66

İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

  • Upload
    others

  • View
    12

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz
Page 2: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

A9, büyük ve hayati gerçekleri ortaya koyanyeni TV kanalınız...

A9, modern bilimin ortaya koyduğu delilleri,en anlaşılır ve doğru şekilde aktarmakta,bu sayede izleyiciler muhteşem gerçeklerifark etmektedirler.

A9, yalandan, saptırmadan, diretmeden vekavgalardan uzak, samimi, akılcı, yapıcıve uzlaştırıcı üslubuyla, yayıncılık ilegüzel ahlaka has değerleribirleştirmektedir.

A9, “Türk-İslam Ahlakı”nın birleştiriciüslubuyla, Türkiye’de ve dünyada barışortamının yerleşmesine hizmet etmeküzere kurulmuştur.

A9, Türkiye'nin muhteşem geleceğinihazırlamada vesile olan sembol ve liderTV kanallarından biri olma yolunda eminadımlarla ilerlemektedir.

HAYATA BAKIŞINIZI DEĞİŞTİRECEK!

SAYIN ADNAN OKTARHER GÜN CANLI YAYINDA

A9 TV’de...

Page 3: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

İLMİ MERCEK -Ocak 2015- SAYI: 127içindekiler

4

24

18

4454

İslam Dünyası’nda

Geçen Ay

50

KAPAK KONUSU

6

38

Acıyı Dindirip

Bebeğin Beynindeki

Gen Aktivitesini

Değiştiren Mucize:

Anne Şefkati

İNSAN MUCİZESİ

Elektrikli

Yılanbalıkları,

Avlarını ‘Uzaktan

Kumanda’ ile Avlar

Kimyager Canlılar

3

Derinin Kendini

Yenilemesi

30

Allah’ın Sunduğu

Mucize Nimet:

Silisyum ve Kuvars

43Fosiller Evrimi Yalanlıyor

Kuşların Akılcı ve

İlginç Uçma Taktikleri

�LM� MERCEK - Ocak 2015-

Yayın Türü: Yaygın / Araştırma Yayıncılık adına imtiyaz sahibi: Bedri Edis Yılmaz, Adres: Kayışdağı Mah. Değirmen Sok. No: 3 Ataşehir - İstanbul Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Fatih Hikmet Müftüoğlu, Adres: Kayışdağı Mah. Değirmen Sok. No: 3Ataşehir - İstanbul Yönetim Adresi: Araştırma Yayıncılık, Kayışdağı Mah. Değirmen Sok. No: 3 Ataşehir - İstanbul Tel: 0 216 660 00 59 Fax: 0 216 660 16 85 Abonelik Tel: 0216 444 444 1Matbaa: Express Basımevi / Deposite �ş Merkezi A6 Blok No:309, �kitelli OSB Küçükçekmece-�stanbul Tel: (0 212) 671 61 51 Baskı Yeri ve Tarihi: İstanbul, 31.12.2014

CANLILAR ALEMİ

Kozalaktan, Terlemeyi

Önleyen Kıyafetlere

37

58

Bitkiler Soğukla Nasıl

Başa Çıkarlar? 62

Bir Ayet Bir Açıklama

Türk-İslam Birliği Yolunda

Bu Ay Neler Var?

Page 4: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

Yepyeni biryılın ilk günlerini

yaşarken, dünyanın ama en çok da İslamülkelerinin barışa, sevgiye ve huzuramuhtaç olduğunu görüyoruz. Oysa İslamkelimesinin kökeni “slim” yani “barış”tangelmektedir.

Barış kavramının içinde sevgi, hoş-görü, anlayış, şefkat, merhamet ve ala-bildiğince özgürlük vardır. İbadet, yaşam,davranış, fikir ve söylem özgürlüğü var-dır. İslam dini de tümüyle bu özgürlüklerisavunur. Bu sevgi dinini değiştirip yerinebağnaz, İslam’la bağdaşmayan apayrıbatıl bir din çıkararak, dünyada acımasız-lığı ve vahşeti yerleşik kılmaya çalışmak,dayatma ve baskıyla insanlara hayatı zin-dan etmek asla kabul edilemez. İnsanla-rın özgürce yaşamalarına müsaadeetmek, nefreti ortadan kaldırıp sevgiyiyeryüzüne yerleşik kılmak bütün müslü-manların asli görevidir.

Ancak şunu daunutmamak gerekirki tüm dünyada ya-şanan bu savaş,

zulüm ve fitne ortamı aynı zamanda Hz.İsa (a.s.)’ın ve Hz. Mehdi (a.s.)’ın çıkış ala-metlerindendir. Peygamber Efendimiz(s.a.v.)’den rivayet edilen tüm alametlerin,içinde yaşadığımız Hicri 1400’lerde ardıardına gerçekleşiyor olması, bu kutlu şa-hısların çıkış döneminde olduğumuzu gös-termesi açısından son derece önemlidir.

İnşaAllah 2015 yılında dünyamız, tümMüslümanların ve farklı din mensupları-nın birlikte güzelce yaşamalarıyla, birbir-leriyle iyiliklerde yarışmalarıyla, hayırlıişlerde ittifak etmeleriyle ve sevgide her-kesin birbirine örnek olmasıyla daha dagüzelleşecektir.

Derginiz İlmi Mercek size bu yıl da bir-birinden dikkat çekici, yeni konularla veyeni kapak tasarımıyla ulaşacak, ayrıcahediyelerimiz de devam edecek.

Rabbimiz tüm kardeşlerimize refah,birlik ve beraberlik içinde yaşayacaklarıbir yıl geçirmeyi nasip etsin.

İlm

i Mer

cek,

Oca

k 20

15

Page 5: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

D erinin dış dünyada karşılaşacağıilk tehlikelerden biri yaralanma veyırtılmalardır. Deride bir yara-

lanma yahut yırtılma meydana geldiğindesavunma hücreleri derhal harekete geçe-rek, öncelikle oradan içeri sızabilecek düş-manlara karşı direniş başlatırlar. Sistemesızmaya kalkışan mikrop ve yabancı hüc-relere karşı müthiş bir savunma yaparkenbir yandan da savunma surlarını yani “fib-rin” denilen lifli bir proteini üreterek deriyitamir etmeye çalışırlar. Nitekim derinin

esas koruyucu fonksiyonu, dış bölümüoluşturan ölü hücre katmanları sayesindeoluşur. Hücre bölünmesiyle oluşmuş heryeni hücre, derinin iç bölümünden yüzeyedoğru hareket eder. Bunu yaparken, hücreiçi sıvısı yani stoplazması dayanıklı bir pro-tein olan keratine dönüşür. Bu işlem esna-sında hücre ölür. Oluşan keratin maddesi,oldukça sağlamdır ve sindirim enzimleriyleparçalanması zordur. Bu, dayanıklılık de-mektir. Vücudu istila etmek isteyen bakterive mantarlar, cildin dış tabakasından ala-bilecekleri bir şey bulamayacaklardır. Ay-rıca keratinli ölü dış hücreler, sürekli olarakcilt yüzeyinden dökülürler. Bu yolla kaybe-dilen hücreler, alttan yeni gelenlerle doldu-rulduğunda, o bölgelerde gerçekten içinenüfuz edilmesi güç bir bariyer kurulmuşolur.

İnsan vücudundaki organların mucizeviçalışmasını anlamak bile akıl gerektirirken,bu sistemin kör tesadüflerle oluştuğunuiddia etmek elbette akıl ve bilim dışı bir yak-laşım olur. Böylesine kusursuz bir sistemşuursuz tesadüflerle var olamaz. İnsanıniçinde böyle bir elektronik devrenin kuruluolması, onun Allah tarafından yaratılmış ol-duğunun apaçık bir delilidir.

Sizleri Biz yarattık, yine de tasdiketmeyecek misiniz? Şimdi (rahimlere)dökmekte olduğunuz meniyi gördü-nüz mü? Onu sizler mi yaratıyorsunuz,yoksa yaratıcı Biz miyiz? Sizin ara-nızda ölümü takdir eden Biziz ve Bizimönümüze geçilmiş değildir. (Vakıa Su-resi, 57-60)

www.Kuranmucizesi.com

3

Ocak 2015, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Page 6: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

İlm

i Mer

cek,

Oca

k 20

15

4

İsveç Devlet Televizyonu SVT, aynı evdeyaşayan baba ile Müslüman olan kızınakonuk olarak, Hristiyan bir babayla, Müslü-man olmuş kızının saygı, hoşgörü çerçeve-sinde evi nasıl paylaştıklarını gözler önüneserdi.

İsveç kilisesinde Hristiyan eğitimi alarakbüyüdüğünü söyleyen Jannika Sande (25)Kuran okuduğunda,Allah'ın kendisine doğru-dan seslendiğini hissetti-ğini ve Müslümanolmaya karar verdiğinisöyledi. Babasının kıb-leyi göstermede yardımcıolduğunu söyleyen İs-veçli mühtedi, telefonunaindirdiği program saye-sinde ezan vakitlerindenhaberdar olduğunu ve

namazını kıldığını kaydetti.

Kızının ilk zamanlar ibadet etme şeklininkendisine biraz farklı geldiğini anlatan Sun-nersta Kilisesi Baş Papazı Rabbe Sande,duruma alıştığını ve kızına saygı gösterdi-ğini söyledi.

www.habervaktim.com

Papaz'ın Kızı Müslüman Oldu

Page 7: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

www.islamadonus.com

5

Ocak 2015, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Moskova bölgesinde ilk İslam KültürMerkezi açıldı. Kurulması, Müslümanlarıülkenin toplumsal hayatına daha aktif ola-rak katılmaya davet eden Rusya devlet baş-kanının çağrısına bir karşılık oldu.Rusya'nın Sesi'nin haber analizi şöyle:

"Rusya devlet başkanı Vladimir Putin’inbir yıl önce Rusya Müftüleriyle görüşürkensöylediği gibi, İslam’ın toplumsallaştırıl-ması, Müslümanların geleneksel yaşam vedüşünüş tarzı ile görüşlerinin günümüzsosyal gerçekliklerine uygun olarak geliş-mesi olarak değerlendirilmeli.

Bunun için ne yapılmalı? Rusya DevletBaşkanı bunun için İslam kültür, bilim veeğitim merkezlerinin, gençlik ve kadın ku-lüplerinin kurulması gerektiğini söyledi.

Moskova bölgesi Müslümanlarının Di-

yanet İşleri Müdürlüğü Başkanı Ruşan Ab-basov, konuşurken şunları söyledi: RusyaDevlet Başkanı’nın müftülerle görüşmesin-den sonraki sadece bir yıl içinde İslam Kül-tür Merkezi kurmak projesini hayatageçirmeyi başardık. Kültür merkezi Po-dolsk bölgesinde açıldı. Açılması için yerliMüslüman toplumu tarafından çok gayretgösterildi. Çabalarıyla merkez binasınınonarımı yapıldı. Yüzölçümü 800 metrekareolan kültür merkezinde şimdi eğitsel, kül-türel ve başka faaliyetlere başlanabilir.

Podolsk bölgesi Moskova’nın Güneyin-dedir. Adı “Rahman” olan yerli Müslümantoplumu Moskova bölgesinde neredeyseen aktif toplumlardan biridir.

Moskova bölgesindeki Müslüman top-lumlarına Podolsk bölgesindeki gibi kültürmerkezi kurmak görevi verildi. Bazılarıbunun için gereken binaları satın almakamacıyla arama çabalarına girişmekle,Moskova bölgesi hükümeti tarafından des-teklenen bu programı hayata geçirmeyehazır. Benim kanımca, ileride Moskovabölgesindeki büyük kentlerin her birinde,böyle kültür merkezi olmalı ve yerlilerlegöçmenler, Müslümanlarla Hristiyanlar,çocuklarla yaşlılar dahil herkesin oradakendisine yararlı ve ilgi çekici bir şeybulup ta öğrenmesi için gereken her şeyyapılmalı.."

www.turkrus.com

Moskova'da İlk İslam Kültür Merkezi

Page 8: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

� Dünyada silahlanma yarışında ilk sırada hangi ülkeler yeralıyor?

� Bu silahlanma yarışı ne zaman başladı?

� Silahlanmanın kısıtlanması için ne gibi girişimlerdebulunuldu?

� Bu girişimlere rağmen silahlanma yarışı neden hız kesme-den devam ediyor?

İlmimercek

KAPAK KONUSU

İlm

i Mer

cek,

Oca

k 20

15

6

Page 9: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

www.kehfsuresiveahirzaman.imanisiteler.com

7

Ocak 2015, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

� Ülkeler bütçelerinin büyük bir bölümünü neden silahlanmaya ayırıyor?

� Neden silahsızlanma girişimleri kalıcı bir çözüm getiremiyor?

G ünümüzde bilinen acı bir gerçekvar… Dünyada herkese yetecekkadar kaynak olmasına rağmen

dünya nüfusunun büyük bir bölümü bes-lenme, sağlık, eğitim gibi en temel insaniihtiyaçlardan bile yoksun yaşamakta….842 milyon insan açlıkla mücadele ediyor.Yiyecek ve içme suyu bulamadığı için hergün yüzlerce insan ölüyor. Yaklaşık 1 mil-yar insan da temel sağlık hizmetlerindenyoksun. Her dört kişiden biri ise okumayazma bilmiyor. Buna karşılık birçok ül-kede, eğitim ve sağlık harcamalarına ayrı-

lan paydan çok daha fazlası savunma har-camalarına ayrılıyor. Milyarlarca dolar tuta-rında silah satışı yapılıyor. Bir tarafta,silahlar yüzünden her gün 1000 kişi haya-tını kaybederken; diğer tarafta, silahlanmayarışı tüm hızıyla devam ediyor.

Silahlanma HızıBaş Döndürücü

Boyutlarda ArtıyorSilah üretim ve pazarlama sanayinde

ulaşılan rakamlar oldukça baş döndürücü.

Page 10: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

Dünya Gayri Safi MilliHâsılası 70 trilyon

dolar, bunun 2.8 trilyondolarlık kısmı ise her yıl

silah sanayine ve askeriharcamalara gidiyor.

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Ens-titüsü’nün verilerine göre listenin ilk sıra-sında 600 milyar 400 milyon dolar ile ABDvar. ABD’yi, 112 milyar 200 milyon dolar ileÇin takip ediyor. Rusya 68 milyar 200 mil-yon dolar ile üçüncü sırada.

Yalnız, bu listenin oldukça dikkat çekicibir yönü var. Üst sıralarda gördüğümüzABD, Çin, Rusya, İngiltere ve Fransa; Bir-leşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimiüyeleri. Yani, dünya barışını ve silahsızlan-mayı sağlamak için kurulan bir örgütündaimi üyeleri… Bu amaçla çelişkili olarak,dünya genelindeki savunma harcamaları-

nın %60’ını, sadece bu 5 ülke yapıyor.

Dünyanın en büyük silah ihracatçılarınabaktığımızda da tekrar bu ülkelerle karşıla-şıyoruz. Stockholm Uluslararası BarışAraştırma Enstitüsü’nün 2009-2013 yıllarıarasındaki verilerine göre şu grafik karşı-mıza çıkıyor:

1. ABDABD, %29’luk payla dünyada en çok

silah satan ülkeler listesinin de ilk sıra-sında. En fazla silah sattığı ülkeler %10’aroranla Güney Kore ve Avustralya. Bu ülke-leri %9 ile Birleşik Arap Emirlikleri takip edi-yor.

2. RusyaDünyanın ikinci büyük silah ihracatçısı,

%27’lik payla Rusya. Rusya’dan silah satınalan ilk üç ülke ise, %38’le Hindistan,%12’yle Çin ve %11’le Cezayir.

İlmimercek

KAPAK KONUSU

İlm

i Mer

cek,

Oca

k 20

15

8

Page 11: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

www.altincag.com

9

Ocak 2015, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

3. Almanya%7’lik payla dünyanın üçüncü büyük

silah satıcısı Almanya. Almanya’nın enfazla silah sattığı ülke ise en büyük silah ih-racatçısı olan ABD. Almanya silah satışının%10’nu ABD’ye yapıyor, %8’er oranla daYunanistan ve İsrail’e.

4. Çin%6’lık payla Çin’i dördüncü sırada gö-

rüyoruz. Çin’in en iyi müşterileri ise sıra-sıyla %47’yle Pakistan, %13 ile Bangladeşve %12 ile Myanmar.

5. Fransa%5’lik payla beşinci sırada yine bir Av-

rupa ülkesi olan Fransa var. Fransa’nın eniyi müşterisi %13’le Çin, %11 ile Fas ve%10 ile Singapur.

6. İngiltere%4’lük paya sahip olan İngiltere’nin ilk

5’in dışına itildiğini görüyoruz. İngiltere’ninen fazla silah sattığı ülke %42’yle SuudiArabistan. Diğer müşterileri %18’le ABD ve%11’le Hindistan.

Silahlanma YarışınınTarihçesine Kısa Bir Bakış

II. Dünya Savaşı’nın ardından, Amerikave Sovyetler dışında hiçbir devletin, silah-lanma yarışına girme gücü yoktu. Bu iki

devlet, nükleer silahlara sahip olduktansonra, olası rakiplerini çok geride bıraktılar.Bununla birlikte de Avrupa devletleri ilk kezuluslararası ilişkiler adına söz sahibi olmarolünü kaybettiler.

Kızıl Ordu savaş sırasında işgal etmişolduğu Doğu ve Orta Avrupa’dan kolaycaçıkmayacağını açıkça gösterdi. Amerika daSovyet girişimlerine karşı cephe alacağınıbelli etti. Bu iki büyük devlet arasında baş-layan çekişme, yeni uluslararası sisteminana temasını oluşturdu.

Böylece dünya, ABD ve Sovyetler Birli-ği’nin çevresinde “iki kutuplu” denge ka-zandı. Avrupa devletleri bu iki “süper”devletin çevresinde kümelendiler.

Batı İttifakı kapitalist ve antikomünist ül-kelerden, Doğu Bloku ise komünist ülkeler-den oluşuyordu. Böylece Doğu Bloku ileBatı İttifakı arasında uluslararası siyasi veaskeri gerginlik dönemi yaşandı. 1947’den1991’e kadar devam eden bu döneme“Soğuk Savaş” adı verildi. Kore ve VietnamSavaşları, Berlin Sorunu, 1956-59 yıllarıarasında Ortadoğu’daki çekişme, U-2casus uçağı olayı, Küba krizi gibi olaylarSoğuk Savaş’ın doruğunu oluşturdu. Ogünlerin yakın şahitlerinin çok iyi bildiği gibiinsanlar her gün, kafalarına düşecek birnükleer bombayı bekleyerek yaşadılar.Süper güçlerin arasındaki her anlaşmaz-lıkta insanlığın sonunun geldiği yönündeki

Page 12: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

haberler manşetlere çıkıyordu.Soğuk Savaş sürecinde her iki ta-rafın yaklaşık rakamlarla silah veasker potansiyelleri ise şöyleydi:

1960’lı yılların başında, Ame-rika ve Sovyetler’in sahip olduğu

silah stokları “fazlasıyla öldürme”kapasitesine ulaştı. Bunun üzerine İn-

giliz lider Winston Churchill geleneksel“güç dengesi” deyimini yetersiz gördü. Yenigüç yapısını tarif etmek için “dehşet” ya da“terör dengesi” deyimini kullandı.

1983’te ABD’nin “Stratejik Savunma Gi-rişimi Projesi” dünyaya duyuruldu. Buproje, Sovyetler’in balistik füzelerinin ha-vada yok edilmesini amaçlıyordu. Böylece,silahlanma yarışının uzaya taşınmasıbüyük oranda hızlandı.

1987’de Sovyetler Birliği’nin lideri Gor-baçov ile ABD başkanı Ronald Reaganarasında “Nükleer Güçler Anlaşması” im-zalandı. Bu anlaşmayla, sonu gelmeyen si-lahlanma yarışına bir nokta koymakhedefleniyordu. Anlaşma Soğuk Savaş’ındönüm noktalarından biriydi. Ancak kurul-

muş olan güç dengelerinin devamlı olabil-mesi adına, silahlanma vazgeçilmez birunsur oldu. Özellikle ABD, dünyadaki diğerülkelere karşı askeri üstünlüğünü artırdı.Bugün ABD ile en yakın rakipleri arasındakiaskeri kabiliyet farkı 1990 yılındakine göreçok daha büyüktür.

Soğuk Savaş’ta silahlanma yarışınınyoğunlaştığı Reagan döneminde ABD’ninsavunma harcamaları dünyanın %26’sınadenkti. Bu oran, Bush döneminde savunmaharcamalarının arttığı yıllarda %50’yekadar yükseldi.

Bush ilk başkanlık döneminde Ame-rika’nın ulusal füze savunma sistemini kur-mayı planladı. 2001’de de SoğukSavaş’taki dehşet dengesinin mihenk taşısayılan 1972 Anti Balistik Füze Anlaş-ması’ndan çıktı. Buna paralel olarak, küçükçaplı nükleer bomba üretimi ve balistik fü-zelerin konvansiyonel başlıkla donatımı ko-nusunda ısrar etti. En güçlü kitle imhasilahı olan nükleer silahları, silahlanmayarışının bir sembolü haline getirdi. Bu si-lahlarla ilgili bazı bilgiler ise şöyledir:

İlmimercek

KAPAK KONUSU

İlm

i Mer

cek,

Oca

k 20

15

10

Page 13: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

� Kitle imha silahları ilkolarak 1937’de İspanya’nınGuernica kentinin Naziler ta-rafından uğradığı hava sal-dırısı için kullanıldı.

� Bilindiği gibi nükleersilah, ABD tarafından II.Dünya Savaşı’nda 2 kez kul-lanıldı. Japonya’nın Hiroşima veNagasaki kentine atılan silahlar so-nucunda çoğu sivil 120 bin kişi yaşa-mını kaybetti. Bu olaylardan sonranükleer silah kullanımı üzerindeki tar-tışmalar hız kazandı.

� ABD, 1952’de atom bombasın-dan çok daha etkili ve yıkıcı bir silaholan hidrojen bombasını geliştirdi. Bubomba Hiroşima ve Nagasaki’ye atılanatom bombalarının yaklaşık 1000 katıgücündeydi.

� Sovyetler 1961’de, 57 megaton-luk bir hidrojen bombası denemesindebulundu. Bu bomba Hiroşima’ya atılanatom bombasından yaklaşık 3800 katdaha güçlüydü.

www.hzmehdi.com

11

Ocak 2015, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Dünyanın silahlardan arınması gibidiğer tüm sorunlarda da çözümKuran ahlakının yaşanmasıdır.Çünkü kendisi ihtiyaç içinde olduğuhalde yiyeceğini yoksula ve yetimeyedirmek, kendisinin beğenmeye-ceği şeyleri başkalarına vermemek,hissettirmeden yardım etmek gibiKuran’da tavsiye edilen üstün ahlaközellikleri ancak Kuran ahlakı tamolarak yaşandığında ortaya çıkar.Allah maddi yönden güçlü olankişilerin nasıl davranması gerekti-ğini Nur Suresi’nde açıklamıştır:

Sizden, faziletli ve varlıklı olanlar,yakınlara, yoksullara ve Allahyolunda hicret edenlere vermekteeksiltme yapmasınlar, affetsinlerve hoş görsünler. Allah’ın sizibağışlamasını sevmez misiniz?Allah, bağışlayandır,esirgeyendir. (Nur Suresi, 22)

Page 14: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

Geniş çapta ölümlere sebep olankitle imha silahlarının bir diğer çeşidi isekimyasal silahlardır:

� Kimyasal maddelerin savaş alanındakullanımı da ilk defa I. Dünya Savaşı sıra-sında gerçekleşti. 1915’te Almanlar tarafın-dan Klorin gazı kullanıldı.

� Hemenarkasından Fran-sızlar Fosgen gazınıcephane içine koydularve Alman mevzilerine attılar.Bu kullanım, daha sonraki kim-yasal silahların kullanımına datemel oluşturdu.

� Sinir gazları, Almanlar tarafından1930 yılında bulundu ve II. Dünya Savaşıesnasında geliştirildi.

� 1936’da Alman kimyageri GerhadSchrader, böcek ilacı üzerinde çalışırkenTabun (GA) gazını buldu.

İlmimercek

KAPAK KONUSU

İlm

i Mer

cek,

Oca

k 20

15

12

Huzur ve güven İttihad-ı İslam’la, Mehdiyetle-dir. Sevginin her tarafı sarması, barışın her tarafı kap-

laması, savaşların durması, silah imalatının durmasıMehdiyetle olacaktır. Silah fabrikalarının sanayiye yö-

nelmesi nedir? İşte radyo, televizyon, buzdolabı,araba. Tank yapacağına fakire fukaraya araba

yap. Havan topu yapacağına buzdolabı yap.Mayın yapacağına güzel yiyecekler hazırla.

(11 Aralık 2012)

Anlaşın, herkes silahları kaldırsın,Mehdi’ye tabi olun, o savunmaya harca-nan katrilyonlar fakire fukaraya yiyecek,elbise, kıyafet, araba, ev olarak dağıtıl-

sın. Siz de rahat edin, onlar da rahatetsin. Öbüründe hem kan dökme var

hem ızdırap hem acı var. Galip gelen deyok. (1 Ağustos 2012)

Page 15: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

� GerhadSchrader iki yıl

sonra daha da zehirliolan Sarin (GB) gazını

keşfetti.Yakın tarihlerde kimya-

sal silah kaynaklı katliamlardaçok büyük trajediler yaşanmıştı:

� 1982-1987 yılları arasındaki İran-IrakSavaşı’nda, Irak’ın güney bölgesinde, İrankuvvetlerine karşı kimyasal silah kullanıldı.

� Irak ayrıca kimyasal silahlarını Ha-lepçe’de sivil Kürt halkına karşı da kullandı.Halepçe katliamı, dünyanın en büyük in-sanlık trajedilerinden biridir. Saddam Hüse-yin’in emriyle Irak ordusuna ait uçaklar, 16Mart 1988’de Halepçe’ye kimyasal gazbombaları attı. Çoğu kadın ve çocuk, 5 binkişi hayatını kaybetti, 7 bini aşkın kişi deyaralandı.

� Yakında tarihte de tüm dünya Su-riye’deki kimyasal silah kullanımına şahitoldu. BM komisyonu, Şam’ın Doğu Gutabölgesinde çocuklara ve sivillere karşı yük-sek miktarda kimyasal silah kullanıldığınıtespit etti. Bu saldırı sarin gazı içeren füze-lerle yapıldı. Çoğu kadın ve çocuklardanoluşan 1100 kişi bu saldırıda hayatını kay-betti.

Kitle imha silahlarından sonra insan-sız hava araçları da silahlanma yarı-şında hız kazandı. Son veriler 12 ülkenin,31 ülkeye 353 insansız hava aracı sattığınıgösteriyor. En fazla insansız hava aracısatan ülke ise 114 ile İsrail oldu.

İlk insansızhava aracı 1916 yı-lında geliştirildi. I. ve II. Dünya Savaşları sı-rasında kullanıldı. Geliştirilen yenimodelleri Vietnam Savaşı’nda kullanıldı.Ancak bu süre boyunca birer uzaktan ku-mandalı uçak olmaktan daha ileriye gide-medi. 1980’li ve 1990’lı yıllarda olgunlaşanve küçültülen bu araçlar özellikle, ABD’liaskeri çevrelerin ilgisini çekti. Bunun enönemli nedeni çok daha ucuz olmasıydı.Ayrıca riskli görevlerde yetişmiş asker kay-bını sıfıra indirmesiydi. Bu araçlar günü-müzde ise silahlandırıldı. Üzerlerinehavadan karayı vurabilen füzeler takıldı.

Elbette tüm bu silahlanma yarışıyla be-raber, silahsızlanma ve bazı silahların sı-nırlandırılması konusunda adımlar daatıldı.

24 Ocak 1946’da Birleşmiş MilletlerGenel Kurulu karar aldı. Atom enerjisininkontrolü ve bunun barışçıl amaçlarla kulla-nılması için Atom Enerjisi Komisyonu’nukurdu. Genel Kurul’un tavsiye kararı üze-rine, Güvenlik Konseyi, 13 Şubat 1947’dede Konvansiyonel Silahlar Komisyonu’nukurdu.

Ancak, her iki komisyon da Soğuk Sa-vaş’ın en zor günlerinde kurulmuştu. Her ikikomisyonun da çalışmalarında Doğu-Batıçatışması ön plana çıktı. Bu sebeple GenelKurul, 11 Ocak 1952’de tekrar bir kararaldı. Atom Enerjisi Komisyonu ile Konvan-siyonel Silahlar Komisyonu’nun yerine Si-lahsızlanma Komisyonu’nu kurdu. Bu

www.adnanoktarkimdir.com

13

Ocak 2015, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Page 16: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

Komisyonun görevleri ise şunlardı:

� Nükleer silahlar ve silahlı kuvvetlerin arttırılması dadahil her türlü silahsızlanmanın kontrolü;

� Atom enerjisinin kontrolü ile atom silahlarının bertarafedilmesi;

� Silahlı kuvvetler ve her çeşit silahlanmanın dengeli bir şekilde azal-tılması ve sınırlandırılması;

� Fiili bir silahsızlanma programının tespiti.Bu Komisyon 1965 yılına kadar çalışmalarını sürdürdü. Fakat hiçbir netice ala-

madı.

İlk silahsızlanma antlaşması 1963 yılında, ABD, Sovyetler ve İngiltere arasında ger-çekleşti. Nükleer denemeler kısmen yasaklandı, kullanımı sınırlandırıldı. Ancak sayısıazaltılmadı.

Nükleer ve stratejik silahların azaltılması ile ilgili ilk görüşme 1969′da gerçekleşti.SALT I adı verilen antlaşma, 1972′de yapıldı. Savunma amaçlı füzelerin sınırlandı-rılması ile ilgili bir antlaşmaydı. Bu antlaşmadan sonra nükleer silahların sınırlandı-rılması ile ilgili pek çok antlaşma yapıldı. Bunların en önemlisi 1979′daki SALT IIAntlaşması’dır. Bu antlaşma uzun menzilli nükleer silahların sınırlandırılmasını öngörmektedir. Ancak Sovyetler’in 1979’da Afganistan’ı işgale başlamasına bağlıolarak, ABD Kongresi onayını alamadığı için sonuçsuz kaldı.

Günümüzde de, devletlerin silahlanmalarını kontrol altına almaya ilişkin an-tlaşmalar yapılıyor. Buna rağmen, silah üretimi azalmıyor. Küresel

silah ticaretini engelleyici önlemler alınmıyor. Bütün bunlarınsonucunda ise günümüzde silah üretimi şu bo-

İlmimercek

KAPAK KONUSU

İlm

i Mer

cek,

Oca

k 20

15

14

Page 17: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

www.a9.com.tr/

15

Ocak 2015, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

yutlara ulaşmış durumda:

� Her yıl dünya üzerindeki her kadın, erkek ve çocukiçin ikiden fazla mermi üretiliyor.

� Dünyada her on kişiye bir tane hafif silah düşüyor.

� Her yıl 8 milyondan fazla hafif silah üretiliyor.

� Bu silahlar en az 98 ülkedeki 1000’den fazla şirket tarafından üretiliyor.Silahlanma için yapılan harcamalar da her yıl devamlı bir artış gösteriyor:

1975 yılında 51 ülkenin savunma harcamaları 340 milyar dolar civarında iken 1980yılında ise bu miktar 598 milyar dolara çıktı. Tarihte savunma harcamaları bakımın-dan üçüncü sırayı Orta Doğu’nun alıyor. 1975 yılında 11 Orta Doğu ülkesinin savunmaharcamaları 28 milyar dolar kadardı. 1980 yılında ise sadece 6 ülkeye ait miktar 38 mil-yara yükseldi.

Böyle akıl almaz bir silahlanma yarışı da kaçınılmaz olarak çok acı sonuçlar doğuruyor.On binlerce çocuk silah altına alınıyor. Son birkaç yılda 2 milyondan fazla çocuk savaşbölgesinde hayatını kaybetti. Milyonlarcası savaş nedeniyle kalıcı olarak sakatlandı.12 milyondan fazla çocuk güvenlik nedeniyle evlerinden ayrıldı. Bunların üçte birimülteci kamplarında yaşıyor. Tüm bunlar gösteriyor ki, silahsızlanma için yapılanantlaşmalar, girişimler silahlanmanın önüne geçemiyor.

Silahlanma Yarışı “Savunma” Adı Altında Devam Ediyor

Başta ABD olmak üzere güçlü ülkeler kendilerine yönelik olası tehditlerekarşı “savunma” adı altında silahlanmaya yöneliyorlar. Ancak işin perde arkasıhiç de öyle değil. Gerçekte, “savunma” kaygılarının çok ötesine geçen bir silah-

Page 18: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

lanma yarışı içindeler.Bu ülkelerin silah satışı

anlaşmalarından eldeedecekleri gelirler ise ol-

dukça yüksek. Devletlerinkendi aralarında imzaladıkları

gizli anlaşmalarla bu gelirlerin çok fazla ar-tacağı ise herkesin malumu. Astronomik ra-kamlardan, bu ülkelerin nedensilahlanmada büyük pay sahibi olmak iste-diklerini anlamak hiç de zor değildir.

Silahlanma yarışı bir taraftan devamederken, diğer taraftan da silahsızlan-maya yönelik bazı girişimler de oluyor.Ancak bu girişimler neden bir sonucaulaşamıyor ve başarısız olunuyor?

Örneğin BM Güvenlik Konseyi kimi ül-keler için nükleer silahlardan arındırma ka-rarları alıyor. Fakat bu kararların ardındabaşka hesaplar olabiliyor. ABD ve İran ara-sındaki nükleer güç savaşı herkesin ma-lumu. ABD’nin süper güç statüsünüsürdürebilmesi için, nükleer kapasiteyesahip bir İran kabul edilemeyecek bir geliş-medir. Nükleer teknolojiye ve silahlarasahip bir İran, hem ABD’ye hem de onunbölgedeki müttefik ve çıkarlarına bir tehditunsurudur. Bu nedenlerle İran’ın barışçılamaçlar taşımadığı öne sürülerek olay, BMGüvenlik Konseyi’ne sevk edildi.31 Temmuz 2006’da

İran’ın nükleer programının dondurulma-sına ilişkin karar çıktı. Ancak İran çıkan ka-rarlara uymadı. Halen, İran ile BM GüvenlikKonseyi’nin 5 daimi üyesi ve Almanya ara-sında Viyana’da müzakereler yürütülüyor.

Burada dikkat çekici nokta şu: Bugünnükleer silaha sahip olduğu net olarak bili-nen sekiz ülke var. Bu ülkelerden sadecebeşi “Nükleer Silahların Yayılmasının Ön-lenmesi Antlaşması”yla nükleer silah bu-lundurma hakkına sahip. Bu ülkeler tabii kiABD, İngiltere, Fransa, Çin ve Rusya... Do-layısıyla bu ülkelerin verdiği, İran’ın nükleerprogramını durdurma kararı, dünya barışınıve silahsızlanmayı sağlama amacını taşı-mıyor. Aksine, kendilerine rakip olacak birgücü durdurup, silahlanmadaki paylarınıarttırma niyetlerinin olduğu anlaşılıyor.

Gerçek niyetlerinin böyle olduğunu,devreye yerel silahlı örgütler girdiğinde deanlamak mümkün. Çünkü bu yerel terörgrupları, silah endüstrisindeki güç denge-lerini değiştirecek etkiye sahip değiller. Do-lasıyla da, bir insanlık suçu işlendiğinde,Konsey’den silah ambargosu kararı çık-ması oldukça zor. Böyle bir karar çıksa bile,ambargolar sistematik olarak deliniyor. Nede olsa ambargo uygulamakla yükümlü ül-keler, bu örgütlere yasadışı yollardan sağ-

lanan silahların çıkışnoktası. Bu ülke-

İlmimercek

KAPAK KONUSU

İlm

i Mer

cek,

Oca

k 20

15

16

Page 19: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

www.harunyahya.org

17

Ocak 2015, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

lere göre, “silah ekonomisi”nin bir şekildedaimi hale getirilmesi gerekiyor. Şu an Af-rika’da ve Orta Doğu’da sayısı her geçengün artan silahlı çatışmaların körüklenme-sinin perde arkasında da bu süper-güçdevletlerin silahlanma yarışı yatıyor. Dola-sıyla da hiçbir silahsızlanma girişimi başa-rıya ulaşamıyor.

Silahlanma Yarışına Bir AnÖnce Son Verilmelidir

Çatışmalar, ölümler, acılar dinmek bil-miyor. Silah sanayinin iplerini elinde tutanülkeler savaşları tetiklemeye, kaos ortamınıkörüklemeye devam ediyorlar. Çatışangruplar silah alıp fakirleşirlerken, satanlardaha çok zenginleşiyorlar. Buradaki fatu-rayı da tabi ki masum siviller ödüyor. Küçü-cük çocuklar, anneler, nineler, dedeler…

Halbuki, silahlanmaya ayrılan bütçeylebütün yeryüzündeki sefalet bir yıl içinde or-tadan kaldırılabilir. Her yıl silah sanayine,askeri harcamalara giden yaklaşık 3 trilyondolar açlığın, yoksulluğun önlenmesindekullanılabilir. Yeni nükleer silah teknolojileriiçin ayrılan milyarlarca dolar para sağlıkalanında yeni teknik ve cihazların geliştiril-mesinde, hastalıkları ortadan kaldıracakilaçların keşfine kullanılabilir.

Silahların sustuğu, katliamların ve acı-ların yaşanmadığı hiç kimsenin tek birdamla kanının dahi akıtılmadığı, tüm dün-yanın barış, huzur ve sevgi dolu bir yer ola-cağı günler ise çok yakın...

İşte Hz. Mehdi (a.s.) devrinde dünyanıntam olarak böyle bir yer olacağını Peygam-ber Efendimiz (s.a.v.) hadislerinde şu şe-kilde müjdelemiştir:

Düşmanlık ve kini de kaldıracaktır... KAPSU İLE DOLDUĞU GİBİ YERYÜZÜ BA-RIŞLA DOLACAKTIR. Din birliği de ola-cak, artık Allah’tan başkasınatapılmayacaktır. SAVAŞ DA AĞIRLIKLA-RINI BIRAKACAK. (Sünen-i Ibn-i Mace,10/334)

HARP (ERBABI) AĞIRLIKLARINI (YANİSİLAH VE SAİREYİ) BIRAKIR. Hiçbirkimse arasında bir düşmanlık kalmaya-caktır. Ve bütün düşmanlıklar, boğuşma-lar, hasetleşmeler muhakkak kaybolupgidecektir. (İmam Şarani, Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, s. 496)

(Hz. Mehdi (a.s.)) Zamanında ne bir kimseuykusundan uyandırılacak, NE DE BİRKİMSENİN BURNU KANAYACAKTIR.(El Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 44)

Page 20: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

� Silisyumunhayatımızdaki öneminedir?

� Silisyum gibi katı birmaddeden cam gibi saydambir madde nasıl elde edilir?

U zay çağını yaşadığımız yüzyıldateknoloji, neredeyse hayatımızınvazgeçilmez bir parçası haline

gelmiştir. Teknoloji deyince ilk başta aklı-

mıza gelen; evde ve iş yerimizde yaygınolarak kullandığımız elektronik cihazları-mızdır. İşte, bu elektronik cihazlarımızın ya-pısını meydana getiren ve olmazsaolmazını teşkil eden elementlerden birisi de“silisyum”dur. Ayrıca silisyum, aklımızagelen tüm cam yapıların hammaddesini deoluşturur. Vücudumuzun da belli miktardasilisyuma ihtiyacı olduğu bilinmektedir. Vü-

İlmimercekALLAH’IN

YARATMASI

İlm

i Mer

cek,

Oca

k 20

15

18

Page 21: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

cudumuzun kıkırdak dokusunda, kemik ya-pısında, gözümüzde yer alan kornea vesklerada, derimizde, tendonlarımızda ve azmiktarda da karaciğer ile kanımızda silis-yum yer aldığı, bilimsel araştırmalarla tespitedilmiştir. Yapılan başka bir araştırmadada ortalama 60 kg’lık bir insan vücudunda,yaklaşık 3 gr silisyum olduğu tahmin edil-mektedir.

Silisyumun Genel ÖzellikleriSilisyum, Rabbimiz’den bir nimet olarak

bizler için bol miktarda yaratılmış, dünyaşartlarına uygun ve çok geniş kullanım ala-nına sahip mucize bir elementtir. Silisyumubir element olarak 1826 yılında ilk keşfedenkişi, İsveçli kimyager Jakob Berzelius’tur.

Doğal şartlarda katı olan silisyumunatom numarası 14’tür ve “Si” simgesi ilegösterilir. Saf kristal haldeki silisyum sert,koyu gri renkte, metalik parlaklığa sahip, kı-rılgan, saydam olmayan bir yapıdadır. Kris-tal ağ yapısı ise elmas biçimindeki karbongibidir. Eğer silisyumu eritmek istersek,yüksek ısı gücüne ihtiyaç duyarız. Çünkü

silisyumun erimenoktası 14140C’dir.

İsmini çok sık duyduğu-muz ve hayat kaynağımız oksijen

(O2)’den sonra, yeryüzünde bileşiklerişeklinde en çok bulunan element silisyum-dur. Yerkabuğunun neredeyse %30’unu buelement oluşturmaktadır.

Doğada element halinde saf silisyumbulunmadığından silisyum, ya oksijenli bi-leşiği olan silis/silisyum oksit (SiO2) halindeya da oksijen ve alüminyum, potasyum,demir, magnezyum, kalsiyum, sodyum gibideğişik elementlerle oluşturduğu silikatlarhalinde bulunur. Silisyum oksit (SiO2) do-ğada kum ve kuvars şeklindedir.

Silisyumun Kullanıldığı YerlerSilisyum;

� Elektronik endüstrisinde,

� Laboratuvar gereçlerinde,

� Takı ve süs eşyaları yapımında,

� Katalizör taşıyıcısı olarak kimyasalreaksiyonlarda,

� Katkı maddesi olarak; boya, diş ma-cunu, lastik, plastik, ilaç, kozmetik, kağıt,kibrit, cila, sır, temizlik maddesi v.b. imalat-larında,

www.bilimdunyasi.net

19

Ocak 2015, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Page 22: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

� Çimento, beton ve tuğla üretiminde,

� Silikon yapımında,

� Çeliğin istenilen özelliğe getirilmesiiçin içerisine katılarak,

� UV ışığı geçirdiği için spektrofotomet-relerde küvet olarak kullanılmak üzere ku-vars camı üretiminde,

� Jel kıvamına gelen kuvarsa kizelgurdenir. Bu madde adsorbsiyonu yüksek ol-duğundan dinamit yapımında ve analitik uy-gulamalarda kolon dolgu maddesi olarak,

� Polimerik malzemelere eklenerek,kaydırıcı yağ yapımında,

� Saf silisyum bor, galyum, arsenik vefosforla kuvvetlendirilerek, yarı iletken özel-liğinden dolayı transistörlerde,

� Güneş enerjisini elektrik enerjisineçevirmek için yapılan fotovoltaik pil üreti-minde,

� Silisyum karbit (SiC) zımpara yapı-mında,

Ve bunlar gibi burada sayamadığımızyüzlerce farklı alanda, hayatımızı kolaylaş-tırmak için var edilmiştir.

İlmimercekALLAH’IN

YARATMASI

İlm

i Mer

cek,

Oca

k 20

15

20

Cam Hakkında BazıBilgiler;

Cam, maddenin sıvı ile katı arasın-daki özgün bir halidir. Silis (kum) atom-ları, araya giren kalsiyum, potasyum,sodyum ve magnezyum atomları ile bir-likte düzensiz bir tarzda birleşir.

Cam akışkan bir maddedir ancakakış süresi çok uzun olduğundan insanbunu gözlemleyemez, çünkü yaşam sü-resi yetmez.

Cam elle tutulduğunda sert ve dur-gundur. Sert bir yere vurulunca kırıl-ması, soğumuş ve durgunlaşmış bircamın özelliğidir. Yüksek ısıda ise buözellikler değişir. Cam önce yumuşayıpakıcılık kazanır, yeterli ısı sağlanınca dasu gibi akar. Cam bu akıcılığı sayesindeçok değişik yöntemlerle biçimlenmeye,üfleyerek şişirmeye ve şekil vermeyeuygun bir yapıdadır.

Page 23: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

Kumdan, Camın Oluşumuna...Silisyum denince akla hemen kum, do-

layısıyla cam kelimeleri gelir. Çünkü camınana maddesini silisyum teşkil eder ve silis-yum da kumda çok fazla oranda bulunur.

Penceremizde bulunan cama baktığı-mızda dışarıdaki her şeyi çok net olarakgörebilmemiz bir mucizedir. Çünkü camınçok büyük kısmını kum oluşturmaktadır,fakat elimize bir avuç kum alıp baktığı-mızda, penceremizde olduğu gibi şeffaf biryapıda olmadığını görürüz. Peki, kum tane-leri nasıl olur da cam gibi şeffaf bir yapıyıoluşturur? Bunun cevabı, kuma eklenendiğer hammaddelerde ve cam üretim tek-nolojisinde gizlidir.

Camı oluşturan hammaddeler; kum, su,soda külü, dolomit, kireç taşı ve rafine sod-yum sülfattır. Bu maddeler uygun miktar-larda karıştırılarak pişirme fırınınagönderilir ve fırında 15000C’ye kadar ısıtı-larak, karışım eriyik hale getirilir. Cam ha-muru SiO2 (kum), B2O3, Al2O3 gibi oksitlerleCaCO3, Na2CO3, Na2SO4 gibi karbonatveya sülfatların uygun karışımlarının teknefırınlarında eritilmesiyle elde edilir. Örneğinadi cam hamuru elde edebilmek, için: Kum(SiO2), kireçtaşı (CaCO3), soda (Na2CO3)veya Na2SO4 karışımı eritilir. Aslındakumun erime sıcaklığı 17000C’dir. Ama ek-lenen soda sayesinde sıcaklık 15000C’yedüşürülmüş olur. Eritme işleminden sonraelde edilen homojen karışım soğutma ha-vuzlarından geçirilerek, kontrollü olarak11000C’ye kadar soğutulur. İstenilen sıcak-lığa gelen eriyik cam karışımı artık bu aşa-madan sonra şekillendirmeye ve kesilmeyehazırdır. Bu arada cama saydamlık kazan-dıran da kireç taşıdır. Ayrıca cam katı gibigörünmesine rağmen aslında ne katı ne desıvı özelliklere sahiptir. Katı yapılar krista-lize (düzenli atom-molekül sıralaması) hal-deyken, cam amorf (düzensiz) yapıdadır.

www.yaratilisvebilimsiteleri.imanisiteler.com

21

Ocak 2015, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Page 24: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

Camın hayatı-mızdaki kullanımalanları çok ge-niştir. Cam vecamın ana maddesiolan silisyum elementi YüceAllah’ın emrimize sunduğudiğer tüm nimetler gibi şükürvesilesi olacak nimetlerden bi-ridir.

Kuran’dan edindiğimiz bilgilere göre,geçmişte de Allah’ın izniyle cam üretimi vekullanımında çok yüksek teknolojilere ula-şıldığını görmekteyiz. Örneğin, Hz. Süley-man (a.s.)’ın yaşadığı dönemde, sarayındacam sanatının çok üstün ve ince teknikle-rini kullanarak, sarayına gelen konuğununasıl etkilediği ayette şu şekilde bildirilir:

Ona: ‘Köşke gir’ denildi. Onu gö-rünce derin bir su sandı ve (eteğini çe-kerek) ayaklarını açtı. (Süleyman:)Dedi ki: ‘Gerçekte bu, saydam camdanolma düzeltilmiş bir köşk-zemindir.’Dedi ki: ‘Rabbim, gerçekten ben ken-dime zulmettim; (artık) ben Süley-man’la birlikte alemlerin Rabbi olanAllah’a teslim oldum.’ (Neml Suresi,44)

İlmimercekALLAH’IN

YARATMASI

İlm

i Mer

cek,

Oca

k 20

15

22

Hz. Adem (a.s.)’ın ilk yaratılışından bu-güne dek insanlar, toprağın yapısında yeralan birçok elementi, kendi faydalarınauygun olarak işleme ve kullanma imkanınasahip olmuştur. Şüphesiz insanlık için ge-rekli tüm bilgiler Yüce Allah’ın bir lütfu ola-rak bizlere sunulmuştur. Kuran’da bugerçeği bildiren bazı ayetler şu şekildedir:

Ve Adem’e isimlerin hepsini öğretti.Sonra onları meleklere yöneltip: “Eğerdoğru sözlüyseniz, bunları Bana isim-leriyle haber verin” dedi. Dediler ki:“Sen Yücesin, bize öğrettiğindenbaşka bizim hiçbir bilgimiz yok. Ger-

çekten Sen, her şeyi bilen, hüküm vehikmet sahibi olansın.” (Bakara Su-resi, 31-32)

� Allah da ona mülk ve hikmetverdi; ona dilediğinden öğretti� (Ba-kara Suresi, 251)

� Allah, sana kitabı ve hikmeti in-dirdi ve sana bilmediklerini öğretti.Allah’ın üzerinizdeki fazlı çok büyük-tür. (Nisa Suresi, 113)

Ayrıca Rabbimiz, toprakta yer alan ma-denlerin de nasıl kullanılacağını yine elçileri

Allah İlmini İnsanlara Sunmaktadır

Page 25: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

Allah, dünyayı insanın yaşamıiçin yaratmış, dünyadaki varlık-ları insan için emre amade kılmışve onu türlü nimetlerle zengin-leştirmiştir. Kuran ayetlerindeRabbimiz şöyle buyurur:“Allah, gökleri ve yeri yara-tan ve gökten su indiriponunla size rızık olarak türlüürünler çıkarandır. Ve O’nunemriyle gemileri, denizdeyüzmeleri için, emre amadekılandır. Irmakları da siziniçin emre amade kılandır.Güneş’i ve Ay’ı hareketle-rinde sürekli emrinize amadekılan, geceyi ve gündüzü deemrinize amade kılandır. Size her is-tediğiniz şeyi verdi. Eğer Allah’ın ni-metini saymaya kalkışırsanız, onusayıp-bitirmeye güç yetiremezsiniz.Gerçek şu ki, insan pek zalimdir,pek nankördür.” (İbrahim Suresi,32–34)

www.yaratilisgercegi.imanisiteler.com

23

Ocak 2015, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

aracılığıyla bizlere bildirmiştir:

� Ve kendisine çetin birsertlik ve insanlar için (çeşitli)yararlar bulunan demiri de in-dirdik; öyle ki Allah, Kendi-si’ne ve elçilerine gayb ile(görmedikleri halde) kimlerinyardım edeceğini bilsin (or-taya çıkarsın). ŞüphesizAllah, büyük kuvvet sahibidir,üstün olandır. (Hadid Suresi,25)

“Bana demir kütleleri getirin”, ikidağın arası eşit düzeye gelince, “Kö-

rükleyin” dedi. Onu ateş haline getirin-ceye kadar (bu işi yaptı, sonra:) dediki: “Bana getirin, üzerine eritilmişbakır dökeyim.” (Kehf Suresi, 96)

Dolayısıyla burada durup düşünmeklazım. Rabbimiz bizlere ilminden bahşede-rek hayatımızı güzelleştirmemizi sağlamak-tadır. Yüce Allah bir Kuran ayetindeyaratılan her şeyde bir mucize olduğunuişte şu şekilde bildirmektedir:

Gerçekten, gece ile gündüzün artarda gelişinde ve Allah’ın göklerdeve yerde yarattığı şeylerde korkup-sa-kınan bir topluluk için elbette ayetlervardır. (Yunus Suresi, 6)

Page 26: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

B azı canlılar zehirlendiklerindehemen vücutlarındaki zehri etkisizkılacak besinleri yerler. Bu canlıla-

rın, zehrin ve zehirlenmeyi önleyen besininkimyasını biliyormuşçasına aldıkları bu ola-ğanüstü önlemin tek açıklaması vardır:Allah’ın onlara bu tedbiri öğrettiği gerçeği.

Zehir Uzmanı MacawlarHer canlının düşmanlarından korunmak

için kullandığı belirli bir yöntemi vardır. Bit-kilerin düşmanları da genellikle böcekler vekuşlardır. Bazı bitkiler saldırganlardan ko-runmak için özel bir tedbir geliştirir ve ze-hirli tohumlar üretirler. Tohumlarındaki bukimyasal, strikinin adı verilen çok etkili birzehirdir. Bu özel üretim sayesinde gerçek-ten de amaçlarına ulaşırlar. Zehrin tadınıalan ya da durumun farkına varan canlı,

vakit geçmeden bu bölgeden uzaklaşır.Ancak kimi zaman durum değişir. Bitkiler,kendilerinden daha akıllı avcılarla karşı kar-şıya kalırlar.

Amerika’nın tropikal topraklarında yaşa-yan bir papağan türü olan Macawlar, buakıllı avcılardan biridir. Macawların besin-lerini zehirli tohumlar oluşturmaktadır. Peki,nasıl olup da bu canlılar zehirli tohumlar ilebeslenmektedirler?

Bu aşamada gerçekten de mucizevi biryaratılış örneği ile karşı karşıya kalırız. Bukuşlar, besleyici değeri yüksek ancak ze-hirli olan bu tohumları yedikten hemensonra belli bir bölgedeki kayalıklara doğruuçarlar. Oraya vardıklarında ise burada bu-lunan bazı killi kaya parçalarını kemirip yu-tarlar. Kuşların ortada herhangi bir sebep

İlm

i Mer

cek,

Oca

k 20

15

24

� Macaw papağanlarınınzehirli tohumlara karşı

aldığı tedbir nedir?

� Günlük otlamalarısırasında sütleğen bitkilerine

dokunmayan Bezuar keçileri,bu bitkileri ne zaman kullanırlar?

� Karıncalar, mantara karşı hangikimyasal formülü kullanırlar?

İlmimercek

CANLILAR ALEMİ

Page 27: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

yokken kil yutmalarıkuşkusuz oldukça şaşırtıcı

bir davranıştır. Ancak yapılan araştırmalarsonucunda bu garip davranışın gerçek ne-deni anlaşılmıştır.

Killi kaya parçaları “kaolin” maddesinesahiptir. Kaolin maddesinin özelliği ise, to-humların içindeki zehri emebilmesidir. Ma-cawlar bu sayede tohumlarısindirebilmekte ve zehirden dolayı her-hangi bir zarar görmemektedirler.

Bir papağanın kilin içinde bulunan mad-delerden kendiliğinden haberdar olması el-bette ki mümkün değildir. Şüphesiz Macawbu maddenin zehrin etkisini giderdiğini öğ-renmiş veya bunu önceden deneyerek gör-müş değildir. Bu durumda karşımıza çıkanmanzara son derece düşündürücüdür.Acaba Macawlar kildeki “kaolin” maddesi-nin toksinleri yok edici özelliği olduğunu ne-reden bilmektedirler? Bu bilgiyi tesadüfenöğrenmiş ve uygulamış olabilirler mi? Pa-pağanların bir tür tıp veya kimya bilgisine

sahip olduklarını varsayabilir miyiz? Elbettetüm bunlar imkansızdır. Bu durum, bu can-lılara yapmaları gerekenleri öğreten, on-lara bunu ilham eden bir Aklın varlığınıapaçık ortaya koymaktadır. Bu üstün aklınsahibi Allah’tır. Bu canlılar, Allah’ın kendi-lerine bildirdiği şekilde hareket eder, oşekilde beslenir ve Allah’ın dilediği bi-çimde yaşarlar. Her canlının Allah’ınkontrolünde olduğu bir ayette şu şe-

kilde haber verilmiştir.

“Ben gerçekten, benim deRabbim, sizin de Rabbiniz

olan Allah’a tevekkül ettim.O’nun, alnından yakala-yıp-denetlemediği hiçbircanlı yoktur. Muhakkak

benim Rabbim, dos-doğru bir yol üzerine-

dir (dosdoğru yoldaolanı korumaktadır.)”

(Hud Suresi, 56)

Bezuar KeçilerininKimya Bilgileri

Doğadaki usta kimyagerlerden bir ta-nesi de Bezuar keçisidir. İsmini de bu özel-liği nedeni ile almıştır. Bezuar ismi,Farsça’da ilaç anlamına gelen bir kelime-den türemiştir. Bu canlı, kendi kendini te-davi etme konusunda uzmandır.

Bezuar keçisi ne zaman bir yılan tara-fından ısırılsa, hemen yaşadığı çevrede ye-tişen sütleğen bitkisi türlerinden biriniyemeye başlar. Bu son derece hayret vericibir davranıştır. Çünkü gerçekten de sütle-ğen bitkisinin içindeki sıvıda bulunan “Öfor-bon” maddesi kana karışan yılan zehrinietkisiz hale getirmektedir. Burada tekrarşaşırtıcı bir gerçekle karşı karşıya kalırız.

Günlük otlamaları sırasında sütleğen-lere ağızlarını bile sürmeyen Bezuar keçi-lerinin bu bitkileri tedavi maksatlıkullanmalarını sağlayan nedir? Bezuar ke-

25

Ocak 2015, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

www.biyomimetik.imanisiteler.com

Page 28: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

çileri sütleğen otlarınıniçinde hangi kimyasal

maddelerin olduğununereden bilmektedirler?

Peki ya bu kimyasalların,yılan zehrini tedavi edici etkile-

rinin olduğunu nasıl öğrenmişlerdir?

Keçilerin, kendilerini yılan ısırdığındabuldukları tüm otları yiyerek yani deneme-yanılma metodunu kullanarak bir panzehirbulmaları mümkün değildir. Uygun otu bul-maya çalışırken deneme yapan keçi doğruotu bulana kadar muhtemelen ölecektir.Kaldı ki o anlık başarılı olsa bile, tek birsefer yetmeyecek, keçinin her yılan ısırdı-ğında aynı isabetli seçimi yapması gereke-cektir. Bütün imkansızlığına rağmenkeçinin bunu başardığını varsayalım.Ancak bu da yeterli olmayacaktır. ÇünküBezuar türünün neslini devam ettirebilmesiiçin, türün diğer üyelerinin de bu davranışözelliğine sahip olmaları şarttır. Elbette kibu imkansızdır.

Bunun için keçilerin kendilerinden sonragelen nesilleri deneyimlerinden haberdar

etmeleri gerekmektedir. Ancak bir canlınınsonradan öğrendiği bilgileri kendindensonra gelen nesillere genetik olarak aktar-ması imkansızdır. Örneğin: Birkaç nesil bo-yunca piyano çalan bir ailenin yeni doğançocuklarının da, ailenin diğer üyeleri gibi pi-yanoyu çalabilmek için, öğrenmesi gereke-cektir. Aile üyeleri ne kadar ünlü ve başarılıpiyanistler olursa olsunlar, bu özelliklerinibir sonraki nesle aktaramazlar. Çünkü bu,genetik bir özellik değil, sonradan edindik-leri bir özelliktir. Dolayısıyla, öğrenilen bil-giler ya da davranışlar, o türe değil sadeceo canlıya aittirler.

Bu gibi bilgiler üzerinde derinlemesinedüşünmek, canlıların davranışlarının tesa-düfen ortaya çıkamayacağını anlamak içinyeterlidir. Bütün canlılar yaşamaları için ge-rekli olan bilgilere sahip olarak doğarlar.Yani hepsini Allah bir anda yaratır. Allah birKuran ayetinde şöyle buyurmaktadır:

Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki,rızkı Allah’a ait olmasın. Onun karar(yerleşik) yerini de ve geçici bulun-

İlmimercek

CANLILAR ALEMİ

İlm

i Mer

cek,

Oca

k 20

15

26

Page 29: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

duğu yeri de bilir. (Bunların)Tümü apaçık bir kitapta (ya-zılı)dır. (Hud Suresi, 6)

Karıncaların AsitFabrikalarıKarıncaların vücutlarında, for-

mik asit (H2CO2) isimli kimyasalmaddeyi üreten bezler vardır. Ka-rıncalar antibiyotik etkisine sahipbu maddeyi düzenli olarak vücut-larına sürerler. Bu şekilde hem yu-valarında hem de kendiüzerlerinde bakteri ve mantar oluşumunuengellemiş olurlar.

Karıncaların vücutlarından salgılananbu asitten haberdar olmaları ve bunu nasılkullanacaklarını bilmeleri hayret vericidir.Ancak bundan çok daha şaşkınlık verenkonu, başka canlıların da karıncaların buözelliğinden haberdar olmasıdır.

Bazı kuş türleri de karıncalardaki buasidi kullanırlar. Kuşlar karıncalar gibi kim-yasal maddeler salgılayamazlar. Ancak sıksık karınca tepelerine gidip, karıncalarıntüylerinin arasında dolaşmalarına izin ve-rerek, onların ürettikleri asitten faydalanır-lar. Bu yöntem sayesinde vücudu formikaside bulanan kuş, üzerindeki tüm parazit-lerden kurtulmuş olur.

Karınca, mantara karşı formik asidin et-

kili olduğunu ya da bu asidin formülünü ne-reden bilir? Nasıl olup da vücutlarındaböyle tehlikeli bir asit üretilmesine rağmenkarıncalar bundan zarar görmez? Dahasıkuşlar karıncalarda formik asit olduğunu vebunu parazitlerinden kurtulmak için kulla-nabileceklerini nereden bilirler?

Öncelikle bu kimyasal maddenin nasılortaya çıktığı sorusunun cevaplanması ge-rekmektedir. Özelliği olan, işe yarayan kim-yasal bir maddenin kendiliğinden ortayaçıkması kesinlikle imkansızdır. Formik asididüşünelim. Bu asidin sentezlenmesindekibir hata, kimyasalın antibiyotik özelliğini yi-tirmesi demektir. Ayrıca ortaya zararlıbaşka maddelerin çıkma ihtimali de vardır.

Durum böyleyken bu maddeyi karınca-nın sentezlemiş olması ya da bu asidin te-

27

Ocak 2015, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

www.Kurandacanlilar.com

Page 30: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

İlmimercek

CANLILAR ALEMİ

İlm

i Mer

cek,

Oca

k 20

15

28

sadüfen karıncanınvücudunda oluş-muş olması çokmantıksız bir iddiaolur. Bunu bir kenarabırakarak asidin for-mülünün tam gerektiğişekilde oluştuğunu varsayalım. Bu da hiç-bir şeyi değiştirmeyecektir, çünkü karınca-nın vücudunda hem asit üretecek hem dekarıncanın zarar görmesini engelleyecekkorumalı bir sisteme de ihtiyaç vardır. Do-layısıyla karınca bunların tümüne aynıanda sahip olmak zorundadır. Bu durumkarıncadaki bezlerin, evrimcilerin iddia et-tikleri gibi, aşama aşama oluşmalarınınmümkün olmadığını açıkça göstermektedir.

Bu canlıların hiçbirinin bu işleri kendikendilerine yapmaları mümkün değildir.Gerçek şu ki, karıncalar var olan özellikle-riyle bir anda ortaya çıkmışlardır. Gerek for-mik asidi, gerek bunların üretiminiyapabilecek özellikteki bezleri gerekse dekarıncaları sonsuz ilim sahibi olan Allah ya-ratmıştır.

Kuşlara, karınca yuvalarına giderek for-mik asitten faydalanmalarını ilham eden deAllah’tır. Allah tüm canlıların ihtiyacını bilenve bunların karşılığını eksiksiz olarak yara-tandır. Allah, herşeyi sarıp kuşatan oldu-ğunu bir ayetinde şöyle bildirmektedir:

Allah, yedi göğü ve yerden de onla-rın benzerini yarattı. Emir, bunlarınarasında durmadan iner; sizin gerçek-ten Allah’ın herşeye güç yetirdiğini vegerçekten Allah’ın ilmiyle herşeyisarıp-kuşattığını bilmeniz, öğrenmeniziçin. (Talak Suresi,12)

Bir insanın kimyasal deneyleryapabilmesi için bir kimya

mühendisi olarak eğitimgörmesi ve belli bir deneyimesahip olması gerekmektedir.Ama pek çok canlının sahip

oldukları kimya bilgisi için neeğitime ne de deneyimeihtiyaçları vardır. Çünküonlar doğuştan itibaren

bunun bilgisine sahiptirler.Bu canlıları sahip oldukları

sistemlerle birlikte YüceAllah yaratmıştır. Allah

Yusuf Suresi’ndeki ayetlerdegöklerde ve yerde

yarattıklarına dikkatçekmekte ve şöyle

buyurmaktadır:

Göklerde ve yerde niceayetler vardır ki, üzerinden

geçerler de ona sırtlarınıdönüp giderler. Onların çoğu

Allah’a iman etmezler deancak şirk katıp-dururlar.

(Yusuf Suresi, 105-106)

Page 31: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

İ nsanın anne rahmindeki oluşum aşa-malarıyla ilgili Kuran ayetlerinde önemlibilgiler verilir. Ayetlerde, anne karnında

önce kemiklerin oluştuğu, daha sonra isekasların ortaya çıkarak bu kemikleri sardığışöyle haber verilmektedir:

“Sonra o su damlasını bir alak(hücre topluluğu) olarak yarattık; ar-dından o alak’ı bir çiğnem et parçasıolarak yarattık; daha sonra o çiğnemet parçasını kemik olarak yarattık;böylece kemiklere de et giydirdik;sonra bir başka yaratışla onu inşaettik. Yaratıcıların en güzeli olan Allah,ne yücedir.” (Müminun Suresi, 14)

Yakın zamana kadar anne karnında ke-miklerle kasların birlikte ortaya çıkarak ge-liştikleri zannedilmekteydi. Ancak annekarnındaki oluşumu inceleyen embriyolojibilimindeki gelişmeler, bu düşüncenin yan-lış olduğunu ve bu konuda Kuran’da bildi-rilenlerin eksiksiz bir şekilde doğruolduğunu ortaya koymuştur. Yapılan mik-roskobik incelemeler göstermektedir ki,anne karnında, tam ayetlerde bildirildiği gibibir gelişme gerçekleşir. Önce embriyoda kı-kırdak doku oluşur, ardından bu kıkırdakdoku kemikleşir. Daha sonra ise kas hüc-releri kemiklerin etrafındaki dokudan seçi-

lerek biraraya gelir ve bu kemikleri sarar.Görüldüğü gibi, modern embriyolojinin bul-guları, insanın Kuran’da bildirilen oluşumaşamaları ile tam bir uyum sağlamaktadır.Kıkırdak dokular, özel olarak yaratılmış, ha-yati önem taşıyan yapılardır. Kıkırdaktamuhteşem bir detay, insan eliyle asla üreti-lemeyecek kadar mükemmel bir yapı var-dır. İnsan bu mükemmel yapının varlığısayesinde omurgasının, eklemlerinin işlev-lerini nasıl meydana getireceğini ya danefes alabilmek için nefes borusunu nasıldevamlı açık tutması gerektiğini hiç düşün-mez. Kıkırdaktaki bu mükemmel yaratılış,Yüce Rabbimiz’in üstün yaratma sanatınınçok küçük bir bölümünü gözler önüne ser-mektedir.

Yüce Allah bir ayette şöyle buyurur:

“İşte Rabbiniz olan Allah budur.O’ndan başka İlah yoktur. HerşeyinYaratıcısı’dır, öyleyse O’na kullukedin. O, herşeyin üstünde bir vekil-dir.” (En’am Suresi, 102)

Kıkırdak gibi Allah’ın üstün yaratışınınörnekleri Allah’a yönelmek ve O’nun yüce-liğini, büyüklüğünü kavramak için birer ve-siledir. Bildiği ve bilmediği pek çok üstünözellikle kusursuz bir vücut veren Allah’aşükretmektir.

www.insanmucizedir.imanisiteler.com

29

Ocak 2015, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Page 32: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

İlmimercek

İMAN HAKİKATLERİ

30

İlm

i Mer

cek,

Oca

k 20

15 ➟ Kozalakların yapısındaki ilgi çekici detaylar nelerdir?

➟ Kozalakların aerodinamik yapısının bitkiye kazandırdığıözellik nedir?

➟ Kozalakların özellikleri biyomimetriye nasıl ilham olmuştur?

Page 33: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

M ucize bir şekilde, dört mevsimyeşilliğini koruyabilen çamlar,mutlaka herkesin dikkatini çek-

miştir. Bu iğne yapraklı ağaçların tohumla-rını barındıran kozalakları ise bilmeyenyoktur. Kozalakların üzerindeki pulların di-zilimi altın orana göre şekillendiğinden, ilgiçekici ve estetik bir görünüme sahiptirler.Kozalakların dikkat uyandıran bir yönleride, farklı sıcaklık ve nem koşullarına bağlıolarak pullarını açıp kapayabilmeleridir.

Kozalağın İlginç YapısıKozalak kabuğu odunsu sertlikte, çift

katmanlı ve lifli bir yapıya sahiptir. Kabuğuniç kısmını oluşturan hücreler, üçgenimsi vekısa yapılı olup; dış katmanı oluşturan hüc-reler ise daha kalın duvarlı ve uzun yapı-dadır. Nemli-yağmurlu ortamlarda dış

katmandaki hücreler, iç katmandakilereoranla daha çok genişleyerek pulların ka-panmasını sağlar. Bu durum sıcak hava-larda ise tam tersi yönde gelişerek, pullarınaçılmasını sağlar. Kozalakların üstünde biridış diğeri iç olmak üzere iki katman bulu-nur. 1. katman dış, 2. katman iç katmandır.Ayrıca kozalakların bir dişi bir de erkeğivardır. Kozalakların tohumlaşmaları rüzgarsayesinde olmaktadır. Özetle kozalak pul-larının açılıp-kapanmasının ardında, sıcak-lık ve nem değerlerine göre farklı davranışsergileyen iki değişik yapıda katman vardır.

Ne bir parçasında ne de bütününde ken-dilerinden kaynaklanan bir akıl, irade ya dabilinç bulunmayan bu sistemler, çok açıktırki hepsini her an kontrolü altında tutan, herşeyi en ince ayrıntısıyla planlayan, sonsuzbir güç ve bilgi sahibi olan Allah’ın emri veyaratması ile bu inanılmaz olaylarda rol oy-namaktadırlar. Canlı cansız her şeyin ve herolayın meydana gelmesi Allah’ın her an ya-

www.biyomimetik.imanisiteler.com

31

Ocak 2015, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Page 34: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

ratması ile gerçekleş-mektedir. Allah bu sırrı

bir ayetinde insanlaraşöyle bildirmektedir:

“Allah, yedi göğü veyerden de onların benzerini ya-

rattı. Emir, bunların arasında durma-dan iner; sizin gerçekten Allah’ın herşeye güç yetirdiğini ve gerçekten Al-lah’ın ilmiyle her şeyi kuşattığını bil-meniz, öğrenmeniz için.” (TalakSuresi, 12)

KozalaklarınAerodinamik YapısıOldukça uzun olan yaşam süreleri ve

yüksek boylarıyla tanınan kozalaklı ağaç-larda, kozalaklar erkek ve dişi yapıları oluş-tururlar. Erkek ve dişi kozalaklar aynıağaçta olduğu gibi farklı ağaçlarda da ola-bilirler. Kozalaklarda, polenleri taşıyanhava akımını kendilerine çekecek özel ya-ratılmış kanallar vardır. Polenler, oluşan bukanallar sayesinde üreme alanlarına kolay-lıkla gelirler.

Dişi kozalaklar, erkek kozalaklara göredaha büyüktürler ve tek olarak büyürler.Dişi kozalakların merkez eksenleri etra-fında çok fazla miktarda yaprak benzeri ya-pılar olan “sporofil”ler vardır. Bunlar, balıkpuluna benzeyen kabuk şeklinde yapılar-dır. Sporofillerin iç yüzeylerinde iki adet

ovül (yumurtanınoluşturulduğukısım) bulunur.Kozalaklar po-l e n l e ş m e y ehazır oldu-

ğunda bu ka-

İlmimercek

İMAN HAKİKATLERİ

İlm

i Mer

cek,

Oca

k 20

15

32

Page 35: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

buklar iki yana açılır. Böylece erkek kozalaktan gelen po-lenlerin içeri girmesine olanak sağlanmış olur.

Polenlerin Kolaylıkla Kozalağın İçineGirmesini Sağlayan Özel Yardımcı Yapılar Dişi kozalakların pulları yapışkan kıllarla döşenmiştir. Bu

kıllar sayesinde polenler döllenme için kolaylıkla içeri alına-bilmektedirler. Döllenmeden sonra dişi kozalaklar, çekirdekiçeren odunsu ve derimsi yapılara dönüşürler. Daha sonraçekirdekler de uygun koşullarda gelişerek yeni bitkileri mey-dana getirirler. Ayrıca dişi kozalakların çok şaşırtıcı bir özel-likleri daha vardır: Yumurtanın oluştuğu kısım (ovül)kozalağın merkezine çok yakındır. Bu da polenin bu bölümeulaşması için bir zorluk gibi görünmektedir. Çünkü kozalağıniç kısımlarına ulaşabilmek için, iç eksene açılan özel bir yol-dan da geçilmesi gerekmektedir. Bu ilk bakışta kozalaklarındöllenmesinde bir dezavantaj gibi görülmesine rağmen, ya-pılan incelemeler sonucunda böyle olmadığı anlaşılmıştır.

Kozalaklardaki bu özel döllenme sisteminin nasıl işledi-ğinin bulunabilmesi için bir model kozalak hazırlanarakdeney yapılmıştır. Helyum doldurularak yapılmış baloncuk-lar hava akımına bırakılarak hareketleri gözlenmiştir. Bu ba-loncukların hava akımını rahatlıkla izleyerek, kozalağıniçindeki sıkışık koridorlardan hiç zorlanmadan geçme özel-liğine sahip oldukları anlaşılmıştır.

www.Kuranevrimiyalanliyor.com

33

Ocak 2015, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Tek bir parçasınındahi tesadüflerle varolması imkansız olankozalakların bu siste-minin tüm parçaları-

nın aynı andatesadüflerle ortayaçıkması, imkansız

kavramının dahi öte-sinde bir durumdur.Bu durum da evrimteorisinin tesadüfen

oluşum iddialarınıher yönüyle geçersizkılmaktadır. Dolayı-sıyla, şu çok açık bir

gerçektir ki, kozalak-lar ilk ortaya çıktık-ları andan itibaren,eksiksiz bir şekilde

bu kusursuz sistemlebirlikte Allah tarafın-dan yaratılmışlardır.

Page 36: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

Daha sonra bumaket deneyinde göz-

lemlenen baloncuklarınhareketleri özel bir fotoğ-

raflama tekniğiyle görüntü-lenmiştir. Bir bilgisayar

yardımıyla görüntüler analiz edilerek rüz-garın yönü ve hızı da tespit edilmiştir.

Bilgisayardan elde edilen sonuçlaragöre, kozalakların rüzgarın doğrusal hare-ketini üç şekilde değiştirdiği anlaşılmıştır.İlk olarak rüzgârın yönü dallar ve yapraklarvasıtasıyla merkeze doğru döndürülmüştür.Daha sonra bu bölgedekirüzgar kıvrılarak yumurta-nın oluşturul-duğu bölgeye

doğru sürüklenmiştir. İkinci harekette, ka-bukçukların tümünü yalayan rüzgar sankibir girdaptaymış gibi dönerek kozalağın içeksenine doğru açılan bölgeye yönelmiştir.Üçüncüsünde ise kozalak, çıkıntıları saye-sinde çalkantıya neden olarak, rüzgarı aşa-ğıya doğru döndürerek kabuklarayönlendirmiştir.

İşte bu hareketler sayesinde havadauçuşan polenler çoğunlukla hedeflerineulaşmaktadırlar. Burada dikkat edilmesi ge-reken nokta hiç kuşkusuz ki, birbirini ta-mamlayan üç aşamanın olması ve bunlarınmutlaka bir arada olması gerektiğidir. Ko-zalaklardaki yapının mükemmelliği işte bunoktada ortaya çıkmaktadır.

Evrim teorisi tüm canlılarda olduğu gibi

İlmimercek

İMAN HAKİKATLERİ

İlm

i Mer

cek,

Oca

k 20

15

34

Page 37: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

bitkilerde de aşamalı olarak, zaman içinde bir gelişim olduğunu iddia eder. Bitkilerdeki ku-sursuz yapıların sebebi evrimcilere göre tesadüflerdir. Bu iddianın geçersizliğini görmek

için sadece kozalaklardaki üreme sisteminin sahip olduğu kusursuz yapıyı ince-lemek yeterli olacaktır.

Üreme sistemi olmadan bir canlının neslini devam ettirmesi müm-kün değildir. Bu kaçınılmaz gerçek, elbette ki çam ağacı ve koza-

lakları için de geçerlidir. Yani, kozalaklardaki üreme sistemininçam ağaçlarının ilk ortaya çıkışı ile birlikte var olması zorun-

ludur. Kozalaklardaki bu mükemmel yapının var oluşundaise kendiliğinden kademeli oluşma gibi bir süreç imkan-

sızdır. Çünkü rüzgarı kozalağa yönlendiren yapının,daha sonra bu rüzgarı kanala yönelten ayrı bir ya-

pının ve en sonunda da yumurtanın olduğu bö-lüme ulaştıran kanalın her birinin eksiksizce

aynı anda ortaya çıkmış olmaları ge-

www.Kurandayaratilis.com

35

Ocak 2015, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Yeryüzündeki tüm canlılar çok hassas dengelere bağlı olarak, her detayıince ince planlanmış sistemlerle birlikte yaratılmışlardır. Bunu istisnasızbaşımızı çevirdiğimiz her yerde görürüz. Bütün canlılar bize kendileriniyaratan Allah’ı tanıtırlar. Hiç kuşkusuz ki burada övülmeye layık olan,tüm canlıları sahip oldukları yeteneklerle yaratan Allah’tır. Yeryüzün-deki her şey gibi tüm bitkiler de Allah’ın özel olarak yarattığı sistemlersayesinde varlıklarını sürdürmektedirler, yani O’nun kontrolündedirler.Bu gerçek ayetlerde şöyle haber verilmiştir:

Göklerde ve yerde her ne varsa O’nundur. Şüphesiz Allah, hiçbirşeye ihtiyacı olmayan (Gani)dır, övülmeye layık olandır. (Hac Suresi,64)

Gaybın anahtarları O’nun Katındadır, O’ndan başka hiç kimse gaybıbilmez. Karada ve denizde olanların tümünü O bilir, O, bilmeksizinbir yaprak dahi düşmez; yerin karanlıklarındaki bir tane, yaş vekuru dışta olmamak üzere hepsi (ve her şey) apaçık bir Kitaptadır.(Enam Suresi, 59)

Page 38: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

rekmektedir. Bu üç yapıdan birinin eksikliğidurumunda, bu üreme sisteminin çalışmasımümkün değildir. Kaldı ki kozalaktaki yu-murta hücresinin ve onu dölleyecek olansperm hücrelerinin kendi kendilerine tesa-düfen oluşabilmelerinin imkansızlığı daevrim teorisi açısından apayrı bir çıkmaz-dır.

Kozalak Yeni Nesil KumaşlaraNasıl İlham Kaynağı Oldu?Bilim adamları, kozalakların yapısını

taklit edebilecek malzemeler geliştirmekiçin çeşitli araştırmalar yapmaktadırlar.Belki de çok yakın zamanda ev ve iş yerle-rimizde yağmur yağınca kapanan, sıcakolunca da havalandırma özelliğine sahipduvarlarımız olabilir. Ayrıca araştırmacılarçok ince tane yapısına sahip alüminyumoksit folyolarını, su emebilen jelatin ile kap-layıp ince şeritler halinde kestikten sonra,tıpkı kozalaklar gibi, nemli ortamda kıvrılıp

kuruyunca tekrar eski haline gelebilen ya-pılar ürettiler.

Ayrıca, doğayı taklit eden mühendislerkozalaktan ilham alarak geliştirdikleri özelkumaşla yeni nesil kıyafetler üretmeyi de-nemektedirler. Bu kumaş, kozalaktaki gibiiki farklı katmana sahiptir. Kumaşın bir ta-rafı pamuktan, diğer tarafı ise nemi tutanbir yapıdan oluşmaktadır. Bu şekilde üreti-lecek kıyafetler sayesinde aşırı terlemeninde önüne geçmek mümkün olacaktır.

Biyomimetik olarak da bildiğimiz; doğa-daki canlıların taklit edilerek yeni teknoloji-lerin geliştirilmesidir. Şüphesiz bu, YüceAllah’ın bizim için sağladığı büyük bir nimetve kolaylıktır. Rabbimiz’in insanlara sağla-dığı bu ve bunun gibi nimetler karşısındabizden istediği ise O’na karşı daima şükre-dici olmamızdır.

“Biz ona yolu gösterdik; (artık o,)ya şükredici olur ya da nankör.” (İnsanSuresi, 3)

İlmimercek

İMAN HAKİKATLERİ

İlm

i Mer

cek,

Oca

k 20

15

36

Page 39: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

www.Kuranmucizesi.com

37

Ocak 2015, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Allah, insanların Kendi büyüklüğünükavrayabilmeleri için evrendeki düzeni sa-yamayacağımız kadar çok detayla birlikteyaratmıştır. Ayette, Allah'ın var ettiği bu dü-zenden bahsedilirken, Allah'ın her şeye güçyetirdiği ve ilmiyle her şeyi kuşattığı dahaber verilmektedir. Ve insanların iman ha-kikatlerine, Kuran mucizelerine bakarakAllah’ın gücünü, kudretini bilip öğrenmelerigerektiği bildirilmektedir.

Allah'ın aklı, ilmi ve kudreti sonsuzdur.Şu anda meydana gelen her şeyi, her an,Allah yaratmaktadır. Yağan her yağmurdamlasını, doğan her çocuğu, yapraklarınfotosentezini, canlıların vücutlarındaki iş-lemleri, galaksilerdeki yıldızların rotalarını,yarılan her tohumu ve düşünüp düşüneme-diğiniz her olayı Allah sürekli yaratmaktadır.Kendiliğinden oluşan hiçbir şey yoktur.Meydana gelen her şeyi yaratan Allah'tır.Allah, yaratmış olduğu varlıklara daimi ola-rak "emirler" indirdiğini de ayetinde habervermektedir.

Tüm olaylar ancak Allah'ın emriyle ger-çekleşebilir. Allah, her şeyin Yaratıcısı ola-rak, tüm varlıkların üzerinde kontrolsahibidir. Bulutları Allah sürükler, rüzgarlarıAllah estirir, Güneş'e Allah ısı ve ışık verir,kuşları havada Allah tutar, tohumu Allahyarar, insanın kalbini Allah attırır, bitkilereAllah fotosentez yaptırır, gezegenleri yö-rüngesinde Allah gezdirir, içimizdeki mole-küller, hormonlar, enzimler Allah’ındilemesiyle işlevlerini yerine getirebilir. Bizuyurken, otururken, yürürken, aklımızınucundan bile geçirmezken Allah evrendevar olan tüm sistemlerin hepsini an be anyaratır. Varlığımızın devamı için meydanagelen işlemlerin her biri Allah'ın kontrolün-dedir. Küçük bir adım atabilmemiz bile,yerin çekim kuvvetinden iskelet sistemi-mize, sinir ve kas sistemimizden beynimizeve kalbimize, hatta dünyanın dönüş hızınakadar herşey Allah'ın ince ince yaratma-sına bağlıdır. Kainatta tek kudret sahibiolan, Allah'tır.

Page 40: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

Allah yaratmış olduğu her canlıyı çokçeşitli özelliklerle donatmıştır. Tüm canlıla-rın farklı farklı özellikleri vardır. Bütün can-lıların ortak özellikleri ise Allah’ın ilhamıylahareket etmeleri ve davranışlarıyla Allah’ıtesbih etmeleridir. Kuşların gösterdiği akılcıdavranışlar da Allah’ın üstün yaratma sa-natının örneklerinden biridir. İşte bu örnek-lerden bazıları:

Sığırcık KuşlarınınMuhteşem Dansı Sığırcık kuşları sonbahar ve kış ayla-

rında gökyüzünü adeta siyaha boyarlar.

Aynı anda binlercesinin birbirlerine hiççarpmadan ahenkle gerçekleştirdikleridansları muhteşem bir görsel şölene dönü-şür. Bu canlıların bir araya toplanarak güç-lerini birleştirmelerinin türlü sebepleri var.Bunlardan biri güvenliklerini sağlamaktır.Binlercesi bir arada hareket ettikleri için şa-hinler, bu kuşları avlamakta zorlanırlar.

Bir araya gelmelerine bir diğer sebep degeceleri ısınabilmektir. Gün batımında,hava kararmadan hemen önce ısınabilmekiçin gökyüzünde bu muhteşem dans gös-terilerine başlarlar. Sığırcıklar Ekim-Kasımaylarında toplanmaya başlarlar ve haftalarİl

mi M

erce

k, O

cak

2015

38

� Kuşların daha azenerji harcayarak

uçmak içingeliştirdikleri taktik-

ler nelerdir?

� Sığırcık kuşlarının bir arayatoplanarak uçmalarının sebebinedir?

� Kutup sumru kuşları göçlerisırasında neden ‘S’ şeklindebir rota çizer?

İlmimercek

EVRİM YALANI

Page 41: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

sonrayaklaşık 100.000’ini bir

arada görmek mümkün olabilir. Çok fazlasayıda kuşun, bir araya gelmek için haber-leşmesi, şüphesiz Yüce Allah’ın ilhamıylahareket etmeleri sebebiyledir. Ayette şöylebuyrulur:

“... Göklerde ve yerde her ne varsaO’nundur, tümü O’na gönülden boyuneğmişlerdir.” (Bakara Suresi, 116)

Kutup Sumru Kuşlarının ‘S’Şeklindeki Rotalarının AmacıKuzey Kutbu’nda yaşayan kutup sumru

kuşları, her yıl yaklaşık 70.000 km uzunlu-ğunda olan bu yolculuğu sırasında tümömrü boyunca ‘ayda üçkere gidip gelecek kadar’uzunlukta bir uçuş ger-çekleştirir. Bu kuşlarKuzey Kutbu’ndakiGrönland adasındanyola çıkarak, GüneyKutbu’na, Antartika sa-hillerindeki WeddellSea’ye kadar uzun biryolculuk yapar. Büyükkıyı kuşları 5.000km’lik bir yolculuğayetecek kadar yedekyağ taşıyabilirler ve

bu yüzden de daha düz bir rotaizleyebilirler. Ancak kutup sumrukuşu gibi küçük bir kuş yağıbüyük kuşlar kadar, depolaya-maz. Bu nedenle farklı bir uçuşrotası çizerek enerji tüketimiaçısından tasarruf sağlamayıamaçlar. Bu kuşlar kuzeye,evlerine doğru geri uçarkengeliş yollarını takip etmekyerine, “S” şeklinde bir rotaizlerler. Ancak bu şekildeki

bir rota ile yollarını binlerce kmuzatarak yolculuklarını iki katına çıkarırlar.Fakat kuşların bu şekilde uçmalarının ol-dukça hikmetli bir açıklaması vardır. Kuşla-rın dönüş yolundaki bu değişikliğin nedeniAtlantik Okyanusu üzerindeki hakim rüz-garlardan faydalanarak enerji tüketiminidaha aza indirmek ve enerjilerini düz biryolculuktan harcayacaklarından daha ve-rimli kullanmaktır. Bu kuşların bir hesapmakinaları, uçtukları mesafeyi ölçen aletleriyoktur. Hakim rüzgar yönünü takip ederekrüzgarın itme gücünden faydalanarak dahaaz enerji harcayacakları bilgisine de sahipdeğildirler. Fakat yine de uzun ve zahmetligöç yolculuklarını kusursuz bir şekilde çoküstün akıl örnekleri ve teknikler kullanarakbaşarırlar. Elbette bu başarının sahibiüstün akıl sahibi Yüce Allah’tır. Kutup

sumru kuşları, Kuran’da

www.darwinvekuslar.com

39

Ocak 2015, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Page 42: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

bildirildiği gibi, Rabbimiz’in yaratışındaki ih-tişamı ve ilhamıyla hareket ederek hayran-lık uyandırıcı göçlerini başarıylatamamlarlar:

Şüphesiz Allah, gökleri ve yerizeval bulurlar diye (her an kudreti al-tında) tutuyor. Andolsun, eğer zevalbulacak olurlarsa, kendisinden sonraartık kimse onları tutamaz. Doğrusu O,Halim’dir, bağışlayandır. (Fatır Suresi,41)

Uçuş Sırasında Az EnerjiHarcama TaktikleriKanat çırpmak çok fazla enerji gerekti-

rir. Bu nedenle kuşların enerjisi onlar içinçok değerlidir ve bunu en ekonomik şekildeharcarlar. Örneğin bir ağaçkakan uçarken,düzenli olarak kanat çırpışlarını keser vekanatlarını sıkıca vücuduna kapatır. Böy-lece kısa bir süre kanatlarının havaya karşıoluşturduğu direnci önler ve havada ilerle-meye devam eder.

Albatroslar açık denizlerde yaşarlar. Ka-natlarını rüzgara karşı tamamen açarak ha-vada durmak albatrosun uçması içinyeterlidir. Kuş bunu kanatlarını olabildi-ğince geniş açarak gerçekleştirir ve bu es-nada kuşun kanatlarının genişliği “3.5m’ye” ulaşır ki bu, kuşlar arasında en genişkanat uzunluğudur. Albatrosların kanat ke-miklerinde kanatlarını açık pozisyonda tut-maya yarayan bir çeşit kilit sistemi vardır.Böylece günlerce, haftalarca hatta aylarcaminimum seviyede enerji kullanarak hiçdurmadan uçabilirler. Albatros yukarıyadoğru yükselen dalgaları ve rüzgarı kulla-narak, onların yönünde ilerler ve rüzgarıniçinden zigzaglar çizerek bir dalganın tepe-sinden diğerine geçer. Bu şekilde albatrostek bir kanat bile çırpmadan saatlerce suüstünde uçabilir.

Kartalların Rahat Uçuş veİnişini Sağlayan Vücut YapılarıKartalların hem yerden havalanıp uça-

bilecek kadar hafif olmaları, hem de avlarını

İlmimercek

EVRİM YALANI

İlm

i Mer

cek,

Oca

k 20

15

40

Page 43: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

yakaladıklarındarahatlıkla taşıyabilecek

kadar güçlü olmaları gere-kir. Bir kel kartalın 7000’den

fazla tüyü vardır, fakat hepsini bira-raya koyduğunuzda bütün tüylerinin

ağırlığı yaklaşık 500 gram tutar. Ayrıca vü-cutlarının daha hafif olabilmesi için, kemik-lerinin içi de boştur. Bu kemiklerin birçokyerinde havadan başka birşey yoktur. Birkel kartalın tüm iskeletinin ağırlığı 272gramdan sadece biraz fazladır.

Bir kartal uçmak için kendisine gerekengücün çoğunu kanatlarını çırpışı sırasında,kanadının aşağıya doğru olan hareketin-den alır. Bu yüzden, kartalın kanatlarınıaşağıya doğru iten kasların sayısı, kanat-ları yukarı doğru iten kasların sayısındandaha fazladır. Bir kartal için uçuş kaslarıçok önemlidir. Bu kaslar genelde kuşunvücut ağırlığının yarısı kadar bir ağırlığasahiptir. Ayrıca kartallar kanatlarının pozis-yonunu değiştirerek daha hızlı veya dahayavaş uçabilirler. Hızlı uçmak istedikle-rinde, kanatlarının ön kenarlarını rüzgarın

içine doğru çevirir ve

böylece “havayı keserler”. Kendilerini ya-vaşlatmak istediklerinde ise, bu sefer dekanatlarının geniş kısmını rüzgara doğruçevirirler.

Kartal inişini yaparken, kuyruğunu ha-valandırır ve onu vücuduna göre bir açıylaaşağı çekerek hızını azaltır. Kanatlarınınuçlarını alçaltarak onları fren olarak kulla-nır. Hızını kaybederken, kanatların üstündeoluşan hava akımı onun düşme tehlikesininartmasına neden olur. Bunu “alulas”larınıkaldırarak önler. Alulaslar uçan kuşların ka-natlarının ucunda bulunan üç-dört tüy öbe-ğidir. Bunlar kanat yüzeyinde havanın çizgihalinde akmasına yardımcı olur. Artık kuşneredeyse tüm hızını kaybetmiştir. Devpençelerini ileri doğru uzatır, dalı kavrar veböylece tamamen durur.

Bazı kartal türleri ise havada inanılmazbir sürat yaparak aşağıya doğru inişe ge-çerler. Bu dalış esnasında saatte yaklaşık322 km. hız yaparlar. Büyük kartallar avla-rına çok hızlı çarparlar. Kel kartalın avınavuruşu, yivli tüfek mermisine kıyasla iki katdaha güçlüdür.

Yaşadıkları Koşullarla TamBir Uyum İçindekiMuhteşem Kanatlar Hepsi birbirinden farklı kanat şekillerine

sahip olan kuşlar farklı uçuşlar yaparlar.

And dağlarında yaşayan tepeli akbaba-nın uzun ve geniş kanatlarındaki tüylerin

ucunda açılıp kapanabilen yarıklar bu-lunur. Akbaba bu kanatlarıyla, ısı-

nıp yükselen hava akımlarınınüzerine çıkar ve saatlerce

bir kez bile kanat çırpma-dan süzülür. Karakenarlıalbatrosun çok uzun veince olan kanatları, de-nizlerde esen güçlü vedüzenli rüzgarların üze-rinde yüksek hızla uç-

41

Ocak 2015, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

www.kuslarinveucusunkokeni.imanisiteler.com

Page 44: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

İlm

i Mer

cek,

Oca

k 20

15

42

maya uygun bir şeklesahiptir. Kızıl gergedan

kuşunun aralarında ya-rıklar olan kısa ve geniş

kanatları, çabuk havalan-masına, kaçmasına, dalların

arasına ve yere doğru dalışlar yapabilme-sine yarar.

Albatros, deniz kırlangıcı ve kılıç kırlan-gıçları hayatlarının büyük çoğunluğunu uça-rak geçirdikleri için uzun ve ince kanatlarasahiptirler. Bu kanatlarla okyanus rüzgarla-rında kolaylıkla süzülebilirler. Şahinlerin,kartalların ve akbabaların ise geniş, dışadoğru meyilli tüylü kanatları vardır. Onlar dabu kanatları ile sıcak karalar üzerinde rahat-lıkla süzülebilirler.

Sinekkuşları kanatlarını sekiz şeklindehareket ettirirler ve bir saniyede kanatlarını60 defa sekiz şeklini yapacak şekilde çır-parlar. Kanatlarının bu hızlı hareketi onlarınhavada rahatça dolaşmalarını sağlar. Si-nekkuşları çiçeklerden nektar içerken biryandan da dolaşırlar. Uçarken hızlı bir şe-kilde ters yöne doğru dönebilirler. Hatta ar-kaya doğru da uçabilirler. Bu diğer kuşlarınyapamadığı bir şeydir. Diğer kuşlara görefarklı özellikleri olan sinekkuşunun kalbiuçuş sırasında bir dakikada 1200 defa ata-bilir. (Ne kadar hızlı koşarsa koşsun bir in-sanın kalbi bir dakikada en fazla 200 defaatabilir.) Sinek kuşunun kalbinin hızlı bir şe-kilde atması, kanat kaslarına çok fazla mik-tarda kan pompalar. Bu çok önemlidirçünkü kan, kuşun kanatlarının hızlı bir şe-kilde çalışabilmesine yardımcı olacak oksi-jeni taşımaktadır.

Bu örneklerde üzerinde düşünülmesigereken bir nokta vardır. Kuşların bu akılcıtaktikleri kendi beyinleriyle düşünüp tasar-

ladıklarını ve sahip oldukları fiziksel özellik-leri yine kendi kendilerine planlayıp vücut-larına yerleştirdiklerini ileri sürmek sonderece mantıksız bir iddia olacaktır.

Allah kuşları ve tüm canlıları yoktan varetmiştir ve herşey ancak O’nun emriyle ha-reket etmektedir. Allah bir ayetinde şöylebuyurur:

“Allah, yedi göğü ve yerden de onla-rın benzerini yarattı. Emir, bunların ara-sında durmadan iner; sizin gerçektenAllah’ın herşeye güç yetirdiğini ve ger-çekten Allah’ın ilmiyle herşeyi sarıp-ku-şattığını bilip-öğrenmeniz için.” (TalakSuresi, 12)

Allah yarattığı tüm canlılara birbi-rinden farklı özellikler vermiştir.

Bu özelliklerle canlıların yaşamla-rını devam ettirebilmeleri, onların

çevreleriyle uyumlu olacak şe-kilde, bir anda yaratıldıklarını is-

patlar. Bu konuda kuşlar güzel birörnektir. Kuşlar arasında binlercefarklı çeşitte üreme, yuva yapma,avlanma, beslenme ve uçma şe-

killeri vardır. Bunlardan sadece birtanesinin uçma özelliğini incele-mek bile Allah’ın sınırsız gücünü

görmek için yeterli olacaktır.Allah bir ayetinde tüm varlıklarınsahibinin Kendisi olduğunu şöyle

bildirir: “Göklerde ve yerdebulunanlar O’nundur; hepsi

O’na ‘gönülden boyun eğmiş’bulunuyorlar.” (Rum Suresi, 26)

İlmimercek

EVRİM YALANI

Page 45: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

www.yasayanfosiller.com

43

Ocak 2015, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

OPLIONES�YYaş:

Dönem:

Bulunduğu Yer:

Yaklaşık 6.400 türü olduğu tahmin edilenOpliones takımındaki canlılar, Arachnida(Örümceğimsiler) sınıfındadırlar. Tek bir protei-nin nasıl oluştuğunu, ilk canlılığın nasıl ortayaçıktığını açıklamaktan aciz olan evrim teorisi,on milyonlarca yıldır değişmeden kalan canlılarkonusunda da sessizdir. Evrimcileri sessizliğemahkum eden canlılardan biri de, resimdeki 50milyon yıllık Opliones’dir. Oplioneslerdeki 50milyon yıldır süregelen değişmezlik evrim teo-risiyle açıklanabilir bir durum değildir. Bu bilgi-nin gösterdiği tek gerçek vardır: Yaratılış.

Ruy Carlos de Camargo Vieira

Brezilya Yaratılış Topluluğu Başkanı 25 Kasım 2007

Yara tı lış At la sı İçin Ne De di ler?

Yayınevinizi, ihtişamlı kitap "Yaratılış Atlası"nı yayınladığı için tebrik etmeküzere bu resmi mektubu yazıyor ve kendilerine, dünyaca ünlü bir yazarve alim olan Harun Yahya tarafından yazılmış, söz konusu Atlas’ın ilk ikicildinden birer kopya yolladıkları için teşekkür ediyoruz.

SaygılarımlaRuy Carlos de Camargo VieiraBrezilya Yaratılış Topluluğu Başkanı

Page 46: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

E lektrikli balıklar içinde en güçlü elek-tro şok meydana getiren canlı, yı-lanbalıklarıdır. Avlarını 600 voltluk

elektrik ile avlayabilirler. Bu yüksek elektrik,bir insanı bile yaralamaya yeter. Ama yılan-balıklarının bundan da şaşırtıcı özellikleri

olduğu keşfedildi. Yılan balıkları avlarınımetrelerce uzaklıktan bile avlayabilirler,daha da önemlisi avlarının saklanma tak-tiklerini tersine çevirebilirler. Çünkü YüceAllah’ın ilhamı ile avlanmak yılanbalıklarıiçin son derece kolaydır.

İlmimercek

CANLILAR ALEMİ

İlm

i Mer

cek,

Oca

k 20

15

44

Çok farklı algılara sahip olan canlılar vardır. Kimileriçevrelerindeki ısı alanlarını görür, kimileri manyetik alanlarıhisseder, kimileri ise dış dünyayı algılama aracı olarakelektriği kullanır. Bir kısım deniz canlıları da, Yüce Allah’ındilemesiyle vücutlarında elektrik üreterek, etraflarını bir radarsistemindeki gibi görebilir; elektriği düşmanlarını etkisiz halegetirmek ya da avlanmak için kullanabilirler. Elektrikli yılanbalıkları da bu canlılardan biridir.

Page 47: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

Balıktan kaynaklanan elektrik şoku, 2metre uzaktaki büyük baş bir hayvanı bileöldürebilecek şiddettedir. Balığın elektriküretme mekanizması saniyenin binde ikisiveya üçü kadar kısa bir sürede devreyegirer. Tüm elektrikli balıkların içinde en öl-dürücü olan elektrikli yılan balığı, elektrikakımını 650 volta kadar çıkarabilir. Bu mik-tarda bir voltaj, televizyonu çalıştırmak içinkullanılandan daha güçlü bir elektrik yükü-dür ve bir insanı öldürebilir. Yılan balığınınkimi zaman boşaltabildiği 800 voltluk elek-trik şoku ise, bir atı öldürmeye yeterlidir.

Elektrik, yılan balığının vücudundakiyan kaslarda yerleşmiş organları tarafın-dan üretilir. Elektrikli yılan balığının üç çiftelektrik organı vardır; bu organlar balığınağırlığının büyük bir bölümünü ve boyununbeşte dördünü oluşturur. Elektrik organıçok sayıda yassı hücrenin, seri ve paralelbağlanmış biçimde bir araya gelmesiyleoluşur. Elektrikli yılan balığının kuyruğu 70sütun halinde sıralanmış, 10.000 minikelektrik organı ihtiva eder. Bu hücrelerin tü-münün aynı anda harekete geçirilerekgüçlü bir elektrik boşalımı oluşturabilmesi,hücreleri harekete geçiren sinir uyarılarınıneş zamanlı olmasıyla mümkün olur. Bin-lerce hücrenin, belli bir canlıyı hedef alacakşekilde, aynı anda elektriğini boşaltması

ise, son derece özel, şaşırtıcı bir durumdur.Bu hücrelerin her biri birbirinden farklı za-manlarda elektriklerini boşaltacak olsaydı,ortaya av üzerinde etkili olacak güçte birelektrik akımı çıkamazdı. Ancak yılan balığıvarlığından dahi haberi olmadığı mükem-mel bir sistemi, vücudunda barındırmaktave Allah’ın dilemesiyle bunu en etkili şe-kilde kullanmaktadır.

Elektrikli Yılan BalıklarınınElektrik Üreten MükemmelSistemleriBu canlılar elektrik üretebilme yetene-

ğini hem savunma hem de mükemmel birsaldırı aracı olarak kullanırlar. Bu balıklar,vücutlarında ürettikleri elektrikle, avlarınıhareketsiz hale getirmede ve düşmanlarınışok edip öldürmede birer ustadırlar.

Balıktan kaynaklanan elektrik şoku, 2metre uzaktaki büyük baş bir hayvanı bileöldürebilecek şiddettedir. Balığın elektriküretme mekanizması saniyenin binde ikisiveya üçü kadar kısa bir sürede devreyegirer. Tüm elektrikli balıkların içinde en öl-dürücü olan elektrikli yılan balığı, elektrikakımını 650 volta kadar çıkarabilir. Bu mik-tarda bir voltaj, televizyonu çalıştırmak içinkullanılandan daha güçlü bir elektrik yükü-dür ve bir insanı öldürebilir. Yılan balığının

www.balikfosilleri.com

45

Ocak 2015, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Page 48: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

kimi zaman boşaltabildiği 800 voltluk elek-trik şoku ise, bir atı öldürmeye yeterlidir.

Elektrik, yılan balığının vücudundakiyan kaslarda yerleşmiş organları tarafındanüretilir. Elektrikli yılan balığının üç çift elek-trik organı vardır; bu organlar balığın ağır-lığının büyük bir bölümünü ve boyununbeşte dördünü oluşturur. Elektrik organıçok sayıda yassı hücrenin, seri ve paralelbağlanmış biçimde bir araya gelmesiyleoluşur. Elektrikli yılan balığının kuyruğu 70sütun halinde sıralanmış, 10.000 minikelektrik organı ihtiva eder. Bu hücrelerin tü-münün aynı anda harekete geçirilerekgüçlü bir elektrik boşalımı oluşturabilmesi,hücreleri harekete geçiren sinir uyarılarınıneş zamanlı olmasıyla mümkün olur. Bin-lerce hücrenin, belli bir canlıyı hedef alacakşekilde, aynı anda elektriğini boşaltmasıise, son derece özel, şaşırtıcı bir durumdur.Bu hücrelerin her biri birbirinden farklı za-manlarda elektriklerini boşaltacak olsaydı,ortaya av üzerinde etkili olacak güçte birelektrik akımı çıkamazdı. Ancak yılan balığı

varlığından dahi haberi olmadığı mükem-mel bir sistemi, vücudunda barındırmaktave Allah’ın dilemesiyle bunu en etkili şe-kilde kullanmaktadır.

Elektrikli yılan balıklarının kuyruk bölge-sindeki elektrik organı, aynı zamanda zayıfelektrik sinyalleri üreterek bir duyu organıgibi de işlev görür. Balık, elektrik yükünükuyruğundaki binlerce gözenekten sinyallerşeklinde yayar. Bu sinyaller balığı çevrele-yen suda anlık bir elektrik alanının oluşma-sına neden olur. Balığın yakınındakinesneler, bu alanın biçimini bozar. Balık bubozulmaları hemen tiplerine göre yorumla-yarak çevresi hakkında bilgiler edinir. Balı-ğın vücudunda, etrafa sürekli olarakelektrik sinyalleri yayan, bir yandan da businyallerin çarptığı cisimleri yorumlayan, birnevi organik radar vardır. İnsanların kullan-dıkları radarların ne denli kompleks aygıtlarolduklarını düşündüğümüzde, balığın vücu-dunda bulunan ve yapay örneklerinden katkat kompleks olan bu sistemin harikalığı dadaha iyi anlaşılabilmektedir.

İlmimercek

CANLILAR ALEMİ

İlm

i Mer

cek,

Oca

k 20

15

46

Page 49: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

Elektro Şok YöntemiNasıl Çalışır?Elektrikli yılanbalığının elektro şok

yöntemini nasıl kullandığını araştıranBiyolog Kenneth Catania’nın, elektrikliyılanbalıklarının koi gibi küçük balık-lara saldırılarını kameraya almıştır.Geniş bir havuzda yapılan araştır-mada, saniyede 1000 kare yakalayanyüksek hızlı kamera kullanılmıştır.Yüksek teknolojili kamera, yılanbalı-ğından yayılan dalgaları ve avın kas-larındaki kasılmaları da kaydetmiştir.

Yılanbalığı, yakınındaki bir balığınhareketlerini hissettiği zaman yüksekvoltajlı elektrik dalgaları yayar. Bu sa-yede avını şoka sokar. Ancak yalnızcabununla kalmaz. Elektrik dalgalarınınasıl etkisi, avının kaslarında istemsizkasılmalara yol açarak onun olduğuyerde donup kalmasını sağlamaktır.

Catania, av olan balığa, kasları ilesinir sisteminin iletişimini kesen birilaç verdiğinde, kasların kasılmadığınıgördü. Bu deneyle, yılanbalığının yay-dığı elektroşokun avın kaslarını iptaletmesinin, avın motor nöronlarının et-kilenmesiyle olduğu anlaşıldı. Böy-lece, bir balıktan yayılan elektriğin av

www.aragecisacmazi.imanisiteler.com

47

Ocak 2015, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Doğada Yüzyıllardır Var OlanElektrik Enerjisi

19. yüzyılda keşfedilen elektrik, yıllardır do-ğada var olan bir enerji kaynağıdır. İnsanoğlu-nun uzun uğraşlar ve çabalar sayesinde teminedebildiği bu önemli nimet, Allah’ın yarattığı bir-çok canlıda var oldukları ilk andan beri bulun-maktadır. Elektrikli yılan balıkları, vücutlarındataşıdıkları bu özel sistemler vesilesiyle, çağımı-zın en önemli enerji kaynaklarından biri olanelektriği, ilk yaratıldıkları andan itibaren hiçbirteknik sistem ve profesyonel laboratuvar gerecikullanmadan, üstelik oldukça güçlü bir miktardaüretmektedirler. Bu mucizevi özellik, tesadüf-lere dayalı yaşamı savunan evrim teorisinin çö-küşünün ve yaratılış gerçeğinin de çarpıcı birkanıtıdır. Allah’ın üstün ilminin bir tecellisi olanbu canlılardan biri de ürettikleri elektriği kont-rollü bir biçimde kendilerini savunmak gibi bir-çok farklı amaç için kullanan elektrikli yılanbalıklarıdır. Balığın bu denli büyük bir enerjiyesahip olması, onu yaratan Yüce Allah’ın sonsuzilminin delillerinden birini sergilemektedir. AllahKuran’da şöyle buyurmaktadır:

O, Aziz ve Hakim olan Allah, sana vesenden öncekilere böyle vahyetmektedir.Göklerde ve yerde olanlar O’nundur. O,Yücedir, büyüktür. (Şura Suresi, 3-4)

Page 50: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

üzerinde özelliklehangi biyolojik nokta-

ları etkilediği ilk kez bukadar detaylı tespit edildi.

Catania “yılanbalıklarınıyüzen bir elektroşok makinası”

olarak tanımlamakta ve elektro şok maki-naları ile yılan balıklarının mekanizmaları-nın da aynı olduğunu belirtmektedir.

Yılanbalığı takip ettiği avı şokla anidenfelce uğrattıktan sonra, tekrar farklı birdalga yaymaya başlar. Bu yüksek enerjili 2ya da 3 elektrik dalgasıdır. Catania, doğalortamda gözlemlediği bu olayı laboratuva-rında detaylı incelemek için yılan balığınınolduğu havuza felçli balıklar koydu.

Biyolog Catania, havuzdaki yılanbalık-larının yaydığı 2 ya da 3 elektrik dalgasınınfelçli balıkların kaslarında kasılmalara yolaçtığını gördü. İstemsiz kasılmalar, şokauğradıktan sonraki 20 milisaniye içinde et-kisini gösterdi. Kaslarındaki bu kasılmalarlabalıklar bulundukları konumdan yılanbalı-ğına doğru istemsiz olarak yaklaşmayabaşladılar.

Yılan Balığının Avını UzaktanKumanda ile YönetmesiNasıl Gerçekleşir? Science dergisinde yayınlanan bir de-

neyde, balıkların 15 cm kadar uzaklıktanyılanbalığına doğru hareket etmeye başla-dıkları görüldü. Balığın kaslarının basit birhamle için hareket etmesi dahi, motor hüc-relerinden gelen çok sayıda elektrikselkomut ile gerçekleşir. Şokla felce uğratılmışbalıkları kendisine doğru yüzdürmek içinise, yılanbalığından avlarının kaslarınaelektrik dalgaları ile komut gitmektedir. Avolan balık normal şartlarda kendi motor si-nirlerinden aldığı komutları, bu durumda dı-şarıdaki bir balıktan, yani yılanbalığındanalır. Yılanbalığı her bir elektrik dalgasındaavının kasına ayrı bir hareket verir. Avınıadeta uzaktan kumandalı bir oyuncak gibikendisine yüzdürür. Biyolog Catania, bukonuda şöyle diyor:

Yılan balığının yaydığı her bir elektrik dal-gası, avın ayrı bir kasını etkiliyor, tıpkı biruzaktan kumanda gibi.1

Bu araştırma yılanbalığının yalnızcasuya rastgele elektrik akımı yaymakla kal-

İlmimercek

CANLILAR ALEMİ

İlm

i Mer

cek,

Oca

k 20

15

48

Page 51: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

madığını gösterir. Yaydığı her bir elektrikdalgası belirli bir amaca yöneliktir. Oysakiyılanbalığının kendi bünyesinde elektriküretebilmesi, onu suda yayabilmesi ve ken-disinin bundan etkilenmemesi bile son de-rece şaşırtıcıdır ve Allah’ın yaratmasanatını açıkça gösterir.

Bunun üzerine, yılanbalığı hakkındakibu yeni keşfi de genel aşamalarıyla düşü-nelim. Yılanbalığının avını kendisine yüz-dürmek için hangi kasın nasıl hareketetmesi gerektiğini bilmesi, bu hareketi sağ-lamak için nasıl bir elektriksel komut ver-mesi gerektiğini bilmesi, bu elektrikselkomutu kendi bünyesinde nasıl oluşturaca-ğını bilmesi ve elektriksel komutu sudaelektrik dalgası şeklinde avına yönlendire-bilmesi gerekir. Yılanbalığı, işte en genelhatlarıyla tarif edildiğinde dahi son dereceşaşırtıcı olan bu olayı gerçekleştirir.

Biyolog Jason Gallant, kendisi de bir ev-rimci olduğu halde, yılanbalığının bu özel-likleri karşısındaki şaşkınlığını şöyle ifadeediyor:

Gerçekten çok güzel bir çalışma. Bu ke-şifler beni son derece şaşırttı.2

Bu mucizevi olayda görülen her bir olayiçin çok yüksek bir şuur gerektiği açıktır.

Kendi vücudumuz haricindeki bir canlınınkaslarını hareket ettirmek için ne gerekti-ğini, yüzyıllara dayanan bilimsel birikimi veyüksek teknoloji seviyesine rağmen insan-lar dahi bulamamışlardır. Ancak denizdeyaşayan bir canlı bunu yaratıldığı ilk andanberi kolaylıkla yapabilmektedir.

Evrim yalanı, yılanbalıklarının varlığınıaçıklamaktan son derece acizdir. Bu ne-denle Darwinistler bu harika olayın şaşırtıcı-lığını kendilerince gizlemeye çalışmışlardır.Yılanbalıklarının evrimi ile ilgili uydurmuş ol-dukları eski basit hikayeler de milyonlarca yılöncesinden günümüze kalmış olan fosillerile yerle bir olmuştur. Yılanbalığı fosillerindeyılanbalıklarının elektrik ile ilgili duyargaları-nın net olarak görülmesi, bu canlıların ilk ya-ratıldıkları andan itibaren bu özelliklere sahipolduklarını kanıtlamıştır.

Sahip olduğu tüm özellikler ile yılanba-lığı Allah tarafından yaratılmıştır. Rabbimiz,yarattığı her bir canlıda milyonlarca şaşır-tıcı özellik var etmiştir. Bu şaşırtıcı özellik-lerin teker teker keşfedilmesiyle yaratılışgerçeği tekrar tekrar kanıtlanmaktadır. Ku-ran’da şöyle buyurulmaktadır:

O Allah ki, yaratandır, (en güzel birbiçimde) kusursuzca var edendir,‘şekil ve suret’ verendir. En güzel isim-ler O’nundur. Göklerde ve yerde olan-ların tümü O’nu tesbih etmektedir. O,Aziz, Hakimdir. (Haşr Suresi, 24)

1. http://news.sciencemag.org/biology/2014/12/electric-eels-zap-other-fish-remote-control

2. http://news.sciencemag.org/biology/2014/12/electric-eels-zap-other-fish-remote-control

www.hayvanlardakamuflaj.com

49

Ocak 2015, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Page 52: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

İlm

i Mer

cek,

Oca

k 20

15

50

Sayın Adnan Oktar'ın “Adnan Oktar ileSohbetler” programları A9 TV ekranla-rında, zaman zaman yabancı misafirlerinkatılımıyla da sizlerle buluşmaya devamediyor. Bu ay Filistin Adalet Eski Bakanı AliKhashan ve Brezilya Müslüman AlimlerBirliği Lideri Khaled Rezk El Sayed’in katı-lımıyla gerçekleşen programlara www.ha-runyahya.tv ve www.a9.com.tr sitesindenücretsiz olarak ulaşabilirsiniz.

Ayrıca yine A9 TV ekranlarında her güncanlı yayında, “Ahir Zaman ve Yaratılış De-lilleri” adlı programları izleyebilir, evrim teo-risinin çöküşüne bilimsel deliller ışığındatanık olabilirsiniz.

Sayın Adnan Oktar’ın sohbetlerini konubaşlıklarına göre de izleyebilirsiniz. Bu baş-lıklardan bazı örnekler şöyledir:

� Seyit Abdülhakim Arvasi Hazretlerinivefatının 71. yılında rahmetle andık.

� Türkiye’de Musevi ve Hristiyan va-tandaşlarımız her zaman korunmaktadır.

� Ülkenin bütünlüğü için eğitiminTürkçe olması gerekir.

� Yıllardır söylediğim “Katolikler ve Or-todokslar deccale karşı ittifak için birleşe-cek” sözüm gerçekleşecek.

� PKK faaliyetlerine karşı polis ve jan-darmanın müdahalesi arttırılmalı.

� Müslümanlar sanata, müziğe ve de-kolteye karşı oldukça tüm dünyada İslamo-fobi oluşuyor.

� Niran Ünsal’ın dindar olması çokgüzel.

� Günde 12 milyon ekme-ğin israf olmasına tedbir alınmalı.

� Cumhurbaşkanımız Recep TayyipErdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı Sarayı ile il-gili söylediklerinin çoğu doğru.

� İran Öcalan'ı kaale almıyor, PKKİran'da ezik, Türkiye'ye kabadayılık yapıyor.

� Müslümanları öldürmek için İncirliküssünü kullandırmayız.

� TRT 6 (ŞEŞ TV)’yi kullanarak Gü-neydoğu’da PKK’ya karşı eğitim çalışmasıyapabiliriz.

� Avrupa'nın Rusya ve Putin’i yalnızbırakma politikası bitmeli.

� Çin ve Tayland Uygur’lu kardeşleri-mizi Türkiye’ye vermeli.

� Tayland’ın 250 Arakan’lı kardeşimizidenize göndereceğim demesi zulümdür.

� Prens Charles’in taç giyme töre-ninde Kuran okunması çok güzel olur.

Page 53: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

www.Adnanoktarnedemistineoldu.com

51

Ocak 2015, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

� Devlet Bahçeli’nin Tunceli’de kadın-lara önem verdiğini göstermesi çok güzel.

� Seyyit Rıza’nın asılmasından çok ra-hatsız oldum. Dersim’de idamların olma-ması gerekirdi.

� Öcalan’ı serbest bırakmaya kalkı-şanı Allah hidayetle düzeltsin, Allah hidayetvermiyorsa helak etsin.

� Amerika IŞİD’le fikirle mücadele olurdiyor. Bu fikirle mücadeleyi yapacak kim?

� Cumhurbaşkanımız Sn. Erdoğan’ınkorunmasının uzman bir ekiple sağlanmasıgerekir.

� Bağnazlar nedeniyle Türkiye’nin ge-leceği kilitlenmesin. Kalite Bakanlığı mut-laka kurulmalı.

Sohbetlerdeki bu başlıkları, www.harun-yahya.org sitesinden “RöportajlardanSeçme Bölümler” kısmından takip edebilir-siniz.

Ayrıca, her hafta A9 TV’de yayınlanan,“Artı Eksi Dünya”, “Merak Ettikleriniz”,“Sevgi Dili”, “Bilim Yolunda”, “Bakış Açısı”,“Gündem Analiz”, “Hayata Dair”, “Yaşam-dan Portreler”, “Başkent Birikimleri”, “Her-kes İçin Adalet”, “Yaşam ve Sağlık”, “NelerOldu”, “Serap Akıncıoğlu ile Nur'a Yöneliş”

programlarını www.harunyahya.tvsitesinden takip edebilirsiniz.

Ayrıca internet sitelerinden; 4.429.961 adet kitap, 2.610.322 adet ses kasedi ve 7.189.386

adet film olmak üzere toplam 17.367.481 adet eser ücretsiz olarak indirilmiş ve 5.438.072 ma-

kale ve 2.149.283 Adnan Oktar'ın röportajlarından bölümler, 2.162.183 Adnan Oktar'ın günlük

açıklamaları, 3.118.731 ahir zamana ait yeni bilgiler olmak üzere toplam 21.687.148 adet eser

incelenmiş ve sadece www.harunyahya.tv’den 9.147.231 adet film izlenmiştir.

www.harunyahya.org 8.906.128 kişi,

www.harunyahya.com 7.012.347 kişi,

www.harunyahya.net 4.178.351 kişi,

www.harunyahya.tv sitesi 6.852.803 kişi ve

www.a9.com.tr 9.076.983 kişi olmak üzere

tüm Harun Yahya siteleri toplam 43.403.142

kişi tarafından ziyaret edilmiştir.

Geçtiğimiz Kasım ayı boyunca,

Page 54: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

İlm

i Mer

cek,

Oca

k 20

15

52

Münafıklık, Müslümanlarınher zaman dikkatlerinin açık ol-ması gereken çok mühim bir ko-nudur. İnkar edenler, Allah'ınvarlığına ve birliğine inanmadık-larını açıkça söyler, iman eden-lere karşı da açık bir mücadeleiçinde olurlar. Münafıklar isekendilerini Müslüman, hattatakva bir mümin gibi göstere-rek İslam'a karşı mücadeleederler. İçlerinde Allah'a, Peygamberimiz(s.a.v.)'e, Kuran'a, salih müminlere karşı

büyük bir öfke besliyor olmala-rına rağmen gerçek yüzleriniözenle gizler, iyilik adına ortayaçıktıkları iddiasında olurlar. Açıkve aleni bir mücadele içinde ol-madıklarından, eğer dikkat veril-mezse, tahribatları büyük vegeniş çaplı olabilir.

Ücretsiz olarak okumak için:www.harunyahya.org sitesinde

“Kitaplar” bölümünü ziyaretedebilirsiniz.

İnsanların ve toplumların içinden çık-mak için uğraştıkları, her alanda mücadeleverdikleri olumsuzluklar, kargaşalar ve ka-ranlık toplumsal yapılar, dünya üzerindeyüzyıllardan beri hakimdir. Peki insanlar bukötülüklerle şimdiye dek mücadele etmişlermidir ya da etmek için bir gayretleri varmıdır? Elbette ki etmişlerdir, ancak çareyihep yanlış yöntemlerde aradıkları için birtürlü çözüm bulamamışlardır.

Bu olumsuzlukların tek çözümü "gerçekdin"in yaşanmasında yatmaktadır. Din tamolarak yaşandığı takdirde toplumlara hakimolan karanlık tablo yerini aydınlık bir ufkabırakacaktır. Tüm insanların ve toplumlarınçağlar boyu düşledikleri, iyilik ve güzelliğinhakim olduğu güzel bir atmosfer, ancakKuran ahlakının yaşanması ile mümkün-dür.

Bu belgeseli seyreden ve vicdan sahibiher insan huzurun, güvenin ve ideal toplumyaşantısının yalnızca din ahlakının yaşan-ması ile mümkün olduğunu anlayacak vetercihini mutluluktan yana yaparak gerçekdine, yani "İslam"a yönelecektir.

Ücretsiz olarak izlemek için: www.ha-runyahya.tv sitesinden “Belgeseller” bölü-münü ziyaret edebilirsiniz.

MÜNAFIKLIKLA MÜCADELENİN ÖNEMİ (KİTAP)

TERCİH KABUS MU, MUTLULUK MU? (BELGESEL)

Page 55: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

www.a9.com.tr

53

Ocak 2015, İlm

i Mercek

“Benim dinimedön! Ya da öl!” Bağ-nazlığın sloganıdır bu.Bağnazlıkta demok-rasi, fikir özgürlüğü,sevgi, saygı, şefkat,dostluk, fedakarlık gibikavramlar yoktur. Bazıinsanlar bağnazlığınve onun ürünü olanradikalizmin bir hakdinin içine yerleşebile-ceğini düşünürler.Oysa bağnazlığınkendisi bir dindir. Herdüşünce içinde bağ-nazlık dininin temsilci-leri vardır. İslam’da,Musevilikte, Hristiyan-lıkta olduğu gibi Mark-sizm’de, faşizmde,ateizmde de bağnaz-lar çoktur. Aynı batıl dini savunurlar hepbirlikte: “Senin fikrine tahammülüm yok!Ya benimkini kabul et ya da yok ol!”

Özellikle son dönemlerde bu taham-mülsüz ve sapkın din, çoğunlukla İslamdini gibi anılmaya başladı. Bir kısım odak-lar bağnazlık dinine İslam adını koydular.Bağnazlık dinine yönelik korkularını İs-lam’a yönelttiler. Öyle ki, bir İbrahimi din“korku” kelimesiyle birlikte anılır oldu. İs-lamofobia bütün dünyada zikredilir oldu.İnsanlar korkularının İslam’dan değil,

bağnazlık dininden kaynaklandığının far-kında bile olmadılar. Hurafecilerin yarat-tığı bağnaz dinin İslam adına ortayaçıktığını göremediler. Çünkü kimse onlaraİslam’ın bu olmadığını anlatmadı. Neİslam adına ortaya çıkan radikaller ne debu radikallerden korku duyan islamofobik-ler gerçek İslam’ın bu bağnaz, ürkütücü,sevgisiz ve nefret dolu dinle hiçbir alaka-sının olmadığını gösteremedi. İslam dini-nin radikalleri tüm dünyaya ama en çokda Müslümanlara zarar vermeye başladı-lar.

www.bagnazlik.com

Page 56: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

İlmimercek

İNSAN MUCİZESİ

İlm

i Mer

cek,

Oca

k 20

15

54

Page 57: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

N ew York Üniversi-tesi araştırmacı-larının yürüttüğü

beyin analiz çalışmaları,yavru canlıların acı hissi duy-duğu durumlarda birkaç yüz

kadar genin, az ya da çok aktifhale geldiğini ortaya koymuştur.

Buna göre yavru canlılar Allah’ın rah-metinin bir tecellisi olarak annelerinden

şefkat gördüklerinde, 100’e yakın gen budurumdan etkilenmektedir.

Konuyla ilgili araştırmayı yürüten nöro-biyolog Regina Sullivan, köpekler ve farelerüzerinde yaptığı araştırmalarda, anne şef-katinin stresli bir yavrunun beyninde kısavadede oluşturduğu etkiyi ilk kez ortayakoydu.

Çalışma, aynı zamanda, şefkatin uzunvadede nasıl sonuçlar doğurdu-ğunu da gösterecek şekilde

tasarlandı. Çalışmanın sonucu ise oldukçadikkat çekiciydi, çünkü doğum yapan diğercanlılarla birlikte, insanlarda da benzer et-kiler olduğu ortaya çıktı. Araştırma sonuçlarıannelerde bulunan “TLC”’nin, bebeklerdeacı hissinin dinmesini sağladığını gösterdi.TLC aynı zamanda bebekliğin ilk aşama-sındaki beyin gelişimini de olumlu yönde et-kiliyordu. Beyin duygular ile ilgili bölümdekigen aktivitesini etkileyerek bunu yapıyordu.

Nöro-biyolog Sullivan bu konuda şunlarıifade etmişti:

“Çalışmamız, anne şefkatinin, yarasıyahut sıkıntısı olan bir yavru üzerindesadece davranışlarında değil, beyinhücrelerindeki kritik noktalar üzerindede etki oluşturduğunu gösterdi. Bu etki,beyin gelişiminin ilk aşamalarında sözkonusudur.”

Araştırma, yeni doğmuş bir köpekyavrusunun beyninde badem büyüklü-ğündeki yer kaplayan amigdala bölge-

sini genetik analizlere tabi tutarakyapıldı. Bu bölge, duygusal işlevleri

www.yaratilismucizesi.com

55

Ocak 2015, İlm

i Mercek

Son günlerde yapılan bilimsel araştırmalar yavruların,annelerinden şefkat ya da şefkatsizlik gördüklerinde

beyinlerinde aktif hale geçen genlerolduğunu göstermiştir.

www.ilmimercek.net

Page 58: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

yürüten bölgedir. Ör-neğin korku, zevk vb.

ile ilgili sinyaller beyninbu bölgesinden gelir.

Nöro-biyolog Sullivan, ilkolarak anne şefkatinin yeni doğ-

muş bir köpek yavrusunun beynindeki elek-trik sinyallerini kontrol ettiğini buldu. Sonaraştırmaları ise, şefkatin, çok küçük yav-rularda acı hissinin ortadan kalkmasınısağlayan karmaşık etkilerine ışık tuttu.

Nöro-biyolog Sullivan, hiç kimsenin,hangi tür canlı olursa olsun, bir yavrununacı çektiğini görmek istemeyeceğini belirt-mekte ve “ağrı kesicilerin bebekler için sonderece tehlikeli olduğuna dikkat çekerek,alternatif çözümler bulmaya girişmek ge-

rektiğini” vurgulamaktadır. İşte anne şef-kati, özeni, hatta belki anne kokusu gibi

unsurlar bu acıyı dindiriyor olabilir.

Sullivan dikkatini, bu genetik etkilerinuzun vadeli sonuçla-rına yöneltti. Ona göre

bir yavru için bebekliği bo-yunca güven ve emniyetsembolü olan annesinin,

acıyı dindirmek konu-

sundaki kısa vadedeki faydaları mutlakauzun vadede de bir sonuç oluşturmalıydı.

Nöro-biyolog Sullivan ayrıca, “Yavrununbeyninin anne şefkatinden nasıl beslendiğihakkında daha fazla şey öğrendikçe, hemfiziksel hem zihinsel ağrıdan kaynaklananrahatsızlıkları tedavi etmek konusunda dadaha başarılı olunacağını” belirtmektedir..Elbette tüm canlıların üstün özelliklerini or-taya çıkaran, onlara akılcı planlar yaptıran,onları yaratan ve tüm bunları ilham ile em-reden, sonsuz akıl ve kudret sahibi olanAllah’tır.

Allah sizi topraktan yarattı, sonrabir damla sudan. Sonra da sizi çift çiftkıldı. O’nun bilgisi olmaksızın, hiçbirdişi gebe kalmaz ve doğurmaz da.Ömür sürene, ömür

İlmimercek

İNSAN MUCİZESİ

İlm

i Mer

cek,

Oca

k 20

15

56

Page 59: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

verilmesi ve onun ömründen kısaltıl-ması da mutlaka bir kitapta (yazılı)dır.Gerçekten bu, Allah’a göre kolaydır.(Fatır, Suresi,11)

ŞEFKATE OLANHASSASİYETİN HİKMETLERİAllah’ın insanları sevgi ve şefkate karşı

bu denli hassas yaratması pek çok hikmettaşır. Allah merhametlilerin en merhametli-sidir ve insanlara, kendisine sığınıp tevek-kül etmelerini emretmiştir. İnsan benliğininsevgi ve şefkate bu kadar hassas yaratıl-mış olması, insanların Rahman ve Rahimolan Allah’a sığınma ihtiyacını doğal olarak

hissetmelerini sağlar.Böyle insanlar aşklabağlanıp, Allah’a yö-nelirler ve her konuda

Allah’a tevekkül ederler.

Bebeklik yaşlarındainsanların ihtiyaç duy-dukları şefkat, Allah’ın

şefkatinin annede tecelli etmesi ile karşıla-nır. Ancak insan şuur sahibi oldukçaAllah’ın şefkatine sığınması gerektiğinianlar, bunun için de akıl ve irade kullan-ması gerekir. Derin iman sahibi müminler,Allah’ın Rahman ve Rahim olduğunu, kul-larına karşı çok şefkatli olduğunu bilirler vehayatları boyunca Allah’ın şefkatini hisse-derek yaşarlar. Allah’ın şefkatinin en büyüktecellisi olan cennet ise sonsuz hayatla-rında onları beklemektedir.

Allah’ın merhametlilerin en merhametlisiolduğu Kuran’da şöyle haber verilmiştir:

(Musa yalvarıp) Dedi ki: “Rabbim,beni ve kardeşimi bağışla, bizi Rahme-tine kat. Sen merhamet edenlerin enmerhametli olanısın.” (A’raf Suresi,151)

Eyüp de; hani o Rabbine çağrıdabulunmuştu: “Şüphesiz bu dert (vehastalık) beni sardı. Sen merhametli-lerin en merhametli olanısın.” (EnbiyaSuresi, 83)

www.yaratilisvebilimsiteleri.imanisiteler.com

57

Ocak 2015, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Bir proteinin nasıl meydana geldiğini dahiaçıklayamayan evrim teorisi bir canlının davranışları-

nın nedenini ve kökenini de açıklamaktan yoksun-dur. Canlıların davranışlarının incelenmesi bu açıdanbüyük önem taşımaktadır. Çünkü yapılan gözlemler

hiçbir canlının başıboş olmadığını göstermektedir.Her canlıyı yoktan var eden, denetleyen, her an göz-

leyen ve her canlıya davranışını emreden, yerlerin,göklerin ve ikisi arasındakilerin Rabbi olan Allah’tır.

Kuran’da bu gerçek şöyle haber verilmektedir:“Ben gerçekten, benim de Rabbim, sizin de

Rabbiniz olan Allah’a tevekkül ettim. O’nun,alnından yakalayıp-denetlemediği hiçbir canlı

yoktur. Muhakkak benim Rabbim, dosdoğrubir yol üzerinedir (dosdoğru yolda olanı

korumaktadır.)”  (Hud Suresi, 56)

Page 60: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

İlm

i Mer

cek,

Oca

k 20

15

58

Suriye'deki Beşar Esad rejimi, katliamrekoru kırdı. Rejim tarafından Ekim ayın-dan bu yana sürdürülen hava saldırılarında500'den fazla insanın öldürüldüğü belirtili-yor.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, BeşarEsad rejiminin işlediği savaş suçlarını liste-ledi. Kuruluşun raporunda dikkat çeken birdiğer nokta daha vardı. Suriye rejimi, 40gün içerisinde düzenlediği 2 bin hava sal-dırısıyla Guinness Rekorlar Kitabı’na adaygösterildi.

Londra merkezli kuruluş raporunda, re-jimin 20 Ekim'den bu yana 2 bin hava sal-dırısı düzenlediğini bu saldırılarda en az527 kişinin hayatını kaybettiğini ve yaklaşık2 bin kişinin de yaralandığını kaydetti.

Kuruluş, uluslararası kamuoyunu Suriyerejiminin işlediği savaş suçlarını durdurmakiçin ciddi adımlar atmaya ve Suriye'deki busavaş suçlarının Uluslararası Ceza Mahke-mesi'ne taşınması için adım atmaya ça-ğırdı.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Suri-ye'de iç savaş başladığından bu yana tümtaraflardan en az 195 bin kişinin hayatınıkaybettiğini belirtiyor. Suriye rejiminin ül-kede düzenlediği ilk hava saldırısı 2012 yı-lında Halep'in muhaliflerin eline geçmesininardından gerçekleşti. Bunun ardındanrejim, sivil veya silahlı hedef gözetmeksizinhava saldırıları düzenliyor. Bu saldırılardabirçok sivil, kadın ve çocuğun hayatını kay-bettiği biliniyor. Diğer taraftan Suriye rejimi-nin muhaliflere ve sivillere yönelik kimyasalsilah kullandığı da uluslararası kamuoyutarafından biliniyor.

www.dunyabulteni.net

Esad Rejimi 40 Günde Katliam Rekoru Kırdı

Page 61: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

www.Turk-islamkulturu.com

59

Ocak 2015, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Myanmar'ın batı-sındaki Arakan eyaletinde

derme çatma kulübelerde sonderece güç şartlar altında yaşayan

Müslümanlar bölgeden kaçmaya devamediyor.

Ayrımcılık ve zulme maruz kalan Ara-kan Müslümanlarının ülkeden kaçması içinküçük balıkçı teknesini kullanmalarına izinveren kaptan Puton Nya, son zamanlardaArakan'dan kaçmaya çalışanların sayı-sında büyük bir artış olduğunu söyledi.Puton Nya, "Herkes kaçmaya çalışıyor.Korkarım yakında kimse kalmayacak" dedi.

Teknesine aldığı Arakan Müslümanla-rını Bengal Körfezi'nde bekleyen gemileregötürdüğünü belirtenPuton Nya, kendisi gibiArakanlılara yardımeden bir komşusundangemideki insan tacirle-rinin kadınlara tecavüzettiğini, erkekleri dedövdüğünü öğrendiğinisöyledi.

Arakan Müslüman-larının haklarını savun-mak için kurulanArakan Projesi Direk-

törü Chris Lewa da 15 Ekim'den bu yana15 binden fazla kişinin Malezya, Endo-nezya ve diğer ülkelere gitmek için Ara-kan'dan kaçtığını açıkladı. Bu rakam,geçen yıl aynı dönemde bölgeden kaçan-ların iki katı.

Son iki yılda yaklaşık 100 bin kişininArakan'dan kaçtığına işaret eden Lewa,son aylarda askerler ve sınır koruma birlik-lerinin "bölgede korku ortamı yaratmak veArakanlıları kaçırmak" için şiddet olaylarınıartırdığına dikkati çekti.

Lewa, son iki ayda dört kişinin işken-ceyle öldürüldüğünü, herhangi bir nedengösterilmeden gözaltına alınan gençlerinaskerler tarafından darp edildiğini ve 24

Myanmar'dan Bir Ayda 15 BinMüslüman Kaçtı

Page 62: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

İlm

i Mer

cek,

Oca

k 20

15

60

köyden 140'tan fazlakişinin de göç yasasına muhalefet, aşırıcı-larla bağlantılı olmak gibi suçlamalarla tu-tuklandığını söyledi.

Arakan Müslümanlarının ülkedeki varlı-ğını reddeden Myanmar hükümeti, bu kişi-leri Bangladeş'ten gelen göçmenler olarakgörüyor. 1982'de kabul edilen yasayla va-tandaşlık haklarını kaybeden Arakan Müs-lümanları, "devletsiz" sayılıyor. BirleşmişMilletler tarafından da "eziyet gören diniazınlık" olarak kabul edilen Arakan Müslü-manları, ancak 1948'ten bu yana ülkedeyaşadıklarını ispat edebilmeleri durumundavatandaşlık hakkı alabiliyor. Ancak bu kişi-lere resmi belge verilmediği için bu koşulgenellikle yerine getirilemiyor.

Yaklaşık 60 milyonluk nüfusun büyükbir kısmının Budist olduğu Myanmar, üç yılönce askeri yönetimden demokrasiye geç-mişti. Mart 2011'de iktidara gelen Tein Seinliderliğindeki sivil hükümetin çok sayıda si-yasi mahkumu serbest bırakmasına, etnikgruplarla ateşkes imzalamasına, basın öz-gürlüğünü genişletmesine ve denetim ya-salarını hafifletmesine karşın Myanmar,

dünya gündeminde hala insan hakları ihlal-leri, dini azınlıklara uygulanan ayrımcılıklayer alıyor. Sivil hükümetin iktidara gelmesi-nin ardından din temelli çatışmalara sahneolan Myanmar'da çoğu Müslüman 280 kişiyaşamını yitirmiş, yüzlerce ev ve işyerininateşe verildiği çatışmalar nedeniyle 140 binkişi evlerini terk etmek zorunda kalmıştı.

İnsan Hakları İzleme örgütü, Mayıs2013'te yayımladığı 153 sayfalık raporda,Myanmarlı yetkilileri Arakan eyaletinde Ara-kan Müslümanlarına karşı etnik temizlikyapmakla suçlamıştı.

Tein Sein hükümetinin başlattığı reformsürecinden hiçbir şekilde yararlanamayanArakan Müslümanları, sadece kendileri içinuygulanan bazı kısıtlamalara maruz kalıyor.Resmen evlenmelerine olanak tanınmayanArakan Müslümanlarına sadece iki çocukiçin izin veriliyor. Doğan çocuklar içindoğum belgesi düzenlenmiyor.

Geçen hafta Myanmar'ı ziyaret edenABD Başkanı Barack Obama, Arakan Müs-lümanları dahil ülkedeki dini azınlıkların ya-şadığı sorunların bir an çözülmesi içinMyanmar hükümetine çağrıda bulunmuştu.

www.risalehaber.com

Page 63: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

www.a9.com.tr

61

Ocak 2015, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

ABD ve Avustralyamerkezli Ekonomi ve Barış

Enstitüsü tarafından son 1 yılda terör saldı-rılarına en çok maruz kalan ülkelerin sıra-landığı "Küresel Terörizm İndeksi (GTI)"listesi yayınlandı.

Listenin başında, 2492 terör eyleminde6362 kişinin öldüğü Irak bulunuyor. İkinci sı-radaki 1148 saldırıda 311 kişinin öldüğü Af-ganistan'ı ise 1933 saldırıda, 2345 kişininöldüğü Pakistan takip ediyor.

Rapora göre ilk beşte bulunan Irak, Af-ganistan, Pakistan, Suriye ve Nijerya, dün-yada meydana gelen terör saldırılarınınyüzde 82’sine maruz kalmış.

En aktif silahlı 4 grup ise Irak’ta IŞİD,Afganistan’da Afgan Talibanı ve El Kaidebağlantılı örgütler, Pakistan’da Tahrik-i Ta-liban Pakistan (TTP), Nijerya’da ise BokoHaram olarak belirtiliyor.

Raporda, Pakistan Talibanı olarak bili-nen TTP'nin, ülkede son 13 yılda yüzde12'si intihar saldırısı olmak üzere 778 sal-dırı düzenlediği kaydedildi. Ayrıca 36 bin ila60 bin arasında mensubu olduğu tahminedilen TTP, en yüksek sayıda üyesi olanterör örgütü olarak biliniyor.

Üçüncü sırada yer alan Pakistan’da, te-rörizm tetikleyen farklı unsurlar mevcut. Ül-

kede, 2012 yılında 29 farklı terör örgütününsayısının 23’e düştüğü belirtiliyor.

Dünya genelinde, 2013 yılında 100 eği-tim kurumuna terör saldırısı düzenlenirken,bu saldırılarda 150 kişi hayatını kaybetti.Raporda ayrıca terör saldırılarının yüzde90’ının insan haklarının ihlalinin yoğun ola-rak görüldüğü ülkelerde baş gösterdiğinedeğiniliyor.

Öte yandan rapora göre, 2013 yılındameydana gelen terör saldırılarında, 24 ül-kede 50 kişi hayatını kaybetti, 75 ülkede isehiçbir terör eylemi olmadı.

Dünya genelinde terörün her geçengün arttığına dikkat çekilen raporda, son 1yılda toplamda 60 ülkenin terör saldırılarınamaruz kaldığı belirtiliyor.

www.risalehaber.com

Terörden En Çok Müslüman Ülkeler Zarar Görüyor

Page 64: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

B itkiler hayvanlar gibi soğuktan kaçamazlar ya da hayvanlarıkoruyan kalın kürkleri yoktur. Ancak Yüce Allah bitkilere bah-şettiği özel sistemlerle bitkileri soğuktan korur. Bitkileri so-

ğuktan ziyade buzlanma etkiler. Donma ve çözülme olaylarısırasında bitkilerin içindeki su dolaşım sistemi içinde kabarcık oluşur.Bu tıpkı bir buz kalıbı içerisine sıkışan hava kabarcıklarına benzer.Buz kalıbı eridiğinde hava kabarcıkları birleşecektir. Bu işlemin birbitkinin su kanalı içerisinde olması durumunda çok fazla sayıda havakabarcığı bitkinin damarları içinde birikebilir. Buzun erimesi sonucu

İlmimercek

BİTKİLER DÜNYASI

İlm

i Mer

cek,

Oca

k 20

15

62

Kuru dalları olan ve onlarca yıl bulunduğu yerde hareketsizduran ağaçlar kış mevsimi geldiğinde kendilerini korumak içinbazı tedbirler alırlar. Bitkilerin soğuk havalarda kendilerinikorumak için aldıkları bu tedbirler nelerdir?

Page 65: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

bu hava kabarcıkları bir araya gelirse bitki-nin su kanallarını tıkayarak kökten yaprağasu naklini engeller ve bitkinin ölmesinesebep olur.

Bitkiler üzerinde yapılan araştırmalarbitkilerin üç özellik kullanılarak bu duru-munu bertaraf ettiklerini göstermiştir.

Yaprakları Dökme YöntemiKuzey Amerika ceviz ağacı ya da meşe

ağacı gibi bazı bitkiler don olayının oluştu-racağı zarardan korunmak için yapraklarınıkış gelmeden önce dökerler. Bu şekildeköklerden yaprağa olan su akışını blokeetmiş olurlar. Havalar ısınınca tekrar yeniyaprak vermeye ve büyümeye başlarlar.

Kanalları DaraltmaHuş ve kavak ağacı gibi bazı bitki türleri

ise su naklini çok daha dar sutaşıma hüc-relerini kullanarak yapar. Bu dar su hücrekanalları donma ve çözülmeye karşı dahaaz elverişlidirler.

Dinlenme Dönemine GirmeleriBazı bitkiler ise ölerek toprağa geri

döner. Sonra uygun şartlar oluşunca kök-lerinden yeniden filizlenmeye başlar.

Bilim adamlarının on binlerce farklı bitkitürü üzerinde yüzlerce saat çalışarak eldeettikleri sonuçlar oldukça şaşırtıcıdır.Çünkü bitkiler kış başlamadan yaşamlarınıdevam ettirebilmek için gereken tedbirlerialırlar.

Gözleri, kulakları, elleri, ayakları, sinirsistemi ve beş duyusu olmayan, toprağasabit olarak bağlı ve hareketsiz duran bit-kilerin dışarıda olan biteni algılaması veoluşan değişimi fark etmesi, bunun bir teh-like olduğunu kavraması, bu tehlikeye karşıkendini koruma altına alması ve bunun içinyöntem geliştirmesi ve bu yöntemin başarılıolması elbette Yüce Allah’ın sonsuz aklı veilminin bir sonucudur.

www.bitkilerevrimicurutuyor.imanisiteler.com

63

Ocak 2015, İlm

i Mercek

www.ilmimercek.net

Page 66: İlmi Mercek · Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz

İlmimercek

BİTKİLER DÜNYASI

64

Yeryüzündeki tüm canlılar gibi bitkiler de has-sas dengelere bağlı olarak, her detayı ince inceplanlanmış sistemlerle birlikte yaratılmışlardır. Bunuistisnasız başımızı çevirdiğimiz her yerde görürüz. Bütüncanlılar bize kendilerini yaratan Allah’ı tanıtırlar. Hiç kuş-kusuz ki burada övülmeye layık olan, tüm canlıları sahipoldukları yeteneklerle yaratan Allah’tır. Yeryüzündeki herşey gibi tüm bitkiler de Allah’ın özel olarak yarattığı sis-temler sayesinde varlıklarını sürdürmektedirler, yaniO’nun kontrolündedirler:

“Göklerde ve yerde her ne varsa O’nundur. ŞüphesizAllah, hiçbir şeye ihtiyacı olmayan (Gani)dır, övülmeyelayık olandır.” (Hac Suresi, 64)

Ağaçlar köklerinden gelecek suyun do-nacağını, içinde oluşacak hava kabarcıkla-rının daha sonra buzun erimesi ilebirleşerek su damarları içinde engel/blokoluşturacağını, ağaçta oluşan büyük havakabarcığının suyun yukarı çıkışına engelolacağını nereden bilirler?

Ağaçların tüm bunları hesaplayacakkadar fizik ve kimya mühendisi olması nasılmümkündür?

Bunları bilmesi için dışarıdan su kanal-larını görmesi, bunu tespit etmesi gerek-mez mi? Hayatı boyunca hiç görmediği vekendi içinde mevcut olan bir sistemi ağaç-lar nasıl bilirler?

Soğuğu, kışın geldiğini nasıl anlarlar?

Soğukla birlikte donun başlayacağını,

sıcaklığın azalması ile sıvı haldeki suyunkatı hale geçeceğini ve yine ısı artışı ilesuyun katı halden sıvı hale geçişini nasıl bi-lirler?

Bütün bu mühendislik çalışmasını aklıve şuuru olmayan bir ağacın yapabilmesimümkün müdür?

Bu sorunun cevabı elbette hayırdır. Bucanlılara sahip oldukları tüm özellikleriilham eden Yüce Allah’tır. Ayette şöyle buy-rulur:

“Andolsun, onlara: “Gökleri ve yerikim yarattı, Güneş’i ve Ay’ı kim emreamade kıldı?” diye soracak olursan,şüphesiz: “Allah” diyecekler. Şu haldenasıl oluyor da çevriliyorlar?” (Anke-but Suresi, 61)

HER CANLIYI YARATAN ALLAH’TIR

İlm

i Mer

cek,

Oca

k 20

15