14
XIV. Yüzy›lda Anadolu’da Uç Beyliklerinin Siyasî ve ‹ktisadî Faaliyetleri DR. CAFER Ç‹FTÇ‹ Uluda¤ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi / Türkiye TÜRKLER ORTAÇA/ 393 ç tâbiri Türkçe s›n›r, hudut manas›ndad›r. beylikleri ise, Bizans s›n›rlar›na balang›çta s›- n›r muhaf›zlar› olarak yerletirilen Türkmen kitlelerin, sonradan ba¤›ms›zl›klar›n› kazanmalar› ile oluturduklar› küçük devletçiklerdir. Sinop ve Kastamo- nu’dan Antalya’ya kadar uzanan s›n›r hatt› üzerinde ku- rulan Uç beylikleri, co¤rafî konumlar› itibar›yla k›sa süre- de güçlenerek, Anadolu’da gerçekleen iktisadî faaliyet- lerde önemli rol oynam›lard›r. Uç Beyliklerinin Ortaya Ç›k›ve Dönemin Siyasî Gelimeleri Anadolu’nun bir Türk yurdu olmas›nda etkili olan göçler, XI. yüzy›ldan itibaren balam›t›r. 1 Büyük Sel- çuklu Devleti’nin 2 kuruluy›l› olan 1040’tan itibaren, Türkmenler Anadolu’ya keif ak›nlar› yapm›lar ve Bi- zans mukavemetini k›rmaya çal›m›lard›r. Maveraünne- hir’den 3 gelen kalabal›k Türkmen göçleri kar›s›nda Sel- çuklu Devleti, yurt bulmak ve sürülerini beslemek zo- runda olan Türkmen boylar›n›, Anadolu’ya sevk etmeye çal›m›, onlara yeni topraklar göstermitir. 4 1071 Ma- lazgirt Sava› ile Bizans ordusunun Türkler taraf›ndan yenilgiye u¤rat›lmas›, Anadolu’nun tarihinde yeni bir dönemi balatm›, çeitli Türk boylar› beylerinin önder- li¤inde bu yeni topraklara gelerek, uzun süren mücade- leler neticesinde de¤iik bölge- lere yerlemilerdir. Bir süre sonra ise, Anadolu topraklar›nda Anadolu Selçuklu Devleti ad› alt›nda güçlü bir devlet ortaya ç›km›t›r. Anadolu’ya Orta Asya’dan yap›lan Türkmen göçleri, Ana- dolu Selçuklu Devleti zaman›n- da da devam etmitir. Do¤udan gelen Türkmen kitleleri, Ana- dolu Selçuklu hükümdarlar› taraf›ndan de¤iik bölgele- re iskân ettirilmitir. Devletin izledi¤i temel politika; büyük ve kuvvetli airetleri parçalara ay›rarak birbirin- den uzak sahalara sevk etmekti ki, bu amaç, kuvvetli bir airetin beyleri liderli¤inde devlete kar› yapacaklar› herhangi bir isyan› önlemek içindi. Yani izlenen politi- ka parçalayarak iskân metodu idi. 5 Bu politika içerisinde Türk kitlelerinin devletin s›- n›r bölgelerine yerletirilmesi de önem tekil etmitir. Daha önce, Emeviler ve Abbasilerde görülen bu meto- dun, Anadolu Selçuklu Devleti’nde uygulanmas›n›n ne- deni; Bizans’a kar› s›n›rlarda bir tampon bölge olutur- makt›. Bu bölgeye yerletirilecek Türkmen kitleler, bir yandan devletin s›n›r bölgelerini müdafaa edecekler, di- ¤er yandan da geçimlerini sa¤layabilmek için komu ül- kelerin s›n›rlar›na sald›racaklar, toprak ve ganimet elde edeceklerdi. Komu ülke ile Anadolu Selçuklu Devleti aras›nda bir tampon bölge diye niteleyebilece¤imiz tekilât›, balang›çta bu ekilde ortaya ç›km›ve yap›lan sürekli göçler ile büyük bir yap› haline gelerek daha son- ralar› oluacak olan Uç beyliklerine temel haz›rlam›t›r. Bir yandan s›n›rlar› düman sald›r›lar›na kar› sa- vunmak, di¤er yandan imkân buldukça onlar›n toprak- lar›na ak›nlar yaparak toprak kazanmak ve ganimet elde etmek amac›yla kurulan Uç tekilât›, gücünü Türkmen airetlerinden almaktayd›. Askerî disiplin içerisindeki bu kabile tekilâtlar›, orduyu takviye eden savaadamlar›n› te- min ederek, Anadolu’nun fet- hinde büyük bir rol oynad›lar. lara gelen göçebe unsurlar k›- sa bir zamanda bölgeye intibak ediyorlar ve yerleik hayata geçe- rek köyler kuruyorlard›. Türkle- rin bulundu¤u bölgelerde Müs- U Selçuk, ‹sa Bey Camii (1374)

XIV. Yüzy›lda Anadolu’da Uç Beyliklerinin Siyasî ve …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari...XIV. Yüzy›lda Anadolu’da Uç Beyliklerinin Siyasî ve ‹ktisadî

  • Upload
    others

  • View
    20

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

  • XIV. Yüzy›lda Anadolu’daUç Beyliklerinin Siyasî ve

    ‹ktisadî FaaliyetleriDR. CAFER Ç‹FTÇ‹

    Uluda¤ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi / Türkiye

    TÜRKLER ORTAÇA⁄393

    ç tâbiri Türkçe s›n›r, hudut manas›ndad›r. Uçbeylikleri ise, Bizans s›n›rlar›na bafllang›çta s›-n›r muhaf›zlar› olarak yerlefltirilen Türkmen

    kitlelerin, sonradan ba¤›ms›zl›klar›n› kazanmalar› ileoluflturduklar› küçük devletçiklerdir. Sinop ve Kastamo-nu’dan Antalya’ya kadar uzanan s›n›r hatt› üzerinde ku-rulan Uç beylikleri, co¤rafî konumlar› itibar›yla k›sa süre-de güçlenerek, Anadolu’da gerçekleflen iktisadî faaliyet-lerde önemli rol oynam›fllard›r.

    Uç Beyliklerinin Ortaya Ç›k›fl›ve Dönemin Siyasî GeliflmeleriAnadolu’nun bir Türk yurdu olmas›nda etkili olan

    göçler, XI. yüzy›ldan itibaren bafllam›flt›r.1 Büyük Sel-çuklu Devleti’nin2 kurulufl y›l› olan 1040’tan itibaren,Türkmenler Anadolu’ya keflif ak›nlar› yapm›fllar ve Bi-zans mukavemetini k›rmaya çal›flm›fllard›r. Maveraünne-hir’den3 gelen kalabal›k Türkmen göçleri karfl›s›nda Sel-çuklu Devleti, yurt bulmak ve sürülerini beslemek zo-runda olan Türkmen boylar›n›, Anadolu’ya sevk etmeyeçal›flm›fl, onlara yeni topraklar göstermifltir.4 1071 Ma-lazgirt Savafl› ile Bizans ordusunun Türkler taraf›ndanyenilgiye u¤rat›lmas›, Anadolu’nun tarihinde yeni birdönemi bafllatm›fl, çeflitli Türk boylar› beylerinin önder-li¤inde bu yeni topraklara gelerek, uzun süren mücade-leler neticesinde de¤iflik bölge-lere yerleflmifllerdir. Bir süresonra ise, Anadolu topraklar›ndaAnadolu Selçuklu Devleti ad›alt›nda güçlü bir devlet ortayaç›km›flt›r.

    Anadolu’ya Orta Asya’danyap›lan Türkmen göçleri, Ana-dolu Selçuklu Devleti zaman›n-da da devam etmifltir. Do¤udangelen Türkmen kitleleri, Ana-

    dolu Selçuklu hükümdarlar› taraf›ndan de¤iflik bölgele-re iskân ettirilmifltir. Devletin izledi¤i temel politika;büyük ve kuvvetli afliretleri parçalara ay›rarak birbirin-den uzak sahalara sevk etmekti ki, bu amaç, kuvvetli birafliretin beyleri liderli¤inde devlete karfl› yapacaklar›herhangi bir isyan› önlemek içindi. Yani izlenen politi-ka parçalayarak iskân metodu idi.5

    Bu politika içerisinde Türk kitlelerinin devletin s›-n›r bölgelerine yerlefltirilmesi de önem teflkil etmifltir.Daha önce, Emeviler ve Abbasilerde görülen bu meto-dun, Anadolu Selçuklu Devleti’nde uygulanmas›n›n ne-deni; Bizans’a karfl› s›n›rlarda bir tampon bölge olufltur-makt›. Bu bölgeye yerlefltirilecek Türkmen kitleler, biryandan devletin s›n›r bölgelerini müdafaa edecekler, di-¤er yandan da geçimlerini sa¤layabilmek için komflu ül-kelerin s›n›rlar›na sald›racaklar, toprak ve ganimet eldeedeceklerdi. Komflu ülke ile Anadolu Selçuklu Devletiaras›nda bir tampon bölge diye niteleyebilece¤imiz Uçteflkilât›, bafllang›çta bu flekilde ortaya ç›km›fl ve yap›lansürekli göçler ile büyük bir yap› haline gelerek daha son-ralar› oluflacak olan Uç beyliklerine temel haz›rlam›flt›r.

    Bir yandan s›n›rlar› düflman sald›r›lar›na karfl› sa-vunmak, di¤er yandan imkân buldukça onlar›n toprak-lar›na ak›nlar yaparak toprak kazanmak ve ganimet eldeetmek amac›yla kurulan Uç teflkilât›, gücünü Türkmen

    afliretlerinden almaktayd›. Askerî disiplin içerisindeki

    bu kabile teflkilâtlar›, orduyutakviye eden savafl adamlar›n› te-min ederek, Anadolu’nun fet-hinde büyük bir rol oynad›lar.Uçlara gelen göçebe unsurlar k›-sa bir zamanda bölgeye intibakediyorlar ve yerleflik hayata geçe-rek köyler kuruyorlard›. Türkle-rin bulundu¤u bölgelerde Müs-

    U

    Selçuk, ‹sa Bey Camii (1374)

  • TÜRKLER ORTAÇA⁄394

    lüman Türk köylerinden baflka, H›ristiyan köyleri demevcut oldu¤u gibi, flehir halk› da bu yap› içerisinde ka-r›flm›flt›. Böylece Uçlar hudutlara, hudut boylar›ndakivilâyetlerle sancaklara verilen ad halini alarak; bunlar›nbafllar›nda yar› müstakil vaziyette bulunan liderlere deUç beyi ad› verildi.6 Uç beylerinin üstünde de, devlet tara-f›ndan tayin olunan bir veya birkaç tane Uç emîri bulu-nurdu. Devlet hazinesine nakdi veya aynî, muayyen birvergi veren Uç beyleri, de¤iflik sebeplerle ve bazen de ver-gi hesaplar›n› görmek üzere merkeze gelirlerdi.7

    1220’li y›llardan sonra Yak›n Do¤u’da kendisinihissettiren Mo¤ol bask›s›, Anadolu’ya yap›lan göçleridaha da artt›rd›. Mo¤ollar›n ak›nlar›ndan kaçan büyükmiktarda Türkmen gruplar›, Anadolu’ya do¤ru hareketederek Selçuklu ülkesine s›¤›nd›lar. Pachymeres’in kay-detti¤ine göre; Mo¤ollardan kaçan Türkmen kabileler,Sakarya nehrinden Kastamonu’ya kadar olan ve Pafla-gonya diye adland›r›lan bölgede, büyük bir kargaflay› or-taya ç›karm›fllard›.8 Daha öncegelen Türk kitlelerinde hayvanc›-l›k ve ziraatla u¤raflan bir toplu-luk varken, Mo¤ol istilas› ileAnadolu’ya köylü halk, zengintüccar, dervifl, fikir ve sanatadamlar›ndan oluflan de¤iflik kol-lardaki halk kitleleri de gelmeyebafllam›fl, bunlar Uçlara yerlefle-rek bölgedeki sosyal ve iktisadîhayat› de¤ifltirmifllerdi.9 Türk-menler s›k›flt›r›ld›klar› zamanlar-da s›n›rlarda toplanarak H›ristiyan ülkelerinden kendile-rine yurt ve geçinme imkânlar› ar›yorlard›.10

    II. G›yaseddin Keyhüsrev’in, 1243 y›l›nda Köse-da¤’da Mo¤ollara yenilmesinden11 sonra, Anadolu Sel-çuklu Devleti h›zl› bir çöküfl dönemine girerek, ‹lhanl›-lara vergi veren tâbi halini ald›.12 Devlet idaresindekisultanlar ve flehzâdeler, bundan sonra birbiriyle taht mü-cadelelerine girdiler ve bu mücadelelerde baflar› sa¤la-mak için Mo¤ollar›n yard›m ve himayesine baflvurdular.Art›k, sosyal kargaflalar ve iktisadî çöküntü ile periflanbir duruma düflen Anadolu Selçuklu Devleti, Mo¤ollar›nAnadolu’ya gönderdikleri ordu kumandanlar› ile idareediliyor, Selçuklu sultanlar› ise bu devletin hakimiyetialt›nda ismen hüküm sürüyorlard›.13

    Mo¤ol istilas›ndan sonra Anadolu Selçuklu Devle-ti’nin gücünü kaybetmesi neticesinde, Anadolu’nun çe-flitli bölgelerindeki Uç beyleri Selçuklu sultanlar›ndan ba-¤›ms›z olarak hareket etmeye bafllad›lar. Anadolu’nun ‹l-hanl› hakimiyetine14 giriflinden sonra mahalli nüfuslar›-n› güçlendiren Uç beyleri, ‹lhanl›lara tâbiyetlerini bildir-meleri ve vergi vermeleri d›fl›nda tamamen serbest kald›-lar. Art›k kendi bafllar›na hareket eden Uç beyleri, Bizansordular›na karfl› büyük mücadeleler veriyorlar, büyükganimetler elde edip, binlerce esir al›yorlard›. Al›nan buesirler gerekli görülen fidyenin al›nmas› ile serbest b›ra-k›l›yor, bu da maddi bir geçim sa¤l›yordu. UçlardakiTürkmenlerin yapt›¤› bu sald›r›lara Bizans Devleti de

    tedbir alm›flt›. Nitekim Komnenler zaman›nda Kuzey-bat› Anadolu bölgesindeki Bithynia da¤lar›nda, muay-yen topraklara sahip ve vergiden muâf olan, askerî birhudut teflkilât› oluflturuldu. ‹slâm kaynaklar›nda akrit-ler15 diye an›lan bu güçler, s›n›rlarda herhangi bir Türk-men sald›r›s›na karfl› haz›r bulunuyor ve bulunduklar›bölgeyi koruyorlard›. Ancak XIV. yüzy›l›n ortalar›nado¤ru Bizans Devleti, siyasî hadiseler gere¤i Balkanlaraönem vermesi nedeniyle, Uç bölgelerinde s›n›r muhaf›z-l›¤› yapan akritleri Balkanlar’da savaflmak için Bat› Ana-dolu’dan çekmiflti.16 Bu aç›dan Uç beylerinin bölgedekifetih hareketleri daha da kolaylaflm›flt›.

    Bu dönemde gelir elde etmede savaflman›n rolü bü-yüktü ve Uçlarda s›n›r muharipli¤inin ekonomik teme-li, ilk planda ganimet getiren harp ve düflman arazisineyap›lan ya¤ma ak›nlard›. Ayr›ca Türk bölükleri, paral›askerler olarak Alanlar, K›pçaklar veya Katalanlar gibide savafl›yorlard›. 1305 bahar›nda Katalan paral› asker-

    lerinin, Bizansl›larla ilgisini kes-tikleri ve alt› sene sonra Ati-na’n›n al›nmas›na yol açacak bü-yük bir maceray› bafllatt›klar› s›-rada, Türkler de Avrupa’ya geç-mifllerdi.

    Nikephoros Gregoras’›n bil-dirdi¤ine göre; Gelibolu’dakiKatalanlar, Çanakkale’den 500kifliden oluflan bu Türk askerleri-ni davet etmifller ve bunlar› ken-

    di hizmetlerinde paral› olarak çal›flt›rm›fllard›r.17 Birbaflka örnek; 5000 kadar Türk paral› askerinin Moral›Franklara karfl› savaflmak üzere, Mihail Palaelogos tara-f›ndan kiralanmas›d›r. Bizansl›lar buna benzer yap›lanittifaklarla, Türkmen beylerine pek çok ifl ve ganimetsa¤lam›fllard›r.18

    Uç beylikleri, 1335’te Ebû Said Bahad›r Han’›n ölü-mü üzerine ‹lhanl› taht›nda ç›kan kavgalar sonras›, ger-çek özgürlüklerine kavuflmufllard›r. Bundan sonra tahtkavgalar›yla y›k›lmaya yüz tutan ‹lhanl› Devleti’ninAnadolu’daki ‹lhanl› egemenli¤i de ortadan kalkm›fl-t›r.19 Anadolu’da varolan bu flartlar alt›nda Uç beyleri, Bi-zans Devleti’ni daha da s›k›flt›rmaya bafllad›lar. XIV.yüzy›lda Bizans’›n güçlü savunmas›n›n var oldu¤u bir-kaç büyük flehir d›fl›nda, bölgedeki tüm topraklar Türkbeylerinin idaresine geçmifl ve de¤iflik isimler alt›ndaTürk beylikleri kurulmufltur.20 Tavâif-i Mülûk ad›yla daadland›r›lan bu beylikler; Germiyano¤ullar›, Hamido-¤ullar›, Candaro¤ullar›, Mentefleo¤ullar›, Saruhano¤ul-lar›, Ayd›no¤ullar›, Karesio¤ullar› ve Osmanl› Beyli-¤i’dir.

    XIV. yüzy›lda Bizans taht›nda eskiden beri süregelentaht kavgalar› hâlâ varl›¤›n› devam ettirmekte, bu durumiçteki siyasal kargaflay› artt›rmaktayd›. Taht mücadelesi-nin yan›nda ülke içinde, toplumsal ve dinî kavgalar dayo¤un bir flekilde görülmekteydi. Afla¤› s›n›flar do¤um

    Birgi, Ulu Camii, (1312)

  • TÜRKLER ORTAÇA⁄395

    ve zenginlik aristokrasisine karfl› isyan ederken, Greklerve Latinler aras›ndaki as›rl›k husumetten do¤an dinî kav-galar kar›fl›kl›¤› bir kat daha art›r›yordu.21 yüzy›llarcadevletin bel kemi¤i olarak hizmet etmifl bulunan asker-köylü s›n›f›n›n çöküflü ve toprak sahibi askerî aristokrasi-nin zafer sa¤lamas›, Bizans ‹mparatorlu¤u’nun toplumsalve ekonomik hayat›nda büyük bozulmalar meydana ge-tirmiflti. ‹hmal edilmifl ve moralleri bozulmufl olan kay›t-l› askerler, Bizans ordusu içinde, gittikçe az›nl›kta kalanunsurlar haline gelmifl, ordunun büyük bir k›sm› Nor-mandiyal›, Katalan, Kuman ve Türk paral› askerlerindenoluflmaya bafllam›flt›. Bu ücretliler için kendi ç›karlar›,‹mparatorlu¤un ç›karlar›ndan daha önemliydi. Devlet-teki bozulmalar esnas›nda terk edilmifl topraklar›canland›rmak ve toprak gelirleri ile askerî s›-n›f› yeniden kurmak amac›yla pronoia vemanast›rlara ihsan edilen mali ve kazâîmuâfiyet ile ilgili exuseia kurumlar›n›ngeliflmesi, gerek dünyevi aristokrasininve gerekse kilise mensuplar›n›n servetve gücünü daha da art›rd›.22 Bu durumkarfl›s›nda köylü halk, çok say›da a¤›rvergi yükü ve angarya ile ezilmekteydi.Bu durumdan flehirli halk da etkilen-miflti. Eskiden kent ekonomisinde devle-tin s›k› ve merkezî bir durumda kontrolü sözkonusu iken, flimdi bu sistem çözülmüfl, ilkönce Venediklilere ard›ndan da Cenevizlilereticaret ile ilgili birçok imtiyaz ve serbestlik-ler verilmek zorunda kal›nm›flt›. Bizans’ta süregelen pa-rasal kriz atlat›lam›yor ve yüzy›llar boyunca dünya paza-r›na hakim olan para birimi nomisma, Venedik dukas› kar-fl›s›nda eriyip gidiyordu.23

    Bizans’taki bu geliflmeler esnas›nda, Orta Ça¤’›nparçalanm›fl ‹talyas›’nda gemicili¤i ve ticareti esas u¤raflolarak seçen küçük flehir devletleri, Bizans ‹mparatorlu-¤u ile olan iliflkilerinin ak›fl› içinde sa¤lad›klar› haklar veayr›cal›klardan olabildi¤ince yararlanarak, ‹stanbul’da veAnadolu k›y›lar›ndaki belli bafll› liman kentleri ile tica-ret yollar› üzerindeki flehirlerde yerleflmifller, kimi yer-lerde de özel koloniler oluflturarak, Do¤u Akdeniz Böl-gesi ticaretini ellerine geçirmifllerdi. Venedik; Suriye,M›s›r ve Ege’deki adalar›n› içine alan Do¤u AkdenizBölgesi ticaretinde egemen iken, Cenevizliler ise; Kara-deniz ve Asya’ya giden ticarî yollar üzerinde üstünlükkurmufllard›.24

    Bizans’a ait Ege’deki adalar›n birço¤u, Venediklizengin ailelerce zapt edildi, birço¤u da senyörlük oldu.25Venedik’in Ege Denizi’ndeki en önemli üssü Girit adas›idi. Co¤rafî konumu nedeniyle Do¤u ticaretinin merke-zi ve ileri karakolu durumunda oldu¤undan, Venedikli-ler bu adada iyi bir flekilde örgütlenmifllerdi. Girit’tensonraki Ege’deki ikinci önemli ada, A¤r›boz idi. A¤r›bozadas›, bo¤azlara ve Anadolu sahillerine yak›n olmas› ne-deniyle önemli bir savunma görevini teflkil ediyordu.

    Venedikliler, Uç topraklar›nda daha ziyâde Mentefle-o¤ullar› ile yak›nl›k kurmaya önem vermifllerdi.

    1331’den itibaren 1414 y›l›na kadar geçen sürede Vene-dikliler, Mentefleo¤ullar› ile yedi tane bar›fl ve ticaretantlaflmas› yapm›fllard›r. Karia ve Likia sahilinde ortayaç›kan Mentefleo¤ullar›, Venediklilerin bu bölgedeki tica-retine önemli ölçüde gölge düflürmüfllerdir.26 Venedik,Mentefle Beyli¤i ile aras›ndaki iliflkilerini, diplomatik veticarî alanda, Levante’de gözcüsü ve sözcüsü olan Gi-rit’teki Candia Dükal›¤› arac›l›¤› ile yürütüyordu.

    Cenevizlilerin Ege Denizi’nde; Sak›z, Midilli, ‹mrozve Tafloz adalar›nda ticaret kolonileri bulunmaktayd›.Sak›z adas›, bir zamanlar Yeni Foça’y› idare eden Bene-detto Zaccaria taraf›ndan, 1304 y›l›nda Bizans’tan dirlik

    olarak zorla al›nm›flt›.27 Cenevizliler aç›s›ndan stra-tejik öneme sahip di¤er topraklar, Edremit

    körfezinin önünde yer alan Midilli, Çanak-kale Bo¤az›’n›n a¤z›n› kapayan ‹mroz veMeriç’in Ege Denizi’ne döküldü¤ü yerdebir liman olan Enez topraklar›d›r. Butopraklar da, yine Cenevizli baflka bir ai-le olan Gattilusio ailesi taraf›ndan idareediliyordu.28

    Uç topraklar›nda yer alan ve önemlibir liman kenti olmas› ile birlikte zenginflap yataklar›na sahip Foça flehri, VIII. Mi-

    hail Paleologos taraf›ndan Cenevizli Zacca-ria ailesine verilmiflti.29 Türklerin bu s›ralar-da Ege sahillerinde yapt›klar› ak›nlar›n teh-likeli oldu¤unu idrak eden Manuele Zacca-

    ria, flehrin etraf›n› k›sa sürede surlarla çevirmiflti. Birkaçsene sonra da eski flehrin birkaç kilometre d›fl›nda dahabüyük bir kent yap›larak tamamland›¤›nda, bu kasabayaYeni Foça ad› verilmifltir. Üç büyük flap oca¤›na sahip bukent, Avrupa’n›n flap ihtiyac›n›n önemli bir k›sm›n› te-min ediyordu.30 1329 y›l›nda III. Andronikos taraf›ndanFoça, Cenevizlilerden ar›nd›r›larak, tekrar Bizans’a ba¤l›hale getirildiyse de, k›sa bir süre sonra bu topraklar Ay-d›no¤ullar› ve Saruhano¤ullar›na ba¤lanm›flt›r.

    Cenevizlilerin Karadeniz sahillerinde; Amasra, Fat-sa, Samsun, Trabzon ve Sinop gibi merkezlerde ticarî li-manlar› bulunmaktayd›. Anadolu’dan veya Memlûk sa-has›ndan gelen ticarî mallar›n, K›r›m’a nakli aç›s›ndanönemli bir ticaret liman›na sahip Amasra, transit ticaret-te oldukça güvenli bir bölge idi. fiehir, bir ara Candaro-¤ullar›n›n eline geçtiyse de, yine Cenevizliler taraf›ndangeri al›nm›flt›r. Di¤er bir flehir olan Samsun biri Türkle-rin, di¤eri Cenevizlilerin elinde olmak üzere ikiye ayr›l-m›flt›. Trabzon bu dönemde en önemli bir ticaret liman›idi. fiehir, bo¤azlar ve Ege yolu ile Akdeniz’e ve Avru-pa’ya ba¤land›¤› gibi, ayn› zamanda Karadeniz kuzeyin-deki Rusya’ya giden yollar›n bulundu¤u bir kavflak nok-tas›ndayd›. Sinop, Karadeniz’i bat›dan do¤uya veya gü-neyden kuzeye afl›p, ‹stanbul’dan Trabzon’a veya Anado-lu’dan K›r›m’a gidecek tâcirlerin u¤rad›klar› önemli birliman ve ticaret sahas› idi. fiehir bir ara Pervaneo¤ullar›-n›n elinde idiyse de, sonralar› Candaro¤ullar› topraklar›-na kat›lm›flt›.31 K›r›m sahas›nda Su¤dak, Kefe ve Tana

    Ayd›no¤lu Fahreddin ‹sa binMehmed’e ait tarihsiz sikke

  • TÜRKLER ORTAÇA⁄396

    limanlar›nda da ticaret yapan Cenevizliler, Karadeniz’indo¤u sahillerini izleyerek, Kafkaslar’dan ‹ran’a ve oradanAsya içlerine kadar uzanan karayolunu da kullanmaktay-d›lar. Özellikle Kefe ile Tebriz32 aras›nda oluflturulan ti-carî hat oldukça önem teflkil etmekteydi.33

    1335 y›l›nda Ebu Said Bahad›r Han’›n ölümü ilebirlikte ‹lhanl› Devleti’nde ortaya ç›kan kar›fl›kl›klarsonras›, Tebriz’deki ‹talyan tâcirleri, flehirden yavafl yavaflayr›lmaya bafllam›fllar ve ‹lhanl›lar ile ‹talyan flehir dev-letleri aras›ndaki iliflkiler zamanla azalm›flt›r. ‹flte bu s›-rada Bat› Anadolu’da güçlerini iyiden iyiye hissettirenve co¤rafî aç›dan stratejik konumlar›n› verimli bir flekil-de kullanabilen Uç beylikleri, d›fl ticarette ve siyasî iliflki-lerde ‹talyanlar›n görüflebilece¤i tek güç haline gelmifl-lerdir. Bizans’›n içinde bulundu¤u ekonomik ve politikçöküfl ile Venedik ve Ceneviz aras›ndaki ticarî rekabetsayesinde, Uç topraklar›nda Türk hakimiyeti daha çabukyay›lm›flt›r.34 Art›k Ege sahillerindeki limanlardan,ticarî mal yüklemek isteyen bütün ‹talyan ge-mileri, do¤rudan do¤ruya Türk beylikleriylekarfl› karfl›ya bulunuyorlard›. Anadolu’nuntüm sahil fleridi Türklerin ellerine geç-miflti ve özellikle ‹talyanlar aç›s›ndanönem teflkil eden Ege limanlar›, Uç bey-likleri Türkmenlerinin ellerindeydi. EgeDenizi’ne ç›kan Türkleri en az›ndanAnadolu’ya döndürmek ve ticarî ayr›ca-l›klar› yeni beyliklere de kabul ettirebil-mek için, savafl› göze al›p silaha sar›lan‹talyanlar, güçlerinin yetmedi¤i yer ve zaman-larda, baflta Papal›k olmak üzere Rodos fiöval-yeleri ve K›br›s Krall›¤› gibi di¤er H›ristiyandevletlerle ittifaklar yap›yorlard›.35

    Ancak, Ege Denizi’nde mutlak güç haline gelenMentefle, Ayd›n ve Saruhano¤ullar›n›n gaza ruhuyla mo-tive olan Türkmenleri, önce ‹talyanlar› Ege bölgesindenuzaklaflt›rd›lar, ard›ndan da onlar›n denizlerdeki adalar›-na sald›rd›lar ve bölgeyi haraca ba¤lad›lar. Mentefleo¤ul-lar›n›n kurucusu olan Türk beyi Mentefle’nin, Bizanskaynaklar›nda Salpakis Mentefle (Sahil beyi Mentefle) ifa-desiyle geçmesi, onun denizcilikle yak›ndan ilgilendi¤i-ni göstermekteydi.36 Ege sahillerinde ve adalarda rahat-ça ticaret yapmak isteyen yabanc› devletler, art›k beylik-lere vergi vermek ve onlar›n kurallar›na ba¤l› kalmakflart›yla faaliyetlerini sürdürebileceklerdi. Örne¤in k›y›fleridinde oluflturduklar› donanmalarla denizlerde korsanfaaliyetlere bafllayan Saruhanl›lar, k›sa bir süre içinde Ce-nevizliler’e ait Foça, Sak›z ve Naksos’u vergiye ba¤lam›fl-lard›r.37 Beylikler yapt›klar› mücadeleler esnâs›nda ç›-karlar›na göre, Türkler ya da H›ristiyan devletlerle itti-faklar kurabilmekteydiler. Örne¤in Saruhanl›lar, Os-manl›lara karfl› Bizans ve Ayd›no¤ullar› ile birleflerekGelibolu’ya ak›nlar yapm›fllar ve birçok ganimetle ülke-lerine geri dönmüfllerdir.38 1345 y›l›nda Ayd›no¤luUmur Bey de, Rumeli’ye Kantakouzenos’a yard›ma gi-dece¤i zaman, donanmalar›n›n ‹zmir liman›nda yak›l-

    mas› neticesinde Karasi Beyli¤i’nin donanmalar› ile Ru-meli’ye geçmifltir.39

    Ege Denizi’nin do¤usundaki adalar›n ‹talyanlar aç›-s›ndan ilk tehdit alt›na düflmesi, 1304 y›l›nda Sasa Beykomutas›ndaki Mentefle Türkmenlerinin Efes ve civaryerleri ele geçirmeleri ile bafllar.40 Ancak Türkler, deniz-lerde tam kontrolü sa¤lamadan adalar› iflgal etme girifli-minin çok riskli oldu¤unu anlam›fl olduklar›ndan, ilkönce kendi sahillerini güvenlik alt›na alm›fllard›r. Ziradenize hakim olmayan bir devlet için herhangi bir adaveya yar›mada istihkâmlar›n›n hiçbir k›ymeti yoktu.41

    1300-1329 aras› dönemde Cenevizliler ve Rodos flö-valyeleri, Ege’de Türklerin en büyük rakipleri olmufllar-d›r. Ege Denizi’ndeki önemli adalardan birisi olan Sak›zadas›, 1304 y›l›nda Cenevizli Benedetto I Zaccaria tara-f›ndan iflgal edilmifl ve Avrupal› tâcirlerle ticarî faaliyet-lerin kuruldu¤u önemli bir merkez haline gelmifltir.42Rodos adas› ise Cenevizli korsanlar›n yard›m› ile St. Je-

    an flövalyeleri taraf›ndan 1309 tarihinde ele geçiril-mifltir. Anadolu sahillerinin hemen önünde

    önemli bir H›ristiyan kalesini teflkil eden Ro-dos, bölgedeki deniz ulafl›m›n›n güvenli¤ini

    sa¤l›yor ve birçok yabanc› tüccar gemisines›¤›nak oluyordu. Vestefalyal› rahip Lu-dolf, bu ada ile ilgili kendisine 1337’deRodos’ta anlat›lanlar›; “Keflifller gelmedenönce Rodos, Kos ve bütün di¤er adalar›n

    halk›, mal ve mülkleri için Türklere haraçvermek zorundayd›lar”43, fleklinde aktar-

    maktad›r.1317 y›l›nda Sicilya kral› Friederick’in

    o¤lu Alfonso Fadrique, Atina Katalan Dükal›-¤›’n›n komutanl›¤›na getirildi¤inde, ülke s›-n›rlar›n› geniflletmek için Venediklilere sal-

    d›rd›¤›nda, Mentefle ve Ayd›n Türkleri ile ittifak olufl-turmufltur. Bu ittifakla Ayd›n ve Mentefle Türkmenleri,A¤r›boz’dan Girit’e kadar olan bölgede Katalanlar ile or-tak hareket etmifllerdir.44 Türkler ile Katalanlar aras›n-daki iliflkilerin bozuldu¤u 1329 senesine kadar devameden bu ittifakla, Ege Denizi’ndeki Venedik ç›karlar›büyük ölçüde zedelendi¤i gibi, Balkanlar’daki RomanyaLatin yönetimi de, Türklerin bölgeye gemilerle getiril-meleri ve mücadelelere bafllamalar› ile hayli s›k›nt›yadüflmüfltür.

    Beyliklerin kendi ç›karlar›na göre ba¤›ms›z olarakLatinler, St. Jean flövalyeleri veya Bizans Devleti ile be-lirli zamanlarda ittifak aray›fllar›na girmeleri, bölgedeizlenilen aktif siyaseti göstermektedir. 1340’l› y›llara ge-lindi¤inde Türk beylikleri Ege adalar›n›n bütün nüfuzu-nu ellerine geçirmifller ve yapt›klar› seferlerle Trakya,Makedonya, Yunan ve Mora topraklar›n› haraca ba¤la-m›fllard›r. Özellikle bu dönemde çok güçlenen Ayd›no¤lu Umur Bey, Ege Denizi’nde donanmas› ile A¤r›boz,Mora, Girit ve Rodos adalar›n›, ayr›ca Teselya’n›n tümsahil fleridini eline geçirmifltir.45

    Ege’deki bu mücadelelerin yan› s›ra, Karadeniz’dede önemli bir güce sahip Uç beyli¤i olan Candaro¤ullar›,‹talyanlara karfl› savafl›yordu. 1322 y›l›nda Sinop’un ta-

    Mentefle Beyli¤i, AhmetGazi’ye ait 1391 tarihli

    gümüfl sikke

  • TÜRKLER ORTAÇA⁄397

    mamen beylik topraklar›na kat›lmas›yla, Karadeniz tica-retini ellerinde bulunduran Cenevizlilerle temasa geçil-di. 1341 y›l›nda Venedik ve Ceneviz filosu ile büyük birsavafla tutuflan Candaro¤ullar›, birçok düflman teknesinizapt etmifl, savafltan güçlükle kurtulan Ceneviz amiraliSimon de Quarto kendisini K›r›m sahillerine zor atm›fl-t›. 1362’li y›llarda Candaro¤ullar›na ait donanmalar, Ke-fe’deki Ceneviz istihkâmlar›n› ya¤malam›fllar ve Karade-niz’de yabanc› gemilere göz açt›rmam›fllard›r. Bu aç›danbölgedeki Türk gücünü hisseden Cenevizliler, Karade-niz’de bar›fl›n devaml›l›¤›n›n önemini k›sa sürede anla-m›fllar ve bar›flç› bir politika takip etmifllerdir.46

    ‹talyanlar›n, Mentefleo¤ullar› ve Ayd›no¤ullar› bafltaolmak üzere, beyliklerle 1360’tan sonraki son on seneiçerisindeki iliflkileri çok zor yürümüfltür. Art›k devlet-lerin gözü, do¤uda güç kazanan Osmanl›lara yönelmifl vebu nedenle Levante üzerindeki Mentefle ve Ayd›n beyli-¤inin ehemmiyeti azalmaya bafllam›flt›r. Mart 1358’deOsmanl›lar›n Gelibolu’yu almalar› ile birlikte, H›risti-yan dünyas› ilgisini Osmanl› Türk-leri’ne çevirdi. Osmanl›lar Gelibo-lu’dan geçerek Edirne’ye hakim ol-duklar›nda ve Karadeniz Bo¤az›’nayerlefltiklerinde, Bizans iktisadiya-t›n›n bütün imkânlar›na sahip ol-mufllar ve bölge ticaretini kontrol-leri alt›na alm›fllard›r. Bu durum-dan en çok zarar gören de, flüphesizki ‹talyanlar olmufltur.47 Kantako-uzenos’a göre, 1330 dolaylar›ndaOsmanl› Beyi Orhan’›n 36 kad›rga-s› bulunmaktayd›.48

    XIV. yüzy›l sonlar›na do¤ru Osmanl› Devleti’nin,Uç beylikleri topraklar›n› kendi s›n›rlar›na katmas› ilebirlikte, bu beyliklerin yapt›klar› ticarî antlaflmalar daortadan kalkm›flt›r. Ancak bu durumun kendileri aç›s›n-dan hiç de iyi olmad›¤›n› gören ‹talyan devletleri, k›sasürede Osmanl› Devleti ile yak›n münasebetlere girerek,eski ayr›cal›klar›n› tekrar elde etme yoluna gidecekler-dir. ‹lk antlaflmay› 1352 y›l›nda Orhan Bey ile yapm›flolan Cenevizliler, Osmanl›lara y›ll›k bir vergi ödeme flar-t›n› kabul ediyorlard›.49 Cenevizliler 8 Haziran 1387 ta-rihinde ise, dostluk ve ticaret antlaflmas› ad› alt›ndaikinci bir ahidnâmeyi elde etmifllerdir.50 Antlaflma gere-¤ince Osmanl› tebaas› Pera ile serbest ticaret yapabile-cek, ithalat ve ihracatta gümrük vermeyeceklerdi. Cene-vizliler ise, belirli imtiyazlar› almalar› ile birlikte, Türktopraklar›nda ticaret için vergi ödemeye devam edecek-lerdi.51

    Bu antlaflmalar ile, Osmanl›-Ceneviz dostlu¤ununGalata’daki temelleri at›lm›flt›r. Oluflturulan dostlu¤unTürklere en büyük yarar›, Osmanl›lar›n Çanakkale Bo-¤az›’n› aflarak Gelibolu yar›madas›na geçifllerinde, Cene-vizlilerin yard›mda bulunmalar›d›r. Cenevizliler, askerîve sivil tafl›malarda Osmanl›lardan belirli bir para alarak,gemilerle nakil ifllemlerini sa¤l›yorlard›. XV. yüzy›l›nbafl›nda Semerkant’a seyahat eden ünlü seyyah Clavi-

    jo’nun seyahat esnas›ndaki Gelibolu izlenimleri, bu ye-rin önemini aç›kça göstermektedir; “Türklerin Bo¤az’›nAvrupa yakas›nda ilk iflgal ettikleri yer Cenevizlilerin elindeolan Gelibolu’dur. Gelibolu’yu alarak Bizans topraklar›n›fetheden Türkler, donanmalar›n› burada bulunduruyorlar veas›l vatanlar›ndan buraya levâz›m ve asker gönderiyorlard›r.Gelibolu kalesi, Türklerin bütün Bizans’› bo¤az›ndan yaka-lamalar›n› temin eden üstür”.52

    Osmanl› padiflah› Y›ld›r›m Bayezid tahta geçifli ilebirlikte, Anadolu’daki Uç beyliklerini kendi topraklar›naba¤lad›ktan sonra, her y›l Anadolu’dan Midilli, Limnosve Rodos adalar›na gönderilmekte olan bu¤day›n ihraca-t›n› menetmifl ve donanmalar›n› teçhiz ederek, Sak›z veA¤r›boz baflta olmak üzere birçok adaya seferler düzen-lemifltir.53

    Uç Beyliklerinin ‹ktisadî Faaliyetleri

    Türkmen kitleler Anadolu’yailk geldikleri zaman bölgede bulu-nan Bizans’a ba¤l› H›ristiyan halk,iktisadî ve içtimaî bak›mdan ol-dukça zor bir dönem geçirmektey-di. Bu s›rada Anadolu’da; Bursa, ‹z-mit, ‹znik, Alaflehir ve Foça gibi ti-carî merkezlerin bulundu¤u önemliflehirler d›fl›nda geliflmifl yerleflimalanlar› mevcut de¤ildi. Türkmen-ler fazla mücadele vermeden k›sasürede bat›ya do¤ru ilerliyorlar, bu-ralar›n› kendi inançlar›, gelenekleri,görenekleri ve içtimaî teflkilâtlar›

    ile birlikte Türk yurdu haline getirerek yerleflik hayatageçiyorlard›. Anadolu, Türklerin gelmesiyle birlikte bü-yük bir canl›l›k kazand›. Bofl olan bölgeler doldu, sönükve ufak flehirler canlan›p büyüyerek ticaret ve kültürmerkezleri haline geldi.

    Anadolu’da Bizans Devleti ile Türkler aras›ndakigeçen sürekli mücadelelere ra¤men, H›ristiyan ve Müs-lüman halk çok yak›n iliflkiler içinde yafl›yorlard›.54Özellikle flehir veya küçük yerleflim alanlar›nda kurulanpazarlarda her iki dine mensup insanlar›n birbirleri ilegayet ›l›ml› bir flekilde al›flverifl yapt›klar› ve ortak birhayat› paylaflt›klar› görülmekteydi. Bu dönem içerisindeAnadolu’daki Uçlar, medenî bir hayat›n kayna¤› olanTürk ve ‹slâm dünyas›n›n her taraf›ndan gelmifl, her s›-n›ftan ve meslekten çeflitli insanlarla doludur. ‹ran, M›-s›r ve K›r›m medreselerinden ç›kan ilim erbâb›, Orta veDo¤u Anadolu’dan gelmifl Selçuklu ve ‹lhanl› bürokrasi-sine mensup kifliler, de¤iflik tarikatlar›n mümessilleri,‹slâm flövalye ve misyonerleri diyebilece¤imiz dervifller,bu yap›ya canl›l›k getiren gruplard›.55

    Uç beyliklerinde toplum yap›s›n› oluflturan halk, gö-çebe ve yerleflik hayat süren gruplardan meydana gel-mekteydi. Bu iki gurup farkl› alanlarda iktisadî faaliyet-lerde bulunmaktayd›. Göçebeler, kendi ihtiyaçlar›n› te-min edebilecek kadar tar›mla meflgul olan, ancak iktisa-

    Peçin, Ahmet Gazi Medresesi taçkap›, (1375)

  • TÜRKLER ORTAÇA⁄398

    dî kimlikleri aç›s›ndan esas olarak hayvanc›l›kla u¤raflan,bu aç›dan da sürülerine otlak bulmak endiflesiyle zaman-lar›n›n büyük bir k›sm›n› de¤iflik yerlerde geçirmek zo-runda kalan toplumsal gruplard›.56

    Göçebeler; süt, tereya¤›, yo¤urt, peynir, lor ve et gi-bi temel g›dalar› imal ederlerdi. Ayr›ca hayvanlardan el-de ettikleri k›l, yün ve deriyi belirli ifllemlerden geçir-dikten sonra birçok eflya yap›m›nda kullan›rlar veya sa-tarlard›. Deriler, göçebeler taraf›ndan terbiye edilirken,üzerindeki k›l ve yünler de ayr› olarak dokumac›l›k ama-c›yla ifllenirdi. Göçebeler, k›l ve yünleri kendi yapt›klar›aletler ile türlü ifllemlerden geçirdikten sonra, bunlar› eveflyas›nda, hayvanlar›n baz› malzemelerinde, kendi giye-ceklerinin temininde ve çuval yap›m›nda kullan›rlard›.Özellikle göçebelerin köy ve kasabalara yerleflmeleri ilebu yün imâlat›, ev tezgahlar›nda hal›c›l›k ve kilimcilikyap›m› ile u¤raflmalar›n› gündeme getirmifltir. Bu saye-de türlü dokumac›l›k iflleri göçebe Türkmenlerin iskâ-n›yla ortaya ç›km›flt›r. Bat› Anadolu’da Gördes, Ku-la ve Uflak gibi hal› imalat yerleri bu göçebelerinfaaliyetleri ile ortaya ç›km›fl, hatta bu flehirler-de Osmanl›lar zaman›nda bile hal› üretiminedevam edilmifltir.57 Hal›c›l›¤›n yan›ndabir de keçe yap›m› vard› ki, bu da güzmevsiminde koyunlar›n yünlerinin k›rp›l-mas› ve bunlar›n kuzu yünü ile ka-r›flt›r›larak bir kaç ifllemden sonrahaz›rlanmas› ile ortaya ç›kard›.Çad›rlar›n d›fl örtüsü, çobanlar›nkepene¤i ve aba gibi eflyalar›nhepsi, bu so¤uk ve ya¤mur suyu geçirmez keçeden ya-p›l›rd›.

    Uç beyliklerinde yerleflik hayat süren topluluklar ise,flehirliler ve köylülerden oluflmaktad›r. Köylüler tar›m-sal üretimde bulunurlarken, flehirliler ise daha çok sana-yi dallar›nda üretim yapmaktad›rlar. Uç beyliklerinde ta-r›msal ürünler içerisinde; bu¤day, pamuk, yulaf ve pirin-cin üretimi baflta geliyordu. fiehir civarlar›nda ise, mey-ve yetifltiricili¤i ve ba¤c›l›k yap›lmaktayd›. Ele geçirilenyerlere k›sa sürede yerleflerek ba¤ ve bahçeler kuranTürkmenler, Uçlarda kalan bofl ve ›ss›z topraklar› yeni-den canland›rm›fllard›r. Kütahya’da yetifltirilen pirinç,Bursa’da üretilen pamuk, ‹znik’te has›l olunan kestane,ceviz ve üzüm, Isparta etraf›ndaki arazide bulunan a¤aç-lardan ç›kar›lan zamk, Bal›kesir taraflar›nda ç›kar›lan re-çine, hep Uç beyliklerinin topraklar›n›n ürünleri idi. XIV.yüzy›l bafllar›nda Ermeni Haython Anadolu’yu; “gümüflve flap madenlerine sahip, bu¤day ve meyvesi bol olan, ayr›cagüzel atlar›n ve çok say›da hayvan sürüsünün bulundu¤u zen-gin bir memleket” olarak göstermekte; ayn› flekilde seyyah‹bn Batuta da, Anadolu’nun zenginli¤inden ve her fleyinucuz olmas›ndan bahsetmektedir.58

    XIV. yüzy›lda Anadolu’nun Uç bölgelerinde, doku-mac›l›k ve madencilik alan›nda çal›flmalar yap›lmaktay-d›. Uç topraklar›nda yer alan Germiyan, Denizli ve Ala-flehir’in k›rm›z› kumafllar› ve beyaz renkteki sar›k tül-bentleri, gerek iç ve gerekse d›fl ticaret arac›l›¤› ile tâcir-

    ler taraf›ndan birçok yere sevk edilmekteydi.59 ‹bn Batu-ta’n›n ifadesine göre Denizli dokuma sanayiinde üretilenkumafllar, pamu¤un iyi e¤rilmesi ile oldukça sa¤lam vebenzeri bulunmayan bir kaliteye sahipti.60 Bu aç›danDenizli dokuma sanayii ifl kolunun ileri seviyede olmas›,halk›n kendi yetenekleri ile üretime ve ticarete yapt›kla-r› katk›y› önemli ölçüde göstermekteydi. ‹bn Batuta, ay-r›ca Uç beyliklerinde ziyarete gitti¤i yerlerde gördükleri-ni veya kendisine verilen hediyeleri anlat›rken, ipekli,kemha, kusey, mir’›z ve bürümcek türünden çeflitli ku-mafllar›n varl›¤›ndan söz ederek, bu dönemde dokumasanayiinde üretilen kumafllar›n çeflit zenginli¤ini de bizeyans›tmaktad›r.61

    Uç beylikleri topraklar›nda ç›kan ve o dönem içerisin-de oldukça önemli de¤ere sahip olan birinci derecedemaden, flap idi. Avrupa’da de¤iflik endüstri dallar›ndakullan›lan ve temel ihtiyaç maddesi olan flap en çok Fo-ça’da ç›kar›lmaktayd›. Bunun yan›nda Kütahya’da da

    flap ç›kar›ld›¤› bilinmektedir.62 Varl›¤› hakk›ndabilgi sahibi oldu¤umuz ikinci maden ise gü-

    müfltür. Anadolu’da ç›kar›lan k›ymetli ma-denlerden gümüfl, XIII. ve XIV. yüzy›l-larda bafll›ca dört merkezden elde edil-mekteydi ki, bunlardan birisi Germiyan

    topraklar›nda bulunan Kütahya ha-valisindeki Gümüfl köyü idi. Mesâ-likü’l-ebsâr’da fiihâbeddîn El-Öme-rî, buran›n ad›n› Gümüflsar diye ve-

    rir ve buradaki gümüfl madenininç›kar›lmas›n›n kolay, cinsinin ol-dukça kaliteli ve ticaretinden elde

    edilen kâr›n›n da oldukça fazla oldu¤unu belirtir.63 Ç›-kar›lan gümüfl madeni, d›flar›ya tâcirler arac›l›¤› ile ihraçedildi¤i gibi, iç piyasada da para bas›m›nda ve de¤erlieflya yap›m›nda önemli ihtiyac› karfl›lamaktayd›.

    Uç Topraklar›nda Yer Alan Ticarî MerkezlerXIV. yüzy›lda en faal Anadolu piyasalar›, Karadeniz

    kenar›nda Trabzon, Samsun ve Sinop; Marmara havza-s›nda Bursa’ya ait Tirilye ve Gemlik; bat›da Ege Denizikenar›nda Foça, ‹zmir, Ayasulug ve Balat; güneyde Ak-deniz kenar›nda ise Antalya, Alaiye ve Ayas limanlar›idi.64 Bunlardan Balat ve Ayasulug Uç beyliklerinin engeliflmifl, kozmopolit ticaret merkezleri ve önemli li-manlar› idi. Balat flehri, Menderes’in kayna¤›n›n yak›-n›nda ve sol sahili üzerindeki eski Milet y›k›nt›lar› üze-rinde kurulmufl, Mentefle Beyli¤i’nin bafl ticaret liman›-d›r. Bu pazardan transit ticareti iflleri karfl›l›¤›nda eldeedilen ihraç ve ithal rüsumlar›yla, beyli¤in önemli mik-tardaki gelirleri karfl›lanmakta idi. Örne¤in Kütahya’da-ki flap ve baflka yerlerden gelen ipekli eflyalar ve de¤iflikmallar, büyük ihtimalle gemi ile Menderes Nehri’ndenbu limana tafl›n›yor, burada da Frenk tacirlere sat›l›yor-du. Birçok Frenk tacirin Balat’ta ma¤azalar› vard› ve al-d›klar› mallar› gemilerle; Rodos’a, K›br›s’a, Avrupa’yave M›s›r’a ihraç ediyorlard›. Bu pazardan ihraç edilen

    Balat, ‹lyas Bey Camii (1404)

  • TÜRKLER ORTAÇA⁄399

    mallar aras›nda Anadolu’nun de¤iflik yerlerinde üretilenbu¤day, safran, susam, bal, balmumu, palamut, flap, de-ri ve hal› gibi ürünler bulunmaktayd›. Ayr›ca kad›n veerkek tutsaklar da bu pazarda sat›lmakta idi. ‹hraç edi-len bu mallara karfl›l›k ise, Avrupa’dan kumafl, sabun,kalay, kurflun ve de¤iflik birçok mal Balat’a yabanc› tâ-cirler vas›tas›yla getirilmekte idi. Bu dönemde Balat li-man›nda ticarî faaliyetlerin yo¤unlu¤u nedeniyle, Vene-dikliler bu liman›n sahibi olan Mentefle Beyli¤i ile sü-rekli muahede yapmak için f›rsat kolluyorlar ve iliflkile-rini dostça sürdürmeye çal›fl›yorlard›.65

    Ege topraklar›nda yer alan ve Ayd›no¤ullar›na ba¤-l›, denizden birkaç mil ötede kurulmufl di¤er önemli birticarî saha Ayasulug’tur. Vaktiyle ad› Ephesus olan flehir,Yunanl›lar taraf›ndan Theologos, daha sonralar› ‹talyan-lar taraf›ndan Altoluogo fleklinde adland›r›lm›flt›r. Sahi-lin yukar› k›sm›nda kurulmufl olan flehirden birkaç miluzakl›kta bulunan di¤er bir yerleflim ala-n› da Scala Nuovad›r. (Kufladas›)66Ayasulug’u; Floransa, Barcelona,Ancona, Ragusa ve Messina’dan bir-çok tüccar ziyaret eder ve baz›lar› Si-vas’a kadar seyahatte bulunarak tica-rî iliflkileri gelifltirirlerdi.67 Tâcirleriçin yararl› bilgiler vermek amac›yla Le-vante’de bir gezintiye ç›kan ve XIV. yüzy›l›nikinci çeyre¤inde Practica della Mercature adl› k›lavuz ki-tab›n› yazan Floransal› Balducci Pegolotti, Ayasulug’ubirinci derecede bir pazar olarak görmeyerek, tâcirlerinmallar›n› flehirden sahile ve sahilden flehire tafl›mak zo-runda kald›klar›n› ifade eder. Ancak Pegolotti’nin bu fle-hirde yap›lan ticarî faaliyetleri, ticarette kullan›lanuzunluk ve a¤›rl›k ölçülerini di¤er bölgelere ve ülkeleregöre karfl›laflt›rmas›, Ayasulug’un bölgede büyük önemioldu¤unu ortaya koymaktad›r.68 Nitekim Germiyano-¤ullar› Beyli¤i’nin baflkenti olan Kütahya’da ç›kar›lanpirinç ve flap›n ihraç edildi¤i ticarî merkez Ayasulugidi.69 Ayr›ca Anadolu’da yetifltirilen birçok ürün de bu-rada toplanmaktayd›. Bu aç›dan daha 1337 tarihindeAyd›n o¤lu H›z›r Bey ile yapt›klar› antlaflma ile Vene-dikliler, Ayasulug’da oturacaklar› ve ticaret yapacaklar›özel yerleri elde etmifllerdi.

    Antalya ve Alaiye bu dönemde önemli di¤er ticaretlimanlar›d›r. Bu limanlardan M›s›r topraklar›na önemliölçüde ihracat yap›l›yordu. Özellikle Memlûkler, donan-malar› için gerekli kereste ve zifti bu limanlardan teda-rik ediyorlard›. Büyük ihtimalle Toroslar’dan elde edilena¤açlar›n buralarda ifllendikten sonra, M›s›r’›n de¤iflikflehirlerine ihraç edildi¤i bilinmektedir. Anadolu ile M›-s›r ve Suriye aras›nda yap›lan bu ticarette, Cenevizlilerön planda yer al›yorlard›. XIV. yüzy›l bafllar›nda Hami-do¤ullar›na ait bir ticaret merkezi olan Antalya ise, d›flticaret aç›s›ndan Alaiye’ye göre daha fazla hareketli birliman flehri idi. Antalya’da de¤iflik ülkelere mensup bir-çok tüccar bulunmaktayd› ve kendi ülkeleri menfaatineticarî faaliyetlerde bulunuyorlard›.70 Anadolu’nun pekçok ürünü K›br›s ve M›s›r’a buradan yollan›rken, bu ül-

    kelerden de baharat, keten ve fleker gibi ürünler getiril-mekteydi. Bu dönemde Antalya’dan Bursa’ya gidenönemli bir ticaret yolu vard› ve bu yol Osmanl›lar›n böl-geyi 1381 ve 1390 tarihlerinde almas›na kadar HamidHanedanl›¤›’na aitti. Bölgede Osmanl›lar ile Karamano-¤ullar› aras›nda uzun süren mücadeleler, buran›n iktisa-dî co¤rafya aç›s›ndan önemini ortaya koymaktad›r.71

    Karadeniz sahilinde s›ralanm›fl ticaret merkezleri,Amasra, Samsun ve Sinop limanlar›d›r. Kefe’deki Cene-viz konsoloslu¤una ba¤l› olan Amasra, Karadeniz’de ge-milerin ikmâl edebilecekleri veya mallar›n› boflaltabile-cekleri önemli bir liman flehridir. Amasra’n›n do¤usun-da yer alan ve Karadeniz’deki en önemli di¤er bir ticaretliman›, Candaro¤ullar›n›n elindeki Sinop flehridir. 1322y›l›na kadar Pervaneo¤ullar›n›n elinde bulunan bu flehir,Cenevizlilerin Karadeniz ticaretini olumsuz yönde etki-lemifltir. Daha 1310’lu y›llarda Kefe dolaylar›nda Cene-

    viz gemileri ile baflar›l› mücadelelere bafl-layan Sinop Türkmenleri, k›sa süre-de bölge ticaretini yapt›klar› korsa-nî ak›nlarla ellerine geçirmifllerdir.Ancak yine de Sinop flehri, hembat›l› tâcirlerin u¤rad›¤› bir pazar,

    hem de tâcirler aç›s›ndan bir korsanyata¤› idi. Trabzon’a giden gemilerin

    u¤rak noktas› olmakla birlikte, tâcirler gerek-li olan birçok malzemeyi buradan temin edebilirlerdi.Bu durumu fark etmifl olan Cenevizliler ve Venedikliler,Sinop’ta ticaret kolonileri oluflturmufllard›. Özellikle sa-y›lar› fazla olan Ceneviz kolonileri flehri ele geçirmeyeçal›flm›fllarsa da, baflar›l› olamam›fllard›. ‹stanbul-Trab-zon ve Anadolu-K›r›m aras›ndaki ticarette, tâcirlerinu¤ramak zorunda kald›klar› bu flehrin, Türklerin elindebulunmas›, ald›klar› vergilerle büyük kazanç sa¤lamala-r›na vesile olmufltur.

    Sinop’tan sonra, di¤er bir liman flehri Samsun’dur.1396 Ni¤bolu savafl›nda Osmanl›lara esir düflen, ard›n-dan 1402 Ankara savafl›yla Y›ld›r›m Bayezid’in yenilme-siyle Timur’un tutsa¤› olarak Asya’ya götürülen ünlüseyyah Schiltberger, yolculu¤u esnas›nda gördü¤ü Sam-sun flehri hakk›nda flunlar› nakletmektedir: “Samsun bir-biri karfl›s›nda iki flehirden oluflmaktad›r. fiehrin birinde H›-ristiyanlar, Cenevizliler, di¤erinde ise çevredeki topraklar›n sa-hibi olan Müslümanlar yaflar”.72 XIV. yüzy›l esnas›ndaSamsun flehri, di¤er Karadeniz sahil limanlar› gibiönemli bir ticaret merkezidir ve flehrin Trabzon liman›-na yak›nl›¤› bu önemini daha da artt›rmaktad›r.73

    Uç topraklar›nda yer alan di¤er önemli flehirler; De-nizli, Milas, Bursa, ‹znik ve Kütahya’d›r. Denizli’de al-t›n ifllemeli pamuklu kumafllar dokunurdu. Pamu¤u ka-liteli ve kuvvetlice e¤rilmifl oldu¤undan bu kumafllar ol-dukça dayan›kl›d›r. Kumafl flehrin ad›yla flöhret bulmufl-tur. Denizli’de z›mmî Rumlar çok oldu¤undan, sanatehlinin ço¤unlu¤unu da Rum kad›nlar› olufltururdu. fie-hirde var olan çarfl›larda, üretilen dokumalar ve el sana-yi ürünleri sat›l›rd›.74

    Mentefle Beyli¤i akçeleri

  • TÜRKLER ORTAÇA⁄400

    Mentefle Beyli¤i’nin kuruldu¤u Karye bölgesindeyer alan Milas flehri, zengin ve verimli bir ovan›n orta-s›nda bulunmakta, sahil yak›n›nda olmas›na ra¤men de-nize karfl› mükemmel surette korunmaktad›r. Ayr›ca ba-t›da Balat liman›na, kuzeyde verimli Karpuzlu ovas›na,Çine çay› ve Menderes vadisine, do¤uda ise Mu¤la’ya gi-den tafl›ma yollar›n›n kavflak noktas›nda bulunmas›, fleh-rin ticarî faaliyetler aç›dan ifllek olmas›nda en büyük et-kenlerden biridir.75

    Bursa; XIV. yüzy›lda giderek büyüyen bir flehirdir.fiehre sahip olan Orhan Bey, Türkmen hükümdarlar›n›nen güçlüsü olarak nitelendirilmektedir.76 Bursa, Osman-l›lar taraf›ndan fethedildikten sonra önemli bir ticaretmerkezi haline gelerek, ünlü kiflilerin, dervifllerin ve ule-man›n dikkatini çekmeye bafllam›flt›r. Bu kifliler, yay›l-ma ve fetih arzusuyla dolu olan gazilik gelene¤ini boz-madan, yeni devlete adapte oluyorlard›.77 ‹ran, Horasanve Buhara’dan gelen sanatç›lar, flairler, dervifller ve tarih-çiler yeni flehre tafl›n›yorlar; bununla birlikte camiler,mektepler ve kamu binalar› h›zla inflaediliyordu.78 Orhan Gazi daha1340 tarihinde, bugün bile flehrinticarî bir merkezi olarak kalan,Bursa’da bir bedestan infla ettir-miflti.79 Arada bir bu yap›yakervansaray da denildi¤inden,muhtemelen münferit seyyah,tüccar ve kervanlarla toplu seya-hat edenlerin burada konaklad›kla-r› düflünülebilir.80 Bursa’da sanayi alan›ndaipekçilik ve dokumac›l›k ön plandayd›.81Bugün Bursa’ya ba¤l› bir ilçe olan ‹znik hakk›nda ‹bnBatuta, her çeflit meyvenin yetiflti¤ini, ceviz ve kestane-nin bol oldu¤unu ve dünyan›n en nefis üzümlerinin bu-rada üretildi¤ini söyler. Ancak dört surla çevrili olanflehrin, virâne bir halde oldu¤unu da belirtir. Yirmi senesonra Palamas82 da ayn› manzaray› tasvir eder.83

    Kütahya; pirinç ve flap yataklar› ile meflhur bir yer-dir. Menderes nehrinin buradan geçmesi, halk›n bu neh-rin nimetlerinden büyük ölçüde yararlanmas›na imkânsa¤lam›flt›r. El Ömerî, Menderes ›rma¤›nda gemiler vekay›klar›n gezdi¤ini, o yörenin halk›n›n bu ›rmak saye-sinde yolculuk yapt›¤›n›, ayn› zamanda tüccar›n da bu›rmaktan istifade etti¤ini belirterek, fiarköy flehrinde pi-rinçten baflka bir fley yetiflmedi¤ini söylemektedir.84

    Uç Topraklar›nda TicaretiYap›lan Baz› MallarOrta Ça¤’da kendi üretimleri ile ülkesinin halk›n›

    besleyemeyen Avrupa devletleri, bu¤day ihtiyaçlar›n›hububat deposu diye tan›mlanan Rusya-Romanya-Ana-dolu üçgenine giren bölgelerden karfl›lamakta idiler. Buaç›dan bu¤day›n, Avrupal› tâcirlerin arad›klar› önemliürünlerden biri oldu¤unu fark eden Uç beylikleri, bu ürü-nün sat›fl›n› kendi siyasal iliflkilerine göre gerekti¤indekoz olarak kullanabiliyorlard›.85 ‹zmir ve Menderes böl-geleri, bu¤day üretimiyle bilinen meflhur yerlerdi. Ayr›-

    ca Anadolu’nun iç kesimlerinde yetifltirilen bu¤day da,Bat› Anadolu limanlar›nda sat›lmakta idi. Özellikle Ro-manya ve Girit’te ticaret kolonileri kurmufl Venediklileriçin, Uç beyliklerinden gelen arpa, kuru sebze ve bu¤da-y›n son derece önemi vard›. Bir di¤er önemli hububatolan m›s›r›n beyliklerden ihracat› durdu¤u zaman, Ro-manya’da bile fiyatlar üzerinde büyük art›fl gözlenirdi.86

    Anadolu’dan ihraç edilen ticaret mallar› içerisindeönemli bir ürün de flapt›r. Avrupa’da tüm boya endüstri-sinde, yün fabrikalar›nda, deri endüstrisinde, kimya ala-n›nda, alt›n iflleri ve kozmetikte kullan›lmakta olan flap,Anadolu’da de¤iflik bölgelerde üretilirdi. fiap›n ikiönemli merkezi olan Foça ve fiebinkarahisar’da ticaret,büyük ölçüde Cenevizlilerin elinde idi. fiebinkarahi-sar’daki flap kaynaklar› do¤rudan do¤ruya Cenevizlilerinyönetiminde de¤ildi, fakat muhtemelen buradan Bat›Avrupa’ya yap›lan flap ihracat›n› kendi tekellerinde bu-lunduruyorlard›. Venedikliler ise, flap için üç önemli ti-caret liman›ndan al›fl verifl yap›yorlard›. Pegolotti’ye gö-

    re flap Ayasulug, Balat ve Antalya liman-lar›nda sat›l›rd›. Bu pazarlara ge-

    len flap›n büyük bir bölümü,Germiyano¤ullar› topraklar›naba¤l› Kütahya yak›n›ndakiGediz’den tafl›n›rd›. fiap›n sa-t›ld›¤› üç liman›n yan› s›ra,

    Mentefle topraklar›ndaki Milasve Asinkalesi’nde de bu ürünün

    sat›lmas› için pazarlar kurulmufltu.87Yine Pegolotti; ghiaghillo veya giachile

    diye bilinen adi çeflit bir flap›n, ülke içindeki dört gün-lük bir seyahat sonras› Bursa’n›n kuzeyindeki Tirilye sa-hilinden al›nabilece¤ini söylemektedir.88 Bu dönemdeTürklerin Kütahya ve fiebinkarahisar’da ürettikleri flap,gemilere yüklenmeden önce k›y›ya kadar tafl›nmaktayd›.Dolay›s›yla Cenevizliler aç›s›ndan sat›n al›nan bu flap,kendilerinin Foça’da ürettikleri flaptan daha pahal›ya ge-liyordu, ancak Türk flap›n›n üstün kalitede olmas› nede-niyle bu tafl›ma ifllemi, fiyatlar› denklefltirmek suretiyledevam ettirilmekteydi.89

    XIV. yüzy›lda Avrupa’ya gönderilen ürünler içeri-sinde pamu¤un da önemli yeri bulunmaktad›r. Bursa ileKonya aras›nda yetifltirilen pamuk, yine Bursa pazar›ndaveya Ayasulug’da yabanc› tâcirlere sat›lmaktad›r. Doku-ma endüstrisinin ham maddesi olarak bilinen pamuk,d›fl ticarette aranan ve sat›fl› en çok yap›lan bir üründür.Beylikler pamu¤u hammadde olarak satabilecekleri gibi,iflleyerek kumafl fleklinde de ihraç etmekte idiler. Germi-yan, Denizli ve Alaflehir’in k›rm›z› kumafllar› ve beyazrenkteki sar›k tülbentleri, XV. asr›n sonlar›na kadar bü-tün civar ülkelere gönderilmifltir. Bu kumafllar›n yan› s›-ra ipek ihracat› da önem teflkil etmekte idi. Uç toprakla-r›nda Alaflehir ve Bal›kesir taraflar›nda üretilmekte olanipekler, Rum ve Frenk memleketlerine sevk ediliyordu.Bal›kesir ipekleri, Rum ipekleri ile rekabet etmekte veBizansl› dokumac›lar taraf›ndan s›kça al›nmakta idi.90

    Ayd›no¤lu Umur Bey’e ait mang›r (C. Ömer Kolleksiyonu)

  • TÜRKLER ORTAÇA⁄401

    Dokuma ürünleri içerisinde hal› ve kilim ihracat› da ya-p›lmaktad›r. Uç topraklar›nda göçebe Türkmenler tara-f›ndan oluflturulan bu sanayi kolu, Bat› Anadolu’nunbirçok pazar›nda al›c› bulmaktad›r. Bat› Anadolu’daGördes, Kula, ve Uflak’ta birçok hal› imalât atölyeleribulunmaktayd›.91

    ‹hracatta ticarî mallar içerisinde görebilece¤imizcanl› hayvan ve deri önemli bir yer tutmaktad›r. Göçebe-ler taraf›ndan yetifltirilen evcil hayvanlar›n bir k›sm›,Bat› Anadolu limanlar›ndan gemilerle Avrupa’ya sevkedilirdi. Özellikle bu dönemde nam salm›fl Germiyan at-lar›, birçok yabanc› memlekete sat›lmaktad›r. Atlardanbaflka küçük ve büyük bafl birçok hayvan, ‹talyan gemi-leri ile Avrupa’ya götürülmektedir. Deri ihracat›nda Gi-rit ön planda idi. Kaynaklara bak›ld›¤›nda Girit’teki de-ri ticaretinde Yahudilerin etkin olduklar› anlafl›lmakta-d›r.92 Adadaki bu ticaretin Anadolu’dan getirilen derilerile yap›ld›¤›n›, bu devlet ile beylikler aras›nda imzalan-m›fl antlaflmalarda geçen maddelerden an-lamaktay›z.93

    Gemi ve donanma oluflturmakiçin; Avrupa, ‹skenderiye ve ‹stan-bul piyasalar›na çok miktarda ihraçedilen di¤er bir ticarî mal kerestedir.Anadolu’nun iç kesimlerinden büyükihtimalle göçebelerin u¤rafllar› ile eldeedilen odunlar, Alaiye limanlar›na getiri-liyor ve buradan yabanc› tâcirler vas›tas›yla de¤iflik ülke-lere naklediliyordu. Yine ormandan elde edilen ürün aç›-s›ndan, Isparta ve etraf›ndaki arazide bulunan a¤açlardanelde edilen zamk, Antalya pazar› vas›tas›yla Avrupa pi-yasalar›na ihraç ediliyordu. Ayr›ca Bal›kesir taraflar›ndaç›kar›lan reçine de önemli bir ihraç maddesi idi.94

    Kütahya’da ç›kar›lan gümüfl madeni, de¤iflik bölge-lerden gelen pirinç, balmumu, mum, kenevir, kendir,kök boyas›, susam, nohut ve kuru sebze gibi birçok üründe, ihraç mallar› aras›nda zikredilebilir. Hatta Cenevizgümrü¤ünün kay›tlar›na göre Balat’ta biber ihracat› bi-le yap›lmaktad›r.95 ‹hraç edilen mallar›n tafl›mac›l›¤›,kervanlar ile ticaret limanlar›na yap›lmakta, buradan dagemilerle ‹talyan tâcirleri taraf›ndan de¤iflik ülkelere ta-fl›nmakta idi. H. ‹nalc›k bir çal›flmas›nda, Bat› Anado-lu’da Saruhan, ‹zmir, Ayasulug ve Teke bölgelerindedört grup Arap devecilerinin bulundu¤unu ifade eder vebunlar›n XIV. yüzy›l›n ilk yar›s›nda bölgeye göç ettikle-rini belirtir. Ayr›ca Çanakkale Bo¤az›’n›n Asya yakas›n-da da Arap göçebelerin bulundu¤unu ve bunlar›n tuz ta-fl›mac›l›¤›nda faaliyetleri oldu¤unu dile getirir.96 Bölge-lere göre flirketleflmifl nitelikte olan bu Arap devecileri,Anadolu’da üretilen mallar›n Balat ve Ayasulug gibi li-manlara tafl›nmas›nda önemli rol oynuyorlard›.

    Uç topraklar›nda köle ticareti de yap›lmaktayd›. Or-ta Ça¤da do¤u köle ticareti; Rusya’n›n güneyindeki Ka-radeniz sahillerinde, M›s›r ve Bat› Avrupa aras›nda ya-p›lmaktayd›. Karadeniz’in kuzeyinden getirilen K›pçak,Rus ve Çerkez as›ll› köleler, Anadolu pazarlar›nda veya

    ‹slâm ülkelerinde sat›lmaktayd›. Özellikle Alt›norduDevleti’nde önemli yer tutan kölelik, üretim eleman› ol-maktan çok, tam bir ticaret mal› say›l›yordu.97 Karade-niz’in kuzeyindeki K›r›m sahillerinde kurulan pazarlar-da köle al›fl verifli yapan birçok ‹talyan tüccar bulunmak-ta idi.98 Çok kâr getiren köle ticaretinde, iki ‹talyan dev-leti Venedik ve Ceneviz’in s›rf bu mesele yüzünden bir-çok kez anlaflamad›klar› görülmekteydi. Uç topraklar›n-da da var olan köle ticareti, Uç beyliklerinin Ege adalar›-na yapt›klar› sald›r›lar sonucu, esir ald›klar› insanlar›satmalar› ile bafllad›.99 Marino Sanudo Torsello’nun be-lirtti¤ine göre, Türkler sadece 1331-1332 y›llar› aras›n-daki deniz sald›r›lar› ile 25.000 insan› esir alm›fllard›.Yine Bizans ilim ve devlet adam› Demetrios Kydones’inifadelerine göre, Manisa ve Ayasulug’da önemli ölçüdeköle ticareti yap›lmaktad›r. Ege adalar›nda; Girit Nak-sos, Rodos ve Sak›z önemli köle pazarlar›d›r. XIV. yüzy›-l›n ilk y›llar›nda Girit’te bir erkek köle ortalama 8

    hyperpyra ve bir kad›n köle ortalama 17hyperyra idi. Kad›n kölelerin fiyatlar›

    daima erkek kölelerin fiyatlar›ndanyüksek idi.100

    ‹hracat›n yan› s›ra Türkler, ya-banc› ülkelerden; tekstil ürünleri,flarap, cam eflya, fleker ve sabun gibi

    ticarî mallar ithal etmekteydiler. Muh-temelen Yunan topraklar›nda üretilen flarap,

    Venedikli tâcirler vas›tas›yla Mentefle ve Ayd›n beylikle-rine tafl›n›rd›. Fakat flarap ticareti yüzy›l›n ortalar›nda ta-mamen serbest de¤ildi ve birçok flehirde yüksek vergi-lendiriliyordu. Beylikler di¤er Orta Ça¤ ‹slâm devletle-ri gibi, flarap ticaretini monopol olarak elde tuttular veözel bir gümrük vergisi uygulad›lar. ‹thal edilen flarap,büyük ihtimalle ‹talyan kolonilerin bulundu¤u bölge-lerde tüketiliyordu. Di¤er bir ithal mal› olan sabun, Or-ta Ça¤’da lüks bir tüketim maddesi idi ve birkaç ‹talyanflehri olan Ceneviz, Venedik, Pisa ve Ancona gibi mer-kezlerde üretiliyordu.101 Buralardan da tâcirler vas›tas›y-la Türk topraklar›na getiriliyordu. Tekstil alan›nda ise;ipekli, yünlü ve keten türü kumafllar ithal edilmekte idi.Kumafllar daima belirli bir ölçüde parça fleklinde sat›l›r-d›. ‹thal edilen kumafllar daha ziyâde ‹ran ve Hindis-tan’dan gelen pahal› ve lüks ürünlerdi.102

    Ticarette Kullan›lan Paralar,Ölçü Birimleri ve TicarettenAl›nan VergilerTicarî mallar›n al›fl verifli de¤iflik paralar üzerinden

    yap›labiliyordu. Levante ticaretinde kullan›lan Bizans ve‹talyan paralar›, Uç beyliklerinin d›fl ticarete önem verme-leri ile birlikte, Bat› Anadolu’daki çeflitli pazarlarda ge-çerli olmufltur. Gigliato, Stavraton, Venedik dukas› veFilorin gibi adlara sahip bu paralar, XIV. yüzy›l Yak›nDo¤u ticaretinde s›kça kullan›lmaktad›r.

    Ayd›no¤lu ‹sa Bey’e ait akçe(C. Ölçer Kolleksiyonu)

  • TÜRKLER ORTAÇA⁄402

    Gigliato, 1300’lerde Napoli’de Anjoulu Kral II.Charles taraf›ndan bast›r›lm›flt›r. Saf bir gümüfl paraolup, yaklafl›k dört gram a¤›rl›¤›ndad›r.103 Bu para Do-¤u Akdeniz’de birçok ticarî merkezde kullan›l›rd›. XIV.yüzy›lda Manisa, Ayasulug ve Balat darphanelerindebast›r›lan Latince yaz›l› gümüfl sikkeler, Napoli’de bast›-r›lan bu Gigliato ile tamamen ayn› tipte idi. Bundan an-lafl›l›yor ki; Saruhan, Ayd›n ve Mentefle emirleri uyruk-lar›n›n ‹talyanlarla ticarî ifllemlerini kolaylaflt›rmak içinözel sikkeler bast›rm›fllard›.104 Türklerin Gigliati olarakadland›rd›klar› bu para, beyliklerin damgalar› da vurula-rak, ülke içinde kullan›lmaktayd›. XIV. yüzy›l ortalar›n-da bir Ege Bölgesi Gigliatosu 1/9 Florine denk geliyor-du. Fakat yüzy›l›n sonlar›na do¤ru muhtemelen bir Sa-k›z adas› Gigliatosu, 1/7 Florine eflitti.105

    Di¤er bir para olan Stavraton, V. John veya IV. And-ronikos’un 1376 y›l›nda veya biraz öncesinde bast›rd›¤›bir Bizans paras›d›r. Florin ise, bir ‹talyan devleti olanFloransa paras›d›r. Ancak beylikler ile ilgili belgelerdeVenedik dukas›n›n da, Florin fleklinde adland›r›ld›¤›n›görmekteyiz. Nitekim 1370 y›l›ndaCandia Dükü ile Ayasulug emiri ara-s›nda yap›lan bir mektuplaflmada,dükal›k, beyli¤in 2000 Duka borcuoldu¤unu ifade ederken, emir bu yü-kümlülü¤ü 2000 Florin olarak be-lirtmektedir.106

    Venedik dukas›, Do¤u ticaretin-de en çok kullan›lan bir parad›r. Gi-rit’teki hyperpyron ile ortak bir ge-çerlilik içinde olan bu para, XIV.yüzy›l›n sonlar›na do¤ru, hyperpyro-nun 1/2’si kadar olmufltur. Venedik Senatosu’nun 1368-1372 y›llar›n› kapsayan kararlar› içerisinde, Ayd›no¤ul-lar›na ait darphanede sahte Venedik dukas›n›n bast›r›l-mas›n› engellemek amac›yla çeflitli önlemlerin al›nd›¤›görülmektedir.107 Anlafl›ld›¤›na göre, Gigliato’dan bafl-ka, beylik topraklar›nda sahte duka da bas›lmakta idi.

    XIV. yüzy›l esnas›nda ticarette kullan›lan bu yaban-c› paralar›n yan› s›ra, Uç beyliklerine ait gümüfl ve bak›r-dan yap›lm›fl madenî paralar da bulunmaktad›r. Ayd›no-¤ullar›ndan Umur Bey, Mentefleo¤ullar›ndan AhmetGazi ve Osmanl›lardan I. Murad kendi dönemlerinde ba-k›r sikkeler bast›rm›fllard›r.108 Ayr›ca Karesio¤ullar› ta-raf›ndan bas›lm›fl, isimsiz bir bak›r sikkede vard›r.109 Ba-k›r sikkelere bafllang›çta mang›r denilmekte, hatta man-g›r kelimesinin Mo¤ol dilinde nakit anlam›na gelenMangun kelimesinden ç›kt›¤› san›lmaktad›r.110 Bak›rparalardan baflka; Karesio¤ullar›ndan Yahfli Bey, Ayd›no-¤ullar›ndan ‹sa Bey, Mentefleo¤ullar›ndan Orhan Bey veAhmet Gazi, Saruhano¤ullar›ndan H›z›r Bey ve Osman-l›lardan Orhan Bey ad›na bas›lm›fl gümüfl sikkeler demevcuttur.111 Belirtti¤imiz bu isimlerin d›fl›nda di¤erbeylerinde bak›r ve gümüfl sikkeleri bulunmaktad›r.

    D›fl ticaretle ilgili belirtmemiz gereken bir noktada, al›fl verifllerde kullan›lan ölçü birimleridir. Orta Ça¤-larda a¤›rl›k ve ölçü birimleri olduklar› gibi kalmam›fl-

    t›r. Devletlerin kendi iktisadî vaziyetlerine göre ald›kla-r› kararlarla büyümüfller veya küçülmüfllerdir. ‹talyankaynaklar›na göre, beyliklerin yapm›fl olduklar› antlafl-malarda görülen ölçüler; Modius, Shinik, Seruch, Care-tellum, Capsia veya Cassa ve Batman gibi birimlerdir.

    Modius, sadece Mentefle antlaflmalar›nda bu¤day vekurutulmufl sebze ölçüsü olarak gözükmektedir. 1331y›l› d›fl›ndaki tüm Mentefle antlaflmalar›nda hububat öl-çüsü olarak fiinik (Shinik) kullan›lm›flt›r. Bundan dolay›Modius, fiinik ile ayn› ölçü birimi de¤il, aksine farkl› birölçü birimidir. Bir de M›s›rl› El-Ömerî’nin belirtti¤i gi-bi, Anadolu’daki tüm beyliklerin ortak kulland›klar› birölçü birimi olan mudd vard›r.112 Ancak Venedikli tüccarPignol Zucchello, 1336-1350 dönemi aras›ndaki yaz›fl-malar›nda, Balat’taki Modius teriminin El-Ömerî’ninnakletti¤i mudd terimi ile ayn› anlamda olmad›¤›n› or-taya koymaktad›r. Latin Modius’u Girit’te hububat ölçü-sü olarak kullan›lmaktad›r ve uluslararas› bir ölçü biri-midir. Bu ölçü birimi, sonralar› Osmanl›lar taraf›ndanVenedikliler ile yap›lan ticarî faaliyetlerle Türkler tara-

    f›ndan benimsenmifltir. Hacmi iseyaklafl›k 317 litredir.113

    fiinik, 1337 Ayd›n antlaflmas›n-da ve 1331 hariç tüm Mentefle ant-laflmalar›nda görülen bir ölçü biri-midir. Balat ve Ayasulug’da bu¤dayiçin kullan›lan bu ölçü birimi, La-tince Sinichi fleklinde geçmektedir.fiinik’in XVI. yüzy›lda Ayd›n’da tuzölçü birimi olarak kullan›ld›¤› bilebilinmektedir. Di¤er bir ölçü birimiolan Seruch sadece 1337 Ayd›n ant-

    laflmas›nda geçiyor. Bu terim, Türkçe “çeyrek”’e yak›n-d›r. A¤›rl›k, uzunluk ve hacim ölçüsünde kullan›lm›flt›r.1353 Ayd›n Antlaflmas›’nda Seruch veya çeyrek terimikaybolarak fiinik terimi ile karfl›lafl›lmaktad›r. Çeyrek vefiinik muhtemelen benzer hacimlerdedir (60-62 litre).Öyle anlafl›l›yor ki çeyrek, Anadolu mudd’unun dörttebirine denktir.114

    Cassa veya Capsia, Latin ülkelerinde ve Karadeniz’dekullan›lan sabun varili veya sand›¤› olarak adland›r›lanstandart bir ölçü birimi idi. Sabun bu dönemde her ikibeylik taraf›ndan sat›n al›nan önemli bir ihtiyaç madde-si olmas›na ra¤men, sadece Ayd›no¤ullar› ile yap›lan birantlaflmada cassa terimine rastlanmaktad›r. Ancona veVenedik sabunu, Ayasulug’a cassa ile gönderilirdi ve 1cassa yaklafl›k 12 batman sabuna eflittir. Pegolotti’ninverdi¤i bilgilere göre bu a¤›rl›k birimi 120 kiloya eflit-tir. Bu arada Batman’›n da, 10-15 kilo aras›nda olan vebeyliklerin topraklar›nda en çok kullan›lan a¤›rl›k biri-mi oldu¤unu belirtelim.115

    Di¤er ölçü birimleri olan Caratellum ve Mistato ise,flarap ölçümünde kullan›l›rd›. Ayr›ca Vegata ve Butla da,f›ç› yerine kullan›lan ölçü birimlerindendi. A¤›rl›klar›nve ölçülerin denetlenmesinde muhtesiplik görevini ya-pan kifliler bulunurdu ve ‹talyan devletleri ile yap›lanantlaflmalarda bunlar pafla unvan› ile an›lmaktayd›.116

    Alanya, K›z›l Kule (1226)

  • TÜRKLER ORTAÇA⁄403

    Beyliklerin ‹talyan devletleri ileyapm›fl olduklar› antlaflmalardan, budönemde ihraç ve ithal edilen mallar-dan al›nan vergi oranlar›n› da belirtebi-liriz. Antlaflmalarda, Mentefle ve Ayd›-no¤ullar›n›n gümrük ve di¤er vergilen-dirmelerde birbirlerinden farkl› uygu-lamalar izledikleri görülmektedir.Mentefle Beyli¤i topraklar›nda ithalatve ihracatta, flarap d›fl›nda kalan bütünmallardan %2 oran›nda bir gümrükvergisi al›nmakta idi. Gümrük vergi-sinden ayr› olarak önemli baz› ihraçmallar› için de ek bir vergi ödenmesigerekiyordu. Commercium veya datiumdiye adland›r›lan gümrük vergisi, tâcir-lerin getirdikleri mallar› beyli¤e aityerlerde satt›klar›nda al›n›r, e¤er mallar sat›lmazsa hiçbir vergi al›nmazd›.117

    Ayd›no¤ullar› beyli¤inde ticaretten al›nan vergiler,oran olarak Mentefledekinden daha yüksekti. Ancak ya-banc› tâcirlerin getirip satt›klar› mallar aras›ndaki sabun

    ve flarap gibi di¤er mallardan ithal ver-gisi al›nmazd›. Buna karfl›l›k sat›l›p gö-türülen mallar için %4 gibi yüksek biroranda ihraç vergisi al›nmakta idi. Hat-ta bu¤day, flap, pirinç, canl› hayvan veköle için al›nan bu %4 ihraç vergisinin,bir ara %6’ya bile ç›kar›ld›¤› görülmek-tedir.118 XIV. yüzy›l›n ortalar›na kadargüçlü konumlar›n› devam ettirerek iste-dikleri zaman vergi oranlar›n› artt›rabi-len Ayd›no¤ullar› beyli¤i, bu tarihtensonra gücünün azalmas› ile birlikte,gümrük vergilerinde uygulad›klar› sis-temden vazgeçerek, ithal mallar›ndan%2 gibi bir vergi alma yoluna gitmifltir.Bu dönemde Orta Asya’ya uzanan ker-van yolunda bafllang›ç noktas› olan

    Trabzon ve Karadeniz’de önemli bir ticaret liman› olanTana’da bile gümrük vergileri oranlar›, Ayd›no¤ullar›topraklar›ndaki kadar yüksek de¤ildi.119 Bu da beyliktopraklar›nda yap›lmakta olan ticaretin önemini göster-mektedir.

    Manisa Ulu Camii minber kap›s›, (1366)(R.M. Riefstahl, Türkish Architecture in

    Southern Eastern Anatolia, 1931)

    1 Ira M. Lapidus, A History of Islamic Societies, Cambridge 1991, s.304-305.

    2 Büyük Selçuklu Devleti tarihi hakk›nda bkz. Mehmed Altay Köymen,Büyük Selçuklu ‹mparatorlu¤u Tarihi, Cilt I, Ankara 1989.

    3 Aral Gölü’ne dökülen Seyhun (Sir Deryâ) ve Ceyhun (Amu Deryâ) ne-hirleri aras›nda kalan topraklara denir.

    4 Bu amaçla Tu¤rul Bey döneminde Anadolu’ya yap›lan ak›nlar içinbkz. Ali Sevim, Anadolu’nun Fethi Selçuklular Dönemi, (Bafllan-g›ç’tan 1086’ya Kadar), Ankara 1988, s. 25.

    5 Fuad Köprülü, Osmanl› Devleti’nin Kuruluflu, 3. Bask›, Ankara1988, s. 41.

    6 Mehmet Zeki Pakal›n, Osmanl› Tarih Deyimleri ve Terimleri Söz-lü¤ü, Cilt III, ‹stanbul 1993, s. 541.

    7 Fuad Köprülü, Osmanl› Devleti’nin Kuruluflu, s. 74.8 Halil ‹nalc›k, “The Question of The Emergence of The Ottoman Sta-

    te”, Studies in Ottoman Social and Economic History, VariorumReprints, London 1985, s. 74; Ayr›ca bkz. Elizabeth Zachariadou,“Pachymeres on the Amourioi of Kastamonu”, Byzantine and Mo-dern Greek Studies, III, 1977, s. 57-70.

    9 Osman Turan, Türk Cihân Hâkimiyeti Mefkuresi Tarihi, Cilt II, 6.Bask›, ‹stanbul 1980, s. 332.

    10 Osman Turan, Selçuklular Zaman›nda Türkiye, (Siyasî Tarih, AlpArslan’dan Osman Gazi’ye, 1071-1318), 3. Bask›, ‹stanbul 1993,s. 506.

    11 Konu hakk›nda bkz. ‹bn Bibi, El Evamirü’l-Ala’iyye Fi’l-Umuri’l-Ala’iyye (Selçuk-Nâme) II, Haz: Mürsel Öztürk, Ankara 1996, s. 64.

    12 Colin Imber, The Ottoman Empire 1300-1481, ‹stanbul 1990, s. 17.13 ‹. Hakk› Uzunçarfl›l›, “Anadolu Türk Tarihinde Üç Mühim Sima”,

    Türk Tarih Encümeni Mecmuas›, Cilt I, Say› 5, Haziran 1930-Ma-y›s 1931, ‹stanbul s. 64.

    14 Zeki Velidî Togan, Umumî Türk Tarihine Girifl (En Eski Devirler-den 16. Asra Kadar), Cilt I, 3. Bask›, ‹stanbul 1981, s. 232-251.

    15 Akritas; s›n›r bekçisi anlam›nda bir kelime olup, Bizansl›larlaMüslüman Araplar›n yüzy›llar süren savafllar› s›ras›nda, Anadolu’dakiBizans s›n›r bekçilerine verilen add›r. Bkz. Türk Ansiklopedisi, CiltI, Ankara 1946, s. 364.

    16 Georg Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi, Çev: Fikret Ifl›ltan, 4.Bask›, Ankara 1995, s. 453.

    17 Nicolas Oikonomides, “The Turks in Europe (1305-1313) and theSerbs in Asia Minor (1313)”, The Ottoman Emirate (1300-1389),Ed: Elizabeth Zachariadou, Crete University Press, 1993, s. 159.

    18 Halil ‹nalc›k, “The Question of The Emergence of the Ottoman Sta-te”, s. 77-78.

    19 Zeki Velidi Togan, Umumi Türk Tarihine Girifl, Cilt I, s. 338.20 Ahmet. Yaflar Ocak, Kültür Tarihi Kayna¤› Olarak Menâk›bnâme-

    ler (Metodolojik Bir Yaklafl›m), Ankara, 1992, s. 49.21 Charles Diehl, Bizans ‹mparatorlu¤u Tarihi, Çev: Tevfik B›y›kl›o¤-

    lu, ‹stanbul 1937, s. 172-173.22 Peter Charanis, “Bizans ‹mparatorlu¤u’nun Çöküflündeki Ekonomik

    Faktörler”, Çev: Melek Delilbafl›, Belleten, Cilt XLVIII, Say› 191-192, Ankara 1984, s. 529.

    23 Georges Castellan, 14. -20. yy. Balkanlar’›n Tarihi, Çev: Ayflegül Ya-raman-Baflbu¤u, ‹stanbul 1993, s. 41.

    24 H. G. Koenigsberger, Medieval Europe (1400-1500), A History ofEurope, Hong-Kong 1987, s. 339.

    25 fierafettin Turan, Türkiye-‹talya ‹liflkileri I (Selçuklulardan Bi-zans’›n Sona Erifline), ‹stanbul 1990, s. 32.

    26 Bkz. Paul Wittek, Mentefle Beyli¤i (13. -15. As›rda Garbi KüçükAsya Tarihine Ait Tetkik), Çev: O. fi. Gökyay, 2. Bask›, Ankara1986, s. 70 vd.

    27 Halil ‹nalc›k, “The Rise of the Turcoman Maritime Principalities inAnatolia, Byzantium and the Crusades”, The Middle East and theBalkans under the Ottoman Empire, Bloomington 1993, s. 313.

    28 Bkz. W. Heyd, Yak›n Do¤u Ticaret Tarihi, Çev: Enver Ziya Karal,Ankara 1975, s. 571vd.

    29 Bkz. W. Heyd, Yak›n Do¤u Ticaret Tarihi, s. 517.30 fierafettin Turan, Türkiye-‹talya ‹liflkileri I, s. 44.31 Bkz. Ahmed Tevhid, “Rum Selçukî Devleti’nin ‹nkiraz›yla Teflekkül

    Eden Tavâif-i Mülûk, Sinop’ta Gazi Çelebi”, Tarih-i Osmanî Encü-meni Mecmuas›, Cilt I, Say› 5, ‹stanbul 1326, s. 317.

    32 1304 tarihinde Cenevizliler Tebriz’de çok say›da ticaret alan› olufltur-mufllard›. Bkz. Bertold Spuler, ‹ran Mo¤ollar›, (Siyaset, ‹dare ve Kül-tür, 1220-1350), Çev: Cemal Köprülü, 2. Bask›, Ankara 1987, s. 474.

    33 Bkz. Zeki Velidi Togan, “Mo¤ollar Devrinde Anadolu’nun ‹ktisadîVaziyeti”, Türk Hukuk ve ‹ktisat Tarihi Mecmuas›, Cilt I, ‹stan-bul 1931, s. 17.

    Dipnotlar

  • TÜRKLER ORTAÇA⁄404

    34 Halil ‹nalc›k, “The Rise of the Turcoman Maritime Principalities inAnatolia, Byzantium and the Crusades”, s. 312.

    35 fierafettin Turan, Türkiye-‹talya ‹liflkileri I, s. 140.36 Paul Wittek, Mentefle Beyli¤i, s. 29; Halil ‹nalc›k, “The Rise of the

    Turcoman Maritime Principalities in Anatolia, Byzantium and theCrusades”, s. 311.

    37 ‹. Hakk› Uzunçarfl›l›, Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu-Karako-yunlu Devletleri, 4. Bask›, Ankara 1988, s. 84.

    38 Feridun M. Emecen, “Ottoman Policy of Conquest of the TurcomanPrincipalities of Western Anatolia with Special Reference to SarukhanBeyli¤i”, The Ottoman Emirate (1300-1389), Ed: Elizabeth Zacha-riadou, Crete University Press, 1993, s. 38.

    39 Elizabeth A. Zachariadou, “The Emirate of Karasi and That of TheOttomans: Two Rival States”, The Ottoman Emirate (1300-1389),Ed: Elizabeth Zachariadou, Crete University Press, 1993, s. 231.

    40 Halil ‹nalc›k, “The Rise of the Turcoman Maritime Principalities inAnatolia, Byzantium and the Crusades”, s. 313.

    41 Bkz. S. Runciman, “Anadolu’nun Orta Ça¤lardaki Rolü” Belleten,Cilt VII, Say› 27, Ankara 1943, s. 550.

    42 Halil ‹nalc›k, “The Yürüks, Their Origins, Expansion and EconomicRole”, Oriental Carpet and Textile Studies, Eds. R. Pinner and W.Denny, Hal› Magazine, London 1986, s. 51.

    43 Wilfried Buch, “14. /15. yüzy›lda Kudüs’e Giden Alman Hac›lar›n›nTürkiye ‹zlenimleri”, Çev Yüksel Bayp›nar, Belleten, Cilt XLVI, Sa-y› 183, Ankara 1982, s. 523.

    44 Halil ‹nalc›k, “The Rise of the Turcoman Maritime Principalities inAnatolia, Byzantium and the Crusades”, s. 313.

    45 Elizabeth A. Zachariadou, Trade and Crusade, Venetian Crete andThe Emirates of Menteshe and Ayd›n (1300-1415), Venice 1983,s. 42.

    46 Yaflar Yücel, Anadolu Beylikleri Hakk›nda Araflt›rmalar I, 2. Bas-k›, Ankara 1991, s. 70.

    47 Mustafa Akda¤, Türkiye’nin ‹ktisadî ve ‹çtimaî Tarihi (1243-1453), Cilt I, ‹stanbul 1995, s. 370.

    48 Anthony Luttrell, “Latin Responses to Ottoman Expansion Befo-re 1389”, The Ottoman Emirate (1300-1389), Ed: Elizabeth Zacha-riadou, Crete University Press, 1993, s. 121.

    49 Colin Imber, The Ottoman Empire 1300-1481, s. 24.50 Anthony Lutrell, “Latin Resposes to Ottoman Expansion before

    1389”, s. 129.51 Melek Delilbafl›, “Orta Ça¤’da Türk Hükümdarlar› Taraf›ndan Bat›l›-

    lara Ahidnâmelerle Verilen ‹mtiyazlara Genel Bir Bak›fl”, Belleten,Cilt XLVII, Say› 185, Ankara 1983, s. 101-102.

    52 Ruy Gonzales De Clavijo, Timur Devrinde Semerkand’a Seyahat,Çev: Ö. R. Do¤rul, ‹stanbul 1975, s. 34.

    53 Dukas, Bizans Tarihi, Çev: Viladimir Mirmiro¤lu, ‹stanbul 1956,s. 28.

    54 Mevlevî dervifli Eflâkî taraf›ndan yaz›lan ve Mevlevî tarikatlar›n›n fa-aliyetlerini ve yaflamlar›n› anlatan Menâk›bü’l-ârifin, Anadolu’nunbu zamandaki kültür ve toplumu hakk›nda bilgi veren en zengin kay-naklardand›r. Bkz. Eflâkî, Menâk›bü’l-ârifin, Haz: Tahsin Yaz›c›,Cilt I-II, Ankara 1989; Ayr›ca bkz. Speros Vryonis Jr., “The MuslimFamily in 13th-14th Century Anatolia as Reflected in the Writing ofthe Mawlawi Dervish Eflaki”, The Ottoman Emirate (1300-1389),Ed: Elizabeth Zachariadou, Crete University Press, 1993, s. 213-223.

    55 Ömer Lûtfi Barkan “Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda Bir ‹skân ve Koloni-zasyon Metodu Olarak Sürgünler”, ‹stanbul Üniversitesi ‹ktisat Fa-kültesi Mecmuas›, Cilt XI, Ekim 1949-Temmuz 1950, s. 534.

    56 Bat› Anadolu’da göçebeler hakk›nda bkz. Feridun M. Emecen, “Bat›Anadolu’da Yörükler”, Anadolu’da ve Rumeli’de Yörükler veTürkmenler Sempozyumu Bildirileri, Ankara 2000, ss. 113-120.

    57 Yörükler Osmanl› fetihleri ile Balkanlar’a geçtikleri zaman Yanbo-lu’da büyük bir keçe endüstrisi oluflturmufllar ve imparatorlu¤un de-¤iflik birimlerinin önemli ölçüde keçe ihtiyac›n› karfl›lam›fllard›r. Bkz.Halil ‹nalc›k, “The Yürüks, Their Origins, Expansion and EconomicRole”, s. 53.

    58 Fuad Köprülü, Osmanl› Devleti’nin Kuruluflu, s. 56.59 ‹. Hakk› Uzunçarfl›l›, Anadolu Beylikleri, s. 249.60 ‹bn Batuta, Tuhfetu’n-Nuzzâr Fi Garaibi’l-Emsâr, Tercüme: Meh-

    med fierif, Cilt I, ‹stanbul, 1335. s. 318.

    61 Mehmet fieker, ‹bn Batuta’ya Göre Anadolu’nun Sosyal-Kültürelve ‹ktisadî Hayat› ile Ahîlik, Ankara 1993, s. 64.

    62 Mustafa Çetin Varl›k, Germiyan o¤ullar› Tarihi (1300-1429), Anka-ra 1974, s. 120; Uç beyliklerinde ç›kar›lan flap›n Osmanl›lar döne-minde de, belirli bir zaman süresince d›flar›ya sat›ld›¤› bilinmektedir.Bkz. Suraiya Faroqhi, Osmanl›’da Kentler ve Kentliler, Çev: Ney-yir Kalayc›o¤lu, 2. Bask›, ‹stanbul 1994, s. 180.

    63 Yaflar Yücel, Anadolu Beylikleri Hakk›nda Araflt›rmalar I, s. 193.64 ‹. Hakk› Uzunçarfl›l›, Anadolu Beylikleri, s. 247.65 Paul Wittek, Mentefle Beyli¤i, s. 121-123.66 Kudüs’e Hac yolcu¤u yapan Vestefalyal› Rahip Ludolf von Suchem,

    Efes hakk›nda bu bilgileri vermektedir ve Altoluogo kelimesinin Al-tus Logus’den (Yüksek yer, yüksek flehir) geldi¤ini ifade etmektedir.Bkz. Wilfried Buch, “14. /15. yüzy›lda Kudüs’e Giden Alman Hac›-lar›n›n Türkiye ‹zlenimleri”, s. 517.

    67 Bkz. Elizabeth Zachariadou, Trade and Crusade, s. 127.68 W. Heyd, Yak›n Do¤u Ticaret Tarihi, s. 605.69 Mustafa Çetin Varl›k, Germiyan o¤ullar› Tarihi, (1300-1429), s. 120.70 ‹. Hakk› Uzunçarfl›l›, Anadolu Beylikleri, s. 249.71 Halil ‹nalc›k, “Bursa and The Commerce of The Levant”, The Otto-

    man Empire: Conquest, Organization and Economy, London,1978, s. 143.

    72 Johannes Schiltberger, Türkler ve Tatarlar Aras›nda (1394-1427),Çev: Turgut Akp›nar, ‹stanbul 1995, s. 51.

    73 Bkz. Anthony Bryer, “The StrUçture of the Late Byzantine Town: Di-okismos and the Mesoi”, Continuity and Change in Late Byzantineand Early Ottoman Society, Eds: Anthony Bryer and Heath Lowry,Washington, 1986, s. 275.

    74 ‹bn Batuta, Tuhfetu’n-Nuzzar Fi Garaibi’l-Emsâr, M. fierif Tercü-mesi, s. 318.

    75 Paul Wittek, Mentefle Beyli¤i, s. 124.76 ‹bn Batuta, Tuhfetu’n-Nuzzar Fi Garaibi’l-Emsâr, M. fierif Tercü-

    mesi, s. 341. Ayr›ca bkz. Joel Shinder, “Early Ottoman Administrati-on in the Wilderness: Some Limitson Comparison”, International Jo-urnal Middle East Studies, Great Britain, 1978, s. 513.

    77 Giacomo E. Carretto, Akdeniz’de Türkler, Çev: Durdu Kundakç›-Gülbende Kuray, Ankara 1992, s. 12.

    78 John Murray, Handbook For Travellers in Constantinople, BrûsaAnd The Troad, London 1893, s. 122.

    79 Halil ‹nalc›k, The Ottoman Empire, The Classical Age 1300-1600, New York 1973, s. 143.

    80 Ekrem Hakk› Ayverdi, Osmanl› Mimarisinin ‹lk Devri I, 2. Bask›,‹stanbul 1989, s. 97.

    81 ‹. Hakk› Uzunçarfl›l›, Osmanl› Tarihi, I. Cilt, 5. Bask›, Ankara,1988, s. 133.

    82 1355’te Osmanl›lara esir düflen Selanik baflpiskoposu Gregory Pala-mas’d›r. Bkz. Halil ‹nalc›k, “Stefan Duflan’dan Osmanl› ‹mparatorlu-¤u’na, XV. As›rda Rumeli’de H›ristiyan Sipahiler ve Menfleileri”, Fu-ad Köprülü Arma¤an›, ‹stanbul 1953, s. 212.

    83 Halil ‹nalc›k, “Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun Kurulufl ve ‹nkiflaf› Dev-rinde Türkiye’nin ‹ktisadî Vaziyeti Üzerinde Bir Tetkik Münasebetiy-le”, Belleten, Cilt XV, Say› 60, Ankara 1951, s. 638.

    84 Yaflar Yücel, Anadolu Beylikleri Hakk›nda Araflt›rmalar I, s. 192.85 fierafettin Turan, Türkiye-‹talya ‹liflkileri I, s. 97.86 Elizabeth Zachariadou, Trade and Crusade, s. 163.87 Elizabeth Zachariadou, Trade and Crusade, s. 168.88 Anthony Luttrell, “Latin Responses to Ottoman Expansion before

    1389”, s. 121.89 Claude Cahen, Osmanl›lardan Önce Anadolu’da Türkler, Çev:

    Y›ld›z Moran, ‹stanbul 1979, s. 311.90 ‹. Hakk› Uzunçarfl›l›, Anadolu Beylikleri, s. 250.91 Halil ‹nalc›k, “The Yürüks, Their Origins, Expansion and Economic

    Role”, s. 53.92 Elizabeth Zachariadou, Trade and Crusade, s. 166.93 fierafettin Turan, Türkiye-‹talya ‹liflkileri I, s. 154.94 ‹. Hakk› Uzunçarfl›l›, Anadolu Beylikleri, s. 253.95 Halil ‹nalc›k, “The Yürüks, Their Origins, Expansion and Economic

    Role”, s. 52.

  • TÜRKLER ORTAÇA⁄405

    96 Bkz. Halil ‹nalc›k, “ARAB Camel Drivers in Western Anatolia inThe Fifteenth Century”, Revue d’Historie Maghrebine, X/32-33,Tunis 1983, s. 256-265.

    97 fierafettin Turan, Türkiye-‹talya ‹liflkileri I, s. 102.98 Eric R. Wolf, Europe and The People Without History, Berkeley

    1990, s. 201.99 ‹bn Batuta Uç beylikleri topraklar›nda ziyaret etti¤i baz› yerlerden

    Rum cariyeleri sat›n ald›¤›n› ifade eder ve bu ticaretin varl›¤› hak-k›nda bize bilgi verir. Bkz. ‹bn Batuta, Tuhfetu’n-Nuzzâr Fi Gara-ibi’l-Emsâr, M. fierif Tercümesi, s. 335.

    100 Elizabeth Zachariadou, Trade and Crusade, s. 160-161.101 Elizabeth Zachariadou, Trade and Crusade, s. 171 vd.102 Mustafa Akda¤, Türkiye’nin ‹ktisadî ve Îctimaî Tarihi, s. 375.103 fierafettin Turan, Türkiye-‹talya ‹liflkiler I, s. 187.104 W. Heyd, Yak›n Do¤u Ticaret Tarihi, s. 609.105 Elizabeth Zachariadou, Trade and Crusade, s. 142.106 Elizabeth Zachariadou, Trade and Crusade, s. 141.107 fierafettin Turan, Türkiye-‹talya ‹liflkileri I, s. 179.108 Bkz. H. Ak›n, Ayd›no¤ullar› Tarihi Hakk›nda Bir Araflt›rma, 2.

    Bask›, Ankara 1968, s. 155; Paul Wittek, Mentefle Beyli¤i, s. 121.

    109 ‹brahim Artuk, “Karesio¤ullar› Ad›na Bas›lm›fl Olan ‹ki Sikke”, Ta-rih Dergisi, ‹stanbul 1982, s. 284.

    110 ‹brahim Artuk, “I. Murad’›n Sikkelerine Genel Bir Bak›fl 761-792(1359-1389)”, Belleten, Cilt XLVI, Say› 184, Ankara 1983, s.790.

    111 Bkz. Konstantin Zhukov, “Ottoman, Karasid and Sarukhanid Coina-ges and The Problem of Currency Community in Turkish WesternAnatolia”, The Ottoman Emirate (1300-1389), Ed: Elizabeth Zac-hariadou, Crete University Press, 1993, s. 240 vd.

    112 ‹slâm ülkelerinde kullan›lan mudd ve di¤er ölçü birimleri için bkz.Walther Hinz, ‹slâm’da Ölçü Sistemleri, Çev: Acar Sevim, ‹stan-bul 1990.

    113 Elizabeth Zachariadou, Trade and Crusade, s. 146 vd.

    114 Elizabeth Zachariadou, Trade and Crusade, s. 148 vd.

    115 Elizabeth Zachariadou, Trade and Crusade, s. 151 vd.

    116 Elizabeth Zachariadou, Trade and Crusade, s. 138 vd.

    117 Elizabeth Zachariadou, Trade and Crusade, s. 153.

    118 fierafettin Turan, Türkiye-‹talya ‹liflkileri I, s. 187.

    119 Elizabeth Zachariadou, Trade and Crusade, s. 158.

    Ahmed Tevhid, “Rum Selçukî Devleti’nin ‹nkiraz›yla Teflekkül Eden Ta-vâif-i Mülûk, Sinop’ta Gazi Çelebi”, Tarih-i Osmanî EncümeniMecmuas›, Cilt I, Say› 5, ‹stanbul 1326, ss. 422-424.

    Akda¤, Mustafa, Türkiye’nin ‹ktisadî ve ‹çtimaî Tarihi (1243-1453),Cilt I, Cem Yay›nevi, ‹stanbul, 1995.

    Ak›n, Himmet, Ayd›no¤ullar› Tarihi Hakk›nda Bir Araflt›rma, 2. Bas-k› A. Ü. Dil ve Tarih-Co¤rafya Fakültesi Yay›nlar› Ankara, 1968.

    Artuk, ‹brahim, “Karesio¤ullar› Ad›na Bas›lm›fl Olan ‹ki Sikke”, TarihDergisi, Say› 33, ‹stanbul, 1982, s. 283-290.

    Artuk, ‹brahim, “I. Murad’›n Sikkelerine Genel Bir Bak›fl 761-792 (1359-1389)”, Belleten, Cilt XLVI, Say› 184, Ankara 1983, s. 787-793.

    Ayverdi, Ekrem Hakk›, Osmanl› Mimarisinin ‹lk Devri I, 2. Bask›, Fe-tih Cemiyeti Yay›nlar›, ‹stanbul 1989.

    Barkan, Ömer Lûtfi, “Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda Bir ‹skân ve Kolonizas-yon Metodu Olarak Sürgünler”, ‹stanbul Üniversitesi ‹ktisat Fa-kültesi Mecmuas›, Cilt XI, Ekim 1949-Temmuz 1950, s. 524-569.

    Bryer, Anthony, “The StrUçture of the Late Byzantine Town: Dioikismosand the Mesoi”, Continuity and Change in Late Byzantine andEarly Ottoman Society, Eds: Anthony Bryer and Heath Lowry, Was-hington 1986, s. 263-279.

    Buch, Wilfried, “14. /15. Yüzy›lda Kudüs’e Giden Alman Hac›lar›n›nTürkiye ‹zlenimleri”, Çev Yüksel Bayp›nar, Belleten, Cilt XLVI, Sa-y› 183, Ankara 1982, s. 509-533.

    Cahen, Claude, Osmanl›lardan Önce Anadolu’da Türkler, Çev: Y›ld›zMoran, E Yay›nlar› ‹stanbul 1979.

    Carretto, Giacomo E., Akdeniz’de Türkler, Çev: Durdu Kundakç›-Gül-bende Kuray, TTK. Yay›nlar›, Ankara 1992.

    Castellan, Georges, 14. -20. yy. Balkanlar’›n Tarihi, Çev: Ayflegül Yara-man-Baflbu¤u, Milliyet Yay›nlar› ‹stanbul 1993.

    Charanis, Peter, “Bizans ‹mparatorlu¤u’nun Çöküflündeki Ekonomik Fak-törler”, Çev: Melek Delilbafl›, Belleten, Cilt XLVIII, Say› 191-192,Ankara 1984, s. 523-535.

    Clavijo, Ruy Gonzales De, Timur Devrinde Semerkand’a Seyahat, Çev:Ö. R. Do¤rul, Nak›fllar Yay›nevi, ‹stanbul 1975.

    Delilbafl›, Melek, “Orta Ça¤’da Türk Hükümdarlar› Taraf›ndan Bat›l›laraAhidnâmelerle Verilen ‹mtiyazlara Genel Bir Bak›fl”, Belleten, CiltXLVII, Say› 185, Ankara 1983, s. 95-103.

    Diehl, Charles, Bizans ‹mparatorlu¤u Tarihi, Çev: Tevfik B›y›kl›o¤lu,Vakit Gazete/Matbaa, ‹stanbul 1937.

    Dukas, Bizans Tarihi, Çev: Viladimir Mirmiro¤lu, ‹stanbul, Fethi Derne-¤i, ‹stanbul 1956.

    Eflâkî, Menâk›bü’l-ârifin, Haz: Tahsin Yaz›c›, Cilt I-II, TTK. Yay›nlar›,Ankara 1989.

    Emecen, Feridun M., “Ottoman Policy of Conquest of the Turcoman Prin-

    cipalities of Western Anatolia with Special Reference to SarukhanBeyli¤i”, The Ottoman Emirate (1300-1389), Ed: Elizabeth Zacha-riadou, Crete University Press, 1993, ss. 35-40.

    Emecen, Feridun M., “Bat› Anadolu’da Yörükler”, Anadolu’da ve Ru-meli’de Yörükler ve Türkmenler Sempozyumu Bildirileri, Anka-ra 2000, s. 113-120.

    Faroqhi, Suraiya, Osmanl›’da Kentler ve Kentliler, Çev: Neyyir Kalay-c›o¤lu, 2. Bask›, Tarih Vakf› Yurt Yay›nlar›, ‹stanbul 1994.

    Heyd, W., Yak›n Do¤u Ticaret Tarihi, Çev: Enver Ziya Karal, TTK. Ya-y›nlar›, Ankara 1975.

    Hinz, Walther, ‹slâm’da Ölçü Sistemleri, Çev: Acar Sevim, MarmaraÜniversitesi Yay›nlar›, ‹stanbul 1990.

    Imber, Colin, The Ottoman Empire 1300-1481, The Isis Press, ‹stanbul1990.

    ‹bn Batuta, Tuhfetu’n-Nuzzâr Fi Garaibi’l-Emsâr, Tercüme: Mehmedfierif, Cilt I, ‹stanbul, 1335.

    ‹bn Bibi, El Evamirü’l-Ala’iyye Fi’l-Umuri’l-Ala’iyye (Selçuk-Nâme)II, Haz: Mürsel Öztürk, Kültür Bakanl›¤› Yay›nlar›, Ankara 1996.

    ‹nalc›k, Halil, “Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun Kurulufl ve ‹nkiflaf› DevrindeTürkiye’nin ‹ktisadî Vaziyeti Üzerinde Bir Tetkik Münasebetiyle”,Belleten, Cilt XV, Say› 60, Ankara 1951, ss. 629-684.

    ‹nalc›k, Halil, “Stefan Duflan’dan Osmanl› ‹mparatorlu¤u’na, XV. As›rdaRumeli’de H›ristiyan Sipahiler ve Menfleileri”, Fuad Köprülü Arma-¤an›, ‹stanbul 1953, s. 207-248.

    ‹nalc›k, Halil, The Ottoman Empire, The Classical Age 1300-1600,New York, Praeger Publishers, 1973.

    ‹nalc›k, Halil, ”Bursa and The Commerce of The Levant”, The OttomanEmpire: Conquest, Organization and Economy, London 1978, ss.131-147.

    ‹nalc›k, Halil, “ARAB Camel Drivers in Western Anatolia in The Fifte-enth Century”, Revue d’Historie Maghrebine, X/32-33, Tunis1983, s. 256-270.

    ‹nalc›k, Halil, “The Question of The Emergence of The Ottoman State”,Studies in Ottoman Social and Economic History, Variorum Rep-rints, London 1985, s. 71-79.

    ‹nalc›k, Halil, “The Yürüks, Their Origins, Expansion and Economic Ro-le”, Oriental Carpet and Textile Studies, Eds. R. Pinner and W.Denny, Hal› Magazine, London 1986, s. 39-65.

    ‹nalc›k, Halil, “The Rise of the Turcoman Maritime Principalities in Ana-tolia, Byzantium and the Crusades”, The Middle East and the Bal-kans under the Ottoman Empire, Bloomington, 1993, s. 309-341.

    Koenigsberger, H. G., Medieval Europe (1400-1500), A History of Eu-rope, Longman Group, Hong-Kong 1987.

    Köprülü, Fuad, Osmanl› Devleti’nin Kuruluflu, 3. Bask›, TTK. Yay›n-lar›, Ankara 1988.

    Kaynaklar

  • TÜRKLER ORTAÇA⁄406

    Köymen, Mehmed Altay, Büyük Selçuklu ‹mparatorlu¤u Tarihi, CiltI, TTK. Yay›nlar›, Ankara 1989.

    Lapidus, Ira M., A History of Islamic Societies, Cambridge UniversityPress, 1991.

    Luttrell, Anthony, “Latin Responses to Ottoman Expansion Before 1389”,The Ottoman Emirate (1300-1389), Ed: Elizabeth Zachariadou,Crete University Press, 1993, s. 119-234.

    Murray, John, Handbook For Travellers in Constantinople, BrûsaAnd The Troad, London 1893.

    Ocak, Ahmet Yaflar, Kültür Tarihi Kayna¤› Olarak Menâk›bnâmeler(Metodolojik Bir Yaklafl›m), TTK. Yay›nlar›, Ankara 1992.

    Oikonomides, Nicolas, “The Turks in Europe (1305-1313) and the Serbsin Asia Minor (1313)”, The Ottoman Emirate (1300-1389), Ed: Eli-zabeth Zachariadou, Crete University Press, 1993, s. 159-168.

    Ostrogorsky, Georg, Bizans Devleti Tarihi, Çev: Fikret Ifl›ltan, 4. Bask›,TTK. Yay›nlar›, Ankara 1995.

    Pakal›n, Mehmet Zeki, Osmanl› Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlü-¤ü, Cilt III, Milli E¤itim Bakanl›¤› Yay›nlar›, 1 ‹stanbul 993.

    Runciman, S., “Anadolu’nun Orta Ça¤lardaki Rolü”, Belleten, Cilt VII,Say› 27, Ankara 1943, s. 549-556.

    Schiltberger, Johannes, Türkler ve Tatarlar Aras›nda (1394-1427), Çev:Turgut Akp›nar, ‹letiflim Yay›nlar›, ‹stanbul 1995.

    Sevim, Ali, Anadolu’nun Fethi Selçuklular Dönemi, (Bafllang›ç’tan1086’ya Kadar), TTK. Yay›nlar›, Ankara 1988.

    Shinder, Joel, “Early Ottoman Administration in the Wilderness: SomeLimitson Comparison”, International Journal Middle East Studies,Great Britain, 1978, s. 497-517.

    Spuler, Bertold, ‹ran Mo¤ollar›, (Siyaset, ‹dare ve Kültür, 1220-1350),Çev: Cemal Köprülü, 2. Bask›, TTK. Yay›nlar›, Ankara 1987.

    fieker, Mehmet, ‹bn Batuta’ya Göre Anadolu’nun Sosyal-Kültürel ve‹ktisadî Hayat› ile Ahîlik, Diyanet ‹flleri Baflkanl›¤› Yay›nlar›, An-kara 1993.

    Togan, Zeki Velidi, “Mo¤ollar Devrinde Anadolu’nun ‹ktisadî Vaziyeti”,Türk Hukuk ve ‹ktisat Tarihi Mecmuas›, Cilt I, ‹stanbul 1931, s.3-42.

    Togan, Zeki Velidî, Umumî Türk Tarihine Girifl (En Eski Devirlerden16. Asra Kadar), Cilt I, 3. Bask›, ‹. Ü. Edebiyat Fakültesi Yay›nlar›,‹stanbul 1981.

    Turan, Osman, Türk Cihân Hâkimiyeti Mefkuresi Tarihi, Cilt II, 6.Bask›, Nak›fllar Yay›nevi, 1980.

    Turan, Osman, Selçuklular Zaman›nda Türkiye, (Siyasî Tarih, AlpArslan’dan Osman Gazi’ye, 1071-1318), 3. Bask›, ‹stanbul, Bo¤azi-çi Yay›nlar›, ‹stanbul 1993.

    Turan, fierafettin, Türkiye-‹talya ‹liflkileri I (Selçuklulardan Bizans’›nSona Erifline), Metis Yay›nlar›, ‹stanbul 1990.

    Türk Ansiklopedisi, “Akritas”, Cilt I, Ankara 1946, s. 364.

    Uzunçarfl›l›, ‹. Hakk›, “Anadolu Türk Tarihinde Üç Mühim Sima”, TürkTarih Encümeni Mecmuas›, Cilt I, Say› 5, Haziran 1930-May›s ‹s-tanbul 1931, s. 64-82.

    Uzunçarfl›l›, ‹. Hakk›, Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu-Karakoyun-lu Devletleri, 4. Bask›, TTK. Yay›nlar›, Ankara 1988.

    Uzunçarfl›l›, ‹. Hakk›, Osmanl› Tarihi, I. Cilt, 5. Bask›, TTK. Yay›nlar›,Ankara 1988.

    Varl›k, Mustafa Çetin, Germiyan-o¤ullar› Tarihi (1300-1429), AtatürkÜniversitesi Yay›nlar›, Ankara 1974.