2
muz 1993- Ocak 1994 Sind eya- leti Gençlerin ahlaki olarak yapmak üzere NoniMI-i Adab isimli bir birim kur- du. çocuk ve gençlik ilgili Bezm-i Hemderd-i NoniMI lar düzenledi. Ahlaki benimse- tilmesi tertip Ah- lak isimli faaliyet çerçevesinde top- radyo ve televizyon prog- . Karaçi. Ra- valpindi. Lah or ve hirlerinde konularda konferansla- Hemderd isimli bir forum Daha sonra Hemderd (Hamdard Council of Advisors) bu forumda düzenlenen önemli bir bölümü Main Currents of Contemporary Thought in Pakistan kitap haline getirildi. Muhammed Said 17 Ekim 1998 Karaçi'de sonucu öldü. Cenazesi, öncülük etti- Medlnetü'l-hikme bünyesindeki cami- nin bahçesine defnedildi. Çok yönlü bir sahipti; hekimlik ve gazetecilik, ve sanayicilik Pakistan'daki Harn- dard bilimsel ve kültürel faaliyetlerin merkezi durumuna gelme- sinde önemli rol Mütevazi ve dindar Muhammed Sa- Id belli ve Londra'da kliniklerde hasta mua- yenesiyle ço- tedavi ve ilaç ücreti Geleneksel düzeyde için çaba gös- teren Muhammed Said, Millet- ler ve Kültür (UNESCO) ve Dünya (WHO) ile bir- yaparak alternatif ilgili yerel ve konferanslar ve seminer- ler Institute of Health and Tibbi Research, Institute of Central and West Asian Studies, Society for the Pro- motion and lmprovement of Libraries gibi Onun üyesi kuru- lslamic Or- ganization for Medical Sciences (Kü veyt), International Union of Elementologists (Yeni Delhi).lnternational Union of Health Education (Paris), New York Academy of Sciences. Royal Society of Health (Londra) . Muhammed Said, Pakistan hükümetinin Sitare-i ( 1966). Kuwait Founda- tion for the Advancement of Ta babeti ( 1982) ve Novosti Press Ageney'nin (Moskova) Sina ödülüne ( 1989) ve- sonra Pakistan hükümeti tara- ülkede siviilere verilen en büyük olan ile ödüllendi- (2000) Eserleri. ve Urdu ca çok bulunan Muhammed Said'in belli eserleri Hamdard Phar: macopoeia of Eastern Medicine (Ka- rachi 1970, 1997): Traditional Greco- Arab and Modern Western Medicine: Conflict or Symbiosis (Karachi I 979); Pharmacy and Medicine Thru The Ages (Karachi 1980); Al-Biruni: His Time, Life and Works (Ansar Zahid Khan ile birlikte, Kara ch i 1981 ); Diseases of Liver: Greco-Arab Concepts (Ka- rachi 1 982); Cardiovascular Diseases: Greco-Arab Concepts (Karachi 1983); Pakistan Encyclopaedia Planta Medi- ca (Atta-ur-Rahman ve Viqaruddin Ah- mad ile birlikte, 1-11 , Karachi 1986); Road to Pakistan: A Comprehensive History of the Pakistan Mavement (Moinu-ul- Haq, Sharif-ul-Mujahid ve Ansar Zahid Khan ile birlikte, Karachi 1990); Medieval · Muslim Thinkers and Scientists (Del- hi 1991 ); M edicinal Herbal (Afta b Saeed ile birlikte, Karachi 1996). Muhammed Sa- Id eserini tercümesiyle birlikte (Al-Biruni's Book on Phar- macy and Materia Medica, Kara ch i 1 973). dergilerde çok makalesi bulunan, yurt gezileriyle ilgili olarak kaleme kitap halinde Ianan Muhammed Said Hamdard Med- icus, Hamdard lslamicus, Hemderd-i Nonihô.l (Urduca), Hemderd-i (Urduca) dergilerinin Journal of Pakistan Histarical Society'nin ve Milletler ve Kültür süreli Courier'in Urduca olan Peyami dergisinin editörlü- SO.OOO'den fazla kitap ihtiva eden kütüphanesini 1989 Hemderd Üniversitesi'ne : Seyyed Hossein Nasr, "Hakim Muhammed Said", IS, XXXVII/4 ( s. 565-566; "Hakim Mo hammed Said Profile of a Humanitarian", HI, XXII /4 999), s. 9-22; Ansar Zahid Khan. "Shaheed Hakim Mohammed Said Editor-in- Chief Hamdard lslamicus ", a.e., XXII/4 999), s. 25-30; a.mlf., "Shaheed Hakim Mohammed Said and the Pakistan Histarical Society" , JPHS, XLVII/4 ( s. 21-25 ; Hakim Naimud- din Zubairy. "Hamdard Foundation" , XV, 448. M. KAMiL MUHAMMED SÜRESi MUHAMMED b. SELAM (bk. BiKENDi, Muhammed b. Selam). L _j MUHAMMED SIDDIK HAN (bk. HASAN HAN). L _j MUHAMMED b. SiRiN (bk. siRiN). L _j MUHAMMED 1 Kerim'in yedinci suresi. L _j Z. ayette geçen Hz. Peygamber' in isminden Medine döneminde nazil "Seni yurdundan bu daha güçlü nice yok ettik" mealindeki 13. ayetin Ek- rem'in Mekke'den Medine'ye hicretinin ilk gecesinde nazil nakledilmek- tedir (AlOsl, XXVI, 36). ayetlerinde Allah yolunda temas edilmesi sebebiyle suresi olarak da Otuz sekiz ayet olup (', 1 harf- leridir. üç bölüm halinde ele almak mümkündür: dünya- ait tahliller. müminlerin müslüman toplumunu koruyup yüceltmek için can- ve gayret sarfetmelerine yönelik davet. SGrenin birinci bölümü (ayet 1-15) kafirlerle müminlerin duru- mundan bahseden ayetlerle edip Allah yolundan arnelle- rinin müminlerin ise mad- di ve manevi belirtilir (ayet I- 3). Bu ayetlerde yer alan "Allah yolundan ifadesiyle Bedir Gazvesi'ne ve- ya girmek isteyenlere engel olan Ehl-i kitaba mensup kastedildi- söylenmekle birlikte bu ifade, inkar et- mekle hak dine girmek isteyen- leri engellemeye herkesi kapsa- Daha sonra kafirlerle durumlarda gösterilmemesi istenir ve esiriere lacak muamelelere temas edilir. tan bahseden 4. ayette, "Allah dileseydi kendisi onlardan öç fakat sizi bir- birinizle için emretmek- tedir" denilmek suretiyle müslümanlara 569

MUHAMMED SÜRESi MUHAMMED b. SELAM · MUHAMMED SIDDIK HAN ı (bk. SIDDİK HASAN HAN). L _j ı MUHAMMED b. SiRiN ı (bk. İBN siRiN). L _j ı MUHAMMED SÜRESİ 1 (~~;rı) Kur'an-ı

  • Upload
    others

  • View
    19

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: MUHAMMED SÜRESi MUHAMMED b. SELAM · MUHAMMED SIDDIK HAN ı (bk. SIDDİK HASAN HAN). L _j ı MUHAMMED b. SiRiN ı (bk. İBN siRiN). L _j ı MUHAMMED SÜRESİ 1 (~~;rı) Kur'an-ı

muz 1993- Ocak 1994 arasında Sind eya­leti valiliği yaptı.

Gençlerin ahlaki değerlere bağlı olarak yetişmesi doğrultusunda yayın yapmak üzere NoniMI-i Adab isimli bir birim kur­du. Ayrıca Pakistan'ın çeşitli şehirlerinde çocuk ve gençlik eğitimiyle ilgili Bezm-i Hemderd-i NoniMI adıyla aylık toplantı­lar düzenledi. Ahlaki değerlerin benimse­tilmesi amacıyla tertip ettiği Avaz-ı Ah­lak isimli faaliyet çerçevesinde çeşitli top­lantılar yaptı . radyo ve televizyon prog-

. ramları hazırladı . Pakistan'ın Karaçi. Ra­valpindi. İslamabad, Lah or ve Peşaver şe­hirlerinde çeşitli konularda konferansla­rın verildiği Şem'-i Hemderd isimli bir forum oluşturdu. Daha sonra Hemderd Şfırası 'na (Hamdard Council of Advisors) dönüştürüfen bu forumda düzenlenen konferansların önemli bir bölümü Main Currents of Contemporary Thought in Pakistan adıyla kitap haline getirildi.

Muhammed Said 17 Ekim 1998 sabahı Karaçi'de uğradığı silahlı saldırı sonucu öldü. Cenazesi, kuruluşuna öncülük etti­ği Medlnetü'l-hikme bünyesindeki cami­nin bahçesine defnedildi. Çok yönlü bir kişiliğe sahipti; hekimlik ve eczacıltğın yanı sıra gazetecilik, yazarlık, eğitimeilik ve sanayicilik yapmış, Pakistan'daki Harn­dard Foundation ' ın bilimsel ve kültürel faaliyetlerin merkezi durumuna gelme­sinde önemli rol oynamıştır. Mütevazi ve dindar kişiliğiyle tanınan Muhammed Sa­Id Pakistan'ın belli başlı şehirlerinde ve Londra'da açtığı kliniklerde hasta mua­yenesiyle meşgul olmuş. hastalarının ço­ğundan tedavi ve ilaç ücreti almamıştır.

Geleneksel Doğu tıbbının uluslararası düzeyde tanınması için yoğun çaba gös­teren Muhammed Said, Birleşmiş Millet­ler Eğitim ve Kültür Teşkilatı (UNESCO) ve Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO) ile iş bir­liği yaparak alternatif tıpla ilgili yerel ve milletlerarası konferanslar ve seminer­ler düzenlemiş. Institute of Health and Tibbi Research, Institute of Central and West Asian Studies, Society for the Pro­motion and lmprovement of Libraries gibi kurumların başkanlığını yapmıştır. Onun üyesi olduğu milletlerararası kuru­luşlardan bazıları şunlardır: lslamic Or­ganization for Medical Sciences (Küveyt), International Union of Elementologists (Yeni Delhi).lnternational Union of Health Education (Paris), New York Academy of Sciences. Royal Society of Health (Londra). Muhammed Said, Pakistan hükümetinin Sitare-i İmtiyaz ( 1966). Kuwait Founda­tion for the Advancement of Science ' ın

İslam Ta babeti ( 1982) ve Novosti Press Ageney'nin (Moskova) Uluslararası İbn Sina ödülüne ( 1989) layık görülmüş, ve­fatından sonra Pakistan hükümeti tara­fından ülkede siviilere verilen en büyük nişan olan Nişan-ı İmtiyaz ile ödüllendi­rilmiştir (2000)

Eserleri. İngilizce ve Urdu ca çok sayıda kitabı bulunan Muhammed Said'in belli başlı eserleri şunlardır: Hamdard Phar: macopoeia of Eastern Medicine (Ka­rachi 1970, 1997): Traditional Greco­Arab and Modern Western Medicine: Conflict or Symbiosis (Karachi I 979); Pharmacy and Medicine Thru The Ages (Karachi 1980); Al-Biruni: His Time, Life and Works (Ansar Zahid K han ile birlikte, Kara ch i 1981 ); Diseases of Liver: Greco-Arab Concepts (Ka­rachi 1 982); Cardiovascular Diseases: Greco-Arab Concepts (Karachi 1983);

Pakistan Encyclopaedia Planta Medi­ca (Atta-ur-Rahman ve Viqaruddin Ah­mad ile birlikte, 1-11 , Karachi 1986); Road to Pakistan: A Comprehensive History of the Pakistan Mavement (Moinu-ul­Haq, Sharif-ul-Mujahid ve Ansar Zahid Khan ile birlikte, Karachi 1990); Medieval · Muslim Thinkers and Scientists (Del­hi 1991 ); M edicinal Herbal (Afta b Saeed ile birlikte, Karachi 1996). Muhammed Sa­Id ayrıca Sirfıni'nin eş-Şaydele fi'Hıb adlı eserini İngilizce tercümesiyle birlikte neşretmiştir (Al-Biruni's Book on Phar­macy and Materia Medica, Kara ch i 1 973).

Çeşitli dergilerde çok sayıda makalesi bulunan, yurt dışı gezileriyle ilgili olarak kaleme aldığı notları kitap halinde yayım­Ianan Muhammed Said Hamdard Med­icus, Hamdard lslamicus, Hemderd-i Nonihô.l (Urduca), Hemderd-i ŞıJ:ıJ:ıat (Urduca) dergilerinin yanı sıra Journal of Pakistan Histarical Society'nin ve Birleşmiş Milletler Eğitim ve Kültür Teş­kilatı'nın süreli yayını Courier'in Urduca basımı olan Peyami dergisinin editörlü­ğünü yapmış. SO.OOO'den fazla kitap ihtiva eden kütüphanesini 1989 yılında Hemderd Üniversitesi'ne bağışlamıştır.

BİBLİYOGRAFYA : Seyyed Hossein Nasr, "Hakim Muhammed

Said", IS, XXXVII/4 ( ı998). s. 565-566; "Hakim Mo hammed Said Profile of a Humanitarian", HI, XXII/4 (ı 999), s. 9-22; Ansar Zahid Khan. "Shaheed Hakim Mohammed Said Editor-in­Chief Hamdard lslamicus", a.e., XXII/4 (ı 999), s. 25-30; a.mlf., "Shaheed Hakim Mohammed Said and the Pakistan Histarical Society" , JPHS, XLVII/4 ( ı999). s. 21-25 ; Hakim Naimud­din Zubairy. "Hamdard Foundation" , DİA, XV, 448. ~

~J M. KAMiL YAŞAROGLU

MUHAMMED SÜRESi

ı MUHAMMED b. SELAM

ı

(bk. BiKENDi, Muhammed b. Selam). L _j

ı MUHAMMED SIDDIK HAN

ı

(bk. SIDDİK HASAN HAN). L _j

ı MUHAMMED b. SiRiN

ı

(bk. İBN siRiN). L _j

ı MUHAMMED SÜRESİ

1

(~~;rı)

Kur'an-ı Kerim'in kırk yedinci suresi. L _j

Adını Z. ayette geçen Hz. Peygamber'in isminden alır. Medine döneminde nazil olmuştur. "Seni yurdundan çıkaran bu şehirden daha güçlü nice şehirleri yok ettik" mealindeki 13. ayetin Resfıl-i Ek­rem'in Mekke'den Medine'ye hicretinin ilk gecesinde nazil olduğu nakledilmek­tedir (AlOsl, XXVI, 36). Bazı ayetlerinde Allah yolunda savaşmaya temas edilmesi sebebiyle Kıta! suresi olarak da adlandırı­lır. Otuz sekiz ayet olup fasılası (', 1 harf­leridir.

Sfırenin muhtevasını üç bölüm halinde ele almak mümkündür: Müslümanların gerektiğinde müşriklerle savaşmasının

kaçınılmaz olduğu, münafıkların iç dünya­sına ait tahliller. müminlerin müslüman toplumunu koruyup yüceltmek için can­ları ve mallarıyla gayret sarfetmelerine yönelik davet. SGrenin birinci bölümü (ayet 1-15) kafirlerle müminlerin duru­mundan bahseden ayetlerle başlar. İnkar edip Allah yolundan alıkoyanların arnelle­rinin boşa çıkacağı, müminlerin ise mad­di ve manevi durumlarının düzeltileceği belirtilir (ayet I-3). Bu ayetlerde yer alan "Allah yolundan saptıranlar" ifadesiyle Bedir Gazvesi'ne katılan müşriklerin ve­ya İslam'a girmek isteyenlere engel olan Ehl-i kitaba mensup kişilerin kastedildi­ği söylenmekle birlikte bu ifade, inkar et­mekle kalmayıp hak dine girmek isteyen­leri engellemeye çalışan herkesi kapsa­maktadır. Daha sonra kafirlerle savaşın kaçınılmaz olduğu durumlarda gevşeklik gösterilmemesi istenir ve esiriere yapı­lacak muamelelere temas edilir. Savaş­tan bahseden 4. ayette, "Allah dileseydi kendisi onlardan öç alırdı , fakat sizi bir­birinizle sınamak için savaşı emretmek­tedir" denilmek suretiyle müslümanlara

569

Page 2: MUHAMMED SÜRESi MUHAMMED b. SELAM · MUHAMMED SIDDIK HAN ı (bk. SIDDİK HASAN HAN). L _j ı MUHAMMED b. SiRiN ı (bk. İBN siRiN). L _j ı MUHAMMED SÜRESİ 1 (~~;rı) Kur'an-ı

MUHAMMED SÜRESi

imanlarını sınama ve fedakarlığa hazır olduklarını fiili olarak ispatlama fırsatı­nın verilmesi hedeflenmektedir. Ardın­dan hak dinin yaşatılması uğrunda ha­yatlarını feda edenlerin çabalarının boşa gitmeyip Allah tarafından ebedi mutlu­luk mekanı olan cennetle ödüllendirilece­ği belirtilir. Müminlerle kafirlerin dünyevi durumlarıyla uhrevi konumlarının tasvi­rine devam edilir. 13. ayette ResOl-i Ek­rem'in Mekke'den hicret etmeye zorlan­ması anlatılır ve bunun önceki peygam­berler döneminde daha güçlü inkarcı lar

tarafından da uygulandığı , fakat hepsi­nin helak edildiği bildirilir. Sürenin ikinci bölümünde (ayet 16-30) önce münafıkla­rın tavırları, Peygamber'in tebliğ mecli­sinde savaşın da söz konusu edildiği ayet­lerin gelişi sırasında ve sosyal hayatın kri­tik dönemlerinde iki yüzlü tutumları göz­ler önüne serilir. Kur'an gerçeğiyle karşı karşıya bulundukları halde akıllarını kul­lanmadıkları belirtilir ve hem dünyada

Muhammed süresin in ilk ayet leri

570

hem ahirette hüsrana uğrayacakları ha­ber verilir. Muhacirlerden ve ensardan oluşan samimi müminlerin yanı sıra mü­nafık gruplarının da yer aldığı Medine dö­neminde yahudilerin ve Mekke'deki Ku­reyş ileri gelenlerinin teşkil ettiği düşman cephesi söz konusuydu. Bu sebeple sOre­nin üçüncü bölümünde (ayet 3 ı -38) içe yönelik problemlere temas edilerek hak­batı! mücadelesinin ve toplumsal zorluk­ları aşmanın gereği açıklanır. Burada sa­mimi müslümanlardan ileri derecede gayret. güçlüklere tahammül, Allah'a ve resulüne itaat ve Allah yolunda mali des­tek istenmektedir. inkarda direnen, ger­çeği anladıktan sonra hak yolun önünde engel oluşturan ve resule muhalefet eden kimseleri dünyada başarısızlığın , ahiret­te de ilahi rahmet ve mağfiretten mah­rumiyetin beklediği vurgulanır.

Muhammed sOresinin asırlardan beri putperestlik inancına sahip bulunan, eşit­lik, hürriyet ve sosyal adalet ilkelerinden uzak bir şekilde hayatını sürdüren kabi­Jelerin ortak bir ideal ve merkezi bir yö­netim altında yeni bir toplum oluşturma­ları sırasında duyulan sancıların teşhis ve tedavisini ortaya koyduğunu söylemek mümkündür. Medine toplumunun büyük çoğunluğu samimi mürnin olmakla bir­likte içlerinde münafıklar da vardı ; çevre­lerinde ise düşmanları bulunuyordu. Bu­nun çaresi olarak Medine halkına Hz. Pey­gamber' e itaat etmeleri , Allah'a ve resu­lüne karşı samimi olmaları emredilmek­te, resulden de kadın ve erkek mü minie­rin bağışlanması için Allah'a niyazda bu­lunması istenmektedir. Sürenin son aye­tinde son ilahi dini n yeryüzüne yerleşmesi ve insanlığın mutluluğuna hizmet edebil­mesi için mali fedakarlığın lüzumu bildi­rilmekte, fakat bazılarının cimri davran­dığı hatırlatılmaktadır. Ayrıca kendilerini İslam'a adaması gerekenierin sırt çevir­mesi halinde Allah ' ın başka toplurnlara görev vermek suretiyle dinini payidar et­meye muktedir olduğu belirtilmektedir.

Bazı tefsir kaynaklarında sürenin fazi­letine dair yer alan, "Muhammed sOresini okuyan kimseye cennet n ehirlerinden içir­mesi Allah' ın yerine getireceği bir vaadi­dir" mealindeki hadisin (mesela bk. Ze-. mahşerl. lll, 540) sahih olmadığı anlaşıl­maktadır (Muhammed et-Trablusl , ll , 72 I) .

Muhammed süresi hakkında yapılan ça­lışmalardan bazı ları şunlardır: Muham­med Said İd , Suretü MuJ:ıammed ve'l­]fazaya elieti tü'alicüha (1402 - 1403.

yüksek li sa ns tezi, Camiatü Ümmi'l-kura külliyyetü'ş-şe ria IMekke!): Muhammed

Hasan Muhammed Yusuf, Suretü Mu­J:ıammed: Diruse lugaviyye şamile (Ka­hi re ı 986) .

BİBLİYOGRAFYA :

Taberi, Cami'u 'l-beyan, XXVI, 25-42; Zemah­şeri. e/-Keşşaf( Ka hi re ). lll , 529-540; Fahreddin er-Razi, Me{atlf:tu'l-gayb, XXVIII , 48-76; Kurtu­bi, el-Cam i ', XVI , 223-259; ibn Kesir, Te{s1rü'l­~ur'ani'l-'a?1m, Kahire, ts . (Daru ihya i ' l-kütü­bi 'I-Arabiyye), IV, 172-205; Muhammed et-Trab­lusi, el-Keşfü 'l-i/ahi 'an şedldi 'z-za'f ve'l-mevzü' ve'l-vah1 (nş r. M. Mahmud Ahmed Bekkar), Mek­ke 1408, ll , 721 ; AIGsi. Rüf:tu'l-me' anl, XXVI, 36-83; Elmalılı , Hak Dini, VI, 4366-4400; Ab­dullah Mahmud Şehhate, "Ehdafü sureti Mu­I:ıammed " , ME, Lll/ 8 1 ı980), s. 1470-1476.

Iii M. KAM iL YAŞAROGLU

1 MUHAMMED b. SUÜD

ı

( ~,..., U! ~ )

Muhammed b. Suud b. Muhammed b. Mukrin es-SuOdi

(ö. 1179/ 1765)

Suudi hanedanının kurucusu

L (1745- 1765).

_j

Muhtemelen 11 OO'de ( ı 689) Dir'iye'de doğdu . Arabistan 'ın çeşitli yerlerine da­ğılmış olan Aneze kabilesinin Mesalih ko­l una mensup Al-i Mukrin aşiretindendir. Atalarından Mani' b. Rebia ei-Meridi IX. (XV.) yüzyılda Katif'ten gelerek Dir'iye'ye yerleşmiş ve o tarihten itibaren emirler bu aileden çıkmıştır. Muhammed, baba­sı Suud b. Muhammed'in 1137'de (ı 725)

ölümünden veya bir rivayete göre kuzeni Zeyd b. Merhan'ın 1140'ta (ı 727-28) öldü­rülmesinden sonra Dir'iye emirliğine ge­tirildi.

1158 (1745) yılında Vehhabiliğin kuru­cusu Muhammed b. Abdülvehhab, Uyey­ne civarında fikirlerini yaymaya çalışırken gördüğü tepkiler üzerine Dir'iye'ye sığın­mak zorunda kaldı. Muhammed b. Suud, İbn Abdülvehhab' ın Dir'iye'ye geldiğini duyunca başlangıçta onunla ilişki kur­makta tereddüt ettiyse de (hiç tereddüt göstermediğ i, hatta ibn Abdülvehhab' ın onun daveti üzerine geldiği de rivayet edi­lir) kardeşlerinin ve hanımının İbn Abdül­vehhab ' ın gel i şinin kendisi için önemli bir fırsat olduğunu söylemeleri üzerine onunla görüştü ve fikirlerinden etkilene­rek kendisini destekleyeceğini, ancak ba­şarıya ulaştıktan sonra başka bir yere git­memesi ve hasat zamanı bölgedeki kabi­lelerden topladığı haraca karışmaması gerektiğini bildirdi. İbn Abdülvehhab da onu asla terketmeyeceğini ve şu anda eline geçen haracın çok fazlasını alaca-