50
www.yuruyus.com Haftal›k Dergi / Say›: 10 24 Temmuz 2005 Fiyat›: 1 Milyon / 1 YTL (kdv dahil) [email protected] y›k›m iktidar› Gecekondular›m›z› Savunaca¤›z Emekçi halk›m›z, evimizi, iflimizi, afl›m›z› savunmak için Haklar ve Özgürlükler Cephesi’nde Birleflelim! Sadece ‹stanbul'da y›k›lacak gecekondu say›s›: 85 bin ‹slamc›, AB’ci, ulusalc›, liberal, asker, sivil... medya, ordu, yarg›... tüm düzen güçlerinin ittifak halinde sürdürdü¤ü politika: Yazmay›n, gizleyin! Genelkurmay 2. Bflk. Org. ‹lker Baflbu¤: Baflbu¤’un uyar›s› yerindedir. Yazmayal›m gizleyelim! Bas›n Konseyi Bflk. Oktay Ekfli: Medyada tecrit, F Tipi yasakt›r. Akflam Gazetesi Yay›n Yönetmeni Serdar Turgut: Yazmay›n. Propaganda olur! Baflbakan Tayyip Erdo¤an: T T E E C C R R İ İ T T v v e e S S A A N N S S Ü Ü R R ISSN 13005 - 7944

TEECCRRİİTT v SAANNSSÜÜRR - yuruyus.bizyuruyus.biz/pdf/pdf/010.pdf · faflist bask›lara karfl› da bir tutum al-mak önemlidir. ‹ncirlik yürüyüflü, iflte bu politik

Embed Size (px)

Citation preview

www.yuruyus.com Haftal›k Dergi / Say›: 10

24 Temmuz 2005Fiyat›: 1 Milyon / 1 YTL

(kdv dahil)

[email protected]

y›k›m iktidar›

Gecekondular›m›z› Savunaca¤›zEmekçi halk›m›z, evimizi, iflimizi, afl›m›z› savunmak için

Haklar ve Özgürlükler Cephesi’nde Birleflelim!

Sadece ‹stanbul'da y›k›lacak gecekondu say›s›:

85 bin

‹slamc›, AB’ci, ulusalc›, liberal,

asker, sivil...medya, ordu,yarg›... tüm

düzen güçlerinin ittifak halinde

sürdürdü¤ü politika:

Yazmay›n,gizleyin!“

Genelkurmay 2. Bflk.Org. ‹lker Baflbu¤:

Baflbu¤’unuyar›s›yerindedir.Yazmayal›mgizleyelim!

Bas›n Konseyi Bflk.Oktay Ekfli:

Medyadatecrit, F TTipi yasakt›r.

Akflam GazetesiYay›n YönetmeniSerdar Turgut:

Yazmay›n.Propagandaolur!

“”

Baflbakan Tayyip Erdo¤an:

TT EE CC RR İİ TTvvee

SS AA NN SS ÜÜ RRISSN 13005 - 7944

Sahibi vve YYaz›iflleri MMüdürü:

Sevtap TTÜRKMEN

Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah.‹stiklal Cad. Büyükparmakkap› Tel

Sok. No:4 Kat:4/2 Beyo¤lu/‹STANBUL

Telefon: 0 212 251 94 21 Faks: 0 212 251 94 35

Yurtd›fl› Büro: Vak›f EFSANE Pieter de Hoochstr. 30

3021 CS Rotterdam/NEDERLAND

Ofset Haz›rl›k: Ozan Yay›nc›l›kBask›: ASPAfi Pazarlama-Evren Mah.

Gülbahar Cad. No:7 Ba¤c›lar/‹ST.Tel: 0 212 655 88 64

Da¤›t›m: Merkez Da¤›t›m PazarlamaSan. ve Tic. A.fi. Tel: 0 212 354 37 67

ISSN: 1305-7944

‹nternet AAdresi: www.yuruyus.com

Mail AAdresi: [email protected]

Hesap No: 1051 - 1637885 SevtapTürkmen Türkiye ‹fl Bankas› fiiflli fib.

Fiyat›: 1 YTL / 1 000 000 TLAvrupa: 3 EuroAlmanya:3 EuroFransa:3 Euro‹sviçre:3 Euro

Hollanda:3 Euro‹ngiltere: £ 2.5Belçika: 3 EuroAvusturya: 3 Euro

‹nsan yaflam›nda iz b›rakan anlar, kiflilervard›r. Bu bazen bire bir tan›mayla, bazen dehiç görmeden tan›makla olur...

Evet... Sadece foto¤raflar›nda gördüm seni...Bir masan›n üzerinde ya da bir evde evin en gü-zel yerinde özenle konmufl duran foto¤raflarda.

Kara kafll› kara gözlü, yan›k tenli Çukurova’n›n topra¤› kadar yan›k... Dost sohbetlerimizde yan›bafl›m›zdas›n, dolmuflta, dernekte dostlar›n

anlat›m›yla yan›mdas›n: “Devrimcinin bir bardak su verene de ihtiyac› var derdi Tar›k” Kimden ne istenir? Kime nas›l yaklafl›l›r? Küçümsemeden verebilece-

¤i kadar›n› almak . Daha ileriye tafl›mak için güç vermek gerekti¤ini ö¤-retiyorsun...

Kendimi yaln›z hissetti¤im bir anda yine sen yan› bafl›mdas›n. Kalk di-yorsun kalk yaln›z de¤ilsin. Güç veriyorsun. Karfl›mda foto¤raf›n.

Bu kez ne anlat›yorsun, soruyorum kendime. Bak›fl›ndaki anlam, “ni-ye oturuyorsun? Yapacak daha çok iflin yok mu?” diyor.

Anlatm›fllard› seni; “Tar›k’›n bofl durdu¤unu hiç görmedim. Bofl günüyok. Mutlaka doldurur, sendika, büro, mahalledeki tüm insanlarla tek

tek ilgilenir. ‹nsanlar› dönüfltürür...”Anlat›mlar utand›r›yor beni. Tar›k Abi gi-

bi olabilmek idealim. Sen yoldafl›m, ulafl›lma-s› güç olan›m..

Sokaklarday›m... Acaba Tar›k Abi de bu-ralardan geçti mi? Belki flu çay oca¤›nda bir

bardak demli çay içti. Belki flurdan bir simit ald›. “Sokak sokak her yeri biliyordu. Nerden girilir nereden ç›k›l›r? Polis

noktalar› nerelerde bilir? Vak›ft› alan›na... “ Benimle konufluyorsun... Soruyorum... Sokaklar› bilmek yeterli mi? Ya o sokakta yaflayanlara

nas›l gidece¤im, nas›l yaklaflaca¤›m... Evet can yoldafl›m, ö¤retmenim. Israrla inatla insan dönüfltürmenin,

kazanman›n nas›l oldu¤unu ö¤retiyorsun. Yine bir anmam›zda bizimle-sin. Hayk›rmak istiyorum, dipsiz kuyular bile sesimi duysun istiyorum,flehitlerimiz bbizimle... Yan› bbafl›m›zda... Onlardan öö¤reniyoruz. Siz zeba-niler, siz onu öldürüpte yoketti¤ini sananlar, gülüyorum size. Bak›n Ta-r›k Koço¤lu’na yan› bafl›mda benimle birlikte kavgam›n içinde. Ve özle-mini kurdu¤u o gün, zafer günümüzde O da omuz bafl›mda olacak...

�����������Tar›k KKOÇO⁄LU

Ba¤›ms›zl›k Demokrasi Sosyalizm Mücadelemizin 28 Temmuz3 A¤ustos

BüyükDireniflte fifiehit

Düfltüler

29 Tem-muz 1980’de‹stanbul Süley-maniye’de geri-ciler taraf›ndankatledildi.

Salih BBADEMC‹

Temmuz1978’de ‹s-tanbul Kar-tal’da faflist-lerce kurflun-lanarak kat-ledildi. Muammer KKARAN

Temmuz 1980’deDEV-GENÇ saflar›ndamücadele etti. “‹flkence-ye ve Faflist Teröre Karfl›Mücadele” kampanyas›çerçevesinde düzenlenenÇemberlitafl’taki korsangösteri s›ras›nda askeritim taraf›ndan katledildi.

H. ‹‹brahim BBAYRAKTAR

1 A¤ustos 1979’da “Emper-yalizme, Faflizme, Pahal›l›¤a ve ‹fl-sizli¤e Karfl› Mücadele” kampan-yas›nda ya¤ kamyonunun kaç›r›-larak ya¤lar›n yoksul halka da¤›-t›lmas› eyleminde polis taraf›ndanvurularak katledildi. Hüseyin TTAfi

Temmuz 1986’da gözalt›n-dayken ve tutuklu kald›¤› süre bo-yunca gördü¤ü iflkenceler sonu-cunda yakaland›¤› hastal›k nede-niyle tahliye olduktan k›sa bir sü-re sonra kaybettik.

Ali KKALKAN

Yüksel MMUNZUR Ferhan PPEKER

Londra’daAnadolu HalkKültür Merke-zi’nin yönetici-lerindendi. 30Temmuz 2001sabah› intiharetmifl olarakbulundu.

Haydar AAKDEM‹R

Yusuf TTEC‹M

31 Tem-muz 1980’deAybast› Ka-batafl’ta fa-flistler tara-f›ndan öldü-rüldüler.Adem TTEC‹M Fatma ÖÖZÇEL‹K

31 Temmuz 1993’de MersinSilifke k›rsal alan›nda jandarma ileDevrimci Sol K›r Birli¤i aras›nda ç›-kan çat›flmada flehit düfltüler. Tar›k,Akdeniz Bölgesi Siyasi Sorumlusu,Mustafa ise K›r Gerilla Birli¤i Komu-tan Yard›mc›s› idi.Ali TTar›k KKOÇO⁄LU Mustafa SSEFER

Muharrem HHOROZ

3 A¤ustos 1999’daTKP/ML davas›ndan tutuklan-m›flt›. 19 Aral›k katliam›n› ya-flad›; Kand›ra F Tipi Hapishane-si’ne sevkedildi. Ölüm orucu-nun ilerleyen günlerinde dörtkez zorla müdahale edildi. 3A¤ustos 2001’de flehit düfltü.

Semra BBAfiY‹⁄‹T - Kartal Özel Tip CezaeviÖlüm Orucu 6. Ekibi’ndeydi. 30 Temmuz2002’de, açl›¤›n›n 367. gününde flehit düfltü. F tip-lerine karfl› Bursa’da açl›k grevi yaparken tutuklan-m›flt›. ‹çeride sürdürdü direniflini. Aln› k›z›l bantl› birözgür tutsak olarak ölümsüzleflti.

1980 öncesive tutsakl›¤› sonra-s› 1984-85’lerdegençlik faaliyetleriiçinde yerald›.1989 Temmuzu’n-da ‹stanbul’da ge-çirdi¤i trafik kaza-s›nda kaybettik.

T e m m u z1978’de 1 Ma-y›s Mahalle-si’nde gece-kondu yap›m›s›ras›nda elekt-rik çarpmas›sonucunda ara-m›zdan ayr›ld›.

26 A¤ustos-28 A¤ustos aras› ‹ncir-lik’e yap›lacak yürüyüfle iliflkin aç›kla-maya k›saltarak yer veriyoruz.

“Irak'ta ‹flgale Hay›r Koordinasyo-nu, Ba¤›ms›z Devrimci S›n›f Platfor-mu, ‹HD, MAYA, Belediye-‹fl, Deri-‹flkurumlar› taraf›ndan, ‹stanbul'dan ‹n-cirlik Üssü'ne bir yürüyüfl bafllatmakarar› al›nm›flt›r. Bizleri böyle bir ka-rar ve eyleme yönlendiren gerekçe,çok net anlafl›laca¤› gibi, iflgal ortakl›-¤› ve iflbirlikçi politikalar bak›m›ndanTürk devletinin geldi¤i aflamad›r.

.... Bugünkü politik koflullar, iflgalkarfl›t› mücadelenin içerden yani Türkdevletinin iflgalci politikalar›na karfl›yürütülmesini zorunlu ve öncelikli k›l-maktad›r. Ayn› zamanda, iktidar ABDuflakl›¤› çizgisini derinlefltirirken, ülkeiçerisinde buna paralel geliflen gerici,faflist bask›lara karfl› da bir tutum al-mak önemlidir. ‹ncirlik yürüyüflü, ifltebu politik eksen ve ihtiyaca dayanarakflekillenmifltir. Bizler, gerek Irak'ta ifl-gale karfl› ç›kmak ve direnifli destekle-menin, gerekse de ülkemizdeki anti-emperyalist, anti-faflist bilinci ve mü-cadeleyi gelifltirmenin, bugün güncelolarak üsler karfl›s›ndaki mücadeledengeçti¤ini tespit etmekteyiz. ...

Yürüyüfl esas anlamda Koordinas-

yon ve Ba¤›ms›z Devrimci S›n›f Plat-formu, ‹HD, MAYA, Belediye-‹fl, De-ri-‹fl'in ortak organizasyonudur. Ancakpolitik yelpaze salt bu bileflenlerdenibaret görülmemektedir. ‹stanbul'dadi¤er siyasetlere de ortak ifl yapma te-melinde ça¤r› yap›lm›flt›r. ....

Yürüyüflün örgütlenme çal›flmalar›

ve program› üzerine;

1-) ‹stanbul'dan haz›rl›k çal›flmalar›Ezilenlerin Sosyalist Platformu, HalkKültür Merkezleri ve Haklar ve Öz-gürlükler Cephesi'nden oluflan üçlübir komite arac›l›¤› ile yürütülmekte-dir. ... 2-) Eylem komitesi 5, 6, 7 A¤us-tos tarihlerinde belirlenen güzergahboyunca dolaflacak, illerdeki planlamave haz›rl›k çal›flmalar›na yerinde mü-dahale edecektir. 3-) En k›sa zamandagüzergahtaki her ilde,... Eylem Komi-teleri oluflturulmal›d›r. 4-) Yürüyüflgüzergah›; ‹stanbul-Gebze-‹zmit-Bur-sa-Eskiflehir-Ankara-Konya-Mersin-Adana’d›r. 6-) Yürüyüflte, "‹NC‹RL‹KÜSSÜ KAPATILSIN" yaz›l› bez ön-lükler giyilecektir. Kat›l›mc› her ku-rum önlüklerdeki bu slogan›n alt›nakendi imzas›n› atacakt›r. 7-) Keyfi en-gellemeler, sald›r›lar olsa dahi progra-m›n uzamas› göze al›narak yürüyüflmutlaka yap›lacakt›r. ...”

‹ncirlik’e Yürüyoruz

‹stanbul’un ve Anadolu kentlerininmeydanlar›nda kitlesel olarak Yü-rüyüfl sat›fllar› sürüyor. 18 Tem-muz günü Avc›lar Meydan›’ndayap›lan sat›fla 35 kifli kat›ld›. Hal-k›n yo¤un ilgisinin yafland›¤› sa-t›flta, "onlar G8 biz alt› milyar›z di-reniyoruz direnece¤iz” hayk›r›fllar›duyuldu.

16 Temmuz günü Esenyurt Cum-huriyet Meydan›’nda ise, “KürtSorunu Nas›l Çözülür” isimli, Hazi-ran Yay›nc›l›k’tan ç›kan kitab›n sa-t›fl› yap›ld›. 34 kiflinin kat›ld›¤› sa-t›flta, yaklafl›k 1.5 saat içinde 94kitap sat›l›rken, kitab›n içeri¤i hak-k›nda yüzlerce insana konuflmalaryap›ld›, tan›t›m gerçeklefltirildi.

�Ça¤r›lar‹lanlar

● Grup YORUM, 30 Temmuztarihinde bafllayacak MunzurFestivali’nde...

● Özgürlük Haber Ajans›telefon de¤iflikli¤iYeni telefon numaras›:0031 220 4412 004 000 E-Mail: [email protected]

● Temel Haklar Federasyonu Adresi: Fulya Mah. Büyük-

dere Cad. Sema Apt. No: 30Kat:5 fiiflli / ‹stanbul

Tel: 00212 2212 444 221Fax: 00212 2212 444 224E-Mail: temelhaklar_federa-

[email protected]

Dergi ve kitaplar meydanlarda

Sadece ‹stanbul’da 85 bin evin y›-k›laca¤›n› aç›kl›yor iktidar. 85

bin ev, en asgari hesapla yar›m mil-yon insan demektir. Fakat iktidarsözcüleri, yar›m milyon insan› soka-¤a atmaktan de¤il de, yar›m milyontavu¤u kümesten atmaktan sözedi-yor gibiler. Öyle rahat, öyle perva-s›z!

Y›k›m politikas›, yaln›z gecekon-dularda de¤ildir. AKP, ekono-

mik, siyasi, her alanda tam bir y›-k›m politikas› uyguluyor; tar›m y›-k›l›yor, koskoca iflletmeler özellefl-tirme talan›yla y›k›l›yor, semtleri-miz y›k›l›yor... Tar›m›n öldürülme-siyle, özellefltirmelerle, gecekonduy›k›mlar›yla birlikte, yüzbinlerce ifl-çinin, köylünün, gecekondulunundünyalar› da y›k›l›yor. Y›k›lanlar›nkarfl›s›nda yap›lan ise sadece F tipihapishanelerdir. Bu kadar “y›k›m”gerçeklefltirilen bir ülkede, zulüm

mekanizmas›n› büyütmeden iktidar-lar›n› sürdüremezler. Y›k›m ve zu-lüm, kardefltir.

Bundan dolay›, iktidar halk›nmuhalefetine karfl› tam bir sal-

d›r› halinde. Hiçbir hak arama eyle-mine, direnifle tahammül etmiyor.Halk›n hiçbir talebine kulak vermi-yor. Gecekondular›n› savunanlar›ndireniflini panzerlerle, bombalarlaeziyor, iflten at›lmaya karfl› mücade-le eden Coca Cola iflçilerine sald›r›-yor, Eskiflehir’de adalet isteyenlerekarfl› linç sald›r›s› gerçeklefltiriliyor.Halk›n mücadelesi tecrit ve sansürlebo¤ulmaya çal›fl›l›yor. Ve tüm bun-lar›n üstüne Genelkurmay 2. Baflka-n› ortaya ç›k›p bu bask› yasalar› yet-miyor, daha a¤›r yasalar ç›karal›m,sustural›m, ezelim diye aç›kl›yor.

AKP’nin uygulad›¤› y›k›m poli-tikas›, emperyalizmindir. Em-

peryalizmin “küreselleflme” ad› ve-

rilen imparatorluk politikas›, ülkele-ri ekonomik olarak direnemez, siya-si olarak direnme dinamiklerindenar›nd›r›lm›fl, zay›f ülkeler haline ge-tirmeyi öngörüyor. AKP, emperya-lizmin tafleronu olarak Türkiye’nintüm ekonomik, siyasi, kültürel dina-miklerini yoketmekle görevlidir...Ekonominin tümüyle emperyalisttekellerin denetimine terkedilmesi,halk›n kültürel de¤erlerinin yokedil-mesi, devrimcilerin, demokratik ör-gütlülüklerin tasfiye edilmek isten-mesi, bu “y›k›m” politikas›n›n ge-rekleridir.

AKP iktidar› ülkemizin kap›lar›-n› ard›na kadar emperyalist te-

kellere açmakta, ABD’nin “›l›ml› is-lam” projesinde yeni roller üstlen-mekte, Genelkurmay, Afganistan’daoldu¤u gibi baflka yerlere de ABDad›na “iflgal gücü” olarak görev üst-lenmeye çal›flmaktad›r... ‹ktidar›ntüm karar ve politikalar› birbirineba¤l›d›r; gecekondular y›k›larak te-kellere flehirlerin de¤erli yerleri pefl-kefl çekilecek, iflçi, memur örgüt-süzlefltirilerek, kölelik yasalar›ylaehlilefltirilerek tekellere “ucuz veörgütsüz iflgücü” pazarlanacak, dev-rimci mücadelenin ezilmesiyle te-keller için “huzur ve güven” sa¤la-nacakt›r. Bütün bunlar› yapabilmekiçin yak›p y›kmak ve sindirmek zo-rundad›rlar. Emperyalizmin ve TÜ-S‹AD’›n partisi AKP, s›n›fsal niteli-¤i gere¤i “y›k›m ve zulüm iktida-

r›” olmak zorundad›r. Onun iktidar

Y›k›m politikas›, yaln›z gecekondularda de¤il, hayat›n heralan›ndad›r. Y›k›m sald›r›s›na karfl› iflçi, memur, köylü, gecekon-

dulu, esnaf birleflmeli birlikte daha güçlü direnmeliyiz. Korkunun ecele faydas› yoktur. Sinerek, geri ad›m atarak örgüt-lülüklerimizi, evimizi, iflimizi, afl›m›z›, haklar›m›z› koruyamay›z.

Halk›n birleflik direniflini gelifltirmek için cüretli olmal›y›z.

Y›k›m hayat›nher alan›nda

3 Y›k›m hayat›n her alan›nda

5 Genelkurmay ‘yetmez’ diyor

8 Gecekondular ve konut sorunu

13 Konut sorunu ve sosyalizm

15 Devrim mücadelesinde gecekondular

18 Kendi hukukunuzu uygulayacak m›s›n›z?

19 ‹dil’den Fidanlar’a

22 Fatma Koyup›nar ile röportaj

24 Tecritten haberler

26 Telekom’da ifl b›rakma

30 Ümraniye katliam davas›

31 E¤itim neyi amaçlamal›, nas›l yapmal›y›z

35 1 May›s halk› faflist mafya terörüne

boyun e¤meyecek

36 Kurtköy halk› konufluyor

39 S›ra yoksul çocuklar›na geldi

40 Faflistler provokasyonun hesab›n› vere-

cekler!

41 K›z›ltepe davas›nda faflist sald›r›

42 Tecrit sansürü ve istifa ettirelen bir yazar

43 Gülsuyu-Gülensu Temel Haklar aç›l›fl

flenli¤i yap›ld›

44 Vahdettin hain mi de¤il mi tart›flmas›

46 Kapitalist batakl›k: “Tekeller kar için her

k›l›¤a girer”

47 Trabzon HÖC’den aç›klama

-Not düflüyoruz

48 ‹ngiltere’de yeni terör yasas›

49 Avni Er ve Zeynep K›l›ç’a özgürlük

50 20. y›l kutlama konseri

� � � � � � � � � �

koltu¤unda kalmas›n›n olmazsa ol-maz flart› da budur.

Bu emperyalist politikalar uygu-lan›rken, iflbirlikçiler iktidar-

dayken, ülkemizde hala demokra-tikleflme rüyas› içinde olunamaz.Amerikan, Avrupa, Japon tekelleri,yasal ve siyasi zeminini oluflturduk-lar› talan› gerçeklefltirebilmek içinTürkiye faflizmine muhtaçt›rlar. De-mokratikleflmeyi de¤il, faflizmi des-teklemeleri ç›karlar›na uygun olan-d›r. Faflizm emperyalizmin tüm des-te¤ini arkas›nda hissetti¤i için hal-k›n tepkileri, talepleri karfl›s›nda bukadar pervas›z olabilmektedir. Me-murlar, aylard›r çeflitli yasalara kar-fl› eylemler yap›yorlar. Ama dinle-miyor iktidar. Y›k›m politikalar›n›nkarfl›s›na daha örgütlü ve daha radi-kal bir çizgide ç›kmaktan baflka yo-lumuzun olmad›¤› aç›kt›r. Halk ça-resizli¤e mahkum olamaz. E¤er flutür eylem biçimleri etkili olmuyor-sa, baflka eylem biçimlerine baflvu-rulacakt›r. Bu bir tercih meselesi de-¤il, zorunluluktur. Bu ülkenin tari-hindeki iflçi, ö¤renci iflgalleri, bari-kat direniflleri, mücadele öyle ge-rektirdi¤i için gerçeklefltirilmifltir.Oligarflinin dayatmalar› karfl›s›ndageri ad›m atman›n teorisini yapanbir ruh haliyle, y›k›m politikalar›n›nkarfl›s›nda direnilemez.

Evlerimizi y›kanlar, iflten atanlar,kölelik yasalar›n›, yeni faflist

bask› yasalar›n› dayatanlar, F tiple-rinde katledenler, tar›m› yokedipköylüyü sefalete ve göçe mahkumedenler, gençlere okullar›n kap›s›n›kapatanlar, ç›kard›klar› göstermelikyasalara bile uymay›p dilimizi ya-saklamakta, inkar ve asimilasyonda›srarl› olanlar, k›sacas› tüm bu y›k›mpolitikalar›n› uygulayanlar, ne kadarpervas›z ve ›srarl›ysa, halk da o ka-dar pervas›z ve ›srarl› olmak zorun-dad›r. Korkunun ecele faydas› yok.Korkarak, sinerek, susarak, ne sen-dikalar›m›z› koruyabiliriz, ne gece-kondular›m›z›, ne de afl›m›z›, iflimi-zi.

Say›s›z kampanyada, “eylem tak-vimi”nin uygulanmas›nda, “ta-

leplerimiz karfl›lanmazsa daha ileri

eylem biçimlerine baflvuraca¤›m›zbilinmelidir” diyen, “iktidar›n anla-d›¤› dilden konuflaca¤›n›” söyleyenfakat bunun gere¤ini de bugüne ka-dar yerine getirmeyenler için art›k odediklerini yapmalar› için zamangeçmektedir. Burada gecekondu so-rununun ayr›nt›lar›na girmeyece¤iz,ancak oligarflinin ilan etti¤i y›k›mpolitikas›n›n siyasi muhtevas›n› her-kes görmelidir. Gecekondu sorunusomutunda görülmesi gereken, oli-garfliyle halk aras›ndaki iliflkinin fle-killeniflidir. Biçimi, boyutlar› nas›lolursa olsun bu bir savafl’t›r. Oligar-fliyle halk›n savafl›d›r. 85 bin evi y›-kaca¤›z aç›klamas›n›n kendisi bir“savafl ilan›”d›r. Evlerini korumayaçal›flan halk›n üzerine çevik kuvvet-lerin, askeri birliklerin, panzerlerinsürülmesi, y›k›m›n sadece siyasi an-lamda de¤il, pratik olarak da sava-fl›n mant›¤›na uygun sürdürüldü¤ü-nün göstergesidir. Milyonlarca ge-cekondulunun taleplerinin hiçbir fle-kilde dinlenilmemesi ise devletinyoksul halk›, “vatandafl›” olarak de-¤il, ezilmesi, sindirilmesi, boyune¤dirilmesi gereken bir düflman›olarak gördü¤ünün dolays›z kan›t›-d›r.

Peki kimdir gecekondularda otu-ranlar? Bu ülkenin özellikle bü-

yük flehirlerinin iflçisi, memuru dagecekondulardad›r. Gecekondu y›-k›mlar› bu anlamda iflçi, memursendikalar›n› dolayl› olarak de¤il,DO⁄RUDAN ilgilendiren bir sald›-r›d›r. Bu gerçek bize, bir kez dahatüm emekçi kesimlerin mücadelesi-ni birlefltirme, iktidar›n emperyaliz-min talimatlar›yla sürdürdü¤ü y›k›mpolitikalar›na karfl› birleflik bir dire-nifl çizgisi oluflturulmas› gerekti¤inigöstermektedir.

Devrimciler, hayat›n her alan›ndakoflullar›n gerektirdi¤i direnifl-

leri örgütlemek için daha inisiyatif-li, daha cüretli olmak, halk›n müca-delesini geriye çeken anlay›fllarladaha sistemli bir flekilde mücadeleederek reformizmi engel olmaktanç›karmak durumundad›rlar. ‹flçile-rin, memurlar›n, gecekondulular›nbirbirinden ba¤›ms›z olarak süren

mücadeleleri aras›nda dayan›flmay›da ancak devrimciler sa¤layabilir.Mücadelenin geliflmesinden, genifl-lemesinden, birleflmesinden ve radi-kalleflmesinden korkanlar, böyle birad›m› atmayacaklard›r elbette. Çe-flitli alanlardaki mücadeleler aras›n-da birlikteli¤i sa¤lamak, oligarflininy›k›m politikalar›na karfl› güçlü birdireniflin ön koflullar›ndan biridir.Sembolik de olsa, iflçilerin, memur-lar›n, gecekondulular›n direniflleriaras›nda bu ba¤ kurulmal›d›r. Buba¤ giderek güçlenecektir.

Y›k›m›n flu an en ç›plak haliylekendini gösterdi¤i gecekondu

semtlerinin yoksul halk›n› örgütle-meliyiz. Yoksul halk›, ne mafya çe-telerine, ne yozlaflma bata¤›na, neoligarflinin terörünün esiri olmalar›-na terkedemeyiz. Gecekondu halk›-n› bir yandan yozlaflt›rma politikala-r›yla, bir yandan faflist terörle müca-deleden, direniflten koparmak iste-yen oligarflinin politikalar› karfl›s›n-da, yoksul semtlerde daha sistemli,daha planl› ve daha ›srarl› bir çal›fl-ma yürütmeliyiz. Gecekondu halk›-n›n bizden baflka güvenebilece¤i birgüç, bizim de emekçi halk›m›zdanbaflka dayana¤›m›z yoktur.

Örgütlülü¤ü olmayan hiçbirsemt, fabrika direnemez. Hak-

lar ve Özgürlükler Cephesi’yle, der-neklerle, meclislerle emekçilere di-renebilecekleri, evlerini, ifllerini, afl-lar›n› savunabilecekleri bir mevzikazand›rmal›y›z. HÖC’lüler, tek ba-fl›na olduklar› yerlerde bile bu mis-yonla davranmal›d›rlar. Ev ev, so-kak sokak, semt semt anlatmal›y›zki, "bizi yere y›kabilecek yumruk,

sert olan de¤il, geldi¤ini görmedi¤i-

miz yumruktur." Yumruklar›n geldi-¤ini görüyoruz. Y›k›lmamak için tekçaremiz direnmektir, y›k›lmamakiçin s›rt›m›z› dayayaca¤›m›z tek yerörgütlülüktür. Örgütlenirsek, gece-kondular gecekondulara, iflçiler me-murlara, tüm emekçiler birbirine s›r-t›n› verirse, gelen yumruk nice sertolursa olsun, y›k›lmay›z. Bu y›k›mpolitikas›n›n alt›nda biz de¤il, AKPkalmal›d›r. ‹flbirlikçi y›k›m politika-lar›, düzenin üstüne y›k›lmal›d›r.

4

24 Temmuz 2005 / 10

Genelkurmay ‹kinci Baflkanı Or-general ‹lker Baflbu¤, 19 Tem-muz’da gazete ve televizyonlarıngenel yayın yönetmenleri ve Anka-ra temsilcileriyle yapt›¤› toplant›da,k›rp›la k›rp›la kufla çevrilmifl mev-cut hak ve özgürlüklere karfl› bile nekadar tahammülsüz olduklar›n› vekatletmekten, ezmekten, susturmak-tan baflka bir politikalar› olmad›¤›n›bir kez daha teyid etti.

Burjuva medyan›n temsilcilerin-den daha fazla sansür uygulamalar›-n› ve psikolojik savafla daha aktifkat›lmalar›n› da isteyen Baflbu¤, hü-kümetten de baflta Terörle Mücade-le Kanunu olmak üzere terörü art›r-mak için yeni yasalar ç›karmas›n›istedi.

Genelkurmay’›n

“topyekün mücadele”si!

Baflbu¤, hükümeti, burjuva med-yay› halk›n mücadelesine karfl› se-ferberli¤e ça¤›r›rken dikkat çekicibir kavram kulland›: “Topyekünmücadele flart!”

Baflbu¤’un kulland›¤› “topye-

kün mücadele” deyifli, akla hemen1990’lar›n bafl›nda oligarflinin uy-gulad›¤› politikalar› getiriyor. O za-

man da iktidar ve Genelkurmay bukavram› s›k kullan›yorlard›. Bununanlam› infazlar, kaybetmeler, iflken-celer, kontrgerilla bombalamalar›,faili meçhuller demekti.

Generallerin bugün de “topye-kün mücadele” derken kafalar›ndangeçen farkl› bir fley de¤ildir. Boyut-lar› zaman zaman de¤iflse de, infaz-lara, iflkencelere, kontrgerilla yön-temlerine zaten hiç ara vermemifl-lerdir. Bugün bu katliamc› politika-y› daha da t›rmand›rmak istiyorlar.Ne kadar t›rmand›rabilecekleri ise,emperyalizmle iliflkilerine, oligarfliiçi çeliflkilere oldu¤u kadar, halk›ndireniflinin gücüne ba¤l›d›r. Halk›ntüm kesimleri, Genelkurmay veAKP’nin “daha fazla terör” politi-kas›n›n karfl›s›na, direniflini, haklarve özgürlükler mücadelesini büyü-terek cevap vermek zorundad›r.“Geri çekilmek”, oligarflinin istedi-¤i ad›mlar› atmak, çare de¤ildir.

Tüm demokratik

kurumlar hedefte!

‹lker Baflbu¤, burjuva gazeteci-lerle toplant›s›nda PKK güçlerininaskeri durumu hakk›nda bilgi verir-ken, DHKP-C’nin ad›n› da anarak“DHKP/C örgütünün; fliddete da-

yalı eylem arayıfllarını önümüzdeki

dönemde de sürdürebilece¤ini de-

¤erlendirmekteyiz” aç›klamas›n›yapt›.

Ancak Baflbu¤’un konuflmas›n›nbütününe bak›ld›¤›nda, hedefin sa-dece “silahl› mücadele veren örgüt-ler” olmad›¤› da görülüyor.

Baflbu¤ konuflmas›nda özellikleçeflitli demokratik kitle örgütlerineve devrimci, yurtsever bas›na gön-dermeler yapt›.

“‹ngiltere'de bir teröristin resmi

veya sesi radyo ve televizyondan ve-

rilemez. Ülkemizde ise Adalet Ba-

kanlı¤ı'na baflarısız bir intihar sal-

dırısında bulunan teröristin öldü-

rülmesinin ardından bazı sivil top-lum örgütleri üyeleri açıktan bu te-

röristin ölümsüz oldu¤u fleklinde

slogan atabilmifllerdir. ... Ülkemiz

terörü öven, onu yücelten yayınlar-la doludur. ... Örgüt lehinde propa-

gandaya engel olmak Türk medya-

sına düflen temel sorumluluktur.”

Yukar›da da sözetti¤imiz gibi,oligarflinin sözcüleri “topyekün mü-cadele”den sözetti¤inde, her sefe-rinde sald›r›n›n bafl hedefleri aras›n-da yasal, demokratik devrimci ku-rumlar da olmufltur. Devrimci, yurt-sever bas›n›n, demokratik kitle ör-gütlerinin Genelkurmay taraf›ndan“hedef” gösterildi¤i bu tür konufl-malar›, hangi kontrgerilla yöntemle-rinin takip etti¤i konusunda bu ül-kenin insanlar› yeterince tecrübeli-dir. Benzeri aç›klamalar›, bask›nlar,tutuklamalar, hatta bombalamalarizlemifltir.

“Bat›”, terör yasalar›

ç›kard›kça, Genelkurmay

daha “Bat›c›” oluyor

“TMK gözden geçirilmeli, ihti-

yaca cevap verecek bir hale getiril-

melidir. Batı ülkelerinde olanlarolsun, yeter. Örne¤in; ‹ngiltere'de

2000 yılında çıkarılan Terörizm Ka-

nunu'nun 13. maddesi kapsamında

yasaklanmıfl bir örgütün renklerini

taflıyan bir rozet bile takamazsınız.”

‹fllerine gelince Bat›’y› modelal›yorlar, ifllerine gelmeyince “bi-

zim kendi özgün flartlar›m›z” masa-l›na bafll›yorlar. Baflbu¤’un, Genel-kurmay’›n dedi¤i fludur asl›nda; bizher ülkenin en a¤›r bask› yasalar›n›alal›m, hak ve özgürlükleri içerenyasalar, kendilerine kals›n.

“Örgütün renklerini tafl›yan bir

rozetin bile yasaklanmas›n›” içerenmaddeyi be¤eniyor ama ayn› ülke-lerin mesela Fehriye Erdal’›n iade-sini engelleyen yasalar›n› be¤enmi-yor. Yasaklama sözkonusu olunca

5

24 Temmuz 2005 / 10

◆“Topyekün mücadeleflart... Daha a¤›r birTMK ç›kar›ls›n... Bas›ndaha fazla sansür uygu-las›n... Muhalif bas›n vekurumlar susturulsun...”

◆Genelkurmay’›n bun-dan önceki konuflmas›n›linç sald›r›lar› izlemiflti.

◆S›rada ne var?

Genelkurmay ‘Yetmez’ Diyor;Döktü¤ümüz kan, uygulad›¤›m›z bask›, yasak yetmez!

“Bat›da olanlar olsun” diyor, amamesela “farkl› dil ve kültürler” ko-nusunda AB yasalar› sözkonusu ol-du¤unda “AB bizi bölmek istiyor”

demagojisine bafll›yor.

Baflbu¤’un konuflmas›ndan birkez daha görülüyor ki, AB’cilikleri

de, AB karfl›tl›klar› da faflizmi sür-dürme politikas›n›n bir parças›d›r.Genelkurmay için esas olan kendiiktidar›n›, faflist politikalar› sürdür-mektir. Genelkurmay bofluna ora-dan buradan “model” aramas›n; Ge-nelkurmay politikalar›na en uygunuNazi iktidar› modelidir. (Zaten çokfarklar› da yok ya!) Ama bunun için“demokrasicilik oyunu”ndan davazgeçmeleri gerekir ki, iflte bunuyapmalar› o kadar kolay de¤ildir.

Genelkurmay, tüm düzen

güçlerini halka karfl›

harekete geçmeye ça¤›r›yor

Hat›rlanaca¤› gibi, Genelkur-may, mart ay›nda da ayn› muhteva-da bir aç›klama yapm›fl ve bu aç›k-lamayla esas olarak MHP’li, BBP’lifaflist güçler harekete geçirilmifl,

linç provo-kasyonlar›

ve üniversitelerde faflist sald›r›larpolitikas› uygulanmaya bafllanm›flt›.Eskiflehir’de K›z›ltepe davas›n› iz-lemeye gidenlere karfl› gerçekleflti-rilen sald›r›da görüldü¤ü gibi bu po-litika halen sürdürülmektedir.

Peki Genelkurmay bu aç›klama-s›yla hangi güçleri harekete geçir-meyi, hangi yöntemleri uygulamayakoymay› amaçl›yor?

Bu aç›klamalar›n burjuva med-yan›n temsilcileriyle yap›lan birtoplant›da dile getirilmesinden deanlafl›laca¤› gibi, Genelkurmay’›nilk yürürlü¤e koyaca¤›, daha koyu

bir sansür politikas›d›r. Bas›n Kon-seyi Baflkan› s›fat›n› tafl›yan OktayEkfli, Baflbu¤’un aç›klamalar›n›n er-tesi günü “Baflbu¤’un uyar›s› yerin-

dedir” diyerek, kontrgerilla politi-kalar›na her zamanki gibi uyumiçinde olacaklar›n› aç›klam›flt›r.

Baflbu¤, burjuva gazetelerin“Kürt ayd›n›” gibi kavramlar› kul-lanmas›na da itiraz ediyor. Bununbir ad›m ötesi, “Kürt” kelimesininkullan›lmas›n›n yasaklanmas›d›r.Ki, Genelkurmay politikalar›naba¤l› yarg› kurumlar›, zaten bir sü-redir bu politikay› sürdürüyor; güya

“Kürtçe’yi serbest b›rakan” yasalargörünürde yürürlükteyken, Kürtçekonuflmaktan, türkü söylemektendavalar aç›l›yor, cezalar veriliyor.

Genelkurmay, ikinci olarak yo-¤unlaflt›r›lm›fl bir psikolojik sava-

fl›n haberini vermektedir. Nitekim,burjuva bas›nda Kürt milliyetçi ha-reketi bölme amaçl› yürütülen kam-panya, bunun bir uygulamas›d›r.

Bunun d›fl›nda yukar›da iflaretetti¤imiz gibi, demokratik güçlere,kurumlara karfl› polise, yarg›ya sal-d›r› “iflareti” verilmifltir.

Halk›n mücadelesini

yokedemeyeceksiniz!

Oligarfli, mevcut konjonktürde,“AB’ye uyum” manevralar› çerçe-vesinde ç›karmak zorunda kald›kla-r› yasalar› da fiilen uygulamama po-litikas›n› izlemekte, resmi-sivil fa-flist terörle, yeni faflist yasalarla, fi-ili ola¤anüstü hal ve s›k›yönetimuygulamalar›yla halk›n mücadelesi-ne ve örgütlülüklerine karfl› gidereksald›rganlaflmaktad›r. Genelkurmayaç›klamas› da bunun ifadesidir.

Fakat Baflbu¤’un aç›klamas›n›ngözden kaç›r›lmamas› gereken bir

6

24 Temmuz 2005 / 10

Tayyip Erdo¤an’›n ve ‹lkerBaflbu¤’un yapt›klar› son aç›k-lamalar öncesi, burjuva siyase-tin gündemindeki a¤›rl›kl› ko-nu yine “AKP’yle Laikçiler

aras›ndaki kavga”yd›. Tümyarg› kurumlar›, Genelkurmaytalimat›yla AKP iktidar›na kar-fl› aç›klamalar yaparken, birçok

kesim de Genelkurmay ve AKP aras›ndaki çeliflkininnas›l derinleflti¤ine iliflkin analizler yap›yorlard›.

AKP ve Genelkurmay aras›nda iktidar gücününpaylafl›m› ve düzenin islamc›l›¤a çizdi¤i s›n›rlar konu-sunda bir çeliflki vard›r. Bu kavga, oligarfli içi bir kav-gad›r. Genelkurmay “laiklik”, AKP ise “haklar özgür-lükler” demagojisiyle çeflitli kesimleri bu kesimlerinyan›na çekmeye çal›flmaktad›rlar. Laiklik-fleriat ikilemiöne ç›kar›larak, oligarfliyle halk aras›ndaki as›l çeliflkigizlenmek istenmektedir. Halktan yana tüm ilerici, va-tansever, demokrat güçler, art›k bu oyunu görmek zo-rundad›r.

AKP ve Genel-kurmay’›n tek birkoro halinde “terö-

re karfl› mücadele” söylemlerinden sadece birkaç günönce, Cemil Çiçek flöyle diyordu: “AKP'ye tezgah ku-ruluyor; Bu açıklayamayaca¤ım bir oda¤ın planıdır.”

Çiçek’in Genelkurmay’› kastetti¤i belliydi, ama“dobra” geçinen Çiçek, “aç›klayamam” diyordu. Çün-kü böyle bir suni “çat›flma”n›n öne ç›kar›lmas›, bir ya-n›yla AKP’nin de ifline gelmekte, kendi taban›na verdi-¤i sözleri yerine getirmemesinin bahanesi olmaktad›r.

Dün birbirlerini “tezgah” kurmakla suçlayanlar, ba-k›n halk›n mücadelesini sindirmekte nas›l ittifak halin-deler. Genelkurmay yeni bask› yasalar› istiyor, AKPhemen haz›rlamaya girifliyor.

Laiklik-fleriatç›l›k diye y›rt›nanlar, AKP’ye karfl›Genelkurmay’› kendine yedeklemeye çal›flanlar, AKPve Genelkurmay aras›ndaki bu üslup ve politika birli-

¤ini daha ne kadar görmezden gelecekler? Onlar “fleri-at” deyip dursun, “fleriatç› AKP” ve “laikçi ordu”,halka karfl› zulüm politikalar›n› daha da gelifltirmekte,yeni bask› yasalar›n› ç›karmakta, halk›n taleplerinekulak t›kamakta tam bir ittifak halindeler.

Uyumlu ‹‹kili

AKP-Genelkurmay ‹ttifak Halinde!

yan› da, halk›n mücadelesi karfl›s›n-daki acizliklerini itiraf etmekte olu-fludur.

Baflbu¤, bu yasalar yetersiz der-ken, asl›nda Kürt’üyle, Türk’üylehalk›n mücadelesini sindirmekte,yoketmekte aciz kald›klar›n› itirafetmektedir. Terörle Mücadele Ka-nunu, bilindi¤i gibi, iflkenceleri, in-fazlar› “yasallaflt›ran” bir kanundur.Oligarflinin sözcüleri bu yasan›n ç›-kar›lmas›n› da ayn› bugün Bafl-bu¤’un baflvurdu¤u gerekçelerle is-temifller ve yasay› ç›kard›klar›ndada “terörü kaz›yaca¤›z” demifllerdi.

Aradaki y›llarda onlarca ek mad-deyle Terör Kanunu’nu daha daa¤›rlaflt›rd›lar. Ama yine istediklerisonucu alamad›lar. fiimdi daha“a¤›r” yasalar istiyorlar.

Bat›’n›n terör yasalar›ndan ör-nekler veriyor Baflbu¤. “Yasad›fl›örgütlerin” bayraklar›n› tafl›may›yasaklayan maddeler yok mu TürkCeza Kanunu’nda? Var! Ama uygu-layam›yorlar. Halk›n mücadelesiniyoketmeyi baflaramad›klar› sürecede uygulayamayacaklard›r.

S›n›flar mücadelesi böyle sürer;F tiplerini aç›nca “hapishaneler so-runu” çözülecekti onlara göre. Çö-

zemediler. Çünkü tutsaklar› teslimalamad›lar. F tiplerini açt›klar›ndanbu yana daha bir çok yasa, yönet-melik ç›kartt›lar. Yine “yetersiz” di-yorlar. Yar›n baflka yasalar da ç›kar-tacaklard›r.

Evet, ülkemizde oldu¤u gibi Av-rupa’da da sözü edilen türde yasalarvard›r. Ama emperyalistler de ancakgüçleri yetti¤i kadar uygulayabilir-ler bu yasalar›. Karfl›lar›na kitlesel,halk içinde gücü, deste¤i olan birgüç ç›kt›¤›nda, ayn› açmaz› onlar dayaflarlar.

Ç›kartt›klar› her yeni yasayla,halk üzerindeki tehdit ve gözda¤›n›büyütmeyi amaçl›yorlar. Halka, hal-k›n gücüne ve kendine güvenenler,Genelkurmay’›n tehditlerine, ç›ka-racaklar› yeni yasalara boyun e¤me-yeceklerdir. Halk›n mücadelesi ya-salara de¤il, meflrulu¤una dayan›r.Halk ve devrimci güçler, kendimeflruluklar›n› düzene dayatarakvarolurlar. Demokratik haklar›n da-

ral›p genifllemesini de halk›n mü-

cadelesi belirler.

Genelkurmay 2. Baflkan› Bafl-bu¤, sözkonusu aç›klamalar›nda,psikolojik savafl› ne üstüne kura-caklar›n› çok aç›k bir flekilde ortayakoymufltur. Demektedir ki, “önemli

olan terörist örgütlere, terörle bir

yere varamayacaklarını göstererek,

bafları umudunu kırmak ve yok et-mektir.”

Evet, meselenin özü budur; te-rörleriyle, tehditleriyle, faflist yasa-lar›yla, F tipleriyle, psikolojik sa-vafllar›yla, sansürleriyle, umudu yo-ketmek istiyorlar.

Bugüne kadar yokedemediler.Bunu onlar da çok iyi biliyorlar. Da-ha a¤›r bask› yasalara, daha koyusansür, daha fazla katletme zeminiistemeleri de bunun içindir.

Genelkurmay’›n ve AKP’nin“teröre karfl› topyekün mücadele”söylemiyle yapt›klar› aç›klamalar›nanlam› elbette aç›kt›r. “Eskiye,

,90’lar›n bafllar›na m› dönüyoruz”

deyiflleri, kendini AB’cilik rüzgar-lar›na fazla kapt›ranlar›n hayal k›-r›kl›¤›n› yans›t›yor. Bu politikalartemel olarak hiç terkedilmemiflti.fiimdi tasfiye ve imha sald›r›lar›n›daha boyutland›rmak istiyorlar.Aç›klamalar›n anlam› budur.

“Teröre karfl› mücadele” ad›nayoketmek istedikleri halk›n mücade-lesidir; onlara flöyle diyoruz: Tehdit-leriniz, yeni yasalar›n›z ifle yarama-yacak; halk›n mücadelesini ve ör-gütlenmesini yokedemeyeceksiniz!

7

24 Temmuz 2005 / 10

‹flbirlikçiler konufluyor,

ABD yalanl›yor, haddinizibilin diye afla¤›l›yor

Genelkurmay 2. Baflkan› Baflbu¤, aç›klamalar›ndaiki iddiada bulundu:

“ABD, PKK liderlerini yakalamak için emir verdi.

Gerekirse Irak’a gireriz.”

Ertesi günkü gazeteler, Baflbu¤’un bu aç›klamalar›-n› manflete ç›kard›lar. Ama ayn› gün ABD sözcüsü,böyle bir emir olmad›¤›n› aç›klad›.

Hat›rlanaca¤› gibi iki hafta önce de Tayyip Erdo¤an“Irak’a gireriz” diye aç›klam›fl ve bizzat ABD Genel-kurmay Baflkanı Orgeneral Richard Myers, kukla Irakhükümetinden, dolay›s›yla ABD’den izin almadan Tür-kiye’nin böyle bir fley yapamayaca¤›n› aç›klayarakbaflbakana haddini bildirmiflti.

ABD, bu konuda hemen ertesi gün baflbakan›, Ge-nelkurmay 2. Baflkan›’n› yalanlayan aç›klamalar›yla

bu ülkeyi yönetenleri alenen afla¤›l›yor, eziyor; ama ifl-birlikçiler afla¤›lanmay› da art›k kan›ksam›fllard›r, hiçbir tepki göstermiyorlar. ABD yetkilileri, aç›kça bu ül-kenin baflbakan›na, Genelkurmay 2. Baflkan›’na “ya-lanc›” diyor, oral› olmuyorlar. Oysa, bu da en az Irak’tabafllar›na çuval geçirilmesi kadar utanç verici. ‹flbirlik-çi burjuva medya da Baflbu¤’un yalan›n› manflet yapar-ken, ABD’nin aç›klamalar›n› küçülterek veriyor veyahiç vermiyor.

Tayyip Erdo¤an da, Genelkurmay da Amerika’yara¤men bir fley yapamayacaklar›n› bilmiyorlar m›? Pe-kala biliyorlar. Fakat flovenist, gerici kesimlerin duy-mak istedi¤ini söyleyerek iflbirlikçiliklerini, ba¤›ml›-l›klar›n› gizlemeye çal›fl›yorlar.

Türkiye oligarflisinin -ABD’ye ra¤men yapa-mayacak olmas› bir yana- s›n›r ötesine sald›rmas›n›nhukuki, ahlaki, siyasi hiçbir hakl› ve meflru gerekçesiyoktur. “S›n›r ötesi operasyon”, oligarfli için bir hak,mecburiyet de¤il, bir halk›n ulusal taleplerini bast›r-mak için baflvurdu¤u katliamc›l›k politikas›n›n bir par-ças›d›r. Oligarfliyi “Irak’a girmeye” teflvik edenler debu katliamc› politikan›n orta¤›d›r.

Gecekondularçarp›k

kapitalizmin sonucudur;

‘konut tüm halk›n

hakk›d›r’ sözü

sosyalizmdegerçek

anlam›n› bulacakt›r

Geçen y›l belediye baflkanlar›na“ac›madan y›k›n” talimat› veren Baflba-kan Erdo¤an, 16 Temmuz günü ‹stan-bul ‹l Genel Meclisi’nin çal›flma döne-mi kapan›fl yeme¤inde flöyle diyordu:

“‹stanbul’u ezdirmeyece¤iz, yedirt-meyece¤iz. Seçim kaybedece¤imi bil-sem dahi flu ‹stanbul’a, ülkenin gene-line asla kaçak bir dam diktirmeyin.”

Erdo¤an’›n “kaçak yap›”dan kast›;zenginlerin ormanlar› yakarak yapt›kla-r› lüks villalar ya da kendisinin ve Ma-liye Bakan› Unak›tan’›n kaçak evleride¤ildi. TÜS‹AD’ç›lara övgüler düzenErdo¤an, yoksul gecekondu halk›na ki-nini kusuyor, planlad›klar› büyük y›k›-m›n tavizsiz uygulanmas›n› istiyordu.

Erdo¤an ayn› konuflmada, burjuva-zinin her f›rsatta dile getirdi¤i, (Avrupakapitalistlerinin aç b›rakt›ktan sonra ka-p›lar›na dayanan göçmenlere yapt›¤› gi-bi) ‹stanbul’a gelenlerden belge isten-mesini savunarak, “nereden geldi¤i,

nereye gitti¤i belli de¤il. Bohçay› ka-

pan geliyor” fleklinde konufltu.

Burjuvazi gecekondulardan bir yan-dan korkarken, öte yandan tiksinir, afla-¤›lar, hor görür. Tayyip’in despot velümpen kiflili¤inde ifadesi bulan bumant›kt›r. 1990’larda Küçükarmutlu'yuy›kmaya gelen polisler de “buralar› si-

ze yedirtmeyiz” diyorlard›. Tayyip’in,resmi statüde “kamu mal›” görünen ya-ni sözde tüm halk›n olan arazileri kime“yedirece¤i” malum! Ormanl›k alanlar›2B yasas› ile kime peflkefl çekmek iste-diyse, gecekondular›m›z›n bulundu¤ualanlar› da onlara “yedirecek”!

Gecekondulara büyük y›k›mplan›

Son y›llarda gecekondular ve y›k›mAKP iktidar›n›n giderek daha fazlagündemine oturmufltur. Belirtelim ki,en baflta da ‹stanbul’daki gecekondular-d›r hedef ama onlarla s›n›rl› kalmaya-cak, di¤er kentlere de kademeli olarakyaymak isteyeceklerdir.

Y›k›m›n ad›, ‘Kentsel Dönüflüm

Projesi’. Geçen hafta Kurtköy, Baltali-man›, Kulaks›z y›k›mlar› bu projeninürünü. Direniflin yafland›¤› Kurtköy y›-k›m›n›n ard›ndan aç›klama yapan Mes-ken ve Gecekondu Müdürü HüseyinKaya, y›k›mlar›n sürece¤ini belirterek,‹stanbul'da y›k›lacak gecekondu say›-

s›n› 85 bin 423 olarak ifade etti. Projekapsam›nda; Armutlu’dan Gaziosman-pafla’ya birçok bölgede y›k›mlar›n ya-flanaca¤› yine proje kapsam›nda yeral›r-ken, en büyük y›k›m›n Okmeyda-

n›’nda olaca¤› belirtiliyor.

Elbette proje, büyük bir aldatma efl-li¤inde sürdürülüyor. “Sa¤l›ks›z, imar-

s›z konutlar›n y›k›l›p, içinde oturanlara

sosyal konutlardan yer gösterilece¤i”

propagandas› yap›l›yor. Ama bu öylebir “sosyal” proje ki, konutu y›k›lan ai-lenin, kibrit kutusu mekanlara tafl›nabil-mek için büyük bir maddi yükün alt›nagirmesi gerekiyor. Mevcut gecekondu-lar›na ise yok pahas›na bedel biçilerek,resmen el konulmufl olunuyor. Asgariücretle çal›flan büyük bir kesim içinsebu konutlardan birinin sahibi olabilmekneredeyse imkans›z. Yani, amac›n “sos-yal” olmay›p, tamamen ranta dönük ol-du¤u ortada. Ki, AKP’li belediyeninbütün icraatlar›na bu gerçek damgas›n›vurmufltur. Bunun son örne¤ini de Hay-darpafla projesinde görüyoruz.

Yeni Sömürgeleflme ve gecekondular

“Gecekondular sorunu”, ony›llard›roligarflinin gündeminden hiç düflmedi.Sistemin krizinin en aç›k biçimde ya-fland›¤›, çeliflkilerin en keskin hissedil-di¤i, yoksullu¤un dizboyu oldu¤u gece-kondular; isyanlar›, içten içe biriken öf-keleri ile, devrimci mücadelenin enönemli alanlar› olmas›yla, tam bir dene-tim sa¤layamamalar› nedeniyle hepgündemlerinde oldu. Gecekondu yok-sullar›na lay›k görmedikleri topraklarael koyarak lüks villalara, ticaret mer-kezlerine, fabrikalara alan açmak içingözlerini diktiler.

Bugün ‹stanbul’un % 60’a yak›n›n›

Gecekondular ve Konut Sorunu

8

24 Temmuz 2005 / 10

oluflturan ve Ankara, ‹z-mir gibi büyük kentlerinde yar›dan fazlas›n› tefl-kil eden gecekondular›nortaya ç›k›fl›, kapitaliz-min geliflimiyle içiçedir.Feodalizmin çözülmesüreci, ayn› zamandaserbest iflgücünün k›rlar-dan kent merkezlerine,sanayi merkezlerine ak-t›¤› süreçtir. Geliflmifl kapitalist ül-kelerde 1800’lü y›llar boyunca fab-rikalar›n çevrelerinde iflçi mahalle-leri oluflur.

“Eski bir kültüre sahip bir ülke-

nin manifaktür ve küçük üretimden

büyük sanayiye, üstelik elveriflli ko-

flullarla çabuklaflt›r›lm›fl böylesine

h›zla geçti¤i bir dönem, ayn› za-

manda ileri düzeyde bir 'konut dar-

l›¤›' dönemidir. Bir yandan, k›rsal

iflçi y›¤›nlar›n›, birdenbire, sanayi

merkezlere dönüflen büyük kentler

çekmekte; öte yandan da, bu eski

kentlerin yap› düzenlemeleri yeni

büyük sanayi koflullar›na ve buna

tekabül eden trafi¤e uymamakta...

Tam iflçilerin y›¤›nlar halinde kent-

lere akt›¤› s›rada, iflçi meskenleri

büyük ölçüde y›kt›r›lmaktad›r... ani-

den ortaya ç›kan konut darl›¤› bur-

dan gelmifltir." (Engels, Konut So-runu, Sol Yay.)

Geliflmifl kapitalist ülkelerde so-run, emekçilerin mücadelesi ile k›s-men çözülmüfl olsa da, bu durum,kapitalizmin konut sorununu dur-madan yeniden yaratmas›na engelolmad› ve bugün sosyal haklardakigerileyifle paralel olarak, daha dayak›c› bir flekilde emekçilerin gün-demine gelmeye adayd›r.

Ülkemizde “gecekondular” de-nilen emekçi semtlerinin kurulmas›ise, kapitalist ülkelerden farkl› ola-rak çok daha çarp›k geliflmifltir. Bu-nun nesnel zemini, Türkiye kapita-lizminin kendi iç dinami¤iyle gelifl-meyip, emperyalizmin ihtiyaçlar›do¤rultusunda çarp›k geliflimindeyatmaktad›r.

Yeralt› ve yer üstü kaynaklar›naemperyalizm taraf›ndan el konulanYeni Sömürge ba¤›ml› Türkiye’de

bu yap› sonucu, ülkenin kaynaklar›belli merkezlerde birikirken, bunaparalel emek gücü de bu merkezler-de toplan›r. Bu durum sadece bölge-ler aras›ndaki eflitsizli¤i büyütmeklekalmaz, ayn› zamanda bu kent mer-kezlerine yo¤un bir göçü tetikler vekentleflmenin biçimini de temeldenetkiler. Çarp›k sanayiye göre yafla-nan kentleflme büyük h›zla sürer-ken, iflsizli¤in topraklar›ndan kopa-r›p getirdi¤i milyonlar›n ortaya ç›-kard›¤› “kentleflme”, do¤rudan em-peryalizmin bir ürünü olarak karfl›-m›za ç›kar ülkemizde. Yani, di¤erkapitalist ülkelerdeki gibi düzenlisanayileflmenin ürünü olmaz. Fe-odal yap›n›n yukar›dan tasfiye edil-meye çal›fl›lmas› ile yerinden oyna-t›lan kitlelere sistemin istihdam ola-naklar› yaratmas›, ortaya ç›kan sos-yal sorunlar› çözebilmesi, bu koflul-larda olanaks›zd›r. Kentleflme, sana-yileflmeden kat be kat önde gitmek-tedir çünkü.

Belli süreçlerde yo¤unlaflan göçdalgalar› ile kenti içiçe geçmifl hal-kalar fleklinde kuflatan gecekondu-lar; bir avuç zenginli¤in yan›bafl›n-da, kendi sorunlar›, çözümsüzlükle-ri, çaresizlikleri, ac›lar›, umutlar› veumutsuzluklar› ile, öfkeleri ve ya-flam biçimleriyle, kültürleriyle Tür-kiye’nin gerçe¤idir.

En büyük göç dalgas›, 1950’ler-de yeni sömürgecilik iliflkilerininsonucu olarak 1960’larda yo¤unlafl-t›. Topraks›z, az toprakl› köylülük,tar›mdaki makinalaflman›n da etki-siyle kentlerde montaj sanayiye da-yal› iflletmelere ucuz iflgücü olarakakt›lar. Geliflen kapitalizm onlariçin de ifl olanaklar› demekti. Top-rak a¤alar›n›n bask›s›ndan kaç›fl dabu y›llarda göçü ortaya ç›karan bir

baflka unsur oldu.1960’larda % 25’lerdeolan kent nüfusu1970’e gelindi¤inde %35’e ç›kt›. 1980’de %40’a ulaflan kent nüfu-su, 1990’da % 50’yiaflarken, büyük ço¤un-lu¤u ekonomik temel-deki göçe, Do¤u ve Gü-neydo¤u kentlerinden,

devletin zulmü ve bir politika ola-rak yaflama geçirilen köy boflaltma-lar sonucu göçler eklendi. Bugünise kent nüfusu toplam nüfusun %60’dan fazlas›n› oluflturmaktad›r.Halen uygulanan IMF politikalar›-n›n tar›m› büyük oranda yoketti¤ive bu sürecin devam etti¤i düflünül-dü¤ünde, önümüzdeki süreçte de buart›fl›n sürece¤i kuflkusuzdur. Son 4y›lda 1 milyon insan›n ‹stanbul’agöç etti¤i gerçe¤i, bunun aç›k gös-tergesidir.

‹stanbul, ‹zmir, Ankara, Bursagibi büyük kentlerde artan bu nüfu-sun % 60-70’e yak›n bir bölümü isegecekondularda yaflamaktad›r.

Kent d›fla do¤ru halkalar halindegelifltikçe, içte kalan gecekondubölgeleri daha fazla rant haline gel-di, “de¤er” kazand›. Yani kentlerde-ki y›¤›lma, beraberinde rant›n büyü-mesini getirdi. Bu durum, 1970’ler-den itibaren mafya ve devlet ile ge-cekondu halk› aras›ndaki çat›flmala-r›, y›k›mlar› ortaya ç›kard› ve o gün-den bu yana da hiç bitmedi ve süre-cektir de. ‹lk gecekondu bölgelerinispeten “yasal” hale gelmifller, herne kadar tapulu olmufllarsa da, ser-mayenin ihtiyaçlar› gündeme gel-dikçe, y›k›mdan kurtulam›yorlar.

Yoksulluk ve ‘gecekondusorunu’ “Gecekondu sorunu” olarak tar-

t›fl›lan olgu, ekonomik, sosyal ve si-yasal temellerinden soyutlanaraktart›fl›lamaz. Ve elbette ortaya ç›kar-d›¤› siyasal, sosyal sonuçlar eleal›nmadan do¤ru bir de¤erlendirmeyap›lamaz.

Her fleyden önce “gecekondu so-runu”, yoksulluk sorunudur. “Gece-

9

24 Temmuz 2005 / 10

kondu sorunu”, ba-¤›ml›l›k sorunudur,bugün için IMF poli-tikalar›n›n tart›fl›lma-s› sorunudur. “Gece-kondu sorunu”, fa-flizm ve demokrasisorunu demektir.“Gecekondu sorunu”,tüm Türkiye’nin ko-nut, sa¤l›k, e¤itim po-litikalar› sorunudur.Gelir adaletsizli¤iniortaya ç›karan sistemin tart›fl›lmas›sorunudur. Oligarfli bunlar› gözdenkaç›rarak sorunu “kaçak yap›laflma-ya” indirgemek istemekte ve temel-de “gecekondu sorununu” burjuva-zinin güvenli¤i ve kar sorunu olarakgörmektedir. Küçük burjuva ayd›n-lar›n, hümanistlerin bak›fl›nda da bugerçekler bilimsel olarak yeralmaz;onlar soruna salt ac›ma duygular›ile bakarlar. Gecekondular “yard›medilmesi gereken” yerlerdir, yoksul-luk ve cehalet yata¤›, suç merkezle-ridir. Her ne kadar egemen s›n›flar-dan farkl› bir bak›fllar› olduklar›n›iddia etseler de, gecekondu yoksul-lar›n› “ötekilefltirme” konusundahemfikirdirler, “toplumun bir ay›b›”gibi görür ve aç›k ya da gizli kü-çümserler. Bu yüzden gecekondu-larda yaflanan direnifllerin özünü deanlayamazlar.

Kapitalizmin her türlü kirini,pisli¤ini iliklerine kadar hisseden,en kötü koflullarda, hiçbir güvence-si olmayan ifllerde çal›flmak zorun-da kalan, özgürlü¤ün k›r›nt›lar›ndandahi bihaber yaflayan, e¤itim, sa¤-l›k, alt yap› gibi en temel ihtiyaçlar›karfl›lanmayan, sistem taraf›ndansürekli düflman olarak görülen, afla-¤›lanan milyonlarca insan, tüm bun-lar›n yan›s›ra sermayeye yeni rantalan› açmak için kondular›n›n y›k›l-mas›na karfl› bir flekilde direnmeye-cek de ne yapacak?

Düzen partilerinin oy deposu gecekondularda

de¤iflen yap›laflmaBugün art›k gecekondular der-

ken, salt derme çatma bar›naklar an-

lafl›lmamaktad›r. ‹lk göçlerle kent-lerin gecekondular›n› oluflturan böl-geler, bugün kentin “merkezi” duru-mundad›rlar ve hem birkaç katl› ka-çak apartmanlar hem de barakalaryan yana, içiçe bir görüntü olufltur-maktad›r. Ancak, bu durum oralar›nsosyal, ekonomik yap›s› ile gece-kondu niteli¤ini ortadan kald›rma-maktad›r. Sermayenin iflgücü ihti-yac› bir yana, bu yap›laflmaya ikti-dar ve belediyelerin neden “göz-yumduklar›” sorunu, sistemin halkabak›fl›n›n da bir yans›mas›d›r.

Birincisi; burjuva partileri gece-kondular› oy deposu olarak görür-ler. Seçim süreçlerinde gecekonduyoksullar›n›n kimi taleplerini dikka-te almak durumunda kalm›fllard›r.Yap›laflmaya gözyumma, alt yap›,tapu gibi sorunlara göstermelik deolsa olumlu cevap vermifllerdir. Bir-çok gecekondu mahallesinde ise,

1970’lerden itibaren buihtiyaçlar devrimcilerlebirlikte hareket edenhalk›n kendi mücadele-si ile kazan›lm›fl ve oli-garfliye dayat›lm›flt›r.

‹kinci etken ise;

gecekondular›n oligar-fli aç›s›ndan tafl›d›¤› po-tansiyel tehdittir. Biryandan bask› politika-lar› aral›ks›z sürerken,öte yandan gecekondu

halk›n›n düzene öfkesini, s›n›fsalçeliflkilerin görece de olsa yumuflat-mak ve tüm bunlar›n nihai amac›olarak yoksullar›n kendi kurtuluflla-r› için devrimci mücadeleye kat›l›-m›n› engellemek için, k›smi olaraksorunlar›n çözümüne yönelme ihti-yac› hissetmifl olmalar›d›r.

Ancak belirtelim ki, oligarflininbu yaklafl›m› istikrarl› olarak sür-dürmesi ne ekonomik olarak ne desiyasal olarak mümkün de¤ildir.Gecekondular karfl›s›nda bu yüzdenen s›k olarak y›k›mlara baflvurmak-tan baflka bir çare görememektedir.

fiimdilerde art›k kentlerin mer-kezinde kalan ilk gecekondu bölge-lerine yönelik y›k›m politikas› gün-demden düflmezken, öte yandan ye-ni göç dalgalar› ile kentin daha d›flbölgelerinde, yolu, suyu, olmayan,her türlü sosyal yap›dan yoksun ye-ni gecekondu mahalleleri kurulmuflve halen de kurulmaktad›r.

Gecekondular küçük ve orta öl-çekli iflletmeleri de bar›nd›rmalar›yan›yla, ekonomi içinde de sadeceucuz iflgücüyle de¤il, bu potansiyel-leriyle de yer tutarlar. Genç k›z veerkekler bu atölyelerin ucuz, sigor-tas›z ve 10-12 saate kadar çal›flt›r›-labilen, asgari ücretin bile çok gö-rüldü¤ü emekçilerine dönüflmüfltür.Okmeydan›, Gaziosmanpafla, Üm-raniye, Ça¤layan gibi bölgelerde butür iflletmeler bol miktarda görüle-bilir.

Sosyal, kültürel, s›n›fsalyap› ve ‘örgüt’ ihtiyac›

"Gecekondulaflman›n ilk döne-

minde k›rdan kente gelen nüfusun

büyük bölümü veya esas› kapitalist

10

24 Temmuz 2005 / 10

Egemenler direnen de¤il,

verilenle yetinen, y›k›ma

geldiklerinde tek bafl›na

a¤lay›p s›zlamas›nda

sak›nca olmayan ama

asla birlikte direnmeyi

düflünmeyen bir gecekon-

du halk› ister. ‹nsan gibi

yaflama mücadelesi veren

gecekondular›n üzerinden

“terör yuvas›” propagan-

dalar› eksik olmaz.

Küçükarmutlu bunun en

somut örne¤idir.

geliflme taraf›ndan istihdam edile-

biliyor, emilebiliyordu. Dolay›s›yla

gecekondular›n s›n›fsal co¤rafyas›

ve demografik yap›s› esasen iflçi

a¤›rl›kl›yd›.” (Az Geliflmifllik Süre-cinde Türkiye S. Yerasimos) Sonra-ki y›llarda, bu yap› de¤iflime u¤rad›ve çeflitli halk s›n›f ve katmanlar›ekonomik durumlar›n›n kötüleflme-lerine paralel gecekondulardaki yer-lerini ald›lar. Bugün gecekondular;iflçi s›n›f› yan›nda memurlar›n, ö¤-rencilerin, çeflitli serbest meslek sa-hiplerinin, iflsizlerin yaflad›¤› alan-lar olarak, karmafl›k bir s›n›fsal,sosyal yap› sergilerler. K›rsal alan›netkileri yo¤undur, köyle ba¤lant›tüm canl›l›¤› ile sürmektedir, ki ge-çimlerini sa¤layabilmenin de biryöntemidir bu durum. “Yaflam biçi-mi olarak k›r›n etkisi belirgindir.K›rla kentin çeliflkilerini yo¤un ola-rak yaflayan gecekondu halk›, ait ol-duklar› toplumsal s›n›f ve tabakala-r›n tüm özelliklerine tam olarakuyum sa¤layabilmifl de¤ildir. Örne-¤in bir iflçi, fabrikada iflçidir amaevinde bir köylü gibidir, evindekiyaflam biçimi k›rsald›r.

‹lk gecekondu bölgelerinde ise,bu yap› parçalanmaya yüz tutmufl-tur denilebilir. Burjuvazinin propa-gandalar›na daha aç›k, onun yozkültüründen etkilenen bir yap›, oli-garflinin bilinçli politikalar› sonucuda gelifltirilmektedir. S›n›f atlamaözlemleri daha da yo¤unlaflm›flt›r.Genç k›z ve erkeklerin, “TV dizile-rindekiler gibi olma” hayalleri ya-flamlar›n›n önemli bir parças› halinegelmifltir. Hele, yan›bafllar›ndan ç›-kan, “ünlenen” birileri varsa, onaözenme daha da çarp›klaflt›rm›flt›r.

Fuhufl, mafyac›l›k, kapkaç, h›r-s›zl›k gibi düzen pislikleri; açl›¤›n,iflsizli¤in ve kozmopolit kültürünyans›malar›d›r. Elbette bunlar›n or-taya ç›kmas› için çaresizlik ve ör-gütsüzlük olmazsa olmazd›r. Çünküörgütlülü¤ün oldu¤u yerlerde, hal-k›n yönelece¤i baflka alanlar vard›r,devrimci mücadelenin oldu¤u yer-de, kültürel yaflamdaki açl›k kendi-sini yoz burjuva kültürdeki aray›fl-larla de¤il, devrimci kültüre, halkkültürüne yöneliflte ifade eder.

Genel tablo itibariylehakim olan yap›n›n örgüt-süzlük oldu¤u düflünüldü-¤ünde, gecekondular›n,özellikle gençli¤in; biryandan zenginlere öfkele-ri, tepkisellikleri ve özgür-lük aray›fllar› ile, öte yan-dan umutsuzluk, kaderci-lik ve arabesk kültürün be-lirledi¤i yaflam tarz›ylakarfl›m›za ç›kmalar› flafl›r-t›c› de¤ildir. Yo¤un birburjuva kültür bombard›-man›na tutulmaktad›rlar.Ekonomik olarak yaflamdand›fllayan egemen s›n›flar,yoksullar› kültürel olarakkendilerine çekerek yaflam-lar›n›, de¤er yarg›lar›n› bölüp parça-lamaya çal›flmaktad›r. Bu konudabelli bir baflar› kazand›klar› da do¤-rudur ama tablo buna ra¤men umut-suz de¤ildir.

E¤itimsizlik önemli bir sorun-dur. Okul ça¤›ndaki k›z ve erkek ço-cuklar, ya mendil satar, cam siler yada bodrum katlar›ndaki tekstil atöl-yelerini doldurur. Göçün ilk y›lla-r›nda feodal yap› kad›n›n, çocukla-r›n çal›flmas›na izin vermezken, buyap›n›n parçalanmas›na paralel ola-rak kad›n eme¤i de gündelikçilik,atölye iflçili¤i flekillerinde pazarasürülmüfltür. Çocuklar da okula de-¤il çal›flmaya ç›km›fllard›r, “aileninbütçesine katk›” diyerek. D‹E 2000y›l› nüfus say›m›na göre, 10 mil-yonluk ‹stanbul'un 2 milyon 537 bin200'ü, yani yaklafl›k dörtte biriokuryazar de¤il ya da bir okul bitir-memifl. Temel e¤itim ça¤›ndaki 75binden fazla çocuk okula gitmiyor.Bu ola¤anüstü yüksek oran›n gece-kondular›n ortaya ç›kard›¤› bir ger-çeklik oldu¤unu ise san›r›z söyle-meye bile gerek yoktur.

Özellikle kentin en d›fl gecekon-dular›nda; ulafl›m, alt yap› hizmetle-ri ya yoktur ya da çok kötü durum-dad›r. Salg›n hastal›klar, açl›k, hertürlü sa¤l›k hizmetinden yoksunlukdiz boyudur. Ayaklar› ç›plak, üstübafl› y›rt›k çocuklar doldurur bu me-kanlar›n sokaklar›n›. Aç›ktaki kana-lizasyona düflmemek için tahtadan

köprüler yaparlar. Geçimlerini sa¤-lamak için toplad›klar› çöpler ayr›fl-t›r›lmak üzere barakalar›n›n yanla-r›nda y›¤›l›r... Onlar adeta yoktur-lar! Ne dertlerini anlatacaklar› birkurum, ne de s›¤›n›p güç alacaklar›bir yap›.. D›fllanm›fll›¤› en uç boyut-ta yaflarlar ve bu oranda da öfkeleri,tepkileri en uçtur. Devrimcilerinulaflabildi¤i yerlerde bu yüzden çokk›sa sürede bir sahiplenme, güvenortaya ç›kar. Kentin merkezine yak-laflt›kça sosyolojik yap›ya da yans›-yan bir “kentleflme” çarp›k da olsakendini hissettirirken, bu bölgelerdeizi dahi yoktur. Düflünün ki, on y›l-d›r ‹stanbul’da yaflayan bir gece-kondu insan›, denizin nerede oldu-¤unu bilmeyebilir.

Gecekondular›n sosyal yaflam›n-da karfl›m›za ç›kan önemli bir olguda “hemflehrilik” iliflkisidir. Kapita-lizmin vahfli kurallar›na karfl› tutu-nabilmenin, dayan›flma ihtiyac›n›nbir ürünü olarak ortaya ç›kan builiflkiler, yeryer kapitalist kültürünnüfuz etmesiyle parçalanmaya yüztutsa da varl›¤›n› sürdürmektedir.Birçok gecekondu mahallesinde gö-rülen köy dernekleri bu iliflkilerinkurumlaflm›fl ifadesidir, dü¤ünlerin-den cenazelerine, yokluklar›ndanyoksunluklar›na kadar paylafl›rlarburada. Bir anlamda sosyal yaflam-lar› bu mekanlarda cereyan eder.Ayn› zamanda k›raathane ifllevleriile de iflsiz mekanlar›d›rlar.

11

24 Temmuz 2005 / 10

Devrimci tutsaklar›n ç›kard›¤› VIZGEL‹R isimliderginin May›s 2005 tarihli say›s›ndan al›nd›.

Kendini ifade etme ihtiyac›, ça-resizlik, sahipsizlik, aidiyet gibiduygular, manevi yönü gelifltirir-ken, gerici tarikat örgütlenmeleri in-sanlar›m›z›n bu açl›¤›n› düzen cep-hesinden doldururlar ve gecekondu-larda ikinci örgütlenme biçimi ola-rak karfl›m›za ç›karlar.

Devrimci örgütlenmeler ise, ge-cekondu yoksullar›n›n s›n›fsal ç›-karlar›n› ifade eden yap›lar olarak,örgütlenmenin üçüncü seçene¤i ola-rak vard›rlar. Belirtti¤imiz gibi, sa-hiplenme çok daha fazlad›r gece-kondu yoksullar› aras›nda. Çünkü;henüz s›n›f bilincine sahip de¤iller-dir ama insan yerine konulduklar›-n›, de¤er gördüklerini hisseder, öz-lemlerine ulaflmak için birlikte mü-cadele edebilece¤i güvenini duyar-lar. Güç olma, kendisini her anayaklar› alt›nda ezecek düzene karfl›tutunma, kendini var etme gibi duy-gular› yaflarlar. Tüm bunlar›n bir s›-n›f bilincine dönüflmesi ise devrim-cilerin örgütleme ve e¤itimine ba¤l›olarak geliflir. 1970’lerde devrimci-lere kucak açan gecekondu halk›, buyan›yla hem faflist terörün hem dedevletin bask› ve terörünün hedefihaline gelmifltir. Buna karfl›n, yok-sulluklar›, s›n›fsal çeliflkileri ve ör-gütlenme ihtiyaçlar› ile devrimcile-re kucak açmaya devam etmifllerdir.

Burjuva yaflam tarz› ve propa-gandan›n daha yo¤un etkiledi¤i iç

bölgelerde s›n›f bilinci daha gelifl-kinken, d›fl mahallelerde s›n›f kinidaha örtük ve baflka biçimlerde ken-dini gösterir. Ama özü ayn›d›r; ezil-miflli¤e, d›fllanm›fll›¤a, burjuva zen-ginli¤ine öfkedir.

Gecekondulardaki sosyal yaflamda genel olarak ya hemflehricilikiliflkileri, ya dinsel gruplar ya dadevrimciler taraf›ndan örgütlenir.Bu anlamda devlet yaflamlar›nda,ihtiyaçlar›nda yoktur. Devleti ancakbask› mekanizmalar› ile coplar›,panzerleri, karakollar› ile görürler.Son y›llarda devletin, zor mekaniz-malar› ile öfkeyi, örgütlenmeyi ön-leyemeyece¤ini görerek, gecekon-dular›n sosyal yaflam›na müdahale-si, bu gerçe¤in görülmesiyle günde-me gelmifltir. Ancak bu müdahale,onlara insan gibi bir yaflam› sa¤la-ma de¤il, yozlaflt›rma, burjuva kül-türü tafl›ma fleklinde olmufltur.

Direnmek d›fl›nda çareve çözüm yoktur

Evet, “gecekondu sorunu; eko-nomik, sosyal, siyasal, kültürel bo-yutlar›yla bu ülkenin bir gerçe¤idir.Hem de milyonlar› ilgilendiren, on-lar›n yaflamlar›n› etkileyen bir so-rundur. “Sorunu”, ezerek, yoketmeve yoksayma politikas› ile “çözme-ye” çal›flan oligarflik düzenin gece-kondu halk›na verebilece¤i hiçbirfley yoktur. 1960’lardan bu yana ta-rih bize bunu ö¤retiyor, bundansonra da farkl› olmayacakt›r. Ne ba-¤›ml› ekonominin, gecekondu soru-nunun ekonomik boyutlar›n› çöze-cek gücü vard›r, ne de Türkiye ikti-darlar› halk›n ihtiyaçlar›n› karfl›la-yacak, onlara insanca yaflam koflul-lar› sa¤layacak siyasal bir niteli¤esahiptirler.

Egemenler bu yüzden direnende¤il, verilenle yetinen, y›k›ma gel-diklerinde tek bafl›na a¤lay›p s›zla-mas›nda sak›nca olmayan ama aslabirlikte direnmeyi düflünmeyen birgecekondu halk› istemektedir. Dire-nen, insan gibi yaflama mücadelesiveren gecekondular bu yüzden hepdüflmand›rlar ve sürekli “terör yu-vas›” propagandalar› üzerlerinden

eksik olmaz. Küçükarmutlu bununen somut örne¤idir. Mahallenin da-yan›flma dokusunu parçalamak, hal-k›n birlik ve beraberli¤ini yoket-mek, bo¤az›n s›rtlar›ndaki alanlar›sermayenin önüne serebilmek içindefalarca sald›rm›fllard›r. Savafl ilanettikleri Küçükarmutlu, 'direnenKüçükarmutlu'ydu. Bu direnç, da-yan›flma, kendine güven k›r›lsayd›,bugün Küçükarmutlu olmayacakt›.Devlet Küçükarmutlu'ya sald›r›r-ken, “birbirinizin ellerini b›rak›n,devletin elini öpün” diyordu; böylebir halk istiyordu. Ancak bu flekilde“kaçak Küçükarmutlu” yarat›labilirve y›k›lmas› da zor olmazd›.

Oligarfli ne halk› konut sahibiyapabilir, ne de halk›n öfkesini diz-ginleyebilir. Bugün herkesin kabuletti¤i gerçek flu; kentlerde iki yaflamyanyana ve birbirine düflman bir fle-kilde vard›r. Bir yanda alabildi¤ineihtiflam›, görkemi, zenginli¤i ileburjuva yaflam, öte yanda yoksullu-¤u, yoksunlu¤u, ezilmiflli¤i, horlan-m›fll›¤›, içine çekilmek istenen ba-takl›¤a karfl› direnci ve ç›rp›n›fllar›,dizginsiz öfkeleri ile halk vard›r. S›-n›f çat›flmas›n›n do¤al tezahürü olanbu durum oligarfli için bir kabul ol-maya devam edecektir. Kendi çar-p›k düzenlerinin sonucu olan gece-kondular büyüdükçe egemenlerinkorkusu da büyümeye devam ede-cek, egemenlerin korkusu (ve karh›rs›) büyüdükçe, gecekondularasald›r›lar daha da yo¤unlaflacakt›r.Bu gerçek gecekondu halk›na isesadece tek bir seçenek b›rakmakta-d›r; direnmek. Yaflamak, varolmakiçin, “bu ülke bizim, bir avuç asala-¤›n de¤il” demek için direnmek.

Bu direnifl sadece y›k›mlara, ba-fl›m›z› soktu¤umuz evlerimizin ran-tiyeye peflkefl çekilmesine karfl› birdirenifl de¤ildir. Burjuvazinin kültü-rüne, kültürsüzlefltirmeye, yasakla-r›na, bize reva gördükleri yaflam ko-flullar›na, yoksay›lmaya, sadece se-çimlerde hat›rlanmaya, örgütsüzlefl-tirme sald›r›lar›na, suçlu yata¤› ola-rak görülüp afla¤›lanmaya ve bask›-ya karfl› da bir direnifltir.

12

24 Temmuz 2005 / 10

Bayramtepe direnifle

haz›rlan›yorAlt›nflehir Bayramtepe’de y›k›mlara

karfl› 18 Temmuz’da halk toplant›s› dü-zenlendi. Alibeyköy Y›k›ma Karfl› Ko-mite’den fievket Avc›, ÇHD'den bir avu-kat ile HÖC Temsilcisi’nin konufltu¤utoplant›da y›k›ma karfl› mücadelenin hu-kuki ve direnifl boyutu tart›fl›ld›. Toplan-t›ya 70 kifli kat›ld›.

13

24 Temmuz 2005 / 10

Gecekondularçarp›k

kapitalizmin sonucudur;

‘konut tüm halk›n

hakk›d›r’ sözü

sosyalizmdegerçek

anlam›n› bulacakt›r

Konut sorunu, halk›n genifl bir kesi-minin sorunu, ihtiyac›d›r. ‹nsanca yafla-mak, bafl›n› sokacak bir ev sahibi olmaktüm halk›n en do¤al, insani hakk›d›r.Hatta emperyalistlerin de alt›na imza at-t›klar› “uluslararas› belgeler” dahi bugerçe¤i kabul etmektedir. Sömürüye da-yanan sistemlerde de teorik olarak soru-na (kal›c› olmasa da) “çözümler” üret-mek mümkündür. Ki, bu kapitalist sö-mürüyü ortadan kald›ran bir durum dade¤ildir. Aksine, genifl halk kitlelerininbu alandaki ihtiyaçlar›n›n karfl›lanmas›,ayn› zamanda tekeller için de yeni birkar alan›d›r. Bir baflka yönüyle bak›ld›-¤›nda da, “sosyal politika” ad›na yap›la-cak konutlar da, nihai olarak iflçi ücret-lerinin belirlenmesine yans›yacak birdurum oldu¤undan, kapitalistler içindaha karl›d›r. Ancak tüm bu “teorik çö-zümlere” karfl›n, burjuvazi asla açgöz-lülü¤ünden, emekçilerin sömürdü¤üal›nterinin bir bölümünden taviz ver-mez. Zorunlu kalmad›kça, burjuva dev-let, emekçilerin ihtiyaçlar›na öncelik ta-n›maz. Ancak üretime yans›yorsa gün-demine al›r. Ancak güvenli¤i sözkonusuise “fedakarl›k” yapar. Bu yüzden poli-se, orduya, istihbarata büyük paralarak›t›l›r, bilim ve teknolojide ulafl›lan se-viye halk›n ihtiyaçlar› için de¤il, karlar›ve güvenlikleri için kullan›l›r.

‹ngiltere, Hollanda gibi bir iki kapi-talist ülkede, ‘sosyal devlet’ politikas›-n›n bir parças› olarak k›smi ‘çözüm’üngündeme getirilmesi, esasen emekçile-rin mücadeleleri ve sosyalist uygulama-n›n kapitalist ülkeler üzerinde yaratt›¤›bask›lanman›n sonucudur. Bugün heriki noktada da yaflanan gerileme, “sos-yal devlet” uygulamalar›n›n yokedilme-sini de beraberinde getirmektedir. Ko-nut hakk›, sosyal bir hak olmaktan ç›-k›p, ticari bir alana dönüflmektedir.Çünkü, kapitalist devleti zorlayan nemilitan bir iflçi hareketi vard›r bugün, nede iflçi s›n›f›n›n yüzünü dönmesindenkorkulacak sosyalist bir sistem.

Kapatilist düzen ekonomik politika-lar›n› temel olarak de¤ifltirmeyece¤inegöre, gecekondulaflma sürecektir. Oli-garflik yönetim, geliflmifl kapitalist ülke-

lere göre, ba¤›ml›l›k iliflkileri ve ekono-mik, siyasal güçsüzlükleri nedeniyle,geçici çözümler dahi üretemez. Ancakgöstermelik uygulamalarla oyalama yo-luna gider.

Konut sorununa sosyalistçözüm

Engels, 1872’de yazd›¤› konut soru-nunu inceledi¤i yap›t›nda, sorunun nas›lçözülece¤ini sorduktan sonra “bütün

öteki toplumsal sorunlar nas›l çözümle-

nirse, öyle çözümlenir: Arz ve talep

aras›nda, kerte kerte bir ekonomik den-

ge kurarak” diye cevaplar. Ama bununsorunun nihai çözümü olmad›¤›n› be-lirtmekten de geri durmaz:

“Ama, sorunun durmadan yeniden-

konulmas›na engel olmayan bu çözüm,

asl›nda bir çözüm de¤ildir. Bir toplum-

sal devrimin bu sorunu ne biçimde çö-

zebilece¤i sorununa gelince, bu yaln›z-

ca o devrimin içinde oluflaca¤› koflulla-

ra de¤il, ama en önemlilerinden biri

kent ile köy aras›ndaki karfl›tl›¤›n orta-

dan kalkmas› olan çok daha genifl so-

runlara da ba¤l›d›r....

fiuras› kesindir ki, büyük kentlerde,

daha flimdiden, rasyonel kullan›m› var-

say›m›yla, herhangi bir gerçek “konutdarl›¤›n›” an›nda giderecek mesken için

yeterli bina zaten vard›r. Bu do¤al ola-

rak, ancak, mevcut sahiplerin mülksüz-

lefltirilmesiyle, yani onlar›n evlerine ev-

siz iflçileri ya da bugünkü evlerinde afl›-

r› derecede kalabal›k olan iflçileri yer-

lefltirerek olabilir. Proletarya, siyasal

güç kazan›r kazanmaz kamu ç›karlar›

u¤runa al›nacak böyle bir önlemin uy-

gulanmas›, mevcut devletçe yap›lan di-

¤er kamulaflt›rmalar ve yerlefltirmeler

kadar kolay olacakt›r.” (Konut Sorunu,Sol Yay. Syf: 379).

Bütün toplumsal sorunlarda oldu¤ugibi, konut sorununda da mevcut devletyap›s›n›n niteli¤inin alt› çizilmektedir.Ancak, devlet mekanizmas› emekçile-rin eline geçti¤i kofluldad›r ki, konut so-rununda da gerçekçi bir çözümün önüaç›l›r ve ‘konut herkesin hakk›d›r’ sözügerçek anlam›n› bulur.

Konut Sorunu ve Sosyalizm

Bütün eksikliklerine karfl›n Sov-yetler Birli¤i’nde, eski sosyalist ül-kelerde, devrimlerin hemen ard›n-dan çözüme kavuflturulan en temelsorunlardan biridir konut. Konut so-runun çözüme kavuflturuldu¤u ye-gane sistemin sosyalizm olabilece¤ipratikte de kan›tlanm›flt›r. Sosyalistülkelerde, karfl›-devrimlere kadar,bir tek insan›n dahi sokakta, ya daparkta yatt›klar› görülmemifltir.ABD dahil olmak üzere geliflmiflkapitalist ülkelerde, devasa gökde-lenlerin, villalar›n neon ›fl›klar›n›nayd›nlatt›¤› sokaklarda yaflayanyüzbinlerce evsizin varl›¤› ve bu-nun giderek kabul edilen, kan›ksa-nan bir statüye dönüfltü¤ü düflünül-dü¤ünde, sosyalizmin kazan›mlar›daha iyi anlafl›lacakt›r.

Sosyalist ülkelerde sorunun çö-zümü, ülkeden ülkeye de¤ifliyor ol-sa da, temel yaklafl›m ayn›d›r; sa¤-l›kl› konut bütün yurttafllar›n anaya-sal hakk›d›r. Bu ayn› zamanda, sos-yalizmin sa¤l›k politikalar› ile deyak›ndan ilgilidir. Ki, SovyetlerBirli¤i’nde “devrimden sonra ilk iki

y›l içinde, kanalizasyon gibi alt ya-

p› hizmetleri tamamlanm›fl, hamam-

lar yapt›r›lm›flt›r. Sa¤l›kl› konutlar

kurulmaya bafllanm›fl, konutlar›n

yak›n›na krefl, anaokulu ve devlet

g›da ma¤azalar› aç›lm›flt›r.” (Sos-yalizm ve Sa¤l›k Dosyas›; Toplumve Hekim; Ocak-fiubat 2003)

Kaynak yetersizli¤ine, ony›llar-d›r süren ambargoya karfl›n Kü-ba’da, bütün sosyal alanlarda oldu-¤u gibi, konut sorununun çözümün-de gösterilen baflar›, sosyalizminbaflar›s›d›r. Küba’da bugün hemenherkesin bir evi vard›r. Üstelik infla-at malzemelerini ithal etmek duru-mundad›r yani büyük bir maliyetsözkonusudur, ama önemli olan hal-k›n temel bir ihtiyac›n›n karfl›lan-mas›d›r. Sosyalist devletin, emekçihalk›n devleti olmas› gerçe¤i de bubak›fltan gelmektedir. Bir ailenin,örne¤in bir evlilik durumunda yenibir eve ihtiyaç duydu¤u koflullardada, devlet bu ihtiyac› karfl›lamakta-d›r. Devlet ihtiyaç sahibine evi tes-lim ettikten iki y›l sonra maafl›ndanyap›lan yüzde 30’u bulmayan ke-

sintilerle evin bedelinin bir k›sm›ödeniyor. Büyük bir k›sm› ise yinedevlet taraf›ndan karfl›lan›yor. Ki,bu kesintinin (2-3 dolar civar›nda)ailenin ekonomik, sosyal ve kültü-rel ihtiyaçlar›nda bir kesintiye yolaçmayacak düzeyde olmas› temelilkedir. Bütün evlerin sürekli akans›cak su, elektrik, gaz, alt yap› gibitemel ihtiyaçlar› ve her mahalledekurulu bulunan halk komiteleri ara-c›l›¤›yla temel g›da ihtiyaçlar›n›nda¤›t›m› da yine devletin sorumlu-luklar› aras›nda yeralmaktad›r.

Biz çözeriz; DevrimciHalk ‹ktidar› çözer!

Milyonlarca evsiz, barks›z, sa¤-l›ks›z koflullarda yaflayan insan›m›zvar. Her y›l yüzbinlerce aile için ko-nut ihtiyac› periyodik olarak günde-me geliyor. Böyle bir sorunda halk-tan fedakarl›k istemek, maddi gücü-nü aflan “sosyal konut” projeleri ilesorunu çözüyormufl gibi yaparak di-renifllerini gayri-meflru bir zeminetafl›may› amaçlamak, seçimlerdevaatlerle aldatmak, oligarflik devle-tin niteli¤ini aç›kça ortaya koymak-tad›r. Böyle bir sorunu ancak halk-

tan yana, halk›n ihtiyaçlar›n› esasalan bir devlet çözebilir.

Oligarflik iktidar için “gecekon-du sorunu”; ya güvenlik sorunudurya da rant sorunudur. Halk›n ihti-yaçlar›, sosyal konut gibi söylemlerbu gerçeklerin üzerini örtmek için-dir. 12 Eylül sonras› Turgut Özal ik-tidar›n›n, gecekondulara tapu tahsisbelgesi da¤›t›m›nda da düflünülenhalk de¤il, tamamen geliflen, gece-kondularda odaklanan devrimcimücadeleydi. Hesap, yoksul, d›fl-lanm›fl, öfkeli kitleleri düzene ka-zanmak, tapu tahsis belgelerininsa¤lad›¤› avantajl› “3-4 katl›” kaçakyap›lar›n önünü açarak s›n›f atlamaözlemlerini diriltmek, nispi refaholgusunu pompalamakt›.

Oligarfli sorunun çözümü de¤il,yaratan›d›r. Gerek teorik olarak, ge-rekse pratik olarak yads›namayacakgerçek fludur ki, halk›n sa¤l›k, e¤i-tim, ulafl›m gibi sorunlarda oldu¤ugibi, konut sorununu da sosyalizmçözebilir. Gecekondu yoksullar›nazulmeden, onlar› aç b›rakan, horla-yan, afla¤›layan, evlerini bafl›na y›-kan oligarflik devletin y›k›lmas›ylakurulacak olan Devrimci Halk ‹kti-dar›’n›n en baflta ele alaca¤› konula-r›n bafl›nda konut hakk› gelecektir.Bu konuda, ‘Halk Anayasas› Tasla-¤›’nda aç›k ve net ifadelerle flunlarbelirtilmektedir:

“... d-) Tüm halk›n sa¤l›kl› konut

sahibi olma hakk› vard›r. Devlet bu

hakk› karfl›lamak için tüm gücünü

seferber eder. Gecekondu bölgele-

rindeki evlerin sa¤l›kl› ve güvenli

hale getirilmesi; gecekondu semtle-

rinin yol, su, elektrik, sa¤l›k kurumu

gibi alt yap› eksikliklerinin tamam-

lanmas›; Islah edilemez durumdaki

gecekondular yerine toplu konutlar

infla edilmesi halk iktidar›n›n önce-

likleri aras›ndad›r. e-) Yerine yenisi

yap›lmad›kça halk›n oturdu¤u hiç-

bir ev y›k›lamaz. f-) Hiç kimse ihti-

yaç fazlas› evi bofl tutamaz; bir y›l

oturulmayan evlerin halk taraf›n-

dan kullan›lmas› hakk› do¤ar.”

Sosyalist çözümün reddedildi¤iyerde; çözümsüzlük ve sömürü var-d›r.

14

24 Temmuz 2005 / 10

Ancak, devlet mekanizmas›emekçilerin eline geçti¤i

kofluldad›r ki, konut sorunun-da da gerçekçi bir çözümünönü aç›l›r ve ‘konut herkesin

hakk›d›r’ sözü gerçek anlam›n›bulur. Konut sorununu,

dolay›s›yla gecekondularsorununu çözecek olan

Devrimci Halk ‹ktidar›d›r

sa¤l›kl› konut onlar›n da hakk›!

15

24 Temmuz 2005 / 10

Gecekondularçarp›k

kapitalizmin sonucudur;

‘konut tüm halk›n

hakk›d›r’ sözü

sosyalizmdegerçek

anlam›n› bulacakt›r

Gecekondular, emekçi s›n›flar›n ya-flam alanlar›d›r. ‹flçisi, memuru, küçükesnaf›, ö¤rencisi, kad›n›, erke¤i ile dev-rimden ç›kar› olan kesimleri ba¤r›ndatafl›r. Bu özelliklerinden dolay›, ötedenberi devrimciler aç›s›ndan bir örgütlen-me alan› olma özelli¤ini tafl›maktad›r.

Ancak bu örgütlenme salt emekçi s›-n›flar›n yaflad›klar› alanlarda örgütlen-mesi ile s›n›rl› olmay›p, bizzat gecekon-dulaflman›n yaratt›¤› sorunlar› da içerirki, ço¤u zaman bu yan daha ön plana ç›-kabilir. Y›k›mlar, yol, su, elektrik, ula-fl›m gibi sorunlar temelindeki faaliyet-ler, düzenin yozlaflt›rma politikalar›nakarfl› çal›flmalar bu temeldedir.

1970’lerin ikinci yar›s›nda, devrimcimücadelenin geliflimine paralel, gece-kondular›n da bu mücadele içindekiyerlerini ald›klar›n› görüyoruz. Bu sü-reçte bizzat devrimciler taraf›ndan ku-rulan alanlar oldu¤u gibi, varolan gece-kondu bölgeleri de devrimcilerin halk›y›k›mlara, faflist sald›r›lara karfl› örgüt-ledi¤i yerler olmufltur.

Burada öncelikli flu soruyu cevapla-yal›m; y›k›mlara karfl› direnifllerin için-de, önünde yeralan devrimciler gece-kondulaflmay› m› savunuyor?

Gecekondular›n nas›l ortaya ç›kt›¤›-n› ele ald›k. Sistemin insanca yaflayabi-lece¤i konutlar sa¤lamad›¤› koflullarda,köyünden bir flekilde kopar›lm›fl insan-lar›n gecekondulaflmas› kadar do¤al birfley olamaz. Elbette ki devrimciler, sa¤-l›ks›z konutlarda, her türlü imkandanyoksun bu yap›laflmay› savunmazlar.fiunu da söylemezler: “Madem düzensa¤l›kl› konut veremiyor, o zaman bizde gecekondulara raz› olal›m.” Devrim-ciler, halk›n en do¤al hakk›n› kullana-rak, bafllar›n› sokacak bir yer olarakgördükleri kondular›n›, her türlü bask›-ya, y›k›mlara karfl› savunma mücadele-sinin yan›nda yerald›lar. Düzenin çö-züm üretmedi¤i koflullarda, belirli birdüzen ve disiplin içinde, asgari koflulla-r› bar›nd›ran yerleflim alanlar›n›n kurul-mas›n› örgütlediler. Devrimciler elbette,

arazileri rant kayna¤› olarak görenlerin,ç›karc›lar›n, spekülatörlerin, y›k›m poli-tikas›ndan baflka hiçbir çözümleri olma-yanlar›n yan›nda de¤il, halk›n yan›ndaolacaklar. Devrimciler, sistemle yo¤unçeliflkileri olan, fabrikas›nda, iflyerinde,hak ve özgürlükler mücadelesinde, heralanda ç›karlar› bu düzenle çeliflenemekçi halk› savunmaktad›r. Sorununözü budur. Bugün yeniden yo¤unlaflanve önümüzdeki süreçte daha da artaca¤›görülen y›k›mlar karfl›s›ndaki tavr›m›z›belirleyen de bu olacakt›r.

Ama devrimciler bu mücadeleyi hiç-bir zaman amaçlaflt›rmazlar. Gecekon-dularda ekonomik, demokratik temeldeörgütlenip sorunlar›n çözümüne yönelikmücadele ederken, ayn› zamanda bu ze-minde halk›n birli¤ini gelifltirmeyi, dü-zenin gerçek yüzünü göstermeyi, poli-tiklefltirmeyi ve devrimcilefltirmeyiamaçlarlar. Ancak bu koflulda, halk›ndayan›flmas› ve ekonomik demokratikmücadelesi devrimci bir muhteva ka-zanm›fl olur.

Kentlerin gecekondular›nda y›k›m-lara karfl› halk›n direniflini bireysel, da-¤›n›k olmaktan ç›kararak, iradi ve ör-gütlü hale getirmek, bugün devrimcileraç›s›ndan bir görevdir. Bu mücadele,oligarflik sisteme karfl› yürütülen s›n›fmücadelesinin de bir parças›d›r.

Bu bak›fl aç›s› ve bu tespitlerin yönverdi¤i pratik süreçler sonucudur ki, bu-gün gecekondular denildi¤inde aklaCephe gelir. Çayan Mahallesi’nden Ok-meydan›’na, Armutlu’dan Gazi’ye; di-renifllerin, ayaklanmalar›n öncülü¤ü du-rup dururken ortaya ç›kmam›flt›r.

Marksist-Leninistler, Türkiye’ninsosyo-ekonomik yap›s›n›n tahliline da-yanarak, mahalli alan çal›flmas›n›, kent-lerdeki mücadelenin ayr›lmaz bir parça-s› olarak ele alm›fllard›r. “Bu alanlar,

emekçi halk y›¤›nlar›n›n yaflad›¤› böl-

geler olmas› itibar›yle kentlerdeki dev-

rimci çal›flman›n da odaklaflt›¤› alanla-

r›n en bafl›nda gelir. Gecekondu semtle-

ri, düzensiz kentleflme yap›s›yla emekçi

Devrim Mücadelesinde

Gecekondular

halk›n çeliflkilerinin en yo-

¤un ve en somut olarak or-

taya ç›kt›¤› yerler olmas›

itibar›yle, kentlerin en ha-

reketli alanlar›n› oluflturur-

lar. Buralar için kentlerin

yumuflak karn› da diyebili-

riz. Gecekondularda yafla-

yan emekçi halk›n düzenle

çeliflkisi yo¤undur, bu an-

lamda kentlerdeki devrimci

çal›flma için vazgeçilmez

bir öneme sahiptir.”

Yaflanan yo¤un göçlerlebirlikte gecekondular, devrim mü-cadelesinde objektif olarak dahaönemli bir yere sahip olurken, bualanlardaki potansiyelin direnifllerve ayaklanmalarla kendini ifade et-mesi, devrimci hareketin bafltan iti-baren ne denli hakl› oldu¤unu dakan›tlam›flt›r. 1980 öncesi; halk›nsorunlar›na sahip ç›kma, çözümüiçin yürütülen mücadeleye öncülüketme, faflist teröre karfl› halk› cangü-venli¤i temelinde örgütleme, hakarama ve kendi kendini yönetme bi-lincinin gelifltirilmesi perspektifiylehareket eden devrimciler, bu alandayaratt›klar› örgütlenmelerle, özgünçal›flma biçimleriyle hep varoldular.

Ama hiçbir örgütlenme ve çal›fl-ma biçimini de mutlaklaflt›rmad›lar.fiu bir gerçek ki; “Mahalle çal›flma-

s›n› di¤er (iflçi, köylü, esnaf, memur,

ö¤renci vb.) çal›flma alanlar›ndan

ay›rmak mümkün de¤ildir. Bu yüz-

den mahalle çal›flmas›, bölgenin,

flehrin... durumuna göre ayr›labilir

veya birleflik bir çal›flma olarak ele

al›nabilir. Bu tamamen somut duru-

ma ba¤l›d›r.” (Devrimci Sol Dergi-si, 1. say›, Mart 1980)

Halk›m›z›n s›n›fsal, ulusal, kül-türel tüm bileflenlerinin en yo¤un-laflm›fl haliyle varoldu¤u gecekon-dularda devrime kitle taban› yarata-cak flekilde bir çal›flma yürütmek;ayn› zamanda iflçisi, memuru, esna-f›, iflsizi vb. ile halk›n tüm s›n›f vekatmanlar› içinde olmak demektir.

Devrimin kentlerdeki temel veittifak güçleri bu alanlardad›r. Gece-kondu bölgeleri, bir baflka deyiflle‘mahalleler’ devrimci mücadele aç›-s›ndan vazgeçilmezdir. Çünkü; s›-

n›fsal yap›lar›nda, sosyal kültüreldokular›nda süreç içinde yaflananbütün de¤iflimlere karfl›n; hementüm emekçi kesimleri burada gör-meniz mümkündür ve bir yan›ylada, örne¤in bir iflçi, memur alan ör-gütlenmesini destekleyen bir özelliktafl›maktad›r. K›saca; gecekondular,devrimin kent merkezlerindeki kitlegücünü bar›nd›r›r. Halk›n savafl›n›nörgütlenmesi yani askeri aç›dan dabu alanlarda örgütlenerek kentlerinmerkezlerinin kuflat›lmas› sözkonu-sudur. Devrimimizin ilerleyen afla-malar›nda, bu yan çok daha ön pla-na ç›kacakt›r.

Türkiye koflullar›n›, devrimci di-namiklerin nereden beslenece¤ini,dayand›¤› kesimleri tahlil etmeözürlü dogmatik sol anlay›fl, “iflçi-ci” bak›flla gecekondularda çal›flma-y› küçümsemifltir. “Varofllarda mü-

cadele ve örgütlenmenin kal›c› ol-

mayaca¤›” teorilerine sar›lm›fl, bualanlardaki kozmopolit yap›y›, dog-matizminin bahanesi yapmak iste-mifllerdir. Gazi ayaklanmas› gibi sü-reçlerde mahalleleri keflfetseler de,(bu kez de abart›l› de¤erlendirmelerkaplam›flt›r dergilerinin sayfalar›n›)temelde ideolojik yap›lar› bu alan-larda halkla bütünleflmelerinin, ör-gütlenmelerinin önünde engeldir.

Evet, gecekondularda kozmopo-lit bir yap› vard›r, s›n›f atlama öz-

lemleri yo¤undur, lümpenkesimler vard›r... Ama tümbunlar, hayal aleminde veüstelik 1917’nin Rusya’s›n-da yaflaman›n bahanesi ola-maz. Emperyalizmin ve oli-garflinin politikalar›, s›n›fbilincindeki gerilikler nede-niyle, fabrikalardaki iflçi s›-n›f› için de ayn› s›n›f atlamaözlemlerinden pekalasözedilebilir. Ama bu da,onlar›n proleter olduklar›gerçe¤ini de¤ifltirmez. El-

bette, örgütlenen her s›n›f ve kat-manlar›n devrimci mücadele içinetafl›yacaklar› olumlu ve olumsuzözellikleri olacakt›r, bu kaç›n›lmaz-d›r. Önemli olan tam da bu aflamadadevrimcili¤in misyonunu yerine ge-tirmesi ve kitlelerin bu özelliklerinibilerek, bilimsel olarak tahlil ederekonlar› örgütleyip dönüfltürmesidir.Devrimi örgütlemek istiyorsak,emekçi halk› örgütlemek zorunda-y›z. Emekçi halk›n nerede oldu¤uise aç›kt›r.

Halka güvenmeyen, pragmatist,halk› küçümseyen, onun düflüncele-rine, duygular›na ve inançlar›na de-¤er vermeyen üsttenci yaklafl›mlarlahalk örgütlenemez. Biriken öfkeyebakarak, “devrim dinamikleri” tes-piti yapanlar, bu alanlarda kitlelerinkendilerini haz›r bekledi¤ini düflü-nüyorsa yan›l›yorlar. Sab›rl›, uzunsüreli ve d›flar›dan de¤il halk›n için-de bir çal›flmayla bu alanlarda ör-gütlenmek mümkündür. Mahalle-lerde örgütlenmek, buralarda yafla-yan halk›n çok çeflitli çeliflkilerineve sorunlar›na sahip ç›k›p, çözümyolu üretmek, mücadelesine önder-lik etmek baflka alanlardan çok dahakarmafl›k ve zordur. Halk› tan›mak,onun ac›s›n› sevincini paylaflabil-mek, ev ev, sokak sokak kap›s›n›çalabilmek, duygular›n› ve düflün-celerini anlayabilmek, kendisini ifa-de edebilece¤ini, kendi gücünü gö-rebilece¤i örgütlenmeler yaratabil-mek gerekmektedir. Yine, oligarfli-nin bask›s›n› en fazla yo¤unlaflt›rd›-¤› alan olmas› nedeniyle, bu bask›-lara gö¤üs gerebilmeyi, ard› arkas›kesilmeyen operasyonlara karfl›n

16

24 Temmuz 2005 / 10

Gecekondular oligarflinin hepkorkulu rüyas› olmufltur. Gazi

ayaklanmas› korkunun üstboyuta ç›kt›¤› and›r

devrimci faaliyeti kesintisiz sürdür-meyi, sokaklar›nda yaflanan infazla-ra, üzerlerine sürülen panzerlerekarfl›n gençleri, kad›nlar› ve erkek-leri cüretli k›labilmeyi gerektirir.

Cepheliler, siyasi arenaya ç›kt›k-lar› günden itibaren bunlar› yaflamageçirmifller, öncülük etmifller ve çe-flitli halk örgütlülükleri arac›l›¤›ylaen genifl kitlelerin bilinçlendirilme-si, devrim mücadelesine örgütlen-mesi, savaflç› ve kadrolar›n yarat›l-mas› faaliyetini sürdürmüfllerdir.

Gecekondular›n devrimci müca-deledeki yerini çok iyi bilen devlet,bu nedenle bu alanlar› ya yoketme-yi ya da denetim alt›na almay› he-saplamaktad›r. Katliamlar, y›k›mlar,bask›lar hep buna hizmet etmifltir.Bask›dan, y›k›mdan sonuç alama-d›klar›nda da, vaatlerle düzene ka-zanmaya çal›flm›fllard›r. Ancak, neyaparlarsa yaps›nlar, nesnel olarakbunun koflullar› yoktur. Zira, gece-kondularda yaflayan halk›m›z›n teksorunu; ne alt yap› ne de salt y›k›m-d›r. As›l sorun yoksulluktur, bu te-melde düzenle yaflad›¤› keskin çe-liflkidir. Ki, oligarfli yoksullu¤u or-tadan kald›rmayaca¤›na göre, gece-kondu halk›n› kazanmas› mümkünde¤ildir. Sindirebilir, susturabilir,alan denetimlerinde bir baflar› eldeedebilir. Ama bu asla süreklilik ar-zetmeyecektir.

Gecekondulara yönelik sald›r›-n›n önemli bir boyutunu da yozlafl-t›rma politikalar› oluflturmaktad›r.Sosyal yap›s› gere¤i yozlaflt›rmapolitikalar›n›n tutaca¤›n› çok iyi bi-len düzen, bir yandan bask›yla birli-¤ini, örgütlülüklerini da¤›t›rken, öteyandan bunun ortaya ç›kard›¤› bofl-lukta her türlü yoz kültürü yeflert-meye çal›flmaktad›r. Bu yan›yla, ge-cekondularda yozlaflmaya karfl› mü-cadele, sisteme karfl› mücadeleninbir parças› olmal›d›r. Yoksullar yoz-laflma bata¤›nda bo¤ulurken, çare-sizli¤in gelifltirilmesi, manevi dün-yalar›n›n gericilikle doldurulmas›,mücadelecili¤in yerini dilencili¤inalmas›, düzenin bir baflka yaklafl›-m›d›r. ‹slamc› partiler, tarikatlar bukonuda önemli rol oynamakta ve bu

nokta burjuva ak›l hocalar› taraf›n-dan teorize edilmektedir.

Yoksulluk ve adaletsizlik, ülke-mizin en önemli sorunudur. Ve busorunun en keskin yafland›¤› yerlergecekondulard›r. En yoksullar ora-dad›rlar. Bu yüzden gecekondulardaörgütlenmenin önemli bir yan›n›yoksulluk ve adaletsizliklere karfl›örgütlenme oluflturur. Bu gerçe¤ibilen oligarfli ve onun yedek gücügibi hareket eden islamc› tarikatlar,sömürüyü perdeleyen uygulamalar-la, yoksullar içinde örgütlenme fa-aliyetleriyle bu dinami¤in devrimeak›fl›n›n önüne geçmek istemekte-dirler. Yiyecek da¤›t›mlar›ndan tu-tun da, “flükürcü, kaderci” anlay›fl›nalabildi¤ine pompalanmas›na kadar,bütün islamc› propaganda ve örgüt-lenmeler, düzene hizmet etmektedir.

Elbette bu tür gerici faaliyetlerinörgütlenme ve yaflam alan› bulmas›,kapitalizmi savunurken yoksulluküzerinden örgütlenmesi, devrimci-lerin eksikli¤idir. Konumuz d›fl› ol-du¤u için ayr›nt›s›na girmemeklebirlikte, belirtelim ki bunda da 12Eylül’den bu yana geliflen sivil top-lumcu anlay›fl›n, yoksullardan ko-puflun önemli bir pay› vard›r.

*

Gecekondular, kentlerdeki s›n›fmücadelesinin devrimci dinamizmi-ni ba¤r›nda tafl›yan alanlard›r. Bura-larda biriken öfke, dün oldu¤u gibiyar›n da, emekçilerle burjuvalar veonlar›n devleti aras›ndaki çat›flmadabelirleyici olmaya devam edecektir.Burjuva ak›l hocalar› “vandalizm”edebiyat› yapadursunlar, gecekon-dular›n›n yan›bafl›nda ayr› bir yafla-m›n, zenginli¤in simgelerine yöne-len fliddet de, bu s›n›f çat›flmas›n›n“disiplinsiz” tezahüründen baflkabir fley de¤ildir. Elbette devrimciler,bu öfkeyi, çat›flmay› örgütlü ve di-siplinli hale getirmeyi hedeflerler,bunun için örgütlenirler.

Yani oligarflinin korkusu bir an-lamda bofluna de¤ildir. Gecekondu-larda oturan halk onlar için devrimtehlikesinin somut bir yans›mas›,devrimin burnundan soluyan öfkelitaban›d›r.

17

24 Temmuz 2005 / 10

Okmeydan›

Kulaks›z’da

y›k›m

Y›k›m sald›r›s›n›n en büyükhedefinin Okmeydan› oldu¤u,bizzat ‹stanbul Belediyesi taraf›n-dan da aç›klanm›flt›.

‹lk y›k›m, 21 Temmuz sabahakarfl› 5 s›ralar›nda Okmeydan›Kulaks›z Mahallesi’nde gerçek-lefltirildi.

Binlerce polis yine sabahakarfl› gelmifllerdi yine halk› düfl-man gördüklerini, bu topraklardayaflamaya haklar›n›n olmad›¤›n›düflündüklerini göstermifllerdi.

K›sa sürede toparlanan halky›k›ma karfl› ç›kt›. Okmeyda-n›’n›n di¤er bölgelerinden gelen-lerin de kat›ld›¤› direnifl, örgütlübir tarzda olmasa da halk›n öfke-sini ortaya koymas› anlam›nda,y›k›m›n o kadar kolay olmayaca-¤›n› gösterdi.

Gerçekleflen ilk y›k›mlar›n ar-d›ndan sloganlarla yürüyen halk,direnifl kararl›l›¤›n› ifade etti.Tafllar, sopalar, bedenleri ve evle-rini kaybedecek olmalar›n›n öf-keleriyle direnen halk, yeni y›-k›mlar›n da gelece¤inin bilincin-de.

Bir kez daha görülmüfltür ki,bu iktidar y›k›m iktidar›d›r; hiçbirgüvenceleri olmayan insanlar› so-ka¤a atmakta hiçbir sak›nca gör-memekte, düflman topraklar›nagirer gibi girip, evlerini bafllar›nay›kmakla kalmamakta, ayn› za-manda gençlerini gözalt›na al-makta, coplamaktad›r.

18

24 Temmuz 2005 / 10

‹ktidar ve polis merkezli yap›lanpropagandalarla, bas›n›n sözde de-mokrat ve hukuku savunduklar›n›her f›rsatta dile getiren köfle yazar-lar›n›n, barolar›n da dahil oldu¤u,yüz k›zart›c› bir infaz savunuculu¤uyafland›. Feda eylemini kendi cep-helerinden elefltirmeleri ayr› bir ko-nu, “öldürmeyip de ne yapacaklar-d›” mant›¤›n›n savunulmas› çok da-ha farkl› bir konuydu. Suça ortakl›-¤›n kara lekesi al›nlar›ndad›r. Em-peryalizmin ve oligarflinin “terör”demagojisi kampanyalar›na hangiucundan tutup kat›l›rlarsa kat›ls›n-lar, zulmün destekçisi olmaktankurtulamayacaklard›r.

AB’ci demokratlar›n, demokrat-l›klar›n›n sahteli¤i, en az Adalet Ba-kanl›¤› önündeki infaz kadar ayanbeyan hale gelirken, biz düzenin hu-kukunu uygulamakla görevli olan-lara sormak istiyoruz bu say›m›zda.

Geçen hafta; “Evet, O bir fedaeylemcisiydi. Öyleyse infaz meflrumu?” diye sormufl, aleni infaz›n dü-zenin hukuku taraf›ndan da meflrugörülemeyece¤ini belirtmifltik.

Evet, temel soru budur; düzenkendi hukukunu uygulayacak m›?Yoksa, egemen söylem içinde, birkez daha, oligarfli kendi yasalar›n›ayaklar› alt›na al›p çi¤neyecek mi?

Belirtelim ki, “kasten adam öl-

dürmekten” dava aç›lacak olsa da-hi, ne as›l sorumlular› görece¤iz osan›k sandalyesinde, ne de yarg›la-nacak olanlar hak ettikleri cezalaraçarpt›r›lacakt›r. Bu gerçek yaflanan-larla sabittir. Çünkü, infazlar birdevlet politikas› olarak ony›llard›ruygulan›yor bu ülkede. Kameralarlamilyonlara, hatta tüm dünyaya iz-lettirilen infazda da bu çürümeye ta-n›k olaca¤›z. Bu tart›fl›lmaz! Ancakayn› zamanda adalet istememizin

önünde de engel de¤ildir.

Gözlerden uzak gerçeklefltirileninfazlarda, deliller yokedilerek,“görevli silah kullanma yetkisini

aflmam›flt›r” denilerek yaflanan ak-lama sürecinin, böyle bir olayda ifl-letilmesinin mümkün olmad›¤›aç›kt›r. Aleni infazda, düzenin ken-di yasalar› çi¤nendi.

Elleri kelepçeli, aya¤›ndan vu-rulmufl yani “etkisizlefltirilmifl”, ha-tta hukuki olarak “gözalt›nda” olanbir insan›, yak›n mesafeden bafl›n-dan kurflunlayarak infaz etme su-çundan sözediyoruz. Bu düzeninhukukunu savunanlar›n dahi, savu-namayaca¤› bu gerçeklerin üzerin-den üç hafta geçti. ‹nfaz seyrettiril-di, terör demagojileri alabildi¤ineyap›ld›, flovlar birbirini izledi...fiimdi oligarflik düzenin savc›lar›na,mahkemelerine s›ra geldi.

Soruyoruz; düzenin kendi yasa-

lar›n› savunan bir tek savc› dahi

mi kalmad›? Hani yarg›n›n ba¤›m-s›zl›¤›n› savunuyordunuz; baflba-kandan, adalet bakan›na kadar hü-kümet cephesinden, polis taraf›ndan

yap›lan aç›klama-lar›n bask›lanmas›alt›nda ayn› koro-ya kat›lmak m›ba¤›ms›zl›k? fia-fl›rm›yoruz. ‹nfa-z›n hemen ertesigünü, olaya iliflkintek bir araflt›rma

dahi yapmadan, aleni infaz gerçe¤i-ni, hukukçu olduklar›n› bir yana b›-rakarak, ac›l› bir ailenin, Çiçek’inflovuna yönlendirilmesi, cumhuriyetsavc›lar›n›n aleni infaz karfl›s›ndakipozisyonlar›n› da daha ilk anda or-taya koyan bir tutumdu.

Peki Barolar? Düzenin hukuku-na uygunlu¤u dahi savunma cüreti-ne sahip bir tek baro yok mu bu ül-kede? ‹nfaz› sevinçle karfl›lay›p, si-yasi olarak baflsorumlular aras›ndayer alanlara “geçmifl olsun” diyen60 baronun yönetimi, sicillerinesürdükleri bu kara lekeyi temizle-meyecek mi? Bu barolar›n üyesi hu-kukçular›n önünde flimdi bir sorum-luluk daha vard›r; devletin polisi gi-bi düflünen, -ki o polis kendi yasala-r›n› çi¤nemekle tan›n›r- hukuku sa-vunmak yerine hukukd›fl›l›¤a destekveren baro yönetimlerini sorgula-mak. Devlet barosu mu olunacak,yoksa hukuk mu savunulacak?

Evet! Eyüp Beyaz’›n infaz›n›nhukuki süreci, düzenin kendi yasa-lar›n› uygulay›p uygulamayaca¤›n›nda göstergesi olacakt›r.

Kendi hukukunuzu

uygulayacak m›s›n›z?

bu infaz asla unutulmayacak! 3 hafta geçti, Susurluk hukukçular› ne yapt›?

“Eyüp Beyaz'›n kan›nda uyuflturucu aran›yor” (Bas›n)

Bofluna aramay›n, bulamazs›n›z!18 Temmuz tarihli Yeni fiafak Gazetesi’nin haberine göre; “Ankara Bafl-

savc›l›¤›, Eyüp Beyaz'›n eylemi gerçeklefltirmeden önce herhangi bir uyufl-

turucu al›p almad›¤›n›n tespit edilmesi için kan›nda tahlil yapt›rm›fl.”

Bofluna aramay›n, bulamazs›n›z! Akl›n›z›n almad›¤›, düflüncesine biletahammül edemedi¤iniz cüret, kararl›l›k ve fedakarl›¤› böyle aç›klayamaz-s›n›z. ‹nfaz› bu ucuz yöntemlerle unutturamazs›n›z!

Uyuflturucu ile yat›p kalkan, öldükleri anda bile kanlar›nda, ceplerindeuyuflturucu ç›kan, bu düzenin gurur duydu¤u Susurlukçular’d›r. M‹T’in, Su-surluk devletinin de¤erli tetikçisi Abdullah Çatl›’da oldu¤u gibi, daha geçenhaftalarda “su yolunda k›r›lan” Susurluk tetikçisi özel timci O¤uz Yorul-maz’da oldu¤u gibi. Bunlar, kendinizin itiraf ettikleridir. Panzerlerde uyufl-turucu tafl›yanlar›n da bu düzenin ordusu, özel timcisi, polisi oldu¤u da yi-ne devletin belgeleri aras›nda yaz›l›d›r.

1996 Ölüm Orucu döne-minde zorlu kavgada en önde-kilerden biriydi ‹dil. Ölüm oru-cunun sekizinci flehidiydi. Cephelitutsaklar›n dördüncü flehidi... Amao büyük destan›n tarihinde söylen-di¤i gibi, hiçbiri, bunlar›n hiçbiritek bafl›na yeterli de¤ildi Ayçe ‹dil'ianlatmaya.

Türkiye’nin, hay›r sadece Türki-ye’nin de¤il, dünyan›n ilk kad›nölüm orucu flehidiydi Ayçe ‹dil Erk-men.

Ve o günden bugüne, aradan sa-dece dört y›l geçtikten sonra baflla-yan büyük direnifle bakal›m bir de.Art›k bir de¤il, üç-dört de¤il, onlar-ca ‹dil var bu kavgada.

Büyük direniflin 120 flehidin47’si kad›nlard›r. 47 kad›n›n da 40’›Cepheli’dir...

Bu, hiç flüphe yok ki, kad›nlar›ndevrim mücadelesindeki yeral›fllar›aç›s›ndan “niteliksel bir s›çra-

ma”d›r.

Bu geliflmenin genel tutsak kitle-si içindeki erkek-kad›n oran›n›n daötesinde oldu¤u gözönüne al›n›rsa,bunun kad›nlar›n mücadelesi aç›s›n-dan tafl›d›¤› anlam daha iyi anlafl›l›r.Kendi say›sal güçlerinin çok üstün-de bir yükü omuzlad›lar bu direnifl-te. Kararl›l›klar›yla, inançlar›yla,fedakarl›klar›yla öne ç›kt›lar. ‹dil, “ben mitralyözüm” demiflti.

O l i -garfliye karfl› zindanlarda sürdürü-len direniflte kad›nlar cephesinin tekmitralyözü oldu o gün. Bugün isekad›nlar cephesinden oligarflininkarfl›s›na dikilen onlarca mitralyözvar. Onlarcas› kurflunlar›n› kütüklü-¤üne yerlefltirmifl, s›ras›n› bekliyor.

Devrimci hareketin kad›nlar›,kendilerine güveniyorlar, kendileri-ni büyük iddian›n sahibi olarak gö-rüyorlar. 2000-2005 Büyük Direni-fli, devrim mücadelesinde kad›nla-r›n öne ç›kmas›n›n tekil örnekler ol-maktan ç›kart›ld›¤› bir süreçtir.

Kad›nlar dünyan›n dört bir ya-n›nda devrim kavgalar›na, faflizmekarfl› direnifllere kat›lm›fl, say›s›zkahramanl›klar yaratm›fllard› elbet-te o güne kadar. Fakat zindanlarda-ki say›s›z ölüm orucunda o güne ka-dar tek bir kad›n flehidin olmamas›,kad›nlar›n tarih içinde hep “ikincil”bir rol üstlenmeye itilmelerinin,egemen s›n›f ideolojisinin onlara la-y›k gördü¤ü yerin, tarihsel iki kereezilmiflliklerinin bir sonucuydu yinede. Devrimci kad›n, 1960’lar›n so-nundan beri, bu yazg›y› parçalama-ya çal›fl›yor ve bugün art›k bu kav-gay› büyük ölçüde kazand›klar›n›söyleyebiliriz.

Bu s›çrama, Sabo’dan, Sibeller’-den, Perihanlar’dan, Dersim, Kara-deniz Da¤lar›’nda y›llarca kurtulufl

bayra¤›n› dalgaland›ranlardandevral›nan miras›n sonucudur.

‹dil’in ölüm orucuna bafllad›¤›gün örgütüne yazd›¤› yaz›da “Ölüm

Orucu'na yatmaya karar verdi¤im-

de Sibelleri, Adaletleri düflündüm”

demesi, bunun yal›n bir ifadesiydiyaln›zca. Yoldafllar› da ‹dil’i u¤ur-larken yapt›klar› konuflmada hembunu vurguluyor, hem de ‹diller’inço¤alaca¤›n› söylüyorlard› o gün-den:

“O; 'Cesaretiniz Varsa Gelin' di-

yen Sabolardan, Edalardan, bomba

olarak düflman›n üzerine düflen

Zehralardan. 'As›l siz teslim olun'

diyen Sibellerden, sokak sokak çat›-

flan Adaletlerden alm›flt› mayas›n›.

fiimdi onlardan devrald›¤› direnifl

bayra¤›n› Ölüm Oruçlar›nda en do-

ruklara dikme onuruna ve flerefine

eriflti.

Sen rahat uyu ‹D‹L yoldafl...

Hücre hücre ölüme yaklafl›rken gös-

terdi¤in inanc›n, kararl›l›¤›n, tered-

dütsüzlü¤ün ve cüretin tafl›y›c›s›

olaca¤›z.”

Nitekim flehit düflen ‹dil’in baflu-cunda bu sözleri söyleyen kad›nyoldafllar›, söylediklerini yapt›lar.‹dil’in kararl›l›¤›n›, cüretini daha dabüyüterek tafl›d›lar bugüne, halende tafl›yorlar.

Ülkemiz kad›nlar›n›n, Cephelikad›nlar›n, mücadelenin her alan›n-da kendi varolufllar›n› pekifltiren ta-

19

24 Temmuz 2005 / 10

Bir mitralyözümüz vard›

Bugün mitralyözlerden mangalar›m›z.

Yar›n ‹diller’den bir ordumuz olacak

İdil’den Fidanlar’a

rihsel bir ad›md› ‹dil’in flehitli¤i.

“Devrimci kad›n, devrimci ol-

maya karar verdi¤i andan itibaren

önce kendi savafl›n› kazanmak zo-

runda olan, egemen güçlerin çizdi¤i

zay›f, duygusal, gözyafl› döken, za-

vall› kad›n tipini reddeden kad›n-

d›r” diyerek izleyecekleri yolu on-lara göstermiflti önderleri.

Kolay ilerlenmedi bu yolda.

Say›s›z sorun yafland›. Aileden,toplumsal yap›, önyarg› ve gelenek-lerden ve dahi kendi erkek yoldaflla-r›ndan kaynaklanan nice engellerledövüflüldü.

Devrimci olmak için herkestendaha çok nedenleri vard›. Ama onla-r› devrimcilikten al›koyan nedenlerde herkesten daha fazlayd›.

Bu nedenle, devrimci olmayakarar verdikleri andan itibaren öncekendi savafllar›n› kazanmak zorun-dayd›lar. Bu savafl› kazanamad›kla-r› takdirde, biçimdeki devrimcilefl-meye ra¤men, feodal/burjuva ka-d›ndan kalan “Duygusall›klar, tep-

kisellikler, f›rt›nal› dünyalar, kendi-

ne ve baflkalar›na karfl› güvensizlik-

ler...” onlar›n yakas›n› b›rakmaya-cak, tarihteki yerlerini bir ad›m ileritafl›yamayacaklard›.

‹dil bir “ilk”ti ve hiç kuflku yokki, ülkemiz ve dünya mücadele tari-hi aç›s›ndan bu “ilk”in de Cephe ge-lene¤inde yaflanm›fl olmas› rastlant›de¤ildi. Mücadele tarihimiz boyun-ca, onlarca ilk bu harekette vücutbulmufl, onlarca gelenek bu hareke-tin prati¤inde yarat›lm›flsa, elbettebunun tarihsel, siyasal, kültürel ne-denleri vard›.

80’lerin sonunda, kimileri, “ka-d›n sorunu” üzerine dergiler ç›kar›p,gerçekte “kad›n sorunu” gerekçe-siyle devrimci örgüt anlay›fl›n›, de-¤erleri tasfiye ederken, devrimci ha-reketin önderli¤indeki mücadeledekad›nlar ön saflara ç›k›yordu. Üste-lik bu tek bir alanda yaflanan bir ge-liflme de de¤ildi. Devrimci hareke-tin yönetiminde de, demokratik ör-gütlenmelerde de, gecekondu yok-sullar›n›n direniflinde de ön plan-dayd› onlar. Kuflatma alt›ndaki dire-

nifllerde gördük onlar› daha sonra.Adlar› bazen Sabo’ydu, bazen Si-bel... Bu birikimin üzerinde kad›n-lar kitleselleflti, kadrolaflt›, yeni ge-leneklerin yarat›c›s› olmaya baflla-d›lar.

Fakat bu kadar› da da yeterli de-¤ildi, kad›nlar›n tarihsel yazg›s›n›ve yerini de¤ifltirmek için. Kad›nlardaha fazlas›n› istemeli ve daha faz-las›n› baflarmal›yd›lar. Devrimci ön-derlik bu anlay›flla sarst› onlar›. Ye-tenekleriyle ve yetersizlikleriylekendi gerçeklerini gösterdi. Göster-di ki, solda burjuvazinin çizdi¤i ka-d›n tipi esastan reddedilmemiflti.Burjuva kad›na ideolojik, kültürelvurufllar yap›lm›flt› ama öldürücüdarbe indirilmemiflti.

"De¤iflmek istiyorsan›z, devrim-

ci savaflç› olmak istiyorsan›z -de-miflti devrimci önderlik- önce kad›-

n›, her boyutuyla düzenden kopuflu-

nu sa¤layan devrimci kad›n tipini

çözümleyecek ve ona sahip olman›n

savafl›n› bafllatacaks›n›z. Bu, kad›-

n›n günlük yaflam›nda, ailede, duy-

gusal tercihlerde ve devrimci müca-

dele içerisinde onur savafl›d›r. Bu

onur kazan›lmadan gerçek bir zafer

kazan›lmaz."

Bu zorlu bir “iç savafl” demekti.Bir yanlar›, kendilerini “devrimcikad›n” olarak görüyor, burjuva, kü-çük-burjuva kad›na ait hiçbir fleyikendilerine yak›flt›rm›yorlard›. Amadi¤er yanlar›, kendi gerçeklerini,zay›fl›klar›n› tart›flmaktan kaçmad›.

‹dil'in yata¤›n› süsleyen karan-filler bu savafl›n kazan›ld›¤›n›n ila-n›yd›. ‹dil son nefesini verdi¤i an-dan itibaren yan›ndaki yöresindeki,yüzlerce kilometre uzakta hapisha-

nelerdeki, d›flar›daki yoldafllar›, busavafl› kazanmak için art›k kendile-rine daha çok güven duyacaklard›.Daha iddial› olacaklard›. Önlerinde-ki toplumsal, siyasal, kültürel en-gelleri aflma gücünü kendilerinde vetarihlerinde bulacaklard›.

‹dil’in katafalk› bafl›nda ilk nö-beti tutanlardan birinin daha o ankimuhasebesi, bu savafl›n nas›l ad›mad›m hayat›n her alan›nda, her an›n-da yürütüldü¤ünün de göstergesidir:

“Gözleri dolmufltu yine N.'nin.

Ama rahat de¤ildi sayg› nöbetini tu-

tarken. Bir yumruk bo¤az›na t›kan-

m›fl, belki a¤layabilse hafifleyecek

ama a¤lamak istemiyordu. Güçsüz-

lük... Önderleri en çok buna vurgu

yapmam›fl m›yd›? Düzen kad›na za-

y›fl›¤›, gözyafl›n›, himayecili¤i reva

görmüfltü. Onlarsa bilerek veya bil-

meyerek bu durumu sürdürüyordu.

‹flte flimdi biliyordu. E¤er flu an,

flimdi gözyafllar›n›, ac›s›n› ‹dil'in

flehit düflerek kad›nlara b›rakt›¤›

mirasla çevreleyebilirse, evet, evet

bunu yapabilirse...

Ne demek istemiflti ‹dil? Kad›n-

lara ne demek istemiflti?

Özgür bir kad›n kiflili¤i, dev-rimci kad›n bu savafl›n içindeydi.‹dil'i kad›nlar›n savafl› yaratm›flt›.

‹dil tarihin zay›f yanlar›n›, edilgen-

li¤ini, afla¤›lanmay› ve cinsel meta

olarak görülmeyi reddetmiflti. Bureddedifli içsellefltirip, ayn› tarihin

olumlu özellikleriyle özveri, disip-

lin, vefa ve öfkeyle birlefltirmiflti.

Onun için onu savafltan al›koyabile-

cek her fleyi y›km›fl, önündeki tüm

engelleri aflm›flt›...”

30 y›ll›k bir miras›n, büyük birbirikimin sonucuydu ‹dil. 30 y›ll›k

20

24 Temmuz 2005 / 10

Ayşe Baştimur, 1996’da İdil’inbaşucundaydı... İdil şehitdüştüğünde yine başucunda“gösterdiğin inancın, kararlılığın,tereddütsüzlüğün ve cüretin taşı-yıcısı olacağız.” diye and içmişti. 2000 Ölüm Orucu’nda İdil’dendevraldığı kızıl bant alnındaydı.O bandı, İdil’in inancı, kararlılığıve tereddütsüzlüğüyle taşıyacak, tahliye rüşvetini oligarşininsuratına çarpacak ve Büyük Direniş’in onlarca İdil’inden biri olacaktı.

tarihin her aflamas›nda yürütülen birkavgan›n içinde yarat›lm›flt›.

"Devrimci kad›n› kimse size

bahfletmeyecek...” Böyle demifltiönderleri onlara. Bunu yaratacakolan kendileriydi.

Devrimci kad›n, Cepheli kad›nbunu kavrad›, kendi savafl›n› kazan-mak için daha fliddetli vurmaya bafl-lad› ve kazand›. Art›k her kad›n›ngüç alaca¤›, örnek alaca¤› kahra-manlar›, önderleri vard› bu tarihte.

- Eylemimiz sürüyor. Ben

mitralyözüm. Yar›n bizim nöbetimiz

var... diyordu ‹dil son nefesini ver-meye yak›n. Art›k hep nöbetteler.Emperyalizme, oligarfliye karfl› ba-¤›ms›zl›k, demokrasi, sosyalizmmücadelesinin nöbetindeler. Düfl-man sald›rd›¤›nda ilk Fidan’› buldukarfl›s›nda. Sonra Gülsümanlar’›,Cananlar’›, Sergüller’i... 40 Cephe-li kad›n ‹dil oldu.

Hayat›n flu veya bu alan›nda ka-d›n örgütlenmesi yapanlar›n, kendi-lerine “kad›n hareketi” olarak ad-land›ranlar, büyük direniflte kad›n-lar›n üstlendi¤i misyonu ve o mis-yonu nas›l üstlenebildiklerini ince-lemelidirler. Bundan ö¤renecekleriçok fley vard›r. Devrimci kad›n›ngücüyle karfl›laflmak, ondan ö¤ren-mek yerine, “...ama onlar profesyo-

nel devrimci, kad›n hareketinin ge-

neli aç›s›ndan ölçü olamazlar” gibikolayc›l›klara, bahanelere s›¤›nma-mal›d›rlar. Çünkü gerçek bu de¤il-dir. Büyük Direnifl’in kad›n flehitle-ri içinde 25 y›ll›k devrimci SevgiErdo¤an’›n yan›nda, devrimcili¤ihenüz birkaç ayl›k olan Canan Ku-laks›zlar, ev kad›n›, çoluk çocuk sa-hibi Gülsüman ve fienaylar da var-d›r. Ve onlar›n kad›n hareketine kat-k›s›, hiç kuflku yok ki, “kad›n öz-gürlü¤ü” üzerine çok laf edenler-den, sosyalizmle-feminizmi har-manlama ad›na devrimci örgütlü-lükten kaçanlardan daha fazlad›r.Kad›nlar›n kendilerini özgürlefltir-mesinin daha ileri düzeyde bir prati-¤i var m›? Onlar›n direniflteki yeri“kad›nlar›n toplumsal hayatta daha

önemli roller üstlenmeleri”nin birkan›t› ve ifadesi de¤il mi? E¤er “ka-d›n hareketi”nin amac› kad›n›n öz-gürleflmesini sa¤lamak, kad›n›n ye-rini ileriye tafl›maksa, iflte bu dev-rim mücadelesi içinde ve iflte böylesa¤lan›yor. “Kad›n hareketi”nin buamac›na sad›k ve ba¤l› olanlar ayn›yolu izleyeceklerdir. Israrla devrimmücadelesinin d›fl›nda duran bir“kad›n hareketi”nin ise, “kad›n›nözgürleflmesi” ad›na yapt›¤› ve ya-pabilece¤i, kad›n› düzen içinde tut-maktan ibaret kalacakt›r. Devrim

mücadelesinin d›fl›nda kalan hiç-

bir kad›n hareketi; ‹diller’i, Sa-

bolar’›, Cananlar’›, Gülsümanla-

r’› yaratamaz.

Kad›n hareketinin tarihini yaza-caklar, 1996’n›n ‹dil’inin, BüyükDirenifl’te 40 ‹dil olmas›n›n, bu ta-rihte önemli bir dönüm noktas› ol-du¤unu kaydedecekler gelecekte.O dönüm noktas›na geliflte, Ayçe‹dil Erkmen adl› devrimci bir sanat-ç›n›n oynad›¤› role de¤inecekler.

Devrimci kad›nlar, ‹dil'le dahagüçlüydüler art›k. Birkaç y›l önce-sinde “devrimci kad›n›” tart›flt›klar›günlerde de¤illerdi. T›pk› iki y›l ön-ce 10 y›l öncesinden daha ileride vebugün 1996’dan da ileride olduklar›gibi. Devrimci kad›n bugün dahagüçlü. Böylesine bir önderli¤e sahipolan ülkemiz kad›n› bugün dahagüçlü. Bu gücü, devrimcileri henüztan›yan bir genç k›z›n, bir ev kad›n›-n›n büyük görevler üstlenmekte, id-dial› olmakta, kendine güvenmektetereddüt etmemesinde görebilirsi-niz. Kad›nlar bütün bu ony›llar›nkavgas›yla kendilerine “uygun” gö-rülen en geri görevlerden, yönetici,komutan düzeyine yükselmekte, enileri görevler omuzlamakta ama da-ha önemlisi, devrimin saflar›n› gi-derek büyüyen oranlarda doldur-maktad›rlar. Milyonlarca ‹dil, mil-yonlarca Sabo, Fidan, Sevgi, Gülsü-man olup aç›lan bu yoldan yürüye-cekleri kesindir.

21

24 Temmuz 2005 / 10

‹zmir Haklar ve Özgürlük-ler Cephesi, 14 Temmuz’daKemeralt›’nda yapt›¤› aç›kla-ma ile, 12 Temmuz 1991'degerçeklefltirilen katliam› pro-testo ederek, direnerek flehitdüflen devrimcileri and›.

Eylemde sloganlarla 12-14Temmuz flehitleri, Eyüp Be-yaz, Sevgi Erdo¤an an›l›rkenyap›lan konuflmada “bu katli-amla emperyalizmin ve iflbir-likçi iktidar›n halka ve dev-rimcilere gözda¤› vermek iste-di¤i” belirtilerek bu gözda¤›nateslim olunmad›¤› vurguland›:“Sinmedik... 12 Temmuz'dan,

17 Nisanlar'a , Buca, Ümrani-

ye , Ulucanlar' a, 19-22 Ara-

l›k'a , F tiplerine ayn› kararl›l›k, fe-

dakarl›kla direndik!”

***

‹ngiltere’nin Baflkenti Lond-ra’da Anadolu Halk Kültür Merke-zi’nde, Haklar ve Özgürlükler Cep-hesi (HÖC) taraf›ndan yaklafl›k 80kiflinin kat›l›m›yla, 12 Temmuz fle-hitleri ve Eyüp Beyaz an›ld›.

Salona “Zalimlerin Hesap Ver-mesi Tarihin Yasas›d›r. Eyüp Be-yazlar Hesap Sormaya Devam Ede-cek” yaz›l› bir pankart›n as›ld›¤›anmada, Türkiye ve dünyada yafla-nan olaylarla ilgili bir video göste-rimi yap›l›rken, flehitlerin özgeç-miflleri okundu, flehitleri anlatanmarfl ve türküler söylendi.

B ‹‹ ZZ EE

ÖLÜ M

YOK

Gebze Hapishanesi DHKP-C

Davas›’ndan kad›n tutsaklar›n ç›-

kard›¤› ‘Cansuyu’ Dergisi’nin Ma-

y›s 2005 say›s›nda yeralan ölüm

orucu direniflçisi Fatma Koyup›nar

ile röportajdan bir bölümü yay›nl›-

yoruz. (Tutsaklar›n dergileri için

Bkz: http://www.halkinsesi-tv.com/

adresinden ‘tutsaklar›n sesi’)

Feda halka sonsuz sevgidir

Cansuyu: Band›n› kufland›¤›n

için Cansuyu olarak tebrik ediyor,

aln›ndan öpüyoruz.

Fatma Koyup›nar: Ben de Can-suyu arac›l›¤›yla bütün yoldafllar›m›Fidan›m›z’›n coflkusuyla s›ms›k›kucakl›yorum. Dünyan›n her yerin-deki yoldafllar›m› çok seviyorum.

Cansuyu: Fidan ile Çanakkale

Hapishanesi’nde birlikteydin. 12.

Ekibin Fidan Kalflen Ekibi oldu¤u-

nu ö¤rendi¤inde neler düflündün?

Fatma Koyup›nar: Gerçektende söylenecek o kadar çok fley varki benim ad›ma. fiehitlerimiz bizimen büyük de¤erimizdir. Bir de tan›-d›¤›n, yaflam› paylaflt›¤›n bir yolda-fl›nsa, elbette ayr› bir yeri oluyor. Kihepimiz bu duygular› yaflam›fl›zd›r.

Fidan! Ekibimizin, Fidan’›nad›yla yürüyece¤ini ö¤rendi¤imdeonur, gurur, mutluluk hemen herduygu kar›flt›. Fidan’›n düflmana na-s›l meydan okudu¤unu, nas›l bir ka-rarl›l›kla, cüretle katillerin karfl›s›naç›kt›¤›n› gördüm. Mutlulu¤unu veheyecan›n› gördüm. Her fley vard›yüzünde; inanç, ba¤l›l›k, coflku,sevgi… Ve benim ad›ma o gündensonra, Fidan mutlulu¤un ad› ve res-mi oldu. Fidan operasyon boyuncayan›bafl›m›zdayd›. Fedas›ndan son-ra direniflçilerin odas›nda sayg› nö-betinde Fidan’a söz vermifltim, “sa-

na lay›k olaca¤›m” diye. Bugünonun ad›yla yürümek nas›l anlat›l›rki, ayr› bir gurur kayna¤›, ayr› birgüç ve onur benim için.

Feda nedir peki? Feda, ölümünesahiplenmektir, halka, vatana olansonsuz sevgidir. Feda, yenilenmek-tir. Düflüncenin, inançlar›n sonsuzadek yaflamas›d›r. Düflman›n çaresiz-li¤idir. Ve de asl›nda düflman›n ye-nilgisidir, ölümüdür Feda. Dünya veülkemiz tarihine bakt›¤›m›zda,halklar›n bilincinde ve yüre¤indeyaflayanlar›n hep zalimin, zulmünkarfl›s›nda direnenler, kendini fedaedenler oldu¤unu görürüz. Prometebir efsane midir sadece, ya da Spar-taküs? Bedreddinler, Pir Sultanlar,Mahirler, Denizler... Alevilik’te ya-flat›lan, sahiplenilen Kerbela kültü-rüdür. 1500 y›ld›r yaflamaktad›r hal-k›n ba¤r›nda, Kerbela ve teslim ol-mayanlar, biat etmeyip, susuzluktanölmeyi, savaflarak ölmeyi tercihedenler. ‹flte Kurtulufl Savafl›, Kara-y›lanlar, fiahin Beyler... Ve iflte Fi-listin, Irak; feda karfl›s›nda emper-yalist katillerin çaresizleflmesi. ‹fltebefl y›ld›r fedalarla süren yürüyüflü-müz. Bugün Parti-Cepheli olarakfeda gelene¤ini Anadolu toprakla-r›nda büyütmenin onurunu yaflat›-yoruz. Bu bizim gücümüz, yenil-mezli¤imizdir, Anadolu’nun, halk-lar›n büyütülen kurtulufl umududur.

Cansuyu: Gebze Hapishane-

si’nde, Selma’n›n ard›ndan yola ç›-

kan ilk yürüyüflçümüzsün...

Fatma Koyup›nar: “B‹Z”, okadar çok ve büyük de¤erlerle doluki, Selmam›z burada gelene¤imizinilki oldu. Bak›rköy’den buraya ge-lene dek benim de sevmedi¤im birhapishaneydi Gebze. Hapishane se-vilir mi; direniflin oldu¤u, daha do¤-rusu bizim oldu¤umuz her yer sevi-

lir! Selma Gebze’nin statükosunuda¤›tt›, solculu¤un, devrimcili¤inne oldu¤unu gösterdi dosta ve düfl-mana. Selma’n›n ard›ndan yola ç›k-mak iflte bu yan›yla da önemli veayr›ca bir sorumluluk, güç kayna¤›.

Öte yandan burada siyasi olaraksadece bayan tutsaklar var›z. Elbet-te ki Parti-Cephe içinde kad›nlar›-m›z›n mücadeleyi omuzlamas› ya-n›yla da destans› bir tarihimiz var.Bafle¤meyen Kad›nlar›m›z... EvetGebze Hapishanesi’nde de biz ka-d›nlar temsil ediyoruz devrimcili¤i,uzlaflmazl›¤›. Statükolara, “denge”ad›na teslimiyetin önünü açanlarakarfl› direnifl bayra¤› ellerimizde.Selmam›z tohum att› Gebze’de. To-hum büyüyecek. Ben de cansuyuolaca¤›m bu tohumu büyütmede.

Faflist yasalara

Faruk cevap verdi

Cansuyu: TCK ve C‹K’e iliflkin

düflüncelerini ö¤renebilir miyiz?

Fatma Koyup›nar: Röportajabafllarken Faruk’un haberini alma-m›flt›k. Bu soruya cevab›m›z› Farukverdi, Fidanca verdi. Serdar ile banaise, cevab› büyütmek düflüyor.

TCK, CMK, C‹K tek bafl›na tut-saklar› teslim almay› hedeflemiyor.Bütün bir halk tecrit alt›na al›n›yor,sald›r› bütün halka yönelik. Ayd›n-lardan sanatç›lara, avukatlardandoktorlara, ö¤rencilerden iflçilereher kesime sald›r›yor. Ve tüm bunla-ra ‘AB’ye uyum, demokratikleflme’k›l›f› giydirerek yap›yorlar. Fafliz-min yasalar› tüm bunlar.

Ancak olmas› gereken bir muha-lefet göremiyoruz. Suskun, köle birhalk yarat›lmaya çal›fl›l›yor bu ya-salarla. Emperyalizmin ufla¤› ikti-dar, islam ad›na zulmün yasalar›n›yap›yor iki yüzlüce.

C‹K ise, 5 y›ld›r bitiremedi¤i,yokedemedi¤i direniflimize, ölümorucuna yönelik özel maddeler ha-z›rlayarak bitirmek istiyor. Nafilebir çaba. Ki bir yan›yla da direnifli-miz karfl›s›ndaki çaresizli¤inin itira-f›d›r. Türkçesi, biz tutsaklar üzerin-deki tecriti daha da koyulaflt›r›p tes-lim al›nmam›za yöneliktir.

22

24 Temmuz 2005 / 10

Fatma Koyup›nar ile Röportaj

‘Ya düflüncelerimizle yaflar›z

ya da ölürüz’

Baflta söyledi¤im gibi, C‹KMeclis Komisyonu’ndan geçerkenverdik cevab›m›z›, Faruk Kad›o¤luyoldafl›m›zla. Zulmün oldu¤u yerdedirenmek temel ve vazgeçilmez birhakt›r. Ve hiçbir yasa, hiçbir uygu-lama direnme hakk›m›z› elimizdenalamaz. Kan›t›m›z Farukumuzdur,119 yoldafl›m›zd›r, Fidan KalflenEkibimiz’dir, s›rada bekleyen yürü-yüflçülerimizdir. Ya düflünceleri-mizle insanca tecritin olmad›¤› ko-flullarda yaflar›z ya da ölürüz!

Devrim için yola ç›kt›k

Cansuyu: Uzun bir hapishane

geçmiflin var, direniflleri yaflad›n...

Fatma Koyup›nar: 1990’danberi 3 y›l d›fl›nda hep tutsakt›m.Anadolu hapishanelerini bir boydanbir boya gezdim desem yeridir.

Biz iktidar› hedefliyoruz, bu ül-kede devrim için yola ç›kt›k. Ve bu-nun için, sosyalizm için savafl›yo-ruz. Halklar›m›z için daha iyi biryaflam, açl›¤›n, yoksullu¤un olma-d›¤› ba¤›ms›z bir ülke istiyoruz. Vebir gün mutlaka Devrimci Halk ‹k-tidar›’n› kuraca¤›z. Sonuçta benimtutsakl›¤›m da ülkemiz ve savaflgerçekli¤imizin bir parças›.

Evet, tüm tarihimizde oldu¤u gi-bi hapishaneler tarihimiz de, dire-nifllerle, ilklerle dolu. Ki bunu bi-zim çizgimizden ayr› görmüyoruz.Hapishaneler mücadelenin önemlibir alan› oldu her zaman. Ve bakt›-¤›m›zda, devlet halka sald›rmadanönce her zaman hapishanelere sal-d›rm›flt›r. Çünkü hapishaneleri tes-lim ald›¤›nda halk› daha kolay tes-lim alaca¤›n› hesaplam›flt›r. Ki, bupolitikas›ndan sonuçlar alm›flt›r. ...Hapishanelerde direnmeyenler, yokolmaya mahkumdur. Mamak’›,1980’leri bu yüzden örnek verdim.Savafl içinde birçok yönteme, takti-¤e baflvurulabilir. Ancak mesele tes-limiyetin dayat›lmas›ysa, bununtakti¤i olmaz. Fiziken yokolma pa-has›na kald›r›lmal›d›r direnifl bayra-¤›. ‹flte tarihimiz; K›z›ldere, ‘84 ÖlümOrucu Direnifli... ‘96, 2000’den berisüren destan›m›z...

Ben de hapishane sürecimde hep

direniflimizin içinde, kahramanl›k-lar›m›z›n tan›¤› oldum. En son Fi-dan’›n, Selmam›z’›n refakatç›s›y-d›m. fiu bir gerçek ki, direniflimizihepimiz yaratt›k, hepimiz direnifliniçinde yeral›yoruz. Ama bir de enönde yürümek var. Her biri vazge-çilmez onlarca yoldafl›m› sonsuzlu-¤a u¤urlad›m. Ve sonunda olmak is-tedi¤im yerdeyim. Umut olmak,devrimcili¤in ad›, baflka nedir ki?‹nanc›n için, halk›n için, idealleriniçin öne at›lmak... dünyadaki enmutlu insanlar en çok say›da insa-n›n mutlulu¤unu isteyen ve bununiçin savaflanlard›r. Mutluyum.

Yoldafllar, sizi seviyorum!

Cansuyu: Ölüm orucu ekipleri

aç›klanmadan hep merak olur, sen

neler hissettin?

Fatma Koyup›nar: Tabii ben demerak ettim can ortaklar›m› ö¤rene-ne dek. Ki Faruk’u ö¤rendikten çokk›sa bir süre sonra da flehitli¤iyleselamlad› bizi. 19-22 Aral›k günle-rinde, Fatma Ersoylar’la, Ayfle Bafl-timur’la yapt›¤›m›z sohbetlerde, Fi-dan’›n direniflçiler içinde feda ey-lemcisi olmak için nas›l öne at›ld›-¤›n›, di¤er direniflçilerimize söz b›-rakmad›¤›n› anlatm›fllard›. O günanlamaya çal›flm›flt›k Ersoylar›m›-z’›n duygular›n›. Bugün Faruk’laayn› duygular› yaflad›m. Söz b›rak-mad› yi¤it yoldafl›m, flimdi dahagüçlü ad›ml›yorum yolumu. Serdarile, tutsakl›¤›m›n ilk y›llar›nda ayn›hapishanede kald›m. Sevindim bir-likte yürüyece¤imizi ö¤rendi¤imde.Biraz “ihtiyarlasa” da, delikanl›d›rbenim tan›d›¤›m Serdar.

Cansuyu arac›l›¤›yla bütün yol-dafllar›ma söyleyece¤im; S‹Z‹ ÇO-OK SEV‹YORUM! Sizlerin yolda-fl› olmaktan onur, gurur duyuyorum.Tan›d›¤›m, tan›mad›¤›m bütün yol-dafllar›m benim bir parçam, ben deonlar›n bir parças›y›m. Bir gün mut-laka zafer halay›nda omuz omuzaolaca¤›m. Yoldafllar›ma lay›k olaca-¤›m diyorum bir kez daha. Ve Fi-dan’›n sözleriyle bitirmek istiyo-rum:

“Oyy, ben size kurban olurum”!

23

24 Temmuz 2005 / 10

Ekibimizin, Fidan’›n ad›yla

yürüyece¤ini ö¤rendi¤imde

onur, gurur, mutluluk

hemen her duygu kar›flt›.

Fidan’›n nas›l meydan

okudu¤unu, nas›l bir

kararl›l›kla, cüretle katil-

lerin karfl›s›na ç›kt›¤›n›

gördüm. Mutlulu¤unu ve

heyecan›n› gördüm. Her

fley vard› yüzünde; inanç,

ba¤l›l›k, coflku, sevgi…

Ve benim ad›ma o günden

sonra, Fidan mutlulu¤un

ad› ve resmi oldu.

‹nanc›n için, halk›n için,

ideallerin için öne

at›lmak... dünyadaki en

mutlu insanlar en çok

say›da insan›n mutlulu-

¤unu isteyen ve bunun

için savaflanlard›r.

Mutluyum.

F Tiplerinde Eyüp Beyaz’›nAd› Yank›land›Ve bu yank› zindanc›lar›

korkuttu. F tiplerinin hücrelerine at-t›klar› tutsaklar›n beyinlerini halateslim alamad›klar›n› gördüler birkez daha. Ve pürtelafl, bildikleri tekfleye baflvurdular; ceza!

Eyüp Beyaz’›n katledildi¤i gün,bütün F tipleri, sloganlarla, marfl-larla yank›land›. Edirne F Tipi Ha-pishanesi’nde “gereksiz olarak

marfl söylemek veya slogan atmak-

tan” tutsaklar hakk›nda soruflturmaaç›ld›. Ayn› nedenden dolay› Kand›-ra F Tipi’nde de soruflturma aç›ld›.

Edirne F Tipi Yüksek Güvenlik-li Kapal› Ceza ‹nfaz Kurumu2005/3779 Say›l›, 04.07.2005 tarih-li soruflturma tebli¤i’nde flöyle deni-yor:

“Hükümlüler: Hac› Demir, Mu-

harrem AVCI, Rasim ÖZDEM‹R,

Tuncay KURTBAfi

Ceza ‹nfaz Kurumumuzda,

01.07.2005 tarih ve saat 20.15-

20.20 aras›nda, F Tipi Cezaevlerini

protesto etmek ve ayn› tarihte Ada-

let Bakanl›¤›’na yap›lan ve baflar›-

s›zl›kla sonuçlanan canl› bomba ey-

lemine destek vermek amac›yla

“Yaflas›n ölüm orucu direniflimiz,iflkenceler bizleri y›ld›ramaz, dev-rim flehitlerinin intikam›n› sorduk-soraca¤›z, yaflas›n devrimci dost-luk-dayan›flma, Yaflas›n önderimizDursun Karatafl, yaflas›n DevrimciHalk Kurtulufl Partisi Cephesi,‘anma etkinliklerimiz sona ermifl-tir, iyi akflamlar’ ibaresi ile Hac›

DEM‹R’in tamamlad›¤› sloganlar›

att›¤›n›z 01.07.2005 tarihli tutanak-

tan anlafl›lm›flt›r.

Yapt›¤›n›z bu eylem ile 5275 Sa-

y›l› Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin

‹nfaz› Hakk›ndaki Kanunun 42.

Madseninin (e) bendinde belirtilen

“Gereksiz olarak marfl söylemek ve-

ya slogan atmak” fiilini iflledi¤iniz

düflünülmektedir. Bu nedenle, hak-

k›n›zda Disiplin soruflturmas›na

bafllanm›flt›r. ... Tebli¤ olunur.”

Kand›ra F Tipi’nden yazan Ümit‹lter mektubunda bu soruflturmayailiflkin flöyle diyor:

“1 Temmuz’da kap› dövmemiz

hakk›nda disiplin soruflturmas› aç›l-

m›fl. Oysa biz vicdan sahibi her in-

san gibi tan›k oldu¤umuz bir kurflu-

na dizmeye tepkimizi en sembolik

biçimde göstermifltik. Ki adlisindenislamc›s›na kadar herkes kat›lm›fl-

t›...”

Keyfi uygulamay›protestoya da CEZA!

Hat›rlanaca¤› gibi, önce-ki hafta, Av. Behiç Aflç› veTaylan Tanay’›n müvekkil-

leriyle görüfltürülmedi¤ini yazm›fl-t›k. Behiç Aflç›’n›n müvekkillerin-den Ercan Kartal, avukat›yla görüfl-türülmedi¤i gibi, bu uygulamay›protesto etti¤i için bir de “sorufltur-maya” u¤ram›fl durumda. Kartal’›nmektubundan aktar›yoruz:

“Elimde epey bir ‘karar’ birikti;Disiplin Kurulu kararlar›, ‹nfaz Ha-kimli¤i kararlar›, Edirne 2. A¤›r Ce-za Mahkemesi kararlar›, Suç Duyu-rusu kararlar›... Yok. Yok!!! Lehte

tek bir karar yok.

5 Haziran günü avukat›m BehiçBey görüflüme gelmiflti. Avukat gö-rüfl odas›na girdim, Behiç Beyayakta... Bana birkaç cümleyle ‘Gö-

rüfl esnas›nda yan›m›zda bir ‘görev-

li personel’oturacak ve görüflmemi-

zi dinleyecekmifl’ diye aç›klad›. Bukoflullarda avukat görüflü yapama-

yaca¤›m›z› belirttik. ... Velhas›l buminvalde 10-15 dakika tart›flt›k...Tart›flmalardan da sonuç alamad›k.Bunun üzerine Behiç Bey müdürlegörüflmek üzere ç›kt›. Ben de, hüc-reme götürülmek üzere al›nd›¤›mda‘Savunma Hakk›m›z Engellene-

mez!’ slogan›n› att›m. 6 Hazirangünü de suç duyurusunda bulun-dum. Ayn› gün idare de disiplin so-ruflturmas› açt›¤›na dair; ‘Avukat

mahallinden ç›kart›lman›z esnas›n-

da ‘savunma hakk›m›z engellene-

mez’ diyerek slogan att›¤›n›z anla-

fl›lm›flt›r. Bu itibarla (falan kanunun

falan maddesi gere¤ince) ‘Gereksizolarak marfl söylemek veya slogan

atmak fiilini iflledi¤iniz tespit edil-

mifltir. Hakk›n›zda disipllin sorufl-

turmas›na bafllanm›flt›r.’ karar›n› ta-raf›ma tebli¤ ettiler.”

24

24 Temmuz 2005 / 10

Hapishanelerde nneler ooluyor? BBilmek HHakk›n›z!

HABERLERTECR‹TTEN

Ac›m›z büyük, öfkemiz daha büyük!Sincan F Tipi Hapishane-si’nden DHKP-C Davas›tutsa¤› Kaan Ünsal, 5

Temmuz tarihli mektubundaMKP’li kardefli Okan Ünsal’›nve yoldafl› Eyüp Beyaz’›n katle-dilmesine iliflkin flöyle yaz›yor:

“21 Haziran tarihli mektubu-

nu ald›m. Bafl›m›z sa¤olsun,

halklar›m›z›n bafl› sa¤olsun.

Kardeflim Okan Ünsal’›, dostla-

r›m›z›, Eyüp’ümüzü ölümsüzlü¤e

u¤urlad›k. Topra¤a düflen her

can›m›z mücadelemizi, gelece¤e

olan inanc›m›z› güçlendiriyor.

Anadolumuzun topraklar› bere-

ketlidir. Ba¤r›na bast›¤›, halk›

u¤runa can veren her kardeflimi-

zin, dostumuzun, yoldafl›m›z›n

yerini onlarcas› ald›, bundan

sonra da farkl› olmayacakt›r.

Zulme, zalime biat etmeden, is-

yan damar›n› yüzy›llard›r canl›

tutan Anadolumuzu özgürlefltirip

flehitlerimizin ideallerini gerçek-

lefltirece¤iz. Ac›m›z büyük, ama

öfkemiz, kinimiz daha da büyük.

Kahramanlar›m›z›n an›s› önünde

sayg›yla e¤iliyorum.”

Ercan Kartal’›n mektubu bu ka-dar. Benzer bir olay da Erzurum H

Tipi’nde yafland›. Görüfle çıkmamacezasını protesto etmek için hapis-hane yönetimine dilekçe veren tu-tuklulara, bu defa da sözkonusu di-lekçelerden dolay›, 2'fler ay görüfleçıkmama ve iletiflim araçlarındanyasaklanma cezası verildi.

Hem tutuklular›n Eyüp Beyaz’›nkatledilmesiyle ilgili protestolar›nayönelik soruflturmada, hem de Er-can Kartal’›n protestosuyla ilgiliaç›lan soruflturmalarda dikkat çekicibir ifade var: “Gereksiz marfl söyle-mek”. Demek ki slogan ve marflla-r›n “gereklileri” de var. Acaba han-gi marfllar “gerekli” kategorisinegidiyor, Adalet Bakanl›¤› aç›klasada kamuoyu bilse... Mesela 10. Y›lmarfl› m›, yoksa Mehter marfl› m›?..

‘Ba¤›ms›z Yarg›’V›zgelir’in ‹mhas›naKarar VerdiVIZ-GEL‹R’in 65, 66, 67,68, 69, 70, 71, 73’ncü say›-

lar›na Ankara II. A¤›r Ceza Mahke-mesi’nce imhas›na karar verildi.

Ankara II. A¤›r Ceza Mahkeme-si, 2005/277 Esas, 2005/277 No’luve 16.06.2005 tarihli Karar›yla “ge-re¤ini düflünmüfl” ve “hükümlülerinitiraz›n›n reddine” karar vermifl.

fiimdi biz soral›m zindanc›larave yarg›ya; tutsakl›k koflullar›ndaüretilen bir mizah dergisine imhakarar› vermek, tutsaklar›n iradesikarfl›s›ndaki acizlik de¤il de nedir?

8 Adet V›z-gelir’i imha ederekmemleketi mi kurtard›n›z? Karika-türleri imha ederek açl›¤›, iflsizli¤iyok mu etmifl oldunuz? Karikatürdüflmanlar›n›n bafl› gö¤e mi erdi?..

Fakat V›z-Gelir okurlar› meraketmesinler. 75. say›s› Halk›n Se-si’nde yine okurlar›na ulaflt›.

Faizler zindanc›lara Adalet Bakanl›¤›, bir yönet-melik daha yay›nlad›. “Hü-kümlü ve Tutuklular›n Ema-

nete Al›nan Kiflisel Paralar›n›n Kul-lan›m›na Dair” bu yönetmeli¤e gö-re, tutuklular›n haftada ne kadar pa-ra harcayabileceklerine bakanl›kkarar verecek.

Üstelik bu keyfilik sadece kantinal›flveriflinin miktar›n› belirlemeylede s›n›rl› de¤il; tutsaklar›n mektup,faks ve telgraf giderleri de bakanl›-¤›n belirledi¤i miktar› aflamayacak.Böylelikle F tipi yönetimleri, tut-saklar›n mektuplar›n› hem adet ola-rak, hem uzunluk olarak s›n›rlaya-bilme konusunda “yasal” bir daya-nak daha bulmufl oldular!

Yine yönetmeli¤e göre, tutuklu-nun eli paraya de¤meyecek. Tu-tukluya gelen para hapishane ema-netine (kasas›na) konulacak, harca-malar kasa defteri kayd› üzerinden

yap›lacak.

Yönetmeli¤in bir di¤er maddesiise, hapishaneleri yönetenlerin“ya¤mac›” yönünü gösteriyor; kizaten ülkemiz hapishanelerinde“zindanc›” yönetim tipinin iki özel-li¤i “rüflvetçili¤i/haraçç›l›¤› ve ifl-

kencecili¤i”dir. Zindanc›, k›sacabunlar demektir. Hapishaneleri ayn›zihniyetle yönetmeye devam edenbakanl›k, haz›rlad›¤› yönetmelikte,tutuklular›n zaten “zorla” emaneteal›nan paralar›n›n faizi de “hibe”

olarak hapishane yönetimine kala-cak. Güya tutuklulardan hapishane-ye giriflte “faiz gelirlerini hibe edipetmeyece¤i konusunda r›zas› istene-cek”mifl; Herkes biliyor ki, devrim-ci tutsaklar›n d›fl›nda hiçbir adlininbuna “hay›r” deme flans› yoktur.

25

24 Temmuz 2005 / 10

Tecritte yaflam’dan bir kesit

Bu sayfada F tipi hapis-hanelerden s›k s›k bask›, ceza, ey-lem haberleri veriyoruz. Peki bun-lar›n d›fl›nda nas›l yafl›yor tutsak-lar. Sincan F Tipi’nden HüseyinÖzaslan’›n, kendisine ayn› soruyusoran bir mektup arkadafl›na 5Temmuz 2005 tarihli mektubundayazd›klar›n›n k›sa bir bölümünüburaya aktar›yoruz.

“Ne yapt›¤›m›z›, nas›l yaflad›-¤›m›z› merak etmiflsin. Burada sa-bah 7.00’de kesin ayakta oluyo-ruz. El-yüz y›kad›ktan sonra, saat7.00’de güne umudun ad›n› hayk›-rarak bafll›yoruz. 7.30’a kadar dakahvalt› vb. derken say›m bafll›-yor. 8.30’a kadar, say›m bitincenormal okuma, yazma program›-m›z bafll›yor. Say›mlar› bir-iki kifliüst katta, bir kifli alt katta durarakveriyoruz. Üst katta duranlar› afla-¤› indirdiklerinden ifl protestoyadönüflüyor. Yukar›dan indirilen ar-kadafllar “bask›lar bizi y›ld›ra-

maz” slogan›n› at›yor. Bu slogan›duyan tüm hücreler an›nda kat›l›p,kap› dövüyor. Sabah akflam iki kez

böyle gürültülü, gardiyan kap›sesleriyle say›m al›n›yor.

Günde, saat sabah 10.00, 13.00ve 16.00’da üç kez tecriti protestoeden, direniflin sloganlar› at›l›pkap›lar dövülüyor. Di¤er saatleri-mizde de normal faaliyetlerimizedevam ediyoruz. Bu ara sosyaliz-mi yazma u¤rafl›yla meflgulüz.Haftada bir kez de ziyarete ç›k›yo-ruz. Yaflam›m›z böyle devam edipgidiyor. Haftada iki gün de mek-tup al›n›p veriliyor. Burada yeniC‹K’e göre, a¤›rlaflt›r›lm›fl müeb-bet cezal›lar›n hücreye al›nmas›d›fl›nda yeni bir farkl›l›k olmad›.Kitaplar›m›z hala verilmedi. “Tü-

zük bekliyoruz” deniliyor.

Bugün görüfl günümüzdü, yeniuygulamadan kaynakl› görüfl ya-pamad›k... Bir haftal›k görüflümüzgasp edilmifl oldu. Anlafl›lan yeniC‹K yasas›nda aleyhimize olanfleyler uygulamaya sokulurken, le-himize olan fleylerin tüzü¤ü henüzgelmemifl oluyor. Zaten farkl› fleyde beklenilmez faflizan yasalar-dan...

Biz de burada düzenli anmala-r›m›z› yap›yoruz. Özel günler d›-fl›nda ayl›k flehitler anmas› biçi-minde sürüyor anma programlar›-m›z...”

26

24 Temmuz 2005 / 10

emek

TELEKOM’un özellefltirilmesi-ne ve tafleronlaflmaya karfl› mücade-le eden iflçiler 19 Temmuz günü ifl-b›rakma eylemi yapt›lar. Eylem bo-yunca ar›za, tamir, bak›m ve ona-r›m, nakil, abone ifllemleri yap›lma-d›. Teflaronlaflt›rman›n oldu¤u yer-lerde tam gün süren eylem, di¤erkentlerde yar›m gün olarak gerçek-lefltirildi.

Türk Haber-‹fl, Haber-Sen, TürkHaber-Sen ve Birlik Haber-Sen ‹s-tanbul fiubeleri üyesi 2 bin emekçi,tam gün iflb›rakarak MecidiyeköyMetrosu’ndan Gayrettepe’ye yürü-dü. “TELEKOM, TÜPRAfi, Erde-mir Vatand›r Sat›lamaz, Katil ABD‹flbirlikçi AKP” yaz›l› pankartlar›naç›ld›¤› eylemde s›k s›k; “HalkaKas›mpaflal› IMF'ye Uflak, GenelGrev Genel Direnifl” sloganlar› at›l-d›. Türk TELEKOM Müdürlü¤üönünde yap›lan aç›klamada, ilk ola-rak Türk-‹fl ad›na Faruk Büyükku-cak konufltu. Erdo¤an’›n, IMF veDünya Bankas›’na karfl› uslu çocukgibi davrand›¤›n›, iflçiye gelincedüflman kesildi¤ini belirten Büyük-kucak’›n ard›ndan Haber-‹fl 1 No'lufiube Baflkan› Levent Dokuyucu,iktidar›n tekelleri korudu¤una dik-kat çekti ve mücadelenin sürece¤inisöyledi. Dokuyucu, TELEKOMflahs›nda süren mücadelenin ba¤›m-s›z, demokratik Türkiye mücadele-si oldu¤una dikkat çekti.

D‹SK Genel-‹fl, Teksif gibi çoksay›da sendika ile HÖC’ün de yerald›¤› siyasi gruplar iflçilere destek

verdiler.

Anadolu yakas›nda Ac›bademKöprüsü ve Küçük Çaml›ca ›fl›kla-r›ndan iki koldan il müdürlü¤üneyürüyen iflçilere Tuzla Tersane iflçi-leri de destek verdi.

Ankara’da da ilçe müdürlükle-rinde kat›l›m›n yüzde yüze yak›n ol-du¤u yar›m gün iflb›rak›ld›. ‹flyeriönlerinde yap›lan aç›klamalarda,“kap›lar›m›z özellefltirmecilere ka-

pal›d›r” denildi.

Ülke genelinde yüksek düzeydekat›l›m›n oldu¤u eylemler; Adana,Eskiflehir, Denizli, Sinop, Kayseri,Salihli, Bursa, Diyarbak›r, Elaz›¤,Antep, Van, Ad›yaman, Dersim,Mersin, Antakya gibi birçok kenttegerçeklefltirilirken, Kocaeli’de ya-r›m gün iflb›rakan iflçiler, AlemdarTELEKOM Müdürlü¤ü’nde toplan-d›lar. KESK’e ba¤l› sendika veDKÖ’lerin destek verdi¤i eylemde,“bunlar›n anlad›¤› tek yol vard›r. Buyol genel grev” denildi. Gebze’deise iflb›rak›larak TELEKOM önün-de eylem yap›ld›.

‹zmir’de ise, yar›m gün iflb›ra-k›ld›. Konak TELEKOM Müdürlü-¤ü önünde toplanan emekçiler,“IMF Defol Bu Memleket Bizim,Özellefltirmeye Hay›r” sloganlar›att›lar.

TELEKOM iflçilerinin eylemle-rine Türk-‹fl, D‹SK, KESK’e ba¤l›sendikalar ile HÖC’ün de yerald›¤›siyasi gruplar›n destek verdiklerigörülürken, PETK‹M ve TÜPRAfi

iflçileri de ifl b›rakarak anlaml› birdayan›flmada bulundular ve birliktedireniflin gereklili¤ine dikkat çekti-ler. ‹flçilere seslenen Petrol-‹fl Ali-a¤a fiube Baflkan› ‹brahim Do¤an-gül, Karfl›yaka’da düzenlenenTELEKOM eylemine kat›lmalar›-n›n nedenini, “TELEKOM’u savun-

mak PETK‹M’i, TÜPRAfi’› savun-

makt›r” sözleriyle anlatt›.

Ankara’da özellefltirmeyle ilgi-li bir baflka eylem de Tüm Bel-Sentaraf›ndan Çankaya ve MamakBelediyesi önünde yap›ld›. Me-murlar yapt›klar› aç›klama ileözellefltirmeleri ve sendikas›zlafl-t›rmay› protesto ettiler. Ankara Te-mel Haklar ile Genel-‹fl’in yeral-d›¤› sendika ve DKÖ’ler taraf›n-dan desteklenen eylemde, “Emek-çiyiz Hakl›y›z Kazanaca¤›z”,“Mamak Belediye Emekçileri Yal-n›z De¤ildir” dövizleri tafl›nd›.

‹zmir’de Socotab iflçileri 12 Temmuz günü eski Sü-merbank önünde bir aç›klama yapt›lar. 150 kiflinin ka-t›ld›¤› eylemde “Zafer Direnen Emekçinin Olacak”

pankart› tafl›nd›. “Direne Direne Kazanaca¤›z, Yaflas›nS›n›f Dayan›flmas›” sloganlar›n›n at›ld›¤› eylemde ya-p›lan aç›klamada, 1 y›ld›r sürdürdükleri mücadele so-nunda k›dem tazminatlar›n› kazand›klar›n› duyuraniflçiler, eylemlerine sloganlarla son verdiler.

Socotab iflçilerinden eylem

iflb›rakan eemekçiler aalanlara çç›karak,TELEKOM’un ssat›fl›yla mmücadelenin bbitme-di¤ini, bbu mmücadelenin bba¤›ms›z, ddemokra-tik TTürkiye mmücadelesi ooldu¤unu hhayk›rd›lar.

TELEKOM’da iflb›rakma

27

24 Temmuz 2005 / 10

Sa¤l›k emekçile-ri, maafl zam farkla-r›n›n ödenmemesini,hükümetin sa¤l›kalan›ndaki politika-lar›n› protesto ey-lemleri 14 Temmuzgünü de sürdü.

SES Aksaray fiu-besi üyeleri Samat-ya Hastanesi Baflhe-kimlik önünde yap-t›klar› eylemde, “‹nsanca Yaflana-

cak Ücret ‹stiyoruz, IMF De¤il

Emekliler Yönetsin, Tafleron De¤il

Kadrolu Eleman Al›ns›n” dövizleritafl›d›lar. “Sa¤l›k Hakt›r Sat›lamaz”

sloganlar› atan emekçiler ad›na ko-nuflan fiükriye Ayd›n, “sa¤l›k emek-

çilerinin maafl› insanca yaflayacak

seviyeye yükseltilmeli, art›fllar

emeklili¤e yans›t›lmal›d›r. Hastay›

'müflteri', sa¤l›k kurumunu ticaret-

haneye dönüfltürmeyi hedefleyen

uygulamalarla sorunlar›n›n çözüle-

meyece¤i aç›kt›r” diye konufltu. Ankara’da Sa¤l›k Bakanl›¤›

önünde biraraya gelen SES üyeleri,hükümetin toplu görüflme mutaba-kat metinlerini hiçe sayd›¤›n› dilegetirdiler. “Döner sermaye de¤il,insanca yaflayacak ücret istiyoruz”diyen emekçiler, sa¤l›k alan›n›n hergeçen gün türlü yöntemlerle ticari-lefltirilmeye çal›fl›ld›¤›na dikkatçektiler. SSK’lar›n devriyle sorun-lar›n bitmeyip, daha da artt›¤›navurgu yap›lan aç›klamada, emekçi-lerin sabr›n›n tükendi¤i vurguland›.

SES ‹zmir fiubesi üyelerinin Bu-ca Seyfi Demirsoy Devlet Hastane-si ve ‹zmir Sa¤l›k Müdürlü¤ü önün-de yapt›klar› eylemlerde de ayn› ta-lepler dile getirilirken, performansagöre ödemenin bölece¤i vurgusuyap›ld› ve “Ticarethane De¤il Has-

tane ‹stiyoruz, Yaflas›n Örgütlü Mü-

cadelemiz” dövizleri tafl›nd›. SES Batman fiubesi üyeleri, Ka-

d›n Do¤um ve Çocuk Hastal›klar›Hastanesi önünde eylem yapar-ken, di¤er kentlerde de sa¤l›kemekçileri hastaneler önünde ey-lemler düzenlediler.

■Sa¤l›k hakt›r sat›lamaz‘Sadaka De¤il Toplu Sözleflme’KESK’e ba¤l› sendikalar, “toplu görüfl-

menin” bir formaliteden baflka bir fley ol-mad›¤›n›n aleni hale geldi¤i, iktidar›n sen-dikalarla görüflmeden maafl zamlar›n› aç›k-lamas›n›, 15 Temmuz günü düzenledi¤i ey-lemlerle protesto ettiler.

Ankara fiubeler Platformu K›z›layYKM önünden Maliye Bakanl›¤›’na yakla-fl›k 100 metrelik maafl bordrolar› ile yürü-yerek “Sadaka De¤il Toplu Sözleflme”,

“Toplu Sözleflme Hakk›m›z Grev Silah›m›z” sloganlar› att›lar. Maliye Ba-kanl›¤› önünde konuflan KESK MYK üyesi Hasan Hay›r, hükümetin, ser-mayenin ve IMF’nin borazanl›¤›nda ›srar etti¤ini belirterek, “hükümet, yüz-

binlerce kamu emekçisiyle alay ediyor. Hakl› ve meflru taleplerimizi duy-

mazdan, görmezden geliyor” dedi. Kamu hizmetlerini piyasalara açan zih-niyetin, emekçileri de ça¤dafl kölelik pazar›na ç›kard›¤›n›n alt›n› çizen Ha-y›r, buna izin vermeyeceklerini dile getirdi.

‹zmir’de eski Sümerbank öünde toplanan emekçiler, “Yüzdelik Zam De-¤il Toplu Sözleflme” slogan› att›lar. Eylemin ard›ndan KESK üyeleri, ‹zmirBüyükflehir Belediyesi önünde toplu sözleflme hakk› için oturma eylemi ya-pan Tüm Bel-Sen'lilere destek ziyaretinde bulundular.

‹stanbul’da da Aksaray Metrosu önünde biraraya gelen emekçiler, zam-lar›n tek yanl› olarak belirlenmesini protesto ettiler. "Sözleflmeli Kölelik ‹s-temiyoruz", "Reform Aldatmacas›na Geçit Yok" dövizlerin aç›ld›¤› eylem-de, "Emekçi Düflman› AKP ‹stifa" slogan› at›ld›. KESK fiubeler Platformuad›na konuflan Nihat Dede, “AKP hükümeti sürekli demokrasiden sözetme-

sine ra¤men, emekçiler sözkonusu oldu¤unda tercihini sermayeden ve

IMF'den yana yap›yor” dedi.

KESK üyeleri ayr›ca ülkenin birçok kentinde meydanlara ç›karak aç›k-lamalar yapt›lar.

KESK'ten Toplu Görüflmelere Boykot

Bu arada, KESK Genel Baflkanı ‹smail Hakkı Tombul, AKP hükümeti-nin, a¤ustos ayında yapılacak toplu görüflmeler öncesinde 3 yıll›k zam oran-larını belirlemesini de¤erlendirerek, “bu anti-demokratik tavrı kabul etmi-yoruz. KESK olarak, grevli toplu ifl sözleflme hakkı verilmesi için toplu gö-rüflmelere katılmayaca¤ız'' dedi. Tombul, ayrıca di¤er konfederasyonlara daboykot ça¤r›s›nda bulundu.

KESK’e ba¤l› Yap› Yol-Senüyeleri, 14 Temmuz günü Bay›n-d›rl›k ve ‹skan Bakanl›¤› önündeücretlerdeki adaletsizlikleri protes-to ettiler. K›z›lay Postanesi’ne yü-rüyerek, hükümete 9 metrekarelikbir mektup gönderen 150 kifli, ma-afl zamlar›n› da “Yüzdelik ZamDe¤il Toplu Sözleflme” slogan›yla

protesto ettiler.

K›z›lay Postanesi önünde kitle-ye seslenen Yap›-Yol Sen GenelBaflkan› Bedri Tekin, 3 Ekim’de 12gün sürecek açl›k grevine bafllaya-caklar›n›, 2-3 günlük iflb›rakma ey-lemleri yapacaklar›n› duyurdu ve“biz kararl›y›z, insanca yaflanacak

ücret için ve ücrette adaletin sa¤-

lanmas› için sonuna kadar müca-

dele etmeye kararl›y›z” dedi.

Yap›-Yol Sen: ‘Kararl›y›z’

28

24 Temmuz 2005 / 10

Mersin Liman›’n›n özellefltiril-mesine karfl› ç›kan Liman-‹fl Sendi-kas› üyesi iflçiler iflyerini terketme-me eylemi yap›yor. fiimdilik 31Temmuz’a kadar sürece¤i duyuru-lan eylemde, iflçiler liman›n A kap›-s›n›n girifline çad›r kurarak buradabekliyorlar.

22 Temmuz ile 4 A¤ustos aras›n-da liman›n peflkefl çekilmesi için ve-rilecek tekliflerin ard›ndan özellefl-tirilecek olan limanda çal›flan Li-man-‹fl üyesi iflçiler, Zonguldak’takimadencilerin 1991 direnifllerini ör-nek ald›klar›n›, gerekirse Mersin’iiflgal edeceklerini söylediler.

Liman-‹fl Mersin fiube Baflkan›

Recep Özbey, bin iflçi ile 200 me-murun çal›flt›¤› liman›n özellefltiril-mesinin amac›n›n sadece ekonomikolmad›¤›n› belirterek, Amerika’n›nOrtado¤u plan›n›n bir parças› oldu-¤unu söyledi.

“Özellefltirme, ekmeksizlik, ifl-sizlik, açl›k ve sefalettir. fiartname-de çal›flan iflçi ya da memurun yar›-n› hakk›nda kesin bir hüküm yok.‹flletici firmaya s›f›r çal›flanla limandevredilecek” diyerek, iflçi k›y›m›-n›n yaflanaca¤›na dikkat çeken Öz-bey, liman›n özellefltirilmesi halinde4 A¤ustos'tan sonra SEKA'da oldu-¤u gibi aileleri ile birlikte liman›terketmeyeceklerini söyledi.

Çelebi: ““AB iiflçilereduyars›z”

Ne Bekliyordunuz?

Sermaye kurulufllar› ile birlik-te, AB Karma Komisyonu’ndakulis faaliyeti yürüten ve sözko-nusu komisyonun baflkanl›¤›n›da yapan, D‹SK Genel Baflkan›Süleyman Çelebi, “Sosyal diya-log” ve “iflçi sa¤l›¤›” gibi baz›sendikal projelerle ilgili görüfl-meler yapmak üzere gitti¤i Al-manya'da, “AB yetkililerinin,Türkiye'deki iflçi s›n›f› ve sendi-kal hareketin örgütlenme sorun-lar›na, di¤er konulardaki kadartitiz yaklaflmad›¤›n›, bu alandaas›l görevin kendilerine düfltü-¤ünü” söyledi. (Cumhuriyet 18Temmuz)

San›r›z “günayd›n!” demekgerekiyor bu söze. “Ben eemper-yalist bbir bbirli¤im, ttekellerin çç›ka-r›n› ssavunurum” diye basbas ba-¤›ran ve Avrupa halklar› taraf›n-dan da bu yüzden anayasas›reddedilen AB, emekçilerin so-runlar›yla niye ilgilensin? Böylebir beklentiye girilmesi gerekti¤i-ni kim söyledi Çelebi’ye? Kendi-leri yaratt›lar bu havay›, kendilerihayal k›r›kl›¤›na u¤ruyorlar.

Ama sanmay›n ki, as›l göre-vin kendilerine düfltü¤ünden, di-renifli ve mücadeleyi kastediyor.Hay›r, yine AB kurumlar› nezdin-de giriflimlerden, AB üzerindebask›y› art›rmaktan (nas›l ola-caksa!) sözediyor Çelebi. Avru-pa’da “ça¤dafl sendikac›l›k” an-lay›fl›n›n tükendi¤i, iflçi haklar›n-da büyük geriye gidifllerin ya-fland›¤› bir süreçte, onlardan“sosyal diyalog” e¤itimi almas›da, “görev”den ne anlad›¤›n›göstermektedir.

Bu vesileyle bir kez dahaD‹SK yönetimi ve Çelebi’ye, buyolun ç›kmaz ve s›n›fa ihanet yo-lu oldu¤unu hat›rlatmak isteriz.Y›ldönümünde, gazete ilanlar›n-da sözü edilen 15-16 Haziranla-r’› yaratman›n ise, bu yoldangeçmedi¤ini hat›rlatmam›za ge-rek var m› bilemiyoruz?

Mersin Liman iflçileri direniflte

Cola iflçilerine sald›r›

Anayasal haklar›n› kullarak sendikalaflt›klar›için iflten at›lan Coca Cola da¤›t›m iflçileri, 20Temmuz’da iflyerini iflgal ettiler. K›sa süredeyaklafl›k 100 iflçiye gaz bombalar› ile sald›ranpolis, emekçileri yakapaça gözalt›na ald›.

Bu eylem öncesinde, 16 Temmuz günü Tak-sim Gezi Park›'nda yapt›klar› eylemle direniflle-

rini sürdürme kararl›l›¤›n› ifade eden iflçiler, halka Coca Cola’y› teflhir edenkonuflmalar yapm›fllard›. “Coca Cola'da ‹flçi K›y›m›na Son Yaflas›n CocaCola Direniflimiz” pankart› açan iflçilere, D‹SK Genel ‹fl 2 No'lu fiube Bafl-kan› Mehmet Karagöz de destek verirken, Nakliyat ‹fl Genel Baflkan› Ali R›-za Küçükosmano¤lu “mücadelemiz özünde emperyalizme karfl› verilen bir

mücadeledir. Mücadelemizi militanca sürdürece¤iz" dedi. Aç›klaman›n ar-d›ndan sloganlarla Galatasaray Lisesi'nin kadar yürüyen iflçiler, halka CocaCola'n›n gerçek yüzünü teflhir eden bildiriler da¤›tt›lar.

Tarsus gibi küçük bir ilçede vesadece tekstil sektöründe iflten at›-lan iflçilerin say›s›, oligarflik düze-nin iflçi k›y›m› konusundaki perva-s›zl›¤›n›n çarp›c› bir örne¤i. 2 y›liçinde 4 bin tekstil iflçisinin iflineson verildi.

Teksif Sendikas› Tarsus fiubeBaflkan› Necdet ‹nand›o¤lu, 20 binkiflilik tekstil ailesinin periflan hal-de oldu¤unu belirterek, son 2 y›ldaÇukurova ‹plik ve Dokuma Sana-yii'nden bin 300, Yidafl Fabrika-

s›'ndan 600, Berdan 1 Fabrika-s›'ndan 600, Koniteks'ten 250, Ç›-nar Tekstil'den 300 ve küçük teks-til iflletmeleri de dahil olmak üzeretoplam 4 bin tekstil iflçisinin ifltenç›kar›ld›¤›n› dile getirdi.

Bu arada, Çukurova Holding’eba¤l› iplik ve dokuma fabrikas›Çukurova Sanayi ‹flletmeleri Fab-rikas›’n›n faaliyetini durdurmas›sonras›nda, 18 ayd›r k›dem tazmi-natlar›n› ve biriken ücret ile ikra-miyelerini alamayan iflçiler, ilçehalk›n›n da kat›l›m› ile 20 Temmuzgünü miting düzenlediler.

‘2 y›lda 4 bin iflçi at›ld›’

BES Genel Merkez YönetimKurulu Üyesi ve Devrimci MemurHareketi'nden Abidin SIRMA ile,BES yönetimi hakk›nda aç›lan so-ruflturma üzerine görüfltük.

BES'e karfl› böyle bir sorufltur-

ma aç›lm›fl olmas›n› nas›l de¤erlen-

diriyorsunuz?

Abidin SIRMA: fiafl›rt›c› birdurum de¤ildir. Sisteme muhaliftüm kesimlere bu tür soruflturmalaraç›lm›flt›r ve devam edecektir. Sö-mürge tipi faflizmin devlet biçimioldu¤u ülkemizde; tek tip insan, tektip sendika, k›sacas› tek tip toplumve yaflam isteniyor. Bundan kay-nakl› olarak da halk muhalefeti "ABve ABD" standartlar›na çekilmek is-teniyor.

Bildi¤iniz gibi BES, sisteminönemli kurumlar›nda örgütlenmifl,mücadeleci bir sendika. Bir sendi-kan›n misyonunu yerine getirmesi,üyelerinin, hedef kitlesinin ülkeninve halk›n ç›karlar› için mücadele et-mesidir. Sömürü alan›n› daralt›p ik-tidar›n gerçek yüzünü ortaya koy-mas›d›r. BES, Gelir ‹daresi Yasa Ta-sar›s› baflta olmak üzere, IMF'nintüm sald›r› yasalar›na karfl› Ocak2005'ten bu yana ciddi bir mücade-le program› ortaya koymufl, ‹stan-bul-Ankara yürüyüflü, uzun süreli iflb›rakma eylemleri yaparak iktidar›ngerçek yüzünü kamuoyuna anlat-maya çal›flm›flt›r. Gelir ‹daresi'ninIMF ve ABD'nin talimatlar›yla ye-niden yap›land›r›lmas›na ve binler-ce maliye emekçisinin tasfiye edil-mesine, Türkiye gelirlerine IMF ta-raf›ndan el konulmas›na karfl› yak-lafl›k 3 ay eylemler yapm›flt›r. Ç›-kart›lan Gelir ‹daresi Yasas›, özü iti-bariyle Duyun-i Umumiye'nin te-flekkül ettirilmesidir. Bu yasaylaIMF ve ABD Türkiye gelirlerinido¤rudan kontrol alt›na almak, IMFborçlar›n› en k›sa yoldan tahsil et-mek istemektedir. BES bu mandac›-l›k yasalar›na karfl› ç›kt›¤› için he-def haline getirilmifltir.

Ülkemizde uygulanan vergi sis-temi; az kazanandan çok, çok kaza-nandan az vergi alan, toplad›¤› ver-gi gelirlerini iç ve d›fl sermayeye sü-rekli kaynak olarak aktaran bir sis-temdir. Bir ülkedeki sistemin niteli-¤ini, o ülkede uygulanan vergi poli-tikalar› belirler. BES siyasi iktidar›nbu niteli¤ini ortaya koydu¤u için,temel hak ve özgürlükler mücadele-sinde ›srarl› ve direngen bir çizgiortaya koydu¤u için hedef halinegelmifltir.

Tüzü¤ündeki, üyelerinin ana dil-lerini kullan›r, maddesi yaln›zca birbahanedir. Buradaki temel amaç

KESK'in en direngen ve mücade-

leci sendikas›n› ifllemez hale getir-

mek, süreç içinde tasfiye etmektir.

Soruflturma aç›lmas›nda E¤itim-

Sen Kongresi’nde tüzük de¤iflikli¤i

karar› al›narak geri ad›m at›lmas›

bir rol oynad› m›?

Abidin SIRMA: Bugün emek-çilere, yoksul halk kitlelerine yönel-tilmifl büyük bir sald›r› dalgas› ilekarfl› karfl›yay›z. Kazan›lm›fl haklaryokedilmek isteniyor. Gecekonduy›k›mlar›, özellefltirmeler, fabrikakapatmalar, iflten atmalar, sald›r›yasalar›, tar›ma darbeler, ya¤mala-nan araziler... ‹ktidar tüm bunlar›nüstünü örtmek için suni gündemleryaratmaktad›r.

Tüm bunlar olurken bu ülke-

de; sendikalar, konfederasyonlar,

meslek örgütleri, çeflitli dernekler

nerede, ne yapmakta, hangi mü-

cadele programlar› ç›kartm›fllar-

d›r? As›l sorun burada bafllamakta.Sald›r› tüm h›z›yla sürerken "a¤la-yan, s›zlayan, yalvaran" bir EmekPlatformu’yla karfl› karfl›yay›z. Ge-nel grev karar› al›yor, grev günü or-tada kimse yok, bas›n aç›klamas›yap›yor 30-40 kifli. Emek Platfor-mu, konfederasyonlar, sendikalar,meslek örgütleri, "a¤lama, s›zlama"faaliyetinden baflka bir tutum almakistemiyorlar. Bu yaklafl›m bilinçlive iflbirlikçi bir tutumdur.

E ¤ i t i m -Sen'de sergi-lenen tutumda budur iflte.E ¤ i t i m - S e ny ö n e t i m i n ioluflturan re-formist blok,faflizmin da-yatmas›na karfl› mücadele etme ye-rine teslim olmay› tercih etmifltir.Bu da reformizmin genel ve do¤alkarakteridir. E¤itim-Sen direngenve ›srarl› bir mücadele yürütseydi,bu durum de¤iflirdi. E¤itim-Sen'ingeri ad›m› egemenlere güç verdi.

BES Merkez Yönetimi ve flube

yönetimlerinde soruflturmaya karfl›

bir tav›r, e¤ilim belirlendi mi?

Abidin SIRMA: BES hakk›ndaaç›lan dava daha soruflturma aflama-s›ndad›r. Yöneticilerin ifadelerial›nd›ktan sonra dava aç›l›p aç›lma-yaca¤›na karar verilecektir. BESolarak yetkili organlar›m›z› toplay›pdurumu de¤erlendirece¤iz.

Devrimci Memur Hareketi’nin

bu konuda tavr› ne olacak?

Abidin SIRMA: DMH temelhak ve özgürlüklere yöneltilmifl bü-tün sald›r›lara karfl› direndi¤i gibibuna da direnecektir. Kazanman›nyolu geri ad›m atmak de¤il, diren-mek ve mücadele etmektir.

BES'te de E¤itim-Sen'de yafla-

nanlar›n olmamas› için neler yap›l-

mal›?

Abidin SIRMA: Emekçilerinhak ve ç›karlar›n› korumak, gelifltir-mek, yeni kazan›mlar elde etmekiçin mücadele etmek ve direnmek;tarihin bize yükledi¤i misyondur.Kendi misyonuna uygun davranma-yan kurumlar tarihin çöplü¤üne gö-mülmüfltür. BES olarak bize dayat›-lan statükoya teslim olmayaca¤›z.Sendikam›zdaki dinamiklerle du-rum de¤erlendirmesi yaparak yolu-muza devam edece¤iz.

29

24 Temmuz 2005 / 10

S›rma: BES olarak statükoya direnece¤iz

Abidin SIRMA

BES Genel Merkez

Yönetim Kurulu Üyesi

30

24 Temmuz 2005 / 10

Hapishanelere yönelik 19 Aral›k2000'de düzenlenen katliam operas-yonunda, Ümraniye Hapishane-si'nde katliama direnen tutsaklarhakk›nda aç›lan davan›n görülmesi-ne 15 Temmuz günü devam edildi.

Tutsaklar›n “adam öldürme,adam yaralama, isyan, kamu mal›nazarar verme” iddias›yla yarg›land›¤›Üsküdar 1. A¤›r Ceza Mahkeme-si'ndeki duruflmaya, tutuksuz “sa-n›klar” Ali Tafl, Engin Çoban, M›z-rap Atefl, Orhan Da¤delen, HatunPolat, ‹lhan Pirgaip, Adem Kava-so¤lu, Nesimi Yalç›n ve Erol Çelik-ten ile avukatlar› Behiç Aflç›, Naci-ye Demir ve Sevim Akar kat›ld›lar.

Eski tutsaklar, isyan ç›karmad›k-lar›n›, kendilerine gaz bombalar›,kurflunlar ile sald›ran devlet güçleri-nin katliam yapt›klar›n› dile getirdi-ler. Operasyonda yararlanan M›zrap

Atefl, katliam operasyonunda yara-land›klar›n› ve yaral› halde hastane-ye götürüldüklerinde, doktorlar›nkendilerini yataklara zincirlendi¤iniifade ederek, “hipokrat yemini edendoktorlar güvenlik güçleriyle iflbir-li¤i yaparak bize sald›rd›. Yata¤azincirlendik. Bu nedenle Adalet Ba-kanl›¤› ve devletin di¤er birimlerin-den flikayetçiyiz” diye konufltu.

Behiç Aflç›, tutsaklar›n tahliyesi-ni isterken, 19 Aral›k'taki operasyo-nun ayn› gece 20 hapishanede ya-p›ld›¤›n› hat›rlatt› ve flöyle dedi:

“De¤iflik türde ve binlerce bom-

ba kullan›ld›. Bu operasyonlarda

özel timlerin ve özel olarak haz›rla-

nan bombalar›n kullan›ld›¤› tespit

edilmifltir. Operasyon an›ndaki rüt-

belilerin telefon ve telsiz konuflma-

lar›n›n dökümanlar›n›n getirilmesi-

ni talep ediyoruz”.

Katliam› aklama amaçl› bütündavalarda oldu¤u gibi, avukatlar›nberaat talebi kabul edilmezken; du-ruflma 12 Aral›k tarihine ertelendi.

TAYAD’l› Aileler, duruflma son-ras› Üsküdar Adliyesi önünde yap-t›klar› aç›klamada, “Ümraniye Ha-pishanesi Katliamc›lar› Yarg›lan-s›n” yaz›l› pankart açt›lar. Aç›kla-mada konuflan Fahrettin Keskin,“bu ülkede hukukun nas›l iflledi¤ini

biliyoruz. Demokratik taleplerle di-

renenlere sald›r, katlet, sonra kurtu-

lanlara dava aç. ‹flte Türkiye huku-

ku. Bizler katliamc›lar›n derhal yar-

g›lanmas›n› istiyoruz” dedi.

Aç›klama s›ras›nda s›k s›k ‘Ada-let ‹stiyoruz’ slogan› at›ld›.

Ümraniye Katliam Davas›: Katlet! Dava Aç

‹flte Türkiye Hukuku!

Dersim'de J‹TEM Terörüne ProtestoDersim'de J‹TEM terörünü ve artan bask›lar› protestolar sü-

rüyor. OHAL uygulamalar›n›n “terör” bahanesi ile fiili olaraksürdürüldü¤ü kentte, Ovac›k’ta Bülent Y›lmaz’›n J‹TEM tara-f›ndan kaç›r›larak iflkence yap›lmas›, tehdit edilmesi, terörünvard›¤› boyutu gösteren son örnek olmufltu.

Dersim’de 13 Temmuz’da Ovac›k ‹lçe merkezinde düzenle-nen aç›klama ile kaç›rma olay› protesto edildi. Murat Kur’unokudu¤u aç›klamada, Y›lmaz’›n nas›l kaç›r›ld›¤› hat›rlat›larak,kaç›ran kiflilerin “Engin Yerlikaya, Taylan Soylu ve taksicinin

sonu da seninki gibi olacak” tehditlerinde bulunduklar› belirtil-di. HÖC ve DHP’nin de yer ald›¤› aç›klamada, Bülent Y›lmaz’›nolaya iliflkin suç duyurusunda bulundu¤u dile getirildi. Aç›kla-mada “Bask›lar Bizi Y›ld›ramaz” slogan› at›ld›.

Susurlukçu A¤ar’a ÖfkeArtvin’in Hopa ilçesine giden DYP Genel

Baflkan› Mehmet A¤ar'›n otobüsüne, Hopa ç›k›-fl›nda yumurtal› protesto eylemi yap›ld›.

‹lçede yapt›¤› görüflmelerin ard›ndan A¤arve beraberindekiler ilçeyi terketmek üzere saat19.00’da parti otobüsüyle yola ç›kt›lar. A¤ar’›notobüsüne, Hopa ç›k›fl›nda 15 kiflilik bir gruptaraf›ndan boyal› yumurta ve kola flifleleri at›ld›.

Protesto eyleminin ard›ndan otobüs içindepanik yafland›. Ne oldu¤unu anlayamayan A¤arve ekibinin bulundu¤u otobüs, olay›n ard›ndanh›zla bölgeyi terketti.

1 May›s Tutsaklar›na Tahliye

15 ESP’linin ard›ndan, 2005 1 May›s’›na kat›ld›klar› ve “yasad›-fl› slogan att›klar›” gerekçesiyle tutuklanan Bursa Temel Haklar üye-si 10 kifli, 14 Temmuz günü itiraz dilekçesi sonucu, tutulduklar›Gebze Hapishanesi’nden serbest b›rak›ld›lar.

23 May›s’ta gözalt›na al›nan, Bursa Temel Haklar üyesi 14 kifli-den 10’u, “1 May›s’ta yasad›fl› slogan atmak” iddias› ile tutuklan-m›fllard›. Ayn› süreçte 15 ESP’li, 1 DEHAP’l› ve bir ‹flçi Köylü oku-ru daha tutuklanarak, 1 May›s’a yönelik sald›r› sürmüfltü. Bursa’da-ki DKÖ’ler çeflitli eylemlerle hukuksuzlu¤u protesto etmifllerdi.

Bursa 11 MMay›s 22005

Okurlar›m›za merhaba. Bugün-kü sohbetimizde e¤itim konusunuele alaca¤›z. Tabii esas olarak kendie¤itimimizi. Yani “düzenin e¤itimsistemi” de¤il konumuz, kendi e¤i-tim sistemimiz.

Üçümüz de, hapishanede olsun,d›flar›da olsun say›s›z e¤itim çal›fl-mas›na kat›ld›k. Halen de bulundu-¤umuz yerde bu çal›flmay› yapmayadevam ediyoruz. Bu anlamda busohbetimize ayr› bir konuk da davetetmedik.

Sohbetimizde e¤itim çal›flmas›neye hizmet etmeli, nas›l yap›lma-

l› gibi en temel sorunlar› tart›flaca-¤›z. Çok yeni, çok orjinal fleylersöylemeyece¤iz belki. Zaten bir aç›-dan bak›ld›¤›nda kuflku yok ki, bun-lar herkesin hemen cevaplayabile-ce¤i sorulard›r. Ancak buna ra¤mene¤itim çal›flmalar›n›n her iki nokta-da da aksad›¤› bir gerçektir. Meseleflu ki; niye yapmal›y›z, nas›l yap-

mal›y›z sorular›n›n cevab› aç›k ol-mas›na karfl›n, bir noktadan sonra,e¤itim çal›flmalar›nda amaç ve he-

def gözden kaybolabiliyor. Bazenbu cevaplar› bilmemize ra¤men,e¤itimde ›srarl› olunmuyor. Bazenise, e¤itim çal›flmas›n› yapm›fl ol-mak “amaç” haline dönüflüyor; ha-z›rl›ks›z, motivasyonsuz illaki yap-m›fl olmak için yap›lan çal›flmalargündeme geliyor ki bu da bizi iler-letmiyor.

Konuyu mümkün oldu¤uncamaddelefltirerek ele alal›m diyorum.Bu anlamda mesela, önce, “e¤itim

çal›flmalar›m›zdaki ana sorunlar

nedir?” diye bafllayal›m. Özlem al›-yor ilk sözü:

Özlem: Ben öncelikle bu ko-nudaki genel tablodan baz› örneklervermek istiyorum. Hani, binalarda“Yang›nda ilk kurtar›lacak” etiket-leri as›l›d›r. Ne yaz›k ki bizde “yan-g›nda ilk kurtar›lacak”lar aras›ndae¤itimimiz yok. Tersine pratik birazyo¤unlaflt›¤›nda, ifller biraz aksad›-¤›nda, e¤itim, “ilk terkedilecekler”

kategorisindedir. Bu anlay›fl›n sonu-cunda e¤itim çal›flmalar› s›k s›k ak-sar, ertelenir, iptal edilir, aylarca ya-p›lmaz, sonra sil bafltan yap›l›r amaanlay›fl de¤iflmemiflse zaten k›sa sü-rede bir “engel” yine ç›kar ve yinebir süre sonra sil bafltan k›s›r döngü-sü...

Baflka bir deyiflle, “‹ki elimizkanda da olsa” sürdürece¤iz den-mez. Oysa hem mecazi anlamda,hem gerçek anlamda hep “iki elimizkanda” olacakt›r bu mücadelede.

Bir baflka örnek; diyelim bir ar-kadafl›m›z›n ifli ç›kt›, o gün e¤itimçal›flmas›na kat›lam›yor,“hadi yine

kurtard›n” sözünü duyar›z mesela.Ac› ama gerçek. O gün baflka biriflimiz ç›kmas›na adeta seviniriz.

Bu örneklerden hareketle, bentemel olarak flu iki sorunu görüyo-rum:

1) E¤itim faaliyetinin süreklili-¤ini sa¤layamamak,

2) E¤itim çal›flmalar›n›n s›k›c›veya verimsiz olmas›, dolay›s›yla,birçok alanda insanlar›m›z›n bu ça-l›flmalara çok da istekli olmamas›.

3) E¤itim çal›flmalar›nda, gerek-li mekanlar›, gerekli zaman› ve ça-l›flman›n gerektirdi¤i disiplini sa¤-layamamak.

Kemal: Peki suç kimde?.. E¤i-tim çal›flmas›na kat›lmayaca¤› içinsevinen arkadaflta m› sadece?

Mazlum: Sadece o arkadafl›suçlamak, san›r›m kolayc› bir aç›k-lama olur. Onun yerine flu soruyutart›flmak daha çözümleyici olacak-t›r: Biz nas›l bir e¤itim çal›flmas›yap›yoruz ki, insanlar s›k›l›yor, ka-t›lmak istemiyor? Oysa, yeni birfleyler ö¤renmek, herkes için birmutluluktur, ö¤rendi¤i yeni fleylerihalka tafl›mak ek bir motivasyon ve-rir herkese. Devrimci olman›n pra-tik anlam›n›, rolünü bunu yaparkendaha somut anlar.

Buradan hareketle, Özlem’insayd›¤› üç maddeye de ben flunlar›eklemeliyiz diyorum:

4) E¤itim çal›flmalar›n› klasikkal›plardan ç›karamamak, ö¤renmezevkini hissettirecek bir tarz geliflti-rememek.

5) Ö¤rendiklerimizi halka tafl›-yamamak da bir baflka sorun. Herne hikmetse, bu çal›flmalardan hal-ka aktarabilece¤imiz çok fazla fleyç›km›yor. Yani bizim çal›flmalar›m›-za do¤rudan katk›s› zay›f kal›yor.

Kemal: Evet, ikinizin sayd›k-lar› da bugün e¤itim çal›flmalar›ndakarfl›m›za ç›kan sorunlard›r. Ancakfluna dikkat çekmek isterim, bunlarbiraz da sonuçlard›r. Biz “sebepler”üzerine yo¤unlaflal›m. Hangi sebep-lerden dolay› bu sonuçlar ortaya ç›-k›yor? Bu anlamda ben derim ki,iflin temelindeki soruyu ele alarakdevam edelim tart›flmam›za: Bir

e¤itim çal›flmas›n›n amac› nedir?

K›saca, bir tan›m ortaya koymakaç›s›ndan flöyle özetleyebiliriz bu-nu: E¤itim çal›flmas›n›n amac›, dün-yay› ve ülkesini anlayabilen, gelifl-meleri aç›klayabilen, bulundu¤ualanda asgari düzeyde örgütlenmeve propaganda çal›flmas› yapabilen,prati¤i örgütleyebilen, devrimcikültürü kavram›fl ve benimsemifl,devrimci yaflam tarz›na sahip insan-lar yaratmakt›r.

31

24 Temmuz 2005 / 10

hayat›niçindeki teori

E¤itim-1

E¤itim, nneye hhizmet etmeli nnas›l yyap›lmal›?

¤itim çal›flmas›n›n amac›, dünyay› ve ülkesini anlayabilen, geliflmeleriaç›klayabilen, bulundu¤u alandaasgari düzeyde örgütlenme vepropaganda çal›flmas› yapabilen,prati¤i örgütleyebilen, devrimcikültürü kavram›fl ve benimsemifl,devrimci yaflam tarz›na sahipinsanlar yaratmakt›r.

E

E¤itim faaliyetinin ideolojik, ör-gütsel, kurumsal boyutlar› ayr› ayr›da ele al›nabilir; ancak her halükar-da devrimci kültüre ve yaflam tar-

z›na sahip insanlar› yaratmak,

e¤itim faaliyetinin ilk ve esas ama-c›d›r. Baflka bir deyiflle, e¤itim ka-zand›rd›¤› teorik ve pratik bilgiyle,birikimle, kültürle, al›flkanl›klarla,yaflam tarz›yla insanlara yeni bir

kimlik kazand›rmakt›r. Evet, ger-çekte e¤itim çal›flmas›yla biz ken-

dimizi, beynimizi, yüre¤imizi,

her fleyimizi de¤ifltirmifl oluyoruz.

En baflta konuyu açarken iflaretetmifltim; niye e¤itim yapmal›y›zsorusunun cevab› çok aç›k olmas›nara¤men, bazen, bu amac› gözdenkaç›rabiliyoruz. ‹flte iflaret etti¤imbu noktada en s›k gözden kaç›r›lannoktalar›n bafl›nda gelir.

Bu anlamda biz bir e¤itim faali-yetinin baflar›l› olup olmad›¤›n›, ofaaliyetin bir parças› olan insanlar›nekonomi politi¤i ne kadar ö¤rendik-leriyle, prati¤e iliflkin ne kadar bilgiedindikleriyle ölçemeyiz. Bu bafla-r›n›n en küçük ölçülerinden biri ola-bilir. E¤itim çal›flmalar› yap›lmas›-na ra¤men çal›flmaya kat›lan insan-larda hiçbir de¤ifliklik görülmüyor-sa, o e¤itim çal›flmas›n›n “baflar›-s›z” say›lmas› gerekti¤ine dair ayr›-ca bir göstergeye ihtiyac›m›z yok-tur.

Küba’n›n Ulusal E¤itim veKültür Kongresi Bildirisi’nde flusözler yeral›r. “E¤itimin baflta ge-

len görevi, öyle bir insan, öyle birhalk yaratmak olmal›d›r ki, bu ye-

ni insan, bu yeni halk, bir yandan

geçmiflin kal›nt›lar›n› üstünden

silkip atarken, bir yandan da yük-

sek bireysel ve toplumsal yaflam

koflullar›n› bilinçli bir flekilde ya-

ratma yetisine sahip olsun.”

Evet, özeti bu; o e¤itime bafllad›-

¤› noktadan itibaren bambaflka birinsan yaratmak. E¤itim faaliyetimi-zin amac› budur. Bir sürü teorik ko-nuyu, bir sürü de pratik bilgiyi ö¤-renmifliz ama kendimizde, yaflamtarz›m›zda, al›flkanl›klar›m›zda, ilifl-kilerimizde, inanc›m›zda, coflku-muzda hiçbir de¤ifliklik meydanagelmemiflse, hay›r, o bizim istedi¤i-miz türde bir e¤itim çal›flmas› olma-m›flt›r. O faaliyet boyunca her neö¤renmiflsek, onlar kuru, soyut, te-orik bilgi olarak kalm›fl demektir.

Özlem: Peki o zaman e¤itimçal›flmalar›n›n konular›n› nas›l fle-killendirmeliyiz?

Kemal: Elbette sohbetimizinileriki bölümlerinde ona da ayr›cagelece¤iz. Ama flimdilik flunu söy-leyelim; e¤itim çal›flmas›n›n konu-lar›n› belirlemek elbette önemlidirama sözünü etti¤im amaç aç›s›ndantek bafl›na belirleyici olan konularde¤ildir.

Klasik bir e¤itim çal›flmas› prog-ram› vard›r; toplumlardan bafllar,ekonomi politik, felsefe, diyalektik,tarihsel materyalizm, sosyalizm, ül-kemizin sosyo-ekonomik yap›s›,devrim modelleri ve strateji... vb.diye devam eder. Böyle klasik birprogram› tercih etmeyece¤iz. Çokdaha canl›, güncel konu bafll›klar›alt›nda bunlar› da içeren bir progra-m›m›z olmal›. Ama burada konularmeselesini ayr›nt›land›rmadan tar-t›flmam›z gereken bir baflka yan var.O da “e¤itim faaliyeti”nden ne anla-d›¤›m›zd›r. Özlem’in sordu¤u soru,bende sanki bu faaliyeti “dar” birkal›p içinde ald›¤› kan›s›n› uyand›r-d›. Bu noktada “e¤itim nas›l yap›l-

mal›d›r?” sorusuna geçmeliyiz.

E¤itim faaliyeti, “periyodik e¤i-tim toplant›lar›ndan” ibaret de¤ildir.E¤itimi haftada, on günde bir yap›-lan bu çal›flmalara indirgemek, bafl-tan en büyük yanl›fl› yapmak de-mektir. “E¤itimi nas›l yapmal›y›z?”sorusuna iliflkin belirtmemiz gere-ken en önemli nokta budur. E¤itimfaaliyetini haftada bir yap›lan çal›fl-mayla s›n›rlamak, “e¤itimi nas›lyapmal›y›z?”›n de¤il, “e¤itimi na-

s›l yapmamal›y›z?”›n cevab›d›r. Operiyodik çal›flmay› disiplinli, istik-rarl› bir biçimde sürdürsek bile, e¤i-tim asla onunla s›n›rlanamaz.

Özlem’in “e¤itimin amac›, yeni

bir insan yaratmakt›r” sözlerimüzerine hemen “konu bafll›klar›n›”sormas› da asl›nda e¤itimi böylehaftal›k toplant›lar fleklinde alg›la-man›n bir sonucudur.

Meseleye sadece haftal›k e¤itimçal›flmalar› gibi bir kal›b›n içindenbakarsak, tabii ki, “e¤itimin amac›

yeni bir insan yaratmakt›r” dedi¤i-mizde, o zaman akla flu gelir: De-mek ki e¤itim çal›flmalar›m›z›n ko-nular› da, ücret, art›-de¤er, sömürü,diyalektik gibi “teorik” konular de-¤il, mesela, devrimci kültür, dev-rimci ahlak, yoldafll›k iliflkileri,elefltiri-özelefltiri gibi konular olma-l›d›r.

Hay›r, bu mekanik ele al›flt›r. Bi-rincisi, bu konu bafll›klar› birbirininalternatifi de¤illerdir. Bizim e¤itimfaaliyetimiz bu konu bafll›klar›n›ntümünü içermelidir.

Dedi¤im gibi tek bafl›na belirle-yici olan konular de¤ildir; hangi ko-nuyu iflliyor olursak olal›m, e¤itimfaaliyetini bir bütün olarak nas›l vehangi hedefle yürüttü¤ümüzdür be-lirleyici olan.

Mazlum: San›r›m e¤itime ilifl-kin birçok yaz› ve konuflmada üze-rinde durulan flu noktaya geliyoruz:E¤itim, günün her saatine, haya-

t›n her alan›na ve tüm faaliyetle-

rimizin içine yay›lmas› gereken

bir faaliyettir.

Zaten e¤itim faaliyetinin amac›-n› baflta koydu¤umuz flekilde ele al-d›¤›m›zda, onun haftada onbeflgünde iki saat oturup bir konuyuokuyup tart›flmakla s›n›rlanmayaca-¤› kendili¤inden ortaya ç›kar. Dev-rimci bir faaliyetin ve yaflam›n için-de oldu¤umuz her an›, ayn› zaman-da e¤itim çal›flmas› içindeymifliz gi-bi ele almak durumunday›z.

Bu bizim aç›m›zdan hem politik,hem pratik bir zorunluluktur. Politikaç›dan zorunludur: Çünkü biz e¤i-tim faaliyetinden kuru teoriyi ö¤-

32

24 Temmuz 2005 / 10

¤itim faaliyetinin ideolojik, örgütsel, kurum-sal boyutlar› ayr› ayr› da ele al›nabilir; ancakher halükarda devrimci kültüre ve yaflamtarz›na sahip insanlar› yaratmak, e¤itimfaaliyetinin ilk ve esas amac›d›r... E¤itim,insanlara yeni bir kimlik kazand›rmakt›r.

E

renmeyi de¤il, insan› yeniden yarat-may› anl›yoruz. Pratik aç›dan zo-runluluktur; çünkü oligarflinin bas-k›lar›, birçok pratik ifle yetiflmek du-rumunda oldu¤umuz koflullarda,e¤itim için ideal zaman ve mekankoflullar› bulamayaca¤›m›z› bafltanbilmeli, e¤itimin biçimini, içeri¤ini,program›n› buna göre yapmal›y›z.

fiu veya bu nedenle birden fazlainsan›m›z›n birlikte oldu¤u her or-tam, her ifl, her eylem, bizim birbiri-mizi e¤itmemiz, çeflitli konular› elealmam›z için bir zemin yarat›r.

O alan›n yöneticileri yani e¤it-mekle en baflta sorumlu olanlar, oalandaki insanlarla iflin, toplant›la-r›n d›fl›nda birlikte olma imkanlar›yaratmak ve e¤itim faaliyetini o or-tamlarda da sürdürmek durumunda-d›rlar. Bu, bir iflçi, memur arkadafl›nevine ziyarete gitmek, ö¤rencilerinevinde yaflam› birlikte paylaflmak,bir çay bahçesinde, bir piknikte bir-araya gelmek gibi çok çeflitli flekil-lerde olabilir. Bir yönetici, alan›n-daki insanlar› sadece “e¤itim çal›fl-malar›”nda e¤itiyor ve onun d›fl›n-daki iliflkilerinde kuru bir flekildesadece “ifl” konufluyor veya tersinee¤itim çal›flmas› d›fl›nda birlikte ol-duklar› zamanlar havadan sudansohbetlerle doluyorsa, orada sadecee¤itim faaliyeti de¤il, yasak savmakiçin yap›lan haftal›k bir e¤itim top-lant›s› vard›r.

K›sacas›, yapmam›z gerekene¤itimi yer ve zamana ba¤l› ol-

maktan ç›karmakt›r. (Bu periyodike¤itim faaliyetlerinin yap›lmamas›gerekti¤i fleklinde anlafl›lmamal›d›relbette. Bu da bir baflka kendili¤in-dencili¤i getirir ki, bir yandan ileriad›m atarken, öte yandan geri birad›m atm›fl oluruz.)

Diyelim bir mitingteyiz; o andacereyan eden birçok fley, bir e¤itimkonusudur. Bir miting nas›l örgüt-lenmeli, nas›l yönetilmeli, kitleselbir eylemin disiplini nas›l sa¤lan›r,provokasyonlara karfl› nas›l önlem-ler al›nmal› gibi bir e¤itim konusuolacak her fley, orada fiilen yaflan-maktad›r. Her yönetici, alan, birimsorumlusu, elbette tüm kitleye yö-

nelik olarak de¤il ama en az›ndankomiteler düzeyindeki insanlarabunlar›n e¤itimini o fiili durumlariçinde verebilir. Belki o anda bunaelveriflli bir ortam, zaman olmaya-bilir de. Fakat bunu bir tarz halinegetirirsek, düflüncemiz böyle flekil-lenirse, o zaman› buluruz, bulama-d›¤›m›zda dahi, o mitingi izleyengünlerde, o somut örneklerden ha-reketle birçok fleyi e¤itim çal›flma-lar›m›za tafl›r›z. Ama böyle bir dü-flünüfl tarz› gelifltirmemiflsek, o andikkatimizi çeken birçok fley ak›ldabile kalmaz.

Bu anlamda diyebiliriz ki, her

eylem bir e¤itim çal›flmas›d›r.

Kemal: Evet, Mazlum güzelbir noktaya de¤indi. fiunu da ekle-yim: Bizim birçok e¤itim konumuz,bizzat prati¤in içinde veya aflamal›bir tarzda pratikle bütünlefltirilerekele al›nmak zorundad›r. Mesela, ör-gütlenme, propaganda ve ajitasyon,veya çok daha basit, pankart, bildirinas›l yaz›l›r gibi konularda, yöneti-ciler e¤itimi mutlaka pratikle birlefl-tirmek durumundad›rlar.

Evet, önce oturulup bunlar te-orik olarak konuflulur. ‹ster teorik,ister pratik konularda e¤itim soyutolamaz, ilk ad›m› böyle at›lsa daorada b›rak›lamaz. Pankart yapmakve asmak m› mesela; birimdeki so-rumlu, bildiri flöyle yaz›l›r, ajitas-yon böyle yap›l›r, pankart flöyle as›-l›r diye ö¤retmekle yetinemez. Biz-zat prati¤in içinde ö¤retmek duru-mundad›r.

Bu çal›flmaya kat›lan insanlarlapropaganda, ajitasyon faaliyetlerigerçeklefltirilmelidir örne¤in. Bu birkahve konuflmas›, ev toplant›s›, herflekilde olabilir. Pankart, duvar yaz›-s› deyip, kahvehane konuflmas›, evtoplant›s› deyip geçmeyin. E¤er herifli ciddiye alacaksak, bunlar ilkad›mda e¤itim çal›flmalar›m›z›n ko-nu bafll›klar› olmal›d›r. Oturup ko-nuflmal›y›z; kahvehane konuflmas›veya bir evde, sendikada kitle top-lant›s› yap›l›rken nelere dikkat edi-lir, hangi vurgular öne ç›kar›l›r, so-runlar nas›l ortaya konulur... Sonrakonuflulanlar mutlaka pratik olarak

gerçeklefltirilmeli ve sonra yine oprati¤in de¤erlendirmesi bir baflkae¤itim çal›flmas›n›n konusu olmal›-d›r. E¤er bugün birçok birimde etki-li ajitatörler, etkili propagandistleri-miz yoksa, bunlar› e¤itim faaliyeti-mizin bir parças› olarak sistemli birflekilde ele almay›fl›m›zdand›r.

Demek ki e¤itim faaliyetimiz,pratikle bütünlefltirilmeli ve Maz-lum’un belirtti¤i gibi günün her sa-atinde, her yerde sürmelidir.

Yolda yürürken gördü¤ümüzherhangi bir fley, iliflkilerimizde, iflyapma tarz›m›zda dikkat çeken birolgu, ülkemizdeki geliflmelerdekiherhangi bir olay, o anda teorik birkonuyu açman›n vesilesi olabilir.Tabii burada esas görev, kadrolara,yöneticilere düflmektedir.

E¤itim çal›flmalar› üzerine eskibir yaz›da kullan›lan flu kavram,konufltu¤umuz bu konuyu formüleediyor: “Her kadro yürüyen bir

okuldur.”

E¤itim düzeyini yükseltmekiçin ne yap›l›r? ‹lk akla gelen ce-vap elbette okullar› ço¤altmakt›r.Bizim için her kadro bir okul oldu-¤una göre, demek ki e¤itimi gelifl-tirmek için kadrolar›m›z› ço¤alt-mak durumunday›z.

Buradan da e¤itim çal›flmalar›-n›n bir baflka yan›na geçmek isti-yorum. Biz, e¤itim faaliyetlerimiz-de kimi e¤itiyoruz, kimi e¤itmeli-yiz? Dolay›s›yla kimleri kadrolafl-t›raca¤›z?

Mazlum: Bu soruya benimdaha önce çal›flt›¤›m alandan, ma-hallelerden bir cevap verebilirim.Her arkadafl›n e¤itim gruplar›olufltururken öncelikli tercihigençler olur. Mahallelerdeki e¤i-tim gruplar›n›n birço¤u böyledir.Zaman zaman ev kad›nlar›ndan,esnaflardan, çocuklardan da grup-lar oluflturmufluzdur ama çok da

33

24 Temmuz 2005 / 10

¤itim, günün her saatine, hayat›nher alan›na ve tüm faaliyetlerimiziniçine yay›lmas› gereken bir faaliyettir...K›sacas›, yapmam›z gereken e¤itimiyer ve zamana ba¤l› olmaktanç›karmakt›r.

E

uzun süreli olmam›flt›r.

Do¤al olarak gençler, özellikleiflte ortay›, liseyi okumufl veyaokumakta olan gençler, anlat›lan-lar› daha kolay kavr›yor, geliflme-ye daha aç›k oluyorlar.

Keza iflçilerde, memurlarda dabenzer e¤ilimler vard›r san›r›m.Mesela onlarda da bildi¤im kada-r›yla iflçi, memur ailelerini içerene¤itim gruplar› düflünülmüfl amapek kal›c› olmam›flt›r.

Kemal: Bunun elbette pratikolarak “hakl›” görülebilecek baz›gerekçeleri olabilir. Ama bu gerek-çeler ve pratik zorunluluklar, bi-zim bu konudaki anlay›fl›m›z› sap-maya u¤ratacak bir boyuta ulafl-mamal›d›r.

Burada e¤itim faaliyetinin ke-sinlikle gözden kaç›rmamas› gere-ken bir di¤er noktas›na gelmifl olu-yoruz; grupsal, bireysel, günlükk›sacas›, e¤itimin her biçiminde,kadrolaflt›rma gözetilmelidir. Bire¤itim faaliyeti kadrolaflt›rm›yor-sa, o e¤itimde bir zay›fl›k var de-mektir.

Biçimsel olarak, e¤itim çal›fl-mas› içine dahil etti¤imiz insanlariçinde en geliflmeye aç›k unsurlar›belirlemek ve eme¤imizi, zaman›-m›z› onlar üzerinde yo¤unlaflt›r-mak, pratik aç›dan da bir zorunlu-lu¤umuzdur. Bunun gerekli¤iniyads›yamay›z. Çeflitli alanlardakomiteler oluflturmak, bu komite-lere özel e¤itim programlar› uygu-lamak falan da bunun bir parças›-d›r. Ancak...

Ancak, bu ayn› zamanda iflinbiraz kolay›d›r. Kendi kendimizibelli kesimlerle s›n›rland›rm›fl ol-makt›r. Herkes ö¤renebilir, herkesde¤iflip geliflebilir, herkes kadrola-

flabilir. En baflta meseleye böylebakmal›y›z. Böyle bakmazsak, in-sanlardan çabuk umut keseriz, e¤i-tim çal›flmalar›nda çabuk flevkimizk›r›l›r, insan yetifltirmekte kendi-mize güvenimizi kaybederiz.

Mesela, Gülsüman, fienay halkhareketinin birer kadrosu de¤il mi-dir sizce? Ölüm orucu öncesindeve s›ras›nda kendileriyle yap›lanröportajlar› flöyle bir hat›rlay›n,hatta f›rsat bulup tekrar okuyun.Görürsünüz ki, ülkemizde ve dün-yada yaflanan geliflmeleri oldukçaisabetli flekilde de¤erlendirmekte,bu geliflmelerden bir devrimcininkendisi için ç›karmas› gereken gö-revleri do¤ru tahlil etmekte, bunla-r› çevrelerindeki insanlara anlat-makta, bizzat bunun prati¤ini degerçeklefltirmekte, insan ve eylemörgütlemektedirler.

Bir kadro bu de¤il midir zaten.

Dolay›s›yla bu örnekten anlat-mak istedi¤im fludur; flu kadrola-flamaz, bu geliflmeye aç›k de¤il gi-bi daha çok “önyarg›larla”, çeflitlipratikler içinde oluflmufl “kal›plar-la” bak›lmamal› e¤itim faaliyetine.

Mao’nun, Çin Komünist Parti-si’nin prati¤i bu noktada çok etki-leyici bir örnektir. Düflünün, devri-min temel kitle kuvveti olan köy-lülük içinde o dönemde “okuma-yazma oran›” diye bir orandan sö-zetmek bile zor. Çünkü okumayazma bilen matematiksel bir ora-na vurulamayacak kadar küçüktür.Ama Mao iyi bir ö¤retmendir. Engeri kitlelere bile devrimcili¤i, sa-vaflç›l›¤›, Marksizm-Leninizm’iö¤retmenin yolunu, yöntemlerinigelifltirmifltir.

Hemen burada soray›m mesela;biz dergi yaz›lar›m›zda, dar e¤itimçal›flmalar›m›zda flu veya bu bi-çimde s›k s›k Marksizm-Leni-nizm’den sözediyoruz. Peki iflçi,memur alan›nda, gençlikte, mahal-lelerdeki kitle çal›flmam›zdaMarksizm-Leninizm’den sözedi-yor muyuz hiç? Buna olumlu ce-vap verilece¤ini sanm›yorum. Var-sa da istisnad›r.

Diyeceksiniz ki, “kitle anla-

maz” veya denilebilir ki iflte opor-tünistler s›k s›k “s›n›f”tan, Mark-sizm-Leninizm’den sözediyorlar,ama ne anlatabiliyorlar, hiç! Elbet-te hakl›s›n›z bu noktada. Ama benzaten Marksizm-Leninizm’den buflekilde kitabi, hayattan kopuk birflekilde sözetmeyi kastetmiyorum.Mao’nun Marksizm-Leninizm’ikitlelere götürmesindeki metodtansözediyorum.

Mao, devrimci ilkeleri gerekti-¤inde maddeler halinde bir listeyedönüflüyor, devrimin hedefleriniherkesin bir ç›rp›da anlayabilece¤iformüllerle ifade ediyor ama enönemlisi, her örgütlenmenin ken-disini bir okula dönüfltürüyor. Me-sela K›z›l Ordu, ayn› zamanda k›-z›l bir okul oluyor. Çok ö¤retici-dir; K›z›l Ordu’nun ünlü bir “UzunYürüyüfl”ü vard›r bilirsiniz. Dev-rim güçleri ve K›z›l Ordu büyükbir darbe yemifltir, yeniden topar-lanmak, partiyi, orduyu yenidenörgütlemek için Çin’in bir ucun-dan öteki ucuna uzun bir yürüyüfleç›karlar. K›z›l ordunun ekme¤inibulmak sorundur, karfl›-devrimingüçleriyle karfl›laflmamak içinmecburen yöneldikleri güzergah-lar batakl›klardan, azg›n nehirler-den geçmektedir. ‹flte bu koflullar-da yap›lan uzun yürüyüfl s›ras›ndabile, Mao’nun önderli¤inde onbin-lerce Çin köylüsünün e¤itim faali-yetleri hiç aksat›lmamaya çal›fl›l›r.

Ve Çin Komünist Partisi, burju-vazinin, feodal a¤alar›n adam yeri-ne koymad›¤›, afla¤›lad›¤› o cahil,okumam›fl köylülerden onbinlerceparti kadrosu ç›kar›r.

Mesele, nas›l e¤itece¤ini bil-mekte demek ki. ‹flte burada bunutart›flmaya çal›flt›k. E¤itim faaliye-timizin farkl› yönleri üzerinde ge-lecek haftaki sohbetimizde de dur-maya devam edece¤iz. Haftaya,mesela teorinin güncellikle birlefl-tirilmesi, bireysel e¤itimimiz gibibafll›klar› veya mesela bir kitab›nbir gecekondu semtinin meydan›n-da bir buçuk saatte 94 adet sat›l-mas›n›n e¤itim aç›s›ndan anlam›n›tart›flaca¤›z... fiimdilik hoflçakal›n.

34

24 Temmuz 2005 / 10

Her kadro yürüyen bir okuldur.”...E¤itim düzeyini yükseltmek için neyap›l›r? ‹lk akla gelen cevap elbetteokullar› ço¤altmakt›r. Bizim için herkadro bir okul oldu¤una göre, demekki e¤itimi gelifltirmek için kadrolar›m›-z› ço¤altmak durumunday›z.

35

24 Temmuz 2005 / 10

Ümraniye 1 May›s Mahalle-si’nde, 13 Temmuz günü AnadoluTemel Haklar'a ve M. Kemal Güzel-lefltirme Derne¤i üyelerine yönelikmafya çetelerinin sald›r›s›, mahallehalk› taraf›ndan protesto edilmeyedevam ediliyor.

14 Temmuz günü Temel Haklarönünde toplanan dernek üyeleri,mahalle merkezinde bir yürüyüfl

gerçeklefltirdiler.K›z›l bayraklartafl›yan TemelHaklar üyeleri"Yaflas›n Halk›nAdaleti, ÇetelerHalka Hesap Ve-recek, KurtuluflKavgada ZaferCephede, MahirHüseyin UlaflKurtulufla Kadar

S a v a fl "sloganlar›a t a r k e n ,“1 Ma-y›s'ta Pro-vokasyon-

lara Son” pankart› açt›lar. 150 kifli-nin kat›ld›¤› ve ESP, Partizan, DHPve DKÖ'lerin de destek verdi¤i ey-lemde yap›lan konuflmada, sald›r›-lar karfl›s›nda devrimcilerin sinme-yece¤i dile getirildi. Ayn› gün birbaflka eylemde de binden fazla kiflimahalle merkezinde yürüyüflle sal-d›r›y› protesto etti.

15 Temmuz günü de, Haklar ve

Özgürlükler Cephesi, ESP, DHP,SODAP, DEHAP, Köz, Savafl Yolu,Al›nteri ortak bir eylemle sald›r›y›protesto etti. Yaklafl›k 500 kiflininkat›ld›¤› yürüyüflte yol molotoflarlatrafi¤e kapat›l›rken, "YozlaflmayaKarfl› Kültürüne Sahip Ç›k", "1 Ma-y›s Mahallesinde ProvokasyonlaraSon" pankartlar› tafl›nd›.

“1 May›s Çetelere Mezar Ola-cak", "Çetelerin ‹pleri DevletinElinde" sloganlar›yla gerçeklefltiri-len yürüyüfl s›ras›nda, uyuflturucu-nun, çeteleflmenin, fuhuflun ve yozkültürün sonuçlar› anlat›ld› ve poli-sin yaflananlar üzerindeki sorumlu-lu¤u vurguland›.

Mahalle halk›n›n alk›fllarla veeyleme kat›larak desteklerini ifadeetti¤i eylem, marfllarla ve halaylarlasona erdi.

Mafya çeteleri, mahalledekidevrimcilerin yozlaflmaya, uyufltu-rucuya karfl› faaliyetlerinden rahat-s›z olurken, sald›r›y› gerçeklefltirmekonusunda devlet güçlerinden cüretald›klar› kimse için s›r de¤ildir.

Samsun’da kurulu Karadeniz Temel Haklar’›nuyuflturucuya, yozlaflmaya karfl› kampanyas›kapsam›nda aç›lan standlara Samsun halk›n›n il-gisi yo¤un oldu. Kentin çeflitli yerlerindekistandlarda ve mahallelerde toplanan imzalar, 22Temmuz’da Samsun Valili¤i’ne teslim edilecek.Dernek ad›na konuflan Emel Y›ld›r›m, sorunadikkat çekmek için düzenledikleri kampanyada10 bin imza toplamay› hedeflediklerini söyledi.

‹KM’den

Sa¤l›k

Taramas›

Ankara ‹dilcan Kültür Merkezi taraf›ndan 16 Temmuz günü halka ücretsiz sa¤l›k tarama-s› yap›ld›. May›s ay›ndan bu yana yozlaflt›rmaya karfl› süren kampanya kapsam›nda yap›lantarama, gün boyu sürerken, teflhis ve tedaviye dönük ilaç da¤›t›m› yap›ld›. Mamak Do¤u-kent T›p Merkezi ve Tuzluçay›r Poliklini¤i sa¤l›k görevlisi ve malzeme yard›m› ile çal›flma-y› desteklerken, SES üyesi iki hemflire de gün boyunca doktor ve hastalara yard›mc› oldu.

Yenibosna’da yozlaflmaya karfl› yürüyüfl

Yenibosna halk›, artanuyuflturucu, fuhufl, kap-kaç ve çeteleflmeye karfl›20 Temmuz akflam› ZaferMahallesi Pazar Pazar›Caddesi'nde bir yürüyüflyapt›. “Uyuflturucu, Fuhufl ve Çeteye Geçit Yok - YenibosnaHalk›” pankart›n›n tafl›nd›¤› eylemde, yürüyüflün ard›ndan biraç›klama yap›ld›.

Yasin Devrim’in okudu¤u aç›klamada, gecekondulara yöne-lik yozlaflt›rma politikalar›na dikkat çekilirken, “bu düzen,emekçi semtlerde uyuflan, kendi sorunlar›yla bo¤uflan bir halkyaratmak istiyor” denildi. 500 kiflinin kat›ld›¤› eylemde, Bah-çelievler Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i üyeleri de ye-rald›lar.

1 May›s Halk› Faflist MafyaTerörüne Boyun E¤meyecek

Pendik Kurtköy Canbazbay›r›Mahallesi’nde y›k›m›na karfl›, ma-halle halk›n›n 20 gündür sürdürdü-¤ü direnifli bast›rmak ve gecekon-dular› y›kmak için, jandarma bir or-du halinde 14 Temmuz sabaha karfl›mahalleye girmifl ve halk direnifllekarfl›lam›flt›. Y›k›m›n ard›ndanhalkla ve devrimcilerle görüfltük.

Hüseyin Acun

Sanki biz baflka bir

dünyadan geldik

75 yafl›nday›m. 1999'dan beriburaday›m. Kimse evini y›kt›rmaz,hakk›m›z› savunmak için bir direnifloldu. Jandarmay› öldürmeye gelme-dik. Asker gaz bombas› att›, elimegeldi. Direk evin içine insanlar›nüzerine att›lar. Jandarmalar›n nehakk› vard› da beni yaralas›n. Ma-hallenin durumunu görüyorsunuz,

yar›n da bize gelir. Bizim evimizy›k›lmad› ama y›k›lacak. Sanki bizbaflka dünyadan geldik. Biz vatan-dafl olarak buradayken dedemiz,babam›z vatan› kazanm›fl, cepheyikazanm›fllar. Bize vatandafl olarakniye hucüm etsinler, evlerimiziy›ks›nlar. Biz vatandafl de¤il miy-dik? Biz hangi devletten, hangiyerden geldik? Bundan sonra da

y›k›mlara karfl› savunuruz. Ama bi-zim burada hakk›m›z yoksa devletbizi buradan sürgün etsin ya da bizidenize döksün. Biz de kurtulak on-lardan. Sonuna kadar hakk›m›z› sa-vunaca¤›z. Ben yaln›z›m. Ne emek-lim var ne de baflka bir fley. Bu ev degiderse sokakta kal›r›m. Çal›flacakkimsem yok. 75 yafl›ndan sonra neyapay›m, nereye gideyim. Devletbeni yaflatmay› düflünece¤i yerdeevsiz yurtsuz b›rak›p öldürmeye ça-l›fl›yor. Büyük devlet böyle mi olur?

Bektafl Bak›rc›Bir orduya direnildi

Süreci uzun anlatmaya gerekyok. Çünkü hukuki anlamda yapa-ca¤›m›z hiçbir fley kalmam›flt›. Bu-nun sebebi ise ‹stanbul BüyükflehirBelediyesi'nin planlar›n› haz›rlar-ken biz oran›n emekçileri, sakinleri

hiçbir flekilde ha-berdar edilmemifl-tik. Sadece halkay›k›m tebli¤leri ile-tilmiflti. Biz ilk y›-k›m tebli¤ini ald›¤›-m›zda Canbazbay›-r› halk› olarak, Pen-dik Belediye Bafl-kanl›¤›'na bir heyet-le görüflmeye gittik.fiunlar› ilettik: "Bu-ray› bizlere verin ya da projenizi su-nun, proje üzerinden biz kendimizyapal›m. Yoksa siz yap›n, biz borç-lanal›m.” Belediye baflkan›n›n bizesöyledi¤i fluydu: “Buray› size vere-

cek olsak hiç y›kmay›z.” Ve bizihiçbir flekilde kaale almad›. Bura 20y›ld›r bize ait. Buna ra¤men y›ka-caklar›n› söylediler. Biz de halk ola-rak kesinlikle izin vermeyece¤imi-zi, direnece¤imizi söyledik. Bu bi-zim en do¤al hakk›m›z, bar›nmahakk›m›z oldu¤unu düflünüyorduk.

Direnifl için, ilk etapta biz ma-halle içinde bir komisyon kurduk,halkla toplant›lar yapt›k. Evlerimizine flekilde savunabilece¤imizi plan-lad›k. Barikatlar›m›z› kurduk. Çün-kü y›k›m karar› zaten tebli¤ edil-miflti. Halk›n örgütlülü¤ü karfl›s›ndailk y›k›m ekiplerini geri çekmek zo-

36

24 Temmuz 2005 / 10

KK uu rr tt kk öö yy

hh aa ll kk ››

kk oo nn uu flfl uu yy oo rr

Hüseyin AAcun

Ali Haydar Küçük

Armutlu Bize Örnekti

Direnifl, halk›n aras›nda komitelerkurulmas›yla örgütlendi. Hukuki an-lamda zaten bafllat›ld›, bunun d›fl›ndabir de direnifl bak›m›ndan ele ald›k.Mesela Armutlu bize örnekti, Aydosörnekti. Hemen her gün toplant› ya-

p›yorduk. D›flar›dan yar-d›ma gelen arkadafllar daoluyordu. Barikatlar kur-duk. ‹nançl›y›z zaten. Buhafta içi her evden bir ki-fli gidecek. Belediyedengelecek sonuca ba¤l› ola-cak her fley. Hukuki yol-dan ya da direniflle, çö-zülecek yani. Bir yemin

etmifl durumday›z. Ne sorun olursaolsun mücadelemizi yapaca¤›z. Vekazanaca¤›z. Bu AKP’nin kendimenfaatleri için insanlara yapt›¤› bireziyettir. Yapmaya de¤il y›kmaya ge-lmifller. Ama izin vermeyece¤iz.

Mehmet fiahinHÖC Olarak Kararl›y›z

‹lk baflta toplant›lar yap›ld›. Butoplant›lar› organize eden HÖC’dü.Daha sonra Kald›raç'tan arkadafllaryerald›lar. Barikat›n kurulaca¤› kara-r› al›nd›. Barikatlarda mahalle halk›vard›. Halk› canl› tutmak için toplan-t›lar devam ediyor ve belediyeyle ya-p›lacak toplant›dan sonra baz› fleylerdaha netleflecek, hem belediye aç›-

s›ndan hem buras› aç›s›ndan. Aksi birkarar ç›karsa barikatlar kurup y›k›mgününü bekleyece¤iz. Evlerimizi y›k-t›rmayaca¤›z. Yani bu konuda HÖColarak sonuna kadar halkla birlikte vekararl›y›z. Her flekilde mahallemize,halk›n evlerine sahip ç›kaca¤›z.

Mürüvvet Küçük: Ölümüne Direnece¤im

Direnifl halk aras›nda örgütlendi.Komiteler var. Kimse komitelerindedi¤inin d›fl›na ç›kmad›. fiu an bele-diye baflkan›yla görüflmelerin sonu-cunu bekliyoruz, art›k o zaman neolacak, bakaca¤›z. Herkesin tavr›net. Y›kt›rmayaca¤›z! Belediye bafl-kan› konutlar falan öneriyor. Kabuletmiyoruz. Gecekonduda oturan 48aile var. O gün y›k›m ekipleri geldi-

Y›k›m bekleyen Bayramtepe’de direnifl havas›

Ali HHaydar KKüçük

runda kald›lar. Mahallenin dört birtaraf›na konufllanm›fllard›. Ama kar-fl›lar›nda büyük bir kitle vard›. Di-yebilirim ki en az 3000 kifli. Dahasonra belediye önünde oturma eyle-mi gerçeklefltirdik. Belediye baflka-n› kaale almad›. Hatta polisler önü-müzü kesti ve Pendik'e giremeyece-¤imizi söyledi. Sonra geri barikatla-r›m›z›n bafl›na geldik. Sabaha karfl›saat 03.00 gibi nöbet tutan insanla-r›m›zdan haber geldi, kalkt›k. Bari-katlar›m›z›n bafl›na geldi¤imizde birorduyla kuflat›lm›flt›. Yine de Can-bazbay›r› halk› direndi. O insanlarbir orduya karfl› direndiler. Tafllar›y-la, sopalar›ya, elleriyle. Anneler, ba-balar, dedeler vücutlar›n› birer siperyapt›lar. Belki evlerini y›kt›lar amahayallerini y›kamad›lar.

Yeni y›k›m ihtimali var. Halktagördü¤üm flu, bundan sonra dahaörgütlü olacak. Daha kenetlenecek,çünkü bir y›lg›nl›k görmedim. Dahafazla direnecek, ben y›kt›rmayaca-¤›na inan›yorum. Halk o pozisyonuyakalad›, örgütlü çal›flmay› görmüfl-tür. Ben kirada oturan bir insan ola-rak, izin vermeyece¤im, gerekenbedeli ödeyece¤im. Evi olan›n öde-memesi mümkün de¤il. Çünkü y›k›-lan evler olmayacak, sosyal yaflam-lar›m›z gidecek. Biz o topraklarda

büyüdük. Ben sabah kap›m› aç›yo-rum iflime gidiyorum, kap›m aç›kakflam evime geliyorum. Çünkümahallem o kadar iyiki, insanlar› okadar iyiki, ortam o kadar iyiki.Mahallede h›rs›z›n› bulamazs›n, ti-nercisini, eroincisini bulamazs›n.

Halk olarak aram›zdaki süreklitoplant›lar düzenleyerek tart›fl›yo-ruz. Biz genel anlamda tüm ‹stanbulgecekondular›n›n bir örgütlülü¤ünoluflmas› gerekti¤ine inan›yoruz.

Cengiz Karakafl (HÖC’lü)

Direnilebilece¤i görüldü

Halk komisyonlar kurup diren-me karar› ald›. Barikatlar kuruldu-¤unda da ev ev dolafl›ld›, insanlarbarikat bafllar›nda bekleyenleri sa-hiplendiler, çad›rlar kurduk. Ak-flamlar› halk bizimle birlikte kal›-yordu. Aile ziyaretlerinde neden,nas›l direnilmesi gerekti¤ini, birli-¤in önemini anlatt›k, sinevizyongösterimi, müzik dinletisi gibi moti-ve edici etkinlikler düzenlendi, yü-rüyüfl yap›ld›, Pendik Belediyesi’negidildi. Di¤er soldan insanlar›n dakat›ld›¤› ve evlerin dolafl›ld›¤›, me-gafonlarla ça¤r›lar›n yap›ld›¤› birçal›flmayd› bu. Bu eylemin bir günsonras›nda operasyon oldu.

Zaten barikatlarkuruluydu. Megafon-larla ça¤r›lar yap›ld›.Hatta camiinin ima-m› y›k›ma karfl› in-sanlar› soka¤a ç›k-maya ça¤›rd›. Sabahakarfl› 04.00 sular›ndageldiler. Bizler yineinsanlar› dolaflt›k.Askerlerle karfl›la-fl›nca arkadafllar,halktan insanlar tafl-lamaya bafllad›lar. ‹ki tane barikatvard›. Biri su deposundayd›, oradangeldiler. Çok kalabal›kt›, her sokak-tan 50'flerli gruplar halinde asker ç›-k›yordu. ‹nsanlar›n tav›rlar›, diren-meye yönelikti. Sadece evi y›k›lan-lar de¤il, y›k›lmayan insanlar da di-renifle kat›ld›. Burada 680 ev var,43’üne gelmiflti y›k›m, y›k›ld›. 140daha y›k›lacak deniyor. Sürece¤ikesin. Y›k›m insanlar› etkiledi tabi.Bu kadar pervas›z, kalabal›k gelme-sine, "sanki düflman topraklar›na

giriyorlar. ‹srail'in Filistin’e gir-

di¤i gibi giriyorlar, evlerimizi ba-

fl›m›za y›k›yorlar" diyorlar. ‹nsan-lar›n coflkusu iyi buna ra¤men. Yaniflunu biliyorlar, direnilebilir. Direni-lebilece¤ini gördüler. Mesela yuka-r› barikatta gaz bombas› sonucunda

37

24 Temmuz 2005 / 10

Bektafl BBak›rc›

¤inde direnece¤im. Yani ben flu andaölümüne de olsa savaflaca¤›m. Çün-kü evim gidiyor. Hemen pes edeme-yiz, bir defada öyle teslim olmay›z.

Orhan KaralarBiz Direnece¤iz

HÖC olarak çal›flmalar›m›z; ilkolarak birebir yap›larak, kap› kap› gi-dilerek yap›ld›. Gidecekleri baflkayerleri olmad›¤› için, devletin politi-kalar›na karfl› birleflmek gerekti¤inisöyledik. Çal›flmalar sonucunda halkdirenece¤ini gösterdi, direnifli benim-sedi. Halk›n içerisinde kurdu¤umuzkomite belediye baflkan›yla görüfltü.Söyledikleri yalan-dolan. Sonuçtaburalar› y›kmak isteyecekler. Olimpi-yat köyü olarak görüyorlar. Evlerimi-zi y›k›p yerlerine oteller, kumarhane-

ler, al›flverifl merkezleri yapacaklar,para babalar›n› a¤›rlamak için. Biz y›-k›ma direnece¤iz. Devlet buraya poli-siyle, jandarmas›yla gelecektir. Bizdirenece¤iz halk olarak. E¤er y›kar-larsa çad›r kurar yine terketmeyiz.Bayramtepe Y›k›m Komitesi’nin birde alt komitesi olarak gençlik komite-si var. Di¤er y›k›m bölgelerinden Ay-dos'tan, Kurtköy'den, Armutlu'dan ör-nekler verilerek mücadelenin önemikavrat›lmaya çal›fl›ld›. Çal›flmalar›-m›z sürüyor. Komisyon olarak bildirida¤›t›yoruz. ‹nsanlar duyarl›lar. So-nuç olarak tüm bunlara izin vermeye-ce¤iz. HÖC olarak burada direniflibafllatt›k. Barikatlar kuruldu. Halk›nküçük korkular› olsa da bu belirleyicide¤il, yenecektir. Birleflmenin, örgüt-lü olman›n faydas›n› gördü. Direnifli-miz devam edecektir.

Ali R›za Do¤an

Pes Etmeyiz, Direniriz

Belediye baflkan›yla dialoglar›-m›z devam ediyor. Yine de dikkatli-yiz. Bizim taleplerimiz var zaten. Ya-ni y›k›m yok diyorsan›z bir yaz›l›belge istedik. O zaman bize hay›r benveremem hiçbir belediye baflkan› ve-remez dedi. Biz de, insanlar patlama-ya haz›r bir bomba gibiler dedik.

Zaten ilkindepes etseydik zatenbaz›lar› gibi evleriboflalt›p giderdik.20 senedir buradaoturuyoruz. Bar›n-ma hakk›m›z varve bar›nma hakk›-m›z için direnme-ye karar verdik. Ali RR›za DDo¤an

b i rt a n eabla-n › nbaca-¤›n›nb i rbölü-m üp a r -ç a -land›.E l i

yanan, kafas›na askerden tafllar ge-len insanlar oldu. Bir tepki var. “Biz

bu vatan›n, bu ülkenin insanlar› de-

¤il miyiz? Bundan sonra da evleri-

mizi savunaca¤›z” diyor insanlar.

Yeni y›k›mlarla ilgili çal›flmalartabi ki var. Toplant›lar organize et-meye çal›fl›yoruz. Y›k›mlar banagelmeyecek, diye düflünmemesi ge-rekti¤ini, buray› tamamen y›kmayaçal›flacaklar›n› anlat›yoruz. Kimileriböyle düflmana sald›r›r gibi sald›r-malar›ndan etkilenmifl. Bir aray›flvar, ne yapacaklar›n› tam bilmiyor-lar. Ama flunu biliyorlar, evlerimiziy›kt›rmayaca¤›z. Bunun yöntemlerikonusunda tart›fl›l›yor. Bence, bura-daki insanlara moral vermek için zi-yaretler düzenlenebilir.

Önder Uçar (HÖC'lü)

Halk devrimcilerle

birlikte direnece¤iz diyor

Biz insanlarla konufltu¤umuzdaevlerini y›kt›rmamakta kararl›yd›-lar. Devrimcilerle birlikte direnece-¤iz dediler. Y›k›mda zaten insanlarkendilerini çok iyi gösterdi. Bari-katlarda arkadafllar›m›z yerald›, nö-betler tutuldu. Mahalle mahalle heryerde nöbet tutuldu. O gece saat03.00-04.00 civarlar› jandarman›ngörüldü¤ü haberi geldi. Hepimizcanland›k. Hepimiz yorgunduk, üçgünden beri yatmam›flt›k. Sald›r›bafllad›. Zaten halk› uyand›rm›flt›k,ça¤r›lar yapt›k, camiilerden anons-lar yapt›k. Megafonlarla d›flar› ç›k-t›k. Analar, babalar, çoluk-çocukhepsi ne varsa barikatlar›n bafl›nageldiler. Jandarman›n girmeye bafl-lad›¤› yere barikat kurduk, atefle

verdik. Otlar› atefle verdik evleregirmesinler diye. Afla¤›dan, yukar›-dan, sa¤dan, soldan her yerden birbask› geldi. Bulundu¤umuz büyükbarikat› atefle veremedik. Arkadafl-lar› s›k›flt›rm›fl durumdalard›. Ben os›rada ikinci barikata çekildim. Ora-da analar, babalar, çoluk, çocukhepsi çat›flmaya bafllad› tafllarla so-palarla. Jandarman›n heleki analarababalara tafl atmas› çok büyük biretki yaratt›. Plastik mermi kullan›l-d›. Gaz bombalar›, onlarcas›n› eveatt›lar, evde üç kifli vard›. Neredey-se öleceklerini söylüyorlard›. O s›-rada zaten arkadafllar, analar, baba-lar direnince bu sefer geri çekilme-ye kalkm›fllar. Biz yine barikattay-d›k ve sald›r›ya biz bafllad›k bu se-fer. Hucüm ettik biz onlara karfl› vepanzerler geri çekilmeye bafllad›.

Panzer su f›flk›rt›yordu. Yine dedibine kadar gittik ve direndik. Tafl,sopa analar babalar çocuklar dahikalkm›fllard› uyku sersemi çat›fl›-yorlard›. Destek ça¤›rm›fllard›. On-larca, binlerce gaz bombas› at›ld›.Göz gözü görmüyordu ciddi anlam-da. Bu sald›r›da barikat›n önüne ka-dar gelmeye kalkt›lar. 1 saat direnil-di orada. Barikat›n arkas›na kolaykolay geçemediler. Pervas›zca sal-d›rd›lar. Bir sürü anam›z›n kafas› k›-r›ld›. Analar jandarma ile kafa kafa-ya gelmifl ve analar›n kafas›na taflla-r› f›rlat›yorlard›. Ara sokaklarda ça-t›flmaya bafllad›k, yeni yeni insanlargelip kat›l›yordu, mesela hamile birablam›z vard› o haliyle kalk›p taflf›rlat›yor, bize tafl getiriyordu.O’nu, yafll› insanlar›m›z›, gözlerin-deki öfkeyi gördü¤ümde direnme-nin güzelli¤ini yaflad›m o anda.

Bittikten sonra, evleri y›k›lanlarferyat ediyordu. "Bu ne biçim dev-

let" diye. Çok büyük tepki vard›.Bir harabeye dönmüfl gibiydi. Sankideprem gibi. fiu an biz HÖC'lülerolarak yine çal›flmalar yürütüyoruz.‹nsanlar bu sefer evlerimizi kesin-likle y›kt›rmayaca¤›z, sonuna kadardirenece¤iz diye yorum yap›yorlar.Daha ciddi bir kararl›l›k var. Ne ya-p›laca¤›na halk karar verecek. Di-renme kararl›l›¤› olduktan sonra bi-çime hep beraber flekil verebiliriz.

Hasan Koço¤lu (HÖC'lü)

Camiden direnifl ça¤r›s›

Mahallede bizden baflka ESP,BDSP, EHP, Kald›raç'tan olanlar davard›. Direnifli daha güçlü bir flekil-de örgütlemek için bu yap›larla(ESP ile son iki gün hariç) birliktehareket ettik. Belli bir program ç›-kartmakt› ilk hedefimiz. Çünkü di-renifl var, barikatlar kurulmufl amad›flar›ya bu ses tafl›nam›yordu. Bunedenle hedef kamuoyu oluflturmakoldu. Sald›r› oldu¤u için programyar›m kald›. Ayr›ca HÖC olarakmahalle içerisinde yürüyüfller, kap›kap› dolaflarak sahiplenme ça¤r›lar›sürekli olarak yap›ld›. Kurtköy hal-k›na dayan›flman›n, örgütlü bir güçolman›n önemi ve bu sald›r›n›nböyle püskürtülece¤i defalarca an-lat›ld›. 14 gün süren bu faaliyetler-den sonra belli bir ivme, geliflim ya-kalad›k. ‹nsanlar barikat nöbetlerineyaz›ld›lar. Kararl› bir kitle ortayaç›kt›. Sald›r›n›n oldu¤u günden 2-3gün önce sald›r› ihtimaline karfl›halk 2 gece soka¤a ç›kt›, sabaha ka-dar yatmad›.

Sald›r› bafllad›¤›nda, tüm evlerinkap›lar›n› çald›k, megafonlarla so-kak aralar›nda barikat bafl›na gel-meleri için ça¤r› yap›ld›. Tencerele-re vurularak insanlar uyand›r›ld›.Cami imam› da sabah ezan›ndansonra, etraf›n sar›ld›¤›n›, herkesinkalk›p direnifle kat›lmas› gerekti¤ianonsunu yapt›. Halk kad›n›, erke-¤i, çocu¤u, yafll›s›, genciyle jandar-man›n sald›r›s›na tafllarla karfl›l›kverdi. Barikatlar alev alev yan›yor-du. Direnifl iki saat sürdü. O saradada y›k›m ekipleri, kepçelerle, dozer-lerle daha önceden belirledikleri 43evi y›kmaya bafllad›lar. Moloz y›-¤›nlar› ve gözü yafll›, öfkeli bak›flla-r›yla insanlar kald›. Sald›r› ve dire-nifl sonras› mahalle halk›ndan 15 ki-fli keyfi bir flekilde gözlat›na al›n›piki gün karakolda tutulmufl. Kurt-köy halk› onurluca bir direnifl sergi-ledi. Bundan sonra daha da kararl›bir flekilde bu direnifli sürdürece¤i-ne inan›yorum. Ve biz HÖC'lülerolarak onlar›n yan›ndan bir an olsunayr›lmayaca¤›z.

38

24 Temmuz 2005 / 10

Pendik Temel Haklar Giriflimive Gülsuyu - Gülensu TemelHaklar; birer aç›klama yaparak,halk›n direnifline destek verdilerve ça¤r› yapt›lar.

“Sa¤lıklı çocukların kobay ola-rak kullanılması”na izin veren birmadde, emperyalist ilaç tekellerininiste¤i üzerine Türk Ceza Kanunu’nasokuldu.

TCK’n›n 90. maddesine göre,art›k ilaç tekelleri, “ana babalar›-

n›n r›zas›n› alarak” çocuklar›m›z›

denek olarak kullanabilecekler.

Gerçekte TCK’yla ilgili ilk gö-rüflmelerde bu madde gündeme gel-mifl, ancak çeflitli meslek kuruluflla-r›n›n ve baz› milletvekillerinin iti-razlar›yla TCK’ya konulmam›flt›.

Sonra milletvekillerinin eline,bizzat emperyalist tekeller taraf›n-dan haz›rlanan bir rapor ulaflt›r›ld›.Raporun bafll›¤› her fleyi anlat›yor-du zaten: “Niye sa¤lıklı çocuklar

üzerinde deney yapılmalı”.

Tekellerin bu rapor d›fl›nda mil-letvekillerine ve iktidara neler gön-derdi¤ini, neler söyledi¤ini bilmi-yoruz. Ama tekellerin müdahalesiy-le daha önce taslaktan ç›kart›lanmadde, tekellerin istedi¤i biçimdeyeniden TCK’ya konuldu.

Sat›l›¤a ç›kar›lan

yoksullar›n çocuklar›!

Tayyipler’in, tuzu kurular›n ço-cuklar› kobay yap›lmayacak tabiiki; açl›¤›n, iflsizli¤in, sefaletin pen-çesine terkedilenlerin çaresizlikleri-ni ve cahilliklerini istismar edecektekeller. Onlar›n “r›zas›n›” alman›nbedeli de bu iflin “piyasas›”nda be-lirlenmifl zaten. 150-200 dolara ki-ralan›yor çocuklar.

Peki bu deneylerde çocuklar ölürveya sakat kal›rlarsa -ki mutlaka birk›sm› öyle olacak-; o zaman da çok

küçük miktardaki tazminatlarla ge-çifltiriyorlar ifli. Emperyalist tekelle-rin yeni-sömürgeleri tercih etmesi-nin bir di¤er nedeni de bu. Mesela,Avrupa ülkelerinde bu tür ölüm ve-ya sakatl›k durumlar›nda tazminatmiktarlar› çok yüksek. Ama bizimgibi ülkelerde insan›n ne de¤eri

var ki?!

Dev ilaç tekelleri bofluna

gelmiyor ülkemize

Birçok ülkede, halk›n muhalefe-ti sonucu bu tarz deneylerin yapıl-ması yasaklanm›fl veya a¤›r kuralla-ra ba¤lanm›fl durumda. O yüzden deilaç firmaları, özellikle yeni kimya-sal maddeleri denemek için yapılanklinik çalıflmaları, yeni-sömürge ül-kelere tafl›yorlar.

Emperyalist tekellerin gözdele-rinden biri de ne yaz›k ki ülkemiz.Ecevit iktidar›n›n ç›kard›¤› TahkimYasas›, AKP’nin ç›kard›¤› say›s›zimtiyaz yasalar›, tekellere “gelin,

ya¤malay›n, soyun” davetiyesiydiçünkü. Onlar da geliyorlar.

Roche ilaç tekeli ikinci en bü-yük fabrikas›n› geçti¤imiz haftalar-da Gebze’de açt›. ‹ki ay önce de bir

baflka ilaç tekeli Novatis Kurt-köy’de büyük bir tesis açt›. YineMerck ilaç tekeli de ucuz iflgücün-den sonra “ucuz denek” cenneti ha-line getirilmek istenen ülkemizdeüretime a¤›rl›k veriyor.

Bunlar Türkiye’nin havas›n› su-yunu çok sevdikleri veya “flifl ke-bap, lokum” aflk›na gelmiyorlar el-bette bu ülkeye. “Yabanc› sermaye”sevicileri, emperyalist tekeller içinher fleyi yapt›klar›n› söylerken, bu-nun içinde çocuklar›m›z›n kurbanedilmesi de var.

AKP’li “çocuk katilleri”

Baflta Sa¤l›k Bakan› Recep Ak-da¤ olmak üzere AKP’liler cansipe-rane bu katilli¤i savunmaya giriflti-ler. Eczac›lar›n, pediatri uzmanlar›-n›n itirazlar›n› kaale bile alm›yorlar.Çocuklar›m›z›n ölmesini, sakat kal-mas›n› kaale almayanlardan baflkane beklenebilir ki?

AKP’liler, TCK’ya ekledikleribu maddeyle, Türkiye tarihine flu ikis›fatla geçmeyi hakettiler: Emper-

yalist tekellerin ufla¤› ve çocuk

katilleri! Bu s›fatlar›n hesab›n› ver-mekten kurtulamayacaklar.

39

24 Temmuz 2005 / 10

Her fleyi satt›lar, sat›yorlar...

S›ra yoksul çocuklar›na geldi

Yalan bu sevgi. Yalan›n kan›t›zaten bu foto¤raf karesininiçinde. Çocuk bir yalanc›ylabir iflkencecinin aras›nda du-ruyor bu foto¤raf karesinde.Çocu¤un sa¤›nda baflbakan,solunda ise iflkenceden yar-g›lanan baflbakan›n bafl koru-ma polisi Maksut Karal. Tes-cilli iflkenceciyi yan›ndanay›rmayan biri çocuklar› nas›lsevebilir? O iflkenceciler ki,“san›k”lar› konuflturmak için onlar›n gözü önünde çocuklar›naiflkence yapmay› normal gören bir ahlaks›zl›kla damgal›d›r. Yalan bu sevgi, külliyen yalan! Çocuklar› seven biri, onlar› em-peryalist ilaç tekellerinin önüne kobay diye atar m›? Ayn› ken-di kuca¤›ndaki gibi masum bir çocu¤un ilaç tekelleri taraf›n-dan öldürülmesine, sakat b›rak›lmas›na r›za gösterebilir mi?

Trabzon’da 6 Nisan'da linç girifli-minde bulunan faflist güruh, sadecesald›rd›klar› TAYAD'l›lara de¤il,tüm devrimci, demokratlara gözda¤›vereceklerini, sindireceklerini he-saplam›fllard›. Ancak, Trabzon TA-YAD’l›lar hesap soran, halka ger-çekleri aç›klamakta ›srarc› olan ta-v›rlar›yla, faflistlerin amac›na ulafl-mas› karfl›s›nda, Trabzon’da barikatkuruyorlar.

21 Temmuz günü bunun bir örne-¤i daha yafland›.

Linç girifliminde bulunanlar› sa-vunan, sahiplenen devlet, kamuoyubask›s› karfl›s›nda, tam bir komediörne¤i olarak “11 kiflinin ismini tes-pit ettik” diyerek, 6-10 Nisan sald›r›-lar› ile ilgili haklar›nda dava açm›flt›.TAYAD’l›lara daha fazla ceza iste-yen yarg›, 11 provokatörün durufl-mas›nda ayn› sahiplenmeye devametti.

Mahkeme, duruflma sonucundaprovokatörlerin tutuksuz yarg›lan-mas›na karar verirken, faflistler,“kendilerinin sald›rmad›klar›n›, son-radan olay yerine geldiklerini” söy-lediler.

Mahkeme önünde ise, hesap sor-maya gelen, provokatörlerin ceza-land›r›lmas›n› isteyen ve 6 Nisan’da

oldu¤u gibi, tecritin kald›r›lmas›n›,ölümlerin durdurulmas›n› hayk›ranTAYAD’l›lar vard›.

Linç giriflimine maruz kalanlar›nda oldu¤u TAYAD’l›lar, Ergun Karaisimli faflistin sald›r›y› yönlendiren-ler aras›nda oldu¤unu aç›klarken,üzerinde “Tecriti kald›r›n ölümleridurdurun” yaz›l› önlükler giydiler.Zeynep Erdu¤rul taraf›ndan yap›lanaç›klamada, provokasyonun planl›oldu¤una dikkat çekildi.

Bu esnada, faflist güruhun durufl-mas›n› izlemeye gelen bir grup, TA-YAD’l›lara sataflt›. S›rtlar›n› devletedayaman›n güvencesi içindeki faflistgrubun karfl›s›nda geri ad›m atma-yan TAYAD’l›lar aç›klamalar›n›yapmaya devam ettiler ve demagoji-lerine de gereken cevab› verdiler.

TAYAD’l›lar›n en demokratikhaklar›n› kullanmalar›n› yine; “TA-YAD’l›lar eylemden vazgeçmiyor...vatandaflla yine tart›flt›lar...” fleklindeyans›tan burjuva ve islamc› medya,bu tavr›yla provokatörlerin saf›ndayerald›¤›n› bir kez daha gösterdi.

TAYAD’l›lar, kendilerini linç et-mek isteyenlerin neden karfl›s›na ç›-k›yorlar, neden ayn› sloganlar› at›-yor, ayn› önlükleri giyiyorlar? Hakve özgürlükler mücadelesi, faflizme,provokasyonlara karfl› mücadele; ka-rarl›l›k olmadan sürdürülemez. On-lar, provokatörlerden hesap sormakiçin oradayd›lar, yarg›lama tiyatro-sunu deflifre etmek için oradayd›lar.Polislerle ayn› masalara oturup sal-d›r› planlar› yapan faflistler, mahke-melerin korumalar›nda olabilirler, enüst düzeyde devlet taraf›ndan sahip-lenilip “vatandafl” postuna bürünebi-lirler; ama hesap vermekten kurtula-mazlar.

40

24 Temmuz 2005 / 10

Faflistler provokasyonun hesab›n› verecekler!

Provokatörlerin “yarg›land›¤›” duruflmada,TAYAD’l›lar adliye önündeydi

Dr. Örgülü: Faflizme karfl›olmak suç de¤ildir

Dr. Hacer Örgülü, 6 Nisan'dalinç sald›r›s›na maruz kalan TA-YAD'l›lara, “Arkadafllar sizi çok se-viyoruz!, Faflizme Karfl› OmuzOmuza!” dedi¤i için hakk›nda aç›-lan soruflturmaya cevap verdi.

KTÜ T›p Fakültesi Dekanl›¤› ta-raf›ndan aç›lan soruflturmaya karfl›,Farabi Hastanesi Doktoru Hacer Ör-gülü, yaz›l› olarak flu cevab› verdi:

“Disiplin kurulunun hakk›mda

soruflturma bafllat›lmas› için verdi-

¤i karar› dikkatle okudum. Çok fla-

fl›rd›m. Çünkü ö¤renmifl oldum ki,

baz› insanlar› sevdi¤ini belirtmek,

faflizme karfl› olmak soruflturma

aç›labilecek kadar büyük bir suç-

mufl. Sizlere bu cümleleri sarf et-

memdeki gerekçeleri aç›klamaya

çal›flay›m: Demokratik ve yasal

haklar›n› kullan›rken üzerlerine if-

tiralar atarak, Trabzon halk›n›n

duygular›yla oynayan insanlar›n

sald›r›s›na, küfürlere maruz kalan

gençlere en az›ndan bu kadar›yla

moral olmaya çal›flt›m ve onlar›

sevdi¤imi belirttim.”

Demokratik bir ülke istedi¤ini,demokratik haklar›n› kullanan in-sanlara böyle sald›r›lmas›n› “Fafliz-me karfl› omuz omuza” diyerek k›-nad›¤›n› belirten Dr. Hacer Örgülü,savunmas›n› “hakk›mda sorufltur-ma aç›lacak hiçbir neden görmüyo-rum. De¤erli vakitlerinizi halka, va-tana demokrasiyi çok görenlere so-ruflturma açarak kullanman›z› dile-rim” diyerek bitirdi.

Trabzon’da M‹T’in iflbirlikçiyaratmak çabas›

Trabzon'un Tonya ilçesinde es-nafl›k yapan Yürüyüfl okuru SalihBektafl, 16 Temmuz'da M‹T'ten ol-du¤unu söyleyen kiflilerce telefonlaarand›. Arayanlar, randevu vermeyeçal›fl›rken, Bektafl bu teklifi reddet-ti. Ayn› flekilde daha önce de iflletti-¤i lokantaya müflteri olarak gelenkifliler iflbirlikçilik teklif etmifllerdi.

41

24 Temmuz 2005 / 10

21 Kas›m 2004 tarihinde Mar-din'in K›z›ltepe ‹lçesi'nde, evlerininönünde infaz edilen 12 yafl›ndakiU¤ur Kaymaz ve babas› AhmetKaymaz'›n katledilmesine iliflkindava 21 Temmuz günü Eskiflehir’debafllad›. Mahkeme salonunda infaz-c›lara sahip ç›kan devlet, d›flar›dada, infaza tav›r alan, ölüm mangala-r›n›n cezaland›r›lmas›n› isteyenyüzlerce insan›n üzerine faflistlerisal›yordu.

Ölüm mangalar›

devlet korumas›nda

San›k polisler Mehmet Karaca,Yaflefettin Aç›kgöz, Seydi AhmetÖngel, Salih Ayaz ile avukatlar› Ay-sel Güler ile Selçuk Ayd›n’›n kat›l-d›¤› duruflmaya, müdahil olarak çoksay›da ilerici, devrimci demokratavukat kat›ld›lar.

‹nfazc›lar klasikleflmifl, “öncebize karfl› taraf atefl etti. Biz de ate-flin geldi¤i yöne atefl ettik” savun-mas› yaparken, dillerinin dolaflmas›karfl›s›nda da, yine klasikleflmifl“aradan epey bir zaman geçti hat›r-lam›yorum” liman›na s›¤›nd›lar.

Duruflmada sözalan avukatlar,san›k polislerin delillerin karart›l-mamas› için tutuklu yarg›lanmas›talebinde bulunarak, verdikleri sa-vunmalar›n birer senaryodan ibaretoldu¤unu aç›klad›lar. Mahkeme he-yeti ise san›k polislerin tutuksuzolarak yarg›lanmas› karar›n› vere-rek duruflmay› 24 Ekim'e erteledi.

Polis korumas›nda

faflist sald›r›“Güvenlik” bahanesiyle Eskifle-

hir’e kaç›r›lan duruflmay› izlemeküzere, aralar›nda HÖC’lülerin de ol-du¤u çok say›da parti, sendika veDKÖ Eskiflehir’e gelmiflti. Yaklafl›k500 kifli adliye önünde sloganlaratarak, 12 yafl›ndaki U¤ur’un katil-lerinin cezaland›r›lmas›n› istediler.

Ama, infazc›lara bafl›ndan berisahip ç›kan oligarfli, faflistlerin iple-rini salm›fl, çevre il ve ilçelerdentoplanan faflist güruhun önüne sal-d›r› plan›n› koymufltu.

Aç›klama s›ras›nda polisin mü-dahaleleri ile gerekli “gergin hava”yarat›l›rken, bu esnada 60-70 kiflilikfaflist güruh devreye sokuldu. Bay-rak aç›p provokasyon yaratmaya ça-l›flan faflistler, bir süre sonra polisle-rin gözleri önünde kitleye sopalar,tekmeler ve tafllarla sald›rd›lar. Sal-d›r› esnas›nda, duruflmayla hiçbir il-gisi bulunmayan, o esnada adliyeönünden geçen bir genç linç edil-mek istendi ve hastaneye kald›r›ld›.

Polis ise sald›r›ya karfl› direnen,faflistlerin tafllar›yla yaralanan 5 ki-fliyi gözalt›na alarak, sald›r› esna-s›nda, ayn› anda faflistlerle birliktekitleye sald›rarak, “bu provokasyonbize aittir” diyordu adeta.

Edinilen bilgilere göre; sald›r›öncesi, bizzat emniyet müdürü yön-lendirmesinde esnaflar dolafl›ld› vebayrak asmaya zorland›lar.

Faflistlerin bu cüreti nereden al-d›klar› yoruma bile gerek b›rakma-yacak flekilde aç›kt›r. “Güvenlik”bahanesiyle davay› sürgün edenle-rin, güvenlikten ne anlad›klar› orta-da; adalet isteyenlerin güvenli¤i de-¤ildi bu! Oligarfli, halk›n her türlüdemokratik hakk›n›, adalet talebinifaflistler arac›l›¤›yla bast›rmak, pro-vokasyon yaratmak istemektedir.Trabzon’da TAYAD’l›lar›n linçedilmek istenmesine al›nmas› gere-ken tav›r iflte bu nedenle önemliydi.Halen geç de¤ildir; faflist teröre,provokasyonlara karfl› birlikte tav›ralmak, gerçekleri tüm Türkiye hal-k›na aç›klamak, planlar› bozacakt›r.

K›z›ltepe davas›nda faflist sald›r›infazc›lar›n “yard›mc› gücü” faflistler, halk› sindiremeyecek!

Dersim’de devlet terörü:

Evler Taran›yor!Dersim’de halk› sindirmeye yo-

¤unlaflan oligarfli, terörüne hergün bir yenisini ekliyor. Gerillakarfl›s›nda acze düfltükçe halkasald›r›yor ve “intikam” al›yor.

Merkeze ba¤l› Harçik Mezras›’n-dan kefliften dönen askerler, 19Temmuz gece saat 01.40 sular›n-da, merkez bulunan ‹nönü Ma-hallesi'ndeki evleri yar›m saatboyunca a¤›r silahlarla tarad›lar.Rastgele yap›lan tarama s›ras›n-da halk kendini korumak içinyerlere att›, kurflunlar evlerin içi-ne, duvarlara, camlara isabet etti.

Halk suç duyurusunda bulunacak-lar›n› aç›klarken, Fatma Demiryaflananlar› flöyle anlatt›: “Geceuyuyorduk, bir anda camlar k›r›l-d›. Uyand›¤›m›zda evler taran›-yordu. Çocuklar korkudan ba¤›r-maya bafllad›lar. Böyle fley miolur, ya bize isabet etseydi?”

Mahallede oturan baflka biri ise,biri akrep panzer olmak üzere 3askeri arac›n geçti¤ini ve rastge-le evlere atefl açt›¤›n› söyledi.

Geçti¤imiz günlerde de Ovac›k'tabir kifli J‹TEM’ciler taraf›ndankaç›r›larak iflkence görmüfl,Mazgirt'te yak›lan orman›n 4 günboyunca yanmas›na göz yumul-mufl, Pülümür yolu üzerinde dü-¤ün konvoyunda yeralan bir mi-nibüs de taranm›flt›.

Aleni halk› hedef alan bu sonolayda göstermektedir ki; oligar-fli halkla savaflmaktad›r, halkadüflmand›r.

42

24 Temmuz 2005 / 10

Tecrite, ölüm orucuna iliflkin ha-berler yapan muhabirlerin haberle-rinin burjuva bas›n›n yönetimleri ta-raf›ndan sansürlendi¤ine, bak›lma-dan çöpe at›ld›¤›na iliflkin onlarcaörne¤in de¤iflik zamanlarda yaflan-d›¤› biliniyordu. Kimi platformlar-da bu gerçek bizzat muhabirler tara-f›ndan da dile getirilmiflti.

Ama ilk kez bir köfle yazar›, tec-riti dile getirdi¤i için istifaya zor-land›. Aleni sansür dayatmas› istifa-y› da beraberinde getirdi. Üstelik ohafta, sansürün ilk kez kald›r›l›fl›kutlan›yordu bas›n camias›nda!

Akflam Gazetesi yazar› Ahmet

Tulgar, 17 Temmuz günü köflesindebir mektup yay›nlamak istedi. Mek-tup, F tiplerinden geliyor, tecriti vetecrite karfl› bedenini tutuflturanlar›anlat›yordu. Yani bu ülkenin toprak-lar›nda yaflanan bir sorunu, bu mek-tup arac›l›¤›yla dile getirmek iste-miflti Tulgar. Ayd›n olma gibi bir id-dia tafl›yanlar›n, gönüllü olarak ege-men s›n›flar›n kulu kölesi olmay›reddedenlerin, namuslu her köfleyazar›n›n yapmas› gerekeni yap›-yordu. “Ey insanlar; böyle bir so-

run var, bunlar yaflan›yor bu ül-

kede” diyordu, bir gazeteci sorum-lulu¤uyla. Ama ne mümkündü!

Ahmet Tulgar'a “bu yaz›n›n kö-

flede yeralamayaca¤›, yeni bir ya-

z› yazmas› gerekti¤i” söylendi.

Bunu kabul etmeyen Ahmet Tul-gar, “›srar›n istifa gerekçesi olaca-

¤›n›” söyleyerek onurlu bir tav›r al-man›n ötesinde, kendi düflünce öz-gürlü¤ünü savundu ve gazetenin ya-y›n yönetmeni Serdar Turgut'u ara-d›. Görüflmenin sonunda AhmetTulgar istifas›n› verdi. Serdar Tur-gut da kabul etti.

Tüm burjuva bas›n yay›n organ-lar›, köfle yazarlar›na ne yazaca¤›n›dikte ettirmediklerini, özgür olduk-lar›n›, sansürü asla düflünmedikleri-ni söylerler hep. Ço¤u zaman iliflki-ler böyle de yürümez elbette. “Uya-n›k” köfle yazar›, patronun, oligarfli-nin nabz›n› al›r ve buna ters düfle-cek bir yaz›y› da yazmaz. Daha çoksansürün bu biçimi geçerlidir burju-va bas›nda. Kimi zaman “düflünceözgürlü¤ü” gösterisi için, “ayk›r›”yaz›lara da göz yumulur.

Ama sözkonusu olan tecrit olun-ca, kalemini nabza göre ayarlama-man›n sonucu ortada!

Asla kimse tecritten sözetmeye-cek, bu ülkenin hapishanelerindeinsanlar›n bedenlerini tutuflturduk-lar›n› ve “ya düflüncelerimizle yafla-

r›z ya da ölürüz” diye hayk›rd›kla-r›n› yazmayacak. Burjuva bas›n›n

yöneticilerinin, oligarflinin bu poli-tikas›n› uygulama konusunda bafl›n-dan beri “baflar›l›” bir s›nav verdik-leri aç›kt›r. Tek sat›r haber dahi ola-mayan ölümlerin yaflanm›fl olmas›,baflka türlü nas›l aç›klanabilir.

Bir de bunlar düflünce özgürlü-¤ünden, sansüre karfl› olduklar›ndansözederler. Yaflad›klar›n› dile geti-ren bir mektuba dahi tahammül ede-meyenler, kendisi gibi düflünmeyenherkesin susturulmas›n› isteyendespotlardan baflkas› de¤ildir.

Bu örnek; tecritin egemen s›n›f-lar için ne denli önemli oldu¤unu vesansürün bu politikan›n uygulanma-s›nda ne denli vazgeçilmez oldu¤u-nu göstermektedir. En çok satan ga-zetelerden biri, yazar›ndan an›ndavazgeçebiliyor. Tecritçiler tutsakla-ra “ya düflünce de¤iflikli¤i ya

ölüm” derken, onlar›n iflbirlikçisisansürcüler de, “ya sansüre uy, ya

da istifa” diyorlar. Farkl› düflünce-ye karfl› tahammülsüzlük ayn› kö-kenden besleniyor.

Burjuva medyan›n ulusalc›s›, is-

lamc›s›, AB’cisi, liberali TECR‹T

SANSÜRÜNDE hemfikir. Kat› birflekilde uygulad›klar› bir devlet po-litikas› bu; oluk oluk akan kan›n,kül olmufl bedenlerin, eriyen hücre-lerin üzerinde yükselen sansürcü-lük! Onlar; 120 insan›n katlinden,en az katiller kadar sorumlu olmayadevam edeceklerdir. Ve unutulma-s›n ki, gerçekler sansürcülerden hepgüçlü olmay› sürdürecektir.

Tecrit sansürü ve istifa

ettirilen bir yazar

‹slamc› Kanal 7’nin kadrolar›birer ikifler yükselmeye devamediyorlar. Kanal 7; islamc›l›¤›kontra habercilikle birlefltirmede gösterdi¤i baflar›-n›n(!) meyvesini topluyor. Kanal 7 sunucusu Akif Be-ki, Baflbakan Erdo¤an'›n bas›n sözcüsü oldu.

Ondan önce bu görevde olan Ahmet Tezcan da Ka-nal 7’liydi. Yine, Kanal 7'nin kurulufl döneminde dan›fl-man olan Prof. Dr. Nabi Avc› ve Özkul Eren de, baflba-kan›n dan›flmanlar› aras›nda yeral›yor.

RTÜK seçimi ise tam bir Kanal 7 kadrolar›n›RTÜK’e kayd›rma operasyonuna dönüfltü. Üç Kanal7’li yönetimde yerald›. RTÜK Baflkan› Zahit Akman,Kanal 7’nin Yönetim Kurulu üyesi olmas›n›n yan›s›ra,‹stanbul Büyükflehir Belediyesi'nden iki y›ld›r ihale

alan bir flirketin de yöneticisi.

Bal tuttuklar› için parmakla-r›n› yalamay› kendilerinde hak

gören islamc›lar sadece hükümet kat›nda de¤il, beledi-yelerde de parlak yerlere yükselmeye devam ediyorlar.Bir dönem Kanal 7 Yurt Haberler Müdürlü¤ü yapanAhmet Faruk Yanarda¤, flimdilerde ‹stanbul Büyükfle-hir Belediyesi Bas›n Dan›flmanl›¤›’na getirildi.

Bu atamalar›n s›rr› aç›k; AKP öncesi muhalif haber-lere yerveren Kanal 7’de flimdilerde bu tür haberler ol-mad›¤› gibi, istisnas›z her olayda, hakk›n› arayanlar›suçlu gösteren bir dil hakim. ‹ktidar›n politikalar›n›nmedya cephesinden bafl destekçisi, cansiperane savafl›-yor. ‹ktidar›n suçlar›n› ve zulmünü gizlemek, aklamakda bu iflin olmazsa olmaz›d›r.

Kanal 7’lilerin yükselifli

43

24 Temmuz 2005 / 10

Bir süre önce kurulan Gülsuyu-Gülensu Temel Haklar ve Özgür-lükler Derne¤i, 17 Temmuz günümahalle halk›yla birlikte yapt› aç›l›-fl›n›. Hat›rlanaca¤› gibi, geçen haftada Temel Haklar Federasyonu kuru-larak, Temel Haklar Dernekleri mü-cadelede daha güçlü bir mevziyekavuflmufltu.

Gülsuyu'nda düzenlenen aç›l›flflenli¤ine, 1250 kifli kat›ld›. Aç›l›flilk olarak Temel Haklar önündegerçeklefltirildi. Ard›ndan ÖzgürlükPark›'na gidilerek flenlik burada de-vam etti. Devrim flehitleri ad›nasayg› duruflunun ard›ndan konuflanDernek Baflkan› Tuncay Pat›r, yoz-

laflmaya, yoksullu¤a, y›k›mlara kar-fl›, iflsizli¤e, afls›zl›¤a, adaletsizli¤e,iflbirlikçili¤e, zulme, sömürüye kar-fl› kurulduklar›n› belirterek, “gücü-müz birli¤imizdir. Örgütlü halk ye-nilmez. Gelin birlikte çözelim so-runlar›m›z›, birlikte mücadele ede-lim” dedi. Gürkan K›raç’›n okudu-¤u fliirin ard›ndan, Nurettin GüleçKürtçe ve Türkçe türküler söyledi.Grup Yorum’un sahneye ç›kmas›ylabirlikte coflku daha da artt›. Yorumüyesi Öznur Turan, Kurtköy'deemekçi halka yap›lan y›k›m sald›r›-lar›n› k›nayarak, “onlar›n yan›ndangeliyoruz ve onlar›n yan›nda olaca-¤›z” dedi. Ard›ndan, Grup Yorumtürkü ve marfllar›n› kitleyle birliktesöyledi.

Aç›l›fl s›ras›nda s›k s›k “Yaflas›nÖlüm Orucu Direniflimiz, Kahra-manlar Ölmez Halk Yenilmez,Eyüp Beyaz Ölümsüzdür, KurtuluflKavgada Zafer Cephede” sloganlar›at›l›rken, “Hakl›y›z Kazanaca¤›z”marfl› büyük coflkuyla söylendi.

12 Kas›m 1999’dan bugüne 6 y›lgeçmesine karfl›n, hala insanca ya-flayacak konutlara sahip olamayanDüzceli depremzedeler 13 Tem-muz günü üç otobüsle geldikleriAnkara’da eylemdeydi. Abdi‹pekçi’de ve bay›nd›rl›k bakanl›¤›önünde protesto eylemi yapanDüzce Depremzedeler Derne¤iüyeleri, depremzedeler için tahsisedilen arsalar›n rantiyeci koopera-tiflere peflkefl çekildi¤ini dile ge-tirdiler. “Rantç› Olana De¤il ‹hti-yac› Olana Arsa ve Kredi ‹stiyo-ruz” pankart› açan depremzedelerad›na konuflan Dernek Baflkan›Ayflegül fienol, Mart 2002’de pre-fabriklerden ç›kmalar› istendi¤in-de de Ankara’ya geldiklerini veçözüm için söz verilmesine karfl›ntutulmamas› bir yana, Abdi ‹pekçiPark›'nda süren bekleyifllerinin 72.gününde gözalt›na al›nd›klar›n›,haklar›nda dava aç›ld›¤›n› ve 1.5y›lla yarg›land›klar›n› söyledi.

‘Gelece¤imizi ‹stiyoruz’ yaz›l› si-yah önlükler giyerek bakanl›könüne giden depremzedelerin, ba-kan Faruk Özak ile görüflme talep-leri bakanl›k yetkililerince redde-dildi. Bunun üzerine depremzede-ler sloganlarla AKP’yi protesto et-tiler.

■AKP depremzedeler ile görüflmedi

‹zmir Valisi Yusuf Ziya Göksu, 18Temmuz günü yap›lan veda töre-niyle valilik görevinden ayr›l›r-ken; Bergamal› köylüler de böcekilaçlama makinas› ve süpürgelerlevaliye “hoflçakal” demek için ora-dayd›lar. Halis Toprak’›n sat›n al-d›¤› biletle ‹ngiltere’ye seyahateden ‹zmir Valisi Göksu, görevdeoldu¤u süre içinde, Koza Alt›nfiirketi’nin, siyanürle maden ç›-kartabilmesine izin vermiflti. Ber-gamal›lar “‹zmir'i Kirlettiniz, De-zenfekte Ediyoruz” sloganlar›atarken, 20 köylü gözalt›na al›nd›.

■Bergamal›lar valiyi süpürgeyle “u¤urlad›”

TAYAD, tecrite ve sansüre karfl› bafllatt›¤›Abdi ‹pekçi Park›'ndaki oturma eyleminde670’li günleri geride b›rak›yor. ‹ki y›la yak›nbir süredir F tiplerinde zulme karfl› destan ya-zan yak›nlar›n›n d›flar›daki sesi solu¤u olanTAYAD'l› Aileler, tecrit kalkana ve ölümlerson bulana kadar direnifllerine devam etmekteilk günkü kararl›l›klar›n› tafl›yorlar.

TAYAD’l›lar direniflleriyle, hak arayan di-¤er kesimlere de örnek oluyorlar; Abdi ‹pekçisesini duyurmak isteyenlerin daha etkili kul-land›¤› bir alana dönüflüyor. Geçen hafta daHaber-‹fl Sendikas›’n›n özellefltirmelere karfl›imza stand› vard›. Parkta yine yo¤unlaflan po-lis, TAYAD’l›lar› taciz etme “görevini” ihmaletmezken, muhabirimizi de “resmimizi çek-me” diye tehdit etti.

Eyüp Beyaz’a sahip ç›kt›klar› için, burjuvamedya, iktidar ve son olarak Genelkurmay‹kinci Baflkan› taraf›ndan hedef gösterilenTAYAD’l›lar, bu bask›lar›n kendilerini y›l-d›ramayaca¤›n› belirterek flöyle diyorlar:“Çünkü ölümler sürüyor, tercit sürüyor...”

673. GÜN

Gülsuyu-Gülensu Temel Haklar Aç›l›fl fienli¤i Yap›ld›:

‘Örgütlü Halk Yenilmez’

44

24 Temmuz 2005 / 10

Art›k ak›l sa¤l›¤›n›n da tart›fl›l-maya muhtaç oldu¤u belli olan Ece-vit ortaya bir tafl att›, günlerdir bur-juva bas›n›n birçok köfle yaz›s›ndabu konu tart›fl›l›yor. Konu, son Os-manl› Padiflah› Vahdettin’in hainolup olmad›¤›.

Burjuva yazarlar›n ve tarihçile-rin tart›flmas› bofla kürek çeken birdo¤rultuda sürüyor. Bu tart›flma as-l›nda dünün de¤il, ayn› zamandabugünün tart›flmas›d›r ve burjuvazi-nin bunu bugünle birlefltirerek tar-t›flma cesareti yoktur.

*

Tart›flman›n bafllang›c›n› izleme-mifl okurlar›m›z için k›saca Ece-vit’in tart›flmay› bafllatan sözlerinihat›rlatal›m.

Ecevit, “durduk yerde”, belki deAmerika’dan bir yerlerden ald›¤›“ulvi” bir ilhamla, Vahdettin içinflöyle dedi: “O bir hain de¤ildir. Ba-

zı hofl olmayan fleyleri mecburen

yapmıfltır... Ben Vahdettin için hiç-

bir zaman hain demedim. Çünkü ne

kadar zor koflullar altında padiflah-

lık yaptı¤ını biliyorum. Ülke iflgal

altındaydı. Ordusu kalmamıfl. Bu

koflullar altında bile birçok önemli

ifl yaptı... Kurtulufl Savaflı'na açık-

tan olmasa da belirgin flekilde des-

tek oldu.”

*

Ecevit’in ak›l sa¤l›¤› tart›fl›labi-lir ama bu sözleri bir “bunaman›n”de¤il, tersine yapt›klar›n›n bilincin-de birinin sözleridir. Gerçekte “dur-duk yerde” edilmemifltir.

Bu sat›rlar, Ecevit’in kendi va-

tan hainli¤inin tarih karfl›s›ndakizavall› savunmas›d›r.

Yukar›daki paragrafta Vahdettingeçen yerlere, Ecevit ad›n› koyun,Ecevit’in kendi savunmas› olur.Çünkü o da iktidar koltu¤una otur-du¤u tüm süreçlerde, özellikle deTahkim Yasas›’n› ç›kard›¤›, 19 Ara-l›k katliam›n› gerçeklefltirdi¤i soniktidar›nda, ayn› Vahdettin gibi dav-ranm›fl ve iktidar koltu¤undan uzak-laflt›r›ld›ktan sonra sanki bunlar› ya-pan kendisi de¤ilmifl gibi, IMF’yekarfl› ç›kmaya, “ulusalc›” demeçlervermeye bafllam›flt›r.

Herhalde Ecevit de, iktidar kol-tu¤unda oturdu¤u dönemlerde, Vah-dettin gibi “baz› fleyleri mecburen

yapm›fl”!!!

TBMM’yi gecelere kadar çal›flt›-r›p emperyalistlerin istedi¤i TahkimYasas›’n› ç›kartan, tekellerin huzuruiçin tutsaklar›n oluk oluk kan›n› dö-ken Ecevit, tarih karfl›s›nda kendisi-ni “mecburen yapt›m“ diyerek sa-vunmay› düflünüyorsa, bofluna! Ta-rih bu savunmay› kabul etmez.

O da bir vatan haini ve halk düfl-man›d›r, ayn› Vahdettin gibi.

*

Vahdettin’in bir hain ve iflbirlik-çi oldu¤una hiçbir kuflku yoktur.

Tarihi belgeler ve belgelerin deötesinde tarihsel olaylar›n seyri,

Vahdettin’in ihanetini tart›fl›lama-

yacak kadar aç›k biçimde ortayakoymaktad›r.

Bafl›nda oldu¤u ülkenin emper-yalistler taraf›ndan iflgal edilmesinikuzu kuzu kabul etmek, tek bafl›navatan haini olarak adland›r›lmakiçin yeter nedendir.

Anadolu’nun kurtuluflu için sa-vaflanlar hakk›nda idam ferman› ç›-karmak, katmerli vatan hainli¤idir.

Vahdettin’in atad›¤› SadrazamDamat Ferit’in Amiral Calthorpe'aflöyle dedi¤i tarihen belgelidir:“Padiflahın ve benim yegâne ümidi-

miz, Allah'tan sonra ‹ngiltere'dir."

Ayn› Vahdettin’in Kurtulufl Sa-vafl›’n› yürüten önder kadronun kur-du¤u Ankara Hükümeti’nin D›fliflle-ri Bakan›’n›n belgelerini çald›r›pbizzat kuryeyle ‹ngilizler’e gönder-di¤i de tarihen belgelidir.

Ve ayn› Vahdettin’in ‹ngilizler’-den “bir an önce idareyi ele alma-

lar›n› istedi¤i” de belgelidir.

Karfl›l›¤›nda kazand›¤› taht›ndaoturmaya devam etmek ve “savaflsuçlusu” olarak yarg›lanmaktankurtulmakt›r.

Bu alçakl›klar› ne Ecevit, ne debir baflkas› tarihten silebilir mi?

*

– Vahdettin Hain Mi De¤il Mi Tart›flmas› –

Tart›flt›klar› Vahdettin De¤il, Kendileridir

Vahdettin

Kimdir?Sömürgeciyken

yar›-sömürge duru-muna düflen Osmanl›

‹mparatorlu¤u’nun son padiflah›d›r.VI. Mehmet olarak da bilinir.

13 Temmuz 1918’de tahta geçti.

K›sa süre sonra, akrabas› olanve ad› tarihe vatan hainli¤inin sim-gesi olarak geçecek Damat Ferit

Pafla’y› sadrazaml›¤a (bugününbaflbakanl›¤›) getirdi.

1. Paylafl›m Savafl›’n›n galipemperyalist devletleriyle “gerekli

görecekleri her yeri iflgal edebile-ceklerine dair” bir anlaflmay› kabuletti. Ondan sonra da tamamen iflgalkuvvetlerinin talimatlar›n› yerinegetiren bir padiflah ve halife oldu.

‹flgal kuvvetleri meclisi da¤›tdedi, da¤›tt›, Anadolu’da kurtuluflsavafl›n› yürütenler hakk›nda idamfermanlar› ç›kartt›. Anadolu Kurtu-lufl Savafl› zafere yaklaflt›¤›nda, öl-dürülmekten korktu¤unu belirterekiflgal kuvvetlerine s›¤›nd› ve Mala-ya adl› ‹ngiliz z›rhl›s›yla bir faregibi padiflah› oldu¤u ülkeden kaçt›.

‹talya’n›n San Remo flehrineyerleflti ve 1926’da orada bir vatanhaini olarak öldü.

45

24 Temmuz 2005 / 10

Oligarflik iktidar›n her kademesi,tepeden t›rna¤a Vahdettinler’le do-ludur. Bu yüzden tüm Vahdettinler“Ecevit do¤ru söylüyor” diye at›l-d›lar. Vahdettin’i bile aklarlarsa,kendilerini de aklam›fl olacaklard›.

Hepsi günümüzdeki emperyalistiflgalin savunucular›d›r. Hepsi, Vah-dettin gibi emperyalistlerle iflbirli¤iiçindedirler. Ve hepsi, bu ülkede birdevrim oldu¤unda Vahdettin gibi,emperyalistlere s›¤›nacaklard›r.

Burjuva siyasetin çürümüfllü¤ü-ne bak›n ki, “Vahdettin hain de¤il-

di” tezine, ç›ka ç›ka Vahdettin-ler’den biri olan Demirel karfl› ç›kt›.

“Dün dündür, bugün bugündür”felsefesine s›k› s›k›ya ba¤l› olanDemirel’in aç›klamas› kuflkusuz nevatanseverli¤inden, ne vatan hainli-¤ine karfl› oluflundand›r, ne de tarihesayg›s›ndan. Onun da kendi hesap-

lar› vard›. Vahdettin’in hain olmad›-¤› düflüncesi, olsa olsa fleriatç›lar›nifline yarard›, o “laik” cephede yeri-ni alarak, yeniden oligarflinin düze-ninde bir misyon üstlenebilir, yeni-den koltuk sahibi olabilirdi.

*

Vahdettin’in “vatan haini” olma-d›¤›n› savunanlar›n bafl›nda ötedenberi Osmanl› özlemcisi islamc›larvard›r.

Vahdettin’in tek s›fat› Osmanl›Padiflahl›¤› de¤ildir, o ayn› zaman-da tüm müslümanlar›n halife’sidir.

Peygamberin temsilcisi olan birhalife, nas›l dünyan›n en afla¤›l›k s›-fatlar›ndan biri olan vatan hainli¤iy-le birlikte an›labilirdi! ‹slamc›lar,iflte bu yüzden, “halife”nin namusu-nu kurtarmak için onun ‹ngiliz em-peryalizmiyle iflbirlikçili¤ini meflru-laflt›rmaya çal›flm›fl, hatta “Kurtulufl

Savafl› için Mustafa Kemal’i Vah-dettin görevlendirdi” gibi saçmal›k-lardan medet ummufllard›r. Amagerçek halife Vahdettin’in bir hainoldu¤udur. Vahdettin, hangi s›fatlar›tafl›yor olursa olsun, tüm vatan ha-inleri gibi bir alçakt›r. Korkakt›r veç›karlar› için vatan›n›, halk›n› veümmetini ve “hilafet kaftan›n›” sat-makta hiçbir mahzur görmemifltir.Anadolu halk› emperyalizme karfl›savafl›rken, o Anadolu halk›n› katle-den emperyalistlerin gemisine binipkaçm›flt›r ülkeden.

*

Sözün özü, Vahdettin hain de¤ildiyenler, ya kendileri de vatan ha-inidir, Vahdettin’i aklayarak kendi-lerini de ‘masum’ göstermeye çal›fl-makta ya da vatan hainli¤ini “nor-mal” görecek kadar vatan duygu-sundan ve halk sevgisinden yoksun,kimliksizleflmifl kiflilerdir.

‹flgal alt›ndaki topraklarda yeni bir fley yok:

Siyonizm katlediyor,

Filistin direniyor

‹srail, 14-15 Temmuz’da Filistin topraklar›na bombaya¤d›rd›. Siyonist katliamc›lar 14 Temmuz’da Gazze fieri-di’ndeki Filistin Mülteci Kamp›’nda Hamas’a ait bir kül-tür merkezine füze saldırısı düzenlerken, Filistinli direnifl-çiler, sald›r›ya roket sald›r›s›yla misillemede bulundular.

Bu eylemin ard›ndan ‹srail sald›r›lar› süreklilik kazan-d›. Bat› fieria’da, Gazze’de peflpefle do¤rudan hedef al›na-rak evlere, iflyerlerine araçlara sald›r›lar düzenlendi. Sald›-r›larda ona yak›n Hamas ve ‹slami Cihad üyesi katledildi.

Siyonist katliamc›lara sald›r› emrini bizzat Baflbakanfiaron’un verdi¤i aç›kland›.

‹srail Savunma Bakan Yardımcısı Zeev Boim, ayn› günyapt›¤› aç›klamada “artık kimse Mahmud Abbas’a güven-

miyor” dedi.

Dün fiaron’la el s›k›flan Mahmud Abbas da bugün ‹sra-il’in “hedefleri” aras›na girdi. ‹flbirlikçilik, Filistin’de birkez daha “iflgal” gerçe¤ine çarpm›fl, direnifli k›ramam›flt›r.

Geçen haftan›n en önemli geliflmelerinden biri de Filis-tin’deki “iç çat›flma” idi. Abbas’›n emriyle Filistin polisi-nin Hamas üyelerine sald›r›s› üzerine ç›kan çat›flmada 2Filistinli öldü, 10’u aflk›n Filistinli de yaraland›.

ABD-‹srail planlar›n› kabul ederek, Filistin direniflinitasfiye planlar› yaparak kimse Filistin’de silahlar› sustura-maz.

'Millitarizme ve fiovenizme Karfl›' Ayd›nlar Bildirisi

“Kürt” ve “Türk” ayd›nlar› ad›yla yap›lan vetemelde devlete de¤il PKK’ye “ateflkes” ça¤r›s›n-da bulunan bildirilerin ard›ndan, bir üçüncü “ay-d›nlar bildirisi” daha yay›nland›.

Aralar›nda; Haluk Gerger, ‹smail Beflikçi, Ra-g›p Zarakolu, Varl›k Özmenek, Ferhat Tunç, Ah-met Telli, Suavi Saygan, Hasan K›yafet, Emin Ka-raca, fiükrü Erbafl, Cahit Berkay, Vedat Sakman,Nurettin Güleç, fianar Yurdatapan, Nihat Behramgibi isimlerin yerald›¤› 102 imzal›, 'Millitarizmeve fiovenizme Karfl›' bafll›kl› bildiri, ilk iki bildiri-ye de ayn› zamanda bir “elefltiri” niteli¤i tafl›yor.

Bildiride; faflist bask›, katliam, infaz, flovenistpolitikalar elefltirilerek, emekçilere, demokratikkitle örgütlerine “birleflik cephede buluflal›m”ça¤r›s› yap›l›yor.

Bu arada, ilk iki bildiriyi, Kürt milliyetçi hare-keti teslimiyete zorlamak, PKK’yi bölmek içinkendilerine malzeme yapan burjuva medya sansüruygulad›. Edinilen bilgiye göre, bildiri Radikal,Milliyet ve Cumhuriyet gazetelerinde ilan olarakyay›nlat›lmak istendi, ancak olumsuz cevap al›n-d›. Böylece, burjuva medyan›n, liberallerin “bar›fl-tan” söz edenlerin, “biz, bizim gibi düflünen, ege-men politikaya hizmet edene ayd›n deriz” anlay›-fl› da ortaya ç›k›yor.

46

24 Temmuz 2005 / 10

Tekeller yeni bir “müjdenin” daha reklam›n› yapt›largeçti¤imiz haftalarda.

“Misvak öözlü ddifl mmacunu çç›kt›!”

Misvak, modern ça¤ öncesi difl temizli¤inde kullan›-lan bir tür a¤aç ve bu a¤açtan yap›lan “difl f›rças›”.Daha yayg›n olarak islamiyetle bütünleflmifltir vePeygamber kulland›¤› için kullan›m›n›n da “sünnet”oldu¤u söylenir. Hatta, baflka yararlar› oldu¤u bilesöylenir...

Tüm bunlar, tekellerin a¤›zlara misvak kokusu sal-mas› için yeter de artard› bile.

‘Misvak özlü difl macunu’nu üreten Colgate; tekelle-rin kar için her k›l›¤a girece¤inin, onlardan her türlü‘numaran›n’ beklenmesi gerekti¤inin örne¤ini veri-yor. Kapitalistlerin, kar için sömürmeyece¤i hiçbirde¤er, inanç yoktur. Hatta hristiyanl›¤a, müslüman-l›¤a ait simgelerin ürünlerin ad› olmas› ya da simge-lerinin yap›flt›r›lmas›, s›kça rastlanan bir durumdur.

Bu konuda özellikle son y›llarda oldukça fazla örnekde “yeflil” k›l›¤a girmifl sermayeden sürüldü pazara.“Mekke kola”, “Zemzem kola”, markal› tesettürler...‹nanc›n kapitalist pazara sürüldü¤ü bu alan, tekel-ler için oldukça karl›d›r.

‹slamc›lar da kapitalizmin tüketim kültürüne ayak uy-durunca, ortaya uyumlu bir islami kapitalizm ç›kar.

Tekellerin dini, iman› yoktur; ama pekala dini inanç-lar› ranta çevirmesini çok iyi bilirler.

***

“Hay›r kkurumu”, kkar vve PPazar’darekabet...

Normalde yanyana gelemeyecekkavramlar, biliyoruz; ad› üstünde“hay›r kurumu”nun kar ile, pazar-da baflka kurulufllarla rekabet ilene ilgisi olabilir ki!

Diyarbak›r K›z›lay T›p Merkezi’nin, K›z›lay Genel Mü-dürlü¤ü taraf›ndan, “karl› olmad›¤› ve di¤er sa¤l›kkurulufllar› karfl›s›nda yetersiz kald›¤› gerekçesiylekapat›ld›¤›n›” okuyunca, bir kez daha kokuflmuflkapitalist düzende, “hay›r kurumu”nun da “hay›r”lailgisinin olmayaca¤›n› gördük. Daha önce de Mer-sin’deki merkez bu gerekçeyle kapat›lm›flt›.

Tam bir ya¤ma yerine dönüfltü¤ü özellikle Marmaradepremi sonras› iyice ortaya ç›kan K›z›lay, halktanücretsiz ald›¤› kanlara nas›l bakt›¤›n› da böylece or-taya koymaktad›r. Kanla beslenen bir düzenin enköklü “hay›r kurumu” da, ancak kan tüccar› olur.Sa¤l›k bu denli ticarilefltirilirse, K›z›lay da utan›p s›-k›lmadan, kendisinden modern t›p cihaz› talepeden Diyarbak›r K›z›lay T›p Merkezi Müdürü’ne,“rekabet gücünüz yok, zaten kar da etmiyor” diye-rek, “kapatt›k” cevab› verir.

Elbette mesele K›z›lay’›n yönetiminde, kokuflmufllu-¤unda de¤ildir. Bu bir anlay›fl›n, kültürün tezahürü-dür. Her fleyin sat›l›k oldu¤u, pazar için üretildi¤i birsistemde, beyinler baflka türlü çal›flm›yor. Hele busistem, Türkiye gibi çarp›k bir kapitalizm ise perva-s›z bir flekilde maliye bakanlar› ç›k›p “paray› verendüdü¤ü çalar” diye her fleyi sat›yor, çocuklar›m›z›nilaç tekellerine denek olmas› için yasalar ç›kar›l›yor.

Hiçbir fleyin halk›n ihtiyaçlar› için üretilmedi¤i, herfleyin kutsal serbest piyasa için, kapitalist pazar içinoldu¤u batakl›ktan her gün tiksindirici kokular yay›l-maya devam ediyor.

Tekeller kariçin her k›l›¤a

girer

‹flyeri iflgali

kazan›mla sonuçland›

‹stanbul Küçükköy’de kurulu bulunanGörsel Plastik A.fi. patronunun, Lastik-‹flSendikas›'nda örgütlü iflçileri iflten atmas›n›nard›ndan, iflçiler 20 Temmuz günü iflyeriniiflgal ettiler. Eyleminin ard›ndan patron iflçi-lerin taleplerini kabul etmek zorunda kald›.

100 iflçinin çal›flt›¤› fabrikada, yasad›fl›bir flekilde, “hiçbir flekilde sendikaya izinvermeyece¤im” diyen patron, sendika çal›fl-mas› sürdüren 6 iflçiyi iflten atm›flt›. Lastik-‹fl‹stanbul fiube Baflkan› Fedai Öztürk’ün deoldu¤u 50 iflçi, fabrikay› iflgal ettikten sonrataleplerini aç›klad›. ‹flten atmalar›n durdu-rulmas› ve at›lan iflçilerin geri al›nmas› ta-lepleri, 6 saat sonra kabul edildi.

D‹SK’e ba¤l› Oleyis üyesi‹zmir Hilton iflçilerinin grevi-nin 42. günü olan 20 Tem-muz’da bir aç›klama yapan ifl-çiler, ücret zamm› ve örgütlen-me haklar›n› korumak için sür-dürdükleri direniflin, bugün ül-kemizde devam eden en büyükgrev oldu¤unu dile getirdiler.‹flçiler, sendikal örgütlülü¤üntasfiye edilmek istenmesineizin vermeyeceklerini belirtti-ler. Patronun grev süresincemaddi kayb›n›n büyük olmas›-na karfl›n, taleplerini kabul et-memesinin nedenleri aras›nda,sermayenin, sendikal hareketin

sonuç al›c›bir direniflgöstereme-yiflinden ce-saret ald›k-lar›n›n alt›n› çizdiler. Dayan›fl-man›n yok denecek düzeydeoldu¤unu söyleyen iflçiler,“Hilton mücadelemiz bununcanl› bir örne¤i olarak yaflan-maktad›r” dediler. “‹flveren,Oleyis’in örgütsel ve parasalolanaklar› itibar›yle zay›f du-rumda oldu¤unu ve grevi gözealamayaca¤›n› hesaplam›fllar-d›r.” diyen iflçiler, dayan›flma

ça¤r›s›nda bulundular.

Hilton Grevi Kazanmal›!

Devrimci demokratik güçler,Trabzon’da 6 Nisan’da ve izleyensüreçte sivil faflistlerin, polisin,valili¤in sistemli bir sald›r›s›ylakarfl› karfl›ya kald›lar. Bu süreçtebaz› devrimci demokratik güçler,sald›r›n›n karfl›s›nda gerekti¤i gi-bi duramad›lar, kimileri tereddüt-lü, istikrars›z tav›rlar sergilediler.

HÖC, bu konuda bafltan itiba-ren bir yandan sald›r› karfl›s›ndadirenirken, bir yandan da teslimi-yetçi veya tereddütlü tav›rlar›elefltirdi. Bu elefltiriler karfl›s›ndadevrimci bir muhasebe ve özelefl-tiri yerine, gerçekle ilgisi olma-yan savunmalar gelifltirildi. Butür “savunma” yaz›lar›ndan biride geçti¤imiz günlerde ‹flçi-Köy-lü Gazetesi’nde yay›nland›. Trab-zon HÖC’ün bu yaz›ya iliflkinaç›klamas›n› özet olarak aktar›-yoruz:

***

Mücadeleyi küçük

hesaplara kurban et-

meyin! ‹flçi-Köylü Gazete-si'nin 15-28 Temmuz 2005 tarihlisayısında KTÜ-YDG imzalı biraçıklama çıkmıfltır. AçıklamadaYürüyüfl'ün 6. sayısında kendile-rini de konu alan haber "gerçe¤e

dayanmamaktadır" diye elefltiril-mifltir. KTÜ-YDG meydandaHÖC ve ESP'nin yapaca¤ı basınaçıklamasına ça¤rılmadı¤ını,kendilerinin "E¤itim-Sen'in ka-patılması" konulu bir açıklamayaça¤rıldıklarını, bu ça¤r›y› da "kit-

lemiz hazır de¤il" diye de¤il, “bi-

leflenler içinde E¤itim-Sen olma-

d›¤ı” için kabul etmedikleriniyazmıfltır.

KTÜ-YDG, sürecin gerekleri-ni yerine getirmemifl olmanınkompleksiyle gerçe¤i söyleme-mektedir.

YDG Temsilcisi’yle meydan-daki gayri-meflru yasa¤ın kırıl-ması noktasında defalarca konu-flulmufl tartıflılmıfltır. Meydanda

basın açıklaması yapmak o güniçin yasa¤ın ardından ilkti. Kafa-lar bir sürü tereddüt kaygı barın-dırıyordu. YDG Temsilcisi bunun"provokasyona malzeme vermek"

olaca¤ı noktasındaki tereddütleri-ne ra¤men saatlerce konuflulupikna edilmifl, fakat daha sonra"kitlemiz hazır de¤il" diyerekaçıklamaya katılmayı reddetmifl-tir. Açıklama konusu baflta E¤i-tim-Sen'in kapatılmasıydı ancakmuhtevası sonradan geniflletildi.Ki, YDG Temsilcisi bundan dahaberdardır. Son ana kadar defa-larca ça¤ırılmıfltır. Hatta açıkla-madan 2 saat önce yap›lan görüfl-mede HÖC Temsilcisi’nin, “kit-

lesi hazır de¤ilse temsili de katı-

labileceklerini” belirtmesi üzeri-ne yasakl› meydana ç›kmay› “sa-

dece kitlemiz hazır de¤il diye de-

¤il, bence çıkmak yanlıfl” diyerekkabul etmemifltir.

Bunlara ra¤men bugün "ha-

berdar olmadıklarını", "kitlemiz

hazır de¤il demediklerini" iddiaetmeleri, aç›kças› yaland›r.

HÖC ve ESP meydan yasa¤ı-nı kırdıktan sonra Trabzon'dameydanda ve di¤er yasak yerler-de defalarca açıklama yapılmıfltır.E¤er bizim meydan yasa¤›n› k›-ran açıklamam›zda faflist bir sal-dırı olsaydı "iflte biz dedik provo-

kasyona malzeme verildi" diye-ceklerdi. Ama süreç farklı iflle-mifltir. Saldırı olmamıfl herkesalana çıkar olmufltur. Meydan ya-sa¤ı geçersizlefltirilmifltir ve bun-da hiçbir payı, eme¤i olmayanYDG sorumsuzlu¤unu, cüretsiz-li¤ini, küçük hesapçılı¤ını ger-çekleri çarp›tarak kapatmaya ça-lıflmakta, köylü kurnazlı¤ı yap-maktadır.

Hiçbir hesabı tutmamıfl yalansöyleyerek kendini aklamay› gö-ze almıfltır. Bunu hiçbir flekildekabul edemeyiz, buna izin de ver-meyiz. Devrimci mücadele kim-senin küçük hesaplarına kurbanedilemez.

47

24 Temmuz 2005 / 10

✔✔ “Tarihi Görev” Mi, “BOP Görevi” Mi ?

BM’nin “medeniyetler ‹ttifak›” projesine‹spanya Baflbakan› Zapetero ve Türki-ye Baflbakan› Tayyip atand›...

Burjuva bas›n “Erdo¤an’a tarihi görev”verildi¤ini müjdeleyerek, dinlerin bu-luflmas›ndan, dünya bar›fl›ndan, “me-deniyetler çat›flmas›”ndan “medeni-yetler ittifak›”na geçiflten sözetti. Ge-çin bu masallar›. AKP’nin bu projedekirolü, emperyalizmin yükledi¤i ““›l›ml› iis-lam” tafleronlu¤undan baflka bir fleyde¤ildir.

✔✔ Bol ‘SIFIR’l› E¤itim Ortaö¤retim Kurumlar› Ö¤renci Seç-

me ve Yerlefltirme S›nav›’nda 65 bbin öö¤-renci “0 puan” ald›.

Milli E¤itim Bakan› Hüseyin Çelik, bue¤itim sistemi rezaletini, “üç yanl›fl birdo¤ruyu götürdü¤ü için...” diye bir saç-mal›kla savunmaya çal›fl›p, “bizim müf-redat›m›z›n sonuçlar› henüz ortaya ç›k-mad›” diyerek de suçu önceki iktidarla-ra y›kmaya çal›flt›.

Bakan Çelik, ö¤rencilerin en baflar›-s›z oldu¤unu belirtti¤i “matematik”tekibaflar›s›zl›¤›, kuran kursu hocalar›yla m›aflacak acaba gelecek y›la kadar? Bu“s›f›r”lar asl›nda ö¤rencilerin puan› de¤il,oligarflinin e¤itim sisteminin puan›d›r.

✔✔ Adalet için yanl›fl adres“Genelkurmay'›n sözde vatandafl diye-

rek Kürtler’i hedef göstermesi... TCKve C‹K ile genel düzenlemeler bir bütünolarak ayr›mc›l›¤› tamamlamaktad›r. Bukoflullarda adil yarg›lanman›n hiçbir ze-mini kalmam›flt›r. Mevcut gerçekler›fl›¤›nda TC'den adalet beklemek bizcebir yan›lg›d›r. Bu çerçevede Lahey Ada-let Divan› ve Birleflmifl Milletler'e bafl-vurarak adil yarg›lanma için tarafs›z,uluslararas› bir mahkeme talebinde bu-lunuyoruz.”

Bu al›nt› PKK’li tutuklular›n 12 Temmuztarihli aç›klamas›ndan al›nd›. TC’denadalet beklenemeyece¤i ne kadardo¤ruysa, adaleti BM’de, Lahey’dearamak da o kadar büyük yanl›fl. Do¤-ru adres, halk›n iktidar›!

not düflüyoruzTrabzon HÖC’den Aç›klama

48

24 Temmuz 2005 / 10

‹ngiltere hükümeti, 7 Tem-muz’daki bombalama eylemlerininard›ndan zaten bir süredir haz›rl›¤›-n› yapt›¤› “yeni terör yasas›”n› ç›-kartmak için harekete geçti.

Haz›rlanan yeni yasaya göre,“bombalı saldırılar ve benzeri ey-lemleri ‘övmek’ suç say›lacak, in-ternet sitelerinden bomba yapımıgibi konularda e¤itim alan kifliler deyargıç karflısına çıkarılabilecek, ara-ma konusunda polise daha geniflyetkiler tanınacak, yabanc›lara yö-nelik soruflturma aç›lmas› kolaylafl-t›r›lacak...

Hiç kimsenin kuflkusu olmas›nki ‹ngiltere Hükümeti’nin elinde da-ha baflka “terör yasas›” taslaklar› dahaz›rd›r. 11 Eylül 2001’den bu yana‹ngiltere de dahil olmak üzere he-men tüm Avrupa ülkelerinde bumuhtevada yasalar ç›kar›ld›. Pek-çok ülke, bir yasayla yetinmeyiphak ve özgürlükleri k›s›tlayan “teröryasalar›n›” peflpefle ç›kard›lar. “Te-rör” demagojisine yaslan›p, öncekiy›llarda tan›mak zorunda kald›klar›hak ve özgürlükleri birer birer t›r-panl›yorlar.

‹ngiltere’yle ayn› gün ‹sviçreAdalet Bakan› Christof Blocher de,iç güvenlik için telefonlar›n ve di-¤er haberleflme araçlar›n›n dinlen-mesi için gerekli yasal düzenleme-leri yapacaklar›n› aç›klad›. Ve ayn›gün Almanya “3. Güvenlik Pake-

ti” ad›n› verdi¤i bir baflka yasa ha-z›rl›¤›n› gündeme getirdi.

Fakat görünen gerçek flu ki, bun-lar›n hiçbiri emperyalistlerin korku-sunu sona erdiremeyecek. Emper-yalistler, pervas›zca iflgal ve talanpolitikalar›n› sürdürdükleri koflul-larda, kendi ülkelerinde de kaç›n›l-maz olarak “daha fazla yasak ve

bask›”ya baflvuracaklard›r.

‹lginçtir, Genelkurmay 2. Baflka-n› ‹lker Baflbu¤, “bizde de ‹ngilte-

re’deki terör yasalar› olsun yeter”

diyordu ama ‹ngiltere de kendi “te-rör yasalar›n›” yeterli bulmuyor.Emperyalistlerin ve iflbirlikçilerin“bask›, daha fazla bask›, yasak

daha fazla yasak” fleklindeki ruhhalini bu durum oldukça çarp›c› birflekilde ortaya koyuyor. Durmaks›-z›n yeni ve daha a¤›r, daha bask›c›yasalar ç›karmak, emperyalistler veiflbirlikçileri için art›k vazgeçilmezpolitikad›r.

‹ktidar himayesinde

›rkç› sald›r›lar

Londra’daki bombalama eylem-lerin ard›ndan emperyalistlerin elalt›nda tuttu¤u ›rkç› örgütlenmelerede yol verildi, islami kurum ve kifli-lere yönelik 100’ün üstünde sald›r›gerçeklefltirildi.

Camiler molotoflan›p tafllan›r,›rkç› tehdit sloganlar› yaz›l›rken,Nottingham’da 10 Temmuz’da Pa-kistan as›ll› bir kifli dövülerek katle-dildi. Ama daha ilginç olan, “de-mokrasinin befli¤i”nde ve genel ola-rak tüm Avrupa’da bu linç sald›r›s›-n›n sessizlikle geçifltirilmesiydi. Ay-n› “geçifltirme” ülkemiz bas›n›ndagörüldü.

Ülkemizdeki sivil faflist hareke-tin “spor klüpleri taraftar dernekle-ri”ni kullanmalar› gibi, ‹ngiltere’dede müslümanlara sald›r› 盤›rtkanl›-¤›n› yapanlar›n bafl›nda “fanatik ta-raftarlar” denilen holiganlar vard›.

Emperyalistler, yeni “terör yasa-lar›” ç›karabilir, ›rkç› güçleri hare-kete geçirebilir, üç bin de¤il 300 binkamera daha yerlefltirebilirler. Amaemperyalist haydutluk böyle sürdü-¤ü müddetçe, bu yöntemlerin hiçbi-ri halklar›n öfkesini durdurmayayetmez. Halklar›n kan› döküldükçe,bu kan›n yüreklerde öfkeyi, kini bü-yütece¤i ve bu öfkenin flu veya bubiçimde kendini ortaya koyaca¤› si-yasal, sosyal bir gerçektir.

Yanda resmini gör-dü¤ünüz bu uçaklar, B-52 bombard›man uçak-lar›d›r. Irak’›n iflgali s›-ras›nda bu uçaklar›n on-larcas›, ‹ngiltere’nin Fa-

irford adl› askeri üssün-den havaland›lar ve Irakhalk›n›n üzerine bomba-lar ya¤d›rd›lar.

fiimdi ‹ngiltere’debombalar›n patlamas›nda flafl›lacak hiçbir fley yok.

2003 Mart’›nda Irak, gökten ya¤d›r›lan bombalarla yerle bir edilir, bin-lerce yoksul Irakl› “sivil” katledilirken, bu katliamlardan birinin görüntü-lerinin El Cezire taraf›ndan yay›nlanmas› üzerine ‹ngiltere D›fliflleri Baka-n› Jack Straw flu aç›klamay› yap›yordu: “Sivil kay›plar harekat›m›z›

durduramayacak!”... Bu sözü söyleyenlerin flimdi “sivillerin hedef

al›nmas›na” bir söz söylemeye haklar› olabilir mi?!

Yine 2003 Mart’›nda ‹ngiliz askeri güçleri, Basra’y› kuflatm›fl, yüz-

binlerce Basral›’y› günlerce susuz b›rakm›fl ve içindeki “sivil”lerle,yafll›larla, çocuklarla birlikte tüm Basra’y› “askeri hedef” ilan etmifllerdi.

Tüm bir flehri “askeri hedef!” ilan edip bombalarla yak›p y›kanlar,daha o günden Londra’y› da hedef haline getirmifllerdi zaten.

Londra’da yyine bbombalar ppatlad›

‹ngiltere'de yyeni tterör yyasasıSömürgeci vahfleti sürdürdü¤ünüz müddetçe,

daha çok yeni yasalara ihtiyac›n›z olacak.

“Sivil kkay›plar hharekat›m›z›durduramayacak!” diyenler,

ektiklerini bbiçiyor!

49

24 Temmuz 2005 / 10

dünya

Avrupal› çiftçiler, Brüksel’de gös-teri düzenledi. Avrupa’n›n dört biryan›ndan pancar üreticisi 7 bin ki-flinin kat›ld›¤› gösteride, ‘fiekerPiyasas› Reformu’nun çiftçilerinsonu olaca¤› dile getirildi. Pancarkostümleri giyen üreticiler, bo-yunlar›n› giyotine uzatarak,AB’nin politikalar›n›n kendileri-nin ölümü olaca¤›n› betimlediler.

■Çiftçilerden AB Tar›m Politikas›na Protesto

Nürnberg Halk Kültür Evi, CemalKaratafltan isimli Türkiyeli mülte-cinin, Türkiye’ye iade edilmek için5 ayd›r tutuklu bulundu¤u Nürn-berg Hapishanesi’nde 6 Tem-muz’dan bu yana açl›k grevinde ol-du¤unu duyurdu. 2 y›ld›r ilticac›olan ve politik düflüncelerinden do-lay› askerden firar etmesi nedeniy-le bask› görece¤i aç›k olan, Kara-tafltan’›n, ayn› zamanda doktorlartaraf›ndan verilmifl bulunan,“psikolojik sorunlar› var. Türkiye’-ye gönderilemez ve uça¤a binmekiçin sa¤l›kl› de¤il" raporu mevcut.

■i adeye karfl› açl›k grevi

Kolombiya'da, gerilla güçlerininAmerikanc› orduyla çat›flmalar›sürüyor. FARC’tan sonra ülkedekien büyük gerilla örgütü olan Ulu-sal Özgürlük Ordusu (ELN) geril-lalar› ile askerler arasında 14 Tem-muz’da yaflanan çat›flmalarda, 15gerillan›n yaflam›n› yitirdi¤i aç›k-land›. Çat›flman›n, Camundi böl-gesi yakınlarında meydana geldi-¤ini aç›klayan ordu, kendi kay›p-lar› konusunda ise bilgi vermedi.

■Kolombiya’da çat›flma

Hileli seçimler nedeniyle FilipinlerDevlet Baflkan› Gloria Arro-yo’nun istifas›n› isteyen onbinler-ce emekçi, geçen hafta boyuncasokaktayd›. 15 Temmuz’da kitle-sel gösterinin ard›ndan polisle ça-t›flarak hükümet binas›n› iflgaleden emekçiler, saatlerce bakan vebürokratlar› odalar›na hapsettiler.

■Filipinler’de iflgal

1 Nisan 2004 tarihinde, “DHKP-C’ye uluslararas› operasyon" havas›vermek için ‹talya’da gözalt›na al›-narak tutuklanan, Avni Er veZeynep K›l›ç’›n duruflmalar› yap›l-d›. 18 Temmuz günü ‹talya'n›n Pe-rugia kentinde görülen duruflma,Avrupa hukuksuzlu¤unun, insan-l›kd›fl› uygulamalar›n›n ve tecritinde görüldü¤ü bir arena oldu. Mah-kemeye iliflkin geliflmeleri, durufl-may› izleyen TAYAD Komite aç›k-lamas›ndan okuyal›m:

“Türkiye'deki devrimciler sahtedisketlerle hapishanelere at›l›p ifl-kence ve komplolara maruz b›rak›-l›rken, operasyon kapsam›nda ‹tal-ya'da tutuklanan devrimciler 1 Ni-san 2004'ten bu yana tecrit edilmek-tedirler. Aile ziyareti d›fl›nda ziyaretalamayan Avni Er ve Zeynep K›l›çbu uygulamalardan dolay› ziyaretkarfl›layam›yorlar.

‹talyan polisi, ring arac›yla mah-kemeye getirilen devrimcileri, vakit

kaybetmeden mahkeme binas›nagötürürken zor kulland›. Tutsaklar›görmek ve desteklerini sunmak için‹talya'n›n Perugia kentine gidenTAYAD Komite heyeti polisin ta-hammülsüzlü¤üyle karfl›laflt›. Tut-saklar› görmek yasakt›. Duruflmaboyunca saatlerce kafeslerde tutu-

lan devrimcilerin, TAYAD Komiteheyetiyle konuflmas›, hatta bak›fl-mas› bile yasakt›. 20 Temmuz2005'e ertelenen davada Amerikan

FBI gizli servisiyle birlikte çal›flan

ve maskeli olarak duruflma salo-

nuna gelen polisler dinlendi.

Y›llard›r anlatmaya çal›flt›¤›m›ztecrit Avrupa'da nas›l uygulan›yor,tutsaklar hangi yapt›r›mlara maruzb›rak›l›yor; 18 Temmuz'da gördük.‹nsan›n insan olarak görülmedi¤i,hatta bir hayvan gibi kafeslerde tu-tuldu¤u bir düzenin mahkemesinekat›ld›k. Tecrite sessiz kalmayal›m!Dünyan›n neresinde olursa olsun,bu uygulama halk› hedef alan em-peryalist bir yöntemdir.”

Avni Er ve Zeynep K›l›ç’a Özgürlük!1 NNisan kkomplo ddavas›n›n ‹‹talya aaya¤›nda kkafese kkonulan ttutsaklar,

mahkeme ssalonunda mmaskeli ““tan›k” ppolislerle; ffaflizmle iiflbirli¤iyapan ‹‹talya, iinsanl›kd›fl› yyüzünü ggösterdi

Ve n e z ü e l l aDevlet Baflkan›Hugo Chavez,sermayeye ait

“çal›flmayan” fabrikalar› kamulafl-t›racaklar› aç›klamas› yapt›. Bir ko-ka iflleme fabrikas›nda konuflanChavez, “özel sektöre ait olan ve

kapal› duran fabrikalar› kamulafl-

t›r›p, iflçi kooperatifleri arac›l›¤›y-

la üretime geçirebileceklerini”

söyledi. Venezüella Anayasas›’naayk›r› olan giriflimin, kapitalizmekarfl› verilen mücadelenin bir par-ças› oldu¤unu belirten Chavez,“ahlaks›z kapitalist modele ba¤›m-

l›l›¤›n›n üstesinden gelmek için bu

ad›ma gerek duyduk” dedi.

Kapal› 700 fabrikadan 160’›n›incelediklerini belirten Chavez,

“Ya cehenneme uzanan yolu, ka-

pitalizmi seçeceksiniz, ya da tan-

r›n›n krall›¤›n› dünyada kurmak

için, sosyalizmi” diye konufltu.

Chavez hükümeti daha önce debaz› fabrikalar› kamulaflt›rm›flt›.Bu fabrika da bunlardan biriydi veiflçilerin fabrikalar› baflar›l› bir fle-kilde ifllettiklerini gösterdi. Bu ara-da, bu karar kapitalistleri ve tarihimisyonu gere¤i hep sömürenlerinelindeki bir silah olan kiliseyi ra-hats›z etti. Kapitalizm savunucula-r› (çok do¤ru flekilde!) “bu kararbize yönelik sald›r›d›r” derken, Ka-tolik Kilisesi Kardinali RosalioCastillo, bütün kapitalistlerin ileri-ci iktidarlara karfl› kulland›¤› de-magojiye sar›larak, Chavez'i dikta-törlükle suçlad›.

Ahlaks›z kapitalizme karfl› sosyalizm

kültür

Grup Yorum 20. y›l›n› kutluyor.

1985 y›l›nda kurulan Grup Yorum20. y›l›n›, ‹stanbul Harbiye Aç›khavaTiyatrosu’nda verece¤i bir konser ilekutlayacak. Bask›lara, tutuklamalara,yasaklara karfl›n, emekçilerin yan›n-da olmay›, kavgan›n sesi misyonunusürdüren Yorum, 20 y›l içinde 19 al-büm ve binlerce konsere imza att›.Ayn› zamanda bir okul olan Yorum,

elemanlar›n›n de¤iflmesine karfl›n birmisyon olarak varl›¤›n› sürdürdü vebu ülkenin yokedilemez, silinemezbir gerçe¤i oldu¤unu herkese kabulettirdi. Konserde; müziklerinden sah-ne tasar›m›na kadar 20 y›l› canland›r-may› planlayan Grup Yorum’la bir-likte, eski baz› elemanlar› ve tan›n-m›fl sanatç›lar da sahnede olacak ve20 y›ll›k uzun yürüyüflçülere destek-lerini ifade edecekler.

Devrimcilerin, yurtd›fl›nda yafla-yan halk›m›zla bulufltu¤u piknik-ler devam ediyor. Pikniklerde; 6-12 A¤ustos aras›nda, Fransa’n›nStrasburg flehrinde yap›lacakAnadolu Federasyonu’nun aile vegençlik kamp›na ça¤r›lar yap›ld›.

Fransa’n›n Creil ve Nancykentlerinde 16 Temmuz günü ya-p›lan pikniklerde çeflitli etkinlik-lerin yan› s›ra Eyüp Beyaz ve 12Temmuz flehitleri an›ld›. Creil’de170, Nancy’de ise 130 kifli pikni-¤e kat›ld›. Anadolu Federasyo-nu’nun organize etti¤i Halk Sof-ras› Pikni¤i 17 Temmuz’da Al-

manya’n›n Frankfurt flehrinde ya-p›ld›. fiehitlerin an›ld›¤› piknikte,Grup Kardelen, Eren Can türküle-rini seslendirdi. Pikni¤e kat›lan200 kifli hep birlikte halaylar çekti.

Almanya Stuttgart AnadoluKültür ve Sanat Evi ise, 16 Tem-muz’da halk flenli¤i düzenledi.Eyüp Beyaz, 12 Temmuz ve Mer-can flehitlerinin an›lmas›yla baflla-yan etkinli¤e 300 kifli kat›l›rken,Kalender Mordo¤an ve fielpe Gru-bu, Grup Munzur Bava, PforzheimHalk Oyunlar› Ekibi, Grup Sentez,Anadolu Kültür ve Sanat Evi halkoyunlar› ekibi ve Grup Boran sah-ne ald›lar. HÖC ad›na ise bir ko-nuflma yap›ld›.

20. yy›l kkutlama kkonseri

Yurtd›fl›nda Piknikler

Gençlik Federasyonu’nun bu y›lüçüncüsünü düzenledi¤i GelenekselYaz Kamp› sona erdi.

12 Eylül’den bu yana gençli¤inyozlaflt›r›lmas›na, ülkesine yabanc›lafl-t›r›lmas›na ve kendi sorunlar›na duyar-s›zlaflt›r›lmas›na karfl› alternatif olanGençlik Federasyonu, kamp› da buçerçevede ele al›yor. Emperyalizminyoz kültürüne karfl› alternatif yaflam›n,kolektivizmin, dayan›flman›n sergilen-di¤i bir etkinlik olan yaz kamplar›n›nilki 150 kiflinin kat›l›m›yla Tekirda¤’›nfiarköy ilçesinde, ikincisi ise 200 kifli-nin kat›l›m›yla Bal›kesir’in Erdek ilçe-sinde yap›lm›flt›. Bu y›l Çanakkale’ninEceabat ilçesine ba¤l› Seddülbahir Kö-yü’nde düzenlenen 3. kampa 170 kiflikat›ld›.

Grup Yorum konseri, spor, satranç,bilgi yar›flmalar› gibi etkinlikler d›fl›n-da, Türkiye’nin çeflitli bölgelerindengelen Gençlik Dernekleri’nin bölgeselolarak sergiledikleri tiyatro, skeç vb.etkinlikler de yerald›. Aç›k havada si-nema gösterimleri, gündeme iliflkin“ateflbafl› sohbetleri” yap›larak gençli-¤e yönelik politikalar tart›fl›ld›. 14Temmuz akflam› yap›lan sohbetin ko-nusu, “tecrit, tecritin gençlik üzerinde-ki yans›malar› ve tecrite karfl› gençli-¤in neler yapmas› gerekti¤i” idi veçevredeki halktan insanlar›n da kat›-l›mlar› oldu. Kamp antik flehir Tru-va’ya yap›lan gezi ile sona erdi.

Düzen kültürüne alternatifGençlik Kamp› sona erdi

tutsak çizgiler

Yer: Harbiye Cemil TopuzluAç›khava Tiyatrosu - ‹stanbul

Tarih: 20 A¤ustos Cumartesi

Saat: 20.00

50

24 Temmuz 2005 / 10