38
TÜRK EĞİTİM TAR İ H İ M.Ö. 1000 - M.S. 2012 Prof. Dr. Yahya AKYÜZ Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Gözden Geçirilmiş 22. Baskı Tarihî eğitim öğretim kurumlarına ilişkin yazarın yaptığı 10 resim ile

M.Ö. 1000 - M.S. 2012 - pegem.netpegem.net/dosyalar/dokuman/14032012151252Turk Egitim Tarihi 22. Baski.pdf · Nisan 1980'de Profesör oldu. Yahya AKYÜZ'ün Türk eğitim tarihi

  • Upload
    others

  • View
    30

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

i

TÜRK EĞİTİM TARİHİ

M.Ö. 1000 - M.S. 2012

Prof. Dr. Yahya AKYÜZ

Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi

Öğretim Üyesi

Gözden Geçirilmiş 22. Baskı

Tarihî eğitim öğretim kurumlarına ilişkin yazarın yaptığı 10 resim ile

Prof. Dr. Yahya AKYÜZ

M.Ö. 1000-M.S. 2012TÜRK EĞİTİM TARİHİ

ISBN 978-975-8792-39-9

© Mart 2012,

Yazım ve düzenleme: Ahmet Oğuz Akyüz - Gürsel Avcı

Dizgi-Grafik Tasarım: Gürsel AvcıBaskı: Cantekin Matbaası(Ankara-0312-3843435)

Yayınevi Sertifika No: 14749Matbaa Sertifika No: 15372

Pegem AkademiBu kitabın basım, yayın ve satış hakları

Pegem Akademi Yay. Eğt. Dan. Hizm. Tic. Ltd. Şti’ye aittir.Anılan kuruluşun ve yazarın yazılı izni alınmadan kitabın

tümü ya da bölümleri, belgeleri, tabloları, resimleri, yorumları, kapak tasarımı,mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kayıt ya da başka yöntemlerle aynen ya da

değiştirilerek, kısaltılarak, özetlenerek, çoğaltılamaz, basılamaz, dağıtılamaz.Bu kitap T.C. Kültür Bakanlığı bandrolü ile satılmaktadır.

Okuyucularımızın bandrolü olmayan kitaplar hakkındayayınevimizi haberdar etmelerini bekliyoruz.

Okuyucularımızın bilimsel araştırma ve emek ürünü olangerçek kitaplara saygı göstereceğine, bandrolsüz, korsan ve fotokopi yapılmış

kitapları satın almayacağına inanıyoruz. Onların tüm kitaplara ilişkinsergileyecekleri böyle bir etik davranış bilimsel yayınların gelişmesine katkıda

bulunacaktır. Okuyucularımıza, gösterecekleri bu duyarlılık içinteşekkür ederiz.

Gözden geçirilmiş ve resimlendirilmiş 22. Baskı: Mart 2012

Kapak Tasarımı: Hakkı Uslu

Prof. Dr. Yahya AKYÜZ

M.Ö. 1000-M.S. 2012TÜRK EĞİTİM TARİHİ

Pegem Akademi

iii

Yahya AKYÜZ, Çanakkale'nin Yenice ilçesi, Hamdibey kasabasında doğdu (1941). Biga Sakarya İlkokulunu (1953), Biga Orta Okulunu (1956) ve İstanbul Erkek Lisesini (1959) bitirdi. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinden mezun oldu (1963). Fransa'da Yüksek Lisans ve Doktora yaptı (1967).

Ocak 1968'de Ankara Üniversitesi Eğitim (Bilimleri) Fakültesine Asistan olarak girdi. 1972'de Doçent oldu. Askerlik görevini 1973-1975 tarihleri arasında Balıkesir'de ve Bursa Işıklar Askerî Lisesinde yaptı.

Nisan 1980'de Profesör oldu. Yahya AKYÜZ'ün Türk eğitim tarihi ile ilgili ilk kitabı 1966'da Fransa'da yayınlanmıştır. O zamandan beri esas olarak Türk eğitim tarihi ve inkılâp tarihi alanında araştırmalar yapıyor ve Ocak 1968'den beri de Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesinde öğretim üyesi olarak bulunuyor.

Yahya AKYÜZ, 2004-2005 öğretim yılında kendi olanakları ile ABD’de University of Central Florida Eğitim Fakültesinde “Misafir Profesör” olarak bulunmuş, araştırmalar ve yayınlar yapmıştır. 2005 Kasım ve Aralık aylarında Tokyo University of Foreign Studies’in daveti üzerine Türkçe Bölümünde Japon öğrencilere Türk eğitim ve inkılâp tarihi konularında dersler ve konferanslar vermiştir.

Aralık 2008’de emekli olmuştur.

Kitapları ve önemli yayınlarının bir kısmı bu kitabın Kaynaklar bölümünde gösterilmiştir.

Yahya AKYÜZ, Türk eğitim tarihi alanındaki araştırmalarına 1964’de başlamış ve 47 yıldır kesintisiz çalışmaktadır. Ayrıca emekli oluncaya kadar Eğitim Bilimleri Fakültesinde 41 yıla yakın bir süre lisans ve lisansüstü düzeyde Türk Eğitim Tarihi dersi ile bu alanla ilgili dersler okutmuş, binlerce eğitimcinin yetişmesinde emeği geçmiştir. Öte yandan çok önemli arşiv belgeleri ve ciddî, özgün araştırma makaleleri yayınlamış, ulusal ve uluslararası pek çok sempozyuma katılarak bilimsel bildiriler sunmuş, konferanslar vermiş, TV programlarında Türk eğitim tarihinin çeşitli konularında kamuoyunu aydınlatmaya çalışmıştır. Onun Türk Eğitim Tarihi kitabı böyle bir çalışma ve araştırma ile öğretimin, bilimsel ve akademik birikimin ürünüdür.

∗ Yahya AKYÜZ, ayrıca, çevre sorunlarına, bu konuda öğrencilerin ve toplumun

bilinçlendirilmesine duyarlıdır. Bu alanda hem yayın yapmakta, hem de Ayaş’ın Ilıca Köyünde 1993’ten beri bir köy korusu oluşturmak amacıyla köylülerle beraber çaba harcamaktadır.

Yahya AKYÜZ, İstanbul’da lise öğrencisi iken yaz tatillerinde bir hattattan geleneksel hat sanatı dersleri almıştır. Ayrıca, yıllardır karakalem ve suluboya resim çalışmaktadır. Bir suluboya resmi ABD Orlando’da University of Central Florida Eğitim Fakültesi (College of Education) Dergisinin kapak resmi olarak yayınlanmıştır (Vol.5, 2005). OTAM (Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi) Dergisinin kapağında da üç suluboya resmi yayınlanmıştır:

• Bursa Yeşil Türbe (Güz 2006, Sayı 20)

• İstanbul Sultan III. Ahmet Çeşmesi (Bahar 2009, Sayı 25)

• İstanbul Fatih Külliyesi (Güz 2009, Sayı 26).

iv

Saygı duyduğum

M. Sadullah ÖZTÜRK

Beyefendiye

v

ÖNSÖZ

KİTABA VE TÜRK EĞİTİM TARİHİNE İLİŞKİN ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR

Bu kitap, ilk kez 1982'de basılmıştır. Bu alanda çeşitli ve değerli araştırmalar var

ve yapılmakta ise de, halen, kitabımızın temel özelliği olan, eğitimimizi zaman ve konu bütünlüğü içinde ele alıp analiz ve sentezlere gitme, geçmişle günümüz arasında bağlantılar kurma ve dersler çıkarma niteliğine sahip, kapsamlı ve aynı adı taşıyan bir başka kitap bulunmamaktadır. Ayrıca bu yalnızca Türk Eğitim Tarihi alanında bir ders kitabı değil, Türk milletinin üç bin yıllık insan yetiştirme düzenini ve bundaki dönüşümleri eleştirel bir gözle araştırıp değerlendiren, her düzeydeki araştırmacı ve okuyuculara da hitap eden bir fikir eseridir.

Okuyuculara kitabımızı ve Türk Eğitim Tarihine yaptığı özgün katkıları değerlendirmelerinde ışık tutabilmek için onun temel özelliklerini maddeler halinde kısaca belirtmeyi gerekli görüyoruz:

1. Kitabın Türk Eğitim Tarihi ile ilgili temel bilgilerin tümünü kapsaması amaçlanmış, böylece, zaman bakımından, Tarihimizin en eski dönemlerinden günümüze, başka deyişle M.Ö. 1000’den M.S. 2012’ye kadar geçen üç bin yıllık bir süre içinde muhteva bakımından en geniş anlamda eğitimle ilgili kurum, olay, düşünce, deneyim ve bunların gelişmeleri incelenmiştir. Böylece kitabın temel özelliği, eğitimimizi zaman ve konu bütünlüğü içinde ele alıp, birçok yerde fikir ve olayların günümüzle bağlantılarını ve sonuçlarını ortaya koymasıdır. Başka deyişle, ilk kez, Türk Eğitim Tarihinin konularının tarihî süreklilik ve bütünlük içinde belirlenmesine, bunların açıklanıp yorumlanmasına ve günümüzle ilişkilerinin kurulmasına gidilmiştir.

Kitabımızın bu temel özelliğini başka ifadelerle şöyle açıklayabiliriz: Kitabımız yalnızca, geçmişten günümüze eğitimdeki olayları ve gelişmeleri vermekle yetinmemekte, bir Anadolu kiliminin örgüsü gibi, olayların ve gelişmelerin hem dönemleriyle, hem birbiriyle, hem de sonraki dönemlerle ilişkilerini, etkileşimi ve yorumunu, önemini… eleştirel bir gözle ortaya koymaya çalışmaktadır.

Kitabımızın bu özelliğine en güzel örneklerden biri, soru 150’de incelediğimiz şu güncel konuda görülebilir: “Türkiye’nin Avrupa Birliğine girme çabaları ve küreselleşme Türk eğitim tarihi açısından nasıl değerlendirilebilir? Bunların Türk eğitimine etkileri nelerdir?”

Bu konu, Osmanlının Avrupa’ya yönelişinden 2006’da Türkiye Cumhuriyeti’nin AB’ne girme çabalarına kadar eğitim-siyaset-ekonomi-yenileşme… boyutları açısından ve tarihî gelişim süreci içinde işlenmiş, geçmişle bugün arasında benzerlikler ve bugün ortaya çıkan dersler açıklanmıştır. Okuyucu, böyle bir konunun Türk eğitim tarihi açısından ilk kez dile getirildiğini ve incelememizin bir fikir yazısı niteliği taşıdığını da görecektir.

vi

2. Konular sorular halinde belirlenerek işlenmiştir. Kısmen Sokrat'ın öğretim yöntemine benzeyen ve öğrenciye bir konuyu öğretme bakımından geçerli olan bu yöntem, çok geniş ve dağınık alanların incelenmesinde de işe yarar görünmektedir.

3. Yararlanılan kaynakların tümü, ayrıntılı olarak verilerek hem okuyucunun kaynaklara ilişkin geniş ölçüde bilgilendirilmesi sağlanmış, hem de bilimsel araştırma yönteminin gereği titizlikle yapılmıştır.

4. Bir devlet ya da dönemdeki eğitim ele alınmadan önce, kısaca tarihî ve siyasî açıklamalar yapılmış, sonra, eğitimin temel özellikleri maddeler halinde gösterilmiş, böylece konuya önce kuşbakışı bir yaklaşıma gidilmiştir. Daha sonra da devlet ya da dönemin özelliklerine göre çeşitli eğitim konularına geçilmiş, bunlar da mantıkî bir düzen içinde, önce örgün, sonra yaygın eğitimle ilgili olarak sıralanıp ele alınmıştır.

5. Kitaba, bizim hazırladığımız ve Hakkı Uslu’nun çizdiği Asya'da eski Türk devlet ve toplumlarını, bölgeleri, kentlerini gösteren özgün bir harita konmuştur.

6. Eğitim tarihimizin bazı önemli ve özgün belgelerinin metin içinde klişeleri verilerek okuyucunun bunlarla doğrudan ve görsel teması sağlanmıştır.

7. Atatürk'ün 1930'da Samsun Orta Okulunda girdiği bir derse ilişkin çok anlamlı bir fotoğraf verilmiştir.

8. Dilin ve anlatımın açık, sade ve akıcı olmasına, mümkün oldukça yabancı kelime kullanılmamasına özen gösterilmiştir. Ülkemizde bazen rastlanan “bir eser anlaşılmıyorsa bilimsel olduğu içindir” gibi bir görüş çok yanlıştır. Bizim inancımıza göre, en karmaşık konular bile iyi incelenirse, Türkçeyi özenle kullanma sorumluluğu taşınırsa ve açık yazmak için çaba harcanırsa berrak ve sade yazılabilir. Asıl zor olan budur ve böyle bir anlatıma ulaşmak amaçlanmalıdır. Eskiden buna “başarılması çok zor olan kolaylık” (sehl-i mümteni) denirdi.

9. Bir bilim dalının gelişmesinde, ilgili terimlerin belirlenmesi, açıklanması çok önem taşır. Bu düşünceden hareketle, eski eğitim terimlerimiz, ilk kez, Türk Eğitim Tarihi Terimleri Sözlüğü başlığı altında kitabın sonunda toplanıp açıklanmıştır. Bu sözlük, gerek kitabımızın, gerek eski eğitim metinlerinin anlaşılmasında okuyucuya çok yardımcı olacaktır.

10. Eğitim Tarihimizdeki gelişmeler, bazı önemli siyasî gelişmelerle ilişkili olarak Zaman Çizgisi başlığı altında tablo halinde verilmiştir. Bu tablo da bu haliyle ilk kez yapılmaktadır.

11. Eğitim Tarihimizde fikir, düşünce, kurumsal gelişme, uygulama alanında çok önemli bir tecrübe birikimi vardır. Bu birikimin olumlu, olumsuz, dikkate değer ya da pek değer taşımayan yönleri bulunmaktadır. Kitabımızda bu zengin birikimi eleştirel bir gözle değerlendirip tartışarak öğrenci ve okuyuculara tanıtmak, onlara Eğitim Tarihimizin değerini göstererek bu alanda ve millî eğitimimizi geliştirme yolunda araştırma zevki vermek, bağımsız yaşama özelliğimizle ilgili geçmişten gelen dersleri göstermek de amaçlanmıştır.

vii

12. Kitabımızda 2006’daki 10. baskısından itibaren yaptığımız 1 suluboya resim yer almaktaydı: Edirne’de II. Bayezid Darüşşifası. Bunun kimi ressamların ve okuyucularımızın beğenisini kazanması üzerine 19. baskıda tarihî eğitim öğretim kurumlarımıza ilişkin yaptığımız 10 resim sunmuştuk. 20., 21. ve 22. baskılarda da bu resimler yer almaktadır. Bu amatörce çalışmalarımız bizim Türk eğitim tarihi ile ne kadar özdeşleştiğimizi de göstermektedir. Böylece bir “ilk” daha gerçekleşmiştir: “İlk kez” Türk Eğitim Tarihi başlıklı, kendine özgü özellikleri bulunan bir kitap yazmamızın yanında, bu kitap “ilk kez” yazarı tarafından yapılan tarihî eğitim öğretim kurumlarımıza ilişkin resimlerle okuyuculara sunulmuştur.

13. Her baskıda kitabın güncelleştirilip yeni araştırmalarla zenginleştirilmesi onun bir başka özelliğidir. Böyle olunca da kitabın hacmi giderek artmaktadır. Ancak bu doğaldır: En eski tarihlerden günümüze kadar eğitimsel fikir, düşünce, kurum ve tecrübelerimizi ve bunlardan çıkan dersleri konu alması, bugünkü eğitim sorunlarını çözmekte bize ışık tutması gereken Türk Eğitim Tarihi gibi geniş kapsamlı ve çok önemli bir ders, Üniversite düzeyinde, basit bir kitap veya teksir, kısa notlar ve birkaç fotokopi ile okutulup öğretilemez. Bu asla doğru ve yararlı olmaz. Böylesine önemli bir konu, ciddî, sistemli, bilimsel olarak ele alınırsa yararlı olabilir. Kitabımızda bu amaçlanmaktadır. Öğrencilerin ayrıca, bir kitapla yetinmemeleri de gereklidir.

14. Her baskıda, kitabın tümü tekrar tekrar gözden geçirilmektedir. Az yukarıda, kitabın “sürekli güncelleştirilip yeni araştırmalarla zenginleştirildiği” şeklinde belirtilen özelliğine gelince: Bir baskıdan ötekine gidilirken, bu arada yapılan ciddî yayınlar, doktora tezleri vs. ve kendi yayınlarımız özetle değerlendirilmektedir.

15. Eğitim Bilimleri ile Eğitim Fakültelerinin amacı, öğrencilere çeşitli eğitim bilgileri kazandırmakla sınırlı kalamaz. Öğrencilere, Türkiye'nin ve Türk dünyasının eğitim sorunlarını tarihî derinlik ve bütünlük içinde kavratmaya çalışmak ve onları, geçmiş tecrübelerden ders alarak çözüm arayışlarına yöneltmek de gerekir. Oysa, eğitimimiz, zaman ve konu bütünlüğü içinde en geniş biçimde incelenmez, öğrenilmez ve algılanmazsa, eğitimimizi bugün geliştirmek için yeni fikirler üretilemez. Bu da ancak Türk Eğitim Tarihi dersinin yardımı ile sağlanabilir. Kitabımızın temel amacı budur. Bu nedenle, sözü geçen Fakültelerde ve onların tüm Bölümlerinde böyle bir dersin okutulması gereklidir. Biz, her geçen gün Türk Eğitim Tarihinin öneminin daha çok anlaşılması gerektiğine inanıyor, kitabımızın ve çalışmalarımızın bunda payı olacağını düşünüyoruz.

Ancak YÖK, 4 Kasım 1997 tarihli Eğitim Fakültelerinin "yeniden yapılandırılması" programlarında Türk Eğitim Tarihi dersine yer vermemiştir (Bu konunun değerlendirilmesi kitabımızın SONUÇ kısmında yapılmıştır). O tarihten beri, gerek bilimsel sempozyumlarda, gerek makalelerimizde Türk Eğitim Tarihi dersinin mutlaka ve zorunlu olarak okutulması gerektiği gerekçeleriyle tarafımızdan birçok kez açıklanmış ve savunulmuştur. Nihayet YÖK’ün Mart 2006’da başlattığı Eğitim Fakültelerindeki programların “güncelleştirilmesi” çalışmalarında bu ders bazı programlara tekrar alınmıştır (Temmuz 2006). Ayrıca seçimlik dersler içinde de daha yaygın bir açılma imkânına kavuşmuştur.

viii

16. Kitabımızın, Türk Eğitim Tarihi dersi yanında, Türk Tarihi ve Kültürü, İnkılâp Tarihi, Türk Eğitim Sistemi, Eğitim Bilimine Giriş, Eğitim Hukuku ve Yönetimi, Türk Eğitim Düşünürleri… gibi dersler ve konularda da Eğitim Fakülteleri öğrencilerine, ayrıca tüm öğrenci, öğretmen, aydın, yazar, araştırmacı ve devlet adamlarına da yararlı olacağına inanıyoruz.

Kitabımızın 22. Baskısını gerçekleştiren Pegem Akademi yöneticileri Servet SARIKAYA ve Gürsel AVCI'ya, ayrıca Cantekin Matbaası’nın değerli çalışanlarına içten teşekkür ederim.

Ankara, Mart 2012 Prof. Dr. Yahya AKYÜZ

Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi

Öğretim Üyesi

1. Baskı : 1982 Eğitim Bilimleri Fakültesi Yay.

2. Baskı : 1985 (Genişletilmiş) “ “ “ “

3. Baskı : 1989 (Genişletilmiş) “ “ “ “

4. Baskı : 1993 (Genişletilmiş ve yeniden yazılmış) İstanbul Kültür Koleji Yay.

5. Baskı : 1994 (Gözden geçirilmiş) “ “ “ “

6. Baskı : 1997 (Genişletilmiş) İstanbul Kültür Üniversitesi Yay.

7. Baskı : 1999 (Genişletilmiş) ALFA Basım Yayım Dağıtım. San.

8. Baskı : 2001 (Genişletilmiş) “ “ “ “ “

9. Baskı : 2004 (Gözden geçirilmiş) Pegem A Yayıncılık

9. Baskı : 2005 (Bazı eklerle tıpkı basım) “ “ “

10. Baskı : 2006 (Genişletilmiş ve yeniden yazılmış) “ “ “

11. Baskı : 2007 (Gözden geçirilmiş) “ “ “

12. Baskı : Mart 2008 (Gözden geçirilmiş) Pegem Akademi Yayıncılık

13. Baskı : Ekim 2008 (Gözden geçirilmiş) “ “ “

14. Baskı : Şubat 2009 (Gözden geçirilmiş) “ “ “

15. Baskı : Ekim 2009 (Gözden geçirilmiş) “ “ “

16. Baskı : Şubat 2010 (Gözden geçirilmiş) “ ” ”

17. Baskı : Eylül 2010 (Gözden geçirilmiş, resimlendirilmiş) “ ” ”

18. Baskı : Ekim 2010 (Gözden geçirilmiş, resimlendirilmiş) “ “ “

19. Baskı : Mart 2011 (Gözden geçirilmiş, resimlendirilmiş) “ “ “

20. Baskı : Eylül 2011 (Gözden geçirilmiş, resimlendirilmiş) “ “ “

21. Baskı : Kasım 2011 (Gözden geçirilmiş, resimlendirilmiş) “ “ “

22. Baskı : Mart 2012 (Gözden geçirilmiş, resimlendirilmiş) “ “ “

ix

İÇİNDEKİLER Sayfa

ÖNSÖZ: KİTABA ve TÜRK EĞİTİM TARİHİNE İLİŞKİN ÖNEMLİ

AÇIKLAMALAR..........................................................................................V

GİRİŞ

1. Türk eğitim tarihinin amacı nedir? Türk eğitim tarihi ne zaman başlar, hangi dönemlere ayrılır, hangi konuları kapsar? Türk eğitim tarihini araştırmak ve öğrenmek neye yarar? Türk eğitim tarihinin temel kaynakları nelerdir? .........1

I. KISIM

TÜRKLERİN MÜSLÜMAN OLMALARINDAN ÖNCE

* Dönemin eğitiminin temel özellikleri ............................................................... 5

HUNLAR

2. Hunlarda eğitim hakkında neler biliyoruz? ....................................................... 6

GÖKTÜRKLER

3. Göktürklerde eğitim hakkında neler biliyoruz? Orhun Anıtlarının Türk eğitim tarihindeki yeri nedir?........................................................................... 11

UYGURLAR

4. Uygurlarda eğitim hakkında neler biliyoruz? .................................................. 14

5. Eski Türklerin eğitimi başka kültürlerden etkilenmiş midir?............................ 15

6. Eski Türklerde öğretim araç gereçleri nelerdi? Matbaa biliniyor muydu?....... 16

II. KISIM

TÜRKLERİN MÜSLÜMAN OLMALARINDAN SONRA

* Dönemin eğitiminin genel özellikleri. ............................................................ 19

I. BÖLÜM

İÇ ASYA MÜSLÜMAN TÜRKLERİ, KARAHANLILAR

* Dönemin eğitiminin temel özellikleri ............................................................. 21

7. Karahanlılarda eğitim, medreseler ve öğretimleri hakkında neler biliyoruz?.. 21

8. Farabi'nin Türk eğitim tarihindeki yeri nedir?.................................................. 23

9. İbni Sina'nın Türk eğitim tarihindeki yeri nedir?.............................................. 25

10. Balasagunlu Yusuf'un Türk eğitim tarihindeki yeri nedir?............................... 31

11. Kaşgarlı Mahmut'un Türk eğitim tarihindeki yeri nedir? ................................. 35

12. Ahmet Yesevî ve Edip Ahmet bin Mahmut Yüknekî'nin Türk eğitim tarihindeki yeri nedir? ..................................................................................... 38

x

II. BÖLÜM

SELÇUKLULAR, ANADOLU BEYLİKLERİ

* Dönemin eğitiminin temel özellikleri ............................................................. 42

13. Selçuklularda eğitim hakkında neler biliyoruz? .............................................. 43

14. Anadolu Selçukluları ve Beyliklerindeki başlıca medreseler hangileridir? ..... 48

15. Selçuklularla çağdaş Avrupa'da eğitimin durumu nedir?................................ 49

16. Ahilik ve Türk eğitim tarihindeki yeri nedir? .................................................... 52

17. Nizamülmülk'ün Türk eğitim tarihindeki yeri nedir? ........................................ 53

18. Mevlâna Celâlettin'in Türk eğitim tarihindeki yeri nedir? ................................ 54

19. Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli, Âşık Paşa'nın Türk eğitim tarihindeki yeri nedir? ..................................................................................... 56

20. Nasrettin Hocanın Türk eğitim tarihindeki yeri nedir?..................................... 57

III. BÖLÜM

OSMANLILAR

* Dönemin eğitiminin genel özellikleri. ............................................................ 59

A) KURULUŞTAN EĞİTİMDE İLK YENİLEŞME HAREKETLERİNE KADAR

(1299-1776)

* Dönemin eğitiminin temel özellikleri. ............................................................ 61

21. Osmanlıların ilk dönemleri ile, onlarla çağdaş beyliklerde ve Türk Devletlerinde eğitim hakkında neler biliyoruz?....................................... 61

22. Fatih ve Süleymaniye medreselerinin kuruluş ve öğretim düzeni nasıldır? ... 65

23. Klâsik Osmanlı medrese düzeni nasıldır? Okutulan bilimler nelerdir? ........... 67

24. Avrupa'da 15.-17. yüzyıllarda üniversiteler ve bilim, Osmanlılara göre neden ve nasıl farklı bir gelişme göstermiştir? ............................................... 71

25. Meslek ve ihtisas medreseleri nelerdir? ......................................................... 73

26. Medreselerin toplumdaki etkinliği nasıl ortaya çıkıyordu?.............................. 75

27. Medreselerin bozulma nedenleri ve bozulma biçimleri nelerdir? Medreselerin ıslahına çalışılmış mıdır?.......................................................... 81

28. Medrese sisteminin 20. yüzyıl eğitim düşüncesi ile karşılaştırılabilecek yönleri var mıdır? ............................................................................................ 87

29. Osmanlılarda ilköğretim nasıldı? .................................................................... 88

30. Osmanlılarda sıbyan mektebi öğretmenleri nasıl yetişiyor ve toplumu nasıl etkiliyorlardı?.......................................................................................... 92

xi

31. Osmanlılarda saray eğitim ve öğretim kurumları nelerdir?............................. 94

32. Osmanlı hükümdarları nasıl yetişiyordu? ....................................................... 98

33. Osmanlılarda askerî eğitim ve öğretim kurumları nelerdir?.......................... 102

34. Osmanlılarda azınlık ve yabancı okulları nelerdir?....................................... 103

35. Osmanlılarda memur yetiştiren kurumlar nelerdir? ...................................... 106

36. Osmanlılarda halk eğitimi çalışmaları nelerdir?............................................ 107

37. Osmanlılarda eğitimin idarî teşkilâtlanması nasıldı? ................................... .111

38. Vakıfların Türk eğitim tarihindeki yeri nedir? ................................................ 112

39. Kabusname'nin Türk eğitim tarihindeki yeri nedir?....................................... 114

40. Gülistan ve Bostan'ın Türk eğitim tarihindeki yeri nedir? ............................. 115

41. Amasyalı Hüseyinoğlu Ali'nin Türk eğitim tarihindeki yeri nedir? ................. 119

42. Hacı Bayram Velî, Yazıcıoğlu Mehmet ve Ahmet'in Türk eğitim tarihindeki yeri nedir? .................................................................................. .122

43. Kınalızade Ali'nin Türk eğitim tarihindeki yeri nedir?.................................... 124

44. Kâtip Çelebi'nin Türk eğitim tarihindeki yeri nedir? ...................................... 125

45. Mustafa Âli ve Koçi Beyin Türk eğitim tarihindeki yeri nedir?....................... 129

46. Lütfi Paşa, Naimâ, Sarı Mehmet Paşa’nın Türk eğitim tarihindeki yeri nedir? ..................................................................................................... 131

47. Nabi'nin Türk eğitim tarihindeki yeri nedir?................................................... 131

48. Erzurumlu İbrahim Hakkı'nın Türk eğitim tarihindeki yeri nedir? .................. 134

49. Osmanlılarda matbaanın kuruluşu nasıl gerçekleşmiştir? Matbaanın ve İbrahim Müteferrika'nın Türk eğitim tarihindeki yeri nedir?... 135

B) EĞİTİMDE İLK YENİLEŞME HAREKETLERİ DÖNEMİ (1776-1839)

* Dönemin eğitiminin temel özellikleri. .......................................................... 143

50. Yenileşme döneminde açılan askerî okullar nelerdir?.................................. 143

51. Yenileşme döneminde açılan sivil okullar nelerdir?...................................... 148

52. Beşiktaş Cemiyet-i İlmiyesi nedir?................................................................ 149

53. İlköğretim zorunluluğu nasıl getirilmiştir? ..................................................... 151

54. Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’nın eğitim ıslahatı nedir? Bunun Osmanlı hükümeti üzerinde etkisi olmuş mudur? ............................ .152

55. Avrupa'ya öğrenci gönderilmesi ve bunun toplumdaki etkileri nelerdir? ..... .152

56. Sümbülzade Vehbi'nin Türk eğitim tarihindeki yeri nedir?............................ 153

xii

C) TANZİMAT DÖNEMİ (1839-1876)

* Dönemin eğitiminin temel özellikleri ........................................................... 157

57. Tanzimat döneminde eğitimde yenileşmenin dayanakları nelerdir? ............ 159

58. Tanzimat döneminde ilköğretimde yenilik ve gelişmeler nelerdir? ............... 160

59. Tanzimat döneminde orta öğretimde yenilik ve gelişmeler nelerdir? ........... 164

60. Tanzimat döneminde yüksek öğretimde yenilik ve gelişmeler nelerdir? ...... 168

61. Tanzimat döneminde meslekî ve teknik eğitimde yenilik ve gelişmeler nelerdir? ...................................................................................... 171

62. Tanzimat döneminde özel öğretim, azınlık ve yabancı okulların durumu nedir?............................................................................................... 173

63. Tanzimat döneminde öğretmen yetiştirme politikası ve çabaları nelerdir? ..................................................................................... 177

64. Tanzimattan sonra okullara giren müsbet bilim dersleri ile geleneksel dinî derslerde öğrenciler çelişkili biçimde etkilenmiş midir?....... 189

65. Tanzimat döneminde eğitimin idarî teşkilâtlanması nasıldır?....................... 191

66. Tanzimat döneminde bazı devlet adamlarının eğitimin gelişmesine katkıları nelerdir? .......................................................................................... 193

67. Tanzimat döneminde halk eğitimi çalışmaları nelerdir? ............................... 195

68. Ziya Paşa ve Ebüzziya Tevfik'in Türk eğitim tarihindeki yeri nedir?............. 197

69. Namık Kemal'in Türk eğitim tarihindeki yeri nedir? ...................................... 199

70. Ali Suavî'nin Türk eğitim tarihindeki yeri nedir?............................................ 201

71. Selim Sabit Efendi’nin Türk eğitim tarihindeki yeri nedir? ............................ 203

72. Usûl-i cedîd hareketi nedir?.......................................................................... 207

73. Yeni eğitim görüşleri ve öğretim yöntemleri ile ilgili ilk kitaplar nelerdir?...... 210

74. Türk eğitim tarihinde okul binaları ve başlıca öğretim araç gereçlerinin gelişimi nasıl olmuştur? ................................................................................ 215

D) I.MEŞRUTİYET DÖNEMİ (1876-1878)

* Dönemin eğitiminin temel özellikleri. .......................................................... 224

75. Kanun-i Esasî'de eğitimle ilgili hükümler nelerdir? ....................................... 224

E) MUTLAKIYET DÖNEMİ (1878-1908)

* Dönemin eğitiminin temel özellikleri. .......................................................... 225

76. Mutlakıyet döneminde ilköğretimde yenilik ve gelişmeler nelerdir? ............. 226

77. Mutlakıyet döneminde orta öğretimde yenilik ve gelişmeler nelerdir?.......... 232

xiii

78. Mutlakıyet döneminde yüksek öğretimde yenilik ve gelişmeler nelerdir?..... 237

79. Mutlakıyet döneminde meslekî ve teknik eğitimde yenilik ve gelişmeler nelerdir? ...................................................................................... 238

80. Mutlakıyet döneminde özel öğretim, azınlık ve yabancı okulların durumu nedir?............................................................................................... 240

81. Mutlakıyet döneminde özel eğitimde yenilik ve gelişmeler nelerdir?............ 247

82. Mutlakıyet döneminde öğretmen yetiştirme politikası ve çabaları nelerdir? ....248

83. Mutlakıyet döneminde eğitimin idarî teşkilâtlanması nasıldır? Yönetimin okullara, programlara, öğretmenlere müdahaleleri nelerdir? ...... 252

84. Mutlakıyet döneminde Maarif Nezaretinin kitap yasaklanmasına ilişkin girişimleri nelerdir?.............................................................................. 257

85. Gizli hürriyet hareketlerine katılan ve çevrelerine yeni fikirler aşılayan öğretmenler kimlerdir? ................................................................... 257

86. Atatürk Mutlakıyet dönemi öğretmenleri için ne demiştir ve O'nu yetiştiren başlıca öğretmenler kimlerdir? ............................................. 258

87. Münif Paşa’nın Türk eğitim tarihindeki yeri nedir?........................................ 260

88. Sait Paşa’nın Türk eğitim tarihindeki yeri nedir? .......................................... 260

89. Ahmet Mithat Efendi’nin Türk eğitim tarihindeki yeri nedir? ......................... 261

90. Ahmet Rıza Bey’in Türk eğitim tarihindeki yeri nedir?.................................. 262

F) II.MEŞRUTİYET DÖNEMİ (1908-1918)

* Dönemin eğitiminin temel özellikleri. .......................................................... 265

91. Meşrutiyet döneminde okul öncesi eğitimde yenilik ve gelişmeler nelerdir? 267

92. Meşrutiyet döneminde ilköğretimde yenilik ve gelişmeler nelerdir? ............. 268

93. Meşrutiyet döneminde orta öğretimde yenilik ve gelişmeler nelerdir?... ...... 270

94. Meşrutiyet döneminde yüksek öğretimde yenilik ve gelişmeler nelerdir?........................................................................................................ 273

95. Meşrutiyet döneminde meslekî ve teknik eğitimde yenilik ve gelişmeler nelerdir? ...................................................................................... 275

96. Meşrutiyet döneminde özel öğretim, azınlık ve yabancı okulların durumu nedir?............................................................................................... 277

97. Meşrutiyet döneminde özel eğitimde yenilik ve gelişmeler nelerdir? ........... 279

98. Meşrutiyet döneminde öğretmen yetiştirme politikası ve çabaları nelerdir? 279

99. Meşrutiyet döneminde medreselerin ıslahı çalışmaları nelerdir? ................. 284

100. Meşrutiyet döneminde eğitimin idarî teşkilâtlanması nasıldır?..................... 286

xiv

101. Öğretmenler ilk kez ne zaman meslek örgütleri kurmuşlardır ve bunların etkinliği nedir?................................................................................. 287

102. Meşrutiyet döneminde öğretmenlerin çıkardığı başlıca meslekî dergiler nelerdir? ............................................................................. 289

103. Balkan ve I.Dünya Savaşlarının Türk eğitim tarihindeki etkileri ne olmuştur? ................................................................................................. 290

104. Meşrutiyet döneminde köy eğitimi için ileri sürülen fikirler nelerdir? ............ 296

105. Meşrutiyet döneminde halk eğitimi çalışmaları nelerdir? ............................. 298

106. Emrullah Efendi’nin Türk eğitim tarihindeki yeri nedir? ................................ 300

107. Satı Beyin Türk eğitim tarihindeki yeri nedir? ............................................... 301

108. Tevfik Fikret'in Türk eğitim tarihindeki yeri nedir? ........................................ 304

109. Ethem Nejat'ın Türk eğitim tarihindeki yeri nedir?........................................ 305

110. Mehmet Âkif'in Türk eğitim tarihindeki yeri nedir?........................................ 306

111. Ziya Gökalp'in Türk eğitim tarihindeki yeri nedir?......................................... 309

112. Ömer Seyfettin'in Türk eğitim tarihindeki yeri nedir?.................................... 311

113. Prens Sabahattin'in Türk eğitim tarihindeki yeri nedir? ................................ 313

114. İsmail Hakkı Baltacıoğlu'nun Türk eğitim tarihindeki yeri nedir? .................. 314

IV. BÖLÜM

KURTULUŞ SAVAŞI DÖNEMİ

(1919-1922)

* Dönemin eğitiminin temel özellikleri. .......................................................... 317

115. Millî uyanış ve örgütlenmeye öğretmenlerin katkısı ne olmuştur? ............... 317

116. Cephede öğretmenlerin etkisi ne olmuştur?................................................. 318

117. İşgal altındaki bölgelerde okul ve öğretmenlerin durumu nedir?.................. 318

118. Kurtuluş Savaşı döneminde eğitimde kurtuluş bilinci nasıl görülür? ............ 319

119. Kurtuluş Savaşı döneminde eğitimin idarî teşkilâtlanması nasıldır? ........... 320

120. 1921 Maarif Kongresi ve önemi nedir?......................................................... 320

121. Kurtuluş Savaşı döneminde azınlık ve yabancı okulların durumu nedir? .... 321

122. Kurtuluş Savaşı döneminde halk eğitimi çalışmaları nelerdir?..................... 323

123. Kâzım Karabekir'in Türk eğitim tarihindeki yeri nedir? ................................. 324

xv

V. BÖLÜM

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

(1923'ten sonraki dönem)

* Dönemin eğitiminin temel özellikleri. .......................................................... 327

124. Tevhid-i Tedrisat nedir?................................................................................ 329

125. Cumhuriyet döneminde eğitimin resmî temel amaçları ve ilkeleri nelerdir?........................................................................................................ 331

126. Atatürk'ün Türk eğitim tarihindeki yeri nedir? ............................................... 335

127. Yazı, dil, tarih ve kültür inkılâplarının eğitimimizdeki yeri nedir? .................. 344

128. Cumhuriyet döneminde okul öncesi eğitiminde yenilik ve gelişmeler nelerdir? ...................................................................................... 345

129. Cumhuriyet döneminde ilköğretimde yenilik ve gelişmeler nelerdir? ........... 346

130. Cumhuriyet döneminde orta öğretimde yenilik ve gelişmeler nelerdir?........ 352

131. Cumhuriyet döneminde yüksek öğretimde yenilik ve gelişmeler nelerdir?........................................................................................................ 358

132. Cumhuriyet döneminde meslekî ve teknik eğitimde yenilik ve gelişmeler nelerdir? ...................................................................................... 371

133. Cumhuriyet döneminde özel öğretim, azınlık ve yabancı okulların durumu nedir?............................................................................................... 374

134. Özel dersanelerin eğitimimizdeki yeri nedir?................................................ 377

135. Cumhuriyet döneminde özel eğitimde yenilik ve gelişmeler nelerdir?.......... 379

136. Cumhuriyet döneminde öğretmen yetiştirme politikası ve çabaları nelerdir? .....380

137. Köy Enstitülerinin kuruluşu, programları ve çalışmaları nasıldır? ................ 392

138. Köy Enstitülerinin ve yetiştirdiği öğretmenlerin etkileri ne olmuştur? ........... 396

139. Karma eğitim ne zaman ve nasıl gerçekleşmiştir? ....................................... 397

140. Cumhuriyet döneminde eğitimin idarî teşkilâtlanması nasıldır? ................... 399

141. Cumhuriyet döneminde heyet-i ilmiyeler, eğitim şûraları ve ele aldıkları temel konular nelerdir?.............................................................. 401

142. Cumhuriyet döneminde halk eğitimi çalışmaları nelerdir?............................ 404

143. Cumhuriyet döneminde yabancı uzmanların Türk eğitimi ile ilgili raporları nelerdir ve bunların etkisi ne olmuştur? .................................. 409

144. Cumhuriyet dönemindeki başlıca eğitimciler kimlerdir? Eğitim bilimi ve akımlarındaki gelişmeler nelerdir?................................................................ 411

145. Mustafa Necati'nin Türk eğitim tarihindeki yeri nedir?.................................. 411

xvi

146. Hasan Âli Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç’un Türk eğitim tarihindeki yeri nedir? ..................................................................................................... 413

147. 12 Eylül 1980 rejiminin eğitim ve öğretmenler konusundaki görüşleri ve istekleri nelerdi?............................................................................................ 413

148. Cumhuriyet döneminin gelişim çizgisi içinde ve bugün başlıca eğitim ve öğretmen sorunları nelerdir?......................................................... 414

149. Öğretimde ezbercilik ve kaynakları nelerdir? ............................................... 425

150. Türkiye’nin Avrupa Birliğine girme çabaları ve küreselleşme Türk eğitim tarihi açısından nasıl değerlendirilebilir? Bunların Türk eğitimine etkileri nelerdir? ............................................................................................ 427

VI. BÖLÜM

GÜNÜMÜZÜN ÇEŞİTLİ TÜRK TOPLUMLARI VE DEVLETLERİNDE

EĞİTİMİN TARİHİNE BİR BAKIŞ

151. Çeşitli Türk Toplumları ve yeni Türk Devletlerinin eğitim tarihleri nasıl bir gelişme göstermiştir?............................................................................... 431

SONUÇ

152. Türk eğitim tarihinin genel bir değerlendirilmesi nasıl yapılabilir ve bu tarihten bugün için ne gibi temel dersler çıkarılabilir? ............................. 437

ABSTRACT

THE HISTORY OF TURKISH EDUCATION (1000 B.C.-A.D.2012)..................... 449 ZAMAN ÇİZGİSİ

153. Türk eğitim tarihindeki başlıca olaylar, gelişmeler zaman çizgisi üzerinde nasıl gösterilebilir? ......................................................................... 451

KAYNAKLAR ....................................................................................................... 463

TÜRK EĞİTİM TARİHİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ .................................................. 485

KONU DİZİNİ ........................................................................................................ 509

KİŞİ ADLARI DİZİNİ ............................................................................................. 519

xvii

BELGELER

Belge No Sayfa

1. Asya'da eski Türk Devletleri .............................................................................. 9

2. Atatürk Samsun Orta Mektebinde bir Tarih dersinde (1930)........................... 17

3. 1528 tarihli bir Avrupa gravüründe Hipokrat, Galenos ve İbni Sina ................ 27

4. Bursa medreselerinde disiplin alanında bozulma ve bazı kişilerin cezalandırılmaları ile ilgili bir belge (1794) ................................. 86

5. Padişah II.Mahmut'un İstanbul sıbyan mektepleri öğrencilerine bahşiş verilmesi ile ilgili fermanı (1809)........................................................... 90

6. Tarîku’l Edeb'ten bir sayfa (1453).................................................................. 121

7. Darülmuallimîn Nizamnamesi (1851) ............................................................ 179

8. Darülmuallimîn Nizamnamesi ile ilgili açıklayıcı yazı (1851)......................... 180

9. 1877'de Darülmuallimîn-i Rüşdî ve Mülkiye Mektebinin dersleri ................... 184

10. Darülmuallimîn öğrencilerinin Sadarete verdikleri şikâyet dilekçesi.............. 188

11. Kamış kalemi açma ve yazarken tutma yöntemini açıklayan bir belge (1879-1880) ................................................................................................... 219

12. II. Meşrutiyet döneminde Edremit İdadîsinde verilmiş bir Âferin ödül kâğıdı (1917).................................................................................................. 235

13. Maarif Nazırı Zühtü Paşanın Protestan okulları hakkında Abdülhamit'e sunduğu tezkere'den bir kısım (1893) ..................................... 244

14. Maarif Nazırı Haşim Paşanın imzasını taşıyan, ders programları konusunda Saraya yazılmış bir belge (1906) ................................................ 255

15. II. Meşrutiyet dönemi başında Manisa İdadîsinde verilmiş bir Şehadetname (1910)................................................................................ 271

16. Kasım 1914'te, İstanbul'da bir azınlık okulu hakkında ilân............................ 278

17. 1944'te bir kahvehane ve Üniversiteye giremeyen öğrenciler....................... 408

18. Asya'da bağımsızlıklarına kavuşan yeni Türk Devletleri ............................... 432

19. Bir öğrenci mektubu....................................................................................... 527

20. Bir öğrenci iletisi............................................................................................. 528

21. Bir öğretim üyesi iletisi................................................................................... 529

Yazarın yaptığı resimler............................................................. Kitabın sonunda

xviii

TABLOLAR Tablo No Sayfa 1. Bağdat Nizamiye medreselerinin dersleri ........................................................ 44

2. Anadolu Selçuklularında ve Beyliklerindeki başlıca medreseler ..................... 48

3. Klâsik Osmanlı medreselerinin dereceleri, ders kitapları, bilim dalları ............ 69

4. Enderun Mektebi'nde odalar ve hizmetleri ...................................................... 97

5. Mühendishane-i Berri-i Hümayûn'un kuruluşundaki ders programı .............. 145

6. Mekteb-i Harbiye'nin kuruluşunda 1. ve 2. kısım dersleri.............................. 147

7. 1869 Maarif-i Umumiye Nizamnamesine göre Darülfünûnun şubeleri ve dersleri ...................................................................................................... 169

8. 1874'te İstanbul Darülmuallimîni şubeleri ve dersleri .................................... 182

9. 1892'de İstanbul ve kasaba ilkokulları dersleri .............................................. 227

10. 1892'de köy ilkokulları dersleri ...................................................................... 227

11. 1904'te ilkokul programları............................................................................. 228

12. 1892-1893 öğretim yılında ülkede yeni ve eski tip ilkokulların sayısal durumu ............................................................................................. .231

13. 1890-1900 yıllarında vilâyetlerde mektep talebelerinin sayısının vilâyet nüfusuna oranı ................................................................................... 232

14. 1898-1899'da Rüşdiye ve İdadîlerin dersleri ................................................. 233

15. 1900'de Darülfünûnun şubeleri ve dersleri .................................................... 237

16. 1898'de İstanbul Darülmuallimîni İptidaiye Şubesinin programı ve haftalık ders saatleri ...................................................................................... 248

17. 1898'de İstanbul Darülmuallimatının programı ve haftalık ders saatleri ....... 249

18. 1900'de taşrada bulunan Darülmuallimînler, öğretmen ve öğrenci sayıları .. 250

19. Erkek Sultanîleri ve İstanbul Kız Sultanîsinin 1915'lerde ders programları... 273

20. 1915'te Darülmuallimîn-i İptidaînin ders programları..................................... 281

21. Balkan Savaşları sırasında ya da az sonra yayınlanan önemli kitaplar ........ 290

22. Cumhuriyet döneminde resmî ve özel ana okullarında sayısal gelişmeler ... 345

xix

23. 1981-1982 öğretim yılı ilkokul haftalık ders dağıtım cetveli........................... 350

24. Cumhuriyet döneminde resmî ve özel ilköğretimde sayısal gelişmeler......... 350

25. 1937-1938'de genel orta okul ve Liselerin haftalık ders dağıtım çizelgesi .... 354

26. 1981-1982'de genel orta okul ve Liselerin haftalık ders dağıtım çizelgesi .... 355

27. Cumhuriyet döneminde resmî ve özel orta okullarda sayısal gelişmeler ...... 357

28. Cumhuriyet döneminde resmî ve özel Liselerde sayısal gelişmeler ............. 357

29. Haziran 1982'de yüksek öğretim kurumlarının sayısal durumu..................... 367

30. 20 Temmuz 1982'deki düzenlemeye göre Üniversiteler ve bunlara bağlı Eğitim Fakülteleri ile Eğitim Yüksek Okullarının sayıları ............................... 368

31. 2005-2006 öğretim yılında başlıca örgün meslekî ve teknik orta öğretim kurumları ................................................................................... 372

32. 2003-2004 öğretim yılında özel öğretim okulları ........................................... 376

33. 2003-2004 öğretim yılında özel eğitimin durumu .......................................... 379

34. 1924'te İlk Darülmuallimînler ve İlk Darülmuallimatların programı ve haftalık ders saatleri ...................................................................................... 381

35. 1937-1938 ders yılında İlköğretmen okullarının programı ve haftalık ders saatleri ...................................................................................... 382

36. 1930-1932'lerde ilkokul öğretmenlerinin bazı illere göre dağılımı ................. 383

37. 1979-1980'de sınıf öğretmeni yetiştiren 2 yıllık Eğitim Enstitülerinin programı ve haftalık ders saatleri .................................................................. 385

38. Açılış tarihlerine göre Köy Enstitülerinin yerleri ............................................. 393

39. Köy Enstitülerinin 1943 tarihli programına göre ders grupları ve dersleri ..... 394

40. Millî Eğitim Bakanlığı merkez teşkilâtı şeması .............................................. 400

41. Heyet-i İlmiyeler, Millî Eğitim Şûraları ve ele aldıkları temel konular............. 402

42. T.C. eğitimi hakkında rapor veren başlıca yabancı uzmanlar ve ele aldıkları temel konular.............................................................................. 409

xx

TARİHÎ EĞİTİM ÖĞRETİM KURUMLARINA İLİŞKİN PROF. DR. YAHYA AKYÜZ’ÜN YAPTIĞI

RESİMLER (Kitabın sonunda)

Kitabın içinde Resim No geçtiği sayfa

1. Kırgızistan’da Burana (eski Balasagun) harabeleri ve balballar .......31 2. Sivas Gökmedrese ............................................................................48 3. Erzurum Çifte Minareli Medrese........................................................48 4. Diyarbakır Ulu Cami ..........................................................................48 5. Ayasofya Medresesi ..........................................................................66 6. Edirne II. Bayezid Darüşşifası ...........................................................74 7. Hacı Bayram Camii ve Ak Medrese ................................................123 8. Darülmuallimîn.................................................................................177 9. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi .................................362

10. Gazi Üniversitesi..............................................................................386

1

GİRİŞ

1. Türk eğitim tarihinin amacı nedir? Türk eğitim tarihi ne zaman başlar, hangi dönemlere ayrılır, hangi konuları kapsar? Türk eğitim tarihini araştırmak ve öğrenmek neye yarar? Türk eğitim tarihinin temel kay-nakları nelerdir?

Türk eğitim tarihinin amacı nedir?

Türk eğitim tarihinin amacı, en eski tarihlerden günümüze kadar Türk milletinin ürettiği, benimsediği, geliştirdiği eğitim ve öğretimle ilgili düşünceleri, kurumları, uygulamaları ortaya koymak, insan yetiştirme düzenini ve nasıl bir insan tipi yetişti-rilmeye çalışıldığını araştırmak, Türk toplumlarının mutluluğu ve mutsuzluğu ile eği-tim ve öğretimlerinin ilişkisini araştırmak, bugünkü eğitim sorunlarımızı en iyi bi-çimde çözebilmek için geçmişten bir takım dersler çıkarılıp çıkarılamayacağını tar-tışmaktır. Kuşkusuz, geçmiş tecrübelerden ders çıkarılıp onlardan günümüzde ya-rarlanılması kolay değildir. Bu, uzun ve ciddî araştırmaları gerektirir.

Türk eğitim tarihi, genel Türk tarihi içinde yer alan, eğitim ile ilgili bir Tarih bilimidir.

Türk eğitim tarihi ne zaman başlar, hangi dönemlere ayrılır?

Türk eğitim tarihi, tarihi bilinen ilk Türk toplumları ile başlar. Türkler için şöyle denmiştir: "Oğuz toplumunun göçüp yürümediği yol var mı?

Evini tutup oturmadığı yurt var mı?"1 Gerçekten Türkler çok geniş bir yayılma gös-termiştir ve çeşitli devletler kurmuşlardır. Fakat, bu kadar dağınıklık ve çeşitlilik i-çinde bir takım temel devletler vardır ki onların bağımsız yaşama geleneğinde ke-sintisiz bir çizgi oluşturur ve Türk tarihinin en önemli kısmını teşkil ederler. Bu dev-letler, sıra ile şunlardır: Hun, Göktürk, Uygur, Karahanlı, Selçuklu, Osmanlı Devlet-leri ve Atatürk'ün kurduğu, ebediyen yaşayacak olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Kitabımızda bu devletlerdeki eğitimi ele alacağız. T.C. Devletindeki eğitimi de gü-nümüze kadar inceleyeceğiz.

Günümüzün çeşitli Türk toplumları ve devletlerinde eğitimin tarihî gelişimine de değineceğiz.

1 Ebülgazi Bahadır Han, Şecere-i Terâkime, s. 62.

TÜRK EĞİTİM TARİHİ

2 Türk eğitim tarihi hangi konuları kapsar?

Bir milletin eğitim tarihi, öğretim ve eğitiminin tarihidir. Şu halde bu konuların be-lirlenmesi, öğretim ve eğitim terimlerinin açıklanması ile kolaylaşabilir. Bazan bir-birine karıştırılan bu terimler aşağıdaki gibi tanımlanabilir:

Öğretim (Osm.: tedris, tâlim/Fr.-İng.: enseignement, instruction): Teşkilâtlı ve düzenli olarak genellikle bir öğretim kurumunda (okul vs.) öğretmenler tarafından, öğrencilere, araç gereç kullanılarak bilgi aktarılması ve öğretilmesi çalışmalarının tümüdür. Başka deyişle öğretim, öğrenmenin gerçekleşmesi için girişilen düzenli, teşkilâtlı, plânlı çabaların tümüdür ve bazan örgün eğitim olarak da adlandırılır. Öğ-retim, eğitimin bir parçasıdır ve ancak öğretilen şeyler kişinin davranışlarında olumlu yönde değişiklikler meydana getirmişse eğitim haline dönüşür.

Böylece öğretim boyutu açısından, Türk eğitim tarihi başlıca şu konuları kap-samalıdır: Okullar, okul binaları, ders programları ve kitapları/Öğrencilerin ödüllen-dirilmesi ve disiplini/Öğrenci karne ve diplomaları/Okul, öğrenci ve öğretmenlerle ilgili her çeşit bilgi, belge, defterler, fotoğraflar/Devletlerin, rejim ve hükümetlerin eğitim amaçları, eğitim felsefeleri/Eğitim ve öğretmen sorunları/Okul, öğretmen ve öğrencilere ilişkin sayısal bilgiler/Eğitimle ilgili yasal belgeler/Devlet adamlarının söylev ve demeçleri/Eğitim sisteminin yapısı, işlevi/Eğitimi düzenleme ve ıslah ça-lışmaları/Eğitimci ve öğretmenlerin anıları, görüş ve düşünceleri/Eğitimcilerin ve aydınların tartıştığı, geliştirdiği eğitim düşüncesi/Okul ve öğretmenlerin toplumdaki yeri, önemi ve etkileri, vb.

Eğitim (Osm.: terbiye/Fr.-İng: education, pedagogie): Kişinin zihnî, bedenî, duygusal, toplumsal yeteneklerinin, davranışlarının en uygun şekilde ya da isteni-len bir doğrultuda geliştirilmesi, ona bir takım amaçlara dönük yeni yetenekler, dav-ranışlar, bilgiler kazandırılması yolundaki çalışmaların tümüdür. Eğitim, hayat boyu sürer; plânlı ya da tesadüfî olabilir. Okul, okuma-yazma, ders araç gereçleri ile ve bunların dışında aile veya bir çevre içinde, kişisel yetişme vs. yollarıyla yapılan öğ-retme, öğrenme, bilgi aktarma, beceri kazandırma çalışmalarının tümünü kapsa-yan bu çabalara yaygın eğitim de denmektedir. Kısaca, eğitim, öğretimi de içine alan çok geniş bir terimdir.

Böylece eğitim boyutu açısından, Türk eğitim tarihinin, yukarıda belirtilen öğre-timle ilgili konulardan başka şunları da kapsaması gerekir: Halk ve yetişkinler eği-timi/Yaygın eğitim kurumları/Kitle iletişim araçları ve etkileri/Toplumun çocuk yetiş-tirme yöntemleri ve çocuk oyunları/Toplumda yaygın biçimde ortaya çıkan eğitim düşüncesi ve uygulamaları/Toplumun eğitim, bilim anlayışı, eğitim değerle-ri/Atasözleri, destanlar, masallar, ninniler/Büyük edipler, ahlâkçılar/ Siyasetname-ler, vb.

Bunlardan bazılarını kısaca açıklayalım: Atasözleri: Milletlerin psikolojisini, hayat tecrübelerini, insana ve olaylara bakı-

şını yansıtan atasözlerinin eğitimle sıkı ilişkileri vardır. Örneğin şu dört atasözümüz çok anlamlıdır: Çocuk düşe kalka büyür / Ağaç yaşken eğilir / Kargadan başka kuş tanımaz / Hayvanın alacası dışında, insanın alacası içinde. Kazak Türkçesinde de şöyle bir atasözü vardır: İt simirse iyesin kabar (Semiren köpek sahibini ısırır) bun-ların açıklanması ve yorumunu okuyucularımıza bırakıyoruz.

GİRİŞ

3 Başka milletlerin de eğitimle ilgili atasözleri vardır. Örneğin bir Fransız atasözü

şöyledir: “Demiri döve döve demirci olunur.” Afrika’da bantu dilinde bir atasözü de ağaç yaşken doğrultulur şeklindedir ve yukarıdaki atasözümüzle aynı anlamdadır.

Ninniler: Annelerin bebeklerini ve küçük çocuklarını uyuturken söyledikleri ninni-ler onların geleceğine ilişkin arzu ve dileklerini ifade eder ve ailelerin nasıl bir insan tipine değer verdiğini gösterir.

Büyük edipler, ahlâkçılar: Kitapta önemli yazar, şair, düşünür ve ahlâkçılarımıza genişçe bir yer ayrılmıştır. Çünkü, geçmişe gidildikçe, plânsız, örgütsüz, genel ve yaygın bir eğitim, aynı zamanda bireysel yetişme yolları, örgün eğitime göre, ağır basar. O zamanlar, eğitim, edebiyat, din, ahlâk günümüzdekinden çok daha fazla içiçe girmişti. Ahlâkçı ve ediplerimiz eserleriyle, davranışlarıyla insanları daha iyi, daha olgun (insan-ı kâmil) bir hale getirmeyi, onların duygularını yüceltmeyi, bilgi ve fikir düzeyini yükseltmeyi amaçlıyorlardı. Bu bir eğitim çabasıdır. Bu nedenle onları yaygın eğitimciler olarak da değerlendirmek gerekir.

Siyasetnameler: Bunlar, devlet yönetimine ve yöneticilerin davranışlarına ilişkin hükümdarlara, vezirlere... öğüt vermek için eski devlet adamları vs. tarafından ya-zılan ve tarihimizde sık rastlanan kitaplardır.2 Siyasetnameler, yöneticileri yönetim bilgi ve davranışlarında aydınlatmayı, etkilemeyi amaçladıkları için siyasî eğitim ki-tapları olarak değerlendirilebilir ve konumuza girerler.

Görülüyor ki, Türk eğitim tarihinin konuları çok geniştir. Bu eğitimin -yukarıda a-çıklandığı gibi- geniş kapsamlı olmasından ve konuların geçmiş ve uzun bir zaman boyutu içinde ele alınması gereğinden ileri gelmektedir. Ayrıca, kitapta, yer yer, çe-şitli siyasal, sosyal, hukukî, askerî olaylara da yer vermemiz gerekecektir. Çünkü, eğitim olayı bunlardan soyutlanarak ortaya çıkmadığından, eğitim tarihi araştırma-ları onlara yabancı kalamaz.

Ayrıca, kanımızca bazı önemli dönemlerde ve konularda Türk eğitim tarihindeki gelişmelerin yabancı ülkelerle de karşılaştırılması gereklidir. Kitabımızda bu açıdan Avrupa ile bazı ilginç karşılaştırmalara da gidilmiştir.

Türk eğitim tarihini araştırmak ve öğrenmek neye yarar?

Türk eğitim tarihi alanında araştırma yapmak, Türk eğitim tarihini öğrenmek öğ-retmenler, eğitimciler, öğretmen adayı olan öğrenciler, eğitim politikasını belirleyen-ler için çok gereklidir. Bunun bir çok nedeni vardır. Çeşitli yayınlarımızda ve Türk Eğitim Tarihi kitabımızda yer yer açıklanan bu nedenlerin başlıcaları şunlardır3:

1. Eğitimimizin çağdaş ve uygulamaya dönük yönleri yanında uzun bir tarihî geçmişinin bulunduğunu unutmamalıyız. Sadece güncel eğitim yaklaşımı ve uygu-lamalarıyla eğitim bilimleri ve eğitim sorunları anlaşılamaz. Onların tarihî süreç için-de gelişimini de bilmek gerekir.

2 Mehmet Tahir, Siyasete Müteallik Âsar-ı İslâmiye; A.S. Levend, Siyasetnameler; Ahmet Uğur, Si-yasetnameler... 3 Yahya Akyüz, Türk Eğitim Tarihi’nin Eğitim Bilimleri İçindeki Yeri ve Eğitim Fakültelerinde Okutulma Gerekçeleri, Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, 2009, C. 41, 40. Yıl Özel Sayısı, s. 7-22.

TÜRK EĞİTİM TARİHİ

4 2. Türk eğitim tarihi bilinmeden eğitim fikir ve uygulamalarının gelişimine katkıda

bulunulamaz, yeni ve geçerli öneriler getirilemez.

3. Türk eğitim tarihi geniş ölçüde, eğitim öğretimin en önemli unsuru olan “öğ-retmen”in meslek tarihidir. Bu nedenle Türk eğitim tarihini bilmeyen öğretmenler mesleklerinin süregelen sorunlarından habersiz kalırlar, güçlü bir meslek bilinci ka-zanamazlar. Güçlü bir meslek bilinci kazanamayan, sorunlarını tarihî kökenleriyle kavrayamayan öğretmen kitlesi onların çözümü için ne ölçüde ciddî, geçerli ve yeni çözümler üretebilir? Böyle bir öğretmen kitlesi ne ölçüde mesleğe sahip çıkıp onu savunup koruyabilir ve geliştirebilir?

4. Türk eğitim tarihini bilmeyen öğretmenler, Millî Eğitim Bakanlığının (vs.) izle-diği eğitim ve öğretmen politikalarını yeterli bir bilgi ve bilinçle sorgulayıp değerlen-diremez, onlara karşı yeterli ve bilgili bir duyarlılıkla davranamaz, toplumda bir ka-muoyu oluşturamazlar.

5. Türk eğitim tarihi binlerce yıl boyunca “insan yetiştirme” fikir ve uygulamala-rımızı araştırdığı için, o bilinmezse, geçmişten günümüze Türk milletinin mutlu dö-nemlerinin ve zaman zaman uğradığı felâketlerin eğitimsel nedenlerini öğrenme fırsatı kaçırılmış ve bu kadar önemli bir tarihî birikimden bugün için ders çıkarılma-mış olur. Bu konuda öğretmenlerimizin, yöneticilerimizin, aydınlarımızın bilgisizliği milletimizi daha ciddî olumsuz gelişmelere sürükleyebilir.

Özetle, Türk eğitim tarihi eğitim bilimleri içinde çok önemli bir konuma sahiptir. Bu dersin en önemli bir “öğretmenlik meslek dersi” olarak kabul edilmesi ve bu ne-denle Eğitim Fakültelerinin tüm bölümlerinde ciddî olarak okutulması gerekir. Yük-sek Öğretim Kurulu’nun (YÖK) 1997’den itibaren 9-10 yıl kadar bir süre ile bu dersi Eğitim Fakülteleri programlarından çıkarması kanımızca çok yanlış olmuştur. Oysa YÖK’ün bu tutumunu eleştirmek için her zaman söyleyip yazdığımız gibi, “Türk eği-tim tarihi programlardan çıkarılmamalı, Türk eğitim tarihinden dersler çıkarılmalı-dır.” (Y. Akyüz).

Türk eğitim tarihinin temel kaynakları nelerdir?

Türk eğitim tarihinin temel kaynakları, az yukarıda öğretim ve eğitim terimlerini açıklarken sözünü ettiğimiz konularla ilişkin her türlü yazılı ve sözlü bilgiler, ders araç gereçleri vs. dir. Bunlar devlet arşivleri, eğitim müzeleri, bazı okulların arşivle-ri, özel kişilerin ellerindeki belgeler, kütüphaneler ve sahaflarda bulunan süreli ya-yınlar ve kitaplar, eğitimciler ve öğretmenlerden sözlü tarih yöntemiyle derlenebile-cek bilgilerdir vs …

5

I. KISIM

TÜRKLERİN MÜSLÜMAN OLMALARINDAN ÖNCE

Türklerin 10. yüzyılda Müslüman olmalarından önce tarih sahnesine çıkmış en önemli devletleri, Hun, Göktürk ve Uygur devletleridir1. Bu devletlerin toplumları için bazan "eski Türkler" de denilmektedir. Bunların eğitim görüş ve uygulamaları ben-zerlikler gösterirse de herbirinin temel özellikleri de vardır.

Türklerin Müslüman olmalarından önceki dönemlerde eğitimlerinin temel özellikleri şunlardır:

1. Türk toplumlarının eğitim anlayış ve uygulamaları, yaşama biçimlerinin etki-siyle şekillenmiştir.

2. Çocukların ve gençlerin toplumsallaştırılıp eğitilmesinde toplumun töresi ö-nemli bir rol oynamaktadır.

3. Bu devirlerdeki Türklerin eriştikleri uygarlık ve kültür düzeyi, onlarda örgün eğitim kurumlarının bulunduğuna kesin bir delil ise de bu kurumlar hakkında henüz bilgimiz yoktur.

4. Bu dönemin edebî eserlerinde yaygın olarak bir tâlimî yani öğretici amaç bu-lunduğu görülür. Bunlar, insanlara hayatta yol gösterebilecek ilkeler, ahlâkî esaslar, felsefe kırıntıları taşır. Şiir ve kısmen atasözü niteliğindeki bu parçalar, o dönemle-rin ahlâk ve terbiye anlayışını gösterir. Bunlar, iyiliğin, cömertliğin, bilgeliğin, cesa-retin önemi ve değeri, büyüklere itaat vs. gibi bugün de yaşayan değerlerdir2.

5. Eski Türklerde alp insan tipine önem verilmektedir. Oğuz Kağan destanında Oğuz Kağan kendisine tüm dünya halklarının itaat etmesini ister ve kendisini dün-yanın hükümdarı, yöneticisi olarak görür. O, dışa dönük, mekânda genişlemek is-teyen, göçebe, akıncı, düşmanlar ve hayvanlarla mertçe çarpışan, üstün Türk'ü temsil eder.3

6. Eski Türklerde köklü bir bilim sevgisi vardır. Alp insan tipinin temel özellikle-rinden biri, onun cesur olduğu kadar bilge bir kişi oluşudur.

7. Eski Türklerde meslekî eğitim de önemli bir yer tutar. 8. Türklerin tarihi bilinen en eski yazılı belgeleri de Müslüman olmalarından ön-

ceki döneme aittir. 9. Eski Türklerde, genellikle cinsiyet farkı gözetmeden, büyük bir çocuk sevgisi

vardır.

1 Z. V. Togan, Umumî Türk Tarihine Giriş 2 Fuad Köprülü, Türk Edebiyatı Tarihi, s. 76-77 3 Mehmet Kaplan, Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar, s. 22

TÜRK EĞİTİM TARİHİ

6 HUNLAR

M.Ö. Bin yıllarında Orta Asya'da Altay dağları ve bunların kuzey ve doğu bölge-lerinde Büyük Hun Devleti kurulmuştu. Bu devletin en ünlü iki hükümdarı Teoman ve oğlu Mete (yön. M.Ö. 209-174) dir. Büyük Hun Devleti M.S. 50 yıllarında Çin'in baskıları sonucu parçalandı ve Hunların önemli bir kısmı Batıya göçerek Ural dağ-larından Batı Avrupa'ya kadar uzanan Avrupa Hun Devletini kurdular. Bu devletin en önemli hükümdarı Atilla'dır (yön. M.S. 437-453). Roma ve Bizans'ı vergiye bağ-layan Atilla'nın ölümünden bir süre sonra Hunlar bağımsızlıklarını kaybettiler.4

2. Hunlarda eğitim hakkında neler biliyoruz?

Hunların eğitimini yaşayış biçimleri şekillendirmiştir. Hunlar, sürü besleyen atlı göçebe kabilelerden meydana gelmişti. Özellikle

komşuları Çin'e karşı korunmalarını kolaylaştırdığı için, Hunlar yerleşik değil göçe-be bir yaşantıyı benimsemişlerdir. Bunun doğal sonucu olarak da savaşçılık, yöne-ticilik, bazı el zanaatları ile dinî inanışlar ve çocuk yetiştirmeye ilişkin değerler eği-time damgasını vurmuştu. Bunlar özellikle Göktürkler için de geçerli sayılmalıdır.

Hunlarda eğitim ve özellikleri Savaş eğitimi:

Bir toplum yüzyıllarca atlı göçebe hayatı yaşar ve sürekli savaş tehlikeleri ile karşı karşıya kalırsa kuşkusuz savaşçı bir teşkilât ve eğitim geliştirmek zorunda ka-lır. "Atlı toplumların çok az bir zamanda hazırlanması lâzımdır. Eli silâh tutan ve düşmana karşı koyabilecek kimseler, nerede ve nasıl göreve başlayacaklarını çok önceden bilmeliydiler. Kadınları ve çocukları kimlerin nasıl ve nerede koruyacakları kesin kurallarla belirtilmiş olmalıydı. Bütün bunları topluma kim öğretirdi? Hiç kim-se. Yalnızca asırlardan beri devam eden ve olgunlaşan töre ve toplumun köklü an'anesi bu askerlik hazırlığını düzenlerdi."5

Hunlar büyük ordular kurmuş, Çin gibi geniş ve kalabalık bir ülkeye akınlar dü-zenleyip savaşlar kazanmıştı. Çin Seddi onları durdurmak için yapılmıştır. Hunlar, orta ve batı Avrupa'da da çok geniş bölgeleri ele geçirdiler, Roma ve Bizans'a baş eğdirdiler. Bunlar bize Hunların çok iyi bir askerlik ve savaş eğitimi gördüklerini ka-nıtlamaktadır. Bu eğitim töre içinde gerçekleşiyordu.

Bu töre gereğince, çocukların güçlü ve iyi bir asker olarak yetişmelerine çok ö-nem verilirdi. Doğum, ad verme günleri törenlerle kutlanırdı. Çocuklar daha küçük-ken at niyetiyle koyunlara biner, kuş ve fareleri okla vurmaya çalışır, ava götürülür-lerdi. Onların biraz büyüyünce ata binmeleri de yine törenlerle kutlanır, o gün çocu-ğa at teslim edilir, at yarışları yapılırdı. Erkek çocuğun yetişmesinde ve savaş sana-tını öğrenmesinde babasının çok önemli öğretici ve eğitici görevi vardı. Kızlardan da erkeklerle boy ölçüşen, düşmanları, vahşi hayvanları altedenler çıkardı.6

Hunlarda ve genellikle öteki Türklerde Müslüman oldukları zamanlara kadar ço-

4 G. Nemeth, Atilla ve Hunları 5 Bahaeddin Ögel, Türk Mitolojisi, s. 273 6 Bahaeddin Ögel, Türk Kültürünün Gelişme Çağları, s. 130; Saffet Bilhan, Orta Asya Türk Devletlerinde Eğitim, Bilim ve Sanat Hareketleri, s. 104

TÜRKLERİN MÜSLÜMAN OLMALARINDAN ÖNCE

7 cuğa ad koymanın bile bir mücadele, kahramanlık, güç gösterisi ile ilgisi vardı. Doğduğunda çocuğa verilen ad onun gerçek ve sürekli adı değildi; o, ilk gençlik yıl-larında dikkati çeken bir başarı ile adını kendi kazanırdı. Bu, Dede Korkut Ki-tabı'nda çok güzel bir örnekle anlatılır. Her ne kadar bu ölümsüz Türk destanı 14. yüzyılda yazıya geçirilmiş ve olaylar o sırada daha yeni Müslüman olmuş Oğuz Türkleri ile ilgili ise de onun özü çok eski zamanlardan beri Türkler arasında sözlü olarak yaşayagelmiştir. Sözü edilen bir çocuğa ad koyma olayı bu destanda şöyle anlatılır:

"Bir gün dört çocuk meydanda aşık oynuyorlardı. Azgın bir boğa ahırdan dışarı salınmıştı. Ol boğa katı taşa boynuz vursa un gibi öğütürdü. Oğlancıklara 'kaçın' dediler. Üçü kaçtı. Dirse Han'ın on beş yaşındaki oğlancığı kaçmadı. Ak meydanın ortasında baktı durdu. Boğa, oğlana sürdü geldi. Diledi ki onu helâk ede. Oğlan, boğanın alnına yumruğuyla katı çaldı. Boğa götün götün gitti. Boğa oğlana sürdü geri geldi. Oğlan gene boğanın alnına katı vurdu, alnına yumruğunu dayadı, sürdü meydanın başına çıkardı. Boğayla oğlan bir hamle çekiştiler. Boğa iki arka ba-cağının üstünde durdu. Ne oğlan yener, ne boğa yener. Oğlan düşündü, dedi: 'Bir dama (çatıya) direk vururlar ol dama dayak (destek) olur. Ben bunun alnına niye dayak olur dururum?' Boğanın alnından yumruğunu çekti, yolundan savuldu. Boğa düşüp tepesinin üstüne yıkıldı. Oğlan bıçağına el vurdu, boğanın başını kesti. Oğuz beyleri oğlanın üstüne toplandılar, övdüler, ona güzel bir ad verdiler ve 'Boğaç' de-diler."7

Burada, çocukların "aşık" oynadıkları görülüyor. "Aşık" ve öteki çocuk oyunları hakkında, ileride, Kaşgarlı Mahmut'tan bahsederken bilgi verilecektir (Soru 11).

Eski Türkler, savaşta ve sürülerin idaresinde kendilerine gerekli olan at, köpek gibi hayvanları eğitmeye de çok önem verirlerdi. Kaşgarlı Mahmut, "at Türkün ka-nadıdır" der.8

Bağımsız yaşama azmi: Hunlar ve tüm eski Türklerin en belirgin özelliklerinden biri siyasî anlamda ba-

ğımsız devletler halinde yaşama azimleridir. Bu fikir, töre içinde insanların ruhuna işlenirdi. Hatta bir dünya devleti kurma isteğindeydiler. Onlara göre tüm insanlar Türk devletinin halkı, Türk hakanı ise dünyanın hükümdarı idi. Atilla kendisini Tan-rı'nın kırbacı sayıyordu.9

Dünyaya egemen olma düşüncesi nereden kaynaklanıyordu? Bunun kaynağı yine töre ve yaşama biçimidir. Etnologlara göre atlı-göçebe Altay-Ural toplumlarının belirgin özelliklerinden biri üstün devletler kurma ve örgütlenme yeteneğidir. Büyük hayvan sürüleri besledikleri ve çok geniş alanlarda dolaştıkları için onlarda sürüle-rin idaresi, mera çatışmaları, yabancılarla temas gibi konularda bilgi ve tecrübe bi-rikimi meydana gelir. Bu toplumların fertleri son derece cesaret sahibi olmaya da mecburdurlar.

Mete'nin devlet yönetimi ile ilgili çok anlamlı bir olay vardır. Bunu Atatürk de çok

7 Dede Korkut Kitabı, s. 30-31 8 Divan, I, s.48-49 9 Türk devlet geleneğinde çağlar boyu bağımsızlık, bilgi, adalet vb. ilkelerin yeri için bkz. Bahaeddin Ögel, Türklerde Devlet Anlayışı, İsmet Parmaksızoğlu, Türklerde Devlet Anlayışı

TÜRK EĞİTİM TARİHİ

8 sevmiş olmalı ki 1933'de Balıkesir Lisesinde bir Tarih dersi sonunda öğretmenlere anlatmıştır.10 Çin tarihlerinde yer alan bu olay özetle şöyledir:

Mete, babasının yerine geçince, komşu devlet reislerinden biri elçi göndererek ondan çok sevdiği ve çok hızlı koşan atını ister. Kurultay toplanır; üyeler bu onur kırıcı isteğin reddedilmesini, gerekirse savaşılmasını önerirler. Fakat Mete, "nasıl olur da bir atı komşu bir devletten daha değerli tutabiliriz" diyerek atını verir.

Bir süre sonra elçi yine gelir ve Mete'nin karısını ister. Derhal savaşmayı öneren Kurultay üyelerine Mete, "nasıl olur da bir kadını komşu devletten üstün tutabilirim" diyerek karısını da verir.

Mete'nin korktuğunu ve her istediğini ele geçireceğini sanan komşu hükümdar bu kez, sınırda kimsenin oturmadığı çorak bir araziyi ister. Kurultay üyeleri, at ve hatun gittikten sonra, küçük, önemsiz, yararsız bir parça toprağın verilmesinde sa-kınca görmezler. Ama Mete bu kez de onlar gibi düşünmez. "Toprak devletin teme-li, milletin malıdır" diyerek, üyelerin başını kestirir ve komşu devletle savaşır, büyük bir zafer kazanır...

Bu olayda Mete'nin tutumundan çıkarılması gereken esas sonuç, onun devlet yönetiminde son derece akılcı davrandığı, savaştan ve kan dökülmesinden müm-kün olduğu ölçüde kaçındığı, savaşa ancak gerçek millî davalar için ve başka yol kalmadığı zaman başvurduğudur. Atatürk de devlet yönetiminde aynı anlayışa sa-hipti ve O'nun bu olayı öğretmenlere anlatmasının anlamı büyüktür.

Meslekî eğitim: Sürü besleyen atlı-göçebe ve savaşçı bir toplumda hayvan ürünlerinin (et, süt,

deri, yün...) değerlendirilmesi, çeşitli araç gereç yapımı ile ilgili, usta-çırak ilişkisi içinde bazı becerilerin gelişmesi doğaldır. Hunlar böylece kürk, halı, madenî eşya ve silah yapımında ileri idiler. Madenlerden altını, demiri başarı ile işlerlerdi. Eski Türklerde demir ve demircilik kutsaldı, onlar kılıç üzerine and içerlerdi. Hayvan ü-rünleri ve madenlerin toplumda geniş çapta işlenip değerlendirilmesi bir ihtiyaçtı. Bu, yalnızca aile içinde kalmayan bir uğraşı olsa gerek. Bu işlerin en iyi biçimde yapılabilmesi için devletin yaygın bir meslekî eğitimle ilgilenmiş olması muhtemel-dir.

Hunlar, el zanaatları içinde güzel eserler yapmışlardır ve bunlar "step sanatı" olarak adlandırılmaktadır.11

Dinî inanışlar: Hunlarda ve eski Türklerde din de kısmen bir eğitim aracı idi. Onlarda "halk dini"

ile "devlet dini" ayrı şeylerdi. "Halk dini daha ziyade hastalık, fal, sihirbazlık gibi in-sanların günlük ihtiyaçlarına cevap veren ve onları manevî bakımdan tatmin eden prensiplerdi: Şamanizm. Devlet dini ise devletin varlık sebebini izah eden ve hü-kümdarın iradesine meşruiyet veren bir inanışlar sistemi idi. Halk dininde halkla karşı karşıya olan ve Tanrı ile ilişki kurduğunu iddia eden tek aracı şaman'dı. Dev-let dininde ise baş rahip, hükümdarın bizzat kendisiydi."12 10 Kâmil Su, Atatürk Bir Tarih Dersinde 11 Bahaeddin Ögel, İslâmiyetten Önce Türk Kültür Tarihi 12 Ögel, Türk Mitolojisi, s. 552.

TÜRKLERİN MÜSLÜMAN OLMALARINDAN ÖNCE

9

TÜRK EĞİTİM TARİHİ

10

Fakat, bazı tarihçiler, Atilla'nın, şamanların kehâneti dışında bir adım bile atma-dığını, bundan da kendisinin ve toplumunun çok zarar gördüğünü ileri sürerler.13

Şaman ya da kam, kâhin, sihirbaz, saz şairi, yazı yazan kâtip, öğretmen anlam-larına da gelmekte ve o, beden ve ruh doktorluğu dahil çok çeşitli konularda halka önderlik yapmakta, onun sorunlarını çözmeye çalışmakta idi.14 Onu bir çeşit yaygın eğitimci olarak görmek gerekir.

Eski Türkler hakkında Bizanslı bir yazar der ki: "Türkler ateşe, havaya ve suya büyük saygı gösterirler, fakat yalnızca, yeri ve göğü yaratmış olan Tanrı'ya ibadet ederler." Orhun Anıtları da şöyle başlar: "Yukarıda mavi gök ve aşağıda yağız yer yaratıldıktan sonra, bu ikisi arasında kişi oğlu yaratılmıştır." Bu bize, Türklerin göğü ve yeri "yaratılmış" olarak gördüklerini ve onlara tapmadıklarını göstermektedir.15

Çocuk sevgisi

Hunlarda ve eski Türklerde çocuk sahibi olmak çok arzulanırdı. Erkek ve kızlar arasında genellikle fark gözetilmez, hatta bazan kızlara daha fazla değer verilirdi. Çocuksuz ailelerin itibarı düşüktü. Dede Korkut Kitabı'nda Bayındır Han'ın yılda bir kez ziyafet verip Oğuz beylerini konuklarken şöyle denir: "Gene ziyafet verip aygır, deve, koç kırdırdı. Bir yere ak otağ (çadır), bir yere kızıl otağ, bir yere kara otağ kurdurdu. – Kimin ki oğlu, kızı yok, kara otağa kondurun, kara keçeyi altına döşe-yin, kara koyun yahnisinden getirin, yerse yesin, yemezse kalksın gitsin. Oğlu olanı ak otağa, kızı olanı kızıl otağa kondurun. Oğlu kızı olmayanı Allah lânetlemiştir, biz dahi lânetleriz" demişti.

Eski Türklere göre oğul babasına, kız anasına çekmeli idi. İyi oğlana “ataç”, iyi kıza da “anaç” denirdi. İnanışa göre, "ata oğlu ataç doğar" yani oğul babasına ben-zerdi.16 Oğlanı yetiştirmek babanın, kızı yetiştirmek de ananın görevi idi.17

GÖKTÜRKLER

M.S. 50 yıllarında parçalanan Hunların bir kısmı Kuzey Hun Devletini oluştur-muştu. Bu devlet de M.S. 150 yıllarında yıkılınca hâkimiyeti Avar (Cücen) Türkleri ele geçirdiler. Onlara karşı savaşan bazı Türk boyları M.S. 552'de Bumin Kağan'ın önderliğinde Göktürk Devletini kurdular. Onun az sonra ölmesi üzerine ülkenin ba-tısını kardeşi İstemi Kağan (552-576), doğusunu da torunu Bukan (553-572) yönet-ti. Fakat Uygurlar ve Çinlilerin baskıları sonucu Doğu Göktürkler 630'da, Batı Gök-türkler de 659'da Çin egemenliğine girdiler. Doğu Göktürkler 50 yıllık bir aradan sonra Kutluk (İlteriş) adında bir önderin yönetiminde istiklâl savaşı vererek tekrar bağımsızlıklarına kavuştular (681). Kutluk Kağan'ın ölümünden (691) sonra kardeşi Kapağan, sonra da Kutluk Kağan'ın çocukları Bilge Kağan ve Kültegin yönetimi aldı (716). Vezirleri, Tonyukuk idi. O yıllarda Göktürkler en parlak dönemlerini yaşadılar. Kültegin 731, Bilge Kağan 734'de öldü. 13 Nemeth, age, s. 105 14 Abdülkadir İnan, Tarihte Şamanizm, s. 72 vd. 15 S.M. Arsal, Türk Tarihi ve Hukuk, s.48-54. 16 Divan, II, s.80. 17 Ögel, Türk Kültürünün Gelişme Çağları, s.168-171.

327

V. BÖLÜM

TÜRKİYE CUMHURİYETİ (1923'ten sonraki dönem)

Atatürk Kurtuluş Savaşını zaferle sonuçlandırmış ve 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet ilân edilerek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulmuştur. Atatürk'ün deyimiyle "ebediyyen pâyidar olacak" olan bu Devletin kuruluşundan beri halk uzun bir sükûn ve barış dönemi yaşamıştır.

1923'ten sonra, ülkede, o zamana dek görülenlerle karşılaştırılamayacak kadar önemli siyasal, ekonomik, hukukî, kültürel değişmeler gerçekleştirilmiştir.

Bu uzun süre çeşitli açılardan alt dönemlere ayrılabilir. Bir ayrım şöyle olabilir: a) Yeniden doğuş ve kuruluş (1923-1946) b) Çok partili hayata geçiş ve sonrası (1946'dan sonra) Gerek bu ikili tasnifte, gerek yapılabilecek öteki ayırımlarda her dönemin eğitim

bakımından bazı farklı özellikleri bulunduğu ileri sürülebilir. Fakat biz, esasta, Cumhuriyet döneminin gelişen tek bir çizgi oluşturduğu kanısındayız ve konumuzu alt dönemlere göre değil, bütünlük içinde ele alacağız.

Cumhuriyet dönemi eğitiminin temel özellikleri şunlardır:

1. Dönemin siyasal, ekonomik, hukukî, kültürel değişmeleri gerçekleştirildiğinde toplumun %10'u bile okur yazar olmadığı için, bunların kitlelere benimsetilmesi ve kökleşmelerinde eğitimin oynayabileceği rol her zamankinden fazla anlaşılmış ve eğitime bu nedenle önem verilmiştir.

2. Atatürk, bizzat kendisi "Başöğretmen" unvanı ile, eline tebeşiri alarak, kara tahta başında halka ders vermiş, kitlelerin eğitim düzeyinin yükselmesi için büyük çaba harcamıştır. Bu hareketiyle, O, öğretmen ve eğitimcilere çok değerli bir ma-nevi destek sağlamıştır.

3. Eğitimde genel olarak sayısal bakımdan önemli gelişmeler sağlanmıştır. 4. 1924'te çıkarılan Tevhid-i Tedrisat (öğretim birliği) kanunu ile tüm okullar Eğitim

Bakanlığına bağlanmış ve medreseler kaldırılmıştır. 5. Eğitim layikleştirilmiştir. 6. Eğitim demokratikleşmiştir. 7. Özellikle tarih ve dil konularında millî bir amaca yönelme başlamıştır. Ancak,

zaman zaman bu alanlarda aşırılıklara da gidilmiştir. 8. Lâtin harfleri kabul edilmiştir. 9. Kadın eğitimine önem verilmiştir, bu alanda büyük gelişme sağlanmış ve er-

kek - kız karışık (karma) eğitim kesinlikle gerçekleşmiştir. 10. Kurtuluş Savaşının kazanılması ve 1938'e kadar Atatürk'ün varlığı, tüm hal-

TÜRK EĞİTİM TARİHİ 328 ka ve öğrencilere, kendilerine ve geleceğe güven duygusu ve büyük bir şevk vermiş, kız erkek tüm öğrenciler bir meslek sahibi olarak topluma yararlı olabilmek için büyük çaba harcamışlardır.1

11. İlkokul öğretmenlerinin maaşları 1948'de Devlet bütçesinden ödenmeye başlamıştır.

12. Bir süre, köy için eğitim ve öğretmen konusunda önemle durulmuş, bazı uy-gulamalara girişilmiştir.

13. Atatürk ilkelerine bağlı, layik, aktif, yeni bir insan tipi yetiştirmek eğitimin en önemli amaçlarından biri olmuştur. Bu, sosyal hayata karışan, fikrini özgürce söyleyen, "kimseye haksızlık yapmayan, haksızlıklara da duyarsız kalmayıp tepki gösteren" yurttaş tipidir ve önceki dönemlerin insan tiplerinden çok farklıdır. Ancak, 1950'lerden sonra zaman zaman bu amaçlara karşı gelişmeler de görülmüştür. Eğer Türkiye’nin 2000’li yılların başında artan Avrupa Birliğine girme çabaları “birgün” sonuç verirse, eğitimimizin amaçladığı insan tipine “Avrupa Birliği vatanda-şı olma”nın değerlerini de kazandırmak gerekecektir. Küreselleşme olgusu da bu insan tipinin niteliklerini dünya ölçeğinde genişletecektir.

14. Özellikle 1940'lara kadar halk eğitimine önem verilmiştir. 15. 1945'lerden itibaren, eğitim bilimlerindeki gelişmeler, kara Avrupası'nın etki-

sinden çıkarak ABD'deki eğitim görüşleri ve uygulamalarının etkisine girmiştir. 16. Eğitimin geliştirilmesinde zaman zaman Batılı eğitimcilerden yardım umul-

muştur. 17. 1961'de, eğitim plânlamasında istişarî (danışılan) bir kurum olan Devlet

Plânlama Teşkilâtı kurulmuştur. 18. 1961 Anayasasının 114. maddesi, idarenin her türlü eylemlerine karşı yargı

yolunu açtığı için, bu tarihten sonra, öğretmenin verdiği sınav notuna karşı, öğrencinin idare mahkemesine itiraz edebilme hakkı doğmuştur.

19. Zaman zaman, eğitim sorunlarının tartışıldığı Şûralar toplanmıştır. 20. Öğrencileri, yetenekleri doğrultusunda ve ülkenin gerçekten ihtiyacı olan

mesleklere ve teknik eğitime yönlendirici bir örgün eğitim sistemi kurulamamıştır. 21. Eğitim öğretimde, "şekilsel" tutum ve davranışlara fazla yer verilmiş, bu da

bazan "öz"ü unutturmuştur. 22. Zaman zaman hükümetler kendi partilerinin isteklerini eğitime aşırı ölçüde

yansıtmışlar, bu nedenle, istikrarlı bir millî eğitim politikası izlenememiştir. 23. Çok partili rejime geçildikten sonra, mahalli seçmeni tatmin etmek için,

gerçek ihtiyaç düşünülmeden, çeşitli yerlerde pek çok okul açılmıştır. 24. Öğretmen yetiştirmede, zaman zaman nitelik gözetilmemiş, bunun da

başlıca iki olumsuz sonucu olmuştur: a) Genel eğitim ve öğretim bundan zarar görmüştür. b) Öğretmenlik mesleği, toplumda, lâyık olduğu düzeye yükselememiştir. 25. Eğitimin sorunları tümüyle çözülememiş, başka sorunlar ortaya çıkmış,

1 Hâmide Topçuoğlu, 10. Yıl, 10 .Sınıf,Sümerbank Dergisi, Kasım 1974.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ 329 bazıları da büyük boyutlara ulaşmıştır.2

26. Kitle iletişim araçları (basın, radyo, TV, sinema, video filmleri, vs.) eğitim ve öğretime yeterli destek ve katkıda bulunmamışlardır.

27. Siyasal etkenler, bozuk kentleşme, kaynak yetersizliği, umursamazlık, şekle önem verme vs. gibi nedenlerle eğitimde nitelik yeterince sağlanamamıştır.

28. Öğretim yöntemleri ve öğrenci disiplini konusunda, geçmişten gelen etkiler kısmen sürüp gitmiştir (ezbercilik, vs.).

29. Türk eğitim tarihinin geniş tecrübe ve fikir birikiminden asıl günümüzde ders alınması gerekirken, ilgililerde ve aydınlarda bu konuda yeterli bilinçlenme ve çaba görülmemektedir.

124. Tevhid-i Tedrisat nedir?

Hatırlanacağı gibi, Osmanlı Devletinde 1776'lardan itibaren Batı örneğine göre askerî okullar ve Tanzimat (1839) yıllarından itibaren de yine Batılı sivil öğretim-den ilham alınarak Rüşdiye, İdadî, Sultanî gibi ortaöğretim ve İptidaî gibi ilköğretim kurumları açılmaya başlanmış, Darülfünûn kurulmuştur. Maarif Nezaretine bağlı bu yeni mekteplerin yanında Meşihata, Şer'iye ve Evkaf Nezaretine bağlı medreseler ve sıbyan mektepleri de varlıklarını, etkilerini sürdürmüşlerdir.

Yeni açılan mekteplere, onları medrese ve sıbyan mekteplerinden ayırmak için bazan Tanzimat mektepleri, Maarif mektepleri de denir. Buralarda yeni bazı dersle-rin yanında Arapça, din dersleri de yer alıyor, öğrencilere zorunlu olarak ibadetler de yaptırılıyordu. Fakat buna rağmen medrese zihniyeti onları benimsememişti ve her fırsatta onlara tepki gösteriyordu. Bir taraftan da azınlık ve yabancı okullar bir ahtapot gibi ülkede yayılıyor, istedikleri gibi at oynatıyorlardı.

Bu kurumlar millî bir amaç gütmüyor, birbirlerine zıt görüşlü insanlar yetiştirip gi-diyorlardı. Tarikatlar ve tekkeler de yine çok farklı dünya görüşlerinde insanlar ye-tiştirmekte idi.

Osmanlı döneminin son zamanlarında yöneticilerce, Ziya Gökalp ve başka ay-dınlarca büyük sakıncaları farkedilse bile çözümü bulunamayan bu mesele, millî bir Devlet olan Türkiye Cumhuriyetinde sürüp gidemezdi. Öğretim birliği (tevhid-i tedri-sat, vahdet-i tedris) mutlaka sağlanmalıydı.3

Bu amaçla 3 Mart 1924'te 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat Kanunu çıkarılmıştır. "Öğ-retimlerin birleştirilmesi" anlamına gelen bu kanunla şu düzenlemeler getirilmiştir: 2 Cumhuriyet dönemi eğitimi için bkz : Nevzat Ayas, Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitimi; M.N. Kodamanoğlu, Türkiye'de Eğitim (1923-1960) ; A.Ataünal-R.Özalp, Türk Milli Eğitim Sisteminde Düzenleme Teşkilatı; Y.K. Kaya, İnsan Yetiştirme Dü-zenimiz; Hasan Cicioğlu, Türkiye Cumhuriyetinde İlk ve Orta Öğretim; Mustafa Ergün, Atatürk Devri Türk Eğitimi; Cumhuriyet Döneminde Eğitim (çeşitli yazarlar); Ersoy Taşdemirci, Cumhuriyet Dönemi Türk Milli Eğitim Politikası;Cumhuriyet Dönemi Eğitimcileri (çeşitli yazarlar); S.Akgün-M.Uluğtekin, Mi-sak-ı Maarif; Zekâi Baloğlu, Türkiye'de Eğitim;Necdet Sakaoğlu, Osmanlı’dan Günümüze Eğitim Tarihi; Avni Akyol, Önce ve Sonra Eğitim; A.K. Bilgiseven, Milli Eğitim Stratejimiz Nasıl Olmalıdır? İ.E. Başaran, Türkiye Eğitim Sistemi; S. H. Bolay, Türk Eğitim Sistemi, Alternatif Perspektif; Yeni Türkiye, Eğitim Özel Sayısı, 1996; Toper Akbaba, Demokrat Parti; Mahmut Âdem, Atatürkçü Düşünce Işığında Eğitim Politi-kamız, İsmail Güven, Türkiye'de Devlet, Eğitim ve İdeoloji; Osman Kafadar, Türkiye'de Kültürel Dönü-şümler ve Felsefe Eğitimi; Mustafa Ergün, Cumhuriyet Döneminde Türkiye’de Eğitim Tarihi. 3 Yahya Akyüz, Türk Eğitim Tarihi Açısından Öğretim Birliği Yasasının Önemi.

TÜRK EĞİTİM TARİHİ 330 Md. 1. Ülkedeki tüm bilim ve öğretim kurumları Maarif Vekâletine bağlanmıştır. Md. 2. Şer'iye ve Evkaf Vekâleti ya da özel vakıflarınca idare edilen tüm medrese

ve mektepler Maarif Vekâletine bağlanmıştır. Md. 3. Şer'iye ve Evkaf Vekâleti bütçesinde mekteplere ve medreselere ayrılan

para, Maarif bütçesine geçirilecektir. Md. 4. Maarif Vekâleti yüksek din uzmanları yetiştirmek için Darülfünûnda bir İ-

lâhiyat Fakültesi, imam ve hatip yetiştirmek için de ayrı mektepler açacaktır. Bu maddelerden anlaşılacağı gibi, Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile ya da onun so-

nuçları olarak eğitime aşağıdaki yenilikler ve değişiklikler getirilmiş olmaktadır: • Tüm eğitim ve öğretim kurumları Eğitim Bakanlığına bağlanmakla, eğitim

işlerinin tek elden yürütülmesi mümkün olmuştur (Askerî okullar 1925'te tekrar Millî Savunma Bakanlığına bağlanmıştır).

• Türk eğitim tarihinde en uzun süre yaşamış öğretim kurumları olan med-reseler kapatılmıştır. Bu kapatma Eğitim Bakanı Vasıf Çınar'ın 11 Mart 1924 tarihli bir genelgesi ile gerçekleşmiştir. O sırada mevcut 16 bin kadar medrese öğ-rencisi, bulundukları yerlerin ilk, orta okul, lise ve öğretmen okullarına akta-rılmış, hocalarının da isterlerse okullarda din dersi öğretmenliklerine atanabilecek-leri belirtilmiştir.

• İmam ve Hatip Mektepleri de 6 yıl sonra kapanmıştır (Bkz. Soru 132). • Eğitimde laiklik ilkesine doğru önemli bir adım atılmıştır. Fakat, laiklik Anaya-

saya 1937'de girecektir. Yine 3 Mart 1924 tarihinde, Tevhid-i Tedrisat Kanunundan önce kabul edilen

429 sayılı kanunla Şer'iye ve Evkaf Vekâleti kaldırılmış, yine aynı gün 431 sayılı kanunla da Hilâfet (Halifelik) kaldırılarak Osmanlı hanedanı mensupları yurt dışına çıkarılmıştır.4 30 Kasım 1925 tarihli ve 677 sayılı bir kanunla da tekkeler, türbeler kapatılmış, tarikatlar kaldırılmıştır.

• İlâhiyat Fakültesi de 1933 Üniversite Reformunda, Edebiyat Fakültesine bağlı bir araştırma enstitüsüne dönüştürülmüştür.

• İlk ve orta öğretimde Din derslerinin saatleri azaltılmış, bu dersler bir süre sonra tümüyle kaldırılmıştır (Bkz. Soru 129, 130).

Tevhid-i Tedrisat Kanununun sonuçları üzerinde öteden beri bir çok tar-tışmalar yapılmıştır.5 Bir örnekle yetinirsek eğitim tarihçisi Osman Ergin (1883-1961), okullardan Din derslerinin tümüyle çıkarılmasının gençlik üzerinde "sarsın-tılar"a yol açtığını, bunu farkeden Millî Eğitim Bakanlığının Şubat 1943'te II. Millî Eğitim Şûrasını laik Türk ahlâkının ilkelerinin belirlenmesi için topladığını yazar.6

4 Seçil Akgün , Halifeliğin Kaldırılması ve Laiklik (1924-1928). 5 Ayrıntılı bilgi için bkz. Beyza Bilgin, Eğitim Bilimi ve Din Eğitimi; Beyza Bilgin, Tevhid-i Tedrisat Kanunu ve Din Eğitimi; Muallâ Selçuk, Din Öğretimi Özgürleştiren Bir Süreç Olabilir mi?; Recai Doğan, Cumhuriyetin İlk Yıllarında Tevhid-i Tedrisat Çerçevesinde... Tartışmalar; Halis Ayhan, Türkiye’de Din Eğitimi. 6 O.Ergin, Türkiye Maarif Tarihi, C.5, s. 1702, 1707, vs.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ 331 125. Cumhuriyet döneminde eğitimin resmî temel amaçları ve ilkeleri nelerdir?

Cumhuriyet döneminde eğitimin başlıca amacı, her düzeydeki okullarda Cum-huriyet rejiminin gerektirdiği ve yeni Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu nesiller yetiştirmek olmuştur. Böyle bir eğitimin ilkeleri, yöntemleri nelerdir? Bu, önce, siyasî bir eği-timdir.7 Daha başka önemli ilkeler de belirlenmiştir.

Aşağıda, eğitime gösterilen resmî amaçlar ve ilkeler ele alınacaktır. Atatürk'ün eğitim görüşleri ve öğretmenlere verdiği görevler ayrıca incelenecektir.

Eğitim Bakanı İsmail Safa Özler'in 8 Mart 1923 tarihli bir genelgesinde, "eğitimin amaçları" şöyle gösterilir:

• Nesillerin, millî varlıkları ile çatışmayan her fikre saygılı olarak yetiştirilmesi. • Okulların, ülkeyi iktisadî esaret altında bırakmayacak kafalar yetiştirmesi. • Her şeyde güçlü ve azimli nesiller yetiştirilmesi. Bu genelgede "öğretimin temel amacı" olarak da Atatürk'ün şu sözleri gösteril-

miştir: "Bilgiyi insan için bir süs, baskı aracı veya medenî bir zevkten ziyade maddî hayatta başarıyı sağlayan uygulamalı ve yararlanılabilir bir hale getirmek."

Eğitim Bakanı Vasıf Çınar'ın 8 Eylül 1924 tarihli genelgesinde de, eğitim ve öğretimin temel amaçları özetle şöyle gösterilir:

• Eğitimin millî esaslara ve Batı medeniyetinin yöntemlerine dayanması. • Okulların insan ilişkileri, toplumsal yaşama kuralları, temizlik, düzen vs. gibi

hususlarda medenî ve örnek alınacak bir eğitim yapmaları. • Çocukların kalplerinde ve ruhlarında Cumhuriyet için fedâkâr olmak ülküsünü

taşımaları. • Okulların vicdan ve fikir hürriyeti ve bilinçli bir sorumluluk telkin etmesi. • Öğretimin uygulamalı ve işe yarar bir hale getirilmesi. • Okulların ilim ve okuma zevkini vermesi. • Okulların, halka, sağlığın değerini ve sağlıklı olmanın yollarını öğretmesi. • Okulların, beden ve fikrin dengeli gelişimini sağlaması. • Okulların toplumun ve ailenin ihtiyaçlarını dinleyip gözönünde tutması. • Okulların tasarruf, yardımlaşma ve iktisat fikirleri vermesi. • Okulların çocuklarda hür ve mâkul bir disiplin oluşturması. Yukarıdaki 1923 ve 1924 tarihli amaçlar ve ilkeler, Cumhuriyetin başlarında

kabul edildiği ve tabiatiyle Atatürk'ün bilgisi ve belki de tâlimatı ile hazırlandığı için büyük önem taşımaktadır.

Ankara'dan gönderilen yukarıdaki ve benzeri ilkeler doğrultusunda hazırlanıp

7 Yahya Akyüz, Türkiye'de Öğretmenlerin Toplumsal Değişmedeki Etkileri, s. 275-281; Yahya Akyüz, Le Parti Politique Unique de la Turquie et l'Education Politique du Peuple (1923-1946).

TÜRK EĞİTİM TARİHİ 332

1924'te Balıkesir vilayet matbaasında basılan ve Hamdibey bucağında ilkokul 5. sınıf öğrencilerine Reşit Vahit (Koral) adında bir öğretmen tarafından dağıtılan "Hayat Rehberi" başlıklı bir belge çok ilginçtir. Burada 48 madde halinde, Türk ço-cuğunun sağlık, ahlâk, sosyal dayanışma, meslek, çevre ... ile ilgili yaşam ilkeleri yer almaktadır. Cumhuriyet'in istediği "yurttaş" insan tipini gösterdiği için şu 42. ilke çok ilginç ve önemlidir: "Hak yeme, haksız olma, haksızlığa sükût etme!" De-mek ki artık "susan, boyun eğen, bir şeye karışmayıp kendi huzurunu düşünen, pasif insan tipi" kesinlikle reddedilmekte, onun yerine, konuşan, fikrini söyleyen, haksızlığa duyarsız kalmayan ve gerekli tepkiyi gösteren, haksızlık yapmayan yeni bir "Cumhuriyet insanı tipi" meydana getirmek amaçlanmaktadır.8

1926-1929 yılları arasında ülkenin en önemli fikir dergisi olan ve Cumhuriyet devrimlerinin felsefesini yapan Hayat’da, MEB Tâlim ve Terbiye Dairesinin ilk baş-kanı olan (1926-1930) Prof. M. Emin Erişirgil bir çok önemli başyazılar yayınlamıştır. Bu yazılarda çocukların ve gençlerin pozitivist ve pragmatik bir dünya görüşüne gö-re yetiştirilmesi istenmiştir. Dergide savunulan görüşlerden bazıları şunlardır:9

• Geçmiş nesillerin değer yargılarının bir işe yaramadığı artık anlaşılmıştır. • İnsanlığı yükselten sadece düşünme değil, irade ve eylemdir. • Bir fikir, bizi tabiat ve toplum üzerinde etkili olmamızı sağlıyorsa doğru kabul

edilebilir. • Hayatın yoğun biçimde yaşanmasını azaltan her inanış zararlıdır. • Türk öğrencileri zeki ve çalışkandır, ancak araştırma, düşünme kişisel bir gö-

rüş ortaya koyma konularında başarısızdır. Mayıs 1927 tarihli ve Bakan Mustafa Necati imzasını taşıyan bir genelge ile, öğ-

rencilere ülke gerçeklerine ve millî konulara ilişkin öğretim yapılmasına ağırlık veril-mesi istenmektedir. Bakan, orta dereceli okullarda öğrencilerin başka ülkelerin ta-rih, coğrafya ve yaşayışlarını daha iyi bildiklerini, öteki derslerde de gereksiz ayrın-tılar verildiğini belirttikten sonra, öğretimin bu biçimde sürmesinin hoşgörü ile karşı-lanamayacağını söyler: "Müdür ve muallimler gençlerin memleketimiz ve millî ce-miyetimiz için hazırlanmaları lâzım geldiğini daima hatırlamak, öğretim ve eğitim faaliyetlerine Türkiye'yi ve Türklüğü merkez almak mecburiyetindedirler... Her fırsat-ta Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunu anlatmak ve Cumhuriyeti sevdirecek her fırsattan yararlanmak bütün mektep müdür ve muallimlerinin ortak görevidir. Bu nedenle millî bayramlardan en geniş ölçüde yararlanmak lâzımdır. Ayrıca, dersler yalnızca kitaptan değil, hayat içinde öğretilmelidir."

Bakan Cemal Hüsnü de 1929'da, öğretmenlere der ki: "Sizler Türk azim ve ener-jisinin altı yüz sene gerçek doğrultusunu niçin ve nasıl kaybettiğini çocuklara anlatır-ken daima bu asîl Cumhuriyet neslinin yaratacağı dünyayı düşüneceksiniz."

Bakan Esat da 1931 tarihli genelgesinde, her dersin asıl amacı öğrencileri "millî hayata uyumlu ve Türk milletine ve Türkiye Cumhuriyetine son derece faydalı bi-rer vatandaş haline getirmektir" der. Başka bir genelgesinde de, "Türk mektebi,

8 Yahya Akyüz, Cumhuriyetin Başında Türk Çocuğunun "Yaşam İlkeleri'ne İlişkin Orijinal Bir Belge ve Bazı Yabancı Örnekler. 9 Yahya Akyüz, Osmanlıdan Cumhuriyete Geçerken Gençliğin Düşünce ve Niteliklerindeki Dönüşümle-re Bir Bakış.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ 333 eline teslim edilmiş olan her Türk çocuğunu Cumhuriyet rejiminin psikoloji ve ideolo-jisini tamamiyle kavramış, Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti için son derecede fay-dalı bir Türk vatandaşı haline getirmeğe mecburdur" der.

Öğretmenlerin siyasî eğitim vermelerini isteyen genelgelerden biri de Bakan H.A. Yücel'in kaleminden çıkmıştır ve valiliklere bildirilmiştir (Mart 1939): "Mebus seçimi için ikinci seçmenlerin seçilmesine başlanacağı şu günlerde Cumhuriyet idaresinin feyizleri, CHP ilkeleri, kurtuluş, inkılâp ve terakki yollarında bu ilkelerin isabetli etki-leri ve ürünleri, seçim işlerine karşı ilginin ve seçime katılmanın en önemli vatanî ödevlerden olduğunu, mebusluk ve TBMM konularında bütün okullarımızda öğ-retmenler tarafından talebeye dersler ve konferanslar verilerek talebenin etraflı surette aydınlatılmalarının sağlanması."

Cumhuriyet döneminde zaman zaman, özellikle ilkokullarda Hayat Bilgisi der-sinde çevre gezilerine ve uygulamalara çok yer verilmiştir. Çarşı, pazar, resmî bina-lar öğrencilerce topluca ve bireysel olarak gezilir, dersler böyle yapılırdı. Okul, haya-tı tanımaya yöneliyor, hayat okulun içine giriyordu. İnceleme gezilerini bazı yönetici-ler çok iyi karşılıyor ve teşvik ediyorlardı. Fakat bu uygulamaların daha ziyade ge-lişmiş kentlerde ve nitelikli öğretmenlerce yapıldığında kuşku yoktur. Geniş öğret-men kitleleri, kendi yetişmelerindeki aksaklıklar nedeniyle, kitabîlik ve ezbercilik gibi geleneksel yöntemlerin dışına pek çıkamamakta ve yeni bir eğitim anlayışı ve yaşamı okulların çoğuna girememektedir.

1973 tarihli Millî Eğitim Temel Kanunu ile millî eğitimin amaçları ve ilkeleri toplu ve ayrıntılı olarak tesbit edilmiştir. Bu kanun Haziran 1983'te kısmen değişti-rilmiştir. Son şekline göre, millî eğitimin genel amaçları şöyledir:

"Türk milletinin bütün fertlerini, 1. Atatürk inkılâp ve ilkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçi-

liğine bağlı, Türk milletinin millî, ahlâkî, insanî, manevî ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yük-seltmeye çalışan; insan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetine kar-şı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek;

2. Beden, zihin, ahlâk, ruh ve duygu bakımından dengeli ve sağlıklı şekilde ge-lişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan, yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmek;

3. İlgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirerek gerekli bilgi, beceri, davranışlar ve bir-likte iş görme alışkanlığı kazandırmak suretiyle hayata hazırlamak ve onların, ken-dilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamak.

Böylece, bir yandan Türk vatandaşlarının ve Türk toplumunun refah ve mutlulu-ğunu artırmak; öte yandan millî birlik ve bütünlük içinde iktisadî, sosyal ve kültü-rel kalkınmayı desteklemek ve hızlandırmak ve nihayet Türk milletini çağdaş uygar-lığın yapıcı, yaratıcı seçkin bir ortağı yapmaktır".

Aynı Kanun, "millî eğitimin temel ilkelerini" de, özetle, şöyle belirtmektedir: 1. Genellik ve eşitlik: Eğitim kurumları, dil, ırk, cinsiyet ve din ayırımı göze-

TÜRK EĞİTİM TARİHİ 334 tilmeksizin herkese açıktır. Eğitimde hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imti-yaz tanınamaz.

2. Ferdin ve toplumun ihtiyaçları: Eğitim Türk vatandaşlarının istek ve kabiliyet-leri ile toplumun ihtiyaçlarına göre düzenlenir.

3. Yöneltme: Fertler, eğitimleri süresince, ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde ve doğrultusunda çeşitli programlara veya okullara yöneltilerek yetiştirilirler. Millî eğitim sistemi her bakımdan, bu yöneltmeyi gerçekleştirecek biçimde düzenlenir.

4. Eğitim hakkı: Temel eğitim görmek her Türk vatandaşının hakkıdır. Sonraki eğitim kurumlarından vatandaşlar ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde yararlanırlar.

5. Fırsat ve imkân eşitliği: Eğitimde kadın, erkek herkese fırsat ve imkân eşitliği sağlanır. Maddî imkânlardan yoksun başarılı öğrencilerin en yüksek eğitim kade-melerine kadar öğrenim görmelerini sağlamak amacıyla parasız yatılılık, burs, kredi ve başka yollarla gerekli yardımlar yapılır. Özel eğitime ve korunmaya muhtaç çocukları yetiştirmek için özel tedbirler alınır.

6. Süreklilik: Genel ve meslekî eğitimin hayat boyu sürmesi esastır. 7. Atatürk İnkılâp ve İlkeleri ve Atatürk milliyetçiliği: Eğitim sistemimizin her derece

ve türü ile ilgili ders programlarının hazırlanıp uygulanmasında ve her türlü eğitim faaliyetlerinde Atatürk inkılâp ve ilkeleri ile Anayasada ifadesini bulmuş olan Atatürk milliyetçiliği temel olarak alınır. Millî ahlâk ve millî kültürün bozulup yozlaşmadan kendimize has şekli ile, evrensel kültür içinde korunup geliştirilmesine ve öğretilmesi-ne önem verilir. Millî birlik ve bütünlüğün temel unsurlarından biri olarak Türk dilinin, eğitimin her kademesinde, özellikleri bozulmadan ve aşırılığa kaçılmadan öğretilme-sine önem verilir, çağdaş eğitim ve bilim dili halinde zenginleşmesine çalışılır.∗

8. Demokrasi eğitimi: Güçlü ve istikrarlı, hür ve demokratik bir toplum düzeninin gerçekleşmesi ve devamı için yurttaşların sahip olmaları gereken demokrasi bilinci-nin, yurt yönetimine ait bilgi, anlayış ve davranışlarla sorumluluk duygusunun ve ma-nevî değerlere saygının her türlü eğitim çalışmalarında öğrencilere kazandırılıp geliş-tirilmesine çalışılır; ancak, eğitim kurumlarında Anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine aykırı siyasî ve ideolojik telkinler yapılmasına ve bu nitelikteki günlük siyasî olay ve tartışmalara karışılmasına hiçbir şekilde meydan verilmez.

9. Laiklik: Bu maddenin 1973 tarihli şekli şöyle idi: "Türk eğitiminde laiklik esastır. Din eğitimi ve öğretimi ancak kişilerin kendi iste-

ği ve küçüklerin de kanunî temsilcilerinin isteğine bağlı olarak verilir. Bu istek, ka-yıt esnasında veliler tarafından okul idaresine yazılı olarak bildirilir."

Haziran 1983 tarihli son şekli şöyledir: "Türk millî eğitiminde laiklik esastır. Din kültürü ve ahlâk öğretimi ilkokul ve orta-

okullar ile lise ve dengi okullarda okutulan zorunlu dersler arasında yer alır." 10. Bilimsellik: Her derece ve türdeki ders programları ve eğitim yöntemleriyle

ders araç ve gereçleri, bilimsel ve teknolojik esaslara ve yeniliklere, çevre ve ülke ihtiyaçlarına göre sürekli olarak geliştirilir.

11. Plânlılık: Millî eğitimin gelişmesi iktisadî, sosyal ve kültürel kalkınma hedef-lerine uygun olarak eğitim-insangücü-istihdam ilişkileri dikkate alınmak suretiyle,

∗ AK Parti hükümetinin yayınladığı 14 Eylül 2011 tarihli ve 652 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname bu konularda önemli değişiklikler getirmiştir (Bkz. Soru 140, s. 400).