3
Şimdi, Klasik PVC Anlayışının Dışına Çıkmak Lazım Fuar izlenimlerinizle başlayalım dilerseniz… Ben Çarşamba günü buraya geldim. Bu kötü hava koşul- ları bizi ilk başta korkuttu. Perşembenin nasıl başlayaca- ğı, ziyaretçi taleplerinin nasıl olacağı konusunda biraz ürktük. Ama Perşembe günü kötü bir hava olmasına rağ- men, gelenler ve gördüğümüz katılım, hiç de fena değil- di. Bugün gerçekten çok yoğunuz. Bunu takip eden Cuma çok güzeldi. Bugün artık patlama yaptık. Hiçbir şeye yetişemiyoruz; ne bir boş yer bulmak mümkün ne de başka bir şey. Tabii buna sevinmek mi lazım, yoksa üzülmek mi? İnsanlar “iş yok, fuara gidelim orada vakit geçirelim” mi dediler; yoksa hakikaten ileriye dönük, ne oluyor ne bitiyor; sektör ne durumda, yenilikler nedir; bunları merak ettikleri için mi geldiler… Ama tabii biz ima- jımızla ilgili olarak, prestijimiz açısından Pencere Fuarı’na mutlaka katılıyoruz. Bu bizim olmazsa olmazımız. Kötü hava koşullarının sizi korkuttuğunu ifade etti- niz az önce. Endişeniz neden kaynaklandı? Kötü hava nedeniyle insanların gelemeyeceğinden, buraya ulaşamayacağından korktuk. Biz İstanbul’da insanların işe gelip gidemediğini görüyoruz. Çocukların durumunu bölgeden takip ediyoruz. Herkes biletini aldı ve geldi ama havaalanından fuara gelemeyeceklerinden endişelendik. Fuara katılmak bizim için çok önemli; bayilerimizin arkasında olmak, her zaman hazır, her zaman yenilikleri takip eden bir firma olduğumuzu gös- termek, büyüklüğümüzü her zaman kanıtlamak için buradayız. Asıl katılım amacınız bayilerinizin arkasında olduğu- nu göstermek için mi? Tabii sonuçta bu bir sektör fuarı. Son kullanıcının ziyaret ettiği bir fuar değil. Yapı Fuarı’nda daha çok oluyor bu tür ziyaretler. Bu fuar genellikle, bu işi yapan üretici, alt bayii, kendi makine parkurunu genişletmek isteyen, yenilikleri görmek isteyen kişilere yönelik. Her fuara katılmayı bir gereklilik olarak mı görüyor- sunuz? Aslında bunun her yıl olması fazla gibi mi diye bazen kendi kendimize soruyoruz. Bu fuar iki yılda bir olsa belki daha mı fazla beklenti yaratır. İnsanlar daha mı fazla heyecanlanır… Bazı şeylerin çok rutine binmesi de, heyecanını kaybettirebiliyor insana. Ama yine de bir vesile oluyor. Bir bayi toplantısında nasıl bayilerinizi topluyorsanız, burada da bir nevi öyle oluyor, birçoğu- nu görmüş oluyorsunuz. Röportaj 1-4 Mart tarihlerinde düzenlenen İstanbul Pencere Fuarı’nda Egepen Deceuninck’in Satış ve Pazarlama Müdürü Tamer ÖZEN’le yaptığımız söyleşide; kalitesiz malzeme üretiminin halen devam ettiği, doğru ve kaliteli malzeme üretiminin şart olduğu, bunu yaparken fiyatlandırmada da hassas olunması gerektiği öne çıkan konulardandı. egepen-tamer özen_Layout 1 07.05.2012 10:35 Page 1

imdi, Klasik PVC Anlayı ının Dı ına Çıkmak Lazım filebunları merak ettikleri için mi geldiler… Ama tabii biz ima - jımızla ilgili olarak, prestijimiz açısından Pencere

Embed Size (px)

Citation preview

Şimdi, Klasik PVC AnlayışınınDışına Çıkmak Lazım

Fuar izlenimlerinizle başlayalım dilerseniz…Ben Çarşamba günü buraya geldim. Bu kötü hava koşul-ları bizi ilk başta korkuttu. Perşembenin nasıl başlayaca-ğı, ziyaretçi taleplerinin nasıl olacağı konusunda birazürktük. Ama Perşembe günü kötü bir hava olmasına rağ-men, gelenler ve gördüğümüz katılım, hiç de fena değil-di. Bugün gerçekten çok yoğunuz. Bunu takip edenCuma çok güzeldi. Bugün artık patlama yaptık. Hiçbirşeye yetişemiyoruz; ne bir boş yer bulmak mümkün nede başka bir şey. Tabii buna sevinmek mi lazım, yoksaüzülmek mi? İnsanlar “iş yok, fuara gidelim orada vakitgeçirelim” mi dediler; yoksa hakikaten ileriye dönük, neoluyor ne bitiyor; sektör ne durumda, yenilikler nedir;bunları merak ettikleri için mi geldiler… Ama tabii biz ima-jımızla ilgili olarak, prestijimiz açısından Pencere Fuarı’namutlaka katılıyoruz. Bu bizim olmazsa olmazımız.

Kötü hava koşullarının sizi korkuttuğunu ifade etti-niz az önce. Endişeniz neden kaynaklandı?Kötü hava nedeniyle insanların gelemeyeceğinden,buraya ulaşamayacağından korktuk. Biz İstanbul’dainsanların işe gelip gidemediğini görüyoruz. Çocuklarındurumunu bölgeden takip ediyoruz. Herkes biletini aldıve geldi ama havaalanından fuara gelemeyeceklerinden

endişelendik. Fuara katılmak bizim için çok önemli;bayilerimizin arkasında olmak, her zaman hazır, herzaman yenilikleri takip eden bir firma olduğumuzu gös-termek, büyüklüğümüzü her zaman kanıtlamak içinburadayız.

Asıl katılım amacınız bayilerinizin arkasında olduğu-nu göstermek için mi?Tabii sonuçta bu bir sektör fuarı. Son kullanıcının ziyaretettiği bir fuar değil. Yapı Fuarı’nda daha çok oluyor butür ziyaretler. Bu fuar genellikle, bu işi yapan üretici, altbayii, kendi makine parkurunu genişletmek isteyen,yenilikleri görmek isteyen kişilere yönelik.

Her fuara katılmayı bir gereklilik olarak mı görüyor-sunuz?Aslında bunun her yıl olması fazla gibi mi diye bazenkendi kendimize soruyoruz. Bu fuar iki yılda bir olsabelki daha mı fazla beklenti yaratır. İnsanlar daha mıfazla heyecanlanır… Bazı şeylerin çok rutine binmeside, heyecanını kaybettirebiliyor insana. Ama yine de birvesile oluyor. Bir bayi toplantısında nasıl bayilerinizitopluyorsanız, burada da bir nevi öyle oluyor, birçoğu-nu görmüş oluyorsunuz.

Röportaj

1-4 Mart tarihlerinde düzenlenen İstanbul Pencere Fuarı’nda Egepen Deceuninck’inSatış ve Pazarlama Müdürü Tamer ÖZEN’le yaptığımız söyleşide; kalitesiz malzeme

üretiminin halen devam ettiği, doğru ve kaliteli malzeme üretiminin şart olduğu, bunu yaparken fiyatlandırmada da hassas olunması gerektiği

öne çıkan konulardandı.

egepen-tamer özen_Layout 1 07.05.2012 10:35 Page 1

Röportaj

Bütün fuarlarla ilgili düşünceniz bu mu? ÖrneğinYapı Fuarı var…Yapı Fuarı aslında bizi düşündürüyor. Orada da birşekilde bulunuyoruz her zaman. Ama bulunmanın dabir çapı var. Burada gövde gösteriyorsunuz; işte birincisalonda ilk giriştesiniz. Bu sektörün hakikaten liderlerin-den olduğunuzu gösteriyorsunuz ama Yapı Fuarı’ndabu daha doğal; normal bir katılımcısınız. Ürünlerimizlevar oluyoruz. Kimi zaman tartıyoruz tabii, kendi kendi-mize düşünmüyor değiliz ama sonuçta her zaman birstandımız olacaktır.

Yurt dışı fuarlar için de mi aynı şey geçerli?Yurt dışı fuarları daha çok bizim yurt dışındaki büyükbayilerimizin kanalıyla ve onlara verdiğimiz destekleoluyor. Onlar giriyorlar. Onlar tabii kendi bölgelerinikendi pazarlarını daha iyi bildikleri için organizasyonuonlar yapıyor biz de onlara maddi ve manevi destekler-de bulunuyoruz.

Sektörle ilgili bir mesaj vermenizi istesek...Şimdi klasik PVC anlayışının dışına çıkmak lazım. Artıkbiz de alüminyumda olduğu gibi PVC’de de bir takımdetay çözümlerle çok güzel ürünler, çok güzel tasarım-lar çıkartabiliyoruz. Bunları gördüğünüz gibi renklendi-rebiliyoruz. Kül siyahı gibi normalde alüminyumda olurdediğimiz renkleri biz artık PVC’de yakalıyoruz.Gördüğünüz gibi 6 metrelik alanlarda, çok büyük alan-larda bu sistemleri yapabiliyoruz. Bu sistemleri uygula-yarak kendimizi rakipsiz addediyoruz. Bizim ürün gamı-mızda detay çözmeye yönelik, her türlü mekanı canlan-dırabileceğimiz ürün var. Bizde normal 60’lık seridenbaşlayıp 70’lik Süper Everest’e kadar çeşitlilik arz edenürünler hatta Everest Max serimiz var. Sonra Zendowserimiz var 70’lik grupta. Bu sene Zendow’u biraz dahageliştirip bir takım klas seviyelerine ayırdık. Bunlara 2.5;2.8 olmak üzere Zendow, Zendow Plus ve ZendowDeluxe dedik.

Bu ürünlerin ilanları da çok güzeldi. Basında yeralma biçimi açısından çok başarılıydı.Evet şimdi artık ekonomikten A plus’a kadar her türlügruba tüm beklentileri karşılayacak Zendow Serisi altın-daki ürünlerimizi bu sene sunduk. Zendow markası çokönemli… Neden diyeceksiniz, uluslar arası şirketDeceuninck’in tüm dünyada kullandığı ortak marka.Avrupa’da da, Amerika’da da…

Bu nedenle Zendow bizim için çok önemli bir grup.Onun bittiği yerde de Inoutic Alman profillerimiz başlı-yor. Genelde de biz fuarda zor, hakikaten kimsedeolmayan şeyleri sergiliyoruz. Yoksa normal, klasik birpencere koymak kolay. Dikkat ederseniz buradaHebeschiebe sürme var. Kenarlarda yine normal para-lel sürme sistemlerimiz var. Onun yanında klasik sürmeserimiz var.

Yani dediğim gibi, biraz farklı olmak konusunda çalışı-yoruz.

Çevreyle ilgili sormak istiyorum. Zen’in uyandırdığıetki bu… Enerji, yalıtım … Bu gibi kavramlar önemkazanıyor ve gittikçe de daha önemli olacak.Plastikse genel anlamda kuşku uyandıran bir malze-me. Geri dönüşüm konusunda, çevresinde negatifbir algı var. Bununla ilgili neler söylersiniz?Dikkat ederseniz bazı pencerelerimizin altında yeşilyaprak var. O yeşil yaprak bizim zaten çevreci olduğu-muzu simgeliyor. Biz zaten tamamıyla kurşunsuz mal-zeme kullanıyoruz. Formülümüzde kurşun malzemesihiç yok. Bunu takip olarak da artık operasyonel çalışmaformülümüze belli yüzdede mutlak kendi kırığımızı dakullanıyoruz.

Atık, deşe ya da takoz dediğimiz bir takım hatalı çıkmışürünlerimiz kırıcıda kırılıp tekrar granülize ediliyor.Bunun tabii belli oranları var. Bunu kabul edilebilenoranlarda kullandığınız zaman mutlaka bir geri dönü-şüm sağlıyorsunuz. Zannedersem yakın zamanda buyasal olarak da zorunlu olacak. Avrupa’da zaten böylebir zorunluluk var. Avrupa’daki PVC profil üreticileri belliyüzdede bu atıkları kullanmak zorunda. Bizde de yakınzamanda yasalaşacak. Biz de bu konuyla ilgili önlemle-rimizi aldık. Makine parkımızı düzenledik ve bu işlemle-ri nasıl yapacağımızı şimdiden planlıyoruz. O konudaçevreye en hassas firmalardan biriyiz.

Enerji tasarrufu, ısı tasarrufu ve yalıtım konusundane gibi çalışmalarınız var?Binalarda mantolama zorunluluğu geldi. Bunun karşılı-ğında, mantolama yapmanıza rağmen eski tip pencereya da tek camlı bir sistem varsa, mantolamanın hiçbiranlamı yok. Zaten insanların ilk PVC pencere sevgisi deböyle başladı. O çift camın verdiği güven, pencereyikapattığınız zaman gürültünün kesilmesi, insanlardaPVC’ye olan ilgiyi artırdı.

Sektörde ilk çıkan reklamlara da bakacak olursanız hepbunun üzerinedir. Yani rüzgarı kesme, yağmur suyuiçeri almaması, gürültü kirliliğine son vermesi gibi tema-lar reklamlarda çok işlendi.

Çevre ve enerji tasarrufu konusunda özel bir misyo-nunuz olduğunu düşünüyor musunuz, sektörünbüyüklerinden ve lokomotiflerinden biri olarak?Biz daha ileri gidip, profili sattığımız bölge şartlarındaformül üretiyoruz. Yani sizin kuzey ülkelerine satacağı-nız bir profilin hamur formülüyle, Afrika’ya satacağınızbir profilin hamurunun formülleri farklı. Buradan koya-lım, aynısı gitsin her yere diye davranmıyoruz.

egepen-tamer özen_Layout 1 07.05.2012 10:35 Page 2

Çünkü bu perakendede daha kolay ama özelliklebüyük, binlerce dairelik projelerde, projenin neredeolduğu mutlaka soruluyor. Gündüz ve gece, bölgeselbir takım farklılıklar araştırılıyor. Çünkü projedeki biryanlışlığınız, otomatikman sizi çok negatif yönde etkili-yor. Çünkü bu ferdi bir şey olmadığı için, bu tip şeyle-re fazlasıyla dikkat etmek zorunda kalıyorsunuz.

Biraz da yeni reklam filminizden bahsedersek...Herhalde seyretmişsinizdir. Orada da bunu vurguluyoruz.Filmde de yaz, kış, ilkbahar ve sonbahar teması var. Yanibiz kışın ve karın dondurucu soğuğuna, baharın yağmu-runa rüzgarına, yazın sıcağına her şeye karşı en doğrupencereyi yaptığımızı söylüyoruz. O yüzden artık “EviminPenceresi” olan sloganımızı, “Türkiye’nin Penceresi”olarak değiştirdik. Biz Türkiye’nin Penceresiyiz.

Peki haksız rekabet dersek?Türkiye pazarına baktığınızda hakikaten ele gelen dişedokunur firmalar sayılı. Zaten bunların çoğunu busalonda görüyorsunuz. Bu markalar kendini kanıtlamışmarkalar. Ben her zaman şunu söylüyorum bütün firma-lar için; doğru, kaliteli malzemeyi üretelim; doğru yön-temlerle satalım. Belden aşağı oynamayalım; özelliklebir takım vergisiz KDV’siz satışlar olsun; bu tip satışlarbizi otomatik olarak bir takım mukayeselerde zorluyor.Zannediliyor ki biz çok fahiş fiyata ürün satıyoruz. Bir debu kullanılıyor. ‘bakmayın bunlar çok fazla fiyata ürünsatıyorlar’, ‘aslında bunun fiyatı budur’ deniyor.

Aslında bu iş böyle olmuyor. Bu işin formül maliyetibelli. PVC’nin piyasa fiyatları belli. Piyasadaki herkes debu işi doğru yaptığı zaman, doğru formüle ettiği zamanherkesin maliyeti birbirine çok yaklaşıyor. Aradaki farkbölgesel farklılıklardan olabilir ama, bu o kadar büyükfark yaratacak ölçülerde değil. Büyük farklar bu tip,kuralsız çalışan yerlerden kaynaklanıyor.

Bu da otomatikman sizin mukayese edilmenize yol açı-yor. Biz hala bu konuda çok rahatsısız.

Standardizasyon çok önemli bir konu. Bu konudaeskiye oranla daha çok çalışma yapılıyor.Evet CE belgelendirme çalışmaları ağırlık kazanıyor .Aslında çok önemli ama burada kimin nasıl denetleye-ceği de ayrı bir soru. Bu konuda standart bir denetlemehenüz yok ama en azından denetlemeler başladı.Bayilerimize gelen denetlemeler aracılığıyla öğreniyo-ruz. Bir panik değil de bir hazırlık safhası başlıyor diye-bilirim. O yüzden herkes en azından bir CE almanıngerekli olduğunu anladı.

Bunu da tabii dejenere etmeden, doğru şekilde yap-mak lazım. İşi öğrenmek lazım. Yoksa üç lira beş liraneyse vereyim, sertifikamı buraya da asayım; gelen debana dokunmasın anlamında değil, orada yazılan pro-seslerin aynen uygulanması anlamında bir süreç olma-lı. Bunu yaptığınız zaman, doğru, kaliteli pencereyi yap-mış oluyorsunuz. Müşterinizi de memnun etmiş oluyor-sunuz. Böylelikle minimum sorun yaşıyorsunuz. Bu sizezaten bir şey öğretiyor. Yoksa durduğunuz yerde benbu malı çok kaliteli yaptım, CE’si de var benim malımkaliteli anlamına gelmiyor. Doğru proseslerden geçmişolması gerekiyor. Doğru şekilde sizin evinizin duvarınatakıldığı anlamına geliyor.

Belli değerleri var. Sizin pencereniz şu ısıya dayanık-lıdır. Biz size böyle bir pencere sattık anlamına geli-yor. Amaç bu. Ama zannedersem, büyük firma altın-daki bayilerin hepsi anladılar. Önümüzdeki senelerbu daha da iyiye gidecek. Kalitede herhalde birdüzey yakalanır diye düşünüyorum. Hala kalitesizmalzeme var. Kalitesiz malzeme üretimi var. Dediğimgibi, doğru ve kaliteli malzeme üretelim, fiyatlandır-mada hassas olalım.

Röportaj

egepen-tamer özen_Layout 1 07.05.2012 10:35 Page 3