96
PEYGAMBERĐMĐZ’ĐN (SAV) DĐLĐNDEN "HZ. MEHDĐ" AHMET DEMĐR Birinci baskı:Ağustos 2005 GÜNEŞ YAYINCILIK Darülaceze Caddesi No: 9 Ekşioğlu Đş Merkezi B Blok D: 5 Okmeydanı - Đstanbul Tel:(0212) 220 15 60 Baskı: Entegre Matbaacılık Sanayi Cd. No:17 Yenibosna-Đstanbul Tel:(0 212) 451 70 70

PEYGAMBERIMIZIN (SAV) DILINDEN_HZ.MEHDI.pdf

Embed Size (px)

Citation preview

PEYGAMBERĐMĐZ’ĐN (SAV) DĐLĐNDEN

"HZ. MEHDĐ"

AHMET DEMĐR

Birinci baskı:Ağustos 2005

GÜNEŞ

YAYINCILIK

Darülaceze Caddesi No: 9

Ekşioğlu Đş Merkezi B Blok D: 5

Okmeydanı - Đstanbul

Tel:(0212) 220 15 60

Baskı: Entegre Matbaacılık

Sanayi Cd. No:17 Yenibosna-Đstanbul

Tel:(0 212) 451 70 70

Đ Ç Đ N D E K Đ L E R

Giriş

Mehdiyet, ehl-i sünnet inancına göre bir itikad konusudur

Peygamberimiz (sav)'in Hz. Mehdi hakkındaki hadisleri “tevatür” derecesindedir

Đslam alimlerinin Hz. Mehdi’nin gelişi ile ilgili izahları

Hz. Mehdi'nin Özellikleri

Hz. Mehdi'nin Fiziksel Görünümü

Hz. Mehdi'nin Ahlakı ve Đlminin Üstünlüğü

Hz. Mehdi'nin Yardımcıları

Hz. Mehdi'nin Çıkış Alametleri

Hz. Mehdi'nin Mücadelesi

Hz. Mehdi'nin Hz. Đsa ile Bir Araya Gelmesi

Altınçağ

EK BÖLÜM: EVRĐM TEORĐSĐNĐN SONU

G Đ R Đ Ş

MEHDĐYET, EHL-Đ SÜNNET ĐNANCINA GÖRE BĐR ĐTĐKAD KONUSUDUR

Hazreti Mehdi, ahir zamanda gönderileceği Peygamber Efendimiz (sav) tarafından

müjdelenmiş olan, Müslümanları zulüm ve sıkıntı ortamından kurtaracak, yeryüzündeki fitneleri

ortadan kaldıracak, tüm dünyaya barış, adalet, bolluk, huzur, mutluluk ve refah getirecek kutlu bir

şahıstır. Peygamberimiz (sav)'den aktarılan sahih rivayetlere göre Hz. Mehdi, çeşitli hurafelerle,

batıl inanç ve uygulamalarla aslından uzaklaştırılmış olan dini özüne döndürecek, Hz. Đsa ile

buluşacak, Allah'ın izniyle yegane hak din olan Đslam'ı yeryüzüne yerleşik kılacaktır.

Mehdiyet konusu Đslam tarihinde her dönemde önemli bir yer tutmuştur. Peygamber

Efendimiz (sav)'in çok sayıdaki hadisinde, ismiyle, vasıflarıyla, yardımcılarıyla, devrinin

özellikleriyle ve yapacağı icraatlarla ayrıntılı olarak tarif edilen Hz. Mehdi'nin geleceğine dair çeşitli

Kuran ayetlerinde de işari manada müjdeler vardır.

Tüm ehl-i sünnet alimleri, Hz. Mehdi'nin ahir zamanda geleceği konusunda ittifak

halindedirler. Peygamberimiz (sav)'in müjdelediği bu şahsın geleceği ve Đslam ahlakını yeryüzüne

hakim edeceği hakkında, muteber Đslam alimleri arasında hiçbir görüş ayrılığı yoktur.

PEYGAMBERĐMĐZ (SAV)'ĐN HZ. MEHDĐ HAKKINDAKĐ HADĐSLERĐ "TEVATÜR" DERECESĐNDEDĐR

Hadis imamları Hz. Mehdi hakkındaki hadislerin "mütevatir" olduğunu bildirmişlerdir.

Bunun anlamı şudur: Mehdiyet hakkında aktarılan hadisler, bu konuda yalan söylemek kastıyla

aralarında anlaşmaları teknik olarak mümkün olmayan kişilerden, pek çok farklı kanal vasıtasıyla

hadis alimlerine ulaşmıştır. "Tevatür", kelime anlamı olarak "kuvvetli haber, içinde yalan

ihtimali olmayan ve bir cemaate dayanan kuvvetli haber" demektir. (Büyük Lugat-Tür-Dav,

3003) Hadis bilimcilere göre; bir haber birçok kişi tarafından rivayet edilmişse ve bu ravilerin

biraraya gelip, haber uydurmaları, durumları itibarıyla mümkün değilse buna "mütevatir" haber

denilir. Birçok Đslam alimi, Peygamberimiz (sav)'in Hz. Mehdi ile ilgili hadislerinin mütevatir

olduğunu bildirmiştir.

Ayrıca dinimizde çok önemli bir kaynak olarak kabul edilen "Kütüb-ü Sitte"de de Hz.

Mehdi hakkında birçok "sahih" hadis bulunmaktadır. Kütüb-ü Sitte dışındaki diğer hadis

kaynaklarında da Mehdiyetle ilgili pek çok sahih rivayet nakledilmektedir. Alimlerimizin, sahih ve

mütevatir hadisleri reddetmenin, Peygamber (sav)'in sözünü reddetmek anlamına geleceği

yönündeki ifadeleri de dikkate alındığında, Mehdiyet inancının dinimizdeki yeri ve önemi daha iyi

anlaşılır.

Hz. Mehdi, yüzyıllardır Đslam ümmeti tarafından beklenmektedir. Ancak gerek geçmiş

alimlerin izah ve yorumlarından, gerekse günümüzde ve yakın geçmişte yaşayan Đslam alim ve

mütefekkirlerinin açıklamalarından ve tariflerinden Hz. Mehdi'nin çıkışının içinde bulunduğumuz

döneme denk geldiği anlaşılmaktadır. Nitekim rivayetlerde Hz. Mehdi'nin çıkış alameti olarak

bildirilen olayların pek çoğunun aynen ve kısa aralıklarla art arda gerçekleşmesi, bu büyük şahsın

vazifeye başlamasının yakın olduğunun, belki de başlamış olduğunun açık bir göstergesidir.

Peygamberimiz (sav)'in mütevatir ve sahih hadislerinde açıkça haber verilen ve pek çok Đslam

aliminin eserlerinde detaylı olarak ele aldıkları Mehdiyet konusunda, Đslami literatürde pek çok

rivayet ve açıklama bulunmaktadır. Bunlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz:

Đbni Hacer Askalani Fethü'l-Bari'de; Mehdi'nin bu ümmetten olacağı ve Hz. Đsa (A.S.)'nın

onun arkasında namaz kılacağına dair hadisler tevatür etmiştir, der. Şevkani de Đsa'nın ineceğine

dair hadislerin sayısının 29'a ulaştığını söyleyerek, bunları bir bir nakletmiş ve sonunda: "Bizim

naklettiğimiz hadisler görüldüğü gibi tevatür haddine ulaştı. Bu beyanımızla şu sonuca varılıyor

ki, beklenen Mehdi hakkındaki hadisler, Deccal hakkında hadisler ve Đsa'nın inmesine dair

hadisler mütevatirdir" demiştir. (Sünen-i Đbn-i Mace 10/338)

Mehdi'nin geleceğine dair olan sahih hadisler tevatür niteliğini taşımaktadır. (Kıyamet

Alametleri, s. 193)

Onların zannına göre, Mehdi vefat etti; geçti gitti... Halbuki, bu babda (konuda) gelen sahih

hadis-i şerifler meşhurdur. Hatta tevatür-ü manevi derecesinde olup, taifenin sözlerini tekzip

etmektedir. (Mektubat-ı Rabbani, 2/250)

Mehdi'nin geleceğine dair Resulullah (sav)'dan tevatür düzeyinde birçok hadis rivayet

edilmiştir... (eb'ul-Hasan Muhammed b. Hasan el-Überi Sicistani, Menakıb'üş-Şafii/Dr.G.Hüseyin

Tacirineseb, Mehdilik ve Đmam Mehdi, s. 88 ve 405)

Mehdi'nin varlığı ve ahir zamanda zuhur edeceği, Peygamber ailesinden ve Fatıma

oğullarından oluşu, tevatür ölçüsüne ulaşan hadislerle açıklanmıştır ve bu hadisleri inkar

etmenin hiçbir anlamı yoktur... Tevatür ölçüsünü aşan, doğru ve açık hadislerde, Mehdi'nin

Fatıma soyundan olup, dünya sona ermeden zuhur edeceği, zulüm ve haksızlıkla dolmuş olan

dünyaya, adalet ve hakkaniyet getireceği, onun zamanında Đsa Mesih'in gökten ineceği ve onun

önderliğinde namaz kılacağı kanıtlanmış bulunmaktadır. (Şerif Muhammed b. Resul Berazenci

Medeni, el-işae, s.184 ve 305 / Mehdilik ve Đmam Mehdi, s. 328)

Kıyamet gününün en büyük alametlerinden birisi de, hakkında tevatür derecesini aşacak

derecede hadis bulunan bir kişinin zuhur edeceğidir. Birçok hadis hafızları, Mehdi'nin

Peygamber soyundan olduğunu kabul etmişlerdir, böyle mütevatir bir konuya sırt çevirmek

yakışık almaz. Hak ehlinin inancına göre, Mehdi Đsa Mesih'ten ayrıdır. Mehdi, Mesih'ten önce

zuhur edecektir. Bu konu Sünni bilginleri arasında, onların inancından sayılacak kadar yaygınlık

kazanmıştır. (Şemseddin Muhammed b. Ahmed Sefareyni, Levaih'ül-Envar'ül Behiyye şehri, c. 2, s.

74-76-86'dan özet)

Muhammed b. Ali Şevkani, "et-Tavzih..." isimli kitabında şöyle söylemiştir: ... Bunlar

(Mehdi, Deccal ve Mesih ile ilgili rivayetler) hiç kuşku yok ki, mütevatir hadislerdir,

Peygamber'in buyruğu hükmündedir... Buna göre, Deccal ve Mesih hakkındaki rivayetler

mütevatir olduğu gibi Mehdi hakkındakiler de mütevatirdirler... (Muhib b. Salih el-Bureyni,

Ikd'üd-Dürer fi Ahbar'il-Muntazar, s. 14-15 / Ebu Tayyib Muhammed Sıddık Kunuci, el-Đzaetü... s.

95 ve 130 / Mehdilik ve Đmam Mehdi s. 329)

Mehdi hakkındaki hadisler, manevi tevatür ölçüsünü geçmiş, inkar edilmelerinin bir

anlamı yoktur. (Şeyh Hasan Advi Hamzavi, Meşarik'ül-Envar, F.2, s. 115, -1307 H. Basımı /

Mehdilik ve Đmam Mehdi s. 329)

... Mehdi hakkındaki hadisler tevatür ölçüsünden çoktur. "Sünen", "Mesned" ve

"Mu'cem" kitaplarında mevcuttur. (M. Sıddık b. Hasan Kunuci, el-Đzaetü... s. 94)

Yukarıda isimlerini verdiğimiz kaynaklar dışında pek çok kişi daha sayısız eserinde, Hz.

Mehdi hakkında ulaşan hadislerin tevatür derecesinde olduğunu açıklamışlardır. Bu Đslam

alimlerinden bazıları ve bu konuda açıklama yaptıkları eserleri şunlardır:

1. Ebu Abdullah Muhammed b. Yusuf Genci Nufeli, el-Beyan fi Ahbari Sahib'üz-Zaman, s.

126

2. Şemseddin Muhammed b. Ahmed Kurtubi, et-Tezkiretü fi Ahval'il-Mevta ve Umur'il-

ahireti, s.710

3. Đbni Kayyim Cavziye Muhammed b. Ebi Bekr Dımışki, el-Menar'ül-Münif, s. 142

4. Şehabeddin b. Hacer Ahmed b. Ali Askelani, Tahzib et-Tahzib, c.9, s. 126

5. Celaleddin Abdurrahman Suyuti, Arf'ül-Verdi, eki el-Havi Lilfetavi, c.2, s. 165

6. Eb'ul-Abbas b. Hacer Ahmed b. Muhammed Haytemi, Sevaik'ül-Muhrika, s. 99 / El-

Kavl'ül Muhtasar, s. 23

7. Şerif Muhammed b. Resul Berazenci Medeni, el-Đşae, s. 147, 185

8. Şemseddin Muhammed b. Ahmed Sefarini, Levaih'ül-Envar'il-Behiyye, c. 2, s. 89 / Ahval-

i Yevm'ül-Kıyamet, s.33

9. Muhammed b. Ali Sabban Mısri, Đs'afur-Rağibin, Nur'ul-Ebsar haşiyesinde matbu s. 192

Sevaik'ül-Muhrika'dan naklen.

10. Mü'min b. Hasan Mü'mim Şeblanci, Nur'ul-Ebsar, s.189

11. Muhammed Sedik Hasan Kunuci Buhari, el-Đzae, s.120

12. Muhammed b. Cafer Đdrisi Ketanı, Nzm'ül-Mütenasır Fi'l-Hadis'il-Mütevatir, s.145

13. Eb'ul-Feyz Ahmed b. Muhammed Ğumari, Đbraz'ül Vehm'il-Meknun, s. 3-4

14. Abdülmuhsin b. Muhammed Abbad, Meccelet'ül-Camiat'ül-Đslamiyye, sayı 3, s. 598

ĐSLAM ALĐMLERĐNĐN HZ. MEHDĐ'NĐN GELĐŞĐ ĐLE ĐLGĐLĐ ĐZAHLARI

Birçok büyük Đslam alimi ahir zamanda Hz. Mehdi'nin gelişinde hiçbir şüphe olmadığını ifade

eden açıklamalar yapmıştır. Bunların arasında en ünlülerinden biri Muhyiddin Arabi'dir. Futuhat-ı

Mekkiye isimli eserinde Muhyiddin Arabi Hz. şöyle söylemektedir:

Muhakkak ki, yeryüzü zulüm ve haksızlık ile dolduğu sırada Allah'ın halifesi kıyam edecek,

yeryüzünü adalet ve eşitlikle dolduracak... Genel kazancı halk arasında eşit olarak paylaştıracak,

halka adaletle hükmedecek ve anlaşmazlıklarda hakemlik edecek... Allah onun işini bir gecede

düzene koyacak, zafer hep onun önünde yürüyecek... Ayağını Peygamberin ayağının yerine

koyacak (onun izinde yürüyecek) ve hiçbir zaman sapmayacak... Dağınık dinleri (batıl inançları)

ortadan kaldırıp, sadece hak dini hakim kılacak... (Muhyiddin Arabi, el-Futuhat El Mekkiye, 366.

bab, C.3, s. 327-328)

Bu konuda açıklama yapan bir diğer kişi ise Mısırlı ünlü yazar Şeyh Mansur Ali Nasif'tir. Bir

eserinde Mehdilik inancını şu şekilde tanımlamaktadır:

Ehl-i Beyt'ten Mehdi adında bir zat kaçınılmaz olarak zuhur edecek, Đslam topraklarına

hakim olacak, Müslümanlar kendisini izleyecek ve O, Müslümanlar arasında adaletle,

hakkaniyetle davranacak, dini sağlamlaştıracak. Ondan sonra Deccal ortaya çıkacak ve Mesih

(Hz. Đsa) inerek Deccal'ı öldürecek veya öldürülmesinde Mehdi'ye yardım edecektir. (Et-Tac'ül-

Camiü Lil-Usul, c.5, s.341)

Mısır el-Ezher Üniversitesi Đnançlar Kürsüsü'nde öğretim görevlisi olan yazar Seyyid Sabık

ise, Đslam Konferansı tarafından seçilmiş bir kitap olarak yayınlanan el-Akaid'ül Đslamiyye (Đslam

Akaidi) isimli kitabında Hz. Mehdi'nin gelişi ile ilgili şu açıklamaları yapmaktadır:

Mehdi hakkında sözün özü şu ki; O, zamanın sonunda, pek yakında zuhur edecektir...

Yeryüzü zulüm ve haksızlıkla dolmuş iken, O, adalet ve hakkaniyetle dolduracaktır. O muhakkak

surette Đslam kanununu ortaya koyacak ve yıpratılmış olan Peygamber sünnetini

canlandıracaktır. (El-Akaid'ül-Đslamiyye, s. 250)

Alaeddin Ali b. Hişam Muttaki Hindi de, "er-Reddü" isimli kitabında şöyle demiştir:

Allah'ın rahmeti sana olsun bil ki; vaad edilen Mehdi'nin varoluşunda hiç kuşku yoktur.

Üç yüz hadis ve eserle hatta daha fazlası ile bu kanıtlanmıştır. (Casim Mühelhil, el-Burhan, c. 1, s.

339 / Mehdilik ve Đmam Mehdi, s. 328)

Ünlü Đslam alimlerinin, bu açıklamaların yanı sıra, Hz. Mehdi'nin gelişi ile ilgili konuların

ehl-i sünnet inancı olduğuna dair de detaylı açıklamaları mevcuttur. Bu açıklamalardan birkaçını

şöyle sıralamak mümkündür:

Ebu Muhammed Hasan b. Ali el-Berbehari Hanbeli "Şerh'üs-Sünnet" isimli kitabında ehl-

i sünnet inançlarını sıralayarak şöyle yazıyor: "...Ve Meryem oğlu Đsa'nın gökten ineceğine,

Deccal'ı öldüreceğine ve Muhammed (SAV) oğullarından Kaim'in (Mehdi) arkasında namaz

kılacağına inanmak." (Casim Mühelhil, el-Burhan..., c. 1, s. 426)

Doğru hadislere dayanılarak, kesin olarak inanılan bir konu da (zuhur edecek olan)

Mehdi'nin varlığıdır. Onun zamanında Deccal ve Mesih de ortaya çıkacaktır. (Đbni Hacer, Ahmed

b. Muhammed Haytemi Şafii, el-Kavl'ül-Muhtasar fi Alamat'il Mehdiyyül-Muntazar, s. 74)

Eb'ul-Eşbal Ahmed Muhammed Şakir "Şerh-i Müsned-i Đmam Ahmed" isimli kitabında:

Birçok sahabeden doğru senetlerle ulaşan doğru sünnete göre: (Mehdi'ye inanmak) kanıtlanmış,

bunun doğruluğundan kuşku duymak kimsenin haddinde değildir. (Casim Mühelhil, el-Burhan...

Mukaddimesi, c.1, s. 343)

Demek ki, Mehdi'nin zuhur edeceğine inanmak vaciptir, ona inanmak Peygamber (sav)'in

buyruğunu doğrulamak için gereklidir. Nitekim bu konu ehl-i sünnet inanç kitaplarında

kaydedilmiş ve kanıtlanmıştır. (Eb'ul-Feyz Ahmed b. Muhammed Ğumari Şafii, Đbraz'ül-Vehm'ül-

Meknun, s. 3-4)

Đslam alimlerinin Hz. Mehdi'nin gelişi ve yapacakları hakkındaki hadisler ile ilgili yaptıkları

bu izahlar kuşkusuz son derece önemlidir. Ancak daha da önemlisi Peygamberimiz (sav)'in ahir

zaman ve Hz. Mehdi ile ilgili hadislerinin günümüzde tek tek ve birbiri ardı sıra gerçekleşiyor

olmasıdır. Kuşkusuz bu olayların Peygamberimiz (sav)'in bir mucizesi olarak gerçekleşmesi,

doğrulukları üzerinde herhangi bir şüpheye imkan bırakmamaktadır.

HZ. MEHDĐ'NĐN ÖZELLĐKLERĐ

1- MEHDĐ KONUSUNUN KAYNAĞI NEDĐR? GÜVENĐLĐR KAYNAKLARA

DAYANMAKTA MIDIR?

Mehdiyet konusu Đslam tarihinde her dönemde önemli bir yer tutmuştur. Pek çok Đslam alimi,

tarihçi ve araştırmacı Hz. Mehdi hakkında eserler kaleme almış ya da eserlerinde Mehdiyet

konusuna önemli bir yer ayırmıştır. Bu eserler incelendiğinde, Mehdiyet konusunun tartışmaya yer

bırakmayacak derecede kesinlik gösterdiği, her akıl ve vicdan sahibi Müslüman tarafından rahatlıkla

anlaşılabilir. Tüm ehl-i sünnet alimleri Hz. Mehdi'nin ahir zamanda geleceği konusunda ittifak

halindedirler.

2- HZ. MEHDĐ ĐLE ĐLGĐLĐ HANGĐ GÜVENĐLĐR KAYNAKLARDA HADĐSLER

RĐVAYET EDĐLMĐŞTĐR?

1) Tirmizi'nin Sünen'inde 3 tane,

2) Ebu Davud'un Sünen'inde 8 tane,

3) Đbn-i Mace'nin Sünen'inde 8 tane,

4) Ahmed bin Hanbel'in Müsned'inde 12 tane,

5) Abdülrezzak b. Hemmam'ın el-Musannef'inde 8 tane,

6) Đbn Ebi Şeyhe'nin el-Musannef'inde 14 tane,

7) Đbn Hibban'ın Sahih'inde 7 tane,

8) Heysemi'nin Zevaid'inde 20 tane,

9) Suyuti'nin Cami'us Sağır'ında 8 tane,

10) El-Muttaki el-Hindi'nin Kenzü'l Ummal'inde 59 tane,

11) Hakim'in Müstedrek'inde 12 tane,

12) Deylemi'nin el-Firdevs'inde 7 tane,

13) Darekutni'nin Sünen'inde 1 tane olmak üzere, bu kaynaklarda Hz. Mehdi ile ilgili toplam

159 güvenilir hadis-i şerif bulunmaktadır.

Ayrıca büyük Đslam alimlerinden,

Đbn Kesir 3,

Hafız Busuri 2,

Zehebi 5,

Munziri 1,

Azimabadi 6,

Elbani 6 güvenilir hadis-i şerife eserlerinde yer vermişlerdir.

Bunlar Hz. Mehdi ile ilgili hadislerin bulunduğu güvenilir kaynakların sadece bir kısmıdır.

Bunların dışında da daha pek çok güvenilir kaynakta Hz. Mehdi konusundaki hadisler ve

açıklamalar vardır.

3- HZ. MEHDĐ'NĐN MUHAKKAK ÇIKACAĞINI BĐLDĐREN HADĐSLER

HANGĐLERĐDĐR?

Hz. Mehdi'nin ahir zamanda muhakkak çıkacağını bildiren hadislerden bazıları şunlardır:

Eğer dünyadan bir gün bile kalsa, Allah, O (Hz. Mehdi) idareyi ele alıncaya kadar o günü

uzatırdı. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 10)

Eğer dünyadan bir gece bile kalsa, Allah onu uzatır ve Ehli Beytimden birisini (Hz. Mehdi)

melik kılardı. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 10)

Ümmetim arasında Mehdi gelecektir... Ümmetim onun zamanında iyi ve kötünün, benzeriyle

nimetlenmediği bir nimetle nimetlenecek, sema üzerlerine bol yağmur yağdıracak, arz nebatından

hiçbir şey saklamayacaktır. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 9)

Dünyadan bir gece bile kalsa, Allah o geceyi uzatır ve Ehli Beyt'imden birisi gelerek

dünyaya hakim olurdu. Onun adı adıma, babasının adı babamın adına uyar. Daha önce yeryüzü

nasıl zulümle dolduysa, o, onu adaletle dolduracaktır. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il

Ahir Zaman, s. 11)

4- MEHDĐ KELĐMESĐNĐN ANLAMI NEDĐR?

"Mehdi", kelime olarak, "hidayete ermiş, hidayet bulmuş kişi" anlamına gelir (Đslam

Ansiklopedisi, "Mehdi", c. 5, s. 149). Dini literatürde ve halk arasında ise Peygamberimiz (sav)'in

ahir zamanda geleceğini müjdelediği mübarek zatın ismi olarak geçmektedir. Bir Đslami kaynakta

kelimenin tanımı şöyle yapılmaktadır:

"Mehdi": Allah'ın hakikaten hak yoluna götürdüğü kimsedir. Bu sözcük, isimler arasında

o kadar çok kullanılmıştır ki bilinen isimlerden olmuştur. Peygamber'in ahir zamanda geleceğini

müjdelediği kimse bu isimle adlandırılmıştır. (Đbn'ül-Esir el-Cezeri, "en-Nihaye fi Garib'il-Hadisi

ve'l-Eser", c. 4, s. 244)

Bir başka kaynakta da Hz. Mehdi hakkında şöyle bir açıklama yer almaktadır:

Mehdi Allah'ın hak yola erdirdiği kimsedir. Mehdi Peygamber'in (sav) ahir zamanda

geleceğini müjdelediği, kendi ailesinden olan kimsenin adıdır. Yeryüzünü adalet ve eşitlikle

dolduracak; zulüm ve haksızlıkla dolmuş iken. O Konstantiniyye'de (El-Müncid Fi'l-A'lam)

Mesih ile birlikte olacak. Arab'a ve Arap olmayan herkese hükmedecek, Deccal'i öldürecek...

Onun zuhur edeceğini dost ve düşman inkar etmiştir. Onun kıyamına dair rivayetler tevatüre

ulaşmıştır. Allah'ım! O'nun zuhurunu çabuklaştır... (Fahrettin et-Türeyhi, Mecma'ül-Bahreyn ve

Matla'ün-Nayyireyn, c. 1, s. 475-476)

5- HZ. MEHDĐ HANGĐ SOYDAN OLACAKTIR?

Hadislerde Hz. Mehdi'nin Peygamberimiz (sav)'in soyundan olacağı bildirilmektedir. Hz.

Mehdi'nin bu özelliğini haber veren hadislerden bazıları şöyledir:

Kıyametin kopması için zamanda sadece bir günden başka vakit kalmamış da olsa Allah (cc)

benim Ehl-i Beyt'imden (soyumdan) bir zatı (Hz. Mehdi'yi) gönderecek. (Sünen-i Ebu Davud,

5/92)

Benim Ehl-i Beyt'imden bir şahıs bütün dünyaya hakim oluncaya kadar günler ve geceler

gitmez. (En-Necmu's Sakıb, Ukayli)

Mehdi, kızım Fatıma'nın neslindendir. (Sünen-i Đbn Mace, 10/348)

Mehdi ile müjdelenin. O Kureyş'ten ve Ehl-i Beyt'imden bir kişidir. (Kitab-ul Burhan Fi

Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 13)

Mehdi, benim çocuklarımdan birisidir. Yüzü gökyüzünde parlayan yıldız gibidir. (Ali b.

Sultan Muhammed el-Kari el-Hanefi'nin "Risaletül Meşreb elverdi fi mezhebil Mehdi")

Bütün peygamberler birbirinin soyundandır. Hz. Mehdi de hadislerde belirtildiğine göre bu

soydan gelmektedir. Halk arasında bu soydan gelenlere "seyyid" denmektedir. "Hz. Mehdi de

seyyid olacaktır."

Allah, Kuran'da birbirlerinin soyundan gelen elçilerden bahsetmektedir (En’am Suresi, 83-

84). Bu ayetler Hz. Mehdi'nin de aynı soydan geleceğine işaret ediyor olabilir. (En doğrusunu Allah

bilir).

6- HZ. MEHDĐ NEREDE DOĞACAKTIR?

O, Medine'de doğacaktır... Nuaym b. Hammad. Đmam Ali (KV) den böyle nakletmiştir.

Kurtubi'nin Tezkiresinde, Onun Mağrib ülkelerinden çıkacağı, oradan gelip denizi geçeceği

anlatılmaktadır. (Kıyamet Alametleri, 7. baskı, s.162)

(Medine kelimesi Arapçada "şehir" anlamına gelmektedir.)

7- HZ. MEHDĐ'NĐN ĐSMĐ NE OLACAKTIR?

Peygamber Efendimiz (sav)'in pek çok hadisinde, Hz. Mehdi'nin adının Peygamberimiz

(sav)'in adına "muvafık" yani "uygun" olacağı bildirilmektedir. Bu hadislerden bazıları şöyledir:

Ey insanlar, muhakkak Allahu Teala size zalimleri, münafıkları ve onlara uyanları menetmiş

ve size ümmeti Muhammed'in en hayırlısı olan ve Mekke'de bulunan, ĐSMĐ AHMED, babasının

ismi Abdullah olan Hz. Mehdi'yi reis kılmıştır. Ona katılınız. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil

Mehdiyy-il Muntazar, s. 31)

Gökten şöyle bir ses duyulacak: "Ey insanlar artık Allah cebbarları, münafık ve

yardımcılarını sizden uzaklaştırdı. Ümmet-i Muhammed'in en hayırlısını başınıza getirdi. Mekke'de

ona katılın, O Mehdi'dir. Đsmi de Ahmed B. Abdullah'dır. Diğer bir rivayet: "Size Muhammed

Ümmetinin en hayırlısı olan Cabir'i tayin etti. Mekke'de ona yetişin O Mehdi'dir. Đsmi Muhammed B.

Abdullah'tır!" (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul El-Hüseyin El Berzenci,

Pamuk Yayıncılık, 8. baskı, s. 165)

Rivayetlerin çoğunda Mehdi'nin ismi "Muhammed" olarak geçer; bazı rivayetlerde ise

"Ahmed" diye anlatılır...

Ebu Davud ile Tirmızi'nin Đbni Mesut (RA)'dan nakil ettiklerine göre, Allah'ın Resulü (sav)

şöyle buyurmuştur: "Onun ismi ismime, babasının ismi de babamın ismine muvafık olacaktır..."

(Kıyamet Alametleri, Genişletilmiş 9. baskı, s.159-160)

Peygamberimiz (sav) "Onun ismi ismime, babasının ismi de babamın ismine muvafık

olacaktır..." diyerek, Mehdi ile isimleri arasında bir benzerlik olacağına dikkat çekmiştir. Bu

konuya ilişkin bazı hadislerinde ise Mehdi'nin isminin "Ahmed" olacağını haber vermiştir.

Peygamberimiz (sav)'in ismi olan "Muhammed" ve hadislerde Mehdi'ye işaret eden

"Ahmed" isimleri Arapça'da aynı fiilden gelmektedir ve anlam olarak da hadislerde belirtildiği gibi

birbirlerine "muvafık" yani "uygun"dur.

Sözlük anlamlarına bakıldığında da, hadislerde işaret edilen Muhammed ve Ahmed

isimlerinin bu anlam benzerliği açıkça görülmektedir:

Ahmed: Daha fazla övülmeye layık, çok, en çok methedilmiş olan.

Muhammed: Pek çok tekrar tekrar övülmüş, methedilmiş mealinde bir isim.

Konuyla ilgili işari manada bir ayette ise şöyle bildirilmektedir:

"... benden sonra ismi AHMED olan bir elçinin de müjdeleyicisiyim" demişti... (Saff

Suresi, 6)

8- HZ. MEHDĐ'NĐN KARDEŞĐ OLACAK MIDIR?

Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Hz. Mehdi'nin kardeşinin az olacağı haber verilmiştir:

Kardeşi az olandır... (Risalet ül Mehdi, s.161)

9- PEYGAMBERLERE ĐNDĐRĐLEN KĐTAPLARDA HZ. MEHDĐ HAKKINDA BĐLGĐ

VAR MIDIR?

Naim buyurdu ki: Ben Mehdi'yi Peygamberlerin suhufunda (sahifelerde; Adem, Şit, Đdris ve

Đbrahim peygamberlere indirilen sahife şeklindeki kitaplarda) şöyle bulurum: "Mehdi'nin

amelinde ne zulüm ne de ayıp yoktur." (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s.

21)

Peygamberlere dair olan kitaplarda, "Mehdi'nin işi zulüm ve kötülük değildir" şeklinde

işaret edilmiştir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 49)

Đbni Münavi diyor ki: "Danyal (a.s.)'in kitabında şöyle yazılıdır." Süfyanlar 3 tanedir,

Mehdiler de 3'tür. 1. Süfyan çıkıp adı sanı yayıldığında ona karşı 1. Mehdi, 2. Süfyana karşı 2.

Mehdi, 3. Süfyana karşı da Hz. Muhammed Mehdi çıkacak ve Allah-u Teala daha önce fesada

uğrayanları ve iman ehlini onunla kurtaracaktır. Sünnetler onunla ihya edilecek bidat ateşleri de

onunla sönecektir. Onun zamanında insanlar aziz olacak ve kendi muhaliflerine galip

geleceklerdir. Güzel bir hayat sürülecek, yer ve gök bereketini artıracak, bu durum 7 yıl

sürdükten sonra Mehdi vefat edecektir. (Bu hadis Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir

Zaman isimli kitabın Süleymaniye Kütüphanesi'nde bulunan el yazılı bir nüshasında mevcuttur.)

Peygamberimiz (sav)'in ashabının Tevrat ve Đncil'de müjdelenmeleri gibi, Hz. Mehdi de diğer

peygamberlere indirilmiş kitaplarda müjdelenmekte; bu kitaplarda Hz. Mehdi'den övgüyle

bahsedilmektedir.

10- HADĐSLERDE HZ. MEHDĐ'NĐN HAKĐMĐYETĐNĐN HANGĐ

PEYGAMBERLERĐN HAKĐMĐYETĐNE BENZEYECEĞĐ BĐLDĐRĐLMĐŞTĐR?

Kuran'da Hz. Zülkarneyn ve Hz. Süleyman'ın yaşadıkları dönemlerde yeryüzünde geniş çapta etkili

oldukları haber verilmiştir. Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde ise, Hz. Mehdi'nin de Hz. Zülkarneyn ve

Hz. Süleyman gibi Đslam ahlakını bütün yeryüzüne hakim edeceği haber verilmiştir:

Mehdi tıpkı Zülkarneyn ve Süleyman gibi dünyaya hükmedecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi

Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 30)

Yeryüzüne dört kişi malik olmuştur. Đkisi mümin, ikisi kafirdir. Müminler, Zülkarneyn ve

Hz. Süleyman, kafirler ise Nemrud ve Buhtunnasır'dır. Beşinci olarak Ehl-i Beytimden birisi (Hz.

Mehdi) gelecek ve o da dünyaya malik olacaktır. (Kitab'ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy il Ahir

Zaman, s. 10)

11- PEYGAMBERĐMĐZ (SAV)'ĐN HADĐSLERĐNDE, HZ. MEHDĐ'NĐN GELĐŞĐNĐN

MÜSLÜMANLAR ĐÇĐN BĐR MÜJDE KONUSU OLDUĞU NASIL

BĐLDĐRĐLMĐŞTĐR?

Peygamberimiz (sav), "Mehdi ile müjdelenin" (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir

Zaman, s. 12) buyurarak, Hz. Mehdi'nin gelişini heyecan ve şevkle beklemenin, bu mübarek şahıs

için hazırlık yapmanın önemine dikkat çekmiştir.

12- PEYGAMBERĐMĐZ (SAV), HZ. MEHDĐ GELDĐĞĐNDE MÜSLÜMANLARIN

ONA UYMALARININ ÖNEMĐNĐ NASIL BĐLDĐRMĐŞTĐR?

Sizden ona kim yetişirse, kar üzerinde sürünerek dahi olsa ona gelsin. Ona katılsın. Zira o,

Mehdi'dir. (Đbn Mace, Fiten, B 34, H 4082; Đbn Ebi Şeybe, c. VII, s. 527; Kitab-ül Burhan Fi

Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 14)

HZ. MEHDĐ'NĐN FĐZĐKSEL GÖRÜNÜMÜ

13- HADĐSLERDE, HZ. MEHDĐ'NĐN FĐZĐKSEL ÖZELLĐKLERĐ HAKKINDA BĐLGĐ

VERĐLMĐŞ MĐDĐR?

Peygamberimiz (sav), Hz. Mehdi'nin ahlakı ve mücadelesinin yanı sıra, fiziksel özelliklerini

de çok detaylı olarak tarif etmiştir. Peygamberimiz (sav)'in Hz. Mehdi hakkındaki tasvirleri o kadar

detaylı ve açıktır ki, Hz. Mehdi ortaya çıktığında kendisini görenler bu tasvirlerden hemen kendisini

tanıyacaklardır.

Bir ayette, Kitap Ehli'nin Peygamber Efendimiz (sav)'i "çocuklarını tanır gibi" tanıyacakları

bildirilmektedir:

Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu (peygamberi), çocuklarını tanır gibi tanırlar. Buna

rağmen içlerinden bir bölümü, bildikleri halde gerçeği gizlerler. (Bakara Suresi, 146)

Bu ayet işari manada, Hz. Mehdi'nin tanınmasına da işaret etmektedir. (En doğrusunu Allah

bilir.) Hz. Mehdi de ortaya çıktığında, Peygamberimiz (sav)'in tasvirleri ışığında, insanlar onu

çocuklarını tanır gibi tanıyacaklardır. Ancak buna rağmen bazı insanlar, bu mübarek şahsı

tanımazlıktan gelecekler ve kendisini inkar edeceklerdir.

14- PEYGAMBERĐMĐZ (SAV), HZ. MEHDĐ'NĐN FĐZĐKSEL ÖZELLĐKLERĐNĐ

NASIL TARĐF ETMĐŞTĐR?

GÜZEL VE NURLUDUR

O (Mehdi) güzel bir delikanlıdır, güzel yüzlüdür. Yüzünün nuru başına ve saçlarının

siyahına kadar yükselir. (Mehdilik ve Đmamiye, s. 153 /Đkdüd Dürer'den)

Yüzü parlayan yıldız gibi nurludur. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar,

s. 33/Kitab-ül Burhan Fi Alamatil-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 22)

... Yüzü gökyüzünde parlayan yıldız gibidir. (Deylemi, c. IV, s. 221, Đbnu'l Cevzi, c. II, s. 558;

Ali b. Sultan Muhammed el-Kari el-Hanefi "Risaletül Meşreb elverdi fi mezhebil Mehdi")

O (Mehdi), orta boylu ve güzel yüzlü bir gençtir... Yüzünün nuru, saçının, sakalının ve

başının siyahlığı üzerine gün gibi parlar ve ona yücelik verir. (Ukayli "En-Necmu's-sakıb fi Beyanı

Enne'l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale't-Temam ve'l kamal")

Mehdi benim çocuklarımdandır. Onun yüzü, parlak yıldız gibidir. (Ukayli "En-Necmu's-sakıb

fi Beyanı Enne'l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale't-Temam ve'l kamal")

Güzel yüzlüdür. Yüzünün nurları ona azamet verir. (Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b.

Yusuf el-Makdi'si "Fevaidu Fevaidi'l Fikr Fi'l Đmam El-Mehdi El-Muntazar")

... Yüzünde parlak yıldız gibi bir renk vardır... (Fevaidu Fevaidi'l Fikr Fi'l Đmam El-Mehdi

El-Muntazar, s. 12)

Kuran'da da Allah, Hz. Yusuf'un güzelliğini şu şekilde haber vermektedir:

... (Yusuf'a da:) "Çık, onlara (görün)" dedi. Böylece onlar onu (olağanüstü güzellikte)

görünce (insanüstü bir varlıkmış gibi gözlerinde) büyüttüler... (Yusuf Suresi, 31)

SĐYAH SAÇLIDIR

Yüzünün nuru başına ve saçlarının siyahına kadar yükselir. (Mehdilik ve Đmamiye, s.

153/Đkdüd Dürer'den)

Siyah saçlıdır. Siyah sakallıdır. (Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi'si

"Fevaidu Fevaidi'l Fikr Fi'l Đmam El-Mehdi El-Muntazar")

Yüzünün nuru, saçının, sakalının ve başının siyahlığı üzerine gün gibi parlar ve ona yücelik

verir. (Ukayli "En-Necmu's-sakıb fi Beyanı Enne'l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale't-Temam

ve'l kamal")

YÜZÜNDE BEN OLMASI

Yüzünde bir ben bulunacaktır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s.

41)

OMUZUNDA PEYGAMBER (SAV)'ĐN ALAMETĐ VARDIR

Mehdi'nin omuzunda Peygamber Efendimiz (sav)'deki alamet bulunacaktır. (El-Kavlu'l

Muhtasarr Fi Alamatil Mehdiyy- il Muntazar, s. 41)

Omuzunda Peygamber (sav)'in alameti vardır. (Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 165; Kitab-

ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 23)

Omuzunda Peygamber (sav)'in nişanı vardır. (Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 163)

Hadis-i şeriflerden anlaşılacağı üzere Hz. Mehdi'nin iki omuzu arasında Hz. Muhammed

(sav)'de olduğu gibi açık bir işaret olan "Peygamberimiz (sav)'in alameti" olacaktır. Peygamberimiz

(sav)'in alameti, Đslami kaynaklarda şu şekilde bildirilmektedir:

Ebu Saib b. Yezid'den rivayet edilmiştir: "Gözüm Peygamberimiz'in iki omuzu arasındaki

mühüre ilişti." (Sünen-i Tirmizi, 6/126)

RENGĐ

Hz. Mehdi'nin rengi arabi… (Đbn Hacer El Mekki; "El-Kavlü'l Muhtasar fi Alamatil Mehdiyy-

il Muntazar", s. 15-75)

Not: Arap ırkının ten rengi kırmızıyla karışık beyazdır.

Hz. Peygamber (sav)'in ten rengi de kırmızıya çalan beyaz renkti. Fakat, teninin görünen

kısımları güneş, rüzgar gibi etkenlerle esmere çalıyordu. Rivayetlerden Hz. Mehdi'nin de Peygamber

Efendimiz (sav)'le aynı renkte olacağı anlaşılmaktadır. Bir rivayette Resulullah (sav)'ın ten rengi

şöyle tarif edilmektedir:

Enes b. Malik, Peygamber (sav)'in rengi hakkında şöyle dedi: Beyaz idi. Fakat beyazı esmere

çalıyordu. (Đbni Kesir, Şemail'ür- Resul, s. 28)

Esmerden maksat bembeyaz olmayıp az kırmızılığı ispat etmektir. Çünkü Resul-ü Ekrem

Hazretleri'nin rengi, hamamdan henüz yeni çıkmış ve kendisine kızıllık gelmiş olan bir beyaz

kimsenin o andaki rengi gibidir. Yani Resul-ü Ekrem Hazretleri'nin mübarek rengi, kırmızı ile

karışık nurani beyaz idi. (Đbni Kesir, Şemail'ür- Resul, s. 28)

GENEL GÖRÜNÜMÜ

Hz. Mehdi'nin boyu, posu sanki Beni Đsrail ricalindedir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil

Mehdiyy-il Muntazar, s. 36-29)

Cismi, Đsrail cismidir. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 24)

Mehdi sanki Beni Đsrail'den bir adamdır. (Tavrı onlara benzer yani heybetli ve akıllı) (Kitab-

ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 23-30)

O … heybetli bir adamdır. (Đkdüd dürer)

Hz. Mehdi'nin bedeni Đsraili'dir. Hz. Mehdi, sanki Beni Đsrail ricalindendir (önde

gelenlerindendir). (Đbn Hacer El Mekki)

Cismi, Đsrail bünyesi gibidir. (Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi'si

"Fevaidu Fevaidi'l Fikr Fi'l Đmam El-Mehdi El-Muntazar")

(Dış görünüşü) sanki Đsrailoğullarından bir insana benzemektedir. (Ukayli "En-Necmu's-

sakıb fi Beyanı Enne'l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale't-Temam ve'l kamal")

Sanki o, Đsrailoğullarından bir adam gibidir. (Nuaym b. Hammad, vr. 52a; Mer'iy b. Yusuf b.

Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi'si "Fevaidu Fevaidi'l Fikr Fi'l Đmam El-Mehdi El-Muntazar")

GENĐŞ VÜCUTLU OLMASI

Hadislerde Hz. Mehdi'nin karnının, göğsünün, alnının, bacak aralıklarının, uyluklarının geniş

olduğu bildirilmektedir. Alnının geniş olmasıyla orantılı olarak başı da büyük olacaktır. Tüm bu

tasvirlerden, Hz. Mehdi'nin tüm vücudunun geniş olduğu anlaşılmaktadır.

Đri gövdeli... (Ukayli "En-Necmu's-sakıb fi Beyanı Enne'l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib

Ale't-Temam ve'l kamal")

O, alnı açık… karnı büyük, iki uyluk arası açık… (Fevaidu Fevaidi'l Fikr Fi'l Đmam El-

Mehdi El-Muntazar, s. 13)

O, açık alınlıdır. (Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi'si "Fevaidu

Fevaidi'l Fikr Fi'l Đmam El-Mehdi El-Muntazar")

Đki uyluk arası açık... (Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi'si "Fevaidu

Fevaidi'l Fikr Fi'l Đmam El-Mehdi El-Muntazar")

Hz. Mehdi, Hz. Hasan'ın soyundandır. Bacakları aralıklıdır. (Ali Bin Hüsamettin El Muttaki,

Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, s. 22)

... Onun... alnı geniştir. Yeryüzünü adaletle dolduracak ve malı bol bir şekilde dağıtacaktır.

(Ali Bin Hüsamettin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman

Mehdisinin Alametleri, s. 22)

BOYU

Mehdi, orta boylu olacaktır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 41)

Mehdi'nin adı Muhammed b. Abdullah'tır. O, orta boylu... (Fevaidu Fevaidi'l Fikr Fi'l Đmam

El-Mehdi El-Muntazar, s. 11)

Peygamber Efendimiz (sav)'in de aynı boyda olduğunu rivayetlerden öğrenmekteyiz:

Enes B. Malik rivayetlerde buyurdu ki: Resulullah (sav) orta boylu idi. Bilindiği gibi hadiste

geçen "Rab'a" kelimesi normal ve orta boylu demektir. Fakat normal boy için uzun olan şahsa göre

bir sınır vardır. Çünkü boyun sahibi kendi karışı ile yedi karış kadar olan boya normal boy denilir.

(Tirmizi, Şemail-i Şerif, s. 15)

ALNININ AÇIK VE GENĐŞ OLMASI

Hz. Mehdi'nin alnının açık ve geniş olmasına orantılı olarak başının da büyük olacağı

hadislerden anlaşılmaktadır.

Mehdi bendendir... Açık alınlıdır. (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s.

21)

Mehdi bizdendir, alnı açık... (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 21)

Allahu Teala, benim neslimden, alnı açık, yeryüzünü adaletle doldurarak malı ve eşyayı

insanlara bol bol ikram eden bir evladımı gönderecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il

Mehdiyy-il Muntazar, s. 23)

O, açık alınlıdır. (Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi'si "Fevaidu

Fevaidi'l Fikr Fi'l Đmam El-Mehdi El-Muntazar")

Muhakkak ki Allah, benim neslim içinde alnı açık (olan) bir şahıs gönderecektir. (Fevaidu

Fevaidi'l Fikr Fi'l Đmam El-Mehdi El-Muntazar, s. 11)

KARNININ GENĐŞ OLMASI

O, alnı açık... karnı büyük, iki uyluk arası açık... (Fevaidu Fevaidi'l Fikr Fi'l Đmam El-Mehdi

El-Muntazar, s. 13)

UYLUKLARI UZUNDUR

Uylukları uzundur, rengi Arap rengidir. (Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 162-163)

YÜRÜYÜŞÜ

Bir özelliği de yürürken uyluklarının açık ve birbirinden uzak olmasıdır. (El-Kavlu'l

Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 32)

YAŞI

Hadislerde belirtilen Hz. Mehdi'nin gönderildiği yaşlardan kasıt, onun vazifeye başlayacağı,

insanların kendisini tanıyacakları ve faaliyetini görüp izleyecekleri yaşlardır.

Yaşı 30 ile 40 arasında olduğu halde gönderilecektir... Mehdi benim evlatlarımdandır. 40

yaşlarındadır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 41)

40 yaşındadır. Diğer bir rivayete göre 30 ile 40 yaşındadır. (Kıyamet Alametleri, Berzenci, s.

16)

Mehdi benim neslimdendir. O 40 yaşındadır. Sanki yüzü parlak bir yıldızdır... (Mer'iy b. Yusuf

b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdisi "Fevaidu Fevaidi'l Fikr Fi'l Đmam El-Mehdi El-

Muntazar")

SAKALI

Sakalı bol ve sık olacaktır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 23)

Sakalı sıktır. (Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 163)

BURNU GÜZELDĐR

Onun alnı geniş, burnu ise ince olacaktır. (Tırmizi, Büyük Hadis Külliyatı, Rudani 5.cilt, s.

365)

O, açık alınlı, küçük burunlu… (Muhammed B. Resul Al-Hüseyni El Berzenci, "Kıyamet

Alametleri" Pamuk Yayınları, Trc. Naim Erdoğan, s. 163)

O açık alınlı ve ince burunludur. (Ahmed, b. Hanbel II-291, III-17) (Süneni Ebu Davud

Terceme ve şerhi cilt. 14, Şail yayıncılık, K. el-Mehdi (35), s. 404)

KAŞLARI VE GÖZLERĐ

O, açık alınlı, küçük burunlu, iri gözlü... (Muhammed B. Resul Al-Hüseyni El Berzenci,

"Kıyamet Alametleri" Naim Erdoğan, s. 163)

Kaşı kavislidir. (Muhammed B. Resul Al-Hüseyni El Berzenci, "Kıyamet Alametleri" Pamuk

Yayınları, Trc. Naim Erdoğan, s. 163)

Hz. Mehdi'nin kaşları... araları açık... (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il

Muntazar, s. 41)

Hadiste Hz. Mehdi'nin kaşlarının arasının açık olmasıyla, gözü ve kaşı arasında mesafenin

geniş olduğu ifade edilmektedir.

DĐŞLERĐNĐN GÜZELLĐĞĐ VE PARLAKLIĞI

Dişleri parlak olacaktır. (Nuaym b. Hammad, vr. 52a; El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il

Mehdiyy-il Muntazar, s. 41)

Mehdi, gür sakallı, ön dişleri parlak... (Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-

Makdi'si "Feraidu Fevaidi'l Fikr Fi'l Đmam El-Mehdi El-Muntazar")

HZ. MEHDĐ'NĐN AHLAKI VE ĐLMĐNĐN ÜSTÜNLÜĞÜ

15- PEYGAMBERĐMĐZ (SAV) HZ. MEHDĐ'NĐN AHLAKINI KĐMĐN AHLAKINA

BENZETMEKTEDĐR?

Peygamberimiz (sav) hadislerinde Hz. Mehdi'nin ahlakının, kendi ahlakına benzediğini

belirtmiştir:

Mehdi Allah'a karşı son derece boyun eğicidir. Ahlak bakımından Peygamber (sav)'e

benzer. (Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 163)

Ahlakı benim ahlakım olan bir evladım çıkacak. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il

Ahir Zaman, s. 21)

Peygamberimiz (sav)'in üstün ahlakı ise Kuran'da şöyle haber verilmiştir:

Şüphesiz sen üstün ve pek yüce bir ahlak üzerindesin. (Kalem Suresi, 4)

16- PEYGAMBERĐMĐZ (SAV) HZ. MEHDĐ'NĐN AHLAKINI NASIL TARĐF

ETMEKTEDĐR?

Allah korkusu çok güçlüdür

Mehdi Allah'a karşı son derece boyun eğicidir. Ahlak bakımından Peygambere benzer.

(Kıyamet Alametleri, s. 163)

Mehdi, gerges kuşunun kanadı ile titremesi gibi Allah'tan çok korkan bir kimsedir.

(Celaleddin Suyuti’nin Tasnifinden Hadisler, s. 23)

Ahlakı inananlar için örnektir

Đlahi feyz (bereket ve bolluk, ilim ve irfan) ona ulaşır. Dini ilimleri ve örnek ahlakı telakki

eder. (Allah'tan alır.) (Konavi Risalet-ül Mehdi, s. 161 B)

Kuran'da Peygamber Efendimiz (sav)'in de samimi olarak iman edenler için güzel bir örnek

olduğu bildirilmiştir:

Andolsun, sizin için, Allah'ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah'ı çokça zikredenler için

Allah'ın Resûlü'nde güzel bir örnek vardır. (Ahzab Suresi, 21)

Zamanının en hayırlısıdır

Đbn-i Cerir, Tehzib-il Asar'da şöyle tahric etti (ortaya koydu): Muhammed ümmetinin en

hayırlısı ve sizin zorlukları gideren veliniz olan kimseye katılın... O Mehdi'dir. (Kitab-ül Burhan Fi

Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 57)

Devrinde yeryüzünün en hayırlısı kendisi olacaktır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il

Mehdiyy-il Muntazar, s. 27)

Naim b. Hammad, Kab'dan tahric etti (ortaya koydu), buyurdu ki: Mehdi (zamanındaki)

insanların en hayırlısıdır. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 58)

Hz. Mehdi'nin amelinde ayıp ve zulüm yoktur

Ben Mehdi'yi, peygamberlerin sayfalarında (kitaplarında) şöyle bulurum: Mehdi'nin

amelinde ne zulüm ne de ayıp vardır. (Nuaym b. Hammad, vr. 50b; Ali Bin Hüsameddin El Muttaki,

Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman

Neşriyat, s. 21)

Peygamberlere dair olan kitaplarda, "Mehdi'nin işi zulüm ve kötülük değildir" şeklinde

işaret edilmiştir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 49)

Helalleri ve haramları çok iyi bilmesi

Hz. Hüseyin (ra) soruldu: "Đmam Mehdi hangi alametlerle bilinir?" Şöyle cevap verdi:

"Gönül rahatlığı ve vekar sahibi oluşu ile, helal ve haramı çok iyi bilmesi ile tanınır. (Mer'iy b.

Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdisi "Feraidu Fevaidi'l Fikr Fi'l Đmam El-Mehdi El-

Muntazar")

Hikmet ve anlayış gücü çok yüksektir

Hadislerde Hz. Mehdi'nin Allah'ın kendisine verdiği özel bir güce sahip olduğu

bildirilmektedir:

O, kimsenin bilemediği gizli bir gücün sahibi olduğu için kendisine Mehdi denilmiştir.

(Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman)

Muhyiddin Arabi Hz. Mehdi'nin bazı özelliklerini saymaktadır. Aşağıdaki izahında Hz.

Mehdi'nin dikkat çeken başlıca 9 özelliğine yer vermektedir:

1. Basiret sahibi olması

2. Kutsal kitabı anlaması

3. Ayetlerin manasını bilmesi

4. Tayin edeceği kimselerin hal ve hareketlerini bilmesi

5. Öfkelendiğinde bile merhamet ve adaletten ayrılmaması

6. Varlıkların sınıflarını bilmesi

7. Đşlerin girift taraflarını bilmesi

Çünkü bunlardan haberi olan bir lider vereceği hükümlerde yanılmaz. Mehdi kıyas ilmini

onunla hükmetmek için değil, ondan kaçınmak için bilir. Çünkü verdiği hüküm doğru bir ilham

neticesi olacak. Yani Hz. Muhammed (sav)'in getirdiği şeriat üzere hükmedecek. Bu sebepledir ki

Peygamberimiz (sav) onu vasfederken "Benim izimi takip edecek, hataya düşmeyecek" demiştir.

Bundan anlıyoruz ki, Mehdi, şeriat sahibi değil, şeriata uyandır.

8. Đnsanların ihtiyacını iyi anlaması

Çünkü onların her türlü işlerini görmek için Allah onu diğer insanlar üzerine seçmiştir.

Liderlerin davranış ve faaliyetleri kendilerinden ziyade halkın menfaatine olmalıdır... Halkın

yararına aykırı şeylerle uğraşıp, onların işlerini görmeyen bir lider azledilmelidir. Çünkü onunla

diğer insanlar arasında fark kalmamıştır.

9. Bilhassa kendi zamanında ihtiyaç hissedilen gaibi ilimlere vukufu bulunması. Çünkü ancak

o sayede yeni yeni zuhur edilecek meseleleri halledebilir. (Kıyamet Alametleri, s. 189)

Mücadeleci ve cesurdur

Fitneleri önlemenin kendisine zor gelmeyeceği ve öldürmenin de onu vazgeçirmeyeceği

Ehl-i Beyt'ime (soyuma) mensup birisi sahip olmadan günler ve geceler bitmeyecektir. (Ali Bin

Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin

Alametleri, Kahraman Neşriyat, s. 13)

Mehdi işi sıkı tutacak. (Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 175)

Đnsanlar hakka dönünceye kadar (fikri) mücadelesine devam edecektir. (El-Kavlu'l

Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 23)

Mehdi hesabını çok seri bir şekilde görecek ve vaadinden dönmeyecektir. (Kitab-ül Burhan

Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 24)

Karşısına dağlar bile dikilse onları ezip geçecek, o dağlarda kendisine yol bulacaktır. (El-

Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 39)

Allah Kuran'da pek çok ayette elçilerinin güzel ahlakından ve cesur karakterlerinden

bahsetmektedir. Elçiler kavimlerinin tüm inkarcı tavırlarına, alaylarına, tuzaklarına ve saldırılarına

en güzel şekilde karşılık vermişler ve her zaman Allah'ın yardımıyla galip gelmişlerdir.

Çok merhametlidir

Hz. Mehdi, o kadar merhametli olacaktır ki, zamanında bir kimsenin bile burnu

kanamayacaktır. (El-Kavlu'l Muhtasar fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 42)

... Yoksullara karşı çok merhametli olması, Mehdi'nin alametlerindendir. (Mer'iy b. Yusuf b.

Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi'si "Feraidu Fevaidi'l Fikr Fi'l Đmam El-Mehdi El-Muntazar")

... Mazlumlara karşı da çok merhametli olmasıdır. (Nuaym b. Hammad, vr. 50b; Ukayli "En-

Necmu's-sakıb fi Beyanı Enne'l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale't-Temam ve'l kamal")

Đslam'ı koruma hissi çok güçlüdür

Hz. Mehdi'nin hamiyet duygularının çok güçlü olacağı hadislerde bildirilmiştir. Đslam

aleyhinde yapılacak her türlü sözü tam olarak cevaplandıracak, bu yöndeki her türlü hareketi, fikri

olarak tamamen etkisiz hale getirecektir.

Đslam'ın aleyhine söylenecek bir söz bile ona ağır gelir. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil

Mehdiyy-il Muntazar, s. 30)

Kimseye tenezzül etmemesi

O, benim ümmetimden, tenezzül etmeyen (Allah'tan başka hiçbir varlığa minnet duymayan)

bir adamdır. (Suyuti, el-havi, 2/24)

Đhtiyaçlarını insanlara bildirmemesi

Hz. Hüseyin (ra) soruldu: "Đmam Mehdi hangi alametlerle bilinir?" Şöyle cevap verdi : "...

Đnsanlar ona muhtaç olurlar. O, ise insanlara ihtiyacını bildirmez." (Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir

b. Ahmet b. Yusuf el-Makdisi "Feraidu Fevaidi'l Fikr Fi'l Đmam El-Mehdi El-Muntazar")

Her sorumluluğu üstüne alması

Her görevi üzerine alır ve zayıfa, düşküne yardım eder. (M. Muhyiddin Arabi "Futuhat-El

Mekkiye", 366. bab, c. 3, s. 327- 328)

Vakarlı (halim ve heybetli) olması

Hz. Hüseyin (ra) soruldu:

"Đmam Mehdi hangi alametlerle bilinir?" Şöyle cevap verdi: "Gönül rahatlığı ve vakar

(ağırbaşlı ve heybetli) sahibi oluşu ile, helal ve haramı çok iyi bilmesi ile tanınır. (Mer'iy b. Yusuf

b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdisi "Feraidu Fevaidi'l Fikr Fi'l Đmam El-Mehdi El-

Muntazar")

Zalime karşı hakkı müdafaa etmesi

Mehdi zalime karşı hakkı müdafaa edecektir. Hatta (zalim) bir insanın azı dişinde olan

(haksız bir lokmayı) bile ondan çekip alacak ve sahibine iade edecektir. (En-Necmu's-sakıb fi

Beyanı Enne'l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale't-Temam ve'l kamal)

Đnsanlara ihsanda bulunması

Zamanın inkitaa uğradığı (sistemlerin değiştiği) bir dönemde, Mehdi denen bir adam

gelecek ve ihsanı bol ve güzel olacak. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 14)

O, fitnelerin zuhur ettiği bir zaman aralığında gelecek ve ihsanı karşılıksız olacaktır. (El

Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 24)

Cömert olması

Ahir zamanda bir halife olacak, malı sayıp hesap etmeden taksim edecektir. (Kitab-ül

Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 15)

Emirlerinizden bir emir olacak ki, malı saymayacaktır. Birisi ondan mal istediğinde, "Al"

der. O da elbisesini yayar ve o da doldurur. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman,

s. 15)

Cennetle müjdelenmiş olması

... Enes b. Malik (ra) den, şöyle demiştir: Ben, Resulullah (sav)'dan işittim, buyurdu ki: Biz

Abdulmuttalib'in çocukları cennet halkının büyükleriyiz. Ben, Hamza, Ali, Cafer, Hasan,

Hüseyin ve Mehdi. (Sünen-i Đbni Mace, 10/349)

17- HADĐSLERDE HZ. MEHDĐ'NĐN ĐLMĐ HAKKINDA NASIL BĐLGĐ

VERĐLMEKTEDĐR? HZ. MEHDĐ'NĐN KENDĐSĐNĐ DĐĞER ĐNSANLARDAN

AYIRAN ÖZEL BĐR ĐLMĐ OLACAK MIDIR?

Kab'dan rivayet edildi ki: O, kimsenin bilemediği gizli bir gücün sahibi olduğu için

kendisine Mehdi denilmiştir. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman)

Bütün zahiri ilimler, istenildiğinde herkes tarafından okuyarak, araştırılarak öğrenilebilir. Bir

de çalışılarak elde edilemeyen, ancak Hz. Allah'ın bir lütfu olan ve onu istediği kuluna verdiği

"Vehbi" ilim vardır. Yukarıdaki rivayette "kimsenin bilemediği" denilerek Hz. Mehdi'nin böyle bir

ilme sahip olduğu anlatılmak istenmiş olabilir. (En doğrusunu Allah bilir.)

Bu ilmin "Ledün ilmi" olması da muhtemeldir. Kehf Suresi'nde Hz. Musa (a.s.) ile Hz. Hızır

(a.s.) arasında geçen kıssada, benzer bir ilimden bahsedilmektedir. (Rivayetlerde bu şahsın Hz. Hızır

(a.s.) olduğu anlatılır.)

18- HZ. MEHDĐ'NĐN ĐŞLERĐ ÇOK KISA ZAMANDA HALLETMESĐ HADĐSLERDE

NASIL HABER VERĐLMĐŞTĐR?

Bu durum 7 yıl devam edecektir. Ancak onun her senesi, sizin 20 senenize bedel olacaktır.

(El-Kavlu'l Muhtasar fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 44)

Peygamberimiz (sav)'in bu hadisinde, Hz. Mehdi'nin bir yılının insanların 20 yılına bedel

olduğu haber verilmektedir. Hz. Mehdi insanların uzun yıllardır yapamadıkları işleri çok kısa sürede

halledecektir. Her konuya çok hızlı, akılcı, hikmetli ve kalıcı bir çözümü bulacak ve uygulayacaktır.

19- PEYGAMBERĐMĐZ (SAV)'ĐN HADĐSLERĐNDE ĐNSANLARIN HZ. MEHDĐ'YE

KARŞI OLAN SEVGĐLERĐ NASIL ANLATILMIŞTIR

Allah (cc) bütün insanların kalplerini onun muhabbetiyle dolduracaktır. (El-Kavlu'l

Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 42)

Ümmet'i Muhammed'den memnun olmadık hiçbir fert kalmayacaktır. (Kıyamet Alametleri,

s. 163)

Mehdi zuhur eder, herkes sadece O'ndan konuşur, O'nun sevgisini içer ve O'ndan başka

bir şeyden bahsetmezler. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 33)

Onun hilafetinden yer ve gök ehli, hatta havadaki kuşlar bile razı olacaktır. (El-Kavlu'l

Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 29)

Muhakkak ki o, insanların karşılaştıkları şerler sebebiyle, Mehdi'nin kendilerine en

sevgilisi olmadıkça çıkmayacaktır. (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin

Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, s. 27)

HZ. MEHDĐ'NĐN YARDIMCILARI

20- HADĐSLERDE HZ. MEHDĐ KONUSUNDA ASHAB-I KEHF ĐLE ĐLGĐLĐ NASIL

BĐR BĐLGĐ VERĐLMĐŞTĐR?

Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Ashab-ı Kehf'in de Hz. Mehdi'nin yardımcılarından

olacağı haber verilmiştir:

Ashab-ı Kehf, Mehdi'nin yardımcıları olacaktır. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy il

Ahir Zaman, s. 59)

21- PEYGAMBERĐMĐZ (SAV), MELEKLERĐN HZ. MEHDĐ'YE YARDIM

EDECEKLERĐNĐ NASIL BĐLDĐRMĐŞTĐR?

Onun kumandanları insanların en hayırlılarıdır. Onun yardımcıları Yemen ve Şam ehlinden

olacaktır. Önlerinde Cebrail, arkalarında Mikail bulunacaktır. Yeryüzü emniyetle dolacak ve hatta

birkaç kadın, yanlarında hiç erkek olmaksızın rahatlıkla hacca gideceklerdir. (El-Kavlu'l Muhtasar

Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 47)

Allah onu 3 bin melekle destekleyecektir. (El Kavlu-l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il

Muntazar, Ahmed Đbn-i Hacer-i Mekki, s. 41)

Hadis-i şerifte, Hz. Mehdi'nin yardımcıları arasında Cebrail ve Mikail Aleyhisselam'ın da

oldukları haber verilmektedir. Hz. Mehdi'ye, Allah'ın izniyle, melekler yardımcı olacaktır.

Meleklerin salih müminlere yardımcı olmaları Kuran'ın çeşitli ayetlerinde haber verilen bir

durumdur. Rabbimiz, Peygamber Efendimiz (sav) ve sahabeyi de meleklerle desteklemiştir. Konuyla

ilgili bazı ayetler şu şekildedir:

Rabbin meleklere vahyetmişti ki: "Şüphesiz Ben sizinleyim, iman edenlere sağlamlık

katın..." (Enfal Suresi, 12)

Sen müminlere: "Rabbiniz'in size meleklerden indirilmiş üç bin kişiyle yardım-iletmesi

size yetmez mi?" diyordun. (Al-i Đmran Suresi, 124)

22- HADĐSLERDE HZ. MEHDĐ'YE BAŞKA KĐMLERĐN YARDIM EDECEĞĐ

BĐLDĐRĐLMĐŞTĐR?

Doğu tarafından birtakım insanlar çıkıp, Hz. Mehdi'nin saltanatını hazırlayacaklardır. (El-

Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 21)

Şarktan bir cemaat çıkar ve Hz. Mehdi'nin saltanatına yardım eder. (Ali Bin Hüsameddin El

Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri,

Kahraman Neşriyat, s. 60)

... Bilahare Kudüs'e inecekler ve Hz. Mehdi için saltanat hazırlayacaklardır. (El-Kavlu'l

Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 47)

23- HZ. MEHDĐ'NĐN YARDIMCILARI KAÇ KĐŞĐ OLACAKTIR?

Hadislerde verilen bilgilerden Hz. Mehdi'nin, çevresinde Allah'a olan bağlılığı, ihlası ve üstün

ahlakıyla dikkat çeken bir kimse olacağı anlaşılmaktadır. Peygamberimiz (sav) Hz. Mehdi'nin, dinin

ve Müslümanların hayrına yönelik olarak çok fazla hizmet eden, çok önemli faaliyetler yürüten bir

kimse olacağını bildirmiştir. Normal şartlarda ahlakı Peygamberimiz (sav)'e benzetilen, yalnızca

Allah'ın rızasına uyan, tüm insanların dünyada ve ahiretteki kurtuluşu için samimi çaba harcayan,

dünyaya huzur, barış, bolluk, bereket getirecek böyle hayırlı ve kıymetli bir insanın etrafında çok

sayıda insan toplanmış olması gerekir. Onun bu ahlakını ve yaptığı hayırlı faaliyetleri açıkça gören

her Müslümanın bu kimsenin yanında olmayı ve Hz. Mehdi ile birlikte davranan hak topluluğa

destek vermeyi istemesi; ve onlara yardımcı olabilmek için büyük bir şevk ve heyecan içinde

birbirleriyle yarışmaları gerekir. Ancak buna rağmen hadislerde, Müslümanlar arasında da Hz.

Mehdi'yi destekleyen insanların sayılarının son derece az olacağı bildirilmiştir:

Sayıları Bedir Ashabı (313) kadardır. Evvelkiler onları geçmediği gibi, sonrakiler de onlara

yetişemezler. Onların sayıları Talud ile nehri geçenler kadardır. (Kitab-ul Burhan Fi Alamet-i

Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 57)

Bu 313 kişi gece abid (çok ibadet eden kimse) gündüz kahraman niteliğini taşımaktadırlar.

(Kıyamet Alametleri, s. 169)

Aralarında kadınların da bulunduğu 314 kişilik bir grup oluştururlar. Onlar her zalime

galip gelirler. Onların kalpleri demir gibidir ve onlar gündüz arslan, gece de abiddirler. Ne

evvelkiler, ne de sonrakiler fedakarlıkta onlara yetişemez. (Kitab-ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il

Ahir Zaman, s. 57-68)

Hz. Mehdi'ye aralarında kadınların da bulunduğu 314 kişi biat edecektir. (El-Kavlu'l

Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 25)

Hz. Mehdi'nin bu durumu Hz. Yusuf'un hayatıyla büyük benzerlik göstermektedir. Kuran'ın

"(Kuraklık başlayınca) Yusuf'un kardeşleri gelip yanına girdiler, onu tanımadıkları halde

kendisi onları hemen tanıdı." (Yusuf Suresi, 58) ayetiyle, Hz. Yusuf'un kardeşlerinin onu

tanıyamadığı, ancak onun kardeşlerini tanıdığı haber verilmiştir. Đşte hadislerin işaretine göre, Hz.

Mehdi de, aynı Hz. Yusuf gibi olacak; o insanları görecek ama insanlar onu fark edemeyeceklerdir.

Bundan dolayı da ona yardım eden kimselerin sayısı oldukça az olacaktır.

24- TARĐH BOYUNCA GÖNDERĐLMĐŞ OLAN PEYGAMBERLERE ĐMAN

EDENLERĐN SAYISI AZ MI OLMUŞTUR?

Ahir zamanda Hz. Mehdi'yi destekleyenlerin ve yardımcılarının sayılarının çok az olacak

olması Allah'ın Kuran'da bildirdiği adetullahının bir gereğidir. Bu durum, tarih boyunca yaşamış

olan tüm mümin topluluklarında da hep aynı olmuştur. Kuran'da peygamberlerin de çevrelerinde

samimi olarak iman eden kişilerin hep çok az olduğuna dair bilgiler verilmiştir. Örneğin Hz.

Musa'ya yalnızca yaşadığı toplumun gençlerinden oluşan çok az sayıda kimse iman etmiştir:

Sonunda Musa'ya kendi kavminin bir zürriyetinden (gençlerinden) başka -Firavun ve

önde gelen çevresinin kendilerini belalara çarptırmaları korkusuyla- iman eden olmadı...

(Yunus Suresi, 83)

Bir ayette Hz. Musa'ya inananların çok az sayıda olduklarını, dönemin Firavun'unun şöyle dile

getirdiği haber verilmiştir:

"Gerçek şu ki bunlar azınlık olan bir topluluktur." (Şuara Suresi, 54)

Aynı durum Hz. Đsa'nın ilk geldiği dönemdeki yardımcıları için de geçerlidir. Rivayetlerden

Hz. Đsa'ya da az sayıdaki havarilerin iman ettikleri ve bunun dışında halktan ona inanan kimsenin

olmadığı haber verilmiştir. Kuran'da Hz. Đsa'ya inananların durumu şöyle bildirilmektedir:

Ey iman edenler, Allah'ın yardımcıları olun: Meryem oğlu Đsa'nın havarilere: "Allah'a

(yönelirken) benim yardımcılarım kimlerdir?" demesi gibi. Havariler de demişlerdi ki:

"Allah'ın yardımcıları bizleriz." Böylece Đsrailoğulları'ndan bir topluluk iman etmiş, bir

topluluk da inkar etmişti... (Saff Suresi, 14)

Kuran'da, Ashab-ı Kehf adlı topluluğun da sayılarının çok az olduğu bildirilmiştir:

(Sonra gelen kuşaklar) Diyecekler ki: "Üç'tüler, onların dördüncüsü köpekleridir." Ve:

"Beştiler, onların altıncısı köpekleridir" diyecekler. (Bu,) Bilinmeyene (gayba) taş atmaktır.

"Yedidirler, onların sekizincisi köpekleridir" diyecekler. De ki: "Rabbim, onların sayısını

daha iyi bilir, onları pek az (insan) dışında kimse bilemez." ... (Kehf Suresi, 22)

Bir başka ayette ise Hz. Nuh'a uyan kimselerin sayısının da çok az olduğu şöyle haber

verilmiştir:

... Zaten onunla birlikte çok azından başkası iman etmemişti. (Hud Suresi, 40)

Kuran'da Hz. Lut'a da çok az kişinin iman ettiği bildirilmektedir. Lut kavmine büyük bir

felaket isabet ettiğinde, Allah oradan sadece Hz. Lut'un iman eden aile mensuplarını –iman etmeyen

hanımı dışında- kurtarmıştır:

… Kendi karısı dışında, onu ve ailesini muhakkak kurtaracağız. O (karısı) arkada

kalacak olanlardandır." Elçilerimiz Lut'a geldikleri zaman o, bunlar dolayısıyla kötüleşti ve

içi daraldı. Dediler ki: "Korkuya düşme ve hüzne kapılma. Karın dışında, seni ve aileni

muhakak kurtaracağız. O ise, arkada kalacaktır." (Ankebut Suresi, 32-33)

Đnsanların Allah'ın elçilerine iman etmemelerinin birçok sebebi vardır. Bunlardan biri, önceki

bölümlerde anlatıldığı gibi, asılsız iftiralar ve karalamalar nedeniyle toplumda oluşan "olumsuz

kanaatlerdir". Đnsanlar, inkar edenler tarafından "yalancı", "menfaatperest", "deli", "sapkın" gibi

iftiralarla karşı karşıya kalan salih müminlerden uzak durmayı tercih etmişlerdir. Elbette bu durum,

söz konusu insanların önemli bir yanılgısıdır. Ancak aynı yanılgı nedeniyle pek çok insan Hz.

Mehdi'ye de tabi olmaktan kaçınacak ve ondan uzak duracaklardır.

Bir diğer neden, toplumda kabul gören batıl inanışların, hurafelerin ve türlü yanlış itikatların,

Allah'ın, elçileri vesilesiyle hak dinini göndermesiyle tüm sözde dayanaklarını yitirecek olmasıdır.

Bu nedenle elçiler, haksızlığa ve adaletsizliğe dayanan sistemin bozulmasıyla menfaatleri zarar

görecek olan kimselerin güçlü tepkileriyle, iftira ve karalamalarıyla karşılaşmışlardır. Bu durumun

bir sonucu olarak da peygamberlere ve salih elçilere tarih boyunca hep az sayıda kişi iman etmiştir.

Hadislerde işaret edildiğine göre, Hz. Mehdi cemaatinin sayısı da benzer nedenlerle çok az olacaktır.

Đnsanların büyük çoğunluğu ise hem iftiraların etkisi altında kalarak hem de olabilecek baskı ve

zorluklardan endişe duyarak Hz. Mehdi ve cemaatinden uzak duracaklardır.

Toplumsal baskı insanların tarih boyunca iman sahiplerine yardımcı olmalarını engelleyen en

önemli sebeplerden bir diğeridir. Kuran ayetlerinde bu konuda Hz. Musa'ya iman eden gençler örnek

verilmektedir. Ayette şu şekilde bildirilmektedir:

Sonunda Musa'ya kendi kavminin bir zürriyetinden (gençlerinden) başka -Firavun ve

önde gelen çevresinin kendilerini belalara çarptırmaları korkusuyla- iman eden olmadı.

Çünkü Firavun, gerçekten yeryüzünde büyüklenen bir zorba ve gerçekten ölçüyü

taşıranlardandı. (Yunus Suresi, 83)

Yukarıdaki ayette Hz. Musa'ya "Firavun ve önde gelen çevresinin kendilerini belalara

çarptırmaları korkusuyla" iman edenin olmadığı bildirilmektedir. Đnsanlar eğer Hz. Musa'ya iman

ederlerse baskı göreceklerini, yurtlarından sürüleceklerini, tutuklanıp, öldürüleceklerini

düşünmüşlerdir. Bu korku nedeniyle de iman edenlerden uzak durmuş, başlarına kötü birşey

geleceğini düşündükleri için onlara yaklaşmamışlardır. Oysa Hz. Musa ve onunla birlikte olan salih

müminler, Allah'ın izniyle çok şerefli ve kutlu bir hayat yaşamışlardır. Ahirette de güzel

ahlaklarının, sabırlarının, iyi davranışlarının karşılığını en güzel şekilde alacaklardır. Hadislerin

işaretlerine göre aynı durum Hz. Mehdi için de söz konusu olacak, toplumun büyük kesimi

menfaatlerine zarar gelmesi endişesiyle Hz. Mehdi'ye yakın olmaktan, onu desteklemekten

kaçınacaklardır.

25- HZ. MEHDĐ'NĐN YARDIMCILARI GENÇLERDEN MĐ OLUŞACAKTIR?

Kuran'da haber verilen bilgilerden biri de Hz. Musa'ya sadece kavminden genç bir topluluğun

iman etmiş olmasıdır:

Sonunda Musa'ya kendi kavminin bir zürriyetinden (gençlerinden) başka -Firavun ve

önde gelen çevresinin kendilerini belalara çarptırmaları korkusuyla- iman eden olmadı.

Çünkü Firavun, gerçekten yeryüzünde büyüklenen bir zorba ve gerçekten ölçüyü

taşıranlardandı. (Yunus Suresi, 83)

Hadislerde, Hz. Mehdi'ye de gençlerin tabi olacağına işaret edilmektedir. Bu bilgilere göre

Hz. Mehdi'nin cemaati hem sayıca az hem de gençlerden oluşan bir topluluk olacaktır. (En

doğrusunu Allah bilir.) Hz. Mehdi'nin çevresinde gençlerin olacağına işaret eden hadislerden bazıları

şu şekildedir:

Mehdi bizden Ehl-i Beyt'ten (soyumdan) bir gençtir. Đhtiyarlarınız ona yetişmeyecek,

gençleriniz ise onu ümid edeceklerdir. Allah dilediğini yapacaktır. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il

Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 23)

Mehdi'nin bayraktarı, sakalı hafif, rengi sarı, küçük bir genç olacaktır. (El-Kavlu'l Muhtasar

Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 51)

Onun bayraktarı doğudan Temimi soyuna mensup bir genç olacaktır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi

Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 26)

26- ORTAYA ÇIKTIĞI ĐLK DÖNEMLERDE HALKTAN HZ. MEHDĐ'YE DESTEK

OLANLAR OLACAK MIDIR?

Hz. Mehdi'nin yaşadığı toplumdaki insanlar onun sahip olduğu üstün özellikleri, yürüttüğü

hayırlı faaliyetleri açıkça gördükleri halde, yine de Hz. Mehdi ve cemaatini tam olarak fark

edemeyeceklerdir. Kimileri de tam tersi bir düşünceye kapılacak, ona destek olmaktan kaçınacak,

hatta garip görüp uzak duracak ve ona karşı olumsuz bir faaliyet içerisine gireceklerdir.

Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde "halkın büyük kısmının Hz. Mehdi'ye yardımcı olmaktan

kaçınacağı" şöyle haber verilmiştir:

Benim ümmetimden, daima Allah tarafından desteklenen ve onlara yardımcı olmayan halkın

zarar veremeyeceği bir cemaat kıyamet kopuncaya kadar hiç eksik olmayacak. Ümmetim içinde

daima böyle bir taife (topluluk) bulunacaktır. (Sünen-i Đbn-i Mace, cilt 1, s. 16)

Kıyamet ancak, ümmetimden bir taife, insanlara galip olduğu halde kopacaktır. Bu taife ne

kendilerine yardımcı olmayanlara ne de yardımcı olanlara bakmayacaklar. (onların

davranışlarına, ehemmiyet vermeyeceklerdir.) (Sünen-i Đbn-i Mace, cilt 1, s. 19)

Kuşkusuz bu Allah'ın bir mucizesidir. Peygamberimiz (sav)'in bundan on dört asır önce

söylemiş olduğu sözlerinin tam olarak gerçekleşmesi oldukça önemlidir. Hz. Mehdi ve cemaati, tüm

dünya insanlarının geleceği için çok önemli ve çok faydalı oldukları halde ilk dönemlerde

Müslümanlar arasında bilinmeyecekler ve çok az sayıdaki mümin topluluğu dışında halktan onlara

yardımcı olan olmayacaktır.

Ancak elbette ki bu insanların bir kısmı vicdanlarıyla bu mübarek şahsın üstünlüklerini

kavrayacaklardır. Fakat hakkındaki tüm delilleri görmelerine rağmen, kişisel çıkar kaygılarıyla

onları tanımazlıktan gelecek, destek olmayacak, uzak durmaya çalışacak ve diğer insanlardan da bu

gerçekleri saklayacaklardır. Toplumun genelinin yardımcı olmaması, onların da Hz. Mehdi'yi

desteklemekten kaçınmalarına neden olacak, aksinde maddi manevi kayba uğramaktan

korkacaklardır.

27- HZ. MEHDĐ'NĐN CEMAATĐNDEN AYRILANLAR OLACAK MIDIR?

Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde, sayıca çok az olacak olan Hz. Mehdi cemaatinden

ayrılanların olacağı bildirilmiştir. Bu da yine Allah'ın büyük bir mucizesidir. Bu kimseler Hz.

Mehdi'yi çok yakından tanıdıkları, onun hadislerde bildirilen özelliklere sahip olduğuna ve yalnızca

Hz. Mehdi'nin yapabileceği bildirilen faaliyetleri gerçekleştirdiğine yakından şahit oldukları halde

onun yanından ayrılacaklardır. Demek ki halkın büyük çoğunluğu gibi, bu kadar yakından tanıma

fırsatı elde eden bu insanlar da Hz. Mehdi'yi fark edemeyeceklerdir.

Hadislerde Hz. Mehdi'nin cemaatinden ayrılanlar olacağı şöyle bildirilmektedir:

... Zaman zaman o çetin görevi üstlenememek rahatlık meyli; can, mal, mevki korkusu gibi

çeşitli sebeplerle kendisinden ayrılanlar olacaktır... (Ramuzü'l Ehadis, s. 476) (Đbni Mace'den)

Hz. Muaviye b. Kirra (ra)'dan rivayet edilmistir:

Ümmetimden bir taife (topluluk) kıyamet kopuncaya kadar yardım görmekte devam eder.

Kendilerini terk edenlerin ayrılmaları da onlara bir zarar vermez. (Ramuz El-Ehadis, s. 472) (Hz.

Muaviye Đbni Kırra (ra))

Ümmetimden bir taife, Allah'ın emri ile hareket etmekte devam eder. Onlar hak üzerinde

oldukları halde, kıyamet kopana kadar kendilerini terk eden ve muhalefet eden kimsenin onlara

bir zararı dokunmaz... (Hz. Muaviye, Ramuz-el Ehadis, s. 472)

Ancak Peygamber Efendimiz (sav)'in hadislerinde, bu ayrılan kişilerin Hz. Mehdi cemaati için

çok büyük bir hayır ve güzellik olduğu da bildirilmektedir. Bu hak topluluk arasında gizlenen

samimiyetsiz kişilerin ortaya çıkmasıyla, Allah'ın izniyle Hz. Mehdi cemaatinin birbirlerine bağlılığı

daha da artacak, kötülerin ayrılması onları daha da kuvvetlendirecektir.

Kuran ayetlerinde her Müslüman topluluğunun içinde münafık zihniyette kimselerin olacağı

bildirilmektedir. Bu kişiler iman edenlerle birlikte hareket eden, onlarla aynı inançlara sahip

olduklarını iddia eden, ancak gerçekte samimiyetsiz olan kimselerdir. Allah rızası için yaşayan

samimi iman sahiplerinin arasında, sanki onlardan gibi görünerek yaşayan bu kişiler, aslında salih

müminlerden değildirler. Allah Kuran'da bu kişilerin durumunu şu şekilde haber vermektedir:

Đnsanlardan öyleleri vardır ki: "Biz Allah'a ve ahiret gününe iman ettik" derler; oysa

inanmış değillerdir. (Sözde) Allah'ı ve iman edenleri aldatırlar. Oysa onlar, yalnızca

kendilerini aldatıyorlar ve şuurunda değiller. Kalplerinde hastalık vardır. Allah da

hastalıklarını artırmıştır. Yalan söylemekte olduklarından dolayı, onlar için acı bir azab

vardır. (Bakara Suresi, 8-10)

Gerçek şu ki, münafıklar (sözde), Allah'ı aldatmaktadırlar. Oysa O, onları aldatandır.

Namaza kalktıkları zaman, isteksizce kalkarlar. Đnsanlara gösteriş yaparlar ve Allah'ı ancak

çok az anarlar. Arada bocalayıp dururlar. Ne onlarla, ne bunlarla. Allah kimi saptırırsa, artık

sen ona yol bulamazsın. (Nisa Suresi, 142-143)

Onlara: "Allah'ın indirdiğine ve elçiye gelin" denildiğinde, o münafıkların senden

kaçabildiklerince kaçtıklarını görürsün. (Nisa Suresi, 61)

Hani, münafık olanlar ve kalplerinde hastalık bulunanlar: "Allah ve Resulü, bize boş bir

aldanıştan başka bir şey vaat etmedi" diyorlardı. Onlardan bir grup da hani şöyle demişti:

"Ey Yesrib (Medine) halkı, artık sizin için (burada) kalacak yer yok, şu halde dönün."

Onlardan bir topluluk da: "Gerçekten evlerimiz açıktır" diye Peygamberden izin istiyordu;

oysa onlar(ın evleri) açık değildi. Onlar yalnızca kaçmak istiyorlardı. (Ahzab Suresi, 12-13)

Bu ahlaktaki kişiler tarih boyunca tüm samimi mümin topluluklarının içinde görüldüğü gibi

Hz. Mehdi cemaati içinde de bulunacaktır. Hadislerde bildirildiğine göre, Hz. Mehdi'nin

cemaatinden ayrılanlar, yıllarca bu toplulukla birlikte hareket etmelerine rağmen daha sonradan

kendilerine inkar edenlerin arasında bir yol çizeceklerdir. Müslümanlarla aynı iman ve samimiyette

olmayan, Allah'a ve Kuran'a sadakat göstermeyen, Allah korkusu zayıf olan bu kişiler, kendi

menfaatleriyle çatışan bir durum olduğunda Hz. Mehdi'nin yanından ayrılabileceklerdir.

Hz. Mehdi'nin ahir zaman gibi zorlu bir dönemde yaptığı hizmetleri, sahip olduğu yüksek

ahlakı görmelerine rağmen bu cemaatten ayrılan kişiler olması, toplumdaki bazı insanların da

gerçekleri görmesini engelleyecek olabilir. Bu kişiler, Hz. Mehdi'nin yanından ayrıldıktan sonra Hz.

Mehdi aleyhinde yalan ve iftiralar yayabilir, pek çok kişinin de Hz. Mehdi'yi takdir edememesine ve

hatta yanlış tanımasına neden olabilirler. Đnsanların büyük kısmı, münafıkların yalanlarına ve

dayanaksız isnatlarına aldanacak ve bu nedenle Hz. Mehdi'ye karşı çekimser davranacak olabilir.

(En doğrusunu Allah bilir.)

Đyiliklerle kötülüklerin, haramlarla helallerin yer değiştirdiği, iyi insanların kötü, kötü

insanların iyi olarak tanındığı bu dönemde Hz. Mehdi'yi tanıyanlar arasından bile bu ahlakta

insanların çıkması dönemin çok zorlu olduğuna işarettir. Hadislerde ahir zamanda samimi iman

etmemiş, Allah'tan gereği gibi korkmayan kimselerin inançlarını kaybedebilecekleri şöyle haber

verilmektedir:

Kıyamet, fitneler karanlık gecelerin parçaları gibi zuhur edinceye kadar kopmaz. Kişi, mümin

olarak sabahlar, kafir olarak akşamlar. Veya mümin olarak akşamlar, kafir olarak sabahlar.

Dünya menfaatı karşılığında dinini satar. (Müslim) (Đmam Şarani, Ölüm, Kıyamet ve Diriliş, s. 388)

Đleride öyle fitneler olacak ki, Cenab-ı Allah'ın ilimle ihya edip koruduğu insanlar hariç, kişi

sabahleyin mümin olduğu halde, akşama kafir olacak, dinden çıkacaktır. (Taberani, Đbn-i Mace,

Deylemi) (Muhammet Sevgili-Hasan Akdağ, Son Zamanlarla Đlgili Hadisler, s. 36-37)

28- PEYGAMBERĐMĐZ (SAV), ARALARINDAN AYRILANLARIN OLMASININ, HZ.

MEHDĐ VE BERABERĐNDEKĐLERĐ NE YÖNDE ETKĐLEYECEĞĐNĐ

SÖYLEMĐŞTĐR?

Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde, aralarından birtakım insanların ayrılacak olmasının, Hz.

Mehdi ve beraberindeki şahıslara hiçbir zarar veremeyeceği bildirilmektedir. Bu gelişmelere

rağmen, Allah'ın izniyle Hz. Mehdi ve cemaati yaptıkları hayırlı çalışmalarda başarılı olmaya devam

edeceklerdir:

Ayrılanlar da, muhalifler de ona zarar veremeyecek. O kendisinden ayrılanlara rağmen

muzaffer olarak yoluna devam edecektir. (Ramazü'l-Ehadis, s. 487) (Taberani'nin Kebir'inden)

HZ. MEHDĐ'NĐN ÇIKIŞ ALAMETLERĐ

29- HZ. MEHDĐ'NĐN ÇIKIŞ ZAMANI BELLĐ MĐDĐR? HADĐSLERDE VE ĐSLAM

ALĐMLERĐNĐN AÇIKLAMALARINDA HZ. MEHDĐ'NĐN HANGĐ DÖNEMDE

ÇIKACAĞI HABER VERĐLMĐŞTĐR?

Hadislerde Hz. Mehdi'nin Đslam ahlakını hakim etmek için, kıyamet kopmadan önce

yeryüzüne mutlaka geleceği belirtilmiştir. Bunun yanı sıra yine hadislerde verilen bilgilere göre,

Hicri 1400'lü yıllar, Allah'ın izniyle Hz. Đsa'nın tekrar yeryüzüne dönüşü, Hz. Mehdi'nin gelişi,

Deccal'in çıkması ve Hz. Đsa'ya yenilmesi, tüm dünyada insanların kitleler halinde Đslam'a yönelmesi

gibi büyük olayların gerçekleşeceği olağanüstü bir dönemdir. Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde,

hadis ve Đslam alimlerinin açıklamalarında Hz. Mehdi'nin gelişiyle ilgili çeşitli tarih ve dönemler

vardır.

1. Her Yüz Senede Bir Müceddid Gönderilmesi

Öncelikle Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde her yüzyıl başında dini hakikatleri devrin

ihtiyaçlarına göre açıklamak üzere bir "müceddid" yani "dini canlandıran, yenileyen" şahıs

gönderileceğinden söz edilmiştir:

Ebu Hüreyre'nin rivayetine göre; Resulullah (sav) şöyle buyurmuş: Gerçekten Aziz ve Celil

olan Allah HER YÜZ SENENĐN BAŞINDA şu ümmetin dinini bidatten (dine sonradan karışmış

batıl uygulamalardan) ayıracak, yenileyecek (ilim sahibi) bir zatı gönderir. (Sünen-i Ebu Davud,

5/100)

Büyük Đslam alimi Đmam Rabbani'nin bu konudaki açıklaması ise şöyledir:

HER YÜZ SENE BAŞINDA bu ümmetin uleması arasından BĐR MÜCEDDĐD GELECEK

ve şeriatı ihya edecektir (canlandıracaktır). (Mektubat-ı Rabbani, 1/520)

Bediüzzaman Said Nursi de bu konu hakkında şunları söyler:

Ashab-ı Kütüb-i Sitte'den Đmam-ı Hâkim'in Müstedrek'inde ve Ebu Dâvud'un Kitab-ı

Sünen'inde, Beyhaki "Şuab-ı Đman"da tahric buyurdular (meydana koydular): "HER YÜZ

SENEDE BĐR, CENAB-I HAK BĐR MÜCEDDĐD-Đ DĐN (DĐNĐ YENĐLEYEN) GÖNDERĐYOR..."

(Barla Lahikası, s. 119)

Bediüzzaman Said Nursi, Barla Lahikası'nda Hicri 1200'lü yılların "müceddidi"nin Hazreti

Mevlana Halid, olduğunu söyler. Bu açıklamasının devamında, Risale-i Nurlar'ın da Hicri 1300'lü

yıllar için bir "müceddid" hükmünde olduğunu şöyle ifade eder:

Madem tam yüz sene sonra, aynen dört cihette tevafuk ederek Risale-i Nur eczaları

(bölümleri) aynı vazifeyi görmüş... Kanaat verir ki –nass-ı hadis (hadisin açık ifadesi) ile- Risale-i

Nur tecdid-i din (dini yenileme, canlandırma) hususunda bir müceddid hükmündedir. (Barla

Lahikası, s. 121)

Bediüzzaman Hicri 1400'lü yılların "müceddidi"nin ise Hz. Mehdi olacağını müjdelemiştir:

Şimdi hatıra geldi ki, eğer şeddeli "lamlar" ve "mimler" ikişer sayılsa BUNDAN BĐR ASIR

SONRA ZULÜMATI DAĞITACAK ZATLAR ĐSE, HAZRET-Đ MEHDĐ'NĐN ŞAKĐRTLERĐ

(TALEBELERĐ) OLABĐLĐR. (Şualar, s. 605)

Bediüzzaman, Đslam aleminin üzerindeki zulüm ortamının kendisinden "bir asır sonra"

ancak Hz. Mehdi vesilesi ile dağıtılacağını söylemiştir. Kendisinden bir sonraki yüzyılda yani

Hicri 1400'lü yıllarda Hz. Mehdi'nin yapacağı çalışmalarla, Müslümanların büyük sıkıntılardan

kurtulup feraha kavuşacaklarını açıklamıştır.

2. Hz. Mehdi "Đkinci Bin"de Gelecektir

Büyük Đslam alimi Đmam Rabbani, Hz. Mehdi'nin Peygamberimiz (sav)'in vefatından 1000

(bin) sene geçtikten sonra Hicri ikinci binin içinde geleceğini bildirmektedir. Bu konuyla ilgili Đmam

Rabbani'nin pek çok açıklaması mevcuttur:

Kuran hükümlerinin kuvvetlendirilmesi, milleti yenilemesi bu ĐKĐNCĐ BĐNDEDĐR. Bu

davanın doğruluğuna adil şahid: Hz. Đsa'nın (as) MEHDĐ'NĐN (ra) BU BĐN ĐÇĐNDE

VAROLUŞLARIDIR. (Mektubat-ı Rabbani, c.1, s. 611)

Resulullah (sav)'in ümmeti arasından çıkanlar pek kamildirler. Yani Resulullah (sav)'in

irtihali (vefatı) üzerinden bin sene geçtikten sonra isterse az olsunlar. ARADAN BĐN SENE

GEÇTĐKTEN SONRA, MEHDĐ'NĐN GELĐŞĐ DE BUNUN ĐÇĐNDĐR. Onun mübarek kudümünü

(gelişini), Hatem'ür-rüsül Resulullah (sav) müjdelemiştir. Hz. Đsa (as) dahi aradan bin sene

geçtikten sonra nüzul edecektir (inecektir). (Mektubat-ı Rabbani, c.1, s. 440)

Hz. Muhammed (sav)'in vefatından bin sene geçtikten sonra, Hicri ikinci bin yılına girilir.

Đmam-ı Rabbani'nin yukarıdaki açıklamalarına göre ikinci bin yılı içerisinde Hz. Mehdi gelecektir.

Đkinci binin başlangıcından içinde bulunduğumuz Hicri 14. yüzyıla kadar geçen üç yüz yılda Hz. Đsa

ve Hz. Mehdi gelmemişlerdir.

3. Peygamberimiz (sav) Hz. Mehdi'nin, Hicri 1400'lü Yıllarda Geleceğini Haber

Vermiştir

Peygamber Efendimiz (sav) bazı hadislerinde Hz. Mehdi'nin geliş tarihi olarak da açıkça 1400

yılını vermiştir. Bu hadislerden biri şöyledir:

Đnsanlar 1400 senesinde Mehdi'nin yanında toplanacaklardır. (Risaletül Huruc-ül Mehdi, s.

108)

Peygamberimiz (sav)'in, Hz. Mehdi'nin çıkış tarihi olarak hadislerinde açıkça Hicri 1400

tarihini vermesi, Hz. Mehdi'nin çıkışının çok yakın olduğunu bize bildirmektedir. (En doğrusunu

Allah bilir)

4. Bediüzzaman'a Göre Hz. Mehdi Hicri 1400'lü Yıllarda Görev Yapacaktır

Bediüzzaman'ın da, farklı tarihlerde yaptığı açıklamaların hepsinde, Hz. Mehdi'nin geliş

zamanı olarak Hicri 1400'lü yılların başlarına işaret edilmiştir. Bediüzzaman bir sözünde, Hz.

Mehdi'nin Asr-ı Saadet döneminden 1400 sene sonra çıkacağını şöyle belirtmektedir:

ĐSTĐKBAL-Đ DÜNYEVĐYEDE (dünyanın geleceğinde) 1400 SENE SONRA GELECEK

BĐR HAKĐKATĐ asırlarında karib (yakın) zannetmişler. (Sözler, s. 318)

Bediüzzaman'ın ifadesinde belirttiği, "sahabe döneminden 1400 sene sonrası" Hicri 1400'lü

yılların başlarına, yani Miladi olarak 1979-1980 senelerine denk gelmektedir.

Bediüzzaman, Hicri 1327'de Şam'da Emevi Camii'nde on bin kişiye verdiği hutbesinde, Hicri

1371'den sonraki Đslam aleminin geleceğine yönelik izahlar yapmakta, ahir zamandan çeşitli tarihler

vererek, beklenen Mehdi'nin mücadele zamanlarına dikkat çekmektedir. Bediüzzaman, Hz.

Mehdi'nin göreve başlaması ve inkarcı zihniyeti fikren mağlup etmesi ile ilgili olarak şu tarihleri

bildirmektedir:

Ta 1371 senesinden sonraki alem-i Đslam'ın mukadderatına (kaderine) nazar eden (göz atan)

Hutbe-i Şamiye'deki hakikatler... Evet şimdi olmasa da 30-40 sene sonra fen ve hakiki marifet

(müsbet ilimler ve sanat, ilim ve fenlerle öğrenilen bilgi) ve medeniyetin mehasini (medeniyetin

iyiliklerini) o üç kuvveti tam teçhiz edip, cihazatını verip o dokuz manileri mağlup edip dağıtmak

için taharri-i hakikat meyelanını (hakikati araştırma meyli) ve insaf ve muhabbet-i insaniyeyi (insan

sevgisini) o dokuz düşman taifesinin cephesine göndermiş, inşaAllah YARIM ASIR SONRA onları

darmadağın edecek. (Hutbe-i Şamiye, s. 25)

Bediüzzaman Şam'da yaptığı bu konuşmada, Hicri 1371 senesinden sonra yaşanacak

gelişmelere dikkat çekerek, Hz. Mehdi'nin göreve başlamasının 1371 tarihinden 30-40 yıl sonra

olacağını bildirmiştir. Bu tarih ise Hicri 1401-1411, Miladi olarak da 1980-1990 yılları arasıdır.

Yine aynı konuşmanın devamında Bediüzzaman, Hz. Mehdi'nin, inkarcı fikir sistemini, fen,

ilim ve medeniyetin imkanları sayesinde fikren susturacağını haber vermiştir. Bu fikri üstünlüğün

tarihi olarak da 1371 tarihinden yarım asır sonrasını bildirmiştir. Bu da Hicri 1421, yani Miladi 2001

senesi demektir.

Bediüzzaman'ın ahir zamanla ilgili bir diğer açıklaması da şöyledir:

YETMĐŞ BĐRDE FECR-Đ SADIK (tan yerinin ağarması, Güneş doğmadan önceki kızıllık,

sabah vakti) BAŞLADI veya başlayacak. Eğer bu, fecr-i kazib (sabaha karşı ufukta yayılmaya

başlayan birinci kızıllık) de olsa, OTUZ KIRK SENE SONRA FECR-Đ SADIK (fecr-i kazibden

sonra yayılmaya başlayan ikinci aydınlanma) ÇIKACAK. (Hutbe-i Şamiye, s. 23)

Bediüzzaman'a göre fecr-i sadık'ın çıkacağı yıllar:

1371 + 30 = 1401 = 1981

1371 + 40 = 1411 = 1991

Bediüzzaman bu izahına göre Hakkın karşısında batılı temsil eden düşünce olan ateizmin ve

materyalist felsefenin dağıtılmaya başlamasının 1981-1991 yıllarında, fikren tam anlamıyla

susturulup dağıtılmasının ise 2001 yılında olacağına işaret etmiştir. (En doğrusunu Allah bilir.)

Bediüzzaman Said Nursi'nin Hz. Mehdi'nin çıkışı hakkındaki bir diğer sözü ise şöyledir:

Bu zamanda öyle fevkalade hakim cereyanlar var ki, herşeyi kendi hesabına aldığı için, faraza

HAKĐKĐ BEKLENĐLEN VE BĐR ASIR SONRA GELECEK O ZAT dahi bu zamanda gelse...

(Kastamonu Lahikası, s. 57)

Bediüzzaman Said Nursi, "hakiki beklenilen ve bir asır sonra gelecek o zat" diyerek Hz.

Mehdi'nin kendi döneminde henüz gelmediğini bildirmektedir. Ayrıca Müslümanlar tarafından

beklendiğini ve kendi yaşadığı devirden bir asır sonra geleceğini de haber vermektedir.

Bediüzzaman Hicri 1300'lü yıllarda yaşamıştır. Kendisinden sonra gelecek asır olan Hicri 1400'lü

yıllar Hz. Mehdi'nin çıkış zamanıdır.

30- HZ. MEHDĐ'NĐN ÇIKIŞINDAN ÖNCE DÜNYANIN DURUMU NASIL

OLACAKTIR?

Ahir zamanda ümmetimin başına sultanlarından şiddetli belalar gelir, öyle ki yerler

Müslümanlara dar gelir. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 12)

Mehdi'den önce, yaygın katliamların vuku bulacağı büyük bir fitne görülecektir. (El-Kavlu'l

Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 37)

Masum insanlar katloluncaya kadar Mehdi çıkmayacak ve katliamlara yerde ve göktekiler,

artık tahammül edemez bir hale geldiğinde zuhur edecektir... (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il

Mehdiyy-il Muntazar, s. 37)

Hiçbir tarafın ondan mahfuz kalmayacağı bir fitne zuhur edecek, bu fitne kaldığı yerden

hemen başka bir tarafa yayılacak... (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 21-

22)

Dünya herc-ü merc (fitne, dağınıklık) içinde kaldığında, fitneler zuhur ettiğinde, yollar

kesildiğinde, bazıları bazısına hücum ettiğinde, büyük küçüğe merhamet etmediği, büyüğe vakarlı

davranmadığında Allah, bu sırada onlardan adavetin kökünü kazıyarak dalalet kalelerini

fethedecek ve evvelce benim ayakta tuttuğum gibi, ahir zamanında dini ayakta tutacak, önceden

zulümle dolu olan dünyayı adaletle dolduracak birini (Mehdi) gönderecektir. (Kitab-ül Burhan Fi

Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 12)

Masum insanlar katloluncaya kadar Mehdi çıkmayacak ve bu katliamlara yerde ve

göktekiler, artık tahammül edemez bir hale geldiğinde zuhur edecektir. Hz. Mehdi gelince,

insanlar onu aşk ve muhabbetle kucaklayacaklardır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il

Muntazar, s. 37)

Mehdi çıkmadan önce, milletler arasında ticaret ve yollar kesilecek, insanlar arasında

fitneler çoğalacaktır. (El Kavlu-l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, Ahmed Đbn-i Hacer-i

Mekki, s. 39-40)

Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Hz. Mehdi gelmeden önce bazı Müslüman ülkelerde, din

ahlakından uzak, zalim ve acımasız karakterli kişilerin iktidarda olacağına işaret edilmektedir.

Gerçekten de bugün Đslam dünyasının bir bölümünde iktidarda olan yöneticiler, Müslüman halka

eziyet etmekte, baskıcı ve despot rejimleri ile insanları ezmektedirler. Bir kısmında ise, ehil olmayan

yöneticiler nedeniyle halk çeşitli belalara maruz kalmaktadır. Dünyanın pek çok yerinde

Müslümanlar, ülke yönetimindeki liderler tarafından baskı altına alınmakta, çeşitli zorluk ve

sıkıntılara maruz bırakılmaktadırlar. Müslümanların dinlerini özgürce yaşamaları ve ibadetlerini

yerine getirmeleri engellenmekte, ekonomik sıkıntılar yaşamı zorlaştırmaktadır.

Peygamberimiz (sav)'in Hz. Mehdi'nin gelişi ile ilgili bildirdiği hadislerin büyük bir kısmında,

Hz. Mehdi gelmeden önce dünyada karmaşa, güvensizlik ve huzursuzluğun hakim olacağı üzerinde

durulmaktadır. Savaşlar ve çatışmaların yanı sıra, toplu katliamların yaşanacak olması da bu

dönemin belirgin özellikleri arasındadır. Ayrıca hadiste katliamların yaygın olacağına, yani tüm

dünya çapında yaşanacağına dikkat çekilmektedir.

Geçtiğimiz yüzyılda iki büyük dünya savaşı yaşanmış ve sırf bu savaşlarda 65 milyon insan

hayatını kaybetmiştir. 20. yüzyıl boyunca siyasi nedenlerle katledilen sivillerin sayısının 180

milyonu aştığı tahmin edilmektedir. Bu, daha önceki yüzyıllarla kıyaslandığında olağanüstü

derecede yüksek bir rakamdır.

Hz. Mehdi'nin çıkışı ile ilgili hadislerde katliamların yaygınlaşmasından bahsedilirken, bu

katliamların masum insanları hedef alacağına özellikle dikkat çekilmiştir. Günümüzde hemen hemen

tüm savaşlarda asıl hedef sivil halk olmaktadır. Katliamlar ve terör eylemleri de asıl olarak sivil ve

masum halka yönelik olarak gerçekleştirilmekte, çoğunlukla çocuklar, yaşlılar ve kadınlar

katledilmektedir. Özellikle kendilerini savunma imkanı olmayan bu insanların seçilmiş olması

katliamların çapının geniş, hayatlarını kaybeden insanların sayısının yüksek olmasına neden

olmaktadır.

"Fitne" kelimesi ise "savaş, karışıklık, kavga, ihtilaf" gibi anlamlara da gelmektedir.

Kelimenin bu anlamları düşünüldüğünde özellikle son bir asırdır, hadiste de ifade edildiği gibi

"kaldığı yerden hemen başka bir tarafa yayılan" savaşlar, iç çatışmalar, kargaşalar dünyanın dört bir

yanında bitip tükenmeden devam etmektedir. Özellikle geride bıraktığımız 20. yüzyıl "Savaşlar

Yüzyılı" olarak anılmaktadır. Đçinde bulunduğumuz 21. yüzyıl ise savaşlar ve terör olayları ile

başlamıştır ve halen de bunlar dünyanın dört bir yanında devam etmektedir.

Ahir zamanda, savaşlarla, yoklukla, açlıkla, adaletsizliklerle, ahlaki çöküşle ve çeşitli salgın

hastalıklarla iç içe yaşayan insanlar tüm bu olumsuzlukların ortadan kalkabileceğine dair inançlarını

yitirirler. Müslümanlar arasında da pek çok kişi, Altınçağ'ın başlayıp, Đslam ahlakının dünya

üzerinde hakim olacağı yönündeki beklentilerini kaybeder ve fitnelerin artarak devam edeceğine

inanır.

Nitekim günümüzde de bu ruh halinin örnekleri sık sık görülmektedir. Peygamber Efendimiz

(sav)'in Hz. Mehdi'nin gelişi ve Altınçağ'da yaşanacak olan güzelliklerle ilgili çok sayıda hadisi

olmasına rağmen birçok kişi böyle bir dönemin yaşanmayacağını zannetmektedir. Đşte bu zan da ahir

zaman alametlerinden biridir. Altınçağ, bu ümitsizlik halinin insanlar arasında yaygınlaştığı bir

zamanda, Allah'ın insanlara olan rahmeti sayesinde başlayacaktır.

31- HZ. MEHDĐ'NĐN GELĐŞĐNDEN ÖNCE EKONOMĐK AÇIDAN NASIL BĐR

ORTAM OLACAKTIR?

Fakirler çoğalacak. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, s. 455)

Açlık ve hayat pahalılığı alabildiğine yayılacak. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir zaman

Alametleri, s. 440)

Deccal'in zuhurundan üç yıl önce, son derece buhranlı günler olacak, açlık hüküm

sürecektir… (Kıyamet Alametleri, s. 220)

Deccal'ın çıkmasından önce gökyüzü üç sene yağmurunu tutar. Birinci senede normal

yağmurun üçte birini tutup üçte ikisini yağdırır. Yeryüzü bitkisinin üçte birini bitirmez. Đkinci

yılda gökyüzü normal yağmurunun üçte ikisini yağdırmaz. Yeryüzü de bitkisinin üçte ikisini

bitirmez. Üçüncü yılda ise gökyüzü yağmurunun tamamını keser, yeryüzü de bitkisinden hiçbirini

bitirmez. (Ebu Davud, Đbni Mace, Taberani; Geleceğin Tarihi 3, s. 241)

Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Hz. Mehdi öncesinde yeryüzündeki halklar arasında

açlık ve fakirliğin yaygınlaşacağı bildirilmiştir. Hiç şüphesiz tarih boyunca açlık ve sefalet hep var

olmuştur. Ancak ahir zamanda fakirlik tüm dünya genelinde çok büyük bir artış gösterecektir. Ve bu

durum da Hz. Mehdi'nin gelişinin habercisi olacaktır. Kuran'da bu durumun Allah'ın bir adetullahı

olduğu şöyle haber verilmektedir:

Biz hangi memlekete bir peygamber gönderdiysek onun halkı yalvarıp-yakarsınlar diye,

mutlaka onları dayanılmaz bir zorluk (yoksulluk) ve sıkıntıyla yakalayıvermişiz. (Araf Suresi,

94)

32- HZ. MEHDĐ'NĐN GELĐŞĐNDEN ÖNCE MÜSLÜMANLARIN BAŞLARINDA

MANEVĐ BĐR LĐDER OLACAK MIDIR?

Dünyada ismi geçecek bir halife kalmayıncaya kadar çıkmayacaktır. (El-Kavlu'l Muhtasar

Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 54)

O'nun çıkacağı yıl insanlar hacca başlarında bir emir bulunmadan gidecekler. (Kıyamet

Alametleri, s. 168-169)

Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde ve Đslam alimlerinin açıklamalarında Hz. Mehdi'nin

ortaya çıkacağı dönemde Đslam ümmetinin başında bir halife yani manevi bir lider bulunmayacağı

bildirilmektedir. Hz. Mehdi, hadislerde tarif edilen böyle bir dönemden sonra ortaya çıkacak ve tüm

Müslümanların manevi lideri olacaktır.

33- HADĐSLERDE HZ. MEHDĐ'NĐN ÇIKIŞINDAN ÖNCE GERÇEKLEŞECEK

OLAYLAR HAKKINDA BĐLGĐ VERĐLMĐŞ MĐDĐR?

Hz. Mehdi'nin çıkışından önce gerçekleşecek olan olaylar hakkında Peygamber Efendimiz

(sav)'in pek çok hadisi bulunmaktadır. Bu hadisler birçok büyük Đslam aliminin kitaplarında bizlere

nakledilmiştir. Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Hz. Mehdi'nin çıkışının alametleri olan bu

olayları haber veren hadisler, içinde bulunduğumuz dönemin ortam ve şartlarını açıkça tarif etmekte

ve çok yakın geçmişte arka arkaya gerçekleşen bazı kritik olayları mucizevi bir biçimde haber

vermektedir.

Gerek Hz. Mehdi'nin çıkışı, gerekse kıyamet alametleri ile ilgili hadislerin art arda

gerçekleşmeleri belirli bir döneme işaret etmektedir. Ve tüm alametlerin Hicri 14. yüzyıl başından

(1979-1980) itibaren sırayla ortaya çıkmaları, içinde bulunduğumuz dönemin Hz. Mehdi'nin

yeryüzünde bulunuş yılları olduğunu çok net bir şekilde ortaya koymaktadır. (En doğrusunu Allah

bilir.)

34- HZ. MEHDĐ'NĐN ÇIKIŞ ALAMETLERĐ BĐRBĐRĐ ARDINCA MI

GERÇEKLEŞECEKTĐR?

Hz. Mehdi'nin çıkış alametlerinin bildirildiği hadislerde, bu alametlerin arka arkaya, "bir

tesbih taneleri" gibi meydana geleceği ifade edilmektedir. Gerçekten de bu alametler, birbiri

ardınca ve Peygamberimiz (sav)'in bildirdiği şekilde meydana gelmektedir. Hadislerde belirtildiği

gibi, dünyanın dört bir yanında kargaşa ve anarşi artmakta, arka arkaya fitneler meydana gelmekte,

katliamlar ve büyük felaketler yaşanmakta, yokluk ve açlık artmakta, insanlar büyük sıkıntılar

çekmektedir. Tüm bu alametlerin arka arkaya belirli bir dönem içinde gerçekleşiyor olması,

Müslümanların asırlardır gelişini bekledikleri Hz. Mehdi'nin ortaya çıkışının çok yaklaştığını

göstermektedir. (En doğrusunu Allah bilir.)

Ben Ebu Abdullah Hüseyin bin Ali'ye dedim ki, "Bu işin önünde alametler var mıdır?" – ki

Mehdi'nin zuhurunu kast ediyor- Dedi ki, "Evet." Dedim, "Nedir onlar?" Dedi ki, "Beni

Abbas'ın helakı, Süfyani'nin ortaya çıkması, Beyda'da batma." Ben yine, "Bu işin uzamasından

korkuyorum" dedim. Dedi ki, "Bu iş tesbih taneleri gibi arka arkaya meydana gelir." (Ali Bin

Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin

Alametleri, Kahraman Neşriyat, s. 34)

Kıyamet alametleri birbirini takiben meydana gelir. Bir dizideki boncukların art arda

kopması gibi. (Ramuz-El Ehadis, 277/6; Camiü's-Sagir, 3/167)

Çok acıklı durumlar ve elim manzaralar görülür. Fitneler arka arkaya devam eder... (Ali

Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin

Alametleri, Kahraman Neşriyat, s. 36)

Bir fitne görülür, bunu diğer fitneler takip eder… (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il

Ahir Zaman, s. 26)

35- HZ. MEHDĐ'NĐN GELMESĐNĐN YAKINLAŞTIĞINI GÖSTERECEK OLAN

ALAMETLER NELERDĐR?

1) HZ. MEHDĐ'NĐN ÇIKIŞ ALAMETLERĐNĐN ARKA ARKAYA MEYDANA GELMESĐ

Kıyamet alametleri birbirini takiben meydana gelir. Bir dizideki boncukların art arda

kopması gibi. (Ramuz-El Ehadis, 277/6; Camiü's-Sagir, 3/167)

2) FĐTNELERĐN ÇOĞALMASI

Hiçbir tarafın ondan mahfuz (saklı)kalmayacağı bir fitne zuhur edecek, bu fitne kaldığı

yerden hemen başka bir tarafa yayılacak ve bu durum bir münadinin semadan seslenerek: "Ey

insanlar, emiriniz artık Mehdi'dir" demesine kadar devam edecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi

Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 23)

3) HZ. MEHDĐ'NĐN ÇIKIŞINDAN ÖNCE YAYGIN KATLĐAMLAR MEYDANA

GELMESĐ

Şu hadiseler meydana gelmedikçe kıyamet kopmayacaktır… Ölümler ve katliamlar yaygın

hale gelecek… (Camiü's-Sagir, 3:211, Müsned, 2:492, 4:391, 392)

4) DÜNYANIN HER YERĐNĐ KARIŞIKLIK VE KARGAŞANIN KAPLAMASI

Dünya herc-ü merc* içinde kaldığında, fitneler zuhur ettiğinde, yollar kesildiğinde, bazıları

bazısına hücum ettiğinde, büyük küçüğe merhamet etmediği, büyüğe vakarlı davranmadığında

Allah, bu sırada onlardan adavetin (düşmanlığın) kökünü kazıyarak dalalet kalelerini fethedecek

ve evvelce benim ayakta tuttuğum gibi, ahir zamanında dini ayakta tutacak, önceden zulümle dolu

olan dünyayı adaletle dolduracak birini (Mehdi) gönderecektir. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il

Mehdiyy-il Ahir Zaman)

(*) Herc-ü Merc: Đnsanlar arasında meydana gelen fitne, fesat, darmadağınık, karmaşık, allak

bullak ortam.

5) KADINLAR VE ÇOCUKLARIN DAHĐ KATLEDĐLDĐĞĐ FĐTNELERĐN YAŞANMASI

Masum insanlar katloluncaya kadar Mehdi çıkmayacak ve katliamlara yerde ve göktekiler,

artık tahammül edemez bir hale geldiğinde zuhur edecektir... (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il

Mehdiyy-il Muntazar, s. 37)

Bu fitnelerin en sonuncusu günahsız insanların öldürülmesidir ki, artık o zaman

kendisinden herkesin razı olacağı bir gidişatta olan Hz. Mehdi çıkar. (Ali Bin Hüsameddin El

Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri,

Kahraman Neşriyat, s. 38)

6) HZ. MEHDĐ YOLLARIN KESĐLDĐĞĐ BĐR DÖNEMDE ÇIKACAKTIR

Ticaret ve yolların kesildiği ve fitnelerin çoğaldığı zaman... (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil

Mehdiyy-il Muntazar, s. 39-40)

7) MÜSLÜMANLARA BASKININ ARTMASI

Rüku ve secdeye giden herkesi cezalandırır. Zulüm, fesad ve fısk çıkarır. Alim ve zahidleri

katleder, pek çok şehri de işgal eder. Kan akıtmayı helal kılarak, Al-i Muhammed'e düşman

kesilir... (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman

Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, s. 37)

Benden sonra halifeler olur. Halifelerden sonra emirler, emirlerden sonra zalim melikler

gelir. Son olarak da Ehl-i Beyt'imden birisi çıkar. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir

Zaman, s. 84)

8) MESCĐD VE CAMĐLERĐN YIKILMASI

Süfyani kuru bir vadiden çıkar. Kelp kabilesinden abus çehreli, sert kalpli adamlardan bir

ordu düzenler ve bunlar her tarafa zulmederler. O, medrese ve mescidleri yıkar, rüku ve secdeye

giden herkesi cezalandırır. (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden

Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, s. 35)

9) HARAMLARIN HELAL SAYILMASI

Bir fitne görülür, bunu diğer fitneler takip eder ve birinciler sonuncuların kılıçla çatışmaya

dönüşünü kamçılar ve bundan sonra bütün haramların helal sayılacağı bir fitne gelir. Sonra da

hilafet, yeryüzünün en hayırlısı olan Mehdi'ye evinde otururken gelecektir. (Kitab-ül Burhan Fi

Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 26)

10) ALLAH'IN AÇIKÇA ĐNKÂR EDĐLMESĐ

Alenen ve apaçık Allah Teala inkar edilinceye kadar Hz. Mehdi (a.r.) gelmez. (Kitab-ül

Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 27)

11) ĐRAN-IRAK SAVAŞI

Ahir zamanda meydana gelecek önemli bir savaş hadiste şöyle haber verilir:

Şevval ayında ayaklanma Zilkade'de harb konuşmaları, Zilhicce'de ise harb vaki olacak.

(Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 166)

Hadiste belirtilen Şevval, Zilkade ve Zilhicce ayları Đran-Irak Savaşının gelişim aşamalarıyla

aynı tarihlere denk gelmektedir:

Şevval ayında ayaklanma...

Đran Şahı'na karşı olan ilk ayaklanma bilindiği gibi hadiste belirtilen 5 Şevval 1398 (8 Eylül

1976)'de olmuştur.

Zilkade'de harp konuşmaları ve Zilhicce'de ise harp vaki olacak...

Hicri 1400 Zilhicce (1980 Ekim) ayında Đran-Irak arasındaki savaş tam anlamıyla

başlamıştır.

12) AFGANĐSTAN'IN ĐŞGALĐ

Talikan'a (Afganistan'a) yazık oldu. Şüphesiz Allah Teala'nın orada altın ve gümüş

olmayan hazineleri vardır. Orada Allah'ı hakkıyla bilen insanlar vardır. Onlar ahir zaman

Mehdisinin yardımcılarıdır. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 59)

Talikan'a yazık oldu...

Hadiste Afganistan'ın Hz. Mehdi zamanında işgal edileceğine işaret olabilir. Gerçekten de

Rusların Afganistan'ı işgali olan 1979 yılı Hicri 1400 yılına, diğer bir ifadeyle Hicri 14. yüzyılın

başlangıcına denk gelmektedir. Bilindiği gibi hadislerde Hz. Mehdi'nin yüzyıl başlarında çıkacağı

haber verilmiştir. Hz. Mehdi'yle ilgili diğer pek çok alametin de Hicri 1400’e ve Hicri 14. yy

başlarına denk gelmesi bu tarihlerin Hz. Mehdi'nin çıkışı hakkında önemli bir işaret taşıdığını

göstermektedir.

Orada altın ve gümüş olmayan hazineleri vardır...

Rivayetin bu bölümünde Afganistan'ın maddi zenginlik kaynaklarına dikkat çekiliyor olabilir.

Bugün Afganistan'da çeşitli sebeplerle işletilmeye açılmamış büyük petrol yatakları, demir havzaları

ve kömür madenleri tespit edilmiştir.

13) ÇÖLDE BATAN ORDU HZ. MEHDĐ'NĐN ÇIKIŞ ALAMETLERĐNDENDĐR

Ancak bu ordu çöle girdiğinde, Zulhüleyfe denilen yerde öylesine toprağa gömülecektir ki,

onların üstte olanları alttakileri, altta olanları üsttekileri kıyamete kadar göremeyeceklerdir. (El-

Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 21)

14) FIRAT'IN SUYUNUN KESĐLMESĐ

Mehdi'nin alametlerindendir: Fırat Nehrinin durdurulması. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il

Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 39)

15) RAMAZAN'DA AY VE GÜNEŞ TUTULMALARI

Mehdi için 2 alamet vardır ki, bunun birincisi, Ramazan'ın birinci gecesi Ay'ın ikincisi de

ortasında Güneş'in tutulmasıdır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 49)

Ramazan'ın birinci gecesi Ay, ortasında Güneş tutulacaktır. (Kıyamet Alametleri, Berzenci

s. 199)

Onun saltanatı zamanında, Ramazan ayının on dördünde Güneş tutulacaktır, o ayın ilkinde

ise Ay kararacak... (Mektubat-ı Rabbani, 2/1163)

... Güneş'in oruç ayının ortasında, Ay'ın ise sonunda tutulması... (Kitab-ül Burhan Fi

Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 38)

Ramazan'da iki defa Ay tutulması olacaktır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il

Muntazar, s. 53)

Mehdi'nin gelişi Razaman ayında Ay'ın iki kere tutulmasına sebep olacaktır. (Kıyamet

Alametleri, s. 200)

Mehdi'nin çıkmasından önce bir Ramazan içinde Güneş iki defa tutulacaktır. (Ölüm-

Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, Şarani, s. 440)

Yukarıdaki rivayetlerde dikkati çeken en önemli nokta Ramazan ayının ortasında hem Güneş

tutulmasının, hem de bir ay içinde "Ay"ın ve "Güneş"in iki kere tutulmasının imkansız olduğunun

fark edilmesidir. Bu, normal şartlarda gerçekleşmeyecek bir durumdur. Eğer bu hadislerde tarif

edilen olaylar dikkatle incelenirse, rivayetler arasında çeşitli farklılıklar olduğu göze çarpar.

Yukarıdaki 1, 2 ve 3. rivayetlerde Ay, Ramazan'ın birinci günü, 4. rivayette ise sonuncu günü

tutulacaktır. Buna göre, yukarıdaki hadis rivayetlerinin toplamından çıkan ortak sonuçlar şunlardır:

1. Ramazan ayında Ay ve Güneş tutulmaları olacaktır.

2. Bu tutulmalar ortalı, yani 14-15 gün arayla olacaktır.

3. Bu tutulmalar iki kere tekrarlanacaktır.

Bu tespitlere uygun olarak, 1981 yılında (Hicri 1401'de) Ramazan ayının 15. günü Ay, 29.

günü de Güneş tutulmuştur. Yine "ikinci olarak", 1982 yılında (Hicri 1402'de) Ramazan ayının 14.

günü Ay, 28. günü de Güneş tutulmuştur.

Ayrıca bu hadisede "Ay"ın Ramazan'ın tam ortasında DOLUNAY halinde tutulması ve

dikkatleri çekecek bir alamet olarak belirmesi de son derece anlamlıdır.

Bu olayların Hz. Mehdi'nin diğer çıkış alametleriyle aynı dönemde meydana gelmesi ve Hicri

14. yüzyıl başlarında, üst üste iki yıl (1401-1402) mucizevi bir tarzda tekrarlanması rivayetlerin

işaretinin bu olaylar olabileceğini kuvvetlendirmektedir.

16) KUYRUKLU YILDIZIN DOĞMASI

Mehdi'nin çıkışından evvel, (her tarafı) aydınlatan kuyruklu bir yıldız doğacaktır. (Kıyamet

Alametleri, Berzenci s. 200)

O yıldızın doğması, Güneş ve Ay tutulmasından sonra olacaktır. (Kitab-ül Burhan Fi

Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 32)

Hadislerde belirtildiği gibi:

- 1986 yılında (Hicri 1406'da) yani 14. yüzyıl başlarında "Halley" kuyruklu yıldızı

Dünyamızın yakınından geçmiştir. Bu kuyruklu yıldız parlak, ışıklı bir yıldızdır.

- Hareket yönü doğudan batıya doğrudur.

- 1981 ve 1982 (1401-1402) yıllarında meydana gelen Ay ve Güneş tutulmaları olayından

sonra ortaya çıkmıştır.

17) KABE BASKINI VE KABE'DE KAN AKITILMASI

Onun çıkacağı yıl, insanlar hacca, başlarında bir emir bulunmadan gidecekler. Hep birlikte

Beyt-i Şerif'i tavaf edecekler, sonra Mina'ya indiklerinde, köpekler gibi birbirine saldıracak,

hacılar soyulacak, kanlar Akabe Cemresinin üzerine akacak. (Kıyamet Alametleri, Berzenci, s.

169)

Đnsanlar başlarında bir imam bulunmaksızın hac ederler. Mina'ya indiklerinde etrafları,

köpeklerin sarışı gibi sarılıp, kabilelerin birbirine girmesi ile büyük savaşlar olur. Öyle ki ayaklar

kan gölü içinde kalır. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 35)

Yukarıdaki hadislerde "onun çıkacağı yıl" cümlesi kullanılarak, Hz. Mehdi'nin çıkış tarihinde

Hac sırasında meydana gelecek bir katliama dikkat çekilmektedir. 1979 yılında, hac sırasında

gerçekleşen Kabe baskınında aynen böyle bir katliam yaşanmıştır. Çok ilginçtir ki; bu kanlı Kabe

baskını da Mehdi'nin diğer alametlerinin gerçekleştiği dönemin tam başında yani Hicri 1400 yılının

ilk gününde, 1 Muharrem 1400 (21 Kasım 1979) tarihinde meydana gelmiştir.

Yine hadis-i şerifte kanların akacağından bahsedilerek öldürme olayına dikkat çekilmiştir.

Baskın sırasında Suud askerleri ile saldırgan militanlar arasında meydana gelen çarpışmada 30

kişinin öldürülmesi, bu rivayetin kalan kısmını da doğrulamıştır.

1979 (Hicri 1400)'da gerçekleşen bu Kabe baskınının ardından 7 sene sonra Hicri 1407

yılında, Hac sırasında çok daha büyük kanlı bir olay meydana gelmiştir. Bu hadisede, caddelerde

gösteri yapan hacılara saldırılarak 402 kişi katledilmiş, çok fazla kan akıtılmıştır. Beyt-ül

Muazzama'nın yanında, Müslümanların (Suudi Arabistan askerleri ile Đranlı hacıların) birbirlerini

öldürmeleri ile büyük günahlar işlenmiş, harama girilmiştir. Bu kanlı olaylar, ilgili hadislerde tarif

edilen ortamla çok büyük benzerlikler taşımaktadır:

Resulullah buyurdu: Ramazan'da bir seda, Şevval'de bir ses, Zilkade'de kabileler arasında

savaş olur. Hacılar talana uğrar. Mina'da ölülerin çok olacağı bir savaş olur, öyle ki orada taşları

kan gölü içinde bırakacak kadar kan akar. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman,

s. 31)

18) DOĞU TARAFINDAN BĐR ATEŞĐN GÖRÜLMESĐ

"Đkdiddurer" isimli kitapta Mehdi'nin zuhur alametleri bahsinde geçiyor: Doğuda, semada

üç gece görünen büyük bir ateşin çıkması. Mutad (alışılmış) şafak kızıllığı gibi olmayan bir

kırmızılığın semada görülüp ufukta yayılması. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir

Zaman, s. 32)

Doğudan üç veya yedi gün ardı ardına büyük bir ateş zuhur edecek, gökte karanlık

görülecek, gökte alışılmış olan kırmızılığın aksine bambaşka bir kızıllık yayılacak. Yeryüzünün

duyup anlayabileceği bir dille nida edilecek. (Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 166)

Bilindiği gibi Irak'ın, Kuveyt'i Temmuz 1991 yılındaki işgali sonrasında, Kuveyt'e ait petrol

kuyularını ateşe vermesi sonucunda Kuveyt ve Basra Körfezi'ni çok büyük bir ateş sarmıştır.

Ateşe verilen iki kuyu, Türkiye'nin bir günde çıkarabildiği kadar petrol veriyor ve dumanlar

55 km. uzaklıktaki Suudi Arabistan'dan bile görülebiliyor. (Hürriyet, 23 Ocak 1991)

19) SAHTE PEYGAMBERLERĐN ÇOĞALMASI

Her biri Allah'ın Resulü olduğunu iddia eden otuza yakın yalancı gönderilmedikçe kıyamet

kopmayacaktır. (Tirmizi, Fiten: 43; Ebu Davud, Melahim: 16)

Her birisi kendinin Tek Mabud olan Allah'dan Resul olarak gönderildiğini iddia eden

altmış yalancının çıkması. (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 36)

20) DĐNĐN ŞAHSĐ ÇIKARLAR ĐÇĐN KULLANILMASI

Her biri Allah'ın Resulü olduğunu iddia eden otuza yakın yalancı gönderilmedikçe kıyamet

kopmayacaktır. (Tirmizi, Fiten 43; Ebu Davud, Melahim 16)

Her birisi kendisinin Tek Mabud olan Allah'tan resul olarak gönderildiğini iddia eden

altmış yalancının çıkması. (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden

Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, s. 36)

21) BÜYÜK VE HAYRET VERĐCĐ ŞEYLERĐN MEYDANA GELMESĐ

Onun zamanında büyük hadiseler vuku bulacak. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-

il Muntazar, s. 27)

Onun zuhur mebdeleri ve mukaddimeleri (çıkış alametleri) Resulullah Efendimizin

irhasatına* benzer. (Mektubat-ı Rabbani, 2/258)

(*) Đrhasat: Hz. Muhammed (sav)'in peygamberliğinden evvel meydana gelen olağanüstü hallerdir ki,

bunlar peygamberliğine delil teşkil eden olaylardandır.

Onun zamanında nice hayret veren haller zuhur edecektir. (Mektubat-ı Rabbani, 2/258)

Hz. Muhammed (sav)'in doğumundan önce büyük ve olağanüstü olaylar meydana gelmişti.

Doğduğu gece yeni bir yıldız doğmuş, ateşe tapan Đran Padişahlarının sarayının 14 burcu yıkılmış,

Đran'da 1000 yıldır yanmakta olan Mecusi ateşi sönmüş, Semavi Vadisi sel suları altında kalmış,

Save Gölü kurumuştu.

Yukarıdaki rivayetlerde işaret edildiği gibi, Hz. Mehdi'nin ortaya çıkışı da, Peygamber

Efendimiz (sav)'inkine benzeyecektir. Onun çıkışı döneminde de büyük ve harika olaylar olacaktır.

Son 100 yıldır dünya üzerinde meydana gelen büyük olayların bazıları şöyledir:

Kabe basıldı ve çok sayıda Müslümanın kanı akıtıldı.

2500 yıllık Đran şahlığı yıkıldı ve Đran Şahı Rıza Pehlevi öldü.

Hindistan'ın Bombay kentinde bir fabrikadan sızan gaz 20.000 kişinin ölümüne yol açtı.

Đki Müslüman ülke olan Đran ve Irak arasında 8 yıl sürecek bir savaş başladı.

Ruslar, Afganistan'ı işgal etti.

Mexico City şiddetli bir depremle yerle bir oldu.

Kuzey Kolombiya'daki Nevado Del Ruiz yanardağı 400 yıldır ilk kez patladı. Eriyen kar ve

buzun oluşturduğu çamur yüzünden Armero kenti haritadan silindi. 20.000 kişi öldü.

Bangladeş'teki sel 25.000 kişinin ölümüne sebep oldu.

Hristiyanlığın merkezi Roma'yı sular bastı.

1986'da Çin'de, tarihinin en büyük orman yangını oldu.

Hindistan Başkanı Gandi, Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat, Đsveç Başbakanı Olof Palme

öldürüldü.

Papa II. Jean Paul vuruldu.

1980 yılı başlarında ilk AIDS vakaları tespit edildi. Şu ana kadar on binlerce kişinin ölümüne

sebep olan bu hastalığa "Çağın Vebası" ismi verildi.

1986'da uzay mekiği Challenger fırlatılışından sonra infilak etti.

26 Nisan 1986'da Ukrayna'daki Çernobil Nükleer Santralı'nde şimdiye kadar görülen en

büyük nükleer kaza meydana geldi. Birçok Avrupa ülkesi yayılan radyasyondan etkilendi.

Ozon tabakasının delinmesi Dünya iklimi üzerinde çok olumsuz etkiler bıraktı.

Sovyetler Birliği yıkıldı ve Gorbaçov'la birlikte Bağımsız Devletler ortaya çıktı.

Irak'ın Kuveyt'i ilhak etmesinden sonra yıllarca sürecek olan Körfez Savaşı başladı.

Ermenistan'daki depremde kent harabeye dönüştü. 500.000 kişi evini terk ederken, ölü sayısı

40.000'i aştı.

1989 yılında Çin'de komünist bölükler tanklarla öğrencilerin üzerine yürüdü, Tiananmen

meydanında 2000 öğrenci öldü.

Soğuk Savaş'ın sembolü olan Berlin duvarı inşasından tam 28 yıl sonra yıkıldı.

1990 yılında Kabe'deki tünelde yaşanan izdihamda 1400'den fazla hacı hayatını yitirdi.

1991 yılında Bangladeş'te meydana gelen sellerin sonrasında yaklaşık 139.000 kişi öldü, on

milyonlarca kişi evsiz kaldı.

Son 20 yıldır Amerika'da fırtınalar, kasırgalar, hortumlar ve seller durmak bilmedi. Binlerce

insan öldü, milyonlarcası evini terk etti ve zarar her seferinde milyar dolarlarla ölçüldü.

Bosna ve Kosova'daki katliamlarda yüz binlerce Müslüman öldürüldü ve yüz binlercesi

yurtlarından çıkarıldı.

Ebola virüsü on binlerce kişinin ölümüne sebep oldu.

El Nino tüm dünya ülkelerine çok büyük felaketler getirdi.

19 Ekim 1987'de Londra Borsası çöktü. Yaşanan büyük panik sonucunda 50 milyar sterlinlik

değer kaybı yaşandı.

19 Nisan 1995'de ABD'nin Oklahoma kentindeki Federal Binaya yapılan bombalı saldırıda

168 kişi öldü.

22 Mart 1997'de Hale-Bopp kuyruklu yıldızı, saatte 160 km. hızla Dünya'nın 195 milyon km.

yakınından geçti. Çıplak gözle izlenebilen Hale-Bopp'un geçişi, tüm dünyada milyonlarca kişi

tarafından büyük bir ilgiyle karşılandı.

10 Mayıs 1997'de Đran'daki 7.1 şiddetindeki depremde 1500 kişi öldü.

4 Şubat 1998'de Afganistan'daki 6.1 şiddetindeki depremde 5 bin kişi hayatını kaybetti.

25 Ocak 1999'da Kolombiya'daki 6 şiddetindeki depremde 1171 kişi hayatını kaybetti.

21 Eylül 1999'da Tayvan'daki 7.6 şiddetindeki depremde 2100'den fazla kişi hayatını

kaybetti.

11 Eylül 2001'de ABD'ye, tarihin en büyük terörist saldırısı düzenlendi: Đki yolcu uçağı,

sabah mesaisinin başladığı saatlerde 18 dakika arayla New York'taki Dünya Ticaret Merkezi'nin

bulunduğu iki gökdeleni vurdu. Ardından bir başka uçak Pentagon'a düştü. Saldırıda beş binin

üzerinde insan öldü.

Hindistan'da büyüklüğü 7.9 olan bir deprem meydana geldi ve binlerce kişi yaşamını yitirdi.

Avrupa'da yaşanan aşırı sıcaklar 10 binlerce insanın ölümüne neden oldu.

60.000 senede bir gerçekleşen bir olay meydana geldi ve Mars gezegeni Dünya'ya en yakın

konuma geldi.

Kasım 2003'te dünyanın en kurak bölgelerinden olan Mekke'de meydana gelen sel

felaketinde 12 kişi yaşamını yitirdi.

l 26 Aralık 2004'te Güney Asya'da meydana gelen son 40 yılın en büyüğü, 1900 yılından bu

yana ise en büyük beşinci olan, 9 büyüklüğündeki deprem ve ardından meydana gelen tsunami, 225

binin üzerinde kişinin ölümüyle sonuçlanan bir felakete sebep oldu. Tsunamiler, Güney Asya

ülkelerinden Endonezya, Sri Lanka, Hindistan, Malezya, Tayland, Bangladeş, Myanmar, Maldiv

Adaları ve Seyşel Adaları'nı hatta 5 bin km uzaklıktaki bir Afrika ülkesi olan Somali sahillerini bile

vurdu.

22) GÜNEŞTEN BĐR ALAMETĐN BELĐRMESĐ

Mehdi, Güneş'ten bir alamet belirinceye kadar gelmeyecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi

Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 49)

Güneş bir alamet olarak doğmadıkça Mehdi çıkmaz. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il

Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 33)

Güneş'te böyle büyük bir patlama olayı ilk kez, içinde bulunduğumuz yüzyılda meydana

gelmiştir.

Güneş Tutulması

11 Ağustos 1999 yılında gerçekleşen Güneş tutulması yüzyılın son tam Güneş tutulmasıdır.

Đlk kez bu kadar çok insan Güneş tutulmasını, hem de bu kadar uzun bir süre izleyebilmiş, inceleme

fırsatı elde etmiştir. Bu tutulmada dikkat çeken bir nokta da Türkiye'nin bu tam tutulmanın en iyi

izlendiği ülkelerden birisi olmasıdır. Bartın'dan Silopi'ye kadar, yaklaşık olarak 12 şehir ve 100 ilçe

tutulmayı gözleyebilmiştir.

23) BÜYÜK ŞEHĐRLERĐN YOK OLMASI

Büyük şehirler, dün sanki yokmuş gibi helak olur. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il

Ahir Zaman, s. 38)

24) DEPREMLERĐN ÇOĞALMASI

…Depremler çoğalmadıkça, fitneler zahir olmadıkça, cinayetler çoğalmadıkça kıyamet

kopmaz. (Kıyamet Alametleri, s. 109)

36- HZ. MEHDĐ'NĐN ÇIKMAYACAĞININ SÖYLENMESĐ VE GELĐŞĐNDEN ÜMĐT

KESĐLMESĐ, HZ. MEHDĐ'NĐN ÇIKIŞ ALAMETLERĐNDEN MĐDĐR?

Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde ahir zaman alametlerinden birinin de, insanların

"Mehdi'nin gelmeyeceği yönünde bir ümitsizliğe kapılmaları" olduğu bildirilmiştir. Hadislerdeki

işaretlere göre, ahir zamanda savaşlarla, yoklukla, açlıkla, adaletsizliklerle, ahlaki çöküşle ve çeşitli

salgın hastalıklarla iç içe yaşayan kimi insanlar, tüm bu olumsuzlukların ortadan kalkabileceğine

dair inançlarını yitireceklerdir. Müslümanlar arasında da pek çok kişi, Altınçağ'ın başlayıp, Kuran

ahlakının dünya üzerinde hakim olacağı yönündeki beklentilerini kaybedecek ve fitnelerin artarak

devam edeceğine inanacaktır. Peygamberimiz (sav) hadislerinde "Hz. Mehdi gelmeyecekmiş, Hz.

Mehdi yokmuş" gibi sözler söylenmesinin Hz. Mehdi'nin çıkış alametlerinden olduğunu şöyle

bildirmiştir:

Đnsanların ümitsiz olduğu ve "Hiç Mehdi falan yokmuş" dediği bir sırada Allah Mehdi'yi

gönderir... (Kitab-ul Burhan fi-Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 55)

...Mehdi, Resulullah'ın bayrağı ile, insanların başlarına bela üzerine bela yağdığı ve

çıkışından ümit kesildiği bir sırada çıkar... (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman,

s. 55)

37- SAHTE MEHDĐLERĐN ÇIKMASI HZ. MEHDĐ'NĐN ÇIKIŞ ALAMETLERĐNDEN

MĐDĐR?

Hadislerde bildirildiğine göre, Hz. Mehdi'nin ortaya çıkışından önce, birçok sahte kurtarıcılar,

Mehdiler ve Hz. Đsa olduğunu iddia eden insanlar ortaya çıkacaktır. Bu gibi kişilerin ortaya çıkması

ise insanların Hz. Đsa ya da Hz. Mehdi olduğunu söyleyen herkese şüphe ile yaklaşmalarına neden

olacak olabilir.

Hz. Đsa'nın ve Hz. Mehdi'nin tanınmamalarında bu sahte şahısların varlığı önemli bir etken

olacak olabilir. Bu tür sahte kurtarıcıların çıkışına şahit olmaları insanların Hz. Mehdi'yi de uzun

süre tanımamasına neden olabilir. Ancak hiç unutmamak gerekir ki sahte Mehdilerin ortaya çıkışı da

Hz. Mehdi'nin gelişinin önemli bir alameti ve müjdesidir. Peygamber Efendimiz (sav)'in

hadislerinde bu müjde şu şekilde haber verilmektedir:

Her biri Allah'ın Resulü olduğunu iddia eden otuza yakın yalancı gönderilmedikçe kıyamet

kopmayacaktır. (Tirmizi, Fiten: 43; Ebu Davud, Melahim: 16)

Her birisi kendinin Tek Mabud olan Allah'dan Resul olarak gönderildiğini iddia eden

altmış yalancının çıkması. (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 36)

Sahte mehdilerin ve mesihlerin bir kısmı çıkmıştır, bir kısmı da ilerleyen yıllarda çıkacaktır.

(En doğrusunu Allah bilir.) Şüphesiz, sahte mesihlerin yalanlarının tümüyle ortaya çıkacağı günler

ise çok yakındır. Çünkü Peygamberimiz (sav) yalancıların ardından Hz. Đsa'nın geri dönüşünü ve Hz.

Mehdi'nin gelişini de müjdelemiştir.

38- HZ. MEHDĐ, KENDĐSĐNĐN MEHDĐ OLDUĞUNU SÖYLEYECEK MĐDĐR?

Hadislerde Hz. Mehdi'ye biatın kendisi istemediği halde yapılacağı bildirilmektedir. Bu da

Hz. Mehdi'nin, kendisini hiçbir zaman Mehdi olarak ilan etmeyeceğini göstermektedir. Hatta

insanlar ona gelip "alametler sende mevcut, sen Mehdi'sin" dedikleri halde o yine reddedecektir.

Ancak "ölümle tehdit" edildikten sonra, insanların kendisine biat etmesini kabul edecektir.

Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde bu konu şöyle bildirilmektedir:

Đnsanlar nihayet Mehdi'ye gelirler ve Rükun ile Makam arasında, kendisi istemediği halde

ona biat ederler. "Eğer kabul etmezsen, boynunu vururuz" derler. Yer ve gök ehli ondan razı olur.

(Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman

Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, s. 31)

Halifenin ölümü anında ihtilaf olur. Medine halkından bir kişi koşarak Mekke'ye çıkar. Mekke

halkından bir grup onu, istememesine rağmen (bulunduğu yerden) çıkarırlar. Hacer-i Esved'le

Makamı Đbrahim arasında ona biat ederler. (Sünen-i Ebu Davud, 5/94; El-Kavlu'l Muhtasar Fi

Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 20)

Neticede istemediği halde Ehli Bedir sayısınca insan ona, Rükun ile Makam arasında biat

eder. (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman

Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, s. 34)

... Ve sonra istemediği halde biatlarını kabul eder. Eğer siz ona yetişirseniz, ona biat ediniz.

Çünkü o yerde de gökte de Mehdi'dir. (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin

Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, s. 35)

... Onu tekrar Mekke'de bularak yine, "Sen falan oğlu falansın, annen de filan kızı filanedir,

sende şu şu alametler vardır, birinci defa bizden kurtuldun uzat elini sana biat edelim" derler.

Bunun üzerine o "Ben aradığınız değilim" der ve tekrar Medine'ye gider. Medine'de yine aranınca

tekrar Mekke'ye döner. Mekke'de kendisini Rükün'da bularak şöyle derler: "Eğer biatlarımızı kabul

etmezsen, bizi aramakta olan ve başında Haddam'dan birisinin bulunduğunu Süfyani ordusuna

karşı korumazsan, günahlarımız senin üzerine ve kanlarımız da boynuna olsun" derler. Bunun

üzerine Mehdi, Rükun ile Makam arasına oturur ve elini uzatarak biatları kabul eder. (El-Kavlu'l

Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 39-40)

Fitne içindeki insanlar kan akıtıldığı bir zamanda evinde oturmakta olan Mehdi'ye gelir ve

"Bizim için kalk artık"der. O ise kabul etmez, ancak ölümle tehdit edildikten sonra onlar için

kalkar. Ondan sonra artık kan dökülmez. (Đbn Ebi Şeybe, c. VII, s.531; Abdurrezzak H. 20771, c. XI,

s. 372; Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 52-53)

Hz. Fatima'nın soyundan gelen Mehdi, Mekke'de meydana çıkarılır ve istemediği halde

kendisine biat edilir. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 52-53)

HZ. MEHDĐ'NĐN MÜCADELESĐ

39- HZ. MEHDĐ MÜCADELESĐNE KAÇ YAŞLARINDA BAŞLAYACAKTIR?

Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde, Hz. Mehdi'nin mücadelesine başladığı yıllarda 30 ila 40

yaşları arasında olacağını haber verilmiştir:

Yaşı 30 ile 40 arasında olduğu halde gönderilecektir... Mehdi benim evlatlarımdandır. 40

yaşlarındadır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 41)

40 yaşındadır. Diğer bir rivayete göre 30 ile 40 yaşındadır. (Kıyamet Alametleri, Berzenci, s.

16)

Mehdi benim neslimdendir. O 40 yaşındadır. Sanki yüzü parlak bir yıldızdır... (Mer'iy b.

Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdisi "Fevaidu Fevaidi'l Fikr Fi'l Đmam El-Mehdi El-

Muntazar")

40- HADĐSLERDE HZ. MEHDĐ'NĐN MÜCADELESĐ VE KARARLILIĞI NASIL

ANLATILMIŞTIR?

Mehdi işi sıkı tutacak. (Kıyamet Alametleri , s. 175)

Đnsanlar hakka dönünceye kadar mücadelesine devam edecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi

Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 23)

Fitneleri önlemenin kendisine zor gelmeyeceği ve öldürmenin de onu vazgeçiremeyeceği

Ehli Beytime mensup birisi (Mehdi) sahip olmadan günler geceler bitmeyecektir. (Kitab-ül Burhan

Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 12)

Mehdi hesabını çok seri bir şekilde görecek ve vaadinden dönmeyecektir. (Kitab-ül Burhan

Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 24)

Mehdi Doğu tarafından çıkacak. Karşısına dağlar bile dikilse onları ezip geçecek, o

dağlarda kendisine yol bulacaktır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 39)

41- HZ. MEHDĐ HAKKINDA OLUMSUZ PROPAGANDA YAPILACAK MIDIR?

Peygamberimiz (sav) devrinde Đslam düşmanları, onu kötülemek için o devrin yayın organı

sayılan şairleri kullanıyorlardı. Şairler, panayırlarda, çarşılarda Peygamber (sav)'e cahilce çeşitli

hakaretler ediyor, ona deli, büyücü, kahin şeklinde iftiralar atıyorlardı. Ahir zamanda da inkarı

benimseyen kimseler Hz. Mehdi hakkında olumsuz propaganda yapacak, kendilerince halkın

nazarında bu mübarek şahsın itibarını sarsmaya çalışacaklardır.

Hadislerde Hz. Mehdi'nin başlangıç yıllarının sıkıntı ve zorluklarla dolu mücadele yılları

olduğu anlatılmaktadır. "Altınçağ" ifadesi ise Hz. Mehdi'nin yeryüzünde bulunduğu son dönemlere

aittir. Hz. Mehdi ve Müslümanlar ancak bu devirde rahata, bolluğa, huzura kavuşacaklar ve sevgiye,

barışa, kardeşliğe dayalı bir hayatı bu devirde yaşayacaklardır.

42- HZ. MEHDĐ MÜCADELE YILLARINDA ZORLUK VE SIKINTIYLA

KARŞILAŞACAK MIDIR?

Đnkar içinde olan toplumları uyarmak ve onları doğru yola davet etmek için gönderilen tüm

elçiler, gönderildikleri kavimler tarafından yalanlanmış ve onların çeşitli itham ve iftiralarına maruz

kalmışlardır. Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Ehl-i Beyt'ten gelecek olan Hz. Mehdi'nin de bu

gibi eziyet ve sıkıntılarla karşılaşacağı haber verilmiştir. (En doğrusunu Allah bilir)

Mehdi, bizden, Ehl-i Beyt'tendir... Biz öyle bir ev halkıyız ki Allah bizim için ahireti dünyaya

tercih etmiştir. Benim Ehl-i Beyt'im muhakkak benden sonra bela, kaçırılma ve sürgüne

uğrayacaktır.

Benden sonra Ehl-i Beyt'im bela ve mihnetlerle karşılaşacaklar ve tarda maruz

kalacaklardır. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 14)

Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)'in aşağıdaki hadisi de böyle bir durumu, "Hz.

Mehdi'nin biat sırasında, kendisinin birçok kahr ve haksızlığa uğradığını insanlara açıklayacağını"

haber vermektedir:

.. Mehdi, Resulullah'ın bayrağı ile, insanların başlarına bela üzerine bela yağdığı ve

çıkışından ümit kesildiği bir sırada çıkar. Đki rekat namaz kılar. Namazdan dönünce şöyle der: "Ey

insanlar! Ümmet-i Muhammed ve bilhassa onun Ehl-i Beyti çok belalar gördü ve bizler kahr ve

haksızlığa maruz kaldık." (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 55)

Hadislerde bildirildiği gibi, Đslam ahlakının Hz. Mehdi vesilesiyle tüm insanlar arasında

hakim olmasından önceki devrede Hz. Mehdi ve yardımcılarına, çeşitli sıkıntılar isabet edecek ancak

daha sonra bu sıkıntılar Allah'ın izniyle kaldırılacaktır.

Allah, Kuran'da birçok peygamberin kavimleri tarafından yalanlandıklarını, delilik ve

büyücülük iftiralarına maruz kaldıklarını ve daha pek çok saldırı ve eziyetle karşılaştıklarını

bildirmiştir. Elçiler tüm bu saldırılar karşısında sabretmiş, onlara en güzel şekilde cevap

vermişlerdir:

Andolsun senden önce de elçiler yalanlandı... (Enam Suresi, 34)

... Ve elbette bize yaptığınız işkencelere karşı sabredeceğiz... (Đbrahim Suresi, 12)

Sonra, ondan yüz çevirdiler ve dediler ki: "(Bu,) Öğretilmiştir, bir delidir." (Duhan

Suresi, 14)

Đşte böyle; onlardan öncekiler de bir elçi gelmeyiversin, mutlaka: "Büyücü ve cinlenmiş"

demişlerdir. (Zariyat Suresi, 52)

Fakat o, 'bütün kişisel ve askeri gücüyle' yüz çevirdi ve: "(Bu,) Ya bir büyücü veya bir

delidir" dedi. (Zariyat Suresi, 39)

(Firavun) dedi ki: "Andolsun, benim dışımda bir ilah edinecek olursan, seni mutlaka

hapse atacağım." (Şuara Suresi, 29)

Ey iman edenler, Musa'ya eziyet edenler gibi olmayın... (Ahzab Suresi, 69)

Dediler ki: "Onun için (yüksekçe) bir bina inşa edin de onu çılgınca yanan ateşin içine

atın." (Saffat Suresi, 97)

Sonra onlarda (Yusuf'un iffetine ilişkin) delilleri görmelerinin ardından, mutlaka onu

belli bir vakte kadar zindana atmak (görüşü) ağır bastı. (Yusuf Suresi, 35)

O inkar edenler, zikri (Kur'an'ı) işittikleri zaman, seni neredeyse gözleriyle

devireceklerdi. "O, gerçekten bir delidir" diyorlar. (Kalem Suresi, 51)

43- HADĐSLERDE HZ. MEHDĐ VE CEMAATĐNĐN ĐNKAR EDENLERĐN

BASKILARI KARŞISINDA GÖSTERECEKLERĐ TAVIR NASIL

ANLATILMAKTADIR?

Peygamberimiz (sav) hadislerinde Hz. Mehdi ve beraberindeki kimselerin, inkar edenlerin

olumsuz propagandaları ve baskıları ya da yaşadıkları zorluk ve sıkıntılar karşısında

kararlılıklarından hiçbir şekilde vazgeçmeyeceklerini haber vermiştir:

Onlar Allah yolunda hiçbir kınayanın kınamasından, dedikodusundan korkmayan Đslam

ahalisidir. (Süneni Đbni Mace-10-259)

44- HADĐSLERE GÖRE, HZ. MEHDĐ ĐLK BAŞLARDA ÇALIŞMALARINI GĐZLĐ MĐ

YOKSA AÇIK OLARAK MI YÜRÜTECEKTĐR?

Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde, Hz. Mehdi'nin henüz halk tarafından tanınmadığı ilk

dönemlerinde faaliyetlerini gizli olarak gerçekleştireceği bildirilmiştir:

Geceleri ibadetle meşgul olup, gündüzleri gizli olacak... (Ukayli "En-Necmu's-sakıb fi Beyanı

Enne'l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale't-Temam ve'l kamal")

Hz. Mehdi'nin geldiği dönem ahlaki dejenerasyonun çok ciddi boyutlara ulaştığı, inkar

edenlerin din ahlakına ve inananlara karşı çok şiddetli bir düşmanlık besledikleri, gizli ve açık yoğun

bir faaliyet içinde oldukları, çok çetin bir dönemdir. Böyle bir dönemde insanlardan gizli kalması ve

tanınmaması, Hz. Mehdi'nin inkar edenlerin saldırılarından korunmasına vesile olacaktır.

Bu dönem, Hz. Mehdi'nin inkarcı ve müşrik sistemlerle çok büyük bir fikri mücadele

yürüttüğü, din ahlakının yayılması için dünya çapında faaliyet yaptığı bir dönem olacaktır. Đnsanların

çoğunluğu tarafından tanınmaması, faaliyetlerinin ilk yıllarında Hz. Mehdi için çok büyük bir

kolaylık sağlayacak, Đslam ahlakının insanlar tarafından kabulünü de hızlandıracaktır. (En doğrusunu

Allah bilir.)

45- HADĐSLERDE HZ. MEHDĐ'NĐN MÜCADELESĐNĐN ĐLK DEVRELERĐNDE ĐKĐ

KEZ ORTADAN KAYBOLACAĞI NASIL HABER VERĐLMĐŞTĐR?

Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Hz. Mehdi'nin mücadelesine başladığı ilk dönemlerde

"iki kez ortadan kaybolacağı" haber verilmiştir.

Ebu Abdullah Hüseyin bin Ali aleyhi's-selâm'dan şöyle buyurduğu rivayet edilir:

Bu işi yapacak olanın (yani Mehdi'nin) iki gaybeti (kayboluşu, görünmemesi) vardır. Bu iki

gaybetin biri o kadar uzayacak ki, bazıları: "O öldü", bazıları da: "O gitti" diyeceklerdir. Ne onu

sevenler, ne de başkaları onun yerini bilemeyecekler, sadece ona çok yakın hizmetçisi onun yerini

bilir. ("el-Saa Fi Eşrat-is Saa" s. 93 Mısır bas.)

46- HADĐSLERDE HZ. MEHDĐ'NĐN TEBLĐĞ GÜCÜ NASIL TARĐF EDĐLMĐŞTĐR?

Hz. Mehdi, kuru bir ağacı diktiğinde de ağaç hemen yeşillenip yapraklanacaktır. (El-Kavlu'l

Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 43)

O (Mehdi) kuru bir kamış ağacını kuru bir yere dikecek, anında yeşillenip yaprak verecek.

(Kıyamet Alametleri, s. 165)

Mehdi bir yere kuru bir dalı diker ve dal yapraklanıp yeşillenir. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-

il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 67)

Bir tevili şudur ki:

Hz. Mehdi, 'kuru bir ağaç'a benzetilen bir insana teveccühüyle ve onu irşad etmesiyle; önceleri

aynı kuru bir ağaç gibi etrafına faydalı olamayan böyle bir insanın, bu sefer yeşillenmiş ve meyve

vermiş bir ağaç gibi etrafına, yani dinine ve bütün insanlığa faydalı hale geleceğine işaret edilmiştir.

(En doğrusunu Allah bilir.) Aşağıdaki hadis-i şerifte de benzer bir şekilde; önceleri cahil, cimri ve

korkak olan bir insanın, ahir zamanın büyük mürşidinin irşad ve tedrisiyle (ders vermesiyle)

inşaAllah bilgili, cömert ve cesur bir hale geleceğine, adeta önceleri kuru ve faydasız olan bir ağacın

yeşerip yaprak vermesi gibi şahsiyetini değiştireceğine işaret edilmiştir. (En doğrusunu Allah bilir.)

Asrında cahil, cimri ve korkak olan bir adam hemen alim, cömert ve cesur olacak. (Kıyamet

Alametleri, s. 186)

Đmam Rabbani Hazretleri de eserlerinde kendisine verilen gücü aynı benzetmeyle ifade

etmektedir:

Allah-ü Taala, hidayet işinde; bana büyük bir güç verdi. O kadar ki: Kuru bir ağaca

teveccüh etsem; o kuru ağaç hemen filizlenir. (Mektubat-i Rabbani, 1/18)

47- HZ. MEHDĐ ĐSLAM AHLAKINI DÜNYAYA NASIL HAKĐM KILACAKTIR?

Hz. Mehdi Đslam ahlakını ilmi çalışmalarıyla

hakim edecektir

Hadislerde bildirildiği gibi Hz. Mehdi döneminde hiç kimsenin burnu kanamayacak, hiç

kimse zarar görmeyecek, hatta uyuyan kişi dahi uyandırılmayacaktır. Bu da Hz. Mehdi'nin fikri bir

mücadele yürüteceğini göstermektedir. Hz. Mehdi, fikren din ahlakına uygun olmayan akım ve

sistemleri susturacak, ilmi çalışmayla Đslam ahlakını hakim edecektir.

Zamanında ne bir kimse uykusundan uyandırılacak, ne de bir kimsenin burnu

kanayacaktır. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 42)

Mehdi, Peygamberin (sav) yolunda gidecek, uyuyan kişiyi uyandırmayacak, kan da

akıtmayacaktır. (Kıyamet Alametleri, s. 163)

Mehdi... gayet sükünet içinde yürüyecektir. (Kıyamet Alametleri, s. 173)

48- HADĐSLERDE HZ. MEHDĐ'NĐN TÜM MEZHEPLERĐ ORTADAN

KALDIRARAK DĐNĐ ÖZÜNE DÖNDÜRECEĞĐ NASIL BĐLDĐRĐLMĐŞTĐR?

Hadislerde verilen bilgilere göre Hz. Mehdi, kendisinden önce gönderilmiş olan tüm

müceddidlerden farklı birtakım özelliklere sahip olacak ve bu vasıfları taşımasıyla ahir zamanın

Büyük Mehdisi olduğu anlaşılabilecektir. Hz. Mehdi'nin bu önemli özellikleri arasında "en büyük

müceddid" (her yüzyıl başında dini hakikatleri devrin ihtiyacına göre ders vermek üzere gönderilen

büyük Đslam alimi) ve "en büyük müçtehid" (ihtiyaç oluştuğunda ayetlerden hüküm çıkaran büyük

Đslam alimi) vasıflarını taşıması da olacaktır.

Bu vasıftaki büyük zatlar, Đslam toplumlarına örnek olmuş, yol göstermiş, zamanın kutbu

olmuş önderlerdir. Bu önderlerden kimi içtihat etme (hükümleri usulüne uygun olarak Kuran ve

hadislerden istifade ile ortaya koyma) ve hüküm verme vasıflarından dolayı "mezhep önderleri"

olmuşlardır; Müslümanlar da onlara uymuşlardır. Đmam Hanefi, Đmam Şafi, Đmam Hanbeli, Đmam

Maliki bu önderlerden olup 4 mezhebin kurucularıdır. Bütün ehl-i sünnet onların verdiği hükümlerle

amel etmektedir. Bu müçtehid ve müceddidlerin en büyükleri ise Hz. Mehdi olacaktır.

Bu da Hz. Mehdi'nin içtihat etme (hükümleri usulüne uygun olarak Kuran ve hadislerden

istifade ile ortaya koyma) ve hüküm vermeye en yetkili kişi olarak, "tüm mezhepleri

kaldıracağını" göstermektedir. Zira en büyük mezhep imamı olduğuna göre zaten tüm diğer

mezhepleri kaldırması gerekir. Zamanında herkesin ona uyacağının bildirilmiş olması da bunu

doğrulamaktadır. Đslam tarihinin en büyük alimlerinden biri olan Muhyiddin Arabi ise "Fütühat-ül

Mekkiye" isimli eserinde bu konuda şöyle bilgi vermiştir:

... Mehdi, dini Peygamber (sav)'in zamanında olduğu gibi aynen uygulayacak.

Yeryüzünden mezhepleri kaldıracak. Halis hakiki dinden başka hiçbir mezhep kalmayacak.

(Muhammed B. Resul El Hüseyin El Berzenci, Kıyamet Alametleri, s. 186-187)

Hüseyin Hilmi Işık da, Saadet-i Ebediye adlı eserinde Hz. Mehdi'nin bu özelliğini şöyle haber

vermiştir:

Hazret-i Mehdi, ahir zamanda dünyaya gelecektir. Resullulah Efendimiz (sav)'in soyundan

olacaktır. Đsa Aleyhisselam'la buluşacak, mezhepleri kaldıracak, yalnız onun mezhebi kalacak. (H.

Hilmi Işık, Saadeti Ebediye, s. 35)

49- PEYGAMBERĐMĐZ (SAV), HZ. MEHDĐ'NĐN DĐNE SONRADAN SOKULAN

TÜM BĐDATLARI ORTADAN KALDIRACAĞINI HABER VERMĐŞ MĐDĐR?

Bidat, 'dinin aslında olmadığı halde, dine dahil edilen adetler' anlamına gelir. Peygamberimiz

(sav) de hadislerinde Hz. Mehdi'nin yerine getireceği vazifelerden birinin, 'dine sonradan sokulan

tüm yanlış inanç ve uygulamalardan arındırarak Đslam dinini Peygamberimiz (sav) döneminde

yaşandığı gibi özüne döndürmek' olduğunu belirtmiştir. Hz. Mehdi'nin bu özelliğini haber veren

hadislerden bazıları şöyledir:

Hz. Mehdi hiçbir bidatı bırakmayacak. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il

Muntazar, s. 43)

Mehdi kaldırmadık bidat bırakmayacaktır. Ahir zamanda aynı Peygamber (sav) gibi dinin

icablarını yerine getirecektir. (Kıyamet Alametleri, s. 163)

Hz. Peygamber (sav) en başta Đslam'ı nasıl ayakta tuttuysa, Hz. Mehdi de en sonunda aynı

şekilde Đslam'ı ayakta tutacaktır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 27)

50- HZ. MEHDĐ'NĐN MÜCADELESĐ NE ZAMANA KADAR SÜRECEKTĐR?

Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Hz. Mehdi'nin inkarcı felsefeleri fikri olarak tümüyle

etkisiz hale getirerek Đslam ahlakını tüm dünyaya hakim kılacağı bildirilmiştir. Hz. Mehdi, Kuran

ahlakını tüm yeryüzüne hakim kılana kadar mücadelesine devam edecektir. Bir hadiste bu durum

şöyle haber verilmiştir:

Đnsanlar, hakka dönünceye kadar mücadelesine devam edecektir. (El Kavlu-l Muhtasar Fi

Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 23)

51- HZ. MEHDĐ'NĐN MEHDĐLĐĞĐNĐ HERKES KABUL EDECEK MĐDĐR?

Hz. Mehdi tam manasıyla ortaya çıktığında, Hz. Muhammed'in bildirdiği şekil ve sureti,

mücadelesi, yardımcıları, fethedeceği yerler ile ilgili bütün hadis-i şeriflerle uygunluk gösterecek,

böylece bu konuda hiç kimsenin kalbinde en ufak bir şüphe ve tereddüt kalmayacaktır. Herkes tam

kanaat getirerek, onun Mehdiliği'ni tasdik edecektir. Hadislerde Hz. Mehdi'nin Mehdiliği'nin, tam

olarak ortaya çıktığı dönemde herkes tarafından kabul edileceği şöyle bildirilmektedir:

Onun ismiyle semadan nida olunacak ve hiç kimse onun Mehdiliğini inkar

etmeyecektir. (El-Kavlu-l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 47)

Bir adam (Mehdi) semadan ismiyle mutlaka çağırılacak ve delil onu inkar etmeyecek, zelil

ona mani olmayacaktır. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 52)

Gökten bir ses gelecek, onu ne delil inkar edecek ve ne de delil olmaktan o alıkonacak.

(Kıyamet Alametleri, s. 200)

52- HADĐSLERDE ĐNSANLARIN HZ. MEHDĐ'YE NASIL TABĐ OLACAKLARI

BĐLDĐRĐLMĐŞTĐR?

Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Hz. Mehdi döneminde insanların arıların kovanlarına

gelip sığındığı gibi Hz. Mehdi'ye gelip sığınacakları haber verilmiştir:

Ebu Said Hudri Resulluh'dan rivayet ediyor:

Mehdi'nin izleyicileri ona sığınırlar, bal arılarının Kraliçe arıya sığındıkları gibi (onun

yanında güven ve huzur bulurlar), o yeryüzünü adalet ve dürüstlükle dolduracaktır. (Kitab-ül

Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 11)

HZ. MEHDĐ'NĐN HZ. ĐSA ĐLE BĐRARAYA GELMESĐ

53- HZ. ĐSA ĐKĐNCĐ KEZ YERYÜZÜNE GELECEK MĐDĐR?

Ahir zaman, çok büyük olayların ve tarihi gelişmelerin yaşanacağı bir dönemdir. Bu

değişimlere vesile olacak şahıslar da çok kutlu ve mübarek insanlardır. Ahir zamanın bu mübarek

şahıslarından biri olan Hz. Đsa, bundan yaklaşık 2000 yıl önce Rabbimiz'in Katına yükseltilmiştir ve

Allah'ın takdir ettiği vakit geldiğinde de yeniden dünyaya dönecektir. Kuran ayetlerinde ve

hadislerde haber verilen bilgiler, Hz. Đsa'nın yeryüzüne ikinci kez gelişinin ahir zamanda olacağına

işaret etmektedir.

Hz. Đsa -bazı insanların hiçbir bilgi ve delile dayandırmadan onun gelmeyeceğini öne

sürdükleri bir dönemde, Allah'ın izniyle, ikinci kez yeryüzüne gelecek ve hak din olan Đslam'ı tebliğ

edecektir. (Ayrıntılı bilgi için bkz. Hz. Đsa Ölmedi ve Mesih Müjdesi, Harun Yahya)

54- ĐSLAM ALĐMLERĐ HZ. ĐSA'NIN ĐKĐNCĐ KEZ YERYÜZÜNE GELĐŞĐYLE

ĐLGĐLĐ HADĐSLERĐN TEVATÜR DERECESĐNDE OLDUĞUNU NASIL HABER

VERMĐŞLERDĐR?

Hz. Đsa'nın ikinci kez yeryüzüne gelişi, Hz. Mehdi'nin ve Deccal'in ortaya çıkışı, kıyametin en

büyük alametlerindendir. Birçok Đslam alimi eserlerinde bu konuları detaylı olarak ele almışlardır.

Konuyla ilgili hadislerde bildirilen haberler, Đslam alimleri tarafından "tevatür" (kuvvetli haber)

derecesinde kabul edilmektedir.

Hz. Đsa'nın dünyaya tekrar gelişi ile ilgili Peygamberimiz (sav)'in birçok sahih hadisi

bulunmaktadır. Đslam alimlerinden Şevkani, Hz. Đsa'nın dönüşüne dair 29 hadis olduğunu, bu

hadislerin içerdiği bilgilerin de yanlış olma ihtimalinin bulunmadığını belirtmiştir. (Sünen-i Đbn-i

Mace, 10/338)

Hz. Đsa'nın tekrar geleceğini ve Deccal'in ortaya çıkacağını nakleden alimlerin başında Đmam-ı

Azam Ebu Hanife gelmektedir. Ebu Hanife, Fıkh-ı Ekber adlı eserinin son bölümünde şunları

bildirmektedir:

Deccal'in, Ye'cüc ve Me'cücün çıkması, Güneşin batıdan doğması, Hz. Đsa'nın gökten inmesi

ve diğer kıyamet alametleri, sahih haberlerde aktarıldığı üzere, haktır, olacaktır. (Ebu Hanife,

Nu'man b. Sabit (150/767), Fıkh-ı Ekber, Çeviren: H. Basri Çantay, Ankara, 1982)

Đmam Suyuti de, El Havi Lil Fetava adlı kitabı ve El Đ'lam bi Hukmi Đsa adlı risalesinde,

konuyla ilgili tüm hadislere yer verdikten sonra, bu hadislerin mütevatir olduklarını bildirmiştir:

Hadis ilmine vakıf olanlara gizli kalmayacağı üzere, bu hususta zikrettiğimiz bütün hadisler

mütevatir derecesine ulaşmıştır. Dolayısıyla Mehdi Muntazar (beklenen Mehdi) hakkındaki hadis-

i şerifler mütevatir olduğu gibi, Deccal hakkındaki hadis-i şerifler de tevatür derecesine ulaşmış

olup, Hz. Đsa'nın inişiyle ilgili hadis-i şerifler de mütevatirdir. (Suyuti, El Havi, 2/277)

55- SAHĐH HADĐSLERDE HZ. ĐSA'NIN ĐKĐNCĐ KEZ YERYÜZÜNE GELECEĞĐ

NASIL HABER VERĐLMĐŞTĐR?

Konuyla ilgili hadisler, güvenilir hadis kaynağı olan Kütüb-ü Sitte'de ve Đmam Malik'in

Muvatta'sı, Đbn Huzeyme ile Đbn Hibban'ın Sahih'leri, Đbn Hanbel ve Tayalisi'nin Müsned'leri gibi en

muteber hadis kaynaklarında geniş bir şekilde yer almaktadır. Hz. Đsa'nın yeryüzüne gelişiyle ilgili

hadislerden bazıları şöyledir:

Sizler on alameti görmedikçe hiçbir zaman Kıyamet kopmaz... Biri de Đsa'nın inmesi...

(Müslim, Kitabü-l Fiten: 39)

Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, Meryem oğlu Đsa'nın adalet sahibi

olarak inmesi yakındır... [Ebu Hureyre ra/Buhari, Büyu 102, Mezalim 31, Enbiya 49; Müslim, Đman

242 (155); Ebu Davud, Melahim 14 (4324); Tirmizi, Fiten 54 (2234)]

VAllahi muhakkak ve muhakkak Meryem oğlu Đsa inecek, hem adil bir hakem, adaletli bir

hükümdar olarak inecek... [Ebu Hureyre ra/Buhari, Büyu 102, Mezalim 31, Enbiya 49; Müslim,

Đman 242 (155); Ebu Davud, Melahim 14 (4324); Tirmizi, Fiten 54 (2234)]

Đmamınız kendinizden olduğu halde, Meryem oğlu sizin içinize indiği zaman sizler nasıl

olursunuz? (Ebu Hureyre, ra/Buhari, Enbiya 50, 3265, 3/1272; Müslim, Đman 71,155,1/136;

Beyhaki, Esma ve Sıfat 3265, 2/166)

Hayatım elinde olan Allah'a yemin ederim ki Meryem oğlu (Đsa Aleyhisselam)'ın adil bir

hakim olarak sizin içinize inmesi muhakkak yakındır. (Sahihi Müslim, 6/532)

Đsa bin Meryem adil bir hakim ve adaletli bir imam (devlet başkanı) olarak inmedikçe

kıyamet kopmayacaktır. (Sünen-i Đbn-i Mace, 10/340)

Peygamberimiz (sav), Hz. Đsa'nın geldiğinde, yapacaklarını da şöyle ifade etmiştir:

Đsa bin Meryem iner, kırk yıl Allah'ın kitabı ve benim sünnetimle hükmeder, vefat eder.

(Ahir Zaman Mehdi'sinin Alametleri, s. 92)

Đsa bin Meryem benim ümmetim içinde; adaletli bir hakim ve (yönetimde) adil bir imam

olacak, haçı kırıp ezecek ve domuzu öldürecektir… Kap su ile dolduğu gibi yeryüzü barışla

dolacaktır. Din birliği de olacak, artık Allah'tan başkasına tapılmayacaktır. (Sünen-i Đbn-i Mace,

10/334)

56- HADĐSLERDE HZ. ĐSA'NIN YARDIMCILARININ SAYISI ĐLE ĐLGĐLĐ NASIL

BĐR BĐLGĐ VERĐLMĐŞTĐR?

Kuran'da, Hz. Đsa'nın yeryüzüne ilk gelişinde kendisine tabi olanların sayısının oldukça az

olduğuna işaret edilmiştir. Rivayetlerde de haber verildiğine göre, Hz. Đsa'ya yalnızca az sayıdaki

havarileri iman etmiş ve halktan da bu mübarek peygambere destek veren kimse olmamıştır. Bu

durum Kuran'da şöyle haber verilmiştir:

Ey iman edenler, Allah'ın yardımcıları olun: Meryem oğlu Đsa'nın havarilere: "Allah'a

(yönelirken) benim yardımcılarım kimlerdir?" demesi gibi. Havariler de demişlerdi ki:

"Allah'ın yardımcıları bizleriz." Böylece Đsrailoğulları'ndan bir topluluk iman etmiş, bir

topluluk da inkar etmişti. Sonunda Biz iman edenleri düşmanlarına karşı destekledik, onlar da

üstün geldiler. (Saff Suresi, 14)

Yeryüzüne ikinci kez gelişinde de, ilk zamanlarda Hz. Đsa'ya inanıp destekleyenlerin sayısı

yine çok az olacaktır. Büyük Đslam alimi Bediüzzaman Said Nursi, Hz. Đsa'nın ahir zamanda

yeryüzüne ikinci kez gelişinde yaşanacak bu durumu şöyle haber vermiştir:

... "Deccal'ın fevkalâde büyük ve minareden daha yüksek bir azamet-i heykelde ve Hazret-i

Đsa Aleyhisselâm ona nisbeten çok küçük bulunduğunu" gösterir. Bunun bir tevili şu olmak

gerektir ki: Đsa Aleyhisselâm'ı nur-u îman (imanın ışığı) ile tanıyan ve tâbi' olan cemaat-ı ruhaniye-i

mücahidînin (ruhani mücahidler cemaatinin) kemmiyeti (sayısı), Deccal'ın mektepçe ve askerce ilmî

ve maddî ordularına nispeten çok az ve küçük olmasına işaret ve kinayedir (maksadındadır). (5.

Şua, s. 464 Şualar, s. 495)

Bir başka sözünde ise Bediüzzaman, Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde işaret edilen bu

durumu şöyle açıklamıştır:

Hazret-i Đsa (A.S.) Deccal ile mücadelesi zamanında, on arşın yukarıya atlayıp sonra kılıncı

onun dizine yetiştirebilir derecesinde, vücudca o derece Deccal'ın heykeli Hazret-i Đsa'dan büyüktür,

diye meâlinde rivayet var. Demek Deccal, Hazret-i Đsa Aleyhisselâm'dan on, belki yirmi misli yüksek

kametli (boylu) olmak lâzım gelir...

Birinci Cihet: Din-i Đsevî'nin hakikîsini (Hristiyanlığın gerçeğini) esas tutan Đsevî ruhanîlerin

cemaati ve onlara karşı dinsizliği tervice (kabul ettirip geçerli kılmaya) başlayan cemaat tecessüm

etseler (maddeleşip cisim haline gelseler), bir minare yüksekliğinde bir insanın yanında bir çocuk

kadar da olamaz. (Kastamonu Lahikası, s. 75)

Bediüzzaman, bu sözlerinde Deccal'in elinde bulunduracağı maddi ve manevi güç gibi,

çevresindeki insanların sayısının da çok fazla olacağını, Hz. Đsa'nın cemaatinin ise Deccal'inkine

kıyasla çok az sayıda kişiden oluşacağını belirtmiştir. Hz. Đsa'nın toplumun büyük bir kesimi

tarafından tanınamamasında, Deccal'in elinde bulundurduğu bu geniş kitle ve imkanlarla yürüteceği

olumsuz propagandanın büyük etkisi olacaktır. (En doğrusunu Allah bilir.)

57- HZ. MEHDĐ, HZ. ĐSA ĐLE BULUŞACAK MIDIR? BU BULUŞMA

GERÇEKLEŞMĐŞ MĐDĐR?

Hz. Đsa ve Hz. Mehdi'nin ortaya çıkışı yüzyıllardır Đslam ümmeti tarafından beklenen müjdeli

olaylardır. Nitekim rivayetlerde bu mübarek şahısların çıkış alametleri olarak bildirilen olayların pek

çoğu hadislerle mutabık bir şekilde ve ardarda gerçekleşmektedir. Kuşkusuz bu durum, Hz. Đsa ve

Hz. Mehdi'nin ortaya çıkacakları vaktin çok yaklaştığının bir göstergesidir.

Peygamberimiz (sav)'in sahih hadislerinde Hz. Đsa'nın Hz. Mehdi ile aynı dönemde ortaya

çıkacakları ve Đslam ahlakını tüm dünyada yerleşik kılma amacıyla birlikte mücadele edecekleri

bildirilmiştir. Pek çok sahih hadiste yer alan bu bilgiler, Hz. Đsa ile Hz. Mehdi'nin ortaya çıktıkları

dönemde bir araya geleceklerini ve karşılıklı diyalog içerisinde olacaklarını göstermektedir. Ancak

bu büyük ve tarihi buluşma henüz gerçekleşmemiştir ve tüm dünya Müslümanları tarafından

beklenmektedir. Bu durum da bizlere, Hz. Mehdi'nin geçmiş dönemlerde gelmiş bir şahıs

olamayacağını gösteren önemli delillerden biridir. Çünkü Hz. Đsa henüz ortaya çıkmamış ve tüm

dünyanın gözleri önünde gerçekleşecek olan bu birliktelik henüz oluşmamıştır.

58- HADĐSLERDE HZ. MEHDĐ'NĐN NAMAZDA HZ. ĐSA'YA ĐMAMLIK YAPACAĞI

NASIL HABER VERĐLMĐŞTĐR?

Hz. Đsa'nın ortaya çıktığı dönemde Hz. Mehdi, Peygamberimiz (sav)'in halifesi yani Đslam

aleminin manevi lideri sıfatıyla dünya çapındaki tüm Müslümanlar arasında Đslam Birliği'ni sağlamış

olacak ve bu birliğin başında lider konumunda bulunacaktır. Peygamberimiz (sav)'in pek çok sahih

hadisinde Hz. Đsa'nın da bu dönemde ikinci kez yeryüzüne geleceği; Hz. Mehdi ile birlikte namaz

kılacağı ve Hz. Đsa'nın "imamlık sana verilmiştir" diyerek Hz. Mehdi'yi imamlığa bizzat kendisinin

geçireceği bildirilmiştir. Bu hadislerden bazıları şöyledir:

Hz. Đsa namazını Hz. Mehdi'nin arkasında kılacaktır. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil

Mehdiyy-il Muntazar, s. 24)

Đmamları salih bir insan olan Mehdi olduğu halde, Beytü'l Makdis'e sığınırlar. Orada

imamları kendilerine sabah namazını kıldırmak için öne geçtiği bir sırada, bir de bakarlar ki,

Meryem oğlu Đsa sabah vaktinde inmiştir. Mehdi, Hz. Đsa'yı öne geçirmek için arkaya çekilir. HZ.

ĐSA ONUN OMUZLARINA ELĐNĐ KOYAR VE ONA DER KĐ, "GEÇ ÖNE NAMAZI KILDIR.

ZĐRA KAMET (namaza başlama işareti) SENĐN ĐÇĐN GETĐRĐLMĐŞTĐR." (Ebu Rafi'den rivayet

edilmiştir; Đmam Şarani, Ölüm, Kıyamet, Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, Bedir Yayınevi, s. 495-

496)

... Nihayet Meryem oğlu Đsa Müslümanların emiri (Hz. Mehdi) ona: Gel bize namaz kıldır,

der. Bunun üzerine Đsa: Hayır, Allah'ın bu ümmete bir ikramı olarak sizin bir kısmınız diğer bir

kısım üzerine emirlersiniz, der. (Sahih-i Müslim, c. 1, s. 209)

Hz. Đsa semadan nüzul edecek ve onun emirliğini kabul edecektir. Hz. Đsa'ya "Bize namaz

kıldır" denilecek, ancak o, "Emir sizin içinizdedir" karşılığını vererek, "Bu Allah'ın ümmet-i

Muhammed'e bir ikramıdır." diyecektir. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s.

24)

Hz. Mehdi müminlerle beraber Beytül Makdis'de sabah namazı kılarken, o sırada nüzul

eden Hz. Đsa'yı takdim edecek ve Hz. Đsa ellerini onun omuzuna koyarak, "Namazın kameti senin

için getirildi, bu yüzden sen kıldır" diyecek ve nihayet Hz. Mehdi, Hz. Đsa ve müminlere imam

olarak namazı kıldıracaktır. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 25)

59- HZ. ĐSA VE HZ. MEHDĐ, HABER VERĐLDĐĞĐ ŞEKĐLDE BĐRLĐKTE NAMAZ

KILMIŞLAR MIDIR?

Hz. Đsa ve Hz. Mehdi'nin biraraya gelmeleri ve birlikte namaz kılmaları henüz

gerçekleşmemiş bir olaydır. Hz. Đsa'nın gelişi ve Hz. Mehdi'yle birlikte namaz kılmaları tüm dünya

Müslümanları tarafından büyük bir heyecanla beklenmektedir.

60- BU OLAYIN HENÜZ GERÇEKLEŞMEMĐŞ OLMASI HZ. MEHDĐ'NĐN HENÜZ

ORTAYA ÇIKMADIĞININ BĐR DELĐLĐ MĐDĐR?

Hz. Đsa ve Hz. Mehdi'nin henüz bir araya gelmemiş olmaları, Hz. Mehdi'nin önceki devirlerde

gelmiş bir şahıs olmadığını ve içinde bulunduğumuz, ahir zaman alametlerinin birbiri ardınca

gerçekleşmekte olduğu bu dönemde geleceğinin önemli bir delilidir. Bu önemli alamet

gerçekleşmediği takdirde, Hz. Mehdi'nin geçmiş dönemlerde çıkmış olduğundan bahsetmek ise

hiçbir şekilde mümkün değildir.

61- DECCAL'ĐN FĐKĐR SĐSTEMĐ HZ. ĐSA TARAFINDAN ETKĐSĐZ HALE

GETĐRĐLECEK MĐDĐR?

Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Hz. Đsa ve Hz. Mehdi'nin ahir zamanda yürütecekleri

büyük fikri mücadelede, karşılarındaki en önemli negatif gücün ne olacağı da haber verilmiştir. Bu

negatif güç "Deccal"dir. Güvenilir hadislerde ve temel Đslami kaynaklarda kıyametin büyük

alametlerinden biri olarak sayılan Deccal ismi, "dcl" kökünden gelen "yalancı, hilekar, zihinleri

gönülleri, iyi ile kötüyü, hak ile batılı karıştıran, bir şeyi yaldızlayıp gerçek yüzünü gizleyen,

bucak bucak her yeri dolaşan müfsid (fesadlaştıran) ve kötü kişi" anlamına gelmektedir.

Deccal maddi güç ve imkanlarının yanı sıra, bazı olağanüstü güçlere de sahip olacak ve

insanların büyük çoğunluğunu bu güçleri ile etkisi altına alacaktır. Bu şekilde olağanüstü işler

yaparak birtakım sahte mucizelerle insanları kandırdığı ve şeytanların desteğiyle hareket ettiği için,

Deccal'in yenilmesi ancak Rabbimiz'in çeşitli mucizeler bahşettiği kutlu peygamberi Hz. Đsa

vesilesiyle olacaktır. Hz. Đsa'nın Deccal'in fitnesini yok etmesi, Allah'ın izniyle, çok hızlı ve kolay

olacaktır. (Hz. Đsa Allah'ın bir rahmeti olarak, ölüleri diriltmek, hastaları iyileştirmek, çamurdan bir

kuş yapıp üfleyerek can vermek gibi mucizeler göstermiştir).

Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Deccaliyet'in fikri olarak tam anlamıyla ortadan

kaldırılmasının Hz. Đsa vesilesiyle olacağı şöyle müjdelenmiştir:

Rabbim bana (Hz. Đsa) Deccal'in çıkacağını haber verdi. Yanımda kadib ağacından yapılmış

iki ok bulunacak. Deccal onları görünce kurşunun suda erimesi gibi eriyecektir. (Abdullah bin

Mes'ud, Tefsirü Đbni Mes'ud, s. 243)

Allah'ın düşmanı olan Mesih-i Deccal, Đsa Aleyhisselam'ı görünce, tuzun suda eridiği gibi

erir. Hz. Đsa onu terk edip bıraksa bile helak oluncaya kadar eriyip gidecektir. Lakin Allah onu

bizzat Đsa Aleyhisselam'ın eliyle yok edecektir. (Müslim, Kitabü'l Fiten: 34)

... Deccal ortalığa fitne saçarken Cenab-ı hak, Mesih Đsa Đbni Meryem'i gönderir... Hz. Đsa

Deccal ile Lüdde (Beytül Makdis'e yakın bir belde) kapısında karşılaşır ve onu yok eder. (Sahih-i

Müslim; Büyük Fitne Mesih-i Deccal, Saim Güngör, s. 104)

Hadislerde haber verildiği gibi, Hz. Đsa yeniden yeryüzüne dönecek, Beytü'l Makdis'te

(Mescid-i Aksa) Deccal'le karşılacak ve Deccal, Hz. Đsa'yı görünce "tuzun suda erimesi gibi" yok

olacaktır. Allah'ın izniyle Hz. Đsa'nın "nefesi dahi" Deccal'in fitnesinin yok edilmesine yetecektir.

Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde, Hz. Đsa'nın yalnızca nefesinin dahi, iman etmeyenler

üzerinde büyük bir etki oluşturacağı ve batıla dayalı fikir sistemini kökten yok edeceği şöyle

bildirilmiştir:

...O'nun (Hz. Đsa a.s.'ın) nefesini duyan hiçbir kafirin ölmemesi mümkün değildir.

Deccal'in yalancı olduğu etrafa dalga dalga yayılacaktır. Deccaliyet perişan olacak fikir sistemi yok

edilecektir. (Sünen-i Ibn-i Mace, 10/32)

... Deccal ortalığa fitne saçarken Cenab-ı hak, Mesih Meryem Oğlu Đsa'yı gönderir...

nefesini idrak eden her kafir mutlaka yok olur. Đsa (a.s) Deccal ile Lüdd kapısında (Beytül

Makdis'e yakın bir belde) karşılaşır ve onu yok eder. (Sahih-i Müslim; Büyük Fitne Mesih-i Deccal,

Saim Güngör, s. 104)

Bu gerçek Kuran'da da "Hayır, Biz hakkı batılın üstüne fırlatırız, o da onun beynini

darmadağın eder. Bir de bakarsın ki, o, yok olup gitmiştir. (Allah'a karşı)

Nitelendiregeldiklerinizden dolayı eyvahlar size." (Enbiya Suresi, 18) ayetiyle hatırlatılmaktadır.

Hak daima batıla karşı üstün gelmektedir.

62- HADĐSLERDE DECCAL'ĐN FĐKREN YOK EDĐLMESĐNDE, HZ. MEHDĐ'NĐN

HZ. ĐSA ĐLE BĐRLĐKTE HAREKET EDECEĞĐ HABER VERĐLMĐŞ MĐDĐR?

Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Hz. Đsa'nın, Deccal'in fitnesini Hz. Mehdi ile birlikte yok

edeceği bildirilmiştir:

Mehdi benim Ehl-i Beyt'imden ve benim neslimdendir. O, yeryüzünü adaletle dolduracaktır.

Muhakkak ki o Đsa Aleyhisselam ile birlikte yola çıkarak Filistin arazisindeki Bab-u Lut denilen

mevkide Deccal'i yok etmesi için Hazreti Đsa'ya yardım edecektir. (Ölüm, Kıyamet, Ahiret ve Ahir

Zaman Alametleri, Đmam Şarani, Bedir Yayınevi, s. 438, (816))

Đsa gökten inecek, Deccal'i yok edecek veya Hz. Mehdi'nin Deccal'i yok etmesine yardım

edecektir. (Kittani, s. 145) (Mehdi ve Deccal, Şaban Döğen, s. 127)

Mehdi, Đsa ile beraber çıkacak, Filistin topraklarında Bab-ı Lüd'de Deccal'i yok edecek,

Mehdi'nin Deccal'i yok etmesine yardım edecektir. (Kitabü'l- bürhan, s. 105) (Mehdi ve Deccal,

Şaban Döğen, s. 127)

63- HZ. ĐSA'NIN HZ. MEHDĐ ĐLE BĐRLĐKTE DECCAL'ĐN FĐKĐR SĐSTEMĐNĐ YOK

ETMELERĐ GERÇEKLEŞMĐŞ MĐDĐR?

Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde verilen bilgilere göre, Hz. Đsa ve Hz. Mehdi, hak dine

karşı mücadele verecek olan Deccal'i yenilgiye uğratacak ve onun kurmuş olduğu sapkın sisteme son

vereceklerdir. Hz. Mehdi, tüm insanları Allah'ın Kuran'da bildirdiği hak dini yaşamaya davet edecek,

Deccal'in ve onun inkara dayalı sisteminin ortadan kalkmasıyla birlikte insanlar akın akın din

ahlakını yaşamaya yöneleceklerdir. Yeryüzünde Kuran ahlakı hakim olacak ve bu şekilde tüm

insanlık barış ve esenliğe kavuşacaktır.

Ancak günümüzde bunların hiçbiri henüz yaşanmamıştır. Önceki satırlarda da belirtildiği gibi,

tüm dünya insanları Hz. Đsa'nın ikinci kez yeryüzüne gelişine henüz şahit olmamıştır. Hz. Mehdi ve

Hz. Đsa birlikte Deccal'e karşı mücadele vererek Deccal'in fikri yenilgisine vesile olmamışlardır. Bu

durum da yine Hz. Mehdi'nin önceki yüzyıllarda gelmiş bir şahıs olamayacağını göstermektedir.

Ahir zaman alametlerinin birbiri ardınca gerçekleşmesi ise, Hz. Mehdi'nin içerisinde bulunduğumuz

bu dönemde ortaya çıkmasının çok yakın olduğunu gösteren alametlerden biridir.

64- HZ. ĐSA'NIN ĐKĐNCĐ KEZ YERYÜZÜNE BĐR ŞAHSI MANEVĐ DEĞĐL 'BĐR

ŞAHIS' OLARAK GELECEĞĐ HADĐSLERDE NASIL AÇIKLANMIŞTIR?

Önceki satırlarda anlatıldığı gibi Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Hz. Đsa'nın ikinci kez

yeryüzüne geldiğinde Hz. Mehdi ile birlikte Deccal'in fitnesine karşı büyük bir mücadele yürüteceği,

Hz. Mehdi ile birlikte namaz kılacağı bildirilmiştir. Peygamberimiz (sav)'in vermiş olduğu bu

bilgiler Hz. Đsa'nın bir şahs-ı manevi olmadığını; namaz ibadeti gibi, Allah'ın hak dininin

hükümlerini yerine getirebilecek "cismi bedeni olan bir şahıs" olarak yeryüzüne geleceğini açıkça

ortaya koymaktadır. Hz. Đsa, yeryüzüne önceki gelişinde namaz ibadetini yerine getirmiştir. Đkinci

kez gelişinde de Allah'ın izniyle aynı şekilde bu ibadetine devam edecektir. Allah Kuran'da "hayat

sürdüğü müddetçe" namaz kılmakla yükümlü kıldığını Hz. Đsa'ya şöyle bildirmektedir:

(Đsa) Dedi ki: "Şüphesiz ben Allah'ın kuluyum. (Allah) Bana Kitab'ı verdi ve beni

peygamber kıldı. Nerede olursam (olayım,) beni kutlu kıldı ve hayat sürdüğüm müddetçe,

bana namazı ve zekatı vasiyet (emr) etti." (Meryem Suresi, 30-31)

Bunun yanı sıra Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Hz. Đsa'nın ortaya çıkış zamanı, yapacağı

faaliyetler, vasıfları, ahlakı, fiziksel özellikleri, yaşı gibi pek çok özelliği hakkında da bilgi

verilmiştir. Tüm bu bilgiler, Peygamberimiz (sav)'in Hz. Đsa'nın bir şahs-ı manevi olarak değil, bir

şahıs olarak geleceğini müjdelediğini açıkça ortaya koymaktadır. Hadislerde yer alan bu konuya

açıklık getiren bilgilerden bazılarını şöyle sıralayabiliriz:

Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, MERYEM OĞLU ĐSA'NIN ADALET

SAHĐBĐ OLARAK ĐNMESĐ YAKINDIR... (Buhari, Kitabü'l-Büyu': 102, Mezalim: 31, Enbiya 49;

Müslim, Đman: 242 (155); Ebu Davud, Melahim: 14 (4324); Tirmizi, Fiten: 54 (2234))

Resulullah buyurdu ki: "Hayatım yedinde olan Allah'a yemin ederim ki, MERYEM OĞLU

(ĐSA ALEYHĐSSELAM)'IN ADĐL BĐR HAKĐM OLARAK SĐZĐN ĐÇĐNĐZE ĐNMESĐ

YAKINDIR." (Sahih-i Müslim, Cilt 1- Sayfa 206-242)

VAllahi muhakkak ve muhakkak MERYEM OĞLU ĐSA ĐNECEK, hem adil bir hakem,

ADALETLĐ BĐR HÜKÜMDAR olarak inecek... (Ebu Hureyre ra/Buhari, Büyu 102, Mezalim 31,

Enbiya 49; Müslim, Đman 242 (155); Ebu Davud, Melahim 14 (4324); Tirmizi, Fiten 54 (2234))

Bu hadislerde Peygamberimiz (sav), Hz. Đsa'nın "adalet sahibi", "adil bir hakim" ve

"adaletli bir hükümdar" vasıflarını haber vermiştir. Tüm bunlar, bir insanın sahip olabileceği

özelliklerdir. Bir şahs-ı manevinin hükümdar olabilmesi, adalet sağlayabilmesi, hakim yani yönetici

vasfını taşıyabilmesi ise elbetteki söz konusu değildir. Peygamberimiz (sav) bu konuyu diğer

hadislerinde de şöyle açıklamıştır:

Đmam Nevevi: HZ. ĐSA Ümmeti Muhammed'e Peygamber olarak değil; ŞERĐAT-I

MUHAMMEDĐYYEYĐ TATBĐK ETMEK ĐÇĐN GELECEKTĐR, demektedir. (El-Kavlu'l Muhtasar

Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 68)

Ebuş-Şeyh Ebu Hüreyre (RA)'dan nakl ediyor: "ĐSA ALEYHĐSSELAM ĐNECEK, deccalı

öldürecek, KIRK YIL KALIP, ALLAH'IN KĐTABI VE BENĐM SÜNNETĐMLE AMEL EDECEK,

SONRA ÖLECEK..." (Kıyamet Alametleri, 8. baskı, s. 258)

Ebu Seyh, Kitab-ül Fiten'de Ebu Hureyre'den tahric etti, Resulullah buyurdu: Đsa bin Meryem

iner, Deccal'i öldürür ve KIRK (40) YIL ALLAH'IN KĐTABI VE BENĐM SÜNNETĐMLE

HÜKMEDER, vefat eder. (Kitab ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy il Ahir Zaman, s. 92)

Bu hadislerde de Peygamberimiz (sav) Hz. Đsa'nın ikinci kez yeryüzüne geldiğinde

"Peygamberimiz (sav)'in sünnetiyle amel edeceğini" haber vermiştir. Bir şahs-ı manevinin

Peygamberimiz (sav)'in sünnetiyle hareket etmesi mümkün değildir. Açıktır ki bu sahih hadislerde

bildirildiği gibi Hz. Đsa Allah'ın izniyle bir şahıs olarak ortaya çıkacaktır. Hadislerde bu konuda

verilen bir diğer bilgi ise Hz. Đsa'nın ikinci kez yeryüzüne geldiğinde "hac ibadetini yerine

getirecek olması"dır:

VAllahi MERYEM OĞLU (HZ. ĐSA ALEYHĐSSELAM), Feccu'r-Ravha nam mevkide,

HACC YAPMAK veya umre yapmak yahut da her ikisini de yapmak için ĐCABET EDECEKTĐR.

(Müslim, Hacc: 216, 1252)

Bir rivayette ĐSA ALEYHĐSSELAM'IN ĐNECEĞĐ, HACCA GĐDĐP bilahare MEDĐNE'YĐ

ZĐYARET EDECEĞĐ VE RESULULLAH'IN KABRĐNE SELAM VERECEĞĐ ve Resulullah'ın da

selamını alacağı anlatılmaktadır. (Kıyamet Alametleri, 8. baskı, s. 246)

Bir rivayette (REVHA)YA ĐNECEĞĐ ve oradan HACCE GĐDECEĞĐ anlatılmaktadır.

Revha, Medine ile Vadisafra arasında, Mekke yolundaki bir yerin adıdır. (Kıyamet Alametleri,

8. baskı, s. 246)

Bazı rivayetlerde şöyle denilmektedir:

O, YERYÜZÜNE ĐNDĐKTEN SONRA evlenecek, çoluk çocuk sahibi olacak, sonra

MEDĐNE'DE ÖLECEK... Belki de ÖLÜMÜ HACCI VE PEYGAMBERĐN (SAV) KABRĐNĐ

ZĐYARETĐ ESNASINDA OLACAK. Aksi takdirde Beyt-i Makdis'de vefat edecek. (Kıyamet

Alametleri, 8. baskı, s. 246)

Bu konu da yine Hz. Đsa'nın bir şahıs olarak geleceğini açıklayan bir başka önemli bilgidir.

Peygamberimiz (sav) hadislerinde ayrıca "Hz. Đsa'nın fiziksel özellikleri" hakkında da bilgi

vermiştir. Bu hadislerde Hz. Đsa'nın boyundan, saç renginden ve görünümündeki güzellik ve

heybetten bahsedilmektedir. Kuşkusuz ki bu detaylar da Hz. Đsa'nın bir şahs-ı manevi olmadığını

yine açıkça ortaya koymaktadır. Bu hadislerden bazılarını şöyle sıralayabiliriz:

"Onunla (Đsa ile) benim aramda hiçbir peygamber yoktur. O şüphesiz inecektir. Onu

gördüğünüz zaman tanıyın! O, ORTA BOYLU, BEYAZA ÇALAR KIRMIZI RENKTEDĐR.

SARIYA BOYALI ĐKĐ ELBĐSE ĐÇĐNDE OLACAK. YAĞMUR YAĞMASA DA SAÇINDAN SU

DAMLAYACAKTIR. Insanlarla Đslam için mücadele edecektir. Mesihu'd-Deccal'i öldürecek, sonra

yeryüzünde tam kırk sene kalacak. Sonra ölecek ve namazını Müslümanlar kılacaklardır." (Buhari,

Müslim, Ebu Davud ve Tırmizi / Büyük Hadis Külliyatı, Rudani 5.Cilt, s. 380)

'Đbn-i Abbas ra'dan Nebi sav. Şöyle buyurduğu rivayet olunmuştur:

"Miraçda bana gece sefer ettirildiğinde ben Musa'yı esmer yüzlü, uzun boylu, kıvırcık saçlı bir

tipte gördüm... ĐSA'YI DA GÖRDÜM. NE UZUN NE KISA NE ORTA BOYDA BENZĐ KIRMIZI

ĐLE BEYAZA MAĐL OLUP BAŞI, SALIVERMĐŞ DÜZ SAÇLI KĐŞĐ ĐDĐ. Allah'ın bana gösterdiği

hayrete şayan daha bir takım garibeler arasında Cehennem muhafızı Malik'i ve Deccal'i de gördüm.

(Sahihi Buhari Muhtarasarı, Tecrid-i Sarih Tercemesi ve Şerhi, s. 37)

Đbnu Ömer (ra) anlatıyor: "Hayır, Allah'a kasem olsun Resulullah (aleyhissalatu vesselam),

HZ. ĐSA'NIN KIZIL ÇEHRELĐ OLDUĞUNU SÖYLEMEDĐ. Ancak şunu söyledi: "Ben bir

keresinde uyumuştum. Rüyamda Beytullah'ı tavaf ediyordum. O SIRADA DÜZ SAÇLI, KUMRAL

BENĐZLĐ, BAŞINDAN SU AKAR VAZĐYETTE ĐKĐ KĐŞĐYE DAYANIP ORTALARINDA

GĐTMEKTE OLAN BĐRĐSĐNĐ GÖRDÜM.

"Bu kim?" dedim.

"MERYEM'ĐN OĞLU!" dediler. (Buhari, Tabi 33, 11, Enbiya, 42, Libas 68, Fiten 26,

Muslim, Đmam 275,(169); Muvatta, Sifatu'n-Nebi 2, (2, 920). *1673)

Yine Abdullah Đbn-i Ömer (ra) dan rivayet olunduguna göre Nebi (sav) demiştir ki:

Ben bu gece kendimi rüyamda Kabe'de buldum. Ansızın ESMER BĐR KĐŞĐ GÖRDÜM.

SANKĐ O ESMER ĐNSANLARDAN EN GÜZELĐ, BAŞININ SAÇI ĐKĐ OMUZU ARASINA

SARKIYORDU. (YENĐ) TARANMIŞ VE ARINMIŞTI DA BAŞININ SAÇI SU

DAMLATIYORDU. ĐKĐ ELĐNĐ ĐKĐ KĐŞĐNĐN ĐKĐ OMUZUNA KOYARAK BEYT'Đ TAVAF

EDĐYORDU. (ORADA BULUNANLARA) BU KĐMDĐR? DĐYE SORDUM. ONLAR:

MERYEM'ĐN OĞLU MESĐH (ĐSA)'DIR, DEDĐLER. (Sahih-i Buhari, 9/177)

ALTINÇAĞ

65- ALTINÇAĞ NE DEMEKTĐR?

Peygamber Efendimiz (sav)'in hadislerinde kıyamete yakın bir zamanda yaşanacak olan ahir

zaman hakkında çok detaylı bilgiler ve işaretler yer almaktadır. Peygamberimiz (sav)'in verdiği

bilgilere göre, bu dönemde birbiri ardınca pek çok önemli olay gerçekleşecektir. Ahir zamanın ilk

devresinde dünyada büyük bir bozulma ve karmaşa hüküm sürecek, ikinci aşamada ise gerçek din

ahlakının yaşanmasıyla birlikte yeryüzünde barış ve huzur hakim olacaktır.

Ahir zamanın ilk aşamasında, Allah'ı inkar ederek ateizmi ve dinsizliği telkin eden bir takım

felsefi sistemler nedeniyle insanlar arasında büyük bir dejenerasyon yaşanacaktır. Đnsanlık yaratılış

amacından uzaklaşacak, bunun sonucunda büyük bir manevi boşluk ve ahlaki bozulma oluşacaktır.

Büyük felaketler, savaşlar ve acılar yaşanacak ve tüm insanlar bu sıkıntılara son verebilmek için

"nasıl kurtuluruz" sorusunun cevabını arayacaklardır.

Peygamberimiz (sav)'in hadislerindeki, ahir zaman alametleri olarak bildirilen bu gelişmelerin

pek çoğu, günümüzde birebir haber verildiği şekilde gerçekleşmiştir. Son zamanlarda yeryüzünde

savaş ve çatışmaların, terör, şiddet, anarşi ve kargaşanın, katliamların, işkencelerin giderek artmış

olması ise, yine ahir zamanın ilk döneminin yaşanmakta olduğunun bir göstergesidir.

Peygamberimiz (sav)'in hadislerindeki bilgilere göre Allah, bu karanlık dönemin ardından

insanları ahir zamanın karmaşasından kurtaracak ve büyük bir kurtuluşa ulaştıracaktır. Allah, güzel

ahlaktan uzaklaşan insanları, dejenerasyona uğrayan toplumları doğru yola iletmek için "Mehdi"

yani "doğruya götüren" sıfatını taşıyan Hz. Mehdi'yi vesile kılacaktır.

Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde ve Đslam alimlerinin açıklamalarında, Hz. Mehdi'nin bu

doğrultuda üç büyük sorumluluk üstlendiği bildirilmektedir. Hz. Mehdi öncelikle Allah'ı inkar eden

ve dinsizliği destekleyen felsefi sistemlerin fikri olarak çürütülmesini sağlayacaktır. Diğer yandan

Đslam'ı, Kuran'da ve Peygamberimiz (sav)'in sünnetinde bildirildiği şekilde özüne döndürecektir.

Đslamiyet'i tüm bozulmalardan, hurafelerden arındırarak gerçek Kuran ahlakının yaşanmasını

sağlayacaktır. Ahir zamanın ilk döneminde insanlığın içerisinde bulunduğu tüm karışıklıklara,

toplumsal sorunlara, sosyal sıkıntılara çözüm getirecek, tüm yeryüzüne barış, huzur, mutluluk ve

güzel ahlakın hakim olmasına vesile olacaktır.

Hz. Mehdi ile aynı dönemde yeryüzüne ikinci kez gelecek olan Hz. Đsa ise, özellikle Hristiyan

ve Yahudi dünyasına hitap edecek, onları içine düştükleri hurafelerden sıyrılıp Kuran ahlakını

yaşamaya çağıracaktır. Hristiyanların Hz. Đsa'ya uymasıyla birlikte Đslam ve Hristiyan alemi tek bir

inançta birleşecek ve dünya "Altınçağ" adı verilen büyük bir barış, güvenlik, mutluluk ve refah

dönemi yaşayacaktır.

Đnsanların asırlardır özlemini duydukları bu kutlu dönem, hadislerin işaretlerine göre yarım

yüzyıldan fazla sürecek ve Peygamberimiz (sav)'in zamanında yaşanan "Asr-ı Saadet" benzeri bir

dönem olacaktır.

66- PEYGAMBERĐMĐZ (SAV)'ĐN HADĐSLERĐNDE, ĐNSANLARIN ALTINÇAĞ'IN

GÜZELLĐĞĐNE ÖZENECEKLERĐ VE ALTINÇAĞ'DA YAŞAMIŞ OLMAYI

DĐLEYECEKLERĐ NASIL HABER VERĐLMĐŞTĐR?

Altınçağ'da yaşam o denli güzel olacaktır ki, tüm insanlar bu dönemde yaşamış olmayı

isteyeceklerdir. "Zamanın nasıl geçtiğinin farkına varmayacaklar, bu güzelliklerden daha fazla

yararlanmak için Allah'tan ömürlerinin uzatılmasını" temenni edeceklerdir. Altınçağ'a duyulan bu

özlem Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde şöyle bildirilmiştir:

Onun zamanında, büyükler "Keşke ben küçük olsaydım", küçükler de "Keşke ben büyük

olsaydım" diyeceklerdir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 48) (Kitab-ul

Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 17)

Naim b. Hammad, Đbni Abbas'dan tahric etti ki:

Hz. Mehdi Bizim Ehli Beyt'ten bir gençtir. Đhtiyarlarımız ona yetişemeyecek, gençlerimiz

ise onu ümid edeceklerdir. (Ahir Zaman Mehdisi'nin Alametleri, Celalettin Suyuti, s. 23)

Zamanı o kadar adil olacak ki, kabirdeki ölüler dirilere imrenecektir... (El-Kavlu'l Muhtasar

Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 22)

Onlar her zalime ve cebbar oğlu cebbara galip gelir. Onun devrinde ölülerin dirilere

imreneceği bir adalet görülür. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 68)

Hatta yaşayanlar (kendilerinde bulunan nimetleri görmeleri için) ölülerin de hayatta

olmalarını temenni edeceklerdir. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, s. 437)

Peygamberimiz (sav) hadislerinde, insanların dünyada ve ahiretteki kurtuluşlarına vesile

olacak çok kıymetli bir insan olan Hz. Mehdi'ye tabi olunmasını bildirmiş ve onun döneminde

yaşanacak tüm bu hayırlara işaret etmiştir:

Đbni Ebi Şeybe ve Naim b. Hammad Fiten isimli eserde, Đbni Mace ve Ebu Naim ise Đbni

Mes'ud'dan tahric ettiler. O dedi ki:

... O (Mehdi) arza sahib olur ve kendisinden önce baskı ve zulümle dolu olan arzı adaletle

doldurur. Sizden O'na kim yetişirse, kar üzerinde sürünerek dahi olsa gelsin, O'na katılsın. Zira O

Mehdi'dir. (Ahir Zaman Mehdisi'nin Alametleri, Celalettin Suyuti, s. 14)

Đnsanlar, Allah'ın Kuran'da inanan kullarına müjdelediği güzelliklerin hepsini bu dönemde

yaşayabileceklerdir. Allah ayetinde iman eden müminleri dünyada da güzel bir hayatla yaşatacağını

şöyle bildirmektedir:

Erkek olsun, kadın olsun, bir mümin olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç

şüphesiz Biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle

muhakkak veririz. (Nahl Suresi, 97)

67- HADĐSLERDE HZ. MEHDĐ DÖNEMĐNDE YERYÜZÜNÜN ADALETLE

DOLACAĞI NASIL HABER VERĐLMĐŞTĐR?

Allah Kuran'ın "Ey iman edenler, adil şahidler olarak, Allah için, hakkı ayakta tutun. Bir

topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın. Adalet yapın. O, takvaya daha yakındır.

Allah'tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır." (Maide

Suresi, 8) ayetiyle iman sahiplerine adaletli davranmalarını bildirmiştir. Đnsanlar arasında hiçbir

ayrım gözetmeden, sadece haktan ve doğrulardan yana, katıksız bir adalet, Kuran ahlakının bir

gereğidir. Ancak Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde bildirildiği üzere ahir zamanda insanlar

Kuran'da bildirilen bu ahlaktan uzaklaşacak, adaletsizlik yeryüzüne alabildiğine hakim olacaktır.

Nitekim günümüzde dünyanın dört bir yanında süregelen çatışmalar, savaşlar; öldürülen, sakat

kalan, evlerinden yurtlarından sürülen, yüzlerce kilometre yolu yürüyerek barınacak yer arıyan

mültecilerin, sokaklarda yaşayan kimsesiz çocukların, yardıma ve bakıma muhtaç, kimsesizliğe terk

edilen yaşlıların durumu, adaletin gereği gibi uygulanmadığının açık bir göstergesidir.

Ancak Hz. Mehdi'nin ortaya çıkışıyla birlikte yeryüzünde hüküm süren bu durum sona erecek,

tüm dünyada benzeri görülmemiş bir adalet ortamı sağlanacaktır. Peygamberimiz (sav)'in

hadislerinde Hz. Mehdi döneminde yaşanacak olan bu adil ortam şöyle haber verilmektedir:

Kıyametin kopması için zamanda sadece bir günden başka vakit kalmamış da olsa Allah

benim Ehl-i Beyt'imden bir zatı gönderecek yeryüzü zulümle dolduğu gibi, o yeryüzünü adaletle

dolduracak. (Sünen-i Ebu Davud, 5/92)

Mehdi bendendir, yeryüzü zulüm ve işkence ile dolduğu gibi onu doğruluk ve adaletle

doldurur. (Süneni-i Ebu Davud, 5/93)

Bu (Emir) de insanlar yeryüzünü daha önce zulüm ile doldurdukları gibi yeryüzünü

adaletle dolduracaktır. (Sünen-i Đbn-i Mace, 10/348)

Zulüm ve fıskla dolu olan dünya, o (Hz. Mehdi) geldikten sonra adaletle dolup taşacaktır.

(El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 20)

Hz. Mehdi'nin zamanında adalet o kadar bol olacak ki, zorla alınan her mal sahibine geri

verildiği gibi, bir insanın başkasına ait olup da, dişinde kalmış birşey bile sahibine iade

edilecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 23)

Onun adaleti her yeri kaplayacak ve insanlar arasında Hz. Peygamberin sünnet-i seniyyesi

ile muamele edecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 20)

Dünya hayatının bir günü kalsa Allahu Teala o günü uzatır, benim Ehli Beyti’mden bir adam

gönderir. Onun ismi benim ismim gibidir. Babasının ismi babamın ismi gibidir. Zulüm ve kötülükle

dolmuş dünyayı, adalet ve dürüstlükle dolduracaktır. (Büyük Fitne Mesih Deccal, Saim Güngör,

Pamuk Yayınları, s. 80) (Ebu Davud ve Tırmizi / Büyük Hadis Külliyatı, Rudani, 5.Cilt, s. 365)

68- PEYGAMBERĐMĐZ (SAV)'ĐN HADĐSLERĐNE GÖRE HZ. MEHDĐ

YERYÜZÜNDEKĐ TÜM FĐTNELERĐ ÖNLEYECEK MĐDĐR?

Geride bıraktığımız 20. yüzyıl "Savaşlar Yüzyılı" olarak anılmaktadır. Đçinde bulunduğumuz

21. yüzyılda yine savaşlar ve terör olayları ile başlamıştır ve halen de bunlar dünyanın dört bir

yanında devam etmektedir. Günümüzde hiçbir ülke terör saldırılarından yana güvende değildir.

Avrupa'dan Amerika'ya, Asya'dan Afrika'ya kadar dünyanın dört bir yanında terörist bombalamalar,

kundaklamalar, uçak kaçırmalar, rehin almalar, iç çatışmalar, masum ve sivil insanları hedef alan

terörist saldırılar, günlük hayatta karşılaşılan bireysel şiddet olayları da büyük bir hızla devam

etmektedir.

Terörizm, tüm dünyaya büyük yıkım getirmekte, insanların hayatları üzerinde çok olumsuz

etkiler oluşturmaktadır. Peygamberimiz (sav), hadislerinde ahir zamanda yaşanacak bu ortamı şöyle

tarif etmektedir:

... Sonunda da belalar, fitneler ve hoşlanmayacağınız birçok kötü işler isabet edecektir.

Arka arkaya öyle fitneler gelir ki, sonra gelen gittikçe daha büyük olduğu için önce geleni ince ve

hafif bırakır. (Đmam Şa'rani, Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, s. 394-395, no. 733)

Ancak yine Peygamberimiz (sav)'in müjdelerine göre, bu korku ve şiddet dolu karanlık

dönemin ardından Allah, Hz. Mehdi vesilesiyle tüm insanlığı büyük bir kurtuluşa ulaştıracaktır.

Yeryüzündeki tüm fitneler, savaşlar, katliamlar, terör, şiddet ve anarşi eylemleri son bulacak; yerini

aydınlık, barış ve huzur dolu bir döneme bırakacaktır. Hadislerde Hz. Mehdi'nin "fitneleri

önleyeceği" şöyle bildirilmektedir:

Fitneleri önlemenin kendisine zor gelmeyeceği ve öldürmenin de onu vazgeçiremeyeceği Ehli

Beyt'ime mensup birisi sahip olmadan günler ve geceler bitmeyecektir... (Kitab-ül Burhan fi Alamet-

il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 12)

Tozlu, dumanlı karanlık bir fitne görülecek, bunu diğerleri takib edecek, ta ki Ehli

Beyt'imden kendisine Mehdi denilen bir zat çıkıncaya kadar. Şayet Ona yetişirsen, Ona tabi ol ve

hidayete erenlerden ol. (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 26)

69- ALTINÇAĞ'DA TÜM DÜNYADA YAŞANAN SAVAŞLAR VE ÇATIŞMALAR,

TERÖR VE ANARŞĐ ORTAMI SON BULACAK MIDIR?

Tarih boyunca gönderilen tüm elçiler, yaşadıkları toplumlara barış ve adalet getirmiş,

peygamberlerin gelişi ümmetlerin üzerindeki zulmün ve zorbalığın kalkmasına vesile olmuştur.

Kuran'da elçilerin bu özelliği şöyle bildirilmektedir:

Her ümmetin bir resulü vardır. Onlara resulleri geldiği zaman, aralarında adaletle

hüküm verilir ve onlar zulme uğratılmazlar. (Yunus Suresi, 47)

Hz. Mehdi de yeryüzüne geldiği dönemde bu özelliği taşıyacak ve Allah'ın izniyle

yeryüzündeki tüm zulmün, işkencenin, zorbaca uygulamaların son bulmasına vesile olacaktır.

Peygamberimiz (sav) Altınçağ'da gerçekleşecek bu durumu hadislerinde şöyle müjdelemiştir:

… Yeryüzü zulüm ve işkence ile dolduğu gibi onu doğruluk ve adaletle doldurur. (Süneni-i

Ebu Davut, 5/93)

Yeryüzü, zulüm ve işkence yerine adaletle dolacaktır. (Kıyamet Alametleri, s. 163)

Kap su ile dolduğu gibi yeryüzü barışla dolacaktır. Hiçbir kimse arasında bir düşmanlık

kalmayacaktır. Ve bütün düşmanlıklar, boğuşmalar, hasetleşmeler muhakkak kaybolup

gidecektir. (Sahih-i Müslim, 1/136)

Savaş (erbabı) da ağırlıklarını (silah ve malzemelerini) bırakacak. (Sünen-i Đbn Mace,

10/334)

Harp (erbabı) ağırlıklarını (yani silah ve saireyi) bırakır. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir

Zaman Alametleri, s. 496)

Düşmanlık ve kini de kaldıracaktır. Zehirli olan her hayvanın zehri de sökülüp alınacaktır.

Hatta küçük oğlan çocuğu, elini yılanın ağzına sokacak da yılan ona zarar vermeyecektir. Kurt,

koyun-keçi sürüsü içinde sürünün köpeği gibi olacaktır. (Sünen-i Đbni Mace, Kitabü-l fiten

Tercemesi ve Şerhi- Kahraman Neşriyat, cilt 10, Mütercim: Haydar Hatipoğlu, Bab 33, s. 331-335)

Onun zamanında kurtla koyun birarada oynayacak, yılanlar çocuklara zarar

vermeyecektir. Đnsan bir avuç tohum atacak, 700 avuç hasat edecektir. (El Kavlu'l Muhtasar Fi

Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 43)

70- PEYGAMBERĐMĐZ (SAV), HZ. MEHDĐ DÖNEMĐNDEKĐ GÜVENLĐ ORTAMI

NASIL TARĐF ETMEKTEDĐR?

Hadislerin işaretlerine göre, Altınçağ'da yaşanacak hayat, barış ve esenlik dolu olacaktır.

Dünyadan anarşi, terör, kargaşa, düşmanlık ve şiddetin tümüyle kalkması sonucunda insanlar cennet

benzeri bir ortama kavuşacaklardır. Her türlü adil sistem oluşturulduğu ve tüm insanlar, Allah

korkusunu öğrenip ve bunun şuuruna vararak yaşadığı için hırsızlık, sahtekarlık, dolandırıcılık gibi

toplumsal sorunlar kalmayacaktır. Cinayetler, saldırılar, taciz, iftira, hakaret içeren eylemler ve

toplum huzurunu bozacak her türlü tavır bozuklukları ve suistimaller ortadan kalkacaktır. Kavgalar,

bağırtılar, tartışmalar, uyuşturucu almış insanların veya dengesiz insanların saldırma ihtimali son

bulacak, insanlar bu tür eylemlerden kaynaklanan tüm endişe ve korkularından kurtulacaklardır.

Yeryüzünün her köşesi insanların büyük bir rahatlık, huzur ve güven içerisinde yaşayabilecekleri

emin beldelere dönüşecektir. Gece gündüz her yerde, sokaklarda güven içinde dolaşabileceklerdir.

Herkes istediği saatte istediği yerde ailesiyle gezebilecek, çocuklarını hiçbir endişeye kapılmadan

rahatlıkla okullarına gönderebileceklerdir.

Đnsanlar devlete duydukları güven ve saygıyı, onun birimlerine kolaylık sağlayarak

göstereceklerdir. Kızgınlıkla hareket eden, ters davranan, zorluk çıkaran insanlar olmayacaktır.

Aksine Kuran ahlakını yaşayan insanlar son derece yardımsever ve hoşgörülü tutumlarıyla, devletin

yanında yer alacak, devlet birimlerinin işlerini kolaylaştıracak şekilde hareket edeceklerdir.

Tüm devletler milletlerine güvenecek, halkın sahtekarlık yapma ihtimaline dayalı, halkı

potansiyel tehlike olarak gören kontrol sistemleri ortadan kalkacaktır. Halka güven esas alınacak,

insanların beyanı yeterli olacak ve buna göre hareket edilecektir.

Halk araştırmaya, doğruyu öğrenip buna göre hareket etmeye yönlendirilecek, ani infiallerin

ve kitlesel eylemlerin oluşması doğal olarak söz konusu olmayacaktır. Đnsanlar her ne sorunları

olursa olsun bunu sevgi, saygı ve uyum içerisinde kolaylıkla halledebileceklerini bilmenin huzur ve

güvenini yaşayacaklardır. Hadislerde, o dönemde toplumda hakim olacak olan bu güvenli ortam çok

çarpıcı örneklendirmelerle haber verilmiştir. Bu bilgilere göre, Altınçağ'da "kurtla koyun birarada

otlayacak", "çocuklar yılan ve akreple oynayacak ama zarar görmeyeceklerdir". Bu güven

ortamını tarif eden hadislerden bazıları şöyledir:

... Her yer emin bir hale gelir... (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 58)

... Onun zamanında kurtla koyun bir arada otlayacak, çocuklar yılan ve akreple

oynaşacak... (Đmam Suyuti, Kıyamet Alametleri, Ölüm ve Diriliş, s. 179, 1699)

Yeryüzü emniyetle dolacak ve hatta birkaç kadın, yanlarında hiç erkek olmaksızın,

rahatlıkla, hacca gidecektir. (Nuaym b. Hammad, vr. 74b; Suyuti, c. II, s. 77; El-Kavlu'l Muhtasar

Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 23)

Daha önce zulümle dolu olan dünyayı, adaletle doldurur. Adaleti o denli olur ki, uykuda

olan bir kimse dahi uyandırılmaz ve bir damla kan bile akıtılmaz. Dünya, adeta Asr-ı Saadet

devrine geri döner. (Nuaym b. Hammad, K. Fiten vr. 77b; Suyuti, c. II, s. 77; El Kavlu'l Muhtasar Fi

Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 29)

Rükün ile Makam arasında kendisine biat edilecektir. Hz. Mehdi o kadar merhametli

olacaktır ki, zamanında ne bir kimse uykusundan uyandırılacak, ne de bir kimsenin burnu

kanayacaktır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 42)

71- HZ. MEHDĐ ZAMANINDA TÜM DÜNYAYA BARIŞ VE HUZURUN HAKĐM

OLACAĞI NASIL HABER VERĐLMEKTEDĐR?

Altınçağ'da yaşanacak olan tüm güzelliklerin yanı sıra toplum yaşantısı da son derece huzurlu

olacaktır. Allah, iman eden ve dinine yönelen insanlara, o döneme dek görülmemiş güzellikte bir

yaşam sunacaktır. Allah Kuran'da, güzellik yapan, Kuran ahlakına uyan kullarını daha güzeli ve

fazlasıyla nimetlendireceğini şöyle müjdelemektedir:

Allah barış yurduna çağırır ve kimi dilerse dosdoğru yola yöneltip-iletir. Güzellik

yapanlara daha güzeli ve fazlası vardır. Onların yüzlerini ne bir karartı sarar, ne bir zillet, işte

onlar cennetin halkıdırlar; orada süresiz kalacaklardır. (Yunus Suresi, 25-26)

Ayette bildirilen "güzellik yapan" insanlara vaat edilen "barış yurdu" Altınçağ'da tam

anlamıyla yaşanacaktır. Kuran ahlakının yaşanması, "…Allah'ın verdiği rızıktan yiyin, için ve

yeryüzünde bozgunculuk (fesad) yaparak karışıklık çıkarmayın." (Bakara Suresi, 60) ayeti

gereğince, insanların karışıklığa, huzursuzluğa ve sıkıntıya yol açabilecek her türlü tavırdan

sakınmalarını sağlayacaktır. Toplumlar, her zaman için Kuran ahlakına uygun huzur ve sükunet

dolu, itidalli, hoşgörülü, sorunları akılcı bir şekilde çözme arayışı içinde olan, olayları

tırmandırmayan aksine her zaman uzlaştırıcı yönde olan bir tutum sergileyeceklerdir.

72- HADĐSLERDE HZ. MEHDĐ'NĐN ĐNSANLAR ARASINDAKĐ KĐN, DÜŞMANLIK

VE HUSUMETĐ ORTADAN KALDIRACAĞI BĐLDĐRĐLMĐŞ MĐDĐR?

Hz. Mehdi vesilesiyle Kuran ahlakının tüm dünyaya hakim olması sonucunda insanlar

arasındaki kin, husumet, düşmanlık gibi duygular son bulacak, tüm yeryüzüne barış ve huzur hakim

olacaktır. Peygamberimiz (sav) Altınçağ'ın bu önemli özelliğini hadislerinde şöyle haber

vermektedir:

Kap su ile dolduğu gibi yeryüzü barışla dolacaktır. Hiçbir kimse arasında bir düşmanlık

kalmayacaktır. Ve bütün düşmanlıklar, boğuşmalar, hasetleşmeler muhakkak kaybolup

gidecektir. (Sahih-i Müslim, 1/136)

Yeryüzü zulüm ve düşmanlıkla dolduktan sonra, mutlaka benim Ehli Beytim'den birisi

çıkar. Ve nasıl daha önce zulüm ve düşmanlıkla doluysa, O dünyayı adaletle doldurur. (Kitab-ül

Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 11)

Hz. Mehdi, önceden aralarında husumet olan halklar arasında çok büyük bir kardeşlik

yaşanmasına, tüm sorunların sevgi ve güzel ahlak ile çözüme kavuşturulmasına vesile olacaktır.

73- ALTINÇAĞ'DA ĐNSANLAR ARASINDAKĐ SEVGĐ, KARDEŞLĐK VE

MUHABBET NASIL OLACAKTIR?

Allah bizimle insanları nasıl şirk adavetinden (düşmanlığından) kurtararak, onların

kalplerine ülfet ve muhabbet yerleştirmiş ve din kardeşi yapmışsa, Mehdi ile fitne adavetinden

kurtaracak ve kardeş yapacaktır. (Taberani'den, Heysemi, c. VII, s. 317; Nuaym b. Hammad, vr

52b; Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 20)

Nasıl bizimle, onlar aralarındaki şirk ve adavetten kurtulmuş ve kalplerine ülfet ve

muhabbet yerleştirmişse, (onun gelişiyle) yine öyle olacaktır. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il

Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 20)

Benim evladımdan Muhammed b. Abdullah (Mehdi) ile Cenab-ı Hak sünnetleri ihya eder.

Onun adalet ve bereketi ile müminlerin kalpleri ferahlar. Acem ve Arap milletleri arasında ülfet

ve muhabbet yerleşir. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 66)

74- PEYGAMBERĐMĐZ (SAV), HZ. MEHDĐ DÖNEMĐNDE TÜM TOPLUMLARA

GÜZEL AHLAKIN HAKĐM OLACAĞINI HABER VERMĐŞ MĐDĐR?

Tüm insanların çok büyük bir huzur, güven ve konfor içinde olacakları Altınçağ'ın en önemli

özelliklerinden biri, insanların Kuran'a bağlı olduğu ve Kuran ahlakının eksiksiz olarak yaşandığı bir

dönem olmasıdır. Đnsanlar Allah'tan korktukları ve ahirette tüm yapıp ettiklerinden sorguya

çekileceklerinin bilincinde oldukları için bencillik, kin, öfke, nefret, haset, intikam hisleri gibi kötü

ahlak özelliklerinden, yolsuzluktan, haksız kazanç elde etmekten, yalan söylemekten, insanların

canına kast etmekten, rüşvet almaktan titizlikle sakınacaklardır. Bunların yerine insanlar arasında

dürüstlük, yardımseverlik, fedakarlık, başkalarının iyiliğini, sağlığını, rahatını, güvenliğini

düşünmek, sevgi, saygı, merhamet, vefa, sadakat, kardeşlik gibi güzel ahlak özellikleri hakim

olacaktır.

Allah'tan korkup sakınan, ihlaslı, tevekkül sahibi, herşeyi hayır gözüyle değerlendiren, çokça

şükreden, vicdanlı, şefkatli, merhametli, adil, cesur, güvenilir, güçlü, onurlu, alçakgönüllü, anlayışlı,

hoşgörülü, insancıl, sevecen, hakkı söylemekten çekinmeyen, sabırlı, öfkesine kapılmayan,

hatalarında direnmeyen, çoğunluğa değil hakka uyan, sözüne sadık, vefakar, iffetli, uzlaştırıcı

kimselerin varlığı üstün ahlaklı toplumlar oluşmasını sağlayacaktır.

Allah korkusunun ve Kuran ahlakının yaşanması sonucunda ümitsiz, şevksiz insan

kalmayacak, her işlerinde şevkle hareket edecek, topluma ve kendilerine faydalı kimseler haline

geleceklerdir.

Allah'ın kendileri için yarattığı güzelikleri ve çevrelerindeki nimetleri çok daha iyi görüp

takdir edebilecek ve tüm bunlardan çok daha fazla zevk alabileceklerdir. Đnsanlara, çocuklara karşı

duyulan sevgi; yaşlılara, muhtaçlara duyulan şefkat ve merhamet hisleri çok fazla artacaktır. Đnsanlar

yanlarında çalışan kimselere karşı sevgi ve saygı dolu bir ahlak göstereceklerdir. Çalışanlarının

ailelerini koruyup kollayacak, her sorunlarına ortak olup, her ihtiyaçları olduğunda toplumun her

kesimi birbirinin yardımına koşacaktır.

Toplumda sahtelik, basitlik, yüzeysellik tümüyle ortadan kalkacak; insanların kişiliklerine

derinlik, samimiyet, ve kalite hakim olacaktır. Đnsan ruhuna ve mümin kişiliğine yakışmayan her

türlü kirlilik ve basitlik Kuran ahlakının yaşanmasıyla kendiliğinden ortadan kalkacaktır.

Yine Kuran ahlakının bir gereği olarak insanlar temizliğe de büyük önem verecek, hem

çevrelerini hem de kendilerini olabildiğince temiz ve güzel hale getireceklerdir. Toplumun her

kesiminde, tüm insanlar son derece temiz, şık ve bakımlı olacaklardır.

Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Altınçağ'da, Hz. Mehdi döneminde yaşanacak olan bu

ahlak güzelliği şöyle ifade edilmiştir:

Tabarani, Evsad'da Amr. B. Ali tariki ile Hz. Ali b. Ebi Talib'den tahric etti:

... Cenab-ı Hak Đslamı nasıl Bizimle başlatmışsa O'nunla sona erdirecektir. Nasıl, Bizimle

onlar aralarındaki şirk ve adavetten (husumet ve düşmanlıktan) kurtulmuş ve kalplerine ülfet

(dostluk) ve muhabbet (sevgi) yerleşmişse, (Onun gelişi ile) yine öyle olacaktır. (Ahir Zaman

Mehdisi'nin Alametleri, Celalettin Suyuti, s. 20)

"... Onun döneminde iyi insanların iyiliği artar, kötülere karşı bile iyilik yapılır." (Kitab-ul

Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 17)

75- HADĐSLERDE HZ. MEHDĐ DÖNEMĐNDE ĐNSANLAR ARASINDA

YAŞANACAK OLAN SOSYAL ADALET NASIL ANLATILMIŞTIR?

Bazı toplumlarda dil, ırk, etnik köken gibi özellikler çok büyük önem taşımakta ve adaleti

uygulayan kimselerin kararlarına etki edebilmektedir. Oysa farklı ırk ve milletlerin bulunmasının bir

amacı, çatışma ve savaş değil, kültürel bir zenginliktir. Bu çeşitlilik Allah'ın yaratışındaki bir

güzelliktir. Bunun yanı sıra zenginlik ya da fakirlik gibi etkenler de insanların birbirlerine karşı olan

tavırlarına ve adalet anlayışlarına etki edebilmektedir. Oysa Kuran ahlakına göre, insanlar Allah

Katında yalnızca imanlarının ve Allah korkularının derinliği ile üstün olabilirler. Dolayısıyla Kuran

ahlakının tüm yeryüzüne hakim olması, yeryüzünde bu anlayış eksikliğine bağlı olarak yaşanan

sosyal adaletsizlikleri ortadan kaldıracak en güzel ve tek çözüm yoludur. Kuran'da tarif edilen Đslam

ahlakı, adil, şefkatli, merhametli, zengin fakir ayrımı yapmadan ihtiyaç içinde olana yardım etmeyi

gerektirmektedir. Kuran'a göre gerçek adalet, sadece Allah rızası gözetilerek, Allah'tan korkarak

sağlanan bir adalettir. Böyle bir adalet hedeflendiğinde, ne şahsi bir menfaat, ne dostluk, ne

düşmanlık, ne de kişinin hayata bakış açısı, dili, ırkı, teninin rengi kararlarında etki edemeyecek,

sadece haktan yana karar verilecektir. Allah'ın izniyle Altınçağ'da böyle bir ahlak tüm toplumlara

hakim olacak ve gerçek adalet, gerçek huzur ve güven tüm yeryüzüne hakim olacaktır.

Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Altınçağ'da yaşanacak olan bu durum şöyle haber

verilmektedir:

Đnsanlar oldukça hayırlı, yaşantıları gayet rahat olacaktır. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil

Mehdiyy-il Muntazar, s. 54)

Benim ümmetim o devirde öyle bir refah bulacak ki, o güne dek onun mislini kesinlikle

bulmamıştır... (Sünen-i Đbni Mace, 10-347/ Ramuz el Ehadis, s. 508)

Hadislerin işaretlerine göre Altınçağ'da, toplumda ihtiyaç içinde olanın gözetilmemesi, sadece

çok küçük bir zümrenin bolluk içinde yaşaması gibi adaletsizlikler son bulacaktır. Komşusu açken

kimse tok yatmayacak, tek yanlı zenginlik utanç vesilesi haline gelecektir. Egoistlik ve bencillik

ortadan kalkacağı için herkes birbirini yemeğe davet edecek, maddi manevi tüm imkanlarını

birbiriyle paylaşacaktır. Halkın birbirine karşı olan merhameti alabildiğine artacak, herkes birbirini

zengin etmeye çalışacaktır. Güçlü olan haklı olmayacak, haklı olan güçlü olacaktır. Kuran ahlakının

hakim olduğu bu dönemde toplumun her kesimindeki insanlar arasında çok büyük bir eşitlik

yaşanacak, huzur ve güven dolu bir ortam olacaktır. Bu ortamın bir sonucu olarak insanlar hiçbir

sahtekarlığa, kötülüğe ve haram fiillere de yanaşmayacaklardır.

76- ALTINÇAĞ'DA ĐNSANLAR FĐKĐR HÜRRĐYETĐNE SAHĐP OLACAKLAR

MIDIR?

Đslam ahlakı, inanç konusunda insanlara tam bir hürriyet tanımaktadır. Đslam'ın vahyedildiği

dönemden günümüze kadar geçerli olan bu anlayış, Đslam ahlakının da temelini oluşturmuştur.

Đslam ahlakına göre insan istediği inancı seçmekte özgürdür ve hiç kimse bir diğerini inanç

konusunda zorlayamaz. Müslüman Đslam olmasını talep ettiği kişiye sadece tebliğ yaparak, Allah'ın

varlığını, Kuran'ın Allah'ın hak kitabı, Hz. Muhammed (sav)'in ise O'nun elçisi olduğunu, ahiretin ve

hesap gününün varlığını, Đslam ahlakının güzelliklerini anlatmakla yükümlüdür. Ama bu

yükümlülüğü sadece din ahlakını anlatma ile sınırlıdır. Allah Kuran'da bu durumu şöyle

bildirmektedir:

Dinde zorlama (ve baskı) yoktur. Şüphesiz, doğruluk (rüşd) sapıklıktan apaçık

ayrılmıştır. Artık kim tağutu tanımayıp Allah'a inanırsa, o, sapasağlam bir kulba yapışmıştır;

bunun kopması yoktur. Allah, işitendir, bilendir. (Bakara Suresi, 256)

Kendisine Đslam dini anlatıldığı zaman kişi kendi isteğiyle iman eder, hiçbir baskı ya da

zorlama altında kalmadan karar verir. Đnsan doğruyu ya da yanlışı seçmekte özgürdür. Eğer yanlış

seçimi yaparsa ahirette bunun karşılığını alacaktır.

Peygamberimiz (sav)'in hadislerindeki bilgilere göre Altınçağ'da, Kuran ahlakının bir gereği

olan bu fikir özgürlüğüne dayalı anlayış tüm toplumlara hakim olacaktır. Bunun sonucunda ise siyasi

çekişmeler tamamen ortadan kalkacak, dostluk ve sevgi içerisinde tam bir demokrasi ortamı

oluşacaktır. Başkalarına zarar vermemek şartı ile her türlü inanç özgürce yaşanacak, kargaşa ve

çatışmaya sebebiyet vermeden herkes fikrini istediği gibi beyan edebilecektir.

77- ALTINÇAĞ'DA FARKLI DĐNLER ARASINDAKĐ BARIŞ VE HOŞGÖRÜ NASIL

OLACAKTIR?

Đslam dini, insanları dini inançlarını seçmede özgür bırakırken, diğer dinlere saygılı olmayı

emreder. Bir insan Kuran'da batıl olarak tarif edilen bir inanca sahip olsa dahi, Kuran ahlakını

yaşayan insanlar arasında huzur ve barış içinde yaşayabilir. Kendi inançlarına göre ibadetlerini

özgürce yerine getirebilir. Hiç kimse bir diğerini kendi dininin ibadetlerini yerine getirmekten

alıkoyamaz. Ya da bir insanı istediği şekilde ibadet etmeye zorlayamaz. Bu Đslam ahlakına aykırıdır

ve Allah'ın razı olmadığı bir davranış biçimidir. Đslam tarihini incelediğimizde Peygamberimiz

(sav)'in döneminde de herkesin özgürce ibadet edebildiği, inançlarının gereklerini yerine

getirebildiği bir toplum modelinin hakim olduğu görülmektedir. Kuran'da Ehl-i Kitab'ın ibadet

yerleri olan manastır, kilise ve havralardan da Allah'ın koruduğu ibadet mekanları olarak söz

edilmektedir:

... Eğer Allah'ın, insanların kimini kimiyle defetmesi olmasaydı, manastırlar, kiliseler,

havralar ve içinde Allah'ın isminin çokça anıldığı mescidler, muhakkak yıkılır giderdi. Allah

Kendi (dini)ne yardım edenlere kesin olarak yardım eder. Şüphesiz Allah, güçlü olandır, aziz

olandır. (Hac Suresi, 40)

Peygamberimiz (sav)'in hayatında bu ahlakın pek çok örneğine rastlanmaktadır.

Peygamberimiz (sav), kendisiyle görüşmeye gelen Hristiyanların kendi mescidinde ibadet etmelerini

söylemiş ve bu iş için mescidi onların kullanımına bırakmıştır. (Ali Bulaç, Çağdaş Kavramlar ve

Düzenler, Đz Yayıncılık, 16. Baskı, Đstanbul, 1998, s. 241) Peygamberimiz (sav)'den sonraki halifeler

devrinde de bu hoşgörülü anlayış korunmuştur. Şam fethedildiği zaman, camiye çevrilen bir kilise

ikiye bölünmüş, bir yarısında Hristiyanlar, öbür yarısında Müslümanlar ibadet etmişlerdir. (Ali

Bulaç, Çağdaş Kavramlar ve Düzenler, Đz Yayıncılık, 16. Baskı, Đstanbul, 1998, s. 241)

Hadislerde tüm halkların barış ve huzur içerisinde yaşadıkları Asr-ı Saadet dönemi gibi, Hz.

Mehdi döneminde de aynı hoşgörü anlayışının hakim olacağı bildirilmektedir. Bu bilgilere göre

Müslümanlar ile Hiristiyan alemi arasında karşılıklı hoşgörüye dayalı bir kardeşlik, şefkat ve

merhamet anlayışı oluşacaktır. Hristiyanların ve Yahudilerin tüm ibadethaneleri, havralar, kiliseler

ve vakıfları koruma altına alınacak, kilise açmak isteyenlere, dini inançları doğrultusunda talepte

bulunanlara, ibadetlerini yerine getirmek isteyenlere imkan tanınacaktır. Tüm Hristiyanların ve

Yahudilerin kendileri için kutsal sayılan topraklarında barış, huzur ve güvenlik içinde yaşamaları

sağlanacak, her türlü sorun sevgi, saygı ve hoşgörü anlayışıyla kolaylıkla halledilebilecek, tüm

halklar birbirleriyle uyum ve dostluk içerisinde yaşamlarını sürdürebileceklerdir.

78- HADĐSLERDE HZ. MEHDĐ ZAMANINDAKĐ BENZERSĐZ BOLLUK,

ZENGĐNLĐK VE TÜM EKONOMĐK SIKINTILARIN SONA ERMESĐ NASIL

HABER VERĐLMĐŞTĐR?

Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Altınçağ'da yaşanacak nimetlerin eşşizliği çok detaylı

olarak anlatılmaktadır. Bu anlatımlara göre Altınçağ, ürünlerde ve mallarda çok büyük bolluk ve

bereketin yaşandığı bir dönem olacaktır. Benzeri görülmemiş bir zenginlik yaşanacak, hayat

pahalılığı, geçim sıkıntısı, açlık, sefalet ve darlık yılları tümüyle sona erecektir. Đhtiyaç içinde olan

kimse kalmayacak, herhangi bir talepte bulunana istediğinden kat kat daha fazlası verilecek, hiçbir

şey sayılıp ölçülmeyecektir. Maddi manevi her türlü imkan insanların rahatı, konforu, neşesi ve

huzuru için kullanılacak, en ufak bir sıkıntı, yokluk ve açlık yaşanmayacaktır. Peygamberimiz (sav)

Hz. Mehdi döneminde gerçekleşecek olan bu bolluk ve zenginliği hadislerinde şöyle haber

vermektedir:

Ümmetimden Mehdi çıkacaktır. Allahu Teala Hazretleri, insanları zengin kılmak için onu

gönderecektir. O zaman ümmetim nimetlenecek, hayvanlar bolluk içinde ve arzın nebatatı çok

fazla olacak, Hz. Mehdi, insanlara eşit şekilde bol bol mal dağıtacaktır. (El Kavlu'l Muhtasar Fi

Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 23)

... Mal da o gün çok birikmiş olacaktır. (Sünen-i Đbni Mace, 10-347/ Ramuz el Ehadis, s. 508)

Đnsanlara malı ve eşyayı dağıtırken, saymadan bol bol verecektir. (El Kavlu'l Muhtasar Fi

Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 21)

O zaman ümmetim, iyisi kötüsü hepsi de mislini görmedikleri nimetlerle nimetlenir...

(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 16)

... Mal da o kadar çoğalacaktır ki, hiçbir kimse mal kabul etmeyecektir. (Sünen-i Ibn-i Mace,

10/340)

Ahir Zamanda bir halife olacak, malı sayıp hesap etmeden taksim edecektir. (Kitab-ül

Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 15)

Emirlerinizden bir emir olacak ki, malı saymayacaktır. Birisi ondan mal istediğinde, "Al"

der O da elbisesini yayar ve o da doldurur. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman,

s. 15)

Ümmetim arasında bir halife olacak, malı saymadan verecektir. (Kitab-ül Burhan Fi

Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 15)

79- HADĐSLERDE HZ. MEHDĐ ZAMANINDA TARIMDA YAŞANACAK

GELĐŞMELERE NASIL ĐŞARET EDĐLMĐŞTĐR?

Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde, topraktan da her zamankinden çok daha fazla ürün elde

edileceği ve bu alanda da benzersiz bir bolluk ve bereketin görüleceği bildirilmektedir:

Đnsanlar bir ölçek buğday ektiklerinde karşılığında yedi yüz ölçek bulacak... Onun

zamanında, insan birkaç avuç tohum atacak, 700 avuç hasat edecektir... (Kıyamet Alametleri, s.

164/ El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 24)

... Yer yemişini (gıda ürünlerini) verecek ve insanlardan hiçbir şey saklamayacak

(vermemezlik etmeyecek)tır... (Sünen-i Đbni Mace, 10-347/ Ramuz el Ehadis, s. 508)

…O zaman ümmetim nimetlenecek, hayvanlar bolluk içinde ve arzın nebatatı (bitkileri) çok

fazla olacak…(El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 26)

Yine Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde haber verildiğine göre, Altınçağ'da yeryüzünün su

kaynaklarında da büyük bir bolluk söz konusu olacak, bu sulama imkanlarının artmasıyla tüm

topraklar görülmemiş bir şekilde bereketlenecektir:

... Onun zamanında bütün sular tatlılaşacak, nehirler uzayacak, yeryüzü bitkilerini

artıracak ve (içindeki) hazinelerini dışa çıkaracaktır. (En-Necmu's-sakıb if Beyanı Enne'l Mehdi

min Evladı Ali b. Ebi Talib, Tercüme eden: Ömer Dönmez, s. 43)

... Onun devrinde, akan ırmaklar bile suyunu fazlalaştıracaktır... (El Kavlu'l Muhtasar Fi

Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 31)

... Sema yağmurunu indirecek, yer bereketini çıkaracak, daha önce görülmemiş bir biçimde

ümmetim Onun zamanında rahata erecektir. (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman,

s. 9)

O yeryüzünü adaletle ve nesafetle doldurur. Arz nebatatını çıkarır, gök de yağmurunu

yağdırır. Ümmetim daha önce görülmemiş biçimde nimetlendirilir. (Đbn Ebi Şeybe, c VII, sf. 512-

513; Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman

Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, s. 35)

Onun devrinde, ümmetin gerek iyileri gerek kötüleri misli görülmemiş şekilde pek çok

nimetlere sahip olacaklardır. Çok yağmur yağmasına rağmen bir damlası bile boşa gitmeyecek,

toprak tek bir tohum istemeden verimli ve bereketli olacaktır. (El-Kavlu'l Muhtasar fi Alamatil

Mehdiyy-il Muntazar, s. 20-21)

(Mehdi'nin zamanında) gökyüzü yağmurundan hiçbir şeyi esirgemeyecek ve cömertçe bol

yağdıracak. Yeryüzü bitkilerinden hiçbirini eksik bırakmayacak ve muhakkak onları kemaliyle

bitirip ortaya çıkaracaktır... (Saati, H 143, c. XXIV, sf. 50; Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman

Alametleri, s. 437)

Peygamberimiz (sav)'in bu hadislerinde Hz. Mehdi zamanında modern tarıma geçilmesi, yeni

üretim tekniklerinin geliştirilmesi, tohum ıslahı çalışmaları ve yağmur sularının yeni barajlar,

göletler yapılarak değerlendirilmesi sonucunda oluşacak üretim artışına işaret ediliyor olabilir.

Günümüz teknolojisi çok büyük bir hızla gelişmekte, ürünlerin hem kalitesinde hem de üretim

miktarında çok fazla artırıma gidilebilmektedir. Daha uzun süre dayanmaları ve daha az su ile

büyümeleri de sağlanmaktadır. Yeni geliştirilen teknolojiler sayesinde ürünlerde çeşitlilik elde

edilebilmekte ve dört mevsim her türlü meyve ve sebze yetiştirilmektedir.

Altınçağ'da tüm bu gelişmeler daha da artacak, ürünlerde olağanüstü bir kalite artışı olacaktır.

Çok daha fazla mahsül veren, tadı, kokusu daha güzel ürünler yetiştirilecektir. Kuran'da bu konuya

işaret eden bir ayette şöyle bildirilmektedir:

Mallarını Allah yolunda infak edenlerin örneği yedi başak bitiren, her bir başakta yüz

tane bulunan bir tek tanenin örneği gibidir. Allah, dilediğine kat kat arttırır. Allah (ihsanı) bol

olandır, bilendir. (Bakara Suresi, 261)

Hadislerin işaretlerine göre Altınçağ'da sulamaya büyük önem verilecek, her yerde göletler,

barajlar, geniş su kanalları, suni ırmaklar oluşturulacak, susuz hiçbir yer bırakılmayacaktır. Deniz,

yağmur ve sel suları da arıtılarak tarımda kullanılacak, bu şekilde kurak bölgeler çok büyük bolluk

ve berekete kavuşacaklardır. Günümüzde henüz çok dar bir alanda hayata geçirilmiş olan

teknolojilerle tüm çöller yeşertilecek ve insanlık çok büyük bir ekim alanına kavuşacaktır.

Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Hz. Mehdi vesilesiyle tüm yeryüzünün bereketleneceği ve

topraktan elde edilecek bolluğun çok fazla artacağına işaret edilmektedir.

Yine hadislerdeki bilgilere göre, tarımda katedilecek tüm bu ilerlemeler sonucunda

hayvanların kalitesinde de büyük bir gelişme kaydedilecek, her türlü hayvansal üretim artacaktır:

... Ümmet nimetlenecek, hayvanlar bol bol yiyip içecek, arz nebatını çıkaracak... (Kitab-ül

Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 15)

80- HZ. MEHDĐ DÖNEMĐNDE YERALTI ZENGĐNLĐKLERĐ DE ORTAYA

ÇIKARILACAK MIDIR?

Hz. Mehdi döneminde yaşanacak bir başka gelişme de, yeryüzündeki tüm yeraltı

zenginliklerinin ortaya çıkarılması ve bunların insanlığın refahı ve konforu için kullanılması

olacaktır. Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Altınçağ'ın bu özelliği şöyle haber verilmektedir:

... Hz. Mehdi hazineleri çıkaracak... (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar,

s. 33)

Onun zamanında yeryüzü içindeki hazineleri dışarıya fırlatacaktır. (El Kavlu'l Muhtasar Fi

Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 43)

… Arz, içerisinde gizlediği bütün zenginliklerini, altından ve gümüşten sütunlar halinde

dışarı atacak. (Đmam Şa'rani, Ölüm Kıyamet Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, s. 464)

81- HADĐSLERDE BĐLĐM VE TEKNOLOJĐDE KAYDEDĐLECEK OLAN

GELĐŞMELERE NASIL ĐŞARET EDĐLMĐŞTĐR?

Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde bilim ve teknolojideki gelişmelere yönelik işaretler de

yer almaktadır. Altınçağ'da tüm toplumlar arasında bilime karşı yoğun bir teşvik ve eğitim programı

uygulanacak, teknolojik gelişmeler doruğa ulaşacak, insanlar teknolojinin bütün nimetlerinden

alabildiğine faydalanacaklardır. Tıpta, tarımda, iletişimde, sanayi teknolojisinde, ulaşımda çok

büyük gelişmeler yaşanacaktır. Tüm bu teknolojik ilerlemeler, insanların hayatlarına çok büyük bir

konfor ve kolaylık sağlayacaktır. Bu gelişmeler sayesinde çok büyük kolaylıklar yaşanacak, büyük

bir hız kazanılacaktır.

Ulaşım teknolojisindeki gelişmeler sonucunda insanların rahatı, güvenliği ve konforu en üst

seviyede sağlanacak, zaman kaybı ve kaza riski en aza indirilecek, bunun için gereken her türlü

önlem alınacaktır. Đletişim teknolojisinde de önemli ilerlemeler sağlanacak, dünyanın dört bir

yanıyla haberleşme ve bilgi alışverişindeki hız ve kolaylıklar en üst seviyeye ulaşacaktır. (En

doğrusunu Allah bilir.)

Tüm bu teknolojiler elde edilirken, insanların sağlığı ve konforuna zarar verebilecek her türlü

sorunun ortadan kaldırılmasına da büyük önem verilecek bu amaçla teknolojinin zararlı yan

ürünlerine karşı kesin önlemler ve tedbirler alınacaktır.

Altınçağ'da yaşanacak bu değişimin en önemli özelliklerinden biri ise, bu tip gelişmelerden

tüm dünya halklarının adil bir şekilde faydalanmasını sağlamak olacaktır. Tüm olanaklar bütün

dünya insanlarının kullanımına sunulacak, herkese aynı güzellikler, eşit imkanlar oluşturulacaktır.

82- HADĐSLERDE ALTINÇAĞ'DA TIPTA VE ĐNSAN SAĞLIĞINDA YAŞANACAK

GELĐŞMELER NASIL HABER VERĐLMĐŞTĐR?

Ahir zamanda teknolojik alanda yaşanan her gelişme, tıp alanında olağanüstü ilerlemelere yol

açacaktır. Altınçağ'da yaşanan her türlü bilimsel ve teknolojik gelişme tıbbi çalışmaları

hızlandıracak, Allah'ın izniyle hata payını çok düşürecek, insanların pek çok hastalığa yakalanma

riski önlenecek, hastalıklara teşhis konması kolaylaşacak ve tedavi imkanları artacaktır.

Đnsan hayatına ve sağlığına büyük önem verilecek, insanlar doktor ya da ilaç bulamadıkları ya

da geç veya yanlış tedavi yapıldığı için çaresizlik yaşamayacak, her ihtiyacı olana o an yardım

edilecektir. Herhangi bir insan ayrımı yapılmadan, fakir zengin, yaşlı genç demeden, herkesin sağlık

sorunlarına çok büyük bir özen gösterilecektir. Tüm insanların sağlığı için mevcut olan tüm imkanlar

kullanılacak, her türlü ihtimal değerlendirilecektir.

Gereken her türlü maddi manevi kolaylıklar da sağlanacaktır. Hastahaneler, ilaçlar, tedaviler

ücretsiz hale getirilecek, yardıma ve bakıma muhtaç insanların ihtiyaçları kendilerine hiç

hissettirilmeden en mükemmel şekilde giderilecektir.

Tüm insanların sağlıklı bir yaşam sürebilmeleri için bilimin ve teknolojik gelişmelerin

ışığında beslenme politikaları en mükemmel hale getirilecektir. Yiyeceklerdeki her türlü zararı

bertaraf edecek çalışma ve ilmi araştırma yapılacaktır. Yiyeceklerin kolesterolünü ya da sağlığa

zararlı diğer yönlerini ortadan kaldıracak bilimsel metodlar geliştirilecektir. Vücuda zarar veren her

türlü yiyecek ve içecek ile ilgili tedbir alınacak, insanların kaliteli ve temiz besinlerle beslenmeleri

sağlanacaktır. Bunun sonucunda da kalp krizi ve yüksek tansiyon gibi nedenlere dayalı ölümler

azalacak, insanların ömürleri görülmemiş bir şekilde uzayacaktır. (En doğrusunu Allah bilir.)

Beslenmeyle birlikte tüm toplumlar sağlıklı bir yaşam için sporun gerekliliği konusunda da

bilinçlendirilecek, zinde ve sportmen bir yapı oluşturulmasıyla pek çok hastalığın önlenmesi

sağlanacaktır. Bunların yanı sıra, insanların yaşadıkları olaylara karşı teveküllü olmaları, birbirlerine

karşı sevgi ve hoşgörü dolu bir ahlak göstermeleri neticesinde psikolojik hastalıklar da ortadan

kalkacaktır. (En doğrusunu Allah bilir.)

Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Altınçağ'da tıp ve sağlık alanında gerçekleşecek olan tüm

bu gelişmelere işaret edilmiş ve bu dönemde insanların "ömürlerinin uzayacağı" şöyle

bildirilmiştir:

Onun zamanında... ömürler uzayacak ve emanet zayi olmayacaktır. Kötüler helak olacak,

Peygamber Efendimiz (sav)'e buğzedecek kimse kalmayacaktır. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil

Mehdiyy-il Muntazar, s. 43)

Ömürler uzayacak, emanetler yerine teslim edilecek. (Đmam Suyuti, Kıyamet Alametleri,

Ölüm ve Diriliş, s. 1699, s. 179)

83- ALTINÇAĞ'DA TÜM DÜNYAYA HAKĐM OLACAK SANAT VE ESTETĐK

ANLAYIŞI NASIL HABER VERĐLMĐŞTĐR?

Altınçağ'da hayatın her anına hakim olan bolluk, zenginlik, güzellik ve ilerlemenin, sanat

alanına da hakim olacağı hadislerde işaret edilen bir başka gelişmedir. Altınçağ'da sanata büyük

önem verilecektir. Tüm insanlar bu konuda yoğun olarak teşvik edilecek, estetik ve sanata olan

eğilim olağanüstü artacaktır. Bütün Đslam alemine sanatçı bir ruh hakim olacak, sanatta çok büyük

ilerlemeler kaydedilecektir. Müzikte, resimde ve diğer tüm alanlarda birbirinden güzel eserler ortaya

çıkacak, Allah'a olan imanın insanlara verdiği geniş ufuk ve derin düşünce, tüm sanat dallarına

öncülük edecektir. Bu dönemde insanlar hep güzellikle karşılaşacak, ahlakları gibi, yaşadıkları

yerler, bahçeleri, evlerinin dekorasyonu, kıyafetleri, dinledikleri müzik, eğlence şekilleri, tiyatroları,

resimleri, sohbetleri de güzelleşecektir.

Estetik olmayan, biçimsiz hiçbir yer, hiçbir bina kalmayacak, gecekondu benzeri yapılar

ortadan kaldırılacak, her yer estetik, göze hoş gelecek hale gelecektir. Pratik ve estetik iki katlı, geniş

evler, havuzlar, bağlar, bahçeler artacak, mevcut alanlar, bahçeler güzelleşecektir. Sokaklara göze

hoş gelen meyve ağaçları ekilecek, hemen her yerde küçük hayvanat bahçeleri oluşturulacaktır.

Doğal parkların sayısı çok fazla artacak, insanların yaşadıkları yerlerde yoğun bir yeşillik hakimiyeti

görülecektir. Halkın bizzat kendisinin de bakıp beslemekten zevk alacağı binlerce bitki ve çiçek tüm

şehir ve kasabaları süsleyecektir. Tüm bu mekanların ışıkılandırılması, estetiği, boyanması son

derece sanatkarane olacak ve çok estetik hale getirilecek, dünyanın her yerine insan ruhunun çok

hoşlanacağı büyük bir kalite hakim olacaktır.

Tüm mekanlar, yollar, ibadethaneler, eğlence yerleri, dinlenme alanları, işyerleri, evler,

insanların kılık kıyafetleri kısacası her yer tertemiz olacaktır. Bunun yanı sıra yerleşim

merkezlerinde çevre kirliliğinin önüne geçilecek, hava kirliliğine neden olan her konuya çözüm

getirilecektir.

Aynı zamanda insanlar arasında hayvan sevgisi de teşvik edilecek, her türlü hayvanın

rahatlıkla sevilebileceği ve incelenebileceği zevkli ve estetik ortamlar oluşturulacaktır. Aslan,

kaplan, panter, çita gibi hayvanlar eğitilecektir. Çeşitli metodlar ve biyolojik tekniklerle

saldırganlıkları ortadan kaldırılacak ve insanların rahatça bağlantı kurabileceği, sevgi gösterebileceği

hale geleceklerdir. Şehirlerde ve kasabalarda leylek, pelikan gibi her türlü kuş çeşidi rahatlıkla

barınabilecektir. Akrep, yılan gibi hayvanların zehirlerinin bilimsel metodlarla yok edilmesi

sayesinde ise, bunların da insanlara zarar vermesi engellenecek, yılan bile estetik hale getirilecektir.

(En doğrusunu Allah bilir.)

Kuran ahlakının insanlara kazandırdığı sevgi anlayışı sonucunda hayvan düşmanlığı ortadan

kalkacak, hayvanlara zarar verici tüm davranışlar giderilecektir. Böylece tüm hayvanların, kuş

nesillerinin yok olma tehlikesi ortadan kalkacak ve hayvan türlerinde çoğalma sağlanacaktır.

Ahir zamanda yaşanacak olan bu ortama Peygamberimiz (sav)'in bir hadisinde şöyle dikkat

çekilmiştir:

...kişi, koyun ve hayvanlarına haydi gidin otlayın, diyecek, onlar gidecekler, ekinin

ortasından geçtikleri halde bir başak bile ağızlarına almayacak, yılan ve akrepler kimseye eza

etmeyecekler, yırtıcı hayvanlar kapıların önünde duracak da kimseye zararları dokunmayacak...

(Kıyamet Alametleri, Pamuk Yayınları, s. 245)

Habis El Hadrami'nin naklettiğine göre: ... Yılanlar çocuklarla, inekler aslanlarla

geçinebilecek. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 64)

84- ALTINÇAĞ'DA TÜM ĐNSANLARIN HZ. MEHDĐ'NĐN YÖNETĐMĐNDEN RAZI

OLACAKLARI NASIL ANLATILMIŞTIR?

Peygamberimiz (sav) hadislerinde Hz. Mehdi'nin önderliğinde yaşanacak olan Altınçağ'ın ne

kadar hayırlı bir dönem olduğunu hatırlatmış ve bu devirde "denizdeki balıklardan havadaki

kuşlara kadar yerdeki ve gökteki tüm canlıların ve tüm insanların Hz. Mehdi'den razı

olduklarını" bildirmiştir:

Mehdi ile müjdelenin... Ondan yer ve gök ehli razıdır... (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il

Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 13)

... O zaman, yer ve gök ehli, bütün yabani hayvanlar, kuşlar, hatta denizdeki balıklar bile

onun hilafetiyle sevineceklerdir... (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 31)

Ebu Said Hudri Resulluh'dan rivayet ediyor:

Mehdi'nin izleyicileri ona sığınırlar, bal arılarının Kraliçe arıya sığındıkları gibi (onun

yanında güven ve huzur bulurlar), o yeryüzünü adalet ve dürüstlükle dolduracaktır. (Kitab-ül

Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 11)

Allah, Kuran ahlakına uyan Müslümanlara cennet hayatlarında sunulacak olan güzellikleri

ayetlerinde ayrıntılı olarak tarif etmiştir. Altından ırmaklar akan güzel mekanlar, pınarlar,

durmaksızın akan kaynaklar, konaklar, köşkler, kıyafetler, yiyecekler, içecekler, mücevherler, güzel

ahlaklarına karşılık sonsuz hayatta onlara verilecektir. Cennet Müslümanların her zaman kavuşmayı

istedikleri sonsuz yaşamdır:

Siz ve eşleriniz cennete girin; 'sevinç içinde ağırlanacaksınız. Onların etrafında altın

tepsiler ve testilerle dolaşılır; orada nefislerin arzu ettiği ve gözlerin lezzet (zevk) aldığı herşey

var. Ve siz orada süresiz kalacaksınız. Đşte, yaptıklarınız dolayısıyla mirasçı kılındığınız cennet

budur. Orda sizin için birçok meyveler vardır; onlardan yiyeceksiniz. (Zuhruf Suresi, 70-73)

Đşte Altınçağ da tüm Müslümanlara böyle güzel bir hayatın dünyada hazırlanıp sunulmasıdır. Bu dönem Peygamber Efendimiz (sav)'in müjdelediği gibi cennetin dünyadaki bir müjdesi, Allah'ın müminlere bir lütfudur. Bolluğuyla, bereketiyle, insanlara sağlayacağı her türlü konforuyla ve huzur dolu ortamıyla her Müslümanın ulaşmak isteyeceği bu dönem, iman eden insanlar için dünya hayatında çok üstün bir mükafattır. Bu güzel dönemle müjdelenmek de kuşkusuz tüm Müslümanlar için çok büyük bir şereftir.

EK BÖLÜM:

EVRĐM TEORĐSĐNĐN SONU

Darwinizm; ara fosil olmadığı halde varmış telkini yapar… Geçersiz deliller sunar… Bulunan

bütün fosiller yaratılışı ispat ettiği halde bunun tam aksini savunur… Tesadüfler sonucu oluşma

ihtimali ancak 10950'de 1 olan, -yani "oluşması imkansız olan" proteinlerle- yine tesadüfler

sonucunda, sanatçılar, bilim adamları, profesörler meydana geleceğine inandırmaya çalışır. Hatta

meydana gelen profesörlerin, kendilerinin nasıl tesadüfen meydana geldiğini üniversiteler kurarak

araştırdığına da inandırmaya çalışır…

Darwinizm; bir canlı hücre kromozomunda dev bir kütüphaneden daha fazla bilgi kodlanmış

olmasını, kör tesadüflerin mucizesi olarak görür… Görmeyen, duymayan, hissetmeyen, şuursuz

atomların, gören, duyan, hisseden, düşünen şuurlu insanlar haline gelmesinin, tesadüflerin ilahi

gücünden olduğunu iddia eder… Tesadüf, Darwinizm'in mucizeler meydana getiren ilahıdır.

1. Darwinizm artık proteinlerin evrimle oluşabileceğini iddia edemiyor. Çünkü tek bir

proteinin bile tesadüfen doğru dizilimle oluşma ihtimali teorik olarak 10950'de 1 dir. Bu ise

gerçekleşmesi matematiksel olarak imkansız bir ihtimaldir.

2. Darwinizm artık fosilleri evrime delil olarak gösteremiyor. Çünkü 19. yüzyılın

ortalarından bu yana dünyanın dört bir yanında yapılan arkeolojik çalışmalarda, evrimcilerin

milyonlarca olduğunu iddia ettikleri "ara geçiş formu" fosillerinden tek bir tane bile bulunamadı.

"Kayıp halkaların" bilim dışı bir efsane olduğu anlaşıldı.

3. Evrimciler bugüne kadar bulunmuş olan 100 milyon fosil karşısında çaresiz

kalmışlardır. Çünkü bulunan tüm fosiller yaratılışı destekler, ispat eder mahiyettedir.

4. Evrimciler artık Archaeopteryx'in kuşların atası olduğunu iddia edemiyor. Çünkü

Archaeopteryx fosilleri üzerinde yapılan son incelemeler bu canlının "yarım kuş" olduğu iddiasını

çürütmüştür. Archaeopteryx'in, uçuş için gerekli anatomi ve beyin yapısını kusursuz olarak

barındırdığı yani bir kuş olduğu anlaşılmış, böylece "kuşların evrimi masalı" evrimciler için

savunulamaz olmuştur.

5. Darwinizm artık "At Serisi" diye ortaya konulan sahte dizilimi kullanamıyor. Çünkü

bu sahte serinin geçmişte farklı devirlerde ve farklı coğrafyalarda yaşamış bağımsız canlı türlerinden

ibaret olduğu anlaşıldı.

6. Darwinizm artık sudan karaya çıkış hikayesi için Coelecanth isimli fosili

kullanamıyor. Çünkü soyu tükenmiş bir ara-form olduğu iddia edilen bu canlının halen yaşamakta

olan bir dip balığı olduğu ortaya çıkmıştır ve bu canlı bugüne kadar 200'den fazla sayıda -canlı

olarak- yakalanmıştır.

7. Darwinizm, Ramapithecus, Australopithecus Serisi (A. Bosei, A Robustus, A.

Aferensis, Africanus vb.) gibi canlıların insanların ataları oldukları iddiasını artık

savunamıyor. Çünkü bu fosiller üzerinde yapılan araştırmalar, bunların insan ile hiçbir ilgisi

olmadığını ve tamamının geçmişte yaşamış maymun türlerinden ibaret olduğunu ortaya koymuştur.

8. Darwinizm rekonstrüksiyon (canlandırma) çizimlerle artık insanları

kandıramayacak. Çünkü eskiden yaşamış hayvanların kalıntılarına dayanılarak yapılan bu

canlandırmaların (rekonstrüksiyon) hiçbir bilimsel değere sahip olmadığı ve tamamen güvenilmez

oldukları bilim adamlarınca açıkça ortaya konmuştur.

9. Darwinizm artık "Piltdown Adamı"nı evrime delil olarak gösteremiyor. Çünkü,

yapılan araştırmalar "Piltdown Adamı" diye bir fosilin hiçbir zaman var olmadığını, insana ait bir

kafatasına orangutan çenesi eklenerek insanların 40 yıl boyunca kandırıldığını ortaya çıkardı.

10. Darwinizm "Nebraska Adamı"nın ve sözde ailesinin evrimi ispatladığını artık

savunamıyor. Çünkü "Nebraska Adamı" hikayesinin dayandırıldığı azı diş kalıntısının aslında soyu

tükenmiş yabani bir domuza ait olduğu tespit edildi.

11. Darwinizm artık doğal seleksiyonun evrime sebep olduğu iddiasını savunamıyor.

Çünkü, söz konusu mekanizmanın canlıları evrimleştiremeyeceği, onlara yeni özellikler

kazandırmayacağı bilimsel olarak ispatlanmıştır.

Darwinistlerin yukarıda sayılanlardan başka daha pek çok yanlış bilgilendirmesi söz

konusudur. Bunların tamamının geçersizliği zaman içinde ortaya çıkmıştır. Örneğin; evrimleştirici

özelliği olduğu iddia edilen mutasyonların tamamen tahrip edici özelliğe sahip olduğu ve canlılara

gelişme değil hastalık, sakatlık veya ölüm getirdiği görülmüştür… Darwinistlerin insan

embriyosunda solungaç olarak gösterdiği yapının gerçekte insanın orta kulak kanalının,

paratiroidlerinin ve timüs bezlerinin başlangıcı olduğu anlaşılmış, üstelik embriyo çizimlerinde

evrimi desteklemek için değişiklikler yapıldığı da ortaya çıkmıştır. Bakterilerdeki antibiyotik

direncine ait genetik bilginin bakterinin "var olduğu andan itibaren" DNA'sında bulunduğu ortaya

çıkarılmıştır…