Upload
fox
View
81
Download
2
Embed Size (px)
DESCRIPTION
UYGARLIK TARİHİ BİLGİSİNİN AMACI NEDİR?. “Genel Kültür” edinmek Tarihi anlamak İnsanı anlamak. “İnsan” Nedir?. Düşünen hayvan? Konuşan hayvan? Alet kullanan hayvan?. Pırasa ile aramızdaki fark…. - PowerPoint PPT Presentation
Citation preview
1
UYGARLIK TARİHİ BİLGİSİNİN AMACI NEDİR?
- “Genel Kültür” edinmek- Tarihi anlamak- İnsanı anlamak
2
“İnsan” Nedir?
Düşünen hayvan? Konuşan hayvan? Alet kullanan hayvan?
3
Pırasa ile aramızdaki fark… Uygarlık, insanın pırasa ile arasındaki %20
civarındaki genetik farkı derinleştirme çabası olarak da görülebilir…
Türümüzün bu çabası, her birimiz açısından da geçerli olmalıdır!
Kişisel ve türsel düzeydeki “başarılarımız”, bu farkı artıran eylemlerimizdir.
4
İnsanın “Başarıları”
Uygarlık tarihi, insan türünün başarılarının tarihidir
İnsanı anlamak için, onun bir tür olarak neler yapabildiğini görmek, yararlıdır…
5
Çin Seddi- MÖ220-MS1368- 6700km. Yapımında bir milyondan fazla insan çalıştı.
6
El Hamra Sarayından bir kesitEndülüs Emevileri dönemi, temeli 1232’de
atıldı
7
Hint işi bir mürekkep şişesi
8
17. Yüzyıldan bir hat örneği (Osmanlı)
9
Süleymaniye 1550-1557
10
Selimiye 1568-1574
11
Michelangelo 1475-1564
12
Altın Tapınak 16.yy
13
İznik Çinisi
14
Doğu Anadolu işi kilim
15
Bir Siyu tılsımı
16
Aztek takvimi
17
Erol Akyavaş 1932-1999
18
Afrika- Nijerya
19
Geçmiş geçti/gelecek henüz gelmedi…Bir Hint halk sanatı örneği
20
Çin halk sanatından bir örnek: Mandala
21
SfenksMısır- Dördüncü hanedanlık dönemi/MÖ
2500 civarı
22
İnsan başarılarını sıralarken, şöyle sorular gelebilir aklımıza: İnsanlar, yaptıkları kadar yıktılar da. Bunu “başarı”
hanesine yazabilir miyiz? Neyi başarı sayacağımıza nasıl karar verebiliriz?
Çin seddi ile tılsımı aynı dizge içinde değerlendirmek mümkün müdür?
İnsan başarılarını neye göre sınıflandırabiliriz? Sanat ile bilim, teknoloji ile din arasındaki sınırları nasıl çizebiliriz?
Hangi başarılar “insan türü”ne, hangileri türümüzün bir bireyine aittir? Cezanne’ın resmini insan türünün başarısı olarak görebilir miyiz?
23
Soru sormak, öğrenmenin en iyi yoludur! Sormadığımız sorulara verilen yanıtlar, bizim
için anlaşılmaz kalmaya mahkumdur! Dünyayı, kendimizi, hayatı merak etmiyorsak,
herhangi bir şey öğrenmemiz mümkün olmaz! Bazen, başkalarının sorularını da ilham verici
bulabiliriz, kendi sorularımızı oluşturmakta bize yol gösterebilirler…
24
Evrenin ve tarihin içinde küçük bir noktayız: Bir tür olarak insan, dünya tarihinin çok küçük
bir kesitinde var oldu Binlerce yıllık bir tarihten söz ederken, bunun
dünya tarihinde bir ana tekabül ettiğini unutmamalıyız!
Ama o bir anda dünya, milyonlarca yılda başına gelenlerden daha fazla şey yaşadı!
25
Tarih, uzundur Uygarlık tarihi dediğimiz tarih kesiti, dünya tarihinin
çok küçük bir bölümüdür Dünya, bundan 5 milyar yıl önce oluştu Denizlerde yaşam, yani bakteriler, 3.5 milyar yıl
önce başladı İlk memeliler, bundan 200 milyon yıl önce ortaya
çıktı İnsana benzeyen, alet kullanabilen ilk primatlar,
“Homohabilis”, 2 milyon yıl önce görüldü Ateşi kullanabilen ve iki ayağı üzerine doğrulmuş
insansılar, “Homoerektus”, 1.6 milyon yıl önceydi
26
Modern İnsan, Dünya tarihinin sadece yüzbinde birinde vardı! Beş milyar yıl önce oluşan yerküre tarihinde,
insan tarihinin başlangıcı, sadece 50 bin yıl öncesine gider
Homo Sapiens, bundan 50 bin yıl önce ortaya çıktı
10 bin yıl önce, tarımsal üretim başladı, ilk kentsel yerleşimler görüldü
Yazının bulunması, sadece 5 bin yıl öncedir
27
Evrim: İnsansılardan nsanlara
28
İnsan türünün ayrışmasına neden olan gelişmeler Alet kullanımı, primatlarda da görülür Dilin başlangıcı ve avlanmada işbirliği de
insana özgü değildir, primatlarda da görülür İnsan türünü primatlardan ayıran, çocukluğun
uzamasıdır Böylece, öğrenme ve bilgi aktarma kapasitesi
arttı
29
Mağara Resimleri
“Kültür” diyebileceğimiz insan faaliyetinin ilk örneklerinden biri, mağara resimleridir
İkincisi ise, ölülerin belirli kurallara göre gömülmesidir
30
Mağara Resimleri
31
Coğrafya Bilgisi: Çevresel Koşullar Primat takımlarından insan gruplarına geçiş,
çevresel faktörlerin etkisiyle oldu Otuz bin yıl önce sona eren buzul çağından
sonra, yeni bir yaşam çevresi oluştu Avrupa, Kuzey Asya ve Amerika’da bitki
örtüsü değişti, yeni hayvanlar ortaya çıktı
32
Avcı Toplayıcı İnsan Toplulukları Genellikle su kenarlarında yerleşik Böcek, kabuklu deniz hayvanları, tohum ve
kökler, meyve ile beslenen Diyetine eti de eklemeyi başarmış insan
gruplarıydı
33
Avcı Toplayıcı İnsan Toplulukları Avcı toplayıcılar, bazı basit aletler
yapıyorlardı: keskinleştirilmiş taşlar, el baltaları, kemik ve fildişinden aletler
Soğuğa karşı korunmak için deriden çadırlar ve giysiler yaptılar
İnsanın geliştirdiği ilk birleşik mekanizma olan yayı buldular
Gruplar arasında değiş tokuş yaptılar
34
Avcı Toplayıcı İnsan Toplulukları Kültürün başlangıcı sayılabilecek grup içi
işbölümü ve ayrışma, avcı toplayıcı topluluklarda başladı: kadınlarla erkekler, yaşlılarla gençler arasında işbölümü yapıldı
Ölüm ve av için ritüeller yapıldı Köpek evcilleştirildi
35
Dilin ortaya çıkışı: bilginin aktarılabilmesi/kültürü mümkün kıldı Dil, insan türünü somutun tutsaklığından
çıkardı Dilin temeli, sınıflandırmadır Her sınıflandırma, belli ölçüde soyutlama
gerektirir Dolayısıyla, dilin gelişmesi ve zihinsel
becerilerin gelişmesi, iç içe süreçlerdir
36
Kültürün ortaya çıkışı: İlk iş bölümü Tarımın ortaya çıkışına kadar işbölümü,
cinsiyet esasına dayalıydı. Avcı toplayıcı topluluklarda toplayıcılık
genellikle kadınlar, avcılık ise erkekler tarafından gerçekleştiriliyordu
Beklenen ömür ortalama 20-25 yıl olduğu için, yaşlı sayısı azdı
37
Tarımın Bulunuşu
Avcılıktan besiciliğe, toplayıcılıktan tarıma geçiş, birden değil, aşamalıydı
Tarımın topluluğun yaşamına getirdiği olumlu katkılar olduğu gibi, olumsuz sayılabilecek bazı etkileri de oldu
Tarımın kökenine ilişkin tartışmalar henüz kapanmamakla birlikte, MÖ Sekizinci bin yılda Mezopotamya’da ortaya çıktığı yaygınlıkla kabul edilir.
38
Çobanlık/Çiftçilik
Tarımın ve yerleşik yaşamın gelişmesiyle, iki farklı topluluk biçimi belirginleşti:
Çobanlar
Çiftçiler
39
Saban: Bir devrim
Milattan önce 3000 yılı civarında sabanın icadı, tarımda bir devrimdi.
Böylece, çiftçi topluluklar, hayvan gücünden yararlanmaya başladılar ve üretim güçlerinde büyük bir sıçrama oldu.
40
Maddi kültür (buluntular)
Besicilik ve tarımın geliştiği yerlerde, balçıktan yapılmış çanak çömlek, kirman, dokuma tezgahı, taş balta, kemikten orak ve sazdan sepetler gibi eşya ve
Tahıl siloları, ambarlar, ocaklar içeren köylerin kalıntıları
bulundu.
41
Sanat ve Din (buluntular)
İnsansılardan başlayarak, bütün insan topluluklarında bugün “din” ve “sanat” olarak kategorileştirdiğimiz faaliyetlerin varolduğunu biliyoruz.
Ölü gömme törenleri Av törenleri Duvar resimleri Takılar
42
Mağara resimleri bize neyi anlatır? Mağara resimlerinin, av ritüellerinin bir
parçası olduğu, yaygınlıkla kabul görür Paleolitik çağda (taş devri!) yapılmış duvar
resimlerindeki hayvanların çoğu, büyük hayvanlardı- at, bizon…
Bu resimlerin, avcı toplayıcı toplulukların kozmolojilerine ilişkin fikir verdiği öne sürülür…
43
Sanat ve Din
Avcılık-toplayıcılık döneminde, kadınların üreme ile ilişkisi nedeniyle, kemik ya da taştan kadın figürleri büyüsel nedenle kullanılıyordu
Yalnızca resim ve heykel değil, müziğin de kullanıldığını, kemikten kaval ve düdüklerden anlıyoruz.
Tarıma geçmiş toplulukların yerleşim yerlerinde yapılan kazılarda çok sayıda kilden kadın heykelciği (figürinler) bulundu.
44
25 Bin yıla tarihlenen fildişi baş (Fransa)
Brassempouy Venüsü
45
Kemikten bir flüt
25.000 yaşında, kuş kemiğinden yapılmış flüt. Üst Paleolitik’in ilk yerleşim alanlarında bulunmuştur.
46
Büyü ve kozmoloji
Kozmoloji, insanın evreni, yaşamı ve kendisini anlamlandırma çabasıdır
İnsanlar, ilk insan topluluklarından başlayarak, evreni ve yaşamı anlamlandırmaya çalıştılar
Büyü, ilkel insanların çevrelerini denetim altında tutabilmek için kullandıkları her şeydi.
Bugün sanat, din ve bilim olarak ayırdığımız faaliyetler, ilkellerde “büyü” olarak vardı.
47
Büyücü: Yarı insan-yarı hayvan figür (Fransa)
Fransa’da Trois Freres Mağarasında bulunan, Büyücü diye adlandırılan yarı insan-yarı hayvan figürü,Üst Paleolitik dönem
48
İmgeler, Mitler
“Dilin iletişimsel işlevi ilkin, dış dünya ya da gerçekler üstüne imgeler oluşturma sürecinin bir yan ürünü olarak rotaya çıkmıştır.”
İmgeler yaratmaya dönük zihinsel etkinlikler insana nesnelere bağlı dilin ötesine geçme imkânı verir.
“Her toplum, doğaüstü inançlarının simgesinin kazılı olduğu damgasını öncellerinden teslim alır, kendi içinden çıkan kahramanlarca taşınan bu damganın izleri halkın yaşamına, deneyimlerine yansır.”
49
Büyü ve kozmoloji
Muhtemelen toplumsal tabakalaşmanın ilk biçimi de, büyücüler/sanatçılar ile diğerleri arasındaki ayrışma idi.
50
Yaşamın maddi ve maddi olmayan boyutları
Mitler, imgeler, semboller… insanların anlam dünyasını oluştururlar. Bütün bunlar, yaşamın maddi boyutu ile yakın bir ilişki içindedirler ve birini diğerinden ayırmak, çoğu durumda imkansızdır.
51
Kavramlar
Uygarlık tarihi, insanlık ailesinin mirasını anlatır.
Bize devredilen bu miras, buluntulardan, efsanelerden, masallardan, dünyaya ve evrene ilişkin bilgilerden, sanat ürünlerinden, teknolojik becerilerden… oluşur.
Bu mirasın anlaşılmaz bir yığın halinden çıkıp kullanılabilir ve anlaşılabilir bir bütünlük olması için, bazı kavramsal araçlara ihtiyacımız vardır.
52
Kavramlar: Uygarlık ve Tarih
TARİH, yaşananlar değil, yaşananların yazımıdır!
Yani, bir tarihin olması için, bir yazıcının (hikayecinin!) olması gerekir…
53
TARİHÇİ KİMDİR?
Tarihçi, bize bir hikaye anlatır Bunu yapabilmek için, kayıtlardan,
belgelerden, maddi buluntulardan yararlanır. Bazen toplumsal belleğin ürünlerinden, yani
efsanelerden, türkülerden, masallardan da yararlanabilir…
54
TARİH, HER ZAMAN BİR SEÇME/AYIKLAMA İŞİDİR
Belgeler, buluntular, kayıtlar, kocaman bir bilgi yığını oluşturur.
Tarihçinin işi, bu yığına bir düzen vermek, bazılarını öne çıkarmak, önemlilerle önemsizleri ayırdetmektir.
YANİ HER ZAMAN AYIKLAR VE SEÇER!
55
Olgular, gerçekte hiç de balıkçının tablasındaki balıklar gibi değildir. Olgular, uçsuz bucaksız ve hatta bazen sınırsız bir okyanusta dolaşan
balıklara benzerler; tarihçinin ne yakalayacağı kısmen şansa, fakat asıl, avlanmak için okyanusun neresine gideceğine, hangi oltayı kullanmayı seçeceğine bağlıdır. Elbette bu iki etkeni de ne tür bir balık yakalamak
istediği belirlemiştir.(Tarih Nedir? E.H.Carr)
56
Ne tür balıklar?
Tek tanrılı dinlerin doğuşunu “gelişme”nin kaçınılmaz sonucu olarak gören bir tarihçi, Mitras kültüne hak ettiği önemi verebilir mi?
57
Ya da:
Oltanızı saray entrikaları ve hanedanlar arasındaki müzakereler denizine sallarsanız, tutacağınız balıkla tarımsal üretimdeki iniş çıkışlara odaklandığınızda tutacağınız aynı mıdır?
58
Tarih, insani değişimi inceler
İncelerken disipline sokar Batıda kronik, Doğuda olay anlatıcılığı
biçiminde ortaya çıkmıştır
Braudel: “Tarihçilik, yüzey hareketlerinin görülmesinden ibarettir”
Ya dip dalgaları? Derinlerdeki hareketler?
59
Tarihi kim yazar?
Evet, tarihçi… Başka?
Tarihçi, arkeologla, coğrafyacıyla, sosyologla, antropologla, siyaset bilimciyle… birlikte çalışır. Çünkü tarih sadece arşivlere dayalı olarak YAZILAMAZ!
60
Bugün yaşayan bir insan olarak tarihçi, güncel olayları ve olguları geçmişe yansıtmaktan kaçınamaz. Nereye baktığı ve ne bulduğu, bugün ne yaşadığı ile ilgilidir…
61
Bir Arap tarihçinin Haçlı Seferlerine bakışı ile bir Fransız tarihçininki aynı olabilir mi?
62
“Tarihçi, olgularının ne aciz bir kölesi, ne de zalim efendisidir. Tarihçiyle olguları arasındaki ilişki, bir eşitlik, bir alışveriş
ilişkisidir. (…) “Tarih nedir?” sorusuna ilk cevabım, şu olacaktır: Tarihçi ile olguları arasında kesintisiz bir karşılıklı etkileşim süreci, bugün ile geçmiş arasında bitmez
bir diyalog.”E.H. Carr, Tarih Nedir?
63
Belgelere ne kadar güvenebiliriz? Hangi olay ve olgular belgelenir, hangileri
belgelenmez? Belgelenmeyenlerin “önemsiz” olduğunu mu
düşüneceğiz?
64
Tarih kimleri anlatır?
Belgeler, “önemli” insanların yaptıklarını anlatır: Krallar, generaller, büyük bilim adamları ve sanatçılar…
65
Kimler tarihin dışında kalır?
“Önemsiz” kişilerin yaşamları ve yaptıkları, belgelerin, dolayısıyla da tarihin dışında kalır.
66
O halde, bir başka soru sormalıyız:
Tarihi kim yapar?
67
Büyük adamlar? Büyük uygarlıklar? Ordular? Devletler? Milletler? Sınıflar?
68
“Uygar” çok katmanlı bir sözcüktür:
69
“Uygar” sözcüğünü farklı anlamlarda kullanırız:
“Çok uygar bir insan” “Çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak” “Uygarlıklar çatışması”
70
Karagözle Hacivat bir “uygar”/ “vahşi” parodisi değil midir?
71
Sıfat olarak “Uygar”
Uygar sözcüğü, ilkin bir sıfat olarak kullanıldı- 16. yüzyılda, “nazik ve eğitimli” anlamında…
“Burnunu temizlemek isteyen uygar gençler, mendil kullanır. Burun asla masa örtüsüne temizlenmez!” (akt. Norbert Elias, Uygarlık Süreci)
72
Gelişmişlik düzeyinin bir işareti olarak “Uygarlık” Tarihin “ilerleyen” bir süreç olduğu
düşüncesine bağlı olarak, “çağdaş uygarlık seviyesi” sözünde olduğu gibi, bazı ölçütlere göre “gelişmiş”liğin bir ifadesi olarak kullanılabilir…
Gelenekselden moderne, dinselden rasyonele…
73
Uygarlık/Kültür
Gelişmişlik düzeyini işaret eden bir sıfat olarak “uygarlık”, İngilizce ve Fransızca’da yaygınlıkla kullanılmıştır.
Buna karşılık Almanca’da, “kültür” sözcüğü önem kazanmıştır…
74
Weber’e göre:
Uygarlık, teknik ve uygulamalar bütünü, doğa üzerinde etki yaratan araçlar toplamı anlamına gelir. Kültür ise, normatif ilkeler, değerler, idealler- zihniyettir.
75
Ziya Gökalp:
Medeniyet/Hars ayrımı, Weberci bir anlayıştan kaynaklanır:
Türklerin Batı medeniyetini almaları, buna karşılık, kendi harslarını (kültürlerini) korumaları gerektiğini söylemişti.
76
Bir “farklılık” işareti olarak uygarlıkLAR 1850’lerden sonra,
İngiliz Antropoloji geleneğinin geliştirdiği “kültür” kavramı
Bu çerçevede “uygarlık” evrensel, “kültür” ise yerel olana işaret eder…
77
Uygarlık ve Kültür kavramları Bu iki kavram, sıklıkla birbirinin yerine
kullanılır Hangi kullanımlarda bu mümkün değildir?
(Bir örnek: gençlik alt kültürü)
78
AVRUPA MERKEZCİLİK
Evrensel olanın Batı Uygarlığı, yerel olanın ise çeşitli toplulukların kültürleri olduğu iddiası, AVRUPA MERKEZCİLİK olarak eleştirilir.
79
Uygarlık mı, Uygarlıklar mı?
80
KAVRAMSAL SORUNLAR
Uygarlığın sınırlarını nasıl çizebiliriz? Uygarlığın sınırları içinde bir türdeşlikten söz
edebilir miyiz? Çatışma, çelişki ve zıtlıkları nasıl ele
almalıyız? Uygarlıklar arası etkileşimleri nasıl ele
almalıyız?
81
Ama yine de… Her şeye karşın, coğrafi ve tarihi sınırları
aşağı yukarı belirlenebilen uygarlıklardan söz edebiliyoruz.
Bunlar, üretim biçimleri, yönetim tarzları, kozmolojileri ve sanatları ile ayırdedilebiliyorlar.
Bu ders boyunca, ayırdedebildiğimiz bu uygarlıklar hakkında genel bilgiler edinmeyi, günümüzün “küresel uygarlığı”nın oluşumunu anlamaya çalışmayı amaçlıyoruz.
82
Gündemimiz Bütün uygarlıkların beşiği olarak kabul edilen
Mezopotamya ile başlayacağız. Ondan çok kısa bir süre sonra ortaya çıkan
Mısır Uygarlığı ile devam edeceğiz. Yunan ve Roma Uygarlıkları, bugünkü
Avrupa kültürünün temellerini oluştururlar, üçüncü olarak da bunlara bakacağız.
Böylelikle, Akdeniz çevresinde yaratılmış uygarlıkları kabaca görmüş olacağız.
83
Anadolu
Anadolu, kendi yaşadığımız coğrafya olarak, daha geniş bir ilgiyi hak ediyor.
Mezopotamya, Mısır, Yunan, Roma, Pers, Selçuklu ve Osmanlı uygarlıklarının tamamının yarattığı zengin mirası genel hatlarıyla görmeye çalışacağız.
Bu topraklarda yaşamış kültürler hakkında fikir edineceğiz.
84
Sonra… Sonra, Amerika kıtasına uzanıp Aztek ve
Maya uygarlıkları hakkında genel bilgiler edineceğiz.
Hindistan ve Çin, kadim uygarlıkların önde gelenlerinden ikisidir, bunlarla devam edeceğiz.
İslam uygarlığı, Akdeniz çevresinde yaratılmış uygarlıklardan biri ve en az bilinenidir. İslam uygarlığına çeşitli boyutlarıyla bakacağız.
85
Günümüze doğru
Ortaçağ Hıristiyan dünyası, ayrı bir “uygarlık” olarak görülemese de, Rönesansın doğumunu önceler, kısaca göz atacağız.
Rönesans ve Reform hareketlerine bakacağız.
Avrupa Aydınlanmasını inceleyeceğiz. Modernitenin doğuşuna bakacağız
86
19 ve 20. yüzyıllar Dönemin sonunda, günümüzün “küresel
uygarlığı”nın temellerinin atıldığı 19. ve 20. yüzyıllar tarihine, ama siyasi tarihe değil, uygarlık tarihine biraz daha yakından bakacağız.
Dersin sonunda, öğrendiğimiz her şeyin ışığında, genel bir değerlendirme yapacağız.