14
vision papers Stratejik Araştırmalar Merkezi No. 3, Ağustos 2012 Türk Dış Politikası’nın İlkeleri ve Bölgesel Siyasal Yapılanma Prof.Dr. Ahmet DAVUTOĞLU Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı

Türk Dış Politikası’nın İlkeleri ve Bölgesel Siyasal Yapılanmasam.gov.tr/tr/wp-content/uploads/2012/08/vision_paper_turkce_031.pdfSon yıllarda Türk dış politikası bazı

  • Upload
    others

  • View
    28

  • Download
    1

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Türk Dış Politikası’nın İlkeleri ve Bölgesel Siyasal Yapılanmasam.gov.tr/tr/wp-content/uploads/2012/08/vision_paper_turkce_031.pdfSon yıllarda Türk dış politikası bazı

vision papersStratejik Araştırm

alar Merkezi

No. 3, Ağustos 2012

Türk Dış Politikası’nın İlkeleri ve Bölgesel Siyasal

Yapılanma

Prof.Dr. Ahmet DAVUTOĞLUTürkiye Cumhuriyeti

Dışişleri Bakanı

Page 2: Türk Dış Politikası’nın İlkeleri ve Bölgesel Siyasal Yapılanmasam.gov.tr/tr/wp-content/uploads/2012/08/vision_paper_turkce_031.pdfSon yıllarda Türk dış politikası bazı

Türk Dış Politikası’nın İlkeleri ve Bölgesel Siyasal

YapılanmaProf.Dr. Ahmet DAVUTOĞLU

Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı

İÇİNDEKİLER

TÜRK DIŞ POLİTİKASININ GÜÇLÜ YÖNLERİ 3TÜRK DIŞ POLİTİKASININ İLKELERİ 4TÜRKİYE’NİN ORTADOĞU VE KUZEY AFRİKA’DAKİ HALK HAREKETLERİNE YÖNELİK POLİTİKASI 7TÜRK DIŞ POLİTİKASININ GELECEĞE YÖNELİK HEDEFLERİ 10

YAZAR HAKKINDA

Ahmet Davutoğlu 1959 yılında Taşkent, Konya’da doğdu. Ortaokulu İstanbul Erkek Lisesi olarak bilinen İstanbul Lisesi’nde tamamladıktan sonra Boğaziçi Üniversitesi’nin İktisat ve Siyaset Bilimi bölümlerinden mezun oldu. Aynı üniversitede Kamu Yönetimi yüksek lisansı ve Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler doktorasını tamamladı. 1990 yılında yardımcı doçent olduğu Uluslararası Malezya İslam Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi bölümünü kurdu ve 1993 yılına dek bölüm başkanlığını üstlendi. Marmara Üniversitesi’nde Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü, Bankacılık ve Sigortacılık Yüksekokulu ve Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nün doktora programının yanı sıra Silahlı Kuvvetler Akademisi ve Harp Akademisi’nde dersler verdi. 1999-2004 yılları arasında Beykent Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler profesörü ve Uluslararası İlişkiler Bölümü başkanı olarak görev yaptı.

58., 59. ve 60. T.C. Hükümetleri döneminde Başbakanlık başdanışmanlığı ve büyükelçilik görevlerinde bulundu. 1 Mayıs 2009 tarihinde 60. T.C. Hükümetinin Dışişleri

Bakanı olarak atandı. 2011 genel seçimlerinde TBMM’ye AK Parti Konya milletvekili olarak seçildi ve 61. Hükümete Dışişleri Bakanı olarak atandı.

Dış politika konusunda Türkçe ve İngilizce kaleme aldığı çok sayıda eseri bulunmaktadır. Ayrıca eserleri Japonca, Portekizce, Rusça, Arapça, Farsça, Yunanca ve Arnavutça başta olmak üzere çeşitli dillere tercüme edilmiştir. Evli ve dört çocuk babası olan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu İngilizce, Almanca ve Arapça bilmektedir.

Yayınları arasında Alternative Paradigms (Alternatif Paradigmalar) (Lanham: University Press of America, 1993), Civilizational Transformation and the Muslim World (Medeniyet Dönüşümü ve İslam Dünyası) (K.L.: Quill, 1994), Stratejik Derinlik (Küre Yayınları, 2001) ve Küresel Bunalım (Küre Yayınları, 2002) bulunmaktadır. Uluslararası ilişkiler, bölgesel analiz, karşılaştırmalı siyaset felsefesi ve karşılaştırmalı medeniyet tarihi üzerine yaptığı çalışmalarında çok-disiplinli bir yaklaşımı benimsemiştir.

©Tüm haklar saklıdırBu yazı, Aralık 2011 Ankara’da düzenlenen 4. Büyükelçiler Konferansı’nda yapılan konuşmanın gözden geçirilmiş ve güncellenmiş halidir.

Page 3: Türk Dış Politikası’nın İlkeleri ve Bölgesel Siyasal Yapılanmasam.gov.tr/tr/wp-content/uploads/2012/08/vision_paper_turkce_031.pdfSon yıllarda Türk dış politikası bazı
Page 4: Türk Dış Politikası’nın İlkeleri ve Bölgesel Siyasal Yapılanmasam.gov.tr/tr/wp-content/uploads/2012/08/vision_paper_turkce_031.pdfSon yıllarda Türk dış politikası bazı

3

nacak ve nihayetinde ağır bir bedel ödeye-ceklerdir. Bu nedenle, politikalarımızı uzun vadeli tarihsel yönelimlerin sağlam ve akılcı bir değerlendirmesi ve dünya tarihinin geniş yörüngesinde nerede bulunduğumuza iliş-kin bir anlayış ile oluşturmaktayız. Daha da önemlisi, kendi konumumuzu sürekli sorgu-lamakta ve üzerinde düşünmekteyiz ve gerek-li olduğunda gözden geçirmekteyiz. Güncel meselelere ilişkin böylesine köklü bir yakla-şım benimseyerek küresel sistemde meydana gelmekte olan şiddetli dönüşümlerin yarattı-ğı zorlukların üstesinden gelebilmekteyiz.

İkincisi, Türkiye proaktif bir dış politika oluş-turmasına temel teşkil edebilecek istikrarlı ve barışçıl bir iç düzen kurma konusunda iler-leme kaydetmiştir. Son yıllarda kendi içinde özgürlükler ve güvenlik arasında sağlıklı bir denge kurmuştur. Bu dönüşüm süreci için yola çıktığımızda istikrarın sadece güce daya-narak sağlanamayacağına ilişkin bir inançla hareket ettik. Sadece siyasal meşruiyete sahip olan ve özgürlüklere saygı gösteren hükü-metler barış ve istikrarı sağlayabilir. 1990’lı yıllarda Türk hükümetleri demokratikleşme dalgasının gerisinde kalmış ve evrensel insan haklarını benimsemekte başarısız olmuşken, son on yılda Türkiye insan hakları sicili açı-sından eksikliklerini tamamlayarak büyük bir yeniden yapılanma sürecinden geçmiştir. Bu köklü dönüşüm, vizyon sahibi bir lider-liğin yönetimindeki güçlü siyasal otorite ta-rafından kararlı bir şekilde uygulanan çeşitli demokratikleşme reformları ile mümkün olmuştur. Türkiye, bugün, ekonomisini güç-lendirmiş ve siyasal düzenini liberalleştirmiş-tir. Özellikle, Türkiye toplumunu potansiyel

Dünyanın içinden geçmekte olduğu çalkan-tılı değişimler bu sarsıcı dönüşümden etki-lenen Türkiye gibi ülkeler açısından önemli bir meydan okuma teşkil etmektedir. Gü-nüzmüzde ciddi bir ekonomik kriz ulusla-rarası toplumun tamamını etkilemekteyken, Türkiye’yi çevreleyen bölgeler aynı derecede önemli siyasal geçiş süreçlerini yaşamaktadır. Her ne kadar zorlayıcı olsalar da, bu dönü-şümlerin doğal ve kaçınılmaz olduğuna inan-maktayız. Bu süreçlere karşı koymak yerine, izlenmesi gereken en iyi yol bu dönüşümün nedenlerine ilişkin doğru bir anlayış geliş-tirmek ve bu değişimle başa çıkabilmek için uygun stratejiler geliştirmektir. Böylesine çal-kantılı bölgesel ve uluslararası ortamlarda dış politikasını yürüten Türkiye’nin sahip oldu-ğu birtakım üstünlükler onu siyasal geçiş sü-recine ilişkin sayısız zorluğa cevap verebilecek benzersiz bir konuma yerleştirmektedir.

TÜRK DIŞ POLİTİKASININ GÜÇLÜ YÖNLERİÖncelikle, Türk dış politikası, tarihsel yöne-limlere ilişkin bütüncül anlayışı esas almak-tadır ve etkin faillik bilinciyle oluşturulmak-tadır. Tepkisel bir dış politika yaklaşımını reddeden Türkiye, bölgesel ve uluslararası konulara ilişkin tutumunu kendi koşullarını göz önünde bulundurarak ihtiyatla geliştir-mektedir. Her şeyden önemlisi, Türkiye’nin tutumu onun tarihsel derinliğini, coğrafi konumunu ve uluslararası ilişkilerdeki zen-gin mirasını yansıtmaktadır. Tarihin akışını anlayamayanlar ve tarihin gelişimi uyarınca kendilerini dünyada konumlandıramayanlar olayların hızlı gelişimine hazırlıksız yakala-

TÜRK DIŞ POLITIKASI’NIN İLKELERİ VE BÖLGESEL SİYASAL YAPILANMA

Page 5: Türk Dış Politikası’nın İlkeleri ve Bölgesel Siyasal Yapılanmasam.gov.tr/tr/wp-content/uploads/2012/08/vision_paper_turkce_031.pdfSon yıllarda Türk dış politikası bazı

4

politikamızdaki öncelikleri biçimlendirmeyi devam edecektir. Kısa vadeli siyasi çıkarlar uğruna bizi bölgemizdeki insanların gönülle-rinden ve zihinlerinden uzaklaştıracak adım-lar atmayacağız. Bu hedef aynı zamanda, bir iç muhasebe yapma çabasına girmek ve bizi bölen anlaşmazlıkları aşmak suretiyle komşu ülkelerle olan farklılıklarımızı uzlaştırmaya çalışacağımız anlamına gelmektedir. Türki-ye, komşularıyla bağlarını artırarak küresel düzeyde sorumlu bir ülke olma rolünü oy-nayabileceği çok daha iyi bir konuma sahip olacaktır.

TÜRK DIŞ POLİTİKASI’NIN İLKELERİ Son yıllarda Türk dış politikası bazı temel ilkeler dikkate alınarak yürütülmektedir. Ritmik diplomasi, çok boyutlu dış politika, komşularla sıfır sorun, düzen kurucu aktör, uluslararası işbirliği ya da proaktif dış poli-tika gibi ilkeleri daha önce ayrıntılarıyla ele aldım.1 Bu yeni dönemde dış politikamızı yürütürken, bu ilkelerden bazıları daha öne çıkmakta ve diğerleriyle birlikte bize rehber-

bir düşman olarak görerek enerjisini kısır iç tartışmalarla tüketmesine yol açan geçmişteki hatalı alışkanlıklarını terk etmiştir. Temel öz-gürlükler kapsamının genişlemesiyle iç me-selelerden kaynaklanan korkuların yönettiği bir ülke olmayan Türkiye, artık uluslararası konumu hakkında daha özgüvenli, komşuları ve uluslararası toplumun güvendiği bir ülke-dir. Eğer Türkiye güvenlik-özgürlük dengesi-ni kuramasaydı, bugün bölgedeki demokrasi yanlısı dönüştürücü dalgaya dayanmakta çok büyük zorluk çekiyor, güvenliğinden taviz veriyor olurdu.

Üçüncüsü, Türkiye’nin komşularıyla yeni-den bütünleşmesi bu çalkantılı dönemde dış politikası açısından bir diğer önemli kazanç olacaktır. Türkiye demokratik bir dönüşüm ve reform süreçlerinden geçmekteyken, buna paralel olarak bölgesiyle bağlarını sağlam-laştırma yönünde girişimde bulunmaktadır. Dolayısıyla, dış politikamızın güçlü yönlerin-den biri, bölgemizde ortak bir tarihi paylaş-tığımız ve ortak bir kaderi paylaşmaya hazır olduğumuz halklarla devam etmekte olan ye-niden bağlantı kurma sürecidir. Bu hedef, dış

Page 6: Türk Dış Politikası’nın İlkeleri ve Bölgesel Siyasal Yapılanmasam.gov.tr/tr/wp-content/uploads/2012/08/vision_paper_turkce_031.pdfSon yıllarda Türk dış politikası bazı

5

Temel özgürlükler ve demokratik haklara olan vurgumuz bölgemizle sınırlı kalmaya-caktır. Yurt dışındaki Türklerin haklarını da savunacağız. Özellikle, bazı Batı ülkelerinde yükselen yabancı düşmanı görüşlerden dola-yı endişe duymaktayız. Bu tür yönelimlerin Avrupa’da demokratik ve çoğulcu değerler için yarattığı uzun vadeli tehditler ve bu teh-ditlerin kıtaya Türkiye’den göç etmiş olan in-sanlar üzerindeki yakın etkisi – özellikle bazı durumlarda yabancı düşmanı saldırıların can aldığını dikkate alarak – hakkında farkındalı-ğı artırmaya devam edeceğiz. “Avrupa nereye gidiyor?” sorusunun temel değerleri açısın-dan bizi doğrudan ilgilendirdiğine inanmak-tayız ve Avrupa’da demokrasinin geleceğini yakından takip etmeye devam edeceğiz.

İkincisi, kendimizi bu büyük tarihsel dönü-şüm sürecinde konumlandırırken, daha önce belirtilen zorlukların üstesinden gelme yeti-miz konusunda özgüvenle hareket edeceğiz. Kendimize akil ülke olma hedefini koyarken, bunun birçok beklentiyi beraberinde getir-diğini ve Türkiye’nin geleneksel dış politika unsurların arasında bulunmayabilecek yeni araçları gerektirdiğinin farkındayız. Bireyler, ulus ve devlet olarak dış politika hedefleri-mizi gerçekleştirmemiz için gerekli kaynak-ları oluşturabilme yetimize güveniyoruz. Akil ülke olma hedefimizin ortaya çıkardığı yeni talepleri karşılamak için gerekli olan belirli araçlara sahip olmadığımız alanlarda bu araç-ları geliştirmek için özgüvenle çalışacağız.

lik etmeye devam edecektir. Burada bu ilke-leri daha yakından incelememiz gerekmekte-dir.

Birincisi, ulusal çıkarlarımızı savunmaya aza-mi dikkat gösterirken, aynı zamanda değer odaklı bir dış politika izleyeceğiz. Küresel bir aktörün sorumluluklarını üstlenmeye hazır olduğumuzu halihazırda ifade ettik ve kendi-mize uluslararası toplumda akil bir ülke ola-rak kabul edilme hedefini koyduk. Özellikle, kriz dönemlerinde, dünyanın içinden geç-mekte olduğu ekonomik kriz ya da bölgemiz-deki siyasal dönüşüm gibi, akil ülkelerin ça-tışmaların önlenmesi, arabuluculuk, çatışma çözümü ya da kalkınma yardımı sağlamasına duyulan ihtiyaç özellikle belirginleşmektedir. Akil bir ülke olarak, başka bir ifadeyle ulus-lararası toplumun sorumlu bir üyesi olarak, çevremizdeki gelişmelerin akışını şekillendir-me yetimizi artırmayı ve bölgesel ve ulusla-rarası meselelerin çözümüne değerli katkılar sunmayı hedeflemekteyiz.

Küresel hedeflere ulaşmak için insanlığın bi-linci ve sağduyusuna kulak vermek için çaba sarf edeceğiz ve evrensel değerlerin kararlı bir savunucusu olacağız. Bu evrensel ilkeleri be-nimserken, onları yerel değerlerle birleştirece-ğiz ve özellikle insan haklarını ve demokrasi, iyi yönetişim, şeffaflık ve hukukun üstünlüğü gibi normları savunacağız. Bu tür değerleri talep ederek harekete geçen halklara yardı-mımızı ulaştıracağız; çünkü adalet ve eşitlik ilkelerine olan inancımız gereği bu halkların da kendi insanlarımızın sahip olduğu hak-lara ve ilkelere sahip olmayı hak ettiklerine inanıyoruz. Türkiye, içinde bulunduğu bölge demokratikleşme deneyimi yaşamaktayken, demokratik değerleri destekleme ve ulusal çı-karları savunma arasındaki dengeyi koruma arayışını sürdürecektir.

Tepkisel bir dış politika yaklaşımını reddeden Türkiye, bölgesel ve ulus-lararası konulara ilişkin tutumunu kendi koşullarını göz önünde bulu-nudurarak ihtiyatla geliştirmektedir.

Page 7: Türk Dış Politikası’nın İlkeleri ve Bölgesel Siyasal Yapılanmasam.gov.tr/tr/wp-content/uploads/2012/08/vision_paper_turkce_031.pdfSon yıllarda Türk dış politikası bazı

6

Üçüncüsü, dış politikamız özerk bir şekilde yürütülecektir. Dış güçlerin bölgesel politi-kaları belirlediği ve bizim sadece bize verilen rolleri oynadığımıza ilişkin algıdan muzda-ribiz. Toplumun birçok kesimine ve siyasi seçkinlere sirayet etmiş olan bu psikolojik küçüklük algısından kurtulmamız gerekmek-tedir. Bugün, vizyonumuzu biz belirliyoruz, hedeflerimizi koyuyoruz ve dış politikamızı ulusal önceliklerimiz uyarınca uyguluyoruz. Girişimlerimizde başarılı ya da başarısız ola-biliriz, fakat önemli olan bizim kendi politi-kalarımızı uygulamaya koymamızdır. Ne her-hangi bir diğer güçten talimat alıyoruz, ne de başkalarının büyük planlarının bir parçasıyız. Özellikle komşulara yönelik politikalarımız, duruma ilişkin kendi değerlendirmelerimizin dikkatle ele alınmasıyla belirlenmektedir. Bu zamana dek olduğu gibi, kendi politikaları-mızı Batılı ortaklarımızınkilerle uygun gör-düğümüz şekilde koordine etmeye devam edeceğiz, fakat böyle bir işbirliğinin komşu-larımızla ilişkilerimizi olumsuz etkilemesine asla izin vermeyeceğiz.

Dışişleri Bakanlığı’nın kurumsal yapısının büyük ölçüde yeniden yapılandırma çalışmalarının yanısıra, yeni eğitim programları vasıtasıyla insan kaynaklarının niteliklerini geliştirme çalışmalarını halihazırda başlatmış bulunuyoruz. Aynı zamanda yurt dışındaki diplomatik temsilciliklerimizi artırdık. Son iki yılda dünyanın farklı yerlerinde – Afrika’da 22, Latin Amerika’da 5 ve Doğu Asya’da 3 olmak üzere – 30 yeni büyükelçilik açtık. Kalkınma yardımı, barış inşası ve arabuluculuk gibi yeni alanlara etkin bir şekilde müdahil olduk. Bu bağlamda bazı bölgesel ve uluslararası örgütlerde sorumluluklar üstlendik ve diğerlerinin yanı sıra Somali Konferansı, BM En Az Gelişmiş Ülkeler Zirvesi ve BM arabuluculuk konferansına ev sahipliği yaptık. Kendimizi bu zorlayıcı küresel role hazırlamaya devam ederken, dış politikamızın temeli olan ulusumuzun zengin tarihinden, tecrübesinden ve kaynaklarından geniş ölçüde faydalanacağız.

Page 8: Türk Dış Politikası’nın İlkeleri ve Bölgesel Siyasal Yapılanmasam.gov.tr/tr/wp-content/uploads/2012/08/vision_paper_turkce_031.pdfSon yıllarda Türk dış politikası bazı

7

bölgesel ve küresel komşuluk alanlarında ge-lişmelerin akışını şekillendirmemize yardım-cı olacaktır. Bölgesel düzeyde vizyonumuz, bölge devletlerinin birbirleriyle demokrasi ve gerçek anlamda ekonomik karşılıklı bağımlı-lık değerleriyle tamamen bütünleştiği, halk-ların meşru taleplerini yansıtan temsili siyasal sistemler üzerine inşa edilmiş bölgesel bir dü-zendir.2 Küresel düzeyde uluslararası toplu-mun genelini kapsayan yeni bir uluslararası düzeni katılımcı bir şekilde kurmayı hedefli-yoruz. Bu küresel düzenin üç boyutu olacak-tır: diyalog ve çok taraflılığa dayalı bir siyasal düzen, adalet ve eşitliğe dayalı bir ekonomik düzen ve kapsayıcılık ve uzlaşmaya dayalı bir kültürel düzen.3

TÜRKİYE’NİN ORTADOĞU VE KUZEY AFRİKA’DAKİ HALK HAREKETLERİNE YÖNELİK POLİTİKASI Türkiye’nin değer odaklı yaklaşımı ve de-mokrasi ve genel meşruiyete olan vurgusu Ortadoğu’daki ayaklanmalara ilişkin politi-kasına dayanak oluşturmaktadır. Tunus’taki devrimden itibaren bizim temel ilkelerimizi

Dördüncüsü, vizyon temelli bir dış politika izleyeceğiz. Akil ülke rolü kriz yönetimi ile vizyon yönetimi arasında sağlıklı bir denge kurmamızı gerektirmektedir. Bugün, bölge-miz meşakkatli bir siyasal dönüşüm deneyi-mini yaşarken, dünya büyük bir küresel eko-nomik krizden geçmektedir. Kriz yönetimi olanaklarımızı ve çok boyutlu diplomasimizi uygulamaya koyarak bu dönüşüm süreçlerin-de etkin rol oynamak üzere devreye girdik. Ortadoğu, Balkanlar, Kafkaslar ve Avrupa’da-ki konjonktürel değişikliklerle başa çıkmak için mücadele etmekteyiz. Ancak, bütüncül yaklaşımımızı göz önünde bulundurmak su-retiyle daha kapsamlı yönelimleri asla gözden kaçırmayacağız.

Uzun vadeli vizyonumuz kriz yönetimi ça-balarımızda bizim esin kaynağımızdır ve

Türkiye, içinde bulunduğu bölge de-mokratikleşme deneyimi yaşamak-tayken, demokratik değerleri des-tekleme ve ulusal çıkarları savunma arasındaki dengeyi koruma arayışını sürdürecektir.

Page 9: Türk Dış Politikası’nın İlkeleri ve Bölgesel Siyasal Yapılanmasam.gov.tr/tr/wp-content/uploads/2012/08/vision_paper_turkce_031.pdfSon yıllarda Türk dış politikası bazı

8

bir dönüşümdür. Ortadoğu’daki demokrasi-ye geçiş süreçleri 1990’larda Soğuk Savaş’ın sona erişi uluslarası demokratikleşme dalga-sını teşvik ettiği sırada gerçekleşmeliydi. Fa-kat, ne yazık ki o dönemde, büyük güçlerin tercihi bölgede demokrasiden çok istikrar ve arkaik rejimlerin kendi destekleri ile sürmesi yönündeydi.

Bölge böylesine bir siyasal deprem yaşamak-tayken, kendimizi tarihin doğru tarafında konumlandırmaya ve bu destansı demokrasi mücadelesine mütevazı katkımızı sunmaya karar verdik. Türk hükümeti olarak dış po-litikamızın ne olması gerektiğini tartışırken, Arap halklarının taleplerine – nerede olur-larsa olsunlar ve taleplerinin içeriği ne olursa olsun – koşulsuz destek vermeye karar ver-dik; çünkü kendileri için en iyisini istemek onların hakkıydı.

Kendisini sokaklarda gösteri yapan halkların yanında konumlandıran Türk dış politikası geçen yıl cesur fakat riskli bir karar aldı. Bu-nun daha önce bahsettiğimiz vizyonumuzla uyumlu, ihtiyatlı ve adil olan bir eylem bi-çimi olduğunu düşündük. Bu vizyon esasın-da Arap Baharı’ndan bile önce iş başındaki rejimlerle iyi komşuluk ilişkileri kurduğu-muzda bölgedeki politikamızı şekillendirdi. Bu rejimlerle bağlarımızı geliştirdik; çünkü o dönemde kendi halklarıyla çatışma halin-de değillerdi. Fakat kendi vatandaşlarının ta-leplerini zorla bastırmayı tercih ettiklerinde, halkların yanında yer aldık ve bölgemiz için hala aynı demokratik vizyona bağlılığımızı sürdürüyoruz. Zalimlerin kimliğine bak-maksızın bölgemizde her türlü zulme karşı çıkacağımızı ve ülkeyi kendi şahsi mülkü gibi gören, evrensel değerler ve temel insan hak-larını, bilhassa hayat hakkını, tamamiyle hiçe sayan rejimlere müsamaha göstermeyeceği-mizi ısrarlı bir şekilde ifade ettik.

yansıtan dinamik bir dış politika izlemekte-yiz. Birincisi, ifade özgürlüğü ve diğer siyasal reformları talep etmek için harekete geçen halkları desteklemeye karar verdik. Başlıca amacımız, halklarla kurduğumuz derin ve değerli dostluğu sürdürmek ve bu bağlardan geçici güç dengesi hesapları için vazgeçme-mekti. İkincisi, istikrarlı ve meşru demok-ratik siyasal yapılara geçişin sadece güvenlik ve özgürlük arasında bir dengeyle sağlanabi-leceğini vurguladık. Üçüncüsü, demokratik taleplere atfettiğimiz önem, ki bu bazı du-rumlarda baskıcı rejimlere karşı durmamızı gerektirmiştir, ile komşularla sıfır sorun dış politika ilkemiz arasında bir çelişki olmadı-ğına inandık. Dördüncüsü, bölgenin geleceği onun halkları tarafından belirlenmesi gerek-tiğini düşündüğümüzden, dış müdahaleye karşı olduğumuzu ifade ettik. Beşincisi, böl-gedeki tüm halkları onların geçmişine bak-maksızın ebedi kardeşlerimiz olarak gördük ve mezhepsel gerilimleri azaltmayı görevimiz addettik.

Bu ilkelerin bilincinde olarak, sokaklarda gösteriler düzenleyen gençliğin bölgenin ge-leceğini temsil ettiğine ve onların özlemle-rinin dikkate alınması gerektiğine inandık. Genç Arap neslinin talep ettiği değerler bi-zim halkımızın sahip olduklarıyla aynıdır ve onların bunları talep etmeye hakları olduğu-na inandık: özgür ve adil seçimler, hukukun üstünlüğü, şeffaflık ve hesap verebilirlik. Esa-sında, bu gecikmiş ve vadesi çoktan geçmiş

Dış politikamızın güçlü yönlerinden biri, bölgemizde ortak bir tarihi paylaştığımız ve ortak bir kaderi paylaşmaya hazır olduğumuz haklarla devam etmekte olan yeniden bağlantı kurma sürecidir.

Page 10: Türk Dış Politikası’nın İlkeleri ve Bölgesel Siyasal Yapılanmasam.gov.tr/tr/wp-content/uploads/2012/08/vision_paper_turkce_031.pdfSon yıllarda Türk dış politikası bazı

9

için diplomasinin tüm araçlarını sonuna dek kullanmaya karar verdik. Rejimler vatandaş-larına karşı kaba kuvvet kullandıklarında, biz hala kan dökülmesini ve katliamları sona erdirmek için diplomatik çözümler bulmak için çabaladık; bölgemize yapacağı yıkıcı et-kileri düşünerek askeri dış müdahaleleri en-gellemek istedik. Müdahaleye ilke olarak kar-şı dururken, otokratik liderlerin zulümlerine karşı sessiz kalmayacağımızı ve zulmü sona erdirmek için uluslararası toplumla birlikte hareket edeceğimizi ifade ettik.

Bölgemizde sınırsız işbirliği ve ekonomik entegrasyonu gerçekleştirmeyi arzuladığımız için bu geçiş sürecinin yeni bölünme çizgi-leri çizmemesini sağlamaya da dikkat ettik. Bölgede Soğuk Savaş vari yapıların, özellikle halkları ayıran duvarlar inşa eden yeni geri-limler ve kutuplaşmalar anlamında, ortaya çıktığını görmek istemeğimizi birçok kez ifade ettim. Özellikle, mezhepler arası bö-lünmeleri – mesela Şii siyasal rejimlere kar-şı Sünni siyasal rejimler, eski rejimlere karşı yeni demokratik rejimlerin savunucuları –önlemek gibi bir sorumluluğumuz vardı.

Liderlere sadece bir şey tavsiye ettik; halkla-rının sesini dinlemelerini ve sadece onların istediklerini yapmalarını. Rejimlere halkları-nın demokrasi arayışını artık göz ardı etme-melerini tavsiye ettik ve onlardan özgürlük ve güvenlik arasındaki dengeyi kurmalarını iste-dik. Çünkü demokrasinin gücüne inancımız vardı ve kendi halkıyla iletişim kuramayan bir hükümetin varlığını sürdüremeyeceğini iddia ettik. Eğer güvenlik özgürlük için feda edilirse kargaşaya, özgürlük güvenlik için feda edilirse diktatörlük rejimlerine yol açar. Politikamız sadece, liderleri güvenliği riske atmadan azami derecede özgürlük ve özgür-lükleri sınırlamadan azami derecede güvenlik sağlamak konusunda teşvik etmekti.

Bu süreçte dış politikayı yürütmek için kul-landığımız araçlar yeni ilkelerimizi yansıt-maktadır. Hükümetimiz Arap halklarının demokrasi arayışını nasıl destekleyebileceği-miz üzerine düşünürken, Ankara merkezli bir politika izlemeye ve gelişmelere ilişkin değer odaklı değerlendirmemize uygun bir şekilde hareket etmeyi kararlaştırdık. Rejim-ler ve halklar arasında arabuluculuk yapmak

Page 11: Türk Dış Politikası’nın İlkeleri ve Bölgesel Siyasal Yapılanmasam.gov.tr/tr/wp-content/uploads/2012/08/vision_paper_turkce_031.pdfSon yıllarda Türk dış politikası bazı

10

ikna edemedik. Dolayısıyla, Baas rejimiy-le ilişkilerimizi kestik. Eylül ayından sonra Arap Birliği ile birlikte bölgesel bir girişim başlattık ve onun gözlemci misyonu da da-hil bütün planlarını destekledik. Arap Ligi bu girişimin de sorunu çözemediği noktası-na varınca, uluslararası alana yöneldik. Arap Ligi ile birlikte Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne sunulan kararı destekledik, ancak ne yazık ki karar veto edildi. Suriye halkının demokrasi mücadelesini bölgeden ve bölge dışından görüş birliği içerisindeki ülkeleri bir araya getiren “Suriye’nin dostları” da dahil çeşitli bölgesel ve uluslararası platformlarda kararlılıkla savunmaya devam edeceğiz.

TÜRK DIŞ POLİTİKASI’NIN GELECEĞE YÖNELİK HEDEFLERİTürkiye bugün kendi iç demokrasi deneyimi-ni güçlendirmek için çabalarken zorlayıcı bir uluslararası ortam ve bunun beraberinde ge-tirdiği dış politika meseleleriyle karşı karşıya kalmaktadır. Bölgesel siyasal dönüşüm ve kü-resel ekonomik yeniden yapılanmanın, içer-dikleri tüm risklerle birlikte, gelecek yıllarda Türkiye’nin dış politika gündemini meşgul etmeye devam edeceğine şüphe yoktur. An-cak biz bazı etkenlerin bu zorluklarla başa çıkmamızda bize yardımcı olacağına inan-maktayız: tarihsel yönelimlere ilişkin bütün-selci yaklaşımımız ve etkin faillik bilincimiz, özgürlükler ve güvenlik dengesi etrafında kurulmuş olan istikrarlı ve barışçıl iç düzeni-miz ve komşularımızla yeniden bütünleşme süreci. Yerel ve evrensel değerleri birleştiren dış politika ilkelerimizi savunmaya devam ederken, aynı zamanda bu güçlü yönlerimizi temel alarak proaktif bir dış politika yaklaşı-mı benimseyeceğiz.

Tunus ve Mısır’daki geçiş daha az sorunluy-ken, Suriye ve Libya’da Beşar Esad ve Muam-mer Kaddafi halklarının siyasal reform çağrı-sına kulak vermediler. Türkiye bu ülkelerin acımasız bir şiddet döngüsüne girmelerini engellemek umuduyla tüm taraflarla iletişimi sürdürmek için en üst düzeyde çaba sarfet-ti. Esad ve Kaddafi’ye ulaşmak için defalarca girişimde bulunduk ve en başından itibaren barışçıl bir geçiş sürecini önerdik. Ne yazık ki Libya’da ülke yıkıcı bir çatışmadan geçmek zorunda kaldı ve geçiş sadece uluslararası müdahale ile sağlanabildi. Nasıl son ana dek durmaksızın soruna diplomatik çözüm bul-maya çalıştıysak, çatışmanın yaralarını iyileş-tirmeye ve demokratik yapısını uzlaştırmaya çalışan Libya halkını da aynı şekilde destekle-meye devam edeceğiz.

Suriye’de, Devlet Başkanı Beşar Esad reform yapma sözü verdi, fakat bunları uygulamak yerine sivil göstericilere karşı gelişigüzel güç kullanmaya devam etti. Kararlaştırdığımız yol haritasını uygulamayı başaramadı ve ne yazık ki ülke halkı bugün insani bir trajedi yaşıyor. Bu sonucu engellemek için üç aşa-malı bir diplomasi izledik. Birincisi, rejimle ikili ilişkiler başlattık ve reform yapması ko-nusunda onu ikna etmek için – Eylül 2011’e kadar sekiz aya yakın bir süre – çok çalıştık. Fakat ne yazık ki yönetimi şiddeti durdur-mak ve reformları uygulamak konusunda

Kendi vatandaşlarının taleplerini zorla bastırmayı tercih ettiklerinde, halkların yanında yer aldık ve bölgemiz için hala aynı demokratik vizyona bağlılığımızı sürdürüyoruz.

Page 12: Türk Dış Politikası’nın İlkeleri ve Bölgesel Siyasal Yapılanmasam.gov.tr/tr/wp-content/uploads/2012/08/vision_paper_turkce_031.pdfSon yıllarda Türk dış politikası bazı

11

Akılcı ve etkin diplomasimiz ile değerlerimizi gerçekleştirmeyi hedefleyeceğiz ve uluslara-rası toplumun sorumlu bir üyesi olarak böl-gesel ve küresel meselelerin çözümüne katkı sağlayacağız. Bu çabamızda dış politikamız birçok şeyin yanı sıra uluslararası meselelere değer odaklı yaklaşım, küresel sorumluluk üstlenmede özgüven, kendi önceliklerimi-zi belirlemede özerk olarak hareket etme ve kriz yönetiminde vizyon merkezli yaklaşım benimsemek gibi temeller üzerinde yüksele-cek. Bu sağlam ilkelerin desteğiyle başkaları-nın ilham almak için yöneleceği bir akil ülke olma hedefimizi gerçekleştirmek için bölge-sel ve küresel ortaklarımızla birlikte hareket edeceğiz.

Daha barışçıl ve müreffeh bir bölgesel düze-nin kurulması yönünde çalışacağız ve halk-ların temel insan hakları ve demokrasi ara-yışını destekleyeceğiz. Bu tür meşru talepleri zor kullanarak reddetmeye ya da bastırmaya çalışan rejimlere karşı duracağız. Bu tür acil durumlara cevap verebilmek için tüm diplo-matik yolları kullanacağız ki böylece yıkıcı bir askeri müdahale haricinde etkili olabile-cek adil bir çözüm getirilebilsin. Ne yazık ki Suriye’de bu tür bir ihtimalle karşı karşıya-yız. Bölgesel aktörler ve uluslararası toplumla birlikte koordineli olarak sürdürülen diplo-matik bir çözüm bulma çabamız Şam tara-fından göz ardı edilmektedir. Rejimin fark gözetmeksizin yol açtığı ölümler insanlığa karşı suç oluşturacak derecede büyük oranla-ra ulaşmıştır. Uluslararası toplum kan dökül-mesini durdurmak için daha kararlı hareket etmek ve sorumluları adalet önüne getirmek durumundadır. Biz de bu çabalara bıkıp usanmadan katkı sunmaya devam edeceğiz.

Daha barışçıl ve müreffeh bir bölgesel düzenin kurulması yönünde çalışacağız ve halkların temel insan hakları ve demokrasi arayışını destekleyeceğiz.

Page 13: Türk Dış Politikası’nın İlkeleri ve Bölgesel Siyasal Yapılanmasam.gov.tr/tr/wp-content/uploads/2012/08/vision_paper_turkce_031.pdfSon yıllarda Türk dış politikası bazı

12

NOTLAR1 Daha kapsamlı bir tartışma için bakınız: Ahmet Davutoğlu, “Turkey’s Foreign Policy Vision”, Insight Turkey,

Vol. 10, No. 1 (Winter 2008), 77-96.

2 Bu konuları ayrıntılı olarak ele aldığım çalışmam: Ahmet Davutoğlu, “A Forward Looking Vision for the Balkans”, SAM Vision Papers, No. 1 (October 2011).

3 Bu ilkeler hakkında bakınız: Ahmet Davutoğlu, “Global Governance”, SAM Vision Papers, No. 2 (March 2012).

Page 14: Türk Dış Politikası’nın İlkeleri ve Bölgesel Siyasal Yapılanmasam.gov.tr/tr/wp-content/uploads/2012/08/vision_paper_turkce_031.pdfSon yıllarda Türk dış politikası bazı

T.C. Dışişleri Bakanlığı, Stratejik Araştırmalar Merkezi

Dr. Sadık Ahmet Cad. No. 8 Balgat- 06100 Ankara / Türkiye

www.sam.gov.tr; [email protected]

Tel: (+90) 312 292 40 76 Faks: (+90) 312 253 42 03

Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi (SAM)

1995’de kanunla kurulmuş olup ve Mayıs 1995’ten beri

aktif olarak faaliyet gösteren bir düşünce kuruluşu

ve araştırma Merkezidir. Stratejik Araştırmalar

Merkezi (SAM), Türk dış politikasında karar alma

mekanizmalarında görev yapanlara ilgili konularda

bilimsel ve entelektüel danışmanlık ve geleceğe yönelik

bir perspektif sağlamak amacıyla kurulmuştur.

Stratejik Araştırmalar Merkezi (SAM), Türkiye’den ve

dünyadan akademisyenler ile yurt dışındaki muadil

kuruluşlar ve hükümetlere bağlı kurumlarla araştırmalar

yapmakta ve organizasyonlar düzenlemektedir. Bir

yandan bölgesel düşünce kuruluşları ağı kurarken aynı

zamanda Dışişleri Bakanlığı birimlerine ve diğer devlet

kurumlarına gerek duyuldukça danışmanlık hizmeti

sağlamaktadır.

Stratejik Araştırmalar Merkezi (SAM), bir düşünce

kuruluşu olarak güvenilir bilgi ve analiz üretme

fonksiyonunun yanında, yerel ve küresel politika

konularına ilgi duyan herkes için açık bir tartışma

platformu olmaya devam etmektedir. Bunun sonucu

olarak da giderek artan bir biçimde akademisyen ve

karar alıcıları kurum içi ve dışı faaliyetlerde bir araya

getiren bir cazibe merkezi haline gelmiştir.

Bununla birlikte Stratejik Araştırmalar Merkezi (SAM),

giderek genişleyen bir yayın ağına da sahiptir. Stratejik

Araştırma Merkezi (SAM)nin üç ayda bir yayımlanan

geleneksel yayını olan, yurt içinden ve dışından

akademisyenlerin makalelerine yer veren ‘Perceptions’ın

yanı sıra, ‘Vision Papers’ ve ‘SAM Papers’ adlı iki yeni

yayını da bulunmaktadır. Bunlardan ‘Vision Papers’ Sayın

Bakanımız Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun yazılarına,

‘SAM Papers’ ise güncel konularda akademisyenlerin

görüşlerine yer vermektedir.

Stratejik Araştırmalar Merkezi (SAM), özellikle dış politika

alanında var olan bilgi hazinesine yapmak istediği

katkılar ve yapıcı tartışmalarla, Türkiye’nin insan ve bilgi

sermayesini güçlendirme kararlılığıyla önde gelen bir

düşünce kuruluşu ve araştırma merkezi olmaya devam

edecektir.