7
LOKMAN HEKİM HASTANELERİ AYLIK YAYIN ORGANIDIR // ÜCRETSİZDİR // YIL:2 // SAYI:17 AĞUSTOS 2012 “Sağlıklı Ramazanlar” Lokman Hekim Van Hastanesi’nde geçtiğimiz gün- lerde bir ilk yaşandı. Hastanedeki ilk açık kalp ameliyatı Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Operatör Doktor Renda Cırcı ve ekibi tarafından ba- şarıyla gerçekleştirildi. Hamza İç- gülek isimli 60 yaşındaki kalp has- tası, şiddetli göğüs ağrısı ve mide bulantısı şikâyeti geldiği Lokman Hekim Van Hastanesi’nden şifa bu- larak ayrıldı. Sayfa 10’DA Lokman Hekim Sincan Has- tanesi Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Mert Demirel, “Şu anda bi- limsel olarak dökülmüş ve kıl kökü ölmüş bir saçı tekrar ortaya çıkarıcı bir yöntem yoktur. Tek çare saç eki- midir” dedi. Saç ekiminde tanımlan- mış bir çok yöntem mevcut olsa da şu anda en çok kullanılan ve tercih edilen yöntemin “FUE” olduğunu ifade etti.Sayfa 7’DE Lokman Hekim Etlik Hastanesi Başhekimi Necmettin Din: Başhekim Necmettin Din, sağlık hizmeti sunumunda kalite ve güveni ilke olarak benim- sediklerini belirtirken, “Hastanemiz, kuruluş felsefesini insan ve insan sağlığına verdiği öneme dayandırmaktadır” dedi. HASTALARIN TERCİH NEDENİ Başhekim Din, “Bugün bir milyondan fazla kayıtlı hastamız, Ankara’nın ve dünyanın her yerinden taleple karşılaşıyorsak bunda tüm personelimizin kendilerini Lokman Hekim ailesinin bir ferdi olarak, hastalarımızı da misafirimiz gibi görmelerinden dolayıdır” dedi. 10 YILLIK DENEYİM “10 yıl öncesine dönüp, ardından da bugüne baktığımızda nasıl bir yol kat ettiğimizi herkes rahatlıkla görecektir” diyen Başhekim Din, halkın güveni, çalışanların özverisi ile büyüyen Lokman Hekim’in borsada işlem gören iki özel sağlık kuruluşundan biri olduğu- nu hatırlattı. KALİTEDEN ÖDÜN VERİLMEDİ Vatandaşların en değer verdikleri konu olan sağlıklarını Lokman Hekim’e emanet ettiklerini hatırlatan Necmettin Din, “Sağlık hizmeti sunumundaki kalitemizden asla ödün vermedik. Bu özverimiz halkımız nezdinde de karşılık buldu” diye konuştu. Sayfa 9’DA Önceliğimiz İnsan ve Sağlığı VAN’DA İLK AÇIK KALP AMELİYATI YAPILDI ARTIK TEK ÇARE SAÇ EKİMİ Şeker hastalarına ramazan önerileri S/4’te Kıl dönmesi ameliyatı olanlar dikkat S/8’de

Lokman Hekim Gazetesi - Sayı:17 (Ağustos 2012)

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Lokman Hekim Gazetesi, Lokman Hekim Hastaneleri yayın organıdır. Ayda bir yayınlanır.

Citation preview

Page 1: Lokman Hekim Gazetesi - Sayı:17 (Ağustos 2012)

LOKMAN HEKİM HASTANELERİ AYLIK YAYIN ORGANIDIR // ÜCRETSİZDİR // YIL:2 // SAYI:17 AĞUSTOS 2012

“Sağlıklı Ramazanlar”

Lokman Hekim Van Hastanesi’nde geçtiğimiz gün-

lerde bir ilk yaşandı. Hastanedeki ilk açık kalp ameliyatı Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Operatör Doktor Renda Cırcı ve ekibi tarafından ba-şarıyla gerçekleştirildi. Hamza İç-gülek isimli 60 yaşındaki kalp has-tası, şiddetli göğüs ağrısı ve mide bulantısı şikâyeti geldiği Lokman Hekim Van Hastanesi’nden şifa bu-larak ayrıldı. Sayfa 10’DA

Lokman Hekim Sincan Has-tanesi Plastik Cerrahi Uzmanı

Op. Dr. Mert Demirel, “Şu anda bi-limsel olarak dökülmüş ve kıl kökü ölmüş bir saçı tekrar ortaya çıkarıcı bir yöntem yoktur. Tek çare saç eki-midir” dedi. Saç ekiminde tanımlan-mış bir çok yöntem mevcut olsa da şu anda en çok kullanılan ve tercih edilen yöntemin “FUE” olduğunu ifade etti.Sayfa 7’DE

Lokman Hekim Etlik Hastanesi Başhekimi Necmettin Din:

Başhekim Necmettin Din, sağlık hizmeti sunumunda kalite ve güveni ilke olarak benim-sediklerini belirtirken, “Hastanemiz, kuruluş felsefesini insan ve insan sağlığına verdiği öneme dayandırmaktadır” dedi.

HASTALARIN TERCİH NEDENİBaşhekim Din, “Bugün bir milyondan fazla kayıtlı hastamız, Ankara’nın ve dünyanın

her yerinden taleple karşılaşıyorsak bunda tüm personelimizin kendilerini Lokman Hekim ailesinin bir ferdi olarak, hastalarımızı da misafirimiz gibi görmelerinden dolayıdır” dedi.

10 YILLIK DENEYİM“10 yıl öncesine dönüp, ardından da bugüne baktığımızda nasıl bir yol kat ettiğimizi

herkes rahatlıkla görecektir” diyen Başhekim Din, halkın güveni, çalışanların özverisi ile büyüyen Lokman Hekim’in borsada işlem gören iki özel sağlık kuruluşundan biri olduğu-nu hatırlattı.

KALİTEDEN ÖDÜN VERİLMEDİVatandaşların en değer verdikleri konu olan sağlıklarını Lokman Hekim’e emanet

ettiklerini hatırlatan Necmettin Din, “Sağlık hizmeti sunumundaki kalitemizden asla ödün vermedik. Bu özverimiz halkımız nezdinde de karşılık buldu” diye konuştu. Sayfa 9’DA

Önceliğimiz İnsan ve Sağlığı

VAN’DA İLK AÇIKKALP AMELİYATIYAPILDI

ARTIK TEK ÇARESAÇ EKİMİ

Şeker hastalarına ramazan önerileri S/4’te Kıl dönmesi ameliyatı olanlar dikkat S/8’de

Page 2: Lokman Hekim Gazetesi - Sayı:17 (Ağustos 2012)

LOKMANHEKİM

www.lokmanhekim.com.tr // 444 99 11

444 99 11 // LOKMANHEKİM 32 // 444 99 11

Lokman Hekim Hastaneleri Kadın Hasta-lıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Aylin Totan,

ilk kez anne ve baba olmanın sevincini yaşayan çiftlerin bebek bakımında ne yapmaları gerek-tiği konusunda tavsiyelerde bulundu. Doktor Totan, bebeği tanımak için zamana ihtiyaç ola-cağını belirterek şu hususlara dikkat çekti:

“Bebeği tanımak için sabır, sakin bir ortam, güç, kuvvet, direnç, saygı, nezaket, sorumluluk, di-siplin, dikkat, gözlem, zaman ve pratiğe ihtiyaç var. Ayrıca, önsezilere kulak vermek gerekiyor.”

Anne ve babaların mutlaka bebekleriyle ko-nuşması gerektiğini belirten Doktor Totan “Ne dediğinizi anlamasalar da, ses tonunuzu ve sıcaklığınızı anlarlar” dedi. Bebeğin bir insan olduğunun ve anne ile babayı anlayıp hissetti-ğinin unutulmaması gerektiğini kaydeden Aylin Totan, “Ona ismiyle hitap etmeye ve monolog değil diyalog kurmaya özen gösterin” tavsiye-sinde bulundu.

Lokman Hekim Etlik Hastanesi’nde de uygu-lanan ve anne adaylarının öncelikli tercihleri

arasında yer almaya başlayan suda doğum yön-temine ilgi artıyor. Anneye herhangi bir ilaç, ağrı kesici veya suni sancı verilmeden gerçekleştirilen yöntem hakkında bilgi veren Lokman Hekim Etlik Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Sebahat Turan, yöntemin bebek için hiçbir riski bulunmadığını belirtti. Turan, “Suda doğum yön-temi sayesinde rahime giden kan akımı ve oksijen arttığı için doğum olabildiğinden daha kolay ger-çekleşiyor” dedi.

Doktor Turan, suda doğum yöntemi hakkında şu bil-gileri verdi:“Suda doğum, sıcaklığı 35-37 derecede olan bir ha-vuzda gerçekleşen alternatif bir doğum yöntemidir. Doğum sırasında sıcak suyun gevşetici etkisinden yararlanılır. Sıcak su, doğal sancılanma sürecini baş-latmaya yardımcı olur. Doğum büyük ölçüde anne tarafından gerçekleştirilir ve anneye herhangi bir ilaç, ağrı kesici veya suni sancı verilmez. Doğal do-ğum tüm gebelerde uygulanabilirken suda doğum her gebe için uygun bir doğum yöntemi olmayabilir. İlk kez anne olacaklara ve riskli gebelik gruplarına önermemekteyiz.”

Sağlık Bakanlığı tarafından verilen “Bebek Dos-tu Hastane” unvanı ile hizmet veren Lokman

Hekim Hastaneleri, Yenidoğan Yoğun Bakım Ünite-leri ile de bulunduğu bölgelerde referans merkezle-rinden biri haline geldi.

Lokman Hekim Hastaneleri Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitelerinde prematüre doğumdan solunum güçlü-ğü rahatsızlığına, yenidoğan sarılığı şikâyetinden en-feksiyona bağlı problemlere, cerrahi müdahale ge-rektiren durumlardan yenidoğan dönemine ait diğer tüm sorunları bulunan bebeklere bakılıyor.

Hekim kadrosu, eğitim hemşireleri, teknik donanımı ile 24 saat hizmet veren ünitemizde, tüm sağlık so-runu olan bebeklere yardım eli uzatılıyor.

Ekim zamanı; bereket yolunun başlangıcı, umudun, öz-lemin, hasretin toprakla, suyla, ins ve cinsle, nebatat ve

hayvanatla buluştuğu, çürüyüp yeniden neşv-ü nema bulmak üzere filizlendiği gizemli, münakkaş bir vakıadır. Umudu, özlemi, bereketi heyecanla, coşkuyla toprağa göm-mek ve filizi sabırla beklemek, hasadı merakla gözlemek tarifi zor, yaşanılmakla tanımlanabilecek bir güzelliktir insan yüre-ğinde, terinde, emeğinde… “Ne ekersek; biçtiğimiz olacaktır…” Elbette ki ektiğimizi genel-likle misliyle bazen on, bazen on beş alırız, börtü böceğin na-sibi de çabası… “Küp; içindekini sızdırır”; elbette ki iyilik iyiliği, kötülük kötülüğü çoğaltır. “Olsayla bulsayı ekmişler, yok ile hiç bitmiş”; tuz ekip, hasadı beklemek nedenli beyhudeyse, olsayla bulsayı ekme girişimle-ri bir o kadar ahmaklıktır. “Keşkeler koleksiyonu; antikacıda geçmez”; ekim yetmez, bak-mak, büyütmek, yetiştirmek, yaymak gerek ki adab-ı muaşeret dairesinde fiili duayı aynel yakin gerçekleştirdikçe umuda, öz-leme, hasrete, hasada adım adım yaklaşmış olalım… “Nesli belki kaybettik; ancak torunlar bizimdir “; asır başın-da kaybettiklerimizin acısı, ızdırabı, yoksunluğu, yitik ve yetim bir neslin ezik torunları olarak; çok çalışıp az tükettik, israftan kaçınıp birikime yöneldik, yaşadıklarımızı çocuklarımıza yaşat-mamaya and içtik ve çocuklarımızın biraz özgün, postmodern, renksiz yetişmesine seyirci kaldık amma gördük ki çare değil biçare bir nesil filizlenmiş, kök salmış… İfrat ve tefrit her daim kayıp ekimlerdir. Orta yolu seçmek, sırat-ı müstakim de ekim yapmak her zaman kazandırır. Torunlarımız için seferber ol-malıyız hemen şimdi ekime başlamalıyız…Bir ramazan ayını daha idrak etmenin leziz hazzı içindeyiz. Şimdi ekim zamanı; önce nefsimizi eğitmek için ekmeliyiz iyiliği, güzelliği, doğruluğu, dürüstlüğü, paylaşmayı, yardım-laşmayı, halden anlamayı… Bakıp büyütmeliyiz, yaymalıyız, sindirmeliyiz ki özümüz neyse sözümüz o olsun… İçimizde ki güzellik dışımıza sızsın, dalga dalga, hale hale yayılsın, aynel yakin, lisan-ı hal ile emsal olsun, misal olsun… Ekmeliyiz; tüm nebatat ve hayvanatın, cin ve insin, canlı ve cansızın çeşitlerince şükrü, teşekkürü barışı, sevgiyi, huzuru, sağlığı, sanatı, paylaşmayı, açlığı, tokluğu velhasıl yaşanabilmiş veya yaşanamamış tüm güzel duyguları... Ekmek yetmez sabırla ve inatla filizlenmesi, kök salıp çınarlaş-ması için emek vermeliyiz, zaman harcamalıyız, yaşam tarzı haline dönüştürmeliyiz güzellikleri… Cennet ayaklarımızın altına serilmişken, cehenneme ulaştır-mak için elden geleni yaptıran şeytanı ektiğimiz güller den oluşan çitler engeller… “Cennet ucuz değil, cehennem lüzumsuz değil”, ektiğimizi biç-tiğimiz mutlak olduğuna göre cennetin tohumlarını saçalım tüm gücümüzle, kudretimizle, cesaretimizle… Ramazanınız bayram olsun, sağlıcakla kalınız.

Yeni anne ve babalara tavsiyeler:BEBEĞİNİZLE KONUŞUN

Suda Doğumaİlgi Artıyor

Dr. Sebahat TURAN

Kadın Hastalıkları veDoğum Uzmanı

Sağlıklı bebekgüvenli gelecek

Havaların ısınmasıyla birlikte bin-lerce insan serinlemek için ha-

vuzlara akın ediyor. Ancak klorlama yapılmış dahi olsa havuz kaynaklı mik-roorganizmalar bazı enfeksiyon hasta-lıklarına yol açabiliyor. Lokman Hekim Etlik Hastanesi Mikrobiyoloji Uzmanı

Dr. Safiye Göçer, kirli havuz sularının göz, kulak, sindirim ve solunum gibi çeşitli hastalıklara neden olabileceği uyarısında bulundu. Yaz aylarında ha-vuz ve deniz kaynaklı bazı enfeksiyon-ların daha sık görüldüğünü kaydeden Göçer, havuz suyunu temizlemek için kullanılan klorun özellikle çocuklarda gözlerde tahriş, kızarma ve yanma şeklinde şikayetlere neden olabildiğini ifade ederek, enfeksiyon gelişmesini kolaylaştırdığı için lensle havuza giril-memesi uyarısında bulundu. En temiz havuzlarda bile enfeksiyon riski bulun-duğunu söyleyen Dr. Göçer, kulakları bu risklerden korumak için vazelinli veya gliserinle yağlanmış pamuk tı-kaçlar kullanılmasını önerdi.

Havuzlar sağlığıtehdit ediyor...

Hava sıcaklarının art-ması sıcak çarpmalarını

da beraberinde getirmeye başladı. Sıcak çarpmaları

önlem alınmaz ve zamanında müdahale edilmezse ölümlere

sebep olan ciddi sorunlara yol açabilir.Lokman Hekim Hastaneleri Da-hiliye Uzmanı Dr. İlhami Gültepe, aşarı sıcaklardan korunmanın ba-sit önlemleri olduğunu belirtirken, sıcak çarpmalarının işaretlerini bilmenin de hayati önem taşıdığını kaydetti. “Vücut sıcağa karşı ilk tepkisini terleme şeklinde gösterir. Ardından kas ağrıları başlar” di-yen Gültepe, bu durumda serin bir or-tama geçilerek dinlenilmesi ve yeterli

miktarda soğuk içecek tüketilmesi tavsiyesinde bulundu. Gültepe,

tedbir alınmadığı takdirde adale krampları, güçsüzlük, yorgun-

luk, baş dönmesi ve kus-manın başlayabilece-

ğine dikkat çekti. G ü l t e p e

sıcak çarpmasıyla ilgili şu bilgileri verdi: “Önceleri çok terleyen kişi terlememeye başlar. Ardın-dan sinirlilik, davranış bozuk-luğu ve sonrasında bilinç kaybı oluşur. Deri soluk ve sıcaktır. Bu belirtilerin en önemli sebebi sıvı kaybeder. Yeterince sıvı olma-dığından vücut ısısını atmak için terlemez dolayısı ile vücut ısısı giderek artar. Organlar ve dokular

zarar görmeye başlar. Kalıcı beyin hasarı ve ölümle sonuçlanabilir. Sıcak çarpmasının belirtileri ortaya çıkmış ise derhal serin yere alınmalı, elbiseleri çıkarılmalı, sırt üstü yere yatırılıp ayakları 30 cm yukarı kaldırılmalı derhal serum takviyesi ile kaybettiği sıvı yerine konulmalıdır. Bu imkân yoksa 1 litre suya 1 çay kaşığı tuz ve 1 çay kaşığı karbo-nat karıştırılarak içirilmelidir. Ayrıca kollarına ve boynun arka tarafına buz ko-nulmalıdır.”

SICAK HAVALARSAĞLIĞINIZI

TEHDİT ETMESİN

Dr. Safiye GÖÇER

Dr. İlhami GÜLTEPE

Dr. Kemal KARTALMikrobiyoloji Uzmanı

Dahiliye Uzmanı

Lokman Hekim Sincan HastanesiBaşhekim Yardımcısı

Ekim zamanı

Dr. Aylin TOTAN

Kadın Hastalıkları veDoğum Uzmanı

Page 3: Lokman Hekim Gazetesi - Sayı:17 (Ağustos 2012)

www.lokmanhekim.com.tr // 444 99 11

Uzun süren açlığın sonucunda vücut su ve mineral kaybeder. Su ve mineralleri

geri kazanmak için iftar ve sahurda mutlaka meyve ve sebze yenmeli. Uzun süreli açlık sonunda mideyi yormamak için hafif ve az yağlı yiyeceklerin tercih edilmesi gerektiğini belirten uzmanlar, asitli ve şekerli besinler-den de uzak durulması gerektiğini belirtti. Şekerli gıdalar yerine meyve, asitli içecekler yerine de bir bardak yarım limonlu maden suyunun içilmesi daha doğru olacaktır.

Hava sıcaklığı ve açlık vücudun su ve tuz dengesini bozarak metabolizmayı yavaşlatı-yor. Uzun süreli açlık kan şekerinin düşmesi-ne neden olurken bu durumun hamile, kalp ve şeker hastalarını olumsuz yönde etkiledi-ği belirtiliyor. Risk grubunda olmayan kişile-rin yemekleri mutlaka yavaş ve dinlenerek yemeleri gerektiği belirtiliyor.

İbadetin en güzel biçimi olarak adlandırılan ve bir sene boyunca beklenen 11 ayın sultanı Ramazan

kapımızı çaldı. Peki ama sıcak Ramazan günlerinde kalp hastaları oruç tutabilirler mi? Yaz aylarının sıcak ve uzun günleri gerekçesiyle oruç tu-tacak olan kalp hastalarının kesinlikle dikkat etmesi ge-reken belli başlı unsurlar bulunmakta. Kalp hastalarının kısıtlı zaman içerisinde sıkıştırılan süreç içerisinde fazla miktarda ağır yiyecekler tüketmekten kaçınması gere-kirken, aşırı sıvı kaybına bağlı olan tansiyon düşüklükle-rini de sahur vaktinde bolca su tüketerek engellemeli. Kardiyolog hekiminize danışarak kontrol altında oruç tutmanız gerekirken, sıcak ve güneşten kaçınmalı, ilaçlarınızı aksatmamalı, yeterli sıvı almak ve aşırı eg-zersizden sakınmak koşuluyla oruç tutulmalıdır. Kritik durumdaki kalp hastalarının kesinlikle oruç tutmaması gereklidir.

Özel Lokman Hekim Sincan Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Ali Tüzün,

oruç tutmanın alternatif bir zayıflama di-yeti olarak görülmemesi gerektiğini belirt-ti. Ramazan’ın gelmesiyle oruç tutan bazı insanlarda, orucun diyet yerine geçtiği gibi yanlış bir kanaatin bulunduğunu belirten Dr. Ali Tüzün, oruç tutmanın diyet yerine geç-meyeceğini ve sadece zayıflamak için oruç tutulamayacağını söyledi.

İftar’da hızlı yemek kalp krizine yol açıyor

İftar’da mutlaka meyve ve sebze yiyin

Manevi doygunluktan maddi doygunluğa

Kalp hastaları nasıl oruç tutmalı

Oruç diyet değildir

Lokman Hekim Hastaneleri Dahiliye Uzma-nı Dr. Sertuğ Akkorlu, sayıları üç milyonu

bulan şeker hastalarının yanıtını merak ettiği “oruç tutabilir miyim” sorusuna açıklık getirdi. Şeker hastalığının hastadan hastaya değişen özellikleri bulunduğunu kaydeden Akkorlu, bu nedenle oruç tutma konusunda hastanın ve has-talığının seyrine göre özel kararlar verilmesi ge-rektiğini belirtti. Akkorlu, insüline bağımlı olup, her gün insülin alan kişilerin ve sık beslenmek durumunda kalan şeker hastalarının oruç tutmasının önerileme-yeceğini kaydetti. Kan şekeri sadece diyet ve eg-zersizle düzenlenmiş olan veya açlık halinde bile aşırı kan şekeri düşüklüğü beklenmeyen hasta-lar bulunduğunu belirten Akkorlu, bu durumda hekimler tarafından diyet ve tedavi düzenlen-mesi yapılarak şeker hastalarının oruç tutabile-ceğini dile getirdi. Akkorlu, oruç tutmak isteyen hastalara mutlaka hekim kontrolünden geçme-leri önerisinde bulunurken, “Diyetisyen de dahil olmak üzere hekim değerlendirmesi ve tavsiyesi olmadan bir karar almayın” uyarısında bulundu.

Aşırı kan şekeri düşüklüğüne giren

hastalar Kan şekerleri iyi ayarlanmamış has-

talar Diyabet koması yaşamış olan hasta-

lar Tip 1 Diyabeti olan hastalar

Hastalıklarının kontrolünü bozan

akut hastalık yaşayan hastalar

Kronik böbrek yetersizliği olan ve/

veya Diyaliz tedavisi gören hastalar

Hamile diyabet hastaları

Yalnız yaşayan diyabet hastaları

Yaşlı diyabet hastaları

Bilinç durumunu etkileyen ilaçlar

kullanan hastalar.

Oruç tutmaması önerilen

hasta grupları:

Şeker hastalarına Ramazan önerileri

Lokman Hekim Etlik Hastanesi Diyetisyeni Betül Öztürk, Ramazan ayı ile ilgili annelere doğrudan

etkileyen önemli bilgiler verdi. Öztürk, emziren bir an-nenin günde 2,5-3 litre sıvı tüketmesi gerektiğini belir-terek, “Ramazan döneminde oruçlu sürenin uzun olma-sı sıvı tüketimini sorunlu hale getirebilir” dedi. Öztürk, annenin oruç tutmaya karar vermesi durumunda ise iftarla sahur arasındaki süreçte sıvı ihtiyacını mümkün olduğunca tamamlamaya çalışması gerektiğini kaydet-ti. Oruç tutan anneler dikkat!Diyetisyen Betül Öztürk, oruç tutan annelere şu öneri-lerde bulundu:* Mutlaka sahura kalkmalısınız. Sahurda, bol su, süt, ay-ran, ıhlamur gibi içecekler tercih edin. Ayrıca protein, sebze-meyve ve ekmek grubu besinler de tüketilmeli-dir. * İftar öğününü iki bölüme ayırın. İftarı hafif yapıp 20 dakika sonra ana öğünü tüketin. * Yatmadan iki saat önce sütlü tatlı, sade dondurma, taze meyve ile ufak bir ara öğün yapın. * Gün içerisinde kendinizi fazla yormamaya dikkat edin. * Kızartma, kavurma gibi ağır yiyeceklerden uzak du-run.

Emziren annelere Ramazan tavsiyesi

Betül ÖZTÜRKDiyetisyen

Ramazan’ın sıcak yaz günlerine denk gelmesi uzun süreli açlık ile beraber düşen kan şekeri

ve protein miktarı çoğu insanı olumsuz yönde et-kiliyor. Bu sebeplerden dolayı uzmanlar, oruç ibadeti-ni yapan kişilerin mutlaka beslenmelerine dikkat etmeleri gerektiğini belirtiyor. Oruç tutan kişiler iftar yemeğinden sonra, kan şekeri düşer ve ken-dini yorgun hisseder. Yorgunluğun ve kan şekerinin düşmesinin nedenini, uzmanlar hızlı besin tüketi-minden kaynaklandığını belirtiyor. Hızlı ve yoğun bir şekilde yenen iftar yemekleri, kalbin yorulma-sına neden oluyor ve kalp krizi riskini tetikliyor. Bu yorgunluğu azaltmak için iftar ile sahur arasında sık sık besin tüketilmesi gerekiyor. Susuzluğun önüne geçilebilmek için mutlaka iftarda sulu ye-mek yenmeli ve bol miktarda sıvı alınması gere-kiyor. Sahurda üç bardak ve iftar sonrası her saat başı olmak üzere toplamda on bardak su içilmesi gerektiği belirtiliyor. Kan şekerin düşmesine engel olacak, süt peynir, yumurta, domates ve salatalık tüketilmesi gerekmektedir. Ayrıca iftarda yiyeceği-niz yemeklerin çok soğuk ya da çok sıcak olmama-sına özen gösterin.

Lokman Hekim Sincan Hastanesi Diyetisyeni Küb-ra Işgın, onbir ayın sultanı Ramazan’da manevi doygunluğun yanında, maddi doygunluğun da gündeme geldiğini belirtti. Diyetisyen Işgın, “Diğer zamanlarda olduğu gibi sağlıklı, yeterli, dengeli ve çeşitli beslenmeye özen göstermek, bu dönemde hem aç kalmamak hem de alınacak kiloların ön-lenmesi açısından son derece önemlidir” dedi.

KİLO VERMEK YERİNE KİLO ALINABİLİR!Beslenme düzeninin tamamen değiştiği Ramazan’da tüketilen besinlerin sadece iftar ve sahur gibi iki öğüne sıkıştırılmaması tavsiyesinde bulunan Işgın, “Özellikle tatlı, hamur işleri ya da kızartılmış yiyeceklerin tüketimi ciddi oranda artış göstermektedir” dedi. Işgın, şu uyarılarda bulundu:“Ramazan ayını zayıflamak için fırsat olarak gör-mek ve yalnızca iftarda bir şeyler tüketerek sahura kalkılmadığında kilo vermek yerine kilo bile alına-bilir. Vücut yeterince besin alınamadığı durumlar-da az ile yetinmeye başlamakta, biraz olsun fazla yenildiği takdirde ise depolama yoluna başvur-makta ve yağ depolamaktadır.” SAHUR ÇOK ÖNEMLİSahura kalkmanın sağlık açısından oldukça önem-li olduğunu vurgulayan Diyetisyen Işgın, “Sahura

kalkılmadığı takdirde açlık süresi ortalama 19 - 20 saate çıkmaktadır. Bu durumda kan şekeri günün daha erken saatlerinde düşmekte ve kişinin veri-minin ve tahammülünün azalmasına yol açmakta-dır. Bu yüzden mutlaka sahura kalkılmalı ve ağır yemekler yerine; süt, yumurta, peynir, zeytin, es-mer ekmek gibi alternatiflerden oluşan kahvaltı tercih edilmelidir.” İFTAR YEMEĞİNDE ARA VERİN“Uzun bir açlık sonrası, iftara mümkünse, çok sıcak veya soğuk olmayan 1 kase çorba ile başlayarak 15 dakika kadar yemeğe ara verilmeli, ardından ana yemeklere devam edilmelidir” diyen Işgın, sin-dirimi kolay yiyecekler tavsiye etti. Işgın, lokma, tulumba, baklava gibi ağır tatlılar yerine ise güllaç, sütlaç, puding, komposto, limonata, hoşaf, kabak tatlısı gibi sütlü, meyveli tatlılar veya meyve sala-taları tercih edilmesi gerektiğini belirtti.

Kübra IŞGINDiyetisyen

Dr. Sertuğ AKKORLUDahiliye Uzmanı

Page 4: Lokman Hekim Gazetesi - Sayı:17 (Ağustos 2012)

LOKMANHEKİM LOKMANHEKİM

www.lokmanhekim.com.tr // 444 99 11

76 // 444 99 11444 99 11 //

Ramazan ayının gelmesi ile sahura kalkan birçok kişinin uyku düzeninde bozukluklar

olduğunu belirten Lokman Hekim Hastaneleri Uyku Laboratuvarı Uzmanı Dr. Mansur Sezgi-ner, sahur yemeğinden hemen sonra yatılma-ması gerektiği söyledi.

Sahura kalkan kişilerin uyku düzeninin bozul-

duğunu ve uykuya hemen dalamadıkları için-de uyku saatlerinin azaldığını belirten Mansur Sezginer, “Uyku bozukluğu bir çok soruna ne-den oluyor. Cinsel yaşamdan düşünme bozuk-luklarına kadar bir çok sorunu beraberinde getiren uyku bozukluğu, yanlış uyuma pozis-yonlarından da kaynaklanıyor. Düzensiz uyku, sinir sistemine etki ederek kişilerin daha çabuk sinirlenmesine neden oluyor.”

Sahur yemeklerinden sonra hemen yatılma-ması gerektiğini ifade eden Sezginer, bu du-rumun kalp krizine ve solunum yolu bozukluk-larına neden olabileceğini belirtirken horlama probleminin de ortaya çıkabileceğini söyledi.

Sahurdan hemen sonra yatmayın

Tek çare saç ekimi

Ağız kokusu toplumda sıkça görülen ve insan-ların sosyo-psikolojik durumunu ciddi ölçüde

etkileyen bir rahatsızlıktır. Altında pek çok sebep yatmakla beraber şeker hastalığı, sinüs ve akciğer kaynaklı enfeksiyonlar, böbrek ve karaciğer yet-mezlikleri, diş ve dişeti rahatsızlıkları, açlık başlıca etkenlerdir. Özellikle ramazan ayında pek çok kişi açlık ve susuzluğa bağlı olarak ağız ve nefes ko-kusu, ağızda kötü tat sıkıntısı çekmektedir. Bunun sebebi açlığa bağlı vücutta oluşan biyokimyasal tepkimelerin yan ürünleri, iyi temizlenemeyen diş ve ağız yüzeylerinde biriken bakteriler, susuzluğa bağlı ağız kuruluğudur. Normal tükürük salgısı ağız ve diş dokusunu hem yıkama görevi görür hem de koruyucu rol oynar. Azalması ile beraber bireylerde ağız enfeksiyonuna yatkınlık ve koku ortaya çıkar. Dolayısıyla oruç dışı saatlerde bol miktarda su ve sıvı tüketilmelidir. Ramazanda artan şeker tüketimi sebebiyle daha çok ağız içinde bakteri ürer. İşte bu nedenlerden dolayı ağız bakımına ekstra dikkat edi-lerek dişlerin yanı sıra dilin sırtı ve arkası, yanağın iç yüzeyleri temizlenmeli, fırçanın yanında diş ipi ve ara yüz fırçaları ile temizlik desteklenmelidir. Tüm bunlara ek olarak anti septik solüsyonlar da önerilir.

Ramazan’da ağız kokusu yaşamamanın ipuçları

Lokman Hekim Sincan Hastanesi Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Mert Demirel, “Şu

anda bilimsel olarak dökülmüş ve kıl kökü ölmüş bir saçı tekrar ortaya çıkarıcı bir yöntem yoktur. Tek çare saç ekimidir” dedi. Saç ekiminde tanım-lanmış bir çok yöntem mevcut olsa da şu anda en çok kullanılan ve tercih edilen yöntemin “FUE” olduğunu ifade eden Dr. Demirel, bu işlem hak-kında bilgi verdi. Demirel, “Saç tellerinin ense bölgesinden tek tek alınıp, dökük bölgeye tekrar ekilmesi işlemidir. Alınan bölgede belirgin bir iz bırakmadığından doğal sonuçlar vermektedir” diye konuştu.

Erkeklerin en büyük derdiGenetik özelliklerin erkeklerde saç dökülmesine neden olduğunu vurgulayan Demirel, şunlarısöyledi:

“Bazı insanların saçı dökülmezken, bazılarının ki dökülür. Testosteron hormonu, vücutta ‘dihid-rotestosteron’ adlı başka bir hormona dönüşür. Bu hormon da saç bölgemizdeki kıl foliküllerinde önce zayıflama daha sonra da dökülmeye yol açar. Genetik olarak bazı kişiler bu hormo-na duyarlı bazıları ise dirençlidir. İşte saçı dökülmeyen ve dökülen insan arasındaki temel farkta budur. Ne yazık ki dökülen saç folikülleri-nin tekrar oluşma şansı yoktur. Belki de yüz yıldır bu problem nedeniyle türlü türlü kimyasal veya gıda maddeleri çare ola-rak sunulmuştur. Davranış biçimleri, gıdalar, sabunlar, bitkiler, serum ampulleri, şampuanlar, ilaçlar denen-miş ve denenmeye devam etmektedir. Şu anda bilim-sel olarak dökülmüş ve kıl kökü ölmüş bir saçı tekrar ortaya çıkarıcı bir yöntem yoktur.”

Fazla çay içen erkeklerde pros-tat kanseri riskinin artabilece-

ği belirtildi. 21-75 yaş arasındaki 6 binden fazla erkek üzerinde yapılan bir araştırma çarpıcı sonuçlar or-taya koydu. Bilim adamları öncülü-ğündeki araştırmada katılımcılar-dan 37 yıl boyunca çay, kahve, alkol ve sigara alışkanlıklarıyla ilgili anketi doldurmalarını istedi. Ankette de-ğerlendirmeye tabi tutulanlar dö-nem dönem de kanser testine tabi tutuldu. Uzun süren araştırmalar sonucunda, günde 7 fincandan fazla çay içen erkeklerde prostat kanseri riskinin yüzde 50 arttığını görüldü.

Dr. Mert DEMiRELPlastik Cerrahi Uzmanı

Dr. Mansur SEZGİNERUyku Laboratuvarı Uzmanı

Kekeleme, en yaygın ve belirgin konuşma bozukluğudur. Birçok ye-

tişkin gibi her çocuk birkaç kere ke-keler. Kekeleme, kararsız ve sarsıntılı konuşmanın yani sıra heceleri açık söyleyememe ya da birleştirememe olarak tanımlanır. Uzmanlar, keke-lemenin nedenleri hakkında kesin bir şey söylemezken kekeleme-nin, kadınlara oranla erkeklerde daha yaygın olduğu; ayrıca ge-

netik ve duygusal sorunların birleşmesi sonucu ortaya

çıktığını belirtiyor.Küçük çocuklar için

kekeleme,

ne söyleyeceğini ve nasıl söyleye-ceğini düşünürken konuşmadaki yerini koruma mekanizması olabilir. Çocuk, konuşmasında rahatsız olup endişelenmeye başladığında, ke-keleme belirgin hale geldiğinde ve çocuk, bir sözcüğü uzun süre söy-leyemediğinde, boyunda gerilim ya da göz kırpma gibi fiziksel işaretler söz konusu olduğun-da bir doktora başvurmak gerekir.Ebeveynlerin desteğiyle işbirliği önemlidir.

Çocuklarneden kekeler Fazla çay

erkeğezarar

Ramazan ayında oruç tutup, orucunu da si-gara ile açanlar ‘ölümcül tehlikeye davetiye çıkarıyor. Sigara ile oruç açmak, nikotine “da-marlarımı daralt” komutu vermek anlamına geliyor. Bu maddeler kalp damarlarını sıkış-tırıp büzüştürerek kalp krizini tetiklediği gibi beyin damarlarında da ciddi hasara yol açıyor.

Sigara ile oruç açanlar dikkat

L o k m a n Hekim Hasta-

neleri KBB ve Uyku Laboratuvarı Uzmanı

Dr. Mansur Sezginer, ak-tif ve yoğun çalışanların,

uykusuzluk çekmemek için Ramazan’da uyku saatini bir

saat öne almaları gerektiğini söyledi. Sezginer, “Uyku saati-ni öne alamayanlar imkânları varsa Ramazan’da öğlen bir saat şekerleme yapmalılar. Öğleyin yapılan yarım saat uyku gecenin bir buçuk

saatine bedel kaliteli bir uykudur” dedi. Sezgi-

ner, Ramazan’da uyku düzeni ile

ilgili şu

b i l g i -leri verdi:“Uyku problemi yaşamamak ve baş ağrısı tetiklenmemesi için uyku hijyeni yapmak gerekiyor. Düzenli uyumak, gece uykusunu biraz erke-ne almak, sahura kalktıktan sonra uyuduğumuzda sabah hep aynı saatte kalkmak; yani uykuyu uzatmamak la-zım. Oruç tutacak migrenli hastalar mutlaka sahur yapmalı. Uyuyup sahura kalkılmalı ve uzun süre tok tutacak yiyecek-ler tüketilmelidir.”

Page 5: Lokman Hekim Gazetesi - Sayı:17 (Ağustos 2012)

LOKMANHEKİM

www.lokmanhekim.com.tr // 444 99 11www.lokmanhekim.com.tr // 444 99 11

// 444 99 11LOKMANHEKİM 98 444 99 11 //

Bebeklerdediş bakımı

Lokman Hekim Etlik Hastanesi Başhekimi Necmettin Din:

10 yıl öncesine dönüp, ardından da bugüne baktığımız-

da sağlık hizmeti sektöründe nasıl yol kat ettiğimizi herkes rahatlıkla görecektir. Halkı-

mızın güveni, çalı-şanımızın özverisi

ile büyüyen şirketi-miz bugün borsada

işlem gören iki özel sağlık kuru-luşundan biridir. Halkımızın “sağ-

lık” dendiğinde ilk aklına gelen isim olmayı istiyoruz

Önceliğimiz İnsan ve Sağlığı

Çocuğunuzufanusta büyütmeyin

Lokman Hekim Hastaneleri Diş Hekimi Ayşe Dinlemez, süt dişi çürüklerinin oluşu-

munun engellenmesi için pratik bilgiler verdi. Dinlemez, bebeklerin emzirildikten sonra diş eti ve dişlerinin gazlı bezle silinmesi durumun-da erken dönem süt dişi çürüklerinin oluşumu-nun engellenebileceğini söyledi. Dinlemez, “Süt dişlerinin çıkmaya başlaması ile ağız içi bakımı-na da dikkat edilmeye başlanılmalıdır” uyarısın-da bulundu.

Bebeklerde ilk dişlerin genellikle 6-10 aylık-ken çıkmaya başladığını hatırlatan Dinlemez, “Süt dişleri; çiğneme, konuşma, çene gelişimi ve çocuğun kendine güveni için çok önemlidir. Ön ve arka grup dişlerinde oluşabilecek beyaz, kahverengi ve siyah lekeler kontrol edilmelidir. Bu lekeler çürük belirtileri olabilir. Çocuğun ilk daimi büyük azı dişlerine fissür örtücü uy-gulamaları dişlerin çürüğe karşı korunmaları açısından çok önemlidir. Diş çürüğünü engelle-mek için florürlü diş macunu ile diş fırçalamak ve florür uygulanması en etkili yöntemlerdir. Parmak emmek ve uzun süre emzik kullanmak çene gelişimi ve dişlerde sorunlara yol açabilir. Sağlıklı beslenmenin ağız sağlığı ile direkt etkisi vardır. Çocuklara sağlıklı beslenme, şekerli içe-cek ve gıdaların alınma sıklığının azaltılmasının önemi anlatılmalıdır” dedi.

Lokman Hekim Hastaneleri Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Kemal Yandakçı, kıl dönme-

si hastalığı nedeniyle ameliyat olanlara önemli uyarılarda bulundu. Yandakçı, hastalığın nükset-memesi için yapılması ve yapılmaması gereken-leri anlattı. Kemal Yandakçı şunları söyledi:

Kıl dönmesi (pilonidal kist), kuyruk sokumundaki deri enfeksiyonları için kullanılan genel bir te-rimdir. Genelde kuyruk sokumunda ağrı ve akıntı olur. Erkeklerde ve genç yetişkinlerde (30 yaşa kadar ) sık görülür. Çoğunlukla kuyruk sokumun-da olmakla beraber bu durum ender olarak gö-bek, koltuk altı veya kasık bölgesinde de görüle-bilir.

Genelde obezite, iltihaplanan bölgenin kıllı olma-sı ve hareketsiz bir hayat tarzı ile beraber ortaya çıkar. İlk olarak 1847 yılında Abraham Wendell Anderson tarafından tanımlanmıştır. Erkeklerde

kadınlara göre 3 misli fazladır. Ortalama görül-me yaşı erkeklerde 21, kadınlarda 19 yaştır.

Kıllar, pilonoidal sinüs hastalığında hem birincil, hem ikincil bir rol oynar. Kıllar deriyi deler ve bakterileri yağ dokusuna ulaştırır. Hem hasta-lığın olduğu bölgedeki kıllar, hem dökülen kıllar önemlidir. Ayrıca kalça çukuru derin olan kişi-lerde kılın deriyi delmesi daha kolaydır ve yara yeterince oksijenlenemediğinden yara iyileşmesi ve nüksler daha fazla olur. Tüm bu nedenlerle kıl dönmesi operasyonu geçiren kişilerin şunlara dikkat etmesi önemlidir:

1. Her gün duş alınması önemlidir. Dren yoksa ameliyat sonrası 2. gününden itibaren duş alına-bilir.2. Uzun süre oturulmaması, saat başı oturmaya ara verilmesi gerekir. 3. Bu bölgedeki kılların jiletle ya da ağda gibi ke-sici veya tahriş edici yöntemlerle değil, kıl dökü-cü krem veya lazer epilasyon gibi tahriş etmeyen yöntemlerle uzaklaştırılması büyük yarar sağlar. 4. Yaranın oksijenlenebilmesi için dar ve sıkı elbi-se giyilmemesi gerekir.

Lokman Hekim Etlik Hastanesi Başhekimi Dr. Necmettin Din, sağ-

lık hizmeti sunumunda kalite ve güveni ilke olarak benimsediklerini belirtirken, “Hastanemiz, kuruluş felsefesini insan ve insan sağlığına verdiği öneme dayan-dırmaktadır” dedi. Lokman Hekim’in 10 yıldan fazla sağlık sektöründe deneyimi olduğunu hatırlatan Başhekim Din, has-taları misafir olarak gördüklerini vurgu-ladı. İşte Lokman Hekim Etlik Hastanesi Başhekimi Dr. Necmettin Din’in soruları-mıza verdiği yanıtlar: - Lokman Hekim Etlik Hastanesi 10 yıllık bir deneyim ile sağlık hizmeti sunuyor. Etlik Hastanesi hakkında kısa bir bilgi verebilir misiniz? Lokman Hekim Etlik Hastanesi, 2002’nin Mayıs ayında hizmet vermeye başladı. Sağlık hizmeti sunumunda kalite ve gü-veni ilke olarak benimseyen Lokman He-kim Etlik Hastanemiz, kuruluş felsefesini insan ve insan sağlığına verdiği öneme dayandırmaktadır. Alanında eğitimli bir idari kadro ve uzman doktorlarıyla hiz-met veren hastanemiz, sorumluluğunun bilinciyle mükemmeli sunmayı hedef-lemektedir. Sektördeki teknolojik geliş-meleri yakından takip eden hastanemiz, tanı ve tedavide teknolojinin ulaştığı en üst düzeyde hizmet vermektedir. İle-ri teknoloji ürünü cihazlarla donatılan görüntüleme üniteleri ve laboratuvar-larıyla hastanemiz, hastalarına güvenli bir ortamda tedavi olmanın rahatlığını yaşatmaktadır. 2900 metrekare kapalı alana sahip olan hastanemiz, 5 katlı bi-nasında hizmet vermektedir. 37 yatak kapasitesine sahip hastanemizin 2 ame-liyathanesi bulunmaktadır. “HASTALARIMIZ BİZİM MİSAFİRİ-MİZ” - 10 yılı aşan bu süre zarfında hasta-necilik alanında kurumun ve çalışan-

ların edindiği deneyim ve tecrübeler nelerdir? Etlik Hastanemiz kuruluşunun 10. yılını kutluyor. Ancak bizim sağlık sektöründe-ki deneyimimiz 15 yıla dayanıyor. Gönül birliği yapmış birkaç can dostu doktor arkadaşlarımla “biz iyi hekimleriz, ne-den bu iyiliğimizi insanlarla daha iyi ze-minlerde paylaşmıyoruz” düşüncesiyle 15 yıl önce harekete geçtik. Poliklinik olarak başlayan hizmetimiz hastaları-mızın güveni ile 5 yıl aradan sonra Et-lik Hastanesi’nin açılmasına vesile oldu. Sürekli olarak “şifa kapınız” sloganı ve düsturu ile hareket ettik. Etik kurallar ve insanı insan yapan değerleri hep gözümüzün önünde tuttuk. Bu gün bir milyondan fazla kayıtlı hastamız varsa ve Ankara’nın her bölgesinden şifa bul-maya gelen dostlarımız varsa, Ankara dışından azımsanmayacak taleple kar-şılaşıyorsak bunda doktorlarımızın ve tüm çalışanlarımızın kendilerini Lokman Hekim ailesinin bir ferdi olarak, hastala-rımızı da misafirimiz gibi görmelerinden dolayıdır. - Lokman Hekim Hastanelerinin 10 yıllık süre zarfında sağlık hizmeti sek-töründe nasıl bir yer edindiğini düşü-nüyorsunuz? 10 yıl öncesine dönüp, ardından da bu-güne baktığımızda sağlık hizmeti sek-töründe nasıl yol kat ettiğimizi herkes rahatlıkla görecektir. Halkımızın güveni, çalışanımızın özverisi ile büyüyen şirke-timiz bugün borsada işlem gören iki özel sağlık kuruluşundan biridir. Halkımızın “sağlık” dendiğinde ilk aklına gelen isim olmayı istiyoruz. Sizler sağlıklı olun, sağ-lıklı kalın ama biz hastaneciliğimizi ve şifa dağıtmayı Mevla’mızın müsaade et-tiği kadar devam ettireceğiz.

“KALİTEDEN ÖDÜN VERMEDİK” - Etlik Hastanesi ile buradan sağlık hizmeti alan vatandaşlar arasındaki samimiyeti nasıl değerlendiriyorsu-nuz? 10 yıldır Etlik bölgesinde vatandaşlara sağlık hizmeti sunuyoruz. Aradan geçen yıllar içinde binlerce bebeğin ilk ağlama-larına şahitlik ettik. Ailelerin bu mutlu günlerine ev sahipliği yaptık. Binlerce kritik ameliyat gerçekleştirerek insan-lara şifa dağıttık. Vatandaşlarımız en değer verdikleri konu olan sağlıklarını bizlere emanet ettiler. Sağlık hizmeti sunumundaki kalitemizden asla ödün

vermedik. Bu özverimiz halkımız nezdin-de de karşılık buldu. Etlik Hastanesi’nin başarısı Sincan ve Van Hastanelerimizin açılmasına yol açtı. Halkımızın bize olan güveni, bizi ziyadesi ile mutlu etmekle birlikte aynı zamanda omuzlarımıza bü-yük bir de sorumluluk yüklüyor. Görevi-mizi layıkıyla yaparak en kaliteli hizmeti, ekonomik ve ulaşılabilir bir şekilde sun-maya devam edeceğiz. “BORSADAKİ ANKARALI İLK SAĞ-LIK KURULUŞ” - Lokman Hekim Hastanelerini diğer-lerinden farklı kılan özellikler neler-dir?

10 yıl önce bir takım hedefler koyduk kendimize. Bu hedefler arasında “has-tane denilince ilk akla gelen kuruluş ol-mak” hedefi de vardı. Bugün baktığımız-da Lokman Hekim Hastaneleri, gerek fiziki yapısı, gerek altyapısı ve kadrosu ile bu hedefine ulaşmış görünüyor. 1996 yılında Engürüsağ A.Ş.’nin kurulmasıyla sağlık hizmetleri sektörüne ilk adımı-nı atan Lokman Hekim Hastaneleri, 2002’te Etlik’te, 2008’de ise Sincan’da hastaneler açtı. Bunlara bir yenisini ise 2011 yılında Van’da ekledi. Öte yandan, Lokman Hekim Hastanelerinin sahibi olan Lokman Hekim Engürüsağ A.Ş.’yı 2011 yılının başlarında halka arz ederek borsada yer almasını sağladık. Borsada işlem gören Ankara merkezli ilk sağlık kuruluşu olduk. Sincan Hastanemiz ise çatısındaki helikopter pisti ile sağlık hiz-meti sunuyor ve bu alanda fark yaratı-yor.

“MESAFELERİ KISALTTIK” - Lokman Hekim Etlik Hastanesi’ni yurt dışı hastaları da tercih ediyor mu?

Yurt içi hastalarımıza olduğu kadar, yurt dışındaki gurbetçilerimize de sağlık hiz-meti veriyoruz. Lokman Hekim, artık uluslararası alanda bilinirliği artan bir kuruluş marka haline geldi. Mesafeleri kısaltarak Almanya, Hollanda, Fransa, Danimarka, Belçika, Norveç, İsveç, Fin-landiya gibi birçok ülke ile yaptığımız sigorta anlaşmaları sayesinde gurbetçi vatandaşlarımıza da kapılarımızı sonuna kadar açıyoruz. Avrupa ve Türkiye’de ha-tırı sayılır bir noktaya gelen kurumumuz sürekli gelişmiş, donanım olarak kendini daha da yenilemiş ve bu sayede kendini kanıtlamıştır.

Erken yaşta bakterilerle ve pis ortamla tanışmak çocukları sadece alerjilere karşı

değil, kronik akciğer ve bağırsak iltihaplarına karşı da koruyabiliyor. Bilim adamlarının yap-tığı araştırmalar, bakterilerle temasın, sadece erken çocukluk çağında olursa etkisini göster-diğini ortaya koyuyor.

Dr. Kemal YANDAKÇIGenel Cerrahi Uzmanı

Dt. Ayşe DİNLEMEZDiş Hekimi

Kıl dönmesi ameliyatı olanlar

DiKKAT SÖYLEŞiKÖŞESİ

Page 6: Lokman Hekim Gazetesi - Sayı:17 (Ağustos 2012)

LOKMANHEKİM

www.lokmanhekim.com.tr // 444 99 11 www.lokmanhekim.com.tr // 444 99 11

444 99 11 // LOKMANHEKİM 1110 // 444 99 11

Lokman Hekim Van Hastanesi, bölgenin parlayan yıldızı olma-

ya ve yöre halkının “şifa kapısı” ol-maya devam ediyor. Sağlık hizmeti sunumunda stan-dardını her geçen gün artıran Lok-man Hekim Hastaneleri, başarılı tedavi yöntemleriyle de ön plana çıkıyor. Lokman Hekim ailesine son olarak

katılan Van Hastanesi’nde de geçti-ğimiz günlerde bir ilk yaşandı. Lok-man Hekim Van Hastanesi ilk açık kalp ameliyatını başarılı bir operas-yonla tamamladı.Hamza İçgülek isimli 60 yaşında-ki kalp hastası, şiddetli göğüs ağ-rısı ve mide bulantısı şikâyeti ile Lokman Hekim Van Hastanesi’ne başvurdu. Yapılan anjiografisinde

ilerlemiş damar hastalıkları tes-pit edilen hastaya Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Operatör Dok-tor Renda Cırcı tarafından kroner bypass cerrahisi önerildi.Tedavi yöntemini kabul eden has-ta yoğun bakımda takip edilerek ameliyata hazırlandı ve kısa bir süre içerisinde iki kroner damarına bypass yapıldı.

Cırcı ve ekibine teşekkürAmeliyatın ardından hiçbir sağlık so-runu gözlenmeyen Hamza İçgülek, Lokman Hekim Van Hastanesi’ne teşekkür etti. İçgülek, “Başta Renda Cırcı olmak üzere tüm sağlık ekibine teşekkür ediyorum. Başarılı bir ope-rasyon geçirdim. Sağlığıma yeniden kavuşmanın mutluluğunu yaşıyo-rum” dedi.

Lokman Hekim Hastaneleri çalışanları her yıl düzenlenen

piknik organizasyonunda bir ara-ya geldi. Geçtiğimiz yıl içerisinde Lokman Hekim ailesine katılan Van Hastanesi’nde de piknik eğlencesi yaşandı. Pikniğe katılan Lokman He-kim Hastaneleri çalışanları, aileleriyle birlikte gönüllerince eğlenerek stres attı.

Ankara ve Van’daki etkinliklerde mü-zik ziyafetiyle oyunlar oynayan çalı-şanlarımız, aynı zamanda dinlenme ve iş dışında bir arada vakit geçirme imkânı da bulmuş oldu. Piknik orga-nizasyonunda çeşitli oyunlar da oy-nandı. Halat çekme, su taşıma, çuval yarışı, dön dön gol at, sandalye kap-ma gibi çeşitli aktivitelerle şenlenen organizasyona katılanlar keyifli daki-kalar yaşadı. Ankara’daki piknik etkinliğinin gerçek-leştirildiği Kazan ilçesinin Belediye Başkanı Lokman Ertürk de Lokman Hekim ailesini burada ziyaret ederek onurlandırdı. Organizasyonda çekiliş-le personele onlarca hediye dağıtıldı. Lokman Ertürk, ilk hediyeyi kazanan personele aynı zamanda bir de küçük altın armağan etti.

Lokman Hekim Hastaneleri Kardiyoloji Uz-manı Dr. Cemal Özbakır, birçok kişinin tek

başına iken yakalandığı kalp krizi sırasında ya-pılması gerekenler hakkında pratik bilgiler verdi. Cemal Özbakır, kalp krizi öncesinde sancının baş-ladığı andan itibaren devamlı ve şiddetli bir şekil-de öksürülerek kriz sırasında olabilecek problem-lerin azaltılabileceğini söyledi.Doktor Özbakır, göğüs ağrısı, çarpıntı ve baygınlık hissi yaşayan bir kişinin, öksürme ve derin nefes alma yöntemi ile akciğerlere ulaşan oksijen mik-tarını artırması gerektiğini, şiddetli öksürüğün

kalbi sıkıştırarak kan dolaşımının sürmesini sağ-layacağını söyledi. Aniden gelen kalp krizlerine karşı herkesin bilinçli olması gerektiğini söyleyen Özbakır, şu bilgileri verdi:“Kalp krizi geçireceğini anlayan bir kişinin, kalp ağrısının başlamasıyla bilincini yitirmesi arasın-da çok kısa bir süre vardır. Bu nedenle kişinin yanında kimse olmadığı bu süre içerisinde bah-settiğimiz yöntem uygulanabilirse kalp krizine ait problemlerin büyümesi önlenebilir. Kolunuza ve göğsünüze kalp krizine ilişkin sancının girme-sinin hemen ardından en geç 10 saniye içinde devamlı ve şiddetli bir şekilde öksürmek gerekir. Her öksürükten önce derin nefes alınmalı ve ök-sürük sanki balgam çıkarmak istercesine derin ve uzun olmalıdır. Derin nefes alma ve öksürmeye, profesyonel yardım gelene kadar sık sık devam edilmelidir. Bu yöntem uygulanarak kalp krizinin etkisi azaltılabilir.”

SOLDAN SAĞA 1. Artvin’in bir ilçesi – Kamyon, otomobil gibi kara taşıtlarına takılan numara levhası, 2. Kimononun üstüne takılan, biçi-mi ve boyutu cinsiyete, yaşa, mevkiye ve bölgeye göre değişen, bir düğümle birleştirilen geniş ipek kumaş – Araplar’ın Recep ayında kestikleri kurban – Çalışma, meslek, 3. “Dikey” karşıtı – Giysinin omuzla göğüs arasında kalan bölümüne eklenen parça, 4. Hastalıktan kalkma, iyileşme – Nihayet, 5. Masaj – Gümüş balığı, 6. Bir cetvel türü – Saçı olmayan – Cenaze namazına çağrı ezanı, 7. Küçük tekne kaptanı – Cet – Bir nota, 8. Baş, kafa – Bağlamak, buyruk altına girmek, 9. Kibarca olmayan – Vilayet, 10. Voltamper (kısa) – Üstün nitelikli ya da üstün yetenekli – Lityum’un simgesi, 11. “… etmek” (saf dışı etmek, uzaklaştırmak) – Öldürme, yok etme, 12. Gün doğumundan önceki alaca karanlık – Etkisiz – Fakat, lakin

YUKARIDAN AŞAĞIYA 1. Bir işi, bir davranışı yapmama ka-rarı alma – Konuşulan asıl konu, asıl madde, 2. Göçebelerin konakladığı yer – Ateşli ve bulaşıcı bir hastalık türü, tüberküloz – Kiloamper (kısa), 3. Dizem, tartım – Ermenistan’ın başkenti, 4. Nesnel, objektif – Sevgi-li, 5. Büyük ve sert taş kütlesi – Seri, çok çabuk olarak – Tantal’ın simge-si, 6. Bir binek hayvanı – Söz, laf – Sormaca, 7. Gelir – Bilerek yapılan iş ve fiil, 8. Bir davranışı, bir düşünceyi, bir uygulamayı haksız, yersiz, gerek-siz bularak karşı çıkma, kabul etme-me – Ailesinin geçimini sağlayan, 9. Dudak – Gerçekçi, 10. Soylu – Mili-litre (kısa) – Lantan’ın simgesi, 11. İlgi eki – Uygun bulma, tasvip etme – Arapça’da bir harf, 12. Tanıdık, bil-dik - Yetinme

VAN’DA İLK AÇIK KALP AMELİYATI YAPILDI

Çalışanlar piknikte bir araya geldi

Kalp krizinde öksürhayatta kal

Hamza İçgülek, geçirdiği başarılı ameliyat sonrası 24 saat bo-

yunca yoğun bakım ünitesinde gözetim altında kaldı ve ardından

servise alındı. Doktor Renda Cırcı ve ekibi, başarılı operasyonun

ardından Lokman Hekim Van Hastanesi’ndeki ilk açık kalp ameli-

yatını gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadı.

KARE BULMACA

Dr. Cemal ÖZBAKIRKardiyoloji Uzmanı

Lokman Hekim Engürüsağ A.Ş. adına sahibi İrfan GÜVENDİ

Editör-Yazı İşleri Müdürü Bora AYDIN

Yayın Danışma Kurulu:Uzm. Dr. Mustafa SARIOĞLU

Dr. Mehmet ALTUĞUzm. Dr. Necmettin DİN

Doç. Dr. Celil GÖÇER Dr. Kemal KARTALDr. İbrahim UĞUR

Uzm. Dr. Metin TAŞDr. Murat Kadir ERDEM

Bayram GÜVENDİ Uzm. Dr. H. Ali YAKUT

Nazım BİLGEN Sara FARBOUDİ

Ümmühan DEMİREZENTuğba ARIZSevgi KAYA

Yönetim Yeri:Zübeyde Hanım Mah. Aslanbey Cad.

No: 17 İskitler/Altındağ/ANKARA Tel: (0 312) 444 99 11

Tasarım:

Atatürk Mh. Lale Cd. No: 1/4 Sincan / ANKARATel: 0 312 271 00 82

Baskı Yeri:AFŞAR MATBAACILIK

Ağaçişleri Yapı Koop. 21. Cad. 599. SokakNo.: 29 İvedik / ANKARA

0 312 294 39 22-23Baskı Tarihi: 1 Ağustos 2012

Lokman Hekim Hastaneleri’ninYerel süreli Yayın Organıdır.

Ayda bir kez yayınlanır. Ücretsizdir.

www.lokmanhekim.com.tr

akkanK O P Y A L A M A M E R K E Z I & K I R T A S I Y E

..

Page 7: Lokman Hekim Gazetesi - Sayı:17 (Ağustos 2012)

www.lokmanhekim.com.tr // 444 99 11

GÜNDEM // LOKMANHEKİM

ETLiK HASTANESi SiNCAN HASTANESi VAN HASTANESi

Teşhis ve tedavideki başarısıyla kaliteli sağlık hizmetinin adresi olan Özel Lokman Hekim Hastaneleri uzman kadrosu ve teknolojik

ekipmanlarıyla 7/24 hizmetinizdedir.

444 99 11