4
açabiliyordu. Mesela Asur ticaret koloni- leri Mama An um- Hirbi'nin ur kervan yolunu Ka- n ile sonucunu (Baydur, s. 42). lar Devleti' nin sonuçlanan görünürdeki sebebi de 450 bir 1218'de Otrar valisi öldürülmesiydi. en uzun güzergah yoludur. Bu tarihi yolun büyük bölü- Türk ülkelerinden geçiyordu: özellikle Semerkant bir mer- kezdi. Dunhuang bin Buda daki duvar tasvirlerinde da yer (Muqi, s. 06). Kültigin da Çin'e gönderilen, Bilge da vergi getiren Kutadgu Bilig'de ipek getiren (Çin) dan söz edilir. Kutadgu Bilig'in LVIII. bölümü ilgilidir. Bu bölüm- de öv- güyle ve ellerindeki onlara borçlu söyler. Kervan- lara çok büyük önem veren Türkler ara- özellikle Selçuklular. bu yolla lan ticaretin için azami gayreti göstererek tüccar ve dinlenme- sine mahsus ri bat ve kervansaraylar taeiriere çok az gümrük ve tabii afet gibi sebeplerle zarar gören sahipleri- ne bedellerini (Turan. X/39 119461, s. 4 73). Devleti' nde de nakliye ve bir kervan m. Anadolu'dan geçen en önemli kervan yolu yolunun bir - lümü olan Bursa-Tebriz yolu idi. Bu gü- zergahta gidip gelen büyük kervanlardan ve "mak- karl" denilen daha küçük kervan- lar da IV. Murad zama- 3000 geçiniyordu (Evliya Çelebi, 520). Devleti'nin da kervan ticareti ve Belgrad Belgrad düzenli yolculuk- lar kadar Avrupa ülkelerine gi- dip geliyordu. Lehistan gönderilen 28 Zilkade 972 (27 Haziran 1565) tarihli bir name-i hümayun, Moskova'dan dönen bir Lehistan öldürülmesiyle ilgilidir ( 6 Mühimme Defteri, s. 260, nr 1283). Orta Asya kesiminde ise itibaren ker- vanlar olumsuz yönde kuzeyden ve güneyden gelen Avrupa dahili, mali ve iktisadi dengeleri felce Belh gibi mal gönderen merkezlerin ker- van ri terkedilmesine ve gelirlerinin büyük ölçüde sineyol (Togan, s. 119-120). mn. Hin- distan ve Devleti ker- van ticareti. ve Hollanda rinin deniz ticaret yolunu kullanmaya 1869'da Ka- ve sömür- gelerden azami derecede istifade edebil- mek için yeni çö- daha da Ancak ve bölgelerinde küçük ticaret hac XX. dahi mütat seyahatlerine devam Bugün de Afrika' da 11nbüktü'ye 800 km. kadar kuzeyindeki Taoudenni tuz yirmi- yirmi deveden küçük kervanlarla tuz ta- (Atlas, sy. 86120001. s. 32-48). : Lane . Lexicon , V, 2209; Doerfer. TMEN, ll, 43-44, nr. 460; Clauson. Dictionary, s. 216- 217; 6 Mühimme Defteri Ha- Osman Ankara 1995, s. 260, nr. 1283; Yusuf Has Hacib. Kutadgu Bi- lig (tre. Rahmeti Arat). Ankara 1988 , ll, beyit nr. 1386, 1443, 4419-4438, 5367, 5546, 5754; V, 65; VI, 59-60 ; Battuta . ' n-nüzzii r, ll, 774; Evliya Çelebi. Seyahatname, 520; J. B. Tavernier, XVII. Türkiye Üze- rinden lran'a Seyahat (tre. Gültekin). istanbul1980, s. 52 , 57 , 68-69,74-75,89, 91; H. von Moltke. Türkiye (tre. Hayrul- lah Örs), istanbul 1969, s. 176; J. P. l'errier, Ca- rauan Journeys, London 1856, s. 53; M ez. el- ll, 232,307, 310; E. W. Bovill, The Golden Trade of the Moors, London 1958, s. 52, 235, 236; R. Mauny. Tableau ge- ographique de l'ouest africain au moyen age, Da kar 1961, s. 398-403; H. Schreiber. The His- tory o{the Roads (tre. S. Thomson), London 1961, s. 24-51; S. D. Goitein. Studies in Islamic Hi story and lnstitutions, Leiden 1968, s. 303; Nezahat Baydur. Kültepe (Kanes) ue Kayseri Tarihi Üzerine istanbul 1970, tür. yer.; A. Zeki Velid! Togan . Bugünkü Türkili Türkistan ue Tarihi, 1981, s. 119- 120; Che Muqi. The Silk RoadPastand Present, Beijing 1989, s. 1 06 ; McGuire Gibson. "Dublicate Systems of Trade: A Key Element in Mesopot- amian History", Asian Trade Routes, lrthling- borough 1991, s. 27-37; Faruk Abu-Chakra. "Trade and Trade Routes of the Quraysh", a.e., s. 38-42; T. Riis. "Trade Routes in Early Nine- teenth Century Syria and Lebanon", a.e., s. 43 - 50; Bahaeddin Ögel. Türk Kültür Tarihine Ankara 2000, s. 365-389; Osman Turan. "Sel- çuklu TTK Beliete n, X/39 ( 1946), s. 471-496; Halil "Bir Tüccar BTTD, 11 /9 ( 1968). s. 63-69 ; Atlas, sy. 86, 2000, s. 32-48; Cengiz Orhonlu. KERVANSARAY "Karwan", EJ2 (ing.). IV, 676-679; J. A. Thomp- son. "Camel", /DB,I, 492; Nebi Bozkurt. "Deve", IX, 225; a.mlf., Yolu", a.e., XXIII, 369; Muhammed Hamfdullah. "ilaf" , a.e., XXII, 63. BozKURT- AHMET TuRAN YüKSEL L KERVANSARAY ve için anayol tesis edilen Kervansaraylar kitabelerinde ve kay- naklarda han. ri bat olarak da kta- Günümüzde han. içinde konak- lama ve ticaret edilen ya- için bir kelime Hanlar mal ve ticaret bir- likte yerierdi ve isimlerini de burada üretilen mallardan hirler yollar üzerinde ve ihtiyaç- olanlara ise ker- vansaray denilmektedir. Kervanlar bura- da geçici olarak konaklar. beraberlerinde getirdikleri pazarlar ve para lemlerini Ri bat olarak da etmektedir. Ribatlar. ve stratejik yerlerde ordu birlikleriyle binek hayvanla- ileri harekatlar için as- keri Kuzey Afrika'dan Türkistan'a kadar her yerde savunma du- çevrili, içeriye tek ambar. askerlerin bölümler ve gözcü kuleleri bulunan ri batlar Arap ön- cesinde Maveraünnehir'de ticaret üzerinde kurulan menzil Tür- kistan'da çevresi koruma çev- rili büyük çiftlik yer- uygun ribat olarak Askeri kervansaraya bu geleneklerin Semerkant ve Merv çevresinde, Maveraünnehir'in çe- yerlerinde VIII-IX. askeri fakat IX. boyunca ri batla- hankaha ve özellikle ticaret yolu üzerinde olanlar kervansara- ya nitelik tirmesiyle Suriye ve Filistin'de ribat kelimesi mahsus zaviye-han- kah, kimsesizleri, misafirhane" 299

mn. · 2018-05-25 · van yollarındaki ri batların terkedilmesine ve vakıf gelirlerinin büyük ölçüde düşme sineyol açmıştır (Togan, s. 119-120). mn. yüzyılın ortalarına

  • Upload
    others

  • View
    6

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: mn. · 2018-05-25 · van yollarındaki ri batların terkedilmesine ve vakıf gelirlerinin büyük ölçüde düşme sineyol açmıştır (Togan, s. 119-120). mn. yüzyılın ortalarına

açabiliyordu. Mesela Asur ticaret koloni­leri çağında Mama Kralı An um- Hirbi'nin Kaneş-As ur kervan yolunu kapatması Ka­n eş Krallığı ile savaş çıkması sonucunu doğurmuştu (Baydur, s. 42). Harizmşah­

lar Devleti 'nin yıkılmasıyla sonuçlanan Moğol saldırısının görünürdeki sebebi de 450 kişilik bir Moğol kervanının 1218'de Otrar valisi tarafından yağmalatılarak adamlarının öldürülmesiydi.

Kervanların gittiği en uzun güzergah İpek yoludur. Bu tarihi yolun büyük bölü­mü Türk ülkelerinden geçiyordu: özellikle Semerkant kervanların birleştiği bir mer­kezdi. Dunhuang bin Buda mağaraların­daki duvar tasvirlerinde kervancılar da yer alır (Muqi, s. ı 06). Kültigin yazıtların­

da Çin'e gönderilen, Bilge Kağan yazıtın­da vergi getiren arkışlardan, Kutadgu Bilig'de ipek getiren Hıtay (Çin) arkışın­dan söz edilir. Kutadgu Bilig'in LVIII. bölümü kervancılarla ilgilidir. Bu bölüm­de Ögdülmiş, Odgurmış'a kervancıları öv­güyle anlatır ve ellerindeki değerli şeyleri onlara borçlu olduklarını söyler. Kervan­lara çok büyük önem veren Türkler ara­sında özellikle Selçuklular. bu yolla yapı­

lan ticaretin gelişmesi için azami gayreti göstererek tüccar ve yolcuların dinlenme­sine mahsus ri bat ve kervansaraylar inşa etmişler, yabancı taeiriere çok az gümrük uygulamışlar ve hırsızlık, tabii afet gibi sebeplerle zarar gören malların sahipleri­ne bedellerini ödemişlerdir (Turan. X/39

119461, s. 4 73). Osmanlı Devleti 'nde de nakliye ve haberleşme geniş kapsamlı bir kervan ağıyla sağlanıyordu. m. yüzyılın sonlarına doğru Anadolu'dan geçen en önemli kervan yolu İpek yolunun bir bö­lümü olan Bursa-Tebriz yolu idi. Bu gü­zergahta gidip gelen büyük kervanlardan başka şehirler arasında çalışan ve "mak­karl" (kiralık) denilen daha küçük kervan­lar da vardı. İstanbul'da IV. Murad zama­nında 3000 kişi kervancılıkla geçiniyordu (Evliya Çelebi, ı. 520). Osmanlı Devleti'nin batıdaki topraklarında da kervan ticareti gelişmişti. İstanbul ve Belgrad arasında Belgrad kervanı adıyla düzenli yolculuk­lar yapılıyor. ayrıca İskandinavya'ya kadar Avrupa ülkelerine Osmanlı kervanları gi­dip geliyordu. Lehistan kralına gönderilen 28 Zilkade 972 (27 Haziran 1565) tarihli bir name-i hümayun, Moskova'dan dönen bir Osmanlı kervanının Lehistan sınırında yağmalanıp adamlarının öldürülmesiyle ilgilidir ( 6 Numaralı Mühimme Defteri, s. 260, nr 1283). Türkdünyasının Orta Asya kesiminde ise mı. yüzyıldan itibaren ker­vanlar hayatı olumsuz yönde etkilemiş,

kuzeyden ve güneyden gelen Avrupa malları dahili, mali ve iktisadi dengeleri felce uğratarak Belh gibi dışarıya mal gönderen merkezlerin boşalmasına, ker­van yollarındaki ri batların terkedilmesine ve vakıf gelirlerinin büyük ölçüde düşme­sineyol açmıştır (Togan, s. 119-120).

mn. yüzyılın ortalarına doğru İran , Hin­distan ve Osmanlı Devleti arasındaki ker­van ticareti. İngiliz ve Hollanda şirketle­rinin deniz ticaret yolunu kullanmaya başlamasıyla azaldı. 1869'da Süveyş Ka­nalı'nın açılması ve Avrupalılar'ın sömür­gelerden azami derecede istifade edebil­mek için yeni demiryolları yapmaları çö­küşü daha da hızlandırdı. Ancak Asya'nın ve Afrika'nın bazı bölgelerinde küçük ticaret kervanlarıyla hac kervanları XX. yüzyılda dahi mütat seyahatlerine devam etmiştir. Bugün de Afrika'da 11nbüktü'ye 800 km. kadar kuzeyindeki Taoudenni tuz ocaklarından yirmi- yirmi beş deveden oluşan küçük kervanlarla tuz kalıpları ta­şınmaktadır (Atlas, sy. 86120001. s. 32-48).

BİBLİYOGRAFYA :

Lane. Lexicon, V, 2209; Doerfer. TMEN, ll, 43-44, nr. 460; Clauson. Dictionary, s. 216-217; 6 Numaralı Mühimme Defteri (nşr. Ha­c ı Osman Yıldı r ım v.dğr.). Ankara 1995, s. 260, nr. 1283; Yusuf Has Hacib. Kutadgu Bi­lig (tre. Reşid Rahmeti Arat). Ankara 1988, ll, beyit nr. 1386, 1443, 4419-4438, 5367, 5546, 5754; İbnü'I-Cevzf, el-Munt~am, V, 65; VI, 59-60 ; İbn Battuta. Tuf:ıfetü 'n-nüzzii r, ll, 774; Evliya Çelebi. Seyahatname, ı, 520; J. B. Tavernier, XVII. Asır Ortalarında Türkiye Üze­rinden lran'a Seyahat (tre. Ertuğrul Gültekin). istanbul1980, s. 52, 57, 68-69,74-75,89, 91; H. von Moltke. Türkiye Mektupları (tre. Hayrul­lah Örs), istanbul 1969, s. 176; J. P. l'errier, Ca­rauan Journeys, London 1856, s. 53; M ez. el­ljaçlaretü'l-İslamiyye, ll, 232,307, 310; E. W. Bovill, The Golden Trade of the Moors, London 1958, s. 52, 235, 236; R. Mauny. Tableau ge­ographique de l'ouest africain au moyen age, Da kar 1961, s. 398-403; H. Schreiber. The His­tory o{the Roads (tre. S. Thomson), London 1961, s. 24-51; S. D. Goitein. Studies in Islamic History and lnstitutions, Leiden 1968, s. 303; Nezahat Baydur. Kültepe (Kanes) ue Kayseri Tarihi Üzerine Araştırmalar, istanbul 1970, tür. yer.; A. Zeki Velid! Togan. Bugünkü Türkili Türkistan ue Yakın Tarihi, İstanbul 1981, s. 119-120; Che Muqi. The Silk RoadPastand Present, Beijing 1989, s. 1 06 ; McGuire Gibson. "Dublicate Systems of Trade: A Key Element in Mesopot­amian History", Asian Trade Routes, lrthling­borough 1991, s. 27-37; Faruk Abu-Chakra. "Trade and Trade Routes of the Quraysh", a.e., s. 38-42; T. Riis. "Trade Routes in Early Nine­teenth Century Syria and Lebanon", a.e., s. 43-50; Bahaeddin Ögel. Türk Kültür Tarihine Giriş, Ankara 2000, s. 365-389; Osman Turan. "Sel­çuklu Kervansarayları", TTK Beliete n, X/39 ( 1946), s. 471-496; Halil Sahillioğlu . "Bir Tüccar Kervanı", BTTD, 11 /9 ( 1968). s. 63-69 ; Atlas, sy. 86, İstanbul 2000, s. 32-48; Cengiz Orhonlu.

KERVANSARAY

"Karwan", EJ2 (ing.). IV, 676-679; J . A. Thomp­son. "Camel", /DB,I, 492; Nebi Bozkurt. "Deve", DİA, IX, 225; a.mlf., "İpek Yolu", a.e., XXIII, 369; Muhammed Hamfdullah. "ilaf" , a.e., XXII, 63.

iii!~ NEBİ BozKURT- AHMET TuRAN YüKSEL

L

KERVANSARAY

Kervanların

güvenliği ve konaklaması için anayol kenarında tesis edilen

vakıf yapı.

Kervansaraylar kitabelerinde ve kay­naklarda han. ri bat olarak da anılma kta­dır. Günümüzde han. şehir içinde konak­lama ve ticaret amacıyla inşa edilen ya­pılar için kullanılan bir kelime olmuştur. Hanlar mal yapımı ve ticaret işlerinin bir­likte görüldüğü yerierdi ve isimlerini de burada üretilen mallardan alıyorlardı. Şe­hirler arasındaki yollar üzerinde yaptırılan ve kuruluşları bakımından çeşitli ihtiyaç­ları karşılayacak şekilde olanlara ise ker­vansaray denilmektedir. Kervanlar bura­da geçici olarak konaklar. beraberlerinde getirdikleri malları pazarlar ve para iş­lemlerini yaparlardı. Ri bat olarak da anıl­maları kervansarayların kaynağını işaret

etmektedir.

Ribatlar. sınır boylarında ve stratejik yerlerde ordu birlikleriyle binek hayvanla­rının konakladığı. ileri harekatlar için as­keri amaçlı yapılardır. Kuzey Afrika'dan Türkistan'a kadar her yerde savunma du­varıyla çevrili, içeriye tek kapıdan girişin sağlandığı, ahır, ambar. askerlerin barın­dığı bölümler ve gözcü kuleleri bulunan ri batlar inşa edilmiştir. Arap akınları ön­cesinde Maveraünnehir'de ticaret yolları üzerinde kurulan menzil yapılarıyla Tür­kistan'da çevresi koruma duvarıyla çev­rili büyük çiftlik yapılarından oluşan yer­leşmeler aynı işieve uygun olduğundan ribat olarak kullanılmıştır. Askeri amaçlı ribatların kervansaraya dönüşmesinde bu geleneklerin payı vardır. Semerkant ve Merv çevresinde, Maveraünnehir'in çe­şitli yerlerinde VIII-IX. yüzyıllarda askeri amaçlı ribatların yapımı sürmüş. fakat IX. yüzyılın sonlarına doğru Müslümanlığın

yayılmasıyla sınır boyunca yapılan ri batla­rın işlevi değişerek hankaha ve özellikle ticaret yolu üzerinde olanlar kervansara­ya dönüşmüştür. Ribatların nitelik değiş­

tirmesiyle Mısır, Suriye ve Filistin'de ribat kelimesi ~dervişlere mahsus zaviye-han­kah, yolcuları. kimsesizleri, hacıları barın­dıran misafirhane" anlamında kullanıl-

299

Page 2: mn. · 2018-05-25 · van yollarındaki ri batların terkedilmesine ve vakıf gelirlerinin büyük ölçüde düşme sineyol açmıştır (Togan, s. 119-120). mn. yüzyılın ortalarına

KERVANSARAY

mış. Maveraünnehir ve iran'da ise Xl. yüzyıldan itibaren kervansarayla aynı ma­nayı ifade etmeye başlamıştır. Bugünkü bilgilerle sürekliliği ve gelişimi izlenebilen ve ana hatları değişmeyen plan şeması­nın da Xl. yüzyıldan itibaren uygulandığı görülmektedir. Selçuklu döneminden Ku­ruçeşme H anı. Dokuzunderbent H anı, He­kim Ham. Çardak Hanı ve Kırkgöz Hanı, Osmanlı döneminde Taşhan adıyla da anılan Erzurum Rüstem Paşa Kervansa­rayı ve Bitlis-Tatvan yolundaki Hazu Ha­nı'nın kitabeterinde ribat adının geçmesi bu eski geleneğin Anadolu'da da yaşatıldı­ğını göstermektedir. Gazneli Mahmud'un emriyle Firdevsl'nin anısına Meşhed ya­kınında Sera h s yolu üzerinde yaptırılan Ribat-ı Mah!/ Ribat-ı Çah (4ıo; ıoı9-20J en erken Türk kervansarayı olup dörtgen planı. revaklı avluya açılan dört eyvanı .

masif kulelerle desteklenen kalın duvar­ları ve dışa taşkın taçkapısıyla kervansa­ray mimarisinin bütün özelliklerini bünye­sinde toplamıştır. Karahanlı Hükümdan ŞemsülmüiOk Nasr b. İbrahim tarafından Buhara-Semerkant yolu üzerinde yaptı­rılan Ribat-ı Melik'in (471/1078-79)yalnız­ca taçkapısı günümüze ulaşabilmiştir. Son araştırmalara bağlı olarak çizilen resti­tüsyonunda, cephenin arkasında üzerieri açık üçlü bir avlu ve ikinci bir taçkapıdan geçilen merkez! kubbeli bölüm le iki ya­nında yarı açık avlular görülmektedir. Ka­palı bölümü geç dönem İran kervansaray­larının düzenini andırınakla birlikte iki bö­lümlü tasarımıyla Türk kervansaray mi­marisinin ileriki gelişimine öncülük et­mektedir. Xl. yüzyılın ikinci yarısına ta­rihlenen Dihistan Kervansarayı'nda tek eyvanlı ve revaklı avlunun önünde basit bir açık avlunun bulunduğu tesbit edil­miş. Akçakale Kervansarayı'nda iki avlu­lu düzenleme daha da geliştirilmiştir. Bi-

Ağzıkara Han'ın içinden (hall bir görünüş

300

Merv·Amül yolu üzerindeki

Akçakale Kervansarayı ' nın

planı

rinci avluda eyvanların arkasında boydan boya uzun mekanlar bulunmaktadır. İkin­ci avlu ise daha küçük ve kendi araların­da düzenlenmiş mekan gruplarıyla çevril­miştir. Xl. yüzyıl sonlarına tarihleneo Da­ye Hatun Kervansarayı'nda dört eyvanlı ve revaklı aviulu şema tekrarlanırken Ba" şan e (Kurtluşehir· Kutlutepe) Kervansarayı'n­

da çevresinde kapalı mekanların yer al­dığı avluya bir ho! bölümü açılmaktadır. Hal bölümünün avludan daha dar olması sebebiyle bu farklı şema Anadolu Selçuk­luları'nın sultan hanlarının öncüsü olarak kabul edilmektedir. Karahanlı ve Gazneli devri örneklerinin bir devamı olan Büyük Selçuklu kervansaraylarından Ribat-ı EnQ­şirvan'ın dört eyvanlı revaklı avlusunun üç köşesinde beyitler yer almakta, Ri bat-ı Za'feranl'de beyit düzeni olmadan aynı plan görülmektedir. Ri bat-ı Şerif ise ( 508/ ı ı 14-1 5) Akçakale Kervansarayı gibi iki aviulu şemada yapılmıştır. Dörtgen plan­lı. dört eyvanlı ve üç yönden revaklı avlu­nun önünde yine eyvanlı ve revaklı ikinci bir avlu yer almaktadır.

Anadolu, Selçuklu hakimiyetine girme­sinin ardından XII. yüzyılın sonlarında milletlerarası ticaretin merkezi olmuştur.

Ekonomi politikalarını ve fetihlerini mil­letlerarası ticaretin konumuna göre dü­zenleyen Selçuklu sultanları Anadolu'nun bir ucundan diğer ucuna, ana ticaret yol­larından ara yollara kadar her alanda ker­vansaray yaptırmışlardır. Sultanlar ve devlet adamları tarafından inşa ettirilen bu vakıf yapılarında yolcular üç gün bo­yunca kervansaray kurucusunun misafıri sayılır ve ücret alınmazdı. Selçuklu ker­vansaraylarında sefer sırasında ordunun konakladığı. yabancı hükümdarların ağır­

landığı ve bu yapıların gerektiğinde ha­pishane ve sığınak olarak da kullanıldığı bilinmektedir. Selçuklu kervansarayları,

kesme taş kaplı ve destek kuleleriyle güç­lendirilmiş yüksek duvarlarıyla bir kaleyi andırmaktadır. Bu yapılar. kervanların gü­venliği kadar kervanlarla yolculuk yapan kişilerin her türlü ihtiyacını karşılayacak şekilde düzenlenmiştir. Barınma ve ye­mek imkanlarının yanı sıra hamam. mes­cid. eczahane ve gerektiğinde hekim. fa­kir yolculara bedava ayakkabı, hayvanlar için yem, nal bant, veteriner, araba tami­ri gibi hizmetler sunulmuştur.

Anadolu Selçuklu kervansaraylarının çoğu, çevresinde çeşitli mekanların yer aldığı açık bir avlu ve bu avluya bakan h ol bölümünden oluşmaktadır. Hal bölümü yolculara ve hayvaniarına ayrılmıştır. Pa­ye sıralarıyla neflere ayrılan, ortadaki di­key eksen in belirgin olduğu üç, beş ya da yedi nefli hal tonozlarla örtülmüş ve çok defa orta nefin merkezi küçük bir kubbe ile yükseltilmiştir. Avlunun iki yanında açık ve kapalı mekanlar. mescid, hamam gibi özel bölümler vardır. Bu tipte avlu bö­lümünün eni halden daha geniştir. ll. Kılı­carslan ' ın saltanatının son yılında 1192'­de tamamlandığı kabul edilen Alay Ham. sultan han plan şeması olarak adlandırı­lan bu klasik şemanın ilk örneğidir. Gü­nümüze ulaşan Selçuklu hanlarından do­kuz tanesi sultanlar tarafından yaptırıl­mış olup ı. izzeddin Keykavus'un ( 121 ı-1220) inşa ettirdiği Evdir Ham. geniş bir avlu çevresinde sıralanan iki sıra beşik tonozlu revaklarıyla aviulu -dört eyvanlı şemanın Anadolu'daki tek örneğidir. Alaeddin Keykubad'ın yaptırdığı Aksa­ray Sultan Hanı (62611229) ve Kayseri ­Sivas yolundaki Sultan Ham ( 628/12 31) klasik şemanın bütün özellikleriyle uygu­landığı yapılardır ve her ikisinin de avlu­sunun ortasında köşk-mescidleri bulun­maktadır. Yapımına Alaeddin Keykubad döneminde başlanan ve Il. Gıyaseddin Keyhusrev zamanında tamamlanan Ağzı­kara Han (634/1236-37) ve Karatay Ham'n­da (63811240-41) aynı şemaya büyük öl­çüde bağlı kalındığı , fakat Karatay Ham'n­da köşk-mescid inşa edilmediği görül-

Başa ne· Kut lutepe arasındaki

Başane

Kervansaravı'nın

planı

Page 3: mn. · 2018-05-25 · van yollarındaki ri batların terkedilmesine ve vakıf gelirlerinin büyük ölçüde düşme sineyol açmıştır (Togan, s. 119-120). mn. yüzyılın ortalarına

mektedir. Alaeddin Keykubad'ın yaptır­dığı Alara Hanı'nda (629/1231-32) farklı bir plan uygulanmış. dar ve uzun avluya açılan mekanlar ahır bölümüyle çepeçev­re kuşatılmıştır. "Eş odaklı hanlar" olarak tanımlanan bu grupta Afşin yakınların­daki Ashab-ı Kehf Külliyesi'nin hanı ve XIII. yüzyıl sonlarından Tercan Mama Ha­tun Kervansarayı da yer almaktadır. Ve­zir ve mimar Sadeddin Köpek tarafından inşa ettirilen Zazadin Ham (6341!236-37), hol bölümünün örtü sistemi ve girişi yandan olan avlunun hol bölümüne göre çok uzun olmasıyla benzerlerinden ayrıl­maktadır. Mescidin cümle kapısının üs­tünde yer alması Kızılören Ham'nda ( 602/ 1206) ilk defa karşılaşılan uygulamanın bir devamıdır. ll. Gıyaseddin Keyhusrev'in yaptırdığı üç handan Eğridir Sultan Ha­nı (635/1237-38) ve İncir Ham'nda (636/ 1238-39) klasik şema tekrarlanmıştır. Kırkgöz Ham'nda ise klasik şemadan ay­rılma görülür. Tonazla örtülü yatık dik­dörtgen hol bölümünün önünde revaklı avlu yer almaktadır. Avluda, girişin iki ya­nında ve hole bitişen bölümlerde revak­ların yerine tonozlu mekanların konması dışında Evdir Ham'nın planı tekrarlanmış­tır. Aynı dönemde inşa edilen Şerefza Ha­nı'nda ise ( 1236-1246) Kırkgöz Ham'nın hol bölümünün planı daha dar ve uzun olarak uygulanmıştır. Vezir Sahib Ata Fah­reddin Ali'nin Akşehir-Çay yolunda yap­tırdığı İs haklı Kervansarayı (64 7/1249) klasik şemada ve avlusunda köşk m esci­di bulunan bir handır. Mahperi Huand Hatun'un Amasya-Tokat yolu üzerindeki Hatun Ham (636/1238-39). Antalya-lspar­ta yolundaki Susuz Han, Atabey Emir Esedüddin Rüzbe'nin inşa ettirdiği Ho­rozlu Han ( 1246-1249). Avanos Sarıhan sultan hanı plan şemasını tekrarlayan örneklerdir. XIII. yüzyılın ikinci yarısında önemli hanlar yap ılmış olmakla bir likte sultan yapısı han yoktur. Vali Seyfeddin

Kadın Hanı-Kadınhan 1 Konya

Antalya · .Konya yolu

üzerindeki Alara Hanı·nın

planı

Karasungur b. Abdullah'ın inşa ettirdiği Goncalı Akhan (6521!254). Mu!nüddin Sü­leyman Pervi:ıne tarafından mimar Gev­herbaş b. Abdullah'a yaptırılan Durak Han ( 664/1266), Kırşehir Emi ri Cacaoğlu Nüreddin'in yaptırdığı Kesikköprü Ham (667/1268-69) ve kitabeli kervansarayla­rın sonuncusu olan Ebü'I-Mücahid Yusuf b. Ya'küb'un inşa ettirdiği Çay Ham (677/ 1278-79) , sultan hanlarında denenmiş plan şemasının boyutları küçü ltülerek sürdürüldüğü yapılardır. Moğol hakimi­yeti döneminde Anadolu'da ekonomik çöküntünün başlaması ve düzenin bozul­ması sonucu abidevi ölçüde kervansaray inşası durmuştur. XIII. yüzyılın sonunda çoğu avlusuz. hatta moloz taştan küçük boyutlu kervansaraylar yapılmıştır. Bu dö­nemde inşa edilen Iğdır Kervansarayı, ana yol üzerinde olmamakla birlikte uzun­lamasına gelişen üç nefli planı ve özenli taş işçiliğiyle ayrı bir yer tutmaktadır. Selçuklu kervansarayları, Osmanlı dev­rinde Anadolu'da milletlerarası ticaretin azalması ve ticaret yollarının güzergahı­nın değişmesiyle önemlerini yitirmiş, ba­zıları da (Kayseri Karatay Hanı gibi) zavi­yeye dönüşmüştür.

Osmanlı döneminde genellikle yerleşim merkezlerinin ticaretle ilgili bölümlerin­de ya da külliyelerin içinde kervansarayla­ra rastlanmaktadır. Osmanlı devlet poli­tikası, menzilleri iskan etmek ve ıssız bölgeleri geliştirmek için menzil külliye­lerinin yapımına önem vermiştir. Bu se­beple menzil külliyeleri içindeki menzil kervansaraylarının ayrı bir yeri vardır. Os­manlı devri kervansaraylarının çoğu işlev olarak açık bir avlu ve kapalı bölümlerden oluşmaktadır. Kare ya da dikdörtgen bi­çiminde ve revaklı olan bu avlunun çevre­sindeki mekanlar çoğunlukla iki katlı ola­rak inşa edilmiştir. Yolcuların kaldığı bö­lümde peykeler ve ocaklar bulunmakta, avlunun çevresinde ahırlar, depolar, yö­netim birimleri vb. yer almaktadır. Diyar­bakır'da Deliller Ham da denilen Hüsrev

KERVANSARAY

Paşa Kervansarayı (934/1527-28), İzmir Çeşme'deki kervansaray (9341!527-28). Edirne Rüstem Paşa Kervansarayı (XVI yüzyıl ortası). Diyarbakır'da Hasan Paşa Hanı (982/1574-75). Manisa'da Kurşunlu Han (ı 00 l/1592-93). Erzurum'da Rüstem Paşa kervansarayı ( l560'tan önce). Kuşa­dası'nda Öküz Mehmed Paşa Kervansarayı (10211!612). Tokat'ta Taşhan (1626-1632). Safranbolu'da Cinci Ham (XVII yüzyı l or­tası) gibi yapılar. bu plan şemasının çok çeşitli mimari tasarımlarda uygulandığını

göstermektedir. Kare avlunun çevresin­deki kat sayısı bazı örneklerde daha fazla tutulmuştur. Merzifon Kara Mustafa Pa­şa Kervansarayı (XVII yüzyıl) dört katlı bir yapıdır ve her kat ayrı bir işieve sahiptir. Osmanlı mimarisinde Selçuklu kervan­

saraylarından farklı olarak kale görünü­münden uzaklaşılmış. yapının dışarıyla bağlantısı artmıştır. Kervansaray olarak tasarlanan, cephesinde dükkaniarın yer aldığı kervansaraylar Osmanlı devrine hastır. Erzurum Rüstem Paşa Kervansa­rayı'nda ikinci kat bedesten olarak inşa edilmiş, Mimar Sinan'ın yapısı Lüleburgaz Sokullu Mehmed Paşa Külliyesi 'ndeki (97!11564) ve Payas'taki ll. Selim Külliye­si'nde (982/1574) kervansarayla bedesten dua kubbesiyle bi rleştirilmiştiL Bu külli­yelerde merkezde bedesten bulunmak­ta ve bir tarafında kervansaray, diğer ta­rafında da cami, hamam vb. yapılar yer almaktadır. Klasik dönemin kervansaray­l arı arasında Büyükçekmece'de Sultan Süleyman Han Kervansarayı (974/1566-67) ve Ilgın'da Lala Mustafa Paşa Külliye­si'nin kervansarayı (992/1584) bulunmak­tadır. XVI. yüzyıl Anadolu külliye mimari­si içinde kervansarayların önemli bir yeri olduğu anlaşılmaktadır.

XVI. yüzyılın sonlarında başlayan Celall ayaklanmalarının bastırılmasının ardın­

dan ı. Ahmed zamanında ( 1603-1617) yolla rı n güven l iğ i sağ l anmış ve ıssı z

yollar üzerinde kervansarayl arın çev-

Ağzıkara

Han'ın

avlusunun ortasındaki

köşk mescidi

301

Page 4: mn. · 2018-05-25 · van yollarındaki ri batların terkedilmesine ve vakıf gelirlerinin büyük ölçüde düşme sineyol açmıştır (Togan, s. 119-120). mn. yüzyılın ortalarına

KERVANSARAY

resinde gelişen menziller kurulmuştur. Menzil kervansarayı niteliğindeki Ulu­bat gölü kenarında ıssız Han (797/1394-9 5) ve Bilecik Gölpazarı'nda Mi hal Bey H anı ( 821/1418), giriş bölümüyle arka­sındaki tonozlu mekandan oluşan plan şemasına sahip erken dönemin sayılı kervansaraylarındandır. Antakya'da Hüs­nü Sabuncu Kervansarayı (XVI yüzyıl), Bitlis-Adileevaz Kögoz köyü Hüsrev Pa­şa Kervansarayı (XVI. yüzyıl sonu) gibi yapılar, menzil yapıları mimarisinde dik­dörtgen planlı mekanı üç ya da daha faz­la nefli, tonoz veya düz toprak damla örtülü plan şemasının hakim olduğunu göstermektedir. Menzil hanları içinde bir diğer grup, dikdörtgen mekanı paye dizi­leriyle üç dört n efe bölünerek ahşap ça­tıyla örtülmüş yapılardır. Bu plan yaygın olarak kullanılmakla birlikte büyük bo­yutlu örnekleri azdır. Edirne'de Ekmek­çizade Ahmed Paşa Kervansarayı ( ı o 181 1609-1 O) ve Bilecik Vezirhan Köprülü Ker­vansarayı (XVII. yüzyıl ortası) bu şemanın uygulandığı yapılardır.

Anadolu Selçuklu kervansaraylarında sefer sırasında orduların konakladığı bi­linmektedir. Osmanlı mimarisinde de as­keri amaçla yapılmış. aynı zamanda bü­yük l~ülliyelerin parçası olan kervansaray­lar ayrı bir yer tutmaktadır. Bitlis'teki el­Aman (XVI. yüzyıl ortası) ve Ulukışla Öküz Mehmed Paşa Kervansarayı ( 1616-1619) askeri amaçla yapılmıştır. İncesu'daki

Alanya yakınındaki Sarapsa Han'ın ön cephesi

302

XVII. yüzyılın ortalarında

inşa edilen Köprülü Me h med Paşa

Kervansarayı -Vezirhan 1

Bilecik

Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Kervansa­rayı'nın üstü açık bölümündeki sıra sıra ocaklar açıkta konaklamış askerlerin ye­meklerinin pişmesi içindir ve bu yapı da değişik tipte bir askeri kervansaraydır.

BİBLİYOGRAFYA :

F. Sarre, Reise in Kleinasien, Berlin 1896; K. Müller, Die Karawanserai im Vorderen Orient, Berlin 1920; R. M. Riefstahl, Turkish Architec­ture in Southwestern Anatolia, Cambridge 1931; a.e.: Cenubu Garb1Anadolu'da Türk Mimarisi (tre. Cezmi Tahir Berktin). İstanbul 1941; A. Gabriel, Monuments turcs d'Anatolie, Paris 1931-34, ı-ll; K. Erdmann. Das Anatolische Ka­rauansaray des 13. Jahrhunderts, Berlin 1961-76, 1-111 ; Feridun Akozan, "Türk Hanları ve Ker­vansarayları", Türk San 'atı Tarihi Araştırma ue incelemeleri, İstanbul 1963,1, 133-167; Do­ğan Kuban. Anadolu Türk Mimarisinin Kaynak u e Sorunları, İstanbul 1965, s. 157 -159; Ayver­di, Osmanlı Mi'mar1si /,tür. yer.; a.mlf .. Osman­lı Mi'mar1si ll, tür.yer.; a.mlf .. Osmanlı Mi'ma­risi lll-IV, tür.yer. ; İsmet İlter, Tarihi Türk Han­ları, Ankara 1969; G. Goodwin, A History of Ottoman Architecture, London 1971, s. 87-88, 294-301, 360-363; Emel Esin. "Muyanlık-Uy­gur Buyan Yapılarından (Vihara) Hakanlı Mu­yanlığına (Ri bat) ve Selçuklu Han ile Medre­sesine Gelişme", Malazgirt Armağanı, Ankara 1972, s. 75-102; a.mlf .. "Ribilt-ı Melik", Erdem, 11/5, Ankara 1986, s. 405-425; Gönül Güreşse­ver (Cantay). Anadolu'da Osmanlı Deuri Ker­uansaraylarının Gelişmesi (doktora tezi. ı 97 4). İÜ Ed. Fak. Sanat Tarihi bl.; Metin Sözen v. dğr .. Türk Mimarisinin Gelişimi ue Mimar Sinan, İs­tanbul 1975, s. 18-20,115-121,230-233,275-279; A Suroey of Persian Art (ed. A. U. Po pe­P. Ackerman). Tahran ı977,111, ı245-ı25ı;Mus­tafa Cezar, Anadolu Öncesi Türklerde Şehir ue Mimarlık, İstanbul ı977, s. ı69-213; a.mlf., "Türk Tarihinde Kervansaray", TTK Bildiriler, VIII (ı98ı). ll, 931-940; Oktay Aslanapa, Türk Sanatı, İstanbul ı984, tür.yer.; a.mlf .. Osmanlı Deuri Mimarisi, İstanbul ı986, s. 38-42, 52-56, 86-89, ı 70- ı 86; Ara Altun, Ortaçağ Türk Mima­risinin Anahatları için Bir Özet, İstanbul ı 988, s. 1 ı-ı2, ı5, 23-24, 61-64,87-89; M. Fuad Köp­rülü, "Vakfa Ai d Tarihi Istılahlar", VD, sy. 1 ( 1 938). s. ı3 ı- ı38; sy. 2 ( 1 942), s. 267 -278; Os­man Turan, "Selçuklu Kervansarayları", TTK Belleten, X/39 (1946), s. 471-496; A. Godard, "Khorasan", Athar-e iran, IV, Paris 1949, s. 7-150; M. Kemal Özergin. "Anadolu Selçuklu Kervansarayları", TD, XV/20 (1965). s. 141-ı 70; Ayşıl Tükel-Yavuz, "Anadolu'da Eşodaklı Selçuklu Hanları", ODTÜ Mimarlık Fakültesi Dergisi, 11/2, Ankara 1976, s. 187-204.

Iii ŞEBNEM AKALIN

L

KESB (~1)

Kişinin dini, ahlaki ve iktisadi hayatındaki her türlü kazanımını ifade eden terim.

_j

Kuran-ı Kerim'de kesb kişinin sorum­luluğuna konu olan, karşılığını göreceği belirtilen her türlü inanç, düşünce ve fa­aliyetini belirtınesi yanında özellikle iş ve ticaret hayatında elde ettiği maddi ka­zançlar için de kullanılmıştır ( el-Bakara 2/ 267; en-Nisa 4/32; el-Mesed 111/2). Ayrıca fiil, sa'y, sun' gibi kelimeler de "iş, çaba, çalışma, üretme" anlamlarında geçer. Ra­gıb el-isfahanl. kesbi "faydalı olduğu dü­şünülen şeyi elde etme çabası" şeklinde tanımladıktan sonra kişinin kendisinin ve başkasının yararına olan şeyleri kazan­mak için çalışmasına kesb, yalnız kendisi için faydalı olanı kazanma çabasına da ik­tisab dendiğini belirtir ( el-Mü{redat, "ksb" md.). Aynı müellif arneli de "insanın bir amaca yönelik yaptığı iş" diye tanımla­mış. arnelin fiilden daha özel olduğunu ve bilhassa insan eylemleri için kullanıldığını belirtmiştir (a.g.e., "cami" md.) . Kur'an'­da ve hadislerde insanın dini hayatı ya­nında dünyevl faaliyetleri, iş ve ticaret hayatıyla ilgili olarak çeşitli hukuki ve ah­laki düzenlemeler getirilmiştir. Ayrıca ka­naat, tevekkül, sabır. şükür, rıza, takva, vera' gibi ferdi faziletiere dair ayet ve ha­dislerden başka sosyal ilişkileri düzenle­yen adalet. dürüstlük, merhamet. yar­dımlaşma, dayanışma, hoşgörü, af, infak, ihsan gibi ahlak konularıyla ilgili naslar aynı zamanda iş hayatı ve kazanma faa­liyetlerine dair ilkeleri oluşturur.

Kur'an~ı Kerim aşırı dünyevlliği reddet­mekle birlikte din ve dünya işleri arasın­da makul bir denge kurulmasının gerekli olduğunu bildirir. Kur'an'ın genel yaklaşı­mı ve bazı özel açıklamalar yanında (me­sela bk. el-Kasas 28/77; el-Cum'a 62/9-11; el-inşirah 94/7-8) özellikle Bakara süresi­nin 200-201. ayetlerinde yalnız dünya var­lığını isteyenler eleştirilİrken her iki dün­

yanın güzelliklerini (hasene) isteyenler­den takdirle söz edilmiştir. Müfessirler, burada olduğu gibi çeşitli ayetlerde "ha­sene" kelimesinin maddi kazanç. zengin­lik ve baliuğu da kapsadığı kanaatinde­dir. Kur'an'da gecenin dinlenme, gündü­zün geçim vakti olarak yaratıldığının be­lirtilmesi (en-Nebe' 78/10-11) çalışıp ka­zanmanın normal hayatın bir gereği ol­duğu fikrine dayanır. İnsanın ancak çalışıp çabalamasının karşılığını alabileceğini ifa-