32
Sayı 13 | Mart 2015 Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği [email protected] | www.turkted.org.tr TÜRKTED AHDE VEFA GÜNDEM RÖPORTAJ DENGEDE KALMAK İSABETLİ KARARLARLA MÜMKÜN TÜRKİYE KATI KURALLARDAN VAZGEÇMELİ GERÇEKÇİ ÖNGÖRÜLERLE YÜKSEK STANDARTLAR TÜRKTED GENEL KURULDA BÜYÜMEYE ODAKLANDI

Sayı 13 | Mart 2015turkted.org.tr/TOHUM_sayi013.pdf · sunuldu. Sektör paydaşlarınca dört gözle beklenen ve geçtiğimiz günler-de okurlarıyla buluşan Tohumculuk Terimleri

  • Upload
    others

  • View
    4

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Sayı 13 | Mart 2015turkted.org.tr/TOHUM_sayi013.pdf · sunuldu. Sektör paydaşlarınca dört gözle beklenen ve geçtiğimiz günler-de okurlarıyla buluşan Tohumculuk Terimleri

Sayı 13 | Mart 2015

Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneğ[email protected] | www.turkted.org.tr

TÜRKTED

A H D E V E F AG Ü N D E M R Ö P O R T A J

DENGEDE KALMAK İSABETLİ KARARLARLA MÜMKÜN

TÜRKİYE KATI KURALLARDAN VAZGEÇMELİ

GERÇEKÇİ ÖNGÖRÜLERLEYÜKSEK STANDARTLAR

TÜRKTED GENEL KURULDA BÜYÜMEYE ODAKLANDI

Page 2: Sayı 13 | Mart 2015turkted.org.tr/TOHUM_sayi013.pdf · sunuldu. Sektör paydaşlarınca dört gözle beklenen ve geçtiğimiz günler-de okurlarıyla buluşan Tohumculuk Terimleri

Şu boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi,-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’yaKaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.

Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!Nerde - gösterdiği vahşetle “ bu: bir Avrupalı “Dedirir - yırtıcı his yoksulu, sırtlan kümesi.Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhut kafesi!

Eski dünyâ, yeni dünyâ, bütün akvâm-ı beşer,Kaynıyor kum gibi, tûfan gibi, mahşer mahşer.Yedi iklîmi cihânın duruyor karşısın da,Avustralya’yla beraber bakıyorsun: Kanada,

Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk;Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.Kimi hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...Hani, tâ’una da züldür bu rezîl istîla!

Ah o yirminci asır yok mu, o mahluk-i asil,Ne kadar gözdesi mevcut ise hakkıyle, sefil,Kustu mehmetçiğin aylarca durup karşısına;Döktü karnındaki esrarı hayasızcasına.

Maske yırtılmasa hala bize afetti o yüz...Medeniyet denilen kahpe, hakikat, yüzsüzSonra mel’undaki tahribe müvekkel esbabÖyle müthiş ki: eder her biri bir mülk-ü harab.

Öteden saikalar parçalıyor âfâkı;Beriden zelzeleler kaldırıyor a’mâkıBomba şimşekleri beyninden inip her siperinSönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin

Yerin altında cehennem gibi binlerce lâğamAtılan her lâğamın Yaktığı: yüzlerce adamÖlüm indirmede gökler, ölü püskürmede yerO ne müthiş tipidir: savrulur enkâz-ı beşer...

Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,Boşanır sırtlara, vâdilere, sağnak sağnak.Saçıyor zırha bürünmüş de o namert eller,Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.

Veriyor yangını, durmuş da açık sînelere,Sürü hâlinde gezerken sayısız tayyâreTop tüfekden daha sık gülle yağan mermîler...Kahraman orduyu seyret ki, bu, tehdîde güler!

Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;Alınır kal’a mı, göğsündeki, kat kat îman?Hangi kuvvet onu, hâşâ,edecek kahrına râm?Çünkü te’sis-i îlahi o metîn istihkâm.

Sarılır, indirilir mevki’-i müstahkemler,Beşerin azmini tevkîf edemez sun’-i beşer;Bu göğüslerse Hudâ’nın ebedî serhaddi;“O benim sun’-i bedi’im, onu çiğnetme” dedi.

Âsım’ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:İşte çiğnetmedi nâmûsunu, çiğnetmeyecek.Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,

Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,Bir hilâl uğruna, yâ Rap, ne güneşler batıyor!Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!Gökten ecdad inerek öpse o pâk alnı değer.

Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîd’i...Bedr’in aslanları gibi şanlı idi.Sana dar gelmeyecek makberi kimler“Gömelim gel seni târîhe” desem, sığmazsın.

Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâp...Seni ancak ebediyyetler eder istîâb.“Bu, taşındır” diyerek Kâbe’yi diksem başına;Rûhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;

Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyla,Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyla;Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,Yedi kandilli Süreyyâ’yı uzatsam oradan;

Sen bu âvîzenin altında, bürünmüş kanına,Uzanırken, gece mehtâbı getirsen yanına,Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;Gündüzün fecr ile âvîzeni lebrîz etsem;Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...

Yine, bir şey yapabildim diyemem hâtıranaSen ki, son ehl-i salîbin kırarak savletini,Şarkın en sevgili sultânı, selâhaddîn’i,Kılıç arslan gibi iclâline ettin hayran...

Sen ki islam’ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,O demir çenberi ğöğsünde kırıp parçaladın;Sen ki rûhunla beraber gezer ecramı adın;Sen ki, a’sâra gömülsen taşacaksın...Heyhât,

Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...Ey şehît oğlu şehît, isteme benden makber,Sana ağûşunu açmış duruyor peygamber.

ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE

MEHMED ÂKİF ERSOY

ÇANAKKALE ZAFERİNİN 100. YILINDA AZİZ ŞEHİTLERİMİZİ VEGAZİLERİMİZİ RAHMETLE, MİNNETLE VE ŞÜKRANLA ANIYORUZ…

Page 3: Sayı 13 | Mart 2015turkted.org.tr/TOHUM_sayi013.pdf · sunuldu. Sektör paydaşlarınca dört gözle beklenen ve geçtiğimiz günler-de okurlarıyla buluşan Tohumculuk Terimleri

Tohum Mart 2015 3

Türkiye tohum sektörünün geçmişine dönüp bakacak olur isek; 2000 yılında 12 milyon dolarlık ihracat, 66 milyon dolarlık da ithalat gerçekleştirmişiz. 2014 yılına gelindiğinde ise tohum ihracatımızın 170 milyon dolar, ithalatın ise 210 milyon dolar seviyelerine geldiğini görmekteyiz. Dergimizin bu ayki konusu olan dünyadaki diğer paydaşlarımızın bize bakışı ile paralel olarak değineceğim konu; ihraç ettiğimiz tohum veya buna teknoloji de diyebiliriz, bu miktarın ne kadarı Türkiye’de yerli firmaların ıslah çalışmaları sonucudur? Dünya piyasasında Türk tohumculuğu olarak var mıyız, yok muyuz?Sektör; kaliteli tohuma duyulan ihtiyacın artması, kaliteli tohum arzının daha da kolaylaşması ve tohum üretimine verilen destek sonucunda üretilen tohum miktarının kayıt altına alınmasından dolayı hızla büyüme göstermiştir. Bu büyümemizi; yurtdışına açılım, yurtdışı tohum pazarında ses getiren çeşitler veya firmalar, az gelişmiş veya komşu ülkelere “Tohum ihtiyacımı Türkiye’den karşılarım” dedirtebiliyor muyuz yönlerinden incelemek lazım. Şu anda tohum sektörümüz al-satçı ve üretici konumundan ıslahçı konumuna geçiş sürecindedir. Zor ve sancılı olan bu süreçte kısıtlı bütçeye sahip yerli firmalarımızın özveri ile ıslah çalışmalarına devam edeceğine eminim. Her geçen gün ıslaha başlayan kişi veya firma sayısı artmakta ve

birçok yeni ıslahçı arkadaşımız açılan kurslarda sertifikalarını almaktadır. Yapılan bu çalışmalar kısa sürede meyvelerini vermeye başlayacaktır. Dünyada bu konuda öne çıkmış diğer ülkelere baktığımızda, ıslahçı kuruluşların arkasında onları her zaman çok iyi destekleyen bir ülkesel politikanın olduğunu görmekteyiz. Enstitüleri, kamu araştırmacı kurumları ve üniversiteleri ile ıslahçı özel kurumlar materyal ve teknik altyapı açısından çok ciddi desteklenmektedir. Ülkemizde bundan sonraki dönemde bu ortamı sağlayabilmek tüm paydaşlar ve sektörün gelişimi açısından çok önemlidir.Sonuç olarak, dünyada her geçen gün büyüyen tohum pazarında YOK olmaktansa VAR olmanın esas temeli olan ıslahın önemini ve değerini çok iyi kavrayan sektörümüz, azimle çalışmaya devam etmelidir. Dergimiz TOHUM’un öncelikli hedeflerinden biri de hiç kuşkusuz tohum sanayicilerimize bu süreçte yardımcı olabilmektir. Bu bağlamda, çeşit geliştirme konusunda hızla ilerleyen gelişmiş ülkelerdeki rakipleriyle yarışma sürecinde, sadece üyelerimizin değil tüm tohumcu kuruluşlarımızın sesini her platformda duyurabilmek, TOHUM’un en başta gelen görevlerinden biridir.Tüm sektör paydaşlarıma dünyada Türkiye tohum sektörü olarak VAR olmak için yapacağı çalışmalardan dolayı şimdiden başarılar dilerim.

Değerli Tohum okurları;

Dünyada her geçen gün büyüyen tohum pazarında YOK olmaktansa VAR olmanın esas temeli olan ıslahın önemini ve değerini çok iyi kavrayan sektörümüz, azimle çalışmaya devam etmelidir.

Mete Murat ŞÖLENTÜRKTED Yönetim Kurulu Üyesi

S u n u ş

Page 4: Sayı 13 | Mart 2015turkted.org.tr/TOHUM_sayi013.pdf · sunuldu. Sektör paydaşlarınca dört gözle beklenen ve geçtiğimiz günler-de okurlarıyla buluşan Tohumculuk Terimleri

4 Mart 2015 Tohum

İ ç İ n d e k İ l e r

126

8

2418

6 G Ü N D E M

TÜRKİYE KATI KURALLARDAN VAZGEÇMELİTohumculuk sektörü bakımından dünyanın 8. ülkesi olan Türkiye, yaptığı teknolojik ve ekonomik yatırımlarla bu alanda ilerlemeye devam ediyor.

8 G Ü N C E L

TÜRKTED GENEL KURULDABÜYÜMEYE ODAKLANDIKuruluşunun 30’uncu yıldönümünü bu yıl kutlayacak olan TÜRKTED’in 21. Olağan Genel Kurul Toplantısı tohumculuk sektörünün önde gelen isimlerini bir araya getirdi.

R Ö P O RTA J12DÜNYA PİYASALARINAGİRİŞ BİLETİ YATIRIMTED Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. H. Erol Çakmak, Türkiye’de tarım ve tohum sektörünün güncel durumu ile ülke ekonomisindeki yeri hakkındaki görüşlerini paylaştı.

18 R Ö P O RTA J

DENGEDE KALMAK İSABETLİKARARLARLA MÜMKÜNToprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürü Mesut Köse: “Tohumculuk sektörünün günden güne daha iyi noktalara geldiğini söylemek mümkün.”

22 M A K A L E

KLOROFİL FLORESANGÖRÜNTÜLEME TEKNİĞİTohum testlerindeki standardizasyon tohum pazarlamada büyük öneme sahip. Bu standardizasyonu görüntüleme tekniği sayesinde daha sağlıklı şekilde yapmak mümkün.

24 A H D E V E FA

GERÇEKÇİ ÖNGÖRÜLERLEYÜKSEK STANDARTLARGıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nda Bakanlık Müşaviri olarak görev yapan Bahattin Bozkurt, Türkiye tarım sektörünün dünü, bugünü ve yarınını değerlendirdi.

26 V İ Z YO N E R BA K I Ş

FRANSA’DA TOHUMCULUK SEKTÖRÜGNIS’E EMANETDünyada tohumculuk endüstrisinin en ileri noktada olduğu ülkelerden biri olan Fransa’da tüm sektör paydaşlarını bir araya getiren en büyük kuruluş Fransa Tohum ve Fide Birliği (GNIS).

28 Ü Y E H A B E R L E R İ

TÜRKTED ÜYESİ FİRMALARINGÜNCEL HABERLERİ

İmtiyaz Sahibi Türkiye Tohumculuk Endüstrisi DerneğiSahibi Dr. Mete Kömeağaç / TÜRKTED Yönetim Kurulu Başkanı Yazı İşleri Müdürü Dr. A. Müfit Engiz / TÜRKTED Genel SekreteriEditör İpek Neşe Arslan Yayına Hazırlayan Tematik Medya Yayıncılık ve Ajans Hz.Ltd Şti. [email protected] - www.tematik.com.tr

Baskı Tarihi Mart 2015

İletişimGüvenlik Cad. Güvenlik Apt. No:7/1 06540 Aşağı Ayrancı [email protected] Tel (0 312) 419 00 32 Fax (0 312) 419 00 32

Baskı Bilnet Matbaacılık ve Ambalaj San. A.Ş. Adres Dudulu Organize San. Bölgesi 1.Cad. No:16 Ümraniye-İSTANBUL Tel (0 216) 444 44 03 Yayın Türü Yerel Süreli Yayın

Tohum dergisi Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği tarafındanT.C. yasalarına uygun olarak 3 ayda bir yayınlanmaktadır. Dergide yer alan yazı, fotoğraf, illüstrasyon ve konuların her hakkı saklıdır. İzin almaksızın, kaynak göstererek dahi yayınlanamaz, basılamaz, çoğaltılamaz.

Page 5: Sayı 13 | Mart 2015turkted.org.tr/TOHUM_sayi013.pdf · sunuldu. Sektör paydaşlarınca dört gözle beklenen ve geçtiğimiz günler-de okurlarıyla buluşan Tohumculuk Terimleri

Tohum Mart 2015 5

Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü (BÜGEM) tarafından hazırlanan Tohumluk İthalatı Uygulama Genelgesi (2015/1) Şubat ayında yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu yılki genelgede geçtiğimiz yıldakine göre bazı farklar bulunuyor. Örneğin, tatlı mısır ve cin mısırı tohumluğu ithalat ön izin işlemleri sebze tohum-ları için belirlenen usullere göre yürütülecek olup tatlı mısır tohumluğu için 0712.90.11.00.00, cin mısırı tohumluğu için 1005.10.90. 00.00 GTİP numarası kullanılacak. Bir diğer değişikli-ğe göre ise; yem bitkilerinde orijinal kademede tohum üretimi amacıyla ithal edilecek tohum-luklarda ulusal ya da federal tohumluk sertifi-kası kabul edilecek. Ayrıca; “deneme, araştırma ve demonstrasyon amacıyla bir yıl içinde ithal edilebilecek azami tohum miktarlarına zirai karantina ve GDO analizleri için alınacak numu-ne miktarları ilave edilecek” hükmü de 2015 Genelgesinde yer alıyor.

TÜRKTED’in 2002 yılından beri üyesi olan YÜKSEL Tohumculuk şirketinin 2013 yılı Mayıs’ında başlattığı girişimler ve TÜRKTED ile TSÜAB’ın da müracaatları sonucunda Pa-ra-Kredi ve Koordinasyon Kurulu tarafından yayımlanan, ‘Yurt Dışı Birim, Marka ve Tanı-tım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Tebliğ’ nihayet değiştirildi. Buna göre; daha önceleri destekleme kapsamında olmayan “ürün teşhir serası/tarlası veya reyonu” da bundan böyle desteklenecek. İlgili Tebliğ’in 3. maddesinin b bendi “Açılan birimin ofis, showroom, depo, ürün teşhir serası/tarlası veya reyon olması halinde yüzde 60 oranın-da ve yıllık en fazla 100 bin ABD dolarına kadar desteklenir” şeklinde değiştirildi.

Yurt Dışı Ürün Teşhir Serası-Tarlası ve Reyonları da Destekleme Kapsamına Alındı!

Dr. Mehmet Uyanık’ın “Açıklamalı Tohumculuk Terimleri Sözlüğü” Sektörle Buluştu!

k I S A k I S A

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın uyguladığı politikalar ve verdiği desteklerle tohumculuk sektörü üretim ve ihracatta rekorlar kırmaya devam ediyor. Türkiye’nin son 12 yılda tohumluk üretimi 5 katın, ihracatı ise 8 katın üzerinde artış gösterdi. Tohumculuk Kanunu ve Islahçı Hakları Ka-nunu gibi yasal düzenlemelerle önü açılan tohumculuk sektörü, sağlanan desteklerle büyümesini katlayarak sürdürdü. Türki-ye’nin tohumluk üretimi 2014 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 4,4; 2002’ye göre ise yüzde 434 oranında artarak 145 bin tondan 775 bin 916 tona yükseldi. Sektör son 12 yılda 5 katın üzerinde büyüme kaydetti. Sebze tohumluğu ihracatı ise yak-laşık 55 kat artışla, 317 bin dolardan 17 milyon 270 bin dolara yükseldi.

2015 İthalat Uygulama Genelgesi Yayımlandı

Tohumculuk Sektöründe Üretim 5 Kat Arttı

Tohumculuk Dairesi eski başkanların-dan ve Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği (TSÜAB) Teknik Birim Başkan-lığı görevinde de bulunan Dr. Mehmet Uyanık’ın yoğun emek sarf ederek 30 yılı aşkın bir sürede hazırladığı “Açık-lamalı Tohumculuk Terimleri Sözlüğü” geçtiğimiz Ocak ayında TSÜAB tarafın-dan bastırılarak sektörün hizmetine sunuldu. Sektör paydaşlarınca dört gözle beklenen ve geçtiğimiz günler-de okurlarıyla buluşan Tohumculuk Terimleri Sözlüğü, İngilizce-Türkçe 11 bin 500 madde başlığı (terim) altında terimlerin Türkçe açıklamalarının yer aldığı iki cilt halinde toplam 1680 sayfadan oluşuyor. Dr. Mehmet Uya-

nık’ın İngilizce-Türkçe “Açıklamalı Tohumculuk Terimleri Sözlüğü” söz konusu kategoride bir örnek oluşturuyor. Tüm zirai eğitim, yönetim birimlerine, tarımsal araştırma ve tohumculuk kuruluşlarına önerilecek bu eser, büyük bir boş-luğu doldurmaya aday. Kitaplarda özellikle tohumculukla ilgili kavramlara alabildiğine detaylı eğilindi. Örneğin salt “tohumluk” kelimesi ile ilgili olarak: analizi, anatomisi, bayi, bedeli, bilimi, dağıtıcısı, etiketi, idamesi, kalitesi, karışımı, kontrolü, korsanlığı, partisi, kullanıcısı, üreticisi, politikası, patolojisi, sertifikasyonu, tağşişi, sertifikasyonu, royalitesi, saflığı, simsarı, taciri, talebi, kategorisi, teksiri, yaşı, üretim alanı, üreticisi, toptancısı, testi, yönetmeliği ve kanunu gibi yüzlerce maddeye yer verildi. Yazar, eseri “Açıklamalı To-humculuk Terimleri Sözlüğü” ile adlandırırken, “açıklamalı” ifadesi ile farkında olmaksızın, “sözlük” ötesinde hedefledi-ği gizli bir savını deşifre ediyor: Kitap “Tohumculuk Terimleri Ansiklopedisi” olarak yayınlanabilirdi.

Page 6: Sayı 13 | Mart 2015turkted.org.tr/TOHUM_sayi013.pdf · sunuldu. Sektör paydaşlarınca dört gözle beklenen ve geçtiğimiz günler-de okurlarıyla buluşan Tohumculuk Terimleri

6 Mart 2015 Tohum

Türkiye tohumculuk sektörü giderek artan bir ivmeye sahip. Sertifikalı tohum üreti-minin son 12 yılda yüzde 411 oranında artması, 2013 yılında ise yüzde 15 ora-nında artarak 743 bin tona ulaşması bu başarının bir göstergesi. Bugün, dünyanın en büyük üçüncü tohum gen bankasını barındıran Türkiye, tohumculuk alanında dünyada ilk 10 ülke arasında. Hedefi ise üçüncülük. Islah alanında cesur yatırımlar yapılması, özel şirketlerin tarım sektö-ründe giderek daha fazla güçlenmesi ve buna bağlı olarak tohum teknolojilerinde-ki ilerleme, bu hedefini çok uzun olmayan bir zamanda gerçekleştirebileceğinin sinyalini veriyor. Türkiye’den bakıldığında tohum sektörü

umut veren bir tablo çiziyor. Dünyadaki paydaşları ise Türkiye tohum sektörünü dışarıdan bir bakışla değerlendirebilme imkanına sahip. Avrupa’nın tohum üretici-si ve ıslahçısı firmalarını bir araya getiren Avrupa Tohumculuk Derneği (ESA) de bu bakış açısına sahip kuruluşlardan bir tanesi. 2000 yılında kurulan ESA’nın bün-yesinde bugün 30’dan fazla ulusal tohum derneği ve 100’ün üzerinde tohum firma-sı var. TÜRKTED ve Tohum Sanayicileri Alt Birliği de bu üyeler arasında. En önemli misyonu, ıslahçı haklarının korunmasına yardımcı olmak olan ESA, buna bağlı ola-rak tohum ticareti, Ar-Ge, biyoçeşitlilik ve tarımın sürdürülebilirliği konusunda da çalışmalar yürütüyor. “Bilgi temelli biyoe-

konomi” ise ESA için ulaşılması gereken ideali tanımlıyor. Genel Sekreteri Garlich von Essen, Türkiye’nin tohum sektöründe yaşadığı sorunların, Avrupa ile çok ben-zeştiği görüşünde. Türkiye’nin, Avrupa’nın bir parçası olarak kıta endüstrisi ile daha fazla ortaklığa ihtiyacı olduğunu düşünen von Essen, “Türkiye katı kurallardan vaz-geçmeli” diyor.

AB’de pratik uygulamalartatmin etmiyorAvrupa Birliği’nde (AB) çıkarılan Avrupa Bitki Çeşit Hakları Mevzuatı ile birlikte, ıslahçı hakları tamamen güvence altına alındı. Aynı zamanda bu mevzuatla birlik-te, 1991 tarihli UPOV Antlaşması da yeri-ne getirilmiş oldu. AB mevzuatının amacı-nı tanımlayan von Essen, “Yeni bitki tür-leriyle ilgili fikri hakları koruyarak, uzun vadeli yatırımların karşılığını bulmasını ve inovasyonun sürekliliğini sağlamayı amaçlıyor” diyor. Ancak von Essen’e göre, üye devletlerin çoğunda pratik uygula-malar henüz çok tatmin edici düzeyde değil. “Islahçıların bir kısmı üreticiler ta-rafından kullanılan tohumlarda bulunan isim haklarının karşılığını alamıyor” diyen von Essen, kimi hükümetlerin de kişilere bununla ilgili yaptırım uygulamaktan ka-çındığını belirtiyor.AB’deki tohum pazarı ve bitki sağlığı mev-zuatı ise tohumda kaliteyi sağlamış du-rumda. Çeşit tescilinden tohum ruhsatına ve tohum pazarlamasına kadar pek çok tedbir alınmış durumda. Farklılık, yekne-saklık ve durulmuşluk (DUS) testinin yanı sıra, pek çok özel testler de uygulanıyor. Bu testlerin üreticilere tüm AB ülkelerin-de giderek büyüyen bir çeşitlilik içinde seçim yapma şansı verdiğini söyleyen von Essen, “Çeşitlilik ve seçim yönünden hiçbir sıkıntı yok. Ancak diğer yandan katı

Tohumculuk sektörü bakımından dünyanın ilk 10 ülkesi arasında yer alan Türkiye, yaptığı teknolojik ve ekonomik yatırımlarla bu alanda ilerlemeye devam ediyor. Yurtdışındaki paydaşları da aynı fikirde. Ancak Avrupa Tohumculuk Derneği (ESA) Genel Sekreteri Garlich von Essen’e göre, dünyanın pek çok ülkesinde yaşanan bazı sorunlar, Türkiye’de de mevcut.

G Ü n d e M

TÜRKİYE KATI KURALLARDANVAZGEÇMELİ

Page 7: Sayı 13 | Mart 2015turkted.org.tr/TOHUM_sayi013.pdf · sunuldu. Sektör paydaşlarınca dört gözle beklenen ve geçtiğimiz günler-de okurlarıyla buluşan Tohumculuk Terimleri

Tohum Mart 2015 7

kurallar, örneğin gübre ve bitki koruma ürünlerine getirilen kısıtlamalar ve iklim değişikliği genetik çalışmaların önemini arttırıyor. Bugün dayanıklılık, dirençlilik ve besleyicilik modern AB’nin bitki ıslahı programlarının odaklandığı en önemli konular” şeklinde konuşuyor.

Avrupa ile entegrasyon veişbirliği gerekvon Essen, Türkiye’nin uzun yıllar bitki ıs-lahı ve tarım sektörüne stratejik bir önem atfettiğini söylüyor. Avrupa’daki araştır-ma projelerinin çerçevesiyle daha fazla entegrasyon ve işbirliğinin, hem Türkiye hem de Avrupa’nın beklentilerinin karşı-lanmasına yardımcı olacağını söyleyen von Essen, “Kişisel eğitim programlarının güçlendirilmesi çok büyük öneme sahip. Ancak hepsinden önemlisi, firmalar ara-sında doğrudan yapılacak iş ortaklıkları” diyor ve bu ortaklıkların, Avrupa’nın bitki ıslahındaki geleceğinde Türkiye’nin gerekli rolü oynamasını sağlayacağını vurguluyor. von Essen’e göre, Türkiye’nin sahip oldu-ğu geniş topraklar ve yoğun, genç ve ha-len büyümekte olan nüfusuyla, ekonomik ve sosyal anlamda büyük bir potansiyeli var. Ancak ticaret ve yatırım akışının art-masını sağlayacak gerekli kuralların ve ortak ilkelerin sağlanması gerektiğini söy-leyen von Essen, “Türkiye’nin AB’nin iç pazarıyla daha ileri entegrasyon sağlama-sı bunu mümkün kılacak” diyor. Bununla birlikte, belli ithalat kuralları ile ilgili endişelerin olduğunu da ekliyor ve bu durumu şu sözlerle açıklıyor: “Bu endi-şeler, ticari tohumların AB’den Türkiye’ye gelişine karşı ‘korumacı’ bir refleks göste-ren kurallar. Ancak tohum endüstrisi her zaman gerçek anlamda uluslararası bir sektör oldu. Türkiye de pek çok firma için kilit bir ülke konumunda ve uzun yıllardır süregelen bir işbirliği geleneği var. Bunun gelecekte hem üreticilerin hem de bütü-nüyle ekonominin yararına devam edece-ğine ve derinleşeceğine eminim.”

Teknoloji iletişimle kullanılabilir olacakESA’nın tohumculuk sektörü için vurgula-dığı en önemli noktalardan biri, ‘bilgi te-melli biyoekonomi’ (KBBE) kavramı. KB-BE’nin AB için amiral gemisi niteliğinde bir ilke olduğunun altını çizen von Essen, “Bu ilke ile araştırma, teknolojik gelişim, inovasyon ve ürün geliştirme çalışmaları, yenilenebilir ve biyolojik girdilere yoğun-laştırılıyor. Aynı şekilde maddi kaynaklar da. Böylece uzun vadede sürdürülebilir

bir ekonomi sağlanmaya çalışılıyor” diyor. Bitki ıslahının giderek artan bilgiye ve biyolojik süreçlerde uzmanlaşmaya dayalı bir sektör olduğunu söyleyen von Essen, aynı zamanda tüm bitki merkezli biyoe-konomi üretim süreçlerinin de ilk adımı olduğunu ve KBBE’nin bitki ıslahının bu yönleriyle birebir örtüştüğünü belirtiyor.von Essen’in KBBE ile ilgili belirttiği olum-suz durum ise, bitki ıslahı alanındaki pra-tik uygulamaların temelsiz, bilim merkezli olmayan ve riskten kaçınan politikalar nedeniyle engelleniyor oluşu. Özellikle yeni ıslah teknikleri, genetik modifikas-yon ve modern bitki koruma çözümleri konusunda bu durumun yaşandığına değinen von Essen, “Daha sürdürülebilir bir tarım, çevrenin korunması ve yeşil bir büyüme için AB, bu teknolojilerin mevcut potansiyel faydaları konusunda iletişimini güçlendirmek zorunda” diye ekliyor.

Mevcut tabularla gelen engellerİklim değişikliği ile giderek büyüyen ve gıda talebini de arttıran dünya nüfusu, gıda güvenliğini, sürdürülebilir tarımı ve çevrenin korunmasını zorlu görevler ha-line getiriyor. von Essen, bu açıdan Avru-pa’nın görece daha verimli ve istikrarlı yetiştirme koşullarına sahip bir kıta ol-duğu ve teknolojinin öncüsü konumunda yer aldığı görüşünde. “Bu nedenle Avru-pa, üstüne düşenden fazlasını yapmalı ve kendisini tarım ve ilgili sanayilerde öncü bir konumda yeniden inşa etmeli. Ancak mevcut tabular genetik modifikasyonun reddedilmesini, bitki koruma çözümleri-nin kısıtlanmasını ve ağır mali yaptırımlar getiren yasal engelleri doğuruyor” diyen von Essen, bunların kurumsallaşmış, güç-lü pek çok firma için ayak bağı olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Küçük ve orta ölçekli veya yeni kurulan firmalar için de genel-likle yasaklayıcı ve kısıtlayıcı nitelikte. Ancak inanıyorum ki, Avrupa gelecekte, geçmişte olduğundan daha iyisini yapabi-lir ve yapmalıdır.”Tohumculuk sektöründe yaşanan so-runlar ulusal değil, uluslararası boyuta sahip. Yasal düzenlemeler, ülkelerin sa-hip olduğu sosyolojik tabular ve modern teknikler tohumculuk sektörünün gelişi-minin önünde duran engellerden bazıları. Türkiye’nin tarımsal açıdan ekonomik ve sosyal anlamda sahip olduğu avantajlar, dünyadaki paydaşları tarafından da bili-niyor. Ancak birçok ülke açısından ortak olan bu engelleri aşması için yapması gereken, AB iç pazarıyla daha ileri enteg-rasyon sağlamak.

Tohum endüstrisi her zaman gerçek anlamda uluslararası bir sektör oldu. Türkiye de pek çok firma için kilit bir ülke konumunda ve uzun yıllardır süregelen bir işbirliği geleneği var.

Garlich von EssenAvrupa Tohumculuk Derneği

Genel Sekreteri

Page 8: Sayı 13 | Mart 2015turkted.org.tr/TOHUM_sayi013.pdf · sunuldu. Sektör paydaşlarınca dört gözle beklenen ve geçtiğimiz günler-de okurlarıyla buluşan Tohumculuk Terimleri

8 Mart 2015 Tohum

H A B e r

Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derne-ği (TÜRKTED) 21. Olağan Genel Kurul Toplantısı’nı 21 Ocak Çarşamba günü Ankara Crowne Plaza Otel’de gerçekleş-tirdi. TÜRKTED Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mete Kömeağaç’ın açılışını yaptığı toplantıya 33 üye ile birlikte Tohumcu-luk Sektörünün diğer temsilcilerinden oluşan 70’in üzerinde davetli katıldı. Toplantıda ilk olarak Başkanlık Divanı seçimi yapıldı, Divan Başkanlığına Fah-ri Harmanşah, Yazman Üyeliklere ise Tayyib Arslan ile Lütfü Sav getirildi. Top-lantının ilk açılış konuşmasını Başkan Dr. Kömeağaç gerçekleştirdi. Ardından Genel Kurul’a misafir olarak katılan Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) ve Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt

Birliği (TSÜAB) Yönetim Kurulu Başkanı Yıldıray Gençer ile Gıda Tarım ve Hay-vancılık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mehmet Hadi Tunç söz aldı. Açılış ko-nuşmalarından sonra Genel Kurul çalış-malarına başlanarak, TÜRKTED Genel Sekreteri Dr. Müfit Engiz tarafından 2013–2014 Yönetim Kurulu Çalışma Raporu Genel Kurul’a sunuldu.

Dr. Mete Kömeağaç:Ar-Ge’yi destekliyoruzGenel Kurul Toplantısı’nın ilk açılış konuşmasını yapan TÜRKTED Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mete Kömeağaç, Türkiye tohumculuk sektörünün dünden bugüne olan gelişiminden bahsetti. Ge-leceğe daha sağlam bakmak için geç-

mişin unutulmaması gerektiğini vurgu-layan Dr. Kömeağaç, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün (TİGEM) ürettiği tohumları Tarım Kredi Kooperatifleri’nin pazarladığı dönemlerden yola çıkarak; “Türkiye’de tohumculuk sektörü yıllarca sorunsuz bir şekilde yürüdü. Özel sek-törün gelişmesi için yapılan mücadele-lerde de Bakanlık’la ortak çalışmalar yürüttük ve hep destek gördük” dedi. Dr. Kömeağaç, önceleri tohum işleye-cek doğru dürüst ekipman ve meka-nizasyona sahip değilken, şimdi bu makineleri ihraç ediyor konuma gelmiş olmamızın gurur verici olduğunu belirt-ti. Hem tohum hem de tohum üretimin-de kullanılan makinelerin üretilmeye başlamasıyla birlikte yasal düzenleme

Kuruluşunun 30’uncu yıldönümünü bu yıl kutlayacak olan TÜRKTED’in 21. Olağan Genel Kurul Toplantısı tohumculuk sektörünün önde gelen isimlerini bir araya getirdi. Başkanlık Divanı seçimi ile başlayan toplantıda hem Türkiye tohumculuğunun dünden bugüne yaşadığı süreç, hem de geleceğe dair beklentiler ele alındı.

TÜRKTED GENEL KURULDA BÜYÜMEYE ODAKLANDI

Page 9: Sayı 13 | Mart 2015turkted.org.tr/TOHUM_sayi013.pdf · sunuldu. Sektör paydaşlarınca dört gözle beklenen ve geçtiğimiz günler-de okurlarıyla buluşan Tohumculuk Terimleri

Tohum Mart 2015 9

ihtiyacının da ortaya çıktığına değine-rek, “Tohumculuk Kanunu’nun çıkış sürecinde hem biz hem de Bakanlık, sektörümüzün güçlü bir yapıya kavuş-ması için önemli desteklerde bulundu. Bugün Türkiye Tohumcular Birliği ve 7 alt birlikle gurur duyduğumuz bir yapıya sahibiz. Birliğin çalışmalarına TÜRK-TED olarak her zaman destek vermeye hazırız” şeklinde konuştu. Tohumculuk sektörünün bugün Ar-Ge konusunda daha kapsamlı projeler geliştirmesi ge-rektiğinin altını çizen Dr. Kömeağaç, tohumculuk konusun-daki araştırmalara her zaman destek vermeye devam edeceklerini sözlerine ekledi.

Yıldıray Gençer:Tohumculuk sektörü hızla büyüyorDr. Kömeağaç’ın ardından TÜRKTOB ve TSÜAB Yönetim Kurulu Başkanı Yıldıray Gençer söz aldı. Tohumculuk Kanunu’nun çıkışı ve TÜRKTOB’un kuruluşuna kadar olan süreçte TÜRK-TED’in büyük katkısı olduğuna değinen Gençer, “Türkiye Tohumcular Birliği ve bağlı birliklerimiz kurulduktan sonra, çok genç bir kuruluş olmamıza rağmen sektörü temsil etmek adına hem yurt içinde hem yurt dışında tohumculukla ilgili birçok faaliyete imza atmaya baş-ladık. Bugün geldiğimiz noktada artık hem ülke içinde hem de ülke dışında izlenen, büyüyen ve gelişen bir konum-dayız” dedi ve verdikleri desteklerden dolayı Bakanlığa teşekkürlerini sundu. Büyüyen bir sektör olarak tohumculuk

sektöründe de zaman zaman sorunla-rın yaşandığından bahseden Gençer, “Yürüdüğümüz bu önemli yolda çakıl taşları da, büyük taşlar da olacaktır. Biz bu yolda yürürken bu taşları hep birlik-te kenara atacağız ve yürümeye devam edeceğiz. Tohumculuk Kanunu ile sek-tör yeniden yapılandı. Gelişen şartlara göre Kanun’da birkaç maddenin değiş-mesi ile birlikte sektörün önü daha da açılacak ve büyük katkılar sağlanacak” diyerek, Genel Kurul’un sektöre faydalı olması temennilerini iletti.

Mehmet Hadi Tunç:TÜRKTED ile uyum içindeyizYıldıray Gençer’den sonra söz alan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mehmet Hadi Tunç, birçok sektörün temel kaynağı olan tohumun, günümüzde gıda güven-liği ve üretim alanlarının kısıtlanması ile birlikte gelişen ve kalabalıklaşan dünyanın beslenme ihtiyaçlarına cevap verebilmesi için giderek daha fazla önem kazandığını söyledi. Son yıllarda uygulanan destekleme politikalarıyla tohum üretimi ve ihracatında büyük artış yaşandığını vurgulayan Tunç, “Ba-kanlığımız, farklı birimlerde yürütülen tohumculuk faaliyetlerini 2008 yılında yapılan bir düzenlemeyle Bitkisel Üre-tim Genel Müdürlüğü -o dönemde Ta-rımsal Üretim ve Geliştirme Genel Mü-dürlüğü- bünyesinde bir araya getirdi. Ayrıca tohum muhafaza kapasitesinin geliştirilmesi amacıyla Ankara’da 107 bin örneğin olduğu, kapasite bakımın-

Dr. Mete Kömeağaç: “Tohumculuk sektörünün Ar-Ge konusunda projeler geliştirmesi gerekiyor. TÜRKTED olarak tohumculuk konusundaki araştırmalara her zaman destek vermeye devam edeceğiz.”

Dr. Mete KömeağaçTÜRKTED Yönetim Kurulu Başkanı

Yıldıray GençerTÜRKTOB ve TSÜAB Yönetim Kurulu Başkanı

Mehmet Hadi TunçGıda Tarım ve Hayvancılık BakanlığıMüsteşar Yardımcısı

Page 10: Sayı 13 | Mart 2015turkted.org.tr/TOHUM_sayi013.pdf · sunuldu. Sektör paydaşlarınca dört gözle beklenen ve geçtiğimiz günler-de okurlarıyla buluşan Tohumculuk Terimleri

10 Mart 2015 Tohum

H A B e r

dan dünyanın 3. büyük gen bankasını 2010 yılında faaliyete sokarak 12 bin çeşidi koruma altına aldı. 2014 yılının ilk 9 ayında tohum ihracat rakamımız 122 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2014 yılı toplam ihracat beklentimiz ise 150 milyon dolar civarında” dedi. “Tohum teknolojisi ihraç eden bir to-humculuk sektörü gelecekte dünya tohum piyasasına yön verecek” diyen Tunç, bu konuda TÜRKTED’e önemli görevler düştüğünü belirterek, “Genel müdürlüğümüz, tohumculukla ilgili ciddi anlamda ileri sayılabilecek taslak mevzuat çalışmaları yapıyor. Bu taslak-la ilgili TÜRKTED’in görüşleri bizim için çok değerli” dedi.Açılış konuşmalarının ardından hediye törenine geçildi ve TÜRKTED Yönetim Kurulu Başkanı 21. Olağan Genel Kurul anısına katılımcılara hediyelerini tak-dim etti.

Dr. Müfit Engiz:2014 sektör için olumlu geçtiHediye töreninden sonra TÜRKTED Ge-nel Sekreteri Dr. Müfit Engiz, Yönetim Kurulu Çalışma Raporunu Genel Kurul’a sundu. Sunuma 2013–2014 yıllarında

TÜRKTED’in yapmış olduğu faaliyetlerle başlayan Dr. Engiz, tüm bu faaliyetleri 5 ana başlık altında topladıklarını söyleye-rek başlıkları şöyle sıraladı: Uluslararası toplantılara katılım; ülkesel toplantılara katılım; TÜRKTED tarafından düzenle-nen çalıştaylar, toplantılar, ziyaretler; Bakanlık’tan talep edilen konular ve ya-yın-tanıtım. TÜRKTED olarak taleplerini ve beklentilerini de sıralayan Dr. Engiz, “2014 yılı bizler için daha olumlu geçen bir yıl oldu” dedi.Dr. Engiz’in sunumunun ardından söz alan katılımcılar, hem Türkiye tohumcu-luk sektörü hem de TÜRKTED Yönetim Kurulu’nun faaliyetleriyle ilgili düşünce ve görüşlerini paylaştı. Genel Kurul’un öğleden sonraki oturumunda ise yalnızca TÜRKTED üyelerinin katılımı ile Denetle-me Kurulu Raporu görüşüldü. Yönetim ve Denetim Kurulu raporları onaylanırken, 2015 yılı tahmini bütçe görüşmeleri de gerçekleştirildi. Tüzük değişikliğinin oy-lanmasının ardından Yönetim ve Denetim Kurulları seçildi.Buna göre bir önceki Yönetim Kurulu, bir anlamda güven tazeledi ve TÜRKTED Üyeleri tarafından yeniden göreve se-çildi.

YıldırayGençer: “Tohumculuk Kanunu ile sektör yeniden yapılandı. Gelişen şartlara göre Kanun’da birkaç maddenin değişmesi ile birlikte sektörün önü daha da açılacak ve büyük katkılar sağlanacak.”

YÖNETİM KURULU ASİL LİSTESİDr. Mete KÖMEAĞAÇBurak GÖNENHamit ESİNAyhan KULLEPMete Murat ŞÖLEN Dr. Ahmet ENGİN Ersin ARISOY

DENETLEME KURULU ASİL LİSTESİMustafa ULUSOYAyhan ATALAYKamil YILMAZ

(BAŞKAN)(BAŞKAN YARDIMCISI)(BAŞKAN YARDIMCISI)

(SAYMAN ÜYE)

Dr. Mete Kömeağaç, Dr. Mehmet Uyanık’a hediyesini takdim ediyor.

Page 11: Sayı 13 | Mart 2015turkted.org.tr/TOHUM_sayi013.pdf · sunuldu. Sektör paydaşlarınca dört gözle beklenen ve geçtiğimiz günler-de okurlarıyla buluşan Tohumculuk Terimleri
Page 12: Sayı 13 | Mart 2015turkted.org.tr/TOHUM_sayi013.pdf · sunuldu. Sektör paydaşlarınca dört gözle beklenen ve geçtiğimiz günler-de okurlarıyla buluşan Tohumculuk Terimleri

12 Mart 2015 Tohum

Türkiye’nin AB vizyonu ve küresel eko-nomik gelişmeler göz önünde bulundu-rulduğunda Türkiye’nin yürüttüğü tarım politikasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce rekabetçi, küresel ve sürdürüle-bilir bir tarım sektörü için Türkiye’nin odaklanması ve yatırımlarını yöneltmesi gereken alanlar nelerdir?Dünyada tarımı korumak genel bir eğilim olarak çeşitli dozlarda devam ediyor. Ancak bazı ülkeler sektörü korurken, aynı zamanda üretkenliği ve sektörün rekabet düzeyini arttıracak çalışmalara ağırlık vermekten de geri durmuyor. Böylelikle korumaları zaman geçtikçe azalıyor ve desteklemeleri şekil değiştiriyor. Türkiye kısa süren kesintiler dışında tarım po-litikasını değiştirmekten korkuyor. Hâlâ tarımı dışa karşı koruma refleksi ağır basıyor. Bu refleks, gereken durumlarda kötü bir seçenek değil. Cumhuriyetin ku-ruluş aşamasından 2. Dünya Savaşı’nın sonuna değin bu tür bir davranış anlaşı-lır. 1950’lerden itibaren makineleşme, sulama, suni gübre kullanımı ve Yeşil Devrim’in Türkiye’ye uzantılarıyla tarımda silkinme dönemi yaşandı. 1990’lı yılların sonuna kadar yaşanan iktisadi ve sosyal krizlerden tarım da nasibini aldı ve hükü-metler tarımda günü kurtarmaya ağırlık verdi. Makroekonomik sorunlar tarıma da uzandı ve çaresiz kalınınca 5-6 yıl sü-ren desteklerle reform programı zorunlu olarak uygulandı. Sonra bu program terk edildi ve tarımı destekleme anlayışında eskiye dönüş ağır bastı. AB ile ilişkilerdeki durağanlık tarım sek-törünü de etkiledi ve etkilemeye devam edecek. AB, Türkiye’ye kırsal kalkınma ve benzeri programlardan üyeliğe aday ülke

“Tohum, bitkisel üretimin ve dolayısıyla hayvancılığın girdilerinin önde gelenlerinden biri. Yapılan düzenlemelerin tarıma etkilerini değerlendirme zamanı geldi. Bu konuda üretimde kullanılan tohumların kalitesinin yanında, Türkiye’de özellikle ebeveyn tohumluk üretiminde yaşanan gelişmelerin de dikkate alınması gerekiyor” diyen TED Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. H. Erol Çakmak, Türkiye’de tarım ve tohum sektörünün güncel durumu ile ülke ekonomisindeki yeri hakkındaki görüşlerini paylaştı.

DÜNYA PİYASALARINA GİRİŞ BİLETİ YATIRIM

r Ö P O r T A J

Page 13: Sayı 13 | Mart 2015turkted.org.tr/TOHUM_sayi013.pdf · sunuldu. Sektör paydaşlarınca dört gözle beklenen ve geçtiğimiz günler-de okurlarıyla buluşan Tohumculuk Terimleri

Tohum Mart 2015 13

“aidatını” ödeyerek ilişkileri sürdürüyor. Tarım ve gıda ürünleri cephesinde yeni bir gelişme yok. Vizyon bulanık ve özellik-le AB tarafında sürpriz gelişmeler olmaz-sa bulanık olmaya devam edecek. Türkiye’nin tarım ve gıdada rekabet gücünü arttırabilmek için uzun dönemli ve sadece koruma ve bütçeden sektöre transferlere odaklı yaklaşımlara verdiği ağırlığı azaltması gerekiyor. Politikacı ve bürokratlar “gıda güvenliği”nden bahset-tiklerinde, kafalarının arkasında tarımsal ürünlerin hepsinde “kendine yeterlilik” yattığı anlaşılıyor. Ancak bu durum müm-kün değil ve dünyada bu türden bir ülke yok. Günümüzde artık politika araçlarının hedefine ulaşması için ince ayar vermek mümkün. Derdiniz çiftçiyi desteklemek ise desteği doğrudan çiftçiye verin. Üret-kenliği ve üretimi artırmak için sektörde kaynak ve girdi niteliğini artırmaya ve gerekiyorsa kullanımını iyileştirmeye ça-lışın. Günümüzde uygulanan tarım politi-kalarının amacının üretkenliği ve üretimi artırmak olduğu söyleniyor. Tohum ve sulama destekleri gibi bu amaca hizmet edenler var. Ancak özellikle bütçe harca-maları büyük oranda üretime bağlı des-teklemelere gidiyor ve kaynak kullanımı-nın düzelmesine set çekiyor. Bir ürünün üretimindeki destek artışı, diğer ürünün üretiminde düşüşe neden oluyor.Tarım ve gıdada rekabet gücünü ar-tırmaya en fazla katkıda bulunan ve bulunacak unsur dış ticaret. Tarım ve gıda ürünlerinin dış ticaret ve özellikle ihracat yapısında gelişmeler ümit verici. Ağırlıklar ise pek değişmiyor: Tarım ve gıdanın ithalat içindeki payı yaklaşık yüzde 5, ihracatta ise bu oran yüzde 10. Türkiye genellikle işlenmiş tarım ürünü ithal ediyor. İhracatta ise ümidi artıran gelişme, işlenmiş ürünlerin payındaki artış. Türkiye’de tarıma yatırım yapılmalı mı sorusunun cevabı ise “Tabii ki yapıl-malı”. Tüm diğer sektörler gibi tarıma da yatırım yapılabilir. Türkiye’de tarım hâlâ ikili bir yapı sergiliyor. Bir tarafta iç ve dış piyasada istenen hacim ve nitelikte ürün üreten işletmeler, diğer tarafta daha çok yerel pazarlara ürün sağlayan işletmeler yer alıyor. İşletmelerin ikinci gruptan ilk gruba geçtikleri oranda, Türkiye tarımın-da üretim ve verimlilik artışı sağlanacak. Bu sınıf atlamanın vazgeçilmez unsuru yatırım. Diğer bir neden ise tarımsal üretimin yavaş büyümesi. Son yarım yüzyıla bakıl-dığında tarımsal üretim artışı, nüfus artı-şının altında kalıyor. Türkiye’nin özellikle

Fındığın yüzde 70’ini üretirsin ama fiya-tını belirleme gücün olmaz. Çünkü talep tarafının yapısına da bakman gerek. Fındıktan devam edersek, fındığın talep tarafında en büyük kullanıcılar iki, hatta bir elin parmaklarını geçemeyecek sayıda çikolatacılar. Bu ortamda fiyat belirleme gücünüz sınırlı olur. Ayrıca fiyat belirleme gücünüzü kullanmada ifrata kaçarsanız, üretime yeni ülkeleri de sokarsınız. Petrol fiyatlamasında OPEC’e benzer bir durum yaşanır.

Her yıl açıklanan enflasyon oranlarının faturasının çoğu zaman tarım sektörü-ne veya kimi tarım ürünlerinin fiyatına kesildiğini görüyoruz. Enflasyondaki artışın tarım ürünlerinden kaynaklan-dığı yönünde yapılan açıklamaları nasıl değerlendirmek gerekiyor?Nedense bizde, tarımı “kara koyun” gösterme eğilimi ağır basıyor. Kimi tarım ürünleri temelinde kesilen fatura ca-hillikten kaynaklanıyor. Biber, salatalık gibi sebze ve meyvelerde mevsimsel ve üretim şartlarına bağlı olarak fiyat artış-ları olabilir. Ancak, bu ürünlerin toplam harcamalar ve fiyat endeksleri içindeki ağırlıkları düşük.Gıda ürünlerinin fiyat artışlarının genel enflasyon üzerindeki etkisini iki unsur belirliyor. İlki gıda ürünleri fiyatlarındaki artış, diğeri ise gıda ürünlerinin Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) içindeki ağırlığı. Gıda ve alkolsüz içecekler grubunun genel endeks içindeki ağırlığı azalıyor ama hâlâ yüksek. 2015 yılında bu ağırlık yüzde 24,25. Yani TÜFE içindeki gıdaların

tarımsal hammadde ithalatı artıyor. Son yıllarda dünya piyasalarında da benzer bir durum söz konusu. Yatırımlar sadece iç değil, dış pazarlarda da fırsatlar yara-tıyor.Başlıca yatırım alanlarında şöyle bir sınıf-landırma mümkün:

Girdi, çıktı ve üretim süreçlerine yö-nelik Ar-Ge yatırımları: Bu başlıkta özel sektörün önünün açık olması kritik. Ka-munun bu alanlarda gerekli insan kay-nağı sağlama ve regülatör rolünü etkin oynayacak mekanizmaları geliştirmesi gerekiyor. Özellikle tarım ve gıdayı kap-sayacak biyoteknoloji araştırmalarına ağırlık vermekle işe başlanabilir. Yeni çeşitler ve gıda ürünlerinin geliştirilmesi örnek olarak verilebilir. Örneğin, süt ve süt ürünleri üreten büyük firmalar yeni ürün sürümünde uluslararası gıda ve paketleme şirketlerine bağlı kalmaktan bir miktar kurtarılabilir. Tarımsal ürün üretiminde sistem

yaklaşımını benimsemekte zorluk çe-kiyoruz. Örneğin, kanatlı dışında, ticari hayvan üretiminde damızlık ve yem en kritik girdiler. En azından bu girdilerde arz güvenliğini veya dikey bütünleşmeyi sağlamadan sürdürülebilir kârlılık dü-zeyini sağlamak zor. Yatırımları fırsata çevirmek için fizibiliteye geniş yaklaş-makta yarar var. Bulunduğumuz bölge dünyanın en

yoğun tarım ve gıda ithalatçısı konu-munda. İhracatçı ülkeler, Türkiye’nin coğrafi yakınlık avantajını yüksek verim-lilikle kapatıyor. İç pazar odaklı üretimle dış piyasalarda rekabetçiliği yakalamak bir hayli zor. Bu konuda kesme çiçek üreticilerinin dünya arz zincirine eklem-lenme mücadelesi diğer ürün üreticileri için örnek teşkil edebilir.

Dünya tarım piyasaları ile karşılaştır-dığınızda üretim potansiyeline ve kimi tarım ürünlerinde üretim lideri olma-sına rağmen Türkiye’nin pazar (fiyat) belirleme noktasında sorunları olduğu görülüyor. Bu durumun nedenlerini nasıl özetlersiniz? Tarım ürünlerinde piyasa belirleyebilmek için atılması gereken adımlar nelerdir?Bu anlamsız bir takıntı. Tarıma bakışımız hala duygusal, ancak tarım iktisadi bir sektör. Kimileri sosyal olduğunu da iddia eder ama tarımdaki sosyallik bir bakıma tüm sektörler için geçerli. Farklılıkları hükümetler sosyal politikalar aracılığıyla çözer. Her türlü ürünün fiyatı sadece arz değil, arz ve talep koşullarıyla belirlenir.

Page 14: Sayı 13 | Mart 2015turkted.org.tr/TOHUM_sayi013.pdf · sunuldu. Sektör paydaşlarınca dört gözle beklenen ve geçtiğimiz günler-de okurlarıyla buluşan Tohumculuk Terimleri

14 Mart 2015 Tohum

Ayrıca belirtelim, gıda fiyatlarındaki artış sadece tarım ürünleri fiyatlarındaki artış-tan kaynaklamıyor. Gelir düzeyi yüksel-dikçe, gıda ürünleri fiyatlarındaki tarım ürünleri maliyetinin payı gittikçe azalıyor. Daha fazla işlenmiş, daha yakışıklı pa-ketlenmiş hale geliyor. Dolayısıyla gıda fiyatlarındaki artışta hammadde maliyeti-nin yanında tüketiciye ulaşana kadar tüm unsurlar etkisini gösteriyor. Ayrıca gıda fiyatlarının oluştuğu piyasalardaki reka-bet eksikliği fiyat seviyesinde ve artışında ağırlığa sahip olabilir.Üstüne, bir de gıdada özellikle daha sağlıklı gıda üretimini sağlamak amacıyla süregelen düzenleme (regülasyon) mali-yetlerini hesaba katmak gerek. Bu amaç-la yapılan her türlü düzenlemenin gıda üretiminde maliyet artışına neden olması ve tüketiciye yansıması kaçınılmaz. Unut-mayalım ki ekonomide bedava hiçbir şey yok. Daha sağlıklı gıda daha pahalıdır ve düzenlemeler sisteme eklemlenene dek fiyat artışlarına neden olabilir.

Geçtiğimiz sezon (yıl) tarımın ekonomik büyümeye katkısı yıllar sonra eksi hane-yi gördü. Sizce ülke ekonomisi için ta-rım ne kadar önemli? Tarımsal büyüme ülke ekonomisinde hangi parametreleri değiştiriyor?2014 yılının ikinci ve üçüncü çeyreğinde tarımsal katma değerdeki büyüme eksi değerde oldu. Yıllık rakamı henüz bilemi-yoruz ama son çeyrekte anormal yüksek büyüme izlenmezse, yüksek olasılıkla yıllık büyüme eksi değerde çıkacak. Benzer bir duruma en son 2007 yılında yaşanan kuraklık sonucu rastlamıştık. Tarımın Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYİH)

dörtte bire yakın ağırlığı var. Gıda ürün-lerinin fiyatları hızlı yükselip TÜFE’yi zıp-latma gücüne sahip. Tüketim harcamaları içinde gıda ürünlerinin payı yüzde 20’nin altına inmiş durumda. Bu ağırlık önümüz-deki yıllarda azalmaya mahkum.Peki, gıda fiyatlarında artış esas sorun mu diye sorulursa, cevap “Evet” olur. Dikkat ediniz fiyat seviyesinden bahsetmiyoruz, fiyat artışlarına odaklanacağız. Çünkü bazı ürünlerde seviye sorunumuz da var. Mesela, korumacı politikaları aşırı kullana-rak, kişi başına 10 bin dolarlık bir ülkenin vatandaşları olarak dana etini 30-40 bin dolarlık ülke vatandaşlarından daha paha-lıya alabiliyoruz. Tekrar fiyat değişimlerine dönelim. Özellikle temel tarım ürünlerinde koruma oranı yüksek, ithalat gerekip ge-rekmediğine Ankara karar veriyor ve güm-rük vergisini indiriyor. Böylece dünya fiyat-ları ile iç fiyatlar arasındaki ilişki asimetrik hale geliyor. Dış fiyatlar yükseldiğinde iç fiyatlar hemen tepki gösterip artarken, dü-şüşlerde tepkisizlik veya sınırlı düşüş izle-niyor. Sonuç olarak, son dönemde Merkez Bankası’nın tarım dış politikalarıyla ilgili şikayetinde haklılık payı var.

içindeki payı yüzde 8’lere düşmesine rağmen ekonomi içindeki önemini koru-yor. Mevsimsel iklim kaynaklı bu tür oy-namalar doğaldır. Önemli olan düşüşün süreklililiği.Tarım toplam istihdamda hala dörtte bire yakın paya sahip. Bu işlevi nedeniyle herhangi bir iktisadi sallantıda yastık gö-revini başarıyla yerine getiriyor. Diğer yan-dan, sektörde çalışanların talep etkisini yabana atmamak gerek. Yüksek büyüme sonucunda ve diğer sektörlere olan talep artışı nedeniyle mekânsal olarak kırlara canlılık getiriyor. Bir de tabii ki, gıda ve diğer tarıma dayalı sanayilere hammadde sağlama konusunda yaşamsal öneme sahip.

Güçlü bir tarım sektörünün ve küresel gıda arzının devamlılığında tohumculuk sektörünün rolü ve önemi nedir? Sıcak-lığa ve susuzluğa, hastalık ve zararlılara dayanıklı tohum çeşitlerinin geliştiril-mesi, ıslah yatırımları, biyoteknoloji çalışmaları vb. göz önünde bulundurarak değerlendirebilir misiniz?Tohumculuk sektöründe sadece sertifika-lıya destek ödemekle kalınmadı. Yasası, düzenlemesi ve örgütlenmesiyle geniş çaplı bir değişim yaşandı. Rakamlara bakıldığında, özellikle mısır ve pirinçte hektar başına sertifikalı tohumluk kullanı-mında 2000’li yılların başından bu yana şiddetli artışlar yaşanıyor. Tohum, bitkisel üretimin ve dolayısıyla hayvancılığın girdilerinin önde gelenlerin-den biri. Yapılan düzenlemelerin tarıma etkilerini değerlendirme zamanı geldi. Bu konuda üretimde kullanılan tohumların kalitesinin yanında, Türkiye’de özellikle ebeveyn tohumluk üretiminde yaşanan ge-lişmelerin de dikkate alınması gerekiyor.Tarih boyunca kurak iklimde buğday ambarı olan Orta Anadolu’ya sahip Tür-kiye’nin hâlâ dünya çapında kuraklığa dayanıklı orijinal bir tohumunun olma-ması şaşırtıyor. Biyoteknolojik çalışmalar konusunda maalesef biraz Avrupa’yı takip ederek, geleceğin en önemli sektör-lerinde yer almamayı seçtik. Oysa otomo-bil sektöründe iddialılık yerine, her türlü biyoteknoloji içeren ürünlerin geleceği daha parlak. Bu arada AB biyoteknoloji konusunda “Europe 2020” stratejisinde 7 odaktan birini “2020’ye kadar Biyoe-konominin inşası”na odaklı “İnovasyon Birliği” oluşturmak olarak belirledi. Uma-rım biz de bu yeni yeşeren sektörde treni kaçırmayız.

r Ö P O r T A J

Tarım ve gıdada rekabet gücünü arttırmaya en fazla katkıda bulunan ve bulunacak unsur dış ticaret. Tarım ve gıda ürünlerinin dış ticaret ve özellikle ihracat yapısında gelişmeler ümit verici.

Page 15: Sayı 13 | Mart 2015turkted.org.tr/TOHUM_sayi013.pdf · sunuldu. Sektör paydaşlarınca dört gözle beklenen ve geçtiğimiz günler-de okurlarıyla buluşan Tohumculuk Terimleri
Page 16: Sayı 13 | Mart 2015turkted.org.tr/TOHUM_sayi013.pdf · sunuldu. Sektör paydaşlarınca dört gözle beklenen ve geçtiğimiz günler-de okurlarıyla buluşan Tohumculuk Terimleri

Genetik Potansiyeli Korur

Tel Kurtları

=

Yüksek Vigor, Güçlü Kök Gelişimi.

Zararlı Kontrolünün Ötesinde

Page 17: Sayı 13 | Mart 2015turkted.org.tr/TOHUM_sayi013.pdf · sunuldu. Sektör paydaşlarınca dört gözle beklenen ve geçtiğimiz günler-de okurlarıyla buluşan Tohumculuk Terimleri

Genetik Potansiyeli Korur

Tel Kurtları

=

Yüksek Vigor, Güçlü Kök Gelişimi.

Zararlı Kontrolünün Ötesinde

Page 18: Sayı 13 | Mart 2015turkted.org.tr/TOHUM_sayi013.pdf · sunuldu. Sektör paydaşlarınca dört gözle beklenen ve geçtiğimiz günler-de okurlarıyla buluşan Tohumculuk Terimleri

18 Mart 2015 Tohum

Geçtiğimiz sezon kuraklık ve don gibi olaylar nedeniyle tarım sektörü zor bir dönem geçirdi. Bir önceki sezona göre hububat üretiminde yüzde 16’lık bir azal-ma olduğu görülüyor. Geçtiğimiz sezonu değerlendirerek TMO’nun bu tip doğa olaylarının tarıma olumsuz etkilerine kar-şı aldığı önlemler ve çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz? 2013 yılında 22 milyon 50 bin ton olarak gerçekleşen toplam buğday üretimi, 2014 yılında yüzde 13,8 azalışla 19 milyon ton olarak gerçekleşti. 2013 yılında 4 milyon 75 bin ton olarak gerçekleşen makarnalık buğday üretimi, 2014 yılında yüzde 19 azalışla 3 milyon 300 bin ton; 17 milyon 975 bin ton olarak gerçekleşen ekmeklik buğday üretimi de, 2014 yılında yüzde 12,7 azalışla 15 milyon 700 bin ton olarak ger-

çekleşti. 2013 yılında 7 milyon 900 bin ton olarak gerçekleşen arpa üretimi ise 2014 yılında yüzde 20,3 azalışla 6 milyon 300 bin ton olarak gerçekleşti.Ülkemiz 10 yıllık buğday üretimi, yıllara göre 17,2 - 22,05 milyon ton arasında değişmek-le birlikte, ortalama 20 milyon ton olarak gerçekleşti. Ülkemiz yıllık buğday iç tüketimi ise 18-19 milyon ton seviyelerindeyken, üretim miktarımız iç tüketimimizi karşılıyor ve hatta tüketim fazlası miktar mamul madde olarak ihraç ediliyor. 2013, 22,05 milyon tonluk üretim miktarıyla Cumhuriyet tarihimizin en yüksek buğday üretiminin yapıldığı bir yıl oldu. En son 2014 yılında ağır kuraklık şartlarına rağmen buğday üre-timimiz 19 milyon ton olarak gerçekleşti ve bu rakam iç tüketim miktarımızı rahatlıkla karşılayacak seviyede.

Ülkemiz buğday üretim miktarının geçen yıla göre azalması, üretim miktarına bağlı olarak piyasaya arz edilen ürün miktarının düşük olması, normal piyasa şartlarında hasatla birlikte genellikle düşme trendine giren hububat piyasa fiyatlarının Trakya bölgesi hariç ülke üretiminin büyük bir kısmının karşılandığı diğer bölgelerde yukarı yönde devam etmesi nedenleriyle TMO; 2014 yılında müdahale alım fiyatı açıklamadı.2014 yılında ülke üretiminin yaklaşık yüz-de 10’una karşılık gelen Trakya bölgesinde piyasa fiyatları bir miktar düşük seyretti. Trakya bölgesindeki düşük piyasa fiyatları, verim artışına bağlı kalite düşüklüğünden kaynaklandı. Trakya bölgesinde buğdayda kalite düşüklüğü sebebiyle diğer bölgelere kıyasla piyasa fiyatları düşük seyretmeye

r Ö P O r T A J

Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürü Mesut Köse, Tohum dergisinin sorularını yanıtladı. Hem kamu hem de özel sektör kuruluşlarının tohumculuk sektöründeki uygulamalarını başarıyla değerlendirdiklerini belirten Köse, “Tüm bu politikalar doğrultusunda tohumculuk sektörünün günden güne daha iyi noktalara geldiğini söylemek mümkün” diyor.

DENGEDE KALMAK İSABETLİ KARARLARLA MÜMKÜN

Page 19: Sayı 13 | Mart 2015turkted.org.tr/TOHUM_sayi013.pdf · sunuldu. Sektör paydaşlarınca dört gözle beklenen ve geçtiğimiz günler-de okurlarıyla buluşan Tohumculuk Terimleri

Tohum Mart 2015 19

başlayınca, üreticilerimizin pazarlama ve depolamada sıkıntı çektiği ürünleri-ne depolama imkânı sağlamak için 9 Temmuz itibariyle taahhütname karşılığı buğday alımlarına başlandı. 2014 dönemi taahhütname ile buğday alımları yalnızca Edirne, Tekirdağ, Kırklareli Şube Müdür-lükleri ve bağlı işyerlerinde randevulu olarak yapıldı. Üreticilerden taahhütname karşılığında 1 milyon 501 ton buğday alımı yapıldı. 31 Aralık 2014 tarihi itibariyle 1 milyon 501 ton buğday üreticiler tarafın-dan geri çekildi.2014 yılında hububatta ilk kez müdaha-le ve emanet alım fiyatı açıklanmadan, hububat piyasaları düzenlendi ve üretici-lerimizin de memnun olduğu bir şekilde hasat tamamlandı. 2014/15 döneminde, hububat üretimindeki düşüşün neden ola-bileceği spekülatif dalgalanmaların önüne geçmek ve piyasa istikrarını sağlamak amacıyla ilk kez ülke hasatta iken hem piyasaya arpa satışı yapıldı, hem de ithalat gerçekleştirildi. Alınan bu isabetli kararlar sayesinde bugün piyasa fiyatları istikrarlı bir seyir takip ediyor. Bakanlar Kurulu kararıyla TMO’ya tahsis edilen toplam 4,2 milyon ton sıfır gümrük vergili ithalat yetkisi kapsamında; stokla-rımızı takviye etmek ve gıda güvenliğini sağlamak için hasat başlangıcından günümüze kadar olan dönem içerisinde, 1 milyon ton ekmeklik ve 233 bin ton ma-karnalık olmak üzere toplam 1,2 milyon ton buğday, 704 bin ton arpa, 170 bin ton mısır, 8 bin ton pirinç ve 40 bin ton çeltik ithalat bağlantısı yapıldı.

Önümüzdeki tarım sezonu için TMO’nun hububat, mısır, buğday ve çeltik üretim alanı ve rekoltesi bakı-mından beklentileri nelerdir? Öngörü-lerinizi paylaşır mısınız? Hububat ekimlerinin yapıldığı günden itibaren bitkinin durumunu izliyoruz. Ülke genelinde hububat ekimleri za-manında yapıldı. 2014 yılı Ekim-2015 yılı Şubat döneminde, ülke genelinde kümülatif 361 mm yağış alındı. 2014 yılı Ekim-2015 yılı Şubat dönemi kümülatif yağış miktarı; uzun yıllar ortalamasına göre yüzde 12 (323 mm), geçen yıla göre ise yüzde 78 (203 mm) arttı. Bitkide kardeşlenme devam ediyor. Bit-kinin kar altında olduğu Doğu Anadolu bölgesi dışındaki bölgelerde üst (Bahar) gübreleme başladı. Bugüne kadar alı-nan yağış miktarı, bitki çıkışı ve gelişimi değerlendirildiğinde, 2015’in hububat

eden hububat depolarının yapımı ve işletil-mesinde hem ülkemizde hem de dünyada kanıtlanmış bir tecrübe ve hafızaya sahip. 5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı De-poculuk Kanunu, 17/02/2005 tarihinde yayımlandı. TMO, hububat piyasalarında istikrara katkı sağlayacak lisanslı depo-culuk sistemine işlerlik kazandırmak ve sektöre öncülük etmek amacıyla; Tür-kiye’nin ilk lisanslı depoculuk şirketinin kurulmasında rol oynadı. 26/02/2010 tarihinde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) iştiraki ile “Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Anonim Şirketi” kuruldu ve Şirket Temmuz/2011 yılından itibaren lisanslı depoculuk kriterlerine uygun ola-rak faaliyete başladı. Hububatta; Polatlı, Lüleburgaz ve Ahiboz’da toplam 90 bin ton kapasite ile lisanslı depoculuk faaliyet-lerine devam ediliyor. Ayrıca EKK’de gündeme getirilen Lisanslı Depoculuk Tazmin Fonu’nun güçlendiril-mesi, Ürün İhtisas Borsaları’nın kurulma-sı, tarımsal destek ödemelerinden lisanslı depolardaki ürünlerin de yararlandırılma-sı, ürün senedi karşılığı bankalardan kredi kullanımının yaygınlaştırılması, lisanslı depo kapasitesinin artırılması hususların-daki çalışmalara ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından devam ediliyor.Sistemin faydaları:

Profesyonel depoculuk, Sağlıklı ve sigortalı depo imkânı, Arz talep dengesi ve fiyat istikrarı, Uygun koşullarda kredi alma imkânı, Gelişmiş bir piyasa, Ürünlere kalite garantisi.

Lisanslı depoculukla sağlanan imkân ve avantajlar konusuna gelirsek; sistemin yaygınlaşması için TMO’nun da katkı ve önerileriyle 03/07/2009 tarihli ve 5904 sayılı Kanun’la lisanslı depoya ürün bıra-kanlara 31/12/2014 tarihine kadar vergi istisnaları sağlandı.

Ürün senedi satışından doğan kazanç-lar “Gelir ve Kurumlar Vergisi”nden istis-na. Üreticilerden ürün senedi satışında “Zirai Stopaj (%2) Kesintisi” yapılmıyor. Ürünlerin lisanslı depolara ilk teslimi ve

borsada alım satım işlemleri “KDV”den istisna. Ancak el değiştiren ürünü lisanslı depodan çekenden yüzde 1 KDV alınıyor. Düzenlenen sözleşme ve değerli kağıt-

lar “Damga Vergisi”nden istisna.Ayrıca lisanslı depoculuk yatırımları, bölge-sel desteklerden yararlandırılacak yatırım teşvik konuları arasında. Sistemde bek-lenen gelişimin sağlanamaması üzerine yine TMO’nun öneri ve katkılarıyla uygu-

üretimi açısından iyi bir yıl olacağı tah-min ediliyor.Mısır ve çeltik ekimleri Nisan ayından sonra yapılacağından, bu ürünler ile ilgili olarak 2015 yılı ekim ve üretim durumları hakkında bir değerlendirme yapmak için henüz çok erken.

Tarım sektöründe rekabetçi bir piyasa oluşturmakta depolamanın önemi tar-tışmasız. Kaliteli bir depolama yapabil-mek için TMO’nun sahip olduğu altyapı hakkında bilgi verir misiniz? Türkiye’de lisanslı depoculuk faaliyetlerinin gelişi-mini nasıl değerlendiriyorsunuz? TMO, ana hedeflerinden biri olan piyasa regülasyonu için piyasadaki arz fazlası ürünü alarak kısa veya uzun süreli depo-lama yoluna gidiyor. Uzun süreli depolama söz konusu olduğunda üründe herhangi bir değer kaybına sebebiyet vermeden, insan ve hayvan sağlığını tehdit etmeden, bütün gelişmiş ülkelerde olduğu gibi üretilen tüm tarım ürünlerinin kapalı or-tamlarda, ısının ve nemin kontrol edildiği, muhafazanın en iyi şartlarda yapıldığı, mo-dern depolara olan ihtiyaç ortaya çıkıyor. Bu ihtiyacın karşılanabilmesi için lisanslı depoculuk kriterlerine uygun, tam oto-masyonlu yeni depo yapımı; üretim artışı ve ürün desenindeki çeşitlilik de dikkate alındığında büyük önem arz ediyor. TMO, bu arza karşılık günün teknolojisini takip ederek ülke genelinde mevcut 4 milyon ton kapasiteli depolama tesislerini lisansı depoculuk kriterlerine uygun hâle getirirken, 2010 yılından itibaren toplam-da 1 milyon ton kapasiteli tam otomasyon-lu yeni modern çelik silo yapımına başladı. Bugüne kadar 300 bin tonluk kısmını kullanıma alırken, 2015 yılında 120 bin tonluk kısmını da kullanıma alarak tarım ürünleri depolamasında ülke genelinde önemli bir altyapı oluşturdu. TMO, ülkemi-zin değişik limanlarında 8 adet liman si-losuna, bu silolar da günümüzün modern teknolojilerine sahip. Liman silolarımızda bulunan gemi yükleme boşaltma cihazları ile ithalat ve ihracatta gemi yükleme ve boşaltmaları modern cihazlar ile yürütü-lüyor.TMO’ya ait kara siloları, hem çuvallı hem de dökme hububatın depolanmasına uy-gun. Hububat sağlıklı bir ortamda depola-nıyor. Kara silolarımızın büyük bir bölümü lisanslı depoculuk kriterlerine de uygun olmakla birlikte, uygun olmayanların da rehabilitasyon çalışmalarına devam edili-yor. TMO; yapımı ve işletilmesi özellik arz

Page 20: Sayı 13 | Mart 2015turkted.org.tr/TOHUM_sayi013.pdf · sunuldu. Sektör paydaşlarınca dört gözle beklenen ve geçtiğimiz günler-de okurlarıyla buluşan Tohumculuk Terimleri

20 Mart 2015 Tohum

lamada karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri 26/09/2013 tarihinde Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nda (EKK) değer-lendirildi ve bu kapsamda ilave teşvikler sağlandı.

Maliye Bakanlığı tarafından 01/03/2014 tarihinde yayımlanan, 6527 sayılı Kanun’la vergi istisnaları 31/12/2018 tarihine kadar uzatıldı. SGK tarafından 31/01/2015 tarihinde

yayımlanan Tebliğ doğrultusunda ürün senedi satış işlemlerinde yüzde 2 Bağkur prim kesintisi 01/01/2018 tarihine ka-dar yapılmayacak. 16/10/2014 tarihli 2014/6849 sayılı

Bakanlar Kurulu Kararı ile lisanslı de-polara 5 yıl süre için devlet kira desteği sağlandı. Buğday, arpa, çavdar, yulaf, mısır,

çeltik, pirinç, mercimek, nohut, fasulye, bezelye ve ayçiçeği için 3 TL/Ton/Ay, Pamuk için 7 TL/Ton/Ay, Fındık, zeytin, zeytinyağı, kuru kayısı,

Antep fıstığı, kuru üzüm ve kuru incir için ise aylık ton başına 10 TL’yi geçmemek üzere Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ta-rafından onaylanacak kira ücretlerinin yüzde 50’si oranında.

Ayrıca EKK’de gündeme getirilen Lisanslı Depoculuk Tazmin Fonu’nun güçlendiril-mesi, Ürün İhtisas Borsaları’nın kurulması, tarımsal destek ödemelerinden lisanslı depolardaki ürünlerin de yararlandırılması, ürün senedi karşılığı bankalardan kredi kullanımının yaygınlaştırılması, lisanslı depo kapasitesinin artırılması hususların-daki çalışmalara ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından devam ediliyor.Bu kapsamda; TMO-TOBB LİDAŞ tarafın-dan da depolama kapasitesinin artırılma-

sına yönelik kiralama garantisi verilmek suretiyle, yurdun çeşitli bölgelerinde toplam 550 bin ton depo yapımı için 16/03/2015 tarihinde ihale gerçekleştiri-lirken, şirket sermayesinin güçlendirilmesi-ne yönelik çalışmalar devam ediyor. Önü-müzdeki süreçte sağlanan teşviklerle özel sektörün de devreye girmesiyle, lisanslı depo kapasitesinin hızla artarak sistemin yaygınlaşacağı değerlendiriliyor.

Türkiye tarım sektörünün en önemli kurumlarından birinin genel müdürü olarak, Türkiye tohumculuk sektörünün durumunu ve dünden bugüne gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bilindiği üzere; bitkisel üretimde verim ve kaliteyi yükseltmek, tohumluklara kalite güvencesi sağlamak, tohumluk üretim ve ticareti ile ilgili düzenlemeleri yapmak, tohumculuk sektörünün yeniden yapılan-dırılması ve geliştirilmesi için gerekli olan düzenlemeleri gerçekleştirmek amacıyla 2006 yılında (8 Kasım 2006 tarihli ve 26340 sayılı RG) tohumculuk sektörünün gelişimi için bir yol haritası niteliğinde olan 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu yürürlüğe girdi. Bu kanun sayesinde tohumculuk sektörüne yatırım yapan yerli girişimci sa-yısında büyük artışlar yaşandığı aşikâr.Ayrıca Bakanlığımız tarafından her yıl be-deli belirlenmek üzere bitkisel üretim faa-liyetlerinde sertifikalı tohumluk kullanımı-nın yetersiz olduğu türlerde yurtiçinde üre-tilip sertifikalandırılan tohum, fidan, çilek fidesi ve standart fidan kullanan çiftçilere, ayrıca tohumculuk sektörünün uluslarara-sı rekabete uygun bir şekilde gelişmesini sağlamak için yurtiçi tohum üretiminin yetersiz olduğu bazı türlerde, yurtiçinde

sertifikalı tohum üreten/ürettiren ve serti-fikalandıran, yurtiçinde satışını gerçekleş-tiren gerçek ve tüzel kişilere destekleme ödemesi de yapılıyor (12.04.2014 tarihli ve 28970 sayılı RG - Tarımsal Destekleme-lere İlişkin BKK). Bu destekleme modeli ile daha verimli ve kaliteli ürün üretilmesi, kullanılması ve dolayısı ile milli kaynaklar kullanılarak milli gelirimizin artırılması hedefleniyor. Ülkemizde her yıl kullanılan 2,5-3 milyon ton buğday tohumluğunun yaklaşık 400-500 bin tonu sertifikalı olarak üretilmiş tohumluklar. Kurumumuz; ülkemizin kaliteli buğday üretimini teşvik etmek için 2011 yılından itibaren proteine dayalı yeni alım sistemine geçti. Süne-kımıl tahriba-tı oranı yüzde 2’nin altında ve proteini yüzde 12’nin üzerinde olan buğdaylara, yüzde 1-3 arasında ilave fiyat uygulama-sını başlattı. Üreticinin kaliteli buğday üretimi yapması ve daha fazla gelir elde etmesini sağlamak amacıyla süne-kımıl tahribatı yüzde 2’nin altında ve proteini yüzde 12’nin üzerinde olan ekmeklik ve makarnalık buğdaylara verilen yüzde 1-3 seviyelerindeki ilave fiyatı bu yıl yüzde 1-7’ye yükseltiyoruz. Kurumumuz, kaliteli buğdaya yüzde 1-7 oranlarında ilave fiyat verilmesi uygulaması yaparak, sertifikalı tohum kullanımını ve kaliteli üretimi de teşvik ediyor. Tüm bu politikalar doğrul-tusunda tohumculuk sektörünün günden güne daha iyi noktalara geldiğini söyle-mek mümkün.

Tohum sektörü son yıllarda hızlı bir geli-şim süreci içine girdi. Islah çalışmaları sayesinde birçok üründe kuraklığa dayanıklı, daha lezzetli vb. çeşitler ge-liştiriliyor. TMO olarak tohum kalitesi ve verimliliği kurumunuz için ne kadar önemli? Geçmişle kıyaslayarak Türki-ye’deki ve dünyadaki tohum alanındaki teknolojik gelişmeler hakkındaki gö-rüşlerinizi paylaşır mısınız? Dünyada yaşanan nüfus artışından kaynaklanan gıda ihtiyacının karşılana-bilmesi için daha fazla tarımsal ürün üretme zorunluluğu var. Küresel çapta yaşanan kuraklıklar da üretilen ürün-lerde verim kaybına neden oluyor. Her ne kadar üretim alanlarının artırılması bu soruna çözüm olarak düşünülse de, sınırlı coğrafyada bu olanaksız. Bu doğ-rultuda, ürün veriminin artırılması bir zorunluluk olarak karşımıza çıkıyor. Bit-kisel üretimde verimin artırılması, ıslah edilmiş tohumlukların yaygın olarak

r Ö P O r T A J

Page 21: Sayı 13 | Mart 2015turkted.org.tr/TOHUM_sayi013.pdf · sunuldu. Sektör paydaşlarınca dört gözle beklenen ve geçtiğimiz günler-de okurlarıyla buluşan Tohumculuk Terimleri

Tohum Mart 2015 21

kullanılmasına bağlı. Bu da tohumculuk sektörünün önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. 15 Ocak 2004 tarihli ve 25347 sayılı Res-mî Gazete’de yayımlanan Yeni Bitki Çeşit-lerine Ait Islahçı Haklarının Korunmasına İlişkin Kanun da Tohumculuk Kanunu gibi sektörün gelişmesi için önemli bir adım. Buradaki amaç; bitki çeşitlerinin gelişme-sini özendirmek, yeni çeşitlerin ve ıslahçı haklarının korunmasını sağlamak. Bu sayede bilim ve teknolojiyi en üst seviyede kullanan tohumculuk sektörünün sınırları yasalarla belirleniyor ve hakları da yasalar-la korunuyor. Bakanlığımızın ilgili birimleri de konuyu titizlikle ele alıyor.Ülkemizde 1930’lu yıllarda başlatılan bitki ıslahı ve tohumluk üretimi çalışmaları ile hedeflendiği üzere; tohumculuk sektörü-nün gelişmesi, daha kaliteli tohum üre-tilmesi dolayısı ile üreticinin daha kaliteli tohum kullanarak daha fazla ve kaliteli ürün elde etmesi anlamına geliyor. Böylece üreticiler ürünlerini gerek TMO’da gerekse piyasada daha yüksek fiyattan değerlen-dirme imkânı bulacak. Dolayısıyla toplum refahı da artacak. Ayrıca TMO almış olduğu kaliteli buğday sayesinde pazarlama soru-nu yaşamazken, uluslararası platformda da daha rekabetçi bir konuma gelecek.

Haşhaş tohumlarının ıslahı konusunda TMO kendi çalışmalarını gerçekleşti-rirken, bir yandan da diğer kuruluşlarla birlikte faaliyet yürütüyor. Türkiye bugün haşhaş tohumu üretimi ve ıslahında han-gi konumda yer alıyor? Yapılan ıslah çalış-maları hangi yönde ilerliyor? Ülkemizde haşhaş tarımı 5 bin yıldır yapılır-ken, bugün Türkiye haşhaş tohumu üretimi ve ihracatında dünyada birinci sırada yer alıyor. Haşhaş tarımında kârlılığın, verim-liliğin ve rekabet gücümüzün arttırılarak haşhaş tarımının sürekliliğinin sağlan-masını teminen Kurumumuz bünyesinde kamu araştırma kurumları ve üniversiteler ile yapılan ortak projeler dâhilinde haşhaş tohumu ıslah çalışmaları sürdürülüyor. Yapılan ıslah çalışmaları neticesinde; haş-haş kapsülündeki morfin oranı kademeli olarak yükseltildi. Bugüne kadar 10 adedi Kurumumuza ait olmak üzere toplam 23 adet haşhaş çeşidi tescil ettirildi. Kapsül morfin içeriği yüksek, tescilli çeşitler; to-humluk amaçlı olarak geniş alanlarda üreti-lirken, bu çeşitlerden elde edilen tohumlar sertifikalandırılıyor ve haşhaş üreticilerinin talepleri dikkate alınarak tohumlar bedeli mukabilinde üreticilere dağıtılıyor.

rılırken, ekmek israfında ortalama yüzde 18’lik bir iyileşme sağlandı. Milli ekonomi-ye katkı yönüyle değerlendirildiğinde; hal-kımızın ekmek için 2012 yılında yaptığı 26 milyar TL’lik harcama, kampanya ile olu-şan duyarlılık sonucunda 23,5 milyar TL’ye geriledi ve 2,5 milyar TL tasarruf sağlandı. Ekmek tüketimi azalışından sağlanan bu tasarrufa, çöpe atılmaktan kurtarılan 300 milyon TL dâhil edildiğinde, milli eko-nomide yıllık 2,8 milyar TL tasarruf elde edildi. Türkiye’de yürütülen bu çalışmaları ve elde edilen kazanımları değerlendiren Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Ekmek İsrafını Önleme Kampanyası’nı dünyada israf konusundaki çalışmalara katkıda bulunan “örnek uygulama” olarak göster-di. Kampanya çalışmalarına; Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün (OECD) her yıl yayımladığı “2014-2023 OECD FAO Tarım Görünüm Raporu” ile National Ge-ographic dergisinin Kasım 2014 sayısında geniş yer verildi. National Geographic der-gisi, kampanyayı “önemli ve en kapsamlı bir proje” olarak takdim etti.Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu IFAD’ın 16-17 Şubat 2015 tarihlerinde Roma’da gerçekleştirilen 38. Guvernörler Konsey Toplantısı’na katılım sağlanarak Türkiye’nin 2015 yılı G-20 Dönem Baş-kanlığına ilişkin oturumda “Ekmek İsrafını Önleme Kampanyası” konusunda bir su-num gerçekleştirildi. Gıda israfının küresel ölçekte azaltılması bakımından ülkeler ve uluslararası kuruluşlar arasında deneyim-lerin paylaşılması ayrı bir önem arz ettiğin-den, kampanya çalışmaları uluslararası düzeyde de paylaşılıyor.

Haşhaş kapsülündeki morfin oranının daha da artırılması ve diğer alkaloidlerce zengin çeşitlerin elde edilmesi amacıyla yurtiçi ve yurtdışı kuruluşlarla materyal te-mini ve tohum ıslahı konularında iş birliği çalışmalarına devam ediliyor. Bu kapsam-da, üniversiteler ve tarımsal araştırma ku-ruluşları başta olmak üzere yurt dışındaki kuruluş ve firmalarla da iş birliği yapılması yönündeki çalışmalar sürdürülüyor.

Son olarak eklemek istediğiniz bir konu veya okurlarımıza iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı? Bilindiği üzere ekmeğin temel ham mad-desi olan buğday, açlıkla mücadele eden dünyamızda daha stratejik hâle geliyor. Bu nedenle başta ekmek olmak üzere gıda israfının önlenmesi ve sahip olunan kaynakların korunması giderek önem ka-zanıyor. Bu duyarlılıkla hareket edilerek 17 Ocak 2013 tarihinde Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından bir sosyal sorumluluk projesi olarak “Ekmek İsrafını Önleme Kampanyası” başlatıldı. Kampanya kapsamında bugüne kadar 724 farklı kurum, kuruluş ve sivil toplum örgütünün katkılarıyla 747 etkinlik düzen-lendi.2013 yılı sonunda, kampanyanın ilk so-nuçlarını almak ve oluşturduğu etkiyi belir-lemek amacıyla geniş kapsamlı bir araştır-ma yaptırıldı. Gönüllü katkılarla yürütülen ve herhangi bir yaptırımı olmayan kam-panya çalışmalarıyla kısa sürede önemli kazanımlar elde edildi. Nitekim araştırma-ya göre; kampanya sayesinde yılda 384 milyon adet ekmek çöpe atılmaktan kurta-

Page 22: Sayı 13 | Mart 2015turkted.org.tr/TOHUM_sayi013.pdf · sunuldu. Sektör paydaşlarınca dört gözle beklenen ve geçtiğimiz günler-de okurlarıyla buluşan Tohumculuk Terimleri

22 Mart 2015 Tohum

Tohum testlerindeki standardizasyon tohum pazarlamada büyük öneme sahip. Bu standardizasyonu sağlamak için; yapılan araştırmalar, el kitapları, herbaryumlar ve broşürler kullanılıyor. Ancak görüntüleme tekniği sayesinde daha sağlıklı şekilde yapmak mümkün.

Tohum analizi, analistin deneyim ve bilgisine bağlı olarak öznel şekilde yapıl-maktadır. Çimlendirme testleri, tohum analistlerine doğru yorum yaptırmak suretiyle normal-anormal fide ayrımının yapmasını sağlar. Tohum testlerindeki standardizasyon tohum pazarlama-da önem taşır. Bu standardizasyonu sağlamak için; yapılan araştırmalar, el kitapları, herbaryumlar ve broşürler kullanılmıştır. Örneğin; el kitaplarında siyah-beyaz tohum figürleri ile bazı ka-rakterler belirlenmeye çalışılmıştır. Oy-saki tohum testlerinde standardizasyon, görüntüleme tekniği ile daha sağlıklı şekilde yapılabilir. Bilgisayar destekli görüntü işleme ve analizi ile hızlandırıl-mış görüntü yakalama ve farklı morfolo-jik yapıların miktarı ve sıklığı belirlenir, ki bu durum çimlenme ve güç testi için önemlidir. İmaj analiz sistemi de ilk ola-rak, buğdayda hızlı görüntü yakalama ve işleme; hareketli kamera ve mikrobilgi-sayar sistemi ile denenmiştir (Keefe ve Draper 1988).

Maliyet ve zamandan tasarrufBilgisayar destekli imaj analizleri, tohum morfolojisi ve biyolojisinin, yani kalite ve çimlenmenin anlaşılmasını geliştirilmiş yöntemlerle kavramayı sağlamaktadır. Tohumun su alımı, kökçük çıkışı ve uza-ma oranı, kalite sınıflandırma analizleri ile tohum şekil, renk, boyut parametre-leri belirlenir. Bitki üretiminde sınıflan-dırma ve analiz için kullanılan makine görüntülü sistemlerin en önemli özelliği, hızlı ve doğru görüntü ile analiz yapa-bilmektir. Bilgisayar teknolojisi kullanı-mının avantajları kolay uygulanabilirlik, düşük maliyet ve zamandan tasarruftur.

Stres koşullarını erken tespit Kautsky ve Hirsch (1931), 70 yıldan daha fazla bir süre önce bitkileri karanlıktan mavi ışığa doğru yönlendirerek kırmızı ışık altında Klorofil Floresan tespitine imkan vermişlerdir. Bu çalışma ile birlikte kapalı ortamdaki fotosentetik aktivitenin ölçümü için kullanımı başlamıştır. Son 20 yılda tarımsal üretim alanında gelişen teknoloji içinde en önemli kullanım alanı tohum çimlenme kalitesinin test edilmesi olmuştur. Bu konuda son yaklaşımlar daha çok tohuma zarar vermeden ve kim-yasal uygulamadan otomasyon-bilgisayar kullanımı üzerine yoğunlaşmıştır. Tohum boyutunun sınıflandırılması ve tohum yüzey renginin değişimi gibi fiziksel özel-likleri bilgisayar destekli görüntüleme sistemleri, spektrofotometreler, X-Ray cihazları ya da bunları kombine kullana-rak; tohumun içsel ve dışsal morfolojik özelliklerini, klorofil floresan görüntüleme adı verilen lazer teknolojisi de tohum kabuğundaki klorofili tespit etmek için kullanılmaktadır. Ayrıca, Klorofil floresan görüntüleme tekniği ile bitkilerde stres koşullarının etkisi erken safhada tespit edilirken, kaliteli ürün elde edilmesi de sağlanmaktadır.

Sistemin özellikleriKlorofil Floresan Görüntüleme sistemi temelde 4 önemli aşamadan oluşur; 1) Görüntü yakalama; aydınlatma, veri tespiti ve bilgisayara aktarımı2) Görüntüyü bölümlere ayırma; uygun alanın ya da yapının seçimi3) Analiz; görüntülenen kısımların flore-san paramatrelerinin hesaplanması4) Verilerin görüntü olarak aktarılmasıFloresan; soğuk cisimlerde moleküler

fotonun yutulmasının daha uzun bir dal-ga boyunda diğer bir fotonun yayılmasını tetiklemesiyle gerçekleşen ışık verme (ışıma) olayıdır. Yutulan ve yayılan foton-lar arasındaki enerji farkı moleküler tit-reşimler ya da ısı olarak ortaya çıkar. Bir molekülün ışık soğurma yeteneği onun yapısındaki atomik çekirdek etrafında elektronların yerleşimine bağlıdır. Böyle-ce molekül tarafından bir foton soğurul-duğunda bir elektron daha yüksek enerji seviyeli bir orbitale kaldırılır. Uyarılmış molekülde daha yüksek enerjili orbital-lere taşınan elektronlar genellikle kendi düşük enerjili orbitallerine geri dönerler. Uyarılmış molekülün eski durumuna dön-mesiyle salınan ışık floresan olarak ad-landırılır. Floresan ışıma daima soğurulan dalga boyundan daha uzun dalga boylu yani daha düşük enerjilidir. Bitkilerdeki floresan normal şartlar altında oluşmaz, sadece çok yüksek ışık şiddeti ve yüksek stres ile gerçekleşebilir. Floresan adını bu olayın sıklıkla gözlemlendiği, kalsiyum floridden oluşan “florid” adlı mineralden alır. Klorofil floresan görüntüleme siste-mi; Imaging PAM (Schreiber vd. 2007), FluorCam (Nedbal vd. 2000), CF Imager (Lawson vd. 2002), CCD kamera ve bilgi-sayar gibi ekipmanlardan oluşur, bu sis-temlerin hepsi hızlı flaş uyarımı dahilinde geliştirilmiştir (Schreiber vd. 1986).

Neler görüntüleniyor? Biber tohumunda su alımı ile başlayan metabolik aktivite sonucu çimlenme başlar. Çimlenme safhasındaki biber tohumlarında klorofil floresan ölçümü ile 65., 72. ve 79. saatte klorofil yüksek bulunurken, 87. saatten itibaren azalma başlamıştır. Hipokotil ve kotiledon kısım-

KLOROFİL FLORESAN GÖRÜNTÜLEME TEKNİĞİ

Yrd. Doç. Dr. Burcu Begüm KenanoğluUşak Üniversitesi Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü

M A k A l e

Page 23: Sayı 13 | Mart 2015turkted.org.tr/TOHUM_sayi013.pdf · sunuldu. Sektör paydaşlarınca dört gözle beklenen ve geçtiğimiz günler-de okurlarıyla buluşan Tohumculuk Terimleri

Tohum Mart 2015 23

larının 94. saatte belirginleşirken, 103. saatte de radikul (kökçük) çıkışı görüntü-lenmiştir. Domates tohumlarının embri-yolarında klorofil olmadığı bilinmektedir. Ancak, bazen döllenmeden 24 gün sonra hasat edilen tohumların ekstraktındaki yüksek klorofil içeriğinin olgunlukla birlik-te azalabileceği belirlenmiştir. Floresan görüntüleme ile tohum kabuğunda bulu-nan klorofil saptanırken, endosperm ve embriyoda bulunmamıştır. Teknik sadece kabuktaki klorofili göstermez, aynı za-manda radikul ucundaki klorofili de tespit etmektedir. Farklı olgunluk dönemlerinde hasat edilen biber tohumlarında olgunluk ile birlikte testada bulunan klorofil varlı-ğının azalışa geçiş süreci Klorofil floresan görüntüleme tekniği kullanılarak ortaya konulmuştur. Klorofil ve olgunluk arasın-da ters orantı mevcuttur. Bu süreçte ayrı zamanlarda yapılmayıp karışık hasat yön-temi kullanıldığında ortaya çıkabilecek kalite kayıplarının önüne geçileceği düşü-nülmektedir (Kenanoğlu, 2013).

▪ Floresan görüntüleme tekniği ile fo-tosentezin düzenlenmesinde stomal iletimin rolü araştırılmaktadır (Meyer ve Genty 1999) ve yapraktaki fotosentetik hareket tanımlanmıştır (Siebke ve Weiss 1995). ▪ Meyvelerde fizyolojik olgunluk ve renk-lenme için Klorofil floresan ile ilişkilen-dirme yapılır (Song vd. 1997). Hastalık gelişimi (DeEll vd. 1996) örneğin; fungus (Schwarbrick vd. 2006, Guidi vd. 2007) ya da virüs (Perez-Bueno vd. 2006) en-feksiyonu tespiti ya da depolama süre-since olabilecek stres koşulları tahmini yapılmaktadır (DeEll vd. 1995). ▪ Kuraklık (West vd. 2005), don (Lindgren ve Hallgren 1993) ve üşüme zararı (Ho-gewoning ve Harbinson 2007), tuzluluk (Shabala vd. 1998), yüksek sıcaklık ve ışık şiddeti (Zuluaga vd. 2008) gibi stres koşullarının etkisini tespit etmekte ve ha-sat sonrası fizyolojik gelişim takibinde de klorofil floresan görüntüleme aktif olarak kullanılmaktadır.

Yararlanılan kaYnaklar• Baker, K. N., Oxborough, K., Lawson, T. And Morison, J.I.L. 2001. High resolution imaging of photosynthetic activities of tissues, cells and chloroplasts in leaves. J. Exp. Bot., 52; 615-621.• Bro, E., Meyer, S. and Genty, B. 1996. Heterogeneity of leaf CO2 assimilation during pho tosynthetic induction. Plant, Cell and Environment. Vol. 19; pp:1349–1358• Buschmann, C. and Lichtenthaler, H.K. 1998. Principles and characteristics of mutli-colour fluorescence imaging of plants. J. Plant Physiol., vol. 152; pp: 297-314.• Ciscato M, Sowinska M, vandenVen M, Heisel F, Deckers T, Bonany J, ValckeR. 2001. Fluorescence imaging as a diagnostic tool to detect physiological disorders during storage of apples. Acta Horticulturae, vol. 553; pp: 507–512.• DeEll, J.R. and Prange R.K. 1995. Chlorophyll fluorescence as a potential indicator of cont rolled-atmosphere disorders in ‘Marshall’ Mclntosh apples. Hortscience, 30; 1084-1085.• DeEll, JR, Prange R.K. and Dennis P.M. 1996. Chlorophyll fluorescence of Delicious apples at harvest as a potential predictor of superficial scald development during storage. Postharvest Bio. and Tech. Vol. 9 (1), pp:1-6• Guidi, L., Mori, S., Degl’innocenti, E. and Pecchia, S. 2007. Effects of ozone exposure or fungal pathogen on white lupin leaves as determined by imaging of chlorophyll a fluorescence. Plant Physiology and Biochemistry. 45; 851-857• Hogewoning, S.W. and Harbinson, J. 2007. Insights on the development, kinetics, and variation of photoinhibition using chlorophyll fluorescence imaging of a chilled, variegated leaf. Journal of Experimental Botany, 58; 453-463.• Jalink, H. and Schoor, R. 2003. Powerpoint. • Kautsky, H., and Hirsch, A. 1931. Kurze Originalmitteilungen. Naturwissenschaften vol. 19, 964 p.• Keefe, P. D. and Draper, S.R. 1988. An automated machine vision system for the morpho metry of new cultivars and plant genebank accessions. Plant Varieties and Seeds, 1; 1-11.• Kenanoğlu, B.B. 2013. Klorofil Floresan Ayırım Ve Görüntüleme Tekniğinin Biber Tohumlarının Kalitesini İyileştirme Amacıyla Kullanımı. Doktora tezi.• Lawson, T., Oxborough, K., Morison J.I.L. and Baker, N.R. 2002. Response of photosynthetic electron transport in stomatal guard cells and mesophyll cells in intact leaves to light, CO2 and humidity. Plant Physiol., 128; 1-11.• Lindgren and Ha¨llgren 1993. Cold acclimation fo Pinus contorta and Pinus sylvestris assessed by chlorophyll fluorescence. Tree Physiology, 13; 97–106.• Meyer, S. and Genty, B. 1999. Heterogeneous inhibition of photosynthesis over the leaf surface of Rosa rubiginosa L. during water stres and abscisic acid treatment: induction of a metabolic component by limitation of CO2 diffusion. Planta, 210; 126-131. • Nedbal, L., Soukupova, J., Withmarsh, J. and Trtilek, M. 2000. Postharvest imaging of chlorophyll fluorescence from lemons can be used to predict fruit quality. Photosynthetica, 38; 571-579.• Shabala, S.N., Shabala, S.I., Martynenko,A. I., Babourina, O. and Newman, I.A. 1998. Salinity effect on bioelectric activity, growth, Na+ accumulation and chlorophyll fluorescence of maize leaves: a comparative survey and prospects for screening. Australian Journal of Plant Physiology, 25; 609–616. • Schreiber,U. 1986. Detection of rapid induction kinetics with a new type of high frequency modulated chlorophyll fluorometer. Photosynthesis Research, 9, 261-272.• Siebke, K. and Weiss, E. 1995. Assimilation images of leaves of Glechoma hederacea: analysis of non-synchronous stomata related oscillations. Planta, 196, 155-165.• Sowinska, M., Deckers, T., Eckert, C., Heisel, F., Valcke, R. and Miehé, J. 1998. Evaluation of fertilization effect on apple-tree leaves and fruit by fluorescence imaging.• Song, J., Deng, W., Beaudry, R.M. 1997. Changes in chlorophyll fluorescence of apple fruit during maturation, ripening and senescence. HortScience, 32; 891-896.• Suhartanto, M.R. 2002.Chlorophyll in tomato seed: marker for seed performance? PhD thesis, Wageningen University. The Netherlands, 150p.• Perez-Bueno, M.L., Ciscato, M., vandeVen, M., Garcia-Luque, I., Valcke, R., & Baron, M. 2006. Imaging viral infection studies on Nicotaian benthamiana plants infected with the pepper mild mottle tobamovirus. Photosynthesis Research, 90; 111-123. • Zuluaga, D.L., Ponzali, S., Loreti, E, Pucciariello, C., Degl’Innocenti, E., Guidi, L., Alpi, A., and Perata, P. 2008. Arabidopsis thaliana MYB75/PAP1 transcription factor induces anthocyanin production in transgenic tomato plants. Functional Plant Biology, 35; 606-618.

Klorofil Floresan Görüntüleme sistemi Biber tohumlarında çimlenmenin 9 farklı (saat) döneminde KlorofilFloresan Görüntülemesi (Jalink ve Schoor 2003).

Domates tohumun kısımlarında ve embriyo ile sürgün ucunda bulunan klorofil varlığı (Suhartanto, 2002).

Gübre etkinliğindenenfeksiyon tespitine Klorofil içeren bitkiler kırmızı ışığı (670-690 nm) yoğunlukla absorbe eder. Kloro-filin düzeyi ile miktarı, tarım ürünlerinde kalitenin saptanması ve bitkinin fizyolojik performansı bakımından farklı türlerde kullanım alanı bulmuştur. Bu alanlara örnek vermek gerekirse;▪ Elmada depolama sürecinde klorofil parçalanması sonucu oluşan fizyolojik zararların tespiti (Ciscato vd. 2001), ▪ Meyve ağaçlarında azot gübrelemesi-nin etkinliğinin ölçülmesi (Sowinska vd. 1998), ▪ Bu teknik, tüm yaprakta çalışma olana-ğı sağlar (Buschmann ve Lichtenthaler 1998) ve stres altında yapraktaki foto-sentez aktivitesinin düşüşü analiz edile-bilir (Bro vd. 1996). ▪ Yaprakta, fotosentetik elektronun doku-lara, hücrelere ve kloroplastlara taşınma-sı yüksek çözünürlükte görüntülenebilir (Baker vd. 2001).

Page 24: Sayı 13 | Mart 2015turkted.org.tr/TOHUM_sayi013.pdf · sunuldu. Sektör paydaşlarınca dört gözle beklenen ve geçtiğimiz günler-de okurlarıyla buluşan Tohumculuk Terimleri

24 Mart 2015 Tohum

A H d e V e F A

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Eğitiminiz, aile ve iş hayatınızla ilgili kısaca bilgi verebilir misiniz?Rize doğumluyum. 1979 yılında Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden me-zun oldum. Aynı yıl Rize İli Teknik Ziraat Müdürlüğü’nde göreve başladım. 1983 yılında ise Ankara Bölge Çeşit Tescil ve Deneme Enstitüsü’nde tohumlukla ilgili maceram başladı. Daha sonra Bakanlıkta yapılan reorganizasyon sonucu müdürlü-ğün adı Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkezi Müdürlüğü olarak değişti. Aynı müdürlükte 1994 yılında Müdürlüğe

atandım. 1999 yılında Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğü’nde Genel Müdür Yardımcısı oldum ve bu görevi 2011 yılına kadar yürüttüm. Aynı yıl Bakan-lığın reorganizasyonu sonucunda, kanunla Bakanlık Müşavirliğine atandım, halen bu göreve devam ediyorum. Ankara’ya geldiğim 1983 yılından 2011’e kadar kamuda tohumculuk konusunun her kademesinde görev yaptım. Birçok yurt içi ve yurt dışı tohumculuk projelerini yürüttüm. En son olarak Türk-Fransız To-humculuk Projesinin başarılı bir şekilde tamamlanması neticesinde, Fransız Tarım

Bakanlığı’ndan Şövalye unvanı alan ilk Ba-kanlık yetkilisi oldum. 33 yıllık kamuda to-humculukla ilgili görevim esnasında 30’a yakın yönetmelik ve en son çıkan ama benim birçok konuda yeterli bulmadığım Tohumculuk Kanunu’nun hazırlanmasında görev aldım. Kısaca Türkiye tohumculuğu-nun doğuşunu, gelişimini ve büyümesini bizzat yaşayan biriyim.

Uzun yıllar Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğü (TÜGEM) Genel Müdür Yardımcılığı ve Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkezi (TTSM) Müdürlüğü görevini yürüttünüz. Hâlâ Bakanlık Müşaviri olarak görev yapıyorsunuz. Bu mesleğe giriş hikâyenizi paylaşır mısınız?Tohumculuk konusunda Ankara Bölge Çeşit Deneme Enstitüsü’nde mısır, patates ve şeker pancarı tescil koordinatörü olarak göreve başladım. O yıllarda tohumculukla ilgili olarak, 1963 yılında yayınlanan ve bence Bakanlığın geçmişteki en verimli ka-nunlarından biri olan, 308 sayılı Kanunla tohumculuk iş ve işlemleri yürütülüyordu. Ben bugün o kanunun hazırlanmasında ve yayınlanmasında emeği geçen meslektaş büyüklerimi saygı ile anıyorum. Gerçekten zamanının en iyi kanunuydu. Benim to-humculukla tanışmam 1983 yılının Ocak ayında yapılan Araştırma Grup Toplantısına katılarak başlamış oldu.

Meslek hayatınızın başlangıcından bugünü düşündüğünüzde, tarım sektörünün dönüm noktası olarak adlandırabileceğiniz olumlu ya da olumsuz olay sizce hangisi? Neden?Türk tarımının dönüm noktaları bana göre eski Bakanlarımızdan rahmetli Bahri Dağdaş’ın yurt dışından getirttiği buğday tohumlarının ülkemizde denenmesinin sağlandığı 1960 yılında alınan kararla baş-ladı. O zamanlar kapalı bir ekonomiye sa-hip olan ve tarım ülkesi sayılan ülkemizin

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nda Bakanlık Müşaviri olarak görev yapan Bahattin Bozkurt, Türkiye tarım sektörünün dünü, bugünü ve yarınını değerlendirdi. “Türkiye tohumculuğunun başlangıcı ile bugünü arasında önemli farklar var” diyen Bozkurt, sektörün gelişimi için daha geniş bir vizyonda yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini söylüyor.

GERÇEKÇİ ÖNGÖRÜLERLEYÜKSEK STANDARTLAR

Page 25: Sayı 13 | Mart 2015turkted.org.tr/TOHUM_sayi013.pdf · sunuldu. Sektör paydaşlarınca dört gözle beklenen ve geçtiğimiz günler-de okurlarıyla buluşan Tohumculuk Terimleri

Tohum Mart 2015 25

tohum ithal etmesi yadırganmıştı. Bu olay tarımsal gelişmemizdeki ilk aşama. Daha sonra Güneydoğu Anadolu Projesi’nin (GAP) başlaması, bunu takip eden Tarım-sal Yayım ve Uygulamalı Araştırma Projesi (TYUAP)… Son yıllarda tarımla ilgili çıkartı-lan Kanunlar, artan tarımsal destekler ve en önemlisi de 2000’li yıllarda başlayan Çiftçi Kayıt Sistemi’nin (ÇKS) devreye sokulması Türkiye tarımının dönüm nokta-larını oluşturdu.Bence Türkiye tarımının olumsuz yanların-dan biri, sıkça yapılan reorganizasyonlar. Mesleğe başladığım günden bugüne ka-dar Bakanlığın adı 4 kez değişti. Yapılan her reorganizasyon, Bakanlık’ta hafıza kaybına neden oldu.

Türkiye tarım sektörünün bugünkü durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Meslek hayatınıza ilk başladığınız yıllarla bugün arasında olumlu ve olumsuz farklar nelerdir, bahseder misiniz?Mesleğe başladığım 1980’li yıllar ile bu-günkü tarım arasında büyük farklılıklar var. Bu farklılıkları tarımsal üretim ve ihra-cat rakamlarına bakarak görebiliriz. Ancak son yıllarda tarımsal üretimden kaçma eğilimini, hayvancılıkta ve tarım alanların-daki küçülmenin sebeplerini ve kırsaldan büyük kentlere iş gücü göçünü gelecekte tarımımızın önündeki engeller olarak gö-rüyorum. 2000’li yıllara nazaran tarımsal üretim miktar ve değerleri arttı, özellikle de tohumculukta ihracat önemli seviye-lere geldi. Türkiye tohumluk üretimi ve işleme kapasitesi bakımından Avrupa’da ilk 5’e giren ülkelerden biri oldu.

Tohumculuk sektörünün gelişimi konusunda Bakanlık, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının attığı adımları yeterli buluyor musunuz? Sizce sektörün en önemli sorunu ve bu sorunun giderilmesi konusunda yapılması gereken en acil çalışma nedir?Ülkemizde tohumculuk sektörünün gelişi-mi, batılı ülkelerin 100 yıllık deneyimlerine karşılık bizde 1980’li yılların 2’nci yarısın-da başladı. Daha önce uygulanan kamu tarafından fiyatların belirlenmesi sona erdirilerek, fiyatların serbest bırakılması ve tohum ithalatına izin verilmesi sağlan-dı. Ardından özel sektörün teşvik edilmesi, mesleki örgütlenmenin sağlanması ve to-humculuk yatırımlarının teşvik edilmesi ile Türkiye tohumculuğu yeni bir yapılanmaya girdi. 1984-85 yıllarında alınan tedbirlerle ülkemizde yerli ve yabancı sermayeli to-humculuk firmaları önemli yatırımlar yaptı. Bugün teknoloji transferi şeklinde yapılan yatırımlar sonucu sektörde önemli bir yere gelindi. Türkiye tohumculuğunun başlan-gıcı ile bugünü arasında önemli farklılıklar var. Özel sektörün gelişim hızı, dünyadaki gelişmeleri takip etme ve sektördeki yenilikleri hızla ülkemize kazandırma ko-nusunda büyük aşama kaydedildi. Bunun yanı sıra kamuda, beklentilere tam cevap verilemese de, bu konuda gerekli düzenle-meler yapıldı. Ancak tohumculuk dünyada belli standartlarla belirlenen bir sektör. Bu konuda verilen en ufak tavizin tarımsal üretime olumsuz yansımaları olur. AB ülkelerinin 1960’lardaki yapısını ülke-mize kazandırmışken, onların bu konudaki gelişmelerini takipte biraz yetersiz kalındı. Bugün tohumculukta ileri ülkeler 2020 yılının öngörülerini çalışırken, biz hâlâ 1980’lerde olduğu gibi “İthalat olsun mu? Olmasın mı?” kavgası ve aşırı devletçi bir bakış açısıyla sektöre bakarsak, gelecekte de yeniden bu konuda bizden ileride olan ülkelerin gerisinde kalmış oluruz. 2006 yılında çıkartılan Kanun bu alanda bir milat oldu. Ama bugün gelinen durumda, Kanun yine yetersiz kaldı. Tohumculuk Ka-nunu ile kurulan sektör yapılanması yanlış temellere oturdu. Sektör alt birliklere ayrı-larak hem gücünü, hem de enerjisini boşa harcadı. Buna karşılık Bakanlık kendi iç bünyesindeki tohumculukla ilgili yapılan-mayı tam yapamadı. Gelinen bu durumda Tohumculuk Kanunu bir an evvel gözden geçirilmeli; hem sivil yapılanma, hem de kamudaki yapılanma yeniden düzenlen-melidir. Bence sektörün en önemli sorunu bir zamanlar şiddetle ihtiyaç duyduğu

kanun ve yönetmeliklerin verdiği yapılan-madır. Bu haliyle bence “Tohumculuk Ka-nunu” Türkiye tohumculuğunun önünde bir engel olarak duruyor. Bunun için acil dar çerçevede bir komisyon oluşturularak, hedef 2023 Türkiye vizyonuna uygun bir yasal düzenleme değişikliklerine gidilmeli.

TÜRKTED’in tohumculuk sektöründeki konumunu ve sürdürdüğü çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye tohumculuğunun gelişmesinde başlangıçta önemli bir görev üstlenen TÜRKTED, daha sonra kanunla Türkiye To-humcular Birliği’nin (TÜRKTOB) kurulması ile önemini yitirdi. Ancak TÜRKTOB, TÜRK-TED’in başlangıçta üyelerinin haklarını koruma ve sektörün gelişmesinde göster-diği çalışmaları gösteremedi. Bu nedenle TÜRKTOB ve alt birliklerin yapısını ve ça-lışmalarını, Türkiye tohumculuğunun gele-ceği açısından sorgulamalıyız. TÜRKTOB ve buna bağlı kurulan alt birliklerin geçen 8 yıl içerisinde Türkiye tohumculuk sek-törüne olan faydalarının bağımsız akade-misyenlerce etki analizinin yapılması acil alınması gereken tedbirler. Buna karşılık TÜRKTED’in de kendi durumunu gözden geçirmesi, özellikle üye sayısını artırması ve sektöre daha fazla yaklaşabilmek için 1985 yılındaki kuruluş felsefesini yeniden yakalaması gerektiğini düşünüyorum.

Özel sektörün

teşvik edilmesi,

mesleki örgütlenmenin

sağlanması ve

tohumculuk

yatırımlarının teşvik

edilmesi ile Türkiye

tohumculuğu yeni bir

yapılanmaya girdi.

Page 26: Sayı 13 | Mart 2015turkted.org.tr/TOHUM_sayi013.pdf · sunuldu. Sektör paydaşlarınca dört gözle beklenen ve geçtiğimiz günler-de okurlarıyla buluşan Tohumculuk Terimleri

26 Mart 2015 Tohum

V İ Z Y O n e r B A k I ş

Fransa, tohumculuk sektörünün dünya-da en gelişmiş olduğu ülkelerden biri. 1940’lı yıllarda çıkarılan tohumculuk kanununun bu gelişimdeki payı oldukça büyük. Bugün dünyada tohumluk ihracatı yapan ülkeler sıralamasında ilk sıralarda Fransa ismi de geçiyor. Bu başarının en önemli nedenlerinden biri, Fransa’nın tohum sektöründe oluşturduğu yapı ve sektöre verilen önemin bir sonucu olarak kurulan Fransa Tohum ve Fide Birliği (GNIS).GNIS, Fransız tohum sektöründe faaliyet gösteren paydaşları bir araya toplayan en önemli kuruluş. Hem resmi hem de meslekler arası bir organizasyon olan GNIS, Fransa Tarım Bakanlığı’nın gözeti-mi altında bulunuyor. Kuruluşu 11 Ocak 1941 yılına dayansa da, bugünkü yapı-

sına 1962 yılında Fransız hükümetinin aldığı bir kararla kavuştu. Kuruluşun organizasyon yapısı, sek-tördeki farklı tarım ürünü gruplarının tohum ve fidelerini üreten, çoğaltan, işleyen, satan ve kullananlarla ilgili tüm meslek temsilciliklerinden oluşan 8 uzmanlık alanından oluşuyor. Bu bölümler; tahıl ve bakliyat, mısır ve sor-gum, yem ve çim, pancar ve endüstriyel hindiba, patates, yağlı tohum, keten ve kenevir ile sebze bitkileri ve çiçekler. Her bölüm, bu bitki türleriyle ilgili tüm meslek temsilcilerinin bir araya gelme-sine ve tohum sektörüyle ilgili kararların alınmasında öncü bir rol oynamasına katkıda bulunuyor. Meslek temsilcilikleri kendi ilişkilerinin çerçevesini kendileri tanımlıyor ve sektö-

rü düzenleyici değişiklikler öneriyor. Aynı zamanda hem Fransız hem de Avrupalı yetkililerin önerilerine karşılık kendi gö-rüşlerini sunuyor. Faaliyetleri arasında piyasaları takip etmek ve tohum üretim koşullarını iyileştirmek için teknik uygula-malar tanımlamak yer alıyor. Aynı zaman-da hem ülke içinde hem de yurtdışında bilgi ve iletişim faaliyetlerini yürütmek de GNIS’in görevleri arasında bulunuyor.GNIS’in içindeki 8 uzmanlık alanının kuruluş içindeki rolleri; ortak bir karara vararak kolektif çalışmalar yapmak. Aktivitelerin birlikteliği için yapılan orga-nizasyonlar, GNIS’e bağlı olan ve “Mer-kez Komite” olarak adlandırılan idare konseyi tarafından koordine ediliyor. Böylece kuruluş özellikle üreticiler ve üretici firmalar arasında bilgi sirkülas-yonu ve diyalog ortamı yaratıyor. Tohum sektöründe uygulanan düzenlemelerin geliştirilmesi ve sektörün kalkınması için politikalar üretiyor. Aynı zamanda, hükümet temsilcilerinin bu düzenleme-leri doğru uygulamasını sağlamaktan ve tohum endüstrisinin tüm kontrolünden de GNIS sorumlu. Bir taraftan sektörün aktörleri, diğer taraftan toplum ve kamu gücü arasında bağ kuran GNIS’in misyonlarından biri, tohum sektörünü tanıtmak ve canlan-dırmak. Bu doğrultuda, bugün tohum sektörünü direkt olarak ilgilendiren bazı sosyal konularla da ilgileniyor. Bunlardan bazıları biyoçeşitlilik, yaşam patenti, sürdürülebilir tarım, biyoteknoloji ve ge-netiği değiştirilmiş organizma (GDO). Bu karışmayı ve sektördeki aktörlerin oyna-dığı rolü göstermeyi amaçlayan kuruluş, meslekler arası çoğalma ve dolayısıyla bu konular hakkında bilgi ve iletişimin payının artmasına da katkı sağlıyor.

Dünyada tohumculuk endüstrisinin en ileri noktada olduğu ülkelerden biri olan Fransa’da tüm sektör paydaşlarını bir araya getiren en büyük kuruluş, Fransa Tohum ve Fide Birliği olarak da bilinen “Le Groupement National Interprofessionnel des Semences et Plants (GNIS)” (Ulusal Mesleklerarası Tohumluk ve Fide Kuruluşu). Tohumculuk endüstrisini daha ileriye götürmek için adımlar atan kuruluş, sektörün tüm aktörleri arasında bir diyalog ortamı da yaratıyor.

FRANSA’DA TOHUMCULUK SEKTÖRÜ

GNIS’E EMANET

Page 27: Sayı 13 | Mart 2015turkted.org.tr/TOHUM_sayi013.pdf · sunuldu. Sektör paydaşlarınca dört gözle beklenen ve geçtiğimiz günler-de okurlarıyla buluşan Tohumculuk Terimleri
Page 28: Sayı 13 | Mart 2015turkted.org.tr/TOHUM_sayi013.pdf · sunuldu. Sektör paydaşlarınca dört gözle beklenen ve geçtiğimiz günler-de okurlarıyla buluşan Tohumculuk Terimleri

28 Mart 2015 Tohum

Ü Y e H A B e r l e r İ

Fahri Harmanşah’ın “TİGEM Hatıraları” Kitabı ÇıkıyorTİGEM’de muhtelif yöneticilik görevlerinin yanı sıra, aralıksız 15 yıl Bitkisel Üretim Daire Başkanlığı görevinde de bulunan ve 1996 yılından sonra özel sektöre geçerek Doktor Tarsa Şirketler Grubu’nda görev alan Fahri Harmanşah, Devlet Üretme Çiftliklerinde ve daha sonra Tarım İşletmeleri Genel Müdür-lüğü’ndeki hatıralarını bir kitap haline getirdi. Ülkemiz tohumculuğunun tarihî geçmişine de ışık tutacak olan “TİGEM HATIRALARI: Duyduklarım, Gördüklerim, Yaşadıklarım” önümüzdeki günlerde yayınlanıp okurlarıyla buluşacak.

Üretimde 60 yılını tamamlayan Konya Şe-ker olarak küresel bir gıda devi olmak için yürüdükleri hedefte yeni bir yıla daha adım attıklarını ve her yeni yılı yeni bir yatırım yılı olarak karşıladıklarını belirten Beta Ziraat’in bağlı olduğu PANKOBİRLİK Genel

Başkanı Recep Konuk, “Kuruluştan sonra ilk yıllar eldekini mu-hafaza etmek başarı idi, o da başarıldı” dedi.

Hedefimiz Konya’dan Küresel Bir Gıda Devi Çıkarmak

Mısır hasatları Türkiye’nin büyük bir kısmında sona ererken, Monsanto (Dekalb) mısır çeşitleri rakiplerine göre daha yüksek verimleri ve düşük rutu-bet seviyeleriyle üreticilere 2014’te

de daha fazla kazandırdı. Her yıl olduğu gibi geçen yıl da De-kalb’in konularında uzman ziraat mühendislerinden oluşan ekibi üreticilerini hasat sırasında yalnız bırakmadı.

Dekalb (Monsanto)Hasat Günleri

Bayer CropScience’ın Gıda Zinciri Yöne-tim ekibi, 4-6 Şubat tarihleri arasında Berlin’deki (Almanya) Fruit Logistica tica-ret fuarında, gıda değer zincirinin farklı aşamalarından uzmanlar ve iş ortaklarını ağırladı. Görüşmelerin odak noktası tüke-tici talepleri hakkında görüş alışverişinde

bulunmak, mükemmel kalite ve gıda tedariğinde tutarlılığın gelecekte nasıl korunacağıydı.

Bayer’den Gıda Zinciri OrtaklığıAkdeniz Tohum’un Hacıbey Mısırı Fas’ta Tescil Edildi

Akdeniz Tohum San. Tic. Ltd. Şti., Sakarya Mısır Araştırma İstasyonu tarafından geliştirilen HACIBEY (Ada 9516) mısır çeşidini 2014 yılında Fas’ta tescil ettirdi. HACIBEY’in 2015 yılından itibaren bu ülkede ticari olarak satışına başlanacak.

Progen’den Soya Tarımı Eylem PlanıTarla bitkileri içerisinde yüzde 9’luk oranla ülkemizin Kendine Yeterlilik Oranı bakımın-dan dışa bağımlılıkta ilk sırada yer alan

soya üretiminin yaygınlaştırılması amacıyla Progen Tohum Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı nezdinde girişimde bulundu. Progen Tohum’un hazırladığı eylem planı, destekleme politi-kasının gözden geçirilmesi, TMO’nun soya alımında devreye girmesinin sağlanması gibi başlıkları içeriyor.

Syngenta Şirketinin Budapeşte Ofisinde görevli Güneydoğu Av-rupa Kurumsal İlişkiler Direktörü Dr. Sándor Kántor 04 Şubat

2015’de Derneğimizi ziyaret etti. TÜRKTED Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Ayhan Kullep’in de katıldığı görüşmede, ülkemiz tohumculuk sektöründeki gelişmeler ve derneğimizin üyelerin-den beklentileri üzerinde duruldu.

Syngenta’dan TÜRKTED Ziyareti

MAY-AGRO Tohumculuk San. Tic. A.Ş., TÜBİTAK Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Baş-kanlığı (TEYDEB) tarafından hazırlanan, “Başarı Hikâyeleri” kitabında yer alan tek tohum firması oldu. MAY Tohum, başlangıcı 01.11.2009, bitişi 31.10.2012 olan “Orobanja ve Herbisite Dayanık-lı Yüksek Oleik Asit İçerikli Ayçiçeği (Helianthus

Annuus L.) Hatları ve Hibrit Çeşitlerin Geliştirilmesi Projesi”ni 1501 Sanayi Ar-Ge Destekleme Programı kapsamında gerçekleştirmişti.

MAY Tohum TEYDEB Başarı Hikâyeleri KitabındaAntalya Hanım Ömer Çağıran Orta Okulu 7/A

Sınıfı öğrencileri, Yukarıkocayatak’da bulu-nan Rijk Zwaan Araştırma Geliştirme Tesisini ziyaret etti. “Kardeş Okul Kampanyası” kap-samında düzenlenen gezi için şirkete gelen çocuklar, öncelikle demo serasını gezerek, tohumun meyveye yolculuğunu tüm aşama-larıyla yerinde izleme fırsatı buldular. Tohum

ekiminden, fideye, gübrelemeye ve ilaçlamaya kadar tüm aşama-ları yerinde gözlemlediler.

Rijk Zwaan Çocuklarla Şenlendi

Page 29: Sayı 13 | Mart 2015turkted.org.tr/TOHUM_sayi013.pdf · sunuldu. Sektör paydaşlarınca dört gözle beklenen ve geçtiğimiz günler-de okurlarıyla buluşan Tohumculuk Terimleri

AGROMAR MARMARA TARIM ÜRÜNLERİ SAN. TİC. A.Ş.T: 0.224 676 24 27 F: 0.224 676 25 32Bandırma Yolu 1.km. P.K. 339 16700 Karacabey / BURSAwww.agromar.com.tr | [email protected]

AGN 720

■■ FAO 700■■ Danelik■■ Yüksek verim■■ Düşük rutubet (dry-down)■■ Mükemmel yeşil kalma özelliği (stay-green)■■ Derin koyu sarı at dişi dane tipi■■ Geniş yaprak ayası■■ Dik yaprak açısı■■ Mükemmel sap ve kök mukavemeti■■ İyi çevre koşullarında mükemmel dane verimi

Önerilen bitki sıklığı;■■ Danelik amaçlı ekimlerde 7.900 bitki/dekar.■■ Tüm bölgelerde ana ürün ekimlerine tavsiye edilir.

Verilen değerler çevre şartlarına göre değişiklik gösterebilir, bu nedenle firma sorumlu tutulamaz.

Page 30: Sayı 13 | Mart 2015turkted.org.tr/TOHUM_sayi013.pdf · sunuldu. Sektör paydaşlarınca dört gözle beklenen ve geçtiğimiz günler-de okurlarıyla buluşan Tohumculuk Terimleri
Page 31: Sayı 13 | Mart 2015turkted.org.tr/TOHUM_sayi013.pdf · sunuldu. Sektör paydaşlarınca dört gözle beklenen ve geçtiğimiz günler-de okurlarıyla buluşan Tohumculuk Terimleri

Tohum Mart 2015 31

Page 32: Sayı 13 | Mart 2015turkted.org.tr/TOHUM_sayi013.pdf · sunuldu. Sektör paydaşlarınca dört gözle beklenen ve geçtiğimiz günler-de okurlarıyla buluşan Tohumculuk Terimleri