14
Tanzimaftan Cumhuriyefe - -- . ..- -" . -- .:.JJ' _ " Prof. Dr. Fevzi DEMiR Yrd. Doç. Dr. Ufuk ÖZCAN Yrd. Doç. Dr. Faruk ÖZTÜRK Doç. Dr. Nurettin ÖZTÜRK Sadık USTA

Nurettin Öztürk-Bir Düşyaşam-Servet-i Fünun Ütopyaları ve Hüseyin Cahit Yalçın'ın Hayat-ı Muhayyeli

  • Upload
    dadican

  • View
    1.431

  • Download
    4

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Nurettin Öztürk-ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATINDA ÜTOPYA-Servet-i Fünun Ütopyaları ve Hüseyin Cahit Yalçın'ın Hayat-ı Muhayyeli

Citation preview

Page 1: Nurettin Öztürk-Bir Düşyaşam-Servet-i Fünun Ütopyaları ve Hüseyin Cahit Yalçın'ın Hayat-ı Muhayyeli

•Tanzimaftan Cumhuriyefe

- --. ..--" .-- .:.JJ' _"

Prof. Dr. Fevzi DEMiRYrd. Doç. Dr. Ufuk ÖZCANYrd. Doç. Dr. Faruk ÖZTÜRKDoç. Dr. Nurettin ÖZTÜRKSadık USTA

Page 2: Nurettin Öztürk-Bir Düşyaşam-Servet-i Fünun Ütopyaları ve Hüseyin Cahit Yalçın'ın Hayat-ı Muhayyeli

S.S. Ütopya Bilimsel ~e KültürelAraştırmalar Yay. ve Ur~timKoop. AdınaSahibi ve Sorumlu Yazı Işleri MüdürüProf. Dr. Semih KORAY

Genel Yayın Yönetmeni: Gani BAYER

Yazı Işleri Müdürü: Emrah MARAŞO

Görsel Yönetmen: Harun ÇAKANDağıtım-Abone: Ergin ONAY

Yazı Kurulu: Dr. Cüneyt Akalın,Prof. Dr. Atilla Altunel, Dr. Bora Ataman,ZOhtü Bayar, Dr. M. KOrşat Bozkurt,Dr. Neemi Dayday, Prof. Dr. Ercan Enç,Prof. Dr. Erbil Gözükırmızı, Prof. Dr.çağatay Güler, Efe Can Gürcan,Erkan IIdız, Prof. Dr. Bekir Karaoğlu,Prof. Dr. Zafer Kars, Doç. Dr. çağatayKeskinok, Prof. Dr ...Semih Koray, Qr. ArdaOdaba§I, Feyziye qzberk, Sarper Ozsan,Ömer Özbek, Cem ısmail Savaş, .Dr. Hakan Seçkin, Prof. Dr. Kadri Yamaç,Prof. Dr. Osman Şadi Yenen

Yönetim Yeri: iSti.klal Cad. Deva ÇıkmazıNo: 7/2 Beyoğlu/lstanbulTel: (0212) 244 23 72 - 61Faks: (0212) 251 51 22

e-posta: biliı[email protected] adresi: www.bilimutopya.com.tr

Ankara Temsilcisi: Feyziye ÖZBERKKonur Sok. 69/1 KızılayiAnkaraTel: (0312) 418 52 64

Edirne Temsilcisi: Umut AKASTel: (0538) 453 80 [email protected]

Hatay Temsilcisi: Hüseyin GÜLERBüyük Çarşılşhanı Kat:l No:450 ıskenderunTel: (0326) 613 41 33

Istanbul Temsilcisi: Canan OSKÜPLÜTel: (0538) 590 55 [email protected]

izmir Temsilcisi: Nura! GÜRANTel: (0537) 843 55 19

Avrupa Koordinatörü: Filiz [email protected]

Almanya Temsilcisi: Eyiem DEMiREL BORALFrankenalle 39. 60327/FrankfurtTel: +4969-73918773 Faks:+4969-75009310

isviçre Temsilcisi: Gülay SINACıTel: +41327245854 - +41 763023951

ıtalya Temsilcisi: Zeynep GÜNEŞE-posta: [email protected]

Abone Koşulları: 6 Aylık: 35.00 TL.Yıllık; 70.00 TL Avrupa ve Ortadoğu yıııık:50 Euro Amerika ve Uzakda,ğu yillık: 100'$

Abone bedelleri için, S.S. ÜtopyaKooperatifi 'iş Bankası Beyoğlu ŞubesiHesap No: 1022 0778251

isviçre Hesap NumarasıGülay SINACıBanque Cantonale Neuchateioise comteHesap No: [email protected] [email protected]

Yurtdışı Sabş FiyatıAvrupa: 4.5 Euro

Organizatör: Ulusal Haber Hiz. Prod. 011.San. Tıc. A.Ş.Basıldığı Yer: Analiz BasımDağıbm: Merkez Dailıtım AŞ

ISSN 1'301-6717

Ütopyalar ve Ütopyacılar

Uzun bir zarTlandır yayınlamak istediği-miz "Türk Utopyaları" dosyasının ha-zırlıklarını tamamladık ve 2010'un ilk

sayısı olarak elinizde.Yeni yılın ilk sayısı olması dosyamıza

farklı bir anlam attı.Emperyaliz destekli gerici odaklar Erge-

nekon gibi operasyonlarla yargıya, orduya,basın kuruluşlarına, kitle örgütlerine ve siyasipartilere karşı ir saldırıya giriştiler. Bu saldı-rının diğer bir ayağı TÜBiTAK, YÖK veTRT'ye karşı yürütüldü ve bu kurumlar bilim-sel düşünceye arşı yürütülen kara propa-gandanın aracı aline getirildiler.

2009'da yaşanan gerici dalgaya karşı2010 yılına - yaları hatırlayarak, hatırlata-rak girmek i Toplumsal bir çıkışsızlığasürüklendiği '. 'stemin, toplumu, bilim vesanat hayatını anlık bir cendere içinde tut-maya çalış ığı ·r önemde ütopyalara büyükbir ihtiyaç var. Geçmiş ütopyaların bilinmesiyeni ütopyaları yaratılmasına yol hazırlaya-caktır düşü e "Türk Ütopyaları" başlıklıbir dosya hazı ci i

Sir Tho as ore, 1516 yılında, dostuRotterdamlı as us'a, Ütopya'yı yazarkenyüreğinin kabardlğ ıni söylüyordu. Bizde "TürkÜtopyaları" syamızı okurken bu duyguyuyaşayacağım - •ünüyoruz.

Bilim ve ya'nın hazırladığı dosyalar,büyük önemi e ağmen görülmeyen, görül-mek istenme oktalara dikkat çekmeyeçalışmaktadır. B dosyamızda ütopyaları,üzerinde fazla lmayan bir noktadan yolaçıkarak ele al ~ülün gül ile tartıldığı" dün-ya özlemini i. e ütopyaların kendi toprağı-mızdaki örne . ortaya koyduk.

"Ütopyaların. pkı roman alanında olduğugibi, esas olar atı toplumlarının ürünü ol-duğu, Doğu mlarınınsa onu ancak taklitedebileceği" te ., -eden beriileri sürülmekte-dir. Ne yazık . vrupamerkezci bu tez,Tü rki-ye'nin akademisyen çevrelerinde de etkilidir.1993 yılında yayın hayatına başlayan Bilim veÜtopya dergisi ise bu tezin bir antitezi olarakortaya çıktı ve rrkiye'de "insanlığın eşitsizli-ğe karşı müca e e ettiği her yerde ütopyanında mutlaka olacağı' görüşünü yaygınlaştırdı."Sayın Sadık U a'nın dergimiz ve hazırladığı-mız ütopya dosyası ile ilgili belirlemesi böyle.

çıvıyazısı

ÜtopyacılarÜtopyalar incelenirken, okunurken üzerin-

den atlanmaması gereken diğer bir konu daütopyaların yaratıcılarının yani ütopyacılarınvarlığıdır. Ütopyalar bir irade beyanıdır. Eşit-sizliğe karşı ve daha iyi bir gelecek için müca-dele etmenin beyanıdır. Ütopyalarımızı okur-ken onları kaleme alan, bu ütopyaların ger-çekleşmesi için mücadele eden ütopyacılarıunutmamak gerekiyor. "Türk Ütopyaları" dos-yasını okurken özellikle bir noktaya daha dik-kat etmenizi rica ediyoruz. Ütopyalar Cumhu-riyet Devrimi'ni düşünsel açıdan beslemiştir.Bu ütopyalardan beslenmekle birlikte Cumhu-riyet Devrimi'nin yarattığı aydınlanmacı, dev-rimci düşünsel havanın etkisini, toplumun uf-kunda yarattığı atılımı Ruşeni'nin 1914 ve1926 yılında yazılan eserleri arasındaki farktagörebilirsiniz. Okuyucularımıza bu farkı göre-bilmeleri için sayın Prof. Dr. Fevzi Demir'inmakalesini ve Ruşeni'nin ütopyasını, Ruşe-ni'nin Atatürk'e sunduğu "Din Yok Milliyet Var"başlıklı raporu ile birlikte okumalarını öneriyo-ruz. (Bu raporun geniş bir özeti Atatürk'ündüştüğü notlar ile birlikte Şubat 2000, 68. sa-yımızda yayınlanmıştır. Ayrıca tam metni Sa-yın Doğu Perinçek'in "Kemalist Devrim- 2, Dinve Allah", Kaynak Yayınları, Ocak 2003 kita-bında da yer almaktadır.)

Evrim Kursu5-6 Aralık tarihlerinde Ankara'da düzenle-

diğimiz "Evrim Kursu" büyük bir başarı ile ta-mamlandı. iki gün boyunca süren kurs akade-misyen, doktora, yüksek lisans ve lisans öğ-rencilerinden oluşan 90 kişilik bir grup ile Prof.Dr. Semih Koray'ın kapanış konuşmasındabelirttiği gibi "dünyanın herhangi bir yerindekiherhangi bir öğretmeninin kıskanacağı bir öğ-renci grubu" ile yapıldı. Ders araları kısa ol-masına rağmen hiçbir öğrenci dışarı çıkmakistemedi, kurs ikinci gün ise geç saatlere ka-dar devam ettL"Evrim Kursu"nu 20-21 Şubattarihlerinde istanbul'da gerçekleştiriyoruz.Üniversitelerde, liselerde evrim ile ilgili dersle-rin ve konuların anlatılmasının eksikliği sürek-li vurgulanan bir konu. Bilim ve Ütopya olarakbunu bir ölçüde gidermeye çalışıyoruz.

Page 3: Nurettin Öztürk-Bir Düşyaşam-Servet-i Fünun Ütopyaları ve Hüseyin Cahit Yalçın'ın Hayat-ı Muhayyeli

n d e kBiliM VE ÜTOPYA

üNivERSiTE TEMSiLCiLERi

Adnan Menderes ÜniversitesiYrd. Doç. Dr. Atakan HATipOGLUatakanhatipoğ[email protected] (O 555) 475 82 45

Afyon Kocatepe üniversitesiKutbiddin GÜ[email protected] (O 555) 629 75 63Akdeniz ÜniversitesiDr. Hakan [email protected] (O 535) 852 74 15Anadolu ÜniversitesiDeniz Eren ERiş[email protected] (O 555) 414 52 02

Ankara ÜniversitesiYarenkür [email protected] (O 537) 587 53 77Beykent ÜniversitesiYrd. Doç. Dr. ibrahim [email protected] (O 532) 234 34 49İ30ğaziçi ÜniversitesiCenk Ö[email protected] (O 505) 659 65 51

Cumhuriyet ÜniversitesiHakan [email protected] (O 532) 335 76 96Çanakkale Onsekiz Mart ÜniversitesiMetin SAlı[email protected] (O 544) 335 7932

Çankaya ÜniversitesiFırat KAYAÖNÜfı[email protected] (O 543) 944 57 32

Çukurova ÜniversitesiBora [email protected] (O 535) 942 45 25

Dokuz Eylüt ÜniversitesiSerdar YURTÇiç[email protected] (O 505) 298 90 70Ege ÜniversitesiHürmüz [email protected] (O 555) 361 56 14Eskişehir Osmangazi ÜniversitesiMustafa YiGiT

yigiı_mustU [email protected] (O 554) 255 82 26Galatasaray ÜniversitesiCem SAVAŞ[email protected],tr (O 533) 358 51 78Gazi ÜniversitesiNesimi Yiğit [email protected] (O 535) 311 81 05

Gaziantep ÜniversitesiMehmet [email protected] (O 538) 889 45 89Hacettepe ÜniversitesiTurgut SAYılı[email protected] (O 506) 470 95 36

Haliç ÜniversitesiŞahin KARABıYı[email protected] (O 535) 215 77 26

istanbul ÜniversitesiKardelen Yı[email protected] (O 536) 875 98 00istanbul Teknik Üniversitesi

Muzaffer [email protected] (O 533) 654 1870Işık ÜniversitesiGüneş ÖZTÜ[email protected] (O 505) 948 87 70ızmir Yüksek Teknoloji EnstitüsüErcan Ö[email protected] (O 505) 289 64 30Karadeniz Teknik ÜniversitesiMustafa AKDiş[email protected] (O 505) 880 67 77

Karaelmas ÜniversitesiCelal [email protected] (O 543) 456 1801Kırıkkale ÜniversitesiGürkan GENÇ[email protected] (O 544) 5772419

.~,!t-:o ~"

Devrimi besleyen ütopyalar

• KapakSadık USTATürkiye Devrimi'nin ütopyaları

• KapakSadık USTAismail Gaspıralı'da ütopya

• KapakDoç. Dr. Nurettin ÖZTÜRKBir düşyaşam: Servet-i Fünun ütopyaları veHüseyin Cahit Yalçın'ın Hayat-ı Muhayyel'i

• KapakProf. Dr. Fevzi DEMiRBir Türk-islam ütopyası: Ruşeni'nin rüyası

• KapakROşeniROşeni'nin rüyası

• KapakYrd. Doç. Dr. Faruk ÖZTÜRKTürk düşüncesinde bir ütopya: "Mesut Köy"

• KapakYrd. Doç. Dr. Ufuk ÖZCANSıradışı, anakronik bir ütopya: Serbest insanlar Ülkesi

Page 4: Nurettin Öztürk-Bir Düşyaşam-Servet-i Fünun Ütopyaları ve Hüseyin Cahit Yalçın'ın Hayat-ı Muhayyeli

TürkiyTürk ütopyası geyazılmış roman, iyıllık dönem, aynıdevrim tarihi, Tü

Ütopyalar, toplumçelişkilere dikkat ~ ~ilk eleştirel metinlAma aynı zamanddevrimci manifes'da. Ütopyaların"düzgün" l "dörtmamur" siyasiprogramlar olarortaya çıkamamaonların zaafı de i :'-.

Sadık USTA * pı

vrimi'nin ütopyalarıi mda "siyasi rüyalarla" başlar ve arka arkaya\ e şiirle devam eder. Bir bakıma söz konusu 150

da Türk devrimin de tarihidir. Bu açıdan Türkalarının da tarihidir.

opya araştırmaları

Türkiye'nin ütopya kavramıylatanışması 19. yüzyılın ortala-rına denk gelir. Kavramın fel-sefi, siyasi ve edebi açıdanincelenmesi ise 1960'11 yılla-

başında görülüyor. Bu incelemelerseesas olarak Platon, Thomas More ve

ampanella'nın ütopyalarıyla sınırlıdır) ve daha çok devlet felsefesi açısın-n değerlendirilmişlerdir.

80'Ierden sonraysa Türkiye'de siyasiamın yeniden canlanması, felsefe ve

:arih bilimine olan yoğun ilgi; sosyalist:eori, çevre sorunları, feminizm gibi ko-

uların ilgi görmesi, kavramın uzun biraradan sonra yeniden yoğun bir şekildeartışılmasına neden olmuş.

Türk yazın dünyasına ait ütopyaların980'li yıllardan itibaren ara ara ele alın-

dığı da görülmektedir.(2) Örneğin Hüse-yin Cahid'in ünlü eseri "Hayat-ı Muhay-yel" başlı başına bir ütopya olarak ince-lenmiştir.(3) Sevindirici olansa bu incele-melerin hem yazın dünyamızda (4) hemde akademik dünyada yeni incelemeler-le (5) devam ettiriimiş olmasıdır.

Ütopyaların, tıpkı roman alanında ol-duğu gibi, esas olarak "Batı toplumlarınınürünü olduğu, Doğu toplumlarınınsa onuancak taklit edebileceği" tezi, öteden be-ri ileri sürülmektedir. Ne yazık ki Avrupa-merkezci bu tez, Türkiye'nin akademis-yen çevrelerinde de etkilidir.(6) 1993 yı-lında yayın hayatına başlayan Bilim veÜtopya dergisi ise bu tezin bir antiteziolarak ortaya çıktı ve Türkiye'de "insanlı-

Tomasso Campanella. 1960'/1yıllarmbaşlarmda görülen ütopya incelemeleri esas

olarak Platon, Thomas More veCampanella'nm ütopyalartyla sımr/ıdır.

[email protected]) Yunus Emre Kır, Klasik ve Çağdaş Ütopyalarda Din ve Toplum başlıklı Yüksek Lisans Tezi kapsammdason 40 yi/m ü10pya üzerine yapi/an tezlerini, Ekler bölümünde sıralamış, Yaymlanmamış Yüksek Lisans Tezi,istanbuL, 2007, s. 130.2) lşm Ekrem, "Jön1ürk ideolojisinin Türk Romanma Etkileri: Mizaneı Murad Bey ve Toplumsal Ü1opyasl,Sana10layl, istanbuL, 1981, Sayt 5.3) Metin Özgül, Bir Ütopya Taslağı: Hayat-ı Muhayyel, Türk Dünyası Araştırmalaıı, istanbuL, 1988, Sayı 53.4) Birçok edebiyat dergisi 1990rarm başmdan itıbaren ütopya konusuna ilgi gös1ermekteydi. Milliyet SanatDergisi ise 1990 yılmda "Abdi ipek çi Ütopya Yaıışması" düzenliyordu. Milliye1 Sanat Dergisi, Sayı 238/15Nisan 1990.5) Nurel/in Öztürk, "Çağdaş Türk Edebiyatmda Ütopya: inönü Ün. Sos. BiL. Enst, Yayımlanmamış YÜk.Lisans Tezi, Malatya, 1992. Öz1ürk çaltşmasmda Türk edebiyatmm 150 yillık sürecinde ü10pyalarm izinisürmüş. Öztürkvn çalışmasmm önemi, onun 'Doğu'da ütopya vardtr" 1ezinigüçlü bir şekilde savunmasıdır.6) Murat Belge ''Türk Usulü Ütopya" başlıklt yazısında bunu şöyle ıfade ediyor.' "Sanılim ütopya insanlardanesnelerin ilişkilerinden çok, insanlarm insanlarla ilişkilerinde 'devrimci' değinebı/ir değişimler tasavvur etm -eye bağlı bir şeydir. Bizim ütopyalarda bu pek yok. "Smıf farklaıı korunarak kalkmma" diye özetlenebilecekbir süreç düşünüyorlar; bu da 'ütopya' olmuyor." Tempo, Sayt,2008/49.

Page 5: Nurettin Öztürk-Bir Düşyaşam-Servet-i Fünun Ütopyaları ve Hüseyin Cahit Yalçın'ın Hayat-ı Muhayyeli

Doç. Dr. Nurettin ÖZTÜRK

Bir düşyaşam: Servet-i Fünun ütopyaları ve

Hüseyin Cahit Yalçın'ınHayat-ı Muhayyel'iYeni Zelanda tasarısının Servet-i Fünun düzyazısına yansıması, HüseyinCahit'in Hayat-ı Muhayyel adlı öyküsü ile olmuştur. Yeni Zelanda'daütopik bir kolani kurma girişiminin yapıldığı 1898 yılının sonunda yazılanHayat-ı Muhayyel, içinde yer aldığı öykü kitabının da adıdır.

Türk yazınında yazarve şairlerin birtopluluk (communaute)oluşturup ütopik kolonikurma girişimlerine,ilk kez Servet-i Fünundöneminde tanıkolunmaktadır.

ı-istibdat ve ütopya1895-1901 arasında topluluk olarak,

bu dönemden sonra ise bireyselolarakTürk yazın tarihinde etkin olan Servet-iFünuncular bir ütopya da tasarlamış vebu ütopyayı çeşitli yapıtlarında dilegetirmişlerdir.(1)Türk yazınındayazar ve şairlerin bu biçimdebir topluluk (communaute)oluşturup ütopik koloni kur-ma girişimlerine, ilk kezServet-i Fünun dönemin-de tanık olunmaktadır."Yeni Zelanda ve YeşilYurt Hikayesi" olarak anı-lan bu girişimler Servet-i \Fünuncular'ın anılarında,şiirlerinde ve bir öyküde an-latılmıştır. Bu verimler üzerindedurmadan önce, ütopik kolonikurma tasarı ve girişim-lerinin altında yatan ya-zın dışı etkenleri ele al-

makta yarar vardır.Topluluğa katılmış ve anılarını yaz-

mış olan yazarların hepsi de, ütopya ta-sarılarının altında tek sözle "istibdat"ınyattığını belirtmektedirler. Örneğin Meh-

met Rauf, Servet-i Fünuncular'ınortak yönlerinin, baskı yöneti-

mine karşı duyulan kanlıve yırtıcı bir düşmanlıkolduğunu söyler. Onagöre bu düşmanlık ön-ce saraya karşı iken,sonradan bu yönetimibesleyen ülkeye deyönelir. Yönetimin tu-tumu ülkede yaşamayı

dayanılmaz bir işkencedurumuna getirmiştir.

Özellikle Fikret'in öfkesiherkesten daha fazladır. Bu

öfke yüzünden Meh-met Raufun, "Hami-diye Marşı"nı ayakta

Hüseyin CaM YalçmServet-i Fünun'lln bir ulusçuluk veyurtsever/ik ocağı olduğunu söyler.

1) Bu inceleme, 1992'de inönü Üniversdesinde Prof. Dr. Cahd Kavcar danışmanlığında "Çağdaş TürkEdebiyaıında Ütopya" adıyla hazırlanmış ve sunulmuş yüksek lisans tezimizin konuyla ilgili bölümünündüzeltilmiş, değiştirilmiş ve geliştirilmiş biçimidir. Ytllar sonra günyüzüne çıkıyor. Bizden sonra konu ilgi çek -meye başladı ama çalışmamız ya görmezden gelindi: Taflm, 1995, 5ayl.2, s. 185-203; Özgü/, 1988, 5:53,ss. 133-160; Taflm, 2006, 5:93, ss. 77-86,' Özgü/, 2006, 5:93, ss. 94-10 1;ya görülmek istendiğigibigörüldü::Yalçınkaya, 1999, 5:12, ss.78-128: Yalçınkaya, 2004; ya dönem sınırlaması nedeniyle görülmesi gerektiği

Için görüldü: Küçükcoşkun, 2006,' ya da bir projeye referans oldu: Gariper, 2008

Page 6: Nurettin Öztürk-Bir Düşyaşam-Servet-i Fünun Ütopyaları ve Hüseyin Cahit Yalçın'ın Hayat-ı Muhayyeli

dinlememek için kalabalığınsıvışır. Mehmet Rauf'un bu h21'2 =--==- -gili yorumu şöyledir:

"işte Abdülhamit idaresi ~ .-?

coşkun öfkemiz böyle hareke~ =c-= --kışacak kadar ve böyle tehlialacak kadar kızışmış, köpü

Hüseyin Cahit de Senun'un bir ulusçuluk veocağı olduğunu söyler. Topllarını birbirine sanat bağı -yönetimi ve saraydan ti '-~ ==bağladığını belirtir. AncaMehmet Rauf'tan farklı olarc.: --ğun politik "komplo" yapma -- . -sinde olmadığını söyler.(Cahit Mehmet Rauf'a gö '" ~- _-yönü daha da gelişmişOnun söyledikleri, toplul .::.kalma ya da öyle görün e ~bir yansıması biçiminde yDolayısıyla Mehmet Rauı -verilen anı-yorumunu duyma, kendini tutamama dagörmek doğru olur. Ger.Rauf, Hüseyin Cahit'in de-=-- ='tutabildiği duyguyu bastır-.-;:r- =etmiştir. Her iki yazarda de _ - -tutum ise ütopya özlemi '-.-sından önemlidir. Gereve gerekse Hüseyin Ca -. -mini istibdattan kurtulmamaktadır. Hüseyin Kazırında bu konuya değinir ~rinde büyük etkisi olduğret ile birlikte, istibdatt- - -- - =-=üzüntü duyduklarını yaz-o. =-=-~tik ufukları karardıkça g- -ğünü, beyinlerinin içinde - -~ni, her şeyden umudu kdülhamid'in de günden "'::. =ctırdığını ekler. "Bütün -panmış ve bu elim vimkanı kalmamıştı."(4)

2) Mehmeı Rauf, 1927,5:9,s.6- =-3) Yalçın, 1975 (bs. 1935),s. --34)Kadri, 1989, s. 32,33;KadJ:' -=- .5. =5) Yalçın, 1975,s.1166) Yalçın, 1975, s.1157) Karşılaşlmn: "Akret bu ks. 101;MehmeIRauf, 1997, s.xkurtulabilmek çaresini olmayc:.8) Uşaklıgil, 1969, s.5299) Uşakligi/, 1969, s. 56510) Uşakligi/, t969, s. 550; i'-II)Hölder/in, 1987, s. 35, IZ12) Göktürk, 1982, s. t7-51

- - yazarlarmm hepsi de, Yeni Zelanda'ya gıderek-. 'Pik bir kolont' kurma tasanlarmı ortaya atanm

Fikret olduğu konusunda bir/eş/rler.

Hüseyin Cahit, anılarında ütopya ta-sarılarına katılan kişiler olarak göz heki-

i Esat Paşa, Hüseyin Kazım, Tevfikikret, Mehmet Rauf ve kendisini sa-ar.(S) Bu adlar arasında ise Fikret mer-ezı bir kişilik olarak görünüyor. Arka-

daşları onunla ilgili sözlerinde, sanki ola-ğanüstü birini, karizmatik bir kişiliği an la-ır gibidirler. Hüseyin Cahit'in dediği gibi,

"Fikret'in güçlü, belirgin ve ezici birişiliği vardı. Çok eski zamanlarda ol-

saydı belki adı bir peygamber diye artkuşaklara geçerdi. Daha sonraları gel-seydi bir tarikat kurucusu 0Iurdu."(6)

ii. Uzak-Ada-Ülke düşüAnı yazarlarının hepsi de, Yeni Ze-

landa'ya giderek ütopik bir koloni kurmatasarılarını ortaya atanın Fikret olduğukonusunda birleşirler.(7) Halit Ziya'yagöre Fikret,

"Ortam kendisine uymayınca hayali-ne uyabilecek bir ortam uydurmalıydı.

. Artık onun görüş ufkunda yalnız bir ha-yat alanı, bir mutluluk köşesi vardı veorada istediği gibi bir alem icat etti: Ye-şil Yurt!"(8)

Halit Ziya bu umudun peşinde önceFikret'in, ardından da öbür arkadaşları-nın sarhoş olduğunu belirtir. Anlaşıla-cağı gibi kendisi de, H. Cahit de bu ta-sarıların Halit Ziya dışında gerçekleşti-rilmeye çalışıldığını söylemektedirler.Oysa Halit Ziya da en az öbür arkadaş-ları kadar ütopik eğilimlere sahiptir. Bueğilimler hem Kırk Yıl adını verdiği ya-zın anılarında, hem de romanlarındakendini gösterir. Halit Ziya Kırk Yıl'da,çocuklarının ölümünden sonra evden,eşyadan, kendi kendilerinden ve hattayaşamdan kaçmaya çalıştığını söyler:

"Nereye gidecektik? Öyle bir yer ol-malıydı ki bizi umumı hayattan çıkar-mış, dünya ile bağlarımızı gevşeterek

hemen çözmüş olsun. Birden hatıra Bü-yükada geldi, oradan bizde kalmış öyleizler vardı ki aranan köşeye çekilmişliğinancak orada olabileceğini vaat ediyordu.Her şeyi bırakıp yaz kış yıllarca orada,kendi yalnızlığımızın içine gömülerekuyuşmaya çalışacaktık. Orada bir ev (...)temin ettim (... ) ve bütün bu işi üç güniçinde bitirmiş 0Iduk."(9)

Bu eve zaman zaman Fikret, Cenap,Hüseyin Cahit ve Mehmet Rauf da gelir.Bu buluşmalarda memleket acılarındanda, yazından da söz açılmaz.

"Yalnız bir iş vardı: Gülmek ve onunyanında daha ehemmiyetli bir iş dahavardı: Yemek ..." (10)

Hölderlin (1770-1843) de öyle diyor-du:

"Umut olmasa yaşamak da olmazdı.Dünya kazaya uğramış bir gemiye dön-müş, bundan bana ne? Beni kendi mut-lu adamdan başkası ilgilendirmiyor."(11)

Ada ütopyaların ideal mekanıdır.(12)

=C. ~ 1975, s. 116; "Birgün Fikret benigörünce, o her zamanki aşm heyecaniyle: 'Rauf,gidiyoruz!' dedi" Tarım,2001,'" birçarebuldu:BumemlekettenhicrelelmekI"Kadri, 1989, s. 34 ve Kadri, 1991, s. 61; "Fikrelsonundaburadan

... "Uşakııgi/, 1969, s.529

Page 7: Nurettin Öztürk-Bir Düşyaşam-Servet-i Fünun Ütopyaları ve Hüseyin Cahit Yalçın'ın Hayat-ı Muhayyeli

Servet-i Fünun romanında ada, gezintive eğlence yeri olarak sıkça geçer. "Za-ten 'Ada' denilince en çok akla gelen yergenellikle Büyük Ada 0Iur."(13) Servet-iFünuncular'ın da ütopik kolonilerini kur-mak için adayı, "Yeni Zelanda Adaları"nıseçmeleri ilginçtir. Buna bağlı olarak de-nilebilir ki, Türk yazınına ütopya mekanıolarak "ada" kavramı da ilk kez Servet-iFünuncular'la girer.

iii. Kalıtım ve ütopyaProf. Dr. Mehmet Kaplan, 1943 yılın-

da hazırladığı Tevfik Fikret hakkındakidoçentlik tezinde, kendi sözleriyle bütünServet-i Fünuncular'ın başını döndürenve en çok da Fikret'i sarhoş eden "Meş-hur ütopi"nin nedenleri üzerinde genişçedurmakta ve başlangıçta politik-toplum-sal yapıyı temel etken olarak göstermek-tedir:

"Servet-i Fünun edebiyatı, Abdülha-mid idaresi altında doğmuş, büyümüş veölmüş bir edebiyattır. Bu itibarla bu dev-rin kuvvetle tesiri altında kalmıştır. Ab-dülhamid'in boğucu ve korkutucu rejimi,Abdülhamid istibdadı, politik ve sosyalkonulara dokunmayı yasakladı. Abdül-hamid (...) mutlak bir istibdat mekaniz-ması kurmuştu. Böyle bir durumun bü-tün millete doğurduğu hastalık, melan-koli ve hayattan bezginlik, şüphesiz on-ların ruhunda da aynı tesiri uyandıracak-tı. (...) Servet-i Fünuncular'ın duyuş tar-zının belirli vasfı hastalık derecesine va-ran bir nevi aşırı duyarlılıktır. (... ) Fik-ret'in bir makalesinde bu hastalık şöyleanlatılmıştır: 'Edebiyatımız hasta ...' Av-rupalı siyasılerin koymuş oldukları 'Has-ta Adam' tabiri bu hastalığı bütün impa-ratorluğa şamil göstermek suretiyle vazi-yeti gayet iyi hülasa eder. (...) 'Hayal' ve'hakikat' temi. Bütün Servet-i Fünunedebiyatı bu iki tem etrafında toplanabi-lir. (...) Hayal ve hakikat temi hikaye veromanların yapılarına kadar tesir etmiş-tir. (... ) Servet-i Fünun şairi bu uçta Nir-vana'ya, ölüme kadar sürüklenir. (...) in-tihar Servet-i Fünun edebiyatında mü-him bir yer tutar. (...) Bu merhaleye gele-

13) Kavcar, 1985, s. 24714) Kap/an, 1987, s.23, 30, 32, 43, 44, 45, 101,15) Kap/an, 1987, s. 10116) Kap/an, 1987, s.22717) Kap/an, 1987, s. 260

medikleri zaman, onların duydukları hiskaranlık bir melankolidir. Bu hissin tabi-i reaksiyonları olan insanlardan kaçmak,yalnızlık arzusu, hülya ve rüya, onlarınkalemlerinin ucundan hiç eksilmeyenmevzulardır. (... ) Bütün Servet-i Fünun-cular'ın başını döndüren meşhur ütopi(...) en çok Fikret'i sarhoş etti ve gerçek-leşmeyince en derin hayal kırıklığına uğ-rayan da o 0Idu."(14)

Prof. Dr. Mehmet Kaplan, Fikret'inkişiliği ve şairliği üzerinde görüşlerini yo-ğunlaştırarak şunları söyler:

"Fikret'i realiteden koparak, ona ya-şadığı hayatı çirkin gösteren amiller ara-sında, çocukluğundan ~eri mütemayil ol-duğu hülya zevkini de zikretmek lazım-dır."(15)

Kaplan Fikret'in çocukluğa dönüş ar-zuları taşıdığı ve hatta anne karnındakihali özlediğini, onun şiirlerini psiko-ana-!izden hareketle inceleyip bilinçaltına in-menin mümkün olduğunu (16) belirttik-ten sonra, Fikret'teki gerçeklikten kaçmaeğiliminin kalıtımla ilgili olduğu sonucu-na varmaktadır:

"Sık sık istifa ederek Aşiyan'a çekil-mesi, arkadaşlarına karşı haşin davran-ması, çevresini hakir görmesi ve ondan

"... En samimi arkadaşianmin arasındasokağa çıplak çıkmış bir adam hissi ile

titriyorum; herkesin vicdant kapalı, örtüıÜ;yalntz ben çıplak ... "

Küıtürlü insanların öbürinsanlara göre daha duyarlıve alıngan olmaları doğaldır.Çünkü sanatçılık biraz dabuna bağlıdır. Yani kişilikve ortam birbirini besleyenetkenler olarak birbirinibütünleyen öğelerdir.

uzaklaşmak istemesi, benim kanaatimegöre, mizacı ve irsiyeti ile alakalıdır.Bunda istibdat devrinin de rolü olmaklaberaber, başkalarında aynı temayülleringörülmeyişi veya aynı şiddette olmayışı,esas meselenin Fikret'in şahsiyetiyle il-gili bulunduğunu gösteriyor."(17)

Burada Servet-i Fünuncular'ı ütopyakurmaya iten etkenler böylece, başta dabelirtildiği gibi ikiye ayrılmaktadır: istib-dat ve kal ıtım/kişilik.

Kültürlü insanların öbür insanlara gö-re daha duyarlı ve alıngan olmaları do-ğaldır. Çünkü sanatçılık biraz da bunabağlıdır. Yani kişilik ve ortam birbirinibesleyen etkenler olarak birbirini bütün-leyen öğelerdir. O yüzden, ütopya özle-minin altında yalnız ortamın veya yalnızkişiliğin bulunduğunu ileri sürmek hemgerçekçi olmaz, hem de olayları bir teknedene bağlamak (monizm) gibi bir yön-tem yanlışını da gösterir. Ne var ki, kalı-tım (irsiyet) gibi henüz bilim çevrelerindeyeterince aydınlanmamış bir olguyu şuveya bu yaşam etkinliğinin temeli olarakgösterirken biraz temkinli olmakta yararvardır. Çünkü özellikle ütopya özlemiaçısından kalıtım, henüz denenmesimümkün bir sav değildir. Bundan dolayı,kalıtım yerine kişilik kavramını kullan-mak herhalde daha yerinde olur.

Fikret'in aşağıda verilen mektubu,şairin ne ölçüde "zamaneden şikayet"çiolduğunu ve kişiliğinin nasıl bir memnu-niyetsizlik ile donanmış bulunduğunuçok açık olarak gösterir:

"Yeis ... yeis ... yeis ... Meyusum kar-

Page 8: Nurettin Öztürk-Bir Düşyaşam-Servet-i Fünun Ütopyaları ve Hüseyin Cahit Yalçın'ın Hayat-ı Muhayyeli

23

deşim; şiddetli bir buhran-ı infial içinde-yim, sönüyorum (...) Koca bir alem için-de yalnızım Nazif. En samimı arkadaşla-rımın arasında sokağa çıplak çıkmış biradam hissi ile titriyorum; herkesin vicda-nı kapalı, örtülü; yalnız ben çıplak (... )herkes namuslu geçinerek alçak yaşa-manın kolayını buluyor (...) Ye'simin de-recesini düşünemezsin kardeşim; kendi-mi taşlara çarpacağım geliyor. Fakat ha-ni benim hamiyet hunumla kirlenecek te-miz taş ..."(18)

Örneğine her ulusun edebiyatında,her yer ve zamanda rastlanabilecek olanbu sözler, ancak Fikret'in yaşadığı ortamve Fikret'in şairce duyarlılığı konusundaışık tutabilir. Ancak, bazı coşkulu anla-rında herkesin ortaya koymaya çalışabi-Ieceği bu tür duyguları Fikret'in başarılıbir dille anlatmış olması ne onu suçlamanedeni olabilir; ne de atalarının yapı veyaşayışlarını bağlar. Sanatçı yalnızcakendinde olanı anlatırken bile gerçektediğer insanlarda olanı aydınlatmaya ça~IIŞır. Okuyucu böylece yapıtta kendin-den bir şeyler bulur ve sanatta özdeşimdenen olay gerçekleşir. O nedenle, sa-natçı yazarken de, yaşarken de, kamuvicdanının göstergesidir. Sanatın beşerıoluşu da bundandır.

LV. Anı labirentlerindeyiten cennet

Bu aşamada, Servet-i Fünuncular'ınütopya tasarılarını tek başına istibdat, ki-

Sanatçı yalnızca kendindeolanı anlatırken bilegerçekte diğer insanlardaolanı aydınlatmaya çalışır.Sanatçı yazarken de,yaşarken de, kamu vicdanınıngöstergesidir. Sanatın beşerToluşu da bundandır.

Mehmet Rauf Bey(1875-1931)

şilik veya kalıtıma bağlamak yerine baş-ka bir olasılık üzerinde düşünülebilir. Yu-karıda, konuyla ilgili anı yazarlarının, ikitemel görüşü vurgulanmış idi. Bunlardanbiri istibdadın ütopya tasarııarına yol aç-tığı, diğeri de ütopya girişimlerinin mer-kezinde Fikret'in yer aldığı görüşüdür.Dört anı yazarı da bu konuda görüş bir-liği içindedir. Mehmet Kaplan da H. Ca-hit'in Kırk Yıl ve Edebı Hatıralar'ını esasalarak topluluğun ütopya tasarıları üzeri-ne görüşlerini bildirmiştir. Onun, dahaçok Kırk Yıl'a itibar ettiğini gösteren birhusus vardır ki, o da H. Ziya'nın Yeni Ze-landa'ya güç için kullandığı ve hem Fik-ret'e hem de diğer topluluk üyelerinekarşı yönelttiği "sarhoş" nitelemesiniKaplan'ın da kullanmış olmasıdır.(19)Burada düşünülmesi gereken, anı ya-zarlarının Fikret'in ölümünden çok sonrave art arda anılarını yazarken gerçeği nedenli yazıya döktükleri, ne denli "anı ka-rartması" yaptıkları sorusudur.

Yayımlanışlarına göre anılar şöylesıralanmaktadır:

1-Mehmet Rauf, Yeşil Yurt Hikayesi,1927

2-Hüseyin Kazım Kadri, Tercüme-iHayat Yahut Aileme Yadigar, 1929

3-Hüseyin Cahit Yalçın, Edebı Hatı-ralar, 1935

Ha/i! Ziya UŞAKLlGiL(1867-1945)

4-Halit Ziya Uşaklıgil, Kırk Yıl, 1936Bir kere bu anıların hepsi de Cumhu-

riyet döneminin ilk evresinde, Atatürk'ünsağlığında yazılmışlardır. Aralarında hiç-bir çelişme yoktur. Dördü de Fikret'i, bubüyük ölüyü, "hayırla yad etmektedir".Dördünde de istibdat karşıtlığı temel et-kendir ve hatta Mehmet Rauf'un bu ko-nudaki anısı bir psikolojik ifade olmakbakımından ancak "gülünç" sözcüğüylenitelenebilir. Bütün bunların düşünceyigötürdüğü yer, Fikret üzerinde geç kal-mış bir idolleştirme yaparak bir yandangörünüşte onu yüceltirken, bir yandanda ülkenin esenliğe çıkması için çalış-mak yerine uzakta bir yerlere kaçarakkendini kurtarmak suçlamasından kur-tulmak ve böylece bir "günah keçisi" du-rumuna getirilen Fikret'e bu suçu yükle-mek varsayımıdır. "Yüceıtirken batır-mak"; işte kuşkulanılması gereken olası-lık budur. Bu olasılık, anııarda geçen ba-zı noktaların benzerliğini yoklamayı zo-runlu kılmaktadır.

Anılarda geçen benzer noktalararaştırıldığında, örneğin Hüseyin Cahitile Mehmet Rauf'un, doğrudan kendi ki-şilikleriyle ilgili olarak "kaçma" bezeğinivurguladıkları görülmektedir.(20) Benze-şen başka bir bezek de, Hüseyin Cahitve Halit Ziya'nın Yeni Zelanda'ya kurula-

18) Akrel bu mekıubu 2 Şubal 1314 (1898)'te Süleyman Nazif'e göndermişIir. 1 Eylül 1333 tarihli Muallim dergisinde yayınlanan mektubu biz şu kaynakta gördük:"Türk Edebiyatında Mektup: 1964, s.464-465 ve Kemalettin Şükrü, 1931, s.42; Bu mektubu yazdığı sıralarda Akret bir kaç kez gözalflna alınmıştı.19) Krş. Uşak/igil, 1969, s. 530 ve Kaplan, 1987, s. 101

20) "Ahmet Şuayip ile cuma günlerinin en sıcak sohbetlerinden birini de Avrupa 'ya kaçma konusu doldururdu. 'Gitmek' değil 'kaçmak' diyorum. Kaçmak .. Belki biryol bulunabilirdi." Yalçın, 1975, s. 61; ve "birkaç kere kendi kendime bin tehlikeyi göze alarak memlekeUen kaçmak üzere leşebbüslerim bile olmuşlu." Mehmet Rauf,1997, s. 67,' Tanm, 2001, s. 102; Kutlu, 1981, s. 155

Page 9: Nurettin Öztürk-Bir Düşyaşam-Servet-i Fünun Ütopyaları ve Hüseyin Cahit Yalçın'ın Hayat-ı Muhayyeli

cak ütopik koloni yaşamı için "cennet"benzetmesini kullanmasıdır.(21) OysaFikret'e göre cennet, güzel vatandı r,başka bir şey değil:

"...senin bugünCennet kadar güzel vatan ın var, şugördüğünZümrüt bakışlı, inci şetaretli kızcağızKimdir, bilir misin? Vatanın ... " (Ferda)

Anıların, Fikret hakkında yüzde yüzdoğru bir ruhı portre çizmeye uygun oL-madığını düşündüren hususlardan biride, Yeni Zelanda'ya gitme niyetinin, son-radan Hüseyin Cahit tarafından "sosya-listçe bir girişim" olarak gösterilmeye ça-Iışılmasıdır. Hüseyin Cahit, 1924'teki biryazısında, ruhunda taşan hürriyet vemüsavat aşklarıyla komünist, sosyalistolduğunu ileri sürer.(22) ii. Meşrutiyet'iilan ettiren ilkelerin de, kaynağı FransızDevrimi olan "hürriyet", "adalet", "uhuv-vet" ve "müsavat" (liberte, justice, frater-nite ve egalite) olduğu düşünülürse; builkeleri savunmakla komünist veya sos-yalist değil, olsa olsa Jakoben olunur.

Öte yandan yine Hüseyin Cahit, 1937'deşunları yazmaktadır:

"Gizli gizli okuduğumuz Utopie, Citede Soleil gibi eserler, bizim ruhlarımızda'senin', 'benim' düşünceleri olmadankardeş gibi, hakiki bir insan gibi bir ara-da yaşamak ve temiz bir sosyete teşkiletmek fikirlerini uyandırmıştl ..."(23)

Hüseyin Cahit'in adını andığı yapıt-lardan ilki, Thomas More'un ünlü Uto-pia'sı, ikincisi de Tommasso Cam panel-la'nın Civitas Solis (Güneş Kenti)'idir. ikiyapıt da, ütopya edebiyatının klasiği ol-muştur. Birincisi ingilizce, ikincisi ital-yanca olan iki ütopyayı da Hüseyin Ca"hit'in Fransızca adlarla anması, geneldeServet-i Fünuncular'ın Fransızca veFransız kültürü ile ilgileri düşünüldüğün-de, bu yapıtları okuduğunun/okudukları-nın kanıtlarından biri sayılabilir. Toplulu-ğun ütopik koloni tasarısının, HüseyinCahit'in belirttiği gibi kardeşçe, insancave temiz bir toplum oluşturma amacınıtaşıması da diğer bir destektir. Ancak, iti-raz noktası H. Cahit'in yukarıda verilen

Thomas More'un Utopia'sı ile Tommaso Campanella'mn Civitas Solis! (Güneş Kenti)ütopya edebiyatmm klasiği olmuştur.

sözlerini sorgulamayı gerektiriyor:1-Hüseyin Cahit, olaydan çok sonra

ve Fikret'in ölümünün üzerinden yıllargeçtiği zaman, tasarıları hakkında sos-yalist düşünceye uygunluk doğrultusun-da açıklama ve yorumlar yapmıştır.(24)Bu bağlamda, onun sosyalist, komünistolduğu yolundaki kendi sözleri daha ön-ce anıımıştı. Orada da belirtildiği gibi, birkere Hüseyin Cahit'in belirttiği ve bağ-landığı ilkeler bu ideolojilerin ilkeleri de-ğildir. M. Fuat, bazı incelemelerin, YeniZelanda tasarısını ütopyacı sosyalistle-rin özlemlerine benzettiklerini, ama elde-ki yazı ve şiirlerin bu tür bir yargıyı doğ-rulayan ipuçları vermediğini belirtir.(25)Sertel de bu arayışların temelinde sos-yalist veya Marksist görüş aramayı, Fik-ret'i benimsemediği düşüncelere sahipgöstermek için sarf edilmiş fazla bir gay-ret olarak görür.(26) Ona göre, Yeni Ze-landa hayalini bir sosyalizm olarak kabuletmek saçma 0Iur.(27) Dolayısıyla, Hü-seyin Cahit'in bu yoldaki sözlerini, Ser-vet-i Fünun sonrası düşünce gelişimininve değişiminin yansımaları, uzantılarıolarak görmekte yarar vardır. Zaten on-dan başka hiçbir anı yazarı böyle açıkla-ma ve yorum yapmamıştır. Servet-i Fü-nuncuların adını andığı, yararlandığı veetkilendiği Batı yazarları arasında daMore ve Campanella adları yoktur.(28)

2-Mehmet Rauf, anılarında, göz he-kimi Esat Paşa'nın evinde, yazınla uğ-raşmamalarına karşın ülkenin durumun-dan yakınan ve içlerinde zengin kişilerinde bulunduğu bir dost grubunda, bütünyakınlarıyla birlikte başka bir ülkeye göçetme dileğinin görüşülüp karara bağlan-dığını, Fikret'ten aktararak anlatır. Butoplantıda H. Cahit de vardır. Ancak,orada bulunmak dışında bir etkiden sözetmez. O zamanlar M. Rauf, Tarabya ka-rakol gemisinde ikinci kaptandır. Gemi-nin görevi, yazın o sulara gelen elçilikgemileri ile aradaki protokol işlerini dü-

21) Krş. Uşaklıgil, 1969, s. 530 ve H CaM/n H Kazım'la ilgili yazısı: Kadri, 1991, s. 922) 1924 larihliyazıyl anan: Huyugüzel, 1984, s. 6; Huyugüzel, 1982, s. 16 ve Yücebaş, 1960, s. 1023) Anan: Huyugüzel, 1982, s. 4724) Huyugüzel de H Cahit/n yorumlan doğrultusunda görüşler ileri sürer. Bkz. Huyugüzel, 1982, s. 4725) Memet Fuat, 1979, s.27; Memet Fuat, 1995, s. 3226) Sertel, 1969, s. 15327) Sertel, 1969, s. 15528) Bkz. Akyüz, 1982, s. 117; Şevket Süreyya da H CaM/ 1934'le Meşrutiyetçilik, Cumhuriyetçilik, diL, edebiyat, kadm haklan, toplumsal reformlar, inkllapÇlllk, mil -liyetçilik, halkÇıilk, dinde reform gibi her türlü yeni düşüncenin öncüsünün kendisi olduğunu ı/eri sürmesi nedeniyle eleştirmiştir. Bkz. Şevket Süreyya, 1933, S:33,s.37-44

Page 10: Nurettin Öztürk-Bir Düşyaşam-Servet-i Fünun Ütopyaları ve Hüseyin Cahit Yalçın'ın Hayat-ı Muhayyeli

zenlemektedir. Bu sayede M. Rauf Fran-SiZ, ingiliz, Alman, Rus ve italyan subay-larıyla dostluklar kurar. Özellikle ingilizelçilik gemisi imojen'in süvarisi KaptanBeyn çok samimi dostudur. Fikret,Beyn'den yardım istemesini önerince M.Rauf, Beyn'e açılır. Kaptan Beyn, YeniZelanda'da çok verimli topraklar olduğu-nu, iklimin, hava ve suyun güzelliğini an-latır. M. Rauf isterse, göçmen kuruluşu-nun broşürlerinden getirebileceğini, oku-yup ona göre karar vermelerini söyler.Sonunda bu broşür gelir. Hüseyin Cahit,M. Rauf'un bu sözlerini doğrulamaktadır.Bundan sonrası için Hüseyin Cahit, bro-şürü Mehmet Rauf'un ingilizce'den çevi-rerek kendilerine anlattığını belirtir. Onagöre de göç düşüncesini tutmayan he-men hemen hiç kimse yoktur. Esat Pa-şa, Ankara'daki Büyük çiftliğini satıpmasraflarını karşılayacağına söz verir.Hüseyin Kazım ise bu aşamada, Fik-ret'in Yeni Zelanda'da kuracakları "YeşilYurd"un mukayvadan bir maketini yaptı-ğını ve yalnız evli veya evlenecek olan-ların gitmesini önerdiğini eklemektedir.Tasarının sonuçsuz kalmasını H. Cahit"barut bulamadık" diye açıklamaktadır.Esat Paşa çiftliği ni satamamıştır. M. Ra-uf ise, kötü ihtimallerin giderek daha çokkonuşulması nedeniyle yavaş yavaş ka-tılacak olanların işten soğuduğunu söy-ler. Soğumayan, ona göre Fikret, H. Ca-hit ve kendisidir. Halbuki H. Kazım vaz-geçme nedeni olarak Fikret'in evindekibir görüşme sırasında arkadaşlarındanbirinin Fikret'ten rakı istemesi üzerineşairin üzülüp kırılmasını ve kötü davran-masını göstermektedir. "Yeşil Yurd" hül-yası bu yüzden silinip gitmiştir. Herhaldevazgeçmenin nedeni bu denli küçük birolay değildir, Esat Paşa'dan hiç söz et-meyen H. Kazım belki de, çiftlik satmaişini ve sonucunu bilmekte; bunun içinvazgeçmeyi Fikret'e yüklemektedir. ileri-de Manisa'da çiftçilik yapma kararınıFikret'e açtığında, onun H. Cahit'in deatılımıyla Yeşil Yurt tasarısını buradaurmak hayaline kapıldığını söylemesi

ise; soğumayanların Fikret, Cahit ve

25

kendisi olduğunu söy-leyen M. Rauf'u doğru-lar. Öyleyse, Yeni Ze-landa tasarısı Fikret'inkişiliği nedeniyle ger-çekleşmemiştir dene-mez. Baş neden parasorunu ve H. Cahit'indeğindiği "Meşrutiyetilan edilirse geri dönüı-meli mi?" tartışmasıdır.H. Cahit, 1935'te, ken-disinin böyle bir du-rumda dönme kararın-da olduğunu, Fikret'inise bunu sonra görüş-mek düşüncesini ortaya attığını açıklar.Herhalde Fikret de yıllar sonra anılarınıyazsa başka bir görüşle H. Cahit'in kar-şısına çıkabilir veya onu doğrulayabilir-di. Ama artık Hüseyin Cahit'in iddiasınıbu yolla denetleme imkanı bulunma-maktadır.

is!ibda! döneminde A'krel'in duygularmı "ftrtmalar" ileanla/!ığı bir çalışması.

V. Okyanustaki Ada-Ülke'denAnadolu'daki iç~Ülke'ye:Yeşil Yurt ütopyası

Yeni Zelanda'ya gitme tasarısı ger-çekleştirilemeyince, Hüseyin Kazım yenibir öneri getirir. Daha önce babasınınManisa'ya bağlı Tepecik köyünde aldığıçamlık arazi üzerinde yerleşebilecekleri-ni bildirir. H. Cahit köyün adını Sarı Çamolarak anmakla birlikte; kendisi, Fikretve H. Kazım ile aileleri dışında başkakimsenin buraya gitmeyeceğini belirt-mek bakımından H. Kazım'la birleşir.Buna karşılık M. Rauf, Hüseyin Kazım'ın

Mehmet Rauf, Servet-iFünuncuların ütopik kolanikurma tasarılarının adını YeşilYurt olarak koyan kişininHüseyin Cahit olduğunu yazar.Ancak, Yeşil Yurt adına yapıtveren kişi Fikret'tir.

öneriyi bütün topluluğa getirdiğini; "Amabunu gerçekleştiremedik" cümlesi ile debuna herkesin katıldığını ve başarısızlı-ğın da yine herkese ait olduğunu ortayakoyar. Yeni Zelanda tasarısının yürüme-sini M. Rauf gibi kötü olasılıklara bağla-yan Halit Ziya da, Manisa tasarısına ka-tılanları sınırlamaz.

"Üç beş, on yirmi, bu hülyanın arka-sında gidecek kaç tane çıkarsa o kadaraile buraya gidecek, çiftlikte saflık, kar-deşlik, samimllik mayalarıyla yuğrulmuşbir cemiyet kuracaklardl."(29)

Hüseyin Cahit, Fikret'in kurşunka-lemle burada yapılacak köşkün bir planı-nı çizdiğini anar. Ortada büyük bir salonvardır. Burası hem yemek, hem de otur-ma odası olacaktır. Fikret, salonu nasıldöşeyeceklerini bile düşünür. H. Kazım,anılarında kendi yol tezkeresini H. Ca-hit'e verdiğini, onun gidip köyü gördüğü-nü ve dönüşte buranın fotoğrafını getir-diğini anlatır. H. Cahit fotoğraf konusudışında bu bilgiyi doğrular. Her ikisi de,Manisa tasarısından Fikret'in vazgeçtiği-ni ileri sürmektedirler.(30) Bu savı Meh-met Rauf ve Halit Ziya'nın anılarıyla de-netlemek mümkün değildir. Çünkü onlarbu konuda bilgi vermezler, açıklama veyorum yapmazlar. Ancak, Mehmet Ra-uf'un "bunu da gerçekleştiremedik"(31)biçimindeki sözleri ile "Fikret vazgeç-ti"(32) demek arasında çok büyük birfark olduğu da açıktır.

29) Uşaklıgil, 1969, s. 53030) Krş. "Fikre17n böyle luhaf/ık/an vardtr. Kim bılir ne gıbi bir düşünceyle niyetinden vazgeçli ve kabahali H. Kazıma bulmak isledi. "Yalçm, 1975, s. 119 ve: "Bir hayligünler düşündü ve neticede bu hülyadan da vazgeçtP" Kadri, 1989, s. 35 ve Kadri, 1991, s. 63; Görüldüğü gibi H. Kazım Rkre17n kendtsini suçladığmı söylemiyor.31) Kutlu, 1981, s. 15632) Bkz. 30. dtpnot

Page 11: Nurettin Öztürk-Bir Düşyaşam-Servet-i Fünun Ütopyaları ve Hüseyin Cahit Yalçın'ın Hayat-ı Muhayyeli

--r----ı-------

Mehmet Rauf, Servet-i Fünuncularınütopik koloni kurma tasarılarının adınıYeşil Yurt olarak koyan kişinin HüseyinCahit olduğunu yazar. Ancak, Yeşil Yurtadına yapıt veren kişi Fikret'tir. M. Rauf,bu tasarıdan çıka çıka "Rubab-ı Şi kes-te'nin ancak bir sahifesini kaplayan bir'Yeşil Yurt' manzumesi çıktı"ğını söyler-ken, Hüseyin Cahit de kendi deyimiyleFikret'in "tuhaf"lığına çok uygun düşenşu yorumla, "Başka Dünyalar Hülyası"adını verdiği bölümü bitirir:

"Gel ey berid-i perestide ... diye dize-ler söylenmiş, sabırsızlıkla geri dönme-mi beklemiş. Sonra girişimden vazgeçin-ce 'Sen de gittin, senin de arkandan' di-ye gözyaşları dökmüştü. Sanki bütün gi-rişimin amacı bu iki şiiri yazmakmış gibioldu."(33)

VI-Ağaçlara değil ormanabakmak: Anı karartmalarınıusla aydınlatmak

Bu karşılaştırma ve kesin bir sonucaulaşmaktan çok kuşku uyandıran nokta-lar ile soru işaretleri üzerindeki açıkla-malardan sonra, şu olasılıklar ağırlık ka-zanmaktad ir:

a-Ütopya tasarılarının altında tek ba-şına istibdat, irsiyet veya kişilik yoktur.

b-Tasarının bulucusu olarak yine tekbaşına Tevfik Fikret'i ve onun kişiliğini,hele kalıtımını görmek ise, Esat Pa-şa'nın konağında ortak karar alan kişile-ri yok saymak olur.

c-Yeni Zelanda tasarısı Fikret'in kap-risi veya "tuhaf kişiliği" nedeniyle değil,Esat Paşa'nın çiftliğinin satılmaması ne-deniyle gerçekleşmemiştir.

ç-Bu tasarıların oluşturulmasında neütopya klasikleri, ne de sosyalist-komü-nist yapıt veya etkiler söz konusudur. Ta-sarı kendiliğinden ve iç gelişmeler sonu-cu ortaya çıkmıştır. Bu nedenle H. Ca-hit'in sonradan bu etkilerden söz etmesi,gerçekte konuyla bağlantısızıdır; H. Ca-hit'in bu sözleri kendi düşünce sorunla-rıyla ilgilidir.

d-Manisa'ya gidecek kişiler konu-sunda M. Rauf'la H. Cahit ve H. Kazım

'RÜBAB;{SiK~-STE'

arasında farklılık vardır.e-Manisa tasarısından vazgeçme

konusunda da sorumluluğun herkeseveya yalnızca Fikret'e ait olduğu konusuyine M. Rauf ile öbür iki anı yazarı ara-sındaki başka bir farklılıktır.

f-Fikret'i "peygamber" gibi gösterende, "tuhaflıklar"ı olduğunu söyleyen deH. Cahit'tir. Hüseyin Cahit yukarıda dabelirtildiği gibi, Yeni Zelanda'dan geri dö-nüş konusunda Fikret'le "anlaşmazlık"içindedir. SonradanMeşrutiyet ilan edilince,"dargın" olduğu H. Ca-hit'e bir gazete çıkarmaönerisinde bulunmaküzere H. Kazım'ı gön-deren Fikret ile HüseyinCahit arasındaki bu "an-laşmazlık" daha keskinbir duruma gelmiş olma-lıdır. Çünkü gitgide bek-lentilerin aksine istibdatbenzeri bir yönetim an-layışına kayan ittihat veTerakki'ye karşı Fikretçok kesin ve açık birkarşı tutum takınırken,Hüseyin Cahit bu cemi-yetin -deyim uygunsa- "kalemşor"üolur.(34)

g-Halit Ziya baştan beri ütopya tasa-rılarının dışındadır. Mehmet Rauf iseManisa tasarısının dışındadır, o yüzdentanık olmadığı bir konuyla ilgili anıları H.Cahit ve H. Kazım'ın anılarından farklı-dır.

ğ-Anısını M. Rauf'tan sonra yazanH. Cahit de her ikisini birden okumuştur.Bu nedenle sonra yazan, önce yazanagöre anılarını "onarmıştır". En son anıyazan H. Ziya da öncekilere bakarakütopya tasarıları ile ilgili anılarını yaz-mıştır. Ancak konunun baştan beri dışın-da olduğu için, onarım yerine süslü birsöylemi yeğlemiştir.

h-Anılardaki Fikret'le ilgili yorumlar,sonraki yapıtlar üzerinde de bazı etkilerbırakmıştır. Bu yüzden, anılardaki Fikretile gerçek Fikret'in ruhi' portresi arasında

fark bulunabileceğini ciddi olarak düşün-mek gerekir.

ViI. Fikret'in Yok-Ülke ağıtlarıYukarıda genişçe ve karşılaştırmalı

olarak üzerinde durulan ütopya tasarıla-rı yalnızca yaşanmış girişimler düzeyin-de kalmamış, topluluğun sanat yapıtla-rında da yansımalarını bulmuştur. Anılardışında bu konuda kalem oynatanlar,Fikret ile H. Cahit'tir. Fikret'in şiirleri, ge-

nel olarak onun üto-pik eğilimlerini ortayakoyacak niteliktedirve tek başına bu giri-şimiere bağlanamaz.Rubab-ı Şikeste'deyer alan şiirin bir kıs-mı, şairin "başka dün-yalar hülyası" ile ilgili-dir. Bunlar içinde de,daha yapıtın başındabulunan Süha ve Per-vin ile; ütopya özlemi,doğa ve deniz misti-sizmi, pastoral görün-tü ve pitoresk (resim-si) beğeninin kucak-laştığı Yeşil Yurt, Bir

Mersiye, Bir An-ı Huzur, Ömr-i Muhay-yel, Ne isterim, Aşiyan-ı Dil, Nakş-ı Na-zenin ve Beri'd-i Ümmi'd adlı şiirler dikka-ti çekmektedir. Bunlar dışında örneğinHasan'ın Gazası gibi epik bir şiirde bileütopik eğilimlerini dile getirmiştir: "...eski,fakat şairane, asude,/ Yeşil bir ormanahem-saye bir küçük belde ..."

Tevfik Fikret, derin ütopik özlem veeğilimleri olan bir şairdir. Şiirlerinin pekçoğu bu özlem ve eğilimleri yansıtır. Buçalışmada o türden şiirlere üç değişikaçıdan yaklaşılmaya çalışılacaktır:

1-Topluluğun tasarıları ile ilgili ola-rak,

2-Doğaya dönük olmak bakımından,3-Geleceğe dönük olmak bakımın-

dan.ilk maddenin bağlamına giren şiirler

burada, ikinci ve üçüncü maddenin bağ-lamına giren şiirler de kendi bölümlerin-

33) Yalçın, .1975, s. 119; Servel~i Fünun'daki yazi/arl için para almayan arkadaşlarının para almasım sağlayan, para almamalarim haksızlık sayan, genel ka1JlJmlaalınan Yem Zelanda tasarısıyla ilgili ortak karara uyan, bekar/arln bile ka1JlJmlnl istemeyen Fikret'in hem tek başına tasarldan vazgeçmesi hem de ardından gözya~ıdökmesı bızce yalmz H Cahit'in ani/arlndaki bir çelişkıdir. ,,.34) Akret de H Cahit araslndakibu dargınlığa Yakup Kadri de ani/arında değimi: Bkz. Karaosmanoğlu, 1969, s.283

Page 12: Nurettin Öztürk-Bir Düşyaşam-Servet-i Fünun Ütopyaları ve Hüseyin Cahit Yalçın'ın Hayat-ı Muhayyeli

27

:.'" ayrı olarak ele alınacaktır. Çalış--~ işilerden çok konuya ağırlık ver-- ~i için böyle bir ayrıma gidilmiştir.

Tevfik Fikret, içten ve güzel bir şi-. e bahar özlemini ve baharla bir-

e üzüntülerden kurtulma dileğini'" la·ır. ister ki bütün yönleriyle dünya_eğişip cennete benzesin. Bahar ge-

. ortalık gülle dolar, çevreyi sevinç,eşe ve uyum sarar. Ufuk ağaçlarla·slenir. Bülbül ötüşleri doldurur orta-- ı. Ne var ki, kış bitip bahar geldiği,ece bitip gündüz olduğu halde şairin

- üntüsü eksilmek bilmez. Hatta şai-. duyu organları çevreyi olduğu gibi

2.lgılarken, duyguları görüntüyü tam-ersine yorumlar. Şairin duygularına

• re ortalık gamlı, karanlık, soğuk birezarlık gibidir. Göklerde uğursuzluk

egemendir. Duyulan sesler ise hep yakı-ıştır. Çiçekler açık yaraya benzer. Ruhu

! ranlık ve soğuk gece boğmaktadır. Şi-şu trajik soruyla sona erer:

"Bu leyl artık nehar olsun diyordum;Bahar olsun, bahar olsun diyordum;Bahar olmaz bugün bundan mutar-

a...Niçin kesilmiyor hala melalim,Niçin şad olmuyor gönlüm, haya-

tim?"Ütopyacı eğilimin insan-dünya kar-

şıtlığını en yoğun biçimde sergilediği ör-eklerden biri olan bu şiirde iki temelarlık vardır: Çevre ve şair. Çevre deği-

şirken, şairde hiçbir değişme olamaz.Bununla birlikte, değişen çevrenin içindeeya şairin yanında başka insan ya da

insanlar yoktur. Bu önemli bir noktadır.Doğal çevredeki en uç değişiklik bile şa-iri mutlu etmemektedir. Şairin toplumçevresinden ve onun değişmelerindensöz etmemesi anlamlıdır. Çünkü şairRobinson Crouse gibi tek başına bir yal-

ızlığın peşinde değildir. Onun dost çev-esine ve dostların bağlılığına ne denli

önem verdiği bilinir. Yukarıda anılanmektubunda, dost çevresinin de istediğigibi olmadığı için kendisini derin bir·züntüye sürüklediği görülmekteydi. Öteyandan Yeni Zelanda ve Manisa tasarı-larında da yine tek başına değil, dostla-

Romantik akım ve pastoral şiir etkilerinin yoğunolarak görüldüğü şiir/erindeki özlemi Fikret,küçük çapta da olsa 19D5'te inşa ettirdiği

Aşiyan 'da gerçekleştirmiştir.

rıyla hep beraber kurulacak ütopik birkoloni topluluğunun yer aldığı belirtilmiş-ti. işte Tevfik Fikret, gerek şiirlerine, ge-rekse davranışlarına yansıyan bir top-lumsal ahlakı benimsemişti. Yeni Zelan-da ve Manisa tasarıları üzerine anılarınıyazanların da belirttiği gibi bu arayışınaltında insanca ve kardeşçe, kavgasızve zulümsüz yaşama özlemi bulunmak-tadır.

Fikret'i merkezinde insan bulunan birdünya görüşünün öncüsü yapan şiirlerede yine Rubab-ı Şikeste'de rastlanmak-tadır. Örneğin insanı her şeyin ölçüsüyapan "Gökten Yere" şiiri buna en uygunörneklerden biridir. Ziya Gökalp, "TevfikFikret ve Rönesans" başlıklı bir yazısın-da şairi Türk Rönesans'ını tamamlamagörevini hakkınca yerine getiren biri ola-rak gösterir. Ona göre Fikret'in çağdaş-

Fikret, özgür istenciyletoplumu kuran birey-insanlarkuşağının doğmasınıbekliyordu. Bu yeni insan,yeni toplum ve yeni 'ethos'uoluşturmanın yolunu Fikret,"Yeni Mektep" tasarısıylabulur.

larından daha çok insancı ve insani-yetçi olması bu konuda içten bir in-sanca sahip olmasındandır. Fikret,edebiyatımızı insanclllaştırmıştır.(35)işte şairin sevinç ve üzüntülerinin,bahara rağmen melalinin kaynağı, buinsanca yaşama tutkusudur:

"Sen zanneder misin ki, benimhep elemlerim?

Heyhat! Ben nevaib-i eyyamı in-lerim."

Fikret, özgür istenciyle toplumukuran birey-insanlar kuşağının doğ-masını bekliyordu. Bu yeni insan, ye-ni toplum ve yeni 'ethos'u oluşturma-nın yolunu Fikret, "Yeni Mektep" ta-sarısıyla bulur. Sonradan AbdullahCevdet ve Kılıçzade Hakkı gibi Batı-

cıların ortaya attığı Batılılaşma Progra-mı'na düşünsel öncülük ettiği söylenebi-lecek olan bu Yeni Mektep tasarısı, Fik-ret'in yeni insan, yeni toplum ve yeni et-hos yaratma amacını pek kırık dökük birbiçimde ve sayılı maddelere bağlayarakgerçekleştirmeyi isteyen bir bildiri metni-dir.(36)

Fikret'in ütopik eğilimli şiirlerindeüzerinde önemle durduğu bir bezek, eşya da aile kavramıdır. Yaşamında da bukavrama büyük önem veren şair, kur-mak istediği mutluluk ülkesinde hiçbirzaman yalnız kalmak istemez. Çok sevi-len bir eş mutlaka yanındadır. Bu birlik-telik genellikle kuşlara ve kuş yuvasına(Aşiyan-ı Dil, Ömr-i Muhayyel, Ne iste-rim?) benzetilir. Köy, orman, göl ve deredoğal çevreyi oluştururken, psikolojik at-mosfer sükunetle (Bir An-ı Huzur, YeşilYurt, Ömr-i Muhayyel, Süha ve Pervin,Bir Mersiye) kaplıdır. "Her yer bu süku-netle hem-aramiş-i cenneL" (Bir An-ıHuzur).

Romantik akım ve pastoral şiir etkile-rinin de yoğun olarak görüldüğü bu şiir-lerdeki özlemi Fikret, küçük çapta da ol-sa 1905 yılında Aşiyan'ı inşa ettirerekgerçekleştirmiştir. Bu gerçekleşmeninyurt dışında değil yurtta Mehmet Kap-lan'ın dediği gibi, "memleketin dışındadeğil içinde" oluşuna dikkat edilmeli-dir.(37)

35) Aktaran: Kurdaku/, 1976, s. 46536) Bkz. Kavcar, 1972, C. V,S:3/4, s. 11-136 ve DeligönüL, 1986, S:8137) Kaplan, 1987, 5.117,' Ayı/ca konunun "HayalŞiirleri"başlığı altmda kısa bir özeti Için:Kaplan, 1986, 5.17-18; Buradaki bılgıler, önceki kaynağm kısaltılmışıdır.

Page 13: Nurettin Öztürk-Bir Düşyaşam-Servet-i Fünun Ütopyaları ve Hüseyin Cahit Yalçın'ın Hayat-ı Muhayyeli

Viii. Bir Uzak/Yok-ÜlkedekiDüş-Yaşamın öyküsü: HüseyinCahil'in Hayal-ı Muhayyel'i

Yeni Zelanda tasarısının Servet-i Fü-nun düzyazısına yansıması da, HüseyinCahit'in Hayat-ı Muhayyel adlı öyküsüile olmuştur.

Yeni Zelanda'da ütopik bir koloni kur-ma girişiminin yapıldığı 1898 yılının so-nunda yazılan Hayat-ı Muhayyel, içindeyer aldığı öykü kitabının da adıdır.(38)

Öykünün ilk sözleri egzotik bir hazzıdile getirir:

"Bu şimdiki alemlerden pek uzaklaragitmiştik."

Arkasından, mekan kavramının yeri-ni zaman alır ve uzaklara gidildiğindegeride bırakılan, eski mekan değil za-man olur:

"Mazi ile aramızda (...) büyük deniz-ler vardı".

Yazarın her şeyi kalplerini, duygula-rını ve hatta yıldızı i göğü, yeni diye nite-Iemesi de anlamlıdır. Çünkü ütopya ye-ni, uzak ve başka bir gelecek özleminianlatmak demektir. Hüseyin Cahit'in ya-zın anılarındaki Yeni Zelanda ve Manisatasarıları ile ilgili bölüme "Başka Dünya-lar Hulyası" adını vermesi de bu ütopyaözlemi ile bağlantılıdır. Yine ütopya orta-mını bütünleme açısından dikkat çekendiğer bir öge de, klasik ütopya mekanıolduğu daha önce vurgulanmış bulunan'ada'nın, Hayat-ı Muhayyel öyküsündekullanılmış olmasıdır. Bu ada coşkundalgalar ve kayalıklarla çevrili olduğuiçin, her yönden korunaklıdır. Yazar "ta-biat-ı muhi'te" yi "valide-i müşfika"yabenzetir. Çevrede uyum vardır. Bu ortamserbestçe ve insanca yaşamak arzularıverir.(39) Yukarıda belirtildiği gibi, Fikretde aynı bezekleri işlemiştir. Mazi-Ati,Ferda gibi şiirlerinde yüzünü keskin birtutumla geleceğe döndüren şair, H. Ca-hit gibi yeniden ve yeniliklteceddüt'tenyanadır. Nef'T için yazdığı dizelerde ise,"başka bir zemin ve zaman, bir alem-i la-

hut-nişan" arayışını dile getirir. Doğasevgisini de, göl, dere, çamlık, orman veköy betimlemeleri ile göstermiştir.

Hayat-ı Muhayyel'de, Yeni Zelandatasarısına katılanlarca "onsuz olmaz"kurum olarak görülen aile de önemli yertutar. Hatta aile bu adadaki ütopik köykuruluşunun toplumsal temelini oluştu-rur. Aile ve eş kavramlarının üzerindeönemle durulmasında herhalde Fikret'ineş, aile ve çocuk üzerindeki ödünsüz tu-tumunun etkisi vardır. Hayat-ı Muhay-yel'de bu tutum şu cümleyle yansıması-nı bulmuştur: "Aile duygusu, bu sevgiliarkadaşlık, çalışma ve çabalama bizimutlu ediyordu."(40) Bu mutlu topluluktakararlar hep samimı tartışmalarla alınır,hizmetçi ve esir yoktur. Topluluğun bağısevgidir. Öğünlerde topluluk köyün orta-sındaki ortak binada toplanır. Her gün biraile dönüşümlü olarak yemek ve hizmetsunar. Yemeklerden sonra ortak konulargörüşülür; sorunlar çözüıür. Sonra birazpiyano çalınır.(41) Biraz şiir okunur vezamanın akışı unutulur.

Günlerden ve gecelerden sonra köybir sevinçle dalgalanır: Köyün bir çocuğuolacaktır. Herkes bu çocuğun erkek ol-masını ister. Çocuğun doğumu günübayrama çevirir. Adı köyün "defter-i ve-kayi"ine yazılır: Adem. Sonradan bu"Adem" ve "Havva"lar çoğalır, bunlarınhepsi de aslan yavrusu gibi iri, güzel vesaftır. Oğlan çocukları bahadır, kız ço-cukları da melek gibi gezer dolaşırlar.Köy de gittikçe güzelleşir. Sanki doğa buyeni insan kuşağının doğuşuna ve geli-şimine eşlik eder, adeta organikleşir. Heryer gül, lale ve yemiş ağaçlarıyla dolar.Yeni yeni şiir ve öyküler yazılır, toplantı-larda okunur ve alkışlanır.

Bu mutlu ve huzurlu yıllar birbirini iz-ler; iftetli ve verimli doğanın ortasındauygarlığın bütün gösteriş ve süslerindenarınmış bir topluluk, yeni bir insanlık do-ğar.(42)

Hayat-ı Muhayyel'de olay birinci çok-i

luk kişi ağzından, "biz" adılıyla anlatılır.Oysa Utopia'da gemici Raphael Hythlo-day, ütopya adasını dışardan biri olarakgözlemler ve "onlar" adılını kullanır. Civi-tas Solis'te de Cenovalı Kaptan'ın anla-tım biçimi Hythloday gibi "onlar"ın duru-mu üzerine kurulmuştur. Utopia'da veCivitas Solis'te yerleşim birimi kenttir.Hayat-ı Muhayyel ise "köy" üzerinde ku-ruludur. Komşusuz bir mekandır. Kom-şusuz olduğu için, anılan iki ütopyadakigibi savaş, barış, tutsaklık gibi konularayer verilmez. More ve Campenella'nınütopyalarında üretim ihtiyaç fazlası orta-ya çıkarır ve bu örneğin Utopia'da savaşiçin kullanılırken, Hayat-ı Muhayyel'deüretim iyice azaltılmış olan ihtiyaçlardanbaşka bir tatmine hizmet etmez. Bilim veteknikle ilgili çalışmalar Utopia ve CivitasSolis'te önemli yer tutarken, Hayat-ı Mu-hayyel Rousseau'nun romantik bilim,teknik, doğa ve uygarlık anlayışı doğrul-tusunda yalın ve kendine yeterli doğalyaşamı yüceltir. iki ütopyada da antik veçağdaş olmak üzere birçok yazar ve ya-pıttan söz edilirken Hayat-ı Muhayyel'deköy halkı kendi yazdıklarını okurlar. El-bette bir yazın topluluğunun ütopyasın-da bu biçimde -deyim uygunsa- edebıbencillik örnekleri olması kaçınılmazdı.Hayat-ı Muhayyel'de görülen başka biryerli beze k de doğacak çocuğun erkekolması isteğidir. Kim bilir belki de bu öy-kü yazıldığı sırada 3-4 yaşlarında olanFikret'in oğlu Haluk, Hayat-ı Muhay-yel'deki ilk Adem'in prototipini oluştur-maktadır. Aşağıdaki resimde düz taran-mış parlak saçlarıyla ve çocuk masum-luğuyla babasının sol dizine oturmuş gö-rünen Haluk ile Hayat-ı Muhayyel'deki"yanımızda uğraşan parlak saçlı sevgiliçocuk" bezeği karşılaştırmaya değer gö-rünüyor.

Utopia'da ortak yemek işleri kadınıngörevidir ve erkekler duvardan yana, ka-dınlar da ortaya açık yere otururlar. Oy-sa Hayat-ı Muhayyel'de bu görev ailece

38) Bazı değişik tarih tartışmalan için bkz. Kudret, c.1, 1979, s.237; Hizarcı, t969, s. t9,' Huyugüzel, 1982, s.3439) Sükunet kavramı da gerek Rkretrn, gerekse Hayat-I." MuhayyeIYn sonuna doğru H Cahil'in önemle üzerinde durduğu bir kavramdır. insan ister istemez, tefrikaedilirken hemen bütün Servet-i Fünuncularm düzelterek katkıda bulunduğu Saffetl Ziya 'mn Salon Köşelerinde adlı romanmı hatırlatıyor. Yazar "benim" diye övününceFikret uyanr.· "Bizim eserimiz deseniz daha doğru olurı"40) Tamlamalar aÇıldı ve anlatım yalmlaştmldı N Ö.41) "Servet-i Fünuncv/arm güzel sanatlardan en çok müziğe yer verdikleri görülür. Servet-i Fünun romanmda da piyano en başta gelen enstrüman olarak dikkatiçeker." Bkz. Kavcar, t985, s.125, t27, 188.42) Kudret, t979, s.247

Page 14: Nurettin Öztürk-Bir Düşyaşam-Servet-i Fünun Ütopyaları ve Hüseyin Cahit Yalçın'ın Hayat-ı Muhayyeli

Akrarin oğlu Haluk, Hayat-ı Muhayy.ilk Adam 'inprototipini oluşturmaktc

üstlenilir. H. Cahit, anılarında otu - -ilgili önemli bir noktaya değinir. Bre Fikret eşinin sağına oturmayı •• ?'"

Çünkü onun kalbinin bulunduğugörmek, aynı zamanda bir sevgi g- - _-ogesidir.(43) Hayat-ı Muhayyel'de -netici olmadığı gibi, yöneticinin y~: --ması gibi bir yönetim sorunu daEvlenecek kişilerin önceden tanışkonusuna değinilmediği gibi, Civi'a", ---!is'te yer alan kadın ortaklığı veyönetici olmasının daha iyi olduğ •mindeki komünal ve feminist düş"re de yer verilmez.

Hayat-ı Muhayyel'in adresi Ye-- -=..landa'dadır. H. Cahit'in deyimiyleküre-i cenubl" dedir; Utopia veSolis ise tümüyle hayali bir mek"

Hayat-ı Muhayyel'deki çocuk!duğunda adlarının ne olacağınıbelirler. Oysa Utopia'da bununla il_düzenleme yoktur. Civitas Solis':eadı veren Metafizikçi adlı baş yöne'- -Hayat-ı Muhayyel'in yeni yönlerinri de bu noktada görülür, çocuklter-i vekayi"e kaydedilir.

Son olarak bir kez daha beli _gerekir ki, Hayat-ı Muhayyel, onret'e ait manzum versiyonları vedan Yeni Zelanda tasarısı; ütopyanından ve sosyalist-komünist düş"lerden esinlenmenin bir sonucu d -

43) Yalçm, 1975, s.13944) Parel0, yapıtlart ve düşünceleri için şuKudrel de H. Cahil'in böyle bir am yamlm-"Türkçe yazıyorduk" demesi de gerçeğe uyn;:."Malum ya gençler işe inkar ıle başlar/ar:

-ESJ Cahit'in bu yoldaki yukarıda. ayrı açıklaması, diğer anı ya-

i görüş bildirmediği sözleridir.ahit'in tasarıdan yıllarca sonra

düşünce değişimleri ile ilgilidir.---; - 923'te yayınladığı Vilfredo Pare-- =. -'; Sosyalist Meslekler'in çevirisi-~ =- '-' le söylediğini bile düşünmek

-r.(44) Pareto'nun 1902 ve-:=:=~-=-ıayımladığı ve asıl adı "Sosya-

- ler" olan bu yapıt, "burjuvala-arx'ı" diye anılan bir iktisatçı-n sosyalizme bakışını sergiler.

- ~. ile yakınlık kurmuş bulunanadar sosyalist veya komü-

_Cahit de o kadar bu düşünce-ır. 1924'te sosyalist ve komü-ğunu söyledikten sonra,

- - _ e Utopia ve Civitas Solis'i Ser-cular olarak okuyup etkilen-i en H. Cahit'in 1935'te Ede-

~rı'nda ütopya edebiyatı etki-==- .'. söz etmemesi anlamlıdır. Anı-

- e -j Fünun yıllarında ise Fran-_ an çevirmeye uğraşarak baş-

Iirtmesi ve bu yapıtları adıylaiJC. u yolda bir kanıttır. Bu konu-

nuçlarıyla birlikte yanlışlana-~ ..G. 'an kabul edilen şu cümle,

-~ -- =" uncuların Yeni Zelanda, Ma-ları ve bu tasarılarla ilgili ve-

::t::e 'nde oluşan kanıyı belirtmek-

=-~-:-i Fünun ütopyası; tasarı, giri-. leriyle çağdaş Türk yazının-

=<=. - _. - ın en özgün, derneşik (koIek-=: ::;- > örnek olayı olarak nitelene-

-- =an, Modern Türk Edebiyatının Ana Çiz -J.IES Matbaacılık, 1982.

and, Sosyolojik Düşüncenin Evreleri," - -.dar), Ank., T iş Bankası Kültür Yayınlart,

Mehmel, 'Tevfik Fikret'in Eğıtim Görü .3:- ~c.-- -7 Dünyası Dergisi, 1986, S:81.=- ~ - -~'l Cafer, Türk Edebiyatında Ütopya, TÜBi·-' - = 9 mler Projesı; 01.02.2008·01.02.2010=- ~--~ Akşil, Ada, is!, Adam Yayınlart, 1982, s.

:-

- ~- <:wat (Cevdet Kudret), Hüseyin CaM YAL .Yayınları, 1969.

. Friedrich, Hyperion, (Çev.: M. Togar),

is!, Adam Yayınlart, 1987.9) HUYUGÜZEL, Ö Faruk, Hüseyin Cahid Yalçın'InHayatı ve Edebi Eser/eri Üzerinde Bir Araştırma, izmir,EÜEF Yayınlart, 1984.10) HUYUGÜZEL, Ö Faruk, Hüseyin Cahid Ya/çlnınHayatı, Hikaye ve Romanlart Üzerine Bir Araştırma,Ank., KTB Yayınları, 1982.11) KADRi, Hüseyin Kazım, Meşruhyet'len Cumhuri-

yet'e Hatıralamn, (Haz. ismail Kara), is!, iletişim Yayın .lart, 1991.12) KADRi, Hüseyin Kazım, Ziya Gökalp'in Tenkidi,(Haz. ismaıl Kara), is! Dergah Yayınlar!, 1989.13) KAPLAN, Mehmel, Tevfik Fikrel, Ank., KTB Yayın -lan, 1986.14) KAPLAN Mehmet, Tevfik Fikrel, is!, Dergah Yayın -lan, 1987, s.23, 30, 32, 43, 44, 45, 101.15) KARADSMANOGLU, Yakup Kadn; Gençlık veEdebiyatHattralarl, Ank., Bilgi Yayınevı; 1969, s. 283.16) KA VCAR, CahiL, "Tevfik Fikret'in Eğt1imClliği ve Ye -ni Mektep~ AÜ EBF Dergisi, 1972, C V, S:3/4, s. 11-136.

17) KA VCAR, CahiL, BaMlaşma AÇısından Servet·i Fü -nun Roman!, Ank., KTB Yayınları, 198518) KAZGAN, Gülten, iktisadi Düşünce, is!, Remzi Ki-tabevi, 1980.19) KEMALETTiN, Şükrü, Tevfik Akrel, is!, Kanaat Kü -tüphanesı; 1931.20) KÖSEMiHAL, Nurettin Şazi, Sosyoloji Tarihi, is!,Remzi Kıtabevı; 1982.21) KUDRET, Cevdel, Türk Edebiyahnda Hıkaye veRoman, is! Var/ık Yayınları, 1979, Ci.22) KURDAKUL, Şükran, Çağdaş Türk Edebiyatl·Meş -rutiyet Dönemi, is!, May Yayınları, 1976.23) KUTLU, Şemsettin, Servet·i Fünun Dönemi Edebi -yat Antolojisı; is!, Remzi KitabeVl; 1981.24) KÜÇÜKCOŞKUN, Yasemin, 1980-2005 DönemiTürk Edebiyatında Ütopık Romanlar ve Ütopyanın Kur-

gusu, SDÜ SBE TDE AbD YL, Isparta, 2006.25) Mehmet Rauf, "Yeşıl Yurt Hikayesi~ Güneş Mec -muası, 1927, S:9.26) Mehmet Rauf, EdebiHatıralar, (Haz. Mehmet Töre-nek), ist., Kitabevi Yayınları, 1997.27) Memet Fual, Tevfik Fikrel, ist., de Yayınevı; 1979.28) Memet Fuat, Tevfik Fikrel, is!, YKY, 199529) ÖZGÜL, Metin Kayahan, "Bir Ütopya Taslağı: Ha -yat-ı Muhayyel'; Türk Dünyası Araştırmalan Dergisı; Ni -san 1988, S:53, ss. 133·160.30) ÖZGÜL, Metın Kayahan, "Firariyim Firarisin Ara -ri...: Kitap-Iık, Nisan2006, S93, sS.94-101.31) SERTEL, Sabiha Zekeriya, ilericılik ve GericıltkKavgasında Tevfik Akrel, is!, Hür Yaymlarl, 1969.32) Şevket Süreyya (Aydemir), "Hüseyin CaM bey ön -cü~ Kadro, 1933, S:33, s.37-44.33) TARIM, Rahim, "Servet-i Fünun Edebi Toplulu-ğu'nda Yeşil Yurt Özlemi'; MSÜ FEF Dergisi, is!, 1995,Sayt:2, s. 185-203.34) TARIM, Rahim, "Servet-i Fünun Edebi Toplulu -ğu'nun Yeşıl Yurt Özlemi'; Kitap·lık, Nisan 2006, S:93,ss. 77·86.35) TARIM, Rahim, Mehmet Raul'un Antları, ist., ÖzgürYayınları, 2001.36) "Türk Edebiyaftnda Mektup~ Tercüme DergısiMektup Özel Sayısı, MEB Tercüme Kurulu, Ank., 1964,SaY':77-80, CXVI, s.464-46537) ULUTAN, Burhan, iktisadi Doktrinler Tarihi, is!.,Ötüken Yayınlart, 1978.38) UŞAKLIGiL, Halit Ziya, Kırk YıL,is!, inkılap ve AkaKitabevleri, 1969, s.529.39) YALÇıN, HüseyinCahıL, EdebıyatAntları, (haz. Ra-uf Mutluay), is!, Türkiye iş Bankası Yayınlart, 1975 (bs.1935), s. 11540) YALÇINKA YA, Ayhan, Eğer'den Meğer'e Ütop -ya Karşısında Türk Romant, Ank., Phoenix Yaymlarl,2004.41) YALÇINKA YA, Ayhan, Türk Edebiyatında Ütopya,Mürekkep, Ank., 1999, S:f2, ss.78·128.42) YÜCEBAŞ. Hılmi, Hüseyın CahiL, is!, Kültür Kitabe .vı; 1960.

-!EJ6, s.395-481; Kazgan, 1980, s. 153; Kösemiha/, 1982, s. 311-323; Ulutan, 1978, s.461; Cevdet'abib'in görüşünü sonradan benimseyen H. Cahid'in 'en cahıl Rauf ile bendim. Bundan dolay!--- -=a= 5- -6: Bütün kültürünü Fransa'ya borçlu olduğu yolundaki sözü de sonradan 'latife" diye nitelemiştir: