Pazarola Ağustos_Ramazan sayısı

www.pazarola.com.tr Ağustos 2011

Hoșgeldin Ramazan

Başakşehir yazar yetiştiriyor.

Üçüncü yılına giren Başakşehir Belediyesi’nin farklı alanlarda sürdürdüğü kültürel faaliyetleri artarak devam ediyor.

Spor Kenti Esenyurt

Esenyurt Belediyesi Yaz Spor Okulları 2011 döneminde toplam 14 branş ile hizmet vermeye başladı. Sekiz yıldan bu yana Yaz Spor Okulu kapsamında Esenyurt’lu binlerce çocuk ve gence, hizmet verilmektedir.

Nazan PAMİR Mehtap EREL

Diane SchuurDünyaca ünlü Cazın First Lady’si 2 Grammy ödülü sahibi Diane Schuur,11 Agustos’da Reina’da…

Ağustos 2011

Hasretle geçen günlerden sonra nihayet yeniden

yazıp özlem gideriyorum.

Türk kadını tatil yapmaya çalışıyor.

S 2

S 32

S 34 S 13

S 29 S 15

Geçtiğimiz yıl Ramazan ayında düzenlediği etkinliklerle yalnızca Başakşehir’in değil tüm İstanbul’un dik-

katini çekmeyi başaran Başakşehir Belediyesi, 2011 Ramazanı için ha-zırladığı biribirinden önemli prog-ramlarla, mübarek ayı adeta ihya etmeye hazırlanıyor. Çok yeni bir belediye olmasına rağmen düzen-lediği kültür sanat etkinlikleriyle, İstanbul’un birçok köklü ilçesiy-le yarışan Başakşehir Belediyesi, özellikle bu yıl ki Ramazan etkinlik-leriyle yine tüm dikkatleri üzerine çekmeye aday görünüyor.

emlak

Nova Gayrimenkul Danıșmanlık Ltd. Ști.

S 4

2 Ağustos 2011

Merhaba dostlarım,

Hasretle geçen gün-lerden sonra nihayet

yeniden yazıp özlem gide-riyorum. Öyle alışmışım ki gördüğüm, duyduğum, yaşadığım her şeyi sizinle paylaşmaya, eksik kalmış gibiyim iki aydır. Hani ko-nuşmaya, her gün görmeye alıştığınız bir arkadaşınızın gitmesi ve söyleyeceklerini-zin başka kişiler tarafından onun gibi algılanmayacağı-nı hissetmeniz gibi bir şey bu. Oysa daha başka yazı yazdığım dergiler ve web siteleri de var ama Paza-rola benim ilk gözağrım ve sizler ilk yazdıklarımı oku-yanlarsınız bunca yıldır. Bilesiniz ki ondandır size hasretim ve ayrı düşmeyi sevmeyişim.

Neler oldu bu iki ay içinde diye yazsam diyorum ama öyle çok olaylar yaşandı ki birini anlatsam öbürü eksik kalacak. O yüzden şu ana bakıp hiç ayrılmamışız gibi dertleşmeye, konuş-maya ve paylaşmaya de-vam edelim en iyisi.

Siz yazımı okuduğunuzda muhtemelen Ramazan ayı başlamış olacak. Ramazan ile birlikte herkesin içinde farklı bir ruh hali oluşmuş olacak. Bendeyse bu hal çoktan oluştu bile. Nede-nine gelince, size sunmak üzere hazırlandığımız “Ta-savvuf” konulu konserimiz. Bahçeşehir Musiki Derneği üyeleri ile birlikte, değerli hocamız Cengizhan SÖN-MEZ’in şefliğinde nefis bir konser vereceğiz. Mevla-na’nın, Yunus Emre’nin ve daha birçok değerli şairin güfteleri ile bestelenmiş muhteşem parçalar var repertuarımızda. 27 Ağus-tos akşamı saat 22:00’de bu eşsiz konserimize Gölet’de mutlaka bekliyoruz.

Derneğimizin bir de yani başlattığı kurs sistemi var. İçinizdeki müzisyen ruhu keşfetmenizin tam zamanı.

Keman – Ud – Kanun ve Ney kursları verilecek. 0541 979 20 02 numaralı telefon-dan Gaye hanımdan bilgi alabilirsiniz.

Dilerim yeni şehit haberle-rini almadığımız, dengeleri-mizin bozulmadığı, sağlıklı, mutlu ve sevdiklerimizle geçecek bir bayrama kavu-şuruz.

Hepinize tekrar hasretle sevgilerimi sunuyorum.

Nazan PAMİ[email protected]

A/Ş/K Kâinatta her ne varsa, üç harf ile beş nokta: Ayn, Şın, Kaf...

İşitin, ey yârenler, Kıymetli nesnedir aşk. Değmelere biçilmez, Hürmetli nesnedir aşk.

Hem cefadır, hem sefa, Hamza’yı attı ‘Kaf’a, Aşk iledir Mustafa, Devletli nesnedir aşk.

Dağa düşer kül eyler, Gönüllere yol eyler, Sultanları kul eyler, Hikmetli nesnedir aşk.

Kime ki vurdu ok, Keder ile kaygı yok, Feryat ile âru çok, Firkatli nesnedir aşk.

Denizleri kaynatır, Dalga gelir oynatır, Kayaları söyletir, Kuvvetli nesnedir aşk.

Akılları şaşırır, Deryalara düşürür, Nice ciğeri pişirir, Çok ‘od’lu nesnedir aşk.

Miskin Yunus neylesin, Derdin kime söylesin, Varsın dostu toylasın Lezzetli nesnedir aşk.

Yunus Emre

Hasretle geçen günlerden sonra nihayet yeniden yazıp özlem gideriyorum.

Nazan Pamir

Ağustos 2011

Pazarola Bahçeşehir ayda bir yayınlanır. Bahçeşehir, Ardıçlı Evler, Ispartakule, Banu Evleri, Bahçekent, Esenkent, Alkent sakinlerine ücretsiz dağıtılır. Gönderilen yazılar yayınlansın veya yayınlanmasın iade edilmez. Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazara, reklamların sorumluluğu reklamverene aittir. Pazarola Bahçeşehir’de yayınlanan yazılar kaynak gösterilse de izin alınmadan kullanılamaz.

Pazarola Bahçeşehir, Pazarola Tanıtım Yayıncılık İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti. Yayınıdır.

Süleyman Demirel cad. Outland AVMKat: 2 No: 65 ESENKENT/İSTANBUL0212 669 40 75 - 0507 943 73 80

İmtiyaz Sahibi ve Yazı İşleri MüdürüMir Bakur Doğan

Genel Yayın Yönetmeni Semra ALPAY

Genel Koordinatör Nazan Pamir

Görsel Yönetmen Jesus

Reklam ve Halkla İlişkiler Zerrin Eroğlu

Yayın türü Yaygın Süreli Yayın

Merkez Ofis piyerloti caddesi dostluk yurdu sokak yeşil apt no:1/4 cağoloğlu / istanbul

Fax: 0212 518 83 59 Tel 507 967 28 [email protected]

İçindekilerYazarlar

2 Nazan Pamir

12 Uz. Dr. Saim ŞENDİL

27 Nalan Güven

29 Mehtap Erel

30 Selda Serpin Sarpkaya

32 Duygu Yılmaz

Haberler

8 Bahçeşehir trafiği rahat bir nefes alacak

13 Geri dönüşüme Bahçeşehir Desteği

13 Başakşehir yazar yetiştiriyor

28 Gölette muhteşem konser

30 Başakşehir’de bisiklet turları

34 Spor kenti Esenyurt

34 Biçen Market Yakuplu’da hizmete girdi

Sağlık

12 Sahura kadar bol sıvı tüketmeyi ihmal etmeyin

14 Güneşin zararı sadece tenemi ya gözler

28 Dondurma niyetine sütlü buz yiyoruz

Emlak

15 Realty World Nova’ya büyük ödül

26 Bölge önümüzdeki yıl oldukça değişecek

4 Ağustos 2011

Geçtiğimiz yıl Ramazan ayında düzenlediği etkinliklerle yal-nızca Başakşehir’in değil tüm İstanbul’un dikkatini çekmeyi başaran Başakşehir Beledi-

yesi, 2011 Ramazanı için hazırladığı biribi-rinden önemli programlarla, mübarek ayı adeta ihya etmeye hazırlanıyor. Çok yeni bir belediye olmasına rağmen düzenlediği kültür sanat etkinlikleriyle, İstanbul’un birçok köklü ilçesiyle yarışan Başakşehir Belediyesi, özellikle bu yıl ki Ramazan etkinlikleriyle yine tüm dikkatleri üzerine çekmeye aday görünüyor. Belediye, hazır-ladığı programlarda Başakşehirlilere ve tüm İstanbullulara, Ramazanın ruhuna uygun olarak, birbirinden değerli isimleri ilçede ağırlayacak. Ramazan denince akla gelen birkaç belediyeden biri olma yolunda hızla ilerleyen Başakşehir Belediyesi, bu yıl ki etkinlerle bu özelliğini daha pekişterece-ğe benziyor.

Dört bölgede Ramazan coşkusu

Başakşehir Belediyesi Kültür İşleri Müdür-lüğü tarafından organize edilen Ramazan etkinlikleri, dört ayrı bölgede kurulacak platformlarda düzenlenecek. Belediye, Başakşehir, Bahçeşehir, Şahintepe ve Gü-vercintepe bölgelerinde, hem çocuklar için hem de büyükler için ayrı ayrı Ramazan etkinlikleri gerçekleştirecek. Dört bölgede-ki etkinliklere de, Ramazanın ilk günü olan 1 Ağustos Pazartesi başlanacak.

Ramazan’da kesintisiz Kur’an ziyafeti

Ramazan ayının Kur’an ayı olması müna-sebetiyle, birçok tanınmış hafız ve Kur’an okuyucusu da Başakşehirlilere Kur’an ziyafeti sunacak. Dünyaca ünlü Mısırlı hafız Dr. Ahmet Naina, İranlı meşhur hafız Rahim Kirhaki başta olmak üzere, Piyale Paşa camii imamı İshak Daniş, Eyüp Sul-tan camii imamı Erhan Mete, Mihrimah Sultan camii emekli imamı Davut Gani, Beyazıt camii imamı Suat Gözütok, Fatih camii imamı Osman Şahin, Süleymaniye

camii imamı Ekrem Nalbant, İSTOÇ camii imamı Bünyamin Topçuoğlu, Bahçeşehir camii imamı Fatih Göşker gibi okuyucu-lar Kur’an-ı Kerim’in eşsiz güzelliğinden örnekler paylaşacaklar. 25 Ağustos Per-şembe günü ise Dr. Ahmet Naina’nın da katılımıyla Sular Vadisi’nde düzenlenecek Kur’an ziyafeti programında, vadiden Kur’an sadası yükselecek.

Tanınmış birçok isim Başakşehir’de ağırlanacak

Başakşehir Belediyesi’nin düzenlediği Ramazan programlarının en dikkat çeken kısmını teşkil edeecek olan konuşmalar bölümünü, birbirinden değerli çok sayıda tanınmış isim katılacak. Ahmet Taşge-tiren, Abdurrahman Dilipak, Mahmut Toptaş, Ömer Döngeloğlu, Nihat Hati-poğlu, İhsan Süreyya Sırma, Muhammed Emin Yıldırım, Tarık Tufan, Selahattin Yusuf Ekrem Demirli, Yavuz Bahadıroğlu, Abdullah Yıldız, Ramazan Kayan, Kerim Buladı, İhsan Atasoy gibi bir çok yazar ve akademisyen, Ramazan etkinlikleri kapsamında Başakşehirlilerle buluşacak. Söyleşilerinde birçok farklı konuyu işleye-cek olan yazarlar, dinleyicilere, Ramazanın manasını derinliğine hissettirecekler.

Çocuklara özel programlar

Ramazan ayında çocuklar için de birçok program düzenleyen Başakşehir Bele-diyesi, onların da dikkatlerini çekecek hazırlıklar yaptı. Ramazan ayı boyunca çeşitli eğelenceler, gösteri ve etkinliklerle çocuklara unutulmaz bir Ramazan hatırası yaşatacak. Bu çerçevede Başakşehir ilçesi-nin dört farklı bölgesinde her gün, çocuk-lar için özel bir gösterim yapılacak. Çocuk programlarında Nur Haktan, Burak Sezen, Okan Kaplan, İsmail Yeşilbağ, Osman Doğan, Sezgin Maden, Özdemir Turan sunumlarıyla çocukları eğlendirecek, birbi-rinden ilginç gösterilerle Ramazan atmos-feri çocukların dünyasına da taşınacak. Ayrıca Erdem yayınları ve Timaş yayınları da çocuklara özel programlar hazırlaya-caklar.

“İz bırakanlar”, ses getirecek

Bu yıl ki Başakşehir Ramazan gecelerinde çok farklı etkinlikler de yer alacak. Bunla-rın en önemlisi olan ve geniş kesimlerin il-gisini çekeceğe benzeyen İz Bırakanlar’da, İslam dünyasının farklı noktalarında ya-şamış ve coğrafyalarına etki etmiş önemli

isimler, çeşitli programlarda ele alınacak-lar. Temsil kaabiliyetleri olan, siyasi ve fikri anlamda derin izler bırakan ve dünyanın farklı coğrafyalarında yaşayan büyük şahsiyetlerden seçilen altı büyük isim, Türkiye’nin tanınmış altı yazarı tarafından bütün yönleriyle konuşulacaklar. Program-larda, doğudan ve batıdan, kuzeyden ve güneyden dünyanın farklı altı noktasından seçilen altı ismin yaşadıkları çağa ve son-rasına yaptıkları etkiler de derinlemesine incelenecek. Bu isimler, Kuzey Afrika’nın efsanevi liderlerinden Ömer Muhtar, Bosna Hersekli büyük komutan ve ente-lektüel Aliya İzzetbegoviz, Amerikalı zenci lider ve Müslüman öncü Malcolm X, Hind kıtasının büyük ismi Muhammed İkbal, Kafkasya’nın büyük mücadele adamı Şeyh Şamil ve Türkiye’nin siyasi hayatında derin bir iz bırakan ve bu yıl içinde vefat eden Necmettin Erbakan.

Hoşgeldin RamazanRamazan

5Ağustos 2011

Meydan Ramazan’a hazırEsenyurt Belediyesi her yıl Ramazan ayında yaptığı şenlik programına, bu yılda devam ediyor. Önceki yıl Ramazan ayında düzenlenen sokak iftarları, bu yılda ilçenin her gün farklı bir mahallesinde Belediye tarafından kurulacak iftar sofrası, vatandaşa hizmet vermeye devam edecek.

Esenyurt Cumhuriyet Meydanı Ramazan şen-likleri için yapılan çalış-

malarda Standlar, Osmanlı ça-dırı ve Çocuk oyun grupları ku-

rularak iftar sonrasında vatan-daşın keyifli saatler geçirmesi sağlanacaktır. Ayrıca Esenyurt meydanında tiyatro, sinema ve konser gösterimi için sahne

kurularak Esenyurt’lu vatan-daşlara Ramazan akşamlarında sosyal ve kültürel hizmetlerde sunulacak. Esenyurt Belediyesi Kültür ve

Sosyal İşler Müdürlüğü tarafın-dan organize edilecek etkinlik-ler ramazan ayı boyunca devam edecek.

Ramazan

6 Ağustos 2011

Ramazan’ ın müjdecisi Yeni Hilal...

Günlük hayatın karmaşasında unutulan değerler Ramazan ayıyla birlikte hatırlanır-

ken, eski Ramazanları özlemle hatırlayan çok. İslam inanışına göre her yıl Ramazan ayı, ramazan hilali-nin doğuşu başlar. Bu sebeple eski Ramazanlarda kutsal ayın yaklaşmasıyla hareketli günler başlardı. Herkes Ramazan’ın geldiğinin müjdesini verecek incecik hilalin gökyüzünde görüneceği anı yakalamak peşindeydi. Akşam saatleriyle birlikte “yeni hilali ilk gören kişi” olmak sevdası, “Yevmüş-şek” yani şüpheli günler diye adlandırılan Şaban ayının son günlerinde yoğunlaşırdı. Şer’iye mahkemelerinde kadı-lar, müftüler sabahlara kadar nöbet tutup Ramazan müj-decisini beklerlerdi. Sonunda Yeni Ay’ı ilk gören soluğu kadı-nın huzurunda alır ve “Ay’ı ilk gördüğüne dair” yemin ederek, Ramazan’ın ilan edilmesini sağlardı. Toplar atılır, mübarek ayın geldiği dört bir yana du-yurulurdu.

İftar Diş Kirasız Olmaz

Ramazan’ın gelişiyle evlere şenlik doğar, bereket yağardı. Ailenin tüm üyelerinin toplan-dığı iftar sofraları birbirinden leziz özel Ramazan tatlarıyla donatılırdı. İftar vaktinden evvel kadınlar gelmeye baş-lardı. Bazılarının çocukları da yanlarında olurdu ve izzet ik-ram faslından sonra kahveler, şerbetler içilir; sıra eğlenmeye

gelirdi. Ama önce masallar anlatılır, yaşlı başlı olanlar bilmece faslında ortaya çıkar-lardı. Bilmeceyi bilmek ve di-ğer hünerlerini -adabına göre oturup kalkmak ve büyüklere hürmette kusur etmemek dahil- gösteren dest-i izdivaç çağındaki kızlara çaktırmadan not verilirdi. Ramazan boyun-ca devletin önde gelenleri ve varlıklı kişilerin konaklarında büyük iftar sofraları kurulur-du. İftarların en görkemleri-nin yaşandığı sarayda sofraya büyük siniler salonlara dizilir, saraylılar sofranın çevresine sıralanıp iftar açarlardı. Sofranın muazzam görüntüsü nefis yemek kokularıyla bir-leşince, insanda bir imrenme duygusu yaratırdı. Top atılır atılmaz da yemeklere hücum edilirdi. İftariyeliklerle başla-yan iftar yemeği hep birlikte kılınan akşam namazıyla ara verilirdi Namazdan sonra if-tar sofralarında değişmez ilk yemek; et veya tavuk suyuyla hazırlanan düğün, mercimek, yoğurt, pirinç çorbalarıydı. Ramazan’ın vazgeçilmez ye-meği pastırmalı yumurta ise sahanlar içinde yanında mut-laka Ramazan pidesiyle sunu-lurdu. Daha sonraki yemekler etinden sebzesine, pilavından böreğine ev sahibinin gücüne göre yapılan lezzetlerdi. Kuru meyvelerden yapılan hoşaflar, 60-70 kat yufkadan oluşan baklava, kazandibi, kabak tatlısı, keşkül ve Ramazan’a has bir tatlı olarak bilinen gül kokulu güllaç ise iftar sofrala-rının vazgeçilmez tatlılarıydı.Şerbet ve şuruplar, boza ve sahlep de önemli Ramazan içecekleriydi. Demirhindi, ağaç kavunu, menekşe, kızıl-cık gibi şimdilerde adını bile duymadığımız içecekler karla soğutularak sunuluyordu. Nar-gile, çubuk veya kahve ile iftar keyfi tamamlanırdı. Büyük ko-naklarda tüm misafirlere aynı anda verilmesi şarttı. Kahve ibriğinin soğumaması için gü-müş zincirli ateşlikler yakılır ve misafir sayısı kadar hizmet-kar, kahveci başının etrafına dizilir. Kahveler kafesli gümüş zarfların ucundan tutulmak suretiyle misafirlere ikram edilirdi. İftardan sonra hare-mağaları vasıtasıyla Sultan ve Kadın Efendilere saygılar ileti-lir, iltifatla beraber, derecelere göre “diş kirası” adı altında armağanlar ya da para alınırdı.Akraba ve dostlar arasında ise Ramazan’ın ilk haftasında ha-

bersiz iftara gitmek, bir saygı belirtisi sayılırdı.

Geçmiş Zaman Ramazanları

Tiyatro sanatçısı Tevfik Gelen-be, eski Ramazanları özlemle anarken, “Eskiden Ramazan başlı başına bir olaydı. Bir heyecan başlardı Ramazan arifesinde. Kilerler dolardı. O zaman her gün markete gidil-mezdi. Hepsi alınır, kilerde du-rurdu. Ev temizlenir, lambalar, gümüşler parlatılırdı’’ dediRamazan ayında ilk iftarın çok görkemli olduğunu da anlatan Gelenbe, şunları söyledi: “Herkes sofrasında bir misafi-rin olmasını arzu ederdi. Şimdi herkesin misafirden kaçtığını düşünürsek, çok farklı bir aile yapısı vardı. Farklı bir anlayış, hayata değişik bir pencereden bakma... İftardan sonra erkek-ler teravihe gider. Direklerara-sı’ nda çeşitli temaşa sanatları, ortaoyunu karagöz, meddah izlenirdi. Kadınlar evlerde çeşitli oyunlar oynar, fasıllar geçerdi. Musiki alemleri yapı-lırdı.Eskiden benim hatırlayabildi-ğim kadarıyla her evde en az bir kadın ud çalardı. Ud, bir evin hiç değişmeyen aksesuar-larından biriydi. Duvarda asılı dururdu. Biz de evde fasıllar geçerdik. Çocuklar mutlaka sevindirilirdi. Böylece bayra-ma ulaşılırdı.’’ O zamanlarda olup bugün ol-mayan şeyin “sevgi’’ olduğunu dile getiren Gelenbe, bir ma-hallede oturan fakirlere de, zenginler tarafından onuru kırılmadan yar-dım edildiğini sözlerine ekledi. Gazeteci-yazar Aydın Boysan ise eski döneme göre kendilerini “Müslüman’’ olarak tanımlayanların fazlalaştığına dikkat çe-kerek, “Buna rağmen eski adetler kalktı. Eski Ra-mazanlar yaşanamıyor, mümkün değil. Yaşama biçimleri değişti’’ şeklinde konuştu. Eskiden, Ramazan akşamları herkesin iftar topunun atılmasını heyecanla bekle-diğini ve top atılır atılmaz evleri-

ne koşturduğunu anlatan Boy-san, eskiden Ramazanlar’ da yaşama düzeninde kesin deği-şiklikler yapıldığına değinerek, mesai saatlerinin iftara göre uyarlanmasını ve esnafların öğlene kadar dükkan açmama-sını örnek verdi. Ramazanın faydalı olan tarafı-nın “toplumdaki fertleri birbi-rine yaklaştırması’’ olduğunu kaydeden Boysan, bugün eski adetlerin uygulanmamasını “toplumdaki gevşemeye’’ bağ-ladığını belirterek, şöyle de-vam etti: “Örneğin Ramazan’ da hali vakti yerinde olanların sofra-ları herkese açık olurdu. İftar saatinde gelip ‘ selamunaley-küm ‘ diyen sofraya otururdu.

Kimse de ona ‘sen kimsin’ diye sormazdı.

Aydın Boysan, Rama-zanla ilgili anılarını

ise şöyle anlattı: “İlk defa oruç tuttuğum yıl-

lardı. Yaş

Eski RamazanlarRamazan

7Ağustos 2011

15’ti yanlış hatırlamıyorsam... Rahmetli annemle pazara gittik, döndük. Top atılması-na daha yarım saat var. Ben yanlışlıkla bir avuç kavrulmuş fındığı ağzıma atmamış mı-yım? Annem çenemin oynadı-ğını görünce ‘ne yaptın?’ diye

bağırdı. Sonra ağzımı yıkattı. ‘Niyetin kötü değildi, onun için oruç geçerli’ dediler. Başka bir anım da, annemin dayısı Hacı Hüsrev dayıyla il-gili... Bursa’da Simkeş Sokağı mescidinin fahri imamı idi. Hüsrev dayının Bursa’daki la-

kabı ‘şimendifer hoca’ydı. Çün-kü teravih namazını fevkalade hızlı kıldırırdı. Onun namaz kıldırdığı mescitte, cemaat sokaklara taşar, herkes orada kılardı. Çünkü hoca çabuk kıl-dırıyor. Onlar da kahvede yer buluyorlar.’’

Tiyatrolarda Ramazan Matineleri

Tiyatro sanatçısı Gazanfer Özcan da, insanın hep geçmişe özlem duyduğunu, acı anılar unutulduğu için geçmişte ya-şananların güzel geldiğini dile getirdi.“O yüzden geçmişteki Rama-zanlar’ ın çok daha güzel geç-tiğini zannediyoruz, ama eski Ramazanlar gerçekten çok renkli gecelerdi’’ diyen Özcan,

şimdi bütün bunların kaybol-masına hayıflandıklarını belir-terek, şunları söyledi: “Ramazanlar’ da tiyatroların bile özel uygulamaları olurdu. Ramazanlar’ da özel matineler konurdu. Oruç tutanlar, yatsı ile iftar arasında gününü tiyat-rolara koşarak geçirirdi. Şimdi tiyatrolara rağbet azaldı. Ra-mazanın çok değişik tarafları vardı. Ailelerin çok güzel dona-tılmış sofralarda iftar yemeği yemeleri, dostların bir araya gelmesi gibi... Zaten özel bir ay bu. Dileğimiz o gelenekler inşallah sürer. Ama bizden ön-ceki kuşağın bu işte hatası var galiba. Yeni kuşaklara o güzel-likler iyi aktarılmadı. Görevi-mizi yerine getirmemiz lazım. En azından çocuklara o güzel anılar anlatılmalı.’’

Bilinçsiz Ramazan alışverişi fiyatları yükseltiyor

Tüketiciler Birliği Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Şube Başkanı Mustafa Dinç, Ramazan ayının gelmesiyle vatandaşın gıda ürünlerindeki bilinçsiz alışverişin piyasalarda talep patlamasına yol açtığını, bu durumun fiyatların suni olarak yükselmesine neden olduğunu bildirdi.

inç, yaptığı açıklamada, Ramazan ayında fiyatların keyfi olarak yükselmemesi için Tüketiciler Birliği’nin gerekli önlemleri aldığını ancak vatandaşlara da bu konuda önemli görevlerin

düştüğünü belirtti.

Ramazan ayının getirdiği hazla birlikte vatandaşların bilinçsizce alışverişe yö-neldiğine dikkati çeken Dinç, normal zamanda yarım kilo zeytin, yarım kilo peynir alan vatandaşın Ramazan ayında ölçüyü kaçırarak 2’şer 3’er kilo aldığını vurguladı.

Tüketicilerin alışverişlerini normal se-zondaki gibi yapmaları gerektiği uyarı-sında bulunan Dinç, şunları kaydetti.

“Aynı market, aynı ürün yerinde duru-yor. Ama ne hikmetse biz alışveriş ara-basını doldurmadan marketten çıkmıyo-ruz. Vatandaşların alışveriş arabalarını doldurma sevdası piyasalarda talep

patlamasına sebep oluyor. Talebin art-ması da ürünlerin fiyatını yükseltiyor. Alışverişimizi yine normal sezondaki gibi küçük ölçeklerde yaparsak talebin aşırı şişmesini engelleyebilir ve fiyatla-rın normal seyrinde kalmasını sağlarız. Ayrıca küçük ölçeklerde alışveriş yap-mak daha taze ve sağlıklı gıda tüketimi için de bir fırsat olacaktır.”

Ramazanda Fiyatlar

Gözetim Altında

Tüketiciler Birliği olarak her platformda tüketicinin hakkını savunmaya devam ettiklerini ifade eden Dinç, her yıl olduğu gibi bu yıl da Ramazan öncesinde ürün-lerin fiyatlarını tespit ettiklerini ve keyfi zam uygulaması yapan Ramazan fırsatçı-larını tespit edeceklerini söyledi.

Ramazan ayında özellikle et, süt ürünleri ve sebze meyvede keyfi fiyat artışlarının gözlemlenebileceğini anlatan Dinç, zincir

marketlerde fiyatlara müdahalenin daha kolay olduğuna değindi.

Bu yıl genel itibariyle sebze meyve ile diğer hububatta herhangi bir rekolte düşüklüğü beklenmediğini dile getiren Dinç, ürünlerde harman fiyatı ile market fiyatı arasında farklar oluşabileceği de-ğerlendirmesinde bulundu.

Zamların tek kaynağının esnaf olduğu gibi yanlış bir algının da oluşmaması ge-rektiğini açıklayan Dinç, zamların ürün-lerdeki rekolte düşüklüğünden ve yapısal sorunlardan da kaynaklanabileceğini belirtti.

Türkiye’de fiyatı kanunla belirlenen ürünlerin sayısının bir elin parmağını geçmediğini hatırlatan Dinç, fiyatlardaki artışa vatandaşın tepki göstermesi ve zamlı fiyatları görünce alışveriş yaptığı marketi değiştirerek tepkisini ortaya koyması gerektiğini sözlerine ekledi.

Ramazan

DNazan PAMİR / Bahçeşehir

8 Ağustos 2011Haberler

Esenyurt TEM ilave köprü ve bağlantı yolları inşaatı projesi son düzlüğe girdi. Proje bitti-ğinde Bahçeşehir giriş ve çıkışlarında büyük bir rahatlama yaşanacak, trafik çilesi bitme noktasına gelecek.

Nüfusun ve ona paralel olarak araç sayısının artması nede-niyle artık ihti-

yaca cevap veremeyen ve özel-likle sabah ve akşam saatlerin-de ciddi tıkanıkların yaşandığı Bahçeşehir girişinde ve TEM

bağlantı yollarında düzenle-me ve genişletme çalışmaları bütün hızıyla devam ediyor. Mevcut köprünün yanına 3x1 şeritli bir köprünün eklen-mesi, Esenkent-Bahçeşehir

yolunun girişinin tünelle geçişi ve köprü bağlantı yollarının inşa edilmesinden ibaret olan projeye, Haziran ayının ortala-rında kazma vuruldu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Altyapı Hizmetleri Müdürlüğünün kontrolünde yürütülen ve Ba-şakşehir Belediyesi’nin destek ve takibi altında ilerleyen in-

şaat çalışamlarında sona doğ-ru geliniyor.

Başakşehir Belediyesi’nin, Bahçeşehir araç-giriş çıkış-larındaki trafiği rahatlatmak amacı ile İstanbul Büyükşehir

Belediyesi nezdinde yürütüğü çalışmaların sonucu olarak inşaatına başlanan Bahçeşe-hir-Esenyurt TEM üstü ilave köprü ve bağlantı yolları inşa-atı bu yılın sonunda tamamla-nıp hizmete açılacak. Esenyurt geçişi ile Bahçeşehir-Hadım-köy yolunun giriş trafiğini de

rahatlatacak projeyle, bölge sakinlerinin ve özellikle Bahçe-şehirlilerin trafik çilesi de sona erecek.

Bölge trafiğine rahat bir nefes aldıracak proje 3 etap-tan oluşuyor. 1. etap, Esenyurt tarafındaki trafik sirkülasyo-

Bahçeşehir Trafiği Rahat Bir Nefes Alacak

9Ağustos 2011 Haberler

nunu rahatlatmak için bağlantı yollarının genişletilmesini Bah-çeşehir araç giriş çıkışlarındaki trafiği rahatlatmak amacı ile Bahçeşehir-ve yeni bağlantı yollarının yapılmasını kapsıyor. Bu etabın çalışmaları Esenyurt tarafında, İstanbul-Edirne oto-yolunun Edirne istikametinin sol tarafında kalan kısımda yü-rütülüyor. Buradaki çalışmalar çerçevesinde 25 metre altgeçit-le araç trafiğinin rahatlaması sağlanacak. Projenin 2. etabı ise Bahçeşehir ana girişindeki mevcut köprünün yanına ya-

pılacak 3 şeritli bir ilave köprü çalışmasından oluşuyor. Köprü-nün yapımı bittiğinde çıkış yolu verilmesi için mevcut yollar ge-nişletilecek ve yeni yollar açıla-cak. Yol genişletme ve ilave yol açılımı için 27 metre uzunlu-ğunda ve 12 metre genişliğinde alt geçit de proje kapsamında hayata geçirilecek. Alt geçidin akabinde 1500 metre uzunlu-ğunda, bir kısmı bölünmüş yol olmak üzere yol inşasının ta-mamlanarak köprüyle bağlantı-sı sağlanmış olacak. Bahçeşehir ikamet edenler için çok önemli

olan projede yeni yapılacak köprünün uzunluğu 120 metre, genişliği 15 metre ve 3 şeritli olarak projelendirildi. Köprü 3 orta ayak 2 kenar ayaktan olu-şacak ve ön gerilmeli kiriş siste-mine göre yapılacak. Köprüde ayrıca 65 adet de kiriş kullanı-lacak.

Bahçeşehir ve çevresinin tra-fiğini rahatlatmayı amaçlayan projenin 3. etabında yapılacak çalışmalar ile de Bahçeşehir B3 kapı girişine alt geçit yapılarak kapı önünün trafik yükünün azaltılması amaçlanıyor. Pro-

je bitiminde kapalı kesiti 160 metre, genişliği 12 metre olmak üzere toplamda 300 metre alt geçit yapılmış olacak. Altgeçi-din zemini, dökme sistemine göre imalatı yapılacak. Tüm etaplarda fore kazık kullanıla-cak. Bu kazıkların uzunluğu yer yer 15 ve 20 metre olarak deği-şecek.

Bahçeşehir sakinlerinin giriş çıkışlarda yaşadığı trafik çilesini bitirmeyi hedefleyen projenin; bu yılın sonlarına doğru tamamlanıp trafiğe açıl-ması planlanıyor.

10 Ağustos 2011

Küçükçekmece’de bir cennet bahçesi… 8000 m² alanda üzüm, elma, fındık, incir, kayısı, armut, mandalina, nar, muşmula, şefta-

li, vişne ve kiraz ağaçlarının yanı sıra koca bir sebze bahçesiyle gerçekten bambaşka bir yer PAPULİ.

Sahibi Özgür Hatinoğlu, klasik bir resta-

urantta olması gerekenlerin çok ötesinde bir mekan oluşturmuş. 21 senenin ya-şanmışlığı olan mekânı 6 senedir işletme haline getirmiş üstelik Kültür ve Turizm Bakanlığından işletme belgesi almış.

Pek bilinmeyen kuş cennetinin hemen yanı başında kurulu restaurant şehrin hengâmesinden uzakta, çıt çıkmayan bir ortama sahip. Gölün günbatımı manzarası “ömre bedel” dedirtecek güzellikte.

Ailenin Artvin’li olmasından dolayı her daim karalâhana dolması yemek müm-kün. Onun dışında nefis ızgara ve meze menüleri var. Yazın daha çok et tercih edilse de kışın balık bizde yenir diyecek kadar mutfaklarından eminler.

Ya çocuklar ne yapar bu saklı cennette dediğimde; salıncaktan masa tenisine ve basketbola kadar bir sürü alternatif var, isterlerse balık tutarlar olmadı çimenlerde yuvarlanıyorlar zaten deyip muhtemelen gelen misafir çocuklarının halleri gözünde canlanıp gülümsüyor Özgür Hatinoğlu.

Mekân ayrıca düğün-sünnet ve şirket yemekleri gibi organizasyonlara da ev sa-hipliği yapıyor. Bir organizasyonda neye ihtiyaç varsa A’dan Z’ye her şeyi karşılaya-

cak ekipleri var. 100 kişiden 800 kişiye ka-dar kapasiteye hizmet verilebiliyor. Ayrıca PAPULİ’ye ait tekne ile gelin-damat veya sünnet çocuğu gölden misafirlerinin yanı-na da gelebiliyor.

Pazar günleri açık büfe kahvaltı, diğer günler serpme veya kahvaltı tabağı sunu-luyor. Sabah 10.00 ile akşam 00.30 saatleri arasında bambaşka bir yerde olmak, kafa dinlemek, gözden uzakta, trafik gürültüsü olmadan hatta neredeyse tek bir ses duy-madan birkaç saat geçirip hem ruhunuzu hem midenizi doyurmak isterseniz alter-natifsiz adresiniz PAPULİ RESTAURANT olacaktır.

PAPULİ=Lazca “Büyük dede” demekmiş.

Sessiz, sakin ve saklı bir cennet

Papuli Restaurant

Yarımburgaz Mah. Halkalı Altınşehir İstanbul Cad. Göl Kıyısı HALKALI KÜÇÜKÇEKMECE / İSTANBUL

[email protected]

RezervasyonTel : 0 212 678 30 44 - 45Fax : 0 212 678 30 46

İftar Menüsüİştah Açıcılar (İftariyelik)

Siyah ve Yeşil Zeytin, Kaşar, Beyaz ve Tulum Peynir, Bal, Tereyağ, Kuru Üzüm, Hurma, Kuru Kayısı, Pastırma

Günün Çorbası

Salata Mevsim veya Çoban Salata

Ara sıcaklarÖzbek PilavıKara Lahana SarmaPaçanga Böreği

Ana Yemek

Üç Çeşitten Oluşan Izgara Tabağı(Izgara Köfte, Tavuk Şiş, Dana Biftek Garnitürleri ile)

Meyve ÇeşitleriTatlı Çeşitleri

İçeceklerLimitsiz MeşrubatLimitsiz Çay

45TL.

Nazan PAMİR / Bahçeşehir

Asım ÖZTÜRKVeteriner Hekim

Sevgi ve Güvenin Tek AdresiDefne 04 Villa 07 Bahçeşehir/İSTANBUL Tel: 0 212 669 84 69 Fax: 0 212 669 82 30

www.gozdeveteriner.com

Muayene

Aşı

Tedavi

Cerrahi Operasyonlar

Ultrason

Röntgen

Kan Tahlili

İdrar Tahlili

EKG

Diş Ünitesi (Kovitron)

Mikroskop (Mantar, Uyuz, Dışkı Tahlili)

Pansiyon

Kuaför

Zengin iftar mönüsü ile Sihirli Mutfak Osmanlı Yemekleri, ev yemekleri ve alacarte mönüsü ile ramazan boyunca hizmet vermektedir. ayrıca mönümüzü siz belirliyosunuz yada

29 TL. Şehzade 39 TL. Sultan 49 TL. Padişah

mönüsünden birini seçiyorsunuz.

İlanlarınız için 669 40 75

12 Ağustos 2011Ramazan

Ramazan’da yeterli ve dengeli besleninUzmanlar, Ramazan ayında oruç tutacakları yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösterilmeleri hususunda uyardı.

amazan ayında öğünlerin, sahur ve

iftarda iki ana öğün ile iftardan son-

ra 1-1.5 saat arayla olacak şekilde

iki ara öğün şeklinde düzenlenmesi

gerektiğini belirten uzmanlar oruç

tutanların mutlaka sahur yapmalarının sağlık açı-

sından önemli olduğunu ifade ederken, “Kafein

içeren içecekler yerine de süt, meyve suyu, ıhla-

mur ve kuşburnu gibi bitki çayları tercih edilme-

lidir. Susama hissi duyulmasa bile iftar ve sahur

arasında sık sık su içilmelidir.” diyorlar.

İftara peynir, domates, zeytin gibi kahvaltılıklar

veya çorba gibi hafif yemeklerle başlanılması, 10-

15 dakika sonra az yağlı et yemeği, sebze yemeği

veya salatayla devam edilmesinin en uygun bes-

lenme şekli olacağını hatırlatılırken; “Yine enerji

veren ancak kan şekerini dengeli bir biçimde

yükselten besinler (beyaz ekmek, pirinç pilavı gibi

glisemik indeksi yüksek olan gıdalar yerine bulgur

pilavı, kepekli ekmek veya kepekli makarna gibi

posalı besinler) tercih edilmelidir. İftarda aşırı

şerbetli, yağlı tatlılar yerine, sütlü tatlılar (sütlaç,

güllaç, muhallebi gibi) veya meyve tatlıları tercih

edilmelidir. Yemekleri hızlı yemekten kaçınmalı,

yavaş yavaş ve iyice çiğneyerek yenilmelidir. Tek

seferde büyük porsiyonlar yerine, iftardan sonra

birer saat ara ile her seferinde azar azar küçük

porsiyonlar şeklinde beslenilmelidir.” deniyor.

İftar yemeğinden hemen sonra televizyon veya

bilgisayar karşısına geçmek veya koltukta din-

lenmek yerine hareket edilmesi önerisinde de

bulunuluyor. Kısa mesafeli yürüyüşler yapmanın

sindirime yardımcı olması açısından yararlı ola-

cağını da dile getiriliyor.

Ramazan ayında yemeklerin pişirme yöntemle-

rinin önemine dikkat çekilip, “Özellikle ızgara,

haşlama ve fırında yapılan yemekler tercih edil-

meli, kavrulmuş, tütsülenmiş ve kızartılmış besin-

lerden uzak durulmalıdır. Beslenme düzenindeki

değişikliklere bağlı olarak oluşabilecek kabızlığı

önlemek için, yemeklerde lif oranı yüksek gıdalar

(kurubaklagiller, kepekli tahıllar, sebzeler) ve ara

öğünlerde de taze ve kuru meyveler, ceviz, fındık,

badem gibi kuru yemişler tercih edilmelidir.” açık-

lamasında bulunuldu.

Sahura kadar bol sıvı tüketmeyi ihmal etmeyinUz. Dr. Saim ŞENDİL / Aile Hekimliği Uzmanı. Fatih Üniversitesi Öğretim Görevlisi

Oruç tutmanın sakıncalı olduğu hastalıklar konusunda dinimiz kararı ilgili branş hekimlerinin sorumluluğuna bırakmıştır.

Bu konuda tıbbın “has-

talık yok hasta var-

dır” genel prensibi ile

hareket edilmelidir.

Hastalıkları genelle-

yen hükümler yerine her hastanın

ayrı ele alınarak, oruç tutup tutma-

yacağı veya oruçta dikkat etmesi ge-

reken hususlar ayrı ayrı irdelenmeli-

dir. Bazı hastalarda oruç tutmama-

nın oluşturduğu stres ve psikolojik

travmanın mevcut hastalıktan çok

bünyeye zarar verdiğine rastlanıldığı

gibi bazı hastaları da mevcut hasta-

lıkları oruç sırasında beklenenden

çok etkileyebilmektedir.

Uzun yaz günlerinde oruç tutulacak

olan önümüzdeki Ramazan günlerin-

de en çok dikkat edeceğimiz organ-

larımız böbreklerimizdir. Uzun süren

susuzluk hele şeker hastalığı veya

tansiyon yüksekliği mevcut olan

hastalarda böbrekler için bir risk

oluşturmaktadır. Oruçta vücudun

günlük su ihtiyacının karşılanması

yiyecek ihtiyacının giderilmesinden

çok önemli ve hayati bir durumdur.

İftardan itibaren sahura kadar bir

ilaç içme ciddiyeti ile 3 litre civa-

rında su ve meyve suyu, komposto,

ayran şeklindeki sıvı gıdalar tüke-

tilmelidir. Uzun süredir tansiyon ve

şeker hastası olanlar eğer böbrek

fonksiyonlarında bozukluk yani üre

ve kreatinin değerlerinde yükseklik

varsa oruçtan muaf sayılabilirler.

Böbreklerinin durumunu bilmeyen

kronik şeker ve tansiyon hastalarının

Ramazan öncesinde kanda üre ve

kreatinin değerlerini kontrol ettir-

meleri uygun olacaktır.

RNazan PAMİR / Bahçeşehir

13Ağustos 2011 Haberler

Başakşehir yazar yetiştiriyor

Üçüncü yılına giren Başakşehir Belediyesi’nin farklı alanlarda sürdürdüğü kültürel faaliyetleri

artarak devam ediyor. Konferans, panel, konser, şiir dinletileri, söyleşi gibi farklı kültürel faaliyetlere imza atan Belediy-enin Kültür İşleri Müdürlüğü, bu yıl açtığı Yazarlık Okulu ile bu konudaki çabalarına yeni bir boyut kazandırdı. Her fırsatta kültür-sanatın önemine vurgu yapan Başakşehir Belediye Başkanı Mev-lüt Uysal, bir toplumun millet olmasının kültürle ile mümkün olduğunu söyledi. 9 Mart’ta başladıkları ve 29 Haziran’da ilk dönemini bitirdikleri Yazarlık Oku-lunu bu nedenle çok önemsediklerini ve önümüzdeki dönem bu tür etkinliklere yeni boyutlar kazandırarak devam et-

tireceklerini belirtti. Uysal, amaçlarının Başakşehir’de saklı olan cevherlerin ve yeteneklerin ortaya çıkmasına zemin hazırlamak olduğunu ve bu dönemde epey mesafe kat ettiklerini vurguladı.

Başakşehir Belediyesi’nin bu yıl başlattığı Yazarlık Okuluna yazı işlerine meraklı her kesimden vatandaşın ilgisini çekti. İlköğretim öğrencilerinden lise öğrencilerine, üniversite öğrencilerinden lisans öğrencilerine, çalışanlardan emekli-lere ve ev hanımlarına kadar değişik yaş ve meslek gruplarından yaklaşık 75 yazar adayı Yazarlık Okuluna katıldı. Başakşehir I. Etap Cevdet Kılıçlar Bilgievi’nde gerçekleştirilen ve şair-yazar Ali Ural tarafından verilen dersler, her çarşamba 15.00-17.00 saatleri arasında devam etti. Derslerin mesai saatleri içinde olması,

kursun daha çok ev hanımlarına ve eme-klilere yönelik olduğu izlenimini verse de, katılımcılar arasında çalışanlar da var. Çalışan kursiyerler, Belediyenin bu hiz-metinden faydalanabilmek için ders günü iki saat iş yerlerinden izin alarak kursa katıldıklarını belirttiler.

İki saatlik derslerin ilk bölümünde Ali Ural, katılımcılara Türk ve dünya edebiyatından bir yazarın yazarlık serüveni çerçevesinde yazmaya yöne-lik bazı teorik bilgiler verirken, ikinci bölümde katılımcıların yazdıkları metinler üzerinde tek tek durarak eleştiriyor. Ural bu eleştirileri yaparken hatalı noktalara işaret etmekle kalmadı, öğrencilerine üsluplarını geliştirmede nasıl bir yol izle-meleri gerektiği konusunda ipuçları da veriyor.

Geri dönüşüme Başakşehir desteği

Başakşehir Belediyesi, geri dönüşüme verdiği önemi yaptığı icraatlar-

la gösteriyor. Belediye, Tem-muz 2011’e kadar 6500 adet geri dönüşüm kutusunun da-ğıtımını gerçekleştirdi. Kamu kurumlarına, fabrikalara, alış-veriş merkezlerine, okullara ve

işyerlerine konulan kutularda biriken atıklar, Temizlik İş-leri Müdürlüğü bünyesinde çalışan, özel giysili ve kimlik kartlı personel tarafından top-lanıyor. Atık kutuların dışında, konutlara düzenli olarak geri dönüşüm poşetlerinin dağıtımı da yapılıyor.

Başakşehir Belediyesi, yürüttüğü özenli çalışma ile İstanbul genelinde gerçek-leştirilen Atık Geri Dönüşüm Projesi’nde 54 cam kumbara-da topladığı cam atık ve 831.8 ton ambalaj atığı ile Avrupa yakasında en fazla cam ve ambalaj atık toplayan ilçe ünvanını elde etti. Başakşehir Belediyesi’ni 600,7 ton ile Üm-raniye Belediyesi, 602,3 ton ile Tuzla Belediyesi ve 594,4 ton ile Şişli Belediyesi takip etti.

Değerli Basın Mensupları;

“24 Temmuz Basın Bayramı” nızı kutlar, etik değerlere sahip çıkarak ülke ve toplumsal çıkarlarımızı korumak ve geliştirmek adına yapmış olduğunuz çalışmalardan dolayı sizleri tebrik ederim.

Dünyanın farklı noktalarında hala çeşitli amaçlar uğruna savaşlar yaşanmakta ve insanlar yaşamlarını yitirmektedirler. Bilindiği gibi toplumların seslerini duyurabilmeleri, haklarını farklı platformlarda dile getirebilmeleri için en önemli güç basındır. Binlerce yıldır kalemin gücü insanlık için yön gösterici olmuştur. Bu önemli gücü çok iyi bir şekilde değerlendirmek ve insanlar için faydalı çalışmalar yapmak ise sizlerin görevidir. Türk basını, sansürün kaldırılışı ile tam 103 yıldır halkın haber alma özgürlüğü anlayışı ile hizmet vermektedir. “Özgürlük demek bir o kadarda sorumluluk demektir.” Bu özgürlüğün vermiş olduğu sorumluluk duygusu ile üstlenmiş olduğunuz görevlerinizde hepinize başarılar diliyorum.

Esenyurt Belediye BaşkanıNecmi KADIOĞLU

önemli gücü çok iyi bir şekilde değerlendirmek ve insanlar için faydalı çalışmalar yapmak ise sizlerin görevidir. Türk basını, sansürün kaldırılışı ile tam 103 yıldır halkın haber alma özgürlüğü anlayışı ile hizmet

“Özgürlük demek bir o kadarda sorumluluk demektir.” Bu özgürlüğün vermiş olduğu sorumluluk duygusu ile üstlenmiş olduğunuz

14 Ağustos 2011

Yaz ayı gelince, tüm görsel ve yazılı medya Güneş’in ten üzerindeki

zararlarını dile getirir. Ecza-neler ve marketler iki haneli güneş korumalarını çeşit çeşit, marka marka en ön saflara dizer. Yüz için ayrı, vücuda ayrı ve bacaklara ayrı diye kutu kutu alıp dünyanın para-sını veririz. Saçlar kurumasın diye tuz ve sıcaktan koruyan saç yağlarını da ihmal etmez çoğu hanım. Peki ya gözler? Hiç gözleri düşünen oluyor mu yazın kuvvetli güneş ışınlarına karşı.

Sizce pazardan veya market-bijuteri türü mağazalardan alınan afili ama hiçbir koruyu-cu özelliği olmayan gözlükler yararlı mı yoksa gözümüzü korumadığı gibi bozmakla da daha beter hale mi getiriyor?

İşte bu soruların cevabı için KC F çarşıdaki Oniksoptik’ten Optisyen Özgür Erakpınar’dan bilgi istedim:

Güneş GözlüğüGözümüzün görebilmesi için ışık gerekmektedir. Karanlıkta göremeyiz. Görmemizde etkili olan güneş aynı zamanda te-nimizin rengini değiştirir, yani cildimize zarar verir. Görme merkezimize görüntüyü ge-tiren güneş ışığı, gözümüzün içindeki merceğin daha erken sertleşerek genç yaşta kata-rakta neden olabildiği gibi, görme sinirlerinde belli bir za-man sonra tahribata yol açar.

Bu gerçekler göstermektedir ki; güneş ışıklarının olumsuz etkisinden kurtulmak için iyi güneş gözlükleri kullanmalıyız. Güneş gözlüğümüz yüzümüz-de olduğu için biçimi, mater-yali, aksesuarları önemlidir. Ayrıca, tenimizin ve saçımızın rengiyle uyumu da gereklidir. Kısacası güneş gözlüğünün görünüşü ve rahatlığı kullanı-cıya fazladan moral verecek-tir. Güneş gözlüğü az da olsa kusurları meydana çıkartmak için değil örtmek için de kulla-nılmalıdır.

Güneş Gözlüğü öyle bir sektör

haline gelmiştir ki; dünyada ürettiği güneş gözlükleri ile meşhur olan markalar vardır: Rayban, Persol gibi.

Güneş gözlüğü seçimi Yüzünüz kare ya da kareye yakınsa; kavisli çerçeveler sizin için en uygun olanlar-dır.

Uzun bir yüze sahipseniz; çerçeveleriniz yüzünüzü kaplamalıdır. Böylece göz-lük yüzünüzü ikiye ayırdığı için normalden daha uzun görünmesini engelleyecek-tir.

Yüzünüz yuvarlak ise; düz ya da açılı çerçeveleri ter-cih etmenizi tavsiye ederiz.

Üçgen bir yüze sahipseniz; çerçevelerinizin çizgilerinin düşey olmasına dikkat et-melisiniz.

Yüzünüz oval ise; çerçeve-leriniz mutlaka yüz büyük-lüğü ile orantılı olmalıdır.

Güneş Işınları ve Gözlerimiz İnsan gözü 400 nm ile 700 nm arasında dalga boylarına sahip ışıkları görür. Dalga boyu kü-çüldükçe mavimsi, dalga boyu büyüdükçe kırmızımsı renkler görülür. 700 nm’nin üzerinde infrared, 400 nm altında ise ultraviole(UV) yani morötesi radyasyon başlar. UV radyas-yon güneş ışınlarının % 5’ini oluşturmasına rağmen çok tehlikelidir.

Diğer taraftan UV ışınlarının çoğu atmosfer tarafından emil-mektedir ve çok küçük dalga boyları yeryüzüne ulaşama-maktadır. Bulutlu havalarda emilim daha da artmaktadır. Yeryüzü güneşten gelen UV ışınlarının bir kısmını tekrar geri yansıtır. Toprak ve çimen % 1-5, su % 3-13 arası yansıtır-ken kar % 88’e kadar yansıma yapabilir. UV etkisi yüksekler-de artar. Dağcılarda tırmanma sırasında, güneşin sıcaklık

etkisinin azalmasına rağmen güneş yanığı olma olasılığı daha fazladır. Dağa tırmanan-lar ve kar kayağı yapanlar UV radyasyona en fazla maruz ka-lanlardır.

Uzun süre güneşe maruz kalanlarda halk arasında et büyümesi diye bilinen pterji-yum veya pinguekula gelişe-bilir. Göz içi lensinin içindeki proteinlerin yapısını bozarak katarakt oluşumuna yol açabi-lir. Sinir tabakası üzerinde de esaslı tesirleri vardır.

UV ışınlarının tüm bu zararları göz önüne alındığında, milyon-larca insanın bundan korun-ması gündeme gelmektedir.

UV’ den korunmanın en kolay yolu tabi ki kapalı alanlarda kalmaktır. Gün içinde açık ortamlarda bulunurken kulla-nılan özel camlı güneş gözlük-leriyle göze gelen UV ışınların-dan % 100 oranında korunabil-mek mümkündür.

Polaroid Cam Orijinal polaroid güneş göz-lüklerinin en önemli özelliği, çok iyi görüş sağlamalarıdır. Son yıllarda çok sözü edilen ozon katmanındaki yırtılma-lar ve artan cilt kanseri oranı morötesi ışınlara ve bu ışın-

ların uzun vadeli etkilerine dikkat çekmiştir. Çünkü ozon tabakası atmosferdeki doğal bir morötesi filtresidir. Ancak bu katman inceldiğinde ya da iddia edildiği gibi yırtıldığında koruma özelliği doğal olarak azalmaktadır.

Morötesi ışınlar insan gözü tarafından algılanmaz. Bu ışınların herhangi bir yararı ya da kullanımı da yoktur. Uz-manların çoğunluğu morötesi ışınların zaman zaman göze zarar verdikleri görüşünde bir-leşmişlerdir.

Polaroid polarizasyon filtresi zararlı UV (mor ötesi) ışınlara karşı % 100 koruma sağlar. Ay-rıca parlak yüzeylerde oluşan rahatsız edici parlama ve yan-sımaları da % 99 oranında or-tadan kaldırır. Bu çifte koruma fonksiyonu sayesinde gözleri-niz zararlı ışınlardan korunur ve dünyayı çok daha net ve rahat görmeniz mümkün olur.

İyi bir güneş gözlüğü için öne-rimiz; camlarının polaroid olmasıdır. Numaralı güneş gözlüğü ihtiyacı olanlar için de polaroid camlar üretilmek-tedir.

Optisyen/Özgür Erakpınar

Tel: 0212 608 18 39

Güneşin zararı

ya gözlerhaline gelmiştir ki; dünyada etkisinin azalmasına rağmen

Sadece tene mi


Sağlık

emlak Ağustos 2011

2010 Realty World Türkiye Kupası İşlem ve Ciro Kategorisi’nde 1’inci olan ofis, Realty World Nova Gayrimenkul oldu.

Realty World Türkiye, Kıb-rıs’ta düzenlediği organi-zasyon ile 2011 hede� eri-

ni açıkladı.

Realty World Türkiye, başarılı emlak danışmanları ve broker-larını ödüllendirmek için tüm ofislerini Kıbrıs’ta bir araya

getirdi. Realty World Türkiye’nin 2011 hede� erinin açıklandığı ve başarılı ofislerin ödüllendirildiği törene, KKTC Maliye Bakanı Ersin Tatar Onur Konuğu olarak katıldı.

Organizasyonda çeşitli katego-rilerde başarılı olan broker ve

danışmanlaraa ödülleri takdim edilirken ayrıca Realty World Türkiye’nin yeni iş partneri olan icralik.com sitesinin amacı ve içeriği çalışanlara ve misafirlere tanıtıldı.

2010 Realty World Türkiye Ku-pası İşlem ve Ciro Kategorisi’nde 1’inci olan ofis, Realty World Nova Gayrimenkul oldu. Ödülü Realty World Nova Gayrimen-kul broker’ı Ahmet TEMELTAŞ kabul etti.

Kamp kapsamında ödül töreni-nin yanı sıra Enbe Orkestrası, Ahmet Şerif İzgören İletişim Semineri ve Dr. Burçin Doğru Semineri gibi etkinliklerinin olduğu gece ünlü komedyen Yavuz Seçkin ve sunucu Fatoş Kabasakal’ın sunumuyla gerçek-leştirildi.

NOVA’yabüyük ödül

Ağustos

Bahçeşehir’in Tam Kalbinde, 3 Cepheli, Havuzlu, Güvenlikli, Kapali Otoparkli Mükemmel 4+1 Daire

Kalitenin Simgesi, Uphıll Courtta Tadilatlı Havuz Cepheli 3+1 Daire

Garanti Koza’da Güney Cepheli ,Manzaralı Süper 3+1 Daire Tüm Sosyal Aktiviteler Mevcut, Keyifle Yaşayın.

Testili Kızlarda D Bloklarda D Tipi Herşey Yürüme Mesafesinde,Büyük Mutfaklı, Balkonlu 110 M2 2+1 Daire

65 Bin TL. TOKİ Devirli Peşinle Çok Kaliteli 1+1 Daire 60 M2, Full Ankastreli, Manzaralı

465.000 TL.

335.000 TL.

335.000 TL.

228.000 TL.

65 000 TL. Peşinatla

TEL: 0212 669 99 09 FAX: 212 669 99 24 0543 724 68 [email protected] www.realtyworld.com.tr


Süzer Bulvarı 3. Cad. Kelebek Sokak C2 Blok D:2 34538 Bahçeşehir - İstanbul


ASUMAN CAN

BETÜL GÜRKAN

Nova Gayrimenkul Danışmanlık Ltd. Şti.

Emlakta güvenilir marka !



ORHAN SARIÇİÇEK


15 katlı bloğun 4. Katında 117m2, 3+1 ebebeyn banyolu kaçırılmayacak harika bir daire.. Fiyat: 270.000TL..

15 katlı bloğun 5. Katında 117m2, 3+1 ebebeyn banyolu kaçırılmayacak harika bir daire.. Fiyat: 275.000TL.

15 katlı bloğun 6. Katında 117m2, 3+1 ebebeyn banyolu kaçırılmayacak harika bir daire.. Fiyat: 280.000TL.

• Salon34,9m2

• SalonBalkon9,8m2

• Mutfak14,6m2

• MutfakBalkon2,8m2

• Antre+Hol13,7m2

• Banyo5,6m2

• WC3,3m2

• YatakOdası12,8m2

• YatakOdası12,7m2

• EbeveynYatakOdası18,6m2

• EbeveynBanyo4,2m2

Esenyurt Milpark Konutlarında




ORHAN SARIÇİÇEK


21 katlı bloğun 14. Katında 148m2, 2+1 teraslı kaçırılmayacak harika bir daire..

15 katlı bloğun 5-6. Katlarında, 2+1 dublex, 124 m2, ebebeyn banyolu muhteşem bir daire..

Fiyat: 265.000TL

Pelican Hill Yanı West Blocks’ta

Spradon Kuleler Fiyat: 245.000TL


Bahçeşehir Merkezde Köşe Full Tadilatlı 150 m2 A Tipi 4+1 Daire. 300.000 TL.

Banu Villaları’nda Lapis Tipi Full Tadilatlı Mükemmel Konumda, 5+2, Havuzlu Villa.

Beritlerde Gölet Manzaralı, Tadilatlı, Okazyon Kent Tipi Villa… 410.000 TL.

Bahçeşehir Merkezde Mükemmel Konumda Satılık - Kiralık İş Yerleri.

Ilgazlarda İyi Konumda Tadilatlı Villa…Satılık 800.000 TL.Kiralık 3250 TL.

Mesa Nurol’da Full Eşyalı, Tadilatlı 1+1 Gölet Manzaralı Satılık 175.000 TL.

Bahçeşehir’in Prestijli Projesi Uphill Courtta 72 m2 Sıfır Göl Manzaralı 1+1 Diare 145.000 TL.





RAZİYE TÜZER

ŞULE ŞENTÜRK



1. Etapta Oturuma Hazır 81 m2 1+1 Akkoza Park Cepheli Daire 180.000 TL.2A Etabında Akkoza Park Cepheli 3+1 135 m2 330.000 TL.2A Etabında Güney Cephe Ebeveyn Banyolu 187 m2 3+1 Satılık Daire.3. Etapta Okazyon 2+1 100 m2 180.000 TL…Akkozada Okazyon Satılık Banka Yeri. 250 m2 2.000.000 £

Teraslı 112 m2 Göl Manzaralı 1+1 Daire. 199.000 TL. Okazyon Teraslı Sıfır 2+1 148 m2 Daire. 245.000 TL. Sıfır Okazyon 3+1 147 m2 Daire. 325.000 TL. 800 TL. Kira Getirili 1+1 Daire. 178.000 TL.

Özellikler: 24 Saat Güvenlik, Açık Yüzme Havuzu, Kapalı Otopark, Türk Hamamı, Fıtness, Sauna, Çocuk Oyun Parkları, Basketbol-Voleybol-Tenis Sahaları….

Spradon Kulelerde

Akkoza Projesinde





RAZİYE TÜZER

ŞULE ŞENTÜRK







ASUMAN CAN

BETÜL GÜRKAN


6. Bahçeşehir Tam Merkezde Manzaralı, Balkonlu Ebeveyn Banyolu 2+1 Daire 290 Bin Tl.110 m2, 24 Saat Güvenlikli Site İçerisinde, Kapalı Otoparlı Bankalar, Cafeler, Okullar Herşey Yürüme Mesafesinde

7.Kısa B’lerde Muhteşem Manzaralı Teraslı 1+1 Daire 170 Bin Tl. 90 m2 Kullanım Alanlı, Ayrıca Manza-ralı Terası Olan, Merkezde Tadilatla 3+1 Daireye Dönüştürülen Fırsat Daire

8. Akkoza I. Etapda 3 Cepheli 3+1 Fırsat Daire 350 Bin Tl. 160 M2, 3 Cepheli, Manzaralı, Ankastreli, Hastane, Okul, Avm Yürüme Mesafesinde.

9. Akkoza 2 C Etapbında Çok Uygun 1+1, 2+1 ve 3+1 Daireler. Ak-İş’in Yaptığı Blokta, Fransız Sokağında, Mükemmel Konumda Daireler. Tam Teşekküllü Hastane, Festival Park, Ted Kolejleri, Spor Club, Akbatı Avm Dairelere Sadece Yürüme Mesafesindedir.




SULTAN POLAT


Akkoza’da Erken Teslim 2+1 Daire Akkoza 2B Etabı G Blok 2.Kat 78 m2 2+1 170.000Tl Akkoza’da Muhteşem Manzaralı 3+1 Daire Akkoza 2B Atebı G Blok 15. Kat 3+1 150m2 Komple Central Park ve Sosyal Tesis Manzaralı Daire Akkoza’da Hemen Oturumluk 1+1 Daire Akkoza1 A1 Blok Zemin Kat 60m2 155.000Tl Akkoza’da Konforlu 2+1 Daire Akkoza 3.Etab N Blok K:13 108m2 237.000Tl Akkoza’da Kullanışlı 1+1 Daire Akkoza 3.Etab P1 Blok K:2 90m2 198.000Tl




EYLEM YENİ


Eston Katlı Villa

Eston Tripleks 2

Eston Tripleks 1

Samanyolu 1

Eston Şehir

Samanyolu 1

Ardıçlı İmbat

Ardıçlı İmbat

MESA 2

MESA 1

Samanyolu 3




NİHAT BALCI


Bizim Evlerde Havuzlu, Güvenlikli,Kapalı Otoparklı 157 M2 3+1 Daire 320.00Tl

Lüks Yaşamın İsmi Bizimevlerde 130 M2 2+1 Daireler 230.000 Tl




NİHAT BALCI


Kalitenin Yeni Adı Avrupa Konutlarında Tadilatlı Havuz Cepheli 149 M2, 3+1 Daire 330.000Tl.


3. Yaşam Mimarı Ağaoğlunda Havuzlu Spor Merkezli, Kapalı Ve Açık Havuzlu 95 M2 2+1 Daireler 200.00Tl

4. Ağaoğlunda Güney Cepheli, 4. Kat, 150 M2 Lüks 3+1 Daireler 310.000Tl

26 Ağustos 2011

O2 Residence Satış ve Pazarlama Yetkilisi Ahmet Temeltaş bölgenin özellikle 2005 yılından sonra konut gelişimi açısından büyük yol kat ettiğini belirtiyor. Modern yaşam alanları olarak adlandırılan konut sitelerinin, zengin sosyal olanakları ile bu bölgenin çehresini değiştirmeye başladığını ifade eden Ahmet Temeltaş “5 yıl içerisinde bölgenin görünümünün büyük ölçüde değişmesi bekleniyor. Bölge önemli yatırımcıların, konut üreticilerinin de ilgisini çekmeye başladı. Bu büyük gelişmenin daha uzun yıllar

süreceğini tahmin etmekteyiz. Buna paralel olarak konut satış hızında oldukça yüksek bir bölge. Hızlı gelişim ve yerleşimde doğal olarak konut yatırımlarının hızlı prim yapmasını destekliyor, bugün ortalama 2.000 .-TL olan m2 fiyatları önümüzdeki 4-5 yıl içinde 3.500-4.000.-TL’leri bulacak.” diyor.Yeni modern konut alanları ve bu konutlarda yaşayan orta ve orta-üst gelir grubu ile birlikte bölgede önemli ihtiyaçların da baş göstermeye başladığına işaret eden Ahmet Temeltaş, özellikle AVM sayısı açısından patlama yaşandığını, okul

ve hastane yatırımlarında da büyük gelişmeler kaydedildiğine işaret ediyor.Ayrıca yeni yapılaşma ile birlikte mevcut yaşayan

profile göre daha yüksek gelir grubuna sahip, eğitimli ve kültürlü bir nüfusun bu bölgede yaşamaya başladığına da dikkat çekti.

Ahmet Temeltaş – Nova Gayrımenkul / Bahçeşehir

Bölge Önümüzdeki 10 Yıl İçinde Oldukça Değişecek

Emlak

27Ağustos 2011

Nâr…Bıkıp usanmadan anlatıyorum...Duymayan birine… Görmeyen birine…Bir semazenin eteklerinin kıvrımları arasına saklanıp, dönüyorum aynı yerde…Sonum başlangıcım oluyor da gönül yorulmuyor… Anlamıyor…Bir neyzenin nefesine söylüyorum özlemimin sabrını…Ab-ı beka damlıyor kirpiklerin arasından…Bir yudumu için feda ediyorum dünya esvabımı…Nâr içinde yüreğim…Yanıyor... Yanıyor…

“

“

Ey Sevgili…Can bedene fazladır, gitmek zamanı sevda şehrinden.Eski beni arama beyhude, bulamazsın! Mercana dönüştüm, saklandım bir taş altınaGün ola dönüp bakarsan ardına ey sevgiliGörülmez diye sevdamın pulları söndü mü sanırsın? Durgun bir suya yazdım sabrımın ebrusunuMavilere kattım durmadan çağlasın diyeÇeşmimde gözyaşım bitti mi sanırsın?Muhabbetin yoksa can evimdeBin verd yollasan neye yarar?Susup söz etmem diye ey sevgiliAşkın coşkusu sona erdi mi sanırsın?Can bedenden uçsa da bil ki sevdan baki kalır Aslolan sensin ey sevgiliSen yoksan ben de ben var mı sanırsın?

Güneş…Işığın öylesine kuvvetli ve yakıcı ki, yaklaşamıyorum yanına

Ama bil ki ey güneş, yalnız değilsin gök kubbede

Aşkı buldum senden nice uzak bir diyarda

Aydınlığını yansıtan bulutlara sevdalandım önce

Sonra bir yıldızı aldım taktım göğsüme

Bilemedim aslın sen olduğunu

Her adımda daha çok yandım, kavruldum

Üşüdüm sıcağından, ürperdim korkundan

Sense bulutların ardına saklandın hep

Belki de beni korumaktı maksadın

Gölgen ise bu aşkın sebebi

Ya aslın ne yapar ey Şems, ölmeden öldürür mü beni?

Bilmez misin pervane neden döner durur ışığı çeperinde

İzin ver bir kez dokunayım sevdana

İzin ver ölmeden öleyim…

Ey güneşim, büyük olan sensin

Ben bir nokta bile etmem yanında

Kavruldum, küçüldüm, kurudum yangınınla…

Nalan Güven

28 Ağustos 2011

Dondurma niyetine sütlü buz yiyoruz!Market ve bakkallarda dondurma diye satılan ürünlerin bir kısmı-nın aslında dondurma olmadığını neredeyse kimse bilmi-yor. Bu ürünlerin ambalajında genelde “Ice cream” yazıyor. Etiket bilgileri ise mercekle okunacak kadar küçük oluyor.

Tüketiciler Birliği Genel Baş-kanı Nazım Kaya, tüketicileri dondurmalar konusunda uyardı. Nazım Kaya, “Tüke-

ticilere ‘dondurma’ adıyla gayri sıhhi ‘buzlu’ yiyecekler sunuluyor, ‘Yenile-bilir Buzlu Ürünler Tebliği’ne göre üretilen ürünler dondurma değildir. Buz karı-şımları ve süt-lü buz ürün-leri-ne yeni-lebilir buzlu ürünler denir ve bu ürünler tüketicilere dondurma adı altında satılı-yor.” dedi. Tüke-ticiler dondur-mayla sütlü buz farkını bilmediği için genelde tüm ürünleri don-durma niyetine alıyor. Gerçek dondurmada neredeyse katkı maddesi bulun-mazken, bu tür ürünlerin içe-riğindeki katkı maddeleri- nin çokluğu dikkat çekiyor. Türki- ye’de dondurmalara konulan katkı madde-lerinin yarıdan fazlasının dünyanın birçok ülkesinde yasaklan-dığını belirten Nazım Kaya, “Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın ‘E’ kodlu katkı maddeleri- nin birçoğunu yasaklama- dığını belirterek tüketicile- rin de bu konuda bilgilendirilmesinin önemli olduğunu vurguluyor.

Kaya, bazı dondurmalara, kıvam tut-

turma bahanesiyle domuz ve sığır ke-miklerinden elde edilen E-441 (jelatin) kodlu katkı maddesinin ilave edildiğini kaydederek, bu maddenin Türkiye’de yasal olduğunu; ancak üretildiği hayva-

nın domuz olma ihtimalinin yüzde 70 civarında ol-

masından dolayı bu katkı maddesinin kullanılmasıyla tüketicilerin

inanç ve has-sasiyetlerinin hiçe sayıldı-

ğını ifade etti. Dondurma

sektörünün bir kısmının şeker yerine sağ-lıksız yapay tatlandırıcılar kullandığına dikkat çeken Kaya, doğal

salep yerine sun’i salep, süt

yerine su ve süt tozu, meyve ye-

rine yapay meyve boyası ve aromaların

katıldığını belirtti.

Buz gerçeği etiketlerde gizleniyor

Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği’ne göre “Dondurma Tebliği” ve “Yenilebi-lir Buzlu Ürünler Tebliği” olmak üzere iki ayrı tebliğ var. Piyasada dondurma sanılarak tüketilen bu ürünlerin çoğu aslında dondurma değil. Büyük ço-ğunluğu içinde süt bile barındırmayan ‘yenilebilir buzlar’. İçindeki maddelerin çoğu ise dünyanın birçok medeni ülke-sinde sağlık nedeniyle yasaklanmış kat-kılardan oluşuyor. Ancak Tarım ve Kö-yişleri Bakanlığı ‘E kodlu’ bu katkıların büyük çoğunluğunu yasaklamış değil. Üreticiler ürünlerinin dondurma olma-dığını gizlemek için “ICE CREAM” gibi yabancı dil ifadelerini büyükçe harflerle yazarken ‘yenilebilir buzlu yiyecek’ gibi ifadeleri ise küçük puntolarla yazıyor. Bu nedenle “gerçek dondurma” yemek isteyenlerin etiketleri iyi okuması gere-kiyor.


kadar küçük oluyor.


Tüketiciler Birliği Genel Baş-kanı Nazım Kaya, tüketicileri dondurmalar konusunda uyardı. Nazım Kaya, “Tüke-

ticilere ‘dondurma’ adıyla gayri sıhhi ‘buzlu’ yiyecekler sunuluyor, ‘Yenile-bilir Buzlu Ürünler Tebliği’ne göre üretilen ürünler dondurma değildir. Buz karı-şımları ve süt-lü buz ürün-leri-ne yeni-lebilir buzlu ürünler denir ve bu ürünler tüketicilere dondurma adı altında satılı-yor.” dedi. Tüke-ticiler dondur-mayla sütlü buz farkını bilmediği için genelde tüm ürünleri don-durma niyetine alıyor. Gerçek dondurmada neredeyse katkı maddesi bulun-mazken, bu tür ürünlerin içe-riğindeki katkı maddeleri- nin çokluğu dikkat çekiyor. Türki- ye’de dondurmalara konulan katkı madde-lerinin yarıdan fazlasının dünyanın birçok ülkesinde yasaklan-dığını belirten Nazım Kaya, “Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın ‘E’ kodlu katkı maddeleri- nin birçoğunu yasaklama- dığını belirterek tüketicile- rin de bu konuda bilgilendirilmesinin önemli olduğunu vurguluyor.

Kaya, bazı dondurmalara, kıvam tut-

turma bahanesiyle domuz ve sığır ke-miklerinden elde edilen E-441 (jelatin) kodlu katkı maddesinin ilave edildiğini kaydederek, bu maddenin Türkiye’de yasal olduğunu; ancak üretildiği hayva-

nın domuz olma ihtimalinin yüzde 70 civarında ol-

masından dolayı bu katkı maddesinin kullanılmasıyla tüketicilerin

inanç ve has-sasiyetlerinin hiçe sayıldı-

ğını ifade etti. Dondurma

sektörünün bir kısmının şeker yerine sağ-lıksız yapay tatlandırıcılar kullandığına dikkat çeken Kaya, doğal

salep yerine sun’i salep, süt

yerine su ve süt tozu, meyve ye-

rine yapay meyve boyası ve aromaların

katıldığını belirtti.

Buz gerçeği etiketlerde gizleniyor

Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği’ne göre “Dondurma Tebliği” ve “Yenilebi-lir Buzlu Ürünler Tebliği” olmak üzere iki ayrı tebliğ var. Piyasada dondurma sanılarak tüketilen bu ürünlerin çoğu aslında dondurma değil. Büyük ço-ğunluğu içinde süt bile barındırmayan ‘yenilebilir buzlar’. İçindeki maddelerin çoğu ise dünyanın birçok medeni ülke-sinde sağlık nedeniyle yasaklanmış kat-kılardan oluşuyor. Ancak Tarım ve Kö-yişleri Bakanlığı ‘E kodlu’ bu katkıların büyük çoğunluğunu yasaklamış değil. Üreticiler ürünlerinin dondurma olma-dığını gizlemek için “ICE CREAM” gibi yabancı dil ifadelerini büyükçe harflerle yazarken ‘yenilebilir buzlu yiyecek’ gibi ifadeleri ise küçük puntolarla yazıyor. Bu nedenle “gerçek dondurma” yemek isteyenlerin etiketleri iyi okuması gere-kiyor.

Gölette Muhteşem Konser

Bahçeşehir Gölette düzenlenen Ra-mazan etkinliklerinde sahne alan TRT İstanbul Radyosu sanatçıla-

rından Cengizhan SÖNMEZ, seslendirdiği Türk Sanat Müziği eserleri ile dinleyenleri kah coşturdu, kah hüzünlendirdi.

Sevilen şarkılardan ve sanatçının kendi bestelerinden oluşan konserde Cengizhan SÖNMEZ okuduğu şiirlerle de seyircileri büyüledi.

Bahçeşehir ve çevre halkın yoğun ilgisi-nin olduğu konsere ayrıca sanatçının her Perşembe akşamı saat 21:00’de TRT Nağ-me’deki “Bir Tutam Hasret” programının devamlı dinleyicileri de katıldı.

Konser yoğun alkışlarla son buldu.

(Cengizhan SÖNMEZ’in yönettiği Bahçe-şehir Musiki Derneği korosu 27 Ağustos’ta “tasavvuf” konulu konser verecek)


Haber

29Ağustos 2011

Belli ülkelerin halkları hakkında çok oturmuş (sabit de diyebi-liriz) fikirlerim var. Misal; Rus-lar’ın ve Almanlar’ın gittiği yerle-

re tatile gitmem ama Almanya’ya gitmişli-ğim vardır özellikle Berlin’e bayıldım. An-cak Almanlar’dan “Çocuğunuz bisikletime dokunmasın” diyen yaşlı ve bezli Almanlar yüzünden hoşlanmadım. Bu arada sürekli içip, gürültü yapıp alenen işemeleri de beni Antalya ve civarında tatil fikrinden vazgeçirdi. Ruslar’ı ise ayrı bir klasmanda değerlendiriyorum. Ben hayatımda (kim ne derse desin) bu kadar kaba saba, ra-hatsız edici, gürültülü ve (üzgünüm) varoş bir millet görmedim. 80’li yıllardan kalma bikini modelleri, her bulduğu ağacın altı-na yatıp “seksi” resim çektirmeye çalışan kadınlar – her yanımdan geçtiklerimde bir örnek (neyse o marka hepsi aynısını kullanıyor) – ve çok rahatsız edici bir an-ti-perspirant kokusu… Sen kahve sipariş vermeye çalışırken bunlara asılıp hayatını kurtarmaya çalışan ve bu yüzden on kere kahve istemen gereken garsonlar…

İngilizler ise tam bir kabus. Bir ülkenin her insanı nasıl bu kadar “luzır” (kaybe-den) olabilir Yarabbim. İstersen 10 yıldız daya, hatta beşi “mişelin” olsun adam o tesiste yine pub’da maç izliyor gibi içiyor ve gürültü yapıp kavga çıkarıyor.

Güzel yurdum, döviz, tanıtım falan ama ne yazık ki ülkemizde yabancıların olma-dığı büyük tesis bulmak neredeyse imkan-sız. Haliyle ben de kötünün iyisi Fransız-lara tahammül göstermeye çalışıyorum. Aksi, nobran ve manasız ciddiler ama biki-ni altıyla gezen adamları saymazsak belli bir kaliteyi muhafaza ediyorlar.

Şu an bol Fransız az İngiliz bir yerdeyiz. Erken rezervasyon yaptırdığımız için (olayların böyle gelişeceğini bilememiştik) manasız bir şekilde toplanıp buraya geldik. Ve ben tespit yapmaya başladım yine…

Yabancı kadınlar anlayamadığım bir şekil-de basensizler. Bu basenler nasıl genişle-mez kardeşim, bu karınlar nasıl tekrar hiç doğurmamış gibi geri toplanır? Hatunlar çift çocukla taş! Sahildeyiz, az bir grup Türk etrafa yayılmış durumdayız. Türkler belli çünkü şemsiye altında bir kocasını bir çocuğunu yağlayan, havlulardan kum silkeleyen, paso kova kürek toplayan, elin-de bir terekli şapka oradan oraya koşan, yorgun kadınlar Türk. Hastasıyım Türk kadınlarının, hayranıyım, kalbimden sevgi fışkırıyor Türk kadınlarına baktığımda.

Türk kadını tüm vazifelerini bitirip tam oturuyor şezlonga çocuk geliyor “anneeaa acıktım” kadın yine ayakta, tam oturuyor “anneeaa çişim geldi” kadın yine ayakta. Adam paso gazete okuyup arada kumdan kale yapıyor ama bu esnada kadın yediri-yor, taşıyor, giydiriyor, yağlıyor, topluyor, boşaltıyo… Yağlanmak istemeyen çocukla hafta sonu ekini bulamayan adam arasın-da Türk kadını tatil yapmaya çalışıyor.

Bu esnada basensizler memeler fora! Ço-cuklar bir şekilde organize olmuş, adamlar kadınlara şarap taşıyor, kadınlar memeleri açmış güneşleniyor. Fonda en seksisinden bir müzik… Birkaç kadın ayakta dans edi-yor, memeler sallanıyor. Adamlar hayran hayran kadınları seyredip gülümsüyor. Benimkiler ise (Türk kadınlardan bahse-diyorum) yukarda meyve servisi başlamış, çocuğuna karpuz, kayısı, kavun almaya gidecek, pareosunu arıyor. Özgüven yer-lerde çünkü hemen yanında çift çocuklu basensizin memeleri neredeyse burnuna değecek… Çok içerliyorum bu duruma. Çok ama öyle böyle değil…

Seksi olmak memeyle değil tavırla ilgili bir şey. Ve ben Türk kadınının üzerine seksi kadın tanımıyorum.

Madem öyle deyip kadınları harekete geçirmeye karar veriyorum… Ve planımı yapıyorum…

Ertesi gün plajda Türk bir ailenin yanına yerleşiyoruz. Özellikle fazla şezlong tu-tuyorum, Türkleri etrafıma toplamakta kararlıyım. Yapıyorum da! Ekibimde 1 yaşında bir oğlan annesi, 2 kız çocuklu bir anne, bir de Atahan’la yaşıt bir oğlan an-nesi var. Aramızda sohbet edip çocuklarla ilgileniyoruz. Kocalar gazete okuyup ara-da gülümsüyor falan… Etrafta yine me-meler fora… Ekibin en genç üyesi “İçecek bir şeyler alsak” diyor ayaklanarak. Tam üzerine bir şeyler giyecek, “Dur” diyorum, “Gel böyle gidelim”. Diğerlerini de alıp bara gidiyoruz. Kadınlardan biri ayran derdinde çocuklar için ama engel oluyo-rum. “Ayran almaya babaları yollarız biz alkollü bir şeyler alalım bence kendimize”. Yasak kıran küçük çocuklar gibi eğleniyo-ruz bu fikirle. Ellerimizde şaraplar biralar sahile dönüyoruz, fonda Ajda var niyeyse, keyfimiz yerinde…

Memeler dikkat çekmekte kararlı, plaj voleybolu oynamaya karar veriyorlar. O vaziyette! Grupta bir kopma sezinliyorum. Bir tanesi “Bunlar emzirmiyor mu?” diye soruyor. “Nasıl olabiliyor böyle bozulma-dan?” Diğeri “Kalçaları da genişlemiyor” diyor.

Sessizlik… Hafif bir kendinden hoşnutsuz-luk, omuzlar düşüyor tekrar. Akıl alır şey değil…

“Velev ki hem emziriyorlar hem de sarkmı-yorlar, eee? Nedir yani? Hem doğuruyorlar hem basenleri genişlemiyor? Peki! Kime ne? Bize ne? Çekici bir kadın olmak ne za-mandır ölçülerle alakalı? Bu iş tamamen tavırla ilgili. Önce biz kendimizi beğeni-cez!” deyip, en iyi bildiğim şeyi yapıyorum, kadınlarla manyak gibi dalga geçmeye başlıyorum. Özellikle -sanki çaktırmama-ya çalışıyormuşum gibi yaparak- kafamla onları işaret ediyorum. Hep birlikte katıla-rak gülüyoruz ki tanıyanlar bilir ben zaten sesli gülerim, kadınların bütün dikkati bize çevriliyor. Dedikodularını yaptığımızı hatta dalga geçtiğimizi anlıyorlar. Hem memeleri güzel hem zekiler demek!

Durumdan rahatsız olan birkaç tanesi bi-kinisinin üzerini giyiyor, istersen haşema giy arkadaşım artık çok geç.

Tatilin sonrasında ve şu anda hem görsel hem duruşsal bir değişiklik yaşanmaya başladı. İlk gün fıstık gibi dolanan yabancı kadınlar ve domestik Türk kadınları du-rumu vardı. Şu anda ise havuz kenarında (bikinileri üzerinde) salak salak klüp dan-sı yapan turist kadınlar ve ayaklarında rengarenk ojeleriyle şezlonglarına uzan-mış ve bacak bacak üzerine atıp dansöz izler gibi yüzünde alaycı bir gülümsemeyle bunları seyredip eğlenen havalı Türk ka-dınları…

Onların kalçaları dar olabilir ama biz ke-sinlikle çok daha karizmatik görünüyoruz. Ve çocuklarımızı yağlıyoruz yine ama bu sefer biz de meyve yiyip kahkahalar atıyo-ruz sadece yedirmeye çalışmıyoruz.

Çekici bir kadın olmak ölçülerle değil tavırla, duruşla ilgili bir şey bunu aklınızda tutun. Ne soyunarak ne de “bir beş kilo daha vererek” değil. Çekicilik eşi-nize bir göz kırpmakla, yürürken dik dur-makla ve en önemlisi kendine güvenmekle ilgili. Nasıl görünürseniz görünün, ne gibi bir sıkıntınız, rahatsızlığınız hatta engeli-niz olursa olsun; gülerken dişlerinizi sak-lamayın, konuşurken insanların gözünün içine bakın ve yürürken tüm oralar sizin malınızmış gibi yürüyün.

Ben bizim kadınımızdan daha güzel kadın tanımıyorum.

Sarhan: Ya bir rahat dursana! Bir gittiği-miz yerde de bir abukluk projelendirme-sen, bir tuhaflık yapmasan.

Ben: Niye?

Sarhan: Adamlar karılarını arıyor, kadınlar havuzun oradaki bara gitmiş keyif yapıyor.

Ben: Ve? Milletin “bara gideninin” ardın-dan bakıyolardı ebleh ebleh! Şimdi o bar-daki kadınlar onlara ait! N’oldu? İşlerine mi gelmedi bu model? Başkasınınki yap-sın ben seyrediyim eriyim ama benimki kumda elinde terekli şapka bir aşağı bir yukarı koşsun, beni yağlasın, karpuz taşı-sın? Bu mu?

Sarhan: Ya ne alakası var şimdi? Ne karı-şıyosun milletin düzenine? Sana ne?

Ben: Olmaz Sarhan! Atatürk bana ne dese, burası İzmir miydi Efesus mu? Bana onu söyle!

Sarhan: SYMRNA

Ben: Kim?

Sarhan: İzmir’in eski adı Symrna.

Ben: Sence Atatürk için fark eder miydi?

Sarhan: …..

Kendine güvenen bir kadından daha cazi-beli bir ne var? Kendinizi sevin.

Ben sizi seviyorum.

29

Türk kadını tatil yapmaya çalışıyor Mehtap Erel

30 Ağustos 2011

Başakşehir’de, bisiklet turları düzenleniyor Ortadoğu ve Balkanlar’ın en

uzun mesafeli yerleşim yeri olan Altınşehir mahallesinde bisiklet turları düzenleniyor. Turlar, Ka-yabaşı – Şamlar köyü civarındaki tam manasıyla ortaya çıkmamış tarihi hazineyi keşfetmek isteyen gezginler tarafından gerçekleştiri-

liyor. Tarih, spor ve gezi konusun-da birbirini tamamlayan hobilere

sahip bisiklet gezginleri, rotalarına Altınşehir, Kayabaşı, Şamlar mahalle-

lerini ve Yarımburgaz mağaralarının bulunduğu alanları da ek-lediler. İstanbul’un karmaşasından uzaklaşıp doğanın bağrında yaşadıkları deneyimleri birbirlerine internet üzerinden bir araya

geldikleri gruplarda anlatan bisiklet gezginleri, Başakşehir’de karşılaştıkları misafirperverlikten de memnun olduklarını ifade ediyorlar.

Buzun mesafeli yerleşim yeri olan Altınşehir mahallesinde bisiklet turları düzenleniyor. Turlar, Ka-yabaşı – Şamlar köyü civarındaki tam manasıyla ortaya çıkmamış tarihi hazineyi keşfetmek isteyen gezginler tarafından gerçekleştiri-

liyor. Tarih, spor ve gezi konusun-da birbirini tamamlayan hobilere

sahip bisiklet gezginleri, rotalarına Altınşehir, Kayabaşı, Şamlar mahalle-

lerini ve Yarımburgaz mağaralarının bulunduğu alanları da ek-

Başakşehir’de, bisiklet turları

Hoşgeldinn yazzzz :-) geç ama süpperr geldin !Çocuklarımıza mevsimleri anlatırken biraz zorlanıcaz mı ne? Bize öğretilenler ve bizim yaşadığımız 4 mevsim yok artık ...??!Biz dalıcılar mevsime bakmadan sezonu açtık tabii ... oooo çok şey kaçırdınız :-) - Ne? Dalıcı olmayı istiyor ama nereden başlayacağını-zı bilmiyor musunuz?O zaman; Selda Hocam anlatsın siz dinleyin . Yok okuyun... :-)-Hocam, nasıl bişeydir bu dalış tutkusu? Dalgıç olma hayali olan arkadaşlara bilgi verebilir miyiz ?

Hayallerinize Dalıyoruz…

Kimine göre motor kullanmak,kimine göre bir uçu-rumdan kendini rüzgarın kolla-

rına bırakmak ,kimine göre hızlı araba kullanmak ….Öylesine farklı ki özgür olduğunuzu hissetmenizin tarifi yeri ve zamanı …

Ben özgürlüğümün adını Suyun altında buldum yıllar önce ….Kendi nefesimi hissettiğim,,küçük kırmızı bir balığın karnını doyurma mücadelesini ,bir ca-retta’nın masum yü-zünün ürkekliğini,bir Müren’in sinsice pu-susunda bekleyişini

,onların dünyasında onlar gibi olabilmenin nasıl güzel bir keyif olduğunu yaşadığımda hissettim .Yeryüzünden başka bir atmosferde ne-fes almanın ne kadar kıymetli olduğunu her canlının yaratılış doğasına saygı duy-mam gerektiğini kısa sürede olsa binbir

ceşit deniz canlısıyla dans ettiğimde hissettim....İyi ki hissetmişim ve özgürlü-ğümün adının ne olduğunu örgenmişim ….Şimdi bana özgürlüğümü almama katkısı olan tüm sualtı güzelliklerine ,carettalara,mürenlere ,orfozlara ,küçük kırmızı balığa ve hocalarıma teşekkür ederim. Eğer içinizde suya olan bir ask varsa lütfen onu gelin sualtıyla tamamlayalım. Hayatınızda gülerek ,heyecanla anla-tacağınız bir anınıza bizimde katkımız olsun... Peki Nasıl ve Nereden Başlayarak mı ???? Biz Yaklaşık 6 senedir Bahçeşehir’de hiz-met veren bir dalış kulübüyüz…Derne-ğimizin ilk amacı ilke ve prensiplerinden ödün vermeden en güvenli ve en detaylı şekliyle sizlere bu sporu öğretmek ve sev-dirmek ..Siz yeter ki yüzmeyi biliyor olun ,gerisi bizim işimiz J Balıkadam kursu 3 Bölümden oluşmak-

tadır…. *Teorik bölüm: Yaklaşık olarak 8 saat sürecek olan programdır ,sınıf ortamında eğitmen ve dvd eşliğinde yapılmaktadır. Genellikle haftaiçi 3 akşam (20:00-10:30) ya da haftasonu 2 gün (13:00-17:00) ara-sında yapılmaktadır. *Havuz çalışması : Yaklaşık 1 saat sürer,tüm ekipmanları kuşanıp eğitmen eşliğinde teorik derste anlatılan becerile-rin uygulamasının yapıldığı süredir. *Açık edeniz dalışı : Bu programın son ve Sualtı dünyasına ilk Merhaba diyece-ğiniz bölümüdür.Toplam 4 dalış yaparak programı tamamlıyorsunuz …..Ve artık sertifikalı bir dalıcı olarak aramıza HOŞ-GELDİNİZ….

Selda Serpin Sarpkaya / BahçeşehirDalış Eğitmeni / Balıkadamlar Dernek Başkanı

0533 457 38 17

İlk Suyunuz Bizden

DamacanaDeğişimi

444 99 00

ÜCRETSİZ

32 Ağustos 2011

Diane Schuur• 09 Ağustos 2011 22:00• Reina, İstanbul

Dünyaca ünlü Cazın First Lady’si 2 Grammy ödülü sa-hibi Diane Schuur, 11 Agus-tos’da Reina’da…

Cazın “First Lady”si lakaplı Diane Schuur, Stan Getz ve Ray Charles gibi ünlü yıldız-larla beraber sahne almış bir ses. Doğumu sonrasın-da çıkan bir komplikasyon sonucu görme yeteneğini kaybeden sanatçı, Stan Getz tarafından Monterey Cazfes-tivalinde “Amazing Grace”i söylerken keşfedildi.

Stan Getz’in himayesinde kariyerine devam eden Sc-huur, Nancy Reagan gibi isimlerle aynı sahneyi paylaş-ma fırsatı buldu. Daha sonra B.B. King ile tanışan Schuur, King’le beraber büyük başa-rı elde eden Heart to Heart albümünü yayınladı. 1986 yı-lında yayınladığı Timeless ile Grammy kazanan, daha son-ra Count Basie Orchestra ile yayınladığı albümüyle ikinci kez Grammy’i eve götüren sanatçı, günümüze kadar sayısız albüm yayınladı.

En güzel gününüzde www.markafoni.com yanınızda!

Düğün gününüz yaklaşıyor! Peki, düğün alışverişini tamamlayabildiniz mi? Düğün alışveriş listelerinin

vazgeçilmezlerinden olan nevresimden iç çamaşırına, şık beyaz ayakkabıdan özel takıya birçok ürünü bilgisayarın başından kalkmadan kolaylıkla alabileceğinizi biliyor musunuz? Türkiye’nin ilk özel alışveriş kulübü markafoni, iç çamaşırlarından ev dekorasyon ürünlerine birçok kategoride seçkin moda markasını yüzde 90’a varan indirimlerle sunuyor ve sizi yorucu ve stresli düğün alışverişinden kurtarıyor.

Two Lovers

Sandra: Ağlıyor musun?Leonard: Sadece mutluyum

Adı İki Aşık olan bir filmin afişinde üç kişi olunca insanın aklına Muhteşem Süleyman dizisi geliyor. “Adam kurmuş kendi çapında haremini çeşit çeşit iki aşık” diyordum ki bu sefer de aklıma bilim kurgusal bir öykü fik-ri geldi: Sanal harem. Tam da akşam haberle-rinde Feys’ten tanıştığı kızla buluşmaya hazır-lanan adamın kan da-vasına kurban gitmesini izledikten sonra çaktı kafamda bu hikaye fikri.

Aileden 8-10 tane daire kalmış kiraları ile gül gibi geçinen adamımız hem çirkin hem de web 4.0 tutkunu! Feys’ten beğendiği kızların peşine düşüyor, biraz mizan-sen biraz mizanpaj, iki hacker, azıcık da korkutursa ta-mam! Kızları standby’da beklettiği sanal haremi hazır Hika-yem tam gelişmeye başlamıştı ki Türkiye Bilişim Derneği’nin öykü yarışmasını hatırladım. Elimdeki işi bırakıp biraz araş-tırdım ve tarihini kaçırdığımı fark edince vites küçülttüm. Malum ben halleri bu, hevesim hemen kaçar. Two Lovers da izleyecek yeni bir şey bulamayınca izlediğim başucu filmle-rimden biri. Leonard bizim adam ve çok üzgün; biyolojik bir sorunsebebi ile bebek yapamadığı anlaşılınca nişanlısı onu terk ediyor. Bunun üzerine baba evine dönmek zorunda kalıyor, zaten intihara eğilimli bir yapısı da var, yalnız kalması doğru değil. Başlangıçta büyümesi durmuş, yetişkin bedeninde bir çocuk gibi çıkıyor karşımıza ama dans etmeye başladığında, ya da üzerine bir takım geçirdiğinde anlaşılıyor ki adam as-lında bildiğin bir yetişkin. Onu küçülten depresyonu.

Leonard kısa süre sonra ailesinin aracı olduğu, Neşeli Günle-ri hala severek izleyen Sandra ile kaderin, “Bana saygısızlık etme seni şımarık şey” diye haykırarak taktim ettiği komşu-su sarışın güzel Michelle arasında kalıyor.

Bu çok doğru olmadı aslında.

Sandra ile tanıştığında içinden “hayat bana daha nasıl bir kıyak geçsin” demeye hazırlanırkenhayatı gibi duygu durumu da düzensiz, şeritsiz kadın Mi-chelle’le 10 dakika geçirmesi yeterli geliyor aşık olmasına. Tekrar baştan alıyor. Michelle’e önce arkadaşlığını sonra kal-bini sunuyor Onun için her şeyi yapacak hale geliyor ve son-rasında hayat bizi şaşırtmıyor, bir ikilemde kalıyor Leonard. Yalnız bu sefer farklı bir ikilem var karşımızda. Erkeklerin ikilemi birinden birini seçmek üzerine kurulu hep. Seçtiği olmasa zeminden mancınık sistemi ile seçmediği tekrar ge-liveriyor önüne. Hayat, aslında tercih etmediği ile sırf yalnız kalmamak adına devamediyor. Edebileceğini sanıyor ya da.

Yani 3 kişi, 2 aşık ve 3. bir hâl söz konusu burda. Bunu ha-tırlatıyor sonu. Standart bir erkek 3. halin varlığından ne kadar haberdardır? Bir erkek gerçekten istediği kadınla ha-yatını birleştiremeyecekse yalnız kalmayı göze alabilir mi? Peki kadınlar? Her şeyden habersiz, ya da en iyisini yapıp habersizmiş gibi yaşayan kadınlar ne yapacak? Arkadaşlara anlatılan “yüzük taktim anılarında” erkeğin tanık oldukları hâllerinin perde arkasında aslında ne var? Perde arkası tam bir “Gerçek Kesit”.

Duygu Yılmaz

33Ağustos 2011

Afrika seyahatinizi nasıl alırdınız?Muhteşem iklimi ve doğasıyla dünyanın en önemli eko sistemlerinden biri olarak tescillenen, mistik kabile yaşamları ve eşsiz safari imkânları sunan, yüzlerce rengi bir arada barındıran bir ülkeye doğru yolculuğa çıkıyor sizi… Hem de en güzel mevsiminde!Afrika’nın en eski yerleşim bölgelerinden biri olan Kenya aynı zamanda Afrika’nın vahşi yaşam ve canlı türü açısından sınırsız zenginliklerini en iyi yansıtan ülke olarak da dikkatleri çekiyor. Son dönemde dünyayla paralel olarak ülkemizde de ilgi uyandıran safari merakıyla beraber, en az bilinen bu kıtaya dair duyulan merak da artmaya başladı.

Neden Kenya?

•Bölgenin en elverişli mevsiminde planlanan bu gezi, size hayal edebileceğinizden çok daha fazla canlı türünü bir arada görmeye fırsat

tanıyacak. •Güne milyonlarca pembe flamingo

ile başlamaya ne dersiniz? Lake Nakuru’yu unutamayacaksınız…

•Bugüne kadar sadece belgesellerde görmeye alıştığınız “big five”ı, yani aslan, leopar, fil, bufalo ve gergedanı Masai Mara da yakından

gözlemleyebilirsiniz.•Şehir hayatından çok uzakta,

Savara’nın içerisindeki lüks bungalowlarda günün yorgunluğunu atabilirsiniz…

•Dergi sayfalarında özenerek baktığınız vahşi yaşamı en yakından ve tam ortasından fotoğraflayabilme fırsatını yakalayabilirsiniz.

•Size en çılgın Safarinin, en lüks halini tecrübe etmek mümkün desek?

•Afrika kıtasının gelişmiş başkentlerinden Nairobi’yi yakından ve uzman tur rehberleri eşliğinde keşfe çıkabilirsiniz.

•Tüm bunlar hala sizi etkilemediyse, küreselleşme trendleri karşısından geleneklerinden ödün vermeden yaşamlarını sürdüren Masai kabilesinin kültürlerine birebir tanık olmayı önersek?

www.gazella.comwww.binrota.com

34 Ağustos 2011

Spor Kenti EsenyurtEsenyurt Belediyesi Yaz Spor Okulları 2011 döneminde toplam 14 branş ile hizmet vermeye başladı. Sekiz yıldan bu yana Yaz Spor Okulu kapsamında Esenyurt’lu binlerce çocuk ve gence, Esenyurt Belediyesi Spor Koordinasyon Merkezi kontrolünde hizmet verilmekte.Esenyurt Belediyesi YazSpor Okulları 2011 döneminde, 6 ile 14 yaş grubu öğrenciler, ayrıca lise gruplarından oluşmakta. Spor etkinlikleri 60 noktada toplam 72 antrenör yönetiminde gerçek-leşmekte.

Yaz Spor okulları 2011 kayıt dönemine şu ana kadar sekiz bin öğrenci

kayıt yaptırıp, bu sayı oniki bin olacak şekilde hedeflenmiş.Toplam 14 branş olan, Yüzme, Futbol, Basketbol., Voleybol, Güreş, Jimnastik, Atletizm, Karete, Kungfu, Kickboks, Boks, Tekvando, Masa tenisi

dalında eğitim verilmekte. Ay-rıca Engelliler spor okulunda yüze yakın engelli sporcuya eğitmenler eşliğinde spor eğiti-mi verilmekte.

Esenyurt Belediyesi Spor Ko-ordinasyon Merkezi Yaz ve Kış dönemi olarak tüm yıl bo-yunca, yaklaşık 6 bin yetişkin ve gençlere bütün branşlarda

spor yapma hizmeti sunmakta. Ayrıca şehir parklarında bu-lunan spor alanlarında, Esen-yurt’lu hanımlara sabah sporu, sabah yürüyüşleri, Step, Fit-ness, Aerobik ve Plates imkanı sunmaktadır.

Spor Koordinasyon Merkezi bu hizmetlerin dışında Esen-yurt’ta faaliyet gösteren tüm Amatör Spor Kulüplerine, malzeme, lokal ve tesis desteği sağlamaktadır.

Bahçeşehirlilerin buluşma noktasıBAHÇEŞEHİR TENİS KULÜBÜ

Bahçeşehir Tenis Kulübü gittikçe büyüyen üye sayısı ile beldemizdeki en başarılı kulüp oldu. Son aylarda

hem düzenlenen turnuvalarda hem de kulüp adına girilen yarışmalarda kupalar sahiplerini buldu. Kulübün ilk kez bu sene katıldığı, Türkiye Kulüpler Veteran Tenis Şampiyonasında 45 yaş erkek takımı Türkiye 5. oldu.Ayrıca Bahçeşehir Tenis Kulübü içinde Özyurtlar Gayrimenkul ana sponsorluğunda gerçekleşen 9. Seniors Tenis Turnuvasında

da

şampiyonlar altın ve sürpriz hediyelerle birlikte kupalarını aldılar.Kulüp şu günlerde, yaz boyu devam eden gurup tenis dersleri ile genç ve orta yaş yeni tenisçiler yetiştirmeye devam ediyor.Hem başarılar elde eden, hem yeni tenisçiler yetiştiren hem de sosyal yaşamı bu derece güzel destekleyen Kulüp Başkanı Dr. Mehmet GÜMÜŞ’e, Kulüp Yönetim Kuruluna ve hocaları Mustafa Akgün, Muharrem Ataç ve Hazal hanıma PAZAROLA ailesi olarak teşekkür ediyor, başarılarının devamı diliyoruz.Her yaşın sporu olan tenise geç kalmadan siz de başlayın…

Telefon: 669 92 72


Tenis Turnuvasında da

Marketler zinciri hızla büyüyen, güvenilir alışverişin adresi Biçen Bahçeşehir’den sonra yeni şubesini Yakuplu’da açtı. Merkez Mahallesi, Osmanlı Caddesi Güney Konutlarında 29 Temmuz Cuma günü hizmete giren Biçen’e çevre halkın ilgisi büyük oldu.

Biçen’in Yakuplu mağazasında 5 kasa, 30 çalışanla 800 metrekare satış alanında hizmet

veriyor ve yeni şubeleriyle büyüme hedefini gerçekleştirmeye devam ediyor.

Biçen MarketYakuplu’da hizmete girdi.

36 Ağustos 2011

İzmir’li Meditasyon Ustası M.Reşat Güner’den Gevşeme

Uygulamaları Cd’si1- Giriş-Açıklamalar 2- Yönlendirme

Gevşeme Uygulaması Günümü-zün yoğun ve hareketli koşulları içerisinde stresten uzak, sakin ve huzurlu bir yaşam sürdürebil-mek için hemen hepimizin bazı yardımcı yöntemlere ihtiyacımız var. Elinizdeki CD sayesinde artık gevşemek, dinlenmek ve enerjinizi tazelemek çok kolay.

Yönlendirme Gevşeme Uygula-ması, beyin dalgalarınızı ve vücut

rtimlerinizi yavaşlatmak, içsel den-ge ve uyum halini yakalayabilme-

nize yardımcı olmak için özel olarak hazırlanmış müzikler ve ses teknolojile-

riyle hem bedensel hem de zihinsel olarak kolayca rahatlayıp dinlenmenize yardımcı olacaktır.

01 - Hüzzam Peşrev02 - Görmedim Uysun Felek Amalime03 - Gam-Dideleriz Saki Sun Bir Dolu Kab Olsun04 - Güzel Gün Görmedi Avare Gönlüm05 - Neydi Curmum Bilmem Felek Esir Etti Sana06 - Utanır Sabrım Benden07 - Burcu Burcu08 - Aşk Kervanı09 - Yükü Ağır ve Yorgun Bir Gemi Gibi Yüreğim10 - Kimseye Etmem Şikayet Ağlarım Ben Halime11 - Pişmanlık12 - Gönül Bu Neden Söz Dinlemez Ağlar13 - Aşkınla Bahtiyarım14 - Çeribaşı’nın Gelini

Türk Sanat Müziği’nin muhteşem sesi Cengizhan SÖNMEZ’den dinlemeye doyamayacağınız bir cd “Bir Tutam Hasret”.

Bugün Neden O Gün olmasın?. . . EROL ASLAN

Çok Geç Olmadan Sigaradan Kurtulun. Sevdiklerinizi Si-garadan Kurtarın.

Bugün O Gün Olsun.

“Ülkemizde, sigara konusunda aydınlanma dönemi diye adlandı-racağımız bir dönemin başladığını

rahatlık-la ifade edebili-rim. 15 yıldır örgütlü olarak sigarayla savaşan biri ola-rak, Erol Aslan’ın değerli çalışma-sını, bu aydınlan-ma döne-

mine ışık tutan önemli kaynaklar-dan biri olarak tanımlayabilirim.

Sigara içen veya içmeyip sigara ko-nusunda gerçekler hakkında bilgi edinmek isteyenlere seslenecek tarzda sade bir dil ile hazırlanması bu kitabın kıymetini daha da artı-rıyor.

Eski bir tiryaki tarafından kaleme alınması ise birçok tiryakiye sigara-yı bırakmaları konusunda yol göste-recek ve onlara umut aşılayacaktır. Bu kitabın sigarayı bırakmasını istediğiniz yakınlarınıza ve dost-larınıza hediye edilmesini tavsiye ediyorum.

Belki de bu hediye ile yakınınızın, dostunuzun hayatının kurtulması-na sebep olacaksınız.”

M. Ubeyd KorbeySigarayla Savaşanlar Vakfı Kuru-cu Başkanı

Kültür Sanat

Elinizden düşmeyecek 2 Cd - 2 Kitap

İzmir’li Meditasyon Ustası M.Reşat Güner’den Gevşeme

Uygulamaları Cd’si1- Giriş-Açıklamalar 2- Yönlendirme

Gevşeme Uygulaması Günümü-

rtimlerinizi yavaşlatmak, içsel den-ge ve uyum halini yakalayabilme-

nize yardımcı olmak için özel olarak hazırlanmış müzikler ve ses teknolojile-

riyle hem bedensel hem de zihinsel olarak kolayca rahatlayıp dinlenmenize yardımcı olacaktır.

A’dan Z’ye Sabahattin Ali

Türk roman ve öyküsünün usta isimlerinden Sabahattin Ali’nin hayatını anlatan bir ‘ansiklope-dik’ kitap yayımlandı. Sevengül Sönmez’in hazırladığı “A’dan Z’ye Sabahattin Ali” (YKY) adlı eser, yazarın kişiliğini, ilişkilerini, ha-yatının önemli olaylarını, eserleri, hakkında yazılanları ve söylenen-leri bir bölümü ilk kez gün ışığına çıkan belgeler eşliğinde ayrıntıla-rıyla anlatıyor.

Kitap, Sabahattin Ali’nin edebiyat ve sanat görüşünü, kaynaklarını, politik duruşunu, gözlem yetene-

ğini, gözlediklerini değiştirebilme gücünü

de ortaya koyuyor. A’dan Z’ye Sabahattin Ali, ya-zarın eşi Aliye Ali ve kızı Filiz Ali tarafından özenle saklanan kişisel belgelerin yanı sıra uzun ve ayrıntılı bir kütüphane çalışması-nın ürünü. Kitaba, Saba-hattin Ali’yi tanımış kişi-lerle yapılan söyleşiler ve resmî belgeler eklenmiş. Büyük bir bölümü ilk kez ortaya çıkan belgeler, yazarın ölümünden sonra ailesine yapılan baskılara da tanıklık edi-yor. Sabahattin Ali’nin sandığından çıkan belgeler arasında yer alan resimler, çizim-ler, okuma listeleri onun yeteneklerini ve en önemlisi renkli kişiliğini göz önüne se-riyor, edebiyatçı kimliğini biraz daha açık ediyor. Sabahattin Ali’nin eserleri üzerine yapılan çalışmalar, kitaplarının yurtdışın-daki baskıları, film ve tiyatrolar, bestele-nen şarkılar vb. listelerin yer aldığı A’dan Z’ye Sabahattin Ali, kırk bir yıllık kısa bir yaşamı dört bir yandan sarmalamaya, an-lamaya ve anlatmaya çalışıyor.


Documents

Pazarola Ağustos_Ramazan sayısı