Upload
mehmet-cetin
View
225
Download
3
Embed Size (px)
Citation preview
5/14/2018 makamat- m bareke meselesi - slidepdf.com
http://slidepdf.com/reader/full/makamat-i-muebareke-meselesi 1/16
KIRIM SAVAŞI ARİFESİNDE MAKAMAT-I MÜBAREKE MESELESİ
Araş. Gör. Mehmet ÇETİN*
Özet
Kırım Savaşı öncesinde Fransa ile Rusya arasında Kutsal Yerler ve Osmanlı
İmparatorluğu’ndaki Katolik ve Ortodoks hristiyanların hak ve özgürlüklerinin himayesi
hususlarında ihtilaflar söz konusu olmuştur. Bu durum aynı zamanda Rusya’nın Osmanlı
İmparatorluğu’nu denetimi altına alma çabalarının bir parçası olup bunun karşısında
İngiltere’nin Rusya’nın sıcak denizlere doğru genişlemesi ve doğu ticaret yolları üzerinde
hükümranlık sahibi olması tehlikesi karşısında kaygıya kapılmasına neden olmuştur. Sonuçta
Fransa ve İngiltere, Osmanlı İmparatorluğu’nun bütünlüğünü korumak yoluyla güç dengesini
sağlama politikasını benimsemişlerdir. Bu çalışmada bir dünya savaşı pratiği olan Kırım
Savaşı’na giden yolda Makamat -ı Mübareke meselesinin nasıl geliştiği kronolojik olarak ve
çok boyutlu bir şekilde ele alınmaya çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Makamat-ı Mübareke, Kırım Savaşı
Jel Kodları: N00, N40
Abstract
Holy Places Issue in the Process Before The Crimean War
Before The Crimean War there was a conflict between France and Russia about the
Holy Places and the protection of the rights and freedom of the Catholics and Protestans whowere living in Ottoman Empire. At the same time, this situation was a part of Russian policy
on taking control over the Ottoman Empire and this policy made England worry about the
Russian policy which was to enlarge through to warm seas and gain the sovereingity of the
Eastern trade routes. As a result France and England adopted a policy to provide the power
balance to protect the integrity of the Ottoman Empire. In this study, how the Holy Places
issue developped on the route to The Crimean War which was a practical World War, tried to
be examined chronologicaly and in a multi dimension manner.
5/14/2018 makamat- m bareke meselesi - slidepdf.com
http://slidepdf.com/reader/full/makamat-i-muebareke-meselesi 2/16
Key Words: Holy Places Issue, Crimean War
Jel Codes: N00, N40
1. Giriş
Kudüs, İslam, Hıristiyan ve Yahudi dinlerince ortak manada kutsal sayılan bir yerdir.
Ancak, Makamat-ı Mübareke Meselesi müslümanlarla hıristiyanlar arasında vukuu bulmamış
bilakis çeşitli hıristiyan mezhepleri arasında bir anlaşmazlık konusu olarak zuhur etmiş ve
Türkler de bu Yerler’in sahibi olmak suretiyle asırlarca bu anlaşmazlıkların merkezinde yer
almışlardır. Asıl ihtilaf konusunu ise kendilerini Katolik ve Ortodoksların hamisi olarak görenFransa ile Rusya’nın Tanzimat sonrası dönemde kendilerine hak olarak gördükleri Osmanlı
İmparatorluğu’nun iç işlerine karışma politikası oluşturmuştur . Zamanla bu mezheplerden her
biri bu mekanlar üzerinde bir takım haklar elde etmişlerdi. Makamat-ı Mübareke’de tasarruf
ve hizmet hususunda öteden beri birbirleriyle mücadele ve kavga halinde bulunan Katolik ve
Ortodokslar hak iddialarını ellerinde bulunan bir takım belgelere dayandırıyorlardı. Çıkan
anlaşmazlıklarda Osmanlı yönetiminin hakemlik yapması meselenin mezhepler arasında ufak
anlaşmazlıklar şeklinde kalmasında büyük pay sahibi olup, büyük buhranların ortaya
çıkmasını engellemiştir.1
Önceki dönemlerde Kudüs’teki ziyaretgahlara dair meseleler dışarıdan bir müdahale
söz konusu olmaksızın yerel mahkemeler tarafından veyahut İstanbul’dan gönderilen
fermanlarla vasıtasıyla çözülürdü. Fakat, meselenin zamanla bir politik bir araç haline
gelmesi, din ve mezhe p anlayışının yerini milliyet ve kavmiyet düşüncesinin alması üzerine
Kudüs’teki Makamat-ı Mübareke Meselesi devletlerarası bir hakimiyet mücadelesi halini
aldı2.
Takip eden bölümde öncelikle Kudüs’ün Osmanlı Devleti altında statüsü açıklanacak
sonraki bölümlerde ise sırayla Makamat-ı Mübareke sorununun iç hatları ve Kırım Savaşı’na
giden yolda sürecin nasıl işlediği yolunda bilgi verilecektir.
*Dokuz Eylül Üniversitesi İ.İ.B.F. Dokuzçeşmeler Kampüsü, İzmir, [email protected] 1
Danişmend, İsmail Hami, İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, Cilt: 4, TTK, Ankara 1955, s. 141.2
Hayreddin, 1270 Kırım Muharebesinin Tarih-i Siyasiyyesi, (Yayınlayan: Ahmed İhsan ve şürekası), İstanbul 1326, ss. 69 – 70.
5/14/2018 makamat- m bareke meselesi - slidepdf.com
http://slidepdf.com/reader/full/makamat-i-muebareke-meselesi 3/16
2. Osmanlı Devleti’nde Kudüs’ün Statüsü
Osmanlı Devleti, Ortodoks Kilisesi’nin lideri konumundaki Rum Patriği’nin başkent
İstanbul’a yerleşmesinden itibaren, Makamat-ı Mübareke sorununu miras aldı. Kudüs’teki
kutsal sayılan yerlerden her birinin bir kısmı üzerinde Ortodokslar’ın, Katolikler’in ve
Ermeniler’in hak ve imtiyazları vardı. Bunlar Osmanlı Padişahları’nın fermanlarıyla da
tanınmış ve genişletilmiştir 3.
Fatih Sultan Mehmet’in vermiş olduğu 26 Ağustos 1458 tarihli fermana göre bütün
ibadet yerleri ve ziyaretgahları; Kudüs dışında yer alan manastırlar ve kiliseler; Hz. İsa’nın
doğduğu yer olan Beytüllahim’deki Büyük Kilise; mağara ve kilisede yer alan üç kapı
tasarruflarına verilmiştir. Ayrıca Kudüs’teki bütün patrik, papaz ve yardımcıları, bac, haracvb. örfi ve şeri vergilerden muaf tutulmuştur. Kudüs, 1517 yılında Yavuz Sultan Selimin
Ridaniye Seferi ile Osmanlı Devleti’nin hakimiyetine girince Sultan Selim, buradaki
patrikhane ve Hıristiyan toplumunun hak ve imtiyazlarını belirten çeşitli fermanlar vermiştir.
Yavuz, bu fermanlarla Hıristiyan cemaatlerin kutsal yerlerdeki haklarını ve sorumluluklarını
kapsamlı bir şekilde ortaya koymuştur 4.
Yavuz Sultan Selim’den sonra Kanuni Sultan Süleyman zamanında da Rum patriğiolan Yermenos’a yürürlükte bulunan hakların devam ettiğini teyit eden bir ferman verilmiştir.
Bu fermanla Kanuni, Hz. Ömer’in ahidnamesi ve selatin-i maziyyeden olan emr-i şerifleri
değiştirmeden kabul etmiştir . Mübarek makamların tasarrufu hususunda bu mezhepler
arasında zaman zaman ortaya çıkan anlaşmazlıklarda Osmanlı Devleti, taraflar arasında
hakem rolünü oynamış ve her defasında adaletin tecelli etmesini sağlayarak bunu resmiyatta
bir belge ile teyid ederek devletin başına önemli bir mesele açılmasına engel olunmaya
çalışılmıştır 5.
Osmanlı Padişahları’nın, Rum ve Ermeniler’in kutsal yerlerdeki imtiyaz ve haklarını
tanımaları Katolikler açısından kabul edilemez bir durum olarak görünmekteydi. Farklı
zamanlarda Ortodokslar ile çatışma halinde olmaya gayret ettiler ve kavgalar çıkardılar. IV.
Murat zamanında yer alan bir anlaşmazlığı Kudüs mahkemesi çözemediğinden mesele
3 Karal, Enver Ziya, Osmanlı Tarihi, V, Ankara 1983, s. 223. 4 Ercan, Yavuz, “Osmanlı Devleti‟nde Müslüman Olmayan Topluluklar (Millet Sistemi), Yeni Türkiye, c.6, s.32, Ankara2000, s. 16.5 Baykal, Bekir Sıtkı, Makamat-ı Mübareke Meselesi, Belleten XXIII/90, Nisan, 1959, s. 243.
5/14/2018 makamat- m bareke meselesi - slidepdf.com
http://slidepdf.com/reader/full/makamat-i-muebareke-meselesi 4/16
İstanbul’da şeyhülislam Yahya Efendi, vezirler ve kazaskerler tarafından kurulan özel bir
divanda incelendi ve Ortodokslar’ın çıkarına uygun olarak sonuçlandırıldı. Benzer şekilde
1644 ve 1657 yıllarında da Ortodokslarla Katolikler ve Ortodokslarla Ermeniler arasında
tekrar anlaşmazlıklar çıkınca, bunlar da daha önce olduğu gibi, İstanbul’da incelendi veOrtodokslar’ın lehine olacak şekilde çözüldü6.
17. Asrın son çeyreğinden sonra Kudüs’teki Hıristiyanlar’ın kutsal yerleriyle alakalı
meselelere Avrupalı devletler de müdahale etmeye başladılar.
3. Yabancı Devletlerin Gayrimüslim Tebaaya Yönelik Hamilik Çabaları
Osmanlı Devleti ile Fransa arasında 1740 yılında yenilenen kapitülasyonlar ile Fransa
Osmanlı Devleti topraklarındaki katoliklerin hamiliğini elde etmiş ve ayrıca Kudüs dışındaki
mukaddes yerlerin muhafaza hakkı da bunun üzerine katoliklere verilmişti. Bununla birlikte
1789 devrimi ile birlikte Fransa’nın bu hamiliği nihayet buldu7. Laiklik prensibi gereği
Fransa’nın Osmanlı Devleti’ndeki katolikleri himayesiz olması karşısında 1774 yılında imza
edilen Küçük Kaynarca Muahedesi ile Ortodoks tebaa Rusya himayesine girmişti8.
Bu durum aslında Rusya’nın, Osmanlı İmparatorluğu’nu yıkmak, başka devletlerle
pay etmek veyahut onu himayesine almak yolundaki politikasını şimdi kutsal yerler problemi
ile yürütmesinden ibaretti9. Rusya mezhep olarak Ortodoks idi buna karşın Osmanlı
İmparatorluğu tebaasının da büyük kısmı Ortodoks kilisesine bağlı idi. Kutsal yerlerdeki
Ortodoks çıkar ve hakları, Katoliklerinkinden çok eski idi. Bunu göz önünde bulunduran
Çarlık idaresi Rusya’yı Ortodoksların hamisi durumuna getirmeye çalıştı ve buna dayanak
noktası olarak Küçük Kaynarca Antlaşması’nı esas aldı10. Lakin Antlaşmaya göre Osmanlı
Devleti sınırları içerisindeki hıristiyanların ikinci bir koruyucusu yoktur. Antlaşma
maddesinde mezhep farklılığına değinilmediğinden Osmanlı Devleti sadece ortodoksların
değil, bütün hıristiyanların koruyucusu durumundadır. Rusya ile ilgili olan, onlara verilen
imtiyaz yine antlaşmada çok açık bir dille ifade edilmiştir. 14. madde gereği Rusya
İstanbul’un Galata tarafında Beyoğlu’nda herkesin gidip geldiği yol üzerinde bir kilise
6 Karal, a.g.e., 2247 Heyet, Mufassal Osmanlı Tarihi, İstanbul, 1963, s.30188 Kurat, Nimet Akdes, Rusya Tarihi Başlangıcından 1971’ye Kadar, Ankara, 1987, s. 290.9 Yetişkin, Mehmet, “Rusların Türk Toprakları Üzerinde Yayılmasının Sebepleri Üzerine Bazı Düşünceler”, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Ocak 2007, s. 691.10 Karal, a.g.e., s. 225.
5/14/2018 makamat- m bareke meselesi - slidepdf.com
http://slidepdf.com/reader/full/makamat-i-muebareke-meselesi 5/16
yapacaktı11. Rusya, kendi görüşüne göre yorumladığı 1774 tarihli Küçük Kaynarca
Antlaşması’na dayanarak Osmanlı tebaası olan Ortodokslar üzerine himaye hakkı iddia
etmekteydi.
Fransa’nın 1798 yılında Mısır’ı işgal etmesinden sonra Osmanlı Devleti ile Fransa
arasındaki ilişkiler giderek bozulmaya başlamıştı . Bununla birlikte Fransa’nın gerek Yunan ve
gerekse Mehmet Ali Paşa isyanlarında taraf tutması ve bu arada Cezayir’i ele geçirmesi
ilişkilere gölde düşüren olaylar olmuştur. Bu olaylar sonucunda, Fransa’nın Osmanlı Devleti
üzerindeki nüfuzu da oldukça azalmıştır 12.
1815 Viyana Kongresi sonrasında Fransa’da krallığın yeniden kurulması sonrasında
Fransa kralları eski haklarından tekrar faydalanmak istediklerinde karşılarında ortodoksların
hamisi Rusya’yı buldular. Bu durum 1848 ihtilallerine kadar sür dü13. 1852 yılında imparator
olan Louis Napolyon, Cumhurbaşkanlığı sırasında, papazların ve kilisenin desteğini sağlamak
ve aynı zamanda Fransa’nın Ortadoğu’da kaybettiği nüfuzu yeniden kuvvetlendirmek
amacıyla Makamat-ı Mübareke konusunu kurcalamaya başladı14. Bunda Napolyon’un rejim
değişikliği nedeniyle şaşkınlık ve kuşku içerisinde bulunan Fransız kamuoyunun dikkatini
başka yöne çekmek ve Fransa’ya karşı oluşturulmuş olan siyasi cepheyi dağıtmak amaçları da
söz konusu idi. Fransa kralı, iç siyasetinde meşruiyetini ve etkinliğini sağlayabilmek için
ortodokslara karşı katolikliğin koruyuculuğunu üstlenmeyi uygun bulmuş ve bu siyasetini
aynı zamanda Fransa dış politikasının ana mihveri haline getirmiştir 15.
4. Makamat-ı Mübareke’nin Bir Sorun Olarak Ortaya Çıkışı
XVIII. yüzyıldan sonra Fransa’nın katolikleri ve Rusya’nın da ortodoksları koruma ve
himaye etmeye yönelik bir politika gütmeleri bu meselenin asıl nedenini oluşturmaktadır .
Osmanlı Devleti’nde bulunan Hıristiyan kiliseleri ve Makamat-ı Mübareke Meselesi
Fransa’dan ziyade Rusya açısından daha büyük bir önem arz etmekteydi. Zira, Osmanlı
Devleti’nin nüfusunun üçte birini yani 12-13 milyonunu Ortodoks Hıristiyanları
oluşturmaktaydı. Bu nedenle ortodoks hacıların Makamat-ı Mübareke’yi ziyaretleri ve
11 Köse, Osman, 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması, Ankara, 2006, s. 206.12 Gencer, Ali İhsan, “Tanzimat Fermanı (1839)‟dan 1876‟ya Kadar Osmanlı İmparatorluğu”, Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, XI, İstanbul, 1989, s. 463. 13 Heyet, a.g.e. ss. 3018 – 3019.14 Armaoğlu, Fahir, 19. Yüzyıl Siyasi Tarihi, Ankara, 1997, s. 231.15 Yeniçeri, Özcan, “Kırım Savaşı, Islahat Fermanı ve Paris Barış Antlaşması”, Türkler Cilt: 10, s. 843.
5/14/2018 makamat- m bareke meselesi - slidepdf.com
http://slidepdf.com/reader/full/makamat-i-muebareke-meselesi 6/16
buradaki bazı işlerin ortodokslar tarafından üstlenilmesi gibi meseleler Rusya’nın sık sık
ortaya attığı anlaşmazlık konusuydu. Buna karşılık Osmanlı Devleti’nde yaşayan katoliklerin
nüfusu ortodokslara göre haylice azdı.
Avrupa siyaseti açısından meselenin önemi nedeniyle İngiltere ve Prusya gibi
Protestan dinine mensup devletler de bu anlaşmazlık konusuna dahil oldular. İngiltere’nin
İstanbul Sefareti 8 Eylül 1845’de Kudüs’te ilk Protestan kilisesi inşası hakkında Padişahtan
ferman almayı başardı. Osmanlı Devleti hiçbir asırda yeni bir kilise yapılmasına izin
vermediği gibi eski kiliselerin tamiri için bile bizzat sadrazamın yazılı izni gerekirdi. Bu,
Mustafa Reşid Paşa’nın İngiltere’yi memnun etmek için Padişahtan aldığı bir ferman idi.
Ayrıca 1852 yılında Lord Stratford, 1850 yılında Katoliklere ve Ortodokslara verilmiş
hakların Protestanlara da verilmesini sağlamıştı. Bu tarihten sonra Protestanlarda Osmanlı
Devleti içinde resmen bir cemaat olarak tanınmaya başladılar. Menfaatlerini savunmak için
kendilerine bir temsilci seçme hakkını elde ettiler 16.
Ocak 1842’de Kamame kilisesinin yangında yıkılan kubbesinin tamiri konusundaki
çekişmeler, Kasım 1847’de Kutsal Yıldız’ın kayıp edilmesi ve akabinde tarafların birbirini
suçlaması Osmanlı Devleti’nin ara buluculuğunu kabul etmemeleri Makamat-ı Mübareke’nin
giderek alevlenmesine neden oldu. Louis Napolyon, 1849’da Papalığın yeniden
düzenlenmesine yardım ettiği gibi Makamat-ı Mübareke’ye Ortodoksların girişlerinin
engellenmesi gibi bir takım isteklerde bulunmak amacıyla General Charles Aupick’i
İstanbul’a gönderdi. Louis Napolyon, Kutsal Yerler’e ilişkin olarak General Aupick’ten bir
rapor istemişti. Aupick’te Katolikleri kayıran bir raporu hazırlayarak Napolyon’a
göndermişti17. İşte bu raporu dayanak kabul eden Fransa’nın İstanbul Sefiri General Aupick
28 Mayıs 1850 tarihinde, Hariciye Nazırı Âli Paşa’ya bir nota verdi. Fransa’nın bu istekleri,
İstanbul’daki Avusturya, İspanya, Portekiz, İki Sicilya ve Toskana temsilcileri tarafından da
destekleniyordu18 (Karal, 1983: 226). Bu nota ile 1740 kapitülasyonunun hükümleri gereğince
Fransa, Osmanlı Devleti’nden şu taleplerde bulundu19:
16 Öztuna, Yılmaz, Tanzimat Paşaları Ali ve Fuad Paşalar, İstanbul, 2006, s. 183.
17Karasu, Cezmi, Kırım Savaşı Sırasında Osmanlı Diplomasisi (1853-1856), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Basılmamış Doktora Tezi, Ankara, 1998, s. 19. 18
Karal, a.g.e., s. 226. 19 Çavlı, Emin Âli, Kırım Harbi, İstanbul 1957, s. 7.
5/14/2018 makamat- m bareke meselesi - slidepdf.com
http://slidepdf.com/reader/full/makamat-i-muebareke-meselesi 7/16
- Kudüs’te Hıristiyanlarca kutsal olduğu kabul edilen, 1740 kapitülasyonuyla
tasarrufu Latinlere verilmiş ve daha sonradan çoğunluğu Ortodokslar
tarafından zapt edilmiş olan 9 mahallin Katoliklere iadesini,
- Kaybolan Yıldız’ın yerine yenisinin konmasını,
- Kamame Kilisesi’nde herşeyin önceki haline getirilmesini,
- Kamame Kilisesi’nin kubbesinin tamiri hakkı ile bu kilisenin anahtarlarından
birisinin Katolik rahiplere verilmesini,
- Makam-ı İsa’nın kubbesinin Katolik rahiplerce tamirinin yapılması ve içinin
1808 yangınından önceki hale getirilmesi.
Bu, Makamat-ı Mübareke’de Katoliklere, Ortodokslar aleyhine yeni hakların verilmesi
anlamına gelmekteydi. Fransa’nın bu isteğine karşın Rusya da 1774 Antlaşmasının
hükümlerinin uygulanmasını istedi. Osmanlı Devleti ise iki arada bir derede kalmıştı ve
Fransa ve Rusya ile yeni bir gerilim yaşamak istemiyordu. Bu yüzden Makamat -ı
Mübareke’deki mezhepler arasındaki düzeni sağlamak için o güne kadar verilmiş fermanları
yeniden inceleyecek bir komisyon kurma kararı alındı ve bu durum ilgili devletlere bildirildi.
Komisyonun karma olmasının istenmesiyle sorun uluslar arası bir nitelik kazanmış oldu. Çar
I. Nikola’nın Ekim 1851 yılında ortodokslar lehine olan statükonun değiştirilmesini kabul
etmeyeceğini bildirmesi üzerine komisyon çalışmalarını sona erdirdi. Kurulmuş olan
komisyon katoliklere bazı haklar vermekle birlikte ortodokslar lehine bir karar aldı. Rusya
bununla da yetinmeyerek, Osmanlı Devleti’nden bununla ilgili bir ferman çıkarmasını istedi.
Bunun üzerine Bab-ı Ali Rusya’nın isteğini yerine getirerek ortodokslar için de bir ferman
düzenledi. Bu ferman katoliklerin bazı haklarına dokunduğu için Fransız elçisi bu fermanı
protesto ettiyse de Babıalinin bunun yalnız Kudüs arşivinde kalacağını ve yayınlanmayacağını
bildirmesi üzerine ses çıkarmadı. Fakat Kudüs’teki Rus başkonsolosu bu fermanın resmen
ilan edilmesini istedi. Bu isteği Rus elçisince de desteklendi. Fransız elçisi ise ferman ilan
edilirse bir Fransız filosunun Çanakkale’yi abluka edeceğini bildirdi. Bunun üzerine kararda
bazı değişiklikler yapıldı ama her iki devlet de bu değişikliklerden memnun olmadı20.
Böylece Kutsal Yerler meselesi Fransa ve Rusya arasında bir nüfus ve şeref meselesi
haline gelmiş oldu. Her devlet menfaatini en fazlaya çıkarmaya çalışırken Osmanlı Devletinin
payına sıkıntı ve sorunlarla boğuşmak düştü. Gerçekte Rusya Kutsal Yerler sorununu Osmanlı
20 Yeniçeri, a.g.m., s. 844.
5/14/2018 makamat- m bareke meselesi - slidepdf.com
http://slidepdf.com/reader/full/makamat-i-muebareke-meselesi 8/16
Devletini parçalamak için vasıta olarak kullanıyordu. Sorunun yatışmaya yüz tuttuğu bir anda
insiyatifi elinde tutmak isteyen Rusya, İstanbula Prens Mençikof’u göndererek yeni bir takım
isteklerde bulundu.
Aslında Kudüs’teki Mukaddes Yerler’e ilişkin talepler konusunda hem Fransa hem de
Rusya biraz müsamahakar davranmaya başlamıştı. Özellikle Rusya’nın sergilediği tavır
Ortodoks Hıristiyanların gözünde mevkiini oldukça düşürmüştü. Bu yanlışlığını çabucak
anlayan ve kaybolan nüfuzunu kazanmak üzere Rusya yukarıda ifade edildiği gibi özel
görevle bir elçi gönderme kararını vermiştir 21.
5. Mençikof’un İstanbul’a Gönderilmesi ve Rusya ile İlişkilerin Gerilmesi
Çar Nikola uzun zamandan beridir Osmanlı İmparatorluğu’nun istikbali ile meşgul
bulunuyordu ve bu hususta bazı teşebbüslere de girişmişti. 1852 Aralık’ında İngiltere’de
kabine değişikliği yaşanmıştı, Fransa ile ilişkilerini müspet yönde geliştiremeyen Çar Nikola,
Prens Mençikof’u İstanbul’a göndermeden önce son bir hamle olarak İngiltere’deki bu kabine
değişikliğini İngiltere ile olan ilişkilerini tekrar düzeltmek için büyük bir fırsat olarak gördü
ve Osmanlı Devleti konusunda İngiltere ile anlaşmak üzere harekete geçmeye karar ve rdi22.
Çar Osmanlı Devleti’nin geleceği ile ilgili düşüncelerini İngiltere’nin Petersburg elçisi Sir
Hamilton Seymour’a açtı ve Seymour da bunu İngiltere hükümetine iletti. Fakat Osmanlı
Devleti’nin parçalanmasını içerene bu öneri o dönemde Osmanlı Devleti’nin toprak
bütünlüğünden yana bir politika izleyen İngiltere tarafından reddedildi.
İngiltere’nin bu çekingenliği karşısında Fransa ile anlaşma zemini arayan Çar
Makamat-ı Mübareke Meselesinin halli hususunda Napolyon’un müzaheretini istemişti.
Anlaşıldığı üzere Çar Nikola hasta adamın mirasından kendisine düşen payını daha önceki
devirlerde Avrupa’nın yaşadığı büyük veraset harplerine benzer bir harpten kaçınarak ve de
başlıca devletlerle anlaşarak temin etmek niyetinde idi. Bunun gerçekleşmesi için de
Makamat-ı Mübareke Meselesi oldukça elverişli bir vesile teşkil etmekteydi. Paylaşımda
Rusya asıl olarak Eflak ve Boğdan’ı himayesi altına alacaktı. Sırbistan ve Bulgaristan
21
Slade, S. Adulphus [Müşavirpaşa], Türkiye ve Kırım Harbi, (Çev. Ali Rıza Seyfi), Askeri Matbaa, İstanbul, 1943, s. 51.22 Şimşir, Bilal N., Kırım Savaşı Arefesinde Mustafa Reşit Paşa’nın Yazışmaları, Mustafa Reşit Paşa ve Dönemi Semineri,
Ankara, 1987, ss. 77 – 78.
5/14/2018 makamat- m bareke meselesi - slidepdf.com
http://slidepdf.com/reader/full/makamat-i-muebareke-meselesi 9/16
bağımsızlıklarını elde edecekti. İngiltere’ye Mısır ve Girit’i teklif etmişti. Rusya boğazlara,
Avusturya ise Çanakkale’ye yerleşirse İstanbul serbest bir şehir olduğu gibi boğazlar da
ticarete açık olacaktı. Ayrıca Avusturya’nın Adriyatik kıyılarına yerleşmesine ve Fransa’nın
da Girit adasına yerleşmesine müsaade edilebileceği gibi Türklere Asya’da küçük bir toprak
parçası bırakılacaktı. İngiltere Devleti bu teklife yanaşmadı. İngiltere’den istediği cevabı
alamamış olan Çar, Fransa ile antlaşmayı düşündü. Osmanlı Devleti’nin kendisine verdiği
sözü tutmadığını üstelik hakarete uğradığını söyleyerek Kutsal Yerler Meselesi’nin çözümüne
dair Fransa’nın düşüncelerini sordu. Ancak Fransa’dan da müsbet bir cevap alamayınca tek
başına harekete geçmeye karar vermişti23.
Prusya ve Avusturya, Rusya’nın dostu idi. Osmanlı Devleti’ne karşı ittifaklarını
sağlamak mümkün olmasa bile, dostça tarafsızlıklarını elde etmek ihtimali çoktu. İngiltere ve
Fransa Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğünden yana idi fakat coğrafi durumları itibariyle
her ikisi de, Osmanlı Devleti’ne kısa bir zamanda donanmadan başka bir kuvvetle yardımda
bulunmayaa elverişli değildi. Bununla birlikte Fransa’da rejim yeni değişmişti. Halkın,
İmparatoru, Rusya’ya karşı bir harpte tutacağı şüpheli idi. İşte bu düşüncelerle Çar I. Nikola,
İstanbul’a elçi olarak Prens Mençikof ’u göndererek Osmanlı Devleti’ni himayesine almak
için baskı yapmayı düşündü24.
Prens Mençikof Şubat 1853’te büyükelçi olarak İstanbul’a gönderildi. Kendisine üçlü
bir görev verilmişti. Fransız yanlısı olarak adledilen Dış işleri bakanı Mehmet Fuat’ın azlini
sağlayacak, Filistin’de Rum ortodokslara imtiyazlarını yeniden kazandıracak bir antlaşmanın
imzasını sağlayacak ve tüm Osmanlı topraklarında Rusya’nın ortodoksların koruyucusu
olması hususunu teyit ettirecekti. Fransızlara verilen ödünlerin geri alınması durumunda bir
ödül olarak Sultan Abdülmecit’e imparatorluğunu ve tahtını koruyacak bir savunma
antlaşmasının imza edilmesini garanti edecekti25.
Rusya Dış işleri bakanı Nesselrode tarafından Prens Mençikof’a gereğinde kullanmak
üzere ikinci bir talimat daha verilmişti. Eğer Osmanlı Sultanı, Rusya ile işbirliğine gider ve
Fransa aleyhine bir antlaşma yaparsa o zaman iki devlet arasında Fransa’nın Kudüs’teki
nüfuzunu birkaç yıl içinde sınırlandıracak bir çözüm yolu bulunacaktı. Fakat bu alternatif
23 Baykal, a.g.e., s. 253.
24
Karal, a.g.e., s. 227. 25 Palmer, Alan, Osmanlı İmparatorluğu Son Üç Yüz Yıl Bir Çöküşün Yeni Tarihi, Çev. Belkıs Çorakçı Dışbudak,
İstanbul, 1995, s. 190.
5/14/2018 makamat- m bareke meselesi - slidepdf.com
http://slidepdf.com/reader/full/makamat-i-muebareke-meselesi 10/16
talimat hiçbir vakit gündeme getirilmemiştir. Kısacası, Kutsal Yerler Meselesi’nde haksızlığa
uğradığını düşünen ve bundan derin bir üzüntü duyan Çar, bunu bir bahane olarak kullanarak
Osmanlı Devleti’nde yaşayan dindaşları üzerinde koruyuculuk vasfını elde etmeyi
amaçlamıştı. Her fırsatta politik bir amacının olmadığını ifade eden Çar’ın diğer bir hedefi de
Osmanlı Devleti’yle bir savunma antlaşması yapmak suretiyle onu koruması ve himayesi
altına almak suretiyle ittifak kurmaktı. Prens Mençikof’a verilen talimatın özü bu şartlardan
ibaretti ve eğer bu şartlar kabul edilmezse savaş kaçınılmazdı26.
Prens Mençikof, iki devlet arasındaki müzakerelerin İngiltere ve Fransa devletlerinden
gizli tutulmasını istemiş ise de Osmanlı Devleti tüm gelişmelerden bu iki devletin
maslahatgüzarlarını devamlı surette haberdar etmiştir. Rusya’ya karşı destek arayışında olan
Osmanlı Devleti, İngiltere ve Fransa’ya müracaat ederek bağımsızlıklarının ve toprak
bütünlülüklerinin korunması, İstanbul üzerine ani bir saldırının önlenebilmesi ve devletin Rus
himayesine girmesini istemiyorlarsa derhal bir donanma göndermelerini istedi27.
İngiltere ve Fransa Mençikof’un niyetini anlamışlar ve Osmanlı Hükümetine
Mençikof’un ilk isteği olan ortodoks kilisesinin imtiyazlarının teyidi ile bu konuda gelecek
için de bir teminat verilmesi hususunu kabul etmesini telkin etmişlerdir. Osmanlı hükümeti de
Mençikof’un bu isteğini kabul etmiştir.
Lakin İngiltere, Fransa ve Osmanlı Devleti’nin iyi niyetleri, Rusya ile ihtilafa son
vermeğe yeterli gelmedi, zira Prens Mençikof ’un maksadı başka idi. Nitekim Kutsal Yerler
Sorunu halledilince asıl gayesini açığa vuran talep ve teklifini Osmanlı Devleti’ne bildirdi.
Bunu İstanbul’a gelişinden yaklaşık iki ay sonra Babıali’ye verdiği yeni bir ültimatomla yaptı
(5 Mayıs 1853). Bu ültimatoma göre28:
- Osmanlı Ülkesinde yaşayan Ortodoks mezhebinin tasarrufunda bulunan emlak ve
yerlerle ilgili eskiden beri temin olunan imtiyazatlar bundan böyle değişmeden devam edecek.
- Kudüs-ı Şerif’teki gerek Rum Kilisesi’nin ve gerek Rum Kilisesi Patriği ile bunların
maiyetinde bulunan piskoposların kadimden beri elde etikleri imtiyazatlar korunacak ve
Kamame Kilise’si ile sair ziyaretgâhlarda hiçbir taarruza uğramadan ibadet edebilecekler.
26
Andıç, Fuat-Andıç, Süphan, Kırım Savaşı- Âli Paşa ve Paris Antlaşması, İstanbul, 2002, s. 19.27 Danişmend, a.g.e., s. 144.
28 Yeniçeri, a.g.m., s. 844.
5/14/2018 makamat- m bareke meselesi - slidepdf.com
http://slidepdf.com/reader/full/makamat-i-muebareke-meselesi 11/16
- 1852 yılında ilan edilen fermanla Kamame Kilisesi’nin büyük kubbesinin tamiri ve
sair kutsal yerlerde belirlenen statüko korunacaktır.
- Rusya’ya papazlarının ayinlerini icra edecek bir kilise ve hastalarının bakımını
yapacak bir hastane inşası için münasip bir yer verilecektir. Ayrıca bu kilise ve hastanenin
kontrolü Beriyyetü’ş-Şam ve Filistin’deki Rusya konsolosunun elinde olacaktır .
İngiliz büyükelçisi Lord Stratford bu isteklerin reddini tavsiye etmişti. Osmanlı
Devleti egemen bir devlete yapılması dahi mümkün olmayan bu istekleri derhal reddetti.
Prens Mençikof, verdiği 5 Mayıs 1853 tarihli ültimatomun ret edilmesi üzerine 11 Mayıs1853’te Babıali’ye ikinci bir ültimatom verdi. İstekleri kabul edilmezse ilişkilerin
kesileceğini, bundan doğacak tüm sonuçların sorumlusunun Osmanlı hükümeti olacağını
söyledi ve cevap için Babıali’ye bu kez üç günlük bir süre tanıdı. Meclis, son Rus isteklerini
de incelikten sonra, kırk üç kişilik bir çoğunlukla bu istekleri redde karar verdi29.
6. Rusya ile Diplomatik İlişkilerin Kesilmesi
Prens Mençikof İstanbul’u terk etmeden hemen önce içerik bakımından 5 Mayıs 1853
tarihinde verdiği notadan farksız olan 18 Mayıs 1853 tarihli bir nota verdi. Ayrıca Mençikof,
görevinin sona erdiğini, İstanbul’da bir Rus elçiliği bulundurmanın artık anlamının
kalmadığını, Rus elçiliği personeliyle birlikte İstanbul’u terk etmeye karar verdiğini bildirdi.
Rus isteklerinin kabul edilmeyişinin, Rusya’ya ve Ortodoks dinine bir hakaret olduğunu
söyledi. İstediklerini Rusya’nın kuvvet yoluyla elde edeceğini de ekledi. Bu durumda
Hariciye Nazırı Reşit Paşa, hazırlanmış olan Osmanlı notasını Mençikof’a gönderdi. Notada
Rum Ortodoks kiliselerine Osmanlı padişahlarınca verilmiş dini imtiyazların korunacağı, bu
imtiyazların öteki Hıristiyan mezheplerine tanınan hak ve ayrıcalıklardan daha az olmayacağı
belirtiliyordu. Ayrıca Kudüs’te Ruslar için kiliseyle bir hastane yaptırılacağını, bu konuda ve
Kudüs’teki Rus papazlarının imtiyazları konusunda Babıali’nin Rusya ile bir senet
imzalamaya hazır olduğunu bildiriyordu30.
29 Şimşir, s. 80.
30 Şimşir, s. 81.
5/14/2018 makamat- m bareke meselesi - slidepdf.com
http://slidepdf.com/reader/full/makamat-i-muebareke-meselesi 12/16
Prens Mençikof’un 21 Mayıs’ta sefaretini terk ile İstanbul’dan ayrılması Makamat-ı
Mübareke Meselesi’nde yeni bir dönemeçe girilmesine neden oldu. Rus maslahatgüzarı da 27
Mayıs tarihinde İstan bul’u terk etmiş ve Rusya ile Osmanlı Devleti’nin diplomatik ilişkileri
resmen kesilmiştir 31. Çar I. Nikola , Prens Mençikof’un İstanbul’da başarısız olduğuna dair bir
rapor aldığında “Sultanın beş parmağını yanağımda hissediyorum” diyecek kadar
hiddetlenmişti. Prens Mençikof’un diplomatik ilişkileri keserek sefaretini terk etmesiyle
beraber Rusya, Osmanlı Devleti sınırlarına asker ve donanma yığmaya başladı. Bunun üzerine
Osmanlı Devleti de 26 Mayıs 1853 günü 1841 Londra Boğazlar Sözleşmesi’ne imza koyan
Avusturya, İngiltere, Fransa ve Prusya sefaretlerine kendini korumak amacıyla Tuna kıyıları,
Anadolu sahilleri ve boğazlarda askeri tedbirler almaya başladığını ve bu konuda kendisine
hak vereceklerini ümit ettiğine dair bir nota vermiştir 32. Zaten, Prens Mençikof’un İstanbul’u
terk ettiği aynı gün İngiltere de Malta’da bulunan donanmasına Salamis’te bulunan Fransa
donanmasına katılması yönünde emir vermiştir33.
Prens Mençikof’un İstanbul’u terk etmesi ve Rusya Devleti’nin bir takım askeri
tedbirler almaya başlaması üzerine Osmanlı Devleti de derhal askeri tedbirler almaya başladı.
Tuna Nehri kıyısında mevcut kale ve mevkilere asker sevki, istihkamların yenilenmesi ve
Beşiktaş pişgahında bulunan donanmanın boğaza çekilerek Rus harp gemilerinin saldırılarına
karşı tedbir alınması gibi önlemlere başvurulması düşünüldü. Ayrıca, Rus tüccar ve tebaasının
işlerinin eskisi gibi devam etmesine ve herhangi bir zarar görmemeleri için eskisine göre daha
da dikkat ve itina gösterilmesi tüm memurlara bildirildi34.
Mençikof’un İstanbul’u terk etmesinin ardından isteklerini kabul ettirme çabasını
askeri yollarla gerçekleştirmek isteyen Çar I. Nikola, kendisine göre bir fütühat olmayan bir
tedbir olarak rehin mahiyeti altında Memleketeyn’i işgale karar verdi. Öte yandan da
Avusturya aracılığı ile Osmanlı Devleti’ni Rus tekliflerine razı olmaya zorlamak için
diplomatik faaliyetlere de girişti. Ancak Avusturya’nın da durumdan mütereddit olması ve
Makamat-ı Mübareke Meselesinin çözümü için büyük devletleri adres göstermesi üzerine Çar
Nikola Rus halkına hitaben neşrettiği beyannamede Memleketeyn’e giriş gerekçesinin
Ortodoks inancının korunması olduğunu açıkladı.
31 Yerasimos, Stefanos, Azgelişmişlik Sürecinde Türkiye (Tanzimattan I. Dünya Savaşı’na), Cilt: II, İstanbul, 1977, ss.
682 – 683. 32
Yerasimos, a.g.e., s. 685.33 Fevzi, 1853-1856 Türk-Rus Harbi ve Kırım Seferi, Devlet Matbaası, İstanbul, 1927, s. 7
34 CH. nr. 643, (5 Z 1269 / 9 Eylül 1853).
5/14/2018 makamat- m bareke meselesi - slidepdf.com
http://slidepdf.com/reader/full/makamat-i-muebareke-meselesi 13/16
Rusya’nın Memleketeyn’e girmesi şüphesiz bir savaş gerekçesi idi. Ancak Bab-ı Ali
Rusya ile olan ilişkilerini İngiltere ve Fransa ile istişare ederek yürüttüğü için hemen
Rusya’ya karşı bir savaş kararı almadı ve telkinlere uyarak Rusya’yı protesto ile yetindi.
Böylece Bab-ı Ali’nin amacı Rusya ile Avusturya’yı karşı karşıya getirmek ve söz konusu
işgalin haksızlığını kanıtlamaktı. Söz konusu işgal Avusturya ve Prusya için de rahatsız edici
boyutta idi. Bu sebeple Avusturya Rusya’nın saldırısına karşı sınıra kuvvet yığmaya başladı.
Prusya da Rusya’nın müttefiki olmasına karşın Rusya’ya tepki gösterdi35.
7. Değerlendirme
Görüldüğü üzere Makamat-ı Mübareke Meselesi görünürde bir sebeb niteliğinde deolsa Kırım Savaşı’na giden yolda önemli bir mihenk taşı olması niteliğinin yanında Fransa ve
Rusya’nın özellikle de Osmanlı Devleti’ndeki gayrimüslim tebaa üzerinde hak iddia etmeleri
yoluyla Osmanlı Devleti’nin köşeye sıkıştırma politikalarının da bir uzantısı olmuştur.
Osmanlı Devleti bu süreçte her ne kadar iki taraf için de müşterek memnuniyet sağlayacak
kararlar vermeye çalışsa da ilgili devletlerin kendi iç işlerine karışmasını da bir türlü
engelleyememiştir.
General Mençikof’un İstanbul’a gönderilmesinden önce Osmanlı Devleti’nin
paylaşımı hususunda İngiltere ve Fransa’ya tekliflerde bulunan fakat beklediği cevabı
alamayan Çar I. Nikola takip eden süreçte Mençikof vasıtası ile Osmanlı Hükümetine ilettiği
talepleri yoluyla Osmanlı Devleti üzerine hegemonya kurmaya çalışmıştır. Mençikof’un ilk
isteklerini İngiltere ve Fransa’nın da savaştan kaçınma politikası gereği kabul eden Bab-ı Ali,
Mençikof’un asıl niyetinin ortaya çıkması üzerine Lord Stratford’un da tavsiyeleri üzerine
Rus tekliflerini reddetmek ve belki de olası bir savaşı kabul etmek durumunda kalmıştır.
Zaten gidişat da bu şekilde zuhur etmiş ve sonuçta Mençikof’un İstanbul’u terk etmesininardından önce diplomatik ilişkiler son bulmuş sonrasında da Rusya önce Memleketeyn’in
sınırına asker yığmış ve burayı işgal etmiştir. Osmanlı Devleti savaşa hemen girişmemiş ve
üçüncü tarafların da böylelikle Rusya’ya olumsuz bakmalarını sağlamıştır.
Makamat-ı Mübareke Meselesi Rus Devleti’nin Osmanlı Devleti üzerindeki asırlar
boyu süren emellerinin bir yansıması üzerine ortaya çıkmış olmakla birlikte diplomatik
ilişkiler bağlamında çok çetin bir rekabete şahit olunan keskin bir viraj niteliği taşımaktadır.
35 Yeniçeri, a.g.m., s. 845.
5/14/2018 makamat- m bareke meselesi - slidepdf.com
http://slidepdf.com/reader/full/makamat-i-muebareke-meselesi 14/16
Dönemin Osmanlı Hükümeti ve Rus temsilcisi Mençikof arasında akıl almaz pazarlık ve
hamleler söz konusu olmuş lakin son söz yine de savaş meydanında söylenmiş, diplomatik
araçlar Kırım Harbi’nin çıkmasını engelleyememiştir. Sonuçta ilgili dönemdeki Osmanlı
diplomasisi çok ayrıntılı bir şekilde ele alınması gereken, oldukça mühim ve bir o kadar da
karmaşık bir stratejiler silsilesi olarak tarihteki yerini almıştır.
5/14/2018 makamat- m bareke meselesi - slidepdf.com
http://slidepdf.com/reader/full/makamat-i-muebareke-meselesi 15/16
Kaynakça:
Andıç, Fuat-Andıç, Süphan, Kırım Savaşı- Âli Paşa ve Paris Antlaşması, İstanbul, 2002.
Armaoğlu, Fahir, 19. Yüzyıl Siyasi Tarihi, Ankara, 1997.
Baykal, Bekir Sıtkı, Makamat-ı Mübareke Meselesi, Belleten XXIII/90, Nisan, 1959.
CH. nr. 643, (5 Z 1269 / 9 Eylül 1853).
Çavlı, Emin Âli, Kırım Harbi, İstanbul, 1957.
Danişmend, İsmail Hami, İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, Cilt: 4, TTK, Ankara, 1955.
Ercan, Yavuz, “Osmanlı Devleti‟nde Müslüman Olmayan Topluluklar (Millet Sistemi), Yeni
Türkiye, c.6, s.32, Ankara, 2000.
Fevzi, 1853-1856 Türk-Rus Harbi ve Kırım Seferi, Devlet Matbaası, İstanbul, 1927.
Gencer, Ali İhsan, “Tanzimat Fermanı (1839)’dan 1876’ya Kadar Osmanlı İmparatorluğu”,
Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, XI, İstanbul, 1989.
Hayreddin, 1270 Kırım Muharebesinin Tarih-i Siyasiyyesi, (Yayınlayan: Ahmed İhsan ve
şürekası), İstanbul, 1326.
Heyet, Mufassal Osmanlı Tarihi, İstanbul, 1963.
Karal, Enver Ziya, Osmanlı Tarihi, V, Ankara, 1983.
Karasu, Cezmi, Kırım Savaşı Sırasında Osmanlı Diplomasisi (1853-1856), Ankara
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Doktora Tezi, Ankara, 1998.
Köse, Osman, 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması, Ankara, 2006.
Kurat, Nimet Akdes, Rusya Tarihi Başlangıcından 1971’ye Kadar, Ankara, 1987.
5/14/2018 makamat- m bareke meselesi - slidepdf.com
http://slidepdf.com/reader/full/makamat-i-muebareke-meselesi 16/16
Yetişkin, Mehmet, “Rusların Türk Toprakları Üzerinde Yayılmasının Sebepleri Üzerine Bazı
Düşünceler”, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Ocak, 2007.
Öztuna, Yılmaz, Tanzimat Paşaları Ali ve Fuad Paşalar, İstanbul, 2006.
Palmer, Alan, Osmanlı İmparatorluğu Son Üç Yüz Yıl Bir Çöküşün Yeni Tarihi, Çev.
Belkıs Çorakçı Dışbudak, İstanbul, 1995.
Slade, S. Adulphus [Müşavirpaşa], Türkiye ve Kırım Harbi, (Çev. Ali Rıza Seyfi), Askeri
Matbaa, İstanbul, 1943.
Şimşir, Bilal N., Kırım Savaşı Arefesinde Mustafa Reşit Paşa’nın Yazışmaları, Mustafa Reşit
Paşa ve Dönemi Semineri, Ankara, 1987.
Yeniçeri, Özcan, “Kırım Savaşı, Islahat Fermanı ve Paris Barış Antlaşması”, Türkler Cilt: 10.
Yerasimos, Stefanos, Azgelişmişlik Sürecinde Türkiye (Tanzimattan I. Dünya Savaşı’na),
Cilt: II, İstanbul, 1977.