46
Sayı:10 Aralık 2010 GENÇ-ANALİZ Young Future Academy Aylık Gençlik ve Kariyer Dergisi YOUNG FUTURE ACADEMY

YFA GencAnaliz-Aralık

  • Upload
    ygt-yfa

  • View
    240

  • Download
    2

Embed Size (px)

DESCRIPTION

1.yılına doğru hızla büyüyen YFA 46 sayfalık yılbaşı özel sayısı ile karşınızda.

Citation preview

Page 2: YFA GencAnaliz-Aralık

GENÇ GELECEK KÜNYE Genel Koordinatör- Özel Araştırmalar Takım Lideri Yiğit AKKOCA İnsan Kaynakları Koordinatörü Burçin TOKSÖZ Dergi Editörü Şeyda KAYA Görüntü Yönetmeni Melike GÜNEŞ Dış İlişkiler Koordinatörleri İdil ÖZMAÇİN Utku HATİPOĞLU İş-Staj Koordinatörü Sinan SÖNMEZ Sosyal Organizasyon Koordinatörü Mihraç NALBANTOĞLU Stratejik Araştırmalar Takım Lideri Barhan KAYNAK Dünya Ekonomi Araştırmaları Takım Lideri Utku HATİPOĞLU Yurtdışı Eğitim Danışmanı Anna BEGOVİC

İÇİNDEKİLER . Geçen Yılların Ardından …………….… 1 . Amazonlar ….………………….……..…....3 . Babilli Hermes ………….…..…….….... 10 . Aileler ve Teknoloji ……..……………. 14 . Kabus…………..…………..………..………. 18 . Diplomasinin Arka Bahçesi …………. 22 . Bu Ruhu Seviyorum .………………..…. 25

. WikiLeaks ………..…………………………..28

. Yılbaşı Tercihleri …………………………. 35

. Çoban Aldatan Kuşu …………………… 39

. Bir Film Bir Kitap ………………………… 41

Hazırlayan: Young Future Academy Website: www.youngfutureacademy.tr.gg

Adres:Cumhuriyet Bulvarı No:219 Kalyon Apt. Daire:5 35220 Alsancak, İZMİR Tel:05065882913

NOT : Her türlü eleştiri ve yorum için [email protected] adresine mail atabilirsiniz ya da yazarlarımıza direkt isimlerinin altında yazan mail adreslerinden ulaşabilirsiniz. İyi okumalar.

Page 3: YFA GencAnaliz-Aralık

GEÇEN YILLARIN ARDINDAN

Bir veda ayıdır aralık. Yeni bir yıla girmenin sevincini yaşarken

insan bir yandan da 365 günü daha arkasında bırakmanın

burukluğunu yaşar. Veda eder o yıla, o yıl yaşadıklarına,

yaşayamadıklarına. Sanki o gün diğer günlerden farklıymış

gibi içinde çocuksu bir umutla yeni yıla adım atar. Yeni yılı

kutlayınca tüm yıl kutlamalarla geçecekmiş gibi :)

Dışarıda aralık ayının acımasız soğuğu varken, insanın içi yeni

yıla girerken sıcacıktır. Güzel hangi duygu varsa insan o gün, o

gece onları içinde barındırır. Sevdiklerini anar, kulakları

üşüdüğü için bol bol çınlar ama insan tüm iyi niyetiyle birileri

beni düşünüyor der ve sevinir. Ne güzel bir şeydir sevinmeye

bahane bulabilmek..

Evet yılbaşı güzel bir şeydir yeni yılla ilgili yazılan tüm yazılar

umutludur, mutludur. Ama…

Hiç düşündünüz mü giden her saniye sizden gidiyor.

Yaşlanıyorsunuz diyemem ama eskiyorsunuz farkında

değilsiniz. Hiçbir anı geriye döndürmek mümkün olmuyor

sonradan, kıymetini bilmek gerek aldığımız her nefesin.

Kıymetini bilmek gerek yanımızdaki insanların. Ya bu son

anınızsa? İçinizde henüz söyleyemediğiniz sözlerle gitmek

ister misiniz ebediyete? Yaşayamadığınız anlarla,

Page 4: YFA GencAnaliz-Aralık

doyamadığınız duygularla, göremediğiniz yerlerle,

tadamadığınız lezzetlerle, umutlarla, pişmanlıklarla…

Ben istemem. Bu yazıyı okuyorsanız kalkın bitirmeyi

beklemeyin ve kime ne söylemek istiyorsanız söyleyin bence.

Ya kaybederseniz en sevdiklerinizi? Arkasından ağlamak ne

fayda? Gidin hadi, sevdiğinizi söyleyin affedin kızdıklarınızı

kırıldıklarınızı. Ya da tamamen bitirin değmiyorsa hiçbir şeye.

Ama hiçbir zaman yarım bırakmayın yaşanılanları…

Yeni yıl güzel ama şuandan güzel hiçbir şey yoktur bunu

unutmayın. Geriye dönmek yok, yanlışları silip düzeltme hakkı

hiç yok. Makam sahibi tanıdık da sökmez hayat sınavında,

para pul da… Sadece bu “an” var dünyada.

Hala okuyorsanız, kalkıp aramadıysanız sevdiklerinizi şunu da

okuyun o zaman. Ne demiş Oscar Wilde :

“Hiç kimse geçmişini satın alacak kadar zengin değildir.”

Şeyda KAYA

Dergi Editörü [email protected]

Page 5: YFA GencAnaliz-Aralık

TARİHTE KADIN SAVAŞÇILAR

- AMAZONLAR –

Ademoğlundan beri dünya üzerinde insanlar çeşitli

mitler oluşturmuş, bunlara inanmıştır. Çok tanrılı dinler,

farklı kültürlere, milletlere ait mitolojilerde bu tip

efsanelere çokça rastlamak mümkün. Ancak bu

mitlerden bir tanesi var ki neredeyse tüm ırklar için,

yaşanmış tüm zamanlarda kabul edilen bir efsane:

Amazonlar… Yer altı tanrısı Ares’e, güzellik tanrıçası

Afrodit’e ya da Zeus’un hem kızı, hem karısı ve aynı

zamanda kız kardeşi olan Hera’ya ancak Yunan

mitolojisinde rastlarsınız. Oysaki amazonlar her millette,

benzer şekillerde tasvir görmüş, güçlü kadın

savaşçılardır. Bu sebepten gerçekliklerinin diğerlerinden

daha fazla olduğu görüşündeyim. Bugün bile

Amazonların gerçekliğine dair şüpheler yer almakta.

Ama gerçek şu ki isimleri ne olursa olsun, tarihte savaşçı

kadınlar yer almaktadır. Bunlara birbirine yakın bir çok

isim verilmiştir. En yaygın olanı ise Amazonlar… Bu

konuyla ilgili birçok film, yazı bulmak mümkün. Peki

kimdir bu amazonlar? Gerçekten varlar mıydı?

Page 6: YFA GencAnaliz-Aralık

Amazonların çıkış noktası hakkında farklı söylentiler

mevcut. Kimilerine göre Libya sınırlarında; kimilerine

göre ise Kafkasya’da yaşamıştır bu muhteşem savaşçı

kadınlar. Bazıları İskitlerden geldiklerini söyler. Gerçek

olan ise bugüne kadar bulunan birçok kalıntıda

Amazonların, Anadolu toprakları üzerinde var olduğudur.

Ve hatta amazonların Türklerin Turani kavminden olduğu

iddia edilmektedir. Bu iddiayı destekler nitelikte bir

araştırma da mevcut. Amerikalı araştırmacı, amazon

savaşçıları ile ilgili yaptığı araştırmasında birçok amazon

olduğu düşünülen kadının mezarından DNA örnekleri

almıştır. Araştırması sırasında Moğolistan’a geldiğinde

buradaki kadınların oldukça esmer olduğunu görerek,

amazonların kökeninin buraya dayandığına dair olan

inancından uzaklaşıyor. Ancak o sırada Orhun Nehri

kıyısından at üzerinde gelen sarışın bir kız gözüne

çarpıyor; Meryemgül. Meryemgül’den alınan DNA

örneği, amazon kadınların DNA’sı ile %99.9 örtüşüyor.

Ve buradaki kadınların hala amazonların kullandığı

eşyalara benzer eşyalar kullanmaları da, amazonların

kökeninin Türklerin Turani kavmine dayandığının bir

göstergesi kabul ediliyor. Şimdiye kadar amazonların

kökeni ile ilgili en sağlam bulgu bu olmakla birlikte çeşitli

söylemler de devam etmektedir. Örneğin bir efsaneye

göre Amazonlar, İskit prensesleri tarafından kurulmuştur.

Saldırıya uğrayan İskit halkı tüm erkeklerini kaybedince,

kadınları topraklarını bırakarak kaçmış; ve erkeklerinden

kalan eşyaları kullanarak, 2 İskit prensesi etrafında

toplanarak intikam için yaşamışlardır. Zamanla iyice

Page 7: YFA GencAnaliz-Aralık

güçlenen İskit kadınları (amazonlar) erkeklerden uzak bir

hayat sürmüşlerdir. Ancak zamanla soyları tükeneceği

için yılda 2 ay komşu kavimlerdeki erkeklerle çiftleşerek

çocuk dünyaya getirmişlerdir. Hamile kalan amazon

kadını kabilesine geri dönüp, doğum yapmayı

bekliyordu. Eğer bebek erkek olursa, ya öldürülüyor ya

da babasına veriliyordu. Doğan kız çocukları ise küçük

yaştan itibaren ata binmek ve savaşmak konusunda

eğitilmeye başlıyordu. Aslında burada cahiliye dönemi

Arap Yarımadasında yaşanan kızların diri diri gömülmesi

olayının bir benzeri görülmekte. Araplar, kızları

yetiştirmeye para harcamak istemedikleri ve kızların eve

hiçbir katkısı olmadığını düşündükleri için kız çocuklarını

ölüme terk ediyorlardı.

Amazonlar ise erkeklerin

aralarına karışmasını

istemedikleri, özgürlüklerinin

kısıtlanmasını önlemek için

erkek çocuklarından ölüm ya

da uzaklaştırma yöntemi ile

kurtuluyorlardı.

Amazonların Anadolu ile ilişkileri çeşitli kaynaklarca

desteklenmektedir. Örneğin; Heredot, amazonlardan

“erkek öldürenler” diye bahsederken, onların sürekli

Yunanlılarla çatıştığını söylemektedir. (bu durum da

acaba amazonlarla Türkler arasında bir bağlantı olarak

görülebilir mi ) tarihin babası kabul edilen Heredot’un

bu sözlerinden amazonların Anadolu topraklarında

yaşadığı anlaşılmaktadır.

Page 8: YFA GencAnaliz-Aralık

Halikarnas Balıkçısına göre

ise; Ege’de bulunan birçok

devlet amazonlar tarafından

kurulmuştur. Amazonlar,

tanrıça Kibele’ye

tapmaktadırlar. Amazonlar

tanrıça için birçok farklı isim

kullanmaktadırlar bunlardan

bazıları; Mirin, Marian ,

Aymari ve Mariyamne’dir.

Halikarnas balıkçısına göre

bu isimler tek tanrılı dönem

Meryem’inin de adının kaynağıdır. Yani amazon

kadınların etkisi daha yakın dönemlerde de görünmekte

ve dönemin güçlü kadınlarına amazon tanrıçasının

isimleri verilmektedir.

Amazonlarla ilgili çok duyulan bir başka mit ise, bu

güçlü savaşçı kadınların güçlenmek için erkelere

benzemeye çalıştıklarıdır. Buna örnek olarak da sağ

göğüslerini kesmeleri ya da yakmaları gösterilmektedir.

Daha iyi yay kullanabilmek adına amazon kadınlarının

sağ göğüslerini aldırdığına dair söylentiler asla

kanıtlanamamıştır. Tarihte birçok yerde resmedilen

amazon kadınları, iki göğse de sahip şekilde tasvir

edilmektedir. Hiçbir kaynakta tek göğüslü amazon kadını

bulmak mümkün değildir. Ancak çok iyi birer savaşçı

olmaları nedeni ile böyle bir söylenti vardır. Sağ

omuzlarının gelişmesi için, kadınlıklarının bir

bölümünden vazgeçtiği iddia edilen amazonlar, bana

Page 9: YFA GencAnaliz-Aralık

kalırsa böyle bir şeyi asla yapmazlardı. Özgürlükler ve

kadınlıkları adına, erkeklerden uzak yaşayan bu güçlü

kadınların, yine kadınlıklarının bir parçası olan

organlarından vazgeçtiğine inanmak biraz gülünç olurdu.

Amazon efsanesinin başlangıç tarihini bulmak ise biraz

zor çünkü efsanelerden bazıları çok tanrılı dinler

dönemine kadar gidiyor. Bu efsanelerden biri Afrodit ve

amazon kraliçesi arasında geçiyor. Efsaneye göre

amazon kraliçesinin Tanais adında bir oğlu olur. Tanais,

kadınlara ve evliliğe asla değer vermediği, küçük

gördüğü için Güzellik Tanrıçası Afrodit tarafından

cezalandırılır. Cezası annesine aşık olmaktır. Tanais,

annesiyle ensest bir ilişki yaşamaktansa kendini Don

Nehri’ne atarak intihar eder. Bu efsane aslında kendisini

çürütmektedir. Zira amazon kadınları doğan erkek

çocuklarını terk etmektedir. Bu

durumda Tanais annesinin kim

olduğunu zaten bilemez. Çünkü

doğan erkek çocuklarla iletişim

yoktur.

Amazonların ülkesi savaşçı, ordu

temelli bir ülke olarak kabul

edilmektedir. Çünkü amazon

kadınları için öncelikli amaç

kendilerini ve bağımsızlıklarını

(özgürlüklerini) erkek olanlardan

korumaktır. Bu yüzden küçük yaştan

itibaren savaşçı olarak ve

Page 10: YFA GencAnaliz-Aralık

erkeklerden nefret ederek yetiştirilirler. Tarımla

uğraştıklar ve doğum dönemleri hariç sürekli komşu

kavimlere saldırılar düzenlemektedirler. Amazon

kadınları tam da bu yüzden – erkelerden uzak durmaları

ve onları aşağılamaları nedeniyle- feminizmle bağlantılı

kabul edilirler. Feminizmin anası oldukları görüşü

oldukça yaygındır. Gerçekten de yaşayış tarzları feminist

görüşlerle paralellik göstermektedir. Ancak feminizm

kadınların erkeklerden nefret etmesini değil, onlarla eşit

olduğunu savunan bir görüştür. Bu noktada feministler

ve amazonların yolunun ayrıldığını hatırlatmakta yarar

var. Tabiî ki feminizm için bir çıkış noktası olarak

görülebilir, ama arada büyük bir ayrım vardır.

Anadolu’da birçok kentin kurucusu

sayılan amazonların asıl ülkesi

Karadeniz kıyılarıdır, başkentlerinin

Terme olduğu kabul edilir. Kurdukları

kentler arasında Sinope (bugünkü

Sinop), Smryna (günümüz İzmir’i) ve

Ephesus (Efes) de yer almaktadır.

Amazonlardan dolayı Anadolu’nun

anaerkil bir yapısı olduğu söylenebilir. Eski yazıtlarda da

bunu görmek mümkündür aslında. İslamiyet öncesinde

hatun, Kağan ile birlikte devlet idaresinde yetkiye

sahiptir. Bu tip bilgilere bakılarak, amazonların etkileri

olduğu düşünülebilir. Ve hatta Anadolu’da birçok savaşçı

kadın topluluğun olduğu da bilinmektedir. Bunlardan en

çok bilineni “ Anadolu Bacıları”dır. (Bacıyan-ı Rum)

Page 11: YFA GencAnaliz-Aralık

Tamamı kadınlardan oluşan bu grubun, amazonların

devamı görünümü erkeklerle birlikte savaşlara

katılmalarından kaynaklanmakla beraber, amazonlardan

birçok farklılıkları mevcuttur. Öncelikle Anadolu Bacıları

karma bir devlete ( kadın-erkek) yaşıyorlardı ve

erkeklerle evlenebiliyorlardı. Sadece savaşçı özellikleri

amazonları andırmaktadır.

Burada yer alan ve yer almayan birçok efsane

amazonlardan bahsetmektedir. Yazımın başında da

belirttiğim gibi birçok millet, birçok yazıt amazonların

varlığından bahsetmektedir. Son olarak Meryemgül de

güçlü bir kanıt niteliğindedir. Bana kalırsa amazonların

gerçekten yaşamış olmaları o kadar da ilginç ya da sıra

dışı değildir. Tarihte kadınların da erkekler kadar

savaşlara katıldığı ve zorlu durumlarda gösterdikleri

çabalar bilinmektedir. O halde erkekler devlet

kurabiliyorsa, kadınlar niçin kuramasın? Niçin bazı

kültürlerin kaynağı da bu güçlü kadınların oluşturduğu

toplum olmasın? Üstelik de bu kadar çok kanıt varken.

Kadınların ne denli güçlü olduğunu yansıtan bu mitin

gerçekliği sorgulanıyor. Belki de kadınların inatçılıkları,

güçler, arzularını gerçekleştirme çabaları, hırsları hep bu

amazon genlerinden kaynaklanıyordur, ne dersiniz?

Burçin TOKSÖZ

Page 12: YFA GencAnaliz-Aralık

BABİLLİ HERMES: TYANALI APOLLONİUS

İki bin yıl önce Kudüs, Babil ve Roma topraklarında

‘insan suretindeki tanrı’ diye bilinen bu kişinin; Balina,

Bilinis, Buluniyas, Ebellun, Balinus ve El Hekim gibi, çevre

coğrafyalarda bilinen pek çok ismi vardır. Antik Mısır

kültürünün ve Hermetik düşüncenin en önemli eserlerini

vermiş, Arapça da çevirileri olan, kitabu’l-ilel veya sırrul’-

halika veya cami’u’l-eşya veya tekvini’l-halk ve ileli’l eşya

isimli, tılsım, büyü ve doğanın sırları ile ilgili kitapların onun

tarafından yazıldığı ve ondan sonrakilerin ise bu kitaplardan

esinlenerek, benzer kitaplar yazdığına inanılır… Bu şahsiyet,

çok önemli maji formüllerine sahip olmakla tanınmıştır. Ve

simyanın sırlarını içeren, firdevsu’l hikme kitabını yazan da

aynı şahsiyettir. Yedi maddenin sırlarından bahseder bu kitap.

Ve mushafu’l kamer denilen, ‘Ayın kitabı’, tılsımların yapılma

zamanlarını anlatır. Tılsımların hangi doğru zamanlarda

yapılacağını anlatır. Ay takvimi esas alınmıştır. Melekler,

Page 13: YFA GencAnaliz-Aralık

burçların, yıldızların konumu, gezegenlerin hareketi ve

konumu ile ilgili tılsımların ilişkisi anlatılır bu kitapta. Ve

daha sayısız simya, tılsım ve büyü kitapları bırakmıştır

arkasında. Tılsımlar kitabı, antik sırları anlatan kitap ve daha

birçok kitap…

Bunların hepsi, çeşitli dillere çevrilmiştir. Arapça dillerinde

olan bu kitaplar, Süleymaniye kütüphanesi dâhil, birçok

kütüphanede bulunur. Miftahu’l-felaha; kitabu rufs fi tedbiri’l-

menzil li’l-balinyus; kitabu’l- felaha; kitabu fima amilehu bi

medinetihi ve bi memaliki’l-müluk; kitabu’l-habib, tekvinü’l-

meadin; er-risale fi te’siri’r-ruhaniyeti fi’l-mürekkebat

bunların arasında günümüze ulaşan kitaplardır. Bunların

yanında, Balinus’a atfedilen şu kitaplar da önemli metinler

arasında sayılır: el-medhalu’l-kebir ila risaleti’t-tılasım; kitabu

tılasımı balinası’l-ekber; kitabu inkişafi’s-sırrı’l-mektum

isimli kitaplar adı geçen tılsım, sihir, büyü ve simya

kitaplarından bazılarıdır. Çağdaşları ona, Babilli Hermes

demişlerdir. Neden, kimdir Hermes? Birden çok Hermes

olduğu iddia edilir. Tufandan önce yaşamış Hermes ve

tufandan sonra antik mısır medeniyeti döneminde yaşamış

olan Hermes, bir de İsa’nın çağdaşı olan Hermes. İşte bu

sonuncusuna, Babilli Hermes derler. Sayıların dilini, simyayı

ve tılsımları bilirdi son Hermes. Bütün sırların kökeni olan

ilmin gizlendiği taş sütunu bulduğu ve her şeyi ondan

öğrendiği rivayet edilmiştir hep… Rivayete göre, Nuh

peygamberin iki kardeşi tüm bilimlerin anası ve kaynağı olan

Yedi Temel İlmi keşfetmişti. Tufan yaklaştığı sırada, bu

bilgileri tufanda kaybetmemek için bir taş sütun bir tunçtan

yapılma levha üzerine işlemişler ve bunları gizlemişlerdi. Ve

Page 14: YFA GencAnaliz-Aralık

Hermes, tüm ilimleri, bu sütunları bularak, bu sütunlardan

öğrenmiş. Onun hakkında en sağlıklı bilgileri, yine onun

takipçilerinden biri olan Damis’in kaydettiği bilgilerde

buluyoruz. Doğduğu yer Tyana denilen bölge, bugünkü

Kapadokya bölgesinden başka bir yer değil. O dönem Tyana

coğrafyanın en büyük ve en bilinen pagan bölgesi. Yani sihir,

büyü ve gizli ilimlerin en çok bilindiği bölge. O çok zengin ve

bilgili bir ailenin oğlu… Daha çocukluğunda, büyük ilim

merkezlerinde, Tarsus, Babil, Urfa gibi, pagan yerleşim

bölgelerinde eğitim görmüş; Aziz Pavlus ile aynı dönemde,

aynı şehirlerde… Ona her zaman, ‘Tanrı’nın oğlu’ demişler.

Çok büyük, büyü ve gizli ilim sırlarına sahip biri olduğu,

bütün roma ve yunan kayıtlarına geçmiş; babasız doğmuş biri.

Bir Pisagorcu olmuş… Konstantinopolis ile ilgili bir

kehanetinde: ‘kentin ilk ve son imparatorlarının isimleri, aynı

olacak’ demiş… Ve ne tesadüftür ki; şehrin ilk ve son

imparatorlarının ismi, Konstantin’dir.

Antik Mısır’ın Karl-Tanrısı Thoth; rahipliği, hâkimliği,

krallığı kendisinde bütünleştirmiş biridir. Antik Mısır’da

hâkimiyet sürmüş 32 Bilge(tanrı)-Kral geleneğinin bir devamı

gibi algılanabilinir. 33. Bilge-Kral… Nitekim de, takipçileri

tarafından, kurtuluşun simgesi olmakla birlikte; 33. Bilge-Kral

olarak da kabul görmektedir. Mısır enoh dinlerinin son tanrı

tasviri ve bilgeliğidir. Onu, Eseniler eğitmiştir. Son firavun

Merneptah’ın soyundan gelmiştir. Bu hususta bilinen tek bir

şey vardır ki, o da; ‘gelecek’

Yiğit AKKOCA 2

[email protected]

Page 15: YFA GencAnaliz-Aralık
Page 16: YFA GencAnaliz-Aralık

Aileler ve Teknoloji

Blogumda da çoğu kez ele almıştım bu konuyu. Bu ay ilk

defa bu dergideki yazımla karşınıza gelirken,

birçoğumuzun muzdarip olduğu veya tanık olduğu bir

konudan bahsetmek istiyorum sizlere.

Günümüzde facebook, twitter, friendfeed gibi birçok sosyal

ağ programlarımda hepimizin üyeliği var. Hatta

günümüzde öyle bir hale geldi ki bu tarz üyelikler kişisel

kimliğimiz haline geldi. Kısacası, yeni nesil trendleri

arasında da sayabiliriz bu sosyal paylaşım sitelerini.

Buraya kadar her şey normal ancak son zamanlarda bu

trende ailelerimizin hatta akrabalarımızın da dahil olmaya

başlaması işi oldukça ilginç hale getirdi. Normalde birçok

ebeveyn bizlerin internet ortamında bu tarz sitelerde ve

sohbet programlarında zaman geçirmemizi “boşa vakit

geçirmek” olarak değerlendirirken şimdi nasıl olduysa

Page 17: YFA GencAnaliz-Aralık

onlar da bu sosyal ağların bir parçası haline geldiler.

Hayrete düşüren bir diğer şey ise online ortamda yer alan

bu sosyal paylaşım sitelerine bizden çabuk uyum

sağlamaları hiç kuşkusuz.

Sadece ailerimiz de değil, bugün amca, teyze, dayı hatta ve

hatta anneanne ve dedelerimiz bile twitter, facebook gibi

sosyal paylaşım sitelerinde üyelikleri var. Onlar da bizler

gibi profil bilgilerini bin bir itinayla yazarken, video,

fotoğraf paylaşmayı da ihmal etmiyorlar. Hatta işi ilerletip

başkalarının fotoğraflarına yorum bırakan, yorumla da

kalmayıp işi dürtmeye kadar götüren aile ve akrabalarımız

bile var.

Bir de öncesini bir hatırlayın, ailelerinizin ve

akrabalarınızın daha bilgisayarı açıp kapatmayı bile

bilmediği hatta bilenlerin de bunu marifet olarak saydığı

zamanları. Bilgisayar denilen teknolojik aletin daha ortada

olmadığı, olsa dahi günümüze kıyasla ancak işyerlerinden

ve evlerde de nadir bulunduğu zamanları düşünürsek

ailelerimizin bugün geldikleri noktaya şaşırmamak elde

değil.

Gene sekiz, on yıl öncesi kadar yani anne, baba ve diğer

aile büyüklerinin cep telefonunda tek aradıkları vasfın

karşı tarafı aramaktan öteye geçemediği günleri hatırlayın

bir de. Aramanın dışında telefonun ekstra özelliklerinden

olan mesaj atma ve fotoğraf çekme özelliklerinin

ailelerimiz tarafından pek de gerekli görülmediği zamanlar

da dün gibi aklımızda. Bugün ise birçok anne, baba cep

Page 18: YFA GencAnaliz-Aralık

telefonlarıyla fotoğraf çekmenin yanı sıra son yıllarda

peyda olmuş 3G teknolojisini bile çatır çatır kullanabilecek

düzeye geldiler. Bluetooth kulaklıkları kullanmaları bunun

yanında gene telefondaki verileri bilgisayara

aktarabilmeleri de artık teknolojik açıdan kendini aşmaya

başladıklarının da bir göstergesi.

Gel gelelim televizyon ve radyo gibi teknolojik aletlere.

Ailelerimizin gençlik zamanlarında siyah beyaz, tek kanallı,

tüplü televizyonların teknolojinin en ileri safhası olduğunu

düşünürsek, bugün birçoğumuzun evinde tüplü

televizyonların yerini LCD ve plazma televizyonlarının

alması teknolojinin çok çabuk ilerlediğinin ortaya koyuyor.

Ailelerin de daha düne kadar tüplü bir televizyona sahip

olmayı nimetten sayarken bugün son teknolojiye sahip,

büyük ekran televizyonlara sahip olmayı günün gerekliliği

Page 19: YFA GencAnaliz-Aralık

gibi görmesi de teknolojinin aile bireyleri tarafından

eskisinden çok hızlı benimsendiğinin bir kanıtı. Radyoya

gelirsek, radyonun görevini cep telefonları ve radyo

özelliğine sahip mp3 çalarlar çoktan üstlendi bile. Bugün

birçok aile bireyi ve orta yaşın üstünde insanlar evinden

işe, işinden evine giderken radyo ihtiyacını mp3 ve

telefonlarından tedarik ediyorlar. Otobüste yanımızda

oturan teyzemiz, amcamız yaşımızdaki kişilerin telefondan

kulaklıkla müzik dinlemesine, anne ve babalarımızın

bizden kulaklık rica etmesine bile tanık olmaya başladık

artık.

Sonuç olarak zaman değişiyor. Kolay kolay değişmez,

benimsenmez zannettiğimiz teknoloji ve beraberinde

getirdiği sonu gelmez teferruatları da aileler ve diğer

büyükler tarafından şaşırtıcı biçimde çok da çabuk

benimseniyor. Ailelerimiz artık teknolojiye eskisine

nazaran çok daha çabuk adapte oluyorlar, bize de çaresiz

bu duruma kendimizi alıştırmak görevi düşüyor.

AYŞENUR EKER

[email protected]

Page 20: YFA GencAnaliz-Aralık

KABUS

Dün gece bir rüya gördüm daha doğrusu çok kötü bir

kabus… Terler içinde soluk soluğa uyandım, içime bir

çığlık geldi oturdu bağırmak istedim sesim çıkmadı,

boğazımda bir yumru gibi kaldı öylece. Unutmak istedim,

yumdum tekrar sıkıca gözlerimi ama ne unutmak

mümkündü ne de yeniden uykuya dalabilmek…

Rüyamda öyle bir ülkede yaşıyordum ki ; o ülkede siyasi

partilerde gençlere yer verilmiyordu. Dinozorlar kalkmak

bilmiyordu koltuklarından. Sanki etrafta kimse kalmamış

gibi parti başkanlığına 85 yaşında, artık doğru düzgün

konuşmasını bile becermeyen, hastalığı yüzünden

yürüyemeyen, parti binasına kucakta gelen dedeler

seçiliyordu. Sanki o ülkede düşünen, fikir üreten, genç

kuşak yokmuş gibi. Gençlerin sesine kulak tıkanan bir

ülkeden bahsediyorum, düşünsenize ne kadar acı…

Öyle bir ülkede yaşıyordum ki rüyamda ; o ülkede milleti

temsil eden vekiller o milletin varlığını reddediyordu.

Diyordu ki “Ben Türk değilim neden varlığım Türk

varlığına armağan olsun!” oysa ki o koskoca cahil, Türk

milletinden kastedilenin bir etnik kimlik olmadığını,

bütünleyici bir kavramdan bahsedildiğini bilmiyordu . Ya

da cahil değildi de bir haindi, o yüzden ayrımcılık

yapıyordu… Bre avanak bu ülkede yaşıyorsan, Türkiye

Cumhuriyeti Devleti’ne vatandaşlık bağı ile bağlıysan

Türksündür . Varlığın armağan olmayacaksa fazlalık da

Page 21: YFA GencAnaliz-Aralık

olmasın, çek git. Gerçi senin gibi kanı bozukları biz de

armağan olarak kabul etmeyiz merak etme…!

Rüyamda öyle bir ülkede yaşıyordum ki ; o ülkenin

başbakanı hırsızlığın kitabını yazmıştı. Çalıyordu,

çırpıyordu, hısım akraba ne varsa devlet dairesine

dolduruyordu, çocuklarına damatlarına gelinlerine şirket

alıyordu, gemi alıp gemicik diye halkıyla dalga

geçiyordu, yeri gelince karış karış vatanı satıyordu ama

ondan sonra da kalkıp dindarım diyordu. Yazık ki o

ülkenin halkı zır cahildi, kul hakkı yiyen bir hırsızın din

sömürüsü yaptığını anlayamıyordu…

Öyle bir ülkedeydim ki rüyamda ; o ülkenin

cumhurbaşkanının karısı kendi devletine uluslararası bir

mahkemede dava açıyordu. Karısı devletin düşman

saflarındaydı, kendisi ise devletin başındaydı…

Öyle bir ülkeydi ki rüyamdaki ; muhalefet partisinin lideri

genel af yapacağım diyordu. Sanki affedeceği katil kendi

evladını öldürdü! Mağdurlara sen affettin mi diye

sormadan hangi densizin hakkı affettim seni demek

suçluya! Öyle bir liderdi ki kendisi gidip bu devletin

yargıcını silahla öldürüp hapisten kaçıp yurt dışına giden

bir katilin mezarını ziyaret ediyordu, 3-5 çapulcudan oy

alabilmek umuduyla…

Rüyamdaki ülke öyle bir ülkeydi ki ; Atatürk’e küfreden,

benim vatanım Rusya’dır diyen, Türk büyükleri için değil

ama Lenin için ağıt yakan, Türk çocuklarına sümüklü

Page 22: YFA GencAnaliz-Aralık

diyen bir asker kaçağı zat vatan haini değil vatan şairi

ilan ediliyordu o ülkede.

Öyle bir ülkedeydim ki rüyamda ; kendini aydın

zanneden, kompleksli, zeka seviyesi düşük ne kadar saf

varsa işlemediği bir suç için ecdadını hunharca öldüren,

sırtından vuran bir halktan özür diliyordu…

Rüyamda öyle bir ülkede yaşıyordum ki ; o ülkede

milletinin yapmadığı eylemleri yapmış gibi gösterip,

ülkesini kötüleyip dış aktörleri mutlu ederek edebiyat

ödülü alan bir yazar vardı, ve yazarın edebiyat noksanı

kitapları peynir ekmek gibi satıyordu.

Öyle bir ülkede yaşıyordum ki rüyamda ; ülkenin işe alım

sınavında rezil boyutlarda kopya çekiliyordu. Torpilin,

rüşvetin zaten gırla gittiği ülkede bir de sınavda tüm

emekler boşa gidince sistem tamamen rezilliğini ortaya

koyuyordu. işte bu yüzden ülkede ekmek parası önce

aslanın ağzından midesine oradan da lazımlığına kadar

inmişti artık.

Rüyamda öyle bir ülkede yaşıyordum ki ; insanlar

yiyecek yemek bulamıyordu. Önce ete zam gelmişti

sonra sebze bile el yakar dereceye varmıştı. E insanlar

da haliyle birbirini yer hale gelmişti açlıktan…

Öyle bir ülkedeydim ki rüyamda ; PKK paçavraları

arasında poz veren, konserinde “vallahi biz apo’yu

özledik” diye şarkı söyleyen (ki cümlede adı geçen apo

30.000 masumun canını alan bir haindir, teröristtir,

Page 23: YFA GencAnaliz-Aralık

canidir),ülkemizin insanına şerefsiz diyen bir hain baş

tacı ediliyordu, saygıyla anılıyordu…

Rüyamda öyle bir ülkedeydim ki ; yıllarca canını dişine

takarak vatanı için en zor şartlarda çalışan emektar

paşalar aslı astarı olmayan sebeplerle işlerinden

ediliyordu, yargılanıyordu, kötüleniyordu...

Öyle bir ülkedeydim ki rüyamda insanlar mutsuzdu,

fakirler gittikçe fakirleşirken zenginlerin zenginliği

katlanıyordu. Haksızlar suçlular birer yıldız gibi

parlıyordu, iyiye dair doğruya dair ne varsa bir köşeye

atılıyordu…

Sonra… sonra uyandım. Kalktım gittim bir bardak su

içtim. “çok şükür sadece bir rüyaymış, gerçek değilmiş”

dedim… (!)

Şeyda KAYA

[email protected]

Page 24: YFA GencAnaliz-Aralık

Wikileaks-Diplomasinin Arka Bahçesi

Bu ay da genelde olduğu gibi daha gizemli konularda

yazmak isterdim ancak bu ay dünyayı sarsan Wikileaks

skandalı ile ile ilgili yazmaya karar verdim. Diplomasinin 11

Eylülü olarak anılan bu skandalın Türkiye için ayrı önemi var

çünkü 251.000 belgede ABD ve Pentagon’dan sonra 7.000

kripto ile Ankara yer almakta ve bu belgelerin hiç biri de

mevcut ilişkileri iyiye götürecek içerikte değil. Haliyle başta

ABD olmak üzere tüm dünyayı panik sardı. ABD dünyaya bu

belgeler nedeni ile ilişkilerin bozulmaması çağrısı yaparken,

herkes belgelerin doğruluğunu sorgulamaya başladı.

Öncelikle şunu unutmayalım ki bu belgelerin doğru olma

ihtimali olmamasından daha muhtemel. Çünkü bunların hepsi

ABD’nin de kabul ettiği üzere gizli belgeler ve hiçbir diplomat

bu önemde dosyalarda yalan ya da yanlış bilgi vermemek

üzere çalışır. Yani bu yazılanlar önemli belgeler olarak

görüldüğü için rastgele duyumlar yazılmış olamaz.

Benim asıl değinmek istediğim belgelerin doğruluğu ya

da içeriği değil. Bu belgelerin neden yayınladığı üzerine.

Skandala imzasını atan Julian Assange ve Wikileaks ekibi daha

önce bu kadar geniş kapsamlı bir açıklama yapmamıştı. Neden

bu kadar çok sayıda belge bir anda açıklandı?

Temelde bana mantıklı gelen iki iddia var ve ikisinin de

merkezinde, farklı şekilde de olsa ABD var. İlk iddia hemen

herkesin de aklına gelen ABD’nin Ortadoğu’da tekrar huzuru

bozmak ve bundan yararlanmak istemesi. Belgelerde

Page 25: YFA GencAnaliz-Aralık

bazılarında İran’la kol kola girip dostluk pozu veren Suudi kralı

Abdullah’ın İran’dan yılanın başı diye bahsedilmesi ve

ABD’den İran’ı vurmasını istemeği yazılı. Dünya kamuoyuna

dostluk mesajı veren Arap ülkelerinin İran’a düşman olduğu

ortaya çıkarsa,Ortadoğu’da sinirler tekrar gerilecek ABD’ye de

asayişi sağlama adı altında müdahale edebileceği ortam

sağlanacaktı. ABD, Ortadoğu’da ve Arap dünyasında tekrar

popülerlik kazanabilecek. Ne de olsa İran,Arap dünyasının

düşmanı iken ve ABD ise düşmanımın düşmanı dostumdur

durumundan faydalanacak. Hem İran’la dost bir coğrafyada,

ABD karşıtı İran’ın dostlarının farklı tavır alma olasılığının da

düşük olması Büyük Ortadoğu Projesi yoluna taş koymaktan

başka bir şey olmaz.

Diğer iddia ise belgelerin ABD hükümeti tarafından kasıtlı

ve kontrollü şekilde bırakıldığı yönünde. Bunun da arkasında

iki farklı görüş var. Birincisi, ABD’nin bu belgeleri salma amacı

dünyadaki ülkelere, başta müttefikleri olmak üzere, ayağınızı

denk alın mesajı vermek, bu ülkelerin diplomatik alanda ne

kadar “pis” işler peşinde olduğunu, her zaman sadece

suçlananın aksine, sadece ABD değil tüm dünyanın

diplomaside birbirinin kuyusunu kazdığını göstermek. Arap

ülkeleri-İran gerginliği, PKK’ya silah yardımı yapan ülkelerin

açıklanması bu görüşü destekler nitelikte. Diğer bir görüş ise

ABD hükümetinin, küresel sermayenin nerdeyse tamamını

elinde tutan şirketlerin, güçlerini azaltmak için bir girişim

olduğu yönünde. Bunu da en iyi gösteren belge ise ABD’nin

aralarında Türkiye’nin de bulunduğu gelişmekte olan

Page 26: YFA GencAnaliz-Aralık

ülkelerdeki gözde şirketleri listesi. Bu listede Türkiye’den üç

şirket ile yer aldığı listede , su altı kabloları,enerji

dağıtımı,silah sanayinin ham maddeleri üzerine şirketler

bulunmakta.Türkiye’deki bu üç şirketin üçü de roket

yapımında da kullanılabilen pres makineleri üreten şirketler.

ABD hükümeti bu belgelerin açıklanması ile bu şirketleri

deyim yerindeyse kirli çamaşırlarını ortaya çıkardı diyebiliriz.

Diplomasinin 11 Eylülü’nün dünyayı nasıl bir yarına

götüreceğini şuan kestirmek oldukça zor. Belki de sadece bir

grup insanın daha iyi bir dünya için çabalarıdır gerçekten.

Gerçekten de daha şeffaf, daha dürüst bir dünya amacından

fazlası güdülmemekte… Ne amaçla olursa olsun bu belgelerin

açıklanmasının tek bir kesin sonucu var o da dünyada

diplomasi başta olmak üzere her şey eskisinden çok farklı

olacak.

Hamdi AYAR

Page 27: YFA GencAnaliz-Aralık

BU RUHU SEVİYORUM!

Geri sayım başladı ve “Noel” kapımızı çalmak

üzere. Heyecanlıyım ben de herkes kadar… Biran

önce bu güzel gecenin gelmesini ve kendimi

tamamen yılbaşı atmosferine bırakmak istiyorum.

Sevdiklerim, sevdiğim eşyalar, sevdiğim her şey

olsun yanımda. Belki bir noel ağacı yanımda,

üzerinde muhteşem süsler ve altında hediyeler

.Ben de herkes kadar mutlu ve belki de bir yılı

daha geride bıraktığımız için hafif buruk ve

hüzünlü girmek istiyorum bu akşama.

Aralık ayının sonlarına doğru özellikle alışveriş

merkezlerinde görmeye başlıyorum yeni yıl ile ilgili

temaları ve biraz daha heyecanım artıyor aslında.

İçime çekiyorum havayı bir daha ve bir kez daha.

Tamamen iyi hissedene kadar…İyileştirene kadar

benliğimi. Sonra her yıl olduğu gibi yine “Noel

baba” takılıyor aklıma ve yerleşiyor usulca hiç

hissettirmeden beynimin bir köşesine. Acaba

gerçekten yaşamış mıydı Noel Baba. Hiç var olmuş

muydu ve gökyüzünde ren geyikleriyle dolaşıp

hediyeler dağıtmış mıydı çocuklara. Belki bacadan

atmıştı hediyelerini belki de çocukların isteklerini

dinleyip sabaha kadar sonra kapılarının önüne

koymuştu usulca hiç hissettirmeden. Sabah

Page 28: YFA GencAnaliz-Aralık

olunca ve çocuklar da hediyelerine kavuşunca bir

köşede izleyip onları kıs kıs gülmüştü belki de karlı

evin çatısına oturup…” Hohoho çocuklar hediyeleri

mi görünce ne kadar da mutlu oldular çoşkularını

her şekilde hissedebiliyorum.Hohoho onları mutlu

etmek beni daha da çok mutlu ediyor.Hohoho

çocukları çok seviyorum ve onlara her zaman güzel

hediyeler yollayacağım yeni yılda.” Umarım

yaşamıştır şimdi olmasa da bir zamanlar çünkü

onun var olduğunu düşünmek bile beni

heyecanlandırıyor ve çocukluğuma götürüyor. O

halde gelelim noel baba ile ilgili efsanelere…

Noel Baba, Noel gecesi çocuklara hediye

bıraktığına inanılan efsanevi kişidir. Noel Baba, efsaneye göre Kuzey

Kutbu'nda eşi ile birlikte yaşar. Elfleri ile birlikte çocuklar için oyuncaklar yapar. Çocuklar kendisine mektupla Noel için hangi hediyeyi istediklerini bildirirler. Noel Baba da ren geyiklerinin çektiği uçan kızağını hediyelerle doldurur ve evlere bacalardan girerek herkesin hediyesini dağıtır. Bu arada çocuklar tarafından kendisi ve geyikleri için bırakılan süt, kurabiye, havuç gibi yiyecek ve içecekleri tüketirler. Noel Baba günümüzde kır saçlı, uzun kır sakallı,

sevimli, koca göbekli, tonton birisi olarak

Page 29: YFA GencAnaliz-Aralık

resmedilir. Beyaz tüyleri olan kırmızı bir cüppe giymekte aynı görüntüde bir de kukuleta

takmaktadır. Evinin yeri ülkelerin geleneklerine göre değişiklik göstermektedir. Kuzey Kutbu, Finlandiya'daki Korvatunturi, İsveç'teki Dalecarlia veya Grönland bunlardan bazılarıdır. Bazı ülkelerde Noel Baba grottoları kurulur ve çocuklar Noel Baba kılığındaki oyuncuların dizlerine oturarak hediye olarak ne istediklerini söylerler.

320 yılından önce Cermen kültüründe mevcut olan yılbaşında hediye verilmesi, İskandinav Mitolojisi'ndeki tanrı Odin'e dayanır. Odin'in uçan atı Sleipnir için çocuklar patiklerinin içine havuç ve şeker koyup duvara (ya da

kapıya) asarlar. Odin de bu iyiliği karşılığında çocuklara hediyeler, tatlılar, ve şekerlemeler verir.

Soğuk ve karlı bir kış günü evde sıcacık yanan şöminenin yanında yeni yıl ağacı ve gece yarısında açılmayı bekleyen hediyeler. Büyük bir heyecan ve özellikle saat on ikiye doğru ondan geriye doğru sayılarak yapılan geri sayım. Yeni yıl yeni yıl hoş geldin ! Hepimiz bir yılı daha geride bıraktık. Herkese mutlu ve sevdikleriyle birlikte güzel bir yeni yıl diliyorum

İdil ÖZMAÇİN

[email protected]

Page 30: YFA GencAnaliz-Aralık

Julian Paul Assange Ve WikiLeaks

Julian Paul Assange 3 Temmuz 1971' de Avusturalya'da

doğan bir insan ama onu diğer insanlardan ayıran özelliği çok

daha fazla şey bilmesi. Tabi ki bunun sonunda da gelen

açıklamaları. Assange editörlüğünü üstlendiği WikiLeaks'de

tüm bildiklerini yayınladı. Bu bilinen eş-dost sohbetleri değil;

bilmediğimiz dünyanın muhabbetleriydi. Wikipedia 'da

Assange'in işinin internet aktivisti olduğu söyleniyor. Kendisi

bu işte iyi; hatta fazla iyi. Assange, Kasım Ayının son

günlerinde 'gizli' yazışmaları deşifre etti. Tabi ki bu yazışmalar

bütün dünyada deprem etkisi yarattı. Julian Paul ASSANGE,

ABD'nin neredeyse bütün devletlerle ilgili sırlarını ortaya

çıkardı.

İngiliz Yayın Kurumu (BBC) Wikileaks'in kurucusu Julian

Assange'ın Londra polisince gözaltına alınmasının ardından,

Assange hakkında bir profil yazısı yayınladı. İşte o yazıdan

kesitler ;

Yazıda, ''hayranlarına göre hakikatin cesur bir savunucu,

kendisini eleştirenlere göre ise büyük boyutlardaki hassas bilgiyi

toplumun erişimine sunarak insanların hayatını tehlikeye atan bir

reklam avcısı'' olarak tanımlanan Assange ile birlikte bir kaç hafta

seyahat eden, New Yorker dergisinin muhabiri Raffi

Khatchadourian'ın Assange hakkındaki görüşlerine yer verildi.

Page 31: YFA GencAnaliz-Aralık

Khatchadourian, birlikte çalıştığı kişilerin ''istekli, azimli

ve özellikle bilgisayar şifrelerini kırmak konusunda yetenekli

oldukça zeki biri'' olarak tanımladığı Assange'ın saatlerce hiç

uyku ve yemek molası vermeden işine odaklanarak çalışan bir

kişi olduğunu belirtti.

Khatchadourian, ''Assange, çoğunlukla kendisine yakın

olan kişilerin, çalışmaya devam etmesi için kendisine özen

göstermelerine yol açan bir atmosfer yaratabiliyor. Bunun

onun karizmasıyla ilgili bir durum olduğunu belirtmek isterim''

ifadelerini kullandı.

Yazının diğer kısmında da Assange'nin biografisi var.

Assange böyle biri peki WikiLeaks ne ?

WikiLeaks için yine Wikipedia'ya bakalım. Onlar ne diyor ?

WikiLeaks'in Çinli muhaliflerin yanı sıra ABD, Tayvan,

Avrupa, Avustralya ve Güney Afrikalı gazeteciler,

matematikçiler ve şirket teknologları tarafından kurulduğu

belirtilmiştir. Avustralyalı gazeteci ve internet aktivisti Julian

Assange, organizasyonun görünen yüzüdür.

Site 4 Ekim 2006 tarihinde yayına girmiş olup, kayıtlı

olduğu ülke ABD'dir. Sitenin ziyaret edilme oranının en yüksek

olduğu ülke 29 Kasım 2010 itibarı ile İsveç'tir. İsveç'i İtalya ve

Hollanda izlemektedir. işte WikiLeaks de böyle bir şey.

Son olarak ise daha doğrusu en önemli olarak nedir bu

belgeler? Bu belgelerde neler vardı? Birkaç bilgiyi özet

şeklinde madde madde yazmak istedim;

Page 32: YFA GencAnaliz-Aralık

-Wikileaks tarafından yayımlanan belgeler, İsrail

Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in yıllar sonra Filistinlilerle

imzalanan Oslo anlaşmasını "hata" olarak gördüğünü ortaya

koydu.

-Arap ülkeleri liderleri İran'ı sevmiyor ve tehdit olarak

görüyor. Belgelerde, Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin

Abdülaziz, 2009 yılında ABD Başkanı Barack Obama'nın

terörle mücadele danışmanı John Brennan'a, ''İranlılara

güvenilmez. İran maceracı bir ülke ve hedefi sorun yaratmak.

Allah İran'ın günahlarından bizi korusun'' ifadesini kullandığı

belirtiliyor. Suudi Arabistan Kralının, İran için ''yılanın başını

kesmek gerekir'' ifadesini kullandığı da yine belgelerde yer

alıyor. Yine Kralın, Amerikalı General James Jones'la yaptığı

11 Şubat 2010 tarihli görüşmede, ''eğer İran nükleer silaha

sahip olursa, bölgedeki bütün ülkeler de

nükleer silaha sahip olur'' dediği belirtildi.

- Belgelere göre ABD Savunma Bakanı Robert Gates'in

İran'a yapılacak askeri bir operasyonun bu ülkenin nükleer

programını sadece 1 ya da 3 yıl geciktirebileceğini inandığını

ortaya koyduğunu bildirdi.

-Yine belgelerde İsrail, ABD'ye İran'a yönelik politikasını

sertleştirmesi için baskı yapıyor denildi. Gizli belgelerde, İsrail

gizli servisi Mossad şefinin, 2007 yılında, ABD yönetimine,

''İran'da rejimi devirmek için üzerinde tartışılacak seçenekler

arasında, öğrenciler, demokratlar, Kürt ve Azeriler gibi etnik

grupların desteklenmesini önerdiği'' ifade edildi.

Page 33: YFA GencAnaliz-Aralık

-WikiLeals, İran nükleer programının Kuzey Kore'den

alınan yardımla güçlendirildiği söylenmiş.

-WikiLeaks sitesinde yayımlanan gizli belgelere göre,

ABD, Pakistan'ın sahip olduğu zenginleştirilmiş uranyumu

Pakistan'ın elinden alacak.

-Belgelere göre Çin'in en yüksek karar alma organı

Politbüro, Google'ın Çin'deki bilgisayar sistemlerine girmek

için uğraştı ve bu denemenin, Çin'in ABD'ye karşı yürüttüğü

bilgisayar sabotaj kampanyasının bir parçası olduğu

vurgulandı.

-Wikileaks internet sitesi tarafından yayımlanan

belgelerden bir diğerine göre ise; ABD, serbest bırakılan

Guantanamo tutsaklarını kabul etmeleri için ülkelere karşı katı

taktikler uygulamış.

- Belgelerde İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi ile Rusya

Başbakanı Vladimir Putin arasındaki ilişkiye ilişkin yorumlar da

yer alıyor. Bu belgelerden birinde Berlusconi'nin "giderek

artan bir şekilde Putin'in Avrupa'daki avukatı olduğu

görülüyor" deniliyor.

-Libya lideri Muammer Kaddafi'nin "dengesiz" olarak

nitelendirildiği belgelerde, Kaddafi'nin "seksi bir sarışın"

olarak nitelendirilen Ukraynalı bir hemşire ile çok yakın

arkadaş olduğu ifadesi yer alıyor.

Page 34: YFA GencAnaliz-Aralık

-Wikileaks internet sitesi tarafından yayımlanan on

binlerce gizli belgedeki bilgiler arasında, İran'ın dini lideri

Ayetullah Ali Hamaney'in kanser hastası olduğu da yerini aldı.

-Belgede, Aliyev'in Erdoğan hükümetinden duyduğu

hoşnutsuzluğu da ortaya koyduğu belirtildi. Aliyev kendi

düşüncesine göre, Türkiye'deki hükümetin hiçbir zaman

"Ilımlı İslam" nitelemesini hak etmediğini dile getirdi. Ayrıca

yine belgeye göre, Rusya'ya gaz satma anlaşmasının detayları

hakkında da bilgi veren Aliyev, bu anlaşmanın "Türk

dostlarımıza" doğalgaz dağıtım merkezi yaratmasına izin

verilmeyeceğini göstermek için yapıldığını ifade etti.

-ABD'nin Ankara Büyükelçiliği belgelerinde, 2009 yılında

İran'dan Türkiye'ye kaçarak ABD Büyükelçiliğine sığınan İran

asıllı bir Amerikan vatandaşının İran'a iadesinin, ABD

Büyükelçilğinin girişimiyle engellendiği de yer aldı.

-Wikileaks internet sitesi tarafından yayımlanan on

binlerce gizli belgede, Amerikalı diplomatların dünya liderleri

hakkında yaptıkları ilginç tanımlamalar ve yorumlar da ortaya

çıktı;

+ Gizli belgelerde Fransa Cumhurbaşkanı için, ''Çıplak

Kral, alıngan, otoriter'' gibi ifadeler yer alıyor.

+ Belgelerde Afgan lider Hamid Karzai için ''oldukça

zayıf'', Libya lideri Kaddafi için ''tuhaf'' ifadeleri kullanılıyor.

+ Almanya Başbakanı Angela Merkel için ''risk almaktan

kaçınan ve hayal gücü eksik'' ifadeleri kullanılan belgelerde,

Page 35: YFA GencAnaliz-Aralık

İtalyan lider Silvio Berlusconi ''beceriksiz ve etkisiz'' olarak

değerlendiriliyor.

+ Rusya Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev için ''solgun

ve ''kararsız''yorumu yapılan belgelerde, Başbakan Vladimir

Putin için ''erkek egemen'' deniliyor.

-Wikileaks'in yayımladığı Amerikan gizli diplomatik

yazışmalarından oluşan belgelerden birinde, İran'ın, 2006'da

İsrail ve Lübnan'daki Hizbullah arasındaki savaşta silah ve

eleman göndermek için İran Kızılay’ına ait ambulansları

kullandığı öne sürülüyor.

-İsrail ve ABD, Tahran'ı, Lübnan'daki Hizbullah hareketine

ve militanlara silah ve mali destek sağlamakla suçluyor.

-Gizli(!) belgelerde Rusya ile ilgili binlerce rapora da yer

verilirken, Rusya'nın gerçek bir mafya devleti olduğu ileri

sürüldü. Putin ve Rusya Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev

arasındaki uyuma da geniş verilen belgelerden birinde,

Medvedev hakkında, "solgun ve kararsız" ifadesi kullanılırken,

bir başka belgede Medvedev'in "Batman'in (Putin) yanındaki

Robin'i anımsatıyor" denildi. Amerikalı diplomatlar

mektuplarında Putin ve Medvedev'i kıyaslarken Medvedev'e

yönelik sempatilerini dile getiriyor, Putin'in ise ülkede daha

etkili olduğunu kaydediyorlar.

Biraz da istatistiklere bakmak istedim :

-Wikileaks'in internet sitesinde yer alan bilgiye göre,

Kasım ayında yayımlanmaya başlanan ABD diplomatik

Page 36: YFA GencAnaliz-Aralık

temsilciliklerinin sızan yazışmalarıyla ilgili 251 bin 287 adet

belgeyi kamuoyuna aşamalı olarak birkaç ayda duyuracak.

-Söz konusu ABD büyükelçilerinin gizli bilgi notlarının,

şimdiye kadar kamuoyuna duyurulan en büyük kapsamlı gizli

belgeler olacağını belirten Wikileaks, yayımlamaya başladığı

dünya çapındaki 274 ABD büyükelçiliğinin gizli iletişimleri ile ABD

Dışişleri Bakanlığına ait belgelerin 15 bin 652'sinin "secret" yani

"gizli", 101 bin 748'inin "confidential" (hizmete özel), 133 bin

887'sinin "unclassified" (açık bilgi) olarak sınıflandırıldığını belirtti.

-Wikileaks, yayımlamaya başladığı sızan belgelerin

tamamının 28 Aralık 1966'tan, 28 Şubat 2010'a kadar 274

ABD büyükelçiliği, konsolosluğu ve diplomatik

temsilciliklerinin bilgi notlarını kapsadığını belirtti.

-Belgeler de ABD'nin Rusya temsilciliklerinden 3 bin 458

belgenin yer aldığını belirterek, sözkonusu belgelerin 3 bin

376'sının Moskova, 48'inin St. Petersburg, ve 34 ünün ise

Yekaterinburg'dan gönderildiğini kaydetti.

Ve son olarak Assange 7 Aralık 2010 günü tutuklandı.

Site kapanmasına rağmen değişik adreslerden yayına devam

ediyor.

Şimdiden herkesin yeni yılını kutlar mutlu, sağlıklı ve

başarılı bir yıl dilerim.

KAAN TÜRKELİ

[email protected]

Page 37: YFA GencAnaliz-Aralık

Yılbaşı Tercihleri

Sevgili arkadaşlar, artık aralık ayındayız ve 2010 u

geride bırakıyoruz. Ve yeni yıl için geri sayım başladı. Herkes

yavaş yavaş planlarını yapmaya koyulup hazırlıklara girişti bile.

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki; her insanın tercihleri farklı

olacaktır. Kimileri evde oturup ailesiyle tombala oynayarak

girer, kimileri fasıl tarzı yerlere rezervasyon yaptırıp

dansözlerle alaturka müzik eşliğinde girerler, kimileri 5 yıldızlı

otellerde ünlü şarkıcılar eşliğinde, kimileri ise grup

arkadaşlarıyla İzmir’de bar sokaklarında gezip meydanlarda

havai fişek coşkusuyla kutlar.

Öncelikle evde kutlayanların gözünden bakarak biraz

açalım; aileyle birlikte yemek yenir. Sonra en büyük aile

üyesinin evinde toplanılır. Kuzenler, enişteler, amcalar

yengeler, teyzeler hep birlikte ev curcunasıyla baş başa

kalırsınız. Soğuk yılbaşı gecesinde sımsıcacık aile ortamı sizin

içinizi ısıtır. O ısınmanın ardından hemen çay servisiyle birlikte

çerezler ortaya konur. E tabi onun yanında kuzenler ile bir

tombala oyunu güzel gider diyip başlanır. Heyecan başlayıp

herkes nefesini tutup sayıların tutmasını bekler. Evet çinkolar

çıkmaya başlayıp sesler o coşkuyla yükselir. Hemen ardından

büyük eniştenin sesi duyulur. ‘Biraz daha sessiz oynayın ama

olmuyor böyle’ der. Heyecanınız kursağınızda kalır. Neyse ki

diğer büyükler karşı çıkarlar ‘Bırakın gençler eğlensinler

yılbaşı bu gece’ derler. Tabi bu sırada televizyon eğlence

programlarına göz atılır. Şarkılar, türküler bir taraftan çalmaya

Page 38: YFA GencAnaliz-Aralık

devam edip yiyecekler gelmeye başlar. Meyveler, patlamış

mısırlar, közlenmiş kestaneler, kolalar, gazozlar ardı ardına

kesilmeden gelir. Muhabbetlerin tadına varılmaya başlanır.

12’ ye dakikalar kala yemekten içmekten çatlamak

üzeresinizdir. Ve ailecek yılbaşına girersiniz. Eve geldiğinizde

başınızı yastığa koyup o yılı mutlu geçirmek için dileklerde

bulunursunuz…

Fasıl gecesinin tadını çıkarmak isteyenler de bir grup

arkadaşlarıyla bir mekanı rezervasyon yaptırırlar. Özellikle

kızlar, o gece için hazırlıklarına başlayıp süslenirler. Ve

toplanıp hep birlikte mekana giriş yaparlar. Başlangıçlar

mezeler getirilip masanız süslenmeye başlanır. Sahnede

alaturka müzikler çalmaya başlayıp masadan kahkaha sesleri

yükselip klarnetçiler masa masa dolaşmaya başlar. Aman

tanrım o da ne ardından hemen dansöz kıvrak danslarıyla

ortama ayrı bir hava katmaya çalışır. Ana yemekler de içkilerle

teşrif etmektedir. Yemeye devam ederken fasıl canlanmaya

başlayıp içkilerin vermiş olduğu rahatlıkla coşulmaya başlanır.

Masalardaki elleri hep havada görmeye devam ederiz. 12 ye

yaklaşıldığında da bir şarkıcı çıkıp eğlenceli şarkılarla yılbaşına

merhaba deriz. Ardından meyvelerimizi yemeyi tamamlayıp

bir grup sarhoş olmuş arkadaşımızla taksilerle sabaha doğru

varmış oluruz.

Diğer açıdan beş yıldızlı otellerde girmeyi tercih

edenlerden bazıları hayal kırıklığına uğramışlardır. Ünlü

şarkıcılar için bilet satın alınır. Ve sınırsız içki imkanı sunulur

sözde. Arkadaş grubuyla gençler otele teşrif ederler. Onlar

Page 39: YFA GencAnaliz-Aralık

için arka kıyı küçük masalar hazırlanmıştır. Bunu gören

gençler hayal kırıklığı uğramaya başlarlar. Fakat bilmezler ki

daha çok yaşanacak hayal kırıklarından haberleri yoktur.

Onlara verilmiş olan masalarda oturup ünlü şarkıcının

gelmesini beklerler. Bir taraftan da içeceklerini söylerler. Ünlü

şarkıcı sahneye yarım saat geç çıkmasıyla program başlar.

Öndeki masalarda hizmet süperdir. Çünkü yemek servisiyle

birlikte hazırlanmış olan özel masalardaki müşterilerdir. Neyse

gecemiz eğlence devam edip coşulur. Daha gece 12 ye

gelmeden garsonlar o arkadaşlarımıza içkilerin tükendiğini

dile getirirler. Arkadaşlarımız bir tane daha hayal kırıklığı ile

karşı karşıya kalmışlardır. Ve şarkıcıdan sonra çıkan djler ile

gece noktalanır.

Evet yukarıda belirttiğimiz üzere yılbaşında birkaç açıdan

yaşananları ele aldık. Her bireyin tercihleri ve yaşadıkları farlı

oluyor. Bu sene 2011’ e girerken kimler nerelerde ne

heyecanla girecekler?

Bakalım bu sene yaptığımız araştırmalarda hangi

mekanlarda hangi eğlenceler bekliyor:

Altay 31 Aralık Cuma gecesi Kaya İzmir Thermal &

Convention / İzmir Kaya Kongre Merkezi’nde sahne alacak.

Page 40: YFA GencAnaliz-Aralık

Sedat Yüce 31 Aralık Cuma

gecesi Kaya İzmir Thermal &

Convention / İzmir Venüs

Roof’da sahne alacak.

Ayrıntılı bilgi ve rezervasyon

için; 0212 444 52 92

Sevilen sanatçı Sıla 31 Aralık 2010 gecesi İzmir Arena’da.

İzmirdeki yilbasi geceleri icin

düzenlenen organizasyonlar

hakkinda ve Sanatçı Sıla'nın yer

alacagi program icin ayrıntıları 0

232 382 2 382 numarali telefondan

öğrenebilirsiniz.

İZMİR ARENA HAKKINDA GENEL BİLGİ;

Bayraklı Turan Eğlence Merkezi alanında yer alan, 305 mt

deniz cepheli, 16000 m2 açık, 2200 m2 kapalı alan üzerine

kurulmuş olan Türkiye’nin en büyük kültür, eğlence ve çok

amaçlı bir etkinlik merkezidir.

HEPİNİZİ ŞİMDİDEN YENİ YILINIZI KUTLARIM, 2011’ niz daha

mutlu anılarla geçsin. Tebessümünüz eksik olmasın….

Mihraç NALBANTOĞLU

Page 41: YFA GencAnaliz-Aralık

ÇOBAN ALDATAN KUŞU

Çoban aldatan kuşunun hikayesini bilir

misiniz? Ben bilmiyordum, adının garipliği

dikkatimi çekince sağ olsun ağabeyim anlattı ve

öğrendim. Böyle ilginç anonim öyküleri sizlerle

paylaşmak hoşuma gittiğinden bunu da yazmadan

geçemedim.

Öncelikle özelliklerinden biraz bahsedelim.

Genellikle açık alanlarda görülürlermiş, serçeden

biraz irice olduklarını bilerek gözünüzde

canlandırabilirsiniz. Eğer sizi fark etmişse kısa bir

uçuştan sonra küt diye yere düşer. Elinizle

yakalama mesafesine kadar bekler. Tam

yakalamak üzere olduğunuzda hızla havalanıp

tekrar ileri düşer. Bu uzun süre bu şekilde devam

eder. Siz hep yakaladığınızı düşündüğünüzde

tekrar havalanır, tekrar düşer. Bir de bakarsınız ki

başlangıç noktanızdan artık çok uzaksınızdır.

Bu anlamsız kovalamacanın rivayete göre şöyle

bir hikayesi varmış : çobanaldatan kuşu kurtla

anlaşmıştır. Yavrularını yememesi karşılığında

çobanı sürüden uzaklaştıracaktır. Yaralı bir

kuşmuş gibi davranarak çobanı sürüden

uzaklaştırır. Çoban sürüden yeterli derecede

uzaklaştığında kurt sürüye dalar. Çoban ,

Page 42: YFA GencAnaliz-Aralık

sürüsünün başına döndüğünde gördüklerine

inanamaz. Küçücük bir kuşun peşinden giderek

sürünün perişan olmasına yol açmıştır. Köyde

bunu kimseye anlatamayacağı için intihar eder.

Kurt sürüden geriye ne sağlam kalmışsa hepsini

öldürür.

Çoban aldatan kuşu ise yuvasında,

yavrularının yanında, kurdun yavrularını

yememesi için yeni çobanlar bekler…

İnsanlar arasında da çobanaldatan kuşları

olduğu hikayeyi okuduğunuzda hemen aklınızda

belirdi değil mi? Aman ha arkadaşlar, çok sevimli,

güzel ve çok çabuk elde edilebilecek gibi görünen

şeylerin arkasından koşarken değer verdiklerinizi

yitirmeyiniz, onların mahvına sebep olmayınız.

Aman dikkat…

Şeyda KAYA [email protected]

Page 43: YFA GencAnaliz-Aralık

BİR FİLM BİR KİTAP

Charlie, erkek kardeşi Sam' in ölümünü bir türlü

atlatamamaktadır. Onun ölümünden duyduğu suçluluk

duygusu, Charlie'yi kardeşine en yakın olacağı mekana

götürür. Charlie, yasını bundan böyle mezarlıkta

çalışarak atlatacaktır. Kader onu mucizenin

gerçekleşeceği yere kendi ayakları ile götürmüştür,

Charlie kardeşi Sam ile yeniden karşılaşır.

Her gece mezarlıkta Sam ile buluşan Charlie'nin

hayatına Tess'in girmesi, tüm dengeleri

değiştirecektir. Charlie ya gerçek hayatı seçecek ya

da kardeşi Sam ile fantastik dünyasında yaşamayı

tercih edecektir.

Page 44: YFA GencAnaliz-Aralık

Yönetmenliğini Burr Steers’ in yaptığı

Kardeşimden Sonra (Charlıe St.Cloud) adlı filmin

senaryosu James Schamus, Lewis Colick ve Craig

Pearce’ e ait. Filmin oyuncu kadrosunda ise Zac Efron,

Amanda Crew, Kim Bassinger ve Chris Mossoglia rol

alıyor. Filmin türü ise dram, fantastik ve romantiktir.

Kardeşini kaybeden bir ağabeyin hikayesi.

Gerçekle hayalin çoğunlukla iç içe olduğu fantastik, bir

o kadar da duygusal ve şaşırtıcı bir film. Filmin

oyuncuları ve filmin çekildiği mekanlar da gayet güzel.

“Eğer denizler alev alırsa, kalbinin sesini dinle ve aşkına sahip çık.”

“Aşkın yanında yıldızlar bile sönük kalır.”

CEREN BAKICI

Page 45: YFA GencAnaliz-Aralık

VASİYET

Bu ay sizlere New York Times en çok satanlar

listesinde yer alan, bir solukta okuyup bitirdiğim, çok

zevkli bir macera kitabını tanıtacağım.

Genelde macera kitapları gergin olur ama bu kitap

hem romantizm içermesi bakımından, hem esas

kahramanın sıra dışı karakteri bakımından, hem de

Akdeniz’in eşsiz güzelliğini anlatması bakımından çok

eğlenceli bir macera romanı.

Kahramanımız Daisy Keane ölen patronunun ve

aynı zamanda yakın arkadaşının faili meçhul cinayetini

aydınlatmak zorundadır. Bu yolda ona yardım edecek

kişi Dedektif Harry Montana’dır. Cinayetin çözülebilmesi

için izlenmesi gereken yol ölümünden önce İngiliz Sör

Robert Waldo Harwick’in çizdiği yoldur. Dünyanın sayılı

zenginlerinden olan Hardwick Daisy’e eğer yatağımda

ölmediysem bil ki bu bir cinayettir demiştir bıraktığı

mektupta ve Daisy hayatını kurtaran Hardwick’e borcunu

ancak bu cinayeti aydınlatarak ödeyebileceğini bilir.

İşin önemli noktası ise Hardwick’in, parası

yüzünden, hayatına giren insanlardan biri tarafından

öldürüldüğüdür ve katil adayları vasiyetten kendilerine

pay düşeceği umuduyla bir yatta toplanmıştır.

Page 46: YFA GencAnaliz-Aralık

Yalanlarla çevrelenmiş hayatlarda aslında hiçbir

şeyin göründüğü gibi olmadığı bir Akdeniz seyahatine

çıkmaya hazır mısınız? Eğer hazırsanız, Montana ve

Daisy’nin gel-gitlerle dolu aşkının fonda yer aldığı bu

büyüleyici kitabı mutlaka okumalısınız.

Şimdiden iyi okumalar…

Şeyda KAYA

[email protected]