimlerini saymak bile oldukça uzun bir alacaktır. İlk aklıma gelen Ahmet Yesevi’nin inzivasıdır. Rivayetlere göre, ömrünün sonlarına doğru kendisine sığabileceği kadar bir yer edinir ve iç dünyasına dalar. Düşünmek burada en önemli etkinliktir. Yunan filozofun inzivası ile Yesevi’nin inzivası burada ortaklaşırlar. Günümüzden bakılarak bu tür davranışların komik olduğuna karar verilebilir hatta genç sohbet meclislerinde eğlence konusu edilebilir fakat bir anlık empati bile cesaret ister. Uygulamaktan öte düşünmesi bile zordur. Bu şiirime ilham veren, daha başka birkaç şiirimde de kendisinden örneklerle ismini vererek andığım Celal Baba olmuştur. İnzivaya çekilir. Karışıklıların hat safhaya vardığı kan göllerinin kıyılarının görüldüğü yıllardır. Geçmiş dönemlerden can yakıcı anılar gözler önündedir (Babai İsyanları). Bir türlü dikiş tutmayan bir coğrafya, sürekli sürtüşmeler, gelen gideni aratır anlayışsızlıklar ve zorbalıklar hüküm sürmeye başlamıştır yeniden. Türkmen’in derdi huzurlu bir yaşam sürmek, doğanın kendilerine sunduğu imkânlardan alabildiğine yararlanmak ve nesillerini büyütmektir. Eline kılıç alan ve kılıcı tek çözüm olarak sunan zorba iktidarlar dönüp dolaşıp yine Türkmen’in obasını bulurlar. “Buradan geçemezsin, burada kışlayamazsın, burada konaklayamazsın, kızlarından vermelisin, oğlanlarından vermelisin, haraç vermelisin…” istekler bir türlü bitmek bilmez. Toplanır yirmi dört damganın oğulları ve karar alırlar. “Bu böyle devam edemez, varlığımızı sürdürebilmek için mücadele etmek zorundayız. Aksi halde bu zorbalar bizi kendilerine teb’a etmeye çalışacaklar, haklarımızı ellerimizden alacaklar, inançlarımızı ve değerlerimizi yerle bir edecekler.” İşte bütün boyların temsilcilerinin bulunduğu toplantıdan karar budur. O gün kısa süreli olacağı tahmin edilen kalkışmalar yüz yıllar sürecektir, tıpkı kendilerinden önce başkaldıranlar gibi. İlk bayrak açan Celal Baba’dır. O gerçek bir kahramandır. İnanmayanlar tarihin sayfalarını birazcık karıştırırlarsa bunu göreceklerdir. İspat isteyenler günümüz insan hakları mücadelelerine ve halk ayaklanmalarına göz atabilirler. İftiralar atarlar, “Mehdiliğini ilan etti!” derler. Bu koskocaman bir yalandır. Celal Babanın söylediği: “Ey Halkım, adalete inanıyorsanız, mutlaka bir gün gerçekleşecektir. Adalet için savaşmak zorunda kalırsanız tevekkül en güzel seçenektir. Her türlü baskı ile sizleri yıldırmaya çalışabilir, üzerinize tanımadığınız, bilmediğiniz aşiretleri silahlandırıp

tebder.tr.gg 19

Page 20: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

sürebilirler. Yılmayın, inancınızdan taviz vermeyin değerlerinize sahip çıkın. Bizler ölsek bile, bizden sonrakiler mutlaka bu zorbalıklara bir son vereceklerdir” ve dedikleri aynen gerçek olur. Aşiretler silahlandırılıp yüz binlerle ordular kurulur, köşe – bucak Türkmen avı başlar. Türkmen onlar için bir baş belasıdır çünkü. Yok edilmelidirler. Türkmen direnir, öyle bir mücadele verir ki düşmanlar bile şaşakalır. Celal Baba’dan sonra Şah Veli, Baba Zünnun, Kalender Çelebi bayrağı alırlar. Mücadele sürer gider. Onlardan sonra hak arayan küçük topluluklardan, büyük kalabalıklara kadar, düzenli birliklerden, öğrencilere kadar direnişin adı “Celali Ayaklanmaları” olur. Sonunda zorba padişah bir kayığa biner ve defolup gider. Bu bağlamda eğer sonraki direnişleri de Celali olarak kabul edeceksek, “Kurtuluş Savaşı son Celali ayaklanmasıdır” diyebiliriz.

İşte burada ayaklanmalardan önce, Celal Baba bir mağaraya çekilir. Kimseye haber vermeden gitmiştir. Bu gün yeri bilinen, Buzluk Dağları’ndaki bu mağarada on yedi ay inzivaya çekilir. —İnzivanın komik bir davranış olmadığı şimdi anlaşılmıştır kanımca. –

Gerisini ben getirdim ve günümüze taşıyarak mağara ismi vermeden her hangi bir yerde kendisine çekilen bir adamın hikâyesini kaleme aldım. Döndüğünde saçı sakalı uzayan bu adam, haliyle yorgun ve kirlidir. Fakat kazandığı önemli bir şey vardır oda, benliğidir. Kendisini bulmuş, programını yapmış, yola koyulmuştur artık, üstelik eskisinden daha sağlıklı, kararlı ve arınmış olarak. Güzel değil mi?

Ne dersiniz bu tür bir inzivaya kaç kişinin cesareti olabilir. Gidip de gelmemek vardır. Oralarda kalmak vardır. Kurtlara yem olmak vardır. Kendini kaybetmek, delirmek vardır. Hangi cesur hazırdır bu yolculuğa ve geldiğinde bilerek veya bilmeyerek değiştireceklerine? Bilmeye gerek kalmadan fakat yürekten inanarak. İşte budur bahsedilip durulan fakat bir türlü anlaşılamayan Mehdi İnancı. Adalet o kadar kutsal ve o kadar çekicidir ki insanı kasıp kavurur ve içine alıverir. Uğruna ne fedakârlıklar, mücadeleler verilmiştir. Daha önceki yazılarımda da sıkça değindiğim bu konu tazeliğini hiçbir zaman yitirmeden sürdürecektir. Dünyanın en yaygın ve güçlü inancı olan “Zuhur İnancı” diğer ve güncel kullanımlarda, “Adalet” olarak karşımıza çıkar.

tebder.tr.gg 20

Page 21: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Zorbalar her zaman önlerine çıkanları en acımasız iftiralarla yollarından kaldırmaya çalışmışlardır. İftiranın anlamsızlaştığı yerlerde halkın zihnini karıştırmak yolunu tutarlar. Tarihten bildiğimiz o kadar zorba vardır ki bu gün kutsallaştırılmış, neredeyse Tanrının hemen yanında yer edinmişlerdir. Evliyanın anlamı Tanrının hemen yanındaki adamdır. Hayatları ve doğumları bile hile olan zorba sultanlar, taht meraklısı şahlar, padişahlar, halifeler maalesef bu gün kutsal varlıklar olarak tanıtılabiliyorlar. Halka yazık değilse, gerçeğe en büyük ihanet bu olsa gerektir. Nerede dinin sahibi Hazreti Muhammed (selamlar ona olsun) ki gerçek bir fakir olarak yaşayıp, sonra Rabbine kavuşmuştur. Nerede bu; bir emirle binlerce masum insanın kanından sorumlu, kendi kardeşlerine bile merhameti olmayan, devlet yani – taht için tarihin görmediği cinayetleri işleyen ve işlettirebilen zorbalar. Nasıl bir Müslümanlık, nasıl bir inanç, nasıl bir adalet? Bu günün Müslümanlık âleminin durumlarına bakarak, olup bitenlerin sadece günümüze has olduğunu düşünmeyiniz. Peygamber efendimizin vefatından beri bu cinayet ve vahşetler gün be gün devam etmiş ve gözlerimizin önünde halen süregelmektedir. Haçlı saldırıları ile bir alakası yoktur. Haçlı saldırıları sadece “parmağım kör gözüne” tepkilerdir. Yani eğer siz, bile bile doğruyla yanlışı birbirine karıştırırsanız, doğruyu bile bile tam tersini yaparsanız, kurulu olan ilahi evrensel düzen sizi çarpar. Farkında olmadan, anında en feci şekilde acı çekerek, kıvranarak, gözyaşları içinde yok olup gidersiniz. Bunu anlamak zor olmasa gerek. Anlamak kolaydır fakat inat sebebiyle vazgeçmek oldukça zordur. Geleceğe yönelik istekleri olan insan, başlangıçta hata yaptığı anlayınca bile yolundan dönmek istemez, o ana kadar yaptıklarının yanında durmaya devam eder, bunun sebebi emeğinin boşa gideceği korkusudur. Bir dizi cinayete ve dolayısıyla başka bir dizi cinayete neden olan bu yanlışlıklar bu gün kabul edilmeden ne gün, ne güneş, ne aydınlık, ne huzur, ne de mutluluk olamayacaktır. Altını çizerek ve defalarca yazdığım bu gerçek, gerçek yüzleşmeler ve af dilemelerle ters yüz edilecektir. Gerekirse en baştan ve yeniden, eski yanlışlıkları öğrenmenin verdiği özgüven ve bilinç ile başlamak, başlamak, başlamak. Küçücük bir şiirin içinde meğerse neler varmış! Bir dakika bile sürmeyecek okumanın içinde meğerse neler varmış! Katkı sunmanızı bekliyorum ve hala bekliyorum. Yazmaya başlayın, zamanla büyüsüne kapılacaksınız ve ışığı mükemmel biçimlerde yansıtacaksınız inancındayım.

tebder.tr.gg 21

Page 22: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

“Abit ve İbadet” başlıklı şiirimde ise kulların Hak’tan istekleri üzerinde durmaya çalıştım. Duanın hakikatine vurgu yaparak kiminin para kimin kızına koca kiminin de şifa dilediğine değindim. İsteklerin genellikle yine menfaatle kendini dışa vurduğunu belirttim. Yine kendimce hikmet arayarak, bilgeliğin değerini ortaya çıkarmaya çalıştım.

Daha sonraki şiirimde “Kıymet” kelimesinin kıymetli ve kıymetsizlerin elinde ne gibi göründüğünü vurgulamaya çalıştım bir önceki şiirle bağlantılı olarak istek bağlamında şekillenen gün ve gelecek hatta tarih etkinliklerinin birleştiği yerleri kısa cümlelerle, okuyucumun kalan kısımlarını dolduracakları tarzda işledim. Zaten sanatta da bu çalışma yöntemlerinden biri bu değil midir? Bin sayfalık bir roman ile hiç var olmamış hayatları canlandırarak, olabilecekleri gösterilmeye çalışılmaz mı? Benim tarzımda daha az sayfa ve kelime harcayarak farklı bir takım canlılıkları kıpırdatma çabası vardır. Kıpırdayan canlılıkları ayağa kaldırmak da okuyucuya kalmış bir görevdir artık. Değersiz bulup, vaktinize acıyıp, “Nerden bulaştım, keşke hiç görmeseydim” de diyebilirsiniz. “Harika, keşke daha önce görseydim” de.

Afganistan’da yaşanan bir olay günlerce televizyon ekranlarından üzeri kapatılarak yayınlandı. Bir grup NATO askeri cesetlerin üzerine çişlerini yapıyorlardı. “Ders Alma” şiirimde ise bu görüntüyü merkeze alarak bir takım tavsiyelerde bulunmaya çalıştım. Bu yazıyı pekiştirmek için daha sonra “Sefil Hayat” şiirimi yayınlamıştım. Genel olarak burada yapmaya çalıştığım vurgu: özellikle ey Müslümanlar genelde bütün insanlık, içinde ben de olmak üzere, eski vazgeçilemezlerimizin üzerinde tekrar düşünelim. Topraklarında yabancı askerlerin devriye gezdiği bir ülkede yaşamayı kim ister? Halkının terörist muamelesi görmesini kim ister? Aşağılanmak özellikle dışlanmak ve horlanmayı kim ister? Hiç kimse istemez. O halde uydurma inançlarımızdan vazgeçelim. İnsanı sevelim, insan merkezli çalışmalara sonuna kadar destek olalım. İnançtan deliller istiyorsanız: “İnsanı yarattık ve ona ruhumuzdan üfledik.” kutsal olmak için yeterli değil midir? İki kelimeyle, geçmiş ve gelecek tüm düşünce, inanç ve dolayısıyla felsefelere bir giriş yapan Hacı Bektaş Veli’ye kulak verelim: “Kabem İnsandır.” Yeterli bulmadıysanız yapacak bir şey yok fakat gerçekten hikmetin peşindeyseniz bu iki cümle yeterde artar bile. Fazla uzağa gitmeye gerek yok, “Her ne ararsan kendinde ara, Kudüs’te Mekke’de Hacda değildir.” Umarım yeterli olmuştur.

tebder.tr.gg 22

Page 23: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

“İngilizce Öğrenememek”te Avrupa Birliğine, “Akıldan Akıla” da akıla, “Fikir Sahibi Cimri” de kıskançlığa, “Bundan” şiirimde ise karşı eleştirilere değindim. Son olarak önsözde ele almak istediğim “Tefekkür” başlıklı şiirimde önemli bulduğum düşünce, tefekkür, tedebbür, akıl, felsefe, bilim ve yine akıl kavramlarını işlemeye çalıştım. Düşünce dünyasında hakkında fazlaca yorum yapılan şiirlerimden bir tanesi bu şiirdir. Süregelen fikirlerin dışında burada, felsefe ve biliminde ilahi birer ilham olduklarına vurgu yapıyorum. Sonuca ulaşmak için aklın özgür bırakılmasının şart ve tek ortak değer olduğuna, aklında ilahi veri kaynağı olduğuna değiniyorum. Bağnaz çevrelerin akla karşı tarih boyu yürüttükleri karalama kampanyalarının amacının kendi kirli egemenliklerini sürdürebilmek amaçlı olduğuna vurgu yapıyorum. Akıldan anlamamız gerekenin kurnazlık ve hile olmadığı bilakis ilahi, sapmaz, ortak akıl – aklıselim olduğundan bahsediyorum.

Hikmet dolu günler dileklerimle, dostça selamlarımla

Erkan Yazargan

TOKAT

04.MART.2012

tebder.tr.gg 23

Page 24: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

tebder.tr.gg 24

Page 25: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

SİYAH BEYAZ “O Adama”

Yan gelip yatmak şöyle, bir eli cepte

Çakırkeyif bir uykuya dalmak

Önünde hamal sepeti,

Günün harçlığı çıkarılmış nasıl olsa

Umurumda mı?

Eve gidince hanıma, canıma

Çocuklarıma hatta

Bir ekmek parası

Anamın ak sütü gibi

Çalınmamış, su katılmamış

Dolandırılmamış, kandırılmamış.

Ne uyuşturucu, ne silah, ne kadın

Ne de başkalarının hakkı

Kul hakkı. Öylesine helal lokma

tebder.tr.gg 25

Page 26: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Var mı ondan lezzetlisi

Oh olsun, ohlar olsun bana

Bakmayın öyle

Yırtık, pırtık kıyafetime

Yüzüme bakın

Yüreğime bakın

Gözlerimi yumuyorum

Utanmayın

Bakın

Para da istemiyorum.

Ne adı belli, ne tarihi hatta semti

Kim çekmiş, nerede çekmiş

Ne önemi var

Hikmetli söz arıyorsan, bağla birbirlerine

“Söyleyene değil, söylenene bakmalı”

Debelenip durma suretlerde

İçinde bir cızırtı hissettin, sıcaklık, akıntı

Hatta derinlere daldın, gözün yaşardı

Kokusu geldi terlemelerin

Ummadığın, beklemediğin

Öyle cesur, öyle mutlu uzanmış adam

tebder.tr.gg 26

Page 27: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Onu da mı kıskandın

Kıskanabilirsen “helal olsun” sana da

Bir gün şöyle “tebdili kıyafet”

Çaput türünden bir şeyler giyip

Kimseye görünmeden tanıdık

Çıkıp, gidip, bulup

Uzanıp öyle bir yere

Ve gelip geçenlere

Bakmak sezdirmeden. Yırtık, pırtık

Delik, deli, deli dolu

Alabildiğine mutlu ve komik

Poz vermek hatta cesurca

Dizlerimi

Sakalımı

Çek, çekebildiğince

Seninde cesaretin varsa

28.08.2011

TOKAT

tebder.tr.gg 27

Page 28: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

HACI HOCA MÜFTÜ “Tanrı bilgisine”

Şu etrafında gördüğün, duyduğun

Televizyonlarda, radyolarda

Her yerde hatta minberlerde

Din dersi verip

Anlata duranların var ya

Çoğunluğu inanmıyor Hakk’a.

Evlerini gezdim, baş başa sohbet ettim.

Kitaplıklarında;

Allah var mı?

Allah’ı tanımanın yolları

Özellikleri, sıfatları

Kaza – kader, iman hakikatleri.

Sohbetlerinde;

Ama nasıl, ama niçin!

İşte sır:

İnandığından değil

Bulduğundan, hissettiğinden

Anladığından, anlamaya çalıştığından

Değil

tebder.tr.gg 28

Page 29: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Tam tersine

Bir türlü anlamadığından

Hatta anlamak istemediğinden

Bu sorular.

Kırk senelik namazı

Otuz senelik orucu

Kaçıncı defadır gittiği haccı

Bulduramadı ona

Bu gidişle de bulduramayacak asla

Cesareti yok, itiraf edemiyor

Korkuyor etrafındakilerden

Çocuklarından, kadınlardan, akrabalardan hatta

Parasını oradan kazanıyor çünkü

Çevresini o şekilde oluşturmuş

Kazanmış.

Hepsi, birbirini kandırıyor.

İspatı basit ve kolayca

İnansaydı gerçekten, ne bu konular

Ne bu sorular sorulmazdı.

Ara dur.

tebder.tr.gg 29

Page 30: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Aradığın yerlerde

Şimdiye kadar, bu yolla

Bulamadıysan. Tekrar dene baştan

En baştan.

Neden ve nasıllardan

Cevabın yoksa. İnkâr et!

Nedeni ve nasılı

“Akıl anlamaz” de çık!

Kurtulacak mısın, inkâr ederek

Ezber, taklit ve nakil

Çoğundan çoğu uyduruk

Kabuk elbise görünen

Para, cilalı eşya

Gösteremedi mi sana

Hatta tam tersine

Zayıflattıkça zayıflattı mı inancını

Çeldi mi yoldan

Debelenmelerine devam et, o halde

Belki bulursun öteki dünyada

29.08.2011

TOKAT

tebder.tr.gg 30

Page 31: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

DİLLER “Filolojiye”

Bilmediğin bir dil, uğultu gelir

Anlamazsın ne dediklerini.

En az bir sene uğraşmalısın

Başka dili sindirmeye.

Ama bir kez çözersen

Artık bütün farklı diller

Çorap söküğü gibi

Çözülür gelir, art arda

tebder.tr.gg 31

Page 32: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Almanca öğreninceye kadar

Ne zorluklar çekmiştim

Gramer denen bela, ağlatmıştı bazen

İsimler, fiiller, edatlar ve başka kurallar.

Öğrendikten sonra ama

—Ne kadar tuhaf, dillerin bilmecesi

Neredeyse hepsi bir iskelet

Organlar aynı

Kıyafetler rengârenk

İnsan denen mucize, sesleri birleştirip

Ne de güzel şeyler üretir.

Türkçemize gelince, bambaşka bir mucize

Yazıldığı gibi okunan, neredeyse tek ayrıcalıklı dil

O kadar sade, uyumlu, akıcı, üretken.

Gençlik yıllarımda, şikâyet eder dururdum

“Kelime bulamıyorum

Duygularımı ifade edemiyorum.” diye

Olgunlaştıkça dil, gırtlak ve hafıza

Hayret edip kalırsın

Bir kelimeye,

Bin şiir yazarsın.

tebder.tr.gg 32

Page 33: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

25.08.2011

TOKAT

BU NE “Derinliğe”

Çocuğumla konuşmalar:

Daha iki yaşında, yeni

“Baba bu ne?” “Ağaç yavrum.”

Araba, hayvan, dağ

Gökyüzü, bulut, güneş.

Biraz daha büyüyünce

Baba bu ne, salkım söğüt

Kamyon, kedi, Tekeli *Dağın adı

Yıldız, Ay

Biraz daha büyüyünce

Baba bu ne, taş yavrum

Ot, insan. İyi ve kötü

Yap, yapma, zararlı.

Dokunmak zorunda mısın, yanmak için

Ateş işte. Görüyorsun odunu.

Evet, zorunda olmasan da

tebder.tr.gg 33

Page 34: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Tatmalısın acısını, kemiklerine kadar

İliklerine, DNA’ya kadar

Hissetmelisin illaki!

O halde, yavrucuğum artık

Daha fazla sorma

Çünkü ben de sorardım babama

O da anlatırdı bana.

Okudum, öğrendim pek çok şey sonra

Biliyordum.

Ama yine de yaşadım

Hüzünlendim, ağladım, güldüm

Hissetmek zorundaydım

Hissettim.

Baba bu ne, gerçek yavrum

Eski dilde, hakikat

Herkes hatta her nefes

Kendi yolunca gider

Eninde sonunda

Kolayca veya zorca

Açık, seçik. Ayan – beyan

Kendisi görür ve

tebder.tr.gg 34

Page 35: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Şaşakalır.

24.08.2011

TOKAT

SAKAL “İki ara, bir dereye”

Mollaya sorarsan, sünnet

Yani peygamberin âdeti

Hatta buyruğu, emri

“Jilet vurmak, yüze haram”

Yani yassak!

Hanıma sorarsan, iğrenç

tebder.tr.gg 35

Page 36: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Kokuyor, batıyor. Hem de pis

Çocuklar bile korkuyor

O yüzden kıl oluyor

Kıldan nefret ediyor

Lavaboda, banyoda görse

Sinirden deli oluyor

E şimdi, molla sorarım sana

Karı ile kocasının arasını açan

Bu çağda hem de

Jilet bedava, tıraş makinesi desen

İki dakika

Pırıl pırıl, sinekkaydı, tertemiz

Dolaşmak varken;

Hanımdan, canımdan, can yoldaşımdan

Sırdaşımdan, hayat arkadaşımdan

Bir tanemden, aşkımdan

Ayrılalım da

Seninle mi yatalım hoca

Bu işte yine var. Bir hinlik

Hatta hinoğlu hinlik

Sen halkın saçıyla, sakalıyla uğraşacağına

Yok, etsene şu zilleti, meskeneti

tebder.tr.gg 36

Page 37: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Rezaleti, cehaleti

Bütün dünya gözüyle değil

Kıçıyla gülüyor, senin bu hallerine

27.08.2011

TOKAT

ADAMIN ÖMRÜ “O kendini bilene”

Adamın ömrü bağırıp, çağırmakla

Geçiyor.

Yeni makamlar deniyor

Uzattıkça uzatıyor

Bildim bileli hep aynı kelimeler

İmkânsızı deniyor, bir türlü değişemiyor

Beyaz şahini olan adam, bizim komşu

Nerede bir mevlit, düğün

Ün yapmış artık, ünlü hoca

tebder.tr.gg 37

Page 38: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Çorbayı içiyor, anlayacağın.

Hakkındaki düşüncelerimi biliyor

Sadece ona değil

Meslektaşlarının tamamına bu yazım

Söyleyip durduğunuz beş cümle

O da anlamadığım dilden

Onun şanssızlığı

Bizim evin camiye yakın olması

Merkezî ses düzeni birde

Bir de yankı yapan

Yandaki yobazın duvarı

—istilacı, hırsız, utanmaz yobaz

Bütün mahalleyi illet eden, kendiyle

Kambur madrabaz.

Camlar sallanıyor

Kuşlar uçuşuyor

Böcekler kaçışıyor

Kulaklarım çınlıyor

Bu bağırtıyı duyunca

Bana yazık değil mi?

Kuşa, böceğe, cama yazık değil mi?

tebder.tr.gg 38

Page 39: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Önceden haber verilen alamet

“Minare yıkma mucizesi”

Anladım şimdi

Bu olsa gerek.

Gerçeğe hü, demine devranına eyvallah

26.08.2011

TOKAT

TEK CÜMLE “İpin ucunu kaçırmışlara”

Her ay düzenli ödemen gereken

Borcunun taksitleri

Mobilya veya yeni araban için

İsmini bilmediğin

Sadece senin bildiğin

Gizli hatta sır içinde sır

Bir şeyler veya şey

Ödeyemezsen birkaç ay

Ev kirası örneğin

Kapının önüne konulman gibi

Düzenin bozulursa yani

Eşin bile terk eder seni

Çocukların bir orada bir burada

tebder.tr.gg 39

Page 40: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

İpin orta yerinde

Kala kalırlarsa

Kredi kartlarına mı güvenirsin

Eşe dosta mı sığınırsın

Ne yaparsan, yaparsın artık

Onu sen bilirsin de…

24.08.2011

TOKAT

tebder.tr.gg 40

Page 41: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

ARI GİBİ “Havada yüzmeye”

Camda gezen arı

Göstermek için kendini

Kanatlarını

Çok hızlı

Çırpıp çıkarınca o vızıltıyı

İğnesini hatırlatır tadana

“Yaklaşma bana

Çalma balımı

Bozma yuvamı

Düzenimi sarsma”

Küçücükte olsa

Bir vuruşluk canı hatta

Söyler söyleyeceğini

Yapar yapacağını

Yakından baktın mı arının gözüne?

Bizimki gibi değil

Kanatları kol yerine gelse

Ayakları yine ayak

Antenleri de kulak

tebder.tr.gg 41

Page 42: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Peki iğnesi!

Uyuşturan zehri

Balı

Kolonileri

Tüplerin içinde yavruları

Larvaları

Sinek, kuş ve uçak

Uzay gemisi neden gemi

24.08.2011

TOKAT

tebder.tr.gg 42

Page 43: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

ALAKASIZ CÜMLELER “Anı yaşamaya”

Kasırgada jet ski sörfü

Suyu görünce aklına gelen gencin

Eskiden o yöne bakmak yasak

Pencereler çivili, diktatör kızı

Havuzuna balıklama dalmaca

Altın kaplama denizkızı salonda

Kaçış tüneli bu çağda

Ortaçağ kalelerinden kalan

İstila, talan. Kaçan, kurtulan

Baba’nın mezarı, kan damlayan balta

Kağnı diye bir araç, öküzlerin çektiği

Gacır, gucur. Hem yavaş

Sarı öküz birde çalışkan

Hem çalışkan hem az yiyen öküz

“Bak hele oğlum, hangisi yan gelip yatan”

tebder.tr.gg 43

Page 44: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Yağı basan sonra ateşlenmiş ok

Düşmanı tutuşturan

İkinci Dünya Savaşı mevzilerinden

Titreyen durmadan, histerik, nevröz

Kimyasal gaz – sarin atılmış

Yüzük kaşında saklı ölüm, siyanür

Acem mantarı, yılan zehrinden zehir

Gürültü en büyük zulüm

Sesleri engelleyen

Zorla güldüren gıdıklanma krizi

31.08.2011

TOKAT

tebder.tr.gg 44

Page 45: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

ZIRILTI “Zırıltıya”

Dert yanıp duran adam durmadan

Şükredemez bir türlü

İsteği bitmez, hep dertli

Zırla ha zırla

Tırmala kulakları

02.09.2011

TOKAT

İNSANIN GÜÇSÜZLÜĞÜ “Sineğe”

Bir o kadar zayıf, eksik, kusurlu

tebder.tr.gg 45

Page 46: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Bir o kadar uçsuz, sınırsız, güçlü

Yemeli, içmeli, doymalı, giymeli

Akıl, fikir ve daha neler ile donatılı

Hastalık, bilgisizlik, çaresizlik

Çözüm, çare ve deva

Bu kadar uç. Bu kadar ortada

Açlıktan ölebilen

Soğuktan donabilen

Delirebilen, ağlayabilen, gülebilen

Kahkaha atan örneğin

Bir başka varlık var mıdır?

Sevinç çığlıkları maymunun

02.09.2011

TOKAT

BÜYÜDEN İNANCA “Rama ve Şaman’a”

tebder.tr.gg 46

Page 47: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Büyü ile başlar düğümün başı

Özerlik yanınca dumanı, öyle boğucu

Kokusu farklı

İster istemez başı döner insanın

Kertenkele kuyruğu, at kanı

Atılmış yılan derisi

Olmadık daha neler

Mide bulandıran

Etkileyen değiştiren ve iman

“İnanıyorum”

Tuhaf giysili ve takılarla donatılı

Bazen çıplak bazen boynuzlu

Dişlerden veya başka kemiklerden

Süsleri olan şaman

Büyücü!

Karın veya diş ağrısı dayanılmaz

“Uzan şöylece yere, ellerini koy göğsüne”

Bir dökümlük kurşun

Üstüne, önce beyaz tül perde

Yanmasın bir yerlerin!

Kurşunun rengi ve suda donması

Büyücünün kurşunu ele alması

Ve bakması derin derin

tebder.tr.gg 47

Page 48: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

“Büyülenmişsin sen

İçine girmiş kötü ruhlar

Çıkarılmalı.”

Karacaahmet’in kütüklüğü

Çıldırmış saldırganlara hazırlıklı

“Bir gece yalnız ve zorla, hareketsiz kalacak!”

Peygamber mucizeleri

El sürmeleri, asa atmaları, yarmaları

Boyna asılan mumlu muska

Lokman’ın otları

Isırgan, öksüz, dere ve tere. “Balla karıştır!”

Karabiber çekilmemiş.

Nane

Şöyle bir sarsıl, titre de kendine gel!

Yerin altındaki, göktekiler, bilinmedik daha neler

Hayal gücün ne kadar güçlüyse

Biraz da sen uydur;

Nefesi olsun, kuyruğu, dişi

Kabuğu, kamburu

Şaşı bakan gözü. Bir kokusu

İyiyse iyi. Kötüyse kötü.

tebder.tr.gg 48

Page 49: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Görmesen de “Gördüm” de

Duymasan da “Duydum”

Duyan, gören yok nasıl olsa.

Tahtı olsun!

Yelpaze sallayan melekleri

Terliyor ya. Hem de oturmalı

Bu kadar işten sonra!

Kıskansın güzelleri. Öldürsün

Bebekleri alsın yanına erkenden

Kızsın. Deprem olsun. Sel olsun

Sinirlensin haykırsın, bağırsın

Şimşekler kılıcı olsun.

Yaksın ağaçları, kulları

Cehennemi olsun, taş kapılı

İşkencecileri olsun.

Gücü yetmiyor ya, zorla!

Denizleri olsun, uçsuz bucaksız

Dalgaları, fırtınaları, kasırgaları, hortumları

Hepsi Onun olsun!

Sende onun kulu ol!

“Ben Onun kuluyum.” de. Olmasan da, olmazsa

“Resulüyüm.” de!

Sende uydur bir şeyler

tebder.tr.gg 49

Page 50: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

İnsanları birbirine kırdır

Düşman et! Baba ile oğlu

Kan girsin, zulüm olsun her yerde

Kılıç olsun

Bomba olsun, ölüm olsun erkenden

Üç günlük! Dünyada

Karın tokluğuna gece gündüz çalışan olsun

Oğulları da kurban olsun.

Zincir olsun. Pranga olsun. Zindan olsun.

Zekeriya ile Yahya’nın

İçinde yakalandığı kurumuş ağaç

Testere ile biçilen içindekilerle.

İsa’yı şikâyet eden din adamları

“Padişahım, sultanım, Ramses’im, imparatorum

Adrianus’um!

Kurtar bizi Bundan

Jarusalim kan ağlar, Kudüs’te öyle

Mabedin üstüne mabet, uyduruk

Kertenkele kuyruğu, yılan donu

Yurdundan kaçan, kovulan Muhammed

Geleceği belliydi geri.

tebder.tr.gg 50

Page 51: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Koyun postunda kurt

Katran karası el

Kırmızı göz, dökük deri, uzun tırnak

Çölde susuz, alabildiğine ıssız torunun

Katledileceği, kılıçlara geleceği belliydi.

“Kun fe yekun! Ve Elest”

Kalacağı birinin, soyu sürdürmek için

Bu gün milyonlarca, olacağı belliydi.

Himalaya’nın zirvesinde, eteklerinde

Hindistan’ın, Ganj’ın kollarında

Kıyılarında, Dönekselerinde

Yarısı taş, kalan üst yarısı ahşap tapınaklar.

Bohemleri, ceviz ağacından putları, totemleri Afrika’nın

Zerdüşt’ün içindeki ateşin dışa vurumu

Şehrin dışında mağara

Olacağı belliydi.

02.09.2011

TOKAT

tebder.tr.gg 51

Page 52: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

EVİM “Taşa ve duvara”

Yeşil ırmağın karşında, Karşıyaka’da

Sırtın kıyısında, büyük bir bina

Geçe projektörlerle parlayan duvarları

Sütunlar üstünde ve mermer merdivenleri

Yüz yirmi dört odalı

Bahçesinde hayvanat bahçesi, Vau!

Botanik parkı olan, tropik

Teleferikle karşı tepelere

Ulaşılan. Korumalarca korunan!

Oldukça şatafatlı.

Yirmi hizmetçi, sadece temizlik için

On aşçı sadece yemeğe

Yamaklar, garsonlar, bahçıvanlar

Gecelik huriler, renk renk, ırk ırk

Viagra ve mesir macunu

Köpüklü banyo, sauna

Soğuk, ılık ve sıcak

tebder.tr.gg 52

Page 53: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Cleopatra’nın süt havuzları

Çıplak gezilen, alabildiğine doğal

İran’dan ipek halılar

Rusya’dan antik tablolar

Altın işlemeli, elmas kakmalı yataklar

Döşekler;

Kuş tüyü

Tai masajlar.

Elektriğini, suyunu kendisi üreten

Çöpünü kendisi imha eden

Çevreye duyarlı, akıllı

O ev benim.

Bahçesinde

Çınar altında

Mezarım

Ne yaşam yaşamışım

Soyumu dünyaya yaymışım

Adım her yerde

Ölsem de

02.09.2011

TOKAT

tebder.tr.gg 53

Page 54: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

tebder.tr.gg 54

Page 55: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

ALAMUT’TA BİR GECE “Kaynağa”

Hoş geldiniz! Beyler

Bu kandillerle ışıl ışıl salon, sizin

Pencerelerinden dağ başları görülen

Ve su kanallarıyla süslü

Gül bahçeleri

İpekli giysiler. Renkli ve parlak

Şerbet, güzel kokular

Kırmızı yanaklar, esintiler

Sizin.

Hizmetinde taze kızlar ve oğlanlar

Ne dilerseniz, dileyin!

Merak ettiğiniz, bilmediğiniz, bilmek istediğiniz

Her şeyi sırasıyla ama akıllıca sorun!

Cevap verilecektir sorularınıza

Bir nehir, göl veya deniz kıyısında

Upuzun, geniş ovalarda

Kurulmak varken, neden

Bu kartal yuvası

Neden bahçe, neden kız, neden

Neden haşhaş ve ipek

tebder.tr.gg 55

Page 56: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Altın kafes, gümüş mihrap

Kırmızı pekiyi başlık. Yeşil sarık

Bu sessizlik bir yanda

Alabildiğine yakın yıldızlara

Gözü bağlı, çıktığımız yollar

Vahşi kuş çığlıkları

Bu gösterinin anlamı ne

Yedi kule. Kulelere çıkan yolların sonu

Gökten sarkan ip merdiven

Kitabın geldiği yer

İşte Ora

02.09.2011

TOKAT

“Kayıp Kitap kitabından”

tebder.tr.gg 56

Page 57: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

TOPCUOĞLU BAYIRI “Niksar’a”

Cedit Mahallesinden başlarsak

Topcuoğlu Bayırı’nın ta öbür solu

Arnavut yollar, ahşap binalar

Arası taşla doldurulmuş, yeldirme

Tipik Karadeniz işleri;

Çaprazlamasına çakılır önce kalaslar

Sonra araları taşla doldurulur

Altları genellikle ahırdır.

Topcuoğlu dedelerimden biri

Allahverdiler’in İsmail. Dayım;

Babamın dayısı, daha doğrusu

Hükümet konağının önünde asılan

Duran orada duran çınar ağacına.

tebder.tr.gg 57

Page 58: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Yılanlı Köprü, Maduru sağda

Ayvaz’a giderken

Ninemin o zamanlar kille

Çamaşır yıkamaya.

Gençlik zamanları

“Topuklu kadındım ben.”

Kazanı kaldırıp, kafaya geçiren.

Dereboyu kadın kavgaları.

İp eğiren ihtiyar

Kilim dokuyan kadın. Sokakta.

Mal sürüleri bir de çobana katılan

Salarsın gider

Akşam olunca gelir camızlar

Sütünden Türcihan Hanım’a özel

Tereyağı, yeni moda buzdolabına.

Cağlıkta sülük, kocaman

Kilerin tavana asılı tablası

Farelerden korunaklı.

Bahçece taş fırın

Kadınların kuyruk olduğu

Her fırına, pişirmeye iki ekmek

Yasak bağırıp çağırmak, kavga etmek.

Ceviz sergenleri, genç kızların çeyizi

tebder.tr.gg 58

Page 59: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

El işleri, göz nuru, alın teri

“Niksar’ın Fidanları”

Kelkit

Kireç Köprü, Petrol.

Dönekse’de oturup doyasıya

Hayal kurduğum, Ovasına

Kurduğum at çiftliği

Cins at, asil at, ırk

Türkmen, İngiliz, Arap taylar

Vez, calit, yeşil yaprak

İncir kara, dut kara

Orak paslı, ahır yıkık, oyulmuş

Altın sevdasına.

Define hayalleri ceviz diplerinde

Karşı kilise, yıkılan sonra

Sekiz kat apartman tepebaşında

Cehalet, yobazlık.

Çingene, Muhacir yığını.

Melikgazi’den, Hüseyingazi’ye mezarlık

Dilenen ihtiyar kadın, çarşaflı.

Yoğurt sitili

Kuyumcu Hakkı

Kimler gelip geçmiş. Taş Köprü.

tebder.tr.gg 59

Page 60: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

02.09.2011

TOKAT

“Kayıp Kitap kitabından”

HATIRLA BENİ “Dostuma”

Duydun, öğrendin, biliyorsun

Hatta anlıyorsun, fakat:

Peygamberin torunları

Nasılda susuz doğranmıştır

Kızgın çöl kumlarında

Dağlanmıştır, parçalanmıştır.

Hissettiğin anda dostum

Beni hatırla

Zangır, zangır titreyince

Aklın başından gidince

Kendini kaybedince

Taht kavgalarındaysa gözün

Hala tarihin çöplüklerinden

tebder.tr.gg 60

Page 61: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Elmas, altın devşirme hevesindeysen

Görmüyorsan gözünün önündekini

Yanı başında duranı her zaman

Anlamak istemiyor, diretiyorsan

Fazla bir şey yapamam senin için

Sunulan bir tepsi baklava

İnce açılmış ötesi görülen

Tereyağlı, hasından

Antep fıstığı dolu içi

Taptaze, tatlımı tatlı

Sunmuyorum, sunmayacağım

Vaat etmiyorum, etmeyeceğim.

Önce titreme sonra gözyaşı

Boğazı boğan.

İnsan içine çıkamama, utançtan

Kimseye söyleyememe derdini

Dost sohbetlerine katılamama

Bir şey anlayamama söylenenlerden

Derbederlik bir çeşit

Dağıtmalar

Deli olmalar, çıldırmalar hatta

Geceleri uyuyamamak bir türlü

tebder.tr.gg 61

Page 62: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Tat almamak yiyeceklerden

Vaat ediyorum sana

Bir tepsi baklava ve benimkiler

Kim tercih eder!

Bende bilseydim ta öncelerden

Upuzun yıllar boyu süreceğini

Bu uzun gecelerin

Sessiz, kimsesiz

Tercih eder miydim?

Bir sır daha vereyim dostuma

Açık, apaçık gün gibi, güneş gibi

Parlak, sıcak ve aydınlık

Görürsün ama

Bütün çetrefilleri

Kimsenin cevaplayamadığı soruları

Anında çözer, bilir, bulursun

İşte o zaman

Evrensel

Evren içinde evrenler

Yemenden ırak O yerde

Savaştaki Düldülü hala

tebder.tr.gg 62

Page 63: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Hatta girersin sende

Kansız ama

Sonu mutlak zafer olan

Savaşlara

14.09.2011

TOKAT

FATMA ANA “Kadınlık onuruna”

Gün Muhammet’in biricik kızı

tebder.tr.gg 63

Page 64: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Alem kadınlarının efendisi

İzzet, onur, mücadele

Haysiyet ve daha çok

Geleceğe mesaj.

Eğer kadına el kalkarsa bir

Ne gülebilirsin artık

Ne de mutluluğu görebilirsin.

Kuma gömülen kadın yavrusu

Sorulacak

“Hangi suçtan öldürüldü?”

İşte sana kıyamet.

Olsa bu yüzden

En büyük lanet, işte bu yüzden

Medine Mescidi

Muhammet’ten sonra

Talan, intikam

Entrikaların tümü, baş gösterir

Toplanır bir araya yobazlar

Hükümet kurup, hükümet olurlar

Buyurur Fatma Ana:

“Bu günden sonra kadınlar

Ömürlerinin sonuna kadar

tebder.tr.gg 64

Page 65: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Kara giyinip

Evlerinin bir köşesinde

Yüzleri duvara dönük

Otursalar yeridir.”

En büyük zulüm

Geleceğe miras kalan

“Kardeşim Bekir’i seçtim

Oyumu Ona verdim, Onu seçtim.”

Sen kimsin!

Büyük yobaz, sahte kabadayı

Kızını gömen adamın tam kendisi

Ezeli zorba

Fatma Ana kan ağlar

Görür önceden, olacakları

Kan gölünde Muhammet ümmeti

Feryat

Durun! Durmazlar

Gidin! Gitmezler

Fatma Ana görür

Ali’nin başına inen kılıcı

Görür

tebder.tr.gg 65

Page 66: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Kerbelayı görür.

Susun! Susmazlar

Kana susamışlar, taş kalpliler

Beyinsizler, ahmaklar topluluğu

Taassup ve cehalet

Hortlar yeniden

Güneş battı ya, Onlarca

Ey! Felek. Çarkın, devranın.

Gece karanlık

Fatma Ana’nın kapısına

Dayanır kalabalık

Önlerinde büyük zorba

Ebedi yobaz.

“Muhammet’in kızının kapısıdır

Bu kapı.”

İçeride Hayber’in kahramanı

Aslanlar aslanı.

Durun! Cehalet

Durun! Yobazlık

Durun! Durmazlar

Tekme

Lanet olsun sana. Alem, sarsılan

tebder.tr.gg 66

Page 67: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Volkanlar fışkırsa sonsuza değin

Her gün, her saat kopsa kıyamet

Yeridir. Olur. Uygundur.

O yara! Yaralayan

Karnındaki çocuğuyla. Muhsin’iyle

Yüreğim sökül artık

Gerek kalmadı atmana.

O yaradan, şehit olur Fatma Ana

Gece karanlık, gözü yaşlı cengaver

Defneder yüreğini, canını. Kimsenin bilmediği bir yere

Sessizce

“Bundan sonra Ya Fatıma

Nasıl yaşarım!”

İşte bunun için

Kan kusuyorum

İğreniyorum

Yobazlıktan, cehaletten.

Çıkmış bu gün bile

Zorbanın zürriyeti

Yine kadını esir eden

tebder.tr.gg 67

Page 68: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Yine atan tekmeyi

Çarşafa dolayan

Aydın Fatma Ana’yı

O günden sonra. Evet

Kadın. Ey! Kadın, Sen

Karalar giyip ölünceye dek

Bir köşede oturup

Yüzünü de duvara dönüp

Kalsan yeridir.

08.09.2011

TOKAT

tebder.tr.gg 68

Page 69: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

TERCİH “Kaddafi’nin Şapkasına”

Bir tarafta kıl çadır. Yaylada, dağda

Öbür yanda altın işlemeli saray

Su kıyısında

Merasim taburları, ponponlu botlar,

Yemenin zevkini tekrar

Almak için kusmak yeniden.

Keçiyi sağmak ve ekşimiş süt

Çavdarla karışık buğday

Arpadan başka yememek

Baş dönmesi anlayamamak

Gece karanlık yalnız bir adam

Yüzünü saklayan

Kapıları dolaşıp, ekmek dağıtan

Upuzun zamandan beri

Vakit gelip can uçunca

tebder.tr.gg 69

Page 70: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Anlaşılan kim olduğu

Sırtındaki çuval yarasından

İhtişamlı kapitalizm can çekişir

Gün gelir ölür

Adalet olur

Aç gözler tıka basa doyar

Değerler yer değiştirir

Alt üst olur her şey

Kan dökülmeden

Tercih senin

25.08.2011

TOKAT

HARİKULADE “Parapsikolojiye”

Öğrencilerimden biri ilk kez

Öz enerjisini kullanarak

tebder.tr.gg 70

Page 71: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Yoğunlaşmayı başardı ve

Bir şeyler yarattı.

Tamamen kendine has

Mutluyum.

İlk dersimiz nokta

Sonsuz boyut içinde, bir nokta

Kendinden ona, noktaya

Bir sinyal göndermeyi öğreninceye

Kadar neredeyse

Bir sene geçti.

Başardı

Sonunda.

Daha sonra nokta yerine

Tanıdığı birisini koymayı öğrendi

Denedi. Denedi. Denedi.

Korktu, çekindi, oldu.

Sevgilisini seçti.

Çağırdı

Bağsız, bağlantısız. Bilinen dışında

Bir bağ kurdu. Oldu.

Hayret etti. Şaşırdı. İnandı.

Sonra çoğalttı noktaları

Birden çok kişiye, bir sinyal

tebder.tr.gg 71

Page 72: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Göndermeyi öğrendi.

Çağırdı. Geldiler.

En son dün, oluşturdu bir yoğun

İstediği yere, gidip gelebilen

İstediği yerde duran

Koskocaman evren içinde.

Şimdi yoğunun içini doldurmayı

Öğreniyor, gönlünce

İster radyo, ister, kamera veya kulak.

Daha sonra öğrenecek

Kendi evrenini kurmayı

Öğretebilirim size de.

25. 09 .2011

TOKAT

TEK TANRI “İlahiyata”

Tanrılar kurultayı

Baş tanrı, yardımcı tanrılar

Rüzgâr, deniz, fırtına, ateş tanrıları

tebder.tr.gg 72

Page 73: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Masanın etrafı oldukça kalabalık

Aşk ve güzellik tanrıları oldukça alımlı

Ölüm ve yıkım tanrıları kızgın

Bazen anlaşamıyorlar

Yağmur yağmalı. Olmaz!

Güneş açmalı.

Toprağın suya ihtiyacı var

Olmaz! Önce kurumalı toprak

Sonra çatlamalı çekirdek.

Sen benim işime karışma

Baş tanrıda olmasa

Giriverecekler birbirlerine

Saç saça, baş başa

Olmaz!

24.09.2011

TOKAT

tebder.tr.gg 73

Page 74: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

ADALET “Olacaklara”

Adalet, hani

Hak edene, hak ettiğini vermek

Bilineni, en kolayı, basiti

Neden sakat doğar

Pırıl pırıl gözleri gülen bebek

Veya gürbüz çocuk

Kör

Zenginlik, fakirlik

Babadan miras kalan

Peki, babasız çocuk

Zenci, beyaz veya sarı ırk

Kısa çöp, uzun çöp hani

Diller, kültürler, dinler

Rengârenk, çepçeşit

Karanlık ve aklık

Bin yıl önceden kalan

Alınması gerekli intikam

Yerini bulması tuğlanın

tebder.tr.gg 74

Page 75: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Taş binalar, yıkılıveren

En hafif bir sarsıntıda ve

Olduğu günden beri yıkılmayan mağara

O çağa dönmek yeniden

Yoksa

Apaçık. Adalet işte bu

Olduğu gibi, olduğunca

Neyse, oysa O

Kütlen, yoğunluğun kadar

Öğrendikten sonra bile

Öğrendiğin kadar

Kabul etmek istemesen de

Son söz teselli olsun

İpin ucu sende aslında

Tutabilir, çekebilirsen

Değiştirirsin olacakları hatta

23.09.2011

TOKAT

“Ben güzele güzel demem, güzel benim olmayınca”

GÜZEL “Güzelliklere”

tebder.tr.gg 75

Page 76: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Al yanak, güzel kaş, parlak dudak

Gülen göz, tatlı dil, şirin nefes

Gül kokusu, temizlik ve incelik

Benim, senin, onun

Bizim, sizin, onların güzellikleri.

Güzel çiçek, ağaç, böcek

İnsan, huy, kanun

Sanat işte, güzeli bulmak

Güzeli sunmak, tanıtmak

Duyulmayanı duyurmak

Görülmeyeni göstermek

Tek kelimeyle estetik

Çok kelimeyle güzellikler

21.09.2011

TOKAT

“Kayıp Kitap kitabından”

ASAF “Farka”

O gün, bende oradaydım

Süleyman’ın sarayında

tebder.tr.gg 76

Page 77: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Karışmıştım kalabalığa

İzliyordum olup bitenleri

Bilemezdim ki

Bu kadar meşhur olacağını

Büyücüler, tılsımcılar, kahinler

Vardı o zamanlarda

Sopadan yılan yapan

Soğan kabuğu dumanından

Güvercin, beyaz güvercin uçuran

Karman çormandı her şey

Konuşmalar anlaşılmaz

İstekler bilinmez

İşaretleydi her şey

Açlığı gidermek tek dertti

Bir de susuzluk

Asaf, kısa boylu adam

Sarı işlemeli atkısı sırtından

Önüne doğru uzanan

Etekleri yerde, başında yine sarıdan

Bir tuhaf başlık taşıyan

Güler yüzlü adam

Sizde duydunuz, biliyorsunuz

Belkıs’ın Tahtı’nı

tebder.tr.gg 77

Page 78: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Göz açıp kapayıncaya kadar

Getiririm, getirebilirim diyen

Ve getiren

Karman çormandı

Yeleğinin içinde sakladığı

Beyaz güvercini

Soğan kabuklarını yaktıktan sonra

Kimseye söylemeden

Çıkarıveren ve salıveren

Hokkabaz sandılar Onu

Yılan zaten kile bulanmış, kurumuş toprak

Kaskatı. Sopa gibi!

Hızla yere çarpılınca kırılırdı kil

Yılan başlardı yine sürünmeye

Oysa Asaf

Hokkabaz değildi

Gizli odalarında tılsımlar bulan

Yeni göz boyamalar

Bağlamalar uyduran.

Belkıs bile şaşa kaldı önce

Kraliçeliğine yediremedi de

“Tıpkısının aynısı

tebder.tr.gg 78

Page 79: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Aynı benim tahtım gibi

Sadece üzerindeki

Minderler farklı”

O gün bende oradaydım

Kalabalığın arasındaydım

Gördüm, olup bitenleri

Duydum tüm konuşulanları

Hemen kapının sağında duran bendim

Hatta sunulan şaraptan da içtim.

Asaf’ın Kitabı

Kuzeninden miras kalan

Kapağında taht olan

Deri kaplanmış, kalın kitap

Kapağı açılınca

Bilmediğim işaretlerle dolu

Ama anladığım

Zihnimde, beynimde benimle konuşan

22.09.2011

TOKAT

tebder.tr.gg 79

Page 80: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

ELÇİLER YANSIMALAR “Yansımalara”

Bir an gelir, duramaz olur

Halkın arasında artık

Kendini dağlara, mağaralara vurur

Uzun, upuzun geceler

tebder.tr.gg 80

Page 81: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Ayaz, sabah ve akşamlar

Sevr veya başka kuytular

Sessizlik ve ıssızlık alabildiğine

Çölde İsa, dağın karanlığında Musa

Yıldızlardan ve kendinden başka

Fark etmez. Himalayalar olur

Singapur’un engin ormanları da

Yine öyle bir mağara

Kayalıkların arasında sessiz,

Görünür Cebrail

“Oku” der

“Ben okuma bilmem”

“Oku”

Seni eğitenin adıyla oku

Bir titremedir tutar adamı

Yürekten başlayıp, vücudu kaplayan

Yerleştirmeye çalışır gibi içindekileri

Dışarı atmak ister gibi

Tir tir. Zangır zangır

Nereye sığınmalı

Ey örtüsüne bürünen

tebder.tr.gg 81

Page 82: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

06.10.2011

TOKAT

İLİŞKİLER “Çevreye”

Anlatıldığına ve yazıldığına göre

Ölüm nedir, nasıl bir şeydir

Neden ölür insan, nereye gider sonradan

Ve daha benzeri acayip sorular

tebder.tr.gg 82

Page 83: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Atar prensi saraydan dışarı *Budha

Doğaya vurur kendini

Yılanla, kurtla dost olur

Korkmazlar ondan, oda onlardan

Sırtını ağaca, yüzünü göğe verir

İç dünyasına gezmeler

Öyle hoşuna gider

Dinlemeyi öğrenir önce

Dost olmayı her şeyle sonra

Farksızlığı, aynılığı

Musa toplar halkını

Kırk yıl gezdirir çölde

İsa toplar göl kenarına

İşaret eder parmağıyla

Ey insanlar iman ederseniz

Şu dağı bu göle indirirsiniz

Ve kendinden sonraki

Kurtları, koyun postuna bürünen

Çiftçiyi, bereketli topraklı

Köleyi, efendiyi, din adamlarını

Kendini, kendi dışında olanı

Geleceği, adaleti

tebder.tr.gg 83

Page 84: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

İlk taşı sen at, suçsuzsan

06.10.2011

TOKAT

KALEMİM “Bekleyene”

“Benim Mehdim

Benim Canım” diyen adam

Babasının malı veya

Gömleğim, kalemim, defterim gibi

Fark etmez sevgilisi gibi.

Methiyeler düzüp

Söylüyor ha söylüyor

Benim, benim, benim

Kimsenin değil

tebder.tr.gg 84

Page 85: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Sadece benim

Daha çok beklersin

06.10.2011

TOKAT

EMİRLER “Kitaplara”

Tevrat’ın ilk emri “yap”

Zebur “anla”

İncil “söyle”

Kuran “oku”

Budha ne der: “dinle”

Bilim “araştır”

Filozoflar “düşün”

Yap, doğruyu yap

Anla, hakikati anla

tebder.tr.gg 85

Page 86: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Söyle, gerçekleri söyle

Oku, her şeyi oku

Dinle, dışını ve içini dinle

Araştır, hikmeti araştır

Düşün, soruları düşün

Yap ve bırak geleceğe miras

Anla ve anlat anlatabildiğince

Söyle korkmadan, çekinmeden

Oku cesaretle ve hikmetle

Dinle sessizce, duy

Araştır bıkmadan, usanmadan

Düşün, düşünebildiğince ve

Yaz, bulduklarını

Öğret

Dil söylemek, kulak dinlemek için

Akıl anlamak, düşünmek için

Göz görmek, okumak için

El yapmak için

Ele, göze, kulağa ve dile

Gerçeğin demine

Hakk’ın devranına, düzenine

tebder.tr.gg 86

Page 87: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Kaleme ve kitaba

Her şeyden önce insana

06.10.2011

TOKAT

“Kayıp Kitap kitabından”

17 EKİM 2011 “İyi yapmışsın diyene”

Bugün

Sıyrıldım bir kez daha

Bir kıyafetten, başka kıyafete

Anladım ilk kez

Daha önce farkına varmadığım

tebder.tr.gg 87

Page 88: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Bir şeyi

Meraklısıydım önceleri haberlerin

Sıkılmışım artık.

Kim ne demiş, ne yapmış

Umurumda değil bundan sonra

Sinir krizlerine girmeye gerek kalmadı artık.

Anladım

Yine benim hatammış

Kendime haksızlık etmişim anladım

Bunca yıl – kırk yıl boyunca

Bana ne ki bundan sonra

Sildim yüreğimin oralardan bir yerden

Yer edinen kendine

Yukarılarda durma hissini

Karışıyorum artık toprağa, aramayın yükseklerde

Hava imiş tutan, boşluk anlayacağın

İlk günümün heyecanı içindeyim

Bundan sonra

Neler bekler beni

Daha neler göreceğim, meraklısıyım

Dondan dona, kıyafetten kıyafete

Duraktan, basamaktan, aşamadan

tebder.tr.gg 88

Page 89: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Yörüngeden yörüngeye

Salınmak yine

Geçmek geçmediğim yerlerden

Farkına varmak

Bu adam da kim

Görmedim hiç buralarda

Kıyafeti tanıdık değil

Oturup kalkması, tavırları başka

Kaç durak daha var

Durulması, tanınması gereken

Meraklandım.

Şikâyetim yine belki

Herkese bildiğince, asıl bilmediğince

Elimi çektim, bana ne

Umuyorum artık

Rahat uyumalar

Ağrısız bir baş

Dertsiz, tasasız hatta gamsız

Dinmeli, dinginleşmeli

Kurtulmalı halkta benden

Keskin kılıç dilimden

Acı sözlerimden, yazımdan

Hor görmeler, tepelerden bakmalar

tebder.tr.gg 89

Page 90: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

İğrenmeler, yerinde duramamalar

Haber dinlemiyorum artık

Aynı yüzleri görmeye dayanamıyorum

Size de dinlemeyin demiyorum

Sizi de, bizi de, beni de sildim defterden

Bana ne

İyi yapmış mıyım?

17.10.2011

TOKAT

SEZON SONU, SEZON BAŞI “Temsilciliklerime”

Yorucu yolculuktu, uçakla da olsa çoğu

Geçen haftalar içinde

Binlerce kilometre, dolaştım temsilcilikleri

Yorgun ama mutluyum bir o kadar

tebder.tr.gg 90

Page 91: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Sezon sonu değerlendirmeler

Geçen sene New Orleans’a ait

Tek hatıram yokken

Bu sene gezime, oralardan başladım

Ne de güzel insanlar.

Washington’dan Moskova

Moskova’dan St.Petersburg

Oradan da Almatı

Bakü ve sonra Tebriz

İstanbul ve Pekin

Oradan en son Paris

Paris’ten Berlin

Berlin’den Ankara

Sezon sonu değerlendirme raporları

Üç kapı: Hünkâr kapı, Ata kapı, Can kapı

Bu sene on

Seneye yüz tanrı isterse

Dedelere ve hizmetlere

Bekçilere emir verildi

Kovulmayacak kimse

tebder.tr.gg 91

Page 92: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Varsa verilecek

Arsalarınız, binalarınız kendinizin olsun

Zorlu yol bu

Entrikalara kapanmalıyız.

Üzerine düşeni yap

Başkasının işine karışma

Zor değil dostum, korkma

İnsanda var ilahi nefes

Sen ona üfle, onu kokla

17.10 2011

TOKAT

SALLANAN SANDALYE “Sallanan sandalyeye”

tebder.tr.gg 92

Page 93: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Yüksek ahşap girişin üstünde

Boyası eski, ahşap, sallanan sandalye

Dört ayaküstünde yine

Farkı

İki ayağına çakılı

Yarım çember, sağlam

Ahşap veya demir bambaşka bir ayak

Ustalık işte.

Dengeli, simetrik olmalı

Yoksa bozulur oturanın, iskelet sistemi

Emekli adam işi birde

Sallanan sandalye

Uykusunu getirir adamın

Şekerlemelik tam

Tahttan özenti olduğu belli

Mücevher kakmalı taht

Oturanın oturulan yerleri yumuşak

O kadar insan içinde bir insan

Oturacak

El ve etek. Yüzük öpme törenleri yapılacak

Boyun enseye basmalı

Dik durmalı kafa

tebder.tr.gg 93

Page 94: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Gözüne bakmak haram

Yüzün yerde olacak

Yoksa yüzülür derin.

Saklı sarayın ortasında bir taht

Yaklaşamazsın on kilometre kadar

Ok atımı, mızrak atımı

Atış mesafenin dışı.

Bırak gebersin

Kendi eceliyle

Bulaştırma elini. Pis kanına

17.10.2011

TOKAT

“Kayıp kitap kitabından”

ZÜL Fİ KAR “İşe”

Zülfikar

Keskin kılıç

Zül çift

Zülfi değil zülfü

Kâr, iş – güç

Fikar farklı figardan

Zülfe gelince bir tutam

Bileğe bak sen

tebder.tr.gg 94

Page 95: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Hatta bileğin sahibine

Sahibinde içine

Bak bakabilirsen

Kuş ol, rüzgâr ol

Adam olamazsan

Hava ol

Bul onu ve bak

Gözünden içeri derinlere

Kılıcı tutan el

Çeken kılıcı yine kılıçla

Kızma İsa’ya

Zaman bu, olan bu

Önceden dedi diye

17.10.2011

TOKAT

tebder.tr.gg 95

Page 96: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

DUYGUSUZLUK “Duygunun sonuna”

Duygusuzluğu buldum bugün

Önce yazdıklarımın kimi

Ya acıma, ya ağlamaya dair

Dayak yesem ağlarım, bundan sonra

Canım yandığından oda.

Açlıktan ölen çocuklar filan

Yanı başında akbabası bekleyen

İlham veren beyni dumanlı fotoğrafçıya

Ölüme atlayan gelinlikle

Şehrin en yüksek binasından

tebder.tr.gg 96

Page 97: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Kendini yakan idealist, benzinle

Tarihin derinliklerinden

Zamanı delip gelen

Ölüme biçili insan hikâyeleri

Yetim veya öksüz kalan

İtilip kakılacak olan

Miras bırakılan bakılmaları, gözetilmeleri

Allah aşkına.

Vücudunun içinden, dışından

Bir yerlerinden yakalanmış hastalığa

Virüsü günden güne yayılmakta

Sonunu getirecek. Eninde, sonunda

Kamyonun ezip geçtiği

Babaannesinin ümidi, gürbüz çocuk

Hepsi ama hepsi birer kişi

Yakınımda, uzağımda, çağımda

Çağlar öncesinde veya sonunda

Hatırası kalmayanlar hatta

Adı bilinmeyenler bile

Bir uğura ölmemişler, bilinmeyenler.

29.10.2011

TOKAT

tebder.tr.gg 97

Page 98: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

ETKİLEŞİM “Kalorifer peteğine”

Yine biri bir şeyler söyler

Dinleyeni var, ne de olsa

Beklenilen veya umulmadık cümleler

Harekete geçiren. Olmazsa durduran

Durun

Yürüyün

Kim, kime, neden

“Rahat bıraksana beni!”

İdare ettiğini sanıp durman var ya

Canımı sıkmaya devam ediyor

Yor canım yor

Şimdi ve genelde

Sıcak oda. Kalorifer peteği

Kömür, doğal gaz

Nerden çıktı bu konu

Boşalma arzusunun böylesi

Bana aitti.

Paylaştım. Duyan herkesin oldu.

Anladığın kadar.

29.10.2011

tebder.tr.gg 98

Page 99: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

TOKAT

UÇUŞ “Duman gibi, sis gibi

Buhar gibi, ses gibi

Yörüngesinde dönen

Elektronu döndüren

Enerjisi gibi

Bir şeylere”

Bedenin var ya. Etin, kemiğin

Organların var ya. Kalbin, beynin

Seslerini duyuyor musun?

Senin olsalar bile

tebder.tr.gg 99

Page 100: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Yerlerini değiştirebiliyor musun?

Bırak bu işleri

Hepsini birbirine bağlayan

Damarlar, sinirler, sistemler

Farkında mısın?

Ölen adamda da var!

Sende olan organlarının tamamı

Tek farkla

Ölü ve diri yeni

Kokmaya başlayan zamanla

Sineklenen, kurtlanan, çürüyen iki günde

Kurt ısırığı nasıldır? Hisseder misin?

“Çekil git!” der misin?

Dinletir misin?

O halde

Korkma artık

Nasıl olsa

İyi haber

Öldükten sonra uçup gidecek

Seni sen yapan

Nereye uçacağını sen bul

Hatta

tebder.tr.gg 100

Page 101: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

29.10.2011

TOKAT

OYUN “Kur’an-ı Kerime”

Oyun, eğlenceden bahis

Gelip geçici olması

Akşam olunca doğrusu

Işık olmadığından

Oyunun yarına kalması

Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden

İbarettir.

tebder.tr.gg 101

Page 102: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Hangi soru önce gelir

Bu bahiste. Bence

Öyle ise neden?Kumar peki, sonunda kaybetmekte olan

Hayatını ve her şeyini

—Zaten benim değildi

Çalmıştım.

Başkalarının malıydı

Fark etmez yani kaybetsen de

Sen sonuna ateş koy

Sen başına sözleşme

Sonra çıkar ansızın

Hiç beklenmedik yerde

Üstelik bağla yollarını, ellerini

Sonra, “yap!” de

Yapınca da “niye yaptın?”

Sahipsizim ya

Kimsesizim ya

Ne sırtımı dayayacak bir duvar

Ne akran, akraba, dost

Bir yakın, tanıdık hatta

Sen de sür devranını

Sürebildiğince

tebder.tr.gg 102

Page 103: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Oyunbozansın. Oyunbozan

İşine gelmeyince.

29.10.2011

TOKAT

DÜNYA DEVLETİ “Geleceğe”

En geniş organizmaysa devlet

Vatandaşları arasında kanun koyan

Uygulayan

tebder.tr.gg 103

Page 104: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Mutlaka bir gün olmalıdır

Dünya devleti

Bütün insanları kuşatan

Herkesin vatandaşı olduğu

Ne güzel

Dinler, kavimler, tarihler, kültürler

Daha neler ve neler

Bir yerde, ortak

Olacaktır. Kurulacaktır.

Bilgime karşı sizden

İsteğim, vasiyetim

Çürümüş kemiklerimden veya

Bıraktığım saç kıllarımdan

Yeniden olmak istiyorum

Kendi DNA’mdan

Birleşmiş Milletler gibi

Ama vetosuz

Ama adil

Ama eşit

Ama herkese

Olmaz mı?

tebder.tr.gg 104

Page 105: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

İstiyorum.

O zaman

Unutmayın beni.

Geleceği çok merak ediyorum.

29.10.2011

TOKAT

ŞEYH BEDRETTİN “Hakikate”

Varidat’ bilirsiniz

Fusus’a methiye

Şeytanı kovdum, gelmemecesine.

Şeyhe göre

İlk söyleyen kendisidir

Altı yüz yıl önce.

Siyaset günleri gelip çatınca

Kır sakal

tebder.tr.gg 105

Page 106: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

İnce boyun bulur

Urganın ucunda kendini

Bahanesi:

“Peygamberliğini ilan etmişti.”

Hayır! Yalan

Ben tanırım kendisini

Çocukluğundan asıldığı güne kadar

Hep yanındaydım

Hiç duymadım

Asmak için, yok etmek için

Önlerinden kaldırmak için

İftira ettiler

O’nun söyledikleri bambaşkaydı

“Din dersi seni Hak’tan uzaklaştırır.”

Cümlesinin başında

Hakk’ı tanımıyorsan, vardı

Cennete ve cehenneme dair söyledikleri

Misallerden birer misal

“İnsanoğlu yeniden olabilir topraktan”

Derdi.

Başkasına da inanmazdı.

Cahillerden nefret ederdi.

Okumadığı ilim kalmamıştı.

tebder.tr.gg 106

Page 107: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Her şeyi biliyordu.

Fukahaydı.

Müçtehitti nerdeyse.

Güler yüzlü olmadığı doğruydu

Hatta sinirliydi biraz

Anlayışsızlığa kızardı

Yüzü kızarırdı kızınca, kulağına kadar.

Keşif ehlinin hallerinden haber verirken

Sırtını yaslamıştı duvara

Yüzü odun, meşe odunu yanan

Ocağa dönükken

Düşündü ve buldu

Uzun düşüncelerden sonra.

Semah felsefesine inanırdı

“Bir tıkırtı coşa getirir aşığı.”

Kendi sonunu da biliyordu.

En çok çocuklara acıyordu.

Hakkında söylenenlerin çoğu yalan.

İftira yani asmak için

“Yok” etmek, önlerinden kaldırmak için.

Tam gönülden

Bütün benliğiyle inanırdı.

Kendi aklımca

tebder.tr.gg 107

Page 108: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Suret konusunda hata yapmış olsa da

Dosdoğru bir adamdı.

Hatası, hata bile sayılmaz

O çağda o zekâ ve bilgelik

Bu çağda yaşasaydı

Kim bilir neler söylerdi.

29.10.2011

TOKAT

“Kayıp kitap kitabından”

SAVAŞ CİNAYETTİR “Gözü Dönmüşe”

Dünya ekonomisinin beşte biri

İstatistiklere göre

Silah tüccarlarının elinde

Teknoloji harikaları,

Bilim dâhileri

tebder.tr.gg 108

Page 109: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Milyar dolarlık alış verişler

Gözü dönmüş caniler

Birde, bir türlü anlamayanlar

Bilgisizler

Dünyayı kaç defa yok edebilecek güçte

Biriktirilmiş bombalar

Yakın, yıkın, öldürün, yok edin

17.11.2011

TOKAT

“Bu mu Dünya kitabından”

DELİRİP KURTULMAK

Ölüp kurtulmak, delirip kurtulmak

Bitip, yok olup, eriyip kurtulmak

17.11.2011

TOKAT

“Bu mu Dünya kitabından”

tebder.tr.gg 109

Page 110: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

SAVAŞ

Saçları tutuştu önce

Ne kadar çırpındıysa da söndüremedi

Küçücüktü elleri

Anlayamadı

Ne yapacağını bilemedi

Telaşlandı

Kız çocuğu yine, kadın veya adam

İnsan

İlk kez başına geliyordu

Böyle bir şey

tebder.tr.gg 110

Page 111: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Evi yıkıldı. Oyuncakları bozuldu

Toz duman oldu ortalık

Gözüne duman doldu

Çığırdı. Bağırdı. Yandı

Babası gördü sonra

Ezilen annesini

Parçalanmıştı bedeni

Masanın üstünde çiçek

Kırılmıştı.

Kardeşi çıktı dışarı

Baktı

Her yer. Yerle bir olmuştu

Koynuna sakladığı bebeğiyle ölen anne

Organları ortalığa dağılan bir başkası

Uçuşun ruhlar uçuşun!

Durdursanıza insanlar

Ölmeden önce

Yatın sokaklarına, parklarına, meydanlarına şehrin

Kırmızılar sürün yüzünüze, elbisenize

Protesto edin. Ölmeden

Pankartlarınız olsun

“Savaş Cinayettir.”

“Cani! Nasıl öldürdün beni?”

tebder.tr.gg 111

Page 112: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Gözün doydu mu?

Kokmuş kokona karına

Elmas kakmalı yüzükler, mücevherler

Metresine yeni döşenmiş odalar

Açmak için veya

Koltuğunda kalmak için sonsuza değin

Boyun eğdiğin alçağa

Yaranmak için

Oldu mu?

Kovmuştuk şeytanı gelmemecesine

Çağırdınız geri

17.11.2011 TOKAT

“Bu mu Dünya kitabından”

tebder.tr.gg 112

Page 113: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

ÖYLE Mİ?

“On sekiz saat çalışıyorum ağabey!

Karnımı doyurmak için

Bir gün çalışmazsam

Ölürüm açlığımdan”

Sendeki de ne mideymiş birader

Ben hiç çalışmıyorum

Açlığımdan da ölmüyorum

Sen kimi kandırıyorsun

Ya yeni evin taksitleri

Ya yeni arabanın

Vızıltıyı duydunuz mu? Bir füze

Geliyor üstünüze

tebder.tr.gg 113

Page 114: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Birazdan patlatacak beynini

Karnı doymaz. Karadelik

Gözü doymaz. Karadelik

Kapak olsun “Time” dergisine

Aptallar sürüsü

Suriye dümdüz edilsin

Lübnan yakılsın baştan ayağa

İran paramparça edilsin

Azerbaycan da batsın bu arada

Zeki adam!

Er du gan, er du gan

17.11.2011

TOKAT

tebder.tr.gg 114

Page 115: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

KÖTÜ ÖRNEK “Gömleğine kravat yakışmayana”

Hey gidi Kaddafi

Kanlı yüz. Kan gerçek

Saç baş dağınık

Delikten çıkarılan sakallı Saddam

Esat! Korkmuyor musun?

Petrol şeyhi demokrat krallar

Kâbe’nin etrafı lüks otel dolu

Bağıran adamlar sokaklarda

Tankı ele geçirmiş ehliyetsiz genç

Şehrin meydanında cemaat namazı

Satılık politikalar

Seni bakan ilan ediyorum

Seni müdür, seni yardımcı

Senide cemaat lideri

Delik deşik edilir cesedin.

Zalime musallat zalim

tebder.tr.gg 115

Page 116: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Dönüp dolaşan adalet ve

Bostancı başını tanıyan, yakından vezir.

Takım elbise, ipek kravat

Alışkın olmayan yerde durmayan don

Seni bakan ilan ediyorum

Bu koltuk senin. Sen otur

Öncekileri boş ver, keyfini sür!

Çay söyle, kahve söyle!

Ebedi esaret söyle

İmzala önüne konulanları

Emirler yağdır veya

Gülenlere bakma sen

Onlar seni kıskanıyorlar

Hah hah ha

TOKAT

17.11.2011

tebder.tr.gg 116

Page 117: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

DÜMBÜK

Curcuna. Durun. Sirenler

Makam arabası geçer gider

Dikkat! Selam Dur!

Arabadan dışarı sarkar korumalar

Etrafa tuhaf, tuhaf bakarlar

Buyurun.

Ulan dümbük, dürzü. Daha neler…

Kafadan kontak manyak

Yaktın ya dünyayı

17.11.2011

TOKAT

tebder.tr.gg 117

Page 118: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

UYUŞUK

Efendim! Bir şey mi dedin?

Bana mı dedin? Ne dedin?

Elhamdülillah iyiyim

Allah zeval vermesin efendim

Böyle lider bin yılda bir gelir

Allah razı olsun

Karnımızı doyurdu

Açlıktan geberiyorduk önceleri

17.11.2011

TOKAT

tebder.tr.gg 118

Page 119: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

ZİMMET “Ukalaya”

Yazmazsam olmaz. Çoktandır içimde

Zimmet konusu

Mikrop mollaya göre

Halkın, vatandaşın bir kısmı

Başka inançtandır diye

Birilerinin zımmında imiş

Kendini, kendine

Kendi kendine. Eden adam

Bir şeyler eden adam

Sana böyle bir hak tanımıyorum

Sen neredesin, hangi zamanlardasın

Kim getirdi buralara

Sen kimsin?

Erkan Yazargan

17.11.2011

TOKAT

tebder.tr.gg 119

Page 120: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

BAKIŞ

Bakışından bellidir

Kimin ne olduğu

Bakmasını bilene

Erkan Yazargan

17.11.2011

TOKAT

tebder.tr.gg 120

Page 121: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

212 LÖSEMİ “Yıldız kaymasına”

Bence kayan yıldız. Dilek tut

Yıldızca kendi yörüngesince

Yörüngece, yolunca gitmek

Adım atmaktan öte

Basmadan bir yerlere

Fırlamak değil, zaten olan

Dönüp dolanan

Bir damla his. Irgalayan. Sarsan

Kaymış yerleri yerine getirmek

Tutturmak veya kırılan kemikleri

tebder.tr.gg 121

Page 122: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

İki yüz on iki

İlik, lenf – akkan

Laboratuarda üretilen lösemi

Tarzım değil. Tutturamam

Açıklık benim yolum

Zorlamayın!

Gereksizdir bence kendini ispat

Loca kararları değil, denge değil

İki ayağında birer duba

Dubalarsa birbirine bağlı

Çelik gövde durur

Kürek değil, motor yüzdürür

Bulan kim pervaneyi

Rüzgar gülü ne güzel

Papatya toplayan kırdan, çocuklar

Kraliçe tacı birde sarı, yeşilli

Entarisi havalanan dönünce

Değiştirmek olup biteni

25.11.2011

TOKAT

“Sanata İzin kitabından”

tebder.tr.gg 122

Page 123: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

HAYAT ÖPÜCÜĞÜ “Sinir hücrelerine”

Uzanmış yatan, hareketsiz beden

Gözler kapalı.

Sağ el sol kola. Nabzını yokla

Almasa da bir öpücük

Üflemek burundan, boynu kaldırıp.

Tam kalbin üstüne

Avuç içiyle, kırmadan kaburgaları

Ritmik baskı.

Satılık şiirler, kelimesi elli lira

Şairin midesi

Tıpkı seninki gibi ciğerleri

Beslenmeli

Toprak versin otunu, buğdayını

Güneş doldursun içini

Suyunu emsin.

Göze güzellik

Buruna güzel koku

Ele yumuşaklık

Sinir hücreleri uyarılmalı

Anlasın diye

25.11.2011

tebder.tr.gg 123

Page 124: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

TOKAT

KENDİNİ ANLAT BANA “Sana”

Sabahın altısı. Alarm. Tam zamanı

Yola koyulmalı erkenden. Trafik

Kıyafetini düzelt. İnsana saygı

Sabah tıraşı olunamazsa, kesmeden suratı

Gülebilir, gülüp geçebilirsen

tebder.tr.gg 124

Page 125: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Delirtmek isteyenlere

Normalsin dostum.

Dostum diyorum çünkü, seni de tanıyorum

Kendini anlat bana

Memleketin, yaşın, mesleğin, cinsiyetin

Eğitimin, sosyal çevren değil

Sorduğum

Kendini anlat bana

Sen kimsin

Hangi yemekleri istediğin veya hobilerin

Sevdiğin kitaplar veya filmler değil

Merak ettiğim

Geçmişinde neler olduğu

Nelere inandığın, inandığını sandığın

Umurumda değil

Lütfen

Kendini anlat bana

tebder.tr.gg 125

Page 126: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

25.11.2011

TOKAT

“Sade Yazılar kitabından”

ÇİT SÜT VE SU “Süte”

Bizce toprak ağaları

Onlarca derebeyleri, voyvodalar

Uçsuz bucaksız toprak

tebder.tr.gg 126

Page 127: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Lortlar kamarası, babadan miras vekâlet

Sermayenin gücü

Koç oğulları, bir telefonluk uzaklık

Yani ilişkiler ağı

Denge ve karşılık. Paylaşım veya

Ayakkabıcının oğlu ayakkabıcı olacak

Hırsızlar kralı, kayıp prens

Göçebe Türkmen’e anlatamazsın

Toprağın etrafına çit çakmayı

Onun ördüğü taş duvar

Keçileri kaçmasın diye

Alabildiğine geniş bozkır

Sür sürebildiğince atı

Nerede dilersen, orada kur obanı.

Su katmayı anlatamazsın süte

Süt süttür. Su ise sudur

Karıştırmak hem ayıptır, hem de günahtır

Anlaşılmaz

tebder.tr.gg 127

Page 128: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Yapılamazdır.

25.11.2011

TOKAT

“Semaha Şiir kitabından”

HANEDAN “Kılkuyruğa”

tebder.tr.gg 128

Page 129: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Elizabet, bilmem kaçıncı

Birincisi olsun o zaman, birinci değilken

Victoria, Victoria iken

Hanedanlara kızlar, oğullar doğurmamışken

Nil’in kaynağı değilken daha

Genç, güzel ve hırslı.

Tahmasb, on yaşından önce

Babası da sağken henüz

Ve tam elli dört yıl

Otururken koltuğa

Kırılamaz bir rekor

Fars vezir, aklına girer

Unutur kendini Tahmasb

Riyaset sevdası yani liderlik

Emir yağdırmalar sağa, sola

Osman oğullarıyla anlaşma

“Türkmen belasına karşı alınacak tedbirler!”

Göz açtırmamalı bunlara

Dizginlenmeli

tebder.tr.gg 129

Page 130: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Dizginlenilemezlerse

Araya alıp tam anlamıyla

Güzelce bir tepelenmeli

25.11.2011

TOKAT

“Bu mu Dünya kitabından”

DAMGALAR “Yola koyulmuş damga oğullarına”

Yola koyulmuş obalar

tebder.tr.gg 130

Page 131: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Farkları damgalarından belli

Tanış olmak ve tanımak için

Okumsu, yayımsı, atımsı, keçimsi

Çadır, dağ, gök, güneş, günümsü

Damgalar

Beyaz, yeşil, siyah veya boz

Keçeye işlenmiş hatta

Hayvanın baldırına yakılmış damgalar

“Pirim o dağın, o ırmağın, o ormanın

Doğuya bakan yönünde uygun

Yaşam alanları var. Bize

İdareciler zayıf veya adildir.”

Yola koyulur obalar

Hepsi damgasından belli

Ok ile yay o dağa doğru

Gün ile ay bu ırmağa doğru

Unutmayın birbirinizi!

En az senede bir gidin – gelin

Sorun hallerinizi

Omuz verin işlerinizde birbirinize

Sulha ulaştırın sorunlarınızı

Diliniz bir, töreniz bir

tebder.tr.gg 131

Page 132: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Varsıl veya yoksul kalsanız bile

En değerlisi

Değerleriniz

Sizi siz yapan

Unutmayın birbirinizi

25.11.2011

TOKAT

“Hikmet damlaları kitabından”

tebder.tr.gg 132

Page 133: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

TÖRE DEĞİL

Kadın cinayetinin adını, töre koymuşlar

Ne büyük haksızlık

Ne büyük cehalet

Cinayetin adı ne zaman töre oldu?

Töre adına işleyen cani

Asıl töreyi katletti

Kendini, benliğini, varlığını yok etti

Cinayetler, yanlış inanç kaynaklı

Bir de erkeğin bencilliği

Ne alakası var töreyle

tebder.tr.gg 133

Page 134: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Cehaletin adını koymuşlar, töre

Anlaşamıyorsan dostum karınla

Adilce ayrıl

Ne onu, ne de kendini rezil et

Zorla birlik olmaz

İşkence etmenin birbirine

Ne anlamı ne de gereği var

25.11.2011

TOKAT

“Gülümsemeler kitabından”

HEZİMET “Düşüncesiz düşünürlere”

tebder.tr.gg 134

Page 135: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

İslam ümmeti

Yokluk, yoksulluk, sefalet ve rezalet

Çukurlarında bulunca kendini

Dünya savaşlarından sonra

Cemalettin Afgani, Abduh, El Benna

Mevdudi, Seyit Kutup, Nursi ve diğerleri

Bir araya getirebilmek için yeniden

Yeniden uyanış, yeniden doğuş

Hareketleri.

Taassubu, cehaleti, yozluğu, yobazlığı

Yok etmek yerine

Suçu yine

Karşıdakinin üzerine atıp;

Düşülen bu haller hep

Sömürgecilerin oyunu,

Siyonistlerin entrikaları,

Haçlıların saldırıları

Amerikancı İslam zırvaları

Felaket üstüne felaket

Hezimet üstüne hezimet

Kurtulabilir misin? Zor

Batılılar şöyle, batılılar böyle

tebder.tr.gg 135

Page 136: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Bir avuç kozmopolit, şom ağızlı

Başımıza gelenlerin suçlusu onlar

Öyle mi!

Sütten çıkmış ak kaşık

Dünya zaten zindan

Bir tokat yetmedi, bir tokat daha

Tokat yetmez tekme, yumruk hatta

Akıllanmayacaksın

Taassuptan kurtulmadan

Suçu kendinde aramadan

25.11.2011

TOKAT

tebder.tr.gg 136

Page 137: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

YAKMALI YIKMALI “Türk düşmanı Türkçülere”

Anıtkabiri yıkalım. Helenistik

Projeleri tek partinin eseri.

Cumhuriyeti yıkalım

Bize ne gerek. Kulluk varken

Heykelleri yıkalım. Put bunlar

Büyük Türk’ün mezarı

Göklere açılan çadır şeklinde olmalı.

Orduyu dağıtalım. Dinsiz bunlar

Atatürk’le uğraşıp durmalı

Asrı Saadet değildi ya

Bunları isteyen

Türk Ocakları’ndan bir Türkçü

Onunda tükürdüm suratına

Ocak deyip ocakları yıktınız

Türklük deyip, türkün sırtına bindiniz

Sizin ne töreyle, Türklükle

Yok, hiçbir alakanız.

Osmanlı, Türk devletiymiş, hakanı Türk

tebder.tr.gg 137

Page 138: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Ortadoğu’yu beş yüz sene idare etmişler

Kafalarına girmiş emperyalistler, çekilmişler

Eleştiriyorum diye beni

Türklükten de çıkardılar. Dinden de

Bin yıllık köyüm belli.

Anam belli, babam belli

Konuştuğum, yazdığım dil belli

Şimdi sen misin Türkçü?

Tahta kafalı, Türk olmayan, Türk düşmanı Türkçü

Türk’e en büyük zulmü reva gören

Biri Emevi, öbürü Osmanlı.

Mide bulandırmayı bırakın artık!

25.11.2011

TOKAT

“Bu mu Dünya kitabından”

tebder.tr.gg 138

Page 139: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

HANGİ FİLM “O Filme”

Ahşap çit duvar

Domates soslu makarna

Siyah – beyaz Eiffel Kulesi tablo

Çizgili gömlek, ince – kalın

Otel odası.

Alış - veriş çantası

Burnunu çeken adam

Kötü yola düşmüş! Genç kadın

Bedavadan orman odunuyla ısınan ev

Tarlada kuru ot, el arabası

“Salak, salak” gülen genç

Marketten alış – veriş, kasalara dolu ıspanak

“iyi ki doğdun” la elini yıkayan dahi

tebder.tr.gg 139

Page 140: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Gece yürüyüşü ormanda, gecenin karanlığında

Köpek sesleri, yeni tıraşlı polis

Rus, Polonyalı kaçak göçmenler ve

Sonunda bir insan öldü.

Sürekli bunları düşünüp duran

“Maden suyu” da tükenmiş

Nasıl bir adam olduğunu biliyorum!

Silvia’nın tatlı ikizleri

Gerçeği bilmek, hayli zor görünür

Sorun Robert’te

Şömineye kesilen odun, hızarla

Kendini işine veren hırsız

Bil bakalım hangi film?

29.11.2011

TOKAT

“Gülümsemeler kitabından”

tebder.tr.gg 140

Page 141: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

ÖZÜR “Anlayamamaya”

Bunadığını bilseydim

Bu kadar üstüne gelmezdim

Hiç belli etmedin

Özür dilerim

Ben de oldukça meşguldüm

Fark edemedim.

29.11.2011

TOKAT

tebder.tr.gg 141

Page 142: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

DAMLA DAMLA ANLAR “Hatıralara”

Malağın ağzına zorla çorba

Ayran çorbası nohutlu

Tahta kaşıkla

Tıkıştırıldığını gördün mü?

Öncelikle malak: camız yavrusu

Bunu bil!

—Camız mı kaldı?

Pekiyi, at arabasıyla taşınan saman,

Koçanları toplanmış mısır sapları,

Dereye yuvarlanan at arabası,

Komşunun tarlasında yetişen mükemmel

Leziz kara incir, taze

Sonradan “Hakkını helal et! Komşu” denilen

Cevizin dibinde öpülen kız,

Cevizin dallarında koşan sincap,

Kafeslenmiş sincap.

Yeni tanıştığın kuzenin ile yokuş aşağı

tebder.tr.gg 142

Page 143: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Çocuk yaramazlığı ile koşarken

Virajı alamayıp, aşağı

Toprak yığına düşüp, kol üstü

Kol kırılınca iki yerinden,

Ana dayağından korkup

Babaannenin evine sığınmayı, kırık kolla

Ortopedistlerin olmadığı zaman

İlçeye kadar gidip, kırıkçı bulmayı

Balla sarılan kolu

Daha çocukken

Yeni olgunken, ilk günlerinde ergenliğin hatta

Eve doğru giderken okuldan

Alacakaranlığa doğru

Kavak ağaçlarının orada, ıssız

Yüreğine gökten inen o damlayı,

İlk kez sormayı

“Ben kimim?”

29.11.2011

TOKAT

tebder.tr.gg 143

Page 144: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

KAYIP KİTAP SEMBOLLER “Anlamlara”

Papa. Bizdeki tam karşılığı baba

Sanıldığı gibi Hint dinlerinden değil

Tam da özümüzden Rama’dan beri

Abi, baba, dede

Ayrı, ayrı makamlar. Kutsallıklar

Tıpkı çırak, kalfa, usta gibi

Hıristiyanlıkta “Papa”ya dönüşür

İnanmışların kendisinde birleştiği temsilci

Bana sorarsan bu gün;

Tuhaf giysili, aklı karışık, büyülenmiş gibi duran

Yaşlı bir adam, teferruatlarda boğulan

Milyarlarca inanmışı, eyyamcılıkla oyalamadan

Söyleyiver Papa, korkma!

“Ey insanlar! Kutsal ruh, istisnasız hepinizde var.”

Kızıl Nehir. Tarot’tan hatta

Ölüler kitabından hatta Tevrat’tan

Fışkırıp gelen.

Bana sorarsan; Kızıl Irmak, isim isabetli

Berisinde bir nehir daha lazım

tebder.tr.gg 144

Page 145: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Batısında Yeşil Irmak

İşte anlam: Tüm tarihin düğüm noktası

Sırların birleştiği yer.

Yeterince anlaşılır mıyım?

Sembol deyip sizi dolandırıyor muyum?

Yeni şehir. Nostradamus uzmanları

Bunu doğru bildiler. Aynen tahmin ettikleri gibi

Çark. Zaman döngüsü

Bu sembole semah deyip

Uzun uzun irdeledik

Hatta adına bir şiir kitabı dizdik

Bir uçtan bir uca yolculuğu güneşin

İki yüz elli milyon yıl

Çark şeklinde galaksiler döner ha döner

On üçüncü gizli burç, yay ile oğlak arası

Çinli astronomlar buna Tao

Sümerler başak ucu

Türkler, “Nokta” adını koydu.

Kum saatine gelince

Dolan zaman, dairenin içinde on iki nokta

tebder.tr.gg 145

Page 146: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

“O Adam” da yanıldılar

Zannettikleri gibi “Yanlış Kişi” değil O

İsa’nın haber verdiği adil

Hatta “O insanoğlu benim” dediği İsa’nın

Onun sembolü

Gizlemeden, saklamadan açıvermesi örtüyü

Herkesin hatta çocukların bile

Anlayabileceği kadar, basit anlatması

Teferruata dalmadan

Sapmalara aldanmadan

On ikinin tam ortasını hedef alan

Eli tutulamayan

Kahramanların, bilgelerin, velilerin

Erenlerin, peygamberlerin

Kendisiyle övündüğüdür.

Yeterince açık olmuştur umarım

Buraya kadar okuyabilenler de

Yazılmıştı ta önceden.

29.11.2011

TOKAT

tebder.tr.gg 146

Page 147: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

“KAYIP KİTAP” Kitabından

YOLCULUK “Dünyamıza”

Yolcu, yolcular, yol ve menzil

Azık, kıyafet ve ışık

Harita ve rehber

“Çok geldim gittim. Bilirim oraları”

Köyden yürüyerek şehre

Dağ yollarından giderdik

Gide gele, patika etmiştik yolları

tebder.tr.gg 147

Page 148: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Alacakaranlıkta bile geçebilirdik köylerden

Tanırdı köylüler

Hatta şehirden bir şeyler ısmarlardılar

Yaya gider, yaya gelirdik.

Mehmet emminin kaya dibindeki

Ahşap evi

Köpeği tanır bizi

Söylendiğine göre, şimdi bile

Ot yatakta yatarmış

Su yatakları var iken

Arka bahçeye domates, biber fidanları

Dört çeker jeepler var şimdi

Ayak, katır – at, dört çeker jeep

Helikopter, uçak ve jet

Uzay istasyonu, uzay gemisi

Bu şiirin sırrı;

Asıl araç dünyamız

Hepimizi birden, ölülerimizle hatta

Uzayın derinliklerinde yüzdüren

Geçebilecek miyiz?

Bir sonraki şiirde!

tebder.tr.gg 148

Page 149: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

29.11.2011

TOKAT

“KAYIP KİTAP” kitabından

GEÇEBİLİRİZ (YOLCULUK II) “Ortak bilince”

Dünya denen araçla bir yolculuktayız

Gündüz, gece. Binlerce yıldan beri

Kıyametle uyarıldık, binlerce defa

“Yoksa! Anlamazsan! Anlamazlıktan gelirsen!

Denizler kaynayacak

Dağlar dümdüz olacak.” Dediler

Yaşamın imkânı kalmayacak!

Ama anlarsak

Ortak bilince ulaşırsa insanlık

Sarsılmadan, çarpmadan sağa sola

Başka gezegenlere veya

Yoğun enerji kütlelerine

Geçivereceğiz ince delikten

tebder.tr.gg 149

Page 150: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Yarasız, beresiz.

İşte sana kayıp kitap

İşte sana mucize

Cennet cennet deyip durdukları

Yer

İşte orada

İnandın mı bana?

İnanmana ihtiyacım yok

Anlamanı istiyorum

İnsan denilen mükemmele

Verilen mucizeler

İçinde durup duran

Seni, göz açıp kapayıncaya

An içinde

Uçsuza ve sonsuza daldıran

Boşuna mı varsın?

Ölüp, yok olacak mısın?

Bir kaos – karmaşa mı hükmediyor

Evrene. Evrenlere. Bildik veya keşfedilmeyen

Asla!

Korkma

Ortak bilinç. Geçirecektir insanlığı

Yarasız, beresiz, yıkılmadan, dağılmadan

tebder.tr.gg 150

Page 151: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Diğer tarafa

Az kaldı.

29.11.2011

TOKAT

TÜRKAN HOCA “Hastalıklara”

Neyine lazım hocam!

Kızları okutmak senin neyine lazım?

Aydınlatmak,

Cehalete kılıç vurmak,

Karanlıkları kaldırmak.

Beyaz Türk müymüşsün ne imişsin

Çağdaşçı mıymışsın ne imişsin

Sonunda sende geçirmişsin kafana türbanı!

tebder.tr.gg 151

Page 152: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Galiba sen

Din düşmanı mıymışsın ne imişsin?

Sen kalk köylerini, kasabalarını dolaş yurdun

Sen kalk fonlar oluştur, dernekler kur.

Kızlar henüz on beş yaşında, kocaya verilmesin

Kızlar okusun, toplum ilerlesin,

Neyine lazım hocam

Akıllıyım diye geçinirsin birde

Tutsana bir ucundan türbanın sende

Çekiştirsene kadını. Bir o yana, bir bu yana

Neyine gerek

Aklını kullansana

Kıl bedava, koy ver gitsin sakalı

Cübbenin modası mı var, at omzuna

Bunca sene okumaya

Göz nuru dökmeye, dirsek çürütmeye

Ne gerek var?

Sal gitsin

Koy gitsin.

Bir de bayrak asmak kapıya

Türkiye değil sanki yobazistanlardan

tebder.tr.gg 152

Page 153: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Bir yobazistan.

Sen kalk

Neyine gerek

Tedavi etmek hastalıkları

03.01.2012

TOKAT

KARDAVİ “Fetva Makamlarına”

“Yeni sorulara, sorunlara karşı

Nass doğrultusunda yeni kanun koymak.”

Diyelim kısacası.

En son fetvalardan biri:

“NATO bombalayabilir Suriye’yi.”

Önceki fetvalarda tuhaftı. Bunun gibi

“Kanı, malı, namusu helaldir.”

Oturduğu yerde duramayan

Hemoroitli molla, titreyerek

Elleriyle işaretler ederek

tebder.tr.gg 153

Page 154: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

“Kahret! Yok et! Mahvet!”

Tanrı sanki bunların emir eri

Ey Tanrı! Bu beni dinlemiyor. Felç et!

Dediğimi yapmıyor. Kör et!

Kökünü kurut!

Hikmet:

Şeytan apaçık düşmanıdır insanın.

O halde

Bu düşmanlıkları körükleyenler

Hepsi, tamamı

Kafasındaki takkesine

Sarığına bakmadan

Apaçık şeytanın askerleridir.

02.01.2012 TOKAT

NEŞE “Çırpınışlara”

Bir kıpırtıdır içerde

Göğse yakın bir yerlerde

Yavru kuşun kanat çırpması,

Mum ışığının dalgalanması gibi

Bir şey.

Ruhunu yitirmemiş her yerde

tebder.tr.gg 154

Page 155: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Çırpınır ha çırpınır

Göstermek için kendini

Mucizeyi ispata çalışır

Kararmamışsa vicdan

Uçmamışsa, kaçmamışsa insanlık

Kutsal ruh

Sevinç.

Hadi gör, hadi tut, hadi bul

Yanağına koy

Göğsüne bastır

Avucunda tut

Bak uzun, uzun

Unutmamak için hatta

Ezberle her halini

Ayırma yanından, yörenden

Sen gibi, kendin gibi

Hatta dağıt başkalarına da

Korkma! Ne tükenir, ne azalır

Hatta paylaştıkça çoğalır

Mucize dedik ya

Gökten inecek, ayan – beyan

Melekler mi bekliyorsun?

Yoksa kurtarıcı

tebder.tr.gg 155

Page 156: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

“İşte benim” diyen birisi

Dokunduğu yeri altına çeviren

Hayır

Gözden yaşı silen

Olgun, tam, pişkin, demli

Tam tadında. Tam damağında

Kanat çırpan, yıkmayan fırtına.

01.01.2012

TOKAT

KULE “Modadan yıkıma, kefenin cebine”

tebder.tr.gg 156

Page 157: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Beyaz önlük, inci gerdanlık

Paris’in moda günlükleri

Doha örnek

Bahreyn deniz üssü

Hürmüz

Pürümüz değil, kraliçe de.

Ne yedi koca, ne hovarda

Arnavutla, lazı dolaba

Doktor civanım.

Gırtlağını tutmak gibi

Sıkmak gibi

Dilini dışarı çıkarırcasına

Kan damlayan dişlerini sökmek

Doymak bilmez gözüne, midesine

Saman doldurmak hatta.

Adam Smitt neredesin

Ekonomi sistemin

Sürekli rekabet, sürekli üretim

Komünist Çin.

Uyandın mı şimdi?

Sırf laf olsun diye

tebder.tr.gg 157

Page 158: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Kefenime

Cep, diktirmeyi vasiyet edeceğim

Cebi yok ki kefenin diyenlere inat.

Karışmadı

Yanlış anlamayın

O dirhem. Bedenine yapışacak ateş.

Yoksa kırıp dökeceğim bende

Hem de

Kökünden bütün kuleleri

31.12.2011

TOKAT

BURALAR “Aynaya”

Mahallenin delisine sorarsan

Bütün çikolatalar, cipsler, kuruyemişler

Bakkallar, çocuklar bile

Onun.

“Buralar hep benim, önemli birisiyim.”

Mahallenin delisiyle oturup, kalkan

Mahallenin bakkalına göre

Ebesi bellenecek

Hatta kendisi belleyecek

tebder.tr.gg 158

Page 159: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Yapacağız, edeceğiz, göreceksiniz!

Öncekileri de. Olup bitenleri de

Mahalleliler yapmıştı

Bizim hiç haberimiz olmadan.

Ayna, ayna güzel ayna

Yağ çekmiyorum sana

Söyle bana

Nedir bu haberler

Var mı?

Bundan daha delisi

30.11.2011

TOKAT

ÖRGÜT “Yeni masalara”

Nerde o eski örgütler

Gecede devlet yıkıp, devlet kuran

Sınıf çatışmaları, kavgalar, hırslı adamlar

Alabildiğine gizli çalışmalar.

Adımı sorma! Ne iş yaptığımı da

Sana da sorarlar sonra

Başın belaya girer

tebder.tr.gg 159

Page 160: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Takibata uğrarsın

Adam takarlar peşine.

Eğil, ayakkabını bağla

Çöplükten al zarfı,

Emaneti bırak ağaç altına,

Susmayı bil. Konuşmamayı da

Zaman değişti dostum, çalışma da

Alabildiğine açık şimdi her şey

Hatta bütün sırları yayınlasan

Kimsenin umurunda olmaz

Takan yok. Korkma!

İnanıyorsan bir davaya

İdeallerin varsa, kahrolası idealler

Bulaşmışsa bu hastalık

Kendinden nefret etsen bile

Kurtulamazsın artık

Yıkık, kayıp, yırtık – pırtık nesiller

Provokatörlerin, işbirlikçilerin

Ajanların hepsi bedava

Planın varsa. En kral sensin

Bilgi alabiliyorsan,

tebder.tr.gg 160

Page 161: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Geleceği kurabiliyorsan.

Sokağın kaldırımı

Yeni, demir örgü kapı

Elektrik kabloları, yeraltı

Doğalgaz, kanalizasyon, fareler.

Gel katıl bize

Bizde her şey ama her şey

Yer üstünde

Hırs yok. Kavga yok

Arayadursun düşman

Bulabilirse.

28.11.2011

TOKAT

tebder.tr.gg 161

Page 162: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

AH “Zamanında olması gerekene”

Bir demet papatya

Yeşil gövde, beyaz yaprak, sarı ten

Ne tuhaf, kokusunu hatırlamak

İtina ister, suya konulmalı

Koparılmışsa topraktan

Taç olmuşsa başa veya

Keşke her zamanında olsaydı, kaybetmeden

Ah nenem.

Hocam, pirim, üstadım, öğretmenim

Keşke zamanında, o zaman

Bilseydim kıymetini

Acılarını hiç olmazsa paylaşsaydım

Anladım, anlıyorum, seviyorum deseydim

Yardım etseydim. Dişimle, tırnağımla

tebder.tr.gg 162

Page 163: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Nedendir ölünce kıymete biner insan

Neden bu kadar acımasız, anlayışsızdır dünya!

Yamalı çarık. Ah!

Yamalı fistan

Ölmeden, yok olmadan

Bağra basılamaz mı?

Acıların en büyüğü aslında

Susuz bırakmak

Açlığa terk etmek

Öyle meşgul, habersiz, gamsız

Keşke zamanında olsaydı her şey.

Öldüm artık.

Artık hiçbir şeyin

Kıymeti yok benim için.

27.11.2011

TOKAT

SEN MİSİN? “Ümidime”

tebder.tr.gg 163

Page 164: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Bir umut, bir ışık

Gel yavrum! O sen misin?

Mirasımı bırakacağım

Bildiklerimi söyleyivereceğim

Emanetlerimi vereceğim

Senden sonrakilere.

Sen misin?

Bence o kadar değerli

Ömrümü verdiğim

Bana da verilen

Senin gibi

Benden öncekilerden

Ta öncelerden

Oldukça önceden

Gelen.

26.11.2011

TOKAT

tebder.tr.gg 164

Page 165: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

OLMAZ OLMAZ DEME “Memleketime”

Kahire’den dostlar gelmiş

Şam’dan, Kosova’dan

Yahu buralar

Kan gövdeyi götürür cinsten

Alabildiğine karabulutlar

Eller cepte

Kimin eli, kimin cebinde yerlerdir

Buralar entrika, cinayet

Tecavüz ve vahşet

Hoş geldiniz! Demeye varmaz dil

Ya Hu

New Orleans neresi, Fransız caddesi

tebder.tr.gg 165

Page 166: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Pekin’de ne işin var

Var mı hamburger, ekmek arası köfte?

Petersburg – Leningrad fark etmez

Soğuk yerlerdir

Putin Amca, kızmasın sonra

Ya Hu

Çok para ister bu işler

Doğal gazın, petrolün var mı?

Altın dolu odaların

Yardım sever bağışçıların

Hem Hu, hem vallahu.

Bilgiyle çıkmıştık yola

Babamız bile inanmamıştı bize

Gülüp geçmiş hatta dalga geçmişti

Karnını da kaşımıştı hatta.

Gel gör bizi

Aşk neyledi.

25.11.2011

TOKAT

tebder.tr.gg 166

Page 167: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

OH “Çınlayası kulaklara”

Çulsuzlar meyhanesinin

Karanlık köşesinde, fıçının yanı

Fıçı sarhoş, küp sarhoş, kadeh sarhoş

Saki sarhoş

Gönül hoş

Bir elim yar göğsünde

Bir elimde yine kalem

tebder.tr.gg 167

Page 168: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

İçimde yine bir

Göğsümün oralarda

Orta yerlerinde, kemiğimde

Bir sızı

Sızı hoş, sırta vurur ağrısı

Ölüm kanserimin

Yaraları yayıldıkça yayılsın

Diyeceğimi dedim

Yapacağımı yaptım

Oh! Olsun bana

Ne gören oldu, ne duyan

Ne bilen, ne anlayan

Kimdi ki, buralardan geçen

Geçip giden. Kokusu kalmış

Bir hoş

İzi var

Eli var

Kalemi, defteri, yazısı var

Çınladı mı seninde kulakların?

24.11.2011

TOKAT

tebder.tr.gg 168

Page 169: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

ÜRETİM “Yük sahibine”

Üret

Zamanla düzelir

Çekinme birilerinin sözlerinden

Ne kadar erken başlarsan

O kadar iyi

Sonradan geçeceğin yerlerden

Geç şimdiden.

tebder.tr.gg 169

Page 170: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Neden şimdiye kadar geçmedim diye

Üzüleceğine.

Geri kalanları boş ver

Öndekilere yetiş

Ağaç kovuklarından, dallarından

Islıklayanlara, alkışlayanlara bakma

Ulaş! Ulaşacağın yere

Vakit varken erkenden

Ayakların tutuyorken

Ellerin boşken

Hürken, senken, isterken

Bekleme hadi!

Üret bir şeyler

Geçmişin hikâyelerini şimdi boş ver

İnsanlarını da

İster peygamber olsun

İster ne olursa olsun.

Yanlış anlama

Dürtükledim diye yine

Kendi yükünü, o azizlerin üstüne atma

Diye yazıyorum bunları

15.01.2012/ 02:45

tebder.tr.gg 170

Page 171: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

TOKAT

KÖŞE TAŞLARI “Kanepeye”

Köşeyi döndün

tebder.tr.gg 171

Page 172: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Göremezler artık seni

Saklan, kaç veya tırman

Dört köşe, dörtte yukarda sekiz

Köşe taşları.

Görünmeyen adam

Görünmez adam, yalnız, inzivada

Kendi dünyasında, âleminde hatta

Misafir oturmaları

Oturma odası

Tahtvari kanepeler üçlü, beşli

Sehpalar yemiş, meyve tepeli

Konuşmalar havadan sudan

İşten – güçten, paradan.

Başka âlemlere dalgın

İnsan kalabalığı içinde

Hem huzurlu hem mutlu

Duymaz konuşulanları

Çocukların kavgaları veya televizyon

Borç istenmeler

Dönüver

Köşeyi

Oracıktan, az kaldı.

tebder.tr.gg 172

Page 173: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

14.02.2012

TOKAT

ANNE “Anne ve yavrusuna”

Anneciğim, beni doğuran

İlk yavrusuyum bayağı zorladım.

Her şeyi benden öğrendi

Gıdıklanmaları, “anne” denilmeleri

Kardeş kıskanmaları

tebder.tr.gg 173

Page 174: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Eşi benzeri olmayan doğum ağrıları

Karında kıpırtılar, tekmeler

Taşımalar

Ümitler, sahiplenmeler

Mahalle kavgası hatta yüzümden

Doyurma, gözüne bakma

Yere düşünce diz üstü, içi cızlama

Yaralarımı sarma

“Böyle olmasaydılar”, gece gözyaşları

Garantisi olmayan, mutluluk özlemleri

Ağaran saç

Uğruna uykusuz

Geceler

Hastalıklarına, ağrılarına ağlama

Çorabını giydirme

Donunu çekme, yıkama

Saçını tarama.

Okula göndermeler

Yolunu beklemeler

“Gözümün nuru, ümidim, geleceğim

Yarınım”

Ölmeden önce

Elim, dilim, göğsüm

tebder.tr.gg 174

Page 175: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Hatta sırtım, dayanağım, direğim

Rezil etmez bizi

13.02.2012

TOKAT

HIRS “Çakılı kazığa”

Sıkılı diş, gerili sinir

Zıplamalar, halının ortasında

İs ti yo ruum.

Benim malım

Kimseye vermiyorum

Korkuyorum yalnızlığımdan, yokluklardan

Fakirliklerden, selamsızlıklardan, kimsesizliklerden

Elimin altında durmaları

Emirlerime uymaları

İsteklerim

tebder.tr.gg 175

Page 176: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Yapılmalı

Ben neyim?

Hırs küpü

12.01.2012

TOKAT

SİNSİ “Taş diplerine”

Taşın ardından gözleri görülen

Dikizleyen yolu

tebder.tr.gg 176

Page 177: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Gelip geçenleri

Geçmesi gerekenleri. Ay ışığında

Başı sarılı

Elleri görülmeyen, elindekiler de

Sinsi

Planlamış, önceden bir şeyler

Duruma uyma, fırsat değerlendirmeler

Kollamalar

Tetikte gibi eli

Feda etmeye hazır geçmişleri

Önemlisi gelecekleri

Geçmişler, gelecekler onun olmalı

İstediği gibi kullanmalı

İster kuyuya, çöpe veya atmalı bir yerlere

İster saklamalı tavan arasına, bodruma

Kasalara, sandıklara kalmalı kalacaklar

Önce kıstırmalı, sıkıştırmalı

Sonra olmalı, yapmalı

Konuşmamalı bir daha

İşte

Böyle yaparım adamı

Sonra kıs kıs bir yerlerde gülmeli

tebder.tr.gg 177

Page 178: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

İçinden, sezdirmeden

Korkuyla, endişeyle karışık

Bıyık altı, deri altı, diş dibi

İçerilerde bir yerlerde

Gizli ve sinsi

11.02.2012

TOKAT

İTFAİYE “Nükleer bilimciye”

Söndür söndürebilirsen, mahirsen

Eğitimliysen. Ateşten

Korkmuyorsan yangından, ölümden

İtfaiye binası

Belediyenin, diyanetin arkası

Önünde kırmızı kamyonlar, su dolu

Birde kayarak inilen borular

Yanmaz üniforma

Talimatnameler, dünden kalan yarına

Bir çocuğun bilmeyerek tutuşturması

Kibritle oynamalar.

Yangın var

Savaş çığlıkları ve önceden imzalanmış

tebder.tr.gg 178

Page 179: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Yaparsan Belgeleri.

Yak! Ben söndürürüm

Yolumu bulurum

Güvenliksiz, sokak ortası

“Peykan canı it canı”

Manyetin C4, kumandalı

Daldan toplanan araç parçaları

Koruyamayan, saklayamayan

İtfaiye! Söndür Yangını! 10.01.2012 TOKAT

tebder.tr.gg 179

Page 180: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

DOKUNUŞ TEMAS “Ele ve deriye”

Parmak uçları, dudaklar

Alt alta, üst üste dokunuşlar

Uyarılmış sinirler, haz dolu

Fışkırmak isteyen dağdan, su birikintisi

Yeşerteceksin kuru yaprakları

Uyaracaksın, uyandıracaksın

Yani, var olanı canlandıracaksın

Dokun parmak ucunla, parmak ucuna

Temas ve değmeler

Alış veriş, akım

Yine güle gelir söz yine kırmızıya

Çeker yine kendine

Kurtulamayacağım bu gidişle

Gülden ve gülüşten

Bu ritmi içime kazıyan

Eken, tohumlayan

Kırmızı yanak mıdır?

tebder.tr.gg 180

Page 181: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Dudak mı?

Anlamadım gitti!

Dokunamadığımdan mıdır bu çekim?

Kurtulamadığım bir türlü, etki

Dokunamadım, beceremedim

Sen dokun bari

Hiç olmazsa uyurken, kıyısından

Hayatımın, o anımın oralardan

09.01.2012

TOKAT

CİNSELLİĞİN EVRİMİ “Üremeye”

tebder.tr.gg 181

Page 182: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Canlının her türü

Otu, kuşu, böceği

Döllenmeler, zevkine değil

Türünün devamına

Erkeğil çıkıntı, dışarı

Dişil çukur, içeri

Açık ve gizli

Salgılar

Tam yerini bulmalı

08.01.2012

TOKAT

KÜRESEL ISINMA “Komikliklere”

Hinliğin böylesi son zamanlarda

tebder.tr.gg 182

Page 183: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Yılları kapsayan, meşgul eden

Parfüm kullanmayı bıraktım, bu yüzden

İşin aslı;

Dünya zaten

Güneş yörüngesinde

Bu salınımla

Birkaç bin yılda bir

Yaklaşırmış meğer güneşe

Benim parfümümün suçu ne?

08.01.2012

TOKAT

tebder.tr.gg 183

Page 184: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

ILICA “Dört renk dondurmaya”

Hastalığa şifa, derman tıkanıklığa

Tepelerin bir yerlerinden fışkıran

Su ama sıcak oldukça

Bolluk zamanı boşa akıp giderken

Kadınlar ılıcada çamaşır yıkarken

Çocuktuk, bizde evden

Sokak arkadaşları

Toplanır giderdik

Havuzun deliğine, çorap içinde taşla ot tıkardık

Ne eğlenceli günlerdi

Uzak olmasaydı, her gün çimerdik

Aklımıza geldikçe

Ayda bir belki yazları

Dönüşte dut toplardık, dallardan

Ne kadar yeşillikti o zaman her yerler

Ve ne kadar sessiz

Kuş seslerini duyardık hatta

Arı vızıltılarını

Bağın sahibi veya köpeği

tebder.tr.gg 184

Page 185: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Bağırırsa başka. Kaçın! Topuklaması

Dondurmacının önünde buluşma

Ucuz o zaman, tanıtım amaçlı

Yirmi beş kuruşa, dört külah

Sıcak sudan, duttan ve koşudan sonra

Kahverengi, sarı, beyaz, pembe dondurma

Doktor lojmanlarının havuzunda

Bikinili kızları dikizlemek

Tel örgülerin ardından

Sonra

Gülücük

07.01.2012

TOKAT

tebder.tr.gg 185

Page 186: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

ZAFER MEYDANI KİLİSE “Konya’ya ve Pazar Konserleri’ne”

Alâeddin Tepesi’nde kubbesi yarı yıkık

Selçukoğulları’ndan kalma

Adından anlaşılan.

Dörtgen düz çizgili yapı

Beri yanı zafer caddesi ve meydanı

Kardeşim altı veya yedi yaşında

Tam tersi yönde yolun kıyısı

Ziyarete açık şimdi müze. Kilise

Sigorta hastanesine yaya

Elinden tutup götürdüğüm kardeşim

Babam hastanede yatıyor o zaman

Yolu bir tek ben biliyorum.

tebder.tr.gg 186

Page 187: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Babamda yürütmüştü beni

Onun için yürüttüm kardeşimi

Ayakları şişmişti çocukcağızın

Suç babamın.

Ama onun öyle yatar görünce

Tuhaf olmuştu çocuk, hissediyordum

Dönüşümüz yine yaya!

Yolda kulak misafiri olduğum gençler

“Pazar Konseri’nde bu hafta

Klasik müzik konserleri ne harika”

Müptelasıyım

Bir anlık misafirlikten

Pazar Konserleri’ne

Delirmiş mi bu çocuk!

06.01.2012

TOKAT

tebder.tr.gg 187

Page 188: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

GELENEK “Kuru kafaya”

Kurtulamadık gitti şundan

Ne faydasını gördüysek

Elimizi, kolumuzu bağlamaktan başka

Bakma, yapma, etme! Hep yasak

Oldum olalı yasaklara karşıyım

Nefret ederim, kendince kural koyuculara

Kuru kafa gelir, ceset hatta iskelet

Ölmüş gitmiş, bırak artık peşini

05.02.2012

TOKAT

tebder.tr.gg 188

Page 189: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

İNZİVA “Dönüşüme”

Kaçıp insanlardan habersizce, gizlice

Kimsenin bilmediği bir yerlere

Ağaç kovuğu veya taş dibi

Oyuk veya dağ başı

Bir hırka, üşümemeye

Bir asa kurda, çakala

Bir torba kuru ekmek, kuru üzüm

Bir ırba yani matara

Alıp başını çıkmak, gitmek

Kendi başına. İçine girmek

Dönmek yine içine doğru

Yalansız. Kendince. Ne de olsa

Kandıramaz insan kendini

tebder.tr.gg 189

Page 190: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Ağlamak veya bitene kadar

Düşünmek veya sonuna kadar

Ermek veya çekirdeğince

Dolmak veya ağzına kadar

Kurtulmak veya pisliklerden

Sıyrılmak isteklerden

Bulmak kendini, kendi içinde

Dönüp gelmek saçı başı karışık

Kirli, kokmuş, dağınık

Çekilmek odaya, banyoya

Doldurmak küveti sıcak suyla

Saçı sakalı tıraşlamak yeniden

Yeni elbiseler giymek yeniden

Aynada yüzüne gülmek

Doğmak yeniden

05.01.2012

TOKAT

tebder.tr.gg 190

Page 191: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

PEŞİN ÖDEME “Borçlara”

Nakit ödedim. Peşin

Kimseye tek kuruş yok, borcum

Ödedim bedellerin hepsini

Ölünceye kadar bana yeter

Gerisini boş ver

Minnet eder miyim bundan sonra

Eyvallahım olur mu?

Pes eder miyim?

Bırakır mıyım? Asla. Zannetmem

İsteyecek yüzü varsa istesin

Peşin ödedim.

04.01.2012

TOKAT

tebder.tr.gg 191

Page 192: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

ABİT VE İBADET “Duvara”

Transa geçmiş - kendinden geçmiş. Nerde?

Divana durmuş, hesap veren

Helalleşen

Çul parası isteyeni, koy deli yerine

Kızına koca, oğluna gelin isteyeni de.

Beddualarla dolu cebi ve ağzı. Âbidin!

Kul yani Türkçesi

Kim kimi kandırır

Onun ibadeti mi ağır

Ağırlığı var mı, kaç kilo?

Yüzüne mi çarpılacak yoksa

03.01.2012

TOKAT

tebder.tr.gg 192

Page 193: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

KIYMET “Tarihin zalimine”

Ederi budur. Kov gitsin! Boğ gitsin!

Tatlı değil, acı ve ıstırap vaat ediyor

Kıymeti yok. Değer mi?

Seksen yıllık hayatın ancak on yılı dolu

Gerisi uyku, çocukluk, hastalık

Değer mi on yıla!

Hayatını yaşa nasıl istersen

Bırak konuşmaları, niyazları, kandırmaları

Zorlamaları, dayatmaları

Kurtaracaksa, kaldıysa kurtulacak

Yeni bir esarete kıymet

Kıymetli kardeşim!

Kardeşimin kürkü, yüzüğü, küpesi

tebder.tr.gg 193

Page 194: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Kraliyet hazineleri

Fakir halkın patatesi, tavuğu, yumurtası

Öküzü bir de el konulan

Dediği olacak, ispatı kendisinin

Haklılığını ortaya çıkaracak. Blöf

Kaybetti

Uzun bağırmalar kuyulara

Derdini ciğerinden dökmeler

Vacip olmaktan çıkardım. Olmasaydı

Hesabı görmeyeceğim

Kim yarattıysa, yaptıysa O görsün

Dert benim derdim değil

Bana ne

Ne hali varsa görsünler, görmezler

Görüp anlamazlar, anlamazdan gelenler

Ne

Halleri

Varsa

Görsünler

Dürdüm defterlerini

İnanmazsan bak çevrene!

04.01.2012

tebder.tr.gg 194

Page 195: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

TOKAT

DERS ALMA “Adamın ölüsüne işerler’e”

Çatlayan dudak soğuktan, stresten

tebder.tr.gg 195

Page 196: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Şeker hastalığından belki de

Un, tuz ve şeker tüketilmemeli!

Özürlü çocuklar, akraba evliliklerinden

Üretilmemeli

Ömür boyu başına dert almak

Bilerek, isteyerek hatta zevkle

Zevk yüzünden belki dertler

Etiyopya’nın halkı üstünde susuzdur

Altı Nil’i besler. Hayret

Hayret etmemek mümkün mü?

Petrole doyuk toprakların

Üstünde halkı katledilir bebeğine kadar

Cesedinin üstüne işer zorba

Hakaret edip, kırmak için dişini

“İnatçı zorbanın sürtülmelidir burnu yerlere”

Ders almayı bilmeyen

Kendinin zaten bildiğini sandığındandır

Diğer adı bilmemek yani cehalet

İnsanlığın baş belasıdır.

Usanmadan öğretmek

Bıkmadan anlatmak

Üstüne işenmesin diye

tebder.tr.gg 196

Page 197: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

14.01.2012

TOKAT

İNGİLİZCE ÖĞRENEMEMEK “A.B.’ne”

Mahmut öğretmen yakın köylü

Branşı değil İngilizce

Din dersi anlatır derste

Neyimize lazım İngilizce

Türkçeyi öğrendikte o mu kaldı

Anlayacağın

Ne öğretmenin arzusu öğretmek

Ne öğrencinin öğrenmek

Müfredat, okul, müdür, program

Hep yalan

“Programımızda var” demeler

Kanmalar, kandırmalar

Ya zaman kaybı?

Avrupa Birliği

Giremedik bir türlü

Girip de, oranında içine

tebder.tr.gg 197

Page 198: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Edemedik bir türlü

02.01.2012

TOKAT

TEFEKKÜR “Modernlik düşmanına”

tebder.tr.gg 198

Page 199: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Tefekkürden önce tedebbürü

Tavsiye eder mütefekkirler.

Mukaddimesi felsefenin mantık

Doğruları birbirine bağlayıp

Yeni doğrular bulmak

Kıyas kabul etmeyiz inançta. Yani

“Ahmet böyle inanıyor, bende

İnanayım onun gibi.” Olmaz

İnançta taklit batıldır.

Herkes, her birey kendi bulmalıdır Hakk’ı

Gerisi yalan

Dinimizden olmayandan bilgi almayız”

Demek yanlıştır.

“İlim inananın malıdır” der peygamber

Dini olmaz yani anlayacağın ilmin

Hakkını ver

İnsana hizmeti kutsal bil

Karıştırma birbirine

Kıyasla inancı

tebder.tr.gg 199

Page 200: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Başkaları keşfetmiş olsa da

Felsefe de, bilim de

İlhamlardan bir ilham

04.01.2012

TOKAT

AKILDAN AKILA “Akıla”

Hile, kurnazlık değil akıl

tebder.tr.gg 200

Page 201: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Aklıselim, mükemmel akıl

Bahsettiğimiz

İlahi – evrensel akıl

Buldurur sana doğruları

03.01.2012

TOKAT

SUNSET LİMİTED “Samuel’e”

Bırak masal anlatmayı

Kandırmayı kendini

Filmin sonunu gördüm,

tebder.tr.gg 201

Page 202: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Kıvranıyor adam içinden, derinlerden

Kendini asmayı denemiş kalorifer borusuna

Onu da becerememiş

O kadar kötü, o kadar beceriksiz

Her şey boğup, üstüne

“Hücum!” naraları

“As kendini, bileklerini kes, gazı aç!

Becer işte, yap bir şeyler!

Aklına ne gelirse, gebert kendini!”

Kundakta bebek, ana kucağında

Ana yağmur altında, karda

Gelip geçenden dilenir, garda.

Adaletten, mutluluktan bahsedersin

Bırak masal anlatmayı

İnsan denen mahlûk veya varlık

Kendi elleriyle, kendi gözünü nasıl oyar

Nasıl dinamitler, geleceği yok eder

İnançları, iyi niyetleri sömürür

Saflığını alaşağı eder, el değmemişliğin

Öyle bir eller ki, sonsuza kalır izi

Yara açar, kanatır durmamacasına

tebder.tr.gg 202

Page 203: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Güçlüyse ezer, güçsüzse bekler güçlenmeyi

Güçlenince de dişlerinin dibi doyar kana

Nerde adalet! (*HAYRET GERÇEK)

Bir yere kadar doğrusun, bir yere kadar

Filmin sonunu iyi takip etmemişsin bence

Sessizliği, kıvranmaları, sıkıntısı beceriksizin

Yanlışı doğru sanmasından bence

İyi niyette diyebilirsin.

Sen kendince, cehenneminden dünyanın

Sıyrılıp çıkmışsın, hatta

İyilikler dağıtmaya bile başlamışsın

Masanın üstünde kalın, kutsal kitap

Sıkıştıkça, bunaldıkça, pes etmeye yaklaştıkça

Kendini onda yıkarsın.

Spinoza ne der:

“Kutsal kitap, bu olamaz

Hikâyelerle dolu, bundan bana ne?”

Korkutulur sonra, kaçmak zorunda kalır.

Adam haklı, buradan bakınca

Dayanamaz, yaşayamaz, nefes alamaz

Tutar titremeler, kıvranmalar olduğu yerde

Kimse anlamaz, O da anlatamaz;

tebder.tr.gg 203

Page 204: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Kokusunu almıyor musun cesetlerin?

Ortalık yerlerde yatan çürüyen

Sen ne anlatıyorsun Samuel, kendine gel!

İçindeki ateşi bir Leyla’nın;

Kendi kayıp oğlu işkencecisiymiş, tecavüzcüsüymüş meğer

Anlayacağın, ikizlerin babası hapisten

16.01.2012

TOKAT

“Bu mu Dünya” kitabından

tebder.tr.gg 204

Page 205: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

KEMALİZM “Düşmana”

Yobazın anlayamadığı:

İsmin önemi yok, kemalcilik.

İnatçı, yobaz! Debelenmelerine devam et

Bilim, ilerleme, insanlık, adalet, milli şuur

Ne anlarsın sen. Sana

Bir metre türban, bir karış sakal

Yüreğine kazıdığın nefret, çıkmamacasına

Kuşattığını sandığın

Ele geçirdiğini düşündüğün

Bıyık altından güldüğün;

Çöplük, izbelik, hurdalık

Al! Senin olsun, kullan tepe tepe

Ülkemde Atatürk düşmanlığının

tebder.tr.gg 205

Page 206: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Birinci kökü, Türk olmayan muhteris kırolar

İkinci kökü, din tüccarı şeytanlardır

Saltanata, sultan severliğe, köleliğe

Öztürkçesi; eşekliğe, hizmetkârlığa

Yobazlığa, cehalete, gericiliğe, sahtekârlığa

Tarihin en büyük ve hızlı darbesini indiren Kemal

Senin anlayamayacağın yerlerdedir,

Kıymet bilir, vefakâr halkının gönlündedir.

17.01.2012

TOKAT

tebder.tr.gg 206

Page 207: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

FİKİR SAHİBİ CİMRİ “Kıskanç’a”

Cimri! Biriktir de biriktir

Sonunda bağırsağından bulacaksın belanı.

Mollier! Ne büyük adamsın, müneccim gibi

O zamandan görmüşsün olacakları

Yoksa

Cimrilerin hepsi kardeş mi?

Benzerler hep birbirlerine.

Dölleyen kim, yumurtlayan kim?

Bu cimrileri.

Kara üzüm misali

Görüntü kara

Kimince olgunca

Kaliforniya şarabı döner beyaza sonra

Sarımtırak, soğan sarısı, saman sarısı olsa da

Adı çıkmış.

tebder.tr.gg 207

Page 208: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Paris koridorları, İspanyol piçi

Arjantin şarapları

Melez der kimi. At, eşek kırması

Katır anlayacağın. Kemikleri sağlam

Ödülü kim kapar. Lobilerden sonra

Oyunu çömeze veren, teşvik için

Gençlerin önü açılmalı.

Söyleyemiyorsun bari yaz!

Yazda bilelim

Konuşup durma artık karnından.

15.01.2012

TOKAT

“Gülümsemeler” kitabından

BUNDAN “Eleştirilere”

Neden bu kadar pervasız

Bu kadar keskin

Yırtıcı, sert ve imkânsızım?

Zülfikar

Başka türlü yollar bulsaydım

Anne şefkati gibi

tebder.tr.gg 208

Page 209: Hikmet damlalari

hikmet damlaları

Öğretmen sabrı, doktor şifası gibi

Neden be kardeşim?Anlamıyor adam da ondan

Başka türlü konuşmalar, yazmalar

Ararsan kütüphaneler;

Sevgi yolu, aşk yolu

Letafet - incelik doludur.

Anlamıyor kardeşim

Hepsi bundan.

13.01.2012

TOKAT

“Kayıp Kitap” kitabından

SON

tebder.tr.gg 209