22
YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA YÖNETMEL İĞİNE GETIRILEN ELE ŞTİ Rİ LERE Bİ R ELE ŞTİ Rİ Dr. Bedri ERYILMAZ (9 İ çi ş leri ve Adalet Bakanli ğınca hazırlanan ve 1Ekim 1998 tari- hinde Resmi Gazete'de yay ı nlanarak yararlüğe giren yeni yönet- melik, esasen, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ve Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu gibi farkl ı kanunlarda düzenlenen yakalama, gözalt ı ve ifade almaya ili şkin kolluğun yetkileri ile vatanda ş larm haklarım daha sistematik bir ş ekilde düzenlemekte ve kollu ğun i ş ini kolayla şt ırmayı amaçlamaktadır. Yönetmelik, baz ı alanlarda da kanunlarm amacma daha uygun uygulanabilmesi için baz ı yeni kavram ve aç ıklamalara yer ver- mektedir. Bu kavram ve aç ıklamalar kendisine esa s te şkil eden ka- nunlara uygun olmakla birlikte özellikle yazd ı medya tarafindan yanl ış yorumlanmış ve ciddi ele ş tirilere tabi tutul ı ı u ştur (1). Hat- ta yönetmeli ğin belli maddelerinin iptali için Dan ış taya dava aç ıl- ch ğı belirtilmektedir. Bu yaz ımn amac ı yaz ıl ı medyada yer alan bu ele ş tirilerin ne ka- dar yerinde oldu ğunu incelemektir. 1. Ele ştiri olarak 'yakalama, gözaltma alma ve ifade alma yö- netmeli ğinin' norınlar hiyerar ş isine aykır ı olarak dayana ğı olan (*) LLB (tzmir), LLM, PhD (Leicester, England). Polis Akademisi Kamu Hukuku Anabilim Dal ı Ara ş tırma Görevlisi, Gözalt ı Yönetmeli ği Ha- z ırlama Komisyonu Üyesi. (1) Bu ele ştiriler için bakımz, Yüce Yöney. Aktüel. "Sdçsuzsan Ispatla!", 390/1999, Gül ş ah Ç ınar, Radikal, "Kanım Gibi Yönet ıhelilC, 29.12.1999;' Gülay Göktürk, Sabah, "CMUK'a Takiye", 31.12.1998. 424 TÜRKIYE DAROLAR:H İRLİĞ t DgRGIS İ 1999)2

YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA İĞİ Ş İportal.ubap.org.tr/App_Themes/Dergi/1999-19992-872.pdf · YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA YÖNETMELİĞİNE GETIRILEN ELEŞTİRİLERE

  • Upload
    others

  • View
    20

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA İĞİ Ş İportal.ubap.org.tr/App_Themes/Dergi/1999-19992-872.pdf · YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA YÖNETMELİĞİNE GETIRILEN ELEŞTİRİLERE

YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMAYÖNETMELİĞİNE GETIRILEN ELEŞTİRİLERE

BİR ELEŞTİRİ

Dr. Bedri ERYILMAZ (9

İçişleri ve Adalet Bakanliğınca hazırlanan ve 1Ekim 1998 tari-hinde Resmi Gazete'de yayınlanarak yararlüğe giren yeni yönet-melik, esasen, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ve Polis Vazifeve Selahiyet Kanunu gibi farkl ı kanunlarda düzenlenen yakalama,gözaltı ve ifade almaya ili şkin kolluğun yetkileri ile vatandaşlarmhaklarım daha sistematik bir şekilde düzenlemekte ve kolluğunişini kolaylaştırmayı amaçlamaktadır.

Yönetmelik, baz ı alanlarda da kanunlarm amacma daha uygunuygulanabilmesi için baz ı yeni kavram ve aç ıklamalara yer ver-mektedir. Bu kavram ve aç ıklamalar kendisine esa s te şkil eden ka-nunlara uygun olmakla birlikte özellikle yazd ı medya tarafindanyanlış yorumlanmış ve ciddi eleştirilere tabi tutul ı ıuştur (1). Hat-ta yönetmeliğin belli maddelerinin iptali için Danıştaya dava açıl-chğı belirtilmektedir.

Bu yazımn amacı yazılı medyada yer alan bu ele ştirilerin ne ka-dar yerinde olduğunu incelemektir.

1. Eleştiri olarak 'yakalama, gözaltma alma ve ifade alma yö-netmeliğinin' norınlar hiyerarşisine aykırı olarak dayanağı olan

(*) LLB (tzmir), LLM, PhD (Leicester, England). Polis Akademisi KamuHukuku Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi, Gözaltı Yönetmeliği Ha-zırlama Komisyonu Üyesi.

(1) Bu eleştiriler için bakımz, Yüce Yöney. Aktüel. "Sdçsuzsan Ispatla!",390/1999, Gülşah Ç ınar, Radikal, "Kanım Gibi YönetıhelilC, 29.12.1999;'Gülay Göktürk, Sabah, "CMUK'a Takiye", 31.12.1998.

424 TÜRKIYE DAROLAR:H İRLİĞ t DgRGIS İ 1999)2

Page 2: YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA İĞİ Ş İportal.ubap.org.tr/App_Themes/Dergi/1999-19992-872.pdf · YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA YÖNETMELİĞİNE GETIRILEN ELEŞTİRİLERE

kanunlara ve Türkiye'nin taraf oldu ğu uluslararas ı sözleşmelereaykırı olduğu ileri surulmektedir.

Eleştirilerde de kabul ve iddia edildiği gibi AY m. 124 gereği ka-nunlann amir hükümleri yine bir kanun hükmü ile de ğiştirilebilir.Söz konusu maddeye göre yönetmelikler, başbakanl ık, bakanlıklarve kamu tüzel kişilerinin kendi görev alanlar ını . ilgilendiren ka-nunların ve tüzüklerin. uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlaraayk ırı olmamak üzere çıkarılabilir.

Fakat eleştirilerde iddia edildiğinin aksine "Yakalama, Gözaltı-na alma ve İfade Alma Yönetmeliği" aşağıda görüleceği üzerenornilar hiyerarşisine ve dayanağı olan kanunlara bir aykırılığısöz konusu değildir.

Yine eleştirilerde iddia edildiğinin aksine, kanunlar açıkça ulus-lararası sözleşmelere aykırı iken, yönetmeliklerin, kanunları aşa-rak, doği-udan uluslararası sözleşmelere uygun haz ırlanması mec-buriyeti yoktur. Yönetmeliklerin dayanak te şkil ettiği kanunlarlauyum içinde olmas ı yeterlidir. Yönetmeliklede iç hukukumuzdakiuluslararas ı sözleşmelere aykırı hükümler uluslararas ı sözleşme-lerle uyumlu hale getirilemez. Bir kanun hükmü, iç hukuk halinegelmiş olsun olmasın- uluslararası bir sözleşme metnine aykırı isebu aykırılığın giderilmesi bir kanun hükmü olacağından TBB-M'nin görevidir.

Eleştirenlerin ele ştirilerinde. de belirttiği gibi Anayasannr 124.maddesi, ilgili kurumlara kanunların ve tü.züklerin uygulanması-nı sağlamak üzere kanun ve tüzüklere ayk ınolinamak üzereyönetmelik çıkarma yetkisi vermi ştir. Söz konusu anayasa hükmüçıkarılacak bir yönetmelik hükmünün uluslararas ı standartlarauygun olması mecburiyeti getirmemi ştir.

Kanunlar uluslararas ı standartlara uygun ise kanunlara uygunolarak çıkarılan yönetmeliklerle haliyle uluslararas ı standartlarauygun olacaktır.

2. Eleştiri olarak gözaltı yönetmeliğinin 21. maddesinin soncünılesinin 1412 sayılı CMUICun 143. maddesine ayk ırı olduğu ile-ri surulmektedir. iddia edilen aykırılığın var olup olmadığını anla-mak için söz konusu iki maddenin incelenmesi gerekir.

TÜRKIYE BAROLAR BtRLtĞİ DERGISI 199w 425

Page 3: YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA İĞİ Ş İportal.ubap.org.tr/App_Themes/Dergi/1999-19992-872.pdf · YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA YÖNETMELİĞİNE GETIRILEN ELEŞTİRİLERE

CMUICun 143. maddesine göre

Yakalanan ki şinin veya samğm sorgusunu içeren tiıtanak ilebilirkişi raporlan ve yakalanan ki şi veya samğın hazır bulun-maya yetkili olduğu diğer adli işlemlere ilişkin tutanaklannincelenmesi haz ırlık soruşturmasınm gayesini tehliye dü şürecekve cumhuriyet savcısınm talebi olsa bile sulh hakimince engellene-mez.

Yönetmeliğin 21. Maddesi ise

'Müdafi, kolluk kuvvetinde bulunan haz ırlık evrakından yaka-lanan kişinin ifadesini içeren tutanak ile bilirki şi raporlarımve şüphelinin haz ır bulunmaya yetkili olduğu diğer işlemlereilişkin tutanakları her zaman inceleyebiir ve bunların bir sure-tini kolluk kuvvetinden alabilir" diyerek CMUK rn. 143'de anlat ıl-mak isteneni kolluğun anlayabileceği bir dille aynen yans ıtmakta-din

CMUK m. 143'e göre ifade tutanakları, bilirkişi raporlan ve ya-kalanamn hazır bulunmaya yetkili olduğu adli işlemler dişındakitutanaklann incelenmesine haz ırlık sonışturmasının gayesini teh-likeye düşurulne tehlikesinin olup olmamasına göre cumhuriyetsavcısının talebi üzerine sulh hakimi karar verecektir.

Yönetmeliğin 21. maddesine göre ise kolluk, ifade tutanakları ,bilirkişi raporları ve yakalanamn hazır bulunmaya yetkili olduğuadli işlemler dışındaki tutanaklarm incelenmesihe izin verip ver-meyeceğini savcının vereceği karara göre belirleyecektir.

Görüldüğü üzere yönetmelik CMUK 143'de ifade edilen sulh ha-kiminin görevini hakimden alarak savc ıya vermiş değildir. Yönet-meliğin. amacı 1. maddesinde belirtildiği gibi ' ....bütün kollukkuvveti makam ve memurlarının, cumhuriyet savcılarımn bil-gi ve emirteri doğrultusunda yurutecekleri adli soru şturma sı-rasmda uygulayacaklan esas ve usuller(i) .... dtzenlemektir.' Yö-netmelik 21. maddede, çıkanima amacına uygun olarak, kolluğa,ifade tutanaklan, bilirkişi raporları ve yakalananın hazır bulun-maya yetkili olduğu adli işlemler dışındaki tutanaklann incelen-mesine izin verip vermeyece ğini belirlerken 'kendi başına hareket

426 TÜRKiYE BAROLAR B İRliĞİ DERGİSİ 1909t2

Page 4: YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA İĞİ Ş İportal.ubap.org.tr/App_Themes/Dergi/1999-19992-872.pdf · YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA YÖNETMELİĞİNE GETIRILEN ELEŞTİRİLERE

etme. Savcıya sor ve savcının kararı doğrultusunda hareket et' de-mektedir.

Savcı da haliyle bu izin kararım verirken CMUKun 143. mad-desine göre sulh hakiminden alaca ğı karar doğnıltusunda kolluğuyönlendirecektir.

Görüldüğü üzere buradaki hüküm savc ıya ne yapması gerekti-ğini anlatan değil kolluğa ne yapması gerektiğini anlatan bir hü-kümdür. Diğer bir deyişle savcıya belli evrakların incelenmesi ko-nusundaki tek başına karar vermesi zorunluluğu getirmemektedir.Daha aç ık bir ifadeyle, yönetmelik kolluğa demektedir ki 'bunlar(ifade tutanaklan, bilirki şi raporlan ve yakalanannı hazır bulun-maya yetkili olduğu adli işlemler dışındaki tutanakların) dışındakalan diğer evr.kların incelenmesine izin verip vermeyece ğini sav-cıya sor ve savcının vereceği karara göre hareket tarz ın belirle.'

CMTIK'un 143. maddesinin aç ıklığı karşısında yönetmeliğinsulh hakinıini devreden ç ıkardığı, savcıya bu kararı verirken tekbaşına karar vermesi .yükümlülüğü getirdiği düşünülemez.

Eleştirenler, yönetmeliğin 21. maddesinin konulu ş amacını yan-liş anlamıştır. Müdafiin dava evrakmın tetkiki konusunda, CMUKm. 143, savcı ve sulh hakiinini, Yönetmeliğin 21. maddesi ise kol-luğu yöıılendirmektedir. 21. Maddenin amacı müdafiin dava evra-kımn tetkiki konusunda savcı ve sulh hakiminin görev ve sorum-luluk alanın belirlemek değildir. Bu noktada her iki madde birbi-rini tarnamlamaktadır. Bu nedenle 21. maddenin CMUK m. 143'eaykınliğım ve dolayısıyla iptalini gerektiren bir durum yoktur.

Adil yargılama hakkım düzenleyen AİHS m. 6'nın ne lafzı ne debu maddeyi yorumlayan komisyon ve mahkeme içtihatlan haz ır-hk sonışturması sırasında da müdaflin dava evrakım ince-leyebileceği yönünde hiç bir hüküm veya bir yorum içernıe-mektedir. AIHS m. 6'ya göre müdafiin ancak duru şma aşamasın-da haz ırlık tahkikatım da kapsayan her türlü evrakı inceleme hak-kı ve yetkisi vardır. Bu nedenle bu a şamada adil yargılama hakkı -nın ihlal edildiği yönündeki iddia ve eleştirilerde yersizdir.

3. Eleştiri olarak yönetmeliğin 4. maddesinde CMUK vePVS}Cda olmayan 'bilgi alma' başlığı ile yeni bir hukuki i şlem ta-

TÜRKİYE BAROLAR BIRLİĞİ DERGISI ı99Ü 427

Page 5: YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA İĞİ Ş İportal.ubap.org.tr/App_Themes/Dergi/1999-19992-872.pdf · YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA YÖNETMELİĞİNE GETIRILEN ELEŞTİRİLERE

mmlandığı ve CMIJK ve PVSKda tammlanmayaıi ve yeri olmayan'henüz suç işleme şüphesi içinde bulunmayan ki şi' kavrammın or-taya atıldığı ileri sürülmektedir.

Bilgi alma işlemi yönetmelikte 'Bir suçun tesbiti veya aydınla-tılmasma yönelik olarak henüz suç i şleme şüphesi altında bulun-mayan kişi veya tamk veya mağdurun dinlenmesini ve tutanağageçirilmesini' ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Tanımdan da an-laşılacağı üzere bilgi alınan kişi henüz yakalanmadığı ve dolayısıy-la göz altına almmadığı için yönetmeliğin kapsam alanma girme-mekte ve dolayısıyla bilgi alma i şlemine dayanarak yap ılması ge-rken bir husus yönetmelikte düzenlenmemi ştir. Bu tanımın yap ıl-ması kolluğun yaptığı diğer işlemler olan, 'yakaama', 'göz alt ınaalma' 'ifade alma' kavramlarımn tamm ının yapılmasmm tabii vezaruri sonucudur. Bu tammlama ile bilgi alma ileminin yakala-ma, gözaltına alma ve ifade alma işleminden farklı olduğu vurgu-lanmak istenmi ştir.

Bilgi işleminin tan ımında bu ki şilerin henüz suç i şleme şüphesialtmda olmadıkları belirtilerek bu ki şilerin yakalanamayaca ğı , gö-zaltına almamayacağı ve sorgulanamayacağı ve dolayı sıyla da buyönetmeliğin bu şahıslara uygulanmayaca ğı dolaylı olarak vurgu-lanmıştır. -

Yönetmelikte belirtildiği gibi burada kolluğun jfadesine başvur-mak için müracaat ettiği kişiler suç i şleme şüphsi altmda olma-yan fakat suçun aydınlatılmasında kolluğa yardımcı olabilecekkimselerdir. Suçun aydınlatılması için kolluk bütün dünyada oldu-ğu gibi Türkiye'de de halktan bilgi toplamaktad ır. Bu maddede ya-pılan tanımın yorumuna göre kollüğun yürüttüğü bir soruşturmasırasında herkesin bilgisine başvurmas ı mümkündür. Bilgi topla-nan bu kişiler ise, taıumda da belirtildiği gibi, suç şüphesi altındaolamayan sıradan şahıslardır. Suç şüphesi altında olmadıkların-dan dolayı da yakalanmalan ve gözalt ına alınmaları mümkün de-ğildir.

Pratikte yapılan bilgi alma işlminin birinci hukuki kaynağıCMUK m. 156'dır. Bu maddeye göre 'Zab ıta makam ve memurlarısuçlan aramakla ve işin tenviri için laz ım gelen apele tedbirleri al-

428 TÜRKİYE BAROLAR BIRLİĞİ DERGİSİ 1999/2

Page 6: YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA İĞİ Ş İportal.ubap.org.tr/App_Themes/Dergi/1999-19992-872.pdf · YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA YÖNETMELİĞİNE GETIRILEN ELEŞTİRİLERE

müla mükelleftir' Suçun aydııılatılnıası için gereken bu acil ted-birler arasında, yönetmelikte tanımlanan suç şüphesi altında ol-mayan fakat suçun aydmlatılmasmda yardmıcı olacağı inanılanher kişiden bilgi alınması da vardır.

Bilgi alma işleminin ikinci hukuki kaynağı CMUK m. 153'dür.Bu madde cumhıMyt savcısına (ve dolayısıyla CMUK m. 154'deyardımcısı olduğu kabul edilen kolluğa) suçun işlendiğiniöğreniröğrenmez kamu davasını açmaya mahal olup olmadığını araştırmamecburiyetini vermektedir. Suç ara ştırıhrken haliyle suç i şlemeşüphesi altında olmayan şabıslara da suç işlendiğine inanılan şa-hıslar hakkında bilgi almak amacıyla müracaat edilecektir.

Yine aynı maddenin 2. fıkiasına göre savcı (ve dolayısıyla kol-luk) şüpheli ve sanığı yalnız aleyhine değil aynı zamanda lehineolan bilgileri ve delilleri toplayacaktır. Özellikle lehe delilleri top-larken kolluğun bu işi suç şüphesi altında olmayan kişilerle konuş-madan yapacağını düşünmek mümkün değildir.

Eleştirenlerin iddia ettiğinin aksine suç şüphesi altında olma-yan kişinin hukuki durumunda hiç bir belirsizlik yoktur. Bu şahıs-lar tanımdan da anlaşılacağı üzere başta tanık ve mağdur olmaküzere suç şüphesi altında olmayan s ıradan insanlardır.

Eleştirenler, anlaşıldığı kadarı ile, bilgi alma i şleminin tanımı-nı ySlış anlamıştır. Taınmda da anlatıldığı gibi ele ştirenlerin zan-nmın aksine bilgi alman kişiye yöneltilen bir suç isnadı olmayaca-ğı ve bilgi alınan şahsın yakalamp gözaltına alınması öngörülme-diği için bu şahsın ne CMUKa ne de yönetmeli ğe göre savunmahaklarını kullanmasını gerektiren bir durum sözkonusu olnaya-caktır.

Eleştirenlerin iddia ettiğinin aksine bilgi alınan şahıs 'yakala-nan adayı' olamaz. Yakalanan adayı olabilmek için bilgisi alınanşahsın suç işlediği yolulıda kolluğun bazı ön şüphelerinin olmasıgerekir. Kolluğun bazı ön şüphelerinin olması halinde işe bu kişibilgi alınan kişi statüsünden çıkıp yine yönetmeliğin 4. Maddesin-de tanımlanan şüpheli konumuna sahip olacaktır. Şüpheli konu-muna sahip olmas ı halinde bile bilgi alınan ki şi hakkındaki şüphebasit olacağından, yönetmeliğin 4. maddesinde yapılan yakalama

TORKtYE BAROLAR B İBLtĞİ DERGİSİ 199912 429

Page 7: YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA İĞİ Ş İportal.ubap.org.tr/App_Themes/Dergi/1999-19992-872.pdf · YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA YÖNETMELİĞİNE GETIRILEN ELEŞTİRİLERE

tanımma göre, bu şüphelinin yakalanıp.gözaltına alınabilmesi içinhakkındaki basit şüphenin ekstra ek bilgi ve belgelerle desteklen-mesi için ara ştırma yapılması gerekeceğinden bu kişinin hala ya-kalanması ve gözaltına alınması mümkün oImayaaktır (2). Ve do-layısıyla ne CMUKdaki ne de yönetmelikteki sayıınma haklarınıkullanma şartları doğmuş olmayacaktır.

t

Eleştirenlerin yazılannda iddia ettiğinin aksine kolluğun 'hak-kında kuvvetli suç şüphesi bulunan kişiyi bilgi alman kişi olaraknitelendirip CMUICtaki haklanndan yoksun b ırakılma tehlikesiniortadan kaldırmak için bu yönetmelik bilgi alınarak kişinin henüzsuç işlem şüphesi altında olmayan kişi olarak taııımlamış ve yaka-lama tanımı ile yakalanmasını ve sorgulanmas ım engellemek iste-miştir. Önceden bilgi veren ki şinin haz ırlık soruşturmasının ileriaşamalarında şüpheli olması ve yakalanmas ı gerekliliğinin doğ-ması ihtimal dahilindedir. Yakalanan bir şüpheli olarak dinlenme-si halinde de CMUKdaki yönetmelikteki savunma, haklar ı devreyegirecektir.

Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de halk ın kolluğa suçunaydınlatılması konusunda yardım etme gibi hukuki bir mecburiye-ti yoktur. Bu mükellefiyet ahlaki boyuttan daha ileri gidememek-tedir. Bilgi veren ki şi istediği zaman

(2) Yönetmeliğin yakalama için hatırlattığı önemli ş art kuvvetli şüphe şartınmadli amaçlı her yakalama için gerçelde şmesidir. Kuvvetli şüphe, hukuku-muzda, CMUK nı. 127(1) 2. cünılenin m.104'e yaptığı atıf dolayısıyla ve!VSK 13 G deki aç ık anlatım dolayısıyla, bir suç şüphesi altında yakalan-marin dolayısıyla adli amaçh gözaltma almmamn ilk şartı olarak karşı-ımza çıkmaktadır.Kuvvetli şüphe, hukuk teorisinde, kesme yakın bir değerifade eder. Kuvvet-li şüphe standardına göre kolluğun yakalama işlemine başvurabilınesi içinkendi mesleki tecrübesine ve bilgisine göre yapt ığı ön araştırmalar sonucuyakalanan şahsın söz konusu suçu işlediğine dair kafasmda %70-80'e varanbir kanaat oluşturacak bilgi ve belgelere ulaşması gerekir. Diğe bir ifadey-le, kolluğun, şüphelinin ifadesinin alınmas ından sonra dava aç ılıp mahke-meye sevk edilmesi halinde suçlu bulunmas ının serbest b ırakılmasma göredaha yüksek bir ihtimal olduğu hususunda yeterli deliflerle kendi kendiniikna etmi ş olmas ı gerekir.

430 TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ DERGISI 1999ı2

Page 8: YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA İĞİ Ş İportal.ubap.org.tr/App_Themes/Dergi/1999-19992-872.pdf · YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA YÖNETMELİĞİNE GETIRILEN ELEŞTİRİLERE

- koliuk bilgi almak için evine gelmi şse evine almayabilir,

içeri almışsa evini terk etmesini isteyebilir,

yolda bilgi veriyorsa kolluğun yanından ayniabiir.

- veya kolluğun bulunduğu karakola gelmi ş se karakolu terkedebilir.

Kolluk bir şahsa bir suç isnat etmiyor sadece bilgi almak istedi-ğini söylüyorsa o şahsın hala özgürlüğünü sınırlanmadığı kabuledilir. Ve o şalıı s yukarıda da belirtildiği gibi kolluk memurunukendi miilkiyetine ait bir yerden ç ıkmasını veya yanından aynlma-sını isteyebilir. 0 nedenle, kolluğun yetkisini kötüye kullanmasısonucu, suç şüphesi altmda olmayan şahsın bilgisine müracaatedilen şahıs gibi ifadesinin alınması pratikte mümkün olsa bile neCMUK'a ne .de bu yönetmeliğe göre kendisine böyle bir yetki veril-miş değildir.

Bir şahıs, başkasının işlediği bir suç hakkında bilgi alınmakamacıyla mı sorgulanıyor yoksa kendisinin i şlediği bir suçtan dola-yı mı- sorgulamyor olduğunu sorularm mahiyetinden anlayacakt ır.Şüpheli olarak sorgulanmak istediğini anladığı andan itibaren isebir şüpheli olarak kanunun tanıdığı avukat isteme, yakalamayaitiraz etme hakkı gibi haklarını kullanabilecek ve bu haklar yönet-meliğin 6. maddesine göre yakalama anında kendisine hatırlatıla-caktır. -

Bilgi alman kişinin kollukça kendisi aleyhine bilgi verme mec-buriyeti içinde hissettirecek şekilde sorgulanması halinde yönet-meliğin 4. maddesindeki yakalama tanımmdan çıkarılacağı gibibilgi veren şahıs yakalanmış sayıhr. Yö ıetmelikte yapılan yakala-mamn tammmda, yakalamanm gerçekle şmesi için şüpheliııinöz-gürlüğün fiilen kısıtlanmasımn yeterli olduğu vurgulanmaktadır.Özgürlüğün fiilen ne zaman kısıtlandığının belirlenmesindeki kri-ter yakalamanın konusunu oluşturan şüphelinin kendisinin özgür-lüğünün kısıtlandığını hissettiği ve kolluğım yanından ayrılmakisteyipte ayrılmasının mümkün olmadığını anladığı andır. Bu ne-denle yakalanıanın gerçekleşmesi için kolluğun ayrıca ilgili şahsaseni şu suçtan dolayı yakaliyorum diye bir ibare kullanmas ı şart

TÜRIdYE BAROLAR B İRLİĞİ DERGİSİ 1999)2 - 431

Page 9: YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA İĞİ Ş İportal.ubap.org.tr/App_Themes/Dergi/1999-19992-872.pdf · YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA YÖNETMELİĞİNE GETIRILEN ELEŞTİRİLERE

değildir. Yine yakalamanm gerçekle şmesi için ayrıca yakalananşahsın eline kelepçe takma ya da vücuduna dokuııarak onu tutmamecburiyeti yoktur (3).

Demek ki şüpheli özgürlüğünün kısıtlandığını hissettiği andanitibaren yakalanmış sayılır, gözaltı süreleri işlemeye başlar ve ka-nunda belirtilen susma, avukatın yardımından yararlanma gibihaklanndan yararlanma hakkı doğar.

Dolayısıyla bir sıradan vatandaş olarak bilgisine müracaat edi-len şahıs CMUK ve bu yönetmeliğe göre hakkında suç işlediği yo-lunda kuvvetli şüphe olmadan yakalanamaz, gözaltma ahnamaz.Kendisinden bilgi alman her insan soru sorulan her konuda sorusorulan hususu çok iyi biliyor olsa da bilgi sahibi olmad ığım çok ra-hatlıkla söyleyebilir. Ve bu konuda süresi bir saniye sürüyor olsadahi özgürlük sımrlaması yoluna gidilemez.

Bilgi elde etmek için yakalama ve gözalt ı yoluyla özgürlüğün sı-mrlanmas ı TCICda ifadesini bulan hürriyeti tandit suçunu olu ştu-rur. Böyle temel bir hususu gözalt ı yönetmeliğinin değiştirmesimümkün değildir.

Yukanda anlatılan durum yönetmelik ç ıkmadan önce de böyle-dir. Yönetmelik ç ıktıktan sonra da böyledir.

Bu nedenlerle, iddia edenlerin iddialar ının aksine, suç şüphesialtında olmayan, yakalanmam ış ve yakalanarak sorgulanmas ı daöngörülmeyen s ıradan bir şahısdan bilgi alma i şlemi ile CMUK m.135 ve AIHS m. 5 ve 6'mn ilgisi yoktur. Yukar ıda kanuni dayanağıbelirtilen bilgi alma i şleminin tanımı , tammlanaıi yakalama, gö-zaltı gibi, diğer hukuki i şlemlerle arasındaki farkil göstermesi aç ı-sından yönetmelikte bulunmas ı gerekir.

4. Eleştiri yönetmelikte tan ımlanan şüphli kavramımnCMUK ve diğer kanunlarda doğrudan yer almadığı ve tanunlan-madığı , yönetmeliğin yeni bir statü getirildiğidir. Bu eleştiri doğru-dur. *

(3) Zander, M., Cases and Materials on the English Legal System, 1992, s. 180,182.

432 TÜRKIYE BAROLAR BtRLI ĞI DERG İSi 1909t2

Page 10: YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA İĞİ Ş İportal.ubap.org.tr/App_Themes/Dergi/1999-19992-872.pdf · YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA YÖNETMELİĞİNE GETIRILEN ELEŞTİRİLERE

Yönetmeliği göre

1. Hakkında hazırlık soru şturması yapılan kişi

2. Hakkında henüz haz ırlık soruşturması açılmamış olan kişi

3. Kimliğini bir belge ile veya kolluk kuvvetince tamnmış veyagüvenilir kişilerin tanıklığı ile ispat edemeyen veya gösterdikleribelgelerin doğruluğundan şüphe edilenler

4. Hakkında suç işlediği yolunda basit şüphe bulunan kişi şüp-heli dir.

Diğer bir ifadeyle bir suçun öğrenilmesinden kamu davası açıla-nana kadar hakında araştırma yapılan kişinin statüsü şüphelidir.Bu tanıma göre şüpheli yakalanmış olabileceği gibi hakkındakişüphenin henüz kuvvetli iz, delil ve emarelerle desteklenememe-sinden dolayı henüz yakalama a şamasına gelinmemiş de olabilir.

Her ne kadar yönetmeliğin kaynağmı öluşturan kanunlardaşüpheli kavramı açıkça zikredilmemi şse de CMUK m. 94 de 'Birsuç işlemek şüphesi ........altında bulunan ....' ibareleri ile suç i şle-me şüphesi altında olan ki şinin varlığı kabul edilmektedir.

Yine CMUK m. 136,138 ve 142 gibi birçok madde de 'yakalanankişi veya sanık' kavrammı kullannıaktadır. CMUK yakalanan ki şikavramım samktan ayrı zikretmek ile haz ırlık soruşturması sıra-smda yakalanan fakat samkl ık statüsünü kazanmayan bir ki şininvarlığını kabul etmektedir.

Yönetmelik ise var olan statünün adım koymuştur.

CMUK m.95/2'nin yaptığı gibi, yönetmelik, haz ırlık soruştur-ması sırasında bu s ıfatm bir ki şiye verilebilmesi için 'basit şüphe'veya kimliğini ispat edememe gibi baz ı şartlar getirerek bu ki şininsuç işlediği yönünde henüz baz ı basit bilgi, belge ve emarelerinvarlığını şart koşmaktadır. Zira kolluğun bir suç hakında soruştur-mas ını başlatabilmesi için CMUK m. 153'e göre bu suçun i şlendiğizehabim verecek bir hale muttali olmas ı gerekmektedir. Bu zeha-ba sahip olabilmek için kolluğun elinde bazı bilgi, belge ve emare-lerin olması gerekir ki soruşturmasını belli şahıs veya şahıslarüzerinde yoğunlaştırabilsin.

TÜRKİYE BAROLAR B İRLIĞ I DERGİSİ 1999/2 433

Page 11: YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA İĞİ Ş İportal.ubap.org.tr/App_Themes/Dergi/1999-19992-872.pdf · YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA YÖNETMELİĞİNE GETIRILEN ELEŞTİRİLERE

Yönetmelik, CMUK, PVSK ve di ğer kanunlarda sayılanlardanfarklı olarak bir kişinin tanımda anlatıldığı manada şüpheli olma-sından dolayı yeni bir özgürlük kısıtlama sebebi ortaya koyma-ınaktadır. Hangi hallerde ki şi özgürlüğünün kısıtlanabileceği ka-nmilarla belirlenmi ştir. Farklı kanunlarda belirlenen bu haller yö-netmeliğin 5. maddesinde toplanarak denli-toplu hale getirilmi ştir.Bu maddede görüleceği gibi kişinin şüpheli olmasına bağli olarakyeni bir özgürlük kısıtlama alan oluşturulmamıştır.

Bu nedenle eleştirenlerin iddia ettiğinin aksine 'burada ki şi öz-gürlüğü ve güvenliğinin kısıtlanmasına neden sayılacak yeni birhukuki kavram' söz konusu değildir.

Şüphelinin tanımında yer alan 'kimli ğini bir belge ile veya kol-luk kuvvetince tamnm ış veya güvenilir kişilerin tanıklığı ile ispatedemeyen veya gösterdikleri belgelerin do ğruluğwıdan şüphe edi-lenler' ibareleni her ne kadar PVSK 17'den alin ımşsa da bu ibare-ler şüpheiiniıı tanıinmda farklı bir anlamda kullanılmıştır. Bu ne-denle ikisi karıştırılmamalıdır.

Yönetmelikteki şüpheli tanımma göre bir şahsın kimliğini ispatedememesi veya gösterdiği belgenin doğruluğundan şüphe edilme-si kendisi için şüphelenme sebebi olu şturur ve o kişi şüphelidir. Fa-kat bu henüz başka ek vakıalarla desteklenmediği için hala basit-tir ve araştırılan suçtan dolayı yakalama yoluyla özgürlüğü kısıt-lamaya esas teşkil etmek için yetersizdir.

PVSK m. 17'de ise bir şahsm kimliğini ispat edememesi veyagösterdiği belgenin doğruluğundan şüphe edilmesi kendisi için biryakalama sebebidir. Zira bu maddeye göre, kolluk, suç şüphesini,araştırmaları sonucu, belli bir kimse üzerinde yo ğunlaştınmştrn 0belli olan şahsın kimliğini ispat edememesi üzerine de kendisi hak-kında var olan şüphenin kuvvetlenece ği öngörülerek, kolluğa, sözkonusu kişinin o adı belli olan suçun faili olarak aranan ki şi olupolmadığını araştırmak üzere yakalama için izin verilmi ştir.

Netice olarak şüpheli kavram ının tanımmın yapılması ile kişiözgürlüğü ve güvenliğini kısıtlaması öngörülmediği gibi hazırlıksoruşturması sırasında hakkında araştırma yapılan şahsm statü-sünün hakkında kamu davası açılıncaya kadar şüpheli olarak ka-

434 TÜRKİYE BAROLAR B İRLİĞİ DERGİSİ 1999t2

Page 12: YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA İĞİ Ş İportal.ubap.org.tr/App_Themes/Dergi/1999-19992-872.pdf · YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA YÖNETMELİĞİNE GETIRILEN ELEŞTİRİLERE

lacağınm koliukça bilinmesi aç ısından yönetmelikte kalmal ıdır. Butanıma göre hakkında hazırlık soruşturması başlatılan veya başla-tılacak olan şahıs şüphelidir, hakkuıda bir suç isnadı ile açılmış birkamu davası yoktur. Dolayısıyla koliuko şahsa karşı hal ve davra-nışlanm ayarlarken suç i şlömemiş bir kimse gibi davrannialıdır.

Bu kavramın tanımlanmasmdan kişi özgürlüğü ve güvenliğiaçısından doğan veya doğacak bir zarar yoktur. Tıpkı madde 4'deyer alan yakalama, ifade alma, sanık gibi kavramlann yapılmasın-dan doğan veya doğmtehlikesi arz eden bir zarar söz konusu ol-madığı gibi.

5. Eleştiri yönetmeliğin müdafli tayini ba şlığım taşıyan 19.maddesinin 2. fikras ımn birinci cümlesinin CMUK m. 136'ya ayki-n olduğu hususudur.

Yönetmeliğin 19/2. maddesinin ilk ve ikinci cümleleri birbirin-den bağımsız yorumlanamaz.

Yönetmelik m. 19/2 (bir bütün olarak yorumlandığında) ifadealma öncesi -

1. Hangi suçlan işleyenlei müdafli tayin etme hakk ı olduğunuve

2. Bu suçlan i şleyenlrin derhal müdafıi tayin edebilecek du-rumda değilse kolluğun durumu derhal baroya bildirme mecburi-yeti olduğunu düzenlemektedir.

Yönetmeliğin bu düzenlemesi DGM'nin kuruluş ve yargılamausulleri hakkında 2845 sayılı kanunun 16 maddesi ve CMUK m.135 birinci ükra 3. bent (müdafıi tayini) ile alakal ıdır.

2845 sayılı kanunun 16 maddesinin 4. fıkrası, müdafiin yakala-nan şahıs ile hakim tarafindan gözaltı süresinin uzatılinasına ka-rar verildikten sonra görüşebileceğini bağlamaktadır. Bu hükümayni kanunun ayn ı maddesinin 3. fikrası ile birlikte yorumland ı-ğmda, yakalananın müdafli ile görü şmesi yakalamayı takip edenilk 4 günün sonunda mümkün olacaktır. Bu husus yönetmeliğin20. maddesinin son fikrasında net olarak ortaya konmu ştur.

T{JRKİYE BAROLAR BİRLIĞI DERGISI 435

Page 13: YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA İĞİ Ş İportal.ubap.org.tr/App_Themes/Dergi/1999-19992-872.pdf · YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA YÖNETMELİĞİNE GETIRILEN ELEŞTİRİLERE

Bu nedenle, yönetmeliğin 19/2. maddesinde DGM'nin görev ala-mna giren suçlarda, ifade öncesi yakalanan ın talebi halinde, koliv-ğun, derhal müdafi talebini baroya bildirme mecburiyetinden mu-af tutulması kanuni bir yükümlülüğün neticisedir.

Aynı şekilde CMUK m. 135 birinci fikra 3. bent, ifade öncesi,DGM kapsam ına giren suçlarda, yakalanaııa, müdafli tayini hakk ıolduğunu hatırlatma mecburiyeti getirınemektedir. CMUK m.135'in DGM'nin görev alamna giren suçlarda uygulanmayaca ğı ,bunlar hakkındaki uygulamamn (18.11.1992 tarih ve 3842 say ılıkanunla yapılan değişiklikten) önceki hükme göre yap ılacağı sözkonusu kanunla hükme bağlanmıştır. 1992 deği şikliğinden öncekiCMUK m. 135 ise müdafli tayin hakk ı olduğunu hatırlatma ve ta-lep halinde bunu derhal baroya bildirme mecburiyeti içermemek-tedir.

Görüldüğü gibi yönetmeliğin 19/2. maddesi eleştirenlerin iddi-asınm aksine CMUK m. 136 ile de ğil, DGM'nin kuruluş ve yargıla-ma usulleri hakkında 2845 sayılı kanunun 16 maddesi ve CMUKm. 135 birinci fıkra 3. bent (müdafli tayini) ve ile.alakalid ır.

Yönetmeliğin 19/2. maddesi CMUK m. 136 ile de çeli şki içindedeğildir. Her ne kadar CMUK m. 136, DGM'nin kapsam alamna gi-ren suçlarda da yakalanan ki şinin tahkikatm her hal ve derecesin-de bir veya daha fazla müdafiin yardımından yararlanabilece ğinikabul etse de, daha sonra ç ıkan 6.3.1997 tarih ve 4229 say ılıCMUK ve DGM'nin kurulu ş ve yargılama usulleri hakkındaki ka-nun ve bu kanunlarda de ğişiklik yapan 18.11.1992 tarih ve 3842sayılı kanunda değişiklik yapılmasına dair kanunun 3. maddesi,CMUKa göre daha özel bir kanun olan ve öncelikle uygulanmas ıgereken DGM'nin kuruluş ve yargılama usulleri hakkında 2845 sa-yılı kanunun 16 maddesini değiştirmiş ve müdafiin avukatı ile gö-rüşmesinin, tahkikatm her hal ve derecesinde de ğil, tahkikatınbaşlamasım takip eden ilk 4 günün sonunda mümkün olacağım be-lirterek CMUICun 136. maddesinin kapsam alanını smırlamıştır.

Yönetmeliğin 19/2. maddesi gerçekten de ele ştirenlerin iddia et-tiği gibi AİHS m.6/3'e göre olu şan sözleşmenin içtihat hukukunaaykırıdır.

436 TÜRKİYE BAROLAR DİRLİĞİ DERGİS İ 1999)2

Page 14: YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA İĞİ Ş İportal.ubap.org.tr/App_Themes/Dergi/1999-19992-872.pdf · YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA YÖNETMELİĞİNE GETIRILEN ELEŞTİRİLERE

Fakat başta da izah edildiği üzere her ne kadar . Anayasamn 90.maddesi uluslararas ı andiaşmaları kanun hükmünde kabul et-mekle birlikte Anayasanm 124.. maddesi yönetmelikleri ıı, kanunla-nn ve tüzüklerin uygulanmas ım sağlamak üzere ve kanunlara vetüzüklere aykın olmamak şartıyla çıkanlabileceğini kabul et-mektedir. Diğer bir ifadeyle Aııayasamn 124. maddesi yönetmelik-lerin uluslararası sözleşmelerle uyum içerisinde çıkarma yüküm-lülüğü öngörmemektedir. Yukar ıda ismi zikredilen kanunlar apa-çık uluslararas ı sözleşmelere aykın iken, her ne kadar arzu edilenbir şey olsa da, yönetmeliklerle, iç hukuk uluslararası hukuka uy-gun hale getirilemez.

Bu nedenle yönetmeliğin ti. maddesinde sahil güvenlik komu-tanlığı kanunu gibi oldukça özel say ılabilecek bir kanun yönetme-liğin hukuki dayanaklar aras ında sayılmas ına rağmen AIHS'i hu-kuki dayaııaklar aras ında sayılmamıştır. MHS'i iç hukukta statüolarak Anayasamn altında kanunlann üzerinde bir statüye sahip-tir.

Esasen, eleştirenlerin, yönetmeliğin AİHS'ne uygun olmas ımtalep etmesi kendi talepleri ile çeli şki arz etmektedir. Çünkü ele ş-tirenler yazılarmda kanunlann amir hükümlerinin yine kanunhükmü ile değiştirilebilir olduğunu kabul etmekte ve Anayasamn87. maddesine atıfta bulunarak kanun koymak, değiştirmek vekaldırmak yetkisine TBMM'ye ait olduğunu hatırlatmaktadır.Eleştirenlerin de kabul ettiği gibi yönetmeliği haz ırlayanlar kendiTBMM'nin yerine koyarak yönetmeliklerle kanunlardaki çeli şkile-ii uluslararas ı sözleşmelerle uyumlu haline getiremez.

Bu nedenle yönetmeliğin 19/2. maddesinin iptalini gerektirenherhangi bir sebep yoktur.

6. Eleştiri yönetmeliğin 20/4. maddesinin iptali gerektiği yo-lundadır. Yukarıda da belirtildiği gibi yönetmeliğin bu maddesi6.3.1997 tarih ve 4229 sayıh CMUK ve DGM'nin kurulu ş ve yargı-lama usulleri hakkındaki kanun ve bu kanunlarda değişiklik ya-pan 18.1i.1992 tarih ve 3842 sayılı kanunda değişiklik yapılması -na dair kanunun 3. maddesinin bir yans ımasıdır. 3. Madde DGM'-nin kuruluş ve yargılama usulleri hakkmda 2845 say ılı kanunun

TÜRKİYE BAROLAR BtRLİĞİ DERGİ Sİ 19992 437

Page 15: YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA İĞİ Ş İportal.ubap.org.tr/App_Themes/Dergi/1999-19992-872.pdf · YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA YÖNETMELİĞİNE GETIRILEN ELEŞTİRİLERE

16 maddesini değiştirmiş ve müdafiin avukatı ile görüşmesinin,tahkikatın her hal ve derecesinde değil, gözaltı süresinin hakim ta-rafindan uzatılmas ından sonra (yakalamay ı takip eden ilk 4 gü-nün sonunda) mümkün olacağım belirtmektedir.

Bu nedenle ele ştirenlerin iddia ettiğinin aksine yakalananınmüdafli ile hemen görü şmesini engelleyen bir hüküm vardır. Buhüküm, DGM'nin kuruluş ve yargılama usulleri hakkındaki kanu-nun 16. maddesinin 4. fikras ıdır.

Eleştirenlerin iddia ettiği gibi, CMUK m. 144'Ğ göre DGM kap-samma giren suçlar için de yakalanan şalısm müdafli ile her za-man, konuşulanlan başkasının duyamayacağı ortamda görüşmeimkanı olsa da, CMUK m. 144 DGM'nin kurulu ş ve yargılamausuileri hakkındaki kanunun 16. maddesinin 4. fikras ı ile birlikteyorumlanmalıdır. Bu durumda müdafli avukat ı ile gözaltı süresi-nin 4. gününün sonunda her zaman ve konu şulaliları başkasınınduyamayacağı bir ortamda görüşecektir. Başka türlü bir yorum sö-zü edilen iki kanun maddesi arasında çeli şki sonucunu doğurur kibu yorum kanun koyucunun amacım aşan bir yorum olur.

Yukarıda da arz edildiği gibi yönetmeliğin kanun maddesineyansıtılmasından doğan uluslararası sözleşmelere aykırılık yönet-meliğin problemi değildir. Bu nedenle yönetmeliğiu 20 maddesininAİHS m.6 (3)'e aykırılığı TBMM'nin çözeceği bir problemdir.

Bu nedenle yönetmeliğin 20/4. maddesinin kanunlara ayk ınlığıgerektiren herhangi bir sebep yoktur.

7. Eleştiri yönetmeliğin 22/1. maddesinde yer alan 'müdafiingelmesi için makul bir süre beklenir müdafi gelmezse bu husus tu-tanağa kaydedilerek ifade alma i şlemine b şlanır' hükmününCMUK m. 135/3'e aykın olduğu hususudur.

Eleştirenlerin de belirttiği gibi CMUK 135/3'de 'makul bir sürebekleme s ınırlaması' yoktur. Kanun müdafiin ifadede haz ır bulun-ma hakkını sadece 'sortışturmayı geciktirmemek' kaydıyla kısıtla-mıştır.

Esasen yönetmelik ile CMUICun ilgili hükümleri arasında birçelişki yoktur. Yönetmelikteki 'makul süre CMUKt1Ci 'soruştur-

438 TCRKİYE BAROLAR BIRLİĞİ DERGİSİ 19t9)2

Page 16: YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA İĞİ Ş İportal.ubap.org.tr/App_Themes/Dergi/1999-19992-872.pdf · YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA YÖNETMELİĞİNE GETIRILEN ELEŞTİRİLERE

mayı geciktirmeme' kıstasları aym hususa parmak basmaktad ır.Şöyle ki;

Kolluk suç şüphesi altmdaki şahsi yakaladı . Yakaladığı şahsaifade alma işlemini başlatmadan önce avukat isteyip istemedi ğinisordu. Şüpheli kendi avukatım veya barodan avukat talep etti. Ba-roya veya şüphelinin avukatına haber verildi ve kolluk avukatıngelmesini beklemeye başladı. CMUK m. 135/3 kolluğun avukat ı nekadar beklemesi gerektiğini belirtmemektedir. Demektedir ki avu-katın gelmesini bekleme halinde haz ırlık soruşturmasmın kanun-da belirtilen gözaltı süreleri içinde tamamlanmas ı tehlikeye gire-cekse avukat ın yokluğunda ifade almaya başladı . Kolluk ne kadarbekleyeceğine karar verirken elindeki ve toplanmas ı gereken delil-lere bakarak ve avukatın ne kadar süre içinde karakola veya gözal-tı birimine geleceğini hesaplayarak karar verecektir. E ğer hMtoplanacak bir miktar delil varsa ve belirli bir süre beklemeye ra ğ-men avukatm gelmesi gecildyorsa ve kalan gözalt ı süresi içindetoplanması gereken deliilerin toplanmas ı tehlikeye girecekse, ka-nuna göre, koUuğun ifade almaya müdafiin yokluğunda başlama-ya hakkı vardır.

Yönetmeliğin yaptığı ise CMUKun bu 'soruşturmayı geciktir-me' kavramınm yorumunda kolluğa biraz daha ayrıntılı ve net biranlatım tarz ı olan 'makul süre' bekleme kavramım kullanarak yolgöstermektedir. Yönetmelik avukatın gelmesi için makul bir sürebeklemeyi öngörmekte, somut olayın şartlarma göre değişecek busüre içinde müdafi gelmezse, kanunun belirttiği sebep olan soruş-turmayı gecikme şartınm gerçekle ştiğini kabul etmektedir.

Bu takdir yetkisinin kötüye kullamlmasm ı önlemek için de hemyönetmeliğin 12(d)/4.5 ve G'da hem de m. 22/1(e)2'de hem avukatıntalep edildiği saat hem de avukatın geliş saatlerinin gözaltı defte-rine ve ifade tutanağına kayıt mecburiyeti getirilmi ştir. Bu kayıt,Avukat talebinden sonra yeterince beklenilip beklenilmedi ği ve ifa-de almaya ba şlanıldığı anda soruşturmamn gecikme tehlikesinindoğup doğmadığınin sonradan kontrol imkam tan ımaktadır.

Görüldüğü gibi yönetmelik 22/1 maddsi ile kanundaki belirsiz-liği biraz daha belirli hale getirmiş, kolluğa bırakılan takdir ala-

TORKtYE BAROLAR BtRLI Ğİ DEROtSİ ıgo 439

Page 17: YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA İĞİ Ş İportal.ubap.org.tr/App_Themes/Dergi/1999-19992-872.pdf · YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA YÖNETMELİĞİNE GETIRILEN ELEŞTİRİLERE

mnın keyfi kullanılmasını önlemek için de kay ıt mecburiyeti getir-mektedir.

Bu nedenle ele ştirenlerin sözünü ettiği kolluğa CMUKİa veri-len takdir hakkının daha da geni şletildiği endişesi yersizdir. Sanıkhakları açısından CMUK m. 135/3'e göre biraz daha ileri bir ad ımolan m.22/4(e)'nin CMUK a ayk ırılığını gerektiren bir durum dayoktur.

• 8. Eleştiri yönetmeliğin 22/1. Maddesinde CMUK 135/3 denfarklı olarak 'müdafiin hukuki yardımından yararlanabileceği' hu-susunun söylenmesinin yer almadığı hususudur.. Bu ele ştiri doğru-dur. Fakat bu yer almama yönetmeli ğin ve CMUKun ilgili madde-lerinin çeliştiği anlamına gelmez. Yönetmeliği hazırlayanlar yaka-lanan ş ahsa müdafi tayin hakkının bulunduğunu söylemeyi yeter-li görmüş, müdafiin hukuki yardımından yararlan.ıiıayı müdafli ta-yin hakkının kapsamı alam içinde düşünmüşlerdir. Tayin edilenmüdafiin haliyle yakalanan şahsa hakuki yardımda bulunacağımvarsaymıştır. Yoksa yakalanana hukuki yardımda bulunma hakkı-nı kısıtlama gibi kasti yoktur. Zira böyle bir kas ıt olsa idi a3inımaddenin 2. ükrasmda 'müdafi, ... hukuki yardımda bulunabilir've 'müdafi, şüpheliye bütün kanuni haklanm hatırlatabilır....cümlelerine yer verilmez ve 20. maddede yakalanan ki şiye müdafiher zaman başkalannın duyamayacağı bir ortamda görüşme imka-nı tanınmazdı .

Bu ibarelerin Yönetmeliğin 22; maddesinde zikredilmemesi pra-tikte yakalanan aleyhine hiçbir netice do ğurması mümkün değilsede, CMU}Cun 135/3. maddesi ile kelimesi kelimesine bir uyum is-teniyorsa ve yönetmeli ğin ilgili maddesinde 'müdafiin hukuki yar-dımından yararlanabileceği' ibaresinin olmamas ı büyük bir eksik-lik olarak görülüyorsa yap ılacak olan madde 22/1'in iptali değil, buibarelerin yönetmeliğin ilgili maddesine ilave edilmesidir.

9. Eleştiri yönetmeliğin 19/1. maddesinde CMUK m. 136'ya veyönetmeliğin 22. maddesinin 1. fikras ının (ı) ve X,j) bentlerinde,CMUK m: 135'e aykın olarak 'şüpheli' kelimesinin kullan ıldığı hu-sus udur.

Yönetmelikteki ' şüpheli' kelimesi kanunun sözü edilen madde-lerindeki 'samie kelimesi yerine kullamldığı doğrudur. Fakat bu

440 TÜRKİYE BAROLA£BİRLICI DERGİSİ I9992

Page 18: YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA İĞİ Ş İportal.ubap.org.tr/App_Themes/Dergi/1999-19992-872.pdf · YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA YÖNETMELİĞİNE GETIRILEN ELEŞTİRİLERE

kullanım kanunun ruhuna aykırı bir kullanım değildir. Zira yönet-meliğin 19. 'e 22. maddelerinde sözü edilen yakalanan ve , ifadesialmacak olan şahıs hakkında , henüz kamu davas ı açılmamıştır vebu nedenle henüz daha şüphelidir. Sanık olmamıştır. ilerde kamudavas ı açılınca sanık olacaktır.

Bu nedenle yönetmeliğin bu maddelerindeki şüpheli kelimesisanığı da içine alacak bir anlam taşıdığından sanık yerine şüphelikullamlmas ının herhangi bir zararı yoktur. Hatta bu kullanım tar-zının CMUK?un sözü edilen maddelerin amacma daha iyi hizmetetmesi açı sından tercih edilmesi gerekir.

10 Eleştiri CMUK m. 136'daki hukuki yardım hakkının yönet-meliğin 22/2. maddesi ile sınırlandınldığı noktasmdadır.

Yönetmeliğe göre müdafi şüphelinin ifadesi alınırken onun yeri-ni aldığı izlenimini veren herhangi bir müdahalede bulunamaz.Hukukf yardım çerçevesinde her türlü kanuni hakkuiı hatırlatabi-lir. Şüphelinir- ifadesi al ınırken ona susma hakkmı kullanmasınısöyleyrek belli sorulara veya hiç bir soruya cevap vermemesinisöyleyebilir. Fakat müdafli sorgulananin yerine geçip sorulara ce-vap veremez. Sorgulama ile ortaya çıkarılmaya çalışan maddi ger-çeğin ortaya çıkaniması sırasınü müdafli müdahaleleri ile sorgu-lanıaıPı.ın akıcılığım bozainaz. Çünkü sorgulanan müdafli değil şüp-helidir. Müdafiin müdahale alan ı şüpheliye hukuki yardım ile sı-mrlmiıştır. Müdafiin şüpheli gibi davranma onun ad ına sorulaı acevap verme sorgulamanın seyrine müdahale ederek sorgulana-nın akıcılığmı bozma hakkı yoktur. Müdafli şüphelinin sorulan so-rulara cevap vermesini istemiyorsa ona susma hakk ını hatırlata-rak 'bu soruya- cevap Verme' -diyebilir. Yoksa onun adına sorularacevap veremez. -

Yönetmeliğin bu düzenlemesi CMUK nı. 136'da Anglo-Saxon -Hukuk sisteminde de böyle aiılaşıimaktadır. Hatta bu hukuk siste-minin u3'gulandığı ülkelerde kolluğun, şüpheli adına sorulara ce-vap vererek sorgulamanm akıcılığım bozan müdafiyi sorgulama:odası dışma çıkarma hakkı bile verilmi ştir. Müdafi sorgulamadadilediği gibi hareket etme özgürlüğü hiç bir ülkede söz konusu de- -ğildir. - - - -

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİOt uuıotst ı , - 441'

Page 19: YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA İĞİ Ş İportal.ubap.org.tr/App_Themes/Dergi/1999-19992-872.pdf · YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA YÖNETMELİĞİNE GETIRILEN ELEŞTİRİLERE

Yönetmelikteki bu düzenleme ile kolluğa hukuki yardımdan neanlaması gerektiği anlatılmakta, müdaflin hangi hareket tarz ının

• hukuki yarchm çerçevesinde alg ılanamayacağı izah edilmektedir.

Bu nedenle CMUK 136'daki hukuki yardım hakkı iddia edildi-ğinin aksine kısıtlanınamış, aen korunmuş ve şüpheli adına so-rulara cevap vermenin hukuki yard ım çerçevesinde değerlendire-

• meyeceği net bir dille izah edilmi ştir.

Yine iddia edildiğinin aksine, bu düzenleme AİHS m.6/3 ile, çe-lişki içinde de değildir. Gerek bu madde gerekse bu maddeyi yo-rumlayan komisyon ve mahkeme içtihatlannda müdafiye şüpheliadına sorulan sorulan cevaplayarak maddi gerçeğe ula şılmasmaengel olma hakkı tamnmamıştır.

il. Eleştiri noktası yönetmeliğin 10 maddesine belirli hallerdesağlık kontrolü sırasında kolluk memuru ile doktorun aynı odadabulunma istisnas ımn tanınmasıdır.

Bu maddeye göre kural doktor ile muayene edilen . şahsın mu-ayene sırasmda yalnız kalması olmakla birlikte

1. Soruşturmanın selameti,

2; Doktorun güvenliği

3. Şüphelinin güvenliği bakımından sakınca doğuruyorsa

doktor ile muayene edilen muayene s ırasmda beraber olmaya-caktır.

Bu düzenlemenin amacı CMUK 135/A'düJ yasak sorgu yöntem-lerinin tespitinin önlenmesine yönelik değildir.

Bu yönetmeliği düzenleyenlerin yasak sorgu yöntemlerinin uy-gulanmasıııı örtbas etme gibi bir niyeti olsa idi, kendilerini zorla-yan hiç bir kanuni zorlama olmamas ına rağmen yakalanan her ş a-his hakkında gözaltına alınır almaz, herhangi bir sebeple yerinindeğiştiriiLnıesi gibi yönetmelikte sayılan hallerde sağlık raporu al-ma mecburiyeti getirmezdi.

Yukanda sayılan üç' halde kolluğun muayenede bulunmasma

442 • TÜRKİYE BAROLAR BtRLİĞİ DERGISI 1999/2

Page 20: YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA İĞİ Ş İportal.ubap.org.tr/App_Themes/Dergi/1999-19992-872.pdf · YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA YÖNETMELİĞİNE GETIRILEN ELEŞTİRİLERE

imkan tamnmas ı ise bir zaruretin yönetmeli ğe yans ıtılı asıdır. Yö-netı elikte de anlatıldığı gibi kural şüphelinin muayenesi sırasm-da kolluk memurunun aynı

'odada olmamasıdır. Bu kuralın istisna-

lan soruşturmanIn selanıeti, şüphelinin güvenliği ve doktorun gü-venliğidir.

t

Soruşturmanın selametinden ne kast edildiği. 4. maddede ta-nımlanmıştır. -

Yeni yönetmeliğe göre gözaltına alınan her şahıs doktor raporuiçin daha karakola veya gözaltı birimine getirilmeden önce dokto-ra götürülecektir. Henüz soru şturmanın başı olacağından dolayı dahaliyle özellikle organize suçlarda suçla ilgili şüpkelilerin bazılanhenüz yakalanmamış ve bazı bilgi ve belgeler henüz toplanmamışolacaktır.. Doktor ile şüpheliniıı yaliuz kalması halinde özellulde do-ğu ve güneydoğu da gerek şüpheli ile doktor aras ında olabileckakrabalık veya fikir seviyesinde olabilecek herhangi bir yak ınlıkveya şüphelinin doktoru bazı sözleri ile tehdit etmesi sonucu dok-toru bazı bilgileri dışarı aktarma konusunda mecbur b ırakması ba-zı delil ve şüphelilerin yok ol ıüsı neticesini doğurabilir. Bu neden-le bu istisnai durumlarda şüpheli ve doktorun yalmz kalmas ı so-ruşturma açısmdan sakınca doğurabilir. Yönetmelik bu durumlar -dş şüpheli ile doktorun ayn ı odada yalmz kalınasmı istememekte-dir.

İkinci olarak şüphelininpsikoojik yap ısı veya işlediği suç itiba-.ri ile arz ettiği tehlikeliliirdoktor için de tehlike olu şturabilir. Dok-torun can güvenliği tehlike de olduğu durumlarda böyle bir şüphe-liyle hiç bir doktor yahuz kalmak istemeyecektfr.

Üçüncü ol.rak muayene s ırasında tehlikeli hareketleri ile ken:dini yere atan sağa sola çarpan şüphelilerin kontrolü için doktorunkllü memuruna ihtiyac ı olacaktır.

Şüpheli sakin birisi ise ve doktor kendi can güvenliği açısındantehlike . görmüyorsa doktor kolluğun dışarıda beklemesini isteye-cek kolluk dışarıda bekleyecektir.

Normal şartlarda, daha gözalt ı bırımıne götunılmemiş ve ifade-si alinmamış bir şüphelinin kötü muamele tehlikesi ile kar şı kar-

TÜRKİYE BAROLAR BIRLİĞİ DERGISI ı999t2 443'

Page 21: YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA İĞİ Ş İportal.ubap.org.tr/App_Themes/Dergi/1999-19992-872.pdf · YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA YÖNETMELİĞİNE GETIRILEN ELEŞTİRİLERE

şıya kalması söz konusu olarnayaca ğından dolayı gözaltınm başın-da kolluğun odada doktorla beraber olma yönündeçok istekli ola-cağını düşünmek de çok kötü niyetli bir yorum olacakt ır.

Bu istisnaların yönetmelikte tanınmamas ımn

—birinci sonucu; özellikle doğu ve güneydoğııda baz ı terör örgü-tü sempatizam doktorlann terör suçu dolayısıyla yakalanan şüp-helilerle birlikte çah şmasıdır ve organize suçlarl .a mücadeleninzorlaşmasıdır. -

- ıkin..sonucu, muayene à1rasinda tehlikeli olduğu apaçık belliolan şüpheliden kendisinin konmmas ım isteyen doktora 'kolluğunkusura bakmayın muayene sırasında odada yalnız kalnianız ge--rekmekte' diye cevap vermesi

üçüncü sonucu kendisine zarar verme- sinin engellenememesi-dir. -

- Bu üç sonucun böyle olduğu biıine?biline bu istinalarm yönet-meliğe konmasından çok konınamasımn -ele ştirilmesi gerekirdi.

'Ayrıca yukarda sayılan durumlarda kolluun muayene s ırasın-da doktorun oda da beraber olduğu her durumda kolluğun öncedenkötü muamerlede bulunmuş olacağım varaymak ve bunu doktorunraporunda yazman as ı içinter kofluğun baskı yapacağım düşün-inek kollüğa ve rneslekktinin getirdiği ahlaki kurallat ına uyacağı-na inanmak kural olmal ıdır.

- Kolluğun şüpheliye kötü muamele izlerini raporda yaz ılmamas ıyolunda manevi baskı yapması için• ayni odada qlmas ına gerekyoktur. Kolluk isterse kendisi ile aynı şehirde ya şayan doktor üze-rindeki bu baskıyı şüpheliye doktora teslim ederken veya teslim al-dıktan sonra veya daha değişik bir zamanda değişik metotlarla ya-pabilir. - - - -

Yönetmeliğin 10. maddesindeki bu düzenleme CMUKun 66.maddesinden daha ileri bir adımchr. Bu maddenin son fikrasma gö-re 'hazırlık soruşturması sırasında muayeneleri icabeden kimsele-rin muayeneleri, cumhurij,et savcilanmn talebi ile yap ılır.' -

'444 tünsin uAROL.n IRLtĞI DERGİSİ 1999/2

Page 22: YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA İĞİ Ş İportal.ubap.org.tr/App_Themes/Dergi/1999-19992-872.pdf · YENİ YAKALAMA, GÖZAIJTI VE IFADE ALMA YÖNETMELİĞİNE GETIRILEN ELEŞTİRİLERE

• Yönetınelik ise cumhuriyt savc ılannın talebi aranmadan gö-zaltı süresince kolluğa asgari iki defa sağlık raporu alma.mecbüri-yeti getirmiştir. Yönetmeliği hazırlayan arm CMUK 135/A daki ya-sak sorgu metotlarım gizleme gibi bir amac ı olsaydı kanuni birzorunluluk olmadığı halde kolluğa 24, 48 saat gibi k ı sa gözaltısüreleri içinde asgari iki defa rapor alma üıecburiyeti getirmezdi.

Yukarıda anlattığımız seWplerle yönetmeliğin bu eki1de uygu-lanması CMUK ve diğer ilgili kanunlarla bir ayk ırilık teşkil etme-mektedir. Ayrıca yönetmeliğin bu şekilde uygulanmas ından doğa-cak herhangi bir tereddüt, kyfi uygulama ya da karma şa söz ko-nusu değildir. Yine bu nedenlerle, yöhetmelikte, hem iptali gere-ken herhangi bir hüküm hem de ele ştiriyi hak eden bir yön yoktur.

TÜRKIYE BAROLAR B İRLIĞI DERGISI IM/2 445