40

TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI...¤itim; ö¤retim ile birlikte insan›n daha ço-cukluk döneminden itibaren hem kendine, hem de içinde yaflad›¤› topluma yararl› ol-mas›n›

  • Upload
    others

  • View
    1

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

  • SahibiTürkiye Diyanet Vakf› Ad›na

    A. ‹hsan SARIMERTGenel Müdür

    Yay›n KoordinatörüYusuf ERDO⁄DU

    Genel Müdür Yard›mc›s›▼

    Sorumlu Yaz› ‹flleri MüdürüArif MALKOÇ

    Personel ve ‹dari ‹fller Müdürü▼

    Yay›na Haz›rlayanMehmet fiükrü ERO⁄LU

    Yüksel SEZG‹N▼

    Grafik & Tasar›mMehmet ÖZTÜRK

    Da¤›t›m SorumlusuFehmi YILMAZ

    AdresDr. Mediha Eldem Sokak No: 72/B

    06640 Kocatepe - AnkaraTel: (0312) 417 12 35 • Fax : 417 12 45

    ‹nternet Adresiwww.diyanetvakfi.org.tr

    [email protected]

    Yay›mlanan makalelerinsorumlulu¤u yazarlar›na aittir

    Bask›TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI

    YAYIN MATBAACILIK ve T‹CARET ‹fiLETMES‹OST‹M Örnek Sanayi Sitesi 358. Sokak No: 11

    06370, Yenimahalle / ANKARATEL : (0312) 354 91 31 • Fax : 354 91 32

    TÜRK‹YE D‹YANET VAKFIHABER BÜLTEN‹

    Baflyaz› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .3

    Not Defterinden . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .4

    Gündem

    Türkiye Diyanet Vakf›’n›n Yurt Hizmetleri . . . . . . . . . . .5

    Kad›n Kollar›

    Türkiye Diyanet Vakf› Kad›n Kollar›

    El Sanatlar› Sergisi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .18

    Tarihten Sayfalar

    30 A¤ustos Zafer Bayram› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .24

    Makale

    ‹slam’da ‹nsan Modeli . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .26

    Gündem

    Üç Aylar (Recep-fiaban-Ramazan) . . . . . . . . . . . . . .30

    Önemli fiahsiyetler

    ‹mam fiafii . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .32

    Sa¤l›k Köflesi

    Prostat Hastal›¤› ve Tedavisi . . . . . . . . . . . . . . . . . . .34

    fiubelerimizden Faaliyetler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .36

    Derkenar

    Kültür Atlas›m›z . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .38

  • ini literatürde “üç aylar” diye bilinen feyizli vebereketli bir maneviyât mevsimine girmifl bu-lunuyoruz. Üç aylar; Regâib kandiliyle bafllayan,

    bin aydan daha hay›rl› Kadir gecesiyle zirveye ulaflankandiller zincirini içinde bar›nd›ran, Ramazan bayra-m›yla da maddî ve mânevî alanda “Bayram”a dönü-flen manevî yükselifl ve ba¤›fllanma aylar›d›r.

    Manevî duygular›n güçlendi¤i, merhamet, flef-kat, yard›mlaflma ve dayan›flman›n doruk noktayaulaflt›¤› bu aylar, Türk-‹slam gelene¤inde de “müba-rek”, yani bereketli aylar olarak görülmüfl ve milleti-miz bu aylara ayr› bir önem vermifltir.

    Duygular›n cofltu¤u, duâ ve niyazlar›n yükseldi¤ibu manevî iklim; insanlar›m›z›n kalplerinde iyimser-lik ve ümit kandillerini yakmas›, ufuklar›n› açacak ay-d›nlat›c› bilgilere koflmas›, ‹slam dininin yaratan› ta-n›ma, yarat›lan› sevme ve güzel ahlâk dini oldu¤unuidrak etmesi, gönül kap›lar›n› hiçbir ayr›m gözetme-den herkese açarak, bu aylar›n ruh dünyam›z ve dav-ran›fllar›m›zla üzerindeki pozitif etkisini bütün toplu-ma yans›tmas› için de önemli bir f›rsatt›r.

    Sonsuza ak›p giden zaman içerisinde bize sunu-lan ömrümüzü, bütünüyle Yüce Yarat›c›’y› tan›ma vesevme imkan› olarak, mübarek gün ve geceleri, ay vemevsimleri de özümüze dönerek gaflet ve duyars›z-l›k içinde geçen günlerimizi sorgulamak, kendimizlehesaplaflmak, iyi ve güzel davran›fllar› art›rmak, kötüdavran›fllar›m›z› terk ederek kalbimizdeki manevî

    kirleri temizlemeye çal›flmak için bize tan›nm›fl özelimkanlar olarak de¤erlendirmeliyiz. ‹nsanlar›m›z› ay-r›mc›l›¤a tabi tutmadan ve yarg›lamadan anlamaya,kendimiz ve çevremizle bar›fl›k olmaya, paylaflmaya,ümitlerini yitiren ve ahlakî de¤erlerini kaybedenlerikazanmaya çal›flmal›y›z.

    Bunun için de, üç aylarda sadece namaz, oruç,Kur’an okuma ve dua de¤il genifl anlam›yla ibadetsay›lan her türlü yararl› ifle yönelmemiz gerekir.Kur’an’›n ifadesiyle belirtmek gerekirse, gerçektekal›c› olan, iflleyece¤imiz yararl› amellerdir. Öyleyse,bu müstesna günleri sadece kendimiz için de¤il ya-k›nlar›m›z, çevremizdeki insanlar, muhtaç ve garip-ler, yuva ve yetifltirme yurtlar›ndaki çocuklar, huzurevlerindeki yafll›lar ve kimsesizler, özürlüler, tutukluve hükümlüler, küçük yafltaki çal›flan çocuklar, velha-s›l toplumun bütün kesim ve gruplar› için yararl› ola-cak, onlara bir ›fl›k ve umut götürecek çaba ve katk›-larla doldural›m. Birbirimizi sevdi¤imizi ve kardeflli¤i-mizi sadece sözlerimizde b›rakmayal›m, davran›fllar›-m›z aksettirelim. Toplumumuzda boynu bükük, gö-zü yafll›, d›fllanm›fl kimse varsa onun derdini dertedinelim.

    Bu duygu ve düflüncelerle, üç aylar›n ülkemiz vebütün ‹slam dünyas› için hay›r ve bereket getirmesi-ni, insanl›¤›n bar›fl ve huzuruna, bütün mü’minlerinde af ve ma¤firetine vesile olmas›n› Yüce Allah’tanniyaz ediyorum.

    DProf. Dr. Ali BARDAKO⁄LU • Diyanet ‹flleri Baflkan›

    Türkiye Diyanet Vakf› Mütevelli Heyeti Baflkan›

    TDV

    3Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

  • ¤itim; ö¤retim ile birlikte insan›n daha ço-cukluk döneminden itibaren hem kendine,hem de içinde yaflad›¤› topluma yararl› ol-mas›n› sa¤layan, kiflinin becerilerini ortaya

    ç›kar›p onlar› en iyi biçimde iflleyen, bireyin toplumiçindeki hak ve görevlerini bilinçle idrak etmesini ger-çeklefltiren en önemli ulusal ifllevdir.

    ‹çinde bulundu¤umuz ça¤ ilerleme ve de¤iflimlerinh›zla gerçekleflti¤i bir yüzy›ld›r. Geçmiflte bir hayalolarak tasavvur edilen bilgi toplumu, günümüzde ha-yal olmaktan ç›km›fl, yaflamakta oldu¤umuz bir ger-çek haline gelmifltir. Bilim, teknoloji ve iletiflim tekno-lojisi insanl›¤› hayrete düflürecek ölçüde h›zla gelifl-mekte ve ilerlemektedir. Bilgi, art›k günümüzün ende¤erli hazinesi konumuna gelmifltir. Çünkü bilgi,üretimin, kalitenin, insanca yaflaman›n ve gelece¤isa¤lam temeller üzerine infla etmenin anahtar› konu-mundad›r.

    Bilginin öneminin artt›¤›, dünyan›n globalleflti¤i,ülkeler aras› s›n›rlar›n art›k yaln›zca fiziksel anlamdaifade edildi¤i günümüzde e¤itim ve ona destek verenfaktörler vazgeçilmez bir unsur olarak karfl›m›zdadurmaktad›r. Gelecek nesillerimizi bu de¤iflim ve ge-liflim rüzgar› içerisinde ça¤›n gerekleri, birey ve top-lumlar›n ihtiyaçlar› do¤rultusunda yetifltirme gayretiiçerisinde olmal›y›z. Aksi takdirde yar›n bizler için çokgeç olabilir. C.Hesterfield gençli¤in e¤itimine dikkatçekerek “Gençken bilgi a¤ac›n› dikmezsek, ihtiyarl›¤›-m›zda gölgesinde bar›nacak a¤ac›m›z olmayacakt›r”diyerek, e¤itimin önemine vurgu yapmaktad›r. Gele-ce¤imizin sa¤lam temeller üzerinde yükselmesi, mo-dern ve ça¤dafl dünyada varl›¤›n› sürdürebilmesi bu-gün ataca¤›m›z e¤itim tohumlar›n›n yeflermesineba¤l›d›r.

    Aile, okul ve çevre gibi üç ortamda sürdürülen e¤i-tim faaliyetinin bilinçli ve sistemli, ama mutlaka top-lumun özünü oluflturan ve onu ayakta tutan de¤erler

    göz önünde bulundurularak gerçeklefltirilmesi kaç›n›l-maz bir olgudur. E¤itim sadece ilim tahsilinden iba-ret de¤ildir. Manevi ve milli de¤erlerin ö¤renilip sahipç›k›lmas› e¤itimin temel dinami¤ini oluflturmaktad›r.Milli, manevi ve ilmi de¤erlerle mücehhez bir e¤itiminverilmesi durumunda; toplumun sahip oldu¤u de¤er-lerin muhafazas› ve inkiflaf›, nesilden nesile aktar›la-rak devaml›l›¤›n›n sa¤lanmas› ile mümkün olacakt›r.Bu sebeple toplumda; birlik, beraberlik, ahenk, dirlikve düzenli¤in temini mümkün; ferdin de içinde yafla-d›¤› topluma intibak ederek mesut olmas›, kabiliyet-lerinin gelifltirilmesi, dengeli ve s›hhatli bir flahsiyetkazanmas› sa¤lanm›fl olacakt›r. Aksi takdirde birbiriniyad›rgayan, anlamayan bireylerden oluflan içinde bir-lik ve ahengin olmad›¤› bir toplum ortaya ç›kmas› ka-ç›n›lmaz olacakt›r.

    Devletler, gerek teknoloji, gerek sanayi ve askerialanda ne kadar ilerlerse ilerlesinler, gelece¤in inflas›ve ayakta durabilmesi için nesillerin e¤itimini ihmaledemezler, edilmesi de mümkün de¤ildir. Çocuklar›-m›za güzel bir gelecek b›rakmak için e¤itim alan›ndabütün imkanlar›m›z› seferber etmek durumunday›z.Çünkü biz, çocuklar›m›za, her türlü korkudan, bask›-dan uzak, güvenli, mutlu bir gelecek haz›rlamak vevatandafl› olmaktan onur duyduklar› bir Türkiye b›rak-mak istiyoruz. Bunun yolu da ilme sar›lmakt›r.Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) “ilimmüslüman›n yiti¤idir, onu nerede bulursa als›n”buyurmaktad›r. Bizim de gayretimiz ilimle mücehheznesiller yetifltirmek, gelece¤imizi ilim ve bilgi üzerineinfla etmektir.

    Bu duygu ve düflüncelerle, yeni e¤itim-ö¤retimy›l›n›n hay›rl› olmas› temennisiyle, gençlerimize, ö¤-retmenlerimize, e¤itim kurumlar›n› haz›rlayan vebu alanda hizmet sunan herkese baflar›lar diliyo-rum.

    Sayg›lar›mla.

    A. ‹hsan SARIMERT • Genel Müdür

    E

    TDV

    4 Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

  • 5Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

    Gündem

    ocuklar anne-babalar›n budünyada sahip olduklar› enönemli varl›klar›d›r. Bu yüzdenonlar›n daha iyi yaflayabilmeleri,

    daha rahat ve huzurlu olabilmeleri için herfleylerini seferber ederler. Daha do¤u-munda çocu¤una en iyi oyunca¤› alma te-lafl›nda olan anne baba; hiç flüphesiz çocu-¤unun iyi bir e¤itim alabilmesi için ne ge-rekiyorsa, ne gücü varsa bu yolda harca-maya haz›rd›r. Türkiye’deki her ana baba-n›n gönlünde de çocu¤unun en az›ndanbir fakülteyi bitirmesi arzusu vard›r. Buarzular ve talepler do¤rusunda Türki-ye’nin pek çok yerinde üniversitelerkurulmufl ve bu taleplere cevap ve-rilmeye çal›fl›lm›flt›r. Bu da yüksekö¤renim görecek gençlerin bu-

    lunduklar› flehirden baflka flehirlerde e¤i-tim-ö¤retim görme mecburiyetini bera-berinde getirmifltir. Baflka flehirlerde ö¤-renim gören üniversite gençli¤inin bura-lardaki karfl›laflt›klar› ilk problem de bar›n-ma ihtiyac› olmufltur. Bar›nma; sa¤l›kl› ye-me içmeden tutun da, ›s›nma, ders çal›fl-ma imkan› ve benzeri pek çok konuyu içi-ne alan bir konudur. Burada anne babay›

    Çocu¤unu emin ellere teslim etti¤ini bilenanne-baba huzurludur

    H‹ZMETLER‹

    Türkiye Diyanet Vakf›’n›n

    Ç

    YURTYURT

  • 6 Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

    Gündem

    meflgul eden ilk soru, güvenlik ve acaba çocu¤umu eminellere teslim ettim mi? Sorusudur. Bu konuda devleti-mizin omuzlar›na binen yükü hafifletmeyi ve yüksek ö¤-renim gençli¤ine huzur içinde kalabilecekleri yer teminetmeyi amaçlayan Türkiye Diyanet Vakf›, ülke genelindeüniversite bulunan baz› büyük illerde yurtlar infla ederekgençlerimizin hizmetine sunmufltur. Zaman içerisindebu yurtlar, sundu¤u hizmet ve sa¤lad›¤› güven ortam›sebebiyle ö¤rencilerin ilgi oda¤› konumuna gelmifl vearanan bir müessese olmufltur.

    Türkiye Diyanet Vakf› taraf›ndan do¤rudan GenelMerkezce iflletilen yüksek ö¤renim ö¤renci yurtlar›ndahizmetin en güzelinin verilmesi için azami özen gösteril-mektedir. Bu sebeple Vakf›m›z yurtlar›na evlad›n› teslimeden anne-babalar tam bir güven ve huzur içinde yurt-lar›m›zdan ayr›lmaktad›r.

    Yurtlar›m›z, kuruldu¤u tarihten itibaren verdi¤i hiz-metlerle büyük bir tecrübe kazanm›fl, hakl› olarak dae¤itim çevrelerinin ilgi ve takdirini toplam›fl ve bulun-duklar› illerde örnek birer yurt haline gelmifltir.

    Yurtlar anne-baba ve ö¤rencilerimiz için büyük önemtafl›maktad›r. Aile ortam› içinde, güvenilir, sa¤l›kl›, mo-dern, s›cak bir yurt; ö¤rencinin baflar›s›n›n ve iyi yetiflme-sinin flart› olmas› sebebiyle, Türkiye Diyanet Vakf› ö¤ren-ci yurtlar›nda bu hususa azami özen gösterilmektedir.Yurtlar›m›zda ö¤renciyi baflar›s›zl›¤a, oyalamaya, rahat-s›z etmeye, çal›flmas›n› engellemeye yönelik hiç bir olum-suz duruma meydan verilmemekte ve bütün ö¤rencileri-mize birer anne-baba flefkati ile sahip ç›k›lmaktad›r.

    En modern flekilde düzenlenen ve hizmet verenyurtlar›m›z›n temizli¤i, tertip ve düzeni, ›s›nmas›, sa¤-l›k flartlar›, sosyal ve kültürel imkanlar› emsallerine gö-re üstün olup, bu konuda hiç bir fedakarl›ktan kaç›n›l-mamakta, aksi davran›fllara da imkan ve f›rsat verilme-mektedir.

    Ö¤rencilerimiz çal›flmaya ve baflar›l› olmaya özendi-rilmekte, bu konuda baflar›l› olan ö¤rencilerimiz çeflitliflekillerde ödüllendirilmektedir.

    Ö¤rencilerimizin sosyal ve kültürel yönlerden yetifl-mesi için bofl zamanlar›nda geziler, sportif faaliyetler,bilgi yar›flmalar›, konferanslar düzenlenmekte, ö¤renci-ler için ücretsiz lisan kurslar› aç›larak yurtlar›m›z›n heryönü ile canl› ve aktif olmas›na çal›fl›lmaktad›r.

    Vakf›m›z bünyesindeki bütün yurtlar›m›z kaloriferliolup, mesai günlerinde sabah-akflam olmak üzere 2ö¤ün, cumartesi, pazar ve tatil günlerinde sabah-ö¤le-akflam olmak üzere 3 ö¤ün yemek verilmektedir. Ö¤-rencilerimizin beslenmelerine özen gösterilmekte ve ye-meklerin her yönüyle kaliteli ç›kmas› sa¤lanmaktad›r.

    Ayr›ca yurtlar›m›zda kalan ö¤rencilerin, her bak›m-dan iyi yetiflmeleri, güven içinde olmalar› için azami iti-na gösterilmekte, devaml› olarak ö¤renci velileri ve okul-lar› ile irtibat sa¤lanmaktad›r.

    Her türlü modern imkanlara sahip, emsali yurtlar-dan daha iyi hizmet vermesiyle dikkatleri üzerine çekenTürkiye Diyanet Vakf› ö¤renci yurtlar›, gerekli bütüntedbirleri alarak 2004-2005 ö¤retim y›l› için hizmete ha-z›r hale getirilmifltir.

    01 02

    03

    Yurtlar›m›zdan Görüntüler

    01 Revir02 Spor Salonu03 Sosyal ve Kültürel Faaliyet

  • 7Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

    195 YATAK KAPAS‹TEL‹Adres : Ziraat Mah. 15 Sk. No: 21

    D›flkap› / ANKARA

    Tel : 0 (312) 341 21 30-31-32

    Faks : 341 21 33

    e-mail : [email protected]

    Ayl›k yurt ücreti : 280.000.000.TL.

    ANKARA ALTINDA⁄ KIZ Ö⁄RENC‹ YURDU

    Kütüphanemizden Bir Görüntü

    Yatakhanemizden Bir Görüntü Yemekhanemizden Bir Görüntü

  • 8 Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

    Gündem

    KASTAMONU KIZ Ö⁄RENC‹ YURDU

    Yemekhanemizden Bir Görüntü

    Yatakhanemizden Bir Görüntü Etüd Salonumuzdan Bir Görüntü

    254 YATAK KAPAS‹TEL‹Adres : ‹nönü Mah. Sinanderesi Sok. No: 6

    KASTAMONU

    Tel : 0 (366) 215 35 41-42

    Faks : 215 35 44

    e-mail : [email protected]

    Ayl›k yurt ücreti : 200.000.000.TL.

  • 9Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

    KAYSER‹ KIZ Ö⁄RENC‹ YURDU

    Yemekhanemizden Bir Görüntü

    273 YATAK KAPAS‹TEL‹Adres : Deliklitafl Mah. Deliklitafl Cad.

    No: 91 Melikgazi / KAYSER‹

    Tel : 0 (352) 225 32 60 - 225 50 36

    Faks : 225 62 67

    e-mail : [email protected]

    Ayl›k yurt ücreti : 180.000.000.TL.

    Yatakhanemizden Bir Görüntü Etüd Salonumuzdan Bir Görüntü

  • 10 Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

    SAKARYA GÜLLÜK KIZ Ö⁄RENC‹ YURDU

    Yemekhanemizden Bir Görüntü

    Yatakhanemizden Bir Görüntü Dersli¤imizden Bir Görüntü

    Gündem

    132 YATAK KAPAS‹TEL‹Adres : Adnan Menderes Cad. Terminal girifli

    SAKARYA

    Tel : 0 (264) 291 03 38

    Faks : 275 13 50

    e-mail : [email protected]

    Ayl›k yurt ücreti : 200.000.000.TL.

  • 11Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

    AFYON SARIKIZ KIZ Ö⁄RENC‹ YURDU

    Yemekhanemizden Bir Görüntü

    Yatakhanemizden Bir Görüntü Dersli¤imizden Bir Görüntü

    156 YATAK KAPAS‹TEL‹Adres : Kayadibi Mah. Zincirkuyu Sk.

    Sar›k›z Camii yan› AFYON

    Tel : 0 (272) 213 24 95 - 213 54 09

    Faks : 214 01 88

    e-mail : [email protected]

    Ayl›k yurt ücreti : 200.000.000.TL.

  • 12 Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

    Gündem

    ISPARTA KIZ Ö⁄RENC‹ YURDU

    Yemekhanemizden Bir Görüntü

    Yatakhanemizden Bir Görüntü Sosyal Faaliyetlerimizden Bir Görüntü

    156 YATAK KAPAS‹TEL‹Adres : Mehmet Tonge Mah. Ba¤kurevleri

    Yolu Üzeri (S.D.Ü Kampüsü Yan›) ISPARTA

    Tel : 0 (246) 237 17 01 - 02

    Faks : 237 13 09

    e-mail : [email protected]

    Ayl›k yurt ücreti : 190.000.000.TL.

  • 13Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

    KONYA ERKEKÖ⁄RENC‹ YURDU

    Dersli¤imizden Bir Görüntü

    Yatakhanemizden Bir Görüntü Kütüphanemizden Bir Görüntü

    Spor Salonumuzdan Bir Görüntü

    500 YATAK KAPAS‹TEL‹Adres : Ayd›nl›kevler Mah. Gültepe Sok.

    Selçuklu / KONYA

    Tel : 0 (332) 245 13 60 - 245 88 21

    Faks : 245 13 62

    e-mail : [email protected]

    Ayl›k yurt ücreti : 200.000.000.TL.

  • 14 Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

    Gündem

    310 YATAK KAPAS‹TEL‹Adres : ‹zmir Yolu 15. Km. Uluda¤ Ünv.

    Görükle Kampüsü yan› Nilüfer/BURSA

    Tel : 0 (224) 442 87 30

    Faks : 442 87 32

    e-mail : [email protected]

    Ayl›k yurt ücreti : 200.000.000.TL.

    BURSA ERKEK Ö⁄RENC‹ YURDU

    Yemekhanemizden Bir Görüntü

    Yatakhanemizden Bir Görüntü Spor Faaliyetlerimizden Bir Görüntü

  • 15Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

    OSMANGAZ‹ ERKEK Ö⁄RENC‹ YURDU

    Yatakhanemizden Bir Görüntü Spor Salonumuzdan Bir Görüntü

    Yemekhanemizden Bir Görüntü

    150 YATAK KAPAS‹TEL‹Adres : Hamitler Mah. Huzur Cad. Elif Sk.

    No: 12 Osmangazi / BURSA

    Tel : 0 (224) 243 72 80

    Faks : 242 39 68

    e-mail : [email protected]

    Ayl›k yurt ücreti : 180.000.000.TL.

  • 16 Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

    Gündem

  • 17Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

    Temiz ve

    bak›ml› ortamlar

    Bol ›fl›k alan

    konforlu yatak odalar›

    Güvenlik ve

    emniyet içinde bar›nma

    Bütçenize uygun

    ekonomik fiyatlar

    Tecrübeli idareci ve

    güler yüzlü personel

    Ö¤renciler için

    tertip edilen panel,

    konferans ve forumlar

    Zengin kütüphane ve

    konforlu çal›flma odalar›

    Hafta içi iki, hafta sonu ve

    resmi tatillerde

    üç ö¤ün yemek

    Ö¤rencilerin

    ihtiyac›n› karfl›layacak kantin

    Fakültelere yak›nl›k

    Kültürel ve sosyal faaliyetler

    Hoflça vakit geçirecek

    spor sahalar› ve kamelyalar

    Okullar›nda

    birinci olan ö¤rencilere

    çeflitli ödüller

    Yurtlar›m›za kay›tlar devam etmektedir.

    Yurtta kalmak isteyen ö¤renciler afla¤›dayaz›l› belgelerle birlikte yurtlara müracaatedeceklerdir.

    1. Üniversite ö¤rencisi oldu¤una dair belge.

    2. ‹kametgah ilmuhaberi.

    3. Nüfus cüzdan› sureti.

    4. Savc›l›ktan al›nacak iyi hal ka¤›d›.

    5. Dispanser raporu.

    6. 8 adet foto¤raf

    7. 8 adet zarf ve iadeli taahhütlü 8 adetposta pulu.

    Not : Daha genifl bilgi yurt müdürlüklerindentemin edilebilir.

    KAYIT fiARTLARI

  • 18 Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

    Kad›n Kollar›

    ürkiye Diyanet Vakf› veÇankaya Halk E¤itimiMerkezi iflbirli¤iyle, Ulusal

    E¤itime Destek Kampanyas› çerçe-vesinde düzenlenen, okuma-yaz-ma, Türk süsleme sanatlar›, el sa-natlar› ve beceri kurslar›n› baflar›y-la tamamlayan kursiyerler için bel-ge töreni ile el eme¤i göz nurueserlerinin yer ald›¤› bir sergi dü-zenledi.

    E¤itimi, toplumun her kademe-sine yayma gayretinde olan Türki-ye Diyanet Vakf›, hem okuma-yaz-ma bilmeyen vatandafllar›m›za yenibir pencere açmak, hem de kültürve medeniyet hayat›m›zda önemliyeri bulunan hat, tezhip, ebru,minyatür ve el ifllemeleri alan›ndakad›nlar›m›za beceri kazand›rmakdüflüncesiyle kurslar düzenlemek-tedir.

    Bu kurslar› baflar›yla tamamla-yan kursiyerlerin hem mutlulu¤unupaylaflmak, hem de kurs süresincebüyük bir baflar›yla ortaya konan elsanatlar›n› sergilemek amac›yla birprogram düzenledi. Program mü-nasebetiyle Diyanet ‹flleri BaflkanVekili ve Baflkan Yard›mc›s› Prof.Dr.M.fievki Ayd›n, Çankaya Halk E¤iti-mi Merkezi Müdürü S›rr› Arpaç,Vakf›m›z Genel Müdürü A.‹hsan Sa-r›mert, Kad›n Kollar› Baflkan› AyfleSucu birer konuflma yapt›lar.

    T

    Türkiye Diyanet Vakf›

    Kad›n Kollar›El Sanatlar› SergisiEl Sanatlar› Sergisi

  • 19Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

    Prof.Dr. M.fievki AYDINDiyanet ‹flleri Baflkan Yard›mc›s›

    K ad›n sorununun sadece ‹slamdünyas›n›n de¤il, tüm dünya-n›n temel sorunu oldu¤unu be-lirterek konuflmas›na bafllayanProf.Dr. M.fievki Ayd›n, kad›n sorunu-nun çözüme kavuflturulmadan, di¤ermeselelerin çözümünün de mümkünolamayaca¤›n› vurgulad›. Ülkemizdeaile konusunda da baz› s›k›nt›lar›n baflgösterdi¤ine vurgu yapan Ayd›n, “Bu-gün biz Türk milleti olarak, en büyüksermayemiz, her zaman her yerdesöylüyoruz ki aile, sa¤lam bir aile ya-p›m›z var. Ama maalesef art›k ailele-rimizin de çat›rdad›¤›n› görüyoruz,duyuyoruz. Bunlar karfl›s›nda, asl›ndabiz kendimize çeki-düzen vermek zo-runda oldu¤umuzu anlamak zorun-day›z. Çünkü o sermayemiz de elimiz-den giderse, hakikaten çok kötü so-nuçlar bizi bekliyor demektir.” dedi.

    Kad›n›n e¤itiminin önemli oldu-¤unu ve anneden daha etkili bir e¤i-timcinin olmad›¤›n› belirten Prof.Dr.M.fievki Ayd›n, “‹yi kad›n yetifltireme-yen bir toplum, asla iyi bir erkek ye-tifltiremez, bu mümkün de¤il. Çünküdünyan›n en etkili e¤itimcisi kad›nd›r.Anneden daha etkili bir e¤itimci yok,bu bilimsel bir realite. Biz bu realite-yi kabul ediyoruz ama böylesineönemli bir rolü üstlenecek kad›n›n,gerçekten kendisini iyi yetifltirmesi,kendi ayaklar› üzerinde duran, kendikararlar›n› veren, özgür, ba¤›ms›z,

    kendi kendini denetleyen soylu bir bi-rey olmas› için hiç bir gayret göster-miyoruz.” dedi.

    Türk toplumundaki kad›nlar›n birço¤unun kendini sorgulamaktanuzak oldu¤unu, bunun da bilgisizlik-ten veya yanl›fl bilgiden kaynakland›-¤›n› ifade eden Ayd›n, “Daha henüz,kad›nlar›m›z›n ço¤unlu¤u, varl›¤›n›sorgulam›fl de¤il. Yani ben niçin va-r›m, niçin yafl›yorum, yaflamak ne de-mek; hayat de demek, ölüm ne de-mek, ölüm ötesi ne demek? Bu te-mel sorular› kendisine sorup, hakika-ten çok isabetli bir flekilde cevaplaya-bilmifl kad›n›m›z›n oran› nedir; diyesordu¤umuz zaman pek de olumlubir cevap verece¤imizi zannetmiyo-rum. fiimdi böylesine zavall› konumadüflürülmüfl kad›nlar nas›l iyi bireyleryetifltirebilir düflünün. Kendi varl›¤›n›infla edememifl bir insan, bir baflkabireyin varl›¤›n›n inflas›na nas›l katk›-da bulunabilir. Bunlar› art›k anlamakzorunday›z. Bunlar böyle söylenip ge-çilecek meseleler de¤il, bunlar çokciddi sorunlar” dedi.

    Toplumumuzda kad›n›n ezilen birkonumda bulundu¤unu, kad›n› ezençark›n içinde kad›nlar›n da aktör ola-rak rol ald›¤›n› belirten Prof.Dr.M.fievki Ayd›n “fiöyle bir gerçekleyüzyüzeyiz. Kad›n öyle bir çark›n içe-risine sokulmufl ki, art›k kad›n› ezençark›n aktörü konumuna bizzat ka-d›n getirilmifl. Bu çarp›kl›¤a dikkati-nizi çekmek istiyorum. Bak›n meselatöre cinayetlerinde bile bak›yorsunuzkarar mekanizmas›nda kad›n var. K›z

    çocuklar›n›n okutulmas›na engelolanlar›n yine baflrollerinde kad›nvar. Yani kad›n›n düflünme melekesi-ni öylesine dumura u¤ratm›fl›z ki,bunu bile düflünemiyor. Mesela diye-miyor ki, “bak ben çok kötü durumadüfltüm, çok ac›lar çektim. Hiç ol-mazsa benim k›z›m, benim gelinim,benden sonraki kad›nlar, di¤er ka-d›nlar bu çileyi çekmesin. Bunun içinne yapmak gerekiyor” diye soram›-yor. Bilakis bu sakat ve sap›k çark›nhiç güç kaybetmeden aynen devametmesi için kad›n›m›z katk›da bulu-nur hale gelmifl durumda. Bu kad›n›k›nayacakm›y›z? Hay›r k›nam›yorum.Neden k›nam›yorum biliyor musu-nuz? Çünkü bu kad›n bunun e¤itimi-ni alm›fl, bu kültürün kal›b›na girmifl,farkedemiyor bunu. ‹flte bunu far-kettirmek için her birimiz üzerimizedüfleni yapmak zorunday›z.” dedi.

    Kültürün çok önemli bir unsur ol-du¤unu ve geçmiflle gelecek aras›ndabir köprü vazifesi gördü¤ünü belirtenProf.Dr. M.fievki Ayd›n “Kültür sonderece önemli bir fleydir. Her toplumkendi kültürünü koruyup, gelifltirerekbir sonraki nesile devreder, varl›¤›n›böyle sürdürür. Kültürümüz yok ol-du¤u zaman biz yok oluruz. Fakat flu-nu da unutmayal›m. Kültür aktar›m›denen olay, son derece hassas ve cid-di bir olayd›r. Biz toplum olarak bura-da hata yap›yoruz. Hatam›z flu: kül-türü nas›l aktaraca¤›z? Devrald›¤›m›zkültürü oldu¤u gibi saklay›p, mumya-lay›p, onu bizden sonraki nesile ak-tarma durumunu ortaya koyarsak,

  • 20 Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

    bu do¤rudan do¤ruya kültürümüzede ihanettir, kendimize, toplumumu-za da ihanettir, insanl›¤a da ihanet-tir. Bu ne demektir biliyor musunuz?Dünün kal›plar›yla bugünü yaflamakdemektir. Yani tarihi bugüne tafl›-mak demektir. Oysa tarih hiç bir za-man bugüne tafl›namaz. Tafl›mayakalk›fl›rsak kendimizi mahfederiz. Ozaman ne yapmam›z laz›m? Kültürü-müzü sürekli sorgulay›p, elefltirel biryaklafl›mla de¤erlendirip, do¤ru an-lamland›r›p; zaman afl›m›na u¤ram›fl,art›k hayatiyetini kaybetmifl, ayak ba-¤› olmaya bafllam›fl olan unsurlar›n›at›p, onlar›n yerine daha güncel, di-namik, canl› unsurlar› kat›p, kültürüdinamik hale getirdikten sonra birsonraki nesile aktarmam›z gereki-yor.” dedi.

    Kültürün nesnesi durumundankurtulup öznesi konumuna gelinmesigerekti¤ini vurgulayan Prof.Dr.M.fievki Ayd›n, insanlar›n kültüre güçkatmalar› gerekti¤ini belirterek,“Kültürün nesnesi olmak de¤il, kültü-rün öznesi olmak var. Kültürü sorgu-layarak, onu anlamland›r›p, ondangüç ald›¤›m›z gibi, ona güç katan birözne konumuna gelmek zorunday›z.‹flte biz bunu sa¤l›kl› bir flekilde yapa-mad›¤›m›z için, kad›n›m›z da özelliklebunu yapamad›¤› için, ne yap›yor? Oayak ba¤› haline gelmifl, yanl›fl kültü-rel unsurlar›n esiri konumuna düflü-yor. Demek ki biz böyle sa¤l›kl› bir ta-v›r tak›namazsak kültür karfl›s›ndabize hayat veren, bizi birey olarakadeta oluflturan o kültür, bizi esiralan zincire dönüflebiliyor.” dedi.

    Kültürden kaynaklanan yanl›fl uy-gulamalar›n din kullan›larak meflru-laflt›r›lmaya çal›fl›lmas›n›n da sap›k veçarp›k bir uygulama oldu¤una dikkatçeken Ayd›n, “Kad›n sorununun biziözellikle ilgilendiren boyutu da, yap›-lan tüm sakat ve sap›k uygulamala-r›n din taraf›ndan meflrulaflt›r›lmayakalk›fl›lmas›. Buras› çok tehlikeli. Yanikad›nla ilgili yaklafl›mlar›, sözleri, ta-v›rlar›, tutumlar› bir de dinle meflru-laflt›rmaya kalk›fl›yoruz ki, bu son de-

    rece tehlikeli. Mesela cinsiyet kültü-rümüz; hakikaten ‹slamla asla ba¤-daflmayacak bir tak›m unsurlar içeri-yor. Hani dinlersiniz Hz. Adem’i fiey-tan aldatamad›; ne yapt›? Hz. Hav-va’ya gitti, onu aldatt›, o gelip erke¤ialdatt›. Bunlar anlat›l›yor mesela. Ba-k›n›z siz böyle bir anlay›fl›n ip uçlar›n›bile Kur’an ve sünnette bulamazs›-n›z. Ama bak›n Müslüman›m diyenbizler kad›n› böyle anlat›yoruz. fiimdikafam›zda nas›l bir kad›n imaj› var?‹flte fieytan›n yandafl›, erke¤i ayar-tan, böyle bir kültür. Sanki erkek debu anlay›fl içinde çok aptal, akl› fikriolmayan, en küçük tahrikte hemensuç iflleyebilen, günaha girebilen,adeta hayvani boyutta kalm›fl bir hil-kat garibesi, bir yarat›k. Yani asl›ndaerke¤e bak›fl›m›z da çok sakat ve sa-p›k. Bunlar ‹slami de¤il, bunlar› dü-zeltmemiz laz›m.” dedi.

    ‹ffet, namus, edep gibi kavram-larda da akla kad›n›n geldi¤ini, bu türkavramlar›n yaln›zca kad›nlar› ilgilen-dirdi¤i gibi bir kültürün hakim oldu-¤una dikkat çeken Prof.Dr. M.fievkiAyd›n “Mesela, edep, namus, haya,iffet dendi¤i zaman akla kad›n geli-yor? Kim iffetli olacak? Kad›n. Kimhayal› olacak? Kad›n. Kim namusluolacak? Kad›n. Bunun ‹slami bir ze-minini bulamazs›n›z. Oysa, evet bukavramlar son derece önemlidir.Ama bu insana ait kavramlard›r, ka-d›na ait kavramlar de¤il. Bunlar ‹sla-m›n nazar›nda insana ait kavramlar-d›r. ‹nsan hayal› olmal›d›r, iffetli ol-mal›d›r, namuslu olmal›d›r, dürüst ol-mal›d›r v.s. Peki biz, demekki erke¤iinsandan saym›yoruz. Böyle bir sakatve sap›k cinsiyet kültürümüz olufl-mufl. Bunlar› ay›klamak zorunday›z,bunlar› atmak, bunlar›n yerine do¤ruolan› koymak durumunday›z.” dedi.

    Prof.Dr. M.fievki Ayd›n konuflmas›-n›n sonunda, bu olumsuzluklar›n orta-dan kalkmas› için önemli çaba sarfe-dildi¤ini ve giriflimlerde bulunuldu¤u-nu ifade ederek Türkiye Diyanet Vakf›Kad›n Kollar›n›n da bunun çözümüneönemli katk›da bulundu¤unu söyledi.

    A. ‹hsan SARIMERTTürkiye Diyanet Vakf›Genel Müdürü

    T ürkiye Diyanet Vakf› ile Çanka-ya Halk E¤itimi Merkezi’nin or-taklafla düzenledikleri okuma-yazma, klasik Türk sanatlar›, el sanat-lar› ve çeflitli beceri kurslar›nda, kursi-yerlerin haz›rlad›klar› el eme¤i göznuru eserlerin sergilenmesi amac›yladüzenlenen toplant›da bulunmaktanduydu¤u memnuniyeti dile getirerekkonuflmas›na bafllayan Türkiye Diya-net Vakf› Genel Müdürü A.‹hsan Sar›-mert, bu kurslar sayesinde insanlar›nçeflitli becerileri kazand›klar›n›, oku-ma yazma bilmeyen insanlar›n daokumaya bafllamalar›yla dünyaya birbaflka aç›dan bakabildiklerini söyledi.

    Toplumlarda kad›nlar›n çokönemli fonksiyonlar icra etti¤ini be-lirten A.‹hsan Sar›mert, kad›nlar›nçok a¤›r sorumluluklar›n›n bulundu-¤unu dile getirerek, “Toplumlar›ntemel dinami¤ini oluflturan ve top-lumlar›n geliflmesine yön veren ka-d›nlar›m›z; yeni nesillere kültürelkimlik, dini ve ahlaki de¤erleri ka-zand›rmak; tarihsel ve toplumsal bi-linci aktarmak; sevgi, sayg› ve hofl-görü esas›na dayanan tutum ve de-¤erlerin yerlefltirilmesi gibi temelfonksiyonlar› üstlenmek ve yerinegetirmek gibi a¤›r ve çok önemli birmisyona sahiptir.” dedi.

    Toplumlar›n çok önemli dinami¤ikonumunda bulunan kad›nlar›n hak

    Kad›n Kollar›

  • 21Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

    ettikleri yere gelemediklerini ifadeeden A.‹hsan Sar›mert, ‹slam›n ka-d›n haklar›na ve kad›na büyük önemverdi¤ini kaydederek “Böyle a¤›r veönemli bir sorumlu¤u omuzlayankad›nlar›m›z›n, hak etti¤i ve dinimi-zin öngördü¤ü konuma yükseldi¤inisöylemek de pek mümkün de¤ildir.Tarihsel geliflim incelendi¤inde, ka-d›nlar›n, tarihin ak›fl› içerisinde er-keklere nazaran daha mahrum vedaha ma¤dur bir görüntü çizdiklerigörülmektedir. Bu görüntü; bugün‹slam'›n kad›na de¤er vermedi¤i gibihaks›z görüfllerin ortaya at›lmas›nada sebep olmaktad›r. Oysa ‹slâm Di-ni, kad›n haklar› üzerinde titizlikledurmufl ve kad›n› müstesna bir ma-kama sahip k›lm›flt›r. ‹slam'da insanolmalar› bak›m›ndan, erkekle kad›naras›nda herhangi bir fark yoktur.Her ikisi de eflit derecede Yüce Al-lah'›n emir ve yasaklar›na muhatap-t›r. ‹slâm'da insanl›k ve Allah'a kul-luk bak›m›ndan kad›nla erkek ara-s›nda bir fark bulunmad›¤› gibi te-mel hak ve sorumluluklar aç›s›ndanda kad›n›n konumu erkekten farkl›de¤ildir.” dedi.

    Tarihi geliflim içinde, kad›nlar›nhaklar›n› yavafl yavafl kazanma nok-tas›na geldi¤ini ve kad›nlar›n demok-ratik bir yap›ya kavufltu¤una iflareteden A.‹hsan Sar›mert “Günümüzdebu yanl›fl uygulamalardan yavafl ya-vafl uzaklaflt›¤›m›z› ve demokratikbir yap›ya kavufltu¤umuzu da se-vinçle görmekteyiz. Demokrasi ilkesi-

    nin oturma aflamas›nda bulunan ül-kemizde kad›n ve erke¤in demokra-tik bir yap› içerisinde kendi kimlikle-rini korumalar› vazgeçilmez bir olgu-dur. Nüfusun yar›s›n› teflkil eden ka-d›nlar›m›z›n, demokratik ve huzurlubir toplum düzeninin kurulmas› sü-recine önemli bir katk›da bulunaca¤›muhakkakt›r. Bu yüzden kad›n›n de-mokratik ortamda kendini ifade ede-bilmesi, toplumsal kalk›nma süreci-nin temel tafllar›ndan biridir. Ancak;kad›na sayg›, kad›n›n hak ve özgürlü-¤ü, k›saca demokratikleflme sürecikad›n ve erkek için ailede bafllamak-tad›r. Ailede demokrasi olmadantoplumda demokrasiden söz etmekpek mümkün de¤ildir. Günümüzdekad›nlar›m›z›n arzu edilen noktayagelebilmesi, kad›nlar›n eflit f›rsatlaraulaflabilmesi, toplumun bütün alan-lar›na kat›l›m›n›n sa¤lanmas› ilemümkün olacakt›r.” dedi.

    Erkek ve kad›n eflitli¤i konusunada de¤inen A.‹hsan Sar›mert, kat›-l›m, karar ve f›rsat haklar›nda eflitli-¤in öncelikle aile içinde bafllamas›n›ngerekti¤ini belirterek, “Demokrasiyegiden yol herfleyden önce nüfusuniki yar›s›n› oluflturan erkek ve kad›naras› eflitli¤i sa¤lamaktan geçer.Toplumun en küçük birimi olan aile-yi demokratik bir kurum haline dö-nüfltürmeden, di¤er kurumlar›n›gerçek anlamda demokratik k›lmakda olanaks›zd›r. Söz, kat›l›m, kararve f›rsat haklar›nda eflitlik, öncelikleaile içinde kad›n-erkek aras›nda bafl-

    lamal›d›r ki, daha sonra di¤er top-lumsal katmanlarda da yayg›nlafla-bilsin. Yani ailede demokrasi olma-dan toplumda da demokrasi ola-maz! Bu ba¤lamda kad›nlar›m›z›ntoplum içerisinde kendilerini özgür-ce ifade edebilmeleri noktas›ndasarfettikleri çabay› sayg›yla karfl›la-mak gerekir.” dedi.

    Türkiye Diyanet Vakf›’n›n kurul-du¤u tarihten bugüne kardefllik,sevgi ve sayg› çerçevesinde hizmetüretti¤ini belirten A.‹hsan Sar›mert“‹nsana sayg›, hak, hukuk, sevgi,kardefllik prensipleri çerçevesindefaaliyetler icra eden Türkiye DiyanetVakf› da; kad›nlar›m›z›n hak etti¤ikonuma gelmesi, birey olarak kendi-ni özgürce ifade edebilmesi ve im-kanlardan eflit flekilde faydalanabil-mesi amac›yla önemli faaliyetler icraetmektedir. Aç›lan kurslar, yap›lanseminerler, düzenlenen konferansve paneller bunun bir göstergesidir.Bugün burada büyük bir cesaretlebu faaliyetlere bafllayan ve sab›rlasonuçland›ran bayanlar›n emekleri-nin sergilenece¤i serginin aç›l›fl›n›yapaca¤›z. Kursda büyük bir baflar›gösteren han›mlar, yüreklerindekisevgi ve esteti¤i nak›fl nak›fl iflleye-rek bizlerin be¤enisine sunmufllar-d›r. Bugün bu sergide yer alan eser-ler insanlardaki duygu ve ilhamlar›n,maddede mana kazanmas›, ince vezengin ruhlar›n renkli bir ifadesi, ya-p›c› ellerin hayata uyan›fl›d›r. Anlata-mad›¤›m›z duygular›n, eriflemedi¤i-

    miz yüceliklerin gözleri-mizin önüne serilmesi-dir. Kültür ve medeni-yet hayat›m›zda önemliyeri bulunan bu eserle-rin büyük bir titizliklehaz›rlan›p burada teflhiredilmesi; kültür ve gele-neklerimizin gelecek ku-flaklara aktar›lmas› nok-tas›nda sarfedilen çaba-n›n, kendine olan güvenve azmin bir göstergesi-dir.” dedi.

  • 22 Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

    S›rr› ArpaçÇankaya Halk E¤itimi Merkezi Müdürü

    K onuflmas›na halk e¤itimimerkezlerinin tarifini yaparakbafllayan Çankaya Halk E¤iti-mi Merkezi Müdürü S›rr› Arpaç,halk e¤itimi merkezlerinin 14-70

    yafl aras›ndaki tüm insanlara çeflitlialanlarda kurs açmak amac›yla ku-ruldu¤unu ifade ederek, “Halk e¤i-timi merkezleri Milli E¤itim Bakan-l›¤›na ba¤l›d›r. Halk e¤itimi mer-kezleri 14-70 yafl aras› tüm insanla-ra çeflitli mesleklerde kurs aç›lma-s›na yard›mc› olur. Onun için deÇankaya Halk E¤itimi Merkezi ile il-gili olarak, bu y›l 2003-2004 e¤i-tim-ö¤retim y›l›nda yaklafl›k 515kurs açt›k. Bu kurslar›m›z›n yakla-fl›k 200 tanesi mesleki ve teknikkurslar, 250 tanesi sosyal ve kültü-rel kurslar.” dedi.

    Kurs açma noktas›nda çeflitli ku-rum ve kurulufllar ile de iflbirli¤iiçinde bulunduklar›n› belirten S›rr›Arpaç, “Biz kamu kurulufllar›, siviltoplum örgütleri, vak›f ve derneklergibi kurulufllarla iflbirli¤i yapar›z. Buiflbirli¤inde aç›lan bu tür kurslara

    kat›lanlar›n genelde %90’› han›m-lard›r. Türkiye Diyanet Vakf› Kad›nKollar›n›n faaliyetlerinde de yinehep kad›nlar› görüyoruz. Türkiye Di-yanet Vakf›n› herkesin tan›mas› ge-rekiyor. Ben iki y›ld›r burada çal›fl›-yorum, özellikle Ayfle Sucu ve onunekibini gerçekten yürekten kutluyo-rum. Çünkü burada sevgi, insanlar›sevmek, merhamet, flefkat olay›var, ben burada bunlar› görüyo-rum.” dedi.

    Çankaya Halk E¤itimi MerkeziMüdürü S›rr› Arpaç konuflmas›n›nsonunda kad›nlar›n ikinci planaat›ld›¤›n›, toplumumuzun baz›kesimlerinde kad›n›n ezildi¤ini be-lirterek, kad›nlar›n hassas bir yap›-s›n›n bulundu¤unu, erkeklerdendaha merhametli, flefkatli ve ac›-ma hislerinin daha hassas oldu¤u-nu söyledi.

    Ayfle SUCUKad›n Kollar› Baflkan›

    A yfle sucu Türkiye DiyanetVakf› Kad›n Kollar›n›n amac›ve sundu¤u hizmetler hak-k›nda özet bir bilgi vererek, tümdünyada manevi de¤erlerin ön planaç›kmas› yönünde çal›flmalar›n yap›l-d›¤›n›, Türkiye Diyanet Vakf› Kad›nKollar›n›n da bu yönde önemli hiz-metler sundu¤unu söyledi.

    Yaflad›¤›m›z yüzy›lda, küresel-leflme kavram›n›n bir çok alanda

    tüm dünyay› etkiledi¤ini belirtenAyfle Sucu, Türkiye’nin hassasdengelere sahip bir co¤rafyadabulundu¤una dikkat çekerek “21.yüzy›la damgas›n› vuran globallefl-me ya da küreselleflme kavram›ekonomik, sosyal, kültürel ve siya-sî aç›dan tüm dünyay› etkilemek-tedir. Dünyan›n küçük bir köy hali-ne dönüflmesi insanlar› nas›l etki-leyecektir? Bu de¤iflime kay›ts›zkalmak mümkün müdür? Bunun-la birlikte Avrupa Birli¤i’ne kat›l-ma noktas›nda emin ad›mlarla yü-rüyen Türkiye’nin, ABD ve AB ül-keleri taraf›ndan model olacak birülke olarak görülmesi ve gösteril-mesi bizim için çok önemlidir. Ger-çekten Türkiye hassas dengeleresahip bir co¤rafyada bulunmaktave Avrupa ile Asya aras›nda birköprü vazifesi görmektedir. Türki-ye laik-demokratik ve halk›n›n ço-¤unlu¤unun Müslüman olmas›yla,di¤er ‹slam ülkelerine model ola-rak gösterilmektedir. Bu aç›danbak›ld›¤›nda, Avrupa Birli¤i’ne gi-rifl sürecinde toplum taban›nda

    köklü de¤iflikliklerin olmas› kaç›n›l-maz gibi görülmektedir. Bu se-beple hedeflerin iyi tespit edilme-si ve buna göre çözüm üretecekköklü ad›mlar›n at›lmas› ve yap›salde¤iflikliklerin yap›lmas› gerek-mektedir.” dedi.

    De¤iflimin en çok etkileyece¤ikurumun aile kurumu oldu¤unubelirten Ayfle Sucu “Sa¤laml›¤›yla,toplumu ayakta tutan de¤er ola-rak gördü¤ümüz aile kurumu aca-ba parçalanacak m›? Sorusu s›kçagündeme getirilmektedir. Avru-pa’n›n çeflitli ülkelerinde yaflayangurbetçilerimizin ikinci ve üçüncünesillerinin içinde bulundu¤u du-rum bu konuda örnek olarak gös-terilmekte ve bir karamsarl›k ha-vas› yarat›lmaktad›r. Bu tür endifleve sorunlar mutlaka dile getirile-cek ve çözüm yollar› aranacakt›r.Ama inan›yoruz ki çözümün canal›c› noktas›nda kad›n bulunmak-tad›r. ‹yi e¤itilmifl, her yönden do-nan›ml›, ailenin önemine vak›f ol-mufl ve de¤erlerine ba¤l› kad›nla-r›n üstlenece¤i rol, toplumun ayakta

    Kad›n Kollar›

  • 23Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

    kalmas›nda ve sa¤lam temellerüzerine infla edilmesinde var olankaramsarl›k havas›n› da¤›tmayayetecektir.” dedi.

    Ülkenin gelece¤inin belirlenme-sinde kad›nlar›n önemli rolü bulun-du¤unu belirten Ayfle Sucu “1911y›l›nda ‹stanbul’da kad›nlara yöne-lik konferanslar düzenleyen FatmaNesibe Han›m vatan›n gelece¤indekad›n›n üstlenece¤i rol hakk›ndafikrini aç›klarken, özellikle anneolarak yeni bir nesil yetifltirmedekad›n›n etkisi üzerinde durur veflöyle der: "Vatan, yar›nki nurunubizden alacakt›r. Çünkü kad›n ma-zi ve istikbal demektir. Kad›nlargümüfl i¤nelere benzerler, onunakislerinde maziden istihaleye çal›-flan bir istikbal çehresi vard›r." Gö-rülmektedir ki; yüzlerce y›ld›r ka-d›nlar ülkenin gelece¤inin belirlen-mesinde ayn› hassasiyeti tafl›m›fl-lard›r.” dedi.

    Ayfle Sucu konuflmas›n›n so-nunda Kad›n Kollar›n›n hedefinin,toplumsal dönüflümü maddi vemanevi de¤erlere zarar vermedensa¤layacak, donan›ml› ve iyi yetifl-mifl kad›nlar›n say›s›n› ço¤altmakoldu¤unu belirterek “Bu hedef kit-lemize ulaflmak için çal›flmalar›m›-z› yapmaktay›z. Kad›na yap›lan ya-t›r›m›n asl›nda toplumumuzun ge-lece¤ine yap›lan yat›r›m oldu¤unundüflüncesi ve bilincindeyiz. Beklen-timiz, ç›kt›¤›m›z bu meflakkatli yol-da önümüze engeller konulmas›de¤il, karfl›m›za ç›kacak engellerinkald›r›lmas› ve bu konularda bizedestek olunmas›d›r.” dedi.

    Tören konuflmalar›n› müte-akip, kursu baflar›yla tamamlayankursiyerlere diplomalar› verildi.Daha sonra kursiyerlerin el eme¤i,göz nuru olarak nitelendirilen vebüyük bir emekle haz›rlanan ser-ginin aç›l›fl› yap›ld›. Sergiyi Diyanet‹flleri Baflkan Vekili Prof.Dr. M.fiev-ki Ayd›n ile Vakf›m›z Mütevelli He-yeti Üyesi Hasan Uysal birlikteyapt›. TDV

  • 24 Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

    Tarihten Sayfalar

    anl› tarihini, alt›n sayfalarla süsleyen azizmilletimizin unutulmaz zaferlerinden biri30 A¤ustos Zafer Bayram›d›r. 30 A¤ustos,

    hürriyet ve istiklalimizi kazand›¤›m›z bir zafer gü-nüdür. Vatan topraklar› düflman iflgali tehlikesiylekarfl› karfl›ya kalan Müslüman Türk Milletinin flanl›direniflinin destanlaflt›¤› bir gündür. Bu zafer ileTürk Ordusu, sadece muharebe meydan›nda düfl-man› ma¤lup etmekle kalmam›fl, genç ve onurluTürkiye Cumhuriyetinin kurulufl temellerini de at-m›flt›r.

    Tarih boyunca aziz vatan›n›, milletin namus vebütünlü¤ünü, ‹slamiyetin bütün kutsal de¤erlerinikorumak için, can›n› seve seve veren Türk milleti;inançlar›yla, gelenekleriyle, vatan ve toprak sevgi-siyle tarihin alt›n sayfalar›nda büyük kahramanl›kla-r›yla yer alm›flt›r.

    30 A¤ustos Zaferi, milletimizin asla esir edile-meyece¤ini; semalar› süsleyen bayra¤›m›z›n gön-derden indirilemeyece¤ini ve gök kubbeyi ç›nlatanezan seslerinin dindirilemeyece¤ini, bütün dünyayailan eden kutsal bir zaferdir. Bu vesileyle; canlar›n›

    feda ederek, milletimize eflsiz bir vatan b›rakan azizflehit ve gazilerimizi rahmet ve minnetle an›yoruz.

    Geçti¤imiz günlerde büyük bir coflku ve heye-canla kutlad›¤›m›z 30 A¤ustos Zafer Bayram›’n›ntarihi seyrini bir hat›rlatma, bilgi yenileme düflün-cesiyle sunmay› uygun bulduk.

    Büyük Taarruz veBaflkomutan Meydan Muharebesi

    Sakarya Muharebesinden sonra Yunanl›lar ellerindekalan mevzileri koruma ve savunma amac›yla h›zl›ve büyük bir haz›rl›k içine girdiler. Türkler de düfl-man› yurttan atmak için gerekli haz›rl›klara süratlebafllad›lar. On ayl›k haz›rl›k dönemi s›ras›nda Türkmilleti bütün varl›¤›n› ortaya koymufl ve ordusununyapaca¤› Büyük Taarruzu heyecanla beklemeyebafllam›flt›.

    Bir ay süren y›prat›c› Sakarya Meydan Muhare-besinden sonra Türk ordusu kesin bir hareketegeçme gücünde de¤ildi. Orduyu yeterince güçlen-dirmek ve düflmana son darbeyi vurmak için ordu

    Ş

  • 25Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

    haz›rlan›yordu. Haz›rlanan plan gizlilik içinde ve yo-¤un bir flekilde devam ediyordu.

    Düflman askerleri Sakarya Muharebesindensonra geri çekildikleri mevzileri sa¤lamlaflt›rmagayreti içerisindeydi. Düflmana son darbeyi vurmakve düflman› yurttan atmak için Türk ordusu imkan-lar ölçüsünde donat›lmaya çal›fl›l›yordu. Do¤u veGüney cepheleri güvenlik alt›na al›nm›flt›, Do¤u cep-hesindeki bir çok birlik Bat›ya kayd›r›lm›flt›.

    Türk ve Yunan ordular›n›n kaderlerini belliedecek bir meydan muharebesi için iki taraf›nkuvvet durumu ayn› de¤ildi. ‹nsan ve tüfek mev-cutlar›ndaki nispi bir dengeye karfl›l›k, Yunanl›lark›l›ç hariç, öteki silah ve araçlar bak›m›ndan sa-y›ca çok daha güçlü bir konumda bulunuyordu.Ayr›ca Türk ordusunun silahlar› da standart de-¤ildi. ‹ngilizlerin devaml› deste¤i sayesinde, Yu-nan ordusunda cephane durumu çok elveriflli idi.Halbuki Türk ordusu, cephaneyi kritik ikmalmaddesi saymaya mecbur kalarak, idareli kul-lanmak bak›m›ndan kesin emirler yaym›flt›.

    Bu flartlar alt›nda Baflkomutan Gazi MustafaKemal Pafla komutas›nda büyük taarruz; 26 A¤us-tos 1922 sabah› fecirle birlikte saat 04.30’da Türktopçusunun atefli ile bafllad›. Baflkomutan, “Topçu-lar›m›z, fecirle beraber dünyan›n gözleri aç›ld›¤› za-man atefle bafllad›lar. Askerlik hayat›mda bu kadarmükemmel bir topçu ve bu kadar mükemmel ida-re edilmifl bir topçu atefli nadiren gördüm” sözleriy-le o an› canland›rm›fl ve Türk topçusunu övmüfltür.Bu etkili atefl himayesinde piyade birliklerimiz bü-tün cephe boyunca ileri at›lm›fl, yi¤it Türk askeri,bir saat içinde düflman mevziine girmeyi baflarm›fl-t›. Dört bir yandan Yunan mevzileri ele geçirilmeyeve bozguna u¤rat›lmaya bafllam›flt›. 27 A¤ustos1922 günü Türk birliklerinin taarruzlar› daha da ge-liflti. Mevziin güneyinde kilit noktas› niteli¤inde olan1310 rak›ml› Erkmentepe’nin al›nmas›, düflman›nbu bölgeden periflan bir halde çekilmesini sa¤lad›.Bu suretle, Kalecik Sivrisi’nden Çi¤iltepe’ye kadarolan düflman cephesi yar›lm›fl bulunuyordu. Bun-dan sonra, yarmay› geniflletmek ve baflar›y› gelifltir-mek için taarruza devam edildi. ‹ki günlük muhare-be sonunda bozguna u¤rat›lan düflman befl tümenkadard›. 28 A¤ustos 1922 tarihindeki taarruzda 1.Ordu birlikleri, kuzeye ve bat›ya ilerleyerek, rastla-d›klar› düflman kuvvetlerini taarruzla bozguna u¤-ratt›lar. 2. Ordu da, bat›ya do¤ru ilerlemesine du-raklamadan devam etti. Süvarilerimiz, düflman ge-rilerinde bazen yaya muharebeler vererek, fakatçok defa k›l›ç çekerek, dört nala hücuma kalk›yor ve

    düflman saflar› aras›nda ölüm saç›yordu. 29 A¤us-tos 1922 günü 1. Ordu, Çalköy Asl›hanlar üzerindenDumlup›nar’a gitmek isteyen befl düflman tümeni-ni yakalad› ve güneyden taarruza bafllad›. Bir tüme-nimiz, Asl›hanlar civar›nda iki Yunan tümenine rast-lay›nca hemen taarruza geçerek Dumlup›nar yolu-nu kapatt›. Bu günkü harekatta düflman›n befl tü-meninin Dumlup›nar veya Kütahya istikametlerin-de çekilmeleri önlenmiflti. Çok sarp olan Murat Da-¤› kuzeyindeki K›z›ltafl Deresi hariç, düflman kuvve-ti her yönden kuflat›lm›fl bir durumdayd›. 30 A¤us-tos 1922 tarihindeki harekatta art›k, bu düflman›nyok edilmesinden baflka bir fley kalmam›flt›. Kesinsonuca çabuk ulaflabilmek için Baflkomutan, bütüntopçular›n imkan nisbetinde yak›ndan ve hatta aç›kmevzilerden atefl etmelerini emretti. Düflman, buatefl çemberinin ve ümitsizli¤in yaratt›¤› flaflk›nl›kiçinde, her yöne bafl vuruyor, fakat her yandanateflle karfl›lan›yordu. Bir süre sonra Türk piyadesisüngü hücumuna kalkt› ve süngü ile kesin sonucuald›. 30 A¤ustos 1922 tarihinde düflman›n befl tü-meninin yok edilmesi veya esir al›nmas›n› sa¤layanDumlup›nar Meydan Muharebesi’ni BaflkomutanMustafa Kemal Pafla bizzat ve çok yak›ndan sevk veidare etti¤inden, bu muharebe tarihe 30 A¤ustosBaflkomutan Meydan Muharebesi olarak geçmifltir.

    Türk ordusu, Baflkomutan Meydan Muharebesiile dünya harp tarihinde say›s› pek fazla olmayanimha muharebelerinin en baflar›l› örneklerinden bi-rini kazanm›flt›r. 30 A¤ustos Zaferi, Türk milletinintaarruz gücünün sönmedi¤ini ve çürümüfl bir ida-reden kurtulan sa¤lam bir milletin varl›¤›n› ortayakoymufltur. TDV

  • 26 Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

    Makale

    Prof. Dr. Mustafa ERDEM

  • 27Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

    ünyadaki bütün dini, si-yasi ve sosyal sistemlerinkendi prensiplerini devam

    ettirecek bir modeli bulunmakta-d›r. Bu sistemlerin as›l unsuru olaninsanlar, inançlar›n›, düflüncelerini,siyasal ve sosyal yaflant›lar›n› bu mo-dele göre flekillendirmek durumun-dad›r. En son ve mütekamil din olan‹slam’›n da di¤erlerinden farkl› ola-rak önerdi¤i, tesis etmek istedi¤i birinsan modeli vard›r ki, bu onun di-¤er dinler aras›nda kendine özgüözelli¤ini göstermektedir. Bu du-rumda insan›n kimli¤ini ve ‹slam’›nne oldu¤unu ifade ederek, ‹slam’›ninsandan istedi¤i ölçüleri aç›klamakyerinde olacakt›r.

    ‹nsan, zaman, mekan ve ömürba¤lar› ile san›rland›r›lm›fl, di¤ercanl›lar gibi ölümlü bir varl›kt›r. An-cak di¤er canl›lardan ayr› olarak in-san; kendisini yaratan varl›k olarakAllah’›, Allah-insan iliflkilerinde çokönemli bir görev ifa eden Peygam-berleri, kendi yak›nlar›ndan baflla-mak üzere bütün insanlar› sevebi-len, toplum içinde yaflayarak üretenve paylaflabilen, fedakar olabilen,bunlar› da adalet, flahsiyet ve haysi-yetle, samimi olarak yapan yüksekidrak ve ince zevk sahibi, ak›ll› bircanl›d›r.

    ‹slam ise, her türlü befleri etken-lerden uzak, tamamen Allah’›n iste-¤i üzerine; prensipleri Kur’an-› Ke-rim’de bulunan, Hz. Muhammed(s.a.v.)’in flahs›nda insanlar›n ak›l,kalp ve davran›fllar›n› flekillendirenilahi mesajd›r. ‹nsanüstü özelliklertafl›yan, özü, flekli, evsaf› ve muhte-vas› Allah taraf›ndan belirlenen bumesaj›n oluflumunda insan iradesisöz konusu olmamakta, o, sadecedavran›fllar›n› ona uydurmakla yü-kümlü bulunmaktad›r. NitekimKur’an-› Kerim’de: “Allah ve Resulü,bir iflte hüküm verdi¤i zaman, art›kinanm›fl bir kad›n ve erke¤e, o iflikendi isteklerine göre seçme hakk›yoktur. Kim Allah’a ve Resulüne kar-fl› gelirse, apac›k bir sap›kl›¤a düfl-

    müfl olur” (Ahzap, 36) denmektedir.Bu ayet dinin iman ve muamelat ileilgili hususlar›n›n, esaslar›n›n ilahiotorite taraf›ndan tanzim edildi¤ini,insanlar›n tercih haklar›n›n bulun-mad›¤›n› ifade etmektedir.

    ‹slam’›n insanlardan uymas›n› is-tedi¤i emir ve yasaklar›n insan f›tra-t›na uygun olmas› temel prensiptir.‹nsan› yoktan vareden ve onun üze-rinde yegane tasarruf sahibi olan Al-lah; insan›n ruhi ve bedeni yöndenzaaflar›n› ve ihtiyaçlar›n› yakinen bil-mekte ve hükümlerini bunlara uy-gun olacak flekilde aç›klamaktad›r.‹nsan›n icad edip gelifltirdi¤i bir ma-kinan›n özellik ve fonksiyonlar›n› iyibir flekilde bilmesi ne kadar tabii ise,Allah’›n insan› tan›mas› bundan da-ha da tabiidir. Bu aç›dan bak›ld›¤›n-da, dini hükümlerin insan›n ihtiyaç-lar›na uygun olarak tanzim edilmifloldu¤unu ve tatbikinin insana görü-nen, görünmeyen çeflitli yararlarsa¤layaca¤›n› düflünmek gerekmek-tedir.

    ‹slam’da insan konusunun, in-san-Allah, insan-flah›s, insan-toplumiliflkileri fleklinde üç ana kategorideele al›nmas›nda yarar vard›r. Çünküinsan Allah’›n yaratt›¤›, davran›fllar-dan sorumlu ve insanlarla beraberolan, onlarla çeflitli sosyal faaliyetiçerisinde bulunan bir varl›k olmaözelli¤iyle her üç konunun da ortakunsurudur.

    a) Allah-‹nsan ‹liflkisi

    Bir bütün olarak, Kur’an-› Kerim, Al-lah’›n insanlara gönderdi¤i ilahi birkitap olmas› hasebiyle, bir çok ayet-te, insanlar›n kendisine karfl› davra-n›fllar›n› düzenleyen bilgileri muhte-vidir. Bunlar›n hepsine bir örnek tefl-kil etmesi ve kendi içinde bir bütün-lük arzetmesi bak›m›ndan, Bakarasuresi 21-25. ayetlerinin mealinivermek uygun olacakt›r.

    “Ey insanlar, sizi ve sizden önce-kileri yaratan Rabbinize kulluk edinki, (Allah’›n azab›ndan) korunas›n›z.

    O (Rabb) ki yeri, sizin için döflek, gö-¤ü de bina yapt›. Gökten su indirdi,onunla size r›z›k olarak çeflitli ürün-ler ç›kard›. Öyleyse siz de, bile bileAllah’a efller koflmay›n. E¤er kulu-muz (Muhammed)’e indirdi¤imiz-den flüphe içinde iseniz, haydi onungibi bir sure getirin, Allah’tan baflkabütün flahitlerinizi (yard›mc›lar›n›z›)da ça¤›r›n; e¤er do¤ru iseniz (bunuyap›n). Yok e¤er yapamad›n›zsa, kiasla yapamayacaks›n›z, o halde yak›-t› insanlar ve tafllar olan inkarc›lariçin haz›rl›nm›fl ateflten sak›n›n. ‹na-n›p yararl› ifller yapanlara altlar›ndan›rmaklar akan cennetlerin kendileri-ne ait oldu¤unu müjdele. Onlardakiherhangi bir meyveden r›z›kland›r›l-d›klar›nda: “Bu daha önce de r›z›k-land›r›ld›¤›m›z fleydir” derler. Onla-ra, o (dedikleri)’ne benzer verilmifl-tir. Onlar için orada tertemiz efllerde vard›r ve onlar orada ebedi kala-caklard›r.”

    Bu ayetler, kulun Allah karfl›s›n-daki konumunu, yükümlülüklerini veitaat etmesi karfl›l›¤›nda kavuflaca¤›nimetleri, flayet isyan ederse katlan-mak zorunda kalaca¤› azab› habervermektedir.

    b) ‹nsan›n fiahsi Sorumluluklar›

    ‹slam’a göre insan, kendisinin ilahibir takdir neticesi dünyaya geldi¤inikabullenmesi gerekmektedir. Erkek

    D

  • 28 Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

    veya kad›n, Türk veya Arap (v.s.) ol-mak, flu veya bu zaman diliminde ya-flamak gibi seçme flans›na sahip de-¤ildir. Ancak o, hangi zaman dilimin-de, hangi toplum içinde ve hangi cin-siyette dünyaya gelmifl ise bu halini‹slam’›n prensiplerine göre uyarla-makla yükümlüdür. Çünkü ‹slam,kendisi ile ilgili bilgilerin insana ulafl-mas›ndan sonra onu, yükümlü kabuletmektedir. Dolay›s›yla ‹slam’› anlay›pkabullenebilecek bir yafla gelmifl veonun emir ve yasaklar›na muhatap ol-mufl bir insan›n ferdi sorumlulu¤usözkonusudur. Bu durumda insan,maddi ve manevi yönden kendinikontrol etmek, yarat›l›fl hikmetine uy-gun bir flekilde yaflamak zorundad›r.Dinin kendisini ilgilendiren k›s›mlar›nauygun davran›fllar sergilerken, flahsisorumlulu¤u alt›ndakilere de bununuygulanmas›n›n imkanlar›n› haz›rla-mal›d›r. Çünkü insan yarat›ld›ktansonra daima kontrole tabi tutulan(Tar›k, 4) bir varl›k olarak bafl›bofl b›-rak›lmam›flt›r. Nitekim Kur’an’da ge-çen, “‹nsan, kendisinin bafl›bofl b›rak›-laca¤›n› m› san›r!” (K›yamet, 36) aye-tiyle onun davran›fllar›nda ölçülü ol-mas›na dikkat çekilmifltir. Ayr›ca dün-yada iken ahiretle ilgili de¤erlendir-melere temel teflkil edecek fiil ve dü-flüncelerin sahibi olan insan›n, hidayetveya sap›kl›k konusunda kendisininetkili olaca¤›n›, akl›n› ve imkanlar›n›yerinde kullanmas› gerekti¤ini bilme-si ve kendi elleriyle kendisini tehlikeye

    atmamas› istenmektedir (Bakara,195). Bu meyanda Kur’an Allah’›n in-sanlara baz› fleyleri haram, baz›lar›n›da helal k›ld›¤›n›, haram olan fleylerin,temelde pis fleyler olmas› hasebiyleçeflitli yönlerden insan sa¤l›¤›na za-rarl› oldu¤unu, insanlar›n emre itaatesprisi içinde bunlardan kaç›naraksa¤l›klar›n› korumalar›n› da habervermektedir. Çünkü ‹slam inanc›nagöre insan ahirette, sa¤l›¤›ndan dasorgulanacakt›r. Dolay›s›yla bu konu-da da azami hassasiyetin gösterilme-si gerekmektedir.

    c) ‹nsan Toplum ‹liflkileri

    ‹slam’›n temel hedef; ideal insan ye-tifltirmek ve böylece fertten baflla-yarak toplumu ›slah etmektir. Top-lumlar›n fertlerden olufltu¤u realite-si, öncelikle kiflilerin istenen vas›fla-ra uygun davran›fl ve düflünceleresahip olmas›n› zaruri k›lmaktad›r. ‹s-lam’›n flah›s olarak insandan istedi¤itemel prensipler, genel olarak top-lumun ihtiyaç duydu¤u de¤er ölçü-leridir. Bunlar›n hepsi, dolay›s›yla bi-ri birini etkilemektedirler ve fert ola-rak insandan istenmektedir.1. Do¤ruluk ve do¤ruyu aramak,2. Cehaletten kaçmak ve ilme yö-

    nelmek,3. Hoflgörülü olmak,4. Adalet.

    Bu dört prensip bir bütün olarakele al›nd›¤›nda, aralar›nda çok s›k› biriliflkinin oldu¤u görülecektir. Kur’an-›Kerim, Hz. Peygambere “Emrolundu-¤un gibi dosdo¤ru ol” (Hud, 112) flek-linde emrederken, onun sünnetineuyan insanlar› da ayn› kapsama al-m›flt›r. Nelerin do¤ru oldu¤unu veyadaha genifl bir anlamda do¤runun neoldu¤unu bilmek zorunda olan insan,bilmediklerini ö¤renmeye gayret ede-cektir. “Hikmet mü’minin yiti¤idir”prensibinden hareketle insan bilme-diklerini ö¤renmek için çaba sarfede-cek, “iki günü eflit olan ziyandad›r”prensibine göre bilgisine hergün yeni-lerini ekleyecektir. Böylece davran›flla-

    r›n› taklitden çok, bilinçli olarak yap-maya do¤ru yönlendirmifl olacakt›r.Zaten alim ile cahil aras›nda belli birfark›n bulundu¤unu Kur’an bize bil-dirmifl (Zümer, 9) ve dinin ilk emrinin“oku” oldu¤unu belirtmifltir (Alak, 1).

    ‹nsanlar›n yarat›l›fl gere¤i birta-k›m farkl›l›klar göstermesi tabiidir.Her insan›n kendine özgü özelliklerivard›r. Dolay›s›yla herkesin ayn› fley-leri kabullenmesini beklemek, her-kesin ayn› fleylerle inanmas›n› iste-mek yanl›fl olaca¤› gibi, herkesin al-g›lama kabiliyeti, akli yetene¤i ayn›de¤ildir. Bunun için yüce Allah “din-de zorlama yoktur” (Bakara, 256)hükmüyle insanlar›n seçimlerini ser-best yapmas› gerekti¤ini haber ver-mifl, insanlar aras› iliflkilerde hoflgö-rü prensibinin benimsenmesini iste-mifltir (Araf, 199). Davran›fllarda öl-çülü olmak, bir insan için vazgeçil-mez bir temel prensip olmal›d›r.

    Makale

  • 29Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

    Hem iyilikle kötülük bir olmaz. Senkötülü¤ü en güzel olan iyilikle önle.O vakit bir de bakars›n ki seninlearas›nda bir düflmanl›k bulunan ya-k›n bir dost olmufltur (Fussilet, 34).

    Sevgi ve yergide ölçü kadar hü-kümde de ölçü flartt›r. fiahsi prob-lemler adaleti etkilememelidir. Nite-kim Kur’an’da: “Bir toplulu¤a olan ki-niniz sizi adaletsizli¤e götürmesin...”(Maide, 8) buyrularak adaletin nefsîhesaplaflman›n üstünde tutulmas› is-tenmifltir. Ayr›ca akrabal›k vs. gibiyak›nl›klar›n adalete yans›mamas› ‹s-lam’›n hedefledi¤i sosyal dengeninbir baflka flart›d›r. “Söz sahibi oldu¤u-nuz zaman davac› veya daval› akraba-n›z bile olsa, adaletten ayr›lmay›n”(En’am, 152) emri ‹slam’›n bu konu-daki hassasiyetini göstermektedir.

    Bu genel prensiplerin yan›nda ‹s-lam, toplumun bir ferdi olan insan-dan baz› ahlaki kurallara uymas›n›da istemektedir. Bu kurallar, insan-lar aras› iliflkilerde kaynaflmay› vedevaml›l›¤›, huzur ve bar›fl› sa¤lama-ya yöneliktir. ‹nsan›n kendi bafl›nayaflamad›¤›n› hat›rlatan bu ölçüler-de, yard›mlaflma yollar› ö¤retilmek-tedir. Ayr›ca insan›n flah›s olarak eleal›nd›¤›nda kendisini di¤er insanlar-dan üstün gösterecek her hangi birsebep olmad›¤›, herkesin kulluktaeflit flart ve flansa sahip oldu¤u be-lirtilmektedir. Gurur, kibir, egoizmgibi hastal›klar›n kifliyi hem Allahhem de insanlar kat›nda küçük dü-flürdü¤üne iflaret edilmektedir.

    ‹slam’da insan›n ölümlü bir varl›koldu¤u hat›rlat›larak afl›r› h›rstanuzak durmas› istenmifl, Yahudiler budavran›fllar› yüzünden ay›planm›fllar-d›r (Bakara, 96). Kur’an’da dünyahayat›nda elde ettikleri baz› imkan-lar sebebiyle afl›r›l›¤a kaçan insanla-ra, geçmifl toplumlardan örneklerverilerek ak›betlerinin nas›l oldu¤uduyurulmakta: “Yeryüzünde kibir veazametle yürüme. Çünkü sen aslayeri yaramazs›n ve boyca da da¤laraeriflemezsin” (‹sra, 37) buyrulurakhaddini bilmesi istenmektedir.

    Toplumdaki sosyal dengeyi çeflit-li hükümlerle tesis etmeye çal›flan ‹s-lam, insanlara ahlaki bir kural olarakyard›mlaflmay› tavsiye etmifl ve onla-r› bu konuda teflvik etmifltir. Afl›r›lüks ve israftan sak›nmalar› tavsiyeedilen insanlar›n yard›mlaflmadacimrileflmemeleri istenmifl (‹sra,100), hatta, en çok sevdikleri fleylerivermeleri, iyili¤e ermeleri, sevabakavuflmalar› için bir ölçü olarak gös-terilmifltir (Al-i ‹mran, 92). Baflkala-r›n› iyili¤e, hayra, yard›mlaflmayateflvik eden kimselerin bu konudakendilerini unutmamalar›n›, öncekendilerinden bafllayarak örnek ol-malar›n› hat›rlatm›flt›r (Bakara, 44).

    ‹slam’›n önerdi¤i insan modelin-de ahlaki kurallar en ufak noktalarakadar inmekte, en ince ayr›nt›laraönem verilmektedir. Özellikle sosyalyap›daki bütünlü¤ü sa¤lamaya yö-nelik prensipler, geçmifl toplumlar›nçökmesinde etkili olan amiller ol-

    makla birlikte, günümüz toplumu-nun ihtiyaç duydu¤u ahlaki ve dinide¤erleri oluflturmaktad›r.

    ‹nsanlar aras› iliflkileri tahripeden ve toplumsal bar›fl› etkileyeng›ybet, tecessüs (ay›p arama), fitne-ye sebep olma gibi hususlarKur’an’da fliddetle yasaklanm›flt›r.Kiflilerin her duyduklar› habere, asl›-n› araflt›rmadan itibar etmemeleriistenmekte, aksi halde telafisindegeç kal›nm›fl problemlerin do¤abile-ce¤i haber verilmektedir (Hucurat,6). Kur’an’da zann›n ço¤u günah sa-y›lm›fl, tecessüs yasaklanm›fl ve g›y-bet “ölü kardeflin etinin yenmesi”olarak nitelenmifltir (Hucurat, 12).

    ‹slam’›n model insan olarak ta-n›mlad›¤› Müslüman, elinden ve dilin-den baflkas›n›n emin oldu¤u kimse-dir. O, baflkas›n›n namusuna göz dik-mez, fuhufl yapmaz, hayas›zl›ktanyüz çevirir. Ve o bilir ki zina toplumdaahlaki çöküntünün bafll›ca sebebidir.Kendisine haram olan herkes onunemanetine verilmifl olmas› hasabiyleo, emanete ihanet etmeyen insan ol-mak durumundad›r. Gizli aç›k hertürlü hayas›zl›ktan ve zinadan uzakdurmak mecburiyetindedir. Ayr›ca zi-naya sebebiyet verecek her fleydende kaç›nmak durumundad›r. O, gü-nümüzde neredeyse meflruiyet kaza-nan ve çeflitli bas›n-yay›n organlar›n-da teflhir imkan› bulan bu tür fleyle-rin toplumun ahlakiyat›n›n çöküflünesebep oldu¤unu düflünmektedir.

    Bütün bunlar, ‹slam’›n modelolarak takdim etti¤i insan›n vas›fla-r›n› göstermektedir. Müslüman in-san, kendisini yoktan vareden Al-lah’›n› tan›yan, O’nun koydu¤u ya-saklara uyan ve emirlerini yerine ge-tiren insand›r. O, toplumda kendisigibi di¤er insanlar›n da hak ve hürri-yetleri oldu¤unun fark›nda, bunlar›ihlal edecek davran›fllardan kaç›n-man›n fluurundad›r.

    Bu makale, ‹slam’da ‹nsan Modeli ve Hz.

    Peygamber Örne¤i (Türkiye Diyanet Vakf›

    Yay›nlar› Ankara 1995)

    TDV

  • üce Allah Kur’an-› Kerim’de“Ben cinleri ve insanlar›, an-cak bana kulluk etsinler diye

    yaratt›m” buyurarak; insano¤lununyarat›l›fl gayesini beyan etmifltir.‹nanan her insan da bu gaye do¤-rultusunda hayat›n› sürdürme gay-reti içindedir.

    Bu gayret içerisindeki insan›nhayat›n her devresinde, ideal ma-nada bu çabay› sürdürmesi bazengüç olabilmektedir. Dünya meflga-leleri zaman zaman insana yarat›-l›fl gayesini unutturabilmekte, al-databilmektedir. Yüce Allah bizibu konuda; “Sak›n sizi dünya ha-yat› aldatmas›n!” diye uyarmakta-d›r.

    Peygamberimiz Hz. Muham-med (s.a.v.) de “Hesaba çekilme-den önce kendinizi hesaba çekiniz”buyurmufltur.

    Bu sebeple insan›n zaman za-man nefis muhasebesi yapmas›, ha-yat›n› kritik etmesi, k›saca kendisiy-le hesaplaflmas›, yapt›¤› hatalar do-lay›s›yla tevbe etmesi; bu yolda yap›-labilecek en güzel hareketlerden bi-ri olacakt›r. Cenab› Hak Zümer Sure-sinde “Rabbinize yönelin, size azapgelip çatmadan evvel O’na teslimolun” buyurmaktad›r.

    Bunu yaparken vesilelere müra-caat etmek faydal› bir harekettir. ‹fl-te içinde bulundu¤umuz üç aylar dainsan›n yarat›l›fl gayesini hat›rlamas›

    için güzel bir vesiledir. “Üç aylar” di-ye adland›r›lan Recep, fiaban ve Ra-mazan aylar› Rabbimizin bize lütfet-ti¤i rahmet aylar›d›r. Sevgili Pey-gamberimiz Hz. Muhammed(s.a.v.)'in “Allah’›m hakk›m›zda Re-cep ve fiaban’› mübarek k›l ve biziRamazan’a erifltir” diye dua etti¤ibu aylar; bizlerin kendisini yenileme-sine, hatalar›n görülmesine, Allahiçin iyi bir kul, Peygamber için iyi birümmet, insanl›k için de mükemmelbir fert olunmas›na f›rsat veren birrahmet vesilesidir.

    Hayat›n türlü s›k›nt›lar› ile buna-lan ruhumuzu, bu aylar› ganimet bi-lerek, hakk›yla de¤erlendirerek yeni-leme imkan› bulabiliriz.

    30 Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

    Gündem

    3AYLARRecep - fiaban - Ramazan3

    Y

  • Yine bu mübarek aylar›n içerisin-de bizim yenilenmemize, hayat›m›z›yeniden tahlil etmemize imkan sa¤-layacak Regaip, Miraç, Berat ve Ka-dir geceleri bulunmaktad›r.

    Bu mübarek gece ve aylar›n de-¤erlendirilmesinden do¤acak feyizlekendimizi iyiye ve güzele yönlendir-memiz çok daha kolay olacakt›r. Busayede insani özellikleri ön plana ç›-kararak, irademizi daha kolay kont-rol alt›na alabiliriz.

    Bu mübarek aylar›n de¤erlendi-rilmesiyle, bu aylarda al›nacak flevk,heyecan ve coflku insanlar› uzun va-dede güzelliklere tebdil edecek vegüzel insanlar›n ço¤almas›na vesileolacakt›r. Çevresine ›fl›k saçan bu gü-zel insanlar da varl›klar›yla toplumuayd›nlatacak, toplumda birer örnekolacaklard›r. ‹slâm da insandan gü-zel ahlâk sahibi ve çevresini ayd›nla-tan birer fert olmas›n› istemektedir.

    Her Müslüman bir ›fl›k kayna¤›,sevgi ve hoflgörünün sembolüdür; yada olmal›d›r. Bu insanl›k için de ula-fl›lmas› gereken bir hedeftir. Ancakbu hedefe do¤ru yol al›rken insan za-man zaman yanl›fll›klar ve sapmalarau¤rayabilir. Ama önemli olan Yüce

    Peygamberimiz Hz. Muhammed(s.a.v.)'in de “‹nsano¤lunun her birihata edicidir. Ancak hata edenlerinen hay›rl›s› tevbe edenlerdir” fleklin-de buyurdu¤u gibi bu hatalar›n far-k›na var›p do¤ruyu bulmas›d›r. ‹fltebu üç aylar ve içinde bulunan müba-rek geceler de insanlar›n hatalar›n-dan dönmesi, güzelliklere ulaflmas›,gerçeklerin fark›na varmas› için birvesile ve büyük bir f›rsatt›r.

    Milletimiz taraf›ndan as›rlard›r“kandil geceleri” tabir edilen ve büyükbir çoflkuyla ihya edilen bu geceleri k›-saca özetlemek faydal› olacakt›r:

    REGA‹P GECES‹Recep ay›n›n ilk Cuma gecesine

    Regaip gecesi denir. “Regaip” ra¤-bet olunan, bol ihsan ve de¤erli he-diyeler demektir. “Regaip Gecesi”de; kendisinde yap›lan ibadetlerebüyük ve çok sevaplar verilmesiumulan gecedir.

    Allah’›n sonsuz rahmet ve kere-minin bol bol tecelli etti¤i bu geceyiibadetle geçirmek, tevbe ve dua et-mek bunalm›fl gönüllerin berraklafl-mas›na vesile olacakt›r.

    M‹RAC GECES‹Hz. Peygamber (s.a.v.)’in sema-

    ya yükselerek Rabb’i ile bafl bafla gö-rüflme flerefine nail oldu¤u Recepay›n›n 27. gecesi Mirac gecesidir.

    Mirac; Yüce Allah’a yak›nl›k ma-kam›n›n en üstünüdür.

    Mirac Kandili; ‹lahi rahmetin,ma¤firetin, feyiz ve bereketin cofluptaflt›¤›, güzellik ve s›rlarla dolu muh-teflem bir gecedir. Bu gece de Müs-lümanlar›n ilahi feyizden çokca isti-fade ettikleri bir gecedir.

    BERAT GECES‹fiaban ay›n›n ondördüncü günü-

    nü, onbeflinci güne ba¤layan geceyeBerat gecesi denir.

    “Berat” beraet kelimesinin k›sal-t›lm›fl› olup, borçtan, hastal›ktansuçtan ve cezadan kurtulmak ma-nas›na gelir. Berat gecesi de, mü-

    minlerin günahlar›ndan kurtulmala-r›na ve ar›nmalar›na vesile olmas› iti-bariyle Niflan ve Ferman gecesi anla-m›n› tafl›r.

    Berat gecesi, dualar›n geri çevi-rilmeyece¤i befl geceden birisidir.

    KAD‹R GECES‹Kadir; fieref, azamet, hüküm,

    kazâ ve takdir manalar›na gelir. Kadir Gecesi: Her hikmetli iflin,

    muhkem emirlerin ay›rtedildi¤i bir ge-ce demektir. Cereyan edecek bir y›ll›kvukuât r›z›k, amel, ecel, vesaire hak-k›ndaki ilahi takdir ve kazâ, Kadir Ge-cesinde vazifeli meleklere tebli¤ edilir.

    Kadir Gecesi Müslümanlara YüceAllah’›n büyük bir ihsan›d›r. Pey-gamber Efendimiz Ramazan ay›n›nyaklaflmas› münasebetiyle irad bu-yurdu¤u bir hutbede “Öyle bir ay ki,içinde, bin aydan daha hay›rl› olanKadir gecesi var” demesi, bu gece-nin ne kadar önemli oldu¤unu bizle-re göstermektedir.

    Ramazan ay› içeresinde yer alanKadir Gecesini bin aydan daha ha-y›rl› yapan özelli¤inin bafl›ndaKur’an-› Kerim’in bu gecede indiril-mifl olmas›d›r. Bu olay Kur’an-› Ke-rim’de flöyle zikredilmektedir. “Ger-çekten biz onu (Kur’an’›) Kadir ge-cesinde indirdik.”

    31Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

    TDV

  • 32 Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

    Önemli fiahsiyetler

    fiafii mezhebinin kurucusu

    icri 150 senesinde Filis-tin’in Gazze flehrinde do¤-du. ‹mam fiafii’nin ad› Mu-

    hammed b. ‹dris’tir. ‹mam fia-fii’nin babas› Kureyfl kabilesinemensup olup, Peygamber Efendi-miz (s.a.v.)’in dedelerinden Ha-flim’in kardefli Muttalip o¤ullar›nadayan›r. ‹mam fiafii’nin annesi Ye-menli Ezd kabilesindendir. O¤lu-nun yetiflip olgunlaflmas›nda onunbüyük bir pay› vard›r. fiafii’dennakledilen müteaddit rivayetlergösteriyor ki, babas›, o henüz kü-çükken vefat etmifltir. fierefli ne-sebi zayi olmas›n diye annesi onual›p Mekke’ye götürmüfltür.

    Gençli¤i ve Yetiflmesi‹mam fiafii, yoksul bir aileden

    yetiflti. fiafii küçük yaflta Kur’an-›Kerim’i ezberledi. Kur’an-› Kerim’iezberledikten sonra Hz. Peygam-ber’in hadislerini ezberlemeye ko-yuldu. Bunlar› ezberlemeye çokmerakl›yd›. Muhaddisleri dinler vebir iflitiflte hadis ezberlerdi. Sonrahadisi bazen levhalara, bazen deriüzerine yazard›. Divana giderekyazmak için arkas› yaz›lmam›fl ka-¤›tlar› al›rd›. Di¤er taraftan Araplisan›n› tehdit eden bozuk Arapça-dan ve onun kötü tesirinden uzakkal›p kurtulmak ve k›rsal kesim-lerde korunan fasih Arapça’y› düz-gün ve mükemmel bir flekilde ö¤-renmek için çölde Huzeyl kabilesi-nin aras›nda 10 y›l kadar yaflad›.Bu konuda kendisi flöyle der: “BenMekke’den ç›kt›m. Çölde Huzeyl

    kabilesi aras›nda kald›m. Onlar›ndilini, flivesini ö¤rendim. Onlar›nadetlerini ald›m. Huzeyl kabilesiAraplar›n en fasihi idi. Onlar›n ara-s›nda yaflad›¤›mdan onlarla göçerkonard›m, nereye gitseler gider-dim. Mekke’ye dönünce fliir söyle-meye bafllad›m, edebiyat ve hika-yeler bilirdim”. fiafii 10 y›l sürençöl hayat›nda at›c›l›¤› ö¤rendi,mükemmel ok atard›.

    fiafii Mekke’de iken oradaki fu-kahadan ve muhaddislerden oku-yup ilim ald›. F›k›h tahsil etti veilimde yüksek mertebeye ulaflt›.Hatta Müslim b. Halit Zenci onafetva vermesi için izin verdi.

    Onun ilim tahsilindeki gayreti,Mekke'nin s›n›rlar›n› aflm›fl ve buflehrin ötelerine do¤ru uzanmayabafllam›flt›. Bu arada Medine'nin‹mam› Malik ‹bnu Enes'in ad› fia-fii'ye ulaflm›flt›. Zira bu imam›nad› o derece yay›lm›flt› ki, gelip gi-denler hep onu zikrediyorlard›.fiafii ondan ilim tahsil etmeye yö-neldi ve bu yüzden Medine'ye git-mek istedi. Fakat o Medine'ye‹mam Malik'in ilminden bihaberbombofl gitmek istemiyordu.Mekke’de bir adamdan Muvatta’›emanet ald›. Onu okudu. Hattarivayetler onu ezberledi¤ini söy-ler. Muvatta’› okumas› ve ezber-lemesi, onun hicret yurdununimam› olan Malik’e gitme flevkiniart›rd›. Onun sayesinde Malik’inf›khiyle ünsiyet has›l etti, Hz.Peygamber’den rivayet etti¤i ha-disleri ö¤rendi.

    ‹mam fiafii, Mekke valisindenbir tavsiye mektubu alarak ‹mamMalik’e gitti. Bundan sonra fiafii’ninhayat› büsbütün f›kha yöneldi. Ma-lik onu görünce, ferasetiyle onunuyan›k bir genç oldu¤unu sezdi.

    fiafii, Malik’in Muvatta’›n› riva-yete ehliyet kazand›ktan sonra on-dan f›k›h almaya, onun fetva verdi-¤i meseleleri ö¤renmeye devametti. 179 senesinde bu büyük ima-m›n ölümüne kadar ondan ders al-d›. fiafii o zaman ömrünün bahar›n-da, gençli¤in en olgun ça¤›nda idi.

    fiafii, ‹mam Malik'ten ilim ö¤-renmekle beraber, zaman zamanonun derslerine ara veriyor, ‹slamülkelerine seyahatler yap›yordu.Bu seyahatlerinde her zeki yolcugibi insanlar›n ahvalini, tarihini ö¤-reniyor, içtimai olaylar› incelemef›rsat› buluyordu. Bu arada Mek-ke'ye gidiyor, annesini ziyaret edi-yor, onun ö¤ütlerini dinliyor, du-as›n› al›yordu. Çünkü o bilgili, anla-y›fll›, güzel düflünceli, asil bir ka-d›nd›. fiafii'nin ‹mam Malik'in der-sine devam etmesi, onun seyahat-lerine, flahsi inceleme ve araflt›r-malarda bulunmas›na bir engelteflkil etmiyordu.

    ‹mam Malik vefat edince, fiafiiilimden yeteri kadar nasibini ald›-¤›na kani oldu. O vakte kadar fa-kir idi. Kendisine kazanç sa¤laya-cak, ihtiyaçlar›n› karfl›layacak birfley düflündü. Hayat›n› kazanmakiçin bir ifl arad›. Bu s›rada YemenValisi Hicaz’a gelmiflti. Kureyfltenbaz›lar› ona fiafii’yi beraberinde

    H

  • 33Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

    Yemen’e götürmesini söylediler.Vali bunu uygun bularak fiafii’yi be-raberinde götürdü.

    fiafii Nevran’da ifle bafllad›.Orada adalet bayra¤›n› açarakhakkaniyet üzere ifl gördü. fia-fii’nin mevhibeleri, tecrübeleri, ze-kas›, bilgisi, soyunun asaleti ken-dini gösterdi. Adil, seçkin biradam olarak nam› her tarafa yay›l-d›. Mekke vadisinde ad› dilleredestan oldu.

    ‹mam fiafii görevini sürdürür-ken Yemen’e zalim, gaddar bir va-li geldi. fiafii onun zulmünün ida-resi alt›ndakilere uzanmas›na ma-ni oluyordu. fiafii, uleman›n elle-rinde çok iyi kullanmas›n› bildiklerikeskin bir k›l›ç olan tenkid vas›ta-s›yla bu valiyi uyarmaya çal›flt›,onu h›rpalad›. Fakat fiafii’nin, zul-mune karfl› koydu¤u bu valiyi ten-kid ederek onu böyle h›rpalamas›,valiyi kendi aleyhine harekete ge-çirdi. Vali ona kin ba¤layarak hak-k›nda iftiralar uydurdu.

    Abbasiler, karfl›lar›nda en kuv-vetli düflman olarak Hz. Ali’nin so-yundan gelenleri görüyorlard›. Bunedenle herhangi bir valinin Hz. Ali(r.a.) soyundan gelenlere karfl› iyidavrand›¤›n› tespit ettiklerinde der-hal onu ya azlediyor, ya muhake-meye çekiyor, ya da öldürüyorlard›.

    Söz konusu zalim vali de Abba-sileri bu zay›f noktalar›ndan vur-

    may› baflard›. fiafii'yi Hz. Ali (r.a.)soyundan gelenlerin taraftar› ol-makla itham etti ve Halife HarunReflid’e mektup yazarak flikayetetti. Asl›nda fiafii'nin Hz. Ali (r.a.)soyundan gelenlere karfl› sevgibesledi¤i herkesçe biliniyordu. Fa-kat onun bu sevgisi kendisini fiiilikpropagandas›na ve onlar›n iktida-ra gelmesi için bir giriflimde bu-lunmaya sevk edecek durumdade¤ildi. Harun Reflit’in huzurunaç›kar›lan fiafii hüccetinin kuvvetive Hanefi fakihi Muhammed b.Hasan fieybani’nin flehadeti saye-sinde kurtuldu.

    Bu olay ‹mam fiafii’nin memu-riyetten el çekmesine ve tekrarkendini ilme vermesine sebep ol-du. Okudu, okuttu; ders ald›, dersverdi. ‹nsanlar için f›k›hta ebedieserini meydana getirdi. Ba¤-dat'ta Muhammed b. Hasan'›nevinde misafir olarak kal›yordu.Onun eserlerini bizzat kendindenokudu. fiafii Irak f›kh›n› ö¤renme-ye bafllad›. ‹mam Muhammed’inkitaplar›n› okudu, ondan ilim ald›.Böylece Hicaz f›kh› ile Irak f›kh› on-da birleflmifl ve ça¤›n en büyük fa-kihlerinden ders alm›fl oldu. Busayede, f›k›h ilminin kurallar›n›tespit edecek kadar yüksek birmertebeye ulaflt›.

    fiafii Mekke’ye döndü ve Mek-ke’de Harem-i fierif’te ders ver-

    meye bafllad›. Hac mevsimi gelin-ce nice büyük alimler onunla görü-flür, onu dinlerlerdi. ‹flte bu esna-da Ahmed b. Hanbel de onunlagörüfltü. Art›k fiafii’nin flahsiyetiyepyeni bir f›k›hla ortaya ç›km›flt›.Bu, ne yaln›z Medine ehlinin f›kh›idi, ne de yaln›z Irak ehlinin f›kh›.Belki de her ikisinden de al›nm›flyeni bir f›k›h ki; kitap ve sünnet il-minin olgunlaflt›rd›¤›, Arapçay› veinsanlar›n ahvalini iyi bilmeninperçinledi¤i, k›yas ve re’yin gelifl-tirdi¤i parlak bir akl›n hulasas›d›r.Kendisiyle görüflen alimler, ondanev’i flahs›na münhas›r yeppenibir alim tipi görürlerdi. ‹mam fia-fii, bu dönemde yapt›¤› seyahet-lerde asr›nda yaflayan alimleringörüfllerine vak›f olmufl, onlar› in-celemifl, rivayet ettikleri hadislerinço¤unu toplam›flt›.

    ‹mam fiafii, h. 195 senesindetekrar Ba¤dat'a döner. Bu ikincigeliflinde, art›k o Irak ve Hicaz f›k›hekollerini derinlemesine incelemifl,f›k›hta kendi usulünü ortaya koy-mufl olarak talebe yetifltirmeyebafllad›. Hicri 198 y›l›nda M›s›r’agitti ve 204 y›l›nda orada vefat etti.Vefat etti¤i zaman elli dört yafl›ndaidi. M›s›r’da kald›¤› müddetçe tec-rübeleri ve yeni muhitin flartlar› ›fl›-¤›nda eski bilgilerini yeniden etütetmeye bafllad›. Baz› görüfllerindenvazgeçti, yenilerini ortaya koydu.Böylece onun rücu etti¤i eski gö-rüflleri ile yeni görüfllerinden oluflan“mezheb-i kadim”i ve “mezheb-icedid”i teflekkül etmifl oldu. O hicri204 y›l›nda M›s›r’da vefat etti¤i za-man arkas›nda zengin bir f›k›h ha-zinesi ve kalabal›k bir talebe toplu-lu¤u b›rakt›. Mekke, Ba¤dat ve M›-s›r’da yetifltirdi¤i seçkin talebelerionun eserlerini okuttular, görüflle-rini ve di¤er fakihlerle olan ihtilafla-r›n› naklettiler. ‹flte bu ö¤rencileringittikçe geniflleyen ders halkalar›neticesinde fiafii mezhebi ortayaç›km›fl oldu. TDV

  • 34 Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

    Prostat Hastalığıve Tedavisi

    P rostat, idrar yolunda mesane ile d›fl idrar kanal› aras›na yerleflmifl bir organ-d›r. Normal bir prostat›n a¤›rl›¤› 18-20 gram civar›ndad›r. Büyümüfl bir pros-tatta bu a¤›rl›k 10-15 kata varan oranlarda artabilir.

    40 yafl›n› aflan erkeklerde vücuttaki hormonal de¤iflikliklere ba¤l› olarakprostat içinde Adenom ad› verilen bir doku geliflmeye bafllar. Prostat büyümesiya da t›bbi terimi ile Bening Prostat Hiperplazisi (BPH), yani prostat›n kanser ol-mayan büyümesi olarak isimlendirilen bu durum asl›nda hemen tüm erkekler-de meydana gelirse de erkeklerin ancak 1/3’ünde tedavi gerektirecek ölçüde t›-kan›kl›¤a yol açar.

    ‹drar kanal›n›n adenom taraf›ndan s›k›flt›r›larak t›kanmas› ile hastada:• S›k idrara ç›kmak• Zor idrar yapmak• ‹drara bafllarken beklemek• Geceleri idrara ç›kmak• Mesanenin tam boflalmad›¤›n› hissetmek• ‹drar› kesik kesik yapmak• ‹drar yapt›ktan k›sa bir süre sonra tekrar idrar hissi duymak• Ani idrar s›k›flmalar› hissetmek, bazen idrar› tutamamakgibi belirtiler ortaya ç›kar ve bu belirtilerin fliddeti giderek artar.

    ‹drar kanal› t›kanm›fl bir hasta tedavide gecikirse iki önemli sonuç ortaya ç›kar:1- Mesane adalesi kas›lma özelli¤ini yitirmeye bafllar, mesane içindeki idrar

    tamamen boflalamaz ve geride kalan idrar enfeksiyonlar (iltihaplanmalar) içinçok uygun bir ortam oluflturur.

    2- ‹drar yapt›ktan sonra geride kalan idrar miktar› artt›kça mesane duvar›n-da içi idrar dolu küçük kesecikler (divertiküller) oluflmaya bafllar. Mesane adalesiözelli¤ini tamamen yitirir, böbreklerde oluflup mesaneye inen idrar mesanenindolu olmas› nedeni ile ureterlerde, daha sonra da böbrek içinde birikir ve sonuç-ta kronik böbrek yetmezli¤i ad› verilen durum ortaya ç›kar.

    Prostat büyümesinde tedavi gerektiren durum prostat›n büyümüfl olmas›de¤il, büyümüfl olan prostat›n idrar kanal›n› t›kamas› ve bunun da ciddi flikayet-lere yol açmas›d›r.

    Genelde tüm erkeklerde prostat büyümesine yol açan hücresel de¤iflikliklermeydana gelir, ama erkeklerin ancak 1/3’ünde hayatlar›n›n bir döneminde bunedenle tedavi gereksinimi duyacak kadar sorun yaflarlar.

    TEDAVİ SEÇENEKLERİProstat kanseri de prostat büyümesi gibi 40 yafl›ndan sonra ortaya ç›kmaya bafl-layan bir hastal›kt›r ama BHP’nin aksine kanser odaklar› adenom dokusu ile iliflkilide¤ildir, gerçek prostat dokusundan kaynaklan›r. Bu özelli¤inden ötürü normal bü-yüklükteki bir prostatta, adenom nedeni ile büyümüfl bir prostatta, hatta prostatbüyümesi nedeni ile ameliyat geçirmifl bir prostatta kanser ortaya ç›kabilir, ayn›prostatta kanser ve adenom birlikte bulunabilir. Prostat büyümesi tedavisindeki

    Türkiye Diyanet Vakf› 29 May›s Hastanesi taraf›ndan haz›rlanm›flt›r

    50 yafl üstüerkeklerde görülenprostat büyümesi,

    art›k lazer ›fl›nlar› ileeritilmektedir.

    Prostat bezindeilerleyen yafllarda

    ortaya ç›kan ves›k s›k idrara ç›kma,

    kesik kesik idrar yapma,idrar yaparken zorlanma

    gibi belirtilere yol açanprostat büyümesi

    greenlight teknolojisi ile lazer ›fl›nlar› sayesinde

    buharlaflt›r›larakeritilmektedir.

    Bilgi Hatt› : (0.212) 453 29 29 / 2096 - 2960 - 2962Adres : Vatan Caddesi

    ‹stanbul Emniyet Müdürlü¤ü yan›Fatih / ‹stanbul

    Web : www.29mayis.com.tr

  • 35Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

    mant›k, büyümüfl olan adenom doku-sunu ortadan kald›r›p idrar kanal›ndakit›kan›kl›¤› gidermektir. Bu amaçla kul-lan›lan 3 ana yöntem vard›r:

    1. İlaç TedavileriAdenom dokusunu tamamen ortadankald›rabilen bir ilaç tedavisi günümüz-de mevcut de¤ildir. ‹drar kanal›ndakit›kan›kl›¤› azalt›c› etkisi kan›tlanm›fl 2tip ilaç tedavisi halen uygulanmaktad›r.

    a) Adenom dokosunu küçülten ilaçlarEn fazla % 25 oran›nda bir küçül-

    me sa¤layabilirler.b) Adenom dokusuna etkisi olma-

    yan ama idrar kanal›n›n gevflemesinive bu sayede hastan›n daha rahat id-rar yapmas›n› sa¤layan ilaçlar.

    2. Cerrahi Tedavi(Prostat Ameliyatları)Ameliyat öncesi prostat kanserini, iyihuylu prostat büyümesinden ay›rt et-mek gerekir. Bunun için 45 yafl›ndansonra y›ll›k ürolojik muayene ve PSAkan testi yap›lmas› mutlak gereklidir.

    Adenom dokusunu tamamen or-tadan kald›rabilen yöntemler prostatameliyatlar›d›r.

    Bu amaçla uygulanan ameliyatlariki ana grupta toplan›r:

    a) Aç›k Ameliyat : Hasta aç›s›ndanen s›k›nt›l›, uygulayan aç›s›ndan isekomplikasyonlara en aç›k yöntemdir.

    b) Kapal› AmeliyatlarTUR-P (Transuretral rezeksiyon) :

    Geçmifli 40 y›l önceye dayan›r. Günü-müzde en s›k uygulanan yöntemdir.D›fl idrar kanal›ndan özel aletlerle giri-lir ve büyümüfl olan adenom dokosukesilerek küçük parçalara ayr›l›r, y›ka-ma yolu ile vücut d›fl›na al›n›r.

    Etkili bir yöntem olmakla birliktekanama ve kan nakli riski, en az 3-4gün hastanede yatma ve mesane y›-kanmas› gereklili¤i gibi sak›ncalar›vard›r. Ameliyattan sonra aktif hayatadönüfl süresi 3-4 haftay› bulur.

    GREENLİGHT LASER TEDAVİSİSemptomlar hayat›n›z› etkilemeye bafl-lad›¤› zaman tedavi gereklidir. Green-light laser ifllemi (fotoselektif prostatvaporizasyonu) hastalara prostat büyü-mesi tedavisinde alt›n standart olanTURP etkinli¤ini minimal invaziv tedaviseçeneklerini, güvenirli¤ini ve konforu-nu sunar. Greenlight laser ifllemi güç-

    lendirilmifl bir laser ›fl›¤› ile büyümüflprostat dokusu ameliyat esnas›nda bu-harlaflt›r›l›p, uzaklaflt›r›l›r.

    ‹fllem sonras› hastalar›n ço¤unlu-¤u birkaç saat içerisinde evine döne-bilir. A¤›r aktiviteler hariç birkaç güniçerisinde normal hayatlar›na dönebi-lirler.

    Greenlight prostat laser tedavisi,mesaneye sokulan endoskop (sistos-kop) aleti içerisinde ince bir laser pro-buna verilen enerji ile prostat dokusubuharlaflt›r›l›r. ‹fllem hastanede veyacerrahi merkezlerde yap›l›r. Hastan›ndurum ve tercihine göre ifllem genelveya spinal anestezi alt›nda 30 ile 60dakika içerisinde yap›l›r. Giriflim sonra-s› hastalar›n yar›s›nda katater ihtiyac›duyulur. Katater ihtiyac› olanlarda ka-tater bir gün sonra çekilir.

    Greenlight laser tedavisi dokuyas›n›rl› buharlaflt›rma yapt›¤› için dahagüvenlidir. Ameliyat sonras› idrardayanma veya az kanama olabilir. Ameli-yat sonras› idrar kaç›rma görülmez,cinsel fonksiyonlar korunur. Daha ön-ce flikayetleri nedeniyle prostat ameli-yat› geçiren hastalara da güvenle uy-gulanabilir.

    TÜRKİYE DİYANET VAKFI 29 MAYIS HASTANESİGREENLİGHT TEKNOLOJİSİ İLE PROSTAT TEDAVİSİNE BAŞLADI

    jisi ile ameliyat olan hasta 3-4 saat içinde taburcu olabi-lir. Ancak kontrol amaçl› olarak hasta ertesi gün taburcuedilmektedir.

    Türkiye Diyanet Vakf› 29 May›s Hastanesi, devlet me-muru ve bakmakla yükümlü oldu¤u aile fertleri, emeklisand›¤› mensubu emeklilerine de anlaflma hükümlerinegöre hizmet vermektedir.

    Türkiye Diyanet Vakf› 1999 y›l›nda ‹stanbul’da hizme-te açt›¤› 29 May›s Hastanesi ile toplumun tüm ke-simlerine, kaliteli, güvenilir, ekonomik sa¤l›k hizmetisunmaya devam ediyor. Akademik yaklafl›m, ekonomikçözüm prensibi ile vermifl oldu¤u hizmetlerde teknoloji-nin en son yenilikleri uygulanmaktad›r. Hastanede hertürlü ameliyat ve tüm branfllarda poliklinik hizmeti veril-mektedir.

    Teknolojinin en son yeniliklerinden “Greenlight Tek-nolojisi” üroloji alan›nda önemli bir tedavi seçene¤i ol-mufltur. Bu y›l Haziran ay›nda hastanenin getirmifl oldu-¤u greenlight teknolojisi ile bir çok hasta sa¤l›¤›na ka-vuflmufltur. Yüksek maliyet içeren bu teknoloji ile ekono-mik hizmet üretimi sa¤lanarak hastalar›n ted