Upload
others
View
3
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
Yücel Dağlı Anısına "geldi Yücel, gitti Yücel. bir nefes gibi ... "
Hazırlayanlar
Evangelia Balta Yorgos Dedes. Emin Nedret Işlı M. Sabri Koz
Turh.-uaz Yayınları: ı8
ISBN: 978-605-88909~2-3 İstanbul 2oıı
Hazırlayaniar
Evangelia Balta Yorgos Dedes Em.in Nedret İşli M. SabliKoı
Yüceı DaglıAnısına '"Geldı Yücel, Gttti Yüceı. Btr Nefes Gibi ... "
Yayın sorumlusu Em.in Nedret İşll
Ki.tap tasarımı Ersu Pekin
Grafik uygulama Kemal Kara
Basla ve cilt Mas MatbaacılıkA Ş. Hamid.iye Mahallesi, Soğuksu C~ddesi, No:3334408 Kağıthane, İstanbul 02ı2 294 ıo 00 Sertifika No: 12055
Turh.-uaı Yayınları Emir Nevruz Sok. No:ı2 (2d) Panayta Apt. Galatasaray 34430, İstanbul \Veb: sahaf-turkuaz.com c mail: bilı,ti@'sahaf · tur1.-uaz.com tel: (:u2) 245 45 88 faks: (2ı2) 245 45 84
©Tüm yayın hakları saklıdır. Tanıtım için yapılacak !asa alıntılar dışında yazarların ve yayıncının izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz.
Te~ekkür Bu kitabın ortaya çıkmasında emeği geçen herkese ve özellikle Priscilla Mary Işın, Arzu Karamani Pekin, Bahattin Öztuncay, Ersu Pekin veArsen Yarman'a ...
EYÜP'Te ismi UllUTULIDUŞ Bir TeKKe: şeYH Ara:PZaDe HaCIALİ EFenni NaKŞiBenDİ nerGaHI
Mesut Ayar*
Halıç kıyısında bulunan Eyüp sem
ti, bilindiği üzere fetihten sonra İstanbul surlarının dışında oluşmuş
ilk Türk yerleşim merkezidir. Eyüp Sultan türbe ve külliyesinin inşa
sıyla birlikte, zamanla İstanhul'un manevi bakımdan en önemli mer
kezlerinden biri haline gelen Eyüp kasabası, Osmanlı-Türk şehircili
ğinin tipik bir örneği olarak araştırılması gereken bir konudur.' Eyüp
gibi dini-mistik kimliğiyle öne çıkan bir semtin tari.bi ortaya konul
maya çalışılırken, tekke ve dergahların ihmal edilmemesi gereken mekanlar olduğu da hatırdan çıkarılmamalıdır.~ Gerçekten de Eyüp ve
civarı; cami, mescit, türbe, tekke, imaret ve benzeri di.niyapılar açısın
dan oldukça zengin bir mevkidir. Bunlar arasında çok ünlü ve önemli
leri olduğu gibi mahalle aralarına sıkışmış ve sessizce varlığını devam
ettirerek tarih sahnesinden çekilmiş olanlar.ı da vardır. Biz bu çalış
ma ile daha çok hamsinin adıyla anılan3 Şeyh Arapzade Hacı Ali Efendi
Nakşibendi Dergahı'nın tarihçesini ortaya koyınaya çalışacağız.
Tekke; Düğmeciler (Dökmeciler/Dökmecibaşı) Mahallesi'ndeki
eskiden Olukluhayır, şimdi ise Çırçır diye bilinen mevkideydi ve bu
•Halil İnalcık, "Eyüp Sultan Tarihi ÖnAraşhrma Projesi-Sunuş". 18. Yüzyıl Kadı Sicilleri lşıgında Eyüp "te Sosyal Yaşam. Ed. Tülay Artan. İstanbul, 1998. s. ı.
•Hakikaten. bir şehri oluşturan fiziksel öğelerin mikro tarih çalışmaları neticesinde ulaşılabilen tüm bilgilerle değerlendirilmesi. o şehrin sosyal. kültürel. ekonomik ve siyasi portresinin çizilebilmesine, yani bütünün anlaşılmasına yadsınamaz bir katkı sağlar.
3 Örneğin bkz. Halci Asitdn-ı Alıyye 'de ve Civannda Vaki· Olan Dergah Zevayci ve Hankcih. İstanbul. Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı [İBB.AK]. Osman Ergin Yazmaları, nr. 18~5. vr. ıh: Erzurumlu Yeşilzade Mehmed Salih, Rehber-i Tekciya. Süleynıaniye Kütüphanesi [SK1 Tırnovalı Bölümü. nr. 1035. 1335 (Rumı)/ı919. s. 18.
~ Yard. Doç. Dr .. Kırklareli Ün. Fen- Ed. Fak. Tarih Böl. Öğretim Üyesi. mesutayar@ hotmail.com Bu çalışma. "Eyüp'te Oluklubayır
Nakşibendi Tekkesi" adıyla. İstanbul
: Araştımıalan Dergisi, : S. ~ (ı997)'de : yayınlanan • makalenin. : sonraları bilhassa : OsmanlıArşivi'nde : tespit edilen : yeni vesikalarla : genişletilip baştan
: yazılmış halidir. : O dönemde sözü : edilen çalışmayı : yapmama vesile : nJııo. IPS\'İk VP
: yardıml~rıru esirgemeyen değerli hocanı Sadi Kucur'.a müteşekkir olduğumu burada da belirtmek isterim.
Yücel Dağlı Anısına ·,(!4Jr0ttl.ıı-':'l rfo&Cd. t:ı-ntfuç.bt .•• •
l\JAKUAZ YAYtNl..ARI, ISTANBUL 2010
yüzden kaynaklarda "Ol~uhayır Tekkesi"+ ismiyle de geçmektedir.
Olukluhayır, Rami semtinin bulunduğu tepenin Eyüp'e doğru inen
eteklerindeki dik bir yamacın altında kurulmuştur. Bu ismi ise muh
temelen, aynı yerdeki dar bir oluktan akan çeşmeden almıştır. Çeş
menin küçük ve özensiz yazılı kitabesinde 1130/ı 717-18' de yaptırıldı
ğı bel.irtilı:nişses de bu kitabenin bir onarımdan sonra çeşmeye konul -
muş olma ihtimali de göz ardı edilmemelidir. Bununla birlikte semtin
bu tarihten çok daha önceleri oluşmaya başladığı düşünülebilir. Zira
aynı mevkideki Ümmi Sinan Tekkesi'nin ve Dökmeciler Camü'nin te
sisi bir buçuk asır daha eskidir. Aynı bunlar gibi yine tekkenin çok ya
kınında bulw:iaıiTahta Minare Camii'nin de daha eski bir mazisi var
dır. Yalnızca fıunlardan, Dökmeciler Mahallesi'nde en az XVI. yüzyıl
ortalarına kadar uzanan hatırı sayılır bir Türk yerleşimi bulunduğu
sonucu çıkarılabilir. 6 Sözü edilen yapıların bulunduğu bu mevkiin bir
dergah mahalli olarak seçilmesinde, Eyüp Sultan 'a yakınlığı yanında, bir su kaynağına sahip olması da etkili olmuş olmalıdır.
Diğer taraftan tekke, muteber bir şeyh olduğu bilinen ve bura -
da uzun yıllar postnişinlik yapmış olan Şeyh Niyazi Efendi' den dolayı
onun adıyla da anılmıştır. Ayrıca dergah, tespit edemediğimiz bir ta -
rihten sonra, vakıf kaydından anlaşıldığına göre, "Karasüleyman Tek
kesi" olarak da zikredilmiştir.7 Fakat bu son ismin kime/neye istina
den verilmiş olduğu tam olarak belli değildir. Ancak bu ismin, Oluklu-
+Örneğin bkz. Başbakanlık Osmanlı Arşivi [BOA], KamilKepect, nr. 6~90/ı, s. ~8o;Asttci.ne-tAlın-e ve Bilci.d-ı Selase 'de Kci.ın el-an Mevcüd ve Muhterik Olmuş Tekyelerin lstm ve Şöhretleri ve Mukabele-i Şerife Günleri Beyci.n Olunur, Darü's-Saltanatti's-Seniyye. 1~56/ı840, s. ı6. Ayrıca. ı301/ı885 tarihinde Dahiliye Nezareti tarafından hazırlanan istatistil'te de tekkenin adı "Oluklubayır·· olarak geçmeh-tedir. bkz. HaW İnalcık. "Eyüp Projesi". Eyüp: Dün! lJugun;)eınpozyuınu (1993J. isıanbul, 1994. s. u .
5 Halle arasında "Çırçır" diye bilinen ve yakın bir zamana kadar bol suyu bulunan çeşmenin üzerindeki kitabede, "Sahibü'l-hayrat Altuncuzade elHacc Mustafa Ağa ıı3o" yazılıdır. Şifalı olduğuna inanılan sudan faydalanmak için, bundan ~o yıl öncelere kadar, İstanhul'un çeşitli semtlerinden ellerinde su kaplarıyla buraya insanlar gelmel'teydi. Fakat zamanla çeşmenin üzerindeki bayırda yeni yeni evler yapıldığı için, suyun mih-tarı azalmış. lezzeti de kaybolmuştur. Çeşme bugün unutulmak üzeredir.
6 Mahallenin kııruluşunun ise Fatih dönemine kadar indiği bilinmeh'tedir. Bkz. F. Hayrunnisa Kara, "Rami", Dünden Bugüne İstanbulAnsiklopedisL, VI. s.305.
7 Vakıflar İstanbul Bölge Müdürlüğü, Hayır İşleri Dosyası. Y.H. 8/ 4- E Dosya P. ~s~-
bayır Tekkesi'ne çokyakın bir mevkide bulunduğu bilinen, ama bugün
mevcut olmayan bir mescitten dolayı verildiği de düşünülebilir. Zira,
II. Bayezid devri ricalinden Defterdar Kara Süleyman Efendi tarafın -
dan inşa ettirilen bu yapı, kaynaklarda "Defterdar Mescidi", "Tah
ta Minare Camii" ya da "Karasüleyman Camii" olarak geçmektedir.8
Muhtemelen bundan dolayı , Cumhuriyet'in ilk yıllarındaki cadde ve sokak adlarıyla ilgili düzenlemeler sırasında, yanlışlıkla tekkenın bu -
lundugu sokağa "Karasüleyman Tekkesi Sokak" adı verilwış, bu se
beple de artık terk edilmiş olan dergah, çevresi tarafından bahsedilen
isimle anılmaya başlanpuştır. Bilindiği üzere tekkeler, tasavvuf düşüncesinin, terbiyesinin de
rinleştirildiği ve halka takdim edildiği yerler olmuştur. Dervişlerin zi
kir ve seyr-i sülük merkezli faaliyetleri için toplandıkları mekanlar
olan tekkeler, ekseriyetle şeyh aileleriyle dervişlerin bir kısmı için
birer ikametgah olmuştur. Zaviye, hankah ve dergah gibi isimlerle de
anılan tekkelere insanlar, dünya hayatının çeşitli zorluk ve sıkıntıla
rından sıyrılmak için devam ederlerdi. Osmanlı Devleti döneminde Eyüp dahilinde, N akşi, Sa' di, Sinaru,
Kadiri, Rufai, Bedevi, Halidi, Cerrahi, Sünbüli, Şa'baru ve Halveti
tarikatlarına bağlı bu tip birçok yapı meydana getirilmişti. Baha
riye Mevlevihanesi, Emir Buhari, Baba Haydar, Kaşgari ve yine
Oluklubayır'daki Ümmi Sinan (Nasuh Dede) Tekkeleri bunların ilk akla gelenlerindendir. Kaynaklarda bu tür mekanlar hakkında geniş
çe malumat bulmak mümkündür. Ancak, Şeyh Ali Efendi Tekkesi 'nin
herhalde bunlar kadar meşhur bir dergah olmayışından9 ve binasının
da günümüze kadar ulaşamamasından olsa gerek, hakkında teferruat
lı hır bilgıye rastlanamamıştır.
İstanbul' daki tekke ve zaviyelerle ilgili olarak hazırlanmış eser
lerde, bu dergahla ilgili ya çok kısa bir bilgi verilmiş ya da ona hiç
değinilmemiştir. Yine çok az sayıdaki arşiv vesikasında bu tekkeden
8 Hafıı Hüseyin Ayvansarayi. Hadikatü'l-Cevtinıi. I. İstanbul, ı:ı.81. s. :ı.65 ; Ahmet Agu.r. "Defterdar Mescidi". İstanbul Ansiklopedisi, Vlll, s. 4344; İ. Aydın Yüksel, Osmanlı Mimartsınde II. Bayezid - Yavuz Selim Devri (886-926/1481-1520), V. İstanbul, 1983. s. :ı.43.
9 Örneğin. 1913-14'te hazırlanan ve genel olarak şehirdeki dergahların da işaret edildiği bir haritada. Dölaneciler Cfımii ve Ümmi Sinan Tekkesi net bir şeldlde gösterilmesine rağmen. Oluklubayır Zaviyesi gösterilmemiştir. bkz.Alrnan Mavileri, I. Dünya Sava.şı Öncesi İstanbul Hartıalan. III, (Haz. İrfan Dağdelen). İstanbul. :ı.007, Pafta Mı3ve Mı3- ı.
MESUT AYAR EYÜPTEİSMİ UNUTULMUŞ BİR TEKKE: ŞEYH ARAPzADE HACI ALJ EFENDİ NAKŞİBENDİ OERGAHI
32-33~
Yücel Dağlı Arusına ·p!dı facd.ç-.ı.::liın1.bırr4osı~ ... •
bahsedilmektedir. Bunların yanında, Hacı Ali Efendi Zavıyesi'nin
tarihçesi araştırılırken başlıca kaynaklardan biri olarak haziresinde
bulunan mezar taşları değerlendirilmiştir. Gerçekten de genel ola
rak Osmanlı mezar taşları dünyadaki örnekleriyle karşılaştırıldığın -
da hem estetik açıdan en gelişmiş örneklerdendir, hem de mezara
defnedilenler ve onların yaşadıkları toplum hakkında en kesin bil
gileri verirler. 10 Dergahtan günümüze bir hazire kalmış olması, ta
rihçesinin ortaya konulması bakımından büyük bir şans olmuştur.
Düğmeciler Mahallesi, K.arasüleyman Tekkesi Sokak'ta, 24 pafta,
ı86 ada, 3 parselde bulunan dergahın esas kapısı adı geçen sokak üzerin
de, şeyh evinin kapısı ise Düğmeciler Caddesi' ne açılmaktaydı. Şeyh evi
ne iki kanatlı, ahşap büyük bir kapıdan giriliyordu. Bu geniş, büyük ve iki katlı bina ı95o'lere kadar mevcuttu. Buradan zikirhaneye çıkılıyordu ve
kapısının üstündeki ahşap kitabesinde şu Arapça ibare bulunmaktaydı:
Ya mütefettiha '1-ebvab
İftah lena hayre '1-bab
(Ey kapıları açan Allah, bizim için en hayırlı kapıları aç) 11
2009 yılına gelindiğinde, tekkenin orijinal halinden geriye sa
dece baziresi, bazı duvar kalıntıları ile bulunduğu konum itibariyle
tekke için yapıldığı anlaşılan bir çeşme kalabilmişti. Vakıflar lstan
bul Bölge Müdürlüğü'nde bulunan tekke ile ilgili dosyadaki12 ve bu
gün dergahın çevresinde ikamet edenlerin verdiği bilgilere göre. ya -
kın zamana kadar var olan, bugün ise izine dahi rastlanmayan ahşap
tekke binasının mihraplı tevhidhane kısmıyla bir havuzu bulunmak
taydı. Bir detay olarak belirtilmelidir ki bu havuzun fıskiyesinin ye
rinden sökülerek, Beyoğlu İstiklal Caddesi'ndeki Ağa Camii' ne götü
rüldüğü bilinuıekLewr. ,ı
Zaviyenin esas kapısı yanındaki çeşme ise klasik olup, kesme
taş ve tuğladan yapılmışh. Mermer motifli ayna taşı üzerinde biri ta
mirine dair olmak üzere iki kitabesi vardı. Çeşmenin ı 990 'lardan iti-
10 Jean Louıs Bacque-Grammont, "Eyüp Mezarlı.ldannın İncelenmesi Üzerine DUşUnceler". Eyüp: .Dan/Bugün Sempozyumu (1993). İstanbul. 1994. s. 6~.
11 Mehmet Nerıni Haskan. EJiip Sultan Tarihı. I. Ankara ~008, s. 90.
ı: Vakıflar İstanbul Bölge MUdürlüğü, aym dosya.
13 Türkan Okçuoğlu. "Ağa C3.mii", Danden Bugüne lsıanbulAnsiklopedısı. 1,
s. 97; Aydın Yüksel. "Ağa C3.mii", DlA. I. s. 453.
haren artık mevcut olmayan ilk kitabesinden, Kaymakam Meh.med
Paşa tarafından 118ı/ı767-69 yılında yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Bu
zatTevkıiErninPaşa'nınsadareti sırasında ıı83/ı769-70 - 1187/ı773 -
74 yılları arasında rikab kaymakamı olan, iki kez kaptanıderyalığa, bir kere de sadarete getirilen ve ı:4ı6/ı8o:4-ı8o3'te vefat eden Melek
Meh.med Paşa'dır. 1+ Yine ıs yıl kadar önce mevcut olup sonradan yerinden sökülerek çalınan ikinci kitabeye göre ise çeşme ı3ı5/ı897-98
yılında Mekteh-i Tıhhiye-i Şahane'nin doğum muallimeleainden Ve
falı Zeliha Hanım tarafından yenilenmiştir. Bu hanım ı 8 90' da kaybet
tiği kızını tekke hazireşine defnettirdikten sonra, muhtemelen kendi -
sinin de müdavimi olduğu tekkenin hitişiğındeki, o vakitlerde de ha -
rap bir halde bulunan çeşmeyi onartmıştır. 15
Ayvansarayi, Hadıka 'sında tekkenin temelinin Sultaıi III.
Mustafa' nın saltanatının başlarında yani 1757' den az sonra atıldığını, 16
Tabibzade Derviş Mehmed Şükri ise, tekkenin 117ı/ı757-58 yılında bina
edildiğini hildirmektedirler. 1i Bunların yanında Sicill-i Osmani'de
tekkenin 1175/ı 76ı -6:4' de yapıldığına dair bir kayıt bulunmaktadır. 16
Şeyh Ali Efendi, diğer adıyla Olukluhayır Zaviyesi inşa edil -
diği tarihten faaliyetine son verilinceye kadar hep bir Nakşibendi
dergahı olmuştur. 19 Fakat tekkede faaliyette bulunan şeyhlerin hu
tarikatın hangi koluna mensup olduğunu tespit edemedik. Diğer
................... .... .... .. ....... ... .. •.• • · .................. . • .ı İbrahim Hilmi Tanışık, İstanbul Çeşmeleri. 1, İstanbul, 1943, s. :ı.oo; Affan Egemen, İstanbul' un Çeşme ve Sebitleri, İstanbul , 1993. s. 587 (Bu eserde çeşmenin 1977 yılında çekilmiş bir fotoğrafı da bulunmaktadır).
ıs :ı.008 yılında suyu akmayacak bir şekilde de olsa, Eyüp Belediyesi çeşmeyi onartmış, bahsi geçen bu iki kitaheyi de aslına uygun olarak hazırlatıp çeşmedeki .verlerine kovrlıı rmııshır.
'6 Hafız HüseyinAyvansarayi, .. II, İstanbul, ı:ı,81, s. :ı.67.
"' Tabi.bzade Derviş Mehmed Şükri, Deriln-ı lslanıbul'da Hankahlar Beyanındadır, İBB.AK. Belediye Yazmaları. nr. K. 75. vr. 36.
'8 Mehıned Süreyya. Sicill-i Osnıani, Ill, İstanbul, ı3ıı . s. 548.
'9 Atilla Çetin, "İstanbul'daki Tekke. Zaviye ve Hankanlar Hakkında ıı 99/ı 784 Tarihli Önemli Bir Vesika". Vakıflar Dergisi, XlII (ı 981). s. 588; II. Mahmud 'un Km Saliha Sultan lle Tophane Müşiri Halil Rifaı Paşa 'nın Dü.gt.inlertyle i!g;.li Tutulan Defter, İstanbul Üniversitesi Kitaplığı. İhnülemin Mahmud Kemal İnal Bölü.mü, nr. :ı.80:\, 13b. Bu eserin bir değerlendirmesi ve yayım için bkz. Hatice Aynur, "SalihaSultan'm Düğün Töreni ve Şenlikler". Tarih ve Toplum, 6ı (Ocak 1989). s. 30-39, Baodırmalızade Ahmed Münib, Mecnıua:-ı Tekciyci. İstanbul. 1307. s. 14.
MESUT AYAR EYÜP'TE İSMi UNUll.JL.MUŞ BİR TEKKE: ŞEYH ARAPzADE HACI ALI EFENDİ NAKŞİBENDİ DERGAHI
34-35~
Yücel Dağlı Anısına
taraftan, tekkenin. hazires~nde genellikle Bektaşilerin kullandığı "baba" lakabını taşıyan ve "bende- i Aı-i Aba" olduğu zikredilen birisine ait mezar taşının bulunması dikkat çekmektedir. ' 0 Ayrıca, inceleyebildiğimiz tekke listelerine göre, tekkenin mukabele günü hep
perşembe olmuştur. 21
Yaklaşık 170 yıllık faaliyeti sırasında tekkede tespit edebildiğimiz kadarıyla beş zat şeyhlik yapmıştır. ,, Ancak bunlardan başka arşiv vesikalarında rastladığımız ve lasa müddet zaviyedarlık yaptıkları anlaşılan üç zatın ismini de zikretmek yerinde olacaktır. Bir de hiç
bir kaynakta kayıtlı olmayıp . tekkenin haziresinde bulunan bir mezar taşında adı geçen bil- zatın da burada postnişinlik yapmış olma ihtimali bulunİnaktadır. Şeyhlerin kronolojik listesi ise şu şekilde
çıkarılabilir:
ı. Hacı Ali Dede b. Mağribi ŞeyhAbdurrahim- 1757-58I5Ağustos1788
~- Abdülvahhab Efendi b. Hasan- 1788 sonu I 1789 başı
3. Mehmed Said Efendi- 1789 / 14 Mayıs 1791 4. Seyyid Mehmed Sadıkb. Bedreddin- 179ı 1?
5. Seyyid Hasan Hüsnü Efendi- ? I ~o ~öUstos ı83ı 6. Hacı Mehmed Niyazi Efendib. Süleyman el-Edirnevi- ı83ı 11870
7. Hüseyin Hüsnü Efendi- 18701Şubat1894 8. Hacı Mehmed Fevzi Efendi-? / ı9~5
Ayrıca belirtildiği üzere, zaviyenin haziresinde bulunan Fatıma Molla Hanım'a ait mezar taşında yazılanlar, yukarıda sayılan silsileyi değiştirebilecek türden bir bilgiyi ihtiva etmektedir. Şeyh listesinde beşinci sırada yazılan Seyyid Hasan Hüsnü Efendi'nin eşi de olan Fatma Molla'nın oğlu Muhammed Ali Efen-
"'0 Dalıa <;vh Ilckıa'?ikrcc 1,.ullaıulan .. Laba"" \.<- ""Lende: i .\ı i ,\ba·· ilıardc
ri, kabrin sahi.binin Bel,.-taşi olabileceğini düşündürtmektedir. 1826'da bu tarikatın yasaklanmasından sonra kiınliklerini gizleyen bazı Bektaşilerin Nakşi tekkelerine devam ettiğinin bilinmesi. bu zatın Bel-taşi olma ihtimalini arttırmak-tadır. Bunun yanında, aynı kişinin 11. Mahmud'un sarıkçıbaşısı olması da dikkat çeken diğer bir durumdtır. bkı. 8 numaralı meıar taşı.
°' Rehber-i Tekci.yii, s. 18; Hacı İsmail Beyzade Osman Bey. Mecmua-i Ceviimi'. II (Hiiric-i Sur-ı İstanbuı), Dersaadet, ı304/ı886-1887, s. 4 -5; BandırmalıziideAhmed Münib.Age .. s. 14.
"Tomiir-ı Tekiiyii'da 19oı yılına kadar bu tekkede yalnızca üç postnişinin görev yaptığı belirtilmel-teyse de (bkz. Mahmud Erol Kılıç, "Yedi Tepe-
· li Şehrin Tekkeleri ve Muhyiddin Efend.i'nin 'Tomar-ı Tekiiyii'sı ", lstanbul Armaganı 3 (Gündelik Hayatın Renkleri). İstanbul, ı997· s. 273.) bu bilgi kesinlikle yanlıştır.
di, taştaki isminin önünde "şeyh" unvanı bulunduğundan -kesin
olmamakla birlikte- babasından sonra kısa bir süre postnişinlik
yapmış olabilir.23 Ancak bu bilgiyi teyit edebilecek herhangi bir
kayda rastlanamamıştır. Tekkenin banisi Arapzade Ali Dede'dir."·f Babası, devrin kam.il
kişilerinden Mağribi ŞeyhAbdurralıim Efendi olan Ali Dede, Kumkapılı Şeyh Melımed Nureddin Kagıdi Efendi'nin müridi, sonra da ha
lifesi olmuştur.'5 Ali Dede'nin şeyhi baklandaki mevcut ~ilgilerimiz,
onun önce Şeyh Murad Efendi' den, sonra Şeyh Niyazi Efendi' den hi
lafet aldığı, ıı88/ı774;-75'te vefat ettiği ve Oluklubayır Tekkesi'nin
tevhicl.hauesine defnedilmiş olduğıından ibarettir.06 Ancak onun me
zarı bugün mevcut olmayan tekke binasının içinde olduğıından onun
la birlikte yok olup gitmiştir.
Tesis edildiği dönemdeki muteber dergahlardan olduğu ifade
edilen•? Oluklubayır Tekkesi' ne bir gün Sultan IIL Mustafa gelip Şeyh
Ali Efendi ile görüşmek istemiş. ancak şeyh o sırada tekkede bulun -
madıgından, babası Mağribi Abdurrahim Efendi ile görüşmüştür. Ri
vayete göre padişah dönemin olgun simalarından olan bu zatın sara -
ya gelmesini istemiştir. Mağribi bunu kabul etmediyse de onu almaya
gelen ikı görevlinin arasında gönülsüz olarak götürülürken yolda ve
fat etmiştir. Şeyh Ali Dede'nin babasının kabri yine Eyüp'teki Kaşgari
Dergalıı'nda bulunmaktadır.'8
ıı71/ı757-58 veya 1175/ı761-6~ yılın~a tekkeyi faaliyete sokan Ali Dede hakkında bugün yeterli bilgiye sahip değiliz. Sadece
ıı99/ı784-ı785 yılına ait bir vesikada onun halen OluklubayırTekke-
•3 '" nııııınrnlı mnnr tn.~ı. Buna ra![nıı>n. hir hPl!!PrlP rnrıık~ıız ölrlüf!ii ~öv]Pne~ (bkz. BOA Cevdet Evkaf [C.EVJ. ı8073.) Sey]ıd H~san Hüsnü Efendi; nın Muhammed Ali Efendi'nin babası olmama ihtimali de bulunma1.1:adır.
• 4 Genellikle Mevlevi ve Bektaşi tarikatlanna mensup olanların kullandığım bildiğimiz .. dede" lakabına Nakşıbendilerde pek rastlanmaz. Bu bakımdan Şeyh Arapzade Hacı Ali Efendi· nin bu adı geçen tarikatlarla bir ilişkisi -nin olup olmadığı sorusu akla geliyorsa da mevcut kaynaklarda bu durumu aydınlatacak bir bilgiye rastlanamamıştll".
•s Mehıned Süreyya. Age .. s. 548.
'6 Hiifıı HüseyınAyvansarayi.Age., s. 2.67.
•1 Hafıı Hüseyi.nAyvansarayi.Age .. s. '2.67.
'6 Mehmed Süreyya,Age .. s. 548.; Hafıı HüseyınAyvansarayi.Age .. s. '2.67.
MESUT AYAR EYÜP'TE İSMİ UNUTULMUŞ BİR TEKKE: ŞEYH ARAPZADE HACI Aı..i EFENOİ NAKŞİBENDİ DERGAHI
36-37~
Yücel Dağlı Anısına -p!dıliıcd.pr.ıtllttl.~neft.ıpht. .. -
tekkenin tamirini, diğer bu durumda olan tüm tekkelerde olduğu gibi,
Evkaf-ı Hümayfı.n Nezareti karşılamıştır.48 ı86o yılına ait başka bir
kayıtta ise tekkenin tamir edilmiş olduğu, ayrıca içindeki hasırların da
yenilendiği belirtilmektedir. +9
1~87/ı870-71 yılında vefat eden Niyazi Efendi'nin kabri de diğer
birkaç şeyhin mezarı ile aynı akıbete uğramış olmalı ki bugün ?1-ev
cut değildir. Ya da kitabesiz mezarlardan birinde Niyazi Efendi yat
maktadır. Niyazi Efendi'nin saygın bir kişi olduğu ve çok sevildi
ği 1861 yılındaki hac yoluculuğundan anlaşılmaktadır. İstanbul'dan
hac güzergahında bulunan, Mısır ve Hicaz menzillerindeki idareci -
lere kendine hürmet gösterilmesi ve gereken yardımın yapılması hu
susunda buyruklar gönderilmiştir.5° Kendisinin bu kadar tanınmış ve
hürmet görmüş bir şey olması bazı kayıtlarda tekkenin adının Şeyh Niyazi Dergahı olarak geçmesinin bir sebebi de olmalıdır.5'
Mehmed Niyazi Efendi'den sonra 1~71/ı854-55 doğumlu olan oğlu
Hüseyin Hüsnü Efendi, babasından da genç bir çağda ı6 yaşındayken
postnişin olmuştur.s• Oluklubayır Tekkesi'nin diğer şeyhleri gibi onun
hakkında dalat bilgiye sahibiz. Ancak 1304/1886-8753 ve ı307/ı889-9os+ tarihli iki kaynaktan tekkenin faaliyetine devam ettiğini ve şeyhinin de
Hüseyin Hüsnü Efendi olduğunu tespit edebilmekteyiz. Onun şeyhliği ise
vefat ettiği tarih olan Şaban ı3ıı/Şubat ı894' e kadar sürmüştür.
Dergahın son postnişini olan Hacı Mehmed Fevzi Efendi bü
yük olasılıkla tekkenin Hüseyin Hüsnü Efendi'den sonraki şeyhi-
·~8 Tekkenin tamiratın sorumluluğu Evkaf- ı Hümayun Tamirat Müdfuii Ahıu"d Efoudf de uluıu<?tur. lıkı. BOA ,.L\IKT.XZD, :ı.ı+'G~ ; İıudc .\hLi. t l tilJ. [İ.MVL]. 378/ı6587.
·~9 Bu işin masrafı 33 bin kuruş tutmuş, para Laleli Vakfl'ndan karşı.lanmıştır. bkz. BOA, Medis-i Valci. [lvfVLJ. 838/38; İ.MVL. 432/ı9029.
5° BOA. Sadaret Mektubi Kalem! Umum Vil.ayet [A.Mk'T. UM]. 465/62.
s• Örneğin bkz. BOA, TS.MA.d. 5441, s. ı. (ı306/ı889 !..."Urban bayramında İstanbul ve çevresindeki semtlerde bulunan bazı tekke ve zaviyelere verilen b."Ufbanlık koyun ı:ntl..-tarım havi müfredat defteridir.)
s• BOA, Kamil Kepeci, nr. 6290/ı, s. 280.
53 Hacı İsmail Beyzade Osman Bey.Age .. s. 3-4.
s+ Bandırmalızade Ahmed Münib.Age., s. 14.
dir.55 1330/1914-1556s6 ve 1335/ı919Si tarihli iki eserden Oluklubayır
Tekkesi'nin bu yıllarda da faal olduğu anlaşılmaktadır . Bu faaliyet
19~5 yılındaki tekke ve zaviyelerin kapatılışına kadar sürmüştür. Bu
tarihten sonra zaviyenin son şeyhi takibata uğramış, bunun üzerine
ailesiyle birlikte Medine 'ye göç etmek zorunda kalmış ve kalan ömrü
nü orada tamamlamıştır.58
Tekkede yaşayan dervişlerin durumuyla ilgili olarak elimiz
de fazla bir bilgi bulunmamaktadır. Sadece, 1~88/ı871-7~yılında altı
dervişin,59 bundan 14 yıl sonra 130~/ı884-85 yılında ise bunun bir
eksilerek üçü kadın olpıak üzere beş kişinin devamlı surette dergahta
ikamet ettiğini tespit edebilmekteyiz. 60
Şeyh Ali Efendi Zaviyesi'ne devam eden derviş ve muhiplerin
sosyo- iktisadi durumlarıyla ilgili, ancak mezar taşları üzerindeki bil
gilerden yola çıkılarak bir değerlendirme yapılabilir. Bu taşlar ince
lendiğinde, bir saray mensubu, üç asker, bir kethüda. bir memur ile,
çeşme kitabesinden anlaşılan bir de muallimenin tekkenin müdavim -
leri/muhipleri arasında olduğu belirir. Bunlar dışında, şeyh aileleri
ne ait kabirler de bulunmaktadır. Bütün bunlardan tekkenin orta hal
li bir mensup kitlesi olduğu anlaşılmaktadır.
19~5 yılında çıkarılan kanunla, Eyüp Sultan'ı var kılan unsurla
rın başlıcalarından olan tekke ve türbelerin kapatılması, bu semt için
büyük bir kayıp olmuştur. Eyüp, herhalde bu yasaktan Türkiye'de en
fazla etkilenen yerlerin başındadır. Onlarca. dergahta yaşayan belki
yüzlerce insan dışında, bu dergahlara mensup olan muhtemelen bin -
lerce insanın zamanla Eyüp semti ile bağı k9pmuş olmalıdır.
Metruk bina ve bahçelere dönen tekke kalıntıları zamanla yok olmaya başlamış, nihayet bunlardan önemli bir lasmının izi dahi kal -
mamıştır. Nitekim ıq8o'lere kadar sebze bahçesi olarak kullanılan
Arapzade Hacı Ali Efendi Zaviyesi arazisi, sonraları Valaflar İstanbul
55 Bu bilgi. bugün tekke yalanlarında oturan, son şeyh Ahmed Fevıi Efendi'nin torunu Nazife Yazıcı Hepgüler Hanıı:nefendi'den teı:r:ıin edilmiştir.
56 ı33o Yılı lsıanbul lliİJısaiyat Mecmuası, lstanbut, 1331/1915-16. s. 5:ı .
51 Erzurumlu Yeşilzade Mehmed Salih.Age .. s. ı8.
58 Bu bilgi de Nazife Yazıcı Hepgüler Hanımefendi' den alınmıştu.
59 BOA. Kam.il Kepeci, nr. 6:ı90/ı, s. ~80.
60 ı33o Yılı lstanbul ili İhsaiyat Mecmuası. s. 5:ı.
MESUT AYAR EYÜPIEİSMİ UNUTULMUŞ BİR lE<KE: ŞEYH ARAPzADE HAC! ALİ EFENOİ NAKŞİBENDİ DERGAH!
4o-41~
Yücel Dağlı Anısına ~~(!dı liUTf.~m rı:uf.l;ınıt/e.~ ... •
Bölge Müdürlüğü tarafından, özellikle içindeki. hazireden dolayı ki.ra
ya verilmemeye başlanmıştıİ. 1996 yılında, Vala:flar Bölge Müdürlüğü'ndeki tlgilı dosyada,6
' tek
kenin ihyası ile ilgili bir teşebbüs olduğu görülmüştü. Aynı yılki Vakıflar
Genel Müdürlüğü 'nün cevabi bir yazısına göre ise Eyüp Sultan Vakfı 'nın
sosyal ve kültürel faaliyetlerde kullanılmak üzere tekkeyi aslına uygun .
o.larak yeniden inşa etmek için yaptığı müracaat prensipte kabul edil
mişti. Sonuç olarak, bu eski Nakşibendi dergahı, Eyüp Belecüyesi'nce
yaptırılan restitüsyon çalışmasının tamamlandığı bugünlerde, yaşWar
evi olarak hizmet vermek üzere resmi açılışını beklemektecür.
Tekke hazireslndeki taşların l istesi
kabrin sahibi 1 di!jer bilgiler vefat tarihi nr.
Hacı Ali Dede Nakşibendi şeyhi 3Za ı202 3
? ? ı1c1203 4
Mehmed Said Efendi Nakşibendi şeyhi I Eyüp Suitan türbedarı ıoB1205 6
Se)Y1d Yusuf Bey Baba Sultan Mahmud Han"ın sarıkçıbaşısı / 3Lı:ı70 8 Enden1n - ı Hümayfuı"dan mahreç
Monıre Hanım Aslen İnebolulu/ Nalburlar kethOdası 25Zı29ı 15 Hacı Ömer Efendfnin zevcesi
Seyyid Mustafa Asım Evkaf-ı Hümayfuı Taşra Senedaı Odası s Ra ı294 ı4
Efendi ketebesi hülefasından
İşveyar Hanım Hibetullah Sultan canyelerinden ı295 2
Hacı Ömer EfendJ Nalburlar kethüdası 3 Ra ı3o3 ı3
Hacı Mustafa Efendi lzmJrll / Nakşi derviş/ Muslka-1 ı5 Lı304 il
HümAyfuı yüzbaşılarından
Feride Hanım Mekteb- ı Tıbbıye-ı Şahane mualllmele- 'J.7N 1307 ı6
rtnden Zeliha Hanım "ın lazı
Behice Hanım Şeyh Niyazi EfendJ·nın torunu / Takstmsu- 26M ı314 ı:ı
~·nlrııbnnrf,n F:yfl~l·ı F:frnrlfnln km
Zebra ve kızı Akile Ha- Aslen lnebohılu / Dervişe ı3ı4 9 ruınlar
Fatıma Molla Hanım Dervişe I Şeyh Seyyid Hasan EfendJ'nln Rı244 17 hanımı/ Şeyh MuhammedAll EfendJ'nın valıdesı
Ayşe Hanım ? 1328 ı8
Salih Bey Kaymakam Muhyiddın Bey' in oğlu 8Şuhat 1340 7
[yazısız taş] ? ? l
[yazısız taş] ? ? s
6' Valaflar lstanhul Bölge Müdürlüğü. aym dosya.
DD
[yazısız taş)
[kiıabesıı meıar]
Mezar taşl arının haziredeki konumu
Haziredeki m ezar taşı metinleri
1 [yazısız mezar taşı]
2 Ah mineı 'l-mevt /La ilahe iUallah Muhammedü 'r-Rasüllullah
şefa 'at ya Rcısüıullah / ısmetıü Hibetullah Sultan I cariyelerinden merhUme ve magfüre / İşveyar Hanım 'ın rühuna /nza 'en lillahL 'l
FdtıhaJ fi [silik) 1295.
ıo
3 Ya Hayy I Fa 'lem ennehü la ilahe illallah I haza kabrü 'ş-şeyh I eı-HaccAliDedel en-Nakşıbendt/ el-Fdtıhal fiZılka'de sene 1202.
4 Sü.bhcine Rabbtye 'l-alıyyt. 'l / a 'le 't-velılıab /fi 17 Cenıariyelahlr seııe
1203. 5 [yazısız mezar taşı]
s Yd Hül Halid ibn-i Zeyd / Radıyallcıhu anh hazretlerinin/ türbedan
eş-şeyh Nakşibendt / merhünı Mehnıed Said/ Efendi rühuncı elFdtıha /fi ıo Şa 'ban sene 1205.
7 Pek küçüktüm ecel geldi başıma/ henüz gtnniş idim sekiz yaşıma /her gelenler okusunlar Fatiha/ mini mini yavrum diye taşıma/
Ka 'imınakam Muhyiddin Beg'Ln mahdümu /Salih Beg'in rühıyçün el-Fciti.ha/ 8 Şubat sene 1340. 60
62 1996 yılında fotoğrafını çel.'tiğ1mlı bu mezarın kitabe ve demir parmaklıkları bugün mevcut değildir.
MESUT AYAR EYOP"TE iSMi UNUTUi.MUŞ BiR TEJ<l<E: ŞEYH ARJl.PzADE HACI Aı.l EFENDİ NAKŞİBENDİ oERGAHı
42-43
Yücel Dağlı Anısına ·p-fdı r!iotri.pnrlltld. !:111W/u(th ..••
a YciHCılcennet-mekan 'adnô.Şi)'iin/SultanMahmudHan
Efendimizi.n / sarıkçıbaşisı EnderCın-ı / Huma)'ılndan mahrec
bende-iAHAba / mazhar-ı nur-i Huda es-Seyyid Yusuf/ Beg Baba
hazretlerinin rCıhi)'çün / tekabbelallaM 'l-Fdtiha / ft 3 Şevval sene
1~70.
9 Ya Ha/ şu dün)'ada bulmadım hiç rahatı/ ihti)'ar itdim anın çün
rıhleti /kimse gülmez kimse dahi gülme)'e /zevkine degmez bu
cihanın mihneti/ an asl lnebohlı DerviŞe /Zehra ve kertmesi '.Akile/
Hanımların rCıhları)'çün /el-Fatiha/ sene ı 3 ı +· 10 [kıtabesiı mezar]
1 1 Ya HaJT I Fa. 'lem ennehCı la ilahe illallah/ Asakır-i Şahane/
Musıka-i Huma)'ıln / yüzbaşılanndan / lzmırlı tarik-i Nakşıbendden
/Derviş el-Hace Mustafa I Efendinin rCıhuna Fatiha I ft 1 S Şevval sene 130+.
12 Ah mine'L-mevtl ah ile zar kılarak tazeligıme doymadım/ çün ecel
pe)'manesi dolmuş muradım almadım/ has re ta fani cihanda tCıl-ı
ömr sürmedim/ firkate takdir bu imiş ta ezelden bilmedim/ Oluklu
bayır şeyhi NiyazL Efendi merhümun haftdesi Taksım SU)'Olculanndan
/ Eyyüb oglu Mehmed Efendi 'nin kerimesi Behice Hanım 'ın rCıhuna
Fatiha/ ft 26 Muharrem sene ı3ı+.
13 Hüve 'l-Baki / )'a 1ıahi gelmişim divanına rahm it bana/ meskenim
lutfunla cennet it )'a Rabbena/ çün ecel geldi irişdi tar-ı mar itdi
beni/ razıyım el-hakmullah bu imiş emr-i Huda/ Nalburlar
kethüdası el-Hace Ömer/ Efendi 'nin rCıhıhçan el-Fatiha/ ft 3
Rebiülevvel sene ı3o3.
14 Ah mine 'l- mevt/ emr-i Hakla dürlü emraz geldi benim tenime/
bulmadı sıhhat vacıidum sebeb oldu mevtime /akıbet irdi ecel
rıhlet göründi canıma/ okUJ1LP bir Fatiha irsal ideler rCıhuma
merhü.m ve magfür Evkaf-ı HümdyCınl Taşra Senedat Odası ketebesi
/ hülefıisından es-Seyyid Mustafa.Asım/ Efendi 'nin rCıhuna rızaen
lillah Fatiha/ ft S Rebiülevvel sene 129f.
15 Ah mine 'l- mevt/ ktmse)'e baki degıldir çünki dehr-i bi-sübüt /gel
oku ihlas ıle btr Fatiha itme sükut/ gel nazar eyle bu mevta kabrtne bak
ibret ali Küllü nefsin faniyetün f Allahu hayyun la-yemut I .fi'L-asl
lnebolılı Nalburlar kethüdası Hacı Ömer Efendi 'nın zevcesi Münire
Hanım' ın rCıhuna Fatiha/ fi 25 Zilhicce 129 ı.
16 Ah mine 'l- mevt I ilahi rCız-ı mahşerde bana gün icra eyl.e /ne
dertlerle helak oldum şehidlerLe haşr eyle/ sana kurban idüb canım
eyledim turab meskeni Rahmansın ab-ı rahmetinle küllı isyanım
afv erle/ Mekteb -i Tıbbiye- i Şahane kabile muallimelerinden Zeliha
Hanım 'ın kerimesi/ Feride Hanım 'ın riıhiyçün Fatiha/ fi 27 Ramazan sene 13oz.
17 Hüve'l-Bdki / merhüm şeyh Muhammed Ali Efendi 'nin /validesi ve
Şeyh es-Seyyid Hasan/ Efendi 'nin halilesi merhüme /ve mag{Ure
Dervişe Fatıma/ Monla Hanım 'ın rühiyçün /el -Fatiha/
ftReblülahirsene 124+ ,,. 18 Hüve '!-Baki/ gelüb kabrim ztraret eden ihvan/ ideler rühuma bir
Fatiha/ Aişe Han~m 'ın rühuna Fatiha/ sene 1328. 19 [yazısız mezar taşı]
Çeşmenin kitabeleri
1 Sahibü,'L-hayrat Kaimmakdm Mehmed Paşa/ 1185
2 BdnH sani I Mekteb -i Tıbbiye-i Şahane kabile muallime/ Zerinden
Vefalı Zeliha Hanım I 1315
--'°"'.>'~~'H>'J' .-•p/._,,J.,,.-
(~f:;;ı
*~--: ; .. · İ"'· . .... ·~
~~?0~Ti$.3?i.j~Jr~li~i?.~~: ~~:~ . . i
~ ' . --- ... -·-· ..... __
1 BOA, C.EV, 18073.
M ESUT AYAR EYÜP'TE İSMİ UNUTULMUŞ BİR TEKKE: ŞEYH ARAPzADE HACI ALİ EFENDİ NAKŞİBENDİ DERGAH!
Yücel Dağlı Arusına ·çddı l'ııttl. !'m JWc:L tırrıeft.t ptıı ... -
3
4
j.fj;.;;;:ıJiioıı .!
.. -- ___ ı..d{ı
2-3 XX. yüzyıl başlarında hazırlanan bir haritada Oluklubayır Tekkesi mahalli 4 Vakı-flar Bölge Müdürlüğü'nde bulunan ilgili dosyadaki tekkenin krokisi
5 1990'1arda tekkenin tevhidhane kısmının bulunduğu kısım 6 Restitüsyon çalışmalarından sonra, tekkenin tevhidhane kısmı
MESUT AYAR EYÜP'TE İSMİ UNUTULMUŞ BİR TEKKE: ŞEYH AAAPzADE HACI Ali EFENDi NAKŞİBENDİ DERGAHI
46-47~
Yucel Dağlı Anısı.na •pfJttW'ttl"lll'~ Wr.1/upt.... ..
7 Tekkenin haziresindeki mezar taşları (mezar taşlarının ardında tekke arsasının 15 yıl önceki harap hali görünmektedir). 8 1990'1arda tekkenin haziresi ve haziresinin restorasyondan sonraki hali.
ME_SUTAYAR EYOP1"E İSMİ UNUTULMUŞ BiR TEKKE: ŞEYH ARAPzAoE HACI Aı.J ~~şiBENDİ
- . Yücel Dağlı Arusına r!dllwd.r::ıfW hrtıefupk.. •
24-26 Tekkenin bitişiğindeki Kaymakam Mehmed Paşa Çeşmesi ve kitabeleri (restorasyon öncesi ve sonrası).
27-28 Oluklubayır (Çırçır) Çeşmesi'nin kitabesi ve günümüzdeki durumu.
MESUT AYAR EYÜP'TE İSMİ UNUT\JLMUŞ BİR TEKKE: ŞEYH ARAPZ)DE HACl ALI EFENDi NAKŞİBENDi DERGAH!
50-51 E3
Yuccl Dağlı Anısına •f'.tıtı 1'ı.l(d.ı"Jtl r.ıttL lıvn</uııtl .....