23
ĐKTĐSADĐ KALKINMA VAKFI E – Bülteni 15-21 Şubat 2012 i ĐKTĐSADĐ KALKINMA VAKFI E – Bülteni 15 – 21 Şubat 2012 İKV’DEN HAFTAYA BAKIŞ ............................................................................................................ 1 İKTİSADİ KALKINMA VAKFI “AVRUPA BİRLİĞİ VE EKONOMİK KRİZ” HAKKINDA İKİ TOPLANTI DÜZENLİYOR. .............................................................................................................................. 2 İKV'DEN YENİ YAYIN: "TURKEY: PAST, PRESENT AND FUTURE: REVISED AND UPDATED SECOND EDITION" .................................................................................................................................... 4 AVRO ALANI MALİYE BAKANLARI YUNANİSTAN’IN İKİNCİ KURTARMA PAKETİNİ ONAYLADI ...... 5 NATO GENEL SEKRETERİ RASMUSSEN TÜRKİYE’Yİ ZİYARET ETTİ ................................................. 6 AVRUPA PARLAMENTOSU, KKTC’NİN MARAŞ BÖLGESİNİ RUMLARA İADE ETMESİNİ TALEP EDEN BİR DEKLARASYON YAYIMLADI ................................................................................................... 7 14’ÜNCÜ AB-ÇİN ZİRVESİ PEKİN’DE GERÇEKLEŞTİRİLDİ ............................................................... 8 AB DÖNEM BAŞKANI DANİMARKA BÜYÜKELÇİSİ: 'AB SÜRECİNDE İVME İÇİN BİR BAŞLIK AÇILMALI' ................................................................................................................................... 9 21’İNCİ AB BİLGİ MERKEZİ İSTANBUL’DA AÇILDI ....................................................................... 10 AVRUPA KOMİSYONU ERKEN UYARI RAPORUNU YAYINLAYARAK 12 ÜLKEYİ GÖZLEM ALTINA ALDI .......................................................................................................................................... 11 ALMANYA CUMHURBAŞKANI CHRİSTİAN WULFF İSTİFA ETTİ.................................................... 12 NİCOLAS SARKOZY CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİNDE YENİDEN ADAY OLACAĞINI AÇIKLADI ................................................................................................................................................. 13 LETONYA’DA RUSÇA’NIN İKİNCİ RESMİ DİL OLMASI REFERANDUMDA REDDEDİLDİ .................. 13

ĐKTĐSADĐ KALKINMA VAKFI E – Bülteni...ĐKTĐSADĐ KALKINMA VAKFI E – Bülteni 15-21 Şubat 2012 4 Dr. Murat Üçer, EuroSource Türkiye Danışmanı olarak yabancı yatırımcılara

  • Upload
    others

  • View
    8

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

ĐKTĐSADĐ KALKINMA VAKFI E – Bülteni

15-21 Şubat 2012

i

ĐKTĐSADĐ KALKINMA VAKFI E – Bülteni

15 – 21 Şubat 2012 İKV’DEN HAFTAYA BAKIŞ ............................................................................................................ 1

İKTİSADİ KALKINMA VAKFI “AVRUPA BİRLİĞİ VE EKONOMİK KRİZ” HAKKINDA İKİ TOPLANTI DÜZENLİYOR. .............................................................................................................................. 2

İKV'DEN YENİ YAYIN: "TURKEY: PAST, PRESENT AND FUTURE: REVISED AND UPDATED SECOND EDITION" .................................................................................................................................... 4

AVRO ALANI MALİYE BAKANLARI YUNANİSTAN’IN İKİNCİ KURTARMA PAKETİNİ ONAYLADI ...... 5

NATO GENEL SEKRETERİ RASMUSSEN TÜRKİYE’Yİ ZİYARET ETTİ ................................................. 6

AVRUPA PARLAMENTOSU, KKTC’NİN MARAŞ BÖLGESİNİ RUMLARA İADE ETMESİNİ TALEP EDEN BİR DEKLARASYON YAYIMLADI ................................................................................................... 7

14’ÜNCÜ AB-ÇİN ZİRVESİ PEKİN’DE GERÇEKLEŞTİRİLDİ ............................................................... 8

AB DÖNEM BAŞKANI DANİMARKA BÜYÜKELÇİSİ: 'AB SÜRECİNDE İVME İÇİN BİR BAŞLIK AÇILMALI' ................................................................................................................................... 9

21’İNCİ AB BİLGİ MERKEZİ İSTANBUL’DA AÇILDI ....................................................................... 10

AVRUPA KOMİSYONU ERKEN UYARI RAPORUNU YAYINLAYARAK 12 ÜLKEYİ GÖZLEM ALTINA ALDI .......................................................................................................................................... 11

ALMANYA CUMHURBAŞKANI CHRİSTİAN WULFF İSTİFA ETTİ.................................................... 12

NİCOLAS SARKOZY CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİNDE YENİDEN ADAY OLACAĞINI AÇIKLADI ................................................................................................................................................. 13

LETONYA’DA RUSÇA’NIN İKİNCİ RESMİ DİL OLMASI REFERANDUMDA REDDEDİLDİ .................. 13

ĐKTĐSADĐ KALKINMA VAKFI E – Bülteni

15-21 Şubat 2012

ii

MAKEDONYA AB SİVİL SAVUNMA MEKANİZMASI’NIN 32’NCİ ÜYESİ OLDU .............................. 14

ENERJİ KONSEYİ TOPLANTISINDA ENERJİ ALTYAPI PROJELERİ TARTIŞILDI ................................. 15

NABUCCO KONSORSİYUMU PROJEYLE İLGİLİ AÇIKLAMA YAPTI ................................................ 15

HİNDİSTAN, TÜRKİYE’NİN PAMUK İPLİĞİ İTHALATI POLİTİKASINI DTÖ’YE ŞİKAYET ETTİ ............ 16

ADALET DİVANI MACARİSTAN’IN ELEKTRİK TEDARİK SÖZLEŞMELERİNİ HUKUKA AYKIRI BULDU ................................................................................................................................................. 16

EMEKLİLİK SİSTEMİNİ İRDELEYEN BEYAZ KİTAP YAYIMLANDI .................................................... 17

AVRUPA KOMİSYONU “AVRUPA’DA EĞİTİM TEMEL VERİLERİ” RAPORUNU AÇIKLADI .............. 18

AVRUPA KOMİSYONU BİYO-EKONOMİ STRATEJİSİNİ AÇIKLADI ................................................ 19

“GÜVENLİ İNTERNET GÜNÜ” AVRUPA BİRLİĞİ’NDE VE TÜRKİYE’DE ETKİNLİKLERLE KUTLANDI . 19

ABD-AB ORGANİK DENKLİK ANLAŞMASI İMZALANDI ................................................................ 20

MAVİDİL HASTALIĞINA KARŞI AŞILAMADA YENİ DÜZENLEMELER............................................. 21

AVRUPA’NIN İLK SINIFLANDIRMA VE ETİKETLEME ENVANTERİ OLUŞTURULDU ........................ 21

ĐKTĐSADĐ KALKINMA VAKFI E – Bülteni

15-21 Şubat 2012

1

İKV’DEN HAFTAYA BAKIŞ

Geçtiğimiz hafta Avrupa Birliği’nde (AB) Yunanistan’ın ikinci kurtarma paketini onaylamak üzere 15 Şubat’ta bir araya gelmeleri beklenen Avro Alanı Maliye Bakanlarının Yunanistan’ın aldığı önlemleri yeterli bulmayarak görüşmelerini erteleme kararı alması, Yunanistan’ın kurtarma paketini almayacağı yönünde birçok spekülasyona sebep oldu. Nihayet, 20 Şubat’ta toplanan Avro Alanı Maliye Bakanları, 13 saatten fazla süren görüşmelerin ardından 21 Şubat’ta

Yunanistan’ın 130 Milyar Avro’luk yardıma erişimini sağlayacak ikinci kurtarma paketi üzerinde anlaştılar. 14-15 Şubat’ta Pekin’de gerçekleşen AB-Çin Zirvesi’nin de gündemini Avro Alanı borç krizi oluşturdu. Çin Başbakanı Wen Jiabao ve Cumhurbaşkanı Hu Jinato AB’nin Avro Alanı borç krizine karşı aldığı önlemlerini destekleme taahhüdünde bulundular.

AB üyesi ülkelerden, Fransa’da Cumhurbaşkanı Sarkozy, 15 Şubat 2012’de, Nisan sonunda gerçekleşecek cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adaylığını açıkladı. Almanya’da, yolsuzluluk iddiaları sebebiyle bir süredir kamuoyu baskısına maruz kalan Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff, 17 Şubat’ta istifasını açıkladı. Wulff, Türkiye’nin AB üyeliği konusundaki olumlu görüşleriyle tanınmaktaydı.

Türkiye’nin NATO üyeliğinin 60’ıncı yılı vesilesiyle Türkiye’yi ziyaret eden NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen Dışişleri Bakanı Sayın Ahmet Davutoğlu ile bir araya geldi. Rasmussen, Türkiye’nin NATO içerisindeki önemli rolünü ve Kuzey Afrika ile Ortadoğu’daki uzmanlığı ve deneyiminin NATO için önemini vurguladı. Rasmussen ayrıca, Türkiye’nin ev sahipliği yapacağı erken uyarı radar sisteminin de önemine değindi.

AB Konseyi Dönem Başkanı Danimarka’nın Ankara Büyükelçisi Ruben Madsen, Türkiye’nin AB katılım müzakerelerinde yaşanan ivme kaybının aşılması için bir

başlığın müzakereye açılması gerektiğini belirtti. AB ve Türkiye’nin AB’ye katılım süreci konusunda halkın bilgilendirilmesini amaçlayan AB Bilgi Merkezlerinin 21’incisi 17 Şubat 2012 tarihinde İstanbul’da Bahçeşehir Üniversitesi’nde AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Jean-Maurice Ripert tarafından açıldı.

Avrupa Parlamentosu, Maraş’ın Rumlara iade edilmesi talebiyle bir deklarasyon yayımladı. GKRY’nin sözde münhasır ekonomik bölgesinde tek yanlı bir hidrokarbon ihalesine çıkması tepkiyle karşılandı. KKTC ‘nin ise, Türkiye ile işbirliği içinde karadan sondaja hazırlandığı biliniyor ve sondaj çalışmalarının ay sonunda başlaması öngörülüyor.

Ortadoğu açısından da önemli gelişmelerin yaşandığı geçen hafta, 16 Şubat’ta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Suriye’de Esad rejimi tarafından sivil halka uygulanan şiddeti ve insan hakları ihlallerini kınayan ve Beşar Esad’ı istifaya çağıran karar taslağını kabul etti. Hatırlanacağı gibi, Arap Ligi girişimiyle hazırlanan Suriye karar tasarısı 4 Şubat’ta BM Güvenlik Konseyi’nde Rusya ve Çin tarafından veto

ĐKTĐSADĐ KALKINMA VAKFI E – Bülteni

15-21 Şubat 2012

2

edilmişti. BM Genel Kurulu’nda alınan kararlar bağlayıcı olmamasına rağmen, Suriye’deki muhalefet için uluslararası destek anlamına geldiği için önem taşıyor. 23 Ocak’ta AB Dışişleri Konseyi’nin petrol ambargosu uygulama kararı aldığı İran ise, nükleer müzakerelerin yeniden başlamasına onay verdiğini ve müzakerelerin İstanbul’da yapılacağını açıkladı. Öte yandan 19 Şubat’ta Fransa ve İngiltere’ye petrol ihracatını durdurduğunu açıklayan İran, diğer AB ülkelerini de petrol ihracatına durduracağı konusunda uyardı. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu yetkilileri İran’ın nükleer faaliyetlerini denetlemek için İran’da bulunuyor.

İktisadi Kalkınma Vakfı tarafından Aralık 2010 tarihinde hazırlanan Türkiye’nin önemli ekonomik, siyasi, sosyal ve dış politika konularını, Türkiye-AB müzakere süreci perspektifinden, yalın, tarafsız ve sade bir dille sunan "Turkey: Past, Present and

Future: Revised and Updated Second Edition" başlıklı kitabın güncellenmiş yeni baskısı yayımlandı. Bunun yanında İKV, 23 ve 24 Şubat 2012 tarihlerinde “AB’de Ekonomik ve Parasal Birlik: Hukuksal Boyut” adlı bir eğitim semineri ve “Ekonomik ve Parasal Birlik’i Yeniden Yapılandırmak” adlı bir yuvarlak masa toplantısı düzenliyor. Bültenimizde bu faaliyetler ile ilgili bilgi bulabilirsiniz.

Tüm okuyucularımıza iyi haftalar diliyoruz.

İKTİSADİ KALKINMA VAKFI “AVRUPA BİRLİĞİ VE EKONOMİK KRİZ” HAKKINDA İKİ TOPLANTI DÜZENLİYOR

23 ve 24 Şubat 2012 tarihlerinde gerçekleştirilecek olan toplantıların ilkinde AB hukukçusu Leiden Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Piet Jan Slot AB’de ekonomik ve parasal birlik hakkında bir eğitim semineri verecek. “AB’de Ekonomik ve Parasal Birlik: Hukuksal boyut” adı eğitim seminerinde ekonomik ve parasal birliğin temelleri, kuralları, işleyiş mekanizmaları ele alınacak. Seminerin ikinci oturumunda Avro alanında yaşanan krize karşı alınan önlemlerin hukuki boyutu tartışılacak.

Semineri verecek olan Prof. Dr. Piet Jan Slot, Hollanda Leiden Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Avrupa Enstitüsü öğretim üyesidir. Leiden Üniversitesi’nde Avrupa Hukuku Master programını kurmuştur ve yirmibeş yılı aşkın bir süre Avrupa Enstitüsü’nün Müdürlüğünü yapmıştır. AB hukuku alanında önde gelen akademik yayınlardan biri olan “Common Market Law Review”un yazı kurulunda görev yapmıştır, halen danışma kurulu üyeliğini sürdürmektedir. Prof. Slot, AB Adalet Divanı dahil olmak üzere çeşitli mahkemeler ve tahkim kurulları için görüş hazırlamış ve danışmanlık yapmıştır. AB hukukunda temel özgürlükler, ekonomik ve parasal birlik, AB Vatandaşlığı, tarife dışı engeller, rekabet hukuku, devlet yardımları, iç Pazar, müktesebat uyumlaştırması gibi konular başta olmak üzere AB hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Bu alanda çok sayıda araştırması olup, makaleleri ve kitapları yayınlanmıştır.

24 Şubat 2012 tarihinde yapılacak olan toplantı ise İKV’nin başlatmış olduğu “Ortak Geleceğimizi Düşünmek” adlı yuvarlak masa toplantıları serisinin ikincisini oluşturuyor. Toplantıların amacı Avro alanındaki ekonomik krizden, dış politika ve güvenliğe, iklim

ĐKTĐSADĐ KALKINMA VAKFI E – Bülteni

15-21 Şubat 2012

3

değişikliği ile mücadeleden göç politikalarına kadar AB için geleceğe yönelik sorun oluşturan alanlarda mevcut durumu gözden geçirmek, AB’nin politika opsiyonlarını değerlendirmek ve aday ülke Türkiye’nin bakış açısı ile yapabileceği katkıları göz önünde bulundurmaktır. “Ekonomik ve Parasal birliği yeniden yapılandırmak” adlı toplantıda konunun uzmanları Avro alanında yaşanan krizi analiz edecek ve çözüm yollarını tartışacak.

Toplantıda aşağıdaki sorulara yanıt aranacak:

• Avro alanındaki krizi kontrol altına almak ve yeni krizlerin ortaya çıkmasını engellemek için alınan önlemlerin etkileri nasıl olacaktır?

• Ekonomik ve parasal birliğin yeniden yapılandırılması güçlü bir Avro alanı için yeterli olacak mıdır?

• Krizi doğuran asıl unsurlar nelerdir? Bunlarla etkin bir şekilde mücadele edilebilmekte midir?

• Krize karşı alınan önlemler AB’nin hukuki ve kurumsal yapısından ne gibi etkilere yol açacaktır? Daha federal ve/veya çok vitesli bir Avrupa’dan söz edebilir miyiz?

• AB’de yaşanan bu kriz Türkiye’yi hem iktisadi açıdan, hem de üyelik perspektifi açısından nasıl etkilemektedir?

24 Şubat’ta Avro krizinin ele alınacağı yuvarlak masa toplantısı İKV Başkanı ve Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haluk Kabaalioğlu’nun açış konuşması ile başlayacak. Toplantıya özel konuk olarak katılacak olan Dirk Verbeken Avrupa Komisyonu Ekonomi ve Mali İşler Genel Müdürlüğü’nde üst düzey Avrokrat olarak görev yapıyor ve Türkiye masasından sorumlu. AB’de ekonomik krizin boyutlarını ve etkilerini aktarabilecek en yetkili isimlerden biri.

24 Şubat’ta gerçekleştirilecek olan panelin yöneticiliğini T.C. Merkez Bankası eski Başkanlarından Yavuz Canevi yapacak. Canevi, Türk Ekonomi Bankası Yönetim Kurulu Başkanlığı ve İKV Yürütme Kurulu üyeliği görevlerini sürdürüyor. Panelde yer alacak olan uzmanlara gelince, Prof. Dr. Fabian Amtenbrink, Hollanda Rotterdam Erasmus Üniversitesi’nde görev yapıyor ve AB kurumsal hukuku ve ekonomik ve parasal birlik yanında, Merkez bankaları ve kredi derecelendirme kuruluşları üzerine çalışıyor.

Atina Ekonomi ve İşletme Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Nicholas Baltas ise Yunanistan’da borç krizi ve ekonomik ve sosyal etkileri konusunda en yetkili isimler arasında yer alıyor. Baltas, 2005 yılından bu yana Yunan Kamu Kuruluşları ve İşletmeleri Merkezinin yönetim kurulu başkanlığını yürütüyor.

Panel konuşmacılarından Dr. Zsolt Darvas, 2009’dan bu yana Bruegel düşünce kuruluşunda araştırmacı olarak çalışıyor. Aynı zamanda Macar Bilimler Akademisi Ekonomi Enstitüsü’nde ve Budapeşte Corvinus Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapıyor. 1994-2005 arasında Macaristan Merkez Bankası araştırma bölümünde müdür yardımcısı olarak çalışan Darvas’ın son olarak, “Ten roots of the Euro crisis (Avro krizinin 10 nedeni)” adlı bir makalesi yayımlandı.

ĐKTĐSADĐ KALKINMA VAKFI E – Bülteni

15-21 Şubat 2012

4

Dr. Murat Üçer, EuroSource Türkiye Danışmanı olarak yabancı yatırımcılara makro ekonomik analiz hizmetleri veriyor ve Koç Üniversitesi’nde yarı-zamanlı öğretim görevlisi olarak görev yapıyor. Daha önce IMF, IIF, CSFB gibi yabancı kurumlarda ekonomist olarak çalışan ve Türkiye'de de Hazine Müsteşarlığı, Merkez Bankası, Yapı ve Kredi Bankası gibi çeşitli kurumlarda danışmanlık görevlerinde bulunan Murat Üçer, Danışman olarak ticari bankalara, çokuluslu şirketlere ve kamu kurumlarına finansal ve ekonomik alanlarda hizmet vermekte.

23 ve 24 Şubat tarihlerindeki eğitim semineri ve yuvarlak masa toplantısı İngilizce yapılacak olup, simultane çeviri olacak. Toplantı programlarına www.ikv.org.tr adresinden ulaşılabilir.

İKV'DEN YENİ YAYIN: "TURKEY: PAST, PRESENT AND FUTURE: REVISED AND UPDATED SECOND EDITION"

Aralık 2010 tarihinde İKV tarafından hazırlanan “Turkey:

Past, Present and Future” başlıklı kitabın, güncellenmiş yeni baskısı "Turkey: Past, Present and Future: Revised and

Updated Second Edition", Şubat 2012’de yayımlandı.

Aralık 2010 tarihinde İKV tarafından hazırlanan ve yayımlanan “Turkey: Past, Present and Future” başlıklı yayın, Türkiye’nin önemli ekonomik, siyasi, sosyal ve dış politika konularını, Türkiye-AB müzakere süreci perspektifinden, yalın, tarafsız ve sade bir dille okuyuculara aktarıyordu. İKV uzman kadrosu tarafından hazırlanan çalışma, uzmanlarımızın çalışmaları ve temasları sırasında sıklıkla karşılaştıkları, merak edilen sorulara ışık tutmak amacıyla kaleme alınmıştı. Türkiye hakkında Avrupa kamuoyunda sürekli gündeme getirilen konuların tartışıldığı çalışma, aradan geçen bir yılın sonunda güncellenerek, yenilendi. Yine İKV uzman kadrosu tarafından hazırlanan "Turkey: Past, Present and Future: Revised and Updated Second Edition” başlıklı kitapta, Arap Baharı’ndan, Avrupa’daki ekonomik krize; Türkiye’deki Anayasa Referandumu’ndan, Haziran 2011 genel seçimlerine kadar, son bir yılda Türkiye, AB, Türkiye-AB ilişkileri ve komşu coğrafyalarda yaşanan gelişmelere yer verildi. Yenilenmiş yeni baskı, “Tarihi Perspektif”, “Din ve Laiklik”, “Haklar ve Özgürlükler”, “Demokrasi ve Sivil Toplum”, “Siyasi Katılım”, “Eğitim”, “Avrupalılık”, “Türkiye’nin Dış İlişkileri: Güncel Trendler”, “Pratik Endişeler” bölümlerinden oluşuyor.

Avrupa kamuoyunda Türkiye konusunda yapılan tartışmalara referans oluşturması amacıyla hazırlanan ve farklı boyutu ile daha geniş kitleleri hedefleyen çalışmada kullanılan yeni kapak fotoğrafı, İstanbul Ticaret Odası tarafından sağlandı. Yayında kullanılan diğer İstanbul fotoğrafları ise Caner Kasapoğlu, Mert Çandır ve Cenk Düzyol’a ait. Kitapta ayrıca 2009 yılında İKV tarafından gerçekleştirilen “İstanbul’dan Madrid’e:

ĐKTĐSADĐ KALKINMA VAKFI E – Bülteni

15-21 Şubat 2012

5

İspanya’nın AB Dönem Başkanlığı’na Doğru” projesi katılımcıları tarafından çekilen fotoğraflara da yer veriliyor.

"Turkey: Past, Present and Future: Revised and Updated Second Edition" İKV Yayın Numarası: 252 ISBN: 978-605-5984-45-8 Yayın Dili: İngilizce Yayın Tarihi: Ocak 2012 Sayfa Sayısı: 192

Söz konusu yayın ile ilgili ayrıntılı bilgi için: www.ikv.org.tr

AVRO ALANI MALİYE BAKANLARI YUNANİSTAN’IN İKİNCİ KURTARMA PAKETİNİ ONAYLADI

20 Şubat’ta bir araya gelen Avro Alanı Maliye Bakanları, on üç saatten fazla süren istişarenin ardından 21 Şubat’ta sabaha karşı Yunanistan’ın ikinci kurtarma paketini onayladı. Yunanistan’ın hâlihazırda GSYH’nin yüzde 160’ı seviyesinde olan borcunun 2020’ye kadar GSYH’nin yüzde 120,5’i seviyesine indirilerek sürdürülebilir hale getirilmesini hedefleyen ve “ikinci kurtarma paketi” olarak adlandırılan yeni anlaşma ile Yunanistan’a 130 Milyar Avro’luk ek kaynak oluşturulacak. Ayrıca Yunanistan’ın özel sektöre olan borçlarının nominal anlamda yüzde 53,5; reel anlamda ise yüzde 75 oranında bir kesinti ile silinmesine uluslararası bankalar ve finansal kuruluşlar tarafından onay verildi. Böylelikle, Yunanistan için 107 Milyar Avro’luk ayrı bir ek kaynak daha oluşturuldu ve toplamda 237 Milyar Avro’luk bir yardım paketi devreye girmiş oldu.

Yunanistan’a verilecek yardımın 130 Milyar Avro’luk kısmı özellikle Avrupa Kurtarma Fonundan ve Uluslararası Para Fonu’ndan (IMF) karşılanacak. Yunan hükümeti, bütçe kesintileri ve zorlu ekonomik reformlar gerçekleştirmenin yanında, faiz ödemelerini AB, Avrupa Merkez Bankası (AMB) ve İMF troykası tarafından sıkı denetime tabi tutulan bir “emanet hesabı”na yapmakla yükümlü olacak. Ayrıca Yunanistan’ın borç ödemelerini yasal öncelik haline getirecek olan düzenlemeleri 2 ay içerisinde oluşturması gerekiyor. AB, atılacak bu adımların hepsini Yunanistan’da daimi bir heyet oluşturarak takip edecek.

Avro Grubu Başkanı ve Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker, toplantıdan sonra yaptığı açıklamada varılan anlaşmayı, Yunanistan’ın Avrupa’daki geleceğini garantileyen geniş kapsamlı bir anlaşma olarak nitelendirdi. Avrupa Komisyonu’nun Ekonomik ve Mali İşlerden Sorumlu Üyesi Olli Rehn ise, varılan anlaşmanın krize karşı alınan kapsamlı önlemlerin kalan parçasını oluşturduğunu belirterek, bundan sonra, sürdürülebilir büyümeyi hızlandırma ve istihdam yaratmaya yoğunlaşabileceklerini ifade etti.

ĐKTĐSADĐ KALKINMA VAKFI E – Bülteni

15-21 Şubat 2012

6

Yunanistan Başbakanı Lukas Papadimos; hükümetin programa sadık kalarak önlemleri hayata geçireceğini ve bugünün Yunan ekonomisi için tarihi bir gün olduğunu belirtti. Yunanistan Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Evangelos Venizelos ise, tarihte ilk kez bir ülkenin borcunun 100 Milyar Avro kadar silindiğini ve iflas korkusuyla bankalardan paralarını çeken halkın tekrar paralarını yatırabileceğini vurguladı.

NATO GENEL SEKRETERİ RASMUSSEN TÜRKİYE’Yİ ZİYARET ETTİ

NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, Türkiye’nin NATO’ya üyeliğinin 60’ıncı yıldönümü vesilesiyle 16-17 Şubat 2012 tarihlerinde Türkiye’ye resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. Ziyareti sırasında, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile bir araya gelen Rasmussen, yaptığı görüşmenin ardından Davutoğlu ile ortak bir basın toplantısı düzenledi.

Ortak basın toplantısında ilk olarak söz alan Dışişleri Bakanı Davutoğlu, dünya ve uluslararası ilişkilerin yine büyük bir ivme içinde hareket ettiğini belirterek tüm bu değişim süreci içinde NATO'nun başarılı bir ittifak sistemi olarak hep pozitif rol oynadığını ve bu role Türkiye'nin büyük katkısının olduğunu dile getirdi. Balkanlarda, Afganistan'da ve diğer stratejik alanlarda NATO'nun önemli rolüne değinen Davutoğlu, Türkiye’nin bundan sonra da NATO'nun istikrar yapıcı faaliyetlerine katkıda bulunmaya hazır olduğunu vurguladı.

NATO Genel Sekreteri ile yaptığı görüşmede Afganistan'da gelinen son noktayı ve Balkanlar'daki durumu gözden geçirdiklerini anlatan Davutoğlu, Türkiye’nin Balkanların istikrarı için açık kapı politikasına büyük önem verdiğini dile getirdi. Davutoğlu, Bosna-Hersek'in, Makedonya'nın ve Karadağ'ın NATO üyeliklerinin önünün açılmasının hem Türkiye için, hem de Balkanlar’da istikrar için büyük önem taşıdığını da sözlerine ekledi.

NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen de yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, NATO'nun 60 yıldır hayati önem arz eden bir üyesi olduğunu belirterek, “60 yıl içinde

birçok şeyin değiştiğini, ancak NATO ve Türkiye’nin birbirlerine karşı olan

taahhüdünde herhangi bir değişiklik olmadığını" da önemle vurguladı.

Türkiye'nin NATO operasyonlarında önemli rol oynadığını dile getiren Rasmussen, özellikle Türkiye'nin Uluslararası Güvenlik Destek Gücü (ISAF) operasyonlarına verdiği destek için teşekkür etti. NATO’nun kararlarında her zaman Türkiye'nin sesinin ve sözünün hissedildiğini vurgulayan Rasmussen,

ĐKTĐSADĐ KALKINMA VAKFI E – Bülteni

15-21 Şubat 2012

7

NATO'nun kolektif çabalarının dünya güvenliği açısından en iyi sigorta poliçesi olduğunun da altını çizdi. 19-20 Mayıs 2012’de Chicago'da düzenlenecek NATO zirvesine de değinen Rasmussen, söz konusu zirvede, karşılaştıkları gerçek zorluklara gerçek yanıtlar üretmeye çalışacaklarını belirtti.

Füze savunma sistemine ilişkin açıklamalar da yapan Rasmussen, füze savunma sisteminin “modern bir tehdide karşı verilen modern bir yanıt” olduğunu belirterek Türkiye’nin güvenlikte de belirleyici ve stratejik anlamda önemli olduğuna dikkat çekti. Türkiye’nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki deneyimleri ve uzmanlığının NATO için çok değerli ve yararlı olduğunun da altını çizen Rasmussen, gerek füze kalkanı, gerek diğer ortak savunma projelerinde Türkiye’nin onayı olmayan adımların asla atılmayacağını da dile getirdi.

AVRUPA PARLAMENTOSU, KKTC’NİN MARAŞ BÖLGESİNİ RUMLARA İADE ETMESİNİ TALEP EDEN BİR DEKLARASYON YAYIMLADI

Avrupa Parlamentosu, KKTC'nin Maraş bölgesini "meşru sakinleri” olduklarını iddia ettiği Rumlara iade etmesi için bir deklarasyon hazırladı. Maraş'ın "meşru sakinlerine iadesinin Kıbrıs sorununa çözümü sağlayacağı” iddiasının savunulduğu bildirgede, bu alanda Türkiye'nin işbirliğini sağlamak için Avrupa Birliği’ne işbirliği çağrısı da yapıldı. 15 Şubat 2012 tarihinde Strazburg’da yapılan AP Genel Kurulu’nda yayımlanan deklarasyon, 390 Avrupa Parlamentosu üyesi tarafından imzalandı.

Deklarasyon, Sosyalist Grup Üyesi Polonyalı Lidia Joanna Geringer de Oedenberg ve Hıristiyan Demokrat Artur Zasada, Avrupa Sol Grup Üyesi İspanyol Willy Meyer, Yeşiller Grubu Üyesi Yunan Mihalis Tremopulos ve Liberal Grup Üyesi İsveçli Cecilia Wilkström'ün girişimleriyle kaleme alındı. "Maraş kapalı bölgesinin meşru sakinlerine iadesi" başlığı altında yayımlanan bildirgede, Ankara'dan konu hakkında 1979 yılında varılan anlaşmaya "sadık kalması" ve BM Güvenlik Konseyi'nin 550 (1984) ve 789 (1992) sayılı kararlarını yerine getirmesi istendi.

Türkiye GKRY’nin Yeni Ruhsat İhalesini Protesto Etti

Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı 15 Şubat 2012 tarihinde GKRY’nin sözde münhasır ekonomik bölgesinde yeni bir uluslararası hidrokarbon arama ruhsat ihalesine çıkmasını protesto etti.

Dışişleri Bakanlığı, Rumların açtığı ihaledeki ruhsat sahalarının sadece Türkiye’nin kıta sahanlığını ihlal etmekle kalmayıp, KKTC’nin 22 Eylül 2011 tarihinde Kıbrıs’ın güneyinde Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına (TPAO)

ĐKTĐSADĐ KALKINMA VAKFI E – Bülteni

15-21 Şubat 2012

8

verdiği ruhsat sahalarıyla da çakışmakta olduğuna dikkat çekti. Bakanlık, bu durumun, söz konusu yasadışı ihaleye girebilecek uluslararası şirketlerin, ileride KKTC ve TPAO ile karşı karşıya gelmelerine ve arzu edilmeyen gerginliklerin ortaya çıkmasına sebep olabileceği konusunda da uyarıda bulundu. Türkiye’nin bu durumda, Kıbrıs Türklerinin Ada’nın güneyinde verdikleri ruhsatların ihlal edilmemesi ve deniz alanlarındaki hak ve menfaatlerinin korunması için devreye gireceğini vurgulayan Dışişleri Bakanlığı anavatan ve garantör ülke sorumluluğu içinde, KKTC’ye her türlü desteğin verileceğinin de altını çizdi.

14’ÜNCÜ AB-ÇİN ZİRVESİ PEKİN’DE GERÇEKLEŞTİRİLDİ

14’üncü AB-Çin Zirvesi Avrupa Birliği’ni temsilen AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy ve Avrupa Komisyonu Başkanı Manuel Barosso ile Çin Halk Cumhuriyeti’ni temsilen Başbakan Wen Jiabao’nun katılımıyla 14-15 Şubat 2012’de Pekin’de gerçekleşti. AB-Çin stratejik ortaklığı, Avro Alanı borçlanma krizi, inovasyon alanında işbirliği ve yatırımcılığın geliştirilmesi ile ilgili ticari ilişkiler, halklararası diyalog, Avrupa 2020 Stratejisi, Çin’in 12’nci 5 yıllık planı ve enerji konuları, G20 ve iklim değişikliği ile Ortadoğu’daki gelişmeler, İran’ın nükleer programı, Kuzey Kore ve Burma/Myanmar olmak üzere bölgesel ve uluslararası güncel konular görüşülen başlıca konular oldu.

AB Konseyi Başkanı Van Rompuy Zirve’nin ardından yaptığı açıklamada AB ve Çin

arasında giderek artan bağımlılığa dikkat çekerek bu bağımlılıktan müşterek

yararlar sağlamayı amaçladıklarını belirtti.

AB ile Çin arasındaki ticaretin değerinin günde 1 Milyar Avro’dan fazla olduğunu belirten Van Rompuy, ticari ilişkileri geliştirme ve dengeleme konularını görüştüklerini belirtti. Avrupalı firmaların Çin pazarına erişiminin kolaylaştırılması, yatırımların ve fikri mülkiyet haklarının korunması ile korumacılık konusundaki endişelerini Jiabao’ya ilettiklerini söyleyen Van Rompuy, inovasyon, araştırma ve teknoloji gibi alanlarda da işbirliği yapma kararı aldıklarını belirtti. Ayrıca, şehirleşme alanında AB-Çin diyaloğu başlatma kararı aldıklarını da sözlerine ekledi.

Zirveden sonra yapılan ortak basın açıklamasında, Çin’in 2016’ya kadar piyasa ekonomisi statüsü alması konusunda da ilerleme kaydedilmesine ağırlık verileceği belirtildi.

ĐKTĐSADĐ KALKINMA VAKFI E – Bülteni

15-21 Şubat 2012

9

Van Rompuy ve Barosso 15 Şubat’ta Çin Halk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hu Jintao ile bir araya geldi. Jintao Çin’in Avro Alanı borçlanma krizine karşı desteğini artıracağını taahhüt etti. Avrupa’nın bu gibi zorlukların üstesinden gelme kabiliyetine ve hikmetine sahip olduğu inancını dile getiren Jinato, zor küresel ekonomik şartları hiçbir ülkenin tek başına göğüsleyemeyeceğini belirterek, Çin ve AB’nin işbirliği içerisinde hareket ederek birbirilerine yardım etmeleri

gerektiğini belirtti.

14’üncü AB-Çin Zirvesi’nden sonra yapılan ortak bildiriye şu internet adresinden ulaşılabilir: http://www.consilium.europa.eu/uedocs/cms_Data/docs/pressdata/en/er/127968.pdf

AB DÖNEM BAŞKANI DANİMARKA BÜYÜKELÇİSİ: 'AB SÜRECİNDE İVME İÇİN BİR BAŞLIK AÇILMALI'

AB Dönem Başkanı Danimarka'nın Ankara Büyükelçisi Ruben Madsen, Türkiye-AB müzakere sürecinde en büyük sorunun ivme eksikliği olduğuna dikkat çekerek, "Bunu aşmanın en

gerçekçi yolu, en azından bir başlığı

müzakerelere açmak" dedi. Büyükelçi, Avrupa Komisyonu'nun tıkanıklığı aşmak ve diyaloğu artırmak için ortaya attığı "pozitif gündem" teklifinin de müzakerelere alternatif olmadığını bildirdi. Ancak vize, göç, enerji ve terörle mücadele konularında işbirliğinin yer aldığı gündeme Ankara'nın destek vermesini istedi. Avrupa Komisyonu'nun Genişleme’den Sorumlu Üyesi Stefan Füle'nin teklif ettiği 'pozitif gündem’, başlıklar müzakereye açılmasa bile "Türkiye'deki siyasi reformlara destek, ulusal hukukun AB ile uyumlaştırılmasının devamı, önemli ticaret konularının ele alınması, vize ve göç konularında daha yakın işbirliği, dış politika, enerji ve terörle mücadele konularında daha yakın diyaloğu" içeriyor.

Müzakere sürecindeki durgunluğa dikkat çeken Büyükelçi Madsen, "En büyük

sıkıntı, ivme (canlılık) eksikliği" değerlendirmesinde bulundu. Türkiye'nin AB üyeliğine ülkesinin desteğini tekrarlayan Büyükelçi, "diğerleri gibi biz de

müzakerelerin işlemez bir hal aldığının farkındayız" yorumu yaptı. Madsen, en azından bir başlığın açılmasının Türkiye'nin AB sürecine canlılık getireceğini vurguladı. Ruben Madsen, başlık açılamaması durumunda ise pozitif gündeme ağırlık verilmesini önerdi.

ĐKTĐSADĐ KALKINMA VAKFI E – Bülteni

15-21 Şubat 2012

10

21’İNCİ AB BİLGİ MERKEZİ İSTANBUL’DA AÇILDI

Avrupa Birliği ve Türkiye’nin AB’ye katılım süreci konusunda halkın bilgilendirilmesi amacını taşıyan AB Bilgi Merkezlerinin 21’incisi 17 Şubat 2012 tarihinde İstanbul’da Bahçeşehir Üniversitesi’nde açıldı. Faaliyetlerini Bahçeşehir Üniversitesi ile işbirliği içerisinde yürütülecek olan yeni bilgi merkezi, Türkiye genelinde varlık

gösteren bilgi merkezleri ağının da bir parçası oluyor.

İstanbul AB Bilgi Merkezi’nin açılış töreni, Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Şenay Yalçın ve Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Sayın Jean-Maurice Ripert’in ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Jean-Maurice Ripert, açılış konuşmasında, çoğu kişinin “bu yılın AB-Türkiye ilişkileri açısından zor bir yıl

olacağı tahmininde bulunduğunu” belirtti ve “Samimi tartışmalardan kaçmıyoruz.

Ancak Türkiye-AB ilişkileri gerçeği de göz önünde bulundurulmalı ve bu gerçek şu ki

‘temel unsurlar' olumlu seyretmektedir” dedi. AB ve Türkiye'nin “pozitif gündem” sürecini başlattığının altını çizen Ripert, bunun da bir dizi AB müktesebatı faslıyla ilgili konuda her durumda ve mümkün olduğu kadar çabuk çalışmaya niyetli olduklarını gösterdiğini vurguladı.

AB Türkiye Delegasyonu tarafından yerel ortaklarla sağlanan işbirliği kapsamında oluşturulan AB Bilgi Merkezleri, vatandaşların Avrupa Birliği, AB politikaları ve Birliğin Türkiye'de yürüttüğü proje ve faaliyetleriyle ilgili sorularına yanıt verme ve AB'yi Türkiye vatandaşlarına yakınlaştırma amacını taşıyor. Merkezler öğrencilerin, yerel medya, iş dünyası, kamu kurumları ve sivil toplumun da arasında bulunduğu hedef gruplarla yakın irtibat halinde çalışarak, yerel ve bölgesel ortaklarla birlikte birçok etkinliğe imza atıyor.

ĐKTĐSADĐ KALKINMA VAKFI E – Bülteni

15-21 Şubat 2012

11

Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu tarafından ilk AB Bilgi Merkezi’nin 1996 yılında Gaziantep’te kurulmasının ardından; Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Edirne, Erzurum, Eskişehir İzmir, Kayseri, Kocaeli, Konya, Mersin, Samsun, Sivas, Şanlıurfa, Trabzon ve Van’da bilgi merkezleri açıldı. AB Bilgi Merkezleri, faaliyetlerini ticaret ve sanayi odaları, üniversiteler ve belediyelerden oluşan ortaklarıyla işbirliği içerisinde yürütüyor.

AVRUPA KOMİSYONU ERKEN UYARI RAPORUNU YAYINLAYARAK 12 ÜLKEYİ GÖZLEM ALTINA ALDI

Avrupa Komisyonu ekonomik gözetimin güçlendirilmesine ilişkin mevzuat kapsamında 14 Şubat 2012 tarihinde ilk “Uyarı Mekanizması Raporu”nu yayınladı. Söz konusu rapor, AB ve Avro Alanı’nda riskli makroekonomik gelişmelerin tespit edilmesi ve düzeltilmesine yardımcı olan ve böylece Ekonomik ve Parasal Birliğin ekonomik ayağının güçlendirilmesini sağlayan yeni gözetim

mekanizması, “Makroekonomik Dengesizliklere İlişkin Prosedür” ün başlangıç noktasını oluşturuyor. Makroekonomik Dengesizliklere İlişkin Prosedür, 13 Aralık 2011 tarihinde yürürlüğe giren 6 adet mevzuat düzenlemesinden oluşan paketin bir bölümünü teşkil ediyor.

Üye ülkelerin makroekonomik verilerinin incelendiği raporda, 12 ülkenin kamu borcu ve rekabet güçlerindeki eksiklikler nedeniyle yeni krizler yaşama riskiyle karşı karşıya oldukları belirtiliyor. Konut fiyatları, özel sektör kredileri, kamu açığı, ihracat performansı gibi on temel veriye dayana raporda Belçika, Bulgaristan, GKRY, Danimarka, Finlandiya, Fransa, İtalya, Macaristan, Slovenya, İspanya, İsveç ve İngiltere’nin potansiyel problemleri olduğu ve makro ekonomik politikalarının daha derinlemesine incelenmesi gerektiğine işaret ediliyor. Daha net bir gözlem için her bir üye ülkeye özel incelemelerin yapılması gerekiyor. Bu ikinci kapsamlı gözden geçirmeler sonucu, zararlı makroekonomik dengesizliklerin olup olmadığı değerlendirilecek. Gerektiğinde Avrupa Komisyonu ilgili üye ülkeye ilişkin bir tavsiye kararı yayınlayarak o ülkeden dengesizliğin düzeltilmesi için uygun eylemin gerçekleştirilmesini talep edecek.

Yunanistan, İrlanda, Portekiz ve Romanya’ya ise halen, AB ve IMF tarafından uygulanan mali destek programına tabi olmaları nedeniyle kapsamlı inceleme önerilmedi.

Raporda, mevcut durumda Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Almanya, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Malta, Hollanda, Polonya ve Slovakya’nın kapsamlı gözden geçirmeye ihtiyacı olmadığı belirtilirken, bu ülkelerin makroekonomik ve mali politikalarının “Avrupa Sömestri” çerçevesinde değerlendirilerek tavsiyede bulunulacağı açıklandı.

ĐKTĐSADĐ KALKINMA VAKFI E – Bülteni

15-21 Şubat 2012

12

Makroekonomik Dengesizliklere İlişkin Prosedür’ün önleyici ayağı Avrupa Komisyonu ve AB Konseyi’ne dengesizlikler büyümeden erken aşamada tavsiye kararı kabul etmelerine imkan sağlıyor. Daha ciddi durumlarda düzeltici mekanizmayla “Aşırı Dengesizliklere ilişkin Prosedür” başlatılıyor. Bu durumda ilgili üye ülkeler güçlendirilmiş gözetime tabi olarak düzeltici eylem planı sunacaklar. “Aşırı Dengesizliklere ilişkin Prosedür”ün uygulanmasının sağlanması amacıyla mali yaptırım da uygulanabilecek.

Avrupa Komisyonu’nun Ekonomik ve Mali İşlerden sorumlu üyesi Olli Rehn de yaptığı açıklamada, makroekonomik dengesizliklerin ortaya çıkması ve zarar verici hale gelmeye başlaması halinde, bu yeni mekanizmanın dengesizliklerin düzeltilmesinde önemli bir araç olacağını ifade etti. Güçlü mali politikaların ve riskli ekonomik dengesizliklerin erken tespit ve düzeltilmesinin sürdürülebilir büyüme ve istihdam için gerekli şartlar olduğunu ekledi.

ALMANYA CUMHURBAŞKANI CHRİSTİAN WULFF İSTİFA ETTİ

Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff, 17 Şubat 2012 tarihinde yaptığı basın toplantısında istifasını açıkladı. Wulff istifa konuşmasında, Almanya'nın toplumun çoğunluğunun güvenine sahip bir cumhurbaşkanına ihtiyacı olduğunu belirterek, hakkındaki suçlamalardan dolayı bu görevi yerine getirmesinin artık mümkün olmadığını, kendisine olan güvenin ve

nüfuzunun zedelendiğini dile getirdi.

Bilindiği üzere Hannover Savcılığı, Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff'un dokunulmazlığının kaldırılması için 16 Şubat 2012 tarihinde Alman Federal Meclisi’ne başvuruda bulunmuştu. Hannover Savcılığı tarafından yapılan açıklamada, yeni belgelerin ve medyada yer alan haberlerin kapsamlı bir biçimde incelenmesinin ardından, Cumhurbaşkanı hakkında "çıkar sağlama" şüphesinin uyandığı bildirilmiş, bu nedenle hakkında yasal süreç başlatılması gerektiği ifade edilmişti.

Cumhurbaşkanı Wulff istifasından birkaç gün önce İtalya ziyareti sırasında verdiği bir beyanatta özellikle Fransa ve ülkesi Almanya’nın Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olan tutumunu eleştirmiş ve AB üyesi ülkelerin oybirliği ile Türkiye’nin üyelik müzakerelerine başlaması kararını aldıklarını hatırlatarak “ahde vefa” ilkesine uymaları gerektiğini dile getirmişti.

ĐKTĐSADĐ KALKINMA VAKFI E – Bülteni

15-21 Şubat 2012

13

NİCOLAS SARKOZY CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİNDE YENİDEN ADAY OLACAĞINI AÇIKLADI

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, ilk turu 22 Nisan 2012 tarihinde gerçekleşecek olan cumhurbaşkanlığı seçimleri için yeniden aday olacağını resmen açıkladı. 15 Şubat 2012 tarihinde Fransa’nın resmi televizyon kanalı TF1’in ana haber programına konuk olan Sarkozy, ikinci kez cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yarışacağını seçmenlerine duyurdu. Duyurusunun ardından ilk mitingini “Güçlü Fransa” sloganıyla Annecy şehrinde gerçekleştiren Sarkozy, konuşmasında en güçlü rakibi olan Sosyalist Parti adayı François Hollande’i sert bir dille eleştirdi.

Sosyalist Parti’nin adayı François Hollande, Sarkozy’yi cumhurbaşkanı sıfatıyla Fransa içinde yaptığı gezilerde seçim propagandası yapmakla suçlayarak, Sarkozy’nin resmen adaylığını açıkladığı 15 Şubat 2012 tarihine kadar masraflarını devlet bütçesinden karşılayarak yolsuzluk yapmış olduğunu görüşünü de dile getirdi.

Son kamuoyu yoklamaları, ilk turu 22 Nisan 2012, ikinci turu ise 6 Mayıs 2012 tarihinde düzenlenecek cumhurbaşkanlığı seçimlerini Sosyalist Parti adayı

François Hollande'ın açık farkla önde bitireceğini ortaya koyuyor.

LETONYA’DA RUSÇA’NIN İKİNCİ RESMİ DİL OLMASI REFERANDUMDA REDDEDİLDİ

Letonya'da Rusça'nın ikinci resmi dil olmasına ilişkin önerge 18 Şubat 2012 tarihinde yapılan halkoylamasında reddedildi. Kayıtlı seçmenlerin yaklaşık yüzde 70’inin katıldığı referandumda sandık başına giden Letonyalıların yaklaşık yüzde 75’i Rusça’nın Letonya’nın ikinci resmi dili olması önerisine “hayır” oyu verdi. Rusça’nın Letonya’nın ikinci resmi dili olabilmesi

için referanduma katılan seçmenlerin en az yüzde 51’inin “evet” oyu gerektiğinden, Rusça konuşan Letonyalıların anadillerini Letonya’nın ikinci resmi dili olarak kabul ettirme girişimleri de başarısızlıkla sonuçlanmış oldu.

2,1 Milyon’luk Letonya nüfusunun yaklaşık yüzde 44’ünü oluşturan Rusya, Ukrayna ve Beyaz Rusya kökenli vatandaşların Rusça’nın ülkede ikinci resmi dil olması talebi daha önce de Letonya Meclisi’nde görüşülmüş, ancak olumlu bir sonuç alınamamıştı. 2010 yılında 100 üyeli Letonya Meclisi’nde Rusça’nın ikinci resmi dil olarak benimsenmesine yönelik bir yasa teklifi 34 milletvekilinin olumlu oyuna karşı, 60 milletvekilinin hayır oyuyla reddedilmişti. Rus azınlığın haklarını korumak için

ĐKTĐSADĐ KALKINMA VAKFI E – Bülteni

15-21 Şubat 2012

14

kurulmuş olan Uyum Partisi’nin 18 Eylül 2011 tarihinde yapılan Letonya Genel Seçimleri’nden birinci parti olarak çıkmasıyla Rusça’nın ikinci resmi dil olması yönündeki siyasi faaliyetler yeniden ivme kazanmış, Uyum Partisi’nin de desteğiyle bir imza kampanyası başlatılmıştı. Çoğunluğu anadili Rusça olan Letonyalıların desteklediği bu yurttaş girişimi sonucunda Letonya’da kayıtlı seçmenlerin yüzde 10’una tekabül eden 200 bin imzaya ulaşılınca Letonya kanunlarına göre halkoylamasının yolu da açılmış oldu.

Baltık Cumhuriyetleri’nin Sovyetler Birliği'nden ayrılmasının ardından Letonya'da yaşayan Rus kökenli yüz binlerce kişi Sovyet vatandaşlığını kaybetmiş, ancak Letonya vatandaşı da olamamıştı. Letonya makamları, ulusal kültürü ve kurumları geliştirme gerekçesiyle Letonya vatandaşlığı alabilmek için Letonca bilmeyi de zorunlu kılmış, Letonca bilgisini kanıtlayamayanlara yurttaşlık vermemekte ısrarcı olmuştu. Anadili Rusça olanların Letonca bilgisini ölçmek için yapılan testlerde anadili Letonca olan Letonyalıların da büyük bir bölümü başarısız olmuş, söz konusu testlerin amaç ve niteliği büyük bir tartışma konusu haline gelmişti. Letonya’nın 1 Mayıs 2004 tarihinde Avrupa Birliği’ne katılmasıyla birlikte ana dili Rusça olanlara yaptıkları baskılar azalmış, ancak Letonya makamları Rusça konuşanlara ayrımcılık uyguladıkları gerekçesiyle eleştirilere maruz kalmaya devam etmişti.

MAKEDONYA AB SİVİL SAVUNMA MEKANİZMASI’NIN 32’NCİ ÜYESİ OLDU

Makedonya 13 Şubat 2012’de Avrupa doğal afetlere müdahale alanında işbirliğinin kolaylaştırılmasını amaçlayan AB Sivil Savunma Mekanizması’nın 32’nci üyesi oldu. Makedonya böylece, afetlerin önlenmesi, afetlere karşı hazırlıklılığın artırılması ve daha afetlere etkin bir şekilde müdahale edilebilmesi alanında işbirliği yapan Avrupa

ülkelerine katılmış oldu. Avrupa Komisyonu, AB Sivil Savunma Mekanizması’na İzleme ve Bilgi Merkezi (MIC) aracılığıyla destek sağlıyor.

Avrupa Komisyonu’nun İnsani Yardımdan Sorumlu Üyesi Kristalina Georgieva yaptığı açıklamada, Makedonya’nın AB Sivil Savunma Mekanizması’na katılımından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

AB Sivil Savunma Mekanizması’na katılım ülkelerin Avrupa çapında bir afet yönetim ağına dahil olmasını ve geniş bir yelpazede krizlerle mücadele için oluşturulan kaynaklar havuzuna erişimini sağlıyor. AB aday ülkeleri de Birliğe katılmadan önce mekanizmaya dahil olabiliyor (Hırvatistan 2009 yılından beri Avrupa Sivil Savunma Mekanizması’na üyesi).

2001 yılında kurulan Avrupa Sivil Savunma Mekanizması’nın AB-27 ülkeleri, Makedonya, Hırvatistan, İzlanda, Lihtenştayn ve Norveç olmak üzere toplam 32 üyesi bulunuyor. Katılımcı ülkeler, dünya çapında olası afetlere müdahalede kullanılmak üzere bir kaynak havuzu oluşturuyor. Avrupa Sivil Savunma Mekanizması, Ekim 2011’de Van’daki depremi için de faaliyete geçirilmişti.

ĐKTĐSADĐ KALKINMA VAKFI E – Bülteni

15-21 Şubat 2012

15

ENERJİ KONSEYİ TOPLANTISINDA ENERJİ ALTYAPI PROJELERİ TARTIŞILDI

14 Şubat 2012 tarihinde toplanan Enerji Konseyi’nde AB Üye Devletlerinin Enerji Bakanları Trans-Avrupa enerji altyapı projelerinin rehberlerini ele aldılar. Toplantıda, Üye devletlerin enerji altyapı projelerinin seçiminde daha aktif bir rol talep etmeleri ile Komisyon tarafından belirlenen sıkı termin tarihlerine getirilen eleştiriler öne çıktı. Enerji Bakanlarının önemli bir kısmı, enerji altyapı projelerinin AB fonlarından

faydalanma ve önceliklendirme koşullarında son sözü Komisyon’un söylemesine

karşı olduklarını ifade ettiler.

Bilindiği üzere Trans-Avrupa enerji altyapısı rehberlerine ilişkin tüzük taslağı 19 Ekim 2011 tarihinde yayımlanmıştı. Taslak, 12 stratejik Trans-Avrupa enerji altyapı koridoruna öncelik tanıyor ve Birlik çapında ortak çıkar projelerinin tanımlanması için kuralları ortaya koyuyor. İlk proje listesinin 31 Temmuz 2013 tarihinde kabul edilmesi ve bu listenin iki yılda bir güncellenmesi öngörülüyor.

Enerji Konseyi toplantısında konuşan Avrupa Komisyonu’nun Enerjiden Sorumlu Üyesi Günther Oettinger, üye devletlere ulusal enerji sistemleri arasındaki

farklılıkların hızla ortadan kaldırılması için çağrı yaptı. Çin ve ABD’nin enerji altyapısı konusunda AB’den çok daha iyi durumda olduğuna dikkat çeken Oettinger, üye devletler arasındaki işbirliği ve koordinasyonun sadece projelerin planlanmasını değil aynı zamanda yatırımcılara daha cazip ve güvenilir koşullar sunulmasına da katkı sağlayacağını belirtti.

NABUCCO KONSORSİYUMU PROJEYLE İLGİLİ AÇIKLAMA YAPTI

Nabucco Projesi’nin kaynak bulma ve inşaat konularındaki sıkıntılar nedeniyle gerçekleştirilemeyeceği yönündeki haberlerin artması üzerine, Nabucco Konsorsiyumu İdari Direktörü Reinhard Mitschek açıklama yaparak, Nabucco

Projesi’nin Güney Koridoru’nda AB’nin en önemli projesi olduğunu, projenin

uygulanmasının antlaşmaya ve ikili sözleşmelere dayandığını belirtti. Nabucco’nun büyük ölçekli bir proje olduğunu dile getiren Mitschek, bu nedenle siyasi desteğe ihtiyacı olduğunun altını çizdi. Konsorsiyum ortaklarının projenin en önemli arz kaynağı olarak görülen Şahdeniz-2 kaynaklı doğalgaz için müzakereleri sürdürdüğünü dile getiren Mitschek, Irak ve Türkmenistan’ın da Avrupa’ya doğalgaz ihraç etmeye istekli olduklarını hatırlattı. Hâlihazırda çevresel ve sosyal etki analizlerinin tamamlandığına dikkat çeken Mitschmek, Nabucco’nun oldukça gelişmiş ve rekabetçi bir proje olduğunu belirtti.

ĐKTĐSADĐ KALKINMA VAKFI E – Bülteni

15-21 Şubat 2012

16

Bilindiği üzere, AB, Nabucco Projesi’ne 200 Milyon Avro mali katkı sağlıyor. Bunun yanında 2010 yılında Avrupa Yatırım Bankası (AYB), Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (AİKB) ve Uluslararası Finans Kurumu (İFK) Nabucco Projesi’ne 4 Milyar Avro’ya kadar finansman sağlayacağını açıklamıştı. Proje kapsamında doğalgaz boru hattı inşasının 2013 sonunda başlaması ve 2017 yılında faaliyete geçilmesi öngörülüyor.

HİNDİSTAN, TÜRKİYE’NİN PAMUK İPLİĞİ İTHALATI POLİTİKASINI DTÖ’YE ŞİKAYET ETTİ

Hindistan, 13 Şubat 2012 tarihinde, Türkiye’nin pamuk ipliği ithalatında korunma önlemleri (safeguard mesures) uyguladığı gerekçesiyle Dünya Ticaret Örgütü’ne (DTÖ) şikâyette bulundu. Bu kapsamda, Hindistan, DTÖ’nün Anlaşmazlıkların Halli Organı’nın danışma görüşmeleri düzenlemesi için talepte bulundu. Türk ve Hintli yetkililer, 60 gün içinde uzlaşmaya varamadıkları takdirde, Hindistan, DTÖ’nün bir panel düzenlemesi için talepte bulunacağını açıkladı.

Söz konusu korunma önlemlerinin Türkiye tarafından 2008 yılında beri üç yıl için uygulanması öngörülmüştü, ancak bu sürenin Temmuz 2011’te sona ermesi üzerine, Türkiye yeniden süreyi uzatma talebinde bulundu. Türkiye’nin konuya ilişkin bir karar çıkmadan, yeniden korunma önlemleri uygulaması Hintli yetkilileri, DTÖ’ye başvurmalarına neden oldu.

ADALET DİVANI MACARİSTAN’IN ELEKTRİK TEDARİK SÖZLEŞMELERİNİ HUKUKA AYKIRI BULDU

AB Adalet Divanı 13 Şubat 2012 tarihinde verdiği kararlarla (Cases T-80/06; T-182/09) bir kamu teşebbüsü olan Magyar Villamos Muvek Zrt (MVM) ile özel sektör şirketi olan elektrik tedarikçisi Budapesti Eromu Zrt arasında yapılan elektrik satın alma sözleşmelerini AB devlet yardımları kurallarına aykırı buldu.

Macaristan’ın 1990’lı yıllarda uygulamaya koyduğu uzun dönemli enerji tedarik sözleşmeleri sisteminin bir parçasını oluşturan ve 1996 yılında imzalanıp 2024 yılında sona erecek olan söz konusu sözleşmelerle MVM, onlarca yıl boyunca Macaristan elektrik piyasasına vermek üzere tek alıcı olarak sabit bir miktarda elektriği sabit fiyat ile satın almayı taahhüt etmişti. Avrupa Komisyonu 2005 yılında açtığı soruşturma sonucunda, sözleşmenin tarafı olan elektrik üreticilerini her türlü ticari riskten koruduğu ve ilgili pazarda diğer üreticilere göre avantajlı duruma getirdiği için söz konusu sözleşmelerin hukuka aykırı devlet yardımı oluşturduğuna ve elde edilen haksız kazancın iade edilmesine karar vermişti. Adalet Divanı, bu karara karşı açılan iptal davasını reddederek, Komisyon’un kararını haklı bulmuş oldu. Divana göre, elektrik üreticilerine uzun yıllar boyunca belirli bir

ĐKTĐSADĐ KALKINMA VAKFI E – Bülteni

15-21 Şubat 2012

17

miktar elektriği sabit bir fiyattan alım garantisi verilmesi, sürekli dalgalanma gösteren enerji talebine bağlı olarak satın alınacak miktar ve fiyatın değişkenlik gösterdiği AB’nin bu sektördeki toptan alım pazarı koşullarıyla uyuşmamaktadır. Dolayısıyla, Komisyon’un da belirttiği üzere, bu sözleşmelerle sözleşmenin tarafı olan elektrik üreticileri, eğer MVM rekabetçi bir piyasada olması gerektiği şekilde bir özel sektör şirketi gibi hareket etseydi asla elde edemeyecekleri bir ekonomik avantaj elde etmiş olmaktadırlar ki, bu AB rekabet kurallarına aykırı devlet yardımı oluşturmaktadır.

EMEKLİLİK SİSTEMİNİ İRDELEYEN BEYAZ KİTAP YAYIMLANDI

İstihdam, Sosyal İşler ve Sosyal İçermeden Sorumlu Üyesi László Andor, 16 Şubat’ta Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı “Yeterli, Güvenli ve Sürdürülebilir Emeklilik için Gündem” adlı beyaz kitabı sundu.

Emekli maaşlarının günümüz AB nüfusunun dörtte birinin temel geçim kaynağı olduğunun ve Avrupalı gençlerin de ileride emekli maaşlarından yararlanacağının

belirtildiği beyaz kitapta, Avrupa emekli maaşları konusunda harekete geçmediği takdirde, milyonlarca kişinin ileriki yaşlarda fakirlik sınırında yaşama tehlikesiyle karşı karşıya geleceği belirtiliyor. Avrupa’da yaşlı nüfusun giderek arttığı, ortalama yaşam süresinin uzadığı, insanların az sayıda çocuk sahibi olduğu ve ekonomik kriz göz önünde bulundurulduğunda, emekli maaşlarının ulusal bütçelere yük olduğu ifade ediliyor.

Emeklilikle ilgili beyaz kitapta, önceden açıklanan direktiflerde ve talimatlarda belirtilen 20 politika uyarınca üye devletlerin emeklilik sistemi ile ilgili yasal çerçevelerini yeniden oluşturarak sistemin kalıcılığını sağlama alması gerektiği belirtiliyor. Daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir emeklilik sistemi için öncelikle kurumların faaliyetlerinin denetiminde etkinliğin artırılmasının vurgulandığı beyaz kitapta, mali kriz sonrasında daha kolay görülen emekli sistemi açığının finansmanında yaşanan aksaklıkların giderilmesi isteniyor.

Yayımlanması 2012 Avrupa Aktif ve Nesillerarası Dayanışma Yaşlanma Yılı ile aynı döneme gelen beyaz kitap, Temmuz 2010’da faaliyete geçirilen geniş bir istişareden elde edilen sonuçlara göre hazırlandı. Beyaz kitap kapsamında Avrupa bağlamında alınacak önlemler, ulusal seviyede yapılacak emeklilik reformlarını tamamlayıcı ve destekleyici nitelikte olacak. Beyaz kitapta yer alan başlıca öneriler şu şekilde:

� Sosyal ortakların yardımıyla iş yeri ve istihdam piyasası kurallarının yaşça büyük olan ve emekliliğine az süre kalmış çalışanların istihdama daha etkin bir şekilde katılımını sağlayacak şekilde düzenlenmesi,

� Sosyal ortakların ve üye devletlerin tamamlayıcı özel emeklilik şemaları geliştirmeleri için teşvik edilmesi,

ĐKTĐSADĐ KALKINMA VAKFI E – Bülteni

15-21 Şubat 2012

18

� Mesleki Emeklilik Fonlarına ilişkin direktifin gözden geçirilmesi ve tüketici bilincinin artırılmasıyla destekleyici emeklilik programlarının güvenliğinin artırılması,

� Hareketli çalışanların emeklilik haklarının korunması için ilave yasal düzenlemeler getirilmesi ve AB genelinde emeklilik takip sistemleri geliştirilmesi,

� Ortalama yaşam süresi ve emeklilik yaşının ilişkilendirilmesi ile çalışma süresinin uzatılması; kadınlar ile erkeklerin emeklilik koşulları arasındaki farkların azaltılması,

� Üye devletlerin emeklilik sistemi reformlarının yeterliliği, sürdürülebilirliği ve güvenirliğinin denetlenmesi.

Avrupa Komisyonu’nun “Yeterli, Güvenli ve Sürdürülebilir bir Emeklilik için Gündem” başlıklı beyaz kitaba şu internet adresinden ulaşılabilir: http://ec.europa.eu/social/BlobServlet?docId=7341&langId=en

AVRUPA KOMİSYONU “AVRUPA’DA EĞİTİM TEMEL VERİLERİ” RAPORUNU AÇIKLADI

Avrupa Komisyonu, 10 Şubat’ta gerçekleşen AB Eğitim Bakanları toplantısında “Avrupa’da Eğitim Temel Verileri 2012” başlıklı raporu açıkladı. Rapor, son on yılda Avrupa’da eğitim sistemindeki gelişmeleri değerlendiriyor.

Rapor, özellikle Almanya, İngiltere, Hollanda, Avusturya, İtalya ve Belçika’da mezuniyet sonrasında öğretmen olarak işe başlama oranlarının gittikçe düştüğünü ortaya koyuyor. Raporda, işe başlama oranlarının düşmesine karşın

aralarında Portekiz’in de bulunduğu 13 AB ülkesinde zorunlu eğitim süresinin 1 ile

3 yıl arasında artırıldığı ve Avrupa’nın geneline yayılmış rehberlik, danışmanlık,

sınıf içi gözlem ve değerlendirme faaliyetlerinin arttığı vurgulanıyor. Raporda, ayrıca yüksek öğretim mezunlarının daha düşük vasıftaki insanlara göre iki kat daha hızlı iş bulduğu ve yüksek öğretimdeki öğrenci sayısının 2000-2009 döneminde yüzde 22 oranında artarak 19,5 Milyon kişi seviyesine ulaştığı belirtiliyor.

2001 – 2008 döneminde AB üyesi birçok ülkede bütçeden eğitime ayrılan pay yüzde 5 seviyesinde bulunurken, özellikle Bulgaristan, GKRY, İzlanda, Malta ve İrlanda’da bu alanda yapılan çalışmalar sonucu bu oranın yüzde 20 ile yüzde 30’a yükseltildiği belirtiliyor.

“Avrupa’da Eğitim Temel Verileri 2012” adlı raporun tam metnine http://eacea.ec.europa.eu/education/eurydice/documents/key_data_series/134EN.pdfiinternet adresinden ulaşmak mümkün.

ĐKTĐSADĐ KALKINMA VAKFI E – Bülteni

15-21 Şubat 2012

19

AVRUPA KOMİSYONU BİYO-EKONOMİ STRATEJİSİNİ AÇIKLADI

Avrupa Komisyonu, 13 Şubat 2012’de 2050 yılında nüfusun artışıyla birlikte, Avrupa Birliği’nde gıda üretiminin yüzde 70; enerji talebinin de iki kat artacağını göz önünde bulundurarak Avrupa Birliği’nin sürdürülebilir bir biyo-ekonomiye dönüşmesi için hazırladığı strateji ve eylem planını açıkladı. “Sürdürülebilir Büyüme için Yenilikçilik: Avrupa İçin Biyo-Ekonomi” adlı strateji ile yenilenebilir kaynakların daha etkin kullanımı teşvik edilerek, Avrupa Birliği’nin daha yenilikçi ve sera gazı salımlarının azaltıldığı bir ekonomiye

dönüştürülmesini hedefliyor. Avrupa Komisyonu’nun yeni stratejisinde üç önceliğe ağırlık veriliyor:

• Biyo-ekonomi alanında araştırma ve yenilikçilik faaliyetlerini desteklemek amacıyla yatırımların artırılması ve biyo-ekonomi alanında girişimciliğin desteklenmesi;

• Biyo-ekonomide rekabetçiliğin güçlendirilmesi ve pazarın geliştirilmesi; Bu kapsamda, özellikle biyo tabanlı ürünler için yeni standartların geliştirilmesi, bu ürünlere özel etiketlendirme geliştirilmesi ve satın alma ihalelerin kolaylaştırılması

• Kamu sektörü ile özel sektör arasında işbirliğinin güçlendirilmesi ve Avrupa Birliği’nin diğer politik alanlarıyla sinerjinin geliştirilmesi.

Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı strateji hakkında daha detaylı bilgiye http://ec.europa.eu/research/bioeconomy/pdf/201202_innovating_sustainable_growth.pdf internet adresinde ulaşılabilir.

“GÜVENLİ İNTERNET GÜNÜ” AVRUPA BİRLİĞİ’NDE VE TÜRKİYE’DE ETKİNLİKLERLE KUTLANDI

2004 yılında beri, Şubat ayında, dünya çapında “Güvenli İnternet Günü” etkinliklerle kutlanıyor. Bu etkinlikler Avrupa Komisyonu'nun “Güvenli İnternet Programı” desteğiyle, gençler arasında internet ve taşınabilir cihazların güvenli ve sorumlu kullanımını teşvik eden bilgilendirme merkezleri Avrupa ağı INSAFE tarafından düzenliyor. “Güvenli İnternet Günü”nün kutlanmasının amacı ise, internetin güvenli kullanımı hakkında başta çocuklar, gençler ve ebeveynler olmak üzere Avrupa kamuoyunun tüm kesimlerinin bilinçlendirilmesi. Bu nedenle, çocukların ve gençlerin bilgisayar ve internet kullanırken karşılaşabilecekleri tehlikeler ve riskler hakkında bilgilendirme çalışmaları

ĐKTĐSADĐ KALKINMA VAKFI E – Bülteni

15-21 Şubat 2012

20

artmaktadır. Bu kapsamda, 30 farklı Avrupa ülkesinde “Güvenli sanal dünyayı birlikte keşfedelim” (Discover the digital world together…safely) ana sloganıyla 100’e yakın etkinlik düzenlendi. Bu etkinliklere ilaveten, Avrupa Komisyonu’nun 2012 ilkbaharında çocuklar için daha güvenli bir internet ortamı sağlamak adına kapsamlı bir strateji sunacağı ifade edildi.

Türkiye’de de, 2010 yılında beri, “Güvenli İnternet Günü” kapsamında etkinlikler düzenleniyor. Bu yıl, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Dr. Tayfun Acarer, BTK İkinci Başkanı Dr. Ayhan Beydoğan ve TİB Başkanı Fethi Şimşek ''Güvenli İnternet Günü'' ve BTK faaliyetleri hakkında bilgi vermek amacıyla bir basın toplantısı düzenledi. Acarer, Basın toplantısında, “Türkiye'de 22 Kasım 2011'de başlayan 'Güvenli İnternet Hizmeti'nin seçime bağlı bir tüketici hakkı olduğunu ve sistemin çok başarılı bir şekilde işlediğini; isteyen internet kullanıcılarının ‘çocuk’ ve ‘aile’ profillerinden birini seçebileceğini” ifade etti.

ABD-AB ORGANİK DENKLİK ANLAŞMASI İMZALANDI

ABD ve AB yetkilileri 15 Şubat’ta meyve, sebze, et, tahıl ve şarapların Amerikan ve Avrupa pazarlarında karşılıklı olarak organik ürün kategorisinde tanınmalarını öngören Organik Denklik Anlaşması’nı imzaladılar.

Haziran 2012’den itibaren geçerli olacak anlaşma, üreticilerin ürünlerinin organik olarak satılabilmesi için ABD ve

AB otoritelerinden ayrı sertifikalar almaları zorunluluğunu kaldırmayı hedefliyor. AB ve ABD organik gıda pazarlarının toplam hacmi 43 Milyar Avro’yu bulmasına rağmen, iki taraf arasındaki ticaretin bu toplamdaki payı çok düşük. Yıllık yüzde 7’lik büyüme oranıyla AB organik tarımı iki ülke için önemli bir ticaret potansiyeli teşkil ediyor. Denklik anlaşmasının ABD-AB arasındaki organik tarıma dayalı ticareti canlandırması bekleniyor.

AB Tarım Bakan Yardımcısı Kathleen Merrigan konuyla ilgili yaptığı açıklamada “ABD’de çikolata ve zeytinyağı başta olmak üzere AB’de üretilen bazı organik ürünlere güçlü talep var” diyerek ABD ve AB arasında varılan anlaşmanın yakın bir gelecekte hayvan sağlığı ve yetiştiriciliği alanlarına da uzanmasını umduğunu belirtti.

ABD ve AB’de üretilen organik ürünler pek çok benzerlik göstermelerine rağmen bazı alanlarda halen farklar söz konusu. Örneğin, Amerika’da üretilen elma ve armutlarda hastalıklara karşı antibiyotik kullanımı bu ürünlerin organik olarak etiketlendirilmelerine engel teşkil etmiyor. Benzer şekilde AB organik olarak yetiştirilen hayvanların yılda üç kereden fazla olmamak üzere antibiyotik tedavisi görmesine izin veriyor. Yeni anlaşmaya göre denklik rejiminden yararlanmak isteyen üreticiler ürünlerinde hiçbir şekilde antibiyotik kullanmadıklarını ispatlamak zorunda olacaklar.

ĐKTĐSADĐ KALKINMA VAKFI E – Bülteni

15-21 Şubat 2012

21

MAVİDİL HASTALIĞINA KARŞI AŞILAMADA YENİ DÜZENLEMELER

Avrupa Parlamentosu, 14 Şubat’ta Polonyalı Muhafazakar AP Üyesi Janusz Wojciechowski tarafından hazırlanan ve koyunlarda rastlanan mavidil hastalığına karşı aşıların daha verimli kullanımını öngören direktife ilişkin raporu kabul etti. Üye ülkeler, yeni kabul edilen kuralları süratle uygulamaya koyabilirlerse yeni aşılar 2012 aşı sezonundan itibaren kullanılabilecek.

Yeni direktif mavidil hastalığına karşı aşılama kurallarını güncellemeyi ve daha esnek hale getirmeyi amaçlıyor. Özellikle koyunlarda görülen ve sökücü sineklerle nakledilen viral bir hastalık olan mavidil hastalığının mevsime bağlı olarak görüldüğü ve özellikle yağmurlu yaz günlerinde kolayca yayıldığı biliniyor. Hastalık çok sayıda hayvanı etkilemesine rağmen ölüm oranı göreceli olarak düşük seyrediyor.

AB mavidil hastalığının yayılmasını önlemek için aşılama yöntemini tercih ediyor. Ancak, mevcut kurallara göre (2000/75/EC sayılı Direktif), aşılar ancak hastalığın ortaya çıktığı bölgelerde kullanılabiliyor. Ayrıca, söz konusu düzenlemeler yapıldığında kullanımda olan aşı türlerinin (“modifiye edilmiş canlı aşılar” ve “kuvvetlendirilmiş canlı aşılar”) virüsün aşılama yapılan bölgedeki aşılanmamış hayvanlara yayılmasını kolaylaştırdığı tespit edilmişti. Yeni kurallar, bu tür istenmeyen yan etkilerin önüne geçilmesi için aktive edilmemiş aşıların tatbikini ve bu aşıların hayvanların hareketlerini sınırlayan bölgeler dışında kullanımını mümkün kılacak.

Direktif, AB Resmi Gazetesi’nde yayınlanmasının ertesi günü yürürlüğe girecek. Üye ülkelere mevcut yasalarını yeni düzenlemeye uygun hale getirmek için altı ay süre tanınacak.

AVRUPA’NIN İLK SINIFLANDIRMA VE ETİKETLEME ENVANTERİ OLUŞTURULDU

Avrupa Kimyasallar Ajansı (ECHA) tarafından 13 Şubat’ta sunulan Avrupa’nın ilk sınıflandırma ve etiketleme envanteri, potansiyel tehlikeler içeren, sağlığa ve çevreye zararları olabilecek kimyasalların belirlenmesini hedefliyor. Sınıflandırma ve Etiketleme Yönetmeliği (CLP) çerçevesinde üreticiler tarafından yapılan 3 Milyon geri bildirim ve REACH Tüzüğü altında kayıtlı 100 binden fazla maddeyi derleyen envanter ile üreticiler ve tüketiciler tarafından kullanılan etiketlenmiş

maddelerin kamu sağlığı açısından güvenirliliği kontrol altına alınmış oluyor.

Avrupa Komisyonu’nun Başkan Yardımcısı ve Sanayi ve Girişimcilikten Sorumlu Üyesi Antonio Tajani, bu sınıflandırma ile kurumsal çalışmaların daha da hızlanacağını ve üretici ve tüketicilerin çevreye daha az zararı olan maddeleri kullanmalarını beklediğini bildirdi.

Söz konusu envanter, özellikle belirli maddelerin bilgilerine doğrudan erişim sağlayarak küçük ve orta ölçekli işletmelerin daha az tehlike içeren karışımlar yapmasına ve yapılan karışımların yeniden etiketlenerek ileride sisteme dahil edilmesine imkan sağlıyor.

Sınıflandırma ve Etiketleme Envanteri ile ilgili ayrıntılı bilgiye http://echa.europa.eu/web/guest/regulations/clp/cl-inventory internet adresinden ulaşılabilir.