117
TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ EKONOMETRİ ANABİLİM DALI YAPISAL DEĞİŞİKLİK ALTINDA BİRİM KÖK TESTLERİ VE BAZI MAKRO İKTİSADİ DEĞİŞKENLER ÜZERİNE UYGULAMALAR Esra İĞDE YÜKSEK LİSANS TEZİ ADANA – 2010

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

  • Upload
    others

  • View
    9

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

EKONOMETRİ ANABİLİM DALI

YAPISAL DEĞİŞİKLİK ALTINDA BİRİM KÖK TESTLERİ

VE BAZI MAKRO İKTİSADİ DEĞİŞKENLER ÜZERİNE

UYGULAMALAR

Esra İĞDE

YÜKSEK LİSANS TEZİ

ADANA – 2010

Page 2: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

EKONOMETRİ ANABİLİM DALI

YAPISAL DEĞİŞİKLİK ALTINDA BİRİM KÖK TESTLERİ

VE BAZI MAKRO İKTİSADİ DEĞİŞKENLER ÜZERİNE

UYGULAMALAR

Esra İĞDE

Danışman: Yrd. Doç. Dr. Mehmet ÖZMEN

YÜKSEK LİSANS TEZİ

ADANA - 2010

Page 3: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne,

Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim Dalında YÜKSEK

LİSANS TEZİ olarak kabul edilmiştir.

Başkan : Yrd. Doç . Dr. Mehmet ÖZMEN

(Danışman)

Üye : Prof. Dr . H. Altan ÇABUK

Üye : Prof. Dr. Murat DOĞANLAR

ONAY

Yukarıdaki imzaların, adı geçen öğretim elemanlarına ait olduklarını onaylarım.

...../..../....

Prof. Dr. Azmi YALÇIN

Enstitü Müdürü

Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil

ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri

Kanunu’ndaki hükümlere tabidir.

Page 4: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

i

ÖZET

YAPISAL DEĞİŞİKLİK ALTINDA BİRİM KÖK TESTLERİ

VE BAZI MAKRO İKTİSADİ DEĞİŞKENLER ÜZERİNE

UYGULAMALAR

Esra İĞDE

Yüksek Lisans Tezi, Ekonometri Anabilim Dalı

Danışman: Yrd. Doç. Dr. Mehmet ÖZMEN

Ağustos 2010, 103 sayfa

Bir zaman serisi değişkeni, analiz dönemi içerisinde savaş, barış, politika

değişimleri, ekonomik krizler gibi pek çok nedenden dolayı yapısal kırılmalar içerebilir.

Serilerde meydana gelen yapısal kırılmalar serilerin durağanlığının belirlenmesinde bir

takım güçlüklere yol açar. Bu değişiklikler dikkate alınmadan birim kök testi

uygulamak yanlış sonuçlar verebilir ve testin gücünü azaltır. Böyle bir durumda aslında

birim köke sahip olmayan bir serinin yanlış olarak birim kök içerdiği şeklinde bir sonuç

elde edilebilecektir. Güvenilir regresyon sonuçları elde etmek için serilerdeki yapısal

değişikliğin dikkate alınması gerekmektedir.

Çalışmada Türkiye’ye ait bazı makro iktisadi zaman serilerinin yapısal

değişiklik altında durağanlığın sınanması amaçlanmıştır. Bu bağlamda, serilerin birim

kök süreci içerip içermedikleri ve serilerin trend fonksiyonunda meydana gelen yapısal

kırılmaların birim kök süreci üzerindeki etkileri incelenmiştir. Serilerin 1987 ve 2009

dönemine ait 3 aylık frekansları kullanılmıştır. Ele alınan makro iktisadi değişkenler

öncelikle yapısal kırılmanın dikkate alınmadığı ve uygulamalarda çok yaygın olarak

kullanılan ADF, PP ve KPSS birim kök testleri ile analiz edilmişlerdir. Daha sonra,

serilerin trend fonksiyonunda meydana gelen tek zamanlı bir kırılmanın birim kök

testleri üzerindeki etkisini araştırmaya yönelik, Zivot ve Andrews (1992), BLS ve

Perron (1997) tarafından geliştirilen test yöntemleri; serilerin trend fonksiyonunda

meydana gelen birden çok kırılmanın test edilmesinde kullanılan Lee ve Strazicich

(2003) testi incelenmiştir. Çalışmada GSMH, tüketim, üç ay vadeli mevduat faiz

Page 5: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

ii

oranları, İMKB 100 endeksi, reel döviz kuru, cumhuriyet altın fiyatları, tefe, tüfe, M1

ve M2 serilerine ait gözlemler kullanılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Zaman serileri, Durağanlık, Birim Kök, Yapısal Kırılmalar

Page 6: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

iii

ABSTRACT

UNIT ROOT TEST UNDER THE STRUCTURAL CHANGE AND

APPLICATIONS ON MACROECOOMIC VARIABLES

Esra İĞDE

Master Thesis, Department of Econometrics

Supervisor: Asst. Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN

August 2010, 103 pages

Time series variables can include structural breaks by some reason which can be

wars, peace, change of policy implementations, economic crises. Structural changes that

are accuring in the series cause diffucilties of determining their stationrity. If one apply

unit root tests without taking notice of these structural changes the results can have

errors and these affect the power of the tests. In that case, a time series can be specified

to have even though the series do not actually have unit root. For obtainig reliable

regression results one need to take structural changes into account.

In this study, testing the steadiness of particular Turkish macro economic data

under structural break was intended. In this context, whether the series include unit root

and the effects of structural breaks in the series' trend function on the unit root process

were examined. The sample covered quarterly data for 1987-2009 period. Firstly we

analyzed the series by using of standart unit root tests; ADF, PP and KPSS, which do

not take precsence of structural change inot account. Then, relevant macro economic

variables were analyzed with some particular unit root tests where the structural breaks

are not taking into account. In order to analyze the effects of one time break in the

series' trend function on the unit root tests, test methods powered by Perron (1989),

Zivot and Andrews (1992), Perron (1997) were conducted. Moreover, tests used by

Lumsdaine and Papell (1997) and Lee and Strazicich (2003) to test more more than one

break in the series' trend function were examined. In this study, observation of GNP,

consumption, interest rate, gold prices, ISE 100 index, Money supply (M1 and M2),

wholesale price indeks, Costumer Price Index and Exchange rate were applied.

Page 7: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

iv

Keywords: Time Series, Stationarity, Unit Root, Structural Break

Page 8: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

v

ÖNSÖZ

Tez çalışmam süresince yardım ve desteklerini esirgemeyen sayın hocam ve tez

Danışmanım Yrd. Doç. Dr. Mehmet ÖZMEN’e sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

Uygulama aşamasında bana yol gösteren sayın hocam Okyay UÇAN’a da teşekkürü bir

borç bilirim. Okul hayatım boyunca maddi ve manevi tüm olanakları ile yanımda duran

ve beni destekleyen aileme sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca beni yüreklendiren

ve bana inanan kardeşlerime de teşekkür ederim

Bu çalışma, hiçbir şekilde haklarını ödeyemeyeceğim annem Mediha İĞDE ve

babam Selim İĞDE’ye armağanımdır.

Not: Bu araştırma Ç.Ü. Araştırma Fonu Saymanlığınca (İİBF2009YL5) desteklenmiştir.

Page 9: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

vi

İÇİNDEKİLER Sayfa

ÖZET ................................................................................................................................i

ABSTRACT ...................................................................................................................iii

ÖNSÖZ ............................................................................................................................v

TABLOLAR LİSTESİ .................................................................................................vii

ŞEKİLLER LİSTESİ.....................................................................................................ix

EKLER LİSTESİ……..……………………………………………………...…............x

GİRİŞ ...............................................................................................................................1

BİRİNCİ BÖLÜM

ZAMAN SERİLERİNDE TEMEL KAVRAMLAR

1.1. Zaman Serileri ve Stokastik Süreçler .…….……………………..…….…………...3

1.2. Zaman Serilerinin Stokastik ve Deterministik Özellikleri ………………………...3

1.3. Durağanlık Kavramı ……….….……………………………..……………………..5

1.4. Durağanlığın Önemi ve Sahte Regresyon (Spurious Regression) ..….………..........6

1.5. Saf Rastsal Süreç (White Noise Process) …………………….……………….….7

1.6. Rastsal Yürüyüş Süreci (Random Walk Process) …………………….…………….7

1.7. Zaman Serilerinde AR, MA ve ARMA Modelleri (Box-Jenkins Yöntemi) ...…… 7

1.8. Durağanlık Testleri ………………………………………………………………..10

1.9. Otokorelasyon Fonksiyonu: ACF (k) ...………………....………..………….……10

1.9.1. Kısmi Otokorelasyon Fonksiyonu: PACF(k)……………………….…..….11

1.9.2. Portmanteau Testleri: Q-İstatistikleri………………….…………………....11

1.9.2.1. Box-Pierce İstatistiği (Q İstatistiği)………….…….…….….……...11

1.9.2.2. Ljung-Box Q İstatistiği (LB-Q İstatistiği)….………….….….…….12

1.9.2.3. Durağanlığın Birim Kökle Sınanması…………….………………..12

İKİNCİ BÖLÜM

BİRİM KÖK KAVRAMI VE BİRİM KÖK TESTLERİ

2.1. Dickey ve Fuller (1979) Testi ...…………….……………………………….........14

Page 10: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

vii

2.2. Genelleştirilmiş (Augmented) Dickey - Fuller (ADF) Test ……………………...16

2.3. Dickey ve Fuller (1981) Testi ………………………………………………….…18

2.4. Phillips ve Perron (1988) Testi ...……………………………………..…………..19

2.5. KPSS (1992) Testi ...…………………………………………...............................22

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

YAPISAL DEĞİŞİKLİK VE BİRİM KÖK TESTLERİ

3.1. Perron (1989) Testi ……………………..................................................................22

3.2 Christiano (1992) Testi………………………..........................................................32

3.3. Zivot ve Andrews (1992) Testi……………………………………………….…...38

3.4. Banerjee, Lumsdaine ve Stock (1992) Testi…………………………….………...41

3.5. Perron ve Vogelsang (1992) Testi ………………………………...........................45

3.6. Lumsdaine ve Papell (1997) Testi………………………….……………………...51

3.7. Perron (1997) Testi ………………………………………….………….................54

3.8. Vogelsang Ve Perron (1998) Testi …......................................................................63

3.9. Lee Ve Strazicich (2003, 2004) Testi ……………………………………………..68

3.10. Yapısal Kırılmayı Dikkate Alan Birim Kök Testlerine Genel Bir Bakış………...74

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

TÜKİYENİN BAZI MAKRO İKTİSADİ DEĞİŞKENLERİ ÜZERİNE

UYGULAMA

4.1. Yapısal Kırılmaları Dikkate Almayan Testlerin Uygulaması .................................76

4.2. Yapısal Kırılmalı Birim Kök Testlerinin Uygulaması.............................................79

4.2.1. Zivot ve Andrews (1992) Test Sonuçları.….……………………….………79

4.2.2. Banerjee, Lumsdaine, Stock (1992) Test Sonuçları…………………….…..81

4.2.3. Perron (1997) Test Sonuçları….……………………………………………82

4.2.4. Lee ve Strazicich (2004) Test Sonuçları …………………………………...84

4.3. Yapısal Kırılmalı Birim Kök Testlerine İlişkin Genel Bir Değerlendirme ……….86

SONUÇ ..........................................................................................................................89

KAYNAKÇA .................................................................................................................91

EKLER …………..........................................................................................................95

Page 11: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

viii

ÖZGEÇMİŞ …………………………………………………………………………103

Page 12: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

ix

TABLOLAR LİSTESİ

Sayfa

Tablo 1 : ADF, PP ve KPSS Birim Kök Test Sonuçları.................................................77

Tablo 2: Birinci Farkı Alınmış Seriler İçin ADF, PP ve KPSS Test Sonuçları…….....78

Tablo 3: Zivot ve Andrews (1992) Test Sonuçları........................................................79

Tablo 4 : BLS (1992) Test Sonuçları………..................................................................81

Tablo 5 : Perron (1997) Test Sonuçları………..............................................................83

Tablo 6 : Lee ve Strazcich (1992) Test Sonuçları..........................................................84

Tablo 7 : Yapısal Değişikliği Dikkate Alan Testlerin Karşılaştırmalı Sonuçları..........86

Page 13: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

x

ŞEKİLLER LİSTESİ

Sayfa

Şekil 1: Christiano (1992) Test Sonuç Grafiği…………………………………………35

Şekil 2: Christiano (1992) GSMH Zaman Yolu Grafiği ………………………………37

Page 14: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

xi

EKLER LİSTESİ

Sayfa

Ek 1 : Değişkenlere Ait Zaman Yolu Grafikleri ……....................................................95

Ek 2: Christiano (1992) Tablo 1…………………………………….……...................97

Ek 3: Z&A (1992) Kritik Değer Tabloları ………………………….……...................98

Ek 4: BLS (1992) Kritik Değer Tabloları .....................................................................99

Ek 5: Perron (1997) Kritik Değer Tabloları ………....................................................100

Ek 6: Lee ve Strazcich (1992) Kritik Değer Tabloları ………....................................102

Page 15: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

GİRİŞ

Zaman serileri istatistik ve ekonometri bilim dallarının yanı sıra pek çok alanda

oldukça geniş bir kullanım alanına sahiptir. Zaman serileri kullanılarak yapılan

analizlerde zaman serilerinin özelliklerinin bilinmesi önemlidir. Zaman serileri sahip

oldukları bileşenlere göre stokastik ya da deterministik bir yapıya sahip

olabilmektedirler. Zaman serilerinin sahip oldukları stokastik bileşenler serilerin

durağan olup olmadıkları ile ilgilidir. Durağanlık kavramı ekonometrik açıdan olduğu

kadar iktisadi açıdan da oldukça önemli bir kavramdır. İktisadi açıdan durağanlık

kavramı, bir denge durumunu ifade etmektedir. Ancak pek çok iktisadi zaman serisi

değişkeni durağan olmayan bir yapıya sahiptir.

Durağanlık kavramı, analiz edilen serilerin doğru bir şekilde tanımlanabilmesi

ve istatistiksel çıkarımlarda bulunulabilmesi açısından önemlidir. Durağanlık etkin ve

tutarlı tahminler için gerekli bir koşuldur.

Durağanlığın araştırılmasında uygulamada en çok kullanılan yöntemler serilerin

kolerogramlarının incelenmesi, Portmanteau testleri ve birim kök testleridir. Birim kök

testleri, son yıllarda ampirik uygulamalarda çok fazla ilgi görmektedir ve yaygın olarak

kullanılmaktadır.

Literatürde en çok kullanılan birim kök testi Dickey-Fuller (1979) tarafından

geliştirilen ve parametrelerin en küçük kareler tahmin edicisinin dağılımına dayanan

birim kök testidir. Dickey ve Fuller (1976) tarafından ilk kez 1976 yılında ileri sürülen

asimptotik teoriye dayanan bu testi daha sonra pek çok çalışma izlemiştir.

Nelson ve Plosser’in 1982 yılında yayımlanan çalışmalarında ABD’ye ait 14

makro ekonomik zaman serisinde birim kökün varlığını, ADF birim kök testi ile

sınamışlardır. NP (1982)1 çalışmalarında bir seri hariç, diğer tüm seriler için birim kök

boş hipotezini reddedememişlerdir. Nelson ve Plosser (1982) çalışmasını izleyen birçok

çalışmada geliştirilen analiz yöntemleriyle Nelson ve Plosser (1982) bulgularını

destekleyen sonuçlar elde edilmiştir. Birim kök varlığını test etmek için geliştirilen

1 Nelson, C. R., C. Plosser (1982), “Trends and Random Walks in Macroeconomic Time Series”, Journal of Monetary Economics, 10:139-67.

Page 16: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

2

alternatif yaklaşımların ampirik uygulamaları, çoğu makroekonomik zaman serisinin

birim köke sahip olduğunu yeniden tasdik etmiştir (Perron, 1989).

Makroekonomik teori birim kök sürecinin sistem üzerindeki etkileri ile

ilgilenmektedir. Nelson ve Plosser (1982) elde ettikleri sonuçlarla boş hipotez altında

makroekonomik zaman serilerine uygulanan şokların kalıcı bir etkiye sahip olduğunu,

yani dalgalanmaların geçici olmadığını ileri sürmüşlerdir. Ancak savaş, barış, ekonomik

krizler, uygulanan politikaların değişmesi gibi pek çok nedenden dolayı

makroekonomik seriler yapısal değişimler içermektedir. Serilerde meydana gelen

yapısal değişmeler dikkate alınmadan birim kök testlerinin uygulanması doğal olarak

yanıltıcı sonuçlara neden olacak ve aslında deterministik bir trend etrafında durağan

olan pek çok serinin yanlış olarak stokastik bir trendle ifade edilmesine neden olacaktır.

Tezin temel amacı, yapısal kırılmaları dikkate alan testlerin kullanımı ile

Türkiye’ye ait belli başlı makro iktisadi değişkenlerinin analiz edilmesidir. Bu

bağlamda ilk bölümde zaman serileri ve bazı temel kavramlar açıklanmıştır. Tezin

ikinci bölümünde ise yapısal kırılmaları dikkate almayan belli başlı birim kök testleri

incelenmiştir. Bunlar, DF (1979), ADF (1981), DF (1981), PP (1988) ve KPSS (1992)

tarafından önerilen birim kök testleridir. Çalışmamızın üçüncü bölümde, yapısal

kırılmaları dikkate alan testler ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir. Bu testler Perron

(1989), Christiano (1992), Zivot ve Andrew (1992), Banerjee, Lumsdaine ve Stock

(1992), Perron ve Vogelsang (1992), Lumsdaine ve Papel (1997), Perron (1997),

Vogelsang ve Perron (1998), Lee ve Strazicich (2003,2004) testleridir. Çalışmanın

dördüncü bölümünde ise, Türkiye’ye ait on makro iktisadi değişken öncelikle yapısal

kırılmaları dikkate almayan standart birim kök testleri ile daha sonra serilerde meydana

gelen yapısal kırılmalı dikkate alan testlerin kullanım ile analiz edilmiştir. sonuç

bölümünde tez çalışması analiz sonuçları ile birlikte genel olarak değerlendirilmiştir.

Standart birim kök analizinde Ewies 5.1 paket programı, yapısal kırılmalı birim

kök testlerinin analizinde WinRats 6.0 paket programı kullanılmıştır.

Page 17: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

3

BİRİNCİ BÖLÜM

ZAMAN SERİLERİNDE TEMEL KAVRAMLAR

1.1. Zaman Serileri ve Stokastik Süreçler

İstatistik ve ekonometri gibi bilim dallarında geniş bir uygulama alanı

bulabilen zaman serileri, zaman içinde gözlemlenen ölçümlerin bir dizisi olarak

tanımlanmaktadır (Akdi, 2003). Zaman serisi verileri, değişkenlerin bir dönemden

diğerine ardışık bir şekilde gözlendiği sayısal değerler hakkında bilgi verirler. Gözlenen

verilerin zaman içerisinde ardışık bir biçimde gerçekleşmesi bir koşul değildir fakat

düzenli aralıklarla dizinin gelişimini görme açısından önemlidir. Zaman serisi verileri

genellikle günlük, haftalık, aylık, üç aylık, yıllık ve daha uzun dönemli aralıklarla

derlenir ve toplanır (Sevüktekin, Nargeleçekenler,2005). Makroekonomi ve finans

verilerinin çoğu, milli gelir, tüketim gibi tek bir değişkene ait ardışık gözlemler seti

olan, zaman serileri biçimde ifade edilir.

Stokastik süreç, olasılık kurallarına göre zaman içerisinde gelişen bir olgudur.

Zaman serileri analizinde, zaman serisi bir stokastik sürecin gerçekleşmesi olarak ifade

edilir (Box&Jenkins, 1976).

tYYY ,...,, 21 ya da tY ( tt ,...,2,1= ) şeklinde ifade edilebilen zaman serisinde tY

rastsal bir değişken olarak alınır. tY gibi bir kesikli rastsal değişken dizisinin olasılık

yapısı, stokastik sürecin bileşik dağılımı tarafından belirlenir. Stokastik sürecin dağılımı

ise, ikisi de zamanın bir fonksiyonu olan, değişkenin birinci ve ikinci momentleri ile

tanımlanır. (Madalla&Kim,1998).

Zaman serileri analizi, bir zaman serisinin kendi olasılık yapısının belilrlenmesi

ve gelecekteki durumunun öngörülmesi veya birden fazla zaman serisi arasındaki

ilişkilerin belirlenerek ortaya çıkarılması işlemi olarak özetlenebilir.

1.2. Zaman Serilerinin Stokastik ve Deterministik Özellikleri

Ekonomik, sosyal, psikolojik vb. çeşitli nedenlerin, zamanla ilişkili değişkenler

üzerindeki etkisi, yön ve şiddetinin farklı olması nedeniyle, zaman serisi gözlem

Page 18: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

4

değerlerinde bazı değişmeler gözlenir. Bu değişmeler zaman serilerini etkileyen

faktörler ya da bileşenler olarak ifade edilirler.

İktisadi zaman serileri genel olarak trend, mevsimsel, konjonktürel ve düzensiz

(rastsal) hareketlerin bileşiminden oluşur. Bir zaman serisi, frekansına bağlı olarak sözü

edilen bu dört bileşenden birini veya birkaçını bünyesinde bulundurabilir. Zaman serisi

verilerine dayalı ekonometrik modellerde serilerin zaman serisi özelliklerinin bilinmesi

önemlidir. Serinin hangi bileşenlerden oluştuğunun belirlenmesi başka bir ifade ile

serinin bileşenlerine ayrıştırılması ve bu bileşenler seri üzerinde bir etkiye sahip ise

serinin bu bileşenlerden arındırılması gerekir. Sözü edilen bu bileşenler serilerin

stokastik ve deterministik özelliklerini belirler (Bozkurt, 2007).

Trend, zaman serisinin uzun dönem sistematik hareketini gösterir. Zaman

serisinin uzun dönemde sergilediği kararlı azalış ya da yükseliş şeklindeki genel

eğilimidir.

Mevsimsel dalgalanmalar, zaman serilerinin mevsimlere göre değişimi ifade

eder. Mevsimsel dalgalanmalar belirli ve sistematik bir hareket sergilerler.

Çevrimsel bileşen olarak da ifade edilebilen konjonktürel hareketler,

mevsimsellikten farklı olarak düzensiz dönemsel değişmeleri içerir. Konjonktürel

dalgalanmalar toplam ekonomik faaliyetlerde meydana gelen ve yenilenen fakat

periyodik olmayan yani düzensiz genişleme ve daralma hareketleridir. Bu hareketler

istihdam, fiyatlar, GSMH gibi tüm makro ekonomik değişkenlerde meydana gelirler ve

hemen hemen aynı yönde ve aynı zamanda, fakat farklı oranlarda hareket ederler.

Ekonomideki kısa süreli durgunluk dönemleri, ekonomik gelişme dönemleri bu

bağlamda değerlendirilir.

Düzensiz hareketler, belirli olmayan ve önceden tahmini mümkün olmayan

hareketlerdir. Hata terimi ile ifade edilen değişimlerdir.

Serilerde sabit, trend ve mevsimsellik bileşenlerinin bulunup bulunmaması

serilerin deterministik özelliklerini oluşturur. Serilerin stokastik özellikleri ise daha çok

serilerin durağan olup olmadıkları ile ilgilenir (Tarı, 2006).

Page 19: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

5

1.3. Durağanlık Kavramı

Bir zaman serisinin istatistiksel analizi yapılmadan önce, o seriyi yaratan sürecin

zaman içinde sabit olup olmadığı yani serinin durağanlığının araştırılması gerekir.

Durağanlık bir takım istatistiksel çıkarımlar yapılabilmesi ve değişkenin daha başarılı

tanımlanabilmesi için önemlidir. Stokastik süreç izleyen zaman serilerinde durağanlık

önemli bir kavramdır. Güçlü durağanlık ve zayıf (kovaryans) durağanlık olmak üzere iki

tür durağanlık söz konusudur. Zaman serileri ile yapılan çalışmalarda serilerin zayıf

durağanlık koşulunu sağlaması yeterlidir.

tYYY ,...,, 21 gibi bir zaman serisinin bileşik olasılık dağılımı, ktkk YYY +++ ,...,, 21

serisinin bileşik olasılık dağılımı ile aynı ise, diğer bir deyişle herhangi bir gözlem

setinin bileşik olasılık dağılımı gözlemlerin yapıldığı zamandan ileriye ya da geriye

doğru kaydırıldığında herhangi bir değişikliğe uğramıyorsa güçlü durağanlıktan söz

edilir (Maddala ve Kim, 1998).

Ortalaması ile varyansı zaman içinde değişmeyen ve iki dönem arasındaki ortak

varyansı bu ortak varyansın hesaplandığı döneme değil de yalnızca iki dönem

arasındaki uzaklığa bağlı olan olasılıklı bir süreç durağan bir süreç olarak tanımlanır.

(Gujarati, 2005)

ssjtjtstt

ystt

stt

yEyEyyE

yEyEyEyE

γµµµµ

σµµ

µ

=−−=−−

=−=−

==

−−−−

)()())((

)()(

)()(222 (1.1)

Böyle bir stokastik süreç zayıf durağan ya da kovaryans durağan olarak da

bilinir. Bu yöndeki durağanlıkta serinin ortalaması zamandan bağımsızdır, yani serinin

ortalaması zaman içinde sabittir. Varyansı ise sonlu bir sayı ile ifade edilir ve zaman

içinde sistematik olarak değişmediği kabul edilir (Bozkurt,28).

ty ile sty − arasındaki kovaryans gözlemlerin t ’yi belirten tarihe göre değil,

gözlemlerin zaman ayrımı uzunluğuna, yani s gecikme uzunluğuna bağlıdır.

(Sevüktekin ve Nargeleçekenler, 2005)

Güçlü durağan bir zaman serisi aynı zamanda zayıf durağan bir seridir, ancak

zayıf durağanlık zaman serisinin güçlü durağan olmasını gerektirmemektedir.

Page 20: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

6

Çok değişkenli normal dağılım, birinci ve ikinci momentlerle tamamen

tanımlanabildiği için, normal durağan süreç için zayıf durağanlık ile güçlü durağanlık

eşdeğerdir. (Madalla ve Kim, 1998)

Serilerde durağan dışılığın nedenlerinden biri seride trend etkisinin

bulunmasıdır. Serideki trend deterministik ya da stokastik olabilir. Serinin sadece

ortalaması zamana bağlı ise seri deterministik trend, sadece otokovaryansı zamana bağlı

ise seri stokastik trend içeriyor demektir. (Yalçın, 2003). Birçok makro iktisadi zaman

serisi hem deterministik hem de stokastik trend ile modellenmektedir. Deterministik

trend içeren bir zaman serisindeki değişim önceden öngörülebilir ve seride meydana

gelen bir şokun etkisi geçici bir niteliğe sahiptir. Stokastik trend içeren seride değişim

tamamen öngörülemez ve seride meydana gelen şokun etkisi gelecek dönemlerde de

devam eder. Durağan olmayan bir seri, çeşitli işlemler kullanılarak durağan hale

getirilmelidir. Eğer seri stokastik bir trende sahip ise zaman serinin farkının alınması

gerekir. Deterministik trende sahip zaman serilerinde ise serinin trendden arındırılması

için seri ortalamasından çıkarılır.

Deterministik trend etrafındaki dalgalanmalar, trend durağan süreç ve stokastik

trend etrafındaki dalgalanmalar ise fark durağan süreç olarak adlandırılır. Serinin

trendden arındırılması için kullanılacak yöntem serinin trend durağan ya da fark

durağan bir süreç olmasına dayanır. (Kim&Madalla, 1998)

1.4. Durağanlığın Önemi ve Sahte Regresyon (Spurious Regression)

Klasik regresyon modelinin varsayımları hem ty ve sty − dizilerinin durağan

olmasını, hem de hataların sıfır ortalamaya ve sonlu sabit bir varyansa sahip olmasını

gerektirmektedir. Regresyon modelinin standart varsayımlarından durağanlık etkin ve

tutarlı tahmin için gerekli koşuldur. Ancak iktisadi zaman serilerinin önemli bir kısmı

durağan olmayan bir yapıya sahiptir. Durağan olmayan bir değişkenin olasılık dağılımı

zamana göre değişmediği için, böyle bir değişkeni durağan kabul ederek yapılan analiz

yanıltıcı sonuçlar verebilmektedir. Granger ve Newbold (1974) simülasyon çalışmaları

sonucunda bu durumla ilgili önemli bulgular elde etmişlerdir. Bu bulgular yüksek

determinasyon katsayı ( 2R ), çok yüksek t istatistik değerleri ve düşük Durbin-Watson

değerleri şeklindedir. Bunun doğal sonucu olarak test istatistiklerine

Page 21: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

7

güvenilemeyecektir. Bu istatistikler yanıltıcı olacaktır. Bu sonuçlar, Granger ve

Newbold (1974)’ün ifadesiyle sahte regresyonlar ortaya çıkarabilir.

1.5. Saf Rastsal Süreç (White Noise Process)

tε sıfır ortalamalı, sabit varyanslı ve serisel olarak korelasyonsuz bir dizi ise saf

rastsal bir süreç olarak adlandırılır.

221

2

1

...)()(

0...)()(

σεε

εε

===

===

tt

tt

EEEE

(1.2)

Ve bütün j ’ler için

0)()( == −−−− sjtjtstt EE εεεε ’dır.

tε ~ ),0( 2σIID , Tt ,...,2,1= , şeklinde gösterilir ve bu serinin tanımsal olarak

durağan olduğu kabul edilir. Saf rastsal süreç bu hali ile kovaryans durağandır.

1.6. Rastsal Yürüyüş Süreci (Random Walk Process)

Rastsal yürüyüş süreci durağan olmayan serilerin en basit örneğidir. Y serisinin

t zamandaki değeri, saf rastsallık özelliğine sahip hata terimi tε ile ifade edilirse rastsal

yürüyüş süreci aşağıdaki gibi gösterilebilir.

ttt YY ε+= −1 (1.3)

Rastsal yürüyüş modelinde, (1.3) ile gösterdiği gibi, t dönemindeki Y değeri,

)1( −t dönemindeki kendi değeri artı rastsal bir etkiye sahiptir. Eğer rastsal yürüyüş

modeli AR(1) modelinin özel bir hali olarak düşünülürse, 1−tY ’nin katsayısı, kovaryans

durağanlık koşulunu sağlamayan bir AR(1) modeli olacaktır (Ruey S. Tsay,2002).

1.7. Zaman Serisi Verilerinin AR, MA ve ARMA Modelleri (Box-Jenkins Yöntemi)

Zaman serilerinin tanımlanmasında, sürecin sabit bir ortalama etrafından

dengede kaldığını varsayan ve yoğun bir ilgi gören durağan modeller, stokastik

modellerin önemli bir bölümünü oluşturur.( Box ve Jenkins, 1976 )

Page 22: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

8

Durağan zaman serilerini modellemenin en yaygın yolu ARIMA yöntemi, en

yaygın adı ile Box-Jenkins (B-J) yöntemidir. B-J türü zaman serileri modellerinde tY ,

Y ’nin kendi gecikmeli değerleri ve olasılıklı hata terimleri ile açıklanmaktadır.

(Gujarati, 2005).

Box-Jenkins yönteminde üç modelleme söz konusudur. Bunlar otoregresif (AR)

süreç, hareketli ortalama (MA) süreci ve hareketli otoregresif (ARMA) süreçleridir.

Durağan olmayan bir seri için fark alınması gerektiğinde ARMA süreci, bütünleşik

hareketli otoregresif (ARIMA) süreci haline dönüşür (Bozkurt, 2007).

Otoregresif (AR) süreçte Y ’nin t dönemindeki değeri, bir önceki dönemde aldığı

değer ile bir rastsal terime bağlıdır. Bu denklemde birinci mertebeden otoregresif süreç

söz konusu olup AR(1) şeklinde gösterilmektedir. Bu sürecin durağan olması α < 1

koşuluna bağlıdır. Aksi halde durağan olmamakta ve Y değeri geçmişteki şokların etkisi

nedeniyle zaman boyunca mutlak değerce büyüme eğilimi göstermektedir.

ttt YY εα += −1 (1.4)

p. dereceden otoregresif bir sürece ait denklem aşağıdaki gibi yazılabilir;

tptptttt YYYYY εαααα +++++= −−−− ...332211 (1.5)

Y ’nin t dönemindeki değeri bir sabit terim ile şimdiki ve geçmiş hata

terimlerinin hareketli ortalamasının toplamına eşit olduğu zaman böyle bir süreç

hareketli ortalama (MA) süreci olarak adlandırılır (Gujarati,2005).

Birinci mertebeden bir hareketli ortalama süreci, MA(1), (1.6) ile gösterilir.

121 −++= tttY εθεθµ (1.6)

q mertebeden bir hareketli ortamla sürecine ait denklem ise aşağıdaki gibi

yazılabilir.

qtqtttY −− ++++= εθεθεθµ ...121 (1.7)

Hareketli ortalama modelleri, saf rastsal (white noise) dizisinin zaman içinde

değişmeyen ilk iki momentinin sonlu doğrusal kombinasyonudurlar. Bu nedenle

hareketli ortalama modelleri her zaman durağan olan modellerdir. (Ruey S. Tsay, 2002)

Page 23: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

9

Çoğu durumda seriler tek başına )( pAR veya )(qMA süreçleri tarafından ifade

edilemezler. Y serisinin hem AR süreci hem de MA süreci özellikleri taşıdığı durumda,

seri ARMA modeli ile ifade edilir.

qtqtttptptttt YYYYY −−−−−− ++++++++++= εθθεθεεααααµ ...... 1332211 (1.8)

Genel bir ARMA modeli şu şekilde yazılabilir,

∑ ∑= =

−− ++=p

i

q

iitiitit YY

1 00 εθαα (1.9)

Genel bir ARMA(p,q) modelini gecikme işlemcisi )(L kullanılarak tekrar

yazarsak,

∑∑=

−=

+=

q

itit

p

i

ii YL

010

11 εθαα (1.10)

ve tY için çözüm,

+=

=

=−

p

i

ii

q

iti

t

LY

1

010

1 α

εθα (1.11)

olacaktır. Burada durağanlık koşulu ( )∑− ii Lα1 polinomunun karakteristik

köklerinin birim çemberin dışında olmasıdır (Enders, 1995).

Durağan olmayan bir tY serisi d defa farkı alındığında durağan hale geliyor ise,

bu tür serilere d.’inci dereceden bütünleşiktir denir. Bu durumda, tY ~I( d ) ile gösterilir.

Serinin d .’inci dereceden farkı durağan bir ARMA (p,q) serisi ise, bu seriler ARIMA

olarak adlandırılır ve ),,( qdpARIMA olarak ifade edilir. (Akdi, 2003)

Page 24: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

10

1.8. Durağanlık Testleri

Durağanlığın test edilmesinde uygulamada en çok kullanılan yöntemler

otokorelasyon fonksiyonlarının incelenmesi, Portmanteau testleri ve birim kök

testleridir.

Pormanteau testleri izleyen alt başlıkta incelenmiştir. Birim kök test stratejisi ise,

bu bölümde özet şeklinde verilmiştir. İkinci bölümde ise birim kök testleri daha geniş

bir şekilde inceleneceğinden, bu bölümde birim kök test stratejisine kısaca değinilmiştir.

1.9. Otokorelasyon Fonksiyonu: ACF(k)

Bir stokastik süreci tamamen tanımlamak mümkün değildir. Bu nedenle süreci

kısmen tanımlayan otokorelasyon fonksiyonu model oluşturmada önemli bir yere

sahiptir. (Kutlar, 2006). Durağanlık konusunda bilgi veren ve stokastik süreci kısmen

tanımlamamızı sağlayan otokorelasyon fonksiyonu, serinin hata terimleri arasındaki

otokorelasyonu şu şekilde tanımlar:

0γγ

ρ kk = (1.12)

Burada ,

kγ ; k gecikme için kovaryansı

0γ ; varyansı göstermektedir.

Uygulamada otokorelasyon fonksiyonunun bir tahmini hesaplanır ve bu

örneklem otokorelasyonu olarak adlandırılır.

Örneklem kovaryansı,

( )( )n

YYYY kttk

+−= +∑γ̂ (1.13)

Örneklem varyansı,

( )n

YYt2

0ˆ ∑ −=γ (1.14)

Page 25: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

11

0ˆˆˆγγ

ρ kk = = ACF(k) (1.15)

şeklinde ifade edilmektedir.

1.9.1. Kısmi Otokorelasyon Fonksiyonu: PACF(k)

Zaman serileri analizlerinde, özellikle otoregresif zaman serilerinde, serinin

model derecesinin belirlenmesinde, otokorelasyon fonksiyonu pek açıklayıcı değildir2.

Otokorelasyon fonksiyonu bir zaman serisinde iki nokta arasındaki ilişkinin

açıklanmasında yararlıdır. Ancak bu iki nokta arasındaki ilişki araştırılırken bu noktalar

arasında kalan gözlemlerin etkisinin arındırılması zaman serisi hakkında daha fazla bilgi

sahibi olmamızı sağlar. Burada açıklanan ilişki iki nokta arasındaki kısmi

otokorelasyondur.

),...,,/,( 121 +−−−−=Φ ktttkttkk YYYYYρ (1.16)

Kısmi otokorelasyonlar, otokorelasyon fonksiyonunun değerinden yararlanılarak

aşağıdaki formülle hesaplanır.

∑−

=−

=−−

Φ−

Φ−=Φ 1

1,1

1

1,1

,1

,

k

jjjk

k

jjkjkk

kk

ρ

ρρ , ,...5,4,3=k (1.17)

jkkkkjkkj −−− ΦΦ−Φ=Φ ,1,1 1,...,2,1 −= kj için

1.9.2. Portmanteau Testleri: Q-İstatistikleri

1.9.2.1. Box-Pierce İstatistiği (Q İstatistiği)

Box ve Pierce örneklem otokorelasyonlarını kullanarak Q istatistiğini

geliştirmişlerdir.

∑∑==

==k

jj

k

jj rTTQ

1

2

1

2ρ) (1.18)

2 Akdi, Yılmaz (2003), Zaman Serileri Analizi, Bıçaklar Kitabevi, No:2, Ankara

Page 26: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

12

veya

[ ]2

1

)(∑=

=k

jjACFTQ (1.19)

Bu istatistik ile otokorelasyon katsayılarının anlamlı bir şekilde sıfırdan faklı

olup olmadığı test edilmektedir. :0H 0=jρ boş hipotezi otokorelasyon katsayılarının

sıfır olduğunu başka bir ifade ile otokorelasyonun olmadığı durumu ifade eder.

Hesaplanan test istatistiği k serbestlik dereceli 2χ tablo değerini aşarsa boş hipotez

reddedilir.

1.9.2.2. Ljung-Box Q İstatistiği (LB-Q İstatistiği)

Q istatistiği büyük örneklemlerde bile zayıf bir test olarak eleştirilmiştir. Bu

eleştiri üzerine Ljung-Box tarafından LB-Q istatistiği geliştirilmiştir. Bu istatistiğin

küçük örneklemlerde, Q istatistiğine göre daha iyi sonuç verdiği gözlenmiştir.

( ) ( ) [ ]∑∑== −

+=−

+=k

j

k

j

j

jTjACFTT

jTr

TTLB1

2

1

2 )(22 (1.20)

İstatistiksel olarak anlamlı otokorelasyon ve kısmi otokorelasyonların varlığı

serinin durağan dışılığını ima eder.

Örneklem otokorelasyonlarının, kısmı korelasyonların ve Q istatistiklerinin

serinin özelliğine göre yaklaşık olarak seçilen k sayıda gecikmeye göre işaretlenerek

çizilen seri grafiği korelogram olarak adlandırılır. Korelogram, serinin durağanlığı ile

ilgili önsel bir bilgi verir.

1.9.2.3. Durağanlığın Birim Kökle Sınanması

Birim kök testleri, gözlenen seride birim kökün varlığını incelenmesinde diğer

bir ifade ile serinin durağanlığının araştırılmasında yaygın olarak kullanılmaktadırlar.

Bir serinin birim kök içermesi, söz konusu serinin durağan olmadığını ifade eder.

Birinci dereceden otoregresif bir model aşağıdaki gibi yazılırsa;

ttt yy εα += −1 (1.21)

Page 27: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

13

Burada tε saf rastsal bir hata terimini göstermektedir. Bu veri üretme sürecinin

durağan olması için, 1<α olması gerekir. Eğer 1=α bulunursa birim kök sorunu

ortaya çıkmaktadır. Bu durumda denklemdeki ilişki rastsal yürüyüş sürecine

dönüşecektir.

ttt yy ε+= −1 (1.22)

Bu ilişki, bir önceki dönem değişkenin değerinin ve maruz kaldığı şokun

sistemde kalıcı olduğunu ifade etmektedir. Bu sonuç bütün dönemler için geçerli

olduğundan, daha önceki şokların da değişkenin bu dönemdeki değeri üzerinde etkisinin

sürdüğünü gösterir. Bu şokların kalıcı niteliğe sahip olması, serinin durağan olmadığı ve

serideki trendin stokastik olduğu anlamına gelmektedir. (Tarı, 2006).

Durağan ve durağan olmayan zaman serileri tartışıldığında, sahte regresyon

probleminden kaçınmak için, birim kökün varlığının test edilmesi gerekir (Harris,

1995).

Page 28: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

14

İKİNCİ BÖLÜM

BİRİM KÖK KAVRAMI VE BİRİM KÖK TESTLERİ

Bir iktisadi zaman serisini tanımlayan stokastik sürecin, birim kök süreci olup

olmadığı, ekonomistler için ekonometrik bir sorundan fazlasını ifade eder. İktisadi teori

açısından birim kök varlığının testi, iktisadi denge analizi ile yakından ilişkilidir. Denge,

değişme eğiliminin olmadığı bir durumu ifade ettiğinden, denge ilişkisinin istatistiksel

tanımı durağanlık anlamına gelmektedir. Birim kök kavramı ve testleri durağanlığı

sınanmasında yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir. Zaman serisinin birim kök içerip

içermediğine bakılarak serinin durağanlığı test edilir (Çabuk ve Balcılar, 1998).

Uygulama da pek çok birim kök testi mevcuttur. Birim kök sınamasına yönelik

ilk formel test Dickey ve Fuller (1979, 1981) tarafından geliştirilmiştir.

2.1. Dickey ve Fuller (1979) Testi

Literatürde en çok kullanılan birim kök testi Dickey-Fuller (1979) tarafından

geliştirilen ve parametrelerin en küçük kareler tahmin edicisinin dağılımına dayanan

birim kök testidir.

ttt eYY += −1ρ (2.1)

(2.1) ile verilen otoregresif süreçte, te sıfır ortalama ve 2σ varyanslı, bağımsız

normal rastsal değişkenlerin bir dizisidir ( te ̴ ),0( 2σNID ). Aşağıda ifade edilen ρ ’nun

regresyon tahmin edicisinin özellikleri ρ = 1± varsayımı altında elde edilmiştir (Dickey

ve Fuller,1979)

$ .ρ =

=−

=

∑ ∑y y yt tt

T

tt

T

11

12

1

1

Standart Dickey-Fuller (DF) testi hata terimlerinin bağımsız ve aynı dağılıma

sahip oldukları varsayıma dayanır. DF testi, AR(1) sürecinin (sabit terim varken ya da

yokken) birim köke sahip olup olmadığını test etmektedir.

tY ’nin durağanlığının araştırılmasında kurulacak hipotez testleri aşağıdaki gibi

olacaktır;

Page 29: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

15

1:0 ≥ρH (durağan dışılık için)

1:0 <ρH (durağanlık için)

1<ρ ise, zaman serisi tY ; ∞→t iken, durağan bir zaman serisine yakınsar.

Eğer 1=ρ ise zaman serisi durağan değildir ve tY ’nin varyansı 2.σt ’dir. Böyle bir

durumda seriye rastsal yürüyüş süreci denir. 1>ρ olduğunda ise zaman serisi yine

durağan olmayacaktır ve serinin varyansı zamanla üstsel olarak artacaktır. (DF, 1979)

Dickey ve Fuller 1979 çalışmalarında aşağıda verilen üç genel model için kritik

τ değerlerini hesaplayarak tablolaştırmışlardır.

ttt eYY += −1ρ (2.2)

ttt eYY ++= −1ρµ (2.3)

ttt eYtY +++= −1ρβµ (2.4)

Üç modelde de başlangıç değeri, 00 =Y olarak alınmıştır.

Verilen bu eşitliklerin iki tarafından da 1−tY çıkartıldığında, bu modellere eşdeğer

olan fark denklemleri elde edilecektir.

ttt eYY +=∆ −1δ (2.5)

ttt eYY ++=∆ −1δα (2.6)

ttt eYtY +++=∆ −1δβα (2.7)

Burada ∆ fark alma operatörüdür. 1−= ρδ ’ dir ve 1=ρ hipotezinin test

edilmesi 0=δ hipotezinin test edilmesi ile aynıdır.

Hipotez sınaması için kullanılan t testi, τ testidir. τ istatistiğinin kritik değerleri

t’den daha büyük varyanslı olup, Monte Carlo simülasyonları ile ile Dickey ve Fuller

(1979) tarafından tablolaştırılmıştır. Bu kritik değerler daha sonra MacKinnon (1991)

tarafından genişletilmiştir.

Page 30: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

16

Seride kaymanın ya da trendin varlığı test istatistiğinin dağılımını

etkilediğinden, her bir model için farklı kritik değerler hesaplanmıştır.

Model (2.5) saf rastsal yürüyüş sürecidir. 1=ρ olduğunda model saf rastsal te

dizisine eşit durağan bir model olacaktır. Kesme terimi ve trendin olmadığı bu modelin

sınanması için kullanılan test istatistiği τ istatistiğidir. Model (2.6) ise seride kayma

teriminin olduğu fakat deterministik trendin olmadığı modeldir. Bu model için µτ test

istatistiği kullanılır. Model (2.7) seride hem kayma teriminin hem de trendin olduğu

modeldir. Bu model için ττ istatistiği kullanılır. τ , µτ ve ττ istatistiklerinin hepsi

0=δ hipotezini test etmek için kullanılmaktadır.

0:0 ≥δH (durağan dışılık için)

0:0 <δH (durağanlık için)

Hesaplanan t istatistikleri Dickey ve Fuller tarafından hesaplanan kritik

değerlerle karşılaştırılarak serinin birim kök içerip içermediğine karar verilir.

Hesaplanan değerler DF kritik değerlerinden mutlak değerce küçük ise 0H hipotezi

reddedilemeyecektir ve seride birim kökün varlığı kabul edilecektir.

Dickey-Fuller (1979) çalışmalarında tau (τ ) istatistiğini Box-Pierce Q istatistiği

ile karşılaştırmışlardır ve geliştirdikleri testin Q testine göre daha güçlü olduğunu

göstermişlerdir. (Dickey ve Fuller, 1979)

2.2. Genelleştirilmiş (Augmented) Dickey - Fuller (ADF) Testi

DF (1979) testinde bütün zaman serileri birinci dereceden otoregresif süreçlerle

ifade edilmiştir; ancak daha yüksek dereceden otoregresif süreçlerin test edilmesinde de

DF testlerinin kullanılması mümkündür (Enders,1995).

tY gibi bir zaman serisi AR(p) süreci izlerken, AR(1) süreci olarak ele

alındığında, tY ’nin dinamik yapısının yanlış tanımlanmasından dolayı hata terimi

otokorelasyonlu olacaktır. Otokorelasyonlu hata terimi, hata teriminin saf rastsal olduğu

varsayımına dayanan DF dağılımının kullanımını geçersiz kılar. (Harris,32).

Page 31: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

17

Dickey ve Fuller (1981), bu sorunu aşmak için bağımlı değişkenin hata

terimlerinin eşitliğin sağ tarafında yer alacağı bir test önermişlerdir.

DF testinde dikkate alınan üç model kalıbı, bağımlı değişkenin gecikmeli

değerleri modele dâhil edilerek, genelleştirilmiş Dickey Fuller (ADF) regresyonları

aşağıda verilen denklemlerdeki gibi yazılır.

t

k

jjtjtt eYYY ∑

=+−− +∆+=∆

211 δδ (2.8)

t

k

jjtjtt eYYY ∑

=+−− +∆++=∆

211 δδα (2.9)

t

k

jjtjtt eYYtY ∑

=+−− +∆+++=∆

211 δδβα (2.10)

Ele alınan regresyonlarda 0=δ olup olmadığı sınanır. ADF regresyonlarında

birim kökün varlığı, DF testi için hesaplanan kritik değerlerle test edilir. Yine DF

testinde olduğu gibi uygun test istatistiği, regresyon denkleminin içerdiği deterministik

bileşenlere dayanır. (Enders, 1995).

ADF testinin kullanımındaki temel sorun gecikme uzunluğunun seçimidir. ADF

testinin gücü ve boyut özellikleri modele dahil edilen gecikme sayısına oldukça

duyarlıdır. Burada amaç otokorelasyonu ortadan kaldıracak kadar hata terimini modele

dâhil etmektir. Otoregresif süreçlerde uygun gecikme sayısının belirlenmesinde

kullanılan pek çok yöntem bulunmaktadır. Akaike Bilgi Kriteri (AIC), Schwart Kriteri

(SC), Hannan Quin (HQ) ve bu üç kriterin düzeltilmiş formları bu kriterlerden

bazılarıdır. Uygulamada yaygın olarak, AIC ve SC bilgi kriterleri kullanılmaktadır.

Uygun gecikmenin belirlenmesi için, AIC ve SC bilgi kriterlerinin minimum değere

sahip olması gerekmektedir. Seçilen gecikmenin gereğinden büyük olması tahminlerin

eğimli olmasına yol açacaktır. Uygun gecikmenin belirlenmesi oldukça önemlidir.

AIC ve SC yöntemleri genelde k gecikme sayısını çok küçük seçmeye

meyillidirler bu da birim kök testlerinin iyi boyut özelliklerine sahip olmasını

engellemektedir. Diğer bir ifade ile bu durum testlerde boyut çarpıklığına yol

açmaktadır.

Page 32: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

18

2.3. Dickey ve Fuller 1981 Testi

Dickey ve Fuller (1981) test yaklaşımı, seriye hakim sürecin trend durağan mı,

fark durağan mı olduğu konusunda bilgi verir. Böyle bir bilgi iktisadi şokların etkisini

belirlemek açısından önemlidir. Trend durağan süreçlerde şokların etkisi geçici bir

özelliğe sahipken, fark durağan bir süreçte şokların etkisi sürekli bir etkiye sahip

olmakta ve ortalamaya dönme eğilimi olmamaktadır. (Aktan, 2007)

Dickey ve Fuller (1981), δβα ve, parametrelerinin birleşik hipotezlerini

test etmek için 321 , φφφ ve olarak adlandırılan üç F istatistiği önermişlerdir. (2.8)

veya (2.9)’de 0== αδ boş hipotezi 1φ istatistiği kullanılarak test edilir. (2.7) veya

(2.10)’nun tahmininde, 0=== δβα ‘nin birleşik hipotezi için 2φ istatistiği kullanılır.

(2.7) ve (2.10)’da 0== δβ boş hipotezi için 3φ istatistiği kullanılır. (Enders, 1995).

[ ] [ ][ ][ ] )/(

/kTRSS

rRSSRSS

edunrestrict

edunrestrictrestrictedi −

−=φ 3

Hesaplanan test istatistiği Dickey ve Fuller(1981) tarafından hesaplanan kritik

değerlerle karşılaştırılır. (2.7) ve (2.10) numaralı denklemlerde, boş hipotezin

reddedilmesi durumunda, serinin trend durağan süreç izlediği, boş hipotezin

reddedilememesi durumunda ise kısıtın geçerli olduğu ve serinin fark durağan süreç

izlediği söylenecektir. Serinin bu şekilde fark durağan ya da trend durağan süreç izlediği

tespit edildikten sonra trendden arındırma ya da fark alma işlemlerine başvurulacaktır.

Bu bölümde, bu aşamaya kadar DF test stratejisi üzerinde durulmuştur. Ancak

DF testleri, hata terimlerinin bağımsız sabit bir varyansa sahip olduğunu varsayar.

Bundan dolayı gerçek veri üretme süreci bilinmediğinden bu durum dört önemli

probleme yol açar. Bunlar:

3 [ ]restrictedRSS ve [ ]edunrestrictRSS ; kısıtlı ve kısıtsız modellerden elde edilen hata kareleri toplamıdır. r; kısıt sayısı, T; kullanılabilir gözlem sayısı, k; kısıtsız modelde tahmin edilen parametre sayısını ifade etmektedir. (T-k kısıtsız modelin serbestlik derecesidir).

Page 33: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

19

i) Gerçek veri süreci otoregresif ve hareketli ortalama bileşenlerinin her

ikisini bünyesinde bulunduruyor olabilir. Hareketli ortalama teriminin

derecesi bilinmiyorsa testin nasıl yürütüleceğine dair sorunlar ortaya çıkar.

ii) Tahmin edilen eşitlikte AR mertebesi bilinmiyorsa δ ’nin değeri ve

standart hatası tam olarak tahmin edilemez. Bu durumda gecikme

uzunluğunun seçimi önemlidir.

iii) Diğer bir sorun ise DF testlerinin sadece tek bir birim kökü ele almalarıdır.

Ancak p. derece bir otoregresyon modeli p tane karakteristik kök içerir.

pm ≤ birim kök varsa, durağanlığı sağlamak için m defa fark alınması

gerekecektir.

iv) Dördüncü problem ise modelin bir sabit ve / veya zaman trendini içerip

içermediğidir. (Enders,226)

2.4. Phillips & Perron (1988) Testi

DF testlerinin dağılım teorisi hataların istatistiksel olarak bağımsız ve sabit

varyansa sahip olduklarını varsaymaktadır. Bu nedenle bu testler kullanıldığında

hataların korelasyonsuz ve sabit varyansa sahip olunduğundan emin olunmalıdır.

Ampirik ekonometrik çalışmaların çoğunda bağımsızlık ve sabit varyans varsayımları

hatalarla ilgili oldukça güçlü varsayımlar olarak nitelenir. Nitekim rastsal yürüyüş

süreci olarak karakterize edilebilen zaman serilerinde bu varsayımların yanlış olduğuna

inanılması için iktisadi teoriden gelen oldukça iyi nedenler vardır. (Phillips, 1987)

Phillips ve Perron (1988) , birim kökün varlığını test etmek için, bu varsayımlara

dayanmayan alternatif bir birim kök testi geliştirmişlerdir. Phillips ve Perron

geliştirdikleri bu testle oldukça genel, zayıf bağımlı ve benzer dağılmayan kalıntılara

(innovation) izin veren birleşik t istatistik regresyonu ve EKK tahmin edicileri için

asimptotik bir teori sağlamışlardır (Phillips 1987).

Phillips-Perron testi ADF testinin bir dönüşümüdür ve bu dönüşüm sorunlu

parametrenin bağımlılığını asimptotik olarak ortadan kaldırır. Bunu yaparken

parametrik olmayan bir yöntem kullanır. Phillips-Perron yaklaşımında Dickey-Fuller

prosedüründeki regresyon eşitliklerine değil, sadece test istatistiğine bir dönüşüm

yapılmıştır (Çabuk, Balcılar, 1998).

Page 34: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

20

tu bazı koşulları sağladığında, geçici bağımlı ve otokorelasyonlu bir tu

sürecine izin verecektir. Bu koşullar altında tu , sonlu dereceden ARIMA modelleri gibi

olası veri yaratma mekanizmalarının çok geniş bir çeşidini içerir. (Pihillips ve Perron,

1988)

Phillips (1987a) ve Phillips ve Perron (1998), Dickey-Fuller EKK regresyon

denklemlerini ele almışlardır;

,1 ttt uyy += −α (2.11)

,ˆˆˆ 1 ttt uyy ++= −αµ (2.12)

,~~)21(~~

1 ttt uyTty ++−+= −αβµ (2.13)

Denklem (2.11) için veri yaratma süreci

,...)2,1(1 =+= − tuyy ttt α (2.14)

.1=α (2.15)

Denklem (2.14) ile verilen veri yaratma sürecini dikkate alarak denklem (2.15)

ile verilen boş hipotez altında, regresyon katsayılarının sınırlayıcı dağılımları ve

bunların t istatistikleri ile ilgilenilmiştir. Denklem (2.12) ve (2.13)’de sıfır olmayan bir

kayma terimi )0( ≠µ modele dahil edildiğinde, α~ , α̂ katsayıları ve t istatistiği

değişmediğinden, (2.14) ile verilen veri yaratma süreci denklem (2.16) ile gösterilebilir

(Phillips ve Perron,1988).

Böylece denklem (2.12) ve denklem (2.13) için veri yaratma süreci aşağıdaki

gibidir,

,...)2,1(1 =++= − tuyy ttt αµ (2.16)

Yenileşim süreci tu bağımsız ve benzer dağıldığında 22uσσ = sağlanır. tu bu

şekilde bir dağılıma sahip değilse, bu eşitlik sağlanamayacaktır. Yukarıda verilen

regresyon katsayıları ve bunların birleşik t istatistiğinin dağılımı 2uσ ve 2σ sorunlu

parametrelerine dayanır. Bu parametreler genelde bilinmeyen parametrelerdir, ancak

Page 35: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

21

tutarlı bir şekilde tahmin edilebilirler. Bu tahminler, dağılımları 2uσ ve 2σ ’den

bağımsız olan dönüştürülmüş testlerin oluşturulmasında kullanılabilir. 2σ ’nin tutarlı

tahmin edicisi 2Tlσ (2.18) de verilmiştir.

∑=

−=T

ttu uT

1

212σ (2.17)

∑∑+=

−=

−− +=T

ttt

l

ltTl uuwTuT11

1212 2τ

ττ

τσ ; 1

1+

−=l

w ττ , (2.18)

Sorunlu parametrelerin bağımlılığını asimptotik olarak ortadan kaldıran

dönüştürülmüş test istatistikleri model (2.11), (2.12) ve (2.13) için aşağıdaki gibi

verilmiştir.

( ) ( ) ( )12/1

1

21

222

1

2

21

222

)2/1(/

)(21)1(

=−

−−

−−=

−−−=

T

ttTlu

T

tTl

uTttZ

yTTZ

σσσσ

σσα

αα

α

(2.11a)

( ) ( ) ( ) ,ˆˆˆ)2/1(ˆ/ˆ

)ˆˆ(21)1ˆ(

12/1

1

21

222ˆˆ

1

2

21

222ˆ

=−

−−

−−=

−−−=

T

ttTlu

T

tTl

uTttZ

yTTZ

σσσσ

σσα

αα

α

(2.12b)

( ) ( ) ( ) ,~~~)2/1(~/~

)~~(21)1~(

12/1

1

21

222~~

1

2

21

222~

=−

−−

−−=

−−−=

T

ttTlu

T

tTl

uTttZ

yTTZ

σσσσ

σσα

αα

α

(2.13c)

Phillips ve Perron tarafından geliştirilen bu test istatistiğinin limit dağılımı, DF

istatistiklerinin limit dağılımı ile aynıdır. Bu nedenle DF tabloları PP istatistikleri için

de kullanılmaktadır.

Phillips ve Perron’un önerdiği, Z testi olarak adlandırılan bu metot, pozitif

hareketli ortalama bileşenleri içeren zaman serisi modellerinde daha avantajlıdır ve

diğer testlere göre daha yüksek bir güce sahiptir. Bu bağlamda DF ve SD prosedürlerine

Page 36: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

22

bir alternatif sunmaktadır. Ancak negatif hareketli ortalama bileşenlerinin olduğu

modellerde testin kullanımı boyut çarpıklığına neden olmaktadır ve kullanımı

önerilmemektedir (Phillips ve Perron, 1988).

2.5. KPSS (1992) Testi

ADF testi genelde düşük güç özelliklerine sahip bir test olarak gösterilmektedir.

Schwert (1989) monte carlo araştırmasıyla ADF testinin düşük güce sahip olduğunu ve

gecikme uzunluğu seçimine çok duyarlı olduğunu ortaya koymuştur. Buna karşılık

KPSS testi iyi güç özellilerine sahiptir. Bu yaklaşım, ADF test metodolojisini tersine

çevirerek durağan dışılık alternatife kaşın durağanlık boş hipotezi altında bir test

istatistiği oluşturmuştur. KPSS testinde boş hipotez durağanlık anlamına gelmektedir.

(Çabuk, Balcılar, u-root).

tY durağanlığı araştırılmak istenen gözlenmiş seridir. Seri, durağan hata, rastsal

yürüyüş ve bir deterministik trendin toplamı içinde ayrıştırılır.

ttrtY εξ ++=t (2.19)

ttt urr += −1 (2.20)

tr modelin rastsal yürüyüş, t deterministik trendi, tε ise durağan hataları ve tu

IID ),0( 2σ göstermektedir. durağanlık hipotezi 02 =uσ ’dır. tε durağan varsayıldığı

için tY boş hipotez altında trend durağandır.

KPSS testinde, durağan hatalar üzerinde çok genel koşullar altında asimptotik

bir dağılım türetilmiştir ve bu çok genel koşullar altında asimptotik olarak geçerli olan

LM istatistiğinin dönüştürülmüş versiyonu önerilmiştir (KPSS,1992) .

te , Tt ,...,3,2,1= , sabit ve trend içeren y’nin regresyonundan elde edilen

kalıntılardır. 2εσ bu regresyondan elde edilen hata varyansının tahminidir. Kalıntıların

kısmi süreç toplamı (2.21) ile tanımlanmıştır;

∑=

=T

tttS

1ε Tt ,...,3,2,1= (2.21)

Bu teste ilişkin LM istatistiği aşağıdaki şekilde hesaplanmaktadır,

Page 37: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

23

2

1

2 / εσ∑=

=T

ttSLM (2.22)

Bu yaklaşıma LM istatistiğinin asimptotik dağılımına dayanır. LM istatistiği,

hataların ( te ̴ ),0( 2σNID olduğu varsayıma dayalı olarak türetilmiştir. Ancak

durağanlık testlerinin uygulandığı zaman serileri, zaman içinde yüksek derece bağımlı

olduklarından, boş hipotez altında bu varsayım gerçekçi değildir. Bu nedenle geçici

bağımlılığa izin veren, Phillips(1987) ve Phillips&Perron (1988)’nun da kullandığı 2σ ’nin tutarlı tahmin edicisi )(2 ls hesaplanır.

∑∑+=

−=

−− +=T

ststt

l

st eeswTeTs

11

1212 ),(2)( ll (2.23)

)(2 ls tahmincisinin tutarlılığını sağlamak için kesme gecikme parametresinin

(lag truncation parameter), ( l ), ∞→T iken, ∞→l olması gereklidir. )( 2/1to=l

oranı, hem trend durağan hem de seviyede durağan boş hipotezleri için tatmin edici

olacaktır.

Her iki boş hipotezde de LM istatistiğinin paydası 2εσ ’dir. Hataların bağımsız ve

benzer dağılıma sahip olmaması durumunda ise 2εσ yerine 2σ ’nin tutarlı tahmin

edicisinin (2.23) kullanılması daha uygun olacaktır. Bunun için test istatistiğinin

paydası 2−T ile normalleştirilir.

∑=

−=T

tt sST

1

222^

)(/ lµη (2.24)

Verilen denklem ortalama durağanlığın sınanmasını olanak verir. Ortalama

durağan durumda (2.19) ile verilen denklemde ξ sıfır olarak alınır, böylece te , y’nin

sadece sabit üzerine regresyonundan elde edilen kalıntılardır. µ indisi Y regresyonunda

bir trend değil sadece ortalama bulunacağını ifade eder. Trend durağanlık için test

istatistiğinin oluşturulması seviyede durağanlık durumuna benzerdir. Y serisinde hem

sabit hem de trend bulunabilir. Bu durumda, te Y ’nin hem sabit hem de trend üzerine

regresyonundan elde edilen kalıntılardır. (2.24) ile verilen test istatistiği τ indisi ile

gösterilir (KPPS, 1992).

Page 38: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

24

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

YAPISAL DEĞİŞİKLİK VE BİRİM KÖK TESTLERİ

İkinci bölümde incelenen ve uygulamada yaygın olarak kullanılan birim kök

testleri ilgili dönemlerde yapısal kırılma ya da kırılmaların varlığını dikkate almadığı

için eleştirilmiştir. Bu bölümde bu eleştiri dikkate alınarak yapısal değişiklik ve yapısal

değişikliğin söz konusu olduğu durumlarda uygulanan birim kök testleri incelenmiştir

Bir zaman serisi değişkeni, analiz döneminin çeşitli alt bölümlerinde

deterministik trend etrafında durağan bir özelliğe sahip olabilir. Bu alt dönemler, sabit

terimde ve/veya eğim parametresindeki yapısal değişikliklerden etkilenebilir. Bu

değişiklikler dikkate alınmadan birim kök testi uygulamak yanlış sonuçlar verebilir ve

testin gücünü azaltır. Yapısal değişim genelde regresyon parametrelerindeki değişmeler

olarak yorumlanır. (Yurdagül, 2001).

Yapısal değişim trend fonksiyonundaki bir kayma olarak da adlandırılır. Savaş,

barış, politika değişimleri, ekonomik krizler gibi pek çok nedenden dolayı serilerde

meydana gelen yapısal kırılmalar stokastik bir sürecin durağan olup olmadığının

belirlenmesini zorlaştırır. Serilerdeki yapısal değişiklikler klasik regresyon

varsayımlarından homojenliğin sağlanamamasına neden olur. Bir değişkene ait zaman

serisinin alt dönemlerindeki yapısal değişiklikler, serinin durağanlık özelliğini

bozacağından, böyle bir serinin klasik birim kök testleri ile analiz edilmesi doğal olarak

yanıltıcı sonuçlar verecektir. Böyle bir durumda, aslında birim köke sahip olmayan bir

serinin yanlış olarak birim kök içerdiği şeklinde bir sonuç elde edilecektir. Güvenilir

regresyon sonuçları elde etmek için, serilerdeki yapısal değişikliğin dikkate alınması

gerekmektedir.

Yapısal değişiklik durumda geçerli olan birim kök test yaklaşımı ilk defa Peron

(1989) tarafından ortaya atılmıştır. Peron (1989) çalışmasında kırılma noktasının dışsal

olarak belirlendiği ve zaman serisinde önsel olarak tarihi bilinen tek bir kırılmaya izin

veren bir test yöntemi geliştirmiştir. Peron (1989)’un dışsallık varsayımına ilk eleştiri

Christiano (1992) tarafından getirilmiştir. Christiano kırılma tarihlerinin içsel olarak

belirlendiği bir test yöntemi önermiştir. Christiano (1992) çalışmasını izleyen ve yapısal

Page 39: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

25

değişime izin veren birçok çalışmada Peron (1989) yaklaşımdaki dışsallık varsayımı

eleştirilmiş ve içsel kırılmalı birim kök testleri önerilmiştir.

3.1. Perron (1989) Testi

Perron (1989), Nelson ve Plosser (1982) çalışmasından hareket ederek aynı veri

setini yapısal kırılmaları dikkate alarak incelemiştir. Perron(1989) çalışmasında trend

fonksiyonunda bir kerelik bir kırılmaya izin verildiğinde, Nelson ve Plosser (1982)

tarafından tahmin edilen ve birim kök boş hipotezini reddedilmediği onüç

makroekonomik serinin onu için birim kök boş hipotezini reddedileceğini göstermiştir.

Perron (1989), serilerindeki yapısal kırılma dikkate alınmadan birim kök analizi

yapıldığında, aslında deterministik bir trend içeren çoğu iktisadi ve finansal zaman

serisinin yanlış olarak stokastik trende sahipmiş gibi göründüğünü ileri sürmüştür.

Perron (1989), değişkenler üzerinde sadece iki şokun kalıcı etkiye sahip

olduğunu ve bu iki şokun farklı şekillerde serileri etkilediğini ifade etmiştir. Şoklardan

biri 1929 büyük bunalımı, diğeri 1973 petrol fiyatı şokudur. Peron (1989), 1929

buhranının çoğu değişkenin ortalamasında ani bir düşüşe neden olurken, 1973’teki

petrol şokunun, ise trendin eğiminde bir değişiklik yaratarak, büyümede bir

yavaşlamaya neden olduğu yönünde sonuçlar elde etmiştir. Böylece 1929’dan sonra

trend fonksiyonun sabitinde ve 1973’ten sonra trend fonksiyonunun eğiminde tek bir

değişime izin verildiğinde, çoğu makroekonomik değişkenin trend-durağan bir süreç

izlediğini göstermiştir. Burada trend fonksiyonundaki değişim zamanı, rastsal olarak

tahmin edilen bir değişken olarak değil, sabit olarak ele alınmıştır. Yani, kırılma noktası

bilinmektedir.

Peron (1989), analizini mümkün olduğu kadar önceki analizlerle benzer tutmak

için, tek değişkenli zaman serilerinde, bir birim kökün varlığını test etmede, Nelson ve

Plosser (1982) tarafından da kullanılan, Dickey-Fuller test metodolojisinin bir uzantısını

uygulamıştır.

Peron (1989)’nun çalışmasında { }Tty 1 gibi bir zaman serisi, boş hipotez altında

birim kök süreciyle karakterize edilen bir gerçekleşme olarak ele alınmaktadır. Bununla

birlikte bu yaklaşım seride ( )TTT BB <<1 zamanında meydana gelen bir tek değişime

izin verecek şekilde genelleştirilmiştir.

Page 40: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

26

Perron, boş hipotez altında üç farklı model tanımlamıştır. İlk model “Crash

Model” olarak ifade edilmiştir. Bu model serinin düzeyinde dışsal bir değişime izin

vermektedir. “Changing Growth Model” olarak tanımlanan ikinci model ise büyüme

oranında, yani trend fonksiyonun eğiminde tek zamanlı bir kırılmaya izin vermektedir.

Üçüncü model ise hem serinin düzeyinde hem de eğiminde bir değişikliğe izin

vermektedir. (Perron,1989)

Modeller farklı olsa da tüm modellerde boş hipotez fark durağan süreci,

alternatif hipotez ise, trend durağan süreci ifade etmektedir.

Boş hipotez altında A, B ve C modelleri aşağıdaki gibi ifade edilmiştir:

Model (A) ,)( 1 tttt eyTBdDy +++= −µ

Model (B) ,)( 1121 tttt eyDUy ++−+= −µµµ

Model (C) ,)()( 1121 ttttt eyDUTBdDy ++−++= −µµµ

Tüm modellerde ( )TTT BB <<1 kırılma dönemini, başka bir ifade ile trend

fonksiyonunun parametrelerindeki değişim periyodunu göstermektedir.

Ayrıca modellerde ifade edilen kukla değişkenler aşağıdaki gibi oluşturulmuştur.

+=

=..0

11)(

ddTteger

TBD Bt

>

=ddTteger

DU Bt .0

1

( ).,0N~,)()( 2σttt vvLBeLA =

)(LA ve )(LB , L gecikme operatöründe p. ve q. sıra polinomlardır. Yenileşim

serisi { }te , p. ve q. sıradan bir ),( qpARMA süreci olup, p ve q bilinmemektedir. Bu

önerme ty serisinin oldukça genel bir süreci temsil etmesine olanak tanımaktadır.

Page 41: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

27

Perron (1989) çalışmasında, ty serisinin zamanla değişmeyen parametrelerle

deterministik bir trend etrafında durağan bir seri olduğu alternatif hipotez yerine,

aşağıdaki üç alternatif modeli analiz etmiştir.

Model (A) ttt eDUty +−++= )( 121 µµβµ

Model (B) ,)( *121 ttt eDTty +−++= βββµ

Model (C) tttt eDTDUty +−+−++= )()( 121211 ββµµβµ

>−

=..0

*

ddTtegerTt

DT BBt

>

=ddTtegert

DT Bt .0

Perron (1998) çalışmasında Model (A), “Crash Model”ini tanımlamaktadır.

Burada birim kök boş hipotezi, kırılma zamanında bir değerini alan kukla değişkenle

karakterize edilmiştir. Trend durağan bir sistemin, alternatif hipotezi altında, model (A)

trend fonksiyonun sabitinde tek bir zaman değişikliğine izin vermektedir. Ampirik

çalışmalarda, kırılma zamanı, BT , 1929 olarak alınmıştır ve 12 µµ < ’dir. )( 12 µµ − farklı kırılma zamanında serinin sabitinde meydana gelen değişimi ifade eder. Boş

hipotez altında, Model (A), kayma parametresi µ ’nün, 1µ ’den 2µ ’e değiştiğini ifade

eder. Model (B), değişen büyüme modelidir (Changing Growth Model). Boş hipotez

altında, izin verilen kırılma zamanında, seviyede ani bir değişime neden olmadan,

sadece trend fonksiyonun eğiminde bir değişime izin vermektedir. B modelinde, BT ,

1973 yılının ilk çeyreği olarak bilinmektedir. 12 ββ < ’dir ve petrol şokundan sonra

büyümedeki yavaşlamayı yansıtmaktadır. )( 12 ββ − kırılma zamanında trend

fonksiyonun eğimindeki değişimin miktarıdır. Model (C) ise Model (A) ve Model (B)

ile açıklanan iki etkiye olanak tanımaktadır. Serinin düzeyinde meydana gelen ani

değişimi farklı bir büyüme patikası izlemektedir. Böylece trend fonksiyonunun hem

düzeyinde hem de eğiminde bir değişime izin verilmektedir (Perron, 1989).

Page 42: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

28

Modellerde, D(TB), DU ve DT* kukla değişkenleri kullanılmıştır. D(TB) “pulse

dummy” olarak adlandırılır. Kırılma olan dönemden bir sonraki dönem için “1”, diğer

dönemler için “0” değerini alır. DU “kesim noktası kuklası”dır ve kırılma dönemine

kadar “0”, diğer dönemlerde ise “1” değerini alır. Eğim kuklası DT*, kırılma

döneminden sonraki dönemler için, trendin eğiminde artan bir görünüm olduğunda

1,2,3,…,T değerlerini, diğer durumlarda “0” değerini alır (Aktan, H., 2007).

∑=

−− +∆+++=k

ititittt eycyy

11

~~~~~ αβµ (3.1)

Perron (1989), seride yapısal kırılma varken, (3.1) gibi, DF tipi bir regresyon

tahmin edildiğinde elde edilen t değerlerinin DF tarafından hesaplanan kritik değerleri

aşamayacağını ve birim kök boş hipotezinin reddedilemeyeceğini göstermiştir. DF tipi

regresyonun tüm örneklem tahmin sonuçlarında, α bire yakın bir değer almıştır. Veri

seti 1929 öncesi ve sonrası olarak iki kısma ayrıldığında, elde edilen tahminlerde α ’nın

değeri ciddi bir şekilde düşmektedir. Her ne kadar örneklemin bölünmesi ile α ’nın

değeri düşüş göstermiş olsa da, bu tahminler birim kök boş hipotezini reddedecek güçte

değillerdir. Bunun için kırılma noktasının dışsal olarak belirlenmesine izin veren ve tüm

örnekleme dayalı daha güçlü bir testin daha kullanışlı olacağı açıktır.

Verilen bir büyüklükteki kaymayla α ’nın dağılımı üzerinde örneklem

boyutundaki artışın etkisini analiz etmek için α ’nın asimptotik limiti türetilmiştir.

Bunun için, boş hipotez altında Model (A), (B) ve (C) ile üretilen süreçler ele alınmıştır.

Fakat bu süreçler, hatalar { }te üzerinde daha genel koşullara olanak verilemesini

sağlayacak şekilde genişletilmiştir. Kolaylık açısından Phillips (1987) ve Phillips ve

Perron (1988) “mixing type” koşulları kullanılmıştır. Bu koşullar altında te , sonlu

dereceden, ARMA(p,q) modelleri gibi olası veri yaratma mekanizmalarının çok geniş

bir çeşidini içermektedir. Asimptotik teoriyi gerçekleştirmek için kırılma öncesi ve

sonrası örneklemin, toplam örneklem büyüklüğü T ile orantılı artması gerekmektedir.

Bu etki için hem T hem de BT ’nin tamsayı değerleri, bütün T’ler için, TTB λ= olarak

varsayılmıştır )10( << λ .

Perron (1989) çalışmasında, öncelikle Model A, B ve C’ye göre trendden

arındırılmış { }ty serisini ele almıştır. Burada, { }ity~ , (3.1) regresyonundan elde edilen

kalıntılardır.

Page 43: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

29

tDUvetrendizamansabitAi ,:= ,

*,: tDtvetrendizamansabitBi = ,

tt DTveDUtrendizamansabitCi ,,:= .

Aşağıdaki denklemde itα~ , α ’nın en küçük kareler (EKK) tahmin edicisidir.

tit

iit eyy ~~~~

1 += −α (3.2)

Normalleştirilmiş yanlı tahmin edicilerin, )1~( −iT α , ve iα~ ’nin t istatistiğinin

( iit

α~ ) asimptotik dağılımları türetilmiştir. Kırılma noktası, BT nin, tüm örneklem boyutu

T ile aynı orantıda arttığı, TTB λ= olduğu ve T ve BT ’nin tam sayı değerler aldığı

varsayılmıştır. )1~( −iT α , ve ( iit

α~ ), λ parametresinin bir fonksiyonudur. ( 22eσσ = )

olduğunda, λ parametresinin verili değerleri için limit dağılımının yüzde oranları

hesaplanabilir. Kırılma kesri olarak tanımlanan λ , sıfır ve bir arasında değerler

almaktadır. Perron (1989) çalışmasında bu değerler arasında seçilen λ için simülasyon

çalışmaları sonucunda, elde ettiği kritik değerleri tablolaştırmıştır. (Perron,

(1989),Tablo IV, V, VI)

Dağılımın sol kuyruğu dikkate alındığında, testin verilen bir büyüklüğü için, bu

kritik değerler, DF kritik değerlerinden daha geniştir. Bundan dolayı, testin gücünde bir

düşüş olabileceği ifade edilmiştir. Kritik değerler, λ parametresinin değerinden önemli

bir şekilde etkilenmemesine rağmen, maksimum değer (mutlak değerce) λ =0.5 değeri

civarında gerçekleşir (yani örneklemin ortasındaki bir kırılma için). λ sıfır ve bir

değerlerini aldığında, sol kuyrukta, test istatistiğin en küçük değeri (mutlak değerce)

gerçekleşir. λ =0,1 değerlerini aldığında, bu kritik değerlerin DF kritik değerleri ile

benzer olması beklenir.

Perron (1989)’a göre, regresyon (3.2) ve hesaplanan kritik değerler sadece

yenileşim dizisi, te , korelasyonsuz olduğunda geçerlidir. Bu koşulun sağlanmadığı

durumlarda (sorunlu parametrenin bağımlılığını elimine etmek için) iki yaklaşım söz

konusu olacaktır. Bunlardan ilki Phillips (1987) ve Phillips ve Perron (1988) tarafından

önerilen yaklaşımdır. Bu yaklaşım, test istatistiğinde yapılan bir dönüşümle yenileşim

dizisinde zayıf bağımlı ve benzer dağılıma izin veren (test istatistiğine parametrik

Page 44: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

30

olmayan bir dönüşüm ile) bir t istatistiği önermektedir. İkinci yaklaşım ise, Dickey &

Fuller (1979) ve Said & Dickey (1984) tarafından önerilen yaklaşımdır. Bu yaklaşım,

hata terimleri arasındaki otokorelasyonu gidermek için, (3.2)’deki denklemde serinin

birinci farkının gecikmeli değerlerini denkleme regresör olarak ekler.

t

k

j

ijtj

it

iit eycyy ~~~~~~

1.1 ∑

=−− +∆+= α (3.3)

Denklem (3.3)’ te α~ , α ’nın en küçük kareler tahmin edicisidir. Yine, 1=α

boş hipotezi test edilmektedir. k parametresi denkleme eklenen ekstra regresörleri

göstermektedir.

Perron (1989) birim kökün varlığını test etmede, DF test stratejisinin uzantısı

olan bir çatı altında, Model (A), Model (B) ve Model (C)’ye karşılık gelen

regresyonların boş ve alternatif hipotezlerini aşağıdaki gibi kurmuştur.

t

k

iitit

At

AAt

AAt eycyTBDdtDUy ˆˆˆˆ)(ˆˆˆˆ

1.1 ∑

=−− +∆+++++= αβθµ (3.4)

t

k

iitit

Bt

BBt

BBt eycyDTtDUy ˆˆˆˆˆˆˆˆ

1.1

* ∑=

−− +∆+++++= αγβθµ (3.5)

t

k

iitit

Ct

Ct

BCt

CCt eycyTBDdDTtDUy ˆˆˆˆ)(ˆˆˆˆˆ

1.1 ∑

=−− +∆++++++= αγβθµ (3.6)

Birim kök boş hipotezi her modelin gerçek parametreleri üzerinde bazı

kısıtlamalar getirmiştir. Bunlar; Model (A), “Crash Hipotezi”:

;0,0,1 === AAA θβα Model (B), “Breaking slope with no crash”:

;0,0,1 === BBB βγα Model (C), her iki etkiye izin veren model:

0,0,1 === CCC βγα . Trend durağan altenatif hipotez altında 1,, <CBA ααα ;

0,, ≠CBA βββ ve 0,,, ≠CBCA γγθθ olması beklenir. Boş hipotez altında BCA vedd θ, ’nin sıfıra yakın olması beklenirken, alternatif hipotez altında, bu

katsayıların anlamlı bir şekilde sıfırdan farklı olması beklenir.

Aατ ~ , Cατ ~ test istatistiklerinin, (3.4) ve (3.6) denklemlerindeki asimptotik

dağılımları ile, (3.3) deki asimptotik dağılımları aynıdır. (3.5) denkleminde verilen Bατ ~

Page 45: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

31

için böyle bir durum söz konusu değildir. Denklem (3.5) ve denklem (3.6), tek kukla

değişkeni tTBd )( dışında eşit olduğundan, Bατ ~ ’nin asimptotik dağılımı Cατ ~ ’nin

asimptotik dağılımına benzerdir. Model (B) için, birim kök varlığının testinde (3.5)

regresyonunun kullanımı, α üzerindeki t istatistiğinin kritik değerlerinin daha küçük

(mutlak değerce) olduğu denklem (3.3)’den daha düşük bir güce sahiptir. Yine de model

(B) deki gibi trend durağan bir sürece karşı sabit bir değişimle birim kökün varlığını test

etmek mümkündür. Bunun için Perron (1989) kritik değerleri kullanılır.

t

k

iitit

BT

BBBt eycyDTty ˆˆˆˆˆˆˆ

1.1

* ∑=

−− +∆++++= αγβµ (3.7)

(3.7) deki gibi bir denklem verildiğinde, bu denklemde verilen Bατ ~ t

istatistiğinin asimptotik dağılımı ile (3.3) ile verilen denklemin Bατ ~ t istatistik dağılımı

aynıdır. (3.7) de tDU kuklasının yer almaması, boş hipotez altında, sabitte bir değişime

izin verilmediğini ifade eder.

(3.4), (3.5) ve (3.6) denklemlerinde k ekstra regresörü, test istatistiğinin limit

dağılımda, hata terimlerin geçici bağımlılığından kaynaklı sorunlu parametre

bağımlılığını ortadan kaldırmak için eklenmiştir.

k’nın seçimine ilişkin Perron (1989) tarafından önerilen yöntem

kullanılmaktadır. Bu yönteme göre, açıklanan değişkenlerin gecikmeli yapıları

açıklayıcı değişken olarak kullanılan modellerde, gecikme sayısı, yıllık veriler için 8,

üçer aylık veriler için 12 değerinden başlayarak birer birer azaltılarak tahmin edilir. En

son gecikmeli değişkenin tahmin edilen parametresinde karşılık gelen t istatistik değeri

anlamlı oluncaya kadar, bu işleme devam edilir (Yurdakul, F.,2001).

Perron (1989) çalışması ile, serinin ortalamasında, büyüme oranında ya da her

ikisinde, bir defa kırılmaya izin veren, birim kökün varlığını test etmek için, geliştirdiği

test yönteminin uygulaması özetle şu şekilde gerçekleşmektedir:

Uygulamada, öncelikle grafik analiz yönteminden yararlanılarak serinin hangi

modele uygun olduğuna karar verilir ve model oluşturulur. Alternatif hipotez altında

oluşturulan model EKK ile tahmin edilir ve buradan elde edilen kalıntılarla çalışılır. itt ye =ˆ , CBAi ,,= . Sonraki adımda, elde edilen bu kalıntıların birim köke sahip olup

Page 46: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

32

olmadığı test edilir. Tablo kritik değerleri λ yardımı ile bulunur ( )(~ λταi). Karar

aşamasında hesaplanan test istatistiği, kritik tablo değerinden daha negatif ise, boş

hipotez reddedilir. Böylece, serinin kırıklı bir trend etrafında durağan bir özellik taşıdığı

sonucuna ulaşılır, aksi halde seri stokastik bir trende sahiptir (Dilişen, B., 2007).

3.2. Christiano (1992) Testi

Chritiano (1992) yılında yayınlanan makalesinde, kırılma zamanın içsel olarak

belirlendiği bir test yöntemi önermiştir. Christiano (1992) çalışmasını, savaş sonrası

GSMH verilerinin analizi ile sınırlı tutmuştur ve gelirde meydana gelen beklenmedik bir

değişmenin uzun dönem etkilerini incelemiştir.

Christiano (1992), savaş sonrası GSMH’nın serisi üzerinde literatürde fikir

birliği eksikliğini yansıtan boş hipotezi; biri trend etrafında durağan (trend durağan),

diğeri AR(1) (fark durağan) şeklinde ifade edilen iki modelle göstermiştir. Christiano

(1992) çalışmasında, analizde kullanılan modelin trend durağan ya da fark durağan

olmasına göre sonuçların değiştiğini ifade etmiş ve trend durağan gösterimle ifade

edilen çok küçük bir etki ile fark durağan gösterimle ifade edilen çok büyük bir etki

arasında büyük farklılıklar oluştuğunu ortaya koymuştur. Böylece etkinin büyüklüğü ve

serinin uzun dönemdeki seyri arasında bir bağ kurmuştur. Christiano (1992) etkinin

büyüklüğü küçük olduğu zaman makroekonomik dengesizliklerin talep yönlü olacağını,

etkinin büyüklüğü geniş olduğunda ise çoğu makroekonomik dengesizliğin arz yönlü

olacağını ifade etmiştir.

Christiano (1992), savaş sonrası GSMH serisinin trendinde meydana gelen tek

zamanlı bir kırılmanın araştırmacılar tarafından dikkate alınmadığını ve bu nedenle

gelirdeki değişim etkilerinin aşırı abartıldığını ileri sürmüştür. Kısaca tartışma konusu,

trenddeki tek zamanlı bir değişimin kalıcı etkiye sahip olup olmadığıdır. Trenddeki tek

zamanlı bir değişimin kalıcı bir etkiye sahip olduğunu kabul etmeyen ve bunu çeyrek

dönemlik değişiklerle karıştıran araştırmacılar, çeyrek dönemlik değişiklikleri aslında

olduğundan daha kalıcı olarak bulurlar. Savaş öncesi dönemde trendde bir değişime yol

açabilecek olan bir takım büyük olayların varlığından dolayı trend kırığı hipotezi önsel

bir başvuru derecesine sahiptir. Bu büyük olaylara, 1964 yılında yapılan vergi indirimi,

1970’lerin başlarındaki petrol şoku ve 1980’lerdeki finansal düzenlemeler örnek olarak

verilebilir.

Page 47: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

33

Christiano (1992) çalışmasında elde ettiği istatistiksel kanıtlar ile trend kırığının

olmadığı boş hipotezinin terk edilebileceğini göstermiştir. Savaş öncesi dönemin

herhangi bir zamanında her hangi bir kırılma meydana gelmediği hipotezi karşısında

bazı istatistiksel kanıtlar olduğu gösterilmiştir. Christiano (1992) çalışmasında iki

zorluktan söz etmiş ve bu zorlukları detaylandırmıştır.

Christiano (1992) bir kırılmanın varlığının test edilmesinde kullanılan standart

kritik değerlerin kırılmanın olmadığını ifade eden boş hipotezin reddedilmesi lehine

aşırı eğimli olmasını birinci sorun olarak ifade etmiştir. Christiano (1992) bu zorluğun

üstesinden gelmek için Bootstrap metodunu kullanarak doğru küçük örneklem kritik

değerleri elde etmiştir. Çalışmasında, sabitte ve trendin eğimindeki bir kırılmayı, trend

kırığının olmadığı boş hipotezine karşı test etmede F istatistiğinin kullanıldığı durumları

ele almıştır. Bu bağlamda geleneksel metodolojide hesaplanan F istatistiği, ilgili F

dağılımın %5 kritik değerleri ile karşılaştırmış ve açık bir şekilde %5 kritik değerlerinin

aslında olduğundan daha küçük olduğunu tespit etmiştir. Test edilen kırığın örneklemin

ortalarında olması durumunda %5 anlamlılık seviyesine denk karşılık kritik değerin

aslında %20 anlamlılık seviyesinde olduğunu bulmuştur.

Tartışılan kritik değerlerin, test edilen veri ile ilgili önsel bir bilgiden bağımsız

olarak seçildiği varsayılmıştır. Bu varsayım, kırılma zamanının araştırılmasındaki ikinci

sorundur. Bunun sorun teşkil etmesinin nedeni ise uygulamada kırılmayı test etmek için

veri ile ilgili önsel bir bilgi olmadan bir kırılma zamanın seçilememesidir. Bu ikinci

problem verinin ön test tahminlerini yansıtmak için kritik değerlerin dönüştürülmesi ile

çözülür ve bu sorunun giderilmesi birinci sorunun çözümünden daha zordur. Buradaki

zorluk, uygulamada belirli bir kırılma tarihinin seçiminde faktörlerin bilgisayarda

programlanabilen spesifik bir algoritmaya dönüştürülmesidir. Christiano çalışmasında

kırılma zamanın seçimi için çeşitli basit algoritmalar tanımlamıştır ve kritik değerler

üzerindeki etkinin oldukça büyük olabileceğini göstermiştir. Fakat bu etki kırılma

zamanı seçim algoritmasına dayanır. Burada üzerinde durulan zorluk, kırılma zamanı

seçim metoduyla ilgilidir ve bu kırılma zamanının seçim algoritmasına duyarlılığı,

sonuçları güçleştirir (Christiano, 1992).

Chistiano (1992)’nun çalışmasında, boş hipotez, GSMH serisinde bir trend

kırığının olmadığı şeklindedir. Daha öncede değinildiği gibi, literatürde GSMH’nın

trend etrafında durağan (trend durağan - (TS)) ya da birinci farkla durağan (fark durağan

Page 48: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

34

- (DS)) bir seri olup olmadığı ile ilgili bir görüş birliği bulunmadığından Christiano

bootstrap deneyini iki veri yaratma mekanizmasına dayandırmıştır. Her bir veri yaratma

mekanizması için, 1948:1’den 1987:4 dönemini kapsayan GSMH serisini kullanmıştır.

TS ve DS süreçleri ile 1000 yapay veri seti yaratılmıştır. Her bir veri seri 158 gözlem

içermektedir.

tttit

itt yytdtdy εφφγβθµ ++++++= −− 2211 (3.8)

Tiitditd

it

it

...,1,1

1,...,2,10

+==

−==

Burada, 2,...,3 −= Ti ’dir. 1,0 −=t başlangıç koşulları ile tahmin dönemi

Tt ,...,1= ve 158=T ’dir. Christiano Tt ,1= ’ye karşılık gelen bu tahmin dönemini

1948:3 ve 1987:4 olarak almıştır. .i regresyon, i tarihinde sabitte ve eğimde değişime

izin vermektedir. Bu değişim, it = tarihinde meydana gelen bir kırık ile sürekli bir

trend olarak ya da trendde süreksiz bir sıçrama gibi iki durumda görülebilir.

iF , 0== γθ yani, it = döneminde trendde bir kırılma olmadığı boş hipotezini

test etmede kullanılan F istatistiğini göstersin. Chrisitiano (1992), TS ve DS süreçlerinin

her biri için, 2,...,3 −= Ti dönemlerine karşılık gelen 23 ,..., −TFF istatistiklerinin

hesaplamıştır. Ayrıca elde ettiği bu istatistikleri çeşitli yollarla hesaplanan anlamlılık

seviyeleriyle birlikte tablolaştırmıştır. Christiano (1992) tarafından verilen bu tabloda4

üçüncü sütundaki anlamlık seviyesi 2/152 serbestlik derecesi ile verilen F dağılımına

sahiptir. Bu tabloda trend durağan ve fark durağan süreçler için kırılma zamanın test

edilen seriden bağımsız olduğu varsayılmaktadır (Christiano,1992) .

TS ve DS süreçleriyle yaratılan 1000 yapay veri seti için kritik değerler her bir

dönem için hesaplanmıştır (i=3,…,156) ve tablo 2’de verilmiştir5. Karşılaştırma yapmak

istenirse; tabloların en alt sırası 2/152 serbestlik derecesi ile F istatistiğinin %1, %5,

%10, %20 kritik değerlerini gçstermektedir. Christiano (1992), F istatistiğinin kritik

değerleri ile bootstrap kritik değerleri karşılaştırıldığında bootstrap dağılımının, F

4 Bkz. Ek:2 5 Christiano, Lawrence J., (1992). “Searching for Break in GNP,” Journal of Economic and Business

Statistics, 10, 237-249, Tablo 2.

Page 49: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

35

dağılımında göre sağa kaymış olduğunu göstermiştir. Bootstrap kritik değerleri ilgili F

dağılımıyla ifade edilen değerlerin çok üstündedir. Bunun doğal sonucu olarak, F

dağılımının kullanımı çoğu zaman trend kırığının olmadığı boş hipotezinin reddi ile

sonuçlanmaktadır. (Christiano,1992).

Şekil 1- Christiano (1992) Test Sonuç Grafiği

Christiano (1992), en doğru seçeneğin veri tahminlerinin ön sınamalarının

etkilerini maksimize eden çok tutucu kritik değerlerin kullanımı olacağını ifade etmiş ve

çalışmasında tutucu olan bir kritik değerler seti üzerinde çalışmıştır. Bir trend kırığı için

en geniş F istatistiğini üreten zamanın, kırılma zamanı seçildiğini varsaymıştır.

Christiano (1992), kırılma zamanının seriden bağımsız olarak belirlendiğini

varsayımını eleştirmiş ve kırılma zamanını içselleştirmek için altı metot önermiştir.

Kırılma zamanın belirlenmesinde kullanılan bu metotlar verinin açık matematiksel

fonksiyonlarıdır. Üzerinde çalışılan matematiksel algoritmalar aslında araştırmacıların

kullandığı kırılma zamanın formel olmayan seçim sürecini makul bir şekilde formel bir

sürece yaklaştırır. Uygulamada, araştırmacının kırılma zamanını belirlenmesinde,

matematiksel fonksiyonu kullanması zorunlu değildir. Araştırmacılar çoğu zaman

kırılma zamanını serinin görsel tahminine, bazı ilgili serilerin tahminine ya da daha

önce yapılan önerilere dayalı olarak seçerler.

Page 50: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

36

Christiano (1992) tarafından kırılma zamanın seçimi için tanımlanan altı

algoritmanın üçü, örneklemin bir alt kümesinden maksimum F istatistiğini seçer.

Christiano bu özel durumları FMax metodu olarak adlandırmıştır. Bunlardan ilki

untrFMax metodudur ve budanmış setlerden { }1563 ,..., FF maksimum F istatistiğini seçer.

untrFMax metodu ile seçilen kırılma zamanı Şekil 2’den de açıkça görüldüğü gibi

1950.1’dir. Savaş sonrası GSMH serileri incelendiğinde ekonominin trendinde bu

tarihlerde civarında bir sıçrama olabileceği düşünülebilir ve Şekil 2 incelendiğinde

bunun tamamen mantıksız bir düşünce olmadığı görülebilir. Bununla birlikte bazı

araştırmacılar kırılma zamanın 1973:2 gibi bir tarihte meydana geldiği hipotezini

araştırdıklarından untrFMax metodu kırılma zamanının seçiminde tek mantıklı yöntem

değildir. Açıkça untrFMax metodu bu araştırmacılar için en iyi model değildir. İki basit

algoritma izlenerek trend kırığı testinde 1973:2 tarihi seçim için dikkate alınabilir.

Birçok araştırmacının ilk şüphesi, birinci petrol şoku sonucunda tren kırığının

1970’lerin başlarında olduğudur. Bu algoritma oilFMax metodu olarak adlandırılmıştır

ve { }12299 ,..., FF maksimum olduğu tarih kırılma zamanı olarak belirlenir. Bu tarih

1973:1 – 1978:4 zaman aralığına denk gelir. Diğer kırılma zamanı seçim metodu

sFMax1970 metodu olarak adlandırılmıştır. Bu yöntem, 1970:1- 1979:4 tarihlerine denk

gelen ,{ }12687 ,..., FF maksimum olduğu tarihi kırılma zamanını olarak seçilmiştir. Bu

modelin mantığı tam olarak tarihi bilinmeyen ama 1970’lerdeki üretim yavaşlamasını

yansıtan dönemi dikkate almasıdır. oilFMax ve sFMax1970 modellerinin her ikisi, 1972:2

tarihini kırılma zamanı olarak belirleniştir. Bu modellerle çalışmanın avantajı FMax

istatistiği aranırken kritik değerlerin zaman aralığı genişliğine duyarlılığı hakkında bir

karara varılmasına olanak tanımalarıdır.

Page 51: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

37

Şekil 2: Christiano (1992) GSMH Zaman Yolu Grafiği

Diğer üç kırılma seçim zamanı algoritması, gözlemlerle harekete geçirilmiştir.

Trend kırığının olmadığı boş hipotezi altında, farklı kırılma zamanları için F istatistiği

farklı dağılımların gerçekleşmesidir. Özellikle veri setinin ortasındaki kırılma

zamanlarına uyan F istatistiklerinin dağılımı, başlangıç ve sondaki F istatistiklerinin

dağılımına göre sağa kayar. Daha mantıklı kırılma zamanı seçim algoritması F

istatistiğinin maksimum olduğu tarihin seçimi değil; kırılma zamanı en küçük anlam

seviyesinin meydana geldiği F istatistiğidir. Böylece eğer bir F istatistiği veri setinin

başında ise, ortalardaki herhangi birinden küçüktür.

Kırılma seçimi için benzeşimle seçilen 3 minimum anlam seviyesi tekniğinin

mantığı anlamlılık seviyesinin minimizasyonuna dayanır untrMinSig , 1949.1-1987.2

zaman aralığındaki en düşük anlam seviyesine sahip F istatistiğini seçer. Benzer şekilde,

oilMinSig , 1973.1 – 1987.4 aralığında bir tarihi kırılma zamanı olarak seçer. sMinSig1979

metodu ise, 1970.1-1979.4 aralığında bir tarih seçer. Anlam seviyesi boş hipotez

modelinin fonksiyonu olduğu için TS modeline uyan bir MinSig seti ve DS modeline

uyan bir MinSig seti vardır.

Budanmamış (untruncated) bir örneklem ele alındığında, TS ve DS modelleri

için, untrFMax metodu, 1950:1 dönemini kırılma zamanı olarak seçer. oilFMax metodu

ise, DS modeli için 1987:3 ve TS modeli için, 1973:2 tarihlerini kırılma zamanı olarak

seçer.

Page 52: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

38

Kırılma zamanın içselleştirilmesinin çeşitli yolları ile trend kırığı için F testinin

kritik değerleri, Christiano (1992) Tablo 4’te verilmiştir. Kırılma zamanı verinin bir

fonksiyonu olarak seçildiğinde, bu şekilde seçilmediği durumlara göre 0== γθ boş

hipotezi reddetmede daha geniş bir F istatistiği değeri alır.

Christiano (1992), GSMH serisi için zaman serisi parametrelerinin savaş sonrası

dönemde sabit olduğu boş hipotezini, trende bir kırılmanın varlığını ifade eden alternatif

hipotez altında test etmiştir. Christiano (1992) çalışmasında çeşitli test istatistikleri

göstermiş, ancak hiç biri %15 anlamlılık düzeyinde dahi boş hipotezi reddedememiştir.

Sonuç olarak Christiano (1992) çalışmasında incelediği dönemde trendde bir kırılmanın

olmadığını ifade etmiştir.

3.3. Zivot ve Andrews (1992) Testi

Zivot ve Andrews (1992) makalelerinde, Perron (1989)’nun dışsallık

varsayımını eleştirmişlerdir. Perron çalışmasını Nelson ve Plosser (1982) çalışmasına

dayandırmıştır ve bu amaçla N&P (1982)’nin kullanmış olduğu veri setini analizinde

kullanmıştır. Perron (1989) analizinde serilerin trend fonksiyonun tek bir zaman

kırılmasına izin verildiği takdirde, N&P (1982) tarafından incelenen serilerin çoğunda

birim kök boş hipotezini reddetmişlerdir. Perron (1989) çalışmasında büyük buhranı

(1929) ve petrol şokunu (1973) dışsal kırılma zamanları olarak ele alınmıştır. Yani,

kırılma zamanı önsel olarak bilinmektedir. Zivot ve Andrews (1992) çalışmalarının

çıkış noktasını bu dışsallık varsayımı oluşturmuştur. ZA (1992), Perron yaklaşımında

kırılma noktasının seçimi önceki gözlemlere dayandığından, Perron metodolojisinde ön

testlerle ilgili problemlerin ortaya çıkacağını ileri sürmüşlerdir. ZA geliştirdikleri test

yönteminin veri kaybını önlediğini ve bu nedenle Perron testinden daha uygun bir

yöntem olduğunu savunmuşlardır.

Zivot ve Andrew geliştirdikleri test prosedürü ile, Perron yaklaşımı ile %5

anlamlılık düzeyinde birim kök boş hipotezinin reddedildiği on seriden dördünde birim

kök boş hipotezini reddedememişlerdir. Yani birim kök hipotezi karşısında daha kesin

olmayan sonuçlara ulaşmışlardır.

Zivot ve Andrews (1992), Perron (1989)’dan farklı olarak kırılma noktasını

dışsal olarak değil, içsel olarak alınmıştır. Kırılma noktası Perron yaklaşımın olduğu

gibi önceden bilinmez, tahmin edilir. Kırılma noktasının tahmini için veri bağımlı bir

Page 53: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

39

algoritma kullanılır. Böylece ZA (1992), Perron (1989)’un bilinen bir zamanda yapısal

kırılma üzerine koşullu birim kök testini, koşulsuz bir birim kök testine dönüştürmüştür.

ZA (1992), kırılma noktasının tahmin edilmesinde en fazla ağırlığı trend durağan

alternatif hipoteze vermek olduğunu ifade etmişlerdir.

ZA (1992) üç model için yokluk hipotezleri aşağıdaki gibidir;

ttt eyy ++= −1µ (3.9)

Burada boş hipotez, ty serisinde dışsal bir yapısal kırılmanın olmadığı birim kök

sürecini ifade etmektedir. Alternatif hipotez ise ty serisinin trend fonksiyonunda

zamanın bilinmeyen bir noktasında meydana gelen tek zamanlı bir kırılma ile trend

durağan bir sürece sahip olduğunu ifade eder. Bu tanımlama ile (3.4) ve (3.6) da

kullanılan )( BTD kukla değişkenine artık ihtiyaç kalmamaktadır.

Zivot ve Andrews (1992) çalışmalarında, Perron(1989) tarafından izlenen ADF

test prosedürünü izlemişlerdir. Boş hipotezi test etmek için, (3.4’), (3.5’) ve (3.6’) ile

verilen regresyon denklemlerini kullanmışlardır.

( ) t

k

jjt

Ajt

AAt

AAt eycytDUy ˆˆˆˆˆˆˆˆ

1.1 ∑

=−− +∆++++= αβλθµ (3.4’)

( ) t

k

jjt

Bjt

Bt

BBBt eycyDTty ˆˆˆˆˆˆˆˆ

1.1

* ∑=

−− +∆++++= αλγβµ (3.5’)

( ) ( ) t

k

jjt

Cjt

Ct

BCt

CCt eycyDTtDUy ˆˆˆˆˆˆˆˆˆˆ

1.1

* ∑=

−− +∆+++++= αλγβλθµ (3.6’)

( ) >

=ddTteger

DU t .01 λ

λ

( ) >−

=..0

*

ddTtegerTt

DTt

λλλ

Page 54: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

40

Kırılma kesri λ üzerine şapka konulmasının nedeni, bu parametrenin tahmin

edildiğini belirtmektir. İstatistiğin küçük değerleri, boş hipotezin reddine yol açtığında,

),,(1 CBAii ==α hipotezini test etmek için, λ tek yanlı t istatistiğini minimize emek

için seçilir.

Başka bir ifade ile, 1=α için, t istatistiğini minimize eden değer kırılma noktası

olarak seçilir. Yani 1=α yokluk hipotezinin testi için geliştirilen t istatistiği, mümkün

kırılma noktaları arasında en küçük değerdir (Yurdagül, 2001).

Burada, iinfλ̂ , model i için minimize edici böyle bir değeri göstersin.

[ ] )(infˆˆinfˆ λλ

αλα ii tt i

Λ∈= 6 CBAi ,,= (3.10)

Sol kuyruk testinin verilen bir boyutu için, )(inf ˆ λαλ

itΛ∈

kritik değerleri, Perron

tarafından sabit bir kırılma kesri değeri, )(λ , ile elde edilen kritik değerlerden mutlak

değer olarak daha geniştir (daha negatiftir). Zivot ve Andrews (1992) kritik değerleri

Model (A) için, %5 anlam düzeyinde Perron’nun kritik değerlerinden %24 ve %1 anlam

düzeyinde ise %23 daha geniştir (mutlak değer olarak). Benzer durum, Model (B) ve

Model (C) için de geçerlidir. Ayrıca gecikme sayısı “k”yı belirlemek için jc

katsayısının istatistiksel anlamlılığına bakılmalıdır.

ZA testinin uygulamasında ilk olarak Model (C) tahmin edilir. DU ve DT kukla

değişkenlerine ait parametrelerin anlamlılığına göre uygun model seçilir. Her iki kukla

değişkeni de anlamlı bulunursa, Model (C), sadece DU değişkeni anlamlı bulunursa,

Model (A), sadece DT anlamlı bulunursa, Model (B) tahmin edilir. Hangi modelin daha

uygun olduğu konusunda fikir birliği olmamakla beraber uygulamada genellikle Model

(A) ve Model (C) tercih edilmektedir. (N.,Ç., Yavuz, 2006)

Karar aşamasında,

ααλκλ inf,ˆ )(inf <

Λ∈it (3.11)

6 Λ (0,1)’in kapalı alt kümesidir.

Page 55: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

41

İse, birim kök boş hipotezi reddedilir. Böylece serinin zamanın bilinmeyen bir

noktasında oluşan olasılıklı bir yapısal kırılmayla trend durağan bir sürece sahip olduğu

söylenebilir. (Hesaplanan t istatistiğinin, mutlak değer olarak, Zivot ve Andrews kritik

değerlerinden büyük olması durumunda birim kök boş hipotezi reddedilir).

Zivot ve Andrews (1992) test yaklaşımı iki yönü ile Perron (1989)’nın elde ettiği

sonuçlardan farklıdır. Öncelikle Perron yaklaşımında dışsal olarak varsayılan kırılma

zamanı, Zivot ve Andrews yaklaşımında (3.10) ile verilen denkleme göre tahmin edilir.

Diğer bir farklılık ise, ZA yaklaşımı boş hipotez altında yapısal kırılmayı dışlamaktadır.

Bundan dolayı, Model (A) ve Model (B)’de yer alan )( BTD kukla değişkeni ZA

yaklaşımında verilen regresyon denklemlerinde yer almaz.

İçsel kırılmalı ZA testi tüm örneklemi kullanır ve olası kırılma tarihlerinin her

biri için farklı bir kukla değişkeni tanımlamaktadır. ZA minimum t istatistiğinin kendi

kritik asimptotik teorisi ve kritik değerleri vardır. ZA kritik değerler Perron (1989)

tarafından önerilenlerden daha negatif olduğu için birim kök boş hipotezini reddetmede

başarısız kalmaktadır (Byrne ve Perman, 2006).

3.4. Banerjee, Lumsdaine ve Stock (1992) Testi

Banerjee, Lumsdaine ve Stock (1992) iktisadi zaman serilerinin kırıklı bir trend

doğrusu etrafından durağan olarak tanımlanabilme olasılığını incelemişlerdir.

Kırılma zamanı önsel olarak bilinmediğinde, gelirin sabitinde bir kırılmaya

yönelik bir kanıtın bulunup bulunmadığı, gelirin değişen deterministik bir trend

etrafından durağan olup olmadığı, eğer gelir deterministik bir trend etrafında durağan

ise bunun belirli ülkeler arasında tutarlı olup olmadığı ya da belirli ülkelerin yapısal

özelliklerinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, tanımlanmış kırıkların varlığı durumunda

bu kırıkların 1970’lerdeki üretim yavaşlaması ile ilişkilendirilip ilişkilendirilemeyeceği

ve kırılmaların ülkeler arasında aynı zamanlamaya sahip olup olmadıkları gibi sorular

BLS (1992) çalışmasının çıkış noktalarını oluşturmaktadır. BLS (1992) bu soruları

cevaplamaya yönelik uygun ekonometrik teknikler geliştirmeyi ve geliştirdikleri

teknikleri farklı ülkelerin reel gelir verilerine uygulamayı amaçlamışlardır.

Büyüme trendlerinde devam eden ve kalıcı özelliğe sahip şokların farklı

ülkelerdeki görünümünün ortaya konulması amacıyla, geliştirdikleri testleri OECD

Page 56: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

42

üyesi yedi ülkenin (Kanada, Almanya, ABD, Japonya, Fransa, İtalya, İngiltere) savaş

sonrası çeyrek dönemlik reel gelir (real output) verilerine uygulamışlardır. Uygulama

sonucunda bu yedi ülkenin beş’i için birim kök boş hipotezini reddedememişlerdir.

BLS (1992), kırılma noktasını rastsal olmayan bilinen bir kırılma noktası

koşuluna sahip olan genel dağılım teorisini kullanmışlardır. Bunun yerine kırılma

noktası bilinmediğini varsaymışlardır.

BLS (1992), birim kökün varlığını test etmek için, yinelenen (recursive), yuvarlanan

(Rolling) ve ardışık (sequential) testleri ve bu testlerin asimptotik dağılımlarını

geliştirmişlerdir. Yinelenen ve yuvarlanan testler, verilerin alt örneklemlerine

dayanmaktadır. Ardışık test istatistikleri ise bir kırılma tarihi ile indekslenen bir

değişkenler (regresörler) dizisi ve tüm veriler kullanılarak hesaplanmıştır.

Yinelenen ve yuvarlanan testler aşağıdaki model kullanılarak hesaplanmaktadır,

∑=

−− +∆+++=p

ittitt yyty

1111 εβαµµ (3.12)

Burada, 0k başlangıç değerini ve T tüm örneklem boyutunu göstermek üzere

Tkk ,...,0= için, kt ,...,2,1= alt örneklem kullanılarak, yinelenen istatistikler hesaplanır.

Yuvarlanan istatistik ise örneklemin sabit bir kısmı, 0δ , kullanılarak hesaplanır. Bu

sonuçlar 1)1(0 00 <−≤≤≤ δδδ için uygulanır. Böylece, katsayılardaki değişimin

örneklemin uç noktalarında olması engellenmiş olur. Bu kısıt kırpma (trimming)

parametresinin [ ]00 δTk = olmasını gerektirir.

(3.12) denklemi, 0µ , 1µ ya da α üzerinde bir kısıtlama olmaksızın, (yani

ty serisi, pttt yyyt −−− ∆∆ ,...,,,,1 11 üzerine regres edildiğinde), 1=α hipotezini test eden t

istatistiği, trend durağan alternatifi karşısında birim kökü test etmede kullanılan standart

DF )( ττ istatistiğidir.

BLS (1992) çalışmalarında, DF t istatistiğini yinelenen bir durum için

genişletmişlerdir. Yani tekrarlı bir şekilde hesaplanan tahmin ediciler ve t istatistiklerini

ele almışlardır.

Page 57: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

43

BLS (1992) yinelenen test için aşağıda verilen dört istatistiği geliştirmişlerdir.

Bunlar;

- DFt̂ : Tüm örneklem için Dickey-Fuller istatistiği

- )/(ˆmaxˆ0

Tktt DFTkkMAX

DF ≤≤≡ : Maksimum Dickey-Fuller istatistiği

- )/(ˆminˆ0

Tktt DFTkkMINDF ≤≤≡ : Minimum Dickey-Fuller istatistiği

- MINDF

MAXDF

diffDF ttt ˆˆˆ −≡ : İki istatistik fark

Yenilenen test için verilen denklemde (3.12) 1=α hipotezini test etmek için

)/(ˆ TktDF istatistiği kt ,...,2,1= alt örneklemleri tahmin edilerek hesaplanmaktadır.

Yuvarlanan istatistikler için;

- );/(max);/(0

δδ TktTkt DFTkkMAX

DF ≤≤≡ : Maksimum DF istatistiği

- );/(min);/(0

δδ TktTkt DFTkkMIN

DF ≤≤≡ : Minimum DF istatistiği

- );/();/();/( δδδ TktTktTkt MINDF

MAXDF

diffDF −≡ : İlk iki istatistik arasındaki fark

şeklinde ifade edilir.

Ardışık istatistikler ise, tüm örneklem üzerinden hesaplanmaktadır. Hesaplama

işleminde aşağıdaki model ele alınmaktadır.

∑=

−−− ++∆++++=p

itttittt kxyytky

1111211 )(')( εωβαµτµµ (3.13)

Burada )(1 kxt− sıfır sabit ortalamaya sahip, durağan varsayılan regresörlerin m

vektörüdür. Deterministik regresör )(1 ktτ , k döneminde trendde meydana bir kaymayı

ya da sıçramayı gösterir. )(1 kxt− bir regresör olarak görülmezse ve δ sabit ise ele alınan

model ve sonuçlar Perron (1989) tarafından gösterilenlere indirgenmiş olur.

Burada Perron (1989,1990a) çalışmaları izlenerek iki durum ele alınmıştır.

Durum 1 (Trendde bir kayma): )(1)()(1 ktktkt >−=τ

Page 58: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

44

Durum 2 (Ortalamada bir kayma): )(1)(1 ktkt >=τ

Ardışık test için hesaplanan istatistikler dört yöntemle elde edilmektedir. Bunlar;

- )( pQLR : Quandt LR istatistiği. Burada p regresyonda ty∆ ’nin gecikme

sayısını göstermektedir. LR istatistiği olası tüm kırılma zamanları için

hesaplanmaktadır. LRQ istatistiği hesaplanan bu istatistikler içinde

maksimum olanıdır.

- )/(~max~00

TkFF TkTkkMAX

T −≤≤≡ : önceki denklemde verilen 01 =µ hipotezini

test etmede kullanılan ardışık F istatistiğini göstermektedir.

- )/(~min);/(~00

*min TktTkt DFkTkkDF −≤≤≡δ : ardışık olarak hesaplanan tüm DF

istatistiklerinin minimumu alınır.

- 02 =µ ve 1=α kısıtları altında, ortalamada bir kırık modelinde, )(1 ktτ ’nın

mutlak uçdeğer t istatistiği hesaplanır.

BLS (1992) çalışmalarında tanıttıkları bu test istatistiklerinin asimptotik kritik

değerlerini türetmişlerdir ve yüzdelikleri 100, 250 ve 500 gözlem için

tablolaştırmışlardır. BSL (1992) ayrıca Monte Carlo çalışmaları ile bu testlerin güç ve

boyut özellikleri üzerinde çalışmışlardır. Yinelenen ve yuvarlanan diffDFt istatistiklerinin

örneklemin ortasında sorunlu parametrelerine duyarlı oldukları sonucuna ulaşmışlardır.

Bu boyut duyarlılığı ampirik uygulamalarda yinelenen ve yuvarlanan diffDFt

istatistiklerine ilgiyi azaltmıştır. Extermal yinelenen ve yuvarlanan istatistikler genelde

düşük güç özelliklerine sahip iken BLS (1992) tarafından önerilen ardışık istatistikler

iyi güç özelliklerine sahip testler olarak belirtilmiştir (Balcılar, 1998).

BLS geliştirdikleri bu teknikleri, Kanada, Almanya, İngiltere, ABD, Fransa,

İtalya ve Japonya’dan oluşan OECD üyesi yedi ülkenin savaş sonrası reel gelir

serilerine uygulanmışlardır. Uygulama sonucunda, gelirin uzun dönem özelliklerine

ilişkin her ülke için oldukça farklı sonuçlar elde etmişledir.

BLS (1992), analiz sonucunda Kanada ve Japonya için trend kırığı alternatifi

karşında, birim kök boş hipotezini reddetmişlerdir. Kanada için 1981:3 tarihindeki bir

kırılma noktasında ortalamadaki bir kayma ile durağan olan alternatif hipotez

Page 59: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

45

karşısında, birim kök boş hipotezi reddedilmiştir. Böylece 1979–1982 daralma dönemi,

trendin büyüme patikasında aşağı yönlü kalıcı bir kayma olarak ifade edilmiştir.

İyileşme döneminden sonra, gelir büyüme oranı ile yeniden durağan bir görünüm

sergilemektedir. Japonya için analiz edilen dönem içinde bilinmeyen bir tarihte ortalama

büyüme oranındaki değişim incelemişlerdir. 1970:1 dönemini kırılma zamanı olarak

bulunmuş ve birim kök boş hipotezi trendde bu tarihte meydana gelen bir kayma ile

durağan olan alternatif hipotez karşından reddedilmiştir. Başka bir ifade ile gelir

serisinin trend doğrusu etrafında durağan olduğu, ancak 1970 civarında trendin anlamlı

bir şekilde düştüğü ifade edilmiştir.

BLS (1992) çalışmalarında, İngiltere için birim kök boş hipotezi

reddedememişlerdir. Almanya, İtalya ve Fransa’nın verilerine ilişkin sonuçlarda gelirin

büyüme oranında bir azalma gözlenmiştir. İtalya ve Fransa için gelirdeki bu yavaşlama

birinci petrol şokuna karşılık gelen 1974 yılı civarında meydana gelmektedir. Almanya

için t istatistiği belirli bir kırılma noktasının tanımlanmasında daha az kesindir. Bununla

beraber, istatistik 1974’ün hemen öncesinde anlamlı bir şekilde negatiftir. Bu ülkeler

için gelir, üretimdeki yavaşlama döneminde daha düşük bir ortalama büyüme oranı ile

daha iyi tanımlanmaktadır.

Elde edilen sonuçlara göre, ABD için ise trend kırığının olmadığı boş hipotez

alternatifleri karşında reddedilmemiştir. BLS tarafından elde edilen sonuçlar Christiano

(1992) ve ZA (1992) tarafından elde edilen sonuçlarla tutarlıdır. Ancak, Perron (1989)

çalışmasında gelirin 1973 yılında meydana gelen bir kayma ile trend etrafında durağan

olduğu yönünde kanıtlar elde etmiştir. Daha öncede belirtildiği gibi Perron’un sonuçları

kırılma tarihinin önsel olarak bilindiği varsayımına dayanmaktadır.

3.5. Perron&Vogelsang (1992) Testi

Perron ve Vogelsang (1992) çalışmalarında, ortalamada bilinmeyen bir tarihte

meydana gelen yapısal bir değişikliğe sahip olan zaman serilerinde birim kökün

varlığının test edilmesine yönelik bir test yöntemi sunmuşlardır. PV (1992) önerdikleri

yaklaşımla, aslında yapısal değişikliği değil, birim kökü test etmeyi amaçladıklarını

ifade etmişlerdir.

Page 60: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

46

PV (1992) çalışmalarında iki model önermişlerdir. PV tarafından önerilen bu

modeller, Perron (1990a)7’nun çalışmasında ele aldığı modellere benzemektedirler.

Ancak Perron (1990a)’dan farklı olarak, kırılma zamanının bilinmediğini

varsaymışlardır. Perron’nun çalışmasında ortalamada tek zamanlı bir değişime izin

veren birim kök test istatistiklerinin kritik değerlerinin türetildiği dağılım teorisi,

ortalamadaki değişim tarihinin dışsal olduğu yani veriden bağımsız olduğu varsayımına

dayanmaktaydı.

PV (1992)’in ele aldığı modeller Toplamsal Aykırı Değer (Additive Outlier

(AO)) modeli ve Yenileşim Aykırı Değer (Innovational Outlier (IO)) modelidir. AO

modeli seride meydana gelen ani değişimlerin varlığı durumunda, IO modeli ise aşamalı

değişimlerin meydana geldiği durumlarda uygun modeller olarak ifade edilmişlerdir.

PV (1992) tarafından önerilen test istatistikleri, trend değişkenini dikkate alan

BLS (1992), ZA (1992) ve Perron (1990b) tarafından önerilen test istatistikleri ile

benzerdir. Burada bahsedilen çalışmalar tüm kırılma tarihleri içinde genelleştirilmiş

regresyonlardaki otoregresif katsayıların en düşük t istatistiğine sahip olan tarihin

kırılma tarihi olarak seçilmesine dayanmaktadır. PV (1992) ortalamadaki bir değişimi

ifade eden ve en düşük t istatistiğini sahip katsayının seçilmesine olanak sağlayan

istatistikleri değerlendirmişlerdir. Başka bir ifade ile tüm olası kırılma noktaları içinde

minimum olan t istatistiği dikkate alınmış ve minimum t istatistiğini veren kırılma

noktası kırılma tarihi olarak seçilmiştir. PV (1992) ilgilenilen istatistiklerin asimptotik

dağılımlarını türeterek tablolaştırmışlardır.

PV (1992) tarafından önerilen modellerde serinin ortalamasında tek bir

kırılmaya izin verilmektedir ve BT ise bilinmeyen bir tarihte meydana gelen bu

kırılmanın zamanını göstermektedir , TTB <<1 . PV(1992)’nin önerdiği AO ve IO

modelleri ile bu modellere ilişkin test hipotezleri aşağıda açıklanmıştır.

i) Toplamsal Aykırı Değer (Additive Outlier (AO)) Modeli

7 Perron, Pierre, (1990a). “Further Evidence on Breaking Trend Functions in Macroeconomic Variables,”

Research Memorandum, No. 350, Economic Research Program, Princeton University.

Page 61: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

47

PV tarafından önerilen modellerden ilki Toplamsal Aykırı Değer (Addetive

Outlier (AO)) Modeli olarak adlandırılan modeldir. Bu model zaman serisinin

ortalamasında meydana gelen yapısal kırılmanın aniden gerçekleştiği durumlarda uygun

olan bir modeldir. ty gibi bir zaman serisinin düzeyinde oluşan değişimin etkisi,

{ }ty ’nin korelasyon yapısı ile ortaya konulan dinamiklere dayanmaz. Birim kök boş

hipotezi altında, AO modeli aşağıdaki şekilde ifade edilmektedir:

( ) tttt wyTBDy ++= −1δ , Tt ,...,2= (3.14)

( ) +=

=..0

11dd

TtTBD b

t

Burada, )1(1 yy = sabit katsayısı ya da rastsal bir değişken olarak

tanımlanmaktadır. Hata dizisi { }tw , durağan ve ARMA(p,q) sürecine çevrilebilen bir

süreç olarak tanımlanmıştır. tt eLBwLA )()(* = ve te ),0( 2σiid ’dir. )(* LA ve

)(LB kökleri birim çemberin dışına düşen p. ve q. dereceden polinomlardır. Verilen

model altında serinin ortalaması, BT kırılma zamanına kadar )1(y iken BT kırılma

zamanından sonra serinin ortalaması δ+)1(y olacaktır.

Alternatif hipotez altında { }ty serisi birim kök içermez ve aşağıdaki şekilde

ifade edilir:

ttt vDUcy ++= δ , Tt ,,2 K= (3.15)

>

=..0

1ddTt

DU bt

Hata dizisi{ }tv , durağan ve ARMA(p+1,q) sürecine çevrilebilen bir süreç olarak

tanımlanmıştır. tt eLBvLA )()(* = . Verilen modelde serinin ortalaması, bT kırılma

zamanına kadar c iken bT kırılma zamanından sonra serinin ortalaması δ+c olacaktır.

)1(yc = ve )()1()( * LALLA −= olduğunda ilk denklemde tanımlanan boş hipotez

sonraki denklemde tanımlanan alternatif hipotez denkleminin özel bir hali olmaktadır.

Dolayısıyla olağan test yöntemi serinin deterministik kısmından arındırılması ve kalan

Page 62: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

48

gürültünün (noise) birim kök varlığı ile karakterize edilip edilmeyeceğinin test

edilmesidir.

Burada, bT kırılma zamanının sabit bir değeri için, iki aşamalı bir yöntem izlenir.

Öncelikle aşağıdaki regresyonun tahmini kullanılarak seri deterministik kısmından

arındırılır.

ttt yDUy ~++= δµ (3.16)

İkinci aşamada, aşağıdaki regresyonda 1=α için, t istatistiği kullanılarak birim

kökün varlığı test edilir.

∑ ∑= =

−−− +∆++=k

i

k

ititititt eycyTBiDy

0 11

~~)(~ αω Tkt ,...,2+= (3.17)

Bu modelde, 1=α boş hipotezinin t istatistiği, ),,(~ kTAOt Bα şeklinde ifade

edilmiştir.

ii) Yenileşim Aykırı Değer (Innovational Outlier (IO)) Modeli

İkinci model olan Yenileşim Aykırı Değer Modeli (IO), { }ty serisinin seviyesine

etki eden değişimin aşamalı bir şekilde gerçekleştiği durumların gösterildiği bir

modeldir. Bu yüzden modelde bir geçiş dönemi söz konusudur. Dinamik etki herhangi

bir şekilde sürebilir. Böyle bir geçişi modellemenin olağan ve basit bir yolu trend

fonksiyonda (burada ortalamadaki değişimden söz edilmiştir) meydana gelen bir şokun

ekonomik tepkisinin diğer şokların gösterdiği tepki ile aynı olduğunu varsaymaktır. Bu

varsayım, birim kök boş hipotezi altında, aşağıdaki tanımlamaya götürecektir.

( ) ( )( )tttt TBDeLyy θψ ++= −1 , Tt ,.2 L= (3.18)

İlk denklemde tanımlanan, )(* LA ve )(LB ile, ( ) ( ) ( )LBLAL 1* −=ψ gürültü

fonksiyonun hareketli ortalama gösterimini tanımlar. Ortalamadaki değişimin doğrudan

etkisi θ , değişimin uzun dönem etkisi ise ( )θψ 1 ile gösterilmiştir.

Page 63: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

49

Durağan dalgalanmaları ifade eden alternatif hipotez altında model ise aşağıdaki

gibi verilmiştir.

( )( )ttt DUeLay δφ ++= , Tkt ,...,2+= . (3.19)

İkinci denklemde tanımlanan )(LA ile , )()()( 1 LBLAL −=φ ’dir. Ortalamadaki

değişimin doğrudan etkisi δ ve ortalamadaki kırılmanın uzun dönem etkisi ise

)1(δφ ’dir.

IO için, verilen boş ve alternatif modeller, Said ve Dickey (1984)

çalışmalarındaki gibi sonlu dereceden otoregresif modelle ifade edilebilir.

( ) ∑=

−− +∆++++=k

itititttt eycyTBDDUy

11αθδµ , .,...,2 Tkt += (3.20)

Burada boş hipotez altında 1=α ’dir ve bunu test etmek için kullanılan t

istatistiği, bT ve veri k değerleri için, ),,(~ kTIOt bα ’dır.

),,(~ kTit bα ),( IOAOi = şeklinde gösterilen her iki istatistik için kırılma zamanı,

bT , ve budama gecikme parametresi k ’nın uygun değerleri bilinmemektedir. Bu

nedenle kullanılacak test prosedürünün bu gerçeği dikkate alması önem kazanmaktadır.

Perron ve Vogelsang (1992), bT ve k ’nın belirlenmesine yönelik bazı yöntemler

önermişlerdir.

PV (1992), kırılma zamanı bT ’nin seçimine yönelik iki yöntem önermişlerdir.

Bu yöntemlerden ilki, Banerjee, Lumsdaine ve Stock (1992), Zivot ve Andrews (1992)

ve Perron (1990a) tarafından da kullanılan ve kırılma zamanın bilinmediği gerçeğine

dayanan bir metottur. PV (1992), k’nın seçimiyle ilgili farklı tanımlarda ),,( *~ kTit bα

( )TkTb ,2inf +∈= ),,(~ kTit bα= ),( IOAOi = istatistiklerinin davranışı analiz etmişlerdir.

Kırılmanın tarihinin bilinmediği varsayıldığında bu prosedür yapısal kırılma testleri için

genel bir yaklaşım ortaya koymaktadır. Ayrıca böyle bir yöntem boş hipotez altında bir

kırılma olsa da olmasa da geçerlidir. Yani, bT nin belirlenebilir olması gerekmez.

PV (1992) tarafından önerilen ikinci yöntem ise, AO modeli için regresyon

(3.16) ve IO modeli için, regresyon (3.20) ile verilen 0=δ ’ın testinde t istatistiğini

Page 64: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

50

minimize edecek bT ’nin seçimidir. Burada ele alınan t istatistiği simetrik olduğundan

0=δ için, t istatistiğinin maksimum olduğu bT değerinin seçilmesi de mümkündür.

Sözü edilen test istatistiği şu şekilde ifade edilmektedir:

( ) ),ˆ,(~ kTit b δα ),( IOAOi = .

PV (1992) bT ’nin seçimindeki her yöntem için budama gecikme parametresi

k’nın seçiminde farklı yöntemler önermişlerdir. Bu yöntemlerden ilki, SD (1984)

tarafından geliştirilen yöntemdir. Bu yöntemde “k”, örneklem boyutunun (T) sabit bir

fonksiyonu olarak kabul edilir. Sonlu örneklemlerde böyle bir kural “k”nın seçimini

kısıtlamaz. Bu yöntemde “k”nın veriden bağımsız olarak, yani önsel olarak belirlendiği

varsayılır. Bu yöntemle dikkate alındığında ilgili istatistik,

),,(~ kiitα ))ˆ(,;,( * δbb TTjIOAOi ==

şeklinde ifade edilebilir.

PV (1992), veriye bağımlı bir metot izlenerek “k”nın belirlendiği iki yöntem

önermişlerdir. Bunlardan ilki, Perron (1989, 1990a) tarafından kullanılan ve tahmin

edilen otoregresyondaki son gecikme ile gösterilen katsayıların t istatistiğine dayanan

genelden özele prosedürüdür. Bu yönteme göre, bT ’nin herhangi bir değeri için β

anlamlılık düzeyinde birinci derece otoregresyonda son eklenen gecikmeli değişkenin

katsayısını anlamlı yapan ve daha yüksek otoregresyonlarda son eklenen gecikmeli

değişkenin katsayısını anlamsız yapan “k” değeri seçilir. Bu seçilen değer maxk olarak

adlandırılır. Yani k’nın seçimi, )( pAR sürecinde ip = için c’nin sıfırdan farklı

)0( ≠ic ve pi > için )0( =ic koşuluna dayanır. Burada kullanılan test istatistiği

))(,,(~ tkjitα ( )( )δ̂;, *bb TTjIOAOi == şeklinde gösterilir.

Diğer bir yöntem ise SD (1984) deneysel uygulamalarında izledikleri F

istatistiğine dayalı bir yöntemdir. Bu yöntemde öncelikle maksimum “k” değeri

belirlenir. Verilen bir bT değeri için otoregresyon kmax ve (kmax-1) gecikme ile tahmin

edilir. F testi en yüksek gecikmede katsayının anlamlı olup olmadığının sınamasında

kullanılır. Eğer katsayı istatistiksel olarak anlamlı bulunursa seçilen “k” değeri

maksimum olanıdır. Yani uygun olan k değeri seçilmiştir. Aksi halde, ek gecikmelerin

anlamsız olduğunu ima eden boş hipotez reddedilinceye kadar ya da k=0 oluncaya

Page 65: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

51

kadar gecikme uzunluğu birer birer azaltılır. Burada test istatistiği ))(,,(~ Fkjitα

( )( )δ̂;, *bb TTjIOAOi == şeklinde ifade edilmiştir.

Gecikme uzunluğunun seçiminde kullanılan son yöntemde k, bT ’nin veri bir

değeri için, 1=α hipotezinin testinde, hesaplanan t istatistiğinin minimum olduğu

noktada belirlenir.

PV (1992), açıklanan k seçimine yönelik her durum için AO ve IO modellerinin

kritik değerlerini tablolaştırmışlardır.

PV geliştirdikleri bu test yöntemi ile TÜFE’ye dayalı ABD/Finlandiya ve

GSMH deflatörüne dayalı ABD/İngiltere döviz kuru serilerinin ortalamalarında

meydana gelen tek zamanlı bir kırılma ile durağan olup olmadıklarını incelemişlerdir.

Uygulama sonucunda birim kök boş hipotezini reddedemeyen standart birim kök

testlerinin aksine iki serinin ortalamadaki tek zamanlı bir kırılma ile durağan olduklarını

göstermişlerdir.

Perron ve Vogelsang (1992), biri ani diğeri ise aşamalı bir yapısal değişim içeren

iki ayrı modeli ele aldıkları çalışmalarında, değişimin yönünün bilindiği fakat

zamanının bilinmediği varsayımıyla sözü edilen durumlarda birim kökün sınanması için

açıklama gücü yüksek bir sınama önermişlerdir. (Suat Aydın)

3.6. Lumsdaine ve Papell (1997) Testi

Lumsdaine ve Papell (LP) 1997 yılında yayımladıkları makalelerinde kırılma

zamanının içsel olarak belirlendiği ve seride iki yapısal kırılmaya izin veren bir test

yöntemi geliştirmişlerdir. İlgili zaman periyodunda meydana gelen iki kırılma noktası

olasılığı dikkate alınarak, N&P (1982) tarafından analiz edilen seriler için birim kök

hipotezi tekrar tahmin edilmiştir. LP (1997) test yönteminde, seride yapısal kırılmanın

olmadığı birim kök varlığını gösteren boş hipotez, serinin trend fonksiyonunda iki farklı

zamanda meydana gelen kırılmayla trend durağan alternatif hipoteze karşı test

edilmektedir.

LP yönteminde AA, CA ve CC modelleri ele alınmıştır. Model AA ortalamada

iki kırılmaya izin vermektedir. Model CA trend fonksiyonunun hem sabitinde (TB1)

hem de eğimde bir kırılmaya (TB1) izin verirken ikinci kırılmaya (TB2) ise sadece

Page 66: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

52

trend fonksiyonun sabitinde izin vermektedir. Model CC ise trend fonksiyonunun hem

sabitinde hem de eğimde iki kırılmaya izin vermektedir.

AA Modeli :

∑=

−− +∆+++++=∆k

itititttt ycyDUDUty

1121 εαωθβµ (3.21)

CA Modeli :

∑=

−− +∆++++++=∆k

ititittttt ycyDUDTDUty

11211 εαωγθβµ (3.22)

CC Modeli :

∑=

−− +∆+++++++=∆k

itititttttt ycyDTDUDTDUty

112211 εαψωγθβµ (3.23)

Tt ,...,1= ’dir. tDU1 ve tDU 2 ; 1TB ve 2TB tarihlerinde meydana gelen

ortalamadaki kaymayı gösteren kukla değişkenlerdir. Aynı şekilde tDT1 ve tDT 2 ; 1TB

ve 2TB tarihlerinde meydana gelen trenddeki değişimi gösteren kukla değişkenlerdir.

>

=..011

1ddTBt

DU t ve >

=..021

2ddTBt

DU t

>−

=..011

1ddTBtTBt

DT t ve >−

=..022

2ddTBtTBt

DU t

Model CC’den 2DU ve 2DT değişkenleri çıkarılırsa ZA (1992) C modeli elde

edilir ve bunlara ek olarak 1DT çıkarıldığında A modeli, DU1 modelden çıkarıldığında

ise B modeli elde edilir. ZA (1992) modellerinin terminolojisi, sabit bir 1δ ile Perron

(1989) tarafından kullanılan terminoloji ile benzerdir. Üçüncü denklem Model CC

olarak ifade edilir ve bu modelden DT1 ve DT2 çıkarıldığında, Model AA elde edilir.

Model CC’den DT1 değişkeni çıkarıldığında ise, Model CA elde edilmektedir.

LP tarafından ele alınan birim kök hipotezi 0=α boş hipotezidir ve ilgilenilen

test istatistiği bu hipotezin t istatistiğidir. t istatistiği tüm örneklem kullanılarak

Page 67: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

53

hesaplanmıştır ve deterministik trendde açık bir şekilde tarihi bilinmeyen iki kaymaya

izin vermektedir.

Bu testte tahmin ediciler ve test istatistikleri [ ]00 .δTk = , 21 kk ≠ ve 121 +≠ kk

koşullarını sağlamak üzere, 0001 ,...,1, kTkkk −+= ve 0002 ,...,1, kTkkk −+= için

farklı ),( 21 kk çiftlerini hesaplayarak elde edilir. T örneklem boyutunu ve 0δ ise

regresyonu kurmak için örneklemin başlangıç parçasını göstermektedir. 1δ ve 2δ ,

birinci ve ikinci kırılmanın meydana geldiği örneklem parçalarını gösterir.

TTB /11 =δ ve TTB /22 =δ ’dir. BLS (1992)’nin de ele aldığı gibi bu sonuçlar

( ) 11,0 0210 <−≤≤< δδδδ için uygulanmıştır. Bu şekilde, katsayılardaki değişiminin

örneklemin uç noktalarında olmasını önleyen bir kısıt getirilmiştir. Bu durum kırpma

parametresinin [ ]00 δTk = olarak seçilmesini gerektirir. LP kırpma parametresini %1

( )01,00 =δ olarak almışlardır.

Bu sonuç, bütün tahmin ediciler ve test istatistikleri için birleşik tekdüze

yakınsama sağlar. Böylece bu süreçlerin sürekli fonksiyonlarının asimptotik gösterimi

sürekli eşleme teoremi (continuous mapping theorem) yoluyla elde edilmiştir.

0210 ,min kTkkk −≤≤ için );/,/(ˆ 021 δTkTkt istatistiği kullanılmıştır. Yani 1k ve

2k ’nin olası kombinasyonlarından hesaplanan en küçük t istatistiği kullanılmıştır.

21 kk ≠ ve 121 ±≠ kk olduğu varsayılmıştır. ( 21 kk = ise 21 δδ = olacaktır ve bu da

serideki tek kırılmayı ifade eder). 121 ±≠ kk varsayımı ile ardışık tarihlerde meydana

gelen iki kırılmanın olasılığını reddetmişlerdir. Yani iki ayrı olay olarak pozitif bir

şoktan sonra negatif bir şokun ya da tersi bir durumun beklenmeyeceğini ileri

sürmüşlerdir.

Bu sonuçlar zorunlu olarak tahmin edilen bir k için değil bilinen bir k için elde

edilir. Her bir seri için gecikme uzunluğunun seçilmesinde ADF prosedürü

kullanılmıştır.

Bu testin gecikme uzunluğu olan k ’nın seçiminde, öncelikle önsel olarak üst bir

sınır belirlenir. Regresyona dâhil edilen son gecikmeli değerin anlamlılığı sınanır,

anlamlı olması halinde bu değer regresyondaki gecikme uzunluğu olarak seçilir; anlamlı

olmaması halinde ise gecikme uzunlukları, gecikme uzunluğu anlamlı olana kadar birer

Page 68: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

54

birer azaltılarak regresyondan çıkarılır. Herhangi bir gecikmenin anlamlı bulunamaması

halinde 0=k olarak seçilir.

Lumsdain ve Papell (1997), NP (1982) verilerinin kullanıldıkları bu çalışma

sonucunda birim kök boş hipotezi karşısında ZA (1992)’dan daha fazla; fakat Perron

(1989)’dan daha az kanıt elde etmişlerdir.

Perron (1989) ve ZA (1992) tarafından %5 anlamlılık düzeyinde yapılan test

sonuçları reel GSMH, Nominal GSMH ve endüstriyel üretim serileri için, birim kök boş

hipotezi reddedilmesi ile sonuçlanmıştır. LP (1997) iki kırılma modelleri ile bu seriler

için aynı sonuçlar elde edilmiştir. Ayrıca iki kırılmalı LP modellerinde de Perron (1989)

ve ZA (1992) testleriyle yapılan analizlerde, birim kök boş hipotezinin reddedilemediği

üç seri (velocity, tüketici fiyatları, faiz oranı) için birim kök boş hipotezi

reddedilememiştir.

LP (1997) çalışmalarında, AA modeli dikkate alarak, NP(1982)’nin

çalışmalarında kullanmış oldukları on üç serisinin yedisi için birim kök boş hipotezini

%5 anlamlılık seviyesinde reddetmişlerdir. Birim kök boş hipotezinin reddedildiği bu

yedi serinin üçü Perron(1989) tarafından da birim kök boş hipotezinin reddedildiği

ancak ZA tarafından reddedilemediği serilerdir.

LP (1997) testinin gerçekleştirilmesi ızgara aramasına (grid search) dayanır.

0<α alternatifi karşısında, 0=α testi için minimum t değerine sahip belirgin olası

noktaları ile Model AA ve Model CC ile tahmin edilir (Altınay, Galip, 2005).

LP (1997) tarafından elde sonuçlar birden fazla kırılma olduğu durumlarda,

yanlış tanımlamalara karşı sağlam (robust) testlere olan gereksinimi ortaya çıkarmıştır.

LP (1997) geliştirdikleri testle, birim kökle ilgili sonuçların yapısal kırılmaların sayısına

ne kadar duyarlı olduğunu ve iki kırılmalı bir model tahmin edildiğinde bir içsel kırılma

modeli ile elde edilen sonuçların çoğu kez tersine döndüğünü göstermişlerdir.

3.7. Perron (1997) Testi

Perron (1997) çalışmasında, Perron (1989) tarafından ele alınan çoğu makro

iktisadi zaman serisine yönelik bulgularını yeniden değerlendirmiştir. Perron (1989)

çalışmasında, 1929 büyük buhran döneminde trend fonksiyonun sabitinde ve 1973

üretim durgunluğu dönemimde ise trend fonksiyonun eğiminde bir değişime izin

Page 69: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

55

verildiğinde makroiktisadi zaman serilerinin çoğunun deterministik bir trend etrafında

durağan olduğunu ifade etmiştir. Farklı eğim ve sabitler için kukla değişkenler

eklenerek ve DF yöntemi genişletilerek test istatistikleri kurulmuştur. Farklı modeller

altında elde edilen kritik değerlerin asimptotik dağılım teorisi, kırılma noktasının dışsal

olarak belirlendiğini, yani seçilen tarihlerin veriden bağımsız olarak seçildiğini

varsaymaktadır. Perron (1989) çalışmasından farklı olarak Perron (1997) çalışmasıyla

önerilen modellerde kırılma tarihi önsel olarak bilinmemekteydi ancak tahmin edilebilir

bir değer olarak ele alınmıştır. Kırılma noktasının tahmini için çeşitli metotlar ve bu

metotlar için sonlu örneklem ve asimptotik dağılımlar verilmiştir. Perron (1997)

çalışmasında, üzerinde durulan bir başka nokta ise, otoregresyondaki budama gecikme

parametresi seçiminin kritik değerler üzerindeki etkisidir.

Perron (1989)’nun dışsallık varsayımına, ilk önemli eleştiri Christiano (1992)

tarafından getirilmiştir. Crhristiano (1992) kırılma tarihinin önsel olarak bilinmediğini,

yani kırılma tarihinin veri ile ilişkili olduğunu varsaymıştır. Perron (1997), test

istatistiklerin sonlu örneklem ve asimptotik dağılımlarının veriler ile kırılma tarihinin

seçimi arasındaki ilişkiye bağlı olmasından dolayı bu varsayımın önemli bir sorun

olduğunu ifade etmiştir. Perron (1989) veriden bağımsız olarak ele alınan kırılma

tarihlerini ex-post olarak değil ex-ante olarak seçilmiştir ve dışsal olarak seçilen bu

tarihler iktisadi teoriyi etkileyen olayları temsil etmek için kullanılmıştır. Bunlara 1929

borsalardaki hızlı düşüş ve uluslar arası ekonomik koordinasyon ve politika

değişiklikleri sonucunda petrol fiyatlarındaki ani dışsal değişimler örnek olarak

gösterilebilir. Bununla beraber birçok dışsal olay, bazı teorilerin ileri sürdüğü önemli

etkileri göstermemiştir. Bu bağlamda kırılma noktalarının seçiminin en azından bir

ölçüde de olsa verilerle ilişkili olması gerekliliği görüşü ağrırlık kazanabilir.

Perron (1997) çalışmasındaki kırılma noktalarının dışsallığı ile ilgili varsayımı,

kırılma tarihleri ile veri arasındaki ilişkinin ölçüsünü araştırmaya yönelik ilk yaklaşım

olarak değerlendirmiştir. Perron (1997) çalışmasında, 1989 çalışmasını referans almış

ve kırılma tarihleri veri ile ilişkili olarak ele alındığında 1989 sonuçlarını doğrulayacak

şekilde, birim kök boş hipotezini reddetmeyi amaçlamıştır.

Perron (1997) yaklaşımı yine zaman serisindeki tek zamanlı bir kırılmanın

varlığını araştırmaya yöneliktir. Bu kırılma noktası olası tüm kırılma noktaları arasından

Page 70: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

56

birim kök boş hipotezinin testinde kullanılan t istatistiğini minimize eden değerde

seçilmektedir.

Perron (1997) tarafından kullanılan yöntem ve veri seti, BLS (1992) ve ZA

(1992) tarafından kullanılanlarla benzediğinden, Perron (1997) çalışması adı geçen

çalışmalarla yakından ilişkili ve bu çalışmaların tamamlayıcısı niteliğindedir. Perron

(1997) yaklaşımı ile sözü edilen çalışmaları bazı yönlerden genişletmiştir. Metodolojik

olarak, olası kırılma noktaları üzerindeki birim kök testlerinin minimum değerine

dayanan ardışık testlerin asimptotik dağılımı ele alınmıştır. Perron (1997) ampirik

sonuçlarla ilgili olarak, kendi analizlerinin bu iki çalışma ile ortaya konanlardan daha

kapsamlı ifade etmiştir. Test sonuçları üzerinde budama gecikmesinin seçimine ayrıca

önem verilmesi gereğini vurgulamıştır.

Perron (1997) trend fonksiyonunda meydana gelen tek zamanlı bir kırılmanın

varlığına izin veren birim kök testlerinde kullanılan istatistiksel yöntemi yeniden

gözden geçirmiştir. Perron (1997) yaklaşımında, Perron (1989) tarafından ele alınan üç

modeli dikkate almıştır. Burada trend fonksiyonunda meydana gelen değişim zamanı bT

olarak gösterilmiştir.

Perron (1997) tarafından ele alınan ilk model Yenileşim Aykırı Değer

(Innovatinal Outlier) Modeli olarak adlandırılan modeldir. Bu model boş hipotez ve

alternatif hipotez altında trend fonksiyonunun sadece sabitinde değişime izin

vermektedir. Ayrıca değişimin aşamalı bir şekilde meydana geldiği ve bu değişimin

gürültü fonksiyonun korelasyon yapısına dayandığı varsayılmıştır. 1=α için t istatistiği

kullanılarak birim kök testi gerçekleştirilir. Bu model aşağıda gösterilmektedir.

1Model : ( ) t

k

itittbtt eycyTDtDuy ∑

=−− +∆+++++=

111αδβθµ (3.24)

Burada,

>

=..0

1ddTt

DU bt

( ) +=

=..0

11dd

TtTD b

tb

Page 71: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

57

şeklinde ifade edilmiştir.

Model 1 ile verilen bu regresyon sıradan EKK ile tahmin edilmektedir. Bu

regresyon ARMA süreçlerinin otoregresif süreçler ile tahmin edilmesiyle DF (1979) ve

SD (1984) yöntemlerinin bir uzantısı olarak değerlendirilir.

İkinci model bT kırılma zamanında trend fonksiyonun hem sabitinde hem de

eğiminde bir değişime izin vermektedir. Bu regresyonda 1=α şeklindeki birim kök boş

hipotezi t istatistiği kullanılarak test edilmektedir. Model 2 aşağıdaki gibi gösterilmiştir.

2Model : ( ) t

k

itittbttt eycyTDDTtDuy ∑

=−− +∆++++++=

111αδγβθµ (3.25)

Burada,

>

=..0

1ddTt

DT bt

şeklinde ifade edilmiştir.

Model 3, Perron (1989) yaklaşımındaki Toplamsal Aykırı Değer (Additive

Outlier) Modeline uymaktadır. Bu model altında trend fonksiyonun eğiminde bir

değişime izin verilmektedir. Fakat trend fonksiyonun her iki kısmı (kırılma öncesi ve

sonrası) kırılma zamanında birleştirilir. Bu model için iki aşamalı bir yöntem kullanılır.

İlk aşamada aşağıdaki denklem kullanılarak seri trendden arındırılır.

ttt yDTty ~* +++= γβµ (3.26)

>−

=..0

1*

ddTtT

DT bbt

İkinci aşamada, bu regresyonun EKK tahminnden elde edilen aşağıdaki

regresyonda, 1=α şeklindeki birim kök boş hipotezi t istatistiği kullanılarak test edilir.

t

k

ititt eycyy ∑

=−− +∆+=

111

~~ α (3.27)

Page 72: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

58

Kırılma tarihi bT ve budama gecikme parametresi k ile incii' model altında

1=α testi için t istatistiği ( )kTit b ,,ˆ =α ( )3,2,1=i şeklinde ifade edilmiştir. Bu

regresyonlarda bT ve budama gecikme parametresi k ’nın bilinmediği varsayılmıştır.

Perron (1997) bT ’nin içsel olarak seçilmesine yönelik iki yeöntemden söz

etmiştir. Bunlardan ilki 1=α testinde t istatistiği minimize eden değerde bT ’nin

seçilmesidir. Test istatistiği ( ) ( ) ( )kTitMinit bTkTb,,ˆ,1

*ˆ αα +∈= ( )3,2,1=i şeklinde

tanımlanmıştır. ( )1*αt ve ( )2*

αt ’nin asimptotik dağılımları olası kırılma tarihlerinin

aralığının örneklemin uç değerlerini dışlayan bazı alt kümelerle sınırlandırılmış olarak

ZA (1992) tarafından ele alınmıştır. İkinci olarak, Model (1) de sabitteki değişimi

gösteren parametrenin t istatistiğini, θ̂

t , ya da Model (2) ve (3)’te eğimdeki değişimin t

istatistiğini, γ̂t , minimize eden bT kırılma zamanı olarak seçilir. 1=α birim kök boş

hipotezi için t istatistiği Model 1 için ( )1*,θαt ve Model (2) ve (3) için ( )it*

,γα ( )3,2=i gibi

bir prosedürden elde edilir. k ’nın seçimiyle ilgili farklı tanımlamalar analiz edildiğinde, *

bT ; ( ) ( ) ( )kTtMinTt bTkTb b,ˆ,1

*ˆ θθ +∈= iken ( ) ( )kTitt b ,,1 *

ˆ*

, αθα = şeklinde ifade edilir.

( )it*,γα ( )3,2=i benzer bir şekilde tanımlanmaktadır. Böyle bir yöntem kırılma zamanın

bilinmemesine yol açmakla beraber analizi büyümedeki durgunluk ve “crash” durumları

ile kısıtlar. Değişimin yönü ile ilgili herhangi önsel bir varsayım yapılmadan kırılma

noktasının seçiminde aynı prosedürün kullanımını da dikkate almıştır. Bu bağlamda,

kırılma tarihi, θ̂

t ya da γ̂t istatistiklerinin mutlak değerlerini maksimum olduğu

değerde seçilir. Uygun test istatistikleri ise, Model (1) için ( )1*, θαt ve Model (2) ve

Model (3) için ( )it*, γα ( )3,2=i şeklinde gösterilir.

Perron (1997) çalışmasında, k ’nın seçiminde veri bağımlı metotlarının

kullanımını önermiştir. Bunun nedeni ise, veri bağımlı metotların, önsel olarak sabit bir

k ’nın seçilmesinden daha kararlı boyut ve daha yüksek güç özelliklerine sahip test

istatistiklerine yol açmalarıdır. Bu bağlamda, k ’nın seçimine yönelik veriye bağımlı iki

yeöntem önermiştir.

Bunlardan ilki, tahmin edilen otoregresyonda son gecikmeli değer ile gösterilen

katsayının t istatistiğine dayanan genelden özele yöntemidir. Bu yöntem *k diyeceğimiz

Page 73: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

59

k değerini seçer. Burada bahsedilen *k ’ıncı dereceden bir otoregresyondaki son

gecikme anlamlı olup bundan daha yüksek bir derecede otoregresyondaki son gecikme

anlamsızdır. Simülasyonlarda ve ampirik çalışmalarda asimptotik normal dağılıma

dayalı iki yanlı %10 anlamalılık düzeyinde test kullanılarak son gecikmenin anlamlılığı

araştırılmaktadır. Bu metot "" sigt − olarak ifade edilmektedir.

İkinci yöntem ise, SD (1984)’in ampirik uygulamalarında kullandıkları

yeöntemdir. Tahmin edilen katsayıların üzerinden bir F testi kullanılarak, ek

gecikmelerin birlikte anlamlı olup olmadıklarının testine dayanır. Öncelikle k ’nın

maksimum değeri, maxk , belirlenir. Daha sonra otoregresyon maxk ve ( )1max−k

gecikmeleri ile tahmin edilir. Bu aşama da %10 anlamlılık düzeyinde tek yanlı F testi

kullanılarak, maxk ’ıncı gecikmenin anlamlı olup olmadığına bakılır. Eğer bu gecikme

anlamlı bulunursa, seçilen k değeri maksimum olan değerdir. Ancak bu gecikme

anlamlı bulunmaz ise, model ( )2max−k gecikme ile tahmin edilir. Bu uygulama k ’nın

tek tek azaltılması ile ek gecikmelerin anlamsızlığı reddedilene kadar ya da daha düşük

bazı sınırlar elde edilene kadar devam eder. Ampirik çalışmalarda bu sınır 1=k olarak

alınır. Bu yöntem "" sigF − olarak ifade edilmiştir.

Perron (1997) çalışmasında, AIC gibi bilgi kriterlerine dayalı metotlar yerine

“genelden özele” metodunu kullanmayı tercih etmiştir. Bunun nedeni ise, AIC gibi bilgi

kriterlerinin ARMA süreçlerindeki verilerde birtakım ciddi boyut çarpıklıklarına

ve/veya güç kaybına yol açan cimri (parsimony) modeller seçme eğilimde olmalarıdır.

AIC’nın kullanımı, k ’nın tipik olarak 0 ve 1 gibi çok küçük bir değer olarak

seçilmesine neden olmaktadır. Bunun bir sonucu olarak, tahmin edilen artıkların serisel

korelasyon sergilediği pek çok ampirik çalışma ile gösterilmiştir.

Perron çalışmasında kullandığı istatistiklerim asimptotik ve sonlu örneklem

dağılımlarını türetmiştir. Bunu yaparken veri yaratma sürecini bir rastsal yürüyüş süreci

olarak ele alınmıştır.

ttt eyy += −1 ( )Tt ,...,2,1=

Burada veriler ty 00 = ve te )1,0(iidN ile bir rastsal yürüyüş süreci ile

türetildiğinde simülasyonla 2000 yenileme yapılarak bazı örneklem büyüklükleri kritik

Page 74: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

60

değerleri hesaplamıştır. Bu örneklem büyüklükleri, Model (1) için, T=60, 80, 100;

Model (2) için T=70 ve 100; Model (3) için, T=100,150, 200’dür.

k sabit olduğunda Perron (1997) sonlu örneklem dağılımı ile ilgili birkaç önemli

noktayı vurgulamıştır. Tüm durumlarda, k’nın değişimi kırılma zamanın

minizisayonunda k’nın sabit tutulmasını sağlarken kritik değerler oldukça stabildir.

k’nın sabit olduğu bu durumlarda, asimptotik dağılım sonlu örneklem dağılımına iyi bir

yaklaşımdır. bT sabit olarak değil veri bağımlı olarak değerlendirildiğinde, Perron

(1997) çalışmasında elde edilen kritik değer, Perron (1989) çalışması ile

karşılaştırıldığında çok daha düşüktür. Örneğin bT üzerinde minimizasyon koşulunda,

T=100 ve ( )1*α̂t istatistiği ile kritik değer 93,4− iken bT örneklemin ortasında bir sabit

olarak dikkate alındığında kritik değer: 76,3− ’dır.

Burada birinci farkın katsayıları üzerine yinelemeli F testlerine göre seçilen k ile

oluşturulan testler için kritik değerler )( sigFk − ile gösterilmiştir. Otoregresyona

eklenen son gecikme üzerinde t testine göre seçilen k ile oluşturulan testler için kritik

değerler )( sigtk − ile göstermketedir. Sonuç değerleri sigF − kullanımı ile elde

edilen değerlere yakındır. k ’nın seçiminde veri bağımlı metotların kullanıldığında,

asimptotik kritik değerlerin kullanımı sonlu örneklemlerde serbest testlere yol

açacağından asimptotik yaklaşım iyi değildir. Perron, ( )( )3,2,1*ˆ =iitα istatistiklerinin

dağılımı karşılaştırıldığında dağılımın sol kuyruğunda en yüksek kritik değerlerin

Model (3) de meydana geldiğini ifade etmiştir. Bu durum, en yüksek kritik değerlerin

Model (1)’e denk geldiği sabit bT durumu ile çelişkili görülmüştür.

Sabit ya da eğimdeki değişimin t istatistiği bT kırılma noktası, θ̂

t ya da γ̂t ’yi

minimize etmek için seçilen ( )1*,θαt ve ( )it*

,γα ( )3,2=i istatistiklerinin kritik değerleri

dikkate alınmaktadır. Bu durumda, uygun kritik değerler mutlak değer olarak daha

küçüktür. Bu trend fonksiyonunun sabitinde, tek yanlı bir değişimin önsel bir

yüklenimden kaynaklanmaktadır.

θ̂t ya da γ̂t ’in mutlak değer maksimizasyonuyla kırılma tarihi seçimine dayanan

( )1*, θαt ve ( )it*

, γα ( )3,2=i istatistikleri dikkate alındığında ise bu istatistikleri ( )it*α

istatistiği gibi değişimin yönü hakkında önsel bir koşul ileri sürmezler. Dağılımın sol

Page 75: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

61

kuyruğunda Model (1) ve Model (3) için ( )1*αt ile ( )1*

, θαt ve ( )3*αt ile ( )3*

, γαt arasında

kritik değerler aslında aynıdır. Bundan dolayı, bu iki modelin iki istatistiği aynı

özelliklere sahiptir. Ancak, aynı durum Model 2 için geçerli değildir. ( )2*αt ile

karşılaştırıldığında dağılımın sol kuyruk kritik değerleri ( )2*, γαt için daha mutlak değer

olarak daha küçüktür. Bu nedenle ( )2*, γαt ’nin daha güçlü bir test olması beklenir.

Perron (1997) çalışmasında, testin boyut ve güç özelliklerinin k ’nın seçimiyle

nasıl etkilendiğini ve bT ’nin seçim prosedürü karşında testin gücünün nasıl değiştiğini

göstermeyi amaçlamıştır. k ’nın seçimine ait sonuçlar değerlendirildiğinde, sürecin

olması gereken derecesinden daha düşük bir k değeri seçilirse aşırı boyut çarpıklığı

meydana geleceği görülmektedir. Çoğu durumda olması gereken boyut mevcut boyuttan

daha büyüktür. Eğer k sürecin gerçek sırası kadar seçilirse olması gereken boyut

nadiren mevcut olan boyutu geçer. Eğer gecikme yapısı parametreleri aşarsa güç kaybı

yaşanır. k ’yı elde etmek için, )( sigFk − ya da )( sigtk − yöntemlerinden biri

kullanıldığında negatif hareketli ortalama bileşeninin olduğu durumlar dışındaki tüm

durumlarda olması gereken boyut, mevcut boyuta yakındır. )( sigtk − ya da

)( sigFk − kullanımında güç oldukça iyidir. Bu iki yöntem iyi boyut ve güç

özelliklerine sahiptirler ve açık bir şekilde sabit bir k kullanımını belirlenmektedir.

Perron (1997) çalışmasında elde ettiği sonuçlar, )( sigtk − yönteminin )( sigFk −

yönteminden daha güçlü olduğunu göstermektedir.

Perron (1997) sabitte ya da eğimde meydana gelen bir değişim karşısında test

istatistiğinin boyutunun nasıl etkilendiğini göstermiştir. ( )1*αt ve ( )1*

,θαt testleri δ

arttıkça fazla büyümektedir. Perron (1997) çalışmasında, eğimdeki değişimle ilgili olan

( )3*αt istatistiği için verilen kritik değerler tablosu ile γ ’daki değişimlerin dikkate

alınan bazı değerler aralığında testin boyutunu etkilemediğini de ortaya koymuştur.

γ ’daki artışlar bazı durumlarda ( )3*,γαt ’da hafif çarpıklıklara neden olmaktadır. Ek

simülasyonlarda, ise daha yüksek γ değerinin aşırı boyut çarpıklığına neden olduğunu

açığa çıkarmıştır.

Page 76: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

62

Perron, büyük değişimler sonucu meydana gelen çarpıklıkların aslında bir sorun

olmadığını fakat serilerin çok geniş sabit ya da eğim değişimlerine sahip olduğundan

şüphelenildiği durumlarda deikkatli olunması gerektiğini belirtmiştir.

Perron (1997) kırılma tarihinin içsel olarak belirlendiği bu yaklaşımını, Perron

1989 çalışmasının yerine geçen bir çalışma olmaktan çok sözü geçen çalışmayı

tamamlayan bir yaklaşım olarak değerlendirmiştir.

Perron (1997) G-7 ülkelerine ilişkin savaş sonrası GSMH ve GSYİH serilerinin

bir veri setini analiz etmiştir. Kırılma zamanı, ( )3*αt testi kullanılarak seçilmiştir ve

analiz sonucunda kırılma zamanı seriler için farklı bulunmuştur. ( )3*αt testine ait

sonuçlarda, asimptotik kritik değerler kullanıldığında İtalya hariç diğer ülkelere ait

seriler için birim kök boş hipotezi %5’e yakın anlamlılık düzeyinde reddedilmiştir.

Sonlu örneklem kritik değerleri kullanıldığında genelde sonuçlar o kadar belirgin

değildir. Japonya için birim kök hipotezi güçlü bir şekilde reddedilmiştir. Perron

(1997)’de birim kök durumundan başka, önemli bir yapısal değişikliğin meydana

geldiğini ileri sürmüştür. Kırılma tarihleri her ülke için farklı olsa da bu tarihler birinci

petrol şokunun meydana geldiği 1973 yılına yakın tarihlerdir ve 1971:2 – 1976:3

aralığında değişmektedirler. Perron (1997) çalışmasında kullandığı metodun değişim

tarihinin tutarlı bir tahminini sağlamada doğrudan uyarlanmış bir metot olmadığını ve

bu nedenle kırılma tarihlerinin yaklaşık bir tarih olarak düşünülmesi gerektiğini ifade

etmiştir.

Kırılma noktası seçimi ve veri arasındaki ilişki varsayımı altında kullanılan

istatistiksel prosedür, serilerin 1973 yılları civarında eğimdeki bir değişimle kırıklı bir

trend fonksiyonu etrafında durağan dalgalandıkları hipotezi ile tutarlıdır.

Perron (1997) çalışmasını ZA (1992) ve BLS (1992) ile karşılaştırmıştır.

Sonuçlar ZA (1992) karşılaştırıldığında, burada bazı yöntemsel farklılıklar

özetlenmiştir. Bunlar:

Perron (1997) regresyon (1) ve (2) için tek zaman kuklası ( )tbTD ’yi içermiştir.

Budama gecikmesi seçiminde )( sigt − prosedürü olduğu kadar )( sigF − prosedürü de

kullanılmıştır. Ayrıca kırılma tarihi seçiminde eğimdeki değişim katsayısının bir

anlamlılık testi kullanılmıştır.

Page 77: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

63

BLS (1992) ile temel farklılıklar ise birkaç noktada özetlenmiştir. Perron (1997)

çalışmasında kullanılan veri, BLS (1992) tarafından kullanılan veriden, kaynaklar ve

görüş bakımında farklıdır. İkinci olarak, BLS (1992) yaklaşımında boş hipotez altında

eğimde bir değişime izin vermeyen tek adımlı yenileşim aykırı değer modeli

kullanılmıştır. Üçüncü olarak k’nın değeri tüm ülkeler için dört olarak alınmıştır ve bu

değer sekiz olarak belirlendiğinde ya da AIC ve SC gibi bilgi kriterleri kullanıldığında

sonuçların dirençli olduğunu ifade etmişlerdir.

Perron (1997) çalışmasında k’nın seçiminde kendi kullandığı metodun birim kök

testlerinde daha iyi sonuç verdiğini ileri sürmüştür. Verilerin gerçek korelasyon yapısı

bilinmeyeceğinden ve ülkeler arasında farklılık gösterebileceğinden, k’nın değerini

keyfi bir değere sabitlemek ciddi boyut çarpıklığı ve/veya güç kaybına yol

açabilmektedir.

3.8. Vogelsang ve Perron (1998) Testi

Perron (1989, 1990) trenddeki meydana gelen kaymaları iki yöntem ile

modellemiştir. Bunlardan ilki, şokların birden meydana geldiği durumlara uygulanan

AO modeli, diğeri ise, şokların zaman içinde yavaşça kademeli bir şekilde meydana

geldiği durumlara uygun olan IO modelidir. Bu modellerden hareketle Vogelsang ve

Perron (1998), IO ve AO modelleri çerçevesinde, istatistiklerin limit dağılımları birim

kök boş hipotezi altında trend fonksiyonunda bir değişim meydana geldiği durumlarda

türetilmiştir.

VP (1998) çalışmasında önerdikleri yaklaşımın amaçlarını aşağıdaki gibi

özetlemişlerdir. Bu amaçlardan ilki; AO modeli çerçevesinde crash modeli ve değişen

büyüme modeli (changing growth model)’lerinin istatistikleri için asimptotik dağılımlar

türetilmesidir. Kırılma tarihinin DF-t istatistiğinin minimisazyonu ve trend kırığı kukla

değişkeninin parametresinin anlamlılığı kullanılarak istatistikler dikkate alınmıştır.

Ayrıca trend kırığı kukla değişkeninin anlamlılığı kullanılarak seçilen kırılma tarihiyle

IO modeli çerçevesinde her iki model için de asimptotik sonuçlar elde edilmiştir. Bu

sonuçlar boş hipotez altında bir kırılmanın olmadığı varsayımı ile elde edilmiştir. İkinci

amaç; tüm modeller için birim kök boş hipotezi altında bir kırığın meydana geldiği

varsayımı ile asimptotik sonuçlar türetilmesine yöneliktir. Sabitte bir kayma olduğunda

istatistiklerin limit dağılımlarının (limiting distributions) değişmez olduğu fakat eğimde

Page 78: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

64

bir kayma olduğunda bu dağılımların değişebileceğini göstermişlerdir. Üçüncü olarak;

sonlu örneklem boyutu ve gücünün ortalama ve eğimdeki kaymadan nasıl etkilendiğini

göstermek için sonlu örneklem simülasyonları kullanılmışlardır.

Ele alınan model ve istatistikler aşağıda verilmiştir;

Bu modellerde önceden var olan çalışmalarla tutarlı olarak trend fonksiyonunda

en fazla bir kırılma meydana geldiği varsayılmıştır. Kırılma tarihi cbT ile gösterilmiştir.

TT cb <<1 ve T örneklem boyutudur (c üst imi doğru kırılma tarihini gösterir). Kırılma

tarihinin bilinmediği varsayıldığından bT kırılma zamanı kullanılarak tahmin edilen

regresyonlar doğru kırılma zamanı cbT kullanılarak elde edilenlerden farklıdır. Aşağıda

AO ve IO modelleri çerçevesinde üçer model ele alınmıştır.

i) Toplamsal Aykırı Değer (AO) Modeli

Bu model değişimin ani bir şekilde meydana geldiği ve değişimin serinin

dinamiklerinden etkilenmediği varsayıldığında kullanılan bir modeldir. Bu modele

ilişkin regresyonlar aşağıda verilmiştir,

:1Model tctt zDUty +++= θβµ (3.28)

:2Model tc

tctt zDTDUty ++++= γθβµ (3.29)

:3Model tc

tt zDTty +++= γβµ (3.30)

Burada, )(1 cb

ct TtDU >= ve ))((1 c

bc

bc

t TtTtDT −>= olarak tanımlanmıştır.

Ayrıca hata terimi tz , tt eLBzLA )()( = olarak tanımlanan bir ),1( qpARMA + sürecidir

( te ),0( 2σiid ). θ ve γ parametreleri olası trend kırıklarının büyüklüklerini ölçer.

Örneğin birim kökün varlığında { }ty ’nin sabiti cbT ’ye kadar 0y ve c

bT ’den sonra θµ +

olarak değerlendirilmiştir.

Vogelsang ve Perron (1998) AO modeli çerçevesinde iki aşamalı bir prosedür

izlemiştir. aşağıdaki regresyonlar EKK ile tahmin edilerek seriler trendden arındırılır.

Page 79: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

65

:1Model 1~ttt yDUty +++= θβµ (3.31)

:2Model 2~tttt yDTDUty ++++= γθβµ (3.32)

:3Model 3~ttt yDTty +++= γβµ (3.33)

)(1 bt TtDU >= ve ))((1 bbt TtTtDT −>= olarak tanımlanmıştır.

İkinci aşamada aşağıdaki regresyonda i'1=α test etmek için t istatistiği

kullanılmaktadır.

tk

kj

itik

ij

titbij

t uycyTDy +∆++= ∑∑ = −= −− 11 1~~)( αω (3.34)

tk

k ititt uycyy +∆+= ∑ = −− 133

13 ~~α (3.35)

(3.31)’de 1+k gecikmeli itbTD −)( kukla değişkenine yer verilmesinin nedeni,

α ’nın t istatistiğinin asimptotik dağılımın hataların korelasyon yapısı ile değişmediğini

ve IO modeli ile aynı olduğunu temin etmektir. k ’nın uygun seçimi ile verilerin

korelasyon yapısı karşısında α ’nın t istatistiği değişmiyor ise, Model 3’de tek zaman

kukla değişkenine ihtiyaç yoktur. Bununla beraber, AO modelinin limit dağılımı

(limiting distribition) IO modelinin limit dağılımından farklıdır. (3.31) ve (3.32)

regresyonlarında kullanılan 1=α testinde kullanılan t istatistikleri ),,,(ˆ kTAOjt bα

)3,2,1( =j şeklinde gösterilmiştir. bT kullanılan kırılma zamanı ve k ise gecikme

uzunluğunu göstermektedir.

ii) Yenileşim Aykırı Değer (IO) Modeli

IO modeli zaman içinde daha yavaş bir şekilde meydana gelen değişimler söz

konusu olduğunda uygulanabilir. VP (1998) meydana gelen değişimin dinamik

patikasının herhangi bir formda olabileceğini ve serinin trend fonksiyonuna gelen bir

şok ile yenileşim sürecine gelen bir şokun benzer bir şekilde tepki gösterdiğini

varsayarak, bu dinamiklerin modellenebileceğini ifade etmiştir. Bu varsayım izleyen

Page 80: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

66

tanımlamalar kullanılarak elde edilebilir. Birim kök boş hipotezi altında ty aşağıdaki

gibi modellenmektedir:

:1Model

( )ttc

btt eTDLyy +++= − )()(*1 θψβ (3.37)

:2Model

( )tctt

cbtt eDUTDLyy ++++= − γθψβ )()(*

1 (3.38)

:3Model

( )tcttt eDULyy +++= − γψβ )(*

1 (3.39)

Model 3 için eğimdeki bir değişimin uzun dönem etkisi ise γψ )1(* iken,

eğimdeki değişimin ani bir etkisi γ ile ifade edilmiştir. Boş hipotez altında ty üç model

için aşağıdaki gibi verilmiştir.

:1Model

( )ttc

tt eTDLty +++= )()( θψβµ (3.37a)

:2Model

( )tctt

ctt eDUTDLty ++++= γθψβµ )()( (3.38a)

:3Model

( )tctt eDULty +++= γψβµ )( (3.39a)

Page 81: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

67

VP (1998), (3.37), (3.38), (3.37a) ve (3.38a) modellerinin yuvalanabileceğini ve

birim kök hipotezinin izleyen DF (1979) tipi regresyonlarının EKK tahmini ile test

edilebileceğini ifade etmişlerdir.

∑ = −− +∆+++++=k

i tititttbt uycyDUTdDty11)( αθβµ (3.40)

∑ = −− +∆++++++=k

i titittttbt uycyDTDUTdDty11)( αγθβµ (3.41)

Model 3 için (3.39) ve (3.39a) modellerinin yuvalaması dikkate alınmamıştır.

Bunun yerine ZA (1992) ve BLS (1992) tarafından ele alınan regresyonlar

kullanılmıştır.

∑ = −− +∆++++=k

i titittt uycyDTty11αγβµ (3.42)

Birim kök boş hipotezi altında (3.40) – (3.42) denklemlerinde 1=α , 0=θ ve

0=γ ’dır. (3.42) boş hipotez altında trendde bir kırılmaya izin vermez. (3.40) – (3.42)

denklemlerinde 1=α boş hipotezini test etmek için t istatistiği kullanılır. t istatistikleri

),,,(ˆ kTIOjt bα )3,2,1( =j şeklinde gösterilmiştir

VP (1998) tanıttıkları testleri tamamlamak için, bT ve k ’nın doğru bir şekilde

belirlenmesi gerektiğini vurgulamışlardır.

VP (1998) bT ’nin seçiminde iki veri bağımlı metot önermişlerdir. Bunlardan

ilki, ),)(,,,(ˆ IOAOmkTmjt b =α istatistiğini minimize eden bT değerinin seçimine

dayanır. bT ’nin bu seçimi büyük olasılıkla birim kök boş hipotezini reddedecek kırılma

tarihlerine uyar. Burada )( α̂tTb bu prosedüre göre seçilen bT değerini göstersin ve

)),(,,( ˆˆ ktTmjt b αα ),,,(inf ˆ kTmjt λαλ Λ∈= t istatistiği sonucunu göstersin. Burada, λ ,

[ ]1.0 aralığında değer almaktadır ve [ ]Tλ , Tλ ’nin tam sayı kısmını gösterir. Bununla

beraber tüm olası kırılma tarihleri dikkate alınmıştır.

bT ’nin seçiminde kullanılan ikinci yaklaşım, bir ya da daha fazla kırılma

parametresinin ),( γθ anlamlılığını test etmek için istatistiklerinin maksimizasyonunu

Page 82: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

68

içerir. Model 1 için (3.31) ve (3.40) regresyonlarında θ̂

t ve θ̂

t istatistiklerinin

maksimumları kullanılarak bT seçilir. Bu prosedür kullanılarak elde edilen bT değeri,

)(θ̂

tTb ve )( α̂tTb olarak gösterilir. θ̂t istatistiğinin maksimumu kırılmanın yönü

bilinmediğinde kullanılırken, θ̂

t istatistiği kırılmanın yönünün önsel olarak pozitif

olduğu bilindiğinde ( )0>θ kullanılır. Kırılmanın yönünün negatif olduğu ( )0<θ önsel

olarak biliniyorsa θ̂

t istatistiğinin minimumu kullanılır. PV (1998) kırılmanın yönünün

bilinmesi durumunda daha güçlü testlere sahip olunacağını ifade etmişlerdir. Model 2

için (3.29) ve (3.41) regresyonlarının γ̂t , γ̂t ve γθ ˆ,ˆF istatistiklerinin maksimumları

kullanılarak bT seçilir. γθ ˆ,ˆF İstatistiği 0== γθ ortak hipotezinin sınanmasında

kullanılır. Kırılmanın yönünün pozitif olduğu ( )0>γ önsel olarak biliniyorsa bT ’nin

seçiminde γ̂t istatistiğinin maksimumu kullanılırken, kırılmanın yönünün negatif

olduğu önsel olarak bilindiğinde γ̂t istatistiğinin minimumu kullanılır.

VP (1998), budama gecikmesi k birkaç veri bağımlı metot kullanılarak seçilir.

İlk yöntem Perron (1989, 1990,1997) tarafından kullanılan yöntemdir. Bu yönteme göre

k ; bT nin verilen herhangi bir değeri için birinci farkı alınmış son gecikmeli değişkenin

%10 seviyede anlamlılığına bakılarak belirlenir. En son gecikmeli değerin anlamlı

olmadığı son gecikmede belirlenen k değeri maxk olarak adlandırılır. İkinci yöntemde

ise k , 0 ve maxk aralığındaki değerler için AIC ve SC bilgi kriterlerinin kullanımı ile

seçilir. k ’nın bu kriterlere dayalı seçimi )(aick ve )(sck olarak adlandırılır.

3.9. Lee ve Strazicich (2003, 2004) Testi

Perron 1989 yılında yayımlanan çalışmasında birim kök boş hipotezinin,

alternatifi doğru olduğun zaman, var olan bir yapısal kırılma yok sayıldığında birim kök

boş hipotezinin reddetme olasılığının düştüğünü yani testin gücünde bir azalma

olduğunu göstermiştir. Lee ve Strazicich (2003) çalışmasında, bir kırılmanın yok

sayılması ile testin güç kaybına uğrayacağı gibi, tek kırılmalı testlerde iki ya da fazla

kırılmanın varlığı durumunda, benzer bir güç kaybını beklenmesi gerektiğini ifade

etmişlerdir.

Page 83: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

69

Perron (1989) çalışmasını izleyen pek çok çalışmada dışsallık varsayımı önceden

belirlenmiş kırılma tarihinin yanlı olabileceği yönünde eleştirilmiş ve bundan dolayı

yapısal kırılma tarihinin içsel olarak veriye bağımlı bir şekilde tahmin edildiği birim

kök testleri geliştirilmiştir.

LS (2003) çalışmalarında NP (1982) çalışmalarında kullandıkları veri setini

analiz etmişlerdir ve elde ettikleri sonuçları LP (1997) tarafından elde edilen sonuçlarla

karşılaştırmışlardır. Lumsdaine ve Papell (1997)’in iki kırılmaya izin veren birim kök

testi, boş hipotez altında yapısal kırılmaların olmadığı varsayımı altında türetilmiştir. LP

(1997) yaklaşımda, birim kök boş hipotezin reddedilmesi tek başına birim kökün

reddedilmesi anlamına gelmemektedir, ayrıca seride kırılma olmaksızın birim kökün

reddedilmesi anlamına gelebilmektedir. Benzer bir şekilde alternatifi iki kırık altında

trend durağanlığı ifade etmek zorunda da değildir, iki kırılmaya sahip bir birim kök

anlamına da gelebilir. Bu sonuç ampirik çalışmalarda test sonuçlarının dikkatli bir

şekilde yorumlanmasını gerektirir. Boş hipotez altında bir kırılmanın varlığında boş

hipotezin reddedilmesi, aslında yapısal kırılmaya sahip fark durağan bir zaman serisinin

kırılmalara sahip trend durağan bir zaman serisi olduğu şeklinde yanlış yorumlanmasına

yol açabilir. Buna rağmen, bir çok ampirik çalışmada içsel kırılmalı birim kök

testlerinde birim kök boş hipotezinin reddedilmesi trend durağanlığın kanıtı olarak

yorumlanmaktadır.

LP (1997) testinde olduğu gibi, kırılma noktalarının içsel olarak belirlendiği

diğer benzer testlerde, birim kök boş hipotezi altında kırılmaların olmadığını

varsayılmıştır ve kritik değerler bu varsayım altında türetilmiştir. Nunes, Newbold ve

Kaun (1997) ve LS (2003) boş hipotez altında mevcut olan bir yapısal kırılmanın

varlığının yok sayılmasının ZA (1992), LP(1997) gibi içsel kırılmalı birim kök

testlerinin çoğunda boyut çarpılıklarına yol açacağını ifade etmişlerdir. Ayrıca, bu

testler kırılma tarihini yanlış tahmin etmeye meyilli olacaklardır. LS (2001), DF tipi

içsel kırılmalı testlerin asimptotik boş dağılımların kırılma yeri ve büyüklüğünü işaret

eden sorunlu parametrelerden etkilendiğini ve yapısal kırılma durumunda birim kök boş

hipotezinin yanlış olarak reddedildiğini ifade etmişlerdir. (Lee ve Strazcich, 2003).

Lee ve Strazcich (2003, 2004) kırılma zamanının içsel olarak belirlendiği, birim

kök boş hipotezi ve alternatifi altında bir ve iki kırılma olasılığına izin veren bir

Page 84: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

70

prosedürü dikkate almışlardır. LS tarafından önerilen bu test, Schimidt ve Phillips

(1992) tarafından önerilen lagrange çarpanları (LM) birim kök testine dayanmaktadır.

Lee ve Strazicich testi, Perron (1989)’da tanımlanan Model A, B ve C’yi

dikkate almışlardır ve veri üretme sürecini aşağıdaki şekilde ifade etmişlerdir;

ttt eZy +′= δ

ttt ee εβ += −1

Burada tZ dışsal değişkenlerin vektörüdür. tε ),0( 2σiid ’dir. Bir yapısal kırılma

için Lee ve Strazicich (2004) iki model ele almışlardır. Bu modeller Perron (1989)

tarafından ele alınan, A ve C modelleridir. Birim kök testi ne ilişkin hipotez 1=β

parametresinin test edilmesine dayanmaktadır. Alternatif hipotez altında tek zamanlı bir

kırılmaya izin veren A modeli için, [ ]',,1 tt DtZ = olarak tanımlanmıştır ve 1+≥ BTt için

1=tD diğer durumlar için 0 olarak verilmiştir. BT yapısal kırılma zamanı ve

( )321 ,,' δδδδ = olarak tanımlanan parametreler vektörüdür. Model C alternatif hipotez

altında sabitte bir kayma ve trendin eğiminde değişimin yer aldığı Peron (1989)’un C

Modeli ile eşdeğerdir. Bu modelde dışsal değişkenlerin vektörü [ ]',,,1 ttt DTDtZ =

olarak tanımlanmıştır. 1+≥ BTt için, Bt TtD −= , diğer durumlar için 0 olarak

tanımlanmıştır (Lee ve Strazicich, 2004).

İki yapısal kırılma için, Model A seviyede iki kaymaya izin verir. Bu model için

[ ]',,,1 21 ttt DDtZ = ve 1+≥ BjTt için 1=jtD , diğer durumlarda 0 olarak tanımlanmıştır.

Seviyede ve trendin eğiminde iki kaymaya izin veren model C için

[ ]',,,,,1 2121 ttttt DTDTDDtZ = ve 1+≥ BjTt için Bjjt TtDT −= , diğer durumlarda 0

olarak tanımlanmıştır. Veri üretme süreci boş hipotez )1( =β ve alternatif hipotez

)1( <β altında kırılmalar içerir.

LS (2003, 2004) testinde birim kök test istatistiği aşağıda verilen regresyon

yardımı ile hesaplanmaktadır.

tttt uSZy ++∆′=∆ −1~φδ

Page 85: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

71

∆ birinci fark operatörü, tS~ 8 trendden arındırılmış seridir. Denklemde tZ yerine tZ∆

yer almaktadır. Bu nedenle, tek kırılmalı durum için [ ]ttt DZ ,,1, β∆ şeklinde ifade

edilmektedir. Burada, tt D∆=β ve tt DTD ∆= ’dir. Bu nedenle tβ ve tD sırasıyla

alternatif hipotezde sabitte ve trendde değişime; sıfır hipotezinde ise, bir dönemli

sıçrama ve ortalamada değişime karşılık gelmektedir. İki kırılma olduğu durumlarda

tZ∆ , [ ]tttt DD 2121 ,,,,1 ββ şeklinde ifade edilmektedir. Serinin birim kök içermesi

durumunda, t-testi kullanılarak sınanan sıfır hipotezi 0=φ şeklindedir. Alternatif

hipotez ise, 0<φ olarak gösterilmektedir. LM t-test istatistiği şu şekilde ifade

edilmektedir: (Kasman, S, 2008)

φτρ ~~ = ve,

0:~ =φτ boş hipotezini test eden t istatistiğidir.

L&S (2003, 2004) tek kırımla ve iki kırılmaya izin veren test istatistikleri için 3

varsayımdan bahsetmiştir. Bunlardan ilki, tε yenileşimlerinin PP (1988) tarafından

verilen düzenlilik koşullarını sağladıklarıdır. Bu bağlamda, iki hata varyansı

hesaplanmıştır. Bunların var olduğu ve pozitif oldukları varsayılmıştır.

( )221

2 ...lim TTE εεσ ε ++=

∞→

( )22 ...lim εεσ ++=∞→

ET

Diğer bir varsayım, verilerin yukarıda verilen veri üretme sürecinden türetildiği

ve Model A için [ ]',,,1 21 ttt DDtZ = ile Model C için [ ]',,,,,1 2121 ttttt DTDTDDtZ =

olduğudur. Diğer varsayım ise ∞→T iken jBj TT λ→/ ’dir ),( 21 λλλ =j .

Verilen bu varsayımlar asimptotik dağılımların boş hipotez altında yapısal

kırılmaların konumundan ve boyutundan etkilenmediği ifade eden değişmezlik

özelliğine sahip olduklarını göstermeleri bakımından önemlidir.

8 δψ

~~~txtt ZyS −−= , Tt ,...,2= ; δ

~ise ty∆ ’nin tZ∆ üzerine regresyonundaki katsayılardır. xψ~ ,

xψ ’nin kısıtlı en çok olabilirlik tahmincisidir ve xψ~ = δ~11 Zy − olarak verilmiştir. 1y ve 1Z ; ty ve

tZ ilk gözlem değerlerini göstermektedir.

Page 86: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

72

İki kırılmalı LM birim kök testinde kırılma noktalarının )( BjT içsel olarak

tahmininde bir ızgara aramasından (grid search) yararlanmışlardır;

)(~inf λρλρ =LM

)(~inf λτλτ =LM

Kırılma noktalarının seçim yolu, LP (1997) yaklaşımda izlenen yöntemle

aynıdır. Yapısal kırılmanın konumu, tüm olası kırılma noktaları arasında test

istatistiğinin minimum olduğu yerde belirlenmektedir.

LP (2003), iki kırılmalı minimum LM testinin performansını değerlendirmek

için simülasyon deneyleri yapmışlardır. ρLM ve τLM test istatistiklerinin

performansları aynı olduğu için, bunlardan sadece biri üzerinde çalışmışlardır ( τLM ).

LM test istatistiğinin değişmezlik özelliğini göstermek için öncelikle testin dışsal

versiyonu daha sonra içsel versiyonunu tahmin edilmişlerdir.

Dışsal kırılma testinde öncelikle Model A tahmin edilmiştir. Yapılan ilk deneyde

seride kırılma olmadığında iki kırılma varsayımın etkisi incelenmiş ve elde edilen

sonuçlar anlamlı boyut çarpıklığının olmadığını göstermiştir. Yani serilerde kırılma

olmaması halinde kırılmaların varlığına izin vermek testte bir yanılgıya yol

açmayacaktır. İkinci deneyde farklı büyüklükteki ve farklı konumlardaki kırılmalar

kullanılarak testin değişmezlik özelliği araştırılmıştır. Elde edilen sonuçlar testin

değişmezlik özelliğini açıkça ortaya koymuştur. Üçüncü deney kırılma sayısının eksik

belirlenmesinin etkileri incelenmiştir. Yapılan dördüncü deneyle yanlış belirlenen

kırılma noktalarının etkileri incelenmiştir. İki kırılmalı LM birim kök testinde boş

hipotez altında yanlış kırılma noktaları varsayımında dahi çoğunlukla değişmezlik

özelliğini koruduğu ve alternatif hipotez altında bir güç kaybının olduğu ifade

edilmiştir.

LS (2003), Model C için yapılan simülasyon deneyleriyle, iki dışsal kırılmalı

LM birim kök testinin Model A için elde edilen sonuçlara benzer sonuçlar verdiği

göstermişlerdir. Model A’da olduğu gibi boş hipotez altında LM testi halen kırılmaların

boyutundan etkilenmemektedir, ancak kırılmaların konumuna göre değişmezlik özelliği

kaybolmaktadır. En önemlisi boş hipotez altında kırılmaların varlığı durumunda iki

kırılmalı LM testi yüksek reddetme özelliğine sahiptir.

Page 87: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

73

İki kırılmalı LM birim kök testi için elde edilen simülasyon sonuçları öncelikle

Model A için verilmiştir. Deney 5 ile farklı kırılma noktaları ve kırılma büyüklükleri

kullanılarak %5 anlamlılık düzeyinde olasılıkları karşılaştırılmıştır. İki içsel kırılmalı

LM birim kök testi boş hipotez altında kırılmaların varlığında iyi bir performansa

sahiptir ve ciddi bir boyut çarpıklığı sergilemez. Bu sonuçlar aynı kritik değerlerin boş

hipotez altında kırılmaların boyutu ve konumuna bakılmadan kullanılabileceğini

göstermektedir.

Elde edilen simülasyon sonuçları, LM birim kök testinin değişmezlik özelliğini

ortaya koymaktadır. Değişmezlik özelliği yanlış reddetmeleri önlemektedir. Bu nedenle

değişmezlik özelliği iki içsel kırılmalı LM birim kök testinin önemli bir özelliğidir.

Böylece yapısal kırılmanın varlığı ya da yokluğuna bakılmadan minimum LM birik kök

istatistiğinin asimptotik boş dağılımı kompakt ve iyi tanımlanış kalır. Başka bir ifade ile

testin asimptotik dağılımı kırılmanın büyüklüğünden ve konumundan etkilenmeyecektir

(Lee ve Strazicich, 2004).

LS (2003) iki kırılmalı LM birim kök testi NP(1982) tarafından analiz edilen

verilere uygulanmıştır. Serisel korelasyonu düzeltmek için, genelleştirilmiş bir versiyon

kullanılmıştır. Ng & Perron (1995) tarafından önerilen ve Perron (1989) tarafından

kullanılan genelden özele yöntemi kullanılarak genelleştirilmiş gecikmeli terimlerin

sayısı belirlenmiştir. En uygun k seçimi iki kırılma noktasının her bir kombinasyonu

için bu şekilde belirlendikten sonra iki içsel kırılmalı LM t istatistiğinin minimum

olduğu yerde kırılma noktaları belirlenmektedir. Her iki olası kırılma noktası

kombinasyonu, uç noktaları elimine etmek için, [ ]TT 9,0,1,0 zaman aralığında

incelenmiştir.

LP testinin kullanımında boş hipotezin, LS (2003) testine göre daha güçlü

reddedildiği sonucuna ulaşılmıştır. %5 anlam düzeyinde LP (1997) testinde NP (1982)

serilerinin 6’sı için boş hipotez reddedilirken, LS (2003) LM testinde 4 seri için boş

hipotez reddedilmiştir.

LS (2003), çoğu makroekonomik zaman serisinde sadece tek bir yapısal

kırılmaya izin verilmesinin çok kısıtlayıcı olabileceğini ifade etmişlerdir. Bu doğrultuda

serilerin seviyesinde ve trendinde kırılmaların konumunun içsel olarak belirlendiği iki

kırılmalı minimum LM testi önermişlerdir. LP(1997) testinin tersine iki kırılmalı LM

testi boş hipotez altında kırılmalın varlığında ıraksamaz. Böylece iki kırılmalı LM birim

Page 88: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

74

kök testinin kullanımı ile araştırmacılar aslında kırılmalarla fark durağan olan bir zaman

serisinin, kırılmalara sahip trend durağan bir seri olduğu sonucuna varmayacaklardır.

Özetle iki kırılmalı minimum LM birim kök testi alternatif hipotezde kırıklı bir birim

kök olasılığı içeren LP (1997) testindeki sınırlamalar için bir çözüm sunmaktadır. İki

kırılmalı LM birim kök testinin kullanımı ile boş hipotezin reddedilmesi kesin olarak

trend durağanlığı ifade eder. (Lee ve Strazicich, 2003)

Yapılan son çalışmalar yapısal kırılma durumunda LM tipi testlerin, DF tipi

testlerde bulunmayan, arzulanan özelliklere sahip olduklarını ortaya koymuştur. (Chou,

2007)

3.10. Yapısal Kırılmayı Dikkate Alan Birim Kök Testlerinin Genel Bir

Değerlendirmesi

Bu bölümde ele alınan testlerde sadece sabitte değişime izin veren, sadece trend

fonksiyonunun eğiminde bir değişime izin ve/veya her ikisinde de değişime izin veren

çeşitli testler incelenmiştir. Aynı şekilde yapısal kırılmalı ve zaman trendli zaman

serileri için de farklı modeller açıklanmıştır. Uygun model seçilirken araştırmacılar

zaman serilerinin doğası ile ilgili varsayımlarda bulunmak amacıyla iktisadi teoriye

dayanan kesin yargıları uygulamak durumundadırlar. Fakat bu gibi varsayımlar her

zaman doğru olmayabilir. Bu varsayımlar yanlış belirlenmeye ve tamamen yanlış

sonuçlara yol açabilir. Böyle bir durumda birim kök sınaması için uygun test

yönteminin seçim problemi ile karşılaşılabilir. Belirli bir test metoduyla verilen sonuçlar

kullanılırken iktisadi beklentiler ve mevcut bilgiler göz ardı edilmemelidir. Sonuçların

iktisadi teori ile tutarlılığının sağlanması amacıyla farklı zaman serileri için farklı test

yöntemleri ya da modellerli uygun olabilir. Böyle bir durumda bütün zaman serileri için

sadece tek bir modele bağlı kalmak yerine, farklı yaklaşımların dikkate alınması daha

uygun olacaktır (Shrestha, M.B. ve Chowdhury, K., 2006).

Perron (1989) tarafından ele alınan modelleri tek kırılmalı durumlarda geçerlidir;

ve kırılma zamanı bilinmediğinde uygulanamaz. Perron (1989) tarafından önerilen

yöntem kırılma zamanın bilindiğini varsayımı ile ön sınama problemi ve veri

madenciliğine yol açması nedeniyle eleştirilmektedir. Perron’nu çalışmasını izleyen

Christiano (1992), Zivot ve Andrews (1992), Perron ve Vogelsang (1992), BLP (1992),

Perron (1997), Vogelsang ve Perron (1998) çalışmaları, bir kırılmaya izin veren ve

Page 89: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

75

kırılma zamanın bilinmediği, içsel olarak belirlendiği, birim kök test yöntemleri

önermişlerdir (Shrestha, M.B. ve Chowdhury, K., 2006).

ZA modelleri Perron modellerinin bir uzantısıdırlar. DF modellerinin düzeltilmiş

bir uzantısı olan bu modellerde A ve C denklemlerinde DTB kukla değişkeni yer

almaz. Diğer taraftan Perron ve Vogelsang (1992) modellerine DTB değişkenini dahil

etmişlerdir; ancak zaman trendini dışlamışlardır. Perron (1997) yenileşim aykırı değer

(IO1 ve IO2) ve toplamsal aykırı değer modellerinde hem t (zaman trendi) hem de DTB

(kırılma meydana geldiği zaman) yer almaktadır (Shrestha, M.B. ve Chowdhury, K., 2006).

Testlerin gücü dikkate alındığında Perron ve Vogelsang (1992) modeli sağlam

bir model olarak nitelenmiştir. Perron (1997) ve ZA (1992) modellerin test gücü hemen

hemen aynıdır. Ancek Perron (1997) modeli hem DTb hem de t’yi içerdiğinden, sadece

t’yi içeren ZA modelinden daha kapsamlıdır (Shrestha, M.B. ve Chowdhury, K., 2006).

Page 90: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

76

BÖLÜM 4

TÜRKİYE’NİN BAZI MAKROİKTİSADİ DEĞİŞKENLERİ ÜZERİNE BİR

UYGULAMA

Çalışmamızın bu bölümünde Türkiye’ye ait bazı makro iktisadi zaman

serilerinin yapısal değişiklik altında durağanlığın sınanması amaçlanmıştır. Bu

bağlamda, serilerin birim kök süreci içerip içermedikleri ve serilerin trend

fonksiyonunda meydana gelen yapısal kırılmaların birim kök süreci üzerindeki etkileri

incelenmiştir. Çalışmamızın uygulama aşamasında üç aylık GSMH, Tüketim, Üç Ay

Vadeli Mevduat Faiz Oranı, Cumhuriyet Altın Fiyatı, Reel Döviz Kur Endeksi, M1 ve

M2 Para Arzı, Tefe, Tüfe ve IMKB100 endeksi değişkenleri 1987Q1-2009Q4 dönemi

için analiz edilmiştir. Veriler TCMB elektronik veri dağıtım sisteminden alınmıştır.

İncelenen veriler sabit fiyatlarla dikkate alınmıştır ve mevsimsel etkilere sahip olan

değişkenler mevsimsel etkilerden arındırıldıktan sonra ilgili serilere birim kök testleri

uygulanmıştır.

Çalışmada, incelenen seriler öncelikle yapısal kırılmaları dikkate almayan ADF,

PP ve KPSS birim kök testleri kullanılarak analiz edilmiştir. Aynı veri seti daha sonra

yapısal kırılmalı birim kök testleri ile analiz edilmiştir. Ele alınan serilerin trend

fonksiyonunda meydana gelen tek zamanlı bir kırılmanın birim kök testleri üzerindeki

etkisini araştırmaya yönelik, Zivot ve Andrews (1992), Perron (1997) ve BLS (1992)

tarafından geliştirilen test yöntemleri; serilerin trend fonksiyonunda meydana gelen

birden çok kırılmanın test edilmesinde ise Lee ve Strazicich (2003) testlerinin

uygulamasına yer verilmiştir. Uygulama kullanılan testler için, WinRats 6.0 paket

programı kullanılmıştır.

4.1. Standart Birim Kök Testlerinin Uygulaması

Seriler ele alınan dönem içerisinde öncelikle standart birim kök testleri ile analiz

edildi. Bu bağlamda birim kök varlığının sınanmasında uygulamalarda yaygın olarak

kullanılan ADF, PP ve KPSS birim kök testlerin uygulamasına yer verilmiştir.

Ele alınan makro iktisadi değişkenlere ait test sonuçları Tablo 1 ‘de verilmiştir.

Page 91: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

77

Tablo 1: ADF, PP ve KPSS Birim Kök Test Sonuçları

DEĞİŞKEN

ADF PP KPSS

Test ist.* Olasılık** Test ist. Olasılık LM ist.***

GSMH -2.81690 (0) 0.1952 -2.99270 (3) 0.1401 0.093213

TUKETİM -1.51082 (0) 0.8188 -1.20216 (3) 0.9037 0.172815

IMKB -2.44496 (1) 0.3544 -1.92744 (1) 0.6321 0.283527

TEFE 1.51743 (1) 1.0000 1.85625 (5) 1.0000 0.295087

TUFE -1.70007 (0) 0.7433 -1.56680 (1) 0.7984 0.224631

FAİZ -3.02820 (0) 0.1305 -2.67289 (6) 0.2503 0.315467

KUR -3.42535 (0) 0.0544 -3.44062 (1) 0.0525 0.222700

ALTIN 2.00872 (2) 1.0000 1.85007 (6) 1.0000 0.310986

M1 -2.27571 (0) 0.4424 -2.08506 (1) 0.5468 0.160343

M2 -1.72608 (0) 0.7316 -1.72608 (0) 0.7316 0.208022

* Parantez içindeki değerler gecikme uzunluğunu göstermektedir.Gecikme uzunluğu seçiminde ADF için SIC bilgi kriteri kullanılmıştır. 0.05’in üzerindeki değerler birim kök varlığını ifade eden boş hipotezin red edilemeyeceğini gösterir. ** PP testinde Newey-West bilgi kriteri kullanılmıştır. *** KPSS testi sabit ve trend modeli için %1, %5 ve %10 güven düzeyinde kritik değerler sırasıyla 0.216, 0.146, ve 0.119’dur. (Kwiatkowski-Phillips-Schmidt-Shin (1992, Table 1)). (Lag Lenght Selection Criteria: Newey-West Bandwidth)

ADF ve PP teslerinde boş hipotez serilerin durağan olmadığını, yani birim kök

içerdiklerini; alternatif hipotez ise serilerde birim kök sürecinin olmadığını ifade

etmektedir. KPSS testinde boş hipotez durağanlığı ifade ederken, alternatif hipotez

durağan dışılığı ifade etmektedir.

Elde edilen sonuçlar %5 anlamlılık düzeyinde değerlendirilmiştir. Tablo 1 ile

özet şeklinde verilen sonuçlar, serilerin seviyede durağan olmadığını ve tüm serilerin

birim kök içerdiklerini ifade etmektedir.

ADF test sonuçlarına göre sadece kur serisi %10 anlamlılık düzeyinde durağan

bir görünüm sergilemektedir. PP test sonuçları da ADF test sonuçlarını destekler

niteliktedir. Sonuçlar %5 anlamlılık düzeyinde değerlendirildiğinde ise, hiçbir seri

seviye de durağan değildir. KPSS test sonuçları KPSS kritik değerleri ile

Page 92: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

78

karşılaştırıldığında GSMH serisi hariç diğer tüm seriler için durağanlığı ifade eden

birim kök boş hipotezi reddedilmektedir.

Tablo 2: Birinci Farkı Alınmış Seriler İçin ADF, PP ve KPSS Test Sonuçları

DEĞİŞKEN

ADF PP KPSS

Test ist.* Olasılık** Test ist. Olasılık LM ist.***

D(GSMH) -9.52956 (0) 0.0000 -9.53793 (3) 0.0000 0.034237

D(TUKETİM) -9.47478 (0) 0.0000 -9.47478 (0) 0.0000 0.152381

D(IMKB ) -6.18648 (0) 0.0000 -6.02845 (4) 0.0000 0.024405

D(TEFE ) -1.58606 (1) 0.1057 -2.38101 (1) 0.0175 0.261536

D(TUFE) -10.7603(0) 0.0000 -10.7603 (0) 0.0000 0.077281

D(FAİZ) -8.88986 (1) 0.0000 -12.2356 (8) 0.0000 0.080167

D(KUR) -10.3285 (0) 0.0000 -10.9059 (5) 0.0000 0.049628

D(ALTIN) -2.95498 (2) 0.0035 -7.06245 (4) 0.0000 0.107574

D(M1) -11.5073 (0) 0.0000 -11.5126 (1) 0.0000 0.081989

D(M2) -10.7926 (0) 0.0000 -10.7863 (1) 0.0000 0.080963

* Parantez içindeki değerler gecikme uzunluğunu göstermektedir.Gecikme uzunluğu seçiminde ADF için SIC bilgi kriteri kullanılmıştır. 0.05’in üzerindeki değerler birim kök varlığını ifade eden boş hipotezin red edilemeyeceğini gösterir. **PP testinde Newey-West bilgi kriteri kullanılmıştır. ***KPSS testi sabit ve trend modeli için %1, %5 ve %10 güven düzeyinde kritik değerler sırasıyla 0.216, 0.146, ve 0.119’dur. (Kwiatkowski-Phillips-Schmidt-Shin (1992, Table 1)). (Lag Lenght Selection Criteria: Newey-West Bandwidth)

Yaygın kullanıma sahip olan ADF, PP ve KPSS testleri ile analiz edilen seriler

birim kök süreci ile karakterize edilmektedir. Serilerin birden fazla birim kök içerip

içermediklerinin belirlenmesi amacıyla, veri setindeki değişkenlerin birinci farkı

alındıktan sonra birim kök testleri tekrar uygulanmıştır. PP ve KPSS testleri TEFE

serisi için, seride birden fazla birim kök olduğunu ifade eden hipotezi

reddedilemeyeceğini göstermektedir.

Diğer tüm seriler için, her üç test istatistiği de birbiri ile tutarlı sonuçlar

vermiştir. Buna göre, 1987Q1-2009Q4 dönemi içerisinde, analiz edilen seriler birinci

farkları alındıktan sonra durağan hale gelmektedir. Dolayısıyla bu seriler birim kök

süreci ile karakterize edilen fark durağan seriler olarak ifade edilebilir.

Makro iktisadi değişkenlerin ekonomik ve sosyal hattaki değişimlere duyarlılığı

ve analiz edilen dönem içinde Türkiye de yaşanan krizler, değişen politika uygulamaları

Page 93: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

79

gibi faktörler göz önüne alındığında bu sonuçların ne kadar doğru ve tutarlı olduğu

tartışılabilir.

İzleyen başlık altında verilen sonuçlar, yapısal değişimlerin etkilerini

incelemeye olanak sağlamaktadır.

4.2. Yapısal Kırılmaları Dikkate Alan Birim Kök Testlerinin Uygulaması

4.2.1. Zıvot & Andrews (1992) Test Sonuçları

ZA testinin uygulama aşamasında, öncelikle DU ve DT kukla değişkenlerinin

anlamlılığına bakılır. Model A ya da Model C’den hangisinin kullanılacağına bu

incelemeden sonra karar verilir. Her iki kukla değişkenin anlamlı olması durumunda,

Model C tercih edilirken, DT’nin anlamsız olduğu ve DU’nun da anlamlı olduğu

durumlarda Model A tercih edilmektedir.

Aşağıda verilen tabloda, değişkenler, kukla değişkenlerin anlamlığına göre

Model A ve Model C kullanılarak, birim kök testine tabi tutulmuştur. Bu çalışmada ele

aldığımız değişkenlerden M1 ve TUFE serileri için trend değişkeni anlamsız

bulunmuştur. Bu nedenle bu seriler Model A ile tahmin edilmiştir. Diğer serilerde ise

hem sabit değişkeni hem de eğim değişkeni anlamlı bulunduğundan Model C ile tahmin

edilmişlerdir.

Tablo 3: Zivot ve Andrews (1992) Test Sonuçları

DEĞİŞKEN TB k* MİN.T İSTATİSTİĞİ GSMH 2005:Q1 2 -7.41615

TUKETİM 2000:Q4 0 -5.31888 IMKB 2005:Q3 1 -4.98656 TEFE 1994:Q1 1 -3.64244

TUFE(Model A) 1995:Q1 0 -17.08315 FAİZ 1999:Q4 0 -7.38772 KUR 1990:Q4 0 -4.79648

ALTIN 2005:Q4 2 -1.03002 M1(Model A) 1997:Q1 0 -15.65847

M2 1995:Q2 0 -21.71106 KRİTİK DEĞERLER Tablo kritik değerleri: 1% -5.57 and 5% -5.08**

1% -5.34 and 5% -4.80*** * k gecikme uzunluğunu göstermektedir ve BIC seçim kriterine göre belirlenmiştir. ** Kritik değerler Zivot ve Andrews (1992) Tablo 4’ten alınmıştır. (Model C) *** Kritik değerler Zivot ve Andrews (1992) Tablo 2’den alınmıştır. (Model A)

Page 94: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

80

ZA testinde TB ile gösterilen kırılma zamanı içsel olarak belirlenmektedir. ZA

testinde hesaplanan minimum t istatistiği %5 anlamlılık düzeyinde değerlendirilmiştir.

Hesaplanan test istatistiği, ZA (1992) tarafından Ek:3 ile verilen kritik değerlerle

karşılaştırılır9. Hesaplan minimum t istatistiği, %5 anlamlılık düzeyinde, kritik tablo

değerinden büyük olması durumunda TB zamanlarında meydana gelen kırılmayla

durağan olduğu hipotezi kabul edilir, dolayısıyla yapısal kırılma olmadan seride birim

kökün varlığını gösteren temel hipotez reddedilir. Dolayısıyla seride bir yapısal kırılma

olmadan serinin seride birim kökün varlığını gösteren temel hipotez kabul edilmiş

olacaktır. GSMH serisinin 2005 yılının birinci çeyreğinde meydana gelen kırılma ile

durağan olduğunu alternatif hipotezi kabul edilir; dolayısıyla yapısal kırılma olmadan

seride birim kökün varlığını gösteren temel hipotez reddedilmiştir. Üçer aylık frekansta

alınan tüketim serisi için, 2000 yılının dördüncü çeyreğinde meydana gelen kırılmayla

durağan olduğu hipotezi kabul edilir; dolayısıyla yapısal kırılma olmadan seride birim

kökün varlığını gösteren temel hipotez reddedilir. Model A ile incelenen TUFE serisi

için, 1995 yılının birinci çeyreğinde meydana gelen kırılmayla durağan olduğu hipotezi

kabul edilir; dolayısıyla yapısal kırılma olmadan seride birim kökün varlığını gösteren

temel hipotez reddedilmiştir. Faiz değişkeni için, 1999 yılının birinci çeyreğinde

meydana gelen kırılmayla durağan olduğunu ifade eden alternatif hipotezi kabul edilir;

dolayısıyla yapısal kırılma olmadan seride birim kökün varlığını gösteren temel hipotez

reddedilmiştir. M1 değişkeni için, 1997 yılının birinci çeyreğinde ve M2 değişkeni için

1995 yılının ikinci çeyreğinde meydana gelen kırılmayla durağan oldukları hipotezi

kabul edilir; sonuç olarak yapısal kırılma olmadan serilerde birim kökün varlığını

gösteren temel hipotez reddedilmiştir.

Hesaplanan değerler tablo kritik değerlerden küçük ise ilgili değişkenin TB

zamanında meydana gelen yapısal kırılmayla durağan olduğu hipotezi reddedilecektir.

IMKB serisi için 2005’in üçüncü çeyreğinde, TEFE serisi için 1994 yılının birinci

çeyreğinde, kur serisi için 1990 yılının dördüncü çeyreğinde, altın serisi içinse 2005

yılının dördüncü çeyreğinde meydana gelen yapısal kırılmalarla durağan oldukları

hipotezi reddeddilir; dolaysıyla bu seriler için yapısal kırılma olmadan serilerde birim

kökün varlığını gösteren temel hipotez kabul edilir.

9 bkz. Ek:3

Page 95: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

81

4.2.2. BLS (1992) Test Sonuçları

BLS (1992) birim kökün varlığını test etmek için yinelenen (recursive),

yuvarlanan (Rolling) ve ardışık (sequential) testleri ve bu testlerin asimptotik

dağılımlarını geliştirmişlerdir. BLS (1992) çalışmalarında açıkladıkları bu test

istatistiklerinin asimptotik kritik değerlerini türetmişlerdir ve kritik değerler 100, 250 ve

500 gözlem için tablolaştırmışlardır10. Yinelenen ve yuvarlanan istatistikler genelde

düşük güç özelliklerine sahip olarak nitelendirildiğinden, iyi güç özelliklerine sahip

testler olarak belirtilen ardışık istatistikler uygulamalarda daha sık kullanılmaktadır.

Çalışmamızda ele aldığımız veri setindeki değişkenler, BLS tarafından önerilen ardışık

testler kullanılarak analiz edilmiştir.

Ardışık istatistikler, tüm örneklem üzerinden hesaplanmaktadır. Hesaplama

işleminde aşağıdaki model ele alınmaktadır.

∑=

−−− ++∆++++=p

itttittt kxyytky

1111211 )(')( εωβαµτµµ

MIN

DFt istatistiği, α ’nın minimum t istatistiğidir ve bu minimum istatistiğe denk

düşen yıl kırılma yılıdır. MAXTF~ trend fonksiyonu kukla değişkenin parametresinin F

istatistiğidir. Bu istatistiği maksimize eden yıl, kırılma yılı olarak alınır ve bu yıla ait

α ’nın t istatistiğinin minimum olup olmadığına bakılır.

Tablo 4: BLS (1992) Test Sonuçları

DEĞİŞKEN

TB

Ardışık Min. ADF t Testi ( MIN

DFt )* F testi ( MAX

TF~ )

GSMH 2002:Q2 -3.22274 109.63972 TUKETİM 2002:Q2 -3.18733 109.63972

IMKB 2002:Q3 -2.92597 319.57903 TEFE 1991:Q1 -1.28477 11892.96364 TUFE 1993:Q3 -1.49381 292.10850 FAİZ 2006:Q2 -2.42453 61.84135 KUR 2006:Q2 -2.83972 41.26036

ALTIN 2005:Q1 -1.42962 738.92585 M1 1996:Q4 -6.34274 613.76920 M2 1995:Q1 -7.50506 1680.81090

* 100 gözlem için %5 ve %10 anlam düzeyinde kritik değerler; -4,48 ve -4,20.

10 Bkz. Ek:4

Page 96: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

82

%5 anlamlılık düzeyinde test sonuçları incelendiğinde, ardışık minimum ADF

test istatistiği M1 ve M2 serileri için hesaplanan istatistik değerlerinden mutlak değer

olarak daha küçük kalmaktadır. Dolayısıyla bu seriler için trend kırığının olmadığını

ifade eden boş hipotezi reddedilmektedir. Sonuç olarak, M1 serisinin 1994 yılının

dördüncü çeyreğinde meydana gelen yapısal kırılma ile durağan olduğu; M2 serisinin de

1995 yılının birinci çeyreğinde meydana gelen yapısal kırılma ile durağan olduğu

sonucuna ulaşılır.

Diğer seriler için trend kırığının olmadığını ifade eden. boş hipotez

reddedilememiştir. BLS (1992) testine göre bu seriler deterministik bir trend ile değil

stokastik bir trend ile karakterize edilebilmektedir.

4.2.3. Perron (1997) Test Sonuçları

Perron (1997) yaklaşımı zaman serisindeki tek zamanlı bir kırılmanın varlığını

araştırmaya yöneliktir. Perron (1997) yaklaşımında kırılma zamanı içsel olarak

belirlenmektedir. Belirlenen kırılma noktası olası tüm kırılma noktaları arasından birim

kök boş hipotezinin testinde kullanılan t istatistiğini minimize eden değerde seçilmiştir.

Perron (1997) tarafından kullanılan yöntem ve veri seti, BLS (1992) ve ZA

(1992) tarafından kullanılanlara benzemektedir. Bu nedenle, Perron (1997) çalışması bu

çalışmalarla yakından ilişkilidir ve ayrıca bu çalışmaların tamamlayıcısı niteliğindedir.

Burada hem sabit hem de trend teriminde bir yapısal değişimin gerçekleşmesine

olanak tanıyan Model C dikkate alınmıştır. Buna göre, hesaplanan test istatistiği, %5

anlamlılık düzeyinde ilgili kritik değerden mutlak değerce küçük ise, serinin yapısal

kırılmalı birim kök ile karakterize edilebileceğini söyleyebiliriz. Diğer bir ifade ile,

hesaplanan test istatistikleri ilgili kritik değerlerden mutlak değerce küçük ise, Perron

(1997) birim kök testine göre, serisinin TB zamanında meydana gelen kırılmayla

yapısal kırılmalı birim kök süreci izlediği söylenebilir.

Page 97: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

83

Tablo 5: Perron (1997) Test Sonuçları

DEĞİŞKEN TB k MİN. T İSTATİSTİĞİ

GSMH 2004:Q3 0 -13.40526

TUKETİM 2009:Q1 0 -2.43236

IMKB 2004:Q2 7 -3.86691

TEFE 1993:Q2 0 -2.05893

TUFE 1994:Q3 0 -15.47306

FAİZ 1991:Q2 0 -4.62867

KUR 1988:Q4 5 -5.54978

ALTIN 2007:Q4 3 -0.80999

M1 1996:Q3 0 -15.71055

M2 1994:Q4 6 -21.38624

* 70 gözlem için kritik değerleri, % 1, % 5 ve % 10 düzeyinde sırasıyla, -6.32, -5.59 ve -5.29. ** 100 gözlem için kritik değerleri % 1, % 5 ve % 10 düzeyinde sırasıyla,-6.21, -5.55 ve -5.25. *** Sonsuz gözlem için kritik değerleri % 1, % 5 ve % 10 düzeyinde sırasıyla , -5.57, -5.08 ve -4.82. TB kırılma zamanını göstermektedir.

Test sonuçları yorumlanmadan önce kırılma zamanın ve parametrelerin

istatistiki açıdan anlamlı olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir. Altın, faiz,

IMKB ve Tefe serileri için belirlenmiş olan kırılma tarihleri istatistiksel açıdan anlamsız

bulunmuştur. Söz konusu dört seri için tahmin edilen kırılma zamanı anlamsız olup, bu

serilerin durağan bir karaktere sahip olmadığı söylenebilir.

Tüketim serisi için belirlenen kırılma zamanı anlamlı olup, bu serinin 2009

yılının birinci çeyreğinde meydana gelen kırılmayla yapısal kırılmalı birim kök süreci

izlediği söyleyebilir. Kur serisinin 1988 yılının dördüncü çeyreğinde bir yapısal kırılma

ile birim kök süreci izlediği sonucuna ulaşılır.

Eğer hesaplanan test istatistiği mutlak değerce kritik değerden büyükse, serinin

yapısal kırılmalı durağan olduğu şeklinde ifade edilebilir. Test sonuçları

değerlendirildiğinde, üç aylık frekansla analiz edilen GSMH serisinin 2004 yılının

üçüncü çeyreğinde meydana gelen kırılmayla yapısal kırılmalı durağan olduğu, TUFE

serisinin 1994’ün üçüncü çeyreğinde meydana gelen yapısal kırılmayla yapısal kırılmalı

durağan olduğu, M1 serisinin 1996 yılının üçüncü çeyreğinde meydana gelen yapısal

Page 98: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

84

kırılmalı durağan olduğu ve M2 serisinin 1994 yılının dördüncü çeyreğinde meydana

gelen yapısal kırılmayla yapısal kırılmalı durağan olduğu söylenebilir.

4.2.4. LS (2004) Test Sonuçları

Lee ve Strazcich (2003) kırılma zamanının içsel olarak belirlendiği, birim kök

boş hipotezi ve alternatifi altında iki kırılma olasılığına izin veren testine ilişkin elde

edilen bulgular Tablo 6’da verilmiştir.

LS test sonuçları %5 anlamlılık düzeyinde değerlendirilmiştir. Hesaplanan

minimum t değerleri LS (2003) tarafından verilen kritik tablo değerleri ile

karşılaştırılmıştır. Hesaplanan minimum t istatistiği, kritik tablo değerlerinden mutlak

değer olarak büyük ise, TB zamanlarında meydana gelen kırılmalar ile serinin durağan

olduğu hipotezi kabul edilir; dolayısıyla, seride yapısal kırılma olmadan seride birim

kökün varlığını ifade eden boş hipotez reddedilmiş olur. . İki kırılmalı birim kök testinin

kullanımı ile boş hipotezin reddedilmesi kesin olarak trend durağanlığı ifade etmektedir.

Tablo 6: Lee ve Strazcich (2003) Test Sonuçları

DEĞİŞKEN TB (1)* TB (2)* MİN. T İSTATİSTİĞİ GSMH 2003:04

(-12.6510) 2006:01

(11.0651) -16.0215**

TUKETİM 1996:02 (2.1103)

2001:01 (-3.2352)

-5.6443**

IMKB 2002:02 (2.7979)

2007:03 (-5.7905)

-6.2211**

TEFE 1996:04 (-2.5195)

2002:03 (-7.4296)

-3.8396

TUFE 1994:04 (3.2590)

2004:04 (-4.2626)

-1.0910

FAİZ 1990:03 (1.6486)

1999:03 (-4.5171)

-7.1412**

KUR 1992:01 (2.4346)

1995:01 (-1.0612)

-6.2932**

ALTIN 1998:01 (0.4278)

2006:04 1.0263

-5.7843**

M1 1996:04 (-1.9752)

2006:02 (1.2544)

-10.0610**

M2 1995:01 (1.2023)

1997:03 (1.6560)

-11.1286**

KRİTİK DEĞERLER Kritik değerler: 1% -5.82 ve 5% -5.28 *TB (1) birinci kırılma zamanını, TB (2) ikinci kırılma zamanını göstermektedir. Parantez içinde verilen değerler kırılma zamanlarının t istatistiğini göstermektedir. Koyu renkle verilen değerler kırılma zamanının anlamsız olduğu istatistik değerleridir. **Birim kök boş hipotezinin reddedildiği değişkenlere ait istatistikler.

Page 99: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

85

Elde edilen sonuçlara göre, TB kırılma zamanları genel olarak istatistiki açıdan

anlamlıdır. Koyu renkle verilmiş olan t istatistikleri kırılma tarihlerinin istatistiki

bakımdan anlamsız olduğunu göstermektedir.

Test sonuçlarına bakıldığında, GSMH 2003’ün dördüncü ve 2006’nın birinci

çeyreğinde meydana gelen yapısal kırılmalarla trend durağan bir seri olarak

görülmektedir. Tüketim 1996 yılının ikinci çeyreğinde ve 2001 yılının birinci

çeyreğinde meydana gelen kırılmalarla trend durağan bir seridir. IMKB100 endeksi

2002 yılının ikinci çeyreği ve 2007 yılının üçüncü çeyreğinde meydana gelen yapısal

kırılmalarla durağan bir seri olarak ifade edilir.

Tefe ve Tüfe serileri için kırılma zamanları anlamlı olup, bu iki seri için, iki

kırılmalı birim kök boş hipotezi kabul edilir.

Faiz serisi için, 1990 yılının üçüncü çeyreği olarak tahmin edilen birinci kırılma

zamanı anlamlı olup, söz konusu seri 1999 yılının üçüncü çeyreği olarak tahmin edilen

ikinci kırılma zamanında ise anlamsızdır. Bu seri 1990 yılının üçüncü çeyreğinde

meydana gelen yapısal kırılma ile trend durağan bir seri olarak ifade edilir.

Kur serisi için, belirlenen ikinci kırılma zamanı istatistiki olarak anlamsızdır.

1992 yılının birinci çeyreği olarak belirlenen kırılma zamanı ile bu seri trend

durağandır.

Altın serisi için, içsel olarak tahmin edilen her iki kırılma tarihi de istatistiki

açıdan anlamsızdır. Bu seri için, hesaplanan minimum t istatistiği ilgili tablo kritik

değerinden mutlak değerce büyük olduğundan bu serinin durağan olduğu söylenebilir.

M1 serisi için 1996 yılının dördüncü çeyreği olarak tahmin edilen birinci kırılma

zamanı anlam olup, ikinci kırılma zamanı olarak belirlenen kırılma ise anlamsızdır. Bu

nedenle seri 1996 yılında meydana gelen kırılma ile trend durağan bir seri olarak

görülmektedir.

M2 serisi için tahmin edilen iki kırılma zamanı da anlamsızdır. Bu seri kırılmalar

olmadan durağan bir seri olarak ifade edilebilir.

Page 100: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

86

Page 101: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

87

Tablo 7’de yapısal kırılmaları dikkate alan test sonuçları birlikte

değerlendirilmiştir. Sonuçlar karşılaştırmalı olarak yorumlanmıştır.

GSMH serisi için, uygulanan yapısal kırılmalı birim kök testlerinin tamaınında

tespit edilen kırılma tarihleri anlamlı olup, bu tarihlerde tespit edilen kırılmalara rağmen

serinin durağan bir seyir izlediği sonucuna ulaşılmıştır. Uygulanan testlerde belirlenen

kırılma tarihleri birbirinden farklılıklar göstermektedir.

Tüketim serisi için uygulanan yapısal kırılmalı birim kök testlerinde belirlenen

kırılma tarihleri anlamlıdır. BLS ve Perron (1997) test sonuçlarında kırıklı birim kök

hipotezi reddedilememektedir. Dolayısıyla, tüketim serisi belirlenen tarihlerde meydana

gelen yapısal kırılmalarla durağan olmayan bir seri olarak yorumlanabilir. ZA test

sonuçlarına göre belirlenen tarihte meydana gelen yapısal kırılma ile tüketim serisi trend

durağan bir seridir. Serinin trend fonksiyonunda iki kırılmaya izin veren LS testinde,

belirlenen kırılma tarihleri anlamlı olup kırıklı birim kök hipotezi bu reddedilmektedir.

Dolayısıyla ZA ve LS test sonuçlarına göre tüketim serisi belirlenen tarihlerde meydana

gelen iki kırılma ile durağan bir seri olarak görülmektedir.

IMKB100 endeksi serisi için, ZA ve BLS testleri kırıklı birim kök boş hipotezini

reddedememektedir. ZA ve BLS testlerine göre, IMKB100 endeksi belirlenen kırılma

tarihlerinde meydana gelen yapısal kırılmayla durağan olmayan bir seri olarak

belirlenmiştir. Perron (1997) testinde, belirlenen kırılma tarihi anlamlı değildir. Seride

kırılma olmaksızın bu seri durağan olmayan bir özellik göstermektedir. LS (2003)

testine göre, belirlenen iki kırılma tarihide anlamlı olup kırıklı birim kök hipotezi

reddedilmektedir. Buna göre IMKB100 endeksi belirlenen tarihlerde meydana gelen iki

yapısal kırılma ile durağan bir seridir.

Tefe serisi için uygulanan testlerin tamamında kırıklı birim kök boş hipotezi

reddedilememektedir. Perron (1997) testinde kırılma tarihi anlamsız olmakla birlikte

serinin durağan olmadığı boş hipotezi kabul edilmektedir. Sonuç olarak, Perron (1997)

hariç diğer serilerde belirlenen kırılma tarihleri anlamlı olup, belirlenen tarihlerde

meydana gelen kırılmalarla durağan olmadığını sonucuna ulaşılır.

Tüfe serisi için ZA ve Perron (1997) sonuçları birbirini desteklemektedir.

Kırılma tarihleri anlamlıdır. Kırılma dönemleri aynı olmasa da birbirine yakındır. Bu

testlere göre, tüfe serisi ilgili dönemlerde meydana gelen kırılmalarla durağan bir seri

Page 102: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

88

olarak ifade edilir. BLS ve LS test sonuçlarına göre ise, bu seri belirlenen kırılma

tarihlerinde meydana gelen kırılmalarla durağan olmayan bir seri olarak ifade edilir.

Faiz serisi, BLS hariç diğer tüm test sonuçlarına göre belirlenen kırılma

tarihlerinde meydana gelen yapısal kırılma ile durağan bir seri olarak yorumlanır.

İstatistiki açıdan anlamsız olan kırılma tarihleri tabloda koyu renkle verilmiştir.

Perron (1997) ve LS test sonuçlarına göre, kur serisi için boş hipotez

reddedilememektedir. LS testine göre belirlenen ikinci kırılma zamanı istatistiki açıdan

anlamsızdır. Bu iki test sonucuna göre, kur serisi belirlenen kırılma zamanında meydana

gelen tek bir yapısal kırılma ile durağandır. ZA ve BLS test sonuçlarına göre kur serisi,

belirlenen kırılma zamanında meydana gelen yapısal kırılma ile durağan olmayan bir

seridir.

Altın seris için yapısalan test sonuçlarına göre, ZA ve BLS testleri ile belirlenen

kırılma zamanları anlamlıdır ve kırıklı birim kök boş hipotezi reddedilememektedir.

Buna göre, altın serisi belirlenen kırılma zamanında meydana gelen yapısal kırılma ile

durağan olmayan bir seridir. LS ve Perron (1997) testlerinde, belirlenen kırılma

zamanları istatistiki açıdan anlamsız olup, bu iki teste göre seri durağan bir özelliğe

sahiptir.

M1 ve M2 serileri için uygulanan test sonuçlarında, dört test istatistiğinde birbiri

ile tutarlı olduğu görülmektedir. Ancak LS tarafından belirlenen her iki kırılma tarihi

istatistiki açıdan anlamsızdır. İki seri içinde kırıklı birim kök boş hipotezi

reddedilmektedir. Dolayısıyla M1 ve M2 serilerinin belirlenen kırılma tarihlerinde (LS

testinde belirlenen kırılma tarihleri hariç) meydana gelen yapısal kırılmalarla durağan

oldukları sonucuna ulaşılır.

Page 103: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

89

SONUÇ

Genel olarak trend, mevsimsel hareketler, konjonktürel hareketler ve rastsal

hareketlerin bileşiminden oluşan zaman serileri, frekansına göre söz konusu bileşenlerin

tümünü ya da bir bölümünü bünyesinde bulundurabilmektedir. Serilerin sahip oldukları

bu bileşenler serilerin durağanlık özelliklerini etkilemektedir. Seriler üzerinde

uygulamalı çalışmalar yapmadan önce mutlaka serinin hangi bileşenin etkisi altında

olduğu tespit edilmeli ve gerekli düzeltmelerden sonra analiz aşamasına geçilmelidir.

Zaman serileri kullanımı ile yapılan ekonometrik çalışmalarda serilerin durağan

olup olmadıklarının belirlenmesi oldukça önemlidir. Durağanlık etkin ve tutarlı

tahminler için gerekli bir koşuldur.

Serilerin durağanlığını araştırmaya yönelik uygulamalı çalışmalarda yaygın

kullanıma sahip olan DF, ADF, PP, DF (1981) ve KPSS testlerini incelenmiştir ve

uygulama aşamasında ADF, PP ve KPSS testlerini kullanarak Türkiye’ye ait makro

iktisadi değişkenlerden oluşan bir veri setini analiz edilmiştir. Söz konusu testler

serilerin trend fonksiyonlarında meydana gelen olası kırılmaları dikkate

almamaktadırlar. Bu durum test sonuçlarının yanlış yorumlanmasını neden olmaktadır.

Başka bir ifade ile, yapısal kırılmaların dikkate alınmaması, aslında deterministik bir

trend etrafında durağan olan bir serinin yanlış olarak stokastik bir trende sahip fark

durağan bir seri olarak yorumlanmasına neden olabilecektir.

Standart birim kök testlerinin yapısal kırılma durumunda birim kök boş

hipotezini kabul etme yönünde yanlı sonuçlar vermesi, yapısal kırılmaları dikkate alan

daha güçlü testlerin geliştirilmesine neden olmuştur. Bu bağlamda, serilerin trend

fonksiyonunda meydana gelen tek kırılmayı ve birden çok kırılmayı dikkate alan birim

kök testleri incelenmiştir. Bu testler; Perron (1989), Christiano (1992), ZA (1992), PV

(1992), BLS (1992), LP (1997), Perron (1997), VP (1998), LS (2003,2004) testleridir.

Bunlarda LP ve LS testleri serilerin trend fonksiyonunda birden çok kırılmaya izin

vermektedirler.

Çalışmamızın uygulama aşamasında 1987-2009 dönemini kapsayan, Türkiye’ye

ait bazı makro iktisadi değişkenler setini analiz edilmiştir. Değişkenlerimiz üçer aylık

frekanslarla dikkate alınmıştır. Öncelikle ADF, PP ve KPSS testlerini kullanılarak

Page 104: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

90

serilerin durağanlığı incelenmiştir. Standart birim kök testleri ilgili seriler için birim kök

yokluk hipotezini kabul edilmiştir. Serilerin birinci farkı alındıktan sonra yapılan

analizlerde serilerin durağan hale geldiği, yani söz konusu serilerin fark durağan

oldukları tespit edilmiştir.

Aynı seriler için, serilerde meydana gelen yapısal kırılmaları dikkate birim kök

testleri kullanılarak durağanlık analizi yapılmıtır. Bu aşamada, ZA, BLS, Perron (1997)

ve LS (2003) testleri kullanılmıştır. Test sonuçları genel olarak değerlendirildiğinde

standart birim kök testlerinde fark durağan nitelenen pek çok serinin trend durağan bir

özellik sergilediği şeklinde bir sonuca varılabilir. İncelenen testler arasında bire bir

uyum olmasa da çoğu seri için birim kök boş hipotezi reddedilmiştir. Dört test istatistiği

M1 ve M2 serilerinin durağan olduğu yönünde genel bir sonuç vermektedirler. Ancak

bu testlerle belirlenen kırılma zamanları arasında farklılıklar bulunmaktadır. Bu da

üçüncü bölümde ayrıntılı olarak anlatılan kırılma zamanının belirlenmesine yönelik

kullanılan yöntemlerden kaynaklanmaktadır. Yapısal kırılma testleri karşılaştırmalı

olarak değil de, tek tek ele alındığında serilerden çoğunun belirlenen kırılma

zamanlarında deterministik bir trend ile modellenebilecekleri açık bir şekilde görülür.

Page 105: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

91

KAYNAKÇA

Aktan, Hediye (2007), “Yapısal Kırılma, Ortak Bütünleme ve Nedensellik Analizi

DörtÜlke Uygulaması: Türkiye, Yunanistan, Kuzey Kıbrıs Türk

Cumhuriyeti ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi”, Yüksek Lisans Tezi,

Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.

Akdi, Yılmaz (2003), Zaman Serileri Analizi, Bıçaklar Kitabevi, No:2, Ankara

Altınay, Galip (2005), “Structural Breaks in Long-Term Turkish Macroeconomic

Data,1923-2003”, Applied Econometrics and International Development,

Vol.5-4, 117-130.

Balcılar, Mehmet (1998), “Structural Change and Unit Roots”, Journal of Faculty of the

Economics and Administrative Sciences, Cukurova University, Special

Issue on Econometrics, 8, 355-402, (1998).

Banerjee, Anindya , Robin L. Lumsdaine, and James H. Stock, (1992), “Recursive and

Sequential Tests of the Unit-Root and Trend Break Hypotheses: Theory

and International Evidence”, Journal of Business and Economic

Statistics, 10, 271-287.

Bozkurt, Hilal (2007), Zaman Serileri Analizi, Ekin Kitapevi, Bursa

Box, George E. P., G. M., Jenkins (1976), Time Series Analayses: Forecasting

and Control, Rev. Ed.Holden-Day,Oakland, California.

Çabuk, Altan, M., Balcılar, “What Does A Unit Root Mean? The Statistical and

Economic Interpretation Of Unit Root Processes With A Survey Of Unit

Root Test”, Journal of the Faculty of Economics and Administrative

Sciences, Cukurova University, Special Issue on Econometrics, 8, 289-

332.

Christiano, Lawrence J., (1992). “Searching for Break in GNP,” Journal of

Economicand Business Statistics, 10, 237-249.

Dickey, D. A., W. A. Fuller (1979), “Distribution Of The Estimators ForAutoregressive

Time Series With A Unit Root”, Journal of the American Statistical

Association, Vol. 74, No. 366, pp. 427-431

Dickey, D. A. W. A. Fuller(1981), “Likelihood Ratio Statistics for AutoregressiveTime

Series with a Unit Root”, Econometrica, Vol. 49, No. 4., pp. 1057-1072

Page 106: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

92

Dilişen, Başar (2007), “Yapısal Kırılma Durumunda Geliştirilen Birim KökTestleri ve

Uygulaması”, Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü, İstanbul.

Enders, Walter (1995), Applied Econometric Time Series, Birinci Baskı, Wiley.

Göktaş, Özlem (2000), Durağan Olmayan Zaman Serilerine Koentegrasyon Analizi ve

Bir Uygulama, Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü, İstanbul.

Gujarati, D.N. (2005), Temel Ekonometri, Üçüncü Baskı, İstanbul,33.

Harris R. I. D (1995), Using Cointegration Analaysis in Econometric Modelling,

Harlow, London: Prentice Hall

Kasman, S., D. Ayhan (2008), “Avrupa Birliği’nin Genişleme sürecinde Satın

Alma Gücü Paritesi Sağlanıyor mu?”, 2. Ulusal İktisat Kongresi,

20-22, Şubat 2008.

Kutlar, Aziz (2005), Uygulamalı Ekonometri, İkinci Baskı, Nobel Yayın, No: 769

Kwiatkowski, D., P. C.B. Phillips, P.Schmidt and Y. Shin (1992), “Testing the

Null Hypothesis Of Stationarity Against The Alternative Of A Unit

Root:How Sure Are We That Economic Time Series Have A Unit

Root?”, Journal of Econometrics, 54, pp. 159-178.

Lee, Junsoo, M.C. Strazicich (2003), “Minimum Lagrange Multiplier Unit Root Test

with Two Structural Breaks”, The Review of Economics and Statistics,

Vol. 85, No. 4, pp. 1082-1089

Lee, Junsoo, M.C. Strazicich (2004), “Minimum LM Unit Root Test With One

Structural Breaks”, Manuscript, Department of Economics, Appalachian

StateUniversity, NC.

Lumsdaine, R. L. David H. Papel (1997), “Multiple Trend Breaks and The Unit

Root Hypothesis”, The Review of Economics and Statistics, Vol.

79, No. 2, pp. 212-218.

Maddala, G. S., I.M. Kim (1998), Unit Root Coentegration Test and Sturtural

Change, Cambridge University Pres, UK.

Phillips, P. C. B. (1987a), “Time Series Regression With A Unit Root”,

Econometrica, Vol. 55, No. 2, pp. 277-301.

Phillips, P. C. B., P. Perron(1988), “Testing For A Unit Root in Time Series

Regression”, Biometrika, Vol. 75, No. 2., pp. 335-346.

Page 107: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

93

Perron, P., T. Vogelsang (1992), “Nonstationarity And Level Shifts With An

Application to Purchasing Pover Parity”, Journals of Business &

Economic Statistics, Vol. 10, No. 3, pp. 301-320

Perron, Pierre (1989), “The Great Crash, The Oil Price Shock, And The Unit Root

Hypothesis”, Econometrica, Vol. 57, No. 6, pp. 1361-1401

Perron, Pierre (1997), “Further Evidence On Breaking Trend Functions in

Macroeconomic Veriables”, Journal of Econometrics, Vol. 80,

355-385

Tarı, Recep (2006), Ekonometri, Dördüncü Baskı, Kocaeli Üniversitesi, Yayın

No:172

S.E.Said and D.A. Dickey (1984),” Testing For Unit Roots in Autoregressive

Moving Average Models of Unknown Order”, Biometrika,

71(3):599-607

Sevüktekin, M. ve Nargeleçekenler, M.,(2005), Zaman Serileri Analizi, Birinci Baskı,

Nobel Yayın, No:770.

Shrestha, M.B. & Chowdhury, K. (2006), "Financial Liberalization Index for Nepal,"

International Journal of Applied Econometrics and Quantitative Studies,

Euro American Association of Economic Development, vol. 3(1),

pages 41-54.

Tsay, Ruey S. (2002), Analysis of Financial Time Series, Universty of Chicago,

USA.

Vogelsang, T. J., P.Perron (1998), “Additional Tests For A Unit Root Allowing

For A Break In The Trend Function At An Unknown Time”,

International Economic Review, Vol. 39, No. 4, Symposium on

Forecasting and Empirical Methods in Macroeconomics and

Finance, pp. 1073-110.

Yalçın, Yeliz (2003), “Stokastik Birim Kök Süreci Üzerine Bir Araştırma: Teori

ve Uygulama”, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal

Bilimler Enstitüsü, Ankara .

Yavuz, N. Ç. (2006), “Türkiye’de Turizm Gelirlerinin Ekonomik Büyümeye

Etkisinin Testi: Yapısal Kırılma ve Nedensellik Analizi”, Doğuş

Üniversitesi Dergisi, 7(2), 162-171.

Page 108: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

94

Yurdakul, Funda (2000), “Yapısal Kırılmaların Varlığı Durumda Geliştirilen

Birim Kök Testleri”, Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler

Fakültesi Dergisi, 2/2002, 21–34

Yurdakul, Funda, (2001), “Türkiye’de enflasyon Sürecinde Yapısal Kırılmalar”

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi Dergisi,

sayı:56,ss.149-169.

Zivot, E., D. W. K. Andrews (1992), “Further Evidence On The Great Crash, The

Oil Price Shock Ans Unit Root Hypothesis”, Journal of Business &

Economic Statics, Vol. 10, No.3, pp. 251-270

Zivot, Eric ve Wang, Jiahui (2002), Modeling Financial Time series With S Plus

http://www.dersnotlari.net/ekonomikkonjoktur.htm

Ziyaret Tarihi:13.02.2009

Page 109: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

95

EKLER

EK 1: Değişkenlere Ait Zaman Yolu Grafikleri

9.4

9.6

9.8

10.0

10.2

10.4

88 90 92 94 96 98 00 02 04 06 08

LGSMHQ_SA

20.8

21.0

21.2

21.4

21.6

21.8

22.0

22.2

88 90 92 94 96 98 00 02 04 06 08

LTUKQ_SA

0

40

80

120

160

200

240

280

320

360

88 90 92 94 96 98 00 02 04 06 08

ALTINQ

0

20

40

60

80

100

120

140

88 90 92 94 96 98 00 02 04 06 08

FAIZQ

0

10000

20000

30000

40000

50000

60000

88 90 92 94 96 98 00 02 04 06 08

IMKBQ

80

100

120

140

160

180

200

88 90 92 94 96 98 00 02 04 06 08

KURQ

Page 110: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

96

16

20

24

28

32

36

40

44

88 90 92 94 96 98 00 02 04 06 08

LM1Q

20

24

28

32

36

40

44

88 90 92 94 96 98 00 02 04 06 08

LM2Q

9

10

11

12

13

14

15

16

17

18

88 90 92 94 96 98 00 02 04 06 08

TEFEQ

20

24

28

32

36

40

44

88 90 92 94 96 98 00 02 04 06 08

TUFEQ

Page 111: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

97

Ek: 2 – Christiano (1992) Tablo 1

Page 112: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

98

EK 3: Zivot&Andrews (1992) Kritik Değer Tabloları

Page 113: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

99

EK 4: BLS (1992) Kritik Değer Tabloları

Yuvarlanan ve Yenilenen Test İstatistikleri için Kritik Değerler

Ardışık Test İstatistiği için Kritik Değerler

Page 114: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

100

EK 5: Perron (1997) Kritik Değer Tablosu

Page 115: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

101

Page 116: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

102

EK 6: LS (2003) LM Birim Kök Testi İçin Kritik Değerler

T=100 için

Page 117: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ...Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim

103

ÖZGEÇMİŞ

KİŞİSEL BİLGİLER

Adı Soyadı : Esra İĞDE

Adres : Akdeniz Mah. 15. Sok. Defne Apt. Kat:4/11 Antakya/HATAY

Telefon : 0506 2199196

Doğum Tarihi : 10.09.1982

Doğum Yeri : Antakya

Uyruğu : T.C.

Medeni Hali : Bekar

EĞİTİM DURUMU

2007 - 2010 Yüksek Lisans, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,

Ekonometri Anabilim Dalı, Adana.

2004 – 2007 Çukurova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi,

Ekonometri Bölümü, Adana.

2003 – 2004 Çukurova Üniversitesi Lisans öncesi İngilizce Hazırlık

2000 – 2002 Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler MYO

Bankacılık Programı

1996 – 1999 Antakya Ticaret Meslek Lisesi

Ortaöğrenim

YABANCI DİLLER : İngilizce (İyi Seviyede)

STAJ VE İŞ DENEYİMİ

2010 - Halk Bank A.Ş. Servis Görevlisi

1998 -1999 Halk Bank A.Ş.

Bankanın çeşitli departmanların da zorunlu meslek stajı.