65

İÇİNDEKİLER - turkuman.files.wordpress.com · SPOR / PERDE ARKASI ... birlikte estirilen terörün yarattığı korku dalgası karşısında sinmek gerekiyor. Ancak Türk Milleti

  • Upload
    others

  • View
    13

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

İÇİNDEKİLER

KAPAK

TÜRK�YE

EKONOM� / EMEK

SPOR / PERDE ARKASI

21 HAZ�RAN 2009 � Ayd›nl›k� 1

YAZILARIYLA

DO�U PER�NÇEK 2 . HÜSEY�N MAC�T YUSUF 24

H�KMET Ç�ÇEK 35 . ARSLAN BA�ER KAFAO�LU 41

YILDIRIM KOÇ 42 . F�KRET OTYAM 57

MEC�T ÜNAL 59 . �ULE PER�NÇEK 62

Ç�ZG�LER�YLE: ÖNEY OLCAYTU 62

DÜNYA

ERGENEKON TERT�B�Emniyet’e sorduk: R-2 birimi var m�?Cevap: Bilgi veremeyiz 4SAHTE BELGELER…Hep o üç polis 5

���LER�N SABRI TA�TI

Türk-��’e domatesli, yumurtal� eylem 40

TOPLUM

Ay d›n l›k Yerel Haftal›k Haber Yorum Dergisi 21 HAZİRAN 2009 Say›: 1144

Sahibi: GÜNEY REKLAMCILIK YAYINCILIK MATBAACILIK ORGAN�ZASYON SANAY� ve T�CARET L�M�TED ��RKET�

Sorumlu Müdür: Z. Ruhsar �eno�luGenel Yay�n Yönetmeni: Deniz Y�ld�r�mYaz�i�leri Müdürü: Özlem Konur UstaHaber Ara�t�rma: Hikmet Çiçek Ankara Temsilcisi: Fikret Akf�rat ��çi-Sendika: Esin Ergenç Turhan Ekonomi: Z. Ruhsar �eno�luD�� Haberler: Zeynep Er Yurt Haberler: Emine DölekAr�iv : Ercan Dolapç� Foto�raf : Alpay Tu�luDa��t�m-Abone: Ergin Onay Sayfa Tasar�m: Melih Y�ld�r�m - Mahmut �enTeknik Sorumlu: Mutlu Selçuk

BÜROLAR�stanbul: Gizem Ertu�rul Koç, Ufuk Akkaya, Serkan Koç, Meral Ergene, Veli Sivasl�, Sare Bako�lu, Merve Aksuna, Teoman Alili, Önder Öztürk, Hakan Eröz, Naci Eri�, Didem Öztürk, Can Karadut, An�l TanercanAnkara: Levent Ak, Murat Ar�soy, Umut Albayrak, Can Özçelik, Bülent Akbu�a, Sabri Kara, Murat Karabulut, Didem Özder �zmir: Teoman Alver, Hayati Özcan, Ali Kar��layan, Belma Yücel, �enol Car�kAdana: Erkan �im�ek Antalya: Devrim A�k�n Karasoy Burdur: Fatih Özcan Çanakkale: Zuhat Yoku� Hatay: Hüseyin Güler, Mansur Erk Isparta: Bora Tüfekli Kayseri: Ekrem Demir

Kahramanmara�: Cafer Sincer Mersin: Yusuf Çelik Mu�: Cevat Dani� Ordu: Nam�k Canik Rize: Gença�a Karafazl� Samsun: S�rr� Turan Siirt: Haydar Evin Sivas: Hakan SertanTokat: Ali Yönel Zonguldak: Naz�m Ayaro�lu Avrupa: Ali Mercan

ADRES VE TELEFONLARYönetim Yeri: Alemdar Mah. Divanyolu Caddesi Erçevik ��han� No: 54/311Sultanahmet, Eminönü-�STANBUL Tel: (0212) 520 04 94E-posta:[email protected] http://www.aydinlik.com.trOFSET HAZIRLIK VE DA�ITIM ORGAN�ZASYON Toros Yay�nc�l�k Yap�mc�l�k Matbaac�l�k Reklamc�l�k ve Turizm Organizasyon Sanayi ve Ticaret Ltd. �ti. Tel ve Faks : (0212) 251 51 22�stiklal Caddesi, Deva Ç�kmaz� 7/3 Beyo�lu- �stanbulAnkara: Tel: (0312) 229 52 52 Faks: (0312) 229 15 20�zmir: Tel: (0232) 445 27 26 Faks: (0232) 445 46 64Mersin: Kuvayi Milliye Cad. Akel ��merkezi K.4 No: 63 03243364550Adana: Fevzi Ç�nar Tel: (0532) 467 43 27Almanya: Eylem Demirel Boral - Frankenallee 39, 60327-Frankfurt/MTel: 0049-69736253 Faks: 0049-6975009310Cep: 0049-1788547974 ee-posta: [email protected]�ngiltere: Musa Ball�kaya Tel: 0044 2085213525 Faks: 0044 2085093069 Cep: 0044 7961953300Azerbaycan: Agil Alesger Tel : 0099 412 409 66 65Bas�ld��� Yer: Rotamat Bas�n Yay�n Limited �irketiTurgut Özal Cad. No: 117/B Çelik-Yenal Endüstri Merkezi �kitelli / �STANBUL

DA �I TIM: Turkuvaz Da��t�m Pazarlama A�

ABONE KO�ULLARI

Yurtd��� abone:

Almanya; A. Aslando�an, Postbank Essen 837 839 437, BLZ: 36010043

Hollanda; Av. Mahir Önel

Tel: 0031640184484

�sviçre; Gülay S�nac� Tel: 0041 32 724 58 54

Cep Tel: 0041 76 302 39 51

e-posta: [email protected], [email protected]

Banque cantonale neuchâteloise, compte no 1003.00.73.3

ABONE BEDEL�

6 Ayl�k Y�ll�k

TÜRK�YE 90 180 TL

AVRUPA 70 125 Euro

�SV�ÇRE 120 230 Fr.

ABD VE UZAKDO�U 75 150 Euro

AVRUPA SATI� F�YATI: Avrupa 2.5 Euro, �sviçre 5 Fr.

Ayd�nl�k’ta yay�mlanan yaz�lar�n iktibas hakk� sakl�d�r.

ISSN 1301-6579 Ay d›n l›k Ba s›n Mes lek ‹l ke le ri ne uy may› taah hüt eder

�leti�im/Abone Tel-faks: (0212) 251 51 22 e-posta: [email protected]

E. ORG. ED�P BA�ER: “BEN DE��L�M”Taraf’�n orgenerali de sahte ç�kt� 8BU KEZ HESAP TUTMADIAKP cephesinde “belge” pani�i 10HAÇLI �RT�CA’NIN GÖZÜNDE HER SUBAY SUÇLUMütareke ve AKP y�llar�nda subay dü�manl��� 12PER�NÇEK MAHKEME’DE AÇIKLADI ‘Ergenekon bize kar�� kurulmu�!’ 1415 AY TUTUKLULUKTAN SONRA TAHL�YE OLAN ADNAN AKFIRAT:‘Esas, tertipçilere geçmi� olsun!’ 16S�L�VR� �ZLEN�MLER�‘Dalya oturumu’nun sakinleri 18YEN� MÜSTE�ARLIK TASARISI…‘Kamu Güvenli�i’ yabanc� ajanlara emanet! 20YARGITAY HUKUK GENEL KURULU’NUN KARARI:‘Millete hakaret, yurtta��n ki�ilik haklar�na da sald�r�d�r’ 25ÖNCÜL (ULUSAL) KÖYLÜLER�N� SEV�ND�REN RAPORKöylülerin topra��na el koyan a�an�n tapusu geçersiz 26UNUTTURMAMAK �Ç�N KAMERA BA�INA GEÇT�LER… Duvara kar�� “Duvar” 34KÜÇÜKÇEKMECE GÖLÜNDE ANT�K KENT BULUNDUKay�p kent Bathonea, kaz� için imza bekliyor 39

AVRASYA GÜÇLER� ��Ö VE BRIC Z�RVELER�NDE BULU�TUDolar’a kar�� yeni para birimi geliyor 46DAVUTO�LU, RUSYA’YLA ��Ö GÖRÜ�MES�N� ANLATTI‘�anghay ��birli�i Örgütü’nde gözlemci olabiliriz’ 48�RAN SEÇ�MLER� “ULUSLARARASI TOPLUM” �Ç�N YEN� BAHANEABD, �ran’a uluslararas� ku�atma zemini olu�turmak istiyor 52FORUM/ MEHMET BEDR� GÜLTEK�N�ran seçimleri 54S�L�VR�’YE MEKTUPLAR‘Bu millet sizlere te�ekkür edecek’ 55

ANKARA ÜN�VERS�TES�’NDEN ÇOCUKLARI B�L�MLE BULU�TURACAK PROJE… Çocuklar için üniversite 56KİTAPAYDINLIK VE CUMHUR�YET YAZILARIDemirta� Ceyhun’dan bir deneme kitab� 58“KUVAYI M�LL�YE KADINLARI”NIN GALASI YAPILDITürk kad�n�n kurtulu� mücadelesi sahnede 60YAZARA VER�LEN DE�ER…Çehov’un kaçak girdi�i loca bile özenle korunuyor 61

Güvenli�i özel yapt�lar, olaca�� buydu! 64

2 � Ayd›nl›k� 21 HAZ�RAN 2009

-Duydun mu, güneş artık batıdandoğuyormuş.

-Yapma yav, belgesi var mı?-Var, imzalı mühürlü, fotoğrafını

bile çekmişler, Ergenekon dosyasın-da!

-O zaman üç ihtimal var. Belgedoğruysa durum vahim. Belge sah-teyse daha da vahim;, güneş yinedoğudan doğacak demektir.

-Üçüncü ihtimal?-Sahi neydi o ihtimal? Her neyse, o

zaman durum vahimin de vahimi demek-tir.

DOKÜMANYA

Türkiye, şu Ergenekon hikâyesi çıktı çı-kalı, belge manyağı yapıldı. Frenkçe do-küman manyağı da diyebilirsiniz, hatta kı-sacası dokümanya.

Aslında manyak ve manya sözcükleride Batı dillerine Orta Asya’dan gitmedir.Şaman sözcüğünden türeme.

Çeşit çeşit manyaklık var; megaloma-ni, kleptomani, manik depresyon vb. vb.En iyisi konuyu sinir hastalıkları uzmanla-rına bırakalım.

Ancak şu an Türkiye’de yaşanan belgemanyaklığı, televizyonlara inanacak olur-sak, bütün toplumu sarmış gözüküyor.

Bu belgemani, bir biyolojik savaş silahıgibi Fethullahçı Gladyo merkezinde üretil-di. Sistemin bütün kodamanları ve ele-manları, bu manyanın her tarafa bulaş-ması için üstün gayret içindeler. YalnızFethullahçı ve Neoliberal yayın organlarıdeğil, diğer aklı başında sanılan gazetelerde belge manyaklığının sokaktaki adamakadar yayılması için ellerinden geleni ya-pıyorlar.

Manyaklar çoğaldıkça, satışlar artıyormu ne!

SANAL KÂĞITLAR ÂLEMİ

Belgemaninin belirtisi şudur: Gerçeğin yerini belge alıyor.Toplum gerçekten koparılıyor, sanal kâğıt âlemine itiliyor.Artık tartışılan, gerçeğin kendisi değildir; üretilmiş olan kâ-ğıtlardır, imzalardır, mühürlerdir.

Amerikan tahvillerinde de öyle olmadı mı? Gerçek değe-ri olmayan o kâğıtlar hâlâ dünyamızı sallıyor. Sanal kâğıtlarâleminden gelen dalgalar, gerçek âlemde insanı hayretleredüşüren sarsıntılar yarattı. Tahvillerden sonra belgeler, ikincisanal kâğıt depremi!

Belgeler sahte, ama etkisi gerçek! Nasıl oluyor bu?Şu an Türkiye’ye bakınız, gerçekler olgularla değil, kağıt-

larla ve imzalarla ispatlanır olmuştur. Arşimed’in Kaldıraç formülü artık geçerli değildir; bir im-

zalı kağıtla Türkiye yerinden oynatılabilmektedir. İşte bunabelgemani diyoruz.

Böyle bir ortamda UFO tartışmalarının merkeze oturması,öğrencilerin okutulmuş pirinç taneleri yiyerek sınavlara gir-meleri, muskacılara hekimlerden daha çok itibar edilmesi,hepsi bu genel toplumsal manyaklığın çeşitli görüntüleridir.

Toplum sanki sanallığın makarasına sarılmıştır ve oradahayatla bağını koparmış, çırpınmaktadır.

SON BELGE MANYAKLIĞI

Son belge manyaklığına bakınız. Bir belge var, altındaGenelkurmay’da görevli bir kurmay albayın imzası. Başlığıne: “AKP’yi ve Fethullah’ı Bitirme Planı”.

Altında ne yazıyor? Fethullahçılarınmekânlarına silah konacakmış, sonra ya-kalatılacakmış ve irtica silahlandı diye ka-muoyu yaratılacakmış.

Bu tür tertipler Türkiye’de uygulanmış-tır. Bu işin erbabı Fethullahçılardır. Amahiç kimse böyle bir uygulamayı planadöküp, altına imza atma zekâsını göstere-memiştir.

Ciddi bir insan, sadece bu sivri zekâlıplanı gördüğü an, o kağıt parçasına gülergeçer.

VAHİM İHTİMALİ KEŞİF SEFERBERLİĞİ

Ama öyle olmuyor. Mülki ve askerierkân, hararetli görüşmeler yapıyor. Dev-let yürütmesi, yasaması ve yargısıyla kanter içinde çalışıyor. Başsavcılar, savcılar;askerisi, adlisi hepsi sahte bir dünyadaoraya buraya koşuşuyorlar. Kriminal labo-ratuarların cümlesi, harıl harıl işliyor.Cümle uzmanlar, uçuşan kâğıt parçalarınıhavada yakalayıp incelemeye almak içinfedakârca zıplıyorlar.

Varolan bütün teknolojik olanaklar;ülkenin kameraları, mikroskopları, teles-kopları vahim ihtimalin keşfi için seferberoldular.

Belgeler de Amerikan tahvilleri gibi,gerçek değerleri olmasa bile dünyamızısallıyor. Sanal kâğıtlar âleminden gelen

dalgalar, gerçek âlemde insanı hayretlere düşüren sarsıntılaryaratıyor.

Bir tek eksiğimiz var: Kafka veya Hasan Yalçın.Belge manyağı rolünü üstlenmiş bir devlet bürokrasisinin

ve belge manyağı haline getirilen bir toplumun bu koşuştur-masını gelecek kuşaklara anlatacak yazarımız yok mu?

Manzaraya bakıp, Kafka’nın Gregori Samsa’sı gibi, birsabah bir hamamböceği olarak uyanmamıza kaç gün kaldıdiye soruyorum.

Bakıyorum, birkaç kişi; Bekir Coşkun, Deniz Som, AdnanAkfırat cezbeye kapılanların yakasına yapışıp, “siz manyakmı oldunuz” der gibi birkaç söz edecek oluyorlar. Televiz-yonlarda, bu tür basit gerçekleri söyleyenlere, boş gözlerlebakılıyor.

Bir sahte kağıt parçası, sanal alemdeki devlet bürokrasisi-ni ve toplumu sallıyor; ama televizyonlardan izlediğimiz ka-darıyla hakikatlere dönüp bakan yok (Ulusal Kanal dışında).

Belge manyaklığı

BAŞYAZI

DOĞU PERİNÇEK

� Ar�imed’in Kald�raç

formülü art�k geçerli de�ildir.

Bir imzal� kâ��t parças�yla

Türkiye yerinden

oynat�labilmektedir.

Belgeler de, gerçek de�eri

olmayan Amerikan tahvilleri

gibi ülkemizi sall�yor. Sanal

kâ��tlar âleminden gelen

dalgalar, gerçek âlemde

vahimin de vahimi ihtimaller

yarat�yor.

ABD Ordusu’ndan

korkaca��m�za Türk

Ordusu’ndan korkal�m, ne

güzel çare de�il mi? O zaman

“vahim” olan hiçbir ihtimal

kalmaz! �

21 HAZ�RAN 2009 � Ayd›nl›k� 3

TEHDİT ABD ORDUSU’NDAN DEĞİL,TÜRK ORDUSU’NDAN GELİYOR!

Tayyip Erdoğan, 32 yerde“ABD’nin BOP Eşbaşkanıyım, buproje içinde Diyarbakır’ı merkez ya-pacağız” diyor. Diyarbakır’ı nereninmerkezi yapıyorsunuz diye soran yok!

Bu ihtimal, vahim ihtimalden sayıl-mıyor!

Abdullah Gül, “ABD Dışişleri Ba-kanı Powell ile 2 sayfa 9 maddelikgizli anlaşma yaptım” diyor.

Soran yok, bu “gizli anlaşma”nınmaddelerini.

Çünkü tehdit, ABD Ordusu’ndandeğil, Türk Ordusu’ndan geliyor!!!

Tehlikeler, tehditler, vahametler,korkular, hepsi sanal!

Evi ateş sarmış, kimsenin o yan-gınla ilgilendiği yok, sanal tehlikelertartışılıyor.

-“Birinci ihtimal vahim”. -“İkinci ihtimal daha vahim”.-“Üçüncü ihtimal en vahim”.Bu vahim ihtimaller içinde olma-

yan ihtimal ise, ABD’nin Türkiye’yiparçalamakta olduğu gerçeğidir.

Türkiye kendi gerçeğinden bütü-nüyle kopmuş, bir Şaman’ın elindekidümbeleğin ritmine uyarak titremek-te, acayip sesler çıkarmakta, çırpınıpdurmaktadır. Demokrasi, hukuk dev-leti, darbe tehlikesi, basın özgürlüğüvb. hepsi anlamlarını yitirmiş, o düm-belek çalarak titreyen büyücünün ağ-zından çıkan anlamsız çığlıklar olmuş-tur.

İlkel bir toplum, bir şamanın düm-beleğinden çıkan seslerin cezbesinenasıl tutulur ve manyaklaşırsa, Türki-ye de havaya savrulan sanal kâğıtparçalarının, sahte mühürlerin, uy-durma imzaların büyüsüyle sallan-maktadır.

Silivri’den Türkiyeme bakıyorumve soruyorum:

Bu kaçıncı sahte belge?Bu büyücü, o dümbeleği daha ne

kadar çalacak?Bu nasıl bir büyülenme ve aldan-

ma tutkusu?Tevfik Fikret’in Halûk’a söylediği

gibi, hâlâ “bir şifa” mıdır aldanmak?ABD Ordusu’ndan korkacağımıza,

Türk Ordusu’ndan korkalım, ne güzelçare değil mi!

O zaman “vahim” olan hiçbir ihti-mal kalmaz!�

www.doguperincek.infowww.doguperincek.com.tr

Cumhuriyet tarihinde bir ilk!Hükümet, TSK ile mahkemelik oluyor

Cumhuriyet tarihinde eşi olmayan bir ihanet ortaya çıkıyor. Daha önce DamatFerit ile Ankara birbirlerini yargı hükümleriyle mahkûm etmişlerdi. Damat Ferit,Mustafa Kemal’in askerlerini Avrupa’ya şikâyet etti. İşgal kuvvetlerinin isteği doğ-rultusunda, işgalin önündeki en büyük engel olduğu gerekçesi ile Osmanlı Ordusudağıtıldı. (Mondros 1918-1920 sonrası manzara, Damat Ferit Dönemi) AKP hükü-meti de Türk ordusunu suç duyurusuyla şikâyet ediyor. Türk Ordusunun demokra-siyi engellediği ve küçültülmesi gerektiğini batılı komiserlerle sık sık konuşuyor.Herkesin gözü önünde apaçık bir darbe süreci yaşanıyor. F Tipi Çete, Ergenekontertibi sürecinde yaptığı bütün işleri, Taraf’ın uydurma belgesinde hedef aldığı TürkSilahlı Kuvvetlerine mal etmek isteyerek psikolojik savaşı yürütüyor.

Bu sahte belgenin F Tipi Çete tarafından hazırlandığını görmemek için, ya F TipiÇetenin ya da AKP’nin maaşlı elemanı olmak; ya da Patronun iktidarla olan akçeliişlerinin bozulmaması gibi bir kaygının esiri olmak, veyahut da Ergenekon tertibi ilebirlikte estirilen terörün yarattığı korku dalgası karşısında sinmek gerekiyor.

Ancak Türk Milleti bu tezgahlara gerçek cevabı İzmir’den veriyor… Küçüleninkim olduğunu dünya âleme gösteriyor…

453 gündür direnen DESA işçilerinin zaferi

Desa işçilerinin 453 gündür sürdürdükleri direniş başarıya ulaştı. Açılan davadamahkeme işten atılmaların sendikal nedenli olduğuna kanaat getirirken; Yargıtay,işe iade davalarını onayladı.

Desa’nın Sefaköy’deki Fabrikası önünde tek başına direnerek simge halinegelen Emine Arslan ile birlikte, Gebze fabrikasında 453 gündür eylem yapan işçi-lerin çabası sonuçlandı. Yargıtay işçilerin işe iade davalarını onayladı. Yargıtay’ınbu davayı onamasıyla birlikte, işçilerin 12 aylık sendikal tazminatları ile 4 ay boşageçen süre de dahil tüm alacakları karara bağlandı.

Deri-İş sendikası ve DESA işçilerinin direnişi, Samanyolu Tv tarafından “ergene-koncu” olarak nitelendirilmişti. Emine Arslan’ın direnişi kadın örgütleri baştaolmak üzere tüm emek örgütleri, ilerici kurumlar ve siyasi partiler tarafından des-teklenmişti.

***

Kamu Düzeni ve Müsteşarlığı Yasa tasarısı kısa süre içinde meclis gündeminegelecek. Tasarı Tayyip Erdoğan’nın özel örgütünün yasallaştırılması olarak değer-lendiriliyor. Basın bunu görmezden geliyor. Tasarının perde arkasını madde maddeirdeledik. Sayfalarımızda…

***

Dostumuz, usta ressam İbrahim Balaban, bağırsak dolaşması nedeniyle geçenhafta hastaneye kaldırıldı. İyi haber, Balaban’ın doktoru Mehmet Ulucan’dan geldi;cerrahi bir müdahaleye gerek kalmamıştı ve Balaban’ın sağlık durumu iyiye gidi-yordu… Aydınlık ailesi olarak Türk resim sanatının büyük ustasına geçmiş olsun di-yoruz…

***

Eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, bize ulaşarakdergimizin geçen haftaki sayısında yer alan bir hataya dikkat çekti. “Prof. Alem-daroğlu: Özden Örnek ile tanışmadım” başlığıyla yer verdiğimiz haberde; Alemda-roğlu’nun 1 Haziran’da yaptığı savunmada “Ne görevdeyken, ne de emekli olduk-tan sonra Sayın Özden Örnek ile tanışmadım, konuşmadım” dediğini yazmıştık.Oysa Prof. Alemdaroğlu, Özden Örnek’i tanıdığını belirtmiş; ancak “ne görevdey-ken ne de emekli olduktan sonra, Özden Örnek ile bir toplantıda bulunmadığını”söylemişti.

Düzeltir, başta Prof. Dr. Alemdaroğlu olmak üzere tüm okurlarımızdan özür di-leriz.

Aydınlık bir hafta dileğiyle…

AYDINLIKTAN

4 � Ayd›nl›k � 21 HAZ�RAN 2009

UFUK AKKAYA

Aydınlık’a güvenilir kaynak-lardan ula�an bilgiye göre,“Ergenekon soru�turması

kapsamında �stanbul EmniyetMüdürlü�ü �stihbarat �ube’sinde‘R-2’ kod adlı özel bir birim ku-ruldu.”

“R-2 birimi, be� ki�ilik. Erge-nekon kapsamında ‘özel dinleme(ortam), teknik takip, fiziki ta-kip’ i�lerini de yapıyor.

“�stihbarat �ubesi’nin örgüt�emasında resmen R-2 adıyla birbirim yok.”

Aydınlık R-2’yi ara�tırdı. Bi-rimin ba�ında M. Y. isimli birpolis �efi var. Bu özel biriminyasa dı�ı oldu�u belirtiliyor. Koz-mik bilgilere sahip oldu�u, ortamdinlemelerini de yaptı�ı, dinle-meleri kurgulayan birim oldu�ukaydediliyor. �stihbarat �ube’degizli tutulan R-2 birimine sadece5 ki�i ve yetkili Emniyet Müdür-leri girebiliyor.

AYDINLIK, CERRAH’A “R-2”Yİ SORDU

Aydınlık, 11 Haziran günü �s-tanbul Emniyet Müdürü Celalet-tin Cerrah’a “R-2”yi sordu. �s-tanbul Emniyeti’ne faks yoluylagönderdi�imiz soru metni �öyley-di:

“Aydınlık, �stanbul EmniyetMüdürlü�ü �stihbarat �ube bün-yesinde ‘R-2’ isimli özel bir biri-min kuruldu�u bilgisine ula�mı�-tır. ‘R-2’nin Ergenekon soru�tur-masıyla birlikte kuruldu�u da be-lirtilmektedir.

“Sayın Cerrah, bu bilgiler ı�ı-�ında a�a�ıdaki soruları yanıtla-manızı rica ederim.

1 - �stanbul Emniyet Müdür-lü�ü �stihbarat �ube bünyesinde“R-2” adında bir birim kurul-mu� mudur?

2 - Bu birimin kurulu� amacınedir?

3 - Bu birim kurulu� �emasın-da var mıdır?

4 - Bu birim Ergenekon soru�-

turması sürecinde mi kurulmu�-tur?

5 - “R-2”nin “dinlemeleri”yapan özel bir yapı oldu�u do�rumudur?”

EMNİYET R-2’NİN VARLIĞINI

YALANLAMADI

Sorularımıza 18 Haziran’dayine faks yoluyla verilen yanıtınaltında �l Emniyet Müdür Yar-dımcısı 2. Sınıf Müdürü AliKemal Hanlı imzası bulunuyor.Yanıt �öyle:

“11.06.2009 tarihinde �stan-bul Emniyet Müdürlü�ü’ne gön-dermi� oldu�unuz ba�vurunuz4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkıkanunu çerçevesinde de�erlendi-rilmi� olup, aynı kanunun 18.Maddesinde ‘sivil ve askeri istih-barat birimlerinin görev ve faali-yetlerine ili�kin bilgi veya belge-ler, bu kanun kapsamı dı�ında-dır…’ 25. Maddesinde ise‘Kurum ve kurulu�ların, kamuo-yunu ilgilendirmeyen ve sadecekendi personeli ile kurum içi uy-gulamalarına ili�kin düzenleme-ler hakkındaki bilgi veya belge-ler, bilgi edinme hakkının kapsa-mı dı�ındadır. …’ hükümleriamir oldu�undan, bahse konu di-lekçenin cevaplandırılması müm-kün görülmemektedir.”

�stanbul Emniyet Müdürlü�ü,yanıtında bilgi veremeyece�inibelirtiyor ancak R-2 adlı özel bi-rimin varlı�ını da yalanlamıyor.

YILMAZER’DEN YANIT GELMEDİ

Aydınlık, �stanbul Emniyet Mü-dürü Celalettin Cerrah’a yöneltti�isoruların aynısını �stihbarat �ubeMüdürü Ali Fuat Yılmazer’e desordu. Ancak Yılmazer’den dergi-miz baskıya girene kadar herhangibir yanıt gelmedi.�

ERGENEKON TERT�B�

Emniyet’e sorduk: R-2 Birimi var mı?Cevap: Bilgi veremeyizAyd�nl�k’a Ergenekon operasyonlar�n�n kozmik bilgi ve belgetakiplerinin yap�ld��� özel birimin �stanbul Emniyet Müdürlü�ü�stihbarat �ube bünyesinde kuruldu�u bilgisi ula�t�. R-2 adl� bu “özelbirim”in Ergenekon soru�turmas� kapsam�nda özel dinlemeleri yapt���ve kurgulad��� belirtiliyor. Ayd�nl�k, bu birimin varl���n� �stanbulEmniyet Müdürlü�ü’ne sordu, Emniyet’ten gelen yan�tta bu birimhakk�nda bilgi verilemeyece�i belirtiliyor.

KAPAK

21 HAZ�RAN 2009 � Ayd›nl›k � 5

Ergenekon tertibinin Anka-ra’da yapılan “arama, elkoyma” operasyonlarından

hep “provokasyon belgeleri”çıktı. Son sahte belge: “�rticaylaMücadele Eylem Planı”.

21 Mart 2008 tarihinde de��çi Partisi Genel Merkezi’ndeyapılan aramalardan“�P/Karargâh evleri” adlı TürkOrdusu’nu hedef alan bir uydur-ma M�T belgesi çıkmı�tı. GaziÜste�men Serdar Öztürk ve ��çiPartisi aramalarına katılan biriba�komiser ve üç polis memuru-nun aynı oldu�u ortaya çıktı.

Serdar Öztürk, “�rticaylaMücadele Eylem Planı” belgesi-nin aramalarda olmadı�ını, son-radan eklendi�ini söyledi. Öz-türk’ün i�yerindeki bilgisayarınada el konuldu. Polis, bilgisayarkopyalama i�lemini avukatlar-dan kaçırmaya çalı�tı. AnkaraBarosu da bu tutumu rapor etti.Akla “polisin tertibi mi?” sorusutakıldı. �ki yılını dolduran Erge-nekon tertibi sürecinde “provo-kasyon belgeleri”nin Ankara’da-ki “�üphelilerin” ev ve i�yeri ara-malarında “bulunması” dikkatçekti. “�rticayla Mücadele EylemPlanı” belgesinin sahteli�i de tar-tı�ılınca Aydınlık, Gazi Üste�-men Serdar Öztürk’ün hukukbürosundaki “arama, el koyma”i�leminde ya�ananları mercek al-tına aldı.

5 OPERASYONDAKİ TEM’CİLER

Öztürk’ün i�yeri aramasınakatılan “9XXX1”, “2XXX89”(Ba�komiser) ve “1XXXX9”

sicil numaralı Terörle Mücadele�ube (TEM) polislerinin 21 Mart2008 tarihinde ��çi Partisi GenelMerkezi aramasına katılan üçpolis oldu�u arama tutanakları-nın kar�ıla�tırılmasıyla ortayaçıktı.

Gazi üste�men Öztürk’de “�r-ticayla Mücadele Eylem Planı”,��çi Partisi’nde ise“�P/Karargahevleri” isimli TürkOrdusu’nu hedef alan provakas-yon belgelerinin bulundu�u iddiaedildi.

Provokasyon belgeleri ��çiPartisi ve Serdar Öztürk’ün yanısıra Emekli Orgeneral Hur�itTolon, Ali Tolga Tolon ve Avu-

kat Hüseyin Buzo�lu’dan da bu-lundu�u öne sürülmü�tü. Aydın-lık, Tolon ve Buzo�lu’nun“arama, el koyma” tutanaklarınıinceledi. Bu üç polisin Tolon veBuzo�lu’nun arama/elkoyma tu-tanaklarında yer aldı�ını tespitetti.

��çi Partisi’ndeki aramalarakatılan “2XXX89” ve“1XXXX6” sicil numaralı polis-ler, Eski 1. Ordu Komutanı Or-general Hur�it Tolon’un evindeyapılan aramalarda da hazır bu-lundular. “2XXX89” sicil numa-ralı TEM polisi Tolon’un yanısıra Avukat Hüseyin Buzo�-lu’nun da i�yeri aramasında yeri-ni almı�.

Üste�men Serdar Öztürk’üni�yeri aramasına katılan di�er birTEM polisinin sicil numarası da:“2XXX49”. Bu polis de, 9 Ocakgünü avukat Buzo�lu’nun i�ye-rindeki aramalara katılmı�.

Eski Milli Güvenlik KuruluGenel Sekreteri Orgeneral Tun-cer Kılınç’ın da avukatı olan Hü-seyin Buzo�lu’nun aramasına ka-tılan “1XXXX0”, “1XXXX6”

SAHTE BELGELER…

Hep o üç polis!“�rticayla Mücadele Eylem Plan�”, “�P/Karargâh evleri” gibi“provokasyon belgeleri”nin iki ortak noktas� var. Birincisi, belgelerinAnkara’daki aramalardan ç�kmas�, ikincisi de aramalara kat�lan üçpolisin iki aramada da yer almas�. Ayd�nl�k, Ankara’daki �üpheli 5operasyonun “arama, el koyma” tutanaklar�n� inceledi. 10 TerörleMücadele �ube polisinin kat�ld��� 5 operasyonda sahte belgeler ç�kt���ortaya ç�kt�. Ayd�nl�k, aramalarda bir skandal� daha saptad�. E. AlbayLevent Gökta�’�n i�yeri arama tutana��nda hiçbir polisin sicil numaras�yer alm�yor.

ve “1XXXX5 sicilli TEM polis-leri Eski 1. Ordu Komutanı Or-general Hur�it Tolon’un o�lu AliTolga Tolon’un evinin aramasınıyaptılar.

10 TEM polisinin Ankara’dabe� önemli “provokasyon belge-si” çıkan aramalara katıldı�ı be-

lirlendi.Ba�ta �çi�leri Bakanlı�ı, Em-

niyet Genel Müdürlü�ü, AnkaraEmniyet Müdürlü�ü ve TerörleMücadele �ube’sinin bu ki�i vekurumların aramalarındaki bu“tesadüfî ortak yönleri” soru�-turması gerekiyor.

ÖZTÜRK VE BUZOĞLU’NUN

BÜROLARI ŞEHİR DIŞINDAYKEN

ARANDI

�stanbul 11. A�ır Ceza Mah-kemesi, 3 Haziran günü Üste�-men Serdar Öztürk’ün “SilahlıTerör Örgütü içerisinde faaliyetyürütme, örgüt üyesi olma, örgü-te yardım etme �üphesi”ylearama el koyma kararı aldı. 4Haziran günü saat 10.20’depolis, Öztürk’ün Ankara’dakiAden Hukuk Bürosu’na operas-yon düzenledi ve saat 14.00’ekadar arama yaptı. AramalaraAnkara Cumhuriyet Savcısı Hü-seyin Görü�en ve Ankara BarosuTemsilcisi Avukat BayramÖzkan da hazır bulundu. Aramatutanaklarında Öztürk’ün imzasıyok. Çünkü Öztürk, 4 günlü�üneAntalya’ya gitmi�ti. Öztürk’ünbürosu, Antalya’ya gitti�i zamanaranıyor. Polis Öztürk’ün Antal-ya’ya gidece�ini de biliyor,çünkü telefonunu saniye saniyedinliyor. Polis, Öztürk’ün Antal-ya’da oldu�unu bildi�i halde ogün neden bürosuna operasyondüzenler?

Benzer bir örnek de AvukatHüseyin Buzo�lu’nun gözaltınaalınmasında ya�andı. 7 Ocak’ta

Eski MGK Genel Sekreteri Orge-neral Tuncer Kılınç, Ergenekontertibi kapsamında Ankara’dagözaltına alındı. E. Org. Kılınç’ınavukatlı�ını da Buzo�lu yapmak-taydı. Buzo�lu, 9 Ocak günü �s-tanbul Emniyet Müdürlü�ü Te-rörle Mücadele �ube’sinde E.Org Kılınç’ı ziyaret etti. O anavukat Buzo�lu gözaltına alındı.Buzo�lu’nun hukuk bürosu da�ehir dı�ında oldu�u bir günarandı ve aramalar sonucundakendisine ait olmayan bir ve içiprovokasyon belgeleriyle doldu-rulmu� 4 GB büyüklü�ünde birflash bellek çıktı.

POLİS, İMAJ ALMA SIRASINDA

AVUKATLARI DIŞARI ÇIKARDI

��yerinden “�rticayla Müca-dele Eylem Planı” çıktı�ı iddiaedilen Öztürk’ün avukatı HasanGürbüz, Öztürk’e ait bilgisayarınkopyalanmasına avukatlarınınnezaret etmesinin polis tarafın-dan engellendi�ini söyledi. Avu-kat Gürbüz, 4 Haziran günü Ser-dar Öztürk’ün bürosunda yapı-

6 � Ayd›nl›k � 21 HAZ�RAN 2009

Arama/el koyma yapılan yerler

Tutanaklardaki Polisler

Serdar Öztürk

İşçi Partisi

HurşitTolon

Hüseyin Buzoğlu

TolgaTolon

2XXX89 x x x x

1XXX69 x x x

9XXX1 x x

2XXXX9 x x x

1XXXX6 x x

2XXXX9 x x

2XXXX2 x x

1XXXX0 x x

1XXXX6 x x

1XXXX5 x x

E. Albay Levent Gökta�’ınaramasında sicilsiz polisler

Ergenekon tertibinin 10. dalgasında Ankara’dagözaltına alınan E. Albay Levent Gökta�’ın i�yeriarama tutana�ında polislerin sicil numaralarınınyazılmadı�ı ortaya çıktı. Gökta�’ın avukatı DemetReçber Aydınlık’a konu�tu. Avukat Reçber, emek-li Albay Gökta�’ın ofisinin arama tutana�ındapolislerin sicil numaralarının bulunmadı�ını do�-ruladı. Av. Reçber, “tutanakta sadece TEM gö-revlisi yazıyor. Hiçbirinin sicil numarası yok.�ddia edilen 51. DVD de bu aramada bulundu”dedi.

51 numaralı DVD’de kritik görevlerdeki ki�ile-re ait bilgiler, çok gizli askeri bilgiler, görevdekibir orgeneralin o�lu ve adliye mensuplarına aitmahrem ili�kilerin bulundu�u öne sürülmü�tü.

ARAMADA SKANDAL

Arama tutanaklar�nda Öztürk’ün imzas� yok.

Çünkü Öztürk, 4 günlü�üne Antalya’ya

gitmi�ti. Öztürk’ün bürosu, Antalya’ya gitti�i

zaman aran�yor. Polis, Öztürk’ün Antalya’ya

gidece�ini de biliyor, çünkü telefonunu

saniye saniye dinliyor. Polis, Öztürk’ün

Antalya’da oldu�unu bildi�i halde o gün

neden bürosuna operasyon düzenler?

Ba�ta �çi�leri Bakanl���,

Emniyet Genel Müdürlü�ü,

Ankara Emniyet Müdürlü�ü

ve Terörle Mücadele

�ube’sinin bu ki�i ve

kurumlar�n aramalar�ndaki

bu “tesadüfi ortak yönleri”

soru�turmas� gerekiyor.

21 HAZ�RAN 2009 � Ayd›nl›k � 7

lan arama, bilgisayarlardan imajalma (kopyalama) i�lemindeneler ya�andı�ını Aydınlık’a an-lattı:

“Polis el koydu�u bilgisayar-ların harddisklerinin imajlarınıteknik imkânsızlı�ı neden göste-rerek gerçekle�tiremiyor. Hard-diskler delil po�etlerine konuyorve po�etler mühürleniyor. Delilpo�etleri Ankara Emniyet Mü-dürlü�ü Terörle Mücadele �ube-si’nde tutanak tutularak açılıyor.(CMK 130. maddeye göre delilpo�etlerini hâkim açar.) Hard-diskler imaj cihazına takılıyor. 5dakika sonra Teknik Büro Amir-li�i’nden amir oldu�unu söyleyensivil bir polis �efi geliyor, ‘i�lemsırasında avukatlar bulunamaz’diyor ve avukat arkada�ları dı�a-rı çıkarıyor. ��lem durduruluyor.Konu hemen Ankara Barosu’nabildiriliyor. Baronun AvukatHakları Merkezi’nden Av. Tay-fun Çakır geliyor ve aynı polis�efi baro yetkilisine �unları söy-lüyor: ‘Sen kimsin, nasıl geldinburaya, di�er avukatlar savcının

kararı do�rultusunda burada,sen burada bulunamazsın çık dı-�arı.’

“Yeni bir imaj cihazı var, sonteknoloji denilerek orada hard-disk kopyalanmaya çalı�ılıyor. 1saat 15 dakika sonra cihaz arıza-lanıyor. �maj alma i�lemi tamam-lanamıyor. Eski cihaz geliyorhemen, polisler bu kez i�lemineski cihazla daha sa�lıklı olaca�ı-nı söylüyor. �maj alma i�lemi 2saat 15 dakikada tamamlanıyorve avukatlar imza atıyor.

“Karanlık, yasadı�ı i�lem ya-pıldı�ı ku�kusu do�uruyor budurum. Polis neden avukatlarınimaj alma i�lemi esnasında bu-lunmasını istemez? Gizli bir �ey-ler mi yapıyorlar, ne var orada? 1saat 15 dakika kopyalama yapanyeni dedikleri cihaz da bozuldu.Biz ku�kulu bir i�lem oldu�u vegüvenilmeyece�i kanaatindeyiz.”

“ANKARA VE İSTANBUL POLİSLERİNİN

SORUMLULUĞUNDA”

Avukat Gürbüz, Gazi Üste�-men Öztürk’ün i�yeri aramasına

katılan üç polis memurunun 21Mart 2008 tarihinde ��çi PartisiGenel Merkezi’ndeki aramalarakatılan polisler olmasını da �öylede�erlendirdi:

“Aynı tertip. Bu tip belgelerinAnkara’daki aramalarda çıkma-sı, �stanbul polisinin sorumlulu-�unu azaltmaya yönelik. AncakAnkara’daki aramalara �stanbulpolisi de katılıyor. Bu konununara�tırılması gerek. SamanyoluTV, benim ‘polis yerle�tirdi’ de-di�imi öne sürüyor. Böyle bir �eysöylemedim. Emniyet içindekiFethullahçı grup yerle�tirdidedim.”

TARAF’IN BELGESİ,

ŞUBAT SOĞUĞU DİZİSİNİN

SENARYOSUYLA BİRE BİR AYNI

Avukat Hasan Gürbüz, iddiaedilen “�rticayla MücadeleEylem Planı” belgesinin Saman-yolu TV’de 2004’te yayımlanan“�ubat So�u�u” dizisinin senar-yosuyla aynı olmasına da dikkatçekti. Gürbüz, “Cemaat evlerinesilah yerle�tirme, bölücü terörörgütü PKK dokümanlarının ce-maat evlerinde bulunması, Alevi-lerle aranın açılması �ubat So�u-�u dizisinde Taraf’ın bu senaryo-ları tek tek i�lendi” dedi.�

[email protected]

“Delil po�etleri Ankara Emniyet Müdürlü�ü Terörle

Mücadele �ubesi’nde tutanak tutularak aç�l�yor. (CMK

130. maddeye göre delil po�etlerini hâkim açar.)

Harddiskler imaj cihaz�na tak�l�yor. 5 dakika sonra Teknik

Büro Amirli�i’nden amir oldu�unu söyleyen sivil bir polis

�efi geliyor, ‘i�lem s�ras�nda avukatlar bulunamaz’ diyor

ve avukat arkada�lar� d��ar� ç�kar�yor.”

��te iki provokasyon belgesi: Karargah Evleri ve �rticayla Mücadele Eylem Plan�.

8 � Ayd›nl›k � 21 HAZ�RAN 2009

ÖNDER ÖZTÜRK

12Haziran’da man�etten“�rticayla MücadeleEylem Planı” belgesini

yayımlayan Taraf, ertesi gün desöz konusu belgeyi emekli bir or-generale do�rulattı�ına dair birhaberle çıktı. Haberin altındakiimza aynıydı: Mehmet Baransu...Taraf’ın bu haberinin ardından“Kim bu orgeneral?” sorusunayanıt aranmaya ba�landı. Kulis-lerde bu orgeneralin, Eski 2.Ordu Komutanı Orgeneral EdipBa�er oldu�u konu�uldu. Ancak

Ba�er, 16 Haziran ak�amı UlusalKanal’a ba�landı ve iddiaları ya-landı.

Taraf, 13 Haziran’da Baran-su’nun görü�tü�ü emekli orgene-ralin açıklamalarını ayrıntılı ola-rak man�etten vermi�ti. Haber-de, “�leride Genelkurmay Ba�ka-nı olabilecekken emekliye ayrı-lan” orgeneral, �öyle diyordu:“Kara Kuvvetleri Komuta-nı’yken �lker’i iki kez bu ekipleilgili uyardım. Yanlı� i�ler yap-tıklarını söyledim. Ba�bu� da,‘Müsaade etmem’ dedi.”

BU BİLGİ YANLIŞ

E. Org. Ba�er, kendisiyle ilgiliiddiaların yalan oldu�unu �u söz-lerle ifade etti: “Ben kesinliklehiçbir Taraf gazetesi muhabiriy-le, hiçbir �ekilde bu konuda gö-rü�me yapmadım. Bu konuda, bubelgeyle ilgili olarak hiçbir �eykonu�madım. Daha evvel de hiç-bir �ekilde ne böyle bir �eydenhaberim oldu, ne de Genelkur-may Ba�kanı’na böyle bir konu-da maruzatta bulundum. Dolayı-

sıyla bu bilgi yanlı�. Ayrıca böylebir görü�me yapmı� olsaydım,kimli�imi saklamazdım. Adımınbelirtilmesinde bir sakınca gör-mezdim.”

Ba�er’in, “Konu�sam kimli�i-mi saklamazdım” sözleri, ‘Bir or-general adını saklar mı?’ sorusu-nu akıllara getirdi.

BELGENİN DURUMU DA FAKLI DEĞİL!

Genelkurmay’da üst düzeygörevler yapmı� emekli komu-tanlar, Taraf’ın belgesinin askerelinden çıkmadı�ını ayrıntılarıylaaçıkladılar. En dikkat çekicinokta, belgenin gizlilik derecesioldu. Taraf’ın yayınladı�ı belge“G�ZL�” notu ile derecelendiril-mi�ti. Aydınlık‘a konu�an emekliGeneral Servet Cömert, bu tip birbelgenin “ÇOK G�ZL�” olmasıgerekti�ini belirtti: “Türk SilahlıKuvvetleri’ndeki bu ve benzerikonulardaki belgelerin derecesi‘ÇOK G�ZL�’ olur. Taraf’ın ya-yımladı�ı belgenin de ‘ÇOKG�ZL�’ olması gerekir.”

BELGEDEKİ İMZA

Di�er bir ayrıntı da belgede“Kurmay Albay” imzasının bu-lunması. Aydınlık’ın görü�tü�üemekli General Cömert, “Konuçok hassas, bu belgelerde Kur-may Albay imzası bulunamaz.Hassas belgelerde en az Genel-kurmay 2. Ba�kanı’nın imzası yeralır. Bu tip belgelerde Genelkur-may Ba�kanı’nın da imzası bulu-nur” dedi.

Cömert, belgenin format venumaralandırma sistemi olarakbenzetildi�ini ve askeri ifade tek-niklerinin kullanıldı�ını da kay-detti.

BELGEDEKİ ÇARPIKLIKLAR

Habertürk gazetesi yazarıMuharrem Sarıkaya’ya bilgiveren bir komutan da belgeninsahte oldu�u ihtimalini güçlendi-recek �u bilgileri verdi:

1- “TSK’ya” diye yazılmazBelgede Türk Silahlı Kuvvet-

E. ORG. ED�P BA�ER: “BEN DE��L�M”

Taraf’ın orgenerali de sahte çıktıTaraf muhabiri Mehmet Baransu, “�rticayla Mücadele Eylem Plan�”belgesini emekli bir orgeneral ile konu�tu�unu ve do�rulatt���n� iddiaetti. Kulislerde bu emekli orgeneralin Eski 2. Ordu Komutan� Org. EdipBa�er oldu�u konu�uldu. Ancak Ba�er, Ulusal Kanal’a konu�tu veiddialar� yalanlad�. Bu konu konu�ulmaya devam ediyor ama bu kezkonu�ulan ‘Taraf’�n orgenerali’nin uydurma oldu�u…

TÜRKİYE

E. Org. Edip Ba�er: “Böyle bir görü�meyapm�� olsayd�m, kimli�imi saklamazd�m.

Ad�m�n belirtilmesinde bir sak�ncagörmezdim.”

21 HAZ�RAN 2009 � Ayd›nl›k � 9

leri’nin kısaltması yapılırkenTSK’ya saldırı �eklinde yazılmı�.Oysa bu ordu içi yazı�malardagenellikle kısaltma kullanılmaz.Yani ‘Türk Silahlı Kuvvetleri’nesaldırı’ �eklinde yazılır. Kısaltmayapılacaksa da her asker bunu‘TSK’ne saldırı’ �eklinde yazar.Bu alı�ılmı� bir dildir.

2- Belgede tek bir numarayok

Belgede herhangi bir evrakkayıt numarası olmaması da dik-kat çekiyor. Oysa bu tip gizli ev-raklarda kesinlikle kayıt num-arası olur. Her bir kopyası da ay-rıca numaralandırılır.

3- Ergenekon kelimesi kulla-nılmaz

Belgede “Ergenekon” ifadesigeçiyor. Genelkurmay Ba�kanı

Org. Ba�bu�’un da belirtti�i gibiTSK, Ergenekon kelimesini kul-lanmıyor. Karargâhta çalı�anhiçbir kurmay da Ergenekon ke-limesini kullanmaz.

F TİPİ ASTSUBAYLAR DA

SAHTE EMİR DÜZENLEMİŞTİ

Taraf’ın belgesi, 20 Mart’taKayseri 2’nci Hava �kmal BakımMerkezi’nde yapılan operasyonuakla getirdi. Hava Kuvvetleri Ko-mutanlı�ı Askeri Savcılı�ı, Kay-seri Garnizon Komutanı Tümge-neral Rıdvan Ulugüler adına 5maddelik sahte emir hazırlandı-�ını tespit etmi�ti.

Emirde �u ifadeler yer alıyor-du: “Albay Cengiz Köylü, silaharkada�larının yardımına ihtiyaçduymaktadır. Köylü’ye yapılacakyardım aynı zamanda silah vekader arkada�lı�ının dost ve dü�-man herkese en güzel göstergesiolacaktır. Tüm personelimin ge-rekli hassasiyeti gösterece�ineinanıyorum. Evrakın gizlilik dere-cesine uygun olarak muhafazasınıve yardım kampanyası bitimindeemrin imhasını rica ederim.”

Askeri savcılı�ın yürüttü�üsoru�turmada sahte emri düzen-leyen 3 astsubay gözaltına alın-mı� ve astsubay Ali Balta’nın Ko-mutanlı�ın resmi iç yazı�ma sis-temine girerek Garnizon Komu-tanı Hava Pilot Tümgeneral Rıd-van Ulugüler’in imzasını ta�ıyansahte emirler yayınladı�ını açık-lamı�tı. I�ıkevleri’nde yeti�enAstsubay Ali Balta, bu emrin I�ı-kevleri’ndeki Fethullah Gülen’inmüritleri tarafından verildi�inide itiraf etmi�ti.�

Çongar: ‘Belgeyi Emniyetiçindeki bir suç oda�ıhazırlamı� olabilir’

Taraf’ın belgesinin sahte oldu�unu sadece ka-muoyu de�il, Taraf da tartı�ıyor. Taraf’ın GenelYayın Yönetmen Yardımcısı Yasemin Çongar, bel-genin polis te�kilatı içinde “bir suç oda�ı” tarafın-dan yazılmı� olabilece�ine dikkat çekti. Çongar,“Bu da, Emniyet te�kilatının hastalandı�ı, kirlendi-�i; polisin içinde bir suç oda�ı oldu�u ve bu oda�ınTürk Silahlı Kuvvetleri’ne kar�ı komplo düzenledi-�i anlamına gelir” dedi.

Çongar, 17 Haziran’da kaleme aldı�ı yazısında,tartı�malı belgeye ili�kin aklına gelen dört senaryo-yu yazdı. Çongar’ın dördüncü senaryosu �öyle:“Söz konusu belgenin sahte, planın da tamamendüzmece bir plan olması ve altındaki imzanın dü-�ündürdü�ü gibi Türk Silahlı Kuvvetleri ya da bu-lundu�u yerin dü�ündürdü�ü gibi Ergenekon çete-si tarafından de�il, bir ba�ka çevre ya da kurum ta-rafından hazırlanmı� olmasıdır.”

Yeni �afak gazetesi yazarı Ali Bayramo�lu daÇongar’la aynı gün kaleme aldı�ı yazısını �u sözler-le bitirdi: “Biz soru sormaya ve �üphe duymayadevam edece�iz… Bu belge ya da bir di�eri sahteolabilir… Ama onlarca gerçe�i var… Türkiye de�i-�iyor, bunlar askeri rengi açılan bir yapının sarsıntı-larıdır…” Bayramo�lu’nun sözleri de Taraf’ın bel-gesinin arkasında duramadı�ını gösteriyordu.

Taraf muhabiri Baransu:‘Belgenin orijinaliErgenekon savcılarında var’

“�rtica Eylem Planı” haberini yapan Taraf ga-zetesi muhabiri Mehmet Baransu, NTV’de MirgünCabas ve Ru�en Çakır’ın hazırladı�ı “Yazı ��leri”programına konuk oldu. Baransu �unları söyledi:“Orijinallikten kasıt sadece belgenin Karargâh’tahazırlanmadı�ına dair bir kanaat... Çünkü elindeherhangi bir belge yok. Bizden istendi, dün itiba-riyle gönderdik ama belgenin orijinali bizde yok.Ben fotokopisini aldım. Belgenin yakalandı�ı �eklive orijinali Ergenekon operasyonunu yürüten sav-cılarda var.”

Baransu, daha önce de bilgileri Emniyetten al-dı�ını itiraf etmi�ti. Taraf gazetesinde 28 Mart2008 tarihinde yayınlanan “Büyükanıt Hedefte”ba�lıklı haberde, ��çi Partisi’nde bulunan CD‘lerdeE. Genelkurmay Ba�kanı Ya�ar Büyükanıt’a sui-kast yapılaca�ına ili�kin krokilerin oldu�u iddiaedilmi�ti. ��çi Partisi’nin Taraf’a açtı�ı davanın ilkduru�masında savunmasını yapan Baransu, �unlarısöylemi�ti: “Suçlamayı kabul etmiyorum. Emniyetmensuplarından aldı�ım bilgi üzerine bu yazı yazıl-mı�tır.”

20 Mart 2009’da Askeri Savc�l�k, KayseriGarnizon Komutan� Tümgeneral R�dvanUlugüler ad�na 5 maddelik sahte emirhaz�rland���n� tespit etmi�ti.

Yasemin Çongar, belgenin polis te�kilat� içinde “bir suç oda��” taraf�ndan yaz�lm��olabilece�ine dikkat çekti.

10 � Ayd›nl›k � 21 HAZ�RAN 2009

12Haziran Cuma günüTaraf gazetesinde ya-yımlanan “�rtica ile

Mücadele Eylem Planı” haberiAnkara’da hafta boyunca tartı-�ıldı. Taraf’ın yayını Ergenekontertibi açısından bir dönüm nok-tasına i�aret ediyor. Söz konusubelgenin, “Genelkurmay’ınAKP’yi ve Fethullah Gülen’i bi-tirme planı” ba�lı�ıyla gündemeta�ınmasıyla, tertip merkezi do�-rudan Genelkurmay Ba�kanı Or-general �lker Ba�bu�’u hedefe ko-yuyordu. Fethullahçı Glad-yo’nun yayın organlarında gün-lerce belgenin Genelkurmay’ınhiyerar�isi içinde ve do�rudanGenelkurmay Ba�kanı’nın emriy-le hazırlanmı� oldu�una yönelikbir propaganda sürdürüldü.Hatta Orgeneral �lker Ba�bu�’unve di�er ilgililerin görevden alın-ması ça�rıları yapıldı.

Tezgâh, Ergenekon tertibinin

di�er a�amalarındaki gibi, bir uy-durma belgenin medyaya servisedilmesinden ve büyük tantana-larla kamuoyu olu�turulduktansonra Ergenekon Savcılarının ha-rekete geçmesi üzerine kurulmu�-tu. ��çi Partisi’nde, OrgeneralHur�it Tolon’da, Avukat Hüse-yin Buzo�lu’nda, Emekli AlbayLevent Gökta�’da bulundu�uileri sürülen belgelerle ilgili degünlerce yayın yapılmı� ve bubelgeler tutuklanma gerekçelerihaline getirilmi�ti. Ancak bu kezhesap tutmadı. Belgenin Taraf’tayayınlanmasının hemen ardın-dan askeri savcılık inceleme ba�-lattı ve “belgenin Genelkur-may’da hazırlanmadı�ı kanaati-ne ula�ıldı�ını” kamuoyuna açık-ladı. Genelkurmay Ba�kanlı�ı,AKP cephesinden yapılan saldırı-ların artması üzerine 15 Hazirangünü 10 maddelik bir açıklamayaptı. Açıklamada, belgenin Ge-

nelkurmay’da hazırlanmadı�ı,askeri savcılı�ın harekete geçme-sinin ardından bazı kesimlerinkonunun açı�a kavu�turulmasın-dan rahatsız oldukları belirtildi.

TSK SONUNA KADAR

TAKİPÇİSİ OLACAKTIR

Açıklamada �öyle denildi:“Belgenin do�rulu�u ispat edilir-se, sorumluların yasalar çerçeve-sinde yargı makamları tarafın-dan cezalandırılaca�ına ili�kingüvencemiz tamdır. E�er belgesahte ise, Türk Silahlı Kuvvetleri,bunun kimler tarafından ve neamaçla hazırlandı�ının ortaya çı-karılmasının da sonuna kadar ta-kipçisi olacaktır.”

Genelkurmay Ba�kanı Org.�lker Ba�bu� da 16 Hazirangünlü Hürriyet Gazete’sine yap-tı�ı açıklamada Genelkurmay’daböyle bir planın hazırlandı�ınadair somut hiçbir ize rastlanma-dı�ını kaydetti.

AKP’DEN ASKERİ

YARGIYA BY-PASS GİRİŞİMİ

Tartı�maları alevlendirenönemli bir geli�me de, haftalıkola�an görü�melerini iki gün öne

BU KEZ HESAP TUTMADI

AKP cephesinde ‘belge’ paniği Türkiye geçen hafta boyunca Fethullahç� Gladyo’nun amiral gemisi TarafGazetesi’nin yay�nlad��� bir belgeyi tart��t�. Genelkurmay Ba�kanl��� veaskeri savc�l�k haberin ard�ndan hemen harekete geçti ve kapsaml� birinceleme ba�latt�. Askeri savc�l���n inceleme ba�latmas� isesorumlular�n ortaya ç�kmas�ndan çekinen AKP cephesini rahats�z etti.

21 HAZ�RAN 2009 � Ayd›nl›k � 11

çekerek 16 Haziran günü TayyipErdo�an ve Genelkurmay Ba�ka-nı Org. Ya�ar Büyükanıt’ın biraraya gelmesiydi. Yakla�ık birbuçuk saat süren görü�medensonra resmi bir açıklama yapıl-madı, Görü�menin hemen ardın-dan TBMM’de partisinin gruptoplantısında konu�an TayyipErdo�an, belgenin sahte olmasıhalinde devlet kurumlarınınkar�ı kar�ıya getirilmek istendi�i-ni ifade etti. Erdo�an belgeningerçek olmasının ise daha davahim oldu�unu savundu. 16Haziran günü bir ba�ka geli�mede AKP’nin belgeyle ilgili olaraksuç duyurusu yapmasıydı. Buba�vuru, AKP cephesinden yapı-lan “askeri yargıya güvenilmez”propagandasının somut bir yan-sıması olarak de�erlendirildi.Ba�vuru Ankara CumhuriyetBa�savcılı�ı’na; �stanbul Cumhu-riyet Ba�savcılı�ı’na gönderilmesitalebiyle yapıldı.

Bu arada belgenin altında im-zası oldu�u ileri sürülen DenizAlbay Dursun Çiçek’in Ergene-kon savcılarınca ifadesine ba�vu-rulaca�ı bilgisi basına yansıdı.Ancak Ergenekon soru�turma-sından sorumlu �stanbul Cumhu-riyet Ba�savcı Vekili Turan Ço-lakkadı, askeri yargının kararın-dan sonra gerek görülürse, AlbayÇiçek’in ifadesine ba�vurulaca�ı-nı açıkladı.

BAYKAL: BELGE SAHTEYSE

ERGENEKON ÇÖKER

Tartı�malar aynı günTBMM’de yapılan grup toplantı-larına da yansıdı. CHP lideriBaykal gerek partisi hakkındagerekse de Ergenekon soru�tur-masında bir çok sahte belgenindola�tı�ı uyarısını yaptı. Baykal�öyle konu�tu: “Bu i�ler, kom-

plolar, tezgâhlar, tertipler, sahteçalı�malar en güzel �ekilde yapı-lan, büyük imkânları kullanarakyapılan bu çalı�malar, prodüksi-yonlar bunları görüyoruz, biliyo-ruz. Ortada bir Ergenekon dava-sı gidiyor. Bu Ergenekon dava-sında yı�ınla böyle belgenin ol-du�unu da biliyoruz. O çerçeve-de ortaya atılan belgelerin önem-li bir kısmının bu nitelikte oldu-�unu da çok net biliyoruz, tartı�-ma götürmez bir gerçek. Türkiyeaçısından gelinen bu tartı�ma birdönüm noktasını ortaya koy-maktadır. Bu noktadan sonraTürkiye içine sokulmak istendi�ibu tehlikeli istikametten sıyrılmafırsatını bulacaktır, kendine gele-cektir, Türkiye üzerinde oynananoyun çok net bir �ekilde ortayaçıkacaktır. Onun hesabı sorula-bilecektir. 17 Haziran günü par-tisinin Merkez Yönetim Kurulutoplantısında konu�an Baykal,belgenin sahte çıkması halindeErgenekon iddianamesinin de çö-kece�ini, çünkü iddianamenin butür belgelere dayandırıldı�ınıvurguladı.

BAHÇELİ: “SİVİL SAVCILIK

HAREKETE GEÇMELİ”

Partisinin grup toplantısındakonu�an MHP Genel Ba�kanıDevlet Bahçeli’nin, “demokrasidı�ı hevesler” ve “darbe giri�im-leriyle” süsledi�i konu�masında,sivil savcılı�ın da devreye girme-sini istemesi dikkat çekti. Ya�a-nan dönemin demokrasi dı�ı mü-dahale arayı�larının, heveslileri-nin ve ça�rılarının bitmedi�inigösterdi�ini ileri süren Bahçeli,“Konu, askeri yargının kısa süre-de çözemeyece�i boyutlara vekapsama ula�mı� ise sivil yargı-nın konuya el atması demokratikhayatımızın ve Türk Silahlı Kuv-vetleri’nin itibarı açısından zo-runlu” diye konu�tu.

“BU BİR HESAPLAŞMA HALİNE

GELMİŞTİR”

Yargıtay Onursal Ba�savcısıSabih Kanado�lu da Ayvalık’tadüzenlenen bir �öyle�ide yaptı�ıkonu�mada �u vurguyu yaptı:“E�er yayımlanan belge sahtey-se, TSK için komplo hazırlanmı�-sa, bu bir hesapla�ma haline gel-mi�tir” �

�P GEN B�K YRD. AV. MEHMET CENG�Z:

TSK’nın, irticaya kar�ıönlem alması engellenmeyeçalı�ılıyor

��çi Partisi Genel Ba�kan Yardımcısı Av. Meh-met Cengiz, Taraf Gazetesi’nde yayınlanan “�rticaMücadele Eylem Planı” belgesi hakkında 18 Hazi-ran günü yazılı açıklama yaptı. Cengiz, TSK’nın ir-ticaya kar�ı önlem almasının engellenmek istendi-�ini belirtti. Ergenekon iddianamesinde “Ergene-kon TSK demektir” denildi�ini hatırlatan Cengiz,çe�itli iddialarla TSK’nın üst düzey komutanlarınınsuçlanmaya çalı�ıldı�ını belirtti. Ergenekon yargı-laması sürecinde ortaya çıkan olguların tertipçileriaçı�a çıkardı�ını kaydeden Cengiz, kö�eye sıkı�anmerkezin yeni tertipler tezgahladı�ını vurguladı.Cengiz �unları vurguladı:

“Bu sözde ‘belge’deki deyimle, ‘Fethullah Gü-len’ciler’, oyunlarının bozulmakta oldu�unugörüp kö�eye sıkı�tıklarını anlayınca, Türk Ordu-su’na kar�ı yeni provokasyonlar düzenlemeye çalı-�ıyorlar. ‘E�er bu belge do�ruysa’ diyenler ya da‘Bu belge do�ruysa da vahim, do�ru de�ilse de’diye yorumlar yapanlar, aslında bu oyuna alet ol-maktadırlar. ‘Kara propaganda’, ‘bilgi kirlili�i ya-ratmak’ gibi hedeflerin dile getirildi�i bu“belge”nin sahte oldu�u açıktır.

Türk Silahlı Kuvvetleri, 211 sayılı �ç Hizmet Ka-nunu ile zaten Cumhuriyeti korumak ve irticayakar�ı önlem almakla görevlidir. Türk Silahlı Kuvvet-leri’nin bu tür provokatif ‘eylem planları’na ihtiyacıyoktur. Bu sözde ‘�rtica Eylem Planı’ ile Türk SilahlıKuvvetleri’nin irticaya kar�ı önlem alması engellen-meye çalı�ılıyor. Tertibin Haziran ayı ortalarındadüzenlenmesi de anlamlıdır. Bugünlerde 30 A�us-tos’a, yani Türk Silahlı Kuvvetleri içinde tayin ve ter-filerin görü�ülece�i Yüksek Askeri �ura Toplantısınagiden süreci ya�ıyoruz. Anla�ılan o ki, tertibin ucuAtlantik’in ötesine uzanıyor. Ama hiç kimse heves-lenmesin, Türkiye’nin milli güçleri bu tertibi de bo-zacak ve tertipçilerden hesap soracaktır!”

Baykal: Türkiye aç�s�ndan

gelinen bu tart��ma bir

dönüm noktas�n� ortaya

koymaktad�r. Bu noktadan

sonra Türkiye içine

sokulmak istendi�i bu

tehlikeli istikametten

s�yr�lma f�rsat�n� bulacakt�r

12 � Ayd›nl›k � 21 HAZ�RAN 2009

ARSLAN KILIÇ

Fethullah’ın TV’sinde her gün veri-len ve deh�et ve korku saçan“ETÖ” haberlerini hatırlayalım:

Spiker; cinayet, suikast, bombalama,sabotaj, komplo dolu bir senaryo oku-yor; ekrandan ise, sürekli binba�ı, yar-bay, albay, general rütbeli subay gö-rüntüleri geçiyor. Korku filimlerindeki-ne benzer o derinlerden gelen, ürküntüveren bo�uk ses okumaya devam eder-ken, ekranı birden bire bir subay �ap-kası, ardından bir general apoleti kaplı-yor. Sonra kamera, çe�it çe�it el bom-baları, lav silahları, “cephanelik” ve“ölüm kuyuları” kazıları ile bu subaysimgeleri arasında hızla gidip geliyor.Okunan deh�et senaryosunun “as

oyuncuları” en sona saklanıyor. Sonbölümde kamera, �. H. Karadayı’nın,H. Kıvrıko�lu’nun, �. Eruygur’un, H.Tolon’un, T. Kılınç’ın, L. Ersöz’ün üni-formalı görüntülerine zoom yapıyor.

Haçlı irticanın öteki TV’lerindede durum farklı de�il. Onlar da herErgenekon “dalga”sında, ekranla-rından döne döne, elleri kelepçelisubay, polisler arasında ite kakagötürülen general görüntüleri ver-meye özel bir gayret sarf ediyorlar.Bütün bu görüntüler ise, hayâsız biryalan bombardımanı ile sunuluyor:Suikastlar, sabotajlar, katliamlar,ölüm timleri, cinayetler, kaos yarat-mak için terör, gizli toplantılar,“karargâh evleri”, darbe planları,“lobi” belgeleri, �ifreligünlükler…

Haber saatlerindeki saldırılaryetmiyor. Onlar bitince sahneye,hepsi de Amerikancı basının bir kö-�esinde yemlenen “Ergenekon yo-rumcuları” çıkıyor. Bu kez gece ya-rılarına kadar, bunların ezberleriyleyürütülüyor subay dü�manlı�ı.

“LAİK” AMERKANCILARLA HAÇLI İRTİCA

KOL KOLA

“Laik” ve liberal Amerikancı veAB’cilerin bu konuda Haçlı irtica-dan kalır yanları yok. Aydın Do-�an’ın Radikal ve Milliyet gazetele-rinin ve bunları yöneten ki�ilerinordu ve subay dü�manlı�ı yarı�ın-daki “tek rakip”leri, “CIA’nın geli-ni” ve onun istihbarat bülteni.

Taraf ve Çongar, görevleri sa-dece ve sadece ordu ve subaylarasaldırı olan Amerikan kolları. Haçlıirtica medyası, Ergenekon yorum-cularını Radikal, Milliyet ve Tarafkadrosundan dev�iriyor.

Tabloyu B. Arınçların, AKPmilletvekillerinin, “Bu ne biçimordu? Bunlara milletin verdi�iekmek haram olsun” demeçleri ta-mamlıyor.

MÜTAREKE YILLARINDAKİ SUBAY VE

ORDU DÜŞMANLIĞI

Bu görüntüleri, haberleri, yo-rumları, demeçleri izledikten sonraher seferinde belle�im beni 1918-1920’ye, yani Mütareke yıllarınagötürüyor. Mütareke yıllarının �s-tanbul’unda, �zmir’inde, Bandırma,Ayvalık ve Ak�ehir’inde yapılan veYüzba�ı Selahatin’in Roman’ında,Yorgun Sava�çı’da, Ate�ten Göm-lek’te, Küçük A�a’da, Anadolu �h-tilali’nde, Söylev’de anlatılansubay ve ordu dü�manlı�ı propa-gandalarına götürüyor.

30 Ekim 1918’de MondrosMütarekesi imzalanmı�tır. Mütare-ke �artlarının gere�i olarak, “Elin-den silah ve cephanesi alınmı� vealınmakta olan ordu da�ılmakta”,“terhis edilmektedir”(Söylev). “Sa-va�tan kolunu baca�ını yitirerekdönmü�, silahları ellerinden alına-

HAÇLI �RT�CA’NIN GÖZÜNDE HER SUBAY SUÇLU

Mütareke ve AKP yıllarında subay düşmanlığı Ergenekon “dalga”s�nda, ekranlar�ndan döne döne, elleri kelepçelisubay, polisler aras�nda ite kaka götürülen general görüntülerivermeye özel bir gayret sarf ediyorlar. Bütün bu görüntüler ise, hayâs�zbir yalan bombard�man� ile sunuluyor: 12 Eylül’de “demokrasiyikurtarma” ad� alt�nda Amerikanc� darbenin çizmelerini parlatt�lar, �imdi“demokrasiyi koruma” ad� alt�nda Amerikan emperyalizmine direnenTSK ve subaylara sald�rmaktad�rlar.

Haçl� irtica ekranlar�ndan döne döne, elleri kelepçeli subay, polisler aras�nda ite kaka götürülen generalgörüntüleri vermeye özel bir gayret sarf ediyorlar.

21 HAZ�RAN 2009 � Ayd›nl›k � 13

rak terhis edilmi� subaylar”1, kent-lerin, kasabaların sokaklarına bıra-kılmı�tır. �stanbul i�gal altındadır.Anadolu, Ege’den Urfa’ya, Antal-ya’dan Trabzon’a, parça parçai�gal edilmektedir. Ordu’nun da�ı-tılmasına ve i�gal güçlerine enküçük bir itirazda bulunan subay-lar, aydınlar, hemen tutuklanıp Be-kira�a Bölü�ü’ne (o günlerin SilivriCezaevi’ne) atılmaktadır.

��galcilerin içerideki i�birlikçile-ri sava�taki yenilginin ve yıkımınfaturasını subaylara çıkarmaktadır.Osmanlı’nın belli ba�lı bütün �ehirve kasabalarında, i�birlikçiler tara-fından yo�un bir subay dü�manlı�ıpropagandası yürütülmektedir: Os-manlı devletini “Cihan Harbi ma-cerasına, hepsi de �ttihatçı olan su-baylar sokmu�tur.” Subaylar, Or-tado�u planlarına kar�ı durarak oyılların dünya jandarması �ngilte-re’yi de kızdırmı�lardır. Bu nedenle�stanbul’un ve Anadolu’nun i�gali-nin suçlusu da onlardır. “Zatenço�u farmason olup, padi�ahımızefendimize kar�ıdırlar”(Yorgun Sa-va�çı).

Bu yo�un propagandanın hede-fi, sava�ın yol açtı�ı yıkım ve sefaletiçinde bunalmı� halkı ordu ve su-baylara kar�ı kı�kırtmaktır. Çünküordu ve onun subay gücü, i�gale vei�galcilere kar�ı sonuç alıcı sava�ıyürütecek biricik güçtür.

YORGUN SAVAŞÇI, KÜÇÜK AĞA…

Tamamen i�gal güçlerinin des-te�iyle yürütülen bu yo�un propa-gandanın, ba�langıçta halk üzerin-de belli bir etkisi de olur. YorgunSava�çı’da Te�men Faruk acı acı buetkiden yakınır: ”Sokakta, kahve-de, tramvayda üniformalıya nasılbaktıklarına dikkat ettiniz mi?Omuzlarımızın üstünde artık apo-let de�il, yenilginin suçunu ta�ıyo-ruz. Daha do�rusu hâlâ ya�amaktaolu�un suçunu… Cephede, yakınbir arkada� dü�tü�ü zaman gelir buduygu insanın içine…(…) Her ayıp-layan bakı�, a�a�ılayan söz, dayan-ma gücümüzün birazını alıp götü-rüyor”2. Ve dokunsan a�layacakdurumdaki Te�men Faruk, yapılanpropagandanın sonucuna dikkatçeker:”Ordu da�ıldı… Ha deyincekurulamayaca�ı meydanda. Orduolmayınca nasıl atarız bu utan-cı[i�gal utancını] üstümüzden?”

Te�men Faruk haklıdır, bir

yandan i�gal güçlerinin Mütare-ke �artlarını öne sürerek yaptı�ıdayatmalar, di�er yandan i�bir-likçilerin yaptı�ı propagandaylaalaylar, taburlar, bölükler kargibi erimektedir. Firarlar almı�ba�ını gitmi�tir.

Cehennem Yüzba�ı Cemil, �s-tanbul’da tutuklanmaktan zorkurtulup, kendini Bandırma’ya,Kutülammare’de birlikte sava�-tıkları Yüzba�ı Selahattin’in ya-nına atar. Dü�manın i�birlikçilerieliyle yürüttü�ü o u�ursuz pro-paganda orada da yapılmakta-dır. Padi�ah’a ve �stanbul Hükü-meti’ne ba�lı din adamları veyerel idareciler, yerel mütegalli-be, Rum ve Ermeni tüccarlarınortakları, orada da açıktan veyo�un bir subay, ordu dü�manlı-�ı propagandası yürütmektedir.

Küçük A�a romanında daTarık Bu�ra, Osmanlıcı yanınara�men, Ak�ehir’de yürütülenpropagandayı anlatır: KuvayıMilliyecilerin ba�ını farmason ve�ttihatçı subaylar çekmektedir.Bunlar me�ru idareyi yıkmak is-teyen komitacılardır. Müslüman-ların padi�ahının ve halifesinindü�manıdırlar. Dinsiz imansız-dırlar. Bunlar, Müslüman Ana-dolu’yu Bol�eviklere pe�ke� çeke-cektir. Yunan ve �ngiliz belasınıba�ımıza bunlar sarmı�tır. Padi-�ahımız efendimiz onları iknaedip göndermeye çalı�ırken busubaylar yine macera pe�indedir-ler…

Halide Edip’in Ate�ten Göm-lek romanında, �lhan Selçuk’un

Yüzba�ı Selahattin’in Roma-nı’nda, Sabahattin Selek’in Ana-dolu �htilali’nde, Do�an Avcıo�-lu’nun Milli Kurtulu� Tarihi’ndeyine uzun uzun bu propagandave yıkıcı etkileri anlatılır.

O günkü �ngiliz i�birlikçilerininpropagandası ile bugünkü Ameri-kan i�birlikçilerinin propagandası�a�ırtacak kadar birbirine benze-mektedir. �nceledi�inizde, kesinlik-le zaman tünelinde Osmanlı’nın1918-20’li yıllarına bir yolculukyaptı�ınız duygusuna kapılırsınız.Sırtlarını dayadıkları, zamanın enbüyük emperyalistinden aldıklarıgüç ve cesaretle �ımarık ve küstaholma, yalan ve iftiradaki gözü kara-lık ve pi�kinlik, hepsi birbirinin ay-nıdır.

12 EYLÜL’ÜN ÇİZME YALAYICILARI

F. Gülen, N. Ilıcak, M. Barlas,H. C. Güzel, �. Berkan, A. Altan…Bunlar saldırı cephesinin 12 Eylül-cü takımı. Yeni yetmelerin a�abey-leri, ablaları. 12 Eylül’de de �imdide Amerikancıdırlar. 12 Eylül’de“demokrasiyi kurtarma” adı altın-da Amerikancı darbenin çizmeleri-ni parlattılar; �imdi, “demokrasiyikoruma” adı altında Amerikan em-peryalizmine direnen TSK ve su-baylara saldırmaktadırlar. Hepsibu.�

1- Mehmet H. Do�an, “Türk Ro-manında Kurtulu� Sava�ı”, Türk Dilidergisi, sayı: 298, Temmuz 1976, Anka-ra.

2- Kemal Tahir, Yorgun Sava�çı,s.130, Bilgi Yayınevi, �kinci Baskı,�ubat 1975, Ankara.

� Bir yandan i�galgüçlerinin Mütareke�artlar�n� öne sürerekyapt��� dayatmalar,di�er yandani�birlikçilerin yapt���propagandaylaalaylar, taburlar,bölükler kar gibierimektedir. Firarlaralm�� ba��n�gitmi�tir.

14 � Ayd›nl›k � 21 HAZ�RAN 2009

��çi Partisi Genel Ba�kanıDo�u Perinçek, Ergenekondavasının 101. Duru�ma-

sında, Ergenekon adı verilenörgüt belgelerinin hepsinde��çi Partisi ve Do�u Perinçek’ehayasızca saldırı ve suçlama-lar oldu�unu kanıtlarıylaaçıkladı. Perinçek’in açıkla-maları özetle �öyleydi:

MİT’İN “MÜCADELE EDECEĞİZ”

AÇIKLAMASIYLA BAŞLADI

Altı yo�un disk bizlere veavukatlarımıza verildi. �ncele-nip, içindeki bilgiler aydınlatı-lınca bu davanın karanlıktakalan yanları da açı�a çıkıyor.Geçen hafta, 25 Ekim 2003’teAnkara’daki mitingde “ordu

göreve” pankartı açanların kı�-kırtıcı ajan ekibi olduklarınıba�bakanlı�a bildirdi�imizi veba�bakanlı�a verdi�imiz dosya-yı mahkemenize sunmu�tuk.

O dosyada da vardı. 20�ubat 2000 günü M�T Müste-�arlı�ı’nın yaptı�ı çarpıcı bir ya-zılı açıklama var: “��çi Partisi veAydınlık’la mücadele edece�iz”deniyor. Türkiye tarihindeba�ka örne�i yok. M�T yasal birparti ve yayın organına kar�ımücadele ilan ediyor. Nasıl mü-cadele ediliyor? Tertipler içindü�meye basılıyor.

Üç gün sonra, 23 �ubat2000’de Do�u Perinçek’e saldır-mak için “Fabrikatör” ba�lıklıbelge hazırlanıyor. M�T Müste-�arlı�ı’na �stanbul’dan posta ileyollandı�ı söylenen 6 CD’de bubelgeler elektronik ortamdavar. Bu dosyaların olu�turulmatarihleri de buradan saptanabi-liyor. ��çi Partisi, Aydınlık veDo�u Perinçek’e saldıran belge-lerin hepsi arka arkaya bu dö-nemde yazılıyor. Dosyalarınba�lıkları ve yazılma tarihleriçok dikkat çekici. M�T Müste-�arı’nin ‘mücadele edece�iz’açıklamasından sonra, arka ar-kaya bu psikilojik sava� malze-meleri üretilip sahneye sürülü-yor. Belgelerin ba�lıkları veolu�turulma tarihleri �öyle:

Fabrikatör: 23 �ubat 2000Bizim Hizbullah: 17 Mart

2000Gözlem-Analiz: 21 Mart

2000Panzehir: 1 Mayıs 2000Kürt ve Türk’ü Birlikte Ör-

gütleme: 7 Nisan 2000Perinçek-Öcalan �li�kisi: 7

Haziran 2000Dinamik/Antitez: 12 Hazi-

ran 2000

MİT’TE HİZBULLAH TEMİZLİĞİ

HABERİNİN ETKİSİ

M�T Müste�arı’nın açıkla-masından bir hafta önceki, 13�ubat 2000 tarihli Aydınlık,“Hizbullah’ı 1994’ten beriM�T’çiler Yönetiyor” kapa�ıylaçıktı. Bu haberin yazarı daburda Adnan Akfırat. Ve 20�ubat 2000 tarihli Aydınlık iseM�T içinde Hizbullah temizli�iyapıldı�ını yazıyor. M�T aynıgün yazılı açıklama ile ��çi Par-tisi ve Aydınlık’la mücadeleedece�ini ilan ediyor. ÇünküAydınlık, Hizbullah isimli örgü-tün M�T içindeki CIA-MOS-SAD ekibi tarafından Kontr-Terör Merkezi üzerinden yöne-tildi�ini yazıyor.

EMRE TANER İTİRAF ETTİ

Bugün M�T Müste�arı EmreTaner, bizden 6 yıl sonra bugerçe�i itiraf etmi�tir. 12 Aralık2006, Star gazetesi: “M�T’in �ti-rafı; M�T Müste�arı EmreTaner, Avrupa’daki çalı�malar-la ilgili birifingte devletin Hiz-bullah’ı bir dönem kullandı�ınıaçıklıyor. Emre Taner, milletve-killerine 25 Kasım 2006 günüsöylüyor. Haberi yazan �amilTayyar! M�T 6 yıl sonra Aydın-lık’ı ve ��çi Partisi’ni do�rulu-yor.

Dü�meye 20 �ubat 2000’debasılıyor. Ardından ��çi Parti-si’ne kar�ı tertip belgeleri hazır-lanıyor, hem de “Ergenekon”örgütü tarafından. Bu tertibiniçinde o zaman da MehmetEymür var.

10 Mart 2000 tarihli Sabahgazetesinin man�eti MehmetEymür’den! Bugün “Evet Hiz-bullah’ı kullandık” diyenler, otarihte ne diyorlar; “��çi PartisiHizbullah’a hizmet ediyor.” Biz“siz Hizbullah’ı kullandınız”diye haber yapıyoruz. Onlar biray sonra bizi suçluyor. TSK kul-landı diyerek bir de Türk Ordu-su’na suç atıyorlar.

Bunlar birbirlerini tehditediyorlar. Eymür üzerime gel-

21 �ubat 2000tarihli MilliyetgazetesiAtasagun’un yapt���“��çi Partisi veAyd�nl�k’lamücadeleedece�iz”aç�klamas�n� böyleverdi.

PER�NÇEK MAHKEME’DE AÇIKLADI

‘Ergenekon bize karşı kurulmuş!’“Fabrikatör belgesi ve di�erleri, Do�u Perinçek ve ��çi Partisi’ne kar��sald�r� belgeleridir. Böyle bir örgüt olur mu? Yöneticisine dü�man olan birörgüt olur mu? Bu örgütün dü�man ald��� bir tek ki�i var: Do�u Perinçek ve��çi Partisi! Bu saçmal��� ve mant�ks�zl��� nas�l kabul edebilirsiniz? Nas�ltutuklulu�umuzu kald�rmayarak, hukuksuzlu�u sürdürebilirsiniz?”

21 HAZ�RAN 2009 � Ayd›nl›k � 15

meyin Hizbullah’ı kullandı�ını-zı açıklarım diyor.

M�T Eymür’ü 21 Mart2000’de �ikâyet ediyor! M�T’tekigizli belgeleri alıp götürdü diyor.M�T içindeki yasa dı�ı KontrTerör Merkezi la�vediliyor.Eymür hakkında dava açılıyor.

6 YOĞUN DİSK TERTİBİN HEDEFİNİ

KANITLIYOR

Aydınlık 2000 yılındaM�T’in Hizbullah’ı kullandı�ınıyazınca aynı gün M�T tarafın-dan ��çi Partisi ve Aydınlık’asava� ilan ediliyor, üç gün sonraFabrikatör belgesi yazılıyor.Hatta gazeteler M�T Müste�ar-lı�ı’nın yazılı açıklamasını“�enkal Atasagun sinirlendi”diye verdiler. Sen misin M�T–Hizbullah ba�ını yazan! Arkaarkaya ��çi Partisi’ne kar�ı bel-geler hazırlanıyor.

“Fabrikatör” belgesi tertibinve Do�u Perinçek’e saldırınınkılavuzu. Bu belge ve 6 yo�undiskin içinden çıkanlar; tertibin��çi Partisi’ne kar�ı kuruldu�u-nu, Do�u Perinçek’leri hedeftahtasına koydu�unu ortaya ko-yuyor, kanıtlıyor. Yani Ergene-kon bize kar�ı kurulmu�!

Bu örgüt alçakların, namus-suzların, hainlerin kurduklarıbir örgüttür. Ve ben bu örgüt-ten yargılanıyorum. Benim içinbüyük acıdır.

BÖYLE ÖRGÜT OLUR MU

Fabrikatör belgesi ve di�erle-ri, Do�u Perinçek ve ��çi Parti-si’ne kar�ı saldırı belgeleridir.Böyle bir örgüt olur mu? Yöne-ticisine dü�man olan bir örgütolur mu? Ben bu örgütün dü�-manıyım. Bu örgütün dü�manaldı�ı bir tek ki�i var: Do�u Pe-rinçek ve ��çi Partisi! Örgüt bel-geleri örgüt liderine bu kadara�ır hakaretler, iftiralar edermi? Hani ben bu örgütün kuru-cusu, lideriydim? Bu saçmalıkve mantıksızlıktır. Sayın Mah-keme bu saçmalı�ı ve mantıksız-lı�ı nasıl kabul edebilirsiniz.Nasıl haksızlık yapıp, hukuk-suzlu�u sürdürebilirsiniz?

NAZIM’IN ÖLÜSÜNÜ ALKIŞLIYOR

DİRİSİNİ HAPSE ATIYORSUNUZ

Belge paslanmı� anti-komü-

nizmle doludur. Nazım Hikmet-ler, Sabahattin Aliler hakkındayazılanlar gibi Nazım’ın ölüsü-nü alkı�lıyor, dirisini hapse atı-yorsunuz. Hâlâ öyle.

Belge bizim Kemalistli�imizelaf söylüyor. Bunlar seksen yıl-dır Atatürkçülü�ü NATOtürk-çülük yaptılar. ��çi Partisi yılla-rını vererek Atatürk’ün BütünEserleri’ni yayımladı. Onlarınyıktı�ı Atatürk’ün devrimcili�i-ni ��çi Partisi ortaya çıkardı.

Onlar her türlü kanunsuzlu-�u yapacak, Türkiye’yi Amerikave CIA’nın ayakları altına sere-cekler… Bu milletin evlatlarıbuna kar�ı durmayacak, müca-dele etmeyecekler.

Darbe yapanlar iktidarda. Biz-ler hedef! Amerikancı darbenin12 Eylül’ün çocuklarıiktidarda.

MİT’İN İŞİ GÜCÜ YALAN YAZMAK

Koskoca M�T’in yaptıkları-na bakın! ��i gücü yalan yaz-mak. Benim PKK kurucusu ol-du�umu yazıyor, bunu dersnotu yapıyor. Buluyoruz MilliE�itim Bakanlı�ı ve Milli Sa-vunma Bakanlı�ı özür diliyor-lar, özür yetmez toplatın diyo-ruz, toplatıyorlar.

Vakit ayırın, naip hâkimtayin edin bunları okuyun, an-layacaksınız. Belgede bizim,TSK ile irticayı birbirlerinehedef gösterdi�imiz yazılıyor.Yani ��çi Partisi olmasa TSK veFethullahçılar kolkola olacak.

Ben bir parti lideriyim. Her-kesle görü�ürüm. Abdullah Öca-lan ile görü�meler kitabının yenibaskısını yaptırıyorum. Hepinizetakdim edece�im. Abdullah Gül,Abdullah Öcalan’ın 6 gömlek al-tındaki adamla görü�üyor. Cen-giz Çandar yazdı “sorunu iki Ab-dullah çözecek”… evet mektubuyolladım. Mektup ne diyor; si-lahları bırakın, örgütü da�ıtın di-yoruz. Etnik temelde örgüt kur-mayacaksın, Türkiye’nin birli-�inde yerini alacaksın. TayyipErdo�an- Abdullah Gül bunu ya-zabilir mi? Onlar Amerikan pla-nına hizmet eder!

NASIL YARGIÇLIKTIR BUNLARI

GÖRMÜYOR

Belgeler tipik kara bilgi,

maksatlı propaganda. Bu belge-leri güya Teori Tasarım Depart-manı yazmı�. Peki, Do�u Perin-çek, örgütün 7 liderinden biri,Teori Tasarım bölümünün üç li-derinden biri… Kendi liderihakkında bunları yazan birörgüt olur mu?

Mevcut gizli tanıkların benimhakkımda söyledikleri her �ey debu belgelerden alınma.

Ben de�erli karde�lerimDeniz Gezmi�lere gidin bankasoyun mu demi�im! Bu vatanse-ver, pırlanta gibi karde�leriminönlerine çıkmı�ım, yanlı� demi-�im. Ben onların lideriyim.Onlar silahlı mücadeleye girmi�ve benden ayrılmı�lar. Ben neyapmı�ım solun en önemli biri-kimini örgütlemi�im. Benimkırk yıldır lideri oldu�um örgüt-lerde bir tane böyle bir eylemyoktur.

Bu nasıl bir yargılamadır kihalen bunları görmüyor. Nasılyargıçlıktır ki bunlar görülmü-yor ve yargılama devam ediyor.

Bugüne kadar bir sürü deliltoplandı. Toplui�ne ba�ı kadaraçıklı�a kavu�mayan bir hususkalmadı. Tutuklulu�umu sür-düremezsiniz.�

16 � Ayd›nl›k � 21 HAZ�RAN 2009

Ulusal Kanal Yönetim Kuru-lu üyesi ve ��çi Partisi Mer-kez Karar Kurulu üyesi

Adnan Akfırat serbest kalmasın-dan sonra Elif Akçınar’ın hazır-layıp sundu�u Neler Oluyorprogramına konuk oldu. Akfırat21 Mart 2009’da gözaltına alına-rak tutuklanmı�tı.

- Geçmi� olsun demiyorum.Telefonda dedi�imde, “Banageçmi� olmaz, ba�kalarına geç-

mi� olsun” demi�tiniz. Kime geç-mi� olsun?

ADNAN AKFIRAT- Türk mil-letine kar�ı bu Ergenekon tertibi-ni düzenleyenlere geçmi� olsun.Çünkü bu tertip onlara dönmü�durumda. Çıkarken oradakiinfaz koruma memurlarından dasöz aldım, Abdullah Gül, TayyipErdo�an, Fethullah Gülen gele-cekler buraya. Onlara iyi davra-nacak mısınız? Bize iyi davrandı-nız. Cezaevine girdiklerinde iyimuamele görsünler diye sözünüaldık. Onlar içeriye girecekler,yakındır.

DEVRİMCİ AYDIN GELENEĞİ

- Kilo vermi�, sigarayı bırak-mı�sınız. Sa�lıklı ya�am kampınagirmi� gibisiniz. Nasıl böyleoldu?

AKFIRAT- Türkiye’de bir dev-rimci aydın gelene�i vardır. ��teNazım Hikmetler, Namık Ke-maller… Hepsi cezaevini tanı-mı�, buralarda mücadele etmi�-ler. Mustafa Kemal de dahaHarp Okulu ö�rencisiyken alını-yor, götürülüyor, cezaevlerinekapatılıyor.

Sayın Do�u Perinçek’le bera-ber aynı cezaevinde kalıyordum.Tabii bu �ans. Sayın Do�u Perin-çek be� ku�akla hapis yatmı� teklider. 12 Mart’tan ba�layarak1970’ten beri 70, 80, 90, 98,2008.

‘İŞÇİ PARTİSİ’NİN HEDEF

ALINMAMASI OLAMAZDI’

- 15 ay geçti. Bu kadar zamanbo�u bo�una yattım diye dü�ünü-yor musunuz?

AKFIRAT- Bu haksız bir tu-tuklama. Hukuken baktı�ındabo�u bo�una. Ama bir de gerçekhayat var. 40 yıllık mücadeleninsonucunda onların neden beni

hedef aldı�ı ya da M�T �emasın-da ismimin neden yazıldı�ı anla-�ılır bir �ey. 20 �ubat 2000 tari-hinde Aydınlık dergisindekibenim kapak haberim üzerinedönemin M�T Müste�arı �enkalAtasagun yazılı açıklama yaptı,“mücadele edece�iz” diye.

Böyle bir saldırıda ��çi Parti-si’nin hedef alınmaması olamaz-dı.

‘ELLE KİTAP YAZDIK’

- Cezaevinde bir gününüznasıl geçiyor? Yani kaçta kalkılı-yor? Neler yapılıyor?

AKFIRAT- Sabah 8’de veak�am 8’de sayım var. Silivri’de-ki düzen bu. Tekirda�’da havakararma saatlerine göre sayımsaati de�i�iyor. Fiziki ko�ullarçok fazla etkilemiyor.

- Biz etkilenenleri okuduk,gördük. Çok ki�inin de psikoloji-sini bozmu�…

AKFIRAT- Ama biz kıdemli-yiz… Hikmet Çiçek de Sayın Pe-rinçek gibi, 14 buçuk yıl ceza-evinde kalmı�. Böyle deneyimlimahpuslarla yattı�ım için kendi-mi �anslı görüyorum.

Gazeteler 10’da geliyor, 8’dekalkıp jimnastik yapıyorduk.Tabii duru�malar ba�layınca8’de kalkıp oraya gidiyorsunuz.Haftanın 4 günü duru�ma olu-yor. Çar�amba günü banyo, tıra�olma ve ziyaret günü. Hafta so-nunda da aynı düzen. Cezaevin-de duru�ma olmadı�ı zaman ya-pılan �u: Sayım var, kalkıyorsu-nuz. Jimnasti�in sonrasındakahvaltı yapılıyor. Gazeteler geli-yor, 12 gazete okuyorduk. Ohafta dergiye hazırlanacak olan�eyleri yazmaya Çar�amba ak-�amları ba�lıyorduk.

- Size kitap yeti�tirilemedi�iniduydum.

AKFIRAT- Bu zamanı GenelBa�kan da çok verimli olarak de-�erlendirdi. Ben de kitap hazırla-dım cezaevinde. Ama elle yazabi-liyorsun. Bilgisayar yok! Daktilobile vermiyorlar. Adülhamit dö-neminde insanların makine kul-

15 AY TUTUKLULUKTAN SONRA TAHL�YE OLAN ADNAN AKFIRAT:

‘Asıl tertipçilere geçmiş olsun!’‘Türkiye’de devrimci ayd�n gelene�i var. ��te Naz�m Hikmetler, Nam�kKemaller… Hepsi cezaevini tan�m��, buralarda mücadele etmi�ler. MustafaKemal de daha Harp Okulu ö�rencisiyken al�n�yor, götürülüyor,cezaevlerine kapat�l�yor…’ ‘Yüre�in ve bilincin özgür olunca sen de özgüroluyorsun. Naz�m Hikmet’i hapsettiler, onu engelleyebildiler mi?..’

Adnan Akf�rat, tahliye edildi�i 13 Haziran günü ��çi Partisi’ndeyapt��� aç�klamada �öyle konu�tu: “Türkiye’de �erefli, namuslu,vatansever kim varsa Ergenekoncu diye içeriye at�l�yor. Bunaverilecek bir tane yan�t var: Türk milletinin öncüleri ‘HepimizErgenekoncuyuz’ diyecek. Ergenekon’dan ç�k��a önderlikedece�iz.”

21 HAZ�RAN 2009 � Ayd›nl›k � 17

lanmasına bir sınırlama yok. Ab-dullah Gül’ün Cumhurba�kanı,Tayyip Erdo�an’ın Ba�bakan ol-du�u Türkiye’de cezaevlerindebilgisayar kullanımı yasak.

CD’nin cezaevine girmesineözel bir savcılık izin veriyor. Helebizim yargılama açısından baktı-�ınızda 448 klasör var. Benbütün bilgilere ula�abildi�im ka-naatinde de�ilim.

Dilekçe veriyorsunuz, birmemur e�li�inde bilgisayara gidi-yorsunuz. O gün çok talep varsabir saat, az talep varsa üç saat,yani en çok 3 saat çalı�abiliyor-sunuz.

‘ZORUNLULUĞUN BİLİNCİNE VARINCA

ÖZGÜR OLUYORSUNUZ’

- Haftada 3 saat, günde de�il?AKFIRAT- Tabii. Pazar sa-

bahları saat 9’da bilgisayara gö-türüyorlardı beni. Bizim nöbeti-miz Pazar sabahına denk gelmi�-ti. Ben Pazar sabahları gidip bil-gisayarda çalı�ıyordum. Yapacaki�iniz varsa içerisinin ya da dı�a-rısının çok önemi olmuyor.Önemli olan yapacak i�inizin ol-ması.

- Peki ruh halinizde bir de�i-�iklik olmuyor mu? �leti�iminizkısıtlı, ailenizle görü�me imkanıhaftada bir gün. Açık görü� 15günde bir mi ayda bir mi?

AKFIRAT- Ayda bir. �lk haftaaçık görü� imkanı var. Bir debayramlarda, özel günlerde.

- Bunlar da insanın ruh halini

etkilemiyor mu?AKFIRAT- Zorunlulu�un bi-

lincine varırsanız özgür oluyor-sunuz. �kincisi beni fiziken hap-sedebilirler ama duygularımı dü-�üncelerimi hapsedebilirler mi?

Yüre�in ve bilincin özgürolunca sen de özgür oluyorsun.Nazım Hikmet’i hapsettiler deonu engelleyebildiler mi?

- �nsanî birtakım duygularvardır ya onların ön plana çıktı�ıgünler oluyor mu? Örne�in Çar-�amba günlerini, açık görü� gün-lerini heyecanla beklemek…

AKFIRAT- Ku�kusuz sevdi�i-niz insanları bekliyorsunuz. On-larla dı�ardan haber alıyorsunuz.Dı�arıya haber gönderiyorsunuz.Ergenlik ça�ında bir o�lum var.Onun sorunları var. Üniversitebitirmek için u�ra�an bir kızımvar, onların sorunları var.Annem çok merak ediyor. 1915do�umlu anneannem var. Her ikidedem de Kurtulu� Sava�ı’na ka-tılmı�lar. Anneannem BahriyeOkan cezaevindeki ilk telefongörü�memizde, “o�lum üzülme”dedi. “Fransızlar Nizip’i i�gal et-ti�inde benim babamı da kayın-pederimi de Fransızlar hapset-mi�ler birini Halep’e götürmü�-ler, orada kalmı� bir yıl” dedi.Anneannemin babası ise Nizip’tealtı ay hapiste kalmı�. Sonradevam etti:

“Biz biliyoruz sen, Türki-ye’nin ba�ımsızlı�ı için u�ra�ı-yorsun. Hapse girmen de anla�ı-

lır bir �ey.” - Bundan sonra Ergenekon

süreci nasıl devam eder? AKFIRAT- Tertip devam edi-

yor. Çünkü bu tertibin arkasın-daki kuvvetin Türkiye’ye ili�kinhesapları, beklentileri devam edi-yor.

“Genelkurmay ba�kanı gö-revden alınsın” diye fütursuz bir�ekilde kampanya yürütülüyor.Ne zaman yapılıyor bu? Tam daTürkiye’de A�ustos ayında yeniterfi tayinleri belirlenecek, askeri�ura toplanacak. Buraya müda-hale etmeye çalı�ıyorlar.

Bunun arkasında Amerikavar. Avrupa Birli�i’nden talimat-lar geliyor, Ergenekon’un sonunakadar gidin diye. Amerika Birle-�ik Devletleri’nden talimatlar ge-liyor. Böyle bir yargılama olurmu? Egemenlik yoksa hukukyoktur. Türkiye’nin savcıları,yargıçları Amerika’dan, Avru-pa’dan talimat alarak bu i�i ya-pabilirler mi?

Amerikan ordusunun yaptı-rım gücünü Türk ordusu orta-dan kaldırırsa, bunu engellerseTürkiye’de bizim kanunlarımızi�ler. Bunu hep beraber görece-�iz.

Tertibin amacı kukla devletinTürk ordusunun denetimi altın-da �ran’a, Suriye’ye, Azerbay-can’a, Rusya’ya kar�ı kullanıl-ması. Sonunda da parçalanma.Türkiye, Türk Ordusu buna razıolamaz.�

- Ko�u�ta kaç ki�i kalıyordunuz?AKFIRAT- Silivri cezaevinde Hikmet Çiçek’le ve Genel

Ba�kan Do�u Perinçek’le kalıyorduk. Foto�rafta görülenbizim ortak çalı�ma alanımız ve buradaki masamız. Bu Hik-met Çiçek’le yemek yedi�imiz, yazılarımızı yazdı�ımızmasa.

Silivri Cezaevi’nde genellikle 21 ki�ilik odalar var. 7 taneoda 3’er ki�ilik ranzalar �eklinde. �ki katlı bunlar, genel dü-zenleme bu. Bir de bunların dı�ında 3 ki�ilik odalar var. Bu3 ki�ilik odalar cezaevi yönetimi tarafından tecrit hücreleriolarak kullanılıyor. Biz burayı süit oda olarak de�erlendir-dik. Her odada du� var. Tuvalet var. 3 tane tek ki�ilik odayan yana, bir ortak kullanım alanımız var, bir de havalan-dırma alanı.

- �stedi�iniz zaman çıkabiliyorsunuz yani havalandırma-ya?

AKFIRAT- Yani sabah 8’de açılıyor, ak�am 8’de kapanı-yor.

‘Tecrit hücrelerini suit oda olarak de�erlendirdik’

��çi Partisi Genel Ba�kan� Do�u Perinçek, Merkez Karar Kurulu Üyesi veUlusal Kanal Yönetim Kurulu Üyesi Adnan Akf�rat ve ��çi Partisi Bas�nBürosu Ba�kan� Hikmet Çiçek 10 Haziran 2009 günü Silivri Cezaevi’ndekiko�u�lar�nda.

18 � Ayd›nl›k � 21 HAZ�RAN 2009

CÜNEYT AKALIN

Silivri’de 100. duru�ma. 8 ayolmu�, dile kolay. 12 Hazi-ran Cuma, sanıkların talep

arz günü. Salon doluca, ��çi Par-tililer ço�unlukta. Sanıklar ve sa-vunmanlar yerlerini alıyor, heyetba�kanı oturumu ba�latıyor.

SALONDAN KESİTLER

Prof. Kemal Alemdaro�-lu’nun avukatı Çetinba�, bıraktı-�ı yerden devam ediyor. 925 say-falık savunmayı izlemeye çalı�ı-yorum, beceremiyorum. Ben deuzaktan, kamera görüntülerininyardımıyla, arkada�larımı izliyo-rum. Hikmet Çiçek biraz zayıfla-mı�, Hayati’de bir de�i�iklik yok.Nusret Senem çakı gibi, EminGürses de formda gözüküyor.Do�u Bey, en önde oturuyor; sık

sık not alıyor. Uzaktan kolay se-çemiyorum. �P’nin yeni üyesiMuzaffer Tekin, �ıklıkta Se-nem’den geri kalmıyor. Öteki sa-nıkların ço�unu çıkartamıyo-rum. Heyet üyelerinin her birininönünde bir bilgisayar ekranı…Ne de olsa, bilgi ça�ındayız!Heyet tepkisiz; konu�malara mü-dahale etmiyor.

Ö�le molası… Do�u Bey’i bukez yakından görebiliyorum. Oda iyi görünüyor. Gözlerinin içigülüyor, gelenlerle tek tek ilgile-niyor.

DALYANIN CUMA’SI

Ö�leden sonraki duru�maba�lıyor. Avukat Çetinba�, iddia-nameyle gırgır geçiyor. Aziz Ne-sin’lik iddianamede neler yokki… Perinçek ve �lhan Selçuk ceptelefonu kullanmazlarmı�; alsana gizli örgüt kanıtıymı�!

Saat 15’e do�ru yargıç savun-mayı kesiyor, talepleri dinlemeyegeçiyor ve Ergenekon’un en ren-kli duru�malarından biri, 100.oturumda ya�anıyor.

Oktay Yıldırım söz alıyor.Atak, duygusal biri. Geçmi�teyazdı�ı mektuplardan pasajlarokuyor. Ergenekon sanıklarına“Don Ki�ot” diye laf atan Emek-li General Pamuko�lu’na serze-ni�te bulunuyor. “Cesaretin vemertli�in erdemlerinden” sözediyor. ��i avukata mavukata bı-rakmadan tahliye talep ediyor.

Ardından Hikmet Çiçek,Adnan Akfırat ve Nusret Senemsöz alıyor. �P’liler konu�mayaba�layınca, hava birden de�i�i-yor. Her biri iyi hazırlanmı� bukonu�maların ayrıntılarına gir-meyece�im, merak eden, �P’nininternet sitesine girip konu�mala-rı ö�renebilir; kesinlikle de�er.Çok kısaca belirtmek gerekirse,

Nusret Senem Silopi’de, BO-TA�’ta, Cizre’de yapılan kazılar-da ortaya çıkan hayvan kemikle-rini hatırlatarak, yanda� medyaile alay ediyor. Tertip’in 1998’deba�ladı�ına i�aret eden Akfıratise Gladyo’ya kar�ı ilk kitabı yaz-mı� olmanın keyfini çıkarıyor,Çiçek de “�P’nin 40 yılı a�an ya-�amının özetinin Gladyo’ya kar�ımücadele” oldu�unu hatırlatı-yor.

Sanıklardan avukat KemalKerinçsiz, gizli tanıklık kurumu-nu, yasal düzenlemeyi uzun uza-dıya irdeliyor; “Gizli tanıklık ya-sasının adeta bir Ergenekon’aözel yasa” oldu�unu gözlerönüne seriyor.

Ardından söz alan sanıklar-dan Mehmet Demirta�, ÜmitO�uztan, Hayrettin Ertekin,Murat �ar, Ümit Sayın ve M.Fikri Karada� uzun süredir tu-tuklu kaldıklarını hatırlatarak,tahliyelerini talep ediyorlar.“Kuvayı milliyeciler”den FikriKarada� geçmi�te ba�bakanı ma-kamında ziyarete gittiklerini, Er-do�an’ın kendilerine “mücadele-

� “Tarihselhesapla�ma hukukdersine dönü�üyor.‘Bu davada çoksay�da deliltopland�, tek birkaranl�k noktakalmad�’ cümlesini,temel önermeizliyor: Maddigerçekleredayanmal�s�n�z!”Çizim: Ba�ak Bugay

S�L�VR� �ZLEN�MLER�

‘Dalya oturumu’nun sakinleriErgenekon’un en renkli duru�malar�ndan biri, 100. oturumdaya�an�yor. San�klar ve avukatlar pe� pe�e söz al�yor; kimi tahliye talepediyor, kimi iddianameyle dalga geçiyor, kimi de Mahkeme Heyeti’nivicdan muhasebesi yapmaya ça��r�yor. Tarihi ‘Dalya oturumu’,Adnan’�n ve üç san���n daha özgürlü�e kavu�malar� ile sona eriyor…

Duru�malar� ba��ndan

itibaren dikkatle izleyen

Veli Küçük’ün k�z� ve

avukat� Zeynep Küçük, 100

duru�man�n muhasebesini

yapmaya koyuluyor. Gerçek

bir tahliye yapmayarak

yanda� medyay�

cesaretlendiren

Mahkeme’nin 2., 3., 4.

iddianameyi de kabul

edece�ini söylüyor.

“Buradaki san�klar bir

bedel ödüyor, siz de bedel

ödemelisiniz” diyerek

Heyet’i bir vicdan

muhasebesine zorluyor.

21 HAZ�RAN 2009 � Ayd›nl›k � 19

ye devam” i�areti verdi�ini anla-tınca; yanımda oturan arkada�ımbeni dürtüyor. Aslında bu sözle-rin anlamı açık; Bunlar mı Kuv-vacı; medya neler anlatıyor, sa-londa nelere tanık oluyorinsan…

“ATATÜRK DAĞA ÇIKARDI”

Do�u Bey, kürsüye çıkıncaherkes dikkat kesiliyor. �P Ba�ka-nı heyetin önünde ülkenin son 40yılını masaya yatırıyor. Glad-yo’yu kastederek “bu örgüt al-çakların kurdu�u bir örgüttür.Bu örgütten yargılanmak benimiçin büyük acıdır” diyor. Salondaçıt çıkmıyor, herkes can kula�ıy-la izliyor. Heyet Ba�kanı koltu-�una daha bir gömülüyor.

Do�u Bey’in açıklamaları ta-rihsel bir hesapla�maya dönüyor.“Atatürk bugün gelseydi, da�açıkardı” diye haykırıyor. Savcıla-rın suçladı�ı Nazım’ı, Deniz Gez-mi� ve arkada�larını savunuyor.Salonda sinek uçsa kanatlarınınsesi duyulacak. Tarihsel hesap-la�ma hukuk dersine dönü�üyor.“Bu davada çok sayıda delil top-landı, tek bir karanlık nokta kal-madı” cümlesini, temel önermeizliyor: “Maddi gerçeklere da-yanmalısınız!” Yani 2455 sayfa-lık, binlerce klasörlük iddianame‘hikâye’ demeye getiriyor. Nea�ır bir suçlama!

AVUKATLAR GEÇİDİ

Duru�maları ba�ından itiba-

ren dikkatle izleyen Veli Kü-çük’ün kızı ve avukatı ZeynepKüçük, 100 duru�manın muha-sebesini yapmaya koyuluyor.Kara ka�lı kara gözlü, boyluposlu genç kadın konu�tukça açı-lıyor, açıldıkça anlatıyor. Gerçekbir tahliye yapmayarak yanda�medyayı cesaretlendiren Mahke-me’nin 2., 3., 4. iddianameyi dekabul edece�ini iddia ediyor. Ço-cuklu�undan beri ailesine yöne-lik tehditler yüzünden korumaaltında ya�adı�ını anlatıyor.“Buradaki sanıklar bir bedelödüyor, siz de bedel ödemelisi-niz” diyerek Heyet’i bir vicdanmuhasebesine zorluyor. Muzaf-fer Tekin’in “yeni mezun, gençstajyer” havalı avukatı ÖzdenHanım hakkındaki kanı, yerini“amma yaman avukat” izlenimi-ne bırakıyor. Özden Hanım daHeyet’in cesur bir karar verme-mesinin kar�ı güçleri cesaretlen-dirdi�ine dikkat çekiyor.

“Bir ki�i hem kahraman hemterörist olmaz” diyerek madalya-sını iade eden emekli subay Ser-dar Öztürk’ün avukatı HasanGürbüz, önemli açıklamalar ya-pıyor; müvekkilinin bürosundayapılan aramada bulundu�uiddia edilen CD’nin, arama tuta-na�ında bulunmadı�ını anlatıyoröfkeyle. Tertiplerle SamanyoluTV’deki dizinin benzerli�ine dik-kat çekiyor.

Sıra �P avukatlarına geliyor.Ak saçlı, sa�lam yapılı, eski se-natör, deneyimli hukukçu Ser-vet Bora, söze Mütareke �stan-

bul’undan giriyor. Heyet’i “ta�atohum ekmek, suya yazı yaz-mak”la suçluyor. Heyet’in budavayı bitiremeyece�ini iddiaediyor. Ardından bir ba�ka aksaçlı �P avukatı, Mehmet Cengizsöz alıyor:

“(Güney’in iddialarını içe-ren) �emayı açmıyorsunuz amaDo�u Perinçek’leri içerde tutu-yorsunuz. Mahkeme o �emada-ki zenginlerin, i�adamlarınınkoruması mı? O �emadaki entemiz ki�i Do�u Perinçek’tir.”Sözünü bitirirken kılıcı dü�ümeindiriyor: “�emayı açınız!”Heyet, tepkisiz dinliyor.

Ba�kan savcılardan taleplerhakkında mütalaa talep ediyor.Ba�ka bir dünyada ya�ayan sav-cılar otomati�e ba�lamı�: “suçunmahiyeti (…) reddine…”

Saat 21’e yakla�ıyor. Heyetmüzakereye çekiliyor.

ADNAN’A ÖZGÜRLÜK

Yorgunluk midelerin kazın-masına karı�mı� olmalı, bir avu-katın bir yerden bulup getirdi�ipeksimet tarzı yiyecekler, sanık-lar ve dinleyiciler arasında hızlabölü�ülüyor. Dinleyiciler ve avu-katların bir bölümü Silivri’denayrılıyor. Nöbetçi avukatlar kalı-yor, kim bilir bir tahliye kararıçıkabilir!

Adnan Akfırat’ın tahliye ol-du�unu ertesi gün ö�reniyoruz.Tarihi ‘Dalya oturumu’, Ad-nan’ın ve üç sanı�ın daha özgür-lü�e kavu�maları ile sonaeriyor.�

Do�u Perinçek, kürsüye

ç�k�nca herkes dikkat

kesiliyor. �P Ba�kan�

heyetin önünde ülkenin son

40 y�l�n� masaya yat�r�yor.

Do�u Bey’in aç�klamalar�

tarihsel bir hesapla�maya

dönüyor. “Atatürk bugün

gelseydi, da�a ç�kard�” diye

hayk�r�yor. Savc�lar�n

suçlad��� Naz�m’�, Deniz

Gezmi� ve arkada�lar�n�

savunuyor. Salonda sinek

uçsa kanatlar�n�n sesi

duyulacak…

20 � Ayd›nl›k � 21 HAZ�RAN 2009

LEVENT AK/UMUT ALBAYRAK

�çi�leri Bakanlı�ı bünyesinde“Kamu Düzeni ve Güvenli�iMüste�arlı�ı” kurulmasını ön-

gören yasa tasarısı önümüzdekigünlerde Meclis Genel Kuru-lu’nda görü�ülmeye ba�lanacak.Tasarıda, yeni müste�arlı�ın ku-rulu� amacı, “Terörle mücadele-ye ili�kin politika ve stratejilerigeli�tirmek ve bu konuda ilgilikurum ve kurulu�lar arasındakoordinasyonu sa�lamak” ola-rak tanımlıyor. Ancak tasarı ba�-tan sona incelendi�inde, 20 mad-denin her biri AKP Hüküme-ti’nin gerçek niyetini ele veriyor!Nitekim ‘kamu güvenli�i’nin ya-bancı ajanlara teslim edilmesin-den tutun da, psikolojik harp

dairesinin faaliyetlerinin yasal-la�tırılmasına kadar pek çok‘tehlike’yi tasarının satır arala-rında okumak mümkün. Müste-�arlı�a, ba�lı olaca�ı �çi�leri Ba-kanlı�ı’nda bile bulunmayan ‘sı-nırsız yetkiler’ verilmesi de caba-sı!

“ESNEK ÇALIŞALIM DİYE

HER ŞEYİ YAZMADIK”

Tasarının maddelerini incele-meye geçmeden, �çi�leri BakanıBe�ir Atalay’ın, kurmak istedik-leri müste�arlık için yaptı�ı tarifiaktaralım. Atalay, 20 Mayısgünü, tasarının görü�üldü�ü ko-misyonda �öyle diyor: “Bu kuru-lu� etkili olacak, etkili kılaca�ız.Bu konuda belki her �ey yasametnine geçirilmiyor. Biraz da

‘çok ba�layıcı olmayalım, birazesnek çalı�alım’ diye…”

Türkiye, yasa metnine geçiril-meyen “esnek çalı�ma”nın ne ol-du�unu telefon dinlemelerinden,montajlanan ses kayıtlarından,sızdırılan uydurma belgelerdengayet iyi biliyor!

�imdi, “yasa metnine geçiri-len” maddelere göz atalım…

CIA AJANLARI MÜSTEŞARLIKTA

YUVALANABİLİR

Tasarının 13. maddesi, söz-le�meli personel ve uzman çalı�tı-rılmasını düzenliyor. Bu madde-nin 2. fıkrasına göre, Müste�ar-lıkta ‘yabancı uzman’ çalı�tırıla-bilecek. Tasarıda aynen �öyle de-niyor:

“Ayrıca özel uzmanlık isteyenkonularda kadro kar�ılı�ı olmak-sızın tam gün veya kısmi günveya belli bir konu veya proje ba-zında, konu veya projenin süresiile sınırlı olmak ko�uluyla sözle�-meli personel ve yabancı uzmançalı�tırılabilir. Bunlara ödenecekücret Müste�arın teklifi üzerineBakan onayı ile belirlenir.”

Bu konuda uzmanla�an ya-bancıların tamamı aynı zaman-da, bir istihbarat örgütünün deelemanı. Özellikle CIA ve MOS-SAD gibi servisler, “uzman” sıfa-tını yapı�tırdıkları ajanları çalı�-tırıyorlar. Ulusal güvenlik konu-sunda en üst kurum olacak bumüste�arlı�ın kapıları, yabancıülke ajanlarına da sonuna kadaraçık!

KADROLAŞMAYA AÇIK

Ayrıca, Müste�arın önerdi�i,�çi�leri Bakanı’nın onayladı�ıherkes, Müste�arlık’ta görevlen-dirilebilecek. 12. maddenin 2.fıkrasında �öyle deniyor: “Müs-te�arlı�ın görev alanına giren ko-nularda çalı�tırılmak üzere bütünkamu kurum ve kurulu�larınınpersoneli, (…) Müste�arın teklifive Bakan onayı ile geçici olarak

YEN� MÜSTE�ARLIK TASARISI…

‘Kamu Güvenliği’ yabancı ajanlara emanet!�çi�leri Bakan� Atalay, Kamu Düzeni ve Güvenli�i Müste�arl��� yasatasar�s� için, ‘esnek çal��al�m diye her �eyi yasa metnine geçirmedik”diyor. Müste�arl��a örtülü ödenek ayr�lacak olmas�, Atalay’�naç�klamas�yla birle�ince dü�ündürücü bir tablo ç�k�yor. Üstelik yenimüste�arl���n kap�lar� yabanc� ajanlara da sonuna kadar aç�k…

21 HAZ�RAN 2009 � Ayd›nl›k � 21

Müste�arlıkta görevlendirilebi-lir.”

13. maddenin 1. fıkrası da,belirlenen kadrolar kar�ılık gös-terilmek �artıyla, 657 sayılı Dev-let Memurları Kanunu ve di�erkanunların sözle�meli personelçalı�tırılması hakkındaki hüküm-lerine ba�lı olunmaksızın, Müs-te�arlıkta sözle�meli personel ça-lı�tırılabilece�ini öngörüyor.

BAĞLI OLDUĞU BAKANLIKTAN BİLE

DAHA YETKİLİ!

Tasarının 6. maddesi kurula-cak müste�arlı�ın görevlerini be-lirliyor. 6’ncı maddenin f bendi,�öyle: “�nceleme ve denetlemeyapmak ya da yaptırmak.”

Bir bakanlıkta bile bulunma-yan bu yetki sayesinde yeni Müs-te�arlık, ba�lı olaca�ı �çi�leri Ba-kanlı�ı’ndan bile daha yetkili kı-lınıyor!

Peki müste�arlık, nereleri de-

netleyebilecek? Yasada incelemeve denetleme yetkisinin sınırı çi-zilmiyor. Ama Müste�arlı�a ko-ordinasyon yönünden ba�lı olan

her kurumun inceleme ve denet-leme kapsamında olabilece�i gibibir anlam çıkıyor. Bu kurulu�lararasında Jandarma da var, M�T

KAMU DÜZENİ VE GÜVENLİĞİ MÜSTEŞARLIĞI

ANA HİZMET BİRİMLERİ DANIŞMA BİRİMLERİ YARDIMCI HİZMET BİRİMLERİ

Planlama, Koordinasyon ve SosyalDestek Daire BaşkanlığıGörevi: Belirlenen politikalarınuygulanmasına yönelik eylemplanları hazırlamak ve istihbaratgetirecek kurumlar arasıkoordinasyonu sağlamak.

Müsteşarlık MüşavirleriTerörle mücadele alanında özelbilgi ve ihtisasından yararlanılmaküzere en çok on MüsteşarlıkMüşaviri görevlendirilebilir. Bakanonayı ile istihdam edilir.

İnsan Kaynakları ve DestekHizmetleri Daire BaşkanlığıGörevi: Müsteşarlık personelininatama, nakil, disiplin, sicil, terfi,ücret, emeklilik ve benzeri özlükişlerini yürütmek.

Araştırma-Geliştirme DaireBaşkanlığıGörevi: Veri, bilgi ve belgeleritoplamak, tasnif etmek, analiz vedeğerlendirmeler yapmak, rapor

Strateji Geliştirme Daire BaşkanlığıGörevi: Müsteşarlığın orta ve uzunvadeli kurumsal strateji vepolitikalarını belirlemek veMüsteşarlık bütçesini hazırlamak.

İletişim Daire BaşkanlığıGörevi: Müsteşarlığın politikalarınıkamuoyuna kabullendirmek içinfaaliyet yürütmek. Geçmişte bubirim Psikolojik Harp Dairesi olarak

Hukuk MüşavirliğiGörevi: Terörle mücadelemevzuatını ve uygulamasınıdeğerlendirmek.

Dış İlişkiler Daire BaşkanlığıGörevi: İlgili uluslararası kurum vekuruluşlarla işbirliği yapmak,uluslararası deneyimleri takip edipuygulamaya kazandırmak.

Be�ir Atalay: “Bu kurulu� etkili olacak, etkili k�laca��z. Bu konuda belki her �ey yasa metnine geçirilmiyor. Biraz da ‘çok ba�lay�c� olmayal�m, biraz esnek çal��al�m’ diye…”

de!

PSİKOLOJİK HARP DAİRESİ’NE

YENİDEN MERHABA

Kurulacak müste�arlı�ın gö-revleri arasında dikkat çeken birdi�er ayrıntı da, yine 6’ncı mad-denin d bendinde gizli: “Kamuo-yunu bilgilendirmek ve halklaileti�imi sa�lamak.”

Bu maddeyle müste�arlı�a,psikolojik harp yetkisi veriliyor.AKP iktidarı bu i�i yapan, MilliGüvenlik Kurulu Genel Sekreter-li�i bünyesinde faaliyet gösterenToplumla �li�kiler Ba�kanlı�ı’nı

“AB’ye uyuyoruz, bu kurumanti-demokratik” diye 2003’tekapatmı�tı. Bu görev daha sonra,Ba�bakanlık Güvenlik ��leriGenel Müdürlü�ü’nce ve �çi�leriBakanlı�ı’nca yapılmaya ba�lan-mı�tı. Bu kurumun tüm yetkileri�imdi kurulacak Müste�arlı�a ve-riliyor.

ÖRTÜLÜ ÖDENEK, ‘YASA METNİNE

GEÇİRİLMEYEN’ İŞLER İÇİN Mİ?

Kurulacak müste�arlı�ın büt-çesi de incelenmeye de�er. Çalı�-tırılacak ki�ilere verilecek maa�-lar, di�er kamu personelinin aldı-

�ı ücretlerin kat kat üzerinde. �k-ramiye ve maa� tutarındaki ödül-ler de cabası.

Ancak en dikkat çekici ayrın-tılardan biri, Müste�arlı�ın büt-çesiyle ilgili usul ve esasları belir-leyen 16. maddenin 1. fıkrasındagizli: “Müste�arlık, 10.12.2003tarihli ve 5018 sayılı Kamu MaliYönetimi ve Kontrol Kanunu’natabi, genel bütçeli bir idaredir.Bu Kanun kapsamında yürütülenve gizlilik ihtiva eden i�ler için5018 sayılı Kanun’un 24. mad-desi esaslarına göre Müste�arlıkbütçesine ödenek konulur.”

22 � Ayd›nl›k � 21 HAZ�RAN 2009

M�T ve Jandarma rahatsız Tasarının 8. maddesinin 2. fıkrasında, Müste-

�arlı�ın; Genelkurmay Ba�kanlı�ı, Dı�i�leri Bakan-lı�ı, M�T Müste�arlı�ı, Jandarma Genel Komutan-lı�ı, Emniyet Genel Müdürlü�ü ve Sahil GüvenlikKomutanlı�ı’ndan aldı�ı istihbaratı, kendi havu-zunda toplayaca�ı yazıyor. Ancak M�T ve Jandar-ma’nın kurulacak müste�arlıktan rahatsız oldu�ubelirtiliyor. Müste�arlı�ın kurulmasına ili�kin,“M�T’i fiilen �çi�leri Bakanlı�ı’na ba�lı bir istihba-rat �ubesi durumuna dü�ürecekler” de�erlendirme-si yapılıyor. Ba�bakanlık’a ba�lı M�T’in, yeni müs-te�arlık aracılı�ıyla �çi�leri Bakanlı�ı’na ba�lı bir�ubeymi� gibi çalı�tırılmasının yanlı� oldu�u ifadeediliyor.

Müste�arlı�ın kurulması, AKP Hükümeti’ninUlusal Program Tasla�ı’nda da yer alan “Jandar-ma’nın yetkilerini sivil güvenlik birimlerine devret-me” planının bir parçası oldu�u de�erlendirmeside yapılıyor.

E. TÜMGENERAL ALAETT�N PARMAKSIZ (E. Genelkurmay �stihbarat ve �stihbarata Kar��Koyma Daire B�k.)

Yabancıların çalı�tırılmasısakıncalı

Böyle bir kurumun �çi�leri Bakanlı�ı’na ba�lıolarak i�leyebilece�ini dü�ünmüyorum. M�T kuru-lacak müste�arlı�ın ba�lı olaca�ı yerden daha üstbir makama ba�lı, ancak onun altındaymı� gibi birdurum olacak. Hiyerar�ik açıdan bir sıkıntı, dahakurulu� a�amasında olur. Personel düzeni açısın-dan hem sözle�meli hem de yabancıların çalı�masıyanlı�. Yabancılarla i�birli�i yaparsın, uzmanlargetirirsin bilgisine ba�vurabilirsin ancak yabancıla-rın çalı�ması sakıncalıdır. Adı güvenlik müste�arlı-�ı olacak ama orada yabancılar çalı�acak. Persone-linin sözle�meli olması ise bir takım insanları istih-dam etme amaçlı olabilir.

21 HAZ�RAN 2009 � Ayd›nl›k � 23

5018 sayılı kanunun 24.maddesi, kurulacak müste�arlı�aörtülü ödenek ayrılmasını öngö-rüyor.

İL-İLÇE DÜZEYİNDE ÖRGÜTLENECEK

Tasarının 18. maddesiylemüste�arlı�a, ta�rada irtibat biri-mi kurma yetkisi de veriliyor.Valilikler bünyesindeki �l SosyalEtüt ve Proje Müdürlükleri, müs-te�arlı�a ba�lı hale getiriliyor.Bu, örgütün ta�raya kadar geni�-letilmesini ve yürütülecek psiko-lojik sava�ın en ücra kö�elerekadar yayılmasını amaçlıyor.

TEZGÂHI FARK ETMEDİLER

Yürütme maddeleriyle birlik-te topu topu 20 maddeden olu-�an kanunun içine gizlenmi� tu-zakları, muhalefet milletvekilleride algılayamadı. Ne CHP’li ve-killer, ne MHP’li vekiller, ne deDTP’liler TBMM �çi�leri Komis-yonu’nda tasarının özüne ili�kinitirazda bulunmamı�lardı. Tasarıbirkaç teknik düzeltmenin ardın-dan komisyondan rahatça geçi-rildi.

“TAYYİP, ÖZEL ÖRGÜTÜNÜ

YASALLAŞTIRIYOR”

Kamu Düzeni ve Güvenli�iMüste�arlı�ı’nın kurulma amacı-nın, Tayyip Erdo�an’ın fiilenkurdu�u belirtilen “özel istihba-rat örgütü”nü yasal statüye ka-vu�turmak oldu�u söyleniyor.Özellikle yasadı�ı dinlemelerinTayyip Erdo�an’ın “özel istihba-rat örgütü” tarafından yapıldı�ıkaydediliyor. Yurtdı�ından Tür-kiye’ye getirilen 11 yüksek tek-nolojili dinleme aygıtının bir kıs-

mının, bu örgüte tahsis edildi�ide belirtilmi�ti.

NAZİLERİN GESTAPO’SUNA BENZİYOR

Yeni Müste�arlık, bu özellik-leriyle Nazilerin Gestapo’sunuhatırlatıyor. Gestapo, 1933 yılın-da Nazi Almanyası’nda kurul-mu�tu. Gestapo, Almanca’dagizli devlet polisi anlamına gelen“geheime-staat-polizei”nin kı-saltması. Alman halkı bu örgütüNazi partisinin (NSDAP) polisiolarak niteliyordu. Örgütünamacı, halk içinde korku yarata-rak Alman fa�izmine direnenlerive Yahudileri ortadan kaldır-maktı. Örgüt, herkesi ajanla�tı-rarak toplumun tabanına yayıl-mayı hedeflemi� ve bunu büyükoranda ba�armı�tı. Örgüt, kendi-sine gelen ihbarlarla sokak orta-sında sorgusuz sualsiz infazlargerçekle�tirmi�; bu sayede hemgüçlü oldu�u izlenimini vermi�,hem de toplum üzerinde baskı

E. TÜMGENERAL OSMAN ÖZBEK (E. Jandarma Genel Komutanl��� Harekât B�k.)

Gayri ciddi!Ölü do�acak bir müste�arlıktır. Hiçbir yararı

olmaz. Böyle bir müste�arlık tehlikeyi ciddiye alma-mak anlamına gelir. Bunda dı� güçlerin de etkisivardır. Normalde Ba�bakanlık’a ba�lı olarak kurul-ması gerekir. Ancak Ba�bakanlık’a ba�lı olarak ku-rulsa da terörü yabancı güçler destekledi�i için fazlabir etkisi olmaz. Çünkü büyük bir tehdit oldu�unugören, buna göre yapılanan bir kurulu� kurulmasıgerekir. Etkin bir yapılanmaya kavu�turulacak Te-rörle Mücadele Yüksek Kurulu bu i�leri götürebilir.Ancak bu yeni yapılanma gayri ciddidir.

HASAN FEHM� GÜNE� (Eski �çi�leri Bakan�)

Yeni bir yasaya gerek yok!Bu, terörle mücadeledeki ba�arısızlı�ın birdı�a

vurumudur. “ABD, Irak ve Irak’ın kuzeyiyle istih-barat payla�ımı yapaca�ız” dediler; olmadı, bir i�eyaramadı. Bu müste�arlık da onun gibi olmazlardanbiridir. Böyle bir yapıyla terörle mücadele konusun-da etkin bir sonuç alamazlar. Yeni bir yasa çıkar-maya gerek yok. Bu i�in esasını olu�turan TerörleMücadele Yüksek Kurulu ihtiyacı kar�ılayabilir.

RAHM� GÜNER (CHP Ordu Milletvekili/Hukukçu)

CIA ve Mossad parma�ıAKP Hükümeti’nin Kamu Düzeni ve Güvenli�i

Müste�arlı�ı kurma giri�imleri fa�izmin ayak sesle-ridir. AKP kendi derin devletini resmile�tirmek isti-yor. Bu müste�arlı�ın kurulması i�inin içinde CIAve MOSSAD parma�ı oldu�unu dü�ünüyorum.Zaten yabancı ki�ilerin bu kurumda çalı�masınınöngörülmesi de artık yabancı ajanların Türkiye’derahatça faaliyet gösterebilmeleri anlamına geliyor.

Müste�arl���n kurulma amac�n�n, Tayyip Erdo�an’�n fiilen kurdu�u “özel istihbarat örgütü”nü yasal statüyekavu�turmak oldu�u söyleniyor.

Yeni Müste�arl�k, Hitler’in Gestapo’sunu hat�rlat�yor.

24 � Ayd›nl›k� 21 HAZ�RAN 2009

Yaklaşık 20 yıldır Rum basınını sürekliizliyorum. Kıbrıs sorununda yaşanmaktaolan tüm süreçleri de yakinen takip ediyo-rum. Bütün bunlar, benim Rum tarafınınKıbrıs sorununa bakışı konusunda hatırı sa-yılır bir bilgi birikimine sahip olmamaneden oldu. Rumların Kıbrıs sorununu çöz-mek istemediklerini, masa başında Ada’yıYunan yapacak çözüm yolları peşinde ol-duklarını, emperyalizmle kol kola Türkdüşmanlığı yaparak Enosis ve Megali İdea

ülkülerini gerçekleştirme çabalarını yıllardır ibretle izliyorum. Bu ne-denle ‘Rum ile birleşelim, barış içinde kardeş kardeş yaşayalım’ tezle-rini ortaya koyanların; Rum’u iyice tanımadan, gerçekçi olmayan veKıbrıs Türkü’nün sonu olabilecek bir doğrultuda siyaset yapmalarınıkınıyorum.

1963-64-67 ve 1974’te Rum’un saldırılarına maruz kalmış KıbrısTürk halkının bir bireyi olarak, yaşadığımız olumsuzluklardan artıkders alınmasının gerekliliğine inanıyorum. Rum’un bizi soykırım ya-parak yok etme idealleri bugün de maalesef geçerlidir. Adada kah-pece katledilen; göçe, insanlık dışı şartlarda yaşamaya zorlanan; hor-lanan, hakları gasp edilerek ikinci sınıf vatandaş muamelesi görenhep Kıbrıs Türkü olmuştur.

ANKARA VE LEFKOŞA SİYASETLERİNİ DÜZELTMELİ

KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ömrünün elli sene-sini uzlaşma niyeti olmayan Rumlarla anlaşmaya, barış yapmaya har-cadı. Şimdiki Cumhurbaşkanımız Mehmet Ali Talat da Türkiye’ninAB macerasına zarar gelmemesi adına, masa başında tutuluyor. Mü-zakerelerden hiçbir sonuç çıkmayacağını bile bile havanda su dövü-lüyor; halklara boşuna ümit pompalanıyor.

Bizi Ankara’dan ve Lefkoşa’dan yönetenler Rum’un gerçek yü-zünü artık görmeli ve buna göre siyasetlerini düzeltmelidirler. Siz de-ğerli okurlarımın Rum’un gerçek amacını daha iyi anlayabilmesi içinHaziran ayında Rum basınında çıkan bazı haberleri derledim. Bu ha-berlerle ilgili yorum yapmama gerek olmadığını, Rum’un her şeyigözler önünde, açıkça ve çekinmeden yaptığını göreceksiniz…

SURİYE’YLE KKTC’YE DENİZ SEFERLERİNİ KONUŞACAKLARMIŞ

-“Rum Dışişleri Bakanı Markos Kiprianu, bir dizi temasta bulunmakamacıyla dün akşam Suriye’ye gitti. Suriye ziyaretinin amacının Suriyelimeslektaşıyla Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’ın resmi ziyare-ti için hazırlık konusunda görüşmelerde bulunmak olduğunu ifadeeden Kiprianu, Suriye ve KKTC arasındaki deniz seferlerine ilişkin birsoru üzerine ise, bunun askıda bulunan ve ele alınacak olan konulararasında bulunduğunu söyledi.” (1 Haziran 2009, Haravgi)

AB MESAJI

-“KS EDEK Başkanı Yannakis Omiru, doğrudan müzakerelerinbaşlamasından 9 ay sonra Türk tarafının bilindik uzlaşmaz tezlerindeısrarlı olduğunu öne sürdü. Omiru, Rum tarafının öncellikle, Türkle-rin niyetleri konusunda uluslararası toplum ile Avrupa’yı bilgilendir-mesi ve Türkiye-AB katılım diyalogunun daha ileriye gitmesine rızagöstermeyeceği konusunda AB ortaklarına mesaj göndermesi ge-rektiğini yineledi.” (1 Haziran 2009, Fileleftheros)

-“Rum Yönetimi Başkanı Hristofyas, ‘Kıbrıs sorununun çözümüve Türkiye’nin AB’ye ve Kıbrıs Cumhuriyeti’ne karşı yükümlülükleri-ni yerine getirmesi, AB’ye daha yakın olmasına yardımcı olacaktır’ id-diasında bulundu.” (11 Haziran 2009, Haravgi)

TOPRAK TALEPLERİ

-“Mehmet Ali Talat ile Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas,‘toprak’ konusundaki ilk niyetlerinin kaydedilmesi için bu haftalardabüyük olasılıkla görüşme yapacaklar. Hristofyas’ın, Karpaz’ın bir bö-lümü ile Ziyamet ve aşağı bölgesinin de Rum tarafına verilmesini is-tediği kanaatindeyiz.” (3 Haziran 2009, Politis)

-“Omorfo’nun verilmesi Başkan Hristofyas ve Kıbrıs Rum tarafıiçin kırmızıçizgidir. Omorfo’nun iadesi ve belirli sayıda göçmenin geridönüşü olmadan, Başkan Hristofyas’ın toprakla ilgili temel hedefle-rinden birinden ciddi bir uzaklaşma olur.” (10 Haziran 2009, Alithia)

- Sözde “Maraş Belediye Başkanı” Aleksis Galanos, Maraş kö-kenli Rumların gelecekte buraya yeniden iskân edilmelerinin hazırlık-larını yapmak amacıyla BM’den uzmanların Maraş’a gidecekleriniiddia etti ve Rum Yönetimi Başkanı Hristofyas’ın bu yönde BM nez-dinde girişimlerde bulunduğunu söyledi. 12 Haziran günlü Rum ga-zeteleri, Galanos’un bu iddiasına geniş yer verdiler.

BAŞPİSKOPOS: SAHTE DEVLETİN TANINACAĞI YALAN

-“Başpiskopos II. Hrisostomos, ‘Siyasilerimiz işgal ve istila konu-sunu toplumlararası soruna dönüştürdü. Bugün birçoğu, Kıbrıs soru-nunun çabucak çözümlenmesi gerektiği, zira Kıbrıs’ın bölüneceği;Kıbrıs sorununun çabucak çözümlenmesi gerektiği, zira sahte devle-tin tanınacağı şeklinde bağırıyorlar. Bu yalandır’ dedi. Uyanık olma-ları için Helenizme çağrıda bulunan Hrisostomos, Türklerin sadeceKıbrıs sorununda değil Ege ve Trakya’da da ısrar edeceğini savun-du.” (1 Haziran 2009, Simerini)

-Rum Hükümet Sözcüsü Stefanos Stefanu, Haravgani gazetesineverdiği röportajda, Hristofyas’ın TC kökenli KKTC vatandaşları ve dö-nüşümlü başkanlık konularında taviz vermiş olduğu iddialarının ger-çeği yansıtmadığını, aksine Hristofyas’ın Kıbrıs Rum tarafının dahaönce bu konularda kabul etmiş olduğu tezleri iyileştirerek müzakeremasasına sunduğunu söyledi. (5 Haziran 2009)

“TÜM KIBRIS ULUSAL KURTULUŞ CEPHESİ” KURULUYOR

-5 Haziran günlü Fileleftheros, “Kıbrıs’ın kurtuluş mücadelesinikoordine etmeyi” hedefleyen bir dernek kurulduğunu bildirdi. Ga-zete, Lefkoşa’nın Rum kesiminde 3 Haziran Çarşamba günü, örgütve dernek temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda, “TümKıbrıs Ulusal Kurtuluş Cephesi”nin (PEAM) kurulmasına karar verildi-ğini yazdı.

-6 Haziran günlü Simerini ve diğer gazeteler Rum Savunma Ba-kanlığı’nın açıklamasına dayanarak, 11-14 Haziran 2009 tarihlerinde,askerlerin katıldığı taktik tatbikatı icra edileceğini bildirdiler. Simerini,“Milli Muhafız Ordusu’nun ‘Dimitra 2009’ Tatbikatı İlan Edildi” başlı-ğıyla yansıttığı haberde, tatbikatın, RMMO Lojistik Destek sistemininuygulamasıyla ilgili olduğunu ve iki aşamada icra edileceğini, tatbika-tın sevk ve idaresinin RMMO tarafından yapılacağını yazdı.

“TALAT İSTEDİĞİ KADAR PROTESTO MEKTUBU GÖNDERSİN”

-Rum Ticaret Sanayi ve Turizm Bakanı Andonis Pashalidis,Ada’nın güney deniz bölgesinde, 12 parselde daha hidrokarbonaraştırma izni vereceklerini açıkladı. Simerini haberi, “Ticaret Bakanıhidrokarbonlar konusunda ‘baskı görmüyoruz’ dedi ve Talat’ın Bir-leşmiş Milletler’e istediği kadar protesto mektubu gönderebileceğineişaret etti” spotuyla aktardı. Pashalidis, “Bizim söyleyebileceğimiz,Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarının korunduğu ve kimseninegemenlik haklarımızdan kuşku duymasına veya bunları değiştirme-sine izin vermediğimizdir” dedi. (11 Haziran 2009)�

Rum basınından seçme haberler…

ULUSAL GÖRÜŞ

HÜSEYİN MACİT YUSUF

21 HAZ�RAN 2009 � Ayd›nl›k � 25

HAYAT� ÖZCAN / S�L�VR�

Av. Kemal Kerinçsiz ve arka-da�larının, Orhan Pamuk’un “30bin Kürdü ve 1 milyon Ermeni’yiöldürdük” sözleri üzerine açtık-ları davada, yeni bir a�amaya ge-lindi.

�i�li 3. Asliye Hukuk Mahke-mesi’nin davayı iki kere reddet-mesi üzerine, dosya YargıtayHukuk Genel Kurulu’na gönde-rilmi�ti. Kurul, 13 Mayıs 2009tarihinde oy çoklu�u ile kabul et-ti�i Yargıtay ilamını açıkladı. Birilk niteli�i ta�ıyan ilama geçme-den, davanın nasıl ba�ladı�ını vea�amalarını kısaca hatırlatalım.

GEREKÇE: KİŞİLİK HAKLARINI İHLAL

Av. Kemal Kerinçsiz ve arka-da�ları, Orhan Pamuk’un yaban-cı bir dergide yayımlanan röpor-tajında “30 bin Kürdü ve 1 mil-yon Ermeni’yi öldürdük. Türki-ye’de hiç kimse bunu dile getir-meye cesaret edemiyor. Ben edi-yorum” �eklindeki beyanı üzeri-ne; Türk milletini ve atalarımızıkatil ilan etti�i, ifadeleriyle mille-tin bütün fertlerini yabancı mil-letler kar�ısında zor duruma dü-�ürdü�ü, bu sözlerin Türk mille-tinin bütün fertlerine, tarihine veçıkarlarına darbe vurdu�u, fertolarak da ki�ilik haklarının a�ırsurette ihlal edildi�i gerekçeleriy-le, Pamuk hakkında manevi taz-minat davası açmı�lardı.

�i�li 3. Asliye Hukuk Mahke-mesi, ‘davacıların salt Türk mil-letinin bir ferdi olmaları nedeniy-le, yansıma yoluyla ki�ilik hakla-rına saldırı oldu�unun kabulüneimkan bulunmadı�ı” gerekçesiy-

le, davayı reddetmi�ti. Bununüzerine, Kerinçsiz ve arkada�larıkararı temyiz etmi�; Yargıtay 4.Hukuk Dairesi de yerel mahke-menin kararını bozmu�tu. Yerelmahkemenin kararında direnme-siyle dosya, Yargıtay HukukGenel Kurulu’na gönderilmi�ti.

“MİLLETE AİDİYET DUYGULARI,

KİŞİLİK DEĞERLERİ KAPSAMINDA”

Yargıtay Hukuk Genel Kuru-lu, Kerinçsiz’lerin temyiz talebi-nin kabulüne, yerel mahkemenin‘direnme’ kararının bozulmasınakarar verdi. Kurul’un Y.argıtayilamında �öyle denildi:“Hukukumuzda ki�ilik hakları-nın tanımı yapılmamı� ve buhakkın hangi de�erleri kapsadı�ıaçıklanmamı�tır. Böylece ki�ilikhaklarının nelerden ibaret oldu-�unun belirlenmesi ve sınırınınçizilmesi yargıya bırakılmı�tır.

Ki�isel de�erlerin; fiziki, duy-gusal ve sosyal ki�ilik de�erli ola-rak belirlendi�i, ki�inin toplumiçindeki mesleki kimli�i, �eref vehaysiyeti, özgürlü�ü, vücut veruh bütünlü�ü ve sa�lı�ı, ırk, dinve vatanda�lık gibi ba�ları kap-sadı�ı kabul edilmektedir.

“Anayasanın 66. maddesinegöre ‘Türk Devletine vatanda�lıkba�ı ile ba�lı olan herkesTürk’tür’. …mensubu bulunduk-ları ve Anayasa ile çerçevesi be-lirlenmi� bir millete aidiyet duy-guları da yukarıdaki açıklamalarnazara alındı�ında; ki�ilik de�er-leri kapsamında ve hukuki koru-ma altındadır.

“Davalı tarafından söylendi�iiddia edilen sözlerin, davacınınvatanda�lık ba�ı ile ba�lı bulun-dukları Türk milletine yönelik

olması durumunda, davacılarınaktif dava ehliyetinin bulundu-�unun kabulü gerekir.

“… Davacıların aktif davaehliyetinin varlı�ının kabulü iledavanın esasının incelenerek so-nucuna göre bir karar verilmesigerekir…”�

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU’NUN KARARI:

‘Millete hakaret, yurttaşın kişilik haklarına da saldırıdır’Yarg�tay Hukuk Genel Kurulu, Orhan Pamuk’un “30 bin Kürdü ve 1milyon Ermeni’yi öldürdük” sözlerinin, Türk milletinin fertlerinin ki�ilikhaklar�na sald�r� olup olmad��� tart��mas�na son noktay� koydu.Bundan sonra her TC vatanda��, milletine hakaret eden ki�iye tazminatdavas� açabilecek.

26 � Ayd›nl›k � 21 HAZ�RAN 2009

EM�NE DÖLEK

�anlıurfa’nın Akçakale ilçesiÖncül köylülerinin Hazi-ne’den kiraladıkları arazileri

kullanan Halit Ayhan, arazininkendine tapulu oldu�unu iddiaetti; ancak tapusu geçersiz çıktı.

Geçen haftaki haberimiz üze-rine Halit Ayhan, köylülerin ki-raladıkları hazine arazilerinin,kendisine ait tapulu arazilerle içiçe oldu�unu; bu nedenle söz ko-nusu hazine arazilerini kullanmaönceli�inin kendisinde bulundu-�unu öne sürdü. Öncül köylüleribu iddia üzerine, Halit Ayhan’ıntapularının geçersiz oldu�unu or-taya koyan Tarım Reformu �an-lıurfa Bölge Müdürlü�ü raporuy-la birlikte, 17 Haziran günü An-kara Tarım Reformu Genel Mü-dürlü�ü’ne ba�vurdular.

Tarım Reformu Genel Mü-dürlü�ü, köylülerin ba�vurusuüzerine, �anlıurfa Bölge Müdür-lü�ü’nden konuyla ilgili rapor is-tedi. Genel Müdürlü�ün, gelecekraporu de�erlendirerek önümüz-deki günlerde kullanım hakkınınkimde oldu�una ili�kin kararvermesi bekleniyor.

MÜFETTİŞ RAPORU: ARAZİ SATIŞLARI

İPTAL EDİLMELİ

Köylülerin Genel Müdürlü�eilettikleri belge yeni de�il. Belge,Öncül köyünde incelemelerdebulunan Tarım Reformu �anlıur-fa Bölge Müdürlü�ü müfetti�leritarafından 8 Mayıs 2009 tarihin-de, Akçakale Kaymakamlı�ı üze-rinden Tapu Sicil Müdürlü�ü’neiletilmek üzere hazırlanmı�. Ra-porda, Tarım Reformu �anlıurfaBölge Müdürlü�ü tarafındanÖncül Köyü’nde bugüne kadar

verilen tüm satı� izinlerinin iptaledilmesi gerekti�i belirtiliyor.

Raporun ayrıntıları �öyle:“Bölge Müdürlü�ümüzce yürü-tülen satı� i�lemlerinde, TarımReformu Genel Müdürlü�ü Ka-mula�tırma, Toplula�tırma, Da-�ıtım Daire Ba�kanlı�ı’nın30.03.2009 tarih ve 941-1577sayılı yazıları ekinde bulunan25.03.2009 tarih ve 97-1505 sa-yılı Tarım Reformu Genel Mü-dürlü�ü Tefti� Kurulu Ba�kanlı�ıyazısı ve 24.03.2009 tarihliMakam Oluruna istinaden Akça-kale �lçesi Öncül Köyü’nde kain1 ila 14 nolu parsellerde kuru-mumuz tarafından bugüne kadarverilen tüm satı� izinlerinin iptaledilmesine…”

“BENDEN KİRA ALMAYI MÜDÜRLÜK

KABUL ETMEDİ”

Öncül köylülerinin toprakmücadelesiyle yakından ilgilenen��çi Partisi Genel Sekreter Yar-dımcısı Bayram Yurtçiçek, 17Haziran’da Ulusal Kanal AnaHaber Bülteni’ne telefonla katıl-dı. Yurtçiçek, müfetti� raporları-nın Halit Ayhan’ın �imdiye

ÖNCÜL (ULUSAL) KÖYLÜLER�N� SEV�ND�REN RAPOR

Köylülerin toprağına el koyan ağanın tapusu geçersizÖncül köylülerinin Hazine’den kiralad�klar� arazilere sahip ç�kan HalitAyhan ve Salih Bertan’�n tapular�n�n geçersiz oldu�u ortaya ç�kt�.Tapular� geçersiz k�lan, Tar�m Reformu �anl�urfa Bölge Müdürlü�ümüfetti�lerinin haz�rlad��� rapor. Raporda, Öncül köyünde bugünekadar verilen tüm sat�� izinlerinin iptal edilmesi gerekti�i belirtiliyor.

21 HAZ�RAN 2009 � Ayd›nl›k � 27

kadar Öncül köyünde aldı�ı ta-puların geçersiz oldu�unu ortayakoydu�unu söyledi. Yurtçiçek,Ayhan’ın Öncül köyündeki Ha-zine arazilerini, siyasi ili�kilerisayesinde kullandı�ını belirtti.

Yurtçiçek’in katıldı�ı progra-mın bir di�er konu�u, Öncülköylülerinin kiraladıkları arazile-ri kullanan Halit Ayhan’dı.Ayhan, köylülerin kiraladıklarıarazilerin Hazine’ye ait oldu�u-nu kabul etti. Ancak söz konusuarazileri kullanma hakkının ön-celikle kendisine ait oldu�unuiddia etti. Ayhan �öyle konu�tu:“Benim Öncül Köyü’nde 1000dönümlük tapum var. Köylülerinkiraladıkları hazine arazileri isebenim tapulu arazimle mü�terek.Kanun, �ahıs arazileriyle mü�te-rek hazine arazilerinin kullanımhakkını öncelikle mülk sahibineveriyor. Ben de söz konusu arazi-leri kiralamak için Tarım Refor-mu �anlıurfa Bölge Müdürlü-�ü’ne �ifahen ba�vurdum, ancakTarım Reformu Bölge Müdürlü-�ü arazi davalı oldu�u için ben-den kira bedeli almayı kabul et-medi.”

“TAPUMU İPTAL EDEBİLİYORLARSA,

ARAZİLERİ KÖYLÜ KULLANSIN”

Ayhan, Ulusal Kanal’ın “Pekisizden kira alamayız diyen TarımReformu Bölge Müdürlü�ü, ara-zileri köylülere nasıl kirayaverdi?” sorusuna ise �u cevabıverdi: “Ben bu uygulamaya itirazettim ve itirazım de�erlendirme-ye alındı. ��lemde yanlı�lık oldu-�u anla�ıldı ve yanlı�lı�ı düzelt-mek için �u an çabalıyorlar.Benim tapumu devlet iptal edebi-liyorsa arazileri köylüler kullan-sın.”

Ayhan, “Hâlâ düzeltilememi�bir yanlı� söz konusu ise siz ara-zileri nasıl kullanıyorsunuz” so-rusuna ise “Ben o arazilerepamuk ve bu�dayı geçen yıl ek-mi�tim” cevabını verdi. Oysabölgedeki Ulusal Kanal ekibi,Halit Ayhan’ın pamuk ekmeyebirkaç hafta önce ba�ladı�ını tes-pit etmi�ti.

ARAZİLER ÜZERİNDEKİ DAVA

SÜRÜYOR

Halit Ayhan’ın “Kullanımhakkı öncelikle benim” dedi�i

arazileri birkaç yıl öncesinekadar Öncül köylüleri kullanı-yorlardı. Öncül köylüleri, sözkonusu arazileri 1974 yılında uy-gulamaya konulan Toprak veTarım Reformu Kanunu kapsa-mında kullanmaya ba�ladılar.Arazilerin Hazine’yle davalı halegelmesinin nedeni ise �ahıslaraait da�ınık halde bulunan arazi-lerin bir araya getirilmesi için�anlıurfa’da uygulamaya konu-lan toplula�tırma i�lemi. Bu i�lemsırasında Tarım Reformu BölgeMüdürlü�ü �ahıslara ait arazilerihazine arazilerinden ayırmak içinhazineye biti�ik arazisi olanlara

ba�ka bir yerde arazi gösteriyor.Arazi sahiplerinden duruma iti-raz ederek mahkemeye ba�vu-ranlar oluyor. Bu nedenle 20 yıl-dır devam eden davalar var.Halit Ayhan’ın kullandı�ı arazide i�te bu davası devam eden ara-zilerden. Ayhan, bu araziyi Hazi-ne’yle davalı bir ba�ka �ahıstandevralmı�. Tarım Reformu �anlı-urfa Bölge Müdürlü�ü’nün HalitAyhan’ın tapusuna geçersiz ra-poru vermesinin nedeni de bu.Yani aslında Halit Ayhan köylü-lerin deyimiyle ba�kasından tapude�il, dava satın alıyor. “Tapulu

‘Ulusal’ köylüsü: Bir tek sizkol kanat gerdi�iniz için…

Köylerinin adını ‘Ulusal’ olarak de�i�tirme ka-rarı alan Öncül köylüleri, neden böyle bir kararavardıklarını Ulusal Kanal’a anlattılar.

Köylülerden Mahmut Af�in, “Topraklarımızresmen i�gal edildi, ama bize Ulusal Kanal’danba�ka destek veren olmadı. Bu nedenle köyümüzünadını Ulusal olarak de�i�tirmeye karar verdik. Tümköylüler bu konuda hemfikir…” dedi. Türkçeleriiyi olmadı�ı için dertlerini Arapça olarak anlatankadınların gönüllü tercümanı, köy muhtarı SalihAf�in’in e�i Hanse Af�in ise “��kencedeyiz, zulüm-deyiz, hiç kimse bize sahip çıkmadı. Siz bize sahipçıktınız.” diye konu�tu. Musa �it, köyün adının de-�i�ebilmesi için gerekli resmi i�lemleri en kısa za-manda yerine getireceklerini söyledi. Musa �it’inardından, sözü karde�i Salih �it aldı: “Köyümüzünadını Ulusal yapmaya kararlıyız. ��imiz hallolurveya olmaz; sonuçta siz bize yardımcı oldunuz, kolkanat gerdiniz…”

��çi Partisi Genel Sekreter

Yard�mc�s� Bayram

Yurtçiçek: “Buradaki tek

kusurlunun Halit Ayhan

oldu�unu söylemek yanl��

olur. Bu arazileri köylülere

kiraya veren, ancak kiraya

verdikten sonra köylülerin

arazileri kullanmas�n�

sa�layamayan �anl�urfa

Tar�m Reformu Bölge

Müdürlü�ü de, Akçakale

Kaymakaml��� da, Akçakale

Jandarma Komutanl��� da bu

i�ten sorumludur.”

Köylülerin, Hazine arazilerini kullanabilmek için ödedikleri 53 bin TL kar��l���nda sahip olabildikleri tek �ey, ellerinde tuttuklar� kira sözle�mesi oldu.

arazim” dedi�i araziyi devraldı�ıki�iye “Sen araziyi bana devret,ben bu i�i hallederim” diyor. Da-valı arazilerle ilgili �anlıurfa Asli-ye Hukuk Mahkemesi 11 Hazi-ran’da özet kararını açıkladı.Mahkemenin verdi�i kararın ha-zinenin lehine mi aleyhine mi ol-du�u ise önümüzdeki günlerdeaçıklanacak gerekçeli kararın ar-dından belli olacak.

YURTÇİÇEK: “ASIL SORUN

BÖLGEDEKİ OTORİTE BOŞLUĞU”

��çi Partisi Genel Sekreter Yar-dımcısı Bayram Yurtçiçek, “Hazi-ne arazilerinin köylüye kiraya ve-rilmesinde bir aykırılık yok. Aykı-rılık, Halit Ayhan’ın mahkemesisüren arazileri satın alarak ve Ak-çakale’deki ili�kilerini devreye so-karak köylülerin yıllardır kullan-dıkları Hazine arazilerini a�iretgücüyle kullanmasıdır” dedi. Gü-neydo�u’daki otorite bo�lu�unadikkat çeken Yurtçiçek, �öyle ko-nu�tu: “Buradaki tek kusurlununHalit Ayhan oldu�unu söylemekyanlı� olur. Bu arazileri köylülerekiraya veren, ancak kiraya ver-dikten sonra köylülerin arazilerikullanmasını sa�layamayan �an-lıurfa Tarım Reformu Bölge Mü-dürlü�ü de, Akçakale Kayma-kamlı�ı da, Akçakale JandarmaKomutanlı�ı da bu i�ten sorumlu-dur. Devlet yok mu? E�er köylü-ler bu araziyi kullanamayacaksaneden kiraya verildi? Kiraya veril-diyse devlet gücüyle köylülerin buarazileri kullanması sa�lanmalı-

28 � Ayd›nl›k � 21 HAZ�RAN 2009

Kül TutanaklarıXXXIII.

Biz dört ki�iydik: Ârif, Ahmet, Cemâl ve bir de benDört ki�iydik: okumaya indik bu kente; bu avadanl�k eskisine-Arif Çölemerik’ten: bir a��r yumruk alm�� gibi yamyass� burnuYüzü yok görünürdü bakt���nda: bir dipçi�e çarpm��-Ahmet mi- bir da� a�as�n� and�r�rd�: partal, yamal�, ne giyse;Arada bir konu�urdu ya; ne söylese, hep yukardan-Son s�navda tan�d�k Cemâlî; hiç söylemedi, nas�l, nerdenGülü�üyle: belki Elaziz’den, Diyarbak�r’dan belki-Bir de ben Hozat’tan: b�rakal�m enimi-boyumuBöyle söz eskitmem, arzuhâlci babamdan-

Biz dört ki�iydik: okumaya indik bir k�rk yamal� otobüstenOtobüs de yi�itmi� hani: üç kez frensiz inmi� Zigana’lardan Her bir yan� ses: bozlak düzeninde bir uzun ezgi-Bizden ba�ka kaç adam, saymad�k: dar ceket, yakas�z mintanKucaklar�nda: all�-dall� tahta bavullar, dürülü yorgan-Bir tek kad�n: ya�� yok-sar�nm�� k�rk nak��l� bir abayaGözlerinde: bir k�s�r a�aç, bir kör toprak parças� ve kar-Yan�nda ay parças� bir k�z çocu�u, elinde bir bebek: çaputtan

Biz dört ki�iydik: okumaya indik bu karanl���n aband��� kenteKim varsa indi: adamlar, kad�n, çocuk Da��ld�lar: tahta bavul, dürülü yorgan, çaput bebek-Bir daha hiç görmedik o adamlar�; yok, gördük gibi dördünüBir in�aata tu�la ta��yorlard�, kenti ta��yorlard�.Birden bir harç y���n� indi üstlerine bir dev makinadan:Hiç görmedik demek ki!

Biz dört ki�iydik: okumaya indik bu kenteKüf, pas basm�� caddeleri; alanlar u�ultu-k�yametNereye dönsen ç�kmaz, yazg�n�n kemirdi�i evler-

El tersi ettik ç�kmazlar�, küfü, pas�; okumaya girdikGirmi� bizden önce niceleri: güne�ten, aydan, simden, ipektenI��l ���l, p�r�l p�r�l ne varsa, hepsinden-I��kla yonttuk kunt karanl�klar� ve söktükBir soluk söktük ac�mas�z zaman’dan-K�rmak üzereyken geçmi�in kör t�rpan�n�Ayd�nl�klara yürüyecekken: ate�in ve demirin ustas� halklaBirden sirenler, kemik çat�rt�lar�, y�rt�lan et, alevsalarYar�nlar: yerlerde!

Biz dört ki�iydik, okumaya indik: Ârif, Ahmet, Cemâl ve BenNice Ârif, nice Ahmet, nice Cemâl ve nice BenDöndük!Döndük: Zigana’lar, bozlak ve bir a�aç: k�s�r ve bir kör toprakAram�zda… Aram�zda kül y���n� bir sunak!

YILMAZ GRUDA

� Köyde hiçbirailenin kendine aitarazisi yok.Kimileri hamall�kyaparak geçiniyor.Her bir ailenin enaz 8 çocu�u var.

21 HAZ�RAN 2009 � Ayd›nl›k � 29

BAŞSAĞLIĞI

Merkez ilçe başkanımız Gaye Güler’in babası parti üyemiz

Talat Güler’i kaybettik. Ailesine ve sevenlerine

başsağlığı diliyoruz.

İşçi PartisiBalıkesir İl Örgütü

BAŞSAĞLIĞI

Parti üyelerimiz Cemal, Ali İhsan ve Suna Şimşek’in kardeşi Süleyman Şimşek hayatını kaybetti.

Arkadaşlarımızın acısını yürekten paylaşır, yakınlarına başsağlığı ve sabır dileriz.

İşçi PartisiAltındağ İlçe Başkanlığı

30 � Ayd›nl›k � 21 HAZ�RAN 2009

SEYİR DEFTERİ

Belediyeler parayı personele de�ilmüteahhide vermi�!

Maliye Bakanlı�ı Muhasebat Genel Müdürlü�ü verilerinegöre, Türkiye’de belediye bütçelerindeki açık 2 yılda 4,5 katarttı. Belediyelerin, 2006’da 1,2 milyar lira olan bütçe açı�ı,2007’de 2,2 milyara, 2008’de ise 5,2 milyar liraya çıktı.

Belediyeler geçen yıl vatanda�tan 1,7 milyar lira emlakvergisi topladı; müteahhitlere ise 10 milyar 663 milyon 245bin lira ödeme yaptı. Geçen yıl müteahhide ödenen bu para,belediye personeline ödenen paranın neredeyse iki katı. Ziraharcamaların 5 milyar 944 milyon 940 bin lirasını personeleyapılan ödemeler olu�turdu.

Toplam 30 milyar 959 milyon lirayı bulan harcamaların,12 milyar 313 milyon 445 bin lirasını büyük�ehir belediyele-ri gerçekle�tirdi.

Antalya’da ‘sahil ya�masına son’eylemi

Antalya’da “Turizmi Te�vik Kanunu” adı altında, önceMilli Park vasfı kaldırılan, sonra da turizm tesisi yapılmaküzere AKP’ye yakın isimlere tahsis edilen kıyıların ya�ma-lanmasına kar�ı, Kındılçe�me’de miting düzenlendi. TemaVakfı, Türkiye Tabiatını Koruma Derne�i ve Antalya Barosuöncülü�ündeki mitinge ��çi Partisi, CHP, DP, EMEP gibi si-yasi partiler ile ADD ve TGB de destek verdi.

Çevre ve Orman Bakanlı�ı’nın, Beyda�ları Sahil MilliParkı’nı Milli Park statüsünden çıkarmasıyla, Antalya’danKemer’e uzanan 822 hektarlık alan, yapıla�maya açılmı�;Kındılçe�me, Göynük gibi yıllardır Antalya halkının piknikve do�al kamp alanı olarak kullandı�ı alanlar, a�ama a�amain�aat alanına dönü�türülmü�tü. Göynük ve Kındılçe�mesahil bölgelerinin 5 yıldızlı Porto Bello Otel’in sahibi NiyaziGökhan’a tahsis edilmesinin ardından, yüzlerce hektarlık sa-hillere, 7 yıldızlı Rixos otellerinin sahibi Fettah Taminci talipolmu�tu.

Devrim Dönmez/Antalya

Tabipler, ‘tam gün’e kar�ı eyleme hazırlanıyor�zmir Tabip Odası Ba�kanı Suat Kaptaner, 18 Haziran’da yaptı�ı basın açıklamasıyla, tam gün tasarısının geri çekilme-

mesi durumunda, 24 Haziran’dan itibaren Türkiye çapın-da ‘beyaz eylem’ ba�latacaklarını açıkladı. Kaptaner, Ma-liye ve Sa�lık Bakanlı�ı’nın “doktorlara verecek 1 kuru�u-muz yok” dedi�ini hatırlatarak, hekimlerin eme�ine ve e�i-timine yakı�an, insanca bir ücret istediklerini belirtti.

Ulusal Hekim Birli�i de 18 Haziran’da Ankara’da ‘Tamgün nedir, ne de�ildir” ba�lıklı panel düzenledi. AnkaraÜniversitesi Halk Sa�lı�ı Ana Bilim Dalı Ba�kanı Prof. Dr.Recep Akdur, “tasarı özel sektöre ucuz i� gücü yaratıyor”dedi. Gazi Üniversitesi Halk Sa�lı�ı Anabilim Dalı Ba�ka-nı Prof. Dr. Sefer Aycan da, bu tasarının ardından günde-me getirilmesi planlanan Kamu Hastane Birlikleri yasa ta-sarısına dikkat çekti. �ki tasarının birbirini tamamladı�ınısöyleyen Aycan, hastanelerin ticari birer i�letme halinedönü�türülece�ini belirtti. Op. Dr. Fehmi Katırcıo�lu dakoruyucu hizmetlerin yok edilmesi ile 2002 yılında 13 mil-yar dolar olan sa�lık harcamasının, 5 yılda 37 milyar do-lara yükseldi�ini anlatarak, tasarının hastane barı�ını bo-zaca�ını söyledi.

SEYİR DEFTERİ

21 HAZ�RAN 2009 � Ayd›nl›k � 31

Abdüllatif �ener: AKP’li vekillerinin 260 yolsuzluk dosyası var

Türkiye Partisi’ni kurarak yeniden siyasetegiren Abdüllatif �ener,

Alman Die Welt gazetesinde 13 Haziran’dayayımlanan röportajında, dokunulmazlıklarınarkasında 300 yolsuzluk dosyası oydu�unu be-lirterek, “Dosyaları biliyorum, Bunlardan 260’ıAKP’yle ilgili” dedi. Tayyip Erdo�an’la ileti�imi-nin koptu�unu açıklayan �ener, Erdo�an için�unları söyledi: “Takım oyuncusu de�il. Önerile-ri kabul etmiyor. Her �eyi kendi ba�ına yapı-yor.” Die Welt gazetesi ise �ener’in tüm sırlarıbildi�i için ‘tehlikeli’ oldu�una dikkat çekerek,haberinde “Erdo�an’a korkuyu ö�reten adam”ba�lı�ını kullandı.

Prof. Manisalı kemoterapitedavisi görecek

Haseki E�itim ve Ara�tırma Hastanesi’ndeameliyat olan Prof. Dr. Erol Manisalı, 13 Hazi-ran’da taburcu oldu. Manisalı, 4 ay boyuncaÇapa Tıp Fakültesi’nde kemoterapi tedavisi gö-recek. Manisalı’ya, Ergenekon tertibi kapsamın-da tutuklandıktan sonra biyopsi yapılmı� vememe kanseri te�hisi konulmu�tu. 4 Haziran’daHaseki E�itim ve Ara�tırma Hastanesi’nde ame-liyat edilen Prof. Dr. Manisalı’nın, sol gö�sündenbir kitle alınmı�tı.

Fizik Tedavi ve RehabilitasyonKongresi, bu yıl Türkiye’de yapıldı

5. Dünya Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Kongresi, Türkiye FizikselTıp ve Rehabilitasyon Derne�i ev sahipli�inde, bu yıl Türkiye’de düzen-lendi. 13-17 Haziran günleri arasında �stanbul’da gerçekle�tirilen kon-grede, 97 ülkeden gelen bilim insanı, tıp alanındaki yeni geli�meleri tar-tı�tı. Toplantıda, fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinde ya�anan so-runlar da masaya yatırıldı. Kongre Genel Sekreteri ve Marmara Üniver-sitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Ba�kanı Prof. Dr.Gülseren Akyüz, cihaz ücretlerinin hastalara geri ödemesinin 2 yıldan 5yıla çıkarıldı�ını hatırlatarak, “hastalar sorunla kar�ıla�ıyor” dedi. Sa�-lık hizmetlerinde kısıtlamaya gidildi�ini belirten Kongre Ba�kanı Prof.Dr. Önder Kayhan da fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmeti alan hastasayısında artı� oldu�una dikkat çekerek, “�nsanlara geri ödemelerininyapılması gerekir. Kaderlerine terk edemeyiz” dedi.

Prof. Dr. Gülseren Akyüz, alanında yaptı�ı çalı�malarla Sydney LichtLectureship ödülüne layık görüldü.

998 okul yöneticisinin ataması ‘Bakan oluru’yla yapılmı�!

Milli E�itim Bakanlı�ı, 998 ki�inin usulsüz atandı�ını itiraf etti. TürkE�itim-Sen, Eski Milli E�itim Bakanı Hüseyin Çelik’in “bakan oluru” ileyaptı�ı usulsüz atamaları kamuoyu gündemine getirmi� ve konuyla ilgilihukuk mücadelesi ba�latmı�tı. Sendika, tüm 76. madde atamalarının ip-talini istemi� ve Bakanlı�a Türkiye genelinde 76. maddeye göre kaç ki�i-nin atandı�ını sormu�tu.

Bakanlık, e�itim kurumu yöneticiliklerine yapılan atamalara ili�kinlisteyi sendikaya gönderdi. 76. maddeye göre müdür, müdür ba�yardım-cısı ve müdür yardımcısı olarak, Türkiye genelinde 998 ki�inin ataması-nın bakan oluruyla yapıldı�ı ortaya çıktı. Türk E�itim-Sen �stanbul BölgeBa�kanı Hanefi Bostan, yaptı�ı yazılı açıklamada, “Milli E�itim Bakan-lı�ı’nın daha fazla zaman kaybetmeden 76. madde ile yapılan bütün ata-maları iptal etmesi gerekmektedir. Bu, hukuk devletine saygının bir ge-re�idir” dedi.

32 � Ayd›nl›k � 21 HAZ�RAN 2009

SEYİR DEFTERİ

Ara�tırma görevlileri 1 Temmuz’da i� bırakacak

�stanbul Üniversitesi’ndeki ara�tırma görevlileri, final ve bütünlemesınavlarının oldu�u 1 Temmuz’da i� bırakma eylemi yapacak. �� güven-cesi ve akademik özgürlük talebiyle uzun süredir mücadele yürütenara�tırma görevlileri, 19 Haziran’da Makine Mühendisleri Odası �stan-bul �ubesi’nde basın toplantısı düzenleyerek eylemi kamuoyuna açıkla-dılar.

Danı�tay’ın, ara�tırma görevlilerinin i� güvencesini ortadan kaldıranYÖK kararının yürütmesini durdurmasına ra�men karar hâlâ uygulan-mıyor. Ara�tırma görevlileri adına açıklama yapan Emel Silahsızo�lu“hukuk bir an önce uygulanmalı ve bu haksızlı�a son verilmeli” ça�rı-sında bulundu.

Almanya: ‘Kılıçdaro�luPKK’lılarla yakalandı’iddiası yalan

Almanya’daki Deniz Feneri davası sırasındaortaya atılan, “CHP Grup Ba�kanvekili KemalKılıçdaro�lu ve CHP Merkez Yönetim Kuruluüyesi Ali Kılıç, PKK’lılarla aynı araçta yakalandı-lar” iddiasına Almanya’dan 16 Haziran’da yalan-lama geldi. Ali Kılıç’ın ba�vurusu üzerine, Al-manya Hessen Eyalet Ba�savcılı�ı’ndan Ba�savcıCladue imzasıyla, 27 Mayıs’ta yapılan açıklama-da, CHP’lilerle PKK’lıların aynı araçta bulundu-�una dair bir tutana�ın bulunmadı�ı, adı geçen�ahıslarla ilgili herhangi bir soru�turma yapılma-dı�ı belirtildi. Açıklamada, yapılan haberlerinasılsız belgelerle imal edildi�i ifade edildi.

Mayın yasası AnayasaMahkemesi’ne gidiyor

AKP milletvekillerinin oylarıyla TBMM’dekabul edilen, mayınlı arazilerin temizlenmesi adıaltında toprakların yabancılara devredilmesiniöngören yasayı, Abdullah Gül 17 Haziran’daonayladı. CHP ise yasanın iptali ve yürürlü�ünündurdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesi’neba�vurmak için kolları sıvadı. CHP ba�vurusundaDanı�tay’ın daha önce kararnameyle yapılmak is-tenen benzer düzenlemeyi iptal etti�ini hatırlata-cak. Ba�vuruda yasanın, Anayasa’nın “Devletinbütünlü�ü”nü düzenleyen, de�i�tirilemez ve de-�i�tirilmesi teklif dahi edilemez 3. maddesi ile“toprak mülkiyeti”ni düzenleyen 44. maddesineaykırı oldu�unu vurgulanacak. CHP’nin ba�vuru-yu önümüzdeki günlerde yapması bekleniyor.

Amasya Genelgesi’nin yıldönümüTaksim’de kutlandı

Amasya Dernekleri Federasyonu (ADEF), Atatürk’ün 12-22 Haziran1919 tarihleri arasında Amasya’da kalı�ını ve Amasya Genelgesi’nin ya-yımlanı�ının yıldönümünü kutlamak için, 14 Haziran’da �stiklal Cadde-si’nde yürüyü� düzenledi. Yürüyü�e, �stanbul’da ya�ayan Amasyalılarınyanı sıra �stanbullular da destek verdi. Galatasaray Lisesi önünde topla-nan dernek üyeleri, yöresel halk oyunları e�li�inde Taksim Meydanı’nayürüdü. Yürüyü� boyunca çocuklar halka kiraz da�ıttı. Meydana varıl-dı�ında Amasya Genelgesi okundu.

SEYİR DEFTERİ

21 HAZ�RAN 2009 � Ayd›nl›k � 33

TGB’li Liseliler halkçı e�itim için yürüdüTGB’li Liseliler �stanbul, Ankara, Mu�la, Samsun ve Edremit’te dü-

zenledikleri eylemlerle ÖSS’yi ve çarpık e�itim sistemini protesto ettiler.�stanbul’daki eylemin adresi Kadıköy’dü. Bahariye’den �skele Meyda-nı’na yürüyen liseliler Atatürk heykeli önünde basın açıklaması yaptılar.Açıklamaya, Kadıköy halkının yo�un katılımı da dikkat çekti. Liselileradına konu�an Mert Can Uslu, e�itimde fırsat e�itli�inin olmadı�ına dik-kat çekerek, ÖSS sisteminin adil olmadı�ını söyledi. Uslu �öyle devametti: “E�itim sistemi kökten de�i�melidir. Ça�da�, bilimsel, milli ve tüme�itsizlikleri ortadan kaldıracak ‘halkçı’ bir e�itim sistemi, sorunların çö-zümüdür. ‘Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür’ bireyler yeti�tirilebilmesi içintarikat okul ve yurtları kamula�tırılmalıdır. E�itimde fırsat e�itli�inin sa�-lanması için özel okullar ve dershaneler kamula�tırılmalıdır. E�itimimizyabancı dillerin boyunduru�undan kurtarılmalıdır. Dilimizi yozla�tırmakisteyen güçlerin ve kirli emellerinin farkındayız. Ba�ımsızlık, Atamız gibibizim de karakterimizdir!”

Prof. Ovalı: Aydınlık do�ruları yazıyorErgenekon operasyonunun altıncı dalgasında gözaltına alınan ve kefa-

letle serbest bırakılan Karadeniz Teknik Üniversitesi Ö�retim Üyesi Prof.Dr. Ercüment Ovalı, Star gazetesinin haberini yalanladı. 17 Haziran’dayayımlanan haber Ovalı’nın ifadesine dayandırılıyordu. Habere göre,Ovalı gözaltına alınana kadar okudu�u Aydınlık dergisinden etkilenerekErgenekon operasyonlarının tertipten ibaret oldu�unu dü�ünüyordu,ancak gözaltına alındıktan sonra nezarethanede yapılan sohbetlerden vegördü�ü belgelerden etkilenip “Ergenekon’un ciddi bir örgütlenme oldu-�unu” anlamı�tı!

Basına hiçbir �ekilde böyle bir açıklama yapmadı�ını belirten Prof.Ovalı, “Benim Star gazetesine söyleyece�im tek �ey �udur: Ben Aydınlıkokumaya devam ediyorum. Çünkü Aydınlık, gerçekleri yazmaya ve Tür-kiye’yi aydınlatmaya devam ediyor” dedi. Prof. Dr. Ercüment Ovalı, Stargazetesine tekzip gönderece�ini de sözlerine ekledi.

Erdal �afak’a tekzip,Bayramo�lu’nun planı mı?

Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erdal�afak imzasıyla 9 Haziran’da gazetenin sürman-�etinde, “Kıbrıs’a kar�ı Ruhban Okulu” ba�lıklıhaber yer aldı. Haberde, Brüksel’deki AB DaimiTemsilcisi, Büyükelçi Volkan Bozkar’a atfen ‘Yılsonunda Kıbrıs konusunda çözüm olmazsa Ruh-ban Okulu açılır’ sözlerine yer verildi. Habere,Erdal �afak’la birlikte AB gezisine giden di�ergazetecilerden tekzip geldi. Oda Tv’nin haberinegöre Erdal �afak’ı yalanlayan bildiri Yeni �afakgazetesi yazarı Ali Bayramo�lu’nun planıydı.Çünkü Bayramo�lu, Sabah gazetesine dönmekve gazetenin ba�ına geçmek istiyordu.

Ayrıntıları Oda Tv’nin haberinden aktaralım:“Yeni �afak yazarı Ali Bayramo�lu, teker tekergazetecileri arayarak olayı oldu�undan dahaba�ka bir boyuta getirmeye çalı�tı. ‘Bir bildiri ya-yımlayalım’ fikri de Bayramo�lu’ndan geldi; ar-kada�larını ‘Fırsat bu fırsat, sesimizi çıkartalım’diye örgütledi.

Bayramo�lu’nun bu organizasyon i�ine gö-nüllü talip olmasının altında yatan bir ba�kaniyet vardı. Ali Bayramo�lu bir dönem Sabah ga-zetesinde yazdı. Kimi görü�leri Sabah’ta huzur-suzluk yaratmaya ba�layınca, tıpkı Cengiz Çan-dar gibi bir süre sonra Sabah’tan ayrılmak zo-runda kaldı. Erdal �afak, o dönem kö�e yazarla-rından sorumluydu. Bayramo�lu, bu ayrılı�ındaErdal �afak’ı suçladı.

Sabah’ın yanda� medya yayın organı olmasıBayramo�lu için bir fırsat oldu. Hiç sevmedi�i vebir gün intikam almayı dü�ündü�ü Erdal �afak’ıbu bildiri gibi olaylarla yıpratıp bir �ekilde Sa-bah’ın ba�ına gelmek için u�ra�tı. Nasıl ki Yeni�afak mali krize girince Fehmi Koru, ba�ka yayınorganlarına göz kırpmaya ba�ladıysa Ali Bayra-mo�lu da aynı �ekilde arayı�a geçti.”

34 � Ayd›nl›k � 21 HAZ�RAN 2009

BORA TÜFEKL� / ISPARTA

Türkiye birçok siyasetçi vegazetecinin suikast sonucuöldürülü�üne tanık oldu.

Abdi �pekçi, U�ur Mumcu, ÇetinEmeç, Turan Dursun, MuammerAksoy, Ahmet Taner Kı�lalı bun-lardan birkaçı. Tarihimize karaharflerle yazılan gazeteci suikast-larının birço�u ar�ivlerdeki yeri-ni halen faili meçhul dosyalarolarak koruyor. Cinayetlerin ay-dınlatılmasının önünde hep birduvar var.

Süleyman Demirel Üniversite-si (SDÜ) Radyo Televizyon Ya-yıncılı�ı bölümü ö�rencileri i�tebu tozlu ar�ivlerde duran failimeçhul gazeteci cinayetlerini 280

dakikalık bir belgeselle gündemegetirdi. Yakla�ık 25 ö�rencinin1,5 yıllık çalı�masının ürünüolan ‘Duvar’ isimli belgesel için,aralarında gazeteci-yazar ve siya-setçilerin bulundu�u 17 ki�i ileröportajlar yapıldı.

Be� bölümden olu�an belgese-lin birinci bölümünde KıbrısBarı� Harekâtı, Abdi �pekçi sui-kastı, 12 Eylül öncesi olaylar iledarbe ve sonuçları; ikinci bölüm-de U�ur Mumcu, PKK ve siyasal�slam; üçüncü bölümde Susur-luk, Sapanca ve 28 �ubat ele alı-nıyor. Duvar’ın dördüncü bölü-münde Ahmet Taner Kı�lalı sui-kastı ile Umut davası; be�inci bö-lümde de Hrant Dink suikastı,sözde Ermeni soykırımı iddiaları,milliyetçilik, 301. Madde, Danı�-tay saldırısı ile �emdinli olaylarıve Ergenekon operasyonları yeralıyor.

‘ÜNİVERSİTEDEN

BOŞ ÇIKMAK İSTEMEDİK’

Duvar’ın yönetmenli�iniyapan SDÜ Radyo TV Yayıncılı-�ı Bölümü ö�rencisi Günel Can-tak, belgeselle ilgili ayrıntılarıAydınlık’a anlattı. Cantak, “Biz-ler buraya okumak için geldik.Üniversiteden de bo� çıkmak is-temedik. Kapsamlı bir belgeselhazırlamak ve hem kendimizialanımızda geli�tirmek, hem dearkamızda bir eser bırakmak is-tedik” dedi.

“GAZETECİ SUİKASTLARI BÜTÜN

OLARAK ELE ALINMAMIŞ”

Çalı�maya ba�lamadan önceciddi bir ara�tırma yapmı�, gaze-teci cinayetleriyle ilgili ula�abil-dikleri tüm belgeleri taramı�larve bu konuyu bir bütün olarakele alan belgesel bir çalı�ma ol-madı�ını görmü�ler. Cantak,“Tek tek yapılan çalı�malar

var”, diyor. “Örne�in U�urMumcu için U�ur Mumcu Ara�-tırma Geli�tirme Vakfı (UMAG)bir belgesel hazırlamı�. HrantDink için hazırlanan bazı çalı�-malar olmu�. Ama hepsini birarada i�leyen bir çalı�mayla kar-�ıla�madık”.

Gazeteci cinayetlerini ara�tı-rırken birçok farklı konuya datakıldıklarını anlatan Cantak,“Bu suikastları ara�tırırken ülke-nin sosyal ve siyasal geli�meleride dikkat çekiyor. Örne�in,sözde Ermeni soykırımı iddiaları,Danı�tay saldırısı, Susurluk olay-ları ve belki de en önemlisi 12Eylül darbesi. �ster istemez bukonuları da de�erlendirmek zo-runda kaldık” dedi.

İLGİNÇ İSİMLER AYNI ÇALIŞMADA

Tanınmı� birçok gazeteci vesiyasetçinin görü�lerine yer veri-len belgeselde bir araya getirilenisimler de hayli ilginç… 1979yılında �stanbul Maçka’dakievinin yakınlarında arabasındaiken Mehmet Ali A�ca tarafın-dan öldürülen Abdi �pekçi’ninkızı Nükhet �pekçi, Milliyet ga-zetesi yazarı Derya Sazak, ��çiPartisi Genel Ba�kanı Do�u Pe-rinçek, Birgün gazetesi yazarıRıdvan Akar, Ufuk Uras, gaze-teci-yazar Güneri Civao�lu,TRT’de yaptı�ı Sınırlar Arasın-da isimli programla ve yazdı�ıkitaplarla büyük be�eni topla-yan Banu Avar, CHP �stanbulMilletvekili Çetin Soysal, DTPDiyarbakır Milletvekili EmineAyna, U�ur Mumcu’nun kızıÖzge Mumcu ve a�abeyi Cey-han Mumcu, Gazeteci Ru�enÇakır, TBMM Susurluk ve

UNUTTURMAMAK �Ç�N KAMERA BA�INA GEÇT�LER…

Duvara karşı ‘Duvar’Süleyman Demirel Üniversitesi Radyo TV Yay�nc�l��� Bölümüö�rencileri, gazetecilere yönelik suikastlar� konu alan bir belgeselhaz�rlad�. ‘Duvar’ ad�n� verdikleri belgesel için aylarca emek verenö�renciler, birçok ünlü siyasetçi ve gazeteciyle görü�tü.

21 HAZ�RAN 2009 � Ayd›nl›k � 35

�nsan Hakları Ara�tırma Ko-misyonları Ba�kanı Mehmet El-katmı�, eski bakan Fikri Sa�lar,�stanbul Barosu �nsan HaklarıYürütme Kurulu üyesi FethiyeÇetin, MHP Mersin Milletveki-li Akif Akku� ve �stanbul Baro-su Eski Ba�kanı Avukat TurgutKazan.

RÖPORTAJ VERENLERDEN BİRİ

SİLİVRİ’DE

Bazı röportajların çok uzunsürdü�ünü ve çözümlemesininyapılmasının da zaman aldı�ınıbelirten yönetmen, kar�ıla�tıklarıbir zorlu�u da �öyle anlattı:“Bazı röportajlar 1 saat 45 daki-ka sürdü. Birçok isim röportajvermek istemedi. Ama ö�renciçalı�ması oldu�u için bizleri kır-mak da istemediler. Örne�inAbdi �pekçi’nin kızı Nükhet�pekçi, kesinlikle röportaj verme-yen bir isim. Ama ö�renci çalı�-ması oldu�u için bizi kırmadı”.

Çe�itli milletvekilleriyle gör-ü�tüklerini kaydeden Cantak,belgeselin bir eksi�ini ise �öyleanlattı: “AKP’den 5 milletvekili-ni aradık. Bugün yarın dedilerama bir türlü görü�emedik. Bir-kaç milletvekili biz sizi arayaca-�ız dediler. Ama aramadılar. Bubelgeselin bir eksi�i budur. �kti-dar partisinin milletvekilleriylegörü�emedik”.

Belgeselde yer alan isimlerdenbiri de belgesel açısından farklıbir öneme sahip. ��çi Partisi Lide-

ri Do�u Perinçek, Ergenekon so-ru�turması kapsamında tutuk-lanmadan bir hafta önce ö�renci-lere röportaj verdi. Böylece, Pe-rinçek’în cezaevine girmedenönce verdi�i son röportaj daDuvar belgeselinde.

“PARAYI VEREN YÖNLENDİRİR”

Ö�renciler, belgeselin hazır-lanması için Isparta’dan �stan-bul, Ankara ve �zmir’e defalarcagidip gelmek durumunda kalmı�-lar.

Yakla�ık 1,5 yıllık bir eme�inmaddi bir külfeti de var tabii.Duvar belgeselini hazırlayan ö�-renciler hazırlık sürecinde yakla-�ık 5 bin TL para harcamı�lar.Bazı kurumlar burs teklif etmi�.Cantak, “Dediler ki çok masrafı-nız olmu�tur. Biz size yardımcıolalım… Ama biz bu belgeseliherhangi kuruma hazırlamadık.Para veren yönlendirme de yaparkaygısı ile burs tekliflerini geriçevirdik” dedi.

DUVARI AŞMAK İÇİN “DUVAR”

‘Neden gazeteci cinayetleri?’sorusuna �u cevabı veriyor yö-netmen:

“Özellikle 12 Eylül sonrasıTürk gençli�inin apolitize edildi-�ini görüyoruz. Sormayan, sor-gulamayan ve cevap aramayanbir ku�ak yeti�mi�. ��te biz de as-lında ‘neden?’ sorusunu sordu�u-muz için suikastlarla ilgili bir bel-gesel hazırlamaya karar verdik.

Yani sizin bize sordu�unuz soru-yu biz de kendi kendimize sor-duk. Onca gazeteci, siyasetçi öl-dürülmü�. Fikri ne olursa olsun.Neden, sorusunu sorduk biz de.”

Belgesele “Duvar” isminin ve-rilmesi de tesadüf de�il. Yapılanröportajlarda sürekli a�ılamayanbir duvardan söz ediliyor. SDÜö�rencileri de duvarın gerisiniaydınlatamasa bile ı�ık tutmakiçin belgeselin ismine ‘Duvar’ de-mi�ler.

EKİP

Yakla�ık 25 ki�inin görev al-dı�ı Duvar’da belgesel ekibi �öyletanıtılıyor: “Yönetmen: GünelCantak. Metin ve Anlatım:Günel Cantak. Ara�tırma: GünelCantak, Emine Akkaya, ElifEmiro�lu, S. Toprak, Mert Acar.Kurgu: Oral Deliba�, Bu�rahanKılıç. Redaksiyon: M. ZaferÇa�lar, Birgül Karaman, Menek-�e Karakadılar. Koordinasyon:Birgül Karaman, Nedret Ça�lar.Yapım: Günel Cantak, Kaan�ahan�

Nüfus cüzdanımı, 14 aylık kızım Asya Irmak

Usta’nın nüfus cüzdanını vesarı basın kartımı kaybettim.

Hükümsüzdür.

Özlem Usta

Ergenekon tertibi boyunca piyasaya sürülen bu kaçıncıdüzmece belge!

Yargıtay binasına ‘saldırı’ krokisi, NATO üssüne ‘sabotaj’planı, Orgeneral Büyükanıt’a ‘suikast’ hazırlığı, hapisteki sa-nığın Liman lokantasında yaptığı toplantının polis kaydı,‘Karargah Evleri’ şeması, MİT’in hazırladığı şema vs. vs.

İsterseniz bunlara Tayyip Erdoğan’ın evine suikast ve BİMmarketlere sabotaj krokilerini (Atabeyler) ya da EtimesgutAskeri tesislerine saldırı planlarını (Sauna/ Küre) da ekleyebilirsiniz.

“İrticayla Mücadele Eylem Planı” da aynı türden. Daha Taraf’ta yayımlandığı günden itibarentek ‘ihtimal’ vardı:

Emniyet içinde yuvalanmış Gladyo’nun, TSK’yı yıpratmaya yönelik son yalanı.‘Üç ihtimalli’ denklemler ancak bu gerçeği örtbas etmeye hizmet ederdi ve etti de. ‘Ya belge gerçekse’. Tertipçilerin

istediği de zaten buydu. ‘Yandaş olmayan’ medyadaki korkaklık, alkışlarla karşılandı. “Burada basının tavrını da alkışlamak gerekiyor. Hem çatlak ses çıkmadan yayın yasağına karşı çıktılar hem de AK Parti

hükümetine ve Gülen cemaatine yönelik tertiplerin ‘mide bulandırdığını’ vurguladılar.” (Nazlı Ilıcak, Sabah, 16 Haziran2009)

Bu arada Taraf’ın tetikçisine konuşan ‘Orgeneral’ arada kaynadı gitti! “Sen nasıl bir orgeneralsin? Kimliğini neden giz-liyorsun? Silah arkadaşlarına karşı bu yalanları neden söylüyorsun? Muhbir general sen kimsin?” diye soran çıkmadı.

Taraf’ın belgesiyle Türkiye’nin siyasi tarihinde bir ilk yaşandı. Siyasi iktidar, isim ve kurum adı belirtmeden TSK aleyhi-ne suç duyurusunda bulundu. AKP ile ordu mahkemelik oldu!

Yalan ve tertiplerin amacı halkın moralini bozmak ve tedirginlik yaratmaktır. Gladyo’nun yarım yüzyıldır yaptığı budur. Gladyo, kendi üzerine toplanan dikkati dağıtmak ve bunu ‘hasım kuvvete’ yani TSK’ya yöneltmeye çalışmaktadır. Ha-

yali gizli örgütlerin (Ergenekon), hayali gizli planların amacı budur. Ancak bu kez baltayı taşa vurmuşlardır. “Bu belgeden sonra Türkiye’de hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Belki de Türkiye’nin geleceğinin tasarımıyla ilgili en

önemli dönemeç budur… Kırılma noktasıdır.” (Oray Eğin, Akşam, 15 Haziran 2009)Sonucu göreceğiz. “Bütün Türkiye görecektir.”

36 � Ayd›nl›k � 21 HAZ�RAN 2009

HAFTANIN NOTLARI

HİKMET ÇİÇEK

Bir ihtimal daha var!

“Medyaya kavgaetmek için girdim.”diyen Akşam yazarıOray Eğin, köşesindeyazdığı medya polemik-lerini bir kitapta topladı.“Bunları Kimse Yaza-madı” (Güncel Yayıncı-lık, Mart 2009) yalnızcabir derleme değil, med-yanın yakın tarihi. Yuka-rıdaki başlık da Eğin’inAhmet Altan’ı ve Taraf’ıanlattığı yazısının başlı-

ğı. Eğin’in, Taraf’ı anlattığı yazısının özetliyoruz. “Ben Taraf gazetesinin sonunda neden çıkarıldığını anla-

dım. Artık bir belge sızdırılacağı zaman Taraf gazetesi kullanı-lıyor ve bu sayede de psikolojik harbe katkıda bulunuluyor…Bu savaş Taraf gazetesi üzerinden yürüyor.

“Çünkü artık diğer gazetelerin bir inandırıcılığı kalmadı.Herhangi bir dezenformasyon yapılacağı zaman veya bir kuru-ma karşı saldırı başlayacağında Yeni Şafak, Star, Zaman gibi

hükümet bültenlerini kullanmak savaş taktikçilerinin işine gel-miyor. Yandaş basın fazlasıyla hükümete angaje olduğu içininandırıcılığı kalmadı… Halbuki Taraf sözde prestijli, objektif,içinde solculuk da olan liberal ve ‘mesafeli’ bir yayın gibi gö-rünüyor. (…)

“Sızdırılan belgelerin merkezidir bu gazete artık. (…) “Bu kadar küçük bir gazeteyi finanse edecek kadar güçlü

kurumlar var Türkiye’de… ne olacak, 600-700 bin tane Za-man’ı finanse eden bir cemaat varsa, Türkiye’de 20 bin tanesatan Taraf’ı da finanse edecek birileri bulunur. (…)

“Karşımızdaki bir gazete değildir. Bir propaganda bülteni-dir artık. O gazeteyi çıkartanlar da bu psikolojik harbin piyon-larıdır. (…)

“Kısacık ömrüne bu kadar yalan haber sığdırma başarısınıbaşka kim göstermiştir acaba? (…)

“Taraf’ın hesabı çok açık aslında: Türkiye’de askere karşıbir kaos yaratmak, toplumu germek ve dünyaya Türk SilahlıKuvvetleri’ni baskıcı bir kurum olarak göstermek. (…)

“Planın amacı belli: Türkiye’de kurucu ideolojiyi yıkmak,yeni bir Cumhuriyet ilan edip bu ülkeyi bağımsız duruşundansıyırmak. Amerika ve İsrail’in ortak çıkarlarına hizmet eden,Kürdistan’ın kurulmasına izin veren, Büyük Ortadoğu Proje-si’ne karşı çıkmayacak bir Türkiye yaratmak.”

‘Belgeler artık bu merkeze sızıyor’

21 HAZ�RAN 2009 � Ayd›nl›k � 37

HAFTANIN NOTLARI

Daha çok nükleer merkezler ve askeri üsler üzerinde görü-lüyorlar. Son on yıldır ise dünyanın birçok yerinde ve hattaAnadolu’da Nevşehir ve Aksaray’da sıkça görüldüler!

21 Aralık 2012’de geri dönecekler. 21 Aralık, ‘Maya Takvi-mi’ne göre yılbaşı. Bizim takvime göre birkaç gün sapma olsabile mutlaka gelecekler!

Neyse ki endişe etmeye gerek yok. Haber Türk ‘dünyayı ko-rumaya geliyorlar’ diye yazdı. (14 Haziran 2009)

4. Uluslararası “UFO ve Yeniçağ” kongresi, 13 Hazirangünü İstanbul Kongre Merkezi’nde başladı.

Cehaletimizden olacak, adını ilk kez duyduğumuz SiriüsUFO Uzay Bilimleri Araştırma Merkezi Derneği Başkanı HaktanAkdoğan, 2012’de dünyada ‘Beşinci Çağ’ın son bulacağını,dünyanın elektromanyetik dalgalar içeren ‘foton kuşağı’ içeri-sine gireceğini, çok yüksek frekansta ‘ışın bombardımanına’uğrayacağımızı ancak bunların bir ‘kıyamet’ gibi algılanmama-sı gerektiğini söylüyor.

Tek kötü haber şu: 2012’de bunlar olurken elektrikli ci-hazlar çalışamayacak!

Kongrenin ünlü bir konuğu da var: Erich von Daniken! Tür-kiye kamuoyu Daniken’i, 12 Mart 1971 Amerikancı askeri mü-dahale sonrası ‘Tanrıların Arabaları’ kitabıyla tanıdı.

1971, Türkiyehalkının o zamankiyaygın kullanımıylaKontrgerilla (Glad-yo) ile tanıştığı dö-nemdir. Yüzlercesosyalist, Atatürkçügenç ve aydınlarhapislere tıkılmış,Gladyo’nun işken-ce tezgâhlarındangeçmiştir.

Binlerce kitap toplatılmış, imha edilmiş, meydan akıldışı,gerici fikir ve ideolojilere kalmıştır.

Maya ve Aztek uygarlığının aslında başka dünyalardangelen uzaylıların ‘eseri’ olduğunu, 5 bin yıllık Tibet uygarlığınaait metinlerde ‘gökte uçan arabalar’ın tasvir edildiğini, OrtaMısır’ın 4 bin yıllık rölyeflerinde ‘helikopter’, ‘denizaltı’, ‘jetuçağı’ figürlerine rastlandığını, o dönemde en çok satan ki-taplardan biri olan ‘Tanrıların Arabaları’ndan öğrenmiştik!

Her türlü cemaat ve tarikatlara yol verildiği, falcılığın, üfü-rükçülüğün boy verdiği şu günlere Daniken çok yakışıyor!

Daniken hortladı!

Ordusuz darbe olur mu?Cumhuriyet yazarı Ali Sirmen’in başlıktaki soruya yanıtı “Evet,

olur.”Sirmen, dünya tarihindeki en bilinen örneği Hitler’in darbesini

anımsatıyor. Hitler “sandıktan çıktı.” İktidara geldikten sonra “silahlıgüç”ün dizginlerini ele geçirdi ve faşizmi egemen kıldı.

Sirmen’e göre Humeyni’nin iktidara gelişi de ordu ile değil fakat“ordunun nötralize edilmesiyle” gerçekleşti.

Bu kadar uzağa gitmeye de gerek yok. Soros destekli “turuncudevrimler” de ordu müdahalesi biçiminde olmadı. Tersine ordununpasifize edilmesi ve bölünmesiyle oldu.

Ali Sirmen şöyle devam ediyor:“Bugün Türkiye’de yürütülmekte olan AKP sivil darbesi de aynı

amaca yönelik olarak aynı yöntemlerle gerçekleştirilmektedir.” Sirmen, “Ordusuz darbe olmayacağı aymazlığından” kurtulunma-

sı gerektiğini söylüyor. Sınavda ba�arının sırrı:‘Okunmu� pirinç’

Yaklaşık 1,5 milyon gencimiz geçen hafta ÖSS kâ-busunu yaşadı. Sınava giren öğrencilere “okunmuşkalem” satan uyanıkları basından izledik. Daha da va-himi sınav kaygısını yaşayan anne ve babaların duru-mu.

Eğitim-İş, Ankara’da sınava giren gençlerin aileleri-ne yönelik bir anket düzenledi. Sınav öncesi anne ba-baların yüzde 10’u çocuklarına “okunmuş” su içiriyor.Yüzde 5’i “okunmuş pirinç” yediriyor, yatır ziyaretiyaptırıyor. Gene yüzde 5’i çocuğunun kazanması du-rumunda adak adıyor.

Velilerin yüzde 34’ü, çocuklarının geleceğinin“ÖSS’ye bağlı” olduğunu düşünüyor.

Yüzde 58’i ise Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okul-ların verdiği eğitimi yetersiz buluyor. Latif Demirci, 14 Haziran 2009, Hürriyet

38 � Ayd›nl›k � 21 HAZ�RAN 2009

EĞRİYE EĞRİ / DOĞRUYA DOĞRU

İbrahim Kalın

“Bölgesel güç” olduk!Türkiye, tarihinde ilk kez özgüveni yüksek, bölgesinde

söz sahibi bir güç haline geldi.

Sabah, 13 Haziran 2009

Hasan Cemal

Yeni bir “andıç”Genelkurmay’da hazırlandığı belirtilen yeni bir ‘andıç’la

karşı karşıyayız… Üstelik çok taze!

Milliyet, 13 Haziran 2009

Şahin Alpay

Ordu anlamıyor Ordu suç işleme özgürlüğü olmadığını bir türlü anlamı-

yor mu?

Zaman, 13 Haziran 2009

Ahmet Taşgetiren

Kimdir bölgenin sorumlusu?Neresinden baksanız, Türkiye dehşet verici bir senaryo ile

karşı karşıya bulunuyor.

Bugün, 13 Haziran 2009

Fehmi Koru

“Eylem planı” Bir Ergenekon tutuklusunun ofisinde ele geçen plan akıl

dondurucu ayrıntılarla dolu.

Yeni Şafak, 13 Haziran 2009

Mümtaz’er Türköne

Eşkıya ve asker Bu adamların kurtuluş savaşı yıllarında Anadolu dağla-

rında düzen kurmuş asker üniformalı eşkıyadan ne farkı var?

Zaman, 14 Haziran 2009

Önder Aytaç

TSK, AKP ve Gülen‘Ya devlet başa, ya kuzgun leşe.’ Korkunun ecele bir fay-

dası da yok. Kurda merhamet ise yalnızca onun iştahını artı-rıyor.

Taraf, 15 Haziran 2009

Hadi Uluengin

TSK’nın defteri!Şu an Türkiye’de militarizmin son defteri dürülmektedir

ve bu hüküm de… geleceğe ilişkin kesin öngörümdür.

Hürriyet, 16 Haziran 2009

Engin Ardıç

Ağzına sağlık Hüseyin ErgünHele şükür! Dünya gözüyle ülkemizde “adam gibi bir

solcu lider” gördük!

Sabah, 17 Haziran 2009

Özdemir İnce

KimlikUlus-devleti, alkol ve kumar gibi her türlü kötülüğün anası sanı-

yorlardı

Hürriyet, 13 Haziran 2009 Mehmet Tezkan

TSK’ya tuzakGenelkurmay’a bile böyle tuzaklar kuruluyorsa sıradan vatandaş-

ların halini düşünün.

Vatan, 15 Haziran 2009 Orhan Birgit

Bir kirli tezgâhOrtada bir kirli tezgâh var… Elde edilecek kanıt, Ergenekon so-

ruşturmasını da yepyeni bir aşamaya getirmiş olacaktır.

Cumhuriyet, 16 Haziran 2009 Güngör Mengi

Gerçeği bekleyelimUzun zamandan beri uğursuz bir planla laik rejimin güçlü temi-

natı olan TSK’nın zayıflatılmaya çalışıldığını herkes, hepimiz görmü-yor muyuz?

Vatan, 16 Haziran 2009 Mehmet Y. Yılmaz

“Belgeye” bak!Polisiye olaylara meraklı bir lise öğrencisinin, yazabileceği ve dü-

şünebileceği çapta bir plan.

Hürriyet, 16 Haziran 2009

Fatih Altaylı

Ortalık hayli karıştıSadece bu belge değil, Ergenekon Davası’ndaki pek çok delil ve

belge tartışmalı hale gelebilecek.

Haber Türk, 16 Haziran 2009

Tufan Türenç

İnanmak olanaksızMetni okuduğunuz zaman, bunun yazımında bir ilkokul öğrenci-

sinin bile yapmayacağı kadar büyük saçmalıklar olduğunu görüyorinsan.

Hürriyet, 17 Haziran 2009

İlhan Selçuk

Bizim Çete’den tahliye varAdnan Akfırat, dışarı çıkar çıkmaz konuşmaya, hukuktan, ada-

letten, yasadan dem vurmaya başladı.Demek ki bizim çete üyelerinin içerde aklı başına gelmemiş.

Cumhuriyet, 17 Haziran 2009

Oray Eğin

Taraf’ın varlık sebebiTaraf’ın yayın politikasından TSK’ya saldırmayı çıkarın, ortada

başka bir şey kalmaz.

Akşam, 17 Haziran 2009

21 HAZ�RAN 2009 � Ayd›nl›k � 39

CAN KARADUT

Ba�kanlı�ını Kocaeli Üniver-sitesi Arkeoloji Bölümü Ö�-retim Üyesi Yrd. Doç. Dr.

�engül Aydıngün’ün yaptı�ı ar-keoloji heyeti Küçükçekmece gö-lünde yeri bir türlü bulunamayanBathonea kentinin bulgularınarastladı. Yrd. Doç. Dr. Aydıngün“Küçükçekmece gölünde batıkkent ara�tırması yaptık. �imdi bukentin gün yüzüne çıkmasını sa�-layacak kazı çalı�maları için sonimzaları bekliyoruz” diyor.

Avrupa kıtası, Anadolu ve �s-tanbul’un antik devirlerine ı�ıktutacak bu önemli çalı�ma kay-naklarda söz edildi�i halde yeribir türlü bulunamayan Batho-nea’yı topluma kazandırıyor.

Küçükçekmece’deki Yarım-burgaz Ma�arası’ndan yolaçıkan heyet, “�stanbul’un Avru-pa’da ilk tarım yapılan yerlerdenbiri oldu�unu” kanıtlayan 10–15bin yıl öncesine ait ta� aletlerbuldu.

Arkeoloji heyetinin Ba�kanıYrd. Doç. Dr. Aydıngün, “Ku-raklık göldeki su seviyesini dü�ü-rünce kıyısında çok düzgün ke-simli blok ta�lardan olu�an ol-dukça kalın duvar kalıntılarınarastlandı. Kalıntıların bir ucu göliçinde mendirek �eklinde uzanı-yor” dedi.

“MÖ 7. YÜZYILDA KURULAN

BYZANTİON’LA ÇAĞDAŞ”

35 ki�iden olu�an heyet ara�-tırmalarında 2,5 km. uzunlu�un-da, 1.5 metre yüksekli�indekisurlarla çevrili yerle�im yerininBathonea kenti oldu�unu belirle-

di.2008’in yaz aylarında çalı�an

heyet; arkeolog, jeolog, jeofizik,sualtı ara�tırmacısı, mimar, �ehirplancısı, etnolog gibi farklı disip-linlerden olu�uyor. Heyette ya-bancı bilim adamları da yer alı-yor.

Denize uzanan 60 metrelikmendirek ve antik fener, Batho-nea’nın önemli bir liman kentioldu�unu ortaya koydu. Batho-nea’nın MÖ 7. yüzyılda kurulanByzantion ile ça�da� olabilece�isanılıyor.

Arkeoloji heyetinin Ba�kanıYrd. Doç. Dr. �engül Aydıngün,“�nsanların ilk yerle�ik hayata,ilk tarım toplumuna geçti�idönem olan Neolitik döneme(Cilalı Ta� Devri, M.Ö 10 Bin- 6Bin) ait izlere rastladık. Bütünbunların ötesinde 2008 yılı ara�-tırmalarında Küçükçekmece ci-varında bugüne kadar tespiti ya-pılmamı� çok büyük bir limankenti Bathonea’yı ve antik denizfenerini bulduk.” dedi.

“ÇANAK PARÇALARI

MARMARAY’DAKİNE BENZİYOR”

Henüz çarkın bulunmadı�ıdönemlerde üretilen seramik ör-neklerinin yanı sıra, Bizans veOsmanlı’nın son döneminde üre-tilen seramik parçaları da bulun-du. Karadaki Osmanlı sarnıcı gölçevresinin yüz binlerce yıldanberi kesintisiz olarak insanlı�ahizmet verdi�ini ortaya koyuyor.

5. ve 6. yüzyıla ait oldu�u sa-nılan damgalı pi�mi� topraktankoku ya da gözya�ı �i�esi, desen-li kap parçaları, tarih öncesineait çakmak ta�ı aletler, naviformçekirdekler ve henüz çarkın kul-

lanılmadı�ı ilkel biçimli el yapımıçanak parçaları ele geçti. Buçanak parçaları Marmaray kazı-larında Yenikapı’da son dönem-de ele geçen ve neolitik çanaklar-la aynı biçimde üretilmi�.

KENT BÜYÜK BİR DEPREMLE TARİHE

KARIŞIYOR

Geç Roma döneminden sonraönemini kaybetti�i sanılan lima-nın terk edilerek tarih sahnesin-den kaybolmasının en önemli ne-denlerinden birisinin deprem ola-bilece�i dü�ünülüyor.

Antik kaynaklarda 557–558yıllarında ya�anan depremin Kü-çükçekmece bölgesinde çok �id-detli hissedildi�i ve bölgedekitüm yapı, kale, kiliselerin temel-lerine kadar yıkıldı�ından sözediliyor. Bunun do�rulu�u ancakkazı ve jeolojik çalı�malarla anla-�ılabilecek.�

� Kurakl�ktandolay� çekilensular�n etkisiyleortaya ç�kandüzgün kesimliblok ta�lardanolu�an oldukçakal�n duvar.Foto�raflar: Haldun Ayd�ngün

KÜÇÜKÇEKMECE GÖLÜ’NDE ANT�K KENT BULUNDU

Kayıp kent Bathonea kazı için imza bekliyorAntik devirlere ���k tutacak bu önemli çal��ma kaynaklarda söz edildi�ihalde yeri bir türlü bulunamayan Bathonea’y� topluma kazand�r�yor.Küçükçekmece’deki Yar�mburgaz Ma�aras�’ndan yola ç�kan heyet,“�stanbul’un Avrupa’da ilk tar�m yap�lan yerlerden biri oldu�unu”kan�tlayan 10-15 bin y�l öncesine ait ta� aletler buldu.

40 � Ayd›nl›k � 21 HAZ�RAN 2009

Türk-i� �stanbul �ube Plat-formu’na ba�lı Harb-��,Tez-Koop-��, Yol-��, TGS,

Haber-�� ve Basın-�� Sendikaları,üye i�çileriyle 12 Haziran Cumaak�amı hükümeti ve Türk-��Genel Merkezi’ni protesto etti.Taksim’de Atatürk Kültür Mer-kezi önünde toplanan i�çiler “Se-falet zammına, i�ten atılmalara,kıdem tazminatı gaspına kar�ı,pazara de�il soka�a, mücadele-ye” pankartıyla Türk-��’in Gü-mü�suyu’ndaki 1. Bölge Temsil-cili�i’ne yürüdüler.

“TÜRK-İŞ UYUMA, SABRIMIZI

TAŞIRMA”

��çiler Türk-�� 1. Bölge Tem-silcili�i önüne geldiklerinde,Türk-�� tarihinde bir ilk ya�andı.��çiler, ilk defa bir temsilcilik bi-nasına domates ve yumurta ata-rak, Türk-��’in kamu kesimi top-lusözle�melerindeki sessiz tutu-munu protesto ettiler. Hak mü-

cadelesi için buradayız diyen i�çi-ler, sosyal haklarımız çi�neniyor,Türk-�� hiç ilgilenmiyor diyerektepkilerini dile getirdiler. “Türk-�� uyuma, sabrımızı ta�ırma”,“Suskun Türk-�� istemiyoruz”sloganlarıyla Türk-�� Genel Ba�-kanı Mustafa Kumlu istifayaça�rıldı.

Türk-�� 1. Bölge önündebasın açıklamasını okuyan Harb-�� �stanbul Anadolu Yakası �ubeBa�kanı Hüseyin Över, “Krizvarsa çare de var diyen patrona-lar çare olarak i�çilere mezardaemeklilik, yoksulluk, i�ten çıkar-ma, sendikasızla�tırma ve toplu-sözle�melerde sıfır zam öneriyor-lar. Türk-�� de i�çilerin haklarınısavunup mücadeleyi örgütlemekyerine, bu kampanyada boy gös-teriyor.” dedi.

“ARTIK YETER! İNSANCA YAŞAMAK

İSTİYORUZ”

Kamu toplu i� sözle�mesinin

altı ay önce ba�ladı�ını hatırlatanÖver, Bu yıl Türk-�� yönetimininve sendika merkezlerinin yerelseçimlerden önce toplusözle�mesürecini erken ba�lattı�ını, nehikmetse, seçimlerden önce alı-nan kararların unutuldu�unusöyledi. Över, Hükümet’in aylarboyunca kamu toplusözle�mele-rini görmezden geldi�ini vurgula-yarak; Türk-�� ve Hükümet’inmüzakerelere ba�lamaması sonu-cu sözle�melerin imzalanamadı-�ını belirtti.

Hükümetin kamu i�çilerineyüzde 3’lük ücret zammı teklifi-ni, “i�çilerle alay ediyorlar” di-yerek de�erlendiren Över,“esnek çalı�ma dayatılmakta vekazanılmı� bütün haklarımızıngaspı planlanmaktadır. Hükü-met ve patron örgütleri her fır-satta kıdem tazminatımızı gün-deme getiriyorlar.” dedi. Türk-��’in Genel Kurul’da aldı�ı karar-la kıdem tazminatına dokunul-masının genel grev nedeni oldu-�unu hatırlatan Över, Türk-��Ba�kanlar Kurulu’nun derhaltoplanarak, mücadele kararı al-masını ve bu kararları uygulama-sını istedi. Över, �stanbul �ubelerPlatformu adına okudu�u açıkla-mada, “15 �ubat’ta oldu�u gibii�çilerin gazını almak için ya dagöz boyamak için bizi eyleme ça-�ırmayın. Bizler i�çi sınıfınınhaklarını koruyan ve ısrarla sa-vunan sendika yöneticileri istiyo-ruz.” dedi.

Över, açıklamanın sonunda“Artık yeter!” diyerek, bu ülkedeinsanca ya�amak istedikleriniifade etti ve Türk-�� yöneticileri-ni aktif mücadeleye ça�ırdı.

Türk-�� 1. Bölge TemsilcisiFaruk Büyükkucak ise eylemsonrası Aydınlık’a verdi�i deme-cinde “Türk-�� yönetimini ele�ti-rebilirler, Türk-��’ten talepleri deolabilir. Demokratik haklarıdır,saygı duyuyorum.” dedi. Büyük-kucak, domates ve yumurtaatanlarınsa i�çiler olmadı�ını be-lirtti.�

� ��çiler, ilk defabir temsilcilikbinas�na domatesve yumurta atarak,Türk-��’in kamukesimitoplusözle�melerdeki sessiz tutumunuprotesto ettiler.

���LER�N SABRI TA�TI

Türk-İş’e domatesli, yumurtalı eylem Kamu toplusözle�me sürecinin uzamas� i�çilerin sabr�n� ta��rd�. Türk-��tarihinde bir ilk ya�and�. ��çiler, ilk defa bir temsilcilik binas�na domates veyumurta atarak, Türk-��’in kamu kesimi toplusözle�melerindeki sessiztutumunu protesto ettiler. Türk-i� Genel Ba�kan� Mustafa Kumlu’yu istifayaça��ran i�çiler, hükümetin teklif etti�i yüzde 3’lük zamm� da protesto etti.

EKONOMİ / EMEK

21 HAZ�RAN 2009 � Ayd›nl›k� 41

Herhalde televizyonlarınızdangörüyorsunuz ve gazetelerden oku-yorsunuz Rusya’da, Yekaterinburgkentinde, BRIC toplantısı yapıldı.Nedir BRIC? Zamanımızda her şeykısaltılarak ifade ediliyor. BRIC deBrezilya, Rusya, Hindistan (İngilizceyazılışıyla İndia) ve Çin ülkelerininbaş harflerinin biraraya getirilişiyleoluşturulmuş ifade

biçimi. Biliyorsunuz 1970’lerde dünyanınekonomik açıdan en güçlü yedi ülkesiG7’ler adı altında birleşip kendi aralarındadünya ekonomisine hangi yönde yönete-ceklerini görüşürlerdi. Şimdi G7’leri oluş-turan ülkeler aralarına ilk önce Rusya’yıalıp G8 adıyla aynı işlevlerini sürdürmekistediler ama krizden sonra her birinineski ekonomik güçleri kalmadığından ses-leri bağırsalar da işitilmez oldu. Her biriayrı telden çalar oldu üstelik. Bir çareolsun diye en yüksek GSMH’ya sahip 20ülkeyi bir araya getirip G20 adı altındaeski G7’lerin yaptığını yapmak istediler oda olmadı.

RUSYA’NIN BRIC’DEKİ ANLAMI

Peki, bu BRIC toplantısı niye yapılıyor?Bu toplulaşmayı meydana getiren ülkeleribirleştiren nedir? Konuşup çözmek iste-dikleri ne gibi dertleri var? BRIC’i oluştu-ran dört ülkeden üçü ABD gibi ekonomikgöstergeleri berbat olmayan üç ülke: Çin,Hindistan ve Brezilya. Bunlar döviz rezervleri olan, milli ge-lirleri azalmayıp yükselen, başka ülkelere isterlerse yardımedebilecek ülkeler. Dördüncü ve toplantının yapıldığı ülkeRusya’nın durumu onlar kadar parlak değil. Kriz ile hampetrol fiyatlarının düşmesi nedeniyle, hatta biraz zayıfla-mış ekonomisi var. Ancak BRIC’in en güçlü ülkesi Çin HalkCumhuriyeti. O da Rusyasız hiçbir işe girmiyor. Rusya iletam bir stratejik müttefik. Bunun yanında dünya ekono-misinde büyük önemi olan ham petrol ve doğalgazdanyana önemli rezervlere sahip. İddialı bir blok oluşturmakbu stoklara sahip olmadan mümkün değil. Bu nedenlerleBRIC’in dördüncü kenarı olmuş: bu ülkeler ve hele Çin’ebatılı ülkeler gelecekteki kurtarıcıları gibi bakıyor. ABD veAB gazetelerinde sık sık “Çin dünyayı kurtarabilecek mi”başlıklarını görebilirsiniz.

ORTAK SORUN!

Peki, ortak dertleri neler? Bugün burada bu endişe vedertlerden birini anlatacağım. Bu ülkeler ABD ve onuneski ortaklarından dolar ile ifade edilen büyük ölçüde tah-vil ve bono almışlar ve trilyon dolarları bulan düzeyde ala-caklı duruma geçmişler. Ne ABD ne de AB ülkeleri buborçları ve faizlerini ödeyebilecek durumda değiller. Üste-

lik çöken bazı mali ve sınai kurumları kurtarmak, çöken içtalebi canlandırmak için özellikle ABD durmadan dolarbasıp etrafa saçıyor. Bilindiği gibi bir para karşılığı olma-dan çoğaltılırsa onun satın alma gücü düşer. ABD iç talepbeklenen ve gereken hızda artmadığından bu para basmaişine devam edeceğe benzer. Böylece emisyonu hızlaartan ve bu nedenle değeri düşen dolar ABD’ye ve diğerülkelere ve kurumlara (Mesela Para Fonuna) dolar cinsin-

den borç para veren ülkelerin zararına ola-cağı kesin. Dolarla borç alıp Tahvil verdilerama o değerde olmayan bir dolarla alacak-larını tahsil edecek durumu düşecekler.Bunun gibi dolar bugünkü dolardan çokdaha değerliyken krediyle verdikleri malbedellerini daha az değerli dolar ölçüsüylealacaklar. Yani Doların sanki değerini ko-nuşuyormuşçasına borçlanma ve dış ticare-tin devamından bu BRIC’i oluşturan dörtülke büyük zarar görüyorlar ve daha dagörecekler.

Bu zararı önlemenin çaresi DOLARIN DI-ŞINDA BİR REZERV PARA YARATMAKTIR:İşte Yekatering toplantısında ilk olarak bumeseleyi ele alacaklardır. Ancak yeni birREZERV paranın dolar yerine değişime gir-mesinin doğuracağı sonuçları göze almakkolay değildir. Doların rezerv parası olmak-tan çıkması ABD’nin içinde bulunduğu kriziçinden kurtulması için umut bağladığı enönemli çareyi onun elinden almak gibi birşeydir. Böyle bir ABD borçlarını ne faizinine de anaparasını ödeyemez durumadüşer. İflas eder. İflas eden bir ABD ile de

dünya ekonomisi işlemez.

KRİZİN SONA ERMESİ İÇİN…

Dünya Krizinin bitip yükselmeye geçtiğini iyimserlikler-le dünya medyalarında ortaya atan bu gibi ciddi sorunlaranüfuz edememiş olanlardır. Kriz’in sona ermesi ancak içtalebin HIZLA ARTMASI ile mümkündür. Hem de baştaABD her ülkede. Bu da ufukta görünmüyor.�

BRIC ve dolar

EMEK DÜNYASI

ARSLAN BAŞERKAFAOĞLU

� Dolar�n rezerv paras�

olmaktan ç�kmas�

ABD’nin içinde bulundu�u

kriz içinden kurtulmas�

için umut ba�lad��� en

önemli çareyi onun

elinden almak gibi bir

�eydir.

Böyle bir ABD borçlar�n�

ne faizini ne de

anaparas�n� ödeyemez

duruma dü�er. �flas eder.

�flas eden bir ABD ile de

dünya ekonomisi

i�lemez. �

BAŞSAĞLIĞI

Balıkesir Merkez ilçe başkanımız Gaye Güler’in babası parti üyemiz

Talat Güler’i kaybettik. Arkadaşımıza, ailesine ve

sevenlerine başsağlığı dilerim.

Mehmet Bedri Gültekinİşçi Partisi Genel Başkan Vekili

42 � Ayd›nl›k� 21 HAZ�RAN 2009

TÜRK-İŞ, üç iş hukuku profesörü-ne ve iki doçente “Toplu İş İlişkileriKanunu” taslağı hazırlattı ve bumetni uygun görerek bu yıl nisanayında açıkladı. Bu metne ilişkin bazıeleştirilerimi birkaç hafta önce kısacayazmıştım. Aradan geçen zamandabu taslağı daha ayrıntılı inceleme ola-nağım oldu. Bu taslakta çok ciddi ha-talar var. TÜRK-İŞ bu hataları ceha-letten mi, saflıktan mı yapıyor, yoksa

ortada bir kasıt mı var? Bu soruya yanıt veremiyorum. Ancakbu taslaktaki hatalar TÜRK-İŞ’e de, iş hu-kuku profesörlerine de yakışmıyor.

ÖZEL PARANTEZ DEĞİL, ÖZEL PARAGRAF

TÜRK-İŞ’in kanun taslağının genel ge-rekçesinde şöyle deniyor: “Bu dönem için-de belirtilen eksiklikler nedeniyle ülkemiz,Uluslararası Çalışma Örgütü’nde (ILO)onaylamış bulunduğumuz 87 ve 98 sayılısözleşmelere aykırılık nedeniyle Aplikas-yon Komitesinde eleştirilere tabi tutulmuş,özel paranteze alınma önerileriyle karşıkarşıya kalmıştır.”

“Özel parantez” nereden çıkıyor?Uluslararası Çalışma Örgütü’nde “özel pa-rantez” diye bir kavram yoktur. Kastedi-len, “özel paragraf”tır. “Özel paragraf”a“özel parantez” demek, en yumuşak ifa-deyle, özensizliktir ve yapılan çalışmanınciddiyetine büyük zarar verir.

Uluslararası Çalışma Örgütü’nün Ulus-lararası Çalışma Konferansı her yıl haziranayında Cenevre’de toplandığında “Stan-dartların Uygulanması Komitesi” oluşturu-lur. Bu komite çalışmalarının sonunda bir rapor yayımlar. Ko-mitenin işçi ve işveren gruplarının birlikte onay vermesi du-rumunda, onaylanmış bir sözleşmeyi sürekli ve ısrarlı bir bi-çimde ihlal eden ülkenin durumu, bu komitenin raporundaözel bir paragrafta ele alınır. Bunun adı “özel parantez”değil, “özel paragraf”tır.

SENDİKAL HAKLAR KONUSUNDA AB STANDARDI YOK

TÜRK-İŞ’in kanun taslağının genel gerekçesinde şöyledeniyor: “Anılan Kanunların (2821 sayılı Sendikalar Yasasıve 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Yasası) bir-çok hükmü, Avrupa Birliği standartlarının gerisinde kalmış-tır.” TÜRK-İŞ’in kanun taslağının genel gerekçesinde birazdaha sonra da sendikal haklar konusunda “Avrupa BirliğiHukuku standartları”ndan söz ediliyor.

Avrupa Birliği müktesebatında sendikal haklara ilişkin dü-zenleme yoktur; bu konularda Avrupa Birliği standardı yok-tur.

Tekrar ediyorum. Böyle hata yapmak TÜRK-İŞ’e de, iş hu-kukçularına da yakışmıyor. Avrupa Birliği’nin bağlayıcı ortakmetinlerinde, diğer bir deyişle, AB müktesebatında sendika-laşma hakkı ve grev hakkına ilişkin hiçbir düzenleme yoktur.Avrupa Birliği Konseyi, bu konuda yönerge çıkaramaz; bu

yasaktır. Avrupa Birliği’nin temel kanunu, 1957 yılında im-zalanan ve daha sonraki yıllarda çeşitli antlaşmalarda değiş-tirilerek geliştirilen Roma Antlaşması’dır. Bu metnin son biçi-minin 137. maddesinin 5. fıkrasında Avrupa Birliği Konse-yi’nin ücret düzeyleri, örgütlenme hakkı ve grev hakkına iliş-kin yönerge çıkartamayacağı açıkça ifade edilmektedir.

Bu nedenle de, sendikal hak ve özgürlükler konusundaAvrupa Birliği standartları yoktur.

Avrupa Birliği’nin çalışma yaşamına ilişkin olarak iş sağlı-ğı ve güvenliği, sosyal diyalog, işyeri konseyleri ve ayrımcılı-ğın önlenmesi konularında kapsamlı düzenlemeleri vardır.Ancak, tekrar belirteyim, TÜRK-İŞ’in taslağının genel gerek-

çesinde ileri sürüldüğü gibi, sendikalhaklar konusunda Avrupa Birliği stan-dardı filan yoktur.

SÖZLEŞMENİN ADININ ÇARPITILMASIBÜYÜK HATA

TÜRK-İŞ’in kanun taslağının genelgerekçesinde, üç profesörün ve iki do-çentin hazırladığı ve TÜRK-İŞ’in onayla-yıp açıkladığı taslağın, 87 ve 98 sayılı ILOSözleşmelerine uygun olduğu ileri sürü-lüyor. Şöyle deniyor: “Toplu iş ilişkilerinidüzenleyen reform niteliğindeki bu ya-sada bazı temel ölçütlerden hareketedilmiştir. Her şeyden önce, anılankanun hükümleri, taraf olduğumuz Sen-dika Özgürlüğü ve Örgütlenme HakkınınKorunması Hakkında 87 sayılı ve Örgüt-lenme ve Toplu Görüşme Hakkı Prensip-lerinin Uygulanması Hakkında 98 sayılıUluslararası Çalışma Sözleşmelerineuygun bir biçimde düzenlenmiştir.”

Önce 98 sayılı Sözleşmenin adına iliş-kin önemli bir hata yapılmış. 98 sayılı Söz-

leşmenin adı, “Örgütlenme ve Toplu Pazarlık Hakkı”dır, “Ör-gütlenme ve Toplu Görüşme Hakkı” değil. ILO Mevzuatında“toplu görüşme” ile “toplu pazarlık” birbirinden çok ayrı ikikavramdır. Bu iki kavramın karıştırılıp 98 sayılı Sözleşmeninadının bile çarpıtılması büyük bir hatadır ve özensizliktir.

TASLAĞIN SÖZLEŞMELERE UYGUNLUĞU İDDİASI

TÜRK-İŞ’in taslağının 87 ve 98 sayılı Sözleşmelere uygun-luğu iddiasına bakalım. Bunu yazanlar, ILO Yönetim KuruluÖrgütlenme Özgürlüğü Komitesi’nin Türkiye’deki çalışmamevzuatı konusunda yaptığı kapsamlı eleştirileri hiç mi oku-madılar? TÜRK-İŞ’in kanun taslağında yer alan birçok öneri,ILO Yönetim Kurulu Örgütlenme Özgürlüğü Komitesi tarafın-dan tekrar tekrar eleştirildi. Bu eleştirilerden en kapsamlısı,1994 yılında tarafımdan hazırlanan ve ILO Anayasasının 24.maddesinde yer alan özel prosedür kapsamında ILO Genel Di-rektörlüğüne iletilen başvuru üzerine Örgütlenme ÖzgürlüğüKomitesi’nin hazırladığı kapsamlı rapor ve eleştiridir.

ILO Yönetim Kurulu Örgütlenme Özgürlüğü Komitesi,ILO Yönetim Kurulu’nun kendi üyeleri arasından oluşturdu-ğu üç hükümet, üç işçi ve üç işveren temsilcisinden meyda-na gelen bir yapıdır. Bu Komite, kararlarını geleneksel olarakoybirliğiyle alır. Bu kararlar ILO Yönetim Kurulu’na sunulur.

TÜRK-İŞ cahil mi, saf mı, yoksa kasıt mı var?

SINIF GÖZLÜĞÜ

YILDIRIM KOÇ

� TÜRK-��’in kanun

tasla��n�n genel gerekçesinde

de biraz daha sonra da

sendikal haklar konusunda

“Avrupa Birli�i Hukuku

standartlar�”ndan söz

ediliyor. Avrupa Birli�i

müktesebat�nda sendikala�ma

hakk� ve grev hakk�na ili�kin

hiçbir düzenleme yoktur.

Avrupa Birli�i Konseyi,

bu konuda yönerge ç�karamaz;

bu yasakt�r. �

21 HAZ�RAN 2009 � Ayd›nl›k� 43

ILO Yönetim Kurulu da bu kararları oybirliğiyle onaylar veILO’nun Resmi Gazetesi’nde yayımlar.

Benim hazırladığım ve 4 Temmuz1994 tarihinde TÜRK-İŞ adına ILO GenelMüdürü’ne iletilen uzun başvuru, 1810sayılı dava olarak ele alındı ve Örgütlen-me Özgürlüğü Komitesi bu konuda 1996yılında kapsamlı bir raporu kabul etti(Bkz. ILO Official Gazette, Cilt LXXIX,1996, Series B, No.1). Türkiye’ye ilişkindaha birçok kararda, 87 ve 98 sayılı Söz-leşmelerin ihlal edildiği noktalar ayrıntılıolarak ele alındı. Bu kararlarda TÜRK-İŞ’in önerdiği taslakta yer alan çok sayı-daki düzenleme, sendikal hak ihlali ola-rak belirtilmektedir.

KİTAP ÖNERİSİ

Hadi diyelim bunları okumuyorlar, ince-lemiyorlar, bilmiyorlar. Her yıl UluslararasıÇalışma Konferansı toplantılarına çok sayı-da sendikacı gidiyor. Bu toplantılar sırasın-da ILO Genel Müdürlük binasına geçsinlerve orada delegelere parasız olarak dağıtı-lan Örgütlenme Özgürlüğü Komitesi karar-ları kitabının 2006 yılında yapılan gözdengeçirilmiş 5. baskısını alsınlar (InternationalLabour Office, Freedom of Association, Digest of Decisions

and Principles of the Freedom of Associations Committee ofthe Governing Body of the ILO, 5th (revi-sed) edition, Cenevre, 2006). 87 ve 98 sa-yılı Sözleşmelerin ne olduğunu ancak o ki-tabı inceledikten sonra öğrenebilirler.Ondan sonra da kalkıp TÜRK-İŞ’in hazırla-dığı kanun taslağının 87 ve 98 sayılı Söz-leşmelere uygunluğunu iddia etmek gibianlamsız bir işe girişmezler.

Bu kitabın ille de 5. baskısı zorunludeğildir. Uluslararası Kamu Çalışanları Fe-derasyonu (PSI) üyesi YOL-İŞ, Belediye-İş,Türk Harb-İş, Sağlık-İş, Genel-İş, SES, BES,Yapı Yol-Sen ve Tüm Bel-Sen Sendikaları,benim önerim üzerine, bu kitabın 4. bas-kısını üç yıl önce Türkçeye çevirterekTürkçe ve İngilizce metni 2007 yılındabastırıp dağıttılar: Uluslararası ÇalışmaBürosu, Örgütlenme Özgürlüğü UÇÖ Ör-gütlenme Özgürlüğü Komitesi YönetimKurulu’nun Karar ve İlkelerinin Özeti,Gözden Geçirilmiş 4. Baskı, Ankara,2007, 231 s. Kitap TÜRK-İŞ Hukuk Büro-su’na da gönderildi. 4. Baskı da 2006 yı-lında yayımlanan 5. Baskının yerini büyükölçüde tutabilir.

Bu ve benzeri hatalar, TÜRK-İŞ’e de, iş hukuku profesör-lerine de yakışmıyor.�

� Her y�l Uluslararas�

Çal��ma Konferans�

toplant�lar�na çok say�da

sendikac� gidiyor, toplant�lar

s�ras�nda ILO Genel Müdürlük

binas�na geçsinler ve orada

delegelere paras�z olarak

da��t�lan Örgütlenme

Özgürlü�ü Komitesi kararlar�

kitab�n�n gözden geçirilmi� 5.

bask�s�n� als�nlar. 87 ve 98

say�l� Sözle�melerin ne

oldu�unu ancak o kitab�

inceledikten sonra

ö�renebilirler. �

44 � Ayd›nl›k � 21 HAZ�RAN 2009

VARDİYA

Ekart grevi bir yılı geride bıraktı

Eczacıba�ı’nın elektronik kart üretimi yapanGebze’deki E-kart fabrikasında grevde olan Basın-�� Sendikası, grevin birinci yıldönümü 16 HaziranSalı günü Levent’te Eczacıba�ı holdingin önündeeylem yaptı. Basın-�� Sendikası yöneticileri vegrevdeki 17 i�çinin eylemine, Tek Gıda-��, Harb-��, Dok Gemi-��, Deri-��, Kristal-��, Tümtis veTürkiye Gazeteciler Sendikası da destek verdi.Basın-�� Sendikası Genel Ba�kanı Yakup Akayayaptı�ı açıklamada “��veren toplusözle�me görü�-melerini reddetti. Grevdeki i�çileri i�ten attı. Ça-lı�ma Bakanlı�ı bir senedir süren haksızlı�a nedenseyirci kalıyor.” dedi. Türk-�� Genel SekreteriMustafa Türkel de, kıdem tazminatına de�inerek,kazanılmı� haklarına dokunulması durumunda�alterlerin inece�ini söyledi. Basın açıklamasınınardından i�çiler, hazırladıkları E-kart logolu pan-kartı holdingin önüne bıraktılar.

Mersin liman i�çileri kazandıMersin limanında 130 günden beri direni�te olan liman i�çilerinin

hepsi 12 Haziran Cuma günü i�ine döndü. TÜMT�S Genel SekreteriGürel Yılmaz “Zorlu bir mücadeleden sonra tüm i�çiler i�ba�ı yaptı”dedi. Yılmaz, “Bu mücadele yalnız liman i�çilerinin mücadelesiyle ol-mamı�tır, i�çilerimizin aileleri ve Mersin’deki i�çi dostlarının da müca-delesiyle olmu�tur. Eme�i geçen herkese te�ekkür ederim” dedi.

Yusuf Çelik/ Mersin

Vakıfbank ‘0’ zam önerdipazarlık durdu

Banka ve Sigorta ��çileri Sendikası ile Vakıfbank arasında sürdürü-len toplu i� sözle�mesi görü�melerinde arabuluculuk safhasına geçildi.60 günlük yasal süre anla�mazlıkla sonuçlandı.

Sendikanın 18 Haziran’da yaptı�ı açıklamada, 8 bin 250 i�çiyi ilgi-lendiren görü�melerde yetkililerin çalı�anlara “sıfır zam” önermesi cid-diyetsizlik olarak nitelendirildi. Açıklamada, “�yi niyetimiz istismar edi-lirse hiçbir mücadelen kaçınmayaca�ız. Bankada huzursuzluk varsamü�teri memnuniyeti azalır bu da bankaya zarar verir.” denildi

Kıdem tazminatı fonuna kar�ı imza kampanyası

Hükümet kıdem tazminatı fonu teklifini geri çekti, ancak i�çiler ted-biri elden bırakmıyor.

Tek Gıda-�� Sendikası 12 Haziran’da imza kampanyası ba�latarak,ellerinde kalan tek kaleyi, kıdem tazminatını korumayı amaçlıyor. �mzakampanyası 81 ili kapsıyor. Kampanyanın �stanbul aya�ında, Tak-sim’de imza masası kuran Tek Gıda-�� Sendikası �stanbul 2 Nolu �ubeBa�kanı Yunus Durdu, hükümetin ısıtıp ısıtıp gündeme getirdi�i kıdemtazminatına dokunulmasının Türk-i� Genel Kurulu’nda alınan kararlagenel grev nedeni oldu�unu hatırlattı.

VARDİYA

21 HAZ�RAN 2009 � Ayd›nl›k � 45

Kamu emekçileriAnkara’ya yürüyor

Kamu emekçileri toplusözle�me hakkıiçin yollara döküldü. 17 Haziran günüba�ta sendika yöneticileri olmak üzere, be-lediye çalı�anları �zmir Konak Belediye-si’nden �zmir Büyük�ehir Belediyesi önüneyürüdü. Kamu emekçilerine, çevre illereba�lı 20 �ube yöneticisi de katılarak des-tek verdi. Burada Tüm Bel-Sen Genel Ba�-kanı Vicdan Baykara kitlesel bir basınaçıklaması yaparak, belediyeleri ve di�erkamu kurumlarını, Tüm Bel-Sen ile toplu-sözle�me masasına oturmaya, hükümetiise hukuka ba�lı demokratik ve sosyaldevletin gere�ini yerine getirmeye davetetti. Ekonomik krize de de�inen Baykara,“Krizin faturasını emekçiler de�il, onunsorumlusu olan patronlar ödeyecektir”dedi. Tüm Bel-Sen üyeleri açıklamanın ar-dından Ankara’ya hareket etti.

PTT çalı�anları:‘Toplu �� Sözle�mesi yoksa grev var’

Haber Sen üyesi PTT çalı�anları, toplu i� sözle�mesi talepleri-ni, 18 Haziran’da �zmir PTT ��letme Müdürlü�ü önünde yaptık-ları basın açıklamasıyla dile getirdi. Haber-Sen �zmir �ube Sekre-teri Hasan Solmaz, “Hükümeti toplusözle�me hakkımız için sonkez uyarıyoruz. Ula�tırma Bakanlı�ı ve PTT yönetimi, PTT emek-çilerinin ya�adı�ı sorunlara duyarsız kalmaya devam ederse üre-timden gelen gücümüzü kullanarak greve gidece�imizi ilan ediyo-ruz” dedi. Postacıların yasadı�ı bir �ekilde haftanın 6 günü çalı�tı-rıldı�ını belirten Solmaz, postacıların çalı�ma ko�ullarını �öyle sı-raladı: “Postacılara kargo adı altında buzdolabı ta�ıttırılıyor. Bay-ram izni, yılba�ı izni kullandırılmıyor; 3 ki�inin i�ini bir ki�i yapı-yor. PTT emekçisinin bu durumda artık kaybedecek bir �eyi kal-madı” dedi.

Gerçek i�sizlik yüzde 23,7 TÜ�K 15 Haziran’da Mart ayı i�sizlik rakamlarını 3

milyon 776 bin olarak açıkladı.TÜ�K bu rakama, i� aramayıp, çalı�maya hazır

olanlar ile mevsimlik çalı�tı�ı için i�siz durumda bulu-nanları dahil etmiyor. Bu gruplar dahil edilerek yapılanhesap ise gerçek i�sizli�in, resmi sayının çok üzerineçıktı�ını gösteriyor.

�� aramayıp çalı�maya hazır olan 2 milyon 345 binki�i ile mevsimlik çalı�tı�ı için halen i�siz durumda bu-lunan 128 bin ki�i eklenerek hesaplanan gerçek i�siz sa-yısı Mart döneminde, 2008’in aynı dönemine göre, 1milyon 164 bin artarak, 23,7 oranıyla 6 milyon 249bin oldu. Gerçek i�sizlik kadınlarda yüzde 30,6 oranıile 2 milyon 375 bin, erkeklerde yüzde 20,8 oranı ile 3milyon 874 bin ki�i oldu.

46 � Ayd›nl›k � 21 HAZ�RAN 2009

MERVE AKSUNA

�anghay ��birli�i Örgütü’nün9. Zirvesi Rusya’nın Yekate-rinburg kentinde 15-16 Ha-

ziran tarihlerinde gerçekle�tirildi.Zirveye Çin, Rusya, Kazakistan,Kırgızistan, Tacikistan, Özbekis-tan liderlerinin yan ısıra, gözlem-ci ülke statüsünde yer alan �ran,Pakistan, Hindistan ve Mo�olis-tan devlet ba�kanları da katıldı.Zirvenin ana gündemi Ameri-ka’ya ba�ımlılı�ın azaltılması,ekonomik kriz, terörizm ve i�bir-li�ini geli�tirme konuları oldu

ŞİÖ’DEN YENİ PARA BİRİMİ

ÖNERİSİNE DESTEK

�anghay ��birli�i Örgütü Zir-vesi’nde konu�an Rusya Devlet

Ba�kanı Dmitry Medvedev üyeülkelerin ulusal para birimleri ileticaret yapabilmelerinin önemiüzerinde durdu. Medvedev, “Üyeülkeler kendi ulusal para birimle-ri ile ikili ticaretlerini yapabilme-li. Bu �ekilde uluslararası rezervkurlara ba�ımlılık da azalmı�olacak“ dedi. Dolar kar�ısındayeni bir para rezervi yaratılmasıgerekti�i söyleyen Medvedev,“Uluslararası para sistemini sa-dece doları konsolide ederekde�il, aynı zamanda yeni rezervparalar yaratarak da konsolideetmemiz gerekir” diye ekledi.Medvedev’in bu önerisine örgüteüye devlet ba�kanlarından dadestek geldi. .

ÇİN’DEN ŞİÖ’YE 10 MİLYAR DOLAR

Zirvede öne çıkan bir di�er

konu da, Çin’in �anghay ��birli�iÖrgütü’ne on milyar dolar krediverece�ini açıklaması oldu. ÇinCumhurba�kanı Hu Jintao,örgüt üyelerine 10 milyar dolarkredi deste�i sa�lamanın yanısıra, bu ülkelerle ticareti ve çiftyönlü yatırım faaliyetlerini hız-landırmak için ticaret ve yatırımıgeli�tirme heyetleri gönderecek-lerini de söyledi. Küresel finanskrizi kar�ısında �anghay ��birli�iÖrgütü üyelerinin güveni peki�ti-rerek kar�ılıklı destek vermelerigerekti�ini belirten Çin Cumhur-ba�kanı, siyaset, ekonomi, gü-venlik ve kültür alanlarındaki i�-birli�ini yo�unla�tırarak örgütüngücünü artırmaları gerekti�inikaydetti. Jintao, “Ancak böyle-likle krizin üstesinden gelerekbölgede kalıcı barı� ve ortak re-fahı gerçekle�tirebileceklerini”vurguladı.

AHMEDİNECAD: “TEK KUTUPLU

DÜNYA İYİ BİR SEÇENEK DEĞİL”

Zirveye katılan �ran Cumhur-ba�kanı Ahmedinecad da, “böl-gesel sorunların ve küresel eko-

AVRASYA GÜÇLER� ��Ö VE BRIC Z�RVELER�NDE BULU�TU

Dolara karşı yeni para birimi geliyor�anghay ��birli�i Örgütü ve BRIC zirvelerine yeni bir para birimininolu�turulmas� damgas�n� vurdu. �anghay ��birli�i Örgütü Zirvesi’ninard�ndan yay�nlanan deklarasyonda çok kutuplu dünya düzenine do�rugidi�in kaç�n�lmaz oldu�u belirtildi. Ülkeler aras�ndaki diyalog vei�birli�inin geli�tirilmesi ile bölgesel güvenli�in art�r�lmas� her iki zirvedede öne ç�kan konular oldu.

DÜNYA

�anghay��birli�iZirvesi’ne Çin,Rusya,Kazakistan,K�rg�zistan,Tacikistan,Özbekistanliderlerinin yan�s�ra, gözlemciülke statüsündeyer alan �ran,Pakistan,Hindistan veMo�olistandevletba�kanlar� dakat�ld�.

21 HAZ�RAN 2009 � Ayd›nl›k � 47

nomik krizin nedeni olan ABDhegamonyasındaki tek kutupludünya, iyi bir seçenek olmadı�ınıkanıtladı” dedi. ABD müttefikle-rinin dünya sorunlarıyla ba�a çı-kamadı�ını vurgulayan Ahmedi-necad �anghay ��birli�i Örgü-tü’nün küresel ekonomik krizlemücadele ba�ta olmak üzere so-runların çözümünde önemli birrol üstlendi�ine dikkat çekti.

ŞİÖ’NÜN ÇOK KUTUPLU DÜNYA

DÜZENİ VURGUSU

�anghay ��birli�i Örgütü zir-vesine katılan üye ülkeler zirve-nin sonunda 17 maddeden olu-�an ortak deklarasyona imza at-tılar. Deklarasyonda, çok kutup-lu dünya düzenine do�ru gidi�inkaçınılmaz oldu�u belirtildi.Uluslararası yapının de�i�ti�ikaydedilen deklarasyonda �u ifa-deler yer aldı: “Günümüzde ulus-lararası yapı önemli ölçüde de-�i�ti. Sürekli geli�me ve barı� içine�it i�birli�inin te�vik edilmesigerekiyor. Çok kutuplu yapıyado�ru gidi� geri çevrilemez. Yenitehdit ve meydan okumalarakar�ı uluslararası i�birli�i kaçı-nılmaz.”

Deklarasyonda enerji ve gıdagüvenli�inin yanı sıra, küreselekonomik krizle mücadelede deuluslararası i�birli�i ça�rısı yapıl-dı. Medeniyetler arasında diyalo-�a da vurgu yapılan deklaras-yonda barı�, tolerans, etnik vedinler arasında kar�ılıklı saygıyade�inildi. Uluslararası terörlemücadelenin herhangi bir dinvurgusu ile gerçekle�me tehlike-sine dikkat çekilen deklarasyon-da, uluslararası barı�ın sa�lan-masının, hiçbir ülkeyi dı�arıdabırakmadan herkesin güvenli�i-ni birlikte sa�lamakla mümkünoldu�u ve ba�ımsız devletleriniçi�lerine müdahalede bulunul-maması gerekti�inin altı çizildi.

BRIC ÜLKELERİ İLK TOPLANTISINI

GERÇEKLEŞTİRDİ

�anghay ��birli�i ÖrgütüZirvesi’nin hemen ardındanBrezilya, Rusya, Hindistan veÇin arasındaki BRIC Zirve-si’nin ilk toplantısı yapıldı. Zir-vede küresel ekonomik krizlemücadelede dört ülke arasındai�birli�inin yo�unla�tırılması

kararla�tırıldı. �anghay ��birli�iÖrgütü Zirvesi’nde gündemegelen dolara alternatif yeni parabirimi yaratılması BRIC Zirve-si’nin de öncelikli konuları ara-sındaydı. BRIC Zirvesi’nde üyedevletler dolara ba�lılı�ı azalt-manın yollarını tartı�tı. Liderlerdolara ba�ımlılı�ı azaltmak içinkar�ılıklı bono alı�-veri�inindesteklenmesini istedi. BRICZirvesi’nde Rusya Devlet Ba�-kanı Dmitry Medvedev, Rus-ya’nın ABD Doları’nın yerinealacak global bir rezerv para bi-rimi olu�turulması görü�ünütekrarladı. Medvedev, BRIC li-derlerine yaptı�ı konu�mada“Uluslararası para sisteminingüçlenmesi, öncelikle bölgeselrezerv para birimleri olu�turul-masını, daha sonra bir uluslar-arası para birimini gerektiri-yor” diye konu�tu.

Brezilya, Rusya, Hindistanve Çin’in kar�ılıklı birbirlerinintahvillerini alarak ve para bi-rimlerini takas ederek dolaraolan ba�ımlılıklarını azaltmayıde�erlendirdiklerini söyleyenMedvedev’in ba� ekonomi da-nı�manı Arkady Dvorkovich,“�u anda ihtiyacımız olan son�eyin finansal piyasalarda yenibir çalkantı oldu�unu biliyorsu-nuz. Biz de dahil olmak üzerekimse dolara zarar vermek iste-

miyor. Bu konudaki yakla�ımı-mız sorunun nüanslarını bütünincelikleriyle tartı�maktır.Dünya ekonomisi para birimikonusunda belirsizlikte kalma-malı. Kremlin’in global rezervpara birimi konusundaki tavrıihtiyatlı” diye konu�tu.

Zirvenin ardından yayınla-nan ortak bildiride, geçen nisanayında Londra’da yapılan G-20Finans Zirvesi’nde varılan fikirbirli�inin hayata geçirilmesininhızlandırılması ça�rısı yapıla-rak, bu amaç do�rultusundadört ülke arasında yo�un i�birli-�i yapılaca�ı belirtildi. Bildiridesürdürülebilir geli�menin ger-çekle�tirilmesi ile bilim, tekno-loji ve e�itim alanlarındaki i�-birli�inin yo�unla�tırılması ko-nularındaki kararlılık da ifadeedildi.

Çok kutuplu dünya vurgusuBRIC Zirvesi’nde de öne çıktı.BRIC ülkeleri adına yapılanortak açıklamada demokratikve çok kutuplu dünya düzeninindesteklendi�i belirtilerek yenidüzenin uluslararası hukukunüstünlü�ü, e�itlik ve kar�ılıklısaygı ilkelerine dayanması ge-rekti�i vurgulandı. Açıklamadaayrıca, “Tüm ülkelerin i�birli�ive kolektif karar alma süreçle-rinde yer almaları önemlidir “denildi.�

� BRICZirvesi’ndebulu�an liderler:Lula da Silva(Brezilya), DmitryMedvedev (Rusya),Hu Jintao (Çin),Manmohan Singh(Hindistan) (soldansa�a)

48 � Ayd›nl›k � 21 HAZ�RAN 2009

Dı�i�leri Bakanı Ahmet Da-vuto�lu, Almanya’dakiTürkevi toplantısında yap-

tı�ı açıklamada Rusya ile �ang-hay ��birli�i Örgütü (��Ö) konu-sunda görü�tüklerini, kendi deyi-miyle fiks üyeli�in mümkün ola-madı�ını ancak gözlemci oluna-bilece�ini söyledi. Toplantıda ya-pılan ele�tiriler üzerine konu�anDavuto�lu, Asya’nın yükseli�inikendisinin de gördü�ünü, hattabu nedenle ‘fazla Asyacı olmak-la’ ele�tirildi�ini belirtti.

“RUSYA’YLA ŞİÖ’YÜ ELE ALDIK”

Davuto�lu, Almanya’nın Ber-

lin kentinde 16 Haziran’da 300’üa�kın Türk derne�inin temsilcile-riyle bir araya geldi. Toplantıda,Berlin ADD Yönetim Kuruluüyesi Beyhan Yıldırım söz alarakDı�i�leri Bakanı’nı �u sözlerleele�tirdi:

“New York’a gidip yeni Os-manlıcılık yapmak bize yakı�mı-yor. Avrupa, Amerika derin kriz-ler içinde; Asya ise yükseliyor.Moskova’da yapılan �anghay ��-birli�i Örgütü toplantısına katıl-malıyız.”

Bu sözler üzerine konu�anDavuto�lu, “Yönümüzü tama-men Batı’ya çevirmi� de�iliz.Rusya’yla yaptı�ımız görü�me-lerden birinde ��Ö’yü ele aldık.Fiks üyelik özelli�i nedeniyle,üyeli�imiz mümkün de�il, yalnızgözlemci olarak katılabiliriz”dedi.

“NEO-OSMANLICILIK

POLİTİKAMIZ YOK”

��Ö içerisinde özellikle Rusyave Çin Halk Cumhuriyeti arasın-da ciddi ikili sorunlar ya�andı�ı-nı söyleyen Ahmet Davuto�lu,Türkiye’de bazı çevrelerin ��Ö’yeüye olmakla bütün sorunlarınçözülece�i yönünde tutum aldı�ı-nı, bunun gerçekçi olmadı�ınıkaydetti.

Ahmet Davuto�lu, BeyhanYıldırım’ın “Türkiye ��Ö’ye üye-lik ba�vurusunda bulundu mu?”sorusunu, “bulunmadı” diye ya-nıtladı.

Örgütün resmi dil olarakRusça ve Çinceyi kullanmasınınTürk yetkililerin i�ini zorla�tırdı-�ını belirten Dı�i�leri Bakanı Da-vuto�lu, Tayyip Erdo�an’ınBüyük Ortado�u Projesi’nde e�-

ba�kanlık görevini yalanlarken,AKP hükümetinin de Neo-Os-manlıcılık gibi bir politikası ol-madı�ını söyledi.

NURGALİYEV: TÜRKİYE’NİN

ÜYELİĞİNE AÇIĞIZ

�anghay ��birli�i ÖrgütüGenel Sekreteri Bolat Nurgaliyev27 Mayıs’ta Türk Asya StratejikAra�tırmalar Merkezi’nin düzen-ledi�i kongrede Aydınlık’ın soru-larını yanıtlamı�tı.

Nurgaliyev, Türkiye’nin��Ö’ye do�rudan üyelik için ba�-vurusunun olmadı�ını, ama Tür-kiye’nin üyeli�ine her zaman açıkolduklarını söylemi�ti.

Nurgaliyev, Türkiye’yle olanili�kilerini �öyle tanımlıyordu:“Bizim bünyemizde çe�itli seviye-ler var. Gözlemci ülke, diyalogiçerisinde bulunulan partner ülkegibi. Türkiye’yle olan ili�kileri-miz bu �ekilde öteden beri devamediyor. Ama Rusya ve Çin’le ili�-kilerimiz ciddi ve sıkıdır. Türkiyeile Türkiye’de gerçekle�tirilen or-ganizasyonlarla aslında biz aynıçerçevede bulu�uyoruz diyebili-riz.”

Türkiye Dı�i�leri Bakanı’nındurumun de�i�ece�ine ve ilerle-yece�ine dair sinyaller verdi�inide söyleyen Nurgaliyev, �öylekonu�mu�tu:

“Bu uygulamalarımız devamedecek, potansiyel adaylıkta her-hangi bir ülkenin bu organizas-yon içerisine dahil edilmesi çifttaraflı bir yoldur. Bizler herzaman buna açı�ız.

��birli�ine de, uygun ba�vuru-ları dü�ünmeye de açı�ız, kar�ıtaraftan da herhangi bir ilgininolması gerekiyor tabi. Birçokülke �anghay ��birli�i Örgütü’netam üyelik veya gözlemci devletkonumunda veya diyalog süre-cinde olan ülke konumunda ba�-vurusunu yapmı�tır ve bu ba�vu-ru süreçleri devametmektedir.”�

DAVUTO�LU, RUSYA’YLA ��Ö GÖRÜ�MES�N� ANLATTI

‘Şanghay İşbirliği Örgütü’negözlemci üye olabiliriz’D��i�leri Bakan� Ahmet Davuto�lu, Berlin’de 300 Türk derne�inintemsilcisine yapt��� aç�klamada, “Yönümüzü tamamen Bat�’ya çevirmi�de�iliz. Rusya’yla yapt���m�z görü�melerden birinde ��Ö’yü ele ald�k.Fiks üyelik özelli�i nedeniyle, üyeli�imiz mümkün de�il, yaln�zgözlemci olarak kat�labiliriz” dedi.

21 HAZ�RAN 2009 � Ayd›nl›k � 49

50 � Ayd›nl›k � 21 HAZ�RAN 2009

BEŞ KITADAN Haz�rlayan: Ahu Yalç�n/ �afak Terzi

Çin ve Rusya aralarındaki ticarettedolara son verdi

Amerikan dolarının uluslararası egemenli�inden duydukları ra-hatsızlı�ı sıkça dile getiren Rusya ve Çin liderleri, 17 Haziran günüdünya ticaretinde ve uluslararası ili�kilerde önemli etkileri olabilecekbir adım attı. Bundan sonra iki ülke arasında yapılacak ticarette, heriki ülkenin para birimleri Rus rublesi ve Çin yuanı kullanılacak.Moskova’da bir araya gelen Rusya lideri Dimitri Medvedev ile Çinlideri Hu Jintao, hedeflerini yinelediler: Doların egemenli�ine sonvermek.

�ki dev ekonomi arasındaki ticaret istikrarlı bir �ekilde artıyor.Rusya ekonomi bakanlı�ının verilerine göre Çin, geçen yıl Rusya’nınen büyük ticaret orta�ı listesinde Almanya’nın yerini alarak ilk sıra-ya yerle�ti. �ki ülke arasındaki ticaretin Rusya’dan Çin’e uzanan pet-rol boru hattının tamamlanıp devreye girmesiyle daha da artaca�ıvurgulanıyor.

Kriz, dünyadaki gurbetçileri de vurdu

Yabancı i�çilerin ülkelerine gönderdi�i, yıllardırdüzenli bir �ekilde artan para miktarının, krizin et-kisiyle bu yıl ilk kez dü�mesi bekleniyor. Ekonomikkrizin etkisiyle dünyanın dört bir yanında milyon-larca göçmen i�çi i�lerini kaybetti. Dünya genelindeyakla�ık 200 milyon yabancı i�çi, geride bıraktıkla-rı ailelerine her yıl 300 milyar doları a�kın para gön-deriyor. Yabancı i�çilerin gönderdi�i bu paralar, ge-li�mekte olan ülkeler için dı� yardım ya da do�ru-dan yabancı yatırımdan daha tercih edilir bir des-tek. Tacikistan ve Moldova gibi küçük ekonomileresahip ülkelerde, yabancı ülkelerde çalı�an vatanda�-larının gönderdi�i paralar ulusal gelirin yakla�ıkyüzde 30’unu olu�turuyor. Yurtdı�ında çalı�an i�çi-lerin, en büyük miktarda para gönderdi�i ülkelerinba�ında ise nüfuslarının büyüklü�ü nedeniyle, Çin,Hindistan ve Meksika geliyor. En fazla para gönde-rilen kaynak ülke ise ABD. Amerika’da çalı�an i�çi-ler, ülkelerine her yıl yakla�ık 45 milyar dolar paragönderiyor.

�spanyollar i�sizli�e kar�ıasker oluyorlar

�spanya’da 2001 yılından sonra kaldırılan zo-runlu askerlik hizmetine, krizden ve i�sizlikten dola-yı akıl almaz bir talep var. �spanyol silahlı kuvvetle-ri, ordu saflarına katılmak isteyen genç bulmaktaartık hiç zorlanmıyor. Aksine, askerlik �ubeleriönünde orduya yazılmak için kuyru�a girenlerin sa-yısı giderek artıyor. Sabahın erken saatlerinden iti-baren askerlik �ubeleri insanlarla dolup ta�ıyor.Ba�kent Madrid’de orduya yapılan ba�vurular üçtebir oranında artmı�. �spanya’nın kimi di�er bölgele-rinde ise, her dört adaydan, artık sadece birine or-duda yer var.

Öte yandan Hollanda gazeteleri de ‘daha kork-tu�umuz tam olarak ba�ımıza gelmedi’ ifadeleriyledurumun vahametini ortaya koyuyorlar. HollandaMerkezi �statistik Bürosu’nun açıklamalarında i�siz-lik oranının yüzde 4,1’den yüzde 4,6’ya fırladı�ı,beklentinin ise bu sayıların üç katına çıkması yö-nünde oldu�u belirtiliyor.

‘BOP, 42 milyon ki�iyi evinden etti’Birle�mi� Milletler Mülteciler Yüksek Komiserli�i, 2009 raporun-

da, geçen yıl dünyada 42 milyon ki�inin, yerlerinden edildi�ini açık-landı. Rapora göre, evlerini terk etmeye zorlanan bu insanların geridönebilme imkânları da daraldı. BM Mülteciler Yüksek KomiseriAntonio Guterres tarafından BM Mülteci Örgütü merkezi Washing-ton’da açıklanan rapora göre ‘en a�ır insani kriz’ Büyük Ortado�uProjesi’yle parçalanan Afganistan ve Pakistan’da ya�anıyor. ABD’ninTaliban bahanesiyle gerçekle�tirdi�i i�gal nedeniyle Afganistan’da vekom�usu Pakistan’da yerinden edilenlerin ya�adıkları kriz, raporagöre Ruanda soykırımı sırasında ya�anandan bu yana görülen enciddi kriz oldu�u açıklandı.

Guterres, Pakistan’da yerinden edilen iki milyon ki�inin akıbeti-nin kendisini son derece kaygılandırdı�ını söyledi. Rapora göre mül-tecilerin dönü� olasılı�ının azalmasının önemli bir nedeni, Sudan veözellikle ABD i�gali altındaki Afganistan gibi, halkın göçe zorlandı�ıülkelerdeki güvenlik ko�ullarının daha da kötüle�mi� olması.

BEŞ KITADAN

21 HAZ�RAN 2009 � Ayd›nl›k � 51

AB ülkelerinde ölüm oranıdo�um oranından yüksek

AB ülkelerinde çocuk do�um oranı giderek dü�üyor. ABSosyal ��ler ve Aile Bakanları’nın 17 Haziran günü bir arayageldi�i Viyana’daki Konferansta, Avrupa Konseyi Genel Se-kreteri Yardımcısı Maud de Boer-Buquicchio konuyla ilgiliAvrupa’nın gelece�ini yakından ilgilendiren uyarılarda bulun-du. de Boer AB ülkelerindeki yo�un i�sizlik ve ekonomik kriznedeniyle ve kamuda yapılan kısıtlamaların artmasından do-layı çocuk yapma oranının giderek dü�tü�ünü vurguladı. Av-rupa Konseyi Genel Sekreteri Yardımcısı de Boer, do�umoranlarının dü�mesinin uzun vadede, vergi gelirinin azalması,i� gücünün a�ırı derecede dü�mesi ve sosyal güvenlik kurum-larına a�ırı yük binmesi gibi büyük sorunlara yol açaca�ınıbelirtti. Avrupa’da buna ra�men nüfusun azalmaması, dı�arı-dan gelen göçe ba�lı. AB �statistik Kurumu Eurostat’ın 2008yılında yaptı�ı ara�tırmada da AB ülkelerindeki büyüyen nü-fusun yüzde 80’inin göçmen oldu�u, yüzde 20’sinin ise ‘ger-çek’ Avrupalılar oldu�u sonucu çıkmı�tı. Almanya, Bulgaris-tan ve Portekiz gibi ülkelerde ölüm oranı do�um oranındanyüksek.

�ngiltere’deki milletvekiliharcamaları internette

BBC’de çıkan habere göre �ngiltere’de son haftalarda ka-muoyunun hayli ilgisini çeken ve bir dizi istifaya yol açan mil-letvekili harcamaları listesi yayınlandı. 646 milletvekilininharcamalarına ili�kin hükümetten talep ettikleri alacaklar, al-fabetik olarak sıralandı ve binlerce fatura da PDF dosyası ola-rak internete konuldu. Belgelerin sayısının bir milyonu geçti-�i belirtiliyor. Parlamento kaynakları, her bir milletvekilininson dört yılda talep etti�i harcama alacaklarının listesini içe-ren verinin, kamuoyuna Temmuz ayında açıklanaca�ını bil-dirmi�lerdi. Avam Kamarası sözcüsü, harcamalar kondu�u sı-rada, yo�un eri�im nedeniyle sitenin çökmesini engellemekiçin ek önlemler aldıklarını ifade etti.

• Irak Petrol Bakanlı�ı’na ba�lı Güney Petrol �irketi GenelMüdürü Fayad el Nema, Irak’ın en büyük petrol sahala-rından altısını, 20-25 seneli�ine dünyanın en büyük petrol�irketlerine devredecek ihalelerin Irak ekonomisini zincirevuraca�ını ve gelecek 20 yıldaki ba�ımsızlı�ını elinden ala-ca�ını söyleyince, görevinden kovuldu.

• �srail Dı�i�leri Bakanı Avigdor Lieberman, Washingtonziyareti sırasında, Batı �eria’daki Yahudi yerle�imlerinde-ki in�aatları tamamen durdurmayı kabul edemeyecekleri-ni belirtti.

• Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin Kuzey Kivu eyale-tinde, altı aydır maa�ları ödenmedi�i için ayaklanan as-kerler, ülkenin do�usundaki Birle�mi� Milletler üssüneate� açtı.

• Hollanda Parlamentosu Dı� �li�kiler Komisyonu heyeti-nin Çin Halk Cumhuriyeti’ne yapaca�ı resmi ziyaret,Çin’in Hollandalı milletvekillerine vize vermemesi sebe-biyle iptal edildi. Hollanda parlamentosu, geçen ay,Dalay Lama’yı a�ırlamı� ve kendisine sıcak ilgi göster-mi�ti.

• Romanya’dan Kuzey �rlanda’ya göçen 100’ü a�kınRoman göçmen, Belfast’taki evlerinde bir haftayı a�kınsüre ırkçı saldırılara hedef olunca evlerini terk ederek birkiliseye sı�ınmak zorunda kaldı.

• BM Güvenlik Konseyi’nin, Kuzey Kore’ye kar�ı yaptı-rımları artırma kararına, Kuzey Kore yönetiminden serttepki geldi. Ülke yönetimi, kı�kırtma olması durumundanükleer silahlarını kullanabilece�ini açıkladı. ABD Sa-vunma Bakanı Robert Gates, Kuzey Kore’nin füze saldı-rısı olasılı�ına kar�ılık Havai’deki savunma sistemlerinintakviye edilece�ini bildirdi.

• Krizde darbe yiyen �ngiliz havayolu �irketi British Air-ways’in, 40 bin çalı�anına bir mektup yazarak bir süreücretsiz çalı�malarını istedi�ini bildirdi.

• �ngiliz The Guardian gazetesi, eski Ba�bakan Tony Bla-ir’in, i�kenceye sebep olan “gizli sorgu politikasından”haberi oldu�unu, �ngiliz istihbarat servisi ajanlarına2002’de yazılı olarak gönderilen bu politikaya göre, yurt-dı�ında yapılan sorgularda i�kence gördü�ünü söyleyenbir zanlı olursa “��kenceyi onaylar görünmeyin ama olaybizim bölgemizde gerçekle�medi�i için, bunu engellemeyeçalı�mak gibi bir yasal yükümlülü�ünüz yok” dendi�iniyazdı.

• Bolivyalılar ve Kübalılar, Che Guevera’nın 81. do�umgünü anısına, Ekim 1967’de öldürüldü�ü yerde bir anmadüzenlediler.

• Çin’de yayımlanan üç önemli seyahat dergisi, Voyage,Travel & Leisure ve National Geographic dergisininÇince versiyonu, Haziran ayı sayılarında kapak konusu-nu Türkiye’ye ayırdı.

DEVR-İ ALEM

52 � Ayd›nl›k � 21 HAZ�RAN 2009

ZEYNEP ER

�ran Cumhurba�kanı MahmudAhmedinecad’ın, ilk turda al-dı�ı yüzde 66,2’lik oy oranıyla,

yeniden cumhurba�kanı seçilmesi,muhalefetin geni� protestolarınaneden oldu. Seçimlere kısa birzaman kala anketlerde önde gös-terilen reformcu aday Mir Hüse-yin Musavi ise oyların ancak33,7’sini aldı. �ran’da seçimlerinhemen ardından reformcu adayıdestekleyenler seçimlerde hile ol-du�u gerekçesiyle sokaklara dö-küldü. Sokaklarda çatı�malarçıktı, reformcular hem polisle,hem de Ahmedinecad taraftarla-rıyla çatı�tı. Kan döküldü, protes-tocular Ahmedinecad istifa etme-den bu i�in pe�ini bırakmayacak-larını açıkladı. Musavi’nin “se-çimlerin iptal edilmesi” talebiyleyaptı�ı ba�vuru reddedildi, ancakAnayasayı Koruma Konseyi bazı

yerlerde oyların yeniden sayılabi-lece�ini açıkladı.

�ran’da olaylar devam ederkenyeniden cumhurba�kanı seçilenAhmedinecad, �ran’ın gözlemcistatüsünde bulundu�u �anghay��birli�i Örgütü’nün toplantısınakatılmak üzere 16 Haziran’daRusya’ya gitti. Rusya Dı�i�leriBakan Yardımcısı Sergey Ryab-kov, �ran’daki cumhurba�kanlı�ıseçimlerinin bu ülkenin içi�leri ol-du�unu belirtti ve �unları söyledi:“�ran Cumhurba�kanının yenidenseçilmesinin ardından ilk dı� ziya-retini Rusya’ya yapması sembolikaçıdan son derece önemli. BunuRusya-�ran ili�kilerinin daha daileriye gidece�inin i�areti olarakgörüyoruz. Bu ziyareti Moskovaile Tahran arasındaki kom�ulukve geleneksel dostluk ili�kilerininbir yansıması olarak de�erlendiri-yoruz.”

Afganistan Devlet Ba�kanı

Hamid Karzai Ahmedinecad’ınzaferini kutladı ve Tahran’laKabil arasındaki ba�ların kuvvet-lenerek devam edece�ini umdu�u-nu belirtti.

“AHMEDİNECAD KAZANIRSA

HALK SOKAKLARA DÖKÜLÜR”

�ran’ın eski cumhurba�kanla-rından ve bir önceki seçimde derakibi olan Ha�imi Rafsancani,“Ahmedinecad’ın kazanması ha-linde, seçimlerde ‘hile’ yapılmı�demektir” diye açıklama yapmı�-tı. Seçim henüz gerçekle�medenönce yayımladı�ı bildiride Raf-sancani, böyle bir durum olmasıhalinde ise halkın sokaklara dö-külece�ini söylüyordu. Seçim ön-cesi bu açıklamanın halka yönelikbir “ça�rı” oldu�u yorumları ya-pıldı. Devrim Muhafızları’nın“kadife devrime kalkı�anlar ezile-cektir” muhtırası ise tam da buaçıklamanın ardından geldi.

ESKİ BAŞBAKAN MUSAVİ

Reformcu kesimin bel ba�la-dı�ı Musavi, bir dönem bu ülkeyiyönetmi� bir devlet adamı; 1981-1989 yılları arasında �ran’ın ba�-bakanıydı. Bu dönem �ran-Iraksava�ının ya�andı�ı yıllardı veaynı zamanda yine bu dönemdemuhaliflere kar�ı bir “sindirme”politikası izlendi. Bu açıdan kimi-lerine göre Musavi, çok da “re-formcu” bir geçmi�e sahip de�il.Son seçimlerde �ran kaynakları,Musavi’yi destekleyenlerin ülke-deki üniversite ö�rencilerinin vezengin kesiminin oldu�unu belir-tiyor, bunun en iyi örne�i ise ül-kenin en zengini olarak bilinenHa�imi Rafsancani. Ahmedine-cad’ın ise beklendi�i gibi yinevaro� ve yoksul kesimin oyununbüyük ço�unlu�unu aldı�ı belirti-liyor.

BATI’NIN YORUMU

Obama, �ranlı seçmenlerin oy-larının akıbetini bilme hakkı ol-

Museviciler sürekli�ngilizcepankartlarla Bat�’yamesaj verdi. Bat�da buna dayanarak�ran yönetiminebask� yapmakistiyor.

�RAN SEÇ�MLER� “ULUSLARARASI TOPLUM” �Ç�N YEN� BAHANE

ABD, İran’a uluslararası kuşatmazemini oluşturmak istiyor�ran’da 12 Haziran’da gerçekle�en seçime saatler kala DevrimMuhaf�zlar�’ndan bir muht�ra geldi. �nternet sitesi üzerinden yapt�klar�aç�klamada, Muhaf�zlar�n siyasi bürosunu yöneten Yadullah Cevani“�ran’da bir kadife devrim ba�latma çabas� içine girilirse, ezeriz”diyordu. Peki, bu �ran’�n kendi iç dinamiklerinin patlamaya yakla�t���n�gören Muhaf�zlar�n önceden almaya çal��t��� bir önlem miydi, yoksagerçekten olas� bir “kadife devrim”e kar�� bir uyar� m�?

21 HAZ�RAN 2009 � Ayd›nl›k � 53

du�unu belirterek, “�ranlı seç-menlerin sesine kulak verilmeli”dedi. �ran’ın Amerika’dan gelenaçıklamalara ise cevabı gecikme-di; Fars haber ajansı, ABD’nin,açıklamalarını “müdahaleci” diyeniteleyerek, protesto etti. FransaCumhurba�kanı Sarkozy, �ran se-çimlerinin hileli oldu�unu belirtti.Almanya’dan seçimlere dair �üp-heler oldu�u ve detaylı bir açıkla-ma yapılmasını bekledikleri açık-laması geldi. �srail Dı�i�leri Baka-nı Avigdor Lieberman ise Ahme-dinecad’ın zaferinin uluslararasıtopluluk için taviz vermeyecek �e-kilde adımlar atılması anlamınageldi�ini söyledi.

DAVUTOĞLU’NUN DOMİNOSU

Amerikan yönetimine yakınlı-�ı ile bilinen Washington Post ga-zetesinin “Türkiye’nin ba�lıca dı�politika stratejisti” olarak nitele-di�i Ahmet Davuto�lu, Ortado-�u’da ardı ardına yapılacak se-çimlerle ilgili “domino teorisini”ortaya atmı�tı. WashingtonPost’un Obama’nın dikkatle ince-lemesi tavsiyesinde bulundu�uteorideki domino ta�larının sonayakları ise Lübnan ve �ran se-çimleriydi.

Lübnan’daki seçimlerin ardın-dan “Hizbullah yenildi” propa-gandasına giri�en Batı �imdi de�ran’daki olayları i�tahla i�liyor.ABD’nin Ortado�u planlarındabüyük bir ayak ba�ı olan �ran’da-ki böylesi bir karı�ıklıktan mem-nun olaca�ı ve körüklemek içinelinden geleni yapması sürprizde�il. ABD, Ahmedinecad’danönceki Cumhurba�kanı Hate-mi’nin Cumhurba�kanı seçilmesive sonrasındaki dönemde de ben-zer bir çizgi izlemi�ti. �ran’da “re-formcu” olarak adlandırılan kesi-min adayı olan Hatemi ise, dı�politikada Ahmedinecad’a göredaha esnek bir çizgi izlemesinera�men, �ran’ın geleneksel çizgi-sinden çıkmamı�tı.

“ABD İRAN’A KARŞI ULUSLARARASI

CEPHE KURMA ARAYIŞINDA”

Tüm bu geli�meler ya�anırken�ran basınında yer bulan bir iddiadikkat çekici. �ran’da yayın yapanPressTV’nin internet sitesinde 17Haziran tarihli haberde, ABD’nin�ran’a kar�ı uluslararası plandabir cephe kurma fikrini canlandır-

maya çalı�tı�ı belirtildi. HaberdeABD Savunma Bakanı yardımcısıWilliam Lynn’ın WashingtonPost gazetesinde yer alan “Rus-larla i�birli�i arayı�ı içindeyiz.Böyle bir giri�im, e�er �ran yolun-da gitmeye devam ederse, kar�ı-sında toplu hareket eden bircephe bulaca�ının diplomatik sin-yalleri olacaktır” sözlerine yer ve-rildi. �ran’da bir yandan protesto-lar devam ederken, bir ba�kaaçıklama ise yine dikkat çekiciy-di: “�ran nükleer silah istiyor.”Uluslararası Atom Enerjisi Kuru-mu (UAEK) Ba�kanı MuhammedEl Baradei, BBC’ye bir açıklamayaparak “�ran’ın, karar vermesihalinde, Ortado�u’da büyük birgüç haline gelmek için kesinliklenükleer silah üretmesine imkânverecek teknolojiye sahip olmakistedi�ini “hissetti�ini” söyledi.

KADİFE DEVRİM YA DA

ÖZGÜRLÜK ÇIĞLIĞI

. Reformcu protestocular, oy-larının çalındı�ını iddia ediyor,rejimin halkın üzerinde kurdu�ubaskıya isyan ediyor, dı�arındanmedet ummadıklarını, kandırıl-dıklarını ve kendilerinin �ran’dareform isteyenler olarak eylemegiri�tiklerini belirtiyorlar. AncakTahran’daki gösterilerde attıklarısloganın �ngilizce olması da dik-katlerden kaçmıyor; “Death tothe dictator” (Diktatöre ölüm).ABD ve Avrupa’da devrim sonra-sı kaçan ve sürgün edilen 5 milyo-na yakın �ranlı ya�ıyor. Bunlarbüyük ço�unlukla Musevi’yi des-tekledi. Yine bu kanalla �ran için-deki muhaliflere ula�ılıyor ve me-sajlar gidip geliyor. �ran’da seçim-lerin sona ermesi ile patlak verenolaylar kimilerine göre �ran’da �e-riatın halk üzerinde kurdu�u bas-kının kaçınılmaz bir sonucu,�ran’ın tamamen kendi iç dina-miklerinden ortaya çıktı. AncakBatı’nın olaylar kar�ısında sevinççı�lıkları atması ve Musavi’yi birçe�it kahraman olarak nitelemesiakıllara ister istemez ba�ka soru-ları da getiriyor; �ran halkının is-yanı bir çe�it yönlendirmeyle mikar�ı kar�ıya? Uzmanlar bu konu-da uyarıyor, �ran’daki protestolarbir çe�it kadife devrime çevirmegiri�imi tehlikesi ile kar�ı kar�ıyakalabilir! �

�ran’da olaylar devam ederken Ahmedinecad, �ran’�n gözlemcistatüsünde bulundu�u �anghay ��birli�i Örgütü’nün toplant�s�nakat�lmak üzere 16 Haziran’da Rusya’ya gitti.

En laik aday AhmedinecadAhmedinecad’ın seçim simgesi �ran bayra�ıydı.

Muhalefet ise bunun ye�ilini aldı ve turuncuyu ça�-rı�tırır �ekilde öne çıkardı. Ahmedinecad’la�ran’da, ‘�ranlılık’ kimli�i geli�ti. Daha önce yüzde42 olan ‘�ranlıyım’ diyenlerin oranı �imdi yüzde64’e çıktı. Ahmedinecad din adamı de�il. Di�eradaylar dini kimli�i öne çıkardılar. Ye�il de bununsimgesi. Bütün bunlar yan yana koyuldu�undaadayların içinde bu anlamda en laik olanın Ahme-dinecad oldu�u anla�ılıyor!

54 � Ayd›nl›k � 21 HAZ�RAN 2009

MEHMET BEDR� GÜLTEK�N ��Ç� PART�S� GENEL BA�KAN VEK�L�

İran’daki cumhurbaşkanlığı seçimleri;özetle söyleyecek olursak, Batı dünyası karşı-sında tam bağımsızlığı savunan ve yüzü As-ya’ya dönük Ahmedinecad ile Batı dünyasıile ilişkileri daha da ileri götürmek yanlısı MirHüseyin Müsavi arasında cereyan etti.

Ve Ahmedinecad yüzde 60’ın üzerinde-ki oy oranıyla ezici bir zafer kazandı. Seçimsonuçlarının ne anlama geldiğini, belki de eniyi, İsrail’in gösterdiği tepkiye bakarak anla-yabiliriz. İsrail Başbakan Yardımcısı SivanŞalom; “sonuçların, İran’ın özgür dünya ilegerçek bir diyalog kurmaya hazır olduğunave nükleer programını durduracağına ina-nanların yüzünde patlayan bir tokat olduğu-nu” söyledi.

Amerika’nın değerlendirmesinin de çokfarklı olmadığını söyleyebiliriz.

Türkiye’deki Amerikancı neoliberaller,seçim kampanyası boyunca ateşli bir Müsa-vici kesilmişler, sanki seçim Türkiye’de yapılı-yormuşçasına çırpınmışlardı.

Seçim sonuçlarının, Amerika’dan daha çokAmerikancı olan bu zatları, en az Sivan Şalomkadar kederlendirdiğinden hiç şüphe yok.

ANTİEMPERYALİZM

Ahmedinecad önderliğindeki İran, “zoryılları”, tam bağımsızlık politikasına sıkı sıkı-ya sarılarak geride bıraktı. Hatırlanacağıüzere Irak’ın işgalinden sonra bütün dünya,Amerika’nın İran’a ne zaman gireceğini ko-nuşuyordu.

Amerikan propaganda mekanizması ha-rekete geçmişti. İran’ın ne kadar “şeytan”olduğu anlatılıyordu her yolla. Holivut, ken-disine verilen görev üzerine kolları sıvamıştı.2496 yıl önce, Perslerle Yunanlılar arasındacereyan eden Termofil Savaşı hatırlandı. Ho-livut tarihinin en çok reklamı yapılan filmle-rinden olan “300 Spartalı” çekildi.

Aynı propaganda makinesi daha öncede Büyük İskender’i çekmişti. ‘Persler, (İranlı-lar); kötü, hain, çirkin, barbar ve korkaktı.’

‘Batılılar ise uygar, cesur, iyi ve güzel in-sanlardı’.

Şimdi nükleer silah üretmek isteyen‘İran, o 2500 yıl önceki kötü Perslerin miras-çısıydı.’

İşte İran, Ahmedinecad’ın önderliğindebu emperyalist kuşatmayı yardı. Tehditlerealdırmadı. Bir yanda dünya çapında akıllı birittifak politikası ile Amerika ve İsrail’in tecritpolitikasını boşa çıkardı. Rusya, Hindistan veÇin ile ilişkilerini geliştirdi.

Hugo Chavez ve Ahmedinecad kol kolaçıktılar Amerikan emperyalizminin karşısına.

Bu arada milli savunmasını güçlendirdi.Uzaya uydu gönderdi. En son teknoloji ile

üretilmiş savaş uçaklarını geliştirdi.Uzun menzilli füze denemelerinde yeni

başarılar elde etti.Gazeteler sık sık İran’ın savunma sana-

yinde kaydettiği “mucizeleri” yazdılar.

ULUSAL BİRLİK

Savunma sanayinde elde edilen başarı-lardan daha da önemli olan İran’ın izlediğianti emperyalist politika sonucunda ülkeiçinde sağladığı ulusal birliktir.

İran, Türkiye ile kıyaslandığında etnik ba-kımdan çok daha parçalı bir görünüme sa-hiptir. Türkiye’de yaşayan insanların yüzde90’ından daha fazlası kendini Türk olarak ta-nımladığı halde, ciddi bir etnik probleminvarlığı malum.

Bölücü terör ve ayrılıkçılık, en önemligündem maddelerimizden biri olmaya

devam ediyor. Oysa İran nüfusunun yüzde 40’ı Fars,

yüzde 35 kadarı Azeri, yüzde 7’si Kürt’tür.Arap ve Beluci nüfus yüzde 10’un üzerinde-dir. Ayrıca başka azınlıklar da bulunmaktadır.

Amerika’nın Büyük Ortadoğu Proje-si’nde İran toprakları üzerinde Kürdistan veBelucistan devletleri kurulmuştur. İran’a yö-nelik bölücü faaliyetler bu ülke tarafındanaçıkça desteklenmektedir.

Bütün bunlara rağmen terör, İran için bir içsorun değil, Amerika’nın hâkimiyet alanındangerçekleştirilen dış saldırı boyutundadır.

Ahmedinecad, antiemperyalizm politika-sı sayesinde çok milliyetli İran toplumunuulusal birlik içinde tutabilmektedir.

Ve elbette ekonomik sıkıntılar yaşanma-sına rağmen, gene bağımsızlık politikası sa-yesinde İran, Batı dünyasını ve Türkiye’yikasıp kavuran krizin dışındadır.

Son olarak Amerika, İran karşısında pesettiğini resmen açıkladı. 4 Temmuz’daki Ba-ğımsızlık Günü kutlamalarına dünyanın hertarafında İran elçiliklerini resmen davet ede-ceklerini açıkladı.

Ve Amerika 1953 yılında Başbakan Mu-saddık’a karşı gerçekleştirilen darbeninkendi işi olduğunu itiraf ederek özür diledi.

İşte İran halkı bu politikanın mimarı olanAhmedinecad’a oy verdi.

SADE, MÜTEVAZI VE DÜRÜST

Dört yıl önce sürpriz bir şekilde Cumhur-başkanı seçildiğinde, İran’ı yakından izleyenherkes, halkın, kendinden biri olarak gördü-ğü için Ahmedinecad’a oy verdiği tespitindebirleşmişti.

Aradan geçen dört yıl içinde Ahmedine-cad bu tespiti yapanları yanıltmadı. Sade ya-şadı. Yolsuzluklara bulaşmadı.

Oğlunun düğün görüntüleri, dar gelirlibir İran yurttaşının düğün görüntülerindenfarklı değildi.

İranlılar, bir kez daha kendilerinden olanbirine oy verdiler.

Türkiye, Mustafa Kemal Atatürk’ün ön-derlik ettiği Büyük Devrimden sonra tamyarım yüzyıl boyunca İran’a deyim yerindey-se “öğretmenlik” yaptı.

1980 sonrasında Türkiye’de Amerika’nın“bizim oğlanları” iktidar oldular.

İran ise doğrusu ve yanlışı ile “kendi yo-lunda” yürüdü.

Ve şimdi bizim; dostumuz, kardeşimiz vekomşumuz olan İran’dan öğreneceğimizçok şey olduğu anlaşılıyor.�

[email protected]

İran seçimleriFORUM

� Türkiye’deki Amerikanc�

neoliberaller, seçim

kampanyas� boyunca ate�li bir

Müsavici kesilmi�ler,

sanki seçim Türkiye’de

yap�l�yormu�ças�na

ç�rp�nm��lard�.

Seçim sonuçlar�n�n,

Amerika’dan daha çok

Amerikanc� olan bu zatlar�,

en az Sivan �alom kadar

kederlendirdi�inden

hiç �üphe yok. �

21 HAZ�RAN 2009 � Ayd›nl›k � 55

OKAN KAYTAN (Ümraniye T Tipi Kapal� Cezaevi)Rahat ol, yapılanlarıibretle izliyoruz

Merhaba güzel insanNasılsın, umarım bu dört

duvar o güzel, temiz ve cesur yü-re�ini daha da güçlendirmi�; nekadar çok sevenin oldu�unu ya-paca�ın, bu güzel ülke ve insan-ları için çok daha güzel i�ler ol-du�unu daha iyi anlamı�, bukara bulutların üzerinden gidipaydınlı�a çıkaca�ının farkınavarmı�sındır. Umarım hâlâ bizimbildi�imiz sevdi�imiz güçlü,azimli, sevecen halinle oradadimdik ayakta hizmet için halihazırda umutla ve biz sevenleri-nin her daim yanında yanınızdaoldu�umuzu biliyorsundur. Çokyakında özgürlü�e adım atıp,yaptıklarının vatanın için halkıniçin güzel �eyler oldu�unu ortadabir hata oldu�unu bunun bir ka-ralama oldu�unu ortaya çıkaca-�ını bil ve rahat ol inan bu yapı-lanları ibretle bir o kadar �a�kın-lıkla takip ediyoruz. Diyorum ki“Aslanlar kafese konur” Sayınbüyü�üm sizlere hepinize tek tekselam ediyor özgür günlerde kar-�ıla�aca�ımız günlerde görü�meküzere diyorum. Cevabınız olursaheyecanla bekliyorum.

Ho�çakal güzel insan.

SUAT AKTA�Bizi vah�ile�tiriyorlar(3 nolu C.�.K. Silivri)

Merhaba Do�u Ba�kanım Sizi ülkem sevgisiyle selamlı-

yor, mektubuma özgür yarınlardagörü�mek dile�iyle ba�lıyorum.

Camialarıyla ülkemizi sofra

haline getirip bedenlerimizdenbesleniyorlar tabi bunun sebebide içimizdeki gerçek hainler.Karde� karde�i vuruyor. Hem be-denen hem psikolojik bozukluk-lar yaratıyor anlamsız ve gayesizvah�ile�iyoruz. Bu lanetli ırklarbizi pitbulla�tırıyor. Çocuklarannesini kesiyor, anneler bebele-rini, dedeler torunlara tecavüzediyor. Bizim ülkemizde bu vah-�etin olmaması lazım. Her �eyi-mizle onlara ba�lanmı�ız.

Çanakkale ruhuyla bu co�-rafyanın karde� halkları hepsinidef edecek inanıyorum. Bunlarınöldürdü�ü umudumu sizin ye-�ertmenizi istiyorum.

Ulusal Kanal’da sizi dinliyorve dü�üncenizi bire bir payla�ıyo-rum. Allah yar ve yardımcınızolsun. Elazı� Sivriceliyim ama �s-tanbul’da do�dum, 37 ya�ında-yım.

ABDULLAH GÜNDA� (Karaman M Tipi Cezaevi B Blok 4.0)Yüzünüzün akıylaçıkacaksınız

Sayın Ba�kanımCumhuriyetin yılmaz bekçile-

ri, Ulu Önder Mustafa Kemal’inaslanları merhaba. A�ır ta�ı neyel, ne de sel alır siz bu ülke için,Cumhuriyetimiz için mücadeleveren birer cengaversiniz hepimi-zin gönlü sizlerle. Suçsuz oldu�u-nuz yakında ortaya çıkacaktır.Ülkemizin üzerinde dola�an bukarabulut elbet kalkacaktır. De-mokrasiye, tam ba�ımsızlı�a,adalete sonuna kadar inanan in-sanlar olarak yüzünüzün akıylaçıkaca�ınıza tüm kalbimizle ina-nıyoruz. Biz cumhuriyet çocukla-rı olarak, gösterdi�iniz yoldaomuz omuza hep beraber yolu-

muza devam edece�iz. Kahra-manlar kendili�inden meydanagelmez. Fedakârlık gösteren,bedel ödeyen mücadele veren ki-�iler toplumlarda kahraman ola-rak ortaya çıkarlar. Bir gün gele-cek vatana hizmet veren komu-tanlarımıza ve sizlere bu millette�ekkür edecektir.

Maalesef �u an izleyemiyoruzama Cezaevi yönetimimiz izle-mek istedi�imiz kanallar içinanket yaptı. Ço�unluk hangi ka-nalları tercih ederse o kanallarıyayınlatacaklar. Ulusal Kanal’ıhepimiz ko�u� olarak izlemek is-tiyoruz.

Saygılarımla

Abdullah Günda�,Karaman M TipiCezaevi. Foto�raf�narkas�nda “Do�uBeye hat�ra”yaz�yor.

S�L�VR�’YE MEKTUPLAR

‘Bu millet sizlere teşekkür edecek’Ümraniye T Tipi Kapal� Cezaevi’nden Okan Kaytan : “Yan�n�zdaoldu�umuzu bilin…” Karaman M Tipi Cezaevi’nden Abdullah Günda�“Vatana hizmet veren komutanlar�m�za ve sizlere bu millet te�ekküredecek…” 3 Nolu Silivri Ceza �nfaz Kurumu’ndan Suat Akta� “Karde�karde�i vuruyor. Gayesiz vah�ile�iyoruz”

56 � Ayd›nl›k � 21 HAZ�RAN 2009

SABR� KARA

Ankara Üniversitesi Rektör-lü�ü, TRT ve Milli E�itimBakanlı�ı i�birli�iyle üni-

versite bünyesinde Çocuk Üni-versitesi açtı. Ankara Üniversite-si’nin merkez yerle�kesinde faali-yet gösterecek okulun açılı�ı 17Haziran’da yapıldı. Bazıları yazboyu bazıları da yıl boyu, süre-cek programlardan olu�an e�itimMilli E�itim Bakanlı�ı ile yapıla-cak ortak projelerle sürecek.

ÇOCUKLAR OYNAYARAK,

DOKUNARAK ÖĞRENECEKLER

Ankara Üniversitesi RektörüCemal Talu�, Çocuk Üniversitesiile bilim kültürünün ve do�a sev-gisinin geli�tirilmesini amaçla-dıklarını vurguladı. Okulların,fakültelerin özelliklerine göre ya-

pılandırıldı�ını belirten Talu�,sözlerini �öyle sürdürdü:

“Mesela Tıp Fakültesi’ndeinsan vücudunu ö�renecekler.Örne�in orada açılacak okuldabir beyin yapaca�ız, çocuklaronun içine girecekler; oynayarak,dokunarak ö�renecekler. Nasılki Toprak Bilim Okulu’nda ço-cuklar toprakla oynuyor, solu-canlara dokunuyorsa bütünokullarımızda bu anlayı�la e�i-tim verilecek.”

Çocuk Üniversitesi Koordina-törü Doç. Dr. Tülin Sa�lam daçocukları üniversite ortamı ilebulu�turmayı hedeflediklerini be-lirterek, “Böyle bir ilke imza at-manın onurunu ya�ıyoruz” diyekonu�tu.

“GÖKBİLİM OKULU”, “YAŞAM

BİLİMLERİ OKULU”

Kayıtların hem bireysel, hem

de okullar aracılı�ı ile yapılabile-ce�i Çocuk Üniversitesi’nin Ko-ordinatör Yardımcısı Umut O�urda �u bilgileri verdi: “Çocuk Üni-versitesi, altında bir sürü bölümbulunduran bir çatı. Bu çatı al-tında okullarımız 18 Temmuz iti-bariyle hizmet vermeye ba�ladı.18-31 Temmuz tarihleri arasın-da, felsefe bölümümüzün progra-mından uyarlanan ‘Felsefe Oku-lu’ ve Elektronik Mühendisli�iprogramından olu�an ‘YaratıcıFikirler Okulu’ çocuklarımızahizmet verecek. 8-21 A�ustos ta-rihleri arasındaki kamplarımızdayine yaratıcı fikirler olacak,bunun yanında antropoloji bölü-mümüzden uyarlanmı� drama vespor destekli ‘Ya�am BilimleriOkulu’ hizmet verecek. ÇocukÜniversitesi’nin di�er okulları,yani gökbilim programındanolu�an ‘Gökbilim Okulu’, biyo-loji programından olu�an ‘SuOkulu’na kadar, 14 farklı okulu-muz Ekim ayı içerisinde hizmetvermeye ba�layacak.”

Yetkililer, velilerin ÇocukÜniversitesi’ne kayıt yaptırabil-mek için (0312) 222 85 12 nu-maralı telefondan, cocukü[email protected] elektronik postaadresinden ya da Ankara Üni-versitesi Tando�an Yerle�ke-si’nde bulunan Çocuk Üniversi-tesi Koordinatörlü�ü’nden yar-dım ve bilgi alabileceklerini be-lirttiler.�

� Böcek BilimOkulu’nda çocuklarböcekleri inceliyor.

ANKARA ÜN�VERS�TES�’NDEN ÇOCUKLARI B�L�MLE BULU�TURACAK PROJE…

Çocuklar için üniversiteÇocuk Üniversitesi, gökyüzünden suya, yarat�c� fikirler okulundan,felsefe okuluna kadar çocuklar için tasarlanm�� okullar dizisindenolu�uyor. Çocuk Üniversitesi 5-13 ya� aras� çocuklara hizmet veriyor.Üniversite yetkilileri ya� s�n�r�n�n önümüzdeki y�llarda s�f�ra kadarinece�ini, 16’ya kadar ç�kaca��n� söylüyorlar.

TOPLUM

Çocuk Üniversitesi

Koordinatörü

Doç. Dr. Tülin Sa�lam da

çocuklar� üniversite

ortam� ile bulu�turmay�

hedeflediklerini

belirterek, “Böyle bir ilke

imza atman�n

onurunu ya��yoruz” diye

konu�tu.

21 HAZ�RAN 2009 � Ayd›nl›k� 57

GÖRÜŞMEMİZ SIRDIR ME-ZARA KADAR BENİMLE GİDE-CEK DEDİ BAŞBAKANIM YA-RADAN GECİNDEN VERSİNNE Kİ KEMİKTEN DNA TESTİ

YAPILIR YENİ BİR ERDOĞANKOPYALANIR VE DE BÜLBÜL GİBİ

ÖTTÜRÜLÜR ÇAĞIMIZDA BENDENANIMSATMASI YETMEDİ BAŞBAKA-NIM BÜYÜKANIT PAŞAYA DA LAFATARAK O AÇIKLARSA BEN DE AÇIK-LARIM DEYİVERDİ GELİN ÇOK DEĞER-

Lİ İKİ CAN ŞU SIR DEDİĞİNİZ MUHABBETİÖLÜMLÜ DÜNYADA MİLLETE AÇIKLAYIN

YORGAN GİTSİN İKİ TARAFLI AÇIKLARIMKAVGASI BİTSİN VESSELAM

AKP VE GÜLENİ BİTİRME PİLAVININ ŞEYYANLIŞ OLDU PLANININ “TÜRK SİLAHLI KUV-

VETLERİNİ YIPRATMA PLANINA DÖNÜŞTÜRÜLME ÇABALARI“ÜLKENİN HAYRINA VESİLE O L M A M A S I N I DİLEYENLEREL KALDIRSIN

GENELKURMAY ARAŞTIRIYORUZ DEDİ CEMİL ÇİÇEK DEHEMEN DAVRANIP SAVCILIĞA BAŞVURACAĞIZ DİYE HAYKI-RIP TARAF GAZETESİNDE AKPYİ VE GÜLENİ BİTİRME PLANIMANŞETİYLE YAYINLANAN VE GENELKURMAYDA HAZIR-LANDIĞI İDDİA EDİLEN BELGEYLE İLGİLİ HUKUKİ OLARAKTÜM İMKÂNLARI KULLANACAKLARINI AÇIKLADI

BAŞBUĞ BELGE SAHTEYSE NE YAPARIZ GÖRÜRSÜNÜZDEDİ

AKP GRUP BAŞKANVEKİLİ BOZDAĞ DA AÇIKLAMALARŞÜPHEYİ KALDIRMIYOR DEYİVERDİ

ANKARA BAROSU DA ERGENEKON TUTUKLUSU AVUKATSERDAR ÖZTÜRKÜN BÜROSUNDA BULUNDUĞU İDDİA EDİ-LEN VE ERGENEKON TUTANAKLARINA GİRDİKTEN SONRATARAF GAZETESİNE SIZAN İRTİCA İLE MÜCADELE EYLEMPLANI BELGESİ HAKKINDA ÖZETLE ŞU AÇIKLAMAYI YAPTISERDAR ÖZTÜRKÜN BÜROSUNUN ARANMASINDA CMK NIN130 UNCU MADDESİNDE DÜZENLENEN AVUKAT BÜROLA-RINDA ARAMA EL KOYMA İLE İLGİLİ HÜKÜMLERE UYGUNDAVRANILMAMIŞTIR SERDAR ÖZTÜRKE AİT OLDUĞU HENÜZKANITLANMAMIŞ VE KİMİN TARAFINDAN DÜZENLENDİĞİ DEBELİRSİZ OLAN GİZLİLİK DERECELİ EVRAKLARIN BASINA SIZDI-RILDIĞI ANLAŞILMAKTADIR

AVUKAT ÖZTÜRKÜN BÜROSU BİGÜZEL ARANMIŞ EVETÇAĞIMIZIN EN BÜYÜK SUÇ ALETİ BİLGİSAYAR BULUNUNCAARAYAN EKİP YÜKLENİP GÖTÜRMÜŞ İNCE ELEYİP SIK DOKU-NUNCA BİR DE NE GÖRSÜNLER AKIL ALMAZ BİR BELGE NASILKUTLAMAZSINIZ PEKİ BUNU KİMSE BULAMAZ AKLIYLA ONUBİLGİSAYARINA TIKIŞTIRAN ( ! ) AVUKATA NE DEMELİ

VE DAHİ BU BELGENİN ALTINDA İMZASI BULUNDUĞUİDDİA EDİLEN DENİZ KURMAY ALBAY DURSUN ÇİÇEK KİCEMİL ÇİÇEK’LE UZAKTAN YAKINDAN İLİŞKİSİ OLMADIĞINILÜZUMUNA BİNAEN AÇIKLIYORUM SAKLAMAYA BİLE GEREKGÖRMEMİŞ HAYRET BİŞEY

ÇİÇEKİN (ASKER) ERGENEKON SAVCISI TARAFINDAN İFA-DESİ ALINACAKMIŞ KOCA ÜLKENİN BEYNİNE GÜM DİYEOTURTULAN BİLDİĞİNİZ GİBİ DEĞİL ÇOK ÖNEMLİ ANCAK ŞUSATIRLARIN YAZILDIĞI 16 HAZİRAN 2009 (İZİN VERİN SUÇALETİM BİLGİSAYARIN SAĞ ALT KÖŞESİNDE OLAN SAATEEĞİLİP BAKAYIM NEDEN Mİ MEZARA GÖTÜRÜLECEK SIR GİBİMİNİCİK SAKLAMIŞLAR YARADANIMA BİN ŞÜKÜR NİHAYET

GÖREBİLDİM) SAAT 10:30 A KADAR MENBAI HENÜZ AÇIK-LANMAYAN ÇOK ADLI ÖNEMLİ PLANI TÜM GİZLİLİK ÖNLEM-LERİNİ ALMADIĞINDAN NAŞİ TARAFSIZ DA OLSA BİR GAZE-TEYE PEŞKEŞ ÇEKİLİR HALE DÖNÜŞTÜRÜLMESİNİN KENDİSİNEYAKIŞIP YAKIŞMADIĞI DA KALBİ KIRILMADAN SORULMALIDİYE DÜŞÜNÜYORUM

83 YAŞINDA BİR GAZETECİ OLARAK İTİRAF ETMEK ZO-RUNDAYIM İHTİLAL YA DA DEVRİM SABAHA KARŞI VE DAHİHARBİYE MARŞIYLA BAŞLAR Kİ BUNA HEP İSYAN ETMİŞİMDİR

MÜTEKAİDİNDEN YEDEK TOPÇU TEĞMEN OLARAK AÇIK-LIYORUM POLATLI TOPÇU OKULUNDA TASTAMAM (PAZARHARİÇ) ALTI AY (İKİ REKAT) SABAH AKŞAM GÜRLER ZAFERİNTERANESİYLE TOPLARIN ÇELİK AĞZI ÇALAR HÜCUM MARŞIHAYKIRIŞI BOŞAMIYDI DA İLLA H.O.MARŞI BELKİ HEPSİNİTEMSİLEN AMA MERAK BU YA HAVA DENİZ JANDARMAMARŞLARI NEDEN ÇALINMAZDI JETLER MAVİ GÖK YÜZÜNDEDOLANIR TANKLAR CMC LER GÜRGÜR GEÇER İDİ BİRİSİ MUT-LULUK VERDİ İKİSİ O MUTLULUĞU CANAVARLAR GİBİ YEDİZIKKIM ETTİYDİK

ŞİMDİ BİR PARTİYİ YANİ KİMİNE GÖRE AK PARTİ KİMİNEGÖRE AKPYİ VE DAHİ ABDNİN ÇOK EMİN KUCAĞINDAMUKİM VE DAHİ YETMEDİ ARKASINI CIAYA FBIYA NATOYAAVRUPA BİRLİĞİNE DAYAMIŞ BİR FANİYİ YEME BİTİRME YÖN-TEMLERİNE BAKIN DA ÇAĞ NASIL DEĞİŞMİŞ GÖRÜN HELE Sİ-LAHLARI HELE ONLAR DVD-R VE DAHİ CD VE DAHİ DVD-R 1-16 X 4.7GB 120 MMLİ YUVARLAK 10 CM İNCECİK METALŞEYLER VE DAHİ SAYFALARCA YAZILI ALTI İMZALI NE Kİ MÜ-HÜRSÜZ TELEFON TELGRAF DİNLEMELİ KİLİTLİ KAPILARDANGİRMELİ ASKER SİVİL TANIMAYAN AYLARCA SÜRDÜRÜLENBU ARADA MİLLETİN BİTİRİLEMEYEN DERDİ UNUTTURULMA-YA ÇALIŞILAN GEÇİN ÇOK GİZLİDİRDEN HİÇ GİZLİ OLMAYANŞEYLER YANİ ÇEKMECELERE RAFLARA BİLGİSAYARLARA BI-RAKILAN YEME PLANLARIYLA OLDURULUYOR MARŞSIZTANKSIZ TOPSUZ TÜFEKSİZ

BUYRUN GELİN DE ÇIKIN İŞİN İÇİNDEN İYİ MİG E L E L İ M A S I L K O N U Y AERGENEKONERGENEKONERGENEKONERGEKONİNANMAMAZLIK ETMEYİN “VALLA “ DOĞRU DUYUNCA KULAKLARIMA HABERİ OKUYUNCA GÖZLERİ-

ME İNANAMADIM ŞU ERGENEKON ÇETESİNİN EN AZILI BAŞ-LARINDAN BİZİM ADNAN AKFIRAT CANA SİLİVRİ KAPISI AÇIL-DI O DA ELİNİ KOLUNU SALLAYA SALLAYA EVİNE BASIP GİTTİ

SORMASI SUÇ VE AYIP OLMAZSA ÇETE MENSUBU DİYEALDIĞINIZI ŞİMDİ NEDEN BIRAKTINIZ ONDAN BİZLERİ KİM KO-RUYACAK ÖTE YANDAN SUÇSUZDU DA BU AYLAR SONRAMI ANLAŞILDI YİNE DE BİN ŞÜKÜR VESSELAM

YİNE AYIP OLMASIN DİYE ULAN DEMİYOR YAHU DİYO-RUM KENDİ KENDİME YAHU SAVUNMALARINI YAPMA-LARININ RAĞMINA SİLİVRİ DENİLEN OL SÜRGİTDE HÂLÂ ELLE-Rİ KOLLARI BAĞLI GİBİLERİNE TUTULAN BÖYLE PLANLARDANNAŞİ DE UNUTULAN HASTA DÜŞÜP ÖLEN O RADDEYE GE-LENLERİ DE HASTANEYE SEVKEDİLEN VE DAHİ EDİLEMEYENONCA KİŞİDEN -ÇETECİ ADNAN AKFIRAT VE CAN YÜZÜNDENZULMU SONA EREN ERGENEKONCU AİLESİNDEN ( !) BİLİMADAMI PROF.DR.YAZAR EROL MANİSALI HARİÇ- NE HABERNE HABER NE HABER NE HABER EY VİCDAN EY MİLLET NEHABER NE HABER NE HABER YETMEDİ Mİ

Ey Yazı İşleri nokta virgül soru işareti falan kullanmadım yerkaplamasın diye anladınız elbette ama yine bu sayıda da sayfasınırımı aştım kusura bakılmaya

FİKRET OTYAM

58 � Ayd›nl›k � 21 HAZ�RAN 2009

SADIK USTA

Eskiden bir deyim vardı;“Erken kalkan darbe yapar”diye. Bugünlerde ise, iktida-

ra gelen Anayasa’yı de�i�tirmeyekalkıyor. Tayyip Erdo�an hükü-meti de elinden gelse bir çırpıdamevcut Anayasa’yı kendi anaya-sasıyla de�i�tirecek. Tabii gücüyeterse... Peki her hükümet iste-di�i zaman Anayasa’yı de�i�tirmehak ve olana�ına sahip mi? Ya dabu, me�ru mudur?

Yazarlarımızdan Demirta�Ceyhun, geçen günlerde yayımla-dı�ı “Anayasa Yasa mıdır” ba�-lıklı kitabında tam da bu sorula-ra yanıtlar arıyor. Kitap, Cumhu-riyet Kitapları’ndan çıktı.

MİMARLIKLA ANAYASA İLİŞKİSİ

Her ne kadar ba�lık, kitabınanayasa tartı�ması üzerine oldu-�u izlenimini yaratsa da, aslında,anayasa tartı�malarından çokdaha fazlasını içeriyor. Kitap, ya-zarın Aydınlık ve Cumhuriyet’teyazdı�ı hukuktan siyasete, mima-riden edebiyata kadar geni� biryelpazeyi konu edinen denemele-rini içeriyor.

Üç bölümden olu�an kitabın“Anayasa Yasa mıdır” ba�lıklıbirinci bölümünde esas olarakyazarın hukuk üzerine yaptı�ıtartı�malar yer alıyor. Ancak bubölümde önemli birkaç yazı dahavar ki bunlar Ceyhun’un ya�amı-na dair önemli bilgiler içermekte.Gençlik ve ö�rencilik dönemin-den bahseden Ceyhun, hayatınadair bilmedi�imiz kimi bilgileride aktarıyor. Örne�in bilmeyen-

ler, yazarın esas mesle�inin mi-marlık oldu�unu bu denemeler-den ö�reniyor. Ayrıca yazar, mi-marlık biliminin toplumsal dö-nü�ümlerde öncü roller üstlendi-�ini Rönesans döneminden ör-neklerle anlatıyor ki, kanımızcabu, isabetli bir saptamadır ve ta-rihte de hep böyle olmu�tur.

�nsanlı�ın yerle�im ve konutsorunuyla u�ra�an mimarlık bili-mi, do�al olarak insanların top-lumsal ili�kileriyle de ilgilenmekzorundadır. Çünkü her ili�ki veya�am biçimi ona göre mimariyöntemleri ve ölçütleri de zorun-lu kılar.

Toplumsal sistemlere daire�itlikçi projeleri inceleyen Aris-toteles de Politika kitabında ilke�itlikçi projenin Miletli Hippo-damos’a ait oldu�unu belirtir.Döneminin ünlü bir mimarı olanHippodamos, antik Pire kentinidüzenlerken, bunu e�itlikçi birbakı� açısıyla yapmı�tı. Buradanhareketle e�itlikçi bir toplum mo-deli çizen Hippodamos, sokakla-rı e�it ve birbirlerini dik bir açıy-la kesen, merkezinde oturmaalanı, askeri garnizon, dı�a do�ruüretim atölyeleri ve ekilecekalanlar olan bir kent modeli dü�-lemi�ti.

ANAYASALAR DEVRİMLE YAZILIR

Mimar Demirta� Ceyhun dakitabında esas olarak anayasayıtartı�ıyor ve bunu yaparken deülkemizde hukukçuların dı�ındasadece küçük bir kesimin bildi�ihukuk ve anayasa kavramlarınıele alıyor. Örne�in “anayasa”kavramının Batı’dan dev�irili�inive bunun da nasıl yanlı� aktarıl-

dı�ını; ayrıca anayasanın herke-sin istedi�i zaman de�i�tirece�ibir metin olmadı�ını ve anayasa-ların devrim ve kar�ıdevrimle ya-zılan temel hukuk belgeleri oldu-�unu etraflı bir �ekilde tartı�ıyor.

Kitapta hukuk tartı�masınındı�ında iki bölüm daha yer alı-yor. Bunlardan birinin ba�lı�ı“Laisizm, Demokrasi ve Kema-lizm”, di�erinin ise “Demokrasive Edebiyat”.

Yazar laiklik, demokrasi, Ke-malizm ve edebiyat kavramlarınıtartı�ırken sık sık tarihimize gön-dermelerde bulunuyor ve okurubirçok konuda aydınlatıyor.Kitap bir bakıma ansiklopedi i�l-evi de görüyor; çünkü yazar,hangi denemeyi okursanız oku-yun önce kavramlara açıklık geti-riyor, bunu yaparken de bilgi vedeneyimini konu�turuyor.

Bu yazdıklarımızdan kitabınkuru bir hukuk, demokrasi veedebiyat tartı�masından ibaret ol-du�u anla�ılmasın. Yazar ele al-dı�ı her konuyu, edebi ve canlıbir üslupla tartı�ıyor ki, bu da ki-taba akıcılık kazandırıyor.

Sanki bu yazılar kitapta yanyana durunca daha rahat veba�ka bir keyifle okunuyor.�

AYDINLIK VE CUMHUR�YET YAZILARI

Demirtaş Ceyhun’dan bir deneme kitabıKitapta, “anayasa” kavram�n�n Bat�’dan dev�irili�ini ve bunun nas�lyanl�� aktar�ld���n� tart��an Demirta� Ceyhun, anayasalar�n devrim vekar��devrimle yaz�lan temel hukuk belgeleri oldu�unu ortaya koyuyor.Kitap, yazar�n hukuktan siyasete, mimariden edebiyata kadar geni� biryelpazeyi konu edinen denemelerini içeriyor.

KİTAP

Yazar öncelikle kavramlara aç�kl�kgetirdi�i için kitap, bir bak�maansiklopedi i�levi de görüyor.

21 HAZ�RAN 2009 � Ayd›nl›k� 59

Yakın tarihimizin en önemli olayla-rından biri olan 15-16 Haziran, Türki-ye işçi sınıfı tarihinin de dönüm nokta-larından biridir. Geçen Pazartesi ve Salı15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi’nin38. yılıydı. Bu büyük eylem; sendikala-rın, çeşitli meslek ve kitle örgütlerinindüzenledikleri etkinliklerle bir keredaha hatırlandı. Anıldı diyemiyorum,çünkü “anma” sözcüğünün çağrışımalanı düzenlenen etkinliklerin kapsa-

mından çok daha geniş.Üzerlerinden yıllar geçtikçe yasak savmaya

dönüşen böyle önemli günler, gündemde ko-nuyla ilgili bir olay yoksa ancak hatırlama söz-cüğünün çerçevesine sığabiliyor. Bu, zamanla,böyle günlere sahip çıkanların azaldığı anla-mına da gelir; öte yandan da tam tersine,büyük çapta unutturmak için küçük çapta ha-tırlamalarla yasak savma anlamına da…

Gündemde konuyla ilgili bir şey varsa, ozaman da bunu unutturma, saptırma ve pro-voke etme saiki ön bulur. Örnekse, zaten yıl-lardır ortaklaşa kutlanamayan 1 Mayıs’ların2008 ve 2009’da Taksim’de boğdurulması…On binlerce kişinin işsiz kaldığı şu yaşadığı-mız kriz günlerine rastlayan bu yılın 1 Ma-yıs’ının, o günü “Taksim’de kutlama” uğru-na kimlerin hangi kişisel, grupsal ve sınıfsalçıkarlarına armağan edildiğini anlamamakiçin ya çok saf, ya da çok emek düşmanıolmak gerek. Böyle bir ortak paydada da,ancak böyle iki çok sıfatını taşıyanlar buluşa-bilirler. Bunu yapanların Papaz Gapon’danne farkları var?!

15-16 HAZİRAN TATİLİ

Bu yazı için, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi’nin 38. yılındaneler yapıldığını tararken, ilginç ve ilginç olduğu kadar da örnekolması gereken bir tutumla karşılaştım. Halka parasız su verdiğiiçin hakkında dava açılan, Bergama-Ovacık’taki altın madeninekarşı verdiği mücadele ile de tanınan İzmir’in Dikili ilçesinin CHP’liBelediye Başkanı Osman Özgüven 15- 16 Haziran tarihlerini üc-retli tatil ilan etmiş. Belediye olarak amaçlarının işçiye haklarınıvermek olduğunu söyleyen Özgüven, “15- 16 Haziran dünya işçisınıfının birlik ve dayanışma günü olmalıdır. Biz işçilerimize hakkıolanını verdik. Bizim işçilerimiz bu iki günde ücretli tatil yapıyor.Bu günler tüm işçilere tatil olmalı” demiş.

Bu sözleri o anın heyecanıyla söylenmiş saymazsak, 15- 16Haziran’ın “dünya işçi sınıfının birlik ve dayanışma günü” ol-masını istemesi, Türkiye işçi sınıfının başka ülkelerin işçi sınıfla-rından hiç de geri kalmadığını bildiği anlaşılan Özgüven’in ha-yalinin ne kadar geniş olduğunu da gösteriyor.

İŞÇİ SINIFI EDEBİYATI

İşleri işçi sınıfı olan sendikacılarımızın hayalleri bu kadargeniş mi bilinmez, ama konuya edebiyat açısından baktığımız-da edebiyatçılarımızın hayallerinin, sanıldığının tersine hiç debu kadar geniş olmadığını görebiliyoruz. Yaklaşık kırk yıl

sonra, 15-16 Haziran’ın, doğrudan konu edilmese de arkaplan olarak bulunduğu bir tek roman, öykü yok. Oysa, Türki-ye’nin 30-40 yılını derinden etkileyecek, 12 Mart yetmeyincearkasından yetişecek 12 Eylül’e giden yolda en önemli neden-lerden birini oluşturacak olan işçi sınıfının bu hareketliliğininbirçok romana konu olması beklenirdi. İşçi sınıfı konusundaroman ve öykü olarak, hatta şiir olarak bile ne yazılmışsa bir şe-kilde işçi sınıfıyla bağları bulunan ya da bizzat kendileri işçilik-ten yetişen en eski kuşak yazar ve şairlerimizce yazılmış. OrhanKemal’in “Bereketli Topraklar” ile “Grev”i, Reşat Enis Ay-gen’in “Sarı İt”i, İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı,Adnan Özyalçıner ile Metin İlkin’in öyküleri, işçi sınıfı konulu

roman ve öykü denince hâlâ ilk aklımıza ge-lenlerden.

Petrol-İş ve Genel-İş gibi bazı sendikalarındüzenledikleri öykü yarışmaları ile 2003’tenberi Abdullah Baştürk adına verilmekte olanişçi edebiyatı ödülleri bu alanda açılmış bulu-nan büyük boşluğu doldurmaya yetmiyor.Bunun üzerinde de ayrıca durmak, şu du-rumda bir işçi sınıfı edebiyatından söz edebi-lecek noktada olup olmadığımızı da ayrıcatartışmak gerek.

“İÇİNDEN ÜÇ ÖLÜ DÖKÜP YÜRÜYEN”

Şiirde daha ilerde olduğumuz ise bir ger-çek. İşçi sınıfı hareketliliğinin en çok şiirimizietkilediğini söylersem, sanırım bir gerçeği deteslim etmiş olurum.

1960’lı, 70’li yıllardaki işçi sınıfı hareketisinema ve tiyatromuzu da derinden etkile-miştir. Senaryosunu Vedat Türkali’nin yazdı-ğı, Ertem Göreç’in yönettiği “Karanlıkta Uya-nanlar” ile arka planında bir grevin bulundu-ğu, Vasıf Öngören’in aynı adlı tiyatro oyu-nundan uyarlanan Başar Sabuncu’nun yönet-

tiği “Zengin Mutfağı” ve Orhan Kemal’in aynı adlı romanın-dan sinemaya uyarlanan “Bereketli Topraklar Üzerinde” ise ilkanda akla gelen, klasikleşmiş filmler.

Müzikte biraz daha şanslı 15-16 Haziran. “Mezarlardançıktılar” sözleriyle başlayan Şerif ağıtı ile “İşçilerin hepsi vardısiperlerin başında” türküsü bu büyük direnişle özdeşleşmiştürkülerden ikisi. Bir üçüncüsü ise, yakın günlerde kaybettiği-miz Aşık İhsani’den. Öyleyse sözü de, ozanın bu güzellemesiy-le bitirelim:

Düş değil, bu, hayal değil, hey heyy be Yetmiş bin dev işçim kalktı yürüdü,Kokuşmuş düzene sahip çıkanın,Alnının çatına aktı yürüdü,

O barış yerine kavgayı seçen,Alnının terini su diye içen,Kıyıda köşede eline geçen, Demiri iki kat büktü yürüdü,

Yüreğinde yara, etinde bere, Faşizm döşenmişti bastığı yere, Hesabını sonra sormak üzere,İçinden üç ölü döktü yürüdü.

38 yıl sonra ya da demiri iki kat büküp yürüyen…

İNSAN YAŞADIĞI YERE BENZER

MECİT ÜNAL

� Yak�n tarihimizin en

önemli olaylar�ndan biri

olan 15-16 Haziran,

Türkiye i�çi s�n�f� tarihinin

de dönüm noktalar�ndan

biridir. Bu direni�in

edebiyat�m�za da

yans�mas� gerekirdi.

Yakla��k k�rk y�l sonra,

15-16 Haziran’�n,

do�rudan konu edilmese

de arka plan olarak

bulundu�u bir tek roman,

öykü yok. �

60 � Ayd›nl›k � 21 HAZ�RAN 2009

CAN ÖZÇEL�K

Erkan Yücel Halk Tiyatrosuoyuncularından Özlem De-de’nin tek ki�ilik oyunu

“Kuvayı Milliye Kadınları”nınbasın galası 12 Haziran’da yapıl-dı. Ankara Ekin Sanat Merke-zi’ndeki galaya çok sayıda davet-linin yanı sıra ��çi Partisi GenelBa�kanvekili Mehmet Bedri Gül-tekin ile ��çi Partisi yöneticilerikatıldı. Nezihe Araz’ın yazdı�ı tekperde altı sahnelik oyunda Kurtu-lu� Sava�ı’nın kazanılmasındabüyük emekleri bulunan kahra-man Türk kadınlarının hayatla-rından kesitler sunuluyor. Geçensezon Anadolu turnesinde birçokkentte sanatseverlerle bulu�an“Kuvayı Milliye Kadınları”, se-

zonda da devam edecek. ÖzlemDede, oyunu ve neden bu oyunuseçti�ini Aydınlık’a anlattı.

“EMPERYALİSTLERİN PLANI BUGÜN

DE TÜRKİYE’Yİ PARÇALAMAK”

1919’da vatan topraklarınıi�gal eden emperyalistlerin planı-nın bugün de de�i�medi�ini vurgu-layan Dede, Halide Edip Adıvar’ınemperyalizm için “ayda ve yıldız-larda zapt edilecek Tük ve Müslü-man toprakları oldu�u haber alın-sa oraya da istila ordusu gönder-mek için mutlaka bir yol bulacak”dedi�ini hatırlattı. “Adıvar’ın busözleri Amerika’nın Büyük Orta-do�u Projesi’ni açıklar nitelikte”diye konu�an Dede �öyle devametti: “Kadınlarımızın kimlikleribile belli de�il, birço�u Defterda-rın hanımı, Mara�lı kadın ya daOsman kızı Kiraz diye anılıyor.Oysaki Mustafa Kemal, Cumhuri-yet devrimini gerçekle�tirirken öz-gürlük için dövü�üp kanını akıtankadınları ve onların mücadelesiniher fırsatta tekrarlamı�tı. E�lerinive çocuklarını cepheye gönderen-ler hep kadınlardı. ��te bu mücade-leyi anlatıyoruz. Bir saat 15 daki-kaya bütün kahramanları sı�dır-mak öyle kolay de�il; adını anma-dan geçti�imiz Antepli Fatma’yı,boynundaki altını satarak tüfekalan Binba�ı Emine Ay�e’yi, Kırmı-zı müfrezenin uçan sava�çısı Tay-yar Rahmiye’yi, Gördesli Makbu-le, Fransız birli�ini pusuya dü�ü-ren Kılavuz Hatice ve daha nicele-rini saygıyla anıyoruz.”

“ATATÜRK’E SALDIRANLARA BU

OYUNLA CEVAP VERİYORUM”

Kurtulu� sava�ı kadınlarınınaz bilindi�ini vurgulayan Dede,oyunda Halide Edip Adıvar, �s-

tanbullu Münevver Saime Hanım,Kara Fatma, Zübeyde Hanım,yörük kızları ve ka�nı ta�ıyan ka-dınlar gibi isimli isimsiz kadınla-rın hayatlarından kesitler vermeyeçalı�tıklarını belirtti. Neden buoyunu seçtikleri sorusuna yanıtıise �u: “Bugün yobazların ve libe-rallerin hedefi olan Atatürk veonun devrimlerini savunanlar acı-masızca ele�tiriliyor, Ergenekoncuolmakla suçlanıyor. Bu oyunu oy-namak bugün için anlamlıdır. Benbir Türk kadını olarak varlı�ımınve özgürlü�ümün teminatı olanAtatürk’e ba�lılı�ımı bildirmekiçin bu oyunu oynadım. Atatürk-çü oldu�u için ele�tirilen ve aylar-dır hapishanelerde yatan tüm ay-dınlarımıza selam olsun. Onlariçin oynadım.” �

� Tiyatrooyuncusu ÖzlemDede ErzurumluKara Fatma’y� daoynad�.

“KUVAYI M�LL�YE KADINLARI”NIN GALASI YAPILDI

Türk kadının kurtuluş mücadelesi sahnede “Kuvay� Milliye Kad�nlar�” Özlem Dede’nin tek ki�ilik oyunu. Bugünekadar Türkiye’nin birçok ilinde sahnelendi. Yeni sezonda da Ankaral�sanatseverlerle bulu�acak olan oyun, Kurtulu� �ava��’ndaki Türkkad�nlar�n� anlat�yor.

Oyundankesitler

Oyun �zmir i�gali sonrası,15 Mayıs 1919’da ünlü kadınyazar Halide Edip Adıvar’ın80 bin ki�iye hitap etti�i etkilive ate�li miting konu�masıylaba�lıyor. �kinci sahnede iseEfelere kafa tutarak sitem edenAydın civarından bir yörük kı-zının kurtulu� mücadelesineverdi�i destek anlatılıyor.

�stanbul’dan cepheye katı-lan tek kadın olan Kuvayi Mil-liyeci 20 ya�ındaki Darülfünunö�rencisi Münevver Saime Ha-nım’ın kurtulu� için ni�anlısın-dan vazgeçmesi ve Kadıköymitingi konu�ması, ErzurumluKara Fatma’nın Yunan baskınıda oyunda yer alan bölümler-den. Oyunun kapanı�ı ise Zü-beyde Hanım’ın �u sözleriyleile son buluyor: “Ben sıradanbir kadın, bir dehanın anası-yım. Mustafam bir çakıro�lan. E�siz bir kahraman,sana minnettar bu vatan.”

21 HAZ�RAN 2009 � Ayd›nl›k � 61

HAYAT� ASILYAZICI

Taganrog, Azak Denizi kıyısında,350 bin nüfuslu bir il. Azak Denizi,Rusya Federasyonu haritasında

Azov Denizi diye bilinmektedir. KanallaKaradeniz’e ba�lıdır. Güneyinde Karade-niz ve Rostov kenti var. Rus Hava Yolla-rı’yla Rostov’a uçtuk. Rostov Havaala-nı’na indi�imde (çünkü tek ça�rılı ben-dim) Vali Yardımcısı ile Taganrog’dakiÇehov Tiyatrosu’nun idari i�lerden so-rumlusu Anastasya Ustinova ve de�erlidostum, bilim insanı Azeri asıllı Doç. Dr.Eldar Sadıkov’u da kar�ımda bulmazmıyım? Araçla, Taganrog’a döndük. Ge-cenin ilerlemi� saatiydi, Eldar Sadıkov’laotelimize çekildik.

ÇEHOV’UN TAGANROG’U

Taganrog Çehov’la birlikte anı-lır. Ruslar, Çehov’un Taganrog’udiyorlar �ehre. Bu ba� öylesinegüçlü ve tutkulu ki anlatmam kolayde�il. Çehov’la dopdolu bir kent.Foto�raflarla bütün kentin neredey-se topo�rafyasını çıkardım diyebili-rim. Benim anlataca�ım oyunlar,Çehov ve Taganrog, yazı dizisi ko-nusu. Çehov, Taganrog’da do�du,Gimnazyum’u (liseyi) orda bitirdi.Tiyatro alanında Taganrog’da bilin-çlenmeye ba�ladı. Tıp e�itiminekadar ailesiyle birlikte Taganrog’daya�adı. Ya�adı�ı üç evi de gezdim,foto�rafları çekildi.

DÜŞ VE GERÇEK

Taganrog, benim için bir dü�kenti oldu. Çehov’un yapıtlarını çoksevdi�imden midir nedir, hiçbir kentTaganrog kadar beni etkilemedi.Bunu kentleri kar�ıla�tırarak söyle-miyorum. Çevresel açıdan da güzelbir kent Taganrog. Ne var ki, beni

dü�le ve gerçekle bulu�turan kentinetkisinin nedeni ki�isel olarak Çehovve yapıtlarına olan sevgimden belkide. Bilinçli olarak söyleyecek olur-sam, Çehov’un yapıtları yıllardır ba-�ucu kitaplarımın arasındadır. Dos-toyevski de… Çehov’u biliyorumdemek kolaya kaçmaktır. Ancak,Çehov’un mektupları dı�ında a�a�ıyukarı bütün yapıtları Türkçe ola-rak yayımlandı denebilir. Tagan-rog’da izleyip ola�anüstü tiyatro yo-rumu diye nitelendirilen oyun, Ta-ganrog’daki Çehov tiyatrosunun oy-nadı�ı oyundu. Taganrog Çehov Ti-yatrosu, ev sahibi olarak Çehov’un“Sevgili Mele�im” adlı oyununusergiledi. Bu oyunu ben de ilk kezgörüyordum.

ÇEHOV’UN İLK OYUNU

Bu oyunun öyküsü var. Çehov,“Sevgili Mele�im”i 17 ya�ındaykenTaganrog’da yazmı�. Çok sonraları,Taganrog’da, ar�ivde bulunuyor.1925’te Londra’da sahneye konu-yor, ba�arısız oluyor. Anla�ılan, Sta-nislavski yöntemi ile sahneye konu-lamadı�ı için ba�arısız oluyor dünyaprömiyeri. 1959’da Moskova’daVaktangov Tiyatrosu’nda sahneyekonuyor ama iyi yorumlanamadı�ıiçin afi�ten çabuk iniyor. Ta ki,1995’te Voronej Akademik Drama

Tiyatrosu’nda, aynı tiyatronunGenel Sanat Yönetmeni Anatoli Va-silyeviç �vanov sahneye koyuncayakadar. �nanılmaz bir ilgi uyandırıyor“Sevgili Mele�im”. Uzun yıllar afi�-te kalan oyun, kapalı gi�e oynuyor.1997’de Anatoli Vasilyeviç �vanov,Çehov’un “Sevgili Mele�im” adlıoyunundaki yorumuyla “DevletAltın Madalya Ödülü”nü alıyor…Çehov’un oyunuyla Altın MadalyaÖdülü’nü alan Rus yönetmen pekanımsayamıyorum.

ÇEHOV’UN KAÇAK GİRDİĞİ TİYATRO

Taganrog Çehov Tiyatrosu, ka-panı� oyunu için “Sevgili Mele�im”ioynadı. ��te, dü�le gerçe�i Tagan-rog’da ya�adım. �iirsel gerçekçili�inbüyük ustası Anton Çehov’un nasılola�anüstü bir yazar oldu�unu ilkoyununda görüyorsunuz. 47 ya�ınadek yazdı�ı bütün yapıtları ortada.Çehov, tiyatro ve edebiyatıyla; Sha-kespeare tragedya ve komedyalarıy-la; Mozart müzi�in çe�itli dallarındaverdi�i yapıtlarla zaten ‘dâhi’ sanat-çılardı. 47 ya�ında ölen Çehov, efsa-ne bir yazardı. “Sevgili Mele�im”igördükten sonra, yazarı dü�ündü-�ümde efsane sözcü�ü, Çehov’laçok örtü�üyor. �lkokul ça�ında izinverilmedi�i için, üst locadan gizligizli oyunları izler, sürekli notlaralırmı�. Sekiz on ya�larında gizligizli girip oturdu�u üst loca korunu-yor. Stanislavski’nin, MoskovaSanat Tiyatrosu’nda çalı�maları(provaları) yönetti�i koltu�a adınınyazılarak korunuyor olması gibi.�

YAZARA VER�LEN DE�ER…

Çehov’un kaçak girdiği loca bileözenle korunuyor47 ya��nda ölen Çehov, efsane bir yazard�. “Sevgili Mele�im”igördükten sonra, yazar� dü�ündü�ümde efsane sözcü�ü Çehov’auyuyor. �lkokul ça��nda izin verilmedi�i için üst locadan gizli gizlioyunlar� izler, sürekli notlar al�rm��. O üst loca korunuyor bugün.Çehov, “Sevgili Mele�im”i 17 ya��nda Taganrog’da yazm��.

62 � Ayd›nl›k � 21 HAZ�RAN 2009

RÜZGARGÜLÜ

ŞULE PERİNÇEK

[email protected]

Duyarlı okuyucu veizleyicilerimizden

Bursa’dan okurumuz Sayın Seyfi S. Taban e-postamıza�u iletiyi göndermi�: “Buda kim?’ ba�lıklı yazınızın tam daiki yaprak sonrasında ve de kocaman arka sayfada ‘duyup-ta görmeyen, görüpte doyamayan’ yazmaz mı? �nanın nut-kum tutuldu. Size de kabahat bulmalı mı bilemem ama, La-tinler buna ‘Medice, cura te ipsum’ – “Doktor, sen öncekendini iyi et’ derler.”

Elbette benimki de tutuldu. Yazıi�leriyle uzun süredirdo�rudan ba�lantım yok ama yıllarca sorumlulu�unu ta�ı-dım. Öyle de kolay atamıyorsunuz. Hemen ko�tum yukarı.Türkçemize özen gösteren bir yayıncılık gelene�imiz var.Üstelik bunu yalnızca “teknik” bir sorun olarak da görmü-yoruz. Bilinçli bir saldırıyı gö�üsleme görevidir.

“�lan”, “dı�arıdan geldi” deseler de, dergi yöneticisi ar-kada�larım da üzüldüler.

Bir de epeyce bir ele�tiri Ulusal Kanal’da yayınlanan birreklam nedeniyle aldım. “Ulusal Tivi” diyor ses okuyucu...

Yine merdivenleri bir nefeste tırmanırken bir yandan dagö�süm kabarmadı desem yalan olur.

Böyle okuyucularımız ve izleyicilerimiz oldu�u için onurduyuyoruz. Ba�ımız gözümüz üzere...

Toprak istemek suç mudur?Erdo�an, �anlıurfa Atatürk Kapalı Spor Salonu’nda

AKP �l Te�kilatı’nın Kongresi sonrasında valilik binasınaba�bakanlık otobüsüyle giderken köylüler “Toprak Refor-mu �stiyoruz” yazılı pankart açtılar.

Ben televizyonda bu iki saniyelik görüntüyü tam aya�akalkmı� “i�te çözüm bu!” diye alkı�lamak üzereyken hoopbitti.

Çevik kuvvet polisi ve korumalar pankartı tutan iki ki-�inin hemen üzerine atladı ve bölgeden uzakla�tırdı. Bir ikiküçük yerde, o da internette “gergin anlar ya�andı” deni-yor. Ne oldu sonra bilmiyoruz.

Köylünün i�leyecek toprak istemesi ne zamandan buyana yasalara aykırı?

Cumhuriyet’in beline kazmayı vur ha vuruyorlar. Toprak a�ası köylünün tapulu ara-

zisini ya da kiraladı�ı topra�ı bileelinden alıp onu açlı�a mahkûm

edince neden kimse; ne jandar-ma, ne çevik kuvvet ne de ba�-bakanlık korumaları üzerineatlamıyor.

Bu devlet kimin devleti?Yanıtı belli olan bir soru da so-

rulur mu hiç?Elleri kırılsın!Bu “bed”dua de�il-

dir, hayırlı duadır.

“Hırsızın suçu yok!”Memleketin �u haline bakın. Sizce de bir gariplik yok mu?

Suç i�leyenlerin de�il, i�lenen suçları açı�a çıkaranların ba�ıbelaya giriyor.

Gazeteci Nedim �ener, Dink cinayeti ile ilgili olarak Em-niyet �stihbarat Daire Ba�kanlı�ı görevinde bulunan ve sici-linde “Fethullahçı” oldu�u belirtilen Ramazan Akyürek veekibiyle ilgili ilginç bir kitap yazdı. “Dink Cinayetinde �stih-barat Yalanları” adını verdi�i kitap epeyce ses getirdi.

Ramazan Akyürek ve ekibi, Nedim �ener’i mahkemeyeverdi. �ener hakkında dava açıldı. �ener’le ilgili kaç yıl hapiscezası istendi?.. 27 yıl.

Suçu ne?Gerçekleri açıklamak.Vakit gazetesi yazarı Üzmez, küçük kıza tacizden yargıla-

nıyor. Toplumda öfke büyük.Üzmez’i protesto ederken yumurta atan, Üzmez’in üzerine

yürüyen protestocular hakkında da dava açıldı.�stenen ceza yedi buçuk yıl hapis……Deniz Feneri davası bir türlü yürümüyor.Aylarca dosya beklendi.Sonra tercüme, eksik evrak derken i� uzadıkça uzuyor.Ba�bakan Erdo�an panik halinde. Sık sık ele�tirilerle ilgili

konu�uyor. �ddiaları yalanlıyor.CHP’li Kılıçdaro�lu belgelerin do�rulu�unu

anlatmak için “belgeleri Ba�bakan’ın alnına çi-vilerim” diyor. Hemen Kılıçdaro�lu hakkındainceleme ba�latılıyor.

…Liste uzun.Hele Ergenekon tertibi kutusunu açmıyo-

ruz bile. Bu ülkede darbe plancıları, darbe ya-panlar, terörü besleyenler, Kıbrıs’ı satanlar, BOPplanlarının e�ba�kanları, ba�ka ülkelerin çıkarla-rı için gizli anla�macılar, ülke ekonomisi-ni neredeyse i�portacı tezgâ-hında satılı�a çıkaranlarde�il, bu merkezlere veuzantılarına kar�ı mücadeleverenler suçlanmaya çalı�ılıyor.

“Hırsızın suçu yok”, “hırsıza hır-sız demek suç”...

Nereye kadar?

21 HAZ�RAN 2009 � Ayd›nl›k � 63

RÜZGARGÜLÜ

�ran’a turuncu saçmalar�ran’a bomba atmaya güçleri yetmedi.Oradan dolandılar olmadı; bunu bahane

etmeye, üretmeye çalı�tılar beceremediler.Di�lerini geçiremediler.Turuncu saçmalar kafaları hedefledi. �ran karı�tı.Yolu düzlemeye çalı�ıyorlar.Tıpkı yıllar önce Afrika’ya sömürgeciler-

den önce giren misyonerlerin yaptı�ı gibi.Hani bilinen öyküdür... “Bir uyandık kibizim elimizde �ncil var, topraklarımızı onlaralmı�lar…”

Bir bakacaklar ki kadınlar, ba�larındakizaten e�reti duran örtüleri sıyırmı�lar; ba�ıdik, üzerinde ya�ayacakları bir �ran kalma-mı�.

Töre zilleri Bu hafta topraktan gidiyoruz. Toprak de-

yince de Do�u’dan...Siirt’te 18 ya�ında genç bir kız, gecenin

geç saatinde arkada�ına radyoya gidiyor. Te-lefonu kapalı. Ba�ı da kapalı.

Ailesi tarafından pencereden atıldı, bıçak-landı.

Koro ba�ladı: “Töre! Töre!..”Sen toprak a�alı�ını, �eyhli�i �ıhlı�ı ba�

tacı et. Meclislerde, Çankaya kö�klerindeya�la, balla a�ırla. Törenin kayna�ına �elale-lerle su ta�ı, topra�ının gübresini, besisinieksik etme. Do�u insanımızı bu kara düzeneba�la. Üstelik bütün kurtlarını da televizyon-larından, örnek artist ya�amlarından üzerle-rine sal... Sonra geç kar�ısına a�la.

Timsahlar! Amcasının o�lu hastaymı�, abisi üvey-

mi�... Onlar bahane. Aslında onlar da kur-ban.

Kurtaracaksan töre diye zil takma, hepsiiçin a�la!

A�lamak yetmez. Köylünü efendin yap.

Korumanın maa�ına zam yapmalıydıErdo�an; Ankara Altınpark’ta, AKP Gençlik ve Kadın Kolları tara-

fından düzenlenen program çıkı�ında vatanda�larla sohbet etti. Erdo�anne zaman “vatan”da�larıyla birlikte olsa bir çeli�ki çıkıyor. “Vatan”larımı tutmuyor nedir...

O sırada yanına yakla�arak elindeki zarfı uzatan bir bayan derdinianlatmaya çalı�tı:

-Felçli bir kız çocu�um var. Elimden aldılar. 8 aydır göremiyorum.��sizim lütfen yardımcı olun...

Bir ba�bakanlık koruması, vatanda�ı iterek uzakla�tırmaya çalı�tı: - Ba�bakan seni dinledi, yeter artık!..Erdo�an kızdı, milletin içinde “istemiyorum böyle adam, alın bunu,

�imdi gönderin” diye azarladı.Oysa koruma görevini yapıyordu. Ne olur ne olmaz diye vatanda�ı

koruyordu. Erdo�an’ın i�siz ve engelli çocu�u olan bir anaya nasıl davran-dı�ını biliyor deneyimle. “Belanı mı arıyorsun, sevgili karde�im” demi�tir.“�imdi yine olay çıkmasın” demi�tir. Haklı. Bizce Erdo�an, “beni basınamalzeme olmaktan kurtardın, a�zımdan ‘edepsiz’ laflar çıkmasını engelle-din, az kalsın siyasi ya�amımıza analı babalı yeni bir deyim kazandıracak-tım...” deyip korumanın maa�ına zam yapmalıydı.

Vatanda�ı mutlu edecek pilotOkurumuz Gürsel Bey “biraz sizleri gülümsetmek istedim” diye yolla-

mı�:Bir gün, Erdo�an ile Gül uçak yolculu�u yapıyorlarmı�. Erdo�an, Gül’e

“Uçaktan a�a�ı 100 lira atıp, bir vatanda�ı sevindirebilirim” demi�. Gül al-tında kalacak de�il ya, “Ben 10 tane 10 lira atıp, 10 vatanda�ı sevindirebili-rim” diye atlamı�. Konu�maları dinleyen pilot iç geçirmi� ve yanındaki yar-dımcı pilota dönmü�: “�unları duyuyor musun? Ben ikisini de a�a�ı atıp mil-yonlarca vatanda�ı mutlu edebilirim, hâlâ farkında bile de�iller!”

Aslında vatanda�, pilot oldu�unun farkına varsa hiç can kaybı olmadansorun çözülür ya, neyse...

Güne� batıdan do�duF tipi gladyo “ön savunma” halinde.“Bak ben dememi� miydim”!!!Basit CIA takti�i…Bir dostumuz “Toplum belge manya�ı oldu” diyordu. “Güne� batıdan

do�du’ belgesi bile ortalıkta dola�ıyor. Hatta foto�rafını bile basıyorlar...”Buyurun, buradan yiyin!Mideniz kaldırıyorsa.Kimi de “ayıp

olur, yemezsemsonra ne derlerbenim için; alnımadamgayı vururlar”belasına sarmalan-mı�, burnunu tutuplokmayı yana�ındasaklıyor.

Bedenimiz zehir-leniyor, yıpranıyor,direnci kırılıyor...

Kuklaya can suyuverilmeye çalı�ılıyor.

64 � Ayd›nl›k � 21 HAZ�RAN 2009

Güvenliği özel yaptılar, olacağı buydu!PERDE ARKASI Haz�rlayan: F�rat Kayra

Fenerbahçe Ülker-Efes Pilsen arasında yapılan final maçı,Efes’e şampiyon yaparken ciddi bir skandalı da beraberindegetirdi. Abdi İpekçi’de yapılacak olan maçın sorunlu ve çok sı-kıntılı olacağı başından belli olmasına rağmen göz yumuldudenebilir. Çünkü Efes’in evinde oynanan maçta büyük tartış-malar olmuş, hakem takdir hakkını Efes’ten yana kullanmış,

maç durmuş, soyunma odası koridorlarında olaylar çıkmıştı.Hal böyleyken altıncı maçın da çok tartışmalı ve olaylı olacağı-nı ön görmek gerekirdi. Ya yöneticiler saf ya da saf gibi dav-randılar. Nitekim temiz bir maçın sonunda Efes Pilsen şampi-yonluğunu ilan eder etmez sahaya yabancı madde ve insanyağdı. İçeri giren taraftarlar sporculara saldırdı. Sürpriz mi?Hayır değil. Çünkü eldeki veriler maçta bu olayların yaşanmaihtimalini oldukça güçlü kılıyordu.

Türkiye’de statlar ve salonların içi özel güvenliğe devredil-di. Futbol sahalarında bunun sıkıntısını çok gördük. Ev sahibitakım güvenliği sağlamakla yükümlü. Riskin yüksek olduğumaçlarda polis içerde yer alırdı. Hatta gol atıp sevinen futbol-cuya bir özel güvenlikçinin, o gürültüde saldırdığına bile şahitolmuştuk.

Maç üzerine değerlendirme yapanların özellikle vurgula-dıkları sorun güvenlik sorunu.

İki görüş var. Birincisi salonda özel güvenlik elamanı azdı.İkincisi yetersiz ve deneyimsiz görevliler salon güvenliğini sağ-lıyordu. Maçın sıkıntılı olacağı başından belliyken olayların pat-lak vermesinin neden engellenemediği, içeriyi özel güvenliğedevretmekle açıklanabilir. Basketbol Federasyonu emniyettenek güvenlik istedi ama salon dışında tutuldu. Olaylar çıkıncaiçeriye geç alındı. Hem Federasyon hem de kulüplerin iyi dü-şünmesi gerekir. Bu sistemle uluslararası bir skandal yakın za-manda patlak verir.

Galatasaray servet kazandıSarı-kırmızılı takım Meira’dan altı, Servet’ten (Eğer bir aksilik olmazsa)

sekiz milyon Euro kazandı. Toplamda 14 milyon Euro...Ekonomik krizde

kulübün kasasınagiren bu paralardoğru yatırımın iyi ikiörneği. Bugünekadar Avrupa’yagiden oyunculardanpara kazanamayan,ciddi zararlar edenTürk takımları içinGalatasaray modelyarattı.

Oyuncu değer-lendiğinde ve cazipteklif geldiğinde sat-mak. Galatasaraytransferde Servet’inboşluğunu doldururmu bilinmez fakatgeleceğe yatırımyapması günü kur-tarmanın ötesindebir gelişme.

İcraatları hep eleştirilen Adnan Polat Yönetimi iki doğru hamle yapıp,büyük paralar kazandı.

Takımı için savaşan, herkesin takdirini kazanan Servet, yolun açık olsun...

Aziz Yıldırım teslim oldu!

Mehmet Topuz transferi çıkmaza girinceAziz Yıldırım, “menajerler sorunu var ve engelmenajerler, lisanssız menajerler...” dedi. Açık-lamasında yakın zamanda bu konuda ayrıcakonuşacağını söylemişti. Ancak Topuz’u aldısustu. Hatta imza töreninde Topuz’un yanındaeleştirdiği menajer vardı. Bunun adı teslimolmak ve susmak. Ayrıntılar haftaya...