37
MODERN KENT YAŞAMINDA KÜLTÜRE ÖZGÜ TASARIMLARA DÖNÜŞÜN GİYİM BAKIMINDAN İNCELENMESİ VE BİR UYGULAMA ÖRNEĞİ Yrd.Doç.Dr .Zehra Doğan Sözüer 1 Öğr. Gör.Dilber Yıldız 2 ÖZET Bireyin bir parçası olduğu günümüz modern metropolleri, tasarımları bakımından içinde yaşayan insanın ihtiyaçlarını yenilikçi çözümlerle karşılamanın yanı sıra ona yeni bir estetik yaklaşım sunmakta, onu etkilemektedir. bu kentlerde toplumun farklı kesimlerinin bir araya gelmesi ile kültürel etkileşimin artması beraberinde çağımızın getirisi olarak hızlı yaşam, hızlı veri paylaşımı , hızlı tüketimin yükselişi sonucu tektipleşme söz konusudur. Giyim, küresel tektipleşmenin görülebildiği bir tüketim alanı olarak, günümüzde bölgeselliğe ve yerelliğe özgü kültürel unsurlarından büyük ölçüde arındırılmış durumdadır. Tasarımcılar tarafından bir farklılaştırma yöntemi olarak kültürlere özgü motif, desen, materyal ve benzeri unsurlar modern çizgilerde zaman zaman modaya yeniden kazandırılmıştır. Çalışmada özellikle bu çalışmaların en bilinir örneklerine yer verilmiştir. Araştırmada amaç, kenti bireye sunduğu estetik ve yaşam alanı olarak sunduğu özellikleri ile bütüncül şekilde açıklamak, kültürel unsurlar ile modern yaşamın ilişkisini iredelemektir. Çalışmada güncel materyallerle kumaş tasarımı uygulaması yapılmış ve bunda geleneksel motifler kullanılmıştır. Anahtar sözcükler: Tasarım, kültür, giyim, moda, kumaş

 · Web viewKent tasarımı, daha önce değinildiği gibi tasarım özelliklerinde, ihtiyaçtan fazlasını barındıran, kentin dokusuna işlenmiş bir görüş, bir tutum ve kültüre

  • Upload
    others

  • View
    3

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1:  · Web viewKent tasarımı, daha önce değinildiği gibi tasarım özelliklerinde, ihtiyaçtan fazlasını barındıran, kentin dokusuna işlenmiş bir görüş, bir tutum ve kültüre

MODERN KENT YAŞAMINDA KÜLTÜRE ÖZGÜ TASARIMLARA DÖNÜŞÜN GİYİM BAKIMINDAN İNCELENMESİ VE BİR

UYGULAMA ÖRNEĞİ

Yrd.Doç.Dr .Zehra Doğan Sözüer1 Öğr. Gör.Dilber Yıldız2

ÖZET

Bireyin bir parçası olduğu günümüz modern metropolleri, tasarımları bakımından içinde yaşayan

insanın ihtiyaçlarını yenilikçi çözümlerle karşılamanın yanı sıra ona yeni bir estetik yaklaşım

sunmakta, onu etkilemektedir. bu kentlerde toplumun farklı kesimlerinin bir araya gelmesi ile kültürel

etkileşimin artması beraberinde çağımızın getirisi olarak hızlı yaşam, hızlı veri paylaşımı , hızlı

tüketimin yükselişi sonucu tektipleşme söz konusudur.

Giyim, küresel tektipleşmenin görülebildiği bir tüketim alanı olarak, günümüzde bölgeselliğe ve

yerelliğe özgü kültürel unsurlarından büyük ölçüde arındırılmış durumdadır. Tasarımcılar tarafından

bir farklılaştırma yöntemi olarak kültürlere özgü motif, desen, materyal ve benzeri unsurlar modern

çizgilerde zaman zaman modaya yeniden kazandırılmıştır. Çalışmada özellikle bu çalışmaların en

bilinir örneklerine yer verilmiştir.

Araştırmada amaç, kenti bireye sunduğu estetik ve yaşam alanı olarak sunduğu özellikleri ile bütüncül

şekilde açıklamak, kültürel unsurlar ile modern yaşamın ilişkisini iredelemektir. Çalışmada güncel

materyallerle kumaş tasarımı uygulaması yapılmış ve bunda geleneksel motifler kullanılmıştır.

Anahtar sözcükler: Tasarım, kültür, giyim, moda, kumaş

1 Haliç Üniversitesi,Güzel Sanatlar Fakültesi [email protected]

2Namık Kemal Üniversitesi,Teknik Bilimler MYO [email protected]

AN ANLYSIS OF TRANSFORMATION TOWARDS CULTURE-SPECIFIC MODELS ON CLOTHING IN MODERN URBAN LIFE AND

AN EXAMPLE OF GOOD PRACTICE

Assist. Prof. Dr.Zehra Doğan Sözüer1 Lecturer Dilber Yıldız2

Page 2:  · Web viewKent tasarımı, daha önce değinildiği gibi tasarım özelliklerinde, ihtiyaçtan fazlasını barındıran, kentin dokusuna işlenmiş bir görüş, bir tutum ve kültüre

ABSTRACT

Contemporary and modern metropolitan cities, composed of individuals as inhabitants, fulfill their needs by innovative solutions and influence them by serving a new aesthetic approach. The increase of cultural interaction via the merge of diverse segments of the society in those urban cities bring about the speed in life, faster data sharing and arising faster consumption, all of which eventually lead into standardization.

Clothing as a consumption area, where global standardization can be observed, has recently been cleared off its regionally and locally cultural elements in great amounts. Culturally specific motifs, patterns, materials and similar elements have being moderated into fashion clothes by designers in a method of diversification. This research particularly presents the most popular examples of such applications.

The study aims to explain the city in an holistic manner with regards to the features presented to its habitants in an aesthetic context while aiming to discuss the relationship between modern life and cultural elements. For this study, contemporary materials have been used for fabric design with the applications of traditional motifs on them.

Keywords: Design, culture, clothing, fashion, fabric

GİRİŞ

Kültür terimi, “Tarihsel ve toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan maddi ve manevi değerler ile

bunları yaratmada, sonraki kuşaklara iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine

egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçlar bütünüdür.” (Akarsu,:1979) ifadesi ile açıklanmış ve kavram,

toplum bilimlerinde önemle üzerinde durulan noktalardan birisi olmuştur.

Page 3:  · Web viewKent tasarımı, daha önce değinildiği gibi tasarım özelliklerinde, ihtiyaçtan fazlasını barındıran, kentin dokusuna işlenmiş bir görüş, bir tutum ve kültüre

Kültür; toplumun ve insanın öğrendiği, edindiği; bilgi, sanat, gelenek, görenek, yetenek, beceri ve

alışkanlıkları içine alan ve toplumsal değerler içeren bir olgudur. Toplumların genel özellikleri

kültürleri ile oluşur. Kültürün geleceği ise topluma bağlıdır.“Toplumlar evrim geçirerek ilkel

toplumlardan tarım toplumuna, tarım toplumundan sanayi toplumuna son olarak da sanayi

toplumundan bilgi toplumuna dönüşmüştür” (Drucker,1993: 66). “Bilgi toplumu yeni teknolojilerin

gelişmesi nedeniyle bilgi sektörünün, bilgi üretimi ve bilgi sermayesinin ve nitelikli insan etmeninin

ön plana çıktığı, eğitimde sürekliliğin arandığı, iletişim teknolojileri, yoluyla toplumu, ekonomik,

sosyal, kültürel ve siyasal bakımdan sanayi toplumunun ilerisine taşıyan bir yapıdır” (Aktan ve Tunç,

1998: 128).

Kültür, yaşamımızdaki değerleri fiziksel çevredeki biçimlere dönüştürerek yaşam biçimini etkilemekte

ve davranışlarımızı belirlemektedir. Her kültürel uzantı, mekanı kavramamızı, anlayışımızı ve mekan

kullanımımızı yakından etkilemektedir.

Sosyolojik anlamda bireyler arası ilişkileri değerler ve normlara göre belirleyen kültürel yapı, bir

anlamda idealize durumu yansıtırken, toplumsal yapı doğrudan bir toplumdaki mekanik görüntüyle

ilgilidir. "Kültürel yapı genel olarak toplum hayatının 'nasıl olması gerektiğini ortaya koyar (Erkal,

M:1995) sosyal yapı nasıl olduğunu ortaya çıkarır.

Özellikle de kent gibi büyük bir nüfus yoğunluğunun yaşandığı yerleşim alanlarında bireyler ve

bireylerle toplumsal kurumlar arasındaki sosyal ilişkiler bütünü insanların düşünce ve davranışlarında

değişmelere sebep olabilmektedir. İşte toplumdaki "bireylerin önce zihinlerinde oluşan ve toplum

yaşamının karmaşık fonksiyonelliğinden kaynaklanan ilişkiler sistemine yansıyan dinamizm sürekli

bir değişime yol açabilmektedir. Dünyadaki pek çok ülkede ortak olarak görülen ve daha geleneksel

olarak nitelenen, sosyolojik anlamda topluluk halinde yaşayan insanların sanayileşme, kentleşme ve

diğer temel faktörlerin etkisiyle ilişkileri örgütlendikçe ve daha fazla bir yapılaşmaya doğru gidildikçe,

sonuçta bir büyük toplum yaşam tarzına geçildiğinde büyük değişim gözlenebilmektedir.

Kentlerin öncelikle içinde olduğu ülkenin milli kültürünü genç kuşaklara aktarma görevini üstlenme

durumunda olmaları son derece önemlidir. Başka bir ifadeyle kentler, sosyalizasyon sürecinin eğitim

kurumları başta olmak üzere, diğer toplumsal kurumlar aracılığı ve çeşitli kültürel faaliyetlerle

mümkün olan en iyi şekilde gerçekleştirilmesi gereken yerlerdir. Buna karşın kentlerin, kendilerine

kent olma özelliğini veren kent yönetim birimlerinin, iki büyük kültürel görevi vardır. Bunlardan

birincisi maddi kültür mirasını korumak, diğeri ise ülkenin temel (milli) kültürel değerlerine uygun bir

yapılaşmayı sağlamasıdır. (Yahyagil, 1998: 120)

1. KÜLTÜREL FARKLILIKLARIMIZIN BOYUTLARI

Page 4:  · Web viewKent tasarımı, daha önce değinildiği gibi tasarım özelliklerinde, ihtiyaçtan fazlasını barındıran, kentin dokusuna işlenmiş bir görüş, bir tutum ve kültüre

Toplumları birbirinden ayıran kültürel özelliklerin bütününe kültürel farklılık adı verilmektedir.

Toplumda farklı kültürel grupların olması o toplumun kültürel zenginliğini gösterir. Kültürel

farklılıklar da ancak kültürel hoşgörüyle geliştirilip zenginleştirilir. Toplumlar, kültürel farklılıklarını

koruyup geliştirdikleri gibi ortak kültürel özellikleri de geliştirmeye çalışmaktadır. Bir ülkede farklı

kültürlerin birbirleriyle kaynaşması kültürel benzeşmeyi geliştirir. Özellikle kitle iletişim

araçlarının gelişmesi ve yaygın kullanılması, kültürlerin birbirlerini daha yakından

tanımasını sağlamıştır. Farklılıklarla birlikte yakınlaşma ya da benzeşme gerek ulusal gerekse

de uluslar arası kültürü zenginleştirmektedir.

Kişinin genel olarak yaşadığı toplumun kültürel özellikleri değer yargıları, davranışları, normları ve

olayları değerleme biçimlerini etkilemektedir. (Hofstede, 1985; Trompenaars ve Hampden-Turner,

1997).

Bütüncül bir bakış açısı ile görülebilir yapılara yansıyan kültür dokusu, bir kente girildiğinde, o

kentin tarihini ve kültürünü yansıtan yapılar, eğlence ve dinlenme alanları, tarihi yapısı, mimari

özellikleri, halkın giyimi kuşamı vs. kent kültürü ifade etmektedir. “Bu bağlamda kent ise, gelenek ve

göreneklerin, örgütlü tavır ve görüşlerin toplandığı yerdir denebilir. Kültürler kentte doğarlar, kentte

yaşarlar ve kente katkı sağlarlar. Bu niteliğiyle kentler, belli bir kültürü simgelemektedirler” (Uçkaç,

2006: 31). “Kentsel mekânlar, toplumların yapısı ve sanat anlayışına göre farklılık göstermektedir. Bu

farklılıkları doğuran yine toplumun sosyal yaşamı, kültürü, ekonomik yapısı, teknolojisi, politik yapısı

ve sanat anlayışının fiziki mekâna yansımasıdır”. (Uçkaç, 2006: 30).

Küreselleşen ve modernleşen dünyamızda, teknolojinin de gelişmesiyle birlikte tek kültürlülük

neredeyse imkansız hale gelmiştir. Toplumlar her geçen gün kültürel açıdan daha da

zenginleşmektedir. Göçün artması,  ulaşım ve iletişim olanaklarının da kolaylaşmasıyla birlikte

insanlar, dolayısıyla kültürler giderek birbirine yakınlaşmaktadır, iç içe girmektedir. Bir yaşam

tecrübesi olarak çok kültürlülük insanlara yeni fırsatlar yaratabilir. Farklı kültürlerle bir arada

yaşamak, onları deneyimlemek bakış açımızı zenginleştirir. (Malik, 2002).

2. KENTSEL TASARIM NEDİR

Kent tasarımı, daha önce değinildiği gibi tasarım özelliklerinde, ihtiyaçtan fazlasını barındıran, kentin

dokusuna işlenmiş bir görüş, bir tutum ve kültüre özgü kodların yansıması olarak mimari literatürde

okunabilmektedir. Kent Tanımı: Sözlük anlamı olarak 'nüfusun büyük bölümünün ekonomik faaliyet

alanı olarak ticaret, sanayi, yönetim ve hizmetle ilgili işlerle geçimini sağladığı, toplumsal ve kültürel

bir örgütlenmenin olduğu yerleşim alanı' şeklinde ifade edilen kent teriminin oldukça çeşitli tanımları

Page 5:  · Web viewKent tasarımı, daha önce değinildiği gibi tasarım özelliklerinde, ihtiyaçtan fazlasını barındıran, kentin dokusuna işlenmiş bir görüş, bir tutum ve kültüre

vardır. Tutum, davranış, gelenek ve göreneklerden, ifade tarzından, değer yargılarından, kurum ve

örgütlerden oluşan ve bütün bu faktörlerin zamanla birbirine kaynaşmasıyla meydana gelen sosyo-

kültürel kimlik anlamını kentsel mekâna birebir aktarabildiğinde, yaşayan bir kentten

bahsedilebilmektedir. (Öztürk,2007: 38).

Günümüzde şehirlerin geldiği noktada, ‘metropol olarak ifade edilen kentlerin tanımından bahsedecek

olursak, kentsel tasarım kavramı “kent, çok çeşitli sınıf ve karakterlere sahip milyonlarca insan

tarafından algılanabilen ve hatta zevk alınan bir nesne olmanın ötesinde, yapısını kendilerince

sebeplere göre sürekli geliştiren pek çok yaratıcının ürünüdür” (Lynch,1960/2012: 2). Bu ürün hiçbir

zaman nihayete ulaşmayan her zaman bir devinim ve değişkenlik içerisinde bulunan bir yapıya

sahiptir. Kentler bir yanda düzeni temsil ederken bir taraftan da karışıklık ve kaos içerirler. Kentler

insanlığın fikirlerinin ve yaşayışlarının tezahürü, tarihin, kültürün, bilimin ve yeniliklerin mekândaki

yansımaları olmuşlardır (Un-Habitat,2008). Tüm bu tezatlar ve birikimler arasında negatif tarafları

azaltıp, iyi olanı koruyup ön plana çıkartarak sağlıklı bir kent ortamının kentlilere sağlanması özenli

bir şekilde ele alınması gereken bir süreçtir. Bir kentin sağlıklı olmasından kastedilen o kentin

yaşanabilirlik kriterlerine sahip olması demektir. Kentsel tasarım da tam olarak bu noktada devreye

giren yaşanabilir kentlerin oluşmasını hedef alan bir eylemler bütünüdür. Kentlerin değişken

yapılarının ve hizmet ettiği alanların fazlalığı, kişiden kişiye değişen algılar neticesinde yaşanabilir,

kolay algılanabilir kentleri oluşturmak zorlaşmaktadır. Kentlerin yaşanabilirliği aynı zamanda kentsel

mekânın kalitesine de bağlıdır. Kentsel mekânlar, kentlerin kendi içlerinde bütünlük kazanmasında

önemli bir araçtır ve o kentlerde yaşayanların kültürel birikimlerini birbirlerine aktardığı alanlardır

(İnceoğlu ve Aytuğ, 2009: 131).

Kent yaşamı içinde bireye dikey hareketlilik kazandıracak, ona daha doyurucu bir statü verecek olan

bu ilişki sistemi bireye, komşuluk ilişkilerinden başlayarak kent yaşamının toplumsal, siyasal ve

kültürel faaliyetlerine katılma olanağı verecektir. Esasen kentli olma sürecinin bu toplumsal katılımlar

oranında kolaylaşacağı açıktır. Özellikle yerel (mahalli) bir topluluktan göç yoluyla kente gelen

bireyin "kente girme -katılma- süreci"(Erkal,1999) bireysel uyum, kurumsal bütünleşme ve

kültürleşme aşamalarından geçmektedir. Birinci aşamada bireyin, yeni girdiği bir toplumda, bir kent

toplumu içindeki yerine, rolüne alışması, temel sosyal ilişkilerini çevrenin yardımıyla da olsa

kurabilmesi gerçekleşmektedir. İkinci aşama yukarıda da belirtildiği gibi bireyin öncelikle ekonomik

aktiviteler yoluyla sosyal yaşama, toplumsal kurumlara katılmasını kapsamaktadır. Üçüncü aşama

adlandırılabilecek davranış kalıplarının, kendi ailesi ve varsa kentteki akrabalarıyla kuracağı ilişkilerde

kent yaşamına özge düzenden yani yapısal özelliklerden kaynaklanan biçimsel değişikliklerdir. Bunlar

genelde yakın çevre ile görüşme sıklıkları, görüşme şekilleri, aile üyelerinin kentteki yeni rolleri

nedeniyle birbirleri arasındaki ilişkiler ve karar verme kalıpları ve benzer hususlarla ilgilidir. Kente

uyum derecesi arttıkça bireyler de hemen başlangıçta fiziksel çevrelerini olmasa da sosyal çevrelerini

Page 6:  · Web viewKent tasarımı, daha önce değinildiği gibi tasarım özelliklerinde, ihtiyaçtan fazlasını barındıran, kentin dokusuna işlenmiş bir görüş, bir tutum ve kültüre

genişletme çabası içinde olacaklardır. Konut, doğrudan doğruya kentin kendisi, maddi kültür öğeleri

"sosyal insanın dış çevresini, toplumun kendiside iç çevresini meydana getirdiğinden;

(Mclver,Page,1994) birey, yaşam tarzını (bilinçaltından bile olsa) kentin kültürel sistemine uyumlu

hale getirmek isteyecektir. Burada evrensel olarak gözlemlenen bir husus kültürel değerlerin normların

değişmesinde yaşlı kuşağın daha dirençli, genç kuşağın ise daha istekli bir tutum içinde olmalarıdır.

İnsan çevresine sanat aracılığıyla baktığında gerçekliğin farkına varacak ve nasıl bir çevrede

yaşadığını, yaşamını nelerin çevrelediğini algılamaktadır. Sanatçı, içinde yer alan duyarlılığı sayesinde

çevresi ile yaşam arasında bağ kurarak kendisinde var olan estetiği de sanat yoluyla dışa

yansıtmaktadır. Kentler de daimi devingenlikleriyle sanatçıyı kışkırtır ve üretimlerine sonsuz kaynak

oluşturmaktadır. Toplumları çağdaş uygarlık düzeyine ulaştıran kültürel gelişmenin kaynağı olan

kentler, tarihsel süreçte kendilerine özgü birikimler ortaya çıkarmaktadır. Bu birikimler kentin içinde

bulunduğu doğal çevre ile etkileşimi sonucu başlamış, kültürel birikim ile şekillenmektedir. Buna

bağlı olarak “Kentlerin de kendine özgü bir kültürü vardır” (Koçak, 2011: 261).Bir kenti oluşturan

öğelerin bütünü, kentsel dokuyu oluşturmaktadır. Kentsel dokuyu oluşturan elemanların mekan, form,

renk, ışık, su, doğa gibi etmenlerden oluştuğu ve bu birleşim sonucu kentin fiziki yapısının

şekillendiği görülmektedir.

Fiziksel olarak herkesin erişebileceği alanlar olarak tanımlanabilen kentsel mekân, sosyo-ekonomik ve

kültürel değişimlere karşı kendini geliştirebilen “yaşayan bir organizma” gibidir. Kentsel tasarım,

yaşanan bu değişimlere göre mekâna şekil verme sanatı ya da bu organizmanın yaşam kaynağı olarak

görülebilir. Yaşanabilir bir kentsel ortamın tasarlanmasında mimarlar mekânı üçüncü boyutta

kurgularken, kent plancıları mekândaki ana sistemlerin oluşturulması ve kamu yararının

gözetilmesinde, peyzaj mimarları da doğanın ve doğal yapının tasarımla bütünleşmesini

sağlamaktadır. Bu bağlamda ele alındığı zaman kentsel tasarım en genel anlamıyla kentsel planlama,

mimarlık ve peyzaj disiplinleri arasında gerek içerik, gerekse ölçek bakımından bir ara yüz başka bir

deyişle köprü vazifesi görmektedir .

İnsanlara daha yaşanabilir kentler yaratma çabası içerisinde daha iyi mekân üretimi sürecinde çevresel,

ekonomik ve sosyal dengenin sağlanması gerekmektedir. Bu denge sağlanırken en üst ölçek

kararlardan en alt ölçeklere kadar bir uyum yakalanmalı ve kente dair tüm boyutlar bir arada

düşünülmelidir.

2.1.Şehir Yaşamı Güncel Yaşamda Neyi İfade eder:

Doğayla bir arkadaş ilişkisi kuran ve onu özenle koruyan, mahalli ilişkilerin çok güçlü olduğu toplum,

zaman boyutu içinde doğayı ve insani ilişkileri kendi emel ve hırslarına kurban etmiş bir topluma

evrilmiş bulunmaktayız. Osmanlı şehir yaşamına baktığımızda mahallenin, aile yaşamından sonra

gelen ilk ve önemli bağların geliştiği topluluk olduğu görülmektedir.

Page 7:  · Web viewKent tasarımı, daha önce değinildiği gibi tasarım özelliklerinde, ihtiyaçtan fazlasını barındıran, kentin dokusuna işlenmiş bir görüş, bir tutum ve kültüre

İnsan nüfusunun her geçen gün artması, gelir adaletsizliği, yaşam alanlarının ihtiyacın karşılanması

için düzensiz ve plansız bir şekilde genişletilmesi gibi sorunlar sürdürülebilir kalkınmanın önünü

tıkamakla kalmıyor, var olan ekonomik, çevresel ve sosyal sorunların üzerine eklenmesi ile içinden

çıkılması zor bir hal almaktadır. 

Bildiğiniz gibi "köyden, kasabadan büyük kente taşın ve mutlu ve anlamlı bir hayat yaşa" anlayışı

kültürümüzde oldukça yaygındır. Ancak ister bu anlayışı benimseyerek kente yerleşin, ister tüm

hayatınızı doğduğunuz kentte geçirin, bunun bir takım eksi ve artıları olacaktır. İşte yaşam boyu aynı

kentte kalmanın psikolojinizde yarattığı değişimle günümüz insanının en büyük sorunlarından biri

hızlı yaşamak ve hızlı yaşarken algılama yetisini kaybetmesidir. İçinde bulunduğumuz yüzyıl, insanın

sürekli olarak koşturmasını ve bir şeylerin üstesinden gelmesini istiyor hatta buna mecbur

bırakmaktadır. Hızla geçen bu kısır döngü içinde yaşamlar, ilişkiler, insani tüm değerler ve kazanımlar

zaafa uğramaktadır.

İçinde bulunduğumuz asır şimdiki zamanı yaşamamıza izin vermemekte, her şeyi gelecek için

yapmamızı istemektedir. Sürekli olarak bir yarışın içindeymişçesine yaşayan insanlar hızlı yaşamın

dezavantajları olarak bazı hastalıklar kardiyolojik sorunlar, psikolojik rahatsızlıklar ve sindirim

problemleriyle karşı karşıya kalabilmektedir. Sürekli yetişme duygu ve düşüncesi taşıyan kişide, bu

durumun vermiş olduğu baskı ve stresle kalp krizi olasılığı artabilmektedir. Bunun yanı sıra zamanla

dikkat ve odaklanma yetisini kaybettiği için güvenliği risk altına girebilmektedir.

Sürekli bir şeylere yetişme baskısıyla yaşayan kişi etrafında olup biteni fark edememektedir. Yoğun

stres altına giren kişide zamanla bir takım sağlık sorunları görülmeye başlamakta ve bu sorunlar

gitgide artarak sonuç olarak müzminleşmektedir. Bir yandan hızlı yaşamın getirisi olan ruhsal ve

fiziksel sağlık sorunlar ortaya çıkarken öte yandan dikkat ve odaklanmada ki zafiyetler sebebiyle

kişinin güvenliği risk altına girmektedir.

Hızlı yaşam ve hızlı tüketim beraberinde yeni tüketim anlayış ve davranışlarını getirmiştir. Yeni ve

popüler olanın hızlı tüketilişi ve benimsenişi, modanın yenilenmedeki hızı ve bununla birlikte çok

tercih edilen küresel markaların modern tasarım anlayışı ile ürünlerdeki tektipleşme görülebilir

şekilde ortaya çıkmaktadır. Bölgeselliğin ve yerelin bu küresel tüketimde sıklıkla yer alamamaktadır.

İş yaşamı şehir yaşamının getirmiş olduğu ekonomik, sosyal ve kültürel alanda yeni şartların yanı sıra

teknolojik gelişime ayak uydurmak için güncel kalma mecburiyeti ve sürekli yetişme baskısı insanları

hızlı yaşama yöneltmiş ve insanları bir yarışın içindeymiş güdüsüyle yaşamaya mecbur kılabilir.

Bu duruma sebep olan faktörler arasında küreselleşmenin getirmiş olduğu ekonomik, sosyal, siyasal,

kültürel ve teknolojik değişimler önemli rol oynamaktadır. İş yaşamının de etkisi altında kaldığı bu

durum günümüz çalışma yaşamına büsbütün yön vermektedir. Küreselleşmenin etkisiyle coğrafyamıza

Page 8:  · Web viewKent tasarımı, daha önce değinildiği gibi tasarım özelliklerinde, ihtiyaçtan fazlasını barındıran, kentin dokusuna işlenmiş bir görüş, bir tutum ve kültüre

özgü olan kültürel birikimlere bir anlamda, farklı toplumların kültürleri üzerinden ithalat çalışmaları

başlatılmıştır. Bu tek taraflı alışveriş sosyal yaşamda olduğu kadar iş ve özel yaşamda da bizi zarara

uğratmaktadır.

Günümüz çağında global rekabet ve dijital dünya, toplumları odaklanma sorunuyla karşı karşıya

getirmiş, rekabet edebilme gücünü canlı tutabilmek için daima güncel ve hızlı olmak zorunluluk halini

almaktadır. Bilgiye hızlıca ulaşmak, üretim için gerekli olan kaynakları hızlıca tedarik etmek, hızlıca

üretim yapmak ve ürünü hızlıca duyurmak gibi bir sürecin bir parçası olmaktadır.

3.KENTSEL YAŞAMDA GELENEKSELE DÖNÜŞ

Küresel ısınmanın dünyamızı tehdit ettiği bugünlerde çevre bilinci geç de olsa oluşmaya

başlamaktadır. %100 doğal beslenme, organik tarımın gelişmesi ve buna paralel olarak sağlıklı

yaşama isteği insanları birtakım oluşumlara yöneltmektedir. Moda dünyası da gelişmeleri yakından

takip etmektedir. Tekstil ve Konfeksiyon sektörünün en önemli hammaddesi pamuktur.

Gelişen teknolojiyle birlikte insan hayatı kolaylaştırılmaya çalışılsa da kullanılan zararlı maddeler

yaşam kalitesini bozmaktadır. Günümüz insanı artık daha geniş düşünmekte ve doğala dönüş için

yollar aramaktadır. Yenilen yiyecekler başta olmak üzere giysilerde ve evlerde organik ürünler

kullanılmaya çalışılmaktadır. Bu da organik tekstil ürünlerine karşı sempatiyi her gün daha da

arttırmaktadır. Organik pamuk tamamen doğal gübreler ve biyolojik zirai ilaçlar kullanılarak yapılan

tarım işlemleri sonucu üretilmektedir. Organik pamuğun kullanım alanları normal pamuğun

kullanıldığı yerlerden pek farklı değildir ancak özellikle hassasiyet gerektiren alerjik bünyeler,

çocuklar ve yaşlılar için iç çamaşırlarında, pijamalarda, çarşaflarda ve yastık kılıflarında organik

pamuğun kullanılması bu kişiler için daha avantajlıdır. Doğal renkli pamuk doğada bulunan renkli

pamuk tohumları ve ayrıca bunların genetik olarak değiştirilmesiyle üretilen tohumlardan elde

edilmektedir. Doğal halde beyaz, yeşil, kahverengi ve bu renklerin tonlarında bulunmakla beraber

diğer renklerin elde edilebilmesi için genetik çalışmalar dünya genelinde ve ülkemizde devam

etmektedir.

Sentetik elyaf ve iplik kullanımının yaygın olmasına rağmen, son yıllarda ortaya çıkan doğaya dönüş

ve ekolojik tarım olgusu gözleri yeniden pamuk üretimine yöneltmiştir. Dünyada pamuk üretimi

dalgalanırken, tüketimin göreli olarak istikrarlı bir seyir izlediği görülmektedir (Ar, 2009:160). Doğal

liflerden yapılan ürünler, kimyasal maddeler içeren kumaşlar, ekolojik hammaddeyle üretilmiş

bitkilerden elde edilen kumaşlar yerine organik tasarımların kullanımı son günlerde çoğu modacı

tarafından başarıyla uygulanmaktadır. Giysiler yapım aşamasında kullanılan kimyasallardan dolayı

yumuşacık ama insan sağlığına zararlı. Bunun farkına varan modacılar da çareyi doğal ipliklere

Page 9:  · Web viewKent tasarımı, daha önce değinildiği gibi tasarım özelliklerinde, ihtiyaçtan fazlasını barındıran, kentin dokusuna işlenmiş bir görüş, bir tutum ve kültüre

yönelmekte buluyor. Bambu kamışı, kayın ağacı ve soyadan elde edilen ipliklerle hazırlanan giysiler

Paris, New York gibi moda haftalarında sergilenmektedir.

Tekstil ürünlerinin çevreye etkileri üretim ortamlarıyla sınırlı kalmayıp; nasıl kullanıldıkları, nasıl

tekrar değerlendirildikleri ve nasıl ortadan kaldırılacakları da çevreye etkileri açısından aynı önemi

taşımaktadır. Bu nedenle de olumsuz etkileri azaltma konusunda elde edilecek başarı, bu alandaki tüm

aktörlerin sorumlu duruşunu gerektirmektedir. Tekstil ve moda endüstrisinin gelecekteki başarısı, bu

sektörün çevresel ve sosyal anlamda zararlarını azaltabilmeye bağlıdır. Çevresel zararların bir kısmı,

yetiştirilme ve elyaf üretimindeki etkileri azaltarak; bir kısmı da materyaller hakkında yeni ve daha

sürdürülebilir bir düşünme şekli geliştirerek şu an içinde bulunduğumuz birkaç çeşit elyafa olan

bağımlılığımızdan bizi kurtaracak daha geniş bir elyaf yelpazesi oluşturabilmekle mümkün olabilir.

(Türkmen, 2009:157).

Türkiye, Avrupa standartlarında ve çevreye zararsız “ekolojik tekstil” malı üretimi çalışmalarına hız

vermektedir. Bu amaçla üretilmeye başlanan organik tekstil ürünlerinin, katma değeri yüksek olması

ve son zamanlarda ekolojik tekstil ürünlerinde kullanılmaktadır.

4.İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ VE BİZİ ÇEVRELEYEN ‘TASARLANMIŞ’

BİR UNSUR OLARAK KENTİN GÜNLÜK YAŞAMI SINIRLANDIRAN VE

GELİŞTİREN YÖNLERİ NELERDİR?

Ergonomi bir anlamda işin insanın özelliklerine uygun bir şekilde düzenlenmesi olarak tanımlanabilir.

Kentlerin gerek fiziksel bakımdan gerekse nüfus açısından büyümeleriyle kentlerde farklı yaş

gruplarında, eğitim seviyelerinde, mesleklerde, fiziksel ve ruhsal yapılarda, sosyo-ekonomik statülerde

bulunan kişilere rastlamak mümkündür.. Toplum içinde yaşayan her birey fırsat ve olanaklardan eşit

derecede yararlanma hakkına sahiptir. Kalıcı engel taşıyan bireylerin yanı sıra, her insan hayatının

belli döneminde geçici engellilik durumu taşıyabileceği gibi, gün içinde yorgunluk, uykusuzluk ve

dikkat eksikliği gibi bazı nedenlerle sağlıklı bir insan dahi engelli konumuna geçebilmektedir.Yerel ve

merkezi yöneticiler, kentlerdeki bu çeşitliliği göz önünde bulundurarak kentteki tüm bireylere eşit

şekilde hizmet etmektedir.

Çağdaş, ergonomik bir kent, herkes için ulaşılabilir nitelikte olan bir kent anlamına gelmektedir.

Kentlerdeki mevcut mekansal düzenlemeler ve donanımsal altyapı incelendiğinde, merkezi ve yerel

yönetimlerin, kentlerdeki çeşitliliği dikkate almadan standart planları ve uygulamaları yürürlüğe

koymaları, kentlerde fiziksel-ruhsal yetersizlikleri bulunan engelliler, yaşlılar, hastalar, vb. için

olumsuz neticelere yol açmaktadır.

Page 10:  · Web viewKent tasarımı, daha önce değinildiği gibi tasarım özelliklerinde, ihtiyaçtan fazlasını barındıran, kentin dokusuna işlenmiş bir görüş, bir tutum ve kültüre

Planlama sürecinde bu niteliklerin göz önüne alınması, toplumun tamamının ihtiyaçlarını eksiksiz

karşılamasını, her bireyin iş gücüne katkıda bulunmasını ve dolayısıyla sosyal ve ekonomik açıdan

ülkenin gelişmesini sağlayacaktır. Bu bağlamda ergonomik ve ulaşılabilir kent düzenlemeleri için bazı

öneriler getirilmiştir. Tasarıma yansıyan bu farklılıklar dünyadaki kalabalık şehirlerde, daha çok

metropollerde,kullanım kolaylıkları sunan ve erişebilirliğin arttırıldığı, benzer görsel özellikleri

yansıtan tasarım anlayışını ifade etmektedir.

Mimari açıdan çevre, yerleşim ve bina ölçeğinde, tasarlanmış fiziksel ve kültürel çevreyi

yansıtmaktadır.“Mimarlık” belirli bir bölgede (doğal çevrede), belirli bir dönemde, bir toplum

grubunun barınma, gereksinimini karşılamak amacıyla oluşturduğu yapay çevreyi oluşturmaktadır..

İnsan doğaya' uyum sağlarken yarattığı yapay çevre (mimarlık) doğaya yabancılaşmaktadır. Mekan

kullanımında fiziksel çevre, içinde yaşayanların değerlerini, yargılarını, hayat görüşlerini ileten bir

ortamı oluşturmaktadır. İçinde barındırdığı anlamları kapsayan simgeleri kullanan mimari dil, gücünü

gelenek ve kültürden almaktadır.

Doğanın topoğrafik çizgisini değiştirmekte ve ekolojik yapısını bozmaktadır. Mimarlık fiziksel

olduğu kadar kültürel bir oluşumdur. Bu nedenle mimarlık bağlamında fiziksel-ve kültürel çevre

birbirinden ayrılmaz bir bütündür. "Kültür" insanın doğaya uyum sağlaması için yaptığı mücadele

biçimini oluşturmaktadır. Mimarlık belirli bir kültüre sahip, yaşadığı bölgenin doğal koşullarını

kullanabilen toplum grubu tarafından oluşturulmaktadır.

 5.KÜLTÜREL AÇIDAN DEĞERLENDİREREK ŞEHİR YAŞAMINA

YÖNELİK GİYSİLER TASARLAMA

Modern bireyin günlük yaşamını tasarlama, modern giysi tasarımları oluşturma, şehir yaşamına

yönelik akıllı tasarımlar yapma, geleneksel form ve teknikleri yeniden tasarlama çağımızın

gerektirdiği ihtiyaçları oluşturmaktadır.

Giyim doğal çevrenin etkisi ile biçimlenmesine rağmen, geleneksel giyim toplumsal özelliklere göre

şekillenmiştir. Bu giysilerin oluşumunda doğal çevrenin etkisi direkt olmamakla birlikte, aynı

sosyolojik, psikolojik ve tarihsel oluşum söz konusu olduğu için giysiler coğrafi bölgeler ve yöreler

içinde değerlendirilmektedir. Giyim; vücudu dış etkilerden koruyan bir araç, süslenme arzusunu yerine

getiren bir sanat, kişisel görünüş, başarı ve günlük yaşantıyı yansıtan, dinamik bir toplumsal olgudur.

Gelenek; bir toplumda, bir toplulukta eskiden kalmış olmaları dolayısıyla saygın tutulup kuşaktan

kuşağa iletilen, yaptırım gücü olan kültürel kalıntılar, alışkanlıklar, bilgi, töre ve davranışlardır.

(www.baktabul.com.tr E.T.07.01.2010)

Page 11:  · Web viewKent tasarımı, daha önce değinildiği gibi tasarım özelliklerinde, ihtiyaçtan fazlasını barındıran, kentin dokusuna işlenmiş bir görüş, bir tutum ve kültüre

Geleneksel giysi denildiği zaman ise dünyada birçok milletin benimsediği milletlerarası kıyafet moda

kıyafetler dışında; her milletin tarihinden gelen günümüzde genellikle halk oyunları ekiplerinin

üzerinde görülen veya bazı köylerde yaşatılan, çoğu da müze vitrinlerine kaldırılmış giysiler

anımsanmaktadır.(Özel,1992)

Milli kültürümüzün bir parçası olan geleneksel giyim, günümüz koşullarında kaybolmakta, gittikçe

yozlaşarak biçim ve fonksiyonunu değiştirmektedir. Anadolu’nun birçok yöresinde geleneksel giysi

kültürü bir çeşitlilik ve zenginlik göstermektedir. Her yörenin kendine has bir giysi kültürü

bulunmaktadır. Giysilerin oluşmasında kültür kadar, iklim ve dinsel inançlar da önemli roller

oynamaktadır.

6.GÜNÜMÜZDE MODANIN FARKLI KÜLTÜR UNSURLARINI MODERN

YAŞAMA ADAPTE ETMESİ

Giyim insanın var oluşuyla, öncelikle doğa koşullarından korunmak amacıyla ortaya çıkmıştır.

Geçmişten günümüze çeşitli doğal, toplumsal, etik değerlerin etkisiyle biçim değişiklikleri göstererek

bugüne kadar ulaşmıştır. Ancak zamanla biçim farklılıkları gözlenmektedir. Bu çeşitlilikler, ait olduğu

toplumun folklorik, sosyo-ekonomik yapısı, yaşanılan coğrafya, kullanılan malzeme, iklim gibi

nedenlerle olmuştur.

Türk toplumu yüzyıllar boyu zengin bir giyim kültürüne sahip olmuş, bu zenginlik giyim biçimlerinde

olduğu kadar, giyim malzemelerinde de kendini göstermiştir. Anadolu’nun birçok uygarlığın beşiği

olması, uzun tarihsel geçmişi, Orta Asya’nın etkisi, tarih boyunca çok geniş topraklara yayılarak

oradaki kültürlerden de etkilenmesi giyim çeşitliliğinde ve zenginliğinde büyük rol oynamaktadır.

Geleneksel giysi kültürü, Anadolu’da yaşayan Türk boylarının ve halkının yüzyıllardan beri

yaşattıkları önemli kültür değerlerden biridir. Her yörenin, bölgenin, şehirlerin, hatta köylerin ve

mahallelerin bile kendine özgü bir giyim kuşam özelliği bulunmaktadır. Bu özellikler, giyim

zenginliği ve çeşitliliği olarak karşımıza çıkmaktadır. Bilindiği gibi insanoğlu var olduğundan bu yana

yaşamının her anında içinde bulunduğu her ortamda, ortamın ve sosyal statüsünün gerektirdiği şekilde

kişilik özelliklerine uygun olarak giyinir. Giyim, insan olmanın ve toplumda var olmanın bir gereğini

ortaya koymaktadır.

Giyim kuşamı özelliklede geleneksel giyimi sanat yönüyle incelediğimizde ulaşılabilen tarihi belgeler

ve günümüze ulaşan örnekler incelendiğinde keyifli, şaşırtıcı ölçüde uçsuz bucaksız zenginlik ile

karşılaşılmaktadır.

Page 12:  · Web viewKent tasarımı, daha önce değinildiği gibi tasarım özelliklerinde, ihtiyaçtan fazlasını barındıran, kentin dokusuna işlenmiş bir görüş, bir tutum ve kültüre

Günümüzde hemen hemen her kesimden, her yörede ve eğitim seviyesinde kadın ve erkek kıyafetleri,

kendi sınırları içerisinde benzerlik göstermektedir. Bu benzerlik iletişim araçları ile televizyonun

kültürel değerlerine bağlı kesime girmesi ile daha çok belirginleşmeye başlamıştır. Böylece yöresel,

otantik, sanat değeri çok yüksek olan kıymetlere değer verilmeye başlanmıştır. Teknolojik gelişmenin

hızla ilerlemesi de bu dengeyi olumsuz yönde etkilemektedir. Bunun yerine ihtiyaçlarını ucuz yoldan

karşılayabilecekleri seri üretim dokumaları tercih etmektedirler. Böyle bir yaklaşım ise geleneksel

kıyafetlerimizin kaybolmaya yüz tutmasına veya bozulmasına sebebiyet vermektedir.

Birçok kültürün, yaşam biçiminin, inanç, gelenek, göreneklerin birikimi olarak günümüzde de estetik

ve kültürel değerini koruyan sanat eserleri niteliğindeki giyim kuşam ve baş süslemeleri örneklerini

halen görebilmekteyiz. Kültürel çeyizlerimiz olan bu süslenme biçimi ile Anadolu kadını görüntüsü ile

evine ocağına sahip çıkmak amacıyla güç ve kuvvet timsali olurken güzellik, kutsallık, sahiplenme,

kendini adama gibi mesajları görebilmekteyiz.

Bir ürün, bir sanat olarak tekstillerin tasarlanıp üretilmelerinin geçmişi oldukça eskiye dayanmakla

birlikte günümüzde bilinen seri üretim anlamında tekstil tasarımının kaynağı, endüstri devrimiyle

başlayan sürece kadar gitmektedir. Endüstri devriminin oluşumunda oldukça etkili olan tekstil üretimi,

aynı zamanda teknolojik gelişimin yaratmış olduğu değişimlerden en çok etkilenen alanlardan biridir.

Özellikle Modern çağın yaşama getirdiği sosyal ve ekonomik değişikliklerle kadının toplumsal

yaşamdaki yerinin farklılaşması, modanın dönüşümüne de neden olmaktadır. Sanat alanında, endüstri

devrimi ile özdeşleştirilen hız ve eşzamanlılık kavramları, resimde ritim olarak yansıtılırken; sosyal

alanda da tekstil ve moda tasarımlarında soyut geometrik tasarımların öne çıkmasını sağlayarak tekstil

baskı tasarımına yeni bir soluk getirmektedir.

Geleneksel teknikleri kullanarak, çağdaş yaklaşımla tasarım yapan tasarımcılar bu teknikleri modaya

dönem önem yeniden kazandırmışlardır. Aşağıda bunların en iyi bilinen örnekleri sunulmuştur.

Sonia Delaunay geleneksel kırk pare (patch work) tekniğini modern yaşama kazandırarak yaratıcı

çözüm getirmiştir. Bir kadın olarak geleneksel tekstil tekniklerini uygulama becerisi ile bir ressam

olarak aldığı sanat eğitimini bir arada kullanması, tekstil tasarımının çağdaş sanatla buluşmasını

sağlamıştır.

Page 13:  · Web viewKent tasarımı, daha önce değinildiği gibi tasarım özelliklerinde, ihtiyaçtan fazlasını barındıran, kentin dokusuna işlenmiş bir görüş, bir tutum ve kültüre

Resim13: Le’P’tit parigot, Sonia Delaunay- costume designer, 1926 Kaynak:

www.artbeat123.com/marymac/sandr.html

Alexander Mc Queen tasarımı doğu temalı gece elbisesi geleneksel temalar ile modern tasarımı bir

araya getirmesi tekstil tasarımına çok kültürlü etki yaratmaktadır.

Alexander Mc Queen Tasarımı, Doğu Temalı Gece ElbisesiKaynak: http://thefashion-court.com:

Elie Saab Osmanlı giyim kuşamına ait motiflerden esinlenerek tasarımları hazırlamıştır.

Page 14:  · Web viewKent tasarımı, daha önce değinildiği gibi tasarım özelliklerinde, ihtiyaçtan fazlasını barındıran, kentin dokusuna işlenmiş bir görüş, bir tutum ve kültüre

Elie Saab’ın, Osmanlı motiflerinden esinlenerek hazırladığı koleksiyon, Paris Moda Haftası, 2012,aynak. http://www.canada.com/life/fashionshows/couture

JJ Valaya Hint kültürü ile Osmanlı Kültürünü birleştirmiştir Kumaşlarda Osmanlı motiflerine yer

vermiştir.

JJ Valaya'nın Hint Kültürü ile Osmanlı Kültürünü birleştirdiği, kumaşlarda Osmanlımotiflerine yer verdiği koleksiyonu, Hindistan Moda Haftası 2012 Kaynak: http://www.thepurplewindow.com

7.KUMAŞ DOKUSUNUN ÖNEMİ

Page 15:  · Web viewKent tasarımı, daha önce değinildiği gibi tasarım özelliklerinde, ihtiyaçtan fazlasını barındıran, kentin dokusuna işlenmiş bir görüş, bir tutum ve kültüre

Kumaşlar liflerin ya da ipliklerin çeşitli yöntemlerle birbirine bağlanması sureti ile oluşturulan

kaplayıcı, koruyucu tekstil ürünlerini oluşturmaktadır. Birçok ham maddeden farklı yöntemlerle

kumaş oluşturmak mümkün olabilmektedir. Oluşturulan her kumaş, düzgün yüzey, incelik, esneklik,

sağlamlık, örtme gibi tekstil materyali olarak kullanımını sağlayan temel nitelikleri yanında, gerek

yüzey görünümünü, gerekse kullanım koşullarında davranışlarını belirleyen birçok özelliğe sahip

olabilmektedir.

Giysi, aksesuar düzenlemelerinde kullanılan bazı eşya ve aksesuar tasarımlarının temel malzemesi

kumaş oluşturmaktadır.. Bu bakış açısıyla bildiride kumaşın tasarımı etkilemede öne çıkan özellikleri

tasarım faaliyeti, yaratıcılık ve sanatsal bilgi, başta hedef malzeme olmak üzere belirtilen diğer

dinamiklerle sıkı etkileşim içinde olmaktadır. Kullanıma yönelik ürünlerde işlevsellik büyük öneme

sahip olmakla birlikte, özgünlük yaratıcı düşünceyi gerektirir. Tasarımda kumaş seçimi kadar

fonksiyonel ve süsleme amaçlı malzemelerin seçimindeki uyum da önemlidir.

Malzeme seçiminde daha önce sınanmış, davranışı bilinen malzemeleri seçmek tasarımcının kendini

güvende hissetmesini sağlamaktadır. Tasarımcının kumaş bilgisine hakim olarak, ilgili gelişmeleri

takip etmesi ve güncel bilgiye sahip olması gerekmektedir. Yeni malzemeler fiziksel ve kimyasal

özellikler bakımından önemli ölçüde geliştirilmiş olsalar da, performansları ispatlanmadıkça tasarımcı

bunları kullanmakta dikkatli olmalıdır. Tüketici için kumaşın dokusu ve kalitesi kadar rengi de önem

taşımaktadır. Kumaş ve renk seçimleri yanlış olan bir tasarımının başarısından söz etmek güçtür

(Gürsoy, 2010). Kumaştan beklenen yeterlilik, yani çalışma etkinliği; üretimde kaliteyi, verimliliği ve

maliyeti etkilemesi açısından büyük önem taşımaktadır. Kumaşların başlıca üretim performansları

“şekil alabilme” ve “dikilebilirliktir. Şekil alabilme, kumaşın düzlemde birden çok düz çizginin

yönünün değiştirilmesiyle yoluyla biçimlendirilebilme derecesini gösstrmektedir.

Bir kumaşın dizaynı yani tasarımı gibi bazı temel kurallar gözetilerek belirli  yöntemler ile

yapılabilmektedir. Dokuma kumaş teknolojisi, çok eski bir endüstri işlevi olduğundan kumaş

tasarımında daha çok deneyimler sonucu olan çeşitli pratik yöntemler uygulanmaktadır. Bu nedenledir

ki kumaş tasarımcıları bir sanatçı gibi çalışırlar. Tasarımcının bir sanatçı kadar estetik bir bakışa,

psikolojik, sosyolojik bir görüşe ve teknik bilgiye sahip olması gerekmektedir. Kumaş türünün, amaca

ve kullanılacak olan hammaddeye göre, bazı teknik, estetik özelliklerinde uygun değişiklikler

yapılarak yeni bir kumaş tasarlanabilir. Güzel, çekici, uyumlu, kullanım alanına ve amaca uygun bir

yüzey görünümü elde etmek amaçlanmaktadır. Kumaşın dokunmasında, kullanımında, rahatlığı ve

performans amaçlanmaktadır.

7.1.Kumaş ve Doku Çeşitliliğinin Tasarıma Etkisi

Page 16:  · Web viewKent tasarımı, daha önce değinildiği gibi tasarım özelliklerinde, ihtiyaçtan fazlasını barındıran, kentin dokusuna işlenmiş bir görüş, bir tutum ve kültüre

Tekstil yüzeylerinin tasarlanmasından, kumaşta desen elde edilmesinden, tasarlanan kumaşın

dokusuna, rengine, kumaş ile biçimlendirilecek giysinin formundan, süsleme detaylarına kadar tüm

çizim, renklendirme, kalıp, dikiş aşamaları tasarıma açık alanlardır.

Doğadan ödünç alınsın veya suni olsun dokular tekstillerde her zaman mevcuttur. Zaten tekstillerin

kendilerine ait dokuları vardır ve yapıları itibari ile dokuya sahiptirler. Kumaş yapısı oluşturmada

dokuma ve örme gibi tekstil tekniklerinin yanı sıra, Kumaşın yüzeyine yapılan manipülasyonlar,

bedenin, giyime ve kullanıma uygun sınırları mevcutken, onu sonsuz, tasarıma açık bir yüzey olarak

yorumlama alanı haline getirmektedir. Yüzey üzerinde ihtimaller sonsuzken, bedende hareket ve

kullanım alanları sınırlı olabilmektedir.

Tekstil yüzeyi ya da lifinin renklendirilme işlemi olan boyamanın, antik dünyada dokuma tarihi kadar

eski olduğu tahmin edilmektedir. Kumaşta desen modern bir görünüm elde ederken çeşitli şekilde

teknik kullanarak kumaş boyama yapılmaktadır. Kumaşı desenlendirmek için en çok uygulanan

yöntemlerden biri de batiktir. Batik boyama hem yaratıcılığınızı konuşturmanıza hem de gerçekten eşi

benzeri olmayan ürünler tasarlamanıza vesile olmaktadır.

8.KUMAŞ TASARIMINDA BATİK

Kumaş ya da bez üzerine bir tür boyama ve resim yapma tekniğidir. Aynı zamanda kumaşların

üstünde desen meydana getirmek için bir çeşit kapama metodudur. Batik tekniği özellikle son yıllarda

dünyada ve ülkemizde çok aranan ve geçerli bir sanat dalıdır. (Gökaydın,1990:88)

Başlangıçta bu sanat sadece giysilerde kullanılırken, yaygınlaştıkça bu tekniğin kumaşların

kullanıldığı her alanda uygulanmaktadır. Elbise, masa örtüleri, yastık yüzü, duvar örtüleri, şal, eşarp

yapıldığı batik dokumalar günümüzde ilgi çekmektedir.Herhangi bir düz kumaş üzerine deseni

oluşturmak suretiyle boyama işlemine tabi tutularak oluşturulan kumaşlara batik dokumalar denir.

Asırlardan beri bilinen batik sanatı, kumaşın bağlanarak yapıldığı tekstil boyama tekniği olarak

milattan önceki yıllardan bu yana kullanılmaktadır. Batik kelimesinin ‘bitik’ kelimesi ile ifade

edildiğini ve ‘bitik’ kelimesi eski Türklerde süsleme, resimleme, ve çiçekleme anlamına geldiği

bilinmektedir. Ortaçağlarda Türklerin uyguladığı bu teknik ipek yolu aracılığı ile İspanya’ya

kervanlarda Avrupa ve Afrika’ya kadar yayılmıştır. (Gökaydın,1990:88)

Batik çıkış yeri Endonezya olan, yüzyıllar kadar eski bir tekniktir .Endenozya da ‘Plangi olarak

anılmaktadır.(Babayiğit,2009:166).

Page 17:  · Web viewKent tasarımı, daha önce değinildiği gibi tasarım özelliklerinde, ihtiyaçtan fazlasını barındıran, kentin dokusuna işlenmiş bir görüş, bir tutum ve kültüre

Orta ve Uzak Doğu da yaygın olarak kullanılmaktadır. Japonya, Endenozya, Hindistan, Afrika ve

Okinava’da hala kullanılmaktadır.Yazmak ve noktalamak anlamına gelen ve Java’da doğup,gelişen

batik sanatı halen mum kapama metodu ve hamur ile kaplama metotları ile geleneksel yöntem olarak

uygulanmaya devam etmektedir.Java’da halen ana endüstri dallarından biri olan batik sanatı ülkenin

dekoratif sanatlarının tarihsel bilgilerinden anlaşıldığına göre burada ilk kullanılmaya başlandığı

asırlar öncesinden zamanımıza kadar çok az değişiklik göstermiştir,eski usuller kullanılarak

uygulamaya devam etmektedir.(Nik,1964,17)

Batik sanatı Java’dan Avrupa’ya ilk defa XVII. yüzyıl ortalarında Hollanda ‘ya mal getiren Alman

tüccarlar tarafından getirilmiştir.19.yüzyıldan itibaren de batik tekniği Avrupa el sanatlarına girmiştir.

Batik’in uzak doğuda eski usullerle uygulanmasına rağmen batılılarca fazla vakit kaybettiren bir metot

olduğundan kullanımı yaygın değildir.

Sanat eğitimi içinde uygulamalı sanat etkinlikleri kapsamında ve resim tekniklerinden biri olarak

değerlendirilmekte olan batik aynı zamanda özel araç gereç, mekan ve çalışma düzeni isteyen iş ve

işlem sürecine de özen gösterilmesi gereken, ayrıca iç disiplin gerektiren uygulama ağırlıklı bir

boyama tekniğidir.(Kırşoğlu,1991:123) .Doğru bir batik eğitimi doğru malzeme bilgisi yanında önemli

bilgileri de gerektirmektedir.

Batik tekniğinde kullanılması gereken en temel malzeme kumaş ve boyadır Kullanılacak kumaşların

boyası suyu kolay emip eşit dağılımlarına elverişli olması gerekmektedir. Sık ve ince dokunan ısıya

dayanıklı ve kaynağı açısından pamuklu ve ipekli kumaşlar tercih edilmektedir. Avrupa da ise çok

ince dokunan pamuklu kumaşlar tercih edilmektedir.

Batik desenlerinde, doğanın çiçekleri, renkli kelebekler, cennet kuşları stilize edilerek motif olarak

kullanılmaktadır. Günümüzde bir benzerinin yapımı aynen mümkün olmadığından gerek giysi ve

gerekse dekoratif yapılan batikler ağırlığını sürdürmektedir.

Teğelli Batik:Kumaş cinslerine göre kullanılacak olan ipliklerle değişik teğel çeşitleri ile teğellenir.

İplerin iki ucu çekilerek büzülür. Daha sonra diğer batik çeşitlerindeki gibi hazırladığımız boyanın

içine batırılır ve 15dakika bekletilir.

Bu işlemden sonra kumaşı soğutup, soğuk suda durularız Teğellediğimiz ipleri söktükten sonra sirkeli

suda durulayıp fiskesini yaparız. Fiksatör madde yerine, soda,sodyum karbonat,sodyum hidroksit gibi

maddeler de kullanılabilir.(Özpolat,2012)

Kumaşımızın çepeçevre kenarlarını avcumuzun içinde pili pili toplayıp bağlarız. Böylece kumaşımıza

boydan boya bir kenar yapmış oluruz. Yumru halde bir tutam kumaş alıp, orta yerinden sıkıca

Page 18:  · Web viewKent tasarımı, daha önce değinildiği gibi tasarım özelliklerinde, ihtiyaçtan fazlasını barındıran, kentin dokusuna işlenmiş bir görüş, bir tutum ve kültüre

boğarsak desenimiz bir güle benzer. Kumaş üzerine attığımız düğümler de o düğüm içerisindeki kısmı

boyadan korumaktadır.

Resim:1 Kaynak :Yıldız,D,Teğelli Batik

Resim:2 Kaynak:Yıldız,D,Batiğin Boyanması

9.GELENEKSEL MOTİFLERİN MODERN GİYSİLERDE KULLANIMI

Ülkemizdeki dokuma ürünlerinde, Halı, Kilim, çanta, heybe, gibi dokuma ürünlerinde çok sayıda

geleneksel motifler ve desen bulunmaktadır. Geçmişten günümüze kadar uzanan bu desen ve

motiflerin özel anlamları ve isimleri vardır. Bu desenler ve motifler dokuma türünü, toplumsal

statülerini, istek, arzu, beklenti, inançlarını, evlilik, bekarlık, gibi hallerini, göç, felaket, üzüntü,

sevinç, tasa, mutluluk, özlem ve beklentilerini, aşk, ayrılık, dilek ve isteklerini ifade eden semboller

şeklindedir.

Page 19:  · Web viewKent tasarımı, daha önce değinildiği gibi tasarım özelliklerinde, ihtiyaçtan fazlasını barındıran, kentin dokusuna işlenmiş bir görüş, bir tutum ve kültüre

Çengel Motifi

Kaynak:Yıldız,2015 Karacakılavuz Dokumalarının Günümüz Tekstil ve Modasına Uyarlanması,Yüksek Lisans

Tezi

Kem göze karşı kullanılan motiftir. İnsanları tehlikelerden korunması inancını ifade eder. Sivri uçları

ile kötü bakışları uzaklaştırmanın simgesidir. Nazarla inancı ile alakalı olduğu bilinen bir başka motif

ise çengel olarak bilinen motiftir. Bazı yörelerde çakmak, eğri ala, balık, olarak adlandırılır.

Kötü gözün etkisini yok etmek amacıyla kullanıldığı gibi dişil ve eril kavramlar arasında bir köprü

anlamında kullanılmıştır. Kadın erkek ,dağ vadi, deniz dalga, rüzgar su gibi zıt ve değişik kavramları

sembolize etmektedir. Bu bağlamda ,evlilikle ve bereketle de ilişkisi vardır.(Erberk,2002:138)

Elibelinde Motifi

Kaynak:Yıldız,2015 Karacakılavuz Dokumalarının Günümüz Tekstil ve Modasına Uyarlanması,Yüksek Lisans

Tezi

Anaç ve dişil kavramlar ile bağdaştırılan bu motif bereket, uğur vb anlamları sembolize eder.

Erkeğin üremedeki biyolojik rolü anlaşılmadığı için sadece dişilerin yavruladığını görüyorlardı.Hepsi

bereket ve çoğalma sembolü olarak gördüğü ana tanrıçayı, Afrodit, Hera, Kibele, Atena, Leto, İştar,

Artemis, Hepa(Havva), İsis gibi çeşitli adlarla kendi dillerinde isimlendirmiştir

Bugünkü dokumalarda kullanılan anatanrıça kültürünün devamı niteliğindeki elibelinde motifi,

anatanrıça ile ilgili inancın kültürel miras olarak günümüze geldiği gerçeğinin kanıtıdır.

(Erberk,2002:12)

Page 20:  · Web viewKent tasarımı, daha önce değinildiği gibi tasarım özelliklerinde, ihtiyaçtan fazlasını barındıran, kentin dokusuna işlenmiş bir görüş, bir tutum ve kültüre

10.ÖZGÜN KUMAŞ TASARIM ÇALIŞMALAR

Türk kültür varlıklarının ve el sanatlarının en önemli yapı taşlarından biri olan işlemeler, ait oldukları

yörenin, kültürel, sosyal, ve ekonomik değerlerini barındırmaktadır. İşlemeler Türk toplumunun ruh

güzelliğini, güç ve yeteneklerimi, duygu ve düşüncelerini yansıtmaktadır.

Bu işleme sanatı göçlerle, elçilerle batıya ve diğer ülkelere de yayılmıştır. Geleneksel kültür içinde

devam ede gelen süsleme günümüzde de kullanılmaktadır.

Doğal pamuktan el tezgağında dokunarak üretilmiş bez ayağı dokuma doğal boyalarla teğelli batik

yapılmıştır. Çengel ve elibelinde motifi deri ve kot kumaştan kesilerek kanaviçe tekniği ile

tutturulmuştur.

Kumaş manipülasyonu yapılmıştır.Kot kumaş kullanılarak, elibelinde motifi kanaviçe tekniği ile

tutturularak, kumaş yüzeyi oluşturulmuştur.

Page 21:  · Web viewKent tasarımı, daha önce değinildiği gibi tasarım özelliklerinde, ihtiyaçtan fazlasını barındıran, kentin dokusuna işlenmiş bir görüş, bir tutum ve kültüre
Page 22:  · Web viewKent tasarımı, daha önce değinildiği gibi tasarım özelliklerinde, ihtiyaçtan fazlasını barındıran, kentin dokusuna işlenmiş bir görüş, bir tutum ve kültüre

Özgün Tasarımlar

Page 23:  · Web viewKent tasarımı, daha önce değinildiği gibi tasarım özelliklerinde, ihtiyaçtan fazlasını barındıran, kentin dokusuna işlenmiş bir görüş, bir tutum ve kültüre
Page 24:  · Web viewKent tasarımı, daha önce değinildiği gibi tasarım özelliklerinde, ihtiyaçtan fazlasını barındıran, kentin dokusuna işlenmiş bir görüş, bir tutum ve kültüre

11. SONUÇ

Sanatın dili, biçimcilikle insanlar arasında anlaşmayı sağlayan bütün işaret ve semboller sistemi olarak da ele alınmaktadır.(Savaş,1977:25)İnsanlar Tarih boyunca yaşadıkları coğrafya iklim koşulları insanları kültürel ve ekonomik koşullara göre yön vermiştir

Küreselleşmenin getirmiş olduğu ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel ve teknolojik değişimler önemli rol oynamaktadır. Kentlerin öncelikle içinde olduğu ülkenin milli kültürünü genç kuşaklara aktarma görevini üstlenme durumunda olmaları son derece önemlidir. Toplumlar her geçen gün kültürel açıdan daha da zenginleşmektedir.

Modern bireyin günlük yaşamını tasarlama, modern giysi tasarımları oluşturma, şehir yaşamına yönelik akıllı tasarımlar yapma, geleneksel form ve teknikleri yeniden tasarlama çağımızın gerektirdiği ihtiyaçları oluşturmaktadır.

Giyim kuşamı özelliklede geleneksel giyimi sanat yönüyle incelediğimizde ulaşılabilen tarihi belgeler ve günümüze ulaşan örnekler incelendiğinde keyifli, şaşırtıcı ölçüde uçsuz bucaksız zenginlik ile karşılaşılmaktadır

Geleneksel teknikleri kullanarak, çağdaş yaklaşımla tasarım yapan tasarımcılar bu teknikleri modaya dönem önem yeniden kazandırmışlardır. Kullanılan malzemeler, renkler, hedef kitle ve süsleme özellikleri açısından her geçen gün farklı bakış açıları kazandırılan moda tasarımı alanı büyük yenilikler göstermektedir.

Geleneksel giysiler de bu kültür unsurlarından biridir ve yaşatılması gerekmektedir. Bu çalışmada da günümüzde modanın zaman zaman farklı kültürlerden unsurları nasıl modern yaşama adapte ettiği örneklerle açıklanarak, anlam yüklü geleneksel motiflerinin özgün değerlerini koruyarak çağdaş kadın giysilerine yansıtılmıştır.

Tasarımlarda çağdaş yorumlarla yeniden hayat bulmasına olanak sağlanması ve öğretilmesi geleceğin tasarımcılarına tanıtılması ve devam ettirmesine olanak sağlayacaktır.

12. KAYNAKÇA

1.Lynch,K.The Image Of City 1960

2.İnceoğlu,M ,Aykut,A, Kentsel Mekanda Kalite Kavramı 2009

3.Erkal, M., Sosyoloji (Toplumbilimi) ,(Gen8. 6. Baskı) İstanbul-1995, s.344

4.Mclver, R.M. ve Page, C.H., Cemiyet, MEB Yayını, İstanbul 1994, s. 115-7

5.Akarsu, B., (1979), Felsefe Terimleri Sözlüğü, TDK Yayını, Ankara 6.Drucker, P.F. “Kapitalist Ötesi Toplum”, çev. Belkıs Çorakçı. İnkılâp Kitabevi.İstanbul, 1993

7.Koçak, H. „Kent-Kültür İlişkisi Bağlamında Türkiye‟de Değişen ve DönüşenKentler‟. Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler AraştırmalarıDergisi. Cilt 2. 2011.

8.Uçkaç, L. „Kentsel Tasarımın Kent Kimliği Üzerine Etkileri: Keçiören Örneği‟.Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi. Ankara. Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü.2006.

9.Yahyagil, M. Kentlerin kültürün gelişimine etkileri, Sosyoloji Konferansları, İ.Ü.İ.F.İstanbul, 25.Kitap

Page 25:  · Web viewKent tasarımı, daha önce değinildiği gibi tasarım özelliklerinde, ihtiyaçtan fazlasını barındıran, kentin dokusuna işlenmiş bir görüş, bir tutum ve kültüre

10.Ar, Aybeniz. (2009). Yeşil Pazarlamadan Kaynaklanan Kazanımlar ve Türk Tekstil Sektöründe Bir Uygulama, Yayınlanmamış Doktora Tezi,

11. Mehmet ÖZEL; Folklorik Türk Kıyafetleri, Ankara, 1992, s. 4.12.Aktan, C. C. ve Tunç, Mehtap. “Bilgi Toplumu ve Türkiye”, Yeni Türkiye Dergisi,Ocak-Şubat, 1998

13.Türkmen, N. (2009). Tekstil ve Moda Tasarımı Açısından Sürdürülebilirlik ve Dönüşüm, Yayınlanmamış Sanatta Yeterlik Tezi,İstanbul: MSGSÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü.

14.Malik, K. (2002). Against Multiculturalism. New Humanist Online. Erişim tarihi: 11 Aralık 2014

15.Hofstede, G. (1985). “The interaction between national and organisational value Systems”, Journal of Management Studies, 22, 4, 347-357.

16. A.T. Gürsoy, Giyim Kültürü ve Moda, Türkiye Tekstil Sanayi İşverenleri Sendikası, İstanbul, 2010

17.Gökaydın,N.(1990)’Kumaş Desenlemede Yaratıcı Çalışmalar’,Gazi Eğitim Yayınları,No213,Ankara

18.Kırışoğlu, O,T.’Sanatta Eğitim, Görmek, Anlamak, Yaratmak’DemircioğluMabaacılık,1991

19.Nik,K,.’Batik and Craft,Van Nostrand Reinhold Company,Newyork,1964

20.Babayiğit, T.’ Batik Sanatının Türkiye’de ve Dünyadaki Önemi, Kültürlere Göre Dağılımı’,Haliç Üniversitesi,Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tekstil ve Moda Tasarımı Anasanatdalı, İstanbul,2009,s166

21.Özpulat, F.’Ders Notları’Dokuz Eylül Üniversitesi,Güzel Sanatlar Fakültesi,İzmir2002

22. Erbek , M. (2002). Çatalhöyükten Günümüze Anadolu Motifleri. Ankara: Dosim Yayınları

23.Yıldız,D(2015).Karacakılavuz Dokumalarının Günümüz Tekstil ve Modasına Uyarlanması

24.Savaş,R Modelaj.Ankara:Yaygın Eğitim Öğretim Kurumu Yayınları,1977.-Form-İnşa.Ankara:M.E.B.Yüksek Öğretim Kurumu Yayınları,1978

İnternet Kaynakları

http://www.unutulmussanatlar.com/2012/07/kanavice_76.htm l

.https://unhabitat.org

www.baktabul.com.tr E.T.07.01.2010