INTERNATJONAL ULUSLARARASI SYMPOSIUM SEMPOZVUM

OECEMBER 14-16 14-16 ARAUK 2012 ANKARA 2012ANKARA

~~D VELI

Bu kitap 74-76 Ara/tk 2012 tarihinde Ankara'da, Ankara Büyükşehir Belediyesi ve TÜRKKAD Türk Kadmlart Kültür Derneği

istanbul Şubesi tarafindan ortaklaşa gerçekleştirilen uBayramtm Şimdi" başltklt Uluslararast Hao Bayrôm-1 Veli

sempozyumunda sunulan tebliğlerden TÜRKKAD istanbul Şubesi tarafindan hazJrlanmiştJr.

~~!Mil-U . VELi

HACI BAYRAM-I VEli'DE TASARRUF

Cemalnur Sargut TÜRKKAD istanbul Şubesi Başkanı/ Tasavvuf Araştırmaası

Tasarruf/ halifenin halifesi olduğu var­

lığın güç ve yetkilerini taşımas ı halidir.

Yani sonsuz güç ve kudret sahibi Allah

varlıkta dilediği gibi tasarrufta bulun­

duğuna göre/ mutlak bilgiye iradeye

ve kudrete sahip veli de aynı tasarrufa

sahiptir. Daha doğrusu insan-ı kamil

hakikat-i Muhammedi olması hase­

biyle kendi varlığından soyunduğu

için Allah oı:ıunla kulları üzerine tasar­

ruf eder. Anlaşı lıyor ki/ Muhammedi

hakikat/ Allah'ın halifesi, n ebi ve veliler

de Hz. Muhammed'in halif~sidirler.

Tasarruf ehli makam-ı cemü'l cem'de

bulunan gruptur. Tevhid mertebeleri­

nin altınçısı, bekanın da son makamı

olan bu hal, Hak ile halkın/ vahdet ile

kesretin buluşma yeri olup/ bu ma­

kamda olanlar Hak ileyken halkı, halk

ileyken Hakk'ı müşahede ederler.

Kur'an'da1 bu maka~a "Atttğm zaman

sen atmadmi ancak Allah attt." (En fal,

1l) ayeti ile işaret edilir.

Görülüyor ki, Hak bu makama fıille­

riniı:ı . libasını giydirmiştir. Hür bir ma-

kam olan bu makamdaki kamil/ tek ~ ::.::

kelimeyle kulluk mertebesindedir. Bu a: o

mertebenin hakiki sahibi Hz. Mu ham- ı--

med'dir. Bu yüzden Allah, lsra Suresi

1. ayetinde "Kulu Muhammed'i" diye

başlar. ibn Arabi bu ayet hakkında der

ki: uBöylece onu sırf abd (kul) yapmış/

gece yürüyüşü de dahil her şeyden

soyutlamıştır. Böylece Hak onu her­

hangi bir fiili işiernekte RubObiyetten

pay sahibi olmayan mecbur bir kul

yapmıştır:' Hakiki kulluğun en güzel

anlatımı/ ibn Arabi'ye göre ay sem­

bolüdür. Onun. kendine ait hiçbir ış ı-

ğı yoktur/ Allah onun bütün ış.ıklarını

söndürmüştür, karanlık olan cismi ile

Allah/ın nur ismine mazhar olur/ az

veya çok, güneş ışığından kendisinde

hiçbir şey bulunmaz.

Insan-ı kamilin aynasında kendi zatı­

nı ve aynını ve zatındaki esrna-i hüsna

avanını her yönüyle müşahede eyledi.

Cemalini onda ortaya ç.ıkarmıştır/ zat

onda tecelli etmiş/ sıfat ve isimlerinin

hepsi tam olarak onda görünmüştür.

Zira her şeyin kendin i kendinde görme-87

~ si, başka şey gibi olan şeye tecelli edip :.: a: onda kendi sOretini görmesi gibi değil-o f- dir. Yani aynaya bakmak gibi değildir.

88

Öyleyse insan-ı kamil zatın mazharıdır

ve mutlak varlık olan Hakk'ın aynası­

dır. ilahi isim ve sıfatiardan ve işlerin­

den, onun batınında olmayan hiçbir

şey yoktur. Onunla ilgisi olmayan

hiçbir yaratılmış özelliği de mevcut

değildir. Yani varlık sayfasında yaratıl­

mış olanların her birinin ve yaratılacak

olanların her harfinin onunla ilgisi

vardır. Onun dairesinin dışında hiç­

bir şey ortaya çıkmadığından Hakk'ın

zatı, külli ve cüzi olarak tam manasıy­

la onda tecelli eylemiştir. Zat güneşi,

onun yüzünden parlamıştır, Hakk'ın \

gizli sırları onunla meydana çıkmıştır.

Zat ibadetleri onunla tamamlanmış,

ilahi marifet onunla hasıl olm~ştur ...

Bundan dolayı insan-ı kamil Hakk'ın ve halkın kıblesidir. ·Zira her şey ona

yönelmiştir. Feyiz de ondan gelir.69

Hz. Harakanide bu halini şöyle anlatır:

"Kendime d~ğil Allah'a hayret ediyo­

rum! Farkında olmaksızın iç dünyam­

da bunca pazarlar meydana getirmiş,

daha sonra da beni ondan haberdar

etmiştir. Yüce Allah'ın uiOhiyetinde

işte bu kadar aciz kalmışımdır.70 Al­

lah Teala'nın bir avuç toprak ve sudan

69 Tahir Galip Seıatlı, Va/ıdet-i !'ücü d ve Tevlıid Risaleleri, Furkan Kitap lı ğı, Istanbul: 2006, s. 272-273

70 FeridUddinAttar, Teıkiretü'/Evliyô, çev. Prof. Dr. Süleyman Uludağ, Kabalcı Yayıncılk, İs­tanbul2012, s. 610-611

ibaret olan bir mahiOka bana yaptığı

kadar iyilik yapacağını katiyen bilmez­

di m. Hz. Mustafa'dan sonra bu lütuf bana geldi.711'

Hz. Peygamber ise; "Ziyaretin haytr!ISI, ziyaret edilenin yok olmastdu'' der.

Bursevi'ye göre de, hakiki kul olan ku­

tup, Abdullah'tır. Aynı zamanda Abdül­

cami'dir, yani bütün ilahi isimleri kaplar.

Ezeli saflığı en ileri seviyede olup, nef­

saniyeti ruhaniyetine dönüşmüş, iğ­

reti meşreplerden soyunarak Hakk'ın

iradesinde erimiş ve hürriyete ulaşa­

rak Allah'ın ondan tasarruf ettiği bir

hiçlik haline gelmiştir. Bu kişinin cese­

dinden, nefsinden ve ruhundan şeksiz

şüphesiz Allah tecelli eder. Böyle bir

kişinin bütün varlığını Rabbi kaplamış

olduğundan, kul, Rab aynı gerçekte

birleşir. Onun ilmi ilm-i ledun olup,

evvel-ahir, zahir-batın birleşmiş, hem zahire hem batına nazar edebilme

özelliğini kazanmıştır.

Görülüyor ki bu makam,_ Hak için kamil

bir aynaya dönüşen kişinin makamıdır.

Konevi de Hadis-i Erbain'de buyuruyor

ki, "Eğer Hakk'ın varlığında fani olup

onunla beka bulsaydınız elbette her

şeye karşı bir tasarruf sahibi. olurdunuZ:'

Sultan Veled diyor ki: "Tanrı ufak tefek

şeylere bizzat karışmak ve tasarruf

etmekten çok yüksektir. Bu müdahe­

leyi bir hülasa olan kutup vasıtasıyla

71 Artar, a.g.e., s. 607

yapar. Yapacağı işleri ona havale eder.

Bundan da geri kalan ulvt, süfli, nur,

ilim ve marifetten ibaret namütenahi

parçalara her birinin istidadı ve yakın­lığı nispetinde gider:qı

Kenan Rifai Hazretleri de, bütün mah­

IOkatın Hakk'ın kudret ve tasarrufu

olduğu konuşulduğu bir anda;'Eğer

canan yolunda can ve baş feda edi­

yorsan, eğer sadık ve eğer aşık isen sa­

kın kendinde bir varlık görüp kendine

güvenme .. .iftihar edip ne mutlu bana!

deme. Çünkü sana bu vazifeleri veren,

bu hayır yolunda vazife li kılan Allah'tır.

Nasıl ki, tiyatroda, sinemada rejisör

istidatlara göre rol tevzi eylemiş ise,

sen de ezelde üstüne verilmiş olan va­

zifelere ifa eyliyorsun, o kadar ... 73 Fakat

zamanın babası yani zamanın tasar-

. ruf edici olup da Hakk'ın tecellisinde

mahvolanlar, her bir zuhurda bir nur

cilvesi görüp daimi zevkte olurlar. Bil

ki, zuhOrun gereği hem kabz ve bast,

yani darlık ve ferahlık, hem celal ve

cemaldir ki, bu tecelliler birbirinden ayrı değil, birbirine eştir.74

Mısri Niyazi ise bu hali;

Ey Niyôzi ka tremiz deryaya saldtk biz bugün

Katrenice onlasun umman olan anlar bizi, diye anlatır.

72 Sultan Veled, Maôrif, çev. Meliha Anbarcıoğ­lu, Konya ve Mülhakatı Eski Eserleri Seven­ler Deme~, Konya 2002, s. 195

73 ~en 'an Rifiil, Solıbetler, Kubbealtı Neşriyatı, .Istanbul 2000, s. 23 ı ·

74 Ken'an Rifiii, a.g.e., s. 304

insan-ı karnilin tasarrufu bazı değişik :::;.

şekillerde zuhur eder. En üstün ola- ~ ':::>

nı mucizedir ki peygamberler eliyle ı-

aşikar olur. Allah dostlarının eliyle ·

meydana gelen keramet, Allah'ın

lütfu ve inayetidir, nefıs terbiyesiyle

keramete erilmez. Allah düşmanları-nın eliyle meydan gelen kandırmaca

. ya da sihirbaz, medyum gibi adlarla

anılan kişilerin eliyle meydan gelen

göz boyama, el çabukluğuna dayanan

olaylar, bilim ve teknolojik gelişmeler

yoluyla anlaşılan icat ve hususlar ta­

sarrufun kapsamı içine girerler. Tasar­

rufun en çok karıştığı kavram, hi mmet

olup kulun bir şeyi elde etmek için

kalbinin bütün gücüyle Hakk'a yönel­

mesi ve ermiş kişişlerin maksadı hasıl

eden iş bitiren ve dilediklerini yerine

getiren manevi gücüne himmet de­

nir. ibrahim Kasar, "Her insanın değeri himmeti ölçüsündedir, himmeti dün­

ya ise bir değeri yoktur, himmeti Al­

lah rızası ise ona değer biçilmez, der"

Demek ki himmet, yaygın bir şekilde

yardım etme, yönlendirme, kalbi kötü

duygu düşünce ve meyillerden temiz­

leme, manen yükseltme ve kal be feyiz

verme anlamlarında kullanılır. Genel­

likle mürşidin müride himmetinden

bahsedilir. ibn Arabi himmeti, yoğun­laştırılmış ilahi enerji olarak anlatır ve

geçici olarak yaratma gücü veya bilgi

edinme metodu ve gücü diye iki bö­

lümde inceler. Bu da Hakk'ın insanı beşeriikten insan haline getirme gü­

cünü, arifın vasıtasıyla gerçekleştir-

89

• ~ m esi demektir ve yalnız arif ve insan-ı ı.:

a: kamil için mümkündür. o ....

90

Ahmed Avni Konuk; uinsanlar bazı şey­

leri hayal ederler, arif olan, hayal ettiği

şeyi himmet gücü ile dış dünyada da

görünür hale getirir, hiı:nmet bu şeyin

ruhu mesabesinde geçer; diğer insan­

ların ise sadece hayallerinde kalır:'diyor.

ibn Arabi'nin himmete yüklediği ikinci

anlam ise izutsu tarafından şöyle açık­

lanır: "Pratikteki vechesi bakımından,

eşyanın teshir altına alınması demek

olan himmet, bilgi edinmeye yönelik

vechesi bakımından, varlığın esrarına

nüfuz etme ama aklın hükümran oldu­

ğu bölgenin ötesinde kalan bir kudret

olma özelliğine sahiptir. Bu bakımdan \

lbn Arabi'nin FusOs'unun bir pasajında

varlığın gerçek hakikatinin an~?k him­

metle techiz edilmiş bir kul tarafından

bilinebileceğini beyan etmesinin de

çokanlamlı olduğunu şöyleyelim. Him­

met asli olarak, bir arifın bütün ruhani

güçlerini belirli bir noktaya teksif et­

mesinden ve bu güçlerin yoğunlaştığı

kalbinin de bE:Iirli bir istikamete yön­

lendirilmesinden ibarettir:'

Tekrar tasarrufa dönersek, ariflerin

himmetlerini istedikleri şeye yöneltip

onda tasarruf ettiğini görüyoruz. Bura­

daki en önemli nokta şudur ki, arif aczi­

ni ve eksikliğini bilir, tasarrufa gücü ol­

madığını ve kendisinin Hakk'ın elinde

bir araç olduğunu idrak eder, Efendisi

ne isterse sadece onu yapabileceğini

bilir. Bazen de arif, Allah'ın kendisine

lütfettiği bu arızi iradeyi kullanmaya

edep eder. Zira bilir ki, Allah'tan başka

bir varlık yoktur, üzerinde tasarruf ede­

cek bir varlık da yoktur. Bu durumda

marifeti onun tasarrufunu engeller.

Anlaşılıyor ki bu durumda iki makam

bulunmaktadır; tasarrufun yapıldığı

makam beka, tasarrufu terk, fena.

Ölümden sonra tasarruf ise çok daha

kolay olmalıdır ki, Hz. Ali, "Siz beni bir de

kılıç kı nından çıktığında görün" buyurur.

Abdülkadir Geylani, Ebu'l Hasan Ha ra­

kani, Hz. Mevlana, imam Rabbani gibi

örnekler ölümden sonra tasarrufa en

güzel delildirler.

Hacı Bayram-ı Veli Hazretleri'nde, ken­

di beyanlarında ~a olduğu gibi, tasar­

rufu çeşitli veçheleriyle görmek müm­

kündür. Gerek istanbul'un alınışında,

gerek Akşemseddin Hazretleri'rıin

intisabında, gerekse de Türk Cumhu­

riyeti'nin kuruluşunda ve Ankara'nın

başkent oluşunda hayretle Allah'ın

onun varlığıyla tasarruf ettiğini müşa­

hede ediyoruz.

Ezeli ve eb ediHayyolan mübarek var­

lığının hakimiyeti, onunla kalbi arasın­

da ilişki kuran her kulda tecelli eder.

Yüce Rabbim, sevgilisinin lütfunu üze­

rimizden eksik etmesin. Amin.

Tasarruf (God's permitting one to use His power) in Haca Bayram-• Veli

. Cemanıu Sargut Turkiye, Istanbul, President ofTurkish Women's Cultural Assodation (TURKKAD)

~ Tasarruf is the state of the caliph of subsistence (beka).lt is the meeting

point of God the Truth (Hak) and the

people and that of unity (vahdet) and

multiplicity (kesret). Those who are at

this station witness God when with

people, and people when with God.

In the Quran, this station is referred to

in Sura AI-Anfal, verse 17 which says,

"You d id not throw when you threw but

Allah d id throw."

--' l!J bearing the power and authority z w of the Being by whom the caliph is

422

assigned to the caliphate. That is,

just as Allah the infinite Almighty

disposes His power over beings as

He wills, the friehd of God (veli) who

passesses the absolute power, will_

and knowledge has the sarrie free

dispç:>sal (tasarruf). Or rather, due to

the completed human{insan-i kamil) As can be seen, God has equipped

being the Muhammedan Reality this station with His acts. Completed (Hakikat-i Muhammed/), it is through humans (kamil) at this station of them that Allah freely disposes His freedom are simply at the rank of

servanthood. The true owner of this

rank is Hz Muhammed. That is why

power over 1'-lis seivants. One can

conclude that Muhammedan Reality

is Allah's caliph and the prophets as Allah starts S ura ls ra by addressing him

well as God's friends are the caliphs of "His servant, Muhammedr lbn Ara bi Hz Muhammed.

People of tasarruf are the group

of people who are at the station

(makam) of union of union (jam'ul

jam). This station is the sixth stage of

oneness (tevhid) and the last station

says the following about this verse:

"Thus He made him mere servant

and excluded him from everything

including night journey. In this way

He has made him a bound servant

who has no partnership with the

Lord in doing any action." According is wholly or partially self-disclosed in ~

to lbn Arabi, the true meaning of him in its real sense. lt is because of _, cı

servanthood is best depicted in the him that the sun of essence shines ~ imagery of the moon. The moon has and the secrets of God the Truth no light of its own. Allah has put out become manifest. lt is with him that

all its light. With its dark substance, it the essence of worship becomes completed and the Divine wisdom (marifet) is manifest. ..

is bestowed by the Divine name, nur, the Divine Light. Be it little or much it

has no sunlig ht of its own. · That is the reason why insan-i kamil

From all aspects He witnessed in the is the kib/ah of God the Truth and completed human (insan-i kamil) His the creation (halk). Everything goes essence and his entity (ayn) as well as towards him. Enlightenment also the entities (a'yan) of Divine names comes from him.1

in His essence. He has revealed His Hz. Harakani deseribes such a state

Beauty (cemal) in him. His essence has of his a~ follows, uı am amazed not

been manifest in him. All His names by myself but God. He has created

and attributes are fully visible in him. so many markets in my inner world,

However, everything seeing itself which isn't to my knowledge and later

in itself is not like being manifest in He has let me know about them. 1 seemingiy another thing thus seeing

its image in it That is, it is not like

looking into a mirror.

have been so poor in the Divinity of

God, the Exalted.2 1 had never known

that God would do so much kindness In that case, completed human to a being like me, who is composed is where the essence (zat) is self- of a handful of earth and water. Such

disclosed and is the mirror of Go d the a blessing has been bestewed on me Truth, the absolute existence. There after Hz Mustafa.3

exist no Divine names, attributes The Prophet says, uThe best of all visits

or acts which do not come from his is the one where the visited becomes

interior (batm). There is no feature of annihilated." the created which has no relation to him. That is, on the page of creation According to Bursevi, the pole that each being that has been created or has become a real servant of God is

each letter of beings which are to be created has a relationship with him. Since nothing can manifest outside ofbis circle, God the Truth's essence 2

3

Tahir Galip Serati ı, Vahdet-i Viicud ve Tevhid Risaleleri, Furkan Kitaplığl, Istanbul: 2006, p.272-273 Attar, Tezkiretii '/ Evliya II, p. 254 Attar, Tezkiretii '/ Evliya II. p. 254

423

~ called Abdullah. At the same time he -~ is Abdulcami, meaning he gathers all ~ the divine names.

424

Such a servant is in a state where his pre-exist~nt purity is in its most advanced stage and b is ani mal. soul

has turned into spirit and is melted in God's will by getting rid of his temporary characteristic features. He

has attained his freedom and thus become nothingness through whom God disposes his power. There is no do u bt at all that God is manifest in the

body, nafs and spirit of such a person. The who le existence of such a person is embodied by his Lord; therefore, the Lord and the servant meet in

the same realitY. His knowledge has become the Divine knowleçlge. The first and the last, the interior ·~md the exterior have joined and thus he has

acquired the capability of looking (nazar) at both the lnterior and the exterior.

As can be seen, such a station is that of someone . who has turned into a perfect mirror for God. In Hadis-i

Erbain, Konevi says, "If you becarne annihilated in God (fena) and found subsistence (beko), you would then of course be able to dispose God's power in everything:'

Sultan Veled says, "God is much more exalted than disposing his power

by interfering with trivial events. He briefly makes this interference

through the poJe, who is a 'smail universe~ He assigns some of His acts to him. What remains are boundless parts that are composed of divinity,

shabbiness, light, knowledge and gnosis take their part according to their preparedness and proximity:'4

While talking about the fact that all creation is under the power and

tasarruf of God, Hazret Kenan Rifai said, "If you can sacrifice your soul and head on the path of the beloved and if you are loyal or a lover, do

not ever trust yourself thinking it is something that you possess. Don't ever compliment yourself saying

how blessed you are! Because it is God who assigns you these duties on the path of goodness. Just as the director of a movie or a theatre play

casts roles according to peopl_e's

capability, you are performing what God has assigned you in pre-eternity. lt is as simple as this .... :'5 But fathers

of time, in other words those who have the authority to dispose God's power and get annihi!ated before God's manifestations, are in constant

pleasure as they see a manifestation of the Divine Light in each self­disclosure. One should know that manifestation requires contraction (kabz) and expansion (bast), that is

4

5

Sultan Veled, Maarif, Ataç Yayınevi, İstanbul: 2009, p. 261 Kenan Rifai, Solıbetler, Kubbealtı Neşriyatı, Istanbul: 2000: p. 231

times of dire straits and prosperity.

lt can be both beauty (cemal)

and majesty (celal) . In fact these

manifestations are not separate from

each other. They are all the same.6

Mısri Niyazi deseribes this state as

follows:

O Niyazi we have released our drop

into the ocean taday

How can drops understand, only those

who are oceans can understand us

Completed human's (insan-ı kamil)

disposal of God's power (tasarruf) can

be unfolded in various ways. Mirades

are the supreme ones and are carried

out by the hands of prophets.

Mirades that become manifest

t~rough the hands of God's friends

are God's blessing and benevolence.

One cannot achieve mirades through

the training of nafs. Trickeries done by

God's enemies, delusions and magics

done by magicians or psychics, and

innovations and development of

science and technology are within

the scope of tasarruf. Tasarruf is

mostly confused with the concept of

aspiration (himmet). Aspiration is a

servant's heading towards God w ith all

the powers of his heart so as to achieve

something. Aspiration is the divinely

power of the attained· that ma kes a

purpose achieved, helps complete

6 . Kenan R.ifai, Sohbet/er, Kubbealtı Neşriyat'ı, · İstanbul: 2000: p. 304

a duty, and realizes one's wishes. As ;!; ihrahim Kasar says 110ne's value is :::; .., measured according to the degree

of his aspiration. If his aspiration is·

on worldly matters, then he has no

value. If his aspiration is the consent

of God, then he is invaluabte:' So

aspiration in its general sense means

to help, to direct, to deanse the heart

of negative thoughts and feelings, to

make sameone rise spiritually, and

to give kindness to one's heart. One

can generally mention the aspiration

of a spiritual guide (murshid) to his

disciples (murid). lbn Arabi deseribes

aspiration as concentrated divine

energy. lt is examined under two

parts namely temporary power

of creation and power/method of

acquiring knowledge. This means the

realization of God's power in turning

a person (beşer) into a true human

(insan) through a gnostic (arif). And

this is possible only for a gnostic and

a completed human.

Ahmed Avni Konuk says the following

about aspiration, "People imagine

about some things. Gnostics make

imagination visible in the physical

world through the power of aspiration

which is considered to be the spirit of

the thing imagined whereas people's

imagination stay as fantasies:'

lbn Arabi attributes anather meaning

to aspiration, which lzutsu deseribes

as follows, "Aspiration practically

z w

425

• ~ means to have the power of sway

:; over beings. In terms of acquiring \!1

~ knowledge, aspiration bears the

426

characteristic of penetrating into

secretsofbeings butof powerbeyand

territories where intellect prevails.

In this respect let us say that it is so

meaningful that lbn Arabi mentions

ina passage from his Fusus, saying it

is only the servants who are equipped

with aspiration that can know the

true essence of beings. Aspiration in

essence is composed of a Gnostic's

cancentrating all his divine powerson

a single point and his heart which has

these concentrated powers heading

towards a definite direction:' \

If we go back to tasarruf again, we can

see that gnostics refer the ir aspiı:ation

(himmet) to whatever they wish

and have the right of free disposal (tasarruf). The most important point

here is that gnostics know about the ir

poverty (acz) and shortcomings. They

comprehend the fact that. they do

not have any power in hand and that

they are just a means of Gad. They

know that they can do only whatever

their Master wants. And sametimes

gnostics refrain from using this

temporary power that God bestows

upon them because they know that

there is nothing but Gad and that

there is nothing to have free disposal

over. In this case his gnosis prevents

his free disposaL

One can understand that in such

a situation there are two stations,

namely subsistence (beko), which

is the station where free disposal is

performed and annihilation (fena),

where free disposal is abandoned.

lt must be much easier to have free

disposal after death as Hz Ali says,

"See me when the sword has pulled

out of i ts sheath!"

Abdülkadir Geylani, Ebu'l Hasan

Harakani, Hz. Mevlana, and Imam

Rabbani are the best examples for fee

disposal after death.

As Hazret Haci Bayram Veli states, it is

possible to see free disposal in various

faces. W e witness in astonishmentthat

God allows him tö use His power irı

the conquest of Istanbul, the initiation

of Akshemseddin, the establishment

ofTurkish Republic and Ankara being

chosen as the capital.

The sway of his sacred being that

is Living (Hayy) in pre-eternity and

eternity is self-disclosed in every

servant who establishes a relationship

with his heart.

O my Sublime Lord! May He always

have his beloved's blessing on us!

Amin!