84

Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri
Page 2: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

2

Sualtı Arkeolojisi Kazı Teknikleri

Öğrettiklerinden ötürü, Sayın Hocam Yrd. Doç. Dr. A. Harun

ÖZDAŞ’a sonsuz teşekkürler…

Page 3: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

3

Page 4: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

4

Özgün BAŞIBÜYÜK

Sualtı Arkeolojisi Kazı Teknikleri

Bu yazı, UNDET çalışmalarının sonucudur.

İzmir 2012

Page 5: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

5

SUALTI ARKEOLOJİSİ KAZI TEKNİKLERİ

Özgün BAŞIBÜYÜK

Editör:

Levent KORLU

Düzenleme:

Barış ARAN

İzmir 2012

Page 6: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

6

ÖNSÖZ

Dünyada ilk yaşam kırıntıları sudan doğmuştur ve bu

yüzden insanında en önemli ihtiyacı olmuştur. İnsanoğlu

oluşumunun ilk evresi ile birlikte su ile tanışmış ve anlam

veremediği uçsuz bucaksız denizlerden korkmuştur. Zamanla

kendi yaşamını idam ettireceği gereksinimlerini denizden

edinebileceğini fark etmiş ve meraklı yapısı ile incelemeye

başlamıştır. Deniz ürünlerinden yiyecekler edinmiş, süsler ve

takılar yapmışlardır. Bir süre sonra deniz ve nehirleri hayatlarını

kolaylaştırmak için kullanmış ve sandal, gemi ile ona

hükmetmeye başlamışlardır. Ancak denizle olan bu ilişkide zaman

zaman kazanan taraf deniz olmuş, bu korkularından dolayı da ona

tapmaya başlamışlardır. Onlar için bu maceracı ve tehlikeli olan

denizden kaçmamışlar, tam tersine üzerine giderek insanlık

tarihinin bugünlere gelmesini sağlamışlardır.

Kültür tarihinin bu gelişimi sırasında dünyadaki en önemli

merkez de ülkemiz suları olmuştur. Doğu ile batı arasında bir hat

oluşturan sularımızda bulunan ve bulunmayı bekleyen birçok

batık yer almaktadır. Bu yüzden Türkiye’ de gelişmesi gereken

önemli bir arkeoloji dalıdır.

Page 7: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

7

Bu yazıyı yazmamdaki amaç ise Lisans eğitimi alan

Arkeoloji öğrencilerine bu alanı sevdirmek ve onları

yönlendirmektir, ayrıca öğrenmiş olduğum tüm bu bilgileri

naçizane ölümsüzleştirmek ve paylaşmak istedim.

Bu yazı, Lisans ve Yüksek Lisans eğitimim sırasında

katılmış olduğum araştırma ve kazılarda deneyimle, hocalarımdan

izlenimlerimle, hocalarımın öğrettikleriyle ve kendi yaptığım

araştırmalarla tamamladım. Bu yüzden yazıyı, Sualtı arkeoloji

alanında bildiğim en önemli verileri öğreten, Türkiye’ de Sualtı

Arkeoloji alanında en önemli bilim adamlarından birisi olan

hocam Yrd. Doç. Dr. Harun ÖZDAŞ sayesinde yazdığımı

söylemek isterim. Ayrıca bana arkeolojiyi sevdiren değerli hocam

Prof. Dr. Serap YAYLALI’ ya, Beni sualtı alanında yönlendiren

hocam Yrd. Doç. Dr. Aynur CİVELEK’ e, sürekli dertlerimizle

uğraşan ve bizden yardımlarını esirgemeyen Arş. Gör. Aydın

ERÖN, Arş. Gör. Murat ÇEKİLMEZ, Arş. Gör. Emre ERDAN’

a, Arş. Görv. Sedat Akkurnaz’a ve tüm diğer değerli hocalarıma

sonsuz teşekkürler.

Özgün BAŞIBÜYÜK

Page 8: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

8

İÇİNDEKİLER

Önsöz 5

Giriş 9

BÖLÜM I

1.1. Sualtının keşfi ve tarihi 15

1.2.Sualtı Arkeolojisinin Türkiye’ deki gelişimi 17

BÖLÜM II

2.1.Sualtı Arkeoloji çalışmaları yapılan alanlar 20

2.2. Sualtı Arkeoloji alanlarını araştırma yöntemleri 29

2.2.1. Tahmini batık noktaları 30

2.2.2. Toplanan bölgesel veriler 31

2.2.3. Yüzeyden tarama 32

2.2.4. Dalış ile arama 33

BÖLÜM III

3.1. Kazılacak alanın hazırlanması 36

3.2. Sualtı arkeoloji çalışmalarında gerekli ekipman ve

araçlar

42

3.3. Sualtı Arkeoloji çalışmalarında ekip ve görevleri 47

3.4. Sualtı kazı teknikleri 52

3.4.1. Hand Fan 54

3.4.2. Air lift 55

Page 9: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

9

3.4.3. Hydro lift 59

3.4.4. Prop wash 63

3.4.5. Hydro wash 66

3.4.6. Water jet 67

3.4.7. Hitting 70

3.5. Sualtı belgeleme teknikleri 71

3.5.1. Ölçüm 71

3.5.2. Çizim 72

3.5.3. Fotoğraf çekimleri 73

BÖLÜM IV

4.1. Buluntuların çıkarılması 74

4.2. Güvenlik 78

Page 10: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

10

GİRİŞ

Bugün için bilinen en eski tekne, 1954’te Mısır’da yapılan

bir arkeolojik kazı sırasında ortaya çıkarıldı. Keops Piramidi’nde

gömülü bulunan bu teknenin parçaları bir araya getirildiğinde,

43,40 m. uzunluğunda bir gemiyle karşılaşıldı. Gemi 4500 yıl

önce parçalanarak gömülmüştür. Tekne keresteleri ip ve bitki

lifleriyle birbirine

bağlanmaktadır. Ve

omurgasızdır.1 Bu

tekne kullanılmamış

olabilir ancak benzer

örnekleri dolayısıyla

nil nehri üzerinde

kullanılmaktaydı.

Omurgası olmayan

bu geminin ardından Mısır Yeni Krallık döneminde ilk omurgalı

gemilere rastlanmaktadır.2Mezopotamya’ da M.Ö. 5000 - 3000

arasına tarihlenen tekne modeli ele geçmiştir bu da teknelerin 1 Köküöz1995, 20. 2 Köküöz1995, 21.

Page 11: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

11

plastik sanatta işlenecek kadar öneme sahip olduklarını

göstermektedir.3 Erken Bronz Çağ’da (M.Ö. 3000) bu ilk gemiler

üretim fazlalarını deniz aşırı uzak diyarlara götürüp ihtiyaçları

olduğu ürünlerle ülkelerine dönmüşler ve ilk deniz ticaretini

başlatmışlardır.4

M.Ö. 2. Bin yıl civarında

Asur ticaret kolonileri çağı

içerisinde, Kaniş Karum’

unda pişmiş toprak tekne

modeli ve tekneyi kullanan

kişi ele geçmiştir. Bu eser

bölgede nehir ticaretinde

teknelerin rolü olduğunun

kanıtıdır ve deniz taşıtının işleyişin göstermesi bakımından

önemlidir. Mısırlıların ilkel deniz taşımacılığının yerini sonraki

bin yıllarda Fenike denizcileri almıştır. M.Ö.1200 yılından

itibaren Ege göçleriyle gelen akınlar sonucu kıyı bölgesine sıkışan

Kenanlılar Yunanlıların kendilerine verdikleri isimle Fenikelileri

oluşturmuşlardır.5 Fenikeliler gemilerini, Sedir ormanları

ağaçlarından yapmışlardır. Ağaçların gövdesinden kesilen uzunca

bir kiriş, gerilen ipe göre tesviye edildikten sonra kirişe, 3 Tütüncüler2011, ders. 4 Hamza2006, 4. 5 Girgin2006, 4.

Page 12: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

12

belkemiğine kaburga geçirir gibi tahtalar yerleştirilirdi. En üste de

kaburgaları bağlamak için bir güverte döşenirdi. Geminin arka

kısmı balık kuyruğu, burun kısmı da kuşbaşı seklinde

yapılmaktaydı.6 Sedir Ağaçlarının varlığı nedeniyle Byblos kenti

Batı Akdeniz’in en önemli kereste ticareti yapan limanlarında biri

haline gelmiştir. Akdeniz Ticareti üzerine araştırma yapan bazı

bilim adamları Tunç Çağ Doğu Akdeniz deniz ticaretinin

güzergâhıyla ilgili bazı önerilerde bulunmuş ve çoğu bu ticaretin

saatin ters yönünde olduğu noktasında birleşmişlerdir. Buna göre,

Mısır’dan yola çıkan bir gemi kuzeye doğru ilerlemekte ve Levant

kıyısındaki limanları geçerek batıya yönelmektedir. Mısır ve

Levant arasındaki deniz yolunun kullanıldığına dair yazılı

kaynaklar bilgi vermektedir. Amarna Mektuplarında, Mısır’daki

Levant Gemilerinden bahsedilmektedir. Bu da bize söz konusu

dönemde Levant Gemilerinin Mısır’a ulaştığını göstermesi

açısından önemlidir.7 1. Bin yılın son yarısına girilirken, deniz

ticareti doruk noktasına ulaşır ve yaşamın merkezindeki yerlerden

birini alır.

6 Tok2001, 90. 7 Lülleci2007, 8.

Page 13: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

13

Din de bile gemiler yer

almaya başlar arkaik

dönemin başında M.Ö. 550

civarında siyah figür

tekniğinde eserler yapan

Eksekias ressamının

boyadığı bir Kylix

tondosunda Dianysos’ un

kültünü yaymak için bir

gemi üzerinde yola çıkması

anlatılmaktadır.

Ekonominin önemli bir kolunu oluşturur ki bunun en büyük kanıtı

gemi betimlemelerinin sikkeler üzerinde Klasik dönemden

itibaren betimlenmesidir. Buna örnek olarak, Perseus döneminde

Amphipolis’ te basılan tetroboller üzerinde gemi tasvirleri yer

almaktaydı.8 Bu dönem gemiler askeri gücün de önemli bir

simgesiydiler, M.Ö. 431 yılında Atina’nın donanmasının savaşçı

kısmının üç yüz, ihtiyat kısmının ise yüz gemiden oluştuğu tahmin

8 Köyağasıoğlu2006, 37.

Page 14: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

14

edilmektedir.9 Kentlerin donanmalara verdikleri önem büyüktür.

Sadece donanma için yapılan ikinci bir liman uygulaması

mevcuttur. Strabon’ a göre, Yeni Knidos çifte limanlı bir kenttir.

Bunlardan biri açık liman, diğeri ise yirmi gemilik bir donanma

merkezi olan limanıdır.10 M.Ö. 3. Yüzyıla gelindiğinde gemi

üretimi de bir ticaret haline gelmiştir. Önemli Limaların

yakınlarındaki kentlerde tersaneler yaygınlaşmıştır. Kartaca

şehrinin tersanesinde iki yüz kadırganın bir arada tutulabildiği

söylemektedir. Paralelinde de gemi inşasında gelişmeler

yaşanmıştır. Kartaca gemileri dörtlü ve beşli denilen tipte, üçer

sıra kürekli savaş kadırgalarıydı ve bu dönem Kartaca savaş

gemilerinin Donanma mürettebatları tamamen profesyonel

gemicilerden kurulmuştur. Kürekçilerinin disiplini ve

mahmuzlama taktiğindeki uzmanlığı Kartaca donanmasını tüm

batı Akdeniz’ in hâkimi yapmıştır.11

Zaman ilerledikçe gemi tasvirleri de plastik sanatta,

seramikler üzerinde ve sikkelerde betimlenmeye devam etmiştir.

M.Ö. 199 da darp edilen Samos sikkelerinde Gemi pruvası

tasfirleri gemilerin ekonomideki geri dönüşü olmayan liderliğinin

devamını kanıtlamaktadır.12 İlerleyen dönemler içerisinde

9 Mutlu2008, 28. 10 Strabon 14.2.15. 11

Bilgi2006, 17. 12

Köyağasıoğlu2006, 38.

Page 15: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

15

gemiler sadece ticaret için değil korsanlık faaliyetlerinde de

kullanılmaya başlanmıştır. Elvan Eti “ Pompeius M.Ö. 67 yılı

yazında 60 gemilik bir donanma ile Kilikia’ ya yelken açtı. Kısa

bir sürede korsanları dize getiren Pompeius’ a korsanlar bütün

gemilerini teslim ettiler “13 şeklinde korsanlık faaliyetlerinden

bahsetmiştir. Bizans döneminde ise denizcilik hızla devam

etmiştir. M.S. 11. Yüzyılda Constantinepolis’ de üretilen gemiler

Antalya, Rhodos, Lemnos, Samos, Kea, Tenedos, Khios, Gelibolu

başta olmak üzere geniş alanlara ihraç edilmiştir. Devamını

izleyen yüzyıllarda Akdeniz, Marmara denize ve Karadeniz’ de

önemli denizcilik ağı hâkim olmuştur.

13

Eti2006, 6.

Page 16: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

16

Bölüm 1

1.1. Sualtının keşfi ve tarihi

Tüp ile dalışın serüveni ise ilk başlarda taş yardımı ile

sünger, mercan, sedef çıkarmak için yapılan dalışlarla nefes

yardımı ile yapılmaktadır. Yazılı belgeler ilk olarak sünger arama

amaçlı dalış yapan Giritli dalgıçları (MÖ 3000) göstermektedir.

Ardından M.Ö. 2200 yıllarında inci arayan Çinli dalgıçlar

hakkında bilgiler vardır. M.Ö. 13. Yüzyılda ise İlyada’ da

dalgıçlardan bahsedilmektedir.

M. Ö. 4. Yüzyılda

Aristoteles’e ait

olduğu sanılan

Problemata Physica (

Fizik Problemleri)

adlı yapıtta daha uzun

süreli dalış amacıyla

icat edilen dalgıç

çanından bahsedilir.

Page 17: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

17

M. S. 1500-1700 yıllarında içlerinde hava hapseden dalış çantaları

geliştirilmiştir. 1715 yılında John Lethb Ridge adlı İngiliz

araştırmacı her tarafı

kapalı, deriden bir dalgıç

elbisesi keşfetmiştir. 11825

yılında W.H. James İngiliz

mucit, üzerinde sıkıştırılmış hava taşıyan elbiseyi kullanır.1930’lu

yıllarda palet, yüz maskesi ve şnorkel kullanılmaya başlanır ve

1958 yılında Dünya Sualtı Aktiviteleri Konfederasyonu (CMAS)

kurulur.14

Bugün ise tüplü dalış hem bir spor hem de mesleki olarak

kullanılmaktadır. Tüplü dalış suyun altında solunum işlevlerinin

yerine getirilmesini sağlayan özel malzeme kullanılarak yapılan

dalış türüdür ve Scuba Diving olarak tanımlanmaktadır. Bu

tanımdaki SCUBA (Self Contained Underwater Breathing

Apparatus) kendi kendine yeten su altı nefes alma aleti anlamına

gelmektedir. Bu aletin kullanılması içinse özel bir eğitim alınması

gerekmektedir.

14

Başıbüyük2011, 5.

Page 18: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

18

1. 2. Sualtı Arkeolojisinin Türkiye’ deki

gelişimi

Arkeolojinin en önemli

kollarından biri olan sualtı araştırmaları

ve kazıları, üç tarafı denizlerle çevrili

olan ülkemizde önemli bir rol

oynamaktadır ve paralelinde çok eski

dönemden beri Akdeniz ve Ege deniz

ticaretinin merkezi olma özelliğini

taşımaktadır. Sualtı arkeolojisini

ilgilendiren bölümleri ise bu bağlamda devreye girmektedir, o

dönem ticareti oluşturan en önemli etmenlerden İlki olan gemiler

ve bu gemilerin batıkları, ikinci olarak ise gemilerin uğradığı

merkezler ve limanları. Sualtı kazı çalışmaları eski limanlarda ve

batıklarda yapılmaktadır.

Sualtı arkeoloji çalışmaları

ülkemizde 1960 yılında, Myken

Devri uzmanı George F. Bass’ in

Pennslylvania Üniverisitesi adına

yaptığı Gelidonya Burnu Batığı

Page 19: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

19

kazısı ile başlamıştır. 2010 yılında bu alanda tekrar kazı

çalışmaları yapılmıştır. 1967 yılında Bodrum-Turgutresis

açıklarında yer alan Yassıada Batığı Kazısı ile serüven devam

etmiştir.1975 yılında

Şeytanderesi Batığı, 1979

yılında Serçe Limanı batığı

kazıları ile devam

eder.1983 yılında herkesçe

bilinen Uluburun batığında

çalışmalara başlanır. İlk olarak Bass ardından Cemal Pulak

başkanlığında 11 sene kazı yapılır. 1995 Bozburun,1996 Tektaş

kazı çalışmalarının devam ettiği batıklar olmuştur.15

Türkiye’ de Sualtı

arkeolojisinin devamlılığını ve

tanıtımını sağlayan en önemli

birim ise Bodrum Sualtı

Arkeoloji müzesidir. Müzenin

ilk tohumları 1958 yılında

Amerikalı gazeteci-dalgıç

Peter Trockmorton tarafından atılmıştır ve onun uğraşları sonucu

George F. Bass bilimsel Sualtı Arkeolojisiyle ilgilenmeye

15

www.inadiscover.com(16.06.2011)

Page 20: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

20

başlamıştır. Tockmorton’ un kale ile ilgili fikirlerini ise bir müze

fikrine dönüştüren İzmir Arkeoloji Müzesi Müdürü Hakkı

Gültekin olmuştur. Türk hükümeti 195 yılında, terk edilmiş bir

hapishane olarak işlev gören Bodrum Kalesinin geliştirilmesi için

destek sağlamıştır. Süngerciler tarafından tesadüfen bulunan ve

depolarda saklanan amforalar ile Kaptan Kemal Aras, Peter

Trockmorton, Mustafa Kapkın ve Honor Frost gibi kıyılardaki

batıkları ilk kez keşfeden öncülerin denizaltından çıkardıkları

buluntuların sergilenmesi için ilk çalışmalar başlatılmıştır.

1961 yılında Türk

hükümetinin resmi emriyle,

Bodrum müzesi Kültür

Bakanlığının kontrolünde

ve İlk müze müdürü Haluk

Elbe’ nin yönetmenliğe

getirilmiştir. Bodrum

Müzesi St. Jean Şövalyeleri’nin inşa ettiği St.Peter kalesi içinde

geniş bir alanda yer almaktadır.16

16

www.bodrum-museum.com(16.06.11)

Page 21: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

21

Bölüm 2

2.1.Sualtı Arkeoloji çalışmaları yapılan alanlar

Su, insanoğlunun keşfettiği doğasına en aykırı ama

doğasının en büyük keşfi olmuştur. Dünyanın her yerinde deniz,

okyanus, göl, nehir gibi suyun kullanılabileceği alanlarda sualtı

arkeoloji çalışmaları yapılmaktadır. Bu çalışma alanlarını,

insanların oluşmasında birinci dereceden etkin olduğu ya da

olmadan doğanın başrolünü oynadığı etmenler oluşturur. İnsanlar

su ile tanışıklıklarının ardından onu kendi amaçları için

kullanmaya başlamışlardır. İlk olarak balık tutmak, yakın

bölgelerde seyahat etmek için faydalanmışlardır. Gelişen her

olguyla birlikte gemicilikte gelişim göstermiştir. İnsanlar suya

yakın göllerde, akarsularda ve deniz kıyılarında bu araçlarını

kullanmışlardır. Bir süre sonra gemicilik sektör haline gelip

taşımacılık ve ticaret ağını oluşturmaya başlamıştır. Özellikler

akarsular gemiciliğin ilk gelişim gösterdiği alanlar olmuştur.

İnsanlar kara yoluyla hayvanlar aracılığı ile kat edecekleri yolun,

suyun debisi, yönü ve rüzgâr etmenleri kendi yanlarında olduğu

Page 22: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

22

zamanlarda 10/1 oranda daha çok hızlı kat etmektedirler. Sualtı

arkeoloji çalışmaları da iki alanda odaklanmaktadır;

Batık Gemiler

İnsanoğlunun ihtiyacı

olan su her zaman onunla

birlikte çalışmamış bazen

de onun sonu olmuştur.

İnsanoğlunun kullandığı

ve yukarıda bahsettim

deniz araçları ilk başlarda

sal şeklindedirler. Muhtemelen sal şeklindedirler. Bulunmuş sal

örnekleri olmamasına karşın yukarıda bahsettiğim tasvirli sanat

eserlerinden

varlıklarını biliyoruz.

Bu ilk sallar

muhtemelen

nehirlerde ve göllerde

kullanım görüp bu

alanlarda batmış

olmalıdırlar.

Denizciliğin gelişimi

Page 23: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

23

ile birlikte insanoğlu merakının kölesi olup ufkunu genişletme

çalışmalarına başlamıştır.

Omurgalı, daha dayanıklı gemiler yapmış ve uzun yollara çıkmaya

başlamıştır. Henüz pusulanın keşfedilmemesinden dolayı

denizciler gece yıldızları, gündüz güneşi takip ederek yönlerini

bulmuşlardır. Fırsat oluştukça kıyıya paralel giderek yönlerini

tahin ederek yollarına devam etmişlerdir. Gökyüzü tahin edilerek

yapılan yolculuklarda en önemli batma nedeni alaboralardır.

Page 24: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

24

Akdeniz de rüzgâr genelde kuzeyden esmektedir ve aniden çıkan

rüzgârlar gemilerin alabora olmasına neden olmaktadır.17

Böyle batıklarda insan

çalışması daha zordur çünkü

100 metre üzeri derinliğe batan

gemilerdir. Bu tür gemilerde

çalışmalar sonar sistemleri veya

kameralı robotlarla

yapılmaktadır. Gemilerin batma

sebeplerinden bir diğeri ise ticari gemilerin yükleme yaparken yük

kayması sonucu batmalarıdır. Özellikle mermer gibi kütlesel

yükler, yanlış yükleme sonucu batmaktadır. Böyle batıklar

genellikle limanlarda ya da yer altı kaynaklarının yakınlarındaki

kıyılarda bunmaktadır. Mermerden ismini alan Marmara

denizinde yer alan Marmara adası mermer ticaretinde önemli bir

noktadır. Denize olan konumundan dolayı değerli olan adanın

etrafında yük kayması sonucu batan birçok gemi bulunmaktadır.

Denize paralel yol alan gemilerde ise en büyük sorun

aniden karaya basan rüzgârlardır. Karaya sürüklenen gemiler

17 Alper2007, 1.

Page 25: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

25

durabilmek için çapalarını atarlar, şanslılarsa çapa tutup

kurtulurlar ancak genelde sürüklenip kayaya çarpan gemiler, hasar

görürler ardından açığa doğru sürüklenip 40 metre konturlarına

batarlar. Yapmış olduğumuz çalışmaların çoğunda bu batıklara

rastlamaktayız. Böyle batıklarda geminin çapası batığın uzağında

bulunmaktadır. Karaya paralel batma nedenlerinden bir diğeri

aniden bastıran sis sonucu görülemeyen kara veya suların

alçalması sonucu görülemeyen topuklardır. Topuğa çarpan

gemilerin batıkları genel olarak topuğu izleyen koylarda ya da

topuğun etrafında bulunmaktadır.

Gemileri batıran diğer bir neden gece koylara demirleme

sırasında çapa kayması ya da çapa kopması sonucu gemilerin

karaya çarpması veya konaklamak için koya yaklaşan gemilerin

derinliği tahmin edemeyip karaya oturmalarıdır. Bu iki türdeki

batıklar genelde 3 – 10 metre konturunda karşımıza çıkar ve genel

olarak derinlikleri az olması sebebi ile insanlar tarafından tahrip

edilmiş şekildedir.

Batık alanları

dışında gemilerin

bıraktığı etmenler de

sualtı arkeolojisinin

çemberi içerisinde

Page 26: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

26

yer alır. Özellikle batmakta olan gemilerin ve ya konaklamadan

sonra sıkışıp kesilmek zorunda kalan çapalar batık olmadan

karşımıza çıkmaktadır. Eğer gemi batmakta ise çapalar tahmini

rüzgâr yolları üzerindeki kara yakınlarında 30 – 50 metre

arasında, eğer gemi konaklamak için girdiği koyda çapansı

çekemeyip bıraktıysa, çapalar korunaklı koylarda 10 – 20 metre

konturunda bulunmaktadır. Ayrıca koylarda derinliği belirlemek

için dibe gönderilen ağırlıklar da bulunmaktadır. Gemilerin

güzergâhları üzerinde bulunmuş tek tük kırık amphoralar ve diğer

seramik parçaları karşımıza çıkar. Bunlar gemide işlevi sona erip

denize atılan eserlerdir.

Page 27: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

27

Mimari kalıntılar

Mimari kalıntıların sualtında kalmasının birkaç nedeni

vardır bunlar; suların yükselmesi, sel baskınları, volkanik

hareketler, depremlerdir. Sualtında kalan mimari eserleri iki

grupta inceliğe biliriz, deniz amaçlı deniz yakınına yapılan yapılar

ve doğal felaketlerden dolayı denizin altında kalan yapılar. Deniz

Page 28: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

28

ticaretinin gelişmesi ile birlikte denizciliğe yardımcı kollarda

paralelinde gelişmiştir.

Doğal limanın olmadığı, zayıf olduğu ya da dalgaların şiddetinden

ötürü yapılan mendirekler önemlidir. Sualtında kalan önemli

mimari elamanlardan biri olup liman yakınlarında yer alır ve

bölge deniz ticaretinin şiddeti hakkında bilgiler de sağlaya bilir.

Bu mendirekler su üzerinden de görülebilmekte olup genelde üst

kısmının zamanla dalgaların gücüne dayanamayıp yıkılması

sonucu sualtında kalmaktadır. Bu yapılar genel olarak taştan

yapılmaktadır ancak seramik parçalarının yığılması sonucu

oluşturulan mendirekler de mevcuttur.

Sualtında kalan

mimari yapılardan biri de

limanlardır. Bilinen en

eski Limalar Hindistan’

da İndu nehri yakınlarında

Lothal kazılarında

bulunmuştur. M.Ö. 3000

civarına tarihlenen bu yapının gemilerin kambay körfezine girişini

Page 29: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

29

sağlamak amacıyla çok büyük bir dikdörtgen şeklinde kazılarak

yapılmıştır. Bu yapı fırınlanmış kerpiç tuğlalardan yapılmıştır.18

Limanlar su hareketlerine bağlı olarak suların yükselmesi sonucu

sular altında kalabilir ya da dalga hareketlerine bağlı yıkılabilirler.

Bu yapılar önemli ticaret yollarının üzerinde bulunan kentlerde

karşımızı çıkar ve kent ticareti hakkında önemli bilgiler

sunmaktadır.

Sualtında kalan diğer mimari elamanlar ise nehirler

üzerinde kalan köprüler ve su kemerleri, göl ve deniz kıyısında

kalan yerleşimler, gemi rayları ya da deniz kenarında yer alan

tersaneler, deniz fenerleridir.

2.2. Sualtı Arkeoloji alanlarını araştırma yöntemleri

Sualtı Arkeoloji çalışmalarının en

önemli kollarından birisi de

araştırmalardır. Ülkemizde yapılan sualtı

arkeoloji araştırmalar, ülkemiz sularında

yer almakta olan batıklar hakkında bilgiler

18 Akalın1993, 46.

Page 30: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

30

oluşturmak için yapılmaktadır. Bu alanda çalışma yapan Yrd.

Doç. Dr. Harun ÖZDAŞ Türkiye Batık Envanteri projesi adı

altında ülkemiz sularında yer alan batıkları aşağıda bahsedeceğim

yöntemle bulup etütlüğünü yaparak Türkiye sularının zenginliğini

ortaya koymaktadır. Sualtı arkeoloji araştırmalarına başlamadan

önce ilk çalışma kütüphanede başlamaktadır. Antik yazarlar ve

önceki çalışmalardan faydalanarak tahmini bölgelere araştırma

dalışları yapılmalıdır. Ülkemizde yapılan sualtı arkeoloji

çalışmaları hakkında bilgi almak için en büyük alt yapı ve

kütüphane bilgileri Bodrum Sualtı Arkeoloji Enstitüsünden

alınabilir. Ön hazırlığın ardından saha çalışmaları birkaç kolda

incelenmektedir;

2.2.1. Tahmini batık noktaları

İlk olarak bölgenin o dönem tahmini deniz ticareti rotaları

belirlenmeli ve bu belirlenen noktalarda çalışmalar

yoğunlaştırılmalıdır. Çalışılmak istenen bölgenin mevsimsel

rüzgâr yönleri hesaplanmalı ve ticaretin yoğun olduğu mevsimlere

göre belirlenerek tahmini batık noktaları saptanmalıdır. Ayrıca

batıkları bulmadaki en önemli yöntemlerden birisi burun – koy

Page 31: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

31

sistemidir. Ülkemiz kıyıları, özellikle ege denizi kıyıları oldukça

çok burun ve koydan oluşmaktadır. Bu alanlarda yapılan

çalışmalarda gemiler, rüzgâr ve benzeri problemleri ile ilk olarak

buruna çarparlar, ardından akıntı ve dalgalarla burnu izleyen koya

sürüklenip bu alanda batarlar. Yapılan çalışmalar burundan

başlayıp koyun sonunu tamamen tarayacak ve koyun sonunda son

bulacak şekilde olmalıdır.

Akdeniz ve Karadeniz kıyılarında ise doğal limanlar,

koylar ve burunlar oldukça azdır. Rüzgâra maruz kalan gemiler

genelde yüksek kıyılara çarparlar, bu bölgelerde gemiler

çarpmanın ardında açığa tekrar sürüklenirler ve 40-50 metre

konturlarına batarlar. Böyle kıyılarda batıklar biraz daha derinde

aranmalıdır. Bunun gibi yöntemlerle tahmini batık alanları

belirlenip çalışmalar yapılmalıdır.

2.2.2. Toplanan bölgesel veriler

Ülkemizde uzun yıllar süngercilikle uğraşan kıyı halkları

olmuştur. Süngercilikle uğraşan bu kişiler işleri gereği 40 metreye

kadar inebilmekte ve bu sırada batıklarla karşılaşabilmekteydiler.

Kimi zaman Uluburun batığında olduğu gibi yetkililere haber

vermişler kimi zamanda tahrip etme yönüne gitmişlerdir. Bu gün

Page 32: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

32

ülkemizde süngercilik yasaklanmıştır ancak 40 yıl önce

süngercilikle uğraşan kişiler bugün aynı bölgelerde yaşamlarını

sürdürmektedirler. Bir bölgede araştırma yapılacaksa eski

süngerciler aranıp bulunmalı onların anıları dinlenerek not

alınmalıdır. Günümüzde ise tüple dalarak yasa dışı balık avlayan

avcılar da dinlenmeli, değerlendirilmelidir. Eğer çalışılan bölge

turistlik bölge ise bölgede bulunan dalış okulları mutlaka bilgi

sahibidirler. Kimi zaman bu batıkları dalış noktası olarak ta

kullanmaktadırlar, bu kişilere dostça yaklaşarak bilgileri

alınmalıdır. Günümüzde trolcü olarak adlandırdığımız balıkçılar

da dipten süpürerek eserleri su üstüne çıkarmaktadırlar. Bu

kişilerden alınan bilgiler geniş bir alanı kapsasa da yukarda

bahsetmiş olduğum hesaplamalarla küçük bir alana indirilerek

çalışma yapılabilir. Yine bölgede çalışan diğer balıkçılar ve

gemicilerden bilgiler alınarak etütlük oluşturulmalıdır.

2.2.3. Yüzeyden tarama

Teknolojinin gelişmesi ile birlikte sualtı arkeoloji

çalışmalarında da büyük ilerlemeler olmuştur. Metalik olmayan

batıkların yerlerinin tespit edilmesinde, özellikle oldukça düz

deniz tabanında batık bir tümsek yapıyorsa, "side scanning sonar"

Page 33: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

33

mevcut en etkili ve verimli araştırma aleti olarak gözükür. Side

scan sonar okyanus tabanının sesle resmini çizer. Alıcı baslık,

arka arkaya monte edilmiş transducer (eko alıcı-verici) ile

donatılmış, tekne tarafından çekilen bir sonardan ibarettir. Bu

sayede, teknenin çekme yönünde, yanlara doğru aksi

istikametlerde düşey olarak tarar. Dikey fan, dış yanlara doğru

yüksek frekanslı ses sinyalleri yayar. Bunu izleyen dinleme

periyodunda deniz tabanının taranan kısımlarından yansıyan

akustik enerji, kayıt cihazı üzerinde değişik yoğunluklarda kayıt

edilir. Böylece cihaz, transducerdan olan mesafenin işleviyle

deniz tabanının durumunu akustik olarak geriye yansıtarak

değişimleri ölçer ve bu bilgileri, karanlık hatlar seklinde kayıt

eder, görüntüyü geometrik olarak çizerler. Yansıma oranları

(deniz dibine çarpan sesle, yansıyan ses arasındaki oran) yüksek

olan alanlar koyu ve gölgeli kayıt edilir veya taranmayan alanlar

beyaz olarak gözükür. Arka dağılımdaki akustik enerjinin

yoğunluğu objelerden yansımanın geliş açısına ve deniz

tabanından yansıma oranına bağlı olarak görülür. Sub Bottom

görüntüleyiciler, manyetometre, sualtı televizyonu, batiskaf ve

denizaltılar da diğer yüzeyden tarama yöntemleridir.19

19

Alper2007, 27.

Page 34: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

34

2.2.4. Dalış ile arama

Teknolojinin büyük yol kat etmesine karşın insanın yerini

alması olanaksızdır. Sualtı araştırmalarının olmazsa olmazı

dalışlardır. Ekip üyeleri içerisinde uzman dalgıçlar yer almalıdır.

Araştırma dalışları, genellikle daha önce kimsenin dalmadığı

bölgelerdir. Suyun yüzeyinden dipteki şartları kestirmek zordur.

Farklı yönde dip akıntıları, farklı topografyadaki taban, yabani ve

tehlikeli su canlıları dipte dalgıçların karşılaşabileceği

beklenmedik durumlardan bir kaçıdır. Bu yüzden ekip içerisinde

yer alan dalgıçlar özel eğitimli olmalıdır. Dalgıçların başına

gelebilecek her hangi bir soruna karşı arama ekibi kadar dalgıç

gemide hazır bulunmalı ve ekip içerisinde dalış doktoru yer

almalıdır. Dalgıçlar dipte iken şamandıra ile yukarıdan bot ile

takip edilmelidir. Araştırma dalışlarında dalgıçların en büyük

yardımcısı scoterlardır. Elektrik ile çalışan pervaneler sayesinde

çalışan bu araç ile dalgıçlar 30 dk. / 300 m. yol alabilirler. Eğer

akıntı dalışın ilerlediği yönde ve bataryalar tam dolu vaziyette ise

dalgıçlar sualtında 30dk /1000 m. hıza kadar çıkabilmektedirler.

Scoter kullanan dalgıçlar hızlı hareket ettikleri için daha dikkatli

taramalıdırlar, çünkü kaçan herhangi bir bulgudan dolayı o alana

bir daha uzun yıllar bakılamayabilir. Scoter kullanan dalış

çiftlerinin kiloları hemen hemen yakın olmalıdır çünkü scoterların

Page 35: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

35

hızında ağırlık önemli bir etkendir. Ayrıca dalış sırasında bodyler

çok dikkatli takip edilmeli görüntü mesafesi korunmalıdır, çünkü

scoterın hızına paralel gözden kaybolmanın hızı da fazladır.

Scoterların bakımları su yüzeyinde doğru yapılmalı, her batarya

değişiminde temizlenmeli, silikonlanmalı ve öyle kapatılmalıdır.

Sualtındaki dalgıçlar herhangi bir buluntuya

rastladıklarında örnek birkaç fotoğraf çekmeli, buluntu alanına

şamandırayı bırakmalı, dekoyu yaparak yüzeye çıkmalıdır.

Ardından inceleme ekibi alana dalarak gereken belgelemeyi

yapmalıdır, bunun nedeni her işi uzmanın yapmasını sağlamak

ayrıca keşif ekibinin dalış süresini aşmamasını sağlamaktır.

Page 36: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

36

Bölüm 3

2. 1. Kazılacak alanın hazırlanması

Yüzey araştırmalarının ve kazılacak alanın belirlenmesi ve

gerekli izinlerin alınmasının ardın Sualtı arkeoloji kazısının

hazırlıklarına başlanmaktadır. Öncelikle kazı yapılacak alanın çok

iyi etütlük edilmesi şarttır. Bölgedeki yüzey akıntıları ve dip

akıntıları, akıntıların yönü, bölgede hâkim rüzgarlar

hesaplanmalıdır. Bölgenin gemi rotalarına mesafesi kontrol

edilmelidir. Suyun altında, sualtı canlılarının yaşam alanları

kontrol edilmeli vahşi su canlılarının yavrulama alanlarına dikkat

edilmelidir. Zira köpek balıkları kıyılarımızı belirli dönemlerde

yavrulamak için ziyaret etmektedirler.

Kazı alanına en yakın yerleşimle ilgili bilgiler alınmalıdır,

bu yerleşim kazı alanına 20 dakika mesafeden daha uzak

olmamalıdır çünkü kazı sırasında birçok ihtiyaç doğmaktadır

ayrıca acil durumlarda ortaya çıkabilmektedir. Bu en yakın

yerleşimin şehir merkezine olan mesafesi de dikkat edilmesi

gereken diğer bir konudur. Bu yerleşimde tatlı su ihtiyacını

Page 37: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

37

karşılayabilecek yeterli alt yapı yoksa en yakın şehir merkezi de

çok uzakta olmamalıdır. Kazı alanına en yakın dalış tedavisi

hizmeti veren hastanelerin bir listesi çıkarılmalıdır. Kazı ekibine

ait bir araç ta bu en yakın yerleşimde hazır bulunmalıdır.

Ardından kazı alanına yerleşim başlamaktadır. Kazı

ekibinin konaklaması için üç seçenek mevcuttur. Kazılacak alan

ile en yakın yerleşim arasında çok az mesafe varsa bu yakın

yerleşimde ekip üyeleri otel ya da kiralanan evlerde

konaklayabilir. Ekip için en sağlıklı ve en verimli konaklama şekli

bu olsa da genelde batık alanları yerleşimlere uzak mesafededir.

İkinci konaklama şekli ise batığın bulunduğu alanın yanındaki

karaya kamp kurulmasıdır. Normal şartlarda bu sistem tercih

edilmektedir. Yerleşim olmasa bile ekip üyelerinin karada

konaklamaları ruh halleri için yadsınamaz derecede önemli bir

noktadır. Ancak bu yönteme gidilebilmesi için topografyanın izin

vermesi şarttır. Arazi çok sarp olmamalı ve arazide ekibe zarar

verecek koşullar olmamalıdır. Üçüncü ve alternatif konaklama

şekli ise dalış alanı yakınına demirleyen gemide konaklamadır. Bu

yöntemde ise ekip daha çok yıpranmaktadır. İnsan doğası gereği

karada yaşamaya uygundur ve uzun süre denizde sallantıda

yaşayan ekip üyelerinde sinir, sitres ve bunalım

gözlemlenmektedir. Eğer bu tip konaklama yapılacaksa haftada

Page 38: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

38

bir gün tatil yapılmalı ve en yakın karaya gidilerek ruh hali

dağıtılmalıdır.

Konaklamanın yapılması ve gereken hesaplamaların

sonlandırılmasından sonra kazı alanının üzerine dalış

platformunun yerleştirilmesi gerekmektedir. Dalış platformu, dalış

için gerekli araç, gereç ve donanımın yer aldığı bir düzlemdir.

Dalgıçlar gün içerisindeki işlerini buradan yaparlar ve dalışlar

buradan batık alanına yapılır. Dalış platformunun düzgün

yerleştirilmesi önemlidir, herhangi bir dalga ve akıntıda platform

yer değiştirirse hem dalgıçlar sualtında zarar görebilir hem de kazı

alanında tahribata yol açılabilir. Bu yüzden platform yakınındaki

karaya bağlanmalı ve sualtından tonozlarla sabitlenmelidir.

Sualtındaki alanın hazırlanması devam eden işlemdir.

Öncelikle Platformdan kazı alanına uzanan shotline

bağlanmaktadır. Shotline platform ile kazı alanı arasındaki bağı

sağlayan iptir. Dalgıçlar bu ip sayesinde dipten dekoya ve ordan

Page 39: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

39

platforma çaba sarf etmeden palet çırpmadan çıkabilmektedirler.

Shotline sabit ve sağlam bir noktaya bağlanmalıdır yakındaki bir

kayalığa ya da telefon kulübesinin ağırlıklarına sabitlenebilir.

Kazı alanına telefon kulübesi yerleştirilir. Telefon kulübesi

dalgıçların içine girerek, tüple bağlantıları olmaksızın hava

alabildikler ve birlikte içine girdikleri kişi ile konuşabildikleri bir

sualtı ekipmanıdır. Yarım daire şeklinde ve içine hava

hapsedebilmektedir. M. Ö. 4. Yüzyılda Aristotales’ ten çan ismi

ile benzer sistemin keşfedildiğini öğrenmekteyiz. Telefon

kulubesinin amacı hem dalgıçların konuşmasını sağlamak hem de

daralan ve bunalan dalgıçların

tüple bağlantısı olmadan doğal

ortama yakın ortamda hava alarak

rahatlamasını sağlamaktır.

Havanın kaldırma kuvvetinden

dolayı 900 kiloluk çelik

ağırlıklarla dibe sabitlenmelidir.

Bu ağırlıklar platformda yer alan

vinç ile dibe indirilmelidir,

aşağıya serbest inişte bırakılırsa

batığa zarar verme ihtimali

yüksektir. Bu çelik ağırlıklar

aşağıya indirildikten sonra batığın

Page 40: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

40

yakınına ancak üstüne gelmeyecek şekilde yerleştirilmeli ve

telefon kulübesi de üzerine monte edilmelidir.

Batık alanında dalgıçların herhangi bir sorun yaşamalarına

karşı yedek tüpler batık alanına indirilmelidir. Ardından kazı

çalışmalarına başlamadan önce kazı alanının çizimini yapan ekip

göreve başlamaktadır. Kazı alanının kabataslak çiziminin

oluşturulma sebebi kazıda görev yapacak dalgıçların görev

yerlerinin çizim üzerinde belirlenerek bunun batık alanında

uygulanmasını sağlamaktır. Devamında izleyen çalışma çizim

üzerinde yapılan bu Girit sisteminin sualtında uygulanmasıdır.

İpler gerilerek ya da çelik borularla yapılan bir karolaj sistemidir.

İp kullanımı daha iyidir, taşıması, yerleştirmesi, yer değiştirmesi

ve şekil vermesi bakımından daha kolaydır ama tek dezavantajı

kolay bozulabilmesidir.

Kazıya başlamadan önce büyük bir özeni gerektiren kazı

öncesi çalışmalardan biri Airlift kurulumu ve sualtına

indirilmesidir. Airlift bölümünde anlatacağım sistemin boruları ve

hava kaynak borular sualtına indirilip kurulur. Ardından airliftin

üst kısmının havada kalmasını sağlayan hava hazneleri

yerleştirildikten sonra airliftin kurulumu tamamlanır. Daha önce

kurduğumuz shotline ipine de, seviyesi kazı alanının derinliğine

ve dipte kalma süresine göre ayarlanan trapez eklenir. Genelde 6

Page 41: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

41

metre konturunda kullanılan trapezin kullanılış amacı platformdan

buraya uzanan oksijen sayesinde dalgıçların burada oksijen

dekolarını yapıp yüzeye vurgun yemeden çıkmasını sağlamaktır.

Tüm bu hazırlıkların ardından kazı çalışmaları başlamaktadır.

3. 2. Sualtı arkeoloji çalışmalarında gerekli ekipman

ve araçlar

Deniz suyu ile yapılan bu çalışmalarda araç ve gereçler su

ile temas halindedir ve suyun bu ekipmanlar üzerinde yarattığı

büyük tahripten dolayı özenle temizlenmeleri ve korunmaları

gerekmektedir.

Sualtı kazılarının en önemli aracı dalış platformudur.

Dalgıçların günlük işlerini üzerinde tamamladıkları ve aşağıda

çalışan ekip ele yüzey arasında bir köprü görevi görmektedir.

Türkiye’ de yapılan sualtı arkeoloji çalışmalarında İna ‘ ya ait özel

yapım bir katamaran olan Millewanda kullanılmaktadır. Araç çift

motorlu 3 metre yüksekliğindedir ve bünyesinde 4 airlift

komprasörü 1 tüp komprasörü ve 1 vinç barındırabilir. Sualtı

kazılarında bulunması zorunlu olmayan ancak bulunması büyük

fayda sağlayan bu vinç sualtı çalışmalarının araç ve gereçlerinden

Page 42: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

42

bir tanesidir. 50 metre uzunluğundadır ve 300 kg. ağırlığı

kaldırabilmektedir. Platform üzerinde yer alan ve kazı için büyük

önem taşıyan araçlar ise airlift kompresörleridir. Sistemi gereği

basınçlı havaya ihtiyaç duyan ve bu sayede kuma itim gücü

sağlayan airliftlerin hava kaynağı platformda yer alan bu

kompresörlerdir. Diğer kompresör ise tüplere hava basmak için

kullanır. Bu kompresörün bakımı önemlidir gereken aralıklarla

filtreleri değiştirilmelidir, aksi takdirde tüplere filtrelenmeyen pis

hava ya da silika basılabilir. İnanın kullandığı hava kompresörü

ise Joy kompresördür. Bu kompresörler aslında uçaklara ilk yanım

gücünü sağlamak için kullanılır. Üzerinde yapılan değişiklikler ile

tüp dolum işlemi kazandırılan bu kompresör daha hızlı hava

basarak dalış

sayılarını

arttırmaktadır ve

uzun süreden bu

yana İna’ ya hizmet

vermektedir. Tüp

dolum kompresörü

platform yada

gemiye

yerleştirilirken konumu gereği baca ve zehirli gaz olan alanlara

konulmamasına dikkat edilmelidir. Çünkü dikkat edilmezse

Page 43: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

43

tüplere zehirli gaz da basılabilir. Platform üzerinde yer alan diğer

ekipman ise oksijen tüpleridir. Bu tüpler dekoya gelen dalgıçlara

oksijen sağlamak için kullanılmaktadır ancak tüpler

yerleştirilirken dikkat edilmesi gereken noktalar vardır, oksijen

yağ ile teması halinde ateş alabilen bir gazdır bu yüzden platform

ya da gemini yağsız bölümüne yerleştirilmelidir, ayrıca ateşle

teması olmayacak bir bölüme konulmalıdır, güneşle teması

kesilmeli gerekirse üzerine örtü örtülmelidir. Bu tüpler sürekli

kontrol edilmelidir. Su yüzeyinde gerek diğer bir araç sesli sonar

sistemidir. Bu sistem ile yukarıda görev yapan time kiper

sualtında görev yapan

dalgıçlar ile sesli olarak

irtibat kurabilmekte,

sualtından çıkmak için

hazırlanmaları gereken

sinyali ve çıkış sinyalini

verebilmektedir. Gün

sonundaki çalışmaların

bitiminin ardından sonarın

suya sarkıtılan kısmı

yüzeye çıkarılmalı, böylece hem sudan zarar görmesi hem de

akıntı ve dalgalarla zarar görmesi engellenmelidir.

Page 44: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

44

Sualtında gerekli araçların başında bahsetmiş olduğum

Airlift gelmektedir. Ardından safetank olarak adlandırılan yedek

tüpler gelmektir. Sualtında olması gereken en önemli araçlardan

biridir. Safetankler aşağıda görev yapan dalgıcın fark etmeden

havası bitmesi durumunda ya da scuba da oluşan bir problem

nedeni ile hava kesintisi olması durumunda yardımına koşan

ekipmalardır. Her dalgıcın bildiği yerlere kazı öncesi hazırlıklarda

yerleştirilmektedir. Kazı öncesi hazırlıklarda bahsetmiş olduğum

Telefon kulubesi de kazı da bulunması gereken diğer bir araçtır.

Bireysel araç gereç ve ekipmanların başında ise scuba

ekipmanı gelir. 7 mm. Dalış kıyafeti kullanılmalıdır, bunun nedeni

sualtında bulunan dalgıçların spor amaçlı değil iş amaçlı

bulundukları için zarar görmelerini büyük ölçüde engellemekten

gelir. Ardından çok teferruatı olmayan BC ve regülatörleri

olmalıdır. BC ve regülatörler her dalıştan sonra tatlı su ile

temizlenmelidir çünkü tuz bu ekipmanlara büyük zararlar

vermektedir ve bu ekipmanlar sağlık değeri taşıyan ekipmanlardır.

Dalgıçların maskeleri kaliteli olmalı buğu yapmamalı, buğu

yapmasını önlemek için buğu önleyiciler kullanılmalıdır.

Maskelerin camlarını yakma yöntemi tercih edilmemelidir. Uzun

zamandır kullanılan bu yöntem camların dirençlerini kırmakta ve

basınç karşısında çatlamalara sebep olmaktadır. Tüpler ise 15 – 18

Page 45: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

45

litrelik olmalıdır. 30 – 50 metre konturunda olan bu çalışmalarda

hava kapasitesi yüksek olmalıdır. Dalgıların yanlarında konsol

bilgisayarlarına sahip olmaları tercihen iyidir ancak olması

zorunlu değildir, dalış esnasında akıntı ile ilgili yer kaybı gibi

problemler yaşarlarsa eğer dalış bilgisayarları ile su yüzeyine

güvenli olarak çıkabilmektedirler. Dalgıçların paletleri kolay

çıkabilir olmalıdır, paletli patik tercihen daha iyidir çünkü airlifti

kullanan dalgıçlar sualtında paletlerini çıkararak hareket

etmektedirler patik sayesinde hem ayaklar zarar görmez hem de

paletler daha kolay çıkıp takılabilir olur. Dalgıçlar BC leri

üzerinde ya da vücutlarına takılı bir bıçak yanlarına alabilirler,

aşağıda ipe dolanma ya da yabani hayvanlara karşı önlem olarak

yanlarında bulundurabilirler. Fotoğraf makineleri, çizim slâytları,

eser poşetleri, eser kasaları, çekiç ve keserler, kaldırma balonları,

su yüzeyindeki acil müdahale araçları, sağlık setleri, kişi kasaları,

tatlı su havuzları, telsizler, botlar, şamandıralar, kameralar, ağırlık

ve ağırlık kemerleri sualtı arkeoloji çalışmalarında gerekli diğer

araç gereç ve ekipmanlardır.

Page 46: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

46

3.3. Sualtı Arkeoloji çalışmalarında ekip ve görevleri

Sualtı arkeoloji çalışmalarında görev ayrımı ve ekip

üyelerinin kendi dallarındaki görevleri yapmalarına özen

gösterilmelidir. Türkiye’ de yapılan arkeolojik kazılarda

yetiştirilen kişilerden her konuda uzman olması beklenmektedir

ancak bir dala odaklanıp o dalda kişinin kendi geliştirmesi yalpan

çalışmalardaki verimi yadsınamaz ölçüde arttırmaktadır. Sualtı

kazılarında da ekip oluştururken, kendi dalında uzman kişilerden

yararlanılmalıdır. Su altı kazılarındaki ekipleri iki ana bölüme

ayıra biliriz, sualtı ve su üstü ekibi. Su altında görev yapan ekip

sualtında yaptığı uygulamaları su üstünde de tamamlayabilir.

Su üstünde görev yapan ekip genel olarak kaptan,

mürettebat ve teknik ekipten oluşmaktadır. Gemilerin denize

açılabilmeleri için kurallar dahilinde belirlenen, Kaptan, çarkçı,

gemici sayıları vardır, bu sayılar geminin boyutu ve sınıfına göre

değişiklik göstermektedir, bu mürettebatın konaklama, yiyecek ve

maaşından kazı bütçesi sorumludur.

Su üzerinde sualtı kazısına bağlı olarak görev yapan bir

bölüm ekip daha vardır. Bu kişiler su üzerinde, sualtındaki ekibin

görevini düzgün yapmasını sağlamak, güvenliklerini korumak ve

Page 47: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

47

onların işlerini kolaylamaktan sorumludurlar. Bu ekibe dahil olan

üyeler Sualtında görev yapan kişilerden nöbetleşe

oluşturulabilirler. Bu ekipteki önemli görev timekeepera aittir.

Time keeper zaman tutucu kişidir. Platform üzerinde görev alır.

Bazen sabit kişi, dalmayan kişi ya da kişi azlığında sualtında

görev yapan ekipten nöbetleşe sçilerek yapılır. Time keeperın

amacı dalışların sorunsuz geçmesini sağlamak ve dalgıçların

vurgun yemesini engellemektir. Bahsetmiş olduğum sonar sistemi

time keeperın kontrolündedir ve aşağı ile bağlantıyı o sağlar. Bu

sonar sayesinde Dalgıçlara “ hazırlanın “ ve “ çıkın “ komutlarını

sinyalizasyonla verir ya da acil bir durum olduğunda sonarın

mikrofonu ile dalgıçlara sesle seslenebilir. Time keeper sualtına

giren kişilerin dalış ve çıkış saatlerini, deko sürelerini ona verilen

çizelge üzerine yazan kişidir, bu sayede dalgıçların vurgun yemesi

engellenmektedir çünkü sabah dalan kişinin ikinci dalışını

yapabilmesi için belirli bir süre geçmesi gerekmektedir. Bu yazı

tablosu sayesinde vurgun yediğinden şüphelenen kişi çizelge

üzerinde kontrol edilip gereken önlemler alınmaktadır. Time

keeper aynı zamanda dalgıçlar sualtında iken platform veya

gemiden sorumlu kişidir, onun izni olmadan suya hiç kimse

giremez. Su üstünde görevi olan kişilerden biride dalgıçlar dekoda

iken oksijen tüplerinden sorumlu kişidir. Deko esnasında tüpün

bitmesi durumunda yedek tüpü devreye sokar ve tüplerin

Page 48: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

48

değişimlerinden sorumludur. Tüp kontrolörü yine nöbetleşe

seçilmektedir. Su üstünde scuba ekipmanlarının temizliğinden ve

kontrolünden ekipmanı kullanan kişiler sorumludur. Sudan

çıktıkları zaman ekipmanlarını ayırıp temizleyerek asmalıdırlar,

ekipmanlar diğer dalacak guruplara çapariz oluşturmamalıdır.

Tüplerin doldurulmasından ve airliftlere kaynak hava sağlayan

kompresörlerin çalışmasından da üstte görev yapan bir kişi

sorumludur. Tüp doldurulması hassas bir konudur, araç gereçler

bölümünde bahsettiğim gibi flitlerinin değişiminden ve

kompresörlerin bakımından da bu kişi sorumludur, bu araçlar

kızının demir başları, olmazsa olmazları olduğu için bakımları

atlanmamalı zamanında yapılmalıdır.

Sualtında görev yapan ekip ise kendi içerisinde ikiye

ayrılmaktadır, kazı çalışması yapanlar ve belgeleme yapanlar.

Belgeleme yapan ekibin görevleri suyun üzerinde de devam

etmektedir, gerekli envanterlemeyi, fotoğrafların ve videoların

düzenlenmesini de su üzerinde yapmaktadırlar, sualtında

yaptıkları çizimleri, su üzerinde kağıt ve bilgisayar ortamına

yansıtmaktadırlar. Bu ekip çalışmalarını kazı ekibiyle paralel

götürmektedir. İnsitu fotoğrafları ile eserler tek tek çekilmelidir.

Bu sayede hem eserler belgelenmekte hem de kazının ilerlemesi

gözlenip kanıtlanmaktadır. Kazı ekibinin çalışma şeklini

Page 49: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

49

görüntüleyen de yine fotoğraf ve video dalgıçlarıdır. Çizim için

ise yine ayrı, kendi dalında başarılı dalgıçlar kullanılmalıdır çünkü

yetenek gerektiren bir marifet olan çizim, sualtında daha da

zordur. Değişen derinlikler ve paralelinde perspektifi iyi takip

etmeli ve kontrollü çizmelidir. Çizim yapan kişi aynı zamanda

eserlerin su üzerine çıktıktan sonra yayın için çizilen ölçekli

çizimlerini yapan kişi de olabilir, bu ekipte yer alan kişi ve bilen

kişi sayısına bağlıdır. Çizimci aşağıda alınan ölçülerden ve

eserlerin çıktığı konumlardan da sorumludur. Ancak bir bazı

kazılarda süre a da kişi yetersizliğinden ötürü çizimleri kabataslak

kazdığı alandan sorumlu kişiler de yapmaktadır, bu yönteme

gidilecekse bile yine daha yeteneği olan kişiler tercih edilmeli ve

yanlış bilgilendirmeden kaçınılmalıdır. Sualtında görev yapan

diğer ekip ise kazı ekibidir. Bu ekip karolaj sistemi ile bölünen ve

kendine ayrılan bölümde çalışan kazıcı ekiptir. Kazıcı Airlift,

hand fan, dedöktör gibi yöntemlerle kendi bölgesinde arama

yaparak, Küçük eserleri kasa ve poşet yardımı ile büyük eserleri

de keser ve çekiçle yerinden ayırarak, kaldırma balonu ya da vinç

yardımı ile su üzerine çıkarmaktadır. Çekiç ve keser dikkatli

kullanılmalı, esere zarar vermemelidir, kullanılma nedeni ise

sualtında kalan eserlerin zamanla birbirlerine ya da etrafındaki

taşlara yapışmasıdır.

Page 50: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

50

Ekip kadrosu içerisine ekibin sağlığından sorumlu olarak

katılma zorunluluğu olan dalış doktorları ve bakanlık temsilcileri

vardır. Bu kişilerin harcirahlarından Kültür ve Turizm bakanlığı

sorumludur, ancak konaklama ve yiyecek ihtiyacı kazı

bünyesinden sağlanmaktadır.

Ekipte çalıştırılmak üzere yer alan her kişi iyi eğitimli ve

deneyimli olmalıdır. Sualtı kazıları genelde yüksek derinliklerde

yapılmalıdır ve performans gerektiren çalışmalardır. Bu yüzden

dalgıçlar sakin kişilerden seçilmelidir. Ayrıca kazılar uzun süre

birlikte bulunmayı gerektiren çalışmalardır bu yüzden ekipte yer

alacak kişiler uyumlu kişiler ve ruh ve vücut sağlığı bakımından

dayanıklı kişiler olmalıdır. Sualtı kazılarına lisans öğrencileri

tercih edilmemelidir çünkü sualtı kazılarında deneyim başta gelen

bir husustur. Sualtı kazılarının başkanları ise yine deneyimli ve

büyük bir ekibi idare edebilecek kapasitede karaktere sahip kişiler

olmalıdırlar.

Page 51: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

51

3.4. Sualtı kazı teknikleri

Kazı, alanı fazlalık materyallerden temizleme, arkeolojik

materyalleri inceleme ve teşhis etme, daha sonra kayıtlama ve

koruma işidir. Kazının en zor safhası arkeolojik materyalin

kimliğini tespit edip onun anlamını ve önemi açıklama kısmıdır.

Bunu sağlıklı bir biçimde yapabilmek için iyi bir kazı stratejisi

uygulanmalı ve uygun teknikler kullanılmalıdır. Tespit edilen

alanda kullanılacak kazı stratejisinin belirlenmesi en zor

aşamalardan biridir. Çünkü sualtı kazılarında çok kesin ve

belirlenmiş kurallar yoktur. Her araştırmacının kendine göre ve

araştırma yaptığı alanın özelliğine göre farklı uygulamaları

olabilir. Bundan dolayı, geniş metot taslakları ve kazı teknikleri

vermek imkânsızdır. Belli başlı genel ilkelerin dışında,

kullanılacak teknikler ve uygulanacak stratejiler, kazı alanının

durumuna ve türüne göre farklılıklar gösterir. Özellikle kazılacak

alanın içerdiği malzeme göz önünde bulundurulmalıdır. Batık alan

bir gemi kalıntısından ibaret ise farklı bir yöntem, batık bir yapı

kalıntısı ise çok daha farklı bir yöntem uygulanacaktır. Genel

olarak kazılarda alanın tespitinin ardından alanın bölümlere

Page 52: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

52

ayrılması ve öncelikli alanlar içinde sondaj çalışmaları yapılarak

çalışmanın ne yönde ilerleyeceği hakkında karar verilmelidir.20

Araştırmaların ardından kazılacak alanın tespiti, gerekli

izinlerin alınmansın ardından, kazılacak alandaki kazı öncesi

çalışmaların son bulması ile birlikte sualtı kazıları başlamaktadır.

Sualtı kazılarında, ekip konusunda bahsettiğim üzere bu ekipler

görevlerine başlarlar. Sualtı arkeoloji çalışmalarında disiplin çok

önemlidir, belirli kurallar ve belirli bir sistem olmalıdır. Kazı

çalışmaları sabah ve öğleden sonra olmak üzere iki bölümden

oluşmaktadır. Dalışlar ortalama 30 dakikadan oluşmaktadır ancak

bu süre batığın bulunduğu derinliğe ve dip şartlarına göre

değişkendir. 30 – 40 metre konturundaki batıklarda yapılan

dalışlar ortalama 30 dakikayı geçmemelidir. 25 dakika dip

süresinde çalışan dalgıçlar time keeper ın “ hazırlan “ çağrısının

ardından paletlerini giyip, kazdıkları alanı sisteme oturturlar, 5

dakika sonra “ çıkın “ çağrısı ile dekoya yükselirler, sabah

dalışlarında 10, öğleden sonra yapılan dalışlarda 15 dakika oksijen

dekosu yapmanın ardından platforma çıkabilirler. Deko süreleri de

batığın bulunduğu derinliğe göre değişmektedir. 30 – 40 metre

arasında yapılan 30 dakika süren dalışlarda vurgun tehlikesi

minimumdur ve oksijen dekosuna ihtiyaç yoktur ancak İna (

Amerikan su altı arkeoloji enstitüsü ) kurallarınca 0 risk de 20

Alper2007, 37.

Page 53: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

53

çalışma yapabilmek için bu sistem uygulanmaktadır. Dalışlar tam

randımanlı yapıldığı zaman bir dalış da dört kişi dalabilmektedir

ve sabah dört gurup, öğleden sonra dört gurup olmak üzere toplam

sekiz dalışta otuziki dalgıç dalabilmektedir. İna’ nın kurallarına

göre sabah dalan dalgıç ancak beş saat sonra dalabilmektedir

ancak bu sürede derinliğe ve dalış süresine göre değişmektedir.

3.4.1. Hand Fan

Hand fan, kazı içinde kullanılan bir teknik olarak kabul

edilebilir. Kazı esnasında, görülmek istenen materyalin üzerinde

hafif birikintiler varsa, bunları uzaklaştırmak ve eseri görmek için

bu teknik en kullanışlı olan tekniktir. En basit ve en kullanışlı alet

insanın kendi elidir. Avuç içi, kürek gibi kullanılarak suyun

hareket etmesi, dolayısıyla eserin üzerindeki hafif kum

tabakasının da hareket etmesi sağlanır. Ağır ve karmaşık olmayan

malzemenin kolaylıkla hareket ettirilip yerinden oynatılmasının

sağlar. Çok dikkatli olunmalıdır. Bazen sadece parmaklar

kullanılmalıdır. Çok ince ve kırılgan parçaların tabandan

çıkarılmasında çokça kullanılır ve sabır isteyen bir işlemdir. Sert

çamur veya balçığı Hand fan yöntemini kullanarak taşımak

zordur. Bununla beraber, taban malzemesini elle taşımak pratik

Page 54: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

54

değildir. En güçlü yelpazeleme bile tortuyu 1 m. geriye atabilir ve

kısa bir süre sonra kazılan alan tekrar dolar. Bu nedenle, kazı

adacığı düzenli olarak eşelenmelidir. Bu yüzden bu teknik

kullanılarak yapılan işlem geçici bir temizleme işlemidir. Elle

yellemenin yetersiz olduğu yerlerde daha hızlı ve pratik olan

emici ve üfleyici kazı aletleri kullanılır.21

3.4.2. Air lift

Airlift, sualtında kazılacak olan alanda, eser üzerinde

bulunan mil tabakasının, havanın itme gücü ile bir boru yardımı

21

Alper2007, 39

Page 55: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

55

sayesinde vakum gücü oluşturarak, kazılacak alanı süpürme ve

başka bir bölge ye taşıma sistemidir. Bir düşük basınç kompresörü

ve ona güç veren motor yüzey ünitesine ait donanımlardır.

Kompresör sualtındaki üniteye bir hava hortumu (genellikle bir

parmak kalınlığında) vasıtasıyla düşük basınçlı hava yollar.

Genellikle 10 barlık bir basınçla yollanan hava dip yapısındaki

kumu ve onunla birlikte küçük tasları da bir yerden bir yere

aktarabilir.22 Kullanılacak olan kompresörün boyutları, çalışma

alanının derinliğine, emici borunun çapına, kaç tane hava asansörü

kullanılacağına ve yüzeydeki destek gemisinin boyutlarına bağlı

olarak değişir.23 Vakum için kullanılan boru genellikle 6 metre

boyunda 10 cm. çapında bir temiz su borusundan imal edilir.

Çalışma alanına göre bu boy 3 metreden 12 metreye kadar

uzatılabilir. Eğer 6 metrelik bir boru kullanılıyorsa çalışma

sırasında birbirine monte edilebilen 3 metrelik 2 boru önerilir.

Böylelikle boruların taşınma ve sualtına indirilme aşamalarında

kolaylık yaşanır.24 Airlift sualtı kazılarının olmazsa olmazıdır.

Tam randıman sağlandığı zaman dört airlift aynı anda çalışabilir.25

Airlifti daha kolay kullanabilmek için, bir tutamak, bir ağırlık ve

bir kaldırma balonu ekleyebiliriz. Tutamak, borunun ağız kısmına

22

Öniz2008, 164. 23

Alper2007, 40. 24

Öniz2008, 165. 25

Başıbüyük2011, 3.

Page 56: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

56

yakın bir yerdedir ve çalışan kişinin boruyu Daha kolay

kavramasını ve boru üzerindeki hâkimiyetini kolaylaştırır. Ağırlık

ve kaldırma Balonu boru üzerinde dengeyi sağlar. Borunun uç

kısmına yakın bir yere ağırlık (bu bir kum torbası da olabilir)

yüksekte durması gereken yere ise bir kaldırma balonu konur. Bu

şekilde, hava asansörünün hem dibe batması hem de yüzerek

yükselmesi denge sağlanarak önlenmiş olur. Bunların haricinde,

hava asansörüne eklenen donanımlar arasında elekler ve sepetler

vardır. Emici borunun içinden geçen artıklar arasında çoğu zaman

batık alanına ait küçük buluntular da olabilir. Elek sayesinde

ayrılan küçük buluntular sepete aktarılır. Bu sayede bir eleme

işlemi yapılmış olur. Elek-sepet sistemi her zaman yüzeydeki

platformda olmayabilir. Ayrıca aracın ucu yüzeyde küçük

havuzlar, bidonlar vb. içine sabitlenerek boşaltımı buraya yapması

da sağlanabilir.26 Borunun arka ucu tekneye bağlanacaksa ayrıca

ağırlık kullanmaya gerek yoktur. Kucuk alanlarda yapılacak geçici

çalışmalarda portatif Airlift’ler de kullanılabilir (Resim 122).

Portatif airliftlerde genellikle 3 mt. Uzunluğunda ve 5 cm. çapında

temiz su borusu kullanılır. Hava girişi ise boruya monte edilmiş

bir dalış tüpüne bağlıdır. Dalış tüpünün içindeki basınçlı hava

kompresör işlevi görür. Havanın ayarını tüpün vanasından

yapmak mümkündür. Bir başka Airlift tipi ise kıyının yakınında 26

Alper2007, 41.

Page 57: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

57

yapılan çalışmalarda kullanılır. Özel dizayn edilen bu Airliftte

vakum borusunun arka kısmı kıyıya oturtulur. Böylece depozit

malzemenin suyu bulandırması ve kazı alanının bir başka yerine

dökülmesi engellenmiş olur. Bu sistem bataklık benzeri yerlerde

yapılacak arkeolojik çalışmalarda da kullanılabilir. Dalısın

olanaklı olmadığı bu tip yerlerde vakum borusunun esnek bolumu

daha uzun olur ve bir kumanda çubuğuna monte edilir. Kumanda

çubuğu su üstünden yönlendirilir. Depozit malzeme bir yerden su

içinde diğer bir yere transfer edilirken çalışma alanının

bulanmaması için borunun istikameti akıntının gittiği yöne doğru

olmalıdır. Depozit malzemenin kazı alanı dışında bir yere

bırakıldığından emin olmak gerekir. Aksi durumda hem zeminin

mevcut durumu bozulur hem de işlem suresi uzar. Airliftlerin

vakum işlemi bir arkeolog tarafından yönetilmelidir. Depozit

malzemenin içinde fark edilmesi çok güç eserler veya eser

parçaları olabilir. Vakumlanan depozit malzeme borunun arka

tarafından çıkar ve bir eleğe dökülür. Eleğin basında da bir

uzmanın durması gerekir. Airlifti yöneten kişinin dikkatinden

kaçabilecek malzemeler eleğin basındaki kişi tarafından

bulunacaktır. Bu nedenle bu arkeolojik malzemenin koyulacağı

bir sepete gereksinim vardır. Eleğe takılan çakıl ve taslar bir sure

sonra eleği ağırlaştırabilir. Bu nedenle her vakum ve sepetteki iki

Page 58: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

58

kişi ve su yüzeyindeki kompresörün basında bekleyen üçüncü kişi

arasında sürekli bir koordinasyon sistemi kurulmalıdır.27

3.4.3. Hydro lift

Sualtı kazılarında, batık alanın üzerindeki tortu tabakasını

kaldırmaya yarayan aracın ismidir. Çalışma sistemi olarak airlift

ile büyük benzerlikler taşır. Her iki aracın arasındaki en önemli

fark; airliftin havayla, su delici ise su ile çalışmasıdır. Yüzeydeki

platformda bulunan su pompası aracılığıyla yüksek basınçlı su

boruya aktarılır. Hızla akan su, deniz tabanında karsılaştığı farklı

basınçlı ortam nedeniyle bir emiş gücü oluşturur. Aynı airliftte

olduğu gibi, sahip olduğu tahliye borusu yardımıyla alan

üzerinden taşınması istenen kalıntıları çekerek başka bir yere

aktarır. Çalışma sisteminden dolayı aracı "su tırmığı" olarak

adlandırmak doğru olacaktır. Hydro-lift ortalama 3 metre

uzunluğunda, 8-15 cm. çapında, metal veya PVC bir tüpten

ibarettir. Emme ucunda, tüpün ayağına yakın bir kısımda,

90derecelik bir açıyla dirsek yapan bir kıvrım vardır. Tekneye

bağlı yüksek basınçlı su pompasından gelen su, kavisin dış tarafta

açı yapan tepesindeki deliğe gelir. Yüksek basınçlı su tüp boyunca 27

Öniz2008, 164.

Page 59: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

59

akarak ventun etkisi denilen bir durum meydana getirir, böylece

küçük objelerin ve tortunun tüp tarafından emilerek karsı uçta

deşarj edilmesini sağlar. Aracın güç kaynağı olarak, yüzeydeki

platformda bulunan su pompası kullanılır. Bu pompa sayesinde

pompalanan su ile araç çalıştırılır. Su tırmığı ile deniz tabanına

pompalanan suyun miktarı, aracın verimliliği ile ilişkili olan en

önemli faktördür. Kural olarak küçük taşınabilir bir pompa,

yaklaşık 100-110 mm çapında olan iki su tırmığını çalıştırmak için

yeterlidir. Dakikada 900-1000 litre civarında su basabilen bu

pompalar güçlü çalışan bir araç için yeterlidir. Bu özelliklere

sahip bir araç, 7-8 m2 lik bir alanı yaklaşık 1 saatte kazabilir.

Genelde, daha küçük kapasitedeki pompalar maliyetlerinin ucuz

olması nedeniyle tercih edilir. Fakat beklenen performansı almak

oldukça güçleşir. Genel olarak, su pompası, hava

Kompresöründen daha hafiftir. Bu sayede, kazı alanına hareket

kabiliyeti daha yüksek olan Küçük botlar, küçük tekneler gibi

platformlarla gidilebilir. Genellikle, plastik veya metal bir

borudan oluşan su tırmığı, ebat olarak çeşitli boyutlarda

üretilebilir. Bu, daha çok kullanım alanına bağlıdır. Detaylı

çalışılması gereken alanlarda daha küçük boyutlarda yapılabilir ve

gücü en aza indirilebilir. Bunun yanında geniş alanlarda, aracın

gücü ve borunun ebadı arttırılabilir. Su tırmığının en önemli

avantajı, derin sularda olduğu kadar sığ sularda da oldukça verimli

Page 60: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

60

çalışmasıdır. Fakat aracın çalışması sırasında bir problemle

karşılaşılır. Tahliye borusundan suyu boşaltırken borudan hızla

çıkan suyun gücü, öne doğru bir itmeye neden olur. Bu etki,

tahliye borusunun uzatılmasıyla azaltılabilir. Ancak, bu durumda

aracın hareket kabiliyetinde oluşacak azalma göz önüne

alınmalıdır. Araç, su yüzeyinde durabilme özelliğine sahip

değildir. Böyle bir özelliği araca kazandırmak için iki adet 5

litrelik içi hava dolu plastik kabın eklenmesi yeterli olacaktır.

Araç dikkatli kullanılmadığı takdirde bazı hasarlara neden olabilir.

Suyun hızla boşaltılması sırasında deniz tabanında karışık bir

ortam oluşur. Özellikle, pompa dalgıç hazır değilken açılırsa,

eserlere zarar vermesi mümkündür. Bu yüzden, aracın nötr

yüzerlilikte olması gerekir. Bunu sağlayacak yöntemlerden birisi,

tahliye borusunu uzatmaktır. Böylece, deniz tabanında aracın

ağırlığı artacaktır. Fakat bu, aracı daha hareketsiz kılacaktır. Diğer

bir yöntem, tahliye borusunun sabitlenmesidir ki bu çıpalarla

tutturularak ya da şamandıralayarak olabilir. Ancak, aynı olumsuz

sonuç burada da doğar. Yani aracın manevra kabiliyeti azalır. Su

tırmığı, çalışma esnasında yukarı doğru tutulduğunda iyi çalışmaz.

Eğer, çukur bir alan içinde kazı yapmak gerekiyorsa, bu çalışma

problem yaratacaktır. Ancak, bu sorunu çözmek için aracın sabit

olan asıl borusunun ucuna esnek, bükülebilir bir boru eklenir. Bu

sayede, manevra kabiliyeti artan araçla çalışmak da kolay

Page 61: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

61

olacaktır. Çukur veya hendek gibi alanlarda çalışırken, asıl gövde

düz zeminde tutulur, esnek olan uç kısım dar yerlere, çukurlara,

hendeklere rahatça sokularak çalışır. Tahliye borusunun uzunluğu

arttıkça aracın verimliliğinde bir düşme olacaktır. Bu yüzden,

artıkların alandan uzaklaştırılma mesafesinde bir sınırlama söz

konusudur. Orta boyutlu bir pompa ile artıkların 5-10 m. den daha

uzağa atılması imkânsızdır. Bu da özellikle, geniş alanlarda, kazı

yaparken problem yaratır. Ancak, dikkatli bir planlama ile alanın

bir kısmında tüm artıklar biriktirilebilir. Bu noktada, hava

asansörü daha avantajlı bir konuma geçer. Çünkü artıkları çok

daha uzaklara gönderebilir. Hava asansörü ile su tırmığı arasında

bir karsılaştırma yapıldığında, hava asansörünün daha etkili ve

daha çok tercih edilen bir araç olduğu görülür. Çalışması için, su

tırmığının sahip olduğundan daha büyük bir güç kaynağına ihtiyaç

vardır. Çalışma esnasında hava asansörünün tutulması ve kontrol

edilmesi daha kolaydır. Fakat suyun derinliğinin az olduğu

yerlerde su tırmığı tek seçenektir. Özellikle çukurların ve

hendeklerin olmadığı düz alanlarda çok daha iyi sonuçlar verir.

Hava asansörünün sığ sularda verimli çalışmasının tek yolu, her

zamankinden çok daha güçlü bir hava kullanılarak

çalıştırılmasıdır. Her iki araçta da bulunan valf sayesinde kontrol

edilmeleri kolaylaşır. Fakat kontrolsüz kullanıldıkları durumlarda

ciddi neden tahribatlara olabilirler. Aynı airliftlerde olduğu gibi,

Page 62: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

62

bu araçta da bir elek-sepet sistemi oluşturulması uygundur.

Özellikle, küçük buluntuların var olduğu bir alanda bu sistem

kazıya önemli katkılar sağlayacaktır. Elek-sepet sisteminin su

tırmığına eklenmesi airlift ile aynıdır.28

3.4.4. Prop wash

Üfleyici (blower), posta kutusu (mailbox) ve rüzgârcı

(blaster) gibi çeşitli tanımlamaları olan araç, sualtı kazılarında

kullanılır. Üfleyici, ham maddesi çelik veya alimünyum olan bir

borudur. 90 derecelik bir dirsek seklindedir. Boru, teknenin kıç

kısmına monte edilir. Borunun dirsek yapan kısmı, aşağı indirilip

pervaneye konumlandırılır ve bu şekilde sabitlenmiş olur. Kazı

alanına getirilen tekne, kazılacak kısmın üzerine birkaç noktadan

demirlenir. Motor çalıştırılır. Motorun çalışma hızı, suyun

derinliğine ve alandan uzaklaştırılacak materyalin miktarına bağlı

olarak değişir. Normal olarak, teknenin öne doğru verdiği güçle,

suda bir itme kuvveti olur ve su borudan aşağı doğru boşalır. Bu

şekilde Üfleyici, suyun altında çok büyük dalgaların oluşturduğu

etki gibi kum, çamur v.b artıkları uzağa doğru üfler. Bu yöntemde

en önemli nokta, motor hızının kontrol edilebilmesidir. Bu sayede, 28

Alper2007, 45.

Page 63: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

63

sistem daha verimli olarak kullanılabilir. Temiz suyu yüzeyden

dibe iterek, kirli ve karanlık suların aydınlatılmasında kazıya

önemli bir katkı sağlar. Üfleyicinin çalışmasında, sistem olarak

tekne bulunduğu yerde sağlam bir şekilde demirlemelidir. Dar

yada kayalık alanlarda sistem oldukça verimsiz ve kullanışsızdır.

Sert, fırtınalı denizlerde kullanımı güçtür. Aracın kullanımı

esnasında dikkat edilmesi gereken noktalardan biri, kullanıcı olan

dalgıcın sistemi profesyonelce kullanması, eserin zarar görmesini

engellemesidir. Bunu yapabilmek, dipte doğru kararlar

verebilmeyi, dolayısıyla tecrübeyi gerektirir. Aracı etkili ve

verimli kullanmanın yolu, hızını iyi ayarlayabilmektir. Ulaşılacak

arkeolojik materyalin bulunduğu tabakaya yaklaşıldığında hızı

oldukça düşürülmeli ve nazikçe kullanılmalıdır. Sikke,

mücevherat vb. küçük eserlerin bulunduğu alanlarda ya çok

profesyonel bir kişi tarafından kullanılmalı ya da onun yerine elle

yelpazeleme veya küçük hava asansörü gibi teknikler

kullanılmalıdır. Üfleyicinin kullanılmasında önemli

problemlerden biri de, sistemin oldukça gürültülü çalışmasıdır. Bu

yüzden, dipte iletişim oldukça güç olabilir. Teknede motoru

kontrol eden kişiyle devir sayısının arttırılması ve azaltılması için

iletişim kurmada problemler yaşanabilir. Bu aracın kullanımı daha

çok sığ sularda etkilidir. 7.5 m. ye kadar derinlik açabilir. Küçük

buluntu yoğunluğu çok olan, nazik ince çalışılması gereken

Page 64: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

64

kazılar için uygun değildir. Çünkü Üfleyicinin kullanıldığı

kazılarda eserlerin stratigrafik kayıtlarının tutulması çok zordur.

Bu da bir nevi eserin kimliğini yitirmesi demektir. Küçük hacimli

eserleri, genellikle suyun ağır hacmiyle yer değiştirerek uzağa

atılır. Bu şekilde eserin zarar görmesi kaçınılmazdır. Üfleyicinin

kullanılabileceği ideal alanlar arasında, batık gemiler vardır. Bu

alanların üzerinde bulunan geniş kum tabakaları üfleyiciyle

rahatlıkla çekilebilir. Büyük ve ağır tortu tabakaları çekilebilir.

Mercan kayalılarının bol olduğu kazı alanlarında da, araç

sayesinde mercanlar alandan rahatlıkla uzaklaştırılır. Çalışması

esnasında suyun oluşturdu itme kuvveti, dipte büyük çukurların

açılmasına neden olabilir. Bu yüzden, en kullanışlı olduğu alanlar,

tortu tabakasının çok olduğu, geniş kazı alanlarıdır. Bu gibi

alanlarda, dikkatli ve profesyonelce kullanıldığı takdirde oldukça

faydalı bir araçtır. Fakat dikkatsiz kullanımı sayısız hasarlara yol

açabilir.29

29

Alper2007, 45.

Page 65: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

65

3.4.5. Hydro wash

Sualtı kazılarında kullanılan bu araç, çok sık başvurulan bir araç

değildir. Basit olarak,

yüzeydeki teknede bulunan kompresöre bağlanan bir hortumdan

ibarettir. Hortuma yüksek

basınçlı hava verilerek çalıştırılır. Araştırmacı, hortumu tortu

tabakasının ürerine tutarak onların itilmesini sağlar. Hava basıncı

güçlü bir etki yarattığı için tabanda bulunan tortu tabakası, birkaç

metre uzağa itilebilir. Genel kullanım alanı, sığ sulardır. Hava

asansörüne benzetilebilir. Çünkü her ikisi de bir hava desteği ile

çalışır. Fakat hava asansörü hava püskürtücüye göre çok daha

güçlü bir araçtır ve kullanım alanı olarak daha yaygındır. Hydro

wash sistemi yüksek bir manevra kabiliyetine sahiptir. Dıştan

takmalı motoru olan bir sandal ve hava çantaları ile pozisyonu

değiştirilebilir. Hydro-wash diğer kazı aletlerinden bazı ayırt edici

avantajlara sahiptir. Bunlardan en önemlisi kontroldür. Sistemin

kurulduğu yerde dalıcı/operatör, üçayağın üzerinde, koruma

siperinin arkasında, durum pozisyonunu alır. Hidro-tüpün arkasına

dalıcının uzantılarını veya dağınık durumdaki ekipmanlarını

korumak için ızgara seklinde bir muhafaza yerleştirilir. Koruyucu

siperin üzerine monte edilen hidrolik, bir kontrol manivelası

kullanıcının RPM'i (deviri) azaltıp, artırabilmesine imkan verir.

Page 66: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

66

Dalıcı/operatör tüpü yukarı-aşağı, sağa ve sola ayarlayabilir.

Yüksek RPM madunda çalışırken, temizlenen bölgelerde ortaya

çıkan kolay kırılabilecek objelerin zarar görmesinden kaçınmak

için, kullanıcı/dalıcı, kısma valfını kullanarak, gücü hemen

azaltmalıdır. Sistemin diğer bir avantajı temiz su akışını

sağlamasıdır. Eğer çalışılan alan bulanıksa kullanıcı/dalıcı, tüpü

kaldırarak alanın üstüne temiz su tazyik eder. Hydro-wash 4-24

metreler arasında kullanılabilir.30

3.4.6. Water jet

Bu alet, yüksek basınç su pompası, deniz tabanındaki

çalışılan bölgeye ulaşacak bir yangın hortumu ve ince, pirinç bir

hortum basından ibarettir. Püskürtmeli hortum bası, dalıcının itme

kuvvetini elle tespit edebileceği küçük bir geri-itme deliğine

sahiptir. Water-jet, gerekli olan yüksek tazyikli bir su akımı

yaratarak, batık alanı üzerindeki sertleşmiş kum ve çamur

tabakalarını kaldırmak ve temizlemek için faydalıdır. Ancak

kapsamlı kullanımı sınırlıdır.

Yüzeydeki kompresörden sağlanan destek ile suyun altına

indirilen hortuma su üfleyerek tortu tabakasını alandan 30

Alper2007, 47.

Page 67: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

67

uzaklaştırmak için kullanılan kazı aracıdır. Çalışma sistemi olarak,

hava püskürtücüye benzer. Ancak, hava püskürtücü hava ile

çalışırken, su püskürtücü yüksek basınçlı su ile çalışır. Kapasite

olarak, hava püskürtücüye göre daha güçlüdür. Bu araç, yüksek

basınç su pompası, suyun altında kazı alnına ulaşacak bir hortum

ve ince bir hortum basından ibarettir. Hortum basının ham

maddesi, genelde pirinçtendir. Ağızlıkta, su basıncını kontrol

etmek için kullanılan bir valf vardır. Bu şekilde, araştırmacı itme

kuvvetini eli ile yönetebilir, dolayısıyla aracın kullanımı

kolaylaşır. Su püskürtücünün kullanımı esnasında dikkatli

olunmalıdır. Aksi taktirde birtakım sorunlar çıkabilir. Kullanım

alanı oldukça sınırlıdır. Tortu tabakalarını hava asansöründen

daha hızlı taşır. Bu yüzden, değerli arkeolojik eserlerin

kaybolmasına yada orijinal yerlerinin değişmesine neden olabilir.

Bu nedenle araç, büyük bir dikkatle kullanılmalıdır. Oldukça sığ

sularda, üfleyici ve hava asansörünün kullanılamadığı durumlarda

su püskürtücü kullanılabilir. Ancak, bu durumda da aracın

kullanımı yine büyük bir dikkat ve titizlik gerektirir. Aracın neden

olabileceği sorunlardan bir tanesi de, püskürtmeli bir sistem

olduğundan sualtında görüsü azaltmasıdır. Bu yüzden, sualtında

bulunan bulanık su tabakasının akıntılar tarafından temizlendiği

alanlarda daha verimli olarak kullanılabilir. Özellikle, çamurlu ve

tortu tabakasının kolay hareket edebilen hafif materyallerden

Page 68: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

68

oluştuğu alanlarda kullanımı oldukça verimsizdir. Çünkü

püskürtülen suyun etkisiyle havalanan tortu tabakası, görüsü

tamamen yok edecektir. Su püskürtücü ile çalışma esnasında

problem yaratan bir başka konu da, kum veya çamurdan oluşan

tortu tabakasının taşındığı alandır. Bu araç, temizlenmek istenen

tortu tabakasını püskürtme sistemi yardımıyla, çalışılan alandan

uzaklaştırır. Fakat kazı alanından ayrı bir yere taşıyabilecek

kapasitede değildir. Sadece görülmek istenen kısmın üzerini açar,

tortuları ise alanın etrafında biriktirir. Yani sadece çalışma

esnasında, o an için çalışılan yerin görülebilmesi açısından bir

kolaylık sağlar.31

31

Alper2007, 48.

Page 69: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

69

3.4.7. Hitting

Sualtı arkeoloji çalışmalarında araçların yanında insan

gücünün de önemi yadsınamayacak kadar önemlidir. Hit

sistemleri, dalgıçların keser ve çekiç yarımı ile eserler üzerinde

çalışmalarını esas almaktadır. Eserler sualtında uzun süre

kalmaları nedeni ele yanlarındaki eserlere yada yakınlarında

bulunan kayalara yapışmaktadır, dalgıçlar da gerektiği yerlerde

insan gücünü kullanarak eserleri serbest kılıp yüzeye

çıkarabilirler.

Page 70: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

70

3.5. Sualtı belgeleme teknikleri

Sualtı arkeoloji araştırmalarının ve sualtı arkeoloji

kazıların olmazsa olmazıdır belgeleme. Gerek yayınlar, gerekse

tespit ve inceleme için kullanılmaktadır. Eser belirlendikten sonra

yapılması gereken belgeleme metotları ise kodlama, işaretleme,

koordinat alma, fotoğraflama, film, çizme, sualtı ve sustu planları

üzerine islemedir. Bütün bunları yaparken ilk dikkat edilmesi

gereken, mevcut konumlarını hiç bir şekilde bozmamaktır. Eserin

konumundaki en küçük bir değişiklik ulaşılabilecek bilgileri

sonsuza kadar yok etmek anlamına gelebilir.32

3.5.1. Ölçüm

Gemilerin batış nedeni savaştan dolayı harap olma, alabora

ya da kıyıya çarpmadır. Bu yüzden sualtında karşılaşan gemi ve

yükü genellikle toplu halde bulunmaz ve parçalanmaya bağlı

olarak dağınık halde olur, doğru ölçümde bu noktada önem

kazanır. Araştırma dalışlarında ölçüm yapmak için önceden

belirlenen bir sabit nokta seçilmelidir. Bu nokta su ve akıntı ile

yer değiştirmeyecek şekilde olmalıdır. Varsa büyük kayalar sabit

32

Öniz2008, S168.

Page 71: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

71

nokta seçilebilir. Buna örnek olarak Gelidonnya batık alanındaki

Schoolbus rock örnek verilebilir. Etrafta bu tarz bir kaya yoksa

sabit eserler de nirengi noktası seçilebilir, eğer batık kıyıya

yakınsa kıyıdan da merkez noktası alınabilir. Eğer ölçüsü alınacak

alan arkeolojik kazı alanı ise, daha önce anlatmış olduğum kazı

öncesi yapılan planlamalarda sabit noktalar belirlenmekte ve

kazıda çıkan her eser bu noktalardan ölçülerek plandaki yeri

almaktadır.

3.5.2. Çizim

Sualtında çizim yapmak en zor çalışmalardan bir tanesidir.

Sualtında çizim yapacak dalgıç profesyonel olmalı, dengesini iyi

ayarlamalıdır çünkü çizim suda 60 derecelik bir duruşta sabit

yapılmalıdır. Sualtında çizimler slayt adı verilen panolara kurşun

kalemle yapılmaktadır. Bu çizim su yüzeyine çıkıldıktan sonra

kâğıt üzerine ve bilgisayar ortamına geçirilmektedir. Profesyonel

kazılarda çizimle ilgilenen, işinde uzman bir kişi olmalıdır. Bu

çizimlerdeki yanılma payını en az seviyeye indirerek hep standart

hem de doğru çizimi oluşturmaktadır.

Page 72: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

72

3.5.3. Fotoğraf çekimleri

Fotoğraf aşaması çalışma başkanının doğrultusunda

yapılmaktadır ve tüm hakları kazı başkanına aittir. Bu yüzden

çalışmada bulunan dalgıçlar kendi inisiyatifleri ile fotoğraf çekip

kullanamazlar. Sualtı çalışmalarında fotoğraf çekmenin birkaç

nedeni vardır. İlki fotomozoğinin çıkarılmasıdır. Çalışma alanının

sıralı şekilde fotoğraflarının çekilerek bilgisayar ortamında

birleştirilmesi sonucu, alanın kuş uçumu görüntüsünün elde

edilmesi sağlanır. Diğer fotoğraf çekilme nedeni ise eserlerin

yayınları ile ilgilidir, hem eserler belgelenmiş olur hem de dergi,

gazete, makale, kitap gibi alanlarda çalışma alanının tanıtılmasını

sağlamaktır. Düzenli kazılarda bu görevi ayrı bir kişi üstlenmeli

sadece fotoğraf çekimleri ve suüstü çalışmaları ile ilgilenmelidir.

Page 73: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

73

Bölüm 4

4.1. Buluntuların çıkarılması

Çalışma alanındaki eserler uzun bir zamandır, hareketsiz

sualtında bekledikleri için kalın bir sediman tabakası ile

etraflarındaki kaya ya da diğer eserlere yapışırlar. Çıkarılmak

istenen eserler, kitapta bahsetmiş olduğum kazı yöntemleri ile

yapışık olduğu yerden kurtulduktan sonra su yüzeyine çıkarılmaya

hazır duruma gelirler.

Eserleri su yüzeyine çıkartmak için kullanılan birçok

yöntem vardır. Bu yöntemler eserlerin boyutlarına, şekillerine,

ağırlıklarına göre değişmektedirler. Kazı esnasında birçok küçük

buluntu elde edilmektedir. Her dalgıcın kendi filesi, torbası ya da

kasası olmalıdır. Küçük buluntular bu sayede yüzeye

çıkarılmaktadır.

Page 74: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

74

Ağırlı bir dalgıcın

kendini yoracak şekilde

taşıyabileceği seviyede

olan eserlerden havanın

taşıma kapasitesini

aşacak kadar ağır olan

eserlere kadar olan eserler

kaldırma balonları ile su

yüzeyine çıkarılmaktadır.

Kaldırma balonları çanta

şeklindedir, kullanacak

dalgıç yanına alır ve

aşağıda açtıktan sonra

içine hava doldurup bir

kaldırma ivmesi kazandırır. Ancak balonun boyutu ve içine

doldurulacak hava dikkatli seçilmeli, eserin ağırlığı ile doğru

orantıda olmalıdır. Aksi takdirde eser hızlı çıkıp fırlaya bilir ya da

ağır gelip batıp hasar görebilir. Balonla kaldırılacak eserler

dengeli bağlanmalıdır çünkü hava şeklen değişkendir ve dengesi

kolay bozulabilir bu tarz bir durumda etrafındaki dalgıçlara zarar

vermesi kaçınılmazdır. Yukarıda bahsetmiş olduğum dalgıcın tek

başına taşımada zorlanması hususu ise önemlidir. Dalgıç zor olsa

da taşıya bileceği ağırlıkta eserleri taşımamalıdır. Çünkü deko

Page 75: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

75

esnasında ya da yüzeye çıkarken büyük tehlikeler

yaratabilmektedir.

Balonla taşınamayacak kadar ağır olan eserler ise vinç

yardımı ile yüzeye çıkabilir. Bu vinç dalış platformunda yer

alabilir ya da vinci olan gemiler tercih edilebilir. Amerikan su altı

arkeoloji enstitüsünün kullandığı Millewanda isimli katamaran

tipi dalış platformu 900 kg ağırlığı çekebilecek bir vince sahiptir

ancak onunda kaldıramadığı ağırlıklarda vinç gemiler tercih

edilebilir ki 2011 yılında İNA( Amerikan sualtı arkeoloji

Page 76: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

76

enstitüsü) Kızılburun batığındaki sütun tamburlarını, bu şekilde su

yüzeyine çıkarmıştır.

Su yüzeyine çıkarılan eserler ise uygun şekilde taşınmalı

ve uzun süre tuzlu suda bekledikleri için işlemden geçtikten sonra

sergiye konulmalıdır. Genel olarak tercih edilen sistem, arındırma

havuzlarında bekletip tuzunu salmasını sağlanmasıdır.

Page 77: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

77

4.2. Güvenlik

Sualtı arkeolojisi kazı çalışmalarında dikkat edilmesi

gereken en önemli etmen güvenliktir. Buna bağlı olarak ekip

üyeleri, kazı çalışmalarından önce eğitilir ve güvenlik dalında bir

birim de oluşturulur. Sualtı insanın fizyolojisine uygun bir yaşam

alanı olmadığı nedeni ile vücut yapısını bu yeni alanda uyumlu

çalıştırmak zordur. Sualtına yapılan dalışların en büyük tehlikesi

vurgundur. Vurgunu engellemek için yukarıda bahsetmiş olduğum

timekeeper ‘ ın takibinin yanında dalgıcın konsolunda yer alan

dalış bilgisayarlarından, dalgıcın edinmiş olduğu dalış

çizelgesinden, dalgıç da takip etmelidir. Herhangi bir vurgun

şüphesi olduğunda gemide veya kazı alanında yer alan basınç

odasında kişiye ilk müdahale yapılır. Kazı alanında yoksa en kısa

yoldan basınç odası olan birime ulaştırılır. Ekip içerisinde bir

basınç odası operatörü ve bir dalış doktoru yer almaktadır.

Dalgıçların kulakları sürekli takip edilmeli ve herhangi bir

problem halinde dalgıç dalıştan kesilmelidir. Kulaklar basıncın en

çok hissedildiği organlardır ve hızlı dalma ya da eşitleme

yapmadan veya yapamadan dalma sırasında zarar görebilirler.

Gemide yapılan müdahalenin ardından bir hastaneye kontrole

gidilmelidir. Dalış tüpleri bir sualtı arkeoloji kazısının kalbini

oluşturmaktadır. Tüplere 200 br hava doldurulmalıdır ve

Page 78: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

78

dalgıçlara kendisine yeteceğini düşündükleri hava ile kesinlikle

dalmamalıdır. Tüplerin basıldığı kompresör sürekli bakım

görmeli, filtreleri zamanında değiştirilmelidir. Tüpler kontrol

edilmeli herhangi bir paslanma halinde dalıştan ayrılıp bakıma

alınmalıdır. Diğer tüm dalış ekipmanları da belili aralıklarla bakım

görmeli ve her dalıştan sonra duru su ile temizlenmelidir.

Sualtında karşılaşılabilecek problemlere karşı dalgıçlar sakin

olmalı ve çözüm yolları üretmelidir. Karşılaşılabilecek

problemlerden bir tanesi yorulmadır. Yorulan kişi derin nefes

almaya başlar ve sonucunda hava bitimi ya da oksijen

zehirlenmesi ile karşılaşabilir, sakin olunmalı ve dinlenilmelidir.

Sualtı arkeoloji kazılarında karşılaşılması muhtemel sorunlardan

bir diğeri de palet kaybıdır. Paletler kazıya başlamadan önce

ağırlığın altına bırakılır ancak akıntı alıp götürebilir. Bu tür bir

sorunla karşılaşıldığında dalgıcın birkaç çözüm yolu vardır.

Yukarda ayrıntılı olarak bahsettiğim shotline, kazı alanından deko

alanına, oradan da dalış platformuna uzanır. Problemi yaşayan kişi

bu ip ile dekoya, oradan da platforma çıkabilir Ancak eğer bu ip

olmasaydı ya da ipte sorun yaşansaydı dalgıç sakinliğini korumalı

ve tırmanarak kıyı doğru ilerleyerek uygun bir alanda güvenlik

dekosu yapmasının ardından yüzeye çıkıp platformdakilerden

kendisinin alınmasını sağlayabilir. Dalgıçların sualtında havaları

bitmelerine karşı belirli yerlerdeki yedek tüplerden hava yardımı

Page 79: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

79

alabilirler(safe tank).Yedek tüplere ulaşamayacak durumda ise

dalış eşinden yardım alınabilir. Herhangi bir problem çıkabilmesi

anekdotu göz önünde bulundurularak kazı yapan ekip, sürekli

diğer dalgıçları kontrol etmelidir. Kazı ekibinin dikkat etmesi

gereken diğer bir güvenlik önlemi ise yaralanmalar ve hasarlardır.

Bu gibi sorunları engellemek için vücudu kaplayan dalış elbiseleri

tercih edilmeli ve eldiven kullanılmalıdır. Derinlik arttıkça

soğumanın arttığı aşikârdır, bu yüzden kalın dalış elbiseleri tercih

edilmelidir.

Page 80: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

80

Page 81: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

81

KAYNAKÇA

Akalın 1993 Emel Akalın., Antik çağda Batı Anadolu

Limanları, İstanbul, 1993.

Alper 2007 Koray Alper,. Sualtı arkeolojisi araştırma

yöntemleri ve kazı teknikleri, Konya, 2007.

Başıbüyük 2011 Özgün Başıbüyük., Roma Dönemi

Amphoraları, Aydın, 2011.

Başıbüyük 2011 Özgün Başıbüyük., Pamukkale üniversitesi 2.

Arkeoloji sempozyumu, Sualtı Kazı Teknikleri,

Denizli, 2011.

Bilgi 2006 Coşkun Bilgi., Antik Kartaca limanı, Konya,

2006.

Eti 2006 Elvan Eti., Aigai Sikkeleri, İstanbul, 2006.

Page 82: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

82

Girgin 2006 Güneş Girgin., Fenikelilerde deniz ticareti,

Konya, 2006.

Hamza 2006 Laike Hamza., Antik çağda Doğu Akdeniz’ de

deniz ticareti, Konya, 2006

Köküöz 1995 Ayşe Nur Köküöz., “Bilim ve Teknik Dergisi

Tübitak” Sayı: 333 İstanbul,1995.

Köyağasıoğlu

2006

Orkan Köyağasıoğlu., Antik sikkeler

üzerindeki gemi tasvirleri, Eskişehir, 2006.

Lülleci 2007 Uğur Lülleci., Troia antik limanı’ nın tunç

çağı deniz ticaretindeki önemi, Konya, 2007.

Mutlu 2008 Güliz Mutlu., Euripides’ in oyunlarında

Peloponnesos savaşının yankılanışı,

Ankara,2008.

Öniz 2008 Hakan Öniz., Arkeolojik sualtı

araştırmacılığına giriş için eğitim

metodolojisi, Konya, 2008.

Page 83: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

83

Strabon 1924 Strabon. The Geography of Strabon, ed. H.L.

Jones, Cambridge, Mass.: Harvard University

Press; London: William Heinemann, Ltd,

1924.

Tok 2001 Gökhan Tok., “Bilim ve Teknik Dergisi

Tübitak” , İstanbul, 2001.

Page 84: Sualti Arkeolojisi Kazi Teknikleri

84