Peter Vronsky: Kanada vatandaşı olan Peter Vronsky, gazeteci ve belgesel yapımcısıdır. Yapımları PBS, Discovery Channel, CNN ve çeşitli uluslararası kanallarda gösterilmiştir. Kriminoloji ve askeri tarih başlıca ilgi alanıdır. İngilizce, Rusça ve İtalyanca bilmektedir. Halen üniversitelerde ders vermekte olan Vronsky, seri cinayetler üzerine çalışmalarını sürdürmektedir.

Kadın Seri KatillerPeter Vronsky

Orijinal Adı: Female Serial Killers

İthaki Yayınları -1119

Redaksiyon: Işıl ŞahinSon Okuma: Özgür Çakır - Neslihan Ünsal

Kapak Uygulama: Şükrü KarakoçSayfa Düzeni ve Baskıya Hazırlık: İthaki Yayınları

2. Baskı, Mart 2018, İstanbul

ISBN: 978-605-375-573-9

Sertifika No: 11407

©Peter Vronsky, 2007Türkçe Çeviri © Yavuz Alogan, 2016

© İthaki, 2016

Bu eserin tüm hakları Kayı Ajans aracılığıyla satın alınmıştır.

Yayıncının yazılı izni olmaksızın alıntı yapılamaz.

İthakiTM Penguen Kitap-Kaset Bas. Yay. Paz. Tic. Ltd. Şti.’nin tescilli markasıdır.Caferağa Mah. Neşe Sok. 1907 Apt. No: 31 Moda, Kadıköy - İstanbul

Tel: (0216) 330 93 08 – 348 36 97 Faks: (0216) 449 98 34

editor@ithaki.com.tr – www.ithaki.com.tr – www.ilknokta.com

Kapak, İç Baskı: Deniz Ofset MatbaacılıkGümüşsuyu Cad. Topkapı Center, Odin İş Merkezi No: 403/2 Topkapı-İstanbul

Tel: (0212) 613 30 06 - Faks: (0212) 613 51 97Sertifika No: 40200

PETER VRONSKY

KADIN SERİ KATİLLERKadınlar Nasıl ve Neden Katil Olurlar?

ÇevirenYavuz Alogan

Genç ve yaşlı, yaşayan ya da ölü, suçlu ya da masum erkeklere ve kadınlara. Bütün kurbanlara.

İÇİNDEKİLER

Giriş ..................................................................................................... 1 SERİ SPARTASİZM Kadın Saldırganlığı Siyasetleri

Birinci Bölüm ..................................................................................... 35 Kadın Seri Katillerin Psikopatolojisi ve Kısa Tarihi

1 DİŞİL CANAVARIN DOĞASI ...............................................37 Kadın Canavarların Psikopatolojisi2 GÜÇ, KAZANÇ VE ARZU ARAYIŞ ......................................76 Kadın Seri Katillerin Kısa Tarihi

İkinci Bölüm ..................................................................................... 153 Yirminci Yüzyılda Kadın Seri Katillere ve Suç Ortaklarına İlişkin Seçilmiş Vaka Araştırmaları

3 AILEEN WUORNOS KÜLTÜ VE MERAKI ........................155 Postmodern Kadın Seri Katil4 ARKADAŞ VE YAKIN İLİŞKİ CİNAYETLERİ ....................203 Kara Dullar ve Kazanç Katilleri5 ÖLDÜRECEK KADAR SEVMEK ........................................274 Seri Katil Anneler, Ölüm Melekleri ve Diğer Cani Bakıcılar6 SEKS, ÖLÜM VE VİDEO KAYDI ........................................331 Bir Seri Katilin Suç Ortağı Olan Kadınlar7 NAZİ FAHİŞELER VE MANSON’IN KATİL KIZLARI ........423 Kadın Misyonerlik Kültünün Seri Katiller Yaratması

Sonuç ............................................................................................... 487 YIRTICI KADINI TANIMAK Kadın Seri Katil Profili

Son Söz ............................................................................................ 494 Ek ..................................................................................................... 495

Kaynakça ......................................................................................... 500 Notlar ............................................................................................... 508

1

GİRİŞSERİ SPARTASİZMKadın Saldırganlığı Siyasetleri

Bir görevle 1200 m. feet yükseklikte uçan bir askeri he-likopterin arka koltuğunda saldıran seri katilin adını bi-liyor musunuz? Ya da on bir yaşında iki kişiyi öldürenin adını? Ya da Kaliforniya valisiyle dans ve ahbaplık edeni? Bazıları üç kadının, Genene Jones, Mary Bell ve Dorothea Puente isimlerini hatırlayacaktır. Fakat çoğumuz kadın seri katillerin varlığından tamamen habersizdir. Canavar lez-biyen fahişe Aileen Wuornos, hakkında film yapıldığı için bunun istinasıdır. Ted Bundy, John Wayne Gacy ve Boston Boğazlayan’ı namıyla tanınan Jeffrey Dahmer, Sam’in Oğlu, Yeşir Irmak Katili ve BTK’ye hepimiz aşinayken, birkaç ka-dın seri katilin ismini vermemiz istense Aileen’den sonrası-nı söyleyemeyiz. Peki diğerleri?

Evet, onlardan pek çok var. Yaklaşık olarak her altı seri ka-tilden birisi kadındır.1

Geçmişteki ihmalkârlığımın bir telâfisi olarak Aileen, Ge-nene ve Mary’nin ve onların bir yığın seri katil kız kardeşinin üzerindeki örtüyü kaldırıyorum. Sayıları çok fazla.

Teşhis edilmelerinden ve tutuklanmalarından önce on-lardan ikisiyle kısa süre ve tesadüfen karşılaşmamın (biriyle 1990’da Moskova’daki St. Basil Katedrali’nin hemen arkasında ve diğeriyle on bir yıl önce New York City’de bir otel lobi-sinde) ardından erkek seri katiller hakkında yazmaya başla-dım.2 Karşılaştığım sırada onların seri katil olduklarını bilmi-yordum. Onların kim olduklarını, aylar ve yıllar sonra neler yaptıklarını ancak basında yer alan haberlerden öğrendim ve bu beni yabancılaştırdı. Belki başkalarıyla da karşılaşmıştım. Bilemiyordum. Herhangi bir şey bir kez gerçekleşebilir; bunu

2

anlarım ve şaşırtıcı değildir. Fakat ben iki kez karşılaşmıştım. İki kez karşılaşmak, bir kez karşılaşmaktan tamamen farklıdır. Bu durum günümüzde yaşamakta olduğumuz hayatın istatis-tiksel olasılıkları üzerine çeşitli düşünceleri esinliyordu. Her-hangi birimizin en azından bir kez bir otobüste ya da trende bir seri katilin hemen karşısında bilmeden oturmamızdaki ya da kalabalık bir caddede onun yanından geçip gidişimizdeki, onun yanı başına arabamızı park edip aynı yerden alışveriş yapışımızdaki ya da bir kuyrukta birlikte bekleyişimizdeki tu-haflığı düşündüm.

“Benim” iki seri katilimin de gösterdiği gibi, göreli olarak göreneksel heteroseksüel erkek orta sınıf bir ortamda yaşıyor-dum. Bu ortamın parçalanarak yol kenarına atılmış ya da seri katillerin pis işlerini gerçekleştirdikleri küflü bir bodruma, kasvetli bir tavan arasına bırakılmış yapayalnız bir cesetten uzak olduğuna inanıyordum. Rastlantı sonucu gerçekleşen karşılaşmalarımın benim potansiyel bir kurban olduğumu göstermediğini de biraz kibirli bir tutumla düşünüyordum, zira seri katilin tercih ettiği kategori içinde değildim. Ne genç ve yalnız bir kadındım ne de geceleri çalışan biri, bir sokak fahişesiydim; çok eşli bir oyunbaz ya da cinsiyeti ne olursa olsun bir çocuk da değildim.

New York’ta, fahişelerin dolaştığı karışık bir bölgede ilk seri katilimle karşılaştıktan sonra, kendimi rahatlıkla ait ol-madığım bir mekânda bir seri katilin av sahasında “dolaşan” ve bir canavara “rastgelen” biri olarak tanımladım.

Fakat bu konuda yanılmıştım. Kentin sorunlu yakasında geriye doğru kaçamak bakışlar atarak erkeksi bir tehdit bekle-mek yerine, içinde rahatça yatağıma yatıp uyuduğum, bana ait olan evin yakınlarında bir tehdit beklemem gerekiyordu. Eğer beyaz, heteroseksüel, orta yaşlı bir erkek katledilmişse, katili büyük olasılıkla onu tanıyan ve onunla yakın ilişkisi olan bir kadındır. Seri ölüm, işi olan ve bir apartman dairesinde yaşa-yan yalnız, orta sınıf erkeklerin ya da seks düşkünü yaşlı ve

3

dul çiftçilerin başına geldiği zaman, mutlaka öpücüklerle ve şefkatle gelir.

Fakat sokakta yürürken yanımdan geçip gittiğini hayal et-tiğim bütün seri katiller hep erkekti. Kadınlar ise tıpkı kur-banları gibi paranoid radarımın kapsama alanı dışında kalı-yorlardı. Seri katilleri erkek, kurbanlarını ise kadın olarak düşünmeye koşullanmıştım.

Bu sadece bir erkek bakış açısı değildir. Kadınlar da yakın zamana kadar böyle hissediyorlardı. Bir başka kadının varlı-ğı, bir yabancı da olsa pek çok kadının yabancı bir erkekle başbaşa kalma korkularını etkisiz kılar. İçgüdüsel olarak ka-dınlardan bir tehdit gelmeyeceğine ilişkin inancımız her iki toplumsal cinsiyeti de yanıltmaktadır.

KADIN SERİ KATİLLER: NE KADAR?ABD’de yaklaşık her altı seri katilden biri kadındır; tekil

fail ya da suç ortağı olarak davranır. 1800 ile 1995 yılları ara-sında saptanan toplam 400 seri katilin yaklaşık %16’sı, top-lamda 62’si kadındı.3 Ezici olmasa da bu önemli bir sayıdır: Bu 62 kadın, 400 ile 600 arasında erkek, kadın ve çocuk kurbanı öldürmüştür. Sadece üç kadın seri katil –Genene Jones, Bel-le Gunness ve Jane Toppan– 200 kadar cinayetin faili olarak görülebilmektedir. Başka ülkelerden alınan vakaları kapsayan bir diğer inceleme, bilinen 86 kadın seri katilin isimlerine yer vermektedir.4 Bu kitabın sonundaki ekte bilinen 140 kadın seri katil ve kurbanlarının sayısı listelenmektedir. Daha şaşırtıcı olan, ABD’deki kadın seri katillerin dörtte üçünün 1952’den beri ve yarısının da 1975’ten beri görülmeleridir!5

Buna rağmen bir kadın seri katil nosyonu her nasılsa po-püler korku bilincimize ya da hayal gücümüzün yol açtığı kaygılar alanına erkek seri katillerde olduğu kadar tehdit edici biçimde girmemiştir. Kadın seri katillerin çoğumuz için nere-deyse komik ya da insanı güldüren bir yanı vardır. Erkek seri katillere taktığımız isimleri (Karındeşen Jack, Boston Canava-

4

rı, Gece Avcısı, Batakhane Hızarı, Yatak Odası Saldırganı, Köle Efendisi) kadın seri katillere verilen isimlerle (Bayan Mavi Sa-kal, Kıkırdayan Büyükanne, Yalnız Kalpler Katili, Ölüm Nine-si) kıyaslayın. Kadın katilleri yeterince ciddiye almıyoruz.

Açıklama bölümünde kadın seri katillerin kimleri, nerede öldüreceğine dair düşüncelerimiz yer almaktadır. Pek çok ka-dın seri katil, cinayeti evde işlemekte, kurbanları da çoğu kez aile üyeleri ya da yakın arkadaşlar, kocalar, âşıklar ve çocuk-lar olmaktadır. İnsanın barındığı mekân her zaman en güvenli yer olmaz. Buna rağmen kaçımız, kendi annemizi bir seri katil olarak hayal edebilmişizdir?

Bakım hizmeti veren kişiler olarak gerçekleştirdikleri mes-leki faaliyet sırasında cinayet işleyen kadınlar da vardır. Bun-lar, hemşireler, bebek bakıcıları, tıp görevlileri, yemek yapan-lar ve güvenilir sosyal hizmet çalışanlarıdır. Hemşireler kendi çalışma ortamlarında, mensup oldukları yerde öldürürler; in-sanların hayatla ölüm arasındaki cephe hattında bulundukları yerde. Ellerinde kateter ve şırınga olan ölüm meleği hemşi-relerden kimse kuşkulanmaz; kurbanlarının ölümü tıbbi bir olay olarak görülür.

Fakat popüler hayal gücümüzde seri katilin yüzü yoktur, ama erkektir, bagajında halat ve selobant bulunan arabası-nın direksiyonunda, karanlıklar içinde pusu kurar. Seksi, sakin, beyaz eldivenli elleriyle bizden kan alan hemşirenin, Büyükbaba’nın şen şakrak bakıcısının, ekmeğimizi dilimleyen sempatik kızın, makasla saç kesen mini eteklinin ya da karşı-mızda içkisini yudumlarken gözlerimizin içine bakan kadının arkasında ne olduğunu düşünmeyi ihmal ederiz.

CANAVAR - HUZURSUZ KATİLGünümüzde sinemanın her şeyi böylesine değiştirebilmesi

şaşırtıcıdır. Kadın seri katillere ilişkin kolektif farkındalığımız yakınlarda gösterime giren, başrollerini Charlize Theron ve Christina Ricci’nin oynadığı 2003 yapımı Monster adlı filme,

5

yanı sıra pek çok belgesele ve televizyon haberine teşekkür borçludur. Bunların hepsi yedi adamı öldürmekten sanık Flo-ridalı bir karayolu fahişesine, Aileen Wuornos’a ilişkindir. Açı-lan davayla ilgili pek çok yorum Wuornos’un “Amerika’nın ilk kadın seri katili” olduğunu öne sürdü. Oysa bu gerçek değildi; onun yaklaşık elli yedinci olması daha muhtemeldi.

Wuornos belki de Amerika’nın ilk kez kitle medyasında ün kazanan kadın seri katiliydi; 2002 yılında zehirli iğneyle öl-dürülmeden önce, pek çok gazete, TV mülakatına ve belgesel film yapımcısına konu oldu. Wuornos’u böylesine benzersiz kılan, bir erkek seri katil gibi görünmesiydi. Hiç tanımadığı insanları arabada tabancayla öldürüyor ve cesetlerini kalaba-lık yerlere bırakıyordu.

Çoğumuzun kadın seri katiller hakkında inandığı bir şey, onların genellikle zehir kullanma eğiliminde oldukları ya da kurbanlarının onları tanıdığı ya da onlarla ilişkili olduğu-dur. Erkek seri katiller yabancıları izler ve avlarlar; kadınlar ise yakınlarına tuzak kurup onları zehirlerler; onları kendi mekânlarında ya da kurbanla paylaştıkları mekânlarda öl-dürürler. Bir kadın seri katil hakkında gerçekten on yıllarca süren popüler anlayış, kocalarını ya da âşıklarını çıkar gereği öldürdükleri şeklindedir. Onlar için hazır bir isim de bulmu-şuzdur: Kara Dul.

Her nedense, Kara Dul’u geçmişin, çok eski bir zamanın; zehirlerin köşe başında satıldığı, evliliğin genellikle yasal bir işlevinin olduğu, kimliklerin yeterince kayıt altına alınmadığı dönemin bir yaratığı olarak hayal ederim. Kadın cazibeli, ayar-tıcı olabilir, hemen evlenebilir, her türlü tedbiri alarak öldüre-bilir ve dikkati çekmeden ortadan kaybolabilir. Günümüzde, Kara Dul göründüğü zaman, onun Sharon Stone, Kathleen Turner ya da Linda Fiorentino kılığında Hollywood filmlerin-de olduğunu düşünürüz. Öldürmek amacıyla seks yapmak, ürpertici!

Nadiren gördüğümüz şey, yırtıcı cinsellikle yüklü Ted Bundy/Yeşil Irmak Katili tarzında görülebilir cesetlerle kaygı