1 / 23

TUTANKAMON MEZARI,

GİZEMİ VE LANETİ unaltoktas.com

Kasım-2016

1992 yılına Mısır’ a ilk gidişimde, Krallar vadisindeki Tutankamon (veya Tutankhamon) mezarına

girmiş ve fakat burada fotoğraf çekilmesi yasak olduğu için fotoğraf çekememiş ve bu durum ben

de bir eksiklik yaratmış idi. 2003 yılında ikinci gidişimde ise, aklıma koymuştum, ne yapıp ne edip

mutlaka çekecektim. Bu tura, İzmir çıkışlı bir turla ailecek gitmiştik. Grup programında Luxor

şehrinin ve Nil’ in batı tarafında bulunan Krallar Vadisine tur vardı. Esasında, benim gibi buralara

çok meraklı olan birisinin,, münferit olarak bu vadiye gelmesi ve yeteri kadar zaman burada

kalması gerekli idi. Grup telaşı içerisinde burada verilen serbest zamanda bu mezara mutlaka

zaman ayıracak ve fotoğraflarını çekecektim.

Daha önceki ziyaretimde, Mısır’ da yasak olan şeylerin bahşiş parası verilerek halledildiğini bilen

birisi olarak, bu konuda kendime çok güveniyordum(!). Ancak Krallar vadisi girişindeki kontrol

noktasında, bütün video kameraların alıkonulduğu görünce moralim çok bozuldu. Omuzumdaki

büyük video kamera çantası da görülemeyecek kadar küçük değildi. Krallar Vadisinde video

çekmek yasaktı, fotoğraf çekilebiliyordu, ancak bazı mezarlarda fotoğraf da çekilmiyordu. Büyük bir

moral bozukluğu içinde video kameramı, istemeyerek vermek zorunda kaldım. İçeriye fotoğraf

çantam ile girdim. Ancak biliyordum ki, Tutankamon mezarında fotoğraf çekilmiyor idi . Bunun en

önemli bir sebebi ise, bu mezarda Tutankamon’ un mumyasının mezardaki lahit içinde olmasıdır.

Başka hiçbir firavunun mumyası, krallar vadisi veya başka bir yerdeki mezarının içinde değildir.

Fotoğrafının çekilmesini saygısızlık olarak sayıyorlar. Tabii eğer flaş ile çekilirse, duvardaki süsleme

ve resimlere zarar vereceği aşikardır. Tabii ben bu fotoları flaşsız çektim.

Mezar girişine çekinerek gittim. Orada ızbandut gibi bir Mısırlı görevli vardı. Kendime

güvenerek, içeride fotoğraf çekmek istediğimi ve bunun için ekstradan para vereceğimi söyledim.

Adam nuh dedi peygamber demedi. Mısır’ da şimdiye kadar bu kadar görevine sadık bir adam

görmedim. Maalesef, bu sefer bahşiş her kapıyı açamadı. Omuzumdaki foto çantasını istedi ve

vermek zorunda kaldım. Yer altındaki mezara doğru inen taş merdivenlerden inerken, bir baktım

küçük dijital foto kameramın çantası ile birlikte belimdeki kemere asılı idi. Adam konuşmamız ve

tartışmamız sırasında omuzumdaki çantaya odaklandığı için, belimde sanki bir telefon veya çağrı

cihazı gibi duran makineyi görememişti. Belki de görmüş ve anlamamıştı. Sanki dünyalar benim

olmuştu, demek kalbim temizmiş ve nihayet bu mezarın fotolarını çekebilecektim. Paldır güldür

düşercesine hızla merdivenleri indim ve aşağıda göstereceğim fotoları çektim. Tabii kalbim hızla

çarpıyor ve adrenalin seviyem yükseliyor ve fakat bir taraftan da içimde büyük bir mutluluk

duygusu hissediyordum. Fotoları çekerken bir taraftan da mezara iniş merdivenini gözlüyor ve

acaba adam aşağıya inip beni takip eder mi diye düşünüyordum. Zira 1992 yılında ilk gidişimde,

Firavun Keops’ un gemi müzesinde, gizlice fotoğraf çekmiş ve oradaki görevliye yakalanmıştım.

2 / 23

Adam bağırarak üzerime saldırmak üzereyken, Mısır’ lı bayan rehberimiz adama bir miktar para

vererek durumu halletmiş idi. Huyum kurusun bu huyumdan herhalde kolay kolay

vazgeçemeyeceğim. Ama bakın sonuç bence iyi oluyor (!) , böyle hazinelerin yerin altında

kalmasına gönlüm razı olmuyor ve ben bunları sitemde sizlerin hizmetine sunuyorum.

Neyse gelelim esas konumuza, bu mezar arkeoloji Dünyası’ nın yirminci asırdaki en önemli

buluşudur. Bunun sebebi bu mezar, soyulmadan günümüze kadar gelen tek firavun mezarıdır.

Esasında bu mezarda bazı soyulma girişimleri olmuş ve fakat bunlar ucuz bir şekilde atlatılmıştır. Bu

firavun, çocuk yaşta tahta çıkan ve genç yaşta ölen ve Mısır tarihinde önemli bir yer kaplamayan

bir firavundur. Asıl adı Tutankhaton'dur. Mısırda ilk kez tek tanrılı Aten dinini kuran, IV.

Amenhotep'in ( sonradan adı Akhenaton veya Akhenaten) oğludur. Akhenaton’ un eşi ise meşhur

Nefertiti ‘ dir Ancak annesi Prenses Kia ‘ dır. Tutankamon. M.Ö 1341 yılında doğmuş, 9 yaşındayken

M.Ö 1332 yılında tahta çıkmış ve 18 yaşındayken M.Ö 1323 yılında ölmüştür. Babası ölünce, başka

bir anneden olan üvey kız kardeşi Ankhesenamen ile evlenerek tahta çıkmıştır. Saltanatının ilk

yıllarında, Mısır'ın eski çok tanrılı dinine dönüş yaşandı. Kendisi de Tutankhaton adı yerine

Tutankhamon adını aldı. Böylece, IV. Amenhotep'in kurduğu Aten dini söndü. Tutankhamon' un

çağı barış içinde geçti. Çok genç yaşta ölen bu kraldan sonra, babasına vezirlik, kendisine de

küçüklüğünde naiplik yapmış olan Ay, dul kraliçe ile evlenerek tahta çıktı. Gördüğünüz gibi bu gibi

aile içi karışık işler Mısır tarihinde çok görülen uygulamalardır.

Tutankamonun mezarı hakkında ileri sürülen tezlerden birisi, çok genç yaşta ve ansızın öldüğü

için bu mezarın başka bir soylu için yapılmış olması ve kendisinin de bu hazır mezara gömülmesidir.

Çünkü krallar vadisinde öyle mezarlar vardır, içinde rahatlıkla kaybolabilirsiniz, bu mezarların

bazıları yerin altına doğru 100 metre uzaklığa kadar gider. Bu mezarların başında II Ramses’ in

babası I Seti’ nin mezarı gelir.

Tutankamon’ un ölümü ile ilgili birçok tez vardır. Mumyası birden çok defalar modern tarama ve

teşhis yöntemleriyle çok detaylı bir şekilde incelenmiştir. İleri sürülen tezler şunlardır;

- Röntgeninde kafasının arka tarafında bir kırk olduğu ve bunun beynine doğru girdiği

saptanmıştır. Bu duruma göre kafasının arka tarafına bir darbe almıştır. Bunun sebebi, kendisine

firavun naipliği yapan ve kendisinden sonra dul karısı ile evlenerek firavun olan Ay ‘ ın yapmış veya

yaptırmış olduğu suikasttır.

- Veya bu kırık çok sevdiği at arabası yarışlarında geçirdiği bir kazaya bağlanmaktadır.

- Bu sülale genelde kardeşlerle evlenmiş ve saltanatın başkasına gitmesini istememişlerdir.

Kardeşler arasındaki bu durum doğan çocuklarda genetik yapıyı bozmuş ve aileye ait bedensel

sorunlar katlanarak artmıştır. Örneğin hem babası ve hem de kendisi kız kardeşleriyle

evlenmişlerdir. Babası Akhenaton’ un da tipi bozuktur. Heykellerinden anlıyoruz, bir kadını

hatırlatan geniş kalçaları ve büyük bir göbeği vardır. Yüzü bir kadın yüzü gibi olup, dudakları çok

dolgun ve büyüktür. Bu genetik bozukluk Tutankamon’ da zirve yapmış. Babası gibi kalçaları çok

geniş olup, ortopedik rahatsızlığı vardır. Mezarında bulunan çok sayıdaki bastondan, baston

kullandığı anlaşılmıştır. Otopsisinde sol ayak femurunda bir kırık olduğu ve kırığın öldüğü zaman

bile iyileşemediği tespit edilmiştir. Tutankamon’ un diğer kardeşleri de bu yüzden erken yaşlarda

ölmüştür.

- Sıtma hastalığına da uğradığını iddia edenler vardır.

3 / 23

- Doğuştan gelen genetik, orak hücre kansızlığı ( drepanositoz) hastalığının mevcut olduğu da

ileri sürülmüştür.

- Kalıtsal olarak epilepsi hastalığı vardır.

Bu mezar 1922 yılında İngiliz arkeolog Howard Carter tarafından bulunmuştur. Mısır’ da belli bir

süre arkeolojik araştırmalar yapıp, bazı kazılara katıldıktan sonra, Mısır Hükümeti tarafından Eski

Yapıtlar Müdürlüğünde arkeolog olarak atanmıştır. Bilinmeyen ve hala bulunamayan bir firavun

mezarı bulmak en önemli hedefi idi. Ancak böyle bir araştırma seneler boyu sürecek ve çok

maliyetli olacaktı. İşte bu fırsatı, İngiliz aristokrat Lord Carnarvon (asıl adı 5. Carnavon Kontu

George Herbert ) ile tanışıp ve onu bu işe ikna edince buldu ve bu kazı projesi başladı. Bu kişi

İngiltere’ de bir araba kazası sonrası solunum darlığına duçar olmuş ve Mısır’ ın yumuşak iklimi iyi

gelir diye 1903 yılında buraya gelmiştir. 1906 yılında kendi adına kazılara başlamış ve fakat başarılı

olamayınca kendisine arkeolog Howard Carter tavsiye edilmiştir. 1907 yılında ise krallar vadisine

odaklanırlar. Bu çalışmalar yaklaşık 15 yıl 1922 yılı başlarına kadar sürer. Süre arttıkça masraflar

artar. Bu sıra Howard Carter, Lord Carnarvon ’nun küçük kızı 18 yaşındaki Lady Evelyn ’ ne aşık

olur. Kızı da kendinden çok büyük bu kişiye karşı hayranlık duymaktadır. Ancak bu ilişki Lord

Carnarvon’ un hoşuna gitmez. Zira kızını asil ve zengin birisi ile evlendirmek istemektedir. Lord

Carnarvon arkeoloğu İngiltere’ ye çağırarak daha fazla destek veremeyeceğini söyler. Ancak Carter

bir dönem daha kazı yapılması için yalvarır. Bunun üzerine kazı bir yıl için uzatılır. 1922 yılının ekim

ayında, Mısır’ da dönen Carter büyük bir hırsla kazıya tekrar başlar. Aynı alanda ve biraz daha üst

kodda bulunan IV Ramses’ in mezarının hemen alt kısmındaki bu mezara ait kazı molozunu

kazdıklarında, yer altındaki bu kazıya ait barakalara ulaşılır, bu barakalar kaldırılınca, aşağıya doğru

inen taş bir merdivenin en üst basamağı bulunur. Tarih 4 Kasım 1922 ‘ dir. Howard Carter hemen

Lord Carnarvon’ a haber verir ve hemen Mısır’ a gelmesini ister. Kızı ile beraber gelerek mezara ilk

defa hep beraber girerler. Son basamağa gelince karşılarına mühürlü bir kapı çıkar. Ancak

dikkatlice baktıkları zaman, kapının üst kısmında iki tane yama görürler. Bunun anlamı bu mezara

girme teşebbüsü olmuş ve fakat tam olarak girememişler veya yakalanmışlardır. Aşağıya eğik

olarak inen koridorun sonunda ikinci bir kapı görürler. Bu kapıyı da açınca, ön odaya varırlar burası

ağzına kadar eşya ile doludur. Ancak ortada bir lahit filan görülmemektedir. Bu odanın kuzey

tarafına baktıkları zaman, o kısmında bir duvar ile kapalı olduğunu anlarlar ve bu duvarı yıkınca

arkasından mezar lahit odası çıkar. Bütün bu işlemler, hasar vermemek , bir çalışma programı

yapmak, çıkarılacak eserlerin nasıl çıkarılması ve taşınması konusunda uzman kişilere danışmak

adına çok uzun süre sürmüştür. 29 Kasım 1922 ‘ de basın açıklaması yapılmış, 27 Aralık 1922’ de ilk

eşya taşınmış, 16 Şubat 1923’ de mezar odası açılmış, yaklaşık 1 yıl sonra 12 Şubat 1924 ‘ de lahdin

çok büyük ve ağır granit kapağı kaldırılmış, Nisan 1924 ‘ de Howard Carter Mısır Eski Eserler

Müdürlüğü ile tartışarak kazıyı bırakarak Amerika’ ya gitmiş, Ocak 1925 ‘ de tekrar görevine

dönmüş, iç içe bir çok kat olduğu için ancak Ekim-1928 ‘ de mumya üzerindeki son tabakayı

çıkarmış ve böylece yaklaşık 6 yıl sonra mumyaya ulaşılmıştır. Mezar odasına bitişik küçük hazine

odasındaki çalışmalar ise, Ekim-1926 ayından Aralık-1927 ‘ a kadar sürmüştür. Nihayet 10 Kasım

1930 tarihinde, mezar bulunduktan sonra yaklaşık 8 yıl sonra, mezardaki bütün objeler buradan

taşınarak Kahire Müzesine götürülmüştür.

Tutankamon’un mezarı Krallar Vadisinde yer almaktadır. Tutankhamon'un mumyası haricinde

mezardan çıkarılan çok değerli eşyalar Kahire müzesinde sergilenmektedir.

4 / 23

Bu mezar aşağıdaki krokilerden de görüldüğü gibi, çok küçük bir mezardır. 16 taş basamaktan

oluşan bir merdivenle girilmekte ve sonra eğik bir koridordan biraz daha aşağıya inilmektedir. Bu

koridorun bittiği yerde dikdörtgen bir Ön Oda ( Antechamber) bulunmaktadır. Odaya girilip sağ

taraf dönüldüğü zaman sol köşede alçak girişli bir kapısı olan Ek Oda ( Anex) bulunmaktadır. Tam

karşıda ise esas Mezar Odası (Burial Chamber) bulunmaktadır. Bu odada mumyasını saklayan lahit

sandukası vardır. Bu oda öteki odalara göre daha iyi işlenmiş olup, üç duvarında renkli resimleri

mevcuttur. Bu odanın ilk bulunduğu zaman ön tarafı tamamen kalın bir duvarla örtülü vaziyetteydi.

Mezar Odasının sağ alt tarafında ise, gene alçak bir girişi olan küçük bir Hazine Odası (Teasure

Room) vardır. Fotoğrafları çektiğim zaman, ön ve hazine odaları girişleri demir birer kapı ile

kapatılmıştı. Mezar Odasında lahdi olup, bahsetmiş olduğum öteki oda ve koridorlar boş

vaziyettedir. Bu odalardaki, muazzam ve çok kıymetli eşyalar, şu anda Kahire Müzesinde

sergilenmektedir.

5 / 23

Mezarın ilk bulunduğu zamanki hali aşağıdaki temsili resimde açık bir şekilde gösterilmiştir.

Görüldüğü gibi, mezar ve hazine odasındaki eşyalar muntazam bir şekilde yerleştirilmiş ve fakat ön

ve ek odalardaki eşyalar rastgele ve üst üste konmuştur. Sanki bu yerleştirme biraz aceleye gelmiş

gibidir. Veya mezara giren hırsızlar, bunları taşıyamamış ve üst üste koymuşlardır.

Krallar Vadisi, başkent Kahire’ ye yaklaşık 635 Km güney tarafta, Luxor şehrinin batısında, daha

doğrusu Nil nehrinin batı kıyısından 5 km içeridedir.

6 / 23

Tutankamon’ un mezarı Krallar Vadisinde KV-62 ile numaralandırılan bir mezardır. Zor

bulunmasının sebebi hemen yakınında ve üstteki bir kodda bulunan, KV-9 nolu V ve VI Ramses ‘in

mezarından çıkartılan kazı toprağı ve molozun altında kalmasıdır.

Krallar Vadisindeki en yüksek tepe, sanki bir piramide benzeyen yaklaşık 250 metre

yükseklikteki bir tepedir.

7 / 23

Tutankamon Mezarının girişi : Hemen sağda yükselen tepe IV ve V Ramses’ in mezarıdır. Bu mezardan çıkan kazı artığı ve molozlar Tutankamon mezarının bu girişini kapattığı için bu mezar kolaylıkla bulunamamıştır.

Mezar girişinde bahsetmiş olduğum görevli : Bunlar ya siyah ya da beyaz elbise giyerler. Siyah elbisesi ile

ürkütücü bir görünüşü vardı.

8 / 23

Kendisinden rica ettim. Mezar giriş merdiveninde bu fotoğrafımı çekti.

Aşağıdaki fotolarda, belimin sağ tarafında bahsetmiş olduğum küçük dijital fotoğraf makinem görülüyor.

Tutankamon mezar girişinde bulunan ve mezar ile ilgili bilgi veren pano

9 / 23

MERDİVENLERDEN SONRA AŞAĞIYA DOĞRU İNEN EĞİK RAMPADAN SONRA GELEN ÖN ODA’ DA (ANTECHAMBER) SOL TARAFTA BULUNAN EK ODA (ANNEX) NOT: GİRİŞİNE SONRADAN DEMİR KAPI

TAKILMIŞTIR.

ÖN ODA VE KUZEY TARAFTAKİ LAHİD ODASININ GÖRÜNÜŞÜ.SAĞ TARAFTA RAMPA SONUNDAKİ GİRİŞ KAPISI (DEMİR KAPI HIRSIZLIK OLMAMASI İÇİN SONRADAN TAKILMIŞTIR),

LAHİD ODASI KUZEY DUVARINDAKİ RESİM PANOSU

10 / 23

TUTANKAMON’ UN LAHDİ ; GRANİT BİR MEZAR İÇİNDE MUMYASI MEVCUTTUR,MUMYA ÜZERİNDE PAHA BİÇİLMEZ ALTINDAN YAPILMIŞ MASKESİ VARDIR.

YAKINDAN GÖRÜNÜŞÜ

11 / 23

LAHİD ODASINDA KUZEY , DOĞU VE BATI DUVARLARINDA ÜÇ AYRI RESİM VARDIR. KUZEY DUVARINDAKİ PANODA TUTANKAMON’A AİT ÜÇ ADET SAHNE VARDIR. 1) SAĞDAN İKİNCİ ŞAHIS TANRI OSİRİS FORMUNDAKİ TUTANKAMON’ DUR. SAĞINDA

BULUNAN KİŞİ İSE, ONA ÇOCUKLUĞUNDA NAİPLİK YAPMIŞ VE ÖLDÜKTEN SONRA DA KARISI İLE EVLENEREK FİRAVUN OLMUŞ VEZİRİ AY ‘DIR. AY ELİNDEKİ ALETLE TUTANKAMONUN AĞZINI AÇMAYA ÇALIŞMAKTADIR. AĞIZ AÇMA TÖRENİ MUMYALARA UYGULANAN Bİ RİTÜEL (DİNSEL TÖREN) ‘ DİR. ÖLÜYE SONRADAN HAYAT VERMEK İÇİN YAPILIR

2) PANONUN ORTASINDA, TUTANKAMON GENÇ HALİYLE GÖSTERİLMEKTE VE TANRIÇA NUT

TARAFINDAN SELAMLANMAKTADIR. ELİNDE TUTTUĞU SEMBOLLERLE, TUTANKAMON’ UN SONRAKİ HAYATINA HOŞGELDİN DEMEKTE VE İYİ ŞANSLAR DİLEMEKTEDİR.

3) EN SOL TARAFTAKİ ÜÇ KİŞİDEN, EN SOLDAKİ TANRI OSİRİS, ORTADAKİ TUTANKAMON VE

ARKASINDAKİ İSE ONUN GÖRÜNMEYEN BEDENİ OLAN KA ‘ DIR (BİR BAKIMA RUHUDUR) . BURADA TUTANKAMON OSİRİSİ KUCAKLAMAKTA VE OSİRİS İSE ONU ÖBÜR DÜNYA’ YA KABUL ETMEKTE VE ARKASINDAKİ KA İSE ONU KUCAKLAYARAK BU İŞE YÖNLENDİRMEDİR.

12 / 23

LAHİT ODASININ DOĞU DUVARINDA, YANİ ALÇAK GİRİŞLİ HAZİNE ODASINA

BAKAN DUVARDA AŞAĞIDAKİ RESİM VARDIR. BURADAKİ RESİM ÇOK

DRAMATİKTİR. TUTANKAMON MEZARINA YAS İÇİNDE ,YUKARI VE AŞAĞI MISIR’ IN

YÜKSEK MERTEBELİ DEVLET GÖREVLİLERİ İLE TAŞINMAKTADIR. RESMİ GEÇİTİN

ARKASINDA İSE MUHTEMELEN GENERAL HOREMHEB ( AY ‘ DAN SONRA FİRAVUN

OLAN VE RAMSES SÜLALESİNİ YARATAN KİŞİ) VARDIR. SAĞ TARAFTA

TUTANKAMON’ UN MUMYASI NEHİR KENARINA BİR TEKNE İLE GETİRİLMİŞ VE

GÜNEŞTEN ETKİLENMEMESİ İÇİN ÜZERİNE BİR KUBBE YAPILMIŞTIR.

SAĞ ALT TARAFTA BULUNAN KAPI ARKADAKİ KÜÇÜK VE ALÇAK HAZİNE

ODASINA AÇILMAKTADIR. BURAYA DA MEZAR BULUNDUKTAN SONRA HIRSIZLIĞA

KARŞI BİR DEMİR KAPI YAPILMIŞTIR.

13 / 23

LAHİT ODASININ BATI DUVARINDA İSE, 12 ADET BABUN RESMİ VARDIR. BU 12 RAKAMI , TUTANKAMON’ UN 12 SAAT SONRA ÖTEKİ DÜNYAYA GEÇECEĞİNİ BELİRTMEKTEDİR. YANİ ÖBÜR DÜNYAYA GEÇMEDEN ÖNCEKİ 12 SAATLİK GECE SÜRESİNİ TEMSİL ETMEKTEDİR. SOL YUKARIDA İSE MISIRLILARIN İNANIŞINA GÖRE ÖLÜMDEN SONRA ÖBÜR DÜNYAYA GEÇİŞLERİNDE KULLANACAKLARI TEKNE RESMİ VARDIR. BU TEKNENİN ORTASINA UĞURLU SAYILAN SCARAP (BOK) BÖCEĞİ VE İKİ TARAFINDA İSE OSİRİSİN İKİ ADET FORMU MEVCUTTUR. SAĞ ÜST KÖŞEDE İSE, ARALARINDA MA’AT VE HORUS ‘ UN DA OLDUĞU DİĞER TANRILARIN RESMİ BULUNMAKTADIR.

14 / 23

Evet, yukarıda lahit odasının şu anda açık olan 3 adet duvarındaki resimlerden bahsettik. Bu odanın giriş tarafı olan güney tarafında içeriye girilmeden önce kalın bir duvar vardı. Mezar odasına girmek için önce bu duvarı yıkmak gerekiyordu. Arkeolog Howard Carter, bu duvarı dikkatli bir şekilde yıkarak lahit odasına girmiştir. Tabii bu duvarın arka tarafında ne olduğunu bilemediği için, duvarın arka tarafında bulunan resim de duvarla beraber yıkılmıştır. Bu duvarın arkasında, muhtemelen tanrıça İsis’ in bir duvar resmi vardı. Giriş duvarı yıkıldıktan sonra, güney duvarının geri kalan kısmındaki duvar resmi aşağıdadır. Bu resimde Ölüler Tanrısı olan Anubis (çakal başlı) ile Tanrıça Hathor arasında Tutankamon bulunmaktadır. Tanrıça Hathor’ un elinde ANKHS sembolü vardır. Bu sembol Mısır kültüründe genelde İsis’ in elinde bulunur. Ölen kişinin artık göğün kapısının anahtarına sahip olduğunu ifade eder.

15 / 23

KAHİRE MÜZESİ TUTANKAMON BÖLÜMÜ : Mezar içine ait fotoğraflar yukarıdadır. Bilahare Kahire Müzesinde Tutankamon bölümünde çekmiş olduğum fotoğraflar ise aşağıdadır. Aşağıda en önemli eşyalara ilişkin fotolar vardır.

Bu mezarda bulunan en değerli şeyler, mumyasının baş kısmında bulunan som altından

yapılan yüz maskıdır.

16 / 23

Kahire Müzesinde sergilenen, Tutankamon’ un som altından yapılmış olan mumya lahdi

Tutankamon’ un normal hayatında veya av veya yarış sırasında kullanmış olduğu altın

kaplamalı at arabası

17 / 23

Mezarda bulunan en hazin şey, cenaze töreninde kullanılan çiçeklerin kurumuş halidir. O zaman bu çiçeklerin nasıl kullanıldığını, insan kafasında iyi bir şekilde canlandırmaktadır.

Tutankamon’ un savaşta karşı taraf askerlerini alt edişini temsil eden resim

18 / 23

Tutankamon’ un altın tahtı. Sırtlık kısmındaki resimde Tutankamon tahtında oturmaktadır. Rahat oturması için ayaklarının altında bir sehpa vardır. Karşısında eşi Ankhesemon ayakta durmakta, sağ eliyle omuzuna dokunmakta ve sol elinde ise bir merhem kabı taşımaktadır. Üzerlerinde ise güneşi temsil eden bir kurs bulunmaktadır.

Firavun Tutankamon’ un ARMUT kafa büstü : Bu sülale kafalarının böyle olmasının başlıca sebebi estetiktir. O zamanki kraliyet modasına göre, çocukların başı doğduktan sonra her iki taraftan cendereye alınır ve başlar böylece arkaya ve yukarıya doğru kalkardı.

19 / 23

Mezar odasının örülü duvarında, sağ ve sol tarafta bulunan ve mezarı koruduklarını temsil eden iki muhafız heykelinden birisi

Tutankamon’ un divanı

20 / 23

Anubis Heykeli : Antik Mısır ölüm ve cenaze tanrısıdır. Set ile evli olan Nephthys ‘ in oğludur. Çakalların mezarlar etrafında dolaşması sebebiyle, çakal başlı anubis ölümle anılır. Daha sonra Set tarafından öldürülen ana tanrı Osiris’ i mumyaladığı için mumyalama tanrısı olmuştur. Öteki dünyada ölülerin koruyucusu ve ölüler kentinin efendisidir. Ayrıca Anubis, bizde bilinen mahşer gününde ruhu tartan bir tanrıdır. Terazisinde ölünün ruhunu temsil eden kalbi ile, adalet Tanrıçası Ma’at ‘ın tüyünü tartar. Eğer ölen iyi bir kişi ise, esasında ağır olan kalbi bu tüy karşısında terazide hafif gelir ve onun ruhunu yeniden doğması için gökyüzüne gönderir. Eğer kişi kötü ise kalbi ağır gelir ve onu yer altı ülkesindeki yılanlara gönderir. Bu ise sonsuz azap demektir.

21 / 23

Tutankamon’ un boynuna taktığı som altın kolye

Tutankamon’ un iç organlarının (mide, bağırsak, karaciğer ve akciğer) konduğu mermer

kanopeler (Vazolar)

22 / 23

TUTANKAMON MEZARININ LANETİ : Bu mezarla ilgili lanetlere gelirsek, bu keşiften sonra çok

esrarengiz olaylar ardı ardına gelmeye başlamıştır. Mezar laneti ile ilgili aşağıdaki iddialar ileri sürülmüştür.

- Mezar bulunduktan sonraki ilk olay, Carter mezar ile ilgilenirken, kendisine ayrılan evde beslediği ve uğurlu olduğuna inandığı kanaryası evine giren firavunların en önemli simgesi olan bir kobra yılanı tarafından yenmiştir. Evin mısırlı görevlileri bunun bir uğursuzluk getireceğine inanmışlardır.

-En önemli lanet olarak kabul edilen ölüm, bu kazıyı finanse eden Lord Carnarvon’ un

ölümüdür. 19 Mart 1922 tarihinde bir sivrisinek kendisini sokmuş ve sonrasına ise jiletle tıraş olurken, burası enfekte olmuş ve 5 Nisan 1922 tarihinde Kahire’ de vefat etmiştir. Bu hastalığın

tıbbi adı yılancık ( erysipelas) olup açık yaranın streptokok mikrobu ile enfekte olmasıdır. Özellikle bu ölüm dünyada lanet olduğuna dair dedikoduların ve iddiaların artmasına sebep olmuştur.

-George Jay Gould isimli şahıs mezarı ziyaret ettikten sonra, ateşlenerek 16 Mayıs 1923

tarihinde Fransız Rivyerasında vefat etmiştir. - Mısır Prensi Ali Kemal Fahm Bey, mezarı ziyaret fotoğrafı yayınlandıktan sonra, 10 Temmuz

1923 tarihinde karısı tarafından silahla vurularak öldürülmüştür. -Carnarvon’ un üvey kardeşi, Albay Aubrey Herbert 26 Eylül 1923 tarihinde bir diş operasyonu

sonucu, önce gözleri kör olmuş ve sonra kan zehirlenmesinden ölmüştür.

-Carnarvon’ un öteki üvey kardeşi Mervyn Herbert 1929 yılında sıtma hastalığından ölmüştür. -Tutankamonun mumyasının xray filmini çeken ,Sir Archibald Douglas Reid,15 Temmuz 1924

yılında esrarengiz bilinmeyen bir hastalıktan ölmüştür. -Carter’ ın kazı ekininde bulunan , A. C Mace 1928 yılında arsenik zehirlenmesinden ölmüştür. -Mezarı ilk ziyaret edenlerden olan, İngiltere’ nin Sudan Genel Valisi Sir Lee Stack 19 Kasım

1924 tarihinde makam arabası içinde Kahire ‘ de trafikte bir suikast sonucu öldürülmüştür. -Howard Carter’ın şahsi sekreteri Richard Bethell, 15 Kasım 1929 tarihinde yatağında

boğulmuş bir vaziyette bulunmuştur.

-Mısır eski eserler bölüm müdürü Dr. Gamaleddin Mehrez’ in ölümü de enteresandır. Kendisi,

lanet konusunda “ Bakın bana, bütün yaşamım boyunca mezarlar ve mumyalarla uğraştım, bütün bunların bir rastlantı olduğunun en büyük kanıtıyım” şeklinde demeç vermesinden 4 hafta sonra eserler Londra sergilenmek üzere yola çıktığında 52 yaşında ölmüştür.

Arkeolog Howard Carter ise Mart-1939 yılında , 64 yaşındayken lenfoma hastalığından ( lenf

kanserinden) vefat etmiştir. Kendisi mezarda lanete ilişkin hiçbir yazı ve işaret bulmadığını söyleyerek yukarıda ileri sürülen iddiaları kabul etmemiştir. Ancak onu rahatsız eden tek bir şey vardı. Mezarın altın sandukasının önünde bir lamba bulmuştu. Üzerinde ise şöyle yazıyordu. “ Gizli odaya girilmesini önleyeceğim. Benim görevim ölüyü korumak”

23 / 23

Artık bu konuda düşünce ve yorum sizin. Ben de bu mezarı 2 defa, biri 1992 yılında ve öteki de

2003 yılında ziyaret ettim. En son ziyaret ettiğimde, bu mezarda yaklaşık ne kadar kaldığımı unuttum ve tur otobüsüne geç kaldığımı hatırlayarak, koşarak otobüse doğru gittim. Otobüs park yeri de yaklaşık 500 metre uzaklıkta idi. Tabii insanlar beni merak etmiş olup aramaktalardı. Otobüse nefes nefese kendimi atıp, insanlardan özür diledim. Her tarafım terden sırılsıklam olmuştu. Gömleğimin önünü açıp, fanilamı sıyırdığımda her tarafımın kıpkırmızı lekeler içinde olduğunu gördüm ve şok oldum. Acaba mezarın lanetine mi uğramıştım? Daha önce okuduklarımla da endişelenmeye başladım. Birkaç gün sonra bu lekeler kayboldu. Herhalde aşırı stres , geç kalma telaşı ve koşma sonucu bu lekeler oluştu.

Bu turda benden başka kimse bu mezara girmemişti. Ben de otobüs hareket ettikten sonra

onlara, Tutankamon ve mezarı hakkında bilgi verdim ve vücudumdaki lekeleri gösterdim. Tabii ilgi ve hayretle beni dinlediler.

Asırlarca kapalı olan bu mezarlarda insan sağlığı için zararlı bir ortamla karşılaşma riski her

zaman için vardır. Bu risk ilk defa bu mezarları açıp girenler için çok fazladır. Bulundukları çağa göre ileri medeniyet seviyesinde olan Mısır’ lılar bu mezarlara kimyasal veya biyolojik bir çok tuzaklar kurabildiklerini iddia eden bilim adamları vardır. Bunların başlıcaları şunlardır;

-Uzun süre kapalı olan yer altındaki mezarda oksijen seviyesi azdır. -Kapalı ve nemli bir ortamda kolaylıkla mantar üreyebilir, bu mantar mezara girenleri solunum

sistemi kanalıyla etkileyebilir ve zatürre benzeri ölümcül hastalıklara yol açabilir.

-Sanki bir maden kazar gibi, kaya tabanının içine girilmesi, yer katmanının tabakalarındaki bazı

zararlı ,zehirleyici ve hatta radyoaktif gazların açığa çıkmasına sebep olabilir. Son zamanlarda mezarlarda radyoaktif radon gazı bulunabileceğini iddia edenler vardır.

-Mezarda kapalı ortamda kalan çeşitli parazit, bakteri ve mikroplar uyku süreci içine girerler,

ancak mezar açıldıktan sonra bunların canlanmaları bahis konusudur. -Eğer Mısırlılar radyoaktif elementleri biliyorsa, bunların tozlarını mezarlara serpmiş olabilirler. -Yukarıdaki etkenler, o zamanlar teknolojik olarak gelişmiş olan Mısırlılar tarafından da

hazırlanmış olabilir.

Bu bakımdan, bir İş Güvenliği Uzmanı olarak, böyle mezarlara girmeden önce, iyi kalite bir toz

ve hatta gaz maskesi takmanızı ve ellerinizi de eldiven ile korumanızı önemle tavsiye ederim. Ayrıca, Eğer bu mezarı görmek istiyorsanız elinizi çabuk tutunuz, çünkü yakında bu mezarın ziyarete kesinlikle kapatılacağına dair izlenimler vardır. Bu mezarın birebir kopyası ( reprodüksiyonu veya rekonstrüksiyonu) Krallar Vadisi yakınında yapılacak ve burası turist ziyaretine açılacaktır. Böylece bu fotoğrafları çekmiş ve bu makaleyi yazmış birisi olarak, eğer ileride göremezseniz size bu mezarı sunmuş bulunuyorum.

NOT:

Bu makale ve fotoğraflarının her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilmek suretiyle kullanılabilir.