Upload
others
View
43
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
1
MALİYE TEORİSİ
1. KAMU MALİYESİNİN TANIMI
Maliye; devlet faaliyetlerinin iktisadi, mali ve sosyal etkilerini inceleyen bilim dalıdır. Daha geniş anlamda ele alındığında ise aşağıdaki unsurların incelenmesini de içermektedir.
Kamu Maliyesi ise, kamu gelirlerinin toplanması, giderlerin yapılması, açıkların finansmanı, devlet borç, varlık ve hükümlülüklerinin yönetimidir.
2. KAMU MALİYESİNDE KLASİK VE MODERN ANLAYIŞ
2.1. Klasik maliye yaklaşımın temel görüşleri:
• Jandarma devleti savunur. • Bütçe dengesi, mali denge esastır. • Ekonomik denge görünmez el (tam rekabet) yoluyla
otomatik olarak gerçekleşir. • Tam dışlama (crowding out) etkisi vardır. • Özel kesim kamu kesiminden daha verimlidir. • Borçlanma olağanüstü bir kamu geliridir. • Tarafsız, nötr maliyeyi savunur (vergi ve kamu
harcamaları tarafsız olmalı). • Kamu harcamaları verimsizdir, vergi tarafsız
olmalıdır.
2.2. Modern (Fonksiyonel) maliye yaklaşımın temel görüşleri:
• Müdahaleci/sosyal devleti savunur. • Süzgeç devlet teorisi (ikincil dağılım). • Hazinenin gelir sağlama fonksiyonu vardır ve
borçlanma normal bir kamu geliridir. • Bütçe dengesi değil, makroekonomik denge esastır. • Ekonomi daima tam istihdam denge noktasında
değildir. • Ekonomide çarpan etkisi vardır. • Fonksiyonel maliyeyi savunur (kamu harcamaları ve
gelirleri ile ekonomiye müdahale edilmeli).
3. KAMU MALİYESİNİN AMAÇLARI
Kamu maliyesinin amaçları üç ana başlık altında toplanabilmekle birlikte, iktisadi istikrarın sağlanmasının alt başlıkları da birer kamu maliyesi amacı olmaktadır.
3.1. Kaynak Kullanımında Etkinlik
İktisat biliminin temeli kıt kaynaklarla ve sonsuz olan ihtiyaçların nasıl karşılanacağı sorunu üzerine kuruluştur. Nitekim kıt kaynaklarla sonsuz olan ihtiyaçlar karşılanırken kaynakların etkin kullanımı bir zorunluluktur. Kamu sektörü de aynı kıt kaynakları kullanarak toplumsal ihtiyaçları karşılamaya çalışmaktadır. Bu anlamda kaynak kullanımında etkinliğin sağlanması kamu sektörü, diğer bir ifadeyle kamu ekonomisi içinde temel sorunlardan ve ulaşılması gereken amaçlardan birisidir. Aynı zamanda, kamusal mal ve hizmetlerin yanı sıra bazı yarı kamusal ve özel mal ve hizmetlerin üretiminin de tamamen piyasaya bırakılması halinde kaynak kullanımında etkinliğin bozulacak olması da kaynak kullanımında etkinliğin sağlanabilmesi için devletin bu tür mal ve hizmetleri kamu ekonomisi içerisinde üretmeye itmektedir.
3.2. Bölüşümde (Gelir Dağılımında) Etkinliğin Sağlanması
Kamu ekonomisinde sunulması zorunlu hizmetler için kaynaklar toplanmakta (vergi), toplanan kaynaklar bu hizmetlerin sunumu için gerekli olan maliyetlere harcanmaktadır. Bu süreç nihai olarak bütçe ile şekillenmektedir. Bu süreç içerisinde devlet kaynakların toplanması aşamasında zenginden fazla, fakirden az alarak, sunduğu hizmetlerde (kaynakların dağıtımında) dar gelirli gruplara daha fazla zenginlere daha az hizmet tahsisi yaparak gelir dağılımının düzenlenmesinde etkin olabilir. Buna gelirin yeniden dağılımı denilmektedir.
3.3. Ekonomik İstikrar
Ekonomik istikrarın sağlanması iki temel veriden oluşmaktadır. Bunlar, fiyat istikrarı ve tam istihdamdır. Fiyat istikrarı, fiyatlar genel düzeyinin aşağı ya da yukarı doğru dalgalanmaması yani istikrarlı olmasıdır. Tam istihdam; geniş ve dar anlamda tam istihdam olarak ikiye ayrılmaktadır. Burada dar anlamda yani sadece işgücünün atıl kalmayacak şekilde kullanılması ifade edilmektedir. Kısaca işsizliğin olmaması, tüm işgücünün kullanılması kastedilmektedir. Kamu maliyesi vergi ve kamu harcamalarını kullanarak, talebin genişlemesini ve daralmasını sağlamakta ve bu yolla fiyat istikrarı ve işsizlik çözümlenebilmektedir.
4.KAMU EKONOMİSİNCE ÜRETİLEN MAL VE HİZMETLERİN NİTELİKLERİ VE ÖZELLİKLERİ Kamusal ihtiyaçlar insanoğlunun bir arada yaşama zorunluluğundan kaynaklanan toplumsal ihtiyaçlardan doğmaktadır. Diğer bir ifadeyle, toplumun müşterek nitelikteki ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla devletin yapmak durumunda olduğu hizmetlerdir. Bu ihtiyaçların tüketimi bireysel faydadan ziyade sosyal fayda sağlayan ihtiyaçlardır. Kamu hizmetleri merkezi ve yerel yönetim birimleri aralığıyla gerçekleştirilmektedir. Devlet, kamu hizmetlerini finanse etmek amacıyla kamu geliri toplar ve kamu gelirini, kamu harcamaları yöntemiyle kamu hizmetlerine aktarır. Ancak, devletin faaliyetlerini sürdürmek amacıyla kamu harcaması yapması ve kamu geliri elde etmesi, ekonomi üzerinde etki yaratmaktadır. Kamu gelirinin toplanması ve kamu harcamasının yapılması, kaynak kullanımında, kaynak dağılımında ve gelir dağılımında etkili olmaktadır. Kamu ekonomisince üretilen mal ve hizmetler kısaca (bu konu ile ilgili ayrıntılı inceleme kamu giderleri bölümünde yapılacaktır) şu şekilde açıklanabilir;
4.1.Tam Kamusal Mal ve Hizmetler (Toplumsal, Kolektif, Kamusal)
Bazı mal ve hizmetler, toplum tarafından önemlidir ve devlet tarafından üretilmezler ise, başka bir kesim tarafından üretilmeleri mümkün olmamaktadır. Bu mal ve hizmetlere toplumsal mal ve hizmetler denilir. Savunma, iç güvenlik (emniyet), dış politika (diplomasi), adalet, zorunlu eğitim tam kamusal mal ve hizmetlerdir.
a. Birlikte Tüketim: Bu tür hizmetler bireysel olarak değil toplumsal olarak tüketilir. Sınırın korunması demek, hizmetten sadece sınır kesiminde yaşayanların faydalanması demek değildir. Sınırın korunması Türkiye Cumhuriyetinin bütünlüğünün korunması demektir ki bu hizmetin aynı anda herkes tarafından tüketilmesi demektir.
2
MALİYE TEORİSİ
b. Toplumsal İhtiyaçları Karşılamaya Yöneliktir: Bu hizmetlerin finansmanı toplum tarafından karşılanmaktadır. Bu hizmetler, dolaylı olarak yetkili kamu kuruluşlarınca, bireysel anlamda karşılığı bulunmayan ödemelerle yapılmaktadır. Bu mal ve hizmetlere örnek olarak "savunma hizmetleri", "genel polis hizmetleri", "zorunlu öğretim hizmetleri" gösterilebilir.
c. Faydaları Toplum Bireyleri Arasında Bölünemez ve
Faydasından Yoksun Kalınamaz: Kamusal mal ve hizmetler, tüm toplumun faydasına yönelik olduğu için, faydasından hiç kimse mahrum bırakılamaz. Bu mal ve hizmetin faydası tüm toplumda hissedilmekle birlikte, bireysel olarak faydanın ölçülmesi mümkün değildir. Tüketimi ortaktır ve faydası ortak tüketim ile ortaya çıkar. Özel bir malın bedelini ödemeden o mal veya hizmetten yararlanılması mümkün değildir, bu duruma dışlama ilkesi denir. Eğer bir mal veya hizmet için dışlama ilkesi söz konusu değilse o mal veya hizmet kamusal mal ve hizmettir.
d. Piyasa Konusu Olamaz, Pazarlamaz ve
Fiyatlandırılmazlar: Bur tür mal ve hizmetlerin faydası bölünemediği ve ölçülemediği için bu mallar piyasa konusu olmaları dolayısıyla fiyatlandırılıp pazarlanabilmeleri mümkün değildir.
e. Üretim ile İlgili Karar Siyasi Süreçle Alınır: Özel mallarda
üretim piyasa koşulları altında, arz-talep dengesi çerçevesinde belirlenirken, kamusal mal ve hizmetlerin üretimi ile ilgili karar siyasal süreç içinde gerçekleşmektedir.
f. Gelir Dağılımını Etkileri Nötrdür: Kamusal mal ve
hizmetlerde, bireysel tüketim ve fayda söz konusu olmadığı için gelir dağılımını etkileyemezler.
4.2.Yarı Toplumsal Mal ve Hizmetler:
Bazı mal ve hizmetler, devlet tarafından üretilmekle birlikte, tam kolektif yapıya sahip değildirler. Bu tür mal ve hizmetlerde bireysel talep, bireysel tüketim, bireysel faydanın yanı sıra toplumsal faydası da söz konusu olmaktadır. Örneğin tifo aşısı olan kişi sayesinde halkın tamamı tifo salgınından korunmuş olur. Bireysel faydanın toplumsal faydaya dönüşmesine “Pigovyen Dışsallık” denir. Bu tür mallar tam kamusal malların tersine piyasa konusu olabilir, pazarlanabilir, fiyatlandırılabilirler. Bu tür mal ve hizmetlerin yeterince üretilememeleri sonucu yaratacakları toplumsal maliyetler toplum açısından ağır olabilir. Bu nedenle piyasa tarafından da sunulabilen bu tür mal ve hizmetlerin, sosyal fayda yaratmaları nedeniyle üretiminin tamamen piyasaya bırakılması sakıncalar yaratabilmektedir. Bu hizmetlere, eğitim ve sağlık hizmetleri örnek olarak gösterilebilir. Eğitim gibi hizmetin üretimi, yalnızca bu hizmetleri satın alanların sağladıkları faydayla değil, aynı zamanda topluma da sosyal fayda yarattığı için devlet tarafından da üretilmektedir. Parklar, dinlenme tesisleri, caddeler ve şehirlerarası yollar.
4.3.Özel Mal ve Hizmetler:
Özel mal ve hizmetler, toplumsal mal ve hizmetlerin aksine, faydası toplum bireyleri arasında bölünebilmekte, iktisadi unsurdan yararlanabilmek için bedelinin ödenmesi gerekmektedir. Bireysel ihtiyaçları karşılamaya yönelik olan bu malların fiyatları piyasanın koşullarınca belirlenmektedir. Devlet, özel mal ve hizmetler özel sektör tarafından üretilebilir nitelikte olduğu halde, bazı malları üretmek durumunda kalabilmektedir.
4.3.1.Doğal Tekeller (İçsel Ekonomiler-Yarı Özel Mallar):
Stratejik öneme sahip, büyük sabit maliyet isteyen ve azalan maliyetlerin geçerli olduğu mal ve hizmetlerde, devletin bizzat üretici olarak tek başına faaliyette bulunması gerekebilir. Su, elektrik, doğalgaz, enerji, ulaşım, iletişim, telekomünikasyon örnek olarak verilebilir. Kaynak kullanımında etkinliği sağlamak için devlet bu tür mal ve hizmetleri üretmek zorundadır.
4.3.2.Mali Tekeller
Bazı mal ve hizmetler piyasa tarafından talep edilmekle birlikte nitelikler itibariyle üretim ve tüketimi topluma zarar verebilir. Bu tür mal ve hizmetlerin üretimi tekelleşme ile devletçe yapabilmektedir. Amaç tekel rantını elde etmek, ikincil amaç ise tüketimi negatif dışsallık yayan bu tür mal ve hizmetlerin üretim ve tüketiminin yaratacağı zararları engelleyebilmektir.
4.4.Erdemli Mal ve Hizmetler
İlk defa Musgrave tarafından ifade edilen erdemli mallar, bazı kişi ya da grupların ekonomik durumlarını iyileştirmek amacıyla ya bedelsiz olarak topluma sunulmakta ve finansmanı vergilerle sağlanmakta ya da piyasa fiyatının çok altında pazarlanmaktadır. Bu mal ve hizmetler sosyal amaçlar etrafında, gelirin dağılımında devletin müdahalesine ve düzenleyici etkiler yaratmasına olanak sağlamaktadır. Bu tür mal ve hizmetler piyasa üretimine bırakıldıklarında ya yeterince üretilmezler ya hiç üretilmezler (kaynak dağılımında tercih sapmasına neden olur). Devlet piyasa bu tür mal ve hizmetleri üretmediği ya da yeterince üretemediği için bu tür mal ve hizmetlerin üretimini yapar. Bu tür mallara “merit mal” da denmektedir. Bu mal ve hizmetlere örnek olarak, ücretsiz sağlık hizmetleri, tarımsal yardımlar, yaşlılara ve kimsesizlere yardımlar, fakirlere belediye, valilik ve kaymakamlıklarca yapılan gıda, giyecek ve yakacak yardımı, huzurevleri, öğrencilere verilen burslar, okullarda ücretsiz kitap dağıtımı ve süt dağıtımı gösterilebilir. Ayrıca bireysel tüketimi söz konusu olan ancak tüketimi toplumsal anlamda zararlı olan mallarda vardır. Bu tür malların üretim ve tüketiminde devlet üretici veya üretimi düzenleyici rol oynar. Bu tür mallara örnek olarak; sigara, alkol, uyuşturucu maddeler, fuhuş verilebilir (örneğin AMATEM, genel evler gibi).
4.5.Kulüp Mallar
Belirli bir kesimin kullanımına sunulan ve pozitif dışsallık yayan mallardır. Olson ve Buchanan özel kulüp mallarının dışlayıcı olduğunu (kullanıcı sayısı kısıtlandığı için pozitif dışsallığından herkesin faydalanamaması) ancak kamu mallarında ise kapsayıcı olması gerektiğini böylece söz konusu pozitif dışsallığın artacağını ileri sürmektedirler (kullanıcı sayısının kısıtlanmaması). Türkiye’ de sosyal güvenlik hizmeti ve bazı kamu kurumlarının sosyal tesisleri kulüp mal niteliğindedir.
3
MALİYE TEORİSİ
4.6.Yerel Kamusal Mallar
Bu malların faydası, hizmetin sunulduğun bölgelere yakın yerleşimde bulunanlara dokunur. Yerel yönetimler bu hizmetlerin finansmanını “yerel vergilerle” finanse ederler. Tiebout 1956’da yapmış olduğu çalışmada insanların neden tercihlerine uygun hizmet ve fayda sunan yerlerde yaşamayı tercih ettiklerini açıklar. Yapılan çalışmada “voting by feet” (ayaklarıyla oy verme) kavramını ortaya atmıştır. Bu kavram bireylerdeki bedavacılık sorununa bir çözüm olarak önerilmiştir. Bu teze göre eğer her bölgesel topluluğa kamusal hizmetlerin maliyetlerini kendilerinin karşılaması şart koşulursa topluluk üyesi bireyler kendi tercihlerine en uygun toplulukları seçerek kendi menfaatlerini en iyi şekilde gözeteceklerdir. Böylece örneğin sporseverler, sportif aktivite alanlarının müzikseverler konser salonunun vb. finansmanına katılmak isteyen diğer müzikseverlerle aynı bölgede yaşamak isteyeceklerdir.
4.7. Global Kamusal Mallar
Faydaları tüm ülkelere, insanlara ve kuşaklara yayılan, olumsuz etkileri yine sınırlar ve kuşaklar ötesi olan mallardır. Bu tip mal ve hizmetlere; küresel barışın sağlanması, uluslararası terörle, salgın hastalıkla, açıkla mücadele örnek olarak gösterilebilir. Bu tip malları uluslararası kuruluşlar sunmaktadır(Birleşmiş Milletler, UNİSEF, UNESCO, WHO…). Bu malların finansmanı ise bu hizmeti sunan kuruluşa üye olan ülkelerin ödemiş oldukları aidatlar ve bireylerin yapmış oldukları bağışlarla sağlanır.
4.8.Serbest Mallar
Doğada hazır olarak bulunurlar. Bu mallara; doğal su kaynakları, hayvanlar örnek olarak gösterilebilmektedir. Bu malların fiyatları olmadıkları için bireyler aşırı olarak tüketip sürdürülebilir kalkınmayı zedeleyebilmektedir. Ortaya çıkan bu soruna “ortakların trajedisi” adı verilir. Devletin buradaki görevi serbest malların aşırı tüketimini engelleyip sürdürülebilir kalkınmayı sağlamaktır. Bunu da kural ve normlar koyarak gerçekleştirir. Nesli tükenen hayvanların avlanmasını engellemek adına avlanma yasağı getirmesi örnek olarak gösterilebilir. Lakin bireyler birbirlerine güvenmediklerinden dolayı koyulan kuralları çiğneyip aşırı tüketime devam ederler. Bu soruna ise “mahkum açmazı” adı verilmektedir.
5. DIŞSALLIK Bir üretici veya tüketici birimin bir üretim veya tüketim faaliyeti nedeniyle, yine başka bir üretici veya tüketici birimin üretim veya tüketim faaliyetini olumlu ya da olumsuz bir şekilde etkilemesidir. Dolaylı olarak ilk defa Adam Smith, sistemli olarak İlk defa Knut Wicksell tarafından ele alınmıştır. Dışsallığın var olduğu durumlarda kaynak kullanımında etkinliğin bozulabilmesi mümkündür. Bu nedenle devletin toplumsal anlamda dışsallığın söz konusu olduğu mal ve hizmetlerin üretiminde bulunması veya bu mal ve hizmetlerin üretimini düzenlemesi gerekir. Dışsallık tipleri aşağıdaki tabloda örneklenerek özetlenmektedir.
5. Dışsallık Tipleri
Dış
sallı
k
Tipl
eri
Pozitif
Negatif (Dışsal Ekonomisizlik)
Üre
ticid
en
Üre
ticiy
e
Bir yere kurulan beş yıldızlı bir otelde konaklamaya gelen müşterilerin çevredeki esnafın işlerini artırması
Bir fabrikanın zehirli atıklarının nehri kirletmesi nedeni ile sulama yapamayan çiftçinin üretiminin düşmesi
Üre
ticid
en
Tüke
ticiy
e
Bir ilaç firmasının bir hastalığa çare bulabilmek için araştırmalar yapması
Bir fabrikadan çıkan zehirli gazların yakındaki bir yerleşim biriminin havasını olumsuz etkileyerek insanların sağlığını tehdit etmesi Tü
ketic
iden
Tü
ketic
iye
Bahçesini iyi bir şekilde bakan bir kişinin civardakilere sağladığı fayda
Müziğin sesini fazla açtığı için komşunu rahatsız eden bir kişi
Tüke
ticid
en
Üre
ticiy
e
Bir maldan memnun olan bir kişinin yakınlarına o malın imajını artıracak biçimde reklam yapması
Bir maldan memnun olmayan bir kişinin yakınlarına o malın imajını düşürecek şeyler söylemesi
4
MALİYE TEORİSİ
6. DEVLET FAALİYETLERİNE İLİŞKİN YAKLAŞIMLAR VE KAMU MALİYESİ
6.1. İktisadi Ekollerde Devlet Anlayışı ve Devletin Tarihi Gelişimi
6.1.1.Merkantilizm ve Korumacı Devlet
Temelin güçlü bir ulus devlet olan “merkantalist devlet” anlayışında, güçlü ulus devlet için güçlü hazine bunun içinde altın vb. kıymetli madenlerin bolluğu önemliydi. Merkantilizme göre feodal düzenden, ticaret ve sanayinin yaygın olduğu bir ekonomiye geçebilmenin yolu ticaret burjuvazisinin çıkarlarını koruyan ve dış ticaretin gelişimini destekleyen bir devlet anlayışı hâkimdir.
6.1.2 Fizyokrasi ve Doğal Düzen
Fizyokratlara göre zenginliğin kaynağı merkantilistlerin iddia ettiği gibi mübadele (ticaret) değil üretimdir. Ürün yaratan tek üretim dalı ise tarımdır. Fizyokratlar daha fazla üretim ve buna bağlı olarak yaratılan artık üretim için devletin müdahalesinin olmadığı doğal düzene inanmaktadırlar.
6.1.3 Klasik Ekol ve Jandarma Devlet
Ekonomi daima dengededir ve bu dengeyi sağlayan güç fiyat mekanizmasıdır (görünmez el). Klasiklere göre piyasa rekabet olmaksızın yaşayamaz ve piyasa olmadan üretim yapılamaz. Bu nedenle devlet ekonomiye müdahale etmemeli, sadece jandarma ve kolluk görevini yerine getirmelidir. Klasiklere göre devlet verimsizdir, özel sektör verimlidir. Devletin müdahalesi olmazsa fiyat ve ücretler esnek olduğu için ekonomi kendiliğinden dengeye gelebilecektir.
6.1.4. Keynes ve Müdahaleci Devlet
Keynes'e göre ekonomi her zaman tam istihdamda dengede değildir. Ekonomi eksik istihdamda da dengeye gelebilir. Eksik istihdam dengesini tam istihdam denge noktasına taşıyabilme için devletin ekonomiye müdahalesi şarttır. Müdahale ise eksik istihdama neden olan yetersiz toplam talep düzeyini artıracak genişletici maliye politikasıdır (pump priming-emme basma tulumba). Keynes devlet anlayışındaki temel amaç ekonomik dengenin sağlanması için ekonomiye müdahale etmektir.
6.1.5. Günümüz Sosyal Refah Devleti
Keynes devlet anlayışında ekonomiye müdahale sebebi ekonomik denge iken, sosyal refah devletinde müdahale gerekçesi sosyal refahın artırılmasıdır. Bu nedenle devlet artık temel mal ve hizmetlerin yanı sıra sosyal refahı artırabilmek için özel mal ve hizmetlerde üretmeye başlamıştır.
MALİYE TEORİSİ-DERSTE ÇÖZÜLECEK SORULAR
1. Faydası tüm topluma ait olan ve bölünemeyen mal ve hizmetlere ne ad verilir?
A) Özel mal ve hizmetler B) Yarı kamusal mal ve hizmetler C) Kamusal mal ve hizmetler D) Lüks mal ve hizmetler E) Erdemi mal ve hizmetler
2. Bir firmanın ürünleri hakkında olumsuz yargının
tüketici tarafından çevreye aktarılması biçiminde ortaya çıkan dışsallık aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tüketicinin tüketiciye pozitif dışsallık B) Tüketiciden tüketiciye negatif dışsallık C) Tüketiciden üreticiye pozitif dışsallık D) Tüketiciden üreticiye negatif dışsallık E) Üreticiden tüketiciye negatif dışsallık
3. Klasik iktisadi görüşe göre, aşağıdakilerden hangisi
devletin temel görevidir?
A) Ödemeler bilançosu dengesinin sağlanması B) Savunma ve güvenlik hizmetlerinin yapılması C) Ekonomik kalkınmanın gerçekleştirilmesi D) Optimum kaynak dağılımının sağlanması E) Çalışma yaşındaki tüm bireylere iş sağlanması
4. Aşağıdakilerden hangisi kamu hizmetinin
özelliklerinden bir değildir?
A) Rekabete açık olmaması B) Fiyatların marjinal maliyeti yansıtmaması C) Zorunlu finansman kaynağı ile karşılanması D) Ferdi taleplere cevap vermesi E) Pazarlanamaz olması
5. Aşağıdakilerden hangisi, kamu kesimi tarafından
hangi mal ve hizmetlerin ne miktarda üretileceğini belirler?
A) Siyasal süreç B) Piyasa süreci C) Fiyat süreci D) İstanbul Menkul Kıymetler Borsası seansı E) Yıllık olağan Türkiye Bankalar Birliği toplantısı
5
MALİYE TEORİSİ
6. Aşağıdakilerden hangisi, üretimi piyasa tarafından gerçekleştirilmekle birlikte doğal tekel özelliği taşıdığı için, üretimi ve tüketiciye sunulması ile ilgili kuralları kamu otoritesi tarafından düzenlenen mal ve hizmetlerden biridir?
A) Radyo B) Ayakkabı C) Elektrik D) Çamaşır makinesi E) Taşınabilir telefon
7. Aşağıdakilerden hangisi katı doğal tekel niteliği
taşımaktadır?
A) Elektrik iletimi B) Araba montajı C) Sigara üretimi D) Tütün ekimi E) Kümes hayvanı yetiştiriciliği
8. Bir maden işletmesinin zehirli atıklarını nehre
akıtmasının, o nehir suyuyla sulama yapan çiftçileri etkilemesi biçiminde ortaya çıkan dışsallık aşağıdakilerden hangisidir?
A) Üreticiden üreticiye negatif dışsallık B) Üreticiden üreticiye pozitif dışsallık C) Üreticiden tüketiciye pozitif dışsallık D) Tüketiciden tüketiciye pozitif dışsallık E) Tüketiciden tüketiciye negatif dışsallık
9. 2013. Petrol araması yapan bir kuruluşun belli bir
alanda petrol bulduğu zaman diğer araştırmacı kurumlara da değerli ve kullanışlı bilgiler sunması aşağıdakilerden hangisine bir örnektir? A) Üreticiden üreticiye olumsuz dışsallık B) Üreticiden üreticiye olumlu dışsallık C) Üreticiden tüketiciye olumlu dışsallık D) Üreticiden tüketiciye olumsuz dışsallık E) Tüketiciden tüketiciye olumsuz dışsallık
10. Kamu mallarının faydasının bölünemez özelliği
nedeniyle fiyatlandırma yapılamaması aşağıdaki sorunlardan hangisini doğurur?
A) Kamu harcamalarının yetersiz kalması B) Vergi gelirlerinin artırılması ihtiyacı C) Kamusal mallardan bedava yararlanma eğilimi olması D) Sosyal harcamaların ihtiyacın üzerinde artması E) Doğal tekellerin oluşumu
11. Aşağıdakilerden hangisi kamu kesimini özel kesimden ayıran özelliklerden biri değildir?
A) Kamusal mal ve hizmet sunulması B) Sunulacak mallarda arz ve talep koşullarının
belirleyici olması C) Üretimin bürokrasi aracılığıyla gerçekleştirilmesi D) Finansmanının vergilerle yapılması E) Sunulacak mal ve hizmet miktarının siyasal karar
mekanizmasınca belirlenmesi
12. Paternalistik bir devlet anlayışı çerçevesinde, devletin tüketimini zorunlu kıldığı mallara ne ad verilir?
A) Erdemli mallar B) Saf kamu malları C) Yarı kamusal mallar D) Özel mallar E) Kulüp malları
13. Devletin bir vasi gibi hareket etmesi dolayısıyla
vesayet altındaki mal ve hizmetler olarak da adlandırılan mallar aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tam kamusal mallar B) Yarı kamusal mallar C) Doğal tekeller D) Erdemli mallar E) Kulüp mallar
14. Bir iktisadi birimin ekonomik faaliyetlerinden diğer
iktisadi birimlerin maliyete katılmadan fayda sağlamasına ne ad verilir?
A) Kamusal fayda B) Kamusal zarar C) Dışsal zarar D) Dışsal fayda E) Özel zarar
15. Devletin kamu ekonomisi içinde üstlendiği roller ve
sunduğu hizmetler açısından bakıldığında, koruyucu devlet ile müdahaleci devlet arasındaki temel fark aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ulusal güvenlik B) Kamu düzeni C) Genel kamu hizmetleri D) Adalet hizmeti E) Ekonomik ve sosyal hizmetler
6
KAMU HARCAMALARI
1.TANIMI VE ÖZELLİKLERİ Kamu ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla yetkili kişilerce gerçekleştirilen, zaman içerisinde sürekli artma eğilimi içerisinde olan ve para şeklinde yapılan ödemelere kamu gideri denilmektedir. Kamu giderleri;
Toplumsal ihtiyaçların karşılanabilmesi için katlanılması
gereken nakdi masraflardır. Kamu giderleri kısaca, kamu hizmetlerinin sunulması için yapılan giderlerdir.
Kamu giderlerinde, özel fayda ve kar amacı olmayıp, amaç toplumsal faydadır.
Kamu harcamaları kanunla yapılır (bütçe kanunu). Üst sınırı milli gelirdir ve milli geliri aşamaz. Kamu harcamaları sürekli artış eğilimindedir.
2.KAMU HARCAMALARININ ARTIŞ NEDENLERİNİN SINIRLANDIRILMASI 2.1. GÖRÜNÜŞTE ARTIŞ Kamu harcamaları sadece parasal olarak arttığı ve bu artışa rağmen kamu hizmetindeki miktar olarak bir artışın olmadığı durumlardır. NEDENLERİ 1.para ekonomisinin yaygınlaşması 2.paranın satın alma gücünün düşmesi (enflasyon) 3.ülke sınırlarının ve nüfusun büyümesi (kamu harcamalarına paralel şekilde artacak) 4.kamulaştırma, devletleştirme 5.bütçe usullerinin değişmesi (safi usulden gayrisafiden usule geçiş)
2.2.GERÇEKTE ARTIŞ Kamu harcamalarının hem parasal hemde hizmet miktarı olarak arttığı durumlardır. NEDENLERİ 1.Askeri (savaş ve savunma giderlerinin artışı) 2.siyasi ( liberal veya sosyalist bir iktidarın gelmesi, partilerin taahhütlerini yerine getirmeleri) 3.ekonomik (ekonomik istikrarı sağlama çabaları, krizler) 4.teknoloji (yeni buluş ve gelişmeler. Hızlı tren uygulamaları gibi) 5.sosyal (sosyal yardımlar)
3. KAMU HARCAMALARINDAKİ ARTIŞI AÇIKLAMAYA YÖNELİK GÖRÜŞLER 3.1. Wagner Kanunu (Kamu Harcamalarının Sürekli Artışı Hipotezi) Adolph Wagner tarafından 1883 yılında kamu giderlerinin artışı kanunu, formüle edilmiştir. Wagner ileri sürdüğü bu kanunda, devlet faaliyetlerinin sürekli artış içinde olduğunu ve bu nedenle de kamu harcamalarının sürekli artış eğilimi içine girdiğini belirtmiştir. Wagner’e göre, toplumun sosyal yönden gelişmesi engellenemez. Bu gelişme devlet faaliyetlerinin artışına neden olmaktadır. Wagner; kamu harcamalarındaki artışı toplumun sosyal olarak gelişimine bağlı olarak artan toplumsal ihtiyaçların karşılanabilmesi için devletin görev ve fonksiyonlarının sürekli olarak artmasına bağlamıştır. Kamu faaliyetlerinin kamu harcamalarının sürekli olarak, milli hasıladan daha hızlı yükseldiğini belirtmiştir. Özetlersek, Wagner'e göre kamu harcamalarının artışı devlet faaliyetlerindeki artışa yani; Sanayileşme, Kentleşme, toplumsal ve sosyal yapıdaki değişim, Yerel yönetimlerin artması ve sundukları hizmetlerin
genişlemesi gibi nedenlerden dolayı sürekli artar ve kamu harcamaları artış hızı, milli gelir artış hızından daha yüksektir.
3.2. Peacock – Wiseman Yaklaşımı (Sıçrama Tezi ve Yer Değiştirme Hipotezi) Peacock ve Wiseman, 1961 yılında yaptıkları kamu harcamaları ile ilgili çalışmada, kamu harcamalarındaki artışın, kamu gelirlerindeki artışla ilgili olduğunu belirtmişlerdir. Görüşe göre, ekonominin gelişmesine bağlı olarak sağlanan vergi hasılatı sonucunda yapılan harcamalar, kamu harcamalarının düzeyinde yükselme ortaya çıkarmaktadır. Ayrıca, Peacock ve Wiseman’a göre, savaşlar, depremler, ekonomik krizler vb. gibi büyük bunalım dönemlerinde kamu harcamalarının sıçrama yapmaktadır. Devlet Kamu harcamalarından yaşanan bu artışı finanse etmek üzere, vergi yükünü artırır (olağan bir dönem içinde büyük tepkiye neden olabilecek olan ve katlanılamaz olan vergi yükünün). Toplum tarafından kabul edilen bu vergilere karşı direnç söz konusu olağanüstü dönem içerisinde kırılır ve toplum bu vergilere alışarak benimser (örneğin, 1999 yılında yaşanan büyük deprem felaketi sonrası getirilen Özel İletişim Vergisi). Olağan üstü durum ortadan kalksa dahi vergilerin toplanmaya devam etmesi ve artan vergi hasılatı, bunalım sonrası dönemlerde de kamu harcamalarının eski düzeyine inmeden devam etmesine neden olur. Kısacası, Peacock-Wiseman, kamu harcamalarının olağanüstü dönemde arttığını (sıçrama), bu dönemlerde vergilerin arttığını ve artan kamu gelirlerinin kamu harcamalarını artırdığını (yer değiştirme) ifade etmişlerdir.
3.3. Sosyal Refahın Artırılması Yaklaşımı Pigou ve Dalton tarafından ileri sürülen görüşe göre, yapılan her bir harcama toplumsal refahı diğer bir ifade ile sosyal refahı artırıyor ise harcama yapılmaya devam edilmelidir. Görüşe göre, toplanan her bir lira verginin yaratacağı maliyet ile bu vergiden toplanan gelirin harcanması sonu elde edilen fayda eşitleninceye kadar kamu harcamaları artmaya devam etmelidir. Burada önemli olan maksimum sosyal faydanın sağlanabilmesidir. Amaç, sosyal refahın maksimize edilmesi olup, bu doğrultuda kamu harcamalarına yön verilmesi söz konusu olacaktır. Pigou-Dalton kamu harcamalarının sosyal faydasının, sosyal maliyetine eşitleninceye kadar artırıldığını ifade etmişlerdir. (MSM = MSF)
3.5. Ekonominin Gelişme Sürecinin Kamu Harcamalarını Etkilediği Yaklaşımı 3.5.1. Musgrave Kamu harcamalarının savaş ve savunma harcamaları çıkarıldığında gerçekte artmadığını, milli gelire oranının sabit bir seyir izlediğini ifade etmiştir. Ayrıca, sosyal harcamaların milli gelire oranının sabit olduğunu ve bu nedenle milli gelir arttıkça sosyal harcamaların arttığını ve düşme göstermediğini ifade etmektedir. Özellikle gelişmiş ülkelerde kamu harcamalarının içinde sosyal harcamalarının payının diğer kamu harcamalarına oranla arttığı, diğer kamu harcamalarının azaldığını ifade etmiştir. Ekonomik gelişimini tamamlamış bir ülkenin eğitim, sağlık, sosyal transfer vb. diğer sosyal harcamaları artmaktadır. Buna göre, kamu harcamalarının artışı daha çok sosyal harcamalardan kaynaklanmaktadır.
7
KAMU HARCAMALARI
3.5.2. Rostow Kamu giderlerinin artışı, ekonomik gelişmeye bağlıdır. Rostow, ekonomik büyümenin sağlanması bakımından, kamu yatırımlarının önem taşıdığını ve devletin bu bakımdan iktisadi fonksiyonlara sahip olmasının, kamu harcamalarını artırdığını ileri sürmüştür. Farklı gelişmişlik düzeyinde bulunan her bir ülkenin, sosyo – ekonomik ve siyasi niteliklerine bağlı olarak devlet, değişen büyüklüklerde üretimde bulunmuş ve bulunmaktadır. Bazı ekonomik ve sosyal faaliyetlerin devlet tarafından yapılması ve özel sektör tarafından üretilemeyen bazı mal ve hizmetlerin devlet tarafından üretiliyor olması, kamu harcamaları üzerinde etkileyici ve yönlendirici olmuştur.
3.6. Baumol (Dengesiz Büyüme) Kamunun ağırlıklı olarak daha verimsiz olan hizmetler sektöründe üretim yaptığını, bu nedenle artan hizmet talebini daha fazla harcama yapılarak karşılandığını, bu durum kamunun özel sektöre göre daha hızlı ve dengesiz büyüdüğünü ifade etmiştir.
3.7. Niskanen (Bürokrasi) Bürokratın kamu işletmesini özel bir işletme gibi gördüğünü ve işletmenin karını makimize çabasını kamu bütçesini makimize şeklinde uyguladığını ve bu nedenle kamu harcamalarının arttığını ifade etmektedir.
3.8. H. Carter Adams Kamu harcamaları Wagner'in dediği gibi sürekli artar ancak her ülkede farklı nedenlerden dolayı artar. Her ülkede artışın nedeni aynı değildir. Carter’ e göre, Wagner’ in dediği gibi kamu harcamaları sanayileşmeye bağlı olarak artmakta, ayrıca savaşlarında kamu harcamalarını arttırdığını ifade etmektedir.
3.10. Francesco Nitti Kamu harcamalarının artışı savaş ve savunma harcamalarından kaynaklanmaktadır. Savaş ve savaşla ilgili diğer harcamalar çıkarıldığında kamu harcamaları hiç artmamaktadır. Nitti’ye göre ayrıca büyük bayındırlık harcamaları, sosyal gelişime bağlı diğer harcamalar ve kamu borçları da kamu harcamalarının artış nedenidir.
3.11. Pyle Kamu harcamalarının artış hızının her zaman değil, dönem önem milli gelir artış hızından daha yüksek olduğu iddia etmiştir.
3.12. Colin Clark Kamu harcamalarının seviyensin milli gelirin %25’i kadar olması gerektiğini savunur. Clark’a göre kamu harcamalarının milli gelire oranı %25’i aştığında aşan kısım vergilerle finanse edilirse, işçilerin çalışma istatistikleri azalmakta, işletmelerin maliyetten tasarruf etme istekleri kırılmakta ve milli gelir gerilemektedir. Kısacası, kamunun milli gelirden daha fazla pay alması halinde, özel sektörün çalışma, yatırım ve tasarruf istekleri kırılmakta ve milli gelir azalmaktadır.
8
KAMU HARCAMALARI
KAM
U H
ARCA
MAL
ARIN
IN T
ASN
İFİ (
SIN
IFLA
NDI
RILM
ASI)
1.O
rgan
ik
(Kur
umsa
l) Ta
snif
2.Fo
nksi
yone
l (İş
levs
el)
Tasn
if 3.
Bili
mse
l-Eko
nom
ik T
asni
f H
arca
may
ı yap
an
idar
i biri
mle
r itib
ari
ile h
arca
mal
ara
sını
fland
ırma
yapı
lmas
ıdır.
Ö
rn; M
EB, S
AĞLI
K BA
K, M
ALİY
E BA
K…
Har
cam
anın
am
acı
önem
lidir.
-
Hiz
met
tekr
arı
enge
lleni
r, ha
rcam
alar
az
alır,
tasa
rruf
sağl
anır.
-
Sosy
al fa
yda
sağl
ar
-Et
kinl
ik v
e ve
rimlili
k ar
tar
3’e
ayrıl
ır;
1.ge
nel h
izm
etle
r 2.
sosy
al h
izm
etle
r 3.
ekon
omik
hiz
met
ler
2.1.
Adi
-Ola
ğanü
stü
2.2.
Ree
l-Tra
nsfe
r “P
IGO
U”
2.3.
Ver
imli-
Verim
siz
2.4.
Zor
unlu
-İhtiy
ari
Adi(o
lağa
n); h
er y
ıl te
krar
lanı
r nite
likte
ola
n ha
cram
alar
dır.
örn:
car
i har
cam
alar
Ree
l; ka
rşılı
ğınd
a bi
r mal
ve
ya h
izm
et a
lınan
ha
rcam
alar
dır
Verim
li; M
G’d
e ar
tış y
arat
an
harc
amal
ardı
r.
Örn
; ree
l har
cam
alar
ver
imli
harc
amal
ardı
r.
Zoru
nlu;
mut
laka
yap
ılmas
ı ger
eken
ve
kan
unla
ra d
ayal
ı ola
n ha
rcam
alar
dır.
Örn
;eği
tim, s
avun
ma
vb
harc
amal
arın
ın d
üzen
li ol
arak
ya
pılm
ası h
em s
osya
l hem
de
ek
onom
ik b
üyüm
e ve
kal
kınm
a aç
ısın
dan
zoru
nlud
ur.
Ola
ğanü
stü;
uzu
n sü
reli
aral
ıkla
rla y
apıla
n ha
rcam
alar
dır.
ör
n: y
atırı
m h
arca
mal
arı,
doğa
l afe
tler
Tran
sfer
; Kar
şılığ
ında
bir
mal
vey
a hi
zmet
al
ınm
ayan
har
cam
alar
dır.
Tran
sfer
har
cam
alar
ı ge
lirin
yen
iden
da
ğılım
ında
kul
lanı
lır.
Verim
siz;
MG
’de
artış
ya
ratm
ayan
har
cam
alar
dır.
Ö
rn; s
osya
l Tra
nsfe
r ha
rcam
alar
ı MG
’yi a
rttırm
az,
gelir
dağ
ılım
ında
ada
leti
sağl
amay
a yö
nelik
tir.
İhtiy
ari;
erte
lene
bile
cek
esne
kliğ
e sa
hip
olan
har
cam
alar
dır.
Her
yıl
kald
ırım
taşı
döş
emek
ih
tiyar
idir.
2.2.
1.R
eel (
Ger
çek)
Har
cam
alar
2.
2.2.
Tran
sfer
Har
cam
alar
ı 2.
2.1.
1.C
ari
Bir b
ütçe
dön
emi i
çind
e tü
ketil
en
ve a
ynı d
önem
de fa
ydas
ı sa
ğlan
an v
e ge
nellik
le h
er y
ıl te
krar
lana
n gi
derle
rdir.
Üre
timi
arttı
rıcı e
tkis
i yok
tur.
Mev
cut ü
retim
kap
asite
sini
işle
r du
rum
da tu
tan
harc
amal
ardı
r.
2.2.
1.2.
Yatır
ım
Üre
tim k
apas
itesi
ni a
rttıra
n ka
ynak
ların
da
ha e
tkin
kul
lanı
mın
ı sağ
laya
n ve
M
G’y
i artt
ıran,
fayd
ası s
onra
ki y
ıllar
a sa
rkan
har
cam
alar
dır.
Serm
aye
birik
imin
e yö
nelik
ha
rcam
alar
dır.(
mad
di s
erm
aye-
beşe
ri ol
may
an s
erm
aye)
2.2.
2.1.
İkt-S
os-M
ali
İktis
adi(v
erim
li); ü
retim
in a
rttırı
lmas
ı yö
nelik
yap
ılan
harc
amal
ar
Mal
i; ka
mu
kuru
m v
e ku
ruşl
arın
fina
nsm
an
açık
ların
ın k
apat
ılmas
ı am
acıy
la y
apıla
n ha
rcam
alar
dır
Sosy
al(v
erim
siz)
; düş
ük g
elir
grup
ların
a yö
nelik
ola
rak
yaşa
m s
tand
artla
rını
yüks
eltm
ek a
mac
ıyla
yap
ılan
harc
amal
ar
2.2.
2.2.
Gel
ir-Se
rmay
e G
elir:
tran
sfer
ha
rcam
asın
ın ü
lke
için
de y
apılm
asıd
ır Se
rmay
e; tr
ansf
er
harc
amas
ının
ülk
e dı
şına
yap
ılmas
ıdır.
2.2.
2.3.
Dol
aylı-
Dol
aysı
z D
olay
sız;
kiş
ilerin
ge
lirle
rinin
dire
k ar
ttırm
aya
yöne
lik
yapı
lan
harc
amal
ardı
r D
olay
lı: k
işile
rin
gelir
lerin
i fiy
at
mek
aniz
mas
ı va
sıta
sıyl
a do
layl
ı yo
ldan
artt
ıran
harc
amal
ardı
r.
-Kal
kınm
a C
aris
i (ya
tırım
car
isi):
üre
time
katk
ı yap
an c
ari h
arca
mal
arı i
fade
ede
r. Be
şeri
serm
ayey
e yö
nelik
yap
ılan
cari
harc
amal
ardı
r.(eğ
itim
, sağ
lık) =
> do
ktor
, öğr
etm
en
maa
şı, o
kul i
çin
sıra
, ısı
nma
gide
rleri,
has
tane
için
yat
ak, ı
sınm
a gi
derle
ri…)
-Ser
may
e Te
şkili
Tra
nsfe
r Har
cam
ası:
karş
ılığı
nda
mal
alın
an a
ncak
car
i üre
tim v
e to
plam
tale
p dü
zeyi
ne h
içbi
r kat
kısı
olm
ayan
har
cam
alar
dır(e
ski b
ina(
ikin
ci e
l) al
ımı,
faal
iyet
te b
ulun
an b
ir iş
letm
eyi s
atın
alm
ası(d
evle
tleşt
irme)
, ar
sa a
razi
alım
ı( ka
mul
aştır
ma)
9
KAMU HARCAMALARI
DERSTE ÇÖZÜLECEK SORULAR 1. Sübvansiyonlar aşağıdaki harcamalardan hangisinin
kapsamındadır?
A) Yatırım harcamaları B) Cari harcamalar C) Transfer harcamaları D) Reel harcamalar E) Personel harcamaları
2. Aşağıdakilerden hangisi kamu harcamalarının gerçek
artış nedenlerinden biridir?
A) Para değerinin düşmesi B) Savaş teknolojisinin değişmesi C) Bütçe yapma tekniklerinin değişmesi D) Ülke sınırlarının değişmesi E) Ülke nüfusunun artması
3. Aşağıdakilerden hangisi yatırım harcamalarının
özelliklerinden biri değildir?
A) Tüketime yönelimi artırması B) Dayanıklı mal biçiminde olması C) Üretkenliği artırması D) Sermaye stokunu çoğaltması E) Sağladığı faydaların uzun süreli olması
4. Aşağıdakilerden hangisi yatırım harcaması değildir?
A) Etüt ve proje giderleri B) Yapı ve tesis giderleri C) Makine ve teçhizat alımı D) Taşıt alımı E) Yolluklar
5. Peacock ve Wiseman’ın sıçrama tezinin temeli aşağıdakilerden hangisidir?
A) Nüfusun hızla artması sonucu kamu harcamalarının
artması B) Kamu harcamalarının milli gelirin % 25’ini aşması C) Devletin piyasaya ani müdahalesi sonucu kamu
harcamalarının artması D) Savaş gibi büyük bunalım dönemlerinden sonra
kamu harcamalarının savaş öncesi düzeye dönememesi
E) Teknolojinin gelişmesi sonucu kamu harcamalarının artması
6. Kamu giderlerinde aşağıdakilerden hangisi, topluma
sunulan mal ve hizmetlerin kalitesindeki veya miktarındaki artışın yanı sıra, bu giderlerin tutarında artış olduğunu ifade eder?
A) Garisafi artış B) Görünüşte artış C) Fiktif artış D) Arızi artış E) Gerçek artış
7. Aşağıdakilerden hangisi kamu giderlerini gerçek anlamda arttıran nedenlerden biridir?
A) Paranın satın alma gücünün düşmesi B) Bütçede safi hasılat yönteminden gayri safi hasılat
yöntemine geçilmesi C) Kamu hizmetlerini para karşılığı yapılmaya
başlanması D) Devletin sanayileşme ve kalkınma gibi görevler
üstlenmesi E) Ülke yüzölçümümün genişlemesi
8. Milli gelirde bir değişiklik yaratmayan ve sadece satın
alma gücünün bireyler ve sosyal gruplar arasında el değiştirmesine neden olan harcamalar aşağıdakilerden hangisidir?
A) Cari harcamalar B) Yatırım harcamaları C) Transfer harcamaları D) Kalkınma carileri E) Gerçek harcamalar
9. Gelir dağılımı açısından kamu harcamalarının
progresif (eşitsizliği azaltıcı) olması ne demektir?
A) Kamu harcamalarının daha ziyade düşük gelir gruplarını yararlandıran hizmetlere yapılması
B) Kamu harcamalarının daha ziyade yüksek gelir gruplarını yararlandıran hizmetlere yapılması
C) Kamu harcamalarından daha çok yararlanan kesimlerin bu harcamaların finansmanına daha fazla katkıda bulunması
D) Kamu harcamalarının artan oranlı vergilerle finanse edilmesi
E) Kamu harcamalarının gelirle ters orantılı olarak finanse edilmesi
10. Savaş ve savaşla ilgili sebepler dolayısıyla yapılan harcamalar istisna tutulursa kamu harcamalarının gerçek anlamda bir artış göstermediği görüşü aşağıdakilerden hangisine aittir?
A) A. Peacock ve J. Wiseman B) A. C. Pigou ve H. Dalton C) R. Musgrave D) A. Wagner E) S. Fabricant
11. Devlet istihdam ettiği memurlara piyasada verilebilecek olan ücretin üzerinde bir maaş ödemesi yaptığında aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
A) Maaş ödemesi gerçek harcama olduğu hâlde, piyasa
ücreti ile aradaki fark cari harcama sayılabilir. B) Maaş ödemesi gerçek harcama olduğu hâlde, piyasa
ücreti ile aradaki fark transfer harcaması sayılabilir. C) Kamu çalışanlarına ödenen maaşlar her durumda
transfer harcaması sayılır. D) Kamu çalışanları kamu hizmeti sunmak amacıyla
istihdam edildiklerinden ödenen maaşlar yatırım harcaması sayılır.
E) Kamu çalışanlarına ödenen maaşlar yatırım harcaması olduğu hâlde, piyasa ücreti ile aradaki fark transfer harcaması sayılabilir.
10
KAMU HARCAMALARI
12. Kamu harcamalarının devleti oluşturan idari birimlere göre gruplandırıldığı tasnif aşağıdakilerden hangisidir?
A) Organik tasnif B) Fonksiyonel tasnif C) Bilimsel tasnif D) Hiyerarşik tasnif E) İktisadi tasnif
13. Kamu harcamalarının millî gelirde artışa neden olup
olmamalarına göre sınıflandırılması aşağıdakilerden hangisidir?
A) Dolaylı – dolaysız B) Gerçek – transfer C) Verimli – verimsiz D) Cari – yatırım E) Altyapı – tüketim
14. Özel kesime ait bir arazi veya binanın kamu kesimi tarafından kamulaştırılması nedeniyle ortaya çıkan harcama, aşağıdakilerden hangisinin kapsamına girer?
A) Reel harcama B) Yatırım harcaması C) Kalkınma carileri D) İktisadi transfer E) Sermaye oluşumu için yapılan transfer
15. Tüketicinin alacağı mal ve eşyaların fiyatını veya
göreceği hizmetlerin bedelini azaltmak amacıyla yapılan iktisadi yardımlar aşağıdakilerden hangisinin kapsamına girer?
A) Dolaysız transferler B) Dolaylı transferler C) Sermaye transferleri D) Gelir transferleri E) Verimli transferler
11
KAMU GELİRLERİ
1.KAMU GELİRİNİN TANIMI Devletin yüklendiği fonksiyonları gerçekleştirmek amacıyla, anayasal sınırlar içinde başvurduğu ve değerlendirdiği çeşitli kaynaklardan elde ettiği gelirin tümüne, kamu geliri denilmektedir. 2. KAMU GELİRLERİNİN ÇEŞİTLERİ VE AYIRIMI 2.1. KAMU GELİRLERİNİN ÇEŞİTLERİ 2.1.1. Vergi Devletin en önemli gelir kaynağı olan vergilerin, karşılıksız ve devletin egemenlik gücüne dayanarak toplanan (cebri) gelirlerdir. 2.1.1.1. VERGİNİN TANIMI, AMAÇLARI ve KAPSAMI
2.1.2. Harç Bazı kamu hizmetlerinde toplumsal faydadan öte bireysel fayda ve yararlanma söz konusudur. Sağlanan özel fayda nedeni ile faydayı sağlayan bireylerin hizmet maliyetine belirli ölçüde katılması karşılığında alınan bedellerdir. Cebridir ancak karşılığı ve özel faydası olan bir unsurdur. Katkı payı olarak da ifade edilir.
2.1.3. Resim Bir birey ya da kurumun bir eylemi gerçekleştirebilmek için devletin yetkili organların aldığı izin karşılığı ödediği bedeldir. Örneğin; ithalat yapılabilmesi için ödenen ithalat resmi veya limanlarda mal giriş-çıkışı için alınan rıhtım resmi vb. 2.1.4. Şerefiye Bir kamu idaresinin herhangi bir yerde yaptığı bayındırlık hizmeti sonucunda o bölgede yaşayan vatandaşlara iki farklı fayda sağlar, biri bölgedeki emlakların değerinin artması bir diğeri de bu bayındırlık hizmetlerinin bölge halkına sağlayacağı toplumsal faydadır. İlk faydaya bağlı olarak hizmeti yerine getiren kamu idaresinin bu faydadan yaralananlardan bu hizmetin maliyetine ortak etmesi karşılığı aldığı bedeldir. Yapılan bayındırlık hizmeti, emlakların değerini arttırmadığı halde tahsil edilen maliyete katılım bedeli karşılığında alınan bedellere “Harcamalara katılım payı” denir. harcamalara katılma payı, değer artışını vergilendirmek gibi sosyal bir amaçla değil, öngörülen harcamayı finanse edebilmek için alınmaktadır 2.1.5. Parafiskal Gelir Kamu veya yarı kamu kurumu niteliğindeki ekonomik, sosyal ve mesleki kuruluşlarının, bu kuruluşa üye kişilerden yine bu kuruluşa üye kişilere sunacakları hizmetlere karşılık olarak topladıkları prim, aidat vb. şekillerdeki gelirlere denilmektedir. Bu tür gelirler bütçe içerisinde yer almayıp, söz konusu kuruluşun bütçesinde yer alırlar, cebren toplandıkları için vergiye, karşılığı olduğu için harca benzemektedirler. Parafiskal gelirler vergi benzeri olarak nitelenir ve en önemli özellikleri kendi kurum bütçelerinde yer almaları ve genel bütçeye kayıt edilmemeleridir. 2.1.6. Para ve Vergi Cezası Gerek para cezalarında, gerekse vergi cezalarında amaç gelir elde etmek değildir. Amaç yasalara uygun davranılmasını sağlamaktır. Bu şekilde gereği gibi davranışta bulunmayan kişilere uygulanan para ve vergi cezaları, sonuç olarak kamu geliri yaratmaktadır. 2.1.7. Mülk ve Teşebbüs Geliri (Mamelek Gelirleri, Patrimuan) Kamunun taşınır veya taşınmaz mal ve haklardan işletilmesi veya kiralanması karşılığı elde ettiği gelirlerdir. Karşılığı olan gelirlerdir. Kamunun özel sektörde bulunduğu faaliyetler sonucu elde ettiği gelirlerde bu kapsamdadır. Devletin kurduğu kamu girişimleri; mali tekeller, doğal tekeller ve kamu iktisadi teşebbüsler olarak sınıflandırılabilir. 2.1.8. Özelleştirme Geliri Devlete ait işletmelerin özel sektöre devredilmesinden sağlanan gelirlerdir. 2.1.9. Borçlanma Geliri Kamu gelirlerinin kamu giderlerini karşılayamadığı noktada devlet borçlanmaya gider. Klasik maliyecilere göre borç bir kamu geliri değildir. Modern maliyeciler ise borçlanmayı bir kamu geliri olarak görmüşlerdir.
12
KAMU GELİRLERİ
2.1.10. Fon Belirli bir amacın gerçekleştirilebilmesi için ayrılmış olan ve gereğinde kullanılmak üzere bir hesapta hazır tutulan paralardır. Fonlar bütçe içi ve dışı olmak üzere ikiye ayrılır. Buna göre bütçe içi fon, bütçeden ödenek ayrılması yöntemiyle tamamen bütçe kaynaklarından beslenen, ancak toplu olarak ayrılan bir ödeneğin harcama kalemlerine dağıtımında yetkinin yürütmeye bırakıldığı fonlardır. Bütçe dışı fon ise, kaynağı bütçe kanunu dışında ya da kısmen bütçe kanunu kısmen de özel kanun ya da kararlarla sağlanan fonlardır. 2.1.11. Para Basmaktan Doğan Gelir Senyoraj geliri olarak da ifade edilen bu gelirler, söz konusu tercihlere bağlı olarak önemli fonksiyon görebilmektedir. Senyoraj basit bir tanımlamayla, devletin para basmak suretiyle elde ettiği reel gelir olup, sonuç olarak; ekonomide enflasyon yaratılacağından dolayı para arzındaki artışın reel değeri senyoraj gelirini verecektir. 2.1.12.Devalüasyon Gelirleri Döviz kurun değerlenmesi yada yerli paranın döviz karşısında değer kaybetmesi anlamına gelen devalüasyon ile devletin döviz kaynaklarının yerli para değeri üzerinden, değeri artmaktadır. Genellikle cebri bir yoldur. 2.1.13. Diğer Kamu Gelirleri Dolaylı olarak gelir yaratan ya da toplam kamu gelirleri içerisindeki önemi fazla olmayan başka gelir kaynakları olarak, bağış ve yardımlar, ganimetler, devlete intikal eden mallar belirtilebilir.
CEBRİLİK AÇISINDAN
KARŞILIK AÇISINDAN
CEB
Rİ
GÖ
NÜ
LLÜ
VAR
YOK
1.VERGİ
2.HARÇ
3.RESİM
4.ŞEREFİYE
5.KATILMA PAYI
6.PARA/ VERGİ CEZASI
7.MÜLK-TEŞEBBÜS-ÖZELLEŞTİRME
8.BORÇLANMA
(gen
ellik
le)
(istis
nai)
9.FON 10.SENYORAJ GELİRİ
11.DEVALÜASYON GELİRİ
3. VERGİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR 3.1. Verginin Konusu Verginin üzerine konulduğu, doğrudan ya da dolaylı olarak kaynağını oluşturduğu iktisadi unsurdur. 3.2. Verginin Matrahı Verginin matrahı, verginin üzerinden hesaplandığı değer veya miktar olarak tanımlanabilmektedir. Vergi matrahı, değer olabileceği gibi, miktar da olabilmektedir. Miktarın esas alınması suretiyle vergi uygulamasına “miktar esası” ya da “spesifik vergiler”, değerin esas alınması suretiyle vergi uygulamasına ise, “değer esası” ya da “advalorem vergiler” denmektedir. 3.3. Vergi Mükellefi Üzerine vergi borcu düşen gerçek veya tüzel kişidir. Kanuni Mükellef: Vergi kanunlarına göre üzerine vergi borcu düşen gerçek veya tüzel kişidir Fiili Mükellef: Vergi yükünü üzerinde hisseden gerçek veya tüzel kişidir. 3.4. Vergi Sorumlusu Başkasına ait vergi dolayısıyla, alacaklı vergi dairesine muhatap olan ve verginin ödenmesinden sorumlu olan kişiye vergi sorumlusu denmektedir. 3.5.Vergiyi Doğuran Olay Vergi mükellefi ile konu arasındaki bağın kurulması anlamına gelir. 3.6. Vergi Muaflığı ve İstisnası Vergi kanunlarına göre, vergilendirilmesi gereken kişi ya da kişi gruplarının vergi dışı bırakılmasına vergi muafiyeti, vergi istisnası ise, vergi kanunlarına göre vergilendirilmesi gereken vergi konularının aynı veya başka kanunlarla kısmen ya da tamamen vergi dışı bırakılmasıdır. Muafiyet sübjektif, istisna objektiftir. 3.7.Verginin Tarh, Tebliğ, Tahakkuk ve Tahsili -Verginin Tarhı: Bir mükellefin ödemesi gereken vergi tutarının hesaplanması, hazine adına bir vergi alacağının belirlenmesi için yapılan bir idari işlem niteliğindedir. - Verginin Tebliği: Tarh işleminin sonuçlandırılmasından sonra verginin mükellefe bildirilmesidir. - Verginin Tahakkuku: Verginin ödenebilir aşamaya gelmesi olarak tanımlanan verginin tahakkuku, tarh ve mükellefe tebliğ olunan vergi ile ilgili olarak herhangi bir uyuşmazlığın söz konusu olmaması veya var ise, uyuşmazlığın çözümlenmesi sonucunda kesinleşmesinden sonra ortaya çıkabilmektedir. - Verginin Tahsili: Vergi borcunun ödenmesi anlamını taşımaktadır. 3.8.Vergiden Kaçınma ve Vergi Kaçakçılığı Vergiden kaçınma, vergiyi doğuran olaya neden olunmaması suretiyle vergi yükünün dışında kalma çabasıdır. Vergi kaçakçılığı, vergi borcu doğmuş olmasına rağmen, vergi kanunlarına aykırı düşen hareketlerle, verginin hiç ödenmemesi veya kısmen ödenmesi olarak belirtilebilmektedir.
13
KAMU GELİRLERİ
3.9. Çifte Vergi Çifte vergileme olayı, aynı vergi konusu üzerinden birden fazla vergi alınması veya aynı vergi konusu üzerinde birden fazla vergileme yetkisinin çatışması olarak ifade edilmektedir. 3.10. Vergi Maliyeti Açık ve gizli maliyet olarak ikiye ayrılmaktadır. Verginin açık maliyeti, gelir örgütünün vergi toplamak için katlandığı her türlü maliyet (aydınlatma, ısıtma vb.). Verginin gizli maliyeti, mükelleflerin vergi ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirirken katlandığı maliyete denir. 3.11. Vergi Harcamaları Bir vergi konulması ve uygulaması için gerekli temel düzenleme olmayan, bazı mükellef gruplarının yükünü azaltmak, teşvik etmek, yönetimi kolaylaştırmak ve benzeri nedenlerle tanınan muafiyet, istisna ve indirimlerin yol açtığı kaybı ifade etmektedir. 3.12. Mali Anestezi Mali yükümlülüklerin, muhatapları tarafından farkına varılmadan yerine getirilmesini ifade etmektedir. Dolalı vergiler mali anesteziye daha yatkın vergilerdir. Örneğin, ÖTV, KDV gibi vergilerin etkisi çok fazla hissedilmez. 3.13. Vergi Alerjisi Dolaysız vergilerin mali anestezi etkilerinin düşük olması nedeniyle, bireyler bu vergilerdeki değişime daha hızlı tepki verirler, hatta lehlerine olan değişimler dahi tepkiyle karşılanır. Vergilere karşı aşırı duyarlılığa “vergi alerjisi” denir. 4.VERGİ ÖDEME GÜCÜNÜN TANIMI VE ULAŞMA YOLLARI Vergi ödeme gücü; kişinin; kendisinin ve ailesinin yaşamını asgari düzeyde sürdürmeye yetecek gelir miktarının üzerindeki gelir kısmını ifade etmektedir. Devletin finansal ihtiyaçlarını sağlayabilmesi için, gerekli olan vergi uygulamasının, mükelleflerin vergi ödeme güçlerinin göz önünde bulundurularak gerçekleştirilmesi temel koşuldur. Bu açıdan mükelleflerin vergi ödeme güçlerinin en iyi göstergesinin ne olduğu konusunda belirsizlik olmakla birlikte; gelir, servet ve tüketimden her üçünün de vergilendirmede esas alınması gerekmektedir. Vergi ödeme gücüne ulaşmada yararlanılan teknikler; 4.1. Ayırma İlkesi Emekten kaynaklanan gelirin, sermaye gelirlerine kıyasla korunmaya ihtiyaç gösterdiği varsayımından hareketle; emek gelirlerinden, servet ve sermaye gelirlerine kıyasla daha düşük oranda vergi alınmasına ayırma ilkesi denmektedir. Tersine yani, sermayeden daha az vergi alınmasına “dual vergileme” denir. 4.2. Muafiyet ve istisnalar Ekonomik, sosyal ve hukuki nedenlerle bir kısım vergi konuları ya da vergi mükelleflerinin vergi karşısında korunmaları yoluna gidilmesi, vergi ödeme gücü ile ilgili teorik yaklaşımları ilgilendirir etkiler yaratmaktadır.
4.3. Tarifelerden Yararlanılması Vergi tarifesi; ödenecek vergi tutarının belirlenmesi için vergi matrahına uygulanan oran veya ölçülerdir. A.ARTAN ORANLI (müterakki) TARİFE 1.SINIF USULÜ ARTAN ORANLILIK: Matrah hangi sınıfa tekabül ediyorsa MATRAHIN TAMAMI o sınıfın karşısındaki oranla çarpılarak ödenecek vergi bulunur. SORU TİPİ 1:
Matrah Oran (%) 0-3.000 10 3.001-5.000 15 5.001-8.000 20 8.001’den fazla 25
Yukarıdaki tarifeye göre; 1a)Matrah 4.000TL iken sınıf usulüne göre ödenmesi gereken vergiyi hesaplayınız? 1b)Matrah 4.000TL iken dilim usulüne göre ödenmesi gereken vergiyi hesaplayınız? 2. DİLİM USULÜ ARTAN ORANLILIK: Matrah tarifenin öngördüğü dilimlere bölünmekte, her dilim için AYRI BİR VERGİ ORANI uygulanarak ödenecek verginin hesaplanmasıdır. 2a)Matrah 10.000TL iken sınıf usulüne göre ödenmesi gereken vergiyi hesaplayınız? 2b) Matrah 10.000TL iken dilim usulüne göre ödenmesi gereken vergiyi hesaplayınız? SORU TİPİ 2: Türkiye’de 2015 Yılı Gelir Vergisi tarifesi aşağıdaki gibi 12.600TL’ye kadar……………………..….…………………%15 30.000TL’nin 12.600TLsi için 1.890TL, fazlası için...........%20 69.000TL’nin 30.000TL’si için 5.370TL, fazlası için ……..%27 69.000 TL'den fazlasının 69.000TL'si için 15.900TL, fazlası için ………………………………………………...................%35 1a)Matrah=30.000TL ise ödenmesi gereken vergi? 2a)Matrah=67.000TL ise ödenmesi gereken vergi?
%10 %15 %20 %25
İlk 3.000Tl’ye
Sonra gelen 2.000TL’ye
Sonra gelen 3.000TL’ye
8.000TL’den sonra gelen matraha
14
KAMU GELİRLERİ
3.GİZLİ ARTAN ORANLILIK Bilmemiz Gerekenler;
1. Bir artan oranlı tarife değildir. Uygulamadan kaynaklanır.
2. Vergi SABİT ORANLI olup matrahtaki değişiklikten etkilenmez.
3. Kişilerin matrah farklılıkları dikkate alınmaksızın her mükellefin matrahına AYNI TUTARDA İNDİRİM uygulanır.
4. Sonuç olarak mükelleflerin VERGİ YÜKLERİ FARKLI OLUR.
Bireyin Geliri
İndirim Matrah Vergi Oranı
Ödenecek Vergi
V. Yükü (öd.Vergi/Glr)
4.TERSİNE ARTAN ORANLILIK Bilmemiz Gerekenler; 1. Bir artan oranlı tarife değildir. 2. Katlanılan vergi yüküyle toplam gelir düzeyi arasında
karşılaştırma yapılması sonucundaki ilişkiden kaynaklanır.
3. Sabit, Sabit Oranlı vergilerde görülür.
Geliri
Ödediği Vergi (Sabit Vergi) (Baş Vergisi)
Vergi Yükü
1.Birey 2.Birey
NOT: Sabit (maktu) vergilerle sabit oranlı vergilerin en büyük dezavantajı gelire kıyasla tersine artan etki göstermesinden dolayı gelir dağılımındaki adaleti bozmasıdır. B.SABİT ORANLI (mütenasip) TARİFELER Matrah azalsa da artsa da uygulanan VERGİ ORANI sabittir. C.AZALAN ORANLI (ric’i) TARİFELER Matrah arttıkça uygulanan vergi oranı azalan tarifelerdir.
Matrah Oran (%) 0-3.000 10 3.001-6.000 8 6.001-9.000 6 9.001’den fazla 4
4.4. En Az Geçim İndirimi Kişinin kendisinin ve ailesinin yaşamını asgarî düzeyde sürdürebilmek için gerekli gelirin vergilendirilmemesini ifade etmektedir. Gerek fizyolojik ve gerekse kültürel ihtiyaçlar bakımından, mükellefler arasında ayrıcalık yaratmayacak, insan olmanın asgari ortak gerekleri dikkate alınarak uygulamanın gerçekleştirilmesi esas olmalıdır. Ülkemizde en az geçim indirimi uygulaması, 1.1.1986 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılmıştır. Uygulama şekilleri; 4.4.1.Matrahtan İndirim Sistemi Mükellefin gelirinden, en az geçim indirimi tutarının düşülmesi ve kalan kısmın vergilendirilmesi şeklinde gerçekleştirilen uygulamadır. 4.4.2.Vergiden İndirim (Dekot) Sistemi Bu sistemde, önce mükellefin vergilendirilmesi söz konusu geliri, vergi tarifesine göre vergilendirilmekte; daha sonra; en az geçim indiriminin tarifeye göre bulunan vergisi, toplam vergiden düşülmektedir. Kalan kısım, mükellefin ödemesi gereken vergiyi oluşturmaktadır.
4.4.3.Bölme (Katsayı) Sistemi Aile gelirinin aile bireyleri sayısında bölümlenmesinden sonra, vergilendirilmesini öngören bir sistemdir. Bu sistemde; artan oranlı vergi tarifesinin gelir dilimleri üzerindeki etkisinden yararlanılmaktadır. Aile gelirinin bölünmeden, toplam gelir üzerinden vergilendirilmesi halinde, gelir; vergi tarifesinin üst oranlarına girecektir. Bölme yöntemi “splitting yöntemi” ve “katsayı yöntemi” olarak iki şekilde uygulanır. Splitting yönteminde; karı ve koca ayrı ayrı gelir elde ediyor sayılarak ayrı ayrı vergilendirilmekte ve ödenen vergi daha sonra toplanmaktadır. Katsayı yönteminde; aileyi oluşturan bireylerin her biri için bir katsayı verilmekte ve ailenin toplam geliri bu katsılara bölünerek artan oranlı vergi tarifesine tabi tutularak her bir bireyin ödeyeceği vergi bulunduktan vergi miktarı toplam katsayı ile çarpılarak ödenmesi gereken vergi hesaplanmakta. Örnek:
Matrah Oran (%) 0-6.000 10 6.001-9.000 15 9.001-16.000 20 16.001’den fazla 25
1.Kişinin geliri 24.000TL ve EAGİ=16.000TL olduğu vakit matrahtan indirim sistemine göre ödenmesi gereken vergi ne kadardır? Vergiye Tabi Matrah= (matrah-EAGİ) x Vergi oranı Vergiye Tabi Matrah = 24000-16000= 8.000TL Ödenecek Vergi= 6000x%10 + 2000x%15 = 900TL 2. Kişinin geliri 24.000TL ve EAGİ=16.000TL olduğu vakit vergiden indirim sistemine göre ödenmesi gereken vergi ne kadardır? Gelirin vergisi=6000x%10 + 3000x%15 + 7000x%20 +8000x%25 = 4.450TL EAGİ’nin vergisi = 6000x%10+3000x%15+7000x%20 =2450 Ödenecek Vergi = Gelirin vergisi – EAGİ vergisi
= 4450-2450 = 2000TL
3. Kişinin geliri 24.000TL olduğu vakit bölme(Splitting) sistemine göre ödenmesi gereken vergi ne kadardır? 6. Vergi yükü Ödenen vergilerle elde edilen gelir arasındaki oransal ilişki vergi yükünün temelini oluşturur. Yani belirli dönemde devlete veya diğer kamu tüzel kişilerine yapılan ödemelerle, bu ödemeleri yapan mükelleflerin aynı dönemde elde ettikleri gelirler arasındaki niceliksel ilişkidir.
24.000
12.000 12.000
6000x%10 + 3000x%15 + 3000x%20
6000x%10 + 3000x%15 + 3000x%20
1.650TL 1.650TL
3.300TL
+
15
Verg
i Yan
sım
ası
1.
Tanı
m
Öde
nmiş
bir
verg
inin
pi
yasa
mek
aniz
mas
ında
n ya
rarla
nmak
sur
etiy
le
diğe
r biri
mle
re
akta
rılm
asıd
ır.(v
ergi
nin
bir
mük
elle
ften
alın
dığı
hal
de
başk
a bi
risi t
araf
ında
n öd
enm
esi)
2.Ya
nsım
a Sü
reçl
eri
*Öde
me:
ilk
aşam
a ve
rgin
in h
erha
ngi b
ir şe
kild
e öd
enm
esiy
le b
aşla
r *V
urgu
: Ver
gi ö
dend
ikte
n so
nra
verg
i m
ükel
lefin
in v
ergi
öde
nmes
inde
n do
layı
üz
erin
de h
isse
ttiği
psi
kolo
jik b
askı
dır
*Akt
arm
a: Ü
zerin
e ve
rgi y
ükün
ün d
evre
dild
iği
kişi
yin
e fiy
at m
ekan
izm
ası a
racı
lığı i
le b
u yü
kü
başk
alar
ına,
onl
ar d
a di
ğerle
rine
parç
a pa
rça
devr
etm
e yö
nüne
gitm
eler
iyle
olu
şan
aşam
alar
dır
*Yer
leşm
e: F
iili v
e so
n ol
arak
, diğ
er b
ir bi
rey
üzer
ine
yeni
tran
sfer
üm
idi b
ulun
mak
sızı
n,
"ver
gi y
ükü"
son
mük
elle
fte k
alm
ıştır
3.Ya
nsım
a Şe
kille
ri 3.
1.İle
riye
– G
eriy
e Ya
nsım
a :
—İle
ri: v
ergi
nin
yüks
ek fi
yat i
çeris
inde
nih
ai tü
ketic
ilere
yan
sım
asıd
ır.
—G
eri:
verg
inin
üre
tim fa
ktör
lerin
e do
ğru
yans
ımas
ıdır.
3.
2.K
anun
i – F
iili Y
ansı
ma:
—
Kan
uni:
verg
inin
kan
uni s
ınırl
ar iç
eris
inde
kan
unun
öng
ördü
ğü b
içim
de y
ansı
mas
ıdır.
—
Fiil
i: ve
rgin
in p
iyas
a ko
şulla
rında
yan
sıtıl
mas
ıdır.
3.
3.Sı
nırlı
– S
ınırs
ız Y
ansı
ma:
—
Sını
rlı: y
ansı
man
ın b
elirl
i bir
yönd
e ol
acağ
ını,
bunu
nda
belli
kişi
ler ü
zerin
de to
plan
acağ
ını
söyl
er. (
bir k
ere
de y
ansı
tılır
olay
bite
r) —
Sını
rsız
: yan
sım
anın
her
yön
de o
laca
ğını
, bel
li bi
r top
lum
da d
eğil
bütü
n ek
onom
ik b
ireyl
ere
yans
ımas
ıdır.
Bun
un s
onun
da is
e ve
rgi y
ükü
iyid
en iy
iye
hafif
ler.
3.4.
Biç
imse
l – E
fekt
if Ya
nsım
a:
--Biç
imse
l: ve
rgiy
i kim
öde
miş
;?
—Ef
ektif
: ver
giyi
öde
yen
mük
elle
fin te
pkis
i?
3.5.
Mut
lak
– D
ifera
nsiy
el Y
ansı
ma:
—
Mut
lak:
her
hang
i bir
verg
inin
ora
nınd
aki a
rtışı
n ge
lir d
ağılı
mı ü
zerin
deki
etk
isid
ir. Y
apıla
n ar
tış
sonu
cu b
u ve
rgiy
i öde
mek
zor
unda
ola
nlar
ın g
elirl
erin
i aza
ltara
k to
plum
un g
elir
dağı
lımın
ı de
ğişt
irir.
Verg
ilerd
eki a
rtış
dola
yısı
yla
gelir
dağ
ılım
ında
mey
dana
gel
en d
eğiş
med
ir.
—D
ifera
nsiy
el: k
amu
harc
amal
arı s
abit
vars
ayıld
ığın
da y
ürür
lükt
eki h
erha
ngi b
ir ve
rgin
in
kald
ırıla
rak
yerin
e ba
şka
bir v
ergi
kon
ulm
ası s
uret
iyle
gel
ir da
ğılım
ında
mey
dana
gel
en
deği
şmel
erdi
r. 3.
6.Ç
apra
z Ya
nsım
a (ç
ifte
yans
ıma)
: E
snek
liği y
ükse
k ol
an b
ir m
alın
ver
gisi
nin
esne
kliğ
i düş
ük o
lan
bir m
alın
fiya
tını e
tkile
mes
idir.
5.Ya
nsım
ayı B
elirl
eyen
Mik
ro F
aktö
rler
1.Pi
yasa
yap
ısı
2.Ar
z –
tale
p es
nekl
ikle
ri 3.
verg
ilend
irile
n m
alın
türü
– m
aliy
et y
apıs
ı 4.
verg
inin
yük
sekl
iği
5.ve
rgin
in tü
rü
6. Y
ansı
may
ı Bel
irley
en M
akro
Fak
törle
r 1.
Mük
elle
fin v
ergi
leri
finan
sman
şek
li 2.
Dev
letin
ver
giyi
zam
an fa
rkı o
lmad
an g
ecik
mek
sizi
n de
vrey
e so
kmas
ı 3.
Ekon
omin
in iç
inde
bul
undu
ğu k
onjo
nktü
r
16
KAMU GELİRLERİ
DERSTE ÇÖZÜLECEK SORULAR 1. Kamu kuruluşu niteliğindeki ekonomik, sosyal ve
mesleki kuruluşların, üyelerine götürdükleri hizmetler karşılığı topladıkları kamu gelirine ne ad verilir?
A) Vergi B) Harç C) Resim D) Parafiskal gelir E) Şerefiye
2. Mali anestezi bakımından en uygun vergi
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Gelir vergisi B) Kurumlar vergisi C) Katma Değer Vergisi D) Bina vergisi E) Arazi vergisi
3. Binaların mesken olarak kiraya verilmesinden bir
takvim yılı içinde elde edilen hasılatın belirli bir kısmının gelir vergisi dışında bırakılması aşağıdakilerden hangisine örnektir? A) İstisna B) Muafiyet C) Yansıma D) Vurgu E) Karine
4. Gelir Dilimleri(TL) Vergi Oranı(%)
İlk 10 000 000 10 Sonra gelen 20 000 000 15 Sonra gelen 40 000 000 20 Sonra gelen 80 000 000 25
Yukarıdaki vergi tarifesinin yükseklik farkı yüzde kaçtır?
A) 5 B) 10 C) 15 D) 20 E) 25
5. Aşağıdakilerden hangisi, devletin egemenlik gücüne
dayanarak topladığı gelirlerden biri değildir?
A) Mülk geliri B) Şerefiye C) Parafiskal gelir D) Mali tekeller E) Para politikasından doğan gelir
6. Aşağıdakilerden hangisi dolaylı vergilerin, vergi eşitliği ve gelir dağılımı açısından sorun yaratabilen özelliklerinden biridir?
A) Uygulamasının kolay olması B) Etkilerini kısa sürede göstermesi C) Talep emici özelliğinin yüksek olması D) Kişilerin vergi ödeme gücünü izleyememesi E) Mükelleflerin tepkilerini çekmemesi
7. Vergi tanımında, modern maliye yaklaşımını klasik
yaklaşımdan ayıran temel özellik aşağıdakilerden hangisidir?
A) Verginin ekonomik ve sosyal hayata müdahale
etmek üzere de alınabilmesi B) Vergiyi bireylerin gönüllü olarak ödemesi C) Vergi ödemeyenlere cezai yaptırım öngörülmemesi D) Devletin vergi karşılığında kamu hizmeti sunmak
zorunda olmaması E) Verginin yasaya dayanmaması
8. Aşağıdakilerden hangisi götürü usule dayalı
vergilerin özelliklerinden biri değildir?
A) Bireylerin vergi ödeme güçlerinin göz önünde tutulmaması
B) Gerçek vergi matrahını dikkate almanın ilke olarak benimsenmemesi
C) Vergi adaleti açısından olumsuz sonuçlar doğurabilmesi
D) Vergiye esas olacak değer veya miktarın tek tek belirlenmesi esasına dayanması
E) Uygulanması kolay bir yöntem olması 9. Aşağıdakilerden hangisi spesifik vergilerin
doğuracağı sakıncalardan biri değildir?
A) Gelir gibi unsurlara dayanan vergilerde spesifik vergilerin uygulanamaması
B) Spesifik tarifeli vergilerin uygulanmasının zor olması C) Fiyat hareketlerini izlemekte başarısız kalması D) Fiyat değişmelerinin, konulan verginin nispi
ağırlığının değişmesine neden olması E) Mallar arasında kalite farkını gözetmemesi
10. Aşağıdakilerden hangisi vergi ödeme gücüne
ulaşmak için yararlanılabilecek tekniklerden biri değildir?
A) En az geçim indirimi B) Artan oranlılık C) Ayırma ilkesi D) Muafiyet ve istisnalar E) Götürü usul
17
KAMU GELİRLERİ
11. Gelir (TL) Vergi oranı (%) 25.000’e kadar 10 25.001-55.000 15 55.001-85.000 20 85.001-150.000 30 150.001 ve sonrası 40
Yukarıdaki artan oranlı tarife ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? A) Dilim yöntemli azalan tarifedir. B) Yükseklik farkı %30’dur. C) Sınıf yöntemli artan tarifedir. D) Tersine artan oranlı tarifedir. E) Uzunluk farkı 75.000 TL’dir.
12. Belirli bir yaşa gelmiş ve çalışmakta olan kimselerden
maktu olarak alınan baş vergisinin doğurabileceği sonuç aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sınıf usulü artan oranlılık B) Gizli artan oranlılık C) Dilim usulü artan oranlılık D) Tersine artan oranlılık E) Dik artan oranlılık
13. Bütçe gelirlerinden biri olarak verginin alınması
süreci aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tahakkuk - Tarh - Tebliğ - Tahsil B) Tarh - Tahakkuk - Tebliğ - Tahsil C) Tarh - Tebliğ - Tahakkuk - Tahsil D) Tebliğ - Tahakkuk - Tarh - Tahsil E) Tebliğ - Tarh - Tahakkuk - Tahsil
14. Mükellefin, fiyatın içerisine gizlendiği için, ödediği
dolaylı verginin farkına varmaması aşağıdakilerden hangisiyle ifade edilir?
A) Mali baskınlık B) Aşırı yük C) Vergi yansıması D) Mali yansıma E) Mali anestezi
15. Oran farklılaşmasına gidilmeden sabit oranlı vergiler
kullanıldığında üst gelir gruplarının vergi yükü azalmaktadır. Bu durum aşağıdaki kavramlardan hangisiyle ifade edilebilir ve hangi vergide görülür?
A) Gizli artan oranlılık – Kurumlar Vergisi B) Tersine artan oranlılık – Katma Değer Vergisi C) Sabit oranlılık – Özel Tüketim Vergisi D) Azalan Oranlılık – Damga Vergisi E) Dilim usulü artan oranlılık – Gelir Vergisi
18
DEVLET BÜTÇESİ
1. Bütçenin Tanımı ve Bütçe Hakkı
5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununa göre (KMYKK) bütçe “belirli bir dönemdeki gelir ve gider tahminleri ile bunların uygulanmasına ilişkin hususları gösteren ve usulüne uygun olarak yürürlüğe konulan belgeyi” ifade eder.
Bütçenin tarihi gelişiminde bütçe hakkı, parlamentoların kamu gelirleri ile kamu harcamaları üzerindeki yetkilerinin tanınmasıyla ortaya çıkmış, ülkelerin demokratik ve parlamenter sistemlerde kaydettikleri gelişmeye uyum sağlayacak bir şekilde gelişmiştir. Kısaca bütçe hakkı, halkın bütçe yapma yetkisini kendi seçtiği temsilcileri aracılığıyla kullanmasıdır. Dünyada bütçe hakkının gelişimi 1215 Magna Carta ile başlamıştı. Türkiye’de ilk bütçe hakkı 1876 Kanun-i Esasi diğer bir ifade ile ilk anayasada yer alan hükümler ile elde edilmiştir. Türkiye’de modern ve gerçek anlamıyla hazırlanan ve uygulanan ilk bütçe 1909 bütçesidir.
BÜTÇENİN TEMEL ÖĞELERİ Bütçeye ilişkin olarak yaptığımız genel ve hukuki tanımlara bakarak bütçenin dört temel niteliğinden bahsetmek mümkündür. Bunlar kısaca; tahmin, tahdit, tevzin ve tasdik (4T) olarak sıralanabilir.
Tahmin: Bütçe, kamu gelir ve giderlerini tahmini olarak vermektedir.
Tahdit: Bütçenin belirli bir süre için geçerli sınırlı bir kanundur.
Tasdik: Bütçe parlamentoda onaylanarak uygulanmaktadır.
Tevzin: Bütçe gelir ve giderleri birbirine denk olmalıdır.
3. BÜTÇENİN FONKSİYONLARI
Klasik Fonksiyonları — Bütçenin İktisadi ve Mali Fonksiyonu — Bütçenin Hukuki Fonksiyonu — Bütçenin Denetsel Fonksiyonu — Bütçenin Siyasi Fonksiyonu
Çağdaş Fonksiyonları
— Bütçenin Yönetsel Fonksiyonu — Bütçenin Planlama Fonksiyonu — Bütçenin Makroekonomik Fonksiyonları — Konjonktürel Fonksiyonu — Telafi Edici Fonksiyonu — Kalkınma Fonksiyonu — İstikrar Sağlama Fonksiyonu — Bütçenin Gelir ve Kaynak Tahsisi Fonksiyonu 3.1.Klasik Fonksiyonları 3.1.1. Bütçenin İktisadi ve Mali Fonksiyonu
Kamu hizmetlerinin bir plan dâhilinde en az maliyetle yapılması bütçenin iktisadi yönünü oluştururken, bütçenin denk olması bütçenin mali fonksiyonunu ifade eder.
3.1.2. Bütçenin Hukuki Fonksiyonu Bütçe bir kanunudur. Bu kanun, yürütme organına yasama
organı tarafından gelirlerin toplanmasına yetki ve giderlerin yapılmasına da izin veren bir kanundur.
3.1.3. Bütçenin Siyasi Fonksiyonu Kamu ekonomisi içerisinde üretilecek mal ve hizmetlerin ne miktarda ve ne şekilde üretileceğine siyasi süreç içerisinde karar verilir. Bütçe bu siyasi süreçte oluşan tercihleri şekillendiren ve uygulanmasına olanak sağlayan bir belgedir.
3.1.4. Bütçenin Denetim Fonksiyonu Kamu maliyesinin ve mali işlemlerin, belirtilen esas ve hedeflere uyumlu şekilde yürütülmesinin denetlenmesi şeklinde ortaya çıkar.
3.2.Çağdaş Fonksiyonları 3.2.1. Bütçenin Yönetim Aracı Olma Fonksiyonu Siyasi ve mali denetim bakımından çeşitli aşamalardan geçen bütçe, günümüzde özellikle devlet yönetiminde verimlilik ve etkenliği geniş ölçüde etkilediğinden ve kamu yönetiminde karşılaşılan güçlüklerin çözümlenmesinde yöneticilere yardımcı olduğundan kamu yönetiminin verim ve etkinliğini artırma aracı olarak kabul edilmektedir.
3.2.2. Bütçenin Planlama Aracı Olma İşlevi Kamu kesiminin iktisadi bir planı niteliğindedir.
3.2.3 Bütçenin Makroekonomik (Konjonktürel, Telafi Edici, Kalkınma, İstikrar Sağlama) Fonksiyonu Çağdaş maliye görüşünü yansıtan bütçenin bu görevi, ekonomik büyüme kalkınma, ekonomik istikrarı sağlama gibi makroekonomik dengeyi sağlama görevi olarak ifade edilebilir.
3.2.4.Bütçenin Gelir ve Kaynak Tahsisi Fonksiyonu Bütçe kamu ve özel sektör arasında kaynak kullanımını düzenlediği gibi gelir yeniden dağılımım fonksiyonuna da sahiptir (kamu gelirlerinin toplanması, toplanan gelirlerin harcamalar ile dağıtılması).
4. BÜTÇE İLKELERİ
Bütçe ilkleri klasik ve çağdaş ilkeler olarak sınıflandırabiliriz.
Bütçenin Fonksiyonları
19
DEVLET BÜTÇESİ
4.1. Klasik İlkeler
Genellik İlkesi: Bütçede yer alacak tüm gelir ve gider tahminlerinin cinsi, tutarı ve kullanılmasında uygulanacak yöntem ile ilgilidir. Genellik ilkesi, üç noktada ağırlık kazanır:
• Tüm gelir ve giderlerin bütçede gösterilmesi,
• Bütçe yer alan gelir ve giderlerin gayri safi olarak belirtilmesi,
• Belirli gelirlerin belirli giderlere tahsis edilememesidir (Adem-i tahsis).
Döner sermayeli işletme bütçeleri, şartlı bağış ve yardımlar, özel bütçeler, fon uygulamaları, bu ilkeden sapma gösterir.
Birlik İlkesi: Bir kamu tüzel kişiliğinin bütçe yaparken tüm gelir ve giderlerini tek bir bütçe içinde toplanmasına birlik ilkesi denir.
Toplama İlkesi: Kamu idarelerinin tüm gelir ve giderleri bütçelerinde gösterilmesi ve benzer nitelikteki bütçelerin bir araya toplanmasıdır. Merkezi Yönetim Bütçesi, Mahalli İdare Bütçeleri ve Sosyal Güvenlik Bütçeleri ayrımı toplama ilkesini ifade etmektedir.
Yeknesaklık İlkesi: Bütçede birlik ilkesinin devletin tüm gelir ve giderlerinin tek bir bütçede toplanmasını ifade etmektedir. Ancak uygulamada birlik ilkesinden sapmalar olduğunu görülmektedir. Yeknesaklık ilkesi ise, bütçelerde benzer nitelikteki gelir ve giderlerin gruplandırılarak bir arada gösterilmesini ifade eden bir ilkedir. Birlik ve genellik ilkesinin daha esnek bir uygulamasıdır.
Ön İzin ve Bölümler İtibariyle Onaylanması İlkesi: Bütçenin mali yıla girilmeden önce onaylanmış ve kanunlaşmış olmasının öngörülmesi ön izin ilkesidir. Bu sayede yasama organı yürütme organına bütçenin uygulanabilmesine ilişkin izin vermiş olacaktır. Ayrıca bütçe genel yasama organı tarafından bölümler itibariyle ayrı ayrı görüşülür ve onaylanır.
Yıllık Olma İlkesi: Bütçe esas itibariyle hemen her ülkede bir yıl için geçerlidir. Bunun nedeni bir yıllık dönemin, bütçe uygulaması itibariyle uygun bir zaman birimi olmasından kaynaklanmaktadır.
Denklik İlkesi: Bütçenin gelir ve gider kalemlerinin birbirine denk olmasıdır. Kural olarak da bütçe denk bağlanmak zorundadır.
Açıklık ve Alenilik İlkesi: Bütçe ile tüm belge ve hesapların kamu tarafından eleştiriye olanak sağlayacak şekilde açık bulundurulmasını ifade eder. Bu nedenle bütçenin yapılış biçimini ilgilendiren bir ilkedir. Bütçenin tümüne ve özellikle gelir ve gider cetvellerine açıklık getirmektir. Alenilik ilkesi, bütçe ile ilgili tüm işlem ve uygulamaların, herkesin gözü önünde, herhangi bir gizlemeye başvurulmaksızın gerçekleştirilmesini öngörmektedir.
Doğruluk ve Samimilik İlkesi: Bütçe öngörülerinin elden geldiği ölçüde gerçek durumu yansıtması ve mevcut koşulların ortaya konulması doğruluk ilkesini, gerek gider gerekse gelir tahminlerinin ortaya konulmasında, doğruluğuna inanılan hususların içtenlikle ortaya konmasına ise samimilik ilkesi denir. Doğruluk ilkesi objektif iken, doğruluk ilkesinin sübjektif yanı samimiyet ilkesini vermektedir.
Fiskalite İlkesi (Mali Olma): Bu ilke bütçede mali anlamda sınırları ifade etmektedir. Buna göre bütçede aşağıda belirtilen esaslara uyulmak zorunludur;
• Yürütme organı bütçede yer alan ödenek miktarından fazla harcama yapamaz,
• Bütçede belirtilmeyen bir kaleme harcama yapılamaz,
• Bütçede sadece mali hükümlere yer verilmesinin sağlanarak ve mali hükümler dışında hükümler konulamaz.
• Bütçede, ödenekler belirli amaçları gerçekleştirmek üzere tahsis edilir ve başka bir amaca harcanamaz (giderlerde tahsis).
4.2. Çağdaş İlkeler Makroekonomik İstikrar ilkesi: Bütçelerin hazırlanması ve uygulanmasında, makroekonomik istikrarla birlikte sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak esastır. Performans ve Mali Kontrol İlkesi: Bütçeler kalkınma planı ve programlarda yer alan politika, hedef ve önceliklere uygun şekilde, idarelerin stratejik planları ile performans ölçütlerine ve fayda-maliyet analizine göre hazırlanır, uygulanır ve kontrol edilir.
Planlama İlkesi: Bütçeler, stratejik planlar dikkate alınarak izleyen iki yılın bütçe tahminleriyle birlikte görüşülür ve değerlendirilir.
Uluslararası Standartlara Uygunluk İlkesi: Bütçeler kurumsal, işlevsel ve ekonomik sonuçların görülmesini sağlayacak şekilde Maliye Bakanlığınca uluslararası standartlara uygun olarak belirlenen bir sınıflandırmaya tabi tutularak hazırlanır ve uygulanır.
5.1. Bütçe Teorileri 5.1.1. Klasik Bütçe Teorisi Bütçenin denk olmasını gerektiğini ileri sürmekte olup, bütçe denkliği için, kamu giderlerinin normal kamu gelirleriyle karşılanması gerektiği savunulmuştur. Klasik bütçe teorisine göre; • Bütçe küçük ve denk olmalı,
• Borçlanmaya gidilmemeli,
• Zorunlu hallerde borçlanılacaksa, sermaye piyasasından borçlanılmalı,
• Kamu giderleri dolaylı vergilerle karşılanmalıdır.
5.1.2. Devri Bütçe Teorisi Alvin Hansen tarafından ileri sürülmüştür. Bütçe denkliğinin yıllık olarak düşünülmesi yerine, daha uzun süreli devreler dikkate alınmak suretiyle uygulanmasını ileri sürmektedir. Ekonomide ortaya çıkan devri hareketler dikkate alınmak suretiyle, ekonominin iki refah dönemi arasındaki bütçe uygulamalarının nihai olarak denkliği, bu görüşün esasını oluşturmaktadır. Mali denklik esastır.
5.1.3. Telafi Edici Bütçe Teorisi William Beveridge tarafından ileri sürülmüştür. Bu teoride, kamu harcamaları ile kamu gelirleri arasındaki geleneksel bağ sürdürülmekle birlikte, geniş ölçüde ekonomik dengenin gerçekleştirilmesi için çaba gösterilmektedir. Eksik istihdam denge düzeyine ulaşmak için bütçe açıklarını genişletici etkisine dikkat çeken teoriye göre, tam istihdam düzeyinden sonra bütçe dengesinin sağlanması esastır.
20
DEVLET BÜTÇESİ
5.2.
BÜTÇ
E TE
KNİK
LERİ
1.
GEL
ENEK
SEL
BÜ
TÇE
*Öde
nekl
er h
izm
etle
re ta
hsis
edi
lirke
n ön
emli
olan
ÖR
GÜ
TLER
İN İH
TİYA
CID
IR.
*O h
alde
; Unu
tma
ki b
urad
a ka
mu
harc
amal
arın
da K
UR
UM
SAL
SIN
IFLA
ND
IRM
A ya
pılır
. Kur
umsa
l sı
nıfla
ndırm
a va
rsa
bura
da m
erke
zi
yöne
tim v
e m
erke
zi k
ontro
l anl
ayış
ı var
dır.
*Gird
i oda
klıd
ır so
nuçl
ara
bakm
az. O
H
alde
; *S
ADEC
E m
ali d
enet
imi d
ikka
te a
lır,
perfo
rman
s de
netim
ini d
ikka
te a
lmaz
. *B
ütçe
tekn
ik b
ilgi v
e ih
tiyaç
lara
gör
e de
ğil,
siya
sal a
nlay
ışa
göre
yap
ılır.
O h
alde
; *P
lan
bütç
e iliş
kisi
kur
ulm
az(k
ısa
vade
li ol
duğu
ndan
) *S
ayıs
al a
naliz
tekn
ikle
rden
ya
rarla
nmaz
zzzz
*K
alifi
ye e
lem
an a
lıp m
asra
fa g
irmez
. *H
al b
öyle
olu
nca
kola
y h
azırl
anırr
rr,
mal
iyet
i de
suda
n uc
uz o
lurrr
r.
2. P
ERFO
RM
ANS
BÜ
TÇE
(TR
) (E
N U
CU
Z M
ALİY
ET- E
N Y
ÜKS
EK H
ZMT)
*D
evle
tin g
erçe
kleş
tirdi
ği h
izm
etle
rle
bunl
arın
biri
m m
aliy
etin
in ö
nem
kaz
andı
ğı
bütç
e si
stem
idir.
*Y
apıla
cak
hizm
etin
en
ucuz
a na
sıl
yapı
laca
ğını
bel
irtir.
*E
ldek
i kay
nakl
arla
EN
YÜ
KSEK
hiz
met
çı
ktıs
ını h
edef
ler.
4. P
LAN
LAM
A-PR
OG
RAM
LAM
A-B
ÜTÇ
ELEM
E- S
İSTE
Mİ
(PPB
S)
*kam
u fa
aliy
et p
rogr
amla
rı ile
bel
irlen
en h
edef
ler v
e ka
mu
kayn
akla
rı ar
asın
daki
iliş
kile
ri el
e al
ır.
*4 A
ŞAM
ASI V
AR
1.P
LAN
-> 2
.PR
OG
RAM
->3.
BÜTÇ
ELEM
E->4
.SİS
TEM
AN
ALİZ
İ *Y
AR
ARLA
RI
1.Tü
m k
amu
faal
iyet
lerin
de u
ygul
anır.
2.
büt
çe u
ygul
amal
arın
a aç
ıklık
get
irir.
Den
etim
in e
tkin
liği a
rtar.
3.yö
netic
ilerin
sor
umlu
lukl
arı a
rtar.
4
.esn
ektir
5.
FON
KSİY
ON
EL s
ınıfl
andı
rma
esas
tır.
6.te
rcih
leri
sıra
ya k
oyar
ak e
n ra
syon
el s
eçim
i yap
ma
fırsa
tı ve
rir.
*SA
KIN
CAL
ARI
1.Am
açla
rın b
elirl
enm
esi b
azı d
urum
lard
a gü
çtür
. 2.
gele
ceğe
iliş
kin
plan
lar y
apılı
rken
bel
irsiz
lik ç
oğu
kez
dikk
ate
alın
maz
. 3.
bütç
e ha
zırla
nmas
ı ve
uygu
lam
asın
dan
kim
ler s
orum
lu o
laca
k
4. u
ygul
anm
ası i
çin
bolc
a ka
lifiy
e el
eman
ger
ekli
(mal
iyet
ar
taca
k)
5.si
stem
gen
elde
kam
u gi
derle
ri üz
erin
de d
urur
, gel
irler
i ihm
al
eder
6.
sist
emi k
usur
suz
olar
ak g
örüp
sık
ı sık
ıya
bağl
ı kal
ınm
ası
yöne
ticile
ri ya
nılg
ıya
düşü
rür.
7.bü
tçen
in s
osya
l fon
ksiy
onun
u ih
mal
ede
r, m
ali v
e ek
onom
ik
fonk
siyo
nu ö
n pl
ana
çıka
rtır.
3.PR
OG
RAM
BÜ
TÇE
*Han
gi h
izm
etle
ri be
lli ka
ynak
larla
en
yüks
ek T
OPL
UM
REF
AHIN
I nas
ıl sa
ğlar
ızzz
z??
*alte
rnat
if pr
ogra
mla
r ara
sınd
an e
n R
ASYO
NEL
seç
imi y
apm
a fır
satı
vere
n bü
tçe
sist
emid
ir.
*O h
alde
; İs
rafı
ÖN
LER
, AM
AÇLA
R ö
n pl
anda
olu
r. *s
üres
i 1 y
ıldan
uzu
ndur
5.SI
FIR
ESA
SLI B
ÜTÇ
ELEM
E
*Hiz
met
ler s
anki
her
yıl
yeni
den
yapı
laca
kmış
gib
i düş
ünül
erek
öde
nekl
erin
ver
ilmes
i es
asın
a da
yanı
r. *g
eçm
işi o
lmay
an b
ütçe
ola
rak
ifade
edi
lir.
*düş
ük ö
ncel
ikli
hizm
etle
rden
çok
yük
sek
önce
likli
hizm
etle
re ö
nem
ver
en b
ir si
stem
dir.
7.TO
RB
A B
ÜTÇ
E *H
arca
ma
kale
mle
rine
bütç
eden
ayr
ı ayr
ı öde
nek
veril
mez
. *k
urul
uşla
r öde
nek
kulla
nım
ında
ser
best
. H
al b
öyle
yken
isra
f alır
baş
ını g
ider
.
8.AN
ALİT
İK B
ÜTÇ
E (B
ir sı
nıfla
ndırm
a te
kniğ
idir.
) *4
’lü b
ir ko
d ya
pısı
var
dır;
1.
Kur
umsa
l Sın
ıflan
dırm
a
2.
Fonk
siyo
nel S
ınıfl
andı
rma
3.
Ekon
omik
Sın
ıflan
dırm
a
4
.Fin
ansm
an T
ipi
Sını
fland
ırma
5.3.
501
8’E
GÖ
RE B
ÜTÇ
E ÇE
ŞİTL
ERİ
M
erke
zi Y
önet
im B
ütçe
si M
ahal
li İd
arel
er B
ütçe
si
Sosy
al G
üven
lik K
urul
uşla
rı Bü
tçes
i 1.
Gene
l Büt
çe
2.Ö
zel B
ütçe
3.
Düze
nley
ici V
e De
netle
yici
Kur
um B
ütçe
si
1.İl
Öze
l İda
resi
2.Be
ledi
yele
r 3.
Mah
alli
Birli
kler
1.So
syal
Güv
enlik
Kur
umu
2.Tü
rkiy
e İş
Kur
umu
21
DEVLET BÜTÇESİ
5.3.1. Merkezi Yönetim Bütçesi Merkezi yönetim bütçesi, genel bütçeli, özel bütçeli kuruluşlar ile düzenleyici ve denetleyici kuruluş bütçelerinin toplamını kapsamaktadır. Ancak, merkezi yönetim bütçe toplamının gerçek değerinin bulunabilmesi için toplamdan hazine yardımı çıkarılır. Çünkü özel bütçeli kuruluşlara ile düzenleyici ve denetleyici kuruluş bütçelerine genel bütçeden hazine yardımı yapılmakta ve gerçek toplamı bulmak için iki kere toplama giren hazine yardımı indirilmektedir. 5.3.2. Sosyal Güvenlik Kurumlarının Bütçesi Sosyal güvenlik kurumu bütçesi, sosyal güvenlik hizmeti sunmak üzere, kanunla kurulan ve bu Kanuna ekli (IV) sayılı cetvelde yer alan her bir kamu idaresinin bütçesidir. Sosyal güvenlik kurumlarının bütçelerinin hazırlanması, uygulanması ve diğer mali işlemleri, kendi kanunlarındaki hükümlere tabidir. Ancak sosyal güvenlik kurumlarının ayrıntılı harcama programları ile finansman programları, bütçe ile birlikte hazırlanır, görüşülür ve onaylanır. Ödenekler de, bu usul ve esaslara göre kullanılır. Dolayısıyla bu kurumlar, kendi gelirleri ile kendi giderlerini karşılamaktadırlar. Ancak bu kuruluşlarda gelir – gider açığı ortaya çıkması halinde, genel bütçeden yapılacak transfer harcaması ile bu açık finanse edilmektedir. 5.3.3. Mahalli İdareler Bütçesi Mahalli idare bütçeleri, 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na göre; “Mahallî idare bütçesi, mahallî idare kapsamındaki kamu idarelerinin bütçesidir” olarak tanımlanmaktadır. Mahalli idare bütçelerinin hazırlanması, uygulanması ve diğer mali işlemleri, kendi kanunlarındaki hükümlere tabidir. Ancak Mahalli idare bütçelerinin ayrıntılı harcama programları ile finansman programları, bütçe ile birlikte hazırlanır, görüşülür ve onaylanır. Ödenekler de, bu usul ve esaslara göre kullanılır. Bu anlamda İl Özel İdare bütçeleri “İl Özel İdaresi Kanunu”na göre, belediye bütçeleri “Belediyeler Kanunu”na göre, köy bütçesi ise “Köy Kanunu”ndaki hükümlere göre hazırlanmakta, uygulanmakta ve diğer mali işlemleri yapılmaktadır. İl Özel idare Bütçeleri: Valilik tarafından hazırlanır, hazırlanan bütçe İl Daimi Encümenine ve oradan da görüşülmesi için İl Genel Meclisine sevk edilir. Onaylanan bütçe Vali tarafından İçişleri Bakanlığı’na gönderilir. İçişleri Bakanlığı’nca bütçeleri konsolide eder, onaya gerek olmadan bütçe İl Genel Meclisi’nin onayı ile yürürlüğe girer. Sayıştay denetimine tabidir.
Belediye Bütçeleri: Belediye Başkanının talimatı ile belediye dairelerinde başlar ve Belediye Hesap İşleri Müdürlüğü tarafından koordine edilerek hazırlanır. Hazırlanan bütçe Belediye Başkanı tarafından Belediye Encümenine sevk edilir. Encümenin iki ay içinde incelediği bütçe yine Belediye Başkanı tarafından Belediye Meclisine sevk edilir. Belediye Meclisi tarafından kabul edilen bütçe 7 gün içinde Vali veya Kaymakama gönderilir (7 gün içinde gönderilmezse yürürlüğe giremez). Yürürlüğe girmesi için vali veya kaymakam onayına gerek yoktur. Belediye Meclis kararı yürürlüğe girmesi için yeterlidir. Sayıştay denetimine tabidirler, ayrıca belediyelere ait iktisadi işletmeler de Sayıştay denetimine tabidirler.
Köy Bütçesi: İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan Köy İdareleri Hesap Talimatına göre muhtar ve ihtiyar heyeti tarafından Kasım ayında hazırlanır. Vali veya Kaymakam tarafından onaylanarak uygulamaya konulur. Ancak köy bütçesi 5018 kapsamında değildir.
22
DEVLET BÜTÇESİ
MER
KEZİ
YÖ
NET
İM B
ÜTÇ
ESİ
1.G
enel
Büt
çe
2.Ö
zel B
ütçe
3.
Düze
nley
ici V
e De
netle
yici
Kur
um B
ütçe
si
*Tek
bir
naki
t ida
resin
e sa
hipt
ir.
*DEV
LET
TÜZE
L Kİ
ŞİLİ
ĞİN
E sa
hipt
ir. (k
endi
lerin
e ai
t KTK
’si Y
OK)
*K
endi
lerin
e ai
t mal
varlı
ğı v
e ge
lirle
ri YO
KTU
R.
*Ağı
rlıkl
ı ola
rak
tam
kam
usal
mal
ve
hizm
et
üret
irler
**
***Ö
dene
kler
i yet
mez
se; Y
EDEK
ÖD
ENEK
ka
lem
inde
n öd
enek
ala
bilir
ler.
*Gen
ellik
ve
Birli
k ilk
esin
e uy
gund
ur.
*I S
ayılı
Cet
veld
e ye
r alır
lar;
TBM
M,
CB,B
AŞBA
KAN
LIK,
BAK
ANLI
KLAR
, YÜ
KSEK
M
AHKE
MEL
ER, M
ÜST
EŞAR
LIKL
AR(S
AVU
NM
A SA
NAY
İ MÜ
STAŞ
ARLI
ĞI H
ARİÇ
, …TA
YLAR
(s
ayışt
ay, d
anışt
ay…
), …
KOM
UTA
NLI
ĞI,…
* bi
r bak
anlığ
a ve
ya b
elirl
i bir
kam
u hi
zmet
ini y
ürüt
mek
üze
re
kuru
lur.
*ken
dile
rine
ait K
TK’le
ri va
rdır.
*k
endi
lerin
e ai
t nak
it id
arel
eri v
ardı
r. *K
endi
lerin
e ai
t mal
var
lıkla
rı ve
gel
irler
i var
dır.
*gen
ellik
le y
arı k
amus
al m
al v
e hi
zmet
üre
tirle
r. *ö
dene
kler
i yet
mez
se g
enel
büt
çede
n HA
ZİN
E YA
RDIM
I alır
lar
( yed
ek ö
dene
kten
de
pay
alab
ilirle
r)
*Ayn
ı zam
anda
yed
ek ö
dene
kten
pay
ala
bilir
ler.
*gen
ellik
ve
birli
k ilk
esin
e ay
kırıd
ır.
*II S
ayılı
Cet
veld
e ye
r alır
lar.Y
ÖK,
ÖSY
M,Ü
NİV
ERSİ
TELE
R, D
İĞER
İD
AREL
ER (T
ÜBİ
TAK,
GSG
M,O
GM,V
GM
, SAV
UN
MA
SAN
AYİ
MÜ
STEŞ
ARLI
ĞI…
…)
*Öze
l kan
unla
kur
ulur
lar.
*mal
ve
hizm
et ü
retm
ez, k
ural
ve
nor
m k
oyar
. Bun
ların
uy
gula
nmas
ını i
zler v
e de
netle
rler.
*Ken
di K
TK’le
ri va
rdır.
*k
endi
lerin
e ai
t mal
var
lığı v
e ge
lirle
ri va
rdır.
*ö
dene
kler
i yet
mez
se g
enel
bü
tçed
en H
AZİN
E YA
RDIM
I al
ırlar
*g
enel
lik v
e bi
rlik
ilkes
ine
aykı
rıdır.
*I
II Sa
yılı
Cetv
elde
yer
alır
lar;
RT
ÜK,
SPK
, BDD
K, E
PDK,
TA
PDK,
KİK
, RK,
BTK
, KG
K
MER
KEZİ
YÖ
NET
İM B
ÜTÇ
ESİ =
GEN
EL B
ÜTÇ
E +
ÖZE
L BÜ
TÇE
+ D
ÜZE
NLE
YİCİ
VE
DEN
ETLE
YİCİ
KU
RUM
BÜ
TÇES
İ – H
AZİN
E YA
RDIM
LARI
23
DEVLET BÜTÇESİ
24
DEVLET BÜTÇESİ
25
DEVLET BÜTÇESİ
5.4.1. Geçici Bütçe
Zorunlu nedenlerle merkezî yönetim bütçe kanununun süresinde yürürlüğe konulamaması halinde, geçici bütçe kanunu çıkarılır. Geçici bütçe ödenekleri, bir önceki yıl bütçe başlangıç ödeneklerinin belirli bir oranı esas alınarak belirlenir. Geçici bütçe uygulaması altı ayı geçemez. Cari yıl bütçesinin yürürlüğe girmesiyle geçici bütçe uygulaması sona erer ve o tarihe kadar yapılan harcamalar ve girişilen yüklenmeler ile tahsil olunan gelirler cari yıl bütçesine dahil edilir. Geçici bütçe, yıllık bütçe kabul edilip uygulamaya konuluncaya kadar belirli bir süre ile sınırlı olmak üzere gelirlerin toplanması ve giderlerin yapılmasına yetki ve izin veren bir kanundur(KMYKK md. 19).
Geçici bütçe uygulamasının yaratacağı sakıncalar;
Hizmetlerin geçen yılki gibi devam etmesi yeni hizmetlerin başlamasını engeller,
Yasamanın bütçe üzerindeki denetim ve kontrolünü zayıflatır,
Önceki dönem bütçesi uygulandığı için, yatırımlarım sonraki yıla sarkan kısımlarının yapılmasını engeller,
Önceki dönemden sarkan ödemelerin yapılması ve sonraki yıl bütçesinin uygulamaya girmesi ile mahsup işlemlerinde karışıklıklar ortaya çıkar.
5.5. BÜTÇENİN UYGULANMASI
5.5.1. Gelirlerin Toplanması
Gelirlerin toplanması, yürürlükteki mali mevzuata göre, kamu gelirlerinin tarhı, tahakkuku ve tahsili demek olup, her yıl bu gelirlerin toplanmasına bütçe kanunu izin vermektedir. Gelirleri toplamaya maliye bakanlığı yetkilidir.
5.5.2. Giderlerin Yapılması
5.5.2.1. Ödeneklerin Serbest Bırakılması
Bütçede belirtilen ödeneklerin kullanımı ancak, Maliye Bakanlığı’nın ödenekleri serbest bırakması (dağıtması) ile mümkün olur. Ödenekler yılın ilk altı aylık dönemi ve ikinci altı aylık dönemi için ayrı ayrı serbest bırakılmakla birlikte, ödeneklerin harcamanın niteliğine göre ikinci altı ay için üçer aylık ayrı ayrı dönemler olarak da serbest bırakılması söz konusudur. Serbest bırakılan ödenek tutarından kalan kısım ise bloke (kesinti) edilmiş demektir.
Genel bütçeden yardım alan özel bütçeli kamu kurumları ile sosyal güvenlik kurumlarına ait finansman programları vize edilmek üzere, merkezî yönetim bütçe kanununun yürürlüğe girdiği ilk ay içinde Maliye Bakanlığına gönderilir. Bu programlar, Maliye Bakanlığınca vize edilmeden bu idarelerin bütçelerine yardım yapılamaz. Bu idareler, aylık uygulama sonuçlarını izleyen ay içinde Maliye Bakanlığına göndermek zorundadır.
5.5.2.2. Yüklenmeye Girişilmesi
Yüklenme, usulüne uygun olarak düzenlenmiş sözleşme esaslarına veya kanun hükmüne dayanılarak iş yaptırılması, mal veya hizmet alınması karşılığında geleceğe yönelik bir ödeme yükümlülüğüne girilmesidir.
Bütçede yeterli ödeneği bulunmayan işler için yüklenmeye girişilemez.
Yüklenme süresi malî yılla sınırlıdır.
Harcama yetkilileri, tahsis edilen ödenekler dahilinde yüklenmeye girebilirler. Diğer bir ifade ile ödeneği bulunsa bile, ödenek miktarının yeterli olup olmadığına bakılır.
Bütçede belirli bir tertip için ayrılmış olan ödenek, başka bir tertip için kullanılamaz.
5.5.2.3. Harcama Yetkisi ve Yetkilisi
Bütçeyle, kuruluşlara ödenek tahsis edilir. Bu ödenekler kuruluşların kullanmaya hak ettikleri ödeneklerdir. Kuruluşların bu ödeneklerini kullanma yetkisi ise, her bir kuruluşun kamu kurumlarında üst yöneticisi “harcama yetkilisi”dir.
Bakanlıklarda Müsteşar,
İl Özel İdarelerinde Vali,
Belediyelerde Belediye Başkanı üst yöneticidir,
Bakanlıklarda Müsteşar Bakana karşı, Mahalli idarelerde ise Meclislerine (Vali İl Genel Meclisine karşı, Belediye Başkanı Belediye Meclisine karşı) karşı harcamaların etkin ve verimli kullanılmasından dolayı sorumludurlar.
5.5.2.4. Giderin Yapılmasında Görevli Memurlar ve Gerçekleştirilmesi Bir giderin gerçekleştirilebilmesi için aşağıdaki memurların çeşitli görev ve sorumlulukları bulunmaktadır. Bunlar; Harcama yetkilisi (ita amiri), Gerçekleştirme görevlileri (tahakkuk memuru), Muhasebe yetkilisi (sayman), Muhasebe yetkilisi mutemedi (sayman mutemedi). Buna göre bir harcamanın gerçekleşebilmesi için sırasıyla şu aşamalardan geçmesi gerekir; Bir ödeneğin öncelikli olarak bütçede belirtilmesi, Bu ödeneğe ilişkin yüklenmeye girişilmesi, Görevlendirilmiş kişi veya komisyonlarca onaylanması, Gerçekleştirme belgelerinin düzenlenmiş olması, Harcama yetkilisinin ödeme emri belgesini imzalaması, Tutarın hak sahibine ödenmesi,
5.5.2.5. Ödenemeyen Giderler ve Bütçe Emaneti
Mali yıl içinde giderlerin yapılması ile ilgili olarak, ödemenin yapılması haricindeki tüm aşamaların gerçekleşen, (ödeme emri belgesine bağlanmış) ancak ödenemeyen giderler, bütçeye gider yazılarak emanet hesaplarına alınır ve buradan ödenir. Mali yılsonundan başlayarak, 5 yıl içerisinde mazeret gösterilmeksizin alacaklıları tarafından talep edilmeyen borçlar zamanaşımına uğrayarak kamu idareleri lehine gelir yazılır.
26
DEVLET BÜTÇESİ
5.5.2.6. Avans ve Kredi İşlemleri
Aşağıda belirtilen hususların gerçekleşmesi şartı ile bazı giderler için avans vermek veya kredi açmak suretiyle ön ödeme yapılabilir;
Harcama yetkilisinin uygun görmesi,
Ödenek karşılığının saklı kalması,
Giderin gerçekleştirilmesine ilişkin işlemleri (ödeneğe ilişkin yüklenmeye girişilmesi, görevlendirilmiş kişi veya komisyonlarca onaylanması, gerçekleştirme belgelerinin düzenlenmiş olması, harcama yetkilisinin ödeme emri belgesini imzalaması) bekleyemeyecek derecede acil olması,
Merkezi yönetim bütçesinde belirtilen sınırların altında kalması,
Ancak, harcama sınırları aşağıda belirtilen şartların sağlanması halinde;
o İlgili kanunlardaki hükümler saklı kalmak şartıyla,
o Sözleşmesinde belirtilmek üzere,
o Yüklenme tutarının yüzde %30’unu geçmemek şartıyla, teminat karşılığında bütçe dışı avans ödenebilir.
Bütçe içi avans ve kredi işlemleri; mutemet avansları, mutemet kredileri, akreditifler, yolluklardır. Bütçe dışı avans ve kredi işlemleri ise müteahhit avansları ve özel yasalara dayanılarak yapılan ödemelerdir.
Mutemetler avans ve kredi işlemleri ile ilgili olarak yaptığı harcama tutarlarına ilişkin kanıtlayıcı belgeleri, ilgili kanunlarında belirtilmemiş olması halinde avanslarda bir ay, kredilerde üç ay içinde muhasebe yetkilisine vermek ve artan tutarı iade etmekle yükümlüdür. Süresi içerisinde mahsup edilmeyen avanslar hakkında Amme Alacakları Takip ve Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun hükümleri uygulanır.
5.5.2.7. Ödeneklerle İlgili İşlemler 5.5.2.7. 1. Ödeneklerin İptali
Bütçeden ilgili kamu kurum veya kuruluşuna tahsis edilen ödeneklerin cari yıl içinde kısmen ya da tamamen kullanılmaması halinde, yılsonunda ödeneğin kullanılmayan kısmı iptal edilir.
5.5.2.7. 2. Olağanüstü Ödenek İşlemleri
Genel veya kısmi seferberlik, savaş ilanı veya Bakanlar Kurulu kararıyla zorunlu askeri hazırlıkların yapıldığı olağanüstü hallerde Millî Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı bütçelerindeki mevcut ödenekler, (bu idarelerin ödenek toplamları aşılmamak şartıyla) birleştirilerek kullanılabilir. Bu durumda da mevcut ödeneklerin yeterli olmaması halinde toplam ödenek tutarının %15’ine kadar ek harcama yapılabilir.
5.5.2.7.3. Ödenek Aktarmaları
Bütçede ödenek aktarımı iki şekilde söz konusu olmaktadır.
- Kurumlar Arası Ödenek Aktarımı: Merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin bütçeleri arasındaki ödenek aktarmaları sadece kanunla yapılabilir. Bu aktarım genel bütçenin cari yıl başlangıç ödeneğinin %10 unu aşamaz.
- Kurum Bünyesindeki Tertipler Arası Ödenek Aktarımı: Merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri, aktarma yapılacak tertipteki ödeneğin yüzde %20’sine (cari yıl bütçe kanununda farklı bir oran belirlenmedikçe) kadar kendi bütçeleri içinde ödenek aktarımına yetkilidirler. Ancak aşağıda belirtilen durumlarda ödenek aktarımı yapılamaz;
- Personel giderleri (ücret ve maaş) tertiplerinden,
- Daha önce aktarma yapılmış tertiplerden başka tertiplere,
- Daha önce yedek ödenekten aktarma yapılmış tertiplerden başka tertiplere.
5.5.2.7.4. Yedek Ödenek
Bütçe kanunu hazırlanırken öngörülen harcama tertiplerinin yeterli olmaması ya da öngörülmeyen tertiplerin ortaya çıkması halinde, genel bütçe ve özel bütçe kapsamındaki kamu idarelerine aktarılmak üzere, cari yıl bütçe giderlerinin %2’sini aşmamak kaydıyla Maliye Bakanlığı bütçesine “yedek ödenek” konulabilir. Bu ödenekten aktarma yapmaya Maliye Bakanı yetkilidir. Mali yıl içinde yedek ödenekten yapılan aktarmaların tür, tutar ve idareler itibarıyla dağılımı, yılın bitimini takip eden 15 gün içinde Maliye Bakanlığınca ilan edilir.
5.5.2.7. 5. Örtülü Ödenek
Örtülü ödenek; kapalı istihbarat ve kapalı savunma hizmetleri, devletin millî güvenliği ve yüksek menfaatleri ile devlet itibarının gerekleri, siyasi, sosyal ve kültürel amaçlar ve olağanüstü hizmetlerle ilgili hükümet icapları için kullanılmak üzere Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı bütçesine konulan ödenektir. İlgili yılda, bu amaçla tahsis edilen ödenekler toplamı, genel bütçe başlangıç ödenekleri toplamının %0,5’ni geçemez.
Başbakanlık ve diğer ilgili idare bütçelerinde yer alan örtülü ödeneklerin kullanılma yeri, giderin kimin tarafından yapılacağı, hesapların tutulma ve kapatılma yöntemi, gideri yapanın değişmesi halinde yeni yetkiliye hangi belgelerin aktarılacağı Başbakan tarafından belirlenir. Örtülü ödeneklere ilişkin giderler Başbakan, Maliye Bakanı ve ilgili Bakan tarafından imzalanan kararname esaslarına göre gerçekleştirilir ve ödenir.
5.2.7.6. Ek Ödenek (Ek Bütçe)
Yıl içerisinde ödeneği yetmeyen kuruluşa yedek ödenekten aktarım yapılır. Ancak yedek ödeneğinde yetmediği, ödenek aktarımının da söz konusu olmadığı hallerde, ek ödenek talebi ile ek bütçe hazırlanır. Ek bütçe için genel bütçenin hazırlanma, görüşülme ve onaylanma esaslarına göre kanunlaşarak uygulamaya girer.
27
DEVLET BÜTÇESİ
DERSTE ÇÖZÜLECEK SORULAR 1. Bir kaynaktan sağlanan gelirin, o kaynak için
yapılacak gidere karşılık olarak gösterilemeyeceğini belirten bütçe ilkesi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Birlik ilkesi B) Açıklık ilkesi C) Esneklik ilkesi D) Doğruluk ilkesi E) Genellik ilkesi
2. 1982 Anayasasına göre, bütçe yasa tasarısının TBMM
Genel Kurulunda kaç gün içinde görüşülmesi gerekir?
A) 10 B) 20 C) 25 D) 55 E) 75
3. Bütçe kanununun birinci maddesinde
aşağıdakilerden hangisi yer alır?
A) Gelir bütçesi miktarı B) Gider bütçesi miktarı C) Uygulamaya ilişkin hükümler D) Bütçe cetvelleri E) Harcamalara ilişkin hükümler
4. Türkiye’de bütçenin hazırlanması ve
yasallaşmasında aşağıdakilerin hangisinin rolü olmaz?
A) TBMM B) Kalkınma Bakanlığı C) Sayıştay D) Bakanlar Kurulu E) Maliye Bakanlığı
5. Bütçe kanununda yer alan cetvellerin hangisinde
gelir tahminleri toplamı gösterilmektedir?
A) A cetveli B) B cetveli C) C cetveli D) G cetveli E) T cetveli
6. Köy bütçesi aşağıdakilerin hangisinin onayı ile
kesinleşir?
A) Muhtar B) İhtiyar heyeti C) İçişleri bakanı D) Başbakan ve TBMM Başkanı E) Kaymakam veya vali
7. Mali yıl içinde tahakkuk etmiş ve ita emrine bağlanarak saymanlığa verilmiş bir kamu gideri, mali yılın son gününe kadar ödenmezse aşağıdaki hesaplardan hangisine alacak kaydedilir?
A) Bütçe giderleri B) Bütçe gelirleri C) Kişi borçları D) Terhis edilen ödenekler E) Bütçe emanetleri
8. Aşağıdakilerden hangisi bütçenin uygulanma
aşamasında ödenekleri serbest bırakma yetkisine sahiptir?
A) Başbakanlık B) Maliye Bakanlığı C) Sayıştay D) Hazineden sorumlu Devlet Bakanı E) Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı
9. Cumhurbaşkanının aşağıdaki kanunlardan hangisini
veto etme yetkisi yoktur?
A) Af kanunu B) Vergi kanunu C) Olağanüstü hâl kanunu D) Bütçe kanunu E) Seçim kanunu
10. Sayıştay bütçe üzerindeki denetimini aşağıdakilerden
hangisi adına yapar?
A) TBMM B) İktidar partisi C) Anayasa Mahkemesi D) Cumhurbaşkanlığı E) Maliye Bakanlığı
11. Merkezî bütçe, kanunlaşması için TBMM’ye
gönderildikten sonra izlediği aşamalar aşağıdakilerin hangisinde doğru sıralanmıştır?
A) TBMM Başkanı – TBMM Genel Kurulu –
Cumhurbaşkanlığı B) TBMM Başkanı – Bütçe Komisyonu – TBMM Genel
Kurulu C) TBMM Başkanı – Bütçe Komisyonu – TBMM Genel
Kurulu – Cumhurbaşkanlığı D) Bütçe Komisyonu – TBMM Başkanı – TBMM Genel
Kurulu – Cumhurbaşkanlığı E) Bütçe Komisyonu – TBMM Genel Kurulu – TBMM
Başkanı – Cumhurbaşkanlığı
28
DEVLET BÜTÇESİ
12. Aşağıdakilerden hangisi özel bütçeli bir kuruluştur?
A) Türkiye Büyük Millet Meclisi B) Sermaye Piyasası Kurulu C) Ulaştırma Bakanlığı D) Yükseköğretim Kurumu Başkanlığı E) İstanbul Büyükşehir Belediyesi
13. I. Bütçe oylamasının bölümlere göre yapılması II. Bütçede değişiklik yapılması önerilerinin görüşme
yapılmadan oylanması III. Milletvekillerinin görüşlerini, her bir bütçenin tümü
hakkındaki görüşmeler sırasında açıklayabilmesi IV. Milletvekillerinin gider artırıcı veya gelir azaltıcı
öneriler yapamaması
Yukarıdakilerden hangileri merkezi bütçe kanun tasarısının TBMM Genel Kurulunda görüşülmesine ilişkin olarak geliştirilmiş kısıtlamalar arasında yer alır? A) I ve II B) I ve III C) II ve III D) II, III ve IV E) I, II, III ve IV
14. Bütçe denkliğini, bir iktisadi konjonktür dönemi
süresince sağlamanın gereğini savunan bütçe kuramı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Klasik Bütçe Kuramı B) Devrî Bütçe Kuramı C) Denk Bütçe Kuramı D) Telafi Edici Bütçe Kuramı E) Sıfır Temelli Bütçe Kuramı
15. 1215 tarihli Magna Carta Libertatum ile getirilen en
önemli yenilik aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kralın, köylülerden ve çiftçilerden vergi toplayamaması
B) Kralın, sınırsız vergi toplama hakkına sahip olması C) Vergi toplama yetkisinin kral yerine maliye bakanına
verilmesi D) Vergi toplama yetkisinin kraliyet ailesinden alınması E) Kralın, meclisin onayı olmadan vergi toplayamaması
29
YEREL YÖNETİMLER
YEREL YÖNETİMLER 1982 Anayasasının yerel yönetimlerle ilgili 127. maddesi Türkiye de yerel yönetimleri; İl Özel İdaresi, Belediyeler ve köyler olarak belirlemiştir. 1 BELEDİYELER: 1930’da çıkarılan Belediye Kanunu ve 1984’de çıkarılan Büyükşehir Belediye Kanunlarına göre görev yaparlar. Olağan Belediyeler Büyükşehir Belediyeleri Büyükşehir Belediye Sınırları İçindeki İlçe Belediyeleri Alt Belediyeler
Belediyelerin Organları: Belediye Başkanı ( Yürütme Organı), Belediye Encümeni (Danışma Organları) Belediye Meclisi (Karar Organları)
Belediye’nin görevleri
Sağlık ve sosyal yardım hizmetleri, temizlik, aydınlatma, fiyat kontrolü, zabıta, itfaiye hizmetleri
Büyükşehir yatırım plan ve programlarını yapmak Nazım imar planı yapmak Trafik düzeniyle ilgili işleri yapmak Çevre sağlığı ve korunmasını sağlamak Yeşil saha, park, bahçe, spor tesisleri yapmak Büyükşehir dâhilinde su, kanalizasyon gibi hizmetleri
yürütmek Yiyecek- içecek maddelerinin tahlili, mezarlık alanlarının
tespiti Toptancı halleri, mezbaha kurup işletme İtfaiye hizmetleri yürütmek
Belediyelerin Gelirleri:
Vergi Gelirleri: • Genel Bütçe Vergi Gelirleri Tahsilâtından
Alınan Pay: tahsilât toplamı üzerinden belediyelere %6 oranında pay ayrılmaktadır. Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde bulunan ilçe belediyeleri payının %35’i Büyükşehir Belediyesine aktarırlar.
• Belediye Kanununa Göre Belediye Gelirleri (Belediye Vergileri): İlan ve Reklâm Vergisi, Eğlence Vergisi, Haberleşme Vergisi, Elek. ve Havagazı Tüketim Vergisi, yanın Sigortası vergisi, Çevre Temizlik vergisi
• Belediye Harçları • Harcamalara Katılma Payları
Emlak Vergisi Bağışlar Para Cezaları Teşebbüs Gelirleri Emlak Gelirleri Borçlanma
2. İL ÖZEL İDARELERİ: 1913’de çıkarılan kanunlarla yürütülür. İl Özel İdarelerinin Organları: Vali(Yürütme Organı), İl Encümeni (Danışma Organları) İl Genel Meclisi (Karar Organları) Gelirleri: Genel ve Belediye Bütçelerinden alınan paylardır. 3 KÖYLER: 1924’de kanunla düzenlenmiştir. Nüfusu 150’den fazla ve 2000’den az olan yerleşim birimlerine köy adı verilmektedir. Köyün Organları: Muhtar (Yürütme organı) Köy Derneği (Danışma organı) İhtiyar Meclisi (Karar organı) Köyün görevleri
• Zorunlu Görevleri: Temizlik, sağlık, eğitim, bayındırlık ve tarım hizmetleri sunmak
• İsteğe bağlı Görevleri: Köyde çarşı, Pazar yeri yapmak, kitap getirmek…
Köyün Gelirleri: İmece: Köylünün köyün işlerinde bedenen çalışmasıdır. Salma: Köyde oturanlardan hane başına alınan 20 TL’yi aşmayan vergidir. Bakaya: Bir önceki bütçe yılından tahakkuk edip tahsil edilemeyen çeşitli gelirlerin, bir sonraki yıl bütçesinde ayrı bölümde toplanmasıdır.
30
DEVLET BORÇLANMASI
BORÇ
LAN
MAN
IN N
EDEN
LERİ
1. M
ali
2. E
kono
mik
3.
Diğ
er
1.Bü
tçe
açık
ların
ı kap
atm
ak.
2.Ka
lkın
man
ın fi
nans
man
ı sağ
lam
ak
3.Sa
vunm
a gi
derle
rinin
fina
nsm
anın
ı sa
ğlam
ak.
4.Kr
iz d
önem
lerin
den
kurtu
lmak
için
.
1.Ta
sarru
fların
yat
ırım
lara
dön
üştü
rülm
esi i
çin
2.Ek
onom
ik d
enge
nin
sağl
anm
asın
a yö
nelik
etk
iler
yara
tılm
ası
3.Ka
ynak
dağ
ılım
ında
etk
inliğ
in s
ağla
nmas
ına
yöne
lik
etki
ler y
arat
ılmas
ı
1.Sa
vurg
anlık
2.
Doğ
al a
fet
3.Ka
mu
harc
amal
arın
ın
dene
timin
de y
eter
sizl
ik
BORÇ
LARI
N S
INIF
LAN
DIRI
LMAS
I
Ceb
ir U
nsur
una
Gör
e Va
desi
ne G
öre
K
ayna
ğına
Gör
e
K
riter
leri
GÖ
NÜLL
Ü C
EBR
İ
K
ISA
VAD
ELİ
UZ
UN
VAD
ELİ
İÇ B
OR
Ç
DIŞ
BO
RÇ
1.
Piya
sa U
yruğ
u Kr
iteri
2.Al
acak
lı U
yruğ
u Kr
iteri
3.
MG
’ye
Etki
si
Tü
rleri:
1.
Tam
Zo
rlam
a 2.
Zorla
ma
Tehd
idi
3.M
anev
i Zo
rlam
a 4.
Zoru
nlu
Tasa
rruf
(Vad
esi 1
yı
la k
adar
ol
an
borç
lard
ır)
(Par
a pi
yasa
ların
dan
tem
in
edilir
)
(Vad
esi 1
yı
ldan
fazl
a ol
an
borç
lard
ır)
(Ser
may
e pi
yasa
ların
dan
tem
in
edilir
)
KA
YNAK
LAR
I 1.
Bire
yler
/ Fi
rmal
ar
2.Ti
cari
Bank
alar
3.
Kam
u Ku
rum
ları
4.TC
MB
ŞE
KİLL
ERİ
1.H
azin
e bo
nosu
2.
Haz
ine
kefa
letin
e ha
iz b
onol
ar
3.Av
ansl
ar
4.Em
anet
ler
KA
YNAK
LAR
I 1.
Ülk
eler
2.
UAK
3.
Öze
l Ka
ynak
lar
Ç
EŞİT
LER
İ 1.
Proj
e 2.
Prog
ram
3.
Bağl
ı 4.
Serb
est
5.R
efin
ansm
an
6.Te
cil
NED
EN D
IŞ B
ORÇ
???
1.Ü
lke
içi k
ayna
klar
ın y
eter
sizl
iği
2.İth
alat
ın fi
nans
man
ını s
ağla
mak
3.
Döv
iz ih
tiyac
ını g
ider
mek
4.
Yerli
par
anın
değ
erin
i kor
umak
31
DEVLET BORÇLANMASI
BORÇ YÖNETİMİ
Borç yönetimi, çeşitli ekonomik sorunların çözümü, enflasyon, işsizlik ve benzeri nedenlerden dolayı ortaya çıkan istikrarsızlığın giderilmesi amacıyla, devlet borçlarının miktar ve bileşiminde değişiklik yapılmasını ifade eder. Miktar açısından, borç stokunun miktarında yapılacak değişim (anapara veya faiz ödemelerinin azaltılması); bileşim açısından vadenin (kısa ve uzun) ve borç kaynağının (iç ve dış borç) ağırlıklarında yapılan değişimdir. Borç yönetiminin amacı (etkinliği) en düşük maliyetle ve en uygun koşullarda borcun sağlanmasıdır. OLAĞANÜSTÜ BORÇ YÖNETİMİ
1. Konsolidasyon (Tahkim)
Kısa süreli borçların uzun süreli ya da süresiz borç haline getirilmesidir. Bu işlemde, süresi dolmuş devlet tahvilleri daha uzun süreli tahvillerle değiştirilmesidir.
Neden Konsolidasyon?
Süresi gelen borçların ödenmesinde sıkıntı yaşanması,
Kısa vadeli borçların itfasının piyasada yaratacağı olumsuz etkiler (özellikle enflasyonist dönemlerde),
Kısa vadeli borç artışının borcun çevrilebilirliğini zorlaması,
Uzun vadeli borçlanma koşullarının daha iyi kısa vadeli borçlanmaya kıyasla daha uygun hale gelmesi.
Konsolidasyonun sonuçları
Borçların uzun vadeli bir ödeme planına bağlanmasını sağlar,
Borç yükünü artırır, Deflasyonist süreçte ekonomik dengeler açısından
olumsuz etkiler yaratabilir, ancak enflasyonist ortamda olumlu etkileri olabilir.
2. Konversiyon
Borçların değiştirilmesi, borç yükünü hafifletmek amacıyla devletin sağlayacağı menfaatlerde (faiz) bir indirim yapılması, konversiyonu ifade eder.
Konversiyon’un etkileri kısaca;
Borç yükü azaltılır (eğer borç senetlerinden alacaklıların elde edeceği faizin vergiden muaf olması halinde),
Gelir dağılımını olumlu etkiler (daha faiz ödenmesi halinde, faiz ile neden olunan gelir transferinin boyutları da azalır),
Borç günün koşullarına uydurularak borcun gizli amortismanı sağlanır (amortisman borcun itfası veya sona ermesidir).
BORCUN ORTADAN KALKMASI
1. Borcun İtfası (Amortismanı)
Borcun vadesi geldiğinde veya vadesi gelmeden ödenmesidir (itfa edilmesi). Borcun amortismanı olarak da adlandırılır. Borçlar bir defada ödenerek sona erdirilir ya da kademeli olarak ödenerek azaltılıp sona erdirilebilir. Borcun vadesi gelince yapılan ödemeye “zorunlu itfa (amortisman)”, borcun vadesi gelmeden ödenmesi ya da süresiz olan borcun ödenmesine “erken itfa (amortisman)” ya da “ihtiyari amortisman” denmektedir.
2. Borcun Reddi
İç borçların ödenememesi halinde devletin tek taraflı olarak egemenlik hakkını kullanarak borcu ödememesi haline borcun reddi denilir (konversiyon, borcun kısmen reddidir). Dış borçların ödenmesinde sıkıntıya girilmesi halinde, borcu sona erdirmeden yeni şart ve koşulların belirlenerek dış borçların düzenlenmesine moratoryum denir. Moratoryum esas itibariyle dış borçlarla ilgilidir. Her iki durumda da güven sarsılması, yeniden borç alınamaması, ekonomik krize neden olunması, devlet itibarının zedelenmesi gibi olumsuz sonuçları meydana geleceğinden tarih içerisinde çok nadir görülen olaylardır. Türkiye’de 1958 yılında moratoryuma gidilmiştir. Geçmişte 18. 19. yüzyılda ve 20. yüzyılın başlarında dış borcun reddi söz konusu olmuş ve savaşlara neden olmuştur. Ancak günümüzde dış borcun reddi söz konusu değildir, böyle bir durumda devlet moratoryum ilan ederek dış borç anapara ve faiz ödemelerini dondurur ve ileriye yönelik olarak borçların yeniden organize edilmesini talep eder.
3. Borcun Silinmesi
Borcun silinmesi de borcu sona erdiren hallerden birisidir. Ancak borcun silinmesi borcun reddi ile aynı şey değildir. Borcun reddinde borcun tek taraflı olarak silinmesi hususu vardır ancak bu olay borcun silinmesi değil borcun reddidir. Borcun reddi devletin iç borçlarını silmesi iken borcun silinmesi alacaklı olan ülkelerin veya uluslararası örgütlerin (IMF, WB, UN vb.) bir ülkenin dış borçlarını silmesidir.
4. Monetizasyon
Para basarak borcun kapatılması demektir.
5. Enflasyon (Gizli Amortisman)
Para değerindeki aşınmadan ötürü, kamu borçlarında vurgulanan azalıştır.
6. Konversiyon
Devlet tarafından, faiz oranı yüksek tahvillerin, daha düşük faizli tahvillerle değiştirilmesidir. Böylelikle borç faiz ödemelerinde bir azalma olacaktır.
32
DEVLET BORÇLANMASI
DERSTE ÇÖZÜLECEK SORULAR
1. Aşağıdakilerden hangisi kamu iç borçlanmasının kaynaklarından biri değildir?
A) Bireyler B) Özel firmalar C) Ticari bankalar D) Dünya bankası E) Merkez bankası
2. Uzun süreli borçlar prensip olarak hangi amaçla
kullanılır?
A) Yatırım yapmak B) Eski borçları ödemek C) Borç faizlerini ödemek D) Transfer harcamalarını finanse etmek E) Cari harcamaları finanse etmek
3. Aşağıdakilerden hangisi, devletin kısa süreli borçlara
başvurmasının nedenlerinden biri değildir?
A) Faizlerin düşük olması B) İlke olarak, devlet bütçesinin kısa süreli parasal
ihtiyacının karşılanmak istenmesi C) Sermaye piyasasından kolaylıkla sağlanabilmesi D) Formalite yönünden pratik olup, alacaklı v borçlu
arasındaki ilişkilerin kolaylıkla düzenlenebilmesi E) Deflasyonist dönemlerde atıl paraların piyasaya
aktarılarak ekonomik dengenin korunmasında kullanılabilmesi
4. Aşağıdakilerden hangisi, Türkiye’de iç ve dış
borçların yönetiminden sorumludur?
A) Maliye Bakanlığı B) Hazine Müsteşarlığı C) TC Merkez Bankası D) Dış Ticaret Müsteşarlığı E) Devlet Planlama Teşkilatı
5. Devlet borçlanmasının kötü olduğu, zorunlu
olmadıkça bu yola başvurulmaması gerektiği, zorunluluk duyulduğunda ise ancak asgari boyutta devlet borçlanmasına gidilmesinin uygun olacağı görüşü, aşağıdaki olayların hangisinden sonra terk edilmiştir?
A) 1989 Berlin Duvarı’nın yıkılışı B) 1929-1930 Dünya Ekonomik Krizi C) 1973 Petrol Krizi D) 1978 Petrol Krizi E) Türkiye’deki Şubat 2001 Bankacılık Krizi
6. Şartları devlet tarafından belirlenmiş borç
tahvillerinin, belirlenen bazı kişi veya kurumlar tarafından satın alındığı borçlanma türü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Zorunlu borçlanma B) İsteğe bağlı borçlanma C) İhtiyari borçlanma D) Uzun vadeli borçlanma E) Kısa vadeli borçlanma
7. Devlet borçlarının süreleri bakımından ayrımında, aşağıdakilerden hangisi “dalgalı borç” olarak kabul edilir?
A) Akbank tarafından özel bir firmaya verilen 300 bin
Euro değerinde 5 ay vadeli borç B) İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin alacağına mahsuben
İller Bankası’ndan çektiği 200 milyar TL değerinde avans
C) Halk Bankası tarafından küçük bir esnafa verilen 30 milyar TL değerinde 18 ay vadeli kredi
D) Hazine Müsteşarlığı’nın özel bir şahıstan aldığı 900 milyar TL değerinde 9 ay vadeli borç
E) Vakıfbank’tan özel bir firmaya verilen 600 bin ABD Doları değerinde 13 ay vadeli teminat mektubu
8. Devletin konversiyona başvurma amacı
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Borç yükünü hafifletmek B) Borçların vadesini uzatmak C) Borç stokunu ortadan kaldırmak D) Borçları reddetmek E) Borçları birleştirmek
9. Aşağıdakilerden hangisi borç tahkiminin
sonuçlarından biri değildir?
A) Ekonomide enflasyonist bir etki yaratması B) Devletin uzun dönem borç yükünün artması C) Kısa dönemde kamu dengelerinde bir rahatlama
sağlaması D) Devletin, borçlarını uzun süreli bir ödeme planına
bağlama olanağı kazanması E) Alacaklılarda kamu kredisine karşı güvensizlik
doğması ve yeni borçlanmaların zorlaşması
10. Zorlayıcı borçlanmalarda devlet zor kullandığı halde,
bunların “borç” sayılmasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Vergiye benzediği halde yasada borçlanma olarak
tanımlanması B) Devletin zor kullanarak sözleşmeye vergi değil, borç
ibaresi eklemesi C) Siyasal iradenin eğilimine bağlı olarak ödenip
ödenmemesinin kesin olmaması D) Zora dayanmasının ötesinde vade ve faiz oranının
belirsiz olması E) Zora dayansa da devletin anapara ve faizi ödeme
sorumluluğundan vazgeçmemesi
11. Aşağıdakilerden hangisi dış borçların olumsuz etkileri arasında yer almaz?
A) Dış borçların itfa edilmesinin ödemeler dengesinde
fazla yaratarak enflasyona neden olması B) Dış borçla sağlanan gelirin belirli bir plan
çerçevesinde kullanılmaması halinde, uzun dönemde ekonomi üzerinde yük oluşturması
C) Dışa bağımlılığın artmasıyla beraber yabancı sermaye egemenliğinin artması
D) Ülke içinde israf riski yaratması E) Yeterli ithalat için kullanılmayan dış borçların
enflasyonist etki yaratması
33
DEVLET BORÇLANMASI
12. Aşağıdakilerden hangisi zorunlu devlet borçlarından biridir?
A) Devletin savaş gibi zorunlu hallerde yaptığı
borçlanma B) Zor durumda kalan bir bankanın hazine bonosu satın
alması C) Sosyal güvenlik kuruluşlarının, fonlarının belirli bir
oranı ile borç senedi satın almaları D) Finansal aracılık yapan kurumların birincil piyasadan
borç senedi satın alması E) Bankaların ikincil piyasadan borç senedi satın alması
13. Kamu borçlarının konsolidasyonu ne demektir?
A) Kısa vadeli borçların uzun vadeli borçlarla değiştirilmesi
B) Uzun vadeli borçların kısa vadeli borçlarla değiştirilmesi
C) Borç ödemelerinin bir süreliğine durdurulması D) Düşük faizli borçların yüksek faizli borçlarla
değiştirilmesi E) Yüksek faizli borçların düşük faizli borçlarla
değiştirilmesi 14. Borç yükünün normal veya normal dışı yollara
başvurularak hafifletilmesi, aşağıdaki kavramlardan hangisiyle ifade edilir?
A) Borç servisi B) Moratoryum C) Tahkim D) Konsolidasyon E) Erteleme
15. Bir yıl ve daha kısa vadeli borç verilebilir fonları arz
edenlerle bu tür kısa vadeli fonları talep edenlerin bir araya geldikleri piyasa aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sermaye piyasası B) Menkul kıymet piyasası C) Para piyasası D) Tezgâh dışı piyasa E) Tezgâh üstü piyasa
34
MALİYE POLİTİKASI
1. MALİYE POLİTİKASININ TANIMI, AMAÇLARI, ARAÇLARI VE SINIRLARI
1.1. MALİYE POLİTİKASININ TANIMI, KONUSU VE DOĞUŞU Maliye politikası, kamu kesiminin iktisadi etkilerini iktisat politikasının amaçlarına uygun olarak yönlendirmektir. Bu bağlamda kamu gelir, gider ve hizmetlerinin miktar ve bileşiminde yapılacak ayarlamalardır. 1929 – 30 Büyük Buhran öncesinde Merkantilistler, Fizyokratlar ve Klasik İktisadi düşünce içerisinde maliye politikasına ilişkin olarak görüşler yer alsa da, maliye politikası buhran sonrası “modern maliye” anlayışı ile birlikte doğmuş ve gelişmiştir.
1.2. MALİYE POLİTİKASININ AMAÇLARI Maliye politikasının amaçları gerçekte kamu maliyesinin açmaları ile aynıdır;
1.2.1. İktisadi Büyüme ve Kalkınmayı Sağlamak Büyüme, ekonominin belirli bir milli gelirindeki reel gelişimi diğer bir deyişle üretilen ürün miktarındaki artışı ifade ederken, kalkınma belirli bir dönemde ülkede ekonomik ve sosyal her anlamda ilerleme ve gelişmeyi kapsayan bir ifadedir. 1.2.2. Gelir Dağılımında Adaleti Sağlamak Devlet ekonomiden vergi vb. gelirler toplamakta, daha sonra bu gelirleri kamu hizmetlerini gerçekleştirmek için harcamaktadır. Burada toplanan gelirlerin harcama olarak ekonomiye yeniden katılmasına gelirin yeniden dağılımı denilmektedir.
1.2.3. Kaynak Dağılımında Etkinliği Sağlamak Bir ekonomide kaynaklar kıt ihtiyaçlar sonsuzdur. Kıt olan kaynakların hem kamu ve özel sektör arasında paylaşımı hem de özel sektörün ve kamu sektörün bu kaynakları etkin bir şekilde kullanımı ulaşılması güç ama zorunlu olan amaçlardan birisidir.
1.2.4. Ekonomik İstikrar Sağlamak Bir ekonomide ekonomik istikrarın sağlanabilmesinin iki temel dengeye bağlıdır. Bunlar; fiyatların aşağı ve yukarı dalgalanmamasını ifade eden fiyat istikrarı ile ekonomide işsizliğin olmamasını ifade eden tam istihdam (tam istihdam dar anlamda işsizliğin olmamasını, geniş anlamda ise tüm üretim faktörlerinin kullanılmasını ifade etmektedir).
1.3. MALİYE POLİTİKASININ ARAÇLARI Maliye politikasının araçları; • Kamu harcamaları, • Kamu gelirleri (vergiler), • Borçlanma Politikası • Bütçe Politikası (bütçe açığı ve fazlası).
1.3.1. Maliye Politikası Amaçları Arasındaki Çatışmalar 1.3.1.1. Belirli Bir Tüketim Düzeyine Ulaşma İle İktisadi Kalkınma Arasındaki Çatışma Bir ekonomide istikrarsızlığın önlenebilmesi için tüketimin belirli bir düzeyde olması gerekir. Ayrıca düşük gelirli bireylerin tüketim düzeylerinin bir alt sınır bulunmaktadır. Diğer taraftan ülkede ekonomik büyüme ve kalkınmanın sağlanabilmesi için yatırıma ve yatırımları finanse edecek tasarrufa ihtiyaç vardır. Tasarruf ise gelirin tüketilmeyen kısmını ifade eder. Buna göre maliye politikası kullanılarak, tüketimin kısılıp tasarrufu artırmaya çalışmak hem ekonomik istikrar amacı ile çatışır hem de düşük gelirli bireylerin yaşam standardının daha aşağı çekilmesine neden olur. Bu durumda her iki amacın gerçekleştirilmesinin imkanı bulunmamaktadır.
1.3.1.2.Fiyat İstikrarı İle Tam Çalışma Arasındaki Çatışma Ekonomi tam çalışma düzeyindeki dengesine kavuşunca ve hatta bu dengeden önce fiyatlar genel düzeyi yükselmeye başlar. Bunun sebebi azalan verim kanununun ve ekonomideki tıkanıkların kendini hissettirmesidir. Artan fiyatlar genel düzeyinin düşürülmesi için talebin kısılması ise, üretim düzeyinin düşerek işsizliğe neden olur. İşsizlik ile fiyatlar genel düzeyi arasındaki bu ters yönlü ilişki nedeni ile maliye politikası amaçları çatışmaktadır. 1.3.1.3.Ekonomik ve Sosyal Haklarla Maliye Politikasının Amaçları Arasındaki Çatışma Ekonomik ve sosyal hayatın gün geçtikçe daha yaygın bir halde mali araçlarla düzenlenmesi çoğu zaman ekonomik ve sosyal haklar adı altında toplayabileceğimiz özel hukukun temel prensipleri ile maliye politikasını çatışma haline getirmekte, çalışma hürriyeti, akit serbestisi, mülkiyet hakkı gibi haklar, toplumsal fayda için kamu yararı, kamu hizmeti, ekonomik ve sosyal kalkınma gibi hususlarla sınırlandırılabilir. 1.3.3. Maliye Politikası Amaçları İle Mali Araçların Amaçları Arasındaki Çatışma Maliye politikasının bir amacını gerçekleştirmek için kullanılan bir maliye politikası aracının, diğer bir maliye politikası amacına ters düşmesidir. Örneğin, enflasyonist bir ekonomik yapı içinde kamu harcamalarını azaltmak gerekir. Bu durum iktisadi istikrarın sağlanması için gerekmektedir. Ancak, gelir dağılımının düzenlenmesinde ise kamu harcamalarını artırmak gerekmektedir. Dolayısıyla iktisadi istikrarın gerçekleştirilmesi amacıyla kullanılan araçla, gelir dağılımının düzenlenmesinde kullanılan araç çatışmaktadır.
35
MALİYE POLİTİKASI
2. İRADİ (İHTİYARİ) MALİYE POLİTİKASI, OTOMATİK STABİLİZATÖRLER (DENGELEYİCİ) ve FORMÜL ESNEKLİĞİ 2.1. İradi (İhtiyari) Maliye Politikaları İradi (ihtiyari) maliye politikası, politika belirleyicilerin ve uygulayıcıların, ekonominin içinde bulunduğu konjonktürel durumu tespit ederek önlem almaları ve uygulamalarını, bu politika ve uygulamalarının hiçbir yasal veya hukuki bir norma tabi olmaksızın belirlenmesidir. Lakin mali araçları ekonomik etkinsizlikleri ortadan kaldırmak için uygulanırken etkinliğini sınırlayan bazı hususlar bulunmaktadır. Bu hususlar maliye politikalarının sınırları olarak ifade edilir. Bunlar;
• İşlemsel Sınırlar
Maliye politikasının uygulamada etkinliğini sınırlayan konulardan biri, maliye politikası ile ilgili zamanlama ve büyüklük gibi sınırlamalardır (uygulanacak politikanın uygulamaya konması ve etkilerinin ekonomiye yansımasında oluşan zaman gecikmesi).
• Yapısal Sınırlar
Ekonomik yapıdan doğan sınırlamalardır (ekonominin bazı sektörlerinde durgunluk bazılarında enflasyonun var olması, fiyatların aşırı yükselmesi, sendikaların ücretleri yükseltme arzusu vb.).
• Politik Sınırlar
Maliye politikası ile ilgili kararlar büyük ölçüde, politik düşüncelerden etkilenmektedir. Bazı ekonomik karışıklıklar, politikacının istikrarsızlık politikası izlemesine neden olabilir. Birçok maliye politikası uygulaması, politik kaygılar nedeni ile uygulamaya sokulmaz ya da etkin bir biçimde uygulanması istenmez (örneğin bir ülkede politikacılar oy kaygısı ile vergileri artıran, harcamaları azaltan politikalardan mümkün olduğunca kaçınır). 2.2. Otomatik Stabilizatörler (İstikrarlandırıcı, Dengeleyici) Kamu gelir ve giderlerinin ve bazı ekonomik kurumların ekonomideki enflasyonist ve deflasyonist eğilimleri hafifletmeleri için hiçbir müdahaleye gerek kalmadan ekonominin kendiliğinden istikrara kavuşturan bazı kurum veya mekanizmalar vardır, bunlara otomatik stabilizatör (dengeleyici) denir. Ekonomi içerisindeki otomatik stabilizatörler kısaca;
• Kurum Ve Aile Tasarrufları: Ekonominin duraklama ve
hatta gerileme devrelerinde, kurum kazançları azalmasına rağmen dağıtılan kar eski seviyesini muhafaza eder. Şirketlerin takip ettikleri bu politika sayesinde hisse senetleri sahiplerinin satın alma güçlerinin düşmesi önlenir; ekonominin genişleme devrelerinde ise dağıtılan kar artırılmaz, otofinansmana gidilir; bu şekilde bir yandan kurumlar daha çok yatırım yaparak toplam arzı artırırlar. Aileler ise ekonominin refah dönemlerindeki tasarruf yaparak kendi taleplerini daraltırken, depresyon dönemlerinde bu tasarrufları tüketerek, taleplerini canlı tutarlar.
• Toprak Mahsullerine Ödenen Mali Yardımlar: Bu kanunun taşıdığı mana, tarım ürünleri arzının fazla ve noksan olduğu zamanlarda, arzın gayri elastikliği ve talebin sertliği dolayısıyla fiyat istikrarının aşırı derecede bozulacağı ve bundan geniş ölçüde tarım ürünleri üreticilerinin zarar göreceğidir. Bu durumu önlemek üzere, devlet, bol mahsul yıllarında üretim fazlasını adil sayılan ve çiftçilerin satın alma güçlerini koruyan bir fiyat üzerinden satın alır ve kıt mahsul yılları için stoklar meydana getirir. Üretimin az olduğu yıllarda tarım ürünlerinin fiyatları yükseleceğinden, devlet elindeki stokları piyasaya sürer, fiyatların yükselmesine, arz – talep dengesini sağlayarak, engel olur. Böylece, mahsul durumuna göre üreticilerin veya tüketicilerin satın alma güçleri korunarak, efektif talep düzeyinin alçalması veya yükselmesi önlenir ve iktisadi hayat kararlığa kavuşur.
• İşsizlik Sigorta Primleri Ve İşsizlik Yardımları:
Ekonominin refah devrelerinde işsiz sayısı az olduğu için, işsizlik sigortası primleri birikmekte, bu şekilde meydana gelen sosyal fonlar başka amaçlar için kullanılmadığı zaman, toplam talep kısılmış bulunmaktadır. Buna karşın, ekonominin duraklama ve gerileme devrelerinde işsiz sayısı arttığından, işsizlere sosyal sigortalar işsizlik yardımında bulunmakta, işçilerin gelirlerinin kesintiye uğraması önlenmekte, efektif talep beklenenden daha az gerilemektedir.
• Kendiliğinden Meydana Gelen Bütçe Açıkları Ve
Fazlaları: Bütçe devletin gider ve gelir tahminlerini gösterir. Zamanımızda vergi, devletin en önemli geliri olmakta devam etmektedir. İktisadi hayatın refah devrelerinde vergi ile konjonktür arasındaki ilişkiler dolayısıyla üretim, istihdam ve milli gelir ve harcama düzeyleri yüksektir. Eğer vergi sistemi hassas ve esnek ise bazı devlet giderleri iktisadi hayatın refah devrelerinde azaldığından bütçe kendiliğinden fazla gösterir, bütçe fazlası kadar parasal gelirler ekonomiden çekilerek ekonomi üzerinde daraltıcı etkiler meydana getirir. İktisadi hayatın daralma ve çöküntü devrelerinde ise vergi hasılatı düşer, bütçeye konan ödenekler tamamen harcanır; böylece, ortaya çıkan bütçe açığı Hazine imkanlarından karşılanarak ekonomiye parasal akımlar genişletici etki yaratır.
• Ekonomideki Stoklardaki Artış Ve Azalmalar: Piyasa
ekonomisinde üretim, çok sayıda belirsiz alıcılar için yapılır. İmalatçı ve üreticiler imalat yapar, üretimde bulunurlarken mallarını kime satacaklarını bilmezler. Bu sebeple, her ekonomide asgari de olsa, piyasaya arz olunacak mallar stok halinde muhafaza edilir. Ekonomide mevsimlik hareketler sonucu mübadele hacminin genişlediği zamanlarda artan talep stoklardan karşılanır, toplam talep toplam arzı geçmediği zaman, genel fiyat seviyesinde bir yükselme meydana gelmez. Ekonomide mübadele hacminin daraldığı zamanlarda iş adamları işlerini tatil etmezler, imalat ve üretim devam eder, stoklarda bir yükselme meydana gelir. Stoklar korkulacak bir seviyeye varmadıkça genel fiyat düzeyi değişmez. Görülüyor ki, ekonomide genel stok seviyesindeki artışlar ve azalmalar fiyat istikrarını koruyucu, ekonomide kendiliğinden kararlılık sağlayıcı niteliktedir.
36
MALİYE POLİTİKASI
• Vergi Hasılatındaki Otomatik Değişmeler: Vergi zorunlu olarak, mükellefi gelirinden mahrum ettiğinden, özel tüketim ve yatırım harcamaları, mükellefin geliriyle orantılı olarak artmamaktadır; ekonominin daralma devrelerinde, vergi mükelleflerinin ödedikleri verginin ortalama oranı da düşmekte, mükellefler adeta vergi indirimlerinden yararlanır hale gelmekte, gelirlerin azalmasına rağmen harcamalarını geniş ölçüde devam ettirebilmektedirler. Bu duruma göre, şahsi gelir vergisi, ekonominin refah devrelerinde özel harcamaları kısıcı, ekonomiyi daraltıcı yönde etkilemekte, ekonominin daralma devrelerinde özel harcamaların düşmesine engel olmakta, ekonomide genişletici etkiler meydana getirmektedir. Şahsi gelir vergisinin otomatik stabilizatörlük fonksiyonunu yerine getirebilmesi aşağıdaki özellikleri taşımasına bağlıdır.
- Şahsi gelir vergisi genel bir vergi olmalı ve her kazanç vergilenmeli
- Verginin tarifesi dik müterakki olmalıdır. - Gelir vergisinde kaçakçılık olmamalı, geniş ölçüde
kaynakta kesme usulüne göre alınmalı - Şahsi gelir vergisi mükelleflerinin önemli kısmı gelir
vergisinin en düşük gelir dilimlerinde bulunmamalıdır. - Vergi götürü usulle tahsil edilmemelidir. 2.3. Formül Esnekliği
Ekonomiye müdahalenin bazı kanunlarda belirlenerek belirli şartların oluşması halinde uygulamaya girmesi ise formül esnekliği yöntemidir. Formül esnekliği, iradi maliye politikasının taşıdığı sakıncaları önlemek ve otomatik stabilizatörlerin yetersizliğini gidermek amacıyla geliştirilmiştir. Örneğin, enflasyonun %30’un üzerine çıkması halinde, talebin kısılabilmesi için KDV’nin genel oranının 5 puan artırılmasının kanunda belirtilmesi ve hükümetin bir müdahaleye gerek olmaksızın kanuna dayanarak vergi oranlarının kendiliğinden artması.
3. ENFLASYONLA MÜCADELEDE MALİYE POLİTİKASI
3.1. Enflasyonun Tanımı ve Nedenleri Bir ekonomide, belirli bir süre içinde, fiyatlar genel düzeyinin devamlı yükselmesi olayıdır. Enflasyonun çeşitli nedenleri ve buna bağlı olarak çeşitli tanımları vardır. Bunlar;
• Talep Enflasyonu: Ekonomide toplam talebin, tam
istihdam gelir düzeyi için gerekli gelir miktarını aşması ile ortaya çıkmaktadır. Toplam talep düzeyi, bu noktada toplam arz düzeyini aşar.
• Maliyet Enflasyonu (Çekirdek Enflasyon): Piyasada talep ile desteklenen, ancak öncelikle maliyetlerin artması sonucu ortaya çıkan enflasyondur.
• Ücret enflasyonu: Verimlilikte artış olmaksızın ücretlerde yapılan artışın fiyatlar genel düzeyinde artışa neden olmasıdır.
• Yapısal Enflasyon: Ekonomide talebin artışına bağlı olarak bazı darboğazlar nedeniyle arzın artırılamaması durumunda ortaya çıkar. Örneğin, enerji, hammadde kıtlığı nedenleriyle.
• İthal Enflasyon: Üretimde kullanılan ve dış ülkelerden sağlanan hammaddelerin fiyatlarının yükselmesi ile maliyetlerdeki artışa bağlı olarak ortaya çıkan enflasyondur.
• Sentetik Enflasyon: Bu enflasyon çeşidinde, fiyatlar genel düzeyinde sürekli ve hissedilir bir artıştan ziyade fiyatlar genel düzeyinin, yüksek kamu zamları ya da ithal girdi fiyatlarındaki ani yükselişler nedeniyle bir defalık sıçramasına sentetik enflasyon adı verilir.
3.2. Enflasyonun Sonuçları Yıllık olarak % 2 -3 düzeyindeki ılımlı enflasyon, ekonominin sağlıklı gelişebilmesi için gerekli görülürken yüksek enflasyon, • Kaynak dağılımının bozulmasına, • Devlet gelirlerinin reel olarak gerilemesine (vergiyi
doğuran olay ile verginin tahsili arasındaki sürede gerçekleşen enflasyonun vergi gelirlerini reel olarak azaltması Tanzi etkisi veya Oliver-Tanzi etkisi),
• Kamu harcamalarının yeterli boyutta yapılamamasına, • Kamu harcamaları artarken hizmet miktarında artışın
olmamasına (görünüşte artış, harcamalar sadece enflasyon oranında nominal olarak artar),
• Gelir dağılımının bozulmasına neden olmaktadır. 4. DEPRESYONLA MÜCADELEDE MALİYE POLİTİKASI
4.1. Depresyonun Tanımı, Nedenleri ve Etkileri Depresyon, ekonomide üretimin talep yetersizliğine bağlı olarak artmaması ve hatta azalmasıdır. Talebin daralması nedeni ile fiyatlarda sürekli olarak gerilemektedir. Depresyon dönemlerinde; • İşsizlik artar, • Fiyatlar genel seviyesi geriler, • Yatırımlar durur, • Milli gelirde negatif büyüme yaşanır, • Firmaların kar marjı düşer,
37
MALİYE POLİTİKASI
Enflasyonla Mücadelede Maliye Politikası
Deflasyonla Mücadelede Maliye Politikası
Harcama Politikası — Genel olarak harcamalar kısılır, ancak cari ve transfer harcamalarının kısılması zor olacağı için yatırım harcamalarının kısılmasına gidilir. — Bu dönemde gelir dağılımı daha da bozulacağı için transfer harcamaları kısılamaz. — Yatırımların süreleri uzatılarak yıllara yayılabilir, kamu harcamalarının verimliliği artırılabilir, lüks tüketime yönelik kamu harcamaları daraltılabilir.
Harcama Politikası — Harcamalar arttırılır. — Ekonomi de en çok girdi sağlayan ve ekonomiyi daha hızlı canlandıran bayındırlık harcamalarına daha fazla önem verilmelidir. — Transfer harcamalarının çarpan etkisi diğer harcamalara göre (cari ve yatırım) daha azdır.
Vergi Politikası — Vergiler açısından talebi kısıcı arzı artırıcı önlemler alınmalı. — Bireysel talebi kısmada gelir vergileri, toplumsal talebi kısmada ve kamu gelirlerini artırarak bütçe fazlası yaratmada gider vergileri daha etkilidir. Çünkü gider vergilerinin tabanı gelir vergilerine kıyasla daha geniştir. — Servet vergileri çok fazla etkili olmamakla birlikte, lüks mallar üzerindeki servet vergileri artırılarak lüks tüketime yönelim engellenebilir.
Vergi Politikası — Vergi oranları indirilip, vergi indirim, istisna ve muafiyetler daha da genişletilerek kullanılabilir gelir, dolayısıyla talep arttırılmaya çalışılır. — Bireysel talep açısından gelir vergileri, toplam talep açısından gider vergileri daha etkindir. Bu nedenle her ikisi de kullanılmadır. — Özel tüketim ve yatırım harcamalarını artıracak şekilde vergi yükü indirilmeli, tam istihdama ulaşınca özel tüketim ve yatırım harcamalarını kısıcı vergi politikası uygulanmalıdır.
Borçlanma Politikası — Uzun vadeli borçlanma tercih edilir. Özellikle yurt içi kaynaklar tercih edilerek ekonomideki fazla fon çekilmelidir. Yurt dışı borçlanma daha da fazla fon oluşturacağı için enflasyonu daha da fazla azdırabilir. — Düşük faizli borçlanılmalıdır. Yüksek faiz likiditeyi daha da artırır. — Bankaların yaratacağı kaydi para ve Merkez Bankasının yaratacağı emisyon nedeniyle para arzının artacağı için Bankalar ve Merkez Bankasından borçlanılmamalıdır.
Borçlanma Politikası — Kısa vadeli, yüksek faizli borçlanmalıdır. Diğer bir ifade ile likiditeyi artırıcı borçlanma seçilmelidir. — Merkez Bankasından borçlanılarak emisyonun, Bankalardan borçlanılarak kaydi para mekanizmasının para arzını artırıcı etkileri kullanılmalıdır.
5. MALİYE POLİTİKASI VE EKONOMİK BÜYÜME
5.1. Ekonomik Büyümenin Tanımı ve Önemi Ekonomik büyüme, hem toplam, hem de kişi başına gelir veya üretim miktarındaki bir artış olarak tanımlanabilmektedir. Dolayısıyla, bir ülkede mal ve hizmet üretimi artıyorsa, bu durum ekonomik büyümedir. Yaygın ve yoğun ekonomik büyüme olmak üzere iki tür ekonomik büyümeden bahsetmek mümkündür. Buna göre yaygın ekonomik büyüme, bir ülkenin üretimi gerçek GSMH olarak artmasıdır. Yoğun ekonomik büyüme ise, kişi başına düşen mal ve hizmet miktarındaki artıştır ve ölçüsü de kişi başına gerçek GSMH’dir. İktisadi büyüme; • Yüksek istihdam düzeyini sağlar. • Yapısal değişimi kolaylaştırır. • Ulusal ve uluslararası gelir dağılımı farklılıklarından
kaynaklanan çatışma ve sorunları yumuşatır. • Çalışma ortamının iyileştirilmesi ve kaynak tasarrufuna yol
açan yatırımlar için uygun koşullar sağlar.
5.2. Maliye Politikasının Ekonomik Büyüme Üzerindeki Etkisi Emek Arzı Üzerine Etkisi: Emek arzı ile ilgili
olarak en önemli maliye politikası aracı vergilerdir. Emeğin karşılığı olan ücretleri hedef alan bir vergi politikası, işgücü arzını artırabilir veya azaltabilir. Emeğin karşılığı olan ücretlere yüksek marjinal vergi (dolaysız vergi) oranları uygulandığında yükümlüler fazla çalışmaktan alıkonabilir. Bir başka ifadeyle, verginin ikame etkisi ortaya çıkmamalıdır. - Verginin ikame etkisi: Uygulamaya konulan bir vergi
dolayısıyla kişinin boş gezmeyi tercih etmesidir. - Verginin gelir etkisi: Uygulamaya konulan bir vergi
dolayısıyla kişinin daha fazla çalışarak gelir kaybını gidermeye çalışmasıdır.
Kamu harcaması yolu ile bir nüfus politikası izlemek, konut sektöründe yapılacak düzenlemelerle, meslek okulları, kreşler, anaokulları ile işgücünün çalışma hayatına katılması kolaylaştırılır ve emek arzı artırılır.
Teknolojik Gelişme Üzerindeki Etkisi: Üretim faktörleri verimliliğinin ve bu bağlamda milli gelirin artması, yeni teknolojik gelişmelerin izlenmesi ve kullanılmasıyla sağlanabilmektedir. Devlet, teknolojik gelişmeyi etkilemek ve için kamu harcamalarına ve kamu gelirlerine başvurur. Devlet, kamu harcamalarıyla teknolojinin gelişmesini ve yeni buluşların kullanımını sağlayabilir. Kamu gelirleriyle de teknolojik gelişme etkilenebilir. Buna göre, özel araştırmalara ait giderler vergiden muaf tutulmak veya matrahtan indirilme, hızlandırılmış amortismana tabi tutulmak yoluyla teşvik edilerek, büyüme amacıyla yönlendirilmeye çalışılır.
6. MALİYE POLİTİKASI VE EKONOMİK KALKINMA
6.1. Ekonomik Kalkınmanın Tanımı Ekonomik büyüme, yukarıda da belirtildiği gibi, bir ülke üretiminin gerçek GSMH olarak artmasıdır. Bir başka ifadeyle, GSMH’nin reel olarak artmasıdır. Ekonomik kalkınma kavramı ise, kişi başına gerçek gelir miktarındaki artışın yanı sıra, ilkel üretimden çağdaş üretime geçişi, milli gelir içinde tarım sektörünün payı düşerken sanayi sektörünün payının yükselmesini ve ekonomide sosyal ve politik alandaki çağdaşlaşmayı kapsayan bir kavram olarak düşünülmektedir. Hatta son zamanlarda, ekonomik kalkınma kavramı, adil bir gelir dağılımını sağlama amacını da kapsaması gerektiği konusunda eğilimler mevcuttur.
38
MALİYE POLİTİKASI
Ekonomik kalkınma ve ekonomik büyüme ayrı kavramlar da olsa, ekonomik kalkınma için ekonomik büyüme gerçekleştirilmelidir. Gerçekten, sürekli ekonomi büyüme olmadan ekonomik kalkınmanın gerçekleştirilmesi mümkün olmamaktadır. Ekonomik kalkınmanın gerçekleştirilmesinde kamu kesimine önemli görevler düşmektedir. Dolayısıyla, kalkınma sorununun çözümü için maliye politikası araçlarına başvurma gerekliliği ortaya çıkmaktadır.
6.2. Ekonomik Kalkınmanın Koşulları Ekonomik kalkınmanın sağlanması için; • İç tasarruf artırılmalı, • Yatırımlar artırılmalı, • İhracatı geliştirici politikalar izlenmeli, • Dış kaynaklara yönelik politikalar izlenmeli, • Kamu yönetiminde etkinliği artırıcı politikalar izlenmeli, • Teknoloji ithaline yönelik politikalar izlenmelidir. İktisadi kalkınmanın temelinde sermaye birikimi önemli rol oynamaktadır. Sermaye birikiminin sağlanmasında da, yatırımların önemi büyüktür. Yatırımlar için de tasarrufların artırılması gerekmektedir.
7. MALİYE POLİTİKASI VE GELİR DAĞILIMI
7.1. Gelir Dağılımı, Türleri ve Gelirin Yeniden Dağılımı Bir toplumda milli gelirin çeşitli gruplar arasındaki dağılım şekline gelir dağılımı denilmektedir. Bunun için genellikle alt, orta ve üst gelir grupları oluşturulur ve yıllık gelirleri bu gruplara düşen ev halkı ya da ailelerin oranları hesaplanarak bir tablo düzenlenir. Buna göre, bir toplumda alt gelir grubunda bulunan birimlerin derecesi ne kadar yüksekse, o toplumda mili gelir dağılımı o derece eşitlikten uzaktır. Bir başka deyişle, o toplumda nüfusun yüksek bir oranı, milli gelirin ufak bir payını, çok düşük oranı da büyük bir payını almaktadır. Gelir Dağılımının Türleri;
• Fonksiyonel Gelir Dağılımı: Üretim faktörlerinin üretime katılmaları sonucu milli gelirden aldıkları payı gösterir.
• Kişisel Gelir Dağılımı: Milli gelirin kişiler veya tüketici birimler arsındaki dağılımını gösterir.
• Sektörel Gelir Dağılımı: Tarım, hizmetler ve sanayi sektörlerinin milli gelire katkılarını yada üretim faktörlerinden aldıkları payı gösterir.
• Bölgesel Gelir Dağılımı: Bir ülkenin çeşitli bölgeleri arasında kişi başına düşen gelir farklılıklarını ortaya koymak için kullanılmaktadır.
Gelir dağılımının ölçümünde Lorenz Eğrisi kullanılmaktadır. Şekilde görüldüğü gibi yatay eksen, gelir sahibi kişilerin miktarını, dikey eksen ise gelirin düzeyini kümülatif yüzdeler halinde göstermektedir. Şekilde (OA) köşegeni milli gelirin bütün kişilere eşit dağıldığını gösterir. Bu doğruya mutlak eşitlik doğrusu denir. Mutlak eşitlik doğrusunun kalan eğri, gelirin dağılımı bakımından söz konusu olabilecek eşitsizlik olasılıklarını gösterir. Bu eğri mutlak eşitlik doğrusuna yaklaştıkça milli gelir dağılımdaki eşitsizlik azalırken, mutlak eşitlik doğrusundan uzaklaştıkça eşitsizlik artar.
Gelir dağılımdaki eşitsizliği ölçmek Gini Katsayısı ile mümkündür. Gini Katsayısı, Lorenz eğrisinde 45 derecelik doğru ile Lorenz eğrisinin kavisi arasında kalan alanın tüm üçgen alana oranı olarak hesaplanır. Buna göre, 0 ile 1 arasında bir rakam olacaktır. Katsayı sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımı mutlak eşitliğe yönelir, bire doğru yaklaştıkça gelir dağılımı eşitlikten uzaklaşır.
Gelir sahibi bireyler (%) 0 100
100 A
Gelirin Düzeyi
(%)
39
MALİYE POLİTİKASI
Gelir Dağılımı - Maliye Politikası Kalkınmayı - Maliye Politikası Harcama Politikası — Transfer harcamaları arttırılmalıdır (sosyal amaçlı transfer harcamaları). — Özellikle eğitim, sağlık gibi gelir dağılımını düzenleyici altyapı yatırım harcamaları arttırılmalıdır. — Faiz harcamaları gelir dağılımını bozucu etkiye sahiptir. — Cari harcamalar gelir dağılımını enflasyonist ortamda bozucu, deflasyonist ortamda düzenleyici bir fonksiyona sahiptir.
Harcama Politikası — Alt yapı yatırımları artırılmalı, — Cari harcamalarda artırılmalı (kalkınmayı hızlandıracak talep desteği için), — Özellikle üretime yönelik transfer harcamaları artırılmalı (iktisadi amaçlı transfer harcamaları),
Vergi Politikası — Gelir vergileri artan oranlı, geniş tabanlı, muafiyet ve istisnaları gelişi güzel belirlenmemiş, kaçakçılık ve kaçınmanın mümkün olduğunca az olduğu ve mümkün olduğunca sübjektif olan bir yapıya sahip olmaları gerekir. — Gider vergileri tersine artan oranlı özellikler nedeniyle gelir dağılımını bozar. Bu vergilerde özellikle zorunlu tüketime yönelik harcamalar üzerinden düşük, lüks tüketime yönelik harcamalar üzerinde daha yüksek vergi alınmalıdır. — Servet vergileri yansımaları zor, sübjektif ve gelir dağılımı açısından en önemli vergilerden biridir. Ancak gelir ve gider vergilerine oranla tabanları daha dar olduğu için çok fazla etkin değildirler.
Vergi Politikası — Tasarrufu artırıcı (lüks tüketime yönelik vergiler artırılabilir), — Gelir üzerinden alınan vergiler ortalama oran yüksek, marjinal oran düşük uygulanarak gelir etkisi yaratılabilir ve üretim kapasitesinin artışı sağlanabilir, — Dolaylı vergilerin talep emici ve kaydırıcı özelliği, tüketim/tasarruf - lüks tüketim/zorunlu tüketim – iç tüketim/ihracat oranlarının değişmesi üzerinde etkili olabileceği için bu amaçlar doğrultusunda kullanılabilir, — Servet vergileri kullanılarak lüks tüketime gidecek kaynakların kamu sermaye birikimine aktarımı sağlanabilir, — Yatırımları artırıcı, — Bölgeler ve sektörler arası dengesizlikler giderilmeli, — Kamu tasarrufu finanse edilmeli (vergi sistemi, kaynakların özel sektörden kamu sektörüne aktarılmasını sağlayan bir yapıya sahip olmalı).
Borçlanma Politikası — Borç veren kesim ile borç ana para ve faizlerini ödeyen kesimler arasında farklılık var ise gelir dağılımı bozulmaktadır. — Özellikle borç tahvil ve bono faiz gelirlerinin vergi dışı bırakılması bu etkiyi daha da artırır, — Uzun vadeli borçlanma nesiller arası borç yükü aktarımına neden olmakta ve borcu ödeyen nesil üzerinde gelir dağılımını bozucu bir etki yaratmaktadır.
Borçlanma Politikası — Ülke tasarrufu yetersiz olduğu için dış kaynaklara başvurulmalı, — Yatırım harcamalarını finanse etmek amacıyla borçlanılmalı, — Tasarrufları yatırımlara yönlendirmek, dış kaynak çekmek için reel faiz kullanılmalı.
40
MALİYE POLİTİKASI
DERSTE ÇÖZÜLECEK SORULAR 1. Aşağıdakilerden hangisi maliye politikası araçları
arasında yer almaz?
A) Kamu harcamaları B) Bütçe C) Açık piyasa işlemleri D) Vergi E) Borçlanma
2. I. İşlemsel sınırlar, uygulanacak politikanın
uygulamaya konması ve etkilerinin ekonomiye yansımasında oluşan zaman gecikmesidir
II. Yapısal sınırlar, ekonomik yapıdan doğan sınırlamalardır
III. Bir ülkede enflasyonist dönemde politikacıların oy kaygısı ile vergileri artıran, harcamaları azaltan politikalardan mümkün olduğunca kaçınması politik sınırlamaları ifade eder
Yukarıdakilerden hangisi ya da hangileri maliye politikasının sınırları için doğru bir ifade içermektedir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) II – III D) I – III E) I – II – III
3. İradi maliye politikalarından doğan sınırlamalar,
otomatik stabilizatörlerin yetersizliklerini gidermek amacıyla geliştirilen yöntem aşağıdakilerden hangisidir?
A) İhtiyari maliye politikaları B) Otomatik istikrarlandırıcılar C) Formül esnekliği D) Monetizasyon E) Sterilizasyon
4. Aşağıdakilerden hangisi otomatik stabilizatör etkisi
en düşük vergidir?
A) Katma Değer Vergisi B) Emlak Vergisi C) Baş Vergisi D) Kurumlar Vergisi E) Gelir Vergisi
5. Aşağıdakilerden hangisi Keynes iktisadın temel ilgi
alanlarından biri değildir?
A) Durgunluk B) İşsizlik C) Faiz oranları D) Enflasyon E) Kamu harcamaları
6. Aşağıdakilerden hangisi depresyonla mücadele için uygulanacak maliye politikası araçlarından biri olamaz?
A) Uluslararası kuruluşlardan uzun vadeli faiz oranları
mümkün olduğunca düşük olmak kaydıyla yapılan borçlanma
B) Katma Değer Vergisi oranlarının 5 puan azaltılması C) Transfer Harcamalarının arttırılması D) Kamu harcamalarının azaltılması E) Bütçe açığı politikası uygulanması
7. Belli bir üretim sektöründe istihdam edilenlerden bir kısmının faaliyetten çekilmesi durumunda üretim hacminde bir daralma meydana gelmemesi sonucu oluşan işsizlik türü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Friksiyonel işsizlik B) Yapısal işsizlik C) Konjonktürel işsizlik D) Gizli işsizlik E) Bölgesel işsizlik
8. Aşağıdaki durumlardan hangisi tarafsız devlet
anlayışının bir gereğidir?
A) Toplum içinde en fazla israfçı devlet olduğu için devlet faaliyetleri mümkün olan en alt seviyede tutulmalıdır
B) Ekonomi çoğunlukla tam istihdam seviyesinde olmadığı için devlet kamu harcamaları yolu ile istihdamı artırmalıdır
C) Devlet istediği miktarda borçlanmaya başvurabilmelidir
D) Vergilemede artan oranlılık vasıtası ile gelir dağılımı düzeltilmeye çalışılmalıdır
E) Devlet bütçe aracılığı ile piyasa ekonomisinin eksikliklerini telafi etmelidir
9. Aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
A) Enflasyonist dönemde kamu harcamaları azaltılır, deflasyonist dönemde artırılır
B) Enflasyonist dönemde bütçe açık vermelidir, deflasyonist dönemde fazla vermelidir
C) Enflasyonist dönemde vergiler artırılır, deflasyonist dönemde azaltılır
D) Enflasyonist dönemde uzun vadeli iç borç, deflasyonist dönemde kısa vadeli iç borç yapılmalıdır
E) Enflasyonist dönemde de, deflasyonist dönemde de dolaylı vergileri tabanı daha geniş olduğu için mücadele etkisi daha fazladır
41
MALİYE POLİTİKASI
10. I. İç tasarruflar arttırılmalı II. Kamu yönetiminden etkinliği arttırıcı politikalar
izlenmeli III. Teknoloji ithaline yönelik politikalar izlenmeli IV. İhracatı geliştirici politikalar izlenmeli
Yukarıdakilerden hangileri ekonomik kalkınmanın koşulları arasında yer alır? A) I-II B) I-III C) III-IV D) II-III-IV E) I-II-III-IV
11. Bir ülkede ekonomik istikrarın sağlanması denince ne
anlaşılmalıdır? A) Sadece nispi fiyat istikrarının sağlanması B) Yeterli bir büyüme hızının sağlanması C) Fiyat istikrarı ile tam istihdamın birlikte sağlanması D) Ekonomik büyüme ve tam istihdamın sağlanması E) Tam istihdamın sağlanması
12. İktisadi hayatta durgunluk henüz tüm sektörlerde
değil de belli sektörlerde hissediliyor olmasına ne denir?
A) Resesyon B) Stagnasyon C) Sentetik enflasyon D) Stagflasyon E) Enflasyon
13. İç borç ve dış borç ile ilgili aşağıdaki ifadelerden
hangisi yanlıştır?
A) İç borçlanma iç kaynaklar toplamını değiştirmez B) Dış borçlanma ekonominin fon toplamını artırır C) Dış borçların anapara ve faiz ödemeleri yapıldığında
ekonomiden dışarıya sermaye transferi olur D) Klasikler borçlanmanın ertelenmiş bir vergi olarak
değerlendirilmesini yanlış bulurlar E) Dış borçlanma ödemeler dengesi problemlerini
geçici olarak azaltır 14. Aşağıdakilerden hangileri toplam talep daralmasına
neden olur?
I. Devletin cari ve yatırım harcamalarını açıkla finanse etmesi
II. Harcama üzerinden alınan vergilerin artırılması III. İstisna ve muafiyetlerin daraltılması IV. Birey ve kurumlardan uzun vadeli borçlanılması A) II, III ve IV B) Yalnız IV C) II ve IV D) I, II ve III E) Yalnız I
15. Aşağıdakilerden hangisi enflasyonun doğurduğu sonuçlar arasında yer almaz? A) Kaynak dağılımında etkinliği bozar. B) Devlet gelirlerinin reel olarak gerilemesine yol açar. C) Kamu harcamalarını gerçekte arttırır. D) Gelir dağılımını bozulmasına neden olur. E) Kamu harcamalarının yeterli boyutta
yapılamamasına neden olabilir
42
DERSTE ÇÖZÜLECEK SORULAR – CEVAP ANAHTARI
MALİYE TEORİSİ
KAMU HARCAMALARI
KAMU GELİRLERİ
DEVLET BÜTÇESİ
DEVLET BORÇLANMASI
MALİYE POLİTİKASI
1 C 1 C 1 D 1 E 1 D 1 C
2 D 2 B 2 C 2 B 2 A 2 E
3 B 3 A 3 A 3 B 3 C 3 C
4 D 4 E 4 C 4 C 4 B 4 C
5 A 5 D 5 A 5 B 5 B 5 D
6 C 6 E 6 D 6 E 6 A 6 D
7 A 7 D 7 A 7 E 7 D 7 D
8 A 8 C 8 D 8 B 8 A 8 A
9 B 9 A 9 B 9 D 9 A 9 B
10 C 10 C 10 E 10 A 10 E 10 E
11 B 11 B 11 B 11 C 11 A 11 C
12 A 12 A 12 D 12 D 12 C 12 A
13 D 13 C 13 C 13 E 13 A 13 D
14 D 14 E 14 E 14 B 14 A 14 A
15 E 15 B 15 B 15 E 15 C 15 C