· TEMEL DİNİ BİLGİLER Mustafa ÖSELMİŞ 7 ı) Sorgu sual k) HesaplaĢma l) Cennettekiler Allah’ı nasıl görecek? 6-KAZA KADERE ĠMAN Kaza zorlama değildir

www.mustafaoselmis.com.tr

www.mustafaoselmis.com.tr

http://www.mustafaoselmis.com.tr/

http://www.mustafaoselmis.com.tr/

TEMEL DİNİ BİLGİLER Mustafa ÖSELMİŞ

2

Kitap İçeriği

ÖNSÖZ

BİRİNCİ BÖLÜM

İSLAM’A GİRİŞ

A- BESMELE

B- KELĠME-Ġ TEVHĠD VE KELĠME-Ġ ġEHADET

C-EMENTÜ ĠMANIN ESASLARI

İKİNCİ BÖLÜM

DİNLER

A- DĠN NEDĠR?

B-DĠNLERVE ÖZELLĠKLERĠ

C- BATIL DĠNLERĠN DOĞUġ SEBEBĠ

D- BATIL DĠNLERĠN ÖZELLĠKLERĠ

E- HAK DĠNLERĠN ÖZELLĠKLERĠ

F- DĠNLERĠN ORTAK YÖNLERĠ

G- ĠLKEL DĠNLERĠ BĠLMENĠN FAYDALARI

H- SEMAVĠ ĠLAHĠ DĠNLER

Ġ- BOZULMAMIġ DĠNLER

1-YAHUDĠLĠK

a) Yahudiliğin kimliği

b) Tevrat

2- HIRĠSTĠYANLIK


3

a) Ġnanç esasları

b) Ġncil

c) Hıristiyanlığın özellikleri

d) Papaz

e) Hıristiyanlığın kimliği

3 BOZULMAġ DĠN ĠSLAM

a) Ġmanın Ģartları

b) Ġslam’ın Ģartları

c) Ġslam’ın farklı yönleri

d) Ġslam’ın kimliği

e) Ġslam’dan baĢka din geçerli değil

f) Ġslam’dan önce insanlık

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

İSLAMIN KAYNAKLARI

1-KĠTAP

2- SÜNNET

3- ĠCMA

4- KIYAS

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

MEZHEPLER

a) Fıkhı mezhepler:

1- Hanefi mezhebi

2- ġafi mezhebi


4

3- Maliki mezhebi

4- Hanbeli mezhepleri

b) Ġtikadi mezhepler:

1-Maturidi mezhebi

2- EĢ’ari mezhebi

BEŞİNCİ BÖLÜM

İMAN

A- ĠMAN NEDĠR?

a) Ġmanın geçerli olması için

b) Ġman yönünden insanlar

B- ĠMAN ESASLARI

1- ALLA’A ĠMAN

a) Allah inancı nasıl olmalıdır.

b) Allah’ın Sıfatları

2- MELEKLERE ĠMAN

a) Melek inancı zorunludur.

b) Meleklerin mahiyeti

c) Meleklerin insanlara yardımı

d) Bazı melekler ve vazifeleri

e) Meleklere imanın etkisi

f) Melekler mi üstündür insanlar mı?

g) Hz Peygamberlerin dilinden melekler

h) Kuran’ın ifadesiyle melekler

ı) Meleklere iman konusunda dikkat edilmesi gerekenler


5

i) Cinler ve Ģeytanlar

j) Cinlerin mahiyeti

k) ġeytan

l) ġeytanın görevleri

m) ġeytan nasıl bir Müslüman tipi ister?

n) Ġnsan melek arasındaki ilgi

3- KĠTAPLARA ĠMAN

A- Daha önce indirilen sayfalar

B- Tevrat

C- Zebur

D- Ġncil

E- Kur’an-ı Kerim

F- Kuranın üstünlükleri

a) Kur’an-ı Kerim

b) ġeytan sözü değildir

c) Kuran kurtarıcıdır.

d) Kur’an Ģifadır

e) Zaman eskir Kur’an gençleĢir

f) Kur’anın reforma ihtiyacı yoktur.

g)Ayet ve sure Kur’ana hastır

h) Kur’an düĢünmeye davet eder

G- Kur’an nasıl okunur.

a) Kur’an okumak ibadettir.

b) Kur’an dikkatle dinlenmelidir.

c) Kur’an husu ile göz yaĢı ile okunur.


6

d) Kur’an ücret menfaat temini için okunmaz.

H- Kur’anın muhatabı Araplar mı?

Ġ- Kuran müzikle çalgı aleti ile okunur mu?

I- Kuran baĢka dile çevrilir mi? Tercüme Tesir okunur mu?

J- Ölünün üzerine Kur’an konur mu?

K- Ölenin ardından Kur’an Okunur mu?

L- Ölüde diride bütün insanlık Kur’ana muhtaçtır.

M- Müslümanın Kur’anla iliĢkisi nasıl olmalıdır?

N- Müslüman’ın Kur’ana karĢı görevleri

4- PEYGAMBERLERE ĠMAN

a) Peygamberlerin sıfatları

b) Peygamberlerin görevi

c) Peygamberlere ihtiyaç

d)Peygamberimizin değerlerine üstünlükleri

e) Peygamberimizin mucizeleri

5-AHĠRETE ĠMAN

a) Kabir hayatı

b) Berzah

c) Sırat

d) HaĢr

e) Mizan

f) Cennet

g) Cennet cehennem nerededir?

h) Hauz-ı Kevser

i) ġefaat


7

ı) Sorgu sual

k) HesaplaĢma

l) Cennettekiler Allah’ı nasıl görecek?

6-KAZA KADERE ĠMAN

Kaza zorlama değildir.

Bu konu tartıĢılmaz

Ġnsanın idaresi ve iĢleri

Kader değiĢir mi?

Ġnsan yaptıklarından sorumludur.

Ġyiyi de kötüyü de yaratan Allah tır

Allah’ın yaratması süreklidir.

Kaderden kaçılmaz

Allah olmuĢu da olacağı da bilir

Allah’ın yazdığından baĢkası olmaz

Eceli Allah takdir eder.

Her canlının rızkını Allah tayin eder.

Kaza kader inancının faydaları

Takdire tedbir lazımdır.

Tevekkül inancı

ALTINCI BÖLÜM

MÜKELLEFİN İŞLERİ A- Mükellefin iĢleri

1- Farz

2- Vacip

3- Sünnet


8

4- Müstehap

5- Mükah

6- Haram

7- Mekruh

8- Mufsit

B- FARZLAR

1- 32 Farz

2- 54 Farz

3- 72 Büyük günah

YEDİNCİ BÖLÜM

TEMİZLİK

A) ABDEST

a) Nasıl alınır

b) Abdestin farzları

c) Abdestin sünnetleri

d) Abdestin müstehapları

e) Abdestin mekruhları

f) Abdesti bozan Ģeyler

g) Abdest kime fardır

h) Abdestsiz yapılamayan iĢler

i) Abdest alırken nelere dikkat edilmelidir.

j) Güzel bir abdest nasıl alınır?

k) Abdestli bulunmanın önemi

l) Birkaç uyarı

B GUSÜL ABDESTĠ


9

Gusül abdestini gerektiren haller

Gusülün farzları

Nasıl yıkanılır

Cunüp olan kimse neler yapamaz

Gusletmesi gereken neler yapabilir

C -TEYEMMÜL

a) Teyemmümü gerektiren haller

b) Teyemmümün farzları

c) Teyemmümün sünnetleri

D- MESH VE MEST

a) YapılıĢı

b) Mest’in suresi

E ÖZGÜR VE ÖZGÜRLÜKLER

a) Namazı düĢüren haller

b) Cünüp ay hali ve hayızlı

F KEFARETLER

SEKİZİNCİ BÖLÜM

İSLAMIN ŞARTLARI

1- Kelime-i ġehadet getirmek

2- NAMAZ KILMAK

A- NAMAZ ÇEġĠTLERĠ

B- NAFĠLE NAMAZLAR

C- BEġ VAKĠT NAMAZ

D- NAMAZIN ġARTLARI


10

E- KADINLA ERKEĞĠN ARASINDAKĠ FARKLAR

a) Namazın vacipleri

b) Namazın sünnetleri

c) Namazın mekruhları

d) Namazı bozan Ģeyler

e) Sehiv secdesi gerektiren haller

F- NAMAZDAN ÖNCE (Ezan, Ezan duası)

G- NAMAZLARIN KILINIġI

H- SECDELER

3- ORUÇ TUTMAK

a) Kime farzdır

b) Kazaya bırakmak

c) Orucu bozmayan Ģeyler

d) Orucu bozan Ģeyler

e) Orucun bozulması

4- ZEKAT VERMEK

a) Kimler zekat verir

b) Hangi maldan zekat verilir

c) Kimlere zekat verilir

d) Fıtır sadakası

5- HACCA GĠTMEK

a) Hacca kimler gider

b) Hac üç Ģekilde yapılır

c) Haccın farzları

d) Haccın vacipleri


11

e) Haccın sünnetleri

f) Ġhramlı neler yapılmaz

g) Hac nasıl yapılır

h) Umre

ı) Kurban

i) Adak

j) Akika

k) Yemin

DOKUZUNCU BÖLÜM

MÜBAREK GÜN GECELER

ONUNCU BÖLÜM

GÜNAH A- GÜNAH NEDĠR

a) Büyük günahlar

b) Fıkıh ve Akaid kitaplarında geçen büyük günahlar

c) Kur’anda zikredilen büyük günahlar

d) Ġslam büyüklerinin eserlerinde geçen büyük günahlar

B- HELAL

C- HARAM

a) Ġnançta haram olanlar

b) Yeme içmede haram olanlar

c) Bedende haram olanlar

d) Evde haram olanlar

e) Haram kazanç yolları

f) Sosyal hayatta haram olanlar


12

D- GÜNAH ĠġLEYENE KAFĠR DENĠR MĠ?

E- KÜFRE GÖTÜREN HALLER

F- KÜFRE SEBEP OLAN SÖZLER HALLER

ON BİRİNCİ BÖLÜM

AHLAK

A- AHLAKIN KAYNAĞI

a) Ahlaklı kimsenin vasıfları

b) Nasıl iyi huylu olunur

c) Ġyi huylar nelerdir

d) Kötü huylar nelerdir?

B- KARġILIKLI HAK VE VAZĠFELER

C- EDEP ADAP

ON İKİNCİ BÖLÜM

NAMAZ SÜRELERİ VE DUALARI

A- Namaz süreleri

B- Namaz duaları

C- ÇeĢitli dualar

ONÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Hz MUHAMMED (AS)

A-ÖNCEKĠ DURUM

B-ADI

C- SOYU


13

D- ĠLK VAHĠY

E- ĠLK MÜSLÜMANLAR

F- DÜġMANLIKLAR

G- YAPILAN SAVAġLAR

H- CENNETLE MÜJDELENENLER

I- O RAHMET PEYGAMBERDĠR

Ġ- Hz PEYGAMBERĠN AHLAKI

J- AĠLE HAYATI

K- ĠBADET HAYATI

L- ĠNSANLIĞA NELER SUNMUġTUR

M- PEYGAMBERĠMĠZE KARġI GÖREVLERĠMĠZ

N- PEYGAMBERĠMĠZĠN SON ANI VE VEFATI


14

ÖNSÖZ

Bir Müslüman’ın dinini bilmesi, üzerine farzdır. Nasıl ibadet edeceğini bilmesi çok önemlidir. Çünkü nasıl ibadet edeceğini bilmesi ibadetten önce gelir. Nasıl ibadet edileceğini bilmeden ibadet etmek, boĢuna ibadet etmek olur. O zaman yapılan ibadetten zevk de alınmaz, sevap da alınmaz. Bilinçsiz yapılan ibadetler insanı hem kötülüklerden alıkoyamaz, hem de devamlı yapılamaz.

Ġnsan kendi aklına göre, kendi görüĢüne göre veya kulaktan dolma bilgilerle; böyle diyorlar, böyle yapıyorlar, diyerek ibadet olmaz. Mutlaka bir mezhebin görüĢüne göre inanılıp, amel edilmesi gerekir.

Eğer Din Bilinmezse Neler Olur?

- Ġman korunup, geliĢtirilemez.

- Ġtikat bozulur; bid’at ve hurafeler öne geçer.

- Ġnsan sevap kazanacağım derken günaha girer.

- Dünya din ile yer değiĢtirip, dünya ön plana geçer.

- Sünnet terk edilir, mezhepsizlik yayılır.

- Ġnsan günahtan, haramdan kendini kurtaramaz.

- Herkese göre din olur. “Benim aklıma göre böyle” diyenler çoğalır.

- Haram helal birbirine karıĢır. Ġnsanın organları bile insana isyan eder.

- Sık sık Ģeytanın tuzağına düĢülür, küfre açılan kapılar çoğalır. Harama ve günaha çabuk düĢülür.

Din bilmenin, ibadet Ģekillerini bilmenin adına “FIKIH” denir. Ġslam’da okunacaktır, öğrenilecektir. Okumak, öğrenmek ibadet sayılmıĢtır. Bilen görene, bilmeyen köre, ilim gündüzün aydınlığına, bilmemek gecenin karanlığına benzetilmiĢtir. Ġlim öğrenmek herkese farz kılınmıĢtır. Buna göre bilmek ve öğrenmek gerekir.


15

Sözün özü, fıkıh ilmini bilmenin önemi büyüktür. Çünkü bilmeden ibadet olmaz. Ġnanç düzgün olmadan inanç olmaz.

Bilen kimse yanlıĢa düĢmez. ġeytanın hilelerine kanmaz.

Bir zamanlar iki arkadaĢ medreseden mezun olmuĢlar. Biri ben derviĢlik yapacağım demiĢ, diğeri de ben fıkıh ilmi tahsil edeceğim demiĢ.

Bir müddet sonra karĢılaĢmıĢlar. ArkadaĢı fıkıh tahsil edene demiĢ ki: “geçen gece kalkmıĢtım, bir fareyi çiğnemiĢim çok üzüldüm, fareyi sarığımın içine sardım. Üç günden beri onu taĢıyorum. Söyle bakalım hakkını helal ettirebildim mi?”

Fıkıh öğrenen demiĢ ki: “Önce üç günlük namazları kaza et. Çünkü fare ölüsü leĢtir. Üzerindeyken namaz kılınmaz.”

Bir olayla Ģöyle anlatırlar.

Bir hanım ölmeden vasiyet etmiĢ. “Bileziklerimi çıkartmayın, benimle beraber gömün” diye.

Bazıları, vasiyet yerine getirilir, bilezikleri çıkarmayalım demiĢ. Bazıları da böyle vasiyet olmaz. Olursa yerine getirilmez demiĢler. MünakaĢa baĢlamıĢ. O sırada fıkıh bilen bir kiĢi söze karıĢmıĢ ve: “vasiyet sünnete uygun olmalıdır. Haram olan bir Ģey faydasız olan bir Ģey vasiyet olmaz. Akıl ve mantık dıĢı yapılan vasiyetler yerine getirilmez” demiĢ.

Fıkıh ilmini bilmek, her Müslüman için büyük bir ihtiyaçtır. Fıkıh bilmek, ibadetten önce gelir.

Hz. Ömer (RA) Ģöyle demiĢtir:

- “Oruç tutmaktan yay gibi olsanız, namaz kılmaktan çivi gibi olsanız, itikadınız düzgün değilse, ameliniz boĢa gider.”

Bu konuda fıkıh ilmini bilmenin önemini bildiren birkaç hadisi nakledelim:

- “Alimin günahı bir günahtır, cahilin günahı iki günahtır. Alim günaha düĢtüğü için azap olunur. Cahil ise hem günaha düĢtüğü hem de öğrenmediği için azap olunur.” (Ramuz’ul El Hadis: 286/8)

- “Fıkhın azı ibadetin çoğundan hayırlıdır.” (Age: 336/5)

- “Fıkıh öğrenmeden ibadet edenin, gece karanlıkta inĢaat yapıp da gündüz olunca yıkan kimsenin haline benzer” (Age: 292/3)


16

- “Fıkıhtan efdal bir Ģeyle ibadet edilmedi. Bir tek fıkıh ilmini bilen kiĢi, Ģeytana karĢı bin abidden (Ġbadet edenden) daha Ģiddetlidir. Her Ģeyin bir direği vardır. Bu dinin direği de fıkıhtır.” (Age: 376/1)

- “Fıkıhsız ibadet olmaz. Bir fıkıh meclisi altmıĢ senelik nafile ibadetten hayırlıdır.” (Age: 482/4)

Bir hadiste Peygamber (as) “Alim, abidden üstündür” buyrulmuĢtur. Kur’anda da: “hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? buyrularak bilmenin önemine dikkat çekilmiĢtir.

Bu kitap, Müslüman’ın el kitabı olacak, Ġslam’ı bilme, öğrenme ve yaĢamada yol haritası olacak inĢallah.

Ġstedik ki, ibadetler bilerek yapılsın, Ġslam doğru anlaĢılsın. Ġslam doğru yaĢansın. Onun için bu kitabı kaleme aldım.

Gayret bizden, hidayet Allah’tan.

Mustafa ÖSELMĠġ

15 Ağustos 2005, DENĠZLĠ


17

BĠRĠNCĠ BÖLÜM

ĠSLAM’A GĠRĠġ

A- BESMELE

EUZUBĠLLAHĠMĠNEġġEYTANĠRRACĠM

BĠSMĠLLAHĠRRAHMANĠRRAHĠM

Manası:

LanetlenmiĢ kovulmuĢ Ģeytanın Ģerrinden alemlerin Rabbı olan Allah’a

sığınırım.

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adı ile baĢlarım.

Euzu Besmele, Yüce Allah’a ilticadır, sığınmadır.

Besmele her Ģeyin anahtarıdır.

Unutulursa, hatırlanınca: “Bismillahi evvelihi ve ahirihi” denilir.

Peygamber Efendimiz Ģöyle buyurmuĢtur:

- “Euzu Besmele çeken, sabahtan akĢama Ģeytanın Ģerrinden emin

olur” (Ramuz’ul Ehadis: 433/5)

Kur’an’da Ģöyle bildirilmiĢtir:

- “Kim Rahman’ı zikretmekten gafil olursa; yanından ayrılmayan bir

Ģeytanı ona musallat ederiz” (Zuhruf:36)

Bir ayette de:

- “Benim ihlaslı kullarım üzerinde Ģeytanın bir ağırlığı, hakimiyeti

olmayacaktır” (Ġsra:65)


18

B- KELĠME-Ġ TEVHĠD VE KELĠME-Ġ ġEHADET

OkunuĢu: “Lâ ilâhe illellâh, Muhammedün Resûlüllah”

Anlamı: “Allah’tan baĢka Tanrı yoktur. Hz. Muhammed (s.a.s) Allah’ın

Peygamberidir”

OkunuĢu: “EĢhedü en lâ ilâhe illellâh ve eĢhedü enne Muhammeden

abdühü ve Resûlüh”

Anlamı: “Ben Ģahitlik ederim ki Allah’tan baĢka Tanrı yoktur. Yine

Ģahitlik ederim ki Hazreti Muhammed (s.a.s) Allah’ın kulu ve Peygamberidir”


19

Ġkilik yok, birlik var;

Yalnız bunda dirlik var.

Yalnız bundadır felah;

La ilahe illallah.

Bir aĢk için gönüller;

Çırpınırken beraber,

Ġkiye tapmak günah!

La ilahe illallah.

ġu münafık karanlık;

Sona erecek artık,

Sabah olacak sabah!

La ilahe illallah.

Her türlü nimet bunda;

Beklenen cennet bunda,

Yalnız bir din, bir ilah!

La ilahe illallah.

Kutsi hadiste Ģöyle buyrulur:

- “La ilahe illallah” benim kal’amdır. Kal’ama giren azabımdan emin

olur”

- “Ġzzetime, celal ve rahmetime yemin ederim ki, la ilahe illallah diyen

hiçbir kimseyi cehennemde bırakmayacağım” (H.H Erdem, Ġlahi hadisler:1-2)


20

C- ĠMANIN ESASLARI = EMENTÜ

Àmentü billâhi ve melâiketihî ve kütübihî ve rusülihî ve’l yevmi’l-âhiri ve

bi’l kaderi hayrihî ve Ģerrihî mine’llâhi teâlâ ve’l-ba’sü ba’de’lmevti hakkun

eĢhedü en lâ ilâhe illallâh ve eĢhedü enne Muhammeden abdühü ve

Rasûlüh.

Manası: Ben Allahü Teala’ya ve Onun meleklerine, kitaplarına,

peygamberlerine, ahiret gününe, kadere; hayır ve Ģerrin Allahü Teala’nın

yaratmasıyla olduğuna inandım. Öldükten sonra dirilmek de haktır. Ben

Ģehadet ederim ki, Allahü Teala’dan baĢka ilah yoktur. Ve yine Ģehadet ederim

ki, Muhammed (s.a.v) Onun kulu ve Peygamberidir.

Hz. Ömer Ģöyle nakleder:

- “Birgün beyaz elbiseli bir adam Hz. Peygamber’e sordu:

- “Ġslam nedir? Allah’ın Resulü cevap verdi:

- “Ġslam, Allah’tan baĢka ilah olmadığına Muhammedin Allah’ın elçisi

olduğuna inanman, namaz kılman, zekat vermen, ramazan orucunu tutman,

gücün yeterse hacca gitmendir.

- “Doğru söyledin, iman nedir?

- “Ġman Allah’a, Onun meleklerine, kitaplarına, Peygamberlerine, ahiret

gününe, kadere, hayır ve Ģerrin Allah tarafından yaratıldığına inanmandır”

- “Doğru söyledin, ihsan nedir? bu soruya da:

- “Ġhsan, Allahü Teala’yı görüyormuĢ gibi Ona ibadet etmendir. Sen

Onu görmüyorsan da, O seni görmektedir” cevabını verdi.


21

O adam gittikten sonra sorduk:

- “O kimdi, Ya Resullullah? Cevap verdi:

- “O Cebrail idi. Size dininizi öğretmek için geldi” (Buhari, Ġman: 37)


22

ĠKĠNCĠ BÖLÜM

DĠN

A- DĠN NEDĠR?

Din, akıl sahibi insanları iyiliğe yöneltmek ve kötülüklerden alıkoymak

için peygamber aracılığı ile bildirilen emir ve yasaklardır.

Buna göre din;

- Allah tarafından gönderilmiĢtir.

- Peygamber aracılığı ile insanlara ulaĢmıĢtır.

- Ġnsanın mutluluğunu hedef alır.

- Ġnsanın insanla, insanın Allah’la iliĢkilerini düzenler.

- Dünya ve ahiret saadetine kavuĢturur.

Din, ilk insan Hz. Adem’le baĢlamıĢtır. Ġnsanlık dinsiz bir devir

yaĢamamıĢtır. Her insan topluluğunun mutlaka bir dini olmuĢtur.

Dinin kaynağı Allah’tır.

Dinin amacı, insanlara huzur ve mutluluk vermek, dünya ve ahiret

saadetine kavuĢturmaktır.

Din, akıl sahibi, buluğ çağına girmiĢ kimselere hitap eder. Deli, çocuk

dinin muhatabı değildir.

Ġnsanın dine ihtiyacı vardır. Canlılar arasında insan kutsal bir varlıktır.

Ġnsan, karnı doyunca problemleri bitiveren bir varlık değildir. Ġnsan, diğer

canlılar üstü bir varlıktır. Bedeninin gıdaya ihtiyacı olduğu gibi ruhunun da

gıdaya ihtiyacı vardır. Bunun için bazı düĢünürler: “Dua ve ibadet olmasaydı

çıldırırdım” “Din olmayan yerde saadet olmaz” “Ġnanç yaĢamanın gücüdür” gibi

ifadeler kullanmıĢlardır.

Din toplum hayatında da gerekli ve güç kaynağıdır. Toplumda din kadar

kuvvetli bir yaptırıcı güç yoktur.


23

Din vardır ve lüzumludur.

Mutlu olmak ve mutlu yaĢamak için dindar olmak mecburiyetindeyiz.

B- DĠNLER VE ÖZELLĠKLERĠ

Dinler tarihi ile uğraĢan bilginler, dinleri özelliklerine göre:

a- Ġlkel kabile dinleri

b- Milli dinler

c- Evrensel dinler diye üçe ayırmıĢlardır. Ama daha çok;

1- Hak dinler

2- Batıl dinler diye ikiye ayırmıĢlardır.

Hak dinleri de:

1- BozulmuĢ dinler (Yahudilik, Hristiyanlık)

2- BozulmamıĢ din (Ġslam dini) olarak ikiye ayırmıĢlardır.

C- BATIL (SAPIK) DĠNLERĠN DOĞUġ SEBEPLERĠ:

1- Ġnsanın inanma, tapınma ihtiyacından,

2- Olaylar karĢısında sığınma, korunma ihtiyacından,

3- Bazı yerlerde ve varlıklarda güç sezme sonunda,

4- Ölen büyüklerin öldükten sonra heykellerinin yapılıp tapınılması

sonucu,


24

5- Gerçek inancın bozulması ve yaratıcı inancın Ģekillendirilmesi ile,

6- Toplum düzenini sağlamak için koyulan kuralların dine dönüĢmesi

(Konfüçyüs gibi) sebeplerden dolayı batıl dinler doğmuĢtur.

D- BATIL DĠNLERĠN ÖZELLĠKLERĠ

1- Ġnsanlar tarafından ortaya konmuĢtur.

2- Çok tanrılı dinlerdir.

3- Mensuplarının baĢka bir din seçme hakkı yoktur.

4- Ġlme akla yer vermez.

5- Ruhlara, gök cisimlerine, güç sezilen varlıklara tapılır.

6- Hayat, ıstırap kabul edilir. Doğan için ağlanırken ölen için de

kurtulduğu kabul edilir.

E- HAK DĠNLERĠN ÖZELLĠKLERĠ

1- Vahye dayanır, kaynağı Allah’tır.

2- Akıl sahiplerini kendi istekleri ile inanmaya çağırır.

3- Tek tanrılıdır.

4- Ġlme, akla dayanır.

5- Ġnsan kutsaldır.

6- Faydalı olan Ģeyleri emreder, zararlı olan Ģeyleri yasaklar.

7- Bütün kitaplara, peygamberlere imanı esas kabul eder.


25

8- Ġnsanın görevlerini bildirir, insanları dünya ve ahiret mutluluğuna

kavuĢturmak için emirler ve yasaklar koyar.

9- Ölüm ötesi inanç vardır. Hesap vermeyi kabul eder.

F - DĠNLERĠN ORTAK YÖNLERĠ

1- Ġnanma ihtiyacını gidermek ve iç huzurunu sağlamaktır.

2- Üstün yaratıcı inancı vardır.

3- Ölüm ötesi inanca yer verir.

4- Ruh, Melek, ġeytan inancı vardır.

5- Emir, yasak, dua, ibadet, ahlak kurallarına yer verir.

6- Kutsallık vardır (yer, zaman, kiĢi, varlık gibi) (Hint dinlerinde inek, ganj,

fare, çekirge) (Bazı inanıĢlarda tavĢan kutsaldır)

G- ĠLKEL DĠNLERĠ BĠLMENĠN FAYDALARI

1- Dinleri karĢılaĢtırma, mukayese etme imkanı doğar. Böylece doğru ve

gerçek ortaya çıkar.

2- YanlıĢ inançların kaynağı bilindiği için hayatta onlara yer verilmez. Aynı

hatalar iĢlenmez.

3- Eski toplumların geçmiĢ yaĢantılarını, kültürünü öğrenmiĢ oluruz.

(Mesela, eski Türklerin puta tapmadığını, domuz yemediğini ve zina etmediğini

öğrenmiĢ oluruz)


26

H- SEMAVĠ= ĠLAHĠ DĠNLER

Allah tarafından gönderilen dinlerdir. Allah insanları kitapsız,

peygambersiz, baĢıboĢ bırakmamıĢtır.

Din, daha çok bozulan, yol göstericiye muhtaç olan bölgelere ve

topluluklara gönderilmiĢtir.

Semavi dinler de ikiye ayrılır:

1- BozulmuĢ olan dinler: Yahudilik, Hıristiyanlık

2- BozulmamıĢ din: ĠSLAM.

Ġ- BOZULMUġ DĠNLER

1- YAHUDĠLĠK:

Yahudilere geldiği için bu adla anılır. Musa Peygambere vahiy olunan

dindir.

Yahudilik Allah’tan Musa Peygambere geldiği haliyle korunamamıĢ, büyük

değiĢikliklere uğramıĢtır. Böylece ilahi olma özelliğini kaybetmiĢtir.

- Milli ve ırki bir din haline gelmiĢtir. Yahudi olmayan bir kimse

Yahudilik dinine giremez. Yahudi olan bir kimsenin de baĢka bir dine girme,

kabul etme özgürlüğü yoktur. Her gün basında Müslüman olan Hıristiyanları

okur ve duyarız, görürüz. Ama bir Yahudi’yi görmek mümkün değildir.

- Yahudilerin tanrısı Yehova’dır. Yehova, kıskanç bir tanrı olup, yalnız

Yahudilerin tanrısıdır. Ġsrail’i kendi halkı olarak seçmiĢtir.

- Dinler arasında ölüm ötesi inanca, sorguya suale, hesap vermeye

pek yer vermez.

- Yahudiler Kur’an-ı Kerim de bir çok kez lanetlemiĢlerdir.


27

- Yahudiler, Kudüs’ü kutsal yer ilan etmiĢlerdir. 1948’de devlet

oluĢlarıyla (ne yazık ki, ilk tanıyan Türkiye olmuĢtur) Kudüs idealini ninni yerine

her doğan Ġsraillinin beynine iĢlemiĢler “Kudüs senindir, senin olacaktır”

demiĢler ve bu ideallerine de Batının da desteğiyle ulaĢmıĢlardır.

Kudüs’te Ömer camiinin kıble duvarını ağlama duvarı ilan etmiĢlerdir.

Burada gözyaĢı döken Yahudi’nin günahlarının affolunduğuna inanılır.

- Yahudilikte dini hayatla, milli hayat birleĢmiĢtir. Ġsrailoğulları

varlıklarını buna borçludur. Dünyanın dört bir yanında yaĢayan Yahudiler de

kimliklerini bu sebeple kaybetmemiĢlerdir.

- Yahudilikte Mesih inancı vardır. Bu dünya hayatının sonunda Mesih

gelecek, sadece Yahudi olanları kurtaracağına inanırlar.

- Kendilerini üstün ırk olarak görürler, diğer milletleri de Yahudilerin

kölesi gözü ile bakarlar.

- Cumartesi günleri iĢ yapmazlar. O gün ibadet ve dinlenme günüdür.

- Yahudilikte kadınlar, dinin emir ve yasaklarından erkekler gibi

sorumlu değildir. Sinagog’da yapılan ibadete katılamazlar, ancak

seyredebilirler. Ayrıca baĢı açık hiçbir kadın dua edemez.

a- Yahudiliğin kimliği kısaca Ģöyledir:

- Tanrısı: Yehovadır.

- Kitabı: Tevrattır.

- Peygamberi: Musa (AS) dır.

- Ġbadet yeri. Sinagog = Havradır.

- Din adamı: Hahamdır.

- Sembolü: Üçgen, altı köĢeli yıldız veya Menora denilen 8 kollu

Ģamdandır.


28

b- Tevrat,

Musa (AS) dan 750 yıl sonra Azra isimli haham tarafından yazılmıĢ,

bir uydurma rüya ile gömüldüğü yerden çıkarılmıĢtır.

Tevrat yalnız Yahudilere hitap eder.

BeĢ bölümden oluĢmuĢtur.

1- Tekvin,

2- ÇıkıĢ,

3- Levililer,

4- Sayılar,

5- Tensiye,

Yahudilik ırkî bir din olduğundan, Yahudiliğe ve Tevrat’a baĢka sahip

çıkan olmamıĢtır. Yahudiler, azınlıkta olup sürekli göç ettiklerinden ve her

girdikleri savaĢı kaybettiklerinden, bir de Tevrat’ın yazıya geçirilmemiĢ oluĢu

nedeniyle Tevrat korunamamıĢtır.

2- HIRĠSTĠYANLIK:

Hıristiyanlık dini, Ġsa Peygamber’e inmiĢtir. Geldiği gibi korunamadığı

için hak din olma özelliğini kaybetmiĢtir.

Ġsa Peygamber’e hayatında iken 12 kiĢi iman etmiĢti. Biri de ihanet

etmiĢ, Ġsa (AS) ı Ģikayet etmiĢti. Cenab-ı Allah ispiyoncuyu Ġsa Peygamberin

Ģeklinde göstererek onun cezalandırılmasını sağlamıĢ, Ġsa Peygamberi de

gökyüzüne çekmiĢtir. Hıristiyanlar Ġsa’yı çarmıha gerildi bilir.

a- Hıristiyanlıkta Ġnanç esasları:

1- Tanrı inancı, Teslis= üçleme (1+1+1=1) yani baba+oğul+kutsal ruh

Ģeklindedir. Bunu izah etmek çok güç bir olaydır.


29

2- Melek, Ģeytan, ruh inancı vardır.

3- Kutsal kitap olarak Ġncil’e inanırlar.

4- Yalnız Ġsa Peygambere inanırlar.

5- Mesih’e inanırlar, Mesih bu dünya hayatının sonunda gelip yalnız

Hıristiyan olanları kurtarıp, cennete götürecektir.

6- Kader konusunda Ġncil’de insan iradesi hiçe sayılır. Ġnsanlar kendi

iradeleriyle hareket etmezler.

7- Ahirete inanırlar, ahirette yalnız kendilerinin kurtulacağını kabul

ederler.

Kur’an’da Ehl-i Kitabın Ģöyle dediğini ifade ile;

- “Yahudiler ve Hıristiyanlar hariç hiç kimse cennete giremeyecek

dediler. Bu onların kuruntusudur” buyrulur. (Bakara:111)

b- Ġncil:

Ġncil Ġsa peygamber’e inmiĢtir. Birden inmiĢ olması, inananların azlığı,

okuma yazma bilenlerin az olması, incilin yazıya geçirilip ezberlenmemesi,

ayrıca inananların iĢkence edilip öldürülmesi gibi nedenlerle korunamamıĢtır.

Zamanla sayısız Ġncil yazıldı. 325 tarihinde Ġznik’te toplanan konsül,

deve yükleri ile gelen yüzlerce Ġncil’in arasından Matta, Markus, Luka ve

Yuhanna Ġncil’lerini seçti. Bire indiremedi. Bernada Ġncilini de ortaya

çıkarmadılar.

Ġsa Peygamber’e bir tane Ġncil inmiĢti. Bu dört Ġncil’in hiçbiri inmemiĢti.

Bunların hangisi Ġsa Peygamber’e indi? Deyince cevap alamazsınız.

Bu Ġncil’ler yazarlarının adlarını taĢır.

Bu Ġncil’lerin bir yönü de birbirine benzemez. Birbirleri arasında çeliĢkili

durumlar vardır.

Bu bile Hıristiyanlığın hükmünün geçtiğini gösterir.


30

c- Hıristiyanlığın özellikleri:

- Hıristiyanlıkta domuz eti yemek yasak değildir.

- Ġslam’da ve Yahudilikteki gibi sünnet olmazlar.

- Ġbadet yalnız kilisede yapılır. Kilisenin dıĢında ibadet yapılmaz.

- Akıl, mantık değil, papazların dediği doğrudur.

- Ġman iĢi bir sırdır. Aklın alsın almasın, papaz ne derse inanmak

esastır. Tarih boyunca akla, hür düĢünceye karĢı, engizisyon mahkemeleri

kurulmuĢ, Galile dahil ilim adamları akıl almaz Ģekilde cezalandırılmıĢtır.

- Ġnsan doğuĢtan günahkardır. Ademle Havanın yasak yemiĢ

hatırasını, yani günahını üzerlerinde taĢırlar. Bunun için doğan herkes kilisede

vaftiz olur (günah çıkartır) papaz o kiĢiyi bağıĢlar, iĢlemediği günahtan onu

temizler. Vaftiz olmayan günah kiri ile cennete giremez.

- Kiliseye ters düĢenler de aforoz edilir. Yani dinden çıkarılır. O kiĢi

cennetten uzaklaĢtırılır.

- Günahkarlar ise kiliseye gelip papaza günah itirafında bulunur, affını

ister. Papaz dilerse onu bağıĢlar.

- Devlet adamları Ġncil’e el basarak yemin eder.

d- Papaz:

- Hıristiyanlıkta din adamına papaz denir.çok büyük yetkilere sahiptir.

Tanrı adına iĢ görür.

- GeçmiĢte cennet biletlerini satmıĢlardır.

- Papaz olmadan ibadet olmaz.

- Vaftiz eder, aforoz eder, günah itirafında bulunanı bağıĢlar.

- Nikah, kilisede papaz tarafından kıyılır. Papazlar evlenmezler.


31

- Papazın izni olmadan bazı iĢler yapılmaz.

- Pazar günleri kilisedeki ibadeti organize eder.

- Papazlar, misyoner faaliyetlerini organize eder.

- Bugüne kadar yapmadıkları rezaletler kalmamıĢtır. (Ġnsan yemekten,

ırza geçmeye kadar)

e- Hıristiyanlığın Kimliği:

- Tanrısı: Teslis- 1+1+1=1- baba, oğul, kutsal ruhtur.

- Peygamberi: Ġsa Peygamberdir.

- Kutsal kitabı: Ġncil’dir.

- Din adamı: Papazdır.

- Ġbadet yeri: Kilisedir.

- Sembolü: Haçtır.

- Kutsal yerleri: Efes (Efes’te Hıristiyanlığın kutsal yeri olacak hiç bir

Ģey yoktur. Ancak bir kilise kalıntısı vardır. Hz. Meryem, Filistin’de ölmüĢtür.

Bir Alman kızı “Meryem Ana’yı rüyamda gördüm” “Efes’teyim” dedi diye bir

rüya anlatmıĢtır. Turizm açısından tarihi bir yanlıĢlıkla Efes yalanı kabul

edilmiĢtir.)

- Efes’e giden yarım hacı olur diye inanırlar.

- Hastaların Ģifa bulduğu iddia edilen acı suyun sağlığa uygun

olmadığı tespit edilmiĢtir.

- Hac takan gençler yanlıĢ bir telkinin etkisindedir.

- Propagandalar aldatma, kandırma esasına dayanır.

- Para ile, iĢ vaadi ile ve yalanlarla insan kandırırlar.


32

3-BOZULMAMIġ DĠN: ĠSLAM

c- Ġmanın Ģartları:

1- Allah’a iman,

2- Meleklere iman,

3- Kitaplara iman,

4- Peygamberlere iman,

5- Ölüm ötesine iman,

6- Hayır ve Ģerrin Allah’tan olduğuna iman,

d- Ġslam’ın Ģartları:

1- ġehadet getirmek,

2- Namaz kılmak,

3- Oruç tutmak,

4- Gücü yeterse hacca gitmek,

5- Varlık sahibi ise malının zekatını vermek,

e- Ġslam dininin diğer dinlerden farklı yönleri:

1- Ġslam, peygamberlerin sonuncusu HZ. Muhammed (AS) a Allah

tarafından gönderilen son dindir. Vahiy meleği Cebrail tarafından

Peygamberimize gönderilen emir ve yasaklar yazıya geçirilmiĢ, ezberlenmiĢ,

kaybolmasına meydan verilmeden günümüze kadar ulaĢmıĢtır.

2- Ġslam, Hz. Adem’den beri devam eden tevhid zincirinin son

halkasıdır.


33

3- Fıtrata uygun bir dindir. Ġnsanın yaratılıĢına uygundur.

4- Bütün insanlığa inmiĢ evrensel bir dindir.

5- Ġslam Peygamberi bütün insanlığın peygamberi ve son

peygamberdir.

6- Yeryüzü Muhammed Ümmetine mescid kılınmıĢtır.

7- Ġslam, ırk, renk, dil farkı gözetmez. Kimsenin kimseye üstünlüğü

yoktur. Üstünlük takvadadır. Herkes Adem’in soyundan gelmiĢtir. “Ġnsanlar

tarağın diĢleri gibi birbirine eĢittir”

8- Ġslam, insanın aklına, sağlığına, inancına, nesline ve malına zarar

veren her Ģeyi yasaklamıĢ, faydalı olan Ģeyleri de emretmiĢtir.

9- Ġslam, beden ve ruh temizliğini emreder. Temizliği imandan

saymıĢtır. Yiyeceklerinde temiz olmasını ister. Ġbadet için maddi ve manevi

temizlik Ģarttır. Temiz olmayanın duasını da, ibadetini de kabul etmez.

10- Ġlmi, ilim öğrenmeyi emreder. Ġlim öğrenmeyi ibadet sayar.

11- ÇalıĢmayı emreder. ÇalıĢmayı ibadet sayar. Dünya ve ahiret

dengesini kurar. Biri için diğerinin terkini hoĢ görmez.

12- Ġslam, katı bir din değildir. Her devre hitap eder, her seviyedeki

insana hitap eder.

13- Ġslam’da, baskı zorlama yoktur. Ġslam kolaylık dinidir. “KolaylaĢtırınız

güçleĢtirmeyiniz, müjdeleyiniz nefret ettirmeyiniz” buyrulmuĢtur.

14- Toplumun, ailenin bozulmaması için herkese tebliğ, cihad, iyiliği

emretmek, kötülükten sakındırmak görevi verilmiĢtir.

15- Ġslam, ahlakı en önde tutar. Kendi aleyhimize de olsa doğru olmamızı

emreder. Yalanı, hileyi, zarar vermeyi mübah meĢru saymaz.

16- Ġslam bütün inananları kardeĢ ilan etmiĢtir.

17- Allah inancı: EĢi benzeri yoktur.

18- Bütün Peygamberlere imanı esas alır.


34

19- Allah’ın gönderdiği kitapların aslına inanmayı emreder.

20- Ġslam akla hitap eder. DüĢünmeye davet eder.

21- AĢırılıkları hoĢ görmez, orta yolu emreder.

22- Ġslam, sosyal adaleti emreder. (Yardım, zekat, sadakayı emreder)

“KomĢusu açken tok yatan bizden değildir” buyrulmuĢtur.

23- Ġslamiyet, 23 yılda ihtiyaca göre sindire sindire inmiĢ ve

tamamlanmıĢtır.

24- Kur’an bozulmamıĢtır. Dünyanın her bir yerindeki Kur’an’lar aynıdır.

25- Allah’la kul arasına kimse giremez. Allah adına kimse iĢ göremez.

26- Ġslam’da insan günahsız olarak dünyaya gelir. Çevresi onu kirletir.

27- Ġslam’da her Allah’ın günü ibadet vardır. Cuma günü kutsal gündür,

o gün bile Cuma saati iĢ yapılmaz. O da üzerine Cuma farz olanlar içindir.

28- Ġslam’da insan kutsaldır. Kul hakkı çok önemlidir. Allah “kul ve

hayvan hakkı ile huzuruma gelmeyin” buyurmuĢtur. Allah Ģehidin kul

hakkından baĢka günahını affedeceğini bildiriyor.

f- Ġslamın kimliği:

Yaratıcı: EĢi ve benzeri olmayan tek Allah’tır.

Peygamberi: Bütün insanlığın peygamberidir.

Kutsal kitabı: Kur’an-ı Kerim’dir.

Din adamı: Yoktur, Devlet BaĢkanı dini iĢleri de görür. Ġmam Devlet

BaĢkanının vekilidir.

Ġbadet Yeri: Cami olmakla beraber yeryüzü Müslümanlar için mescidtir.

Her yerde ibadet yapılabilir.

Kutsal Yeri: Kabe’dir.Sembol: Hilaldir.


35

g- Ġslamdan baĢka din geçerli değildir:

Ġslam’ı Cenab-ı Allah bizim için beğenip seçmiĢtir. Peygamber (AS)

Ģöyle buyurur:

-“ Rab olarak Allah’ı, din olarak Ġslam’ı, peygamber olarak Muhammed’i

seçip beğendim diyen kimse, cenneti hak etmiĢtir” (Ebu Davut, Vitir:26)

Kur’an’da Ģöyle buyrulur:

- “Allah nezdinde hak din Ġslam’dır” (Ali Ġmran:19)

- “ Kim Ġslam’dan baĢka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden böyle bir

din asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır” (Age: 85)

- “ Sizin için din olarak Ġslam’ı beğenip seçtim” (Maida:3)

- “Size Allah Müslüman adını verdi” (Hac:78)

Demek ki Cenab-ı Allah bugünün insanından Ġslam’ı istiyor, baĢka bir

din istemiyor.

f - Ġslamdan önce insanlık:

Ġslam’dan önce insanlık her türlü iyiliğin, güzelliğin ve insanlığın yok

olduğu, cehaletin hakim olduğu bir devir yaĢıyordu. Bu devrin adına cahiliye

devri denir.

Ġnsanlar birbirlerini yiyecek kadar ileri gitmiĢlerdi.

Her Ģey değiĢikti, insanın zevkleri bile değiĢikti.

Hak, haklının değil kuvvetlinindi.

Ġğrenç iĢler, günlük iĢlerden sayılıyordu.

Ġçki, kumar, faiz, hırsızlık, kan davaları, fuhuĢ almıĢ yürümüĢtü.

Kadın alçalmıĢ, kız çocukları diri diri toprağa gömülüyordu.

Ġnsanlık puta tapacak kadar alçalmıĢtı.


36

Dünyanın diğer yerlerinde olduğu gibi Araplarda çok kötü bir hayat

yaĢadıkları için Muhammed (AS) Peygamber olarak gelmiĢtir. Peygamberimize

peygamberlik iddiasından vazgeçmesi için akla hayale gelmeyecek imkanlar

teklif ettiler. Peygamberimiz: “ sağ elime güneĢi, sol elime ayı verseler, yemin

ederim ki davamdan vazgeçmem” cevabını verdi.

Peygamber (AS)a inanmayanlar niçin inanmamıĢtı:

1- Ġslam cahiliye devrine, cahiliye iĢlerine karĢı çıkmıĢtı.

2- Ġnsanlar arasında kadın erkek, köle hür, Arap olan olmayan herkesi

eĢit ilan etmiĢti. Köleliğe karĢı çıkmıĢtı.

3- Putçuluğu yasaklamıĢtı.

4- Ġyice alıĢtıkları kötülükleri, kötü alıĢkanlıkları bırakamadılar.

5- Faizcilikle, tefecilikle çalıĢmadan geçinenlerin iĢine gelmedi.

6- Ġnananlara baskı vardı.

7- Ġslam’ı beğenmediklerinden değil, bilmedikleri ve iĢlerine gelmediği

için inanmamıĢlardı.

Hz. Ömer: “ EĢeğim Müslüman olsa ben olmam” demiĢti. Ne zaman ki

kız kardeĢinin evinde Kur’an’ı gördü, teslim olmak zorunda kalmıĢtır.

Ebu Talib: “ Ġnanırım ama kadınlar ne der” demiĢti.

Ebu Cehil: “ Muhammed doğru söylüyor ama ne çare!” demiĢ,

“Muhammed’ül-emin adını verdikleri Peygambere inanmak iĢlerine gelmemiĢti.


37

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

ĠSLAMIN KAYNAKLARI

Ġslam dininin dünya ve ahiretle ilgili iĢleri dört kaynaktan elde edilir.

Bunlara Ģer’i deliller denir. Bu dört kaynak sırasıyla Ģöyledir:

1- KĠTAP:

Cenab-ı Allah’ın son olarak Peygamber Efendimize vahiy yolu ile

indirdiği Kur’an’ı Kerimdir. Kur’an’da hiç bir Ģey eksik bırakılmamıĢtır. Kur’an

sadece iman ve ibadetlerden bahseden din kitabı değildir. Kur’an, insanlar ve

toplumlar arası iliĢkileri düzenleyici hükümler içeren son kutsal kitaptır.

Kur’an Ģu ayetle bunu teyit eder:

- “Kitapta hiçbir Ģeyi eksik etmedik” (En’am suresi:38)

Kur’an her asra, her topluma; bedevisinden medenisine herkese cevap

verecek güçtedir. Bu güne kadar çağları arkasından sürüklemiĢ bir kitaptır.

Ġlmin ilerlemesi, icat ve buluĢlar karĢısında hiçbir zaman aciz kalmamıĢtır.

Bundan sonra da kalmayacaktır. Hükmü kıyamete kadar bakidir.

2- SÜNNET:

Sünnet, Peygamber Efendimizin sözleri, iĢleri ve sükut etmeleridir.

Sünnet, Kur’an’dan sonra ikinci kaynaktır. Kimse “bize Kur’an yeter”

diyemez. Çünkü her Ģeyi apaçık Kur’an’da bulamayabiliriz. O zaman sünnete

bakarız. Çünkü sünnet Kur’an’ın açıklaması durumundadır.

Sünnet olmadan Kur’an’ı ne tam olarak anlayabiliriz, ne de yaĢayabiliriz.

Hz. Peygambere tabi olmayı, sünnetine uymayı Cenab-ı Allah

emretmektedir.


38

Kur’an’da Ģöyle buyrulur:

- “ Peygamber size ne getirdiyse onu alın; size neyi yasaklamıĢsa,

ondan uzak durun” (HaĢr:7)

Bir de Kur’an’da olmayıp da Hz. Peygamberin emrettiği veya yasakladığı

Ģeyler vardır. Mesela; yırtıcı kuĢlarla eĢek eti Kur’an’da haram kılınanlar

arasında yoktur. Hz. Peygamber haram kılmıĢtır.

Sünneti terk etmek, sünnete itibar etmemek olmaz. Peygamber (AS): “

Sünnetimi terk ederseniz sapıttınız gittiniz demektir” buyurarak sünneti terk

etmenin tehlikesine iĢaret etmiĢtir.

Bugün hiçbir Müslüman Kur’an’a bakarak ibadetlerin nasıl, ne kadar ve

ne zaman yapacağını bulamaz. Bunu nerede bulur? Sünnette bulur,

Peygamberin yaĢayıĢında bulur.

Sünnete uyan sapıtmaz. Sünnete uyan Peygamber (AS) ın Ģefaatini hak eder.

Peygambere itaat eden Allah’a itaat etmiĢ olur.

3- ĠCMA:

Ġcma, herhangi bir konuda görüĢ birliğine varmak demektir. Dini manada

icma, Müslüman din alimlerinin dini bir konuda fikir birliğine varmaları demektir.

Burada konunun dini bir konu olması ve alimlerin de hadis ve ayetlerden

hüküm çıkarabilecek kimseler olmaları Ģarttır.

4- KIYAS:

Herhangi bir Ģeyi baĢka bir Ģeyle karĢılaĢtırmak demektir. Dini manada

ise; hakkında ayet ve hadis bulunmayan bir konuyu, benzerliklerinden hareket

ederek, hakkında hadis ve ayet bulunan baĢka bir konu ile karĢılaĢtırmaktır.


39

Mesela; Kur’an ve sünnette Ģarap haram kılınmıĢtır. Ama sonradan icad

edildiğinden bira hakkında bir hüküm yoktur. Burada bira hakkında bir sonuca

varabilmek için aradaki benzerliklerden yararlanılır. ġarabın yasaklanmasının

sebebi, insanı sarhoĢ etmesidir. Bira da sarhoĢ ettiğinden o da Ģarap gibidir.

Bu hükme kıyas yolu ile varıyoruz.

Ġslam’da dört kaynağın oluĢu, Ġslam’ın donuk bir din olmadığını gösterir.

Ġslam son dindir, kıyamet dinidir. Her devirde inananların ihtiyaçlarına

cevap verebilecektir. Ayrıca Müslümanların farklı anlayıĢ ve farklı yaĢayıĢları

önlenmiĢ olacaktır.


40

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

MEZHEPLER

Mezhep, gidilen yol, benimsenen metod ve görüĢ demektir. Dini manada

mezhep, dinde ehil bir Ġslam aliminin görüĢlerine denir.

Her Müslüman’ın dini doğrudan, asıl kaynaklarından öğrenmesi ve

inancını doğru bir Ģekilde yaĢaması mümkün değildir. Bu durumda bir

mezhebe göre yaĢamak ve dini sorumluluklarını yerine getirmek gerekir.

Mezhepler ikiye ayrılır:

a- Fıkhi Mezhepler:

Fıkıh bir Müslüman’ın dinin emir ve yasaklarını bilmesi demektir. Fıkıh

bilmek, ibadetlerin ve dini görevlerin nasıl yapılacağını bilmektir. Onun için

fıkıh, ibadetten önce gelir. Çünkü itikat bozukluğu ve ibadetlerin doğru dürüst

yapılmaması, amellerin boĢa gitmesine neden olur.

Dört hak mezhep vardır:

1- Hanefi Mezhebi:

Kurucusu, Ġmam-ı Azam Ebu Hanife’dir. En yaygın olan mezheptir.

2- ġafi Mezhebi:

Kurucusu Ġmam-ı ġafidir.

3- Maliki Mezhebi:

Kurucusu Ġmam-ı Maliktir.


41

4- Hanbeli Mezhebi:

Kurucusu, Ahmet b. Hanbel’dir.

Görüldüğü gibi bu mezhepler, kurucularının adları ile anılmaktadır. Bu

kiĢiler mezhep kurmak için ortaya çıkmamıĢlardır. Kimseye de “ gelin benim

mezhebime girin” dememiĢlerdir. Her biri görüĢlerini açıklamıĢlar, kim hangisini

tercih ettiyse o mezheple amel etmiĢlerdir.

Gerekiyorsa, mezhep değiĢtirilebilir.

Kimse iĢine geldiği Ģekilde değiĢik mezhep görüĢleriyle amel edemez.

b- Ġtikadi Mezhepler:

Ġtikat, inanç demektir. Ġslam’ın inanç sistemi altı madde halinde toplanmıĢtır:

1- Allah’a iman,

2- Meleklere iman,

3- Kitaplara iman,

4- Peygamberlere iman,

5- Ahirete iman,

6- Kadere iman,

BaĢta sahabe iman konusunda herhangi bir problem olsa, Hz.

Peygambere baĢ vurur, sorusunu sorar, cevabını alırdı, hata etmezdi. Allah

Resulünün vefatından sonra sorular soruldu ve cevap arandı. GörüĢlerin

ortaya konması ile itikadi mezhepler doğdu. Bunlar:

1- Maturidi Mezhebi:

Kurucusu Ebu Mansur Muhammed’tir. Ġslam inancını sapık akımlara

karĢı Kur’an ve sünnete dayanarak savunmuĢtur.


42

2- EĢ’ari Mezhebi:

Kurucusu Ali b. Ġsmail EĢ’ari’dir.

Ġslam düĢüncesini sapık düĢüncelere karĢı ehl-i sünnet çizgisinde Kur’an

ve sünnetten delillerle savunmuĢtur.

Bu iki mezhep kurucusu da sapık inanç ve düĢüncelerin önüne geçip

ehl-i sünnet mezheplerini oluĢturmuĢlardır. Allah onlardan razı olsun.


43

BEġĠNCĠ BÖLÜM

ĠMAN

A- ĠMAN NEDĠR?

Ġman, tasdik etmek, doğrulamak ve inanmak demektir.

Ġman, Allah’ın varlığına, birliğine, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine,

ahiret gününe ve kadere inanmaktır. Bu, kalp ile tasdik, dil ile ikrardan ibarettir.

Nasıl iman? ġuurlu yani neye niçin inandığı bilinmeli, en küçük Ģüphe ve

noksanlık olmamalıdır.

a) Ġmanın sürekli ve geçerli olabilmesi için:

1- Ġnanılması gereken ve dinden olan herhangi bir Ģey inkar edilmemelidir.

2- Ġman, ümitsizlik halinde, ölüm döĢeğinde ve baskı ile olmaz. Hür irade ile

olması gerekir. Firavun son anda “iman ettim” dedi ama olmadı, geç kalmıĢtı.

3- Dinin hiçbir emrini hafife almadan, beğenmemezlik etmeden tamamının

gönülden inanılması gerekir.

4- Ġman vesveseden uzak, Ģirkten uzak ve taklitten uzak olmalıdır.

5- Ġman amele götürmelidir. Amelle iman arasında sıkı bir iliĢki vardır.

Ġman, amel etmeyi gerektirir. Kur’an’da imanla amel beraber geçer. “Ġman

edenler ve Salih amel iĢleyenler” denilerek imandan sonra hemen amelden

bahsedilmiĢtir.

Bir defa imansız amel olmaz. Yani geçerli değildir.

Her ne kadar amelin imandan cüz olmadığı bildirilmiĢse de amelsiz iman

korunamaz.


44

Ġmanla amel bağlantısı olmazsa insan çok çabuk günaha düĢer, günah

ta kalbini karartır. Artık küfürle iman arasında bir engel kalmaz.

ġeytan ameli olmayanı çok çabuk aldatır. Ona Ģüphe verir, vesvese

verir.

Ġmanın beslenmesi gerekir. Ġbadetlerle beslenmeyen iman zayıf kalır.

Ġnanıp yaĢamamak, unutma ve yozlaĢma yoludur.

Hz. Ömer Ģöyle anlatır:

Bir gün Hz. Peygamberin yanındaydık. Beyaz elbiseli, siyah saçlı,

üzerinde yolcu izi olmayan biri geldi. Peygamberin önünde diz çöküp oturdu.

Ve sordu:

- “Ġslam nedir Ya Resullallah? Allah Resulü cevap verdi:

- “Ġslam Allah’tan baĢka ilah olmadığına, Muhammed’in Allah’ın elçisi

olduğuna inanman, namaz kılman, zekat vermen, ramazan orucu tutman,

gücün yeterse hacca gitmendir”.

- “Doğru söyledin, peki iman nedir?”

- “Ġman Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret

gününe ve kadere, hayır ve Ģerrin Allah tarafından yaratıldığına inanmandır”

dedi.

- “Doğru söyledin, ihsan nedir?”

- “Allahü Tealayı görüyormuĢsun gibi ibadet etmendir. Her ne kadar

sen onu görmüyorsan da O seni görmektedir”

Adam kalktı gitti. Biz merak etmiĢtik. Peygamber bize: “O Cebraildir,

size dininizi öğretmek için geldi” dedi. (Buhari, Ġman:37)

b- Ġman yönünden insanlar altı kısımdır:

1- Mümin,

2- Kafir


45

3- Mürted (dini reddedip dönen)

4- Münafık (dünyada Müslüman muamelesi görür, ahirette kafir

muamelesi görür) (Nisa :45)

5- Fasık: günahkar, günaha devam eden haramı helal sayan

6- Asi: Allah’ın emirlerini yerine getirmeyen isyan eden

Kur’an’da: - “Kim Allah’a ve resulüne isyan eder ve Allah’ın koyduğu

sınırları aĢarsa Allah onu ebedi kalacağı cehennem ateĢine koyar ve onun için

alçaltıcı bir azab vardır” buyurur. (Nisa: 14)

ġu hususlar iyi bilinmelidir:

Ġman dinin esasıdır. Ġmanı olmayanın ameli de yoktur.

Ġman, kalp ile tasdik, dil ile ikrardır.

Taklid-i Ġman olmaz. Korkudan dolayı da iman olmaz. Ayrıca moda diye

iman olmaz. Bile bile de geciktirilmez. ġeytan: - “Sonunda inanıveririm, kelime-

i Tevhid getiririm, kurtulurum” deyince peygamber (as) üzülür. Allah “üzülme

son anda biz ona nasip etmeyiz, unuttururuz” buyurur.

Kul, imandan sorumludur. “Allah iman edecek yazmamıĢ, ne yapayım?”

diyemez. Kul arayacak, bulacak, inanacak. Bugün dünyanın neresinde olursa

olsun kiĢi imandan sorumludur.

Ġmanda Ģüphe ve tereddüt olmaz. Topluca iman ettikten sonra etraflıca

bilgi sahibi olmazı lazımdır.

Tam iman etmeyenin imanı makbul değildir. Nikahı da sahih değildir.

Peygamberimiz: “ Yahudiler 71 furkaya ayrıldı hepsi de helak oldu,

Hıristiyanlar 72 furkaya ayrıldı hepsi de helak oldu. Ümmetim 73 furkaya

ayrılacak, 72’si helak olacak” ashab sorar:

- Kim kurtulacak Ya Resulallah

- Benim ve ashabımın yolunda olan buyurur.

Ehl-i sünnet çizgisinde Fırka-i Naciye’den olabilmek için Bid’at ve

hurafelerden uzak bir iman sahibi olmak gerekir.


46

B- ĠMAN ESASLARI

Ġman esasları, “Ementü” ile ifade edilir.

Kur’an’da: “Kim Allah’ı, melekleri, kitapları, peygamberleri ve ahiret gününü

inkar ederse, Ģüphesiz derin bir sapıklık içindedir.” (Nisa:136) buyrulmuĢtur.

Ġman esasları Ģunlardır:

1- Allah’a Ġman:

Allah’a iman, Cenab-ı Allah’ın var ve bir olduğuna inanmaktır. Allah’a

imandan her akıl sahibi sorumludur.

a) Allah inancı nasıl olmalıdır?

- Her Ģeyi yaratan, yaĢatan, yok edecek ve hesap soracak olan

Allah’tır.

- O’nun evveli, sonu yoktur.

- O, her Ģeyi bilir ve görür.

- O, bütün noksanlıklardan münezzehtir.

- O, cisim, Ģekil, suret değildir. Hiç bir Ģey O’na benzemez. EĢi benzeri

yoktur, mekandan ve Ģekilden münezzehtir.

- Biz O’nu göremeyiz ve kavrayamayız. Ancak yarattıklarından O’nun

varlığını ve gücünü anlarız.

Yunus O’nun için:

- “Yücelerden yücesin,


47

kimse bilmez nicesin” demiĢtir.

- Her Ģey O’nun dilemesi ve yaratması ile olur.

- O en büyüktür. Ondan baĢka büyük yoktur.

- O, her Ģeyin sahibidir. Göklerin ve yerin Rabbidir. (Yunus:6)

- “ De ki Allah birdir, her Ģey O’na muhtaçtır. O, hiç bir Ģeye muhtaç

değildir. O Allah doğurmamıĢ, doğrulmamıĢtır. O’na hiç bir Ģey denk değildir”

(ihlas Suresi)

- Yaratıcılık tek Allah’a mahsustur. O her Ģeyin yaratıcısıdır. Ondan

baĢka yaratıcı yoktur. Biz yaratamayız. Ancak yaratılan Ģeylerde değiĢiklik

yapabiliriz.

b) Allah’ın sıfatları 3’e ayrılır:

1- Zâti sıfatları:

Vücud: Allah vardır, yokluğu düĢünülemez.

Kıdem: Allah’ın öncesi ve baĢlangıcı yoktur.

Beka : Allah’ın sonu yoktur.

Vahdaniyet: Allah birdir.

Muhalefetünlil Havadis: Hiçbir Ģey Allah’a benzemez. Allah da hiç bir

Ģeye benzemez.

Kıdem binefsihi: Allah’ın varlığı kendisindendir.

2- Sübuti Sıfatları:

Allah’ın varlığı ve zatı ile bulunan sıfatlardır.


48

Hayat: Allah diridir.

Ġlim: Allah her Ģeyi bilir

Semi: Allah her Ģeyi iĢitir

Basar: Allah her Ģeyi görür

Ġrade: Allah’ın dilemesidir. Her Ģey O’nun dilemesiyle olur.

Kudret: Allah’ın her Ģeye gücü yeter

Kelam: Allah ses, harf, kelime ve cümleye ihtiyaç duymadan konuĢur.

Tekvin: Allah yaratır ve yoktan var eder. Allah’ın bilmesi, iĢitmesi,

görmesi ve konuĢması bizimkine benzemez.

3- Fiili Sıfatları:

- Rızık verir

- Ġkram ve ihsanda bulunur.

- Razı olur, gazap eder

- Yaratır, öldürür, diriltir

Allah’ın bu sıfatları ezeli ve ebedidir. Allah’ın bilmesi bizim bilmemiz gibi

değildir. Görmesi bizim görmemiz gibi değildir.

Kur’an da Ģöyle ifade edilir:

- “Allah’ın eĢi benzeri ve dengi yoktur. Allah gibi bir Ģey yoktur.” (ġüra:

11)

Cenab-ı Allah, her zaman her yerdedir.

Eğer Allah’a ortak koĢulursa, Allah’tan beklenilen baĢkasından

beklenirse, Allah’a yapılan baĢkasına yapılırsa, Allah’ın sıfatları baĢkasında

görülürse, Allah’tan baĢkasına dayanılıp güvenilirse, Allah Ģekillendirilir ve yer

tayin edilirse, yapılan iĢlere riya karıĢtırılırsa o zaman Ģirke düĢülür.


49

ġirk en büyük günahtır. Tevbe edilip dönülmedikçe Cenab-ı Allah

affetmez.

Bilerek ve isteyerek Ģirke düĢeni Allah affetmez. ġirke düĢenin imanı

gider, ameli de boĢa gider.

Sevgili peygamberimiz (SAV) Ģöyle buyurmuĢ:

- “Kim Allah’tan baĢka ilah olmadığına, benim Allah’ın kulu ve resulü

olduğuma inanırsa, Allah ona ebedi ateĢi haram kılmıĢtır” (Ġ.Canan, Hadis Kül.:

1/27)

ġeytan, Allah’a iman konusunda vesvese verir. Bunu daha çok imanı

zayıf, ameli az kimselere verir. Bu vesvese ancak kuvvetli bir imanla giderilir.

Bir de bazı sorular sorularak vesvese aĢılabilir. Mesela; ben yaratabilir

miyim? Tabiat yaratabilir mi? dünyadaki bu düzeni kim kurdu? Ġnsanı ayrı ayrı,

sesi ile parmak izi ile kim yarattı? ġu hayvanlar alemini yaratan, onlara hayati

bilgiyi veren kim? Gibi sorular sorularak vesvese giderilmeye çalıĢılır.

Vesvese anında ne yapılması gerektiğini peygamberimiz Ģöyle ifade

etmiĢtir:

- “Ġnsanların bazıları lafı Ģunu demeye kadar getirirler: “Anladık Allah her

Ģeyin yaratıcısıdır. Peki O’nun yaratıcısı kimdir? Bu Ģeytanın vesvesesidir. O

zaman “Ben inandım” deyin, Kelime-i ġehadet getirin. (Age: 7/169)

Bazı Ģeyler sadece Allah’a yapılır. Bunlar:

- Allah’tan baĢkasına secde olmaz.

- Allah’tan baĢkasından yardım istenmez.

- Allah’tan baĢkasına kurban kesilmez.

- Allah’tan baĢkasına kulluk ve ibadet yapılmaz.

- Allah’tan baĢkasına güvenilip dayanılmaz.

Kur’an da Ģöyle buyurulur:


50

- “Allah’ı bırakıp kendilerine bir takım dostlar edinenler: Bizi sadece

Allah’a yakınlaĢtırsınlar diye onlara kulluk ediyoruz” derler. (Zümer:3)

- “Allah, kendisine ortak koĢulmasını asla bağıĢlamaz” (Nisa: 48)

“Her Ģey her Ģey Ģu tek müjdede;

Yoktur ölüm Allah diyene!

Canım kurban baĢı secdede

Ġki büklüm Allah diyene!

Akıl, kırık kanadı hiçin

Derdi günü “nasıl ve niçin”

Bağlı, perçin üstüne perçin,

Benim gönlüm “Allah” diyene

Necip Fazıl

2- MELEKLERE ĠMAN

Ġslam’da imanın 6 esası vardır. Bunlardan birincisi alemlerin Rabbi olan

Allah’ın varlığına, birliğine iman, ikincisi de meleklere imandır.

Melek, haberci, elçi, güç kuvvet demektir.

a) Meleklere iman Müslüman olmak için zorunludur:

Meleklerin varlığını Kur’an-ı Kerim haber vermiĢtir. Ve onlara inanmamızı

emretmiĢtir.


51

Bakara suresi, ayet 98: “Kim Allah’a, meleklerine, peygamberlerine,

cebraile, mikaile düĢman olursa bilsin ki, Allah da inkarcı kafirlerin

düĢmanıdır.”

Nisa: 136: “Ey iman edenler! Allah’a peygamberine, peygambere indirdiği

kitaba imanda sebat ediniz. Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını,

peygamberlerini ve kıyamet gününü inkar ederse tam manasıyla sapıtmıĢtır”

buyrulmuĢtur.

Meleklerin varlığını peygamberimiz de haber vermiĢtir. Onların varlığına

inanmıĢ ve inanmamızı istemiĢtir.

Bu bakımdan meleklere iman Ģarttır, inanmamak ise küfre götürür.

Ġmanın 6 esası bir bütündür, hiç biri ayrılamaz.

b) Meleklerin Mahiyeti:

Cenab-ı Allah melekleri nurdan, cin ve Ģeytanı ateĢten, insanı ise

topraktan yaratmıĢtır.

Melekler, insanlardan önce yaratılmıĢtır. Cenab-ı Allah meleklere – ben

yeryüzünde insanı yaratacağım – dediğinde melekler – isyan edecek, fitne

fesat çıkaracak insan mı yaratacaksın? Diyerek karĢı çıkmıĢlardır.

Meleklere iman, bunun için, bir de vahyi peygamberimize melekler

getirdiği için peygamberlere imandan önce gelir.

Melekler nurani varlıklardır, görünmezler, hissedilmezler.

Melekler, günah iĢlemezler, Ģehevi duyguya sahip değillerdir. Erkeklik

diĢilik yoktur. Evlenmezler.

Melekler insanlar gibi yemezler, içmezler, uyumazlar, günah iĢlemezler,

isyan etmezler.

Enbiya 19-20: “Allah’a ibadet hususunda kibirlenmezler ve yorulmazlar.

Onlar bıkıp usanmaksızın gece gündüz Allah’ı tesbih ederler.”

Nahl 50: “Kendilerine ne emrolunursa yaparlar”


52

Tahrim 6: “Ey insanlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taĢlar olan

ateĢten koruyun. Onun baĢında acımasız güçlü, Allah’ın emirlerine karĢı

gelmeyen melekleri vardır” buyrulur.

- Melekler, Allah’ın izni ile çeĢitli Ģekillere girebilirler.

- Hz. Meryem’e insan Ģeklinde görünmüĢtür. (Meryem: 17)

- Hz. Ġbrahim’e insan Ģeklinde gelmiĢlerdir. (Hud: 69)

- Lut peygamberin kavmine insan suretinde görünmüĢlerdir.

- Peygamberimize insan Ģeklinde: “Ġman nedir, ihsan nedir, Ġslam

nedir? Sorusunu sormuĢ, insan Ģeklinde vahiy getirmiĢtir.

c- Meleklerin insanlara yardımı

Cenab-ı Allah sevdiği kullarını melekleri vasıtasıyla korumuĢ ve yardım

etmiĢtir. Yalnız bırakmamıĢ, terk etmemiĢtir. Kur’anda:

Tevbe 26: “Allah, resulü ile mü’minler üzerine sükunet ve huzur

duygusunu indirdi, sizin görmediğiniz ordular (Melekler) indirdi. Böylece

kafirlere azab etti…

Ahzab 9: “Ey iman edenler! Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani

size ordular saldırmıĢtı da biz onlara karĢı bir rüzgar ve sizin görmediğiniz

ordular göndermiĢtik...”

Al-i Ġmran 123: “And olsun sizler güçsüz olduğunuz halde Allah Bedir’de

de size yardım etmiĢti…”

Al-i Ġmran 124: “Üçbin melekle sizi takviye etmiĢti.”

Fil Suresi: “Rabbin fil sahiplerine neler etti görmedin mi? onların kötü

planlarını boĢa çıkarmadı mı? onların üzerine ebabil kuĢlarını gönderdi. O

kuĢlar onların üzerine piĢkin tuğladan yapılmıĢ taĢlar atıyordu. Böylece Allah

onları yenilip çiğnenmiĢ ekine çevirdi.”

Cenab-ı Allah, inanan, layık olanları yalnız bırakmamıĢ, düĢman eline

terk etmemiĢtir. Milli mücadelede, Çanakkale’de, Kore’de, Kıbrıs


53

çıkartmasında, bir avuç Çeçen’in mücadelesinde Cenab-ı Allah’ın yardımı

olmuĢtur. (Cündullah) Allah’ın askerleri hep yardım etmiĢtir.

Enfal 12: “Hani Rabbin meleklere: “Muhakkak ben sizinle beraberim:

Haydi iman edenlere destek olun. Ben kafirlerin yüreğine korku salacağım…

diye vahyetmiĢti.”

Ġnananlara Cenab-ı Allah’ın melekleri vasıtasıyla yardımı olur. Bir çok

insandan nice nice güzel olaylar dinlemiĢizdir.

d) Bazı melekler ve vazifeleri

1- Cebrail (AS): Cenab-ı Allah’ın vahyini, emir ve yasaklarını

peygamberlere getiren vahiy meleğidir.

2- Azrail (AS): Ölüm meleğidir. Eceli gelenlerin Allah’ın izni ile ruhlarını

alır. Secde 11: “Ölüm meleği canınızı alacak, sonra rabbinize

döndürüleceksiniz.”

3- Ġsrafil (AS): Kıyametin kopması ve tekrar diriliĢ için iki defa sur’a

üfürmekle görevli melektir.

4- Mikail (AS): Dünyada olan olayların meydana gelmesinde görevli olan

melektir.

Kiramen Katibin: Yazıcı melekler: insanların yaptığı iĢleri yazarlar. Sağ

tarafımızdakiler iyiliklerimizi, hayır hasenatımızı, Allah için yaptıklarımızı, yani

bize ahirette faydası dokunacak amellerimizi yazar. Sol tarafımızdakiler ise

kötü iĢlerimizi, iĢlediğimiz günahları yazar.

Bu yazılanlara amel defteri denir. Kıyamet gününde iyilere amel defteri

sağ tarafından verilecek, kötülere de sol tarafından verilecektir.

- Zuhruf 80: “Yoksa onlar, bizim kendilerinin sırlarını ve gizli

konuĢmalarını iĢitmediğimizi mi sanıyorlar ? hayır, öyle değil; yanlarındaki

elçilerimiz, meleklerimiz yazmaktadırlar.

- Ġnfitar 10 – 12: “Siz dini yalanlıyorsunuz. ġunu iyi bilin ki, üzerinizde

bekçiler ve yazıcılar vardır. Onlar yapmakta olduğunuzu bilirler”


54

- Kaf 17 – 18: “Ġki melek, insanın sağında ve solunda yaptıklarını

yazmaktadır. Ġnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen yazmaya hazır

bir melek bulunmasın.”

5- Allah’a devamlı ibadet eden melekler vardır.

6- Allah’ı devamlı zikir ve tesbih eden melekler vardır.

7- Peygambere salavat getiren melekler vardır. (Ahzab 56)

8- Hafaza melekleri: Ġnananları koruyan meleklerdir.

9- Ġnsanları iyiliğe çağıran melekler vardır.

10- Ġnsanlar için dua eden melekler vardır.

11- Müslümanlara yardım eden melekler vardır.

12- Namaz kılanın yanında durup Fatiha bitince amin diyenler vardır.

13- Kur’an okuyan Müslümanları dinleyen melekler vardır.

14- Zikir ve sohbet edenleri tespit eden melekler vardır.

15- Müslümanlara rahmet okumakla görevli melekler vardır.

16- Kötülere lanet okuyan melekler vardır.

Hadislerde Ģöyle buyurulur:

- “Malın ayıbını açıklamadan satan Allah’ın gazabına, meleklerin

lanetine maruz kalır (K. Site 17/263)

- “Sünneti öldürüp, dinin saflığını bozacak Ģeyler sokanlara Allah’ın,

lanet edicilerin, meleklerin ve bütün halkın laneti onların üzerine olsun.”

(Ramuz: 507/2)

- “Dini mazereti olmadığı halde yatağını terk eden kadına sabaha

kadar melekler lanet eder.” (R. Salihin 3/269)

Kur’anda da Ģöyle buyurulur:


55

“Ġndirdiğimiz açık delilleri ve hidayet yolunu kitapta apaçık

göstermemizden sonra gizleyenler yok mu? iĢte onlara hem Allah hem de

bütün lanet ediciler lanet eder.” (Bakara: 159)

17- Kabirdekileri sorguya çekecek olan Münker ve Nekir adlı melekler:

Rabbin kim? Peygamberin kim? Kitabın ne? Dinin ne? gibi sorular

soracaklardır.

Cehennemde görevli olan melekler vardır. En çok bilineni Zebanilerdir.

18- Ġnsanları güzele, iyiye teĢvik eden, hayra çağıran melekler vardır.

Hz. Peygamber: “Ġçinizden hayra davet eden bir ses duyarsanız, bilin ki, o

meleğin sesidir. Ona icabet ediniz. Eğer içinizden Ģerre davet eden bir ses

duyarsanız, bilin ki, o da Ģeytanın sesidir. Sakın ona uymayın” buyurur.

19- Bir de dualarımıza “amin” diyen melekler vardır.

Biz bu melekleri göremeyiz. Çünkü bizim gözümüzün yapısı onları

görmeye müsait değildir. Göremediğimiz daha bir çok Ģey vardır. Melekler nur

gibi varlıklardır.

Melekler hep iyi ortamlarda bulunur. Haram iĢleyeni melekler terk

ederler. Günahta ısrar edenlerin yanında eğleĢmezler.

e) Meleklere imanın bize etkisi nedir

- Meleklere iman, iyi olmayı, iyilik yapmayı sağlar.

- Ġyiliğe teĢvik eden meleklerin varlığına inanan, o davete uyar.

- Yazıcı meleklerin varlığına inanan, kötülükten kaçınır.

- Koruyucu meleklerin koruduğuna inanan kendini korumasız ve yalnız

hissetmez. Korunduğuna inanır.

- Meleklerin inananlara yardımını bilen, kendini güçsüz, zayıf

hissetmez.

- Meleklere inanan baĢıboĢ olmadığını, gözetim altında olduğunu

düĢünür; avare bir hayat yaĢamaz. Ölçülü yaĢar.


56

- Meleklere inanan, melekler gibi olmaya çalıĢır. Adeta melekleĢir.

Gerçek bir melek inancı, insanı cennetlik eder.

- Kendisi için dua eden meleklerin olması, duasına “amin” diyen

meleklerin varlığı, okuduğu Kur’an-ı dinleyen meleklerin oluĢu, ibadet edenleri,

zikreden, sohbet edenleri tespit eden meleklerin varlığı insanı bu konuda

teĢvik eder.

- Allah’a devamlı ibadet ve itaat eden meleklerden insanın alacağı

mesajlar vardır. Günahsız olduğu halde onlar ibadet, itaat eder de, insan

neden isyan etsiz?

- Meleklere iman, ibadeti, itaati sağlarken, isyanı önler.

Bize emanet olan yavrularımız da birer melektir. Ana baba olarak o

saflıklarını ve temizliklerini korumamız lazım. Öyle ki, onları

melekleĢtirmeliyiz.

f) Melekler mi üstündür insanlar mı?

Ehli sünnet alimlerine göre insan üstündür.

Kur’an da: “Rabbin meleklere: Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım,

dedi. Onlar: Biz seni hamd, tesbih ve takdis edip dururken yeryüzünde fesat

çıkaracak, orada kan dökecek insanı mı halife kılıyorsun? Dediler” (Bakara:

30)

- Meleklerin Adem (AS)’a secde etmesi emredilmiĢ, melekler Adem’e

secde etmiĢlerdir.

- Ġnsana nefis ve kötü arzu verilmiĢ, meleğe ise hep iyi duygular

verilmiĢtir. Ġnsan, kötü arzularını yener nefsine hakim olursa, iĢte o zaman

melekten üstündür.

- Melekelerin amelinde sevap yok, insanın amelinde sevap vardır.

- Kur’an’a ve Hz. Peygamberin hadislerinde alimler, meleklerden üstün

tutulmuĢtur.

- Salih kullar da meleklerden üstün tutulmuĢtur.


57

- Cenab-ı Allah her Ģeyi insanın hizmetine verdiği gibi melekleri de

insanın hizmetine vermiĢtir.

- Ġradesiyle nefsini, Ģeytanı ve dünya engelini aĢarak Canab-ı Allah’a

kul olan insan, meleklerin bazılarından üstündür.

- Miraç’ta Hz. peygamber sınırı geçmiĢ, Cebrail, benden buraya kadar

demiĢtir.

Allah’a yönelmeden, alemlerin rabbine boyun eğmeden üstünlük yok.

Kur’an’da bazı insanlar için “Belhüm Adel” hayvandan da aĢağı ifadesi

kullanılmıĢtır.

Canab-ı Allah, isyan eden, dikbaĢlılık gösterenleri helak etmiĢ,

alçaltmıĢtır.

Ġnsanın izzeti, Ģerefi imanda dır. Ġzzet, Ġslam’dadır. Allah bizi Ġslam’la

aziz kılmıĢtır.

Tabarani, Ümmü Seleme – radıyallahu anh-ın Ģöyle dediğini rivayet

eder:

Ben Resulullah’a:

Ya Resulallah, dünya kadınları mı üstün, yoksa cennet hurileri mi?

dedim.

Cevap verdi:

- “Elbisenin yüzü nasıl astarından üstünse, dünya kadınları da, cennet

hurilerinden üstündür.”

- “Bu faziletleri hangi yüzdendir ya Resulallah” diye sorunca da:

- “Namazları, oruçları ve Allah’a ibadetleri yüzünden” buyurdular.

Kadını Ģeytan kabul eden, kadının ruhuna Ģeytan girmiĢtir diyen

zihniyete ne güzel cevap değil mi?


58

g) Hz. Peygamberin dilinden melekler

Üç kiĢiye melekler hayırla yaklaĢmaz:

- Kafir ölüsüne

- Boyalı koku kullanan erkeğe

- Cünüp olana. Ancak yemek veya uyumak istendiğinde cünüp olan

Abdest alırsa, o hariç” (Ramuz’ul Ehadis: 267/13)

* * *

Üç kiĢiye melek yaklaĢmaz:

- SarhoĢ olana

- Boyalı koku kullanana

- Hayız ve cünüp olana (Ramuz: 268/1)

* * *

“Yanımdan çıktığınızda, yanımdaki gibi kalsaydınız, Medine

sokaklarında melekeler sizinle musafaha ederdi.” (Ramuz: 357/3)

* * *

Yazıcı melekler kulun iki namazını Allah’a ard arda arz ettiğinde Allah

melekleri Ģahit tutar: “Ben bu kulumun iki namazı arasındaki günahlarını

mağfiret ettim” buyurur. (Ramuz: 381/3)

* * *


59

Semadan inen, semaya çıkan hiçbir melek yoktur ki; “Lâ havle velâ

kuvvete illâ billah” demesin. (Ramuz: 389/1)

* * *

Kutsi Hadis: “Kaderime inanan, yazıma razı olan, rızkıma kanaat eden

ve benim için Ģehvetini terk eden genç, iĢte o benim yanımda meleklerimden

bazısı gibidir.” (Ramuz:514/2)

“Miracta Cebrail’i eski kilim gibi titrerken gördüm” (Ramuz: 393/1)

* * *

“Melekler, aralarında köpek veya çan bulunan kervana yaklaĢmaz”

(Ramuz: 474/7)

* * *

“Cebrail dedi ki: “Biz içinde köpek ve suret olan eve girmeyiz.” (Ramuz:

331/4)

* * *

“Melekler heykel ve resim olan eve girmez” (Ramuz: 109/2)

* * *

Hz. Peygamber, Bilal’e: “Yanında yemek yenen oruçlunun kemiklerinin

tesbih ettiğini ve meleklerin de onun için istiğfarda bulunduğunu hissettin mi?

demiĢtir.” (K. Sitte: 17/170)


60

* * *

“Meleklerin Bedir gününde niĢanları, siyah sarık, Uhud da ise kırmızı

sarıktı.” (Ramuz: 338/7)

* * *

“Çıplaklıktan sakının sıra sizin yanınızda sadece helaya girdiğiniz

zaman ve eĢinizle olduğunuzda sizden ayrılan melekler vardır. Onlardan

utanın ve onlara karĢı saygılı olun” (K.Sitte: 8/111)

* * *

Bedir günü: “ĠĢte Cebrail (AS) ! atının baĢından tutmuĢ, üzerinde de

savaĢ teçhizatı var, yardımımıza gelmiĢ durumda.” (K. Sitte: 11/419)

Not:

Sahabeden Ebu Vâkid el-Leysi: “Bedir günü ben müĢriklerden bir

adamın peĢine düĢüyordum, boynunu uçurmak için kılıcımı sallamadan kellesi

uçuyordu” demiĢtir.

Hz. Ali (RA): “Bedir’de Ģiddetli bir rüzgar esti. Ben böylesini hiç

görmemiĢtim” der. Bunu yorumlayanlar o sırada meleklerin indiğini söylerler.

h) Kur’an’ın ifadesiyle melekler

“Kim Allah’a, meleklerine, peygamberine, Cebrail’e ve Mikail’e düĢman

olursa, bilsin ki Allah da inkarcı kafirlerin düĢmanıdır.” (Bakara: 98)

* * *

“Ne Mesih ve ne de Allah’a yakın melekler, Allah’ın kulu olmaktan geri

dururlar. O’na kulluktan geri durup büyüklenen kimselerin hepsini Allah

yakında huzurunda toplayacaktır.” (Nisa: 172)


61

* * *

“Göklerde ve yerde kimler varsa O’na aittir. O’nun huzurunda

bulunanlar, O’na ibadet hususunda kibirlenmezler ve yorulmazlar. Onlar bıkıp

usanmaksızın gece gündüz Allah’ı tesbih ederler.” (Enbiya: 20-21)

* * *

“Melekler sadece Allah’ın emriyle hareket ederler. Onlar, Allah

korkusundan titrerler.” (Enbiya: 27-28)

* * *

“And olsun sizler güçsüz olduğunuz halde Allah, Bedir de size yardım

etmiĢti…”

O zaman sen mü’minlere Ģöyle diyordun: indirilen üçbin melekle

Rabbinizin sizi takviye etmesi,, sizin için yeterli değil midir? (Ali Ġmran: 124)

* * *

“Hatırlayın ki siz, Rabbinizden yardım istiyordunuz. O da, ben peĢ peĢe

gelen bin melek ile size yardım edeceğim, diyerek duanızı kabul etti.” (Enfal: 9)

“Melekler, yüzlerine ve arkalarına vurarak ve: “Tadın yakıcı cennem

azabını” diyerek o kafirlerin canlarını alırken onları bir görseydin!” (Enfal: 50)

* * *

“And olsun ki Allah, birçok savaĢlarda ve Huneyn savaĢında size yardım

etmiĢti…” (Tevbe: 25)


62

Sonra Allah Resulü ile mü’minler üzerine sükunet indirdi. Sizin

görmediğiniz ordular indirdi de kafirlere azap etti.” (Tevbe: 26)

* * *

“Ey iman edenler! Allah’ın size olan nimetini hatırlayın: Hani size ordular

saldırmıĢtı da, biz onlara karĢı bir rüzgar ve sizin görmediğiniz ordular indirdi

de kafirlere azap etti.” (Ahzab: 9)

* * *

“Melekler size istiğfar eder” (Ahzab: 43)

* * *

“Allah ve melekleri peygambere çok salavat getirirler, ey mü’minler size

de ona salavat getirin…” (Ahzab: 56)

* * *

“Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Allah azizdir, hakimdir.” (Fetih: 7)

* * *

“Ġki melek insanın sağında ve solunda oturarak yaptıklarını

yazmaktadırlar. Ġnsan, hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen, yazmaya

hazır bir melek bulunmasın!” (Kaf: 17-18)

* * *

“Rabbinin katındakiler, O’na kulluk etmekten kibirlenmezler. O’nu tespih

eder ve yalnız O’na secde ederler.” (A’raf: 206)


63

* * *

“O melekler, üstlerindeki Rablerinden korkarlar ve kendilerine ne

emrolunursa onu yaparlar.” (Nahl: 50)

* * *

ArĢ’ı yüklenen ve bir de onun çevresinde bulunan melekler, Rablerini

hamd ile tespih ederler, O’na iman ederler. Mü’minlerin de bağıĢlanmasını

isterler. Ey Rabbimiz! Senin rahmetin ve ilmin her Ģeyi kuĢatmıĢtır. O halde

tevbe eden ve senin yoluna gidenleri bağıĢla, onları cehannem azabından

koru.” Derler. (Mü’min: 7)

“Hiç kimse yoktur ki üzerinde bir koruyucu, bir denetleyici bulunmasın.”

(Târık: 3)

ı) Meleklere iman konusunda dikkat edilmesi gerekenler

- Meleklerin varlığına inanmamak insanı inançsız yapar.

- Melekler için erkeklik diĢilik düĢünmek

- Melekleri Allah’ın oğlu, kızı kabul etmek

- Meleklerle alay etmek

- Meleklere sövmek

- Ha Ģeytan ha melek demek

- Cebrail, yanlıĢ vahiy getirdi, demek

- Azrail, falanın ruhu yerine falanınkini aldı, demek

- Melekler bana haber getiriyor, demek.

- Herkes melek ediniyor. Dizilerde, filmlerde, iĢyerlerinde beraber

çalıĢtığı kızlara meleklerim” denilerek melek inancı yıpratılmamalıdır.


64

- Bir husus da; insanlardan haya edip utandığımız gibi, meleklerden de

haya edilmelidir. Evimiz de olsa açık saçık dolaĢılmamalı. Soyunurken

giyinirken biraz çabuk olunmalıdır. Gece çıplak yatılmamalı, banyo, tuva let gibi

yerlerde fazla eğleĢilmemelidir. Dikkat edersek melekleri kendimizden

uzaklaĢtırmamıĢ oluruz.

i) Cinler ve Ģeytanlar

Meleklerden ayrı olarak, gözümüzle görmediğimiz cin ve Ģeytan vardır.

Bunların da varlığı kitap sünnet ve icma ile sabittir.

j) Cinlerin mahiyeti

Cinler çeĢitli Ģekillere girme yeteneğine sahiptir. Güç iĢler

baĢarabilirler. Melekler,gökyüzünde, cinler yeryüzünde bulunurlar.

Cinler de, iman ve ibadetten sorumludurlar. Cenab-ı Allah “Ben cinleri

ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım” (Zariyat: 56) buyurur.

Peygamberimiz, onların da peygamberidir. Rasülüs-sekaleyndir.

Cinlerin Müslüman olanları, kafir olanları vardır. Cin mescidinde

peygamberi dinlemiĢler, bazıları Müslüman olmuĢlardır.

Cinler, akıllı olmalarına rağmen, zeka yönü ile insanlardan geridirler.

Karakter yönü ile de insanlardan zayıftırlar. Olumsuz ve zararlı davranıĢlara

daha fazla meyillidirler.

En büyük özellikleri, insanların zayıf anında, zayıf tarafından

yararlanırlar, imanı zayıf, ahlakı zayıf insanlara istediklerini yaptırırlar.

Bazılarına musallat olurlar.

Cinlerin erkek diĢi olanları vardır. Yerler, içerler, evlenirler, çoğalırlar

ve ömürleri insanınkinden uzundur.

Cinlerin gıdası gübre, kemik, artık ve üzerine Allah’ın adı anılmamıĢ

yiyeceklerdir.


65

Ġmam-ı Azama göre; cinler, mükafat ve cezasını gördükten sonra

hayvanlar gibi toprak olacaklardır.

Cinler inkar edilemez, Nas’ı inkar olur. Kur’an’da cin suresi bile

vardır.

- Kur’an’da: “Bir takım insanlar, cinlerin bir kısmına sığınırlar da,

onlar da onların azgınlıklarını arttırır” (Cin:6)

- En’am 128. ayette: “Allah insan ve cinleri bir araya topladığı

günde Ģöyle diyecek: Ey cinler, insanlardan bir çoğunu kendinize bağladınız”

diyeceği bildiriliyor.

Cinler, insanlara bir çok yanlıĢı fısıldar.

Cinler, evde hırsızlık bile yaparlar. Evde kavga edilsin isterler.

Huzursuzluk çıkması için vesvese verirler.

Cin ve cincilere merak duyulmamalı, onlardan uzak durulmalıdır.

Cinler, zarar verebilirler. Ġnsanlara hoĢlarına gideceği yerlerden

yaklaĢırlar. Ġman zayıflığı, nefse, dünyaya düĢkünlük, onların arayıp

bulamadığı Ģeydir.

Cinler, çocuklara, cünüplere, besmelesizlere, doğum sırasında kadına

ve çocuğuna yaklaĢır.

Cünüp, hayızlı ve nifaslılar, Euzu besmeleyi dilden bırakmamalıdır.

Çocuk büyüten bacılarımız çok dikkatli olmalıdır.

Cinler, namaz kılana, Kur’an okuyana, inancını yaĢayana yanaĢamaz.

Cinlerin hoĢuna gidecek iĢ yapmamak, besmeleli bir hayat yaĢamak,

itikadın düzgün, amelin devamlı olması, devamlı abdestli bulunmakla, Ayetel

Kürsi, Fatiha, Ġhlas, Felak ve Nas surelerini okumakla cinlerin Ģerrinden

korunabiliriz.

Cinlere esir de değiliz, mahkum da. Cinler insanlara istediği gibi zarar

veremezler. Müslüman Ģunu bilecek ki, Allah’ın koruduğuna kimse zarar

veremez. Öyleyse Müslüman önce Allah’a sığınacak, Allah’a sevgili bir kul

olacaktır. Cenab-ı Allah, cin, Ģeytan ve insan Ģerrinden Allah’a sığınmamızı


66

istemiĢtir. Allah müsaade etmeden hiçbir insana zarar veremez. Nisa 76: “Cin

ve Ģeytan samimi Müslüman’a zara veremez”

Hiçbir kardeĢimiz de cinlerden zarar gördüm diye cinin ve üfürükçünün

tuzağına düĢmemelidir.

Cinler gaybı bilemez. Bildiğini iddia eden de, ona inanan da imandan

olur. Cinler, Hz. Süleyman’ın ölümünü bile bilememiĢtir.

Ayrıca medyumların haberlerine de inanılmaz. Onlar gaybı bilseydi

bugün öyle hazineler var ki, onu bilirlerdi. Öyle sırlar var ki, onları çözerlerdi.

Çocuklarınızı, cinle, hayaletle, Ģeytanla korkutmayın.

Dinini öğretin, duaları öğretin, korkusuz bir hayat yaĢasın ve cinlerin

tuzağına düĢüp te helak olmasın.

Unutmayın melekleĢmek de, ĢeytanlaĢmak da insanın kendi elindedir.

Bir de melekleĢtirmek de, ĢeytanlaĢtırmak da gene insanın elindedir.

k) ġeytan

gözle görünmeyen ve inanmamız gereken varlıklardan biri de Ģeytandır.

ġeytan, Allah’a isyan ettiği için Allah’ın rahmetinden kovulmuĢ, Ģerrin,

kötülüğün temsilcisidir. AteĢten yaratılmıĢtır. Bu yüzden Adem’e secde

etmemiĢ lanetlenmiĢtir. Cennetten kovulmuĢ ve kafirlerden olmuĢtur.

Kur’an’da: “Hani biz meleklere ve cinlere Adem’e secde edin demiĢtik.

Ġblis hariç hepsi secde ettiler. ġeytan yüz çevirdi ve büyüklük tasladı, böylece

kafirlerden oldu.” (Bakara:34)

Bazı kardeĢlerimiz: “Allah Ģeytanı niçin yaratmıĢ” diye soruyor. Allah

Ģeytanı böyle yaratmadı. O Allah’a isyan etti, böyle oldu. ġeytan, hep kötüden,

kötülükten hoĢlanır. Kendisi gibi Allah’a isyan edenlerden hoĢlanır. Haram

lokmadan, israftan pek hoĢlanır.

Bütün derdi, dine yönelenlerdir. Onlarla çok uğraĢır. Öyle vesvese verir

ki, ibadeti terk ettirir, tesettürü terk ettirir.

ġeytan namaz kılanı görünce: “Belimi kırdın, beni mahvettin” der.


67

- Euzu Besmele Mü’minin silahıdır.

- Kuvvetli iman, ihlaslı amel, Kur’an’dan sünnetten ayrılmamak,

- ġeytanın hoĢlanacağı iĢ yapmamak,

- Sürekli Ayetel Kürsi’yi, Fatiha, Ġhlas, Felak ve Nas sureleri ile Allah’a

sığınmak Müslüman’ın silahıdır.

ġeytan, insanları sapıtmak, günah iĢletmek, isyan ettirmek, ibadetlerden

alıkoymak ve kendine taptırmak için yeminlidir.

Cenab- Allah, Ģeytanın hile ve tuzaklarına karĢı bizi uyarmıĢtır. Kul “beni

Ģeytan aldattı” diyemez. Aldanmasaydın denilecektir.

ġeytan çeĢitli Ģekillere girerek insanı kandırır.

ġeytan, kötü ortamlarda eğleĢir.

ġeytan, zorla kötülük yapamaz. Allah bizi Ģeytanın eline bırakmamıĢtır.

ġeytan gönülden Allah’a bağlı olana dokunamaz. Allah:

- “ġeytanın ihlaslı kullar üzerinde hakimiyeti yoktur” diyor. (Nahl:99)

- “Onun hakimiyeti ancak Ģeytanı dost edinenlere ve Ģirk koĢanlaradır”

(Nahl:100)

- “ġeytanın hilesi zayıftır” (Nisa:76)

- “Ġyi kullar üzerinde Ģeytanın hiçbir nüfuzu yoktur” (Sebe:21)

buyuruyor.

ġeytan, insanları sapıtmak için kıyamete kadar mühlet istemiĢ, bu da

ona verilmiĢtir.

Unutmayalım, her insanın kendisiyle uğraĢan bir Ģeytanı vardır, bizden

ayrılmaz. Korunmazsak insanın kurdudur, zarar verir.


68

l) ġeytanın kısaca görevleri Ģunlardır:

- Ġsyan ettirmek,

- Bid’at e sevk etmek, kötülükleri süsleyip cazip göstermek,

- Günah iĢletmek,

- Ġbadeti terk ettirmek, kendisine taptırmak,

- Ġmana Ģüphe sokmak, vesvese vermektir.

Cenab-ı Allah: - “ġeytan sizin düĢmanınızdır. Siz de onu düĢman bilin.

O, kendine uyanları, ateĢ ehlinden olmaya çağırır” (Fatır:6)

- “ġurası muhakkak ki, benim samimi kullarım üzerinde senin hiçbir

ağırlığın olmayacaktır. Onları koruyucu olarak Rabbin yeter.” (Ġsra:65)

Müjdelerini veriyor.

Allah’ın koruduğuna kim zarar verir? Çocuklarımıza Ġslam’ı iyi anlatalım.

Allah’tan korkan, Ģeytan korkusu çekmez. Ġslamı yaĢayanlara Ģeytan bir Ģey

yapamaz.

- “Besmeleyle kapattığınız kapıyı Ģeytan açıp giremez” diyor

Peygamber (AS).

m) ġeytan nasıl bir Müslüman tipi ister?

ġeytan, hile ve tuzaklarını hep inananlar için kullanır.

ġeytan, özü sözü doğru samimi bir Müslüman’a asla tahammül edemez.

O, Ģöyle bir Müslüman ister:

- Ġnandım, diyecek inandığı gibi yaĢamayacak,

- Müslüman’ım, diyecek Allah’a Peygambere, Kur’an’a uymayacak,

- Ementü de Ģüpheleri olacak,

- Ġslam’ın Ģartı beĢ diyecek, tek Kelime-i ġahadetle yetinecek,


69

- Bütün kaygısı dünya olacak,

- Haramı kılıf icat edip yiyecek. Haramın hükmünü değiĢtirip sağ elle

mi yenir, sol elle mi yenir diye düĢünen,

- Allah’ın yasaklarını yapmayı çağdaĢlık sayan,

- Ġnandığı gibi değil de, yaĢadığı gibi inanan,

- Dini değil de çıkarlarını ön planda tutan,

- EuzubillahimineĢĢeytaniracim dediği halde kendisine uyan,

- Ölümü, ölüm ötesini sorguyu, suali unutacak, hiç ölmeyecekmiĢ gibi

yaĢayacak,

- Hak hukuk tanımayan, Müslüman tipi ister.

n) Ġnsan – Melek ve ġeytan arasında sıkı bir münasebet vardır

- Hepsini de Allah yaratmıĢtır. BaĢlangıçta hepsi Ġslam fıtratı üzerine

yaratılmıĢtır.

- Melekler, emre uyup, Adem’e secde etmiĢ, Ģeytan etmemiĢtir.

- Melekler, insanlara yardım ederler, inanın iyiliğini ister, hayra çağırırlar.

ġeytan ise hep kötülük ister ve kötülük ederler.

- Melekler, insanı korur, Ģeytan sapıtır.

- Melekler, ölürken mü’minlere selam verir. ġeytan insanın imanını

çalmaya çalıĢır.

Kur’an’da: “Ġyi kimseler meleklerin: “Size selam olsun yapmıĢ olduğunuz

iyi iĢlere karĢılık cennete girin” diyerek tertemiz olarak canlarını aldıkları

kimselerdir.” (Nahl: 32)

Ġnançsızlar için de Ģöyle buyuruluyor:


70

“Melekler, yüzlerine ve arkalarına vurarak ve “tadın yakıcı cehennem

azabını” diyerek o kafirlerin canlarını alırken onları bir görseydin.” (Enfal: 50)

buyurulur.

- Melekler insana dua eder, yardım eder, Ģeytan ise devamlı

nankörlük eder.

Kur’an’da: “Melekler mü’minlerin bağıĢlanmalarını isterler. Rabbim,

tevbe eden ve senin yoluna gidenleri bağıĢla, onları cehennem azabından

koru” derler. (Mü’min: 7) buyurulur.

Buradan çıkarılacak mesaj; insan isterse ahlakı, inancı ve idealleriyle

insanlığını koruyabilir. Hatta melekleĢir ve meleklerden de üstün olabilir. Yine

isterse kendi eliyle ĢeytanlaĢır gider.

3) ĠMAN ESASLARININ ÜÇÜNCÜSÜ KĠTAPLARA ĠMANDIR.

Cenab-ı Allah, insanı yaratmıĢ, baĢıboĢ bırakmayıp peygamberler

göndermiĢ, o peygamberlere de yol gösterici kitaplar indirmiĢtir.

Onunla yollarını bulsunlar, hem dünya hem de ahiret hayatını düzene

koysunlar diye.

Bu kitaplar birer talimattır, birer reçetedir…

Kur’an’da: - “Ey iman edenler! Allah’a peygamberine, peygamberine

indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaplara imanda sebat edin.” (Nisa:

136) emri var.

A) Daha önce indirilen sayfalar

Hz. Adem’e 10 Sayfa

Hz: ġid’e 50 Sayfa

Hz. Ġdris’e 30 Sayfa


71

Hz. Ġbrahim’e 10 Sayfa. Bunlara “suhuf” denir. (günümüze hiçbiri

ulaĢmamıĢtır.)

- Tevrat Musa (AS)a

- Zebur Davut (AS)a

- Ġncil Ġsa (AS)a

- Kur’an Muhammet (AS)a Cebrail aracılıyla inmiĢtir.

Bunların hem manası hem de lafzı cenab-ı Allah’a aittir.

Peygamberlerin bunlara müdahalesi olmamıĢtır.

B) Tevrat:

Ġsrailoğulları’na gönderilmiĢtir.

Kur’an’da: “ġüphesiz Tevrat’ı biz indirdik. Onda bir hidayet bir nur

vardı. O halde ey insanoğulları! Benden korkun, benim ayetlerimi az bir

pahaya satmayın. Kim Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse iĢte onlar kafirlerin ta

kendisidir.” (Maida: 44) buyurulur.

Tevrat’ın orjinalliği bozulmuĢtur. Yahudilerin okuma yazma oranının

çok düĢük oluĢu, yeniye kadar vatanlarının olmayıĢı, sürekli göç ve savaĢlar

nedeniyle Tevrat’ın aslını muhafaza edememiĢlerdir.

Hatta Musa (AS) tur dağından döndüğünde kavminin buzağıya

taptığını görünce üzülmüĢ, gelen vahyi imha etmiĢtir.

Nisa Suresinin 46. ayetinde dinlerinin nasıl tahrif olduğu anlatılır.

Hahamlar Tevrat’a, kendi sapkın görüĢlerine uygun olarak, ahlakı

bozacak emir ve konuları katmayı da ihmal etmemiĢlerdir. Bu sapık ayetler,

Tevrat’ın orijinal metinlerinden farklı olduğuna da delil oluĢturmaktadırlar. Aile

içi cinsel iliĢkiye varan bütün sapıklıklar Tevrat’ta övgüyle anlatılır. Hahamların

Tevrat’a ekledikleri Lut peygamber ve kızları hakkındaki çirkin iftira, sapık

Yahudi adetlerinden olan ensest’i (aile içi cinsel iliĢkiyi) meĢru göstermek için

uydurulmuĢtur:


72

Bunun yanı sıra, Tevrat metinlerinde pek çok müstehcen ifade vardır.

Bir ilahi kitapta bulunması mümkün olmayan ifadeler bozulmuĢ Tevrat’a

mevcuttur.

Tevrat’ta cinsel sapıklığın övülmesi ve teĢvik edilmesi, Yahudilerin

her türlü sapıklığı rahatça, dini bir ibadet olarak yapmalarını sağlamaktadır.

Hiç Ģüphesiz bu tahrifler bir kısım kimselerin; nefse esir olmaları ve

Ģeytana uymaları dolayısıyla, kendi arzularına uygun Ģekilde ilahi bir kitabı

tahrif etmeleri suretiyle meydana gelmiĢtir.

C) Zebur:

Kur’an’da: “Davud’a Zebur’u verdik.” (Ġsra: 55)

- “ġüphesiz Tevrat’tan sonra Zebur’da da Ģunu yazmıĢızdır.:

“Yeryüzüne Salih kullarım varis olur.” (Enbiya:105) diye haber verilmiĢtir.

D) Ġncil:

Kur’an’da: “Ġçinde bir hidayet, bir nur bulunan Ġncil’i, ondan önceki

Tevrat’ın tasdikçisi olarak verdik.” (Maida: 46)

- “Allah Meryem’in oğlu Ġsa’dır” diyenler kafir olmuĢlardır.” (Maida:

72)

- “Allah üçün üçüncüsüdür” diyenler kafir olmuĢlardır.” (Maida: 73)

ayetleri Ġncil’den bahsetmektedir.

Ġncil, Ġbranice inmiĢtir. Bu dilde Ġncil yoktur. Bir çok Ġncil arasından

dört Ġncil seçilmiĢtir. Sayılarının çokluğu ve içinde Allah’a yakıĢmayan

ifadelerin oluĢu, Ġncil’in korunamadığını gösterir.

Biz peygamberlere gelen sayfalara ve bu üç kitabın Allah’tan geldiği

Ģekline inanırız. Peygamberimiz: “Ehl-i Kitabı tasdik de etmeyin, tekzip de

etmeyin” der. (Ġs. Ġlmihali: 1/102 DivantaĢ) yani benimsemeyin de, inkar da

etmeyin demiĢtir.


73

E) KUR’AN-I KERĠM:

Son ilahi kitaptır. Dili Arapçadır. Yani cennet dilidir. 23 yılda ihtiyaca göre

inmiĢ, 114 sure, 6666 ayettir. BaĢtan büyük bir titizlikle toplanmıĢ, korunmuĢ

ve bize kadar hiçbir değiĢikliğe uğramadan ulaĢmıĢtır.

Kur’an’daki ifadelerle Kur’an:

- “KorunmuĢ bir kitaptır.” (Vakıa: 78)

- “O bir Ģair sözü değildir.” (Hakka: 41)

- “O bir kahin sözü değildir.” (Hakka: 42)

- “O alemlerin rabbinden indirilmiĢtir.” (Hakka: 43)

kur’an kendini bu ifadelerle anlatır.

F) Kur’an-ın üstünlükleri

1- Hem lafzı hem de manasıyla eĢsizdir.

2- Allah kelamıdır.

3- Son kitaptır, kolayca öğrenilir, kolayca ezberlenir ve anlaĢılır. Zevkle

de asırlardan beri dinlenir.

4- Zamanın değiĢmesiyle değiĢmez. Reforma ihtiyacı yoktur. Onun

hükmü geçmez ve değiĢmez, çağa uymaz.

5- Hiç değiĢmemiĢtir. Onda insan sözü, Ģeytan sözü ve peygamber

ilavesi yoktur. – “GeçmiĢte ve gelecekte onu geçersiz kılabilecek bir güç

yoktur. O Allah katından indirilmiĢtir.” (Fussılat: 42)

6- Kur’an’da geçmiĢin ve geleceğin bilgisi vardır.


74

7- Pozitif ilimlere ıĢık tutan ayetler vardır. “GeçmiĢin, geleceğin ilmi

Kur’an’dadır” (Neml: 16)

Kur’an en mükemmel bir kitaptır. Kur’an, çağlar üstü bir kitaptır.

Binlerce yıl sonraki insan da ondan istifade edecektir.

GeliĢen ilim ve teknoloji, Kur’an-ın sesini kısamamıĢtır. Ġcatlar keĢifler

ise Kur’an’ın daha güzel anlaĢılmasına neden olmuĢtur. Bir NASA yetkilisi:

“Kur’an’ın açıkladığı gerçekleri, ,ilim ancak çözüyor” demiĢtir.

Kur’an, kıyamete kadar bâkidir, insanlığın ihtiyacına cevap verecek bir

kitaptır. Kur’an’dan ilham alan Müslümanlar, ileri gitmiĢ, icat ve keĢifler

yapmıĢlardır. Ortaçağ karanlığını aydınlatan, insanlığı uyandıran Kur’an

olmuĢtur.

a) Kur’an eĢsizdir: Kur’an Ģöyle meydan okur:

- “De ki: And olsun, bu Kur’an’ın bir benzerini ortaya koymak üzere ins-

ü cin bir araya gelseler, birbirine destek de olsalar, onun benzerini ortaya

getiremezler”(Ġsra: 88)

- “Eğer kulumuza indirdiğimizden herhangi bir Ģüpheye düĢüyorsanız

haydi onun benzeri bir sure getirin. Eğer iddianızda doğru iseniz Allah’tan gayrı

yardımcılarınızı da çağırın.” (Bakara: 23)

- “Yoksa Kur’an’ı kendisi mi uydurdu diyorlar. De ki: eğer doğru iseniz

Allah’tan baĢka çağırabildiklerinizi yardıma çağırın da siz de onun gibi on sure

getirin.” (Hud: 13)

Kur’an-ı taklide yeltenenler olmuĢ, Ģairler Kabe duvarına asılan

Ģiirlerini kendi elleriyle indirmiĢtir.

Kur’an, 14 asır önce son sözü söylemiĢ, ilim yeni buluĢlar yapmıĢ ama

Kur’an ile ilim çatıĢmamıĢtır. Çünkü Kur’an Allah sözüdür.

b) Kur’an ġeytan sözü değildir.

“O (Kur’an)da, Allah’ın rahmetinden kovulmuĢ Ģeytanın sö zü değildir.”

(Tekvir: 25)


75

“Nereye gidiyorsunuz?” (Tekvir)

Kahin sözü de değildir.

“O nede kahin sözüdür. Ne az düĢünüyorsunuz.” (Hakka: 42)

Peygamber sözü de değildir.

“Hiç Ģüphesiz O (Kur’an) çok Ģerefli bir elçinin sözüdür.” (Hakka: 40)

“Ve O bir Ģair sözü değildir. Nede az iman ediyorsunuz. ” (Hakka: 41)

“Bir kahin sözü de değildir (O). Nede az düĢünüyorsunuz?” (Hakka: 42)

“(O), alemlerin rabbi tarafından indirilmiĢtir.” (Hakka: 43)

“Eğer (Peygamber) bize atfen bazı sözler uydurmuĢ olsaydı” (Hakka:

44)

“Elbette onu kuvvetle yakalardık; sonra onun can damarını koparırdık

(yaĢatmazdık) hiç biriniz buna mani de olamazdınız” (Hakka: 45-46-47)

Kur’an peygamberimizin en büyük mucizesidir.

c) Kur’an isteyenler için kurtarıcıdır.

- “Kur’an arınmak isteyenler için yol göstericidir.” (Bakara: 2)

- “ġüphesiz ki Kur’an, en doğru yola götürür. Ġyi davranıĢlarda bulunan

mü’minlere kendileri için büyük mükafat olduğunu müjdeler.” (Ġsra: 9)

d) Kur’an ġifadır:

- “O mü’minler için Ģifa ve rahmettir.” (Ġsra: 82)

- “O, gönüllerdekine Ģifa, mü’minler için bir hidayet ve rahmetir.”

(Yunus: 57)

- “Kur’an, kılavuzdur, Ģifadır.” (Fussılat: 44)


76

e) Zaman eskidikçe Kur’an gençleĢir:

Asırlar geçtikçe, yeni olaylar oldukça insanlık “ Ne büyüksün Allah’ım!”

demiĢtir.

Bugüne kadar insanlığın ortaya koyduğu görüĢlerin, ideolojilerin ve

eserlerin ömrü hep kısa olmuĢtur.

Kur’an, geçmiĢten bahsettiği gibi geleceğe ait haberlerde verir. Zaman

geçtikçe, ilim ilerledikçe daha iyi anlaĢılır.

f) Kur’an’ın reforma ihtiyacı yoktur:

Kur’an’a saldırının tarihi çok eskidir. Buna rağmen Kur’an’da tahrifat

olmamıĢtır. Allah resulüne indiğinden eksik de değildir, fazla da değildir. Bize

emanet edildiği gibi korunmuĢtur.

Yerli, yabancı gerçek bilim adamları hep Kur’an’ı övmüĢtür.

Kur’an’ı biz yazmadık, biz ortaya koymadık ki reform yapalım. Sonra

Kur’an deforme olmamıĢtır ki reform olsun. Kur’an diyor ki:

- “Kur’an’ın kelimelerini değiĢtirebilecek yoktur.” (Kehf: 27)

- “Kur’an’ı biz indirdik, elbette onu biz koruyacağız.” (Hıcr: 9)

g) Ayet – Sure Kur’an’a hastır:

Son zamanlarda Ġncil ve Tevrat’tan söz ederken, sanki Kur’an’dan

bahsediliyormuĢ gibi ayet, sure denilmektedir. Bu asla doğru değildir. Bu

misyonerlerin oyunudur.

Ayet, alamet, ibret, mucize delil demektir. Bu Kur’an’a özeldir. Ġncil ve

Tevrat’ta bölümlere “Bab” denir. Cümlelere de “Sözcük” denir.

Din bilgisi ve dine bağlılığı az olan insanımıza sıcak yaklaĢmak için yol

arayan misyonerler, değiĢik taktikler uygulamaktadır.

- Ġncil’i de okuyalım onu Allah gönderdi.


77

- Biraz da Ġsa’ya uysak olmaz mı? o da Allah’ın peygamberi

- Kiliseye de gelin rahatlayın

- Hepimiz Ehl-i Kitabız, bizim farkımız yok gibi propaganda

etmektedirler.

- Ġncil okuyun acılarınız dinsin. Depremden hemen sonra koĢarlar halka

Ġncil dağıtırlar.

h) Kur’an bizi devamlı düĢünmeye davet eder:

- “Bu Kur’an, ayetlerini iyi düĢünsünler, akıl sahipleri ibret alsınlar diye

sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır” (Sad:29)

- “Kur’an’ı düĢünmüyorlar mı?” (Nisa:82)

- “Onlar Kur’an’ı hiç düĢünmüyorlar mı? Yoksa kalplerinde kilit mi var?”

(Muhammed:24) gibi ayetler düĢünmeye davet eder.

Kur’an’ı kabul etmemek inkar olur. – “Ġnkar eden ve ayetlerimizi yalanlayanlara

gelince onlar cehennemliklerdir” (Maida:10)

- “Allah’ın ayetlerini yalanlayanlardan daha zalim kimdir?” (Yunus:17)

G- KUR’AN NASIL OKUNUR:

- “Sana kitabı indiren O’dur. Kur’an’ın bazı ayetleri muhkemdir ki,

bunlar kitabın esasıdır. Diğerleri de müteĢabihtir. Kalplerinde eğrilik olanlar,

fitne çıkarmak ve onu tevil etmek için ondaki müteĢabih ayetlerin peĢine

düĢerler. Halbuki onun tevilini ancak Allah bilir. Ġlimde yüksek payeye ulaĢanlar

ise; ona inandık; hepsi Rabbimiz tarafındandır, derler. Bu inceliği ancak

aklıselim sahipleri düĢünüp anlar” (Al-i Ġmran:7) buyrulur.

MüteĢabih ayetlerin manası, ilmin geliĢmesi ile zamanla çözülür.


78

- Kur’an okunurken anlamı da okunmalıdır. MüteĢabih ayetler üzerinde

yorum yapılmamalıdır.

- Abdestsiz, maddi manevi temiz olmadan okunmamalıdır.

- “O Kur’an, korunmuĢ bir kitaptır. Ona ancak temizlenenler dokunabilir.”

(Vakıa:77-79) buyurur Allah.

- Kur’an abdestsiz ellenmez ama ezbere okunabilir. Cünüp, hayızlı ve

nifaslı kimse, Kur’an’a el süremediği gibi okuyamaz da.

- Bazı kardeĢlerimiz hasta iken besmele çekmeden fatihayı okuyabilir

miyiz? diye soruyor. Ġkinci hata da iĢlenmiĢ olur.

- Bir insanın Kur’an’ı yalnız kendisinin öğrenip, okuması yeterli değildir.

Peygamberimiz: “En hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve öğreteninizdir”

buyurmuĢtur.

- Kur’an okumadan önce maddi manevi temizlik yapılmalıdır. Yüce

Allah’la konuĢmak demek olduğundan Kur’an’ı elimize almadan her türlü

kirlilikten temizlenilmelidir.

- Peygamberimiz, Cebrail ile buluĢacağında; soğan, sarımsak yemezdi.

Onun için Kur’an okuyan ağzın temiz olması lazımdır. Soğan sarımsak

yenmemeli, yendiyse de koku giderilmelidir. Sigara kokan ağızla Kur’an

okunmamalıdır.

- Kur’an’ı elimize almadan kalp de lüzumsuz Ģeylerden arındırılmalıdır.

Ġnsanın zevk alması, haz duyması buna bağlıdır.

- Kur’an’ı okumak için özel yer ve vakit seçilmelidir.

- Kur’an 23 yılda indirilmiĢtir. Sindire sindire indirilmiĢtir. Acele

edilmeden sindire sindire okunmalıdır.

- Namazda içinden okunmaz, kendi kulağı duyacak kadar dıĢtan okunur.

Ancak dilsiz ve sağır içinden okur.

- Hızlı da okunmaz, yuvarlanıvermez. Böyle okuma olmaz.

- Tilavet secdelerini okuyan ve dinleyenin secde yapması lazımdır.


79

- Lam harfi durma manasınadır. Diğer harflerde durulur. Kur’an’daki bazı

yazı ve iĢaretlere dikkat edilmelidir. Bunlar yollardaki trafik iĢaretleri gibidir.

- Bir de okumasını bilen tecvid öğrenmelidir. Kur’an’ı güzel okuma

bundan sonra olur. Kur’an, kurallarına uygun okunursa, öyle bir zevk öyle bir

huzur verir ki, devamlı okumak istenir.

- Bakara 121 “Kur’an’ı hakkını gözeterek okurlar.”

- Müzzemmil 4 “Kur’an’ı tane tane oku”

- Kur’an, anlaĢılamayacak kadar hızlı okunmaz. Üç günden daha az bir

günde hatim olmaz. ġuursuzca da okunmaz.

a) Kur’an okumak ibadettir.

“De ki: bana Müslümanlardan olmam ve Kur’an okumam emredildi”

(Neml: 92)

- “Resulüm sana vahyedilen kitabı oku ve namaz kıl” (Ankebut: 45)

- “Allah’ın kitabını okuyanlar, namazı kılanlar, kendilerine verdiğimiz

rızıktan Allah için gizli ve açık sarfedenler, asla zarara uğramayacak kazanç

umabilirler.” (Fatır: 29)

Kur’an, okuyanı kabirde de sıratta da Ģefaat edecektir.

Kur’an okuyanın etrafına melekler toplanır, dinler yanlıĢı düzeltir ve

Allah’a arz ederler.

b) Okunan Kur’an da dikkatle dinlenmelidir

Kur’an’dan ancak can kulağı ile dileyen, saygı gösterenler istifade

edebilirler. MüĢrikler bile gizlice dinliyor ve Müslüman oluyordu.

- “Kur’an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki, size merhamet

edilsin.” (A’raf: 204)


80

BaĢkaları dinlemiyorsa ses kısılmalıdır. Çünkü Kur’an’ı dinlemek

farzdır.

- “Kur’an okuduğun zaman seninle ahirete inanmayanların arasına

gizleyici bir örtü çekeriz.” (Ġsra: 45)

c) Kur’an’ı huĢu içinde gözyaĢlarıyla okumalıyız

Kur’an, gazel okunur gibi okunmaz. Kur’an okurken Ģov yapılmaz.

Bir gün Efendimiz(SA) buyurdular:

“Bana Kur’an okuyun”

Ġbn Mes’ud (RA) diyor ki, bunun üzerine Resullullah (SA) Efendimize:

- Ya Resullullah sana Kur’an okuyayım. Fakat Kur’an sana indirilmiĢtir,

dedim. Efendimiz buyurdu ki:

- BaĢkalarından Kur’an dinlemeyi çok severim.

Onun bu emri ve arzusu üzerine Nisa suresini okumaya baĢladım, ta ki

41. ayete geldim: “Her ümmetten bir Ģahit getireceğimiz, seni de onlar üzerine

Ģahit getireceğimiz zaman halleri nice olur.” Mealindeki ayeti okudum.

Resullullah (SA) “Artık yeter” buyurdu. Dönüp yüzüne baktığımda iki gözü

yaĢla doluydu.

Yine Peygamber efendimiz buyurdular:

“Kur’an okuyun ve ağlayın, eğer ağlayamıyorsanız birbirinizin haline

ağlayın” göz ile ağlayamazsan gönülden ağlamalısın.

Salih Meri Hazretleri diyor ki:

- Rüyamda Kur’an-ı Kerim’i, Resuli Ekrem’in huzurunda hatmettim.

Resuli Ekrem:

“Ya Salih! Kur’an’ı okudun, fakat göz yaĢın hani?” diye buyurdular.

Biri hava atarak Kur’an okuyormuĢ.


81

- Ne yapıyorsun?

- Allah aĢkına Kur’an okuyorum demiĢ.

- Allah aĢkına sen bu Kur’an’ı okuma demiĢler.

Namazda Kur’an, ancak kendi dili ile okunur. Bu namazın

Ģartlarındandır. BaĢka dille okunmaz, tercümesi de okunmaz.

d) Kur’an ücret ve menfaat temini için okunmaz:

Dini hizmetler aslında bir ücret karĢılığı yapılmaz. Fakat bu gün bazı

iĢler var ki ücret verilmediği ve alınmadığı zaman yerine gelmiyor. Diyanet

ĠĢleri BaĢkanlığı’ndan camii bakıcısına kadar, böyle. Hatta Kur’an öğretmenliği

de dahil. Burada hayırlı iĢler yapılıyor. Ücret verilmese o iĢ olmayacak. O

zaman meĢru oluveriyor.

Bir de Allah rızası için yapılan iĢin sonunda hediye veriliyor. Pazarlık

yok, beklenti yok… hediyeleĢmek sünnettir. Ġhlas ve samimiyetin sonunda

gelen ikramdır.

Cenab-ı Allah: “Ayetlerimi az bir karĢılık ile satmayın” (Bakara:41)

- “Az bir paha karĢılığı değiĢenler yok mu? iĢte onların yiyip de

karınlarına doldurdukları, ateĢten baĢka bir Ģey değildir. Allah kıyamet günü ne

kendileri ile konuĢur, ne de onları temize çıkarır. Orada onlar için can yakıcı bir

azap vardır” (Bakara:174) buyurur.

- Burada sakıncalı olan mevlit okumayı, Kur’an okumayı meslek

haline getirip, pazarlık konusu yapmak, Kur’an’ı istismar etmektir. Bir de iĢi

dilenciliğe dökmektir.

Bir zamanlar biri, namazdan sonra Kur’an okur ve yardım talep eder,

bir sahabe de:

- Peygamber Ģöyle dedi: “Kur’an’ı alet edip, dilenecek kimseler

olacak, sakın onlara bir Ģey vermeyin” (Hz. Kur’an, T.Altıkulaç:55)

Mezarlıklarda dolaĢıp, hazır yasin, hatim satanlar da böyledir.

Kesinlikle para verip okutmayın ve okumayın, sevabı olmaz.


82

Kur’an’a hepimiz saygı duymalıyız. Hürmetsizlik

etmemeliyiz…bazıları da, hürmetsizlik edebiliriz diye eve Kur’an

sokmadıklarını söylüyorlar. Kur’an bulundurmamak, en büyük ilgisizlik ve

saygısızlıktır. ġeytanı rahatsız eden Kur’an olmayınca eve Ģeytan kolay girer

ve orayı mesken tutar.

- Kur’an’ı bir de sadece torbaya koyup yatak odasına asmak,

- Kur’an okurken bid’atlar icad etmek,

- Kur’an’ı ölü kitabı, fal kitabı, isim kitabı olarak görmek,

- Kur’an’da hocamızın adı geçiyor, falanın adı geçiyor demek,

- Kur’an’ı diğer kitaplarla aynı tutmak yanlıĢtır.

Bazıları bize ne? Kur’an bize inmedi, diyor. Kur’an kıyamet kitabıdır.

Bütün insanlığa inmiĢtir.

H- KUR’AN’IN MUHATABI ARAPLAR MI?

Ġslam Peygamberi ins ve cinin peygamberidir. Ġslam, son din, bütün

insanlığın dinidir. Ġslam’dan baĢka din, Peygamberimizden baĢka peygamber,

Kur’an’dan baĢka kitap gelmeyecektir.

Ġbrahim suresinin 4. ayetinde, peygamberin kavmine vahyi apaçık

anlatabilmesi için o kavmin dili ile gönderildiği bildirilmiĢtir.

Ġslam ve Ġslam Peygamberi alemlere rahmettir.

Ġslam’da mesaj evrenseldir. “Ey insanlar” diye hitap eder. O belli bir

dönem belli bir topluluk için inmemiĢ, bütün insanlığa ve çağlara seslenmiĢtir.

Kıyamet dinidir.


83

I- KUR’AN MÜZĠKLE ÇALGI ALETĠ ĠLE OKUNUR MU?

Bu Kur’an’a duyulan saygıyı zayıflatır. Kur’an’ı Ģarkı türkü sözleri

seviyesine indirmek gayretidir.

Kur’an’da:

- “Dinlerini bir oyuncak ve bir eğlence edinen ve dünya hayatının

aldattığı kimseleri bir tarafa bırak” (Enam:70) denilmektedir.

- Allah’ın ayetlerinin inkar edildiğini yahut onlarla alay edildiğini

iĢittiğiniz zaman; onlar bir baĢka konuya geçinceye kadar onlarla oturmayın.

Yoksa siz de onlar gibi olursunuz” (Nisa:140)

- “Ayetlerimiz hakkında ileri geri konuĢmaya dalanları gördüğünde,

onlar baĢka bir söze geçinceye kadar onlardan uzak dur. O zalimler topluluğu

ile oturma” (Enam:68)

- “Kur’an asla bir eğlence ve Ģaka değildir” (Tarık:114) buyrulur.

Bugün Ġncil’i ve Tevrat’ı baĢka türlü okuma durumu olsa mutlaka

büyük tepki görür.

Kur’an okunurken teğanni hoĢ görülmemiĢtir.

Ġbadette, zikirde, Kur’an okumakta müzik olmaz.

Ömer Nesefi, akaid adlı eserinde (214): “Kur’an’ı tef, dümbelek vs.

çalarak okumak küfre götürür” der.

Peygamberimiz: “Kur’an’la menfaat sağlamayınız” (H.Günenç GMF

1/81) buyurur.

Kur’an, Müslüman’ların kutsal kitabıdır. Saygı gerekir.


84

Ġ) KUR’AN BAġKA DĠLE ÇEVRĠLĠR MĠ? TERCÜME VE TEFSĠR

OKUNUR MU?

Bazıları, Allah’ın ayetlerde ne murat ettiğini insanın tam olarak anlayıp,

anlatamayacağı gerekçesiyle tercüme tefsir okumanın doğru olmadığını ifade

ediyor.

Bazıları da, Kur’an okuyanlara ne anladınız ? diyerek tercüme ve tefsir

okumadan sevap kazanamazsınız, demektedir.

Bu iki ifade de doğru değildir. Biri Kur’anı hayattan koparma, biri de

Kur’an’ın manevi etkisinden uzaklaĢtırmaya yöneliktir.

ġimdi soralım: Kur’an niçin inmiĢtir ? okunsun, anlaĢılsın, yaĢansın…

Elbette Kur’an’ın aynen tercümesi yapılamaz. Çünkü kıyamete kadar

mucize olan, hükmü kıyamete kadar baki, Allah kelamıdır. Ne dünün, ne

sadece bugünün ve nede sadece geleceğin kitabıdır.

Bütün Ġslam alimleri Kur’an’ın tercüme ve tefsirini caiz görmüĢ ve

yapmıĢlardır. Kürsülerde, minberlerde ayetler okuyup Türkçe olarak “Rabbimiz

böyle diyor” demiĢlerdir.

Bazı TV ve Radyolarda mealli hatim programları yayınlanmaktadır.

Büyük ilgiyle takip edilmekte ve istifade edilmektedir.

Kur’an’ı okuyup geçmektense anlamı ile beraber okumak iki sevap

birden kazandıracaktır.

Kur’an’ın emir, yasak ve hükümlerini bilmek her Müslüman’ın görevidir.

Nahl: 44’de : “Rasülüm biz sana Kur’an’ı indirdik ki inanlara ne

indirildiğini açıkça anlatasın”

“Anlayasınız diye biz onu Arapça bir Kur’an olarak indirdik” (Yusuf: 2)

buyrulmuĢtur.

Burada iki endiĢe var. Biri Kur’an yanlıĢ anlaĢılır, diğeri de Ġslam ya

tam olarak anlaĢılıverirse…


85

Kur’an’ı anlamazsak nasıl yaĢarız? Allah’tan gelen mesajları nasıl

anlarız.

Ġslami ilimleri bilen, uzmanlık derecesine ulaĢmıĢ kimseler tercüme

tefsir etmiĢlerdir. Buna ihtiyaç vardır.

1- Müslüman dinini öğrenecek ve yaĢayacaktır.

2- Gayrimüslim de kendi dilinde okuyup Müslüman olacaktır.

Bugün tercüme tefsir olmasaydı kaç Müslüman Arapça biliyor?...

Ġran’lılar Selman-ı Farisi’den Fatiha suresinin tercümesini istemiĢler. O

da tercüme etmiĢ. Peygamberimiz müdahale etmemiĢtir.

Ayrıca 4 mezhep de tercüme ve tefsiri caiz görür. Ancak kötü niyetli bir

hareket asla tasvip edilmez.

Ġnsanlık Kur’an’a muhtaçtır.

Misyoner Ġncil’i Türkçe’ye çevirip insanımızın eline tutuĢturuyor.

Kur’an’ı okumanın sevabı olduğu gibi anlamanın da sevabı vardır.

- “Size iki Ģey bırakıyorum. Kur’an ve sünnetim” diyor peygamberimiz.

Tercümelerdeki ifade tarzından doğan farklılıklar kimseyi Ģüpheye sevk

etmemelidir.

Kur’an’ın yolumuzu aydınlatan ıĢık olabilmesi için önce anlaĢılması

lazımdır. Sözün özü bu…

J) ÖLÜNÜN ÜZERĠNE KUR’AN KONUR MU?

Kur’an, öncelikle ölü kitabı değil. Niçin inmiĢ? Ġnsanlar okusun istifade

etsin. Ona uysun; hem dünyada hem ahirette kurtulsun, sevap kazansın diye

inmiĢtir.


86

Her Ģeyden önce cenaze yıkanmadıysa cünüptür. Üzerine Kur’an

konamaz. Ölü yıkanmadıysa yanında Kur’an okunmaz.

Ölüye Kur’an konsun, kurtulsun öyle yağma yok, ucuz kurtuluĢ yok.

Bir insan nasıl kurtulur? Nasıl imanlı gider ? insan öldükten sonra

kurtuluĢ aranmaz. KurtuluĢ ve imanlı gitmek hayattayken olur. Ġmanlı amelli

yaĢanırsa kurtuluĢ vardır.

Hadiste: “Nasıl yaĢıyorsanız öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle

haĢrolunursunuz,” buyuruluyor.

Atalarımızın ifadesiyle; “ ne ekersen onu biçeceksin” varsa ektiğin

biçeceksin. Yoksa ne biçeceksin. Dünya ahiretin tarlası.

Herkes, her Ģey yaparken sen, “Nerede çalgı orada kalgı” dersen elini

kıtlata kıtlata gidersin.

Kur’an kime Ģefaat edecek? Kabirde “Kitabın ne” sorusu sorulunca,

Kur’an ehlini Kur’an gelip kurtaracak. Sıratta Kur’an durağına gelince, Kur’an

ehlindensen, Kur’an gelip kurtaracak.

ÖlmüĢ, teslim alınmıĢ dünyada Kur’an’i bir hayat yaĢamamıĢ birinin

üzerine Kur’an koymak, Kur’an’ı istismar etmektir.

Bu davranıĢ onu kurtarmaz. Bize düĢen nedir? Eğer ölen, imanlı ve

layık bir kimse ise; dua ederiz, Kur’an okur sevabını bağıĢlarız, ardından hayır

hasenat yaparız.

Sonuç olarak; bu tür bid’at iĢlenmemesi lazım. Kur’an’la

kurtulunacağına inanıyorsan, dünyada o Kur’an’ı neden baĢ tacı

yapmıyorsun?...

Bu dünyadan bir kefenle gidilir. Bir de hayattayken yaptığın amellerle

gidilir.

Cenab-ı Allah hepimize son anda iman, Kur’an nasip etsin inĢallah.


87

K) ÖLENĠN ARDINDA KUR’AN OKUNUR MU?

Kur’an ölüye de diriye de fayda verir. Ġnançlı olursa tabi. Hz.

peygamber ölen için namaz kılmıĢ dua etmiĢtir.

Hz. peygamber:

-“Ölülerinizi hayırla yad edin.”

- “Ölü için yasin okunursa azabı hafifler.” (Ramuz: 79/4) buyurmuĢtur.

- “Devamlı sadaka, faydalanılan ilim, dua eden salih evladın sadaka-i

cariye olduğu” (Ġs. Fık. An.: 3/428) bildirilmiĢtir.

Hud: 114: “Ġyilikler kötülükleri yok eder” denmiĢtir.

Ölenin borcu ödense, borçtan kurtulur mu? kurtulur.

Ölenin cenaze namazını kılmanın, mezar taĢına Fatiha yazdırmanın,

mevlit okutmanın, hayır hasenat yapıp sevabını göndermenin bir anlamı yok

mu?

Allah herkese inandığı Ģekilde muamele edecektir. Ona göre inanın.

L) ÖLÜ DE DĠRĠ DE VE BÜTÜN ĠNSANLIK KUR’AN’A MUHTAÇTIR

Kur’an Cenab-ı Allah’ın hayat verici davetidir. KurtuluĢ reçetesidir.

Hz. Peygamber: “Kur’an okunmayan evde hayır az, Ģer çok olur. Ev

içindekileri sıkar.” (Ramuz: 80/10)

- “Kim Kur’an’ı önüne alırsa Kur’an onu cennete götürür. Kim de

arkasına alırsa onu da cehenneme götürür” demiĢtir.

- “Kim Kur’an’dan yüz çevirirse, Ģüphesiz onun sıkıntılı bir hayatı

olacak. Ve biz onu kıyamet günü kör olarak haĢredeceğiz. (Taha: 124) diye

bildirmiĢtir Cenab-ı Allah.


88

M) MÜ’MĠNĠN KUR’AN’LA ĠLĠġKĠSĠ NASIL OLMALIDIR.

Önce Müslüman, Kur’an ahlakı ile ahlaklanması lazımdır ki, Kur’an ona

fayda versin.

Hz. Peygamber: -“Kalbinde Kur’an’dan bir Ģey olmayan kimse harap

bir ev gibidir.” (Tirmizi Fezaili Kur’an: 5/3079)

-“En hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve öğretendir.” (Buhari, Fezaili Kur’an:

11/1775)

-“Allah Kur’an’a uyanları yüceltir, uymayanları alçaltır.” (Müslim: 2/817)

Allah da: - “Kur’an okununca susun, onu dinleyin ki size rahmet

edilsin.” (A’raf: 204)

-“Kur’an Ģifadır, hidayettir, rahmettir.” (Yunus: 57+ Ġsra: 82)

Kur’an çağları ardından sürükleyen bir kitaptır. Hiç bir devirde modası

geçmemiĢtir, geçmeyecektir.

N) MÜSLÜMAN’IN KUR’AN’A KARġI GÖREVLERĠ

- Kur’an, Müslüman’ın kutsal kitabıdır. Yolunu o aydınlatacaktır,

hayatını o tanzim edecektir.

- Müslüman, onu bir torbaya koyup asma yerine önce Kur’an’ı

okumasını öğrenmelidir. Kur’an’da Allah’ın emir ve yasaklarını öğrenmelidir.

Eğer bir Müslüman Kur’an’ı öğrenemiyor veya öğrenme arzusu taĢımıyorsa

veya Kur’an’ın emir ve yasaklarını hayatında yer vermiyorsa, önce: haram

yiyor musunuz? Hak yiyor musunuz?, faize, rüĢvete bulaĢıyor musunuz? Ona

bakın. Yani mideniz temiz mi? sonra kafanız temiz mi?, kalbiniz temiz mi? ona

bakın.

- Kur’an’ı Müslüman, zevkine vara vara okumalıdır. Sadece okumak

değil, güzel okumalıdır. Aynı zamanda anlamını da okumalıdır.


89

- Müslüman, Kur’an’ı abdestsiz dokunmayacak, göbekten aĢağı

indirmeyecektir.

- Müslüman, Kur’an’a uyacak, Kur’an ahlakı ile ahlaklanacak, Kur’an’ı

çoluk, çocuğuna ve baĢkalarına tebliğ edecektir.

- Müslüman, Kur’an’a müdahaleye, ayetlerin hükmünü değiĢtirmeye

kalkıĢmayacaktır. ĠĢine geliyor uyuyor, iĢine gelmiyor uymuyor.

- “Bize Kur’an yeter” diyenler gibi Kur’an adına sünneti terk etmeyecek.

Hz. Peygamberin vasiyeti var: “Size iki Ģey bırakıyorum. Kur’an ve sünnetim.

Onlara uyarsanız yolunuzu ĢaĢırmazsınız. Uymayan yolunu ĢaĢıracaktır.

- Kur’an Allah’ın bize uzattığı bir iptir. Ona sarılan kurtulur. Kur’an’sız

hiçbir yere varılamaz.

- Müslüman Allah bana Kur’an’da ne diyor? Diye merak edecek, yaptığı

iĢin Kur’an’a uyup uymadığına bakacaktır.

- Kur’an okuyan, okuduğuna uymalıdır. Okuduğu ayet ne diyorsa icabını

yapmalıdır. Ne güzel akĢam sabah Kur’an okuyoruz. Kur’an “hak yeme, rüĢvet

alma, faiz yeme, günah iĢleme” diyor. Örtün diyor biz aksini yapıyorsak, o

Kur’an okumak bize fayda vermemiĢ demektir.

Rabbim bizi Kur’an’ın Ģefaatinden mahrum etmesin.

Rabbim bizi Kur’an ahlakıyla ahlaklanmamızı sağlasın.

Rabbim bizi Kur’an’ın rehberliğinde kurtulan kullarından eylesin.

4- PEYGAMBERLERE ĠMAN

Peygamber, haber getiren, elçi anlamına gelir. Dinde ise; “Allah'ın kulları

arasında seçtiği ve vahiy yolu ile insanlara Allah'ın emir ve yasaklarını

ulaĢtıran elçi” demektir.

Cenab–ı Allah kullarını baĢıboĢ bırakmamıĢ yol gösterici ve uyarıcı

peygamberler göndermiĢtir. Kur'an’da Ģöyle ifade edilmiĢtir:


90

- “GeçmiĢ her topluluk için mutlaka bir uyarıcı peygamber gönderilmiĢtir.”

(Fatır: 24)

Peygamberlik çaba ve ibadet, taatla elde edilemez. Cenab –ı Allah,

peygamberi kulları arasından seçer.

Peygambere iman, iman esaslarındandır. Peygamberlik görevi bakımından ayrım yapılmadan iman edilecektir. Ġlk peygamber Hz. Adem, son peygamber de Hz. Muhammed (as) dır. Ġkisi arasında birçok peygamber gelip geçmiĢtir. 124 bin peygamberden bahsedilir. Kur'an da 25 peygamberin adı geçer. Bunlar:

Adem, Ġdris, Nuh, Hud, Salih, Lüt, Ġbrahim, Ġsmail, Ġshak, Yakup, Yusuf,

ġuayb, Harun, Musa, Davud, Süleyman, Eyyup, Zulkifl, Yunus, ilyas, Elyasa,

Zekeriya, Yahya, Ġsa ve Muhammed (as) dır.

Bunlardan baĢka üç isim daha geçer; Üzeyr, Lokman, Zulkarneyn.

Bunların peygamber olup olmadığı belli değildir.

Peygamberlerin bir kısmı Nebi’dir. Bir kısmı Rasül’dür. Muhammed (as)

hem Nebi hem de resuldür. Peygamberimiz hem vahyi devam ettirmiĢ hem de

kendisine kitap gönderilmiĢtir.

a) Peygamberin sıfatları:

Peygamberlerin tamamı erkektir. Onların diğer insanlardan bir takım farklı özellikleri vardır. Kısaca bu özellikler Ģunlardır.

1- Emanet: Güvenilir, emin olmak,

2- Sıdk: Doğru olmak,

3- Fetanet: Zeki, uyanık olmak,

4- Ġsmet: Günahsız olmak,

5- Tebliğ: Allah'tan gelen vahyi aynen bildirmektir.


91

b) Peygamberlerin Görevi:

Her peygamberin bir mesleği vardır. Peygamberler teknik konularda da öncülük etmiĢ ve insanlara yardımcı olmuĢlardır.

Peygamberin asıl görevi, dini öğretmektir. Ġnsanları uyarır, dine davet eder, Allah'a kulluğu öğretir, yol gösterir, rehberlik ve önderlik eder.

Bir ayette Ģöyle buyrulur:

- “Peygamber onlara iyiliği emreder, onları kötülükten men eder, onlara

temiz Ģeyleri helâl, pis Ģeyleri haram kılar.” (A’raf: 157)

- “Peygamber size ne verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa ondan

da sakının.” (HaĢr:7) buyrularak peygamberin emir koyma yetkisinin olduğu

bildirilmiĢtir.

c) Peygambere ihtiyaç:

Her insan akıl yolu ile Cenab –ı Allah'ı bilmek, bulmak ve inanmak

zorundadır. Ama akıl yolu ile Allah'a ne Ģekilde kulluk yapacağını bilemez.

Bunu ancak peygamber vasıtası ile öğrenir ve yapar.

Ayrıca peygambersiz gaybe iman, iyi kötü, sevap günah nedir bunlar bilinip, ayırt edilemez.

Bir de peygamber, Allah'ın kitabını açıklar ve insanlara dünyada da

ahirette de mutlu olmanın yollarını gösterir.

Bunun içindir ki Allah bir topluluğu peygamber göndermeden onları

sorumlu tutmaz.

Peygamberlerden baĢkasına vahiy gelmez.

Mucizeyi de ancak peygamberler gösterir.

Peygamberler günah iĢlemezler. Onlar Allah tarafından korunmuĢlardır.


92

d) Peygamberimizin diğerlerine üstünlüğü:

Ġman etmekte peygamberler ayrılmaz. Hepsinin Allah tarafından gönderildiğine inanılır.

Bir insan peygamberlerin birini veya bir kaçını red ederse, inanmamıĢ

olur. (Bakara: 285 + Nisa: 150)

Hiçbir peygamberin getirdiği ve görevi küçümsenemez.

Hangi dinin peygamberi olursa olsun “ben onu kabul etmiyorum”

denilemez. Veya “ben madem hak peygamber biraz da falana uyacağım” da

denilemez. Peygamberimiz geldikten sonra diğer dinlerin, diğer kutsal

kitapların ve peygamberlerin hükmü geçmiĢtir.

Ġslâm peygamberi ahir zaman peygamberidir. Ondan baĢka peygamber

gelmeyecektir. O, cinlerinde insanların da peygamberidir.O, bütün insanlığa

gönderilmiĢtir. Kıyamette yalnız Muhammed(as)ın Ģefaat hakkı vardır.

e) Muhammed (as) ın mucizeleri:

Mucize Allah'ın peygamberlere verdiği bir üstünlüktür. Bildiğimiz olaylara benzemez.

Mucize, Allah'ın peygamberine desteğidir. Peygamberin karĢı tarafı aciz

bırakma olayıdır.

Hz. Peygamberin en büyük mucizeleri Ģunlardır:

1- Lafzı ile manası ile en büyük mucize Kur'an –ı Kerim’dir. (Bakara: 23)

2- Akıllara durgunluk veren, fizik kanunlarını aĢan Miraç olayı, büyük

mucizelerdendir. (Ġsra: 1)

3- MüĢrikler doğru söylüyorsan ayı ikiye böl dediler. Allah Rasulünün iĢareti ile ay ikiye bölündü. (Kalem: 1) (Buharı, menakıp: 27)

4- Suyun az olduğu bir andı. Peygamber (as) suya elini koydu,

parmaklarının arasından fıĢkıran su oradakilerin hepsine yetti.

5- Hicret esnasında sütü kesilmiĢ koyunu sağdı.


93

6- Hendek savaĢında az bir yemeğin herkese yetmesini sağladı.

7- Daha önce hutbe okurken dayandığı hurma kütüğünün minberin

yapılması ile ağlaması. (Buhari, menakıp: 25)

8- Ağacın, taĢların kelime –i Ģehadet getirmesi.

9- Hayberin fethinde yahudi kadının zehirlediği etin zehirli olduğunu

haber vermesi. (Buhari, Tıb:55)

Bu mucizeler önde gelen mucizelerdir. Gerektiği her yerde ve her zaman

allah O’nu desteklemiĢtir.

5- AHĠRETE ĠMAN

Her Ģeyin bir baĢlangıcı ve bir sonu vardır. Bu dünyanın da bir sonu vardır. Bir gün bu dünya hayatı son bulacak ve ahiret hayatı baĢlayacaktır.

Tarihe bakıldığı zaman ölüm ötesi inancı her toplumda vardır.

Ahiretin kelime manası da son, sonra olan veya dünyanın sonu

demektir.

Ġsrafil (as) ın Sǔra üflemesi ile dünya hayatı sona erecektir. Tekrar

üflemesi ile de ruhlar cesetlere dönecek ve diriliĢ olacaktır.

Kur'an’da Ģöyle ifade edilir:

- “Sǔra üflenince göklerde ve yerde bulunanlar baygın düĢer. Sonra

Sǔra bir daha üfürülünce hemen ayağa kalkıp bakıĢmaya baĢlarlar.” (Zümer:

68)

- “Öldükten sonra diriltme, ilk yaratılıĢtan daha kolaydır.” (Rum: 27)

Ġnanan içinde, inanmayan için de kıyamet kopacak ve hesap günü

gelecektir.


94

Ahiret “yok” demekle yok olmaz. AkĢam yatıp sabah kalktığımız gibi

kabirlerden kalkılacak. Ġlk baharda ağaçların canlanması gibi ölüler

canlanacak.

Kur'an’da Ģöyle anlatılır:

- “Yeryüzündeki Allah'ın eserlerine bir bak, yeryüzünü ölümünün

ardından nasıl diriltiyor! ġüphesiz allah ölüleri de öyle diriltecek. O, her Ģeye

kâdirdir.” (Rum: 50)

Bir sahabi diyor ki:

- Ya Rasülellah! Allah ölüleri nasıl diriltecek? diye sordum. ġu cevabı

verdi:

- Sen hiç kurumuĢ iken geçtiğin bir yerden yemyeĢil olduktan sonra da

geçtin mi?

- Evet geçtim, dedim. Bana:

- ĠĢte yeniden diriliĢ de böyle olacak. Allah ölüleri de bu Ģekilde

diriltecek, buyurdu.

Ahiret, insanın ölümü ile baĢlar. Kabir hayatı ile devam eder. Tekrar

diriliĢten sonra mahĢer, hesap, mizan, sıraat, Ģefaat, cennet veya cehennem

gibi devreler vardır.

a) Kabir Hayatı

Kabir hayatı, ölümle kıyametin kopması arasında bir hayattır.

Kötü insan için kabir: “Senden hoĢlanmadım” der, daralır ve cehennem

çukuru haline gelir. Bunu Hz. Peygamber (as) Ģöyle ifade etmiĢtir: “Kabir ya

cennet bahçelerinden bir bahçe ya da cehennem çukurlarından bir çukurdur.”

(Tirmizi Zühd: 4)

Bir hadislerinde de Ģöyle buyurmuĢtur:

- “Kabir ahiretin ilk durağıdır. Eğer insan kabir azabından kurtulursa,

gerisi kolaylaĢır. Ben, mezardan manzarası daha korkunç olan bir yer

görmedim.” (Age:5)


95

Ġnsan kabre iyi hazırlanmalıdır. Çünkü kabirde azap vardır. “Azaptan

birisi Ģudur: onlar sabah akĢam arz olunacaklardır. Firavun hanedanının

azabın çetinine sokun” denilecek, ayeti buna delildir.

Ġbni Abbas der ki: Allah Rasülü iki kabrin yanından geçerken Ģöyle dedi:

“Ġkisi de azap görüyor. Biri küçük abdest bozarken sakınmaz ve

temizlenmezdi. Diğeri ise laf getirir götürür, insanların arasını bozardı.”

(Buhari: 4/55) Buna göre kabir azabı vardır.

Ġlk hesap kabirde olacaktır. Bunu peygamber (as) Ģöyle haber vermiĢtir.

- “Kabirde iki melek gelir. Rabbin kimdir? Derler. Dinin nedir? Derler.

Kafir ise bu sorulara “bilmiyorum” cevabını verir. Onun cevap vermeye gücü

yetmez.” Dünyada rabbini bilen kabirde: “Rabbım Allah” diyecek. Dinim Ġslâm,

Rasulüm Muhammed (as) diyecek. Kitabım Kur'an diyecek. Kabir azabından

kurtulacak. Melekler onu cennete hazırlayacaklar. Cennet elbisesi

giydirecekler. Kabri geniĢletecekler, cennet bahçesine çevirecekler. Kabirden

cennete pencere açacaklar. O pencereden cenneti seyredecek ve cennetten

güzel kokular gelecek.

Bir hadiste Ģöyle buyrulur:

- “Ölü kabirden yeri neresi ise orayı görür durur.” (Ramuz el-Ehadis:

112/4) “Hiçbir gün yoktur ki, kabir ehline cennet ve cehennemdeki yeri

gösterilmesin.” (Age: 565/5)

b) Berzah:

Berzah, ruhların bedenden ayrıldıktan sonra tekrar diriliĢe kadar

eğleĢtiği âlemdir. Ruh bedenden ayrıldıktan sonra baĢka bir bedene geçmez,

orada burada dolaĢıp durmaz. Çağırmakla gelmez. Hesap gününe kadar

berzah denilen yerde bekler.

Ruhlar berzah aleminde dünyadaki iyi veya kötü yaĢayıĢa göre ya huzur

içinde ya da azap içinde kıyameti bekler.

Kur'an’da ruhların berzah âleminden ayrılamayacağı Ģöyle bildirilmiĢtir:

- “Azabı gördüğünde: “KeĢke benim için dönme imkânı bulunsa da

iyilerden olsam!” diyeceği günden sakının.” (Zümer: 58)


96

- “MüĢriklerden birine ölüm gelip çattığında: “Rabbim beni geri gönder

de boĢuna geçirdiğim dünyada iyi Ģeyler yapayım. Hayır bu onun ağzından

çıkan boĢ bir laftan ibarettir. Onlar için yeniden dirilecekleri güne kadar süren

bir berzah vardır.” (Mü’minun: 99 – 100)

c) Sırat:

Sırat, cehennemin üzerinde kurulu bir köprüdür. Kaygandır. Engellerle

dolu, kıldan ince ve kılıçtan keskindir.

Herkes bu köprüden geçecektir. Ġyiler kuĢ gibi, rüzgar gibi gecip gidecek.

Kötüler ise o köprüden düĢüp cehenneme boylayacaktır.

Kur'an’da: “Ġçinizden oraya uğramayacak hiçbir kimse yoktur.” (Meryem:

71) buyrularak herkesin sırattan geçeceği haber verilmiĢtir.

Sıratta yedi yerde insanın sorguya çekileceği bildirilmiĢtir:

1- Ġmandan,

2- Namazdan,

3- Zekattan,

4- Oruçtan,

5- Hacdan,

6- Cünüplükten,

7- Ana baba hakkından. Bu yedi geçitten hesap vermeden

geçilmeyecektir. Ancak cevap veren geçebilecektir. (Bak. Mehmed Zahid

Kotku, Ehli Sünnet Akaidi: Sayfa 35)

d) HaĢr:

DiriliĢten sonra sıra büyük toplanmaya gelir. Bu toplanmaya ve toplanma

zamanına, yerine haĢr denir.


97

Ölümden sonra diriliĢ sırasında hayvanlar dahil bütün canlılar diriltilip bir

araya getirilecektir. Hayvanlar sorumlu olmadığı için haklarını alıp toprak

olacaklardır. Hatta onların bu durumunu gören bazıları: “KeĢke ben de toprak

olsaydım,” diyecek. (Nebe: 40)

Burada kim ne yaptıysa onun hesabını verecek, hak sahiplerine

haklarını ödeyecek. Kime uyduysa, kimi sevdiyse onunla beraber olacaktır.

Cenab –ı Allah Ģöyle bildiriyor:

- “Kıyamet gününde toplulukları önderleri ile beraber çağırırız.” (Ġsra: 71)

- “Firavun, kıyamet gününde adamlarına öncülük eder. Adamlarını

cehenneme götürür.” (Hud: 98)

- “Zalimler, keĢke peygamberle birlikte yol tutsaydım” diyecektir.

(Furkan: 27)

Kıyamet günü korkunç bir gündür insan en çok sevdiklerinden bile

kaçacaktır. MahĢer yeri çok sıcak ve herkesin kendi derdine düĢtüğü büyük

imtihan günüdür.

- “O gün her Ģey yapılanlara Ģahitlik edecektir.” (Fussılat: 20)

- “Eller ayaklar Ģahitlik edecektir.” (Yasin: 65)

-“Ġnanan ve salih ameller iĢleyenler için herhangi bir korku olmayacak,

onlar üzüntü çekmeyecekler Allah onları mükafatlandıracaktır.” (Bakara: 62)

- “Ġnanmayanlar için acı ve ızdırap verici azap vardır.” (Ġsra: 10)

buyrularak böyle bir hesap günü için insanlar uyarılmıĢtır.

Bazı insanlarının durumunu da peygamber (as) Ģöyle haber vermiĢtir:

- “Kıyamet günü içki içen alnında “Allah'ın rahmetinden mahrumdur”

yazılı olarak gelir. Faiz yiyen alnında: “Allah'ın yanında değeri yoktur” Yazısı ile

gelir. Ġnkarcı da alnında: “Ya kafir cehennemdeki yerine hazırlan” yazılı olarak

gelir.” (Ramuz el Ehadis: 508/1)

Kıyamet gününde kimsenin kimseye faydası olmaz. Hatta insanı

kandıran, aldatan Ģeytan bile bir kenara çekilir. Kıs kıs güler. “Ben onu

sapıtmadım, o kendi sapıklık içindeydi” der, suçu üzerinden atar.


98

e) Mizan:

Mizan, iyi ve kötü amellerin tartılmasıdır. Kur'an’da bildirildiğine göre:

- “Kıyamet günü doğru teraziler kurarız. Kimse haksızlığa uğramaz...”

(Enbiya: 47)

- “Amelleri ağır gelenler hoĢ bir hayat içinde olacaklar, iyilikleri hafif

gelenler ise kızgın ateĢ çukurunda olacaklardır.” (Karia: 8 – 11)

Bir Ģey zerre miktarınca da olsa değerlendirilecek ve insanların yerleri

belirlenecektir.

Ġğneden ipliğe her Ģeyin hesabı sorulacak, hak sahipleri haklarını

alacak, iyilikler kalmayınca hak sahibinin kötülükleri hak gasp edenlere

verilecektir. Böylece herkes ne ektiyse onu biçecek ve yaptığının karĢılığını

bulacaktır.

f) Cennet:

Ġnananlar için cennet ödül yeridir. Mutluluk yurdudur. Kur'an’da: “Cennet,

takva sahipleri için hazırlanmıĢtır” buyrulmaktadır. (Al –i imran: 133) Ġslam

peygamberi cenneti:

- “Cennet en güzel nimetlerin ihsan edileceği ebedi hayat yeridir” diye

tarif etmiĢtir. ayrıca cennet ehlinin yaĢları 33 olacağını, vücudunun kılsız,

yüzünün sakalsız, gözlerinin sürmeli olacağını, gençliklerinin yok olmayacağını

ve elbiselerinin eskimeyeceğini haber vermiĢtir. (Ġ. Canan, Hadis Ans: 14/263

g) Cehennem:

Ġnanmayanların, bağıĢlanmayanların ve Ģefaat olunmayanların

yaptıklarının karĢılığını göreceği azap yeridir.

Ġnanıp da günahkâr olanlar, günahları kadar cehennemde kalacaklardır.

Kur'an’da: “Cehennem kafirler için hazırlanmıĢtır” buyrulur. (Al –i imran:

131)


99

Kur'an’a göre cehennem, yer altı zindanıdır. Ġçi ateĢ dolu çukurdur.

Cehenneme girenler ateĢten elbiseler giyeceklerdir.

Cehennemdeki azap suçlara göre değiĢik olacaktır.

h) Cennet ve Cehennem nerededir?

Cehennemin nerede olduğu Kur'an’da ve peygamber (as) tarafından

bildirilmemiĢtir. Biz Müslümanlar olarak varlığına inanırız.

Cennet de cehennem de Allah tarafından yaratılmıĢtır. Yani Ģu anda

mevcuttur.

Kur'an’da: “HazırlanmıĢ cennete koĢun” (Al –i Ġmran: 133). “Kafirler için

hazırlanmıĢ cehennem ateĢinden sakının” (Al –i imran: 131) emri vardır.

Peki nerede bunlar? denecek olursa, biz cennetin ve cehennemin

nerede olduklarını bilemeyiz. Bugün gökyüzünde göremediğimiz, ıĢığı

dünyamıza henüz gelmemiĢ yıldızlar var. Onları bile göremiyoruz. Ama

haberini alıyoruz. Sevgili peygamberimiz miraca çıktığında sidret’ül müntehada

cenneti ve cehennemi görmüĢtür. Hatta azap görenleri bile görmüĢ ve

anlatmıĢtır.

Kur'an’da Ģöyle bildirilir:

- “And olsun onu, sidretül – müntehanın yanında önceden de görmüĢtü.

Cennetü’l – me’vada onun yanındadır.” (Necm: 13 – 15)

ı) Havz –ı kevser:

Kur'an’da: “Biz sana kevseri verdik” (Kevser suresi: 1) buyruluyor.

Hz. Peygamber (as) ın ifadesiyle: “Benim havzım bir aylık yoldur. Onun

suyu sütten daha beyazdır. Onun kokusu miskten daha güzeldir. Ondan içen

bir daha susamaz.” (Buhari : 81/52)

Kevser, bol nimet demektir. Ayrıca cennette bir havuzun adıdır.

Rabbım, havz –ı kevserden içenlerden etsin.


100

i) ġefaat:

Tevbe suresi: 128. ayete göre ümmetine çok düĢkün bir peygamberimiz

var.

Diğer peygamberler nefsi nefsi dediği bir ortamda Allah Rasulü ümmeti

ümmeti diyecektir.

Peygamberimiz rahmet peygamberidir, Ģefaat peygamberidir.

Peygamberimiz: “Kim Ģefaati yalanlarsa ona nâil olmaz” buyurur.

Peygambere: - Kıyamet günü Ģefaatine kimler nail olacak? Diye

sorulmuĢ. O da:

- ġefaatime en çok mazhar olacak kimse, cani gönülden kelime –i

Ģehadet getiren kimsedir, cevabını vermiĢtir.

Hz. Peygamberin Ģefaati inanlaradır. Ayrıca Ģefaatine inanmayana

Ģefaat yoktur.

Kur'an-da: “Allah'ın hoĢnut olduğu kimselere Ģefaat vardır.” (Enbiya: 28)

buyrulur.

Kıyamette, Kur'an Ģefaatçidir. Oruç Ģefaatçidir. Peygamber Ģefaatçidir.

ġehid, sabi çocuk ve izin verilirse, veli kullar Ģefaat edecektir. Ancak yardımın

kaynağı Allah’tır. Kur'an-da: “Yardım ancak Allah’tandır” buyrulur.

ġefaate nail olabilmek için:

- Ġman etmiĢ olmak,

- ġefaati hak etmek,

- ġefaate layık olmak,

- ġefaate inanmak, Ģarttır.

Hz. Peygamber: Kıyamet günü ümmetime Ģefaat edeceğim. Ben Ģefaat ederken zebaniler gelecek, ümmetimden bazılarını alıp alıp cehenneme götürecek. Ben: “Ya Rabbi! Onlar benim ümmetimden” diyeceğim. Bana: “Senden sonra onların neler yaptığını sen bir bilsen!” denilecek, buyrulmuĢtur.


101

Buna göre; bid’at iĢleyen, sünnetten ayrılan kimse Ģefaate nail

olamayacak, zebaniler onu alıp götürecektir.

Kur'an-da Ģefaate nail olabilmek için Ģefaat edenin de, Ģefaate nail

olanın da Allah'ın hoĢnut olduğu kimse olması lazımdır. (Bak: Enbiya: 28 +

Taha: 109)

Peygamberimizden bir uyarı Ģöyle:

- “Kıyamet gününde dinde değiĢiklik yapana “Benden uzak dur”

diyeceğim.” (Büyük Hadis Külliyatı: 5/392)

Bir uyarı da bizden:

- Müslüman, peygamberimizin Ģefaatine güvenip gaflete dalmamalı;

korku, dua ve ümit içinde olmalıdır.

Rabbim bizi peygamber (as)ın sünnetinde ve Ģefaatinden ayırmasın.

j) Sorgu – Sual

Dünya bir imtihan yeridir. Hepimiz tekrar bir daha girme fırsatı olmayan

imtihandayız. Bu sınav zorunlu, herkes girecek. Kaçmak yok, torpil yok. Bu

imtihanı kaybetmekten çok korkmalıyız. Çünkü imtihanı kazanamazsak,

cenneti kazanamayacağız, demektir. Bu da en büyük kayıptır.

Allah kimin daha güzel davranacağını denemek için ölümü ve hayatı

yaratmıĢtır. (Mülk: 2)

Müslümana “Cennete koĢun!” talimatı vardır. (Al –i imran: 133)

“YarıĢırcasına hayra ve hayır iĢlerine koĢun!” emri vardır. (Bakara: 148)

Unutmayalım öldükten sonra yüce yaratıcı olan Allah herkesi diriltecek

ve hesaba çekecek. O gün saklı gizli hiçbir Ģey kalmayacak, her Ģey ortaya

çıkacaktır.

Ġnsanlar her Ģeyden sorguya çekilecek; “diller, ayaklar ve eller

yaptıklarına Ģahitlik edecek.” (Nur: 24)

Allah kameraya alır gibi her Ģeyi belgeliyor, itiraz yok. Ayrıca Kiramen

Katibin adlı yazıcı melekler de fiĢliyor, ne varsa deftere geçiriyor. Bu her Ģeyin


102

kaydedildiği defter insanın önüne açılacak. “Amel defteri sol tarafından

verilenler, derhal yok olmayı ister ve alevli ateĢe girerler.” (ĠnĢikak: 7 - 12)

Bir hadiste bildirildiğine göre; “Kıyamet gününde öncelikle beĢ Ģeyin

sorgulaması yapılacaktır:

1- Hayatı nerede ve nasıl geçirdin?

2- Bilgini nerede kullandın?

3- Malını nereden kazandın?

4- Malını nereye harcadın?

5- Gençliğini, sağlığını ne Ģekilde yıprattın?” (Tirmizi, kıyamet: 2532)

Bu sorulara cevap istenecektir.

Bir baĢka hadiste de Ģöyle haber verilir:

- “Allah azabı en hafif olan cehennemliğe sorar.”

- “Eğer dünya her Ģeyi ile senin olsaydı, Ģu azaptan kurtulman için verir

miydin?” O kiĢi:

- “Evet” der. Ona Ģöyle denilir:

- “Senden çok daha azı istenmiĢti!” (Ġ. Canan Hadis Ans: 14/223)

Evet, yaratan, yaĢatan, rızıklandıran ve öldürüp tekrar dirilten Allah

soracak:

- Farz kıldığım Ģeyleri ne yaptın?

- Vacip kıldıklarımı ne yaptın?

- Sana kurtarıcı, yol gösterici olarak gönderdiğim peygamberime uydun

mu?

- Benim rızam için ne yaptın?

- Kullarım için ne yaptın?

Ġnkâr, isyan ve günahlar içinde olana da diyecek ki:


103

- Bunlar ne? Ben seni bunun için mi yarattım? Haydi ver verebilirsen

hesabını...

büyüklerimiz bir günün muhasebesini yaparken Ģöyle sorular sormuĢlar:

- Bugün Allah için ne yaptın? Neyi terk ettin?

- Bugün ne kazandın, ne kaybettin?

- Bugün sıratı geçtin mi, cenneti kazandın mı? Yoksa cehennemi mi

kazandın?

- Kabre girmeye, kabir sorularına hazır mısın?

- MahĢer hesabına hazır mısın?

- Bugün kurtuldun mu, battın mı?

- Baban, anan nerede? Öldüler. Peki onlardan ders aldın mı?

- Bugün biraz daha ihtiyarladın, mezara bir adım daha yaklaĢtın. Peki

bundan ne gibi ders çıkardın?

- Bugün amel defterini nasıl açıp, nasıl kapattın?

- Bugün hangi davete icabet ettin?

- Sana 24 saati karĢılıksız verene kaç dakika ayırdın?

- Bugün kaç gönül kazandın, kaç gönül yıktın?

- Bugün öleceğin aklına geldi mi?

- Bugün hiç Allah'a yöneldin mi? O’na kavuĢtun mu? O’nunla konuĢtun

mu? Yoksa iĢim çok deyip unuttun mu?

Bu bir günün hesabı. Ya günlerin, ayların, yılların ve ömrün hesabı nasıl

verilir?


104

k) HesaplaĢma:

Kıyamet günü mükafat da, ceza da tastamam veirlecektir. Halk arasında

boynuzlu koyundan boynuzsuz koyun hakkını alacaktır. Ġnancı her zaman var

olmuĢtur.

Allah (c.c) Ģöyle bildirir:

- “Her nefis ölümü tadacaktır. Kıyamet günü ecirleriniz size mutlaka

ödenecektir.” (Al –i imran: 185) Dünyada bazı Ģeyleri Allah'a havale edenler

haklarını tastamam alacaklardır. Hatta günahları bile karĢı tarafa verilecektir.

Hz. Peygamber soruyor:

- Müflis kimdir? Cevap verirler:

- Parası olmayan, derler.

Hz. Peygamber: “Müflis, namaz, oruç ve bazı iyi amellerle geldiği halde,

falana sövdüğü, falana iftira ettiği, felanın hakkını yediği, haksızlık yaptığı için

iyilikleri hak sahiplerine dağıtılan kiĢidir. Ġyilikleri tükenir hak sahiplerinin hakkı

kalırsa, onların günahları alınıp ona yüklenir. Sonra da cehenneme atılır. ĠĢte

iflas eden kimse budur.” (Müslim, birr: 60) buyurur.

Demek ki, kul borcundan son derece sakınılacaktır. Belki azıcık borç ve

hak yüzünden pek çok ibadetin sevabı uçup gidecektir. Bu yüzden peygamber

(as) üzerinde kul borcu olanın ödeninceye kadar cenaze namazını kılmaz,

cenazeyi defnetmezdi.

Kendindekine razı olup baĢkasının hakkına tecavüz etmeyen kıyamet

gününde sıkıntıya düĢmeyecektir. Ahirette huzur isteyen, bu dünyada

günahtan, haramdan ateĢten kaçtığı gibi kaçmalıdır ki, cehennem ateĢinden

korunsun.

Aslında cehennemde odun da yoktur, ateĢ de yoktur. Ġnsanlar odunu ve

ateĢi kendisi götürür. Cennette de aslında güzellikler ve güller yoktur. Cennete

gidenler, güzellikleri ve gülleri kendileri götürür.

Bir sahabi Hz. Peygambere hizmette bulunur, onu memnun eder. Bunun

üzerine peygamber (as) sorar:

- Ne istersin?


105

O sahabe cevap verir:

- Cennette seninle beraber olmak isterim, Ya Rasulellah.

Peygamber (as) ona Ģöyle der:

- Öyleyse namazı güzel kılmakla bana yardımcı ol, buyurur. (Müslim,

salat: 226)

Ġnsanı cennete de cehenneme de götürecek kendi amelleridir. Bir

insanın dünyadaki yaĢayıĢına göre hakkı cennetse ona cennet verilir.

Cehennemse ona da cehennem verilir. Kimseye haksızlık ve adaletsizlik

yapılmaz. Hak etmeden cennet beklemek Allah'ın adaletine ve cennetliklere

haksızlık olur.

l) Cennetlikler Allah'ı nasıl görecekler?

Bizim gözümüzün yapısı Allah'ı görmeye müsaid değildir. Ġnsanın gözü

maddeyi görür. Allah madde değildir.

Kur'an-da: “O’na gözler eriĢemez” (Enam: 103) buyrulur.

Kafa gözü ile göremediği gibi kalp gözü ile de rüyada da kimse Allah'ı

göremez. Çünkü allah mekandan ve Ģekilden münezzehtir. Ömer Nesefi:

“gördüm” diyen küfre girer, der. (Akaid: 90-91-211)

Mü’minler ancak ahirette göreceklerdir. Kafirler orada da

göremeyecektir. Çünkü Allah onları kör olarak yaratacaktır. (Taha 124 – 127)

Hz. Peygamber: “Siz ahirette dolunayı gördüğünüz gibi Allah'ı

göreceksiniz.” (R. Salihın: 2/1055) diye bildirmiĢtir.

Miraçtan döndüğünde:

- Allah'ı gördün mü? diyenlere:

- O bir nurdur. O’nu nasıl göreyim, demiĢtir. Ve:

- “Allah'ı dünyada görmek hiç kimseye mümkün ve muvafık değildir.” (Ġ.

Canan, Hadis Ans: 17/1328) buyurmuĢtur.


106

Kur'an-da: Musa peygamber görmek isteyince A’raf 143. ayette: “Sen

beni göremezsin” dendiği bildirilmektedir.

Kıyamet 22 – 24: “Öğünde yüzler parlak olduğu halde Rabbine

bakacaktır. Nice yüzlerde somurtacaktır” diye bildirilmiĢtir.

Bu ayetten anlaĢılıyor ki, Cenab–ı Allah dünyada görülemeyecek, ancak

ahirette Allah'a inananlar apaçık O’nu göreceklerdir. Rabbim nur cemalini

görenlerden etsin.

6- KAZA KADERE ĠMAN

Her Müslüman, kadere, hayır ve Ģer her Ģeyin Allah’tan olduğuna

inanmakla mükelleftir.

Kul, ister, seçer, Cenab–ı Allah yaratır, takdir eder. Allah'ın takdiri, kulun

iradesine mani değildir. Cenab–ı Allah önceden bildiği için öyle takdir etmiĢtir.

Allah'ın takdiri kulu zorlamaz, yani insan takdir edileni yapmaya mecbur

değildir.

Ġman esaslarına doğru bir Ģekilde inanılmazsa insan sapıtıverir.

ĠĢimize gelmedi mi kaderi zalim ilân ediveriyoruz.

Ġyilik oldu mu kendimizden, istemediğimiz bir Ģey oldu mu “kötü kader,

kara talih” diyoruz.

Ġnsan ne robottur ne de rüzgarın önünde oyuncak olan bir yaprak. Ġnsan,

yapıp yapıp “alın yazısı” diyerek suçu üzerinden atamaz.

Tedbir almadan, çalıĢmadan kader deyip yatmak veya “Tevekkel Allah”

diyen günaha girer. Kur'an-da:

- “Namaz kılınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfundan isteyin...”

(Cuma: 10)

- “Bilirsin ki insan için kendi çalıĢmasından baĢka bir Ģey yoktur.” (Necm:

39) buyrulur.


107

Allah resulü de: “Ġki günü eĢik olan zarardadır” demiĢtir.

Bazı konular vardır ki akılla değil vahiyle çözülür. Aklımıza göre

çözmeye kalkarsak, yanılırız. Onun için dini konular tartıĢılmaz, inanılır ve

yaĢanır. Dini konuları tartıĢmak ve yorumlamak, insanı dinin dıĢına iter.

Hz. Ömer (ra) Ģöyle anlatır:

Biri geldi – üzerinde yolcu alâmeti yoktu – peygambere sordu:

- Ġman nedir? Peygamber cevap verdi:

- Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, hayır

ve Ģerrin Allah’tan olduğuna inanmaktır.

Bu Cebrail’di.

- Doğru söyledin Ya Rasülullah, dedi. Kalkıp gitti. (Müslim iman: 1)

Doğru inanıyor muyuz, inanmıyor muyuz. Bunu bir gözden geçirip

imanımızı düzeltmeliyiz. Bilmediklerimizi öğrenmeliyiz.

Kader: Allah'ın ezelden ebede her Ģeyi bilip takdir ve tayin etmesidir.

Allah'ın ilim sıfatı ile ilgilidir. Allah her Ģeyi bilir.

Alın yazısı da denir, takdir de denir.

Hz. Peygamber (as):

- “Kaderi tekzib eden helak olur.” (Ramuz: 117/7)

- “Kaderi duadan baĢka bir Ģey çevirmez.” (Ramuz 486/11) demiĢtir.

Kur'an-da: “HoĢunuza gitmediği halde savaĢ size farz kılındı. Sizin için

daha hayırlı olduğu halde bir Ģeyi sevmemeniz mümkündür. Sizin için daha

kötü olduğu halde birĢeyi sevmeniz de mümkündür. Allah bilir, siz

bilemezsiniz.” (Bakara: 216)

Öyleyse hayırlısı diyeceğiz, Allah’tan hayırlısını isteyeceğiz.


108

Kaza: Cenab –ı Allah'ın takdir etmiĢ olduğu Ģeylerin gerçekleĢme

zamanı gelince, Allah'ın takdirine uygun gerçekleĢmesine denir. Allah'ın kudret

ve yaratma sıfatı ile ilgilidir.

Dünyada her Ģey, kaza kadere bağlıdır. Allah'ın takdiri olmadan, izni

olmadan hiçbir Ģey olmaz.

Allah'ın kaza ve kaderinden kaçılamaz.

Ġnsanın iradesinin dıĢında olan olaylar vardır. Kalbimizin çalıĢması,

midemizin vazife görmesi gibi, doğmamız ölmemiz gibi. Kadın erkek oluĢumuz

gibi. Bunlar bizim irademizin dıĢındadır.

a) Bu konu tartıĢılmaz.

Kader hakkında biri, Hz. Ali’ye soru sorar. Hz. Ali: “O karanlık bir yoldur, ona girme” der. “O sana gizlenmiĢtir. Fazla karıĢtırma” diye de ilave eder.

Kader konusunda tartıĢan ashabına Hz. Peygamber Ģöyle der:

- “Sizden öncekiler böyle konuları tartıĢtıkları için helak oldular, böyle

tartıĢmalara girmeyin.” (Tirmizi Kader: 1)

- “Kader hakkında konuĢma. Bu ahir zamanda ümmetin Ģerlerine

bırakıldı.” (Ramuz: 20/5)

Bir kutsi Hadiste de: “Bana iman edip de, kadere, hayır ve Ģerrin benim

takdirimle olduğuna inanmayan benden baĢka Rab arasın.” (Ramuz: 331/81)

buyrulmuĢtur.

b) Ġnsanın iradesi ve iĢleri:

Ġnsanın iĢleri ikiye ayrılır: Zorunlu ve iradeli organlarının çalıĢması, doğması, ölmesi, irade dıĢıdır. Bir de yapıp yapmamakta serbest olduğu iĢler vardır. Namaz kılıp kılmamak, hayır veya Ģer iĢleyip iĢlememek gibi. Ġnsan, iĢlediği sevapla cennete, iĢlediği günahla cehenneme gider.

Ġnsanın bir alıĢkanlığı bırakması veya devam ettirmesi kendi elindedir.


109

Ġnsan, yaptığı bir iĢ için “Ben yapmadım” diyebilir mi? Veya beni bir güç

zorluyordu diyebilir mi?

Yaratan Allah, tercihi yapan insandır. Allah'ın takdiri, kulun iradesine

mani değildir. Yoksa, mecburiyet olurdu. O zaman da kul, sorumlu

tutulamazdı.

Kimse suçu Allah'a yükleyemez. Kulun, iradesi vardır.

Kur'an-da: - “BaĢınıza gelen musibet, kendi ellerinizle iĢledikleriniz

yüzündendir.” (ġura: 30)

- “Kim iyi iĢ yaparsa kendi lehinedir. Kim de kötülük yaparsa, kendi

aleyhinedir.” (Fussilat: 46) diye bildirilmiĢtir.

Ġnsan ister sevaba koĢar, ister günaha koĢar.

Ġsteyen camiye gider, isteyen meyhaneye..

- Sabah isterse iĢine gider, isterse gitmez.

c) Kaza zorlama değildir.

Allah'ın yazmıĢ, takdir etmiĢ olması, zorlamak değildir. Yani insanın iradesini baskı altına almak değildir. Her Ģey, insanın iradesi sınırları içinde olur. Allah, kulun öyle yapacağını bildiği için öyle yazmıĢtır.

Atalarımız: “Ġsteyen belasını bulur, isteyen Mevlasını bulur” der.

Ġnsanın sorumlu tutulması ve iyilikler için sevap, kötülükler için cezanın oluĢu da insanın iĢlerinde hür oluĢunun ifadesidir.

Ġnsan bir iĢ için iradesini kullanır. Cenab –ı Allah da onun iradesi

doğrultusunda yaratır.

Ġnsan, kendi kaderini kendi tayin eder. Değilse, zulüm olurdu.

ĠĢlerimizde bizi zorlayan bir gücü, hiç hissetmeyiz. Her gün, isteğimizle

yapar, ederiz, her iĢimizi seçeriz.

Ġnsanın bir iĢi yapınca, piĢmanlık duyması, sevinmesi, “Ġyi ki böyle

yaptım demesi” iĢlerinde zorlama olmadan isteyerek yaptığının delilidir.


110

Asansörün hangi düğmesine basarsanız, orada durur, orada inersiniz.

Ben burada zorla indirildim, diyemezsiniz.

Cenab –ı Allah kulun seçimine göre yaratır. Kul, Allah böyle takdir etmiĢ

ben ne yapayım, diyemez. Günahı iĢleyip, kendini suçsuz sayamaz. Sorsak:

- Bu günahı iĢlerken seni zorlayan oldu mu?

- Hayır, diyecek. Öyleyse suçlu kim?

ĠĢin özü; insan, iĢlerini, ezelde Allah'ın takdir ettiği için öyle iĢlemez.

Allah geniĢ ilmi ile bildiği için öyle yazmıĢtır.

Mesela; takvimde güneĢ tutulacak, ay tutulacak yazıyor. Ve tutuluyor.

GüneĢ, ay, takvimde yazıldığı için tutulmaz.

Hava tahmin raporunda, yağmur yağacak deniliyor. Öyle dendiği için

yağmur yağmaz.

Suç iĢleyen, kader kurbanı değildir.

Ġnsanı Cenab –ı Allah, küfür ve imandan boĢ olarak yaratmıĢtır. Dileyen

iman eder, dileyen de küfreder.

“Her doğan Ġslâm fıtratı üzerine doğar.”

Kur'an-da: “Dileyen iman etsin dileyen inkar etsin.” (Kehf: 29)

- “ġüphesiz bu bir öğüttür. Artık dileyen Rabbine bir yol tutar.” (Mürselat:

29)

Kur'an-da emir ikidir: “Yap” – “Yapma.”

“Her Ģeyi Allah yaratmıĢtır. Biz yapmak zorundayız” denemez.

- “Kim hidayet yolunu seçerse, bunu kendi iyiliği için seçmiĢ olur. Kim de

doğruluktan saparsa, kendi zararına sapmıĢ olur. Kimse baĢkasının günahının

cezasını çekmez.” (Ġsra: 15)

- “Bir topluluk kendilerindeki özellikleri değiĢtirinceye kadar Allah,

onlarda bulunanı değiĢtirmez.” (Red: 11)

insan, ektiğini biçer.


111

- “Size azab gelip çatmadan rabbinize teslim olun.” (Zümer: 54) buyrulur.

Allah'ın kitap göndermesi, peygamber görevlendirmesi, mükafat ceza

vâdi, Allah'ın yaratmakta zorlamadığını gösterir.

Bir de Allah, kötüyü kötü olarak yaratmamıĢtır. ġeytanı böyle mi yarattı?

Bugün kötü düĢünen, kötü yaĢayanı da bu haliyle yaratmamıĢtır.

Sakat biri için bu çocuğun suçu ne? diyenler oluyor:

1- Önce ana – babada birhata olup olmadığına bakılır. Ana hamileyken

sigara içtiyse, antibiyotik ilaç aldıysa, film çektirdiyse, beyi dövdüyse emaneti

koruyamamıĢ demektir.

2- Allah o haliyle kiĢiyi imtihan eder, ana babayı imtihan eder. Onu

baĢkalarına ibret olarak sunmuĢtur.

3- Günahlarına keffaret olur. Onun o hali ahirette onu sevindirir.

4- O hal onun için veya baĢkaları için öyle hayırlıdır.

Ġsa peygamber kör birini görür. Ya rabbi bu da arkadaĢları ile oynasa

olmaz mı? der. Gözü açılan çocuk, Ġsa Peygamberi taĢlar. Ġsa Peygamber:

- “Allah'ın iĢine ve takdirine karıĢılmaz” der.

d) Kader değiĢir mi?

Kur'an-da: “Allah ne dilerse onu yapar, dilediğini siler, dilediğini sabit bırakır...” (Rad: 39) buyrulmuĢtur.

Kaza değiĢir.

Peygamber bir gün yıkılacak duvarın yanından geçerken hızlı yürür. Kendine:

- Allah'ın kazasından mı kaçıyorsun? denilince:

- Allah'ın kazasından Allah'ın kaderine sığınıyorum, der.

Hz. Ömer, ġam’da iken veba hastalığının bulunduğunu iĢitince geri

döner. Ona da aynı soru sorulur:


112

- Allah'ın kazasından mı kaçıyorsun?

- Evet Allah'ın kazasından Allah'ın kaderine sığınıyorum, der.

Cenab –ı Allah, dua edin, tevbe edin, iyilik yapın, beni anın... diyor.

Hz. Ömer Ģöyle dua etmiĢtir:

“Allah'ım! Eğer adımı Ģakiler arasına yazdıysan, adımı oradan sil. Eğer

saidler (iyiler) arasına yazdıysan onu orada sabit kıl. Zira sen, dilediğini siler,

dilediğini sabit kılarsın.”

Hz. Peygamber: “Allah'ın Müslüman kul için her ne hüküm buyurursa

hayırdır.” (Ramuz 169/5) demiĢtir.

Kul, çalıĢmazsa rızkını elde edemez. Kul, dilerse helâlden, dilerse

haramdan elde eder.

Mesela; kul intihar ederse, ölüm Ģeklini değiĢtirir.

Hz. Peygamber: “Bir yerde bulaĢıcı hastalık varsa oraya girmeyiniz.

Orada iseniz dıĢarı çıkmayınız” demiĢtir. Bir hadislerinde de:

- “Kim, çirkin bir iĢ görürse eliyle değiĢtirsin. Eliyle mümkün olmazsa

diliyle değiĢtirsin. O da olmazsa kalbi ile buğz etsin.” (Müslim iman: 49)

Cenab –ı Allah da:

“Kafir olanlara de ki: Eğer küfürlerine son verirlerse, geçmiĢ günahları

mağfiret edilir.” (Enfal: 38) buyuruyor.

Bir de kaderi büyü değiĢtirir. Onun da çaresi insana bildirilmiĢtir.

Devamlı Felak ve Nâs surelerini okumamızı istemiĢtir. Peygamberimiz bir de

Allah'a sığınmamızı öğretmiĢtir. Zira Allah izin vermezse hiçbir Ģey olmaz.

Demek ki tedbirli olmak, çare aramak dua etmek, her Ģeyin hayırlısını

istemek neticeyi güzele ve lehimize çeviriyor.


113

e) Ġnsan yaptıklarından sorumludur.

Nasıl iyilik yapınca mükafat hakkı ise, kötülük yapınca da ceza hakkıdır.

Kötülük yapıp, kendini kader kurbanı sayıp, sorumluluktan kendini

kurtaramaz. Tercih ve irade sahibidir.

Tedbir, takdiri bozmaz derler. Doğrudur ama kul tedbir almakla

yükümlüdür.

Yolun ortasından gidene, araba çarpınca sorumlu kimdir? Daha çok

yayadır.

Tevekkülü doğru anlamak gerekir. “Ağılda oğlak doğar, nehir kenarında

otu biter” derler. Oğlak doğar, nehir kenarına gitmezse kendisi için biten otu

yiyemez.

Tevekkül, kaza kader inancı bizi tembelliğe götürmemelidir.

Tarla sürülüp ekilmezse mahsul vermez.

Kur'an-da: “Biz ona iyi ve kötü iki yol gösterdik.” (Beled: 10)

- “Kim iyi iĢ iĢlerse faydası kendisinedir. Kim de kötülük yaparsa, zararı

kendinedir. Rabbin kullara zulmedici değildir.” (Fussılet: 46)

- “Bilmediğin Ģeyin ardına düĢme; doğrusu kulak, göz ve kalp, bunların

hepsi, o Ģeyden sorumlu olur.” (Ġsra: 36)

- “Allah fesadı sezmez.” (Bakara: 205)

- “Allah kullarının küfrüne razı olmaz.” (Zümer: 7)

- “Allah kötülükleri emretmez.” (A’raf: 28)

“Sana gelen iyilik Allah’tandır. Her kötülük de nefsindendir.” (Nisa: 79)

buyrulmuĢ. Bu ayetleri göz ardı edemeyiz.

Bir mahalleyi su basmıĢ. Adam balkona çıkmıĢ bir kayık yanaĢmıĢ:

“Atla”demiĢler. Alt katta su bastı.


114

Adam: Ben inançlı biriyim. Allah beni kurtarır, demiĢ. Su iyice yükselince

bir helikopter gelmiĢ, ip atmıĢ “YapıĢ” demiĢler. Adam: Ben inançlı biriyim.

Allah beni kurtarır, demiĢ. Nihayet adam boğulmuĢ. Huzura çıkmıĢ.

- Allah'ım ben inançlı biriydim. “Allah beni kurtarır” dedim. Kurtarmadın,

demiĢ. Allah (cc):

- Ben sana iki kayık, bir helikopter gönderdim, niye kurtulmayı red ettin,

demiĢ.

Söylendiğine göre Ġsa (as) a iblis gözükmüĢ ve ona:

- Sen, sana Allah'ın yazdığından baĢka bir Ģeyin isabet etmeyeceğini

söylemiyor musun?

- Evet, diye cevap verdi Ġsa (as). Bunun üzerine:

- O halde kendini Ģu dağın tepesinden aĢağı at. Eğer, sana kurtuluĢ

yazılmıĢsa kurtulursun, dedi iblis. Ġsa peygamber:

- Ey Allah'ın düĢmanı, kulunu Allah imtihan eder, dener. Kul Rabbini

değil, der.

f) Ġyiyi de kötüyü de yaratan Allah’tır.

Her Ģeyi yaratan yüce Allah’tır. Ġyiliği de, kötülüğü de Allah yaratmıĢtır. Bir Ģeyi önce insan hak eder. Sonra Allah yaratır.

Allah'ın kötülüğü yaratmasına itiraz edilemez.

Kötülüğü de yaratan Allah’tır diye kötülüğe rıza gösterilemez.

Allah, domuzu niçin yarattı denilemez.

Cenab –ı Allah, “falanca Müslüman olsun, hayır iĢlesin, falanca kafir

olsun kötülük iĢlesin” diye yazmamıĢtır. Allah kimseyi iyilikte ve kötülükte

zorlamaz. Yoksa kul ahirette itiraz eder: “Rabbım! Sen benim için kötü olacak,

kötülük yapacak yazmıĢsın, benim ne suçum var, demez mi?”

Ġnsanda irade vardır. Bir Ģeyi kazanınca, Ģans, kaybedince alınyazısı

olmaz.


115

Ġyi olmayan hallerde ne yapalım: “kader böyleymiĢ” diyip boyun bükmek

yanlıĢ olur.

Cenab –ı Allah iyiliği de kötülüğü de yaratandır. Ama Allah, kötülüğe rıza

göstermez. Zalimleri sevmez.

- “Bir kavim kendilerindeki iyi hali değiĢtirip bozmadıkça, Allah onların

halini bozmaz.” (Rad: 11)

Allah insanın kötülüğe bulaĢmaması için, peygamber göndermiĢ, kitap

göndermiĢ, tebliği emretmiĢ, günah iĢlemeyin, demiĢ. Tevbe etmesini,

dönmesini istemiĢtir.

Canlılar içinde tek sorumlu insandır. Neden? Akıl, irade insana

verilmiĢtir de ondan.

Ġnsanın yaptığından piĢmanlık duyması veya iyi ki böyle yapmıĢım

demesi, neyin ifadesidir? Tabi ki serbestliğin ve hür iradenin ifadesidir.

Zorlama olsaydı, vicdan azabı, vicdan huzuru olur muydu?

Diyelim ki, asansöre bindik bir düğmeye bastık. Asansör durunca, niye

durdun, niye buraya getirdin denilebilir mi?

Ġnsan, Ġslâm’da ne robottur, ne de rüzgarın önünde oradan oraya

sürüklenen yaprak.. Ġnsan, akıllı, iradeli ve tercih gücüne sahip, kendini

koruma, kurtarma yeteneği olan bir varlıktır.

g) Allah'ın yaratması süreklidir.

Kur'an-da: “Allah yedi kat göğü ve yerden bir o kadarını yaratandır. Ferman, bunlar arasından inip durmaktadır ki, böylece Allah'ın her Ģeye kâdir olduğunu ve her Ģeyi ilmiyle kuĢattığını bilesiniz.” (Talak: 12)

- “Elinizden çıkana üzülmeyiniz ve Allah'ın size verdiği nimetlerle de

Ģımarmayınız.” (Hadid: 23)

Allah her an yaratır, her an rızık verir. Yaratma durmaz. Olan olayları

Cenab –ı Allah anında yaratmaktadır.


116

h) Kaderden kaçılmaz.

Kur'an-da bu Ģöyle ifade edilir:

- “Ölüm korkusundan dolayı yurtlarından çıkıp gidenleri görmedin mi?

Allah onlara ölün dedi öldüler.” (Bakara: 243)

- “Yerde ve gökte Allah'ı aciz bırakamazsınız.” (Ankebut: 22)

ġöyle olmasaydı bu olmazdı denilemez.

I) Allah olmuĢu da olacağı da bilir.

Kur'an-da Ģöyle ifade edilir:

“And olsun ki biz, sizden önce gelip geçenleri de biliriz, geri kalanları da

biliriz.” (Hıcr: 24)

Cenab –ı Allah'ın bilmesi ve takdir etmesi, insan iradesine etkilemediği

gibi, insanı sorumluluktan da kurtarmaz.

i) Allah'ın yazdığından baĢkası olmaz.

Yüce Allah Ģöyle buyurur:

- “Deki: Allah'ın bizim için yazdığından baĢkası bize asla eriĢmez...”

(Tevbe: 51)

- “Allah'ın izni olmaksızın hiçbir musibet isabet etmez...” (Tegabün: 11)

- Bir Ģey Allah müsaade ederse olur, etmezse olmaz.

- Allah bizim için bir fayda yazdıysa ondan fazlası gelmez.

- Bize bir zarar takdir ettiyse bize onun fazlasını yapamazlar.


117

j) Eceli Allah takdir eder.

Cenab –ı Allah, her yarattığı canlı için belli bir zaman tayin ve takdir etmiĢtir. bu sürenin sona ermesine ecel denir. Ecel ölüm olayının vuku bulduğu andır.

Kur'an-da: “Her canlı ölümü tadacaktır.” (Ankebut: 57)

Her canlıyı yaratan da, yaĢatan da, öldürecek olan da, Allah’tır. Ġnsan

ister yatağında ister kazada ölsün eceliyle ölmüĢtür.

Cenab –ı Allah:

- “Ecelleri geldiği zaman onlar ne bir saat geri kalabilirler, ne de öne

geçebilirler.” (Nahl: 61)

- “Hiç kimse, nerede ne zaman öleceğini bilemez.” (Lokman: 34)

- “Hiç kimse yok ki, ölümü Allah'ın iznine bağlı olmasın. Ölüm belli bir

süreye göre yazılmıĢtır.” (Ali imran: 145)

- “Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri gelince ne bir an geri kalırlar ne

de bir an ileri gidebilirler.” (A’raf: 34 + Yunus: 49)

- “Allah eceli geldiğinde ölümü ertelemez.” (Münafıkun: 11)

Allah'ın öldürmediğini kimse öldüremez.

Ömrün uzaması ifadesi; elemsiz, kedersiz, huzurlu bir ömür demektir.

“Ömrü ancak iyilik artırır.” (Ramuz 486/11) der peygamberimiz.

Ġnsan ölse de, öldürülse de eceli ile ölür.

Sen Ģöyle oldu da ölmedin kurtuldun ifadesi yanlıĢtır. Demek ki eceli

gelmemiĢtir, gelseydi ölürdü.

k) Her canlının rızkını Allah tayin eder.

Canlıların yaĢaması için Allah'ın onlara verdiği Ģeylere rızık denir. Helâl, haram, kulun yiyip içtiği herĢey rızıktır. Ancak Allah harama razı değildir.

- “Ey insanlar! Helâl ve temiz olanlarından yiyin” der. (Bakara: 168)


118

- “Yeryüzündeki her canlının rızkı, yalnız Allah'ın üzerinedir.” (Hud: 6)

- “Göklerin ve yerin anahtarı O’nundur. Dilediğine rızkı bol verir.

Dilediğinde de kısar. O, her Ģeyi bilendir.” (ġura: 12) buyrulur.

Bir hadiste: “Adam iĢlediği günah karĢılığı rızkından mahrum olur.”

(Ramuz: 98/7)

Bir ayette de: “Kim beni anmaktan yüz çevirirse sıkıntılı hayatı olur”

(Taha: 124) buyrulur.

Rızkı yaratan Allah’tır. Hak eden elde eden kuldur. Kul rızkını dilerse

helâlden dilerse haramdan elde eder. Harama Allah razı olmaz.

- “Allah'ın size verdiği rızıktan helâl ve temiz olarak yiyin. Eğer yalnız

Allah'a ibadet ediyorsanız, onun nimetine Ģükredin.” (Nahl: 114)

Herkes kendi rızkını, tayin edildiği ölçüde yer, kimse kimsenin rızkını

yiyemez.

Ağılda oğlak doğar nehirde otu biter, derler. Fakat oğlağın nasibini

yiyebilmesi için oğlağın nehir kenarına kadar zahmet etmesi gerekir.

Rızık onun bunun elinde de aranmamalıdır. Allah’tan baĢkasından da

beklenti içine girilmemelidir. Çünkü rızkı veren Alemlerin Rabbi Allah’tır. O,

duvara taĢ diye konan kaplumbağayı kuĢlarla besler. Anası ölen yavru kuĢları

baĢka kuĢları besletir. Depremde yıkıntıların altındaki sabi çocukları yedirir,

içirir.

Allah’tan baĢkasından rızık beklenmemelidir. Allah kâfidir. Allah rızık

verendir.

l) Kaza kader inancının faydaları:

Kadere inanan, üzüntü çekmez, belâ ve musibetler ona ağır gelmez. Peygamberimiz: “Kadere iman üzüntüyü giderir.” (Ramuz: 193/5) der.

Acı ve üzüntülerden Ģikayet etmez, günahlarına keffaret olduğunu

düĢünür.


119

Kadere inanan, Allah'ın dilemesinden, takdirinden baĢka bir Ģey

olmayacağına inandığından, ecelini rızkını onun bunun elinde arayıp, taviz

vermez. Eğilip bükülmez, Ģahsiyetsizlik yapmaz.

Kaza kaderin ne olduğunu bilen, karamsar olmaz, her Ģeyi kötü kadere

bağlayıp mahvolmaz. Yersiz telaĢ etmez.

Ġnanan kimse, kendine ait olanla yetinir, Ģükreder, baĢkasının hakkına

tecavüz etmez.

Ġman, doğacak depresyonlar için sigortadır. Yoksa hayatın acıları

çekilmez olur.

Herkes kader inancını tam bilse, hiçbir cinayet, hiçbir intihar olayı olmaz.

Her Ģeyin Allah’tan geldiğine inanan insanın, insanlarla problemi olmaz.

Her felaket bizim hata ve günahlarımızdan kaynaklandığı bilinmiĢ olsa,

suçlu aranmaz, insanımızda arınma ve düzelme olur. Acı çekmez. Geleceğe

ümitle bakar.

Ġnanan, her Ģeyde hayır vardır, der. Hayırlısı böyleymiĢ, der.

Rabbim neylerse güzel eyler, der. Allah’tan gelene boyun eğer.

m) Takdire tedbir lazımdır.

Olayları yaratan Allah’tır. Allah'ın takdiri deyip tedbir almamak olmaz. Yıkılacak evin içinde oturulmaz.

Hz. Ömer’in “diyar –ı Dicle’de bir kurt kapsa bir koyunu, gelir de adl –i

ilâhi Ömer’den sorar onu” dediği meĢhurdur.

Demek ki tedbiri elden bırakmamak, sorumluluğumuzu ve üzerimize

düĢen görevi yerine getirmek, daha sonra Allah'ın takdirine bel bağlamak esas

oluyor.

Öyle olmasa, herkes yaptığından niçin sorumlu tutulsun, büyük hesap

gününde niçin hesaba çekilsin!

Hz. Peygamber Ģöyle buyurur:


120

- “ÇevrelenmemiĢ çıplak bir dam üzerinde uyurken ondan düĢüpte ölen

bir kimseye karĢı sorumluluk yoktur. (Suç kendisinindir.)

- Kim de deniz dalgalandığı bir anda deniz taĢıtlarına binerse ve bu

yüzden helak olursa, ondan da kimse sorumlu değildir.”

(Ahmed Ġbn –i Hanbel)

Allah: “Ey iman edenler! Tedbirlerinizi alın.” (Nisa: 71) diye emrediyor.

Ġlk karantina ilân eden Ġslâm peygamberidir.

“Ey Allah'ın kulları tedavi olun” diyen peygamberimizdir.

Tedbirsiz ölüm intihardır. Hız sınırını aĢan veya alkol alıp kaza yapan,

sigara içmeyin denilip dururken sigaradan ölen intihar suçu iĢlemiĢ olur.

Özün özü Ģudur:

Alın yazısı ve kader kelimelerine sığınıp kendimizi sorumluluktan

kurtaramayız.

ġair:

“Hiç kuluna zulmeder mi Hüdası

Kulun çektiği kendi cezası” demiĢtir.

Cenab –ı Allah Kutsi Hadiste: “Kaza kaderime rıza göstermeyen kendine

benden baĢka Rab arasın.”

Bir hadiste: “Allah iĢini sağlam ve güzel yapanı sever” buyuruyor.

Kaza kader inancı, insanı tembelliğe sevk eden bir inanç değildir.

Olmamalıdır.

ÇalıĢmayı ibadet sayan bir dinimiz var. Çünkü rızık tesadüflere bağlı

değildir. Allah yuvasında uyuklayan kuĢu doyurmaz.

Kaza, kader inancı, insana güç veren bir inançtır.

Ġnanan, ecelini, rızkını onun bunun elinde aramaz.


121

Ġnanan, kendisinin aciz ve kötü olarak yaratılmadığına inanır.

Ġnanan, musibet ve belalar isabet edince boĢuna feryat edip, isyankar

olmaz.

“Kadere iman, hüzün ve kaderi giderir” denmiĢtir.

Ġnanan, elinden geleni yapar, sonuç kötü olsa da, iyi olsa da takdir –i

ilahi böyleymiĢ, der.

Bizden öncekiler, ölmekten korkmamıĢ: “Allah Allah” diyerek düĢman

üzerine atılmıĢlar, düĢmana iman gücünün üstünlüğünü ispatlamıĢlardır.

Bunun için gururlanmamıĢlar, felaketler içinde fazla üzülmemiĢlerdir. Çünkü

hayır da Ģer de Allah’tandır.

HoĢtur bana senden gelen,

Ya gonca gül, yahud diken,

Lütfunda hoĢ kahrında hoĢ.

Ya rabbi, Bizi kaza kaderine boyun eğen, mütevekkil kullarından et.

n) Tevekkül Ġnancı:

Tevekkül, Hakk’a dayanmak, güvenmek, bağlanmak, iĢi Allah'a havale

etmek demektir. Bunun Kur'an-da Ģöyle ifade edildiğini görüyoruz: “-

Kendisinden baĢka tapılacak bir ilah olmayan Allah bana yeter, ben ona

tevekkül ettim, O’na uyup bağlandım.”

- “Kararını verdiğin zaman, artık Allah'a güvenip dayan. Çünkü Allah

kendisine dayanıp güvenenleri sever.” (Ali imran : 159)

Müslümanın Ģöyle demesi istenir: - “Allah bize yeter. O ne güzel

vekildir.” (Ali imran: 173)

Hadis: “ġayet siz Allah'a hakkıyla tevekkül etmiĢ olsaydınız, kuĢlar gibi rızıklandırılırdınız. Onlar sabahleyin yuvalarından aç ayrılırlar, akĢam tok dönerler.” (Taç: 5/205)


122

- “Eğer gerçekten iman ediyorsanız, Allah'a tevekkül ediniz.” (Maida:

23)

Hz. Ġbrahim, oğlu Ġsmail ile hanımı Hacer’i bu günkü zemzem suyunun

bulunduğu yere bıraktığı zaman Hacer:

- Bizi buraya bırakıp nereye gidiyorsun, bunu sana Allah mı emretti?

DemiĢti. Ġbrahim (AS):

- “Evet Allah emretti” dedi. Hacer bunu duyunca:

- “Öyleyse bize Allah yeter, o bizi korur” dedi. Allah’a dayandı, Allah’a

güvendi. Rableri onları korudu.

* * *

Nemrut, Ġbrahim peygamberi ateĢe attı, tam atılmadan Cebrail:

“Benden bir isteğin var mı ? dedi. Ġbrahim (AS):

- Allah bana yeter, o ne güzel vekildir” cevabını verdi.

AteĢ onu yakmadı.

* * *

Allah Resulü, Ġslâmi tebliğde hep Allah’a güvenip, Allah’a dayandı.

Kimseden bir Ģey beklemedi. Davandan vazgeç diyenlere:

- Vallahi güneĢi sağ elime, ayı da sol elime verseniz gene de bu

davamdan vazgeçemem” cevabını verdi.

* * *

Hicret sırasında Sevr mağarasında Ebu Bekir müĢriklerin yaklaĢması ile

telaĢlandı. Peygamber ona: “Üzülme Allah bizimle beraberdir” dedi. (Tevbe:

40)


123

Ortada ne güvercin vardı, ne de örümcek Allah müĢriklerin gözünü kör

etmiĢti.

Peygamber Necit Gazası’ndan dönerken yorulmuĢ ve bir ağacın altında

uymuĢtu. Uymadan önce kılıcını da ağacın dalına asmıĢtı. MüĢriklerden bir

bedevi düĢman askeri, oradan geçerken peygamberimizin uyuduğunu görmüĢ

ve ağacın dalından kılıcını alarak baĢına dikilmiĢti. Bedevi, peygamberimizi

uyandırıp:

- “Seni, benim elimden Ģimdi kim kurtaracak” dedi. Peygamberimiz

büyük bir iman, tevekkül ve cesaretle: “Allah!...” buyurdu.

Bu yüce söz karĢısında çarpılmıĢa dönen bedevinin elinden kılıç yere

düĢmüĢtü. Bu defa kılıcı peygamberimiz alıp ona sordu:

- Seni benden kim koruyacak ?

- Muhammed kurtarır?

- ġehadet getirip, Müslüman olur musun?

- Hayır, Ģehadet getirmem. Fakat bundan sonra seninle

savaĢmayacağıma söz veriyorum. (BUHARĠ - MÜSLĠM)

Tevekkül, maddî ve manevî sebeplere sarılıp, yapılacak bir Ģey

kalmadıktan sonra iĢi Cenab –ı Allah'a bırakmaktır.

Hasta, ilacını kullanacaktır. Ondan sonra Ģifa isteyecektir.

Peygamberimiz: “Ey Allah'ın kulları, tedavi olun. Allah hiçbir dert vermemiĢtir

ki, dermanını da vermiĢ olmasın” diyor.

Çiftçi, zamanında, tavında, tarlasını sürecek, ekecek, gübre atacak, ilaç

kullanacak, sulayacak ondan sonra mahsul bekleyecektir. Selden, yangından

Allah'a sığınacaktır. ĠĢte tevekkül budur.

Yuvasında uyuklayan kuĢu Allah doyurmaz. Her Ģey sebebe bağlıdır.

Devesini bırakıveren birine peygamberimiz:

- Deveni ne yaptın, dedi. – Allah'a havale ettim, deyince:

- Deveni sağlam kazığa bağla, ondan sonra tevekkül et, demiĢtir.

(Tirmiz: Kıyamet: 60)


124

Hz. Ömer (ra), tembel tembel oturanlara: “Siz ne yapıyorsunuz?”

- Biz mütevekkilleriz, dediler. O da: “Siz tembellersiniz, gökten ne altın

yağar ne de gümüĢ” demiĢ, onları kovalamıĢtır.

Tevekkül, tembelliğe, miskinliğe pirim veren bir anlayıĢ olmamalıdır.

Ġslâm’da dünya ahiret dengesi kurulacaktır. ÇalıĢmak ibadettir. Ġslâm’da bir

lokma bir hırka anlayıĢı yoktur. Alın teri vardır, emek vardır.


125

ALTINCI BÖLÜM

MÜKELLEFĠN ĠġLERĠ

Mükellef, sorumlu kimse demektir. Dinde dinin emir ve yasaklarından sorumlu kimse demektir.

Mükellef, akıllı ve buluğ çağına girmiĢ, inançlı kimsedir.

A) Mükellefin iĢleri sekiz tanedir:

1- Farz: Kesin delille sabit Allah'ın ve Rasülünün emrettiği iĢlerdir.

Mesela; namaz kılmak, zekat vermek, hac etmek gibi.

Farzın mutlaka yerine getirilmesi gerekir. Terki halinde ağır suç iĢlenmiĢ

olur. Farzın inkar edilmesi ise kiĢiyi dinden çıkmasına neden olur.

Farz ikiye ayrılır:

a) Farz –ı ayn: Her sorumlu müslümanın mutlaka yerine getirmesi

gerektiği farzdır. Namaz kılmak gibi.

b) Farz –ı kifaye: Sorumlu olan kimselere topluca emredilen Ģeydir. Bir

kısım müslümanların yapmasıyla diğerleri sorumlu olmaz. Cenaze namazı

kılmak gibi Farz –ı kifaye terk edilirse, her müslüman sorumlu olur.

2- Vacip: Bu da aslında farz gibidir. Allah'ın ve Rasülünün emridir. Farz

kadar kesin değildir. Kurban kesmek, bayram namazı, vitir namazı gibi.

Vacibin terki sorumluluk doğurur, inkar, küfre götürmez. Ama sevaptan

mahrum bıraktığı gibi günah kazandırır.


126

3- Sünnet:

Sünnet, Hz. Peygamberin sözlü emirleri, yaptığı iĢler ve sükut ederek

tasdik ettiği Ģeylerdir.

Ġkiye ayrılır:

a) Müekked sünnet: Peygamber (as)’ın terk etmediği Ģeylerdir. Yerine

getiren sevap kazanır, terk eden de günaha girer ve Ģefaatten mahrum olur.

Sabah, öğle, akĢam ve yatsının son sünneti gibi.

b) Gayr –i müekket sünnet: Allah rasülünün bazı hallerde terk ettiği

Ģeydir. Yatsının ilk sünneti ve ikindi namazının sünneti gibi.

4- Müstehab:

Sevilen ve tercih edilen iĢler demektir. Peygamber (as)’ın bazen yapıp

bazen de yapmadığı iĢlerdir. Nafile oruç ve namazlar gibi.

Böyle iĢlerin terkinde günah yok. Yapılırsa sevap vardır.

5- MÜBAH

Dinin emir ve yasaklarının dıĢında kalan yapılmasında sevap,

yapılmamasında günah olmayan davranıĢlardır. Mesela; helâl olan Ģeylerden

yiyip içmek gibi. Ama israf etmeden yiyip içmek.

6- HARAM

Allah ve Rasülü tarafından kesin olarak yasaklanan Ģeylere haram denir.

(Adam öldürmek, yalan söylemek, eksik tartmak, hak yemek, içki içmek, kumar

oynamak, zina etmek, faiz yemek gibi.)

Haram kılınan Ģey mutlak zararlıdır.


127

Bazı Ģeyler doğrudan haram kılınmıĢtır. Bazı Ģeylerde harama

götürdüğü için haram kılınmıĢtır. Yabancı birine bakmak veya dokunmak gibi.

Haramın iĢlenmesi büyük günahtır. Ġnkar edilmesi ise insanı imandan

eder.

7- MEKRUH

Allah'ın ve Rasülünün kesin olmayan yasağına mekruh denir. Dinde

yapılması hoĢ görülmeyen ve yapılmaması istenen Ģeydir.

Mekruh, haram gibi kesin değildir. Ama terkinde fayda vardır.

Mekruh ikiye ayrılır:

a) Tahrimen mekruh: Harama yakın mekruhtur. Mesela; gücü varken

kurban kesmemek gibi. Bunun terki cezayı gerektirir, inkarı ise küfre götürmez.

b) Tenzihen mekruh: Helâle yakın mekruh demektir. Açıkça yasak

olmamasına rağmen yapılmaması uygun olan Ģeylerdir. Mesela; abdest

alırken burnu sağ elle temizlemek gibi. Camiye giderken soğan sarımsak

yemek gibi.

8- MÜFSĠD:

Müfsid, baĢlanmıĢ bir ibadeti bozan Ģeye denir. Abdestsiz namaza

durmak, namazda gülmek, oruçlu iken yemek yemek gibi. Böyle Ģeyler ibadeti

bozar. Kasten yapıldığı için o ibadetin tekrar yapılması gerekir.


128

FARZLAR

1- 32 FARZ

a) Namazın farzları : 12

b) Ġmanın Ģartları : 6

c) Ġslamın Ģartları : 5

d) Abdestin farzları : 4

e) Guslün farzları : 3

f) Teyemmümün farzları : 2

-----------

Toplam 32

a) Namazın Farzları

- Hadesten Taharet

- Necasetten Taharet

- Setr –i avret

- Ġstikbali kıble

- Vakit

- Niyet

- BaĢlama tekbiri

- Kıyam

- Kıraat

- Rüku


129

- Secde

- Son oturuĢ.

b) Ġmanın ġartları

- Allah'ın varlığına birliğine inanmak,

- Meleklere inanmak,

- Kitaplarına inanmak,

- Peygamberlere inanmak,

- Ahiret gününe inanmak,

- Kadere, hayır ve Ģerrin Allah’tan olduğuna inanmak.

c) Ġslam’ın ġartları:

- Kelime –i Ģahadet getirmek,

- Namaz kılmak,

- Oruç tutmak,

- Zekat vermek,

- Hacc etmek.


130

d) Abdestin farzları

- Yüzü yıkamak,

- Kolları yıkamak,

- BaĢın dörtte birini meshetmek,

- Ayakları yıkamak,

e) Güslün farzları:

- Ağza su vermek,

- Burna su vermek,

- Bütün bedeni yıkamak,

f) Teyemmümün farzları:

- Niyet etmek

- Ġki vuruĢ ve mesh etmek.


131

2- 54 FARZ:

A- Ġmanın ġartlarıyla Ġlgili Olanlar:

Bunlar, iman esaslarının uzantısı durumundaki inançlardır.

1. Tevhid akidesi üzere bulunmak, Allah'ın birliğine inanmak,

2. Allah'a Ģirk koĢmamak,

3. Kur'an –ı Kerim’in hükümlerine razı olup bunları yerine getirmede

yüksünmemek,

4. Allah'a ve Hz. Peygamber’in emirlerine itaat etmek (farzları yapıp

haramlardan sakınmak).

5. Ölümü ve ölümden sonra dirilmeyi hak bilmek.

6. Allah'ın kaza ve kaderine, baĢa gelen musibetlere sabredip boyun

eğmek.

7. Rızkın, Allah’tan olduğuna inanmak.

8. Allah'a tevekkül üzere bulunmak, kul olarak üzerine düĢeni yaptıktan

sonra her Ģeyi Yüce Allah’tan beklemek

B) Ġslam’ın ġartlarıyla Ġlgili Olanlar:

Bunlar, Ġslâm’ın Ģartlarıyla ilgili hatırlatıcı ve açıklayıcı esaslardır:

9. Ġbadeti, Allah rızası için ihlasla yapmak.

10. Günde beĢ vakit namaz kılmak,

11. Namaz kılmak için temizlenmek ve abdest almak,

12. Cünüplükten guslederek temizlenmek, cenabet gezmemek,

13. BeĢ vakit namazı vakitlerinde kılıp kazaya bırakmamak,


132

14. Fakirlere zekat vermek, yardım etmek, muhtaçları, yetimleri, biçare

düĢkünleri ve açları kollamak, hacetlerini görmek.

15. Malının zekatını, mahsulünün öĢürünü vermek.

C) Helâl – Haramla Ġlgili Olanlar:

16. Daima Allah –ü Teâlâ’dan korkarak, haram iĢlemekten sakınmak,

17. Giyilmesi helâl olan temiz elbiseler giyerek edep yerlerini örtmek,

18. Harama bakmamak,

19. Haram içki içmemek,

D) Ahlakla Ġlgili Olanlar:

54 farzın önemlice bir bölümünü güzel ahlakla (ahlâk –ı hamide) ilgilidir:

20. Kanaatkâr olmak. Allah'ın verdikleriyle yetinip, aĢırı tamaha

düĢmemek.

21. Belâlara sabretmek,

22. Nimetlere Ģükretmek,

23. Ana ve babaya iyilik etmek,

24. Sıla –i rahim etmek; akrabalarla bağlantıyı kesmeyip, onları ziyaret

etmek, varsa hacetlerini görmek,

25. Emanete hıyanet etmemek,

26. Daima Allah’tan korkup tûl –i emeli (aç gözlü beklentileri) ve istiğnayı

(malıyla mağrur olmayı) terk etmek.

27. Kalbini hırs, kin, intikam vesaire hislerden, duygulardan ve

düĢüncelerden temizlemek,

28. Hiçbir kimseyi alaya alıp, onunla eğlenmemek,


133

29. Dilini fuhuĢ ve kötü sözlerden korumak,

30. Aleme ibret nazarıyla bakmak,

31. Tefekkür etmek,

32. Sözünde sadık ve ahdine vefakâr olmak,

33. Kulağını kötü ve haram sözler dinlemekten korumak.

34. Dünya ve ahiret iĢlerine ve dinine ait bilgileri (farzları ve haramları)

öğrenmek, cahillikten sakınmak.

35. Ölçü ve tartıyı düzgün ve adaletli yapmak, tartıya ve ölçüye hile

karıĢtırmamak,

36. Allah'ın azabından emin olmamak; kurtuluĢa ermiĢ özel kiĢilerden

olduğu sanısına kapılmamak,

37. Allah'ın rahmetinden ümitli olmak,

38. Nefsin hevasına/haram isteklerine uymamak,

39. Zinadan kaçınmak,

40. Loğusa ve hayız halindeyken, eĢiyle cinsel iliĢkiye girmemek,

41. EĢcinsel iliĢkilerden uzak durmak,

42. Kibirden kaçınmak, mütevazı olmak,

43. Kendinin, ailesinin ve evlatlarının yetecek ölçüde rızkını temine

çalıĢmak,

44. Buluğa ermemiĢ yetimlerin malını korumak,

45. Kimsenin zulümle malını almamak,

46. Yalan söylememek,

47. Yalan/boĢ yere yemin etmemek,


134

G) Günahlarla Ġlgili Olanlar:

54. Farzın bir bölümü, günah iĢler yapmamak, yapıldıysa piĢmanlık

duyarak onlardan tövbe etmekle ilgilidir.

48. Günahlardan sakınıp, hayırla ve ibadetle meĢgul olmak,

49. ġeytanı en büyük düĢmanı bilmek ve onun Ģerrinden Allah'a

sığınmak,

50. Kalbini ve düĢüncesini günahlardan temizlemek,

51. Günahlardan tövbe istiğfar etmek,

H) Toplum Hayatıyla Ġlgili Olanlar:

54 farzın son bölümü, toplumsal ve siyasi hayatla ilgilidir:

52. Allah'ın dostlarına dost, düĢmanlarına düĢman olmak,

53. Ġyilikle emretmek ve kötülüğü menetmek,

54. Ülülemre (devletin meĢru yönetimine ve kanunlarına) itaat etmek.

3- 72 BÜYÜK GÜNAH

A) Ġmanın ġartlarıyla Ġlgili Büyük Günahlar:

Ġmanın Ģartlarıyla ilgili büyük günahlar, iman esaslarının uzantısı

durumundaki yanlıĢ ve bozuk inançlardır:

1. Allah'a Ģirk koĢmak,

2. Falcılara, kahinlere, sihirbazlara, gaipten (gaybden) haber

verdiklerini iddia edenlere inanmak ve kapılmak,

3. Allah’tan baĢkasına yemin etme,


135

4. Dininden dönüp mürted olmak,

5. Kur'an–ı Kerim’i ezberleyip unutmak; okumasını öğrendikten

sonra unutmak,

6. Dünyaya muhabbet etmek/ bağlanmak. Dünya muhabbetine

düĢüp ahireti unutmak, dini vazifeleri terk etmek,

7. Hz. Peygambere yalan / hilaf (gerçek dıĢı) söz isnad etmek, onun

söylemediği bir sözü söylemek.

8. Hz. Peygamber’in ashabına / sahabeye dil uzatmak / kötü söz

söylemek ve onlara sövmek.

9. Mukaddesata küfretmek, bunları alaya almak,

B) Ġslam’ın ġartlarıyla Ġlgili Büyük Günahlar

Ġslam’ın Ģartlarıyla ilgili büyük günahlar, Ġslâm’ın Ģartlarıyla ilgili

olumsuz tutum ve davranıĢları hatırlatıcı ve açıklayıcı esaslardır:

10. Bir namaz vaktini kaçıracak kadar cünüplükten temizlenmemek;

cünüp gezmek,

11. Vaktinden evvel ezan okumak ve namaz kılmak,

12. BeĢ vakit namazı vakitlerinde kılmayıp kazaya bırakmak,

13. Bir özür olmadığı halde, ramazan orucu tutmamak,

Müslümanların önünde oruç yemek,

14. Malının zekatını ve mahsulünün öĢürünü vermemek.

C) Helâl – haramla ilgili Büyük Günahlar:

72 Büyük günahın bir kısmı, inançtan uygulamaya helâl – haram konularına dairdir:


136

15. Helalı helâl bilip itikat etmemek; haramı/haram olanı, haram bilip

itikat etmemek,

16. Erkekler ve kadınlar, Ģehveti tahrik edecek Ģekilde giyinmek,

17. Erkekler ipekli giyinmek, âlâyiĢli/gösteriĢli bir Ģekilde süslenmek,

18. Edep yerlerini / avret mahallini açmak, baĢkasına göstermek;

baĢkasının avret yerine bakmak,

19. Kadınlar erkek elbisesi giymek; erkekler kadın elbisesi giymek;

karĢı cinse benzemeye çalıĢmak.

20. Karnı doyduktan sonra yemek / yemeğe devam etmek,

21. ġarap ve alkollü içkiler içmek; keyif verecek (esrar, eroin gibi

uyuĢturucu) Ģey yemek – içmek,

22. Köpek artığını yemek,

23. Domuz eti ve yağı yemek,

24. ÖlmüĢ hayvan (meyte:leĢ) eti yemek ve yedirmek,

25. Birbirine niĢan almak/niĢan dökmek (dövme yaptırmak gibi.)

26. Faiz (riba) almak ve vermek, tefecilik yapmak

27. Hırsızlık etmek,

28. Elin / baĢkasının malını zorla gasbetmek/cebren almak.

D) Ahlâkla ilgili büyük günahlar

72 büyük günahın önemlice bir bölümü güzel ahlâkın (ahlâk –ı hamide)

zıddı olan kötü ahlâkla (ahlâk –ı zemime/reziil) ilgilidir:

29. Anaya babaya asi olmak, onları dövmek,

30. Sıla –i rahmi terk/kat –ı rahim etmek; akrabalarla bağlantıyı kesip,

onları ziyaret etmemek, varsa hacetlerini görmemek,


137

31. Haset etmek,

32. Emanete hıyanet etmek,

33. Müslüman veya kafir bütün insanlara hıyanet etmek,

34. Mü’minin imana ve Ġslâmın emirlerine itaate dair olan taraflarını

alaya almak,

35. Küfür ve fuhuĢ sözler konuĢmak,

36. Söz/laf taĢımak, koğuculuk etmek (Nemine)

37. Gıybet/dedikodu etmek,

38. Mü’min kardeĢimin hatırını / gönlünü yıkmak / kalbini kırmak,

39. Namuslu kadınlara dil uzatmak / bir saliha / namuslu hatuna

fahiĢe demek, namuslu kadınlara ait aile sırlarını yaymak,

40. Kadınlar, erkeklerin yatağından kaçmak,

41. Avretler (kadınlar) erinin ziyanına varmak / kocasından izinsiz

ziyarete gitmek,

42. Ġki kız kardeĢi birden nikah altında tutmak,

43. Ehlinin (karısının) oylunu (avret ve mahrem yerlerini) anasının

oyluna benzetmek (zıhar yapmak: Türkçe’de “anam avradım olsun” demek

gibi.)

44. Ehlinin anasına sövmek,

45. Cahil kalmak; dini vazifeleri, farzları, vacipleri, sünnetleri

öğrenmeyip, cahillikte ısrar etmek. (Dünya ve ahiret iĢlerine ve dinine ait

bilgileri – farzları ve haramları – öğrenmemek, cahillikten sakınmamak. Dini

hükümleri öğrenmeyenler, rahatlıkla haram iĢleyebilir.)

46. Cahillik ne musibettir bilmemek (bilmediğini bilmeyen de rahatlıkla

harama düĢebilir.)

47. Ölçüyü ve tartıyı düzgün ve adaletli yapmamak, hileli yapmak,


138

48. Allah Teala’nın azabından emin olmak / korkmamak, hileli

yapmak,

49. Allah'ın rahmetinden ümit kesmek,

50. Zina etmek, meĢru olmayan Ģehevi zevkler peĢinde koĢmak;

kendine zina ettirmek,

51. EĢcinsel iliĢkiye girmek (livata etmek, sevicilik yapmak,

kendisine livata ettirmek)

52. Loğusa ve adet halinde karısına yaklaĢmak / cinsel iliĢkiye

girmek,

53. Mecburiyet olmadan / özürsüz elin / baĢkasının avredine

(avradına) / karısına kızına bakmak,

54. Kibirlenmek / tekebbür etmek (büyüklük taslamak; kendini üstün

görmek; tevazudan uzaklaĢmak); kibirlenip insanlara zulüm ve tahakküm

etmek,

55. Haksız yere yetim malı yemek, (Nisa, 4/10)

56. Ölüm döĢeğindeyken varisten / mirasçıdan mal kaçırmak,

57. Yalan söylemek,

58. Yalan / boĢ yere yemin etmek, çok çok yemin etmek,

59. Yalan yere / yalancı Ģahitlik yapmak; hak / doğru Ģahitliğe

varmamak / gitmemek,

60. Canlı bir hayvanı ateĢe atmak,

61. Cimrilik ve hasislik / nekeslik etmek (bul ve Ģuhh)

62. Yapılan iyiliği baĢa kakmak / Bir adama iyilik edip sonra baĢına

kakmak.

63. Zorunlu olmayarak kahkahayla çok gülmek,

64. Teğanni etmek (ahlaksız Ģarkılar söylemek)


139

G- Günahlarla ilgili büyük günahlar

72 büyük günahın birkaçı, günah iĢler yapmakla ilgilidir:

65. Günah / küçük günah iĢlemekte ısrar etmek / çok çok günahına

musır olmak,

66. Harem –i Kâbe’de günah iĢlemek.

H- Topluk hayatıyla ilgili büyük günahlar

72 büyük günahın son bölümü, toplumsal ve siyasi hayatla ilgilidir:

67. Ülülemre (devletin meĢru yönetimine ve kanunlarına) itaat

etmemek; devlete, amirlerine isyan etmek,

68. Haksız yere, bilerek adam öldürmek,

69. Ġntihar etmek,

70. Harpte düĢmandan korkup kaçmak; Allah yolunda cihadı terk

etmek,

71. RüĢvet almak ve vermek,

72. Gücü yeten kimsenin münkeri / kötülüğü menetmemesi /

engellememesi.

(03/07/2005 Vecdi AKYÜZ/Yeni ġafak)


140

YEDİNCİ BÖLÜM

TEMĠZLĠK

Temizlik, maddî ve manevî kirlerden arınmak, pislikleri gidermek

demektir.

Temizliğin dinimizde önemi büyüktür. Temizlik, ibadetler için Ģarttır. Temiz olmadan Allah'ın emirleri yerine getirilemeyeceği gibi temiz olmadan Allah'a da yaklaĢılamaz.

Peygamber (as): “Temizlik imanın yarısıdır” buyurur.

Kur'an-da da: “Allah temizlenenleri sever” buyrulmuĢtur.

Temizlik maddî ve manevî olmak üzere iki Ģekilde yapılır. Maddî temizlik

dinimizin necaset olarak kabul ettiği kirden, pislikten ve pis kokulardan

temizlenmekle olur.

Dinimizin emrine göre beden temiz olacaktır. Yemekten önce eller

yıkanacaktır. Beden, temiz olan gıdalarla beslenecektir. Kasık, koltuk altı, tıraĢ

edilip temizlenecektir. Tırnaklar kesilecektir. Beden yıkanacaktır; kirden

kokudan arındırılacaktır. Tuvaletten sonra temizlik yapılacaktır. Giyilen elbise,

kullanılan eĢyalar temiz tutulacaktır. YaĢanılan çevre temizlenecektir.

Bir de manevî temizlik vardır. Buna iç temizliği de denir ki, kalbin

inançsızlıktan, kötü inanç ve düĢüncelerden temizlenmesidir. Dil, yalandan

gıybetten, iftiralardan, beden kötü ahlâk ve kötü huylardan temizlenecektir.

Bir hadiste Ģöyle buyrulur: “Bedende bir et parçası vardır; o düzgün

olursa, bütün beden düzelir. O bozuk olursa bütün beden bozulur. Bu et

parçası kalptir.” (Buhari, Ġman: 48) Buna göre kalp günahlarla kirletilmemelidir.

Güzel yaĢayıĢ ve tevbe ile temizlenmelidir.

Kur'an-da : “ġüphesiz ki Allah çok tevbe edenleri ve temizlenenleri

sever” buyrulur. (Müddessir: 4)

Kısaca; beden maddî kirlerden, kalp de manevî hastalıklardan

temizlenmedikçe Ġslâmın istediği temizlenme sağlanmıĢ olmaz.


141

A- ABDEST ALMAK:

Abdest, hem maddî hem de manevî temizliği gerçekleĢtirir. Abdest

alırken dıĢla en çok temas eden organlar yıkanır. Diğer yandan bedenen ve

ruhen rahatlanır. Yapılan temizliklerle hastalıklar önlenir. BeĢ vakit alınan

abdestle el ve yüz nurlanır. Ġnsanı günahlardan arındırır.

Abdest, Allah'ın huzuruna çıkmaya hazırlıktır.

a) Abdest nasıl alınır?

Önce katı ve sıvı pislikten temizlenecektir. Abdest alınacak yerin ve

abdest alınacak suyun temiz olması Ģarttır.

Tuvalette sadece kağıtla temizlik yeterli değildir. Susuz temizlik olmaz.

Kur'an-da Ģöyle buyrulur:

- “Ey iman edemler! Namaz kılmaya kalktığınız zaman yüzlerinizi,

dirseklerinize kadar ellerinizi yıkayın. BaĢınızı meshedin. Topuklara kadar

ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüpseniz, boy abdesti alın. Hastalık veya yolculuk

halinde bulunursanız veya tuvaletten gelirseniz veya eĢinizle beraber

olduysanız bu durumda su bulamadıysanız temiz toprakla teyemmüm edin.

Yüzünüzü dirseklere kadar kollarınızı meshedin...” (Maida: 6)

Bu ayete göre:

b) Abdestin farzları:

1- Yüzü yıkamak,

2- Kolları dirseklerle birlikte yıkamak,

3- BaĢı meshetmek,

4- Ayakları topuklarla birlikte yıkamak,


142

Abdest alırken hiç kuru yer kalmayıncaya kadar yıkanmalıdır. Suyun deri

ile temasını önleyen boya, kir, yağ, oje, ruj ve krem gibi maddeler önceden

giderilmelidir.


- “Kim emrolunduğu gibi abdest alır ve emrolunduğu gibi namaz kılarsa,

geçmiĢ (küçük) günahları bağıĢlanır.” (Buharı, Vüdu: 28)

c) Abdestin sünnetleri:

1- Abdeste Euzu besmele ile baĢlamak.

2- Niyet etmek,

3- Elleri bileklere kadar yıkamak,

4- Ağza üç defa su verip çalkalamak,

5- Burna üç defa su çekip sol elle sümkürmek,

6- Her organı üç defa yıkamak,

7- Organları yıkarken sıra ile yıkamak ve sağdan baĢlamak,

8- Misvak kullanmak, diĢleri temizlemek,

9- El ve ayak parmaklarının arasını ovmak,

10- Kulakları ve boynu meshetmek,

11- Organları yıkarken ara vermemek,

12- BaĢın tamamını meshetmek,

13- KaĢ, bıyık ve sakal altına su geçirmek,

14- El ve ayakları yıkarken parmak uçlarından baĢlamak


143

d) Abdestin müstehapları:

1- Niyet ederken dil ile söylemek,

2- Abdest alırken baĢkasından yardım istememek,

3- Abdest alırken kıbleye dönmek,

4- Abdesti yüksekte alıp su sıçratmamak,

5- Mecbur olmadıkça dünyalık konuĢmamak,

6- Dua okuyarak abdest almak,

7- Ağza, burna sağ elle su vermek,

8- Namazdan önce abdest almak vakti beklemek,

9- Abdest alırken kelime –i Ģehadet getirmek, abdestten sonra kadir

suresini okumak.

e) Abdestik mekruhları:

1- Suyu yüze çarpmak,

2- Suyu çokca kullanmak,

3- Lüzumsuz yere konuĢmak,

4- Temiz olmayan ortamda abdest almak,

5- BaĢkasına su döktürmek ve yardım istemek

f) Abdesti bozan Ģeyler:

1- Ön ve arkadan bir Ģey çıkması (yellenme, akıntı, kurt gibi.)

2- Vücudun herhangi bir yerinden kan iltihap çıkması,

3- Ağız dolusu kusmak,


144

4- Yatarak veya bir yere dayanarak uyumak,

5- Bayılmak, sara nöbeti.

6- Namazda gülmek,

7- Ġçki içmek,

8- Abdestli olduğunu unutmak,

9- Burun kanaması,

10- Ağızdan tükürük miktarı veya daha fazla kan gelmesi,

11- Bir an bunalıma düĢmek,

12- Çocuk doğurmak,

13- EĢi ile iliĢkiye girmek,

14- AĢırı derecede dünya için ağlamak,

15- Özür sahibi için vaktin çıkması,

16- Teyemmüm alan için su bulunması,

17- Mesh müddetinin dolması.

g) Abdest kime farzdır:

1- Müslüman’a,

2- Akıllı olana,

3- Erginlik çağına girene,

4- Abdest alacak suyu bulana,

5- Ġslâma giren kimseye,

6- Ölene,


145

7- AybaĢı ve loğusalıktan kurtulana.

h) Abdestsiz yapılamayan iĢler:

1- abdesti olmayan namaz kılamaz.

2- Abdesti olmayan Kur'an-a el süremez. (Cünüp ise okuyamaz,

elleyemez, bakamaz.)

3- Tilavet secdesi yapamaz.

4- Kâbe’yi tavaf edemez.

i) Abdest alırken nelere dikkat edilmelidir:

1- Tuvaletten çıkar çıkmaz abdest alınmaz.

2- Her Ģeyin baĢı besmeledir. BaĢta besmele çekilir.

3- Niyetsiz ibadet olmaz, niyet unutulmamalıdır.

4- “Namaz ölü gibi, abdest diri gibi alınır” derler. Abdest alırken acele

edilmemeli ve kuru yer bırakılmamalıdır.

5- Zorunluluk yoksa tuvalette abdest alınmamalıdır.

6- Namaz vakti girmeden abdest alınmalıdır.

7- Kadınlar, baĢkalarının göreceği yerde abdest almamalıdır.

8- Abdestten önce, abdeste mani yağ, kir, boya, oje, su geçirmeyen

krem vs. giderilmelidir.

9- Burun temizlenirken, ayaklar yıkanırken sol el kullanılmalıdır.

10- Su ne çok, ne de az kullanılmalıdır.

11- Tırnak kenarları ovuĢturularak su gitmesi sağlanmalıdır.


146

Ġyi bilinmelidir ki, güzel bir abdest alınacak olursa, hem abdest alınmıĢ

olur hem de organları kirden ve günahtan temizlenmiĢ olur.

12- Besmelesiz, duasız olursa, sadece abdest alınmıĢ olur.

Güzel bir abdest almak;

- Ġbadetlerin kabulüne sebep olur, bol sevap kazandırır.

- Vesveseyi önler.

- Ġbadetten zevk almayı sağlar. GevĢek davranan abdesti güzel almalıdır.

- Yüzü nurlandırır. Ġnsana rahatlık sağlar.

J) Güzel bir abdest nasıl alınır?

- Adabına göre tuvalete girilir, çıkılır.

- Mümkünse kıbleye doğru dönülür.

- Yıkanacak yerler güzel bir Ģekilde sıvanır,

- Abdest organlarında suyun vücuda ulaĢmasını engelleyen herhangi bir

Ģey varsa, o Ģey giderilir.

- Ġbadetlerde niyet esas olduğundan “Niyet ettim Allah rızası için abdest

almaya” denir. Niyet edilir.

- Besleme çekilir, besmele temizleyici olur diyor Peygamberimiz.

- Eller bileklere kadar üç defa yıkanır, yüzük oynatılır.

- Abdest alırken su israf edilmez ve sıçratılmaz.

- Üç defa ağza su alınır, ağız temizlenir.

- Üç defa burna su alınır burun sol elle temizlenir. Oruçlu olan kimse

ağzından ve burnundan su kaçırmamaya dikkat etmelidir. Ağza, burna su sağ

ile alınır.


147

- Üç defa yüz yıkanır. Su yüze çarpılmaz. Yüzün sınırı, saç bitiminden

çene altı ve kulak diplerine kadardır. Sakal varsa, sakalın altına, kaĢların ve

bıyıkların altına suyun ulaĢması gerekir. Göz kenarında çapak varsa,

ovuĢturulup altına suyun gitmesi sağlanmalıdır.

- Kollar dirseklerle beraber yıkanır. Önce sağ kol yıkanır. Dirseklerde kir,

tabaka oluĢturulmuĢ ise, kiri çıkarmak gerekir. Çünkü altına su geçmez.

Kollarda üç defa kuru yer kalmayıncaya kadar yıkanır.

- Islak ve bir yere sürülmemiĢ elle baĢın dörtte biri meshedilir. Saçların

altına suyun geçmesi gerekmez. BaĢa giyilen herhangi bir Ģeyin üzerinden

mesh olmaz. Kulaklar ve boyunda meshedilir.

- Sağ ayaktan baĢlanarak ayaklar yıkanır. Ayak parmak uçlarından

baĢlanarak topuklarla beraber yıkanır. Parmak aralıkları kuru kalmayacak

Ģekilde yıkanır.

- Bu sıraya göre yıkamak sünnettir.

- Abdest alınırken konuĢulmaz.

- Herhangi bir özür yoksa, abdest alırken baĢkasından yardım istenmez.

- Abdest alırken Ģuurlu alınırsa, baĢka Ģeyler düĢünülmezse, yıkadım

mı, yıkamadım mı vesvesesi olmaz.

- Abdest aldıktan sonra üç yudum su içmek sünnettir.

- Kerahat vakti değilse, iki rekat abdest namazı kılınır.

Abdest Alırken Neler Okur ve Ne Diye Dua Edebiliriz:

- Önce Euzubesmele çekilir niyet edilir.

- Elleri yıkarken “Ya rabbi ellerimle günah iĢlemekten ve sana isyan

sayılan davranıĢlardan beni koru.

- Ağza su alırken “Ya Rabbi, çirkin söz söylemekten ve haram

yemekten sana sığınırım.”


148

- Burna su çekerken “Allah’ım, beni cennetin güzel kokularını

duymaktan mahrum etme.”

- Yüzü yıkarken “Allah’ım, yüzümü nurlandır. Bazı yüzlerin kararacağı

günde yüzümü ak et. Dünyada da, ahirette de yüzümü güldür. “

- Sağ kolu yıkarken” Ya Rabbi! Amel defteri sağ tarafından

verilenlerden et. Hesabı kolay görülenlerden eyle.”

- Sol kolu yıkanırken “ Allah’ım, amel defteri sol tarafından

verilenlerden etme.”

- BaĢı mesh ederken “Ya Rabbi, üzerime rahmetini indir. Beni arĢ’ın

gölgesinde gölgelenenlerden eyle. Beni kabir azabından, cehennem

azabından koru.”

- Kulakları mesh ederken: “Allah’ım, kötü söz duymaktan sana

sığınırım. Beni hak söz dinleyenlerden eyle.”

- Boyna mesh ederken” Allah’ım, günahlarımın boynuma

dolanmasından sana sığınırım. Beni cehennem ateĢinden koru.”

- Ayakları yıkarken” Ya Rabbi sıratta ayağımı kaydırma. Sıratı kolay

geçen kullarından eyle.” Diye dua edilir.

Abdestten sonra Ģehadet getirilir ve kadr suresi okunur.

k) Abdestli bulunmamın önemi:

Peygamber (as) sık sık abdest almayı abdestli bulunmayı, abdestli iĢ

yapmayı ve abdestli yatmayı tavsiye etmiĢtir. bu konuda birkaç hadis

nakledelim:

- “Kulun ilk hesap verecek olduğu Ģey abdestidir. Eğer abdesti güzel olursa, sıra namaza gelir.”

Abdestli olarak uyuyan kimse, gece ibadette gibidir. (Ramuz el –Ehadis: 259/12)

- “Abdest aldığın zaman gözlerinize abdest suyundan içiriniz. Ellerinizin

ıslaklığını da silkmeyiniz.” (Age: 40)


149

- “Kim güzelce abdest alır, sonra iki rekat namaz kılar ve Allah'a

yönelirse, ona cennet vacip olur.” (Buhari, Vüdu: 24)

- “Bir kimse abdestli yatar ve gece ölürse, Ģehit olarak ölür.” (Ramuz el-

Ehadis: 411/1)

- abdestli olarak yatanın yanında bir melek bulunur. O melek o gece

durmadan Ģöyle der: “Allah'ım affet zira o abdestli yattı.” (Age: 410/13)

- “Öfke Ģeytandandır. ġeytan ateĢten yaratılmıĢtır. AteĢ ancak su ile

söndürülür. O halde öfkelendiğiniz zaman onu yenmek için abdest alınız.” (Ebu

Davut Edep: 3)

L) Birkaç uyarı:

- Vücuttan ter, süt, sümük, gözyaĢı çıkması abdesti bozmaz.

- Vücuttan çıkan kan dağılmadıysa abdesti bozmaz.

- Vesvese girdiyse, yeniden abdest alınması uygun olur.

- Tabaka oluĢturmayan boya, kına, krem abdeste mani değildir.

- Yapılan iğneden sonra kan çıkmadıysa abdesti bozmaz.

- Bazı günahlar vardır abdesti bozar. Meselâ; içki içmek, yalan yere

yemin, Ģehvetle bakmak, abdestte hayır bırakmaz. (Ramuz’ul – Ehadis: 279/2)

B- GUSÜL ABDESTĠ

Gusül, yıkanmak demektir. Cünüplükten kurtulmak için yıkanmaktır.

Gusül abdesti, psikolojik bir rahatlık sağlarken insanın bedenini de

rahatlatır. Kılların diplerindeki deliklerin açılmasını sağlayarak solunumu

rahatlatır.


150

a) Gusül abdestini gerektiren haller

1. EĢi ile iliĢkide bulunmak,

2. Rüyada ihtilam olmak,

3. Herhangi bir yolla inzal olan,

4. Hayızdan nifastan kurtulan,

5. Ölen,

6. Ġslama giren,

7. Cuma günü namazdan önce erkekler,

8. Hacta ihrama girmek için,

9. Erkek doktora muayene olan kadın, bazı hallerde gusül abdesti alır.

b) Guslün farzları:

1. Ağza su alıp boğaza kadar çalkalamak,

2. Burna su çekip yıkamak,

3. Bütün vücudu kuru yer kalmayacak Ģekilde yıkamak.

c) Guslün sünnetleri:

1. DıĢarıda euzu besmele çekmek,

2. Niyet etmek,

3. Bedendeki pislikleri gidermek,

4. Gusülden önce normal abdest almak,

5. Bedene üç defa su dökmek,


151

6. Suyu israf etmemek,

7. Ayakları en son yıkamak.

d) Nasıl yıkanılır?

- Ağızda yabancı madde varsa temizlenmelidir.

- Ağızdaki diĢ çıkıyorsa çıkarılmalıdır. Çıkmıyorsa ve kaplama ise suyun

üzerinden geçmesi yeterlidir.

- Burna çekilen suyun burnun içini ıslatması gerekir.

- Peygamber (as): “Her kıl altında cünüplük vardır” buyurmuĢ vücudun

güzelce sabunlanıp, ovulması gerekir.

- Yıkanırken göz, kulak, göbek ve diğer çukurluklar güzelce

yıkanmalıdır.

- Küpe delikleri ıslatılmalıdır.

- Oruçlu iken vücudun içine nereden olursa olsun su kaçırmamaya

dikkat edilmelidir.

- Saç diplerine suyun ulaĢması sağlanmalıdır.

- Tırnak diplerine suyun girmesi sağlanmalıdır.

- Sünnet olmayan kabuğun altlarını yıkamalıdır.

- Cünüp iken uyuma durumunda olan veya yiyip içme zorunda olan,

ellerini ve ağzını yıkar, yer, içer.

- Cünüp emzikli kadın, meme uçlarını yıkar emzirir.

- Vücutta yara sargı varsa açılmaması gerekiyorsa, üzeri mesh edilir.

- Oje, ruj, tabaka oluĢturan boya, vücuda yapılmıĢ olan dövme abdeste

manidir.

- Yıkanma, keyfi geciktirilmemelidir.


152

- Banyoda fazla kalınmamalı, lüzumsuz konuĢulmamalı, Ģarkı, türkü

söylenmemelidir.

- Kıbleye dönmemeye çalıĢılmalıdır.

- Soyunup, giyinirken çabuk giyinilmelidir.

- Cünüp olanın hemen yıkanması uygun değildir.

* Biraz yatabilir.

* Bir müddet yürüyebilir.

* Tuvalete gidebilir ki akıntı kesilsin.

- Kadının rahmini erkek doktorun görmesi, dokunması ve alet koyması

guslü gerektirir.

- Cünüpken tıraĢ olunması ve tırnak kesilmesi uygun değildir.

e) Cünüp olan kimse neler yapamaz?

1. Namaz kılamaz. (Nisa: 43)

2. Kur’an okuyamaz, Kur’an-a bakamaz ve el süremez. (Vakıa: 79)

3. Tilavet secdesi yapamaz.

4. Camiye giremez. (Ġ. Canan, Hadis Kül: 16/195)

5. Kabeyi tavaf edemez.

6. Hayızlı nifaslı oruç tutamaz.

f) Gusletmesi gereken neler yapabilir?

- Dua eder.

- Zikreder, salavat getirir, tekbir getirir, kelime –i Ģahadet ve tevhit söyler.


153

- Euzu besmele çeker. Dua olan ayeti okur.

C) TEYEMMÜM

Su bulunamadığı ve su kullanmak sakıncalı olduğu zaman temiz toprak

veya toprak cinsinden maddeye elleri vurup, yüze ve kollara sürmeye

teyemmüm denir.

Gerektiğinde teyemmüm abdest ve gusül yerini tutar. Bu dinimizin

tanıdığı bir kolaylıktır.

a) Teyemmümü gerektiren haller:

- Suyu bulamamak veya temiz olmaması,

- Suyu kullanma gücünün ve imkanının olmaması.

- Hastalık hallerinde su kullanmak sakıncalı ise teyemmüm alınır.

b) Teyemmümün farzları:

1. Önce niyet etmektir.

2. Elleri toprak veya toprak cinsinden temiz bir maddeye vurarak yüz ve

kolları mesh etmektir.

c) Teyemmümün sünnetleri:

1. Euzu besmele çekmek,

2. Önce yüzün sonra kolların mesh edilmesi.

3. Eller toprağa vurulunca önce ileri sürülüp sonra geri çektikten sonra

kaldırmak,


154

4. Elleri yüze sürmeden ve kollara sürmeden birbirine vurarak

silkelemek,

5. Parmakları aralıklı tutmak.

NOT: Teyemmüm abdesti ile her ibadet yapılabilir. Suyun bulunması

veya özrün geçmesi abdesti bozar. Diğer abdesti bozan her Ģey teyemmüm

abdestini de bozar.

Hayız ve nifastan kurtulan kadın, su ile gusletme imkanı yoksa

teyemmüm eder ve ibadete baĢlar.

Teyemmüm namaz için ise, vaktin giriĢinden sonra alınmalıdır.

D) MESH VE MEST

Mesh, sürmek demektir. Abdestli iken giyilen mestin üzerine ıslak elle

sürmektir.

Çıkması çıkarılması mümkün olmayan alçı, sargı üzerine ıslak elle

sürmektir.

a) YapılıĢı Ģöyle olur:

Abdestin sonunda sıra ayaklara gelince ıslak ellerin parmakları mestin

ucundan bileklere doğru çekilir. Parmaklar açık tutulur.

Mestin 5 – 6 km. kadar yürümeye dayanıklı olması gerekir. Çorap

üzerinden mesh olmaz.

b) Mest giymenin süresi:

Meshin süresi 24 saattir. Yolcular için 72 saattir. Müddet dolunca mest

çıkarılır, abdest alınır, tekrar giyilir.


155

Mestin ayaktan çıkması, açılması, abdesti bozar.

Yara ve sargı üzerine mesh edilecekse, tamamı veya ekseriyeti mesh

edilir.

Mestin topukları örtmesi Ģarttır.

E) ÖZÜR VE ÖZÜRLÜLER

1. Adet hali üç günden az olan ve on günden fazla devam eden bayanlar

özürlü sayılır.

2. Loğusalık hali kırk günden çok devam eden kadınlar özürlü sayılır.

3. Dokuz yaĢından küçük kan gören kızlar özürlü sayılır.

4. Elli beĢ yaĢından büyük adet gören kadınlar özürlü sayılır.

5. Sık sık burun kanaması olan,

6. Devamlı ishali olan,

7. Vücudundan kan ve iltihap akıntısı devam eden,

8. Ġdrarını tutamayan,

9. Devamlı yellenmesi olun,

10.Kulağından, göbeğinden memesinden, gözünden devamlı akıntı olan

kiĢi dinde ibadetler için özürlü sayılır.

- Bir kimsenin özürlü sayılabilmesi için o halin en az bir namaz vakti

devam etmesi gerekir.

- Özürlü olan kimse her namaz vakti abdest alır. O vakit çıkıncaya kadar

abdesti geçerlidir. Vaktin çıkması ile beraber abdesti de bozulur.

- Bir vakit için alınan abdestle her ibadet yapılabilir.


156

- Özürlü olan ben özürlüyüm diye koyvermez. Elinden geldiği kadar

akıntıyı durdurmaya çalıĢır. Sarar, tıkar, ne yapılması gerekiyorsa yapar.

- Bir kimse ben özürlüyüm diyerek kendini özürlü ilan edemez. Doktoru

ile görüĢür. Fetva makamından fetva alır.

- Ġslam kolaylık dinidir. Kimseye gücünün üstünde yük yüklemez. Ġslam,

özürlünün göz ucu ile de olsa namaz kılabilecekse, ona namaz kılmasını

emreder.

- Özürlü için baĢka abdesti bozan neden olursa, abdesti bozulur.

- Özürlünün akıntısı elbiseye ve bedene bulaĢsa da abdestli sayılır,

ibadet eder. Tabiî ki elden geleni yapması gerekir.

a) Özürlü olmadığı halde namazı düĢüren haller:

- Hayız, nifas hali.

- Akıl hastası olmak, en az bir gün baygınlık veya koma hali.

- Ġslam’a yeni girenin önceki namazları.

- BunamıĢ ihtiyarın namazı.

Bunun dıĢında herkes namazdan sorumludur.

b) Cünüp, ay hali ve hayız olan kimseler neler yapamaz?

1. Namaz kılamaz,

2. Oruç tutamaz,

3.Kur’an okuyamaz, Kur’an-a dokunamaz.

4. Tilavet secdesi yapamaz.

5. Camiye giremez.

6. EĢi ile iliĢkiye giremez.


157

7. Kâbeyi tavaf edemez.

F) KEFFARETLER

Kefaret, ceza ödemek ve hatayı telafi etmek demektir.

Bazı ibadetlerin kefareti Ģöyledir.

- Namaz vaktinde kılınamadıysa veya herhangi bir Ģekilde terk edildiyse,

kaza edilir.

- Oruç bile bile bozulduysa 60 + 1 gün kefaret orucu tutulur. Oruç

tutamayacak kadar yaĢlı ve hasta olan, bir oruç için sabah akĢam bir fakiri

doyurur veya fidye verir.

- YanlıĢlıkla birini öldüren, ölenin ailesine diyet öder, peĢ peĢe 60 gün

oruç tutar. Bunu yapacak gücü bulamazsa tevbe istiğfar eder. (Nisa: 92

- Hanımının mahrem yerini anasına benzeterek boĢayan ya 60 gün oruç

tutar veya 60 fakiri sabah akĢam doyurur.

- Ġhramlı iken yasağı çiğneyen, iĢlediği suça göre kefaret öder.

- Yeminini bozan, on fakiri sabah akĢam doyurur. Veya on fakiri giydirir.

Buna gücü yetmezse peĢ peĢe üç gün oruç tutar.

- Adak adayan, adadığı Ģeyi yani verdiği sözü yerine getirir. Verilen söz

yerine getirilmezse vebal doğar.


158

8. BÖLÜM

ĠSLAM’IN ġARTLARI

Ġslâm dininin beĢ temel Ģartı vardır:

1. KELĠME –Ġ ġEHADET GETĠRMEK

Kelime –i Ģahadet: “EĢhedü enlâ ilâhe illellah ve eĢhedü enne

muhammeden abdühü ve Rasüluh” demektir. Yani: “Ben Ģahitlik eder inanırım

ki, Allahtan baĢka tanrı yoktur. Ve yine Ģahitlik ederim ki, Muhammed (as)

Allahın kulu ve peygamberidir.” demek ve böyle inanmaktır.

Ġslam’a girmek için bu yeterlidir. Ama Müslüman olmak için yeterli

değildir. Diğer Ģartlar gereklidir. Kurtulanlardan olmak için ibadet etmek

gerekir.

Ġbadet, yüce yaratana kulluktur. O’nun verdiklerine Ģükürdür ve O’na

itaattir. Ġbadetsiz hayata Allah razı olmaz. Kur’an-da Ģöyle bildirilir:

- “Yoksa insanlar imtihana tabi tutulmadan (ibadet etmeden) sadece

iman ettik demeleri ile bırakılacaklarını mı sanırlar?” (Ankebut: 2)

Bir ayette de:

- “Dua ve ibadetiniz olmasa Rabbim size ne diye değer versin?” (Furkan:

177) buyrulmuĢtur.

Peygamberimiz kulluk edenle etmeyenin halini diri ile ölüye benzetmiĢtir.

Kur’an-da Cenab-ı Allah da insanı kulluk etsin diye yarattığını bildirmiĢtir.

“Ölünceye kadar rabbinize ibadet edin” buyurmuĢtur.

Ġbadet Allah’ın rızasını kazandırır. Ġnsanı Allah’a yaklaĢtırır. Namazda

secde hali, Allaha en yakın olunan zamandır.

Ġbadet etmekle kul Allaha ĢükretmiĢ olur.


159

Ġbadet, günahlardan arınmayı, kurtulmayı sağlar. Kur-an’da: “Namaz

kötülüklerden alıkor” buyrulmuĢtur. Ġnsan ibadetle kötü alıĢkanlıklardan

kurtulur. Bir ayette: “Ey iman edenler! Namazla Allah’tan yardım isteyin.”

(Bakara: 153) buyrulmuĢtur.

Ġbadet etmekle kul, ahlâki ve ruhi olgunluğa ulaĢır. Kulun ibadet

edememesi kendisine yapabileceği en büyük kötülüktür. Aynı zamanda en

büyük cezadır.

2. NAMAZ KILMAK

Kelime –i Ģahadetten sonra Ġslam’ın en önemli emridir. Namaz dinin

direği ve temelidir.

Namaz miraçta 50 vakit olarak emredilmiĢ, sonra da beĢ vakte

indirilmiĢtir. Kıyamet günü önce namazdan sorulacağı bildirilmiĢtir.

Kur’an-da birçok ayette namaz emredilmiĢtir:

- “Kur’an-ı oku, namazı dosdoğru kıl. ġüphesiz namaz insanı fuhuĢtan

ve kötülüklerden alıkor.” (Ankebut: 45)

- “Ailene namazı emret, kendinde sabırla devam et.” (Taha: 132)

buyrulur.

Peygamber (as) da Ģöyle emretmiĢtir:

- “Çocuklarınıza yedi yaĢında namaz kılmalarını öğretin. Eğer on yaĢına

gelince kılmazlarsa dövün ve yataklarınızı ayırın.” (Ebu Davud, Salât: 26)

Yunus’un dediği gibi:

- “Müslüman’ım diyen kiĢi

ġartı nedir bilse gerek

Allah buyruğunu tutup

BeĢ vakit namaz kılsa gerek”


160

Namazı terk etmek büyük suçtur. Kur’an-da:

- “Namazı ter edenin sıkıntılı bir hayatı olur, onu kıyamet günü kör olarak

yatırırız.” buyruluyor. (Taha: 124)

- “Cennettekiler, cehennemdekilere: “Sizi buraya sürükleyen nedir?”

derler. Onlar da: “ Biz namaz kılanlardan değildik” derler.” (Müddessir: 40 – 43)

Peygamber (as) da Ģöyle buyurur:

- “KiĢi ile Ģirk arasında namazın terki vardır.” (R. Salihin: 1082)

- “Kim namazı terk ederse, Allahın ve peygamberin zimmetinden çıkmıĢ

olur.” (Ramuz’ul – Ehadis: 467/5)

Dünyada da ahrette de namazın insan hayatında önemi büyüktür.

Büyüklerimiz: “Namaz yolda komaz” demiĢlerdir.

A- NAMAZIN ÇEŞİTLERİ

Namazları Ģöyle özetleyebiliriz:

1- Farz namazlar: Bu da ikiye ayrılır:

a) Farz –ı Ayn: Mükellef olan her Müslümanın kılması gereken farz

namazlarıdır. Bunlar beĢ vakit namazın farzları ve Cuma namazının farzıdır.

b) Farz –ı Kifaye: Bazılarının kılması ile diğerlerinden düĢen cenaze

namazıdır.

2- Vacip Namazlar: Vitir, bayram namazları, tilavet secdesi ve sevih

secdesidir. Ġnsanın kılacağım diye adadığı namazlar ve bozulan nafile

namazın iadesi gibi.

3- Sünnet Namazlar: BeĢ vakit namazın sünnetleridir. Bunları

peygamber (as) kılmıĢ ve kılın demiĢtir. Bu da ikiye ayrılır:


161

a) Müekket sünnetler: Peygamberin terk etmediği sünnetlerdir.

Sabahın sünneti, öğle, akĢam ve yatsının son sünnetleridir.

b) Gayr–ı müekket sünnetler: Peygamber (as)’ın mazereti sebebiyle

ara sıra kılmadığı ikindinin sünneti ve yatsı namazının ilk sünnetidir. Teravih

namazı müekket sünnettir.

4- Nafile namazlar: Sevap kazanmak ve Allaha yaklaĢmak için kılınan

namazlardır.

Peygamberimiz (as) Ģöyle buyurmuĢtur:

- “Bir kul kıyamet gününde ilk önce namazdan sorulacak. Eğer namazı

tam çıkarsa, kazananlardan ve kurtulanlardan olur. Eğer namazı eksik çıkarsa,

kaybedenlerden olur. Farz namazlar eksik çıktığında Cenab-ı Allah: “Bakın

kulumun nafile namazı var mı? der. Eksiklikler nafile namazlarla tamamlanır.

Diğer amelleri de bu tarzda hesap edilir.” (R. Salihin: 2/398) (Tirmizi: Salât:

305) buyrularak nafilelerin önemi belirtilmiĢtir.

Nafile namazlar, iki rekât olarak kılınır. Sabah namazı vakti, güneĢ

doğarken, zevalde iken, batarken, ikindi ile akĢam arası, hutbe okurken, farz

namazın vakti daraldıysa nafile namaz kılınmaz.

Mezhebimize göre kaza borcu olan da nafile namazı kılar.

B- NAFĠLE NAMAZLAR ġUNLARDIR:

1- KuĢluk namazı:

GüneĢ doğduktan sonra öğleye kadar kılınır. Bu namaz için peygamber

(as) Ģöyle demiĢtir:

- “Bir kimse güneĢ yükseldiğinde güzelce abdest alıp iki rekat namaz

kılarsa, günahları affolunur.” (Ramuz’ul Ehadis: 436/8)

Bir hadiste de nafile hac ve umre derecesinde olduğu bildirilmiĢtir. (Age:

291/10)


162

2- Evvabın namazı:

AkĢam namazından sonra kılınır. Kur’an-da: Allahın evvabinleri

bağıĢlayacağı bildirilmiĢtir. (Ġsra: 25)

3- Tesbih namazı:

Sevabı bol olan bir namazdır. Kerahet vakitleri dıĢında her zaman kılınır.

4- Hacet namazı:

Bir isteği ve dileği olan abdest alır, iki rekât hacet namazı diye niyet eder

ve kılar. Ardından da dua eder.

5- Ġstihare namazı:

Herhangi bir iĢten önce nasıl hareket edileceği ve neyin doğru olduğunu

anlamak için iki rekât namaz kılınır ve istihare duası okunur, yatılır.

Peygamber (as): “Kimin Allahtan bir dileği olursa, iki rekât namaz kılsın,

sonra Allaha dua etsin” buyrulmuĢtur. (Tirmizi, Vitir: 17)

6- Tevbe namazı:

Günah ve hata iĢlendikten sonra tevbe etmeden önce iki rekat namaz

kılınıp tevbe edilecek olursa, peygamberimiz Allahın onu affedeceğini

bildirmiĢtir. (Ramuz’ul Ehadis: 384/6)

7- Mescit namazı:

Camiye giren kerahet vakti değilse Rabbine selam vermek maksadıyla

iki rekat mescid namazı kılar.


163

8- Abdest namazı:

Abdestten ve gusülden sonra iki rekât namaz kılınır. Bunun günahların

affına sebep olacağına dair Hz. Peygamberin müjdesi vardır.

9- Yolcu namazı:

Yola çıkmadan önce iki rekât namaz kılıp: “Ya rabbi! Yolumu açık et.

Kaza belalardan beni koru. ĠĢimi kolaylaĢtır. Hayırlı kimselerle karĢılaĢtır. Beni

sağ salim evime, sevdiklerime kavuĢtur" diye dua edilir. DönüĢte de iki rekât

Ģükür namazı kılınır.

10- Korku namazı:

Korku veren olaylar karĢısında iki rekât namaz kılınır ve Allaha karĢı dua

edilir.

11- Teheccüt namazı:

Gece yarısından sonra imsak vaktine kadar kılınır. Bu namazın sevabı

boldur.

Kur’an-da:

- “Allahın rahmetinin kendisiyle olmasını isteyen, gece kalkıp iki rekat

namaz kılsın.” (Furkan: 64)

- “Farzlardan sonra en faziletli namaz, gece kalkarak kılınan namazdır.”

(Müslim, Sıyam: 202) buyurmuĢtur.

“Allah’ın rahmetinin kendisiyle olmasını isteyen gece iki rekat nazma

kılsın” (Ġhya: 1/1023)


164

Nafile namazlar iki rekât olarak kılınır. Fatihadan sonra Kâfirun, Ġlhak

veya Felâk, Nâs sureleri okunur. Kılmak isteyen arttırır.

Farzlar vacipler ve sünnetler bizim sorumlu olduğumuz Ģeylerdir. Ġnsan

Cenab –ı Allaha nafilelerle yaklaĢır.

C- BEġ VAKĠT NAMAZ

Farz, vacip ve sünnet namazlar için vakit Ģarttır. Namazlar vakit vakit

emredilmiĢtir.

Vaktinde kılınamayan namaz kaza olarak kılınır.

Namaz vaktinde kılınmazsa, özürsüz terk edilirse günah iĢlenmiĢ olur,

tevbe gerekir.

Farz, vacip ve sünnet olan namazlar Ģu vakitlerde kılınır:

1- Sabah

2- Öğle

3- Ġkindi

4- AkĢam

5- Yatsı

a) Sabah Namazı:

Bu namaz aydınlığın baĢlamasından güneĢin doğmasına kadar kılınır.

Sabah namazı 4 rekâttır; 2 sünnet + 2 farz. Sünnet önce kılınır. Sabah

namazı vaktinde baĢka namaz kılınmaz. Sabah namazını vaktinde kılamayan,

güneĢ doğduktan sonra öğle namazına bir saat kalaya kadar hem sünneti hem

de farzı kılar. “Vaktinde kılamadığın sabah namazının sünnetine veya farzına”

diye niyet eder.


165

Sabah namazını sürekli bilerek kuĢluğa bırakmak olmaz.

Kur’an-da: “Sabah vakti namaz kıl. Zira sabah namazına melekler Ģahit

olur.” (Bakara: 44) buyrulmuĢtur.

Bir hadiste: “Sabah namazından sonra yedi defa: “Allahümme ecirnâ

minennâr” deyiniz buyrulmuĢtur.

b) Öğle namazı:

GüneĢin tepe noktasını geçmesinden gölgenin iki misli olmasına kadarki

vakittir. Bu zaman içerisinde kılınır.

Öğle namazı 10 rekattır. 4 ilk sünnet + 4 farz + 2 son sünnet olarak

kılınır.

c) Ġkindi namazı:

Öğle namazının çıktığı andan itibaren güneĢin batmasına 45 dakika

kalaya kadar kılınır. GüneĢin sararmasına kadar geciktirilmez. Ġkindi namazı 8

rekâttır. 4 sünnet + 4 farz olarak kılınır. Ġkindinin sünneti gayr –i müekket

sünnettir, farz sonra kılınmaz.

Kur’an-da ikindi namazı için: “Orta namaza devam edin” (Bakara: 238)

buyrulmuĢtur.

Bir hadiste de: “Ġkindi namazının sünneti dünya ve dünyadakilerden

hayırlıdır” buyrulmuĢtur.

Ġkindi ile akĢam namazı arası nafile kılınmaz. Ġkindi namazının sünneti

sıksık terk sünnetsizlerin ve sünnetini ve sünneti sevmeyenlerin iĢidir.

Namazları ilk vaktinde sünneti ile beraber kılmak çok sevaptır.


166

d) AkĢam namazı:

AkĢam namazının vakti, güneĢin batmasından Ģafağın kaybolmasına

kadardır.

Bu namazın vakti kısadır. Ezanı kısa okunur, namaz da acele edilir, kısa

sureler okunur. Bu darlık namaz içindir. Namazdan sonra dua terk edilmez.

Kur’an okumak ihmal edilmez.

AkĢam namazı 3 rekât farz + 2 rekât sünnet olarak kılınır. Kılınacak olan

nafile namaz sünnetle birleĢtirilmez.

Sünnet kılındıktan sonra evvabin kılınır.

Namazların Ģeklinin kalıbının korunması çok önemlidir.

e) Yatsı namazı:

Yatsı namazı, akĢam kızıllığından sonra sabah fecrin doğmasına kadar

kılınır.

Yatsı namazı 10 rekâttır: 4 ilk sünnet + 4 farz + 2 rekât da son sünnet

olarak kılınır. Ardından 3 rekât da vitir namazı kılınır.

Ramazanda yatsı ile vitir arasında Teravih namazı kılınır. Teravihten

sonra vitir cemaatle kılınır.

f) Cuma namazı:

Cuma günleri öğle namazı sırasında kılınır.

Kur’an-da: “Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrılınca, Allahın

zikrine (Cuma namazına koĢun), alıĢveriĢi bırakın. Bilirseniz bu sizin için daha

hayırlıdır.” (Cuma: 9) buyrulmuĢtur.

Cuma buluğ çağına girmiĢ her erkeğe farzdır. Cumayı terk etmesi ve iĢ

yapması helal olmaz.


167

Cuma günü ilk önce 4 rekât cumanın ilk sünneti, ardından 2 rekât

cumanın farzı, daha sonra da 4 rekat cumanın son sünneti kılınır. Bundan

sonra Cuma namazı ile ilgili tereddütleri gidermek için 4 rekât son öğle

namazının farzı kılınır. Eğer Cuma kabul olmadıysa, o günün öğle namazı

kılınmıĢ olur. Değilse, bir öğle namazı kaza edilmiĢ, borç ödenmiĢ olur.

Bundan sonra da 2 rekât daha namaz kılınır. Buna da “Son kazaya kalmıĢ

sabah namazının farzına” diye niyet edilir. Bir sabah namazı kaza edilmiĢ olur.

Kaza yoksa nafile namaz kılınmıĢ olur.

g) Bayram namazları:

Kurban ve Ramazan bayram günleri kılınır. Bu namazlar vaciptir. Kevser

suresinde namaz kılınması ve kurban kesilmesi emredilmiĢtir.

Ġlk bayram günü sabah güneĢin doğmasından 45 dakika sonra 2 rekât

olarak kılınır.

Cuma ve bayram namazlarının kazası olmaz. Vacip olan vitir namazı ise

kaza edilir.

Birkaç uyarı:

- Namazda yanılan, galip zanna göre hareket eder.

- Cemaate birince rekattan sonraki rekatlarda yetiĢen, kılmadığı rekatları

kılarak namazını tamamlar.

- Namazda vesveseye düĢen, helal yiyip içmeli, güzel abdest almalı,

namazda baĢka Ģeylerle meĢgul olmamalı, Allahın huzurunda olduğunu

unutmamalı, namaz son namaz gibi kılınmalı, vesvesenin giderilmesi için ne

okunduğu, ne manaya geldiği hatırlanmalı, namaz bozularak yeniden

denenmelidir.


168

D- NAMAZIN ġARTLARI (FARZLARI)

Namazın 12 tane farzı vardır. DıĢındaki farzları Ģunlardır:

1- Hadesten temizlenmek:

- Bedende, elbisede ve namaz kılınacak yerde pislik varsa

temizlenecektir.

- Abdest yoksa abdest alınacaktır.

- Cünüplük varsa yıkanılacaktır.

- Ayhali, nifas hali bittiyse gusül abdesti alınacaktır.

- Eğer su bulunamadıysa teyemmüm alınacaktır.

Bu maddi kirlerden temizlendikten sonra manevi kirlerden de

temizlenilecektir. Bunun için niyetlenmeden üç defa “Estağfirallah” denilecektir.

Haram lokmaya, haram para ile alınmıĢ elbiseye de dikkat edilecek, hak hukuk

olan evden ve günah ortamında namaz kılmaktan kaçınılacaktır.

2- Necasetten temizlenmek:

Dinen pis sayılan kan, irin, idrar, alkol ve dıĢkı gibi maddelerin

üzerimizden ve namaz kılacağımız yerden giderilmesi gerekir.

3-Örtülmesi gereken yerlerin örtülmesi:

Erkeklerin göbekle diz arası, kadınların da yüz ve ellerin dıĢında bütün

bedenin örtülmesi gerekir.

Bir hadiste peygamber (as): “Kadın buluğ çağına eriĢince elleri ve yüzü

dıĢındaki yerlerini göstermesi helal olmaz.” buyurur. (Ebu Davut, Libas: 31)


169

Namazda kadının isteği dıĢında bir yerinin açılması namazı bozar.

Bunun ölçüsü organın dörtte biridir.

Kadın çorapsız namaz kılamaz. Ġnce elbise ve içini gösteren örtü ile, dar

elbise ile kadın evinde de olsa namaz kılamaz.

Erkek de ipek elbise ve altık yüzükle namaz kılmamalıdır.

Bir hadiste: “Biriniz on dirheme elbise satın alsa, bir dirhem haram olsa,

bu elbise ile kıldığı namaz kabul olmaz.” (V. Zuhayli, Ġslam Fıkhı Ans: 1/455)

buyrulmuĢtur.

4- Kıbleye dönmek:

Yönün Kâbe’ye dönmesidir. Kur’an-da: “Yüzünü mescid –i harama çevir”

buyrulur. (Bakara: 144)

YanlıĢlıkla baĢka yöne kılınan namazın iadesi gerekir. Vasıta ve binek

üzerinde iken kıble istikametinden ayrılma durumunda namaz bozulur.

Kıbleyi tayinde sol taraf güneĢin doğduğu yere, sağ tarafı da güneĢin

battığı yöne çevrilirse, kıble bulunmuĢ olur.

5- Namazın vakit içinde kılınması:

Kur’an-da: “Namaz Müslümanlara vakti belirtilmiĢ olarak farz kılınmıĢtır.”

(Nisa: 103) buyrulmuĢtur.

Hiçbir namaz vakit girmeden kılınmaz. Farz ve vacip olan namazlar vakti

içinde kılınmazsa, daha sonra kaza olarak kılınır. Sünnet namazların, Cuma ve

bayram namazların kazası olmaz.

ġu vakitlerde namaz kılınmaz:

a) GüneĢ doğarken,

b) GüneĢ tam tepe noktasında iken,


170

c) GüneĢ batarken,

d) Sabah namazı vaktinde sabah namazının farzı ve sünnetinin dıĢında

baĢka namaz kılınmaz.

e) Ġkindi ile akĢam namazı arasında nafile namaz kılınmaz.

Namazı ilk vaktinde kılmak sevaptır.

6- Niyet Etmek:

Niyetsiz namaz olmaz. Hangi namazın kılınacağına niyet etmek farzdır.

Niyet, açık ve kesin yapılır. Her namazın niyeti farklı ve ayrıdır. Birden

fazla namaza aynı anda niyet edilemez. Çünkü her namaz baĢlı baĢına bir

ibadettir. Farzla sünnet veya nafile bir anda kılınamaz.

Niyet, namaza bitiĢik olarak yapılmalıdır.

Erkek kadın karıĢık namaz kıldıran, kadınlara da imamlık etmeye niyet

etmelidir.

Kaza namazı kılan, eğer hangi namazı kıldığını bilmiyorsa, ilk kazaya

kalan veya son kazaya kalan Ģu vaktin namazına diye niyet eder.

b) Namazın Ġçindeki Farzları:

1- BaĢlama tekbiri almak:

Hangi vaktin namazı kılınıyorsa niyet edilir ve “Allahü Ekber” denilir.

Tekbir alınırken A uzatılmaz ve beeeer diye de uzatılmaz.

Tekbir ayakta alınır. Rükûda olan imama uyacak olan tekbiri mutlaka

ayakta almalıdır.

BaĢka dilde tekbir olmaz. “Allah büyüktür” veya “Tanrı uludur” denmez.


171

Ġçten tekbir alınmaz, dil ile söylenmesi gerekir.

Tekbir alırken erkekler baĢparmaklarını kulak memesine değdirir.

Kadınlar ise ellerini omuz hizasına kadar kaldırır.

Ayakta duramayan, oturarak tekbir alır. Ayakta durabilenin oturarak

tekbir alması caiz değildir.

2- Ayakta durmak (Kıyam):

Ayakta durmaya gücü yetenin, sandalyede veya oturarak namaz kılması

olmaz.

Hali olmayan yatarak kılar. Hiç hareket edemeyen göz ucu ile namaz

kılar. Yani mutlaka namaz kılınacaktır. Onun için her kolaylık gösterilmiĢtir.

Ayakta dururken ayaklar dört parmak aralıklı olur. Gözler secde edilen

yere bakar. Kadınlar ise ayak topuklarını birleĢtirir.

3- Okumak (Kıraat):

Namazın her rekâtında fatiha suresinin ondan sonra bir sure veya ayet

okumak farzdır.

Fatihadan önce birinci rekâtta Euzu besmele çekilir. Diğer rekâtlarda

sadece besmele çekilir. Fatihadan sonraki sure veya ayetten önce besmele

çekilmez. Çünkü Hanefilere göre besmele sureden bir ayet değildir.

Kur’an-da: “Kolayınıza geleni okuyun” buyruluyor. (Müzzemmil: 20) buna

göre bilinen sureler okunmalıdır. Özellikle fatiha tam ve noksansız

okunmalıdır. Yoksa namaz olmaz.

Ġçten okuma olmaz.

YanlıĢ okunduğunda, yanlıĢ yapıldığında cemaat imamı “Subhanellah”,

“Allahü ekber” veya “Elhamdülillah” der, uyarır. Kadın, elini eline vurur, namaz

bozulmaz.


172

Kur’an-da: “Kur’an-ı tane tane okuyun” buyrulur. (Müzzemmil: 4) buna

göre çok hızlı okunmaz.

Sure okurken sıra takip edilir. Uzun sure önce okunur. Tek sure

atlanmamalıdır. Ayetten sonra sure okunmaz. Önce sure okunur.

Okurken dur iĢaretlerine dikkat edilmelidir.

Mana bozulacak Ģekilde okunursa, namaz bozulur.

Kur’an-a bakarak namaz kılınmaz.

Kur’an-ı baĢka dilden manasını okuyarak namaz kılınmaz.

Cemaatle namaz kılınacaksa, okuyuĢu güzel olan, helal yiyip içen,

namaz kıldırmalıdır. Yani ehil olan, temiz yaĢayan namaz kıldırmalıdır.

4- Eğilmek (Rükû):

Eller dizlere konularak eğilmektir. Erkekler de sırt düz olacaktır.

Gözler iki ayakucuna bakacaktır. Kollar ve ayaklar düz duracaktır.

Kur’an’da: “Ey iman edenler! Rukû edin” (Hacc: 77) emri vardır.

Rukûda: “Sübhane rabbiyel azim” denir. Ayakta tekbir alan namaz

kıldırana rükuda yetiĢir ve bir defa “Sübhane rabbiyel azim” derse, birinci

rekata yetiĢmiĢ olur.

Namaz kıldırandan önce rükû yapanın namazı bozulur.

Rükûdan kalkan “Rabbena lekel hamd” der ve dik duruncaya kadar

doğrulur.

5- Yere kapanmak (Secde etmek):

Alnın, burnun, iki elin, iki dizin ve iki ayak parmaklarının uçlarının yere

değmesi, yani yedi kemik üzerine secde edilecektir. (Ramuz’ul Ehadis: 49/14 +

443/3)


173

Kur’an-da: “Ey iman edenler! Secde edin” (Hac: 77) emri vardır.

Secdede ayakların üst kısmı yere değmemelidir. Ayaklar kalkmamalıdır.

Dirsekler de yere konmamalıdır. Erkekler kollarını vücuttan ayrı tutar. Kadınlar

ise vücutlarına yapıĢtırır ve yere yakın tutar.

Erkeklere peygamber (as) kollarınızı köpekler gibi yere yaymayın, der.

(Ġ. Canan, Hadis Ans: 8/30)

Secdeye namaz kıldırandan önce varılmaz ve önce kalkılmaz. Böyleleri

için: “Allah eĢekbaĢı yapar” uyarısı vardır. (Ramuz’ul Ehadis: 82/5)

Sehpa, yastık gibi Ģeyler üzerine secde edilmez. Pis yere secde

edilmez. Allahtan baĢkasına secde edilmez.

Secde ederken alın yere değmelidir.

Secde iki defa yapılmalıdır.

Secde boyunca gözler kapatılmaz.

Secdede iken üç defa: Subhane Rabbiyel e’lâ” denir.

Secde için acele edilmez.

6- Son oturuĢ:

Son rekâtın secdeleri yapıldıktan sonra oturulur. Ettehıyyatü okunur,

salli, barik ve Rabbena okunur, selam verilir.

Otururken gözler iki diz arasına bakar. Eller diz üstüne konulur. Sağ

ayak dikilir. Hanımlar ayaklarının üzerine oturmaz, ayaklarını sağ tarafa

yatırırlar ve kalçalarının üzerine otururlar.

Son oturuĢta parmak kaldırma nasıl olur?:

Ettahıyyatüyü okurken sıra La ilahe illallah’a gelince sağ elin parmakları

yumulur, “La ilahe” derken, Ģehadet parmağı kaldırılır. “La” derken biraz

uzatılır. “Ġllallah” derken de parmak indirilir. Uzun süreli tutulmaz. Parmak

kaldırılırken de Allahın bir olduğu baĢka bir ilah, tanrı olmadığı düĢünülür. Bu

sünnettir. Bilmeyenlerin yapmaması uygundur. (Ġ. Caran, Hadis Ans: 8/8384)


174

E- KADINLA ERKEĞĠN NAMAZI ARASINDAKĠ FARKLAR

Kadınla erkeğin namaz kılması arasındaki bazı farklar

1- BaĢlama tekbirini alırken erkekler baĢparmaklarını kulak memesine

değdirirler. Kadınlar ise ellerini omuz hizasına kadar kaldırırlar.

2- Erkek namazdan önce ezan okur, kamet getirir.

3- Rükûda erkekler sırtlarını düz tutarlar, hanımlar ise hafifçe eğilirler,

ellerini de dizlerinin üst tarafına koyarlar.

4- Erkekler ellerini göbeklerinin altına bağlarlar, hanımlar ise

göğüslerinin üzerine koyarlar.

5- Secdede erkekler kollarını yukarda, bedenden ayrı tutarlar, hanımlar

ise vücuda bitiĢtirirler.

6- Secdede erkekler sağ ayaklarını diker, kadınlar ayak sırtını yere

koyar ve ayaklarını sağ tarafa çıkarır.

7- Erkekler ayakta, rükûda ayaklarını dört parmak açar, kadınlar

ayaklarını birleĢtirir.

8- Kadın evinde namaz kılarsa daha fazla sevap alır, erkek camide

kılarsa daha fazla sevap alır.

9- Kadın imam olmaz.

10- Kadın Cuma, bayram ve cenaze namazlarından sorumlu değildir.

Birkaç uyarı:

Namaz kılarken her Ģeyin hakkı verilmeli, acele edilmemeli ve baĢka

Ģeylerle meĢgul olunmamalıdır. Namazda esnememeye, orayı burayı

karıĢtırmamaya dikkat edilmelidir. Bir rekâtta, rükûda veya secdede bir hareket

üç defa yapılırsa namaz tehlikeye girer.


175

Bir hadiste peygamber (as): “Beni nasıl namaz kılar görürseniz öyle

namaz kılınız” buyurmuĢtur. (Buhari Ezan: 18)

Namazda dünya iĢleri düĢünülmez. KiĢi ile rabıta kurulmaz.

Namazda en önemli Ģey, Ģeytanın vereceği vesveseden uzak durmaktır.

Namaz ciddiye alınmalıdır.

a) Namazın vacipleri:

1- “Allahü Ekber” diyerek baĢlamak

2- Farzların ilk iki rekâtında, vitir ve nafile namazların her rekâtında

Fatiha suresini okumak ve bir sure veya en az üç ayet okumak. Ayet uzun

olursa bir ayet yeterlidir.

3- Fatihayı, sureden önce okumak.

4- Secdede alınla beraber burnun da değmesi.

5- Namazın kurallarına uymak.

6- Üç – dört rekâtlı namazların ikinci rekâtından sonra oturmak,

7- Oturunca ettehıyyatü okumak,

8- Sabah, akĢam, yatsıda imamın 1. ve 2. rekâtta sesli okuması. Ġmama

uyanın dinlemesi.

9- Vitir namazının 3. rekâtında Kunut dualarının sıra ile okumak.

10- Namazın sonunda selam vermek.

b) Namazın Sünnetleri:

Namazın sünnetleri Ģunlardır:

1- BaĢta sübhaneke okumak,


176

2- BaĢta euzu besmele çekmek,

3- Namazın içindeki tekbirleri almak,

secde, rukûda tesbihleri çekmek,

4- Kıyamda ayakları dört parmak geniĢliğinde tutmak.

5- Secdeye varırken önce dizleri, sonra alnını ve burnunu koymak,

6- son oturuĢta Salli, Barik duaları okumak,

7- Esselamu aleyküm diyerek selam vermek.

c) Namazın Mekruhları:

1- Özürsüz bir yere dayanmak, esnemek, gözlerini kapamak,

2- Rukû, secdeleri acele yapmak, baĢka yerlere bakmak,

3- AteĢe karĢı durmak, sıkıĢık abdestle kılmak, resme karĢı durmak,

4- KaĢınmak, ter silmek, elbise çekmek,

5- Rekatlarda aynı sureyi okumak, sure bitmeden rukûya varmak,

6- Namazı baĢkasına ait yerde izinsiz kılmak,

7- Bir sure atlayarak kılmak veya sıraya uymamak, önceki sureyi

okumak,

8- Köpek bulunan yerde namaz kılmak, baĢ açık, paçalar, kollar sıvalı

namaz kılmak mekruhtur.

d) Namazı bozan Ģeyler

1- KonuĢmak, yemek, içmek, gülmek (sesli gülmek abdesti de bozar)

2- Kıbleden dönmek, özürsüz öksürmek, baĢka bir Ģeyle meĢgul olmak,


177

3- Sıcak diye üflemek,

4- Ayeti yanlıĢ okumak (Anlamın bozulması, bayılmak)

5- Kadın erkek yan yana durmak, vücudun açılması.

6- Ġmamdan önce yatıp kalkmak,

7- Bakan biri “Bu adam namaz kılmıyor” derse namazı bozulur.

e) Sevih Secdeyi Gerektiren Haller:

1- Sureyi Fatiha’dan önce okumak,

2- Fatiha’dan sonra sure ve ayet okumayı unutmak,

3- Birinci oturuĢu unutmak,

4- Vitr namazında kunut dualarını okumamak, sırayı bozmak,

5- OturuĢlarda Ettehıyyatü’yü okumamak,

6- Birinci oturuĢta gayrimüekket sünnetin dıĢında Salli, Barik’i okumak,

sadece “Allahümme Salli” demesi secdeyi gerektirmez. Bir kelime daha

söylerse secde gerektirir.

NOT: Yanılma secdesi yapması gereken yapmayı unutursa, namazı

eksik olur, bozulmaz. Secdeyi bilerek yapmazsa namazı bozulur.


178

F- NAMAZLARDAN ÖNCE

EZAN

Allahu Ekber – Alahu Ekber.

Allahu Ekber – Alahu Ekber.

EĢhedu en lâ ilâhe illallah

EĢhedu en lâ ilâhe illallah

EĢhedu enne Muhammeden Rasullullah

EĢhedu enne Muhammeden Rasullullah

Hayye’al’es – salah Hayye’al’el-salah

Hayyeal’el-felah Hayyeal’el-felah

Allahu Ekber – Allahu Ekber

Lâ ilâhe illallah.

Anlamı: “Allah en büyüktür, Allah en büyüktür. Allah en büyüktür, Allah

en büyüktür.

Ben Ģahadet ederim ki, Allah’tan baĢka ilah yoktur.

Ben Ģahadet ederim ki Allah’tan baĢka ilah yoktur.

Ben Ģahadet ederim ki, Muhammet Allah’ın elçisidir.

Ben Ģahadet ederim ki, Muhammet Allah’ın elçisidir.

Haydin namaza, haydin namaza.

Haydin kurtuluĢa, haydin kurtuluĢa


179

Allah en büyüktür, Allah en büyüktür,

Allah’tan baĢka ilah yoktur.”

OkunuĢu:

(Allahümme Rabbe hâzihi’d-da’vetitâm-meti ve’s-salâti’l kaimeti âti

Muhammeden el-vesilete ve’l-fazilete ve’d-derâcete’r-rafiate ve’b’ashu

mekâmen mahmuden ellezi ve’attehu inneke lâ tuhlifu’l-miâd)

Anlamı:

Ey ezanın ve kılınmak üzere olan namazın Rabbi Allah’ım! Muhammed

aleyhisselâma cennette en yüksek makamı, fazileti ve dereceyi ver. Ve

kendisine vaat ettiğin en büyük Ģefaat makamına onu ulaĢtır. Çünkü sen vadini

yerine getirirsin.

Peygamberimiz (SAV):

“Ezanı müezzinle beraber tekrar edip, ezan duasını yapana Ģefaatim

helâl olur.” (Buharı Ezan: 8) buyurur.


180

G- NAMAZLARIN KILINIġI

1- SABAH NAMAZININ KILINIġI

Namazlardan önce güzel bir abdest almaya özen gösterilmelidir.

Namaza baĢlamadan öce de günahlarımız için üç defa “Estağfirullah”

denmeli böylece maddi ve manevi kirlerden arınmıĢ olarak yüce Allahın

huzuruna durulmalıdır.

Sabah namazının sünneti ile farzının kılınıĢı arasında fark yoktur.

- Önce niyet edilir: “Niyet ettim Allah rızası için bugünkü sabah

namazının sünnetini kılmaya” denir.

- Ellerin baĢ parmakları kulak memesine götürülür. (Kadınlar omuz

hizasına kaldırır.)

- “Allahü Ekber” denir, tekbir alınır.

- Sübhaneke okunur.

- Euzu besmele çekilir.

- Fatiha suresi okunur. Sonunda “Âmin” denir.

- Bir sure veya Kur’an-dan en az üç ayet okunur.

- “Allahü Ekber” denilerek rükuya varılır.

- Üç defa: “Sübhane Rabbiye’L-azim” denir.

- “Semi Allahü limen hamideh” denir ayağa kalkılır ve

- “Rabbena lekel hamd” denir.

- Allahü Ekber denir, secdeye varılır.

- Secdede üç defa: “Sübhane Rabbiye’LâLâ” denir.

- “Allahü Ekber” denir oturulur.


181

- Tekrar “Allahü Ekber” denir secdeye varılır.


- “Allahü Ekber” diyerek ikinci rekata kalkılır.

- Besmele çekilir, Fatiha suresi ve bir sure veya bir ayet okunur.

- “Allahü Ekber” diyerek rükuya varılır. Rükûda üç defa “Sübhane

Rabbiye’L-azim” denir.

- Semi Allahü limen hamideh” denir kalkılır.

- “Rabbena lekel hamd” denir.

- “Allahü Ekber” denir secdeye varılır.


- “Allahü Ekber” diyerek oturulur. Tekrar “Allahü Ekber” diyerek secdeye

varılır.


- “Allahü Ekber” diyerek oturulur.

- Ettehıyyatü + Salli + Barik ve Rabbena Atina duaları okunur.

- “Esselâmü aleyküm verahmetullah” diyerek sağ tarafa selam verilir.

Tekrar “Esselâmü aleyküm ve rahmetullah” diyerek sol tarafa selam verilir.

Böylece sabah namazının iki rekât sünneti kılınmıĢ olur. Daha sonra

farzına niyet edilir. Aynı Ģekilde iki rekât farzı kılınır.

2- ÖĞLE NAMAZININ KILINIġI

Öğle namazının ilk önce 4 rekât sünneti kılınır.

- Niyet ettim Allah rızası için bugünkü öğle namazının sünnetini kılmaya,

denilir.


182

- Euzu besmele çekilir, Fatiha suresi okunur “Amin” denir ve bir sure

okunur.

- Allahu Ekber diyerek rükuya varılır, üç defa “Sübhane Rabbiye’L-azim”

denir, “Semi Allahü limen hamideh” denilerek kalkılır ve “Rabbena lekel hamd”

denir.

- “Allahü Ekber” diyerek secdeye varılır. Secdede üç defa: “Sübhane

Rabbiye’LâLâ” denir. “Allahü Ekber” diyerek oturulur. Tekrar “Allahü Ekber”

denir secdeye varılır. Üç defa: “Sübhane Rabbiye’LâLâ” denir. “Allahü Ekber”

diyerek ikinci rekâta kalkılır.

- Ġkinci rekatta Fatiha ve bir sure okunur. “Allahü Ekber” diyerek rükuya

varılır. Üç defa “Sübhane Rabbiye’L-azim” denir. “Semi Allahü limen hamideh”

denilerek kalkılır ve “Rabbena lekel hamd” denir.

- “Allahü Ekber” diyerek secdeye varılır. Üç defa: “Sübhane

Rabbiye’LâLâ” denir. “Allahü Ekber” diyerek oturulur. Tekrar “Allahü Ekber”

denir secdeye varılır. Üç defa: “Sübhane Rabbiye’LâLâ” denir. “Allahü Ekber”

diyerek oturulur. Ettehıyyatü okunur. “Allahü Ekber” diyerek üçüncü rekâta

kalkılır.

- Fatiha okunur, “Amin” denir, sure okunur. Aynen birinci ve ikinci rekâtta

olduğu gibi üçüncü ve dördüncü rekâtlar kılınır, sonunda oturulur. Ettehıyyatü+

Salli + Barik ve Rabbena Atina duaları okunur. “Esselâmü aleyküm

verahmetullah” diyerek sağ tarafa selam verilir. Aynı Ģekilde “Esselâmü

aleyküm verahmetullah” diyerek sol tarafa selam verilir. Böylece öğle

namazının ilk sünneti kılınmıĢ olur.

Erkekler kamet getirerek farzına niyetlenirler.

- Niyet ettim Allah rızası için bugünkü öğle namazının farzına, derler.

Birinci ikinci rekâtı aynı sünneti gibi kılarlar. Üçüncü dördüncü rekâtta

fatihadan sonra farzlarda sure okumazlar. Farzın sünnetten baĢka bir farkı

yoktur.

Ġki rekât son sünneti de aynı sabah namazının sünneti gibi kılınır.

Böylece 10 rekât olan öğle namazı kılınmıĢ olur.


183

3- ĠKĠNDĠ NAMAZININ KILINIġI

Ġkindi namazının 4 rekât olan sünneti sünnet –i gayri müekkededir.

Ġkindi namazını kılmaya niyet edilir. Öğlen namazının sünneti gibi kılınır.

Yalnız ikince rekatın sonunda oturulunca Ettehıyyatü ile beraber salli, barik

duaları okunur. Ayağa kalkınca da üçüncü rekâtın baĢında sübhaneke okunur.

Bundan baĢka bir fark yoktur.

Ġkindi namazının sünneti farzından sonra kılınmaz. Ġkindi namazının dört

rekat olan farzına niyetlendikten sonra o da aynen öğle namazının farzı gibi

kılınır.

4- AKġAM NAMAZININ KILINIġI

AkĢam namazının üç rekât farzı önce kılınır.

- Niyet ettim bugünkü akĢam namazının farzını kılmaya diye niyet edilir.

-“Allahü Ekber” denir. Euzu besmele çekilir, Fatiha okunur. “Âmin” denir.

Sonra da bir sure okunur. Rükû ve secde yapıldıktan sonra besmele çekilir.

Fatiha ve bir sure okunur. Rükû ve secde yapılır oturulur. Ettehıyyatü okunur,

kalkılır. Besmele çekilir fatiha okunur. Rükû ve secde yapıldıktan sonra

Ettehıyyatü, salli, barik ve Rabbena Atina okunur, selam verilir.

Sünnet kılmaya niyet edilir. Aynı sabah namazının sünneti gibi kılınır.

5- YATSI NAMAZININ KILINIġI

Yatsı namazının ilk dört rekât sünneti ikindi namazının sünneti gibi

kılınır. Yani birinci oturuĢta fazladan salli, barik okunur, kalkınca da sübhaneke

okunur.


184

Yatsı namazının dört rekât farzı aynen öğlen namazının veya ikindi

namazının farzları gibi kılınır.

Yatsı namazının iki rekât son sünneti de sabah namazının sünneti gibi

kılınır.

6- VĠTĠR NAMAZININ KILINIġI

Vitir namazı üç rekâttır.

- “Niyet ettim Allah rızası için bugünkü vitir namazını kılmaya” diye niyet

edilir.

-“Allahü Ekber” denir. Sübhaneke okunur. Euzu besmele çekilir Fatiha

ve bir sure okunur.

- Rüku ve secdeden sonra ikinci rekata kalkılır, besmele çekilir. Fatiha

ve sure okunur. Rüku ve secdeden sonra oturulur. Ettehıyyatü okunur. Üçüncü

rekâta kalkılır.

- Besmele çekilir. Fatiha suresi ve bir sure okunur. “Allahü Ekber” denilir,

rükuya gidilmez eller kulaklara götürülür. Eller bağlanır, kunut duaları okunur,

rükû ve secde yapılır. Oturulduğunda; Ettehıyyatü, Salli, Barik ve Rabbena

Atina duaları okunur, selam verilir.

7- CUMA NAMAZININ KILINIġI

Cuma namazı, Cuma günleri öğle namazı yerine kılınır.

Cuma namazından buluğ çağına gelmiĢ erkekler, özrü olmayan yolcu

olmayan, hür kimseler sorumludur.

- Ezandan sonra ilk önce dört rekatlık cumanın ilk sünneti öğle

namazının sünneti gibi kılınır.


185

- Hutbe okunduktan sonra cemaatle iki rekat cumanın farzı kılınır.

- Sonra da cumanın dört rekat son sünneti kılınır. Böylece 10 rekât

Cuma namazı kılınmıĢ olur.

Cuma namazının sahih olması için mezheplerin farklı görüĢlerinden

doğan tereddüdü gidermek için,

- Son öğle namazı diye niyet edilir. Dört rekât farz kılınır. Eğer Cuma

sahih olmadıysa o günün öğle namazı kılınmıĢ olur. Cuma sahih ise bir öğle

namazı kaza edilmiĢ olur.

- Bundan sonra iki rekat son kazaya kalmıĢ sabah namazına diye

niyetlenilir, bir sabah namazı borcu ödenmiĢ olur. Kaza borcu yoksa nafile

namaz kılınmıĢ olur.

8- BAYRAM NAMAZININ KILINIġI

Ramazan ve Kurban bayramlarında birinci gün güneĢ doğduktan 55

dakika sonra kılınır.

Bayram namazı vaciptir.

Bayram namazı iki rekâttır. Cemaatle kılınır.

Bayram namazına niyet ettikten sonra “Allahu ekber” denir ve eller

bağlanır. Süphaneke okunur. Üç defa “Allahu ekber” denir. Tekbirlerde eller

kaldırılır. Üçüncü tekbirden sonra eller bağlanır; Fatiha ve sure okunduktan

sonra rükû ve secde yapılır.

Ġkinci rekâtta da fatiha ve sure okunur. Üç defa “Allahu ekber” denir.

Üçüncü tekbirden sonra rükû secde yapılır, oturulur. Ettehıyyatü, salli, barik ve

Rabbena Atina duaları okunur ve selam verilir.

Hutbe okunduktan sonra dua edilir, dağınılır.

Kurban bayramında Arefe günü sabah namazından dördüncü bayram

günü ikindi namazı sonrası dahil 23 vakit farz namazlardan sonra TeĢrik tekbiri

getirilir. Bu da her mükellef müslümana vaciptir.


186

ġöyle denir:

- “Allahu ekber Allahu ekber Lâ ilâhe illâllâhü vallahü ekber, Allahu ekber

velillahil hamd.”

9- NAFĠLE NAMAZLARIN KILINIġI

Nafile namazlar ikiĢer rekât olarak kılınır. Birinci rekâtta fatihadan sonra

Kâfirun suresi, ikinci rekâtta fatihadan sonra Ġhlâs suresi okunur.

Veya birinci rekâtta fatihadan sonra Felâk suresi; ikinci rekatta fatihadan

sonra Nâs suresi okunur.

10- CENAZE NAMAZININ KILINIġI

Cenaze namazı, öldükten sonra yıkanan Müslüman için bir duadır.

Bazı Müslümanların kılması ile diğer Müslümanlardan sorumluluk kalkar.

Cenaze namazı için kadınsa veya erkekse niyette bu belirtilir.

Cenaze namazı, secdesiz ve rükûsuz kılınır.

Cenaze namazı için:

- Önce niyet edilir.

- Tekbir alınır.

- Subhaneke okunur. (Vecellesenâüke) de okunur.

- Ġkinci tekbirden sonra salli duası okunur.

- Üçüncü tekbirden sonra cenaze duası okunur. Bu duayı bilmeyen

“Amin” der. Veya Rabbena Atina duasını okur.


187

- Dördüncü tekbirden sonra selam verilir.

11- ĠSTĠHARE NAMAZININ KILINIġI

Ġstihare, hayırlı olanı istemek demektir.

ĠĢlerimizde neyin daha hayırlı olduğunu anlamak için:

- Niyet edilir, Subhaneke okunur. Euzu besmele çekilir. Fatiha ve Kâfirun

suresi okunur. Rükû secde yapılır.

Ġkinci rekâtta da Besmele Fatiha – Ġhlâs suresi okunur. Rükû secde

yapılır, selam verilir. Ve Ģu dua okunur:

OkunuĢu:

“Allahumme inni estehiruke bi – ilmike ve estakdiruke bikudratike ve

es’eluke min fadlike’l-azim. Feinneke takdiru velâ ekdiru ve ta’lemu vela

yâ’lemun ve ente allamu’l-ğuyub. Allahumme in kunte ta’lemu enne hâza’l,


188

emre hayrun li fi dini ve meâĢi ve akıbeti emri âcili emri ve âcilihi fakdurhu li ve

yessirhu li summe bârik li fih. Ve in kunte ta’lemu enne haza’l-emre Ģerrun li fi

dini ve meâĢi ve âkıbeti emri âcili emri ve acilihi fasrifni anhu va’kdur liyelhayra

kâne sume ardini bih.”

Anlamı:

Allah’ım! Senin ilmine göre hayrını diliyorum, kudretinden güç istiyorum,

senin büyük fazlını diliyorum. Zira sen kadirsin, ben kadir değilim, sen bilirsin

ben bilmem, sen gizlileri bilirsin. Allah’ım eğer sen bu iĢin benim dinim,

geçimim, sonum, Ģimdim ve geleceğim hakkında hayırlı olduğunu biliyorsun

bunu bana takdir eyle, kolaylaĢtır. Eğer bu iĢim benim dinim, geçimim, sonum,

Ģimdim ve geleceğim hakkında Ģerli olduğunu biliyorsun bunu benden, beni de

bundan çevir, hayır nerede ise bana onu nasip eyle, sonra beni onunla hoĢnut

eyle.

12- HACET NAMAZININ KILINIġI

Herhangi bir isteği olan kimse yatsı namazından sonra 2 – 4 veya daha

fazla hacet namazı kılar, hacet duasını okur. Ġsteğinin olması yolunda dua

eder.

Birinci rekâtta subhaneke, euzu besmele ve üç defa Ayetel kürsi okur.

Rükû secde yapar.

Ġkinci rekâtta Besmele, Fatiha ve Ġhlâs suresi okur, rükû secdeden sonra

oturur. Ettehıyyatü, salli, barik, rabbenayı okur, selam verir.

Bu namazla ilgili olarak Hz. Peygamber (SAV) Ģöyle buyurur: - “Kimin

Allahtan bir dileği olursa iki rekât namaz kılsın sonra Allaha dua etsin, salâvat

getirip, hacet duasını okusun.” (Tirmizi Vitir: 17) (Bak H. Döndüren, Ġslam Ġlm:

325 – 353) buyurmuĢtur.


189

Hacet Duası:

OkunuĢu:

“Lâ ilâhe illallahu’l halimu’l kerimu subhanellahi Rabbi’l arĢi’l azim.

Elhamdu lillahi Rabbi’l âlemin es’eluke mucibati rahmetike ve azaime

mağfiretike ve’l ganimete men kulli birrin vesselâmete min kulli ismin la teda’li

zenben illâ gafertehu vela hemen illâ ferectehu velâ haceten hiye leke rızan illâ

kazeytehu ya erhamer-rahimin.”

Anlamı:

Halim olan, Kerim olan Allahtan baĢka hiçbir ilah yoktur. Büyük ArĢ’ın

Rabbi olan Allah noksanlıklardan münezzehtir. Hamd, âlemlerin Rabbi olan

Allaha mahsustur. Senden rahmetinin gereği olan iyi Ģeyleri istiyorum. Yine

mağfiretinin çeĢitlerini her iyilikten elde edinmeyi ve her günahtan selameti de

senden isterim.

BağıĢlamadığın bir günah ve gidermediğin bir üzüntü bende bırakma.

Rızana uygun olan benim dilek ve hacetimi de yerine getir, ey merhamet

edenlerin en merhametlisi.

13- TESBĠH NAMAZININ KILINIġI

Bu namaz, sevabı bol olan bir namazdır. Her zaman kılınabilir. Bilhassa

mübarek gecelerde kılmak adet olmuĢtur.

Tesbih namazı dört rekâttır. ĠkiĢer ikiĢer kılınır. Yalnız kılınabileceğini

gibi cemaatle de kılınır.


190

Toplam 300 defa: “Subhanellâhi velhamdülillâhi ve la ilâhe illallahü

vallahü ekber. Vela havle velâ guvvete illa billahil aliyyil azim” denir.

Tesbih namazı kılacak olan kimse:

- Niyet eder, “Allahu ekber” der. Sübhanekeyi okur, 15 defa tesbihi

söyler.

- Euzu besmele çeker, fatihayı okur bir de sure okur 10 defa tesbih

söyler.

- Rükuya varır, üç defa “Subhane rabbiye’l azim” dedikten sonra 10 defa

tesbih söyler.

- “Semi Allahülimen hamideh. Rabbena lekel hamd” der dikilir. 10 defa

tesbih söyler.

- “Allahu ekber” deyip secdeye varır üç defa: “Sübhane Rabbiye’l a’la”

der. 10 defa tesbih söyler.

- “Allahu ekber” der oturur 10 defa tesbih söyler.

- “Allahu ekber” der secdeye varır. Üç defa: “Sübhane Rabbiye’l a’la”

der. 10 defa tesbih söyler. Ġkinci rekâta kalkar. Ġkinci rekâtı da aynı Ģekilde kılar

oturur selam verir. Bundan sonraki iki rekâtı da aynen tekrar eder.

H- SECDELER

a) Tilavet Secdesi:

Kur’an-ı Kerim’de 14 secde ayeti vardır. Bunlardan birini okuyan veya

iĢiten her mükellefe secde yapmak vacip olur. Ayrıca secde ayetinin anlamını

okuyan veya dinleyen kimsede secde etmelidir.

Secde ayetini okuyan da dinleyenlere secde ayetini hatırlatmalıdır.

Secde niyetiyle (eller kaldırılmadan) “Allahu ekber” denir. Secdeye

varılır. üç defa: “Sübhane Rabbiye’l a’la” denir. Sonra “Allahu ekber” denilerek


191

secdeden kalkılır. Ayağa kalkarken “Gufrâneke Rabbenâ ve ileykel – masir ”

denir.

Secde ayetinin bulunduğu sureler ve ayetler Ģunlardır:

A’raf suresi 206. ayet

Râd suresi 15. ayet

Nahl suresi 50. ayet

Ġsra suresi 109. ayet

Meryem suresi 25. ayet

Hacc suresi 18. ayet

Furkeyn suresi 60. ayet

Nelm suresi 25. ayet

Secde suresi 15. ayet

Sâd suresi 24. ayet

Fussılet suresi 37. ayet

Necm suresi 62. ayet

ĠnĢikâk suresi 20. ayet

Alak suresi 19. ayet

Bu secdelerin farz, vacip ve sünnet olanları vardır.

Peygamber (a.s) Ģöyle buyurur:

“Ademoğlu secde ayetini okuyup secde edince Ģeytan ağlar: (Vay benim

halime! Ademoğlu secde etmekle emrolundu hemen secde etti; cenneti hak

etti. Ben secde etmedim; cehennemi hak ettim der.) ” (Müslim, Ġman: 35)


192

Secde ayetlerinde:

1- “Secde et” emri vardır. Ya da;

2- Her Ģeyin Allah’ı secde ettiği bildiriliyor. Veya;

3- Ġnançsızların secde etmekten kaçındığından söz ediliyor.

Bunun için secde ayetini okuyan veya duyan ebdestli ise hemen secde

eder. Abdesti yoksa abdest alınca secde eder. Hayız ve nifaslı olan,

temizlenince secde eder. Böylece secde emrine itiat edilmiĢ olur. Secde

edenlerden olur. En önemlisi de secde etmeyenlere muhalif hareket etmiĢ olur.

Namazda secde ayetini okuyan, namazın bitiminde secde eder.

b) Sevih Secdesi:

Peygamberimiz (a.s) “Namazı için Ģüpheye düĢen, doğrusunu araĢtırsın.

Sonra selâm versin, sevih secdesi yapsın, yani yanıldığı için iki secde daha

yapsın.” (H. Döndüren Ġslâm Ġlh: 336) buyurur.

“Sizden biri dört mü, üç mü kıldı Ģüpheye düĢerse, Ģüpheyi atsın namazı

ona göre tamamlasın ve sonunda iki secde etsin.” (Age: 387)

Sevih secdesi, farzın gecikmesi ve vacibin terkinden dolayı yapılır.

Mesela:

- Sureyi fatihadan önce okumak,

- Fatihadan sonra sure okumayı unutmak,

- Birinci oturuĢu unutmak,

- Vitirde kunutları okumamak,

- Son oturuĢta ettehıyyatüyü okumak,

- Birinci oturuĢta salli barik okumak gayri müekketlerde okumamak… vb.

Secde etmeyi unutanın namazı bozulmaz. Sevabı az olur.


193

Secdeyi bilerek terk edenin namazı bozulur.

c) ġükür secdesi:

ġükür secdesi, Cenab –ı Allah’ın bir lütfuna nail olmak veya

sıkıntılardan, belalardan kurtulmak gibi nedenlerle yapılır.

YapılıĢı Ģöyledir:

- Kıbleye dönülür. Tekbir alınır, secdeye varılır. Üç defa “Sübhane

Rabbiye’l-a’la” denir. Allahü ekber diyerek kalkılır.

d) Namazın içinde söylediklerimizin manaları:

- Allahü Ekber: Allah en büyüktür.

- EuzubillahimineĢĢeytanirracim: Ġlahi rahmetten kovulmuĢ olan

Ģeytandan Allah’a sığınırım.

- Bismillahirrahmanırrahim: Rahman ve rahim olan Allahın adıyla

baĢlarım.

- Subhane Rabbiye’l-azim: Alemlerin Rabbını her türlü noksanlıklardan

tenzih ederim.

- Semi Allahü limen hamideh: Allah hamd eden kulunun övmesini

iĢitmiĢtir.

- Rabbena leke’l hamd: Hamd Allaha mahsustur.

- Sübhane Rabbiye’l-a’la: Yüce Allah’ım seni noksanlıklardan tenzih

ederim.

- Es’selamü aleyküm ve rahmetullah: Allahın selamı ve rahmeti

üzerinize olsun.


194

Namazda ne dediğimiz bilinir ve düĢünülürse, baĢka Ģeyler

düĢünmekten ve vesveseden kurtuluruz. Namazdan daha çok zevk alırız.

3- ORUÇ TUTMAK

Oruç tutmak üzerimize farzdır. Kur’an-da Ģöyle buyrulur:

- “Ey iman edenler! Sizden öncekilere oruç farz kılındığı gibi size de farz

kılındı.” (Bakara: 183)

- “Kim ramazan ayına ulaĢırsa oruç tutsun” buyrulmuĢtur. (Bakara: 185)

Oruç, imsak vaktinden akĢam namazına kadar bir Ģey yiyip içmemekle

tutulur. Bütün organlarla tutulmasına dikkat edilir.

Oruç, ramazan ayında her mükellef Müslümana farzdır. Bazen de sevap

kazanmak için nafile oruç tutulur.

a) Oruç kimlere farzdır:

1- Müslüman olana,

2- Akıllı olup, erginlik çağına gelene,

3- Oruç tutmaya gücü yetene,

4- Hayız ve nifas hali olanlar temizlendikten sonra kaza ederler.

- Oruca niyet Ģarttır.

- Sahura kalkmak bir Ģeyler yiyip içmek sünnettir.

- Orucu bütün organlarla tutmak gerekir. Yoksa insanın eline aç ve

susuz kalmaktan baĢka bir Ģey geçmez.

- Muharrem ayının yalnız onuncu günü oruç tutulmaz.

- Tek Cuma veya cumartesi veya Pazar oruç tutmak mekruhtur.


195

- Aralıksız her gün oruç tutmak mekruhtur.

- Kurban bayramı günleri ve ramazan bayramının birinci günü oruç

tutulmaz.

- Kadın kocasından izinsiz nafile oruç tutamaz.

b) Kimler oruç tutmayıp kazaya bırakabilir:

1- Yolcu olanlar

2- Hasta olanlar,

3- Hamile olan veya emzikli çocuğu olanlar,

4- Ġhtiyarlar,

5- Hayız ve nifaslılar,

6- O gün çok ağır iĢi olanlar, orucunu kazaya bırakabilir.

c) Orucu bozmayan Ģeyler:

1- Unutarak bir Ģey yiyip içmek,

2- Uykuda cünüp olmak,

3- EĢini öpmek,

4- Burun akıntısını içe çekmek,

5- Tükürük yutmak,

6- Ġstemeyerek kusmak,

7- Ağızdaki küçük kırıntıları yutmak,

8- Su kaçırmadan duĢ almak,

9- Kan aldırmak,


196

10- Ġstemeyerek duman çekmek,

11- Gül, koku koklamak,

12- DiĢ fırçalamak orucu bozmaz.

d) Orucu bozan ve kaza gerektiren durumlar:

1- Herhangi bir Ģey yutmak,

2- Yenmesi âdet olmayan bir Ģey yemek,

3- Yağmur ve kar suyunu yutmak,

4- Unutarak yiyip içenin, yeme içmeye devam etmesi,

5- Ġsteyerek ağız dolusu kusmak,

6- Vaktin geldiğini zannedip yiyip içmek,

7- Zorlama ile oruç bozmak,

8- Sahurda vakit var zannı ile yeme içmeye devam etmek,

9- Abdest alırken suyu boğazdan kaçırmak,

10- Acil bir durumda kan almak…

Böyle hallerde Ramazan dıĢında bozulmuĢ olan orucu bir gün kaza

etmek gerekir.

e) Orucu bozan ve kefaret gerektiren haller:

1- Bilerek ramazanda yiyip içmek,

2- EĢi ile iliĢkiye girmek,

3- Ağızdaki suyu isteyerek yutmak,

4- Sigara içmek veya isteyerek dumanını çekmek,


197

5- AlıĢkanlık olarak toprak veya taĢ gibi Ģeyler yemek,

6- Bir hatadan sonra orucum nasıl olsa bozuldu deyip yiyip, içmek.

Böyle hallerde ardı ardına ara vermeden 60 gün oruç tutulur. Bir de

bozulan oruç kaza edilir, toplam 61 gün oruç tutulur.

f) BaĢlanmıĢ oruç hangi hallerde bozulabilir?

1- Oruca devam edemeyecek kadar hastalanmak ve ilaç almak zorunda

kalmak,

2- 90 km. den fazla olan bir yola çıkmak,

3- Ciddi bir tehditle karĢı karĢıya kalmak,

4- Hamilelikte çocuğa herhangi bir zarar gelme endiĢesi,

5- YaĢlılıktan meydana gelen acizlik,

6- ġiddetli açlık veya susuzluk,

7- Adet görme veya nifas halinin baĢlaması.

Böyle hallerde oruç bozulur, daha sonra bir gün olarak kaza edilir.

BozulmuĢ bir orucu kaza olarak tutamayan oruç fidyesi verir.

Kimler verir?

- Çok yaĢlı olan kimseler,

- ĠyileĢemeyecek Ģekilde hasta olanlar, bir oruç için sabah akĢam bir

ihtiyaç sahibini doyurur. Veya bu miktarda bir parayı ihtiyaç sahibine verir.

ĠyileĢme ümidi olan ve tutma gücü olan kimse orucunun fidyesini

vermez. Ramazandan sonra müsait olunca tutar.


198

4- ZEKÂT VERMEK

Zekât, temizlenme, çoğalma manalarına gelir.

BaĢka bir deyiĢle zekât, zekâta tabi olan bir malın belirli bir oranda bir

kısmının ihtiyaç sahiplerine verilmesidir.

Zekâtın çok büyük faydaları vardır.

Kur’an-da birçok yerde zekâtın verilmesi emredilmiĢtir. Zekâtını

vermeyen, Allaha isyan etmiĢ ve büyük günah iĢlemiĢ olur. Çünkü malda

Allahın ve ihtiyaç sahiplerinin hakkı vardır.

a) Kimler zekât verir?

1- Müslüman olanlar,

2- Buluğa eren zenginler,

3- Hür ve akıllı olanlar,

4- Zekât verilecek miktarda mala, paraya sahip olanlar,

5- Bir malın zekâtının verilebilmesi için üzerinden bir yıl geçmesi Ģarttır.

Önceden de verilebilir.

6- Bir yıllık ihtiyaçtan fazla olan maldan, borçlar düĢüldükten sonra

zekâtı verilir.

b) Hangi mallardan zekât verilir?

- 81 gram altının kırkta biri,

- 560 gram gümüĢün kırkta biri,

- Ticaret malının kırkta biri,

- Nakit eldeki paranın, dövizin kırkta biri,


199

- 40 adet koyun ve keçinin kırkta biri,

- 30 adet sığırın, mandanın otuzda biri,

- 5 adet devede bir koyun verilir.

- Arazi ürünlerinin durumuna göre yüzde beĢ, yüzde on, yüzde on beĢ

veya yüzde yirmisi verilir. Buna öĢür denir.

c) Kimlere zekât verilir?

Tevbe suresinin 60. ayetinde Ģöyle geçer:

1- Ġhtiyaç sahiplerine,

2- Hiçbir Ģeyi olmayan düĢkünlere,

3- Kalpleri Ġslam’a ısındırılması gerekenlere,

4- Kölelere,

5- Borçlulara,

6- Allah yolunda cihad edenlere, (asker, öğrenci gibi)

7- Yolcu olup da ihtiyacı olanlara zekât verilir.

8- Ġhtiyaç sahibi olan kardeĢ, kardeĢ çocukları, amca, dayı, yakın

akraba, yakın komĢu ve baĢka ihtiyaç sahiplerine zekât verilir.

9- Anneye, babaya, dedeye, nineye, eĢe, çocuklara, varlık sahiplerine,

Ġslam’la, Müslümanla uğraĢan kimselere ve hayır kurumlarına zekât verilmez.

Zekât bizzat ihtiyaç sahibine verilir. Gelin, damat, kayın valide, kayın

peder ihtiyaç sahibi ise onlara da zekât verilir.

d) Fıtır sadakası:

Varlık sahibi Müslümanın fitre vermesi vaciptir. Fıtır, çocuklar için de

verilir. Burada zekâtta olduğu gibi malın yıllanmıĢ olması Ģartı aranmaz.


200

Herkes durumuna göre değiĢen rakamlarda verir.

Fitrenin bayram namazından önce verilmesi gerekir.

Zekât verilen kimselere fitre de verilir.

Bir gelin, damat veya kayınpeder, kayınvalideye ihtiyaç sahibi ise zekât

verilir, ama fıtır sadakası verilmez.

5- HACCA GĠTMEK

Hac, ihrama girmek, belirtilen vakitte Arafat’ta durmak ve Kâbe’yi ziyaret

etmektir.

Hac, Allahın varlık sahibi kulları üzerinde bir hakkıdır.

a) Hacca kimler gider?

1- Müslüman olanlar,

2- Akıllı ve erginlik çağına girmiĢ olanlar,

3- Hür olanlar,

4- Hac için yeterli parası ve vakti olanlar,

5- Ailesinin dönünceye kadar ihtiyaçlarını karĢılamıĢ olan kimseler

hacca gider.

b) Hac üç Ģekilde yapılır:

1- Ġfrat Hacı: Umresiz yapılır, kurban kesilmez.

2- Temettu Haccı: Haccı ve umreyi ayrı ayrı ihramlarla yapmaktır. Vacip

olduğu için kurban kesilir.


201

3- Kıran Haccı: Hac ve umreye birden niyetlenerek aynı ihramla

tamamlamaktır. Vacip olduğu için kurban kesilir.

c) Haccın farzları Ģunlardır:

1- Ġhram giymek:

Ġhram dikiĢsiz elbise giymek ve bazı helal olan Ģeyleri kendisine haram

kılmaktır.

Ġhramlı iken telbiye getirilir. Yani, “Lebbeyk Allahümme lebbeyk,

lebbeykelâ Ģerike leke lebbeyk. Ġnnel hamde ven’nığmete leke vel-mülke lâ

Ģerike leke” demektir.

2- Arafat’ta vakfe durmak:

Arefe günü akĢamdan bayram günü sabah aydınlığına kadar bir süre

durmaktır.

3- Kâbe’yi tavaf etmek:

Bayram günleri içinde Kâbe’yi ziyaret edip, ziyaret tavafı yapmaktır.

d) Haccın vacipleri Ģunlardır:

1- Mikat mevkiinde ihrama girmek,

2- Ġhramlı iken yasak olan Ģeye uymak,

3- Arafat’ta durmak,

4- Bayram günü güneĢ doğmadan önce müzdelifede eğleĢmek,

5- Ziyaret tavafını yedi defa yapmak ve bayramda yapmıĢ olmak,

6- Tavafa Hacer’l-Esvetten baĢlamak,


202

7- Abdestli olmak,

8- Özrü yoksa yürüyerek yapmak,

9- Tavafı tamamlayınca iki rekât namaz kılmak,

10- Safa ve Merve arasında 7 defa gidip gelmek

11- Mina’da Ģeytan taĢlamak ve ihramdan çıkıp tıraĢ olmak,

12- En son Mekke’den ayrılırken veda tavafı yapmak.

e) Haccın sünnetleri Ģunlardır:

1- Ġhrama abdestli girmek,

2- Ġhram niyeti ile iki rekât namaz kılmak,

3- Koku sürünmek,

4- Telbiye getirmek,

5- Mekke’ye giriĢ tavafı yapmak,

6- Erkekler için sağ omuzun açık olması,

7- ġeytan taĢlamayı sıra ile yapmak,

8- Ġlk bayram gecesinde Mina’da bulunmak,

9- Müzdelifeden Mina’ya güneĢ doğmadan hareket etmek,

10- Medine’de Mescid –i Nebeviyi ziyaret edip 40 vakit namaz kılmak.

f) Ġhramlı neler yapamaz?

1- EĢi ile birleĢemez,

2- DikiĢli elbise giyemez,


203

3- Av avlayamaz, canlı öldüremez,

4- TıraĢ olamaz, vücudundan kıl koparamaz,

5- Koku sürünemez,

6- Tırnak kesemez,

7- YeĢil bir yaprak bile koparamaz.

g) Hac nasıl yapılır?

- Önce helal para ile yola çıkılır, eĢ dostla helalleĢilir.

- Mikat bölgesi ihrama girilir. Ġki rekât namaz kılınıp hacca niyet edilir.

- Mekke’ye varınca kudum tavafı yapılır, iki rekat namaz kılınır.

- Safa Merve arası say yapılır.

- Arefe günü Arafat’ta vakfe durulur. Burada öğle ile ikindi cem edilir.

- AkĢam müzdelifeye hareket edilir. AkĢamla yatsı cem edilir. Burada

Ģeytana atılacak taĢlar hazırlanır.

- Mina’da Ģeytan taĢlanır, kurban kesilir.

- Bayramda ziyaret tavafı yapılır. Bayram günleri Mina’da Ģeytan

taĢlanır.

- Mekke’de veda tavafı yapılır, iki rekat namaz kılınır.

H- UMRE NEDĠR?

Herhangi bir zamanda Kâbe’yi ziyaret etmektir. Hayatta en az bir defa

umre yapmak sünnettir.

Umrenin iki farzı vardır: ihrama girmek ve Kâbeyi tavaf etmek.


204

Umrede önce ihrama girilir. Sonra Kâbe tavaf edilir. Ġki rekât namaz

kılınır. Safa Merve arası say yapıldıktan sonra, tıraĢ olup ihramdan çıkılır.

I- KURBAN

Kurban bayramı günleri vasıflı bir hayvanın Allah rızası için kesilmesidir.

Kurbanı, varlık sahibi Müslümanlar keser.

Her hayvan kurban olmaz. Koyun, keçi, sığır, deveden baĢka hayvan

kurban olarak kesilemez.

Kurban bayramının üç günü dıĢında da kurban kesilmez.

Kurbanı herkes kesemez. Ġnançlı kimseler keser.

Hayvana asla eziyet verilmez.

Tekbirler getirilir, euzu besmele ile:

- “Ġnni veccehtü vechiye lillezi fetara’s-semavati vel’arda hanifen ve mâ

ene minel müĢrikin” ayeti okunur.

- “Bismillahi Allahü ekber” veya “Bismillah” denilerek kesilir.

- Kesim iĢinden sonra iki rekat Ģükür namazı kılınır.

- Kurban olarak kesilecek hayvanın hasta, sakat, çok zayıf, görünümü

kötü olmaması gerekir.

Kurbanın dokuz Ģeyi yenmez:

1- Kanı,

2- Midesindekileri,

3- Cinsel organları,


205

4- Kıkırdak kısmı,

5- Hayaları,

6- Derisi,

7- Bezeleri, uykulukları,

8- Ödü,

9-Ġdrar torbası.

- Bayramda teĢrik tekbirlerinin getirilmesi ihmal edilmemelidir.

Kurban her Ģeyi ile bir bütündür. Hiçbir Ģeyi telef edilmemelidir. Derisi

veya bir kısmı kesim ücreti olarak verilemez. Hayır kurumlarının dıĢında bir

yere derisi verilemez ve kurban bağıĢlanmaz. Kurbanı kesmeyip de parası

verilirse kurban kesilmemiĢ olur. Kurbanda esas olan kan akıtmaktır.

Ġ- ADAK

Adakla kurbanı karıĢtırmamak gerekir.

Adak, bir insanın mükellef olmadığı halde bir iĢi yapmaya söz

vermesidir. Bu bir vaattir. Allah’a söz verilmiĢtir. Yerine getirilmesi vaciptir.

Adak sahibi ve bakmak durumunda olduğu kimseler kesilen hayvanın

etinden yiyemez.

Adak, olur olmaz iĢ için, olur olmaz Ģeylerden olmaz.

Adak sevap kazandırmaz. Kaderi de değiĢtirmez.

Adak cinsinden farz, vacip bulunmalıdır. Kötü bir iĢ yapmak da

adanmaz.


206

J- AKĠKA

Akika, çocuklar için buluğ çağına kadar Allaha Ģükür kurbanı olarak

kesilen hayvandır.

Akika kurbanı kesen, etinden yiyebilir.

Bir insan: “Eğer çocuğum sağ salim doğarsa kurban keseceğim” derse

bu adak olur. “Akika kurbanı keseceğim derse,” bu adak olmaz.

Hayvan kesilince dua edilir. “Ya rabbi! Bana böyle bir evlat verdiğin için

sana Ģükürler olsun. Evladımı hayırlılardan et. Hayırlı ömür ver, rızana uygun

yaĢat, razı olacağın iĢler yapmak nasip et” denilir.

K- YEMĠN

YapılmıĢ olan yeminin bozulmasından sonra kefaret gerekir. Yemini

bozan Ģunlardan birini yapar.

1- On fakiri sabah akĢam doyurur. Buna gücü yetmezse,

2- On fakiri orta halli giydirir. Buna da gücü yetmezse,

3- Aralıksız üç gün oruç tutar.

Hiçbirine gücü yetmezse tevbe istiğfar eder, Allahtan affını ister, olur

olmaz Ģeye yemin edilmez.


207

DOKUZUNCU BÖLÜM

MÜBAREK GÜN VE GECELER

A- Mübarek günler:

a) Cuma günü,

b) Kurban bayramı günleri,

c) Ramazan bayramı günleri

d) AĢure günü.

B- Mübarek geceler:

a) Mevlid kandili:

Rabiul evvel ayının on ikinci gecesidir. Bu gecede peygamber (as)

doğmuĢtur.

b) Regaip kandili:

Recep ayının ilk Cuma gecesidir. Rahmeti ve bereketi bol bir gecedir.

Bu gece yüce yaratıcı kullarına ikram ve ihsanlarda bulunur. Ayıni zamanda

dua ve tevbelerini de kabul eder.

c) Miraç kandili:

Recep ayının 27. gecesidir. Bu gece peygamberimiz (as) miraca

çıkmıĢtır.

Namaz bu gece emredilmiĢtir.

d) Berat kandili:

ġaban ayının 15. gecesidir. Bu gece af gecesidir. KurtuluĢ gecesidir.

e) Kadir gecesi:


208

Ramazan ayının 27. gecesidir. Bu gecede Kur’an inmiĢtir. Bu gecenin

bin aydan daha hayırlı bir gece olduğu bildirilmiĢtir.

Bu geceler Allahın kulları için bir fırsattır. Bol bol dua ve ibadet

edilmelidir.

C- Mübarek Aylar:

Üç aylar; Recep, ġaban ve Ramazan aylarına denir.

Recep, Allah’ı çok anmak demektir. Allahın ayıdır.

ġaban, bereket ayı, af ayı ve peygamberin ayıdır.

Ramazan ise, ayların en faziletlisi ve bereketli olanıdır. Muhammed

ümmetinin ayıdır.

Mübarek zamanlarda neler yapılır?

Böyle mübarek geceler için özel ibadet Ģekli yoktur. Böyle geceler af ve

kurtuluĢ için birer fırsat olduğu için;

- GeçmiĢle ilgili bol bol tevbe istiğfar edilmelidir.

- Kaza ve nafile namazlar kılınmalıdır.

- Kur’an okunmalıdır.

- Allah çokça zikredilmelidir.

- Peygamber (as)a bol bol salavat getirilmelidir.

- Ölen yakınlarımız hatırlanmalıdır. Onlar içinde bir Ģeyler yapılmalıdır.

- Ġmkan varsa oruçla karĢılanmalı, oruçla uğurlanmalıdır.

- Sevdiklerimiz için, kendimiz için, Ġslam alemi için bol bol dua etmeliyiz.

- Böyle zamanlarda tebrikleĢme ve hediyeleĢme geleneğini

yaĢatmalıyız. Müslüman kimliğimizin unutulmasına müsaade etmemeliyiz.


209

- Böyle gecelerden genç nesli haberdar etmeliyiz. Yapılacak olan

ibadetlerin özel bir değeri olduğunu anlatmalıyız ki, onlarda nasipsizlerden

olmasın. Mübarek zamanların feyiz ve bereketinden istifade etsinler.

- Böyle zamanlar değiĢme ve değiĢtirmek için en güzel zamanlardır.


210

ONUNCU BÖLÜM

GÜNAH

A- Günah Nedir?

Kur’an-da ve Hz. Peygamberin sünnetinde yasak olan Ģeylerdir. BaĢka

bir ifadeyle günah, insanın vicdanını sızlatan Ģeydir.

Günah bilinmezse, günahtan korkulmazsa, günah küçümsenip, hafife

alınırsa insan günaha düĢer.


- “Ġnsan günah iĢlediği zaman kalbinde siyah bir nokta meydana gelir.

Eğer tevbe ederse o siyahlık yok olur. Ġnsan günaha devam ederse, o siyahlık

büyür ve kalbini karartır.” (Ramuz’ul-Ehadis: 25/11)

Günah insandan birçok Ģeyi yok eder. Mesela günaha devam eden de

ahiret anlayıĢı, utanma duygusu, hak hukuk anlayıĢı kalmaz. Günahkâr

kulluktan çıktığı gibi insanlıktan bile çıkar.

Günahların mutlak cezası vardır:

- Kul günahı sebebiyle iyiliklerden mahrum olur.

- Rızkı daralır, sıkıntılı bir hayat yaĢar.

- Günah manen kirlenmeye neden olur. Merhametsiz hale getirir.

- Günahı sebebiyle cezalandırır. Hatta yakınlarına bile bu ceza yansın.

Bir insan günah iĢlerse, günahkâr olur. Günahın günah olduğunu kabul

etmezse küfre girer.


211

a) Büyük günahlar

Günahlar; büyük günahlar ve küçük günahlar diye ikiye ayrılır. Büyük

günah Kur’an da ve hadislerde günah olduğu bildirilen büyük günahlar vardır.

1- Büyük günahlar nelerdir?

Allah Resulu büyük günahları bize Ģöyle bildirmiĢtir:

Allaha Ģirk koĢmak,

1- Anaya babaya isyan etmek,

2- Haksız yere birini öldürmek,

3- Namuslu kadına zina iftirasında bulunmak,

4- Zina yapmak,

5- Cihattan kaçmak,

6- Yetim malı yemek,

7- Haramları iĢlemekte ısrar etmek,

8- Faiz yemek,

9- Hırsızlık yapmak,

10- Ġçki içmek,

11- Büyü yapmak yaptırmak,

12- Yalan Ģahitliği yapmak,

13- Yalan yere yemin etmek , (Buhari Vesaya: 8/1172)


212

Öncelikle büyük günahlar yedidir:

1- Allah’a ortak koĢmak,

2- Allahın haram kıldığı canı haksız yere öldürmek,

3- Namuslu kadına zina isnadında bulunmak,

4- SavaĢtan kaçmak,

5- Faiz yemek,

6- Yetim malı yemek

7- Hicret ettikten sonra eski cahilliğe (günahlara) geri dönmek. (Hadis:

Camiu’s: 3/3065)

b) Fıkıh ve akaid kitaplarında sıralanan büyük günahlar Ģunlardır:

- Zina etmek, livata yapmak,

- Ġçki içmek,

- Kumar oynamak,

- Anne babaya haksız yere isyan etmek,

- Yalan söylemek, yalan Ģahitliği yapmak,

- Hırsızlık yapmak,

- Gıybet etmek,

- Kötü zanda bulunmak, kötü düĢünmek,

- Ġftira etmek,

- Yetimi azarlamak, doyurmamak,

- Domuz eti yemek,


213

- Ölü hayvan eti yemek (Bunlar da Kur’an-da geçen büyük günahların

baĢlıcalarıdır.)

- Allah’ın rahmetinden ümit kesmek,

- Allah’ın rahmetinden emin olmak,

- Günah iĢlemekte ısrar etmek, korkmamak,

- Koğuculuk yapmak,

- Büyü yapmak,

- Fala bakmak,

- Stokçuluk yapmak, fahiĢ fiyatla mal satmak,

- Ġbadetleri geciktirmek, terk etmek,

- RüĢvet almak, vermek, aracı olmak,

- Besmelesiz kesilen hayvanı yemek,

- Sövmek, lanetlemek,

- Kibirlenmek,

- Allah’ın dinine müdahale etmek,

c) Kur'an da zikredilen bazı büyük günahlar Ģunlardır:

- Hırsızlık yapmak (Maida: 38)

- Allah'a ortak koĢmak (Maida: 72)

- Ġçki içmek, kumar oynamak (Maida: 90)

- Cana kıymak (Isra: 31 + 33)

- Yetim malı yemek (Nisa: 10)

- Zina etmek (Ġsra: 32)


214

- Anaya babaya isyan etmek (Ġsra: 23)

- Yalan söylemek, yalan Ģahitliği yapmak (Nisa: 137)

- Büyü yapmak (Bakara: 102)

- Faiz yemek (Bakara: 275)

- Ġnsanları allah yolundan alıkoymak (Bakara: 219)

- Temizi pis olanla değiĢtirmek (Nisa: 2)

Hadislerde zikredilen bazı büyük günahlar Ģunlardır:

- Allah'a ortak koĢmak,

- Cana kıymak, çocuğunu öldürmek,

- KomĢusunun namusunu kirletmek, (Tecrid –i Sarih Ter. 11/38)

- KiĢinin ana babasını lanetlemesi (Age: 8/122)

- Yalan söylemek (Age: 8/68)

- LanetleĢmek, içki içmek, çalgı çalıp eğlenek, zina etmek (Ramuz-el

Ehadis: 53/18)

- Namuslu kadına iftira etmek, büyü yapmak, yetim malı yemek,

haramda ileri gitmek, faiz yemek, hırsızlık yapmak, içki içmek yalan yere ymin

etmek (Buhari, Vesaya 8/1172)


215

d) Ġslam büyüklerinin eserlerinde geçen büyük günahlardan bir kaçı

Ģunlardır:

- Kumar

- Ġsraf

- Riya

- Kibir

- RüĢvet

- Zulüm

- Yalan

- Gıybet

- Kötü zan

- Bid’at iĢlemek, günahta ısrar etmek,

- Günah iĢlemekten korkmamak,

- Büyü yapmak,

- Gaybı bildiğini iddia etmek

- Fala bakmak

- Ruh çağırmak

- Uğur, uğursuzluk aramak

- ÖlmüĢlerden yardım beklemek

- Bazı insanları günahsız saymak,

- Allah'a yaptığını baĢkasına yapmak, allahtan istediğini baĢkasından

istemek

- Ġbadeti terk etmek


216

- Allah'ın emir ve yasaklarını öğrenmemek

- Allah'a iyilik yapana Ģükretmemek

- Ġmansız olmaktan korkmamak

- Faiz alıp vermek

- Müslümanları aĢağı görmek

- Müstehcen söz ve resim

- Zulmetmek

- Ana babaya isyan etmek

- Ġçki içmek

- Hırsızlık yapmak

B- Helal:

Allah ve peygamberimiz tarafından müsaade edilen zararsız, güzel ve

faydalı olan Ģeydir.

C- Haram:

Allah ve peygamberimiz tarafından yasaklanan Ģeydir. Haram zararlıdır,

faydasızdır.

Haramla helal arasında bir de Ģüpheli Ģeyler vardır.

Bir Ģeyin haram kılınması için, zararlı veya zararı faydasından çok

olması gerekir.

Kur’an-da: “Peygamber iyiliği emreder, onları kötülükten men eder.

Onlara temiz Ģeyleri helal, pis Ģeyleri haram kılar.” (A’raf: 157) buyrulmuĢtur.

Ġslam’da ulu orta yasak yoktur. Ġslam, ferdi ve aileyi korumak için emir ve

yasaklar koymuĢtur. Ġslam’da emir de yasak da insan yararınadır.


217

Haramın bazı özelliklerini Ģöyle sıralayabiliriz:

- Haram helal kılma yetkisi, Allah’a ve peygambere aittir.

- Haram, helalleĢtirilemez.

- Harama götüren Ģey de haramdır.

- Çoğu haram olanın azı da haramdır.

- Haramda Ģifa aranmaz.

- Zaman ve Ģartlar haramı helal kılmaz.

- Haram helale karıĢırsa onu da haramlaĢtırır.

- Mahkeme kararı ile haram helale dönüĢmez.

a) Ġnançta haram olanlar:

- Ġslam’da inanç ve itikat düzgünlüğü esastır.

- Bid’at iĢlemek,

- Gaybı bildiğine inanmak,

- Sihre büyüye inanmak,

- Ruh göçüne inanmak,

- Uğur aramak, uğursuz saymak,

- Fala bakmak, falcıya inanmak,

- Haram ve günahı inkar etmek.


218

b) Yeme içmede haram olanlar:

- Allahın adı anılmadan kesilen hayvanın eti,

- Allahtan baĢkası için kesilen hayvanın eti,

- ÖlmüĢ hayvan,

- LeĢ, kan, domuz,

- Dinsizin kestiği hayvanın eti,

- Hayvanın cinsel organı, ödü, kanı, idrarı, hayaları,

- Hanefi mezhebine göre istiridye, ıstakoz, midye, yengeç, fare, akrep,

yılan kurbağa, köstebek, kurt, tilki, kedi, köpek, arslan, sırtlan, fil, sincap,

maymun, domuz, at, eĢek, yırtıcı kuĢlar.

- Görünümü, kokusu kötü olan Ģey.

- Alkol, alkol karıĢımı Ģeyler,

- Haram yoldan elde edilen Ģeyler, Kumar ve fuhuĢtan elde edilen

kazanç ve bununla alınan Ģeyler.

c) Bedende haram olanlar:

- KaĢ almak,

- DiĢleri seyreltmek,

- Dövme yaptırmak,

- Mazeret olmadan estetik yaptırmak,

- Güzellik için peruk takmak,

- Kadının erkek gibi, erkeğin kadın gibi tıraĢ olması, takıp takıĢtırması,

- Bedenin teĢhiri,

- Yüzü kızartacak iĢ yapmak,


219

- Bedene eziyet vermek, ĢiĢ sokmak, jiletle kesmek,

- Bedene ait bir Ģeyi satmak (Kan, organ satmak)

- Ġffeti korumamak,

- Bakılmaması gerekene bakmak, dinlenmemesi gerekeni dinlemek,

- Dinlenerek, hırsızlık yaparak, iffetsizlik yaparak insanın kendini

alçaltması,

- Ġntihar etmek,

- Müstehcen giyim.

- Erkeğin ipek giymesi, altın takması,

d) Evde haram olanlar:

- Ev isyan yeri günah yeri olmamalıdır.

- Ev israf evi olmamalıdır.

- Evde kumar oynamak, içki içmek, fuhuĢ yapmak.

- Evde günah kapsamına giren resim, heykel bulundurmak, köpek,

domuz beslemek,

- Konu komĢuya sıkıntı verecek iĢ yapmak,

- Evde baĢkasının hakkı olması

- Evde Allaha kulluk görevinin yapılmaması.

- Evin içinde uygun olmayan kıyafetle dolaĢılması.


220

e) Haram kazanç yolları:

Ġnsana bir Ģey ya helalden gelir veya haramdan gelir.

- Gücü olanın varlığı olanın dilenmesi.

- BaĢkasına ait bir Ģeyin gaspı.

- Dansözlük, Ģarkıcılık ve fuhuĢ gibi yollardan kazanç sağlamak,

- Kumar oynamak, piyango, Ģans oyunları ile para kazanmak,

- Alkol ticareti yapmak, uyuĢturucu ticareti yapmak,

- Haram bir malın alınıp satılması,

- Çalıntı, buluntu malın ticareti,

- Faiz ve faizli alıĢveriĢ.

- RüĢvet,

- Kumar aleti, müstehcen elbise alıp satmak,

- Ölçüde tartıda hile yapmak.

f) Sosyal hayatta haram olanlar:

- Kötü niyetli olmak, kötü düĢünmek,

- Alay etmek, lakap takmak,

- Kötü zanda bulunmak,

- Gıybet, iftira etmek,

-BaĢkasının iffetine dil uzatmak, namusunu lekelemek,

- Ahlaksızlığın yayılmasına sebep olmak,

- Kötü örnek olmak, kötü çığır açmak,


221

- Yuva yıkmak,

- Ġsraf etmek,

- Batıl inançları yaymak, yaĢatmak,

- Sözünde durmamak,

- Haset etmek,

- BaĢkalarına eziyet vermek, zulmetmek.

- Ortak malları kötüye kullanmak,

- BaĢkalarını aldatmak,

- Övünmek, gururlanmak,

- Borcunu ödememek,

- Yalan söylemek,

- Fitne çıkarmak, bozgunculuk yapmak.

Haramdan kaçmak Allahın emridir. Haramdan kaçmayana ceza vardır,

mahrumiyet vardır.

Haramı inkâr eden dinden çıkar.

Haramda ısrar etmek büyük günahtır.

Harama götüren Ģeylerden vazgeçilmezse, bir de Ģüpheli Ģeylerden

kaçınılmazsa, harama düĢülür.

Haramdan kurtulmak için eğer günah Allaha karĢı iĢlendiyse, haramı

terk edip, tevbe istiğfar edip Allahtan af dilenir. Günahın kefareti varsa, kefaret

ödenir. Eğer kula karĢı iĢlendiyse hakkın iadesi gerekir. Ve helalleĢilmesi icap

eder.


222

D- GÜNAH ĠġLEYENE KAFĠR DENĠR MĠ?

Günahlar insan üzerinde tahribat yapar. Kalbi karartır. Ġnsan vicdanını

incitir. Manevi hayatına zarar verir.

Bir insan bir günahı iĢlerse,günahkar sayılır. Ama günahı kabul etmezse

kafir olur.

Ġslam’da kafir olmayana, “kâfir” demek tehlikeli bir sözdür.

Peygamber (AS) Ģöyle buyurur:

- “Kendisine kafir denilen eğer kafirse, söz yerini bulmuĢtur. Eğer kafir

değilse söz geri döner.” (R. Salihin:3/1591)

Mezhebimize göre inkar olayı olmayınca günah iĢleyen kafir olmaz. Kafir

iĢi iĢlemiĢ olur. Bir insanın kafir olup olmadığını Allah bilir.

Ġbni abidin de Ģöyle denmiĢtir: “Müslüman’ı küfürle itham etmek kolay bir

iĢ değildir. Faydası da yoktur. Bir müslümanın sözü ve hareketleri Ģüpheli olsa

bile tevil etmek gerekir, tekfir edilmez.” (C.3, S.258)

Cenab –ı Allah günahları bağıĢlar. Rahmandır, dünyada her canlıyı

rızıklandırır.

Dünya ceza yeri değildir. Cezalandırmak da Allah’a aittir. Dilediğini

dünyada da cezalandırabilir. Bazılarının cezasını arttırmak için ona rızık da

verir ömür de verir. Neden Allah cezalandırmıyor, neden canını alıvermiyor

denmez.

Günah iĢleyene lanet de okunmaz. Peygamber “Müslüman kusur bulucu

ve lanetleyici değildir” buyurur. (B. Hadis Ans. 4/274)

Bir husus da imansız cennete girilmez. Onun için iman korunmalıdır.

Ġman korunmadan ameller bir iĢe yaramaz. “Onların iĢlerini Allah boĢa

çıkarır.”(Muhammed:1)

Dinden çıkan için af da dilenmez. Kur’an-da:

- “Onlar için yetmiĢ kez af dilense de Allah onları asla affetmez.” (Tevbe:

80)


223

- “Onlar için af dilemek peygambere ve Müslümanlara yakıĢmaz.”

(Tevbe:113) uyarıları vardır.

Allah Ġbrahim Peygamberin babası için, Nuh’un oğlu için, Lüt’un eĢi için

Peygamberimizin Ebu Talib için yaptığı duaları kabul etmemiĢtir.

E-KÜFRE GÖTÜREN HALLER

Ömer Nesefi, Ġslam inancının Temelleri AKAĠD adlı eserinde insanı küfre

götüren haller baĢlığı altında Ģunları sıralamıĢtır:

1- Ayet ve hadislerin açık manalarını bırakıp gizli manalar çıkarmak,

“Kur’an-ın ve Sünnetin manaları gizlidir. O gizli manayı ancak üstad bilir”

demek.

2- Kur’an ve sünneti reddetmek, yalanlamak.

3- Büyük veya küçük haramı, günahı helal saymak,

4- Dinle, dinin hükümleri ile alay etmek,

5- Allah’ın rahmetinden ümit kesmek. Kur’an-da “Kafirlerden baĢkası

Allah’tan ümidini kesmez” buyrulmuĢtur. (Yusuf: 87)

6- Allah’ın azabından emin olmak. (Araf: 99)

7- Gaybtan haber verdiğini iddia edeni ve haberini tasdik etmek. Hz.

Peygamber (AS): “Kim kahine gelir, söylediğini tasdik ederse Allah’ın

Muhammed’e indirdiğini inkar etmek olur” buyurur. (Müslim, 39/35)

1- Allah’a iman konusunda insanı küfre götüren haller:

1. Allah’a yakıĢmayan Ģey isnat etmek, isimlerinden emirlerinden biri ile

alay etmek “Allah bize zulmediyor. Ben Allah mallah tanımam, beni Allah bile

göremez” gibi sözler söylemek.


224

2- Allah’ın cennete mükafatlandırılacağı-nı, cehennemde

cezalandıracağını kabul etmemek,

3- “Allah’ın ortağı vardır, eĢi vardır, oğlu kızı vardır” demek.

4- ġuna Allah’ın gücü yetmez demek.

5- “Allah’ın eli uzundur” demek. (El isnat etmek)

6- “Eğer Allah bana Ģunu emretseydi yapmazdım” demek.

7- Allah’ın yarattıklarından Ģunun ne hikmeti var, demek.

8- Allah yukarıdadır, aĢağıdadır diyerek Allah’a yer isnat etmek.

9- Allah’tan korkmaz mısın? denilince “korkmuyorum” demek.

10- Hasta olmayan birine “Seni Allah unuttu” demek.

11- “Ben Allah’ın takdiri olmadan yaparım” demek.

12- Hanımına: “Sen bana Allah’tan daha sevgilisin” demek.

13 – Bir kimsenin yaptığı iĢ için “bu iĢi ben yaptıysam kafir olayım”

demesi. (Kafir olmaya rıza gösterdiği için kafir olur.)

14. Yalan olduğunu bile bile “Allah biliyor seni oğlumdan çok seviyorum”

demek.

15. Gaybı bildiğini iddia etmek.

16. Biri için “Onun hakkından allah bile gelemez, ben nasıl geleyim”

demek.

17. “Allah'ım bana rahmetini vermek hususunda cimrilik etme” demek.

19. “Allah'ın hiç iĢi kalmadı da bunu mu yarattı” demek.

20. “Allah filana çok veriyor, bana az veriyor, böyle adalet mi olur”

demek.

21. “Falancanın ruhu burada hazırdır” demek.


225

22. Allah izin verirse yaparsın diyene “verse de vermese de yaparım”

demek.

23. “Eğer ahirette allah adaletini gösterirse senden hakkımı alırım”

demek.

24. Ölenin ruhunu baĢka birine geçtiğini söylemek.

25. Allah'ın ruhunun bir kimseye geçtiğini söylemek.

26. “Ben Allah'ı gördüm, ondan emir aldım veya emir alıyorum” demek.

27. Bir kuĢun ötmesinden birinin öleceği manasını çıkarmak. KuĢun

ötüĢünü veya bir hayvanın önünden geçmesini uğursuz sayıp iĢinden,

yolundan dönmek.

2. Peygambere iman konusunda küfre götüren haller:

1. Bir peygamberi inkar etmek,

2. Peygamber (AS) ın bir sünnetine rıza göstermemek,

3. Hz. Muhammed (AS) ın son peygamber olduğunu kabul etmemek.

4. Peygamberlere çirkin suç iftirasında bulunmak.

5. “Falan peygamber olsaydı, ben inanmazdım” demek.

6. “Eğer peygamber doğru söylüyorsa biz kurtulduk” demek.

7. Peygamberlik iddiasında bulunmak. “Nebiyim, Resulüm” demek.

8. “Peygamberler insan mı, cin mi bilmiyorum” demek.

9. Peygamberlerin sünnetlerinden biri ile alay etmek, bir hadisi

reddetmek, “çok dinledik bunları” demek.

10. Peygambere delilik veya sihirbazlık isnat etmek.

11. “Peygamber bile olsa falana inanmam” demek

12. “Peygamber gelse, Ģunu yapma dese, yaparım” demek.


226

13. “Peygamberden bize bir fayda gelmedi” demek.

14. Peygamberlere sövmek. (Bunu yapanın tevbesi kabul olmaz.)

15. Peygamber (AS) için “Arapların Peygamberi” demek.

16. Peygamberi hafife almak, alay etmek, küçümsemek.

17. “Peygamberlerden bize fayda gelmedi” demek.

3. Kur'an, Namaz ve Zikir konusunda insanı küfre götüren haller:

1. Kur'an-dan bir ayeti inkar etmek.

2. Dinde kutsal olan bir Ģeyle alay etmek,

3. Kur'an’ın bir emrinin yanlıĢ olduğunu söylemek.

4. Kur'an’ı def dümbelek çalarak okumak.

5. Kur'an’ı pis yerlere atmak, çiğnemek.

6. Kur'an’ın açıkladığı bir Ģeyi kabul etmemek.

7. Kur'an’a insan sözüdür, demek.

8. Kur'an’ın baĢka dilde olduğunu iddia etmek.

9. Kur'an’a ilave yapmak, değiĢtirmek.

10. Kendi konuĢmasının yerine Ģaka oldun diye ayet okumak.

11. “Çok Kur'an okudum, bana faydası olmadı” demek.

12. zikirlerle alay etmek.

13. Haram yerken besmele çekmek,

14. Namaz kıl diyene “Kılmayacağım” demek, namaz da neymiĢ

demek, namazla alay etmek.

15. “Hayat boyu namaz biter mi, kim yapabilir” demek.


227

16. Namaz kıl diyene “Sabret ramazan gelsin, kılarız” demek.

“Namazın insana ne faydası var” demek.

17. Bilirek alay olsun diye Kabe’den baĢka bir yere namaza durmak.

18. Bilerek abdestsiz namaza durmak

19. Ezanla alay etmek

20. Emredilen ibadetleri aynen kabul etmemek

21. “Ramazan geldi, çattı” demek. “ġu sıcakta oruç tutulur mu” demek.

22. Kıyameti, öldükten sonra dirilmeyi, kabir azabını ve cennet –

cehennemi kabul etmemek.

23. “Eğer allah cenneti bana verse, sensiz istemem veya falanla

cennete girmem. Allah bana Ģunun için cennet verse istemem” demek.

24. Hıristiyan veya Yahudilerin azap göreceğini kabul etmemek.

25. Günahları güzel, sevapları çirkin görmek.

26. “Falan kıble olsa, yüzümü o tarafa çevirmem” demek

27. “Namaz ve helâl olan Ģeyler bana iyilik getirmedi, namazı rafa

koydum” demek.

28. Din adamlarını hafife alıp, alay etmek, sövmek.

29. Din adamının kıyafeti ile alay etmek.

30. “Ben Ģeriat tanımıyorum. Benim Ģeriatle iĢim yok, Ģeriat beni tatmin

etmez. Bu nasıl Ģeriat, kahrolsun Ģeriat” demek.

31. Bu meseleyi Ģeriata baĢvuralım diyene “Ben Ģeriat falan tanımam”

demek.

32. Gel hocaya gidelim diyene “gitmem, onlar insanı cehenneme

sokuyor” demek.

33. Din alimine hakaret için “Sen git ilmini çöpe at” demek. Din

adamının söylediklerine “yalandır” demek.


228

34. Dini bilgiler için “bunlar neye yarar? Bize para lazım” demek.

35- “Kafir de iyilik yapıyor, o da cennete girecektir” demek.

36- Mülüman değil misin? diyene “değilim” demek

37- Allah’tan kork, böyle yapma diyene “seni dinlemiyorum” demek.

38- “ġu adamın kanı helal, Ģunu öldürmek sevaptır” demek.

39- “Ey kâfir” diyene “Efendim, buyur” demek.

40- Kâfire hocam demek.

41- Haramı helal saymak, haramın helal olmasını istemek.

42- Haram olan bir Ģeyi fakire sadaka niyeti ile vermek.

43- Musibete uğrayanın “malımı telef ettin, çocuğumu neden aldın, niye

böyle yaptın” demesi.

44- Bir hastanın “Allah’ım ister Müslüman ister kâfir olarak canımı al”

demesi.

45- Günah iĢleyene tevbe et denilince “niye tevbe edeyim, ben ne

yaptım” demesi.

46- Haram “ne güzel” demek.

47- “Ahiret veresiye, Dünya peĢin” deyip dünyayı tercih etmek.

48- “Ahrette iki elim yakandadır” diyene sen orada beni nasıl bulursun,

demek,

49- Ahrette gidip gelen var mı? diyerek ahreti inkar etmek.

50- “Allah falanın vaktinden önce canını aldı” demek.

51- “Azrail yanlıĢ can aldı” demek.

52 - “Falan bana gâvur ol dese olurum” demek.

53- “Ben ahretten korkmam” demek.


229

54- “Falan benden daha kâfir” demek.

55- Nikâhlı olmadığı kadını öpüp, “öpmek helaldir” demek.

56- Kâfirlerin kıyafetine girmek, onların görüĢtüğünü benimsemek.

57- Bir insanın zatı için kurban kesmek.

59- “KeĢke Hıristiyan olsaydım” demek.

60- Ġbadet maksadı ile insana secde etmek. Bir müridin Ģeyhini kıble

kabul etmesi, buna rıza gösteren Ģeyh de kâfir olur.

61- ġaka da olsa birine küfre girecek söz telkin etmek. (Ġstemeyerek

küfrü gerektiren söz seyleyen küfre girmez.) Küfre giren bir kimsenin bütün

amelleri batıl olur, nikâhı düĢer.

Dinden çıkanın kurtuluĢ için Ģunları yapması gerekir:

a- Önce girdiği küfürden cayması ve vazgeçmesi gerekir.

b- Kelime –i Ģahadet getirmesi gerekir.

c- EĢi ile olan nikâhını tazelemesi gerekir ve tevbe istiğfar eder.

d- Önce hacca gittiyse haccını yeniler. Namaz ve oruçlarını kaza etmez.

e- Peygamber (AS)’ı sövenin dönüĢü mümkün değildir. (Bunun sebebi

kul hakkıdır. Peygamber de hayatta değildir, affetsin.)

f- Dönmeyen ebedi cehennemde kalacaktır.

Ġnsanın imanını koruması için Ģu dua tavsiye edilmiĢtir:

- “Allah’ım! Bilerek sana bir Ģeyi Ģirk koĢmaktan sana sığınırım.

Bilmediklerimden dolayı tevbe ediyorum. ġüphesiz ki sen bütün gizlilikleri

bilensin.” (AKaid sayfa: 207-224)


230

F- KÜFRE SEBEP OLAN SÖZLER VE HALLER

Mehmet Zahide Koktu Hazretleri Ehl-i Sünnet Akaidi adlı eserinde

Ģunları yazmıĢtır:

“Dilimizi fena sözlerden koruyalım. Küfrü Mucip sözler insanı dinden

çıkarır. Nikâhını düĢürür. Hacca gittiyse o da yok olur. Bu duruma düĢmemek

için bunları yazmak mecburiyetini hissetmekteyim, Allah büyük ve küçük

günahlardan mukafara buyursun”, duasından sonra küfre götüren söz ve

davranıĢları Ģöyle sıralamıĢtır:

1- Dini hafife almak, dinle alay etmek, bu Ģaka da olsa durum

değiĢmez.

2- Cenab –ı Allah’ın Ģanına layık olmayan söz söylemek, emrettiği veya

yasakladığı Ģeylerden biriyle alay etmek, bildirdiği cennet ve cehennemle ilgili

bir hususu inkâr etmek veya Allah’a noksanlık ve zulüm isnat etmek veya

Allah’a Ģekil ve mekan tayin etmek.

3- Bile bile abdestsiz namaza durmak.

4- Bilerek kıbleden baĢka yöne namaza durmak.

5- Beline papazların beline bağladığı “zünnar” denilen kuĢağı

bağlamak.

6- Kâfirlerin bayramlarını kutlamak ve onların yaptıklarını güzel

görmek. Noel kutlamalarına katılmak, onlar gibi hediyeleĢmek.

7- Kâfirlerin ayinlerini güzel görüp beğenmek,

8- KarĢılamalarda insanlar için hayvan kesmek,

9- Haramlardan sevap ummak,

10- Allah’tan baĢkasına secde etmek,

11- Peygamberlerden birinin peygamberliğini reddetmek,

12- Peygamberlerden veya Meleklerden birini hafife almak


231

13- Hz. AiĢe validemiz için uygun olmayan söz söylemek.

14- Hz. Ebubekir (RA)’ın halifeliğini kabul etmemek,

15- Ömer (RA)’ın halifeliğini kabul etmemek,

16- Bir kimse Rasulüllah (AS) kabağı severdi dese, biri de muhalefet ve

düĢmanlık yolu ile ben sevmem dese,

17- “Allah bana Ģunu emretseydi yapmazdım” dese

18- “Allah bana cenneti verse sensiz istemem veya gitmem” dese.

19- “Seninle cennete bile gitmem” dese,

20- “Dünyayı ahiret için terk edemem” dese küfre girer.

21- Farzlardan veya 32 farzlardan birini inkâr etmek,

22- Vitir namazını ve kurbanı inkâr etmek,

23- Ezanla eğlenmek, ağzını eğerek ezan taklidi yapmak,

24- Kıyamet ahvalinden birini inkâr. Mesela hesabı, amellerin

tartılmasını, sırat köprüsünü, cenneti, cehennemi kabul etmemek,

25- Haramlığı kesin bilinen bir Ģeyi helal saymak, (Ġçki, faiz, domuz

gibi.)

26- Kur’an-ın ayetlerinden birini kabul etmemek, değiĢtirmek, hor

görmek, müzik aletleri eĢliğinde Kur’an okumak,

27- Harama besmele çekmek. Haram yedikten sonra elhamdülillah

demek.

28- Haram bana helalden daha sevimli, demek.

29- Günah sayılan Ģeyin helal olduğunu kabul etmek,

30- Ġçkiyi, zinayı helal saymak,

31- Din adamını taklit edip, onunla, yaptığı Ģeyle alay etmek, sövmek,

dil uzatmak,


232

32- Müslümana kâfir demek,

33- Kâfir diye hitap edene “efendim” demek,

34- Günahın azaba sebep olmayacağına inanmak,

35- Günahları kötü, ibadet ve itaati güzel görmemek,

36- Ġman esaslarından Ģüphe eden,

37- Kur’an hakkında Ģüphesi olan, insan sözü olduğunu söyleyen,

38- “ġu iĢi yaparsam veya yapmazsam kâfir olayım” demek.

39- “Gaybı biliyorum” diyene inanmak,

40- “Çalınanı bilirim, bulurum” demek küfre sebeptir.

41- “Bana cinler haber verir” diyeni doğrulayan,

42- ġahitsiz nikâh kıyılsa ve Allah’ı Rasulünü Ģahit tuttum diyen,

43- Karga sesini duyup yolundan dönen, tavĢan önüne çıkınca

yolundan kalan kimse,

44- Küfrü arzulayan, küfrü baĢkasına telkin eden,

45- Allah göktedir deyip Allah’a mekân izafe eden, küfre girer.

46- ĠnĢallah Ģu iĢi yaparsın diyene “ben Allah izin verse de vermese

de yani inĢallahsız yaparım” demek.

47- Hasta olmayan için Allah bunu unutmuĢ demek,

48- Falan eceli ile ölmez demek.

49- Allah’ım diyen, Peygamberim diyen kimse,

50- Peygamberin sünnetini reddeden, Ģu sünnettir yap diyene,

“sünnet de olsa yapmam” demek.

51- Namaz kıl tat alırsın diyene “Sen namazı terk et tat alırsın”

demek,


233

52- Namaz kıl diyene “Kılmam” demek. (Yani herhangi bir Ģekilde

Allah’ın emrine muhalefet etmek küfre götürür.)

53- Ramazanda namaz kılan, daha sonra kılmayıp “bu çok olur,

çünkü her bir namaz 70 namaz yerine geçer” diyen kimse.

54- Zekât ver diyene “vermem” diyen.

55- AnlaĢmazlık anında “la havle vela kuvvete ilabillah” diyene ben la

havle vela kuvvete illabillah bilmem diyen.

56- Hakkımı kıyamet gününde alırım diyene “bir daha ver de ikisini de

kıyamet günü alırsın” diyen.

57- “Kıyamette sen beni nereden bilecek, nasıl bulacaksın?” Diyen.

“Ben kıyametten korkmam” diyen.

58- Farz olan emr –i bilmağrufu inkâr eden.

59- Ġlim öğrenmeyi reddetmek, “bana ilim değil, ekmek lazım” diyen.

60- Hadis nakledene “bize bunlar lazım değil” diyen.

61- Dindar olan ve din ilimlerini bilen kocasına “sana lanet olsun”

diyen eĢi,

62- MahĢeri, hesabı reddeden,

63- Zina, zulüm, haksız yere adam öldürmek, haram olmasaydı

demek, bunların haramlığını kabul etmemek,

64- Günah iĢleyene tevbe et dense, o da “ben ne yaptım ki tevbe

edeyim” diyen.

65- “Senin imanına, Müslümanlığına lanet olsun” diyen.

66- Ġçinden inandığı halde, dıĢından kâfir görünen,

67- Küfür sözünü iĢitip gülen kimse, küfre girer.

68- BaĢkasının küfrüne rıza da küfürdür.


234

Küfrü gerektiren söz ve davranıĢlar imanı ve nikâhı götürür. Dönmek

isterse iman ve nikâh tazelemesi gerekir. Sadece kelime –i Ģahadet getirmesi

yeterli değildir. Küfrü gerektiren sözden ve halden de dönmesi gerekir.

Ġmandan çıkanın kestiği hayvanın eti de yenmez. Ġslam akidelerine muhalefet

eden kimse, Ġslam harici sayılır. Müslüman bir kadınla da evlenemez. (Sayfa:

129-138)

69- Miraç olayına ve mucizelere inanmamak,

70- Peygamberin Ģefaatine inanmamak

71- Dine dil uzatmak, sövmek.

Sonuç olarak bir insan inkâr etmeyi kastetmiyor ve rıza göstermiyorsa,

küfre girmez.

Bediüzzaman Hazretlerinin güzel bir sözü vardır: “Bazen kelam (söz)

küfür görünür. Ama sahibi kâfir olmaz” diye. Mesela insan münafık iĢi yapar

ama münafık olmaz. Bazen de kâfir iĢi yapar ama kâfir olmaz. Niyet esastır.

Böyle hallerde hüs –ü zan esas olmalıdır.


235

ONBĠRĠNCĠ BÖLÜM

AHLAK

A- AHLAKIN KAYNAĞI

Ahlak bir insanın anlayıĢı, düĢünce biçimi yaptığı iĢler ve davranıĢlarıdır.

Ahlak ikiye ayrılır; iyi huylara iyi ahlak denir. Kötü olan huy ve

davranıĢlara da kötü ahlak denir.

Ġyi veya kötü ahlak değiĢkendir. Ġnanç ve eğitimle her zaman kötü

davranıĢlar düzelebilir. Peygamber (as): “Ahlakınızı güzelleĢtiriniz.”,

“Çocuklarınızı terbiye ediniz” buyurmuĢtur.

Bir hadislerinde de: “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim”

buyurmuĢtur.

Ġyi ahlakın kaynağı; inanç, doğruluk, sabır, iffet ve adalettir.

Kötü ahlakın kaynağı; inançsızlık, cehalet, Ģiddet, Ģehvet ve zulümdür.

Kötülük kader değildir. Cenab –ı Allah her türlü kötülüğü yasaklamıĢtır.

Ġnsan, iradesini kullanmakta serbesttir. Bunun içindir ki yaptıklarından

sorumludur.

Ahlakın kaynağı dindir. Güzel ahlakı din emreder. Ayrıca güzel ahlakı

dinden baĢka mükafatlandıran baĢka bir Ģey yoktur.

J.J. Rousseau: “Ġnsan Allah’a inandığı ölçüde faziletlidir” der.

Emil adlı eserinde de: “Allah’a inanmadan da bir insanın faziletli

olabileceğini zannediyordum. Ne kadar da yanılmıĢım” demiĢtir.

Kant da: “Eğer din olmasaydı, insanlar onu icat ederlerdi” demiĢtir.


236

a) Ahlaklı kimsenin vasıfları:

- Ġyilik gelmesine sebep olana teĢekkür eder,

- Faydacı kimsedir,

- Görevlerini yerine getirir,

- Doğrudur, vefalıdır,

- Sabırlıdır, kanaatkardır,

- Adildir, hak hukuk gözetir,

- BoĢ Ģeylerle uğraĢmaz,

- Güler yüzlü ve tatlı sözlüdür,

- Tek kelimeyle insanların “iyidir” dediği kimsedir.

b) Nasıl iyi huylu olunur?

- Ġnsan, insan olduğunu bilirse,

- Kendini baĢkasının yerine koyabilirse,

- Çevrenin kötülüklerinden korunabilirse,

- Haram yemez ve yalan söylemezse,

- Ġyi Ģeyleri alıĢkanlık haline getirirse,

- BoĢ Ģeylerle vakit geçirmezse,

- BaĢkalarına zararı dokununca üzüntü duyabiliyorsa,

- Ġyi olmak için arzu duyuyorsa, iĢte o zaman o kimse iyi huylu olabilir.


237

c) Ġyi huylar nelerdir?

- Ġyilik yapana teĢekkür etmek,

- Sabırlı olmak,

- Ġyi niyetli olmak,

- Ġffetli olmak, hayalı olmak,

- Ahde vefa göstermek,

- Doğru olmak,

- Doğruyu söylemek,

- Adil olmak,

- Ġyi olmak, baĢkalarının da iyiliğini istemek,

- Ġnsanları hayra ve hakka çağırmak,

- Ġyiliği emredip kötülükten sakındırmak,

- Affedici olmak,

- HoĢgörülü olmak,

- Merhametli olmak,

- Güler yüzlü tatlı dilli olmak,

- Kolaylık sağlamak, haddini bilmek,

- Gönül almak,

- BaĢkalarının kusurunu örtmek,

- Cömert olmak, yardım etmek,

- Sır saklamak,

- Kanaatkar olmak, (gözü tok olmak)


238

- BaĢkalarına saygılı olmak,

- Ġyi örnek olmak, iyi çığır açmak,

- Günahtan kaçınmak,

- Kötülüğe ve kötülere tepkili olmak,

- Ġnsanlarla iyi geçinmek

- Ailesine, çoluk çocuğuna iyi davranmak,

- Kötülüğe iyilikle cevap vermek,

- Her iĢinde Allah rızasını gözetmek,

- Ġyi zanda bulunmak,

- Her Ģeyde hayır vardır deyip, her Ģeyin iyi tarafını görmek,

- Daima baĢkalarına bakıp haline Ģükretmek,

- Ġyi insanlarla danıĢma ve dayanıĢma içinde olmak,

d) Kötü huylardan bazıları:

- Günah iĢlemek,

- Hak yemek,

- Yemin etmek,

- Yalan söylemek,

- Ġki yüzlülük,

- Gıybet etmek,

- Laf getirip götürmek,

- Ġftira etmek,


239

- Haset etmek,

- Hırsızlık yapmak,

- Büyücülük, falcılık gibi Ģeylerle uğraĢmak,

- Zulmetmek,

- Utanmamak, namusunu korumamak,

- Alay etmek, lakap takmak,

- Kötü zanda bulunmak,

- Çok gülmek, çok konuĢmak, çok yemek,

- Sövmek, lanet okumak, beddua etmek,

- Fitne çıkarmak, bozgunculuk yapmak,

- Ġsraf etmek,

- Cimrilik yapmak,

- Kibirlilik,

- BaĢa kakmak,

- BaĢkalarını hor görmek, aĢağılamak,

- Riya ve gösteriĢ yapmak,

- Kin gütmek, öfkeli olmak,

- Çok yiyip, çok içmek, çok uyumak,

- Dalkavukluk yapmak,

- Vesveseli olmak,

- Hastalık halinde kıskançlık yapmak,

- Tembellik etmek


240

- Hainlik yapmak,

- Zina etmek,

- Kötü çığır açmak,

- Kumar oynamak,

- Acelecilik,

- Ġntihar düĢüncesi taĢımak,

- Taklitçilik yapmak,

- RüĢvet alıp vermek,

- MünakaĢa etmek,

- Hep tenkit etmek,

- Cıvık Ģakalar yapmak.

B- KARġILIKLI HAK VE VAZĠFELER

Son zamanlarda vazifelerin tam yapılmaması, hak hukuk anlayıĢının

zayıflaması zulme dönüĢmüĢtür.

1- Mutlu Aile için:

- Bazı Ģeyler iki tarafta da aranmalıdır.

- Ġnançta, ahlakta, tahsilde ve fiziki yapıda denklik olmalıdır.

- EĢler, çocuklar arasında iyi bir diyalog kurulmalıdır.

- Sen ben kavgası olmamalıdır.

- MünakaĢa değil, istiĢare esas olmalıdır.


241

- EĢler arası sır ve gizlilik olmamalıdır.

- EĢler birbirlerine adı ile değil bey, hanım Ģeklinde hitap etmelidir.

- Ġki taraflı görevler aksatılmamalıdır.

- Kıskançlık konusunda ölçülü olunmalıdır. Kıskançlığa yol açacak

davranıĢlardan kaçınılmalıdır.

- Her ne Ģekilde olursa olsun müstehcenlik evden uzak olmalıdır.

- Kötüler örnek alınmamalı, kötülüklerle beraber olunmamalıdır.

- EĢler arasında “Peki” “Sen bilirsin” demeyi alıĢkanlık haline getirmek

veya susmak veya kendisini karĢıdakinin yerine koymak bir çok problem i

çözecektir.

- Problemler uygun bir zaman ve Ģekilde konuĢularak çözülmelidir.

- Kısaca; nikahında, ailenin de korunması, Allahın koyduğu kurallara

bağlıdır.

2- Kendimize karĢı görevlerimiz:

- Bedenimiz maddi kirlerden temiz olmalıdır.

- Helal yiyip içerek manevi kirlerden de temiz olunmalıdır.

- Yüzümüzün ve ruhumuzun kirlenmesine sebep olacak iĢ

yapılmamalıdır.

- Bedenin sağlığı korunmalıdır.

- Kötü alıĢkanlıklardan uzak durulmalıdır.

- Düzgün inanca sahip olunmalıdır.

-Beden ve hayat ibadetlerle güzelleĢtirilmelidir.

- Ġyi bir ahlak ve huy sahibi olunmalıdır.

- Cehaletten uzak kalınmalıdır.


242

- Ġyi bir meslek sahibi olunmalıdır.

- Güzel bir ölümle ölünecek Ģeklide yaĢanmalıdır.

3- Ana – babaya karĢı vazifelerimiz:

Ana – baba varlık sebebimizdir. Bizi büyüten yetiĢtiren onlardır.

Allah:

- “Anaya babaya iyilik edin!” (En’am: 151)

- “Onlara of! Bile demeyin, azarlamayın, onlara güzel sözler söyleyin.”

(Ġsra: 23) diyor.

Cennet anaların ayağı altındadır. Allahın rızası, babanın rızasına

bağlıdır.

Ana babanın iyi veya kötü duası red olmaz.

Ana baba için hayırlı evlat olunmalıdır. Onlar öldükten sonra da

üzerimize düĢen görevler yerine getirilmelidir.

4- Çocuklara karĢı vazifelerimiz:

Hz. Peygamber (as): “Küçüklere merhamet, büyüklere hürmet

göstermeyen bizden değildir.” (Tirmizi, Birr: 15) buyurmuĢtur.

- Çocuklar sevilmeli, helal gıda ile beslenmeli ve çok iyi yetiĢtirilmelidir.

Zira yetiĢtirilmeyen evladın acısını herkesten önce ana baba çeker. Allah

yanında da ana baba sorumludur.

- Çocukları okutmak, meslek sahibi yapmak ve evermek ana babanın

görevleri arasındadır.

- Çocuk sadaka-i cariye olarak yetiĢtirilirse, bundan iki taraf da karlı

çıkar.


243

4- Akrabalara karĢı vazifelerimiz:

Kur’an-da: “Allah adaleti iyiliği ve akrabaya yardımı emreder.” (Nahl: 90)

buyrulur.

Peygamber (as) da: “Rızkının ve ömrünün artmasını isteyen, akraba

hakkını gözetsin” demiĢtir. (Buhari Edep: 12)

Buna göre hısım akrabaya iyi davranılacak ve iyilik edilecektir.

5- YaĢlılara karĢı vazifelerimiz:

YaĢlılar bizim varlık sebebimizdir. YaĢlılar dua ağacımızdır. Onlar

yüzünden rızıklandırılırız. Onun için onlara hizmette ve saygıda kusur

edilmemesi gerekir.

Büyüklere hizmette büyük sevaplar vardır.

6- Ġhtiyaç sahiplerine karĢı vazifelerimiz:

Her Ģey bize emanettir ve imtihan sebebidir. Ġhtiyaç sahiplerinin hakkının

verilmediği malda kul hakkı vardır. Bu hak belki o malın telef olmasına sebep

olur.

Kur’anda: “Yoksula hakkını ver” buyrulur. (Rum: 38)

Ġhtiyaç sahiplerini araĢtırıp bulmak ve ihtiyaçlarını gidermek her varlık

sahibinin görevidir.

7- KomĢulara karĢı vazifelerimiz:

Allahın emrine göre yakın komĢuya da uzak komĢuya da iyi

davranılacaktır. (Nisa: 36)

Peygamber (as) da Ģöyle diyor: “KomĢusu Ģerrinden emin olmayan

vallahi mü’min olamaz.” (Buhari Edep: 29)


244

KomĢu her Ģeyi ile görüp gözetilecektir. Kendi namusumuz gibi namusu,

kendi malımız gibi malı korunacaktır. Hiçbir Ģekilde rahatsızlık verilmeyecek ve

muhtaç olduğu zaman ihtiyacı giderilecektir.

8- Öksüz ve yetimlere karĢı vazifelerimiz:

Kur’an-da: “Dini yalanlayanı gördün mü? ĠĢte o, yetimi itip kakar” (Maun:

1-2) buyrularak yetime önem vermeyenin durumu haber verilmiĢtir.

Peygamber (as) ashabına sorarmıĢ: “Bugün kim bir yetimin baĢını

okĢadı?” diye.

9- Dullara karĢı vazifelerimiz:

Peygamber (as): “Dul kadınlara yardım eden, Allah yolunda çalıĢan

gibidir” buyurmuĢ. (Buhari, Nafakat: 1)

Dulların ihtiyaçlarının temininde, iffetinin korunmasında yardımcı

olunmalıdır. Böyle ihtiyaç sahiplerine karĢı kötü niyeti olanın kıyamet gününde

Allah yüzüne bakmaz.

10- Misafire karĢı vazifelerimiz:

Bir hadiste: “Allaha ve ahiret gününe iman eden misafire ikram etsin ve

hakkını gözetsin” buyrulur. (Buharı, Edep: 85)

Misafir aslında Allahın misafiridir. Hep “Tanrı misafiri” denmiĢtir.

11- ĠĢçiye karĢı hak ve vazifeler:

Kur’an-da: “Yaptığınız iĢi tam ve güzel yapın. Allah güzel yapanları

sever.” Emri vardır. (Bakara: 195)

Sünnette de: “Yaptığınız iĢi sağlam yapın.”


245

- “ĠĢçinin ücretini alın teri kurumadan tam olarak verin.” (Ġbn-i Mace

Rukün:4) buyrulmuĢtur.

Buna göre iĢçi görevini tam ve güzel yapacak, zarara, ziyana sebep

olmayacak, hiçbir Ģeyi israf etmeyecek, çalıĢmayı aksatmayacak ve aldığı

parayı hak edecektir.

ĠĢçinin sigortalanması ve ihtiyacını karĢılayacak ücreti alması da

hakkıdır.

12- ĠĢverene karĢı vazifelerimiz:

ĠĢçinin velinimeti olan iĢverene karĢı, iĢverenin de velinimeti olan iĢçiye

karĢı karĢılıklı vazifeleri vardır. Görev tek taraflı olmaz.

ĠĢçi her Ģeyden önce sorumsuz davranmayacak, güvenilir olacak, yalan

söylemeyecek, doğru iĢ yapacak, dürüst davranacak ve dürüst çalıĢacaktır.

ĠĢveren de çalıĢtırdığı kimselerin ihtiyacının karĢılanmasında, iĢyerinde

iffetinin korunmasında inancını yaĢamasında yardımcı olacak, ibadet etme

ortamını hazırlayacaktır. Yoksa Allah yanında mesuldür.

Peygamberimiz (as) Ģöyle demiĢtir:

- “ĠĢçinin ücretini tam ödemeyen, kıyamet günü Allah’ı karĢısında

bulacaktır.”

13- Hayvanlara karĢı görevlerimiz:

Cenab-ı Allah kul ve hayvan hakkı ile huzuruna gelinmemesini ve

affedilmeyeceğini bildirmiĢtir.

Kıyamet günü her hayvan dirilecek kendisine ne yapıldıysa aynen

yapacak, böylece ödeĢme olacak. Bundan sonra hayvanlar toprak olacaktır.

Hayvan aç susuz bırakılmamalı, fazla yük yüklenmemeli, dövülmemeli,

yaratılıĢının dıĢında bir iĢte kullanılmamalı, yaĢama ortamının dıĢında


246

hapsedilmemeli, dövüĢtürülmemeli, öldürülürken veya keserken acı

çektirilmemelidir.

Sonuç olarak;

Peygamber (as) Müslümanı tarif ederken: “Elinden dilinden emin olunan

kimse” olarak tarif etmiĢtir.

Ġnsan zararlı değil faydalı olacaktır.

Hak hukukla ibadet de olmaz.

En önemli görev, bizi yaratan, yaĢatan ve hesap soracak olan Cenab –ı

Allah’a karĢıdır. Bu görevi de Allha’ın emir ve yasaklarına riayet ederek yerine

getirebiliriz.

C- EDEP VE ADAP

Ġnsan kafasına göre, keyfine göre hareket edemez. Hele Müslüman ulu – orta, menfaatine uygun hayat süremez. Müslüman, konulan kurallara uyacaktır. Kur’an-a, sünnete göre yaĢayacaktır.

Hayatta her Ģeyin edebi ve adabı vardır. Kimse bana ne? kime ne? bana

kim karıĢır? Ben bildiğim ve istediğim gibi yaĢarım diyemez. Dikkatli bakılırsa

hayvanların hayatında ve birbirleri arasında uydukları kurallar vardır.

Hayvanlar bile bu kuralları terk etmezler.

Kısa da olsa biz edep ve adaptan bahsetmeden geçemeyeceğiz.

* * *

- Önce insan olmanın getirdiği sorumluluklar vardır. En güzel biçimde yaratılan, diğer canlılardan farklı kılınan cin, Ģeytan ve meleklere secde ettirilen insan, üstün varlık olmanın gereğini yerine getirmeli, canlılar arasında kendisine verilen değeri muhafaza etmelidir.


247

* * *

- Bundan sonra “Müslümanım” demenin bir manası vardır. “Müslümanım” diyen, Müslümanlık neyi gerektiriyorsa, Ġslâm nasıl temsil edilmesi gerekiyorsa, Allah peygamber kendisinden ne istiyor, ne istemiyorsa, öyle olmalı ve öyle yaĢamalıdır.

Kendisine bakan, Allah'ı, peygamberi ve Ġslamın yüceliklerini

hatırlamalıdır.

Müslümanın önce imanı sağlam ve itikadı düzgün olmalıdır.

Ġyi bir Müslüman, bid’atlerden uzak olmalı, peygamberin sünneti üzerine

yaĢamalı, Müslümanları kardeĢ bilmeli, ondan kimse zarar görmemeli,

faydasız Ģeylerle uğraĢmamalı, ölürken de Müslüman olarak ölmelidir.

Ġyi bir Müslüman, dini ondan ne istiyorsa ve Müslüman olması neyi

gerektiriyorsa öyle olmalıdır.

Müslüman haya sahibi olmalıdır. Hak’tan ve halktan haya etmelidir.

Ġslam’ın Ģartı altıdır, derler ve altıncıyı edepli olmak, haddini bilmek

olarak ifade ederler.

Peygamber (as): “Haya hayır getirir” buyurmuĢtur.

* * *

- Müslüman iĢlerini nasıl yürütmelidir? Her iĢine istiĢare ve istihareden sonra besmele ile baĢlar. Acele etmez. Hataya düĢmemeye çalıĢır. Yapacağı iĢler için “inĢallah” der. Güzel bir Ģey görünce “maĢallah”, “Bârekallah” der. Kulağı çınlarsa peygambere (as) salavat getirir.

* * *

- Esnerse ağzını kapatır; sesli esnemez.

HapĢırdığında: “ġükür elhamdülillah” der. Bunu duyan da:

“Yerhamükellah” der. HapĢıran: “Yehdina yehdikümullah” diye dualaĢılır.


248

HapĢırma anında ağız burun kapatılır, arkaya dönülür.

* * *

- Müslüman yaĢadığı müddetçe Allah'ın huzurunda olduğunu

unutmamalı, ona göre yaĢamalıdır. Sık sık “Allah biliyor, Allah görüyor ve Allah

soracak” demelidir.

Kul piĢman olacağı Ģeyler yapmamalı, yazıcı meleklerin her Ģeyi tespit

ettiğini ve her hali ile filme alındığını unutmamalıdır.

- Müslüman kıldığı namazı son namazmıĢ gibi kılmalıdır. Yolda yürürken

sıratta yürür gibi, kendisine köpek saldıracakmıĢ gibi yürümelidir. ĠĢte o zaman

hata etmez. Zarar görmez.

- AkĢam yatağa yatarken Fatiha, Ayete’l-kürsi, Ġhlas, Felâk ve Nâs

surelerini okuyarak yatmalıdır. Kalkarken de euzu besmele ile kalkmalıdır. Sırt

üstü veya sağ tarafına yatmalıdır.

* * *

- KonuĢtuğu zaman az, öz ve yerinde konuĢmalı, yemin etmeden, yalan

söylemeden konuĢmalı. Kaba, söverek veya müstehcen konuĢmamalıdır.

Biliyorsa konuĢmalı, bilmiyorsa susmalıdır. MünakaĢadan, gıybetten, iftiradan,

ağır Ģakadan, insanların hatalarını yüzüne vurmaktan kaçınmalıdır.

* * *

- Yeme içmede edep:

Önce eller yıkanır, besmele çekilir, helâl olduğu bilinen yemeklerden

yenilir.

Lokmalar küçük tutulur, ağız Ģapırdatılmaz, ağızda yemek varken

konuĢulmaz.


249

Sağ elle yenir, yemeğe üflenmez, önden yenir, ekmek artık bırakılmaz.

Tabak sıyrılır, sünnetlenir.

Nimete burun kıvrılmaz, yerken acele edilmez ve Allah'ın haram kıldığı

Ģey yenilip içilmez.

Göz hakkına dikkat edilir. Balkonda et kızartılmaz.

Çok yenmez. Midenin hastalık evi olduğu unutulmaz.

Kokusu ile baĢkalarını rahatsız edecek Ģeyler yenmez.

Yemeği verene Ģükredilir. Yemeğin sonunda yemek duası yapılır.

Yemeği ikram edene de teĢekkür edilir.

Eller ve ağız yıkanır. Ġnsanların karĢısında ağız karıĢtırılmaz. Ağızda bir

Ģey varken konuĢulmaz.

Halk arasında “Çok yiyenin rızkı çabuk biter” derler. Bunun için

büyüklerimiz “Az ye, az uyu, az konuĢ” demiĢlerdir. Çok yiyenin ibadeti de,

hizmeti de az olur.

* * *

- Su içmede edep:

Suyun ve kabın temiz olmasına dikkat edilir.

Besmele çekilir.

Üç yudumda, oturarak içilir.

Sağ elle içilir.

“ġükür elhamdülillah” denir.

Ġçilen israf edilmez. ġeytana artık bırakılmaz.

Sigara içilmez, alkol katkılı bir Ģey içilmez.


250

BaĢkasına ait kab kacak bardak, havlu, tarak, diĢ fırçası, mendil

kullanılmaz.

* * *

- Tuvalet adabı:

Etek, elbise toplanır.

Sol ayakla girilir, sağ ayakla çıkılır.

Erkekler ayakta su dökmez.

Temizlik için kağıt yeterli olmaz. Su ile yıkanılır.

Sol elle temizlik yapılır.

ÇeĢme sol elle açılıp kapatılmaz. Sağ el kullanılır.

Tuvalette çok eğleĢilmez.

Açıkta tuvalet yapılmaz.

Kıbleye dönülmez. KonuĢulmaz.

Yola, suya, gölgeliklere tuvalet yapılmaz.

Tuvaletten sonra eller güzelce yıkanır.

Tuvaletten çıkar çıkmaz abdest alınmaz. (Yürünür, oturulur veya

öksürülür.)

* * *

- Giyimde edep:

Giyimin helalden ve meĢru olmasına dikkat edilir.

Temiz elbise giymeye gayret edilir.


251

Haram, hak hukuk olan elbise ile ibadet olmaz.

Elbise müstehcen olmamalı, bedeni örtmelidir. Ġnce, dar olmamalı, karĢı

cinsin elbisesine benzememelidir. Dikkat çekici renk ve desende olmamalıdır.

Üzerinde yazılar, resimler olmamalıdır.

Gurur elbisesi olmamalıdır.

KarĢı cinsi tahrik edici, taciz ve tecavüze neden olacak Ģekilde

olmamalıdır.

Giyim iyi mesajda verir, kötü mesaj da verir. Ġnsanın kimliğini, karakterini

ifade eder.

* * *

- DavranıĢlarda uyumlu, kibar olunmalıdır. Sevinç ve üzüntüler

paylaĢılmamalıdır. Fitneye sebep olunmamalı, bozgunculuk yapılmamalıdır.

Kötü insanlar dost olarak seçilmemelidir. Ġnsanın aleyhine de olsa doğru

olunmalıdır.

Uygun olan kimselerle selamlaĢmaya önem verilmelidir. “Önce selam,

sonra kelam” denmiĢtir. KarĢılaĢmalarda, bir yere girildiğinde, eve girince veya

evden ayrılırken selam vermek ihmal edilmemelidir. Hatta helalleĢilmelidir.

* * *

- Müslümanın evi günah ve israf yeri olmamalıdır. Su, elektrik, telefon

gibi Ģeyler gerektiği kadar kullanılmalı, ücretleri zamanında yatırılarak faize

bulaĢılmamalıdır.

Evde kedi, köpek, kuĢ barınağı olmamalıdır.

Eve alkol, kumar aletleri gibi haram olan Ģeyler girmemelidir.

Ev güzel levhalarla süslenmeli. Ev kabir gibi olmamalı, evdekilerde ölü

gibi olmamalı, içinde güzel bir ölümle ölünebilecek hale getirilmelidir.

Evinde kaçak su kullananın abdesti, guslü, yemesi, içmesi caiz olmaz.


252

Kaçak elektrik kullananın da ibadetleri geçerli olmaz.

* * *

- Müslüman diline sahip olmalı, fitneye sebep olup sahibine leĢ

yedirmemelidir.

“Eline, beline, diline sahip ol!” denmiĢtir.

Dil, kendini ilgilendirmeyen Ģeyleri terk etmedikçe cennete giremez.

Bir hadiste: “Ya hayır söyle, ya da sus” denmiĢtir.

Kur’an-da: “Sözün en güzelini söyleyin yoksa Ģeytan aranızı bozar”

buyrulur. (Ġsra: 53)

- Müslüman gıybet etmez. Gıybet edilmesine de müsaade etmez.

Dinlemez, orayı terk eder, gene suça ortak olmaz.

* * *

- Müslüman, kusur araĢtırmaz, çekiĢtirmez ve baĢkalarını alaya almaz.

- Felaket anında Müslümanın tavrı, isyan ve günaha sokacak bir tavır

olmamalıdır. Sabır gösterilmeli ve hemen inanç devreye sokulmalıdır.

“BaĢınıza gelenler, kendi yaptıklarınız yüzündendir.” Ayeti hatırlanmalı

ve olaylardan ders alınmalıdır.

Eğer bela ve musibetler biri vasıtasıyla geliyorsa, o zaman Yunus

peygamberin “Lâ ilahe illâ ente sübhaneke inni küntü minezzalimin” duası

okunmalıdır.

* * *

- Müslüman günahtan nasıl kaçmalıdır?

Önce günah tanınmalı, dünyadaki yansıması ve ahiretteki cezası

düĢünülmelidir.


253

Günahları yüzünden helâk olanlar düĢünülmelidir.

Günahın Allah'a isyan olduğu ve insanın kalbini kararttığı

düĢünülmelidir. Böylece iyiliklere, güzelliklere yönelinmelidir.

* * *

- Misafirlik adabı:

Önce istenmeyen yere gidilmez. Haber vererek izin alarak gidilir. Çok

oturulmaz. Güzel Ģeyler konuĢulur. Rahatsızlık verecek Ģekilde davranılmaz.

Evde kusur aranmaz. Evin hanımına, kızına rahatsız edecek Ģekilde bakılıp,

konuĢulmaz. Evde eksik aranmaz. Ev halkı küçük görülmez. Ġzin istenerek

zamanında evden ayrılınır.

* * *

- Ezan dinleme adabı:

Ezan okunurken bir Ģeyle meĢgul olunmaz. KonuĢulmaz selam alınıp

verilmez. Sigara içilmez. Ayak ayak üzerine atılmaz. Saygı ile dinlenir.

Ezan bitince Allah'a hamd edilir. Peygambere salavat getirilir. Ezan

duası okunur.

Ezan bir davettir. Davete icabet edilir.

* * *

- Gusül adabı:

Banyoda iĢenmez. Fazla kalınmaz. KonuĢulmaz. ġarkı, türkü

söylenmez. Çok su kullanılmaz. Kıbleye dönülmez. Girerken çıkarken fazla

açık gezilmez.


254

Umuma ait yerlerde avret yeri açılmaz. BaĢkasına da bakılmaz.

* * *

- Kur’an okuma ve dinleme adabı:

Kur'an yere konmaz. Fatiha suresi üstte olacak Ģekilde konur. Kur'an’ın

üzerine bir Ģey konulmaz.

Kur'an okurken, dinlerken diz çökülür, huĢu içinde saygı ile okunur. Ve

okunan Kur'an öylece dinlenir.

Para ile okunmaz ve okutturulmaz.

Abdestsiz Kur'an ellenmez.

Kur'an-da: “Kur'an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki, size

merhamet edilsin” (A’raf: 204) buyrulmuĢtur.

Kur'an okunurken teganni yapılmaz.

Kur'an dinlerken sigara içilmez.

* * *

- Dua adabı:

Dua ederken zaman ve yer seçimi yapılmalı. Abdestli olunmalı Allah'a

hamd, Rasülüne salavat getirilmeli.

Riyadan, kaĢ göz hareketlerinden yapmacık ağlamaktan kaçınılmalı.

Doğru söz ve helâl lokmaya dikkat edilmeli.

Ġstenilen açık ve net ifade edilmeli.

Allah Rasülü, Evliya vesile kılınarak dua edilmeli.

Kalp baĢka Ģeylerle meĢgul olmamalı.


255

Duada cimri davranılmamalı, geniĢ kapsamlı olmalı.

Uygun Ģeyler istenmeli.

BaĢta günahlar için istiğfar edilmeli.

Bir miktar sadaka verilmeli.

Duanın kabul olacağından emin olunmalı.

Duada ısrar edilmeli.

Dua alıĢkanlık halinde yapılmamalı.

Dua gönülden yapılmalı ve bağırıp çağırılmamalıdır.

* * *

- Tevbe etmenin adabı:

Tevbe etmeden önce piĢmanlık duyulur ve günah kesin olarak terk edilir.

Bir daha günahı iĢlememeye kesin karar verilir. Yani günah terk edilmeden

günah tevbe edilmez.

Eğer günah kula karĢı iĢlendiyse, hak aynen iade edilir ve helalleĢilir.

Ondan sonra tevbe edilir.

Tevbe etmeden bir miktar sadaka dağıtılır.

Abdestli olunur.

Mübarek zaman ve mekan gözetilir.

Ġki rekat nafile namaz kılınır.

Büyükler vesile kılınır.

Haram lokma terk edilir.

Ġstiğfar edilir.


256

Dönülmeyecek Ģekilde Allah'a söz verilir, affetmesi istenir. Ve Allah'ın

affedeceğine de inanılır.

* * *

- Cami adabı:

Cami Allah'ın evi, Müslümanların Allah'ın huzuruna çıktıkları kutsal bir

mekandır. Oraya saygılı olmak ve edepli davranmak gerekir.

Camiye sağ ayakla girilir sol ayakla çıkılır. Cami avlusu da camiye

dahildir. Tükürülmez, sigara içilmez, pislenmez.

Sarımsak, soğan, sigara kokusu ile camiye girilmez.

Kirli elbise kirli çorapla camiye gidilmez.

Güzel kokular sürülür, temiz bir Ģekilde gidilir.

Camide dünya kelamı edilmez, sessiz olunur.

Camide ilân yapılmaz, ticaret yapılmaz.

BaĢkaları rahatsız edilerek, omuzlara basa basa önlere geçilmez.

Çıkarken namaz kılanların önünden geçilmez.

Ceket omuzda, çoraplar elde, paçalar sıvalı, ıslak ayaklarla camiye

girilmez.

Otururken uyunmaz, yüksek sesle esnenmez.

Çocuklar camiden kovulmaz.

Hanımlar tam tesettürlü olmadan camiye giremez.

Hayızlı, lohusalı ve abdestsiz camiye girilmez.

Hastalığı ile baĢkalarına rahatsızlık verecek olanlar camiye gitmez,

evinde kılar.

Camide aynı yer sahiplenilmez.


257

Hocanın arkasına namaz kıldırabilecek olanlar durur.

Caminin altında alıĢveriĢ merkezi ise veya iĢ yapılıyorsa meĢru iĢ

yapana verilir.

Camide zikredilir, tefekkür edilir, vaaz dinlenir. BaĢka Ģeylerle meĢgul

olunmaz. Vakit müsaitse Kur'an okunur.

Camide konuĢmaya yol açacaksa musafaka yapılmaz, dıĢarıda yapılır.

Camiye giren vakit müsait ise ve kerahat vakti değilse, iki rekat mescid

namazı kılar.

Caminin bir köĢesi kitaplık haline getirilmelidir.


258

ON ĠKĠNCĠ BÖLÜM

NAMAZ SURELERĠ VE DUALARI

A - NAMAZ SURELERĠ:

FATĠHA SURESĠ

OkunuĢu: Bismillâhhirrahmânirrahîm.

-“Elhamdü lillahi rabbil âlemîn Errahmanirrahim. Maliki yevmiddîn.

Ġnyakenağbüdü ve iyyâke nestain. Ihdınassıratal müstagim. Sıratallezine

enamte aleyhim. Gayril-mağzubi aleyhim veleddâllîn. AMĠN.

Anlamı:

-“Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.

Övme ve övülme alemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. O Rahmandır,

rahimdir. Ceza günün sahibidir.

Rabbimiz! Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden yardım umarız. Bize

doğru yolu göster.”


259

FĠL SURESĠ:

OkunuĢu: Bismillahhirrahmanirrahım.

“Elem tera keyfe feale Rabbüke biashâbi’l-fil. Elem yec’al keydehüm fî

tadlil. Ve ersele aleyhim tayran ebâbil. Termıhim bihıcâratin min siccîl.

Fecealehüm keasfin me’kûl”

1. Rabbin fil sahiplerine neler etti, görmedin mi?

2. Onların kötü planlarını boĢa çıkarmadı mı?

3. Onların üstüne ebabil kuĢlarını gönderdi.

4. o kuĢlar, onların üzerine piĢkin tuğladan yapılmıĢ taĢlar atıyordu.

5. Böylece Allah, onları yenilip çiğnenmiĢ ekine çevirdi.

KUREYġ SÛRESĠ



260

“Li- îlafi KurayĢin îlafihim rıhlete’Ģ-Ģitâi ve’s-sayf. Fe’lya’büdü Rabbe

haze’l-beyt. Ellezî et’amehüm min cûin ve âmenehüm min havf.”

1,2,3,4. KureyĢ’e kolaylaĢtırdığı evet, kıĢ ve yaz seyahatleri onlara

kolaylaĢtırdığı için onlar, kendilerini açlıktan doyuran ve her çeĢit korkudan

emin kılan Ģu evin Rabbine kulluk etsinler.

MAUN SURESĠ:

OkunuĢu: Bismillahhirrahmanirrahım.

“Eraeytellezî yükezzibü bi’d-dîn Fez âlikellezî yedu’u’l-yet îm. Ve l â

yehuddu alâ taâmi’l-miskîn Feveylün li’l-musallîn. Ellezîne hüm an sâlatihim

sâhûn. Ellezî ne hüm yürâûne ve yemraûne’l-mâûn.”

1. Dini yalanlayanı gördün mü?

2. ĠĢte o, yetimi itip kakar;

3. Yoksulu doyurmaya teĢvik etmez ;

4,5 Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, onlar namazlarını ciddiye

almazlar.

6, 7 Onlar gösteriĢ yapanlardır; hayra da mâni olurlar.


261

KEVSER SÛRESĠ:


“Ġnnâ a’taynâke’l-kevser. Fesalli li-Rabbike ve’nhar. Ġnne Ģânieke hüve’l-

ebter.”

1,2,3 (Resûlüm!) KuĢkusuz biz sana Kevser’i verdik. ġimdi sen rabbine

kulluk et ve kurban kes. Asıl sonu kesik olan, Ģüphesiz sana hınç besleyendir.

KÂFĠRÛN SÛRESĠ:


“Kul yâ eyyühe’l-kâfirûn. Lâ a’büdü mâ ta’büdûn. Ve lâ entüm âbidûne

mâ a’büd. Velâ ene âbidün mâ abedtüm. Velâ entüm âbidûne mâ a’büd.

Leküm dînüküm ve liye dîn.”

1,2. (Resûlüm!) De ki: Ey kâfirler! Ben sizin tapmakta olduklarınıza

tapmam.

3. Siz de taptığıma tapmıyorsunuz.

4. Ben de sizin taptıklarınıza asla tapacak değilim.

5. evet, siz de benim taptığıma tapıyor değilsiniz.

6. Sizin dininiz size, benim dinim de banadır.


262

NASR SÛRESĠ


“ Ġzâ câe nasru’llahi ve’l-feth. Ve raeyte’n-nâse yedhulûne fî dînillâhi

efvâcâ. Fesebbih bi-hamdi Rabbike ve’stağfirh. Ġnnehû kâne tevvâbâ.”

1,2,3. Allah’ın yardımı zaferi gelip de insanların bölük bölük Allh’ın dinine

girmekte olduklarını gördüğün vakit Rabbine hamdederek O’nu tesbit et ve

O’ndan mağrifet dile. Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir.

TEBBET SÛRESĠ:


“Tebbet yedâ ebî lehebin ve tebb. Mâağnâ anhü mâlühû ve mâ keseb.

Seyaslâ nâran zâte-leheb. Ve’mraetühû hammalâte’l-hatab. Fî cîdihâ hablün

min mesed.”

1,2,3,4,5. Ebu Leheb’in iki eli kurusun! Kurudu da. Malı ve kazandıkları

ona fayda vermedi. O alevli bir ateĢ yanacak. Odun taĢıyıcı olarak ve

boynunda hurma lifinden bükülmüĢ bir ip olduğu halde karısı da (ateĢe

girecek).


263

ĠHLÂS SÛRESĠ


“ Kul Hüve’llâhü ehad. Allâhü’s-samed. Lem yelid ve lem yûled. Ve lem-

yekün lehû küfüven ehad.

1,2,3,4. De ki: O, Allah birdir. Allah sameddir. O, doğurmamıĢ ve

doğmamıĢtır. Onun hiçbir dengi yoktur.

FELAK SÛRESĠ:


“Kul eûzü bi-Rabbi’l-felak. Min Ģerri mâ halak. Ve min Ģerri gâsikın izâ

vakab. Ve min Ģeri’n-neffâsati fi’-ukad. Ve min Ģerri hâsidin izâ hased.”

1,2,3,4,5. De ki: Yarattığı Ģeylerin Ģerrinden, karanlığı çöktüğü zaman

gecenin Ģerrinden,düğümlere üfürüp büyü yapan üfürükçülerin Ģerrinden ve

kıskandığı vakit kıskanç kiĢinin Ģerrinden sabahın Rabbine sığınırım!


264

NÂS SÛRESĠ:

OkunuĢu : Bismillâhhirrahmânirrahîm.

Kul eûzü bi-Rabbi’n-nâs. Meleki’n-nâs. Ġlâhi’n-nâs. Min Ģerri’l-vesvâsi’l-

hannâs. Ellezî yüvesvisü fi sudûri’n-nâs. Minel-cinneti ve’n-nâs.”

1,2,3,4,5,6. De ki: Ġnsanların kalplerine vesvese sokan, (Ġnsan Allah’ı

andığında) pusuya çekilen cin ve insan Ģeytanının Ģerrinden insanların

Rabbine, insanların Melikine (mutlak sahip ve hakimine) insanların Ġlâhına

sığınırım!

B - NAMAZ DUALARI

Sübhâneke Duâsı:

“Sübhânekâllahümme ve bi- hamdik ve tebârak’esmük ve teâlâ ceddük

(ve celle senâüke) ve lâ ilâhe gayrük.”

Allah’ım! Sen eksik sıfatlardan pâk ve uzaksın. Seni dâima ve böyle

anlar ve överim. Senin adın mübârektir. Azamet ve Ceâlin yüksektir. – Seni

övmek yücedir- ve Senden baĢka tanrı yoktur.)


265

Ettehiyyâtü Duâsı:

“Ettehiyyâtü lillâhi ve’s-salavâtü ve’t-tayyibat. Esslamü aleyke eyyü-he’n-

nebiyyü ve rahmetullaâhi ve berekâtüh. Es-selâmü aleynâ ibâdillaâhi’s-salihîn.

EĢhedü enlâ ilâhe illallâh ve eĢhedü enne Muhammeden abdühâ ve resûlüh.”

(Dil ile, beden ve mal ile olan ibâdetlerin hepsi,) yalnız Allah’adır. Ey

mertebesi yüce olan Nebi Muhammed! Allah’ın selamı, ve bereketi sana

olsun! Selam ve selametlik bizim üzerimize ve Allah’ın iyi kullarına olsun!

ġehâdet ederim ki: Allah’tan baĢka hiçbir tanrı yoktur; yine ġehâdet ederim ki,

Muhammed O’nun kulu ve elçisidir.)

Allahümme Salli

Allahümme Salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin kemâ salleyte

alâ Ġbrâhîme ve alâ âli Ġbrâhîme inneke hamîdün mecîd.”

(Allah’ım Ġbârahim’e ve yakınlarına rahmet ettiğin gibi Muhammed’e,

O’nun evlat ve yakınlarına da rahmet et; muhakkak ki sen övülmeye lâyık ve

yüce Ģan sahisin.)


266

Allahümme Bârik

Allahümme Bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin kemâ

bârekte alâ Ġbrâhîme ve alâ âli Ġbrâhîme inneke hamîdün mecîd.”

(Allah’ım Muhammed’i ve yakınlarını Ġbrahim’i ve yakınlarını mübârek

kıldığın gibi mübarek kıl; Ģüphe yok ki övülmüĢ yalnız Sensin, gerçekten Ģan

ve Ģeref sâhibi de sensin.)

Allahümme Rabbena

“Allahümme Rabbenâ Âtina fi’d-dünyâ haseneten ve fi’l-âhireti

haseneten ve Kınâ azâb’n-nar.”

“ Rabbenağfirlî ve li-valideyye ve li’l-mü’minîne yevme yekumü’-hisâb.”

(Allah’ım! Bize bu dünyada iyilik ve güzellik, âhirette de iyilik ve güzellik

ver bizi rahmetinle cehennem azabından koru.

Ey bizim Rabbimiz! Beni, anamı, babamı ve bütün mü’minleri, hesap

görüldüğü, herkes sorguya çekildiği gün mağfiret edip bağıĢla.)


267

Birinci Kunut Duası

“Allâhümme innâ neste’înüke ve nestağfiruke ve nestehdîk. Ve nü’minü

bike ve netûbü ileyke ve netevekkelü ayeyk. Ve nüsnî aleyke’l-hayra küllehû

neĢküruke ve lâ nekfürük. Ve nahle’u ve netrukü men yefcürük.”

(Allah’ım biz senden yardım isteriz, günahlarımızı örtmeni, doğru yola

iletmeni dileriz. Allah’ım! Sana iman ederiz, tevbe edip Sana döneriz,

iĢlerimizde sana dayanır ve sana güveniriz. Seni överiz, bütün hayırlar

Sendedir, verdiğin bunca nimetlerden dolayı Sana Ģükrederiz ve nankörlük

etmeyiz. Sana karĢı nankörlük eden günahkârı bir yana iter ve ondan ayrılır.

(Onunla ilgimizi keseriz.)

Ġkinci kunut Duası:

“Allâhümme iyyâke na’büdü ve leke nusallî ve nescüdü ve ileyke nes’â

ve nahfî dü nercû rahmeteke ve nahĢâ azâbek. Ġnne azâbeke bi’lküffâri

mülhık.”


268

(Allah’ım! Biz ancak Sana ibâdet ve kulluk ederiz. Ancak Senin için

namaz kılıp niyaz ederiz, yalnız Sana secde eder, yalnız sana koĢarız.

Ġbadetlerini sevinçle yaparız, rahmetinin çok olmasını ve devamını dileriz,

azâbından korkarız. ġüphe yok ki, azâbın kâfirlere ulaĢır.)

Ayete’l Kürsî

“Allâhü lâilâhe illâ hüve’l-hayyü’l-kayyûm. Lâ-te’huzuhû sinetün velâ

nevm.Lehû mâ fi’ssemâvâti vemâ fi’l-ard. Men-zellezî yeĢfe’u indehû illâ bi-

iznih. Ya’lemu mâ-beyne eydîhim vemâ halfehüm velâ yuhîtûne biĢey’in min-

ilmihî illâ bi-mâ Ģâe’. Vesi’a kürsiyyühü’s-semâvâti ve’l-arda velâ ye’ûdühû

hifzuhumâ ve hüve’l-aliyyü’l-azîm.”

(Allah O’ndan baĢka tanrı yoktur; o, hayydir, kayyûmdur. Kendisine ne

uyku gelir nede uyuklama. Göklerde ve yerdekilerin hepsi O’nundur. Ġzni

olmadan O’nun katında kim ġefaat edebilir? O, kullarının yaptıklarını ve

yapacaklarını bilir.( O’na hiçbir Ģey gizli kalmaz.) O’nun bildiklerinin dıĢında

insanlar O’nun ilminden hiçbir Ģeyi tam olarak bilemezler. O’nun kürsüsü

gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez. O.

Yücedir, büyüktür.) (Bakara: 255)


269

LÂ YESTEVĠ


270

EMENER - RASULÜ

C – ÇEġĠTLĠ DUALAR

Dua, çağırma sığınma, istek ve yalvarıĢtır.

Dua, yaratılanla yaratan arasında manevi köprüdür.

Dua, ibadettir

Dua, kazayı belayı defeder. Dua, mü’minin silahıdır

Dua aczin ifadesidir.

Dua, yüce Allah’ın emridir. “Bana dua edin” buyurmuĢtur

Dua güç ve kuvvet kaynağıdır. Dua eden kendini güçlü hisseder, güven

içinde olur.

Dua Ģifa kaynağıdır,stresin ilacıdır. Dua, insanı rahatlatır.


271

Peygamber (as): Dua, belayı karĢılar” buyurur. Ramuz’el Ehadis:207/16)

Kur’an da : “ Duanız olmasaydı Allah yanında hiçbir kıymetiniz olmazdı.”

(Furkan:77) buyrulmuĢtur.

Duanın kabulü için önce helal lokma gerekir. Sonra da duayı gönülden

yapmak gerekir

Abdestli olunur. Allah’a hamd, Peygamber (as)e salavat getirilirse,

“El hamdü lillahi rabbil âlemin. Vessalatü vesselâmü Ala Resûlina

muhammedin ve alâ âlihi vesahbihi ecmain.” Denirse,

Yapmacık hareketlerden kaçınılırsa,

Peygamber (as) veya Salih kullar vesile kılınır “onların yüzü suyu

hürmetine” denirse,

Israrlı, devamlı ve samimi bir Ģekilde yapılırsa,

Haramlardan günahlardan kaçınılırsa,

Duanın kabul olacağına inanılırsa,

Bütün organlar dua ile meĢgul olursa, duanın kabul olmaması için bir

sebep yoktur.

Bazı dua Ģekillerini görelim:


272

1- Namazlardan sonra tespih duası:

-“Allahümme entesselam vemin kesselam, tebarekte yâzel- celali ve

ikram.”

-“Allah Resûlina salavat.” (salavat getirilir.)

-“Sübbanellahi velhamdülillahi velâ ilahe illallahü vallahü ekber vela

havle vela guvvete illabillahil aliyyil azim” (Ayete’l Kürsi okunur.)

-“Vehüvel aliyyülazimu zülcelali velkelmeli sübhanellah” (33 defa

sübhanellah denir.)

-“Ala dinil-Ġslam’ı dâ iman elham dülillah.” (33 defa “Elhamdilillah” denir.)

-“Rabbil-âlemine tealâ ġanühü Allahü ekber” (33 defa Allahüekber”

denir.)

-“La ilahe illallahü vehdehü lâ Ģerikeleh, lehül mülkü velehül hamdü

vehüve alâ kulli Ģey’in gadir.”denir, dua edilir.

2- Esmâü’l Hüna (Allah’ın güzel isimleri):

Kur’an’da Ģöyle buyrulmuĢtur:

-“En güzel isimler (Esmâ’l hünsâ) Allah’ındır. O halde O’na güzel

isimlerle dua edin. O’nun isimleri hakkında eğri yola gidenleri bırakın. Onlar

yapmakta olduklarının cezasına çarptırılacaklardır. (A’râf sûresi 180)

-“Allah, kendisinden baĢka ilâh olmayandır. En güzel isimler ona

mahsustur.” (Tâhâ: 8)

- Ġster “Allah” deyin, Ġster “Rahmân” deyin hangisini derseniz olur çünkü

engüzel isimler Ona hastır.” (Ġsrâ:110)

Hz. Peygamber söyle buyurmuĢtur:

“Cenab-ı Allah’ın 99 ismi vardır. Bu isimleri ezberleyen cennete girer.

ġüphesiz Allah tekdir, teki sever” Müslim :8/164)


273

ESMAUL’HÜSNA

Hüve’llâhül’llezi lâilâ Hû,Er Raman er Rahim, el-Melik, el-Kuddûs, es-

Selâm, el-Mümin, el-Müheymin, el- Aziz, el-Cebbâr, el-Mütekebbir, el-Hâlik, el-

Bâri, el-Musavvir, el Ğâffar, el-kâhhar, el-Vehhâb, el-Rezzâk, el- Fettâh, el

Alim, el-Gabiz, el-Bâsit, el- Hâfid,er-Râfi, el-Müizz, el-Müzil, es-Semi, el-Basîr,

el Hakem, el-Adl, E-latîf, el- Habîr, el Halîm, el Azîm, el-Ğafûr, eĢ-ġekür, el-

Aliyy, el-Kebir, el Hafîz, el-Mukît, el-Hasîb, el-Celil, el Kerim, er-Rakîb, el-

Mücîb, el-Vasî, el-Hakîm, el-Vedûd, el-Mecîd, el-bâis, eĢ-ġehid, el-Hakk, el-

Vekîl el- Kaviyy, el-Metîn, el-Veliyy, el-Hamîd, el-Muhsî, el-Mübdî, el-Müîd, el-

Muhyî, el-Mümît, el-Hayy, el Kayyûm, el-Vâcid, el-Mâcid, el-Vahid, es-Samed,

el-Kaadir, el-Muktedir, el-Mukaddim, el-Muahhir, el- Evvel, el-Ahir, ez-Zâhir, el-

Bâtın, el-Vâlî, el-Müteâli, el-Berr, et-Tevvâb, el-Müntekim, el-Afüvv, er-Rauf,

Maik’ül-Mülk, Zü’l-Calâl-i Ve’l Ġmram, el-Muksit el-Câmî, el- Ğanyy, el-Muğnî,

el-Mani, ed-Dârr, en-Nâfî, en-Nûr, el-Hâdî, Beldî, el-Bâkî, el-Vâris, er-ReĢid,

es-Sabûr, (Celle celâlühû amme nevâlühû ve lâilâhe gayrûh)


274

3) ĠSTĠĞFAR DUASI

Anlamı: “ Allah’ım! Benim rabbim sensin. Senden baĢka ilah yoktur.

Beni sen yarattın. Senin kulunum ben. Gücüm yettiğince sana verdiğim söz ve

ahide duruyorum. Yaptıklarımın Ģerrinden sana sığınırım. Bana verdiğin

nimetleri ikrar ve günahlarımı itiraf ederim. Beni bağıĢla, zira senden baĢka

günahları bağıĢlayacak yoktur.” (Buhari Deavat:2)


275

4- SALAVATĠ ġERĠF

Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin sâten tüncinâ bilhâ min

cemi-il ehvâli vel-âfât ve takdi lenâ bihâ cemi-el-hâcât ve tutahhirruna biha min

cemi’is-seyyi’at ve terfe’una bihâ â’led-derecât ve tübelliğuna bihâ aksal gayât

min cemi’il hayrati fil-hayati ve bâ’del-memât. Hasbünallahü ve ni’mel vekil

ni’mel Mevlâ ve ni’men-nasiyr.

Manası

-“ Allah’ım! Efendimiz Muhammed (as) üzerine salât ile rahmet eyle.

Bizi de salatla kurtuluĢa erdir. Her korkulu Ģeyden azaptan bize selamet ihsan

et. Kederden kurtar, ihtiyacımızı gider muradımıza nail eyle, bizi günahlardan

temizle, bizi hayırlara ve yüksek derecelere erdir. Dünyada da, öldükten sonra

da salavat hürmetine bize hayırlar ihsan eyle.”

“Allahümme salli salâten kâmileten ve sellim selâmen tamamen alâ

seyyidinâ Muhammed’in-illezi tenhallü bih’il,ukadi ve tenfericü bih’il-kürebü ve

tukdâ bih’il-havâ’icü ve tenâlü bih’ir-regaibi ve hüsn’ül-havâtimü ve yüstek’el-

gamamü bir vechih’il-kerimi ve alâ âlihi ve sabihbihi fi külli lemhatin ve nefsin

bi-adedi külli mâ’lûmun leke.”


276

Manası

-“Allah’ım, kendisi hürmetine düğümler çözülen, gamlar-kederler açılan,

ihtiyaçlar giderilen, isteklere, hüsn-ü hâtimlere güzel âkıbetlere nail

olunan,kerem (cömertlik) sahibi yüzü-suyu hürmetine bulutların sulandığı,

Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.)’e ve onun âl ve ashâbına; her bakıĢ ve

her nefeste ve zâtınca mâlum olanların sayısınca, kâmil bir rahmet ve tam bir

selâmet ihsan eyle.”

-Bunlar sıkıntılı anlarda okunur. Kaza belanın define, duanın kabulüne

ve peygamberin Ģefaatine vesile olur.

- Her Ģey için okunmaz.

- Herkese okunmaz. Ancak iyi kimseler için okunur.

- Birde ısmarlama okunmaz. BaĢkalarına Ģu kadar Ģunun için okuyuverin

denilmez.

5- PEYGAMBER (AS)I, RÜYADA GÖRMEK ĠÇĠN YAPILACAK DUA

Her Müslüman peygamberini rüyada görmek ister. Ama çok az

Müslüman görebilir.

Peygamber (as)’i görmek istemek yeterli

değildir. Peygamber (as)’yi görebilmek için:

1- Allah Resulünü çok sevmek gerekir.

2- Her konuda O’na uymak gerekir.

3- Peygamberin sünnetine sıkıca sarılmak gerekir

4- Emirlerine uymak nehyettiklerinden kaçınmak gerekir.

5- Günah kirlerinden temizlenerek aradaki perdeyi kaldırmak gerekir


277

6- Peygambere çok salavat getirmek gerekir.

Peygamberi rüyada görmek için Ģu dua okunur.

“Allahümme Rabbe’l-bedeti’l harâm, veĢ-Ģehri’l-haram. Ve’l-

haremi’l-haram. Ve’r-rükni ve’l-makam. Ġkra’alâ Nebiyyinâ Muhammedin

Aleyhissalâtü veselâm minne’s-selâm…”

Ey haram beldesinin, haram ayının, haram olan haremin ve rükn ile

makamın Rabbi olan Allah’ım, nebîmiz Muhammed Aleyhisselâm’a benden

selâm ulaĢtır. Ve ona sevgi ve hürmetimi duyur.”

6- KURBAN KESME DUASI

Kurban kesmek dinen zengin sayılan her Müslüman’a vaciptir.

Kurbanların bayramın üç gününde kesilmesi lâzım gelir. Kurban, deve, sığır

manda, koyun ve keçiden kesilir. Devenin beĢ seneliği, sığır ve mandanın iki

seneliği, koyun ve keçinin bir seneliği veya cüsseli ve gösteriĢli olmak Ģartıyla

altı aylığı kurban edilebilir. Tavuk ve horoz gibi hayvanlardan kurban olmaz.

Kurban kesilirken kıbleye çevrilir. Eziyet etmeden sol yanı üzerine

yatırılır ve:

Allâhümme innî vechiye lillezîfatara’s-semâvâti ve’l-erda hanîfen ve mâ

ene mine’l-müĢrikîn, duası okunur. ve:

“Allâhü ekber Allâhü ekber” lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber, Allahü ekber

Allahü ekber ve lillâhi’l hamd diye üç kere tekbir getirilir. Tekbir bitince:

“Bismillahi Allahü ekber” diyerek bıçağı çeker ve kurbanı keser kurban

kesilince kurban kesen Allah rızası için iki rekat namaz kılar. Namazdan sonra:


278

“Allahümme inne salati ve nüsükî ve mahyâye ve memâtî lillahi rabbi’l-

âlemîne lâ Ģerike leh” diye dua eder. Mevlamamız onun ibadetini inĢallah

kabul eder.

Bütün Müslümanlar, arefe günü sabah namazından itibaren farz

namazlardan sonra bayramın dördüncü günü ikindi namazının sonuna kadar

Ģöylece tekbir getirirler. Ve bu tekbirleri getirmek vâciptir.

Allahü ekber Allahü ekber lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber allâhü ekber ve

lillâhi’l-hamd.” Buna teĢrik tekbiri denir.

7- AKSIRINCA YAPILACAK DUA

Aksıran kimse (Elhamdülillah) derse,

Sizden biriniz aksırınca ;

“ Allah’a hamdolsun’ desin (bunu iĢiten) kardeĢi veya arkadaĢı;

(Yerhamükâllah)

“Allah’ın rahmeti üzerine olsun” desin. (O da);

(Yeddinâ Yehdikümullah ve yuslihu baleküm)

“Allah size hidayet etsin (hidâyete dâim kılsın) ve halinizi ıslah eylesin

desin”


279

8- NAZARA KARġI OKUNACAK DUA

“Ve in yekâdullezine keferû leyuzlikuneke bi ebsarihim lemma

semiuzzikre ve yekûlûne inne hu lemecnûn ve mâ huve illâ zikrun lilâlemin.”

Gerçekten o kafirler Kur’an-ı iĢittikleri zaman az kaldı seni gözleriyle

yıkacaklardı. “O mutlaka bir mecnundur” diyorlar. Oysa Kur’an bütün âlemler

için Ģereften baĢka bir Ģey değildir. (Kalem: 51-52)

Bundan baĢka

7 defa Ayete’l-Kursi

3 defa ĠnĢirah sûresi

3 defa Fatiha sûresi

3 defa Ġhlas sûresi

3 defa felak sûresi

3 defa Nâs sûresi okunur.


280

9- Bunalıma düĢen için okunacak dua:

“Efehasibtum ennemâ haleknâkum abesen ve ennekum ileynâ lâ

turcaûn. Fa teâlellâhu’l-meliku’l- hakku lâ ilâhe illâ huve rabbu’l arĢi’l kerîm.”

Bizim sizi boĢ bir amaç uğruna yarattığımızı ve gerçekten döndürülüp

getirilmeyeceğinizi mi sanmıĢtınız? Hak melik olan Allah pek yücedir, O’ndan

baĢka ilah yoktur. O, kerim olan ArĢ’ın Rabbidir.

10- Hastaya okunacak dua

Allahumme âfinî fi-cesedî ve âfinî fi beseri vec’alhul vârise mini lâ-ilahe

illellahu’l-halimu’l kerîmu, subhanellahi Rabbi’l-ArĢı’l-azîm. Velhamdu-lillahi

Rabbi’l âlemîn.”

Allah’ım ! Bana cesedimde afiyek, görmemde afiyet ver. Görmemi bana

vâris kıl. Halim, Kerim olan Allah’tan baĢka hiçbir ilah yoktur. Büyük arĢın rabbi

olan Allah’ı noksan sıfatlardan tenzih ederim. Hamd, alemlerin Rabbi olan

Allah’a mahsustur.


281

11- Evden çıkarken bir yere giderken okunacak dua:

Fatiha, Ayete’l-Kursi, Ġhlâs, felâk, Nâs sûreleri üçer defa okunur.

Yatarken de aynı sûreler okunur

12- Aile geçimsizlikleri için okunan dua:

“Bir fatiha üç Ġhlâs okuyarak sevabını Hz. Peygamberin ruhuna

bağıĢlanır. Sonra sabah akĢam:” Hasbiyallahü la ilahe. Âleyhi tevvekeltü

vehüve Rabbül ârĢil azîm” ayetini yediĢer defa okuyan kimse mes’ud bir aile

hayatı geçirir.

13- Hem dünya hemde ahiret için okunacak dua:



Ya Rabbi! Bize bu dünyada iyi güzel olanı, öteki dünyada da iyi güzel

olanı ver. Bizi ateĢin azabından koru.


282

14- ġeytanın Ģerrinden Allah’a sığınmak için

a) Euzu billâhi mine’Ģ-Ģeytânı’r-racim.

Allah’ım Rahmetinden Edebiyyen kovulmuĢ olan Ģeytanın Ģerrinden

Allah’a sığınırım.

b) Lâ ilâhe ilâllahü vahdehü lâ Ģerrikelehü lehül mülkü velehül hamdü

yuhyi ve yümîtü ve hüve âle külli Ģey’in kadir.”

c) Ġstiaze (sığınma) duası olan (EuzubillahhimineĢĢeytanırracim)

Bismillâhhirrahmânirrahîm, lâ havle velâ kuvvete illabillahil aliyyil azim”

duasını çok okumalıyız.

Ayetel kürsi, ihlas, Fatiha, Felak ,Nâs sûrelerini sürekli okumalıyız.

15- DeğiĢik nedenlerle okunacak Ģifa ayetleri

Yunus Sûresi : 57 inci ayet

Nahl Sûresi : 69 uncu ayet

Ġsra Sûresi : 82 inci ayet

ġuara Sûresi : 80 inci ayet

Fussılat Sûresi : 44 üncü ayet

Felak Sûresi

Nâs Sûresi


283

16- Peygamberimizin yaptığı yapın dediği dualar:



Sübhanallahi vel-hamdü lillahi ve lâ ilahe illalahu vallahu ekber ve,lâ

havle velâ kuvvete illabillih aliyyil aziym”

“ Rabbenağfirlî ve li-valideyye ve li’l-mü’minîne yevme yekumü’-hisâb.”

d) Allaümme ercirna minennar

Hz Peygamber Ģöyle buyurur:

-“Müslüman bir adam, üç kere cenneti Allah’tan isterse, cennet onun

için:” Allah’ım Onu cennete koy” der. Ve üç defa cehennemden uzak kalmayı

Allah’tan isterse, cehennem onun için: “Allah’ım! Onu benden uzaklaĢtır” der.

(Ramuz:375/6)

-“ Allah kutsi hadiste Ģöyle buyurur:


284

Kulumun defterine bakın, kim ki cenneti benden istemiĢ görürseniz, onu

kendisine veririm . kimde cehennemden bana sığınmıĢsa, onu ondan

korurum.” (Ramuz: 517/4)

e) Allahümme inneke afüvvün kerimün tuhıbbül affe fağfü anni

f) Allahümme ağni alâ zikrike ve Ģükrüke ve hüsnü ibadetike

Bunlar her zaman yapılması gereken güzel dualardır.

17- Kur’andan dualar:

-“ Rabbimiz! Ancak sana kulluk ederiz. Yalnız senden yardım umarız.

Bize doğru yolu göster (Fatiha süresi)

-“ Ey Rabbimiz! Bizi sana boyun eğenlerden kıl.” (Bakara:126)

-“Ey Rabbimiz bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi

cehennem azabından koru”(Bakara:201)

-“ Ey Rabbimiz üzerimize sabır yağdır. Bize cesaret ver. Kafirlere karĢı

bize yardım et” (Bakara :250)

-“ Rabbimiz! Unutursak veya hataya düĢersek, bizi sorumlu tutma. Ey

Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme. Ey

Rabbimiz, bize güç yetiremeyeceğimiz iĢler yükleme. Bizi affet. Bizi bağıĢla.

Bize yardım et.” (Bakara:286)

-“ Rabbimiz bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi eğriltme bize

tarafından rahmet bağıĢla, lütfü en bol olan sensin.” (Ali-Ġmran:8)

- Ey Rabbimiz! Ġman etti, günahlarımızı bağıĢla, bizi ateĢ azabından

koru” (Ali imran: 16)

-“ Ey Rabbimiz! Günahlarımızı ve iĢlerimizdeki taĢkınlığımızı bağıĢla,

ayaklarımızı sabit kıl. Kafirler topluluğuna karĢı bizi muzaffer kıl.” (Ali

Ġmran:147)


285

-“Ey Rabbimiz, bize bol bol sabır ver, Müslüman olarak canımızı al.”

(Araf:126)

-“Ey Rabbimiz, bizi ve soyumuzdan gelecekleri namazı devamlı

kılanlardan eyle. Ey Rabbimiz! Duamızı kabul et” (Ġbrahim: 40)

-“ Rabbimiz! Bize tarafından rahmet ver ve bize sıkıntılı durumlarda

kurtuluĢ yolu göster.” (Kehf:10)

-“ Rabbim! Yüreğime geniĢlik ver” (Taha:25)

-“ Rabbim ! bağıĢla ve merhamet et. Sen merhametlilerin en

merhametlisisin.” (mü’minun:189

-“Rabbım Ġnsanların dirileceği gün bizi mahcup etme” (ġuara:87)

-“Rabbim! Bizi ve bizden önce gelip geçmiĢ imanlı kardeĢlerimizi

bağıĢla. Kalplerimizde iman edenlere karĢı hiçbir kin bırakma.” (HaĢr:10)

-“Ey Rabbimiz! Kafirleri baĢımıza musallat etmek sûretiyle bizi imtihan

etme. Günahlarımızı bağıĢla.” (Mümtehıne:5)

-“Rabbim! Yarattıklarının Ģerrinden, çöktüğü vakit karanlığın Ģerrinden,

düğümlere üfleyenlerin Ģerrinden, haset ettiği vakit hasetçinin Ģerrinden sana

sığınırız. (Felak Sûresi)

-“Rabbim! Cinlerin, insanların kalplerine vesvese veren o sinsi vesveseci

Ģeytanın Ģerrinden sana sığınırız .” (Nas Sûresi)

-“Rabbim! Dünya ve ahirette iĢlerimizi yoluna koyan sensin. Canımızı

Müslüman olarak al, ve bizi iyilerden eyle” (Yusuf:101)

-“Ey Rabbimiz! Nurumuzu bizim için tamamla, bizi bağıĢla çünkü sen

her Ģeye kadirsin.” (Tahrim:8)

-“Rabbimiz günahlarımızı bağıĢla kötülüklerimizi ört, canımızı iyi

kimseler olarak al.” (Ali Ġmran:194)

-“Rabbimiz Peygamberlerine vaad ettiklerini bize ver, kıyamet günü bizi

rezil etme.” (Ali Ġmran:194)

-“Rabbimiz! Hesap gününde bizi, ana babamızı ve bütün inananları

bağıĢla.” (Ġbrahim:41)


286

-“Ey bizim Rabbimiz! Biz kendimize yazık ettik, Ģayet sen kusurumuzu

örtüp, bize merhamet etmezsen, en büyük kayba uğrayandan oluruz.”

(Araf:206)

-“Rabbimiz! ġeytanların vesveselerinden, onların yanımızda

bulunmalarında n sana sığınırız..” (Mü’minun 97-98)

-“Ey Rabbimiz! Bizi, inkarcılar için bir oyun ve eğlence aracı yapma.”

(Mütehine:5)

-“Ya Rab! Bize hikmet ve Salih kimseler arasına dahil eyle, gelecek

nesiller içinde iyi nam bırakmayı, hayırla anılmayı nasip eyle, nurumuzu arttır,

kusurlarımızı affet. Çünkü sen her Ģeye kâdirsin.” (Tahrim:8)

Bunlar Kur’anda dua örnekleridir. Cenab-ı Allah böyle dua etmemizi

istemiĢtir.

18- Hz Peygamberin dilinden dualar:

-“Ey Rabbım, bizi senin zikrinle Ģükrünle ve güzel amellerle nimetlendir.”

-“Allah’ım bizi bağıĢla, bize merhamet et, rızanı kazandıracak iĢler

yaptır. Bize afiyet ve hayırlı rızık ver.”

-“Allah’ım bizi doğru yola ilet.”

-“Allah’ım biz kendimize çok zulmettik. Günahları bağıĢlayacak ise yalnız

sensin. Bizi bağıĢla ve merhamet et. Çünkü affı sonsuz, merhameti bol olan

yalnız sensin.”

-“Allah’ım bize helal rızk nasip ederek, haramdan koru, bizi senden

baĢkasına muhtaç etme.”

-“Ey Allah’ım, peygamberin Muhammed’in senden dilediği hayırları

dileriz Peygamberin Muhammed’in nelerden sana sığındıysa bizde onlardan

sana sığınırız. Yardımcı ancak sensin bütün arzular sana ulaĢır, günahlardan

dönüĢ sanadır, bizleri bağıĢla.


287

-“ Ey Allah’ım, seni sevmeyi sevdiklerini sevmeyi ve sevgine ulaĢtıran

iĢleri senden dileriz. Ey Allah’ım sevgini bize nefsimizden, ailemizden ve soğuk

sudan daha sevgili kıl.”

-“Allah’ım, kulağımızın Ģerrinden, gözümüzün ġerrinden dilimizin

Ģerrinden kalbimizin Ģerrinden tenasül organımızın Ģerrinden sana sığınırız.”

-“Ey bizim Rabbimiz, bize dünyada iyilik, ahirette de iyilik ihsan et ve bizi

cehennem azabından koru.”

-“Ey Allah’ım senden doğru yolu, takvayı, iffet ve gönül zenginliğini

isteriz.”

-“Rabbimiz, bizi, iyilik ettiğimiz zaman sevinen, kötülük ettiğimiz zaman

üzülüp tövbe istiğfar edenlerden kıl.

-“Allah’ım, verdiğin nimetin yok olup gitmesinden, lütfettiğin afiyetin

bozulmasından, ansızın vereceğin cezadan ve senin gazabını üzerimize

çekecek her Ģeyden sana sığınırız.”

-“ Ey Allah’ım, sana inandık teslim olduk, sana güvendik bu güne kadar

yaptığımız, bundan sonra yapacağımız, gizlediğimiz açığa vurduğumuz

günahlarımızı affeyle öne geçirende sen, geri bırakanda sensin, senden baĢka

ilah yoktur.”

-“Allah’ım bütün iĢlerimizin baĢı olan dinimiz konusunda bizi hataya

düĢmekten koru. YaĢadığımız Ģu dünyadaki iĢlerimizin yolunda gitmesini

sağla, ahiretimizi kazanmamızı da yardım et. Hayatta iken daha çok hayır

yapma imkânı ver. Her türlü kötülükten kurtulmamızı sağlayacak bir ömür ver.”

-“Cehennemliklerin hal ve sıfatlarından sana sığınırız Allah’ım.”

-“Allah’ım acizlikten, tembellikten, cimrilikten, ihtiyarlayıp muhtaç

olmaktan, kabir azabından sana sığınırız. Allah’ım bizi her türlü günahtan

temizle. Allah’ım fayda vermeyen ilimden ürpermeyen kalpten , doymayan

nefisten ve kabul olmayan duadan sana sığınırız.”

-“Allah’ım kötü ahlaklı olmaktan, fena iĢler yapmaktan ve yanlıĢ

inançlara sapmaktan sana sığınırız.”

-“Ey Allah’ım fakirlikten hayır ve tâat azlığından ve zelil olmaktan sana

sığınırız. BaĢkalarına zulmetmekten ve zulme uğramaktan sana sığınırız.”


288

-“Allah’ım, cehennem fitnesinden, cehennem azabından, zenginliğin ve

fakirliğin Ģerrinden sana sığınırız.”

-“Rabbim hatalarımızı, bilmeden yaptıklarımızı ve iyi bildiğin hallerimizi

marifet eyle.”

-“Ya Rabbi! Gece gündüz gelecek kötülüklerden, sıkıntılardan kötü

arkadaĢtan kötü komĢumdan sana sığınırız.”

-“Allah’ım, Ölünceye kadar ibadet etmemizi, ömrümüzün hayırlı

amellerle sona ermesini nasip et, ve bize cenneti ihsan eyle.”

-“Ya Rabbi! Kusurlarımızı ört, korkulardan emin kıl ve borçlarımızı

ödemek nasip eyle.”

-“Allah’ım, bizim hayrımızı murat et, bize duayı öğret ve ölünceye kadar

unutturma.”

Hz. Adem’in Ağzıyla:

-“Ey Rabbimiz biz kendimize zulüm ettik, eğer bizi bağıĢlamaz ve

merhamet etmezsen, Ģüphesiz hüsrana uğrayanlardan oluruz.” (A’raf:23)

Hz. Ġbrahim’in Diliyle:

-“Ya Rabbi, bana hikmet ver ve beni Salih kullarına ilhak et. Benden

sonra hayırla anılmamı sağla.” (ġuara:83-84)

Süleyman Peygamberin Ġfadesiyle:

-“Ya Rabbi, bana, ana, babama ihsan ettiğin nimetlerine Ģükretmemi ve

Razı olacağın ameller yapmamamı nasip et. Rahmetinle beni Salih kulların

arasına kat.” (Neml:19)

ġimdi sana büyüklerimizin yaptığı dualarla yalvarıyoruz:

-“Ya Rabbi! Günahkar olduğumuzu biliyoruz. Bizi eksiklerimizle,

noksanlarımızla muamele etme. Aciziz, güçsüzüz senden baĢka sığınacağımız

kimse yok, bizi affet.”

-“Ya Rabbi, kalplerimizi nifaktan, amellerimizi riyadan temizle gözlerimizi

hıyanetten koru, Ģüphesiz Sen kalplerimizi, amellerimizi ve haince bakan

gözleri de bilirsin.


289

-“Ya Rabbi, yalnız sana Hamd eder, Senden yardım dileriz.

-“Ya Rabbi, günahlarımızı bağıĢla, rızkımızı geniĢlet, ahlakımızı

güzelleĢtir. Kazancımızı helal ve temiz kıl. Bizden men ettiğin Ģeylere,

nefsimizi meylettirme. Amellerimizi hayırlı kıl.

-“Ey yalnızların dostu, çaresizlerin yardımcısı, fakirlerin sonsuz serveti,

zayıfların kuvveti, yoksulların hazinesi, gariplerin Ģikayet kapısı olan yüce

Rabbimiz, Resulün Hz. Muhammed (s.a.s.) hürmetine, her türlü güçlüklere

karĢı lütfünle bize yardım eyle

-“Ya Rabbi, günahlardan uzak kalmayı, iyiliklerin nimetine ermeyi,

Cennet Saadetine nail olmayı Cehennem azabından kurtulmayı nasip eyle,

dualarımızı kabul eyle.

- Ya Rabbi!.. Günahlarımızı Rahmetinle af ve mağrifet eyle! Ölülerimizi

de mağrifet eyle, yaĢayanlarımıza hayırlar ihsan et!

Riyadan, nifaktan Ģikaktan, her türlü hastalıktan, kazadan, beladan,

tembellikten acizlikten zelil olmaktan, zulüm etmekten ve zulüm görmekten,

cimrilikten, müsriflikten, azdıran zenginlikten ve doğru yoldan ayrılmaya sebep

olan fakirlikten, Ģeytan ve nefsin Ģerrinden, düĢmanın galebesinden, kötü

huydan, bid’at iĢlemekten dalalete düĢmekten, halis olmayan amelden, her

çeĢit günahtan, küfre girmekten, ölürken gelecek fitnelerden, kabir azabından,

dinimize ve dünyamıza zarar verecek iĢlerden sana sığındık bunlardan bizleri

koru Ya Rabbi!..

- Ya Rabbi!.. Bize sarsılmaz bir iman, güzel bir ahlak, Ģükredici bir kalp

sabredici beden, zikredici dil, kaza ve kaderine rıza gösteren hayırlı ömür,

Sâlih evlat, dünya ve ahirette güzellik ihsan et! Ana ve babamızıda mağfiret

eyle!

- Ya Rabbi… Kendi sevgini, sevdiklerinin sevgisini, bütün enbiyanın, Ehl-

i beytin, Eshâb-ı kirâmın ve bütün evliyâ-i kirâmın sevgisini ve sevgisine

kavuĢturacak amel ve iĢleri nasip eyle!

- Ya Rabbi!.. Dinine severek hizmet etmeyi, kul borçlarını ödemeyi ve

Ģehit olarak ölmeyi nasip eyle! Bize hakkı hak, batılı batıl olarak göster!

-“Ya Rabbi! Bu vatanı bizlere bırakan ecdâdımızın ruhunu Ģad eyle

Memleketimize hizmetleri geçmiĢ ve Allah için harb etmiĢ dedelerimi rahmet


290

eyle! Yurdumuzu her çeĢit düĢmandan koru! Çünkü sen her Ģeye kadirsin!..

Dualarımızı kabul eyle…” (Amin!)

18- Genel Bir Dua

EuzubillahhimineĢĢeytanırracim

Bismillâhhirrahmânirrahîm

Elhamdülillahi Rabbilâlemin. Essalatü vessalamü ale Resulune

Muhammedin veala âlihi vesahbihi ecmaın Rabbenâ Âtina fi’d-dünyâ

haseneten ve fi’l-âhireti haseneten ve Kınâ azâb’n-nar.”

Allah’hım!

Ancak sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz. Bizi doğru yola,

nimete erdirdiğin kimselerin yoluna ilet, gazaba uğramayanların, sapmamıĢ

onların yoluna erdir.

Allah’ım, unutacak veya yanılacak olursak bizi sorumlu tutma. Rabbim

bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yükler yükleme, bizi gücümüzün

yetmeyeceğini taĢıtma, bizi affet, bizi bağıĢla, bize acı, sen bizim mevlamızsın.

Din, iman vatan, millet düĢmanlarına karĢı bize yardım et. Bizi nefsimizi,

Ģeytanın ve düĢmanın eline bırakma Allah’ım.

Ya Rabbi

Bizi dualı bir hayat yaĢayan, duasını hayatına taĢıyan, baĢkalarının

duasını alan ve duası kabul olan kullarından et.

Ya Rabbi! Sana dua edipte duası kabul olanların hatırına, evliyaların

Ģehitlerin ve din büyüklerimizin yüzü suyu hürmetine dualarımızı kabul eyle

Allah, Vücudumuzun sağlığını, iĢlerimizin kolaylığını, kazancımızın

bereketini sağla. Dert verip derman aratma. Bize geçim darlığı verme.

Nasibimizi helalinden ver, rızkımızı kesme, bizleri açlık susuzluk, kıtlıkta ve


291

yoklukla terbiye etme. Katlanamayacağımız dertlerle ve günahlarla bizi imtihan

etme. Bizi ödeyemeyeceğimiz borç altına sokma, borçlarımızı ödeme kolaylığı

ver.

Ya Rabbi, Resulün “aldatan bizden değildir.” BuyurmuĢ, bizi yalandan

aldatmaktan sen koru kusurlarımızı, günahlarımızı bağıĢla, hatalardan,

günahlardan bizi sakındır Allah’ım.

Ya Rabbi, bizi sev, kullarını seven ve kullarının arasında sevilen kimse

yap. Kullarını zulmetmekten, Müslümanlara dil uzatmaktan, bizi seni

unutmaktan, gaflete düĢmekten koru Rabbim.

Ya Rabbi, günahlarımızı affeyle, hatalarımız yüzünden bizi

cezalandırma. Sonumuzu hayretle. Ġki cihanda aziz eyle. Senin affına,

mağfiretine, sevgili Peygamberimizin Ģefaatine mahzar olan kullarından eyle.

Ġbadetlerimizi, dualarımızı, hayır hasenatımızı kabul eyle Allah’ım.

Ya Rabbi, nefsimizin Ģerrinden, afatlardan, felaketlerden, yangından,

depremden, her türlü zulümden sana sığınırız. Malımızı, canımızı, ırzımızı

,namusumuzu, yavrularımızı koru.

Ya Rabbi, dünyanın sıkıntılarından., ihtiyarlık hastalığından, ölümün

acılarından, kabir azabından sana sığınırız. Koruyucumuz kurtarıcımız,

yardımcımız sen ol Allah’ım.

Ya Rabbi, iĢlerimizde, alıĢ veriĢimizde, ölçüde, tartıda dikkatli ve adaletli

olmamızı sağla. Bizlere doğru sözlü olmayı, doğru iĢler yapmayı nasip et.

Dinimizi yalandan , iftiradan, gıybetten, gözlerimizi haramdan, senin rızan dıĢı

hareket etmekten Sen bizi koru Allah’ım.

Ey Rabbimiz !

Oyundan, eğlenceden ve oyalanmadan ibaret olduğunu bildirdiğin

dünya ve dünya hayatına bağlananlardan, tapanlardan eyleme. Dünya

hayatının bizi aldatmasına müsaade etme. Dünyayı bizim için gaye değil,

vasıta kıl. Bu dünyadan Müslüman olarak ayrılmak nasip eyle. Bize emanet

olan hayatı güzel ve verimli yaĢamamızı nasip et. Faziletlerle rezaletleri

birbirine karıĢtırtma, hayatı iyi yönü ile yaĢat, yüzümüzü kızartma, piĢman

olacağımız faydasız iĢler iĢlemekten bizi koru Allah’ım.

Ölümü unutan, ölüm ötesini de unutur. Bizi ölümle doğum arasına

sıkıĢıp kalanlardan etme, Bizi hayatını hayırlı iĢlerle geçiren, aklını, ilmini


292

hayırlı yerlerde kullanan, malını hayırdan kazanıp, hayra ve rızasına uygun

yerlerde harcayan sevgili kullarından eyle. Bizi sana kullukta kusur etmeyen

Muhammed Aleyhisselama ümmet olan, Kur’an’a ve sünnete göre yaĢayan

gerçek müminlerden eyle Allah’ım.

Ya Rabbi!

Üzüntüden, kederden, acizlikten, tembellikten, cimrilikten, korkaklıktan

borçtan, nefsin galibiyetinden, insanların kahrına uğramaktan, zarar veren

fakirlikten saptıran fitneden, zulmetmekten, zulüm görmekten, zenginlik ve

fakirliğin Ģerrinden, büyücülerin üfürükçülerin zarar vermesinden, hasedcinin,

hasedinden, elimizin, ayağımızın, gözümüzün, kulağımızın, dilimizin Ģerrinden

ve yalnızlıktan, yaĢlılık hastalığından sana sığınırız, bizleri koru Allah’ım.

Ya Rabbi!

Fena huylardan, kötü amellerden, nefsimizin istek ve arzularından,

bencillikten bizi koru. Bizi göz açıp kapayıncaya kadarda olsa nefsimizi eline

bırakma. Bize hayırlı evlatlar ver; neslimizi temiz kıl ve Salihlerden eyle. Bizi

her gün yedirip içiriyorsun; rızkımızı kesme, soframıza bereket, vücudumuza

sağlık ve yuvamıza mutluluk ver Allah’ım.

Ey Allah’ım! Senden sıhhat, iffet, emanet güzel ahlak ve kadere rıza

isteriz Göğsümüze geniĢlik, iĢimize kolaylık ver. Bizi çalıĢmamızda baĢarılı kıl.

Sıkıntıdan borçtan ve baĢarısızlıktan koru. Zulme uğramaktan, zulmetmekten,

baĢkalarının hakkına tecavüz etmekten sakındır. Kötülüklerimizi ört,

hatalarımızı azalt, veballi iĢlerden ve korkulardan bizleri emin kıl.Unutarak

veya kastımız olmadan hata ettiysek, bizi hesaba çekme bizi seni unutan,

günahlara aldırıĢ etmeyen veya küçük gören, Ģüpheli Ģeylerden kaçınmayan,

hatasında ısrar edenlerden etme. Bizi hata ve günahlardan koru. Yalan yere

yeminden, vadine durmamaktan, maddi ve manevi zarar getiren alıĢ veriĢten

sana sığınırız Allah’ım.

Ya Rabbi

Bize dünyada iyilik, ahirette iyilik ver bizi cehennem azabından koru.

Razı olacağın iyi amel ve faydalı hareketlerde bulunmamızı sağla, yalnız kendi

hayatını yaĢayanlardan etme. Kullarına faydalı olarak, insanların

hayırlılarından olmak nasip eyle. Günahlardan dönüĢümüzü, ibadetlere


293

yöneliĢimizi sağla, hidayetine vesile olacak hayırlı hizmetler nasip eyle.

Allah’ım

Ey Allah’ım!

Verdiğin nimetin yok olmasından, sıhhat ve afiyetin bozulmasından

gazabının ansızın gelmesinden, afatlardan felaketlerden,

depremden,yangından, sel felaketinden sen bizi koru Rahmetin bize afat

olmasın, nimetlerini bize kahırla verme. Kalbimize üzüntü ile değil sevinçle

doldur Allah’ım.

Ey bizi yaratan, yaĢatan ve öldürerek, sonrada diriltecek olan Allah’ım

Biz sana inandık, günahlarımızı bağıĢla bizi dünyada güvenli kıl,bizi Ģirkten

koru, bizi helallerden rızklandır. Bizi çocuklarımızı sana Ģükreden zikredenden

ve ibadet edenlerden eyle, dualarımızı kabul buyur. Öldükten sonra bizi kabir

azabından koru hesap görülecek günde; bizi, ana babamızı ve inanları

bağıĢla, malın evlatların, makam mevki ve Ģöhretin fayda vermediği günde biz

rezil etme. Dünya ve ahirette yardımcımız ol. BoĢ Ģeylerle uğraĢıp da terk

ettiklerinden eyleme. Nasıl yaĢarsak öyle öleceğiz nasıl ölürsek öylece

hasrolunacağız. Bizi Müslüman yarattığın gibi Müslüman olarak yaĢat,

Müslüman olarak canımızı al ve Ģehitlerle, Salihlerle beraber haĢret Allah’ım

Ey Allah’ım! Yüce Peygamberimiz (SAV) “ YA HAYIR SÖYLE YA SUS”

buyurmuĢ.

Bizleri ya hayır söylet yada sustur ya Rabbi. Ey Allah’ım gururdan,

kibirden tembellikten, acizlikten, riyadan ve Ģirkten sana sığınırız. Ürpermeyen

kalpten, makbul olmayan amelden, kabul olmayacak duadan, makam, mevki

ve rütbe sevdasından sana sığınırız ya Rabbi!

Ey Allah’ım belli ki düne göre bugün ölüme biraz daha yaklaĢtık. Her

attığımız adımla ecelimize doğru yaklaĢmaktayız geri kalan dünya hayatımızı

mübarek ve hayırlı kıl. Ya Rabbi! Hayatı Kur’an’a ve sünnete uygun

yaĢamamızı sağla.

Bu cennet misali vatanımız bir, cephede yan yana yatanımız bir,

Bayrağa renk veren al kanımız bir Dinimiz, kitabımız ve Peygamberimiz bir.

Birliği, beraberliği, kardeĢliği bize nasip et. HoĢgörüyü aramızda ve bütün

Müslümanlar arasında daim kıl

Ey Allah’ım ruhsuzluktan sorumsuzluktan, ilimsizlikten ve imansızlıktan

sana sığınırız. Bizleri Müslüman yarattığın için, velilerin Ģehitlerin, gazilerin


294

otağında yaĢattığın için ve kardeĢ kıldığın için sana Ģükrediyoruz. Geleceğimizi

, iĢlerimizi ve sonumuzu hayreyle Allah’ım.

Ya Rabbi!

Bize güç ver… Cihad meydanını

Pehlivansız bırakma, Allah’ım

Bilelim hasma karĢı koymasını,

Bizi cansız bırakma, Allah’ım!

Bizi sen sevgisiz, susuz, havasız,

Ve vatansız bırakma, Allah’ım

Müslümanlıkla yoğrulan yurdu.

Müslümansız bırakma Allah’ım

-Lâilâhe illa ente sübbaneke inni küntü minezzalimin.

- Allahümme inneke afüvvün kerimün tuhıbbül affe fağtü anne

Allahümmeğ firli velivalideyye velil mü’minine yevme yegûmül hısab.

Esselatü vesselamü aleyke ya Resûlallah

Esselatü vesselamü aleyke ya Habiballah

Esselatü vesselamü aleyke ya Seyyidel evveline velâhırın.

Vehamdüllillahi Rabbil alemin. AMĠN.


295

20 - YEMEK DUASI

a)EuzubillahhimineĢĢeytanırracim


Elhamdülillahi Rabbiyelâlemin Esselâtü vesselâmü alâ Resulüne

Muhammed’in vealâ elihi vesahbihi ecmâîn

Ya Rabbi! Verdiğin nimetlere Ģükürler olsun, nimetlerini bizden eksik

etme.

Hatalarımız yüzünden bizleri açlık, susuzluk ve felâketlerle

cezalandırma.

Rızkımızı helalinden ver. Soframıza haram lokmanın girmesinden sana

sığınırız

Ya Rabbi! Vücudumuza sağlık, sıhhat ve afiyet ver. Bizi iki cihanda da

yüzümüzü güldür.

Bizi verdiğin nimetlere Ģükredenlerden eyle. Amin. Elfatiha.

* * *

EuzubillahhimineĢĢeytanırracim


Elhamdülillah Elhamdülillah. Elhamdülilahillezi ed’a mene veseğane

vecealene minel müslimin. Ve rahmetullahi vebereketühü Alasahibiddaamı

velekilin. Niğmeti celilullah , berketi Halilullah, ġefaat Ya Resûllah

Haneye dövlet. Sofraya bereket, geçmiĢlere rahmet ve Müslümanlara

selamet için el-fatiha.


296

ONÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Hz. MUHAMMED (AS)

A- ÖNCEKĠ DURUM:

Hz Muhammed (as) dan önce Ahlak, adalet insanlık diye bir Ģey yoktu.

Cehalet, zulüm, akla hayale gelmedik kötülükler dünyanın üzerine karabulutlar

gibi çökmüĢtü.

Kadınlar, kızlar ve zayıf insanlar bir eĢya gibi alınıp satılıyordu. Acıma

diye bir duygu kalmamıĢtı.

Ġnsanlar kendi elleriyle yaptıkları putlara tapacak kadar alçalmıĢtı.

Ġçki kumar, fuhuĢ ve her türlü ahlaksızlık her tarafa yayılmıĢtı. Kur’anın

ifadesiyle: “insanların kendi elleriyle iĢledikleri günah yüzünden fesat karada

ve denizde yayılmıĢtı.” (Rum:41)

Ġnsanlık bir kurtarıcı, bir rahmet ve bir rehber bekliyordu.

B – ADI:

Alemlerin efendisi dünyaya gelince dedesi ona “Muhammed” adını verdi.

Bunu duyan:“ Nereden buldun bu adı, bizim soyumuzda böyle bir ad yok

dediler. Abdulmuttalip: Umarım yerdekiler, göktekiler Onu hayırla

anacaklardır” cevabını verdi.

O’nun diğer adları da:

- Ahmed

- Mustafa


297

- Abul Kasım

- Mahmud

- Habib

- Muhammed’ül Emin dir.

ġeyh galip Allah Resulüne Ģöyle seslenmiĢti:

“Sen Ahmed’ü Mahmud’u Muhammed’sin Efendim.

Hak’tan bize Sultan-ı Müeyyedsin Efendim.”

Yunus da:

Canım kurban olsun senin yoluna

Adı güzel, kendi güzel Muhammed.

Onsekizbin alemin Mustafa’sı,

Adı güzel kendi güzel Muhammed” demiĢti.

C – SOYU:

Hz Muhammed (as)’ın soyu Hz. Ġbrahim peygamberlere dayanır.

Hz Muhammed (as) 12- Rebiulevvel - 571 günü doğdu.

Soyu: HaĢim oğulları

Babası: Abdullah

Annesi: Amine

Dedesi: Abdulmuttalib

Süt Annesi: Halime


298

Çocukları: Kasım, Abdullah, Ġbrahim .

Kızları: Zeynep, Rukiye, Ümmügülsüm, Fatıma’dır.

Vefatı 63 yaĢında 632 yılında olmuĢtur.

Babası doğumundan iki ay kadar önce vefat etmiĢti. 6 yaĢında iken

annesini, 8 yaĢında dedesini kaybetti. Onu amcası Ebu Talip himaye etti.

Süt annesi Halime iki yıl emzirmiĢtir.

Çocukluk ve gençlik yılları dedesinin ve amcasının yanında geçmiĢtir.

Koyun gütmüĢ, ticaret yapmıĢ, o ortamda hiçbir kötülüğe bulaĢmamıĢtı.

Hz Ġbrahim’in dini üzerine ibadet etmiĢtir. 25 yaĢında iken Hz Hatice ile evlendi

40 yaĢında kendisine vahiy geldi.

Doğruluğu dürüstlüğü ile tanınmıĢ, inanmayanlar bile ona “

Muhammed’ül Emin” adını takmıĢlardı.

Genç yaĢta zayıfların ve mazlumların hakkını arayan savunan Hılf’ul-

fudul cemiyetine üye olmuĢtu.

Herkes onu seviyor ve ona güveniyordu. En kıymetli eĢyalarını O’na

emanet ediyorlardı.

D- ĠLK VAHĠY

Muhammed (as) Hira dağındaki mağaraya çekilir, ibadet ederdi,tefekkür

ederdi. 610 yılında Ramazan ayında yine mağaraya çekilmiĢti. Kendisine vahiy

meleği olan Cebrail (as) geldi ve:

- Oku, dedi

- Ben okumak bilmem, cevabını verdi bunu üç def tekrar etti.

Muhammed (as): Ne okuyayım, dedi.

Cebrail (as):

- Yaratan Rabbinin adı ile oku, dedi. Böylece ilk vahiy gelmiĢtir.


299

Muhammed (as) ağır bir yükün altına girmiĢti eve döndü durumunu Hz

Hatice’ye anlattı Hz Hatice, onu teselli etti ve:

- Müjde! Sen bu ümmetin peygamberi oldun. Allah seni asla yalnız

bırakmaz. Çünkü sen akrabanı ve düĢkünleri gözetirsin, misafiri seversin. Asla

yalan söylemezsin” dedi

Kısa bir aradan sonra vahiy tekrar geldi.

-“Ey örtüsüne bürünen, kalk da uyar….” Deniliyordu. Bundan sonra

vahiy aralıksız, ihtiyaca göre devam etti, 23 yılda 6666 ayet indi

Bundan sonra Peygamber (as) yakın çevresinden baĢlayarak insanları

uyandırdı. Üç yıl gizlice insanları Ġslam’a davet etti.

E – ĠLK MÜSLÜMANLAR

- Hz Hatice

- Hz Ali

- Zeyd b Harise

- Hz Ebu Bekir

F – DÜġMANLIKLAR

Müslüman olanların sayısı arttıkça inanmayanlar hazmedemediler.

DüĢmanlıklarını artırdılar inanmayanlara yapmadıkları hakaret, etmedikleri

düĢmanlık kalmadı.

Eski alıĢkanlıkları, baĢkalarının sırtından geçinmeleri sınırlanıyor,

menfaatleri daralıyordu. Bunun için inanmadılar

O derece karĢı çıkmıĢlardı ki, Ömer: “EĢeğim Müslüman olsa ben

Müslüman olmam” diyordu.


300

Ebu Cehil, taĢların Kelime-i ġahadet getirmesine rağmen, o taĢlardan

sert davranıyordu.

Ebulehep, Ebucehil baĢta olmak üzere Müslümanlara çok kötü

davranıyorlardı.

Bu durumda Müslümanlar önce HabeĢistan’a göç ettiler. HabeĢistan

kralı NecaĢi Hıristiyan olmasına rağmen Müslümanları himaye etti. Onları

Mekkeli müĢriklere teslim etmedi.

MüĢrikler ne yaptılarsa Ġslam’a girenlerin hızını kesemiyordu.

Peygamber (as)a davasından vazgeçmesi için her çareye baĢvurdular.

Tehdit ettiler olmadı, baskı uyguladılar sonuç alınamadı. Vaadlerde bulundular

“ne istersen....” dediler olmadı. Amcası Ebu Talib’e baĢ vurdular. Ebu Talip,

olanların tekliflerini peygamber (as) a bildirdi peygamberimizin ona da cevabı

hayır oldu. “ Amca ne diyorsun, yemin ederim ki, güneĢi sağ elime, ayı da sol

elime verseler bu davamdan vazgeçmem” dedi.

Bundan sonra zulümler iyice arttı. Bilal- i HabeĢi kızgın kumlara yatırıldı,

üzerine büyük taĢ parçaları konuldu, dininden dönmesi teklif edildi Bilal

boynuna ip bağlanıp sokaklarda sürüklendi Bilal yine “Allah bir” diyordu.

Yasir Ailesinden Ammar öyle dövülmüĢtü ki, kızgın kumlar üzerinde

bayılmıĢtı. Süzmeye mızrak yaraları ile kanlar içinde parça parça edilmiĢti.

Yasir ise develerin arasına bağlanmıĢ organları vücudundan koparılmıĢtı.

Diğer Müslümanlarda böyle düĢmanlıklarla karĢı karĢıya bırakılıyordu.

Bir çokları iĢkencelere dayanamayıp Ģehit olmuĢtu.

Bütün bunlara rağmen Müslümanlar dinlerinden dönmemiĢ,

Peygamberlerini yalnız bırakmamıĢlardı.

Bu zulüm, Hz. Hamza gibi bir çoklarının Müslüman olmasına da sebep

olmuĢtu.

Bu üzüntü ve boykotlar devam ederken Peygamber (as)ın iki dayanağı

olan Hz Hatice ile Amcası Ebu Talip vefat etti.

Sıkıntılı günler devam ediyordu. Peygamber (as) Taif halkını Ġslam’a

davet etmek için Taife gitti. Taifliler Ġslam’ı kabul etmedikleri gibi Peygamberi

taĢladılar. Peygamber (as) kanlar içinde kaldı.


301

Yüce Allah peygamberini teselli etmek için miraç olayını gerçekleĢtirdi.

Bu olay Müslümanların imanı artırırken, müĢriklerinde küfrünü arttırmıĢtı.

Zulmün dozunu artırması karĢısında peygamber (as) Müslümanların

Mekke’den Medine’ye göç etmesine izin verildi. Müslümanlar grup grup göç

ediyorlardı. Peygamber (as) Hz Ebubekir’le göç etmiĢti. Bu olaya “Hicret”

denir.

Medine’de hicretten sonra güçlü bir insan topluluğu olmuĢtur.

Medine de Peygamber (as) kendiside iĢçi gibi çalıĢarak Mescid-i

Nebeviyi yaptı.

Göç edenlere “muhacir”, Medinelilere “Ensar” dendi. Çünkü Medineliler,

göç eden kardeĢlerine kuçak açmıĢ onlarla her Ģeylerini bölüĢmüĢlerdi. Dünya

tarihinde böyle bir kardeĢlik bir daha görülmemiĢtir.

Mescid-i Nebevi’yi yaptıktan sonra Peygamberimiz okul açmıĢtır. Burası

hem kimsesizlerin barınağı hem de eğitim ve öğretim yeriydi. Ġslam tarihinde

bu okul değerli insanlar yetiĢtirmiĢ, bunlarda Ġslam adına büyük hizmetlerde

bulunmuĢlardır.

G- YAPILAN SAVAġLAR

- Bedir savaĢı

- Uhut savaĢı

- Hendek savaĢı

- Hudeybiye AntlaĢması

- Hayber’in Fethi

- Mekke’nin Fethi

- Huneyn savaĢı


302

- Taif kuĢatması

- Tebuk seferi

Bu savaĢların hiçbiri Müslümanların saldırısı Ģeklinde olmamıĢtır.

Cenab-ı Allah Ģöyle emretmiĢti:

-“Sizinle savaĢanlara, Allah yolunda sizde savaĢın fakat aĢırı gitmeyiniz.

Allah aĢırı gidip tecavüz edenleri sevmez.” (Bakara:190)

SavaĢa izin verilmesi de Müslümanların zulme uğramaları sebep

gösterilmiĢtir. (Bak: Hac Suresi:39)

Ġslam tarihindeki savaĢların hiçbiri Müslümanların saldırısı ile

baĢlamamıĢtır. SavaĢtan önce elçi gönderilmiĢ barıĢ teklif edilmiĢtir.

SavaĢların tek amacı, düĢman saldırılarını ve düĢman tehdidini

önlemek, birde Allah’ın adını yaymak olmuĢtur. Ġslam kılıç dini değildir. Kılıçla

yayılmamıĢtır.

H – CENNETLE MÜJDELENENLER

Peygamberimizin ashabından on kiĢi cennetle müjdelenmiĢtir. Bunlara

“AĢare-i mübeĢĢere” denir. Bunlar:

1- Hz. EbuBekir

2- Hz. Ömer

3- Hz. Osman

4- Hz. Ali

5- Talha

6- Zübeyr

7- Abdurahman b. Avf


303

8- Sa’d b. Ebi Vakkas

9- Said b. Zeyd

10- Ebu ubeyde b. Cerah’tir.

I – O RAHMET PEYGAMBERĠDĠR:

Cenabı- Allah Ģöyle buyuruyor:

-“Habibim, biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik.”

(Enbiya:107)

Allah Resulü düĢmanına karĢı bile merhametliydi. O himseye beddua

etmemiĢtir. Kendisini mekkeden kovanları affetmiĢtir. Kendisini taĢlayanlar için:

“YaRabbi, onları affet, onlar bilmiyorlar” demiĢtir.

Hz. Hamza’yı Ģehid eden vahĢiyi, Ciğerini yiyen Hind’i bile affetmiĢti.

Kendisini öldürmek isteyen süreka’yı da affetmiĢti.

O ki: “merhamet etmeyen merhamet olunmaz” buyurmuĢtur.

Ġ – HZ. PEYGAMBERĠN AHLAKI

Peygamber (as) yüksek ahlak sahibiydi. Onun ahlakı Kur’an ahlakı idi.

Kuranda: “ ġüphesiz sen, muazzam bir ahlak üzeresin” kuyrulmuĢtur. (Kalem

suresi:14)

Allah Resulünün kendisi de:

-“Beni Rabbım Terbiye etti en güzel bir biçimde terbiye etti.” “Ben güzel

ahlakı tanımlamak için gönderildim” demiĢtir.

Hz Ali (ra) onun için:


304

-“Her zaman güler yüzlü idi. YumuĢak huylu idi. Katı kalpli, kavgacı,

kusur bulucu değildi. Büyüklük taslamazdı.” DemiĢtir.

Kur’an’da:

-“Eğer sen katı ve kaba olsaydın, Ģüphesiz etrafından dağılır giderlerdi.”

(Al-i imran:159) buyurmuĢtur.

Peygamber (as) kaba ve kırıcı olmadığı gibi kendisi için ayağa kalksın,

eli öpülsün istemezdi.

Onu gören: “Bu yüz yalan söylemez” demiĢtir. Doğruluğu ve dürüstlüğü

ile “güvenilir” lakabını alınmıĢtır.

Büyük alim ibn Hazm Ģöyle demiĢtir:

-“Ahiret iyiliğini dünya bilgeliğini, düzgün yaĢayıĢı, bütün ahlak

güzelliklerini ve bütün faziletleri kazanmak isteyen kiĢi Muhammed (as)ı örnek

alınsın.”

Giyimi, yeme içmeleri tam bir edep abidesi idi.

Herkesle iyi geçinmiĢtir. Kimseye kızmamıĢ bağırmamıĢtı. Hiçbir Ģey

o’nu öfkelendirip sinirlendirmemiĢti. Kimsenin ayıbını yüzüne vurmamıĢtır.

AĢırı iltifat göstermek isteyenlere: “BaĢkalarının krallarına yaptığını bana

yapmayınız. Ben sizden biriyim. Allah’ın kulu ve Resulüyüm” demiĢtir.

O hep kolay olanı tercih etmiĢ ve Ģöyle buyurmuĢtur:

-“ KolaylaĢtırınız güçleĢtirmeyiniz, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz.”

Güzel ahlakı sebebiyle dünyada o’nun kadar itaat edilen ve sevilen

baĢka bir insan olmamıĢtır.


305

J – AĠLE HAYATI

Peygamber (as) her konuda olduğu gibi örnek bir aile hayatı

sergilemiĢtir.

EĢini, çocuklarını, torunlarını bir defa bile azarlamamıĢtır

-“ Sizin en hayırlınız çoluk çocuğuna en iyi davrananınızdır.” (R.

Salihin:277)

-“Hanımlarınızı dövmeyiniz” (Age:278) demiĢtir.

AiĢe (ra) Ģöyle demiĢtir.

-“ Allah resulü ev iĢleri ile meĢgul olur, evin kırık döküğünü elden geçirir,

elbiselerini diker, yıkar, evi tamir edip temizlerdi”

Peygamber (as) eĢine mükemmel koca, çocuklarına mükemmel bir baba

ve torunlarına da mükemmel dede örneğini vermiĢlerdir.

K- ĠBADET HAYATI

Allah Resulü Peygamberliğinden öce bile ibadet etmiĢ. Allah da ondan

ibadet sorumluluğunu hiçbir zaman kaldırmamıĢtır. BaĢkalarına Ģu sözü sık sık

söylemiĢtir. “Bana Allah’ın kulu ve resulü deyiniz”

-“Bütün günahlarınız bağıĢlandığı halde niçin ibadet ediyorsunuz?

diyenlere : “Rabbıma Ģükreden bir kul da mı olmayayım?” Cevabını vermiĢtir.

Allah Resulü farz, vacip ve sünnet namazların dıĢında nafile namazlara

da çok önem vermiĢtir. Ayakları ĢiĢinceye kadar namaz kıldığını Hz. AiĢe (ra)

haber vermiĢtir.

Duayı, tövbeyi sık sık ve devamlı yapmıĢtır. Oruç tutmayı ve Kur’an

okumayı çok severdi. Devamlı zikrederdi.

O’nun ibadetinde usanma , ihmal, hele terk asla görülmemiĢtir.


306

Allah Resulü insanlara yardım eder, bol bol sadaka dağıtırdı. Hayrın her

çeĢidini yapardı.Güzel söz söylemeyi sadaka, çalıĢmayı ibadet sayardı.

Sevgili Peygamberimiz aĢırılığı hiçbir konuda sevmezdi. Hep orta yolu

tutardı.

L – ĠNSANLIĞA NELER SUNMUġTUR

Dünyada en büyük inkılapçı Hz Muhammed (as) dır. Hiçbir zorlama

yapmadan insanlık üzerinde; yaĢayıĢında, düĢüncesinde en büyük inkılabı o

yapmıĢtır.

O, Cahiliye devrini kapatmıĢtır. Cahiliye toplumundan Ashab-ı kiram gibi

altın nesil çıkarmıĢtır. Onlara Ars-ı saadet yaĢatmıĢtır.

Her Ģey Onunla değiĢmiĢtir Bunu Akif Ģu mısralarla dile getirmiĢtir:

“Dünya neye sahipse O’nun vergisidir hep,

Med’yun ona cemiyeti, Medyun o’na ferdi.

Medyundur o masuma bütün beĢeriyet Yarab, bizi mahĢerde bu ikrar ile

haĢret.”

- Allah Resulü Suffa da gönül elleri yetiĢtirmiĢtir.

- Verdiği mesajlar evrenseldir.

- O madde ve mana, dünya ve ahiret dengesini çok iyi kurmuĢtur.

- Hiçbir kimse onun insanlığa sunduğu Ģeyden daha iyisini, daha

güzelini ve daha faydasını insanlığa sunmamıĢtır.

- O davasını tavizsiz temsil etmiĢ, her türlü cazip teklifi red etmiĢtir.

Söylediğini kendi yapmıĢtır.


307

- Ġnsanlığı cahiliye adetlerinden vazgeçirmiĢtir.

- Zalim bir insandan “Adalet mülkün temelidir” diyen Ömerleri

yetiĢtirmiĢtir.

- Puta taparak alçalan topluluktan Yüce Allah’a kul olma Ģerefine

yükselen, harama düĢeriz diye helallerin onda dokuzunu terk eden hassas

kimseler yetiĢtirmiĢtir.

- Üstünlüğün Ģunda bunda değil takvada olduğu inancını getirmiĢ

“insanlar tarağın diĢleri gibi eĢittirler .” demiĢtir.

- Yeryüzünde faydalı olma anlayıĢını yerleĢtirmiĢ: En hayırsız, insanlara

en çok faydalı olanınızdır” buyurmuĢtur.

- Ġnsanlar arasına sevgi, saygı, merhamet , sevap ve hayır anlayıĢını

yerleĢtirmiĢtir.

- O Allah Resulü öyle bir düzen getirmiĢtir ki, kıyamete kadar cazibesi

geçmeyecektir.

M- PEYGAMBERĠMĠZE KARġI GÖREVLERĠMĠZ NELERDĠR

Her Ģeyden önce Peygamber Efendimize minnet borcumuz vardır. Onu

severek, ona uyarak, onun sünnetini yerine getirerek bu borcumuzu

ödemeliyiz.

- Onu her konuda örnek almalıyız Sünnetini yaĢamalı ve yaĢamalıyız.

- Onun adını anarken veya anılınca saygı ile anmalı ve ona salavat

getirmeliyiz.

- Onun bize Rahmet olarak, önder ve rehber olarak gönderildiğini

unutmayınız.

- Onun sevdiğini sevmeliyiz, sevmeliğini sevmemeliyiz.

- Onun bize bıraktığı Kur’an ve sünnet emanetine sahip çıkmalıyız.


308

- Onu yeni nesle iyi anlatmalıyız. Onu sevdirmeliyiz.

- Bol bol hadis okumalıyız. Onun Hadislerini baĢkalarına aktarmalıyız.

- Onun ahlakı ile ahlaklanıp ona layık ümmet olmaya çalıĢmalıyız.

- Peygamberin Ģefaatini ummalıyız. Onun Ģefaatine layık olmalıyız.

- Ġmkanı olanlar onun mezarına ziyaret etmelidir.

- Onu çok sevmeliyiz. Ona ait ne varsa sevgi duymalıyız.

- Peygamberi sevmeyen ve uymayanlar EbuCehil gibi Ebulehep gibi

helak olup gidecektir.

- Ona en önemli görevimiz Ģu olmalıdır. bir Ģeyi o nasıl yaptıysa öyle

yapmalıyız.

N- PEYGAMBERĠMĠZĠN SON ANI VE VEFATI

23 yıllık Peygamberlik görevinden sonra Allah Resulü Hicretin onuncu

yılında yüz binden fazla Müslüman’la birlikte Hacca gitti.

Peygamberimiz Arafat’ta 124 bin Müslüman’a hutbe okudu. Bu onun

Veda hutbesi idi.

En son Maida suresinin 3.üncü ayeti nazil oldu: “Bu gün sizin dininizi

tamamladım. Üzerinizdeki nimetimi tamamladım Size din olarak da Ġslam’ı

seçtim.”

Bu ayetin gelmesinden sonra Peygamberimiz sona gelindiğini anlamıĢtı.

Veda Hutbesiyle son sözlerini söylüyor ve son vasiyetini yapıyordu.

Veda hutbesinde Ģunları söylemiĢti:


309

PEYGAMBER EFENDĠMĠZ'ĠN VEDA HUTBESĠ

(9 Zilhicce l0 H./8 Mart 632 M . Cuma)

Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) Vedâ haccında, 9 Zilhicce

Cuma günü zevâlden sonra Kasvâ adlı devesi üzerinde, Arafat Vâdisi'nin

ortasında 124 bin Müslümanın Ģahsında bütün insanlığa Ģöyle hitab etti:

"Hamd Allah'a mahsustur. O'na hamdeder, O'ndan yardım isteriz. Allah

kime hidâyet ederse, artık onu kimse saptıramaz. Sapıklığa düĢürdüğünü de

kimse hidâyete erdiremez. ġehâdet ederim ki; Allah'dan baĢka ilâh yoktur.

Tektir, eĢi ortağı, dengi ve benzeri yoktur. Yine Ģehâdet ederim ki, Muhammed

O'nun kulu ve Rasûlüdür.”

"Ey insanlar! Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum, belki bu seneden sonra

sizinle burada bir daha buluĢamayacağım. Ġnsanlar! Bugünleriniz nasıl

mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu Ģehriniz

(Mekke) nasıl mübarek bir Ģehir ise, canlarınız, mallarınız, namuslarınız da

öyle mukaddestir, her türlü tecâvüzden korunmuĢtur.

Ashabım! Muhakkak Rabbinize kavuĢacaksınız. O'da sizi

yaptıklarınızdan dolayı sorguya çekecektir. Sakın benden sonra eski

sapıklıklara dönmeyiniz ve birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyetimi,

burada bulunanlar, bulunmayanlara ulaĢtırsın. Olabilir ki, burada bulunan

kimse bunları daha iyi anlayan birisine ulaĢtırmıĢ olur.

Ashabım! Kimin yanında bir emanet varsa, onu hemen sahibine versin.

Biliniz ki, faizin her çeĢidi kaldırılmıĢtır. Allah böyle hükmetmiĢtir. Ġlk

kaldırdığım faiz de Abdulmutallib'in oğlu (amcam) Abbas'ın faizidir. Lakin

anaparanız size aittir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız.

Ashabım! Dikkat ediniz, cahiliyeden kalma bütün adetler kaldırılmıĢtır,

ayağımın altındadır. Cahiliye devrinde güdülen kan davaları da tamamen

kaldırılmıĢtır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalib'in torunu Iyas bin

Rabia'nın kan davasıdır.

Ey insanlar! Muhakkak ki, Ģeytan Ģu toprağınızda kendisine tapınmaktan

tamamen ümidini kesmiĢtir. Fakat siz bunun dıĢında ufak tefek iĢlerinizde ona

uyarsanız, bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da

sakınınız.

Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan

korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah'ın emaneti olarak aldınız ve


310

onların namusunu kendinize Allah'ın emriyle helal kıldınız. Sizin kadınlar

üzerinde hakkınız, kadınların da sizin üzerinizde hakkı vardır. Sizin kadınlar

üzerindeki hakkınız; yatağınızı hiç kimseye çiğnetmemeleri, hoĢlanmadığınız

kimseleri izniniz olmadıkça evlerinize almamalarıdır. Eğer gelmesine müsaade

etmediğiniz bir kimseyi evinize alırlarsa, Allah, size onları yataklarında yalnız

bırakmanıza ve daha olmazsa hafifçe dövüp sakındırmanıza izin vermiĢtir.

Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, meĢru örf ve adete göre yiyecek ve

giyeceklerini temin etmenizdir.

Ey mü'minler! Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça

yolunuzu hiç ĢaĢırmazsınız. O emanetler, Allah'ın kitabı Kur-ân-i Kerim ve

Peygamberin sünnetidir.

Mü'minler! Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman

Müslüman'ın kardeĢidir ve böylece bütün Müslümanlar kardeĢtirler. Bir

Müslüman'a kardeĢinin kanı da, malı da helal olmaz. Fakat malını gönül

hoĢluğu ile vermiĢse o baĢkadır.

Ey insanlar! Cenab-ı Hak her hak sahibine hakkını vermiĢtir. Her

insanın mirastan hissesini ayırmıĢtır. Mirasçıya vasiyet etmeye lüzum yoktur.

Çocuk kimin döĢeğinde doğmuĢsa ona aittir. Zina eden kimse için mahrumiyet

vardır.

Ey insanlar! Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Adem'in

çocuklarısınız, Adem ise topraktandır. Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın

da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi; kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın

da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada,

Allah'tan korkmaktadır. Allah yanında en kıymetli olanınız O'ndan en çok

korkanınızdır. Azası kesik siyahî bir köle baĢınıza amir olarak tayin edilse, sizi

Allah'ın kitabı ile idare ederse, onu dinleyiniz ve itaat ediniz. Kimse kendi

suçundan baĢkası ile suçlanamaz. Baba, oğlunun suçu üzerine, oğlu da

babasının suçu üzerine suçlanamaz.

Dikkat ediniz! ġu dört Ģeyi kesinlikle yapmayacaksınız:

- Allah'a hiçbir Ģeyi ortak koĢmayacaksınız.

- Allah'ın haram ve dokunulmaz kıldığı canı, haksız yere

öldürmeyeceksiniz.

- Zina etmeyeceksiniz.


311

- Hırsızlık yapmayacaksınız.

Ġnsanlar! Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz? "

Sahabe-i Kiram birden söyle dediler:

"Allah'ın elçiliğini ifa ettiniz, vazifenizi hakkıyla yerine getirdiniz, bize

vasiyet ve nasihatte bulundunuz, diye Ģahadet ederiz!"

Bunun üzerine Resul-i Ekrem Efendimiz (S.A.V.) Ģahadet parmağını

kaldırdı, sonra da cemaatin üzerine çevirip indirdi ve söyle buyurdu:

"ġahit ol yâ Rab! ġahit ol yâ Rab! ġahit ol yâ Rab! "

Peygamber Efendimiz Veda Haccından sonra Medine’ye döndükten

sonra rahatsızlandı. Son zamanlarında namaz kıldırma görevini Hz.

EbuBekir’e devretti.

Son anlarında Müslümanlarla helalaĢtı, mezarlığa gitti” onlara selam

verdi ve: “Yakında yanınızda olacağız inĢaallah” dedi.

7 dirhem parası vardı, sadaka olarak dağıttı.

Rabbına kavuĢtuğu an Hz. Ebu Bekir, Peygamberin mübarek yüzüne

bakıp: “Ölümünde hayatın gibi güzel ya Resulallah!” dedi.

Hz Osman’ın dili tutuldu.

Hz Ali dondu kaldı.

Hz Ömer: “kim Muhammed öldü derse, boynunu vururum” dedi.

Ebu Bekir : “Kim Muhammed’e tapıyorsa bilsin ki o Allah’ın rahmetine

kavuĢmuĢtur. Kimde Allah’a tapıyorsa, O Allah bakidir” diyerek ortalığı

yatıĢtırdı. ĠĢte güzel bir insan, iĢte güzel bir ömür ve iĢte güzel bir ölüm…

Peygamber (as)’ın son sözleri “Namaza namaza dikkat edin.” OlmuĢtur.

Ölmeden önce hurmalıklarını ihtiyaç sahipleri için vakfetmiĢtir.

Onun mirası Kur’an ve sünnetidir.

Cenab-ı Allah Ģefaatinden mahrum etmesin.

Documents

· TEMEL DİNİ BİLGİLER Mustafa ÖSELMİŞ 7 ı) Sorgu sual k) HesaplaĢma l) Cennettekiler Allah’ı nasıl görecek? 6-KAZA KADERE ĠMAN Kaza zorlama değildir