155
T. C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM ANABİLİM DALI İLETİŞİMDE MANTIK YÜRÜTME VE ELEŞTİREL DÜŞÜNME YÖNTEM VE YAKLAŞIMLARININ ROLÜ VE ÖNEMİ: POLİTİK LİDER SUNUMLARININ ANALİZİNE YÖNELİK KALİTATİF BİR ARAŞTIRMA Yüksek Lisans Tezi Ersan Yalçın Mavili Ankara-2004

SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

  • Upload
    others

  • View
    10

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

T. C.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM

ANABİLİM DALI

İLETİŞİMDE MANTIK YÜRÜTME VE ELEŞTİREL DÜŞÜNME YÖNTEM VE YAKLAŞIMLARININ ROLÜ VE ÖNEMİ: POLİTİK LİDER SUNUMLARININ

ANALİZİNE YÖNELİK KALİTATİF BİR ARAŞTIRMA

Yüksek Lisans Tezi

Ersan Yalçın Mavili

Ankara-2004

Page 2: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

ii

T. C.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM

ANABİLİM DALI

İLETİŞİMDE MANTIK YÜRÜTME VE ELEŞTİREL DÜŞÜNME YÖNTEM VE YAKLAŞIMLARININ ROLÜ VE ÖNEMİ: POLİTİK LİDER SUNUMLARININ

ANALİZİNE YÖNELİK KALİTATİF BİR ARAŞTIRMA

Yüksek Lisans Tezi

Ersan Yalçın Mavili

Tez Danışmanı

Prof. Dr. Bayram KAYA

Ankara-2004

Page 3: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

iii

T. C.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM

ANABİLİM DALI

İLETİŞİMDE MANTIK YÜRÜTME VE ELEŞTİREL DÜŞÜNME YÖNTEM VE YAKLAŞIMLARININ ROLÜ VE ÖNEMİ: POLİTİK LİDER SUNUMLARININ

ANALİZİNE YÖNELİK KALİTATİF BİR ARAŞTIRMA

Yüksek Lisans Tezi

Tez Danışmanı: Prof. Dr. Bayram KAYA

Tez Jürisi Üyeleri Adı ve Soyadı İmzası .......................................................... ................................ .......................................................... ................................ .......................................................... ................................ .......................................................... ................................ .......................................................... ................................ .......................................................... ................................ Tez Sınavı Tarihi .................................

Page 4: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

iv

İÇİNDEKİLER

GİRİŞ .............................................................................................................1

Amaç .....................................................................................................10

Önem .....................................................................................................11

BÖLÜM I

1. İLGİLİ İNCELEMELER ............................................................................13

1. 1. Eleştirel Düşünme ......................................................................13

1. 2. Mantık Yürütme .........................................................................15

1.2.1. İkna Ve Toulmin Mantık Yürütme Yaklaşımı ......................22

1.2.2. Argüman Gücünün İkna Üzerindeki Etkilerini

İnceleyen Çalışmalar..........................................................29

1. 2. 3. Siyasal İletişim, Dil Ve İkna .............................................32

1. 3. Etki Kuramı Çerçevesinde Mesaj Yapılandırma ......................34

1.4. İkna Ve Hedef Kitle .....................................................................42

2. KURAMSAL ÇERÇEVE ...........................................................................47

2. 1 Eleştirel Düşünme Ve Mantık Yürütme

Yaklaşımları .................................................................................47

2. 2. Mantık Yürütme Ve Toulmın Modeli .........................................53

2. 2. 1. Argüman Gücü ................................................................64

2. 2. 2. Dil ve İkna .......................................................................65

2. 3. İkna Ve Hedef Kitle ...................................................................70

3- ARAŞTIRMA SORULARI .........................................................................73

Page 5: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

v

BÖLÜM II

1. YÖNTEM .................................................................................................77

1.1. Araştırma Alanı ..............................................................................77

1.2. Araştırma Tasarımı ......................................................................77

1.3. Veri Toplama Süreçleri ................................................................78

1.4. Araştırmanın Sınırlılıkları ..............................................................79

1. 5. Analiz ..........................................................................................80

BÖLÜM III

1. BULGULAR VE DEĞERLENDİRME.......................................................106

1.1. Eleştirel Düşünme Yöntem Ve Yaklaşımları

İle İlgili Değerlendirme..................................................................106

1.2. Toulmın Mantık Yürütme Metoduna Göre Politik

Lider Sunumlarının Analizinin Değerlendirilmesi ..........................108

1.3. Dil Öğelerinin İkna Üzerindeki Etkileri İle İlgili

Değerlendirme..............................................................................112

1.4. Argüman Gücünün İkna Üzerindeki

Etkileri İle İlgili Değerlendirme ......................................................115

1.5. Hedef Kitlenin Özelliklerinin İkna Üzerindeki

Etkileri İle İlgili Değerlendirme ......................................................117

1.6. Politik Lider Sunumlarının İkna Edicilikleri

İle İlgili Değerlendirme..................................................................119

Page 6: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

vi

SONUÇ

Öneriler .......................................................................................................123

ÖZET .........................................................................................................125

SUMMARY .................................................................................................126

KAYNAKÇA ................................................................................................127

EKLER ........................................................................................................133

TABLOLAR DİZİNİ

Tablo 1 Sonuç-neden ilişkili mantık yürütme modeli ....................................18

Tablo 2 Matriks Yapısı ..................................................................................21

Tablo 3 Toulmin Modeli (Toulmin’s Model) ...................................................27

Tablo 4 Eleştirel Düşünme............................................................................51

Tablo 5 Tümdengelim ...................................................................................56

Tablo 6 Tümevarım.......................................................................................57

Tablo 7 Toulmın Modelinin Bütünleşik Yapısı ...............................................58

Tablo 8 Toulmin’s Model...............................................................................59

Tablo 9 Toulmin Modeli.................................................................................60

Tablo 10 Toulmin Modeli...............................................................................61

Page 7: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

vii

ÖNSÖZ

Bir tezin hazırlanması emek, bilgi, zaman isteyen bir süreçtir. Bu

süreç uzun literatür okumalarını, yorum yapma yeteneğini ve yoğun bir

çalışma dönemini içinde barındırır. İnsan ne kadar yazarsa yazsın, ne kadar

düzeltirse düzeltsin sanki hep bir şeyler eksik kalmış gibi, daha söylenecek

bazı sözler, ispatlanması gereken varsayımlar varmış gibi geliyor. Sanırım

bilimsel araştırmanın özünde de bu duygu var. Bu tezin hazırlanmasında

gerçekten özverili çalışılmıştır. Bu özveriye gönülden katkıda bulunanlara

ben de gönülden teşekkür ederim çünkü asıl destek maddi bir yardım yada

yüzeysel bir katkı değildir, inanmak, güvenmek ve emeğe saygıdır.

Tez danışmanım Prof. Dr. Bayram Kaya, geçirdiği zor günlere

rağmen sabrından ve sakin yaklaşımlarından ödün vermemiştir. Kendisi bir

öğretmenin sahip olması gereken en güzel özelliğe sahiptir; yönlendirmek ve

cesaretlendirmek. Bu nedenlerle kendisine çok teşekkür ederim.

Page 8: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

1

GİRİŞ

İLETİŞİMDE MANTIK YÜRÜTME VE ELEŞTİREL DÜŞÜNME YÖNTEM VE YAKLAŞIMLARININ ROLÜ VE ÖNEMİ: POLİTİK LİDER SUNUMLARININ ANALİZİNE YÖNELİK KALİTATİF BİR ARAŞTIRMA

Bir araştırmacının araştırma yapacağı bir alan yada konunun tespiti

için çevresini sorgulayan gözlerle incelemesi ve yaşamın içinden sorunları

tespit ederek bu konular üzerinde yoğunlaşması Erdoğan’ın ifadeleriyle “

bilimin soruşturulan hayat içinde konumlandırılması” (2003 ;13) gerekir. Bu

bağlamda yapılan gözlemlerle, gazetelerde demeçlerini okuduğumuz,

televizyonda sunumlarını izlediğimiz politik liderlerin, özel yada kamu

görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya

yada özel sektörde bildiri yayınlamak yada sunum yapmakla görevli kişilerin

sunumlarının mesaj alıcılarınca, mesaj gönderenin hedeflediği düzeyde etkili

olmadığı, olumlu olarak değerlendirilmediği tespit edilmiştir.

Kamuoyuna sunum yapanların “sunumları, mesajları” genellikle hedef

kitleleri tarafından yeterince beğenilmemekte, ikna edici bulunmamakta ve

sunum yapan kişi yada kişilerin hedef kitleleri üzerinde istendik düzeyde

tutum ve davranış değişikliklerine neden olamamakta ise bu konu üzerinde

bir çalışma ile durum tespiti yapılması, eksikliğin nedenleri hakkında

inceleme yapılması ve bir sonuca varılmasının (epistomolojik açıdan) yararlı

olacağı düşünülmüştür.

Batı literatürü incelendiğinde, kamuoyuna sunum yapanların,

mesajlarını yapılandırma yöntem ve yaklaşımları hakkında daha bilgili

oldukları, eğitimlerinin çeşitli kademelerinde farklı yöntem ve yaklaşımların

kullanımı hakkında teorik bilgilerden haberdar oldukları ve uygulamalar

hakkında da deneyim sahibi oldukları gözlenmiştir. Örneğin; Amerikan

Üniversite ve Kolejlerinde her bölümün ihtiyaçlarına yönelik olmakla beraber

akademik yazma programları, dersleri bulunmakta ve öğrencilerine teorik

bilgiler ve uygulamalarla daha ikna edici nasıl yazabilecekleri, fikirlerini

hedef kitlelerine daha iyi nasıl aktarabilecekleri öğretilmektedir. Internet

Page 9: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

2

ortamında çok farklı teorik yaklaşım ve uygulamaları (İngilizce olarak)

öğreten “yazma” siteleri ve programları bulunmaktadır.

Türk Üniversitelerinin zorunlu Türk Dili dersinin1 içeriği öğrencilerin

akademik yazma programları öğrencilerin etkin yazma becerileri

kazanmalarını sağlayabilecek düzeyde değildir. Anadilin etkin kullanımını

artırabilecek, etkin yazma konusunda öğrencilerin birikimlerine katkıda

bulunacak düzeyde genellikle değillerdir. Mesaj yapılandırma, ikna edici bir

metin oluşturma sürecinde kullanılabilecek yöntem ve yaklaşımlarla ilgili

olarak Türk literatüründe yeterli düzeyde çalışma yapılmamıştır. Çeşitli dil

derneklerinin edebi yazın alanında kendilerini geliştirmek isteyen bireyler için

seminer programları bulunmaktadır. Aynı dil derneklerinin2 bireysel

gelişimlere yönelik yine bireyin ihtiyaçları (gramer bilgisi, edebi anlatım, ifade

bozukluklarını düzeltme gibi) doğrultusunda hazırlanan çalışmaları

bulunmaktadır. Bu çalışmalar, ikna edici mesaj yapılandırma süreçlerinde

kullanılabilecek mantık yürütme yöntem ve yaklaşımlarını içeren metodik

çalışmalar olma özelliğini taşımamaktadır.

Batı dünyasında ikna edici metin yapılandırma amacına yönelik

akademik çalışmalar ve pratik uygulamalar yapılmış ve yapılmaktadır. Bu

uygulamaları yapanlar mantık yürütme ve eleştirel düşünme yöntem ve

yaklaşımlarının ikna süreçlerinde önemli etkilerinin olduğunu bilmektedirler.

Mantık yürütme ve eleştirel düşünme yöntem ve yaklaşımlarının ikna edici

metin yapılandırma süreçlerinde nasıl kullanılabileceği konusunda teorik

çalışmaların yanı sıra, bu çalışmaları kaynak alarak konunun özelliğine göre

hazırlanmış sistematik yöntem ve yaklaşımlar da geliştirilmiştir. Mantık

yürütme ve eleştirel düşünme yöntem ve yaklaşımları ikna edici metin

yapılandırma süreçlerinde yoğun olarak kullanılmaktadır ve ikna etkileri

artırılmaktadır.

1 Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Yavuz Demir’in düzenlediği,

“Üniversitelerde okutulmakta olan zorunlu Türk Dili dersinin gerekliliği ve işlevselliği” başlıklı çalışma sonucunda dersin %86. 6 gibi bir oranla “işlevsiz ve gereksiz” olduğu ve yazmaya ve okumaya özendirmediği ortaya çıkmıştır. ( Hürriyet, 12. 08. 2004,Doğan Hızlan-Bakış )

2 Türk Dil Kurumu, Uğur Mumcu Derneği, Dil Derneği gibi

Page 10: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

3

Batıda mesaj hazırlayanlarca yoğun olarak kullanılan mantık yürütme

ve eleştirel düşünme yöntem ve yaklaşımları nelerdir? Bu yöntem ve

yaklaşımların ikna süreçleri içindeki etkisi nedir? Türk literatüründe bu

yöntem ve yaklaşımların uygulamaları var mıdır? Mantık yürütme ve eleştirel

düşünme yöntem ve yaklaşımlarının mesaj yapılandırma süreçlerinde etkileri

incelenmiş midir? Eğer incelenmemiş ve uygulamaya konulmamış yöntem

ve yaklaşımlar var ise bunlar Türkçe’ye adapte edilebilir ve Türk literatürüne

kazandırılabilirler mi?

Bu durumda, kamuoyuna mesaj verenlerin mantık yürütme ve eleştirel

düşünme yöntem ve yaklaşımlarını kullanarak hedef kitlelerinin istendik

yönde tutum ve davranış göstermeleri sağlanabilir mi? Bu sorun

çerçevesinde incelenecek üç ana sorun başlığı belirlenmiştir :

• Eleştirel düşünme yöntem ve yaklaşımları,

• Mantık yürütme yöntem ve yaklaşımları,

• İkna süreçleri.

Eleştirel düşünme (critical thinking) alanın duayenlerinden felsefeci,

psikolog, eğitimci John Dewey tarafından aşağıdaki gibi tanımlanmıştır :

“Bir inanç yada farazi bir bilginin etkin, dikkatli, kararlılıkla (persistent)

onu destekleyen kanıtların (grounds) ve olası sonuçların ışığında

düşünülmesi“ (Dewey, 1909 ;9 Akt. Bahrami, 2004;3)

Dewey’ in bu tanımı kendisinden sonra gelen düşünürlerce

geliştirilmiştir. Bu tanımlamadan yola çıkan Watson ve Glaser (1939) daha

detaylı bir tanımlama yapmışlardır kendilerinden sonra gelen birçok bilim

adamı da onlardan esinlenmişlerdir :

“ Sonuçları destekleyen kanıtları sistematik ve mantıksal olarak

inceleme; kanıtlar ve sonuçlar arasındaki mantıksal ilişkiyi ortaya koyabilme

ve somut kanıtlar ve mantık yürütme ile desteklenmiş çıkarımları üretebilme

tutum ve becerisi. ” (Akt. Conolly, 2000;2)

Bu tanımlar çerçevesinde Batı yazınında eleştirel düşünme, yaşamın

her alanında özellikle de iletişim alanında sunum yapmak; kamuya mesaj

Page 11: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

4

iletmek durumunda olan göndericilerce eleştirel düşünme becerileri

öğrenilmiş ve sözlü yada yazılı metinlerde de geliştirilmiş ve uygulamaya

konulmuştur.

Türk literatüründe bu tanımlar ışığında geliştirilmiş mantık yürütme ve

eleştirel düşünme yöntem ve yaklaşımları iyi bilinmemekte gerek mesaj

yapılandırma gerekse hedef kitlenin istendik davranışlar sağlanmasında

öncelikle de kamuoyuna mesaj verenler tarafından sorunlar yaşanmaktadır.

Mesaj yapılandırma ve ikna etkilerini istendik düzeyde sağlayamayan mesaj

göndericilerine, mantık yürütme ve eleştirel düşünme yaklaşımlarını bilmek

yardımcı olur mu? Bu yöntem ve yaklaşımlar Türkçe’de de ikna edici mesaj

yapılandırmak için kullanılabilir mi? Batı dünyasının mantık yürütme ve

eleştirel düşünme yaklaşımlarının farklı kültür ve dillere uygulanması

hakkındaki görüş ve düşünceleri nelerdir? Bu konuda akademisyenler

arasında farklı bakış açılarına sahip olanlar var mıdır? Farklı görüş

açılarından mantık yürütme yaklaşımlarını ve eleştirel düşünmeyi

değerlendiren bilim adamları var ise bu farklılıklara bir açıklık getirilebilir mi?

Dünya literatürü incelendiğinde yukarıda verilen tanımın dışında

Dewey ve Glaser gibilerin aksine eleştirel düşünme yöntem ve

yaklaşımlarına farklı açılardan yaklaşan sosyal bilimcilerin de bulunduğu

görülmüştür. Bu bilim adamlarınca (Fox, 1994; Ramanathan, 1996 ;

Atkinson, 1997 ; Gieve 1998) eleştirel düşünme becerileri sadece Batı

kültürüne ait bir özellik olarak tanımlanmaktadır. Doğu kökenlilerin eleştirel

düşünme becerilerine sahip olmadıkları ve eleştirel düşünme ve analiz

yapabilmenin kültüre dayalı bir düşünme tarzı olduğu ve buna bağlı olarak da

eleştirel düşünme yöntem ve yaklaşımlarını kullanarak sadece Batı ve

Amerikan kültürlerinden gelen kişilerin “ iyi “ yazabilecekleri iddiasındadırlar.

Bu bakış açısıyla eleştirel düşünme becerilerini değerlendiren Gieve

ise katı ve sınırlayıcı bir tanım ortaya koyar : “anakım, beyaz erkek3,

Amerikan, eleştirel düşünme kültürü” (Akt. Connolly, 2000,3 ; Gieve,1998)

3 Bu tanım içinde Feminist ve eleştirel yaklaşımlarca tartışmaya açılabilecek görüşler de ifade

edilmiştir. Ancak bu tezin araştırma alanı dışında tutulmuşlardır.

Page 12: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

5

Sadece bazı kültürlere,özellikle Amerikan kültürüne aitmiş gibi

sunulan bu eleştirel düşünme biçimi Türk kültüründe de vardır. Bu yokluk

ifadesi nerden kaynaklanmaktadır?

Bunun nedeni, eleştirel düşünme becerilerinin olmayışı değil de,

yöntem ve yaklaşımların Türk literatürüne sistematik, metodik bir şekilde

uygulanmayışı olabilir mi? Bu bir uygulama eksiği midir? Bu bir davranış

farklılığı mıdır? Yoksa mantık yürütme ve eleştirel düşünme sadece bazı

kültürlere ait bir düşünme sistemi ve beceri yada tutumu mudur?

Eleştirel düşünme ve mantık yürütme becerilerinin uygulamaları

yönünde kayda değer araştırmaları ve kitapları bulunan Thomson, mantık

yürütmeyi “gerçeklerden, kanıtlardan yola çıkarak sonuç çıkarmak ” şeklinde

tanımlar (Thomson , 2000;3)

Mantık yürütme yöntem yaklaşımları üzerine yoğun çalışmalar yapmış

ve insanların nasıl mantık yürüttükleri ve mantık yürütme becerilerinin ikna

üzerinde ne gibi etkilerinin olduğunu inceleyen önemli bilim adamlarından

biri, felsefeci Stephen Toulmin (1960) mantıksal ikna (logical persuasion)

süreçlerini içeren bir metot geliştirmiştir.

Toulmin Metodu bir mantık yürütme metodudur ve özellikle Amerikan

kaynaklarında mantık yürütme süreçlerinin etkin kullanımının gerektirdiği

düşünülen sözlü sunumlarda yada yazılı metinlerde 1960’lardan beri etkin

olarak kullanılmaktadır.

Böyle bir metot Türk literatüründe bulunmamaktadır. Bu metot Türk

literatürüne kazandırılamaz mı? Toulmin tarafından geliştirilen mantıksal

ikna metodu, kamuya sunum yapanlarca kullanılamaz mı? Eleştirel düşünme

yöntem ve yaklaşımlarının Amerikan ve Avrupa kültürlerinin dışında

kullanılmasının çok zor olduğunu iddia eden yaklaşımların bu metodun farklı

bir kültüre uygulanabilirliği hakkındaki görüşleri neler olabilir?

Eleştirel düşünme, mantık yürütme, eleştirel mantık yürütme

becerilerinin Batı kültürüne ait beceriler olduğunu iddia eden bakış açısına

paralel olarak Toulmin Mantık Yürütme Modelinin de farklı kültürlere

Page 13: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

6

uygulanamayacağı yönünde görüş bildirenler de bulunmaktadır.

(www. goreason. com)

“İnsanların gerçek mantık yürütme yollarına uygulanabilecek daha iyi

bir sistem” (Hart,1997;98) önerdiğini düşünen Toulmin’nin aksine “Batı

retoriğinin dışında yazılmış metinlere uygulanamaz diyenlerin yaklaşımları mı

doğrudur? Toulmin Metodu Türkçe’ye adapte edilebilir mi? Eğer adapte

edilemez ise bunun nedenleri neler olabilir?

Mantıksal ikna süreçlerinin üç ana unsurundan – iddia, bilgi, kanıt -

birinin yada hepsinin metinlere doğru şekilde yansıtılamamasından

kaynaklanabilir mi? Toulmin Metodu içinde yukarıda belirtilen üç unsura ek

olarak karşıt görüş, destekleme ve dilsel öğelerin (öncelikle bağlaçlar,

edatlar, ünlemler) kullanımı da diğer üç unsurdur. Dilsel öğelerin hedef

kitlenin iknası üzerindeki önemini birçok Batılı araştırmacı incelemiştir.

(Hosman, 1989 ;Gibbons, 1991 ; Maronick & Andrews, 1999 ; Holtgraves &

Lasky , 1999 ; Thomson, 2000) Bağlaçların yazılı yada sözlü mesajların

ikna edicilikleri üzerinde etkisi var mıdır? İkna etkileri ve dilsel öğelerin

arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmalar Türk literatüründe var mıdır? Toulmin

Metodunun Türkçe’ye uyarlamasında dilsel öğeler de önemli midir? Dilsel

öğelerin öneminin yanı sıra mantık yürütme yöntem ve yaklaşımlarına dayalı

ikna edici mesaj yapılandırma süreçlerinde önemli etkisinin olduğu detaylı

olarak araştırılmış başka bir değişken var mıdır ?

John Reinhard’a göre (1988), “Mantık-içerik merkezli iknalarda

kanıtın belirginleştirilmesi çok önemlidir.” (Larson, 1995;223) Mantık yürütme

yaklaşımlarının ve Toulmin metodunun ikna sürecinde kullanımını ve hedef

kitlenin tutum ve davranışlarının olumlu yönde etkilenmesi için sunulan

iddiaların güçlü (ikna gücü yüksek, içeriği kuvvetli kanıtlarla) yada zayıf

argümanlarla (zayıf içerikli kanıtlarla) desteklenmeleri de diğer Batılı

araştırmacıların (Sparks & Charles & Areni & Cox, 1998 ; Holtgraves ve

Lasky ,1999 ; Hosman,Huebner, Siltanen, 2002) incelediği unsurlardır.

Güçlü argümanlar yada zayıf argümanlar nedir? Argüman gücünün

ikna üzerindeki etkileri, kamuya özellikle politik arenada geniş kitlelere ikna

Page 14: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

7

amacıyla sunum yapanlar, liderler tarafından bilinmiyor mu? Argüman

gücünün ikna sürecinde mesaj yapılandırmada yeri nedir? Toulmin Mantık

Yürütme Modelinde yeri nedir? Argüman gücünün etkileri ile ilgili bir çalışma

Türk politik liderlerinin sunumları üzerine yapılmış mıdır? Hedef kitle üzerinde

ikna etkilerini argümanın güçlü olması artırır mı?

İkna her insanın günlük hayatının önemli bir bölümünü oluşturur.

İnsan eğitimi, yiyeceği, ulaşımı, sağlığı için diğer insanlara bağımlıdır. Bu

büyüyen bağımlılık ikna iletişiminin önemini özellikle hakla ilişkiler alanında

artırmaktadır. İnsanlar arası ilişkiler arttıkça ikna iletişiminin gerekliliği de

artmaktadır. İkna iletişiminin önemini anlamak için insanlar arasındaki

birbirlerini etkileme süreçlerini anlamak gereklidir. Araştırmacılar iki yada

daha fazla insanın olduğu her durumda birbirini etkileme iletişiminin olduğunu

ve bir kişinin yada kişilerin belirli bir davranışına diğerleri tarafından uygun

bir karşılık verildiğini bilirler. (Bettinghaus, 1968; 9-10)

İkna, bir kişiye bir şey yapmasını söylemekten çok daha fazla bir

şeydir. Formal olarak , bir kişinin, herhangi bir konuyla ilgili tutumlarını,

yönelimlerini değişikliğe uğratarak onun gelecekteki faaliyetlerini değiştirme

sürecidir. İkna, bireyleri etkileyerek bir şey için harekete geçmelerini teşvik

etmektir. İkna sürecinin temel hedefi dirençli tarafın davranışlarını istendik

yönde değiştirmektir. (Huseman, 1991; 8)

Bu bilinçli çaba içinde neler birey yada bireylerin davranışlarını

istendik yönde etkiler, değiştirir? Bu tezin sorunsalı içinde iletinin rasyonelliği

ve hedef kitlenin rasyonel algıları öncelikli araştırma konusudur. Ancak ikna

edici ileti hazırlamak için iletişim kitaplarında yerli ve yabancı

araştırmacılarca (Hovland, Janis, & Kelley, 1953 ; Bettinghaus, 1968 ;

Burgoon & Bettighaus, 1980, Roloff & Miller, 1980 ; O’Keefe, 1990 ;

Huseman, 1991 ; Bovee, 1992 ; Muallimoğlu ,1995 ; Larson, 1995 ; Hart,

1997 ; Sakallı, 2001 ; Kocabaş, 2002 ; Kaya, 2003) sıklıkla incelenen genel

mesaj yapılandırma yöntemlerinin de etkilerini ve bunların da mesaj

yapılandırma sürecinde düşünülerek mesajın oluşturulmasında göz önüne

alınmaları gerekli midir? Genel mesaj yapılandırma stratejilerinin hangileri

Page 15: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

8

mantık yürütme yöntem ve yaklaşımları kullanılarak hazırlanmış iletilerin ikna

ediciliklerini artırmakta yardımcıdırlar? Örneğin, mesajın tonu, uzun cümleler

yada kısa cümleler kullanmak, verilen mesaj ile ilgili istek, heves gibi.

(Bovee, 1992 ; 243-244)

İkna konusunda etki kuramı çerçevesinde temelde üç ana etken

vardır; gönderen, mesaj, alıcı. Bu tezin araştırma sorunsalı ikna etkilerini

artırabilmek için mesaj yapılandırma yöntem ve yaklaşımlarını incelemek ve

sorgulamanın yanı sıra ikna üzerinde hedef kitlenin, alıcıların özelliklerini

bilmenin de iletiyi hazırlama sürecinde etkili olup olamadığını da incelemeyi

içerir. Hedef kitlenin hangi özelliklerini bilmek mesaj yapılandırma sürecinde

mantık yürütme yöntem ve yaklaşımlarının etkisini yoğunlaştırabilir? Mantık

yürütme ve hedef kitlenin hangi özellikleri birbiri ile ilgili ve birbirini etkiler

özelliktedir? Hedef kitlenin hangi özelliklerinin mesaj yapılandırma

sürecinde bilinmesi ve mesaj içeriğine yansıtılması mesaj başarısını

artırmada etkilidir ?

O’Keefe (1990) ve Sakallı’nın (2001) değerlendirmelerine göre yeni

ve halen gelişmekte olan Richard Petty ve John Cacioppo ‘nun Detaylı

İnceleme (Ayrıntılandırma) Kuramı, (The Elaboration Likelihood Model –

ELM) (1986) bireylerin mesajı değerlendirme boyutunda kendi bilişsel

birikimlerinin ve becerilerinin, mesajın mantık analizine tutulması süreçlerini

belirlemede önem kazandığını belirtmektedirler. Mesajın sunduğu

argümanları değerlendirme boyutunda birey, kendi bilişsel beceri ve

birikimleri doğrultusunda mesajın analizini ayrıntılı ya da yüzeysel inceleme

yollarından birini seçerek yapar ve buna göre de tutumunu değiştirir ya da

değiştirmez.

Öyleyse, mesaj yapılandırma ile hedef kitle arasındaki ilişki nedir?

Hedef kitlenin hangi özellikleri mesaj yapılandıranlar tarafından bilinmelidir?

Hedef kitlenin hangi özelliklerini bilmek eleştirel düşünme ve mantık yürütme

süreçlerinin ikna üzerindeki etkilerini artırır? Gönderen, mesajını hedef

kitlenin bilişsel beceri ve birikimleri doğrultusunda mı yapılandırmalıdır?

Page 16: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

9

Batı literatüründe hedef kitle ve mantık yürütme becerileri arasındaki

ilişkiyi inceleyen araştırmalar yapılmış mıdır? Bu araştırmalar hedef kitlenin

özelliklerini bilmenin ikna etkileri üzerinde olumlu etkilerini saptamışlar mıdır?

Türk literatüründe hedef kitlenin özellikleri ve mantık yürütme

becerileri arasındaki ilişkiyi incelemiş araştırmalar var mıdır? Hedef kitlenin

bilişsel özelliklerine göre yapılandırılan mesajların hedef kitle üzerinde daha

ikna edici oldukları yada olmadıkları bu çalışma ile ortaya konabilir mi? Bu

bağlamda da Toulmin analizi, mantık yürütme yöntem ve yaklaşımlarını

kullanarak hazırlanmış mesajların hedef kitle üzerinde daha ikna edici

olduklarını ortaya koyabilir mi? Toulmin Metoduna göre yapılan bir inceleme,

Türk politik liderlerinin hedef kitlelerini ne kadar analiz edebildiklerini ve hedef

kitlelerinin bilişsel özelliklerine göre mesaj hazırlayıp hazırlamadıkları analiz

edilebilir mi?

Argümanların güçlü yada zayıf içerikli olmaları hedef kitlelerinin

davranışlarını değiştirme sürecinde bir farklılığa neden olmakta mıdır? Güçlü

kanıtlar sunan politik liderlerin konuşmaları zayıf kanıtlar öne süren yada

kanıt öne sürmeyen liderlerden daha ikna edici midirler? Türk politik

liderlerinin de hazırladıkları konuşmalarında mantık yürütme yaklaşımları

çerçevesinde kanıt sunumuna önem verip vermedikleri Toulmin Metodu

kullanılarak analiz edilebilir mi ?

Kanıt kullanımına özen gösteren politik liderlerin iletileri kanıt

kullanmayan liderlerden daha mı ikna edicidir ? Mesajın Toulmin Metoduna

göre analiz edilmesi, bize hazırlanan metnin güçlü argümanlarla iddialarını

destekleyip desteklemediğini gösterebilir mi? Bu analiz, mesajın olumlu

yada olumsuz tutum değişikliklerine neden olup olmadığını gösterebilir mi?

Sunum yapanlar, argümanlar arasında nedensellik bağları kurup

kurmadıklarını netleştiren dil öğelerinin kullanımına özen göstermekte

midirler?

İkna etkilerini artırmanın yollarından biri güçlü dil kullanımıdır.

Tereddüt ünlemlerinin sık kullanımı , net tabirlerin olmayışı, yada çok kesin

yargı ifade eden kelimelerin seçimi gibi bazı dil özellikleri alıcının gönderen

Page 17: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

10

ile ilgili düşüncelerini olumsuz yönde etkiler mi? Politik liderler, sunumlarında

bu olumsuz özellikleri kullanmamaya özen göstermesi gerektiğini biliyorlar

mı? Bu olumsuzluklar nasıl tespit edilebilir? Yazılı yada sözlü metin analiz

edilerek bu olumsuzluklar aşılabilir mi?

Amaç

20. yüzyılın ilk yarısından itibaren yapılan iletişim çalışmaları etki

kuramı çerçevesinde göndereninin mesajının alıcı üzerindeki etkilerini

incelemiştir. Halkla İlişkiler alanında da mesaj yapılandırma ve mesajların

hedef kitleye ulaştırılması, üzerinde çalışılan ana sorunlardandır. Bu tezin

amaçlarından biri de hedef kitlenin özelliklerine göre mesaj yapılandırmak

durumunda olan halkla ilişkiler birimlerinin, uzmanlarının, mantık yürütme

becerilerini geliştirerek yazılı yada sözlü sunumlarına daha iyi

yansıtabilecekleri mantık yürütme ve eleştirel düşünme yöntem ve

yaklaşımlarını temel alan bir yöntemi bu sorunun çözümünde kullanmak

üzere önermektir.

Bu araştırmanın ikinci amacı politik iletişim sürecini ortaya koyarak

ikna stratejilerini ve daha ikna edici mesaj yapılandırma da mantık yürütme

yaklaşımlarının nasıl kullanılabileceğini incelemektir. İletilerin ikna edicilik

düzeyini artırmakta eleştirel düşünme becerilerinin önemini ve bu becerilerin

konuşma metni yada yazılı metin oluşturma da politik liderler açısından

öneminin ortaya konması üçüncü bir amaçtır. Dünya literatüründe, bazı

sosyal bilimcilerce Batı toplumlarına ait gibi yorumlanan eleştirel mantık

yürütme becerilerinin Türk toplumunda da var olan bir beceri olduğunu ortaya

koymak; Türk literatüründe mantık yürütme becerilerinin kağıda yada söze

dökümünde kullanılabilecek sistematik bir yöntem kazandırmak dördüncü

amaçtır.

Mesaj içeriğinin hedef kitlenin bilişsel özelliklerine göre

hazırlanmasının önemini ortaya koymak diğer bir amaçtır. Mesaj

yapılandırma sürecinde mesaj göndericilerinin hedef kitlelerinin bilişsel

ihtiyaçları konusunda tespitlerde bulunmalarının ve hedef kitlenin geçmiş

Page 18: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

11

birikimleri ve bilişsel özelliklerine göre iletilerini yapılandırmalarının ikna

etkilerini artırdığının, hedef kitlenin tutum ve davranışlarını gönderenin

amaçlarına uygun olarak olumlu yönde değiştirmesine neden olabileceğini

ortaya koymak beşinci amaçtır.

Önem

Türk literatüründe mesaj yapılandırmada ikna teorisinin, mantık

yürütme ve eleştirel düşünme yöntem ve yaklaşımlarının ve bazı dil

öğelerinin (bağlaç, zarf kullanımı, kelime seçimi) beraberce incelendiği

(sosyal psikolojinin ve dil alanının ortak çalışma alanına giren) önemli ve

özgün bir çalışmadır.

Bu araştırma, bireylerin de mantık yürütme becerilerini geliştirmelerini

sağlayabilecek ve onlara bu becerilerini kullanarak daha etkin ve ikna edici

metinler hazırlamayı, fikirlerini eleştirel mantık yürütme tekniklerini

kullanarak kağıda aktarmayı yada konuşma metinleri hazırlamayı öneren bir

çalışmadır. Sadece halkla ilişkiler birimleri ve siyasal iletişim alanında değil

etkili yazı yada konuşma metni hazırlamak ihtiyacında olan bireyler için yol

gösterici olabileceği düşünülmüştür. Bu teknikler, yabancı kaynaklı

metinlerde Avrupa ve Amerikan yayınlarında kullanılmaktadır ancak

kullanılan bu yöntem ve teknikler Türkçe metinlerde şimdiye kadar

uygulanmamış, akademik bir çalışma yapılarak bir model olarak

incelenmemiştir.

Batı literatüründe, herhangi bir konuda yazı yazmak yada herhangi bir

uluslar arası akademik amaçlı bir sınava yada herhangi bir endüstriyel

kuruma bir metin hazırlamak ve hedef kitlenizi kendi savınız doğrultusunda

ikna etmek istediğinizde başvurabileceğiniz “yazın” kitapları farklı tür ve

seviyelerde hazırlanmıştır. Ancak bu yaklaşım ve teknikler henüz Türkçe’ye

tam olarak uyarlanmamıştır. Bu yüzden firmalar, politikacılar, hedef kitleler

ile sorunları olanlar iletişim danışmanları yada danışmanlık firmaları

kullanarak dinleyicilerine ulaştıracakları mesajlarını etkili hale getirmeye

Page 19: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

12

çalışmaktadırlar. Yabancı literatürde konu ile ilgili pek çok çalışma vardır

fakat Türk literatüründe bu tür çalışmalar yoktur. Bir adaptasyon çalışması

yapılarak bu alana katkı yapılabileceği düşünülmüştür.

Araştırma, ikna edici metin hazırlamak isteyen tüm meslek grupları

için önemli olduğu kadar politik liderler açısından da önemidir. “Lider, bireyin

davranış ve inançlarında en fazla sosyal etki yaratan kişi olarak

tanımlanmaktadır. Lider, bulunduğu grubun, hitap ettiği grubun üyelerini

harekete geçirebilen, emirler verebilen ve bu emirlere uyulmasını

sağlayabilen kişidir. O halde, liderlik ikna etme işlemini içerir.” (Sakallı,

2001;89) İkna etmek için liderin, siyasal iletişimcinin, hedef kitlenin

özelliklerine göre etkin iletiler gönderebilmesi gereklidir. Araştırmanın

sonuçlarını ve önerdiği yöntemleri kullanarak televizyon, radyo yada

gazetelerde verdikleri demeçlerin, yaptıkları konuşmaların, yada

hazırladıkları yazılı metinlerin, hedef kitlelerinin tutum ve davranışları

üzerinde daha ikna edici olmalarını sağlamak için kullanabilecekleri bir

yöntemler demetine sahip olmaları siyasal iletişimciler için de önemlidir.

Akademik açıdan, iletişim fakülteleri halkla ilişkiler bölümlerinde

eleştirel düşünme, eleştirel mantık yürütme üzerine yapılmış çalışmaların

azlığı ve özellikle mantık yürütme ile ilgili olarak politik lider sunumları

üzerine yapılmış bir incelemenin bulunmaması çalışmayı önemli kılan bir

özelliktir. Ayrıca Batı toplumlarının, Doğu toplumlarının eleştirel mantık

yürütme becerilerinden yoksun oldukları görüşlerinin değerlendirilmesi ve

siyasal iletişim alanında, ikna edicilik ile sistematik düşünme ve bunu ifade

yöntemleri kullanmanın arasındaki ilişkinin kurulması açısından özgün ve

önemli bir çalışmadır.

Page 20: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

13

BÖLÜM I

1. İLGİLİ İNCELEMELER

1.1. Eleştirel Düşünme

Eleştirel düşünme yaklaşımları ile ilgili literatür tarandığında eleştirel

düşünme yaklaşımlarının Batı literatüründe iki farklı bakış açısından

değerlendirildiği görülmüştür.

Birincisi, eleştirel düşünme (critical thinking), alanında en önemli bilim

adamlarından Dewey (1909), Watson ve Glaser (1939) tarafından yapılan

ve sorun sunumunda da verilen tanımlamaların bakış açısıyla

değerlendirmelerini yapanlardır. Bu bilim adamları eleştirel düşünme

tanımları içinde herhangi bir kültürel ifade, yetiştirilme tarzlarının etkinliği

yada etkisizliği üzerine yorum yapma gereği duymamışlardır.

Aynı bakış açısıyla eleştirel düşünme tanımları yapan diğer

araştırmacılardan bazıları: Beyer (1985), D’Angelo (1971) ve Siegel’ dir

(1988). Dewey Watson ve Glaser’ın tanımlarını ve yaklaşımlarını yukarıda

sözü edilen bilim adamları geliştirmişlerdir.

Eleştirel düşünmenin evrensel geçerliği olan bir düşünme becerisi

olduğu görüşünü destekleyen Glaser’ e (1941) göre “Eleştirel düşünme,

herhangi bir inanç yada varsayımın onu destekleyen kanıtlar ve onun işaret

ettiği ileriki sonuçların ışığında kararlı bir inceleme çabasını gerektirir”.

(Glaser,1941;5 akt. Bahrami,2004;3)

D’Angelo’ya göre “Eleştirel düşünme, durum, argüman ve

deneyimlerin değerlendirme işlemidir. ” (Akt. Connolly, 2000,2 ; D’Angelo

,1971)

Beyer’e göre Eleştirel düşünme tanımı ise “Herhangi bir bilgi, iddia

yada inancın geçerliliği yada değerinin değerlendirilmesi için dikkatli, açık,

yansız bir analizdir” . (Beyer,1985;271akt. Connolly, 2000;2).

Page 21: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

14

İkinci bir bakış açısı da aslında eleştirel düşünmenin “sosyal bir

deneyim/ kazanım (social practice), kültürel bir kavram“ (Atkinson, 1997;72)

olduğu yönünde yaklaşımları olanlardır. Bu yaklaşım tarzının önemli

savunucularından diğer bir isim olan Fox (1994) eleştirel düşünmenin yada

eleştirel analizin çok güçlü kültürel bileşkeleri olduğuna inanmaktadır. Ona

göre “Eleştirel düşünme, düşünme ve yazma tekniklerinden çok daha fazla

bir şeydir. Aile üyeleri, arkadaşlar, öğretmenler, medya hatta bir ülkenin tarihi

ile metinler arasındaki ilişki, bir sestir.” İşte bu nedenle de eleştirel analiz

akademisyenler için üzerinde konuşulması zor bir konudur ; içsel (intuitively)

olarak öğrenilir, tıpkı bir yüzü yada kişiliği tanımak gibi kolaydır ama kolayca

tanımlanamaz ve farklı yetiştirilmiş kişilere açıklaması hiç de kolay değildir.

“(Aktarn. Atkinson, 1997,73 ; Fox, 1994,25) Bu yaklaşımına paralel olarak

da yazma becerileri ve eleştirel düşünme ile ilgili olarak da ilginç bir yorum

yapar :

“ Akademik tartışma”, “ analitik yazma”, “eleştirel düşünme yada daha

basitçe “ iyi yazmak” Batı kültürü veya Amerikan kültürü kaynaklı düşünme

alışkanlıklarına dayalıdırlar ve bu tür düşünme ve iletişim yolları/ biçimleri en

entelektüel (sophisticated) ve en etkin yöntemler olarak dünya insanlarının

çok küçük bir bölümü tarafından düşünülmekte, paylaşılmaktadır. “(Aktarn.

Atkinson, 1997,73 ; Fox, 1994,21)

Özetlemek gerekirse, eleştirel düşünme bazı bilim adamlarınca

nesnel, evrensel bir düşünme, mantık yürütme becerisi olarak tanımlanırken

(Stapleton, 2002 ; Davidson, 1998 ; Connolly, 2000 ; Thomson, 2000 ;

D’Angelo ,1971) bazı bilim adamları eleştirel düşünmenin kültüre dayalı

Avrupa ve Amerikan düşünme sistemine ait bir özellik, bir yetiştirilme biçimi

olarak (Fox, 1994; Ramanathan, 1996 ; Atkinson, 1997 ; Gieve 1998)

tanımlamakta ve eleştirel düşünmenin, yetiştirilme koşul ve şartlarına bağlı

kültüre dayalı bir düşünme biçimi olduğunu savunmaktadırlar.

Türk literatüründe eleştirel düşünme tanımları ve bu becerinin

geliştirilmesi ile ilgili olarak eğitim alanında önemli çalışmalar bulunmakta ve

Page 22: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

15

Türk Milli Eğitim Mevzuatında4 yer almaktadır. Son yıllarda hazırlanan

kitaplarda eleştirel düşünme becerilerinin geliştirilmesi, öğrencilerin mantık

yürütme yaklaşım ve yöntemlerini daha fazla kullanmalarını sağlayabilecek

türde alıştırma ve soru kalıpları kullanılmaktadır. Ancak bu alanda yöntem

gösteren çalışmalar yine Batı kökenlidir.

Bazı bilim adamları eleştirel düşünmenin farklı kültürlerde yetişmiş

kişilere uygulanamayacağını iddia etmelerine karşın farklı alanlarda eleştirel

düşünme ile ilgili adaptasyon çalışmaları bulunmaktadır. 9 Eylül Üniversitesi

Dilbilimi Bölümünde, “Dil Becerilerinin Geliştirilmesinin Aktif Öğrenme

Sürecine Katkısı” başlıklı A. Cem Değer ve Özden Fidan tarafından bir ders

uygulaması bulunmaktadır. Bu çalışma, bilişsel becerilerin dil becerileri

geliştirilerek metne dökülmesini amaçlamaktadır. Bu programda şemalar

kullanılarak daha kolay yazma yöntemleri gösterilmektedir. Çalışmanın

temeli eleştirel düşünme becerilerine dayandırılmıştır ve bu ders

uygulamasında eleştirel düşünmenin tanımlaması yapılarak bu çerçeve

içinde eğitici ve öğrenci arasında öğrencinin hazırladığı metnin her aşamada

denetlenmesi ve geri bildirimlerle geliştirilmesi hedeflenmiştir. Öğrenciler,

“safsatalardan” uzak durmayı savlarını geçerli, güvenilir “dayanaklarla /

kanıtlarla” desteklemeyi öğrenirler.

Ankara Tıp Fakültesinde, Kanıta Dayalı Tıp ve Eleştirel Düşünme

(Evidence-Based Medicine and Critical Thinking) 2002-2003 yılında

başlatılan bir ders program vardır. Bu ders programı Tıp öğrencilerinin

kanıta dayalı düşünme becerileri ve eleştirel düşünme tutumları

geliştirmelerini ve bunu mesleklerinin gereği bir alışkanlık haline getirmelerini

hedeflemektedir.

1.2. Mantık Yürütme

Bu bölümde iknanın mantık yürütme yöntem ve yaklaşımları ile

ilişkisini kuran önemli araştırmacı yada düşünürlerin mantık yürütmeyi nasıl

tanımladıklarına ve ikna içinde nasıl değerlendirdikleri incelenecektir. Bir alt

4 Bkz. Milli Eğitim Mevzuatı

Page 23: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

16

başlıkla da mantık yürütme becerilerinin ikna üzerindeki etkisini inceleyen ve

bir metot geliştiren Toulmin yaklaşımı detaylı olarak anlatılacaktır.

İkna ve mantık yürütme arasındaki ilk araştırmalar Aristo tarafından

yapılmıştır. 5 Aristo’nun yaklaşımına göre mantığa dayalı ikna, bir sonuca

varabilmek için mantıksal yollarla dinleyicinin bilgiyi (istatistik veriler,

örnekler, ifadeler gibi) işleyebilme becerisine dayanmaktadır. İkna eden kişi ,

dinleyicilerin bilgi işleme ve sonuç çıkarabilme becerilerini değerlendirmek

durumundadır. (Larson,1995 ; 59-60)

Mantık yürütme yöntem ve yaklaşımları ile ilgili incelemeler taraması,

mantık yürütme yöntem ve yaklaşımlarının sorun sunumunda da belirtilen

(Thomson’dan - gerçeklerden, kanıtlardan yola çıkarak sonuç çıkarmak

2000;3) farklı bir tanımlama getirmediklerini göstermiştir. Bir başkasına etkin

bir mantık yürütme sunabilmek için sonuç çıkarma ve kanıt sunabilme

becerileri bir araya gelmeli ve diğer ileti sahiplerince yapılacak ataklara

karşılık verilebilmelidir. Örneğin, daha önce düşünülmemiş bir kanıt

sunulursa bunun savı nasıl etkileyeceğini değerlendirilebilmelidir. (Thomson,

2000;3)

Glaser’ın (1941) eleştirel düşünme becerisinin kazanılmasına temel

teşkil eden düşünme becerilerinin neler olması gerektiği ile ilgili olarak

maddeler halinde sunduğu beceriler Thomson’nın belirttiği becerileri

içermektedir :

- Sorunları fark edebilme.

- Belirtilmemiş varsayımları ve kabullenmeleri fark edebilme.

- Bilgiyi (data) yorumlayabilme.

- Kanıtları ve durumu iyi değerlendirebilme.

- Önermeler arasındaki mantıksal ilişkiyi kurabilme.

- Garantili, kanıtlara dayalı (warranted) sonuçlar çıkarabilme.

- Genellemelere ulaşabilme. (akt. Bahrami, 2003,4 ; Glaser,1941, 6)

5 Ayrıntılı bilgi için bakınız Larson , 1995; s. 57-62)

Page 24: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

17

Glaser’ın ve Thomson’nın sıraladıkları bu özellikler farklı mantık

yürütme türlerinin6 bir araya getirilmesi olarak da değerlendirilebilir.

Mantık yürütme becerilerinin bir ileri becerisi olan eleştirel mantık

yürütme ise “kişinin inanç ve hareketlerinin nedenlerini ortaya koymak,

kendinin yada diğer insanların mantık yürütme sürecini değerlendirmek;

analiz etmek ve daha iyi mantık yürütebilmekle” ilgilenir. (Thomson, 2000;3)

İnsanlar açık ve net bir şekilde eleştirel yolla mantık yürütüp

yürütmediklerine çoğu zaman dikkat etmemektedirler. Eğer eleştirel yolla

mantık yürütüp yürütmediğimize dikkat edersek, gerçeklerden ve kanıtlardan

çıkarılan sonuçların doğru olup olmadığını ve kendimiz sonuç çıkarırken ve

diğerlerinin sonuçlarını değerlendirirken doğruyu yapıp yapmadığımızı

anlamamıza yardımcı olacaktır. Ancak “eleştirel “ kelimesi diğer insanların

mantık yürütmesini değerlendirmeyi önermemektedir, kendimizi bu mantık

yürütmede neyin yanlış olduğunu göstermekle sınırlayacağız. Eleştirel

değerlendirme, bir kişinin mantık yürütme yollarındaki kötü ve iyi olanı

değerlendirmeyi içerecektir. (Thomson, 2000;2)

Sorun sunumunda da belirtildiği gibi iyi yazmak, ikna edici yazmak,

fikirlerini daha iyi yazmak ve bu konuda kendilerini geliştirmek isteyen

bireylere yönelik başka bir çalışma da “Reasonable” programında

sunulmaktadır. Bu sitenin (www. goreason. com) önerileri içinde yine bir

savın nasıl daha etkin daha ikna edici olarak yapılandırılabileceği; ağırlıklı

olarak sonuç-neden ilişkili mantık yürütme yöntemini önermektedir. Burada

amaç ortaya atılan bir savın mutlaka bir neden yada nedenlere bağlı

olduğunun alıcılara anlatılması gereklidir.

6 Mantık yürütme türleri : neden-sonuç ilişkili, sonuç neden ilişkili mantık yürütme, karşılaştırmalı

mantık yürütme, tümdengelim, tümevarım, kanıtları kullanarak mantık yürütme. Ayrıntılı bilgi için bakınız : Larson , 1995; s. 205-8)

Page 25: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

18

TABLO 1 :Sonuç-neden ilişkili mantık yürütme modeli

(www. goreason. Com)

Mantık yürütme yöntem ve yaklaşımları farklı alanlarda

uygulanmaktadır. Farklı modeller de geliştirilmekle birlikte temel çıkış noktası

mantık yürütme yöntem ve yaklaşımlarıdır. ZOPP yaklaşımı (Zielorientierte

Projektplanung, or GOPP- Goal Oriented Project Planning - Amaç Merkezli

Proje Planlama) Almanlarca (Deutsche Gesellschaft für Technische

Zusammenarbeit (GTZ) - German Technical Cooperation) geliştirilmiştir.

Yaklaşım, tanımlama, planlama ve projenin yönetiminde sistematik bir

yapının ilgili gruplarca uygulamaya yönelik olarak yapılandırılmasını sağlar.

Zopp, bir planlama matriksi ve mantık çerçeve planıdır. (the logical project

framework) Bu matriks, projenin ana elemanlarını yapılandırır ve özetler.

ZOOP, amaçlanan çıktılar, planlanan uygulamalar ve beklenen sonuçlar

Ana Sonuç Dünya savaşlarla son bulacak

Neden

I. ve II. Dünya Savaşlarında

çok insan öldü.

Karşıt görüş İnsanlar savaşları

durduracaklar.

Neden Bütün ülkeler

savunma sistemlerine

çok para harcıyor.

Neden Her gün yeni

öldürme sistemleri

pazara sürülüyor.

Neden İnsanlar insan

haklarını öğreniyorlar

Neden İnsanlar

mücadeleyi öğreniyorlar

Page 26: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

19

arasında mantıksal ilişkilerin önemi üzerinde durur. Gerçekçi ve

tanımlanabilir amaçları ve sonuç göstergelerini mantıksal bir kurgu içinde

değerlendirmek, bu göstergelerin yönetimi ve değerlendirilmesi ve görev

alanların sorumluluklarının açıkça belirlenmesi için geliştirilmiştir.

(http://lgausa. com/logframe_approach. htm)

LFA yaklaşımı (Logical Framework Approach) 1960 yılında Amerikan

Uluslararası İlerleme Programı (USAID) için geliştirilmiştir ve dayanak noktası

ZOPP Yaklaşımıdır. Ancak USAID bu modeli karmaşıklığı ve esnek

olmaması nedeniyle uygulamadan kaldırmıştır. Bununla birlikte LFA ,

İngiltere, Kanada, Danimarka, Türkiye7 gibi birçok ülkede özellikle

geliştirilmeye açık alanlarda proje geliştirmek için ana başvuru

kaynaklarından biridir. Avustralyalılarca da bu yaklaşım kullanılmaktadır.

Ausguide (Australian Government’s Overseas Aid Programme-Updated

2004) olarak da bilinen bu uygulama modeli ZOPP ve LFA (Logical

Framework Matrix), mantık yürütme yöntem ve yaklaşımlarına dayanan bir

proje yönetimi ve geliştirme çerçeve programıdır. Bu matriks, yatay ve

dikey olmak üzere iki mantık yürütme yöntemi kullanır. Dikey mantık

yürütme, uygulanacak projenin nedenleri arasındaki ilişkiyi ve kontrol dışı

gelişebilecek belirsizlikleri ve önemli varsayımları spesifik hale getirir. Yatay

mantık yürütme, uygulamanın proje tanımında belirlenen proje amaçlarına

ve ölçme yöntemlerini anlatır/ tanımlar. Bu matriksde hücreler arası

mantıksal bağlantılar önemlidir. Modeli de güçlü kılan özelliklerden biridir.

Tablo 2, matriksin yapısını gösterir, parçaları birbiriyle ilişkilendiren genel

sıralamayı gösterir. Önce projeyi tanımlar, sonra varsayımlar, göstergeler ve

en son doğrulama/ sağlama yöntemleri tamamlanır. Matriksin her bir

basamağı tamamlandıkça önceki basamaklar gözden geçirilir ve mantığın

hala sabit tutulup tutulamadığı test edilir. (Ausguide,2004). Proje oluşturma

sürecinde izlenecek adımları gösteren bu matrikse göre; eldeki bilgilerin

değerlendirilmesi yoluyla çeşitli risklerin, projenin amaçlarını yada ilerlemesini

engelleyebilecek gösterge yada varsayımların tespiti ve her türlü olasılığa

karşı sağlamanın yapılması önemlidir. Bu basamaklar iskeletsel bir yapıya 7 Bkz. http://ekutup. dpt. gov. tr/planlama/42nciyıl/yilmaz. pdf

Page 27: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

20

indirgenirse karşımıza bilgi-göstergeler- varsayımlar-doğrulama ana noktaları

çıkar.

Özetle, mantık yürütme yöntem ve yaklaşımlarının en temel başlangıç

basamağı olan bilgiyi işleme ve ona bağlı amaçlar belirleme, proje geliştirme,

(iddia ortaya atma) ve olasılık dahilindeki risklerin tahminini (karşıt görüşler)

yapma ve sonunda da destekleme unsurunu kullanarak kendi iddiasının

yada projesinin uygulanabilirliğini kanıtlamak. Bu tarz bir proje tespit,

uygulama ve geliştirme programının en güçlü yanı başlangıç ve son arasında

mantıksal bağlantı kurması ve risklerin tespitini yani olası karşıtlıkların,

risklerin, olumsuzlukların tespitini önceden sağlamasıdır. Risk tespiti, tahmini

mantık yürütme becerilerinden neden-sonuç ilişkilerinin iyi kurulması

becerisinin farklı bir alana aynı yöntem ve mantıksal kurgu ile uygulamasıdır.

ZOPP yaklaşımının ve ona bağlı olarak geliştirilen LFA yaklaşımının

bu tez için önemi, parçalar arasındaki ilişkilerin mantıksal kurgusunun bütüne

yansıtılmasıdır. Bir konuşma, tartışma metni sürecinde ana amaç ile detaylar

arasındaki ilgi, ilerleyen aşamalarda kopabilmektedir. Mantık yürütme yöntem

ve yaklaşımlarına dayandırılarak yapılandırılmış proje yada mesaj içeriği

temel olarak neden-sonuç ilişkilerinin sağlam kurulduğu ve bilgi ve

göstergelerin mantık yürütme becerileri dahilinde değerlendirilerek en doğru

çıkarımların yapıldığı çalışmalar olma özelliklerini gösterirler. Ancak yukarıda

da belirtildiği gibi ZOPP ve LFA modelleri, mantık yürütme yöntem ve

yaklaşımlarını kullanmakla birlikte mantık kurgusundaki katılık, esneklik

payının az oluşu ve büyük kurgulamalar için daha uygun olmaları

nedenleriyle çok geniş kapsamlı uygulama alanlarında tercih edilirler.

Page 28: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

21

Tablo 2 Matriks yapısı

Proje tanımı

Göstergeler Sağlama

Yöntemleri (MOVs)

Varsayımlar

1. Ana amaç 10. Göstergeler 11. MOVs

2. Hedef 12. Göstergeler 13. MOVs 9. Varsayımlar

3. Tamamlayıcı

hedefler 14. Göstergeler 15. MOVs 8. Varsayımlar

4. Çıktılar 16. Göstergeler 17. MOVs 7. Varsayımlar

5. Uygulamalar 6. Varsayımlar

Mantık yürütme yöntem ve yaklaşımlarının ikna süreçlerindeki etkisini

Türk literatüründe ilk inceleyen eserlerden biri Muallimoğlu’nun” Bütün

Yönleriyle Hitabet” (1957) adlı kitabıdır. Muallimoğluna göre “ikna yolunda

kullanılabilecek en güvenilir yollardan biri mantıki tartışmadır. ” Tümevarım,

tümdengelim, sebep-sonuç ilişkisi yöntemlerinin nasıl kullanımını geleneksel

yaklaşımlar çerçevesinde kısaca açıklamıştır. (1991;396) İkna edici mesaj

yapılandırma alt başlığında bu konuya yeniden değinilecektir.

İletişimde mantık yürütme ve ikna ilişkisini ortaya koyan çalışmalar

mantık yönü güçlü iletilerin daha ikna edici olduklarını ifade ederler.

Tolungüç’e göre (2000) mesaj alıcısının eleştirel, rasyonel düşünme

becerilerine hitap eden mesajlar mantıksal mesajlardır. Bu tür iletiler,

mantığa ve kanıtlara dayalı, neden sonuç ilişkisi içeren ikna edici mesajlardır.

Mantığa ve neden sonuç ilişkisine dayalı ikna süreci genel olarak son derece

ikna edicidir. (s.200) İnceoğlu’na (2000) göre insanların tutumlarının

değişmesi kolay olmamakla birlikte birçok nedene bağlı olabilir. Bu

nedenlerden biri de mantık yürütme süreçlerinin iyi kullanılması olabilir.

Page 29: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

22

İnsanlara belli bir konudaki mantıksal ilişkiler anlatıldığında, tutumlarının

mantıksal yönde değişim gösterebilecekleri pek çok deneyle saptanmıştır”.

(s.35)

Ortadoğu Teknik Üniversitesinde (Prof. Dr. Hasan Gürkan Tekman,

Instıtude of Informatics), tutumlar ve mantık yürütme becerileri arasındaki

ilişkiyi inceleyen bir yüksek lisans tez çalışması daha çok psikoloji alanına

yönelik olarak kişilerin mantık yürütme süreçlerini karar verme aşamasında

yada tutumlarını veya davranışlarını değiştirme durumunda ne kadar yada

nasıl kullandıkları üzerine eğilmeyi amaçlamaktadır. Ancak mantıksal

çıkarımlarla öncüller arasındaki ilişkinin incelendiği bu çalışma mantık

yürütme becerilerinin sunum hazırlama ve ikna etkilerini artırma üzerindeki

etkisi ile ilgili değildir.

Türk literatüründe kanıtların kullanımı, neden-sonuç ilişkisi,

tümevarım, tümdengelim gibi mantık yürütme yöntemleri incelenmiş ve bu

yöntemler günlük hayatta doğal süreçler içinde kullanıldıkları gibi akademik

yazıda ve problem çözümünde kullanılan önemli yöntemlerdir.

Batı yazınında da bu yöntemler kullanılmaktadır hatta bu metotlar

birleştirilerek daha etkili modeller de geliştirilmiştir. Bunlardan biri de

Toulmin Mantık Yürütme Modelidir. Eleştirel düşünme becerilerinin Batı

kültürüne ait beceriler olduğunu iddia eden bilim adamlarının eleştirel

düşünme ve mantık yürütme becerilerine dayandırılmış; Toulmin Mantık

Yürütme Modelinin de aynı yaklaşımla farklı kültürlere uygulanamayacağı

tezlerini öne sürmektedirler. Bu tez konusu içinde önemli bir yere sahip olan

Toulmin Mantık Yürütme Modeli ilgili incelemeler bölümünde ayrıntılı olarak

incelenecektir.

1.2.1. İkna Ve Toulmin Mantık Yürütme Yaklaşımı

Mantık yürütme becerilerinin ikna üzerindeki etkisini inceleyen en

önemli araştırmacılardan biri, aynı zamanda da Felsefeci olan Stephen

Toulmin’dır. Türk literatüründe bu metodun ayrıntılarıyla incelendiği ve

Türkçe’ye uyarlamasının yapıldığı bir çalışma bulunmamaktadır. Bu nedenle

Page 30: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

23

de Toulmin Mantığı ve Modeli ile ilgili bilgiler ve bu metodun özellikle siyasal

iletişim alanında metinler üzerine yapılan uygulamalardan bahsedilecektir.

1960’lı yıllarda Toulmin, Aristo tarafından ilk olarak ortaya atılan ve

daha sonra özellikle de felsefe alanında kullanılan “önermelerin” insanların

asıl düşünme şeklini yansıtmadığını ve insanların bu tür argümanlardan da

etkilenmediklerini belirlemiştir. Toulmin, hem argümanları oluşturmak hem

de onları analiz etmekte kullanılabilecek bir sistem geliştirmiştir. Toulmin’a

göre mantıksal ikna (logical persuasion) süreçlerini içeren bir tartışma

konusu üç ana bölümden oluşmaktadır : Bilgi, iddia,kanıt. Toulmın Metodu,

bu üç ana unsur arasındaki bağlantının mantık süzgecinden geçirilerek

kurulduğu, eleştirel düşünme becerilerinin dördüncü unsuru olan karşıt

görüşün örtülü yada açık olarak verilebildiği diyalektik forma sahip bir

düşünce iletim sistemidir.

Toulmin’nın yaklaşımı felsefi çevrelerde popüler olan formal mantık

modellerine bir tepki olarak doğmuştur. Bu modellerin dinamik insan

düşüncelerini anlatamayacak kadar statik olduklarını düşünerek gerçek

insanların gerçek mantık yürütme yollarına uygulanabilecek daha iyi bir

sistem önermiştir. Toulmin, insanların nasıl mantık yürütmesi gerektiğini

anlatmamış; insanların bu konuda nasıl davrandıklarını anlatmaya

çalışmıştır. (Hart,1997;98)

Toulmin’a göre bir argümanın geçerliliğine karar vermek için birinin

onun için ‘makul’ (plausible) demesi : Savın kabul edilmeye değer olması ve

sonucunun da inanmaya değer olması gerçeğine güvenilemez. “ Mantık ,

sübjektif ilişkilerle ilgilenmez (A’nın güvenilir, B’nin makul olması gibi

ilişkilerle ilgilenmez) ancak farklı yaklaşımlarla ilgilenir. Bir eylemin kabul

edilmeye “değer” veya seçilmeye “değer” olduğunu düşünmemiz için

nedenlerimiz olmalıdır. Estetik, ahlâk ve mantık sübjektif ilişkiler ile

ilgilenmez. Bir resme güzel diyebilmek için ‘ beni etkiledi’ demek yeterli

değildir; beğenmeye “değer” olması demek gereklidir. Bu nedenle de bazı

argümanların,diyalektik forma uygun oldukları halde neden bazılarının

Page 31: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

24

“mantık yürütme” adını kazanmayı hak edip bazılarının neden bu adı hak

etmediklerini keşfetmek durumundayız. ” (Toulmin, 1964; 67)

Toulmin’ a göre bir takım sonuçları desteklemek amacıyla önerilmiş

‘nedenler’ üzerine konuşulan durumlar o kadar fazla ve çeşitlidir ki

aralarındaki ortak noktayı bulmak çok zordur. Günlük hayattan yada

aritmetik, fen, ahlâk ve benzeri alanlardan alınan çeşitli diyaloglar

incelenerek aralarında bir ortak nokta bulmak istemiştir.

Toulmin’a göre,“ ahlâk, matematik, fen alanlarından, ya da günlük

hayattan alınan metinler , diyaloglar ve benzeri örnekler arasındaki ortak

özellik ‘diyalektik formunda’ olmalarıdır. İncelenen her bir örnekte

konuşmacılardan biri, A, bir şey (a0) söyleyerek konuşmayı başlatır. Diğer

konuşmacının, B, şüpheleri vardır ve kesin olarak fikre karşı çıkar (bo). A

farklı bir söz söyleyerek devam eder (a1) B, halâ ikna olmamıştır ve

söyleneni kabul etmez (b1). Konuşma devam eder, A bir takım yeni fikirler

ortaya koyar (a2, a3,a4. . . . ) ve B ikna olmamıştır ve hala karşı çıkmaktadır

(b2, b3, b4. . . . ); sonunda B, A’ nın son fikrini değil de (an) ilk fikrini kabul

eder (bn) ve bir çok durumda da tüm ara fikirleri da kabul etmiş olur (a1, a2, a3

, a4. . . . . . . ). Eğer bütün mantık yürütme durumlarında ortak olan bu ise ‘

mantık yürütmeyi belki şu şekilde tanımlayabiliriz : Bu diyalektik forma ve

üzerine mantık yürütülen bir argümanda a1 ‘den an ’e kadar sözü edilen

‘sebeplere-nedenlere’ sahip olan konuşma metnidir. (Toulmin, 1964;68-69)

Bu durumda kendimize sormamız gereken soru : a0 sonucuna ulaşmak için

a1’den an ’e kadar ne tür ifadeler kabul edilmeye değerdir, ne tür ifadeler

değildir?” (Toulmin, 1964;70-71-72) Bu soruya cevap veren metin “ neden”

değerli olduğunu da açıklar ve“ kabul edilebilir”, “seçilmeye değer” olduğunu

kanıtlarla gösterir. Toulmin’ ın cevabı için geliştirdiği metodun incelenmesi bir

metnin daha ikna edici, daha etkili olabilmesi ve seçilmeye değer olabilmesi

için nelere dikkat edilmesi , metnin nasıl kurgulanması gerektiğini kendi

sistematiği içinde açıklar.

Toulmin Modeli mantıksal/ rasyonel argüman oluşturma kuralları ile

ilgilidir. Modelin gücü kelimelerin ve fikirlerin sistematik ve açık (precise)

Page 32: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

25

kullanımında yatmaktadır. Model argümanın altı basamaklı bir sistematiğini

kurar :

1. Bir İDDİA (CLAIM) ortaya atılır.

2. BİLGİ (DATA) ; destekleyici gerçekler toplanır.

3. İddiayı destekleyecek, temele oturtacak TEMİNAT/ KANIT

(WARRANT) ifade edilir.

4. Kanıtı destekleyecek teorik yada deneye dayalı bulgular sunulur.

(BACKING)

5. ZARFLAR (QUALIFIERS)

6. Olası delillerle çürütmeler ele alınır,olası KARŞIT GÖRÜŞLER,

çürütmeler (REBUTTAL) düşünülür. (www. goreason. com)

Her bir basamağın metin, sunum içinde ne anlama geldiği nasıl

yorumlanabileceği ayrıntılı olarak aşağıdaki gibi açıklanır Bilgi, : Bu model

içinde alıcıya iddianın tavsiyelerini takip etmesi için nedenler sunar. Ancak

eğer konuşmacının iddiası ile kanıt arasındaki ilişki açık değil ise ikna eden

kişi bu ilişkiyi açıklayıcı bir anlatım önerir ki bu da garanti- teminat olarak

adlandırılır. Bu üç temel nokta dışında yardımcı öğeler de vardır. Bir iddia “

bağlaçlar, zarflar, uygun dil öğeleri ” ile desteklenmelidir; “ birçok durumda,

belki de, bunun böyle olması mümkün müdür?,” gibi. “Birçok durumda” bazı

istisnaların da olduğunu ikna edilecek kişiye ima edilir. “belki de, mümkündür

ki, olasıdır ki,” iddianın oldukça kabul edilebilir ve doğru olduğunu fakat

başka bir faktörün de sonucu etkileyebileceğini ve ortaya çıkabileceğini işaret

eder. Diğer bir terim de karşıt görüş (reservation –rebuttal). Bu terim

teminatların geçerli olduğu koşullar- durumlar olduğunda teminatlarla ilgili

veya onlara bağlıdır. “- madıkça” yada “ buna inanmak için sadece tek bir

neden vardır... ” şeklinde kelimelerle ifade edilirler. Teminatın geçerli olduğu

koşulları belirten teminatla ilgili yada ona bağlı bir cümledir. “Olmadıkça”,

“ona inanmak için eğer bir neden var ise” gibi kelimelerle belirtilir. Karşıt

görüş, argümanın felsefi temellerinin işlerliğini sağlayan durumları belirtir.

Karşıt görüşü sunmanın görevi, sıklıkla ikna ediciler ve aynı şekilde ikna

Page 33: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

26

edilecekler tarafından küçümsenir. Onlar her ikisinin de aynı noktadan

başladığını ve aynı referans çerçevesinden başladığını düşünürler. Aynı

noktadan başladığımız zaman veya bu farkların olmasına izin verdiğimiz

zaman ikna edici geçişlerde gerçekten başarılı olabiliriz. Uygun dil öğeleri ile

beraber , karşıt görüşlere değinmek, ikna işleminde büyük bir esneklik getirir

çünkü her ikisi de diyaloğa elverişlidirler, her ikisi de ikna edilecek kişiye

karşı çıkmak veya iknanın tümünü değil de bir bölümünü onaylama fırsatını

verirler. İkna ediciler esneklik getiren bu unsurları kullanmanın farkındadırlar.

(Writing @ CSU : Writing Guide)

Bu modelin bütüncül özelliğini daha açık ortaya koyduğu için şematik

olarak verilmesinin yerinde olacağı düşünülmüştür :

Page 34: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

27

TABLO 3 :

(www. concenric. net)

Tablo 3: Toulmin Mantık Yürütme Modeli

Toulmin’in çalışması, önermelerin insanların asıl düşünme şekillerini

yansıtmadığını ve bu tür argümanlardan da etkilenmediklerini ortaya

koymuştur. Toulmin, hem argümanları oluşturmak hem de onları analiz

etmekte kullanılabilecek bir sistem önermiştir. Bu sistem (Ehninger ve

Brockriede, 1963; Bettinghaus,1972) iletişim metinlerinde sıklıkla

kullanılmıştır.

Toulmin Metodu, siyasal iletişim alanında da ve politik lider sunumlarının incelenmesinde özellikle liderlerin mantık yürütme becerilerinin incelenmesinde kullanılmıştır.

(Qualifier-therefore, Probably) Zarflar, Bağlaçlar Belkide, böylece

Toulmin Modeli (Toulmin’s Model)

(Data) Bilgi

(Claim) İddia

(Warrant -Since) Teminat - den dolayı

(Rebuttal / Reservation – unless) Karşıt Görüş -madıkca

(Backing-Because) Destekleme-Çünkü

Page 35: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

28

Hart (1997), 54 metine Toulmin’in yaklaşımını uygulamıştır.

Bunlardan birkaçı ABD eski devlet başkanlarında Nixon ve Reagon’ın

konuşmaları üzerine yapılmıştır. (s. 117) 8

Toulmin metodu, özellikle Amerikan üniversitelerinin, kolejlerinin

“yazma programı” içeren bölümlerinde, iyi yazı yazma yöntem ve teknikleri

arasında özellikle fikir yazılarının, makalelerin, nasıl planlanacağı, nasıl

detaylandırılacağı konusunda kullanılmaktadır.

“Toulmin metodunun tartışma konularına uygulanabilir bir formül gibi

çalıştığı söylenebilir ancak onun da sınırlılıkları vardır. Lineer bir yol

izlenmemiş ve Batı retoriğine9 göre yazılmamış metinlere uygulanamaz”.

(www. goreason. com).

Yabancı literatürde, siyasal iletişim alanında politik liderlerin

konuşmalarının, demeçlerinin analizinde kullanılan ve eğitim alanında,

yazma becerilerini ilerletmek isteyen bireylere de önerilen bu yöntemin Türk

Dilinde uygulandığı bir alan bulunmamaktadır. Yukarıda verilen alıntı da bu

yöntemi Batılı yaklaşımların, düşünme istemlerinin, hitabet sanatlarının

dışında bırakmaktadır.

8 Bu incelemelerin sonucunda da Ronald Reagon’ın daha sonra teşhis edilen Alzheimer hastalığının

ilk belirtileri konuşmalarını inceleyenlerce fark edilmiştir. Konuşmalarının mantıksal bağlantılarının eksikliği Reagon’ın rahatsızlığını özellikle dış politika ile ilgili olarak yaptığı bir tartışmada ortaya çıkmıştır. (Hart,1997;117)

9 Ortaçağ’dan sonra aydınlanma çağını yaşayarak çoğulcu ve katılımcı demokrasiyi yerleştirmeye çalışan Batı felsefesinin temel özelliklerinden olan bilimsel düşünce ve hukukun üstünlüğü ilkesi siyasi alanda liderlerin konuşma ve iletişim tarzına da yansımıştır. Bu felsefede öncelikli olarak; 1- Gerçeği tanımlamak, 2- Gerçeği (olguyu) analiz etmek, 3- Alternatif seçenekleri belirlemek. 4- En uygun alternatif seçmek ve gerekçelerini ortaya koymak 5- Karar vermek. Bu sürecini somut olarak görmek mümkündür. Böyle bir sistemde tek adam yöneticiliği ya da babadan oğla geçen yöneticilik yerini seçimle iktidara gelen kuvvetler ayrılığı ilkesi ile ekiplerin yönetim tarzını görmek mümkündür. Örgütlü ve eğitim düzeyi yüksek yönetilenler de sistematik ve pragrmatik olarak söylediklerini yapabileceğine inandığı yönetim kadrolarını iktidara getirmektedir. Doğu felsefesinde ise, aydınlanma çağını yaşanmadığı için bilimsel düşünce, çoğulcu demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerinin sistemin bütün halkalarına yerleştiğini söylemek mümkün değildir. Bu felsefenin iktidar sahipleri gücünü, hukuktan ziyade ilahi güçten alır. İktidar babadan oğla geçer ve toplumda o soylu ailenin nesebinin karizmasını ve gücünü itaat ederek onaylar. Mistik güçlerin “kutsiyet” atfedilerek yaygın olarak benimsendiği bu sistemde iktidardaki kişinin söylediğinde bir hikmet aranır. Bu tarz bir iletişimde bilimsel düşüncenin egemen olduğu batı felsefesindeki bir olguyu analiz etmek, alternatifleri tartışmak ve senteze ulaşmak gibi bir süreç yoktur. Gücü elinde bulunduranlar “söyledimse söyledim bu böyledir” diyerek tartışmayı ve analizi önler. İnanmak ve öyle kabul etmek doğrudur. Böylesi bir inanışın yaygın olduğu toplumda halkın eğitim düzeyinin de düşük olduğu yönetime katılmadan ziyade yönetime itaat etmenin (kul olmanın) egemen olduğu görülebilir. (Doç. Dr. Aliye Mavili AKTAŞ Hacettepe Sosyal Bilimler Akademisi, Sosyoloji Ders Notları).

Page 36: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

29

1.2.2. Argüman Gücünün İkna Üzerindeki Etkilerini İnceleyen Çalışmalar

Bu bölümde mantık yürütme yaklaşımlarının alıcı üzerindeki etkilerini

incelemek amacına yönelik olarak farklı yaklaşım ve modellere dayanarak

yapılan araştırmalar incelenmiştir. Petty & Cacioppo’nun Detaylı İnceleme

Modeli ve mantık yürütme yaklaşımlarına göre kanıt sunumu ve savunulan

argümanların kalitesi üzerine yapılan incelemeler derlenmiştir.

Argüman kalitesi (argüman gücü), kanıtların içerik olarak etkinliğini,

alıcının tutum ve davranışlarını olumlu yönde değiştirme nedeni olabilecek

derecede iddia ile ilgi düzeyi yüksek kanıtları ifade etmektedir.

Reinhard (1988), Rodney Reynolds ve Michael Burgoon (1983)

araştırmalarında kanıt kullanımının etkileri, daha sonraki araştırmacılar

(Holtgraves ve Lasky ,1999 ; Sparks & Charles & Areni & Cox, 1998 ;

Hosman,Huebner, Siltanen ,2002) kanıt içerikleri üzerine yoğunlaşmış ve

bunu zayıf yada güçlü argüman olarak değerlendirerek incelemişlerdir .

John Reinhard’a (1988) göre mantık-içerik merkezli iknalarda kanıtın

belirginleştirilmesi çok önemlidir. Son elli yıl üzerine yaptığı araştırma

sonuçlarına göre, ikna üzerinde kanıtların etkisi olduğu sonucuna ulaşmıştır.

Özellikle “gerçek dünyadan” alınan ikna edici örnekler kullanıldığında çok

daha anlamlı, mantıklı bulunmaktadırlar. Zekice planlanmış kanıtlar

kullanarak, etkili ikna edici iddialar ortaya koyar, onları destekleyecek bilgiyi

de verirler. Kanıtlar, mesaj alıcıları tarafından bulunurlar. Eğer bunu ifade

etmezlerse bile düşünür ve “ikna oyununun” içinde yer alırlar. (Larson,

1995;223).

John Reinhart (1988) tarafından Richard Petty, John Cacioppo’nun Detaylı İnceleme Kuramına (ELM) dayanarak kanıt ve ikna etkileri üzerine

yaptığı araştırmasından elde edilen sonuçlardan bazıları aşağıdaki gibi

maddeler halinde verilmiştir :

1. Birçok kişinin istatistik bilgileri çok önemli bulmalarına karşın bu tür

kanıtlar diğer kanıtlar kadar ikna edici değillerdir. Reinard bunun nedeni

olarak da bu tür kanıtların canlı ve dramatik olmamalarını öne sürer.

Page 37: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

30

2. Dinleyicilere bu tür kanıtları sunmak, onları (göndereni) karşıt ataklara

karşı korumalı kılacaktır.

3. Güçlü kanıtlar zayıf kanıtlara göre daha ikna edicidir.

4. Yeni kanıtlar eskilere, dinleyicilerin zaten bildiği kanıtlara göre daha ikna

edicidir.

5. Kanıtlar, konuşmacının güvenirliğini artırır.

6. Kanıtlar, entelektüel seviyesi yüksek kişiler üzerinde daha etkilidir.

(Larson, 1995;223,224).

Larson’a göre geleneksel önerme yapıları bir argümanın veya içeriğin

genel iskelet yapısını oluşturur. Bu yapı içinde, argüman veya önermeler,

bilgi ile desteklenmiş iddialar olarak sunulur. İddia ve bilgi, kanıtlar

(warrants) yoluyla dinleyicilerle ilişkilendirilir. Başarılı ikna ediciler,

dinleyicinin deneyimlerine göre içerik önermelerini, (Mantıklı ve analitik

düşünebilme becerilerini içeren önermeler içerik önermeleri olarak

tanımlanır) bağlaçlar kullanarak, iddialarını, bilgi ve kanıtlarını

şekillendirmeye çalışırlar. (Larson, 1995;225) Kanıt sunumunun hedef kitle

üzerindeki etkisinin, gönderen tarafından bilinerek mesajın yapılandırması,

ikna etkilerini artıran bir özellik taşımaktadır.

Mantık yürütme ve kanıt sunmanın ikna üzerindeki etkileri üzerine bir

araştırma Reynolds ve Burgoon tarafından yapılmıştır ve araştırma

sonucunda aşağıdaki sonuçlara ulaşmışlardır. 1983 yılında Rodney

Reynolds ve Michael Burgoon tarafından inanç süreçleri, mantık yürütme ve

kanıt arasındaki ilişkileri değerlendirmek amacıyla yaptıkları çalışmada,

konuşmacının güvenirliği var kabul edilerek kanıt- ikna ilişkisini destekleyen

sonuçlara ulaşmışlardır. Bunlar aşağıdaki gibidir :

1. Kanıt kullanmak kanıt kullanmamaktan daha fazla tutum değişikliği

oluşturur.

2. Kanıt kullanmak basit iddialardan daha fazla tutum değişikliği oluşturur.

3. Kalitesiz, zayıf, güvenirliği az kaynaktan kanıt sunmak, karşı tarafın

güvenirliği ne olursa olsun karşı tarafın lehine tutum değişikliği yaratır.

Page 38: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

31

4. Kanıt kullanımı eğer alıcıların o kanıtla ilgili önceden edinilmiş bilgileri yok

ise daha fazla tutum değişikliğine neden olur.

5. Kanıt kullanımı, karşı tarafın güvenirliği ne olursa olsun zaman içinde

tutum değişikliğini artırır.

6. İleri düzeyde dogmatik kişiler, kanıt sunmayan mesajlar yerine ileri

düzeyde kanıt sunan mesajları ikna edici mesajlar olarak seçerler.

(Larson, 1995;222)

Bu araştırmalara ek olarak, Gibbons, Bradac, Busch tarafından

(1991) Richard Petty, John Cacioppo’nun Detaylı İnceleme Kuramına (ELM)

dayanarak yapılan bir araştırma mesaj içeriğinin hedef kitlenin ikna edilmesi

üzerindeki etkisini incelemiş ve “argüman gücü ikna üzerinde

araştırmacıların beklentileri doğrultusunda etki göstermiştir: güçlü

argümanlar güçsüz argümanlardan daha ikna edicidirler“ (Hosman, Huebner,

Siltanen, 2002;362).

Holtgraves ve Lasky (1999) tarafından yapılan başka bir araştırma

daha da önemli bir sonuca ulaşmıştır : “Tutumlar üzerinde konuşmacının

güçlü konuşma tarzı etkisi yaratması, konuşmacının algılanması ve argüman

gücü tarafından yönlendirilirler. ” (s. 204)

Hosman, Huebner ve Siltanen (2002), konuyla ilgili tutumlar üzerinde

argüman kalitesinin direkt ve pozitif etkisini bulmuşlardır. Yine onlar da güçlü

konuşma tarzının tutumlar üzerinde argüman gücünden daha az etkisi

olduğunu bulmuşlardır. (s. 375)

Zayıf argümanlarla yapılandırılan sözlü yada yazılı bir metin, alıcılar

üzerinde güvensizlik etkisi yaratırlar ve güvensizlik de iknayı olumsuz yönde

etkiler. “Zayıf argümanlarla sunum yapan bir konuşmacı güçlü argümanlarla

sunum yapan bir konuşmacıdan daha az güvenilir olarak algılanır. ” (Sparks

& Charles & Areni & Cox, 1998;121) Güvenirlik, alıcıların mesaj gönderende

aradıkları en önemli özelliklerdendir. Güvenirlik, iletişim kaynağının,fiziksel

Page 39: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

32

çekicilik, inanırlık, uzmanlık gibi tutum değişimlerinde önemli olan

unsurlarından biridir. 10

1.2.3. Siyasal İletişim, Dil ve İkna

“İnsan vücudunda kan ne ise siyasal sistem için de siyasal iletişim

aynı şeydir denilebilir. Bir kararı etkilemenin tek yolu onu alanların algılama

biçimleri üzerinde etkide bulunmaktır. (Örneğin lobicilik tümüyle bir iletişim

prosesidir. ) Bu nedenle iletişim bir algılayışı değiştirmenin yada etkilemenin

tek yolu olarak önümüzde durmaktadır. (Aktaran Dalkılıç, 1995, 48:

Schwartzenberg, 1973, 112)

İkna iletişiminde kullanılan bir çok teknik, yöntem, stratejilerin

etkinliğini sağlayan etkin dil becerilerine sahip olmaktır. Politik iletişimde

dilin önemini Dalkılıç şu şekilde açıklar :

“Bu konuda J. Ellul, ‘şiddet her zaman sözcüklerin olanaklarına

inançsızlıktır’ ”. Konuşulan dil daima insanların uzlaşmalarını sağlar.

Dolayısıyla toplum ilişkilerini barışık kılıcı bir erdeme sahiptir. Söz aynı

zamanda anlaşmazlığı stratejiye, dalavereye, üstünlük sağlamaya da hizmet

eder. Politik savaşımda işaretler de silahtır, kaynaktır. Bu durum sadece

rakibe doğrudan saldırırken sağladıkları olanaktan değil, etnologların

dilbilimsel görecelik varsayımının açıkça ortaya koyduğu gibi, dünya ve

toplumsal ve fizik gerçeği algılatıcı öğeler taşıyor olmalarındandır. Dil bilimsel

bir şifre (code) bir sözcükler yığını ve kabul edilebilir biçimde bir araya

getirilmeye çalışılan bir kurallar dizisi olmanın ötesinde, bir anlatım sistemi,

insanın kendisini, başkalarını ve çevreyi kavrama ızgarasıdır. Öyleyse

Siyaset, kuşkusuz bir güçler evreni olmayıp aynı zamanda, bilgilenme yada

ifade etmenin ötesinde, toplumsal etkiye sahip imgeler (işaretler) evrenidir”.

demek yanlış olmaz” (Aktaran Dalkılıç,1995, 47; Ge’rste, 1992, 16).

Politik iletişim alanında hedef kitle üzerinde mesaj gönderenin

yaratmak istediği etkiyi artırabilmek için sözcük seçiminin yanı sıra bağlaç ve

ünlemler gibi dil öğelerinin kullanımı da önemli bir beceri gerektirir. Toulmin

kendi oluşturduğu mantık yürütme sistematiği içinde birçok unsurun yanı sıra 10 Bkz. Kaya, 2004 ; 327

Page 40: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

33

özellikle “bağlaç ve zarf” kullanımına önem verir. Dil öğeleri diğer altı öğeden

biridir ve diğer öğelerle eşit öneme sahiptir.

“Toulmin, (1969) zarflar (qualifiers) (tipik olarak, genellikle, çoğunlukla,

birçok, birkaç, bazen gibi…) kullanımının önemini tartışmıştır. Zarflar,

teminatlar ışığında bilgilerle tartıştığımız iddiamızın gücünün derecesi

hakkında bizleri bilgilendirir. (s. 101) Benzer bazı araştırmalar da (Maronick

& Andrews, 1999) zarfların (qualifiers), dinleyicilerini mesaj ile daha derinden

ilgilenmelerini sağlamaya teşvik ettiklerini öne sürmektedir. ” (Akt. Hosman &

Huebner & Siltan, 2002;362)

Thomson da (2000), bir argümanın, bir konuşma metninin

oluşturulmasında dil öğelerinin nasıl kullanılacağı ve bu metni bir argüman

yapan öğeleri spesifik örneklerle açıklar.

Bir tartışma metnin de Thomson’ a göre sonuçların belirgin şekilde dil

öğeleri kullanılarak verilmesi gereklidir. Dil öğeleriyle metnin algılanması ve

kurgusunun daha net oluşturulabilmesi için dikkat edilmesi gereken bazı

unsurlar aşağıdaki gibidir :

1. Sonuç belirtecinin olması gerekir: “böylece”, bu nedenle”, “-malı” “-meli” “-

olamaz”, olmamalı” gibi.

2. Eğer sonuç belirteci yok ise , bu cümleye şu sorulmalıdır: “Buna neden

inanmam gerektiğini anlatan herhangi ek bir bilgi var mı?”. Eğer cevap

”hayır” ise bu bir sonuç cümlesi değildir. Eğer cevap evet ise bu bir

sonuç cümlesidir.

3. Metindeki hiçbir cümle bir sonuç cümlesi değil ise, bu tartışma metni

değildir: Sonuç da, sav da yoktur. Eğer metindeki cümlelerden biri

pasajın geri kalanındaki bir neden yada nedenlerce destekleniyorsa, bu

metin bir tartışma metnidir. Ancak “bir pasajda eğer bir sonuç var ise

metnin sonucu “böylece, sonuç olarak gibi” bağlaçlar kullanılarak

bitirilmesi uygundur. ” (Thomson, 2000;12)

Özet olarak, bir metinde nedenlerin varlığını gösteren karakteristik

kelimeler bulunur ; “çünkü”, “bu nedenle” , “ –den dolayı” gibi. Örneğin:

Page 41: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

34

“Diyet yapan insanlar kilo verirler. Pavarotti kilo vermediğinden dolayı (since) diyet yapmış olamaz (can not)”. “Pavarotti’nin diyet yapmış

olamayacağı” sonucuna bir neden olarak” Pavarotti’nin kilo vermemesi”

önerilmektedir. Bazı nedenler “birincisi, ikincisi… “ gibi sıralama bildiren

kelimelerle verilirler.

Dalkılıç, sözcük seçiminin önemini belirtmiştir. Buna bağlı olarak “ileti

hazırlanırken özellikle kelimelerin yan anlamları olanların seçilmemesine

dikkat edilmelidir”. (Bettinghaus, 1968;122). Yan anlamları olan kelimelerin

seçilmemesine özellikle Türkçe’de dikkat edilmelidir. Yan anlam içeren

ifadelerin kullanımı alıcıların, gönderenin amacı dışında algılamalarına ve

hedeflenen etki düzeyinin sağlanamamasına neden olabilir. Aksi takdirde

“silah” geri tepebilir. İleti hazırlanırken iletinin kendinden kaynaklanan

sorunları en aza indirgemek mesaj yapılandırmada önemli bir stratejidir. .

Dilin tutum değişikliği üzerindeki etkisini inceleyen bir araştırma da

Holtgraves & Lasky (1999) tarafından yapılmıştır. Holtgraves & Lasky,

güçsüz, etkin olmayan dil becerileri ile “ (tereddüt) ünlemlerinin (…eee,

ımmm… gibi), zarflar (hedges) (sanırım…gibi), tasdik edatlarının (…değil mi?

gibi) sıklıkla kullanımını tanımlarlar. (s.196) Bulgularına göre konuşmacı ve

mesajı, mesaj güçsüz bir tarzda okunduğu zaman güçlü bir tarzda

okunduğundan daha fazla negatif algılanmaktadır. Bu negatif algılamalar da

tutum değişikliği olasılığını azaltmaktadırlar. ” (s. 202-3)

1.3. Etki Kuramı Çerçevesinde Mesaj Yapılandırma

“İletişim amaçlı bir faaliyettir ve amaç kendini, pozitivist-ampirik

bilimde, etki olarak gösterir. Bu anlamda etki, mesajın amaçladığı niyete

ulaşma ölçüsüdür, derecesidir. Bu derecenin niyete olan yakınlığına veya

niyetle çakışma oranına göre, etki hiç etkiden (etkisizlikten) çok etkiye kadar

değişen iki uç arasında çeşitlilik gösterir. ” (Erdoğan,1997,260)

Hiç etkiden çok etkiye giden iki uç arasında bu etki derecelerini

etkileyen üç temel faktör bulunmaktadır : uyaran, uyarıcı,uyarılan : gönderen,

mesaj, alıcı. Bu faktörlerden uyarıcı; mesaj, metin yada konuşmanın

“amaçladığı etkinin” oluşmasında üç temel etkenden biridir.

Page 42: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

35

Uyaran-tepki modelinin siyasal iletişim alanında mesaj gönderenlerin

hedef kitleler üzerinde ikna etkilerini artırmak üzere nasıl kullanıldığını

Erdoğan (2001) şu şekilde özetler : “Uyaran-tepki modeli özellikle reklam ve

propaganda alanında oldukça önemlidir, çünkü uyaranın amacı hedefte

istenen düşünce ve davranış kalıplarını oluşturmaktır. Günümüzde reklam,

halkla ilişkiler, politika ile uğraşanların (özlüce bilinç yönetimiyle

uğraşanların) da yapmak istediği budur”. (74-75)

“Uyaran-tepki (sihirli mermi, hipodermik iğne) yaklaşımı siyasal

iletişim, propaganda ve psikolojik savaş anlayışına oldukça uyar ; siyasal

kampanyada ileti nüfus içine yayılır : Birçok kişide görülebilir bir etki

yapmadan geçer; fakat siyasal yönelim arayan belli azınlığın

gereksinimleriyle iletinin içeriği uyuştuğu zaman etki ortaya çıkar.”

(Chaffe,1985 Akt,Erdoğan,2001;74;)

Pozitivist - deneyci yaklaşımın önemli kuramlarından Claude E.

Shannon ve Waren Weaver’in Matematiksel İletişim Kuramı da (1949) mesaj

hazırlama srunu üzerine eğilir. İletişimin Matematiksel Kuramı olarak 1949’da

yayınlanan Shannon ve Weaver modeli tek yönde akan çizgisel iletişim süreci

karakterine sahiptir. “Onlara göre iletişim bir düşünce ve mekanizmanın

başkasını etkileyebilmesidir.(Erdoğan,2001,77)

Claude E. Shannon ve Waren Weaver’in Matematiksel İletişim Kuramı

(1949), özünde “hangi kanal maksimum sinyal üretir ve iletilen bu sinyallerin

ne kadarı gürültü tarafından zarar görür” sorularını kapsamaktadır. Modele

göre enformasyon kaynağı iletileri üretir. Sonraki aşamada ileti, taşıyıcı

tarafından sinyallere dönüştürülür. Sinyaller alıcıya uzanacak olan kanala

uygun olarak yüklenir. Alıcı ise taşıyıcı ortamın işlevinin tam tersini yaparak

sinyalleri normal ileti haline getirir. Daha sonra alınmış ileti hedeflenen

noktaya ulaştırılır. Sinyal sisteminin dışında oluşan nedenlerden dolayı

Shannon ve Weaver tarafından gürültü adı verilen parazit tarafından zarar

görebilir.

Page 43: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

36

Shannon ve Weaver iletişimde üç boyutta sorunlar saptamıştır :

Düzey A : Teknik sorunlar

Düzey B : Anlamsal Sorunlar : Gönderilen mesajlar istenen anlamı ne

kadar doğru taşıdı?

Düzey C : Etkililik Sorunu : Alınan anlam davranışı ne kadar etkiledi ?

Konu hedefte (izleyicide / okuyucuda ) istenen etkinin ne denli elde edildiğidir.

Shannon ve Weaver’ın enformasyon teorisini insan iletişimine

uyguladığımızda, Düzey A’daki sorunu çözdüğümüzde , yani tekniksel

gürültüyü ortadan kaldırdığımızda diğer seviyedeki sorunların da ortadan

kalkacağı düşünülür. Bu nedenle , etki araştırmalarının önemli bir kısmı “

mesaj hazırlama üzerinde durmuş , okullarda etkili mesaj hazırlama dersleri

verilmiş ve mesajın iyi hazırlanırsa alıcı tarafından doğru algılanacağı,

dolayısıyla istenen etkiyi veya sonucu çıkartacağı düşünülmüştür

(Erdoğan.2002, 78-83)

Bu model ile ilgili olarak mesaj ile ilgili bir başka tanımlama da Larson

tarafından yapılmıştır : “Mesaj, kodlamalar yoluyla kaynağın verdiği anlamın

iletilmesi, ifade edilmesi anlamındadır. (1995,11)

“İnsanlar arasındaki günlük ilişkilere baktığımızda, bu kuramın

doğrusal modeli geçerliliğini yitiriyor görünür. Fakat işe örgütlü yer ve zamanı

kattığımızda kuramın oldukça uyduğunu görürüz. Bu bağlamda, Shannnon ve

Weaver modeli (feedback ekiyle) uyaran-tepki kuramıyla örtüşmektedir. Bu

ve buna bağlı geliştirilmiş modellerde iletişim göndericinin başlattığı amaçlı bir

girişim olarak değerlendirilir. Dolayısıyla göndericinin egemenliğindeki bu

modeli gerçek hayatla karşılaştırırsak göndericinin farkına varmadan

(duruşuyla, konuşma biçimiyle, özlüce sözsüz iletişim) mesajlar gönderdiğini

görürüz” (Erdoğan,2001,83-84).

Shannon ve Weaver Modelinde “hedef” (iletiyi alan kişi) iletişim

sürecinde “ etkilenmesi istenen” öğedir. Modele göre, hedefe istenen etkinin

yapılabilmesi öteki öğelere (kaynak, kanal, ileti, verici ve alıcı araçlarla) ilgili

Shannon ve Weaver’in üzerinde durdukları sorunları çözmeye bağlıdır..

Page 44: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

37

Özellikle, Shannon ve Weaver Modelinde gerekli “sorunları “ çözdükten sonra

en fazla etkinin elde edilmemesine hiçbir neden yoktur.

Shannon ve Weaver, etki konusunu temel sorun olarak görür. Etki

izleyicide iletişim sürecindeki öğeler tarafından oluşturulan, gözlenebilir ve

ölçülebilir değişim olarak tanımlanır. Bu öğelerden birinde yapılacak değişiklik

etkide de değişiklik yapar.(Erdoğan,2001,87)

Claude Shannon and Warren Weaver modelinde mesaj, kodlamalar

yoluyla kaynağın verdiği anlamın iletilmesi, ifade edilmesi anlamındadır.

Kaynaktan gönderilen bu mesajların iletilmesinde iletişim değişkenlerinden

herhangi biri ya da bir kaçı üzerinde yapılacak değişiklikler maksimum etkiyi

sağlanması yönünde etkili olurlar. Bu araştırmada da mesajın etki boyutu ile

ilgili yapılacak değerlendirmelerde bu unsurların dikkate alınmasının önemli

kazançlar sağlayacağına inanılmaktadır.

Günümüzde, Siyasal İletişimin temel işlevlerinden biri: “Politik

bilişimin, siyasal sistemin bir bölümü ile diğer bir bölümü olan siyasal-sosyal

sistem arasında aktığı bir iletme prosesi olmasıdır. Bu bireyler ile her

düzeydeki grup arasında sürekli bir bilgi alıp verme prosesidir.” (Dalkılıç,

1995;47)

J. M. Cotteret ‘in belirttiği gibi “Siyasal İletişim sürekli bir bilgi

alışverişi yoluyla, yönetenler arasında tam uyumu sağlar. Yönetenler-

yönetilenlerin dileklerinin, talep ve isteklerinin yansıdığı merci olmak

durumundadırlar; yönetilenler ise, yönetenlerin aldığı zorlayıcı kararları

kabullenmek durumundadırlar. Taraflar arasındaki bu yaklaşım, karşılıklı

mesaj alışverişiyle gerçekleşir. (akt. Dalkılıç,1995;48; Schwartzenberg,

1973,112) Bu nedenlerle iletişim, siyasal iletişimin temel bir gereksinimini

karşılar ve en temel ihtiyacı durumundadır.

Siyasal iletişim alanında ikna becerilerini kullanabilen politik liderler

incelendiğinde, İkinci Dünya Savaşı yıllarında Hitler, Mussolini, Roosevelt,

Churchill etkili ikna becerileri ile halklarını manipüle etmeyi başarmışlardır.

(Larson, 1995;68) İkna yöntemlerinin siyasal iletişim alanında etkin

kullanımına en uygun örnekler olmuşlardır.

Page 45: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

38

Nazi Almanyasında, insanların eylemlerinin etkilenebilmesi için, bir

ikna girişimi olan propagandayı kendisi yapan unsur, sunumu yada

“teknikleri” idi. Kitlelerin, yöneticilerin özel çıkarlarını değil de ulusun

çıkarlarını koruduklarına dair ikna edilmeleri için düzenlenen etkinliklerden

biri olarak politik konuşma, yönetim mekanizmalarına taşınmış, iletişimcilerin

uzmanlık bilgisi dahilinde gerçekleştirilmiş olduğu gibi onların direktifleri

doğrultusunda” hazırlanmıştır. (Köker, 1998;102)

Hitler’in 16 Temmuz 1934 yılında o zamanki Alman Parlamentosunda

yaptığı “Alman Halkının Yüce Hakimi Benim” (Muallimoğlu, 1995 ; 511)

başlıklı konuşması incelendiğinde dikkat çekici özelliklerinden birinin Hitler’in

her yaptığını kendi yaklaşımlarını doğru çıkartacak nedenler ileri sürerek

iddialarını kanıtlarla destekleyerek açık ve net bir şekilde ortaya koymuş

olmasıdır. (Bkz. Konuşma Metni 22 Sayfa 147)

Hitler’in halkının üzerinde etkili olmasının nedenleri kitle iletişim

araçlarının propaganda alanında kullanımı (radyonun kullanımı) ve sosyo-

ekonomik şartların elverişliliği,sembolik anlamlar içeren mesaj ve beden dili

kullanımı, alıcıların bu tür ikna yöntemleri ile ilk defa karşılaşmaları gibi bir

çok nedenin yanı sıra belirtilmesi gereken önemli bir nokta da konuşmacının

kendi iddialarını kanıtlarla desteklemesidir. Kendi iddialarını kanıtlarken

karşıt görüşlere de yer vermesi ancak onları kendi tezleri, kendi bakış açısı

ile de çürütmesidir ve bu yolla görüşlerini destekleyici tekrarlar yapmasıdır.

Uyaran – Tepki kuramı çerçevesinde, ileti ile ilgili “ ilk araştırmalar

içeriğin sınıflandırılması ve belirttiği anlamlar üzerinde durmuştur. Diğer

araştırmalar, özellikle laboratuar araştırmaları, iletinin istenilen etkiyi ortaya

çıkartmadaki yapısal nitelikleriyle uğraşmıştır. Örneğin, korku içeriğinin

derecesinin, karşıt görüşün sunulup sunulmamasının; sunulursa önce mi

yoksa sonra mı sunulmasını; sonucu belirtme yada dinleyiciye bırakmanın

izleyiciye yaptığı etkilerin özellikleri gibi ” (Erdoğan, 2002;86).

Mesajın yapısal nitelikleriyle ilgili araştırmaların sonucuna göre “Karşıt

fikirlerin sunumu durumunda da karşıt görüş ve destekleyici görüşlerin

birbiriyle örüntülü olarak verilmesi yada destekleyici görüş - karşıt görüş

Page 46: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

39

sıralaması şeklinde verilmesinin daha ikna edici olduğu tavsiye

edilmektedir”. (akt. O’Keefe,1990;161;Jackson & Allen,1987) İkna eden kişi

mesajını iki yönlü olarak karşıt fikirleri de içeren bir metin hazırlarsa bu tek

yönlü bir metne göre daha ikna edici olacaktır.

Mesaj içeriği ile ilgili olarak yapılan çalışmalardan bir bölümü de;

a) Mesaj ana düşüncesini / sonucu yada tavsiyeyi açık olarak mı üstü

kapalı olarak mı vermelidir?

b) Mesaj alıcıların sonucu kendilerinin mi çıkarmalı yoksa mesajın

kendi içeriğinde açık (explicitly/implicitly) olarak mı verilmelidir? sorunlarını

araştırmışlardır.

Yapılan araştırmalarla (Biddle,1996 ; Cope& Richardson,1972

;Fine,1957 ;Thistlethwaite, de Haan, & Kamenetzky, 1955) aşağıdaki

sonuçlara ulaşılmıştır :

“İkna ediciler, sonucu açık olarak ortaya koymakla çok fazla bir

kazanç elde edememekle birlikte mesajın sonucunu net olarak ortaya

koymadıklarında kaybedecekleri şeyler çok olmaktadır. İstenen hareketi

yada sonucu açık olarak ortaya koyan metinler diğer metinlerden daha ikna

edicidir. ” (O’Keefe,1990;161)

İkna edici metin yapılandırma stratejileri iletişim kitaplarının önemli

bölümlerinden biri olarak Dünya ve Türk literatüründe de sıklıkla yer

almaktadır.

Bovee’ ye (1992) göre ikna sürecinde verilmeye çalışılan yada verilen

mesajın inandırıcılığını artıran unsurlar genel olarak şunlardır :

♦ İstek , heves (Verilen mesaj ile ilgili isteklilik)

♦ Objektiflik (Konunun bütün boyutları ile ele alınması)

♦ Samimiyet (İçtenlik, gerçeklik)

♦ Uzmanlık (Konu ile ilgili bilgi düzeyinin yeterliği)

♦ İyi niyet (İkna edilecek tarafın çıkarlarının farkında olunması)

Page 47: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

40

♦ Güvenirlik

♦ Benzerlik (inanç, tutum ve düşüncelerde) (Bovee, 1992;243)

Bu genel özelliklerle ilgili olarak Huseman (1991) ve Bovee’nin (1992)

detaylı incelemelerinin sonuçlarından, mantık yürütme yöntem ve

yaklaşımları ve Toulmin Mantık Yürütme Modeli ve Siyasal İletişim alanı ile

ilgili olan, analiz bölümünde kullanması tasarlanan özelliklerden bir

derleme yapılmıştır. Buna göre ikna edici yazılı yada sözlü metin hazırlarken

dikkat edilmesi gereken unsurlar11 :

♦ Dinleyicilere yada okuyuculara konuyla ilgili çarpıcı istatistik bilgiler verilmesi uygundur.

♦ Ortaya konan durumla ilgili problemin doğasıyla ilgili ayrıntılı bilgiler vermek dinleyenlerde, okuyucularda güven yaratır.

♦ Okuyucuyu yada dinleyiciyi başlangıçta ikna edeceğiniz bir durum tespiti de yerinde bir taktiktir.

♦ Durumla ilgili bir çözüm önermek de oldukça yararlıdır.

♦ Sonuç durumu ya da paragrafta ne yapılması gerektiği, bu durumu

çözümlemek için neleri-nasıl devreye sokmak gerektiği vurgulanır.

♦ Bazı durumlarda hatalar ve eksiklere dikkat çekmek, mesajı alanı

açıklığa kavuşturmak soruna çözüm sağlamak üzere harekete

geçmeye teşvik edebilir. Bu durumda mesajın tonu biraz daha

olumlu ve etkileyici olabilir.

♦ Düşmanca yada kendini beğenmiş bir ton kullanmak, okuyucu

yada dinleyiciyi karşı tarafın yanında yer almaya götürebilir. Bu

nedenle sağduyulu bir ton ve tutum ile istek bildirilmelidir. Eleştiri

ve herhangi bir uygulamaya yönelik karşıt tutumları belirten

ifadeler okuyucuyu ve dinleyiciyi yorar, içine kapatır. İsteğin

hoşsohbet bir tarzda sunulması tarafların olumlu tepki vermesini

sağlar. Konuşmaya yada yazıya basit ve hoş bir kompliman ile

11 Bkz . Kaya (2003) Yönetsel ve İş İletişimi , Siyasal Kitabevi ; Ankara

Page 48: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

41

başlamak, üzerinde anlaşma sağlanabilecek bir durum tespiti

yapmak, yalın, özlü bir biçimde sorunu nasıl gördüğümüzü

belirtmek iyi bir başlangıçtır.

Mesajın genel yapısı ve tonu ile ilgili hedef kitle üzerinde olumlu etkiler

sağlayabilecek bu tavsiyelere, metinde fikirlerin nasıl sıralanması gerektiği ile

ilgili genellemeler de eklenmelidir. Toulmin Metodunun ilgili incelemelerde

(Bkz. Sayfa 22) ayrıntılı anlatımında da fikirlerin (iddia- karşıt fikir-

destekleme)hangi sırayla ifade edileceği belirtilmiştir.

Metin kurgusunda sorunun ele alınışı, amacın belirtilmesi ve fikirlerin

sıralanışı ve tutum ve davranış değişiklikleri ile ilgili beklentilerin sıralanışı ile

ilgili olarak ikna edici yazılı yada sözlü metin yapılandırırken dikkat edilmesi

gerekenler unsurlar :

♦ Ele alınan konunun işleyen ve mantıklı sunumunu yapmak, tarafın

konuya olan ilgisini çekebilir, isteğini artırır.

♦ İlerleyen bölümlerde amacınızı ortaya koymak gereklidir.

♦ Yazılı metin yada konuşmanın ilerleyen bölümünde gerekli olan

gerçekler ve ayrıntıların, mesajı alan tarafın bilmesi gerektiği

kadarıyla ortaya konması, mesajı alan tarafın gönderenin

beklentileri yönünde istek duymasını sağlayabilir.

♦ Bu doğrultuda konuyla ilgili taraf olarak gönderenin hukuki ve

profesyonel sorumluluklar ve örnek çalışmalardan örnekler

verilebilir.

♦ İfade ettiğiniz gerçekler ışığında tarafların beklenen tutum ve

davranışlarını da aktarmak gerekir.

♦ Harekete geçmekle ilgili son zaman ve tarihlerin sıralanması

uygundur.

♦ Başlangıçtaki istek doğrultusunda mesajı alanın kazançlarının

tekrar vurgulanması uygundur.

Page 49: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

42

Yukarıda sıralanan özelliklere ek olarak Türk literatüründe ilginç bir

çalışma olduğu düşünülen Muallimoğlu’nun (1995) ” inandırıcı konuşma

çeşitleri, inandırmanın özel metotları,genel metotları, inandırıcı

konuşmalarda dikkat edilecek hususlar” alt başlıkları ile verdiği stratejilere de

değinilmesinde fayda görülmüştür.

Muallimoğlu, inandırıcı konuşmalarda dikkat edilecek hususlar başlığı

altında topladığı özelliklerin bazıları aşağıdaki gibidir :

♦ “Ben ve dinleyicilerim nerede "duruyoruz"; bu duruma göre ne tür

bir inandırıcı konuşma söyleyebilirim”?

♦ Dinleyicilerimin bu konuşmayı dinlemeleri neden gerekli? . Bu

meselenin bilhassa hangi kısımları onları ilgilendirir?

♦ Bu konuda konuşmamın sırası geldiğinin işaretleri nelerdir? .

Dinleyicilerin yanıldıkları taraflar nelerdir?

♦ Onlardaki peşin hükümlere ve hatta düşmanlık hislerine nasıl galip

gelebilirim?

♦ Nasıl başlamalıyım?

♦ En önemli noktalar hangileridir?

♦ Bu plan ne zamandan beri yürürlükte?

♦ Hareket ne zaman ve nasıl başladı?

♦ Niye benimsenmedi?

♦ Ne gibi bir hareket tarzı tavsiye etmeliyim?

♦ Nasıl bitirmeliyim?” (Muallimoğlu, 1991;340)

1.4. İkna Ve Hedef Kitle

Hedef kitlenin özelliklerinin ikna edici mesaj yapılandırma üzerindeki

etkilerini inceleyen araştırmalar incelenmiştir. İkna ve hedef kitle bağlamında

ikna tanımlamaları da yapılmıştır.

Page 50: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

43

1960 ortalarında Wallace Fothering, iknayı “ikna edicinin iletisinin,

alıcıda yarattığı etkiler bütünü” olarak tanımlamaktadır.

Winston Brembeck ve William Howell, 1970’lerde “İletişim, tercihleri

etkilemektir.“ tanımlamasını ikna için kullanmışlardır. (Larson,1995,7). Bu

teorisyenlerin vurgusu, iknanın olup olmadığına karar veren alıcının

üzerindedir. Hedef kitlenin incelenmesi politik liderin hazırlayacağı

konuşmaların, metinlerin yada vereceği demeçlerin hazırlanmasında önemli

bir noktaya işaret eder. Mesaj gönderen yada gönderenler hedef kitlenin tüm

özelliklerini tanımak, değerlendirmek durumundadırlar.

“1940 ve 1950’lerde Yale Üniversitesinden Psikolog Carl Hovland

başkanlığında yürütülen İletişim ve Tutum Değiştirme Programı (Yale

University Communication and Attitude Change Program – Hovland, Janis, &

Kelley, (1953), “iknanın, ikna edenin argümanına bağlı olan- uyumlu olan-

bir mantıksal süreçte gerçekleştiğini farz ederler. Yale geleneğinde en önemli

seviye kabullenme seviyesidir. Hangi özelliklerin iletinin kabul yada reddini

sağlayan özellikler olduğu üzerine yoğunlaşan çalışmalar yapmışlardır”.

(Larson, 1995;69-70)

Mesaj gönderenler, örneğin politikacılar, bu mantıksal süreci alıcıların

iletiyi kabul etmelerini sağlamak için yaygın olarak kullanmaktadırlar.

Alıcılara, iletmek istedikleri, Erdoğan’ın ifadeleriyle “paketlenmiş” mesajlarını

ikna metotlarını kullanarak ulaştırırlar ve “istenmeyen davranışa neden olan

tutumları” değiştirirler.

Mesaj gönderenin alıcıların tutumlarını değiştirmek adına dikkat

etmesi gereken, kendine sorması gereken ve iletinin reddi yada kabulünü

sağlayan üç önemli nokta şunlardır :

1. Ne konuda yazılacak yada konuşulacak ?

2. Kime yazılacak yada konuşulacak ?

3. Bunun sonucunda ne olması hedeflenmektedir ?

Bu üç önemli unsur aslında iletinin hazırlanması sürecinde en temel

sorunları teşkil eder ve bunlara verilen doğru cevaplar iletinin hedef kitlesinin

Page 51: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

44

belirlenmesini ve hedef kitle üzerinde yapılacak ikna işleminin nasıl olacağını

ve ardından da istendik davranışı belirlemeyi sağlar. “Ne yazılacak?” sorusu

mesaj içerikleri ve mesaj hazırlama konusuyla (bu konuya ilgili incelemeler,

mesaj yapılandırma bölümünde değinilmiştir) ilgili iken “Kime yazılacak?”

sorusu alıcıların özellikleri, hedef kitlenin özelliklerinin bilinmesi ve mesaj

içeriğinin ona göre düzenlenmesi ile ilgilidir.

Bir grubu, belirli bir eylemi yada faaliyeti yapabilmek üzere harekete

geçirmek, onun düşünce ve duygularını etkileyerek değişimini sağlamak için

oldukça yoğun bir içe bakış yöntemine ihtiyaç vardır. Bu süreç insanlarla

ilgilidir. İnsanlar ihtiyaçları doğrultusunda motive edilebilirler. Maslow’un

ihtiyaçlar hiyerarşisi ikna sürecini kullanacaklar için önemli bir referans

kaynağıdır. (Houseman, 1991;185)

Maslow insanların gereksinimlerinin bir önem ve öncelik sırası

olduğunu ileri sürmüştür ve ona göre bu gereksinimlerin ( 5 düzeyli ) bir

hiyerarşisi vardır . (İnceoğlu, 1985;82). Bütün insanlar en temel fiziksel

ihtiyaçlarını karşılamadan en özel ve daha tepede yer alan ihtiyaçlarına

yönelmezler. Bu durum dünyanın her yerinde evrensel bir gerçeklik olarak

vardır. Bu doğrultuda insanları ikna sürecinde mesaj alıcılarının

hassasiyetlerine oldukça özen göstermek gereklidir.

Politik lider de iletiyi, hedef kitlesinin ihtiyaçlarını bildiği ve bu sorunları

paylaştığı mesajını verecek şekilde yapılandırır. İletişim kaynağı, ikna

edecekleri ile aralarında ortak noktalar olduğu izlenimi yaratır. “Metnin

gerçekçi olabilmesi için, içinde yer alan göstergelerin hedef kitle tarafından

istenilen şekilde algılanabilmesini sağlayacak şekilde verilmesi

gerekmektedir. Hedef kitleye ait kültürel, sosyolojik motifler taşıması gereken

özelliklerdir. ” (Kocabaş,Elden; 2001,91)

Gönderen, mesajın içeriği ile empatik bir yaklaşım sergiler. Bu

durumda, Sosyal Karar Verme Teorisine (Social Judgement Theory) göre

“alıcı, mesajı kendi duruşuna yakın algılar, değerlendirir ise mesajın

asimilasyon etkisi artar bu da alıcı ve vericinin duruşu arasındaki farkın en

aza indirgenmesi demektir. ” (O’Keefe, 1990;35)

Page 52: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

45

Alıcı ile mesaj gönderenin arasındaki farkın minimalize edilmesi ikna

etkilerini olumlu yönde artırır ancak bu noktada karşımıza çıkan sorun

“belirsizlik” tehlikesidir. Belirsizlik ikna etkilerini azaltır. Genellikle siyasi parti

adayları kampanyalarında, oy verenlerin kendi fikirlerine inanmalarını değil,

kendi bakış açılarının aynı olduğuna inanmalarını sağlamayı ümit ederler.

Bu durumda mesaj hakkında belirsiz, ortada bir duruş sergilerler. Savunulan

tarafın ne olduğu hakkında açıklık yok ise, adayın o konu hakkındaki duruşu

yönünde asimilasyon etkisi azalır ve asimilasyon etkisi için gerekli şartlar

oluşmaz. (O’Keefe, 1990;39)

Tutumların nasıl değiştirileceği, insanların nasıl etkileneceği ile ilgili

gelişmekte olan bir kuram da,Richard Petty ve John Cacioppo tarafından

geliştirilen Detaylı İnceleme (Ayrıntılandırma) Kuramıdır. (The Elaboration

Likelihood Model –ELM) (1986) Bu kuramın bu tezdeki yeri mesaj içeriğinin

alıcının bilişsel becerilerinin dolayısıyla da mantık analizi yapabilme

becerilerini değerlendirerek etkili mesaj hazırlama yöntemleri önermesidir.

Detaylı İnceleme Olasılığı (ELM) “Bireyin verilen mesajı iyice

düşünüp analiz etme veya mesajın verilişi sırasındaki dışsal ipuçlarına

(ortamın durumu, mesajı verenin özellikleri) önem verme olasılığı anlamına

gelir. ” (Sakallı, 2001;150) Olabilirlik/ Olasılık derecesindeki değişimlerle

beraber farklı faktörler ikna çıktılarını etkilerler (ve ikna çıktılarının

karakterlerinde farklılıklar olur). ELM Modeli şu fikre dayanmaktadır : Farklı

şartlar altında, alıcılar (ikna edilecek meseleye ilişkin bilgilerin) ikna

konusuyla bağlantılı bilgilerin olabilirliği ile ilgili oldukları oranda (tutumlarını)

değiştirirler. (O’Keefe, 1990, 96)

Detaylı İnceleme (ELM), ikna konusuyla ilgili düşünme olarak anlatılır.

Bazen alıcılar konuyla detaylı olarak ilgilidirler. Sunulan mesaja çok

yakındırlar ve argümanın içerdiklerini dikkatlice incelerler; konuyla ilgili diğer

fikirleri yansıtırlar. (Örneğin, hafızalarındaki argümanları hatırlarlar) Fakat

bazen alıcıların konuyla ilgili düşünceleri hiç olmayabilir, her ikna edici mesaj

yada konu ile ilgili olmak durumunda da değillerdir ve buna bağlı olarak

alıcılar nispeten daha az ikna / olabilirlik sergileyeceklerdir. (O’Keefe,

Page 53: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

46

1990;96) “Buna göre, kişi mesajı değerlendirmek için iki yoldan birini seçer:

Ayrıntılı işlem veya yüzeysel işlem. Ayrıntılı işlem, kişi sunulan mesajı

detaylı ve dikkatli olarak düşünürse ve incelerse oluşur. Bu mesajın mantıklı

olup olmadığı üzerinde kafa yorar. Mesajın kalitesini analiz eder ve onun

uygulanabilirliğine bakar. Ayrıntılı işlemi seçmek bilişsel bir çalışma

gerektirir. Kişinin mesajı analiz edebilmesi, eleştirebilmesi, özümseyebilmesi

lâzımdır”. (Sakallı, 2001;151) Yüzeysel işlemde ise, alıcılar, konuşmacıyı

beğenip beğenmemeleri yada inandırıcı bulup bulmamalarıyla

yönlendirilebilirler. Bu da alıcıların, yoğun konu bazlı düşünmeye

yönelmektense tutum, inanç (konuşmacının inanırlığı) gibi yönlendiricilere

güvenirler. (O’Keefe, 1990;96-97)

Petty ve Cacioppo, ikna sürecindeki farklılıkları ortaya koymak için

merkezden dışa doğru giden bir çizelge çıkarılmasını önerirler. İkna eğer

merkezde bir yerde ise, genellikle yoğun konu bazlı düşünme yoluyla

gerçekleşir; mesajın içerdiği bilginin detaylı incelenmesi, mesaj

argümanlarının detaylı incelenmesi, diğer konuyla ilgili materyallerin

düşünülmesi. (örneğin, hafızalardaki argümanların hatırlanması) Kısacası,

çizginin merkezine doğru gerçekleşen ikna, alıcının konuyla ilgili noktaları

dikkatle incelemesi ve düşünülmesiyle gerçekleşir. Detaylı İnceleme

Olasılığının nispeten düşük olduğu durumlarda ilgili ikna işlevini yan yol

(peripherial route) gösterir. İkna, çizginin dışında gerçekleştiğinde, bunun

nedeni genellikle alıcının basit bir karar verme kuralını (some heuristic

principle-kestirme, kısa yol) savunulan durumu değerlendirmek için

kullanmalarıdır. (O’Keefe, 1990;98)

Page 54: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

47

2. KURAMSAL ÇERÇEVE

2.1. Eleştirel Düşünme ve Mantık Yürütme Yaklaşımları

Bu bölümde öncelikli olarak Batı Dünyasında eleştirel düşünme

yöntem ve yaklaşımlarının farklı kültürlere uygulanamayacağını savunanlara

karşılık eleştirel düşünme yöntem ve yaklaşımlarının farklı kültürlere, örneğin

Türk kültürüne uygulanabilirliğinin, eleştirel düşünmenin evrensel özellikler

taşıdığının tartışması yapılacaktır.

Eleştirel düşünme, 1980’lerden beri özellikle Batı Üniversitelerinde

popüler bir araştırma konusu olduğundan bu yana eleştirel düşünme becerisi

Batılıların tekeline geçmiştir. Eleştirel düşünme, bazı kültürlere özellikle

Amerikan ve Batı uygarlıklarına ait bir düşünme yetisi olarak (Fox, 1994;

Ramanathan, 1996 ; Atkinson, 1997 ; Gieve 1998) sunulmaktadır.

Ancak Dewey, 1909 , Watson & Glaser, 1939 ; Glaser, 1941 ;

Davidson, 1998 ; Connolly, 2000 ; Facione, 1998 ve D’Angelo, 1971

“eleştirel düşünmenin sosyal bir kazanım olmaktansa daha çok evrensel

geçerliği” olan bir beceri olduğu görüşündedirler. Bu becerinin özellikle

eğitim alanında geliştirilmesi, sistematik olarak uygulanması Batı kaynaklıdır.

Ancak bu eleştirel düşünmenin Batılıların tekelinde bir beceri olduğunu yada

olması gerektiği gibi bir sonucun çıkarılmasına yol açamaz. Kültürlerin,

toplum yapılarının, toplumların değer verdiği tutum ve davranışların farklılığı

ve bunları yansıtma biçimleri, “düşünme becerilerinin”, “mantık yürütme

becerilerinin olmadığını, analitik düşünemediklerini” göstermez. Bu

özelliklerin diğer toplumlara kıyasla daha az gözlemlenebilir olması birçok

toplumların özellikle “bazı konularda – din ve politik konular – eleştiriyi

özendirmediği gerçeğinden kaynaklanır. “Eğer bazı kültürlerde eleştirel

düşünme uygulamalarında bu beceride bir farklılık var ise bunun nedeni

yaşamın bu bölgesinde eleştirel düşünmenin belli oranlarda tolere edildiğini

gösterir.” (Davidson, 1998;121) Örneğin, Japon kültüründe kolektivizm ve

uyum içinde olma, saygınlık getiren, toplumca özendirilen özelliklerdir.

Ancak bireysel görüşlerin ifade edilmesi hoş görülen ve özendirilen bir özellik

değildir. Bu toplumun öncelikli olarak değer verdiği özelliklerin

Page 55: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

48

kazandırılması, bireylere düşünme becerilerinin kazandırılmadığını

göstermez.

Ülkemizde de eğitimin ağırlıklı olarak ezbere dayalı olduğu iddiaları bu

becerinin öğrencilere kazandırılmadığı şeklinde yorumlanamaz. Burada

yapılan bir yanlış da bu özelliğin, Batılılara ait bir “bilişsel beceri” olduğu

noktasına dikkat çekilerek de anlaşılabilir çünkü “beceri” uygulanan yöntem

ve tekniklerle geliştirilebilen bir özelliktir. 12 Bu özelliğin sadece belli ulus

yada uluslara ait olması zaten “eleştirel düşünme” tanımlarının kendilerince

de reddedilir.

Connolly (2000), Asya üniversitesinde Asyalı, ikinci yabancı dil

(İngilizce dersi) dersi alan öğrencilerle, eleştirel düşünme becerilerinin metne

aktarılıp aktarılamaması amacıyla ilgili bir yönlendirme yapmaksızın bir

uygulamasını anlatarak bu öğrencilerin eleştirel yazma becerileri ile ilgili

sonuçlarını açıklamaktadır. Connolly, alt seviye İngilizce sınıflarında,

öğrencilerine kitap eleştirisi, film eleştirisi , makale yorumları yazdırmış ve

haftalık bir dergi yayınlatmıştır. Öğrencilere, eleştirel düşünme becerilerini

kullanma amacına yönelik herhangi bir açıklama yapmaksızın ödevleri

verilmiştir. Bu çalışmalarında öğrencilerin analiz, sentez, yorum, kendini

ifadede yaratıcılık gibi becerilerini kullanabildikleri çalışmaların sonunda

görülmüştür. Öğrencilerden farklı konulara değinmeleri istenmiş ve yazma

becerilerinde çok yetkin oldukları, fikir öne sürebildikleri ve düşüncelerinde iyi

derecede eleştirel olabildikleri görülmüştür. (s. 9)

Konuyla ilgili olarak Davidson, (1998) eleştirel düşünme yöntem ve

yaklaşımlarını kullanarak Atkinson’un yaklaşımını değerlendirmiştir :

Atkinson, eleştirel düşünmenin farklı kültürlerde uygulanabilirliğini

reddederken, asıl merak edilen (ikinci yabancı dil sınıflarında ) kendi

uyguladığı yöntemleri neden reddettiğidir? (s. 120) Atkinson, farklı kültürlere

12 Beceri, kişinin, yatkınlık ve öğrenimine bağlı olarak, bir işi başarma, bir işlemi ereğine uygun

olarak, gerektiği gibi sonuçlandırma yeteneği olarak tanımlanmıştır. (Püsküllüoğlu, Ankara 2000; 144). Bu tez içinde bilişsel özellik mesaj gönderen tarafından alıcıların mesajı nasıl algıladıkları bilgisinin oluşması olarak tanımlanmıştır. Bu süreç genellikle dinleyici analizleri ile önceden kestirilir. Deneyimli liderler gözlem yoluyla dinleyicinin analizini yapar ve konuşma metninin mantığını ona göre kurgular.

Page 56: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

49

uygulanamadığını iddia ettiği ve farklı yetiştirilmiş kişilere bunu öğretmenin

zor olduğunu savunurken içinde yetiştirildiği kültüre özgü beceriler olduğunu

iddia ettiği becerileri yeterince iyi kullanabilmiş midir? Bu duruma bağlı

olarak, Siegel (1989) eleştirel düşünmeyi destekleyen bir sav ortaya atar ;

“kendi kendini haklı çıkarabilen bir yöntem”. Bununla eleştirel düşünmenin

karşıtlarının bile ona karşı önerdikleri savın geçerliliğini önceden kestirmek

durumunda olduklarını ifade eder. (Davidson, 1998 ; 120)

Davidson, Atkinson’un farklı kültürlerde özellikle Asya kültürlerinde

eleştirel düşünme becerilerinin, eleştirel mantık yürütme becerilerinin

adaptasyonunun olamayacağı, yetiştirilmeye bağlı ve Amerikan tarzı bir

düşünme biçimi olması görüşüne yanıtı, eleştirel düşünme ve eleştirel mantık

yürütme becerilerini kullanarak ve “tanımın “ bizatihi kendisi ile Atkinson’un

özellikle sonuç çıkarımı konusunda yetersizliğini de ortaya koyarak

vermektedir. Atkinson, eleştirel düşünme ve mantık yürütme yaklaşımlarının

olmazsa olmazlarından bilgi- kanıt-sonuçlar arası ilişkiyi doğru kurmadığı için

haksız bulmaktadır. Davidson’un bu yaklaşımı haksız bulmasına yol açan bir

başka neden de “ eleştirel” kelimesinin ne içerdiğidir.

“Eleştirel değerlendirme, bir kişinin mantık yürütme yollarındaki kötü

ve iyi olanı değerlendirmeyi içerir.” (Thomson, 2000;2) Bu tezin de kuramsal

sınırları içinde ana tanımlardan biri de budur.

Thomson,(2000) mantık yürütmeyi tanımlarken kendisinden önceki

bilim adamlarının vurguladığı kanıtları ve bilgiyi iyi değerlendirebilme

kriterlerine ek olarak diğerlerinin unuttuğu bir noktayı vurgular. “Eleştirel”

kelimesinin bireyler üzerinde bıraktığı yanlış algılamaya değinir. “Eleştirel”

demek her an her şeye karşı negatif olmak anlamına gelmez. “Eleştirel

düşünme becerilerine sahip kişiler “neden”, “nasıl”, “eğer şöyle olursa ne

olur” sorularını sorabilen kişilerdir. Eleştirel düşünme, sorunlara, sorulara ve

durumlara nasıl yaklaştığımızdır.” (Facione, 1998 ;7)

Glaser (1941), Thomson (2000), Facione’ nin (1998), Siegel (1989),

Davidson (1998), Toulmin (1969), Connolly (2000) ve D’Angelo (1971)

eleştirel düşünme ve eleştirel mantık yürütme yaklaşımları içinde toplumların

Page 57: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

50

özelliklerine vurgu yapmamışlardır. Glaser’ın 20. yüzyılın ilk yarısında,

Thomson’un ise 21. yüzyılın başında yaptıkları tanımlar ırk, din, dil, ulus

farkı gözetmeksizin düşüncelerin daha kolay, pratik, uygulamaya yönelik,

mantık yönü ağır basan, ikna etkileri yüksek metinler, mesajlar olarak kağıda

dökebilmenin, konuşma metinleri hazırlayabilmenin yollarına işaret ederler.

Bu tezin yaklaşımına göre de “eleştirel düşünmenin kökleri

medeniyetlerin köklerinde yatar. Vahşi ilkellikten global duyarlılığa geçişte

insanoğlunun köşe başı taşlarındandır. ” (Facione, 1998;8)

Amerikalı bilim adamı Facione, eleştirel düşünme göz önüne alınarak

eleştirel düşünebilen ideal kişiyi Amerikan Felsefe Birliğinin (American

Philosophical Association) bir araştırma projesine katılan 46 uzmanca

oluşturulan bir komisyonun Critical Thinking: A Statement of Expert

Consensus for Purposes of Educational Assessment and Instruction (1990)

başlıklı çalışmadaki tanımlamasını şu şekilde aktarır :

“…. Eleştirel düşünme, yaygın ve kendi kendini düzelten, yenileyen

bir insan fenomenidir. İdeal eleştirel düşünür, alışkanlıkları gereği

sorgulayıcıdır, bilgilidir, mantığına güvenir, açık fikirlidir,

değerlendirmelerinde adildir, kişisel önyargılarına karşı dürüsttür,

yargılarında sağduyuludur, tekrar düşünmeyi yeğler, sorunlara açıktır,

karmaşık durumlarda bile net ve açıktır, uygun bilgiyi bulmak konusunda

özenlidir, kriter seçiminde akılcıdır, sorgulamaya odaklıdır, konu ve şartların

sorgulamaya izin verdiği ölçülerde açık ve net sonuçları bulmaya kararlıdır.

(Facione, 1998;14)

Amerikan Felsefe Birliğinin bu açıklamaları içinde ırk, kültür yada

yetiştirilme farklılıklarına eleştirel düşünme, mantık yürütme, eleştirel mantık

yürütme becerilerinin tanımlarında yer verilmemiştir. Aksine kendi kendini de

eleştirme ve düzeltme özellikleri de vurgulanarak bir “insan” fenomeni olarak

ifade edilmiştir.

Öyleyse,bu tezin yaklaşımına göre yukarıda verilen tanımların

hepsinde ortak olan özellikler bir araya getirildiğinde eleştirel düşünme

becerilerinde iyi olan bir kişi :

Page 58: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

51

1. Mantıksal sorgulama ve mantık yürütme metotları bilgisine sahiptir.

2. Bu metotları uygulama becerisi yada becerilerine sahiptir.

3. Açık fikirlidir.

4. Yargılarında sağduyulu ve adildir.

5. Karmaşık durumlarda bile açık ve nettir.

Bu evrensel özellikler Facione tarafından da makalesinde “Eleştirel

Düşünme Düzeni” (The Disposition Toward Critical Thinking) başlığı adı

altında verilir. Eleştirel düşünebilen bir kişinin sahip olması gereken özellikler,

dairesel bir Tablo (4) içinde gösterilmiştir .

TABLO 4: Eleştirel Düşünme

Tablo 4: Eleştirel düşünebilen bir kişinin sahip olması gereken

özellikler. (Facione, 1998;14)

Bu özelliklerin dairesel bir tablo tercihi ile verilmesi bize göre her

birinin bir diğerinden önem sırasına göre ayrımının yapılamaması ve birinin

yokluğunun eleştirel düşünme becerilerinin tam ve etkin kullanımını

aksatabileceğinin sembolik bir ifadesidir.

Sistematik

Sorgulayan

Analitik

Akıl Yürütme Becerilerinde Güvenli

Gerçeği Arayan

Açık Fikirli

Mantık Yürütebilen ve Muhakeme Yapabilen

Page 59: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

52

Türk Eğitim Sistemi, ilkeleri gereği ilkokul çağlarından beri öğrencilerin

düşünme becerilerinin geliştirilmesi üzerinde ağırlıkla durmaktadır ve

hazırlanan çoğunluk kitabın içeriği analiz, yorum, sonuç çıkarımı, anlatım,

değerlendirme becerilerini kazandırmayı hedeflemektedir. Türk Milli Eğitimi,

bilgili, adil, sağduyulu, sorgulayan, analitik düşünebilen bireyler yetiştirmeyi

hedefler. Bu gençlerin Üniversite Eğitimi de özellikle ilk yıllarda Türkçe

dersleri13 ile öğrencilerin akademik yazma becerilerini geliştirmeyi

hedeflemektedir. Ancak Türk öğrencileri, yetişkinleri, özellikle kamuya

sunum yapanlar (politik liderler, kamu yada özel sektörde çalışan üst düzey

yöneticileri, bakanlık sözcüleri gibi) ikna edici herhangi bir metin hazırlama,

sunum yapma durumunda, yukarıda açıklanan mantık yürütme ve eleştirel

düşünme becerilerini sözlü yada yazılı metinlerine istendik düzeyde

aktaramamaktadırlar.

Yukarıda verilen Tablo 4‘deki ve bu tezin eleştirel düşünme

tanımındaki özelliklerin İlköğretim, Lise veya Dengi okulların ve

Üniversitelerin mevzuatlarında sayfalarca anlatımına rağmen bireylerin

kendilerini ifade becerilerinin sınırlı olmasının “Ben onu demek istemedim ki,

beni yanlış anladınız, galiba anlatamadım, aramızda bir iletişim sorunu var

galiba” vb. ifadelerle sıklıkla karşılaşmamızın nedenleri neler olabilir? Bu

tezin amaçlarına paralel olarak ve karşılaşılan sorunların ana nedenlerinden

olduğu düşünülen, Tablo 4’de verilen özelliklerden “sistematik” üzerinde

durmak yerinde olacaktır.

Teorik yaklaşımların çokluğuna rağmen metodik önerilerin sınırlı

sayıda oluşlarına sorun sunumunda da değinilmiştir. Kompozisyon, yazın

kitaplarında dikkat edilmesi gereken unsurlar konuya özgü örneklerle

anlatılmaktadır. Geleneksel (giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinin

özelliklerinin sıralanması) yazma kurallarını açıklar. Batı literatürü

incelendiğinde eleştirel düşünme becerilerinin neler olduğunun ayrıntılarla

açıklanmasının yanı sıra bu becerilerin nasıl geliştirileceği üzerinde de çok

araştırmalar yapılmış ve yapılmaktadır. Bu tezin ve bir çok araştırmacının

13 Örnek olarak bkz. Çotuksözen, Y. (2003) Uygulamalı Türk Dili (2 Cilt), İstanbul: Papatya

Yayıncılık

Page 60: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

53

üzerinde hemfikir olduğu, eleştirel düşünmenin temelini teşkil eden ve mantık

yürütme, eleştirel düşünme becerilerinin bireylerce çok iyi kazanılması ve bu

becerilerin sunumlarda yazılı yada sözlü olarak ifadesini sağlayan metotların

da bilinmesi gereklidir. Sorun sunumunda da belirtildiği gibi Halkla İlişkiler

alanında mesaj yapılandırma konumunda olan kişilerin, sunum yapmak ve

hedef kitleleri ikna etmek durumunda olan gönderen durumundaki kişilerin

sahip olmaları gereken becerilerdir. Öyleyse kamuya mesaj verenler yada

hakla ilişkiler uzmanları, mantık yürütme, eleştirel düşünme yöntem ve

yaklaşımlarını kullanarak hedef kitlelerinin istendik yönde tutum ve davranış

göstermelerini sağlayabilirler mi?

Eleştirel mantık yürütme ve düşünme becerilerinin yazılı yada

konuşma metni olarak aktarımını sağlayan farklı modeller bulunmaktadır.

Toulmin Mantık Yürütme Modeli yaygın olarak Batı, özellikle Amerikan

yazınında kullanılmaktadır. İlgili İncelemeler mantık yürütme bölümünde

ayrıntılı olarak açıklanan bu metot, mantık yürütme, eleştirel düşünme ve

eleştirel mantık yürütme kısacası hedef kitleyi rasyonel yönü ağır basan bir

sunum ile etkilemek isteyen, hedef kitlenin tutum ve davranışlarını istendik

yönde değiştirmek, değiştirmeye ikna etmek isteyen kişilerce yaygın olarak

bilinmekte ve kullanılmaktadır. Bu model Türkçe’ye de uygulanabilir mi?

Toulmin Modeli’ne göre hazırlanmış sözlü yada yazılı metin, hedef kitle

üzerinde daha ikna edici olabilir mi? Bu modele göre yapılandırılmış mesajlar

hedef kitlenin tutum ve davranışlarını istendik düzeyde değiştirmede etkili

olur mu? Toulmin Mantık Yürütme Yaklaşımı kullanılarak hazırlanan

mesajlar Toulmin Mantık Yürütme Yaklaşımı kullanılmadan hazırlanan

mesajlardan daha ikna edici olabilir mi?

Bundan sonraki bölümde mantık yürütme yöntem ve yaklaşımları ile

ilgili sorunun değerlendirmesi ve bu soruna bağlı olarak da Toulmin

Modeli’nin Türkçe’ye uyarlaması ile ilgili sorun tartışılacaktır.

2. 2. Mantık Yürütme ve Toulmın Modeli

Glaser’in (1941) eleştirel düşünme becerilerinde başarılı olmak için

gerekli temel beceriler olarak sıraladıkları ve Thomson’un (2003) mantık

Page 61: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

54

yürütme tanımının ve Toulmin Mantık Yürütme Modelinin içinde yer alan

birbirini tamamlayan ve destekleyen unsurları değerlendirilerek bu tez kendi

mantık yürütme tanımını oluşturur: Bilgiyi derleyebilme, kullanabilme ve yorumlayabilme; kanıtları değerlendirebilme, bilgi-kanıt-iddia arasında mantıksal ilişkiler kurabilme ve kanıtlara dayalı sonuçlar çıkarabilme.

Sıralanan bu beceriler, bir ilkokul öğrencisinin basit bir matematik

problemini, bir dedektifin bir cinayeti, bir psikologun bir davranış sorununu,

bir yöneticinin yönetsel problemleri çözmede kullandığı bilişsel becerilerdir.

Bu beceriler sosyal yada akademik hayatın her anında kullanılması gereken

ve kullanılmakta olan becerilerdir. Sorun sunumunda ve ilgili incelemeler

bölümünde de belirtildiği gibi siyasal iletişim alanında ikna süreçlerinde

mantık yürütme becerileri, konuşma metinlerine politik liderlerce istendik

ikna düzeyini sağlayacak; hedef kitlelerinin onay ve kabulünü sağlayacak

düzeyde yansıtılamamaktadır.

Mantık yürütme becerilerinin metinlere yansıtılması, bilişsel

becerilerin bir yöntem dahilinde, bir kılavuz önderliğinde kağıda dökümünü

kolaylaştıran bir metot Toulmin tarafından geliştirilmiştir. (Bkz. İlgili

incelemeler sayfa 23) Batılı, özellikle Amerikan siyasal iletişimcilerince ikna

edici yazılı yada sözlü bir metin hazırlamak gerektiğinde bu metodu, kılavuzu

kullanarak mesaj yapılandırmaktadırlar ve bu tür iletilerin analizlerinde14 de

kullanmaktadırlar.

Ancak eleştirel düşünme, mantık yürütme, eleştirel mantık yürütme becerilerinin Batı kültürüne ait beceriler olduklarını iddia eden bilim adamlarının bakış açılarıyla Toulmin Mantık Yürütme Modelini değerlendirenler, ilgili incelemelerde de belirtildiği gibi (Bkz. sayfa 29) Batı retoriğine göre yazılmamış metinlere uygulanamayacağı tezlerini öne sürmektedirler.

Bu iddiaya rağmen, bu tezin savunusu eleştirel düşünme ve mantık yürütme becerilerinin evrensel bilişsel beceriler olduğudur. Bu sava bağlı

14 Bkz Hart,1997;117 – Reagon, Nixon konuşma analizleri .

Page 62: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

55

olarak Toulmin Mantık Yürütme Modeli de aynı becerilerin kullanıldığı, kendi içinde sistematiği olan bir uygulama aracıdır. Tartışması yapılan mantık yürütme becerilerinin bir sistem dahilinde bir araya getirildiği bir şematik açıklamadır. Etkin mantık yürütebilmek için bilgi, kanıt, iddia, karşıt görüşün ifade edilebilmesi, bütün bunlar arasında nedensellik bağları kurabilmek ve sonuç çıkarımında bulunabilme, belirtilmemiş varsayımları fark edebilme, sonuçların kesinlik derecesini kestirebilme ve bu becerileri ifade edebilecek dil becerilerine sahip olabilmek gerekir ve Toulmin Modeli de bu özellikleri kendi içindeki diyalektiğini bozmadan uygulamaya dökmeye yarar.

Toulmin Modeli, tümevarım ve tümdengelim mantık yürütme yöntemlerinin bir arada kullanıldığı birleşik bir yöntem önerir. Modelin

bu bütüncül yapısını Crusius ve Channell ”The Aims of Argument” adlı

kitaplarında şu şekilde açıklarlar :

“Gerçekte bu model tüm disiplinlere uygulanabilir niteliktedir. Toulmin

Modeli, karmaşık olmayan mantık yürütmesi hem tümevarım hem de

tümdengelim mantık yürütme yollarının birleşimi olması nedeniyle bütüncül

bir bakış açısı sağlar. ” (www. goreason. com)

İlgili incelemelerde de açıklandığı gibi Toulmin Mantık Yürütme

Modeli, eleştirel mantık yürütme yaklaşımlarının sistematik bir uygulama

biçimidir. Bilimsel iki mantık yürütme metodunun- “tümdengelim ve

tümevarım- birleştirildiği bütüncül” bir yöntemdir. Dikkat etmek gerekir ki iki

bilimsel yöntemin birleşimi olan bu model, bilimsel araştırmanın iki ispat

yöntemini bir araya getirmektedir. Bu ispat yöntemleri kültüre, ırka dayalı bir

tanım içermezler. Evrensel ispat yöntemleridirler.

Toulmin Modeli’nin şematik gösterimi (bkz. Tablo 3 Sayfa 27) üzerinde

yapılacak bir inceleme Toulmin Metodunun bir tümdengelim (Bkz. Tablo 5

Sayfa 56) mantık yürütme yaklaşımı kullandığını net olarak belirler. Genel

bilgi, bir iddiaya, sava dönüştürülerek daha spesifik bir biçim verilir. Sav,

nedenler ile daha netleştirilir ve karşıt fikirler verilerek dinleyiciye açık kapı

bırakmayacak şekilde izah edilir. İlgili incelemelerde de belirtildiği gibi

destekleme bölümünün önemi ancak iyi ikna ediciler tarafından anlaşılabilir

Page 63: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

56

BBİİLLGGİİ

İDDİA

Karşıt Görüş

ve uygulanır. Çünkü bu bölüm tümevarım (Bkz. Tablo 6 Sayfa 57) mantık

yürütme yaklaşımının devreye girdiği ve metodu bütüncülleştirdiği

basamaktır.

Detaylandırılarak kanıtlanan iddia alıcıların kanıtlar, karşıt görüşler

arasında karmaşıklaşan düşünceleri netleştirir. Destekleme basamağı

konuyu özetler ve başladığı noktayı, ana iddiayı, rasyonel bir neden daha

sunarak sonlandırır. Tümdengelim ve tümevarım mantık yürütme

yöntemlerinin bütünleşmiş olarak bu modelde kullanıldığını aşağıdaki tablo

(Bkz.Tablo 7 Sayfa 58) açık olarak ifade etmektedir.

TABLO 5: Tümdengelim :

Page 64: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

57

TABLO 6: Tümevarım

İDDİA

TE Mİ NA TL

DESTEKLEME

AR

Page 65: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

58

TABLO 7: Toulmın Modelinin Bütünleşik Yapısı: TÜMDENGELİM –

TÜMEVARIM

Toulmin Modeli’nin Türkçe’ye uyarlanması ile ilgili iki örnek aşağıda

verilmiştir. Tablo 8’de verilen örnek İngilizce bir metindir. Tablo 9’da verilen

örnek ise İngilizce metnin Türkçe’ye çevirisidir. Bilgi, iddia,teminat, karşıt

görüş, destekleme arasındaki geçişler, kesik çizgilerle ifade edilerek bu

unsurlar arasındaki geçişlerin esnekliği ve değişkenliği anlatılmak istenmiştir.

Toulmin Modelini güçlü kılan ve diğer modellerden (özellikle ZOPP ve LFA

modellerinden farklı olarak) ayıran özelliklerden biri de bu esnekliği mesaj

yapılandıranlara sağlamasıdır. Modelin unsurları arasında kullanılacak

cümle bağlayıcıları da anlam birliğini sağlamak ve geçişler arasında anlam

bozukluklarını önlemek, dinleyicilerin unsurlar arasındaki anlam bütünlüğünü

kavramaları ve gönderenin amacı doğrultusunda yönlendirilmeleri

BBİİLLGGİİ İİDDDDİİAA

KKAARRŞŞIITT GÖRÜŞ TTEEMMİİNNAATT

DDEESSTTEEKKLLEEMMEE

Page 66: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

59

sebepleriyle çok önemlidirler. (Toulmin modelinde “qualifier” olarak

isimlendirilen bu bölüm “dil ve ikna” alt başlıklı bölümde tartışılacaktır. )

Tablo- 9’da verilen örnekte, modelde hiçbir değişiklik yapılmaksızın

direk çeviri olarak yapılan adaptasyon çalışmasında, Toulmin Modeli’nin

Türkçe’ye adaptasyonunda bir soruna rastlanmamıştır. Başka bir örnek

(Tablo-10) teşkil etmesi amacıyla Toulmin Modelinin Türkçe’ye adaptasyonu

ile ilgili iddia da Toulmin Metodu kullanılarak ispatlanmaya çalışılmıştır.

Metnin çevirisinde orijinal metne en uygun şekilde çevrilmeye çalışılmıştır

çünkü amaç dilin uyarlaması değil modelin uyarlamasıdır.

TABLO- 8:

therefore Probably Qualifier

Data Russia has violated 50

of 52 international agreements

since Warrant

Past violations are symptomatic

of probable future violations

unless Rebuttal

The ban on nuclear weapons testing is

significantly different from the

violated agreements

Toulmin’s Model

Claim Russia would

violate the proposed ban

on nuclear weapons testing

because Backing

Other nations that had such a record of violations

continued such action; Expert X states that nations that have been chronic violators nearly

always continue such acts; etc.

Page 67: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

60

TABLO- 9:

İDDİA : Rusya, nükleer

silah denemeleri ile

ilgili yasaları da çiğneyecektir.

Bağlaçlar Zarflar

Muhtemeldir ki, Nedeniyle

BİLGİ : Rusya, 52

uluslararası anlaşmanın

50’sini çiğnemiştir.

TEMİNAT : Geçmiş uygulamalar gelecektekilerin olası göstergeleri olmaları

nedeniyle

KARŞIT GÖRÜŞ : Muhtemeldir ki,

Nükleer silah testleri ile ilgili yasalar,

çiğnenmiş anlaşmalardan

önemli ölçüde farklı olarak

hazırlanmadıkça

DESTEKLEME : Uzmanlar da , bu tür yasak delme konusunda kayıtları

olan ülkelerin bu tür uygulamaları tekrarladıklarını

ve kronik olarak yasa çiğneyen ülkelerin neredeyse her zaman

aynı uygulamalara devam ettiklerini bildirmişlerdir.

Toulmin Modeli

Page 68: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

61

BAĞLAÇLAR

ZARFLAR Çünkü, Ancak,

Ayrıca, Olmasına Rağmen, Şu

Unutulmamalıdır ki

TABLO- 10 :

Toulmin Modeli

BİLGİ : Toulmin Modeli,

Batı yazınında ikna etkilerini artıran bir

mantık yürütme modeli olarak

kullanılmaktadır.

İDDİA : Toulmin Mantık Yürütme Modeli

Türk Literatüründe

de kullanılabilir

TEMİNAT : 1 ) Çünkü, Toulmin Modeli, tümevarım ve tümdengelim yöntemlerinin birlikte uygulandığı bütüncül bir modeldir. 2) Tümdengelim ve tümevarım mantık yürütme yöntemleri Türk literatüründe bilimsel yada günlük hayatta kullanılan yöntemlerdir. 3 ) Ayrıca Toulmin Metodunda kullanılan kanıt sunumu İspat gerektiren durumlarda Türk literatüründe de kullanılmaktadır. 4 ) Toulmin Metodunda kullanılan kanıta dayalı neden-sonuç çıkarımları Türk literatüründe de kullanılmaktadır.

KARŞIT GÖRÜŞ : Ancak Toulmin mantık yürütme

modeli, Batı retoriğinin dışında uygulanamaz iddiasında olanların

aksine / olanlar olmakla birlikte / olmasına rağmen

DESTEKLEME : Şu unutulmamalıdır ki, Toulmin

Mantık Yürütme Modelinin kullandığı bütün yöntem ve

yaklaşımlar evrensel düşünme ve mantık yürütme yaklaşımlarıdır.

Page 69: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

62

Tablo- 10 incelendiğinde, İngilizce metinde kullanılan bilgi, iddia,

teminatlar, karşıt görüş, destekleme arasındaki mantıksal bağ Türkçe

metinde de aynen korunmuştur. Eleştirel mantık yürütme, daha önce de

belirtildiği gibi , bir kişinin mantık yürütme yollarındaki kötü ve iyi olanı

değerlendirmeyi, bir kişinin mantık yürütme metotlarını bilme ve bunları

uygulama becerisini içerir.

Burada önemli olan sunulan konuşma yada hazırlanan yazılı metnin

güçlü argümanlar kullanılarak sav-teminat-sonuç arasındaki ilişkinin

mantıksal boyutunun dil öğeleri yardımıyla net olarak verilebilmesidir.

Alıcının, göndereni karşıt görüş sunumuyla da bilgili ve olayları farklı

açılardan ele alabilen güvenilir kaynak olarak algılaması çok önemlidir.

Güvenilir kaynaktan mesaj almak alıcının tutumları üzerinde etkiye neden

olur. Bu etki kuramı çerçevesinde yapılan araştırmaların önemli

sonuçlarındandır. Destek boyutu ise gönderenin istediği yönde olumlu tutum

oluşturma, davranış değiştirme aşamasının gerçekleşmesinde kilit görev

yapar. Gönderenin, alıcıya gönderdiği son ve toparlayıcı güçlü bir

argümandır. Cümle bağlayıcıları daha önce de belirtildiği gibi modelin önemli

unsurlarındandır ve dil ile ilgili bölümde önemi ve gereği tartışılacaktır.

Özetle, Toulmin Mantık Yürütme Modeli, gönderenin kendi görüşlerini

hedef kitlesine etkin bir şekilde aktarabilmek, ikna edici mesaj hazırlamak

için mükemmel bir modeldir. Farklı bir açıdan bakarak kendi

düşüncelerimizi daha kurallı, anlaşılır, sistematik olarak anlatabilme ve hedef

kitlemize kendi iddiamız, kanıtlarımız ve destekleme boyutumuzla daha etkin

ulaşabilme olanağı sağlar.

Ayrıca, Toulmin Metodu, hedef kitlenin mantıksal yönüne hitap

ederek ikna etkilerini kuvvetlendirmeyi amaçlayan metinler oluşturmak için

kullanılabileceği gibi bir metnin aynı nedenlerle analiz edilebilmesine de

olanak tanır. Eleştirmen “bir metni iskeletsel yapıya indirgeyerek, metin

içindeki destekleyici yada şaşırtıcı noktaların büyük bir bölümünden

kurtulmuş olur. En basit anlatımıyla, Toulmin sistemini kullanarak eleştirmen

bir iletiyi- mesajı Toulmin terminolojisine çevirir. Eleştirmen en önemli

Page 70: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

63

mantıksal noktalara yoğunlaşabilir; mesajı Toulmin planına göre inceleyerek

bir başlangıç noktası yakalar ve daha ileri bir analize yönelebilir; standart bir

sistem kullanarak diğer makale yada söylemler; de buna göre açıklayabilir.”

(Hart, 1997;100).

Mesaj gönderenlerin hedef kitleleri üzerinde ikna etkilerini artırmak için

iletilerinin yeter derecede ikna edici olma yada olamama nedenlerini

algılamamıza yardım edecek bir yöntem sunar Toulmin yaklaşımı. Politik

liderlerin sunumlarında eksik kalan unsurların tespiti, olumlu özelliklerin

belirlenmesi ve gelecek sunumların Toulmin analizi kullanılarak daha etkin,

ikna edici, daha rasyonel olmalarını sağlamak, alıcıların argümanları anlama,

takip edebilme ve yorumlayabilmelerinde kolaylık sağlamak için kullanılabilir.

Bu nedenlerle Türk politik liderlerinin yaptıkları sunumların sözü edilen

iskeletsel yapıya dönüştürülerek analizlerinin yapılması tasarlanmıştır. Türk

siyasi liderlerinin sunumları Toulmin Modeli kullanılarak analiz edilebilir mi?

Bu analiz bize bu metinlerin neden daha fazla ikna edici olamadıklarını

gösterebilir mi? Yada bize bu metinlerin diğerlerine göre daha fazla ikna edici

olduklarını gösterebilir mi?

Bu sistemin, Toulmin Modeli’nin, bize mesajın ikna ediciliği hakkında

da bilgi vermesi beklenmektedir, bunun nedeni de mantık yönü kuvvetli,

rasyonel mesajların (hedef kitlenin de özellikleri dikkate alınarak

hazırlanması şartıyla) alıcılar üzerinde daha ikna edici oldukları

düşünülmektedir. “Bu sistem ile bir mesajın neden ikna etmekte başarısız

olduğunu bulabiliriz. Diğer eleştirel araçlar gibi Toulmin yaklaşımı da

kolayca anlatılamayacak retorik eğilimleri teknik bir dille anlatmayı sağlar.

Böylece, örneğin,bir mesaj başarısız olmuştur denilebilir çünkü ana iddialar

birbirine bağlı değildir, çünkü iddialar bilgiden yoksundur. Çünkü ana bilgi

asıl iddia ile ilgili değildir, ana bilgi verilmiş fakat ana iddia ile ilintili değildir,

çünkü bilgi için seçilen kanıtlar kültürle ilgili değildir, konuşmacı kanıtları

üstünkörü vermektedir gibi. ” (Hart, 1997;104)

Hart’ın Toulmin Metodu ile ilgili yorumu, Toulmin Metodunun iletinin

ikna ediciliği ile ilişkisini kurmaktadır. Bir mesajın içerdiği iddia, kanıt ve

Page 71: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

64

bilginin içerik ile ilgisi kadar, birbirleri ile de ilişkileri, ne derece birbirlerini

desteklediklerini de analiz edilebilmektedir. Hart, çok net bir şekilde

kanıtların yeterli yada yetersiz sunumlarının kültürel yaklaşımlar, kültürel yapı

ile ilgisinin olmadığını ama gönderenin kanıt sunumuna yeterli önemi

vermemesinden kaynaklandığını açıklar. Kanıt sunumunun, güçlü argüman

sunumunun önemi, mesajın rasyonelitesi ve alıcı üzerinde bıraktığı etkiyi

bilmeyen, yeterli ileti hazırlama bilgisine sahip olmayan gönderen bu konuda

bilgilendirilmelidir.

2.2.1. Argüman Gücü

Bu araştırma, ikna etkilerini artıran değişkenlerden biri olarak argüman

gücünü belirlemiştir. Bunun nedeni, bir tartışma, ikna ortamında,

konuşmacının diğer konuşmacıya kıyasla daha fazla inanılır, güvenilir, daha

ikna edici bulunmasının nedenlerinden biri, savunduğu konu ile ilgili güçlü

argümanlar ortaya koyabilmesidir. İlgili incelemelerde (Bkz. Sayfa 29)

açıklandığı gibi bu argümanların yine güçlü kanıtlarla desteklenmesi,

alıcıların tutumları üzerinde olumlu etkilere neden olabilir.

Bu , John Reinhart (1988), Gibbons, Bradac, Busch (1991), (Sparks

& Charles & Areni & Cox, 1998;121), Holtgraves, Lasky (1999), Hosman,

Huebner ve Siltanen (2002) tarafından ELM Modeline dayalı olarak yapılan

araştırma sonuçlarının bizim için önemi argüman gücünün gönderenin

özelliklerinden kaynaklanan etkenlerin önüne geçmesi ve argüman gücünün

ikna etkilerini artıran önemli bir değişken olduğunu ortaya koymasıdır.

Bu araştırma yukarıda verilen ve bu konu üzerine çok ayrıntılı

çalışmalar yapmış olan bilim adamlarından da etkilenerek : argüman gücü

yüksek mesajı ; mesajın içerdiği kanıtların / teminatların rasyonel olması ve

alıcının istek ve beklentilerine uygun (alıcılara bilişsel birikimlerini irdeleme

gereği hissettiren) olarak tanımlamıştır. Argüman gücü düşük mesajı ;

mesajın içerdiği kanıtların rasyonel olmaması ve alıcının istek ve

beklentilerine uygun olmaması (alıcılara bilişsel birikimlerini irdeleme gereği

duyurmayan) olarak tanımlamıştır.

Page 72: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

65

Güçlü argümanların, ikna üzerinde etkilerini savunan modellerden biri

de Toulmin Modelidir. Model, argüman oluşturma sürecinde mantık yürütme,

neden- sonuç ilişkisi, kanıt kullanımı ve diğer unsurların önemini vurgularken

güçlü argümanlar oluşturmanın önemi üzerinde ısrarla durur. Politik

sunumların hedef kitle üzerinde etkisi üzerine yapılan diğer araştırmalar da

kanıt sunumunun hedef kitlenin tutum ve davranışları üzerinde farklı

düzeylerde olmakla birlikte kesin etkisini ortaya koymuştur.

Toulmin Modeli ve ELM Modeli, argüman gücünün etkileri konusunda

birbirlerini destekler sonuçlar ortaya koymaktadır. Her iki modelin birbirini

destekleyen başka bir ortak özelliği de Toulmin Modelinde destekleme olarak

isimlendirilen ve son bir kez daha iddianın güçlü bir argümanla

pekiştirilmesini hedefleyen basamağın Hosman & Huebner & Siltanen’nin

(2002) bulgularıyla uygun düşmesidir :“Argüman kalitesi destek

materyallerinin kullanımı ile ilgilidir. Güçlü bir argümanın destekleyici

materyal kullanımı gibi bazı yönleriyle, mesajın diğer özelliklerinden, örneğin

mesajın ulaştırılması gibi, daha fazla ikna etkisi oluşturabilir”. (s. 376)

2. 2. 2. Dil ve İkna

İletişim alanında ikna etkilerini artırabilmek için diğer öğelerin yanında

etkin dil kullanımı da önemlidir. Siyasal iletişim alanında da etkin dil

becerilerinin kullanımı ikna üzerinde etkilidir. Dalkılıç (1995), güçlü dil

becerilerine sahip olmayı daha fazla ikna etkisi elde etmek için politik

liderlerin amaçlarına ulaşmaktaki en kısa yol olarak göstermektedir :

“Politik etkinlik, geniş ölçüde dilin etkin bir biçimde kullanılışı

politikacıların ulaşmak istedikleri amaçlara varmada yolu oldukça

kısaltmaktadır. İstenilen inandırmak, ikna etmek, tartışmak yada sindirmek

olsun, dile başvurmak fiziksel yüce bir alternatif olarak ortaya çıkar. ”(Dalkılıç,

1995;46).

Dilin kullanımının iletişimin her alanında ikna üzerinde önemli etkileri

olduğunu bu araştırma da kabul eder. Bu nedenle de dil öğelerinin, hedef

kitlenin ikna edilmesi sürecinde, mesaj yapılandırma yöntemleri üzerindeki

Page 73: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

66

etkileri tartışılacaktır. Bu tartışma Toulmin Modeli de dikkate alınarak

yapılacaktır.

Araştırma, etkin /güçlü dil kullanımını; uygun bağlaçların uygun

yerlerde kullanımı ve tereddüt ünlemlerinin bulunmaması olarak

tanımlamaktadır. Bağlaçlar, iddia, teminatlar, karşıt görüşler ve destekleme

unsurları arasında anlam ilişkileri kurulmasını sağlamaları yada

sağlamamaları bakımından inceleneceklerdir. Zayıf dil kullanımı ise

bağlaçların iddia-teminat-karşıt görüş-destek arasındaki mantık ilişkilerini iyi

ifade edemeyen ve tereddüt belirten kelimelerin sıklıkla kullanımı olarak

tanımlanmıştır.

İlgili incelemeler (Bkz. Sayfa 30) belirtildiği gibi Toulmin’a ve Maronick

& Andrews’un araştırmalarına (1999) göre “ birçok durumda, belki de, bunun

böyle olması mümkün müdür?, birçok durumda,belki de, mümkündür ki,

olasıdır ki,” gibi kullanımlarla bazı istisnaların da olduğu, iddianın oldukça

kabul edilebilir ve doğru olduğu fakat başka bir faktörün de sonucu

etkileyebileceğini ve ortaya çıkabileceğini işaret eden ifadeler kullanılarak

hedef kitleye bu yönde de mesaj verilebilir. Bu ifadeler alıcının ilgisini de

çekebilir. Bu zarfların kullanımı elbetteki gönderenin bazı durumlarda

genellemelerden kaçınarak farklı olasılıklara da kapı aralaması önemlidir.

Karşıt görüşlere önlem almak, beklenmedik yada iyi hesaplanmamış yeni

gelişme ve fikirlere karşı bir tür önlemdir bu ifadeler. Bu kullanıma iyi bir

örnek olabileceği düşünülerek aşağıdaki alıntı incelenebilir :

Örneğin : AKP Lideri Tayyip Erdoğan ve kurmayları Irak’a asker gönderimi

ile ilgili tezkere onayı TBMM’den çıkmadan I. tezkere oylaması

öncesi “Irak’a asker göndereceğiz. ” (Akşam Gazetesi, 23. 02.

2003 tarihi) şeklinde bir demeç vermiştir. Ancak oylama

sonrasında meclisten tezkere çıkmamıştır. Başbakan Tayyip

Erdoğan ve kurmayları “karşıt görüşe” yer vermeksizin tek yanlı

bir açıklama yapmışlardır. Demeçlerinde farklı olasılıklara hiçbir

açık kapı bırakmamışlardır. Toulmin metodunun önemli bir

parçası olan karşıt görüşlere hiç yer vermedikleri için kamuoyu

Page 74: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

67

önünde ciddi bir yara almışlardır. Burada önemi ayrıca

belirtilmesi gereken uygun bağlaç ve zarf kullanımı, uygun dil

öğelerinin kullanımı ( …mümkün olursa.... takdirde … vb) ile

karşıt görüşün belirtilmemiş olmasıdır. Oysa Tayyip Erdoğan

yada kurmayları şu açıklamalardan herhangi birini yada

benzerlerini tercih edebilirlerdi :

“ Yüce Meclisten onay alındığı takdirde, ülke menfaatleri

nedeniyle Irak’a asker göndereceğiz. ”

“ Eğer Yüce Meclisten onay almak mümkün olursa, ülke

menfaatleri nedeniyle Irak’a asker göndereceğiz. ”

“Ülke menfaatleri gereği, Yüce Meclisten onay alınırsa, Irak’a

asker göndermek mümkündür. ” (vb. )

Son yapılan araştırmalara göre, Holtgraves, Lasky (1999), Hosman,

Huebner, Siltanen (2002) gibi araştırmacılar ilgili incelemelerde de (Bkz.

Sayfa 35) belirtildiği gibi dilin gücü ve ikna arasındaki ilişkiyi incelemişler ve

güçlü dil kullanımının ikna etkilerini artırdığını,tereddüt ima (sanırım,

mümkündür, belki… gibi) eden kelimelerin sıklıkla kullanımının alıcıların

üzerinde gönderen ve mesaj ile ilgili güvensizliğe neden olduğunu

bulmuşlardır. Konuşmacının zayıf dil kullanımı, “Konuşmacı ile ilgili olarak

kendi kontrolü ve başkaları üzerinde kontrolü olmayan şeklinde atıflara neden

olabilir.” ve bu durumda da bir iletinin yaratması sakıncalı olan “belirsizlik”

ortamı oluşturulur. (Hosman,Huebner, Siltanen ,2002 ; 363)

Belirsizlik ise ikna etkilerini azaltır. Dalkılıç’ın ifadeleriyle “yüce bir

alternatif” birkaç yanlış kelime kullanımı ile tam tersi etki yapabilir ve negatif

etkiye neden olabilir. Eğer konuşmacı “Sosyal, otoriter olarak algılanmak

istiyorsa, tereddüt belirten imalardan kaçınmalıdır.” (Hosman, 1989 ;399).

İşte tam bu noktada da kamuya sunum yapanların sunumlarında hedef kitle

üzerinde belirsizlik etkisi bırakmaları, tutumların negatif yönde

değiştirilmesine, gönderenin hedef kitle tarafından kontrolsüz bir kişi olarak

algılanmasına neden olabilir. Konuşmacının argümanlarında kendisini zor

durumda bırakacak çok kesin yargılardan kaçınması gerektiği gibi

Page 75: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

68

güvensizlik etkisi yaratabilecek muğlak ifadelerden de kaçınması gereklidir. Bir takım kelime oyunları ile alıcıların yönlendirilmeye çalışılması hedef

kitlenin özelliklerinin iyi analiz edilememesinden kaynaklanır.

Unutulmamalıdır ki, alıcılar da bu tür küçük hilelerden haberdar olabilirler,

yada mantık yürütme becerilerini kullanarak gönderenin bu tür ifadeleri konu

hakkında yeterli bilgisi olmadığı için farklı görüşlere yer vermediği şeklinde

de yorumlayabilirler.

Toulmin Modeli dikkatle incelendiğinde bağlaç kullanımının da

modelde önemli bir yere sahip olduğu görülür. Toulmin Modelinde, beş

öğenin – Bilgi, Teminatlar, İddia, Karşıt görüş ve Destekleme- her biri için

kullanılması gereken bağlaçlar örnekleriyle beraber verilmiştir. İkna edici bir

metin hazırlarken doğru bağlacın doğru yerde kullanımı alıcıların metni

algılamasında çok etkilidir. Bağlaçların15 doğru ve etkin kullanımı alıcıların

konuyu daha iyi takip edebilmelerini, konular arasındaki geçişleri bağlaçlar

yardımıyla rahatça takip edebilmelerini sağlar. Kullanılan bağlaçlar neden -

sonuç ilişkilerini kurmak konusunda gönderenin hedeflerine alıcıların

yönlendirilmelerini sağlar. Alıcı üzerinde güven yaratırlar ve gönderenin

konusuna hakimiyeti noktasında ikna olurlar. Konuşmacı, dinleyicileri

kullandığı bağlaçlarla kendi doğruları yolunda yönlendirir. Alıcıları kendi

mantık çerçevesi içine alır. Onların kullanılan bağlaçlar ile “iyi birer düşünür,

mantıklı düşünürler” oldukları yolunda fikirlerin yanı sıra dil becerileriyle de

ikna edilirler.

Thomson (2000) bir tartışma metni oluşturmak için gerekli cümle

yapıları ve türleri, bağlaçlar ile ilgili ayrıntıları maddeler halinde sunmuştur.

(İlgili İncelemeler Sayfa 33) Thomson, metindeki en önemli dile bağlı

unsurlardan birinin bağlaçların kullanımı olduğunu belirtir. Özellikle, sonuç

belirten bağlaç kullanılarak sonuç cümlelerinin belirginleştirilmesinin önemini

vurgular. Bu noktada Toulmin Modelindeki destek faktörünün önemi akla

gelir çünkü destek faktörü konunun son bir genellemesi ve aynı zamanda

son bir kanıt, güçlü bir argüman sunum noktasıdır. Dinleyici, okuyucu, hedef

15 Bkz. Korkmaz, 2003; 251

Page 76: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

69

kitle, bu bölümle konunun bir özetini ve toparlamasını gönderenin lehine

algılar ve değerlendirir. Alıcının tutumlarını değerlendirmesi, gözden

geçirmesi için gönderenin bağlaçlar yardımıyla ikna edici güçlü

argümanlarından biri daha devreye girmiş olur. Bağlaçların önemi cümle

başında, alıcıların gelecek argümana bilişsel ve motivasyonel olarak hazır

olmalarını sağlar. Böylece alıcı, karşılaşacağı argümana iki yönden

hazırlanır. Hem argümanlar ile etkilenir hem de bu etkili sunum karşısında

konuşmacının özelliklerinden etkilenir. Mesaj gönderenin istediği etkileri

sağlama olasılığı diğer değişkenlerin de kontrolü sağlandıkça olumlu yönde

artabilir.

Toulmin Modelinin esnekliği Türkçe uygulamalarda da sağlanmıştır.

Türkçe’ye uyarlamasında karşıt görüş ve iddianın yeri değiştirilebilir.

Konuların özelliklerine ve kullanılan cümle yapılarına göre bu tarz

değişiklikler yapılabilir. Model ana hatları ile aynı kalmaktadır : bilgi- iddia-

kanıt-karşıt görüş-destekleme-dil öğeleri. Bu tür değişikliklerin yapılması

modelin esnekliğinden kaynaklandığı gibi dilin esnekliğinden de kaynaklanır

ki bu özellik mesaj yapılandırma sürecinde konuşmacı yada metin yazarının

dil becerilerini yansıtmasında kolaylık sağlar. Mesaj göndericisinin lehine bir

özelliktir. Türk dilinin sözcük birimlerinin yer değiştirilmesinde getirdiği

kendine has özellikleri kullanmasına olanak tanır. Cümlelerin yer

değiştirmeleri dillerin kendilerine özgü ifade16 biçimlerinden

kaynaklanmaktadır. Özgün İngilizce metin ile Türkçe’ye çevrilen metin

arasında mantık yürütme süreçlerinin uygulaması bağlamında bir fark

gözlenmemiştir. Eleştirel mantık yürütme becerilerine sahip bir kişinin en

temel özelliği mantık yürütme becerisinde güçlü yada zayıf yönlerin

eleştirisini yapabilmektir. Burada da modelin önerdiği bütün öğeler

kullanılabilmektedir ve ikna etkilerini artırmaları beklenmektedir.

Türkçe’de neden-sonuç ilişkisi mantık yürütme yöntemi daha çok

tercih edilmektedir ve karşıt görüşün öncelikli olarak ifade eden mesaj

göndericileri de vardır. Ancak farklı bağlaçlar kullanılarak karşıt görüşün

16 Bkz. Soykan,1991;4-12

Page 77: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

70

teminatlardan sonra da aktarılması yöntemi orijinal modeldeki gibi

kullanılabilir. Bu noktada bu tezin yaklaşımına göre Larson’un da (1995)

belirttiği mantık yürütme türleri arasında bir tercih yapılmaktadır. Dilsel

özelliklerden dolayı evrensel yöntemlerden biri tercih edilmektedir. Aslında

Türkçe karakteristik özellikleri nedeniyle sonuç-neden mantık yürütme

yöntemini de kullanmaya elverişlidir (Örneğin: Cam kırıldı çünkü Ali cama top

attı). Mesaj yapılandıran kişi yada kişiler, mesajın konusu ve hedef kitlenin

özelliklerine göre en uygun olanı seçebilirler.

Yukarıda açıklanan kuramsal gerçekler, model ve yaklaşımlar

çerçevesinde Toulmin Modeli’nin Türkçe’ye uyarlaması dil öğelerinin

kullanımının ikna üzerindeki etkilerini de çözümleme de yardımcı bir metot

olarak kullanılabilir mi? Güçlü/ etkin dil becerilerinin kullanıldığı mesajlar,

etkin dil becerilerinin kullanılmadığı mesajlardan daha ikna edici midir?

2.3. İkna ve Hedef Kitle

Tutum değişikliği oluşturma yolunda hedef kitlesine ulaşmak

iletişimcilerin, siyasal iletişimcilerin en önemli sorunlarından biridir. Hedef

kitlelerinin analizi ikna sürecinde belirleyici bir kriterdir. İlgili İncelemelerde

de (Bkz. Sayfa 16) belirtildiği gibi Aristo, ikna eden kişinin dinleyicilerin bilgi

işleme, ve sonuç çıkarabilme becerilerinin değerlendirilmesi gerektiğini,

özlüce hedef kitlenin bilişsel becerilerinin eleştirel gözle analiz edilmesi

gereğinin önemini belirtmiştir. Politik lider, alıcının beklentileri, kültürel ve

bilişsel birikimleri konusunda bilgili olduğu kadar bu bilgileri analiz edebilmeli

ve belirlediği özelliklere göre de sunum yapabilmelidir. ELM kuramına göre

alıcılar bir mesajı ayrıntılı yada yüzeysel işleme tabi tutmakta ve bu işlem

sonucunda mesaj içeriklerini değerlendirmektedirler. Mesaj gönderen,

alıcıların mesajı ayrıntılı işleme tabi tutacaklarını yani bilişsel birikimleri

yüksek, mesajın mantıklı olup olmamasına göre değerlendirecek bir gruba

seslendiği kanısında ise iletisini neden-sonuç ilişkileri içeren, güçlü

argümanlar ve destekleyicilerle yapılandırılmış olarak hazırlamalıdır. Alıcılar

mesajı değerlendirme boyutunda kendi bilişsel birikimlerine ve becerilerine

dayalı mantık analizine tuttukları mesaj içeriğini bu kriterlere göre inandırıcı,

Page 78: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

71

ikna edici bulacak (veya bulmayacak) ve buna göre de tutum değişikliği

yönüne gideceklerdir. Politik lider, hedef kitlesinin yüzeysel işleme göre

konuşmasını değerlendireceği görüşünde ise buna göre mesaj hazırlar

çünkü alıcılar mesaj içeriği üzerinde yoğun olarak düşünerek değil, “ basit

ipuçlarına bağlı olarak ortamdan ve mesaj verenin özelliklerinden “ (Sakallı,

2001; 151) etkilenerek değerlendirirler.

ELM Modeline göre bireyler bir ikna konusu hakkındaki geçmiş

birikimleri, deneyimleri, konunun kendi çıkarlarıyla örtüşmesi ile ilgili olarak

edindikleri olumlu tutumlar tarafından yönlendirilirler. Alıcıların ikna

konusuyla ilgili bilişsel birikimlerinin olmaması, iknanın merkezi bir noktada

gerçekleşmeyeceğini göstermekle birlikte alıcıların aynı ikna konusuyla ilgili

birikimleri arttıkça “olasılık dizinin (elaboration continuum) herhangi bir

anında iknanın gerçekleşebileceğini” öne sürerler. (O’Keefe, 1990; 97)

Petty ve Caioppio iknanın, tutum değişikliğinin değerlendirilmesi için

bir değerlendirme dizini önerileri bireyleri belli kategorilerle katı

sınıflandırmalara sokmaktansa bireylerin temelde bilişsel birikimlerini ve

mesajları mantık yürütme süreçlerine göre değerlendirme becerilerini temel

prensip alarak mesajın alıcılara hitap eden rasyonellikleri derecesinde

tutumlarında değişiklik yapma yada yapmamalarının değerlendirilmesini öne

sürmektedirler. Birey onlara göre tutum değişikliği yapar yada yapmaz

şeklinde de değerlendirilmemelidir. Bireyler mesajın içeriğine ve kendi

değerlendirmeleri oranında tutumlarında değişme gösterirler ve her biri ikna

dizininde farklı anlarda farklı yerlerde olabilirler. Bu değerlendirmenin bu tez

için önemi ; alıcının, mesaj içeriği ile ilk defa karşılaşmış olması ve

tutumlarında herhangi bir değişiklik yapmaması bunun olmayacağı anlamına

gelmez çünkü tekrarlarla, güçlü argümanların sunumu ile hafızada bilişsel

birikimler oluşturulur ve olabilirlik derecesi artırılır ve ikna dizininde daha

merkezde bir noktaya kayabilirler.

Bu kaymanın gerçekleşmesi için mesaj içeriği doğru

yapılandırılmalıdır, “Verilen mesajın kalitesi bu noktada çok önemlidir. Eğer

sunulan mesaj mantıklı ve güçlü ise kişinin bu mesajdan etkilenmesi

Page 79: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

72

beklenebilir. Fakat sunulan mesaj zayıf ve mantıksız ise kişi bu mesajdan

pek etkilenmeyebilir. Verilen mesaj hakkında daha önceden olumlu bir

tutuma sahip olan kişi kolaylıkla tutumunu bu mesaj yönünde değiştirir. Buna

karşın verilen mesaj hakkında olumsuz tutuma sahip olan kişiler tutumlarını

negatif yönde, yani mesajın zıttı yönde değiştirirler.” (Sakallı, 2001;153)

Verilen mesaj hakkında herhangi bir tutuma sahip olmayanlar ise o andaki

diğer değişkenlere göre yada mesajın tekrar edilip edilmemesine basit karar

verme kuralına göre tutumlarını belirlerler.

Bu tez de yukarıda açıklanan kuramsal gerçeklere dayanarak hedef

kitlenin bilişsel özelliklerinin mesajı hazırlayan tarafından bilinmesinin mesaj

yapılandırma sürecinde etkilerini inceleyecektir. Kamuya mesaj verenlerin

eleştirel düşünme ve mantık yürütme yöntem ve yaklaşımlarını kullanarak

ikna edici mesaj hazırlamaları hedef kitlelerinin bilişsel birikimlerini bilmeleri

ve analiz edebilmelerine bağlı mıdır? Ayrıca hedef kitle de bilişsel

ihtiyaçlarına hitap eden ve kendi birikimlerine eşdeğer bilgi birikimine sahip,

kendi duruşuna yakın, kendine ait sosyolojik, kültürel ve bilişsel motifleri

taşıyan vericiler olarak mesaj gönderenleri algılayabilmelidirler. Mesajın bu

etkileri yaratabilmesi için mesaj içeriğinin bu özelliklere göre yapılandırılması

gereklidir. Mesaj içeriğinin hedef kitle tarafından yeterince rasyonel, mantıklı

bulunmaması sorunu, mesajın bu özelliklere sahip niteliklerde hazırlanması

ile aşılabilir. İletişim kitaplarının genel mesaj yapılandırma stratejileri (Bkz.

Sayfa 34) bu konuda yol göstericidir. Ancak yeterli değillerdir. Mantık

yürütme yaklaşımlarının ve eleştirel düşünme becerilerinin de mesaja

yansıtılması gereklidir. Mantık yürütme becerilerinin en önemli basamağı

olan kanıtlar, kanıtların güçlü olması ikna etkilerini artırı. Mantık yönü ağır

basan güçlü , hedef kitlenin birikimlerini yansıtabilen, sorgulayan, hedef

kitlenin kendini irdelemesini sağlayan yada “Bu doğru söylüyor.” dedirtecek,

ayrıntılı işlem yapmaya zorlayan, mantık gücü yüksek, kalitesi yüksek

argümanlar sunarak kitleleri ikna edebilirler.

Bu kuramsal gerçekten yola çıkarak bazı sorular sorulabilir : Liderler,

hedef kitlelerinin bilişsel birikimlerinin mesajı değerlendirmeleri üzerinde

yaptığı etki hakkında bilgi sahibi midirler? Hedef kitlelerinin özelliklerine göre

Page 80: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

73

mi mesajlarını yapılandırmaktadırlar? Liderler, mesajlarını ayrıntılı yada

yüzeysel işlem yapabilen kitlelere göre mi yapılandırmaktadırlar ? Ayrıntılı

işlem yapan hedef kitleler için argüman gücünün tutumları olumlu yönde

değiştiren bir kriter olduğunu bilmekte midirler? Politik lider, mesajında

kendisi ve alıcının duruşu arasındaki farkı en aza indirgeyen, alıcının kültürel

ve sosyolojik özelliklerini ve bilişsel birikimlerini dikkate alan bir mesaj

yapılandırabilmekte midir? Hedef kitlenin bilişsel özelliklerini dikkate alarak

hazırlanan iletiler, hedef kitlenin bilişsel özelliklerine göre hazırlanmamış

iletilerden daha ikna edici midir?

işlem yapan hedef kitleler için argüman gücünün tutumları olumlu

yönde değiştiren bir kriter olduğunu bilmekte midirler? Politik lider, mesajında

kendisi ve alıcının duruşu arasındaki farkı en aza indirgeyen, alıcının kültürel

ve sosyolojik özelliklerini ve bilişsel birikimlerini dikkate alan bir mesaj

yapılandırabilmekte midir? Hedef kitlenin bilişsel özelliklerini dikkate alarak

hazırlanan iletiler hedef kitlenin bilişsel özelliklerine göre hazırlanmamış

iletilerden daha ikna edici midir?

3 - ARAŞTIRMA SORULARI

İletişimin her anında ikna edici mesaj yapılandırmak önemlidir. Halkla

İlişkiler, siyasal iletişim alanlarında da ikna edici mesaj yapılandırabilmek

farklı yer ve zamanlarda değişken özelliklere sahip olmakla birlikte özellikle

kitlelere seslenildiği durumlarda çok önemlidir. Hedef kitlenin tutum ve

davranışlarını istendik yönde değiştirmek diğer bir ifade ile Toulmin Mantık

Yürütme Metodunun bilgi-sav-karşıt görüş-teminatlar-destekleme süreci

mesaj içeriklerine yansıtılarak ikna edici bir strateji ortaya çıkarılabilir mi? Bu

sorun, ilgili incelemeler ve tezin kuramsalı çerçevesinde yapılan açıklamalara

dayanarak aşağıdaki varsayım öne sürülmüştür

Varsayım 1: Kamuya mesaj verenlerin mantık yürütme ve eleştirel

düşünme yöntem ve yaklaşımlarını kullanarak hedef kitlelerinin istendik

yönde tutum ve davranış göstermelerini sağlamada diğer faktörlerin yanında

Toulmin Modeli önemli bir araç olarak kullanılabilir.

Page 81: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

74

Araştırma temel olarak mesaj yapılandırma sürecini inceler. Bu

süreçte Toulmin Metodunun bilgi-sav-karşıt görüş-teminatlar-destekleme

süreci ikna etmede etkili bir yaklaşımlardan biridir.Ancak bu inceleme, mesaj

yapılandıran kişi yada kişilerin yani gönderenin mesajlarını daha etkin, daha

ikna edici olarak hazırlamasını sağlayacak kriterleri olabildiğince bütüncül bir

bakış açısıyla araştırmıştır. Öncelikle mantık yürütme ve eleştirel düşünme

ile ilgili olarak ortaya atılan varsayımlara bir cevap aranmıştır çünkü mantık

yürütme ve eleştirel düşünme yöntem ve yaklaşımları bu tezin

dayanaklarından biridir. Batı literatüründe, eleştirel düşünme yöntem ve

yaklaşımlarının farklı kültürlere, Asya kökenli kültürlere uygulanmasının

kültürel nedenlerle mümkün olamayacağını ileri süren yaklaşımlar

bulunmaktadır. Bu iddialara, ilgili incelemeler ve kuramsal çerçevede yapılan

açıklamalara dayanarak aşağıdaki varsayım öne sürülmüştür :

Varsayım 2 : Eleştirel düşünme sadece Batı kültürlerine ait bir

düşünme sistemi değildir?

Eleştirel düşünme becerisinin en temel şartı mantık yürütme ve

eleştirel mantık yürütme becerisinin geliştirilmesi olarak literatürde

açıklanmaktadır. İncelenen mantık yürütme yaklaşımlarından Toulmin

Mantık Yürütme Modelinin de Batı retoriği dışında kullanılamayacağını ileri

süren araştırmacılar bulunmaktadır. Bu iddianın zıttına yukarıda açıklanan

ilgili incelemeler ve kuramsal gerçeklere dayanarak ileri sürülen varsayım :

Varsayım 3: Toulmin Mantık Yürütme Modeli Türkçe’ye uygulanabilir

bir yaklaşımdır.

Toulmin Mantık Yürütme Modelinin incelenmesi ve ilgili incelemelerde

açıklanan etki kuramı, genel mesaj yapılandırma stratejileri, mantık yürütme

ve eleştirel düşünme prensipleri ve ikna teorileri çerçevesinde bu tez

aşağıdaki varsayımı ileri sürer :

Varsayım 4: Toulmin Mantık Yürütme yaklaşımına göre bilgi-sav-

karşıt görüş-teminatlar-destekleme süreci kullanılarak hazırlanan mesajlar

Toulmin Mantık yürütme yaklaşımı kullanılmadan hazırlanan mesajlardan

Page 82: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

75

daha ikna edicidirler, daha fazla tutum ve davranış değişikliklerine neden

olabilirler.

Mesajın daha ikna edici olması için birçok unsurun dikkate alınması

gereklidir. Ancak bu çalışma mantık yürütme ve eleştirel düşünme

becerilerinin ikna üzerindeki etkileri üzerine odaklandığı için bu yönde ikna

etkilerini artıran unsurlarla ilgili detaylara değinmeyecektir. Açıklanan

kuramsal gerçeklere dayanarak bu tez argüman gücü ve ikna arasındaki

ilişkiye yönelik olarak şu alt hipotezi ileri sürer :

Varsayım 5 : Argüman gücü daha güçlü olan mesajlar argümanı

daha güçsüz olanlara kıyasla daha fazla ikna edicidirler.

İkna etkileri, etken birçok faktöre göre değişkenlik

gösterebilmektedir..Toulmin Mantık Yürütme sürecinde etkin dil becerilerinin

dikkate alınarak mesaj yapılandırılması ikna etkilerini artıran bir faktördür.

Bu nedenle de, ELM İkna Modeli, genel mesaj yapılandırma stratejileri,

Toulmin Modeli ile ilgili çalışmalar ve kuramsal yaklaşımlar doğrultusunda

alt varsayımımız :

Varsayım 6 :Toulmin Mantık Yürütme Yaklaşımına göre sav, karşıt

görüş, destekleme, teminatlar sürecinde her bir faktör arasındaki ilişkiyi

netleştiren ve alıcılara dinleme, takip, anlama kolaylığı sağlayan bağlaç

kullanımının bu özellikleri taşımayan mesajlardan daha ikna edicidirler.

Etki kuramı, tutum ve davranış değiştirme sürecinde üç unsuru temel

alır; gönderen, mesaj, alıcı. Hedef kitlenin farklı özellikleri göz önüne alınarak

Toulmin Mantığına göre mesaj yapılandırıldığında daha ikna edici mesaj

yapılandırılabilir. Farklı özelliklerdeki kitlelere mesaj verenlerin bu özellikleri

düşünerek mesaj yapılandırdıklarında daha etkin olabilirler.Mesaj verenin

kitle hakkındaki gözlem, deney ve analizlerini mesaja yansıtmada Toulmin

Metodu mesaj kurgulamak için kullanılabilir. Mesaj gönderen tarafından

alıcıların mesajı nasıl algıladıkları bilgisinin oluşması alıcıların bilişsel

özellikleri olarak tanımlanmıştır. Bu süreç de genellikle dinleyici analizleri ile

önceden kestirilir. Deneyimli liderler gözlem yoluyla dinleyici analizini yapar

ve mesajını alıcıların bilişsel özelliklerini dikkate alarak yapılandırır. Toulmin

Page 83: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

76

Metodu Mesaj gönderen, yukarıda açıklanan ilgili incelemeler ve kuramsal

gerçeklere dayanarak aşağıdaki varsayım önerilir :

Varsayım 7: Mesaj yapılandıran açısından hedef kitlenin özelliklerine

göre mesaj hazırlamak için Toulmin Mantık Yürütme Yaklaşımı kullanılabilir.

Hedef kitlenin bilişsel özelliklerini dikkate alarak hazırlanan iletiler hedef

kitlenin bilişsel özelliklerine göre hazırlanmamış iletilerden daha ikna

edicidirler.

Page 84: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

77

BÖLÜM II

1. YÖNTEM

1.1. Araştırma Alanı

Araştırma alanı olarak Türkiye’deki siyasi parti liderlerinin yaptıkları

konuşmalar belirlenmiştir.

1995 yılından günümüze kadar olan zaman dilimi içinden rastlantısal

olarak seçilen metinler üzerine çalışmak hedeflenmiştir.

Türk Siyasi hayatında çeşitli nedenlerle diğerlerine kıyasla daha etkin

ve yazılı yada görsel medyada adları sıklıkla anılan, oy oranları genel olarak

yüksek parti liderlerine ait metinler kullanılmıştır.

Metinlerin, Türk siyasi hayatında çok tartışmalara yol açmış liderlerin

konuşmaktan sıkıntı duydukları konular üzerine yoğunlaşmaya çalışılmıştır.

Liderlerin, daha fazla sorun teşkil eden konulara yaklaşımlarının, mantık

yürütebilme becerilerinin etkinliğini ortaya çıkarabileceği düşünülen konular

tercih edilmiştir. Halkı ikna etmek amacıyla yaptıkları özellikle televizyon

mülâkatları tercih edilmiştir. Aynı program ve aynı sunucunun hazırladığı

televizyon programının tercih nedeni etkin diğer faktörleri en aza

indirgemektir: sunucunun yaklaşımı, tarafsızlığı, soru tarzları ve lider

konuşmalarının genellikle aynı konu ve sorunlarla ilgili olmaları gibi.

1.2. Araştırma Tasarımı

Araştırma, bir niteliksel araştırma olarak tasarlanmıştır. Tümdengelim

ve tümevarım metotlarının her ikisinin de kullanıldığı, kendi araştırma

konusuyla paralellik gösteren bir çalışma olması plânlanmıştır.

Araştırmanın veri toplama bölümü, kuramsal çerçevenin oluşturulması

tümdengelim, araştırmanın metin analizi bölümü ise tümevarım araştırma

tasarımı özelliklerini taşımaktadır.

Araştırma, aynı zamanda bir adaptasyon çalışmasıdır. Batı

Page 85: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

78

literatüründe kullanılan bir mantık yürütme yöntemi Türkçe'ye uyarlanmıştır.

Analiz, yazılı dokümanların incelenmesi ve bu incelemeden niteliksel

sonuçlar çıkartmaya dayandırılmıştır.

1.3. Veri Toplama Süreçleri

Siyasi parti liderlerinin televizyon mülâkatları, halka yaptıkları seçim

konuşmaları ve demeçleri araştırmanın inceleme alanına dahil edilmiştir.

Siyasi partilerin Halka ilişkiler birimlerinden, basın danışmanlarından

bu konuşma metinleri elde edilmiştir. Siyasi Partilerin basın danışmanları ve

halkla ilişkiler uzmanları ile görüşülmüştür. Televizyon kanallarının ve

partilerin internet siteleri üzerinden program metinleri indirilmiştir. Siyasi Parti

liderlerinin basın danışmanları aracılığı ile konuşmaların dökümlerine

ulaşılmıştır. Toplam 21 adet konuşma metninin analizi tezde kullanılmıştır.

Politik liderlere ait sayısız derecede yazılı yada sözlü metin okunarak,

dinlenerek, izlenerek incelenmiştir.

İncelenen metinlerin canlı yayınlarda yapılan konuşmalar olmasına

özen gösterilmiştir. Konuşmacıların önceden hazırlıkları olmaksızın yaptıkları

konuşmaların incelenmesi konuşmacının mantık yürütme becerilerinin ve

ikna becerilerinin, daha net olarak canlı yayın konuşmalarında, sorulara

verdikleri doğaçlama cevaplarda ortaya çıkabileceği düşünülmüştür.

Önceden hazırlanan metinlerin iletişim profesyonellerince hazırlanmış

olmaları ihtimaline karşı bu önlem alınmıştır.

Kullanılacak konuşma metinlerinin farklı özelliklere sahip farklı

nedenlerle farklı ortamlarda ve farklı kişilerle yapılmış olmaları dolayısıyla

değişkenleri en aza indirgeyebilmek için siyasi parti liderlerinin hepsinin

katıldığı bir program uygun görülmüştür. Öte yandan böyle bir çalışmada

yansızlık önemli bir unsurdur. Bunu sağlayabilmek için de aynı koşullarda

aynı değişkenlerin etkisi altında olan denek grubunun büyük bir kesiminden

alıntılar yapılmıştır. Bunun nedenleri aşağıdaki gibidir :

1) 3 Kasım 2002 öncesi yapılan programın genel içeriği lider

konuşmalarının benzerlik taşıması.

Page 86: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

79

2) Liderlerin konuşmalarının tarihlerinin aynı zaman dilimi içinde yer

alması.

3) Program yöneticisinin, soruları soran kişinin aynı kişi olması.

4) Soruları yönlendiren kişinin tarzının aynı olması.

5) Seçim öncesi olması nedeniyle liderlerin daha ikna edici

konuşabilmek için doğal bir çaba içinde olacaklarının düşünülmesi.

6) Konuşma dökümlerine kolay ulaşılabilirlik.

Türk siyasi hayatının önemli isimlerinden Dokuzuncu Cumhurbaşkanı

Süleyman Demirel ise Ağustos 2002 tarihlerinde Cumhurbaşkanı olduğu için

siyasi parti liderlerinin katıldığı programda yer almamıştır. Bu nedenle de

yine canlı yayınlarda, katıldığı programlardan alıntılanmış metinler üzerine

çalışma yapılmıştır.

1.4. Araştırmanın Sınırlılıkları

Araştırma, uyaran-tepki kuramının temel değişkenlerinden mesaj

üzerine yapılacaktır. Diğer değişkenlerin ikna üzerinde farklı etkileri olduğu

bilinmektedir. Bu araştırma, “mesaj” ve “mesajı daha ikna edici

hazırlayabilmek için diğer değişkenlerin mesajın ikna etkilerini nasıl

artırabilecekleri üzerine de çalışacaktır. Hedef kitlenin özellikleri de bu

bağlamda incelenecektir. “Hedef kitlenin hangi özellikleri bilinirse mantıksal

kurgusu güçlü bir mesaj hazırlanabilir?” sorusuna cevap aranacaktır. Tez,

mesaj yapılandırmada etkili olan dil öğeleri, argüman gücü gibi diğer

unsurları da inceler çünkü tez, mantık yönü ağır basan mesaj hazırlamak için

geniş bir perspektiften ikna sürecini incelemeyi hedefler. Gönderenin

özelliklerine değinmez, hedef kitlenin de mantık yürütme ile ilgili olan

özelliklerine değinir çünkü her birinin ayrı birer tez konusu olabilecek

özelliklere sahip oldukları araştırmacı tarafından düşünülmektedir.

Analiz yazılı dokümanların incelenmesine ve bu incelemeden niteliksel

sonuçlar çıkartmaya dayandığı için geçerliliği ve güvenirliliği dokümanların

karakterine ve araştırmacının anlama, nedensellik bağları kurma, sonuçlar

Page 87: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

80

çıkartma ve değerlendirme yeteneğine ve elbette akademik etiğine bağlıdır.

Benzer sorun elbette tezin okuyucu ve değerlendiricileri için de geçerlidir.

1.5. Analiz

Bu bölümde mantık yürütme ve eleştirel düşünme yöntem ve

yaklaşımları ve Toulmin Metodu’na uygun olarak farklı siyasi partilerin

liderlerinin konuşmalarından seçilen alıntıların analizi yapılacaktır. Sunum

yapanların hedef kitlenin bilişsel özelliklerini ne kadar dikkate alarak mesaj

hazırladıkları ve genel mesaj yapılandırma yöntemlerini kullanıp

kullanmadıkları da mantık yürütme ve eleştirel düşünme prensipleri

çerçevesinde incelenecektir. Dil becerilerinin ve güçlü argüman kullanımının

ikna üzerindeki etkileri de aynı metinlerde tezin kuramsal çerçevesi içinde

incelenecektir.

Kullanılan metinler numaralandırılarak ekte verilmiştir. Analizler de

aynı sayılarla numaralandırılmıştır.

Analiz- 1 :

Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in NTV Televizyonunda 31 Ocak

2000 tarihinde yayınlanan mülakatının 12 ve 13. sayfalarından yapılan bir

alıntının (Bkz. Ekler, Konuşma Metni 1 Sayfa 133) analizi :

BİLGİ : Zaten hadise şudur; Susurluk olayı : Arabanın içinde üç kişi vardır.

KARŞIT GÖRÜŞ : Tamam bunun arkası var.

İDDİA : Epeyce zamandan beri anlatmaya çalışıyorum ki, cinayetleri

işleyen devlet değildir, işleten de devlet değildir. Sorumlu Devlet değildir.

TEMİNATLAR :

1) Ayrıca, Kanunsuz işler yapanlar sorumludur.

2) Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kanunsuzluklara iştiraki mümkün

değildir.

3) TC’de hür basın, hür parlamento vardır.

DESTEKLEME : Onun içindir ki, bu konuda da devletin şu yada bu şekilde,

ima yoluyla bile olsa töhmet altında bırakılması yanlıştır, fevkalade iftiradır.

Page 88: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

81

BAĞLAÇLAR : Epeyce bir zamandır anlatmaya çalışıyorum ki, Ayrıca, Onun

içindir ki denebilir ki . .

Kendi iddiasını kanıtlamak isteyen konuşmacı kendi görüşleri

doğrultusunda farklı kanıtlarını sıralamış ve uygun bağlaçlar kullanmıştır.

Bağlaçların uygunluğu incelendiğinde , neden sonuç ilişkisi içinde götürülen

konuşmaya paralel olarak-“ bunun içindir ki,” bağlaç iki kere tekrarlanmış ve

bu ilişki pekiştirilmiştir. Kullanılan kanıtlar içerik olarak konular, iddia ile

örtüşmektedir; ilgisiz değildir.

Karşıt görüş de konuşma sırasında verilmiştir. Bu üç kişinin arkasının

olması ne demektir? Arkasında kaç kişi vardır? 3, 300, 3000 kişi midir?

Devlet ile ilişkileri nedir? Konuşmacı örtülü olarak Susurluk Skandalı ile ilgili

ayrıntılardan ve arkasındaki kişi yada kurumları üstü kapalı olarak

bahsederek konuşma konusu içine almış ancak detaylarına girmeksizin bu

görüşün iddia ve kanıtlarını çürütme yada detaylandırmasına değinmeksizin

kendi fikrinin kanıtlarıyla ilişkilendirerek konuyu kendi lehine çevirmiştir.

Destekleme bölümünde ise yine karşıt görüşe yer vererek –değinmekle

birlikte kendi doğrularına yönlendirerek-o şahıslar devleti temsil etmezler-

devletin bu skandaldan sorumlu olmadığı iddiasına bağlamıştır. Neden –

sonuç ilişkisi içinde kanıtların ve bağlaçların kullanıldığı çok net ,sade ve açık

bir Türkçe ile kendi iddiasını destekleme boyutunda da kendi iddiasını

güçlendiren bir argümanla iddia sahibi konuşmasını bitirmiştir.

Burada yapılan başkalarının mantık yürütme becerilerinin incelenmesi,

ne kadar iyi mantık yürütme metotları bildiklerinin analizi ise bu konuşmacının

uzun bir metni iskeletsel yapıya dönüştürülerek, bir iddianın, savın hedef

kitleye ulaştırmak yolunda bütün unsurların ne derece kullanıldığı

görülmüştür.

Konuşmacının kullandığı cümle bağlayıcıları da metnin parçaları

arasında mantıksal ilişkiyi netleştirir. Dinleyicinin / alıcının aktif dinleyici

yapılarak metnin argümanlarını takibi sağlanmıştır.

Page 89: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

82

Analiz- 2 :

18 Mayıs 1997 , Kana D Televizyonunda Süleyman Demirel ile Güneri

Civaoğlu’nun yaptığı mülakatın 13 ve 14. sayfalarından bir alıntının (Bkz.

Ekler Konuşma Metni 2 Sayfa 134) analizi :

İDDİA : Ben burada şunu söylüyorum : benim bulunduğum mevkiinin icabı, ben rejimi savunurum.

KARŞIT GÖRÜŞ : Ben siyasi iktidarı savunmam. Siyasi iktidar kendisini

savunur.

TEMİNATLAR :

1) Ben diyorum ki, T.C. bir anayasa devletidir.

2) 20. madde değiştirildi.

3) Anayasanın öngördüğü şekilde Cumhurbaşkanı oldum.

4) Görevlerimi yapıyorum.

5) Kurumlar iyi işliyor.

6) Meclis çalışıyor.

7) Binaenaleyh, Cumhurbaşkanlığı, Türkiye Cumhuriyeti

Anayasası’nın tayin ettiği bir kurum.

DESTEKLEME: Şimdi bakınız,… yöntem hatası yapılmaktadır

BAĞLAÇLAR : Ben burada şunu söylüyorum, Ama, Ben diyorum ki,

Binaenaleyh, Ve ben diyorum ki, Şimdi bakınız

Yukarıda belirtilen kanıtların ayrıntılı açıklamaları olmaksızın

konuşmacının kendi fikrini çok iyi savunduğu altı ayrı güçlü kanıtın sunumu

ile açıktır. Karşıt görüşe ayrıntıları olmaksızın dahi değinmek konuşmacıyı

dinleyenler karşısında güçlü kılmaktadır. Dinleyici, konuşmacının konuya

hakimiyeti, farklı bakış açılarıyla konuyu değerlendirebildiği, farklı sorun yada

çözümlerin de bilincinde olduğu yönünde izlenim edinmektedir. Toulmin

yöntemi insanların nasıl düşündüğünün analizini yaparken “karşıt görüşün”

de belirtilmesinin gereği üzerinde durmaktadır. Ancak destekleme boyutunda

Page 90: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

83

konuşmacının yine kendi fikri doğrultusunda kendi tezini savunan yeni bir

argümanı kendine destek olarak ileri sürmektedir.

Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in konuşmaları ve

yukarıda verilen örnekler incelendiğinde mutlaka genel bir bilginin ardından

iddiasının sunulduğu ve iddianın neden-sonuç ilişkileri içeren güçlü

argümanlarla desteklendiği ve tartışmanın sonucunun ise yine teziyle ilintili,

iddiasını hem farklı bir boyuta taşıyabilecek, yeni bir iddiaya dinleyicileri

taşıyabilecek aynı zamanda da kendi tezini destekleyen bir destek cümlesi ile

tartışma sonlandırılır. Bağlaçlar, kanıtlar ve iddia ve karşıt görüşün

birbirinden ayrılması noktalarında da son derece belirleyici ve cümlelerin

birbirine fikirsel bağlantılarının kolaylıkla takibini sağlar niteliktedir. Bu özellik,

argüman sunumlarında dil becerilerinin fikirlerin kolaylıkla takibini sağlamak

boyutunda önemini gösterir. Konuşma çok açık , anlaşılması kolay olduğu

kadar da güçlü argümanlar sunmaktadır (TC. bir anayasa devletidir - yeni bir

iddia ve tartışma konusu olmaya değer güçte bir kanıttır.)

Karşıt görüşün sunumu ise mesaj gönderenin (Süleyman Demirel’in)

ustalıkla kullandığı bir özelliktir. Dinleyici üzerinde konu hakimiyetini

göstererek güven telkin eder. İkna ediciler karşıt görüş sunumunun esneklik

getiren özelliğini bilirler. Hedef kitlenin, ayrıntılı yada yüzeysel işleme göre

analiz yapması da sorun teşkil etmemektedir çünkü hedef kitle içindeki

bilişsel becerileri yüksek kişileri de düşündürtecek kadar güçlü argümanlar vardır : TC‘de hür basın, hür parlamento vardır / Meclis çalışıyor / 20. madde

değiştirildi vb. Konu ile birikimleri olmayan alıcıların değerlendirmesi “ben

çalışıyorum, Meclis çalışıyor, Kanunsuz işler yapanlar sorumludur,” gibi

argümanlar ile tutumlarını olumlu yönde değiştirmeyi düşünebilirler. Bilişsel

becerileri yüksek olanlar ise “Bunun arkası var, 20. madde değiştirildi” güçlü

argümanlarını irdeleyerek, Demirel’in “arkası var” ile ne demek istediğini

düşünecek ve konu ile ilgili bilgilerini hatırlayacak ve yeniden

değerlendireceklerdir. “20. madde” ise direkt olarak konu bazlı detaylı

düşünenlere atıftır. Güçlü argümanlarla dinleyiciler üzerinde güven etkisi de

yaratılmıştır ki bu ikna etkilerini olumlu olarak etkileyen faktörlerin başında

gelir.

Page 91: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

84

Demirel hedef kitlenin özelliklerine göre metin yapılandırmaktadır ;

yüzeysel yada ayrıntılı işleme göre metin okuyan alıcıların her ikisine de hitap

eden argümanlar içeren iletiler sunmaktadır. Ayrıca mesaj göndericisinin

konuşma metni Toulmin mantık yürütme modeline göre

çözümlenebilmektedir. Bazı araştırmacıların iddia ettiği gibi Doğu

kökenlilerin düşünme sistematiğinin eleştirel düşünme becerilerinden yoksun

değildir. Dolayısıyla da Toulmin Mantık Yürütme Metodu bu metinlere

uygulanabilmiştir. Konuşmacının mantık yürütme becerilerinin de yüksek

olduğu da analiz edilmiştir.

Analiz- 3 :

7 Ağustos 2002 tarihinde NTV Televizyonunda canlı yayında Siyaset

Meydanı programında Ali Kırca’nın ANAP (eski) Genel Başkanı Mesut

Yılmaz ile yaptığı programdan NTV internet sayfası program metinleri

bölümünden yapılan alıntının (Bkz. Ekler Konuşma Metni 3 Sayfa 135)

analizi :

İDDİA (1): AKP’nin geçilebileceğini söylüyorum

TEMİNATLAR :

1)Kararsız oyların yönelmesi nedeniyle.

2)Bunu geçmeye en yakın parti de geleceğe dönük vatandaşı en

ikna edici parti olacaktır.

KARŞIT GÖRÜŞ : AKP’nin oylarında ciddi bir düşüş olacağını

düşünmüyorum.

NİTELEYİCİLER : Ama, umarım

İDDİA (2) : Hangi parti ikna ederse o parti geçer.

TEMİNATLAR : ……………………………………………………………………..

KARŞIT GÖRÜŞ:……………………………………………………………………

DESTEKLEME:………………………………………………………………………

BAĞLAÇLAR: ……………………………………………………………………….

Page 92: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

85

Ali Kırca ve Mesut Yılmaz arasında geçen bu konuşma Toulmin

Metoduna göre incelendiğinde kanıtlardan yoksun iddialarla dolu duygusal

ifadelerin kullanıldığı desteksiz bir konuşma olduğu kolayca ortaya çıkar.

Konuşmacı, AKP’nin neden geçilebileceği konusunda iki farklı neden

ortaya atmıştır. İleride de bu nedenleri açması daha fazla desteklemesi,

daha ikna edici kanıtlarla desteklemesi gerekirken iddiasını kanıtsız ve

desteksiz bırakmıştır.

Konuşmacıların karşıt görüşü belirttikleri durumlarda kendilerinin

konuya ne kadar hakim olduklarını dinleyicilere hissettirmeleri

beklenmektedir. Ancak burada konuşmacının karşıt görüşü “net” olmadığı

için ve ayrıca kendisiyle çeliştiği ve desteklerle güçlendirilmediği için kendi

aleyhine dönmüştür. ”AKP’nin oylarında ciddi bir düşüş olacağını düşünmüyorum.” diyerek negatif bir cümle yapısıyla AKP’nin geçilebileceği fikri dinleyici de çağrıştırılmıştır. Karşıt görüş manipule

edilememiş aksine dinleyici nezdinde karşıt görüşün güçlü yanları

pekiştirilmiştir. Konuşmacı kendi görüşlerini çürütmüştür. İkna etmekten

bahsederken ikna ile ilgili yorumları, kendisi ile çelişmektedir.

İddia- (2) Hangi partinin daha ikna edici olacağı konusunda herhangi

bir kanıt ileri sürülmemiştir. ANAP partisinin neden daha ikna edici

olabileceği konusunda da herhangi bir iddia yada kanıt ileri sürülmeksizin.

Duygusal bir ifade kullanarak, duygusal bir dilekte bulunularak mülakatı

yapan kişinin karşıt görüşleri dile getirmesine olanak tanınmıştır : “ Ama

başkası da olabilir diyorsunuz”. Konuşmacı kendi görüşünün arkasında yer

almamıştır. Kanıtlar ileri sürerek başka partilerin neden olamayacağı yada

kendi partilerinin neden daha fazla şansı olduğu yada diğer partilerin kendi

partilerinin özelliklerine kıyasla neden daha fazla şanslarının olmadığı

yönünde hiçbir yeni iddia , yada kanıt ortaya atılmamıştır.

Duygusal, mantık yürütme becerilerini ifade etmeyen zayıf argüman

ile konuşmacı kendi fikrinin çürütülmesine izin vermiştir. Mülakatı yapan kişi

de farklı bir konuya geçmiştir.

Page 93: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

86

Konuşmacı hedef kitleye ait herhangi bir çözümleme yapmamıştır.

Seçimler dolayısıyla hedef kitlesi durumunda olan kararsız seçmenlerin

tutumlarında yapabileceği değişimlere yönelik rasyonel bir çaba tespit

edilememiştir.

Analiz- 4:

7 Ağustos 2002 tarihinde NTV Televizyonunda canlı yayında Siyaset

Meydanı programında Ali Kırca’nın ANAP (eski) Genel Başkanı Mesut

Yılmaz ile yaptığı programdan NTV internet sayfası program metinleri

bölümünden yapılan alıntının (Bkz. Ekler, Konuşma Metni 4, Sayfa 135)

analizi :

İDDİA : Bu seçimin birinci partisi AKP olmayacaktır.

TEMİNATLAR :

1) Sezgilerime dayanarak

2) AKP oyları tepkinin doruk noktasında oluşan kemikleşmiş oylardır.

3) Kararsızların buraya geçmeleri için bir neden yoktur.

KARŞIT GÖRÜŞ : …………………………………………………………………..

DESTEKLEME : ……………………………………………………………………

BAĞLAÇLAR: Yine benim tahminime göre,Tamamen, Çünkü

Bu konuşmada, konuşmacı iddiasını üç kanıtla savunmaktadır.

Konuşmacının incelenen metinlerinde yerinde kanıtlar ortaya koyan

konuşmalarının da olduğu gözlenmiştir fakat 3 Kasım öncesi seçim ile ilgili

olarak sorulan kritik sorularda iddialarını yeterli kanıtlarla desteklemediği de

açıktır. Sunulan kanıtların bir çoğunun da neden sonuç ilişkisi içermediği,

duygusal, anlık ve dayanaksız olduğu belirlenmiştir. Konuşmacı zayıf

argümanlar ileri sürmektedir. Sunulan kanıtların bireylerin mantık yürütme ,

eleştirel mantık yürütme süzgeçlerinden geçirilerek değerlendirileceğinin

hatırda tutulması gerekmektedir. Neden-sonuç ilişkisi kurabilme, sonuçların

kesinlik derecesinin kestirebilme belirtilmemiş; varsayımları fark edebilme

gibi bilişsel becerileri yüksek alıcıları etkilemekten uzak sunumlar yapılmıştır.

Page 94: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

87

Yukarıda incelenen metinlerde (Konuşma Metni 3-4) mantık yürütme

becerilerini ifade edebilecek dil becerilerine de vakıf olunmadığı

belirlenmiştir. Konuşmacı, neden-sonuç ilişkisi belirten bağlaçları tercih

etmemiştir. Kendi fikrinin daha önemli olduğu noktasına dikkat çeken

niteleyicileri seçerek daha bireysel bir yaklaşımı tercih etmiştir.

Analiz- 5 :

16 Ağustos 2002 tarihinde NTV Televizyonunda canlı yayında Siyaset

Meydanı programında Ali Kırca’nın CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile

yaptığı programdan NTV internet sayfası Program metinleri bölümünden

yapılan alıntının (Bkz. Ekler Konuşma Metni 5, Sayfa 136) analizi :

BİLGİ : Parti demokratik bir parti. Yeni arkadaşlarımız göreve geldiler. Kendi

kararlarıyla olağanüstü kurul kararı aldılar.

İDDİA : Partinin seçim kaybı karşısında sorumluluğu üstlenip gereğini

yapması gereken insan Genel Başkandır.

TEMİNATLAR :

1)Örgüt, toplum, arkadaşlar benim mücadelemin haklılığını anladılar.

2) Beni sorumluluk almaya çağırdılar.

3) Ben genel başkanlıktan ayrılmıştım.

4) Siyaseti bırakmamı gerektiren bir tablo yoktu.

5) Partinin üyesiydim.

6) Her türlü görevi üstlenmeye hazırdım.

KARŞIT GÖRÜŞ :Siyasetten elini eteğini çek, siyaset senin için yasak oldu.

DESTEKLEYİCİ : Ben sorumlu, partinin üyesi bir insanım.

BAĞLAÇLAR : Yani, yani

Yukarıda Toulmin Modeline göre çıkarılan tabloda konuşmacının

Toulmin tarafından oluşturulan mantık yürütme yöntemlerine kendi iddiasını

kanıtlamak ve desteklemek noktalarında uymaktadır. Avrupa yada Amerikan

Siyasetçilerinin bir seçim yenilgisi aldıklarında tekrar siyasi hayata dönmeleri

Page 95: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

88

mümkün olmamaktadır. Ancak konuşmacı kendi mantık yürütme becerileri ve

neden-sonuç çıkarımlarını iyi kullanarak kendince haklılığını başka nedenlere

bağlayarak kanıtlamaktadır. Onun durumunda siyaseti bırakmasını gerektiren

bir tablo olamadığı iddiasını kanıtlayan toplum, örgüt, ve arkadaşları vardır.

Bireysel olarak verdiği bir karar değildir, anti-demokratik bir hareket değildir,

ama sorumlu bir parti üyesinin davranışıdır. İddiası, sorumluluğunu üstlenen

bir Genel Başkan olduğu yönündedir. Kanıtlar ve destekleyicilerle bu iddiayı

kanıtlamaktadır. Karşıt görüş olarak sunulması gereken “Genel Başkan tekrar

olmaması gerektiğidir. Ancak konuşmacı kendi tezi doğrultusunda karşıt

görüş olarak “siyasetten el çektirmek” gibi genel bir karşıt ifade kullanarak

kendi iddiasını desteklemeyenleri de yanlış bir iddia içinde oldukları şeklinde

yönlendirmektedir. Dinleyiciler, karşıt görüşe sahip olanların yanılgı içinde

olduğunu düşünmeye, iddiayı destekleyen güçlü kanıtlarla sevk

edilmektedirler.

“Her türlü görevi üstlenmeye hazırdım.” kanıtının sonuç çıkarımları,

dinleyiciyi şu yöne yönlendirmeyi hedeflemektedir : Konuşmacı başka bir

görev verilseydi de yapardı. “Örgüt, toplum, arkadaşlar” onu bu kararı almak

durumunda bırakmışlardır.

Konuşmacı, bir seçim yenilgisi almış bir genel başkanın tekrar genel

başkan seçilmesi konusunda gelecek eleştirileri önceden tahmin ederek

kendisine gelebilecek eleştirilere karşı kanıtlar ile hazırlıklı gelmiştir. Bu da

konuşmacının eleştirel mantık yürütme becerilerinde özellikle belirtilmemiş varsayımları önceden kestirebilme becerilerine oldukça hakim olduğunu göstermektedir.

Analiz- 6:

16 Ağustos 2002 tarihinde NTV Televizyonunda canlı yayında Siyaset

Meydanı programında Ali Kırca’nın CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile

yaptığı programdan NTV internet sayfası program metinleri bölümünden

yapılan alıntının (Bkz. Ekler Konuşma Metni 6, Sayfa 136) analizi :

İDDİA : Partiler bir araya gelirse güçlü bir olay çıkmaz

Page 96: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

89

TEMİNATLAR:

1) İttifakla büyümek kolay değil.

2) Denedik olmadı.

KARŞIT GÖRÜŞ :Partiler bir araya gelirse güçlü bir olay çıkar.

DESTEKLEME: Büyümeyi sağlayan bir temel dinamik vardır

TEMİNATLAR:

1) Bu dinamiği AKP yakaladı.

2) Biz de Derviş ile yakaladık.

BAĞLAÇLAR :Şimdi tekrar diyorsanız ki, yani,.

Yukarıda Toulmin Modeline göre çıkarılan tabloda konuşmacının

Toulmin tarafından oluşturulan mantık yürütme yöntemlerine kendi iddiasını

kanıtlamak ve desteklemek noktalarında uymaktadır. Karşıt görüşe de yer

vererek dinleyicilerin eleştirilerini deşarj etmektedir. Dinleyicileri, o yönde de

düşündürmekte ancak kendi tezi yönünde kanıtlar ve destekleyicilerle

iddiasına onları yönlendirmektedir. Konuşmacı, karşıt görüşün egemen bir

noktaya varmaması için yeni bir iddiayı kendi tezini destekleyici olarak ortaya

atarak (Derviş ile yakaladıkları dinamik ve artan büyüme hızı) tartışma

konusunu kendi istediği şekilde yönlendirmektedir. 3 Kasım seçimlerinde oy

oranını artıran diğer bir parti ile kendilerini özdeşleştirmektedir: AKP ve CHP

yeni bir dinamik yakalamış; başkaları ile birleşmeye ihtiyacı olmadan

büyüyen partilerdir.

Bu konuşmacıyı dinleyenlerin, eleştirel mantık yürütme becerilerini

kullanarak konuşmacının karşıt görüş üzerinde önceden kestiremediği yada

kendi tezi lehine çeviremeyeceği kanıtları, sağlam neden- sonuç ilişkisi kuran

karşıt görüş yada kanıtları ortaya koyabilmelidirler.

Bu arada konuşmacı kendisine hatırlatılan DSP’nin görüşlerini

değerlendirmeyeceğini de net bir tavırla ortaya koyarak (onun söylemesi ne

doğru yapar ne de yanlış) konuyu yine kendi istediği yöne çekmeyi

Page 97: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

90

başarmıştır. Mülakatı yapan kişi bu konuda yeni bir argüman açamamış ve

konuşmacının anlatmak istediği konuyla devam etmiştir .

Konuşmacının görüşlerini kanıtlarla savunuyor olması pozitif bir

özelliktir. Ancak konuşmacı önemli bir noktayı da göz ardı etmektedir :

Bireysel yaklaşım. Konuşmacının, argümanın destek noktalarında farklı

görüşlere önem vermeyen tarzı dikkat çekicidir.

Örneğin : (Konuşma Metni 6) ”Bu doğrudur”. (Konuşma Metni 5 ) ”Ben

sorumlu bir insanım.” gibi. .

Analiz- 7 ve 8 :

16 Ağustos 2002 tarihinde NTV Televizyonunda canlı yayında Siyaset

Meydanı programında Ali Kırca’nın CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile

yaptığı programdan NTV internet sayfası program metinleri bölümünden

yapılan alıntıların (Bkz. Ekler Konuşma Metni 7 ve 8, Sayfa 137-138 ) analizi:

(Konuşma Metni 7 ve 8 eleştirel mantık yürütme becerilerinin

kurallarından olan belirtilmemiş varsayımları fark edebilme ve sonuçları

önceden kestirebilme becerilerinin kullanıldığı iki örneği içermektedir).

Konuşmacı, sorular tam sorulmadan keserek soruya müdahale ederek

sorunun ne getireceğini tahmin edip kendi lehine çevirmektedir. Eleştirel

mantık yürütme becerilerinde iyi olabilmenin kurallarından önemli bir özellik

olan “sonuçların kesinlik derecesini kestirebilme” konuşmacının kullandığı

kurallardandır. Sorunun neler getirebileceğini kestirip soruyu kendi istediği

şekilde yönlendirebilme, özellikle belirtmek istediği konuyu da dinleyiciye

aktarabilme, cevabı istediği yönde verebilme şansını yaratmaktadır.

7. ve 8. metinler incelendiğinde konuşmacının bireyselliği, konuşma

tonunun hoş sohbet bir tarzdan uzak olması alıcıların tutumların karşı tarafın

yanında yer almaya götürmektedir. konuşmacı önemli bir noktayı da göz

ardı etmektedir : Bireysel yaklaşım. Örneğin: “Buralarda bunları konuşmanın

anlamı yok. Burada ben CHP'nin iktidar hazırlığı konusunda konuşmak

istiyorum, ben siyasetin içindeyim”.

Page 98: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

91

Konuşmacı, 7 ve 8. alıntılarda “düşmanca bir ton sergilemektedir”. Bu

düşünce mesaj yapılandırma stratejileri içinde yapılmaması tavsiye edilen

önemli bir unsurdur çünkü bu, okuyucu yada dinleyiciyi içine kapatır; karşıt

tarafın yanında yer almaya yönlendirebilir. Olumlu ton, olumlu tepkiler

verilmesini sağlar. Oysa Baykal, Soruları soran kişinin de sıklıkla sözünü

keserek konuşmacının hedeflemediği sorulara sert geçişler (“yok öyle bir

şey”) yapmaktadır .

Analiz- 10 :

16 Ağustos 2002 tarihinde NTV Televizyonunda canlı yayında Siyaset

Meydanı programında Ali Kırca’nın DYP (eski) Genel Başkanı Tansu Çiller ile

yaptığı programdan NTV internet sayfası program metinleri bölümünden

yapılan alıntının (Bkz. Ekler Konuşma Metni 10, Sayfa 138) analizi :

BİLGİ :ANAP ile aslında bizim tabanlarımız bir, ama tavanda çok farklı

politikalara doğru gittik. Sayın Yılmaz'ın Avrupa Birliği konusunda bize

yaklaşmış olması yani gümrük birliği konusu döneminde hep karşımızdaydı.

Hatta gümrük birliğinden çıkılacağını söylüyordu; Refah Partisi de öyle

söylüyordu ve Yılmaz da söylüyordu. Yani şimdi Sayın Yılmaz'ın Avrupa

Birliği konusunda geldiği nokta bizi birleştirdi. Ama onun dışında ne çiftçi

politikaları, ne esnaf politikası, ne ihracat dışı açılma, ne üretim, ne diğer

bütün bir vizyon, liberalizm dediğimiz meselelerin öğeleri, ne kültürel

milliyetçilik diye benim üzerinde durduğum milliyetçiliğe verdiğimiz

ehemmiyet, ne üniter devlet yapısı konusundaki hassasiyetimiz bütün bu

kavramlar artık tam örtüşmüyor. Ama bunların örtüştüğü partiler var.

İDDİA: DYP baraja çok yakın kritik noktada duruyor. (Şimdi onu

anlatacağım.)

TEMİNATLAR :.................................................................................................

KARŞIT GÖRÜŞ:…………………………………………………………………….

DESTEKLEME :…………………………………………………………………….

BAĞLAÇLAR : ………………………………………………………………………

Page 99: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

92

Konuşmacı iddiaya yanıt vermiyor. Karşıt görüş yada herhangi bir

kanıt üzerinde konuşmuyor. Kendi anlatmak istediği konu ne ise o konu

hakkında hiçbir nedensel ilişki kurmaksızın bilgi veriyor.

Analiz- 11:

16 Ağustos 2002 tarihinde NTV Televizyonunda canlı yayında Siyaset

Meydanı programında Ali Kırca’nın DYP (eski) Genel Başkanı Tansu Çiller ile

yaptığı programdan NTV internet sayfası program metinleri bölümünden

yapılan alıntının (Bkz. Ekler Konuşma Metni 11, Sayfa 139) analizi :

İDDİA : DYP’nin baraja takılacağı yönünde endişelerimiz yoktur.

BİLGİ: ………………………………………………………………………………...

TEMİNATLAR :

1) Biz biliyoruz.

KARŞIT GÖRÜŞ : Ben merkez sağa talibim.

DESTEKLEME : Seçim yasalarını değiştirelim.

BAĞLAÇLAR: Ama, çünkü, yani,

Konuşmacı ortaya atılan iddiayı destekleyici bilgi yada kanıtlardan

yoksun bir tartışma ortaya koymakta ve ana iddia ile ilgili olarak neden sonuç

ilişkisi içeren hiçbir rasyonel kanıt ileri sürmemektedir. Baraja

takılmayacaklarını neye dayanarak bilmektedir? Baraj konusu ile ilgili olarak

seçim yasalarının değiştirilmesi bu konuşmanın yapıldığı ortamda geçmişte

kalmış bir konudur. Konuşmacı aslında yaptıkları yada yapmak istediklerini

anlatmakta mülakatı yapan kişinin sorularına direkt olarak cevap vermek ve

yerine kendi istediği yönde bilgi aktarmaktadır. Sorulan sorular ve

konuşmacının verdiği cevaplar arasında mantık ilişkisi bulunmamaktadır.

Toulmin Metoduna göre yapılan bu analiz, konuşmacının sorulan soru ve

cevap arasında herhangi bir nedensellik bağı kurmamaktadır. Kanıt, hiçbir

istatistik veri içermemektedir, konuşmacının kanıtı duygusaldır.

Page 100: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

93

Bilişsel becerileri yüksek alıcılara hitap edebilecek bir argüman ileri

sürülmemiştir. Alıcılar üzerinde tutum değiştirme yönünde olumlu etki

yapabilecek herhangi bir strateji, yöntem veya tekniğe başvurulmamıştır.

Analiz- 12:

28 Ağustos 2002 tarihinde NTV Televizyonunda canlı yayında Siyaset

Meydanı programında Ali Kırca’nın MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile

yaptığı programdan NTV internet sayfası program metinleri bölümünden

yapılan alıntının (Bkz. Ekler Konuşma Metni 12, Sayfa 140) analizi :

BİLGİ : Sivil toplum kuruluşlarının bazılarından, bir takım konuşmalardan, o

günlerin basını takip edildiği vakit, bunu çok sayıda insanın dillendirdiği

dikkatimizi çekti.

İDDİA : Güvensizlikten ne amaçlanıyor onu anlamak mümkün değil

TEMİNATLAR :

1)Bir kriz aşma sürecinde gayet güçlü temellerle kurulmuş olan bir

hükümet ortada.

2)Parlamento gece gündüz çalışıyor.

3) Güçlü ekonomik programın gerektirdiği bütün yasalar çıkartılıyor.

4) Köklü yapısal reformlara gidiliyor.

KARŞIT GÖRÜŞ : Bazı sivil toplum kuruşlarımız, bazı iş adamlarımız, bazı

basınımızın köşe yazarları bir güvensizlikten bahsediyorlar.

DESTEKLEME : Şimdi güvensizliği nasıl aşacağımız dediğimiz zaman onu

doğru dürüst veren yok.

BAĞLAÇLAR : Ama deniliyor ki, .

Analiz- 13 :

28 Ağustos 2002 tarihinde NTV Televizyonunda canlı yayında Siyaset

Meydanı programında Ali Kırca’nın MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile

yaptığı programdan NTV internet sayfası program metinleri bölümünden

yapılan alıntının (Bkz. Ekler Konuşma Metni 13, Sayfa 140) analizi :

Page 101: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

94

İDDİA : Siyasi belirsizlik kavramı güvensizlik kavramının yerine geldi.

TEMİNATLAR :

1)Hükümet güçlü bir ekonomik program uyguluyor.

2) Krizi aşmak için uyguluyor.

3) Samimiyeti var.

4)Meclisi bu samimiyet ve iyi niyetle çalıştırıp ekonomik programı

başarılı kılabilecek yasaları çıkartıyor.

KARŞIT GÖRÜŞ : Nedir bu siyasi belirsizlik güvensizlik kavramı sürekli

tartışılıyor bunu anlamak mümkün değil

DESTEKLEME : Siyasi belirsizliğin kapsamını belirten yok, içini dolduran

yok, siyasi belirsizliğin ortadan kalkması için neler yapılması gerektiğini ifade

eden de yok.

BAĞLAÇLAR : Ama, Bunu anlamak mümkün değil,

Konuşmacının, Toulmin Metodu uygulandığında argümanını kanıtlar

ve destekleyiciler kullanarak savunmuş olduğu görülmektedir. Alıntı 12 ve

13’nin analizleri yapıldığında konuşmacının niteleyiciler kullanmakla ilgili

sıkıntı yaşadığı belirgindir. (Ama, ama deniliyor ki) Eleştirel mantık yürütme

becerilerinin önemli özelliklerinden biri de mantık yürütme becerilerini uygun

dil becerileri ile ifade edebilmektir. Konuşmacı, argümanın parçaları arasında

nedensel ilişki kurmakta ancak bunu basit bağlaçlar, niteleyiciler kullanarak

net bir forma dökememektedir. Kullandığı duygusal niteleyici (Bunu anlamak

mümkün değil) açıkça neden- sonuç ilişkisi gerektiren anlaşılması pek de

kolay olamayan siyasi belirsizlik ve güvensizlik ortamı arasındaki ilişki yada

ilişkisizliği net, açık, bir tarzda anlatmakta yetersiz kalmıştır. Üç defa

anlaşılamayan bir şeyler olduğu iddiası tekrarlanmıştır. Konuşmacı karşıt

görüşlerin yetersiz ve anlaşılmaz olduğunu kanıtlamak, dinleyiciye bu mesajı

vermek istemiştir. Mesajlar hazırlanırken yan anlamlar içeren, net olmayan

ifadelerin kullanılmaması gerekmektedir. Belirsiz niteleyiciler, ikna olacakları

bir fikir yada harekete katılımlarından alı koyarlar. İkna edici iddialarda,

detaylardan yada belirginlikten yoksunluk ile karşılaştıklarında ikna

Page 102: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

95

edilecekler iki kere düşünmek durumunda bırakılırlar. Belirsiz ve net

olmayan desteklemeler daha tehlikelidir. Dinleyicilerin, ikna edileceklerin,

açık, net, kararlı , ne yaptığını bilen izlenimi yaratan konuşmacıları tercih

etmelerine neden olur. Hedef kitle ayrıntılı yada yüzeysel analiz yapan bir

kitle de olsa güvensizlik, belirsizlik etkileri olumsuz tutum değişikliklerine

neden olur.

Analiz- 14 :

14 Ağustos 2002 tarihinde NTV Televizyonunda canlı yayında Siyaset

Meydanı programında Ali Kırca’nın SP Genel Başkanı Devlet Recai Kutan ile

yaptığı programdan NTV internet sayfası program metinleri bölümünden

yapılan alıntının (Bkz. Ekler Konuşma Metni 14, Sayfa 141) analizi :

İDDİA : Erbakan’ın tavsiyelerini aldığımın saklanacak bir tarafı yok.

TEMİNATLAR :

1) her halde insan olarak istişareye en çok önem verenlerden

birisiydim.

2) .........................................................................................................

DESTEKLEME: Ben her vesileyle anlatıyorum; bizim Malatya'da meşhur

mahalledir Sancaktar Mahallesi. Rahmetli Turgut Özal'ın, Korkut Özal'ın da

mahallesi ve zaten evlerimiz karşı karşıyadır. Bir yakın payımız (ortak

noktamız) vardı, at arabacısıydı. O dönemin insanları, Ömer Seyfettin'in bir

hikayesi vardır "âlim değil ama arif" diye. Arif insanlardan biri, okuması pek

yoktu ve bana derdi ki "yeğen Türkiye'de en kolay, en rahat temin edeceğiniz

şey akıl danışma, kime gitsen hiç üşenmez sana bir saat akıl verir ne

biliyorsa" bu itibarla ben o tavsiyeden beri belki bana çok etki yapmamış da

olabilir mutlaka danışırım. Kim? Erbakan da tabi danıştığım kimselerden

biridir. O rahmetli komşumuzun da tavsiye ettiği gibi Sayın Erbakan'da

cömertçe bütün fikirlerini söyler.

KARŞIT GÖRÜŞ :…………………………………………………………………...

Page 103: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

96

Konuşmacı, iddia ile ilgili kanıtlar ortaya koymaktadır. Ancak hikâye

tarzı bir açıklama yapılmıştır. Konuşmacının destekleyici olarak seçtiği

anısının asıl mesajı her tavsiyenin dinlenmemesi gerektiğidir. Bu açıklama

konuşmacının amacıyla da örtüşmemektedir. Sunduğu kanıt ve

destekleyiciler neden-sonuç ilişkisi içermeyen iddiayı güçlendirmekten uzak

cevaplardır. Konuşmacı iddiasını destekleme ve kanıtlama boyutunda ikna

edici neden sonuç ilişkileri kurmakta yetersiz kalmakta, destekleyicilere yer

vermemektedir. Konuşmacı, incelenen metinlerde karşıt görüşlere

değinmemektedir. Dinleyicide, konulara hakim olan , çok yönlü düşünebilen,

mantık yürütme becerilerinde yetkin bir kişi izlenimi yaratamamaktadır.

Gönderenin mesajının kendi amaçları ile örtüşmemesi, konuşmacının

mantık yürütme becerilerinde temelde bir sorun olduğunu ortaya

koymaktadır. Mesaj alıcıları basit karar verme süreçlerini kullanan, bilişsel

ihtiyaçları yüksek olamayan hedef kitlelerin de, mantık yürütme sorununu fark

etmemeleri mümkün değildir. Konuşmacı argümanını temel mantık yürütme

yöntemleri üzerine oturtmamıştır.

Analiz- 15:

6 Ağustos 2002 tarihinde NTV Televizyonunda canlı yayında Siyaset

Meydanı programında Ali Kırca’nın YTP Genel Başkanı İsmail Cem ile

yaptığı programdan NTV internet sayfası program metinleri bölümünden

yapılan alıntının (Bkz. Ekler Konuşma Metni 15, Sayfa 141) analizi :

İDDİA : Türkiye'nin başında üç tane belâ var birincisi üretimsizlik, ikincisi

işsizlik, üçüncüsü eşitsizlik.

TEMİNATLAR :

1) Üretimsizlik, yani bizim ekonomimiz yeterince üretmiyor, yatırım

yapılmıyor, fabrikalar kapandı; iş yerleri kapandı.

2) Bu üçlüyü çözmenin ilk ve en önemli adımı üretimi artırmak

Türkiye'de bu çok önemli, üretimi artıracağız.

Page 104: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

97

3) Üretimi artıracağız ama biz insanımızı, tüccarı, esnafı, küçük

esnafı biz üretim faktörlerini sanayiciyi, ihracatçıyı bir vergi

matrahı gibi görmekteyiz.

KARŞIT GÖRÜŞ: Üretimi artıracağız da eğer biz Türkiye'de üretimi yatırımı

zorlaştırmaktaysak, cezalandırmaktaysak o zaman üretimin artmasını

beklemek hayalden öteye gidemez.

TEMİNATLAR (Karşıt görüş):

1) Zihinlerimizde bir üretim, istihdam buna karşı bizi tutan adeta

sınırlar söz konusu.

DESTEKLEME : Yani insana üretim faktörü, üretime katkı getiren bir birim

gibi değil ben ne yapayım; bunun öncelikli işleri bana vergi sağlamaktır;

yaklaşımıyla bakmaktayız. Biz bu üretim konusunda bütün dünyanın

uyguladığı üretimi ve yatırımı artırıcı önlemleri uygulamamaktayız.

BAĞLAÇLAR : Peki, yani,ama, bir defa önce,eğer

Konuşmacı, Toulmin Metodunun hemen tüm gereklerini yerine getiren

bir argüman oluşturma tarzına sahiptir. İddiasını kanıtlarıyla beraber

desteklemekte,karşıt görüş ve destekleme boyutunda da neden-sonuç

ilişkileri kurabilmektedir. Karşıt görüşe de değinme konusunda önemli bir

noktaya daha temas etmektedir. Karşıt görüşün eksiklerini ve karşıt görüşün

zayıf taraflarını da yine kendi argümanı ile ters düşmeden gösterdiği kanıt

yada destekleyicilerle kendi iddiasının yanında etkisiz bir iddia konumuna

indirgemektedir. Argümanları kendi iddiasını desteklemek yönünde güçlü ve

ayrıntılı analiz yapabilen alıcı kitlesine yöneliktir. Uygun bağlaçlar uygun

yerlerde kullanılmaktadır.

Analiz- 16 :

6 Ağustos 2002 tarihinde NTV Televizyonunda canlı yayında Siyaset

Meydanı programında Ali Kırca’nın YTP Genel Başkanı İsmail Cem ile

yaptığı programdan NTV internet sayfası program metinleri bölümünden

yapılan alıntının (Bkz. Ekler Konuşma Metni 16, Sayfa 142) analizi :

İDDİA 1 : Her hangi bir partiyle ittifak yapmak gibi bir düşüncemiz yok

Page 105: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

98

TEMİNATLAR : Biz kendi işimizi iyi yapmaya çalışıyoruz.

KARŞIT GÖRÜŞ : Bir görelim bu düşüncede olanlar da ne diyor, ne

düşünüyor.

İDDİA 2 : Ben Türk insanına, Türkiye'nin birikimine inanıyorum Türkiye'de

müthiş bir girişimcilik var.

TEMİNATLAR :

1) Türkiye'de sanatçı var.

2)Türkiye'de yazar, gazeteci var.

3)Türkiye'de her şey var ve Türkiye'de güzellikler var.

KARŞIT GÖRÜŞ : Bütün bunlar işimize hapsedilmiş ve bunları ortaya

koymamıza, özgürce bunları böyle bir dünyaya ve kendi insanımıza

ulaştırmamıza bir takım gizli eller mani olmuş ben bunu görüyorum.

TEMİNATLAR (Karşıt Görüş) : Çok örnek verdim ekonomide kalkıp yatırımı

istihdamı cezalandırmaya devam edersek o zaman yatırım olmaz, işsizlik

ortadan hiç bir zaman kalkmayacak da işsizlik makul düzeylere bugünün çok

altına inmez, eşitsizlik, işsizlik bu ölçüdeyse eşitsizlik aynen bu büyüklükte

devam eder.

DESTEKLEME: Aynı şey insanımıza sahip çıkmakta doğru, aynı şey

özgürlüklerimizde geçerli. Dolayısıyla ben Türk insanında var olan

dinamizmi, Türk insanında var olan güzellikleri özgürlükleştirmek ve ortaya

çıkarmak onu serbest bırakmak, hadi kardeşim demek, hadi Türkiye demek.

Ve bunun olabileceğine inanıyorum.

BAĞLAÇLAR: Fakat, yani, ama, çünkü, dolayısıyla, ve aynı şey

Konuşma metni, 16 incelendiğinde ve Toulmin Metoduna göre analizi

yapıldığında birinci iddianın kanıt ve karşıt görüş belirtilerek açıklandığı

görülmektedir. Konuşmacı, birinci iddia ile ilgili net bir tavır koyarak akabinde

konuyu kendi istediği tarafa yönlendirmiştir. İkinci iddianın birinci iddia ile

ilgisini açıklamamaktadır.

Page 106: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

99

İkinci iddia ise konuşmacı tarafından benzer, fakat birbirini ve iddiayı

güçlendiren kanıtlarla genişletilmiştir. Karşıt görüş yine iddiasının geçerliğini

daha da netleştirecek şekilde bir kanıtla pekiştirilmiştir. Destekleme, açık bir

niteleyici kullanılarak iddiaya bağlanmıştır. Konuşmacı sonuçları kestirebilme,

nedenler ve sonuçlar arasında ilgi kurabilme, doğru niteleyicileri seçebilme

becerilerini kullanarak etkin mantık yürütebilme yetisine sahip olduğunu

göstermektedir. Konuşmacının gazeteci özelliği yazma sanatındaki becerileri

ve bu konuda aldığı eğitim de göz önüne alınmalıdır.

Mesaj göndericisinin, mantık yürütme becerilerinin ve güçlü

argümanlar önerebilme becerisi ile özellikle bilişsel ihtiyaçları yüksek hedef

kitlesinin tutumları üzerinde olumlu değişiklikler yapması beklenir. Ancak bu

konuşmacının dikkate almadığı nokta hitap ettiği hedef kitlenin önemli bir

kısmının bilişsel ihtiyaçlarının üzerinde argümanlar sunduğudur. Ayrıca

konuşmacı, zeka düzeyi çok yüksek, entelektüel bireylerin anlayabileceği

derecede uzun, kesintisiz cümleler kurmaktadır. Hedef kitlesinin önemli bir

bölümünü aktif dinleyiciler yapma becerisini gösterememektedir. Konuşmacı,

hedef kitlesinin analizini iyi yapamamıştır. Yüzeysel işlem yapan alıcıların

algılarına yönelik ifadeler; örneğin kısa cümleler kullanılmamıştır.

Analiz- 17:

15 Ağustos 2002 tarihinde NTV Televizyonunda canlı yayında Siyaset

Meydanı programında Ali Kırca’nın DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit ile

yaptığı programdan NTV internet sayfası program metinleri bölümünden

yapılan alıntının (Bkz. Ekler Konuşma Metni 17, Sayfa 142) analizi :

İDDİA- 1 : Bir bölücü akıma destek vermek ikincisi din suistimaline destek

vermekle Türkiye'yi tehlikeye yöneltmiş olur.

TEMİNATLAR :

1) Çünkü Türkiye'nin içinde bulunduğu veya karşı karşıya bulunduğu

aslında iki tehlike var

Page 107: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

100

2) Birisi biz öyle bir jeopolitik konumdayız ki Türkiye'yi bölmek

isteyenler her zaman vardır ve olacaktır. Onun için bölücülüğe

karşı çok duyarlı olmamız gerekir

3) İkincisi lâiklik Türkiye için yaşamsal önem taşımaktadır. Lâikliği

tehdit edebilecek veya tehdit edebileceklere de çok duyarlı olmak

gerekir.

DESTEKLEME : Bu duyarlılığı paylaşan pek çok kimse var. Fakat onlar bir

süre kaygılarını kendi kendilerinden saklama sürecine geldiler

DESTEKLEME: Ben onlara bu tehlikeyi hatırlatma ihtiyacını duyuyorum.

İDDİA 2: Başbakan Bülent Ecevit sadece hatırlatmakla mı yetinir?

KARŞIT GÖRÜŞ : Daha ne yapılabilir ?

TEMİNATLAR :

1)Demokrasi rejimi bunlara karşı.

2) Bu tür tehlikelerin kaynağı olabileceğini düşündüğüm çevreleri

bunları kapatalım demiyorum, cezalandıralım demiyorum.

3) Ama benim de hakkımdır rejimle ilgili, devletle ilgili kuşkularımı

kamuoyuna yansıtmak.

DESTEKLEME : Kamuoyu bana yeteri kadar destek olduğu zaman da tehlike

rahatlıkla önlenmiş olur.

BAĞLAÇLAR : Çünkü, Onun için, İkincisi, Ama

Konuşmacının Toulimin Mantık Yürütme Modeli çerçevesinde mantık

yürütme modelinin gereklerini yerine getirdiği görülmektedir. İddia,

teminatlar, destekleme unsurlarının kullanıldığını metin analizi ortaya

koymaktadır. Ancak etkin mesaj yapılandırmak için gerekli olan güçlü

argümanlar öne sürme noktasında konuşmacı yeterli midir? İkna edici metin

yapılandırma sürecinde en önemli unsurlardan olan destekleme boyutunda

konuşmacı iddiası olan rejimin tehlikeye girmesi ile ilgili olarak ki bu çok ciddi

bir iddiadır hedef kitleye hatırlatmada bulunmaktadır. Hedef kitleyi kendi

iddiasının ciddiyeti, tehlikenin büyüklüğü konusunda güçlü argümanlar ve

Page 108: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

101

örnekler sunmak ve yapılması gerekenleri, alınması gereken önlemler, kendi

partilerinin aldığı yada alacağı önlemleri sıralamak ve hedef kitlesini bu

yönde düşünmeye teşvik etmek yerine hatırlatmada bulunmaktadır. İkna

edici metin yapılandırma stratejilerinin en önemlilerinden bazıları ; hedef

kitleye neleri ne zaman yapacakları ile ilgili mesajların da verilmesini

içerirler. Konuşmacı, bu yönlendirici mesaj vermeyi tercih etmemektedir.

Analiz- 18 :

15 Ağustos 2002 tarihinde NTV Televizyonunda canlı yayında Siyaset

Meydanı programında Ali Kırca’nın DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit ile

yaptığı programdan NTV internet sayfası program metinleri bölümünden

yapılan alıntının (Bkz. Ekler Konuşma Metni 18, Sayfa 143) analizi :

İDDİA : DSP’nin barajı aşması zor görünüyor.

KARŞIT GÖRÜŞ : Fakat o zorluğu aşabileceğimize inanıyorum ve o inançta

hareket ediyorum, arkadaşlarım da öyle davranıyorlar.

TEMİNATLAR :

1) Önümüzde iki buçuk ay var ve bu iki buçuk ayı iyi

değerlendirebilirsek bazı mesajları daha etkili bir şeklide

kamuoyumuza iletebileceğimize inanıyorum.

2) Daha doğrusu bunun için gereken bütün çabayı gösteriyoruz.

3) Apo'nun yakalanması konusu; ben sadece o nedenle oylarımızda

artış olduğuna inanmıyorum.

4) Ben o zaman hatırlarsınız hep "Devletin başarısıdır." dedim.

5) Ama ilginçtir ben devletin başarısıdır ve bunun için bize pay

çıkarmayın dedikçe halkın güveni daha da çok arttı.

Konuşmacı, iddiayı kabullenmekte, iddiayı kendi fikirleri doğrultusunda

kullanmak, kendi fikirleri doğrultusunda yönlendirmek yerine karşıt fikir

oluşturarak kanıtlarla desteklemektedir. Konuşmacı farkında olmaksızın

karşıt fikirleri savunmak durumunda kalmaktadır.

Page 109: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

102

Analiz- 19:

15 Ağustos 2002 tarihinde NTV Televizyonunda canlı yayında Siyaset

Meydanı programında Ali Kırca’nın DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit ile

yaptığı programdan NTV internet sayfası program metinleri bölümünden

yapılan alıntının (Bkz. Ekler Konuşma Metni 19, Sayfa 144) analizi :

Yukarıda geçen diyalog incelendiğinde Konuşmacının herhangi bir

iddia ortaya koymadığı yada iddialara kendi tezini ortaya koyarak cevap

vermediği dikkat çekicidir. Verdiği cevapların da net, açık cevaplar ileri

sürülmemektedir. Duygusal ifadeler kullanılmaktadır. ( Yani orada bir teşhis

hatam olmadığını zannediyorum, Şimdi o konulara yeniden girmenin son

derece yanlış olacağına inanıyorum.) Bu duygusal ifadeler ayrıca kanıtlarla

desteklenmemektedir. Neden onun bir teşhis hatası yoktur? Neden bu

konulara girmek yanlıştır? Konuşmacı bu düşüncelerinin nedenlerini ve

ortaya çıkabileceğini düşündüğü sonuçları belirtse dinleyici ya da izleyici

grubu üzerine daha ikna edici olabilecektir. Eleştirel mantık yürütme

becerilerini kullanabildiğini bazı demeçlerinde net olan (Bülent Ecevit)

konuşmacı bazı iddialarında ise kendi tezini duygusal boyuta taşıyan ve

iddiaları çürütemeyen bir konumda yer almaktadır.

Ayrıca, hedef kitlenin mantık yönü ağır basan mesajları daha ikna

edici bulduğu savını öne süren bu teze göre konuşmacı duygusal yönü ağır

basan bir konuşma tarzı içindedir.

Analiz- 20:

16 Ağustos 2002 tarihinde NTV Televizyonunda canlı yayında Siyaset

Meydanı programında Ali Kırca’nın AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan ile

yaptığı programdan NTV internet sayfası program metinleri bölümünden

alının (Bkz. Ekler Konuşma Metni 20, Sayfa 145) analizi :

BİLGİ: Her şeyi çok iyi barışçı bir süreç içerisinde İstanbul'a yaşatmışsınız ve

yönetiminizin örneğini bu anlamda, siyasi anlamda vermişsiniz

İDDİA: Ben geliştim.

Page 110: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

103

TEMİNATLAR :

1) Çünkü gelişmeyen ve bu gelişime uygun olarak bir değişim

sürecinin yaşanmaması mümkün mü?

2) Dünyadaki, bilimdeki, her şeydeki değişim.

3)Ali Kırca ile ilgili bir örnek.

4) Ben Avrupa Birliği olayına 15-20 sene önce farklı bakıyordum

ama bugün farklı bakıyorum. IMF'ye 15- 20 sene önce farklı

bakıyordum, bugün farklı bakıyorum gibi.

DESTEKLEME ............................................................................................. …

KARŞIT GÖRÜŞ : Ben hiçbir zaman değişmedim.

İDDİA 2 :Ya yeniden değişir eskiye dönerse.

TEMİNATLAR :

1)Bir defa artık, geçmiş geçmişte kalmış.

2) Biz artık geleceğe yürüyoruz.

3)Geçmişte kalanlar, tembellerin işidir. Hedefi olmayanların, amacı olmayanların işidir. Bizim amacımız vardır.

4)Milletimizi şu bulunduğu noktadan muasır medeniyetler seviyesinin

üstüne çıkarmak diyoruz ya buraya çıkma hedefine götürmektir.

Bunu özgürlükler noktasından haklar noktasından alınız, ekonomik noktadaki tüm sıçramalara varıncaya kadar bunu

yakalamak durumundayız.

DESTEKLEME: Bunu biz kalkar da, eğer bireyin kendi hürriyetleri açısından,

kendi kişisel yaşam biçimine müdahale olarak alırsak, burada tabii yanılırız.

Ne Ali Beyin birey olarak yaşam hakkına müdahale ederim. Ne de Ali Beyin

benim kendi birey olarak inanç, düşünce vs gibi durumuma müdahale

edilmesini isterim.

BAĞLAÇLAR: Ama .

Page 111: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

104

Konuşmacı, ortaya atılan iddialarla bağlantılı kanıtlar, açıklamalar ileri

sürmektedir. İddialar, neden sonuç ilişkisi içerisinde kanıtlarla

desteklenmiştir.

Destekleme boyutunda ise konuşmacı zaman zaman yetersiz

kalmaktadır. Thomson’un da belirttiği gibi bir sonuç cümlesi yada Toulmin ‘in

metoduna göre ikna edilen bir kişinin kanıtların doğruluğu yada bir

bölümünün doğruluğu hakkında şüphesi olduğu durumda ikna edici kişi

teminatta anlatılan mantık yürütmeyi destekleyen kanıtlar sunmalıdır. İkna

edenler, teminatın destekler sayesinde kabul edildiğini iddia ederler.

Kamuoyunda AKP’nin yüksek oy oranına rağmen bir inandırıcılık sorunu

olduğu bilinmektedir. Bu parti liderinin konuşma metinleri incelendiğinde

kanıtların sunumunun yapıldığı ancak destekleme noktasında kanıtların ana

iddiaya bağlantısının yapılmadığı görülmektedir. Bağlaçlar ve niteleyiciler

kullanımında da yeterli özen gösterilmemektedir.

Konuşmacının eklediği son iki kanıtın iddia- 1 ve iddia- 2 ile direkt bir

ilgisi yoktur. Diğer kanıtlarla da açık bir ilgisi yoktur. Ancak konuşmacı hedef

kitlesi için hassasiyeti olan konuları (kişisel yaşam biçimine müdahale) yine

çok hassas bir soru olan “değişim yada gelişim” başlığı altında mesajına

örtülü olarak yerleştirmeyi başarmaktadır. “Muasır medeniyetler ve

özgürlükler “ arasında bir ilişki kurularak gönderen, alıcılara yine örtülü iki

mesaj daha göndermiştir. (Ne Ali Beyin birey olarak yaşam hakkına

müdahale ederim. Ne de Ali Beyin benim kendi birey olarak inanç, düşünce

vs gibi durumuma müdahale edilmesini isterim.)

Analiz- 21:

16 Ağustos 2002 tarihinde NTV Televizyonunda canlı yayında Siyaset

Meydanı programında Ali Kırca’nın AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan ile

yaptığı programdan NTV internet sayfası program metinleri bölümünden

alıntının (Bkz. Ekler Konuşma Metni 21, Sayfa 146) analizidir :

BİLGİ : Borcu borçla öderken, akıllı bir borçlanma politikasıyla yaparsanız,

oradan netice alırsınız.

İDDİA : Ve burada tüccarca davranmak durumundasınız.

Page 112: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

105

KARŞIT GÖRÜŞ : Bir memur gibi değil. Ama maalesef bizde borçlanmayı

yapanlar memur gibi yaptılar.

TEMİNAT :

1) Ama maalesef, karşı tarafın getirdiğini aynen kabul ederek,

kendileri acaba ben bu borçlanmayı yaparken, bununla neyi

kazanacağım veya neyi kazandıracağım, bunun hesabını

yapmadılar.

2) Yapmadıkları için de o borçlanma bizi artıya değil, sürekli olarak

eksiye götürdü.

DESTEKLEME : Borç yiğidin kamçısıdır doğru ama yiğidin kamçısıdır.

BAĞLAÇLAR : Ve burada, ama maalesef, için

Recep Tayip Erdoğan’nın bu konuşması Toulmin Metoduna göre

analiz edildiğinde iddia, kanıtlar, karşıt görüş ve destekleme unsurları

arasında bağlaçlar mantısal kurgunun sade ve net oluşu dikkat çekmektedir.

Bağlaç kullanımında özellikle bu sunumda Erdoğan başarılıdır. Erdoğan’ın

sunumlarında özellikle dikkat ettiği özellik “halkın dili “ ile konuşmaktır.

Örneğin; Borç yiğidin kamçısıdır doğru ama yiğidin kamçısıdır. Diğer metinler

de incelendiğinde bu tür deyim ve atasözlerine sıklıkla yer vermekte olduğu

tespit edilebilir. Ayrıca kendisi de açıklamalarında “Ben Anadolu tabiri

kullanıyorum.” diyerek bunu ifade eder.

Erdoğan bilişsel beklentileri yüksek olmayan sıradan vatandaşa hitap

etmekte başarılıdır. Ancak mesajlarında ayrıntılı işlem yapan hedef kitleye

yönelik bu kitlenin beklentilerini karşılayacak düzeyde güçlü argümanlar

sunmalı ve bu alıcıların, birikimlerini, mantık yürütme becerilerini de

kullanmalarını, mesaj içine güçlü argümanlar da eklenerek sağlanabilir.

Page 113: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

106

BÖLÜM III

1. BULGULAR VE DEĞERLENDİRME

1.1. Eleştirel Düşünme Yöntem ve Yaklaşımları ile İlgili Değerlendirme

Eleştirel düşünme, Batı toplumlarına ait bir düşünme biçimidir ön

yargılı savlarını ortaya atan araştırmacılardan Atkinson ve Fox’un, eleştirel

düşünme becerilerinin Doğu toplumlarına ait olmadıkları yargısına

varmalarının nedenleri beraber çalıştıkları öğrencilerin ikinci yabancı dil

öğrencileri olmaları ve İngilizce’yi iyi derecede kullanamamalarıdır. Buradaki

aksaklık bu çıkarımları yapan kişilerin bir iddia ortaya atmak için “bilgiyi”

değerlendirme ön koşulu olan mantık yürütme becerilerinin birinci

basamağında dahi iyi olmadıklarını göstermektedir. Bilgiye dayalı sonuç

çıkarımında yetersizlikte ve eldeki kanıtların iyi değerlendirilememesi,

doğruluğu tartışılır sonuçlara neden olmaktadır. Kısaca, mantık yürütme

becerilerinin iddia sahiplerince tam olarak kullanılamadığı sonucuna karşıt

görüşe ait bilgi, iddia ve teminatları iyi değerlendirerek yani Toulmin Mantık

Yürütme Modelini analiz yöntemi olarak kullanarak ulaşabiliriz. Tam bu

noktada Siegel’in (1989) değerlendirmesi de bu bilim adamlarına verilen

yanıtı, destekler niteliktedir ; “eleştirel düşünme kendi kendini haklı çıkaran

bir yöntemdir.” Gerçekten de iddia sahibinin mantık yürütme yollarını

irdeleyerek mantık yürütme sürecinde yaptığı hatalarla kendi iddiasını

kanıtlamasına izin verilmemektedir.

Eleştirel düşünme,bir insan fenomenidir. İnsanın hayatta kalabilme

becerisinin bilişsel boyutudur. İnsanın hayatta kalabilmek için sahip olması

gereken bir bilişsel beceridir. Elindeki verileri değerlendiremeyen, bu verilere

bağlı nedensellik bağları kuramayan ve gelecek ile ilgili bu verilere bağlı

herhangi bir çıkarsamada yada çıkarsamalarda bulunamayan kişi yada

toplumlar varlıklarını sürdüremezler (yada köle olarak yaşatılırlar). Bir insanın

yaşam mücadelesindeki başarı, mantık yürütme ve eleştirel düşünme

becerisindeki başarı ile paraleldir.

Page 114: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

107

Eleştirel düşünme, bazı kültürlerde diğerlerine kıyasla toplumca daha

fazla özendirilen bir özellik olarak karşımıza çıkmaktadır. Örneğin, Batı

toplumlarında bireyin düşüncelerini topluluk önünde rahatça söyleyebilmesi,

ifade edebilmesi özendirilirken, Japon kültüründe toplumun menfaatleri önde

tutulduğu için bireyin farklı tutumlarını ve düşüncelerini topluluk önünde

söylemesi özendirilmez. Türk toplumunda da benzer yapı hakimdir. Bu

hakimiyet hiçbir durumda bu bireylerin mantık yürütme becerilerinin olmadığı

ve geliştirilemeyeceği anlamına gelmez. Bireyler eleştirel düşünmekte,

mantık yürütmekte, eleştirel mantık yürütmektedir. Ancak bunu ifade etme

şekilleri farklıdır.

Bu nedenlerle, bu tez, eleştirel düşünme becerisinin sadece Batı

kültürüne ait bir beceri olduğu iddiasını reddederek, evrensel kültürün bir

parçası olduğunu, insana ait bir beceri olduğunu kabul eder. Bununla birlikte,

bu becerinin nasıl geliştirilip, ne şekilde sözlü yada yazılı ifadesinin

yapılacağı noktasında Türk literatüründe metot eksikliği olduğu üzerine

yoğunlaşır.

Eleştirel düşünmenin en temel koşulu iyi mantık yürütebilmektir. Bu

nedenle de eleştirel düşünebilen bir kişi mantıksal sorgulama ve mantık

yürütme metotları bilgisine ve bu metotları uygulama becerisi yada

becerilerine sahiptir. Bilgiyi derleyebilme, kullanabilme ve yorumlayabilme,

kanıtları değerlendirebilme, bilgi- kanıt-iddia arasında mantıksal ilişkiler

kurabilme ve kanıtlara dayalı sonuçlar çıkarsayabilme şeklinde tanımlanan

mantık yürütme becerilerinin kullanımın geliştirilmesi için somut ve sistematik

uygulamalara gerek vardır. Bu sistematik uygulamalar bir tartışma ortamında

yada dinleyici olunan bir konumda gönderenin mesajlarının sunum

yollarındaki iyi ve kötü olanı irdelemekle de ilgilenir. Bu noktada sistematik

uygulamaların eksikliği göz önüne alınarak Halkla İlişkiler alanında ikna edici

sunum yapmanın önemi ve gereği düşünülerek mantık yürütme ve eleştirel

düşünme becerilerinin sözlü yada yazılı metinlere aktarımında

kullanılabilecek bir metot önermeyi ve bu metodun hazırlanan sözlü yada

yazılı metinlerin etkili olabilmesi, hedef kitlenin tutum yada davranışlarını

Page 115: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

108

değiştirmesi, gönderenin daha fazla ikna etkisi sağlaması için de

kullanılabilmesi hedeflenmiştir.

Bu hedefe ulaşmak içinde, Batı literatüründe, iletişim alanında ikna

edici metin yapılandırma sürecinde ve bu metinlerin analizinde de kullanılan

Toulmin Mantık Yürütme Modeli’nin Türkçe’de de kullanılarak aynı şekilde

ikna düzeyi yüksek metin hazırlamak yada analiz edebilmek için

kullanılmasını bu çalışma sonuçları önermektedir.

1.2. Toulmın Mantık Yürütme Metoduna Göre Politik Lider Sunumlarının Analizinin Değerlendirilmesi

İnsanın düşünme sistemini daha iyi anlattığı Toulmin tarafından iddia

edilen bu model, tümevarım ve tümdengelim mantık yürütme yöntemlerinin

bir bileşkesi olup sözlü yada yazılı metin yapılandırmada kullanılabildiği gibi

metinlerin analizinde de Batı literatüründe kullanılmaktadır. Toulmin

modelinin de Batı retoriği dışında uygulanamayacağı iddia edilmiştir.

“Domenach’ın Politika ve Propaganda” kitabının Türkçe çevirisinin

önsözünde retorik, kişinin savunduğu görüşü yalın, açık, kuşku

yaratmayacak bir kesinlikle açıklamasını: böylelikle güçlü tutarlı ve mantıklı

bir serimleme ile sunduğu görüşüne, diğerlerinin görüşleri karşısında

inandırıcılık kazandırması olarak tanımlanmaktadır. (Akt. Yıldız,2002; 38)

Tanım içinde kültürel farklılık, uluslara özgü bir ayrım bulunmamaktadır. Bir

görüşün güçlü ve mantıklı sunumu yoluyla inandırıcılık, ikna sağlama

amaçlanır ve bu çalışmanın iddiası ile aynı yöndedir. Toulmin Mantık

Yürütme Modeli de bir iddiayı güçlü argümanlarla kanıtlayarak, karşıt

görüşlere de yer verilerek, destekleme unsurunun kesinlikle kullanılarak ve

bütün bu unsurların doğru dil kullanımı ile ikna etkilerini istendik yönde

artırmayı sağlayan bir modeldir. Model, metinlerin bir tür iskelet yapıya

dökülmesini sağlamış ve metinlerin daha ikna edici olma yolunda güçlü ve

zayıf yönlerini kendi yaklaşımı çerçevesinde ortaya koymuştur.

Toulmin’nın bu sistemin insanın düşünme yollarını daha iyi açıkladığı

fikri bu modelin Türkçe’ye de uyarlaması ile bir kez daha ortaya konur; çünkü

modelin uyarlamasında özde bir değişiklik yapılmamıştır. Her iki dilin

Page 116: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

109

kendilerine özgü farklılıkları modelin mantık yürütme sisteminde bir uygulama

sıkıntısına sebep olmamaktadır. Modelin şematik düzeni modelin gerektirdiği

tüm unsurların kullanımının ikna edici ve tutarlı etkili bir yazılı yada sözlü

metin yapılandırmak için gerekliliğini vurgular. Ancak bu unsurların birbirini

takibinde gönderen, önce iddia sonra karşıt görüş yada önce karşıt görüş

sonra iddia yada iddiayı takiben teminatların sunumu sonra da karşıt görüş

sunmak gibi seçeneklere sahiptir. Metodun ikna etkilerini istendik yönde

sağlaması için her bir unsurun kullanılarak metnin yapılandırılması önemlidir.

Burada daha da önemli olan bilginin değerlendirilerek iddiaya ulaşılması ve

iddianın destekleme unsuruyla metnin sonunda iddia yönünde toparlanması

gereğidir.

Mantık yürütme ve eleştirel düşünme yöntem ve yaklaşımları

çerçevesinde Toulmin Mantık Yürütme Modeli’nin Türk Politik liderlerinin

konuşmalarının analizlerinin sonuç değerlendirmeleri aşağıdaki gibidir. Dil

kullanımı ve hedef kitle açısından değerlendirmeler ise ayrı birer bölümde

sunulacaktır. Genel mesaj yapılandırma stratejileri açısından önemli görülen

unsurlar da ek değerlendirmelerle ifade edilmiştir.

Süleyman Demirel’in konuşmaları Toulmin Modeli’nin bütün

unsurlarının kullanılarak yapılandırıldığı ikna edici metinlerdir. Demirel, diğer

liderlerden farklı olarak bilgiden iddiaya geçiş noktasında çok başarılıdır.

Her sunumda hedef kitle için bir durum özeti yapar ve olayı hedef kitlenin

bilişsel özelliklerine göre yeniden yapılandırarak anlatır. Alıcılara hakkında

konuşacağı konu hakkında kendi birikimlerini hatırlama fırsatı verir, onların

ilgisini çeker, konuyla ilgili bilgisi olmayan yada unutmuş olanlara da bir fırsat

verir. Böylece hedef kitleden konu ile ilgisi olmayanları da sunumunu

dinlemek üzere motive eder. Demirel elindeki bütün teminatları ikna için

kullanır. Teminatların kullanımında konu hakkında kendi bilgi ve deneyim

derinliğini yansıtacak istatistik veri ve sonuçları kullanır. Sunduğu kanıtlar

güçlü argümanlar içerir. Karşıt görüşlere yer vermeyi hiç ihmal etmez. Yine

konuşmacı olarak alıcı kitlesinin kendi hakkında güvenirliğini artıracak yönde

değerlendirmelerle karşıt fikirleri belirtir. Destekleme bölümünde ise iddiasını,

yeni ve güçlü bir argüman ile destekleyerek, kimi zaman da teminatların son

Page 117: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

110

bir değerlendirmesini dinleyicisi için toparlayıcı nitelikte yapar ve iddiasını

tekrar kendi istediği yönde doğrular. Toulmin Modeli’nin kendi içindeki

döngüsünü ustalıkla kullanır.

İsmail Cem’in de metinlerini sanki bu modeli esas olarak yazmış

izlenimi yaratır. Güçlü argümanlarla iddiasını destekler. Karşıt görüşleri

sadece belirtmez, karşı tarafın sonuç çıkarımları üzerinde de düşünmüştür ve

onların kullanacakları kanıtlara, teminatlara da değinir. Birbiri ardına gelen

güçlü argümanlar sıralanır, kimi zaman karşıt kanıtlar sıralanarak kendi

iddiası yönünde destek için kullanılırlar. Karşıt görüşler ve konuşmacının savı

birbiri ile örüntülü olarak verilirler ancak konuşmacının iddiası yönünde

kullanılırlar. Destekleme unsuru İsmail Cem tarafından da çok önemsenir.

Konuşmacı sonuçları kestirebilme, nedenler ve sonuçlar arasında ilgi

kurabilme doğru bağlaçları seçebilme becerilerini kullanarak etkin mantık

yürütebilme yetisine sahip olduğunu göstermektedir. İsmail Cem’in gazeteci

özelliği, yazma sanatındaki becerileri ve bu konuda aldığı eğitim de göz

önüne alınmalıdır.

Deniz Baykal, Toulmin mantık yürütme modelinin gereklerini yerine

getirerek metin yapılandırmaktadır. Konuşmacı, alıcılara bilgi aktarma birinci

basamağını genellikle kullanmaz. Direkt olarak iddia yada karşıt iddia ile

başlar. Mantık yürütme becerileri yüksek, beklenmedik çıkarımları önceden

fark edebilme ve karşıt fikir yada iddiayı çürütebilecek kanıtlara karşı tedbirli

bir konuşmacıdır. Neden yeniden genel başkan olduğu yolundaki soruya

öyle güçlü argümanlarla yanıt verir ki hedef kitlenin başka bir parti üyesinin

genel başkan olamayacağını düşünmekten başka şansı neredeyse kalmaz.

Baykal’ın konuşmaları Toulmin Modeli’nin bütün unsurlarının kullanılarak

yapılandırıldığı ikna edici metinlerdir.

Genel mesaj yapılandırma stratejilerine göre mesajın tonu önemli bir

ikna unsurudur. Baykal bu konuda güçlü mantık yürütme ve sonuç çıkarım

becerilerinin yanı sıra mesajlarında çok belirgin olan hırçın ve saldırgan

tonunu yumuşatmalıdır. Diğer konuşmacının konuşmasını sert bir tarzda

keserek, onun konuşmasına saldırgan, hırçın ifadelerle müdahale ederek,

Page 118: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

111

sakin, tedbirli lider imajı sunamamaktadır. (Bkz. Ekler 9a–9b Sayfa 135)

Mesaj sunumunda hoşsohbet bir tarz kullanmaya özen gösterilmek önemli bir

stratejidir. Düşmanca bir tavırla sunulan mesaj, ne kadar güçlü mantık

yürütme becerilerine sahip bir konuşmacı tarafından sunulsa da alıcıları yorar

ve negatif tutum geliştirmelerine neden olabilir.

Recep Tayyip Erdoğan, Toulmin Modeli’nin gereklerini yerine getiren

metinler yapılandırmaktadır. Recep Tayip Erdoğan’ın konuşmaları Toulmin

Metoduna göre analiz edildiğinde iddia, kanıtlar, karşıt görüş ve destekleme

unsurları arasında mantıksal kurgunun sade ve net oluşu dikkat çekmektedir.

Bilgilendirme ve alıcılara konu ile ilgili kısa, özet bilgiler vererek konuya

ilgilerini çekmektedir. Bilgiye dayalı olarak sunduğu iddiasını teminatlarla

kuvvetlendirir. Güçlü teminatlar sunar. Neden-sonuç ilişkilerini net olarak

ortaya koyabilen bir konuşmacıdır. Destekleme boyutunu genellikle özenle

kullanan bir konuşmacıdır. Çözüm önerileri ve daha önce başarılı sonuçlar

alınmış uygulamalardan söz etmek de mesajı güçlü kılan mesaj yapılandırma

özelliklerindendir. Erdoğan, bu örneklendirmeleri sıklıkla yapar.

Mesut Yılmaz, Toulmin mantık yürütme modeline göre metin

yapılandırmakta yetersiz kalmaktadır. Sunumlarında karşıt görüş ve

destekleme unsurlarını genellikle kullanmamıştır. Bazı sunumlarda ise

teminat dahi göstermeksizin sadece iddiaları belirtmekle yetinmiştir.

Konuşmacının sunduğu teminatlar ise zayıf argümanlardır. Güçlü argümanlar

sunulmamıştır.

Recai Kutan, Toulmin Mantık Yürütme Modeli’ne göre metin

yapılandırmakta yetersiz kalmaktadır. Mantık yürütme becerilerinin mesaja

aktarıldığı gerçekci mesajlar iletmek yerine hikâye tarzında örnek vererek

teminatlar içeren konuşma yapmıştır. Mesajlarında karşıt görüşlere yer

vermemiştir. Güçlü argümanlar sunmak, iddiaları çürütmek, yada kanıtlamak

yerine yoruma açık hikayelendirme tarzında sunum yapmıştır.

Tansu Çiller, Toulmin Mantık Yürütme Modeli’ne göre metin

yapılandırmakta yetersiz kalmaktadır. Tansu Çiller’in iddialara dahi

çoğunlukla yanıt vermediği, “Bakınız şimdi ben de onu açıklayacağım.” gibi

Page 119: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

112

ifadelerle yeniden kendisinin anlatmayı planladığı konuya döndüğü tespit

edilmiştir. Bu konuşmaları da bilgi düzeyinde kalmıştır. Mantık yürütme

becerilerinin temel şartı olan bilgileri derleyip iddiaya ulaşma birinci

basamağını dahi kullanmayı tercih etmemiştir ve ortaya atılan iddia ile bazen

çok da ilgisi olmayan yanıtlar vermiştir.

Bülent Ecevit, Toulmin Modeli’nin genel prensiplerine uygun metinler

yapılandırır. Bilgilendirme bölümünü genellikle kullanmamaktadır. İddialarını

kanıtlarla destekler, karşıt görüşleri belirtir. Teminatların sunumunda kişisel

görüşlerini ağırlıklı olarak ortaya koyarak nedenler ileri sürer. Genellikle

bireysel yaklaşımlarını yineleyerek destekleme bölümünde konuyu iddiası

yönünde toparlar.

İkna edenler, ikna olacakları harekete geçirmek için “siz odaklı”

vurgulara da dikkat ederler. Bülent Ecevit, ise bu özelliğin hedef kitlenin

iknası üzerindeki etkisini göz ardı ederek “ben odaklı” bir yaklaşım

sergilemiştir.

Devlet Bahçeli de Toulmin Modeli’nin genel prensiplerine uygun

metinler yapılandırır. Toulmin Modeli’ne göre yapılan analizlerde mantık

yürütme yöntem ve yaklaşımlarını kullanarak mesaj yapılandırma becerisine

sahip olduğu gözlenmektedir. İddiası ile ilgili bilgilendirme, güçlü argümanlar

sunma ve karşıt görüşe değinme ile ilgili bölümlerin gereklerini yerine getirir.

Destekleme boyutunun da öneminin farkındadır ve bu unsuru da metinlerini

yapılandırma sürecinde kullanır.

1.3. Dil Öğelerinin İkna Üzerindeki Etkileri ile İlgili Değerlendirme

Dil öğelerinin, kullanımı konusunda Toulmin, zarf (beklide, büyük bir

bölümü gibi) kullanımının iddia sahibine ikna işleminde büyük bir esneklik

getirdiği, iknanın tümünü değil de bir bölümünü onaylama fırsatını verdiğini

düşünmüştür. Toulmin bu tavsiyesinde haklıdır. Karşıt iddialara ve onların

da doğrularını gerektiğinde onaylamak ve bu olasılıklardan habersiz, bilgisiz

bir konuşmacı durumuna düşmemek için esneklik getiren unsurların

kullanımı doğaldır. Ancak özellikle siyasi lider sunumlarında geniş kitlelere

seslenirken lider, güvenilir olduğunu da kitlelere inandırmalıdır. İkna ediciler

Page 120: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

113

esneklik getiren unsurları kullanmanın farkında oldukları kadar hedef kitlenin

güvenini kazanabilmek için de net, kararlı, her konuda ne yaptığını ne

yapacağını bilen lider imajı oluşturmak için belirsizlik etkisinden

kaçınmalıdırlar. Toulmin Modeli, olasılık bildiren zarfların kullanımının

iddialara,argümanlara esneklik getireceğini savunur. Ancak bu tür kullanımlar

ELM Modeline göre yapılan araştırmaların bulgularına göre sıklıkla

kullanılırlarsa gönderenin güvenirlik özelliğini azaltmaktadırlar.

Konuşmacının argümanlarında kendisini zor durumda bırakacak çok kesin

yargılardan kaçınması gerektiği gibi güvensizlik etkisi yaratabilecek muğlak

ifadelerden de kaçınması gereklidir.

Devlet Bahçeli de iddiasını kanıtlamak için farklı nedenler ileri sürer.

Karşıt görüşlere ve destekleme unsurlarına yer verir. Yalın, sade bir dil

kullanır. Ancak mesaj yapılandıran kişi yan anlamlar içeren, net olmayan

ifadeler kullanmamaya özen göstermelidir. Belirsizlik ifadeleri (örneğin ; bunu

anlamak mümkün değil…) ikna olacakları bir fikir, yada harekete

katılımlarından alıkoyarlar. İkna edici iddialarda, detaylardan yada

belirginlikten yoksunluk ile karşılaştıklarında ikna edilecekler iki kere

düşünmek durumunda bırakılırlar. Dinleyiciler açık, net, kararlı , ne yaptığını

bilen izlenimi yaratan konuşmacıları inandırıcı, güvenilir bulurlar. Ayrıntılı

yada yüzeysel analiz yapan bir kitle de olsa güvensizlik, belirsizlik etkileri

olumsuz yönde tutum değişimlerine neden olur.

Bülent Ecevit de, Toulmin Metodu’nun genel prensiplerine uygun

mesaj yapılandıran bir liderdir. Bununla birlikte Bülent Ecevit’in zaman

zaman herhangi bir iddia ortaya koymadığı yada iddialara kendi tezini ortaya

koyarak cevap vermediği dikkat çekicidir. Verdiği yanıtlar da net, açık

cevaplar ileri sürememektedir. Duygusal ifadeler kullanmaktadır. Neden

onun bir teşhis hatası yoktur? Neden bu konulara girmek yanlıştır?

Konuşmacı bu düşüncelerinin nedenlerini ve ortaya çıkabileceğini düşündüğü

sonuçları belirtse dinleyici yada izleyici grubu üzerinde daha ikna edici

olabilecektir. Eleştirel mantık yürütme becerilerini kullanabildiğini bazı

demeçlerinde net olan konuşmacı, bazı iddialarında ise kendi tezini duygusal

boyuta taşıyan ve iddiaları çürütemeyen bir konumda yer almaktadır. Ayrıca,

Page 121: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

114

hedef kitlenin mantık yönü ağır basan mesajları daha ikna edici bulduğu

savını öne süren bu teze göre konuşmacı duygusal yönü ağır basan bir

konuşma tarzı içindedir. Oysa mantık yönü ağır basan, güçlü argümanlarla

desteklenmiş, dil öğelerinin sözlü yada yazılı metindeki iddia teminat, karşıt

görüş arasındaki mantık ilişkisini kurabildiği mesajlar daha ikna edicidirler.

Konuşmacının bazı iddialarında mantık yürütme becerilerini etkin

kullanabildiği metinler yapılandırabilirken, bazılarında oldukça duygusal

olması ve kendi savının karşıtı olan görüşleri de savunur görünmesi, mantık

yürütme süreçlerinde neden-sonuç çıkarımlarında sıkıntı yaşanması eski

ABD Başkanı Reagon’nın analiz sonuçları ile benzerlik taşımaktadır.

Reagon’nın konuşma metinlerini mantık yürütme yöntem ve yaklaşımlarına

göre inceleyen uzmanlar fiziksel bir rahatsızlığı bu analizlerden

çıkarabilmişlerdir. Konuşmacının yaşı ve rahatsızlıkları nedeniyle mantık

yürütme becerileri zayıflamış mıdır?

MHP lideri Devlet Bahçeli ve DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit ,

Toulmin Mantık Yürütme Modeli’ne göre yapılan analizde bu modelin

gereklerini mantık yürütme boyutunda gerçekleştirmişlerdir. Ancak MHP

lideri Devlet Bahçeli, DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, kullandıkları

duygusal ve belirsiz ifadelerle açıkça neden-sonuç ilişkisi gerektiren, alıcıların

genel seçimler öncesinde net olarak ifade edilmesine ihtiyaç duydukları

konular ile ilgili yaklaşımlarını net, açık, bir tarzda anlatmakta yetersiz

kalmışlardır. Devlet Bahçeli’ nin “kendisinin de anlamadığı bir şeyler” olduğu

Bülent Ecevit’in ise “kendi kontrolünün dışında, umulmadık” yönde gelişmeler

olduğu mesajları kamuoyuna liderlerce verilmektedir. Dolayısıyla da

inandırıcılıkları beklenmedik düzeyde azalmıştır. Bu da dil becerilerinin,

mantık yürütme becerilerimizi kağıda yada söze aktarmak gerektiğinde ne

kadar önemli olduklarının bir göstergesi olarak değerlendirilebilir.

Deniz Baykal da bağlaçlar kullanarak fikirler arası bağlantıyı kurmakta

başarılıdır ancak bağlaç kullanımında genellikle aynı kelimeleri kullanır

(örneğin… yani) yada bir önceki fikrin tekrarı ile ara geçişleri sağlar.

Page 122: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

115

İsmail Cem, iddia ve kanıtlar arası bağlantıyı net olarak açıklar,

zengin dilbilgisi ve kelime dağarcığı ile metin yapılandırma konusunda

başarısını ortaya koyar. Recep Tayip Erdoğan da bağlaç kullanımı ile fikirleri

arasındaki bağlantıları, geçişleri alıcılara aktarmak konusunda başarılıdır.

Mesut Yılmaz, Tansu Çiller, Recai Kutan dil öğelerinin kullanımına

yeterli özeni göstermemektedirler. Metnin içeriğinde başarısız oldukları gibi

dil öğelerini kullanımında da başarılı değiller.

Süleyman Demirel’in bağlaç kullanımına verdiği önem diğer liderlerin

hepsinden daha fazladır. Kullandığı bağlaçlar, edatlar, ünlemler güçlü dil

öğeleridir. Konuşmalarında belirsizlik ifadelerine rastlanmaz. Dil öğelerinin

mesaj yapılandırmadaki önemini Süleyman Demirel’in geniş bağlaç kullanımı

ve bu bağlaçların hangi konu hakkında konuşacağını sadeleştirerek hedef

kitleye ulaştırması bakımından da en başarılı liderdir. Bağlaçlar konu

geçişlerini sağlayan, metnin anlaşılmasını en kolay şekle indirgeyen ancak

buna rağmen farklı hedef kitlelere hitap edebilecek derecede içeriklidir, güçlü

argümanlar taşır. Demirel, kamuoyunda kendisi ile özdeşleşmiş

“binaenaleyh” bağlacı ile de anılmış ve anılmaktadır. Bu özellik aslında

kamuoyunun konuşmacıların özelliklerini ne kadar doğru çözümlediklerinin

bir göstergesidir. Süleyman Demirel’in kimi yıllar siyasetin en önemli ismi

olarak uzun yıllar politik arenada yer alabilmesinin nedenlerinden biri de dil

becerilerinin iyi olması ve bu beceriyi, sözlü yada yazılı mesajlarına çok iyi

yansıtabilmesidir.

1.4. Argüman Gücünün İkna Üzerindeki Etkileri İle İlgili Değerlendirme

Mantık-içerik merkezli iknalarda kanıtın belirginleştirilmesi çok

önemlidir. Kanıt kullanımının ikna üzerindeki etkisini araştıran bilim adamları

kanıt kullanımının ikna gücünü artırdığı yönünde sonuçlara ulaşmışlardır.

İstatistik veriler de ikna edicidir ancak özellikle “gerçek dünyadan” alınan

ikna edici örnekler kullanıldığında hedef kitle tarafından çok daha anlamlı,

mantıklı bulunmaktadır. Özellikle geçmiş deneyim ve olumlu sonuç veren

uygulamalardan bahsetmek de yararlıdır. Bilişsel ihtiyaçları yüksek olmayan

Page 123: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

116

ve yan yolu kullanan hedef kitleler, eğer argüman gücü yüksek teminatlar

kullanılıyor ise bundan etkilenmektedirler.

Politik liderlerin sunumları incelendiğinde Süleyman Demirel’in

iddiasını güçlü argümanlarla desteklediği ve her bir kanıtın birer paragraf

uzunluğunda olduğu dikkat çekicidir. Kullandığı kanıtların içerikleri de

birbirinden farklıdır. Geçmişteki olumlu uygulamalar, istatistikler, deneyimler,

öneri ve açıklamalardır. Sunulan teminatların bir bölümü ayrıntılı işlem

kullanan, bir bölümü ise yüzeysel işlem yapan hedef kitleye uygun

argümanlar içerir.

Recep Tayyip Erdoğan da teminat kullanımında başarılıdır. Geçmişteki

olumlu uygulamaları sıklıkla vurgulayarak, olumsuz uygulamalarla

karşılaştırarak iddiasını destekleyen güçlü argümanlar kullanır. Erdoğan’ın

güçlü argümanları ayrıntılı işlem yapan hedef kitleye her zaman hitap

etmemektedir. Bilişsel ihtiyaçları yüksek, eğitimli hedef kitlelere hitap etme

konusunda Erdoğan daha titiz olmalıdır. Bu noktada İsmail Cem ‘in bilişsel

ihtiyaçları yüksek, eğitimli hedef kitlelere hitap eden mesaj içerikleri

düşünülmelidir. Birbiri ile bağlantılı ama farklı açılardan konuları ele alan

düşündürücü, güçlü argümanlarla yapılandırılmış mesajlar İsmail Cem

tarafından sunulmuştur. Ancak bu güçlü argümanlar yüzeysel işlemi kullanan

kitlelerce anlaşılır bulunmamıştır.

Recai Kutan, Mesut Yılmaz, mesajlarında güçlü argümanlar

kullanmayı tercih etmemektedirler. Recai Kutan, olayları analiz edebilen,

konunun önemine uygun argümanlar ileri sürememektedir. Mesut Yılmaz da

aynı şekilde zayıf içerikli, hedef kitlenin olayları düşünmesini,

değerlendirmesini teşvik eden argümanlar ileri sürmemiştir. Zayıf

argümanlarla mesajlarını desteklemiştir. Tansu Çiller ise daha önce de

belirtildiği gibi iddiaya cevap vermemekte, konu ile ilgili kanıt ileri

sürmemektedir. Kendi konuşmak istediği konu hakkında önceden

yapılandırılmış metinleri okumaktadır.

Özet olarak güçlü argümanlar içermeyen, yüzeysel kanıtlarla

desteklenmeye çalışılmış iletiler hedef kitle tarafından ikna edici

Page 124: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

117

bulunmamaktadır. Güçlü argümanlar, mesaj gönderenin diğer özelliklerinin

önüne geçer ve basit karar verme kuralını kullanan hedef kitle bile güçlü

argümanları daha ikna edici bulur.

1.5. Hedef Kitlenin Özelliklerinin İkna Üzerindeki Etkileri ile İlgili Değerlendirme

Hedef kitlenin özelliklerine göre yapılandırılan mesajlar daha ikna

edicidirler. Mantık yürütme ve eleştirel düşünme yöntem ve yaklaşımlarına

göre yapılandırılan mesajlar hedef kitlenin bilişsel becerilerine hitap eder. Bu

nedenle de rasyonel yönü ağır basan mesaj yapılandıran gönderen, hedef

kitlesinin eğitim düzeyi hakkında bilgili olmalı, hazırlayacağı mesajın

içeriklerini, dil özelliklerini ona göre belirlemelidir.

İkna sürecinde mesaj yapılandırma sadece mesajın nasıl hazırlanması

gerektiği üzerinde çalışılarak ikna etkileri istendik düzeyde sağlanamayabilir.

Etki kuramı ve Detaylı İnceleme Modeline göre , hedef kitlenin de

özelliklerinin gönderen tarafından bilinmesi ve dikkatle analizinin yapılarak

hedef kitlenin özelliklerine göre iletinin yapılandırılması gerekmektedir.

Detaylı İnceleme Modeli, hedef kitlenin bilişsel özelliklerinin konuşmacı

tarafından dikkate alınarak mesajın hazırlanmasını önerir. Eğer bilişsel

ihtiyaçları, mantık yürütme ve eleştirel düşünme becerileri yüksek bir hedef

kitleye hitap ediliyor ise konuşmacı tarafından güçlü argümanlarla savunulan,

karşıt görüşlerin de detaylı olarak bilindiğini fark ettiren, destek boyutunda ise

yeni ve güçlü bir argüman ile iddia yönünde son ama net bir açıklama ile

sonlandırılan bir mesaj sunumu yapılmalıdır. Hedef kitlenin analizini çok iyi

yapan ve onun özelliklerine göre mesaj yapılandıran politik liderlere en güzel

örnek Süleyman Demirel ve Tayyip Erdoğan’dır. Tayyip Erdoğan’ın

sunumlarında özellikle dikkat ettiği özellik “halkın dili“ ile konuşmaktır.

Örneğin; (04. 02. 2004, TRT1 Zafer Kiraz İle “Bayram Sohbeti” canlı

yayınında) Kıbrıs da yapılacak referandum ile ilgili farklı yorum yapanları

“Bekara karı boşamak kolay.” borç ve faiz ödemeleri ile ilgili sorunun

çözümüne de “Dere yatağında akar kabilinden yatağını bulacak ve bizi

rahatlatacaktır.” bir ifade ile geniş halk kitlelerinin, bilgi birikimleri yüksek

Page 125: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

118

olmayan, eğitim düzeyleri yüksek, genellikle basit karar verme kuralını

kullanan mesajı yüzeysel işleme tabii tutan hedef kitlelere kolaylıkla

ulaşmayı başarmıştır. Diğer metinler de incelendiğinde bu tür deyim ve

atasözlerine sıklıkla yer vermekte olduğu tespit edilebilir. Ayrıca kendisi de

açıklamalarında “Ben Anadolu tabiri kullanıyorum.” diyerek hedef kitlesine

uygun dil özelliklerini kullanarak bilgi birikimleri ve eğitim düzeylerine uygun

bir anlatım tarzını yakalamayı başarmıştır.

Süleyman Demirel’in mesaj içerikleri hem ayrıntılı hem de yüzeysel

işlemi kullanarak mesaj analizi yapan kitlelere hitap eder. Susurluk Skandalı

açıklamalarında konunun devlet ile ilgisi olmadığı iddiasını savunurken karşıt

görüşlerin varlığını da “tamam” diyerek kabul eder ve gelebilecek yeni karşıt

iddiaların önünü kapatır, ardından “Bunun arakası var.” diyerek hem yüzeysel

hem de ayrıntılı düşünme becerilerine sahip kitlelere seslenebilme başarısını

gösterir. Süleyman Demirel öyle bir kapı aralar ki ayrıntılı düşünen alıcılar

konuşmacının ne demek istediğini, neler bildiğini düşünüp, çok şey bildiği

çıkarsamasını yaparlar ve sonuç olarak konuşmacı hakkında olumlu tutum

geliştirirler. Yüzeysel düşünen kitle için ise zaten her şeyi bilen, açıklayan,

onlara olan biteni anlatan, devletin bütün imkânlarını seferber eden güvenilir

bir liderleri vardır.

İsmail Cem, Toulmin Mantık Yürütme Modeli’ne göre çok iyi mantık

yürütme becerilerine sahip olduğu gibi doğru dil kullanımında da başarılıdır.

Bu durumda en ikna edici liderin İsmail Cem olması da beklenir. İsmail

Cem’in seçim sonuçlarında hedef kitlesi üzerinde istendik düzeyde ikna

etkileri sağlayamamasının birçok nedeni vardır. Ancak bu tezin inceleme

alanına göre konuşmacı, hedef kitlesinin özelliklerine göre mesaj

yapılandırmamaktadır. Çünkü mesajları uzundur, karşıt görüşler ve iddia

birbiri ile örüntülü olarak verilmektedir. Argümanları güçlüdür. Bu özellikler,

ELM modeline göre yüzeysel okuma yapan kitlelere hitap etmemektedir.

Sadece bilişsel beklentileri yüksek, mantık yürütme becerileri yüksek ve

bunları mesajlarda bulamaktan hoşlanan hedef kitlelerine hitap etmektedir.

İsmail Cem, eğitim düzeyi, bilgi düzeyi düşük, bilişsel ihtiyaçları yüksek

olmayan kitlelere ulaşamamıştır. Bu nedenle, mesajlarını, ülkemiz genel

Page 126: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

119

eğitim düzeyini hatırda tutarak, bilişsel ihtiyaçları, eğitim düzeyleri düşük alıcı

gruplarına göre de yapılandırmalıdır.

1.6. Politik Lider Sunumlarının İkna Edicilikleri İle İlgili Değerlendirme:

Mantık yürütme ve eleştirel düşünme yöntem ve yaklaşımlarına,

Toulmin Metodu, Detaylı İnceleme Metodu ve genel mesaj yapılandırma

stratejileri çerçevesinde yapılan analizlere dayanarak genel olarak ikna etme

sürecinde liderlerin hedef kitlelerinin tutum ve davranışları üzerinde istendik yönde ikna edici olup olamamalarının genel değerlendirmesi :

Süleyman Demirel mantık yürütme yöntem ve yaklaşımlarını, hedef

kitlenin bilişsel özelliklerine hitap edebilmeyi , güçlü ve çeşitli argümanlar

sunmayı başarmış ve tüm bu özellikleri güçlü dil kullanımı ile yazılı yada

sözlü sunumlarına yansıtabilmiştir. Yıllarca politik arenada oluşunun, hedef

kitlesinin tutum ve davranışlarını (birçok seçimde) istendik yönde

değiştirebilmesinin önemli sebeplerinden biri geniş halk kitlelerine

seslenebilecek özellikte mantık yürütme becerilerine sahip olması ve

kullandığı dil ile de bu becerilerini yazılı yada sözlü metinlerine

yansıtmasından kaynaklanmaktadır.

Recep Tayyip Erdoğan, mantık yürütme becerilerinin yanı sıra, hedef

kitlenin bilişsel özelliklerine hitap edebilen kelime seçimi ile ikna başarısını

artırmıştır. Tayyip Erdoğan, son seçimlerde başarılı olmasının nedenlerinden

bize göre en önemlisi, “alıcıların dilinden” kendi ifadeleriyle “halkın dili” ile

konuşarak, mesaj içeriklerini kolay, anlaşılır, net, kaygıya yer vermeyen bir

üslup ile konuşmalarına aktarabilmesidir. Mantık yürütme yöntem ve

yaklaşımlarını uygun dil öğeleri kullanarak, güçlü argümanlarla

destekleyerek, hedef kitle analizi sonuçlarını da göz önüne alarak

yapılandırmış mesajları ikna etkisini artırmıştır. Recep Tayyip Erdoğan,

mesajları ile bilişsel ihtiyaçları yüksek olmayan hedef kitlelerine çok rahat

ulaşabilirken mesajları ayrıntılı işleme tabii tutan kitlelere ulaşamamaktadır.

Bu kitlelere ulaşmak için, Erdoğan, özellikle destekleme boyutunda güçlü ve

Page 127: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

120

yeni argümanlar sunabilir yada karşıt görüşe değindiği zaman kendi bilgi

birikimlerinin derinliğini yansıtabilecek noktalara temas edebilir.

Deniz Baykal’ın, Toulmin Metodunun gereklerini yerine getiren

mesajları daha ikna edicidir. Mantık yürütme yöntem yaklaşımlarını

mesajlarına iyi yansıtabilen ve özellikle bilgi değerlendirme ve kanıtları

kullanarak sonuç çıkarımları yapabilme konusunda başarılıdır. Özellikle

olasılık dahilindeki karşıt görüşlere hazır olarak mesaj sunumu yapmak;

Baykal’ın gelişmiş mantık yürütme becerilerinin göstergesidir. Ancak daha

önce de belirtildiği gibi, düşmanca bir tavır ile konuşmaması, saldırgan

tutumunu aşması önerilmektedir. Bu tutumu hedef kitleyi yormakta ve

beklenenden daha az, olumlu tutum değişimleri oluşturmasını

engellemektedir.

İsmail Cem, mantık yürütme yöntem ve yaklaşımlarını çok iyi

kullanabilmekte ve bir iddiayı destekleyen güçlü teminatlar güçlü destekler

öne sürüp karşıt iddiaları da kanıtlar sunarak kendi fikri yönünde

değerlendirebilmektedir. Ancak bunları yaparken Cem, hedef kitlesinin

bilişsel seviyesinin çok üstünde bir anlatım tarzı sergilemektedir. Güçlü

argümanların takibi ve düşünülmesi için hedef kitlenin de bu argümanları

tartıp, irdeleyebilecek birikimlere sahip olması gerekmektedir. Bu nedenle de

İsmail Cem, azınlıkta olan ve seviyesi çok yüksek bir alıcı grubuna

seslenebilmiştir. Bu durumda mesaj gönderen, mesajların belli gruplara hitap

eden şekilde değil ama mesajları hem ayrıntılı hem de yüzeysel işleme tabii

tutan hedef kitlelere göre yapılandırmalıdır.

Bülent Ecevit, duygusal tarafını mesajlarına belirgin olarak

yansıtmıştır. Belirsizlik ifadelerinin tekrarlanarak kullanımı liderin güvenilir

olmadığı yönünde negatif tutum geliştirmiştir. Aynı şekilde Devlet Bahçeli de

net olmayan, belirsizlik etkisi yapan ifadeleri defalarca kullanmıştır. Her iki

lider de farklı birçok nedenin yanı sıra dil becerilerinin kullanımında yetersiz

kalmaları nedeniyle hedef kitle tarafından ikna edici bulunmamışlardır. Bu

durumda güçlü dil becerileri kullanılarak yapılandırılan mesajlar daha ikna

edicidirler. Güçlü dil becerilerine göre yapılandırılmış sunumlarda bağlaçlar

Page 128: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

121

kullanımı bilgi, iddia, teminatlar, karşıt görüş, destekleme unsurları arasındaki

anlam bağını netleştirir. Alıcıların sözlü yada yazılı metni takiplerini

kolaylaştırır, istendik yönde olumlu tutum geliştirmelerine yardımcı olur.

Recai Kutan, Mesut Yılmaz; Tansu Çiller’in konuşmaları Toulmin

Metoduna göre analiz edildiklerinde bu konuşmacıların mantık yürütme

becerilerini mesajlarına yansıtamadıkları tespit edilmiştir. Bu liderlerin

mesajları incelendiğinde mantık yürütme yöntem ve yaklaşımlarında hakim

olmadıkları sonucuna varılmıştır. Üç liderin de seçim sonuçları bu analiz

sonuçlarını da destekler yöndedir.

Page 129: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

122

SONUÇ

1. Yapılan analizler, Toulmin Modeli’nin Türk literatüründe de

kullanılabilirliğini ortaya koyarlar. Toulmin, bu yöntemin “insanın” nasıl

mantık yürüttüğünün analizi olduğunu iddia etmiştir. Bu metodun Türkçe’ye

de adapte edilebilmesi Toulmin’nin iddiasının güçlü bir teminatıdır. Toulmin

Metodu bir fikrin nasıl savunulacağını, nasıl kanıtlanabileceğini, farklı

yönlerden de incelenerek her türlü karşıt görüşe karşı nasıl hazırlıklı

olunacağını, bu özelliklerin dil becerileri ile nasıl güçlendirileceğini ve

dolayısıyla alıcıları, dinleyici, okuyucu, yada izleyicileri daha fazla nasıl ikna

edeceğini gösterir. Böylece, daha ikna edici mesajların kamuya mesaj

gönderenlerce nasıl yapılandırılacağının uygulaması kolay ve etkili bir yolunu

gösterir.

2. Bu analizler bize mesajların nasıl, neye göre yapılandırıldığını ve

özellikle mantık yönünü değerlendirmemize yardımcı olurlar. Mantık yürütme

ve eleştirel düşünme becerilerini içeren, güçlü argümanlarla desteklenmiş, dil

öğelerinin etkin kullanımı ve hedef kitlenin bilişsel özelliklerinin de dikkate

alınarak hazırlandığı sözlü yada yazılı iletiler daha ikna edicidirler.

3. Mesaj yapılandırma iletişimin her anında gereklidir. Siyasal

iletişimde kamuya hitap eden her bir bireyin yazılı yada sözlü metinlerinin

ikna edici olması beklenmektedir. Bu kişiler, siyasi parti liderleri, bakanlık

sözcüleri, sendika başkanları, milletvekilleri gibi kamuyu yönlendiren

sunumlar yapmak, demeç vermek yada yazılı bir metin yayınlamak

durumunda olanlardır. Gönderen, mesaj yapılandırma konumunda olan

kişiler, mesaj yapılandırma konusunda bilgili olmalıdırlar. Mesaj yapılandırma

konusunda etkin yöntemlerden olan Toulmin Modeli, mantık yürütme ve

eleştirel düşünme yöntem ve yaklaşımlarına dayanarak hazırlanmış bir model

olarak özellikle kamuya sunum yapan kişilerce kullanılabilir çünkü mantık

yönü güçlü mesajların ikna gücü yüksektir.

4. Mesaj yapılandırma, sadece bir modele yada yaklaşıma göre

yapılmamalıdır. İkna, karmaşık ve birçok nedenin etkili olduğu bir süreçtir.

Bu süreçte, mesaj yapılandıran, hedef kitlenin özelliklerini bilerek

Page 130: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

123

argümanlarını, destek faktörünü sunmalıdır. Ayrıca bütün unsurların birbiri ile

bağlantısını sağlayan dil öğelerinin de metne yansıtılması gereklidir.

5. Siyasal İletişim alanında çalışanların bu yöntem ve yaklaşımları

bilmeleri kadar Halkla İlişkiler alanında çalışanların da bilmeleri gereklidir.

Çalışılan konu, yer ve zamana göre Halkla İlişkiler uzmanı, herhangi bir metin

hazırladığında bu metnin alıcısı yada alıcıları üzerinde istediği etkiyi sağlayıp

sağlamayacağından mümkün olduğunca emin olabilmesi için metni mantık

yürütme yöntem ve yaklaşımlarına göre yapılandırmalı yada analizini yaparak

eksik yönlerini yada olumlu yönlerini belirlemelidir. Ulaştıkları sonuçlara göre

de mesaj yapılandırma konusunda yönlendirici olmaları beklenmektedir.

Öneriler

1. Toulmin Metodu kullanılarak, siyasal iletişim alanında liderlerin

sunumlarını daha ikna edici yapılandırmaları konusunda kullanılabildiği gibi,

öğretmen sunumlarında, yönetici sunumlarında, ikna edici sunum yapmak

durumunda olan bireylerce kullanılabilir. Daha ikna edici metin yapılandırma

becerilerini geliştirmek, mantık yürütme ve eleştirel düşünme becerilerinin

geliştirilmesi amacıyla durum, yer, zaman ve hedef kitleye göre uyarlamalar

yapılarak kullanılabilir. Kullanım alanı daha da geliştirilebilir.

2. Mantık yürütme ve eleştirel düşünme becerilerinin bireylere

öğretimi konusunda tartışmalar yapılmaktadır. Bu beceriler bireylere

kazandırılabilir, yöntem ve yaklaşımların uygulamaları ile öğretilebilir,

geliştirilebilir. Mantık yürütme yöntem ve yaklaşımları , eleştirel düşünme

yöntem ve yaklaşımları aslında her bireyin yaşam içinde farklı düzeylerde ve

ihtiyaç hissettiği oranda kullandığı bilişsel becerilerdir. Bu becerilerin metne

dökümünde yada sunum yaparken konuşmaya dökülmesi aşamasında

bireyler sıkıntı yaşar. Bu sorun, mantık yürütme yöntem ve yaklaşımlarının

uygulamaya konması ile ilgili öneriler yapan modellerin uygulamaları ile

pratiğe dökülebilir ve bireylerin çok da farkında olmadan kullandıkları

beceriler haline gelebilirler. Toulmin Modeli de mantık yürütme ve eleştirel

düşünme becerilerinin öğretilmesi ve geliştirilmesinde kullanılabilen

Page 131: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

124

yöntemlerden biridir. Türk literatüründe de bireylerin hazırladıkları yazılı yada

sözlü metinlerin daha ikna edici olmalarını sağlamaları için kullanılabilir.

Böylece mantık yürütme ve eleştirel düşünme yöntem ve yaklaşımları kişinin

olaylara yaklaşım tarzı haline gelebilir. Bunun en güzel örneklerini Süleyman

Demirel vermektedir. Her sunumu önceden hazırlanmış gibi belirgin bir

mantık silsilesini takip eder ve dolayısıyla da sunumları ikna edicidir.

3. Halkla İlişkiler uzmanı, mesaj yapılandırma konusunda ihtiyaç

duyan birim yada bireylere yol gösterici olabilmelidir. İkna edici mesaj

yapılandırma yöntem, yaklaşım ve stratejilerini bilip uygulayabilmelidir.

Burada sunulan yöntem ve yaklaşım kullanılabileceği gibi bu yöntem ve

yaklaşım geliştirilerek de kullanılabilir. Halkla İlişkiler uzmanları, mantık

yürütme ve eleştirel düşünme yöntem ve yaklaşımlarının kullanımı ile ilgili

olarak eğitilebilirler, üniversitelerde konu ile ilgili dersler, programlar

geliştirilebilir. Bu dersler ikna edici metin yapılandırma konusu ile ilgili olan

diğer öğeleri de içine alarak geliştirilebilir.

4. Bu analitik çalışma sonsuz derinlikteki bilimsel çalışmalara küçük bir

katkı sağlamayı amaçlamıştır. Bu katkı, dil öğeleri ile argüman gücü

arasındaki ilişki üzerine yapılacak ampirik çalışmalara yeni açılımlar

sağlayabilir. Aynı şekilde bu araştırmanın sonuçları yada varsayımları bu

çalışmalarla yeniden değerlendirilebilir.

Page 132: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

125

ÖZET

Bu araştırma, hedef kitlenin tutum ve davranışlarında istendik yönde

olumlu tutum ve davranış değişiklikleri yapmak için daha ikna edici yazılı

yada sözlü metin yapılandırma yöntem ve yaklaşımlarını incelemiştir. Bu

yöntem ve yaklaşımlardan mantık yürütme, eleştirel düşünme yöntem ve

yaklaşımları tercih edilmiş ve mesajlar, bu yöntem ve yaklaşımlara göre

değerlendirilmiştir. Eleştirel düşünme becerilerinin, sadece Batı kültürüne ait

düşünme becerileri olduğu ve yine benzer şekilde Toulmin Modelinin de Batı

retoriği dışında uygulanamayacağı iddialarına da cevap aranmıştır. Toulmin

Mantık Yürütme Modeli, bütüncül olduğu kadar esnek bir mesaj

yapılandırma ve analiz modeli olduğu Türkçe’ye de uyarlaması yapılmamış

olduğu için seçilmiş, bu model temel alınarak politik lider sunumları analiz

edilmiştir. İkna edici mesaj yapılandırma sürecinde dil öğelerinin önemi

Toulmin Modeli, argüman gücünün önemi Detaylı İnceleme Kuramı baz

alınarak incelenmiştir. Bu çalışma, ikna edici mesaj yapılandırma sürecinde

etki kuramına dayalı çalışma sonuçlarından bazılarını mantık yürütme

yöntem ve yaklaşımları çerçevesi içinde kullanmıştır. Detaylı İnceleme

Kuramına dayalı olarak hedef kitlenin bilişsel özelliklerinin bilinmesinin mesaj

yapılandırmadaki önemine de değinilmiştir.

Page 133: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

126

SUMMARY

This study investigated the models and methods of preparing an oral

or written persuasive message to make positive changes on the attitude and

behaviour of the message receivers as highly expected by the sender of the

message. Based on the critical thinking and critical reasoning methods and

models, the messages have been analized. It is claimed that critical thinking

has been a thinking skill which only belongs to Western culture. Paralel to

this approach, it is also claimed that Toulmin Model can only be used in

messages prepared according to the principles of Western rhetoric.

However, this study has adapted Toulmin Model into Turkish. In addition,

Toulmin Model is used in the analysis of Turkish political leaders’ written or

spoken messages. Based on the Elaboration Likelihood Model (ELM) of

persuasion, the effect of argument quality and linguistic power on persuasion

have been examined. It is also discussed how far persuasive messages

should be prepared considering the cognitive needs and the involvement of

the receivers with the persuasive topic.

Page 134: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

127

KAYNAKÇA

KİTAPLAR

Akarsu,Bedia (1998) Wilhelm von Humboldt’da Dil-Kültür Bağlantısı, İstanbul, İnkılap Kit.

Altıparmak, Artun (1988) Ticari Yazışma El Kitabı-Türkçe-İngilizce,

İstanbul: ABC Kitabevi

Bettinghaus E. P. (1968) Persuasive Communication, New York:

Holt,Rinehart and Winston, Inc.

Bülbül, A. R. (2000) Uluslararası İletişim, Konya: Damla Ofset

Chaffe J. (2000) Thinking Critically,Boston: Houghton Mifflin Comp.

Çotuksözen, Y. (2003) Uygulamalı Türk Dili (2 Cilt), İstanbul: Papatya

Yayıncılık

Dalkılıç, Nesrin, ( 1995 ) Kanaatlerin Etkilenmesi Sürecinde Siyasal Reklamcılık : Türkiye Gazeteciler Cemiyeti

Dewey, J. (1991) How We Think, New York: Prometheus Books

Erdoğan, İ. (1997) İletişim, Egemenlik ve Mücadeleye Giriş, Ankara:İmge

Kitabevi Yayınları

Erdoğan, İ. Ve Alemdar, K. (2002) Öteki Kuram, Ankara: Pozitif Mat.

Erdoğan, İ (2003) Araştırma Teknikleri....

Eyuboğlu, D. Ve İncir, G. (2000) Bankacılık Sektöründe Cinsiyete Dayalı Ayrımcılık, Ankara: Cem Web Ofset

Fiske J. (1996) İletişim Çalışmalarına Giriş Çev. Süleyman

İrvan,Ankara:ARK

Freedman J.L.,Sears D.O.and Carlsmith J.M. (1993) Çev.Dönmez A.,Sosyal Psikoloji,Ankara:İmge Kitabevi

Garnham, A. and Oakhill, J. (1995) Thinking and Reasoning,Oxford:

Blackwell Pub.

Page 135: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

128

Ge’rstle, Jacques ( 1992 ) La Communication Politique, Paris : Presses

Universitares de France

Glaser,E. & Watson, G. ( 1939 ) Manual of Directions for Discrimination of Arguments Test, New York; World Book Co.

Grunberg, Teo. (2000) Sembolik Mantık El Kitabı, Ankara; Metu Press

Hall, s.,(1994) “İdeolojinin yeniden keşfi: Medya çalışmalarında baskı altında tutulanın geri dönüşü”, çev. ve Der. M. Küçük, Medya,

İktidar,İdeoloji,Ark Yayınevi,Ankara:169-209.

Hart,P.R.(1997) Modern Rhetorical Criticism, Massachusettes:

Allyn&Bacon

Huseman,R. and Lahiff, J. and Penrose,J.M.Jr. (1991) Business Communication, New York: The Dryden Press

İnceoğlu, M. (2000) Tutum- Algı İletişim, Ankara: İmaj Yayınevi

Kaya, B. İş ve Yönetsel İletişim, Siyasal Kitabevi Ankara: 2004 Kocabaş F. ve Elden M. Ve Yurdakul N. (2002) Reklam ve Halkla İlişkilerde

Hedef Kitle, İstanbul: İletişim Yayınları

Köker, Eser. (1998) Politikanın İletişimi İletişimin Politikası, Ankara: Vadi

Yayınları

Larson,Charles (1995) Persuasion, Reception, and Responsibility,

California: Wadswoth Inc.

Muallimoğlu, Nejat. (1991) Bütün Yönleri ile Hitabet, İstanbul:Avcıol

Matbaası

O’Keefe D.J. (1990) Persuasion Theory and Research, Newbury Park:

Sage Pub.

Oskamp,Stuart. (1997) Attitudes and Opinions, New Jersey: Prentice Hall

Powell, G.N.,(1993) Women and Men in Management, Newbury Park: Sage

Publications

Püskülloğlu, A.(2000) Türkçe Büyük Sözlük,Ankara; Arkadaş Yayınevi

Page 136: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

129

Robertson, I. S. (1999) Types of Thinking, London : Routledge

Sakallı,N. (2001)Sosyal Etkiler;Kim Kimi Nasıl Etkiler,Ankara:İmge

Kitabevi

Siegel, H. (1988). Educating reason: Rationality, critical thinking, and education. New York: Routledge.

Schwartzenberg, Roger – Ge’rard (1977) Sociologie Politique, Paris : Rue

Saint-Jacques

Tolungüç, A. (2000) Pazarlama Reklam İletişim, Ankara: A. Ü. İ.F. Reklam

Atölyesi

Toulmin, S. (1965) The Discovery of Time, New York, Harper & Row .

Toulmin, S. (1964). An Examination Of The Place Of Reason In Ethics. Cambridge University Pres.

Toulmin, S. (1967). Human Understanding, Princeton, N.J., Princeton

University Press.

Toulmin, S. (1958). The Uses of Argument, Cambridge University Press.

Watson,J. B. (1958) Behaviorism,Chicago : University of Chicago Press.

Williams,J. And Best, D. (1990) Measuring Sex Stereotypes, New York

:Sage Pub.

Zimmerman, H. D. (2001) Yazınsal İletişim,Konya: Çizgi Kitabevi Yayınları

MAKALELER

Atkinson, D. ( 1997) “A Critical Approach to Critical Thinking in TESOL”,

TESOL Quarterly, Vol.31, No.1

Bahrami, A. (2004) “Engaging Young Learners in Critical Thinking”, 9th International BUSEL Conference Programme, Ankara.

Baron,Jonathan (1993) “Why Teach Thinking- An Essay;” Applied Psychology: an International Review,42(3) 191-237

Page 137: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

130

Beyer, B. (1985) “Critical Thinking : What is It?” Social Education, 49,270-

276.

Bettinghaus E. P. And Burgoon M. (1980) “Persuasive Message

Strategies” in Miller G. R. And Rolof M. E. (ed), Persuasion : New

Directions in Theory and Research, California: Sage Pub. (Sage Annual Reviews of Communication Research Volume 8)

Collinson, L. And Hearn, J. (2000) “Critical Studies on Men, Masculinities

and Managements” in Davidson, M. And Burke (ed.), Woman in Management Current Research Issues, London: Sage

Publications

Connolly, M. (2000) “What We Think We Know About Critical

Thinking”,Critical Thinking : A Statement of Expert Consensus for

Purposes of Educational Assessment and Instruction. The California Academic Pres, Millbrae, CA, 1990

Çakır, A. (1991) “Dil İnsanların Dünyaya Baktığı Gözlük mü?;” Milli Kültür,s.85; 13-14

D’Angelo, E. (1971) “The Teaching of Critical Thinking,” Amsterdam :

B:R:Gruner

Davidson, B. (1998 ) “Comments on Dwight Atkinson’s, A Critical Approach

to Critical Thinking in TESOL”, The Forum, Vol.32 No.1

Facione, A. (1998) “Critical Thinking: What It is and Why It Counts” ;

California Academic Press.

Fox, H. ( 1994 ) “Listening to the World: Cultural issues in academic writing.”

Urbana,II, National Council of Teachers of English.

Gieve, S. (1998 ) “A Reader Reacts”, TESOL Quarterly, Vol.32,No.1

Holtgraves, T & Lasky, B. ( 1999 ) “Linguistic Power and Persuasion” ;

Journal of Language and Social Psychology, Vol.18 No. 2,

196-205

Page 138: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

131

Hosman, L.A. (1989) “The Evaluative Consequences of Hedges, Hesitations,

and Intensifiers” ; Human Communication Research, Vol.15

No. 3, 383-406

Hosman, L. A. & Huebner, T. M. & Siltanen, S. A. ( 2002 ) “The Impact of Power-of- Speech Style, Argument Stregth, and Need for Cognition on Impression Formation, Cognitive Responses, and Persuasion”, Journal of Language and Social Psyschology, Vol.21 No.4, 361-379

Klaczynski Paul A., James Fauth, David H. Gordon, (1997) “Goal-orıented crıtıcal reasonıng and ındıvıdual dıfferences ın crıtıcal reasonıng bıases”, Journal of Educational Psychology, Vol. 89, No. 3, 470-485

Kocaman, Ahmet. ( 2003) “Söylem Üzerine”, Ankara; Metu Press

Özdemir E. (1995) “Kitle İletişim Araçları ve Türkçe”, Dil Derneği: Kitle İletişim Araçlarında Dil Kullanımı (57-63), Ankara:Dil Derneği

Ramathan, V. & Kaplan, R. ( 1996 ) “Audience and voice in current L1 composition texts: Some Implications for ESl Student Writers.” Journal of Second Language Writing, 5, 21-34.

Schwartzenberg, Roger – Ge’rard (1973); A.g.e., s.167. İçinde; J. M. Cotteret “Ggouvernants et gouvernes”, La Communication Politique, Paris

Soykan Ö. Naci. (1991) “Türkçe’nin Felsefe Yolları”, Milli Kültür,s.85; 1-14

Sparks, J. & Areni, C & Cox, C. ( 1998 ) “An Investigation of The Effects of Language Style and Communication Modality on Persuasion” ; Communication Monographs, Vol.65,108-125

Swan, W. and Langlois, J. (1998) “Sexism and Stereotypes in Modern Society,” Washington D.C. : American Psychocological Asso.

Page 139: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

132

INTERNET ADRESLERİ

http://www.performance-appraisal.com/home.htm

http://www.weitzenegger.de/en/zopp.html

http://lgausa. com/logframe_approach. htm

http://ekutup. dpt. gov. tr/planlama/42nciyıl/yilmaz. pdf

[email protected]

writing @ CSU : Writing Guide

www. concenric. net

www.goreason.com

Page 140: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

133

EKLER

KONUŞMA METNİ 1:

CUMHURBAŞKANI SÜLEYMAN DEMİREL: Olabilir. Zaten hâdise

şudur: Türkiye’de “Susurluk olayı” dediğimiz olay; efendim, Susurluk’ta bir

arabanın içinde üç kişi var. Bunun arkası var. Tamam, arkası varsa bunu

çıkarın. Kim çıkaracak? Devlet çıkaracak. Öyle de yine, eğer devletin

birtakım görevlileri birtakım cinayetlere karışmışsa, o cinayetleri işleyen

devlet değildir, işleten de devlet değildir; bu cinayetlere karışanlardır.

Epeyce zamandan beri anlatmaya çalışıyorum ki, “Devletin

görevlisiyim.” diye ortaya çıkıp da, kendiliğinden kanunsuz, sorumsuz işler

yapanlar sorumludur.

Ayrıca, “Efendim, biz bunu yaptık ama, bize birisi yap dedi de onun

için yaptık…” O birisi kimse, o da sorumludur. Cinayeti kim işlediyse, işleten

de onunla şeriktir. Devletin ne kusuru var? Devlet bir bütün, devlet bir hükmi

şahsiyet. Devlet, sadece o 3 tane, 5 tane adamdan ibaret değil; devlet bir

küldür. Ama, yine ifade ediyoruz ki; bu hâdisede, kanunsuz olan herhangi bir

hâdisede, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kanunsuzluklara devlet olarak

iştiraki mümkün değildir.

Benim başında bulunduğum devlet veya başka birisinin başında

bulunduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir açık rejim ve her şeyin söylendiği

bir ülke; mahkemelerinin açık olduğu, Parlamentosunun açık olduğu,

Parlamentosunun hür ve serbest olduğu ve meydanların açık olduğu, hür ve

serbest olduğu bir ülkede kim cinayet işleyebilir ve bunu gizleyebilir veya kim

cinayet işletip de bunu gizleyebilir? Bu, mümkün değildir.

Onun içindir ki hâdise; evet, burada bir cinayet örgütü vardır, devlet bu

cinayet örgütünü çözmeye çalışırken, devletin bir takım suçlamalara maruz

kalması, bence vahim bir olaydır. İkisini beraber düşüneceğiz. Yani, bir

taraftan; bu cinayetleri kim işlediyse onun yakasına yapışmalıyız; diğer

tarafta ise, devlete yönelecek herhangi bir töhmeti külliyen reddetmeliyiz.

Page 141: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

134

Denebilir ki, “Efendim, birtakım kimseler, şu şahıs, bu şahıs bunların

içine girmiş olabilir.” Ama, o devlet değildir.

KONUŞMA METNİ 2:

GÜNERİ CİVAOĞLU: Ben siyasi bunalımdan zaten bahsetmiştim.

CUMHURBAŞKANI SÜLEYMAN DEMİREL: Şimdi bakınız, ben,

burada şunu söylüyorum: Benim bulunduğum mevkiinin icabı, ben Anayasa

ve rejim savunucusuyum. Hiç kimse zannetmesin ki, ben Anayasa ve rejimi

savunurken, siyasi iktidarı savunuyorum. Ben siyasi iktidarı savunamam.

Siyasi iktidar kendisini savunur.

Ama, devleti ve rejimi ben savunurum; o benim görevimdir. Başka bir

şey daha söyleyeyim; ben, devleti ve rejimi savunursam, sanki siyasi iktidarı

savunmuş gibi olurum endişesiyle devleti ve rejimi savunmaktan

vazgeçemem.

Ben diyorum ki, Türkiye bir anayasa devletidir. İşte Anayasası. Bu

Anayasa’yı beğenmeyebilirsiniz, 20 maddesini değiştirdik zaten, 20’sini daha

değiştirelim; yolları ve usulleri vardır, hiçbir şey tıkalı değil.

Ama, ben de bu Anayasa’nın öngördüğü şekilde Cumhurbaşkanlığı

yapıyorum. Bu Anayasa’nın tarif ettiği şekilde seçilmiş, buraya gelmişim ve 4

sene evvel 16 Mayıs günü yapılan seçimde hiçbir tartışma olmamış, ondan

sonra da bu seçimle ilgili hiçbir tartışma olmamış.

Binaenaleyh, Cumhurbaşkanlığı, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın

tayin ettiği bir kurum. Ben bu büyük kurumun başıyım, hem devletin başıyım,

hem milletin birliğini temsil ediyorum, devletin birliğini temsil ediyorum, aynı

zamanda şu Anayasa’nın bana verdiği görevleri yapıyorum. Ve ben diyorum

ki, Türkiye kuralsız bir ülke değil, kuralları var; kurumsuz bir ülke de değil,

kurumları var.

Kurumlarının daha iyi işlemesini istiyoruz, ayrı mesele.

Kurumlarının bir tanesi Meclis’tir, bir tanesi de Hükümet’tir. Şimdi

bakınız, bu çoğulcu sistemde, eğer kurumlardan birinden şikayet varsa, sanki

hepsinden şikayet var, sanki devlet felç olmuş ve sanki bir münferit meseleyi

Page 142: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

135

alıp, - Yöntem hatasıdır bu.- bunu büyütüp, bunun tümünü devletin

işlemezliğine mal etmek suretiyle, rejiminin işlemezliğine mal etmek suretiyle

rejime alternatifler aramaya kalkarsak işin içinden çıkamayız.

KONUŞMA METNİ 3:

Ali Kırca: 3 Kasım'a az bir zaman vardı. 3 Kasıma kadar bu tepkinin

erimeye uğraması mümkün mü? Yada neyi değiştirecek AKP' ye yönelen,

eğer gerçekten anketler doğruysa, bu ilgiyi?

Mesut Yılmaz: AKP' nin oylarında ciddi bir düşme olabileceğini

söylemiyorum. Ama kararsız oyların yönelmesi nedeniyle AKP'nin

geçilebileceğini söylüyorum. Bunu geçmeye en yakın parti de diğer partiler

içerisinde geleceğe dönük vatandaşı en ikna edici parti olacaktır.

Ali Kırca: Onun adı belli değil ama kim ikna ederse onun partisi.

Mesut Yılmaz: Umarım ANAP olur.

Ali Kırca: Ama başkası da olabilir diyorsunuz, ikna eden kim olursa o

olur...Peki, bugün Sayın Derviş'le görüşmenizde, onun ittifak arayışlarından

bir sonuç çıkmış mı? Yada Kemal Derviş ile sadece solda değil bütün

merkez-sağ ve solla birlikte mi ittifak arıyor? Onun ki de geniş cepheli bir

ittifak arayışı mıdır?

KONUŞMA METNİ 4:

Ali Kırca: (Kararsız seçmenlerin yüzdesi )İki-üç ay önce bu yüzde

60'lardaydı.

Mesut Yılmaz: Ama şu anda bile hiçbirinde yüzde 25'in altında değil.

Biz olumsuz koşullarda seçime gittiğimize göre, bizim seçmenlerimiz doğal

olarak başka partilere oy vereceğini, muhalefet partilerine oy vereceğini

açıkça ifade eden seçmenler kadar tepkili değiller. Onlar henüz daha kararsız

seçmendir. Onlar, bize tepki duymakla birlikte henüz daha diğer partilere

yönelmemiş olan seçmenlerdir. Ben inanıyorum ki, şimdiye kadar ve şu anda

yapılan bütün anketlerin aksine bundan sonra seçimin neticesini belirleyecek

o kitledir. O kararsız kitle, hangi partiye yönelirse, mevcut partiler içerisinde

hangisine ağırlık verirse, destek verirse, seçimden o birinci parti çıkacaktır.

Page 143: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

136

Yine benim tahminime göre, şu anki anketlerin hepsinin tersine, bu seçimin

birinci partisi AKP olmayacaktır.

Ali Kırca: Bunu neye dayanarak söylüyorsunuz?

Mesut Yılmaz: Bunu tamamen sezgime dayanarak ve bir tahmin

olarak söylüyorum. Çünkü AKP'nin oyları tepkinin doruk noktasında oluşan

ve şu anda belki belli ölçüde kemikleşmiş olan oylardır. Kararsızlardan

buraya geçmek için önemli bir neden yoktur.

KONUŞMA METNİ- 5:

Baykal: Partinin seçim kaybı karşısında sorumluluğu üstlenip gereğini

yapması gereken insan Genel Başkandır. Ben bu duygular içinde görevden

ayrıldım, çok doğal bir olay. Parti demokratik bir parti, yeni bir yönetim oluştu,

yeni arkadaşlarımız göreve geldiler, bir buçuk yıl görev başında kaldılar ve

kendi kararlarıyla olağanüstü kurultay kararı aldılar ve o geçen bir buçuk yıl

içinde partim, örgüt, toplum, vatandaşlar, benim seçim öncesinde söylediğim

sözlerin, verdiğim mücadelenin bugün daha doğru değerlendirildiğini,

öneminin daha iyi anlaşıldığını, bir anlamda haklılığımın ortaya çıktığını

söyleyerek beni siyasette sorumluluk üstlenmeye çağırdılar. Yani benim

siyasetten ayrılmam gibi bir şey söz konusu değildi. Ben genel başkanlıktan

ayrıldım, sorumlu bir insandım, partinin üyesiydim, her türlü görevi yapmaya

hazır bir noktadaydım ve siyaseti bırakmamı gerektiren bir tablo da yoktu.

Yani Siyasetten elini eteğini çek, siyaset senin için yasak alan oldu, olması

gerekir gibi kimsenin böyle bir şey söylemesi doğru da değildir, makul da

değildir.

KONUŞMA METNİ- 6 :

Deniz Baykal: Tamam da ben de onu göstermeye çalışıyorum. Yani,

herkesin kafasında şu varsayım var. Efendim partiler bir araya gelirse, güçlü

bir olay çıkar. Halâ böyle bir şey olmuyor. İki kere iki dört etmiyor siyasette...

Ali Kırca: Bunu DSP de söylüyor zaten.

Deniz Baykal: Onun söylüyor olması bunu yanlış da yapmaz,

doğru da yapmaz. Bu doğru. Eğer öyleyse, o zaman ne yapacağız. Yani,

Page 144: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

137

ittifakla, büyümek çok kolayca mümkün değil. Böyle bir olmadı. Daha önce

denedik. Şimdi tekrar diyorsanız ki, falan filan birleşsin. Kadroları değiştirin,

bilmem yeni bir kimlik altında bir araya gelin. Yada anlaşın, uzlaşın. Yok

böyle bir şey. Büyümeyi sağlayan bir temel dinamik var. Bu dinamiği AKP

yakaladı. Şimdi biz de yakaladık. Onu söylüyorum. İşte onu pekiştireceksiniz,

onu geliştireceksiniz. Onu açacaksınız. Onu açmak demek falan örgütle

oturup müzakere et, bilmem bu değil. Başka değil. Şimdi Kemal Derviş ile biz

onu yakaladık. Biz zaten büyüyorduk. Şimdi Kemal Derviş, geldi. O büyüme

çok daha hızlanıyor. Bugünden itibaren CHP, o bahsettiğimiz tümünün artık

anlamı kalmamıştır.

KONUŞMA METNİ- 7 :

Ali Kırca: Sayın Baykal, Sayın Derviş'in bir arayış sürecinden sonra

CHP'yi tercih etmesinin temelde nedenleri nedir? Daha önce görüşmeleriniz

oldu, size de geldi, ikili temaslarınız oldu. O temaslar sırasında Sayın

Derviş'in böyle bir karar vereceğini sezmiş miydiniz, neden CHP'yi tercih etti

yada o tercihin altında yatan sadece kamuoyu yoklamalarında barajı

geçebilecek gibi görünen sol kanattaki partinin CHP olmasından, dolayısıyla

garanti bir parti olmasından mı kaynaklanıyor?

Deniz Baykal: Geçebilecek gibi görünen ifadeyi çiziyorum.

Ali Kırca: Biz her şeyi ihtiyatlı söylüyoruz çünkü onunla rakam verilir.

Deniz Baykal: O rakamlar tabi son zamanlarda çok rakam üretiliyor...

Ali Kırca: Yani kamuoyu...

Deniz Baykal: Buralarda bunları konuşmanın anlamı yok. Burada ben CHP'nin iktidar hazırlığı konusunda konuşmak istiyorum. İşi bir

partiler, kişiler arası .....

Page 145: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

138

KONUŞMA METNİ- 8 :

Ali Kırca: Siyasetten değil de genel başkanlıktan ayrıldınız.

Deniz Baykal: Genel başkanlıktan ayrıldım ve ayrıldıktan sonra ben

siyasetin içindeyim, bir parçasıyım.

Ali Kırca: Siyasetin içinde olun, yine katkıda...

Deniz Baykal: Girmesi yasak diyorsun?

Ali Kırca: Hayır, ben yasak demedim. Neden tekrar...

Deniz Baykal: Bir defa yasak olmadığını içimize sindirelim onu

anlatmak istiyorum, bu bir usuldür. Yani belli bir usulle seçilirsin oradan kendi

taktirinle veya belli bir usulle uzaklaşırsın.

KONUŞMA METNİ- (9a):

Deniz Baykal: Girmesi yasak diyorsun?

Ali Kırca: Hayır, ben yasak demedim. Neden tekrar...

Deniz Baykal: Bir defa yasak olmadığını içimize sindirelim onu

anlatmak istiyorum, bu bir usuldür.

KONUŞMA METNİ- (9b):

Deniz Baykal: O rakamlar tabi son zamanlarda çok rakam üretiliyor...

Ali Kırca: Yani kamuoyu...

Deniz Baykal: Buralarda bunları konuşmanın anlamı yok. Burada ben

CHP'nin iktidar hazırlığı konusunda konuşmak istiyorum.

KONUŞMA METNİ: 10 :

Ali Kırca: Bunu şunun için söylüyorum barajın altında göstermiyor hiç

bir kamuoyu yoklaması ama baraja da çok yakın kritik noktalarda duruyor...

Tansu Çiller: Şimdi onu anlatacağım. ANAP ile aslında bizim

tabanlarımız bir ama tavanda çok farklı politikalara doğru gittik. Sayın

Yılmaz'ın Avrupa Birliği konusunda bize yaklaşmış olması yani Gümrük Birliği

konusu döneminde hep karşımızdaydı hatta Gümrük Birliğinden çıkılacağını

Page 146: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

139

söylüyordu ve Refah Partisi de öyle söylüyordu ve Yılmaz da söylüyordu.

Yani şimdi Sayın Yılmaz'ın Avrupa Birliği konusunda geldiği nokta bizi

birleştirdi. Ama onun dışında ne çiftçi politikaları, ne esnaf politikası, ne

ihracat dışı açılma, ne üretim, ne diğer bütün bir vizyon, liberalizm dediğimiz

meselelerin öğeleri, ne kültürel milliyetçilik diye benim üzerinde durduğum

milliyetçiliğe verdiğimiz ehemmiyet, ne üniter devlet yapısı konusundaki

hassasiyetimiz bütün bunların hepsi artık kavramda tam örtüşmüyor. Ama

bunların örtüştüğü partiler var.

KONUŞMA METNİ 11 :

Ali Kırca : ... DYP'nin baraja takılma endişesi var mı, anketlerin

sizlere gösterdiği fotoğraf nedir?

Tansu Çiller: Hiç böyle bir endişemiz yok. Ama mühim olan baraja

takılmamak değil. Biz baraja takılmayacağımızı çok iyi biliyoruz ama ben

büyük merkez sağa talibim. Çok uzun süre şunu mecliste savundum: Hemen

seçimin arkasında seçim yasalarını değiştirelim hatta "Gelin seçim yasalarını

değiştirelim, gündeme getirelim" dedim ve dediler ki "Daha seçimden yeni

çıktık, niye bunu getiriyorsun?" Beşinci kez bütün liderler turunda aynı şekilde

gittiğim zaman beşinci kez aynı dosyayı önlerine koyduğum zaman doğrusu

biraz da utandım. Çünkü içinde seçim yasaları olarak şunlar vardı: yüzde on

baraj indirilmemeli ve mutlaka iki turlu seçim yapılmalı, tercih sistemi olursa

çok iyi olur, millet kendi adayını tespit eder ve etkin olur, katılımcı olur ve bu

katılımcı demokrasi için güzel bir açılımı olur bir de seçim harcamaları

Avrupa Birliği normlarında denetlenmeli. Çünkü görüyoruz ki olağan dışı

harcamalar olabiliyor, bazı partiler bir anda şehir merkezlerine gökdelenler

dikebildiler bu çok çekiyor, kamuoyunun dikkatini çekiyor ve çok ciddi

harcamalar yapabiliyorlar. Yani biz de kendi partimizin harcamalarını

bildiğimiz için bunun ötesinde ne kadar yapılabildiğimizi göz önünde

bulundurduğumuz zaman kamuoyunun da bunu sorguladığını biliyoruz

dolayısıyla bu da denetlensin dedik.

Page 147: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

140

KONUŞMA METNİ- 12 :

Devlet Bahçeli: Sivil toplum kuruluşlarının bazılarından, bir takım

konuşmalardan, o günlerin basını takip edildiği vakit bunu çok sayıda insanın

dillendirdiği dikkatimizi çekti.

Ali Kırca: Güvensizlik ortamı var...

Devlet Bahçeli: Bunu anlamak mümkün değil. Güvensizlikten ne

amaçlanıyor onu da anlamak mümkün değil fakat kamuoyunda bu tartışma

başlatıldı. Bir kriz aşma sürecinde gayet güçlü temellerle kurulmuş olan bir

hükümet ortada, parlamento gece gündüz çalışıyor, güçlü ekonomik

programın gerektirdiği bütün yasalar çıkartılıyor, köklü yapısal reformlara

gidiliyor, bazı sivil toplum kuruşlarımız, bazı iş adamlarımız, bazı basınımızın

köşe yazarları bir güvensizlikten bahsediyorlar. Şimdi güvensizliği nasıl

aşacağımız dediğimiz zaman onu doğru dürüst veren yok. Ama deniliyor ki

"çok kalabalık bir kabine, bu kabinenin azaltılması lâzım, acaba bir iki bakan

ayrılabilir mi, bir iki bakan ayrıldığı takdirde bir güven bunalımı kalkabilir mi"

gibi. Şimdi bu aşıldı, daha doğrusu güvensizlik kavramının modası kalktı,

geçti ve yerine bir siyasi belirsizlik kavramı ortaya atıldı...

KONUŞMA METNİ- 13 :

Ali Kırca: Dışardan gelen böyle bir ortam diye düşünüyorsunuz peki

Sayın Derviş bunu Bakanlar Kurulu'nda getirdi mi? Yani kabinede revizyon

yapalım veya siyasi belirsizlik...

Devlet Bahçeli: Basına verilen demeçler liderler toplantısında, Sayın

Kemal Derviş'in davet edildiği toplantılarda çok açık olmamakla beraber

üzerinde durulan konular oldu. Ama şimdi 57. Hükümeti de iyi tahlil etmek

lâzım. Bir defa güçlü bir ekonomik program uyguluyor, neden uyguluyor?

Krizi aşmak için uyguluyor. Peki bunda samimi? Samimiyeti var, iyi niyeti var

mı? Var. Meclisi bu samimiyet ve iyi niyetle çalıştırıp ekonomik programı

başarılı kılabilecek yasaları çıkartıyor mu? Çıkartıyor. O zaman neden

güvensizlik kavramı sürekli tartışılıyor bunu anlamak mümkün değil. Siyasi

belirsizlik kavramı güvensizlik kavramının yerine geldi. Nedir bu siyasi

belirsizlik? Bunun kapsamını belirten yok, içini dolduran yok, siyasi

Page 148: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

141

belirsizliğin ortadan kalkması için neler yapılması gerektiğini ifade eden de

yok. Ama gayet çalışmalar yapılıyor ama siyasi belirsizlik var tartışması bu

defa kamu oyunda. İşte bütün bunları göz önüne aldığınız vakit bazı

gelişmeleri ve gelişen olayları birbirileriyle ilişkilendirdiğimizde bir şeyleri

sezinlememek mümkün değil.

KONUŞMA METNİ- 14 :

Recai Kutan: Hayır. Yalnız benim bir özelliğim var her halde insan

olarak istişareye en çok önem verenlerden birisiydim. Ben her vesileyle

anlatıyorum bizim Malatya'da meşhur mahalledir Sancaktar Mahallesi.

Rahmetli Turgut Özal'ın, Korkut Özal'ın da mahallesi ve zaten evlerimiz karşı

karşıyadır. Bir yakın payımız vardı, at arabacısıydı. O dönemin insanları

Ömer Seyfettin'in bir hikayesi vardır "alim değil ama arif" diye. Arif

insanlardan biri okuması pek yoktu ve bana derdi ki "Yeğen Türkiye'de en

kolay, en rahat temin edeceğiniz şey akıl danışma, kime gitsen hiç üşenmez

sana bir saat akıl verir ne biliyorsa" bu itibarla ben o tavsiyeden beri belki

bana çok etki yapmamış da olabilir mutlaka danışırım. Kim? Erbakan da tabii

danıştığım kimselerden biridir. O rahmetli komşumuzun da tavsiye ettiği gibi

Sayın Erbakan'a cömertçe bütün fikirlerini söyler.

KONUŞMA METNİ- 15 :

İsmail Cem: Bir defa önce meseleyi tanımlamak istiyorum. Türkiye'nin

başında üç tane belâ var birincisi üretimsizlik, ikincisi işsizlik, üçüncüsü

eşitsizlik. Üretimsizlik yani bizim ekonomimiz yeterince üretmiyor, yatırım

yapılmıyor, fabrikalar kapandı, iş yerleri kapandı. Büyük bir işsizlik var ve

nihayet eşitsizlik. Bu üçlüyü çözmenin ilk ve en önemli adımı üretimi artırmak

Türkiye'de bu çok önemli üretimi artıracağız. Peki üretimi artıracağız da eğer

biz Türkiye'de üretimi yatırımı zorlaştırmaktaysak, cezalandırmaktaysak o

zaman üretimin artmasını beklemek hayalden öteye gidemez. Peki hakikaten

üretimi zorlaştırıyor muyuz? İnanılmaz ölçüde. Bir defa zihinlerimizde bir

üretim, istihdam buna karşı bizi tutan adeta sınırlar söz konusu. Üretimi

artıracağız ama biz insanımızı, tüccarı, esnafı, küçük esnafı biz üretim

faktörlerini sanayiciyi, ihracatçıyı bir vergi matrahı gibi görmekteyiz. Yani

Page 149: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

142

insana üretim faktörü, üretime katkı getiren bir birim gibi değil ben ne

yapayım bunun öncelikli işleri bana vergi sağlamaktır yaklaşımıyla

bakmaktayız. Biz bu üretim konusunda bütün dünyanın uyguladığı üretimi

artırıcı, yatırımı artırıcı önlemleri uygulamamaktayız. Kırtasiyecilikten

bahsetmeyeceğim yani çeşitli şekillerde zorlaştırıyoruz ama...

KONUŞMA METNİ- 16 :

Ali Kırca :Şu anda ittifak yapmak gibi bir düşünceniz yok her hangi bir

partiyle.

İsmail Cem: Şu anda böyle bir ihtiyaç hissetmiyoruz fakat bir görelim

bu düşüncede olanlar da ne diyor, ne düşünüyor. Yoksa bizim öyle bir

şeyimiz yok. Biz kendi işimizi iyi yapmaya çalışıyoruz. Benim tek meselem o

az önce konuştuğumuz gibi Türkiye'de, yani benim meselem şu: ben

Türkiye'de insanın Türkiye'nin birikimine inanıyorum, Türkiye'de müthiş bir

girişimcilik var, Türkiye'de sanatçı var, Türkiye'de yazar, gazeteci yani

Türkiye'de her şey var ve Türkiye'de güzellikler var. Ama bütün bunlar işimize

hapsedilmiş ve bunları ortaya koymamıza, özgürce bunları böyle bir dünyaya

ve kendi insanımıza ulaştırmamıza bir takım gizli eller mani olmuş ben bunu

görüyorum. Çünkü çok örnek verdim ekonomide kalkıp da yatırımı istihdamı

cezalandırmaya devam edersek o zaman yatırım olmaz, işsizlik ortadan hiç

bir zaman kalkmayacak da işsizlik makul düzeylere bugünün çok altına

inmez, eşitsizlik işsizlik bu ölçüdeyse eşitsizlik aynen bu büyüklükte devam

eder. Ama biz onu kullanmıyoruz bir türlü. Aynı şey insanımıza sahip

çıkmakta doğru, aynı şey özgürlüklerimizde geçerli. Dolayısıyla ben Türk

insanında var olan dinamizmi, Türk insanında var olan güzellikleri

özgürlükleştirmek ve ortaya çıkarmak onu serbest bırakmak, hadi kardeşim

demek, hadi Türkiye demek. Ve bunun olabileceğine inanıyorum. Unutmadan

size bir teşekkürüm var onu...

KONUŞMA METNİ- 17 :

Bülent Ecevit: Tabi bir bölücü akıma destek vermekle ikincisi din

suiistimaline destek vermekle Türkiye'yi tehlikeye yöneltmiş olur. Çünkü

Türkiye'nin içinde bulunduğu veya karşı karşıya bulunduğu aslında iki tehlike

Page 150: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

143

var. Birisi biz öyle bir jeopolitik konumdayız ki Türkiye'yi bölmek isteyenler

her zaman vardır ve olacaktır. Onun için bölücülüğe karşı çok duyarlı

olmamız gerekir. İkincisi lâiklik Türkiye için yaşamsal önem taşımaktadır.

Lâikliği tehdit edebilecek veya tehdit edebileceklere de çok duyarlı olmak

gerekir. Aslında bu duyarlılığı paylaşan pek çok kimse var. Fakat onlar bir

süre kaygılarını kendi kendilerinden saklama sürecine geldiler. Ben onlara bu

tehlikeyi hatırlatma ihtiyacını duyuyorum.

Ali Kırca: Peki Başbakan Bülent Ecevit sadece hatırlatmakla mı

yetinir? Şundan soruyorum çünkü buraya gelen e-mailler size soru olarak

bunun yöneltilmesini isteyenler diyorlar ki eğer Sayın Ecevit böyle bir tehlike

görüyorsa ve sizin de belirttiğiniz gibi seçimlere artık 2004 Nisan'ında değil

de 3 Kasım'da yani seksen gün yapılacak ise bu tehlikeyi önlemek için Sayın

Ecevit ne yapacak? Sadece işaret mi edecek?

Bülent Ecevit: Daha ne yapılabilir? Demokrasi rejimi bunlara karşı, bu

tür tehlikelerin kaynağı olabileceğini düşündüğüm çevreleri bunları kapatalım

demiyorum, cezalandıralım demiyorum. Ama benim de hakkımdır rejimle

ilgili, devletle ilgili kuşkularımı kamuoyuna yansıtmak benim de hakkımdır.

Kamuoyu bana yeteri kadar destek olduğu zaman da tehlike rahatlıkla

önlenmiş olur.

KONUŞMA METNİ- 18:

Ali Kırca : Şunu söylemek istiyorum yani şu an ki kamuoyu

yoklamalarında DSP'nin bugün itibariyle Türkiye'de seksen günlük siyasette

sürprizlere gebedir. Yani bugün yaşadığımız şaşırtıcı gelişmeler gibi. Ama şu

aşamada barajı aşması zor görünüyor.

Bülent Ecevit: Evet zor görünüyor fakat o zorluğu aşabileceğimize

inanıyorum ve o inançta hareket ediyorum, arkadaşlarım da öyle

davranıyorlar. Önümüzde iki buçuk ay var ve bu iki buçuk ayı iyi

değerlendirebilirsek bazı mesajları daha etkili bir şeklide kamuoyumuza

iletebileceğimize inanıyorum daha doğrusu bunun için gereken bütün çabayı

gösteriyoruz. Apo'nun yakalanması konusu ben sadece o nedenle

oylarımızda artış olduğuna inanmıyorum. Ben o zaman hatırlarsınız hep

Page 151: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

144

"Devletin başarısıdır." dedim. Ama ilginçtir ben devletin başarısıdır ve bunun

için bize pay çıkarmayın dedikçe halkın güveni daha da çok arttı.

KONUŞMA METNİ- 19 :

Bülent Ecevit: Olmuş olabilir tabi benim de hatalarım olabilir. Ama

ben yanlış davranışta bulunduğum izlenimde değilim. Örneğin en çok yalnız

bırakıldığım dönemlerden biri veya dönem 12 Eylül askeri müdahale döneminde arkadaşlarımızın büyük çoğunluğu tarafından yalnız

bırakılmış olması. Yalnız da şu anlamda ben demokrasiye çok bağlı bir

insan olarak daha önce de demokrasiye müdahaleler olduğunda karşı çıkmış

bir politikacı olarak 12 Eylül askeri yönetim döneminde arkadaşlarım özellikle

etkili dönem mevkilerdeki arkadaşlarımın benimle birlikte hareket etmemeyi uygun bulmamaları beni üzmüştü. Ama siyasette böyle şeyler

de oluyor. Türkiye zor bir dönemden geçiyor, herkesten aynı özveriyi, aynı

cesareti beklemek doğru olmayabilir dedim ve içime attım onları da. Sizin

de belirttiğiniz gibi yeniden başladım siyasete bir anlamda yani demokratik sol çizgiyi değiştirmeksizin yeniden başlattım. Hatta yasaklıyken parti

örgütlenmesini ben yapamıyordum Rahşan Ecevit göstermişti o görevi. Tabi

beni üzen 12 Mart askeri müdahale dönemi ondan daha öncekinde yani

bizden daha solcu kesimler ile askeri yönetim karşısında çok suskun

davrandılar o da beni yadırgamıştı. Ama en ilginç olanı bu son olay, yani

durup dururken DSP'nin grubunun yarı üyeleri, örgütteki üyeler değil fakat

grubun yarı üyeleri birden bire DSP'yi terk ediyorlar ve "Biz solcu değiliz."

diyorlar. Bunlar çok garip olaylar, izahı çok güç olaylar. Türkiye'de zaten

son yıllarda veya son bir yılda siyaset sarsıntı geçirir duruma girdi izahı güç

şeyler oluyor. Hiç ummadığınız kimseler kendi partilerini terk ediyorlar

başka partiye geçiyorlar. Ama münferit olaylar olarak. Ancak DSP grubu içinde o büyüklükte kopuşun doğrusu beklemiyordum. Belli ki bir takım

kışkırtmalar etkili olmuş belli bir aşamada.

Ali Kırca: Peki böyle geleceğe dair bir endişe yada merak

Ali Kırca : Bu iki insanı Türk siyasetine kazandırdınız ama siz

kaybettiniz. Buna nasıl bakıyorsunuz?

Page 152: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

145

Bülent Ecevit: Şimdi Cumhurbaşkanı bakımından olumsuz, acı bir

olay oldu fakat ondan sonra birbirimizi daha iyi anlar hale geldik ve bugün

Sayın Cumhurbaşkanı ile ilişkilerimiz her bakımdan son derece de iyi. Yani

orada bir teşhis hatam olmadığını zannediyorum.

Ali Kırca: Sayın Derviş'e geçmeden Sayın Sezer de biraz daha

kalmak istiyorum. O çok önemli, onunla ilgili başka bir soru daha var ki şu

anda sizin işaret ettiğiniz krizle ilgili olarak diyor ki "MGK'da yapmış olduğu

tartışmayı bu bir 'devlet krizidir' diye açıklamasından pişman mı, böyle bir

açıklamayı şimdi yapar mıydı, krizin tetikleyicisi olmuş mudur" diye soruyor.

Bugünlere dönerek bunun bir hata olduğu düşünülür.

Bülent Ecevit: Bu konularla ilgili olarak gündemi etkilemek bence çok

yanlış olur. Öyle bir olay olmuştur burada kimin daha çok kusuru vardır,

kabahati vardır ileride tarihçiler bunu belirleyecektir. Şimdi o konulara yeniden girmenin son derece yanlış olacağına inanıyorum.

KONUŞMA METNİ- 20:

Ali Kırca: Bu kadar her şeyi çok iyi barışçı bir süreç İstanbul'a

yaşatmışsanız ve yönetiminizin örneğini bu anlamda, siyasi anlamda

vermişseniz, neden değiştiniz ki? Ne değişti yada?

Recep Tayyip Erdoğan: Ben zaten hiçbir zaman değiştim demedim

ki. Ben her zaman geliştim diyorum. Ama birileri de bu geliştim ifadesine

değiştiğimi yakıştırıyorlar, ben de hayırlı olsun diyorum. Başka bir şey yok.

Dünyada bu gelişmeyi... Çünkü gelişmeyen ve bu gelişime uygun olarak bir

değişim sürecinin yaşanmaması mümkün mü? Ama bu gelişimle alâkalı bir

değişimdir. Neredeki? Dünyadaki, bilimdeki, her şeydeki değişim.. Siz de

değişiyorsunuz Ali Bey... Yani, 20 yıl önceki Ali Kırca böyle, 20 yıl sonraki Ali

Kırca...

Ali Kırca: Geliştim dediniz. Şimdi tekrar zımnen bu şekilde siz de

değiştiğinizi söylemiş oluyorsunuz.

Recep Tayyip Erdoğan: Ediyorum işte gelişime uygun olarak.

Page 153: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

146

Ali Kırca: Ama değiştim diyorsunuz ama... Nerede değiştiniz o

zaman? İstanbul Belediyesinde siyasi anlamda, yani topluma bakış

açısından, insanların yaşam özgürlüklerine, haklarına saygı açısından her

şeyi sağlamışsanız ne değişti? Niye değiştim diyorsunuz?

Recep Tayyip Erdoğan: Örneğin.. Ben Avrupa Birliği olayına 15-20

sene önce farklı bakıyordum ama bugün farklı bakıyorum. IMF'ye 15-20 sene

önce farklı bakıyordum, bugün farklı bakıyorum gibi. Yani bunlar.

Ali Kırca: Bu değişimle ilgili Dr. Cem Çetin, bir mail çekmiş. Diyor ki,

'Tayyip Erdoğan hep değiştim, diyor ama niçin şu zekice soru kendisine

saygın basınımız tarafından sorulmuyor... Ya yeniden değişirse? Tekrar

değişme ihtimali yok mu? Ya eskiye dönerse?"

Recep Tayyip Erdoğan: Bir defa artık, geçmiş geçmişte kalmış. Biz

artık geleceğe yürüyoruz. Cem Bey bunu kendine de sormalı. Kendine

sormalı. Biz devamlı geleceğe yürüyoruz. Artık geçmişte kalanlar, tembellerin

işidir. Hedefi olmayanların, amacı olmayanların işidir. Bizim amacımız vardır.

Bu ülkeye hizmettir. Milletimize hizmettir. Ve milletimizi şu bulunduğu

noktadan muhasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmak diyoruz ya,

buraya çıkma hedefine götürmektir. Bunu özgürlükler noktasından haklar

noktasından alınız, ekonomik noktadaki tüm sıçramalara varıncaya kadar

bunu yakalamak durumundayız. Ama bunu biz kalkar da, eğer bireyin kendi

hürriyetleri açısından, kendi kişisel yaşam biçimine müdahale olarak alırsak,

burada tabi yanılırız. Ne Ali Bey’in birey olarak yaşam hakkına müdahale

ederim. Ne de Ali Bey’in benim kendi birey olarak inanç, düşünce vs gibi

durumuma müdahale edilmesini isterim.

KONUŞMA METNİ- 21 :

Ali Kırca: Bugün Meclis'te ifade edilen rakam. Gerçekten de bunu

elbette de doğrudur. Ekonomik kriz ve sonrasında uygulanan politikalarla

artmıştır ama neticede bu geriye giden 15-20 yıllık hükümetler dönemine

giden ve içinde Refah-Yol hükümetinin de bulunduğu hükümetlerin

borçlanma politikaları sonunda Türkiye bu noktaya geldi. Zaten olan oldu.

Page 154: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

147

Sorun bundan sonra nasıl çözüleceğine ilişkin. Onun için bunları soruyorum.

Dünya Bankası ile ilişkiler yarın oturulduğunda bütün bunları başkaları da

belki anlatıyorlar ama...

Recep Tayyip Erdoğan: Borcu borçla öderken, akıllı bir borçlanma

politikasıyla yaparsanız, oradan netice alırsınız. Ve burada tüccarca

davranmak durumundasınız. Bir memur gibi değil. Ama maalesef bizde

borçlanmayı yapanlar memur gibi yaptılar. Yani, karşı tarafın getirdiğini

aynen kabul ederek, kendileri acaba ben bu borçlanmayı yaparken, bununla

neyi kazanacağım veya neyi kazandıracağım, bunun hesabını yapmadılar.

Yapmadıkları için de o borçlanma bizi artıya değil, sürekli olarak eksiye

götürdü. Borç yiğidin kamçısıdır doğru ama yiğidin kamçısıdır.

KONUŞMA METNİ- 22 :

“Alman Halkının Yüce Hakimi Benim!”

Hitler : … Alarmla ilgili son bilgileri veren haberleri gece yarısı saat

birde öğrendim ve bir saat sonra da Münih’e vardım. Cumhurbaşkanlığı

vazifesini ifa eden Göring de, ben temizleme hareketi ile meşgul olduğum

zaman, Berlin ve Prusya’da da aynı şekilde tedbirler alınmasında benden

tam yetki altı. O, Nasyonal Devlet’e karşı girişilen bir hücumun ilerlemesine

meydan vermeden demir yumrukları ile ezdi. Yıldırım sürati ile hareket

etmenin sebebi şu idi: Mukadderatımızın tayin edebileceği o saatte çok az

kimse benimle beraber idi. Vekil Göbels ve Yeni Genel Kurmay Başkanı ile

hazırlanan plan gereğince, şimdi sizleri haberdar ettiğim harekata geçildi.

Harekat Münih’te sona erdi. Daha birkaç gün önce merhamet ve şefkatle

verilecek kararlara hazırlanırken, bahsettiğim tarzda hareket etmemizin

sebebi hakkında mütalaalar yürütmeye imkân yoktur. Ayaklanma ve isyanlar,

her zaman demir pençenin kanunları ile bastırageldi. Şayet bir kimse bana

sitem eder ve niye adalet ve mahkeme yolu ile cezalandırma yoluna

gitmediğimi sorarsa sadece şunu söyleyeceğim: Şu anda Alman halkının

mukadderatından ben mesulüm. Bunun neticesi olarak da, Alman halkının

yüce hakimi benim!

Page 155: SOSYAL BİLİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/531/834.pdf · görevlilerinin, sendika başkanları, sivil toplum örgütleri başkanlarının kamuya yada özel

148

İsyan tümenleri, tarihin bütün çağlarında her zaman, imha edilmek

sureti ile hizaya getirildi, bastırıldı. Sadece bir tek devlet bu yegane çareyi

kullanamadı ve o devlet de kusurunu çökmekle ödedi. O devlet de Almanya

idi! Ben, genç Reich’ın ihtiyar Reich’in akıbetine uğramasını istemedim.

Bunun için de, bu hıyanet elebaşlarının öldürülmeleri için emir verdim ve

diğer emirlerle de, içimizdekileri ve ülke dışındakileri aleyhimize zehirleyen bu

ülser kuyularının hak ile yeksan edilinceye kadar yakılmalarını emrettim.

Sonra, bu isyancılardan herhangi biri, kendilerini tevkil etmek için gelenlere

karşı koymaya kalkıştığı takdirde, derhal silahla mukabele edilmesi için emir

verdim. Bu millet bilmelidir ki, ülkenin güvenliği, şahsi dokunulmazlıklarının

gölgesine sığınmakla tehdit edilemez. Ve herkes bilhassa şunu gayet iyi

bilmelidir ki, istikbalde, devleti vurmak için elini kaldıranlara tek bir

mukabelemiz olacaktır: Ölüm! Onları, hiçbir rütbenin hiçbir mevkiinin

kurtaramayacağını her Nasyonal Sosyalist bilmelidir. Bütün bunları göz

önünde tutarak, soysuzlukları ve yaptıkları suiistimalleri herkesçe bilinen

binlerce eski muhalifimiz aleyhine takibata giriştim (Muallimoğlu, 1991; 512).