Upload
others
View
7
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
Kitap, Tez, Sempozyum Degerlendirmeleri
ESRA GÖZELER 8c FELIX KÖRNER SJ.Arg. Gör., ANKARA Ü. ILAHIYAT FAKÜLTESIe-mail: [email protected]: [email protected]
'Insan Onurunun Islam ve Hiristiyan GeleneklerindekiTemel leri ' (Bi l imsel Taplantl)
Ankara Üniversitesi Ilahiyat Fakültesi, Eugen Biser Vakh03-04 Ekim 2005, Ankara Üniversitesi l lahiyat Fakültesi
03-04 Ekim 2005 tarihlerinde Ankara Üniversitesi Ilahiyat Fakültesi ve Eugen Biser' Vakf1 iybirligiyle 'Insan Onurunun Islam ve HIristiyan Geleneklerindeki Teme/leri' isimli bir bilimsel toplant1 düzenlendi. Bu uluslararas1 bilimsel toplantlya Ankara Ü*niversitesi Ilahiyat Fakültesi'nden ve Almanya'dan qeyitli üniversitelerden tebligci akademisyenler katlld1. Toplant1ya Almanya'dan Prof. Dr. Peter Antes, Prof. Dr. Peter Graf, Prof. Dr. Richard Heinzmann, Dr. Martin Thurner, Prof. Dr. Gunther Mfenz gibi bilim insanlar1 veEugen Biser Vakf1 yetkilileri Dr. Heiner Küster Mcj, Marienne Köster ve Dr.Hubertus Eckert katlld1.'
Toplantlnm aqllq konuymalarl Ankara Üniversitesi Ilahiyat Fakültesi Dekan1 Prof. Dr. Mualla Selquk ve Eugen Biser Vakfi Bagkani Dr. Heiner Köster
1 Prof. Dr. h.c. Eugen Biser, Münih Üniversitesi Hiristiyan Dünya Görüyü (Weltanschauung) veDin Felsefesi emekli profesörüdür. 1956'da teoloji, 1961'de felsefe doktorasmt eide etmiytir.Yüzden fazla kitab> ve yaytnlan bulunmaktadtr. Kendisi adma kurulmuy olan bu vatuf, "H>ristiyan Kaynakh Diyalog Irin" slogamyla, özellikle II. Vatikan Konsili*den ilham alarak, Katolikkilisesi ile diger Htristiyan Mezhepler, diger dinier ve inanp>z insanlar irin bilimsel fikir alqveriyi gerqekleytirmektedirler.
2 Toplann Türkce ve Almanca olmak üzere iki dilde gerqekleytL Tercümeler Hasan Karaca veAngelika Arman tarafindan yapildt. Bes oturum ~eklinde gerqeklesen toplantimn oturum raportörlüklerini Dr. Müfit Selim Saruhan, Ar. Gör. Engin Erdem, Ar. Gör. Esra Gözeler, Dr. ZaferIQz>kh, Dr. Ahmet Ünsal, Ar. Gör. Ihsan gapqoglu, Dr. Durmuy Ank, Ar. Gör. Zikri Yavuz, Ar.Gör. Halise Kader Zengin ve Ar. Gör. Necmettin Pehlivan yapn.
AÜIFD XLVl (2005), sayi l l
tarafmdan gerqeldesti. Prof. Dr. Mualla Selquk, konu~masinda, Din Ögretiminin birey bilincini, kiyilik geliyimini, insan onurunu, bir arada ya~amay>,sosyal duyarhhgl, barg egitimini ve dinsel gelenegi kapsayan bir kavramsal alana sahip oldugunu belirterek, Müslüman bilinqler irin bugün "DinselGelenek Ne Söylüyor?" ve "Dinsel Gelenege Ne Katabilirim?" sorularin>nanlam kazand>g>ni ifade etmiytir. Bu baglamda teolojik agdan temellendirilmi~, sosyolojik agdan cesaretlendirici ve egitsel aqidan etkin bir Din Ögretiminin önemini vurgulamqtir. Prof. Selquk, Fakültemiz ile Alman Üniversiteleri arasmdaki akademik iybirligimizin tarihi geqmisinin ve Ankara Universitesi Ilahiyat Fakültesi'nin kal iteli ve donammh ögretim elemani kadrosunun ilmi birikiminin ve üretimlerinin önemini vurgulayarak konuymas>nason vermiytir.
Toplantimn ikinci ag lq konuymas>m yapan Eugen Biser Vakfi BalkanYard>mcisi Dr. Heiner Köster, bir selamlama konuymasi yaparak kendisi, eyive delegasyonlari adina Ilahiyat Fakültesi Dekan> Prof. Dr. Mualla Selcuk'ate~ekkür etmiytir. Bu toplant> sayesinde Türk bilim insanlari ile diyalog kuracaklan ve degerli tecrübeler edinecekleri irin mutlu olduklanni belirtmi~tir. Dr. Küster, toplantmm haz>rlanmasinda emegi gegen yahislara tek tekte~ekkür ederek delegasyonlannda yer alan bilim insanlanm,yay>nlarma vehaien üzerinde qaligt>klari konulara deginerek tan>tmqt>r. Ardmdan EugenBiser Vakh hakkinda bilgi vermi~tir: Vakfm, öncelikle Islam'la diyalogu vemonoteist dinier arasmdaki diyalogu destekledigini ifade etmiytir. EugenBiser Vakfmm Ocak 2006 yihnda, Ayag> Sakonya Eyaletinin iybirligi ile Berlin de gerqekleytirecegi Sempozyumdan da söz etmi~tir. Bu SempozyumunAlmanya da yayayan Müslümanlarm Din Dersleri ve Ögretmen yetiytirilmesi hakkmda katla saglayacag>ni ileri sürmü~tür. Aynca Katolik Din Felsefecisi ve Teolog Prof. Dr. Dr. Eugen Biser adma, Türk bilim insanlanni 2006~lmda Münih'te yapilacak olan toplantiya davet ederek konuymasina sonvermiytir .
Ba~kanhgim Prof. Dr. Ibrahim gali~kan'in yaptigi ilk oturumun ilk tebligcisi Münih Üniversitesi Protestan Ilahiyat Fakültesi Dekani ve Hiristiyan Kelami Uzmam olan Prof. Dr. Gunther stenz "Kanonik Bir Kitap Olarak KutsalKitap ve Hiristiyanhg>n Kutsal Yaz>si: Teolojik Amaqh Tarihsel Notlar" bayhgialtinda olgusal bir girig sunarak özellikle bu konuyla ilgili kelami tarti~malara degindi. H>ristiyanlar vahyi nasal düyündüler? Wenz'e göre "Ilham nosyonu, yalnizca ve öncelikle Yazi'nun harfleri veya sözcüksel biqimi baglaminda degil, aksine qogunlukla Kutsal Kitabm diva vurdugu insel cevheri ve yüceltici (Ruh veren) manasi baglaminda anla~>lmaktaydi. Kutsal Yazi yasal birnorm olarak degil, Kurtuluyun belgesi ve kaynag> olarak hürmete sayandi.
Kitap, Tez, Sempozyum Degerlendirmeleri
Onu inanc>n, iman>n ve dini ögretinin kanonik ölqütü yapan, kurtar>ct iqerigidir." Kutsal Yazt anlayt~tntn nomistik (yasasal) yönde ~ekilcile~mesi veKutsal Kitap'taki her sözcügü ey degerde sayip, onu cümlesi cümlesine veharfi harfine Ilahi ilhama dayandtran bir 'Kutsal Kitapqtl>gin' (Biblisizm,Biblizismus) dogmas> ise, stenz'e göre tarihsel tartqmalarla aqklanabilir:Ancak Resmi Kilisesinin Kutsal Yaz>'yt yorumlama konusunda tek yetkilisaytlmasi gerektigi yönündeki ay>n iddias>, yine benzer a~tnhkta gösterilmiq bir tepkinin sonucuydu.
Birinci oturumun ikinci tebligi Prof. Dr. Halis Albayrak taraf>ndan sunuldu. "Müslüman Zihinlerde Kur'an'>n Yeri ve Iylevi" isimli tebliginde Prof.Albayrak, Kur'an'in indirildigi dönemde ve daha sonraki dönemlerde Kur'an'tn sahip oldugu yerini ve iylevini konu edinmiytir. Buna göre ilk muha
taplan ile Kur'an arasmda Hz. Muhammed'in vefatma kadar 'canh bir iletigim' söz konusuyken Peygamberden sonraki nesillerin ileti~imi sünnet veicma ile gerqekle~mi~tir. Prof. Albayrak, tebliginde, Kur'an'>n mahiyetine veiglevine bagh bir bake agstmn sonucu olarak ve günümüzde de hala örnekleri görülen 18. yüzy>ldan ba~layarak 19. ve 20. yüzytla kadar devam edensüreq iqerisinde Müslüman ayd>nlann kargt karytya kald>klar> durum sonucunda iqinde bulunduklan psikoloji ile Kur'an'> modern dünyan>n taleplerine göre yeniden yorumladiklann> ve qagday degerlerle uzla~t>ramadtklankonularda zorlamah yorumlarda bulunduklanni ifade etmektedir. Bu baglam iqerisinde ortaya gkan yorumlar Prof. Albayrak'a göre birer 'yöntemsizlik' örnekleriydi ve bu yorumlar "Kur'an metninin söylemedigi seyleri onasöyletmekten öteye geqememektedir." Ayrica bu yaklay>m tarztmn diger birsonucu da Kur'an'tn literal okunmas> meselesidir. Prof. Albayrak'a göreMüslüman aydinlar Kur'an'>n mahiyetini, iylevini ve gelenegin kaynaklar sistematigi iqerisindeki konumunu yeniden gözden gecirmek durumundadtrlar. "Yeni Bir Kur'an Teorisi" olarak adlandtrdtgi bu qabayla Müslümanlarkaybetmig olduklan, 'Kur'an ile iletiyime girme imkantnt' da saglayacakt>r.
Birinci oturumun ilk müzakerecisi, Prof. Dr. Salih Akdemir, müzakeresinde vahiy sürecinin bir bütün halinde anlaytlmasi gerektigini ve Eski Ahid,Yeni Ahid ve Kur'an-> Kerim'den oluyan vahiy sürecinin as>1 konusunun insan oldugunu belirterek günümüzün en önemli sorununun insan onurunukurtarmak oldugunu söylemigtir. Prof. Akdemir, bunun da ancak insamnkendi gizil güqlerinin bilincinde, toplumun ürünü olmadan ve kendini gerqekle~tirebilmekle korunabilecegini ifade etmiytir. Oturumun ikinci müzakerecisi, Prof. Dr. Ilhami Güler, müzakeresinde Kur'an'>n "ne oldugu" sorusunun Kur'an'tn nasal yorumlanmas> gerektigini belirleyen ve yönlendirenbir soru oldugunu ifade etmi~tir. Prof. Güler'e göre vahiy, "Allah'>n insan
346 AÜIFD XLVI (2005), say> ll
akhyla, diliyle ve aracihgiyla insana hitabid>r. Vahiy cümlelerinin kurucuöznesi Allah'tir ; ancak vahyin düsünsel, kültürel ve anlamsal muhtevasrinsanidir." Kur'an'm mahiyetine iliykin klasik Kur'an anlayqmdan farkli olarak Prof. Güler, "ay metaforu" benzetmesi ile bir Kur'an algisi ortaya koymaktadir. Buna göre t>p1a Ay'm sönmü~ oldugu ve i~igm> güneyten almasigibi Kur'an da inmiytir ve manasmi Allah vermiytir.
Baykanhgmi Prof. Dr. Nesimi Yazic>'mn yaptigi ikinci oturumun ilk tebligcisi Münih U*niversitesi Katolik Ilahiyat Fakültesi "H>ristiyan Felsefesi"bölümü emekli Profesörü Richard Heinzmann "Yahudi-Hiristiyan KökenliInsan Anla~yma Dair" ba~hkh tebliginde, Insan nedir? sorusuna verilen klasik cevaplan incelemiytir. Heinzmann'a göre "Insan, kendini anlamak vekabul etmek istedigi gibi bir varhktir ki, bu da Tann konusundaki tutumunda temellenir." Yunan felsefesi insanhgin tu*r olarak farkhhgmi gördü, ancak Kutsal Kitap, insamn sadece bir türün örnegi degil, yegane ve özgün birvaroluya sahip oldugunu vurgulamaktadir. Hiristiyan gelenek bunu "kiwi"(persona) olarak adlandirdi. Insamn kips olarak anla~ilmasi, bireysel özelligin, insanm onurunun ve özgürlügünün gerekqesidir.
Ikinci oturumun ikinci tebligcisi Prof. Dr. Mehmet Pagac> "Tefsir Hakkinda" bayhkl> tebligine tefsir tan>mina ve Kur'an'in mahiyetine ili~kinbir giri~ sunarak, Tefsir'in yöntemi geregi ilk kaynagmm rivayetler oldugunu ve Kur'an'> dil ve tarih agsmdan ele aldrgmi belirtmiytir. Dola~siylaTefsir, dilbilimsel ve tarihsel bir qözümleme yöntemi izlemektedir. Prof.Paqaci'ya göre tarih iqerisinde telif edilen Kur'an tefsirlerinin birbirindenfarkli olmamasmm iki temel sebebi vardir: Birincisi, temel kaynagm rivayetler olmasidir; ikincisi ise ayetlerin indigi ortama gitme qabasidir. Bubaglamda farkh cografyalarda ve farkli müfessirler tarafmdan yazilan tefsirler müelliflerinin özelliklerini yansitmamaktadirlar. Tebliginde tefsir ile diger disiplinler arasindaki iliykileri de ele alan Prof. Paqaci, Tefsirin bu disiplinlere nazaran betimleyici ve nesnel sonuqlar veren bir disiplin oldugunuifade etmiytir. Tebliginin sonunda gagday Dönemde Kur'an ve Tefsir anla
y>anni ele alan Prof. Paqaci, Kur'an ayetlerinin indikleri dönemdeki anlamlanm ortaya koymayi amaqlayan klasik tefsir anlay ~inin, qagday dönemdeyerini 'Kur'an'i dogru anlamak' ilkesine dönüsmü~ oldugunu belirtmigtir.
Ikinci oturumun ilk müzakerecisi Doq. Dr. Sait Reiber, müzakeresini agirhkh olarak Prof. Heinzmann'm tebligi üzerinde yapm>ytir. Doq. Dr. Sait Reiber'e göre insanin irade ve sorumluluk sahibi bir varhk olmasi bakimindan"kiwi" olarak anlayilmasi önemlidir ve bu konu ayrint>h bir ~ekilde ele almmahdir. Insan özgürlügünün kendini bilme konusunda biliysel bir temelesahip olmasmm da önemli oldugunu ve insanin sahip oldugu onurun ken
Kitap, Tez, Sempozyum Degerlendirmeleri 347
disine "kiwi olmast" baktmtndan mi'? verilmiytir, ya da insan vahye muhatap olarak kendi özgür iradesiyle mi? onurunu kazanmt~t>r sorusunun cevaplanmas> gerektigini ifade etmistir. "Örnekten özneye" gegiyin Prof. Heinzmann'>n tebliginde ifade ettiginin aksine felsefe tarihinde "qagday dönemde ortaya qkan bir olgu" oldugunu ve bu dönü~ümün H>ristiyan biranlayqla özdegleytirilmemesi gerektigini belirtti. Oturumun ikinci müzakerecisi, Prof. Dr. Ismail Hakki Ünal, müzakeresinde Prof. Heinzmann'>n tebliginde, Yahudi-Htristiyan geleneginde özelliklerini stralad>y "mutlak ve aylangerqeklik" olan Tann anlayqinin Islam'daki "vacibu'l-vücud, vücud-u mutlak, müteal, rabbu'l-alemin" olan Allah tammmt qagrqtird>gina dikkat qekmiytir. Prof. Ü*nal, sosyal bir varhk olan insamn hem Htristiyanhgin hem deIslam'in ortak paydas> oldugunu ve vahye dayah her üq dinin kutsal metinleri incelendigi zaman insan onuruna verdikleri önemin görülecegini ifadeetmigt ir .
Bagkanhgint Prof. Dr. Nahide Bozkurt'un yaptigt üqüncü oturumun ilktebligcisi Münih Üniversitesi Katolik Ilahiyat Fakültesinde "Htristiyan Felsefesi" dersi veren Doq. Dr. Martin Thurner, "Insan Haklart, Insan Onuru veHiristiyanhk" ba~hkh tebliginde insan akhntn, insan haklannt gerekqelendirmede yetip yetmedigini sordu. Dr. Thurner bu soruya hay>r diye cevapvererek, "Insan Haklartnm son ve kesin aqklamastmn a~k>n ve mutlak-olanboyutunda yaptlmast gerektigi"ni ifade etmiytir. Insan haklan fikrine önceleri karg> gkan Katolik Kilisesi, II. Vatikan Konsiliyle bu fikri kabul edip H>ristiyan mesajt.nt da insan haklannm daha derin bir gerekqesi olarak sundu.Dr. Thurner'e göre "Insan Yayayan Tann'nun suretidir ve H>ristiyanhk inanc>n>n bu yayayan tanrtsi, mutlak sevgisi ile tüm insanlarin onurunu dokunulamaz k>lan tannntn ta kendisidir." Dr. Thurner tebliginin sonunda Müslüman düyünürlerine yunu önerdi: "H>ristiyanhktan ba~ka bir dinin de, InsanHaklannt yalntzca di~ boyutuyla kabul etmekten öte, insel temellendirilme boyutuna da yapict bir biqimde kattlmasi imkan> dogacakttr."
Prof. Dr. $aban Ali Düzgün üqüncü oturumun ikinci tebligini sunmuytur."Insan>n Yetkinligini Teolojik Olarak Temellendirmenin Imkan>" bayhkh oldukqa kapsamh tebliginde Prof. Düzgün insan ve insantn yetkinligini konuedinmi~tir. Prof. Düzgün'e göre Kur'an insanes iki seviyede ele almaktadtr.Bunlar insamn maddi yapisma iyaret eden bie r, digeri ise ruhsal yönünükarj tlayan insandir. Buna göre insanm beter yaptst tabiata bagh yönüdür;insani taraft ise zaman dtytdir. Beter ise, insanhgint kazandtkqa sorumluluklartnt yüklenmektedir. Bu baglamda Prof. Düzgün'ün ele ald>gi kavramlardan biri Tann karyisinda insamn konumunu tesbit etmeye yarayan /t ra tkavram>d>r. F>trat, insantn kapasitesi ve smirhhkland>r. Bütün bunlar insa
348 AÜIFD XLVI (2005), s ayi I I
mn ontik yapismi oluyturmaktad>r. Insanm epistemik yapisim ise Prof. Düzgün, Kur'an'daki hidayet kavrami ile aqklamaktad>r. Buna göre, hidayet bireyin hem kendisini hem de toplumla olan iliykilerini belirleyen bir rolesahiptir. Tebliginin üqüncü k>smmda Prof. Düzgün, insan yetkinliginin teolojik köklerini öncelikle Islam düyüncesindeki insan-> kamil, soyutluk sultanlan, Hayy b. Yakzan ve Fadl b. Nat>k örnekleriyle, kimsenin olmad>gi biryerde insanm kendi tecrübesi ve akh ile felsefi ve teolojik hakikatleri bulabilecegini ifade etmektedir. Prof. Düzgün'e göre, vahyin kesilmesi, vahyinanlatimmm sebep-sonug iliskisi iqerisinde gerqekleymesi ve insanm yorumenstrümanlarma sahip olmas> insani yetkinligi haz>rlayan unsurlardir. Kur'an'da yer alan kitap, hikmet, furkan, ilham, alemu'l-emr, alemu'l-halk, hida
yet, akd kavramlan insanm yetkinligini saglayan temel kavramlardir.Uqüncü oturumun ilk müzakerecisi, Prof. Dr. Sönmez Kutlu, müzakere
sinde, insan haldarimn ve insan onurunun, insanhk tarihinde tek bir din vekültürde islenmedigini ve Hiristiyanhkta olabildigi gibi, diger din ve kültürlerde önemli izdügümleri ve karyrhklannm da oldugunun belirtilmesi gerektigini ifade etmiytir. Prof. Kutlu, insan haklan bilincinin, Islam tarihi ve kültüründe Hz. Muhammed'in baslattig> dini hareketin merkezinde bulundugunu ve bugün insan haklan iqerisinde yer alan haklarm qogunlugununKur'an'da ve Hz. Muhammed'in uygulamalarmda yer ald>g>m belirtmiytir.Prof. Kutlu'ya göre, Islam, hak ve adaleti önemseyen ve bunlarm hayatagegirilmesi üzerinde duran bir dindir. Insan haklan ihlalinin bütün insanhgm bir sorunu oldugunu ve insan onuruna yak>~an yekilde, haksizhgm herzaman karyis>nda olunmas> gerektigini belirterek müzakeresine son vermiytir. Oturumun ikinci müzakerecisi, Doq. Dr. Ahmet Hikmet Eroglu, müzakeresinde her din irin insan onurunun ve insan haklarmin dini agdan temellendirilmesi gerektigini belirtmiytir. Doq. Dr. Eroglu'na göre Kur'an ve Sünnette, insan onurunu temellendirecek birqok unsur bulunmaktadir. Ancakteorik qerrevede bulunan bu unsurlarin Müslümanlarca hayata geririlmesigerekmektedir. Doq. Dr. Eroglu, son olarak, "insan onuruna" yapilacak katk>nm tüm din ve kültür mensuplannin gabalarina bagh oldugunu ifade etmistir .
Ba~kanhgmi Prof. Dr. Mustafa Erdem'in yaptig> dördüncü oturumun ilktebligcisi Hannover Universitesinde Dinier Tarihi Profesörü Peter Antes, "Insan Haklan ve Devlet Ahlak>" konulu konferans>nda insan haklannin niqinII . Dünya Savayindan sonra vurgulandigim sormuytur. " jN]eopagan, >rkqrideolojisiyle, vatandaylan arasmda e~itlik kabul etmemiy ve sonuqta milyonlarca Yahudi'nin katledilmesine yol aqmI.~ Nasyonalsosyalizme karst cephede yer almaktan kaynaklanm>~t>r." Birleymiy Milletlerin Evrensel Insan
Kitap, Tez, Sempozyum Degerlendirmeleri
Haklan Bildirisi'ne dayanarak hareket etmek, günümüz dünyasmin kültürel ve dinsel qe~itliliginin de hakkin1 verebilecek uygunlukta bir anlayist>r."Insanin onuru" nosyonu, böylelikle "karyrhkh kabulleni~ ve saygi ahlakimn" "laiklik" emsali haline gelmis oldugunu savunan Prof. Antes, ~u sonu
ca varm>ytir: "Insan haklan ve devlet ahlak>, birbirlerinden farkh degil, ayniyeylerdir."
Dördüncü oturumun ikinci tebligi Prof. Dr. Recep Kibla tarafindan sunulmugtur. "Klasik Islam Kelam Dü~üncesinde Ahlak Anlayqi" isimli tebligindeProf. Kiliq, Mu'tezile, Eg'arilik ve Maturidiligin iyi, kötü ve adalet degerlerinin ontolojik statüleri baglam>nda ahlak anlapylanm ve bunlann kaynagimn ne oldugu konusunu ele almiytir . Prof . K>hq, Mutezile ve Maturidi'yegöre degerlerin, insanlann icat ettikleri degil keqfettikleri nitelikler oldugunu ancak Eg'ari'ye göre ise insanlann degerlerin bilgisini ilahi buyruklaryoluyla eide edebilecegini ifade etmiytir. Bu durumun insan onurunun, Islam Kelam dü~üncesine kaynaklik eden bir ilke oldugunu belirterek konusmasma son vermi~tir.
Dördüncü oturumun ilk müzakerecisi, Doq. Dr. Mehmet Emin Ozaf~ar,müzakeresinde Avrupa'nun ve H>ristiyanhg>n d>ymdaki insanhg>n da insanhaklan konusunda bir birikime sahip ve her ne kadar insan haklan mefhumu Avrupa'ya ait olsa da insan haklanmn bir ide olarak insanhk tarihi kadareski oldugunu ifade etmistir. Islam'da Hz. Peygamber ile insan onurunun veinsan haklanmn merkezi bir konumda yer ald>gmbh belirterek bati dü~üncesinin bugün geldigi noktanm yalmzca bati ve H>ristiyanhga ait olmadigini,insanhgm diger kültürlerinin ve özellikle Islam'>n yadsmamaz katkisi oldugunu qeyitli örneklerle vurgulamqtir. Oturumun ikinci müzakerecisi Dr. AliIsra Güngör, müzakeresinde Prof. Antes'in tebligi baglammda, insan haklanve insan onuru hakkinda degerlendirmelerde bulunmuqtur. Prof. Antes'intebligi qerqevesinde, Dr. Güngör'e göre, insan haklannm devlet ahlaki haline getir i lmesinde insan onurunun dokunulmazhgini savunmanin insanlarayagama hakki verebilecegini ancak insan haklan evrensel bildirisinde yeralan hak ve hürriyetlerin teoride kalmayip uygulamaya geririlmesi gerektigini ifade etmi~tir.
Bagkanhgm> Prof. Dr. Beyza Bilgin'in yaptig> beyinci oturumun ilk tebligcisi Osnabrück Universitesinde Egitim Profesörü olan ve Müslüman DinDersleri Programm haz>rlayan Peter Graf, konusmasmr Martin Buber'den ahnt>layarak "Insan "Sen"den "Ben" olur" slogam altmda, kültür arasmdaki egitimin ilkelerini sunmustur. "Kendini Buluy Yeri Olarak Din Egitimi" bashkh tebliginde, kültür, dil ve din farkhhklannm bir dezavantaj degil; genialer irin kabul edilmesi gerekli olan zenginlik, ufuk geni~letici ve kigilik ~ekillendiren
350 AÜ l F D XLVI (2005), sayi I I
önemli bir faktör oldugunu savunmuytur. Ama bu noktada, Grafa göre, dinier arasi diyalog hakhnda yeni bir teoloji, din egitimi irin gerekmektedir.
Beyinci ve son oturumun ikinci ve toplantmm son tebligi Prof. Dr. Cemal Tosun taraf>ndan sunuldu. "Almanya'da Islam Din Dersleri Irin Bilimsel Islami-Teolojik Temellerin Önemi" isimli tebliginde Prof. Tosun, Almanya'daki Islam derslerinin ciddi bir Islami bilimsel-teolojik zemine ihtiyacioldugunu ve okuldaki Islam din derslerinin tüm Müslüman qocuklan kapsayacak ve Islam-ii i kültürlerarass nitelikte olmas> gerektigini dile getirdi.Prof. Tosun'a göre, Islam, özü itibariyle, 'Islam din dersine' uyum ve diyalog iqerisinde agk bir dindir. Prof. Tosun, Almanya'daki Müslümanlanndin ile ilgili sorunlarmm qözümlenmesinde bilimsel bilgi zeminine ihtiyaqoldugunu ve bu bilgi zeminin ancak akademik igbirligi ile olugabileceginiifade etmi~tir. Islam din dersinin, Islam ii i mezhepler arasi ve dinier arasiiliskilere kath ~ hedefleyen bir nitelikte olmas> gerektigini belirterek tebligine son vermi~tir.
Beyinci oturumun ilk müzakerecisi Prof. Dr. Recai Dogan, müzakeresinin ilk lasmmda Prof. Tosun'un tebliginde önermiy oldugu din dersi modelini degerlendirmi~tir. Müzakeresinin ikinci lasmmda Prof. Grafm tebliginiele alarak, birey kimliginin oluymasmda sadece sen-ben ili~kisinin degil,birqok etkenin rol oynadigm> vurgulamiytir. Ayr>ca Prof. Dogan'a göre, okuldaki din dersi modelinin geliytirilmesinde "amok kültürlülük ve kapsapc>hk"fikirlerinin katkis> önemlidir. Toplant>n>n son oturumunun ikinci müzakerecisi Doq. Dr. Ali Dere, müzakeresinin birinci kismmda Prof. Graf>n tebligini ele alarak, din egitimini Martin Buber'in felsefesi üzerinden kurgulanmasm>n her ne kadar anlamh ve faydah olarak görülse de bu yakla~>m>nbaz> dezavantajlar> olabilecegini ve Prof. Graf>n diyalog prensibi üzerinden kurdugu din egitimin dini konu edinmeyen bir egitim modeli oldugunu ifade etmiytir. Doq. Dr. Ali Dere'ye göre, bu felsefe üzerine kurulu biregitim ile "dinin degil, sadece diyalogun teolojisi yapilabilir." Müzakeresinin ikinci k>smmda Alman okullarmda Islam Din Dersi konusunu ele alanDog. Dr. Ali Dere, Almanya'da bulunan Müslümanlann iqinde bulunduklandurumun düzeltilmesinde "saghkh ilmi bilgiyi üretip aktaracaklan ilmi yaptlanmalara ihtiyaq" oldugunu belirtmiytir.
Sonug olarak iki gün süren bu uluslararasi bilimsel toplantida, Islam veH>ristiyanhk dininin diyaloga verdikleri önem bir kez daha vurgulandi. Heriki din agsmdan "insan onuru" bayhgi altmda birqok konu taraflann kenditemel kaynaklanna dayah bir yekilde ve geni~ bir perspektif ile ele ahnaraktartq>ld>. Toplantmm her iki taraf irin amok semereli ve müstefit gegtigi ifade edilerek, bu kar~>hkh bilimsel paylaq>mm 2006 yihnda Münih'te gerqekleytirilecek ikinci bir toplanttyla sürdürü*lecegi belirtildi.