46
KURUMSAL YÖNETİM VE RİSK

Kurumsal y

Embed Size (px)

DESCRIPTION

 

Citation preview

Page 1: Kurumsal  y

KURUMSAL YÖNETİM VE RİSK

Page 2: Kurumsal  y

15749 OSMAN KUŞCU 15713 CAN SİLAHLI 15711 BÜNYAMİN BAŞAR 15734 SERHAN ORHAN

Page 3: Kurumsal  y

İÇİNDEKİLER

KURUMSAL YÖNETİM VE RİSK YÖNETİMİ ARASINDAKİ İLİŞKİ

RİSK YÖNETİMİ

KREDİ RİSKİ

PİYASA RİSKİ

FAİZ RİSKİ

LİKİDİTE RİSKİ

OPERASYONEL RİSK

DİĞER RİSKLER

SONUÇ

Page 4: Kurumsal  y

Son yıllarda yapılan çalışmalar, "risk yönetimi" alt-sistemine dayanan bir kurumsal yönetim sisteminin, işletmenin örgüt yapısına eklenmesi halinde, işletme ömürlerinin uzayabileceği inancını yaygınlaştırmıştır. Çünkü kurumsal yönetim sisteminin temel amaçlarından biri, gelecekte karşılaşılması kaçınılmaz olan risklere karşı işletmenin dayanıklılığını artırmaya çalışan "risk odaklı" bir çalışmanın örgütlenmesini sağlamaktır.

Page 5: Kurumsal  y

İşletmeyi yönetenler, gelecek hakkında bazı öngörüler, varsayımlar ve beklentiler oluşturmak zorundadırlar. Gelecek, eksiksiz biçimde öngörülemediği için, yöneticiler, verdikleri kararlarla, bazı riskler ve sorumluluklar üstlenmelidirler. Kurumsal yönetim, kararın olası olumsuz sonuçlarının, işletmenin kaldıramayacağı boyutlara ulaşmasını engellemek ve ömrünü uzatmak amacını gütmektedir. İşte bu anlamda kurumsal yönetim sisteminin, güçlü bir "risk yönetimi" modeliyle desteklenmesi zorunludur. Böyle bir risk yönetimi modeliyle desteklenmeyen kurumsal yönetim sistemleri, gelecek riskleri ve boyutlarlarını, daha az bilimsel yöntemlerle tahmin etmek zorundadadırlar. İç güdüler ve deneyimden çıkarılan duygularla, beklenmedik tehlikelerle karşılaşan yöneticiler, korunma önlemlerini almakta güçlük çekeceklerdir.

Page 6: Kurumsal  y

Ülkemizde, bankacılık dışındaki işletmelerimizin pek azında işleyen bir "risk yönetimi" sistemi vardır. Bankacılık dışında kalan işletmelerimizin, sermaye ve finansman yapıları, çalışma sermayesi durumları, borç-sermaye oranları, varlık dağılımları ve benzeri temel yapıları, bu alanda pek çok eksiklerimiz olduğunu göstermektedir.

Ülkemizde, 2001'deki büyük ekonomik bunalımın ardından olanlar ve bunalım içindeki banka iflasları, bankacılık alanında bu konudaki ihtiyaçların çok acil olduğunu göstermiştir. 23734 sayılı ve 23.06.1999 tarihlî R.G.'de yayınlarak yürürlüğe giren 18.06.1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanunu ile kurulan ve 31.8.2000'de faaliyete geçen Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) "Bankaların İç Denetim ve Risk Yönetimi Sistemleri Hakkında" ki yönetmeliği ile, bankalarımız için bir "risk yönetimi" uygulamasını başlatmıştır.

Page 7: Kurumsal  y

Bu bölümde, bankalarda kurulan risk yönetimi sistemleri anlatılacaktır. Böylece, ilerde tüm işletmelerimizde kurulması kaçınılmaz olan risk yönetimi sistemleri için bir örnekle ilgili ayrıntılar verilmiş olacaktır. Öteki işletmelerimizde de, gelecekte uygulanması kaçınılmaz olan risk yönetim sistemleri, aynı çerçevede ve benzer ilkelerle hazırlanınca, o işletmelerde uygulamayı kolaylaştıracak özellikler taşımaktadır.

Page 8: Kurumsal  y

En iyi kurumsal yönetim ve risk yönetimi sistemleri bile, geleceğin tamamen tahmin edilmesini, kestirilmesini sağlayamaz; çünkü gelecek belirsizliklerle doludur. Bununla birlikte gelecekte karşılaşılacak önceden tahmin edilemeyen olayların iyi tanımlanması, ortaya çıkma olasılıklarının tahmin edilmesi ve olumsuz sürprizlerin işletmeye verebilecekleri zararların en aza indirilmesi olanakları vardır. Bu nedenle, kurumsal yönetim sistemleri, risk yönetim sistemlerinden destek almak zorundadırlar

Page 9: Kurumsal  y

Başarısızlık örneklerinden ENRON ve Swissair'de, Arthur Andersen'de kötü günlerin gelmekte olduğu ufukta göründüğü halde, bu kuruluşlardaki kurumsal yönetim ve risk yönetimi sistemlerinin eksikleri (ya da bu sistemlerin yokluğu) felaketi karşılama önlemlerinin alınmasını sağlayamamıştır. ENRON ve Swissair ve hatta Arthur Andersen, işlerinin ne olduğunu, müşterilerinin kimler olduğunu, müşterilerin en çok neye değer verdiklerini, uzun yıllar başarıyla çalıştıkları halde, tam tespit etmiş değillerdi. Bu kuruluşlarda bir ekonomik kriz felaketinin nasıl karşılanacağı bile tam olarak düşünülmüş değildi. Arthur Andersen'de, örgütü kötü yöne götüren olaylar belli olduğu halde, yönetim kurulu, örgütü iyileşme yönüne çevirememişti. İyi kurumsal yönetim sistemleri bu kuruluşların olumsuz yönde gidişini durdurabilir ve iyi risk yönetim sistemleri onları krize karşı koruyabilirdi; krizin kötü sonuçlarını en aza indirmeyi saglayabilirdi.

Page 10: Kurumsal  y

Kurumsal yönetim ve risk yönetimi sistemlerinin iyi işlediği işletmelerin yönetim kurulları, olumsuz iç ve dış gelişmeleri zamanında öğrenip, zamanında önlem almayı sağlayabilirler; beklenmeyen olaylardan sonra gelişen krizleri daha iyi yönetebilirler; böyle sistemlerin iyi işlediği işletmelerde, şirketler kötüledikten sonra yönetim kurulu üyeleri, "bu kararlardan haberim bile yoktu" savunmasında bulunamazlar. Bu koşullarda, sistemler değil, önlem almayan yönetim kurulu üyelerinin sorumlu oldukları kuşkusuzdur.

Page 11: Kurumsal  y

Şirketin yönetilebilmesi için çok sayıda etkili sistemlerin kurulması, yetenekli yöneticilerin bu sistemler içinde çalıştırılarak işletmenin başarıya götürülmesi, yönetim kurulunun temel sorumluluğudur. Son yıllarda işletmede örgütsel üretici sistemler yanında bir kurumsal yönetim modelinin ve bir risk yönetim modelinin kurulması öncelik kazanmaktadır. Kurumsal yönetim ve risk yönetimi birbirinden farklı kavramlar olsa da, yönetim kurulunun sorumluluğu, öteki yönetim sistemleri gibi, bu iki modeli de birbirine destek olacak biçimde kurup işletmektir. Bu iki modelin, birbirinin "olmazsa, olmaz" parçaları olduğu, bu konuda uygulamalar arttıkça daha iyi anlaşılmaktadır. Çünkü kurumsal yönetim, şirketi stratejik hedeflerine ulaştırmak amacıyla kararlar alınmasını sağlayan bir sistemdir; bu kararları alanlar, gelecekte elde edilecek kararın sonuçlarının sorumluluğunu üstlenmiş olurlar.

Page 12: Kurumsal  y

Gelecekte karar sonuçlarını hedeflerden uzaklaştırma yönünde etkili olacak risklerin öngörülmesi, tanımlanması, etkilerinin hesaplanması ve bu değerlendirmeler sonucunda riskler nedeniyle ortaya çıkabilecek sapmaların en aza indirilmesi çarelerini önceden göstererek önlem alınmasını sağlamak ise, risk yönetim sisteminin işlevidir. Bu özelliği ile risk yönetim sistemi, işletmeyi hedefe götüren karar süreçlerinin başarılı sonuçlara ulaşması için ona destek olan bir yöntemler topluluğu olarak tanımlanabilir.

Page 13: Kurumsal  y

Ülkemizdeki en gelişmiş risk yönetim sistemleri bankalarımızda uygulanan sistemlerdir. Bu sistemler, bir ekonomi ve bankacılık bunalımından sonra BDDK tarafından geliştirilen kurallar çerçevesinde "uyumu zorunlu" emredici kuralların sonucu olarak kurulmuşlar; fakat bankalarımız ile bankacılık sistemimize büyük güç ve sürdürülebilir bir gelişme olanağı sağlamışlardır

Page 14: Kurumsal  y

RISK YÖNETİMİRisk yönetmi ile ilgili bankalardaki uygulamalar anlatılırken mümkün olan durumlarda diğer işletmelerde olması muhtemel uygulamalarla ilişki kurulmaya çalışılmıştır.Risk yönetimi öncelikle bankalarda başlamış olmakla beraber, bankaların ardından gerek Avrupa ve gerekse Amerika'da bir çok şirketin risk yönetimi metodolojilerini uyguladıkları görülmektedir. Türkiye'de de işi sadece risk yönetimi ile uğraşmak olan bölümlere sahip bazı büyük şirketler mevcuttur.

Page 15: Kurumsal  y

RİSK YÖNETİMİ NEDEN ÖNCE

BANKALARDA BAŞLAMİŞTİR ?

Page 16: Kurumsal  y

Çünkü, bankacılık risk yönetme sanatıdır. İşletmeler, kâr elde etmek için gerçekleştirdikleri faaliyetler sırasında genellikle dolaylı olarak ve çoğu zaman da farkında olmadan risk alırlarken, bankalar bilerek ve isteyerek risk alırlar. Bir tarafta mevduat müşterisine verilen güvence, diğer tarafta kredi müşterisinin krediyi geri ödememe ihtimali ile karşılık bulabilmekte ve bankalar aldıkları kredi riskinden zarar edebilmektedirler. İşte bu riskin gerçekleşmesi ve bankanın bu işlemden zarar etmesi durumunda zararın mevduat müşterisine yansımıyor olması, yani bankanın bu riski karşılamaya yetecek sermayeye sahip olması gerekir.

Page 17: Kurumsal  y

Aslında bankaların risk yönetiminde öncü olmasının esas sebebi, iyi risk yönetemediği için iflas eden bankaların müşterinin mevduatını geriye ödeyememesi, yani bankanın kar etmek amacıyla kendi insiyatifi ile aldığı riskin müşteriye zarar veriyor olması ve bu olgunun da bankacılık sistemini düzenleyen otoriteler tarafından engellenmeye çalışılmasıdır. Sonuç olarak bankalarda etkin risk yönetimi sistemlerinin bulunmasının esas sebebi sektördeki düzenleyici otoritelerdir.

Page 18: Kurumsal  y

Türkiye'deki gelişme de bunun çok net bir örneğidir. Türk bankacılık sektörünün düzenleyici otoritesi, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) 31.08.2000'dekurulmuş 8.02.200 l'de BDDK tarafından yayınlanan Bankaların İç Denetim ve Risk Yönetim Sistemleri Hakkında Yönetmelik ile Türk bankalannda risk alanlardan bağımsız risk yönetim departmanlarının kurulması zorunluluğu getirilmiş ve Türk bankalarında risk yönetimi faaliyetleri böylece başlamıştır.

Page 19: Kurumsal  y

Bankalar dışındaki kurumlarda da zaman içinde benzeri uygulamalar beklenmekle beraber, bu kurumlar için bankacılık sektörü benzeri düzenleyici otoritelerin bulunmayışı, bu konudaki gelişmeleri kurumların üst düzey yöneticilerinin vizyon sahibi olmalarına ve risk yönetiminin getirdiği yararları anlamalarına bağlı kılmaktadır.Bankacılık ve risk denince, ilk akla gelen risk çeşidi kredi riskidir. Ancak bankalar, kredi riskinin yanısıra başka risk türleri ile de karşı karşıya kalmaktadırlar. Reel sektörde yer alan şirketlerin de taşıdıkları bu riskler aşağıda kısaca özetlenmektedir.

Page 20: Kurumsal  y

Kredi riski, bankaların taşıdığı en önemli risklerden biridir. Verilen kredinin kısmen veya tamamen geri alınamaması ihtimalinin yarattığı durumdur. Vadeli satış yapan şirketlerin aldıkları risk de aynı kapsamda değerlendirilebilir ve aynı metodolojiler kullanılarak yönetilebilir. Uygulanan metodoloji bir takım istatistiksel metodlar kullanılarak, kredi verilen müşterinin krediyi geri ödememe ihtimalinin hesaplanması, bu ihtimalin gerçekleşmesi durumunda ne kadar kayıpla karşılaşılacağının belirlenmesidir. Kredinin geri ödenmeme ihtimali müşterinin kredibilitesi (ratingi) ile ilgili bir kavramken, karşılaşılacak kayıp kredi için alman teminatlardan ne kadar ödeme elde edilebileceğinin istatistiksel hesaplamalarını da içermektedir.

KREDİ RİSKİ

Page 21: Kurumsal  y

Toplam portföydeki kümeleşmelerin(konsantrasyonun) yönetilmesi de kredi riski yönetiminde önem taşır. Tüm yumurtaların aynı sepette olmaması misali; kredilerin borçlu, sektör, kredi cinsi, vade, vb. parametreler bazında kümelenmemesine (konsantre olmamasına) dikkat edilir. Kabul edilebilecek konsantrasyon limitleri önceden belirlenerek Portföyün bu limitler dahilinde kalması sağlanır. Böylece örneğin bir sektörün sorun yaşaması halinde bankanın kredilerinin önemli bölümünün sorunlu hale gelmesi engellenebilir.

KREDİ RİSKİ

Page 22: Kurumsal  y

Fiyat riski olarak da adlandırılan piyasa riski, bankanın elinde bulundurduğu her türlü bono tahvil, hisse senedi, döviz, vb. kıymetlerin fiyatlarında meydana gelebilecek beklenmeyen değişiklikler nedeniyle zarar etme ihtimalidir. Bankalar faizlerde ve kurlarda bekledikleri değişikliklere göre pozisyon alarak, eski deyimiyle plasman yaparak, bu pozisyonlardan kar elde etmek isterler. Ancak piyasanın, beklentilerin tersine hareket etmesi durumunda zarar etmek kaçınılmazdır. Bu riskin yönetilmesinde aşağıdaki soruların cevapları aranarak olası kayıp tutarı istatistiksel olarak hesaplanır. Piyasaların beklenenin, öngörülenin tersine gitme ihtimali nedir? Ters giden piyasada mevcut pozisyonların zararlarını giderme (hedge etme), ya da likide etme süresi nedir? Bu sürede ne kadar para kaybedilir? Bu kaybı karşılayacak sermaye mevcut mudur? Pozisyondan beklenilen getiri, riske atılan sermayeye değecek büyüklükte midir?

PİYASA RİSKİ

Page 23: Kurumsal  y

Reel sektörde hammadde veya stok fiyatlarındaki değişmeler nedeniyle zarar etme ihtimali, satın almaları ve satışları farklı para cinsinden olan şirketlerde taşınan döviz pozisyonunun kurlardaki değişme nedeniyle zarar etme ihtimali piyasa riskine örnek olarak verilebilir. Piyasa riskini bankalar, piyasadaki beklentileri nedeniyle, kar etmek amacıyla bilerek ve isteyerek alırlarken şirketler piyasa koşullarına bağlı olarak genellikle istemeden alırlar. Ancak şirketlerin aldığı bu tür risklerin, bankalardan sağlanacak türev ürünlerle hedge edilmesi ve riskin yönetilmesi artık oldukça kolaydır. Büyük şirketlerin çoğunda böyle uygulamalar yapılmaktadır. Şirketler, türev ürünlerle, gelecekte elde edecekleri dövizlerin fiyatlannı önceden tespit edebilirler.

PİYASA RİSKİ

Page 24: Kurumsal  y

Faiz riski, bankaların aktifleri ile pasiflerinin yeniden fiyatlama vadelerindeki uyumsuzluk nedeniyle zarar etme ihtimali olarak tanımlanabilir. Örneğin uzun vadeli konut kredilerinin kısa vadeli mevduatla fonlanamıyor olması bu riski ortaya çıkartır. Türkiye'de ortalama mevduat vadesi 1 ay civarındayken, bankalar bu mevduatlan toplayarak 10-15 yıllık konut kredisi vermektedirler. Mevduata ödenen faiz her ay değişirken, konut kredisinin faizi kredinin ömrü boyunca sabit kalmaktadır. Faizlerin yükseldiği ortamlarda bankalar mevduata daha yüksek faiz ödemeye başlarlar ve bu durumun devam etmesi halinde mevcut konut kredilerinden zarar ederler. Faizlerin düştüğü durumlarda ise mevduata daha az faiz ödendiği için bankanın karının artması beklenir. Bu beklenti faizlerdeki küçük düşüşler için doğru olmakla beraber, daha yüksek faiz düşüşlerinde bu defa konut kredisi müşterisi başka bir bankadan daha ucuz faizle kredi bulabilmekte ve mevcut kredisini kapatabilmektedir.

FAİZ RİSKİ

Page 25: Kurumsal  y

Faiz riskini yönetebilmek için yapılması gereken öncelikle faizlerin değişme ihtimallerin istatistiksel olarak hesaplanması, sonra bu değişikliğin bankanın mevcut bilançosuna nasıl etki edebileceğinin belirlenmesi, oluşabilecek zararın hangi büyüklüğe kadar ulaşmasına, müsade edilebileceğine yani ne kadar sermaye kaybına razı olunabileceğine karar verilmesi ve riskin bu sınırlar dahilinde kalacak şekilde yönetilmesidir. Bankalar bilançodaki faiz riskini kar etme amacıyla almazlar. Faaliyetlerinin doğal sonucu olarak bu riskle karşı karşıya kalırlar. Bu nedenle riskin belirlenen sınırlar içinde kalmasını teminen mümkün olduğunca bilançolarında alabilecekleri doğal önlemlerle korunmaya, yani doğal hedge'ler yaratmaya çalışırlar. Örneğin konut kredilerini fonlamak için yurtdışından uzun vadeli kaynak kullanırlar. Doğal hedge'in yeterli olmadığı durumlarda risk, çeşitli türev enstrümanlar kullanılarak azaltılmaya çalışılır.

FAİZ RİSKİ

Page 26: Kurumsal  y

Bilançolannda farklı zamanlarda faiz oranı değişikliğine tabi aktif ve pasif kalemleri mevcut olan şirketler de faiz riskine açıktırlar.3 ay sonra ödenecek sabit faizli kredinin karşılığının 1 ay vadeli hesapta tutuyor olmak, bu konuya örnek olarak verilebilir. Bilançosunda faiz riski taşıyan şirketlerin, bu riskten korunmak, yani bu riski hedge etmek için, bankalardan danışmanlık almaları ve bankaların önerdiği türev ürünleri kullanarak risklerini hedge etmeleri mümkündür.

FAİZ RİSKİ

Page 27: Kurumsal  y

Likidite riski, basitçe, ödemelerin vadesi ile tahsilatların vadesindeki uyumsuzluk nedeniyle taahhütlerin karşılanamaması riski olarak özetlenebilir.

Bankalar, bu riski çeşitli senaryolarda kendilerini fonlamaya yetecek kaynak bulma ihtimallerini dikkate alarak yönetirler. Örneğin 1 ay içinde vadesi gelecek kredi geri ödemelerinin olası ödenmeme oranı, vadesi gelecek mevduatların yenilenme oranı, gerçekleşmesi muhtemel yeni işlemlerin yaratacağı nakit akışı dikkate alınarak l ay içinde ihtiyaç duyulabilecek nakit miktarı hesaplanır. Sonra bu nakti temin etmeye yetecek kaynağın (menkul kıymet satışı, borçlanma limitleri, vs.) mevcut olduğu garanti edilir. Benzeri çalışmalar 3 ay, 6 ay, l yıl gibi perspektiflerde de yapılarak ihtiyaç duyulacak kaynakların önceden temin edilmesi sağlanır.

LİKİDİTE RİSKİ

Page 28: Kurumsal  y

Likidite riski ve riskin yönetimi şirketler için de tamamen bankalardakinin aynıdır. Çeşitli projeksiyonlarla kaynak ihtiyacı tahmin edilerek ve ihtiyaç duyulan kaynağın temin edilip edilemeyeceği dikkate alınarak şirket bilançosu yönetilmelidir. Kısa vadeli kredilerle uzun vadeli yatırımlar yapan şirketlerin, ekonominin zorlandığı ve satışların normal zamandaki gibi devam edemediği durumlarda borcu ödeyecek kaynağı nasıl bulacaklarını önceden planlamaları ve kaynak bulma ihtimali olmadığı durumda bu tür yatırımları yapmamaları likidite riski yönetimine örnek olarak gösterilebilir.

LİKİDİTE RİSKİ

Page 29: Kurumsal  y

Operasyonel risk herhangi bir faaliyet gösteren her işletmenin karşılaştığı bir risk türüdür. İşletmenin banka olup olmaması riskin tanımına veya yönetim metodolojisine hiç bir değişiklik getirmez. Operasyonel risk, çalışanların yaptıkları hatalar, suistimal, dolandırıcılık ve bilgi işlem sistemi sorunları nedeniyle zarar etme olasılığıdır.Operasyonel risk. kredi riski veya piyasa riski gibi risk alınarak kar edilecek bir risk çeşidi olmadığından mümkün olduğunca azaltılmaya çalışılır. Riski azaltmanın yolu çeşitli kontrol mekanizmaları koyarak riski önlemek, ya da sigortalayarak riski transfer etmektir. Her iki durumda da riskin getireceği kayıp ile riski önleminin maliyeti karşılaştırılarak karar verilir. Örneğin bir banka, veznesinde yanlış ödeme yapılması nedeniyle zarar etme riskini ortadan kaldırmak için yapılacak ödemeyi 5 kişinin tek tek kontrol etmesi istenilebilir. Bu durumda muhtemelen veznede hiç kayıp olmayacaktır. Ancak kontrol görevlisi olarak çalışan 5 kişiye ödenen maaş olası kayıp miktarından daha fazla olacaktır.

OPERASYONEL RİSK

Page 30: Kurumsal  y

Operasyonel risk yönetimi kapsamında bankalardaki aktiviteler şöyle özetlenebilir Operasyonel riski yönetebilmek için önce tüm prosesler (yazılı işlem kuralları) gözden geçirilerek bu proseslerdeki risk unsurları ve bu riskleri önlemek için mevcut olan kontrol noktaları değerlendirilmektedir. Yeterince güçlü olmadığı düşünülen kontrol noktalarını kuvvetlendirmek için proseste gereken değişiklikler yapılmaktadır. (Proses değişiklikleri gereğinden fazla güçlü olan kontrol noktalarını gevşetmeyi de içerebilir.) Gerçekleşen operasyonel kayıplar düzenli olarak kaydedilerek analiz edilmekte, kayıpların yoğun olduğu prosesler tekrar gözden geçirilmekte, kaybın nedeni ve nasıl önlenebileceği araştırılmakta, kaybı azaltmak için gereken düzeltmeler yapılmaktadır. Prosesler için anahtar risk göstergeleri belirlenmekte, bu risk göstergeleri izlenerek sorun yaşanması muhtemel prosesler tespit edilmekte ve iyileştirilmektedir.

OPERASYONEL RİSK

Page 31: Kurumsal  y

Henüz Türkiye’de uygulanmamakla beraber, uluslararası aktivitesi bulunan büyük Amerikan ve Avrupa bankaları kaydettikleri operasyonel risk kayıp tutarlarını istatistiksel olarak analiz etmekte, bu datalar (veriler) üzerinde yaptıkları simulasyonlarla gelecek yıllarda karşılaşmaları muhtemel kayıp tutarını hesaplamakta ve operasyonel risk için gereken sermayeyi belirlemektedirler.

OPERASYONEL RİSK

Page 32: Kurumsal  y

Bankalar strateji riski, itibar riski gibi diğer önemli risklere de açıktırlar. Ancak bu riskler yukarda bahsedilen riskler gibi sayısallaştırılamamakta dolayısıyla istatistiksel metodlar kullanılarak yönetilememektedir. Ancak sözkonusu risklerin tüm işletmeler için taşıdığı önem tartışmasızdır.

DİĞER RİSKLER

Page 33: Kurumsal  y

Riskin gerçekleşmesi durumunda ortaya çıkacak zararın dolayısıyla ihtiyaç duyulacak sermayenin hesaplanma yöntemi risk yönetimi açısından büyük önem taşımaktadır.

Page 34: Kurumsal  y

Basel komitesi 1996 yılında bankaların sermaye yeterliliği konusunda bir standart belirlemiştir.1996 Basel Sermaye Uzlaşısı (1996 Basel Capital Accord) adı verilen bu standart bankaların aldıkları riskler için bulundurmaları gereken sermayenin aşağıdaki gibi hesaplanmasını öngörmektedir:

Sermaye Yeterlilik Rasyosu (SYR)nun hesaplama formülü:

SYR = SERMAYE/KR+PR

SYR: Sermaye Yeterlilik R.

KR: Kredi Riski

PR: Piyasa Riski

Basel Komitesi'nin bir yaptırım gücü olmamakla beraber, komite kararlan dünya üzerinde çok geniş bir alanda kabul görmekte ve uygulanmaktadır. G-10 ülkeleri başta olmak üzere gerek Türkiye ve gerekse dünya üzerinde 100'den fazla ülkede tüm bankalar bu uygulamaya tabidirler. Türkiye'deki bankalar, her ay sonu sermaye yeterlilik rasyolarını (SYR) bu yönteme göre hesaplayarak kendi düzenleyici otoriteleri olan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’na (BDDK) bildirirler. Herhangi bir bankanın sermaye yeterlilik oranının, % 8'in altına düşmesi, BDDK tarafından yasaklanmıştır.

Page 35: Kurumsal  y

Şimdi biraz alınan riskler için bulundurulması gereken sermaye hesabının (sermaye yeterlilik rasyosu) ayrıntılarına bakalım.

Basel Komitesinin 1996 yılında belirlediği ve şu anda uygulanmakta olan yönteme göre bankalar, kredi riski ve piyasa riski için bulundurulması gerekli olan uygun sermaye tutarını hesaplamaktadırlar. Ancak yukarda bankaların maruz kaldıkları ve sermaye bulundurulmasını gerektiren çeşitli risklerden bahsedilmiş olmasına rağmen, SYR hesabı bu risklerin tümünü içermemektedir.

Kredi riski için sermaye hesaplamanın detayına girildiği zaman, kabaca verilen her 100 ytl. kredi için 8 ytl. sermaye tutma gereği ortaya çıkmaktadır, yani verilen her 100 ytl. kredinin ortalama 8 ytl.'sinin batma ihtimalinin bulunduğu varsayılmaktadır. Kredinin batma ihtimali, kredinin kime verildiği ile yakından ilişkilidir. Ancak mevcut SYR bu detayla ilgilenmemektedir.

Page 36: Kurumsal  y

Basel Komitesi Haziran 2004'te yeni bir uzlaşı ortaya koymuştur.Söz konusu uzlaşı G-10 ülkelerinde Ocak 2007'den itibaren uygulanmaya başlanmıştır. Yine 100'den fazla ülkenin bu uygulamayı hemen, ya da biraz gecikmeyle benimseyeceği öngörülmektedir. Örneğin Türkiye'de bu uygulama Ocak 2008'de başlamıştır.

Page 37: Kurumsal  y

Basel II yeni sermaye uzlaşısının birinci yapısal bloku, sermaye yeterlilik rasyosunun hesaplanış tarzını yeniden düzenlemektedir. Yeni düzenlemede piyasa riski için sermaye hesaplamasında bir değişiklik yapılmazken, kredi riski için gereken sermayenin hesaplama yöntemi tamamen değiştirilmiş, ayrıca sermaye hesabına operasyonel risk de eklenmiştir. G- 10 ülkeleri için 1 Ocak 2007'den itibaren geçerli olacak yeni sermaye yeterlilik rasyosu aşağıdaki gibidir:

SERMAYE/KrediRiski+PiyasaRiski+OperasyonelRisk >=8

Page 38: Kurumsal  y

Yukarda, teknik ayrıntıya girmeden, risk yönetimi sürecinin gerekli sermayenin hesaplanması başlığı ile ilgili bilgi verilmeye çalışılmıştır. Etkin risk yönetiminin en önemli unsurlarından biri de sürecin risk alanlardan bağımsız bir organizasyon tarafından yönetilmesidir. Böylece risk ölçümü çok daha tarafsız bir şekilde yapılabilecek, risk toleranslarının belirlenmesi risk-sermaye-getiri dengeleri gözetilerek yapılabilecektir. BDDK'nın konu ile ilgili düzenlemesi de bankalarda etkin bir risk yönetimi sürecinin kurulmasını Yönetim Kurulu'nun sorumluluğu olarak tanımlamış, risk yönetimi personelini Genel Müdür'e değil Yönetim Kurulu'na rapor eden bir yapı içine oturtmuştur. Risk yönetim sürecinin etkinliğinin denetlenmesi sorumluluğu da Denetim Komitesine verilerek sistemin işlerliği güvence altına alınmaya çalışılmıştır.

Page 39: Kurumsal  y

Türk bankacılık sektöründe 2001 yılı sonunda BDDK'nın zorunlu kılması ile başlamış olan risk yönetimi çalışmaları bugünlerde Basel II uyumluluğunu saglamak amacıyla hızla devam etmektedir. Gerek risk yönetiminin faydalarının görülmesi ve risk ölçüm sonuçlarının karar alma mekanizmaları içine dahil edilmeye başlanması ve gerekse yabancı bankaların sayısının artması bu sürecin hızla devam etmesinde önemli etkenlerdir. İlk başlarda risk yönetimi birimlerinin işlerine karışmasından hoşlanmayan hazine ve krediler departmanları kullanılan metodolojilerin faydalarını anlamış ve risk alanlar ile risk yönetenler birlikte uyum içinde çalışmaya başlamışlardır.

Page 40: Kurumsal  y

İŞLETMELERE ÖNERİLER…İŞLETMELERİN ESAS FAALİYET KONULARİNDA ÇALİŞMASİ, FAALİYETLERİNDEN DOĞAN RİSKLERİNİ YÖNETECEK FİNANSAL ENSTRÜMANLARIN KULLANİLMASİ, KOBİ’LERİN BASEL- II’NİN ÖNGÖRDÜĞÜ TEMİNAT YAPISINA UYUM SAĞLAMASI, BAĞIMSIZ DERECELENDİRME KURULUŞLARINDAN VE BANKALARDAN DERECELENDİRME NOTU ALMAYA HAZIRLIKLI OLMALARI VE İYİ NOT ALABİLMEK İÇİN SERMAYELERİNİ GÜÇLENDİRME YOLUNA GİTMELERİ, ULUSLARARASI KABUL GÖRMÜŞ STANDARTLARDA VE GÜVENİLİR MALİ TABLOLARIN ÜRETİLMESİ, KURUMSAL YÖNETİM KÜLTÜRÜNÜN EN ÜST YÖNETİCİDEN TÜM ÇALIŞANLARA KADAR YERLEŞTİRİLMESİ, NİTELİKLİ İNSAN KAYNAĞINA YATIRIM YAPILMASI, KARAR ALMADA HER TÜRLÜ RİSKİN DİKKATE ALINMASINI SAĞLAYAN BİR SİSTEMİN KURULMASI, BASEL-II İLE ÖNGÖRÜLEN DEĞİŞİMLERİN KOBİ’LERE OLAN ETKİLERİNİN BİLİNMESİ OLARAK ÖZETLENEBİLİR.

Page 41: Kurumsal  y

SONUÇ

Page 42: Kurumsal  y

Yapılan açıklamalardan yola çıkılarak reel sektöre yönelik bazı tespitler yapmak da mümkündür.Bankaların karşılaştıkları riskler reel sektörde karşılaşılan risklerle çok benzeşmektedir ve aynı risk yönetim metodolojilerinin reel sektör şirketleri tarafından da uygulanması mümkündür.

Page 43: Kurumsal  y

Bankalar risk alarak para kazandıkları için risklerini belirli seviyelerde tutarak yönetmektedirler. Halbuki diğer şirketler üretim yaparak ya da hizmet vererek para kazandıklarından risklerini mümkün olduğunca azaltmaya çalışmalıdırlar. Bu nedenle risk yönetimi bankalar dışındaki şirketler için de son derece önemli ve şirkete değer katan bir süreçtir.

Page 44: Kurumsal  y

Risk yönetimini zorunlu kılacak bir denetleme mekanizmasına sahip olmayan işletmelerde ilk hareket ancak sürecin getirdiklerinin farkında olabilen yönetim kurulları tarafından başlatılabilecektir.

Page 45: Kurumsal  y

KURUMSAL YÖNETİŞİM KALİTESİ YÜKSELDİKÇE, FİNANSMAN İMKANİ VE

LİKİDİTE ARTMAKTA VE SERMAYE MALİYETİ DÜŞMEKTEDİR. İYİ

YÖNETİLEN ŞİRKETLER KRİZLERDE SERMAYE PİYASASİNDAN

DİŞLANMAYACAK, KRİZLERİ DAHA KOLAY ATLATABİLECEKTİR.VE RİSKİ

AZALTABİLECEKLERDİR.

Page 46: Kurumsal  y

YARARLANILAN KAYNAKLARPROF. DR. MUSTAFA A. AYSANKURUMSAL YÖNETİM VE RİSK, 2007

TÜRKİYE BANKALAR BİRLİĞİ RİSK YÖNETİMİ VEBASEL II’NİN KOBİ’LERE ETKİLERİ, EYLÜL 2004