2
MUSTAFA es- S iHA Bl mi vekili seçti. 19S9 vefa- tma kadar akademinin ei-Mecmau' l- Melel<l 'ye 1948'de mu- habir üye, 19S4'te faal üye, Mecma'u ' 1-'il- 1961 'de muhabir üye se- çildi. Suriye'de Yüksek Maarif Meclisi ve Sosyal Bilimler- Edebiyat ve Sanatlar Yük- sek Meclisi üyelikleri Arap ve 19S3'te Daimi Komisyonu getirildi. 1964'te Encyclopaedia of Is1am'a üye seçildi. Suriye Cumhuriyeti 196S'te ilk defa olmak üzere kendisine Devlet Takdir ödülü verdi. 1 S Ma- 1368 tarihinde vefat etti. Eserleri: ( 943; Kahire 957; Beyrut 988; en önemli i lmi olup Arapça ziraat ve botanik teriml eri söz lü- 'ilmiyye fi'1-1u- gati '1- 'Arabiyye fi'1-]fadim ( 965, 2. bs.) ; ve '1- encü- ( 924) ; tü'1- 'ilmiyye e1-Bu]fü1; A]J- fi ye (Beyru t 966); fi '1-i sti'- (l-ll, Kah i re 956- 957); e1-Kav mi y- yetü'1- 'Arabiyye (l-ll. Kah i re 959, 96 962; -Arapça söz- lüktür). : Adnan el-Hatib, el-Emir 1968; Zirikli, A' lam (Fethullah), VII , 245; Ömer Kehhale. el-Müstedrek, Beyrut 1406/ 1985, s. 791-792; M. Mehdi Allam, el-Mecma'iy- yün fi bamsine 'amen, Kahire 1406/1986, s. 215-216; ibrahim et-Terzi, fi bamsine 'amen, Kahire 1988; izzeddin et- Teniihl, "et-Ta'r1f ve'n-nakçl: XXXVII ( s. 657-663; Faysal, "Tal}r1r", a.e., XLIV ( s. 413-420; Abdülhal1m Mun- "el-Emir MMLA, XXIV ( s. 288-300. f!llll ADNAN L MUSTAFA VASIF, Çömez (ö. 1269/ 1853) _j Kastamonu'nun Aksu köyündendir. Aile- si diye bilinir. is- tanbul 'a giderek s- nesih Kebecizade Mehmed Vasfi'den icazet ve Çömez la- Laz ömer diye bi- linen Ömer Vasfi'den 1. Abdül- hamid'in türbesinde ve Hamid-i Ewel kaim- makam vazifelerinde bulundu. Sü- 360 lüs-nesihle Saban- Müzesi, nr 33) ve hilyelerine Sa- zes i, nr. 383) Mushaf da Mushaf gibi uzun metinler için tercih edilen " cava kalemi"- ni hacca zaman müslüman- elinde görerek istanbul'a getiren de Mustafa Efendi'dir. Eyüp Sultan Camii'nin deniz duvar bi- Kitabesinde "ser- levha-i hattatln" olarak Mus- tafa kabri halen Onun en büyük hizmeti, Kazasker Mus- tafa Efendi gibi hat tarihinin bir büyük Mus- tafa izzet'in tahsil Enderun'da ve Galata Efendi'nin ho- dair bir bu hususi olarak usu- lüyle söylenebilir. Mustafa Çömezzade Muh- sin Bey de bir hat- Havza-i Mutahhara'daki eel! sütüs- Ierin için Medine'ye giden Ab- dullah Zühdü Efendi'ye bu Sultan Abdülaziz'in san- üzerindeki eel! sülüs ya- da ona aittir. mez Mustafa nesih hilyesi Ktp., lbnüle- min, nr. 950-6) : Habib, Hat ve Hattatan, istanbul 1305, s. 170- 171; ibnülemin. Son Hattatlar, s. 443-444, 791; Rado. Türk Hattatlan, istanbul, ts . s. 210; M. Derman, Üniversitesi Hat Koleksiyonun- dan Seçme/er, istanbul 2002, s. 150-151 ; N urul- lah Hattat/ara Dair Gayrimat- bu M. Derman Özel s. 90- 91. f!llll M . UGUR DERMAN L L MUSTALAHU'l-HADIS (bk. ULÜMÜ'l-HADIS). MUST (Beni Kahtaniler'e mensup bir Arap kabilesi. _j _j Be'I-Mus- bir koludur ve Mustali l5 (Cezime) b. Sa'd b. Amr b. Lühay (Rebia) b. Harise (Huzaa) olup Kal- Mustalil5'in ismi Cezlme'yi Huzeyme (Nihayetü'l- ereb, s. 76) Kaynaklarda "Mustali!5" Cezlme'ye sesinin gü- ve belirti- lir ve onun Huzaa kabilesi söyleyen ilk nakledilir. Mekke birlikte Cürhüm'e Amr b. Lühay sa- kazanarak Mekke ve Kabe'nin idare- sini ele geçirmesinden sonra reisi Kusay b. Kilab'a yenik terket- mesi koliarta birlikte kuzeye gittiler ve Mekke- Medine yolu üzerindeki Kudeyd bölgesine tiler. Medine'ye 96 mil mesafede bulunan Fur' bölgesi onlara aitti; Mekke ile Medine önemli bir li- man olan ve Usfan ile Rahatüferva'da Musta- lil5'e ait en önemli su ile Müreysl' idi. Ticari faaliyetlerini daha çok Ukaz kabile Hü- bel'e ve onun ve Naile putlara Cahiliye döneminde bir Hüzeyl kabilesini ve reisierini Buna ile müttefikti ve Hu- bir kolu olan Haya ile birlikte yer Bu ittifak çerçevesinde, Abdülmuttalib'in Mekke ida- resi hücum eden Beni Be-

MUSTAFA es-SiHABl · 2018. 5. 25. · MUSTAFA es-SiHABl mi başkan vekili seçti. 19S9 yılından vefa tma kadar akademinin başkanlığını yaptı. Mısır ei-Mecmau'l-Melel

  • Upload
    others

  • View
    2

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: MUSTAFA es-SiHABl · 2018. 5. 25. · MUSTAFA es-SiHABl mi başkan vekili seçti. 19S9 yılından vefa tma kadar akademinin başkanlığını yaptı. Mısır ei-Mecmau'l-Melel

MUSTAFA es-SiHABl

mi başkan vekili seçti. 19S9 yılından vefa­tma kadar akademinin başkanlığını yaptı .

Mısır ei-Mecmau'l-Melel<l'ye 1948'de mu­habir üye, 19S4'te faal üye, Mecma'u '1-'il­miyyi'l-'lrfı]fi'ye 1961 'de muhabir üye se­çildi. Suriye'de Yüksek Maarif Meclisi ve Sosyal Bilimler- Edebiyat ve Sanatlar Yük­sek Meclisi üyelikleri yanında Arap Birliği ve 19S3'te Daimi İ letişim Komisyonu baş­kanlığına getirildi. 1964'te Encyclopaedia of Is1am'a yardımcı üye seçildi. Suriye Cumhuriyeti 196S'te ilk defa olmak üzere kendisine Devlet Takdir ödülü verdi. 1 S Ma­yıs 1368 tarihinde Dımaşk'ta vefat etti.

Eserleri: Mu'cemü'1-e1ffı?i 'z-zirfı'iyye ( Dımaşk ı 943; Kahire ı 957; Beyrut ı 988;

en öneml i ilmi çalışmas ı olup Fransızca­Arapça ziraat ve botanik terimleri sözlü­ğüd ür) ; e1-Muştala]J.fıtü '1-'ilmiyye fi'1-1u­gati '1- 'Arabiyye fi'1-]fadim ve'1-f:ıadiş

( Dımaşk ı 965, 2. bs.) ; e1-Eşcfır ve'1-encü­mü'1-müşmire ( Dımaşk ı 924) ; ez-Zirfı 'a­

tü '1-'ilmiyyetü '1-f:ıadişe; e1-Bu]fü1; A]J­tfı 'ün şfı'i'a fi e1ffı?i'l-'uWmi'z-zirfı 'iy­ye ve'n-nebfıtiyye ( Dımaşk ı 963); eş-Şe­

;r;erfıt (Beyrut ı 966); Muf:ıfıc!.arfıt fi '1-isti'­mfır (l-ll, Kah i re ı 956- ı 957); e1-Kavmiy­yetü'1-'Arabiyye (l-ll. Kah i re ı 959, ı 96 ı);

Mu'cemü'1-Muşta1af:ıfıti'1-]Jarfıciyye ( Dı­maşk ı 962; İngilizce- Fransızca -Arapça söz­lüktür).

BİBLİYOGRAFYA :

Adnan el-Hatib, el-Emir Muştafa eş-Şihabi, Dı­maşk 1968; Zirikli, A' lam (Fethullah), VII , 245; Ömer Rıza Kehhale. el-Müstedrek, Beyrut 1406/ 1985, s. 791-792; M. Mehdi Allam, el-Mecma'iy­yün fi bamsine 'amen, Kahire 1406/1986, s. 215-216; ibrahim et-Terzi, et-Türiişü 'l-mecma'i fi bamsine 'amen, Kahire 1988; izzeddin et­Teniihl, "et-Ta'r1f ve'n-nakçl: Mu'cemü'l-muş(a­

lal:ıati' l-]Jaraciyye", MMİADm., XXXVII ( ı 382/ ı 962). s. 657-663; Şükri Faysal, "Tal}r1r", a.e., XLIV ( ı 388/ ı 969). s. 413-420; Abdülhal1m Mun­tasır. "el-Emir Muş(afa eş-Şihab1", MMLA, XXIV ( ı 388/1969). s. 288-300. r;;;:ı

f!llll ADNAN EL-HATİB

L

MUSTAFA VASIF, Çömez (ö. 1269/1853)

Osmanlı hattatı. _j

Kastamonu'nun Aksu köyündendir. Aile­si Kadıoğulları diye bilinir. Gençliğinde is­tanbul 'a giderek sülüs- nesih yazılarını Kebecizade Mehmed Vasfi'den meşkedip icazet aldı ve hocasının verdiği Çömez la­kabıyla tanındı. Ayrıca Laz ömer diye bi­linen Ömer Vasfi'den faydalandı. 1. Abdül­hamid'in Bahçekapı'daki türbesinde baş­türbedarlık ve Hamid-i Ewel Vakfı kaim­makam vekilliği vazifelerinde bulundu. Sü-

360

lüs-nesihle yazdığı kıtasına (Sakıp Saban­c ı Müzesi, nr ı 33) ve hilyelerine (Sakıp Sa­bancı Müzesi , nr. 383) rastlanmaktadır.

Mushaf da yazmıştır. Mushaf gibi uzun metinler için tercih edilen "cava kalemi"­ni hacca gittiği zaman Cavalı müslüman­ların elinde görerek istanbul'a getiren de Mustafa Vasıf Efendi'dir. Vefatında Eyüp Sultan Camii'nin deniz tarafından duvar bi­tişiğine defnedilmiştir. Kitabesinde "ser­levha-i hattatln" olarak vasıflandırılan Mus­tafa Vasıf'ın kabri halen durmaktadır.

Onun en büyük hizmeti, Kazasker Mus­tafa İzzet Efendi gibi hat sanatı tarihinin bir büyük üstadını yetiştirmesidir. Mus­tafa izzet'in tahsil gördüğü Enderun'da ve Galata Sarayı'nda Vasıf Efendi 'nin ho­ca!ığına dair bir kayıt bulunmadığından bu öğrenirnin hususi olarak usta-çırak usu­lüyle gerçekleştirildiği söylenebilir.

Mustafa Vasıf'ın oğlu Çömezzade Muh­sin Bey de babasının yetiştirdiği bir hat­tattır. Havza-i Mutahhara'daki eel! sütüs­Ierin yazılması için Medine'ye giden Ab­dullah Zühdü Efendi'ye bu çalışmalarında yardım etmiştir. Sultan Abdülaziz'in san­dukası üzerindeki pCışldenin eel! sülüs ya­zıları da ona aittir.

Cömez Mustafa Vasıf' ı n sü ıüs nesih hilyesi (İÜ Ktp., lbnüle­min, nr. 950-6)

BİBLİYOGRAFYA :

Habib, Hat ve Hattatan, istanbul 1305, s. 170-171; ibnülemin. Son Hattatlar, s. 443-444, 791; Şevket Rado. Türk Hattatlan, istanbul, ts . (Yayın Matbaacılı k), s. 210; M. Uğur Derman, Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Hat Koleksiyonun­dan Seçme/er, istanbul 2002, s. 150-151 ; N urul­lah Pertevoğlu'nun Hattat/ara Dair Gayrimat­bu Kitabı, M. Uğur Derman Özel Kitaplığı , s. 90-91. r;;;:ı

f!llll M . UGUR DERMAN

L

L

MUSTALAHU'l-HADIS

(bk. ULÜMÜ'l-HADIS).

MUST ALl~ (Beni Mustal~) (~1~)

Kahtaniler'e mensup bir Arap kabilesi.

_j

_j

Mustalil~oğulları ( Benü ' I-Mustali~/ Be'I-Mus­tali~) Huzaa'nın bir koludur ve şeceresi Mustalil5 (Cezime) b. Sa'd b. Amr b. Lühay (Rebia) b. Harise (Huzaa) şeklinde olup Kal­kaşendl'nin Mustalil5'in asıl ismi Cezlme'yi Huzeyme şeklinde yazması (Nihayetü'l­ereb, s. 76) doğru değildir. Kaynaklarda "Mustali!5" lakabının Cezlme'ye sesinin gü­zelliği ve tizliği dolayısıyla verildiği belirti­lir ve onun Huzaa kabilesi arasında şarkı söyleyen ilk kişi olduğu nakledilir.

Mustalil5oğulları. Huzaa'nın başlangıçta

Mekke civarında birlikte yaşadığı Cürhüm'e karşı Amr b. Lühay önderliğinde açtığı sa­vaşı kazanarak Mekke ve Kabe'nin idare­sini ele geçirmesinden sonra Kureyş reisi Kusay b. Kilab'a yenik düşüp şehri terket­mesi sırasında diğer bazı koliarta birlikte kuzeye doğru gittiler ve Mekke- Medine yolu üzerindeki Kudeyd bölgesine yerleş­tiler. Medine'ye yaklaşık 96 mil mesafede bulunan Fur' bölgesi onlara aitti; ayrıca Mekke ile Medine arasında önemli bir li­man şehri olan Rabiğ civarında ve Usfan ile Rahatüferva'da oturuyorlardı. Musta­lil5'e ait en önemli su kaynakları Şühde ile Müreysl' idi. Ticari faaliyetlerini daha çok Ukaz panayınnda gerçekleştiren kabile Hü­bel'e ve onun yanı sıra İsat ve Naile adlı putlara tapıyordu.

Cahiliye döneminde yapılan bir savaşta Mustalil5oğulları Hüzeyl kabilesini mağ­ICıp etmiş ve reisierini öldürmüştü. Buna karşılık Müdlicoğulları ile müttefikti ve Hu­zaa'nın diğer bir kolu olan Haya ile birlikte Ehablş arasında yer alıyordu . Bu ittifak çerçevesinde, Abdülmuttalib'in Mekke ida­resi sırasında şehre hücum eden Beni Be-

Page 2: MUSTAFA es-SiHABl · 2018. 5. 25. · MUSTAFA es-SiHABl mi başkan vekili seçti. 19S9 yılından vefa tma kadar akademinin başkanlığını yaptı. Mısır ei-Mecmau'l-Melel

kir b. Abdümenat'a karşı Zatüneklf'teki savunma savaşına katılmış ve kazanılma­sında önemli rol oynamıştı. Aynı şekilde hicretten sonra müslümanlarla müşrikler arasında çatışma çıktığı zaman Huzaa'­nın birçok kolu, önceden Haşimoğulları ile yaptığı bir dostluk anlaşması sebebiyle Hz. Peygamber' e yakın davranırken Mustali~ yine Kureyş'in tarafını tutmuştu.

Kureyş, bütün müttefiklerini harekete geçirerek Hendek Gazvesi için hazırlıklara giriştiğinde Beni Mustali~ reisi Haris b. Ebu Dırar, Müreysl' suyu başında karar­gah kurup müslümanlara karşı çevredeki kabileleri de kışkırtarak asker toplamaya başladı . Bu faaliyeti haber alan Hz. Pey­gamber, 2 Şaban S (27 Aralık 626) tarihin­de otuzu süvari olmak üzere 700 kişilik bir orduyla Müreysl' Gazvesi'ne çıktı. Onun büyük bir kuwetle yaklaştığını öğrenen bazı kabileler düşman saflarından ayrılıp gittiler. İslam ordusu Müreysl' suyuna var­dığında müşriklerin müslüman olmayı red­detmesi üzerine savaş başladı ve müslü­manların zaferiyle sonuçlandı . On müşrik öldürüldü, geri kalanlar (600 veya 700) kişi esir alındı ve arasında 2000 deve ile SOOO koyunun da bulunduğu bol miktarda gani­met ele geçirildi. Bu sefer esnasında müs­lümanların düşman sanılarak yanlışlıkla öl­dürülen Hişam b. Subabe el-Kelbl'den baş­ka kayıpları olmadı. Hz. Peygamber zafer­den sonra Ebu Nemi et-Tal'yi müjde ver­mesi için Medine'ye gönderdi ve kendisi de 1 Ramazan S (24 Ocak 627) tarihinde Medine'ye döndü. Müstali~ (MüreysT) Gaz­vesi'nin Hendek Gazvesi 'nden sonra vuku bulmuş olabileceği de ileri sürülmektedir (Sa rı çam , s. 162-163).

Resul-i Ekırem esirler arasında bulunan kabile reisi Haris'in kızı Cüveyriye ile ev­lendi. Bu evlilik dolayısıyla ashabın esirle­ri karşılıksız serbest bırakıması sonucun­da başta Haris b. EbCı Dırar olmak üzere kabilenin hemen tamamı İslam'a girdi. Bu

savaşa Abdullah b. Übey b. Se!Cıl gibi çok sayıda münafık da katılmış, müslümanlar arasına fitne sokımak için bazı küçük an­laşmazlıkları tahrik etmiş, bu arada sefer­den dönerken Hz. Aişe'ye de iftirada bu­lunmuşlardı (bk İFK HADİSESİ). Mustali­koğulları , İslam'a girmelerinin ardından bölgede birçok mescid inşa ettiler ve ze­katlarını muntazaman ödediler. Hz. Pey­gamber. 8 (629) veya 9 (630) yılında ze­kat tahsili için Velid b. Ukbe b. EbCı Mu­ayt'ı Beni Mustali~' e göndermişti. Velid kabileye yaklaştığı sırada silahlı bir grubun üzerine doğru geldiğini görünce telaşa ka­pılarak hemen Medine'ye dönüp ResCıl-i Ekırem'e Mustali~oğulları 'nın zekat ver­meyi reddettiklerini ve kendisini öldürmek istediklerini söyledi. Hz. Peygamber duru­mu incelemek için Halid b. Velid kuman­dasında askeri bir birlik görevlendirdi. Ha­lid bölgeye yaklaştığında kabile arasına ca­suslar yolladı. Bunlar, namaz vakitlerinde kabile mensuplarının ezan okuyup namaz kıldıklarını söyleyince Halid, Velid b. Ukbe'­nin verdiği haberin asılsız olduğunu anla­dı. Diğer bir rivayete göre ise Mustali~o­ğulları , Resul-i Ekırem'in kendilerine kar­şı askeri bir birlik hazırladığını öğrendik­lerinde Medine'ye Haris b. EbCı Dırar baş­kanlığında bir heyet göndermişler. Heyet ResCılullah 'a durumu açıklarken , "Ey iman edenler! Eğer fasıkın biri size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın . Yok­sa bilmeden insanları incitir de sonra yap­tığımza pişman olursunuz" mealindeki ayet (el-Hucurat 49/6) nazil olmuştur. Kaynak­larda daha sonraki dönemleri hakkında herhangi bir bilgi verilmeyen Mustali~'i mensubu olduğu Huzaa ile birlikte müta­laa etmek gerekir.

BİBLİYOGRAFYA :

FirQzabadi. el-l)amüsü'l-mu/:ıl(, "şll5" md.; Bu­hiiri. " 'ltl5", 13, "Megazl ", 32; İbn İshak, es-Sire, s. 245; Vakıdl, el-Megaz~ ı , 404-413; ııı , 980-981; İbn Hişam . es-Sire2

, I-II , 373; IJI-IV, 289-290, 294-296; İbn Sa'd, et-Tabak:at, II , 63-64; VIJI , 11 6-

XX. yüzyıl ı n

baslarında

Musul' u gösteren bir fotoğraf IIÜ Ktp ..

Albüm. nr. 904871

MUSUL

11 8; İbn Hablb. el-Münemmak:, s. 115, 172, 195, 229; İbn Kuteybe. el-Ma'arif ( U kkaşe). s. 108, 139, 319, 61 6; Taberi, Tarrtı (Ebü'I-Fazl). II , 593-594, 604-610; İbn Düreyd, el-İştik:ak:, s. 297, 476; İbn Hazm. Cemhere, s. 239, 467-468; Kalkaşen­di, Nihfıyetü '1-ereb, Beyrut 1405/1984, s. 76; W. Montgomery Watt. Mahomet aMedine (tre. S. M. Gu illemin - F Vaudou) , Paris 1959, s. 102, 104-1 05; Cevad Ali , el-Mu{aşşa l, IV, 30-32, 35, 266, 441, 478; VII, 377 ; Hamlduiiah, İs lam Peygam­beri, I, 263-264, 303, 488, 491-492, 704; Keh­hiile, Mu'cemü k:aba'ili 'l-'Arab, Beyrut 1402/ 1982, IJI, ll 04-11 05; İbrahim Sarıçam, Hz. Mu­hammed ve Evrensel Mesajı, Ankara 2001 , s. 162-165; Elşad Mahmudov, Sebep ve Sonuçlan Açısından Hz. Peygamberin Savaşlan (doktora tezi, 2005). MÜ Sosya l Bilimler Enstitüsü, s. 263-267; Abdülvehhab M. Ali ei-Advani, "el-Gaza­vatü 'n-nebeviyye senevatühe'l-hicriyye ve şü­

hüruhe'l-15ameriyye", el-Mevrid, IX/4, Bağdad 1401/1980, s. 542; F. Krenkow. "Huza'a", İA, V/ 1, s. 622-624; Mehin Fehimi. "Bem Muş(alil5",

Danişname i Cihan-ı İslam, Tahran 1377/1 999, IV, 480-481. [dJ

IJllll!!l A H MET ÖNKAL

L

MUSUL ( J..o~f )

Irak'ta tarihi bir şehir. _j

Ortaçağ 'da ei-Cezlre bölgesinin doğu kısmını meydana getiren Diyarırebla'nın

bir dönemde merkezi olan Musul, Dicle nehrinin batı (sağ) kıyısında kurulmuştur. Arapça vasl ( ulaşmak, kavuşmak) kökünden türetilen ve Musul'un aslı olan "kavşak"

anlamındaki Mevsi! adının şehre verilme­si, kurulduğu devirde çeşitli kervan yolla­rının veya o kesimde Dicle ile bazı kolları­nın birleşmesi sebebine bağlanmaktadır (Yaküt. V, 258). Makdisl, şehrin eskiden Havlan diye tanındığını ve Araplar'ın bura­yı imar edip bir ordugah- şehir haline ge­tirdikten sonra adını Mevsil'e çevirdiklerini (A J:ısenü 't-te~aslm, s. ı 38-1 39). Yaküt ei­Hamevl ise Hamza ei-İsfahanl'den naklen şehrin Sasanller zamanındaki adının Ne­verdeşlr olduğunu ve buranın ei-Cezlre ile l rak' ı , Dicle ile Fırat'ı ve Sincar ile Hadise'yi birbirine bağladığı veya Mevsi! adlı bir hü­kümdar tarafından kurulduğu için bu adla anıldığını (Mu'cemü 'l-büldan, V, 258-259) kaydeder. Şehrin tesis tarihi ve Eskiçağ'­

da mevcut olup olmadığı hakkında farklı görüşler ileri sürülmüştür. İran kaynakları , Sasanl hükümdarlarından ll. Hüsrev veya onun bir valisi tarafından kurulduğunu ile­ri sürer. Ancak yaygın kanaate göre ll. yüz­yılda bugünkü Musul'un yerinde bir hıris­tiyan kolonasi mevcuttu ve burası eski Asur imparatorluğu'nun başşehri olan Nineva'­nın karşısında bulunuyordu. Bu koloni da­ha sonra Bizanslılar'ın Asur Piskoposluğu' -

361