2
500 VÂLÝHÎ ruk Akün, Atâî ve Ahmed Bâdî’ye dayana- rak 994 yýlýnýn daha doðru olduðunu ile- ri sürerse de onun yerine Selimiye Camii vâizliðine Dizdarzâde Mevlânâ Mehmed Efendi’nin tayin edildiðini belirten bir ruûs kaydýndan anlaþýldýðýna göre (BA, KK, Ru- ûs Defterleri, nr. 250, s. 16) bu tarih 996 yýlý sonlarýdýr. Vâlihî Edirne’de Tunca kena- rýnda Þeyh Þücâ Zâviyesi’ne defnedildi. Vâlihî vâizliði yanýnda þairliðiyle de ta- nýnmýþtýr (Âþýk Çelebi, I, 548). Âþýk Çelebi þairliðini överken onu Molla Câmî’ye ve Hâ- fýz’a benzetir. Beyânî þiirde yetki sahibi ol- duðunu (Tezkiretü’þ-þuarâ, s. 226), Kýna- lýzâde Hasan Çelebi de güzel tarihleri bu- lunduðunu (Tezkire, II, 1033) söyler. Ahdî ise tasavvufî þiirler yazdýðýný ve Farsça þiir- lerinin ehli katýnda beðenildiðini zikreder (Ahdî ve Gülþen-i Þuarâsý, s. 571). Vâlihî’- nin þiirlerine bazý mecmualarda rastlan- maktadýr. Bursalý Mehmed Tâhir, müret- tep bir divaný olduðunu söylerse de günü- müze böyle bir eser ulaþmamýþtýr. Akün’e göre bu yanlýþ bilgi Bursalý Mehmed Tâ- hir’in Vâlihî’yi Üsküplü Vâlihî ile karýþtýr- masýndan doðmuþtur (ÝA, XIII, 188). BÝBLÝYOGRAFYA : Âþýk Çelebi, Meþâirü’þ-þuarâ (haz. Filiz Kýlýç), Ýstanbul 2010, I, 547-549; Ahdî ve Gülþen-i Þu‘a- râsý (Ýnceleme-Metin) (haz. Süleyman Solmaz), Ankara 2005, s. 570-571; Beyânî, Tezkiretü’þ- þu‘arâ (haz. Aysun Sungurhan Eyduran), Ankara 2008, s. 226; Nev‘îzâde Atâî, Zeyl-i Þekåik, Ýstan- bul 1268, s. 364-365, 597; Kýnalýzâde, Tezkire, II, 1032-1033; Fâik Reþad, Eslâf, Ýstanbul 1311, I, 139-142; Osmanlý Müellifleri, II, 476; Osman Nuri Peremeci, Edirne Tarihi, Ýstanbul 1939, s. 227-229; H. Mustafa Eravcý, Mustafa …l¢’s Nus- retnåme, with the Exception of the Section Dea- ling with the Rebuilding of the Fortress of Kars, Edition and Study on the History of the Persian Campaign under Lala Mustafa Paþa (doktora tezi, 1998), University of Edinburgh, II, 199-200; Niyazi Adýgüzel, Edirneli Ahmed Bâdî’nin Ri- yâz-ý Belde-i Edirne Adlý Eserinin Tezkire Kýsmý (doktora tezi, 2008), Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 368-369; Uðurtan Yapýcý, Edirneli Mevlevî ve Gülþenî Þâirler (yüksek li- sans tezi, 2009), Trakya Üniversitesi Sosyal Bilim- ler Enstitüsü, s. 118-124; Ömer Faruk Akün, “Vâ- lihî”, ÝA, XIII, 187-188; Edith G. Ambros, “Wali- hý”, EI 2 (Ýng.), XI, 131-132. ÿÝsmail E. Erünsal VALYEVA Sýrbistan’da tarihî bir þehir. ˜ Belgrad’ýn 100 km. güneybatýsýnda Sava nehrinin saðdan aldýðý kollardan biri olan Kolubara suyu vadisinde, büyük bölümü ormanlarla kaplý daðlarýn bulunduðu böl- gede deniz seviyesinden 185 m. yüksekte yer alýr. Þehrin aslýný teþkil eden küçük yer- leþmeye dair ilk bilgiler 1019 yýlýna kadar iner. O sýrada burasý aþaðýsýnda birkaç ev bulunan küçük bir kale durumunda olup Gradac adýyla kaydedilir. Günümüzdeki Val- jevo adý ilk defa 1398’de Dubrovnik yöne- ticisinin Sýrp Prensesi Milica’ya gönderdi- ði bir mektupta geçer. Bazý filolojik araþ- týrmalara göre Valjevo adý “vadi” anlamýn- daki Latince “vallis”ten gelir. 1458’de Os- manlý hâkimiyetine girmiþtir; ancak ka- lenin fethi hususunda kaynaklarda bilgi yoktur. XVI. ve özellikle XVII. yüzyýllarda Valye- va Osmanlý idaresi altýnda, içerisinde sey- yahlarýn ve tüccarlarýn konakladýðý büyük bir kervansarayý bulunan, el sanatlarýna ve canlý ticarî hayata sahip bir yere dönüþtü. 1624’te pek çok bahçesi olan zevkli ve gü- zel bir yerleþme yeriydi. Burayla ilgili ilk Osmanlý tahrir kayýtlarý XVI. yüzyýlýn ilk ya- rýsýna aittir. 934 (1528) tarihli tahrire göre Semendire sancaðýna baðlý Valyeva küçük bir köydü ve çoðunlukla hýristiyanlarca mes- kûndu. Yirmi yedi hâne müslüman ve yet- miþ bir hâne hýristiyan toplam doksan se- kiz hânesi (% 27’si müslüman) ve 500 ci- varýnda bir nüfusu vardý (BA, TD, nr. 978). 1537 yýlýna ait tahrir burada Ýslâmiyet’in gi- derek yayýldýðýný gösterir (BA, TD, nr. 187, s. 747-748). Müslümanlarýn hâne sayýsý el- li dörde çýkarken hýristiyan hâneleri kýrk al- týya düþmüþtü. Bu 100 hânenin halký da bir önceki gibi 500 civarýnda bir nüfusa iþaret etmektedir. Ekonomisi büyük oran- da tarýma baðlýdýr (alýnan verginin % 48’i tahýl, % 27’si þarap, % 10’u dükkân geliri). Valyeva XVI. yüzyýlýn ikinci yarýsýnda geli- þerek bir kasabaya dönüþtü. 967 (1560) tahririnde burasý “Nefs-i kasaba-i Valyeva pazar-durur” ibaresiyle zikredilmiþtir (BA, TD, nr. 316). Müslümanlarýn hâne sayýsý 301’e, hýristiyanlarýn hâne sayýsý elli bire yükselmiþti. Bu da % 86’sý müslüman top- lam 352 hânelik bir rakama ulaþýr (yakla- þýk 1800 kiþi). 1572 kayýtlarý Valyeva’nýn daha da bü- yüdüðünü ve bölgenin en büyük yerleþim merkezi olduðunu ortaya koyar. Bu tarih- te 472 müslüman hânesine karþýlýk (on al- týsý imam ve müezzinlere ait) elli altý hâne- den ibaret hýristiyan cemaati bulunmak- taydý. Bu da % 89’u müslüman 2500-2600 kiþi civarýnda bir nüfusa iþaret eder. Ka- sabanýn iki camisi yanýnda (Mehmed Pa- þa Eskicamii ve Hacý Hüseyin Camii) sa- dece Kasým Bey ve Praçalý Mescidi ismen zikredilmiþtir. 1537 ve 1572 yýllarý arasýn- da kasabanýn ekonomisi de köklü bir de- le görünüyor ki büyüklere dil uzatan Vâiz Emîr ile birlikte Vâlihî de bu dönemde yo- ðunlaþan Râfizîler hakkýndaki takibattan nasibini almýþtýr. 971 (1563-64) tarihli Ru- ûs Defteri’nde bu hadiseyle ilgili bir kayýt- ta ilhâd ile suçlanan Edirne’deki Murâdi- ye Camii hatibi Emîr ve akrabalarý Kûçek Emîr, Rûþenî, Muslihuddin adlý müderris- lerle Vâlihî adlý vâizin þehirden sürülüp Ýs- tanbul ve Bursa’da da oturmalarýna izin verilmediði bildirilmektedir (BA, KK, Ruûs Defterleri, nr. 218, s. 84). Tezkiresini yazdýðý tarihte (976/1568) Vâlihî hâlâ sürgünde ol- malý ki Âþýk Çelebi, onun için “Ümîddir ki yine ilhâm-ý ilâhî ile günahlarý af ve hatt-ý siyahlarý defter-i eyyâmdan mahv oluna inþâallah” demektedir (Meþâirü’þ-þuarâ, I, 548). Vâlihî 982’de (1574) tamamlanan Seli- miye Camii’ne vâiz tayin edildi. Tayin ta- rihi kaynaklarda zikredilmemektedir. 991 (1583) tarihli bir mühimme kaydýnda Se- limiye Camii’nde vâizlik yapan Vâlihî’ye ca- mi kütüphanesindeki kitaplarý mütalaa et- mesi için izin verildiði belirtildiðine göre (BA, MD, nr. 51, s. 79) bu tarihten önce göreve getirilmiþ olmalýdýr. Vâlihî, Serdar Lala Mustafa Paþa’nýn þark seferine katýl- dý. 28 Receb 986 – 15 Receb 987 (30 Eylül 1578 – 7 Eylül 1579) tarihleri arasýndaki tayinleri ve bazý hadiseleri ihtiva eden bir ruûs defterinde Vâlihî’ye dair iki kayýt var- dýr. Bunlardan birincisinde Mustafa Paþa’- nýn doðu seferi esnasýnda kendisine tah- sis edilen mîrî develerden vâiz Vâlihî Efen- di’ye de bir katar deve verildiði bildirilmek- tedir (BA, KK, Ruûs Defterleri, nr. 232, s. 397). Ýkinci kayýtta halen Þirvan’da müftü ve müderris olan Mevlânâ Vâlihî’nin 150 akçe ile Demirkapý kadýlýðýna tayin edildi- ði belirtilmektedir (a.y., s. 3). Âlî’nin Nus- retnâme’de naklettiðine göre “vâizler züm- resinin meczubu” Vâlihî bu sefer esnasýn- da Özdemiroðlu Osman Paþa, Þirvan þe- hirlerinden Ereþ’i fethettiðinde bu þehir- deki ulucamide kýlýnan ilk cuma namazýn- da III. Murad adýna coþkulu bir hutbe oku- duðu gibi verdiði vaazlarla da askeri coþ- turmuþtur (Eravcý, II, 199-200). Ölümüne kadar Selimiye Camii’ndeki kürsü þeyhliði görevini sürdüren Vâlihî, Hasan Çelebi’ye göre devrinin en ünlü vâizlerindendi, va- azýný dinleyenler bu dünyanýn elem ve hü- zünlerini unutur, nasihat ve irþadlarýyla da kendilerinden geçerlerdi (Tezkire, II, 1033). Vâlihî’nin ölüm tarihi kaynaklarda farklý þe- killerde verilir. Atâî ve Ahmed Bâdî Efendi 994 (1586), Abdurrahman Hibrî 996 (1588) yýlýnda vefat ettiðini kaydeder. Ömer Fa-

VÂLÝHÎ › dosya › 42 › C42013783.pdfpred Prvi srpski ustanak , Zbornik Matice srpske za dru tvene nauke, XIII-XIV, Novi Sad 1956; M. Vas, Valjevo , Enciklopedija Jugoslavije,

  • Upload
    others

  • View
    9

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: VÂLÝHÎ › dosya › 42 › C42013783.pdfpred Prvi srpski ustanak , Zbornik Matice srpske za dru tvene nauke, XIII-XIV, Novi Sad 1956; M. Vas, Valjevo , Enciklopedija Jugoslavije,

500

VÂLÝHÎ

ruk Akün, Atâî ve Ahmed Bâdî’ye dayana-rak 994 yýlýnýn daha doðru olduðunu ile-ri sürerse de onun yerine Selimiye Camiivâizliðine Dizdarzâde Mevlânâ MehmedEfendi’nin tayin edildiðini belirten bir ruûskaydýndan anlaþýldýðýna göre (BA, KK, Ru-ûs Defterleri, nr. 250, s. 16) bu tarih 996yýlý sonlarýdýr. Vâlihî Edirne’de Tunca kena-rýnda Þeyh Þücâ Zâviyesi’ne defnedildi.

Vâlihî vâizliði yanýnda þairliðiyle de ta-nýnmýþtýr (Âþýk Çelebi, I, 548). Âþýk Çelebiþairliðini överken onu Molla Câmî’ye ve Hâ-fýz’a benzetir. Beyânî þiirde yetki sahibi ol-duðunu (Tezkiretü’þ-þuarâ, s. 226), Kýna-lýzâde Hasan Çelebi de güzel tarihleri bu-lunduðunu (Tezkire, II, 1033) söyler. Ahdîise tasavvufî þiirler yazdýðýný ve Farsça þiir-lerinin ehli katýnda beðenildiðini zikreder(Ahdî ve Gülþen-i Þuarâsý, s. 571). Vâlihî’-nin þiirlerine bazý mecmualarda rastlan-maktadýr. Bursalý Mehmed Tâhir, müret-tep bir divaný olduðunu söylerse de günü-müze böyle bir eser ulaþmamýþtýr. Akün’egöre bu yanlýþ bilgi Bursalý Mehmed Tâ-hir’in Vâlihî’yi Üsküplü Vâlihî ile karýþtýr-masýndan doðmuþtur (ÝA, XIII, 188).

BÝBLÝYOGRAFYA :

Âþýk Çelebi, Meþâirü’þ-þuarâ (haz. Filiz Kýlýç),Ýstanbul 2010, I, 547-549; Ahdî ve Gülþen-i Þu‘a-râsý (Ýnceleme-Metin) (haz. Süleyman Solmaz),Ankara 2005, s. 570-571; Beyânî, Tezkiretü’þ-þu‘arâ (haz. Aysun Sungurhan Eyduran), Ankara2008, s. 226; Nev‘îzâde Atâî, Zeyl-i Þekåik, Ýstan-bul 1268, s. 364-365, 597; Kýnalýzâde, Tezkire,II, 1032-1033; Fâik Reþad, Eslâf, Ýstanbul 1311,I, 139-142; Osmanlý Müellifleri, II, 476; OsmanNuri Peremeci, Edirne Tarihi, Ýstanbul 1939, s.227-229; H. Mustafa Eravcý, Mustafa …l¢’s Nus-retnåme, with the Exception of the Section Dea-ling with the Rebuilding of the Fortress of Kars,Edition and Study on the History of the PersianCampaign under Lala Mustafa Paþa (doktoratezi, 1998), University of Edinburgh, II, 199-200;Niyazi Adýgüzel, Edirneli Ahmed Bâdî’nin Ri-yâz-ý Belde-i Edirne Adlý Eserinin Tezkire Kýsmý(doktora tezi, 2008), Trakya Üniversitesi SosyalBilimler Enstitüsü, s. 368-369; Uðurtan Yapýcý,Edirneli Mevlevî ve Gülþenî Þâirler (yüksek li-sans tezi, 2009), Trakya Üniversitesi Sosyal Bilim-ler Enstitüsü, s. 118-124; Ömer Faruk Akün, “Vâ-lihî”, ÝA, XIII, 187-188; Edith G. Ambros, “Wali-hý”, EI 2 (Ýng.), XI, 131-132.

ÿÝsmail E. Erünsal

– —VALYEVA

Sýrbistan’da tarihî bir þehir.˜ ™

Belgrad’ýn 100 km. güneybatýsýnda Savanehrinin saðdan aldýðý kollardan biri olanKolubara suyu vadisinde, büyük bölümüormanlarla kaplý daðlarýn bulunduðu böl-gede deniz seviyesinden 185 m. yüksekte

yer alýr. Þehrin aslýný teþkil eden küçük yer-leþmeye dair ilk bilgiler 1019 yýlýna kadariner. O sýrada burasý aþaðýsýnda birkaç evbulunan küçük bir kale durumunda olupGradac adýyla kaydedilir. Günümüzdeki Val-jevo adý ilk defa 1398’de Dubrovnik yöne-ticisinin Sýrp Prensesi Milica’ya gönderdi-ði bir mektupta geçer. Bazý filolojik araþ-týrmalara göre Valjevo adý “vadi” anlamýn-daki Latince “vallis”ten gelir. 1458’de Os-manlý hâkimiyetine girmiþtir; ancak ka-lenin fethi hususunda kaynaklarda bilgiyoktur.

XVI. ve özellikle XVII. yüzyýllarda Valye-va Osmanlý idaresi altýnda, içerisinde sey-yahlarýn ve tüccarlarýn konakladýðý büyükbir kervansarayý bulunan, el sanatlarýna vecanlý ticarî hayata sahip bir yere dönüþtü.1624’te pek çok bahçesi olan zevkli ve gü-zel bir yerleþme yeriydi. Burayla ilgili ilkOsmanlý tahrir kayýtlarý XVI. yüzyýlýn ilk ya-rýsýna aittir. 934 (1528) tarihli tahrire göreSemendire sancaðýna baðlý Valyeva küçükbir köydü ve çoðunlukla hýristiyanlarca mes-kûndu. Yirmi yedi hâne müslüman ve yet-miþ bir hâne hýristiyan toplam doksan se-kiz hânesi (% 27’si müslüman) ve 500 ci-varýnda bir nüfusu vardý (BA, TD, nr. 978).1537 yýlýna ait tahrir burada Ýslâmiyet’in gi-derek yayýldýðýný gösterir (BA, TD, nr. 187,s. 747-748). Müslümanlarýn hâne sayýsý el-li dörde çýkarken hýristiyan hâneleri kýrk al-týya düþmüþtü. Bu 100 hânenin halký dabir önceki gibi 500 civarýnda bir nüfusaiþaret etmektedir. Ekonomisi büyük oran-da tarýma baðlýdýr (alýnan verginin % 48’itahýl, % 27’si þarap, % 10’u dükkân geliri).Valyeva XVI. yüzyýlýn ikinci yarýsýnda geli-þerek bir kasabaya dönüþtü. 967 (1560)tahririnde burasý “Nefs-i kasaba-i Valyevapazar-durur” ibaresiyle zikredilmiþtir (BA,TD, nr. 316). Müslümanlarýn hâne sayýsý301’e, hýristiyanlarýn hâne sayýsý elli bireyükselmiþti. Bu da % 86’sý müslüman top-lam 352 hânelik bir rakama ulaþýr (yakla-þýk 1800 kiþi).

1572 kayýtlarý Valyeva’nýn daha da bü-yüdüðünü ve bölgenin en büyük yerleþimmerkezi olduðunu ortaya koyar. Bu tarih-te 472 müslüman hânesine karþýlýk (on al-týsý imam ve müezzinlere ait) elli altý hâne-den ibaret hýristiyan cemaati bulunmak-taydý. Bu da % 89’u müslüman 2500-2600kiþi civarýnda bir nüfusa iþaret eder. Ka-sabanýn iki camisi yanýnda (Mehmed Pa-þa Eskicamii ve Hacý Hüseyin Camii) sa-dece Kasým Bey ve Praçalý Mescidi ismenzikredilmiþtir. 1537 ve 1572 yýllarý arasýn-da kasabanýn ekonomisi de köklü bir de-

le görünüyor ki büyüklere dil uzatan VâizEmîr ile birlikte Vâlihî de bu dönemde yo-ðunlaþan Râfizîler hakkýndaki takibattannasibini almýþtýr. 971 (1563-64) tarihli Ru-ûs Defteri’nde bu hadiseyle ilgili bir kayýt-ta ilhâd ile suçlanan Edirne’deki Murâdi-ye Camii hatibi Emîr ve akrabalarý KûçekEmîr, Rûþenî, Muslihuddin adlý müderris-lerle Vâlihî adlý vâizin þehirden sürülüp Ýs-tanbul ve Bursa’da da oturmalarýna izinverilmediði bildirilmektedir (BA, KK, RuûsDefterleri, nr. 218, s. 84). Tezkiresini yazdýðýtarihte (976/1568) Vâlihî hâlâ sürgünde ol-malý ki Âþýk Çelebi, onun için “Ümîddir kiyine ilhâm-ý ilâhî ile günahlarý af ve hatt-ýsiyahlarý defter-i eyyâmdan mahv olunainþâallah” demektedir (Meþâirü’þ-þuarâ, I,548).

Vâlihî 982’de (1574) tamamlanan Seli-miye Camii’ne vâiz tayin edildi. Tayin ta-rihi kaynaklarda zikredilmemektedir. 991(1583) tarihli bir mühimme kaydýnda Se-limiye Camii’nde vâizlik yapan Vâlihî’ye ca-mi kütüphanesindeki kitaplarý mütalaa et-mesi için izin verildiði belirtildiðine göre(BA, MD, nr. 51, s. 79) bu tarihten öncegöreve getirilmiþ olmalýdýr. Vâlihî, SerdarLala Mustafa Paþa’nýn þark seferine katýl-dý. 28 Receb 986 – 15 Receb 987 (30 Eylül1578 – 7 Eylül 1579) tarihleri arasýndakitayinleri ve bazý hadiseleri ihtiva eden birruûs defterinde Vâlihî’ye dair iki kayýt var-dýr. Bunlardan birincisinde Mustafa Paþa’-nýn doðu seferi esnasýnda kendisine tah-sis edilen mîrî develerden vâiz Vâlihî Efen-di’ye de bir katar deve verildiði bildirilmek-tedir (BA, KK, Ruûs Defterleri, nr. 232, s.397). Ýkinci kayýtta halen Þirvan’da müftüve müderris olan Mevlânâ Vâlihî’nin 150akçe ile Demirkapý kadýlýðýna tayin edildi-ði belirtilmektedir (a.y., s. 3). Âlî’nin Nus-retnâme’de naklettiðine göre “vâizler züm-resinin meczubu” Vâlihî bu sefer esnasýn-da Özdemiroðlu Osman Paþa, Þirvan þe-hirlerinden Ereþ’i fethettiðinde bu þehir-deki ulucamide kýlýnan ilk cuma namazýn-da III. Murad adýna coþkulu bir hutbe oku-duðu gibi verdiði vaazlarla da askeri coþ-turmuþtur (Eravcý, II, 199-200). Ölümünekadar Selimiye Camii’ndeki kürsü þeyhliðigörevini sürdüren Vâlihî, Hasan Çelebi’yegöre devrinin en ünlü vâizlerindendi, va-azýný dinleyenler bu dünyanýn elem ve hü-zünlerini unutur, nasihat ve irþadlarýyla dakendilerinden geçerlerdi (Tezkire, II, 1033).Vâlihî’nin ölüm tarihi kaynaklarda farklý þe-killerde verilir. Atâî ve Ahmed Bâdî Efendi994 (1586), Abdurrahman Hibrî 996 (1588)yýlýnda vefat ettiðini kaydeder. Ömer Fa-

Page 2: VÂLÝHÎ › dosya › 42 › C42013783.pdfpred Prvi srpski ustanak , Zbornik Matice srpske za dru tvene nauke, XIII-XIV, Novi Sad 1956; M. Vas, Valjevo , Enciklopedija Jugoslavije,

501

XVII. yüzyýldaki durumunu ortaya koymak-tadýr.

Valyeva Osmanlýlar’la Avusturya, Lehis-tan, Rusya ve Venedik’in oluþturduðu Kut-sal Ýttifak arasýnda 1683-1699 yýllarýndacereyan eden savaþta iþgale uðradý ve 1699Karlofça Antlaþmasý’yla Habsburglar’ýn elin-de kaldý. Bu durum kasabanýn gerilemesi-ne yol açtý, müslüman ahali ve Ýslâmî bi-nalar ortadan kalktý. 1739’da Belgrad Ant-laþmasý’ndan sonra Osmanlýlar Valyeva vecivarýný tekrar ele geçirdi. 1154 (1741) yý-lýna ait yeni tahrir “Valyeva palankasý”ndasadece seksen müslüman nefer (yetiþkinerkek) ve burayý koruyan otuz altý muha-fýzdan ibaret bir askerî birliðin bulundu-ðunu belirtir. Bu 116 kiþilik müslüman er-kek nüfus yanýnda on iki nefer hýristiyanerkek de sayýlmýþtýr (TK, TD, nr. 18, s. 261-262). Bu durum Valyeva’nýn gerilediðini,500 kiþiye düþen nüfusuyla yeniden bir köyhaline dönüþtüðünü gösterir. Ekonomiside büyük ölçüde deðiþmiþ ve ticarî mer-kez iþlevini tamamen yitirmiþtir. AncakValyeva sonraki altmýþ yýl içerisinde yeni-den toparlandý. 1800’de Türkler’in ve Sýrp-lar’ýn yaþadýðý 400 eve, 2100-2300 civarýn-da bir nüfusa sahipti. Yirmi sekiz yýl son-ra Maximilian Thielen 4500 kiþilik bir nü-fusla birlikte 1000 evin bulunduðunu kay-deder; Valyeva’nýn çeþitli camileri, Orto-doks kiliseleri, iki hamamý ve faal dükkân-larýyla çok büyük bir pazar durumunda ol-duðunu söyler. Valyeva, tarih boyunca nü-fustaki iniþ çýkýþlardan ve deðiþimden ötü-rü seyyahlar tarafýndan þehir, kasaba, va-roþ veya köy diye zikredilir.

Osmanlý-Rus-Avusturya savaþlarý sýra-sýnda (1787-1791) Valyeva’nýn Sýrp sakin-leri Obor-Knez Aleksa Nenadovi— kuman-

dasýndaki Sýrp baðýmsýzlýðý mücadelesin-de, yine 1804 yýlýnda cereyan eden ilk Sýrpbaðýmsýzlýk ayaklanmasýnda yer aldý. 1815’-te Sýrbistan’ýn kýsmî baðýmsýzlýk kazanma-sýnýn ardýndan Valyeva, Osmanlý hâkimiye-tinin sona ermesine raðmen hýzlý bir de-ðiþim ve büyüme gösterdi. Türk nüfusuþehri terkederken Sýrp nüfusu bunlarýnyerini aldý. XIX. yüzyýl boyunca þehirdekiticaretin ve zanaatkârlarýn geliþmesiyle nü-fus oraný Sýrplar’ýn lehinde arttý. I. DünyaSavaþý esnasýnda þehir hemen hemen ta-mamen yerle bir edildi. Alman iþgaline uð-radýðý II. Dünya Savaþý’nýn arkasýndan ye-ni Yugoslavya’nýn silâh sanayi merkezi ha-line geldi. 1968’de demiryoluyla Belgrat’-tan Adriyatik kýyýsýndaki Bar’a baðlandý.Ayrýca Vojvodina, Ma®va, Bosna-Hersek veAdriyatik kýyýsýný baðlayan kara yolununmerkezinde yer almaktadýr. 1999’da Ko-sova’daki savaþ esnasýnda Valyeva’nýn si-lâh endüstrisi aðýr NATO bombardýmanýy-la imha edildi, ancak þehrin kendisi çokfazla hasar görmedi. Günümüz Valyeva’-sýnda geç dönem Osmanlý tarzýnda yapýl-mýþ birkaç eski ev hâlâ ayaktadýr. En eski-si XVIII. yüzyýlýn sonundan kalma Müsel-lim Konaðý ile 1813’ten kalma Nenadoviæailesinin kulesidir. Kolubara nehrinin gü-neyindeki Eskiçarþý caddesi de Osmanlýtarzýyla inþa edilen eski konaklarla süslü-dür. Þehrin 2002’de nüfusu 61.035, köy-leriyle beraber 96.761 idi. Þehirde 58.689Sýrp (% 96,15), 527 Roma (% 0,86), 207Karadaðlý (% 0,33), on dokuz müslüman(% 0,03), altý Boþnak (% 0,00) ve diðerlerimevcuttur.

BÝBLÝYOGRAFYA :

Evliya Çelebi, Seyahatnâme (Daðlý), V, 221; M.F. Thielen, Die europäische Türkei, ein Handwör-terbuch für Zeitungsleser, Wien 1828, s. 295;Hazim Šabanovi—, Evlija ‡elebija Putopis, Saraje-vo 1957, s. 110-111; V. Vinaver, “Tursko stanov-ništvo u Srbiji za vreme Prvog Srpskog Ustan-ka”, Istori®eski Glasnik, sy. 2, Beograd 1955, s.43; V. Stojan®evi—, “Tursko stanovništvo u Srbijipred Prvi srpski ustanak”, Zbornik Matice srpskeza dru•tvene nauke, XIII-XIV, Novi Sad 1956; M.Vas, “Valjevo”, Enciklopedija Jugoslavije, Zag-reb 1971, VIII, 453.

ÿMachýel Kýel

– —VÁMBÉRY, Arminius

(1832-1913)

Macar Türkologu.˜ ™

Adý Armin, Hermann ve soyadý Wam-berger, Weinberger þekillerinde de yazý-lýr. Almanya’nýn Bamberg þehrinden Ma-caristan’a göç etmiþ dar gelirli bir yahudi

ðiþime uðradý ve tarým giderek yerini kü-çük el sanatlarýna býraktý. Defterlerde yeralan isim listelerindeki kayýtlar burada ter-zi, debbâð, haddâd, hallâç, helvacý, çizme-ci, ayakkabýcý, semerci, berber gibi mes-leklerin aðýrlýk kazandýðýný gösterir. Valye-va’nýn bu deðiþimi üzerine bilgi veren enson tahrir defteri 993 (1585) tarihlidir. Ar-týk burasý on mahallesi, beþ camisi, beþmescidi ve yirmi dört su deðirmeni olanorta büyüklükte bir þehir hüviyeti kazan-mýþtýr. Çoðu XIX. yüzyýlda ortadan kaldý-rýlan cami ve mescidler þunlardýr: Meh-med Paþa Eskicamii, Hacý Hüseyin Camii,Mehmed Bey Camii, Câmi-i Atîk (2), Meh-med Bey Camii (2), Veli Kethüdâ Camii(Gradçe), Praçalý Mescidi, Boþnak Mahal-lesi Mescidi, Aþaðý Gradçe Mescidi, Novo-sel Mescidi ve Büyük Boþnak MahallesiMescidi.

1660 yazýnda Varad’dan (Grosswarde-in / Nagyvarad) Saraybosna ve Dalmaçya’-ya giden Evliya Çelebi Valyeva’yý da gör-müþ, burayý bahçeler ve meyvelikler ara-sýnda yer alan, Kolubara nehri kýyýsýndagüzel bir yer olarak zikretmiþtir. Semen-dire sancak beyinin hassýna dahildir ve birvoyvoda tarafýndan yönetilmektedir; ay-rýca bir kaza merkezidir, kadýsýnýn günlükgeliri 150 akçedir. Altý mahallesiyle tek yada çift katlý, kiremit veya tahta (þandýra)çatýlara sahip, güzel inþa edilmiþ 870 evimevcuttur. Evler bahçeler veya meyvelik-ler içindedir. Kasabada on bir cami ve mes-cid vardýr, çarþý içerisinde olaný en büyüðü-dür. Bunlarýn yanýnda iki tekke, üç mek-tep, iki han, bir hamam, 100 civarýnda dük-kân, pek çok kahvehanesi bulunmaktadýr.Evliya Çelebi’nin verdiði bu bilgiler ve ra-kamlar doðru olup kasabanýn geliþiminin

VÁMBÉRY, Arminius

Valyeva

(Valjevo) þehir

merkezinden

bir görünüþ(ValjevoBelediyesiArþivi)