33
1 DEPREM VE İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ İnş. Yük. Müh. Nejat Bayülke, Yrd. Doç. Dr. Burcu Güneş, Yrd. Doç. Dr. Halit Cenan Mertol, Yrd. Doç. Dr. Eray Baran, Yrd. Doç. Dr. Ayhan Gürbüz, Yrd. Doç. Dr. Seda Yeşilmen’in 03.11.2011 tarihinde gerçekleştirdikleri konferans metnidir. Atılım Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Halit Cenan Mertol: Nejat Bayülke Bey 1946 yılında İstanbul da doğdu. ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümünden 1969’da Lisans, 1971’de Yüksek Lisans Diplomasını aldı. 1970 yılında Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Deprem Araştırma Dairesi’nde çalışmaya başladı. 1973 yılında aynı Dairede Yapı Bölümü Baş Mühendisi, 1984’de Deprem Mühendisliği Şube Müdürü oldu ve 2003 yılında emekli oluncaya kadar bu görevi sürdürdü. 20032004 yıllarında TEK-DEN Yapı Denetim ve EKC Yapı Malzemeleri Laboratuarı Şirketinde çalıştı. Şu anda yani 2004’den bu yana ARTI Mimarlık ve Mühendislik Müşavirlik Şirketinde çalışmaktadır. 2003 yılından bu yana Deprem Yönetmeliği Hazırlama Komisyonunda görevl idir. Yığma Yapılar Depremlerde Hasar Gören Yapıların Onarım ve Güçlendirilmesi Depremler ve Depreme Dayanıklı Betonarme Yapılar Depreme Dayanıklı Betonarme ve Yığma Yapı Tasarımı adlı kitapları vardır. Yapıların deprem davranışı; yığma, ahşap, betonarme, prefabrik ve çelik yapıların depreme dayanıklı tasarımı; Deprem ve diğer nedenle hasarlı yapıların güvenliğinin belirlenmesi ve onarım ve güçlendirilmesi üzerinde yoğun olarak çalıştığı konulardır. Van Depremi; ben bu depremi anlatmak yerine depremi yaşayanlardan size depremi anlatmalarını istedim ve ilk önce onlarla başlayacağım. (Dakika 00.02:40) Başka birisiyle konuşmamızda o kişi bu binanın üçüncü katından çıktı bu İsaların üçüncü katı dördüncü katında yengesi oturuyormuş. Şimdi onun bir konuşmasını dinleyelim. (dakika 00:03:33) Bu binadan sağ çıkan kişiler. Diğer bir ses kaydımız çocuklardan aldığımız ses kaydıydı bu son ses kaydımız ve çocukların depremi nasıl yaşadığını bakmak için. (dakika 00:04:37) Depremi yaşayanlardan dinlemiş olduk. Bu iki resim hakkında konuşmak istiyorum (soldaki) şu resmin çekildiği enkazdan Azra Bebek yaklaşık 4 gün sonra kurtarıldı ve hemen bunun arka yolunun yanındaki bina site tek bir çatlak yok. Yani esasında depreme dayanıklı yapı yapmayı ve depremde çöken yapı yapmayı çok iyi biliyoruz. Ama niye bütün yapılarımızı bu çeşit yapıyoruz sorunlarımız nedir? Bugün onun üstüne konuşacağız. İnşaat Yüksek Mühendisi Nejat Bayülke: “Betonarme Yapılarımızın Depreme Karşı Durumu Nedir?” bu konu üzerinde konuşacağım. Bu yapılar Türkiye’nin hemen hemen her tarafında var deprem bölgesi olmayan yerlerde bu duruma bakarak neden bu binalarımız yıkılıyor ya da çok hasar görüyor. Tabii iki konuda bakabiliriz proje açısından ve yapım aşamasından yani projeler nasıl yapılıyor?

İn. Yük. Müh. Nejat Bayülke, Yrd. Doç. Dr. Burcu Güne, Yrd ...kurumsal.data.atilim.edu.tr/pdfs/111103.pdf · Depreme Dayanıklı Betonarme Yapılar Depreme Dayanıklı Betonarme

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: İn. Yük. Müh. Nejat Bayülke, Yrd. Doç. Dr. Burcu Güne, Yrd ...kurumsal.data.atilim.edu.tr/pdfs/111103.pdf · Depreme Dayanıklı Betonarme Yapılar Depreme Dayanıklı Betonarme

1

DEPREM VE İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ

İnş. Yük. Müh. Nejat Bayülke, Yrd. Doç. Dr. Burcu Güneş, Yrd. Doç. Dr. Halit Cenan Mertol, Yrd. Doç. Dr. Eray Baran, Yrd. Doç. Dr. Ayhan Gürbüz, Yrd. Doç. Dr. Seda Yeşilmen’in 03.11.2011 tarihinde gerçekleştirdikleri konferans metnidir.

Atılım Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Halit Cenan Mertol: Nejat Bayülke Bey 1946 yılında İstanbul da doğdu. ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümünden 1969’da Lisans, 1971’de Yüksek Lisans Diplomasını aldı. 1970 yılında Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Deprem Araştırma Dairesi’nde çalışmaya başladı. 1973 yılında aynı Dairede Yapı Bölümü Baş Mühendisi, 1984’de Deprem Mühendisliği Şube Müdürü oldu ve 2003 yılında emekli oluncaya kadar bu görevi sürdürdü. 2003–2004 yıllarında TEK-DEN Yapı Denetim ve EKC Yapı Malzemeleri Laboratuarı Şirketinde çalıştı. Şu anda yani 2004’den bu yana ARTI Mimarlık ve Mühendislik Müşavirlik Şirketinde çalışmaktadır. 2003 yılından bu yana Deprem Yönetmeliği Hazırlama Komisyonunda görevlidir. Yığma Yapılar Depremlerde Hasar Gören Yapıların Onarım ve Güçlendirilmesi Depremler ve Depreme Dayanıklı Betonarme Yapılar Depreme Dayanıklı Betonarme ve Yığma Yapı Tasarımı adlı kitapları vardır. Yapıların deprem davranışı; yığma, ahşap, betonarme, prefabrik ve çelik yapıların depreme dayanıklı tasarımı; Deprem ve diğer nedenle hasarlı yapıların güvenliğinin belirlenmesi ve onarım ve güçlendirilmesi üzerinde yoğun olarak çalıştığı konulardır. Van Depremi; ben bu depremi anlatmak yerine depremi yaşayanlardan size depremi anlatmalarını istedim ve ilk önce onlarla başlayacağım. (Dakika 00.02:40)

Başka birisiyle konuşmamızda o kişi bu binanın üçüncü katından çıktı bu İsaların üçüncü katı dördüncü katında yengesi oturuyormuş. Şimdi onun bir konuşmasını dinleyelim. (dakika 00:03:33) Bu binadan sağ çıkan kişiler. Diğer bir ses kaydımız çocuklardan aldığımız ses kaydıydı

bu son ses kaydımız ve çocukların depremi nasıl yaşadığını bakmak için. (dakika 00:04:37) Depremi yaşayanlardan dinlemiş olduk. Bu iki resim hakkında konuşmak istiyorum (soldaki) şu resmin çekildiği enkazdan Azra Bebek yaklaşık 4 gün sonra kurtarıldı ve hemen bunun arka yolunun yanındaki bina site tek bir çatlak yok. Yani esasında depreme dayanıklı yapı yapmayı ve depremde çöken yapı yapmayı çok iyi biliyoruz. Ama niye bütün yapılarımızı bu çeşit

yapıyoruz sorunlarımız nedir? Bugün onun üstüne konuşacağız. İnşaat Yüksek Mühendisi Nejat Bayülke: “Betonarme Yapılarımızın Depreme Karşı Durumu Nedir?” bu konu üzerinde konuşacağım. Bu yapılar Türkiye’nin hemen hemen her tarafında var deprem bölgesi olmayan yerlerde bu duruma bakarak neden bu binalarımız yıkılıyor ya da çok hasar görüyor. Tabii iki konuda bakabiliriz proje açısından ve yapım aşamasından yani projeler nasıl yapılıyor?

Page 2: İn. Yük. Müh. Nejat Bayülke, Yrd. Doç. Dr. Burcu Güne, Yrd ...kurumsal.data.atilim.edu.tr/pdfs/111103.pdf · Depreme Dayanıklı Betonarme Yapılar Depreme Dayanıklı Betonarme

2

Bu konuda iki örnek vereceğim İMO Bank Adana Şubesi 2001 yılında Osmaniye Adana’nın yanında ikinci derece deprem bölgesini burada belediye 475 yapıya inşaat ruhsatı vermiş. Bu yapılardan sadece 15 tanesinin deprem hesabı var. Bu deprem hesabı olanların da projeleri de tam yönetmeliğe uygun değil. Bu proje aşamasında bunu Türkiye’nin birçok bölgesinde görebiliriz. Yapıların yapılmış durumu ne düzeyde? 1992 Erzincan Depreminde İstanbul Teknik Üniversitesi 260 kadar yapıyı güçlendirdi bunlar depremde orta veya az hasar görmüş binalar. Beton dayanımları 150 kilogram yerine 90 artı eksi 30 kilogram civarında ve düşey yüklere karşı korunması gereken donatılarda %25’le %50 kadar eksik bu durum belki 17 Ağustos Depreminden sonra biraz daha iyileşmiş olabilir. Ama özellikle 17 Ağustos’ta yıkılan veya burada Van’da Erciş’te gördüğümüz gibi yıkılan yapıların büyük bir kısmının 99 depreminde önce yapılmış olduğu söyleniyor. Dolayısıyla yapılar hem proje açısından hem uygulama açısından son derece kötü ve bunlar bu tür durumda olan binalarımız da yıkılıyor depremde. Bu tip yapılar depremde nasıl davranacak? Davranış belirlemek davranış tasarımı diye bir şeyden söz ediliyor. Yani depremde ne yapacak bu bina belirlemek güçlendirmek gereği var mı, yok mu deprem hasarlarının nedenini açıklamak için deprem davranışını kestirmeye çalışıyoruz yıkılmış yapıda veya yeni kullanacağımız yapıda bir depremde ne olacağını anlamak için. Bunun için bilmemiz gereken şeyler nedir? İşte malzemenin birim ağırlığı beton ve çelik gerilme deformasyonu eleman boyutları, beton çatlakları, donatıda paslanma vs gibi şeyleri binalarda inceliyoruz. Yapıların deprem davranışları dinamik özelliklerinden biraz söz edeceğim. Betonarme yapıların dayanımı bir anlamda beton dayanımı ve beton dayanımının da gerçeğe yakın bir şekilde belirlenmesi gerekiyor. İşte karot alınıyor preste kırılıyor fakat hiçbir zaman yeterli sayıda karot alamıyoruz. Yapının tümü için geçerli bir beton dayanırlılık seçmek zor iri agregalar taşlar oluyor kötü yapılmış yapıların betonlarında. Bu betonun her yönünde aynı mekanikte ve özellikte olmasını engelliyor. Hiçbir elemanda betonun homojenliği izotropik değil kolon alt ucundaymış da uç uca göre dayanım biraz daha yüksek. İyi sıkıştırılmamış ve çok sulu betonun boşluk oranı yüksek oluyor ve bu da dayanımının düşük olmasına neden oluyor. Beton birim ağırlığı düşük boşluk yani dayanımı düşük boşluklu betonun birim ağırlığı da 2.4 ve 2.5 ton değil. Yani 10–11 kilogram MPa dayanımlı betonların birim ağırlığı 1.9-2 nokta ton metreküp civarında. İşte beton dayanımları da büyük bir sapma var bu sapma beton içinde çok iri agrega koca taşlı beton olmasından dolayı betonda standart sapma büyük değerler de çıkabiliyor.

Bu benim çalıştığım şirketin İstanbul’da güçlendirme projesi kapsamında beton numuneleri aldığımız binalarda betonla basınç dayanımı deneyleri yapıldı kanatlar üzerinde birim ağırlıkları hesaplandı. Böyle bir ilişki bulduk. Buradan görebileceğiniz gibi şöyle söyleyeyim yani beton dayanımı düşük olan bir betonun birim ağırlığı

hiçbir zaman 2.5 ton çıkmıyor çünkü dağılım çok geniş. Tabii burada dağılımın düşük olmasında büyük olmasındaki faktörlerden birisi agreganın temiz veya kirli olması agreganın basınç dayanımına bağlı bir olay bir miktarda su katılmayla ilgili bir olay oluyor.

Page 3: İn. Yük. Müh. Nejat Bayülke, Yrd. Doç. Dr. Burcu Güne, Yrd ...kurumsal.data.atilim.edu.tr/pdfs/111103.pdf · Depreme Dayanıklı Betonarme Yapılar Depreme Dayanıklı Betonarme

3

Bu da bir başka bir biliyorsunuz betonları kesmek için çivi çekici filanda kullanılıyor. Burada da bundan karot dayanımı arasındaki ilişkiyi görüyoruz. Beton dayanımızla ilgili yapılarımızın beton dayanımıyla ilgili durumu biraz daha bir başka örnek vereyim çalıştığım şirket Amasya’da bazı okulların güçlendirme projeleri birçok okulun güçlendirme projesini yaptı. Burada ortalama basınç dayanımı yaklaşık olarak 120

kilogram santimetrekare civarında tabii bunlar okul olduğu için bunların beton dayanımları en az 200 kilogram civarında olması veyahut en azından ona göre tasarlanmış olması söz konusu fakat beton dayanımlarımız böyle. Çok düşük dayanımlı olanlar da var yani böyle biz bina güçlendirdiğimiz zaman beton dayanımı 100 kilogram 120 kilogram olduğu zaman bu bayağı iyi beton dayanımı var diyoruz tabii Türkiye ortalamasına göre. Bir yapının beton dayanımını belirlemek ister ki böyle bir standart karakteristik TS-10465’e göre bir ortalama dayanım standart sapmayla bu miktar çıkartılıyor. Burada standart sapma deminde söylediğim gibi büyük olunca ortalamadan çıkardığınız zaman birde bir katsayıyla büyüdüğünüz zaman kırılma gerilmesine çok yakın gerilme taşıyan beton ortaya çıkıyor. Dolayısıyla böyle bir yaklaşım bu şekilde beton dayanımı belirlemek çok gerçekçi değil. Çünkü eğer bir betonun taşıdığı basınç gerilmesi kırılma dayanımına çok yakınsa bu kısa bir süre sonra yıkılıyor. Böyle yıkılmış binalar çok yok. Yani bir yandan biliyoruz ki beton dayanımı mevcut yapılarda çok yüksek değil ama bu binalar yine de yıkılmıyor örnek olarak birkaç tane bina var benim bildiğim işte 1983 Diyarbakır Hicret Apartmanı, 1985 Eskişehir Başak Apartmanı, 2004’te Zümrüt Apartmanı.

Şöyle bir ilişki daha var bu betonun betona uygulanan yükün kırılma yüküne olan oranıyla ilişkili bir eğri 1960’larda bir Alman hoca tarafından çıkarılmış. Buradan şunu söyleyebiliriz eğer betona yüklediğimiz yük kırılma dayanımının kırılma dayanım yüküne kadar yüklüyorsa kısa sürede beton kırılır. Fakat uyguladığımız yük onun işte %80’ni kadarsa bir süre daha devam ediyor. %75’i kadarsa

yani kırılma yükünün %75’i kadar bir yük yüklemişsek diğer bir deyişle emniyet katsayısı 1.33 gibiyse bu yükü uzun süre taşıma devam ediyor. Yani bu da bir şekilde neden böyle düşük basınçla dayanımlı binalarımız kendiliğinden kolayca yıkılmıyor. Çünkü her şeye rağmen yinede bir düşey yüklere karşı uzun dönemde kısa dönemde yakın dönemde yıkılmayı önleyecek kadar karşı bir güvenlik katsayıları var. Evet, bu nedenle binalarımız yıkıyor. Ama 2007 Deprem Yönetmeliğinde güçlendirmeye yapılan yapılarda bu standart sapma çıkarıldığı zaman o zaman daha böyle şeye yakın beton dayanımları bulunmuş oluyor. Düşey yük kirişler mesnete yakın kesme çatlağı açıklıkta eğilme çatlağı yaratıyor. Kolonun boyuna donatıda burkulmayla karşılıyoruz. Kolonda düşey çatlak olduktan sonra hızla yıkılma görüyoruz. Dolayısıyla betonumuz basınç dayanımına çok yakın düzeyde yüklenmişse süratle kırılmaya gitmesi gerekiyor ama birçok yapıda ve beton dayanımı düşük de olsa bu taşınan yüklerin de hesap yüklerini taşımıyor binalar. Binaların taşıdığı yükler hesaplarda arttırılmış yükler değil, gerçek yükler bunlardan çok daha az. Dolayısıyla bir emniyet katsayısı üç olmasa bile yinede ikinin pek altına düşmüyor. Ama tabii bu yapıların özelliklerinden birisi de içinde çok iri taşlı beton var. İri taşlı betonlar aderans yok kesme dayanımı nasıl, bunu bilmiyoruz. Yani bu basınç dayanımıyla kesme dayanımı aderans dayanımı arasında normal bildiğimiz beton için geliştirilmiş ilişkiler

Page 4: İn. Yük. Müh. Nejat Bayülke, Yrd. Doç. Dr. Burcu Güne, Yrd ...kurumsal.data.atilim.edu.tr/pdfs/111103.pdf · Depreme Dayanıklı Betonarme Yapılar Depreme Dayanıklı Betonarme

4

var ama içinde çok büyük taşlar olan betonda bu ilişki nasıl bunu bilmiyoruz. Depreme dayanıklı yapı tasarımı konusunda 20. yüzyılın başlarında İtalya’da ve Japonya’da birtakım araştırmacılar diyorlar ki depremde yapılara yatay yük geliyor. Bizde bir yatay yük düzeyi seçerek bunu yapılara uygulayalım. O zaman seçtikleri yatay yükler aşağı yukarı bina alanının %10’nu kadar derken 1923’te Japonya’da bir Kanto Depremi oluyor bakıyorlar ki bu şekilde yani ağırlığının %10’nu gibi bir yatay yükle çözülmüş hesaplanmış binalarda deprem ve iyi davranışlar ondan sonra bu yatay yüzeyi kalıyor. Fakat o tarihten gerçek yapıya giren deprem yükleri ne kadar bilinmiyor. Bildiğiniz gibi deprem yüklerini yapılara gelen deprem yüklerini ölçmek için yer hareketinin ivmesinin kaydedilmesi gerekiyor. Bu tür bir alette ilk defa 1932’de Amerika’da bir depremde deprem yer hareketi yani yapılardan saha yapıp yaratan boyutta deprem yer hareketinin ivmesi ölçülüyor. Daha sonra yapılan ölçümlerde görülüyor ki bu kuvvetler tasarımda alınan kuvvetlerin çok üzerinde fakat işin çok önemli bir kısmı o zaman bunun bir açıklanması lazım. Yani nasıl oluyor da biz ağırlığının %10’nu gibi bir yatay yüke dayanacağına hesapla gösterdiğimiz bina bunun üç dört katı yatay yükü buluştuğu zaman buna karşı duruyor. Bunun açıklaması da şöyle oluyor: R-katsayısıyla diyorlar ki binamız elastik davranacak dolayısıyla deprem olduğu zaman birtakım binada hasarlar olacak. Bu binanın periyodunu değiştirecek periyoda uzayınca gelen yükler azalacak. Binanın sünümü artacak hasar olunca çatlaklar olunca bu da binaya gelen yükler artacak. Fakat binanın periyodunun uzaması binanın daha çok ötelenme yapmasına neden oluyor. O zaman önemli olan binanın sünek davranması diyerek binaların sünekliği varsa depreme karşı koyduğu gibi bir şekilde bu kavramlar geliştiriliyor. Sünekliği ne ile sağlıyoruz? Donatının kenetlenme boyu ve etriyeyle sağlıyoruz. Sık etriye ve yeterli uzunlukta kenetlenme boyu olayı depreme dayanıklı yapının temel felsefesini oluşturuyor yahut onun önemli bir bölümü. Bizim ülkemizde etriye sıklaştırması olayı 1968 Deprem yönetmeliğiyle başlar. 1975 Yönetmeliğinden önce 6 bin metre çapında etriyeye izin vardır 75 Yönetmeliği bu 8 milimetreye çıkmıştır. Bu arada şunu da söylemek gerekir. Yani bizim yönetmeliklerimiz özellikle 1975 Yönetmeliğiyle başlayarak yapılarımızı depreme dayanıklı yapmak için gereken hemen hemen bütün kuralları içermektedir. Yani bazen çıkarlar derler işte yönetmelik nedeniyle binalar yıkıldı bu doğru değil çok eski binalarımız varsa 1968’den önce yapılmış binalarımız varsa bunlar için bu geçerli olabilir. Ama bizim yönetmeliklerimiz uyulduğu koşulda hele 97 günü birde şu anda kullandığımız 2007 yönetmeliği bunlar uyulduğu zaman kesinlikle binaların çok az hasar görmesini sağlayacak tabii projeleri yapılacak projelerde buna uyması koşuluyla yapılarımızın depreme dayanıklı olması hemen hemen kesin gibi eğer yönetmeliklere uygun hesap yapılırsa ve bu projelerde uygulanırsa. Yani Türkiye’nin bu açıdan bir bence bir deprem sorunu yok Türkiye’nin ayıplı inşaat sorunu var. Çünkü başta da söylediğim gibi binaların projeleri depreme hesabı yapılmadan yapılıyor. Düşey yükler altında bile dayanımlar emniyet katsayıları yetersiz bu nedenle binalarımız yıkılıyor. Evet, burada değişik durumlara göre yapılarınız ne şekilde davranacak bunlar üzerinde duruyoruz. Kolon boyuna bindirme ve kenetlenme boyu çok az olması etriye sıklaştırması olmasa onun da şu anda düşük moment taşının gücü oluyor donatılar sıyrılıyor R katsayısı küçülüyor. Düşük moment kapasitesi ve kolon uçlarının mafsallaştığında yıkılmayla karşılaşıyoruz. Bir başka olay donatı beton durumuna göre yapı davranışı kiriş boyuna donatılarının düğüm noktası ankraj boyu kısa ise dış aks kolonlarında kiriş donatılarının ankraj boyunu sağlamak daha zor daha düşük moment taşıma gücü oluyor. Bir başka olay bu donatılarımızı kiriş donatılarımızı düğüm noktalarında ankraj ediyoruz. Düğüm noktalarının eğer bir iç aks kolonuysa buna dört yandan saplanan kiriş olduğu zaman

Page 5: İn. Yük. Müh. Nejat Bayülke, Yrd. Doç. Dr. Burcu Güne, Yrd ...kurumsal.data.atilim.edu.tr/pdfs/111103.pdf · Depreme Dayanıklı Betonarme Yapılar Depreme Dayanıklı Betonarme

5

buralarda donatıların ankrajı daha kolay oluyor daha donatı kolay kolay ek yerinden çıkamıyor. Çünkü oraya saplanan kirişler bu bölgede belki betondan yana binaya destek veriyor ve bu da betonla donatı arasındaki aderansın konulmasına istenilen düzeyde olmasını sağlayan o dış aks rötuşa kolonlarında bu iş o kadar sağlanamıyor. Çünkü bir yandan veya iki yanlara açık olduğu için onlar bu betona destek verme işini gerçekleştiremiyor. Deprem hesabı olmayan yalnız düşey yüklere göre hep tasarlanmış yapılarımız var. Düşey yükler derin kirişlerle taşınıyorsa kuvvetli kiriş zayıf kolon durumu diye bir durum söz konusu. Bunu biliyoruz bunun gerekçesi de şöyle deprem sırasında depremin enerjisi kiriş uçlarından mafsallaşmayla taşınıyor. Eğer bu 1 ise binanın yıkılmasına neden olmuyor bir kirişin kırılması uçlarının mafsallaşması binayı yıkıma götürmüyor. Dolayısıyla bizim deprem yeraltı mafsallaşmayla enerji tüketme olayımızın kirişlerin uçlarında yapıyor. Ama bu değilse ve bir deprem sadece düşey yüklere hesap yapıldıysa o zaman derin kirişler ve kolonlardan daha yüksek moment taşıyan kirişlerimiz oluyor ve kırılma kolonlarda olduğu için demin de gördüğünüz gibi büyük yapay ötelenmelerle kırılmalar oluyor. Demin Van Depreminden bir bina gösterildi. O binanın döşemesi sanıyorum asmolen döşeme veya kirişsiz döşeme bu tür yapılarda da kirişlerin derinliği sığ olduğu için bu tür yapılar yatay ötelenmelere çok daha elverişli daha çok yatay ötelenme yapıyorlar ve yatay ötelenme yapılınca da bir daha geri o bina geriye gelemiyor giderek birbiri üstüne kayarak yıkılıyor. Burada açılışta gösterdiğimiz binada o tür bir yıkılma mekanizmasının işareti oluyor yani katlar üst üstte yıkılmış çok büyük yatay ötelenmelerle. Bu tabii depreme dayanıklı yapı tasarımı ilk gelişirken işte kolonlarla bu yatay yüklerin taşıyacağını düşünüyor. Fakat dünyada olan bazı depremler özellikle 1971’de San Fernando Depreminde bir hastane binası var bu perdesiz bir bina çok güzel spiralli kolonları var fakat depremde 1 metreyi aşan yanay ötelenme genel ötelenmeler olmuş kalıcı ve bina kullanılamaz durumda. O zaman şu görüş ortaya çıkıyor sünek binanın da sünekliğinin bir kısıtlanması lazım yani ötelenmelerinin de kısıtlanması lazım. Bunu neyle sağlıyoruz? Bunu perde duvarlarla sağlıyoruz ve dolayısıyla depreme dayanıklı yapının bir başka bileşimi önemli bir bileşiği işte projesi olacak projeye göre inşa edecek etriye sıklaştırılması donatıların birbirinin boyu yanında birde yatay yüklerin taşıyan daha iyi taşıyan daha çok taşıyabilen perde duvarlar ve ötelenmelerini kısıtlayan perde duvarlara ihtiyaç var. Yani depreme dayanıklı yapının özelliklerini bu şekilde sayabiliriz. İşte etriye sıklaştırması olacak betonu iyi saracağız ki donatıyla beton arasında ankraj veya aderans yitirilmeyecek. Donatı yeterli aderans boyunda yerleştirilmiş olacak belirli bir yatay düzeyine göre hesap yapıyoruz. Bu yatay yük düzeyi bize hafif depremlerde depremin taşıyıcı olmayan bir elemanlarda büyüme duvarlarındaki bir hasarının azaltılması veya hiç olmamasını sağlıyor. Şiddetli depremde ise süneklikle deprem enerjisini tüketiyoruz. Sünekliğin koşulu da etriye sıklaştırması boyuna donatıların ankraj boyu ve birde bu mafsallaşmayla ve enerji tüketmenin kiriş uçlarında olmasını sağlamak için kirişlerin kolonların moment kapasitelerinin kirişlerden daha büyük olması ve son olarak yatay ötelenmelere karşı perde duvarlarla kullanılmasıdır. Burada değişik katlarda beton dayanımına ve donatı miktarına göre davranışı görüyoruz. Eğer projedeki dayanımı sağlamamışsak, projedeki donatıları koymamışsak o zaman basınç kırılması dediğimiz bir durumla karşılaşıyoruz. Yani beton daha önceden kırılıyor ve bu da son derece gevrek bir kırılma şekli bina çok kolay bir şekilde yıkılabiliyor. Dolgu duvarlarının betonarme yapılarının dolgu duvarlarının yapı davranışına katkısı var. Dayanım düzeyi yani dayanımı yüksek bir dolgu duvar kullanıyorsak duvarda kullandığımız tuğlaların dayanımı yüksekse o zaman yapı daha büyük daha yük taşıma gücü artıyor.

Page 6: İn. Yük. Müh. Nejat Bayülke, Yrd. Doç. Dr. Burcu Güne, Yrd ...kurumsal.data.atilim.edu.tr/pdfs/111103.pdf · Depreme Dayanıklı Betonarme Yapılar Depreme Dayanıklı Betonarme

6

Bundan dolayı ivme analizi yapıldığında dolgu duvarlar da dikkate alınırsa yapının davranışı daha farklı oluyor. Ama hani dolgu duvarlar gevrek olduğu için bir süre sonra onlar kırılıyor ve devreden çıkıyor. O zaman yapı tekrar çerçeveli yapı gibi davranmaya başlıyor. Şimdi bir R-katsayıları var tabii R-katsayıları daha önce 75 ve 68 yönetmeliğinde bir şekilde yönetmeliklere girmiş dolaylı olarak girmiş. Bu R-katsayısı yapının elastik olarak karşılayacağı yük deprem yatay yüküyle yükünün yani yapı elastik katsayıların taşıyacağı bir yatay yük vardı. Biz ise daha düşük bir yatay yüke göre bunu tasarladık. Bu ikisinin arasındaki oran R-katsayısı oluyor. Bu katsayılar 68 öncesinde yönetmeliklere ya da hiçbir deprem hesabı olmayan yapıda aşağı yukarı 2–2,5 kadar 68 yönetmeliğinde dört civarında 75 yönetmeliği dörtün üstünde daha sonraki yönetmeliklerde de daha yüksek R-katsayıları sağlayabiliyoruz yapıda uyguladığımız detaylarla bunlar bizim yapılarımızın daha büyük depremleri enerjisini tüketmesine olanak sağlayan bir özellik. Evet etriye sıklaştırması 68 yönetmeliğiyle başlıyor.

Burada üç deney yapılmış üç deneyden alınmış üç değişik tip. İlk baştaki örnekte alt donatı çok kısa konulmuş bindirme boyu çok az. Bu üç kolon kiriş düğüm noktasının davranışını görüyoruz burada kiriş donatısı ek yeri ankrajı eksenel yükle de bağlı bir olay burada eksenel yük çok az evet burada biraz daha büyük eksenel yük çok kısa konulmuş. Demin şu örnekte gösterdiğimiz örneği ve

şu örneği karşılaştırmaya çalışacağız. Bunlar ilk başta gösterdiğimiz donatının ankraj boyu kısa olduğu olan örnekler uzun örneklerde ek yerine konulan donatı uzun konulduğu zaman daha yüksek momentlere ulaşıldığı deneylerde görülmüş. Yapım kusurları ne oluyor? Yerinden kaymış etriyeler mesela kolonlarda etriyeler iyi bağlanmamışsa beton dökülünce hepsi aşağıya toplanır. Böyle bir durumla karşılaşabiliriz. Yetersiz ankraj ve bindirme boyları mesela standart demir boylarına göre 12 metreden en iyi şekilde yararlanmak için eğer kiriş açıklığına göre donatı kesiliyor. Bu da fire vermesin diye sonuçta donatının kiriş ucundan ankraj edildiği bölgede gereğinden kısa bir miktarda konulmasına yol açıyor. Perde duvarlarla hiç yapılmıyor ya da belirli bir kattan sonra yapılmadığı durumlar var. Bu durumlarla da karşılaşabiliyoruz. Özellikle kamu inşaatlarında perde duvarlar var fakat bazı yerlerde sadece zemin katta veya bodrum katta da bir iki katta da yapılıyor ondan sonra yapılmıyor perde duvarlar ve bu katlarda büyük yanay ötelenmelerle hasarlarla karşılaşabiliyoruz. Kolon ve perde alt uçlarında sistemli bir şekilde içinde temizlenmemiş kalıplar ve farklı zamanda dökülmüş ve kaynaşmamış beton buralarda mafsal niteliğinde pim noktalarına yol açıyor. Bu da tabii binanın yatay ötelenmelerini arttırıyor. İkinci mertebeden etkiler oluşuyor ve bu kritik bir yıkılma nedeni. Kolon kesilmesi giriş delinmesi bu her depremde söylenen bir şey mesela bu depremde Van’da yıkılan bir binanın bodrum katında yahut zemin katında kirişlerin kesildiği galeri olarak kullanılmak üzere benim bildiğim Erzincan’da 92 depreminde bir yapıda zemin kattaki bir kahvehaneye bilardo masası sığdırmak için kolonların kesildiği ve bu binada çok sayıda can kaybının olduğunudur. Donatıda paslanma özellikle bu Ankara’da yok tabii biz Ankara’da deniz kumu kullanmıyoruz bu bizim için bir avantaj ama İstanbul’da pek çok yapıda deniz kumu kullanılmış özellikle 60’lı

Page 7: İn. Yük. Müh. Nejat Bayülke, Yrd. Doç. Dr. Burcu Güne, Yrd ...kurumsal.data.atilim.edu.tr/pdfs/111103.pdf · Depreme Dayanıklı Betonarme Yapılar Depreme Dayanıklı Betonarme

7

yıllarda 70’li yıllarda yapılan yapılarda ve bunlardan donatıda büyük bir şekilde paslanmaya yol açıyor. Bazen bodrum katlarında kalorifer dairelerinde nemli ortam buralarda şeyi kükürtlü kömürlerle yakılıyor. Bunların da yarattığı asit ortam demirlerde paslanmaya yol açıyor bu da yıkılmaya büyük katkısı olan şeyler. Evet deniz kumu gibi bunu söylemiştik. Şimdi tabii depremden sonra birçok yerde bu konu gündeme gelir. Deprem oldu benim binamda hasar olmadı ama bundan sonra devam ederse daha kötüsü olur mu veya çok sayıda artçı deprem oluyor bu binanın hasarını arttırır mı, bunlar çok soruluyor ve bu yüzden binalara girilip oturulmayan bir durumla çok karşılaşılır. Şöyle eğer depremde deprem yaşamış veya depremi olmadan önce hafif depremler şiddetli bir deprem ondan önce hafif deprem yapıp olmuş yapılarda gelen deprem yükü yapının elastik yük dayanılırlığının kapasitesinin altındaysa bu bir yapıda bir hasara yol açmaz. Yani yapı bu şekilde düşük şiddetli depremlerde düşük kuvvetler altında ne kadar çok sallanırsa sallansın taşıma gücünden bir şey kaybetmez. Ama eğer bu aşılmışsa yani yapının elemanlarında elastik bölgenin ötesine geçilmiş çatlaklar donatılarda elastik gerilme düzeyinin üzerinde gerilme artma falan olmuşsa tabii o yapının taşıma gücünden bir kayba yol açabilir. Eğer bunun üzerinde kuvvet geldiği zaman özellikle santim düzeyinde çatlaklar yapı içi dayanımını azaltır. Bu tür yapılarda güçlendirme gerekir. Yani eğer çatlaklarımız kılcal düzeyde kalmışsa 1–2 milimetreyi aşmamışsa o zaman bizim dayanımımızda çok fazla belki de hiçbir kayıp olmamış diye kabul edebiliriz. Bu nedir çatlak? İşte betonun gerilmesi çatlağı kesen donatılarımız var bu donatıların gerilmeleri elastik limit olarak kabul edilen tasarımda alınan değerlerin biraz ötesine geçmiştir ama daha böyle kopmaya çok büyük mesafe vardır. Bu nedenle de bu tür kılcal çatlaklar taşıyıcı sistemdeki kılcal çatlaklar binanın taşıma gücünden bir şey kaybetmesine neden olmamış kabul ettik. Ama çatlaklar genişledikçe bu da artar. Oturma hasarları varsa binada tabii bu yapının elemanlarında etkilemeler var demektir. Bunlarda depremde gelen ek gerilmelerin taşınmasını güçleştirebiliyor. Sonuç olarak yapılarımızın depremde beklenenden çok hasar görmesi ve yıkılmasına yol açan en önemli noktalar deprem hesabının olmaması beton dayanımı projedeki dayanımının çok altında projedeki donatılar konulmamış etriye sıklaştırılması yok ve perde duvarsız yapılarla karşılaşıyoruz. Birde tabii boyuna donatıların pimleme boyları yetersiz düşey taşıyıcıların az buluşların mafsallığı gibi şeyler de oluyor. Burada Van Depreminin tabii mekanizması da önemli bu deprem sırasında depremden sonra artçı şokların dağılımına bakıldığımız zaman aşağı yukarı Van’ın şöyle bir 25–30 km kadar kuzeyinde kuzeydoğu güneybatı yönünden ulaşan bir bölgede toplanmış artçı depremler. Bu artçı depremlerin toplandığı bölgede muhtemelen orada hareket eden fayı gösteriyor. Aşağı yukarı 50 km’lik bölgede bir fay akım yapmış ve 7.2 depreminde de bu boyutta bir fay kırılması beklenir. Buradaki kırılan fayın cinsi de önemli aslında bu biz inşaatçıların konusu değil ama depremle ilgilenen kişilerin bunları da bilmesi lazım burada bir ters fay diye bir fay var. Yani bu kırılım kuzey tarafında kuzeydoğu kuzey ve batı tarafındaki bölümü güney ve doğu tarafından gelen kuvvetle yukarı itilmiş ve bu kısım yukarı hareket etmiş. Yani Erciş bu fayda hareket eden yer kabuğu bu yolun üzerinde orada daha çok yıkım olmasına birde bu olayında katkısı var. Van ise sabit duran hareket etmeyen bir nokta dolayısıyla orada can kaybı bir hasar daha olmuş. Tabii depremlerin ivme kaybını Türkiye’de ölçen Deprem Araştırma Dairesinin şu anda AFAD denilen Afet Acil Durum İdaresi Başkanlığı onun Türkiye’nin pek çok noktasında ivmeölçerleri var ama bu ivmeölçerlerimizin sayısı maalesef çok az Türkiye’de. Örnek olarak California Eyaletinde bu tür ivmeölçerlerin sayısı herhalde 4–5 bin civarında bizde 300 200–300 civarında tabii çok sayıda ivmeölçeriniz varsa depremin ivmelerini birçok noktada

Page 8: İn. Yük. Müh. Nejat Bayülke, Yrd. Doç. Dr. Burcu Güne, Yrd ...kurumsal.data.atilim.edu.tr/pdfs/111103.pdf · Depreme Dayanıklı Betonarme Yapılar Depreme Dayanıklı Betonarme

8

ölçebiliyorsunuz. Bu depremde maalesef Van’daki ivmeölçer çalışmamış. Buna karşılık Muradiye’de ve Bitlis’te buraya en yakın ivmeölçerler çalışmış. Muradiye’de kaydedilen ivme depremin merkezinden aşağıya doğru 30–35 kilometre uzakta yaklaşık %18G yani yer hareketinin uç ivmesi. Burada tabii şöyle düşünülebilir belki Van’da bu kadar hasarın olmamasının nedeni burada oluşan ivmenin çok büyük olmaması bende Van’a gittim ama görüntüleri getirmedim. Çok sayıda yıkılma nedeni var zemin katı elastik yapı esnek yapı dediğimiz bir yapı türü vardır. Yani zemin katında işyeri olarak dükkanlar falan yapıldığı zaman o katın kolon yükseklikleri işte normal katlarda 3 metre ise oralarda 5 metre 6 metre kadar olabilir. Van’da da böyle binalar vardı. Ama bunların çoğunda bu dükkanlarda cam kırılmaları çok az sayıda dükkanda vardı. Bu yüksek kolonların tabanlarında ben şeyi göremedim eğilme kırılmalarının olması beklenir çok yüksek oldukları için. Bunların bunlara herhalde düşük bir yatay yük bile momentum uzun olduğu için şeyin tabanında büyük momentler oluşturabilir ve buralarda moment kırılmaları onları da pek göremedim Van’daki binalarda ve bir yandan dediler ki bu binalarda perde duvarlar var. Ama perde duvarları olmayan bu şekilde binalar da vardı. Tabii burada bir insanın içine bir şey düşüyor. Acaba burada deprem çok kuvvetli olmadığı için mi bu binalarda hasar olmadı. Şunu da söyleyeyim Van’da aşağı yukarı 7–8 seneden beri 6–7–8 katlı binalar yapılmakta ve şu anda da 12 katlı bina yapmaya başlayacaklar ona izin verilmiş bir tane yapılmış hatta. Yani giderek binalar yükseliyor ve bunların çoğu da zemin katlara esnek olarak yapılmakta ve bende gördüm bazı binalarda zemin katlarında bayağı perde duvarlar var. Bu perde duvarlar ötelenmeleri kısıtlıyor zemin katlarda kolonların kırılmalarını önleyebiliyor. Ama olmayanlar da vardı veyahut hepsinde var mıydı? Tabii bunların açılaştırılması gerekirdi orada oluşan yer hareketinin ivmesinin ama maalesef bu işte kayıt alınamadı bir tane alet olması çok iyiydi. Bundan önceki birçok depremde hemen hemen bütün depremlerde depremin merkezine yakın yerlerde bu ivme kayıtları alınmıştı. Tabii bunlarla binaları analiz edip onların hasarını belirlemek mümkün oluyor. Depremde çok değişik dalgalar oluyor. Bu dalgaların bir kısmı yüzeyden sismograflara gidiyor bir kısmı yerin içinden uzaklardaki sismograf istasyonlarının çok yerin içinden geçerek gidiyor değişik dalga türleri var, yüzey dalgaları var, hacim dalgaları var hem basınç dalgaları hem kesme dalgaları. Bunlardan hesaplanan büyüklük değerlerinde farklılıklar olabiliyor. Yine öğrendiğim kadarıyla moment planı ve bütünlüğü tüm dünyanın belli başlı böyle sismoloji merkezleri hesaplayabiliyor. Belki Kandilli Rasathanesinin çok uzakta olması dolayısıyla oraya gelen kayıtlar sismik dalga türlerinden böyle bir hesabı yapamamış olması da söz konusu buna bağlı olarak oluşabilir. Depreme dayanıklı yapı nasıl oluyor? Etriye sıklaştırması oluyor. Etriye sıklaştırması bize sünek davranış için betonun donatının taşıma gücüne gerilme ötelenme kapasitesini tümüyle kullanmamız lazım. Bunun içinde onun betonuna iyi ankre edilmesi lazım. Deprem yönü değişen bir yük olduğu için betonda önce basınç sonra çekme oluşunca çatlaklar oluşuyor. Önce çatlaklar çatlayan taraf daha sonra eziliyor ezilen taraf açılıyor ve betondaki hasar donatıyla beton arasındaki aderansın yitirilmesine neden oluyor. Ama sık aralıklarla etriye sararsak bunu önleyebiliyoruz. Sünek yapı yapmak istiyoruz fakat çok süneklikteki yapı içindeki eşyalara ve özellikle hafif depremlerde bunlara zarar veriyor. Bunların onarılması yapının içinin tekrar boyanması sıvanması büyük maliyetler getiriyor. Bu nedenle sünekliğin kısıtlanması lazım dolayısıyla perde duvarı binalar yapmamız gerekiyor. 1985’te Şili bir deprem oldu bu 2010 olan deprem boyutunda ve bu perde duvarlı yapılarda çok az hasarlar öldürür. Ama bunların perde duvar oranları aşağı yukarı kat alanının her iki yönde ayrı ayrı olmak üzere kat alanlarının %3’ü %4’ü kadar çok miktarda perde duvarı vardır.

Page 9: İn. Yük. Müh. Nejat Bayülke, Yrd. Doç. Dr. Burcu Güne, Yrd ...kurumsal.data.atilim.edu.tr/pdfs/111103.pdf · Depreme Dayanıklı Betonarme Yapılar Depreme Dayanıklı Betonarme

9

Bu depremde de 2010 olan depremde bu çok büyük bir deprem okyanus tabakasının okyanus tabanının Ant Dağlarının altına girmesiyle kaynaklanan bir mekanizma Japonya’da olan depremde öyle bizim ülkemizde bu boyutta bir deprem olma ihtimali yok. Ben belki Marmara Denizinde bu tür düşey hareketle akımlı yani fayda böyle bir taraf yukarı çıkıyor bir taraf aşağıya iniyor hareket olduğu zaman bunun üstündeki su tabakası da hareket ediyor ve Tsunamiler meydana getiriyor. Bizim o kadar böyle bir Japonya’da olan veya bir Miaimi Kıyılarında olan deprem gibi büyük Tsunami yaratacak bir depremle karşılaşma durumumuz yok. Bu tür okyanus tabanının işte dağların altında dağın altına girmesiyle oluşan depremler 8–9 ölçekli oluyor. Ama bizdekiler galiba en çok 7,5 ölçekli depremler olması söz konusu. 17 Ağustos ile bir başka karşılaştırma da şey olabilir. 17 Ağustos’ta fay Gölcük’ün tam içinden geçiyordu. Burada faydan Van Şehri aşağı yukarı 25–30 km uzakta Erciş’te uzakta ama Erciş’te de yıkım var fakat bir şey boyutunda değil yani bir Gölcük boyutunda bir Adapazarı boyutunda değil. İstanbul’unda bu konuda bir şansı İstanbul’da da Marmara Denizinden geçen fay İstanbul’dan aşağı yukarı 15–20 kilometre kadar güneyinde dolayısıyla bir şey yani bir Gölcük gibi bir durumla karşılaşamayabiliriz. Fakat şu da önemli İstanbul’da risk altında yani bina sayısı çok fazla olduğu için şeye böyle bir ölçek olarak baktığınız zaman yine 17 Ağustos’taki deprem boyutunda bir depremle karşılaşabilirsin. Atılım Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Burcu Güneş:

Ülkemiz bir deprem ülkesi bunu biliyoruz. Deprem gerçeğiyle yaşamak durumundayız. Biliyoruz ki üç ana plaka ana levha dediğimiz Avrasya Afrika ve Arap Yarımadalarının ya da levhalarının tam birleştiği yerde küçük levhaların arasında kalması sebebiyle ülkemiz tektonik açıdan son derece hareketlidir. Kırmızıyla gösterilen bölge bu esasında

Türkiye’nin deprem haritasına bakıyorsunuz. Renkler koyulaştıkça deprem tehlikesi artıyor gördüğünüz gibi haritanın neredeyse tamamı kırmızıya boyanmış durumda. Temel olarak üç ana fay hattımız var kuzeyde, doğuda ve batıda ve aşağıda istatistikleri görüyorsunuz. Yani topraklarımızın %92’si nüfusumuzun %95’i büyük sanayi merkezlerimizin gene %95’i deprem tehdidi altında depremle yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Gene afet yönetimi dediğimiz deprem tasarımı için çeşitli maksimum yer ivmeleri tayin etmiş onları burada bilgilendirmek istedik. Hocam da bahsetti depremleri izlemek ve sismik tehlikeye karşı gerekli önlemlerin alınması konusunda çalışmaların ilk adımı sismik ağlardan geçiyor. Yani ‘instrumente’ etmek zorundayız ülkemizi. Burada aktif fay hatlarımızı ve ölçüm istasyonlarını görüyorsunuz. Bunlar afet işlerinin yerleştirdiği istasyonlar tam olarak 201 adet ölçüm istasyonu bulunuyor. Buna ilaveten Kandilli Rasathanesinin işlettiği az sayıda ölçüm istasyonumuz var. Genel olarak bu istasyonlar gördüğünüz gibi fay hatları etrafında odaklanmış durumda.

Page 10: İn. Yük. Müh. Nejat Bayülke, Yrd. Doç. Dr. Burcu Güne, Yrd ...kurumsal.data.atilim.edu.tr/pdfs/111103.pdf · Depreme Dayanıklı Betonarme Yapılar Depreme Dayanıklı Betonarme

10

Bir deprem gerçeğiyle yaşamak zorunda olduğumuzun bir başka göstergesi, bunu ben gene Kandilli Rasathanesinin 2 Kasım itibariyle web sitesinden aldım. İşte son 30

gün içinde Türkiye’de meydana gelen depremleri gösteriyor yani sürekli ülkemiz sallanmakta. Bölgeye geçtiğimizde gene bu bizim Deprem Afet Yönetmeliğimizin Van için hazırladığı deprem haritası gördüğünüz gibi Van merkezli o bant dışında birinci deprem bölgesi yer alıyor Van merkezi haricinde merkezi ise ikinci deprem bölgesinde. Bölgedeki aktif fay hatlarına baktığımızda bu

bahsettiğim temel fay hatları Van Bölgesinden geçmiyor. Bu konuda ya da yöreyle ilgili çok çeşitli çalışmalar yapılmış sismolojik çalışmalar. Bu çalışmaları incelediğinizde yani 23 Ekim 2011 Van Depreminin modelleyen ya da harita üzerinde gösteren tek bir çalışma var o da 2002 yılında Prof. Dr. Koçyiğit ve arkadaşlarının yaptığı çalışmadır.

Şurada pek okunmuyor ama şurada gördüğünüz üzerinde Van yazan fay hattının üzerinde fay hattı bu depremin sorumlusudur. Yalnız bu çalışmada yanar atımlı fay hattı olarak gösterilmiş. Nejat Hocam da bahsetti bu deprem ters bir faydı ters atımlı bir faydı. Dolayısıyla bölgeyle ilgili hala sismolojik çalışmaların yapılması gerekiyor.

Bu yansıda da 1900–2011 arası bölgede meydana gelen şiddeti 5’den büyük yani mühendislik açısından önemli olan depremleri görüyorsunuz. Bu deprem hariç bölgede 1900’den itibaren iki adet daha büyük deprem olmuş bir tanesi 1903 yılındaki Malazgirt Depremi şiddeti 7 diğeri ise 1976’daki Çaldıran Depremi bunun da şiddeti yaklaşık 7.2 olarak raporlanmış onun dışında bölgede irili ufaklı depremler meydana gelmektedir. Evet, bu sarsıntıya yani 23 Ekim sarsıntısına baktığınızda Afet İşleri 6.7 Kandilli Rasathanesi yerel magnitüdde 6.6 olarak raporladılar. USGS ise moment magnitüd olarak belirttiği deprem şiddeti 7.3 derinlik konusunda anlaşmazlıklar var ama temel olarak depremin şiddetiyle ilgili bu bilgileri ediniyoruz ya da ana sarsıntıları. Hemen akabinde bu deprem artçı sarsıntılar açısından çok zengin bir depremdi. Burada iki farklı zaman diliminin 24 saatlik bir durumuna bakıyorsunuz. Artçılar

olmakta fakat 25 Ekim’le 31 Ekim bu 24 saatlik dilimi kıyasladığınızda artçı sayısında azalma var. Fakat yoğun bir artçı deprem geldi bu depremle beraber ki bunlardan yedi tanesi beş şiddetinden daha yukarıdaydı. Toplamda gene 1 Kasım itibariyle 1411 adet artçı deprem raporlandı. Bölgedeki ivme kayıt istasyonlarına baktığımızda o çalışmayan istasyon haricinde yirmi iki adet ivme kayıt istasyonu var yani yirmi iki adet

merkezden ivme kayıtları toplandı.

Page 11: İn. Yük. Müh. Nejat Bayülke, Yrd. Doç. Dr. Burcu Güne, Yrd ...kurumsal.data.atilim.edu.tr/pdfs/111103.pdf · Depreme Dayanıklı Betonarme Yapılar Depreme Dayanıklı Betonarme

11

Ancak gene Nejat Hocamın da belirttiği üzere bunlardan sadece iki tanesi hatta bir tanesi 100 kilometreden daha yakın o da şekilde gördüğümüz Muradiye.

Burada yerçekimi ivmelerini görüyoruz. Bu bahsettiğim maviyle gösterilmiş Muradiye’de 178.5 santimetre bölü saniye karelik bir ivmemiz var yani yaklaşık 0.19 G’ye karşılık geliyor. Bundan sonraki en yüksek ivme

Bitlis merkezde ölçülen 102.2’lik bir ivme ki buranın merkez üstü uzaklığı 119 kilometreydi şu 0.19 G’yle gösterildiğim Van Muradiye uzaklığı ise 42 kilometre. Dolayısıyla en yakın istasyonumuz 42 kilometrede daha yakın bir bilgimiz yer ivmesi anlamında maalesef yok. Ancak depremin hemen arkasından Kandilli tam bu bölgeye 10 adet daha ivme ölçüm istasyonu yerleştirmiş durumda. Yani bizim öncelikli olarak araştırma yapmamız için bu ivme kayıtlarına ihtiyacımız var. Şimdi evet merkez üstte yer ivmemiz yok depremin hemen akabinde çeşitli merkez üstteki deprem ivmeleri tahminleri yayınlandı. Geçmiş depremler kullanılarak türetilmiş ifadeler var. Bunları kullanarak eğer tahmin etmeye çalışırsanız merkez üstteki deprem ivmesini yaklaşık 0.56G’lik ivme çıkıyor ki bu tasarım yer ivmesinin üzerinde birinci deprem bölgesi için Afet Yönetmeliğimiz maksimum ivmeyi 0.4G olarak veriyor. Ancak deprem akabinde yapılan incelemeler hasar düzeyinin bu düzeyde olmadığını gösteriyor. Dolayısıyla veri olmadan gördüğünüz gibi bir şey söyleyemiyoruz merkez üstle ilgili olarak. İvme kayıtları iki bu Van Muradiye dediğim önemli istasyonumuz 42 metre 42 kilometre mesafedeki ivme kayıtlarını görüyorsunuz. Kırmızıda kuzey güney doğrultusunda ölçülmüş. Mavi ile gösterilen şekil ise doğu batı doğrultusunu gösteriyor. İvme değerlerimiz bunlardan bizim mühendislik anlamında yani sismologlar eminim başka bilgiler de çıkarıyorlar. Ancak bizim mühendislik olarak çıkarttığımız tek bilgi maksimum yer ivmesi birinci kayıttaki en yüksek diğer doğrultuyla kıyaslandığında bu 178.5’luk bir ivme kaydettik. Şimdi bu yerin hissettiği şey yani biz yapı mühendisleri olarak yer bu ivmeyle sallanıyor ama yapımız ne hissediyor bizim için önemli olan bu çünkü biz yapıyı tasarlayacağız. Yapıyı tasarlayabilmemiz için yapının maruz kaldığı

deprem kuvvetini bilmemiz gerekiyor. Kuvvetinde biliyorsunuz en basit dinamik denklem f=m.a kütlesini biliyoruz ivmeyle çarpacağız deprem kuvvetine çevireceğiz. Yandaki şekilde bu şekilde hesaplanmış spektral ivmeleri görüyorsunuz biz buna deprem spektrumu diyoruz. Şu periyot yazan yerdeki her bir noktayı bir yapı olarak düşünebilirsiniz ki burada maksimum yer ivmesi 178.5 olarak gösterdiğim şuradaki sadece bir tek nokta periyot 0’a tekabül eden gördüğünüz gibi yapıya bağlı olarak kalifikasyonlar çok yüksek olabiliyor. Şimdi mavi eğriye çok odaklanmanızı istemiyorum. Çünkü her yapının bir miktar enerji sönümlediğini biz biliyoruz bu %0 sönümleme teorik bir kez yani bizim

Page 12: İn. Yük. Müh. Nejat Bayülke, Yrd. Doç. Dr. Burcu Güne, Yrd ...kurumsal.data.atilim.edu.tr/pdfs/111103.pdf · Depreme Dayanıklı Betonarme Yapılar Depreme Dayanıklı Betonarme

12

akademisyenlerin ilgilendiği bir nokta. Kırmızıyla %2 sönümleme oranını gösterdim. Kagir yapılar için literatüre baktığınızda %1.5 ila %4 sönümleme denmiş. Betonarme yapılar için biz %5 kullanıyoruz. Çelik yapılar için %2 sönümleme kullanıyoruz. Dolayısıyla mavi elektronik bir değer ama kırmızıyı dahi incelediğimizde 200’lük yaklaşık 200’lük yer ivmesinin 1000’e çıktığını yani beş katı bir kalifikasyona uğradığını yapının genel ivmenin beş katı kadar bir yüke maruz kaldığını görebiliyoruz. Dolayısıyla bunlar bizlere incelemelerimizde önemli bilgiler sağlamaktadır.

Burada Van Muradiye İstasyonu için gene bu spektral ivmeleri gösteriyorum. Fakat bunlara şimdi deprem bölgesinin birinci bölge olduğunu düşünerek yer ivmesinin 0.9G alındığında tasarım spektrumlarını eklemek istiyorum.

Yani şurada gördüğünüz dört farklı renkteki grafik bizim afet yönetmeliğimizin tasarım yaptırdığı spektrumlar farklı zemin tipleri için onları gerçi kaydetmemişim ama gördüğünüz gibi özellikle kırmızı eğriyi incelerseniz. Burada neredeyse tasarım depremine maruz kalmış yapılardan bahsetmek söz konusu ikinci olarak bize bu spektrumların gösterdiği bir bilgi daha var. Predominant periyot dediğimiz bir baskın periyot var. Yani bu deprem en çok ne tip binaları etkiledi? Burada bakarsanız gene maksimum kalifikasyona şurada 0.4 ila 0.7 saniye arasındaki binaların en çok etkilendiğini görüyoruz. Bu betonarme binalar içinde yaklaşık 4 ila 7 katlı binalar demek ve gördüğüm kadarıyla arkadaşlarımın incelemelerinden de genelde yapı stoku Van civarında bu mertebelerde yani binalar genelde bu katlarda yapılmış. Elazığ Kovancılar Depreminde ufak bir gönderme yapmak istedim. Çünkü bizim hem bölge depremi olması sebebiyle hem de gene Atılım Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü olarak biz bu depreme de incelemelerde bulunmak üzere gitmiştik. Tamamen farklı bir depremle karşı karşıyayız. Burada gene orada kaydedilen ivme kayıtları kullanılarak elde edilen spektrumların tasarım spektrumuyla karşılaştırılması söz konusu gördüğünüz gibi burada çok ufak bir deprem bu yani Elazığ Kovancılar Depremi ufak bir depremdi fakat Van Depremi şiddetli bir depremdi. Atılım Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr.

Eray Baran: Ben de genel olarak Van Merkezli Erciş’teki Erciş ilçesinde özellikle betonarme yapılardaki hasar durumundan bahsedeceğim. Bu haritada Van merkezi görüyoruz. Erciş burada kuzeyinde şu yolu takip eden yaklaşık 150 kilometrelik bir yol işte 120 kilometrelik bir yol var Erciş Van arası.

Page 13: İn. Yük. Müh. Nejat Bayülke, Yrd. Doç. Dr. Burcu Güne, Yrd ...kurumsal.data.atilim.edu.tr/pdfs/111103.pdf · Depreme Dayanıklı Betonarme Yapılar Depreme Dayanıklı Betonarme

13

Burada da oluşan ana sarsıntı ve şiddeti 5’den büyük olan artçı sarsıntıları görüyorsunuz. Bu kırmızı eğrilerle daha doğrusu bu dairelerle işaretlediğim yerlerde bizim Atılım Üniversitesi ekibi olarak Cenan Hoca ben ve Araştırma Görevlimiz Ferit Yılmaz’la birlikte gezdiğimiz bölgeleri gösteriyor. Van merkez Erciş merkez ve Erciş ve yol üzerindeki köyleri ziyaret biz ettik. Bu da biraz daha yakın bir görüntü bu da bu yol üzerinde gezdiğimiz köyleri tekrar tekrar gösteriyoruz. Cenan Hoca bunları daha detaylı konuşacak köylerdeki durumlar hakkında ben Van merkez Erciş hakkında konuşacağım. Genel olarak Yapı Stoku nasıl neye benziyor? Nejat Bey de az önce bahsetti 7–8 katlı binalar ve zemin katları, mağazaların, dükkanların olmasından dolayı daha esnek olarak yapılmış iki kat yüksekliğinde yapılmış betonarme yapılar. Bu hafif hasar görmüş ama Nejat Bey’in yine bahsettiği gibi muhtemelen işin içerisinde ortada bir yerlerde perde duvarı olduğu için kolonlarda mafsallaşma olmamış ve hasarsız diyebileceğimiz seviyede atlatmış bu yapı ve diğerlerini de görüyoruz standart Türkiye’nin her tarafında görebileceğimiz 6–7–8 katlı betonarme yapılar devam ediyor burada. Bu yine yıkılmış bir binanın enkazının çevresindeki binaları gösteriyor. Bu enkaz sanırım o bahsedilen zemin kattaki kolonları kesilen olan binanın enkazı bu da çevresindeki binalar. Peki, hasar tipleri nelerdir? Genel olarak ilk bizim dikkatimizi çeken binanın dışındaki taşıyıcı olmayan bu bölme duvarlarda tuğla duvarlarda oluşan hasarlardı. Tuğla duvarların betonarme çerçeveden ayrılması kılcal çatlaklarla veya tuğla duvarlar üzerinde böyle X şeklinde depremin etkisiyle oluşan çatlaklar dikkatimizi çekti. Bu da bu binadaki sanırım birinci kattaki bir diyelim bir dairenin içten görünüşü. Hani kirişlerinde ya da kolonlarında taşıyıcı sistem herhangi bir hasar yok ama bölme duvarlar ağır diyebileceğimiz seviyede hasara uğramış. Hasar tipleri yine az önce bahsettiğim gibi muhtemelen taşıyıcı sistemde çok fazla hasar olmadan bu bölme duvarlarda oluşan hasarlar. Benim burada izleyeceğim betonarme yapıları yaparken bizim iki temel kaynağımız vardır. Bunlar nedir işte bir tanesi bizim deprem yönetmeliğimiz anket bölgelerinde yapılacak yapılar hakkındaki yönetmelik 2007 yılında basılmış bir dokuman diğeri de bizim Betonarme Şartnamesi dediğimiz TS tarafından yapılan TS–500 şartnamesi. Şu da bu 2007 yılında yayınlanmış deprem şartnamemiz büyüklüğünü görüyorsunuz bu da 97 yılındaki yani 2007 bundan bir önceki versiyonu aradaki farkı görüyorsunuz. Aradaki farkı işte bu 2000–99 yılında olan Düzce ve Adapazarı Depremlerinden sonra edindiğimiz bilgi düzeyi daha büyük bir şartname olarak bizim karşımıza çıkıyor. Daha detaylı bir şartname olarak karşımıza çıkıyor. Bunu da bundan sonraki yansılarda bu yeşil çerçevesi içinde gösterdiğim her bilgi deprem şartnamesinden kırmızı çerçeve içinde gösterdiğim her bilgide TS-500’den gelen bilgi olacak. Burada deprem şartnamesi bize diyor ki depremler üç farklı seviyeye ayırıyor. İşte 50 yılda aşılma olasılığı %10 olan deprem %50 ve %2 olan deprem bizim az önce Burcu Hoca’nın da bahsettiği bu tasarım spektrumları şu ortadaki seviyeye yaklaşık olarak ortadaki seviyeye karşılık gelen depremler. Yani binanın ömrünü 50 yıl olarak düşünürsem bu bina ömrü boyunca %10 ihtimalle böyle bir depreme maruz kalacaktır anlamına geliyor ve bina çeşidine göre hastane midir, okul mudur, konut binası mıdır ona göre bu tasarım depreminde bir miktar hasarı göze alabiliyoruz. Yani bizim amacımız hiçbir zaman hiçbir depremde bina hiçbir zaman hasarsız kalsın diye bir amacımız yok. Bina çeşidine depremin büyüklüğüne göre bazı hasarları göze alabiliyoruz. Performansa dayalı bir tasarım yöntemi var yani bizim afet yönetimi deprem yönetmeliğimizde.

Page 14: İn. Yük. Müh. Nejat Bayülke, Yrd. Doç. Dr. Burcu Güne, Yrd ...kurumsal.data.atilim.edu.tr/pdfs/111103.pdf · Depreme Dayanıklı Betonarme Yapılar Depreme Dayanıklı Betonarme

14

Şimdi betonla ilgili bazı kurallar var. Nelerdir işte? C-20’den yani basınç dayanımına 20 megapascal’dan küçük olan beton kullanılmaz diyordu bizim 2007 yönetmeliğimiz ve kullanacağım betonda sıkıştırılmış kaliteli beton olması gerekiyor.

Şimdi bazı örnekler yine biraz önceki binanın bu giriş kattaki kolonun tabanında şu fotoğrafı çektik biz. Tam yani muhtemelen beton dayanımı 20 megapascal kuralını gereksinimini karşılıyor onu sağlıyor ama kalite muhtemelen bizim deprem şartnamemizin istediği seviyede değil.

Yine bir fotoğraf bu da görüyorsunuz kirişlerin bütün donatısı dışarıda normal biz kiriş ve içindeki beton ve içindeki donatının birbirine tutunmasını isteriz ki birlikte çalışsınlar. Burada öyle bir durum muhtemelen olmayacaktır. Beton ve donatı kendi kendine tamamen birbirinden bağımsız çalışacaktır. Burada yine betonda görüyorsunuz kalitesiz malzeme devam ediyor şu binanın zemin katına biz girdik ve zemin katında böyle bir kolon ya da perde diyebileceğimiz kirişler var. Burada görüyorsunuz kirişteki betonun kalitesi istenilen seviye değil yine bu perde duvarın kendisinin tabanındaki beton kalite sistemi istenilen seviyede değil. Ama buna rağmen yapı ayakta kalmayı başarmış muhtemelen bazı şeyler iyi gitmiş.

Bu ikisi aynı bina bu iki fotoğraf binanın biri bir tarafı diğeri diğer tarafının fotoğrafı ve bunlarda yine o binanın bazı bölgelerinden alınan detay fotoğrafları. Burada donatıyı çok rahat bir şekilde açıkta görebiliyorsunuz betonla hiçbir zaman tutunmamış birlikte çalışmayacaktır çalışmıyor yine benzer şeyler. Burada biraz önce Nejat Hoca’nın

bir slayttında gördüm. Farklı zamanlarda deprem betonların birbiriyle tutunması gerekiyor burada yine öyle bir şeyin olmadığını görüyoruz. Bu bir okul, Gedikbulak İlköğretim Okulu üç katlı betonarme bir bina mühendislik görmüş bir bina yanında ise tek katlı mühendislik görmemiş muhtemelen büyük bir taş yığma bina. Bu bina yerle bir olmuşken olurken bu muhtemelen mühendislik görmemiş diğer bina hasarsız bir şekilde ayakta

duruyor. Yine bu binadan çekilmiş bazı fotoğraflar bu kirişin altını gösteriyor. Donatılar tamamen dışarı da çok kalitesiz kötü bir işçilik var. Yine görüyorsunuz beton kalitesi oldukça kötü bu fotoğraftan bile anlaşılıyor. Yine burada donatının olduğu yerde görüyorsunuz betonun içinde ve hani buradan bu fotoğraftan çok açık görülüyor ki donatı bir şekilde duvara tutunmamış yani donatı beton donatıya tutunmamış donatı betonun içinden

Page 15: İn. Yük. Müh. Nejat Bayülke, Yrd. Doç. Dr. Burcu Güne, Yrd ...kurumsal.data.atilim.edu.tr/pdfs/111103.pdf · Depreme Dayanıklı Betonarme Yapılar Depreme Dayanıklı Betonarme

15

çok rahat bir şekilde sıyrılmış ve binada zaten yıkılmış. İkinci bir durum donatı içeriği hakkında da bazı koşullar veriliyor deprem yönetmeliğinde. Ne diyor? Nervürsüz donatı kullanmayacaksın diyor. Kirişlerde kolonlarda ve perde duvarlarda nervürsüz donatı kullanılmaz diyor. Ama bu 2007 yönetmeliğinde var ondan bir önceki böyle bir şart sunulmuyor yani 2007’ye kadar nervürsüz donatı kullanmak tamamen normal dururken 2007 yönetmeliği bunu yasaklıyor. Şimdi bununla ilgili de fotoğraflara bakalım.

Bu binaların çoğu muhtemelen bu yönetmelikten önce yapıldığı için bu durum normal ama bu yönetmeliğe göre normal değil. Yine görüyorsunuz tamamı düz nervür olmayan düz donatı bundaki sıkıntı ne bundaki sıkıntı betona tutunmakta çok zorlanıyor bu donatı ve sıyrılmalar yaşanıyor. Burada yine gözüküyor. Yine düz donatıları görüyorsunuz yani bu enkazın binaların gezdiğiniz binaların

%95’inde belki düz donatı var biz çok iki üç binada ancak nervür donatı belirledik. Deprem şartnamesi TS-500’e referans veriyor. TS–500 detaylı bir şekilde ne kadar kenetlenme boyu sağlamamız gerektiğinden bahsediyor. Peki, sağlanmış mı? Muhtemelen hayır. Bu bina hasarlı yok gibi gözüküyor ama aslında burada bir kat daha varmış ve deprem sırasında o katın üzerine çökmüş bina onun üzerine oturmuş. Burada kolonu görüyorsunuz. Yani bunlar hali bir üst kat olduğunu direkt yan tarafa fırlamış burada sıyrılan donatıları görüyorsunuz bu yetersiz

kenetlenme boyundan dolayı. Burada yine bir enkazda çubukları görüyorsunuz sıyrılmış diğer bir elemanın içerisinden tutunamamış. Bu ilginç bir fotoğraf burada üç kiriş birbirine bağlanıyor. Burada şöyle bir kiriş var bu tarafa doğru giden, diğer tarafa doğru giden başka bir kiriş var ve ona dik yönde bağlanan üçüncü bir kiriş

var ve şurada kenete dikkatli bakın bu kirişin donatısı şurada kanca yapılmış. Diğer kirişin donatısı burada kanca yapılmış dik yönden gelen kirişin orası da burada kanca yapılmış. Yani sürekli sabit hiçbir donatı yok ve birbirinden çok kolay bir şekilde kurtulmuş sıyrılmış tabii bu donatılar. Burada yine benzer bir detay var. Bu birde dik olan iki kiriş arasında sürekli bir donatı yok ve sıyrılma olmuş burada az önceki fotoğrafın benzeri sıyrılmalar olmuş. Diğer bir kriter bizim yine deprem şartnamemiz Özel Deprem Etriyeleri sağlamamız gerektiğini söylüyor. Nedir bu Özel Deprem Etriyeleri ve etriyelerin ucundaki bu kancalar 135o derece olmalıdır 90o derece olmamalı 135o derece yapılarak elemanların içerisine ankre etmeliyiz epçeleri. Bunun sebebi ne, bu etriyelerin üzerine yük geldiği zaman dik kenar açılmasın ve donatıyı

tutsun mantık bu. Peki, bununla ilgili durumlara bakalım. Epçeleri görüyoruz direkt açılmış ve hiçbir zaman 135o derecelik etriye görmedik. 135o derece kanca görmedim ama 90o derece kanca ve o küçük bir zorlamada açılıyor onlar ve artık betonu tutamaz hale geliyor betonun en kritik olduğu yerde.

Page 16: İn. Yük. Müh. Nejat Bayülke, Yrd. Doç. Dr. Burcu Güne, Yrd ...kurumsal.data.atilim.edu.tr/pdfs/111103.pdf · Depreme Dayanıklı Betonarme Yapılar Depreme Dayanıklı Betonarme

16

Burada yine görüyorsunuz kancalar açılmaya başlamış 90o derecelik kancalar. Burada yine görüyorsunuz 90o derece kanca başka problemlerde var tabii tek problemin kancanın 90o derece olması değil binada başka problemler de var. Yine görüyorsunuz 90o derecelik kancalar açılmaya başlamış birbirinden ve betonu tutamamış beton içerisindeki beton ne hale gelmiş. Benzer bir durum kolonun altında bu plastik mafsal dediğimiz hasar oluşmuş bu durum oluşmuş ve sebebi de şurada gördüğünüz gibi epçelerin açılması 90o derece kancalar 135o derece kancanın olmamasından dolayı. Çok basit detaylar bunlar yani bu malzemeden çalma değil bu malzemeyi zaten koyuyor etriyeyi zaten koyuyorsunuz oraya tek yapmanız gereken 90o dereceyi 135o derece yapmak yani hani müteahhidin malzemeden çalması gibi bir durum değil burada bahsettiğimiz şeyler başka bir kriter etriye sıklaştırma yapacaksın diyor deprem şartnamemiz. Ne demek bu? Kolonların ucunda yani kolonların en kritik olduğu yerde daha fazla epçe koyacaksınız oraya diyor betonu iyi tutabilelim diye. Benzer şekilde kirişlerin de yine en kritik olduğu yerlerde daha fazla epçe koyacak epçeleri sıklaştıracaksınız birbirine daha yakın koyacaksınız diyor betonu yine koruyabilmek için.

Bununla ilgili durumlara bakalım. Burada epçelere araları çok geniş sıklaştırma yapılmamış benzer bir durum çok geniş epçe aralığı var yani şu mesafede hiçbir epçe yok burada bir defa yakın etriyeyi görüyorsunuz. Sıklaştırması yapılmamış ve beton orada kaçınılmaz olarak ezilmiş ufalanmış. Burada yine benzer bir durum burada değişik bir durum var aslında, epçe konmuş ama epçeler kırılmış

muhtemelen epçenin çapı küçük seçilmiş ve küçük bir zorlanmayla epçeler kırılmış kopmuş birbirinden o gözüküyor. Yine yetersiz epçe daha doğrusu geniş epçeye aralığı sıklaştırma yapılmamış bir durum ve beton ağır hasar görmüş.

Bir devamı bütün bu fotoğraflar aynı binanın giriş katından binanın çevresinde böyle kolonlar var burada gözüken ve ortasında da bir tane perde duvar var. Perde duvar hasar görmüş normalde biz perde duvarın hasarın üzerinde olmamasını istiyoruz. Burada perde duvarın donatısı biraz daha fazla donatı konulsaydı muhtemelen bu kadar hasar olmayacaktı

perde duvarda ve perde duvar kolonları da koruyabiliyor olacaktı yani daha fazla donatı vererek hem belki duvarı koruyacaktık hem de kolonları koruyacaktık. Burada perde duvar kolonları koruyamamış kolonlarda zaten kusurlu olduğu için kolonlarda kendilerini koruyamamışlar ve bütün kolonların ucunda öyle tepelerinde hasar plastik mafsallar oluşmuş. Yine aynı şey biz hep bu betonarme derslerinde bahsederiz bu koyduğumuz etriyelerin bir amacı da boyuna donatının burkulmasını önlemek. Burada görüyorsunuz çok güzel bir şekilde gözüküyor donatının burkulması.

Page 17: İn. Yük. Müh. Nejat Bayülke, Yrd. Doç. Dr. Burcu Güne, Yrd ...kurumsal.data.atilim.edu.tr/pdfs/111103.pdf · Depreme Dayanıklı Betonarme Yapılar Depreme Dayanıklı Betonarme

17

Burada bir tane epçemiz olsaydı burkulmayı enleyecekti yani donatıların dışa doğru patlamasını engelliyor olacaktık. Engellememiş maalesef plastik mafsallar oluşmuş.

Bunlar okullar yığma bina bunlar betonarme yığma bu duvarın üzerinde hatıl dediğimiz bu betonarme kiriş konuyor o kirişin donatılarını görüyorsunuz burada. Şurada bir epçe var bir sonraki epçe şurada yani 80 cm 1 metreye yakın epçe aralığı var. Normalde maksimum 20 cm 25 cm civarında olması gerekiyor bu epçe aralıklarının. Burada yine başka bir durum bütün donatılar birbirinden bağımsız

çalışmış bir tane bile epçe yok aralarında bunları birbirine bağlayan. Diğer bir durum yine Nejat Bey bundan bahsetti. Biz kolonların kirişlerden kuvvetli olmasını istiyoruz yani hasar olacaksa kirişlerde olsun istiyoruz kolonlarda hasar olmasın. Kirişler olması gerektiği kadar sağlam olsun ama kolonlardan onlardan daha sağlam olsun istiyoruz. Yine bu deprem şartnamede bunu detaylı bir şekilde anlatıyor. Neden böyle bir şey istiyoruz?

Eğer bizim kirişlerimiz daha sağlam olursa kirişler daha sağlam olduğu için hasar kolonlarda olacak ve şöyle bir durum olduğu halde binamız göçmeye maruz kalacaktır yıkılacaktır. Oysa biz kolonları daha sağlam yaparak

hasarı kirişlerde oluşmaya zorluyoruz. Yani binaya ne yapacağınızı biz söylüyoruz hasarı kirişler siz hasar göreceksiniz diyoruz kolonlar hasar görmesin diyoruz. Bu durumda da depremin enerjisini çok daha iyi bir şekilde söndürebiliyoruz bina yıkılmadan. Yani şu durum istemediğimiz bir durum istediğimiz durumsa bunun örneklerine bakalım.

Bu binada bariz bir şekilde şurada görüyoruz üst kat kolonlarında üst kat düğüm noktalarında hiçbir hasar yok yani şuna benzeyen bir durum sadece alt katta hasar olmuş üst katlar hasarsız kalmış ama alt kattaki hasardan dolayı bina yıkılmış. Üst kat düğüm noktalarında hiç hasar yok alt katta ise kolonlara bakın hem üst ucunda hem alt uçlarında

mafsal oluşmuş. Yani tam şurada gözüken durum gerçekleşmiş. Bunun sebebi de kolonlar kirişlere göre daha zayıf yapılmış. Diğer örnekler bütün durumlarda hasar tamamen kolonlarda oluşmuş yani kirişler o kadar sağlam yapılmış ki resmen biz hasarı kolonlara zorlamışız kolonlarda oluşması için ve benzer durumlar.

Bu güzel bir örnek burada kirişin derinliğini görüyorsunuz ve oraya konulan kolonu görüyorsunuz çok cılız kalmış kolon güçsüz kalmış ve hasar ister istemez kolonda olmuş ve kolon yıkılmış.

Page 18: İn. Yük. Müh. Nejat Bayülke, Yrd. Doç. Dr. Burcu Güne, Yrd ...kurumsal.data.atilim.edu.tr/pdfs/111103.pdf · Depreme Dayanıklı Betonarme Yapılar Depreme Dayanıklı Betonarme

18

Oysa hasar kirişte olsaydı bina ayakta duruyor olacaktı hala. Yani depremin enerjisi sönmemeyi kolonlara değil kirişlere yaptırmamız gerekiyor. Yumuşak ve zayıf katlarda yine durumlar var şartnamemizde. Nedir bu? İşte az önce bahsedilen giriş katta mağaza varsa burada iki kat yüksekliğinde genelde kat yüksekliği arttırılıyor ve orada kat daha yumuşak oluyor. Bu durum ara katlarda da olabilir herhangi gibi bir sebeple ara katta bir perdenin düzensiz yaparsak bir perde de süreksizlik yaparsak bu sefer o katta yumuşak kat yaratmış oluyoruz yumuşak ve zayıf kat yaratmış

oluyoruz. Bu durumda da burada gördüğümüz hasarlar oluyor. Burada hasar almamış bir bina burada da muhtemelen yumuşak kat vardır diyebiliriz. Çünkü dolgu duvarlar yok yani üst katlarda dolgu duvarlar var bir şekilde ritmik sağlıyor bizim çerçevemize bizim binamıza. Bu katta ise dolgu duvar yok dolayısıyla diğer katlara göre daha yumuşak bir kat ama hasar olmamış muhtemelen belki

de önlemi alınmıştır bunun tasarımını yapan mühendis tarafından bu durumun. Kısa kolonlar yine şartname diyor ki bize şu durumu yapma diyor yani binanın çerçevesinin betonarme çerçevesinin içerisine tuğla duvar dolgu duvar yaparken dolgu duvarı şöyle yarım bırakma çünkü burada oluşan kolon zararlı bir durum kusurlu bir durum yaratıyor diyor. Peki, nedir bunun çaresi ya bu tuğla duvarları sonuna kadar bütün kat boyunca devam ettireceğiz ya da eğer bütün kat boyunca devam ettirmek istemiyorsak buraya mesela pencere koymak istiyorsak o zaman bu çerçeveyle bu araya koyduğumuz dolgu duvarları birbirinden ayıracağız ki bunlar

etkileşmesin. Bunun bir örneğine bakalım. Böyle yine 1–2–3–4–5–6 katlı bir bina ve az önce hava kısa konsol oluşmuş burada. Yani seviyeye kadar dolgu duvar yapılmış ama en üstte pencere için böyle boşluk bırakılmış ve o boşluğun bırakıldığı her yerde kolonlarda mafsallaşma olmuş. Yani tam şartnamenin tarif ettiği durum burada

gerçekleşmiş. Çekiçleme bizim şartnamemizde diyor ki Deprem Yönetmeliği iki tane birbirine yakın bina yapacaksak bunları birbirine tam birleştiremeyiz arada belirli bir mesafe bırakmamız lazım ki ikisi birbirinden bağımsız olarak deforme olabilsin. Aksi

takdirde bunlar birbirini çekiçleyecektir diyor. Burada tamamen birbirine yapıştırılmış ve muhtemelen bu bina diğerinden daha kuvvetli olduğu için diğerini bir şekilde çekiçlemiş. Ama Allah’tan bina o gelen o ilave kuvvetleri karşılayabilecek mukavele sahip olduğu için hasar görmemiş bu durumda ama göre de olabilirdi.

Prefabrik betonarme yapılar yine Van’la Erciş arasında bir yoldan çektiğimiz fotoğraf bu prefabrik betonarme fabrika inşaatı muhtemelen. Şimdi önce bu 99 Depremleri Düzce ve Gölcük Depremlerinde bu tür prefabrik betonarme binalardaki hasar şekli bu kolonların olduğu gibi hasarsız kalması ama kirişlerin kolonların üzerinden dökülmesi

Page 19: İn. Yük. Müh. Nejat Bayülke, Yrd. Doç. Dr. Burcu Güne, Yrd ...kurumsal.data.atilim.edu.tr/pdfs/111103.pdf · Depreme Dayanıklı Betonarme Yapılar Depreme Dayanıklı Betonarme

19

şeklindeydi. Yani hem kolonlarımız hasarsız kalıyor hem kirişlerimiz hasarsız kalıyor bunlar birbiri üzerinden birbirlerinden ayrılıyorlar kirişler yere dökülüyor ve binamız sonuçta yıkılmış oluyor. Burada ise biz böyle bir hasar gözlemlemedik yani prefabrik betonarme binalarda belki de bu 99 Depreminde alınan derslerden dolayı farklı beton farklı detaylar kullanılarak bu göçme durumu önlenmiş bir şekilde. Nedir bu detay? Şurada görüyorsunuz şurada detayını da göstermişiz. Bu şu çatı makaslarının bu kirişlerin kolonların üzerinde oturduğu yerde 4 tane pim kullanılmış. Bu Düzce ve Gölcük Depremlerinde bu sadece tek bir pim kullanılıyordu ve o pim bir şekilde hasar gördüğü zaman sizin kirişiniz yere düşüyordu. Muhtemelen bundan alınan dersle farklı bir detaya geçilmiş bu güzel bir şey hatalardan ders çıkarmamız.

Bina harici yapılar, ben burada bir köyü gezerken gözüme çarptı elektrik direğindeki bu aradaki elemanlardaki burkulmalar. Ama çevrede 4–5 tane daha benzer elektrik direği vardı onlara baktığımda benzer hasarlar onlarda göremedim ben. Belki depremle alakalı beklide depremle alakalı değildir bu burkulmalar ve belki de depremden

önce oluşmuş hasarlardır bunu bilemem ama yine ben göstermek istedim. Bunun haricinde ne Van’da ne Erciş’te ne de aradaki gezdiğimiz köylerde hiçbirinde elektrik direkleri aydınlatma direkleri baz istasyonunda hiçbir hasar görmedi yani bunlar tamamen olması gerektiği şekilde davrandılar iyi performans gösterdiler bu

depremde. Bulabildiğim tek örnek buydu bunu bulduğumda çok mutlu olmuştum. Bunlar sadece binalar değil, bu yine Van’la Erciş arasında benzin istasyonunun çatısı deprem sırasında muhtemelen sallantıdan dolayı bu çatı yere düşmüş gidip de eteğine baktığımızda bunu yapan kişi bir şekilde depreme karşı depremle savaşmanın iki

seçeneğiniz var ya depremle savaşacaksınız ya depremle savaşmayıp olayı geçireceksiniz onun istediğini yapacaksınız. Bu da depremle savaşmayı seçmiş bunu yapan kişi ve deprem kaydını taşımak için çok riskli bağlantı yapmış bu çatıyı binaya düz bir şekilde bağlamış. Deprem ne kadar kuvvetle gelirse gelsin ben o kuvveti yenerim gibi kendisinin onu yeneceğini sanmış ama yenememiş. Burada yapılması gereken muhtemelen bina ve çatıyı birbirinden bağımsız çalıştırarak depreme karşı koymak değil depremin istediğini yapmak yani bina ve çatı sallansın ama benim çatım ve binam sağlam kalsını seçmekti ama seçilmemiş yanlış seçenek. Yapısal olmayan elemanlar yani hep binanın göçmesinden bahsediyoruz. Ama bina sağlam hiçbir problem yok ama duvar düşmüş. Yani bunun içinde burada bu arabanın içinde insan yok dolayısıyla oradan geçen yaya olabilirdi. Yani bu acı bir durum yani bütün bina koca bina sağlam kalıp üstünden küçük bir duvar parçasının gelip sizin üzerinize düşmesi ve o şekilde ölmeniz ve yaralanmanız çok acı bir durum hadi bina yıkılsa belki biraz daha anlaşılır bir durum olabilir. Yani bir çözüm bulmak lazım yani bu tür yapılara yoğunlaşıyoruz.

Bu yine az önce bahsettiğim Gedikbulak İlkokulundan alınmış bir sıva parçası. Burada görüyorsun 1 metre ve 7 santim kalınlığında sıva yapılmış. Binanın her tarafında bu kadar kalınlıkta sıva olduğunu düşünürseniz hem dışında belki bin tane içinde sıva

Page 20: İn. Yük. Müh. Nejat Bayülke, Yrd. Doç. Dr. Burcu Güne, Yrd ...kurumsal.data.atilim.edu.tr/pdfs/111103.pdf · Depreme Dayanıklı Betonarme Yapılar Depreme Dayanıklı Betonarme

20

var. Yani biz anlamsız yere gereksiz yere binanın üzerine kütle koyuyoruz ve binaya sen dur bu ilave kütleleri taşıyacaksın bu deprem kuvvetini taşıyacaksın diyoruz bu çok anlamsız bir şey yani hiçbir açıklaması yok bu kadar çok ağırlık koymanın gereksiz yere binanın üzerine. Yani bir şekilde hatamızdan ders çıkaralım diyoruz. Ama bu da bence çok ders çıkarılması gereken biraz belki farklı yöntemlere farklı malzemeler kullanmayı seçmeliyiz. Son slayttım benim bu Gedikbulak İlkokulu sunuştan önce ben biz Nejat Bey de bahsetti bundan. Burada garip bir durum var şimdi. Üç katlı betonarme bina ve burada hani Nejat Bey de çok dedi perde duvar koyalım perde duvar koyalım çok iyidir perde duvar. Burada mühendis bunu biliyormuş muhtemelen ve çok fazla perde duvar koymuş. Burada siyahla gözükenler düşey aralamalar yani perde duvarlar ve kolonlar diğer mor şekilde mor renkte gözükenler de aradaki kirişler. Yani hani hem bu yönde hem diğer yönde gayet ciddi miktarlarda perde duvar konulmuş hiç problem yok perde duvarların kalınlığı da oldukça iyi hani hem uzunluğu hem kalınlığı betonarme bina yani burada malzemede değişik bir problemler var tamam kabul ediyoruz bunu. Ama bu kadar çok perde duvarın bence o problemlerin bir şekilde açığa kapatması gerekirdi terfi etmesi gerekirdi ama edememiş burada. Yani ne yanlış gitmiş biz hala bulamadık yani bizim teorilerimiz var bunun üzerine. Bu binanın projelerini bulup bunun biraz daha üzerinde ciddi bir şekilde girmeyi istiyoruz. Hani bu kadar çok perde duvar koymuşken bunun olmaması gerekirdi kesinlikle ama olmuş. Yrd. Doç. Dr. Halit Cenan Mertol: Biz deprem bölgesinde yaklaşık 4 gün kaldık Perşembe’den Pazar’a ve bu 4 günlük süreçte Van’ı Erciş’i ve köyleri gezme imkanımız oldu. Farklı farklı bölgelere tekrar gittik yani deprem bölgesinde bayağı gün geçirdik bayağı detaylı araştırmalar yaptık. Şimdi ilk önce yer çatlaklarından

bahsedeyim. Biz yaklaşık 10 tane köye gittik ve oradaki yığma yapıları inceledik betonarme okulları inceledik. Bu köylere giderken bazı yerlerde çatlaklarla karşılaştık. Bu üç bölgede çatlak gördük. Birincisi şu taban denilen yer tam şurası depremin olduğu merkez depremin odak noktasının üst tarafı. Bunun tam yukarı doğru

Gedikbulak’a yakın bir yerinde şöyle bir çatlakla karşılaştık. Bu çatlakta böyle gidiyor ve öbür tarafa geçiyor bizim düşüncemize göre bu bayağı düz bir şel o şelin kaymasından dolayı büyük bir şekilde kaymasından dolayı kaynaklanan bir çatlak. Başka Dibekdüzü diye bir yerde de bu çatlaklardan bulduk. Bu da yine bir yamacın hemen üstünde oluşmuş çatlaklar Dibekdüzü tarafında. Tevekli tarafında da tam bir nehrin kenarında oluşmuş çatlaklar. Bu arada televizyonda da çıktı bu çatlaklardan dışarı hava çıkıyor su çıkıyor ve toprak tarzı bir şey çıkıyor. Biz onları da gördük nasıl yani çıkmış halini gördük. Tam çıkarken görmedik çıkmış halini gördük. Onlardan da getirdik inceleme yapmak için laboratuvarlarımıza getirdik. Ben şimdi daha çok yığma binalardan bahsedeceğim. Yığma binalar nasıl yapılıyor? Üst üstte konulan taş tuğla kaya ve bunların arasındaki birleştirici bu çamur olabiliyor, kil olabiliyor, kireç ve kum karışmış olabiliyor, çimento karışmış olabiliyor. Bir ya da iki katlı maksimum üç katlı oluyorlar bu binalar.

Page 21: İn. Yük. Müh. Nejat Bayülke, Yrd. Doç. Dr. Burcu Güne, Yrd ...kurumsal.data.atilim.edu.tr/pdfs/111103.pdf · Depreme Dayanıklı Betonarme Yapılar Depreme Dayanıklı Betonarme

21

Van Depreminde karşılaştığımız yığma binaları şöyle taş üstüne taş binadan burada kerpiç binaları görüyorsunuz. Van Depreminde karşılaştığımız tipik binalar bu. Bir önde kesit görünüşü nasıl?

Dış taraflarda ortada ve gene dışta yığma ne tip yığma kullandıysa yığma ve üstte de

esnek bir çatı bu kalın odunlardan oluşmuş tahtalardan oluşmuş ve üstüne de saman ya da düz olarak kullandığı şeyler şurada görüyorsunuz yanda duvarlar var tam bir kesit alınmış buralardan. Deprem kesitini almış ve yanda duvarlar ve üstteki çatı durumunu

görüyorsunuz yanda duvarlar yığma duvarlar ve üstte çatısını görüyorsunuz tahtadan yani kalastan oluşmuş. Bu arada Van’da çektiğimiz fotoğraflar var Elazığ depreminde de gitmiştik Mart 2010 yılında olan ve orada da aynı tip döşemeleri ya da çatı kesitlerini ya da bina kesitlerini görmüştük.

Bu tip yığma binaları da genellersek yaklaşık beş tip beş farklı tip yıkılma ya da hasar tipleri bulunuyor. Birinci tipi kenarlardaki düşey çatlaklar ve kenarların çatlaması bu Van Depreminde karşılaştığımız bir bina. Y

Yine çatlayarak bu tip hasarın ne gibi bir kötü şeyi var bu yandaki duvar dışa doğru açılıyor ve üstteki çatı aşağı çöküyor. Bu başka bir hasar tipi aynı şekilde Elazığ Depreminde de bunun aynısıyla

karşılaşmıştık. Gördüğünüz gibi yan taraf çıkıyor ve üst taraflar direkt çöküyor. Köşe yıkımlarıyla çok karşılaştık. Bu Van Depreminden tam binanın köşe tarafı yıkılıyor. Aynı şekilde Elazığ Depreminde de bu tip hasarlarla karşılaştık. Yani böyle bir yığma yapılar genelde benzer yapılar Elazığ Depreminde daha çok taş

yığma yağı varken burada kagir olarak var. Tabii bunları esasında hasarı bildikten sonrası nerede olacağını bildikten sonra bunları güçlendirme veya tedbir alma çok basit oluyor. Bunları güçlendirme yöntemleri ya da önceden onlarında güçlendirme yöntemleri diye yöntemlerimiz var. Mesela büyük büyük çivileri bu tam çatlağın geçtiği yerlere yapıştırarak ya da ankrajlı bazı detaylar kullanarak bunları güçlendirip bu yapıları ayakta tutma imkanımız var. Bu da güçlendirilmiş bir yığma yapıdan kesit görüyorsunuz. Böyle yapılmış bir yapının tabii kenarlarında köşelerinde çatlaklar oluşmayacak ve hasarı filan olmayacak. Başka bir hasar tipi çapraz çatlaklar çapraz çatlaklar betonun depremin imzası gibi ne zaman bir X görürseniz depremin imzası

Page 22: İn. Yük. Müh. Nejat Bayülke, Yrd. Doç. Dr. Burcu Güne, Yrd ...kurumsal.data.atilim.edu.tr/pdfs/111103.pdf · Depreme Dayanıklı Betonarme Yapılar Depreme Dayanıklı Betonarme

22

diyebilirsiniz yani kesme çatlaklar oluyor. Buna Elazığ Depreminde de karşılaştık çapraz çatlaklara. Bu çapraz çatlakları duvarların güçlendirilmesiyle duvarların donatılarak güçlendirilmesiyle önlenebilecek çatlaklar ve dünyada da yapılıyor. Bir başka hasar tipimizde duvarlarımız çok kalın burada 70–80 santim bazen 90 santime denk geliyor. O yüzden bu duvarlar birbirinden ayrılabiliyor. Şöyle 90 santim duvar birbirinden ayrılmış durumu ve bunu da gördük yine Elazığ Depreminde görmüştük. Duvarlar ayrılıyor iç duvardan ve dışarıya doğru çöküyor. Bununda tabii değişik önlemleri var bu önlemlerden iki duvarı yani 80 santim ya da 90 santimlik duvarı birbirine değişik tiplerde bağlayarak ya da ortaya hatıllar atarak farklı katlarda bir arada tutma yöntemi. Bu arada çatı döşemelerimiz çok esnek olabiliyor. Çatı esasında en üstte tam bir yapı yapıyor ve yapının duvarlarını tutarak binayı tek başına tutmaya yarıyor. Ama esnek olunca tabii bu çatı döşemelerimiz yan duvarlar

hiçbir şekilde tutunamıyor ve ayrılıyor. Bunu Elazığ Depreminde de görmüştük çatımızın esnek olmasından gördüğünüz gibi çatıdan ayrılıp duvar öbür tarafa gidiyor. Bunun da önlemleri var bunu nasıl çatımızı duvarımıza bir şekilde monte ederek tabii bu monte etme yöntemleri de var.

Burada çatının monte olmuş halini görüyorsunuz üst tarafa ve de sistem esasında biz bu depremler yığma binaların en önemli sağlamamız gereken en önemli özellik onların sistem bütünlüğünü sağlayabilmektir. Sistem bütünlüğü sağlamak içinde bunların çeşitli mesela 1 metre ya da 1-1.5 metre yüksekliklerinde sistem bütünlüğünü sağlayacak

hatıllar ya da tahta cinsinden binanın çevresinden geçerek tüm binanın duvarlarını bir arada tutmanız lazım sistem bütünlüğünü sağlamanız lazım. Özellikle köşelerde ve binanın her tarafında şöyle bir şey düşünülüyor; en aşağıda yani bu yanında yapılıyor zaten yığma binalarda ayakta duran yığma binalarda en alttan geçilen hatıl orta tam bina pencere ve kapı üstlerinden geçen hatıllar ve en üstteki çatı bandındaki hatıllar

bunun yapıldığı binalar Elazığ Depreminde de ayakta kalmıştı. Gördüğünüz gibi farklı yüksekliklerde birer metre arayla hatıllar atılmış Elazığ Depreminde de ayakta kalmıştı.

Bu Van Depreminde bu bina Sevgi Apartmanı belki hepiniz duymuşunuzdur Sevgi Apartmanı denilen apartmanın iki yanındaki yığma bina iki yan apartmanındaki bu iki katlı bir bina ve doğru hatıl yöntemiyle yapıldığı için tahta şuradaki hatıllar tahta sistem bütünlüğü sağlandığı için ayakta kalmış. Van Depreminde bu gidikli alttan çekildiğimiz farklı yüksekliklerde atılmış hatılları görüyorsunuz burada ve bu sayede ayakta kalmış bir bina bu Elazığ Depreminden. Yani esasında yöntemi biliyoruz nasıl yapılacağını biliyoruz ve birçok binada böyle yapılınca ayakta kalıyor. Böyle yapılmayan binalarda ayakta kalamıyor.

Page 23: İn. Yük. Müh. Nejat Bayülke, Yrd. Doç. Dr. Burcu Güne, Yrd ...kurumsal.data.atilim.edu.tr/pdfs/111103.pdf · Depreme Dayanıklı Betonarme Yapılar Depreme Dayanıklı Betonarme

23

Dibekdüzü Köyünde tam o fayı buldu fayı dediği yani çatlak bulduğunuz yerden yukarıdan köyü çektik. O sırada şu bölgede bir sıkıntı olduğunu gördük. O sıkıntıda depremden beş gün sonra buraya bir tuğladan yani bir beton briketten bir yığma bina yapıyorlar ve daha bu köyde 9 kişi hayatını kaybetmiş bir düğün esnasında. 9 kişi aynı evde hayatını kaybetmiş bunların 6’sı çocuktu. Daha ders almanız gereken yerde ders almadan yine o tip inşaata devam ediyoruz. Biz bu

inşaattakilere gittik söyledik böyle yapmayın. Bunların en azından birer metrede bir hatıl en azından bir donatı devamlı bir donatı ya da tahtayla çevirin birbirine çakın farklı farklı seviyelerde güçlü güçlü bölgeler oluşturun ki bir sonraki depremde bu yaptığınız yapı yıkılmasın dedik. Onların beynine ne kadar girdik ne kadar girmedik bilmiyoruz. Tabii yaparız ya da işte bunun uygulaması zor gibi falan şeyler duyduk. Oradan ayrıldıktan sonra ne olduğunu bilmiyoruz. Bölgedeki okulları da gezdik bunun aynısını Elazığ Depreminde de yapmıştık. Bölgedeki ilk önce Van Van’daki aynı tip şekilde yapılmış İMKB İlköğretim Okulları vardı Ahmet Yesevi İMKB İlköğretim Okulu ve Selahattin Eyyubi İMKB.

Bu binaların en üstünde şöyle bir çıkıntı var çan kulesi gibi ve oradaki bütün tuğla duvarlar aşağı dökülmüş. Ahmet Yesevi Okulunda da diğerinde de başka bir çökme çatlakları var aynı okulların ikisinde de aynı şekilde yapıldığı için her şey aynı onun dışında belirli bir yapısal

çatlak yok. Erciş’teki okullar Yahya Kemal Beyatlı Atatürk İlköğretim Okulu ve Cumhuriyet İlköğretim Okulu bunlar da ağır hasar almamış normal hasar almış ve onarılabilecek durumda olan okullar. Okullar şu yüzden çok çok önemli bizim eğitim şart dediğimiz ülkemizde eğitim şart o yüzden en önemli yerlerimizden biri hastanemiz ve okullar. Bunların mutlaka ayakta durması lazım devletin yapıları devlete güven sağlayan yapılar bunların mutlaka ayakta durması lazım. Diğer gezdiğimiz Topraktaş, Barışsu, Dibekdüzü Okulları ufak tefek hasarlarla ayakta duran binalar.

Molla Kasım İlköğretim Okulu 1950’lerde yapılmış yığma bina gördüğünüz gibi tamamen ayakta. Bir tane Ala Köyde tek katlı bu da eski bir okul bunun kirişlerini Eray Hoca göstermişti. Yıkılmış durumda ama Ala Köyde sonradan yapılan 3 katlı bina ayakta betonarme bina ve içine girdik inceleme yaptık yapısal hasar bulamadık.

Başka ufak okullar Göllü İlköğretim Okulu bu sonradan yapılmış bir ek o ek yıkılmış. Ama artık oralardaki okul tipleri şöyle oluyor üç dört köyün tam ortasında bir tane betonarme okul yapıyorlar ve de bu Güveçli İlköğretim Okulu buraya 500–600 kişi geliyor o öyle okullar artık daha revaçta aynı şekilde Canik İlköğretim Okulu ve Tabanlı. Tabanlı’da depremin olduğu bölge ve gittiğimiz okulların en dramatik olanı Gedikbulak İlköğretim Okulu böyle yapıldı betonarme bir okul ve de gerçekten güçlü perde duvarları var.

Page 24: İn. Yük. Müh. Nejat Bayülke, Yrd. Doç. Dr. Burcu Güne, Yrd ...kurumsal.data.atilim.edu.tr/pdfs/111103.pdf · Depreme Dayanıklı Betonarme Yapılar Depreme Dayanıklı Betonarme

24

Bu kadar perde duvarın olduğu kolonların hiçbir hasar görmemesi lazım burada çok büyük bir şey bu da okulun önceki hali. Televizyonda da görmüşünüzdür öğretmenler burayı onarmışlar Eylül Ayında boyamışlar ve Elazığ Depreminde de okullarımız 12–13 tane köy gezdik. O zaman 12–13 köyün %70-80’nindeki okullar bu haldeydi. Yani devletin artık bu okullara el atması ve bunları iyi

yapması lazım. Bu arada kiliseleri ve camileri de gezdik oraya gitmişken bu Van Erciş’teki Erciş Van Yolu Cami bunun genelde minarelerinin düşmesiyle minarenin şöyle abdest alınan bölgeye düşmesinden dolayı kanattan yıkılmalar var. Artı Erciş’teki camide duvarlarda çapraz çatlaklar var kolonlu olması halinde duvarında çapraz çatlağımız var. Ala Köy Göllü ve Gedikbulak’taki minareleri de yıkılmış artı Gedikbulak’taki tüm cami yıkılmış caminin dışında birde kilise gezdik. Bu kilise Akdamar Adası 1915 yılında yapımına başlanmış daha sonradan tadilatlar restorasyonlar yapılmış.

Bu kilisenin sadece şu gördüğünüz bölgedeki kolonunda şöyle bir çatlak var çan kulesi deniyor buraya ve yukarıdan şu taş aşağıya düşmüş. Atılım Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Seda Yeşilmen: Ben

Yapı Malzemeleriyle ilgili konuşacağım biraz. Gelişmekte olan ülkelerde parasal sıkıntıların olduğu yerlerde genelde malzeme seçimi açısından bakıldığında malzeme seçimi erişilebilirlik ve fiyata göre yapılır. Daha sonra yapısal ve fiziksel özellikler genelde ikincil ilk başta akla gelmeyen özelliklerdir yani seçim kriteri olarak pek fazla rol oynamaz. Erişilebilirlik ve fiyat dediğimizde de yani bu ikisi açısından yapı malzemelerini şöyle üç gruba ayırdım bunların hepsi de yine Van’da ve Erciş’te görebildiğimiz yapıda genel olarak görebildiğimiz malzemeler. İlk grupta ileri teknoloji yapı malzemeleri var bunlar ileri derece işlemiş malzemeleri temel olarak bizim kullandıklarımız prefabrik betonarme ve çelik. Bunlar Van Erciş dediğimizde biraz daha az kalkınmış bölgelerde dolayısıyla çok fazla kullanılan yapı malzemesi değil. Bunların sebepleri neler bir temeli düşük gelişim imkanı ve yüksek fiyat. Genelde bu tür binalar büyük açıklıklar ve yüksek yapılar için kullanıyorlar. Bu tip yapılarda daha küçük şehirlerde fazla yer almıyor. Dolayısıyla bu tip yapı malzemeleri fazla tercih edilmiyor. Bunlarda tabii montaj için hem de üretim için kesinlikle yüksek kalite kontrolü olan malzemeler işin içinde her adımda bir mühendis oluyor mutlaka mühendis kontrolünde yapılan malzemeler. Dolayısıyla bunlarda bu yüksek kalite kontrol çoğu zaman yüksek kaliteyi getiriyor ve malzemelerin performansı yüksek oluyor. Dolayısıyla gördüğünüz gibi hasar görmüyor bu yapılar. Tabii bunlarda da geçmişte yapılan hatalar olmuş. İşte yine Eray Hocanın bahsettiği gibi Adapazarı Depreminde işte bağlantı problemleri yaşanmış. O zaman çok iyi performansları olmamış ama bu montajın içinde hem denetimin içinde sürekli bir mühendisin olması şunu getiriyor ders alınabiliyor. Yani eğitimli insanlar olduğu için depremde bakıyor deprem sırasında hayır şu doğru işlemiyor diyor. İşte onunla ilgili yazılar yazıyor veya konuşmalar yapıyor daha sonra bu bilgi aktarılıyor.

Page 25: İn. Yük. Müh. Nejat Bayülke, Yrd. Doç. Dr. Burcu Güne, Yrd ...kurumsal.data.atilim.edu.tr/pdfs/111103.pdf · Depreme Dayanıklı Betonarme Yapılar Depreme Dayanıklı Betonarme

25

Ama bir sonraki malzeme grubumuz işlenmiş malzeme orta işlenmiş malzeme gibi düşündüm betonarme. Betonarme çok fazla kullanılıyor. Ama tabii hani baktığımız zaman özellikle belli bir şeyin üstündeyse sizin binanız belli bir kat yüksekliğinin üstündeyse hazır beton kullanıyorsunuz. Erişim imkanı görece düşük her yerde kullanamıyorsunuz bunu küçük yerlerde veya uzak mezralarda vs köylerde kullanılmasının imkanı çok fazla yok hazır betonun. Üretim ve yerleştirmesi sırasında da kalite kontrol nispeten düşük yani prefabrike beton ya da çelik kadar yüksek değil. İşçi şeyde yerleştirme esnasında genelde bir mühendis bulunuyor. Yapı Denetim ile ilgilenen mühendis eğer yapı denetim söz konuysa ve şantiye sorumluları vs sayesinde muhakkak bir mühendis bulunuyor ve de aynı şekilde hazırlanması esnasında da hazır betonsa yine bir mühendis bulunuyor. Dolayısıyla nispeten kontrol var ama yine de çok yüksek bir kalite kontrol söz konusu değil fiyatı da görece düşük dolayısıyla yine bunun kullanım oranı bir nebze daha yüksek. Betonarme de bizim mühendislik gerektiren kısım iki tane ana kısım var birincisi karışım hesabı yaparken yani hazır beton diyelim hazırlanırken orada mühendislik gerektiren kısım önce su çimento oranın ayarlanması vs gibi o hesapların yapılması. İkinci kısımda sahada yapılan kısım yani yerleştirme ve kürleme kısmı burada da çevre koşullarının düzenlenmesi vs burada da belirli bir mühendislik ve tecrübe gerektiriyor. Bunlar olmazsa ne oluyor malzemede mukavemet kaybı oluyor veya işte donatı korozyonu oluyor bunlar düzgün yapılmazsa o da yapısal elemanda mukavemet kaybına yol açıyor. Betonarmede bu kısımlar Van Depreminde gördüğünüz daha önceki depremlerde ve sürekli gördüğümüz şey çok iyi işlemiyor. Denetim çok iyi değil mühendisliğin katkısı çok fazla değil veya bilgili mühendisler çok fazla yok veya tecrübe yok çeşitli faktörler var.

İlk fotoğrafta gördüğünüz burada şurada dev bir agre görüyorsunuz. Gradasyonu doğru düzgün yapılmadığını görüyoruz orada. Zaten donatıdan bahsetmiyorum o nervürsüz görünüyor buradan. Buradan çok net görünmüyor herhalde. Bu aslında Bingöl Depremine ait bir resim onun yanındaki resim bizim Van Depremine ait bir resim burada korozyon var işte yerleştirme problemi

var burada büyük ihtimal ondan kaynaklanan bir şey tabii çok net değil. Ama betonarme malzemeleri de çok sık hatalara rastlıyoruz. Üçüncü grupta geleneksel yapı malzemeleri yarı işlenmiş malzemeler diyoruz neler; kerpiç, taş ve ahşap yarı işlenmiş malzemeler bunlar. Erişim imkanı her zaman yüksek oluyor çünkü lokal oradaki malzemelerle yapılan binalar. Burada problem fiyatı da düşük problem o değil de problemimiz asıl çoğunlukla bu yapıların yapıldığı binalarda usta çırak ilişkisiyle eğitilmiş işçiler çalışıyor. Bir mühendis denetimi yok denetim zorunluluğu da yok. Yapı denetim kapsamına da girmiyor bu binalar. Dolayısıyla bir yerde bir yanlış yapıldığı zaman biraz önce Cenan Hoca da anlattı kerpiç binaları bir hata yapıldığı zaman aynı hata bir sonraki jenerasyonda ya da bir sonraki binada çok rahat tekrarlanıyor çünkü geri besleme doğru düzgün alınamıyor. Geri besleme alınsa da bunun doğru çözümleri ulaşamıyorlar tek başlarına çünkü bunları denetleyen mekanizma yok. Neden denetlemeye tabi değiller? Yapı Denetim Kanununa göre denetlemeye tabi olmayan yapılar hepsi değil ama bir kısmını burada resmi listeledim kamuya ait yapı ve tesisler Yapı Denetim Kanunu kapsamında değil ruhsata tabi olmayan yapılar birde tek parselde bodrum katı dışında en çok iki katlı ve toprağın 200 metrekareyi geçmeyen müstakil yapılar ki bu yapıların çoğu işte bu kagir yapılar oluyorlar. Taşla kerpiçle vs yapıyorlar dolayısıyla bu gruptaki en büyük problem o.

Page 26: İn. Yük. Müh. Nejat Bayülke, Yrd. Doç. Dr. Burcu Güne, Yrd ...kurumsal.data.atilim.edu.tr/pdfs/111103.pdf · Depreme Dayanıklı Betonarme Yapılar Depreme Dayanıklı Betonarme

26

Şimdi şundan da bahsedelim Elazığ Depreminde başlıklar böyle atıldı Kerpiç Depremi diye. İşte bizim bölümümüzden Atılım Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümünden oraya gidip inceleme yapıldı. Orada da aynı şeyler söylendi ben bunları yine tekrarlamış olacağım burada. Elazığ Depreminde kerpiç yapılar veya taş yapılar fark etmez. Hiç zarar görmeyeni var bu şekilde zarar göreni de var. Tam olarak problem malzeme değil yani problemi malzemeye atmak

biraz suçlu bulmaya çalışmak. Aynı şekilde Van’da hiç zarar görmeyen biraz önce gösterilen Sevgi Apartmanı iki yanındaki binada hiçbir şey yok hasar yok Sevgi Apartmanı betonarme yıkılmış. Dolayısıyla problem malzemede değil problem daha farklı yerlerde. Bu Van Depreminde de şöyle bir habere rastladım. Hazır beton gerçeği Türkiye Hazır Beton Birliği Başkanı şöyle bir şey söylemiş yedi tane Van’da üç tane Erciş’te hazır beton firması var bunların hiçbirinin kalite güvence sistemi belgesi yok olsaydı işte böyle olmazdı. Ben bunu araştırdığımda şunu gördüm bu Hazır Beton Birliğinin verdiği Kalite Güvence Belgesi zaten betonun kendisini içermiyor ve çimentoyla ilgili belge verebiliyor agregayla ilgili belge verebiliyor. Ama bunlar karıştırıldıktan sonra meydana çıkan hazır beton ile ilgili bir belge vermiyor zaten. Dolayısıyla problemin çözümü bu da değil yani her kafadan bir ses çıkıyor. Medyada bu haberi iletenler genelde çok eğitimli insanlar olmadığı için biz bilgi kirliliği yaşıyoruz yani suçlu arıyoruz hep beraber. Son olarak birde bu 99 Depremi yine biraz internette dolaşırken bu habere rastladım. Bu Veli Göçer belki hatırlarsınız öğrenci olanlar çok hatırlayamayabilir ama. Onunla yapılan bir şey telefon görüşmesinde ‘devlet yönetmelik çıkarıp beni engelleseydi böyle olmazdı. Hırsız değilim tecrübesizliğimin kurbanıyım, şu sitelerde deniz kumu kullandım kalfa beni uyarmadı. Devlet dur kardeşim bunu kullanma demedi’ diyor. Yani bir problem var ve bu problem büyük ihtimalle denetimsizlik problemi. Denetimsizlik problemi tabii ki 99 depreminden çıkardığımız dersleri aşmaya çalışıyoruz ama o da çok iyi yürüyen bir sistem değil. Atılım Üniversitesi İnşaat Bölümü Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Ayhan Gürbüz: Hatırlarsınız geçen yıl biz Elazığ Depremine gitmiştik ve burada bir sunum yapmıştık. Demiştik ki inşallah 1 yıl veya 2 yıl sonra burada aynı sunumu ve benzer bir sunumu tekrar etmeyiz. Ama maalesef bugün buradayız benzer bir sunumu tekrarlıyoruz. Belki ben o yörenin insanı olarak teknik konuya girmek istemedim. Genel olarak bir sistem üzerinde durmak istiyorum. Çünkü teknik konular her tarafta gördüğünüz gibi herkes bir şekilde işte malzeme, zemin, müteahhit, beton bir şekilde her birimiz suçlu bulmaya çalışıyoruz. Acaba suçlu halktan aradığımız şeyler mi yoksa bir sistemde mi bir problem var en azından şunu söyleyeyim şu anda mevcut bir sistemimiz var denetim sistemimiz var. Kötüde olsa hiçbir sistem olmamasından iyidir diyebiliriz. Bildiğiniz gibi bir inşaat başlamadan önce ne yapıyoruz ilk önce arazisini geziyoruz. Zemin etütleri yapıyoruz gördüğünüz gibi sonra projelendirme. Projelendirmeyi kimler yapıyor? Bizler yapıyoruz İnşaat mühendisleri. Bunu bir şekilde onlara yaptırıyoruz İnşaat Mühendisleri Odasına, belediyelere. Bu inşaat esnasında neyimiz var yapı malzemeleri var denetimi var. Denetimi biz ikiye bölebiliyoruz. Kamu binalarının denetimi bunu kamu kendisi yapıyor ve birde bizim özel binalarımız var onu ne yapıyoruz yapı denetim şirketleri yapıyor. Kamunun denetimine baktığımız zaman kamu denetimde çok mu iyi? İyi olsaydı hastaneler okullar göçmezdi diyebiliriz.

Page 27: İn. Yük. Müh. Nejat Bayülke, Yrd. Doç. Dr. Burcu Güne, Yrd ...kurumsal.data.atilim.edu.tr/pdfs/111103.pdf · Depreme Dayanıklı Betonarme Yapılar Depreme Dayanıklı Betonarme

27

Şimdi bakıyorum Japonya’da bir deprem oluyor ne oluyor can kaybı çok az veya hiç olmuyor. Ben kendi yaşamımda üç buçuk ay kaldım 12 sefer deprem oldu biride 7 şiddetindeydi en küçük bir şey görmedim. Şimdi ülkemize dönelim. Ben bunu anlatırken genellikle yorumsuz bir şekilde anlatmaya çalışacağım. Pek bir yorum yapmayacağım yorumları size bırakacağım. Şimdi dediğimiz gibi ne yapıyoruz zemin etüttü araziyi gezdiriyoruz. Günümüzde bir zemin etüdünü yapmak için şurada şöyle bir metinden aldık. Diyor ki zemin etütlerini Jeoloji Mühendisleri Jeofizik Mühendisleri yapar ve bu raporları onaya sunar. Bir yanlışlık var mı sizce? Bence de yok. Ama şimdi bir bina yapıyoruz değil mi? Binaya bir temel oluşturacak bir zeminle ilgili bir rapor sunuyoruz. Diyoruz ki zeminin taşıma gücü şu olsun temel yapısı belki şöyle olsun. Bunu hangi şeyden alıyoruz Jeolojik Etüt Raporundan alıyoruz. Ben bunu şöyle bir araştırdım. Türkiye’deki aklıma gelen bir 10 tane üniversiteye baktım doğudan, batıdan, güneyden, kuzeyden. Jeoloji Mühendisliği hakikaten betonarmede dersi var mıdır, zemin dersi var mıdır, temel dersi var mı diye bir bakayım dedim. Baktım 10 tane üniversite seçtim bunların birçoğu da bildiğiniz üniversiteler fakat 10 üniversitenin %50’sinde Zemin Mekaniği dersi var. O da Temel Mühendis dersi hiç yok Yapı ve Betonarme Analiz Statik dersi hiç yok. Biz diyoruz ki bu raporları alıyoruz etütlerimiz bu olsun ve bir kere kendi içimizde güya bir problem var İnşaat Mühendisleri açısından. Önümüze şey geliyor zemin etüdü labı taşıma gücü 2 ton bölü metrekare yapar. Sorunun temeli ne maddi temel mi tekel temel mi bu temele göre değişiyor bir kere kendimizi sorgulamıyoruz demek ki kendi içimizde bile bir problem var. Şimdi yapı denetimine geliyorum ve bunun gibi kamu binaları kendi binalarını denetliyor birde yapı denetimi var. Bu 19 ildeydi bu yılın başından itibaren bütün şeye yayıldı. Binayı yaptıran yapıyı yaptıran kişi ne yapıyor denetim firmasını buluyor. Kendi arasında anlaşıyor. Parasını kim ödüyor? Yapıyı yaptıran kişi yapı denetim firmasına parasını ödüyor. Size soruyorum işçi patronu kontrol edebilir mi doğru bir yöntem mi? Bilmiyorum. Şimdi Yapı Malzemelerine geliyoruz. Gazeteden aldım bir haber. Diyor ki Van’da bazı binalarda inceleme yaptım kullanılan malzemenin kötü olduğunu gördük. Eğer bir denetim olsaydı ne olacaktı bu yapı malzemeleri belki denetimden geçecekti. Sonra bir başka habere bakıyoruz. Katrina Kasırgası’nda birçok çalışmalarda bulunan araştırmacı şöyle diyor birçok çalışmalarda bulundum ama Van’daki kadar kötü malzemeli yapı görmedim. Biz genellikle kurtarma yaparken tünel şeklinde kazarız burada hiç ihtiyaç duymadık. Bu yapı malzememizin gerçekten ne kadar kalitesiz olduğunu ortaya çıkartıyor. Ne var denetim eksikliği var. Şimdi bir başka gazeteye bakıyoruz. Yine Denetim Kurulu İstanbul Şubesi Başkanı diyor ki Van’daki malzemeler çürük. Bilemiyorum doğru mu değil mi? Şimdi ben size soruyorum. Zemin Etütleri doğru mu? Denetim doğru mu? Malzeme doğru mu? Değil. Şimdi bu yapıyla ilgili dikkatinizi çekeceğim başka bir konu aynı şekilde bu yılın başında iki üç ay önce su denetimiyle ilgili bir yasa çıktı. Aynı yapı denetimiyle ilgili bir yasa şu an Türkiye’de 300 tane Hidroelektrik Santralı özel şirket tarafından yapılıyor bu sayı 2000’ne çıkacak ve denetim mekanizması aynı mekanizma yaptırılan firma denetleyen firma parasını verip işini denetliyor. Tamam mı? Eğer ki 5 yıl sonra veya 3 yıl sonra bu arada oturacak konuşacak. Bir tane barajımız yapıldı su altında şu kadar insan kaldı bu da farklı bir boyutu. Yrd. Doç. Dr. Halit Cenan Mertol: Eski binaların yeni yönetmelikteki kuralları sağlaması durumu yani bizim yönetmeliklerimiz devamlı değişiyor. Peki, eski binalarımız onlara ayak uydurabiliyor mu ya da bunlar için ne yapmalıyız bu bir tartışma konusu yani devamlı güçlendirmemiz lazım. İkinci tartışma konusu proje aşamasında yapılan hatalar acaba bizim hatalarımız projelerden mi kaynaklanıyor?

Page 28: İn. Yük. Müh. Nejat Bayülke, Yrd. Doç. Dr. Burcu Güne, Yrd ...kurumsal.data.atilim.edu.tr/pdfs/111103.pdf · Depreme Dayanıklı Betonarme Yapılar Depreme Dayanıklı Betonarme

28

Projedeki hatalar bilgisizliğimizden mi kaynaklanıyor? Yapım aşamasındaki proje uygunsuzluğundan kaynaklanan hatalar tamam bilgimiz çok iyi projemiz süper ama bunun gerçekte uygulayabiliyor muyuz binamızı yaparken projeye bağlı kalabiliyor muyuz. Projenin yapım aşamasında teknik bilgi yetersizliği iki durumda da etriyelerin sonlarını şöyle bükseniz belki binanız ayakta kalacak yani çok ufak sadece sonlarını bükmekle alakalı. Yetkin mühendislik etkin bir çözüm olabilir mi? Acaba bu bilgi yetersizliğimizden dolayı yetkin mühendislik diye bir kavram çıkarsa ve bu kavramda gerçekten bilen mühendislerin imzalamasını izin veren bir kanunu oturttursak acaba bu çözüm olabilir mi? Van’da birçok bina hasar gördü ve bunların onarılması gerekecek oturulması için acaba bunlar nasıl onarılacak, onarılacak mı onarılmayacak mı sadece sıvaya bulayıp geçilecek mi ve de köylerdeki yığma evlerde güçlendirilmesi. Şimdi bu bölgede Elazığ Bölgesinde ve Van Bölgesinde iki bölgede de deprem oldu binalar yıkıldı. Bundan sonra olacak başka yine köydeki bütün yapılar yıkılacak. Biz onları ondan önce onarıp da acaba bunun önüne geçebilir miyiz ve yapı denetim mekanizmasında aksaklıklar aynen Ayhan Hoca’nın dediği gibi beni benim param yani benim çalıştırdığım kişi nasıl denetleyebilecek o da başka bir sorun. Atılım Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Yasin Dursun Sarı: Ben Teknik olarak çok fazla bir şey söyleyemeyeceğim. Fakat şunu söylemek istiyorum. Tarihi çok geçmişe dayanan bir bölgedir orası ve burada çok tarihi yapılar var ve bu tarihi yapıların kronolojik olarak yani tarihleri nazaran olarak araştırdım ve oralardan yani tarih boyunca dersler çıkarıldığını göreceğiz. Yani depremler o toplumlara birçok şeyi öğretmişler. Böyle bir laboratuvar önümüzde var. Bu laboratuvarlarda böyle acı şeyler olmadan ne yapabiliriz gezip dolaşıp oralardan dersler çıkarabiliriz. Yani bu açıdan ben bu ziyaretin bu konuya bir katkısı olduğunu düşünüyorum. Bunları da arkadaşlarımız çok güzel derlemişler ortaya koymuşlar ve özellikle buralardaki tarihi yapıları bu açıdan irdelemek bu deprem konusunu da bize çok yol gösterici olacağına inanıyorum ve bunları teknolojik olarak bilgilerimizle bütünleştirmenin yollarını araştırmamız lazım ve bu konuda da bizim buna yönelik bir çalışmamız var önemli. Kadir Serdar Horzum: Ben Kadir Serdar Horzum İnşaat Bölümü son sınıf öğrencisiyim. Ben soruma geçmeden önce ilk önce şunu söylemek istiyorum mesela biz Çelik dersimizde Eray Hocamızın dersinde deprem yüklerini örneğin Yozgat Merkezle ilgili yerde deprem yükünü hesapladık. Ödevlerde hepimize bütün arkadaşlarımıza işte ülkemizin çeşitli bölgelerindeki illerin deprem yüklerinin hepsini hesapladık. Sınavda da sınavdan önce Van’a gittiği için büyük bir ihtimal Van bölgesini soracağını tahmin ederek yani deprem sınavdan 10 gün önce olduğu için. Mesela siz burada Van bölgesinin bütün bölgeleri merkez ikinci bölge kuzeyde ve güneyde kalan bölgeler birinci bölgede birinci bölgeden deprem bölgemiz. Sizler burada mesela bizleri topluma hazırlıyorsunuz deprem yükleri hesaplatarak. Ondan sonra İlyas Hocamızın geçen sene söylediği bir söz vardı ‘ovada yıkar kayada yıkmaz’ her zaman bunu söyler defalarca söyler. Burada mesela 99 Gölcük Depremini örnek vererek söylüyordu. Gölcük’te bütün Gölcük yerle bir olurken İstanbul örnektir. İstanbul’a geçiyordu Kız Kulesi sapa sağlam ayakta duruyor. Avrupa Yakası’na geçtiğimiz zaman Avrupa Yakası’ndaki birçok binaların yerle bir olduğunu görüyorum. Şimdi burada yani teorik olarak sizler bizleri yetiştiriyorsunuz ve söylemlerinizle uygulamada görülüyor mesela İstanbul’un Avrupa Yakası’nda birçok bina yıkıldı Kız Kulesi sapa sağlam ayakta duruyor.

Page 29: İn. Yük. Müh. Nejat Bayülke, Yrd. Doç. Dr. Burcu Güne, Yrd ...kurumsal.data.atilim.edu.tr/pdfs/111103.pdf · Depreme Dayanıklı Betonarme Yapılar Depreme Dayanıklı Betonarme

29

Şimdi sistemde bir sıkıntı olduğunu düşünüyorum ben. Mesela sizler yetiştiriyorsunuz sektöre ve diğer bütün üniversitelerdeki bütün hocalarımız sektöre mühendisler yetiştiriyorsunuz. Yapı sisteminde mühendis müteahhit yapı denetim şirketi ve yerel yönetim bu sistemle meydana geliyor. Ayhan Hocamızın söylediği gibi mesela bir müteahhiti, müteahhit yapı denetimini kendi oluşturursa burada müteahhitin istediği kadar denetler. Müteahhitin istemediği kadar denetleme yapamaz. Ben şunu sormak istiyorum yapı denetim şirketinin ve müteahhitin muhatap aldığı kişi kendileri arasında mı olmalı yoksa direkt devletle muhatap mı olmalı ben bunu özellikle sormak istiyorum. Mesela deprem yükünde zemin sınıflarına göre her bölgenin ayrı ayrı deprem yüklerini hesaplıyoruz. Ondan sonra şartnameler yönetmelikler teoride bilgiler hepsi var ama mesela bakıyoruz mühendislik görmeyen bina yığma bina sistem bütünlüğü olduğu için yıkılmıyor. Ama yanında Sevgi Apartmanı mühendislik gördüğü halde yerle bir oluyor. Şimdi bu en büyük sorunu ben bu sistemdeki yerel yönetim ve yapı denetim olduğunu düşünüyorum ve bu konuda sizin bilginizi istiyorum hocam. Yrd. Doç. Dr. Halit Cenan Mertol: Yığma binanın da iyi yapılanı var kötü yapılanı var yani yığma binanın mühendislik görmüşü ya da bilgili bir kişi tarafından yapılmış yığma binalar ki ayakta kalıyorlar. Bilgisiz bir kişi tarafından yapılmış var yıkılıyor. Aynı şekilde betonarme binalarda öyle mühendislik görmüş binalar ayakta kalıyor bilgisizlik görmüş binalar yıkılıyor yani her şeyiyle aynı ve de ben şeye katılmıyorum. Ovada yıkılır dağda ayakta diye bir şey yok biz inşaat mühendisleri her tür yerde her tür bina yapacak kapasitede olmamız lazım. Nasıl olmamız lazım? Biz mesela gökdelen de yapıyoruz 50 katlı 1 katlı bina da yapıyoruz. Yani bunun doğru tasarlarsan doğru yaparsan her şeyi yapabilecek kapasitedeyiz. Şimdi dünyanın en yüksek binası 828–888 o civarda Burj Khalifa denilen yer 800 metre civarında bina yapabiliyoruz. Yani bunun nasıl yapıldığını bildiğin sürece her şeyi yapıyorsunuz. Yani mühim olan bildiğinizi uygulamak ve doğru yapmak doğru yaptığınızda denizde de havaalanı yapılıyor her şey yapılabiliyor. Yrd. Doç. Dr. Ayhan Gürbüz: Yani genel yönlerden kaçınmak lazım yani her şeye uyan tek, her şeye uyan tek doğru yok yani. Sen başka bir şey dersin başka birisi ovaya yaparsan yıkılır dağa yaparsan yıkılmaz der. Ben betonarme yaparsan yıkılır çelik yaparsan yıkılmaz derim. Başka birisi o zaman yığma yap hiç yıkılmaz der. Ama onların hiçbiri doğru değil ya da hepsi doğrudur yani çok genellemek doğru değil. O yüzden biz varız değil mi yani her sorun için her problem için çözüm bulmak için hani bir problem var ve bunun tek bir çözümü yok yani genel bir çözüm yok. Hani çelik yapayım hiç yıkılmaz tamam buldum ben çözdüm diye bir durum yok kötü yaparsan o da yıkılır. Yani ovaya yaparsan ovaya yaptığın her yapıyı yıkılsaydı o zaman şu anda Erciş’te bir tane ayakta kalmayacaktı. Yani Erciş’te yıkılmış diyoruz toplamda 100 civarında bir bina ama Erciş’teki bina toplamı %1’den bile daha az. Yani hani Erciş’teki her bina yıkılmış gibi bir durumda yok oysaki ova orası yani hani böyle çok genellemelerden kaçınmak lazım. Yrd. Doç. Dr. Burcu Güneş: Birde şeyi de değerlendirmek lazım yani tabii konuşan kişinin bilgi dağarcığı da önemli İlyas Hoca Jeoloji kökenli dolayısıyla zemin kısmıyla ilgileniyor. O açıdan onun tek suçlu bulduğu şey zemin, öyle bir şey yok. Yrd. Doç. Dr. Halit Cenan Mertol: Denizin üstünde yol havaalanı her şeyi yapıyoruz denizin üstüne.

Page 30: İn. Yük. Müh. Nejat Bayülke, Yrd. Doç. Dr. Burcu Güne, Yrd ...kurumsal.data.atilim.edu.tr/pdfs/111103.pdf · Depreme Dayanıklı Betonarme Yapılar Depreme Dayanıklı Betonarme

30

Atılım Üniversitesi Mühendislik Dekanı Prof. Dr. Gülhan Özbayoğlu: Gösterdiğimiz binalarda bir tanesinde bu hakikaten tam mühendislik ürünü yıkım olması gerekiyordu. Ama hep yıkılmış şimdi yani onun dediği ne peki ötekisi ayakta duruyor ötekisinde hiçbir hata yok ama kirişinde bilmem nesinde kolonunda yıkılmış. Yrd. Doç. Dr. Eray Baran: Hocam hata yok gibi gözüküyor ama hata olmasa da yıkılmazdı. Demek ki hata var bu işte bizde onu bulmaya çalışıyoruz. Prof. Dr. Gülhan Özbayoğlu: Onun hatası ne olabilir? Yrd. Doç. Dr. Eray Baran: İşte birçok binada hocam bakınca anlaşılıyor ama bu binada mesela her şey doğru gibi yani hatalar vardır işte malzeme kötü, işçilik kötü ama yani o kadar perde duvar kullanılmışken onların hep o yıkımın sebebinin bu olmaması gerekiyordu. Ama bu olmuş demek ki muhtemelen perde duvarda bizim göremediğimiz biraz daha derinlemesine inceleme gerektiriyor. Hani biz onu yapmayı düşünüyoruz. Çünkü değerli bir şey çalışma olacaktır ama işte binanın projelerine ulaşmamız gerekiyor. Yrd. Doç. Dr. Halit Cenan Mertol: Bizim ilk gözlemlerimiz şöyleydi. Şimdi o kadar perde duvar olan bir okulda ya da herhangi bir yapıda kolonlarda kirişlerde hiçbir zarar olmaması lazım yani çatlak bile görmemeniz lazım. Ama bütün yük perde duvarlar tarafından bu yönde gelirse bu yönde alıyor bu yönde gelirse bu yönde alıyor ve yeteri kadar perde duvarı var. Orada bina yıkılmasının nedeni perde duvarların görevlerini yapmaması bu yöndeki perde duvarlar görevini yapmamış bina yıkılmış, yapsaydı ayakta kalacaktı. Biz bunun temeline baktık o perde duvarın temeline baktık. Temelinde gördüğümüz şey perde duvar şimdi temelden yukarı kadar çıkan betonarme duvara biz perde duvar diyoruz. Yani duvar perde duvar dediğimiz bu temelde yukarı kadar çıkıyor. Uzun oluyor kalınlığı geniş oluyor ve binamızı tutuyor yanal ötelenmelerine karşı. Ama bizim gördüğümüz şey temelden çıkan temelle perde duvar ayrılmış bir şekilde mafsal oluşmuş. Yani perde duvar ayrıldıktan sonra görevini yapamamış. Normalde tam olsa tutacak ayrıldıktan sonra görevini yapamadıktan sonra yıkılıyor. Ama görevinin yapamamasının nedenleri de bilinmesi lazım. Mesela donatılar sıyrılmış olabilir. Donatılar bu perde duvarlar devamlı donatı var onlar çıkabilir ki bunlar nervürsüz donatı nervür dediğimiz çevresindeki tırtıklar bu tırtıklar aderansı artırıyor yani kenetlenmesini arttırıyor. O olmadığında daha kolay donatıyı çekebiliyorsunuz. Beton kalitesinin düşük olmasından dolayı donatı daha kolay sıyrılabiliyor beton için. Yani birçok şey var ama bunun biraz daha detaylı analiz edilirse kesin sonucu bulunur. Biz ilk bakışta perde duvarların çalışmadığını gördük çalışsa ayakta kalacaktı. İkinci perde duvarların altındaki mafsallaşma normalde olmaması lazım. Prof. Dr. Gülhan Özbayoğlu: Türkiye’de tamamen çelik konstrüksiyonlar yapılmış evler çok az yani en azından benim bilgi dağarcığımda pek yok. Fakat şimdi bu bizim İncek Yolunun Beysukent’e daha dönmeden giden yolda yamaçta arka Yuva mı tam ismini bilmiyorum. Olabilir. Yamaçta çelik konstrüksiyonların bir fabrikada değil burada parlayan şeyler ne diyordum tesadüfen televizyon gösterince o olduğunu anladım. Çelik konstrüksiyonlu bina depreme dayanıklı gibi söylendi çok depreme dayanıklı malzeme içerisinde Seda Hanım’ın verdiği doğru mu hakikaten? O şimdi tahmin ediyorum villa tipi veya en fazla 5 katlı bina gibi görünüyor karşıdan. Doğru mudur yani depreme dayanıklı mı oluyor?

Page 31: İn. Yük. Müh. Nejat Bayülke, Yrd. Doç. Dr. Burcu Güne, Yrd ...kurumsal.data.atilim.edu.tr/pdfs/111103.pdf · Depreme Dayanıklı Betonarme Yapılar Depreme Dayanıklı Betonarme

31

Yrd. Doç. Dr. Seda Yeşilmen: Hocam biraz önce bahsettiğimiz gibi hani malzemenin depreme dayanıklılığı söz konusu değil. O biraz daha hani üretim esnasında daha çok mühendislik ve kalite kontrol gördüğü için iyi bir performans gösterme ihtimali yüksek diyoruz. Prof. Dr. Gülhan Özbayoğlu: Esnek midir perde duvar tamamı betonarme çıkamıyor tamamen çelik konstrüksiyon çıkıyor. Yrd. Doç. Dr. Eray Baran: Hocam onların da deneylerini laboratuvarlarda yapıyoruz hani benzer şeyleri ama yani tamamen burada mühendislik yine aynı şey tek bir doğru yok. Yani iyi yapmazsanız o belki betonarmeden daha tehlikeli olacaktır yani genel olarak çelik evet hem daha uygun bir daha tercih edilmesi gereken bir madde belki. Zaten Amerika’da Avrupa’da daha çok tercih edilmesinin sebebi de o hani betonarmeye göre avantajları çok fazla ama kötü yaparsanız betonarmeden daha kötü olur. Türkiye’de neden peki o kadar tercih edilmiyor. Şimdiye kadar neden girmedi? Hani burada başka şeyler var işin içinde. Evet, Türkiye şartlarında pahalı çünkü diğerinin işçiliği çok ucuz yani betonarmeyle rekabet bile edemiyor. Çünkü betonarme için o kadar ucuz ki Türkiye’de diğerinin rekabet etmesi zor bu artık yavaş yavaş girmeye başladı. Ama dediğim gibi tek bir doğru yok. Hani iyi yapmazsanız ötekisinden daha kötü olur ötesini yaparsanız ondan daha iyi olur. Yrd. Doç. Dr. Burcu Güneş: Hocam bende bu konunun satışla ilgili olduğunu düşünüyorum. Çünkü bahsettiğiniz bölge nispeten zengin bir kesime hitap ediyor. Çelik bina yapıyoruz işte depreme dayanıklı diye. Onu pazarlama şeyi olarak kullanacağım ben esasında şart değil doğru yapılan betonarme depreme dayanıklı. Prof. Dr. Gülhan Özbayoğlu: Ankara zaten dördüncü derece deprem bölgesi. Yrd. Doç. Dr. Halit Cenan Mertol: Biz gittiğimizde çadır kurulumuna yardım ettik

orada. Bu Dibekdüzü Köyünde şu arkadaki çadırı biz kurduk beraberce arkadaşlarla. Gerçekten o dört gün boyunca çok kötü hikayeler dinledik yani insanı kahreden hikayeler. Anlatmayayım isterseniz. Bu Molla Kasım diye bir köy var. Köyde bir kişi vefat etmiş o da üç aylık bir bebek. Şu kız o bebeğin ablası deprem olduğu sırada bebeğin altını değiştiriyormuş

ve içeriye bez almaya gitmiş. Döndüğünde kardeşi yokmuş. Bu kız da beş yaşında falan yani çok kötü hikayeler var. O dokuz kişinin öldüğü yerde altı tanesi çocuk evin altında kalıyorlar bunlar bir oda da düğün sırasında oynayan çocuklar yani dünyanın en kötü şeyi. Ondan sonra bir bakıyorsunuz yanda aynı tipte bir ev yapıyorlar daha depremin beşinci gününde. Yani bir başka konu daha var demek istediğim. Şimdi biz müteahhitlerden bahsedeceğim. Müteahhitler en kolay suçlanacak kişiler müteahhidi sorun atın hapse bir sorun bence öyle bir şey yok. Şimdi müteahhit parayı veren kişi ve bu parayı kime veriyor. İlk önce tasarımcı bir İnşaat Mühendisi binayı tasarlıyor. Ne kadar donatı koyulur hangi kolonun ne kadar büyüklüğünde olmalı perde duvarlar nereye gelecek birinci inşaat mühendisi tasarlıyor. İkinci inşaat mühendisi bunu yerinde yapıyor. İkinci inşaat mühendisi bunu yerinde gerçekleştiriyor. Projeyi açıyor donatılar şöyle olacaktır ustalara anlatıyor ustalar yapıyor, o sırada orada duruyor her şeyi denetliyor. Üçüncü bir inşaat mühendisi de binanın nasıl yapıldığını dışarıdan gözüyle denetliyor.

Page 32: İn. Yük. Müh. Nejat Bayülke, Yrd. Doç. Dr. Burcu Güne, Yrd ...kurumsal.data.atilim.edu.tr/pdfs/111103.pdf · Depreme Dayanıklı Betonarme Yapılar Depreme Dayanıklı Betonarme

32

Yani müteahhit parayı veriyor üç tane inşaat mühendisinden geçen bina yıkılıyor biz diyoruz ki müteahhit suçlu üç inşaat mühendisinden geçen bina yıkılıyor ve müteahhit suçlu diyoruz esası bu kolaya kaçmak. Sistem suçlu deseniz daha iyi mesela diyeceksiniz ki tasarımcı adam tasarımı yapan inşaat mühendisi bilgisi eksikti yapamadı. Olabilir. O zaman nedir? Bilgisini daha düzeltmek için biraz daha bilgilendirmek lazım ve sorunu çözeriz. İkinci tamam tasarımı süper ama yerinde uygulayamıyoruz. İkinci inşaat mühendisi yapamıyor onu iyileştirelim bu da bir çözüme ortak ya da üçüncü kişi denetleyen kişi iyi denetleyemiyor birinci ikinci kişi kaytarıyor. Yani bir sorun müteahhitte değil sorun üç tane inşaat mühendisliğinden geçen binanın yıkılmasında. Sorun bilgisizlikse ileri de çok daha kötü durumlara neden olabilir. Şimdi siz buradan iyi bir eğitim alıp dışarı çıkıyorsunuz esasında. Başka illerde açılmış üniversitelerde iki öğretim üyesiyle yaklaşık gündüz 100, gece 100, 200 kişiyi eğiten ve buradan inşaat mühendisi çıkıyor. Sizde aynı diplomaya sahip olan kişilerin yaptığı evler de olacak sizin yaptığınız evler de olacak. Yani kıyasladığınızda bunu ileride çok büyük bir kaos olarak düşünebiliriz çok hızlı açılan üniversitelerden dolayı. Eğer sorununuz kanunlarda yönetmeliklerde ise bunları da uygulatmaya yönelik yönetmelikler yaparak açmamız çok daha net açmamız lazım. Yrd. Doç. Dr. Eray Baran: Burada hepimizin üzerine bir şeyler düşüyor hani öğrenci olarak inşaat mühendisi öğrencisi olarak sizlere ne düşüyor? Benim aklıma ilk gelen hani lütfen ödevleri kendiniz yaparak başlayabilirsiniz işe. Değil mi bir daha ödevi çekerken üç aylık bebeği düşünün lütfen bu gerçekten önemli bir şey ciddi bir şey yani etik hani mühendislik etiği bizim mesleğimizde çok önemli gerçekten ve bu yaşta okulda ödevleri kendiniz yaparak bir şekilde onları kazanıyorsunuz. Yani basit bir şey gibi gözüküyor ama aslında yaptığınız alışkanlıklar yani edindiğiniz alışkanlıklar hayatınız boyunca sizinle geliyor bu da önemli bir şey yani kaytarmayıp üç kağıt yapmayıp yapamıyorsan verme ödevi ya da kendin yap. Değil mi yani bence bizim o üç aylık o hayatını kaybeden bebekte hakkımız oluyor. Soru: Hocam aslında benim Nejat Bey’e bir sorum olacaktı o çıktı. Van Bölgesinin etrafındaki dağ yapılarından dolayı bu tektonik hareketlerin buradakilerin zeminin bir tarafında kalkarken diğer tarafın bu alttan doğru iterek hareket ettirmesine bir etkisi olabilir mi diye soracaktım ben bu depremde özellikle. Yrd. Doç. Dr. Burcu Güneş: Esasında o konu çalışılamamış bir konu ondan bahsetmeye çalıştım. Yörenin depremselliği evet mevcut daha önce yörenin geçirdiği geçmiş depremler çalışılarak ortaya çıkarılmaya çalışılmış. Epey de çalışma var ancak sadece bunlardan bir tanesine mesela bu depremden sorumlu fay hattını modellemiş o da yanlış gösteriyor yanıtımlı gösteriyor. Burada inverse çalışmış bir fay söz konusu ama bu eklenen istasyonlar kanalıyla yardımıyla yani ve geçireceği bölgenin depremlerle daha net ortaya çıkacağını düşünüyorum. Yani sorunun cevabı tam olarak şu anda bilmiyoruz. Yrd. Doç. Dr. Halit Cenan Mertol: Ben bir şey söylemek istiyorum burada. Ferit arkadaşımız araştırma görevlimiz Ferit arkadaşımız bizle geldi belki birkaç kelime der hala mastır öğrencisi. Öğrencilerimize belki nasıl yardımcı olabiliriz daha iyi çünkü gittiğimde çok daha iyi anladı çok daha ciddi anladı olayı. Atılım Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Araştırma Görevlisi ve Öğrencisi Ferit Yılmaz: Biz beş senelik eğitim boyunca genelde derslerde

Page 33: İn. Yük. Müh. Nejat Bayülke, Yrd. Doç. Dr. Burcu Güne, Yrd ...kurumsal.data.atilim.edu.tr/pdfs/111103.pdf · Depreme Dayanıklı Betonarme Yapılar Depreme Dayanıklı Betonarme

33

betonarme olsun, çelik olsun, defter kitap üstünden eğitim görerek gittik. Ama Cenan Hoca’nın bana giderken söylediği en büyük şey deprem en büyük öğretmen olacak sana dedi ki ilk daha girer girmez gördüğümüz o ilk apartmanda Van merkezde gördüğümüz apartmanda duvarlarda hep çarpı işareti vardı. Ben ona anlam veremedim ama sonra yine Cenan Hoca anlattığında duvarlarda ileri geri yaptığı hareketlerden dolayı çaprazla ve eğik bir şekilde çizgiler oluşur dedi. Bu da dedi depremin etkisinden dolayı oluşur bu şekilde dedi. İşte bu ilk girer girmez gördüğümüz binalardan biriydi bu ki bu müteahhit bir firmanın yaptığı firma yöre halkının söyledikleri de bunun yaptığı sitelerin çoğunda bu şekilde yıkım var diye söylendi. Benim düşüncem bu binanın yıkılmaması büyük bir şans olmuş onlar içinde. Çünkü içinde bayağı bir insan var bunlar böyle küçük görünüyor. Ama yan yana iki binadan oluşuyor çok büyük bir bina. Eray Hoca’dan öğrendiğim bir sürü şey oldu. Eray Hoca’dan ben çelik derslerini almıştım. Hani burada öğrendiğim şeylere baktığımız zaman aslında beton dersinde öğrenmem gereken şeyleri öğrendim bu kısa kolon etkisi olsun, bu döşemenin yapılmasıyla alakalı şeyler olsun, binanın madeniyle alakalı şeyler olsun, benim bildiğimi zannettiğim bir sürü şeyi aslında bilmediğimi gördüm. Etik konusuyla alakalı olarak inşaat mühendisliğiyle etikle alakalı olarak bayağı bir şey öğrendim. Çünkü bizim yaptığımız en ufak bir hata insanların hayatına mal olabiliyor. Bu konuda hiç kimse kendini geliştirmek için uğraş vermiyor. Yapı denetimini hep bir yapı denetimi için devleti suçluyoruz ama yani hiçbir zaman insan kendisinde hata aramıyor hani. Biz öğrenciyken de hep hocalar çok yükleniyor hocalar çok şey yapıyorlar derdik ama hiçbir zaman yeteri kadar ders çalışıyor muyuz diye kendimize sorduk mu derseniz sormadık. Yani hep müteahhit hep müteahhit diye söyleniyor belki televizyonda Cenan Hoca’nın söylediği gibi ben Karadenizliyim. Benim babam da müteahhit yani müteahhitten ziyade bu kendimiz yani müteahhitin de sonuçta bildiği belirli bir yere kadar inşaat mühendisi burada karar verecek insan ve yapı denetim firmasında çalışan inşaat mühendisleri de karar verecek yani verdiğimiz karar bizim birkaç kişinin hayatını etkiliyorsak bunu birkaç gece uyumayıp da karar vermemiz gerekiyor olabilir. Hani yoksa bir akşam yemeğinden sonra tamam sen bunu yap dersek bu bizim gördüğümüz 5 senelik eğitime tamamen ters düşüyor. Ben her zaman da bunu söylemek istiyorum hani inşaat mühendisliği biraz daha etik eğitimin daha fazla olması gerekiyor. Yani insanların kendini eğitmesi gerekiyor burada. İnsanlığını eğitmesi gerekiyor. Prof. Dr. Gülhan Özbayoğlu: Ben bir son sözü söylediğim gibi galiba derslerinizde madde veya işte statik her bir dersin belki sömestr başında deprem şeylerini göstermemiz de yarar var. Hakikaten bakın ne kadar etkilenmiş her dakika deprem olup da bu insanları taşıyamazsınız. Ama siz onları gösterdiğiniz zaman o etkiyi yaratırsınız sınıfta ve daha dikkatli dinlemelerini sağlarsınız. Galiba bunu yapmak lazım her sömestrin başında bir kere gösterin.