Upload
duongdan
View
227
Download
2
Embed Size (px)
Citation preview
T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİSOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM ANABİLİM DALIDOKTORA PROGRAMI
HALKLA İLİŞKİLERDE KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK VE İMAJ KAMPANYALARI
PROF.DR. AYLA OKAY
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK UYGULAMALARININ KURUMSAL REKLAMLAR ARACILIĞIYLA DUYURULMASI:
COCA-COLA, BACARDI VE AXA SİGORTA MARKALARI İÇİN BİR ARAŞTIRMA
A.NAZLIHAN ARSLANKEÇECİOĞLU
2010
1
İÇİNDEKİLER
1. GİRİŞ
2. KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
3. KURUMSAL REKLAMCILIK3.1. KURUMSAL REKLAMCILIK VE KURUMSAL İLETİŞİM ÖĞELERİ
3.1.1. KURUMSAL İMAJ
3.1.2. KURUMSAL KİMLİK
3.1.3. KURUMSAL İTİBAR
4. KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK UYGULAMALARININ KURUMSAL REKLAMLAR ARACILIĞIYLA DUYURULMASI
5. COCA-COLA, BACARDI ve AXA SİGORTA KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK UYGULAMALARININ KURUMSAL REKLAMLAR ARACILIĞIYLA DUYURULMASI
5.1. COCA COLA KURUMSAL REKLAMLARI VE DEĞERLENDİRMESİ
5.2. BACARDI KURUMSAL REKLAMLARI VE DEĞERLENDİRMESİ
5.3. AXA SİGORTA KURUMSAL REKLAMLARI VE DEĞERLENDİRMESİ
6. SONUÇ
2
1.Giriş
Kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetleri bir kurumun hem etik olarak hem de pazarda
farklılaşmak için gerçekleştirmesi gereken faaliyetlerdir. Özellikle ellerinde belli bir güç
bulunduran büyük şirketlerden böyle bir sorumluluk beklenmektedir. Bunun yanında, bunu
gerçekleştirmeyen kurumlar ise rakiplerinin yanında silinip yok olmaya mahkumdurlar. KSS
uygulamaları yapan kurumların ürün ve hizmetlerini kullanmak isteyen tüketiciler için
reklam, farkındalık yaratmak amacıyla oldukça büyük bir önem teşkil etmektedir. Bu
reklamlarla potansiyel müşteriler KSS özellikleriyle ilgili tam anlamıyla
bilgilendirilmelidir(Mc Williams ve Siegel, 2001: 120).
Kurumsal reklamlar, bu faliyetlerin duyurulması için kullanılan etkin yollardan
birisidir. Bu ödevin odak noktasını oluşturacak olan bu konuda örnek olarak üç marka: Coca
Cola, Bacardi ve Axa Sigorta incelenecektir. Bu markaların KSS faaliyetlerini duyuran
kurumsal reklamlarının iletmeye çalıştığı imaj özellikleri çözümlenirken, kurum özellikleri,
üretim ve hizmet alanı göz önünde bulundurularak seçilen KSS faaliyetleri eleştirel bir bakış
açısıyla incelenecektir.
2.Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Kurumsal sosyal sorumluluk kavramına literatürde birçok farklı açıdan yaklaşılmıştır.
Bu kavrama ahlaki açıdan, kurumsal vatandaşlık veya çevresel sorumluluk açısından, yeşil
pazarlama, kurumsal hesap verilebilirlik, sorumlu yatırım, insan hakları, sürdürülebilirlik ve
yardımseverlik açılarından bakmak mümkündür. Oldukça geniş bir çerçeveden
değerlendirilebilecek olan kurumsal sosyal sorumluluk kavramının, bu bağlamda içinde farklı
tanımlar barındırması da mümkün olmaktadır. Sürekli değişen ve gelişen birçok fikri ve
uygulamayı içeren bu tanımlardan birkaçı şöyledir:
3
Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS), işletmelerin üretim odaklı olduğu, faaliyetlere
verimlilik ve ekonomiklik perspektifinden bakıldığı Adam Smith‟in maksimum kar
anlayışının yerini topluma sorumlu davranılması anlayışına bırakmasının bir sonucu olarak
ortaya çıkmıştır (Peltekoğlu, 2001:179). Kurumsal sosyal sorumluluk bir kurumun, insanları,
toplumu veya çevreyi etkileyen tüm eylemleri için hesap verebilmesi anlamına
gelir...kurumlar toplumun ihtiyaçları ve tatmini doğrultusunda yapıcı bir şekilde daha geniş
bir sosyal çevre için hizmet verebilmelidirler(van de Ven ve Graafland, 2006:1-2). İşletmenin
sosyal sorumluluğu, toplumun ekonomik, sosyal, etik ve hayırseverlik beklentilerini
karşılar...Firmaların küresel alanda iyi birer kurumsal vatandaş olmaları gerektiği beklentisi
KSS’nin en son zorunluluklarından biridir(Carroll, 2004: 116). Kurumsal sosyal sorumluluk
kurumun kendi ilgi alanlarınn ötesinde, yasaların gerektirdiği şekilde sosyal iyilik için yapılan
eylemlerdir(McWilliams ve Siegel, 2001: 117). Kurumsal sosyal sorumluluk, kurum ve
müşterileri arasında ahlaki, etik ve sosyal zorunlulukların oluşturuğu bir vatandaşlık
fonksiyonudur(Wang, 2008: 155). Kurumsal sosyal sorumluluk bir kurumun kendi rekabetçi
ve daha geniş anlamda toplumun ihtiyaçlarını karşılamak için minumum yasal gerekliliklerin
üzerinde gerçekleştirdiği gönüllü eylemlerdir(Borrie, 2005: 64).
Avrupa Komisyonu tarafından yapılan tanımda ise, KSS, işletmelerin faaliyetlerinde
ve paydaşlarıyla etkileşimlerinde gönüllü olarak sosyal ve çevresel kaygıları taşıdıklarını
gösteren bir kavramdır (European Commission, 2002:7). Birleşmiş Milletler Ticaret ve
Kalkınma Konferansı (UNCTAD) da kurumsal sosyal sorumluluğu işletmelerin bir toplumun
ihtiyaçları ve amaçlarıyla ne kadar ilgili olduğu çerçevesinden ele almaktadır. UNCTAD’a
göre tüm sosyal gruplar, kendi sosyal değişimleri ve evrimleriyle zamanı değiştirebilmek için
belirgin rollerin ve işlevlerin yerine getirilmesini beklerler. İşletmelerle ve özellikle çokuluslu
işletmelerle ilgili beklentiler, bu işletmelerin globalleşen toplumda oynadıkları rollerin
artmasıyla, alışılmamış bir şekilde hızlı değişime uğramaktadır. Bu yüzden çokuluslu
4
işletmelerin sosyal sorumluluk standartları ve uygulamaları ile ilişkili tartışmalar bir global
toplum geliştirme çabalarının önemli bir parçasını oluşmaktadır(Aktan ve Börü, 2007 :12).
Tüm bu tanımların yanında kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerinin bir kurum için
kurumsal reklamdan farklı olmadığını savunan görüşler de mevcuttur(Coors ve Winegarden,
2005: 10). Bu görüşe göre, bir kurum gönüllü bir şekilde KSS uygulamaları gerçekleştirdiği
zaman bunu, bu davranışının reklamını yapmak için, yani ürününü veya hizmetini
farklılaştırmak, kendi kimliği, imajı ve itibarı üzerinde olumlu etkiler yaratmak; dolayısıyla
pazar ve kar payını artırmak için yapar. Bu makalede odaklanılacak olan hareket noktasını da
bu görüş oluşturmaktadır. Ancak şimdi, kurumsal sosyal sorumluluğun kurumsal reklamlar,
kurum kimliği, imajı ve itibarı ile olan bağlantısına geçmeden önce KSS’nin ortaya çıkışı ve
kısaca tarihine değinmek yerinde olacaktır.
Carroll’a göre, KSS’nin ekonomik, yasal, etik ve hayırseverlik olmak üzere dört
boyutu vardır. Bu unsurlar aşağıdaki gibidir(Carroll, 1991:40-44).
Ekonomik Sorumluluk Boyutu
İşletmelerin var olmalarının temel sebebi ürün ve hizmetler üreterek kar sağlamaktır.
Herşeyden önce örgüt toplumdaki en temel ekonomik birimdir. İşletmeler, müşterilerin istek
ve ihtiyaçlarını karşılamak için ürün ve hizmetler üreterek kar sağlamaktadırlar. Örgütün
ekonomik sorumluluklarını yerine getirmeden diğer sorumluluklarını yerine getirebilmesi
mümkün değildir. Ekonomik sorumlulukların unsurları (Carroll, 1991:40-41):
- İşletmeler için her bir hisse payına düşecek kazanç miktarını arttırmak önemlidir.
- Mümkün olabildiğince en yüksek karı elde etmek önemlidir.
- İşletme için güçlü bir rekabetçi pozisyon oluşturmak önemlidir.
- Yüksek bir operasyonel etkinlik düzeyine ulaşmak önemlidir.
- Başarılı bir işletme olmak için kar sağlamak gerekmektedir.
5
Yasal Sorumluluk Boyutu
İşletmelerin faaliyetlerini sürdürürken uygulamada bulunan yasal düzenlemelere uyması
gerekmektedir. Yasal sorumluluklar en temel düzeydeki etik değerleriiçine alan
düzenlemelere uyumu gerektirmektedir. Yasal sorumluluk unsurları (Carroll, 1991:41):
- Devletin ve yasaların beklentilerine uygun davranmak önemlidir. Yasal ve kurumsal
düzenlemelere uymak önemlidir.
- Bir kurum olarak yasalara uyan bir vatandaş olmak önemlidir.
- Başarılı bir işletme yasal gereklilikleri doğru ve zamanında yerine getirendir.
- En azından asgari yasal gereklilikleri karşılayan ürün/hizmetlerin üretilmesi önemlidir.
Etik Sorumluluk Boyutu
Toplum için iyi ya da kötü olanı ayırt edebilme duygusu olarak tanımlanabilen etik, toplumsal
yaşamın bir parçası olarak güncel yaşamda olduğu gibi bilimsel alanlarda da sıklıkla tartışılan
ve üzerinde durulması gereken bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır (Ay ve Aytekin,
2005:45). İşletme yöneticileri kararlarının etiksel boyutunu dikkate almak zorundadırlar
(Chryssides ve Kaler, 1999:21-30). Bu nedenle tüm faaliyetlerde etik normlar ve etik
davranışın gerekliliği önemli bir sorumluluktur. Etik sorumluluğun unsurları (Carroll,
1991:41-42):
- Sosyal değerler ve etik normlara uygun bir şekilde davranmak çok önemlidir.
- Toplumda yeni ve gelişen normları fark etmek ve bunlara saygı göstermek önemlidir.
- Örgütün amaçlarına ulaşmayı engelleyebilecek etik normlardan kaçınmak önemlidir.
- İyi bir kurumsal vatandaş sosyal değerlere ve etik normlara uyum gösterendir.
- Dürüst kurum olma ve etik davranış aynı zamanda yasalara ve düzenlemelere uyumu da
beraberinde getirmektedir.
6
Hayırseverlik Sorumluluğu Boyutu
Piramidin en üstünde yer alan bu sorumlulukta amaç iyi bir vatandaş olarak işletmenin
ülkesine, topluma ve tüm dünyaya yararlı faaliyetlerde bulunmaktır.Bu sorumluluğun
unsurları (Carroll, 1991:42-43)::
- Toplumun yardımseverlik ve hayırseverlik beklentilerine uygun davranmak önemlidir.
- Sanatın desteklenmesi önemlidir.
- Çalışanların ve yöneticilerin gönüllü ve toplumsal faaliyetlerde bulunması önemlidir.
- Eğitimin desteklenmesi önemlidir.
- Toplumsal faaliyetlere destekte bulunurken temel amaç 1hayat kalitesinin arttırılması”
olmalıdır.
2.1. Kurumsal Sosyal Sorumluluğun Tarihsel Gelişimi
Kurumsal sosyal sorumluluğun tarihsel gelişimi söz konusu olduğundan, öncelikle
‘company’(şirket) kelimesinin etimolojik kökenine inmek doğru olacaktır. Company kelimesi
Latince’de cum ve panis kelimelerinin bir araya gelmesinden oluşmuştur ve bir ekmeği
beraber bölmek anlamına gelir. Yani, company kelimesinin kökeninde müşterek ve sosyal bir
çağrışım vardır(Asongu, 2007: 2). Company kelimesinin etimolojik kökeni burada önem
teşkil eder, çünkü ‘kurumsal’ ‘sosyal’ ve ‘sorumluluk’ kavramlarının biraraya gelişi, KSS, bir
şirketin içinde bulunduğu ve işletildiği toplumlara karşı olan sorumluluklarını kapsar.
Kurumsal sosyal sorumluluk, kurumsal hayırseverlik veya derneklere bağış şeklinde
1800’lü yılların başlarından beri uygulanmaktadır ancak bugünkü anlamıyla KSS, yasaların
gerektirdiğinin ötesinde eylemlerde bulunmak anlayışıyla 1960lardan itibaren gelişim
göstermiştir(Brønn ve Vrioni, 2001: 208). 1900’lerin hızlı ve hareketli iktisadi hayatı 1929
yılına gelindiğinde New York Borsası’nın çökmesiyle son bulmuştur. Yaşanan panik, geride
işsiz kitleler bırakarak bir ülkeden diğerine sıçramaya başlamış, işsizlik nedeniyle satın alma
gücü düşmüş ve büyük işletmeler birbiri ardına kapanmaya başlamıştır. Özellikle Amerika’da
7
işletmelerin bu yıllarda dev boyutlara ulaşması ancak, buna karşılık olarak görünmez el
teorisinde savunulduğu gibi toplumun refah seviyesinin ve sosyal beklentilerinin
karşılanmamış olması düşünce sistemini değiştirmeye başlamıştır. Sonuç olarak işletmeler,
büyüyen yapılarının topluma olan etkileri ve faaliyetlerinin sonuçlarından dolayı kurumsal
sosyal sorumluluk kavramıyla karşı karşıya kalmışlardır. İşletmelerin ulaştığı dev boyutların
toplumda yaptığı tahribatı önlemek amacıyla anti-tröst yasaların çıkartılması, çalışanlara daha
insani haklar tanınması kurumsal sosyal sorumluluk kavramına kanuni boyutun eklenmesi
anlamına gelmiş ve bu yıllarda işletmeler için kurumsal sosyal sorumluluklar karlı ve verimli
olmanın yanı sıra kanunlarda yapılmış olan düzenlemelere de uymak şeklinde gerçekleşmiştir.
Bu anlamda kurumsal sosyal sorumluluk anlayışının işletmelere aşılanmasında öncülük
kanuni zorlamalarla olmuştur. İkinci dünya savaşıyla birlikte iş dünyası, çalışanlarının
önemini ve çalışanlarına karşı sorumluluklarının farkına varmaya başlamıştır (Aktan ve Börü,
2007 :24). 1950 ve 60larda modern aktivist hareketler doğmuş ve sivil hak hareketleri ve
çevresel hareketler hız kazanmıştır(Cochran, 2007: 449). 1960’lı yıllarda; çalışan hakları,
asgari ücret, çevreye duyarlı üretim, tüketici hakları, sigortalı çalışma vb. birçok konu ele
alınmış ve bunlarla ilgili birçok öneri dile getirilmiştir. Ayrıca bu yıllarda sivil toplum
örgütlerinin toplum içindeki rolü önem kazanmış, ırk ayrımı, kadın hakları gibi konularda
önemli adımlar atılmıştır. 1960’lı yıllar boyunca yaşanan bu değişimlere seyirci kalmayan
işletmeler de, bir takım uygulamalar geliştirerek kurumsal sosyal sorumluluklarını yerine
getirmeye başlamışlardır (Aktan ve Börü, 2007 :25). Başka bir deyişle, kurumsal sosyal
sorumluluk aktivist grupların medyayı da kullanarak kurumlar üzerinde yarattıkları baskıya
tepki olarak gelişim göstermiştir. Bu yüzden özellikle 1970lerden itibaren kurumsal sosyal
sorumluluğun, kurumsal sosyal tepkiselliğe doğru bir dönüşüm gösterdiği öne sürülmektedir
(Cochran, 2007: 450). Bu aktivist hareketler aynı zamanda yapılan yatırımların sosyal olarak
sorumlu bir şekilde yapılması için atılan adımda en önemli tetikleyici faktör olmuştur.
8
1970’lerde işletmelerde görülen başlıca kurumsal sosyal sorumluluk uygulamaları;
ortaklara bilgi sağlama, iş vermede adalet, karı paylaşma, reklamların ahlaki olması, çevreyi
koruma ve faaliyetlerin topluma yapacağı etkileri düşünerek eylemde bulunma başlıkları
altında sıralanabilir. 1980’lerde ise; atıkları azaltma, geri dönüşüm, fakirlere maddi yardım,
toplum sağlığına hizmet, daha iyi çalışma koşulları şeklinde sıralanabilir. Bu yıllarda
kurumsal sosyal sorumluluk uygulamalarından işletmelerin sağlayacağı faydaların net olarak
ifade edilmemiş olması nedeniyle genelde işletmelerin ekonomik ve kanuni sorumluluklarını
yerine getirmeye çalıştığı ek olarak bazı gönüllü faaliyetlerde bulunduğu gözlenmektedir.
Günümüzde ise işletmeler, kurumsal sosyal sorumluluk uygulamaları konusunda bir plan
dahilinde hareket etmekte, stratejiler geliştirmektedirler (Aktan ve Börü, 2007 : 25).
Carroll’a göre ise sosyal sorumluluğun ortaya çıkışı biraz daha erken bir döneme, 1930
ve 40lara dayanır; çünkü bu dönemden referans alınabilecek kaynaklar bulunmaktadır(1999:
268-269). Eski kaynaklara bakıldığında kurumsal sosyal sorumluluk terimi yerine sosyal
sorumluluk teriminin kullanıldığı görülmektedir ve Howard R. Bowen’ın İşadamının Sosyal
Sorumlulukları(1953) adlı kitabının basımı literatürün modern sürecinin başlangıcına işaret
etmektedir (Carroll, 1999: 269).
Başka bir görüş ise KSS’nin evriminin doğru bir şekilde anlaşılabilmesi için küresel
anlamda insan haklarının evriminin incelenmesi gerektiğini savunur, çünkü bu görüşe göre,
insan hakları konusunda gerçekleşen değişim, bakış açısı ve algılayış aynı şekilde KSS’nin
uygulanması ve algılanışıyla büyük bir paralellik teşkil eder. Devam eden bu paralel süreç
içinde KSS üç kuşağa ayrılmıştır. Birinci kuşak KSS ne yapılması gerektiğiyle ilgili
tartışmalar öne sürmüştür; ikinci kuşak KSS yeterli maaş ve çalışma koşulları sağlamak için
ne yapılması gerektiği üzerinde dururken, üçüncü kuşak KSS adil bir dünya yaratmak
amacıyla ileriye yönelik ve pozitif sorumlulukları işaret eder.(Stohl ve diğerleri, 2007: 30-44).
9
Burada ayrımı yapılan üç kuşağın da birbirini takip eder bir şekilde yaşandığını
söylemek bir yanılgıya yol açabilir. Örneğin, Nike şirketinin adının çocuk işçileri uygun
olmayan şartlarda çalıştırdığı (sweatshop) iddiaları üçüncü kuşak KSS olarak
değerlendirilebilecek bir dönemde gerçekleşmiştir. Bunun gibi daha birçok örnek sıralanabilir,
ayrıca üç büyük markanın inceleneceği araştırma bölümünde de bu şirketlerin bazı KSS
uygulamaları ardındaki zorlayıcı teşviklere kısaca değinilecektir. Burada bir tüketici için
önemli olan kurumların yasal boşluklardan, geri kalmışlıktan yararlanarak hem iş gücünü
sömürmesini engellemek hem de çevreye verilecek zararı en aza indirgemek için sosyal
sorumlu bir tüketici olabilmek ve bu bilincin yayılmasına katkıda bulunabilmektir.
3.Kurumsal Reklamcılık
Kurumsal reklamcılık, kuruluşun ürün ve hizmetlerinin yerine kuruluşun imajına fayda
sağlamaya çalışan, ücreti ödenmiş medyanın kullanımı şeklinde tanımlanabilir. Bir başka
tanıma göre kurumsal reklamcılık ürün veya hizmet tanıtımının yapılmadığı, geniş anlamıyla
bir şirketin kuruluş ya da finansal çıkarlarını duyurmak amacıyla yaptığı özel reklamcılıktır
(Okay ve Okay, 2007: 312). Kurumsal reklamlarda amaç, işletme imajı yaratmaktır. Kurum
ya da kuruluşların kurumsal reklamlara başvurma nedenlerinin bazıları şu şekilde sıralanabilir
(Solmaz, 2007: 45):
-Kurumun imajını güçlendirmek,
-Kurumun güncel görünümünü ortaya koymak,
-Kurumun sektörde önde olduğunu kanıtlamak,
-Belli başlı ürünlerin kurum ile bütünleştiğini ifade etmek,
-Kurumun medyadaki olumsuz imajını değiştirmek,
-Yenilikleri, yeni bir ismi ya da yapısal değişiklikleri açıklamak,
-Kurum aleyhine gerçekleştirilen kampanyalara cevap vermek.
10
Kurumsal reklamcılık türleri belli amaçlara göre aşağıdaki başlıklar altında
toparlanabilir(Okay, 2005: 69).
-Kurumsal imaj geliştirme amacına bağlı olarak kurumsal imaj reklamları,
-Kriz dönemi stratejilerinde kamuoyuna kurumun görüş ve düşüncelerini iletme amacını
savunucu reklamlar,
-Bir açılış, yıldönümü ya da kazanılan bir ürüne yönelik duyuru reklamları,
-Toplumsal sorumluluk, kamu yararı ve çeşitli destekleme faaliyetlerinde kurumun rolünü
açıklayıcı reklamlar
Kurumsal reklamcılık şu anda 9 milyar doları aşan yatırımıyla ve tüketicilerin kurum
tarafından pazarlanan markalar hakkında ne düşündüklerini etkileme potansiyeli ile
azımsanamayacak bir işletme eylemidir(Biehal ve Sheinin, 1998: 99). Ürün ve hizmet odaklı
yapılan reklamlar ile ilgili olarak yapılmış olan araştırma sayısına kurumsal reklamcılıkta
ulaşılamamış olmasının nedeni, bu tür reklamların birçok farklı amaca hizmet etme
potansiyelinin olmasıyla ve bu yüzden de ölçümlenebilirliğinin daha zor olmasıyla
açıklanabilir. Kurumsal reklamlar, kurum tarafından imajını kuvvetlendirmek, değiştirmek;
kimliğini ortaya koymak ve böylece hitap ettiği tüketicisinin bu markayla kendini
özdeşleştirmesini sağlamak amacıyla kullanılabileceğ gibi bu makalede de ayrıntılı bir şekilde
incelenecek olan kurumsal sosyal sorumluluk uygulamalarının duyurulması amacıyla da
kullanılabilir.
1970 başlarından itibaren yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanan imaj reklamcılığı
veya kurumsal imaj reklamcılığının en verimli olduğu zamanın güçlü ve daha iyi ürün ve
hizmetlerin yararına kullanıldığı zaman olduğu hakkında görüşler mevcuttur(Schumann ve
diğerleri, 1991: 36). Bunun en önemli nedenlerinden biri de kurumun hali hazırda pazarda yer
11
edinmiş olan ürün veya hizmetlerinin tüketici gözündeki imaj ve marka değerinden
yararlanarak kurumun imajına destek olması ihtiyacıdır.
Kurumsal reklamların hedef kitlesine bakıldığında ise bu tip reklamların birçok hedef
kitleye hitap etmek için yine birçok hedef üzerinde durması gerektiği söylenmektedir; farklı
hedefler, fonksiyonlar, hedef kitleler kurumsal reklamcılıkta farklı mesaj stratejileriyle
ilişkilendirilebilir. Bu yüzden kurumsal reklamcılar mesaj stratejilerini farklı paydaşlar için
çeşitlendirmek zorundadırlar(Hwang ve diğerleri, 2003: 11). Bir kurumsal reklamın
hazırlayıcısı öncelikle reklam yoluyla ulaşılabilen hedef kitleyi ve amaçları belirlemelidir.
Daha sonra kuruluşun görüşlerini en iyi şekilde yansıtmak için seçilen unsurları ve olayları
sıraya koyarak dikkatli bir araştırma yapmak ve iletilecek mesajın gerçek şeklini vermek
gelmektedir (Okay ve Okay, 2007: 325-326).
3.1.Kurumsal Reklamcılık ve Kurumsal İletişim Öğeleri
Kurumsal reklamların en önemli hedefi kurum imajı, kimliği ve itibarının
geliştirilmesi, desteklenmesi ve yeniden yapılandırılması olduğundan bu başlık altında
kurumsal imaj, kurumsal kimlik ve kurumsal itibar kavramlarının netleştirilmesi, tanımlarının
yapılması uygun olacaktır. Birbirleri arasında çok kesin sınırlar çekilemeyecek olan bu
kavramların iyi ve sağlam bir şekilde temellendirilmesi bir kurumun pazar payının,
satışlarının, markaya duyulan sadakatin, tanılırlılığın artmasına ve tüketici davranışlarının
olumlu yönde etkilenmesine yol açacaktır.
3.1.1.Kurumsal İmaj
Kurumsal imaj, çalışanların, tüketicilerin ve diğer hedef kitleler tarafından kurumun
farklı yönlerinin algılanması sonucunda benimsenen görüşlerin toplamıdır. Kurumun kendisi
hakkında sahip olduğu düşünce ile hedef grubun sahip olduğu düşüncenin birbiriyle örtüşmesi
durumu ise ideal imajı oluşturacaktır. İmajın satışları ve fiyatları yükseltebilme gücü üzerinde
de olumlu etkisi olduğu düşünülmektedir(Solmaz, 2007: 33-34).
12
Kurumsal imaj, Van Riel’e göre, bir nesnenin insanlar tarafından tarif edildiği,
hatırlandığı ve ilişkilendirildiği şekilde bilinmesini sağlayan anlamlar bütünüyken
(Hooghiemstra, 2000: 58), Dawling’e göre kurum imajı; örgütü hatırlatan tutum, davranış ve
inançların tümüdür. Kurumsal görünüm, kurumsal iletişim, kurumsal davranışın toplamında
ifadesini bulan kurumsal imaj, iç ve dış hedef kitleler üzerinde inandırıcılık ve güven
yaratmak ile bu güveni sürdürmek gibi önemli bir işlevi yerine getirmektedir (Dawling, 1997;
21).
Bu anlamlar bütününün algısal bir sonuç olduğu kabul edilebilir. Kişisel açıdan
düşünüldüğünde, karşı tarafın hakkımızdaki inançlarınıni düşünce ve duygularının bize tutum
ve davranış yoluyla geri dönmesidir(Solmaz, 2007: 34). Bir örgüt ya da firmanın kendini içsel
ve dışsal olarak ifade etmek ve davranış göstermek için stratejik olrak planlayıp, operasyonel
olarak uyguladığı, uzun dönemli amaçlar ve kurum felsefesince kabul edilen, hem içsel hem
dışsal olarak birlik sağlamak için bütün enstrümanlarda kullanılmak için birleştirilen ve arzu
edilen görüntüyü sağlayan uygulamalarıdır (Kaya, 2003 : 384).
Kurumun imzasını taşıyan her reklam kurumsal imaja ilişkin çağrışımlar oluşturur
(Okay, 2005: 69). Kurumsal reklamcılığın görevi bir imaj iyileştirmesini etkilemektir.
Örneğin çok uluslu alanda faaliyet gösteren bir kuruluşun imajı değişik ülke lerde değişik
biçimdeyse, ortak bir imaj oluşturmak bir kurumsal reklamcılık iletişim kampanyasın-dan
yaralanılabilmektedir. (Okay, 2000; 190).
3.1.2.Kurumsal Kimlik
Kimlik; herhangi bir nesneyi belirlemeye yarayan, onu türdeşlerinden ayıran
özelliklerin bütünüdür. Eger bir kimliginiz yoksa, siz de tüketici gözünde yoksunuz demektir.
Bir kurumun kendisini temsil etme biçimlerinin bütünü, o kurumun kimligini olusturur.
Kurumun kendisini temsil ederken nasıl algılanacağına yön veren aktivitelerin bütünü ise
kurumsal kimlik süreci olarak tanımlanmaktadır (Okay, 2000: 39).
13
Kurum kimliği ile en çok karıştırılan kavram kurum imajıdır. Bu iki kavram
birbirinden farklı olup, etkilesim içerisindedir. Biri kurumun fiziksel açıdan nasıl tanındığı;
diğeri ise kurumsal olarak nasıl kavrandığı ile ilgilidir.(Peltekoglu, 2001: 374). Diğer bir
deyişle, kurumsal kimlik, kurumun kendini hedef grup veya dinleyicilerine sunum biçimi
olarak kabul edilmektedir. Kurumsal kimlik, logolar, içsel tarzlar ve kurum tarafından
kullanılan sembol veya simgelerdir. İletişim, simgeler ve davranışlar kurumsal kimlik
karmasını oluştururlar. Kurumsal kimlik içindeki tüm unsurlar, kurumsal felsefeye göre kabul
edilen girişimin kişiliğini ortaya çıkarmak için kullanılır (Kaya, 2003: 384). Bu noktada imajı
etkileyen bir unsur olarak kurumsal kimlik ve imaj arasındaki ayrım belirginleştirilmelidir.
Kişilerin kurum hakkındaki görüş ve düşünceleri ile başka bir ifadeyle, kurumun algılanış
biçimiyle ilgili olan imaja karşın, kurumsal kimlik kurumun fiziksel görüntüsüyle ilgilidir.
Özetlemek gerekirse, imaj olması istenen, kimlik ise gerçekte var olandır (Solmaz, 2007: 33-
34). Kurumlar her geçen gün rekabetin biraz daha arttığı pazarda kimliklerini
gerçekleştirebilmek ve hedef kitlelerine doğru iletebilmek için birçok medya kanalını
kullanmaktadır. Ürün ve hizmet kalabalığının içerisinde kendi markalarıyla varolabilmek için
farklılaşmak ve hedef kitleyle olan iletişimlerini taze tutmak durumundadırlar. Kurum
felsefesi gibi kurumun kimliğini oluşturulmasına büyük etkisi olan bir unsuru da göz ardı
etmemek gereklidir; kurumun oluşum felsefesi, varoluş amacı, vizyon ve misyonunun
birbirleriyle tutarlı olması, iletilen bu bilgi ve algı bütününün paydaşların tümü üzerinde
güven oluşumuna yardımcı olması anlamına gelir.
Her tür kurumsal reklam planlamasında kurumsal kimlik ile uyum ilkesi gözardı
edilmemelidir(Okay, 2005: 69). Kurumsal reklamlar, kurumun kendi kimliğiyle çatıştığı
noktada tutarsızlık olacağından, bu tüketicide olumsuz bir algı yaratacaktır; o yğzden
kurumun vereceği mesajı iyi analiz ederek oluşturmalı, kurum kimliği ve dolayısıyla hedef
14
kitle üzerinde yaratmak istediği imajı zedeleyecek veya yanlış oluşturacak bir eylemde
bulunmamalıdır.
3.1.3.Kurumsal İtibar
İtibar, bir şirketin ya da endüstrinin genel bir değerler dizisine dayanan güvenilirliği,
itimada layık oluşu, sorumluluğu ve yeterliliği hakkında çok sayıda kişisel ve kollektif
yargıdan oluşmuş bir bütün olarak tanımlanmaktadır(Okay ve Okay, 2007: 378). Kurumsal
itibarın oluşmasında çeşitli etkenler söz konusudur. Bunlar (s.382):
Kurumsal iletişim ve kurum kimliği,
Sosyal sorumluluk,
CEO’nun rolü
Sağlam ve kriz anında can simidi olabilecek bir itibarın oluşumu için kurumun
uyguladığı iletişim bütünü, kimliğini aynı zamanda imajı olarak hedef kitlesine
yansıtabilmesi, sosyal sorumluluklarını içinde bulunduğu üretim felsefesine ters düşmeyecek
şekilde gönüllü ve samimi olarak uygulaması ve tüm bunların başarılı bir yönetici gözüyle
değerlendirilerek organize edilmesi; diğer bir deyişle tecrübeli bir şekilde kurumun
çarklarının sorunsuz işlemesini sağlayacak bir CEO gereklidir.
Kısacası, oluşturulması uzun zaman alan kurumsal itibar, rekabet ortamında kuruma
avantaj sağlayacaktır veya kurumun bir krizi en az zararla atlatmasına yardımcı olacaktır.
Aynen kuruma duyulan güvenin uzun zamanda inşa edildiği gibi, itibarın da oluşturulması
uzun vadede gerçekleşecektir; yapılandırılması çok kolay olmayan bu değerli hazineleri
kaybetmemek için her zaman kurumsal iletişim öğelerinin birbirleriyle tutarlı olması,
kurumun yaşam sürecine sosyal sorumlu bir şekilde devam etmesi zorunludur.
15
4.Kurumsal Sosyal Sorumluluk Uygulamalarının Kurumsal Reklamlar Aracılığıyla Duyurulması
Birçok kurum, ahlaki, etik ve sosyal sorumlulukları doğrultusunda gerçekleştirdiği
kurumsal sosyal sorumluluk uygulamalarını farklı kanallar kullanarak paydaşlarına
duyurmayı tercih eder. Bu uygulamaların kurumun hedef kitlesine iletilmesi, KSS’nin
amaçlarından olan kurum kimliği, imajı oluşturma ve itibarı geliştirme gibi amaçlarla
yakından ilgilidir. Wang’a göre, iyi KSS uygulamaları projelendirmek kurumun imajını
etkileyebilir çünkü kurumsal imaj, kurum üyeleri ve tüketiciler arasındaki etkileşimin bir
sonucudur(2008: 156). Sosyal sorumluluk faaliyetlerini finansal güçleriyle doğru orantıda
gerçekleştiren kurumlar doğal olarak bu faaliyetlerinin bilinmesini; böylece pazardaki diğer
rakiplerinden farklılaşmayı da hedeflemektedirler. Ancak, Maignan ve Ferrel’e göre, bir
işletmenin asıl KSS performansından bağımsız olarak tüketicinin KSS’yi değerlendirmesi ve
buna verdikleri tepkiler aldıkları bilgiye bağlıdır (Pomering, 2009: 33). Bu yüzden de KSS
uygulamalarının duyurulması oldukça hassas bir konudur; tüketicinin gerçekleştirilen eylemle
ilgili olarak yanlış veya eksik bilgilendirilmesi tüketici tutumlarına olumsuz yansıyabilir.
KSS konumlandırması etrafında temellendirilmiş olan kurumsal imaj reklamcılığı
yerel halkın ve genel olarak toplumun hayat kalitesini, negatif etkenleri en aza indirgeyerek
ve pozitif etkenleri eylemleriyle maksimize ederek artırmak için kurumun ekonomik olmayan
hedeflere bağlılığını göstermek için yapılır(Pomering, 2009: 39). Burada önemli olan nokta,
reklam aracılığıyla ulaştırılmak istenen bu bilginin tüketiciler tarafından arzu edilen şekilde
değerlendirilmesidir.
Araştırmalar göstermiştir ki, tüketicilerin KSS uygulamalarını pozitif değerlendirmesi
için kurumun KSS uygulamaları ve kurumsal imaj arasındaki bağı iyi kuruyor olabilmeleri
gereklidir(Wang, 2008: 156). İşte bu yüzden kurumun öncelikle sahip olduğu kimliği imajına
başarılı bir şekilde yansıtabilmesi; bu imajıyla da tutarlı KSS uygulamalarına imza atması
16
şarttır. Tüketicinin bu bağı kurmasını sağlamak kurum için başarılması zor bir görev gibi
görünse de aslında yapılması gereken sosyal sorumlulukları çerçevesinde üretimine devam
eden bir kurum olmak, sahip olunan felsefeye zıtlık teşkil edebilecek eylemlerden
kaçınmaktır. Böyle olduğunda, kendine duyulan güveni artıran ve itibarı sağlam olan kurum
yaptığı KSS uygulamalarıyla da pazardaki yerini sağlamlaştırmayı başaracaktır.
Halkla İlişkilerin haber fonksiyonu veya reklam kampanyalarıyla duyurulan KSS
uygulamalarının üç boyutu vardır; etik, isteğe bağlı ve ilişkisel uygulamalar; bu boyutlar için
verilebilecek örnekler aşağıdaki gibidir (Wang, 2008: 156):
- Etik: Çalışanları işe alırken ayrımcılıktan kaçınmak,
- İsteğe bağlı: Topluma katkıda bulunmak,
- İlişkisel: Müşterilerle uzun dönemli ilişkiler kurmak.
Kurumların çoğu KSS’yi raporlama ve bu aşamada paydaşlarına eylemlerini iletme
akımına kapılmışlardır. KSS’yi iletmek için birçok ara raporlar, gazete reklamları, basın
bültenleri, kurum web siteleri ve yıllık raporlar gibi medya araçları kullanılır (Sweney ve
Coughlan, 2008: 116). Bununla birlikte KSS faaliyetlerini duyurmak amacıyla hazırlanan TV
reklamları hem televizyonda yayınlanır hem de bu reklamlara internet ortamında ilgili siteler
ve kurumların kendi web sitelerinden ulaşılabilir.
TV reklamları ve resmi kurumsal web sitelerinin yanında kurumlar tarafından KSS
girişimlerini duyurmak için açıkhava reklamcılığı ve ürün paketleme de kullanılır. Ancak en
yaygın duyuru şekli kurumsal saorumluluk raporlamasıdır; dünya çapında en büyük 250
şirketin %80’i bu raporlama sistemini kullanır. Uluslararası Kurumsal Sorumluluk Anketinin
araştırma sonuçlarına göre 2005 yılından bu yana bu raporlama sisteminde %30’luk bir artış
görülmüştür(Du ve diğerleri: 2010: 13).
17
Kurumsal sosyal sorumluluk eylemlerinin kurum kimliğini ortaya koyan doğasına
bağlı olarak, bir kurum bu girişimler için yatırımda bulunarak sadece istenilen paydaş tutum
ve davranışlarına kavuşmayacak, aynı zamanda, uzun dönemde kurum/marka imajını kurup,
paydaş-kurum ilişkilerini güçlendirecek ve paydaşların kurum için savunucu
davranışlarını(ağızdan-ağıza reklamcılık, çalışan kurumsal bağlılığı, vb.) pekiştirecektir (Du
ve diğerleri: 2010: 17). Önemi azımsanamayacak olan bu etkilerin kuruma tam anlamıyla
olumlu yansımasını sağlamak için şüphesiz KSS faaliyetlerinin nasıl en etkin şekilde
paydaşlara duyurulabileceği konusunda daha fazla araştırma yapılmalıdır. Aksi taktirde,
kurumun sosyal sorumluluğu yanında bir nevi kendini ifade şekli olan bu faaliyetler hedef
kitleyle kurumun arzuladığı şekilde paylaşılamaz.
KSS iletimi oldukça hassas bir konudur; paydaşlar etkileşimde oldukları kurumun iyi
eylemlerini bilmek isterken bir yandan da kurumun KSS çabalarıyla ilgili olarak çok çabuk
şüpheci bir tavır takınabilirler. Ne yazık ki böyle bir durumda, KSS iletiminin bir çeşit geri
tepme etkisi göstermesi olasıdır; bu yüzden KSS iletimi paydaş septisizminin üstesinden
gelecek yollar bulmalıdır (Du ve diğerleri: 2010: 17). Paydaşların bu şüpheci tutumunun
arkasında aslında geçerli sebepler bulunur. Çünkü, KSS uygulamaların hayırseverlik amacının
yanında markanın/kurumun reklamını yaparak son hedef olarak satışları artırmak olduğunu
söylemek yanlış olmayacaktır. Pirsch, Gupta ve Landreth bu tip durumlar için promosyon
KSS’si kavramını uygun bulmuşlardır(Pomering, 2009: 39). Bu yüzden literatürde kurumların
yaptığı KSS’lerin duyurulması gerektiğini savunanlar ve karşı çıkanlar ikiye ayrılmıştır.
Çünkü KSS uygulamasının reklamı yapılmazsa, yapılan uygulama sadece hayırseverlik
boyutunda kalır ve paydaşlara duyurulamaz; bu durumda KSS’nin görevlerinden biri olan
toplumu bilinçlendirme gerçekleşmez. Öte yandan KSS’nin reklamı yapıldığında ise
paydaşların şüpheci yaklaşım ve tutumları söz konusu olabilir. Belki de bu durumda hem
18
yatırımcı hem tüketici hem de çalışan için yapılması gereken sosyal sorumlu bir vatandaş
olarak kurumun KSS uygulamasını iyi analiz ederek asıl niyetini belirlemeye çalışmaktır.
Sosyal sorumlu olmak, bir işletmenin kar hedefini terk etmesi gerektiği ya da sosyal
sorumlu bir işletmenin, daha az sorumlu davranan işletmeler kadar karlı olamayacakları
anlamına gelmez. Sosyal sorumluluk, işletmelerin kar elde etmek ile bu karı elde etmek için
katlandığı maliyetler arasında denge kurmayı gerektirir (Aktan, 2007: 45). Bu yüzden, bir
kurumun yatırım yaparak gerçekleştirdiği KSS’yi duyurmamasını beklemek ve bu eylemi
sadece hayırseverlik için yapması gerektiğini düşünmek pek gerçekçi bir yaklaşım
olmayacaktır. Dolayısıyla kurum uygun bulduğu kanallarla paydaşlarına iletmek istediği
mesajı etik bir şekilde iletmelidir ancak bir KSS projesine yaptığı finansal yatırım ile bu
projeyi duyurmaya harcadığı para miktarı arasında uygun bir denge bulunmalıdır. Hepimizin
de bildiği gibi asıl amaç bir kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetini topluma yarar sağlamak
için gerçekleştirmek olduğundan bu faaliyeti duyurmak için yapılan reklama harcanan para
KSS’nin kendisine harcanan paradan fazla olmamalıdır.
5. Coca-Cola, Bacardi ve Axa Sigorta Kurumsal Sosyal Sorumluluk Uygulamalarının Kurumsal Reklamlar Aracılığıyla Duyurulması
Kurumsal sosyal sorumluluk uygulamalarının kurumsal reklamlar aracılığıyla
duyurulması konusunda örnek olarak Coca-cola, Bacardi ve Axa Sigorta’nın seçilmesinin
nedeni bu kurumların gerçekleştirdikleri KSS’lerle ilgili zengin bir reklam içeriğine sahip
olmasıdır. Bu reklamlardan çoğu için dergi, gazete, TV, internet, radyo, billboard gibi reklam
mecraları kullanılmıştır. İnceleme için çok uluslu şirketlerin seçilmesinin ana nedeni ise bu
şirketlerin dünyada yapmış olduğu KSS uygulamalarını ülkeler bazında
karşılaştırılabilmesidir.
19
Kısaca bahsetmek gerekirse, Coca-cola daha çok çevre konulu KSS uygulamaları
yürütürken, Bacardi reklamlarında Michael Schumacher’i kullanarak dikkat çekmiş ve alkollü
araba kullanılmaması gerektiğiyle ilgili bilinç oluşturmaya çalışmıştır. Yine Axa Sigorta da
bir dizi “don’t drink and drive” reklamıyla, alkol alınıp sürücü koltuğuna geçildiğinde
oluşabilecek sonuçları gözler önüne sererek aynı bilinci oluşturmaya çaba göstermiştir.
Yapılan KSS uygulamaları genel hatlarıyla böyleyken, yürütülen ancak reklamı yapılmayan,
sadece kurumun web sitesinden duyurduğu bazı KSS’ler de mevcuttur. Bunlardan her marka
için ayrılmış olan bölümde kısaca bahsedilecektir.
5.1. Coca Cola Kurumsal Reklamları
Pemberton, orijinal tarifini icat ettiğinden bu yana epey yol alan, hala da ilerlemeye ve
büyümeye devam eden Coca Cola global bir marka olarak 200’den fazla ülkede satılmaktadır.
Olimpiyatlar, Nascar ve futbol liglerinde yaptığı sponsorlukların yanında çok sayıda kurumsal
sosyal sorumluluk faaliyeti de yürütüyor. Yürüttüğü KSS faaliyetleri, çalışma koşulları, enerji
tasarrufu, temiz su kaynaklarının korunması, okyanus ve sualtı hayatının korunması, çevreye
zarar vermeyen %100 geri dönüşümlü ambalaj çözümleri ve kalp ve damar hastalıklarıyla
ilgili kampanyalardır. Gerçekleştirdikleri KSS faaliyetlerinin tümüne bakıldığında ağırlıklı
olarak çevresel konular ele alınmış, çevreyle ilgili eylemler yürütülmüş ve bilinçlendirme
çalışmaları yapılmıştır.
5.1.1. Nehirler Akar/ River Flows Projesi
30 Ekim 2008’den bu yana WWF ortaklığıyla sürdürülen bu KSS projesinin amacı su
verimliliğini artırmak ve karbon emilimini azaltmak için yeni küresel hedefler koymuştur. Bu
proje çerçevesinde sürdürülebilir tarımsal uygulamalar desteklenirken, Yangtze, Mekong,
Danube, Rio Grande/Rio Bravo, Niassa and Chiuta nehirleri ile Mesoamerican Reef havzaları
20
ve ABD’nin güneydoğu bölgesinde bulunan nehir ve akarsuların korunmasına yardımcı
olunmaktadır. Bu projenin WWF ve Coca-Cola işbirliğinde 2012’ye kadar yürütüleceği
duyurulmuştur.
5.1.2. Dünya Saati/ Earth Hour Projesi
2007 yılında Sidney’de herkesin ışıklarını iklim değişikliği nedeniyle bir saatliğine
kaptma eylemiyle başlamıştır. 2009 Earth Hour’a 88 ülkeden 4000’e yakın şehir katılmış,
2010 yılı ise 128 ülkeyle en fazla katılımın sağlandığı yıl olmuştur. Coca Cola şirketi, bu yıl,
27 Mart 2010 yerel saatle 20.30’da tüm ışıklarını kapatacağını duyurmuştur; enerji tasarrufu
için sembolik olarak gerçekleştirdiği bu eylemine, tüm çalışanlarını, çalışanlarının ailelerini
ve tüketicilerini davet etmiştir. Bu yıl gerçekleştirilen bu eylem aynı şekilde 4 yıldır devam
etmektedir ve her yıl katılımcı sayısında artış gözlenmektedir. Dünya çapında yaklaşık 1
milyar insan ışıklarını kapatırken, Paris’in Eyfel Kulesi, Sidney’in Opera Evi, Giza’nın
Piramitleri ve Empire State Binası ışıkla da birer saatliğine karartılmaktadır.
Kaynak: www.thecocacolacompany.com
21
26 Mart 2011 saat 20.30’daki bir sonraki earth hour’a kadar, enerji tasarrufuyla ilgili
alınması gereken eylemlerle ilgili ayrıntılı bilgi hem earth hour resmi sitesinde hem de coca-
cola’nın web sitesinde yer almaktadır. Coca Cola aynı zamanda earth hour projesi kapsamında
tüm soğutucularını 2015’e kadar hidroklorokarbonsuz olarak yenileyeceğini belirtmiştir.
5.1. 3. Diet Cola Red Dress/Heart Truth Kampanyası
Coca Cola, Ulusal Kalp, Akciğer ve Kan Enstitüsüyle beraber yürüttüğü projede
kadınlar için kalp sağlığı bilinçlendirmesi için Heart Truth kampanyasına destek vermektedir.
Bu sosyal sorumluluk faaliyetini duyurmak için TV ve sinema reklamlarının yanı sıra, ünlü
isimlerin katıldığı ve sadece kırmızı kıyafetler giydiği bir defile de düzenlenmiştir.
5.1.4. Ambalaj Çözümleri KSS Reklamları: Geri Dönüşüm/ Plant Bottle(Bitki Şişe)/ Crush Eco
Coca Cola yarattığı ambalaj çözümleriyle, kullanılmış ambalajlarının çok büyük bir
bölümünün geri dönüşümle üretime kazandırıldığını, kullanılmış ambalajların/şişelerin atık
olarak değil de gelecekte kullanılmak için değerli birer kaynak olarak görülmesini
arzulamaktadır. Bu yüzden de kurduğu geri dönüşüm tesisleriyle, gelişmekte olan ve gelişmiş
ülkelerde kullanılmış ambalajların toplatılması için farklı çözümler getirmiştir. Bunun
yanında ‘plant bottle’ adıyla yeni Coca Cola şişeleri geliştirmiştir. %30’u bitkiden oluşan bu
şişelerin %100’ü geri dönüşümlüdür. Coca Cola’nın %100 bitki temelli atıktan oluşan
ambalaj üretme çalışmaları devam etmektedir.
Coca Cola, alüminyum ambalajları için İngiltere’de çok büyük bir alana, sıkıştırılmış
cola kutularından ‘keep it going, recycle’ yazılı bir eser ortaya çıkarmıştır. Alüminyumun ne
kadar değerli ve aslında sonsuza kadar geri dönüşümü sağlanabilecek bir metal olduğuna
vurgu yapmak için oluşturdukları bu eser geri dönüşüm yapmaya teşvik ve toplumu
bilinçlendirme amaçlıdır.
22
Kaynak: thecocacolacompany.com
Crush Eco projesi de yine farklı bir ambalaj çözümüdür; Japonya’da geliştirilen çok
hafif ve ince plastik Coca Cola şişeleri çok kolay bir sıkıştırma hareketiyle şişenin kendi
boyutunun 1/10 boyutuna getirilebilmektedir. Böylece atıkların kapladıkları yer azalmış,
dolayısıyla bir yerden bir yere ulaştırılırken kullanılan atık araçları daha az kullanılmış, daha
az benzin ve güç harcanmıştır. Ayrıca sıkıştırılan şişelerden çevrenin ve doğal yaşamın
önemini vurgulamak için gerçek boyutlarında bir fil heykeli yapılmış ve projenin sembolü
olarak hayvanat bahçelerinde, sokaklarda vs. sergilenmiştir.
23
5.1.5. Türkiye: Coca Cola Hayata Artı Vakfı KSS Projeleri
5.1.5.1. Balıkesir/Bir Damla Bin Verim Her Yerde
Bu proje, çiftçilerin su kaynaklarını koruyan sulama yöntemlerine geçişini sağlamak
üzere model uygulamalar geliştirmiştir. Balıkesir’de damla sulama tekniğini kullanan çiftçi
sayısının 2 yılda 200 kat artmasına öncülük etmiş, damla sulama yapan çiftçi sayısının 5'ten
1000'e çıkmasını sağlamıştır. Çiftçilerin damla sulama tekniğine geçiş yapmalarını
kolaylaştırmak amacıyla kurulan danışmanlık ağı ile 1500 çiftçiye ulaşılmıştır.
5.1.5.2. Adım Adım Temiz Gediz
Gediz Havzası dünyanın en önemli 7 havzasından biridir. Proje havzanın en önemli su
kaynağı olan Gediz Nehri’ndeki kirliliğe dikkat çekmek üzere 20'den fazla okulda yaklaşık
1000 ögrenciye sunuşlarla, 9000 kişiye fotoğraf sergisiyle ve çevre günlerinde açılan
standlarla ulaşmıştır. Havza genelinde 4 ilde yapılan etkinliklerle başta 4 ilin valileri,belediye
başkanları, çevre ve orman il müdürleri olmak üzere 3000 kişinin Temiz Gediz gönüllüsü
olmasını sağlanmıştır.
5.1.5.3. Seyfe Kurak Alanı Göl Oluyor
Kırşehir'de bulunan Seyfe Gölü Türkiye'nin uluslararası öneme sahip 12
sulakalanından biridir. Göl, son 10 yılda giderek kurumaya başlamıştır. Proje, artık eski
özelliklerine sahip olmadığı için adı unutulan Seyfe Gölü'nün önemini ve sorunlarını
gündeme taşımıştır. Projeyle hazırlanan Seyfe Gölü Eylem Planı Çevre ve Orman
Bakanlığı’nın gündemine girmiştir.
Coca Cola Kurumsal Reklamları Genel Değerlendirme:
Coca Cola’nın odaklandığı KSS faaliyetleri sıralamış olduğumuz gibi insan sağlığı ve
çevresel odaklıdır. Temiz su kaynaklarının korunması, kaybedilen bölgelerdeki su
kaynaklarının tekrar kazanılması, elektrik enerjisinin bilinçli kullanımına yönelik eylemler,
24
geri dönüşüm çalışmaları, kalp ve damar sağlığıyla ilgili kampanyalar aslında bir yandan da
Coca Cola’nın insan ve çevre sağlığına verdiği zararı bir ölçüde görünmez kılmaktır. Bilindiği
gibi bir litre Coca Cola’da 400 kalori eşdeğeri şeker, 0,15 miligram kafein, değişik miktarda
renk veren maddeler, orijinal tadı sağlayan kola özü ve fosforik asit vardır. Bu da sürekli
tüketildiğinde insan sağlığına pek de yararlı olmayan bir karışım demektir. Kadınlara yönelik
Heart Truth/Red Dress kampanyasını ele alacak olursak, iki şey üzerinde odaklanabiliriz. Biri
sıralamış olduğum içeriğin insan sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratmasıdır; yani Coca
Cola’nın bir nevi “sizden aldığım sağlığınızı sizi bilinçlendirerek geri veriyorum ama bu
aşamada Coca Cola Light içiniz” mesajı verdiği söylenebilir ya da bilinçli bir tüketici bu
yoruma benzer bir sonuca ulaşabilir. Peki, burada Coca Cola’nın tüketicisine vermek istediği
kurumsal imaj nedir? “Coca Cola sağlığınızı düşünür”ün yanında ikinci odak nokta,
kampanyanın Diet Coca Cola ile ve sadece kadınlarla yürütülmesidir. Bunun nedeni ise Diet
Coca Cola’nın sağlığına önem veren kadınlar için konumlandırılmak istenmesidir; aynı Coca
Cola Zero’nun erkekler için konumlandırıldığı gibi.
Coca Cola’nın bir diğer üzerinde çok durduğu sosyal sorumluluk noktası olan geri
dönüşüm ve bu alanda yaptıkları son yıllarda çok büyük bir gelişme göstermiştir. Ancak
bilindiği gibi Coca Cola ambalajları için kullanılan plastik ve alüminyumun doğada
kaybolması yüzyıllar almaktadır. Kurum, farklı ülkelerde farklı ambalaj toplama stratejilerini
kullandığını belirtmiştir, peki bu yeterli midir? Cam ambalaj hem taşıma hem de maliyet
açısından mantıklı gelmediği için kullanılan plastik ve alüminyum ambalajların daha etkin bir
şekilde toplanması için bir depozito sistemi geliştirilemez mi? Belki başka bir makalenin
konusu olabilecek bu çözüm önerilerini bir kenara bırakırsak kısaca, Coca Cola’nın bu
alandaki reklamlarıyla ve bitki atıklarıyla ambalaj geliştirme çabalarıyla da çevre dostu imajı
çizmeye çalıştığı söylenebilir.
25
5.2. Bacardi Kurumsal Reklamları
Daha birçok likör ve alkollü olmayan içecek dağıtımı yapan Bacardi’nin asıl ürünü
romdur ve Bacardi romu dünyada en çok tercih edilen romların başındadır(Nieves, :56).
Kaynak:www.bacardi.com
“Champions drink responsibily” (Şampiyonlar bilinçli içer) Kampanyasında KSS
elçisi olarak 7 kez Formula 1 şampiyonu olan Michael Schumacher seçilmiştir. Schumacher,
bu sporun gördüğü istatistiksel olarak en iyi sürücü olduğundan kampanyanın vermek istediği
mesaj açısından başarılı bir ünlü seçimidir. Bacardi’nin bu kampanyası “eğer alkol aldıysanız,
26
araba kullanmayın” mesajı vermek ve alkollü araba kullanmamak gerektiği bilincini yaratmak
için birçok reklam mecrasını kullanmıştır.
Dünya çapında 40 ülkede bu reklamlar 15-20 saniye süreyle TV, sinema veya online
medyada yayınlanmaktadır. Yayınlanan reklamlarda, Schumacher “Birşeyler içmeye
çıktığımda, arabam evde kalır” derken basın reklamlarında ise, “bugün dışarı çıkacaksanız
size bir tavsiye. Taksi” cümlesi tekrarlanmaktadır.
Bacardi’nin bir reklam filminde ise bir tarafta Schumacher diğer yandaysa dünyanın
en iyi içki karışımı uzmanı Salvatore Calabrese. Bacardi’nin tanıtım filmi için bir araya gelen
bu ikilinin test ettiği otomobil sürerken içki hazırlanıp hazırlanamayacağı. Verilen mesajsa
çok açık; otomobil sürmek ve içki içmek birbiriyle asla karıştırılmamalı. Kısaca, Bacardi'nin
başlattığı kurumsal sosyal sorumluluk kampanyasının genel amacı, alkollü sürücülerin
araçlarını kullanmak yerine taksi veya şoför tutması, toplu taşıma araçlarını kullanması , araç
kullanmak zorunda olan sürücülerin ise alkolsüz içecekleri tercih etmeleri gerektiği mesajını
vermektir.
Kaynak:www.bacardi.com
27
Bacardi Genel Değerlendirme:
Bacardi’nin KSS reklam stratejisi, verilmek istenen mesaj ve bu mesajı verirken
kullanılan ünlü seçimi açısından etraflıca düşünülmüş bir stratejidir. Bacardi, alkollü araç
kullanımıyla artan ve geri dönülmez sonuçlara neden olan kazalar için bu reklamlarla
gerçekleştirmeye çalıştığı bilinçlendirme çalışması için 7 kez Formula 1 şampiyonu olan
Michael Schumacher’i kullanmıştır. Ünlü seçiminin Schumacher tarafından kullanılmasının
nedeni kendisinin hem bilinçli bir sürücü olarak tanınması hem de Formula 1 yarışlarının
tarihinde stratejik olarak en başarılı pilot olmasıdır.
Ancak bilindiği gibi Bacardi alkollü bir içecektir ve hali hazırda olan kazaların bir
bölümünün nedenidir. Hal böyleyken, Bacardi’nin verdiği mesaj “belki kazaların bir kısmına
neden oluyorum ama aynı zamanda sizleri bilinçlendiriyorum” olarak yorumlanabilecekken,
asıl verilmek istenen mesaj Bacardi’nin sorumlu sürücüleri desteklediği, alkollü içeceklerin ve
sürüşün birbirine asla karıştırılmaması gerektiğidir. Böylece, Bacardi kendi markası için de
bilinçli alkol tüketimini destekleyen bir imaj çizmiş olacaktır. Yine eleştirel bir noktadan
yaklaşılacak olunursa, akıllara gelen bir diğer soru da Schumacher’in bu reklamlarda ve diğer
tüm Bacardi organizasyonlarında yer alması için ödenmiş olan mebladır. Kuşkusuz bu kadar
ünlü bir Formula 1 pilotu, Bacardi’nin KSS elçisi olarak gönüllü bir şekilde bu kampanyada
yer almamıştır. Peki o zaman, bu ünlüyle reklam sözleşmesi imzalamak için anlaşılan miktar
ve toplamda kampanya için harcanan miktar, eğer gerçekten asıl amaç kurum adını
duyururken bilinçli sürücüler yaratmaksa, başka bir şekilde değerlendirilemez miydi? Tabii ki
de bu Bacardi’nin kararı: KSS faaliyeti olarak adlandırılan bu kampanyanın gereğinden fazla
reklam koktuğuna birçok kişi kanaat getirecektir.
5.3. Axa Sigorta Kurumsal Reklamları
Axa Sigorta’nın en çok ses getiren ve etkili olduğu söylenen yakın geçmişte dünyanın
birçok ülkesinde bilinçli araba kullanma, alkollü araç kullanmama, dikkatli yaya ve sürücüler
28
olma, emniyet kemeri takmayla ilgili bir dizi kurumsal reklamı yayınlanmıştır. Bu reklamlar
alkollü araç kullanıldığında, uykusuz bir şekilde sürüşe devam edildiğinde veya dikkatsiz bir
yaya olunduğunda o kişilerin başına gelen kazaları göstermektedir.
5.3.1.Türkiye: Yol Güvenliği Kampanyası
Bu reklamların dışında Axa Sigorta ‘iyi sürücü dünyası’ olarak adlandırılan
www.iyisurucu.com sitesinden de ulaşılabileceği gibi Türkiye’de bir Yol Güvenliği
Kampanyası yürütmektedir. Sitede iyi araba kullanma tekniklerini ve trafik kurallarını
öğretmeyi amaçlayan bir oyun bile bulunmaktadır. Kampanyanın amacı, kamuyu güvenli
araba kullanmayla ilgili olarak bilinçlendirmektir. Axa sigorta 2008 yılında ise “arkada oturan
kazanır” sloganıyla bebek ve çocuklara özel arka koltuk kullanımını destekleyen kampanyalar
yürütmüştür.
5.3.2. Güneş Enerjisi İstasyonu
Axa Sigorta kendi kategorisinde en güçlü güneş enerjisi panelini 88.000 metre karelik
binasının çatısına kurmuş ve karbondioksit emilimini her yıl 244 ton daha azaltmaya katkıda
bulunmuştur.
5.3.3. Çek Cumhuriyeti: Yeşil Işık Kampanyası
Axa Sigorta çocukların okul yolunda trafik kazası risklerinin en aza indirgenmesi için
yürüttüğü bu kampanyada her çocuğun evden okula giderkenki izlediği yol haritasını
çizmesini ve yolda kendini güvende hissetmediği noktaları işaretlemesini ve nedenini
belirtmesini istemiştir. Ardından öğretmenlerin de yardımıyla bütün risk alanlarının
işaretlendiği genel bir harita oluşturulmuştur. Bu harita da okul yolunda güvenliği artırmak
için uzmanların hazırlayacağı çözüm önerilerine katkıda bulunmuştur. Axa Sigorta bu
kampanyasında çocukları da projenin içine sokarak konuyla ilgili daha çok bilinçlenmelerini
sağlamıştır.
29
Axa Sigorta Genel Değerlendirme:
Axa Sigorta, yukarıda incelenmiş olan iki markayla karşılaştırıldığında verdiği hizmet
açısından çok da fazla eleştirilecek bir yanı olmayan bir kurumdur. Güvenli sürüşü, araç
kullanırken emniyet kemeri takılmasını destekleyen, alkollü araç kullanımına karşı
bilinçlendirme girişimleri olan bu kurumun yine bu çerçevede bir imaj çizebildiğini söylemek
yanlış olmayacaktır. Axa sigorta KSS reklamlarında kaza anının çok gerçekçi verilmesinin bir
nedeni de bu reklamlara maruz kalan sürücü ve yayaların dikkatini daha etkili bir şekilde
çekerken akıllara hayat ve kaza sigortası yaptırılmasının aslında ne kadar gerekli olduğu
düşüncesini getirmek olabilir.
6.Sonuç
Kurumsal Sosyal Sorumluluk uygulamalarının kurumsal reklamlar aracılığıyla nasıl
duyurulduğunu üç marka örneği çerçevesinde incelemeyi amaçlayan bu çalışmada, kurumsal
sosyal sorumluluk kavramının literatürdeki farklı tanımları ortaya konmuştur. KSS’nin farklı
tanımlarının yanında, tarihsel gelişimi ve bir kuruma sağladığı yararların üzerinden geçilmesi
bu uygulamaların kurumsal reklamlar yardımıyla iletilmesinin neden gerekli veya kuruma
fayda sağlayacak bir eylem olduğunu anlamamıza daha çok yardımcı olmuştur.
Bir kurum, hedef kitlesi üzerinde yaratmak istediği imajı için, gerçekleştirmeyi tercih
ettiği KSS projelerini farklı yollarla kurum paydaşlarına duyurmak ister. Bu yollardan biri
olan kurumsal reklamcılığın etkin bir şekilde kullanılması hedef kitleye verilmek istenen
mesajın sorunsuz iletilmesini sağlayabilir. Farklı araçlar kullanılarak yapılabilecek olan
kurumsal reklam kavramı da sorgulanmıştır ve değişik amaçları olmasına rağmen, kurum
imajını ortaya koyabilmek öğesinde bir araya gelindiği sonucuna varılabilir. Kurumsal sosyal
sorumluluk temelli kurumsal reklamların rekabet için bir pazar stratejisi olarak git gide arttığı
(Pomering, 2009: 31) da göz önünde bulundurulacak olursa, bu reklamların özellikle çok
30
uluslu ve büyük şirketlerin rakiplerinden farklı bir yerde değerlendirilmek için başvurdukları
yollardan biri olduğu sonucuna varılabilir.
Ancak, burada önemli olan belli bir imaj çizmek için kullanılan KSS kampanyalarının
amacının dışına çıkıp tamamen reklam olarak kullanılmamasıdır. Burada yapılanın kurumsal
sosyal sorumluluk mu yoksa iyi bir reklam mı olduğu(Coors ve Winegarden, 2005: 10)
soruları aklımızı kurcalamaktadır. Bu noktada da en önemli belirleyici belki de bir
kampanyanın duyurulması için kampanyanın kendine harcanan maddi miktar ve efor
olmalıdır. Eğer bir kurum KSS faaliyetinin duyurulması için KSS faaliyetinin kendisine
yaptığından fazlasını ortaya konuyorsa, kurumun aslında bu uygulamayı daha ağırlıklı olarak
reklam amacıyla yaptığı sonucuna varılabilir. Günümüzde tüketiciler bir ürünü sadece kalitesi
ve maddi değeri ile değil, bu ürünü üreten işletmelerin sosyal sorumluluk faaliyetleri ile
birlikte değerlendirerek de tercih etmektedirler (Aktan, 2007: 27). Bilinçli ve sorumlu
tüketicilerin böyle bir durumu algılaması zor olmayacaktır.
Uygulamada bu durumun nasıl olduğunu daha rahat analiz edebilmek için üç markanın
kurumsal sosyal sorumluluk uygulamalarını duyurdukları reklamlar incelenmiştir. Kurumsal
sosyal sorumluluk faaliyetleri aracılığıyla elde edilen kurum imajının ya da kurumsal itibarın
işletme için günümüzde hayati öneme sahip olduğu bilinmektedir (Aktan, 2007: 19). Hedef
kitle gözünde bu imajı ve itibarı yaratmayı amaçlayan KSS uygulalamalarının bu yüzden
kurumsal reklamlarla duyurulması yoluna gidilmiştir. Kısaca hatırlamak gerekirse, Coca Cola
yapmış olduğu birçok KSS faaliyetini kurumsal reklamlarla bu amaçla duyurmuş ve kendini
çevre bilincine sahip, çalışanlarının şartlarını önemseyen, sağlıklı yaşam bilincini oluşturmaya
çalışan bir kurum olarak ortaya koymayı seçmiştir. KSS’yi bir anlamda sigorta gibi gören
diğer büyük kurumlar (Werther ve Chandler, 2005: 321) gibi Coca Cola da kendine birçok
alanda bu sigortaları yapmayı ve bunları duyurmayı seçmiştir.
31
Öte yandan, alkollü bir içecek olduğu için reklam yapabileceği mecraları kısıtlı olan
Bacardi, kurumsal sosyal sorumluluk stratejisini bilinçli sürücüleri desteklediği, sürüş
esnasında alkollü olunmamanın gerektiği mesajını vermekte ve bunu esprili bir dille
anlatmaktadır. Geçmişte gerçekleştirdiği KSS reklamlarından beri “Bacardi her şeyle karışır,
sürüş dışında” mesajını vermiş olan (Nieves, 1997 :56) Bacardi, incelenmiş olduğu gibi aynı
stratejiyi tutarlı bir şekilde devam ettirmektedir; bu anlayışını, dünyanın en tanınmış karışım
ve kokteyl ustasına reklamlarında bu işin araba kullanırken yapılamayacağını gösteren bir
senaryo oluşturmuştur. Bacardi’nin kurumsal reklamlarının hedef kitlesini bilinçlendirirken,
bilinçli alkol tüketimini destekleyen bir noktada durduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
İncelenen son marka olan Axa Sigorta’nın da reklamları alkollü araba kullanmamak
gerektiği mesajının yanında, sürücülerin ve yayaların dikkatli olması ve emniyet kemerinin
gerekliliği üzerinde duran reklamlar olmuştur. Bacardi reklamlarıyla kıyaslanacak olursa bu
reklamların reklamların korku unsurunu çok gerçekçi ve yoğun bir şekilde yaşatmayı seçmiş
olduğunu ancak Bacardi’nin mizah unsuruna yer verdiğini söyleyebiliriz. Araba kazalarının
geri dönüşü olmayan sonuçlara neden olabileceğini göstermenin yanında Axa Sigorta’nın
mesajını bu şekilde vermiş olmasının bir diğer nedeninin de sigorta yaptırabilecek kişileri
daha çabuk harekete geçirmek ve hizmet satışlarını artırmak olduğu sonucuna varılabilir.
Kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerinin kurum ve çevresi için öneminin tartışılmaz
olduğu bu dönemde, bu uygulamalara verilen önem giderek artmalıdır. Kurum açısından etik
nedenler ve yasal bağlayıcılıkları nedeniyle gerçekleştirmiş olduğu KSS uygulamalarının bir
diğer ve belki en önemli nedeni kurum imajını güçlendirmektir. Bu yüzden, bu uygulamaların
duyurulması için yapılan kurumsal reklamların da önemi büyüktür. Rekabette kurumun
farklılaşmasına yardımcı olan bu reklamların da bilinçli ve etik bir şekilde hazırlanması, hedef
kitlenin güvenini sarsmaması önemlidir.
32
KAYNAKÇA
Aktan, Coşkun Can(2007) “Kurumsal Sosyal Sorumluluk” İşletmeler ve Sosyal Sorumluluk, İgiad Yayınları, İstanbul.
Asongu, J.J. (2007) “The History of Corporate Social Responsibility”, Journal of Business and Public Policy, Vol.1, No.2, 1-18.
Biehal, Gabriel J. ve Sheinin, Daniel A. (1998) “Managing the Brand in a Corporate Advertising Environment: A Decision-Making Framework for Brand Managers” Journal of Advertising, Vol. 27, No. 2 , 99-110.
Borrie, QC. (2005) “CSR and Advertising Self-regulation”, Consumer Policy Review, Vol.15, No.2, 64-68.
Brønn, Peggy Simcic ve Vrioni, Albana Belliu. (2001) “Corporate Social Responsibility and Cause-Related Marketing: An Overview”, International Journal of Advertising, Vol. 20, 207-222.
Carroll, Archie B. (1991) “The Pyramid of Corporate Social Responsibility: Toward the Moral Management of Organizational Stakeholders”, Business Horizons, July-August, 39-48.
Carroll, Archie B. (2004) “Managing Ethically with Global Stakeholders: A Present andFuture Challenge”, Academy of Management Executive, Vol.18, No.2, 114-119.
Cochran, Philip L. (2007) “The Evolution of Corporate Social Responsibility”, Business Horizons, Vol.50, 449–454.
Coors, Andrew C. ve Winegarden, Wayne. (2005) “Corporate Social Responsibility-Or Good Advertising”, Regulation, Spring, 10-11.
Dawling Graham. (1997) “Developing Your Company Image Into a Corporate Offset” Long Range Planning ,Vol 26, 21-103.
European Commission (2002) “Corporate social responsibility: A business contribution to sustainable development, Industrial relations and industrial change”, Directorate-General for Employment and Social Affairs, Unit D.1, Manuscript.
Hooghiemstra, Reggy. (2000) “Corporate Communication and Impression Management - New Perspectives Why Companies Engage in Corporate Social Reporting”, Journal of Business Ethics, Vol. 27, 55-68.
Hwang, Jang-Sun; McMillan, Sally J. ve Lee, Guiohk. (2003) “Corporate Web Sites as Advertising: An Analysis of Function, Audience and Message Strategy”, Journal of Interactive Advertising, Vol.3, No.2, 10‐23.
Kaya, Bayram (2003). “Bütünleşik Kurumsal İletişim”, Siyasal Kitabevi, Ankara.
33
McWilliams, Abagail ve Siegel, Donald.(2001) “Corporate Social Responsibility: A theory of the Firm Perspective”, Academy of Management Review, Vol. 26, No.1, 117-127.
Nieves, Juan Luciano. (1997) “Issue Communication and Corporate Social Responsibility: A Critical Analysis of Bacardi’s Moderation Campaign in Content and Context”, Wayne State Üniversitesi, Doktora Tezi, Umi No: 9725841.
Okay, Ayla (2000) “Kurum Kimliği” Mediacat Kitapları, 2. Baskı, Ankara.
Okay, Aydemir(2005) “ Kurumsal Reklamcılık” Kurumsal İletişim Yönetimi, ed. Akyürek, Rüveyde, TC. Anadolu Üniversitesi Yayını No: 1643.
Okay, Ayla ve Okay, Aydemir.(2007) “Halkla İlişkiler Kavram Strateji ve Uygulamaları”, Der Yayınları, İstanbul.
Peltekoglu, Filiz. (2001) “Halkla İişkiler Nedir?” , Beta Yayınları, İstanbul.
Pomering, Alan Anthony.(2009) “The Impact of Claim Diagnosticity on Consumer Scepticism to Corporate Social Responsibility Advertising Claims”, University of Wollongong Thesis Collections(PhD Thesis), School of Management and Marketing dept., 1-190.
Schumann, David W.; Hathcote, Jan M. Ve West, Susan.(1991) “CorporateAdvertising In America: A Review Of Published Studies On Use, Measurement, and Effectiveness”, Journal of Advertising, Vol.20, No.3, 35-56.
Solmaz, Başak.(2007) “Kurumsal İletişim Yönetimi”, Tablet Kitabevi, Konya.
Stohl, Michael; Stohl,Cynthia ve Townsley, Nikki C.(2007) “A New Generation of Global Corporate Social Responsibility”, The Debate Over Corporate Social Responsibility, ed.May, Steve; Cheney, George ve Roper, Juliet. Oxford University Press, 1-490.
Sweeney, Lorraine ve Coughlan, Joseph(2008) “Do different industries report Corporate Social Responsibility differently? An investigation through the lens of stakeholder theory”, Journal of Marketing Communications, Vol.14, No. 2, 113 — 124.
van de Ven, Bert ve Graafland, Johan.(2006) “Strategic and Moral Motivation for Corporate Social Responsibility”, JCC, 22, Tilburg University, The Netherlands, 1-13.
Wang, Alex (2008) “Dimensions of Corporate Social Responsibility and Advertising Practice”, Corporate Reputation Review, Vol. 11, No. 2, 155–168.
Werther, William B. Jr ve Chandler, David (2005) “Strategic corporate social responsibility as global brand insurance” Business Horizons Vol. 48, 317-324.
34