2
ESRARi' I-BATINiYYE bu sebeple ve kitapla- konunun iç yü- züne olmak onun mezhe- bine girmenin kanaatine belirtir. Hammadi, mezhe- bine girip prensiplerini ten sonra Yemen'deki liderleri olan Ali b. Muhammed'in küfür ve dalalet ehlinden biri ortaya koymak için eserini ifade eder. illler'in telkin bilgi ve- ren bir mukaddimeden sonra mezhebin temas eden bir bölüm- le Karmatller'in önde gelen li- derlerinin faaliyetlerini anlatan ikinci bir bölümden Mukaddimede Ali b. Muhammed'in, "me'zün dal" denilen ve- killeri ve mezhebe ya (mükelleb) dalleri söyleyen Hammad!, özellikle ikinci gru- bun kimselere Kur'an ve Sünnet'in zahir ve oldu- gereksiz yere kat- yolunda telkinde kaydeder ve adaylarda gördükleri kabili- yete göre mezhebin belirtir. Mezhebe girecek na- da zekat gibi bir defa eda edilmesinin yeterli Namaz. zekat. oruç ve zahirinin da namaz- la manada Muhammed ve Ali sevgisine sevenle- rin bu vazifeleri yerine iddia edilir. ibadet için ay- namaz ve oruç gibi dini mükellefiyet- Ierin "necva" deni- len 1 Z ödeme önerilir. Gerekli yerine getirildikten sonra A'raf süresindeki ayetten (7/157) hare- ketle üzerindeki yüklerio ve zincirlerinin belirtilir. Al- Kur'an'da haram ve kumardan m Hz. Ali'ye muhalefet eden Ebü Bekir ve Ömer ileri sürü- Ierek onlara sevgi içki ile bir ifa- de edilir. Bu telkinleri yapan daller uzak- tan münasebet kurarak ayetleri de delil olarak Risalede daha sonra Karmatl dalnin, mezhebine kazan- dünyada iken cen - nete girmenin mümkün söyle- belirtilir ve aday. 1 z ödemeyi de kapsayan yerine getirerek verilen, içki ile toplu hakim böylece dini n ge- her türlü yükümlülükten kur- 320 tularak tam bir zikredilir. Söz konusu kesin bilgi ve bildiren ve konusunda tutan müellif, aksini iddia edenle- rin ve Ianete müstahak kimseler kaydeder. Risalenin da davetinin Abdullah b. Meymün ei-Kaddah ile belirtilir ve onun faaliyetlerine temas edi- lir. Daha sonraki bölümde Ebü Said ei- Cennabl. Hasan b. Mihran ve Ali b. ve faaliyetlerinden söz edilir. Hammad! risalenin sonunda Ali b. Muhammed es-Suleyhl'ye dair bilgi verir. Hammadl'nin eserinin ilk gerek risalenin i zzet gerek- se bu için yedi bir ya - kaleme alan M. Zahid Kevserl'nin ki- tap ve müellifi övgülerinin mümkün Risalenin birçokyerinde bariz tarihi hata- lar göze Mesela Abdullah b. Meymün ile Meymün ei-Kad- dah yer yer birbirine ve Abdullah b. Meymün'un Z76 (889) da Küfe'de ortaya ileri sürülmek- tedir (s. 17). Meymün ei-Kaddah ve Ca'fer Abdullah b. Meymün'un ondan rivayette dikkate müellifin bilgilerle bir bir fark ortaya Ebü Said ei -Cen- nabl ile Ebü Tahir ei-Cennabl'yi de birbirine Hammadi, 317 (929) Ebü Tahir ei-Cennabl Ka be 30 1'de (913-14) ölen Ebü Sald'e nisbet etmektedir (s. 33). Bununla birlikte eser özellikle Yemen'deki dair önemli kaynaklardan biridir. lerin mezheplerine davet yöntemleriyle ilgili verilen bilgilerin bu alanda ma yapacak kimseler için ilk (bk. bi bl.). dip eklenmesiy- le Süheyl Zekkar A]].bdrü '1- Karamita'da 40211982, s. 201-25 1) Eserin bir Muhammed Zeynühüm Muham- med Azb (Kahire 1986). Hatip Erzen'in ilk Türkçe'ye eserin Ahmet Harndi Akseki'nin önsözü, sonunda da mütercimin elli ilaveleri yer al- ( ve Karmatilerin iç- yüzü, Ankara 1 948) . BiBLiYOGRAFYA : Hammad!, i z- zet Attar). Kahire 1357 /1939; Zirikl!, (Fethullah). VII, 16. !il L b. Muhammed ei-Acliini'nin (ö. 1162/1749) halk hadis diye olan rivayetlere dair eseri. _j Tam ve müzilü'1-il- bas 'ald e1sineti'n-nas olup halk hadis diye olan rivayetlerden hangisinin sahih hadis, hangisinin uydurma rivayet. vecize, atasözü, hikmetli söz belirlemek kaleme Büyük ölçüde es-Sehilv'i'nin onu ihtisar eden ve içine 3Z81 rivayetle benzeri en olan eserde hadisi nakleden sahabi ve hadisi eserine alan müellif muteber hadis bilgiler Aclünl. "kale fi'I-asl" ifadesiyle Sehavl'- nin geçen eserine temel hadis Ebü Bey- haki'nin es -Saganl'nin Hacer ei-Askalanl'nin re'si, SüyQtl'nin re'si, Temyizü't-tayyib mine Ali el-Karl'nin e1- Esra- Necmeddin ei-Gazzl'nin ma mine'1-a]].bdri'd- da'ireti 'a1e'1-e1sün'ü gibi eserlerden Rivayetlerin alfabetik olarak düzenlen- kitapta metinlerio uzun ilk cümlesi dan geçile- rek önce rivayetin kaynak, hangi sahabi hangi ri- vayet hadisin merfü, mevkufveya maktü, sahih. ha- sen, mürsel ya da Uzun da olsa hadislerin ta- hadis yan sözlerin kime ait biliniyorsa bu husus rivayetin ve garlb kelimeleri hadis- lerde bazan mezhepterin de zik- Aclünl rivayetleri rirken önceki alimierin lerinden Bazan

!il AYNİ İLHAN · 2018-05-25 · se bu neşir için yedi sayfalık bir sunuş ya zısı ka leme a an M. Zahid Kevserl'nin ki tap ve müellifi hakkındaki övgülerinin tamamına

  • Upload
    others

  • View
    4

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: !il AYNİ İLHAN · 2018-05-25 · se bu neşir için yedi sayfalık bir sunuş ya zısı ka leme a an M. Zahid Kevserl'nin ki tap ve müellifi hakkındaki övgülerinin tamamına

KEŞFÜ ESRARi' I-BATINiYYE

madığını. bu sebeple sırlarını ve kitapla­rının muhtevasını öğrenip konunun iç yü­züne vakıf olmak amacıyla onun mezhe­bine girmenin gerektiği kanaatine vardı­ğını belirtir. Hammadi, İsmailiyye mezhe­bine girip onların prensiplerini öğrendik­ten sonra Yemen'deki liderleri olan Ali b. Muhammed'in küfür ve dalalet ehlinden biri olduğunu ortaya koymak için eserini yazdığım ifade eder.

Keşfü esrari'1-Batıniyye, Batıni İsma­illler'in telkin esasları hakkında bilgi ve­ren bir mukaddimeden sonra mezhebin kuruluşuna kısaca temas eden bir bölüm­le Batıni Karmatller'in önde gelen bazı li­derlerinin faaliyetlerini anlatan ikinci bir bölümden oluşur. Mukaddimede Ali b. Muhammed'in, "me'zün dal" denilen ve­killeri ve insanları mezhebe kazandırma­ya çalışan (mükelleb) dalleri bulunduğunu söyleyen Hammad!, özellikle ikinci gru­bun tuzaklarına düşürdükleri kimselere Kur'an ve Sünnet'in zahir ve batını oldu­ğu, avaının gereksiz yere sıkıntılara kat­landığı yolunda telkinde bulunduklarını kaydeder ve adaylarda gördükleri kabili­yete göre mezhebin sırlarını açıkladıkla­

rını belirtir. Mezhebe girecek kişiye na­mazın da tıpkı zekat gibi yılda bir defa eda edilmesinin yeterli olduğu anlatılır. Namaz. zekat. oruç ve haccın zahirinin yanı sıra batınının da bulunduğu, namaz­la zekatın batıni manada Muhammed ve Ali sevgisine işaret ettiği, onları sevenle­rin bu vazifeleri yerine getirmiş sayılacak­ları iddia edilir. ibadet için temizliğin, ay­rıca namaz ve oruç gibi dini mükellefiyet­Ierin kaldırılması amacıyla "necva" deni­len 1 Z dinarlık ödeme yapılması önerilir. Gerekli şartlar yerine getirildikten sonra A'raf süresindeki ayetten (7/157) hare­ketle adayın üzerindeki yüklerio kaldırıl­

dığı ve zincirlerinin kınldığı belirtilir. Al­lah'ın Kur'an'da haram kıldığı şarap ve kumardan m aksadın Hz. Ali'ye muhalefet eden Ebü Bekir ve Ömer olduğu ileri sürü­Ierek onlara sevgi duyulmaması şartıyla içki ile kumarın bir sakınca taşımadığı ifa­de edilir. Bu telkinleri yapan daller uzak­tan münasebet kurarak bazı ayetleri de delil olarak kullanır. Risalede daha sonra Batınl - Karmatl dalnin, mezhebine kazan­dırmak istediği kişiye dünyada iken cen­nete girmenin mümkün olduğunu söyle­diği belirtilir ve aday. 1 z dinarlık ödemeyi de kapsayan bazı şartları yerine getirerek "el-meşhedü'l-a'zam" adı verilen, içki ile toplu fuhşun hakim olduğu toplantılara katı lma hakkını kazanır; böylece dini n ge­rektirdiği her türlü yükümlülükten kur-

320

tularak tam bir batıni olduğu zikredilir. Söz konusu ettiği hususların kesin bilgi ve müşahedelerine dayandığını bildiren ve bunların doğruluğu konusunda Allah'ı şahit tutan müellif, aksini iddia edenle­rin yalancı ve Ianete müstahak kimseler olduğunu kaydeder. Risalenin devamın­da Batınl- Karınatı davetinin Abdullah b. Meymün ei-Kaddah ile başladığ ı belirtilir ve onun faaliyetlerine kısaca temas edi­lir. Daha sonraki bölümde Ebü Said ei­Cennabl. Hasan b. Mihran ve Ali b. Fazi'ın şahsiyetleri anlatılır ve faaliyetlerinden söz edilir. Hammad! risalenin sonunda Ali b. Muhammed es-Suleyhl'ye dair bilgi verir.

Hammadl'nin eserinin ilk baskısında gerek risalenin naşiri i zzet Attar'ın gerek­se bu neşir için yedi sayfalık bir sunuş ya­zısı kaleme alan M. Zahid Kevserl'nin ki­tap ve müellifi hakkındaki övgülerinin tamamına katılmak mümkün değildir. Risalenin birçokyerinde bariz tarihi hata­lar göze çarpmaktadır. Mesela Abdullah b. Meymün ile babası Meymün ei-Kad­dah yer yer birbirine karıştırılmakta ve Abdullah b. Meymün'un Z76 (889) yılın­da Küfe'de ortaya çıktığı ileri sürülmek­tedir (s. 17). Meymün ei-Kaddah ve oğlu

Abdullah'ın Ca'fer es-Sadık'ın çağdaşları olduğu. Abdullah b. Meymün'un ondan rivayette bulunduğu dikkate alındığında müellifin verdiği bilgilerle bir asırlık bir fark ortaya çıkmaktadır. Ebü Said ei-Cen­nabl ile oğlu Ebü Tahir ei-Cennabl'yi de birbirine karıştıran Hammadi, 317 (929) yılında Ebü Tahir ei-Cennabl tarafından gerçekleştirilen Ka be baskınını 30 1'de (913-14) ölen babası Ebü Sald'e nisbet etmektedir (s. 33). Bununla birlikte eser özellikle Yemen'deki Batıni İsmailiyye'ye dair önemli kaynaklardan biridir. Batıni­lerin mezheplerine davet yöntemleriyle ilgili verilen bilgilerin bu alanda araştır­

ma yapacak kimseler için faydalı olacağı belirtilmiştir.

Keştü esrari'1-Batıniyye'nin ilk neşri (bk. bi bl.). bazı dip notlarının eklenmesiy­le Süheyl Zekkar tarafından A]].bdrü '1-

Karamita'da tekrarlanmıştır (Dımaşk ı 40211982, s. 201-25 1) Eserin diğer bir neşrini Muhammed Zeynühüm Muham­med Azb gerçekleştirmiştir (Kahire 1986). İsmail Hatip Erzen'in ilk baskısından Türkçe'ye çevirdiği eserin başında Ahmet Harndi Akseki'nin önsözü, sonunda da mütercimin elli sayfalık ilaveleri yer al­maktadır ( Batınilerin ve Karmatilerin iç­yüzü, Ankara 1948) .

BiBLiYOGRAFYA :

Hammad!, Keş{ü esrfıri'l ·Bfıtıniyye(nşr. iz­zet Attar). Kahire 1357 /1939; Zirikl!, el-A'lfım

(Fethullah). VII, 16. !il AYNİ İLHAN

L

KEŞFÜ'I-HAFA (~~~~)

İsmail b. Muhammed ei-Acliini'nin (ö. 1162/1749)

halk arasında hadis diye yaygın olan rivayetlere dair eseri.

_j

Tam adı Keştü'1-]].ata' ve müzilü'1-il­bas 'amme'ştehere mine'1-ef:ıô.diş 'ald e1sineti'n-nas olup halk arasında hadis diye yaygın olan rivayetlerden hangisinin sahih hadis, hangisinin uydurma rivayet. vecize, atasözü, hikmetli söz olduğunu belirlemek amacıyla kaleme alınmıştır. Büyük ölçüde Şemseddin es-Sehilv'i'nin e1-Ma]faşıdü'1-f:ıasene'sine dayanıp onu ihtisar eden ve içine aldığı 3Z81 rivayetle benzeri çalışmaların en kapsamiısı olan eserde yalnız hadisi nakleden sahabi ve hadisi eserine alan müellif zikredilmiş. muteber hadis imamlarının kitaplarından bazı bilgiler eklenmiştir. Aclünl. sık sık kullandığı "kale fi'I-asl" ifadesiyle Sehavl'­nin adı geçen eserine atıfta bulunmuştur. Ayrıca temel hadis kaynaklarının yanı sıra Ebü Nuaym'ın lfilyetü'1-ev1iya ' ı. Bey­haki'nin Şu'abü'1-iman'ı, Radıyyüddin es-Saganl'nin Meşari]fu '1-envô.r'ı, İbn Hacer ei-Askalanl'nin e1-Le'a1i'1-menşıl­re'si, SüyQtl'nin ed-Dürerü'1-mütneşi­

re'si, İbnü'd-Deyba'ın Temyizü't-tayyib mine '1-]].abiş'i, Ali el-Karl'nin e1-Esra­rü'1-mertıl'a'sı. Necmeddin ei-Gazzl'nin İtlfanü ma yaf:ısün mine'1-a]].bdri'd­da'ireti 'a1e'1-e1sün'ü gibi eserlerden yararlanmıştır.

Rivayetlerin alfabetik olarak düzenlen­diği kitapta kısa metinlerio tamamı, uzun olanların ilk cümlesi kaydedilmiş, ardın­dan bunların değerlendirilmesine geçile­rek önce rivayetin bulunduğu kaynak, hangi sahabi tarafından hangi lafızla ri­vayet edildiği gösterilmiş, hadisin merfü, mevkufveya maktü, isnadının sahih. ha­sen, zayıf, mürsel ya da muttasıl olduğu belirtilmiştir. Uzun da olsa hadislerin ta­mamı nakledilmiş, hadis niteliği taşıma­yan sözlerin kime ait olduğu biliniyorsa bu husus bildirilmiş, rivayetin anlamı ve garlb kelimeleri açıklanmış, fıkhl hadis­lerde bazan mezhepterin görüşleri de zik­redilmiştir. Aclünl rivayetleri değerlendi­rirken çoğunlukla önceki alimierin görüş­lerinden faydalanmıştır. Bazan bunları

Page 2: !il AYNİ İLHAN · 2018-05-25 · se bu neşir için yedi sayfalık bir sunuş ya zısı ka leme a an M. Zahid Kevserl'nin ki tap ve müellifi hakkındaki övgülerinin tamamına

tashih etmişse de kendi yorumları fazla bir hacim tutmamaktadır. Eserde riva­yetlerle ilgili şiirlere. benzer anlamı taşı­yan diğer hadislere. muhtevayı destekle­yen ayetlere de yer verilmiştir.

Aclünl'nin bazı alimierin mevzü kabul ettiği rivayetleri savunduğu, bunların za­yıf veya hasen li-gayrihl olduğunu ileri sürdüğü . bazan bir rivayeti nakleden her­hangi bir kaynağı zikretmekle yetindiği. bir rivayet hakkında alimierin görüşlerini kaydetmekle beraber kesin bir kanaat or­taya koymadığı görülmektedir. Hadis ol­madığını belirttiği veya tereddüdünü dile getirdiği çeşitli sözlerin manasının sahih olduğunu ifade ettiği gibi bir kısım riva­yetlerin de manasının batı! olduğunu söy­lemektedir. Kitapta sehven yapılmış tek­rarlar(l094= 1163,1181 = 1186, 1706= 1753, 1884 = 1885, 2006 = 2009, 2459 = 2488.2196 = 2259 = 2311 ... ).bir değer­lendirme yapılmadan bırakılmış rivayetler (986, 1047, 1367, 1548, 1858, 1987,2081, 2195, 2203. 2333, 2334. ). hadis olup ol­madığına karar verilemeyip araştırılması istenen sözler de ( 12, 183. 247. 5 ı 5. 745, 805,919, 1069, 1254, 2015, 2206, 2305, 2493 ... )bulunmaktadır.

Eserin sonunda (ll. 544-570) müellifin İbnü'd-Deyba', İbn Hacer el-Askalanl ve Süyütl'den yaptığı nakillerden oluşan bir bölüm yer almaktadır. Burada bazı alim­lerin sözleri. hayatları. kabirleri. kitapları hakkındaki yaygın hatalara işaret edilmiş. hangi konulardaki rivayetlerin uydurma olduğu belirtilmiştir. Yine bu kısımda eserdeki hadislerin genellikle ilk iki keli­mesi zikredilerek iman. ilim. taharet. sa­Iat. zekat. nikah gibi başlıklar altında ve alfabetik sıra gözetilmed en fihrist niteli­ğinde yeni bir düzenleme yapılmıştır. Ön­ce Beyrut'ta (HI, ı 351/1 932). daha sonra Ahmed el-Kalaş tarafından nisbeten tas­hih ve tertip edilerekyine Beyrut'ta (l-ll, 1399, 1403. 1405, l408). .ayrıca Halep ve Kahire'de (ts., Mektebetü't-türasi'l-isla­ml, Darü't-türas) basılan eserin tahkikli bir neşrine ihtiyaç vardır.

BİBLİYOGRAFYA :

İsmail b. Muhammed el-Aclfıni, Keş{ü'l-i)afa' (nşr. Ahmed el-Kalaş). Beyrut 1985, 1-11; Sehavi, e l-Ma~iişıdü '1-f:ıasene (nşr. Abdullah Muhammed es-Sıddik). Kahire 1375; Süyfıti, ed-Dürerü'l· münteşire (nşr. M. Abdülkadir Ata), Kahire, ts. (Darü'l-i'tisam); İbnü'd-Deyba' . Temyfzü't-(ayyib mine'l-l;abiş (nşr. M. Osman el-Huşt). Kahire 1405/1985; İbn Himmat ed-Dımaşkl. et-Ten~it ue'l-ifade {i tai)rlci e/:ıfıdişi ljiitimeti Sifri's-sa'a­de (nşr. Ahmed el-Bezre), Dımaşk 1407 /1987; İsmail Lütfi Çakan, Hadis Edebiyatı, İstanbul 1989,s.132-136. !Al

il!II'J B ÜNYAMiN ERUL

KEŞFÜ'I-MAHCÜB (y~ı ...;.;.r )

Hücv'iri'nin (ö. 465/1072 [?])

tasawufun teorik ve pratik konulannı sistematik olarak işleyen eseri

(bk. HÜCviRl). L

L

KEŞFÜ'z-ZUNÜN ( ı.:ı~ı...;.;.r)

Katib Çelebi'nin (ö. 1067/1657)

bibliyografik eseri.

_j

_j

Çokyönlü kişiliğiyle XVII. yüzyıl Osmanlı bilim ve düşünce hayatında önemli bir yer edinen Kati b Çelebi'nin Arapça yazdığı eser kapsamlı bir bibliyografya ve ilimler ansiklopedisi mahiyetindedir. Alfabetik sıraya göre düzenlenmiş olan eserin ilk adı Kitilbü İcmilli'l-fuşul ve'l-ebvilb ii tertibi']-'uJQm ve esmil'i'l-kitilb'dır. Mü­ellif yaptığı ilave ve d üzeitmelerden son­ra bu ismi Keşfü'~-~unıln 'an esilmi'l­kütüb ve'l-fünun olarak değiştirmiştir. Kitapta yer alan bilgiler geniş ölçüde Arapça literatürle ilgili olmakla birlikte aralarında Farsça ve Türkçe çalışmalar hakkında olanlar da vardır. Keştü ·~-~u­nun'un telifi yirmi yılda gerçekleşmiş. Katib Çelebi bu zaman zarfında eserini. H alep sahaflarında başladığı (ı 043/ ı 633) araştırma ve incelemelerini çeşitli şehir­lerin sahaf ve kütüphanelerinde sürdü­rerek tamamlamıştır.

Keşfü'~-~unun, adından da anlaşıldığı gibi kitapların (kütüb) yanında ilmi disip­linleri de (fünGn) ele almış. yani ilimierin sayımı ve taksimini de konı.i edinmiştir. Eserin. Katib Çelebi'nin ilim anlayışını yansıtması bakımından önem taşıyan beş bölümlü mukaddimesinde bilginin tanı­mı. ilimierin İslam dünyasında ortaya çı ­kışı ve gelişmesi, alanlarıyla sınırları ve medeniyetle olan ilişkileri. kitap telif bi­çimleri ve şerh geleneğinin çeşitli tarzları gibi konular işlenmiştir. Kitabın yazımın­da tekrarlardan olabildiğince uzak d urul­muş. ismi bilinen bir eserin yeri geldikçe müellifi, biliniyorsa telif tarihi, gerekti­ğinde bab ve fasılları, varsa üzerine yazı­lan şerh ve haşiyeler geçtikleri yerde ve­rilmiş yahut geçecekleri yere işaret edil­miştir. Türkçe ve Farsça eserler özellikle belirtilmiş. bizzat görülen kitapların baş­langıç cümleleri aktarılarak benzer isim­ler taşıyan çalışmaların birbirine karıştı­rılmasının önüne geçilmiştir. Eser ve mü-

KESFÜ'z-ZUNÜN

ellifler hakkında incelenen kitaplar dışın­da tarih ve tabakat literatüründen de faydalanılmıştır. ilim dalları -mesela il­mü'l-fıkhın "f" harfinde ele alınması gibi­ait oldukları harf sırasında konu edilmiş­tir. Katib Çelebi'nin ilimler hakkında ver­diği bilgilerde Hafidü's-Sa'd olarak ta­nınan Ahmed b. Yahya et-Teftazanl'nin Mecmu'atü'l- 'ulum'u (Mecmü'atü '1-fja­fid), Taşköprizade'nin Miftilf:ıu's-sa 'il­

de'si. Molla Lutfi'nin el-Metillibü '1-ilfı­hiyye ii mevzu'fıti'l- 'uJQm 'u ve Sadred­dinzade eş-Şirvanl'nin el-Fevfı'idü'l-]].fı­l;faniyye'si gibi ilimler taksimine dair li­teratürden yararlandığı anlaşılmaktadır (bk. ı. 2-3; ll, 1905-1906) Eserde uygula­nan yöntemin özellikle alfabetik bibliyog­rafya usulünü takip etmek, müelliflerin ölüm ve eserlerin telif tarihlerini vermek. bizzat görülen eserlerin başlangıç cüm­lelerini aktarmak. bir kitabın bab ve fa-

Keşfü '?·?Uniln'un ilk iki sayfası (TSMK, Revan Köşkü, nr.

2059)

321