Upload
others
View
11
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
( https://t.me/tarihogretmeni )
Telegram kanalımızın linkidir
DAVETLİSİNİZ
Hazırlayan
Onur İŞERİ
Tarih Öğretmeni
YKS
YKS SINAVINA YÖNELİK GENEL TARİH
DERS NOTLARI
İÇİNDEKİLER
GENEL TARİH
İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK TARİHİ
İLK TÜRK-İSLAM DEVLETLERİ
TÜRKİYE TARİHİ
-I.BEYLİKLER DÖNEMİ
-ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ
-II. BEYLİKLER DÖNEMİ
ASYA ve MISIR’DA KURULAN DİĞER DEVLETLER
OSMANLI TARİHİ
-KURULUŞ DÖNEMİ (Siyasi Tarih)
-YÜKSELME DÖNEMİ (Siyasi Tarih)
-YENİÇAĞDA AVRUPA
-DURAKLAMA DÖNEMİ (Siyasi Tarih-Islahatlar)
-GERİLEME DÖNEMİ (Siyasi Tarih-Islahatlar)
-YAKINÇAĞDA AVRUPA
-DAĞILMA DÖNEMİ (Siyasi Tarih-Islahatlar)
-KÜLTÜR MEDENİYET
İNKILAP TARİHİ
İNKILAP TARİHİNE GİRİŞ
XX. YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI DEVLETİ
BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI VE SONUÇLARI
MİLLİ MÜCADELE HAZIRLIK DÖNEMİ
İLK TBMM VE GELİŞMELER
MİLLİ MÜCADELE MUHAREBELER DÖNEMİ
LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI
CUMHURİYET DÖNEMİ
-İÇ POLİTİKA
-İNKILAPLAR
ATATÜRK İLKELERİ
TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN DIŞ SİYASETİ
İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI VE SONRASI GELİŞMELER
TAMAMLAYICI NOTLAR
İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK TARİHİ
(TÜRKLERİN TARİH SAHNESİNE ÇIKIŞLARI)
Türklerin Ana Yurdu
Türklerin ana yurdu Orta Asya’dır. Coğrafi konum olarak;Doğuda Kingan dağları,Batıda
Hazar denizi,Kuzeyde Altay dağları ve Baykal gölü,Güneyde Hindikuş Karanlık dağlarıyla çevrili
geniş bozkırlardır.
Orta Asya’da Yaşamış Kültürler
Anav Kelteminar Afenasyova Andronova Karasuk Tagar
ANAV: (M.Ö. 4500 - M.Ö. 1000), Bugünkü Türkmenistan'ın başkenti Aşkabat yakınlarında Anav
bölgesinde yapılan kazılarda bulunmuş kültür bölgesi. Kazılar sonucunda bu kültür çevresindeki
insanların, yerleşik oldukları, tuğladan yapılma evlerde oturdukları, dokumacılık, toprak ve bakır
işlemeciliği, koyun, keçi, sığır ve deve besledikleri ve bununla birlikte tarım da yaptıkları ortaya
çıkmıştır.Orta Asya’nın en eski kültürüdür.
KELTEMİNAR: M.Ö. 3000 yıllarında Aral Gölüne dökülen Amuderya deltası civarında balıkçılık ve
avcılıkla uğraşan bir Orta Asya kültürü. Bu çevrede insanlar yerleşik bir hayat tarzı benimsemişlerdir.
Bu kültürün mensuplarının balıkçılık ve hayvancılıkla geçimlerini sağladıkları anlaşılmaktadır.
AFANESYOVA: Orta Asya'daki Tunç Çağı kültür çevrelerinden biridir. M.Ö. 3200 ile M.Ö. 1700
arasına tarihlenir. Altay ve Sayan dağlarının kuzeybatısındaki bozkırlarda gelişmiştir. Avcılık,
hayvancılık, taştan ve bakırdan eşyalar yaptıkları kazılar sonucu ortaya çıkmış topluluktur. Türklerin
en eski kültürüdür.
ANDRONOVA: Altay - Tanrı Dağı dağları, Güney Sibirya ve Hazar'ın kuzeydoğusuna kadar uzanan
bölgede gelişen Hint-İran temelli kültür çevresi. M.Ö. 1700 ile M.Ö. 1200 arasına tarihlenir.
Afanasyevo Kültürü'ne benzeyen ve daha ileri bir seviyeye ulaşan kültürde bakır araçların yanı sıra
tunç, gümüş ve altından araçlara da rastlanmıştır. Eşyalarını hayvan figürleri ile süsleyen bu kültür atı
evcilleştirmiştir.
KARASUK: MÖ 1200- MÖ 700 yılları arasına tarihlenen Tunç Çağına ait kültür çevresi. Bu kültür
adını Yenisey ırmağının kollarından biri olan Karasuk nehrinden almıştır. Orta Asya uygarlığında
demir ilk defa bu bölgede işlenmiştir. Keçeden dokunan çadırlarla örtülü dört tekerlekli arabaların
kullanıldığı yapılan kazılar sonucunda tespit edilmiştir.
TAGAR: MÖ 700 - MÖ 100 yılları arasında Kögmen dağları, Kem, Kemçik, Uluğ-Kem ve Abakan
ırmakları çevresinde ortaya çıkmıştır. Minusinsk adı da verilen bu bölgeye MÖ 700 yıllarında
Türkler'den Ting-Ling boylarının yeni bir göçü olmuş ve bölgede egemen olan Karasuk Kültürü,
Tagar Kültürü'ne gelişim göstermiştir. Tagar kalıntılarında da, Karasuk Kültürü'nde olduğu gibi dağ
keçisi, koyun ve geyik yontucukları vardır.
TÜRK GÖÇLERİ
Türkler,MÖ 2.binden başlayarak MS 11.yüzyıla kadar Asya,Avrupa ve Afrika kıtasının değişik
bölgelerine göç etmişlerdir.
-GöçlerinNedenleri: -Boylar arası egemenlik anlayışı, boyların birbiriyle
hakimiyet mücadelesi
-Siyasi Sebepler -Bağımsız yaşama duygusu, özgür yaşama düşüncesi
-Dış baskılar;Çin,Moğol ve Tunguzlar ile yapılan mücadeleler
-Yeni yerler bulma arzusu
-Kuraklığın artması, otlakların ve tarım alanlarının daralması
-Ekonomik-İklime -Hayvan hastalıklarının artması
bağlı sebepler -Hızlı nüfus artışı
-Doğal yıkımlar
-Göçlerin Sonuçları
-Göçler at sırtında ve tekerlek sayesinde gerçekleşmiştir.Bu nedenle Türkler atla
bütünleşip,özdeşleşmiştir.
-Göçler Türk insanının özgürlükçü yeteneğini geliştirmiş ve bu durum devlet kurma
geleneğini ortaya çıkarmıştır. Türkler tarih boyunca çok sayıda devlet kurmuşlardır.
-Türkler gittikleri bölgelere kültürlerini taşımışlar ve böylece Türk kültürü farklı
coğrafyalara yayılmıştır.
-Türklerin çok geniş bir coğrafyada varlık göstermesi Türk tarihinin incelenmesini
zorlaştırmıştır.
ĠLK TÜRK DEVLETLERĠ VE TOPLULUKLARI
ĠSKĠTLER -Tarihte rol oynayan ilk önemli Türk topluluğudur.Alp Er Tunga en önemli hükümdarlarıdır.
(SAKALAR) -Özellikle Karadeniz’in kuzeyinde etkili olmuşlardır.
-Tomris adı verilen ilk kadın hükümdarın bu uygarlıkta yaşadığı iddia edilmektedir.
-Atı evcilleştiren topluluk olarak bilinir.
HÜKÜMDARLAR MERKEZ GENEL
ÖZELLĠKLERĠ
ASYA HUN
DEVLETĠ
(M.Ö.220-
M.S.216)
Teoman
Mete Han Ötüken
-En parlak devirleri Mete Han devridir.
-Mete Han Çin’i baskı altında tutmuştur ancak Çin’e yerleşmemiştir.(ipek
yolu)
-Bütün Türk boyları tek bayrak altında toplanmıştır.
-Ordu sistemi daha sonraki Türk devletlerine örnek olmuştur.
-Oğuz Kağan Destanı Asya Hunları’nın en önemli destanıdır.
-MÖ.58’de doğu ve batı olmak üzere 2’ye ayrılmışlardır.Batı Hunlarının
başında Çİ-Çİ bulunuyordu,MÖ 38’de Çin’e mağlup olarak
yenildiler.Doğu Hunları ise hükümdarları Ho-han-Yeh’ten sonra MS
48’de Kuzey ve Güney diye ikiye ayrılmıştır.Güney Hunları 156’da
Sienpiler tarafından,Güney Hunları ise 216’da Çinliler tarafından
yıkılmıştır.
AVRUPA HUN
DEVLETĠ
(375-469)
Balamir,Uldız
Karaton,Rua
Atilla
Etzelburg (Budapeşte)
-Kavimler göçüne sebep olan Hunlar,Balamir komutasında Orta
Macaristan bölgesine gelerek devletlerini kurmuşlardır.En parlak
dönemleri Atilla devridir.
-Batı Roma üzerine Galya ve Roma seferleri yapılmıştır.
-Bizans üzerine seferler yapılmış Margos ve Anatolyos antlaş.
yapılmıştır.
GÖKTÜRKLER
(I.GÖKTÜRK)
(552-658)
Bumin Kağan
Mukan Kağan
Ötüken
-Tarihte Türk adıyla kurulan ilk devlettir. Kurucusu Bumin
Kağan’dır.
-Batı kanadının yönetiminde Ġstemi Yabgu bulunmaktaydı. Bu
dönemde Sasanilerle anlaşılarak Akhunlar ortadan kaldırılmış,daha
sonra Bizans;’la anlaşarak Sasaniler zayıflatılmıştır. (Bu durum
ilerde Hz.Ömer’in İran fethini kolaylaştırmıştır.)
-Orta Asya’dan Bizans’a ilk kez bir elçilik heyeti yollanmıştır.
-I.Göktürk Devleti 582’de Çin politikaları sonucu ikiye
ayrılmıştır,630’da Doğu,658’de Batı Göktürkler Çin egemenliğine
girmiştir.
-630-680 arasında Çin egemenliğinde geçen döneme ‘esaret
devri’ denir.
KUTLUK
DEVLETĠ
(II.GÖKTÜRK
DEVLETĠ)
(682-744)
Kutluk Kağan(İlteriş)
Bilge Kağan
Kültigin
Ötüken
(Türkler esaret devrinde Çin’e karşı zaman zaman bağımsızlık hareketleri
başlatmış ancak bu hareketler kanlı bir şekilde bastırılmıştır.Bunlardan en
ünlüsü KÜRġAT ĠHTĠLALĠDĠR.)
-Kutluk Ayaklanması, Türklerin ilk milli mücadelesidir.
-En parlak devirleri Bilge Kağan ve Kültigin kardeşler ile Vezir
Tonyukuk dönemidir.
-Türk Tarihi’nin bilinen en eski Türkçe yazılı belgeleri olarak
kabul edilen Göktürk Kitabeleri Bilge Kağan, Kültigin ve Vezir
Tonyukuk adına dikilmiştir.
-II.Göktürk devleti Uygur,Karluk ve Basmil topluluklarının
işbirliği sonucu 744’de yıkılmıştır.
UYGURLAR
(744-840)
Bilge Kül Kağan
Moyen-Çur
Böğü Kağan
Ordu-Balık
(Karabalasagun)
-Yerleşik hayata geçen ilk Türk topluluğudur.Kurucu Kutluk Bilge
Kül Kağan.
-Türk tarihinin ilk şehirlerini
kurmuşlardır.(Beşbalık,Ordubalık,Turfan,Karaşar)
-Böğü Kağan zamanında Maniheizm Dini resmi din olarak kabul
edilmiştir.
-Yerleşik hayatla birlikte saraylar, tapınaklar gibi kalıcı mimari eserler
bırakmışlardır.
-Savaşçı özelliklerinden çok bilimsel ve kültürel etkinlikleri ön
plandadır.Çin’den öğrendikleri kağıt ve matbaayı geliştirmişlerdir.
-Moğolların Türkleşmesinde önemli etkide bulunmuşlardır.
-Karabalasagun ve Sine-Uşi yazıtları Uygurlara aittir.
DĠĞER TÜRK BOYLARI VE DEVLETLERĠ
-AKHUNLAR(EFTALĠTLER):Hun Devleti’nin
farklı bir koludur. Sasani- Göktürk işbirliği ile
yıkılmışlardır.Afganistan bölgesinde kurulmuştur.
-TÜRGĠġLER:Baga Tarkan bilinen ilk
hükümdarlarıdır.Emevilerin doğudaki ilerleyişini
durdurmuşlardır.Hükümdarları adına para bastıran ilk
Türk Devleti’dir.
-KARLUKLAR:İslamiyet’i kabul eden ilk Türk
topluluğudur. 1221’de Moğol hakimiyetine
girmişlerdir.(Moğolların egemenliği altına giren ilk
Müslüman Türk topluluğu)
-SĠBĠRLER:İran’daki Sasanilerle birleşip Bizans’a
karşı,Anadolu’ya akınlar yapmışlardır.Sibirya adı
onlardan kalmıştır.
-HAZARLAR:Devlet yöneticileri Museviliği
benimsemiştir. İslamiyet’in Kafkasya’da yayılmasını
engellemişlerdir.Ticarette çok ileri gitmişlerdir.Hazar
ülkesinde dini yönden hoşgörü ortamı oluşturulmuştr.
Bu döneme tarihte Panhazaria (Hazar Birliği)
denmesine neden olmuştur.
-KIRGIZLAR:Uygurları yıkıp Ötüken merkezli bir
devlet kurmuşlardır.Dünyanın en uzun destanı
MANAS Kırgızlara aittir.Yenisey yazıtlarıda
Kırgızlara aittir.Moğol hakimiyetini kabul eden ilk
Türk topluluğudur.
-AVARLAR:(JUAN-JUAN)Bugünkü Romanya ve
Macaristan’ı alarak Orta Avrupa da devlet kurmuşlardır.
Sasanilerle işbirliği yaparak İstanbul’u iki kez
kuşatmışlardır.(İstanbul’u kuşatan ilk Türk devletidir)
(Hem Asya’da hem Avrupa’da devlet kurmuşlardır)
-BULGARLAR: İki kola ayrıldılar. İdil Bulgarları
İslamiyet’i kabul etti.(VII-XIII.yy ALMIŞ HAN dönemi)
Tuna Bulgarları ise Hıristiyanlığı kabul ederek Slavlaştı.
-MACARLAR:Bugünkü Macaristan’a yerleşmişler ve
Hristiyanlığın Katolik mezhebini benimsemişlerdir.
-PEÇENEKLER:Bizans ordusu içinde paralı asker
olarak da görev yapmışlardır.Malazgirt savaşı sırasında
Selçukluları desteklemişlerdir.
-UZLAR(OĞUZLAR):En kalabalık Türk boyudur. Bir
kolu İslamiyet’i bir kolu Hristiyanlığı benimsemiştir.
-KUMANLAR(KIPÇAKLAR):Karadeniz’in kuzeyine
yerleşmişlerdir.Kıpçakların,Oğuzlarla mücadelesi DEDE
KORKUT hikayelerine konu olmuştur.
KÜLTÜR VE MEDENĠYET
-Eski Türklerde en büyük sosyal yapı devlettir.Devlet çeşitli boyların birleşmesiyle oluşmuş bir
FEDERASYONDUR.
-Devlet yönetimini kolaylaştırmak amacıyla ülke Doğu-Batı şeklinde ikiye ayrılarak yönetilmiştir(ĠKĠLĠ
TEġKĠLAT).
-Han,Hakan,Kağan,Şanyü.İlteber,İdikut,Tanhu gibi ünvanlar verilen hükümdara,devleti idare etme yetkisinin
Tanrı tarafından verildiğine inanılırdı(KUT ANLAYIġI).
-Hakanın eşine ‘Hatun’ adı verilirdi. Hatunların elçi kabul törenlerine ve Kurultaya katıldıkları görülmüştür.
-Eski Türklerde önemli devlet işleri KURULTAY (TOY-KENGEŞ) adı verilen mecliste görüşülürdü.
Kurultay boy beylerinden ve hanedan üyelerinden oluşurdu.Son söz Kağana aitti.
KURULTAYIN GÖREV VE YETKĠLERĠ
Hakanın seçiminde Devlet politikasını İnsan ve Yargılama Törelerde
etkili olmak belirlemek hayvan sayımı yapmak değişiklik
yapmak yapmak
-Eski Türklerde ülke hükümdar ailesinin ortak malı sayılırdı.Bu anlayışa VERASET SĠSTEMĠ denir.
-Veraset sistemi ,sık sık taht kavgalarının yaşanmasına ve Türk devletlerinin kısa sürede parçalanmasına neden
olmuştur.
- Türklerde Milleti meydana getiren unsurlar : OğuĢ (Aile) Urug (Soy) Bod (Boy)
Budun(Millet) Devlet (Ġl)
HÜKÜMDARLIK ALEMETLERĠ: HÜKÜMDARIN GÖREVLERĠ:
Otağ(çadır)
Taht(örgin) halkını korumak
Sancak halkını doyurmak
sorguç(kotuz) adaleti sağlamak
davul (nevbet) toy düzenlemek
unvan alma
Tigin:Hükümdar oğulları ġad:Hanedan üyesi
Ayuki:Hükümet Tamgacı(Bitikçi)Yazışmalardan sorumlu
Ağılıg:Hazine görevlisi olan kişi
Ayguci:Vezir Tudun:Vali (vergi memuru)
Buyruk:Devlet bakanı,hükümet üyesi Yarlığ:Hükümdar emri
Yargucı:Yargıç Kamdular:Para yerine kullanılan bez parçaları
Ebi:Hükümet Konağı Apa:Sivil yönetici
Kenetçi:Danışman
-Türklerde sosyal sınıflaşma ve kölecilik anlayışı yoktu.Halk devamlı gözetilirdi.(SOSYAL DEVLET
anlayışı)Çekirdek aile tipi görülen Türklerde,aterkil yapı ön plandadır.Toplumda tek eşli evlilik (monogami)
geçerli olmuştur.
-Eli silah tutan herkes asker sayılırdı. ORDU-MĠLLET anlayışı. İlk düzenli orduyu Mete Han kurmuştu.
Ordu ‘Onlu sisteme’ göre teşkilatlanmıştı.(Meta Han’ın tahta çıkış tarihi kara kuvvetlerinin kuruluş tarihi
olarak kabul edilmektedir. MÖ.209) TARKAN(SUBAġI):Komutan, SÜVARĠ:Atlı asker(Türklerde tarih
sürecinde en az değiĢikliğe uğrayan yapı askeri sistemdir)
-Eski Türklerde DĠN; Göktanrı inancı olarak karşımıza çıkmaktadır.Ayrıca
Totemizim(Ongun),ġamanizm ve Atalar Kültüde görülmüştür.Ahiret inancına sahip olan Türkler YUĞ
adı verilen cenaze törenleri yaparlardı.Cenaza törenlerinde verilen yemeklere ise Yuğ aĢı adı verilirdi.Din
görevlilerine ġaman-Kam veya Baksı denirdi.Cennet uçmağ olarak anılırken cehenneme tamu denirdi.
-Mezarlara KURGAN denilirdi. Mezarların başına BALBAL denilen taşlar dikerlerdi. Balballar ölen
kişinin hayatta iken öldürdüğü kişi sayısını gösterirdi.
TÜRKLERĠN BUDĠZM:Uygurlar,Türgişler
HRĠSTĠYANLIK:Macar,Bulgar,Peçenek,Uzlar
KABUL ETTĠĞĠ DĠNLER MANĠHEĠZM:Uygurlar Kumanlar,Avarlar
MUSEVĠLĠK:Hazarlar ĠSLAMĠYET:Karluk,İtil Bulgarları,Oğuzlar
-Türklerde hukuk Töre denilen sözlü hukuk kurallarına dayanmaktaydı
-Devlet yönetiminde Hakan sonsuz yetkilere sahip görülse de yetkileri TÖRE adı verilen yazısız hukuk
kuralları ile sınırlandırılmıştır
- Önemli suçların cezası idamdı.Hapis cezaları on günü geçmezdi.(göçebe hayat) Türk hukuku ilk kez
Uygurlar tarafından yazılı hale getirilmiştir.
-Törenin değişmez hükümleri: Adalet,İyilik(konilik)Faydalık(uzluk),Eşitlik(Düzlük),İnsanlık(Kişilik)
Adam öldürmenin cezası ölümdür.
Savaştan kaçanın cezası ölümdür.
Vatana ihanet edenin cezası ölümdür. Törenin hükümleridir
Soyguncunun mallarına el konur.
-Türklerin kullandığı alfabeler:Göktürk(Orhon),Uygur, Kiril,Soğd,Arap,Latin
-Orhon alfabesi; Türklerin kullandığı en eski milli alfabedir.38 harften oluşan alfabe sağdan sola
yazılmaktadır.Uygur Alfabesi:Bu alfabe 18 harften oluşmaktadır.Sağdan sola yazılmaktadır.
Sav: Türk atasözleridir.
Sagu:Ağıt
KoĢuk:Saz eşliğinde söylenen şiirlerdir.
DESTANLAR:
ĠSKĠTLER: Alp Er Tunga,Şu OĞUZLAR:Dede Korkut
GÖKTÜRKLER:Ergenekon,Bozkurt ASYA HUNLARI:Oğuz Kağan
KIRGIZLAR:Manas
UYGURLAR:Türeyiş-Göç
-Göktürk (Orhun) Kitabeleri;Bilge Kağan(735),Kültigin(732) ve Tonyukuk(727) adına dikilmiştir.Yoluğ
Tigin tarafından taşa kazınmıştır.(Ġlk Türk tarihçisi ve edebiyatçısı) İsveçli subay Strahlenberg’in bulduğu
kitabeler dil bilimci Thomsen tarafından okunmuştur.
-Uygurlarda FRESKO (duvar resmi), ve minyatür sanatı oldukça gelişmiştir.
-Uygur ressamlarına Bedizci adı verilmiştir.
-İslamiyet öncesi dönemde Türk toplulukları 12 hayvanlı Türk takvimini kullanmışlardır.Takvim 12 yıl
esasına göre düzenlenerek her yıla bir hayvan ismi verilmiştir.Takvimin kullanılması Türk topluluklarının
astronomiye ilgi duyduklarını göstermektedir.Bilim adamlarına TAYANÇ ya da KENEġÇĠ ismi verilmiştir.
-Tiyatro alanında orta oyun Uygurlarla gelişme göstermiştir.
-İlk düğümlü halı örneği,Orta Asya’da Asya Hunlarına ait olduğu kabul edilen Pazırık Kurganı’nda
bulunmuştur.
-Bir Türk prensine ait olduğu düşünülen (Esik Kurganı) Altın Adam zırhı Türk maden sanatının en önemli
örneklerinden biridir.
-Tötö Kanalı Hunlar ve Göktürkler döneminde açılmıştır.
-Türkler ticaret hayatında dışarıya at,koyun,deri,kürk dokuma,keçe gibi ürünler satarken tahıl ve ipek türü
şeyleri almışlardır.
TÜRK KÜLTÜRÜNÜN ÇEVRE KÜLTÜRLERLE ĠLĠġKĠLERĠ
Türklerin Çinlileri Etkilediği Alanlar: Çinlilerin Türkleri Etkilediği Alanlar:
-Askerlik alanında -Tarım yerleşik kültür
-Devlet teşkilatında -Felsefe
-Atı evcilleştirmede ve binicilikte -Giyim
-GökTanrı inancıyla konularında etkilemişlerdir.
etkilemişlerdir.
TÜRKLERĠN,MOĞOL KÜLTÜRÜNE KATKILARI;Devlet teşkilatında,dil ve alfabede Moğolları
etkilediler.Ayrıca Moğollara;kımız yapmayı,Türk töresi ve geleneklerini öğrettiler.
İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK TARİHİ
TEMEL KAVRAMLAR
Apa:Eski Türklerde sivil yönetici
Balbal:Eski Türklerde mezarların üstüne anıt
olarak dikilen uzunca taş
Balık:Uygur dilinde şehir anlamındadır.
Bengütaş:Yazılı anıt
Bozkır:Kurakçıl otsu bitkilerden oluşan,ağaçsız
doğal bölge,step
Çivag:Eski Türklerde yoksul kesimden halk
Çevgen:Ata binilerek değneklerle oynanan bir
çeşit top oyunu
Damga:Her boyun hayvanları ile eşya ve mezar
taşlarında bulunan işaret
Fresk:Yaş duvar sıvası üzerine,kireç suyunda
eritilmiş madensel boyalarla resim yapma
yöntemi.Bu yöntemle yapılmış duvar resmi
Ganimet:Savaşta düşmandan alınan her türlü
eşya taşınır mal
Gravür:Ağaç ya da madeni levhalar üzerine
kazıyarak yapılan resim
Gürz:Bir savaş aleti,Türkçesi Bozdoğan
Hanedan:Belli büyük bir soydan gelme,tarihi bir
kişiye dayanan soy
Hayvan Üslubu:Eski Türklerde yaşam biçiminin
sanata yansımasıyla ortaya çıkan sanat
tarzı,anlayışı
Hegomonya:Bir devletin başka bir devlet
üzerindeki siyasi üstünlüğü,etkisi
İğdişçiler:Eski Türklerde hayvanları otlatan
çobanlar
Kam.Eski Türklerde din adamı
Karabudun:Eski Türklerde işsizler
Keneş(Kengeş):Eski Türklerde meclis
Keramik:Seramik sanatı
Kışlak:Kışın barınılan yer
Kitabe:Taş,mermer gibi sert cisimler üzerindeki
oyma ve kabartma yazı,yazıt
Koloni:Sömürge,müstemleke
Köni:Eski Türklerde iyilik
Kült:Tanrıya ilahi ve öyle sanılan varlıklara
gösterilen saygı
Kün:Eski Türklerde halk
Noyan:Moğol kabile başkanlarına verilen ad
Nöker:Savaş arkadaşı,can yoldaşı
Obog:Eski Türklerde oba ve oymakların
birleşmesinden oluşan topluluk
Ongun:İlkel toplumlarda,her kanlın kabile ve
boyun kutsal saydığı hayvan
Otacı:Eski Türklerde sağlıkla ilgilenen
doktor,eczacı
Otağ:Hükümdar çadırı
Öliş:Eski Türklerde ulus anlamına gelir.Daha çok
devlet ve memleket olarakta kullanılmıştır.
Satıgcı:Eski Türklerde ticaretle uğraşan
Tabgaç:Saygıdeğer,ulu
Uzluk:Eski Türklerde el sanatlarıyla uğraşan
kimse
Yalvaç:Uygurlarda elçi
Yersub:Kutsal yerler,vatan
Yıldızcı:Eski Türklerde Astrolog
Veliaht:Bir hükümdardan sonra onu yerine aday
olan kişi
ĠLK TÜRK- ĠSLAM DEVLETLERĠ
Dönemin geliĢmelerinden Olayın Etkileri
Talas SavaĢı (751)
(Türk-Arap ve Çin)
-Orta Asya’nın Çin egemenliğine girmesine engellenmiĢtir
-BaĢta Karluklar olmak üzere Türkler kitleler halinde Müslümanlığı
kabul etmeye baĢlamıĢlardır.
-Çinliler tarafından kullanılan matbaa, barut, kağıt dünyaya yayılma
fırsatı bulmuĢtur.
Türklerin Ġslamiyet’e girmesini kolaylaĢtıran etkenler:
-Türklerdeki tek tanrı (Gök Tanrı) inanışı ile İslamiyet arasındaki Allah kavramının uyuşması
-Türk töresinin ahlak anlayışındaki pek çok değer yargısının İslam ahlakında da bulunması
-Ahiret, Cennet ve Cehennem anlayışının Türklerde de var olması
-İslamiyet’te bulunan cihangirlik anlayışının İslam’daki Cihat anlayışı ile bütünleşmesi
-Türklerin Müslüman tüccarlarla kültürel etkileşim yaşaması
Türklerin Ġslam Dünyasına Yaptığı Hizmetler
- Abbasi Halifesini Şii Büveyhoğullarına karşı korudular(Gazneli Mahmut ve Tuğrul Bey)
- Haçlı seferlerini durdurmada büyük katkı sağladılar
- İslam Dinini Hindistan,Anadolu,Kafkasya,Balkanlar ve Orta Avrupa’ya kadar yaydılar
DEVLET HÜKÜMDARLAR MERKEZ GENEL ÖZELLĠKLERĠ
KARAHANLILAR Bilge Kül Kadir Han -Orta Asya’da Ġslam dinini kabul eden ilk Türk Devleti’dir.
(840-1212) Satuk Buğra Han Balasagun -Halkın çoğunluğu Türklerden oluĢmaktadır.Resmi dil Türkçe’dir.
Yusuf Kadir Han (Maveraünnehir) -Türk Ġslam sentezini baĢlatmıĢlardır.Uygur alfabesinide kullanmıĢlardır.
-Ribat adıyla kervansaray yapmıĢlardır.Türklerde ilk posta teĢkilatını kur.
-Burslu öğrenci okutmuĢlardır.(Semerkant Medresesi)
-Bimarhane adı verilen hastaneleri kurmuĢlardır.
-Karahanlılar 1042’de ikiye ayrılmıĢlardır,Bunlardan Doğu Karahanlılara
Karahitaylar son verirken(1211);Batı Karahanlılar ise HarzemĢahlar
tarafından yıkılmıĢtır.(1212)
GAZNELĠLER Alptekin -Çok uluslu bir yapıya sahiptir.Resmi dil ve bilim dili olarak Arapça
(963-1183) Sultan MAHMUT Afganistan edebiyatta Farsça,sarayda ve orduda Türkçe kullanılmıĢtır.
Sultan Mesut Gazne Ģehri -Sulatan Mahmut zamanında Hindistan’a 17 sefer yapılmıĢtır.
-Abbasi Halifesi ġii Büveyhoğullarına karĢı korunmuĢtur. Halife
Mahmut’a Sultan ünvanını vermiĢtir.
TOLUNOĞULLARI Ahmet bin Tolun -Mısır’da kurulan ilk Müslüman Türk devletidir.
(868-905) Mısır -Maliyede düzenlemeler yaparak bayındırlık faaliyetlerine giriĢmiĢ ve
(Fustat) Mısır’ı zenginleĢtirmiĢlerdir.Tolunuğlu Camii önemlidir.
-Abbasiler tarafından yıkılmıĢtır.
-Türk tarihinde kutsal topraklara sahip olan (Mekke-Medine) ilk devlettir
AKġĠTLER Ebubekir Mehmet Mısır - Bu devlete Fatımiler son vermiĢtir. (ĠHġĠDLER)(935-969) (Muhammed Bin Togaç) (Fustat)
EYYUBĠLER Selahaddin Eyyubi Mısır -Hıttın savaĢında Haçlılara karĢı mücadele ederek Kudüs’ü Haçlılardan
(1174-1250) kurtarmıĢlardır.
-Memlukler tarafından yıkılmıĢtır.
MEMLUKLER Aybek Mısır -Aynı Calut,Elbistan,Humus ve Merc-i Suffar savaĢları ile Moğolları
(1250-1517) Baybars yenip bu devletin istilasını durdurdular.
Tomambay -1258 den sonra Abbasi halifesini korumaya almıĢlardır.
-Memluklu Devleti Türk veraset sitemini uygulamamıĢtır.Bu devlette
Hükümdarlık babadan oğla geçmemiĢtir.BaĢarılı komutanların tahta
geçme hakkı vardır.
-1516 Mercidabık ve 1517 Ridaniye savaĢları ile Osmanlı Devleti’ne
mağlup olup tarih sahnesinden çekilmiĢlerdir
HARZEMġAHLAR AnuĢ Tegin Harzem -B.Selçuklulardan ayrılarak bağımsız olmuĢlardır.
(1077-1231) Celaleddin HarzemĢah -Türkiye Selçuklu Devleti ile yaptıkları Yassıçimen savaĢı kaybedince
zayıflamıĢlardır.
“
BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ (1040-1157)
Büyük Selçuklu Devleti’nin ilk kurucusu,Oğuz Yabgu Devleti’nde subaĢılık görevini yapan Selçuk Beydir.X.yy’ın
ikinci yarısında baĢkent Cend olmak üzere Maveraünnehir bölgesinde Hazar ve Aral Gölü civarında
kurulmuĢtur.Selçuklular Oğuz destanına göre Oğuzların Üçok kolunun Denizhan sülalesinin Kınık boyundandır.
Oğuz adının anlamı:’’OĞUZ’’ boylar ya da kabileler demektir. Oğuz adına ilk olarak Yenisey yazıtlarında
raslanmıĢtır.
Oğuzlar
Bozoklar Üçoklar
"Gün Han"
Kayı Bayat
Alkaevli
Karaevli
"Ay Han" Yazır
Döğer
Dodurga
Yaparlı
"Yıldız
Han"
AvĢar
Kızık
Beğdili
Karkın
"Gök Han"
Bayındır
Beçene
Çavuldur
Çepni
"Dağ
Han"
Salur
Eymür
Alayuntlu
Yüreğir
"Deniz
Han"
Ġğdir
Büğdüz
Yıva
Kınık
SELÇUK BEY
Arslan Yusuf Musa Mikail
KutalmıĢ
SüleymanĢah
(Anadolu Selçuklular) (I)TUĞRUL BEY Çağrı Bey (1037-1063)
(2)ALPARSLAN Kavurt (1063-1072) (Kirman Selç.)
(3)MELĠKġAH TutuĢ (1072-1092) (Suriye Selç.)
(4)(MAHMUT) (5)BERKYARUK (6)II. MELĠKġAH (7)M.TAPAR (1092-1094) (1094-1105) (1105) (1105-1118) (8)SENCER(1118-1157)
B.SELÇUKLU DEVLETĠ’NDE;
-1035 Nesa SavaĢı’nda Tuğrul ve Çağrı Beyler Gazneliler’i
yenerek Nesa,Ferave ve Dihistan Ģehirlerini aldı.
-1038 Serahs SavaĢı’nda Gazneliler mağlup edilmiĢ,NiĢabur alınarak
baĢkent yapılmıĢ,Tuğrul Bey adına hutbe okutulmuĢtur.
-1040 Dandanakan SavaĢı ise dönüm noktasıdır.Bu savĢla Horasan bütünüyle Tuğrul ve Çağrı Bey Selçukluların eline geçti.B.Selçuklular tam bağımsızlı sağlayarak kuruluĢu
Dönemi tamamladı.
-1048 Pasinler SavaĢı’nda Bizans ordusu yenilgiye uğratıldı.Bu savaĢta ilk
kez ciddi Ģekilde Selçuklu ve Bizans orduları karĢı karĢıya gelmiĢtir.
- Abbasi Halifesi Kaim Bi-Emrullah, ġii Büveyhoğullarının baskısından
kurtarıldı.1055 Bağdat ve 1057 Kuzey Irak seferleri ile,baskıdan kurtarılan Halife Tuğrul Bey’e ‘Doğu’nun Batı’nın Sultanı’ ünvanı verdi.
--Vezirlik makamına Nizamülmülk getirildi.Bu dönemde Ġranlıların
devlet yönetimindeki etkisi arttı.
-Alp Arslan,Azerbaycan,Kafkasya ve Doğu Anadolu üzerine seferler
yapmıĢ,Ani kalesini almıĢtır.Ayrıca yaptığı iki seferle Gürcistan’ı
itaat altına almıĢtır.
-Alp Arslan döneminin en önemli olayı Malazgirt SavaĢı’dır.
Alp Arslan 26 Ağustos 1071’de yapılan Selçuklu-Bizans savaĢını Türkler kazandı.
Dönemi (Alp Arslan-Romen Diojen)
-Malazgirt SavaĢı’nın sonuçları:
-Anadolu’nun kapıları Türklere açıldı.
-1096-1270 arası Haçlı seferlerinin çıkmasına neden olmuĢtur.
-Anadolu Türk Tarihi,bir baĢka deyiĢle Türkiye Tarihi baĢlamıĢtır.
-Alp Arslan komutanlarına,Anadolu’nun fethi görevini verdi.Komu-
tanlarına fethettikleri yerlerin kendilerine ait olacağını belirtti.
‘Fethedilen yer fethedenindir.’(KILIÇ HAKKI)
-Anadolu’da ilk Türk beylikleri kuruldu:Saltuklular,Artuklular
Mengücekler,DaniĢmentliler,Çaka Beyliği…
-Alp Arslan,1072’de Karahanlılar üzerine sefere çıktı.Bu seferde tutsak
alınan bir kale komutanı tarafından öldürüldü.
-Bu dönemde devlet sınırları Orta Asya’dan Marmara’ya,Umman
MelikĢah Denizi’nden, Aral Gölü’ne kadar geniĢledi.(Ġmparatorluğun en geniĢ
Dönemi sınırlarına ulaĢtığı dönem)
-Bu dönemin en önemli meselelerinden biride BATINĠLERĠN
faaliyetleridir.Hasan Sabbah öncülüğündeki Batınilerin amacı,Selçukluları
çökertmek ve Ġslam dünyasının liderliğini ġii Fatımilere kazandırmaktır.
Batıniler,Ġran’da Alamut Kalesinde(Kartal Yuvası) üslenmiĢlerdi.
-MelikĢah’tan sonra devalı taht kavgaları yaĢanması devleti zayıflamıĢtır.
Bir dönem Fetret Devri yaĢanmıĢtır.
Sencer -Sultan Sencer bunalımlı dönemlere son vermiĢ olsa da,1141’de Kara-
Dönemi hitaylarla yapılan Katvan savaĢı ile B.Selçuklu Devleti’nin yıkılma sürecini
baĢlatmıĢtır.
-1153’teki Oğuz isyanında esir düĢen Sencer 1157’de serbest kalsa da
onun ölümüyle devlet tamamen dağılmaya baĢladı.
BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETĠ’NĠN YIKILMA NEDENLERĠ:
Veraset sisteminin etkileri,taht kavgaları Atabeylerin çalıĢmaları Bâtınilerin yıkıcı faaliyetleri Ġran kökenlilerin öne çıkması, Oğuzların küstürülmesi Abbasi Halifelerinin eski güçlerine yeniden kavuĢma arzusu Haçlı seferleri Katvan SavaĢı
B.SELÇUKLU DEVLETĠ’NĠN YIKILMASIYLA ORTAYA ÇIKAN;
-Saltuklular Erzurum ve çevresi
BEYLĠKLER -Mengücekler Erzincan,Kemah,Divriği (Anadolu’da I.Beylikler) -Artuklular Hasankeyf,Harput,Mardin (Komutanlar) -DaniĢmentliler Tokat,Sivas,Kayseri,Amasya -Çaka Beyliği Ġzmir ve çevresi
-Irak Selçukluları (Kurucu:Mahmut)
DEVLETLER -Horasan Selçukluları (Kurucu:Mahmut)) (Hanedan Mensupları) -Suriye Selçukluları (Kurucu:TutuĢ)
-Kirman Selçukluları (Kurucu:Kavurd)
-Anadolu(Türkiye) Selçukluları (Kurucu:SüleymanĢah)
-Salgurlular Fars –Güney Ġran(Fars Atabey.)
ATABEYLĠKLER -Ġldenizoğulları Azerbaycan (Azerbaycan Atabey.)
(Deneyimli Devlet Adamları) -Begteginoğuları Irak-Erbil (Erbil Atabeyliği)
-Böriler Suriye-ġam (ġam Atabeyliği)
-Zengiler Irak-Musul (Musul Atabeyliği)
KÜLTÜR- MEDENĠYET
-DEVLET YÖNETĠMĠ
Türk devletlerinde Ġslamiyet öncesi var olan hâkimiyet anlayıĢı Ġslamiyet’ten sonrada devam
etmiĢtir. Ġlk Türk devletlerinde olduğu gibi devlet hükümdar ailesinin ortak malı sayılmıĢtır.(VERASET
sistemi).Yine yönetme gücünün Göktanrı tarafından verildiğine inanılması (yerini Allah inancına
bırakmıĢtır) (KUT AnlayıĢı) ve ĠKĠLĠ TEġKĠLAT sistemi devam ettirilmiĢtir.
Hükümdarlık Alametleri; hutbe okutma,sikke(para) bastırma,tuğ(at kuyruğunun bir araya getirilip bir sırığa
bağlanması),otağ(saltanat çadırı),taht,sancak,taç,nevbet.
Selçuklu Sultanları tahta çıktıklarında Ġslam dininin lideri sayılan Halifeye elçi ve hediye göndererek
hükümdarlıklarının onayını isterdi.Halifede onayladığı Sultana menĢur (onay) verir ve ona
hil’at(giysi),asa,çetr(gölgelik,saltanat Ģemsiyesi),alem gibi hükümdarlık sembolü sayılan hediyeler
verirdi.Halifenin onayını alan Hükümdarın Ġslam alemi içindeki saygınlığı ve otoritesi artardı.
Büyük Selçuklu Sultanları,Sultan-ı Azam(büyük sultan),Sultanü’l Alem(alemin sultanı),Sultanü’l
mağrib ve maĢrık (doğu ve batının sultanı) unvanlarını da kullanırdı.Ayrıca Türk Ġslam devletlerinde
hükümdarlar;Buğra,Nasr,Kara,Kadir,Melik,ġahinĢah,PadiĢah gibi ünvanlarda kullanmıĢtır.
Devlet Ġdaresinde Kullanılan Bazı unvanlar ve Tanımları ise ġunlardır:
Melik:Sultanın erkek çocukları
Atabey:ġehzadeleri yetiĢtiren hoca
ġıhne:Askeri ve idari yönetici
Muhtesip:Belediye çalıĢmalarının yürütülmesinden sorumlu kiĢi
Kadı:Adalet iĢlerinden sorumlu(hakim)
Amid:Vilayetlerde yönetimden sorumlu sivil görevli
Amil:Vilayetlerin vergisini toplamaktan sorumlu kiĢi Ulak:Haberci
Selçuklu Devleti’nde devlet iĢleri Divan-ı Saltanat(Divan-ı Ali) adı verilen büyük divanda görülmüĢtür.
Bu divanın asıl baĢkanı Sahib-i Divan-ı Devlet denilen büyük vezirdir.
Ayrıca alt divanlar;
DĠVAN GÖREVĠ DEVLET BAġKAN
Divan-ı
Tuğra(ĠnĢa)
Ġç-DıĢ
yazıĢmalar
Selçuklu Tuğra-i
Divan-ı
Mezalim
Yüksek
Mahkeme
Selçuklu Sultan
Divan-ı
ĠĢraf
TeftiĢ Selçuklu
ve Gazneli
MüĢrif
Divan-ı
Vezaret
Maliye ĠĢleri (Bağlantı sağ.)
Gazneli Selçuklu
Vezir
Divan-ı Arz Askeri ĠĢler Selçuklu
ve Gazneli
Arz-ül CeyĢ-Emir-i
Arz
Divan-ı
Ġstifa
Mali iĢler Selçuklu Müstevfi
Niyabet-i
Saltanat
Hükümdar
vekilliği
Selçuklu Naip
SARAY TEġKĠLATI
Hacipler:Devlet görevlileri arasındaki yazıĢmaları sağ. Alemdar:Bayrak ve sancakları taĢıyanların sorumlusu
KapucubaĢı:Gündelik iĢlerden sorumlu Camedar:Hükümdarın Giyim iĢlerini takip eder.
Silahtar:Silahaneden sorumlu Emir-i Ahur:Saray hayvanlarının bakımını üstlenir.
Candar:Saray muhafızlarının baĢı
ÇaĢnıgir:Mutfak iĢlerini düzenler
-HUKUK SĠSTEMĠ
Hukuk sistemi, Ģer’i ve örf’i olmak üzere ikiye ayrılırdı.
Hukuk Sistemi
ġer’i Hukuk Örf’i Hukuk -Ġslam Hukuku demektir. -Örf,adet,gelenek ve göreneklerdir.
-Kaynakları Kuran-ı Kerim,sünnet -Kamu hukukudur.
Ġcmal ve kıyastır. -Ġhtiyaçlara göre düzenlenir.
-Uygulayıcısı kadılardır. -PadiĢah fermanları bu kapsam içindedir.
-Kadıların baĢında KADI’UL KUDAT -Örfi davalara Emir-i DAD bakardı.
bulunurdu.(KAZĠ’L KUZAT)
-ġer-i Hukukun alanı içine giren konular;
Evlenme,boĢanma,miras,velayet,vesayet
vakıf,özel iliĢkiler…
- Kadı-i LeĢker: Askeri davalara bakar.
-ORDU TEġKĠLATI
ORDU
KARAHANLI GAZNELĠLER HARZEMġAHLAR SELÇUKLULAR
-Saray Muhafızları -Gulam Askerleri -Ġkta Askerleri
-Hassa Ordusu -Eyalet Askerleri -Hassa Ordusu
(doğrudan hükümdara bağlı -Ücretli Askerler -Valilerin Askerleri MERKEZ ORDU EYALET ORDUSU
Askerler-) -Gulam Ordusu -ġehzade-Melik Asker.
-Eyalet Askerleri -Hassa Ordusu -Sipahiyan
(Ģehzade ve valilerin -Türkmenler
yönetimindeki askerler) -Bağlı Beylik Askerleri
GULAM ORDUSU:SavaĢ esirleri arasından seçilenler ve halktan toplanan küçük yaĢtaki çocuklar
yeteneklerine göre gulamhane adı verilen merkezlerde yetiĢtirilirdi.Kulluk sitemi demek olan Gulam
Sistemi’nde değiĢik milletlerin çocukları küçük yaĢta alınarak özel olarak yetiĢtirilirdi.En önemli görevleri
sultanı korumaktı ve yılda dört kez maaĢ alırlardı.(BiĢtegani) Gulam sistemi B.Selçuklular, Eyyubiler,
Memlukler ve Osmanlılar dahil birçok Türk-Ġslam devletinde uygulanmıĢtır.Gulam Ordusu Osmanlı
Devleti’ndeki Kapıkulu Askerleri ismiyle görülür.
HASSA ORDUSU:Türk boylarından seçilerek oluĢturulan atlı birliklerdir.Sultana bağlı olan bu ordu
mensuplarına hizmetlerinin karĢılığında ikta adı verilen belirli bir arazi tahsis edilirdi.
SĠPAHĠYAN(ĠKTA ASKERLERĠ):Kendilerine ikta verilen kiĢilerin, topladıkları vergi karĢılığında
yetiĢtirdikleri atlı askerlerdir.
-TOPRAK YÖNETĠMĠ
TOPRAK YÖNETĠMĠ
MĠRĠ ARAZĠ MÜLK ARAZĠ
-Mülkiyeti devlete,tasarruf hakkı halka -Mülkiyeti Ģahıslara ait olan arazidir.
vergi geliri memurlara ve askerlere -Mülk topraklar, satılabilir, devredilebilir,
bırakılan arazilerdir.Ġki çeĢidi vardır: miras bırakılabilirdi.
1)HAS ARAZĠ:Vergi geliri Sultana ayrılır
2)ĠKTA ARAZĠ:Vergi geliri;Melik,emir,vali
askerlere ayrılır.
3)VAKIF ARAZĠ:Gelirleri hayır kurumlarına
ve bilimsel kuruluĢlara ayrılan topraklardır.
Not:HARACĠ ARAZĠ:Selçuklu sınırları içinde yaĢayan gayr-i Müslim halkın elindeki topraklardır.
ĠKTA SĠSTEMĠ: -Üretimde süreklilik sağlamıĢtır.
-SavaĢa hazır asker yetiĢtirilmiĢ ve güçlü bir ordu oluĢturulmuĢtur.
-TaĢrada devlet otoritesi artırılmıĢtır.
-Güvenlik iĢleri sağlanmıĢtır.
-Bayındırlık faaliyetlerini hızlandırmıĢtır
Türk Ġslam Devletlerinde çiftçi;
-Özde toprağın sahibi olmayıp, kullanma hakkına sahiptir.
-Toprak iĢlendiği sürece çiftçinin elindedir. Öldüğünde iĢletme hakkı aynı koĢulları yerine getirdiği süre
çocuklarına verilebilirdi.
-Çiftçi vergisini ikta sahibine verirdi.
-EKONOMĠK HAYAT
-Türk Ġslam Devletlerinde ekonomi; ticaret, tarım, demircilik, dokumacılık, el sanatları, hayvancılık, bakırcılık
ve dericilik üzerine geliĢmiĢtir.
-Esnafın kendi aralarında birleĢerek kurdukları fütüvvet adı verilen (ilerde Ahilik ve Lonca olarak anılacak
sistem)dini ve iktisadi bir teĢkilatlanma vardı.
-Türk-Ġslam Devletlerinde gelir kaynakları;
Halktan alınan vergiler;
ÖĢür: Müslümanlardan alınan ürün vergisi
Haraç: Gayri Müslimlerden alaına ürün vergisi
Cizye: Gayri Müslimlerden askerlik karĢılığı alınan vergi.
Ganimet gelirleri
Gümrük gelirleri
Maden ve orman gelirleri
Bağlı beylik ve devletlerden alınan vergiler
-SOSYAL HAYAT
-Karahanlılar, geneli Türklerden oluĢan bir Türk devletidir.Gazneliler ve B.Selçuklular çok uluslu
imparatorluk özelliğindedir.Tolunoğulları ve AkĢitler ise yöneticiler Türk,halkın geneli Arap olan ve yabancı
kültür üzerinde kurulan devletlerdir.Tüm Türk toplumlarında toplumda adalet ve hoĢgörü egemendir.Toplumsal
alanda herhangi bir sınıf ayrımı yapılmamıĢtır.Sınıf ayrımının ve imtiyazlı grupların olmadığı toplum yapısı
benimsendiği için,yetenekli kiĢiler en üst memurluklara kadar çıkabilmiĢtir.
- EĞĠTĠM-ÖĞRETĠM
-Ġlk Selçuklu medresesi NiĢabur’da Tuğrul Bey tarafından açılmıĢtır.Alparslan zamanında vezir Nizamülmülk
Bağdat’ta Nizamiye Medresesini kurdu.(Bu medrese dünyanın ilk üniversitesi sayılır)
-Nizamiye Medereseleri toplu yapı sanatının ilk örneklerindendir. Toplu yapılara Külliye denir. Öğrenci
yurtları, cami, derslikler, yemekhane, Hamam, kütüphane gibi.
-Türk Ġslam Devletlerinde medreseler;
Her türlü giderleri vakıflarca karĢılanmıĢtır
Öğrenciler bursludur
Yönetsel ve ekonomik özgürlüğe sahiptirler
Dini bilimler olan Kur’an, Fıkıh,Tefsir,Hadis,Kelam gibi ilimlerin yanında Matematik,Fizik,Kimya ve Tıp
gibi müspet bilimlerde okutulmuĢtur.
-DĠL –EDEBĠYAT
KARAHANLILAR DÖNEMĠ
-DĠVAN-I LÜGAT-Ġ TÜRK: Karahanlılar zamanında KaĢgarlı Mahmut tarafından yazılmıĢtır. Yazılma amacı
Türk dilinin en az Arapça kadar zengin olduğunu göstermektir.Ġlk Türkçe sözlüktür.Bu kitabın içerisinde ilk Türk
dünyası haritası vardır.
-KUTADGU BĠLĠG:Yusuf Has Hacip tarafından yazılmıĢ devlet yönetimi ile ilgili bilgiler verir.Karahanlılar
dönemine aittir.Yazarı bilinen ilk Türk Ġslam eseridir.’Mutluluk veren bilgi’ anlamına gelir.
-ATEBETÜL HAKAYIK:Edip Ahmet Yükneki tarafından yazılmıĢtır.Eğitici,öğretici bir ahlak kitabıdır.
-DĠVAN-I HĠKMET: Hoca Ahmet Yesevi tarafından yazılmıĢtır.Ahmet Yesevi ilk Türk mutasavvıfıdır
GAZNELĠLER DÖNEMĠ
-ġEHNAME: Firdevsi tarafından yazılmıĢtır.Gazneliler dönemine aittir.Türk-Ġran savaĢlarını konu alır.Farsçadır.
HARZEMġAHLAR DÖNEMĠ
-MUKADDĠMET’ÜL EDEB:ZemahĢeri’ye adlı eser Türk lehçeleri ile ilgili bilgi vermektedir.
B.SELÇUKLU DÖNEMĠ
-RUBAĠLER:Ömer Hayyam
-KASĠDELER:Enveri
-SĠYASETNAME:Nizamülmülk’ün devletin aksayan yönlerini ele aldığı bu eser Selçukluların anayasası
niteliğindedir.
-BĠLĠM ADAMLARI VE DÜġÜNÜRLER
-HAREZMĠ (780-850):Cebir-Matematik-Coğrafya alanında öne çıkmıĢtır.Kitab’ül cebr Ve’L Mukabele adle eseri
bulunmaktadır.
-FARABĠ (870-950):Matematik,fizik,astronomi,felsefe alanlarında eserler vermiĢtir. Batıda Al-Phorobius ismiyle anılır.
Ayrıca MUALLĠM-Ġ SANĠ ünvanı verilmiĢtir..Eserleri:EL Medinet’ül Fazıla
-BĠRUNĠ (973-1051):Astronomi sahasında ilerlemiĢ ve Asarül Bakiye adlı eseri yazmıĢtır.Enlem ve boylam
dairelerini tespit edip dünyanın güneĢ etrafında dönüĢünün bir yılda gerçekleĢtiğni ispatlamıĢtır.
-ĠBN-Ġ SĠNA (980-1037):Avrupa’da ‘Avicanne’ diye anılır.EL Kanun fi’t tıp adlıeseri meĢhurdur. Büyük küçük
kandolaĢımını keĢfetmiĢtir.
-GAZALĠ (158-1111): Ġhyay-ı Ulumiddin adlı eseri önemlidir.Nizamiye Medreselerinde görev yapmıĢtır.
-ZEMAHġERĠ:HarzemĢahlar döneminde yaĢamıĢtır.KeĢĢaf adlı eseri ve Mukademet’ül Edeb adlı bir gramer kitabı
vardır.
-ÖMER HAYYAM: (1048-1131): Selçuklu dönemi edebiyatçısıdır.Rübaileri meĢhurdur.Celali Takvimini
hazırlamıĢtır.
-ABDULLAH EL BARANĠ: Trigonemetri bilminin kurucusu.
-ĠBN-Ġ RÜġT:Ġspanya’da (Endülüs’te) yetiĢmiĢtir.Avrupalılara Aristo’yu tanıtmıĢtır.
-MĠMARĠ
KARAHANLILAR DÖNEMĠ
Karahanlılar zamanında Türk-Ġslam mimarisinin temelleri atılmıĢ,bu dönemde
cami,mescit,türbe,medrese,han,hamam,kervansaray ve hastaneler inĢa edilmiĢtir.
-Hazer Degaron Camii
-Talhatan Baba Camii
-Arap Ata Türbesi (Karahanlılardan kalan en eski eser) (978)
-AyĢe Bibi Türbesi
-Balaci Hatun Türbesi
-Özkent Türbesi
Türk-Ġslam mimarisinde ‘en eski kervansaraylar’, Karahanlılardan kalmıĢ olup, Bunlara Ribat adı verilmiĢtir.
Karahanlı kervansarayların mimarisi ve plânları daha sonra, Büyük Selçuklular ve Anadolu Selçukluları'nın yaptırdığı
kervansaraylarda geliĢtirilmiĢtir. -1078-79 tarihli Ribat-ı Melik kervansarayı
GAZNELĠLER DÖNEMĠ
-LeĢker-i Bazar Ulu Camii
-LeĢker-i Bazar Sarayı
-Sultan Mesut Sarayı
-Zafer Kuleleri
-Arslan Cazip Türbesi
-Aras’ül Felek Camisi
-Ribat-ı Mahi (Ribat-ı Çahe) : Kervansaray
Hindistan’daki Gazneli eserlerinde Hint, Ġran ve Türk sanatı kaynaĢmıĢsa da Türk üslubu daha belirgindir.
BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETĠ
Büyük Selçukluların mimariye getirdikleri yeni unsurlar şunlardır: -üst üste çifte kubbe -köşeli çatı -sivri kemer -Türk üçgeni tarzı kubbeye geçiş elemanı -silindirik ve yivli ve ince minareler -dikdörtgen ve beş köşeli mihrap
-Ġsfehan Mescid-i Cuma -Kümbed-i Ali (Kümbet)
-Zavvare Ulu Camii -Cihil Duhteran (Kümbet)
- Mescid-i Cuma(Kazvin’de) -Sultan Sencer Türbesi (Merv Ģehrinde)
-Damgan Mescid-i Cuma -Tuğrul Bey Kümbeti (Rey Ģehrinde)
-Gülpayegan Camii -Ġmam Gazali Türbesi (Tus’ta)
-Rey Medresesi (MelikĢah Dönemi) -Anu ġirvan Kervansarayı
-Zafarani Kervansarayı -Hargird Medresesi (MelikĢah Dönemi)
-Ribat-ı ġerif (Kervansaray)
B.Selçuklular’ da ilk kurulan Medrese NiĢabur’dadır.(Tuğrul Bey tarafından)
Alp Arslan zamanında vezir Nizamülmülk Bağdat’ta Nizamiye Medresesini kurdu.(1066) (Nizamiye
medreseleri toplu yapı sanatı adını verdiğimiz külliyelerin ilk örneklerindendir.)
İLK TÜRK İSLAM DEVLETLERİ VE
TÜRKİYE TARİHİ KAVRAMLAR
Alem:Bayrak,sancak
Alemdar:Bayrak ve Sancak taşıyan
Amid:Eyaletlerde görevli sivil yönetici
Amil.Eyaletlerde vergi toplayan görevli
Atabey:Eski Türk devletlerinde,özellikle
Selçuklularda sulatanın erkek çocuklarını ülke
yönetimi konusunda yetiştiren tam yetkili
danışman
Ahilik:Türk İslam devletlerinde esnaf
zanaatkarları örgütü
Ayni:Para olarak değil,madde olarak verilen
Ahi Evran:Anadolu’da Ahiliğin kurucusu
Batınılik:Şiiliğin aşırı davranışları benimseyen
bir kolu
Beytülmal:Devlet hazinesi
Biat:Bağlanma,bağlılık bildirme
Baba:Tarikatların başındakilere verilen unvan
Bacıyan-ı Rum:Anadolu kadınları teşkilatı
Bedesten:Çarşı
Bimarhane:Hastahane(Akıl hastanesi)
Çift başlı kartal:Selçukluların sembolü
sayılan hayvan figürü
Cihat:İslamiyet’in yayılması için yapılan
mücadele
Darüşşifa:Hastahane
Dizdar:Kale komutanı
Dinar:Selçuklularada kullanılan altın para
Diyar-ı Rum:Rum memleketi diyarı
anlamında Anadolu’nun eski adı
Eşraf:Bir memleketin ileri gelenleri
Evkaf:Vakıflar
Ehl-i İlim:Anadolu Selçuklularında,din ve
bilim adamları sınıfı;bunlar
şeyh,müderris,kadı,imam,hatip,müezzin
Ehl-i Örf:Anadolu Selçuklularında şehirlerde
oturan melik,subaşı,tahsildar,askerlere verilen
genel ad.
Feteyanı Rum:Anadolu gençleri teşkilatı
Farisan:Sınır kalelerinde koruma
hizmetlerinde kullanılan atlı hisar eri
Fetihname:Bir bölge fethedildiği zaman
hükümdar tarafından komşu hükümdar ve
idarecilere gönderilen mektup
Fütüvvet:Dini ve mesleki birlik,esnaf teşkilatı
Ganimet:Savaşta düşmandan alınan her türlü
eşya
Gaza:Din uğruna yapılan savaş
Gılman:Köle asker,yönetici
Gulam:Küçük yaşlarda alınan ve özel eğitime
tabi tutulan kişiler
Gulaman- Saray:Sultanın özel muhafız
ordusu
Gazıyanı Rum:Anadolu Gazileri teşkilatı
Hacib:Saray ve orduda görev alanlar verilen unvan
Hat: Arapça yazı
Hattat: Güzel yazı yazan kişi
Hanefi: İmam-ı Azam’ın kurduğu mezhep,Türklerin çoğu
bu mezheptendir
Hankah:Tekke,dergah
Haraç: Müslüman olmayanlardan alınan toprak vergisi
Hars: Kültür,uygarlık.medeniyet
Hassa: Hükümdara ait,seçkin
İcma:Büyük din bilginlerinin dinle ilgili konularda birlik
olmaları
İmaret: Yoksullara yiyecek dağıtan aşevi
Kıyas:Bir şeyi başka şeye benzeterek hüküm verme
Koçbaşı: Kale kuşatmalarında yararlanılan kuvvet
Köy Kethüdası: Bugünkü köy ve mahalle muhtarlarının
görevini yapan görevli
Kervansaray:Anayollarda yapılan konaklama yeri
Külliye:Cami,hastane,imaret,bedesten gibi yapılar topluluğu
Maksure:Halifeleri ve devlet bakanlarını namaz kılarken
olası bir tehlikeye karşı korumak için ,camilerde yapılan özel
yer
Mancınıkçı: Kale kuşatmalarında kütle atışı yapan silahları
kullanan sınıf
Meşveret Meclisi:İlk Türk Devletlerinde kurultayın
işleyişini yerine getiren sınıf
Mazdeizm:Eski İranlıların Zerdüşt dini
Merkad:Mezar
Minyatür:Işık ve gölge yansıtılmayan küçük renkli resim
Neftçi:Selçuklularda kale kuşatmalarında yaralanılan yağları
kullanan sınıf
Nakkaş:Yapıların duvar ve tavanlarına süslemeler yapan usta
Noyan:Moğol kabile başkanalarıan verilen unvan
Nöker:Savaş arkadaşı,can yoldaşı
Pederşahi:Ata buyruklu,araerkil
Portal:Yapıların gösterişli girişi,taç kapı
Rölyef:Kabartma
Raiyyet:Yönetilen halk
Reis:Şehirlerde halk tarafından seçilen yönetici
Rıhlet:Göç etme,ölme
Rıyaziye:Eskiden matematik
Sahibi Etrak:Selçuklularda sınır uç illeri
yöneten komutan(Emiri Vilayeti Uç)
Serhenk:Sulatana ait kuvvetlerin önünde yol açan çavuş
Seyyid:Hz.Peygamberin soyundan gelenler
Sfenks:İnsan başlı,hayvan vücutlu heykeller
Siyer:Hz.Peygamberin hayatını konu alan eserler
Tabl:Türk-İslam Devletlerinde hükümdarlık sembolü olan
davul
Tezhip:Kitap velevhaların süsleme sanatı
Yuğruş:Karahanlılarda vezir ve divan başkanlığı yapan
kişi
Zaviye:Tekkenin küçüğü
Zimmi:İslam Devletlerinin egemenliğini kabul
eden,Müslüman olmayan kişiler
TEMEL KAVRAMLAR
İmaret: Yapı-eski zamanlarda yoksullara ve öğrencilere yiyecek dağıtmak için kurulmuş
hayır kurumu… İmarethane olarak da anılır.
Kervansaray: Ticaret yolları üzerinde ticaret kervanlarının konaklaması için devlet
tarafından kurulan siteler.
Kitabe: Yazıt
Kurgan: İslamiyet öncesi Türklerde ölülerin gömüldüğü mezar.
Külliye: Cami ile birlikte medrese, imaret, türbe, kütüphane, hamam gibi binadan oluşan
yapılar topluluğu.
Kümbet: Selçuklular zamanında yapılan kendine özgü yapısı olan anıt mezarlardır.
Müslümanların ölülerini gömdükleri binalara kümbet ya da türbe denilmektedir. Çadır biçiminde
yapılan türbelere kümbet denir.
Mabet: Tapınak
Manastır: Keşiş yurdu, Hıristiyan din adamları okulu.
Nakkaş: Minyatür sanatçısı.
Minyatür: Çok ince işlenmiş ve küçük boyutlu resimlere ve bu tür resim sanatına verilen
addır. Minyatür yapanlara ‘Nakkaş’ denir.
Revak: Sütun ve payeler tarafından taşınan kemerler arkasında yer alan, üstü örtülü uzun
bölüm, güneş ve yağıştan korumalı yürüme bölümü.
(Revağa örnek olarak caminin son cemaat gösterilir. Genellikle revaklı olan son cemaat yeri
namaza yetişemeyenler içindir)
Ribat: 1-Karahanlılarda kervansaraylara verilen isim
2- Sınırda düşmanın tecavüzüne maruz yerlerdeki karakol çeşidinden binalara verilen
isimdir.
Tekke: Tasavvuf düşüncesinin, anlayış ve terbiyesinin derinleştirildiği ve halka takdim
edildiği yer.Tarikat ilkelerinin öğretildiği yer.
Tezhip: El yazması kitapların altında yaldızlanmasına ve süslenmesine denir.Tezhip
yapanlara ‘müzehhip’ denir.
Türbe: Devlet adamlarının veya din âlimlerinin mezarlarının bulunduğu oda şeklindeki
binaya verilen addır. İçerisinde (çoğunlukla) ünlü kişilerin gömülü bulunduğu anıtsal tarihi
mezarlar için de türbe kelimesi kullanılır.
Mihrab: Camilerin iç bölümlerinde imamın namaz kıldığı bölüm.
Minber: Camilerin iç bölümlerinde Hutbe okunan bölüm.
Zaviye: Tekke gibi tarikat etkinliklerinin yürütüldüğü küçük yapı.
Hat sanatı: Arap harfleri çevresinde oluşmuş güzel yazı sanatıdır. Bu sanat Arap harflerinin
6. yüzyıl ve 10. yüzyıl arasında geçirdiği bir gelişme döneminden sonra ortaya çıkmıştır. Hat,
Arapça çizgi demektir. Sanatkârına ‘hattat’ denir.
Fresk: Yaş alçı üzerine yapılan resim.
Kubbe: Binaların üstünü örtmek için kullanılan yarım küre şeklindeki mimari unsur.
Medrese: Müslüman ülkelerde orta ve yüksek öğretimin yapıldığı eğitim kurumlarının genel
adı.
Sebil: Selçuklular ve Osmanlılar zamanında işlek yollar üzerinde, insanların su ihtiyaçlarını
karşılayabilmek için inşa edilen yapılardır.
Darüşşifa: Selçuklularda ve Osmanlılarda hasta tedavi edilen yer.
Şifahane: Hastane.
Bimarhane: Akıl hastanesi, tımarhane.
Bedesten:Osmanlıda: kumaş, mücevher ve çeşitli kıymetli eşyaların alım satımının yapıldığı,
eşit büyüklükte kubbelerle örtülü, bir çeşit kapalı çarşı olup bu yapıların ilk örneklerine 13.
yüzyıl başlarında Anadolu’da rastlanmıştır.
Rüştiye: Ortaokul.
Mülkiye: Asker dışındaki memurların eğitim aldığı yer. Siyasal Bilgiler Fakültesinin eski adı.
Hisar : Bir şehrin veya önemli bir yerin korunması için taştan yapılmış, yüksek duvarlı ve
kuleli, çevresinde hendekler bulunan küçük kale.
Sarnıç: İçinde yağmur suyu biriktirilen su haznesi.
Roman Tarzı: Ortaçağ Avrupa mimarı tarzıdır.Bu tarzda duvarlar kalın,pencereler dardır.Sen
Mişel Kilisesi(Almanya) ve Sen Etyen Kilisesi (Fransa) bu tarzın önemli örnekleridir.
Gotik Tarzı: Kendine has özelliği olan bir sanat anlayışı. Ortaçağı kapatan, Rönesansı
başlatan akımdır. Bu tarzda yüksek gösterişli: heykel ve kabartmalarla süslü, ferah ve aydınlık
yapılar dikkat çeker. Paris’teki Notr Dam Kilisesi bu tarzı yansıtır.
Barok Tarzı: Avrupa'da yaygınlaşan sanatta bir anlatım biçimidir. Başlangıcı ve bitişi için
kesin bir tarih verilememekle birlikte 16. ve 18. yüzyıllar arasında oluşup şeklini almış bir
dönemdir. Mimarlık, müzik, resim ve heykelin etkileyici temalar altında birleştirilmesi
amacını güder. Abartılı hareket duygusu ve net gözüken detayları ile dönemin müzik ve
edebiyatında da kendini gösterir. Yoğun bir etki bırakan bu anlatım biçimi kendi alanında
fazla eser verildiğinden bir dönem adı olarak anılmaya başlanmıştır. 1600'lerde Roma'da
kilise etkisinde doğmuşsa da tüm Avrupa'ya yayılmıştır. Mimaride, Mimar Louis Le Vau ve
bahçeci André Le Nôtre tarafından yapılan Versailles Sarayı, Barok mimarisinin en tipik
örneklerindendir.
Rokoko Tarzı: Barok stilinden sonra sanat akımlarına verilen addır. XVII.nci yüzyılın
ortalarına doğru Barok stilinde kullanılan doğru çizgilerden meydana getirilen süslemeye
karşı tepki olarak doğmuş olan barok stilin hatları gibi eğri büğrü çizgili motiflerden ibaret
olup Baroktan daha ince ve şekillerin kıvrımları daha zarif bir stildir.
Derbent: Küçük kale. Osmanlı Devleti’nde önemli geçitlerde karakol olarak da
adlandırılmıştır.
Rıka: Osmanlı Devleti Dönemi'nde günlük yazışmalar, mektuplar, el yazması eserler için
kullanılan ve ilk olarak Osmanlı Devleti tarafından kullanılan yazı tipidir.
Nesih: Arap harflerinin, basımda ve yazma kitaplarda en çok kullanılan çeşidi. Yazı tipi.
Sülüs: Hat
sanatında bir
yazı tarzı.
Camilerde ve
kitabelerde sülüs
tarzı yaygındır.
TÜRKĠYE TARĠHĠ 1071 Malazgirt Savaşı’yla başlayan Anadolu Türk Tarihi beş büyük devreye ayrılır.
- I.BEYLİKLER DÖNEMİ
-ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ
-II. BEYLİKLER DÖNEMİ
-OSMANLI DEVLETİ
-TÜRKİYE CUMHURİYETİ
NOT: Anadolu’ya ilk Türk akınları Avrupa Hunları yapmıştır. Asya’dan Avrupa’ya göç eden Hunların bir
kolu Kafkaslar üzerinden Anadolu’ya gelmiş, ancak yerleşim yeri arayan bu Hun topluluğu, Anadolu’da
kalmayarak tekrar Avrupa koluna katılmışlardır.
Anadolu’ya ikinci Türk akını VI.yy da Sibir(Sabar) Türkleri tarafından yapılmıştır.Sasanilerle anlaşan
Sibir Kralı Balak,Konya ve Kayseri’ye kadar ilerlemiştir.
Anadolu’ya ilk Müslüman Türk akınları ise Abbasi hizmetindeki Türkler tarafından yapılmıştır.(Bu
akınları yapanlar arasında Ferganalı Ömer, Semerkantlı Haris gibi Abbasi hizmetindeki komutanlar yer alır)
Anadolu’ya yapılan ilk Türk akınlarının genel amacı; önemli yoları ele geçirmek ve Anadolu’yu
tanımaktı. Bu akınlar yerleşme amacından ziyade istila amacı taşımaktaydı.
1071 MALAZGİRT Muharebesi’ne kadar olan süreçte ise akınlar;
-1015-1048 arası keĢif,
-1048-1071 arası yıpratma,
1071’den sonra ise yerleĢme amaçlı yapılmıştır.
NOT: 1048 PASĠNLER SAVAġI ,ilk Selçuklu-Bizans savaşıdır.İbrahim Yınal komutasındaki
Selçuklu ordusu Bizans ordusunu yenilgiye uğratmış ve Van Gölü,Trabzon arası topraklar
B.Selçuklu egemenliğine girmiştir.
1064’te Alparslan,Ani Kalesi’ni(Kars) ele geçirmiştir.Bu fetih üzerine Abbasi Halifesi
Alparslan’a Ebu’l Feth (fethin babası) ünvanını vermiştir.
1071’de ise Alparslan, Romen Diyojen komutasındaki Bizans ordusunu yenilgiye uğrattı
ve Anadolu’nun kapısı Türklere açılmış oldu. Malazgirt Zaferi’nden sonra Alparslan, komutanlarına
ve hanedan üyesi Süleymanşah’a Anadolu’da fetih yapma emri verdi.
Fethedilen yerin fethedene verilmesi Anadolu’daki fetihleri hızlandırdı ve Birinci Beylikler
ile Anadolu Selçuklu Devleti’nin temelleri atıldı.
-BĠRĠNCĠ BEYLĠKLER
BEYLĠKLER
GENEL ÖZELLĠKLERĠ
SALTUKLULAR (1072-1202)
Ebul Kasım Saltuk tarafından Erzurum merkez olmak üzere kurulmuştur.
Bayburt,Kars,Artvin çevresinde etkili olmuşlardır.
MENGÜCEKLER
( 1080-1228)
Mengücek Ahmet Gazi tarafından Erzincan merkezli kurulmuşlardır. Kemah ve
Divriği çevresinde de egemenlik kurmuşlardır. Anadolu’daki en eski külliye
Divriği külliyesidir.
DANĠġMENDLĠLER
(1080-1178)
Danişmend Ahmet Gazi tarafından kurulmuştur.Sivas,Tokat,Amasya,Kayseri
çevresinde hüküm sürmüşlerdir.İlk beylikler içerisinde en büyük ve güçlü
olanıdır.Haçlılara karşıda mücadele etmişlerdir.Anadolu’da bilinen en eski
medrese olan Yağıbasan Medresesi, Danişmendlilere aittir.
ARTUKLULAR
(1102-1409)
Hasankeyf,Mardin ve Harput şeklinde üç kola ayrılmışlardır.Kurucu Artuk Bey
ve onun ölümünden sonra oğulları Sökmen,İlgazi ve İmamettin Ebubekir
tarafından yönetilmişlerdir.Haçlılara karşıda mücadele etmişlerdir.
Anadolu’da ilk köprüleri yapmışlardır.
ÇAKA BEYLĠĞĠ
(1081-1093)
Çaka Bey tarafından İzmir ve çevresinde kurulmuştur.Çaka Bey ilk Türk
denizcisidir.Günümüzde Türk Deniz Kuvvetlerinin kuruluş yılı Çaka Bey’in
deniz zaferleri başlangıç alınarak kutlanmaktadır.
SÖKMENLĠLER (AHLATġAHLAR)
(1110-1207)
Ahlat’ta Sökmen Bey tarafından kuruldu.
DĠLMAÇOĞULLARI (TOGANARSLANOĞULLARI)
(1085-1394)
Bitlis ve Erzincan civarında kurulmuştur.
ĠNALOĞULLARI (YINALOĞULLARI)
(1098-1183)
Diyarbakır’da kurulmuştur.
ÇUBUKOĞULLARI
(1085-1213) Elazığ ve çevresinde kurulmuştur.
TANRIVERMĠġOĞULLARI
(1081-1093) Efes’te kurulmuştur. Denizci beyliklerdendir.
ĠLK TÜRK BEYLĠKLERĠNĠN TARĠHTEKĠ ÖNEMĠ
-Anadolu’nun fethinde ve Türkleşmesinde büyük rol oynadılar. Anadolu’da Türk nüfusunu artırdılar
ve bölgenin Türkleşmesine katkı sağladılar.
-Bizans, Haçlı, Gürcü ve Ermenilere karşı başarılı savaşlar yaptılar.
-İslamiyet’in Anadolu’da yayılmasında etkili oldular. Anadolu’ya Türk-İslam kültürünü
yerleştirdiler.
-Anadolu’da yeni yerleşim alanları kurdular.Köprü,saray,imarethane ve kervansaray gibi eserler
yaparak Anadolu’yu imar ettiler.
-Kurdukları şehir ve kasabalara Türkçe isimler verdiler.
-Anadolu Selçuklu(Türkiye Selçuklu) Devleti’nin alt yapısını oluşturdular
ANADOLU SELÇUKLU DEVLETĠ(1077-1308) (TÜRKĠYE SELÇUKLU DEVLETĠ)
DÖNEM
HÜKÜMDAR VE FAALĠYETLERĠ
KURULUġ
DÖNEMĠ
-SÜLEYMANġAH(1077-1086): Kocaeli yarımadası ve Boğazlara yakın bölgeler kontrol
altına alınmıştır.Devletin ilk merkezi Ġznik’tir.
-I.KILIÇARSLAN(1092-1107): Birinci Haçlı seferi ile mücadele edilmiştir.. Başkenti
Ġznik’ten Konya’ya taşıdı.Çaka Beyliği’ne son verilmiştir. -I.MESUT(1116-1155): II.Haçlı seferini karşıladı.Anadolu’daki bayındırlık faaliyetlerini
geliştirdi.Ġlk parayı bastırdı.(Bakır)Anadolu ilk defa ‘Türkiye’ adıyla onun zamanında
anılmaya başlanmıştır.
YÜKSELME
DÖNEMĠ
-II. KILIÇARSLAN(1155-1192): MİRYOKEFALON SAVAŞI(1176): Anadolu’nun kesin
Türk yurdu olduğu savaşla birlikte Bizans’ın Türkleri Anadolu’dan atma ümidi sona ermişti.
Ġlk gümüĢ ve altın para bu dönemde bastırıldı.(Dirhem-Dinar) Ayrıca bu dönemde
Danişmentlilerle mücadele edilmiş ve üstünlük sağlanmıştır.
-I.GIYASEDDĠN KEYHÜSREV(1196/1205-1211): Karadeniz ticareti güvenlik altına alındı.
Akdeniz ‘deki liman şehri Antalya ele geçirildi. Donanma kuruldu. Denizcilik faaliyetleri
başlatıldı. Uluslararası ticaret teşvik edildi. Venediklilerle ticaret antlaşması yapıldı. AlaĢehir
savaĢında İznik Rum İmp. mağlup edildi.
-I.ĠZZEDDĠN KEYKAVUS (1211-1220): Sinop limanı ele geçirildi. Anadolu’da ticari
canlılık iyice artış gösterdi. Trabzon Rum İmparatorluğu vergiye bağlandı. Kıbrıs Krallığı ile
ticari antlaşma yapılmıştır.
-I.ALAEDDĠN KEYKUBAD(1220-1237):Türkiye Selçukluları’nın en parlak devridir. Alanya alındı ve tersane inşa edildi. Kırım seferi düzenlenmiş, Suğdak limanı alınmıştır.
Mengüceklere son verilmiştir. Anadolu Türk siyasi birliği bu dönemde sağlanmıştır.Eyyübilerle
ittifak antlaşması yapılmıştır.(Moğol tehlikesine karşı)Tüccarlara sigorta sistemi
uygulanmıştır.Harzemşahlarla Yassı Çimen savaĢı yapıldı.(1230)
Not:Bu dönemde doğudan Moğol tehlikesi önünden kaçarak Anadolu’ya sığınan Türkmenler Bizans’a sınır olan uç bölgelere yerleştirilerek,uçbeylikleri oluşturulmuştur. Osmanlılarda bu dönemde Anadolu’ya gelen Türkmen boylarındandır.
DAĞILMA
DÖNEMĠ
- II-GIYASEDDĠN KEYHÜSREV(1237-1246):Babailer( Baba İshak )İsyanı(1240)Bu
dini ve toplumsal içerikli isyan devletin zayıflamasına neden oldu. Moğolların Anadolu’yu
işgaline zemin hazırladı. Dönemin en önemli kişisi vezir Saadettin Köpeg’dir.
KÖSEDAĞ SAVAġI: Anadolu Selçuklu-Moğol(Ġlhanlı)(1243)
Sonuçları: - Anadolu Selçuklu Devleti yıkılma sürecine girdi.
-Anadolu Türk siyasi birliği bozuldu
-Anadolu’da ikinci beylikler dönemi başladı.
-Anadolu sosyal ve ekonomik olarak harap olmuş, Moğollar şehirleri yağmalamıştır.
-Moğollar uzun yıllar Anadolu halkından ağır vergiler
almışlardır.
-ĠKĠNCĠ BEYLĠKLER DÖNEMĠ BEYLĠK KURUCU BÖLGESĠ ÖNEMĠ
OSMANOĞULLARI
(1299-1922)
Osman Bey Söğüt ve Domaniç 1299 da bağımsız olarak
kurulmuş ve Anadolu’da Türk
siyasi birliğini sağlayarak 623
yıl hüküm sürmüştür.
KARAMANOĞULLARI
(1256-1487)
Karaman Bey Konya Oğuzların Afşar
boyundandır.Osmanlı Devleti’ni
en çok uğraştıran
beyliktir.Resmi dil
Türkçedir.Türkçenin resmi dil
olma kararının alındığı tarih
bugün Türk Dil Bayramı olarak
kutlanır.(13 Mayıs 1277)
GERMĠYANOĞULLARI
(1299-1429)
Yakup Bey Kütahya ve Denizli çevresi Osmanlı Devleti’ne çeyiz olarak
Kütahya,Simav ve Tavşanlı
bölgesini veren beyliktir.
KARESĠOĞULLARI
(1304-1360)
Karesi Bey Balıkesir ve Çanakkale
çevresi
Osmanlı Devleti’ne katılan ilk
Türk beyliğidir.Denizcilikte
ilerlemiştir.
CANDAROĞULLARI
(ĠSFENDĠYAROĞULLARI)
(1292-1461)
Şemseddin Yaman
Candar
Kastamonu ve Sinop çevresi Denizci özellikleri, Sinop'ta
kurdukları tersanenin Osmanlı
Devleti'ne katılması ve
geliştirilmesi, Osmanlı
Donanması'na güç kattı.
TACEDDĠNOĞULLARI
(1348-1428)
Taceddin Bey Niksar,Bafra,Ordu çevresi Denizcidirler
HAMĠTOĞULLARI
(1300-1423)
Hamit Bey Isparta,Eğirdir,Antalya Topraklarının bir bölümünü
para karşılığı Osmnalı
Devleti’ne satmışlardır.
EġREFOĞULLARI
(1284-1326)
Seyfeddin Süleyman
Bey
Beyşehir
ALAĠYE BEYLĠĞĠ
(1293-1471)
Karamanoğullarına
bağlı beyler
yönetmiştir.
Alanya Denizcidirler
MENTEġEOĞULLARI
(1261-1464)
Menteşe Bey Muğla ve çevresi Denizcidirler
AYDINOĞULLARI
(1308-1426)
Gazi Mehmet Bey Aydın-Birgi Denzicilik-Donanma
DULKADĠROĞULLARI
(1337-1515)
Zeyneddin Karaca
Bey
Elbistan-Maraş Turnadağ savaşı ile Osmanlı
topraklarına katılmıştır.
RAMAZAZOĞULLARI
(1353-1608)
Ramazan Bey Adana ve çevresi Yavzu’un Mısır seferinden
sonra Osmanlıya bağlı hale
gelmiştir.
SARAUHANOĞULLARI
(1313-1410)
Saruhan Bey Manisa Denizcidirler
ERETNA BEYLĠĞĠ
(1335-1381)
Eretna Bey Sivas, Kayseri,Tokat,Amasya
KADI BURHANEDDĠN
DEVLETĠ
(1381-1398)
Kadı Burhaneddin
Beyliği
Sivas Ankara savaşından sonra
kurulmayan iki beylik
Karesioğulları ve Kadı
Burhaneddin beyliğidir.
SAHĠP ATAOĞULLARI
(1275-1342)
Sahip Ata Afyon
ĠNANÇOĞULLARI
Mehmet Bey Denizli
AKKOYUNLULAR
(1378-1502)
Kara Yölük Osman Bayburt,Urfa,Diyarbakır Dede Korkut Hikayelerini yazılı
hale getirmiş ve ilk kez Kuran-ı
Kerimi Türkçeye çevirmişlerdir.
KARAKOYUNLULAR
(1365-1469)
Bayram Hoca Doğu Anadolu-Erciş Azerbaycan’ın Türkleşmesinde
rol oynamışlardır.
KÜLTÜR- MEDENĠYET
-DEVLET YÖNETĠMĠ
Anadolu Selçukluları, devlet yönetiminde Büyük Selçuklu Devleti’ni örnek almıştır. Veraset sitemi
ve kut anlayıĢı devam etmiştir. Ancak iki devlet arasında büyük benzer özellikler olsa da Anadolu
Selçuklu Devleti’nde merkezi otorite daha güçlüdür.
-Devletin başındaki hükümdar SULTAN unvanını kullanırdı.
-Hükümdar çocukları MELĠK unvanıyla çeşitli bölgelerde Atabeylerin denetiminde eğitilir ne yöneticilik
yaparlardı.
-Anadolu Selçuklu Devleti’nde hükümdarlar;Keyhüsrev,Keykubat,Keykavus gibi isimlerde kullanmışlardır.Bu
isimler İran(FARS) kültürünün etkisini göstermektedir.
-Hükümdarlık alemetleri;Tuğ,çetr(şemsiye),sancak,otağ,nevbet,hilat(elbise),saray,taht,hutbe,mühür ve para
bastırma idi.
Not:Anadolu Selçuklu Devleti’nde ‘MeĢveret Meclisi’ görülmüştür.
- Devlet işleri ’DĠVAN-I SALTANAT’ ta görüşülürdü.
AYRICA;
-Saltanat Naibi: Hükümdar vekili -Muhassıllar: Mali işleri yürütür.
-Emir’ül Ümera: Ordu Komutanı -Muhtesip: Belediye işlerine bakar
-SübaĢı:Askeri işlerden sorumlu
EYALET
MELĠK (Vali) ġIHNE Hanedan üyesi (Askeri Vali)
Amil ve Reis Kadı Hatip -Sultan tarafından atana sivil -Yargı işlerinden -Din işleri ile ilgilenirdi
yöneticiler sorumludur
-Vergilerin toplanmasını sağlarlar -Aynı zamanda
-Merkez idare ile halk arasındaki günümüzdeki noter
ilişkiyi düzenlerler. görevini yapardı.
DĠVAN GÖREVĠ
Divan-ı
Ġstifa
Mali işler (Müstevfi)
Divan-ı Arz Askerlerin maaşından sorumlu (Emir-i arz-Ariz)
Divan-ı
ĠĢraf
Teftiş (MüĢrif)
Divan-ı
ĠnĢa(Tuğra)
İç dış yazışmalar (MünĢi)
Divan-ı
Pervane
Arazi defterlerini tutar has ve iktaları düzenler (Pervaneci)
Niyabet-i
Saltanat
Bu makama idare edene Naib-i Sultan adı verilirdi.Naib-i
Sultan devlet idaresinde vezirden sonra gelirdi.Naibin
görevi,hükümdar başkentte olmadığı zamanlarda ona vekalet
etmektir.
-HUKUK SĠSTEMĠ
Hukuk sistemi, Ģer’i ve örf’i olmak üzere ikiye ayrılırdı.
1)ġER’Ġ HUKUK: Temelinde din kuralları olan İslam Hukukudur. Evlenme, boşanma, vakıf, miras,velayet,
vesayet ve özel ilişkilerle ilgili konulara bakılırdı.Kadılar,kararlarında hiçbir kişi ya da kuruma bağlı
değildi.Kadıların başı Kadı’ül Kudat Konya’da otururdu.Kararlara usulüne uygun itiraz edilirse,bir üst makam
olan birkaç kadının incelemesiyle temyiz esasına göre Sultana rapor edilebilirdi.
2)ÖRFĠ HUKUK: Kamu hukukudur. Devlete isyan etme, devletin düzenini bozma, kanunlara uymama gibi
siyasi davalarla ilgilenirdi.Örfi mahkemelerin başında Emir-i Dad bulunurdu.Emiri-i Dad ;divan üyeleri ile
veziri yargılama ve tutuklama yetkisine de sahipti.
-Kadıasker (Kadı-i LeĢker):Askeri davalara bakan mahkemelerin başkanı.
-Divan-ı Mezalim:Ağır siyasi suçların görüldüğü Sulatanın başkanlığındaki mahkeme.
-ORDU TEġKĠLATI
ORDU
HASSA ORDUSU SĠPAHĠLER TÜRKMENLER BAĞLI BEYLĠK- ÜCRETLĠ
(GULAM ORDUSU) (ĠKTA) DEVLET ASKERLERĠ ASKERLER
Değişik milletlerden Kendilerine maaş yerine Sınır boylarında savaşa ASD’de Rum
küçük yaşlarda alınan ikta(dirlik) verilen atlı hazır durumda bulunan Frenk ve Rus
çocuklardan oluşurdu. Askerlerdir. kuvvetlerdi. unsurlardan
oluşurdu.
GÖNÜLLLÜLER: Savaş bölgelerine yakın sınır boylarından orduya katılan kuvvetlerdi.
DONANMA KOMUTANLARINA;
Meliküs-Sevahil: Sahiller Meliki
Reis’ül Bahr:Deniz Reisi
-TOPRAK YÖNETĠMĠ
TOPRAK YÖNETĠMĠ
MĠRĠ ARAZĠ MÜLK ARAZĠ VAKIF ARAZĠ
-Mülkiyeti devlete, tasarruf hakkı -Devlet adamlarına başarılarından -Sosyal amaçlı kurumların
halka,vergi gelirleri memurlara ve dolayı verilen arazilerdir.Satılabilir, masraflarını karşılamak için
askerlere bırakılan arazilerdir.İki devredilebilir,miras bırakılabilirdi. geliri bırakılan arazilerdir.
çeşidi vardır.
1)HAS ARAZĠ:Vergi geliri Sultana ayrılırdı.
2)ĠKTA ARAZĠ:Ordu mensuplarına ve devlet
memurlarına karşılık olarak,geliri bırakılan arazidir.
-SOSYAL HAYAT
Türkiye Selçuklu döneminde,Anadolu halkının büyük çoğunluğunu Türkler oluşturuyordu.Halk,yaşam biçimine
göre köylü,konar göçer ve Ģehirli olmak üzere üç gruba ayrılırdı.
-Devlete ait topraklar köylüler tarafından işletilirdi. Konargöçer Türkmenler genellikle uç bölgelerde hayvancılıkla
uğraşırlardı.Devlet memurları,tüccarlar,bilim adamları,esnaf ve zanaatkarlar şehir halkını oluştururlardı.
-Esnaf ve Zanaatkarlar Ahilik kurumuna bağlıydı. Dini ve ekonomik yapısı olan Ahilik kurumunun kurucusu Ahi
Evrandır.(1175-1262)
AHİLİK TEŞKİLATI
Anadolu’da esnaf birlikleri olarak yapılandırılmış teşkilatlardır. Bu kurumda her meslek grubunun
ayrı bir örgütlenmesi vardı:Kuyumcular,fırıncılar gibi...
Ahilik Kurumunun iĢlevleri arasında;
Üyeleri arasındaki anlaşmazlıkları çözme;
Üretimi ihtiyaca göre ayarlama,
Devlet-esnaf ilişkilerini düzenleme,
Kalitesiz ve bozuk mal üretimini engelleme,
Mesleki eğitim verme
Üyelere kredi sağlama.
Ahi:Kurumun başkanı Yiğit Başı:Ahi’nin yardımcısı Ahi Baba:Şehir temsilcileri
-EKONOMĠK HAYAT
-Ticareti geliştirmek ve ticaret yollarının güvenliğini sağlamak Anadolu Selçuklu Devleti’nin ana
politikalarından biri olmuştur.
ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ’NDE TİCARETİN GELİŞMESİ İÇİN;
-Liman şehirleri fethedildi.
-Sigorta sitemi uygulandı. Yabancı devletlerle antlaşmalar yapıldı.
-Kervansaraylar yapıldı, Düşük gümrük vergisi uygulandı.
Selçuklular, ticaret yollarının güvenliğini sağlamak için belli aralıklarla kervansaraylar ve hanlar
yaptırmıştır. Kervansarayların ihtiyaçları ve giderleri vakıflar tarafından karşılanmıştır.
-Köylerde yaşayan Türkmenler tarım ve hayvancılıkla uğraşarak ekonomiyi canlandırmışlardır.
Ayrıca; Konya, Ankara, Kayseri ve Denizli dokumacılıkta ileri gitti. Diyarbakır, Siirt, Balıkesir ipek
üretimiyle ünlüydü. Dokumacılıkta da kullanılan şap madeni Kütahya ve Giresun’dan temin
ediliyordu.
-Devletin bütün gelirleri hazinede toplanırdı. Hazine iki kısma ayrılırdı;
HAZĠNE
Hazine-i Amire Hazine-i Hassa (Devlet Hazinesi) (Sulatanın şahsına ait)
-Devlet Gelirleri: Öşür, haraç,cizye,gümrük vergileri,ganimetlerin beşte biri,bağlı beylik ve
devletlerden alınan vergi ve hediyeler,Pazar vergisi,maden ve tuzla gelirleri
-Devlet Giderleri:Memur maaşları,ordu masrafları ve imar işleri.
-BĠLĠM VE FĠKĠR HAYATI
Anadolu Selçuklu Devleti ve Anadolu Türk Beylikleri dönemlerinde halk Türkçe konuşmaktaydı.
Anadolu Selçukluları’nda bilim dalı Arapça, edebiyat dili Farsça idi.
SELÇUKLULAR VE BEYLĠKLER DÖNEMĠNDE ANADOLU’DA FAALĠYET GÖSTEREN
TARĠKATLAR:
-Yesevilik: Ahmet Yesevi tarafından kurulmuştur.
-Mevlevilik:Mevlana’nın oğlu Sultan Veled tarafından kurulmuştur.
-BektaĢilik:Hacı Bektaş-ı Veli tarafından kuruldu.Temel kitabı
MAKALAT’tır.
-Ekberilik:Sadrettin Konevi tarafından kurulmuştur.
-Babailik:Baba İlyas tarafından kuruldu.Anadolu’da dini ve toplumsal
nitelikli ilk ayaklanmayı çıkardırlar.
-Ayrıca Anadolu’da NakĢibendilik, Kadirilik,Rufailik ve Kübrevilik gibi tarikatlarda
mevcuttu.
-AYRICA; MEVLANA: Eserleri;Divan-ı Kebir, Mesnevi, FİF-İ Mafih,Mektubat.
YUNUS EMRE: Eserleri;Divan ,Risalet’ün Nushiyye HOCA DEHHANĠ:İlk divan şairidir.En önemli eseri Farsça yazdığı Selçuklu Şehnamesidir.
GERMĠYANLI AHMED:İskendername adlı eseri mevcuttur.
MUHYĠDDĠN ARABĠ:Anadolu’da Tasavvufun gelişmesinde büyük rolü olmuştur.
Vahdet-i Vücüd görüşünü savunmuştur.
CACA BEY:Anadolu Selçukluların zayıfladığı dönemde Kırşehir’i yönetmiş ve kendi
adıyla anılan ünlü bir medrese yapmıştır. Matematik ve astronomi alanında çalışmaları
vardır.
AHMET GÜLġEHRĠ:Kırşehirli olan Ahmet Gülşehri Ahilik geleneğinden gelmektedir.
İranlı şair,Feriüddin Attar’ın Mantık’üt Tayr adlı eserini Türkçeye çevirmiştir.
AġIK PAġA:Eserlerini Türkçe yazmıştır.Garipname adlı eseri önemlidir.
ĠBNĠ BĠBĠ:Eserlerini Farsça yazmıştır.El Evamir’ül Alaiye önemli eseridir.
KADI SĠRACEDDĠN:Mantık ve Kelamla ilgilendi
KERĠMÜDDĠN AKSARAYĠ:Müsaremetül Ahbar isimli eseri Moğolların Anadolu’yu
işgal ettiği dönemi anlatır.
EFLAKĠ:Menakibül Arifin adlı eseri önemlidir.
MEHMET REVANDĠ:Tarihçidir.Rehatüssudur adlı eseri Türkiye Selçuklu tarihini
anlatır.
SEYFEDDĠN AMĠDĠ: Felsefe, Mantık ve fen bilimiyle uğraştı.
NECMEDDĠN DAYE:Siyasetname adlı eseri I.Alaeddin Keykubad dönemini anlatır.
NOT:
MOĞOL ĠSTĠLASI SONRASI HALKI KORUYUP KOLLAYAN ÖRGÜTLER;
-Abdalan-ı Rum (Anadolu Dervişleri) -Bacıyan-ı Rum (Anadolu Kadınları) -Gaziyan-ı Rum:(Anadolu Gazileri) -Feteyan-ı Rum (Anadolu Gençleri)
- MĠMARĠ
DEVLET-BEYLĠK ESERLER
SALTUKLU DÖNEMĠ ESERLERĠ - ( 1072-1202 )
Erzurum
Erzurum Kale Camii
Erzurum Ulu Camii
Tepsi Minare ( Saat Kulesi )
Mama Hatun Kervansarayı ve Kümbeti
Emir Saltuk Kümbedi(Anadolu’nun en eski amıtsal
mezar yapısıdır)
MENGÜCEKLĠ DÖNEMĠ ESERLERĠ - ( 1080 -
1228 ) Erzincan, Kemah, Şebinkarahisar, Divriği
Divriği Külliyesi (Anadolu’daki ilk külliye)
Divriği Kale Camii
Divriği Darüşşifası
Divriği Ulu Camii - Hat sanatı ile ünlüdür.
(Not:Mengüceklere ait Divriği Ulu Camii ve
Külliyesi UNESCO’nun ülkemizde dünya
kültür mirası listesine aldığı tarihi eserdir) Divriği Sitte Melik Kümbeti
ARTUKLU DÖNEMĠ ESERLERĠ - Anadolu'da
ilk köprüleri yaptılar.
( 1102 - 1409 ) Diyarbakır, Harput, Mardin
Diyarbakır Surları Diyarbakır Artuklu Sarayı
İlk Artuklu Medresesi İlgazi tarafundan Halep'te
yaptırıldı.
Silvan (Meyyafarkin) Ulu Camii
Mardin Ulu Camii
Harput Ulu Camii
Dunaysır (Kızıltepe) Ulu Camii
Urfa Ulu Camii
Malabadi Köprüsü(Batman çayı Diyarbakır
Silvan) Haburman Köprüsü(Çermik yakınları)
DANĠġMENDLĠ DÖNEMĠ ESERLERĠ - ( 1080 -
1178 ) Sivas, Kayseri, Malatya, Tokat, Amasya,
Çankırı, Kastamonu
Niksar Ulu Camii
Kayseri Ulu Camii
Kayseri Kölük Camii
Kayseri Melik Danişment Gazi Kümbeti
Tokat ve Niksar Yağıbasan Medreseleri -
Anadolu'daki ilk medrese.
Emir Gazi Kümbeti
II.BEYLĠKLER DÖNEMĠ
ÖNEMLĠ ESERLERĠ
Manisa Ulu Camii:Saruhanoğulları
Aksaray Ulu Camii:Karamanoğulları
Arapzade Camii:Karamanoğulları(Karaman’da)
Kütahya KurĢunlu Camii:Germiyanoğulları
Kütahya Hisar Bey Camii:Germiyanoğulları
Birgi Ulu Camii:Aydınoğulları
Selçuk Ġsa Bey Camii:Aydınoğulları
Milas Hacı Ġlyas Camii:Menteşeoğulları
Milas Ulu Camii:Menteşeoğulları
BeyĢehir Ulu Camii:Eşrefoğulları
Ġbn-i Neccar Camii:Candaroğulları(Kastamonu)
Elbistan Ulu Camii:Dulkadiroğulları
MaraĢ Ulu Camii:Dulkadiroğulları
Adana Ulu Camii:Ramazanoğulları
Yivli Minare Camii:Hamitoğulları
II.BEYLĠKLER DÖNEMĠ
ÖNEMLĠ ESERLERĠ
TaĢ medrese:Dulkadiroğulları(Maraş)
Hatuniye Medresesi:Dulkadiroğulları(Kayseri)
Vacidiye Medresesi:Germiyanoğulları(Kütahya)
Tol medrese:Karamanoğulları(Ermenek)
Hatuniye Medresesi:Karamanoğulları(Karaman)
Ak Medrese:Karamanoğulları(Niğde)
Emir Sinaneddin Medresesi:Hamitoğulları(Korkuteli)
Dündar Bey Medresesi:Hamitoğulları (Eğirdir)
Zinciriye Medresesi:Karamanoğulları(Aksaray)
ANADOLU’DA DĠĞER TÜRK
DEVLETLERĠNDEN
ÖNEMLĠ ESERLER
Halime Hatun Kümbeti: Karakoyunlular(Gevaş’ta)
Erzen Hatun Kümbeti: Karakoyunlular(Ahlât’ta)
Kadem PaĢa Hatun Kümbeti: Karakoyunlular
Anonim Kümbet: Karakoyunlular (Patnos Yolu)
Safa ya da Iparlı Camii: Akkoyunlular (Diyarbakır)
Zeynel Bey Türbesi: Akkoyunlular(Hasankeyf’te)
Sulatan Kasım Medresesi: Akkoyunlular(Mardin)
Emin Bayındır Kümbeti: Akkoyunlular(Ahlat)
ġeyh Matar Camii: Akkoyunlular(Diyarbakır)
ANADOLU (TÜRKĠYE) SELÇUKLU DEVLETĠ’NDE ESERLER
Anadolu'da iki yüzyıla yakın bir süreci kapsayan ve Orta Asya kökenli Türk göçebe
sanatının izlerini taşıyan Anadolu Türk sanatı, mimarlıktan bezemeye ve el sanatlarına
kadar damgasını vurmuştur. Doğudan getirilen unsurlarla Anadolu'nun yerel gereçleri ve
geleneksel teknikleri birleşerek, yeni bir senteze ulaşılmaya çalışılmış; ancak, kesin
birleşim Osmanlı sanatıyla gerçekleşmiştir.
XIII. yy.dan başlayarak Anadolu mimarlığında söz sahibi olan Anadolu Selçukluları; cami,
medrese, türbe, tekke-zaviye, kervansaray, han, hamam, köşk, saray ve köprü gibi değişik
işlevlerde birçok yapı üretmişlerdir. Bu yapıların çoğu devletin merkezi olan Konya ve
çevresinde bulunmaktadır.
Türkiye Selçuklu mimari eserleri dini, sivil ve askeri olmak üzere üç grupta incelenebilir:
I.Dini Mimari:
A.Camiler: Değişik planlarda ve çok sütunlu olarak yapılmıştır.
(1) TaĢ ve Tuğladan Yapılan Camiler:
-Alaeddin Camii:(Konya)(ASD’den kalma en eski camidir.)
-Alaeddin Camii: (Niğde)
-Ulu Camii:(Malatya)
-Ulu Camii :(Sivas)
-Burmalı Minare Camii:(Amasya)
-Alaeddin Camii(Ulu Camii):(Sinop)
-Gök Medrese Camii:(Amasya)
-Develi Ulu Camii:(Kayseri)
(2) AhĢap-Ağaç Direkli Camiler: -Ulu Camii:(Afyonkarahisar)
-Ulu Camii:( Sivrihisar)
-Arslanhane Camii:(Ankara)
-Sahip Ata Camii:(Konya)
-Yivli Minare:(Antalya) Yivli Minare Külliyesi içerisinde camiinin hemen güneydoğusunda,
XIII. yüzyıla ait bir Selçuklu eseridir. I. Alâeddin Keykubat tarafından (1219–1238) tarihleri arasında
yaptırılmıştır
B.Mescidler: Mescid, minberi olmayan küçük camidir. Tek kubbeli ya da düz çatılı olur.
-TaĢ Mescit:(Konya)
-Sırçalı Mescit:(Konya)
-Karatay Mescidi:(Konya)
-Hoca Hasan Mescidi:(Konya)
-ErdemĢah Mescidi:(Konya)
-TaĢ Mescid:(Çankırı)
-Güdük Minare Mescidi:(Akşehir)
-Alaca Mescid(Arap Baba Mescidi):(Harput)
C-Medreseler:Orta ve yükseköğretim kurumlarıdır.
Not: Danişmendlilerin yaptırdığı Niksar'daki Yağıbasan Medresesi Anadolu'da ilk medrese ve ilk
beylikler dönemindedir.
1193'de Kayseri Koca Hasan Medresesi Anadolu Selçuklularında ilk medresedir.
(1) Kubbeli (kapalı) Medreseler: Avlunun üzeri örtülüdür.
-Cacabey Medresesi: (Kırşehir)
-Karatay Medresesi: (Konya)
-Ġnce Minareli Medrese:(Konya)
-Çay Medresesi:(Afyon)
(2) Avlulu (açık) Medreseler: Avlunun üzeri açıktır ve etrafı revaklarla çevrilidir.
-Sırçalı Medrese: (Konya)
-Gök Medrese: (Tokat)
-Gök Medrese: (Sivas)
-Buruciye Medresesi:(Sivas)
-Çifte Minareli Medrese: (Erzurum) (Anadolu’daki en büyük medrese)
-Çifte Minareli Medrese: (Sivas)
-TaĢ Medrese:(Akşehir)
-ġifaiye Medresesi:(Sivas)
-Seracettin Medresesi :(Kayseri)
-Avgunu Medresesi:(Kayseri)
D-Külliyeler: Medrese, şifahane, kütüphane, hamam, türbe, imaret gibi yapıların toplu halde
bulunduğu mimari tarzdır.
-Hunad Hatun Külliyesi:(Kayseri) (Ġlk Selçuklu Külliyesi; Alaeddin Keykubat’ın eşi
Mahperi Hatun tarafından yaptırılmıştır.)
-Hacı Kılıç Külliyesi:(Kayseri)
-Sahip Ata Külliyesi:(Konya)
E-Türbeler: Dört duvarın üzeri kubbe ile örtülü anıt mezarlardır.
F-Kümbetler: Duvarların silindir ya da çokgen, çatısı konik ya da piramit şeklinde anıt
mezarlardır. Türklerin geliştirdiği bir mimari tarzdır.
-Döner Kümbet:( Kayseri)
-Ulu Kümbet:(Ahlat)
-II.Kılıçaslan Kümbeti:(Konya)
II. Sivil Mimari:
A-Saray ve KöĢkler:
-Kubadiye Sarayı:(Kayseri)
-Kubadabad Sarayı:(Beyşehir)
-Alaiye Sarayı:(Alanya-yazlık)
-Haydar Bey KöĢkü:(Argıncık-Kayseri)
-Hızır Ġlyas KöĢkü:(Kayseri)
B-Kervansaraylar(Hanlar):
Ticareti canlandırmak,yol ve yolcu güvenliğini sağlamak,yolculuğu kolaylaştırmak
amacıyla inşa ettirilirdi.Sultanlarin yaptirdiklarina ‘Sultan Hanı’ denirdi.
Odalar, aşhaneler, ibadet mekanları, hamam,hayvan barınağı,depo gibi birimleri
vardı.Kervansaraylar biribirlerinden bir gün uzaklıkta inşa edilirdi.Yolculara üç gün
süresince ücretsiz hizmet verilirdi.
-Kayseri-Aksaray arası ALAY HAN: Türkiye’deki ilk kervansaraydır.II.Kılıçaslan
zamanında yapılmıştır.
-Antalya-Isparta arası EVDĠR HAN
-Konya-Aksaray arası SULTAN HAN
-Antalya-Alanya arası ALARA HAN
-Sivas-Malatya arası HEKĠM HAN
-Antalya-Isparta arası ĠNCĠR HAN
-Afyon -Antalya arası KIRKGÖZ HAN
-Konya -Alanya arası ġARAPSA HAN
-Akşehir-Çay yolu ĠSHAKLI HAN
-Afyon-Denizlı arası AK HAN
-Konya-Akşehir arası HOROZLU HAN
-Aksaray-Kayseri arası SULTAN HAN
-Konya-Afyon arası ÇAY HAN
-Aksaray-Konya arası ZAZADĠN HAN
C-Köprüler:
-Belkıs Köprüsü:(Antalya)
-Hıdırlık Köprüsü:(Tokat)
-Eğri Köprüsü:(Sivas)
D-DarüĢĢifalar(Hastaneler):
-Gevher Nesibe DarüĢĢifası :(Kayseri) Anadolu'nun İslam dönemine ait en eski hastahanesi
olan bu bina günümüzde Tıp Tarihi Müzesi olarak kullanılmaktadır.
-Gıyasiye DarüĢĢifası:(Kayseri)
-Keykavus ġifahanesi:(Sivas)
-Torumtay DarüĢĢifası:(Amasya)
-Müineddin Pervane DarüĢĢifası:(Tokat)
III. Askeri Mimari
Konya,Alanya,Tokat,Amasya kaleleri……
NOT: Türkiye Selçukluları,resim ve heykelle ilgilenmişlerdir.Bu yönüyle diğer Türk-İslam
Devletlerinden ayrılırlar.Saray ve kalelerde insan ve hayvan kabartmalarına yer vermişlerdir.
Çift baĢlı kartal en yaygın motiftir. II.Keyhüsrev insan tasvirli para bastırmıştır.
Çinicilik,kumaş,halı ve kilim dokumacılığı,hat,tezhip,oymacılık ve kakmacılık gelişmişitir.
DĠĞER TÜRK DEVLETLERĠNDE KISACA MĠMARĠ ESERLER(Anadolu’nun DıĢında)
-TĠMURLULAR:(1369-1507)(Türkistan-Orta Asya)
Semerkant’ta;Bibi Hanım Mescidi,Gök Saray
Keş’te;Ak Saray,Timur Türbesi,Yesevi Türbesi….
-SAFEVĠLER:(1502-1736)(İran)
İsfahan’da Şah Camisi,NakĢ-ı Cihan Meydanı,Safevi ve Lütfullah Camileri İran’da dikkat çekici
Safevi mimari eserleridir.
-BABÜRLER:(1526-1858)(Hindistan)
Yeni delhi’de:Kutup Minar Humayun ve Ataka Han Türbeleri
Ağra’da:Tac Mahal
Not: Hindistan’ın en gözde mimari yapıtı olan Tac Mahal Şah Cihan’ın eşi Mümtaz Mahal için
yaptırdığı bir anıt mezardır. Yapımında Osmanlı mimarlarıda görev almıştır.
-MEMLUKLER:(1250–1517)(Mısır-Suriye-Arabistan)
Sultan Kalavun,Sultan Hasan ve Sultan Kayıtbay Camileri Memluk mimarisinin başlıca
eserleridir.
NOT: Moğol(Ġlhanlı) Hakimiyeti Dönemi Eserleri(Moğollar’ın İlhanlı kolu 1243
Kösedağ savaşından sonra Anadolu’da hüküm sürmüştür.)
Amasya, ġifahane
Erzurum, Yakutiye Medresesi
Niğde, Hüdavend Hatun Kümbedi
Tokat, Nureddin Ġbn Sentimur Kümbedi
Niğde, Sungur Bey Camii
ASYA VE MISIR’DA KURULAN DĠĞER DEVLETLER (XVIII ve XIX.yy ARASI TÜRK DÜNYASI)
DEVLET HÜKÜMDARLAR MERKEZ GENEL ÖZELLĠKLER
HARZEMġAHLAR
(1097-1231)
Anuş Tigin
İl Arslan
Aleaddin Tekiş
CelaleddinHarzemşah
Gürgenç
(Aral Gölü
Çevresi)
-Harzemşahların atası AnuĢ Tegin’dir
-Ġl Arslan zamanında B.Selçuklularda
ayrılarak bağımsız olmuşlardır
-En parlak zaman Aleaddin TekiĢ
zamanıdır.
-Türkiye Selçuklu Devleti ile yapılan
Yassıçimen SavaĢı kaybedilince devlet
zayıflamış bir yıl sonrada yıkılmıştır
FATIMĠLER
(910-1174)
Ubeydullah
Tunus
Mısır
-Bu devlet Türk Devleti değildir.
Peygamberin kızı Hz. Fatma’dan ismini
almıştır.
-ġii devlettir. Yöneticilerini Halife olarak
tayin etmişlerdir.
-Mısır’da Şiiliği etkin hale getirmek için
Darü’l Hikme adı verilen medrese
açılmıştır.
-Bâtıni faaliyetlerine destek vermişlerdir.
-En önemli eserleri, Mısır’daki El-Ezher
Camii ve Kahire Surlarıdır.
-El-Ezher Üniversiteside bu dönemde
kurulmuştur.
EYYUBĠLER
(1174-1250)
Selahaddin Eyyübi
Adil Seyfettin
Mısır
-1187 Hıttin SavaĢında Selahaddin
Eyyubi’nin Kudüs’ü Haçlılardan geri
alması III. Haçlı seferine yol açmıĢtır.
-1193’te Selahaddin Eyyübi ölünce
yerine kardeşi Adil Seyfettin geçmiştir.
onunda Yafa’yı Haçlılardan alması
IV.Haçlı seferine sebep olmuştur.
MEMLUKLER
(KÖLEMENLER)
(1250-1517)
Aybek
Kutuz
Baybars
Kayıtbay
Tomambay
Bahri Memlukler
(Türk asıllı Hük.)
Burci Memlukler
(Çerkez asıllı Hük.)
Mısır
-Kurucu Aybek son Eyyübi Hükümdarı
Turan Şahı öldürerek Eyyübi Devleti’ni
yıktı, Memluklu Devleti’ni kurdu.
-Ortadoğu’daki son haçlı kalıntılarını
ortadan kaldırdılar.
-1260 Ayn-ı Calut,1277 Elbistan,1282
Humus,1308 Merc-i Suffar savaşları ile
Moğolları yenip bu devletin istilasını
durdurdular.
-1258’den sonra Abbasi Halifesini
himaye altına almaya başladılar.
-Türk-İslam dünyasının liderliği için
Osmanlı Devleti ile mücadele ettiler.1516
Mercidabık ve 1517 Ridaniye
savaşlarında Osmanlı’ya mağlup olup
tarih sahnesinden çekildiler.
-Memluklu Devleti Türk veraset
sistemini uygulamamıĢtır. Bu devlette
hükümdarlık babadan oğla geçmemiştir.
Her başarılı komutanın tahta çıkma hakkı
vardır.
MOĞOL ĠMP.
(1196-1227)
Cengiz Han
Karakurum
-Türk kültüründen büyük ölçüde
etkilenmişlerdir. Hükümdarları Han ve
Kağan unvanını kullanmıştır.
-Türk veraset sitemi ve Kut Anlayışı bu
devlette de uygulanmıştır.
-Türklerin Toy ve Kurultay Meclisi
Moğollarda da bulunmaktadır.
-Uygur Türklerinden birçok alanda
etkilenmişlerdir. BahĢi adı verilen Uygurlu
öğretmenler Moğollara birçok alanda
yardımcı olmuşlardır.
-Kağan oğulları, Kobegün
;Komutanlar:Noyan;Komutan yardımcıları
Nöker ismiyle anılmıştır.
-Cengiz Han Türk Töresini Cengiz Han
Kanunları diye uygulamıştır.
-Ticaret vergisi:Tamga,Tarım
vergisi:Kalan,Hayvan Vergisi:Kopçur
-Cengiz’in gizli yaşamını anlatan
Moğolların gizli tarihi önemlidir.
ALTIN ORDA
DEVLETĠ
(1227-1502)
Batu Han
Berke Han
Toktamış Han
Saray
(Aral Gölü-
Macaristan
Arası)
-Berke Han döneminde İslamiyet devletin
resmi dini olmuştur.
-İslamiyet’i kabul eden ilk Moğol
devletidir.
-Timur’un Altın Orda Devleti’ne
saldırmasından sonra devlet zayıfladı ve
toprakları üzerinde Kırım, Kazan, Nogay,
Ejderhan(Astarhan),Kasım,Küçüm
Hanlıkları kuruldu.-Bu parçalanma
Rusya’nın güneye inmesine ve büyümesine
ortam hazırlamıştır.
-Adige,Alpamıs,Koblan ve Kırk Kız
destanları ünlüdür.
ĠLHANLILAR
(1256-1336)
Hülagu Han
Gazan Han
Tebriz
İran
-Hülagu Han Azerbaycanı alarak
Batınilerin zararlı faaliyetlerine son verdiler
-1258’de Bağdat’ı alarak Abbasi
Devleti’ne son verdiler.
-Ayn-ı Calud savaşında Memluklere
yenildiler.1243 Kösedağ savaşında Anadolu
Selçuklu Devleti’ni mağlup ettiler.
-Kelile ve Dimne Moğolcaya çevrildi.
Eyaletleri ‘Hakemler’,şehirleri ‘ġıhne’ adı
verilen askeri valiler yönetti.
ÇAĞATAYLAR
(1227-1369)
Çağatay
Kara Hülagu Han
Algu Han
Türkistan
-Tarmaşirin Han döneminde İslamiyet’i
kabul ettiler.
-Hakaniye lehçesini resmi dil olarak
kullandılar(Çağatayca)
-Timur Çağatay Devleti’ne son verdi.
KUBĠLAY
HANLIĞI
(1280-1368)
Kubilay
Çin
-Zamanla Çin etkisine girmişlerdir.
-İslamiyet’i benimsemeyen tek Moğol
devletidir.
TĠMURLULAR
(1396-1507)
Timur
Şahruh
Uluğ Bey
Semerkant
-Altın Orda Devleti’ni
zayıflattılar bu durum
Rusya’yı güçlendirdi.
-Osmanlı Devleti ile yaptıkları
1402 Ankara SavaĢı ile
Anadolu Türk birliği bozuldu
ve İstanbul’un fethi gecikti.
-Eyaletlerin başında Mirzalar
görev yapmıştır.
Tavacı(Askeri) Divan ve
Divan-ı Mal adıyla mali divan
bulunmaktadır.
-Ali ġir Nevai Muhakemet-ül
Lügateyn adlı eseri yazmıĢtır.
-Uluğ Bey de dönemin
astronomi uzmanıdır.Ali
KuĢçu önemli çalıĢmalar
yapmıĢtır.
KARAKOYUNLULAR
(1365-1469)
Bayram Hoca
Kara Yusuf
Erciş
Doğu Anadolu
-Azerbaycan’daki Türk
etkinliğini artırmışlardır.
AKKOYUNLULAR
(1378-1502)
Kara Yölük Osman
Uzun Hasan
Doğu Anadolu
İran
-Bu devlet Osmanlılara
karşıVenedik,Karamanoğlu ve
Pontus Rum Devleti ile ittifak
halinde olmuştur.
-Uzun Hasan döneminde
Osmanlı Devleti ile yaptıkları
Otlukbeli savaĢını kaybederek
yıkılma sürecine girdiler.
-Dede Korkut hikâyelerini
yazılı hale getirmiş ve ilk kez
Kuran-ı Kerimi Türkçeye çevirmişlerdir.
SAFEVĠLER
(1502-1736)
Şah İsmail
Şah Tahmasb
İran
-XVI. ve XVII.yy da Osmanlı
Devleti ile egemenlik
mücadelesine girmiştir.
-Şii bir devlettir.
BABÜRLER
(1526-1858)
Babür Şah
Ekber Şah
Cihangir Şah
Şah Cihan
Hindistan
-Hindistan’da ilk defa siyasi
birlik Babürler zamanında
sağlanmıştır.
-Tac Mahal en önemli eserleri
arasındadır.
-Bugünkü Pakistan,Bangladeş
ve Hindistan’da İslamiyet’in ve
Türk kültürünün yayılması
Babürler sayesinde olmuştur.
-1858 yılında bir isyan üzerine
bölgeye müdahale eden
İngiliz'lerce Hindistan'daki
Babür İmparatorluğu'na son
verilerek; Hindistan, Büyük
Britanya Ġmparatorluğu'na
bağlanılmıĢtır.
OSMANLI TARĠHĠ
İmparatorunuza Söyleyin. Şimdi ki Osmanlı Padişahı Öncekilere Benzemez. Benim Gücümün Ulaştığı Yerlere, Sizin İmparatorunuzun
Hayalleri Bile Ulaşamaz.
FATİH SULTAN MEHMET HAN (Bizanslı elçiye)
OSMANLI HANEDANININ SOY AĞACI Ertuğrul Bey
1- I.OSMAN (Bey) (1299-1324)
2- ORHAN (Gazi) (1324-1362)
3- I.MURAT (Hüdavendigar) (1362-1389)
4- I.BAYEZIT (Yıldırım) (1389-1402)
Süleyman Çelebi Musa Çelebi 5- I.MEHMED(Çelebi) İsa Çelebi Mustafa Çelebi (1413-1421)
6- II.MURAT (Birinci defa 1421-1444)
(İkinci defa 1444-1451)
7- II.MEHMED (FATİH) (Birinci defa 1444)
(İkinci defa 1451-1481)
8- II.BAYEZIT (Veli) (1481-1512)
9-I.SELĠM (Yavuz) (1512-1520)
10-I.SÜLEYMAN (Kanuni) (1520-1566)
11-II.SELĠM (Sarı) (1566-1574)
12-III.MURAT (1574-1595)
13-III.MEHMED (1595-1603)
14-I.AHMED 15-I.MUSTAFA (1603-1617) (Birinci defa 1617-1618) (İkinci defa 1622-1623)
16-II.OSMAN (Genç) 17-IV.MURAT 18-ĠBRAHĠM (1618-1622) (1623-1640) (1640-1648)
19-IV.MEHMED (AVCI) 20-II.SÜLEYMAN 21-II.AHMED (1648-1687) (1687-1691) (1691-1695)
22-II.MUSTAFA 23-III.AHMED (1695-1703) (1703-1730)
24-I.MAHMUD 25-III.OSMAN 26-III.MUSTAFA 27-I.ABDÜLHAMĠD (1730-1754) (1754-1757) (1757-1774) (1774-1789)
28-III.SELĠM 29-IV.MUSTAFA 30-II.MAHMUD (1789-1807) (1807-1808) (1808-1839)
31-ABDÜLMECĠD(1839-1861) 32-ABDÜLAZĠZ (1861-1876)
33-V.MURAT(1876) 34-II.ABDÜLHAMĠD 35-V.MEHMED REġAD 36-VI.MEHMED (1876-1909) (1909-1918) (Vahdettin)(1918-1922
PADĠġAHLAR
TAHTA
GEÇME
YAġI
SALTANAT
SÜRESĠ
SALTANAT
BĠTĠġ
YAġI
VEFAT
YAġI
DOĞUM
YERĠ
/VEFAT YERĠ
ANNELERĠ
OSMAN BEY 23 43 68 68 Söğüt-1258 Bursa-1326
Hayme Hatun
ORHAN GAZĠ 36 36 79 79 Söğüt-1281
Bursa-1360 Mal Hatun
I.MURAD 34 29.2 63 63 Bursa-1326 Kosova-1389
Nilüfer Hatun
I.BAYEZID 29 13.1 42 43 Bursa-1360
Akşehir-1403 Gülçiçek Hatun
I.MEHMED 24 7.11 32 32 Edirne-1389 Edirne-1421
Devlet Hatun
II.MURAD 17;42 23,7;4,4 40;47 49 Amasya-1404
Edirne-1451 Emine Hatun
II.MEHMED 12.8;18.11 1.10;30.3 14;49 49 Edirne-1432 Maltepe-1481
Huma Hatun
II.BAYEZID 33 31 62 62 Dimetoka-1448
Dimetoka-1512 Gülbahar Hatun
I.SELĠM 42 8 50 50 Amasya-1470 Çorlu-1520
Ayşe Hatun
I.SÜLEYMAN 25 46 71 71 Trabzon-1494
Zigetvar-1566 Hafsa Hatun
II.SELĠM 42 8 50 50 İstanbul-1524 İstanbul-1574
Hürrem Sultan
III.MURAD 28 21 49 49 Manisa-1546
İstanbul-1595 Nur Banu Sultan
III.MEHMED 29 8 37 37 Manisa-1566 İstanbul-1603
Safiye Sultan
I.AHMED 14 14 28 28 Manisa-1590
İstanbul-1617 Handan Hatun
I.MUSTAFA 25;30 3ay-1,4 25.3;31 47 Manisa-1592 İstanbul-1639
Handan Hatun
II.OSMAN 14 4 18 18 İstanbul-1604
İstanbul-1622 Hatice Mahfiruze
Sultan
IV.MURAD 11 17 28 28 İstanbul-1612 İstanbul-1640
Kösem Mahpeyker
Sultan
ĠBRAHĠM 25 8 33 33 İstanbul-1615
İstanbul-1648 Kösem Mahpeyker
Sultan
IV.MEHMED 6 39 45 51 İstanbul-1642
Edirne-1693 Turhan Sultan
II.SÜLEYMAN 45 4 49 49 İstanbul-1642 Edirne-1691
Saliha Dilaşub
Sultan
II.AHMED 48 4 52 52 İstanbul-1643
Edirne-1695 Hatice Muazzez
Sultan
II.MUSTAFA 31 8 39 39 Edirne-1664
İstanbul-1703 Gülnuş Sultan
III.AHMED 30 27 57 63 Bulgaristan-1673
İstanbul-1736 Gülnuş Sultan
I.MAHMUD 34 24 58 58 Edirne-1696 İstanbul-1574
Saliha Sultan
III.OSMAN 55 3 58 58 İstanbul-1699
İstanbul-1757 Şehsuvar Sultan
III.MUSTAFA 40 17 57 57 İstanbul-1717 İstanbul-1774
Mihrişah Sultan
I.ABDÜLHAMĠD 49 15 64 64 İstanbul-1725
İstanbul-1789 Rabia Şermi
Sultan
III.SELĠM 28 18 46 47 İstanbul-1761
İstanbul-1808 Mihrişah Hatun
IV.MUSTAFA 28 1 29 29 İstanbul-1779
İstanbul-1808 Ayşe Sineperver
Sultan
II.MAHMUD 22 31 53 53 İstanbul-1786
İstanbul-1839 Nakşidil Sultan
I.ABDÜLMECĠD 16 22 38 38 İstanbul-1823
İstanbul-1861 Bezm-i Alem
Sultan
ABDÜLAZĠZ 31 15 46 46 İstanbul-1830
İstanbul-1876 Pertevniyal Sultan
V.MURAD 36 3 ay 36 64 İstanbul-1840 İstanbul-1904
Şevkefza Sultan
II.ABDÜLHAMĠD 34 33 67 76 İstanbul-1842
İstanbul-1918 Tir-i Müjgan Sul.
V.MEHMED 65 9 74 74 İstanbul-1844
İstanbul-1918 Gülcemal Sultan
VI.MEHMED 57 4 61 65 İstanbul-1861
San Remo-1926
Gülistan Sultan
KURULUġ DÖNEMĠ (1299-1453)
YÜKSELME DÖNEMĠ (1453-1579)
OSMANLI DEVLETĠ’NDE
YAġANAN DURAKLAMA DÖNEMĠ (1579-1699)
ANA DEVĠRLER
GERĠLEME DÖNEMĠ (1699-1792)
DAĞILMA DÖNEMĠ (1792-1922)
FETRET DÖNEMĠ (1402-1413)
LALE DEVRĠ (1718-1730)
OSMANLI DEVLETĠ’NDE
YAġANAN TANZĠMAT DÖNEMĠ (1839-1876)
ARA DEVĠRLER
I.MEġRUTĠYET DÖNEMĠ (1876-1878)
II. MEġRUTĠYET DÖNEMĠ (1908-1920)
KURULUġ
DEVRĠ
(1299-1453)
OSMAN GAZİ (1281-1324)
ORHAN GAZİ (1324-1362)
I. MURAT (1362-1389)
YILDIRIM BAYEZİD (1389-1402)
FETRET DEVRĠ (1402-1413)
ÇELEBİ MEHMET (1413-1421)
II. MURAT (1421-1451)
II. MEHMET (1451-1481)
1302 Koyunhisar (Bafeon) Savaşı
1329 Maltepe (Palekanon) Savaşı
1363 Sazlıdere Savaşı
1364 Sırpsındığı Savaşı
1371 Çirmen Savaşı
1388 PloĢnik Bozgunu
1389 I. Kosova Savaşı
1396 Niğbolu Savaşı
1402 Ankara Savaşı
1444 Varna Savaşı
1448 II. Kosova Savaşı
YÜKSELME
DEVRĠ
(1453-1579)
II. MEHMET (FATİH) (1451-1481)
II. BAYEZİD (1481-1512)
YAVUZ SULTAN SELİM (1512-1520)
KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN (1520-1566)
II. SELİM (1566-1574)
III. MURAT (1574-1595)
1453 Ġstanbul’un Fethi
1473 Otlukbeli Savaşı
1483 Karamanoğulları Yıkıldı
1484 Boğdan‟ın Fethi Tamamlandı
1514 Çaldıran Savaşı
1516 Mercidabık Savaşı
1517 Ridaniye Savaşı
1521 Bağdat’ın Fethi
1526 Mohaç Meydan muharebesi
1529 I. Viyana Kuşatması
1532 Almanya Seferi
1541 Macaristan‟ın Fethi
1566 Zigetvar Seferi
1538 Preveze Deniz Zaferi
1543 Nis Seferi
1551 Trablusgarb‟ın Fethi
1559 Cerbe Savaşı
1565 Malta Kuşatması
1571 Ġnebahtı Savaşı
DURAKLAMA
DEVRĠ
(1579-1699)
III. MURAT (1574-1595)
III. MEHMET (1595-1603)
I. AHMET (1603-1617)
I. MUSTAFA (1617-1618)
II. OSMAN (1618-1622)
I. MUSTAFA (1622-1623)
IV. MURAT (1623-1640)
SULTAN İBRAHİM (1640-1648)
IV. MEHMET (1648-1687)
II. SÜLEYMAN (1687-1691)
II. AHMET (1691-1695)
II. MUSTAFA (1695-1703)
Osmanlı-Ġran Savaşları (1577-1590, 1603-
1611, 1617-1618, 1623-1639) ve
Antlaşmalar (Ferhat PaĢa-1590, Nasuh
PaĢa-1611, Serav-1618, Kasr-ı ġirin-
1639).
1621 Hotin Seferi
1672 Lehistan Seferi ve BucaĢ Ant.
Osmanlı-Avusturya Savaşları (1593-1606,
1662-1664) ve Antlaşmalar (Zitvatorok-
1606, Vasvar-1664).
1683-1699 II. Viyana Kulşatması
1699 Karlofça Antlaşması
1700 Ġstanbul Antlaşması
GERĠLEME
DEVRĠ
(1699-1792)
II. MUSTAFA (1695-1703)
III. AHMET (1703-1730)
I. MAHMUT (1730-1754)
III. OSMAN (1754-1757)
III. MUSTAFA (1757-1774)
I. ABDÜLHAMİT (1774-1789)
III. SELİM (1789-1807)
1711 Prut Savaşı
1715-1718 Osmanlı-Avust.,Venedik
1718 Pasarofça Antlaşması
1736-1739 Osmanlı-Avst.,Rusya
1739 Belgrat Antlaşması
1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı
1774 Küçük Kaynarca Antlaşması
1787-1792 Osmanlı-Rus,Avst.
1791 ZiĢtovi Antlaşması
DAĞILMA
DEVRĠ
(1792-1922)
III. SELİM (1789-1807)
IV. MUSTAFA (1807-1808)
II. MAHMUT (1808-1839)
ABDÜLMECİD (1839-1861)
ABDÜLAZİZ (1861-1876)
V. MURAT (1876)
II. ABDÜLHAMİT (1876-1909)
V. MEHMET REŞAT (1909-1918)
VI. MEHMET VAHDETTİN (1918-1922)
1792 YaĢ AntlaĢması Osm-Rus
1789-1801 Napolyon‟un Mısır‟ı İşgali
1804 Sırp İsyanı
1806-1812 Osmanlı-Rus Savaşı
1812 BükreĢ Antlaşması
1820 Yunan İsyanı
1827-29 Osmanlı-Rus Savaşı
1829 Edirne Antlaşması
Mısır Sorunu ve 1833 Kütahya Ant.
1833 Hünkar Ġskelesi Antlaşması
1839 Tanzimat Fermanı
1853-56 Kırım Sav. 1856 Paris Ant.
1856 Islahat Fermanı
1876 I. MeĢrutiyet
1877-78 Osm-Rus. 1878 Ayastefanos
1878 Berlin Antlaşması
1908 II. MeĢrutiyet
KURULUġ YILLARINDA OSMANLI BEYLĠĞĠ
SINIRLARI GENĠġLEYEN OSMANLI DEVLETĠ
OSMANLI DEVLETĠ’NĠN KURULUġU, KAYI BOYU VE OSMANLI AĠLESĠ Osmanlı Devleti‟nin kurucusu olan Osmanlı Hanedanı,Oğuz Türklerinin Bozok koluna bağlı Kayı
boyuna mensupturKayı Oymağı,Oğuzların yoğun olarak yaşadıkları Aral Gölü Havzası‟ndaki Merv civarında
Mahan Ovası’na yerleşmişti.Kayı;kuvvet ve kudret anlamındadır.Sembolü Ģahin,damgası iki ok ve bir yaydır.
Batıya doğru göç eden Kayılar ilk olarak Doğu Anadolu‟da Ahlat bölgesine,Muş,Malazgirt,Eleşkirt ve
çevresine yerleşmişlerdi.Anadolu Selçuklu Sultanı Birinci Aleaddin Keykubad döneminde Harzemşahlarla
yapılan Yassıçimen savaşındaki (1230) katkılarından dolayı Ankara‟nın Karacadağ ve çevresine yerleştirildiler.
Kayılar daha sonra Sakarya Vadisi‟ni takip ederek Söğüt, Domaniç bölgesine yerleşip Söğüt‟ü kışlak,
Domaniçi‟de yaylak olarak kullanmaya başlamışlardır. Bu sıralarda başlarında Ertuğrul Gazi bulunmaktaydı.
OSMANLI DEVLETĠ KURULDUĞU SIRADA BĠZANS’IN VE BALKANLARIN DURUMU
-Bizans eski gücünü ve topraklarının çoğunu kaybetmiĢ durumdaydı.Trakya,Makedonya,Yunanistan,Ege
adalarıyla;Anadolu‟da ise İznik,İzmit ve Bursa‟ya egemendi.Dışarda Sırp ve Bulgar krallıklarının saldırıları,içerde
ise taht kavgaları ve tekfur denilen Rum yerel yöneticilerinin başına buyruk davranışları,Bizans‟ı zayıflatan
etkenlerdi.
Bizans’ın zayıf olması, Osmanlı Beyliği’nin Anadolu’da ve Rumeli’de Bizans’a doğru büyümesini
kolaylaştırmıştır.
-XIV. Yüzyıl başlarında Balkanlarda siyasi birlik yoktur.Bölgede;Sırp, Bulgar ve Macar krallıkları ile
Arnavutluk, Bosna-Hersek, Eflak,Boğdan ve Erdel beylikleri bulunuyordu.Balkanlarda Slav-Latin,Katolik-Ortodoks
sürtüşmesi yaşanıyordu.
OSMANLI BEYLĠĞĠ’NĠN KISA SÜREDE GELĠġĠP GÜÇLENMESĠNĠ SAĞLAYAN ETKENLER
Merkeziyetçi yönetim anlayışının benimsenmesi (veraset siteminde değiĢiklik)
Coğrafi konumu (ticari canlılığa yakın bölgede olması ve Moğolların etkisinin dışında kalması)
Bizans‟a sınır olması, Bizans‟ın iç karışıklıklar içinde olması
Farklı din ve milletlere karşı hoşgörülü ve adalete dayalı bir yönetim anlayışının benimsenmesi
Fetih politikasının cihat ve gaza anlayışıyla yürütülmesi
Kuruluş döneminden dini ve ekonomik nüfuzu olan Ahilerin desteğinin sağlanması
Doğudan gelen göçebe Türkmenlerin Osmanlılara katılmasıyla beyliğin nüfus ve asker sayısının artması
İlk dönemlerde Anadolu beyliklerinin birbirleriyle olan çatışmalarına karışmamaları
Uygulanan iskan ve tımar politikalarının başarılı olması
OSMANLILARIN RUMELĠ’DE UYGULADIĞI ‘ĠSKAN POLĠTĠKASININ’ ÖZELLĠKLERĠ
Osmanlı Devleti‟nin Rumeli‟de fethedilen bölgelere Anadolu‟dan Türk aileleri yerleştirme siyasetine iskân
politikası denilmiştir.
Osmanlı Devleti iskân politikasıyla;
Fethedilen bölgelerin savunulmasını ve elde tutulmasını sağlamayı,
Fetedilen bölgelerde Türk egemenliğini artırmayı,
Anadolu‟daki konargöçerlerin yerleşik hayata geçmesini sağlamayı
Anadolu‟da sosyal düzen ve huzuru sağlamayı,
Fetedilen yeni bölgelerdeki yerli halktan ayaklanama olasılığı bulunanları başka bir yere yerleştirmeyi
amaçlamıştır
İskân Politikasının bazı özellikleri; İskân için özellikle konargöçer Yörükler tercih edilir, böylece yerleşik hayat geçmeleri sağlanırdı.
Bir bölgede aralarında anlaşmazlık bulunan ailelerden biri iskâna tabi tutulur, böylece o bölgedeki
anlaşmazlık sona erdirilirdi.
Göçmenler iskân bölgesine yakın yerlerden alınırdı. Bununla hem göç işi kolaylaşmış olur, hem de
göçebelerin benzer yaşam koşulları sayesinde yeni yaşamlarına uyum sağlamaları kolaylaşmıştır.
İskâna tabi olan ailelere gerekli olan malzemeler devlet tarafından karşılanırdı. Göçmenlerden belli bir
süre vergi alınmazdı.
Göçmenlerin haklı bir sebep olamadan yeni yerleşim yerlerini terk etmeleri yasaklanırdı
-İstimalet Politikası: Hoşgörü Politikası.
-KURULUġ DÖNEMĠ
OSMAN
GAZĠ (1281-1324)
-1299‟da bağımzılığı ilan etti.
-Bizans‟ın Bursa tekfuru Atranos ve merkezBizans kuvvetlerine karşı bu dönemde
Koyunhisar (Bafeon)savaĢı yapıldı.(Koyunhisar:Bursa‟nın kuzeydoğusunda Gemlik‟in
güneyindedir)Bu zaferin ardından Kite Hisar‟ı alındı.(Ġlk Osmanlı Bizans savaĢı)(1302)
-1308‟de İznik yolu üzerindeki Karacahisar alındı. İnegöl ele geçirildi.1313‟de Osman
Gazi‟nin yakın dostu olan Harman- kaya hakimi uç beyi Köse Mihail Müslüman oldu.
Lefke(Osmaneli),Mekece, Akhisar, Geyve,Gölpazarı ve Lüblüce kaleleri alındı.
-Marmara‟daki İmralı adası alındı. Merkez Söğüt‟ten Bilecik‟e nakledilmiştir.1315‟te Bursa
abluka altına alındı. -Osman Bey Ahi liderlerinden Şeyh Edebali‟nin kızı Bala Hatun(Mal
Hatun) ile de evlenmiştir.
-İlk kez bakırdan Osmanlı parası(mangır) bastırılmıştır.
-İlk Osmanlı vergisi alınmıştır(pazar vergisi:Bac)
-Kayı boyu aşiret düzeninden beylik konumuna geçirilmiştir. BU DÖNEMĠN ÖNEMLĠ DEVLET ADAMLARI;Alaüddin Paşa,Hasan Alp,Turgut Alp,Konur
Alp,Abdurrahman Gazi,Samsa Çavuş,Köse Mihail Gazi,AkTemür,Karamürsel,Akçakoca,Saltuk
Alp,Taz Ali,Akbaş,Mahmut Alp,Karaoğlan,Kara Tekin,Candarlı Mevlan Kara Halil,Aydoğdu)
ORHAN
BEY (1324-1362)
-1315‟ten berri kuşatma altında olan Bursa,1326’da ele geçirildi.Kalenin muhafızı Evranuz
Müslüman oldu ve Osmanlı hizmetine girdi.Merkez Bursa‟ya alındı.Ġpek ticaretinin
merkezi olan Bursa Osmanlı ekonomisine büyük katkı sağladı.
-Kara Mürsel,İzmit Körfezi‟nin güney kesimlerini fethetti.Ardından Aydos(Kartal civarı) ve
kuzeyde Samandıra kaleleri alındı.Türklerin Kocaeli yarımadasındaki fetihleri Bizans‟ı
endişelendirdi.Bizans İmparatoru III.Andrenikos,bir yandan kaybettiği kaleleri geri almak
bir yandan da kuşatma alında bulunan İznik‟i kurtarmak için hareket geçti.
PELAKANON(MALTEPE) savaşında Osmanlılara mağlup oldu.(Bu savaş Osmanlıların
merkezi Bizans ordusu ile ilk ciddi savaşıdır)(1329)Bu savaştan sonra alınan Ġznik bir süre
Osmanlılara merkezlik yaptı.
-1337‟de Ġzmit fethedildi.1333‟de Gemlik alındı.1342‟de Ulubat,Mihaliç ve Kirmastı
Kaleleri alınarak Karesioğlu Beyliği ile hudut komşusu olundu.
-Orhan Bey,Karesi Bey‟in ölümünden sonra bu beylikte başlayan taht mücadelesinde
kendisine sığınan Dursun Bey‟e destek oldu.Dursun Bey‟in rakibi Demirhan yakalanarak
Bursa‟ya getirildi.Dursun Bey‟inde Bergama kuşatması sırasındaki ölümünün ardından
Karesioğullarının toprakları olan Balıkesir,Manyas,Edincik,Kapıdağ Yarımadası
Osmanlı topraklarına dahil oldu.(1343)(Truva ve Edremit Körfezi civarında bir müddet
daha devam eden Karesioğlu Beyliği,I.MURAT zamanında tamamen sona erdirildi.)
-Karesi Beyliği’nin alınmasıyla birlikte;Karesi donanması Osmanlıların eline
geçti,Osmanlı ilkkez deniz gücüne kavuşmuş oldu.Anadolu Türk siyasi birliğini kuma
yolunda ilk adım atıldı.Ayrıca Hacı İlbey,Gazi Fazıl,Ece Halil ve Evranus Bey gibi Karesi
komutanları Osmanlı hizmetine girdi.
-RUMELĠYE GEÇĠġ:Orhan Bey,Bizans‟taki taht mücadelelerine karışarak Kantakuzen‟in
imparator olmasını sağladı.Kantakuzen,Bulgar ve Sırp kuvvetlerinin saldırılarını durdurmak
için tekrar Orhan Bey‟den yardım istedi.Bu yardımlar karşılığında Gelibolu‟daki Çimpe
Kalesi Osmanlılara verildi.(1353)Böylece,Türkler Rumeli‟de yerleşmek için bir köprü
başı elde etmiş oldular.Orhan Bey‟in oğlu Süleyman Paşa,Rumelide fetihlere başladı ve
Malkara,Keşan,Lüleburgaz ve Çorlu‟yu ele geçirip İstanbul-Edirne yolunu kesti.Osmanlı
Devleti Rumeli topraklarına Türk kimliği kazandırmak için iskan siyasetini başlattı.(İskan
siyaseti XIV.yüzyılın ortalarında başlayıp XVI.yüzyılın ortalarına kadar sürmüştür.)
-1354’te Ankara Ahilerden alındı ve Osmanlılar ile Karamanoğulları ilk kez komşu oldu.
-Bu dönemde sınırların genişlemesine bağlı olarak teşkilatlanma faaliyetlerine hız
verilmiştir.Bu doğrultuda;Karamürsel’de ilk Osmanlı tersanesi açılmıştır,İlk kez gümüşten
Osmanlı parası bastırılmıştır,yaya ve müsellem adıyla ilk düzenli ordu oluşturulmuştur,ilk
Osmanlı medresesi açılmıştır(Süleyman Paşa Medresesi),İlk Divan teşkilatı oluşturulmuştur,
İlk kez vezirlik makamı oluşturulmuş ve ilk Osmanlı veziri Hacı Kemaleddin oğlu Aleaddin
Paşa‟dır,Sancaklara Sübaşı ve Kadı ataması yapılmıştır.İlk imarethane bu dönemde İznik‟te
açılmıştır.Osmanlı bu dönemde beylik konumundan devlet yapısına geçmiştir. BU DÖNEMĠN ÖNEMLĠ DEVLET ADAMLARI:Alaüddin Paşa,Süleyman Paşa,Mahmutoğlu
Nizamüddin Paşa,Hacı Paşa,Sinaüddin Yusuf Paşa
I.MURAT (1362-1389)
-Orhan Bey‟in ölümünden sonra Osmanlıların tahtına geçen I.Murat,batıya doğru genişleme
politikasını devam ettirerek İpsala,Dedeağaç ve Dimetoka‟yı ele geçirdi.I.Murat‟ın
Balkanlarda ilk hedefi Edirne idi.Önce Çorlu ve Lüleburgaz tekrar Bizanslıların elinden
alındı.Yine Malkara,İpsala,Dedeağaç,Dimetoka ve Kırklareli ele geçirildi.Ardından Lala
ġahin PaĢa komutasındaki Osmanlı ordusu SAZLIDERE SAVAġI‟nda Bizans ve Bulgar
birleşik ordusunu mağlup ederek Edirne’yi fethetti.(Edirne‟nin fethiyle Bizans‟ın
Balkanlarla olan bağlantısı kesildi)(1363)
-Edirne‟nin alınması Sırp ve Bulgarları rahatsız etmişti.Sırplar ve Bulgarlar Osmanlı
ilerleyişini durdurmak amacıyla Papaya başvurdular.Papa V.Urban‟ın
teşvikiyle, Macar, Bulgar,Sırp,Eflak,Bosna ve Bizans‟ın içinde olduğu bir ittifak
kuruldu.Osmanlı kuvvetleri Hacı İlbeyi komutasında SIRPSINDIĞI SAVAġINDA
(I.Meriç)önemli bir zafer elde etti.(1364) (Sırpsındığı Savaşı ilk Osmanlı-Haçlı savaĢıdır)
-1371 ÇĠRMEN SAVAġI(II.Meriç) Savaşı ise Sırpların intikam alama amacıyla başlattığı
savaştır.Osmanlı kuvvetleri bu muharebede düşmanı bozguna uğratmış ve Makedonya ticaret
yolları Türklere açılmıştır(1372).Devamında Kavala,Drama,Serez ve Batı Tarkya Türk
hakimiyetine girmiştir.Türk akıncıları Adriyatik sahillerine ulaştı ve demir madenleriyle ünlü
Köstendil Bulgarlardan alındı.Bulgarlar vergi vermeyi kabul etti.
-PLOġNĠK BOZGUNU(1388):Balkanlarda oluşturulan Sırp,Arnavut ve Bosna ittifakı Lala
Şahin Bey komutasındaki Türk akıncılarını Ploşnik‟te ani bir saldırı ile yenilgiye uğrattı.
-I.KOSOVA SAVAġI(1389):Osmanlı kuvvetlerinin Ploşnik‟te yenilmesinden cesaret alan
Haçlı ordusu Kosova‟da Osmanlı ordularının karşısına çıktı. Osmanlı Devleti‟ni Balkanlar-
dan çıkarmayı amaçlayan Haçlı ordusu,Kosova‟da yapılan savaşı kaybetti.Savaşın bitimin-
de I.Murat savaş meydanında Miloş Obiliç(Kabiloviç) ismindeki yaralı bir asker tarafından
hançerlenerek şehit edilmiştir.(Osmanlılar ilk kez bu savaĢta top kullanmıĢtır)
-I.Murat döneminde Anadolu’daki faaliyetler ise şu şekildedir:I.Murat oğlu Bayezıt‟ı
(Yıldırım) Germiyanoğlu Süleymanşah‟ın kızı Devlet Hatun‟la evlendirdi.Kızın çeyizi
olarak Kütahya tavşanlı,Emed,Simav Osmanlılara terk edildi.Hamitoğlu Hüseyin Bey‟den
Akşehir, Beyşehir, Seydişehir,Yalvaç,Karaağaç,Isparta yöreleri para karşılığı Osmanlılara
geçti.Karamanoğulları ile de ilk savaĢ bu dönemde olmuştur ancak I.Murat aynı zamanda
da damadı olan Aleaddin Bey‟i affederek herhangi bir toprak almamıştır.
-Devlet teĢkilatlanması konusunda bu dönemde: PENÇĠK SĠSTEMĠ uygulanarak,
Acemioğlanlar Ocağı kuruldu. Yeniçeri ve Kapıkulu ordularının temeli atıldı. Merkezi
Manastır olan Rumeli Beylerbeyliği kuruldu.(Ġlk Beylerbeyi Lala ġahin PaĢa’dır.)
Kazaskerlik makamını oluşturdu ve bu göreve ilk olarak Çandarlı Halil Hayrettin Paşa
getirildi. Maliye teĢkilatı kuruldu. Deftarlık makamı oluşturuldu. Tımar sistemi uygulanarak,
Tımarlı sipahiler oluşturuldu. Divan sürekli hale getirildi. Ülke toprakları hanedanın ortak
malıdır anlayışı değiştirildi, ülke padişah ve oğullarının malıdır anlayışı getirilmiştir.
- Osmanlı Devleti‟nde ‘Sultan’ unvanı ilk kez I.Murat tarfından kullanılmıştır.
BU DÖNEMĠN ÖNEMLĠ DEVLET ADAMLARI: Sinaüddin Yusuf Paşa, Çandarlı Ali
Paşa
I.BAYEZID
(YILDIRIM) (1389-1402)
A) Anadolu Türk Birliğini Kurma ÇalıĢmaları:
Taht değişikliğinden faydalanarak Osmanlı aleyhine faaliyetlere girişen Anadolu beylikleri
üzerine yürüyen Yıldırım Bayezit 1390'da Germiyan, 1391'de Aydın, Saruhan, Hamit ve
Menteşeoğulları'nı, 1392'de Candaroğulları'nı (Sinop hariç), 1397'de Akçay Savaşı'yla
Karamanoğulları'nı, 1398'de Kadı Burhanettin Devleti'ni topraklarına katarak Anadolu
Türk Birliğini ilk kez büyük ölçüde kurmuştur.
Not: Kütahya merkezli,Anadolu Beylerbeyliğini kurarak beylerbeyliği sayısını ikiye
çıkarmıĢtır.
B) Ġstanbul KuĢatmaları:
Yıldırım Bayezit Ġstanbul'u ilk kez kuĢatan Osmanlı padiĢahıdır. İstanbul'u birkaç kez
kuşatmış ve bu amaçla Anadolu Hisarı'nı (Güzelcehisar) yaptırmıştır. Fakat
Karamanoğulları'nın saldırıları, Niğbolu savaşı ve Timur tehlikesi yüzünden kuşatmalara
ara vermek mecburiyetinde kalmıştır.Bizans ile bir anlaşma yapılarak Sirkeci'‟e bir Türk
mahallesi kurulmuş,Kadı tayin edilmiş ve yıllık haraç artırılmıştır.
C) Niğbolu SavaĢı (1396): Bizans'ın yardım isteği, Papa'nın kışkırtmaları ve Osmanlılar'ı Balkanlar'dan atmak
istemeleri neticesinde ilk kez Avrupa'nın büyük devletlerinin de katıldığı ortaçağın
Osmanlı'ya karşı düzenlenen en büyük Haçlı Seferi olan Niğbolu Savaşı meydana
gelmiştir. Haçlılar büyük bir bozguna uğramışlar ve uzun süre yeni Haçlı Seferi
düzenlenememiş(1444‟e kadar), Osmanlılar'ın Balkanlar'daki hakimiyeti
güçlenmiştir.Bulgar Krallığı ortadan kaldırıldı.Yıldırım’a Sultan-ı Ġklimi Rum unvanı
verildi.
D) Ankara SavaĢı (1402)(OSMANLI DEV.-TĠMUR ĠMP.)
Sebepleri:
1) Karakoyunlu Kara Yusuf ve Celayirli Ahmet‟in Yıldrım'a sığınması
2) Anadolu beylikleri beylerinin Timur'a sığınarak O'nu kışkırtması
3) Aralarındaki sert mektuplaşmalar
4) Timur'un Sivas'ı ele geçirip yağmalaması
5) Yıldırım'ın Erzincan çevresini ele geçirmesi
6) İki hükümdarın da cihan hakimiyeti düşüncesine sahip olması
7) Timur'un Çin seferi öncesinde batısını güvenlik altına almak istemesi
Sonuçları: 1) Karatatarlar'ın ve Anadolu beylikleri kuvvetlerinin ihanetine uğrayan Osmanlı mağlup
olmuş,
2) Anadolu'yu ele geçiren Timur, İzmir‟e kadar ilerlemiş ve burayı Haçlılar'dan almış,
3) Esir düşen Bayezit, bu hayata dayanamayarak ölmüş,
4) Anadolu beylikleri (Karesi ve Eretna hariç) yeniden kurulmuş,
5) Kardeşler arası taht kavgaları (Fetret devri) başlamış,
6) Osmanlı Devleti dağılma tehlikesi geçirmiş,50 yıl kadar duraklamasına neden olmuş
7) İstanbul‟un alınması ve Bizans'ın yıkılması gecikmiş,
8) Balkanlar'daki ilerleyiş durmuştur.
FETRET DEVRĠ (1402 - 1413)(Fasıla-i Saltanat) ġehzade Süleyman, Ġsa, Musa ve Mehmet arasında 11 yıl süren mücadelelerden
Çelebi Mehmet galip çıkarak birliği yeniden kurmuĢtur.
- Bu dönemde şehzade Musa tarafından İstanbul kuşatılmıştır.
- Bu dönemde Balkanlar'da önemli bir isyanla karşılaşılmamasının temel nedeni hoşgörülü
ve adil bir yönetim uygulanmasıdır.
- Bu dönemde Avrupa'dan saldırı olmamasının en önemli sebebi Yüzyıl Savaşları'dır.
BU DÖNEMĠN ÖNEMLĠ DEVLET ADAMLARI: Çandarlı Ali Paşa
Not:Ayrıca bu dönemde Gelibolu Tersanesi açılmıştır.
I.MEHMET
(ÇELEBĠ) (1413-1421)
-Ġkinci kurucu olarak anılmaktadır.
- Çelebi Mehmet ikinci kez Anadolu Türk birliğini kurma çalışmalarını başlatmış ve
Saruhanoğulları'nı ortadan kaldırmıştır. Aydınoğulları'ndan İzmir'i almış,
Karamanoğulları'yla mücadele etmiştir.
Eflak Osmanlılara bağlanmıştır. Venediklilerle ilk deniz savaĢı yapılmış, fakat başarılı
olunamamıştır.(1416).
ġeyh Bedrettin Ġsyanı: Şehzade Musa'nın kazaskerliğini yapan daha sonra İznik'te göz
hapsinde tutulan Şeyh Bedrettin Rumeli'ye geçmiş, sapık fikirlerini yayarak yeni bir
saltanat kurma iddiasıyla isyan etmiştir. İsyan bastırılmış Şeyh Bedrettin öldürülmüştür
(1420).
Not: Dini ve sosyal içerikli bir ayaklanmadır.
ġehzade Mustafa Ġsyanı: Timur'un beraberinde Semerkant‟a götürdüğü Şehzade Mustafa.
Timur'un ölümünden sonra Anadolu'ya dönerek isyan etmişse de mağlup olarak Bizans'a
sığınmıştır.
II.MURAT (1421 - 1451)
-ġehzade Mustafa Olayı: Taht değişikliğinden istifade ile Bizans'ın kışkırttığı Şehzade
Mustafa'nın isyanı bastırılarak Mustafa öldürülmüştür. İsyanı kışkırtan Bizans üzerine
gidilerek İstanbul kuşatılmışsa da başarılı olunamamıştır.
-Küçük Mustafa Çelebi isyanı: Kardeşi II. Murat‟ın tahta geçmesinin ardından ayaklanan
Şehzade Mustafa, çok fazla etkili olamadan öldürülmüştür.
-Anadolu Türk birliğini kurma çalıĢmalarına devam edilmiĢ, Menteşe, Hamit, Aydın
ve miras yoluyla da Germiyanoğulları Osmanlı Devleti'ne bağlanmıştır.
Karamanoğulları'yla mücadele edilerek Beyşehir, Seydişehir alınmıştır
-Bir taraftan Anadolu beylikleriyle mücadele eden Osmanlı Devleti diğer taraftan
Balkanlar'da özellikle Erdel beyi Hünyadi Yanoş karşısında arka arkaya başarısızlıklar
almıştır. Bunun üzerine 1444'te Edirne Segedin AntlaĢması imzalanmıştır. Buna göre;
1) İki taraf arasında 10 yıl savaş yapılmayacak
2) Tuna nehri sınır kabul edilecek
3) Sırbistan yeniden kurulacak, fakat Osmanlı'ya vergi verecek
4) Eflak Macaristan'a bırakılacak, fakat Osmanlı'ya vergi verecektir.
Önemi: Osmanlılar'ın imzaladığı ilk önemli antlaşmadır. Segedin Antlaşması sonrasında
II. Murat, Manisa sancak beyi oğlu II. Mehmet‟i tahta geçirmiştir. Bu durum yeni bir haçlı
ordusunun toplanmasına sebep olmuştur.
VARNA SAVAġI (1444): Yeniden ordunun başına geçen II. Murat Haçlıları büyük bir
bozguna uğratmıştır.
- Niğbolu'dan sonra toplanan ilk Haçlı ordusudur.
-Ankara Savaşı'ndan sonra Osmanlılar'ın eski gücüne ulaştığını gösteren ilk olaydır.
II. KOSOVA SAVAġI (1448):
Sebepleri: Bizans'ın ve papanın kışkırtması ,Türkleri Balkanlar'dan atma düşüncesi, Varna Savaşı'nın
intikamını almak istemeleri,Hünyadi Yanoş ve Arnavut beyi İskender Beyin gayretleriyle
yeni bir Haçlı ordusu toplanması.
Sonuçları: Osmanlılar büyük bir galibiyet elde etmişlerdir.,Bir dönüm noktası özelliğindedir.
Haçlılar'ın son taarruzu, Osmanlılar'ın son savunmasıdır. (II. Viyana kuşatmasına kadar).
Bizans'ın İstanbul‟u kurtarmak için Haçlılar'dan yardım alma ümidi sona ermiştir
Balkanlar'ın kesin bir Türk yurdu olduğu ve Türklerin Balkanlar'dan atılamayacağı
anlaĢılmıĢtır.
BU DÖNEMĠN ÖNEMLĠ DEVLET ADAMLARI:Amasyalı Bayezıd Paşa,Çandarlı İbrahim
Paşa,Amasyalı Hızır Danişmendoğlu Koca Mehmed Nizamüddin Paşa,Çandarlı Halil Paşa
1451'de II. Murat'ın ölümüyle II. Mehmet, yeniden tahta geçmiştir.
-YÜKSELME DÖNEMĠ
Osmanlı Devleti‟nde yükselme dönemi İstanbul‟un fethiyle başlar, Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa‟nın ölümüne
kadar geçen devreyi kapsar.(1453-1579)
* II.Mehmet (Fatih) 1451-1481
* II.Bayezid (Sofu) 1481-1512
* I.Selim (Yavuz) 1512-1520
* I.Süleyman (Kanuni) 1520-1566 (46 yıl)
* II.Selim (Sarı ) 1566-1574
* III.Murat 1574-1595
II. MEHMET
(FATĠH) (1451-1481)
- ĠSTANBUL’UN FETHĠ (29 Mayıs 1453)
Sebepleri:
-Anadolu - Rumeli toprak bağlantısını kesmesi, Rumeli güvenliğinin sağlanmak istenmesi.
-Bizans entrikaları (Haçlı ittifakları, şehzade ve Anadolu beyliklerini kışkırtmaları)
-Stratejik bir bölge olması ve Hz. Muhammed‟in hadisindeki müjdeye ulaşmak istenmesi.
Osmanlı’nın Hazırlıkları:
-Bizans‟a, Karadeniz‟den gelebilecek yardımı engellemek için, Anadolu Hisarı‟nın
(Güzelce hisar) karşısına Rumeli Hisarı (Boğaz Kesen) yaptırılmıştır.
-Bizans‟ın Silivri ve Vize kaleleri alındı, Büyük toplar döktürüldü. Surlara tırmanmak
için tekerlekli kuleler yaptırıldı. Karaman oğulları itaat altına alındı. Balkan devletleri ile
saldırmazlık antlaşmaları yapıldı.
Bizans’ın Hazırlıkları:
-Sur ve Kaleler yeniden elden geçirildi, tamir edildi. Haliç‟in ağzı eski gemiler ve
zincirlerle kapatıldı. Grejuva (Rum AteĢi) denilen silahların sayısı arttırıldı.
Avrupa devletlerinden yardım istendi.
KuĢatmanın GeliĢimi:
- 72 parça gemi karadan Haliç‟e geçirildi. 54 günlük kuşatmadan sonra şehir alındı.
Surlara Türk bayrağını ilk diken Ulubatlı Hasan oldu.
Sonuçlar:
Türk Tarihi Bakımından:
-II. Mehmet “Fatih” unvanını aldı. İstanbul, Osmanlı‟nın Başkenti oldu. İstanbul boğazı
ve Karadeniz ticaret yolu Osmanlı‟nın eline geçti. Rumeli‟nin güvenliği sağlandı.
-Anadolu ve Rumeli‟nin bağlantısı sağlandı. Osmanlı Kuruluş Dönemi bitti, Yükselme
dönemi başladı.
Dünya Tarihi Bakımından:
-Doğu Roma yıkıldı. Doğu Ticaret yolları Osmanlı eline geçtiği için Avrupalılar yeni
yollar aradı ve Coğrafi keşiflere sebep oldu. Rönesans hareketlerine zemin hazırladı.
-Surların yıkıla bileceği anlaşıldı. Avrupa‟da feodalite zayıfladı. Krallıklar güçlendi.
-Ortodoksluk Osmanlı himayesine girdi. Orta çağ sona erdi, Yeniçağ baĢladı. Avrupalı
devletler, Ġstanbul’da ilk sürekli elçiliklerini kurdu.
BALKANLARDA (RUMELĠ) FETĠHLER
Sırbistan ( Belgrat hariç) 1459
Mora Yarımadası 1460
Eflak ve Boğdan 1462-1476
Bosna-Hersek 1463-1465
Arnavutluk 1479
Not: Bu devirde Osmanlı sınırı Balkanlarda Tuna Nehrine kadar ulaştı. ANADOLU’ DA FETĠHLER
Amasra (Cenevizlilerden) (1459)
Sinop (Candaroğulları) (1460)
Trabzon, Trabzon Rum Ġmparatorluğu sona erdi (1461)
Konya ve Karaman (Karamanoğulları itaat altına alındı) (1466)
II. MEHMET
(FATĠH) (1451-1481)
OTLUKBELĠ SAVAġI (1473)
Osmanlı - Akkoyunlu
Sebepleri:
-Uzun Hasan‟ın Karamanoğullarına yardım etmesi.
-Akkoyunlular‟ın Venediklilerle anlaşması.
-Akkoyunlular‟ın Osmanlı‟dan Sivas ve Trabzon‟u istemesi.
-Fatih‟in, doğu sınırının güvenliğini sağlamak istemesi.
Sonuçları:
-Osmanlı kazandı.Doğu Anadolu‟nun güvenliği sağlandı.Akkoyunlu‟nun yıkılmasına
zemin hazırlandı. Ali KuĢçu Osmanlı hizmetine girdi.
DENĠZLERDEKĠ FAALĠYETLER
-Cenevizlilerden:Limni,Taşoz, Bozcaada,Semadirek, İmroz.(1456)
-Venediklilerden:Midilli,Eğriboz.(1479)
-Kırım’ın Fethi (1475): Kırım’da; Kefe,Azak ve Menküp gibi limanlar Gedik Ahmet
Paşa tarafından alındı. Böylelikle; Karadeniz Türk gölü oldu. İpek yolunda Osmanlı
denetimi arttı.
-Rodos kuĢatması ve Otranto’nun fethi(Pulya çıkartması) (1480).
NOT:Osmanlı-Memluklü ilişkileri Hicaz su yolları meselesinden dolayı bu dönemde
gerginleşmiştir.
OSMANLI VENEDĠK SAVAġLARI (1463-1479)
-Savaşlar 16 yıl sürdü.
İmtiyazlar Antlaşması (1479):
Her iki taraf aldıkları yerleri geri verecek.
Kroya ve İşkodra kaleleri Osmanlılarda kalacak.
Arnavutluk, Mora, Dalmaçya kıyılarının bir kısmı Venediklilere bırakılacak.
Venedik yıllık vergi ve savaş tazminatı ödeyecek. Buna karşılık;
Venedik, İstanbul‟da Balyoz (elçi) bulundurabilecek.
Venedik, Osmanlı sularında serbest ticaret yapabilecek.
Osmanlıdaki Venediklilerin davalarına kendi hakimleri bakacak.
Venedik bayrağı taşıyan gemilere saldırılmayacak.
NOT: İlk imtiyazlar Fatih tarafından ticareti geliştirmek ve Hıristiyan birliğini
parçalamak amacıyla Venediklilere verildi.
DĠĞER GELĠġME VE ÖZELLĠKLER:
Osmanlı yükselme dönemine girmiş ve imparatorluk olmuştur.
Mevcut kanunlar toplanıp Kanunname-i Ali Osman (Fatih Kanunnamesi)
çıkarılmıştır.
Buna göre devletin devamı için “kardeş katline” izin verilmiştir. Böylece devletin
merkeziyetçi yapısı güçlenmiştir.
Divana padişah yerine sadrazam baĢkanlık yapmaya başlamıştır.
Fatih camii ve yanına Sahn-ı Seman Medreseleri inşa edilmiştir.
Klasik Osmanlı mimari üslubu ortaya çıkmıştır.
Cülus BahĢiĢinin dağıtılması gelenek haline gelmiştir.
Ġlk altın para bastırıldı.
Topkapı Sarayı yaptırılmıştır.
Kilitbahir Kalesi inşa edilmiştir.
Enderun mektebi açılmıştır.
BU DÖNEMĠN ÖNEMLĠ DEVLET ADAMLARI:Çandarlı Halil Paşa,Mahmud Paşa,Rum
Mehmed Paşa,İshak Paşa,Gedik Ahmed Paşa,Karamani Mehmed Paşa.
II.BAYEZID (1481-1512)
-CEM SULTAN OLAYI
Fatih‟in ölümü Osmanlı yönetiminde büyük bir siyasi buhrana yol açtı. Sadrazam
Karamani Mehmed Paşa‟nın başını çektiği Türk asıllı devlet adamları, Şehzade Cem‟in
Padişah olmasını isterken, eski Sadrazam İshak Paşa‟nın başını çektiği devĢirme asıllı
devlet adamları ise Bayezıd‟ı tahta geçirmeye çalıştılar. İshak Paşa, Yeniçerileri
kışkırtarak Sadrazam Karamani Mehmed Paşa‟yı öldürttü,yönetimi ele geçirdi.Şehzade
Cem‟e babasının ölüm haberi daha geç ulaştı.Amasya Sancak Beyi Bayezıt İstanbul‟a
erken ulaşıp tahta oturdu. Şehzade Cem ise ağabeyi Bayezıt‟a karşı saltanatta hak iddia
ederek harekete geçti.Cem sultan Bursa’da hükümdarlığını ilan etti. II.Bayezid‟e
yenilen Cem önce Memluklara sonra Rodos (Saint Jean) Ģövalyelerine sığındı ve
oradan Papa’ya teslim edildi. 1495 yılında ölmesi ile sorun kendiliğinden çözüldü.
(Cem,Napoli‟de 35 yaşında ölmüştür,Cenazesi iki yıl sonra Osmanlı ülkesine yollandı ve
Bursa‟ya defnedildi.)
NOT: Cem Sultan olayına; Memluklar, Karaman beyleri, Dulkadiroğluları, Rodos
Şövalyeleri ve Papalık karıştığı için sorun devletlerarası (uluslar arası) bir soruna
dönüĢmüĢtür. Bu olayı öteki şehzade olaylarından ayıran en önemli özellik budur.
NOT: 1483‟te Cem Sultan olayına karışan, Aksaray‟da yaşayan Karaman beyleri
İstanbul‟a sürüldüler. Böylece İstanbul‟daki Aksaray semti oluştu. İstanbul‟da Müslüman
sayısı arttı ve Karaman beyleri denetim altında tutulmaya başlandı.
II.Bayezıd’ın 31 yıl süren saltanatını iki bölümü ayırmak mümkündür.Bunlar;
-14 yıllık ilk dönem:Cem Sultan olayı ağırlıklıdır
-17 yıllık dönem:Safevi meselesi ve oğullarının doğurduğu karışıklık meselesi
Karamanoğulları’nın Yıkılması (1483):Karamanoğullarına kesin olarak son verildi.
Boğdan’ın Fethi’nin Tamamlanması (1484)
Kili ve Akkerman alınarak Boğdan‟ın fethi tamamlanmıştır. Dobruca ile Kırım‟ a ait
topraklar birleştirildi.
NOT: Böylece Kırım ile kara bağlantısı sağlanmış ve Lehistan ile ilk iliĢkiler baĢlamıĢtır
OSMANLI-MEMLUK SAVAġLARI (1485-1491)
Sebepleri:
- Fatih zamanından beri devam eden Hicaz su yolları meselesi,Memluklerin Cem Sultan‟ı
kışkırtmaları,Ramazan ve Dulkadiroğulları üzerinde hakimiyet mücadelesi,Memluklerin
Karamanoğulları‟nı desteklemeleri, Hindistan‟dan gönderilen hediyelere Memlüklerin el
koyması.
- SavaĢlardan kesin bir sonuç alınamamıĢtır.II.Bayezıd‟ın bizzat sefer eçıkmasından
endişe duyan Memluk Sultanı Kayıtbay,Tunus Sultanı III.Yahya‟nın aracılığı ile barış
istemiştir.Memluklerle yapılan anlaĢmaya göre;eski sınırlarda bir değişiklik
olmayacak,Dulkadiroğulları Osmanlıya ,Ramazanoğulları beyliği ise toprakları Harameyn
Vakıf toprağı olduğu için Memlüklü nüfuzuna bırakılacaktır.
OSMANLI-VENEDĠK SAVAġLARI (1499-1502)
Osmanlı; Modon, Koron, İnebahtı ve Navarin‟i almıştır.Böylece Mora Yarımadası’nın
fethi tamamlanmıĢ oldu.
OSMANLI-ĠRAN ĠLĠġKĠLERĠ
Şah İsmail 1502‟de Akkoyunlu devletini yıkarak ġii-Safevi devletini kurmuştu. Şah
İsmail‟in Anadolu‟ya gönderdiği adamlar ayaklanmalar çıkarmıştır. (ġahkulu
isyanı(1511) uzun süre bastırılamadı.-Gökçay Meydan Muharebesi)
ġEHZADE SELĠM’ĠN ĠSYANI: Trabzon Sancak beyi Yavuz, Rumeli‟de sancak beyliği
istemişse de verilmemiş ve isyan etmiştir. Başarılı olamamış fakat ordunun (yeniçerilerin)
hayranlığını kazanmıştır. Ordunun baskısı üzerine II.Bayezid Yavuz‟u tahta geçirmek
zorunda kalmıştır.
II.BAYEZĠD
AHMET KORKUT SELĠM(YAVUZ) Amasya Manisa- Antalya Trabzon
(Bürokrasi desteği) (Ulema dest.) (Ordu dest.)
II.BAYEZID (1481-1512)
II.BAYEZIT DÖNEMĠNDE AYRICA;
-İlk Osmanlı tarihleri Neşri ve İdrisi Bitlisiye yazdırılmıştır.
(Neşri-Cihannüma)
(İdrisi Bitlisi-Heşt Bİ Hişt(8Cennet)kaleme almıştır)
-Osmanlı Devleti‟nde ilk Avarız vergisi toplandı.
-Dünyada ilk defa malların kalitesi ve standartları esaslara bağlandı.
-ENDÜLÜS’E YARDIM: İspanya‟da Katolikler, Müslümanlara ve Yahudilere katliam
uygulamaya başlamıştı.Endülüs Müslümanları,Osmanlı Devleti‟nden yardım
istedi,Osmanlı bu yardım isteğine,Cem Olayından dolayı yeterince cevap
veremedi.Bölgeye gönderilen Osmanlı kuvvetleri(Kemal Reis),İspanya‟daki Müslümanları
Kuzey Afrika‟ya;Yahudileri de Selanik ve İstanbul‟a gemilerle taşıdı.(1492)
BU DÖNEMĠN ÖNEMLĠ DEVLET ADAMLARI:İshak Paşa,Davut Paşa,Hersek-zade Ahmed
Paşa,Çandarlı İbrahim Paşa,Mesih Paşa,Hadım Ali Paşa,Koca Mustafa Paşa
I.SELĠM
(YAVUZ) (1512-1520)
ġEHZADELER SORUNU
Yavuz, kardeşleri ve yeğenlerini ortadan kaldırarak rakipsiz olarak tahtta kaldıktan
sonra asıl amacı olan Safevi tehlikesini önlemek için sefere çıkmıştır. Ayrıca bu dönemde
Bozoklu Celal Ayaklanması bastırılmıştır.
ÇALDIRAN SAVAġI (1514)
Şah İsmail‟in Anadolu‟da Şiiliği yayması ve isyanlar çıkarması karşısında İran üzerine
bir sefer düzenleyen Yavuz, Çaldıran‟da teknik üstünlüğünün(seyyar toplar ve tüfekler) de
etkisi ile büyük bir zafer kazanmıştır.
Sonuçları:
- Sefevi tehlikesi ve Şii tehdidi bir süre için engellendi.
-İpek yolunun Tebriz-Bursa,Tebriz-Halep bağlantısı Osmanlı kontrolüne girdi.
-Tebriz‟den başka,Musul,Kerkük ve Erbil Osmanlı kontrolüne girdi.
TURNADAĞ SAVAġI (NURHAK-GÖKSUN SAVAġI) (1515)
-Dulkadiroğullarına son verildi. Ramazanoğlu Mahmut Bey‟de Osmanlı hakimiyetini
kabul etti ve ordusuyla Mısır seferinde Yavuz‟a katıldı.(1516)
NOT: Anadolu Türk birliği kesin olarak sağlanmıştır.
OSMANLI-MEMLUK SAVAġLARI (1516-1517) (MISIR SEFERĠ)
Sebepleri:
-Memlukların Safevi ile iş birliği yapması,Ramazanoğulları üzerinde hâkimiyet
mücadelesi, Yavuz‟un İslam dünyasında birliği sağlamak istemesi,Baharat yolunu ele
geçirmek istemesi,Yavuz‟un Halifeliği ele geçirme düşüncesi.
Sonuçları:
- 1516 Mercidabık savaĢı ile Suriye, Filistin ve Lübnan ele geçirildi.
- 1517 Ridaniye savaĢı ile Mısır ve Hicaz ele geçirildi.
- Memluklar yıkıldı.(Osmanlı Veziriazamı Sinan Paşa savaşta öldü. Osmanlı ordusu
Kahireyi ele geçirdi,esir düşen Tomambay idam edildi.)
- Halifelik Osmanlılara geçti.(Memluklerin himayesinde yaşayan son Abbasi Halifesi
III.Mütevekkil İstanbul‟a getirildi.Ayasofya Camiinde yapılan merasimle Halifeliği
Yavuz‟a devretmiştir.Ayrıca Mekke Şerifi,Ebu Numey’i Mısır’a göndererek Mukaddes
Makamların(Kabe ve Ravza-i Mutahhara’nın) anahtarlarını ve Mukaddes emanetleri
Yavuz’a sunmuştur.Böylece Hicaz’da Osmanlı Devleti’ne bağlanmıştır.)
- Osmanlı devlet yönetiminde dini özellik önem kazandı. Teokratik yapı pekişti.
- Çok büyük ganimetler elde edilmiş ve hazine altın ile dolmuştur.
- Baharat yolu Osmanlı’nın eline geçmiĢtir.
- İslam dünyasında birlik sağlanmıştır.
-Mısır‟daki birçok alim ve sanatkar İstanbul‟a getirildi.
-Venedikliler Kıbrıs için ödediği vergiyi Osmanlıya ödemeye başlamıştır.
BU DÖNEMĠN ÖNEMLĠ DEVLET ADAMLARI:Koca Mustafa Paşa,Hersekzade Ahmed
Paşa,Dukakinoğlu Ahmed Paşa,Hadım Sina Paşa,Yunus Paşa,Piri Mehmed Paşa
I.SÜLEYMAN
(KANUNĠ) (1520-1566)
Yavuz‟un ölümü üzerine tahta, tek oğlu olan Kanuni Sultan Süleyman geçmiştir. Kanuni
Osmanlı tahtında en uzun kalan Osmanlı Padişahı oldu. 45 yıl 3 ay 7 gün padişahlık yaptı.
Saltanatının 2745 gününü (7,5 sene) at sırtında seferlerde geçirdi. 13 büyük seferinde at
üzerinde yaklaşık 43 000 kilometre kadar mesafe katetti. 21 eyalet ve 250 sancaktan oluşan
Osmanlı Devleti çok geniş sınırlara ulaştı
ĠÇ ĠSYANLAR:
Canberdi Gazali Ġsyanı (1521): ġam-Siyasi: Yavuz‟un ölümünü fırsat bilen Suriye
valisi Canberdi Gazali,Memluklu Devleti‟ni yeniden diriltmek gayesiyle isyan
etti.Ancak Şehsuvaroğlu Ali Bey komutasındaki Osmanlı ordusuna Halep önlerinde
yapılan Mastaba SavaĢı‟nda yenilen Canberdi Gazali idam edilmiştir.
Vezir Ahmet PaĢa Ġsyanı (1524) : Mısır-ġahsi: 1522 yılında Sadrazam Piri
Mehmed Paşa emekli oldu. Bunun üzerine, hiyerarşik düzene göre 2. vezir Ahmed
Paşa'nın sadrazam olması bekleniyordu. Ancak dönemin hünkarı Kanuni Sultan
Süleyman, yakın arkadaşı Pargalı İbrahim Paşa'yı sadrazamlığa atamıştır. Bu atama
üzerine Ahmed Paşa, Mısır Beylerbeyliği'ne atanmıştır. Ancak Ahmed Paşa, 1524
senesinde Mısır'a vardığında bağımsızlığını ilan etmiştir. Bu doğrultuda para
bastırarak, kendi adına hutbe okutmuştur. Kısa sürede Osmanlı kuvvetleri bu isyan
hareketini bastırmıştır.
Baba Zünnun Ġsyanı (1526): Yozgat-Ekonomik: Safevilerin Anadolu‟da Şiilik
propagandasının etkisiyle Bozok(Yozgat) yöresinde Baba Zunnun ismindeki kişinin
başlattığı isyan,İçel ve Tarsus taraflarına da yayılmış,Baba Zunnun‟un öldürülmesiyle
isyan bastırılmıştır.(İsyanda vergi konusunda bahane edilmiştir)
Kalenderoğlu Ġsyanı(1527): Karaman-Dini: İsyanın çıkış sebebi; devletin göçebe
yaşam sürdüren Şii Türkmenleri denetlemek istemesi ve bir grubun da tımarların
haksız yere ellerinden alındığını iddia etmesi. Konya‟da Kalenderoğlu tarafından
çıkarılmış bir Şii ayaklanmasıdır. İsyan Osmanlı kuvvetleri tarafından bastırılmıştır.
Bu Dönemde Osmanlı Devleti’nin rakipleri;
BATI DOĞU
FRANSA KUTSAL AVUSTURYA MACAR. OSMANLI SAFEVĠLER
(Fransuva) ROMAGERMEN (Ferdinand) (II.Layoş) KANUNĠ (Şah Tahmasb)
(Şarlken)
Not:Kanuni‟nin tahta geçtiği yıllarda,Avrupa‟nın siyasi coğrafyasında önemli değişiklikler
oluyordu.Charles-Quint(ŞARLKEN) 1546‟da İspanya kralı,1519‟da V.Carlos(Karl)
ünvanıyla Almanya İmparatoru olmuştur.Ayrıca Kastilya Aragon,Napoli,Sicilya Krallık
taçlarını da ele geçirmişti.Belçika,Hollanda,Sardunya,Lüksemburg ve Kuzey İtalya‟da bazı
yerlerde onun hakimiyetinde idi.Şarlken,Fransa ve İngiltere‟yi tehdit etmeye
başlamıştı.ġarlken‟in tek erkek kardeşi Ferdinand,Avusturya kralı idi,ayrıca Ferdinand da
Macar Kralı II.LayoĢ‟un kızkardeşi ile evli idi.Macar Kralı II.Layoş‟ta Şarlken‟in
kızkardeşi ile evliydi
BELGRAT’IN FETHĠ (1521)
Osmanlı tarihinde ‘ Dar’ül Cihat’(Cihat Kapısı) olarak anılan Belgrat stratejik bir
öneme sahipti. Belgrat‟ın alınmasıyla Orta Avrupa‟nın kapıları Osmanlılara açılmıştır.
MOHAÇ MEYDAN MUHAREBESĠ (1526)
Macar Kralı Layoş‟un Osmanlıya karşı Eflak ve Boğdan Prensliklerini kışkırtması ve
Fransa kralı I.Fransuva‟nın Şarlkene esir düşmesi ve yardım isteği(Fransuva‟nın annesi
Louise de Savoie‟nin Kanuni‟ye mektubu) üzerine Kanuni sefere çıkarak 2 saat gibi kısa
bir sürede Macar ordusu Mohaç Muharebesi‟nde imha edildi.Budin(BudapeĢte) ele
geçirildi.Jan Zapolya(Yanoş) ,Macar Krallığına atandı.
NOT: Bu durum Osmanlı-Avusturya ilişkilerinin bozulmasına sebep olacaktır.
I.SÜLEYMAN
(KANUNĠ) (1520-1566)
I.VĠYANA KUġATMASI (1529) Avusturya Kralı Ferdinand‟ın Macaristan üzerindeki iddialarından vazgeçmemesi ve
Şarlken tarafından Macar Kralı ilan edilmesi, ayrıca Macaristan‟a girerek Budapeşte‟yi
işgal etmesi üzerine Macar Kralı Zapolya Osmanlı‟dan yardım istedi. Bunun üzerine
Kanuni sefere çıkarak Budapeşte‟yi tekrar ele geçirdi ve Viyana’yı kuĢattı.20 günlük
kuşatmadan sonra Osmanlı ordusu geri çekildi. Ordunun geri çekilme sebepleri ise;
ağır kuşatma toplarının Budapeşte‟de bırakılmış olması, kuşatma sonrasında yağışların
devam etmesi ve kışın yaklaşmakta olması,Viyana surlarının oldukça güçlü olması ve
seferin esas hedef olan Macaristan‟ın işgalinden kurtarılmış olması gibi temel nedenler
yer almaktadır.
ALMAN SEFERĠ (1532) Ferdinand‟ın tekrar Macaristan‟a saldırması üzerine meseleye köklü çözüm bulmak
amacıyla Kanuni, Şarlken üzerine sefere çıkmıştır. Karşısına hiçbir ordu çıkmamıştır.
Ferdinand‟ın barış teklifini İran sorunu yüzünden kabul etmiştir.
1533 Ġstanbul(Ġbrahim PĢa) AntlaĢmasına göre:
Ferdinand Yanoş‟un(Jan Zapolya) Macar krallığını kabul edecek.
Avusturya kralı protokolde Osmanlı sadrazamına eşit sayılacak.
Avusturya yıllık vergi ve savaş tazminatı ödeyecek.
NOT: Avusturya ile yapılan ilk resmi antlaşmadır. Osmanlı Avusturya’ya üstünlüğünü
kabul ettirmiĢtir. Bu üstünlük 1606 Zitvatoruk AntlaĢmasına kadar sürdü.
KANUNĠ’NĠN ġARLKEN’E MEKTUBU: ‘Bu kadar zamandır erlik davası yapıp durursun,ne senden ne kardeşinden nam ve nişan yok.Sizlere saltanat ve erlik davası haramdır.Askerinden ve hanımından utanmaz mısın.Er isen meydana gelesin,takdir ne ise yerine gele,gel seninle saltanatı Beç(Viyana) sahrasında üleşelim,reaya fukarası dahi asude olsun.Yoksa meydanı arslandan hali buldukça tilki gibi fırsatla şikar almayı(kaçmayı) erlik sayma.Bu kere dahi meydana gelmezsen,bir padişahlık tacını ürünmiyesin ve erlik adını diline getirmeyesin.’ Kaynak:Peçevi Tarihi
MACARĠSTAN’IN OSMANLI TOPRAKLARINA KATILMASI (1541):
Ferdinand, Yanoş‟un oğlu Sigismund‟un Macar krallığını kabul etmeyerek saldırınca
sefere çıkan Kanuni Macaristan‟ı 3 parçaya bölmüştür.
MACARĠSTAN
Asıl Macaristan Erdel Küçük bir kısmı
(Budin (Sigismund‟a) (Vergi karşılığı
(Osmanlı‟ya) Avusturya‟ya)
ZĠGETVAR SEFERĠ(1566)
-1552‟de Almanya‟nın elçisi Baron Van Busbec ile Osmanlı Devleti arasında bir
antlaşma imzalandı.Ancak bu antlaşma uzun sürmedi.Almanya‟nın Erdel‟in içişlerine
müdahalesi Kanuni’nin son seferine çıkmasına sebep oldu.Kuşatma sırasında Kanuni
vefat etti.I.Murat‟tan sonra savaş meydanında ölen ikinci padişah Kanuni oldu.
NOT: Kanuni‟nin Zigetvar kuşatmasındaki ölümü askerden gizlendi. Cesedi bozulmasın
diye iç organları çıkartılarak ilaçlandı ve otağının bulunduğu yere gömüldü. Bedeni ise
fetihten sonra İstanbul‟a getirilerek Süleymaniye Camii avlusundaki bugünkü yerine
gömüldü. Tahta çıkan II. Selim daha sonra babası Kanuni‟nin iç organlarının gömülü
olduğu yere türbe, etrafına da külliye yaptırdı. 150 yıl kadar kalan bu yapılar daha sonra
Zigetvar Kalesi‟nin Osmanlı‟nın elinden çıkmasıyla yıkıldı.
Macarlar, daha sonra bu bölgeye “Süleyman‟ın kalbinin gömülü olduğu türbe” anlamına
gelen “Turbek” ismini koydu. Hatta türbenin üzerine yapıldığı tahmin edilen kilisenin
adına da Turbek Kilisesi denildi. Kiliseyi ziyaret edenlerin, papazlara en çok sorduğu
soru ise hep aynı oldu: “Süleyman‟ın kalbi nerede gömülü?”
I.SÜLEYMAN
(KANUNĠ) (1520-1566)
FRANSA ĠLE ĠLĠġKĠLER:
Kanuni, Şarlken‟in Avrupa‟da tek güç olmasını engellemek amacı ile bir taraftan
Reform hareketlerini destekler iken diğer taraftan yaptığı seferler ile Fransa Kralı
Fransuva‟yı kurtarmış ve hatta Şarlken karşısında güçlü tutabilmek için ekonomik
ayrıcalıklar verilmiştir.
Fransa Elçisi De La Forest ile Sadrazam İbrahim Paşa arasında imzalanmıştır.
1535 Kapitülasyon(Ahdi Atika) AntlaĢmasına göre;
Fransızlar Osmanlı sularında serbestçe ticaret yapabilecek.
Fransız tüccarlardan düşük gümrük vergisi alınacak.
Osmanlı ülkesindeki Fransızların kendi aralarındaki davalara Fransız hakimler
bakacak.
Osmanlı vatandaşları ile sorun yaşarlar ise Osmanlı mahkemeleri bakacak fakat
tercüman bulundurabilecekler.
Aynı haklardan Osmanlı devleti de yararlanabilecek.
*** Bu antlaşma iki hükümdar hayatta kaldığı sürece geçerli olacak.
NOT: 1740 yılında I.Mahmut zamanında kapitülasyonlar sürekli hale getirilmiştir.
OSMANLI-ĠRAN ĠLĠġKĠLERĠ (1534-1555)
Kanuni‟nin Avrupa ile ilgilenmesinden faydalanan İran, sınırda karışıklıklar
çıkarmıştır. İran üzerine 3 sefer düzenlenmiştir.
I.ĠRAN SEFERĠ(IRAKEYN SEFERĠ)(1534)
-Bağdat,Tebriz ve Van Osmanlı topraklarına katıldı.Erzurum Beylerbeyliği
kuruldu.Erzurum ve Kars çevresi tamamen Osmanlı hakimiyetine girdi.Ardından Basra
ele geçirildi.1538‟de Basra Beylerbeyliği kuruldu.Bu beylerbeylik Kuveyt,Lahsa,Katar
ve Bahreyn‟i içine alıyordu.1536‟da Erzurum Beylerbeyi,Gürcü Prenslikleri üzerine
yürüdü.Ahıska Osmanlı topraklarına katıldı.
II.ĠRAN SEFERĠ(1548) -Şah Tahmasb‟ın Kafkasya‟daki faaliyetleri üzerine, Kanuni ikinci kez sefere
çıktı.Tortum,Şavşat,Ardahan Osmanlı Devleti‟ne katıldı.Van Beylerbeyliği kuruldu.
Osmanlı geri çekilince İran Tebriz‟i geri ele geçirdi.
III.ĠRAN (NAHCĠVAN) SEFERĠ (1553)
-Nahcıvan, Karabağ dolayları Osmanlı kontrolüne geçmiştir. Şah Tahmasb‟ın
karşısına çıkmaması ve kış mevsiminin yanaşmasından dolayı Kanuni Amasya‟ya
döndü. Şah Tahmasb‟ın isteği üzerine antlaşma yapılmıştır.
AMASYA ANTLAġMASI(1555)
-Bu antlaşmaya göre Gürcistan toprakları Osmanlılarla Safeviler arasında
paylaşıldı.Ahıska ve Acaristan(Batum Ahıska arası) Osmanlı‟da,Gürcistan‟ın doğusu ise
İran‟da kalıyordu.Bu antlaĢma Osmanlı Devleti’yle Safeviler arasındaki ilk resmi
antlaĢmadır.
HĠNT DENĠZ SEFERLERĠ (1538-1554) Hint Müslümanlarının yardım isteği, bölgedeki Portekiz üstünlüğüne son vermek,
Kızıldeniz‟de yeniden üstün konuma gelebilmek için 4 sefer düzenlenmiştir.
I.HĠNT SEFERĠ(1538): Hadım Süleyman PaĢa 76 parçalık Süveyş Donanması ve 20
bin askerle sefer düzenledi. Özdemir Paşa komutasındaki Mısır donamasının
öncülüğünde Habeşistan ve Yemen‟in fethi gerçekleşti
II.HĠNT SEFERĠ(1552):Meşhur denizci Kemal Reis‟in yeğeni olan Piri Reis,Barbaros
kardeşlerin hizmetinde bulunmuş,Akdeniz kıyılarının haritasını yapmış,Karamanlı bir
Türktü.Süveyş‟teki Osmanlı donamamsının başına geçtikten sonra Aden‟i
Portekizlilerden kurtardı.(1548).Umman Denizi kıyısındaki Maskat‟ı ele geçirdi.Basra
bölgesine yaklaşan Piri Reis,bölgede güçlü bir Portekiz donaması olduğunu öğrenince
donanmayı Basra‟da bırakıp üç gemi ile geri döndü.
I.SÜLEYMAN
(KANUNĠ) (1520-1566)
III.HĠNT SEFERĠ(1552-1553):Piri Reis‟ten sonra Süveyş Kaptanlığı‟na atanan Murat
Reis Basra‟ya gelmişti.Görevi Piri Reis‟in Basra‟da bıraktığı donanmayı Süveyş‟e
getirmekti.Murat Reis 18 gemi ile Basra Körfezi‟ne çıktı.Ancak,Umman kıyılarında
Portekiz donanmasıyla karşılaştı.İki taraf yenişemedi.Bir kaç gemisi battı.Eldeki
gemilerle Basra‟ya döndü.
IV.HĠNT SEFERĠ(1554):Aslen Sinoplu olan Seydi Ali Reis,Basra‟daki gemileri
Süveyş‟e götürmekle görevlendirildi.15 parçalık Osmanlı gemileri,Hürmüz Boğazı‟nı
çıkınca Aden Körfezi çıkışında Maskat Adalarında Portekiz donanmasının saldırısına
uğradı.Seydi Ali Reis 11 gemisi ile Hadramut kıyılarına yaklaştı ardından da Umman
Denizi‟ni baştan başa geçerek Hindistan‟a ulaştı.Gemileri Gücerat Sultanı‟na bağışlayan
Seydi Ali Reis 50 leventle Delhi şehrine ulaştı.Oradan da Türkistan üzerinden İstanbul‟a
ulaştı. Seydi Ali Reis'in bu maceralı yolculuğu padişaha takdim ettiği MĠR'AT ÜL'
MEMALĠK adlı eserinde özetledi.
Hint deniz seferlerden istenilen başarı elde edilememiştir.
Bunun sebebi:
Osmanlı kaptanlarının tecrübesizliği,
Donanmanın okyanuslara dayanıklı olmaması,
Hint Müslümanlarından gereken desteğin alınamaması
DENĠZLERDEKĠ GELĠġMELER
Rodos’un Fethi (1522):Çok güçlü surlara sahip olan bu ada Fatih döneminde 3 defa
kuşatılmasına rağmen alınamamıştı. Rodos dahil 12 Ada ve Anadolu sahilindeki Bodrum
Saint Jean Şövalyelerinin elindeydi. Şövalyeler,Doğu Akdeniz‟de korsanlık yapıyor ve
sürekli Müslüman gemileri rahatsız ediyordu.Osmanlı donanmasına Kurdoğlu
Muslihiddin Reis komuta ediyordu.Kanuni‟de Marmaris‟ten adaya geçmişti.
Şövalyelerin lideri olan Fransız asıllı Philippe Villers,5 ay kadar süren direnişin ardından
kaleyi teslim etti.Rodosla birlikte 12 ada ve Bodrum(Halikarnas)‟da ele geçirildi.
Cezayir’in Alınması (1533): Barbaros‟un Kaptan-ı Derya olması ile savaşılmadan
Osmanlı topraklarına katılmıştır.
Preveze Deniz Zaferi (1538): Şarlken‟in oluşturduğu Cenevizli Andrea Dorya
komutasındaki Haçlı donanmasına (İspanya, Almanya, Venedik, Portekiz,Ceneviz,Malta
ve Papalık filoları)karşı mücadele edilmiştir.Osmanlı Donanmasının başında Barbaros
Hayreddin Paşa bulunuyordu.Sağ kanatta Salih Reis,sol kanatta Seydi Ali Reis ve geride
ihtiyat filosunun başında Turgut Reis yer alıyordu.Bu deniz muharebesinden Osmanlı
kuvvetleri büyük bir zaferle ayrıldı.Akdeniz Türk gölü haline geldi.
Nis (Nice) Seferi (1543): Fransa‟ya yardım amacı ile mücadele edilmiştir.Ġlk kez büyük
bir Avrupalı devletin kuvvetleriyle birleşen Osmanlı kuvvetleri diğer bir Hrıstiyan
devlete karşı harekete geçiyordu.
Trablusgarb’ın Fethi (1551): Sen Jan Şövalyelerinden Turgut Reis almıştır.Turgut Reis
1566‟da Trablısgarp Beylerbeyi oldu.9 yıl bu vazifede kaldı.Türbesi Tarblusgarpta‟dır.
Cerbe Deniz Zaferi (1560): Turgut reis ile Andrea Dorya‟nın yeğeni Gian Doria
arasında oldu. Bu muharebeye katılan Osmanlı kuvvetleri arasında İstanbul‟dan hareket
eden Piyale PaĢa komutasındaki 120 parçalık Türk donanması ayrıca İzmir Bahriye
Sancak Bey‟i Uluç Ali Reis ve ihtiyat filosunda Seydi Ali Reis bulunuyordu.
İspanyolların elindeki Cerbe adası alındı.(Bu zafer Osmanlı Devleti’nin Preveze’den
sonraki ikinci büyük deniz zaferidir)
Malta KuĢatması(1565):Hristiyanlığın Akdeniz‟deki kalesi olarak nitelendirilen
Malta‟da bulunan Sen-Jan şövalyeleri Şarlken‟den aldıkları destekle,Türklerin ticaret
gemilerine saldırıyor ve Türkler aleyhine yapılan seferlere katılıyordu.Bu gelişmeler
üzerien Kanuni‟nin emriyle Kpatan-ı Derya Piayale Paşa komutasındaki Osmanlı
donanması Malta seferine çıktı.Turgut Reis ve Trablusgarp‟tan Hasan Paşa‟da
Cezayir‟den gelip donanmaya katıldı.Ancak ada alınamadı.
I.SÜLEYMAN
(KANUNĠ) (1520-1566)
Sakız Adası’nın Ġlhakı(1566):Cenevizliler,bu ada için Fatih döneminden itibaren
Osmanlı Devleti‟ne vergi ödüyordu.Kanuni döneminde Cenevizliler hem vergilerini
aksatmaya başladı hem de Osmanlı aleyhine Malta şövalyeleri ile işbirliği yaptı.Bu ada
için Piyale PaĢa komutasındaki Osmanlı kuvvetleri harekete geçti ve adayı teslim
aldılar.Bu esnada Kanuni‟de son seferi olacak olan Zigetvar‟a doğru harekete geçmişti.
Not: ġEHZADE MUSTAFA OLAYI: Bu konuyla ilgili ismi geçen Ģahıslar Ģunlardır:
Mahidevran Haseki (Gülbahar Sultan): Mahidevran Sultan'ın Kanuni tahta çıkmadan
önce Manisa valisi olarak görev yapmaktayken gözdeleri arasına girdiği bilinmektedir.
1515 yılında Kanuni'nin en büyük erkek çocuğu olan Şehzade Mustafa'yı dünyaya
getirdi. 1520 yılında eşinin padişah olması üzerine çocuğuyla birlikte İstanbul'a geldi.
Şehzade Mustafa yetişkinliğe ulaşınca Osmanlı geleneğine uyarak Amasya'ya vali olarak
gönderildi. Yine gelenek olduğu üzere annesi Mahidevran Sultan da oğluyla birlikte
Amasya'ya gitti. Mahidevran Sultan 1580 yılında Bursa'da öldü. Oğlunun türbesine
gömüldü.
Sadrazam Rüstem PaĢa:1500 yılında Hırvatistan'da doğmuştur. Osmanlı topraklarına
getirildikten sonra devşirilmiş, 1539'da Diyarbakır Valisi ve III. Vezir iken Şehzade
Cihangir ve Şehzade Bayezid'in sünnet düğününde Kanuni Sultan Süleyman'ın kızı
Mihrimah Sultan ile evlenmiştir.Bu nedenle 'Damat „ da sıfatıyla anılır. Kendisini
çekemeyenlerce çıkarılmış "cüzzamlıdır" dedikodusunun yayıldığı bir esnada, üzerinde
bit çıkmıştır.Hatta bununla ilgili anonim bir beyit dilden dile yayılmıştır.
Olucak bir kişinin bahtı kavi talii yar. Biti dahi mahallinde anın işine yarar. Zira inanışa göre cüzzamlının üzerinde bit barınamazmış. Bu yüzden, tarihçilerin
kendisine vermiş oldukları bir diğer isim "Kehle-i Ġkbal" (İkbal Biti) Rüstem PaĢa'dır.
Hürrem Haseki: Lehistan Krallığı'nın sınırları içerisinde bulunan
Rutenya'da(Lehistan) doğdu. Tatar akıncılar tarafından 1520 tarihinde 20'li
yaşlarında Rutenya'den kaçırılmış, Kırım Hanı'nın himayesinde kalmış daha sonra
Osmanlı sarayına girmiştir. 19. yüzyılın Ukrayna'daki ilk kayıtlarına göre
Anastasia (Kısaca Nastia) Polonyalıların geleneğinde, Aleksandra Lisowska
olarak bilinir. Avrupa dillerinde Roxolena ,Türkçe'de Hürrem (Farsça kökenli:
Hürrem), neşeli olan kişi ve (Arapçada Kerîme ) soylu olan kişi anlamına gelir. Hürrem
Sultan saraya geldiğinde Kanuni'nin Manisa valisi iken birlikte olduğu Mahidevran
Sultan'dan Mustafa isimli bir oğlu vardı.Hürrem Sultan, Kanuni Sultan Süleyman'a bir
kız, dört oğlan çocuğu doğurdu. En büyük oğlu Mehmet Şehzade tahta çıkamadan öldü.
İkinci oğlu Selim tahta çıktı. Diğer çocukları da Beyazıt ve Cihangir Şehzadeleridir. Kızı
Mihrimah Sultan'ı Vezir-i Azam Rüstem Paşa ile evlendirdi. Hürrem Sultan 18 Nisan
1558 tarihinde eşi Kanuni Sultan Süleyman'dan 8 sene önce 52 yaşındayken
ölmüştür. Oğlu II. Selim'in tahta çıkışını göremedi. Süleymaniye Camisi
Külliyesi içinde kendisi için yaptırılan türbeye gömüldü. Türbenin iç duvarları bir
cennet bahçesini tasvir eden İznik çinileriyle kaplıdır. Hürrem Sultan İstanbul'da
günümüzde onun adıyla anılan Haseki semtinde, Mimar Sinan'a HASEKĠ
KÜLLĠYESĠNĠ yaptırmıştır. 1538-1550 yılları arasında inşaatı tamamlanan külliyenin
içinde bir hamam, medrese ve hastane bulunmaktadır. Günümüzde T.C. Sağlık Bakanlığı
Haseki Eğitim ve AraĢtırma Hastanesi olarak tanınan bu hastane Türkiye'de kesintisiz
hizmet vermekte olan en eski hastane olma özelliğini taşır. Hürrem Sultan ayrıca
Ayasofya Camii civarında yardıma muhtaç ve fakirlerin karnını doyurmak için bir
mutfak yaptırtmıştır.
I.SÜLEYMAN
(KANUNĠ) (1520-1566)
Osmanlı tarihçilerinin beyanına göre, ġehzade Mustafa hayatta iken onunla beraber
hayatta olan üç şehzade daha vardır: ġehzade Bayezıd, ġehzade Cihangir ve ġehzade
Selim.
Sadrazam Rüstem Paşa ve Hürrem Sultan‟ın niyeti Şehzade Bayezıd‟ı hükümdar
olarak görmekti. Padişahlar, askerler,alimler ve meşayıhın meyli ise Şehzade Mustafa
idi.Harem halkı da sancağa çıkmayan ve sarayda oturan Şehzade Cihangir‟i
destekliyordu.Şehzade Selim ise hiç kimsenin aklından bile geçmiyordu.
Ancak Kanuni‟nin hanımı Hürrem Haseki‟nin Şehzade Bayezıd,Şehzade Selim ve
Şehzade Cihangir‟in annesi olması;Şehzade Mustafa‟nın ise Mahidevran haseki‟nin oğlu
olması fitneyi ateşlemeye yeterli bir sebepti.Hürrem Haseki‟nin ve Kanuni‟nin kızı
Mihrimah Sultan ile evlenen ve 1544 yılında Sadrazamlık makamına gelen Rüstem
Paşa,fitne ateşini körüklemeye başladı.Asıl arzusu Şehzade Bayezıd‟ın tahta
çıkmasıydı.Bunun için Şehzade Mustafa‟nın tasfiyesi gerekiyordu.Bu gayeye ulaşmak
üzere Damad,Kayınvalide ve kız birlikte hareket ettiler.Osmanlı Devleti‟ni en çok
ürküten politik bir mevzu olan Anadolu‟nun Şi‟alaşmasını vesile ettiler.
Kanuni Sadrazam Rüstem Paşa‟nın komutasında İran seferine çıkmak üzere bir ordu
çıkarmıştı.Bu olaydan sonrasını SOLAKZADE Ģöyle özetlemiĢtir:
‘’ġaĢılacak bir iĢtir ki, askerin dilinde hiç hoĢ olmayan sözler dolaĢıyordu. Bazı gayr-ı
makul sözler ile çadırlar dolup gizli ve aĢikar söyleniyordu ki,’ PadiĢah(Kanuni) gayet
kocaldı, yaĢlılık vücudunu yıprattı.Bu günden sonra sefere çıkamaz.Onun için Rüstem
PaĢa’yı Anadolu’ya serdar tayin etti.Ġnsaf o ki,ġehzade Mustafa yerlerine tahta geçmek
istiyormuĢ;ancak Rüstem PaĢa engel imiĢ’.Bu tür dedikodular tevatür derecesine geldi.’Söz
yalan olmaz;yanlıĢ olur’ dedikleri gibi,aslında ġehzade Mustafa’nın yaĢı kırkı geçmiĢ,ilim ve
kahramanlık itibariyle Ģehzadeler arasından biricik idi.Ayrıca asker ve halk onu seviyor ve
istiyordu.Maalesef bazı ahmaklar iyi niyetle ve bazıları ise kötü niyetle ġehzade Mustafa’ya
bu sözleri ulaĢtırdılar ve onu isyan edecek merhaleye getirmeye çalıĢtılar.’’
İşte bu dedikodular üzerine, fesat şebekeleri, Şehzade Mustafa‟nın İran şah‟ı
Tahmasb ile gizlice ittifak yaptığına ve onun damadı olup babasını devireceğine
Kanuni‟yi ikna ettiler.Her ne kadar Kanuni,kendisine ilk olarak bu mevzu açıldığında,
‘‘ Haşa Mustafa oğlum bu küstahlığa cür’et ede.Bazı müfsidler kendi arzularını mülk
ve saltanat ona kalmasun deyü iftira ederler’’ diye sert cevap vermesine rağmen,sahte
mektuplar ve benzeri desilelerle onun isyan edeceğine ve hıyanet ettiğine inandı.Hatta
III.İran seferi için yaptığı hazırlığa,Şehzade Mustafa‟nın Konya Ereğlisi yakınlarında
30.000 kişilik bir orduyla katılmasını,ona isyan için geliyor zannetti.
Rüstem paşa‟nın tahrikleri kötü amacına ulaşmış ve Paşa ġeyhulislam Ebüssud
Efendi‟den de devlete isyan ettiğinden dolayı idam fetvasını kamufleli bir şekilde
almıştır. Böylece araya giren müfsidlerin tahriki ile, Osmanlı tarihinin en haksız bir
idamı gerçekleşmiş 960/1553 yılının Şevval ayında Sultan Mustafa babası ile görüşmek
üzere geldiği çadırda boğdurulmuştur.Katli,devlete isyan suçundan dolayıdır;ancak
deliller yanlış ve şahitler yalancıdır.
Şehzade Mustafa‟nın idam edilmesi, her ne kadar kanuna uydurulmuş ve sahte
deliller ile insanlar kandırılmış olsa da, memleket içinde büyük sıkıntılar meydana
getirmiştir.Hadiseye üzülen ġehzade Cihangir,aynı yıl üzüntüsünden vefat etmiştir.Ordu
çok ciddi manada rahatsız olmuş ve ısrarla Sadrazam Rüstem Paşa‟nın azli istenmiş ve
mecburen azledilmiştir.En kötü olanı da İran seferinden vazgeçilmiştir.Halk arasında
Şehzade Mustafa destanlaşmış ve adına çok önemli mersiyeler yazılmıştır.
Bu olayların ardından bu seferde Lala Mustafa PaĢa, bazı şahsi menfaatleri
yüzünden,iki öz kardeşin arasını açmaya başlamış ve ġehzade Bayezıd ile ġehzade
Selim‟in aralarına buz dağları sokmaya çalışmıştır.1558 yılında Şehzade Bayezıd
Kütahya‟dan Amasya‟ya ve Şehzade Selim ise Manisa‟dan Konya‟ya sancakbeyi olarak
tayin edilmişlerdir.Şehzade Bayezıd,bazı tahriklere aldanarak bu fermanı dinlememiştir.
Padişah‟ın emriyle üzerine gelen orduya Konya‟da mağlup düşen Bayezıd İran‟ın
başşehri Kazvin‟e sığınmış ve asi hale gelmiştir. Sonunda İran Şahı,bazı dedikoduların
etkisiyle asi oğlunu babası Kanuni‟ye teslim edince,4 oğlu ile birlikte Şehzade Bayezıd 1562
yılında idam edilmişlerdir.İdam fetvasını veren yine Şeyhülislam Ebüsuud Efendi‟dir.Bu
fetvada bir aykırılık bulunmamaktadır.Zira Şehzade Bayezıd‟ın katli tamamen devlete
isyan suçundan dolayıdır ve bağy suçunun cezasıdır.(Kaynak: Bilinmeyen Osmanlı) BU DÖNEMĠN ÖNEMLĠ DEVLET ADAMLARI:Piri Mehmed Paşa,Pargali İbrahim
Paşa,Ayas Mehmed Paşa,Lütfi Paşa,Hadım Süleyman Paşa,Rüstem Paşa,Kara Ahmed
Paşa,Semiz Ali Paşa,Sokullu Mehmed Paşa.
II. SELĠM
(SARI) (1566-1574)
Kanuni Sultan Süleyman öldükten sonra, tahta hayatta kalan tek oğlu Şehzade
Selim geçmiştir.
Tahta çıktığında asker Cülus bahĢiĢi için ayaklanmıştı. Padişah II.Selim Kapıkulu
askerlerinin yanı sıra Ulemaya da cülus bahşişi ödemiştir.Ulema için bu uygulama
Osmanlı tarihinde ilk defa olmuştur.
Bu dönemin en önemli ismi hiç şüphesiz SOKULLU MEHMET PAġA‟dır.
SOKULLU MEHMET PAġA: 1505 yılında Vişegrad kadılığındaki Rodo kasabasına
uzak olmayan (Osmanlı idaresi altında iken Sokol olarak adlandırılan) Sokoloviçi (Slav
dillerinde 'şahin oğulları' demektir) köyünde doğmuştur. İlk adı Bayo Sokoloviç'di. Bu
nedenle Balkan halkları arasında Mehmet Paşa Sokoloviç olarak anılır. Vaftiz edilirken
Bayo adı takılmıştı. Babasının adı Dimitriye'ydi. Dimitriye'nin bir kızı ve Sırp
tarihçilerine göre üç, Türk yazarlarına göre ise iki oğlu daha vardı. 1519 yılında
devĢirme sistemi ile çocuk yaşta Edirne Sarayına getirilmiş, Mehmet adı verilerek Türk
ve Müslüman kültürü ile yetiştirilmiştir. Ardından İstanbul'a gönderildi. Topkapı
Sarayı'nın Enderun bölümünde çeşitli görevlerde bulundu. 1541'de Kapıcıbaşılığa
yükseldi. 1546'da saray hizmetlerinde başarılı olanların dış göreve atanmaları yolundaki
gelenek uyarınca Kaptan-ı Derya'lığa getirildi. Görevde iken Trablusgarp Seferi'ne
katıldı, İstanbul Tersanesini genişletti ve yeniledi. 1549'da vezirliğe yükselerek Rumeli
Beylerbeyliğine atandı. Kanuni Sultan Süleyman 1553'te Sokullu Mehmet Paşa'yı
Rumeli askerlerinin başında Anadolu'ya gönderdi. Aynı yıl başlayan Nahçıvan Seferinde
Sokullu komutasındaki Rumeli askerleri büyük başarı gösterdiler. Sefer dönüşünde
Sokullu üçüncü kez vezirliğe yükselerek kubbealtı vezirleri arasına katıldı. Sokullu
Mehmed Paşa, Kanuni'nin oğulları arasındaki mücadeleler sırasında da hep Selim'in
yanında oldu. Nitekim taht mücadelesini Selim kazandı. Semiz Ali Paşa'nın sadrazamlığa
yükselmesiyle ikinci vezir olan Sokullu, onun 1565'de ölmesiyle sadrazamlığa
getirildi. Yaşı hayli ilerlemiş olan Kanuni çok güvendiği Sokollu'ya geniş yetkiler
vermişti. 1561'de üçüncü vezir iken Kanuni Sultan Süleyman'ın torunu ve Sultan II.
Selim'in kızı Esmehan Sultan ile evlendi. Bu tarihten ölümüne kadar ki 15 yıl boyunca
Osmanlı Ġmparatorluğunun idaresini fiilen elinde tuttu.
Sokullu Mehmed Paşa; Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim ve III. Murat
devirlerinde toplam 14 yıl, 3 ay, 17 gün Osmanlı İmparatorluğu'nun sadrazamlığını
yapmıştır. Kanuni Sultan Süleyman'ın son vezir-i azamı olmuĢtur. Hem Osmanlı
İmparatorluğu'nun zirvede bulunduğu dönemi simgelemesi itibariyle hem de icraatları,
projeleri ve kişiliği nedenleriyle en büyük Osmanlı sadrazamlarından biri kabul edilir. İki
metreyi aşan boyu ile aynı zamanda en uzun boylu Osmanlı sadrazamı idi. 1579 yılında
ise III. Murat' ın eşi Safiye Sultan tarafından tutulan ve derviş kılığına girmiş bir yeniçeri
tarafından divan çıkışında 11 Ekim 1579 da kalbinden hançerlenerek öldürüldü.
Paşa'yı öldüren şahıs ise hemen oracıkta askerler tarafından parçalanırken başta padişah
olmak üzere bütün devlet ileri gelenleri hemen içeri alındı. Sokullu ise yapılan bütün
müdahalelere rağmen kurtarılamadı ve kısa sürede hayatını kaybetti. Daha sonra
Eyüp'te defnedildi.
Endonezya Seferi(1568-1569): II.Selim döneminde Kurdoğlu Hayredin Hızır Reis
komutasında Süveyş‟ten hareket eden 22 gemi,teknik personel ve savaş malzemesiyle
birlikte Sumatra‟ya ulaştı.Kuzey Sumatra‟da hüküm süren Açe Sultanlığı Türk
yardımları sayesinde Güney Doğu Asya‟nın en güçlü devleti haline gelmişti.
Astrahan(Ejderhan) Seferi(1569): Osmanlı Devleti'nin 1556 yılında Rusya'nın eline
geçen Astrahan Hanlığı'nı Rusların elinden kurtarmak için düzenledikleri seferdir. Bu
seferin bir diğer amacı da Don-Volga kanallarının açılmasıydı. Ancak istenilen sonuç
alınamadı.
II. SELĠM
(SARI) (1566-1574)
KANAL PROJELERĠ
Don-Volga: Sadrazam Sokullu Mehmet PaĢa tarafından Don ve Volga nehirlerinin
birleştirilmesi için tasarlanan projedir. Bu projenin amaçları arasında;
İran savaşlarında donanmanın kullanılmasını sağlamak, Kuzey Kafkasya‟nın egemenlik altına alınmasını kolaylaştırmak, Hazar Denizi ile doğrudan irtibat sağlamak, Orta Asya Türkleri doğrudan ilişki kurmak gibi amaçlar yer alıyordu.
Kanal mesafesinin üçte biri kazıldığı halde,kış mevsiminin yaklaşması ve Karadeniz‟in
kuzeyindeki kontrolü Osmanlı Devleti‟ne kaptırmak istemeyen Kırım Hanı‟nın isteksiz
tutumu yüzünden proje hayat geçirilemedi. Don-Volga kanalı 1952‟de Ruslar tarafından açılmış ve kullanılmaya başlanmıştır.
SüveyĢ Projesi: Akdeniz‟deki Osmanlı donanmasının doğrudan Kızıldeniz ve Hint
Denizi‟ne kolayca geçebilmesini sağlamak, Yemen, Habeş ve Hicaz‟daki hakimiyeti
güçlendirmek, Akdeniz ticaretini canlandırmak için Kızıldeniz-Akdeniz arasında bir
proje planlanmış anacak gerçekleşmemiştir.(Kanal 1869‟da Fransızlar tarafından
açılmıştır)
Marmara-Sapanca Projesi: Marmara Denizi-İznik Gölü ve İznik Gölü-Sakarya
nehri arasında kanal açılması öngörülüyordu.
KIBRIS’IN FETHĠ(1571)
Venediklilerden Kıbrıs‟ın alınmasıyla Doğu Akdeniz tamamen Osmanlı egemenliğine
girmiş, İnebahtı Savaşına sebep olmuştur.Kıbrıs seferi için orduyu Lala Mustafa Paşa
komuta etmiştir.
ĠNEBAHTI DENĠZ SAVAġI(1571)
Venedik öncülüğündeki Haçlı donanmasıyla yapılan savaşta Osmanlı donanması imha
edilmiş, fakat altı ay içinde yeni bir donanma inşa edilmiştir.
TUNUS’UN FETHĠ (1574)
Osmanlı‟nın İnebahtı bozgunundan sonra Akdeniz‟de üstünlüğünü devam ettirdiğinin
anlaşıldığı savaştır. İspanyollardan alınmıştır. Osmanlı kuvvetlerinin başında Kaptan-ı
Derya Kılıç Ali Paşa ve Koca Sinan Paşa bulunuyordu.
BU DÖNEMĠN ÖNEMLĠ DEVLET ADAMLARI:Sokullu Mehmed Paşa,Semiz Ahmed
Paşa,Lala Mustafa Paşa,Koca Sina Paşa,Kanijeli Siyavuş Paşa,Özdemiroğlu Osman Paşa,
İkinci Mesih Paşa,Ferhad Paşa.
III. MURAT (1574-1595)
Sokullu Mehmet Paşa Sadrazamlığa devam etmiştir.
FAS’IN ALINMASI /Vadi’üs Seyl (Kasr’ül Kebir SavaĢı )(1578)
1578 yılında, Osmanlı'yla Portekiz arasında yapılan deniz savaşıdır. Kasr-ül Kebir
Savaşı olarak da bilinir.Bazı kaynaklarda „Üç Kral Muharebesi „ olarak da
bilinir.(Portekiz Kralı Sabestio,eski Fas Sultanı III.Muhammed ve Yeni Fas Sultanı
Abdulmelik) Fas'ın Osmanlı yönetiminden kopmasından sonra, Fas'ta kral değişti. III.
Muhammed tahta geçti. Ama Abdülmelik tahta geçmek isteyince, Osmanlı'dan yardım
istemiştir. Bunun üzerine üzerine, kral III. Muhammed de Portekizlilerden yardım istedi.
Fas açıklarında karşılaşan Osmanlı ve Portekiz donanmaları savaştı. Osmanlı'nın kesin
zaferiyle savaş sona erdi. Bunu gören Abdülmelik, sevincinden kalp krizi geçirdi. Yerine
Mevlay Mehmed‟i Fas Sultanı oldu.Bu savaş sonunda, Portekizlilerin Akdenizdeki
üstünlüğü bitti.
LEHĠSTAN’IN OSMANLI HĠMAYESĠNE GĠRMESĠ(1577)
Erdel Prensini kral seçtiren Osmanlı, böylece Lehistan‟ı himaye altına almış oldu.
Lehistan‟ın Osmanlı hâkimiyeti 20 yıl sürmüştür. BU DÖNEMĠN ÖNEMLĠ DEVLET ADAMLARI:Sokullu Mehmed Paşa,Semiz Ahmed
Paşa,Koca Sinan Paşa,Kanijeli Siyavuş Paşa,Özdemiroğlu Osman Paşa,Mesih Paşa,Ferhad
Paşa
-YENĠÇAĞDA AVRUPA
Yeniçağ;1453'te Ġstanbul'un fethiyle baĢlayıp 1789'da Fransız Ġhtilalı’yla kapanan dönemdir. Bu
dönem Avrupa'sında görülen önemli geliĢmeler sırasıyla Coğrafi KeĢifler, Rönesans ve Reform
Hareketleri'dir.
YENĠÇAĞ AVRUPASI'NI HAZIRLAYAN BĠLĠM VE TEKNĠK ALANDAKĠ GELĠġMELER
Hümanizma:
Konusu insan sevgisi ve tabiat olan düĢüncedir. Ortaçağ’ın sonlarında Avrupa'da görülmeye baĢlayan
bu düĢünce ile ilkçağ Hellen ve Roma Uygarlığı'na ait eserler incelenmeye baĢlanmıĢtır.
Tarihte ilk kez Çin'de kullanılmıĢ olan barut, pusula, kâğıt ve matbaa Talas savaĢı (751)sonrasında
Türk-Ġslam dünyasında kullanılmaya baĢlanmıĢtır. Haçlı Seferleri sırasında da Avrupalılar tarafından
öğrenilmiĢtir.
Barut: Çin’de maytap ve havai fiĢek yapımında kullanılan barut, Ortaçağ’ın sonlarında ateĢli
silahlarla kullanılmaya baĢlanmıĢtır. Bu geliĢme derebeyliklerin sonunu hazırlarken, merkezi
krallıkları güçlendirmiĢtir.
Uyarı:
Ġstanbul'un fethi büyük surların toplarla yıkılacağını göstermiĢtir.
Pusula: Çin’de mıknatıslı taĢlardan yapılan pusula yön tespitinde kullanılmıĢtır. Pusula sapma
açısından tam olarak hesaplanması Kristof Kolomb tarafından gerçekleĢtirilmiĢtir. Pusulanın icadı
Coğrafi KeĢiflerin temel etkenlerinden biri olmuĢtur.
Kâğıt: Çin'de Ġpek'ten yapılan kâğıt, Türk-Ġslam dünyasında ipek ve pamuktan yapılmıĢtır. Ortaçağ
Avrupa’sında ise paçavradan yapılmıĢtır. Kâğıdın selüloz (odun özü) dan yapılmaya baĢlanması
bollaĢması ve ucuzlamasına neden olmuĢtur.
Matbaa: Çin’de bulunan basma matbaa, Uygur Trükleri’nde biraz geliĢtirerek kliĢe matbaaya
dönüĢtürülmüĢtür. Günümüzde kullanılan modern matbaanın mucidi ise Alman kuyumcu ustası Jan
Gutenberg olmuĢtur.
Uyarı:
Kâğıdın bollaĢması, matbaanın icadı, fikir ve düĢüncelerin hızlı bir Ģekilde yayılmasına neden
olmuĢtur.
COĞRAFĠ KEġĠFLER
Sebepler
Pusulanın sapma açısından Kristof Kolomb tarafından tam olarak hesaplanması,
Gemicilik sanatında ilerleme, Karavela adı verilen açık denizlere dayanıklı büyük gemilerin
yapılması,
Haçlı Seferleri sonunda Ġslam âlimlerine ait birçok eserin Avrupa'ya taĢınması ve dünya
hakkındaki bilgi birikiminin artması,
Doğu'dan gelen ticari önemli büyük Ġpek ve baharat yollarının Türk-Ġslam Dünyası’nın
kontrolünde olması,
Doğu ülkelerinin zenginliği, Avrupalıların bu zenginliklere aracısız olarak ulaĢma düĢüncesi,
Hurafelere inanmayan cesur gemicilerin yetiĢmesi,
Avrupalıların Hıristiyanlığı yayma düĢünceleridir.
BAġLICA KEġĠFLER
1486'da Portekiz kâĢif, Bartelmi Diaz, Afrika’nın güneyindeki Ümit Burnu'nu keĢfetti.
Fırtınalar Burnu olarak bilinen bu bölgeye gemicilerin cesaretini kırmamak amacıyla ''ümit
burnu'' denildi.
1498'da Wasko dö Gama, Müslüman keĢif Ġbn-i Macit'in de yardımıyla, Ümit Burnu'nu
dolaĢarak Hindistan'daki Kalküta Limanı'na ulaĢmıĢtır. Böylece Hindistan'a giden deniz yolu
bulunmuĢtur.
1492'de Kristof Kolomb, orta Amerika'daki Antil adalarına ulaĢmıĢtır. Ancak buranın yeni
bir kıta olduğunu anlayamamıĢ, Hindistan’ın batısındaki adalar olduğunu zannetmiĢtir.
Kolomb bu bölgeye bundan sonra üç sefer daha düzenlemiĢtir.
1507'de bölgeye ulaĢan Ameriko Dö Vespuci bölgenin yeni bir kıta olduğunu anladı. Bu
kâĢifin isminden dolayı da kıtaya Amerika denilmiĢtir.
1519-1522 yılları arasında Dünyanın yuvarlıklığı Macellan ve Del Kano tarafından
ispatlandı. Sürekli batıya gidildiğinde aynı noktaya gelineceğini belirten Macellan, Filipinlere
ulaĢtığında buradaki yerli halkla yapılan mücadelede ölmüĢtür. Del Kano seyahati
tamamlamıĢtır.(1522).
COĞRAFĠ KEġĠFLERĠN SONUÇLARI:
Yeni kıtalar, yeni yollar keĢfedildi.
KeĢfedilen kıtalardaki birçok ürün tanındı (Tütün, kakao, vanilya, patates, domates gibi).
KeĢfedilen kıtalarda Avrupa'dan göçler baĢladı. Sömürge imparatorlukları kuruldu.
KeĢfedilen kıtalardaki altın, gümüĢ, bakır gibi madenler Avrupa'ya taĢındı. Avrupa’da büyük
bir sermaye birikimi oldu.
Akdeniz limanları önemini kaybetti. Akdeniz ticareti sönükleĢti. Atlas Okyanusu limanları
önem kazandı.
Ticaretle uğraĢan Burjuva sınıfı güçlendi.
Ekonomik refahın yükselmesi Rönesans'ın doğuĢunu da etkiledi.
Papa ve diğer din adamlarının söylediklerinin tersinin uygulamalı olarak ispatlanması din
adamları ve kiliseye olan güveni sarstı.
Hıristiyanlık Avrupa kıtası dıĢında, keĢfedilen bölgelerde de yayıldı.
Türk-Ġslam dünyası Coğrafi KeĢiflerden olumsuz yönde etkilendi. Gümrük gelirleri
azaldı. Avrupa’da altın ve gümüĢ madenlerinin artması Osmanlı para birimi Akçenin de değer
kaybetmesine neden oldu.
Uyarı:
Coğrafi KeĢiflerin öncüleri Ġspanyollar ve Portekizlerdir. Daha sonraki dönemlerde okyanuslardaki
üstünlük Ġngiltere, Fransa ve Hollanda'ya geçmiĢtir
RÖNESANS
Rönesans, kelime anlamlı itibariyle ''Yeniden doğuĢ'' demektir. Yeniden doğuĢ denmesindeki
neden Yeniçağ Avrupa’sında, Antik kültürün yeniden canlandırılmasıdır. GeniĢ anlamıyla
Rönesans,15. ve 16. yy.da Avrupa'da meydana gelen bilim ve sanattaki geliĢmelerin tümüdür.
Rönesans Hareketlerinin Sebepleri:
Ortaçağ'ın sonlarına doğru kültür ve sanat alanında belirli bir birikiminin oluĢması,
Kâğıdın bollaĢması ve matbaanın icadı ile fikir ve düĢüncelerin hızlı bir Ģekilde yayılması,
okur-yazar oranının artması,
Coğrafi KeĢiflerle zenginleĢen halkın, bilime ve sanata yönelmesi,
Mesen adı verilen sanata ilgi duyan, sanatkârları ve sanat eserlerini koruyan bir sınıfın doğması,
Büyük sanatkârların yetiĢmesi.
Ġlkçağ Hellen ve Roma dönemine ait birçok eserin incelenerek tekrar üniversitelerde
okutulmaya baĢlanması,Ġstanbul'un Türkler tarafından fethinden sonra Ġtalya'ya giden Bizanslı
bilginlerin yaptıkları çalıĢmalardır. Yukarıda belirtilen sebeplerden dolayı Rönesans
Hareketi ilk olarak edebiyatta Hümanizma akımıyla Ġtalya'da baĢlamıĢtır.
RÖNESANS'IN ĠTALYA'DA BAġLAMA SEBEPLERĠ:
Ġtalya'nın coğrafi konumu nedeniyle Akdeniz uygarlığına ve Ġslam dünyasına yakınlığı.
Haçlı seferleri sonunda Akdeniz ticaretinin canlanmasına paralel olarak, Ġtalya’da birçok
liman kentinin zenginleĢmesi,
Siyasi birlikten yoksun olan Ġtalya’da Cumhuriyetleri andıran devletlerin bulunması, bu
devletlerde diğer Avrupa ülkelerine göre daha serbest bir düĢünce ortamının bulunması
Ġtalya'nın dini merkez olması papa'yı ve Vatikan kilisesini ziyarete gelenlerin bol miktarda
bağıĢ yapmaları, ekonomik refahın yükselmesinde etkili olmuĢtur.
Rönesans hareketleri önce Ġtalya'da baĢlamıĢ, daha sonraki dönem de Fransa, Almanya,
Ġspanya ve Hollanda da görülmüĢ.
RÖNESANS'IN ĠTALYA DIġINDA YAYILMA NEDENLERĠ:
Ġtalya'nın dini, eğitim, kültür ve ekonomik merkez olması.
Ġtalya Veraset savaĢları nedeniyle birçok kralın bu ülkeye gelmesi ve buradaki geliĢmeleri
kendi ülkelerinde uygulamak istemeleridir.
RÖNESANS'IN SONUÇLARI:
Skolâstik düĢünce etkisini yitirerek yerine Hümanizma ve pozitif bilimlere bıraktı.
Bilim ve sanatta önemli geliĢmeler baĢladı, ölümsüz eserler meydana getirildi.
DüĢünen, araĢtıran insan tipi ortaya çıktı. Bu da Reform hareketlerine zemin hazırladı.
Toplumda; Edebiyattan ve sanattan zevk alan ve bunlarla uğraĢan sınıf (Mesenler) ile sanata
ilgi duymasına rağmen sanatla uğraĢmayan fakir sınıf belirgin olarak birbirinden ayrıldı.
UYARI:
Coğrafi keĢifler sonunda biriken sermaye, Rönesans sonunda bilim ve teknikteki geliĢmelerle
birleĢince ileriki dönemde Sanayi Ġnkılabı’nın meydana gelmesinde temel etken olmuĢtur.
REFORM
Reform, ıslah etme, düzeltme anlamındadır.
REFORMUN SEBEPLERĠ
Kağıdın bollaĢması ve matbaanın kullanılmasıyla okur yazar oranının artması,
Ġncil, Tevrat gibi kutsal kitapların Latinceden milli dillere çevrilmesi, çok sayıda basılması ve
bunları okuyup anlayanların sayısının artması,
Coğrafi keĢifler ve Rönesans hareketleri sonucunda din adamlarına olan güveninin sarsılması.
Kilisenin Aforoz, Enterdi ve Endülüjans uygulamalarının halktan tepki almaya baĢlaması,
Din adamlarının ve Kilise'nin zenginliği karĢısında köylülerin yoksulluk içerisinde
bulunmasıdır.
REFORM'UN BAġLAMASI VE YAYILMASI
Reform hareketleri Martin Luther önderliğinde Almanyada baĢlamıĢtır. Bir Teoloji(ilahiyat) bilgini
olan Martin Luther, Ġncil’de yazılanlara kilise uygulamalarının aynı olmadığını görmüĢ ve bunu
protesto etmek amacıyla 95 maddeden oluĢan bir bildiri hazırlayarak Wittenberg Kilisesi’nin kapsına
asmıĢtır.(1517).Papa Luther'i Aforoz etmiĢtir. Tutuklanması içinde Alman imparatoru ġarlken'den
yardım istemiĢtir. Luther, Worms imparatorluk Meclisi'nde yargılanırken, Saksonya Elektörü
tarafından kaçırılarak Wartburg ġatosunda korumaya alınmıĢtır. Martin Luther, burada kaldığı bir yıl
içerisinde Ġncil’i Latinceden Almancaya çevirmiĢtir. Ġncil’in Almanca olarak basılıp çoğaltılmasıyla
Luther taraftarları çoğalmıĢtır. Bu geliĢmeler sonunda Protestanlar ile Katolik kilise mensupları
arasında mücadeleler baĢladı.Nitekim Protestan Alman Prensleri ile Katolik Alman Ġmparatoru
arasında 1555'de Ogsburg AntlaĢması imzalandı. Böylece Protestanlık mezhebi tanınmıĢ oldu.
Halk bağlı olduğu prensin benimsediği mezhebe girmek zorunda bırakıldı.
REFORM HAREKETLERĠNDE DĠĞER ÜLKELER
Reform Hareketleri, Fransa'da Kalven'in önderliğinde baĢlamıĢtır. Kalvenizm Fransa'da
1598'de Nant Fermanı ile serbest bırakılmıĢtır.
Ġngiltere'de Reform Hareketleri, diğer Avrupa ülkelerinden farklı olarak yönetenin
önderliğinde baĢlamıĢtır. Kral VIII. Henry önderliğinde baĢlayan hareketler sonunda
Anglikanizm mezhebi doğmuĢtur.
Fransa’da Reform Hareketleri sonunda Kalvenizm mezhep olarak benimsenmiĢtir. Bu mezhep
Ġskoçya’da Presbiteryen olarak tanınmıĢtır.
Reform Hareketleri zamanla diğer Avrupa ülkelerinde de etkili oldu. Ġsveç, Norveç,
Danimarka’da Protestanlığı kabul etmiĢtir.
REFORMUN SONUÇLARI
Katolik kilisesindeki birlik bozuldu yeni mezhepler ortaya çıktı.
Kiliseye ve din adamlarına olan güven iyice azaldı.
Katolik kilisesine bağlı din eğitimi veren okulların yanında laik esaslara dayalı eğitim veren
yeni okullar açıldı. Böylece eğitimde laikleĢme süreci baĢladı.
Kilise döneminde bulunan topraklarla köylüler el koydu. Kiliseye ait mallar yağmalandı.
Bilimin üzerindeki din baskıları kalktı. Bilim Rönesans’ı doğdu.
Katolik kilisesi kendisini düzeltme ve koruma yoluna gitti. Engizisyon mahkemeleri yoğun
bir biçimde çalıĢtı. Cizvit tarikatı kuruldu.
UYARI:
Osmanlı devleti Reform Hareketleri'ni yakından takip etmiĢ; Kanuni özellikle Almanya'da
ġarlken`e karĢı mücadele eden Protestanlara destek vermiĢtir.
Reform Hareketleri'nin Avrupa'da mezhep birliğini bozması, Osmanlı Devleti’nin Avrupa içinde
ilerlemesini kolaylaĢtırmıĢtır.
30 YIL SAVAġLARI (1618-1648)
Reform Hareketlerinin sonuçlarına bağlı olarak doğmuĢtur. Katolik Alman Ġmparatorluğu ile Protestan
Alman Prensleri arasında baĢlayan savaĢlara, Ġsveç, Fransa, Danimarka ve Ġspanya'da katılmıĢtır. Fransa
Katolik olmasına rağmen Almanya'nın güçlenmesini önlemek için Almanya'nın karĢısında yer almıĢtır.
Ġspanya ise bu savaĢlar sırasında müttefiki Almanya ile birlikte hareket etmiĢtir. Bu savaĢlar sonunda Katolik
Alman Ġmparotorluğu yenilmiĢtir
1648 Westfalya AntlaĢması ile 30 yıl savaĢları sona ermiĢtir.
Bu AntlaĢmaya Göre;
Protestanlık Almanya'da tamamen serbest bırakıldı.
Almanya, Prusya Dukalığı çevresinde birçok Prensliğe bölündü.
Alsas-Loren bölgesi Fransa'ya bırakıldı.
1609’da kurulmuĢ olan Hollanda'nın bağımsızlığı onayladı.
Ġspanya ile de 1639'da Pirene AntlaĢması yapılmıĢtır.
Ġsviçre bağımsızlığını kazandı
VERASET SAVAġLARI
1-1702-1714 arası Ġspanya veraset savaĢları
2-1733-1738 atası Lehistan Veraset savaĢları
3-1740-1748 arası Avusturya veraset savaĢları EkslaĢepel AntlaĢması ile son buldu.
Bu savaĢlardan Fransızlar üstün çıkmıĢtır
-DURAKLAMA DÖNEMĠ
(1579-1699)-XVII. yy
Duraklama Dönemi 1579’da Sokullu Mehmet PaĢa’nın ölümüyle baĢlayıp,1699 Karlofça
AntlaĢması’na kadar geçen dönemi kapsar.
III. MURAT (1574-1595) ALT KONU BAġLIKLARI
III. MEHMET (1595-1603)
I. AHMET (1603-1617) -DURAKLAMANIN SEBEPLERĠ
I. MUSTAFA (1617-1618) -SĠYASĠ OLAYLAR
II. OSMAN (1618-1622) -ĠÇ ĠSYANLAR
I. MUSTAFA (1622-1623) -XVII. YÜZYIL ISLAHATLARI IV. MURAT (1623-1640)
SULTAN ĠBRAHĠM (1640-1648)
IV. MEHMET (1648-1687)
II. SÜLEYMAN (1687-1691)
II. AHMET (1691-1695)
II. MUSTAFA (1695-1703)
DURAKLAMANIN SEBEPLERĠ
ĠÇ SEBEPLER
Merkezi Yönetimdeki Bozulmalar; -Kanuni döneminden sonra tahta geçen PadiĢahların bazıları çocuk, bazıları ise etki altında
kalan, saraydan dıĢarı çıkmayan, zayıf iradeli kimselerdi. Hatta çoğu padiĢah ordunun baĢında
bile sefere çıkmamaya baĢladı.
-Devlet adamları genelde liyakat ve hizmet esaslarına bakılmadan iltimas ya da rüĢvetle
atanmıĢlardır
-ġehzadelerin sancak beyi olarak sancağa gönderilmesi geleneğinin kaldırılması ve buna
bağlı olarak devlet iĢlerinde yeterli birikime sahip olmayan Ģehzadelerin tahta çıkması(KAFES
USULÜ)
-Çocuk yaĢta padiĢahların tahta çıkması ve valide sultanların yönetimde etkili olması
Maliyenin(Ekonominin) Bozulması; -Sarayda lüks ve israfın artması,
-Kapıkulu ocaklarındaki asker sayısının artması ve Kapıkulu askerlerinin devletten aldığı
maaĢın(ulufe) miktarında artıĢ olması,
-SavaĢların uzun sürmesi savaĢ ganimetlerinin iyice azalması
-Cülüs bahĢiĢi miktarında artıĢ yaĢanması ve sık sık padiĢah değiĢikliği ile bu bahĢiĢin
hazineye yük getirmeye baĢlaması
-Gümrük gelirlerinde azalma olması (Bu durumun ene büyük sebebi Kapitülasyonlardan
yararlanan devlet sayısının artmasıdır)
-Ġpek ve Baharat yollarının önemini kaybetmesiyle bu yollardan gelen gelirlerin azalması
-Osmanlı parasının Coğrafi KeĢifler sonucu değer kaybetmesi ve Osmanlı Devleti’nde
enflasyonun görülmesi
-Üretimin düĢmesi ve halkın vergileri ödeyemez hale gelmesi
Askeri Sistemin Bozulması; -Kanun ve nizamlara aykırı olarak Kapıkulu Ocaklarına asker alınması ve sayının her
geçen gün artması. Ocağın mevcudunun artmasına karĢılık kalitesi düĢmüĢtür.(Kapıkulu
Ocaklarına usule aykırı olarak asker alan ilk padiĢah III. Murat’tır. Bu durum KANUN-Ġ
KADĠM’in bozulmasına yol açmıĢtır)
-Yeniçeri Ocağı’ndaki anlayıĢın değiĢmesi ‘Ocak devlet içindir düĢüncesi’ yerine, ‘Devlet
ocak içindir’ anlayıĢının gelmesi,
-Tımarların geliĢigüzel dağıtılması sonucu (toprak sisteminin bozulması) Tımarlı sipahilerin bu
durumdan olumsuz etkilenmesi.(XVI. yüzyılda Tımarlı sipahi sayısı 140 bin iken, XVII. yüzyılda
70 bine düĢmüĢ, II. Selim’in tahta geçtiğinde Yeniçeri mevcudu 12 bin iken, XVII. yüzyıl
sonlarına doğru 70 bini geçmiĢtir.)
-Barbaros Hayreddin PaĢa’dan sonra donanmanın baĢına denizci olmayan kiĢilerin
getirilmesi(Kaptan-ı Derya Ali PaĢa gibi)
Ġlmiyenin (Eğitim ve Adalet) Sisteminin Bozulması;
-BeĢik Ulemalığı sisteminin uygulanması ve duraklama döneminden itibaren ilimle ilgisi olmayan
kiĢilerin âlimlik sıfatını parayla satın alması,
-Medreselerde pozitif bilimlerin terk edilmesi ve ezbere dayalı, pratikten uzak, Rönesans’a,
aydınlanmaya yabancı bir bilim anlayıĢının benimsenmesi
Ülke Yönetiminin (Eyalet-TaĢra) Bozulması; -Eyaletlere iltimas ile tayin edilen valiler, kadılar ve diğer memurlar yüzünden halkın can ve
mal güvenliği kalmamıĢ, ülkenin çeĢitli bölgelerinde isyanlar çıkmaya baĢlamıĢtır. Halka
baskı ve zulüm yapılması ülkede güven ve huzuru bozmuĢtur.
Ġmparatorluk Yapısının (Sosyal Alan) Bozulması;
-Zamanla çeĢitli alanlarda bozulmaların yaĢanmaya baĢlaması, etnik çeĢitliğe sahip olan
Osmanlı Devleti’ni de doğal olarak olumsuz etkiledi.Ülke sınırlarının geniĢlemesi,beraberinde
hızlı nüfus artıĢı imparatorluk içerisindeki dengeleri değiĢtirmeye baĢladı.
DIġ SEBEPLER
Osmanlı Devleti’nin doğal sınırlara ulaĢmıĢ olması, ya da bir baĢka ifade ile güçlü
devletlerle komĢu olunması
Coğrafi KeĢifler sonucu Avrupalıların yeni ticaret yolları bulması Osmanlı Devleti’nin
ekonomisine büyük darbe vururken, Osmanlı’nın bu geliĢmelere ayak uyduramaması
Avrupa’nın Rönesans hareketleri ile bilim ve teknikte ileri gitmesi, Osmanlı Devleti’nin bu
konularda da ilgisiz kalması
Ekonomisi düzelen Avrupa’nın ordu, teknik ve donanma alanında güçlenmesi
Osmanlı Devleti’ne karĢı Avrupalıların birlikte hareket etmesi(Haçlı DüĢüncesi)
-DURAKLAMA DÖNEMĠ SĠYASĠ OLAYLARI
DOĞU’DA:
OSMANLI-ĠRAN ĠLĠġKĠLERĠ
-1577 – 1590 SavaĢları:1590 Ferhat PaĢa (Ġstanbul) AntlaĢması’na göre; Kuzey Kafkasya,
Dağıstan, Revan(bugünkü Ermenistan),Ardelan,KirmanĢah,Luristan,Huzistan Osmanlı Devleti’ne
verilecekti.
Not: Osmanlı’nın doğuda en geniĢ sınırlara ulaĢtığı antlaĢmadır.
- 1603 – 1611 SavaĢları: 1611 Nasuh PaĢa AntlaĢması’na göre Ferhat PaĢa AntlaĢması’yla alınan
yerler geri verilmiĢ, eski sınırlara dönülmüĢtür. Ayrıca Ġran yılda iki yüz deve yükü ipek vergi vermeyi
kabul etmiĢtir(Bu antlaĢma Osmanlı’nın doğuda yenildiği ve toprak kaybettiği ilk antlaĢma
sayılır)
- 1617 – 1618 SavaĢları:1618 Serav (Erdebil) AntlaĢması: Osmanlı devleti Pul-ı ġikeste (Kırk
Köprü) savaĢında mağlup oldu. Ancak Sadrazam Halil PaĢa Erdebil’e saldırdı, ġah antlaĢma isteyince
iki devlet arasında bu antlaĢma yapıldı. Buna göre Nasuh PaĢa antlaĢmasındaki vergi maddesi yüz
deve yükü olarak değiĢtirilmiĢtir, sınırlarda bir değiĢiklik olmamıĢtır.
- 1623 – 1639 SavaĢları: Ġran, Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu karıĢık durumdan faydalanarak
Revan’ı ve Bağdat’ı ele geçirmiĢtir. IV. Murat içte asayiĢi sağladıktan sonra 1635 Revan, 1638
Bağdat seferleriyle bu bölgeleri ele geçirmiĢtir. KuĢatma sırasında Sadrazam Tayyar Mehmed PaĢa
ölmüĢtür. IV. Murat ‘Bağdat Fatihi’ unvanını almıĢtır. 1639 Kasr-ı ġirin AntlaĢması’na göre,
Bağdat Osmanlılarda kalacak, Revan ve Azerbaycan Ġran’a bırakılacak, Zağros Dağları sınır kabul
edilecektir.(Kasrı ġirin: Kerkük’ün doğusunda Ġran-Irak hududunda bir kenttir)
Not: Bugünkü Türk-Ġran sınırları çizilmiĢ ve uzun süren bir barıĢ dönemi baĢlamıĢtır. Bu sınır
en eski sınırımız olma özelliğine sahiptir.
BATI’DA:
OSMANLI-VENEDĠK ĠLĠġKĠLERĠ-GĠRĠT’ĠN FETHĠ(1645-1669)
Ada’nın kuĢatılma sebepleri;
-Ege denizinin güneyinde yer alan adanın stratejik açıdan önemli olması
-Yine adanın, Venedik ve diğer Hıristiyan ülkeler için korsan yatağı haline dönüĢmesi vb. sebepler
yer almaktadır.
Sultan Ġbrahim zamanında Venedikle savaĢlar baĢladı.53 günlük kuĢatmadan sonra Hanya Kalesi alınmıĢtı.
Venedik adanın merkezi olan Kandiye’yi Avrupa’dan gelen destekle savunuyordu. IV.Mehmet döneminde
Köprülü Fazıl Ahmet PaĢa (1667) Girit seferine çıktı.BaĢarılı bir kuĢatmadan sonra Girit’in fethi
tamamlandı.(1669)
Not-1: Sicilya Adası’nın doğusundan itibaren Akdeniz, Türk hâkimiyetine girmiĢtir.
Not-2: Girit’in fethinden sonra donanmaya gereken önem verilmemiĢtir.
OSMANLI-LEHĠSTAN ĠLĠġKĠLERĠ
- 1621 Hotin Seferi: Lehistan’ın Boğdan’ın iç iĢlerine karıĢması ve Boğdan’ a bağlı Hotin Kalesi’ni
iĢgal etmesi üzeriene iliĢkiler bozulmuĢ, II. Osman Hotin seferine çıkmıĢ, fakat yeniçerilerin disiplinsizliği
yüzünden kale alınamamıĢtır.
- 1621 Hotin AntlaĢması: Önemli bir sınır değiĢikliği olmamıĢ ve Lehistan vergi vermeye razı
olmuĢtur.Bu antlaĢmayla Lehistan Osmanlı nüfuzunu tekrar kabul etmiĢtir.
Önemi : Ġlk kez bu olayla beraber Yeniçeri Ocağını kaldırma fikri II. Osman tarafından ortaya
atılmıĢtır
- 1672 Lehistan Seferi ve BucaĢ AntlaĢması: Lehistan’ın Osmanlı himayesindeki Ukrayna
Kazakları’na saldırmasıyla savaĢlar baĢlamıĢ, Osmanlı kuvvetleri Lehistan’ı mağlup etmiĢ ve 1672
BucaĢ AntlaĢması imzalanmıĢtır. Buna göre, Podolya ve Ukrayna Osmanlı topraklarına katılmıĢ ve
Lehistan vergi ödemeyi kabul etmiĢtir. Önemi: Osmanlı Devleti’nin topraklarına toprak kattığı en son antlaĢmadır.
Not: Lehistan Diyet Meclisi, antlaĢmanın Ģartlarını ağır bulup reddettiğinden, BucaĢ antlaĢması yürürlüğe
girmemiĢtir.Bunun üzerine IV.Mehmet Lehistan seferine çıkmıĢtır.Ukrayna Lehlerden temizlendi ve
Hotin geri alındı.Ardından Zoravno AntlaĢması imzalandı.Buna göre;BucaĢ AntlaĢmasının vergi
maddesi kaldırıldı ancak diğer hükümler aynen geçerli olacaktı.
OSMANLI-RUSYA ĠLĠġKĠLERĠ
Rusya’nın Dinyeper(Özü) Kazaklarına saldırması ve bunları Osmanlı Devleti’ne karĢı kıĢkırtması
üzerine Rusya’ya savaĢ açılmıĢtır(1677).Osmanlı-Kırım ordusu Çehrin kalesini bir aylık kuĢatmadan
sonra ele geçirmiĢtir.
1681’de Rusya ile Bahçesaray(Çerhin-Edirne Ant.) AntlaĢması imzalandı:Buna göre; Dinyeper
Irmağı Osmanlı Devleti ile Rusya Çarlığı arasında sınır oldu. Dinyeper Irmağı'nın sağ yakası (batısı)
Osmanlı Devletinin elinde kaldı ve Çehrin kalesi Osmanlılara ait olduğu kabul edildi. Dinyeper
Irmağı'nın sol yakasının ise, yani Ukrayna'nin doğusu ve Zaporizya Kazaklar bölgelerinin, Rusya
Çarlığı idaresinde olduğu Osmanlılar tarafından onaylandı.
Not: Çehrin (Edirne-Bahçesaray) AntlaĢması ilk Osmanlı-Rus antlaĢmasıdır.
OSMANLI-AVUSTURYA ĠLĠġKĠLERĠ
- 1593 – 1606 SavaĢları: III. Murat zamanında baĢlayan savaĢlar, III. Mehmet zamanında devam
etmiĢ,I.Ahmet dönemine kadar uzanmıĢtır. Bosna beylerbeyinin tuzağa düĢürülmesi ve Avusturya’nın
sınırlarda karıĢıklık çıkarması ile baĢlayan savaĢlar uzun süre devam etmiĢtir. 1595’de tahta geçen III.
Mehmet devlet adamlarının ısrarı ile ordunun baĢında sefere çıkmıĢtır. Eğri, Kanije, Estergon kaleleri
alınmıĢ, 1596 Haçova Meydan SavaĢı kazanılmıĢtır. Doğuda Ġran SavaĢları, içeride Celali Ġsyanları
nedeniyle barıĢa razı olunmuĢtur.
1606 Zitvatorok AntlaĢması : - Eğri, Kanije, Estergon kaleleri Osmanlı’da kalacak
- Avusturya ödemekte olduğu vergiyi bundan sonra vermeyecek, sadece bir kereye mahsus 200.000
kara kuruĢ savaĢ tazminatı ödeyecek.
- Avusturya arĢidükası Roma ÇeĢarı kabul edilecek, protokol bakımından Osmanlı padiĢahına eĢit
sayılacaktır.Bu antlaĢma 1661’e kadar sürdü.
Not: Osmanlı’nın Avusturya karĢısındaki üstünlüğünü kaybettiği antlaĢmadır.
-1662 – 1664 SavaĢları: Avusturya’nın Zitvatoruk AntlaĢması hükümlerini ihlal etmesi ve Erdel
sorunu yüzünden savaĢlar yeniden baĢlamıĢ, Fazıl Ahmet PaĢa, alınması çok zor bir kale olan Uyvar’ı
(Bugünkü Çek Cumhuriyeti) ele geçirmiĢ, Zerinvar SavaĢında Avusturya mağlup oldu ve barıĢ
istediler.
1664 – Vasvar AntlaĢması : - Uyvar ve Novigrad kaleleri Osmanlı’ya bırakılacak.
- Erdel Osmanlı’ya bağlı kalacak
- Avusturya savaĢ tazminatı ödeyecek.
Not: Avusturya’dan toprak kazanılan son antlaĢmadır. Son kez savaĢ tazminatı alınmıĢtır.
II. VĠYANA KUġATMASI ve Kutsal Ġttifak SavaĢları (1683 – 1699) : Avusturya’nın baskısı
karĢısında Macarlar’ın yardım istemesiyle baĢlayan savaĢlar, Merzifonlu Kara Mustafa PaĢa’nın
devleti eski ihtiĢamına ulaĢtırabilme düĢüncesiyle Viyana’yı kuĢatmasına kadar uzanmıĢtır. Fakat
Viyana önlerinde büyük bir bozgun yaĢanmıĢtır. Bu bozgunda Kırım Hanı Murat Giray(Tuna
üzerindeki köprüyü tutmaması ve Leh ordusunun geçiĢini izlemesi) ve Budin Beylerbeyi Ġbrahim
PaĢa’nın(Viyana önlerinde henüz tam yenilgi yokken kuvvetlerini alıp geri çekilmesi) büyük ihaneti
de etkilidir. Artık Osmanlı için Felaket Seneleri baĢlamıĢtır.
OluĢturulan Kutsal ittifak ile (Avusturya, Venedik, Lehistan, Malta, Rusya) 16 yıl süren savaĢlarda
mağlup olunarak Belgrad önlerine kadar geri çekilmek zorunda kalınmıĢtır. Özellikle Salankamen ve Zenta
savaĢlarında ağır kayıplar veren Osmanlı Devleti, Ġngiltere ve Hollanda’nın arabuluculuğu ile antlaĢma
istemek zorunda kalmıĢtır.
1699 KARLOFÇA ANTLAġMASI
Macaristan (TemaĢvar hariç),Slovenya, Transilvanya (Erdel) Avusturya’ya
Podolya,Galiçya ve Ukrayna Lehistan’a
Mora ve Dalmaçya kıyıları Venedik’e verilmiĢtir.
BarıĢ 25 yıl sürecek ve Avusturya’nın garantörlüğünde bulunacaktır.
1700 ĠSTANBUL ANTLAġMASI (Rusya ile)
Azak kalesi ve çevresi Rusya’ya bırakılacak
Esirler karĢılıklı değiĢtirilecek
Rusya Ġstanbul’da bir elçi bulunduracak.
Not: Rusya bu antlaĢma ile Karadeniz’e inme fırsatı bulmuĢtur.
ÖNEMĠ:
Karlofça AntlaĢması; -Osmanlı ilk kez büyük ölçüde toprak kaybına uğramıĢ ve gerileme dönemi baĢlamıĢtır.
- Osmanlı Devleti’nin batıda toprak kaybettiği ilk antlaĢmadır.
-Avrupa karĢısında Türk gerilemesi 1921 Sakarya Meydan Muharebesine kadar sürmüĢtür.
Not: Karlofça AntlaĢması ile yaklaĢık 346 bin km
2 toprak kaybedilmiĢ. Avusturya, Lehistan,
Venedik vergileri kaldırılmıĢtır. Türklerinde yenilebileceğinin ve ellerindeki ülkelerin alınabileceğinin
imkansız olmadığı anlaĢılmıĢ oluyordu. Artık Osmanlı hükümdarları Avrupa krallarına gönderdiği
mektuplarda ‘sen’ yerine ‘siz’ diye hitap edecektir.
Not: Ġstanbul’da ilk daimi elçilik 1454’de Venedik tarafından açıldı.O tarihte Venedik Avrupa’nın en
güçlü Hristiyan devleti idi.Daha sonra 1475’te Lehistan,1525’de Fransa,1528’de Alman Ġmparatorluğu,
1538’de Ġngiltere,1612’de Hollanda ardından Ġsveç,Danimarka,Sicilya Krallığı ve diğer devletlerin
elçilikleri açıldı.
-XVII. YÜZYILDA ĠÇ ĠSYANLAR
I- MERKEZ(ĠSTANBUL) ĠSYANLARI Yeniçeriler ve Kapıkulu süvarileri tarafından çıkarılan isyanlardır.
SEBEPLERĠ
Ekonomik yapının bozulması ile askere verilen maaĢların geç veya ayarı düĢük parayla ödenmesi
Yeniçeri Ocağı’na asker alma iĢlemine uyulmaması(Kanun-ı Kadim’in bozulması)
Yeniçerilerin cülus bahĢiĢi almak için PadiĢah değiĢtirme isteği
Ulemadan bazılarının kendi menfaatleri için yeniçerileri yönlendirip isyana teĢvik etmesi
Yeniçeri ve Sipahilerin çıkarlarına ters düĢen devlet adamlarını görevden uzaklaĢtırmak istemesi
‘Ocak devlet içindir’ anlayıĢı yerine ‘Devlet ocak içindir’ anlayıĢının yerleĢmiĢ olması
Önemli Ġstanbul isyanları;
-Ġlk ciddi isyan III. Murat döneminde ayarı düĢük akçe bastırılması üzerine çıkmıĢtır. Deftardarın
öldürülmesi istekleri yerine gelince isyan büyümeden sona ermiĢtir.
-XVII. yüzyıl içerisinde ilk önemli isyan ise II. Osman döneminde olmuĢtur. II. Osman Hotin seferi
sırasında yeniçerilerin yaptığı disiplinsizlik üzerine Yeniçeri Ocağı’nı kaldırmayı düĢünmüĢ fakat Ġstanbul’da
çıkan ayaklanma ile Genç Osman öldürülmüĢtür.
-IV. Murat döneminde; Kösem Sultan ve Topal Recep PaĢa’nın kıĢkırtmaları ile yeniçeriler iki kez
ayaklandılar. IV. Murat isyanı bastırabilmek için Sadrazam Hafız Ahmet PaĢa ve ġeyhülislamında yer aldığı
17 devlet adamını isyancılara teslim etti. Zamanla halkın desteğini alan IV. Murat yeniden otoriteyi sağladı.
Ardından da Topal Recep PaĢa’nın idamını emretti.
-Çınar Vakası(Vaka-ı Vakvakiye);IV. Mehmet zamanında yeniçeriler maaĢlarının düĢük
ödenmesinden sorumlu tuttukları 30 kadar devlet adamını padiĢahtan istediler. Bu devlet adamlarını Sultan
Ahmet meydanındaki Çınar ağaçlarına astılar.(1656) (Bu olaya Vakvakiye denmesinin sebebi: Üzerine
cesetler asılmıĢ çınar ağacın Ġslam inancında adı geçen, Cehennem'de bulunan ve meyveleri insan kafası olan
Vakvak ağacına benzetilmesi sebebiyle Vaka-i Vakvakiye olarak da adlandırılmıĢtır)
-1687’de yeniçeriler IV.Mehmet’i tahttan indirmiĢlerdir.
-1703’te Edirne Olayı ile II. Mustafa tahtından olmuĢtur.
NOT: İstanbul isyanları devlet düzenini değiştirmeye yönelik değil, kişileri değiştirmeye yöneliktir. Bu
isyanların sonucunda İstanbul’da asayiş ve güven bozulmuş, devlet otoritesi sarsılmış, yeniçeriler
merkezde etkin bir güç haline gelmişlerdir.
II.ANADOLU (CELALĠ) ĠSYANLARI (Büyük Kaçgun) 16. ve 17. yüzyıllarda, Osmanlı yönetimindeki Anadolu'da toplumsal ve ekonomik yapının
bozulmasından kaynaklanan ayaklanmalardır. Bu isyanlara verien Celali ismi ise; Yavuz Sultan Selim
zamanındaki Bozoklu Celal ayaklanmasından dolayıdır.
SEBEPLERĠ
Ekonomik durumun bozulması ve gittikçe kötüleĢmesi (temel neden)
Devlet adamlarının ve eyaletteki yöneticilerin yetersiz kabiliyetsiz kiĢilerden olması
Ġdarecilerin halktan usulsüz-kanunsuz vergi toplaması ve buna bağlı olarak halkın devlete olan
güveninin azalması
Tımar sistemindeki bozulmalar, halkın toprağı terk etmesi, kentlere yapılan göçler ve iĢsizliğin
artması
Devletin gelirlerini artırma amacıyla vergilerin ağırlaĢtırılması ve adaletsiz vergi düzeni
nedeniyle köylünün toprağı ter ederek eĢkıyalığa yönelmesi
SavaĢtan kaçan askerlerin Anadolu’da dağa çıkmaları, asayiĢi bozmaları
CELALĠ ĠSYANLARINI ÇIKARAN ELEBAġLARI ise Ģunlardı:Tavil Ahmet,Gürcü Nebi,
Deli Hasan,Canpolatoğlu,Katırcıoğlu,Kara Haydar gibi isimler vardı.
Ayrıca, ‘KARAYAZICI’ ismiyle ünsalan Abdulhalim adlı eski bir subay ve
yardımcıları;Deli Hasan Ağa,Amasyalı Deli Zülfikar,Ankaralı Kalenderoğlu Mehmet,Malatyalı
KarakaĢ Ahmet,Tekeli Mehmet,Bağdatlı Uzun Halil,Adanalı Sevindik,Sivaslı Kara Said,Tokatlı
Ağatçan Piri Haçova savaĢından kaçtıkları için ordudan ihraç edilmiĢ ve dirlikleri ellerinden
alınmıĢ sipahi subaylarıydı.
Not:Celali isyanları kanlı bir Ģekilde bastırılmıĢtır.Ġsyanların bastırılmasında Kuyucu Murat
PaĢa ve Köprülü Mehmet PaĢa baĢarılı olmuĢlardır.Ġsyanların nedenleri araĢtırılmayıp Ģiddetle
bastırıldığı için isyanlar tekrarlanmıĢtır.
Not: Osmanlı Devleti XVII. yüzyılda içinde bulunduğu ekonomik durumu düzeltmek için
‘iltizam’ sistemini yaygınlaĢtırarak gelirlerini artırmaya çalıĢmıĢtır.
III.EYALET ĠSYANLARI
Merkezi otoritenin bozulması, eyaletlerde de sorunlara yol açmıĢtır. Yerel yöneticilerinde
devletten ayrılma isteklerinde artıĢ olmuĢtur.
Bu isyanlara örnek olarak;Sivas Valisi Vardar Ali PaĢa,Erzurum Valisi Abaza Mehmet PaĢa,
Lübnan’da Dürzi lideri Fahreddin,Halep’te Ali PaĢa isyanlarıdır.Ayrıca,Eflak,Boğdan,Erdel,
Trablusgarp ve Kırımda’da bu özellikte isyanlar çıkmıĢtır.
Not:Bu isyanlar Avrupalı devletler tarafından da desteklenmiĢtir.Ancak bu dönemde çıkan
ayaklanmalarda milliyetçilik fikrinin etkisinden söz edilemez.
-XVII. YÜZYIL ISLAHATLARI (DURAKLAMA DÖNEMĠ ISLAHATLARI)
XVII. YÜZYIL ISLAHATLARININ GENEL ÖZELLĠKLERĠ
Sorunların temel nedenleri araĢtırılmamıĢ geçici ve günü kurtarmaya yönelik çözümlere
baĢvurulmuĢtur. Alınan önlemler yüzeysel olmuĢtur.
Islahatlar kiĢilere bağlı kalmıĢ ve sürekli bir devlet politikası olmamıĢtır.
Islahatlarda Avrupa örnek alınmamıĢtır. Islahatlar belirli alanlarla sınırlandırılmıĢtır.
Islahatların genel yöntemi baskı ve Ģiddettir.
Islahatlar genellikle isyanları önlemeye yönelik olduğu için askeri niteliklidir.
III.MEHMET DÖNEMĠ (1595-1603)
-Kafes Usulü getirilerek Ģehzadelerin sancağa gönderilmesi uygulamasına son verildi.
-Sancağa çıkan son Osmanlı padiĢahıdır.(Ġlk çıkan I.Murat)
-Kanuni’den sonra ordunun baĢında sefer çıkan ilk Osmanlı padiĢahıdır.
I.AHMET DÖNEMĠ (1603-1617)
-Taht kavgalarını önlemek amacıyla ‘Ekber ErĢed’ sistemini getirmiĢtir.
XVII.YÜZYIL ISLAHATÇILARI
II.OSMAN (GENÇ) DÖNEMĠ (1618-1622)
-Islahat giriĢiminde bulunan ilk Osmanlı padiĢahıdır.
- Sultan Genç Osman, Fatih Sultan Mehmed devrine kadar yapıldığı gibi saray dıĢından, ġeyhülislam Es'ad
Efendinin ve Pertev PaĢa'nın kızları ile evlendi.
- ġeyh’ül Ġslam’ın yetkilerinde kısıtlamalar yapmıĢtır.
- Yeniçeri Ocağını kaldırmak isteyen ilk Osmanlı padiĢahıdır.
IV.MURAT DÖNEMĠ (1623-1640)
-Yeniçerileri kıĢkırtan elebaĢlarını öldürttü. Ayrıca Genç Osman’ı öldüren Yeniçeri Ocağı’nın
61.ortasını (tabur) kaldırdı.
-Annesi Kösem Sultan baĢta olmak üzere akrabalarını devlet iĢlerinden uzaklaĢtırdı.
-Yangınlara sebep olduğu düĢüncesiyle kahvehaneleri kapattı ve tütün içmeyi yasakladı.
- Döneminde Legari Hasan Çelebi, Hezarfen Ahmet Çelebi gibi devre göre aykırı düĢünen bilim ve
düĢünce insanları yetiĢti. Füzeciliğin atası olan ünlü Türk bilim adamı Lagari Hasan Çelebi, 17.
yüzyılın baĢlarında barut dolu haznesi bulunan bir basit hava roketi ile ilk kez havalanmayı
baĢarmıĢtır. UçuĢ 1633 yılında dönemin Osmanlı padiĢahı IV. Murat'ın kızının doğum günü
kutlamalarında sergilenmiĢtir. Lagâri Hasan Çelebi 'nin yaklaĢık 300 metre kadar havalandığı ve 20
saniye boyunca havada kaldığı ölçülmüĢtür. Kendisine bağlı bulunan kanatlar sayesinde Boğaziçi'ne
oldukça yumuĢak bir iniĢ yapmıĢtır. Ġlk önceleri sultan tarafından da desteklenen Hasan Çelebi, daha
sonra ulemânın baskısı ile yargılanmıĢ ve Kırım'a sürgüne gönderilmiĢtir. Aynı Ģekilde kendi
geliĢtirdiği takma kanatlarla 1632 yılında lodoslu bir havada Galata Kulesi'nden kuĢkanatlarına benzer
bir araç takıp kendini boĢluğa bırakan ve uçarak Ġstanbul Boğazı'nı geçip 3358 m. ötede Üsküdar'da
Doğancılar'a indiği varsayılan Hezarfen Ahmet Çelebi de Cezayir’e sürgüne gönderilmiĢtir.
-Evliya Çelebi’de IV. Murat ile çağdaĢtır.
-IV.Murat devletin kötü gidiĢini sorgulamak isteyen ilk OSMANLI padiĢahıdır.Bu konuda
KOÇĠ BEY’den bir rapor hazırlamasını istemiĢtir.(Koçi Bey’e Türklerin Mönteskiyusu denir)
KUYUCU MURAT PAġA
-I.Ahmet dönemi sadrazamıdır. Celali isyanlarını baskı ve Ģiddetle bastırmıĢtır.
KEMANKEġ KARA MUSTAFA PAġA
-Sultan Ġbrahim dönemi sadrazamlarındandır. Para yarlarını düzeltmeye çalıĢmıĢtır.
-Haksız alınan maaĢları engellemeye çalıĢtı.
TARHUNCU AHMET PAġA
-IV.Mehmet dönemi sadrazamlarındandır.RüĢveti önlemeye çalıĢmıĢtır.
-Bütçe açıkları gidermeye çalıĢmıĢtır.
-Ġlk kez denk (gelir-gider) bütçeyi hazırlamıĢtır.
-Çıkarları zedelenenler tarafından iftira atılıp idam edilmiĢtir.
KÖPRÜLÜLER DÖNEMĠ
KÖPRÜLÜ MEHMET PAġA
-IV.Mehmet dönemi sadrazamıdır.Sadrazamlığa belirli Ģartlar öne sürerek gelen ilk Osmanlı
devlet adamıdır.(ġartları:Saray devlet iĢlerine karıĢmayacak,yaptıklarına asla müdahale
edilmeyecek,memur atamalarını kendisi yapacak,kendisi hakkında Ģikayet olursa savunması
alınmadan karar verilmeycek)
-Ġlk iĢ olarak Bozcaada ve Limni Adasını Venediklilerin iĢgalinden kurtarmıĢtır.
-Orduda disiplini sağlamıĢtır.
-Ulema arasındaki kısır dini tartıĢmalara son vermiĢtir.
-Hatasını gördüğü devlet adamlarını görevden uzaklaĢtırmıĢtır.
KÖPRÜLÜ FAZIL AHMET PAġA
- IV. Mehmet dönemi sadrazamıdır. Bütçe açığını azaltmıĢ, topçu sınıfını güçlendirmiĢtir.
Girit’in fethini tamamlamıĢtır.
KÖPRÜLÜ FAZIL MUSTAFA PAġA
-II. Süleyman dönemi sadrazamıdır. Köprülü Mehmet PaĢa'nın ikinci oğlu, Köprülü Fazıl Ahmet
PaĢa'nın kardeĢidir. Köprülü Fazıl Mustafa PaĢa, halkı ezen gereksiz vergileri ortadan kaldırmıĢ,
saraydaki değerli eĢyaları darphanede paraya çevirerek maliyeyi düzeltmiĢ ve ordudaki asker sayısını
azaltarak orduyu yenilemiĢtir
MERZĠFONLU KARA MUSTAFA PAġA
-Köprülü Mehmet PaĢa’nın damaydı.II.Viyana kuĢatması sonunu hazırladı.
KÖPRÜLÜ AMCAZADE HÜSEYĠN PAġA
-II.Mustafa dönemi sadrazamıdır. Vergi sisteminde, ordunun teĢkilatında ve eğitiminde, kürekli
gemilerden oluĢan eski donanmanın yerine yelkenli gemilerden oluĢan yeni bir donanma yapılması
gibi konularda büyük değiĢiklikler yaptı.
-GERĠLEME DÖNEMĠ
(1699-1792) XVIII. yy
II. MUSTAFA (1695-1703) ALT KONU BAġLIKLARI
III. AHMET (1703-1730)
I. MAHMUT (1730-1754) -DÖNEMĠN SĠYASĠ OLAYLARI
III. OSMAN (1754-1757) -XVIII. YÜZYIL ISLAHATLARI III. MUSTAFA (1757-1774)
I. ABDÜLHAMĠT (1774-1789)
III. SELĠM (1789-1807)
* 18. yy. DıĢ Politika : Karlofça ve Ġstanbul AntlaĢması’yla kaybedilen yerleri geri almak ve mevcut
toprakları korumak amacıyla batıda Avusturya ve Venedik, kuzeyde Rusya ve doğuda Ġran ile savaĢlar
yapılmıĢtır.
* 18. yy. Ġç Politika : Bu yüzyılda Avrupa’dan geri kalındığı Pasarofça AntlaĢması’ndan itibaren
kabul edilmiĢ ve yapılan ıslahatlarda Avrupa örnek alınmıĢtır.
NOT: 1703 Edirne Vakası (Cebeci Ġsyanı) : Sultan II. Mustafa devlet iĢlerinden elini çekmiĢ ve
vaktinin çoğunu Edirne’de geçirmeye baĢlamıĢtır. ġeyhülislam Feyzullah Efendi’nin eline kalan devlet
iĢlerinde önemli aksamalar görülmüĢtür. Bir de baĢkentin Edirne’ye taĢınacağı söylentisi, yeniçerilerin
isyanına sebep olmuĢtur. ġeyh’ül-Ġslam öldürülmüĢ, II. Mustafa tahttan indirilerek yerine Sultan III.
Ahmet getirilmiĢtir.
-GERĠLEME DÖNEMĠ SĠYASĠ OLAYLARI
BATI’DA:
1711 PRUT SAVAġI: : 18. Yy. baĢlarında Rus Çarı olan I. Petro Rusya’yı bir Avrupa
devleti haline getirmiĢ ve tarihi bir dıĢ politika tayin etmiĢtir. Bir taraftan Baltık Denizi’ne diğer
taraftan Akdeniz’e açılmayı hedeflemiĢtir. Lehistan’ın iç iĢlerine karıĢması Ġsveç ile savaĢlara
sebep olmuĢ Poltova SavaĢı’nda Ruslara mağlup olan Ġsveç kralı 12. ġarl’ın peĢinden Petro da
Osmanlı topraklarına girmiĢtir. SavaĢın asıl sebebi ise, Osmanlı Devleti’nin Ġstanbul
AntlaĢması ile Rusya’ya kaptırdığı yerleri geri alıp Rusya’nın Karadeniz’den
uzaklaĢmasını sağlamaktı. Bunun üzerine Osmanlı, Rusya’ya savaĢ açmıĢtır. Prut bataklığında
Rus ordusu sıkıĢtırılmıĢsa da Yeniçerilere güvenemediği için Baltacı Mehmet PaĢa antlaĢmaya
razı olmuĢtur.
1711 Prut AntlaĢması’na göre;
¨ Azak Kalesi ve çevresi Osmanlı’ya verilecek
¨ Ruslar Ġstanbul’da elçi bulunduramayacak
¨ Rusya Lehistan’ın iç iĢlerine karıĢmayacak
¨ Ġsveç Kralı DemirbaĢ ġarl ülkesine dönebilecek
¨ Çar Petro ve ordusu serbest bırakılacaktır.
Not: Ġstanbul AntlaĢması’yla kaybedilen yerler ve haklar geri alınmıĢtır. Karlofça ile
kaybedilen yerlerin de geri alınabileceği ümidi doğmuĢtur.
1715 – 1718 OSMANLI – AVUSTURYA VE VENEDĠK SAVAġLARI
Osmanlı Devleti’nin Karlofça AntlaĢması ile kaybettiği toprakları geri alma düĢüncesi(asıl
sebep),Mora halkının Venedik idaresinden memnun olmayıp Osmanlı’dan yardım istemesi ve
Venedikli korsanların Osmanlı ticaret gemilerine saldırması üzerine Venedik ile savaĢ yapılmıĢ,
Veziriazam Silahtar Ali PaĢa komutasındaki Osmanlı ordusu Venediklileri yenerek Mora’yı
almıĢtır. Fakat bu geliĢmelerden sonra Karlofça’nın garantör devleti olan Avusturya sıranın kendisine
geldiğini anlayınca Osmanlı’ya hemen savaĢ açmıĢtır. Prens Ojen komutasındaki 180 bin kiĢilik
Avusturya ordusu TemaĢvar ve Banat’ı ele geçirerek Osmanlı’nın Macaristanla bağlantısını tam
olarak kesmiĢtir. 1717’de Belgrat’ta düĢünce Osmanlı barıĢ istemiĢtir.
1715 Pasarofça AntlaĢması: Banat, TemeĢvar ve Belgrat dahil Macaristan’ın büyük bir
bölümü Avusturya’ya bırakıldı. Arnavutluk, Hersek ve Dalmaçya kıyıları Venedik’e, Mora
Osmanlı’ya bırakılmıĢtır.
Not: Avrupa’nın üstünlüğü kabul edilmiĢ, Lale Devri baĢlamıĢ ve ilk kez Avrupa örnek alınarak
ıslahatlara giriĢilmiĢtir.
1736 – 1739 OSMANLI – AVUSTURYA VE RUSYA SAVAġLARI
Karadeniz’e inmek isteyen Rusya’nın Kırım’ı tehdit etmesi, Rusya’nın Eflak ve Boğdan baĢta olmak
üzere Ortodoksları Osmanlı aleyhine kıĢkırtması, Rusya’nın Avusturya, Osmanlı ve Rusya arasında bir
denge unsuru olan Lehistan’ın içiĢlerine karıĢması ve Osmanlı Devleti’ne karĢı Rusya ve Avusturya’nın
ittifak kurması savaĢın baĢlıca sebepleri oldu.(Bu ittifaka göre: Ruslar Kırım’ı, Avusturya’da
Sırbistan,Bosna ve Hersek’i alacaktı.)
SavaĢta Rusya;Azak,Kılburun ve Özi kalelerini;Avusturya ise NiĢ ve BükreĢ’i iĢgal etti.
Osmanlı Devleti her iki devlete karĢıda baĢarılı oldu(Bu baĢarıda I.Mahmut’un askeri alanda yaptığı
ıslahatların büyük katkısı olmuĢtur).Lehistan ve Ġsveç’te Osmanlı ile ittifak görüĢmeleri yaptı. Bu
geliĢmeler devam ederken Fransa’nın Ġstanbul büyükelçisi aracılığıyla Belgrat AntlaĢması imzalandı.
1739 Belgrat AntlaĢması: (Her iki devletle de ayrı ayrı imzalanmıĢtır) -Küçük Eflak,Belgrad,Semendire,Sırbistan,Bosna’nın kuzey kesimleri Osmanlı
Devleti’ne geri verilecek,ancak Banat Eyaleti Avusturya’da kalacaktı.(Pasarofça’nın kötü izleri silindi)
-Azak kalesi yıkılmak suretiyle Rusya’da kalacak
-Ruslar Karadeniz’de ticaret gemisi bulundurmayacak(Bu madde ile Ruslar, son defa
olmak üzere Karadeniz’in bir Türk denizi olduğunu kabul etmiĢ oldu)
-Rus Çarı Avusturya ve Fransa krallarına denk sayılacaktı.(Bu madde ile Rusya
Avrupa devleti sayılmıĢ oluyordu)
-Bu antlaĢma Osmanlı’nın batıda imzaladığı son kazançlı antlaĢma olmuĢtur.
NOT:
FRANSA ĠLE 1740 KAPĠTÜLASYON ANTLAġMASI
Fransa, Rusların nüfuz bölgelerini Karadeniz ve Akdeniz’e uzatarak kendilerinin doğudaki
ticari menfaatlerine zarar verebileceklerini düĢünerek, Osmanlıların Avusturya ve Rusya ile Belgrat
AntlaĢması’nı imzalamasında büyük rol oynamıĢtır.
I.Mahmut, sürüp giden Osmanlı-Ġran savaĢlarının baĢta ve Rusya ve Avusturya gibi iki büyük
devletin ağır saldırıları karĢısında, Fransa’nın bu yardımına karĢılık bir teĢekkür niĢanesi olarak
kapitülasyon imtiyazlarını geniĢletmiĢ ve sürekliliğini kabul etmiĢtir.(1740)Bu antlaĢma
I.Mahmut ile Fransa hükümdarı XV. Louis arasında yapılmıĢtır.
Bundan böyle Osmanlı Devleti üzerindeki Fransız nüfuzu artacak ve kapitülasyonların tek
taraflı olarak kaldırılması mümkün olmayacaktır. Fransa ile iyi iliĢkiler,1798’de Napolyon’un
Mısır’ı iĢgal etmesine kadar sürdü.
1768 – 1774 OSMANLI – RUS SAVAġI
Rus çariçesi II. Katharina Deli Petro’nun yolundan gidiyor, Kırım’ı ele geçirmek, Balkanlar’da
kendine ait devletçikler kurmak, Kafkaslar’ı ve Lehistan’ı ele geçirmek istiyordu. Lehistan’da çıkan
taht mücadelelerine karıĢmıĢ, Rusya yanlısı Stanislas’ı kral seçtirmiĢtir. Leh milliyetçileri ise ‘Bar
Konfedrasyonu’ adlı bir teĢkilat kurarak Rusya’ya karĢı bağımsızlık mücadelesi baĢlattılar. BaĢarısız
oluncada Osmanlı ülkesine sığındılar(Balta kasabası-Leh sınırı) Ruslar, Balta Kasabasını iĢgal edip
Türkleri öldürdü.Ayrıca Kafkaslarda Kabartay bölgesine saldırdılar,Gürcüleri Osmanlı Devleti’ne
karĢı kıĢkırttılar.Bu geliĢmeler üzerine Osmanlı – Rus SavaĢları yeniden baĢlamıĢtır. Baltık Denizi
ve Ġngilizler’in de yardımıyla Cebelitarık’tan dolaĢan Rus donanması ÇeĢme önlerinde Osmanlı
donanmasını yakmıĢlardır (1770). Kartal meydan muharebesinde 180.000 kiĢilik Osmanlı ordusu
30.000 kiĢilik Rus ordusu karĢısında ağır bir yenilgiye uğramıĢtır. Bu olayları duyan III. Mustafa
kederinden ölmüĢtür. Tahta geçen I. Abdülhamit barıĢ istemiĢtir.
1774 Küçük Kaynarca AntlaĢması imzalanmıĢtır.
Buna göre;
- Kırım bağımsız olacak (Böylece ilk kez halkının tamamı Müslüman olan bir bölge kaybedilmiĢtir
ve ilk kez halifeliğin siyasi gücünden faydalanılmaya baĢlanmıĢtır.)
- Azak kalesi ve çevresi Rusya’ya bırakılacak
- Ruslar istedikleri yerlerde konsolosluk açabilecek
- Rusya, Ortodoksların hamiliğini üstlenmiĢtir. (Rusya Osmanlı’nın iç iĢlerine karıĢma yetkisini
elde etmiĢtir.)
- Ruslar kapitülasyonlardan faydalanabilecek (ilk kez)
- Rusya, Karadeniz’de savaĢ ve ticaret gemileri bulundurabilecek, Osmanlı limanlarını
kullanabilecek (Karadeniz bir Türk gölü olmaktan çıkmıĢtır.)
- Rusya savaĢ sırasında iĢgal ettiği, Eflak, Boğdan ve Ege adalarından çekilecek, Osmanlı Devleti
buralarda genel af ilan edecek, belli bir süre vergi almayacak ve halkın göç etmesine izin verecektir.
- Osmanlı Devleti savaĢ tazminatı verecek (Tarihinde ilk kez)
Önemi: Osmanlı Devleti’nin bu yüzyılda imzaladığı en ağır anlaĢmadır
1779 Aynalıkavak AntlaĢması (Tenkihnamesi) :
II. Katherina’nın Rusya yanlısı ġahin Giray’ı Kırım hanı seçtirmesi üzerine Kırım halkı
Osmanlı’dan yardım istemiĢtir. Fakat savaĢ durumu ortaya çıkmadan Fransa’nın arabuluculuğu ile
Aynalıkavak Tenkihnamesi (1779) imzalanmıĢtır. Bu AntlaĢma Ġstanbul’da Haliç Tersanesine yakın
Aynalıkavak Kasrı’nda yapılmıĢtır.
Buna göre; Kırım bağımsız kalacak, ġahin Giray’ın Kırım Hanlığı’nı Osmanlı Devleti kabul
edecektir. Rusya’da Eflak ve Boğdan prenslerinin tayinine karıĢmayacaktır, Osmanlı Devleti ve Rusya
Kırım Hanlarının yönetimine karıĢmayacaktır, bundan sonra halkın seçtiği Kırım Hanı Osmanlı
halifesi tarafından onaylanacaktır.
1787 – 1792 OSMANLI – RUSYA VE AVUSTURYA SAVAġLARI
Ruslar’ın Kırım’ı iĢgal etmeleri, göç eden halkı katletmeleri ve Osmanlı’yı paylaĢma konusunda
Avusturya ile anlaĢmaları üzerine savaĢlar baĢlamıĢtır. Özi kalesinin Ruslar tarafından ele geçirilip
halkının katledilmesi üzerine I. Abdülhamit kederinden ölmüĢ, yerine III. Selim geçmiĢtir. 1789
Fransız Ġhtilali olunca Avusturya, 1791 ZiĢtovi AntlaĢması’nı imzalayıp savaĢtan çekilmiĢtir. Buna
göre;savaĢta alınan yerler geri verilecek,sadece Orsova kasabası kendisinde kalacaktı.Ayrıca Rusya ile
savaĢ devam ederse Avusturya yardım yapmayacaktı.(Avusturya ile yapılan son savaĢ olmuĢtur)
Yalnız kalan Rusya da barıĢ istemiĢtir. 1792 YaĢ AntlaĢması’na göre;
- Kırım ve Özi Rusya’da kalacak
- Dinyester Irmağı sınır kabul edilecektir
NAPOLYON’UN MISIR’I ĠġGALĠ (1798-1801)
Bu geliĢme Gerileme döneminin son Dağılma döneminin ilk yıllarında gerçekleĢmiĢtir.
1789 ihtilalinden sonra Fransa yayılmacı bir siyaset izlemeye baĢladı. Napolyon’un amacı
Britanya Adası’nda yenilmeyen Ġngiltere’nin gücünü sömürgelerde kırmaktı. Bunun için sömürgelere
giden yol üzerindeki Mısır’ı iĢgal etmeye kara verdi.
1798’de Napolyon Bonapart komutasındaki Fransız donanması Mısır’a asker çıkardı ve
Ġskenderiye’yi iĢgal ettikten sonra, Murat Bey komutasındaki Mısır kuvvetlerini
Piramitler(Ehramlar) savaĢında mağlup edip Kahire’yi iĢgal etti.Rus ve Avusturya SavaĢları’nın
olumsuz etkilerini hala gideremeyen Osmanlı Devleti,Hicaz’da Vahhabi,Vidin’de(Bulgaristan)
Pazvandoğlu isyanlarıyla karĢı karĢıya kaldı.Bu nedenle Fransız kuvvetlerine tek baĢına karĢı
koyamazdı.
Fransa’nın Mısır ve çevresine yerleĢmesini çıkarlarına aykırı gören, Ġngiltere ve Fransa Osmanlı
Devleti’nin yanında yer aldı.(Tarihte ilk kez bir Rus donanması Boğazlar üzerinden Ege
Denizi’ne geçti) (DENGE POLĠTĠKASI)
Osmanlı kuvvetleri ile destekli Amiral Nelson önderliğindeki Ġngiliz donanması,Fransız
donanmasını Ebukır Limanında yenilgiye uğrattı.Donanmasını kaybeden Napolyon,Akka Kalesi’nde
Cezzar Ahmet PaĢa komutasındaki Osmanlı birliklerine yenildi.(Nizam-ı Cedit ordusunun ilk baĢarısı)
1801’de Osmanlı ordusu Mısır’a girdi. Fransa EL-ARĠġ ANTLAġMASINI imzalayarak
Mısır’dan çekildi.
DOĞU’DA:
OSMANLI – ĠRAN ĠLĠġKĠLERĠ
Ġran’ın Sünni Müslümanlara baskı yapmasıyla mezhep ve saltanat mücadelesi baĢlamıĢtır. Ġran’da
ortaya çıkan bu karıĢıklıktan faydalanmak isteyen Rusya Ġran’a saldırınca Osmanlı Devleti de Ġran’a
girmiĢ, Fransa’nın arabuluculuğu ile savaĢ olmadan Rusya ile 1724 Ġstanbul AntlaĢması imzalanmıĢtır. Buna göre, Ġran’ın kuzeyi Rusya’ya batısı Osmanlı Devleti’ne bırakılmıĢtır. Ġran
Osmanlı Devleti’nin ele geçirdiği toprakları geri almak isteyince Osmanlı – Ġran savaĢları baĢlamıĢ,
1732 Ahmet PaĢa AntlaĢması ile son bulmuĢtur. Buna göre, Tebriz, Kirman, Hemedan Ġran’da,
Tiflis ve Dağıstan Osmanlı’da kalıyordu. Bu esnada Ġran’da, taht değiĢikliği olmuĢ, Safevi hanedanına
son veren AvĢar Türkleri’nden Nadir ġah tahta geçmiĢ ve yapılan anlaĢmayı tanımayarak Osmanlı’ya
savaĢ açmıĢtır. Sonunda 1746 Kerden (II. Kasr-ı ġirin) AntlaĢması imzalanmıĢtır. Buna göre; I.
Kasr-ı ġirin AntlaĢması esas alınmıĢ ve Zağros Dağları sınır kabul edilmiĢtir. Böylece günümüze
kadar süren dostluk dönemi baĢlamıĢtır.
-XVIII. YÜZYIL ISLAHATLARI (GERĠLEME DÖNEMĠ ISLAHATLARI)
XVII. YÜZYIL ISLAHATLARININ GENEL ÖZELLĠKLERĠ
Ġlk defa Avrupa örnek alınarak ve batıdan uzmanlar getirilerek ıslahatlar yapıldı.
BatılılaĢma çabaları askeri alanda yoğunlaĢtı.
XVIII. yy ıslahatları XVII. yy ıslahatlarına göre daha sistemli ve daha kapsamlı yapılmıĢtır.
Islahatlarda hoĢgörü esas alınmıĢtır.
Bilim, teknik-kültürel, askerlik ve maliye alanlarında ıslahatlar yapılmıĢtır.
Dönemin ıslahatları çıkarları zedelenen yeniçeri ve ulema gibi grupların tepkisine neden
olmuĢtur.
LALE DEVRĠ ISLAHATLARI
Bu dönem 1718 Pasarofça AntlaĢmasından ;1730 Patrona Halil isyanına kadar geçen dönemi kapsar.
Bu Dönemde;
PadiĢah:III.Ahmet
Sadrazam:NevĢehirli Damat Ġbrahim PaĢa
MeĢhur Ģairleri:Nedim
Bestekar: Dede Efendi
Minyatür ustası:Levni’dir.
Tarihçi:Naima
LALE DEVRĠ Yenilikleri: Avrupa’nın önemli Ģehirlerinde geçici elçilikler açılmıĢtır.(Paris, Londra, Viyana)
Ġlk geçici elçilik Pariste açılmıĢtır. Ġlk geçici elçi Yirmisekiz Çelebi Mehmet’tir.(Eseri:
Sefaretname)
Sait Efendi ve Ġbrahim Müteferrika tarafından 1727 ilk Türk Matbaası kurulmuĢtur.(Matbaa Avrupa’dan alınan ilk teknik araçtır)Matbaada basılan ilk eser Vani
Efendi’nin Vankulu Lügatı’dır. Matbaaya hattatlardan ve müstensihlerden(eseleri çoğaltan
kiĢiler) tepki gelmiĢtir.
Doğu ve Batı klasiklerden Türkçe’ye çeviriler yapılmıĢtır.
Yeniçerilerden bir itfaiye bölüğü (tulumbacılar) oluĢturuldu.
Osmanlı ülkesinde ilk kez çiçek hastalığına karĢı aĢı uygulandı.
Ġstanbul’da çini; Yalova’da kağıt fabrikası açılmıĢtır.
Sivil mimarinin en fazla geliĢme gösterdiği dönemdir..Avrupa mimarisinden yararlanılmıĢtır.
BAROK ve ROKOKO tarzı mimari eserler yapılmıĢtır
III. Ahmet çeĢmesi de bu dönemde yapılmıĢtır.
Not:Llale Devri, PATRONA HALİL isyanı ile son bulmuştur. Lale Devri’nde askeri alanda
hiçbir yenilik yapılmamıştır.
I.MAHMUT DÖNEMĠ(1730-1754)
-Avrupa’nın askeri üstünlüğü bu dönemde baĢlamıĢtır.
-Yabancı uzmanlardan yararlanılarak askeri ıslahatlar yapılmıĢtır.
-Fransız Comte (Kont Dö boneval);Ġslan dinine girerek Humbaracı Ahmet PaĢa ismini almıĢtır.
-Humbaracı Ahmet PaĢa;
a)Ordunun top, mermi ve havan topu ihtiyacını karĢılayan Humbaracı Ocağını geliĢtirdi.
b)Orduya bölük, tabur ve alay sitemini getirdi.
c)Orduyu Fransız ve Avusturya tarzında yeniden düzenledi.
-Avrupa tarzında ilk teknik okul olan Hendeshane Üsküdar’da Ahmet PaĢa’nın gayretleriyle
açılmıĢtır.(1734)
-Halk kütüphaneleri açılmıĢtır.
III.MUSTAFA DÖNEMĠ(1757-1774) -Dönemin Sadrazamı Koca Ragıp PaĢa ıslahatların yapılmasında etkin rol oynamıĢtır.
-Topçu ocağı ıslah edilmiĢ ve Baron Dö Tot Topçu ocağının baĢına getirilmiĢtir.
-Sürat topçuları ocağı kurulmuĢtur.
-Maliyenin düzeltilmesi amacıyla ‘esham-ı tahvilat’ ismiyle ilk kez iç borçlanmaya gidilmiĢtir.
-Deniz kuvvetlerinin subay ihtiyacını karĢılamak amacıyla Mühendishane-i Bahr-i Hümayun
adıyla denizcilik okulu açılmıĢtır.(1773)
I.ABDÜLHAMĠD DÖNEMĠ(1774-1789) -Dönemin Sadrazamı Halil Hamit PaĢa ıslahatların yapılmasında etkili olmuĢtur.
-Sürat topçuları ocağı geniĢletilmiĢtir.Yeniçeri sayımı yapılmıĢtır.
-Subay yetiĢtirmek amacıyla istihkam okulu açılmıĢtır.
-Ġlk kez Ulufe alım satımı yasaklanmıĢtır.
-Esham senetleri uygulamaya konulmuĢtur.
-Culüs bahĢiĢi kaldırılmıĢtır.
-Haliç,Karadeniz ve Ege’de yeni tersaneler açılarak modern gemiler yapılmıĢtır.
-Devlete hizmet için gelen yabancı uzmanların Müslüman olma Ģartı kaldırılmıĢtır.
III. SELĠM DÖNEMĠ(1789-1807)
-III.Selim planlı ve programlı ıslahatlar yapmaya çalıĢmıĢtır.(NĠZAM- CEDĠT ıslahatları)
-Avrupa’da açılan elçilikler sürekli hale getirilmiĢtir.(Ġlk daimi elçilik Londra’da açılmıĢ ilk daimi
elçi olarak da Yusuf Agah Efendi atanmıĢtır.)
-III.Selim devletin içinde bulunduğu durum ve sorunların çözümü amacıyla MeĢveret adıyla danıĢma
meclisleri toplamıĢtır.Ayrıca Devlet adamlarına LAHĠYA ismiyle raporlar hazırlatmıĢtır.
-Nizam-ı Cedit ismiyle yeni bir ordu kurmuĢtur.Bu ordunun masraflarını karĢılamak amacıyla Ġrad-ı
Cedit adıyla bir hazne oluĢturulmuĢtur.Matbaa devlet matbaası haline getirilmiĢtir.(Matbaa-i Amire)
-Ordunun eğitimi için Levent ve Selimiye kıĢlaları yapılmıĢtır.
-ġeyhül Ġslam’ın yetkileri kısıtlanmıĢ ve kadıların görev yerlerine gitmeleri sağlanmıĢtır.
-Önceden açılan Mühendis okulları birleĢtirilerek hapsi yeni açılan Mühendis Hane-i Berr-i
Hümayun (Kara Mühendishanesi) çatısında birleĢtirilmiĢtir.
-Askeri teknik okullarda Fransızca zorunlu dil olmuĢtur.
-Bu dönem KABAKÇI MUSTAFA İSYANI ile kapanmıĢtır.(1807)
-YAKINÇAĞ’DA AVRUPA
YEDĠ YIL SAVAġLARI (1756-1763): Avusturya veraset savaĢları sonunda yapılan EkslaĢapel AntlaĢması Avrupalı devletleri
memnun etmiĢ, devletler kaybettiklerini geri almak ve sömürgelerini geniĢletmek amacıyla savaĢları
yeniden baĢlatmıĢlardır.
Yedi Yıl SavaĢları önce Avrupa’da; Fransa, Avusturya, Prusya, Rusya ve Almanya Prenslikleri
arasında baĢladı. SavaĢ daha sonra Ġngiltere'nin de katılmasıyla okyanuslara ve sömürgelere yayıldı.
Yedi Yıl SavaĢları daha sonra Ġngiltere-Fransa savaĢlarına dönüĢtü ve savaĢı kazanan taraf Ġngiltere oldu.
Yedi Yıl SavaĢları 1763'de imzalanan Paris ve Huberttusburg AntlaĢmaları ile sonuçlandı.
Paris AntlaĢması ile; Fransa, Hindistan sömürgelerini ve Kanada'yı Ġngiltere'ye bıraktı.
Huberttusburg AntlaĢması ile de Prusya, Avrupa’nın en güçlü kara devleti haline geldi.
AMERĠKA BAĞIMSIZLIK SAVAġI VE ABD’NĠN KURULUġU(1787)
Amerika 1492'de Kristof Kolomb tarafından keĢfedildikten sonra;
Ġspanyollar Meksika ve Güney Amerika'ya,
Portekizliler Brezilya'ya,
Fransızlar Kanada'ya
Ġngilizlerde bugünkü BirleĢik Amerika'daki Atlas Okyanusunu kıyılarını yerleĢtiler.
Ġngilizler daha sonraki dönemlerde kıtanın iç kısımlarına doğru ilerleyerek yeni topraklar kazandılar
ve kuzey Amerika Kıtası’nda 13 koloni oluĢturdular. Bu kolonilere çoğunluğu Ġngiliz olmak üzere
Avrupa'dan getirdikleri göçmenleri yerleĢtirdiler ve kolonileri Ġngiltere’den atadıkları valiler aracılığı
ile yönetmeye baĢladılar.
Amerika Bağımsızlık SavaĢı'nın BaĢlama Nedenleri: Yedi Yıl savaĢları sırasında Kanada ve Florida'ya yerleĢme vaadi ile Ġngiltere'ye para,
malzeme ve Ġnsan yardımı yapan Kolonilerde birleĢme duygusunun oluĢması,
Yedi Yıl SavaĢları'nı kazandığı halde Ġngiltere’nin; Fransa’dan alınan Kanada'ya ve
ispanya'dan alınan Florida'ya Kolonilerden göçü yasaklanması,
Yedi Yıl SavaĢları'ndan galip çıkmasına rağmen kendi ekonomisi de oldukça sarsılan
Ġngiltere'nin kolonilere yeni gümrük ve damga vergileri koyması,
Kolonilerin, Ġngiltere parlamentosunda seçilmiĢ temsilcileri bulunmadığından, ‘’Temsilcisiz
Vergi Konamaz’’ ilkesinden hareketle buna karĢı çıkmaları.
Bu geliĢme karĢısında Ġngiltere'nin pul ve damga vergilerini kaldırması; ancak temel tüketim
mallarına yeni vergiler koyması.
1773'de Boston Limanı'na gelen çay yüklü bir Ġngiliz Ģilebindeki çayların koloni halkları
tarafından denize dökülmesi üzerine, Ġngilizlerin Boston Limanı’nı kuĢatması sonucunda
Kolonilerin Ġngiltere’ye karĢı isyanlarını baĢlatmasıdır.
SavaĢın BaĢlaması, Evreleri ve Sonucu: 1744'de koloni temsilcileri I.Filedelfiya kongresini toplayarak Ġngiliz hükümetinden;
Koloni meclislerinin onayı alınmadan vergi konulmamasına ve ticareti engelleyici yasaların
kaldırılmasını istediler. Fakat Ġngiltere bu istekleri reddetti.
Uyarı
Bu kongre aynı zamanda Amerikalı kavramının ortaya çıkmasına neden olmuĢtur.
Ġstekleri reddedilen koloni temsilcileri 1776'da II.Filedelfiya kongresini toplayarak savaĢa karar
verdiler.George Washington'u baĢkomutan seçtiler.aynı zamanda bağımsızlık ilan eden koloni
temsilcileri ‘ Bağımsızlık ve Ġnsan Hakları Beyannamesi'’ni de yayınladılar(4 Temmuz 1776).
Bu bildiriye göre;
Ġnsanların doğuĢtan devredilemez vazgeçilemez birtakım hakları vardır. Bunlar;
YaĢama
Özgürlük
Mutluluğu arama haklarıdır.
Bu hakları, kuvvetini halktan alan ve halkın arzusuyla iĢbaĢına gelen hükümetler korur.
Hükümetler bu hakları çiğnediği taktirde, yerine yenisini koymak milletin hakkı ve ödevidir.
Uyarı
Bu bildirgedeki düĢünceler dünyaya yeni bir yönetim Ģekli olan demokrasiyi getirmiĢtir.
Ġnsan hakları bildirgesinin kabul edilmesinden sonra koloniler ile Ġngiltere arasında savaĢlar
baĢladı.
Amerikalılar 1777'de Saratoga'da Ġngilizleri yendiler.Bu geliĢme üzerine Yedi Yıl
SavaĢları'nda Ġngilizlere yenilerek kolonilerini kaybeden Fransa,Ġspanya ve Hollanda'da
Ġngiltere'ye karĢı savaĢa girdiler.
1781'de Amerikalılar ‘’York Town’’ savaĢında bir Ġngiliz ordusunu teslim aldılar.
Ġngiltere’de yenildi ve barıĢ istedi.
1783'de imzalanan Versay AntlaĢması ile Ġngiltere,kolonilerin bağımsızlığını tanıdı.
Uyarı
Versay AntlaĢması,Almanya'nın I.Dünya SavaĢı sonunda imzaladığı AntlaĢma ile aynı adı
taĢımaktadır.
Koloniler bağımsızlıklarını kazandılar fakat yeni rejimin ne olacağını tartıĢmaları yüzünden
1783-1787 tarihleri arasında Koloniler birbirleriyle savaĢtılar.
SavaĢı, Cumhuriyetçileri mağlup eden Federalistler kazandı.
1787'de koloniler bir kez daha Filedelfiya'da toplanarak ABD Anayasası'nın kabulü ve
George Washington'un ilk baĢkan seçilmesiyle ABD’nin kuruluĢu tamamlanmıĢ oldu.
Uyarı
ABD 'deki bu geliĢmeler,1789 Fransız Ġhtilalı’nın baĢlamasında etkili olmuĢtur.
SANAYĠ ĠNKILABI
El tezgahlarının fabrika sistemine, tek tek üretimden seri üretime geçiĢi, insan emeğinin yerine
makinelerin alması ifade eder.18.yy.ın ikinci yarısında Ġngiltere'den baĢlayarak diğer Avrupa
ülkelerine de kısa zamanda yayılmıĢtır.
BaĢlama Sebepleri
Coğrafi keĢifler sonunda bulunan yeni kıtalardaki değerli madenlerin Avrupa'ya taĢınmasıyla
meydana gelen sermaye birikimi,
Rönesansla birlikte baĢlayan bilim ve teknolojideki geliĢmelerdir.
BaĢlaması ve Yayılması
Sanayi Ġnkılabı ilk olarak Ġngiltere'de dokunma endüstrisinde baĢladı.
Çelik,buhar gücü Elektrik sırayla sanayiye girdi ve yararlanılmaya baĢladı.
Sanayi Ġnkılabı,(endüstri devrimi)Ġngiltere’den sonra, Fransa,Belçika ve Hollanda da
görüldü.Batıda ABD, Uzakdoğu'da Japonya'da gerçekleĢti.
Sonuçları
Büyük fabrikalar kuruldu ve üretimde çok büyük bir artıĢ meydana geldi.
Yeni buluĢlar ve teknik ilerlemeye önem verildi.
Modern iĢci sınıfı doğdu,iĢci haklarını koruyan sendika ve partiler kurulmaya baĢlandı.
Kapitalizm, Liberalizm, Sosyalizm gibi akımlar ortaya çıktı.
KentleĢme ve kent sorunları doğdu.
Ġnsanın dünyaya düĢkünlüğü ve rahata olan tutkusu arttı.
Hammadde ve pazar ihtiyacı arttı.
Fransız Ġhtilalı’nın sonuçlarına ters bir Ģekilde sömürge elde etme yarıĢı hızlandı.
Bu geliĢme devletlerarası önüne geçilmez bir ekonomik rekabeti baĢlattı ve zincirleme olarak
I. ve II. dünya savaĢlarına neden oldu.
Uyarı
Sanayi Ġnkılabı, geri kalmıĢ, teknolojik geliĢmesini tamamlayamamıĢ ülkeler için, büyük bir sıkıntı
da beraberinde getirmiĢtir. Bu ülkeler Endüstri Ġnkılâbını gerçekleĢtirmiĢ olan ülkelerin hammadde ve
pazar kaynağını oluĢturmuĢtur.
Uyarı
Osmanlı Devleti açısından da Sanayi Ġnkılabı çok büyük sıkıntı yarattı. Kapitülasyonların da
olumsuz etkisi yüzünden Osmanlı ekonomisi çöküntüye uğradı. El tezgâhlarında oluĢan yerli sanayi
dağıldı.
FRANSIZ ĠHTĠLALĠ(1789)
Nedenleri
Fransa'daki krallık yönetiminin halk üzerindeki ağır baskısı,
Fransa'da halkın sosyal sınıflara ayrılmıĢ olması,siyasal haklardan yoksun olan burjuva
sınıfının Coğrafi keĢifler sonunda zenginleĢmesi ve siyasal haklar istemesi.
Uyarı
Fransa'da halk; soylular, rahipler, burjuvalar ve köylüler olmak üzere dört sınıfa ayrılmıĢtı. Ülkenin en
ağır yükünü köylüler çekiyordu.
Mali zorluklar ve halkın ağır vergiler altında ezilmesi,
Jan Jak Russo,Monteskiyo,Volter ve Didero gibi aydınların fikirleriyle halkı etkilemesi,
Ġngiltere'deki MeĢrutiyet Yönetimi ve Amerika'daki insan hakları ve demokrasi gibi
geliĢmelerin Fransız toplumunu etkilemesi.
Ġhtilalin BaĢlaması ve Evreleri
Ġhtilal,Bastil hapishanesinin önünde baĢladı ve yayıldı.Bastil hapishanesindeki tutuklular
serberst bırakıldı (14 temmuz 1789). Bu tarih bundan sonraki dönemde Fransa'da milli
bayram olarak kutlanmıĢtır.
Ġhtilalle baĢlayan karĢılık,1804'de Napolyon Bonopart'ın iktidarı ile son bulmuĢtur.
Fansa'da ihtilal sürecinde 28 ağustos 1789'da insan ve vatandaĢlık hakları bildirgesi ilan
edilmiĢtir.Bu bildiride Ģu esaslar yer almaktadır.
Ġnsanlar,hakları bakımından hür ve eĢit doğarlar ve öyle yaĢarlar.
Her siyasi topluluğun amacı insan haklarını korumaktır.
Bu haklar özgürlük, milliyet,güvenlik ve baskıya karĢı direnme,haklarıdır.
Hakimiyet milletindir. Hiçbir kiĢi ve kuruluĢ milletçe verilmeyen bir hakimiyeti kullanamaz.
Özgürlük, baĢkasına zarar vermeyen her Ģeyi yapabilmektir.
Özgürlüğün sınırı ancak kanunla belirlenir.
Fransız Ġhtilali'nin Sonuçları
Ġnsan hakları kabul edildi.Demokratik ve laik anayasal rejimler yaygınlaĢtı.
EĢitlik,hürriyet,adalet ve demokrasi kavramları yayılmaya baĢladı.
Fransız Ġhtilali savaĢları Fransız halkını bütünleĢtirdi ve bunun sonucunda milliyetçilik
akımı ortaya çıktı.
Milliyetçilik ilkesi siyasi bir karakter kazanarak çok uluslu devletlerin (imparatorluk)
parçalanmasında ve mutlak Kralıkların sona ermesinde etkili oldu.
Bunların yerine demokratik ve laik esaslara dayalı milli devletler kurulmaya baĢladı.
Ekonomide ve siyasette liberalizm ön plana çıktı.
Fransa'da yönetimde, burjuva sınıfı daha etkili oldu.
Fransız ihtilali'nin yaymıĢ olduğu bu fikir akımları evrensel nitelik taĢıdığından
Yeniçağ'ın kapanmasına,Yakıncağ'ın baĢlamasına neden oldu.
Uyarı
Milliyetçilik akımlarından en çok etkilenen, çok uluslu imparatorluklardır. Osmanlı devleti ve
Avusturya-Macaristan imparatorluğu Ġhtilaldan en fazla zarar gören iki devlet oldu.
VĠYANA KONGRESĠ(1815)
Fransız Ġhtilali'nin yıldızı parlayan generali Napolyon Bonapart,Ġmparotor olduktan sonra bütün
Avrupa'yı hakimiyeti altına almak için harekete geçti.Bu geliĢme,Fransa ile diğer Avrupa devletleri
arasında 1804-1815 yılları arasında Napolyon savaĢları veya Koalisyon savaĢları olarak anılan
savaĢlara neden oldu.Napolyon'un 1815 yılında Waterlo savaĢı'nda Ġngilizlere yenilmesiyle savaĢlar
sona erdi.
Viyana Kongresi'nin Toplanma Sebepleri
Napolyon savaĢları ile bozulan Avrupa'daki sınırları ve siyasal dengeyi yeniden düzenlemek,
Fransız Ġhtilani'nin yaymıĢ olduğu düĢünce akımlarına karĢı mutlak krallıkları korumak için
alınacak tedbirleri belirlemektir.
Konferansa Katılan Devletler
Avusturalya,Ġngiltere,Prusya ve Rusya'nın öncülüğündeki Avrupa ülkeleri katıldı.Konferansa
Avusturya BaĢbakanı Meternich baĢkanlık etti.
Uyarı
Konferansa Osmanlı devleti katılmamıĢtır.
Osmanlı Devleti, Fransa’nın Mısır'ı iĢgali sırasında (1798) koalisyon devletleri ile iĢbirliği yaptığı için
konferansa çağrılmıĢtı.Ancak,Osmanlılar 1812 BükreĢ antlaĢmasında Sırplara verilen ayrıcalıkların
arttırılmasının isteneceğinden çekinerek toplantıya katılamadı.
Viyana Kongresi'nde Alınan Bazı Önemli Kurallar ġunlardır:
Ġmparatorluklar kutsaldır.
Milliyetçilik hareketleri desteklenmemelidir.
Milliyetçilik hareketlerine karĢı imparatorluklar korunmalıdır.
Sonuç:
Fransa'ya karĢı; Ġngiltere, Rusya, Prusya ve Avusturya'dan oluĢan dörtlü ittifak ayrıca
Hıristiyan devletlerin dostluğu için kutsal ittifak kuruldu.
Uyarı
Viyana Kongeresin'nden sonra Avrupa'da baĢlayan döneme restorasyon dönemi (yeniden yapılanma) denir.Viyana Kongresi kararlarına Avusturya baĢkanı Meternich öncülük ettiği için,restorasyon dönemi
politakaları Meternich sistemi olarak adlandırılmıĢtır.
Uyarı
Avusturya'nın karĢı çıkmasına rağmen;Fransa,Ġngiltere ve Rusya Mora'ya,Yunan Ayaklanmasına
destek amacıyla donanma gönderince çökmüĢ ve Restorasyon dönemi kapanmıĢtır.
Avrupalı devletler, Yunanistan'a bağımsızlık verilmesi için 1827'de Navarin limanı'nda
Osmanlı donanmasına yakarak, Viyana kongresi kararlarını hiçe saymıĢlardır.
Uyarı
Viyana Kongresi'nde Avrupalı devletlerin sınırları yeniden belirlenirken, milliyet, din ve dil
farklılıkları dikkate alınmadığı için Avrupa'da kalıcı barıĢ ve huzur sağlanmadı.
1830 Ġhtilalleri
Nedenleri
Napolyon'dan sonra Fransa'da kurulan MeĢruti krallık döneminde kral olan x.ġarl baĢbakanı
polinyak'ın özgürlükleri kısıtlayıcı önlemler almaları, özellikle de basın özgürüğünü
kısıtlamaları ve mutlakiyet yönetimini yeniden canlandırmak istemeleri sonucu halk
ayaklandı.
Ġhtilal
X.ġarl tahttan indirildi. Liberal olarak tanınan Lui Filip kral seçildi.
Fransa'da baĢlayan 1830 ihtilalleri daha sonra Ġngiltere, Hollanda, Belçika ve Norveç'e yansıdı.
Sonuçları
Fransa'da kısıtlanan haklar geri verildi ve yönetimde liberallerin etkisi arttı. Yeni kral
anayasaya bağlı kalacağına dair yemin etti.
Ġngiltere'de yapılan seçimleri liberaller kazandı.
Belçika, Hollanda'dan ayrılarak bağımsız oldu.
Ġsveç ve Norveç ayrılarak bağımsız devletler haline geldiler.
Avrupa'da orta sınıf bazı haklar elde etmeye baĢladı.
Uyarı
1830 ihtilalleri Avrupa'da liberallerin ve liberal akımının güçlenmesini sağlamıĢtır.
1848 Ġhtilalleri
Nedenleri
Sanayi Ġnkilâbı'ndan sonra ortaya çıkan iĢçi sınıfının haklarını savunmak üzere kurulan
sendika ve sosyalist partilerinin çalıĢmaları.
Milliyetçilik hareketlerinin ve liberalizmin gittikçe güçlenmesi ve bunların bağımsızlığa
dönüĢtürülmek istemesidir.
Ġhtilal
Fransa'da baĢladı Kral Lui Flip tahttan indirilerek Lui Napolyon tahta çıkarıldı.
Ġhtilal daha sonra sanayileĢmiĢ diğer Avrupa ülkelerinde de etkili oldu.
Sonuçları
Fransa'da cumhuriyet ilan edildi ve Fransız halkına seçim hakkı tanındı.
Fransa'da ölüm cezası kaldırıldı ve esir ticareti yasaklandı.
Avusturya'da toprak köleliği yasaklandı.
Avrupa'da sosyalist akımlar ön plana çıktı.
1848 ihtilalleri Almanya ve Ġtalya'nın siyâsi birliklerine sağlamalarına zemin hazırladı.
Uyarı
Siyâsi birliklerine geç tamamlayarak sömürgecilikte geri kalan Almanya ve Ġtalya, dünya'daki ekonomik
rekabeti hızlandırmıĢ, büyük devletlerin bloklaĢmalarına neden olmuĢtur.
ĠTALYA SĠYASĠ BĠRLĠĞĠNĠN SAĞLANMASI (1870)
Ġtalya Birliğinin Sağlanmasında Etkili Olan Faktörler
Fransız ihtilali sonrasında yayılan milliyetçilik ilkesinin Ġtalya toplumunu etkilemesi Ġtalyan aydınları
tarafından kurulan Karbonari cemiyeti'nin çalıĢmaları.
Ġtalya Ģehir devletleri arasında güçlü kültürel bağların bulunması.
Birliğin Kurulması
Viyana kongresi'nde Ġtalya 7 hükümete ayrılmıĢtı.Bu hükümetler içerisinde en güçlüsü
Piyemonte cumhuriyeti idi.
Fakat buna rağmen Piyemonte Ġtalya'daki Avusturya koruyuculuğunu kaldırmak için yalnız
baĢına baĢlattığı ayaklanmada baĢarılı olamadı.
Piyemonte baĢbakanı Kont Kavur, Avusturya'ya karĢı Ġngiltere yada Fransa gibi güçlü bir
devletin desteğini sağlayabilmek için onlarla birlikte hareket ederek kırım savaĢına ordu ve
donanma gönderdi.
Kırım SavaĢı'ndan sonra Fransa'nın desteğine olan Piyemonte hükümeti Avusturya'ya karĢı
yapılan savaĢı kazandı (1859.) Bu geliĢme Ġtalya birliğine giden yolu açtı, fakat bu seferde
Ġtalya'da Fransa'nın koruyuculuğu baĢladı.
1870'de Fransa, Sedan SavaĢı'nda Almanya'ya yenilince, Fransa'nın Ġtalya'daki
koruyuculuğuda sona erdi.
1870'de Papalık Hükümetinide yıkan Piyemonte cumhuriyeti Roma merkezli Ġtalya siyasi
birliğini sağladı.
Uyarı
Siyasi birliğini sağlayan Ġtalya, hızlı bir sanayileĢme sürecine girdi ve geliĢen sanayisine
hammadde ve pazar bulabilmek için sömürgecilik faaliyetlerine baĢladı.
ALMANYA SĠYASĠ BĠRLĠĞĠNĠN SAĞLANMASI (1871)
Almanya Siyasi Birliğinin Sağlanmasını Etkileyen Faktörler
Fransız ihtilalinin yaymıĢ olduğu milliyetçilik akımlarının Alman toplumunu etkilemesi,
Prusya Dükalığı'nın Almanya birliğini kurma çalıĢmaları,
Viyana kongresinden sonra Avusturya koruyuculuğunda kalan Alman prensliklerinin, Prusya
öncülüğünde siyasi birlik için uğraĢmaları,
Birliğin Kurulması
1864'de Avusturya ile birlikte hareket eden Prusya Danimarka'dan ġlevzig'i aldı.
Daha sonra Avusturalya ile yaptığı savaĢı kazanan Prusya, Prag antlaĢması ile Avusturyayı
topraklarından çıkardı ve "Almanya konfederasyonunu kurdu."
1870'de Fransa ile yapılan Sedan SavaĢı'nda Fransa mağlup edildi ve Alsas-Loren bölgesi
geri alındı.
I.Wilhelm, "Alman kralı" olarak taç giydi ve Alman birliğinin kuruluĢu tamamlandı
(1871.)
Uyarı
Almanya hızla sanayileĢerek Avrupa'da önemli bir güç haline geldi ve Ġtalya gibi sömürge arayıĢına baĢladı.
Uyarı
Ġtalya ve Almanya siyasi birliklerin sağlanması Avrupa’da askeri ve siyasi dengeleri bozmuĢtur.
Ġngiltere ve Fransa Osmanlı Devletinden uzaklaĢarak Rusya'yı balkanlarda serbest bırakmıĢlardır. Osmanlı
Devleti'de (özellikle Berlin AntlaĢmasından sonra)Almanya ile yakınlaĢmaya baĢlamıĢ ve bu devletle iĢ
birliğini arttırmıĢtır.
-DAĞILMA DÖNEMĠ
(1792-1922) XIX-XX. yy
III.SELĠM (1789-1807) ALT KONU BAġLIKLARI
IV.MUSTAFA (1807-1808)
II.MAHMUT (1808-1839) -SĠYASĠ OLAYLAR
ABDÜLMECĠD (1839-1861) -XIX. YÜZYIL ISLAHATLARI
ABDÜLAZĠZ (1861-1876)
V.MURAT (1876-…3 AY)
II.ABDÜLHAMĠD (1876-1909)
V.MEHMET REġAT (1909-1918)
VI.MEHMED VAHDETTĠN (1918-1922)
Genel Politika: -Osmanlı Devleti bu dönemde denge politikası izleyerek varlığını korumaya çalıĢmıĢtır.
-Islahatlar yaparak dağılma sürecinin önüne geçmeyi amaçlamıĢtır.
-DAĞILMA DÖNEMĠ SĠYASĠ OLAYLARI
SIRP AYAKLANMASI (1804)
-Balkanlarda Osmanlı Devleti’ne karĢı ayaklanan ilk ulus Sırplar olmuĢtur. Ayaklanmalarında
baĢlıca etken milliyetçilik akımından etkilenmeleri olmuĢtur.
-Sırplar Kara Yorgi önderliğinde isyan etmiĢlerdir. Ġsyan Rusların desteği ile yaygınlık kazanmıĢtır.
OSMANLI-RUS SAVAġI (1806-1812)
-Osmanlı Devleti’nin Rus yanlısı Eflak ve Boğdan beylerini görevden alması üzerine,Rusya tekrar bu
beylerin iadesini Osmanlı Devleti’nden talep etti.Ayrıca Rusya,Boğazların kendisine açılmasını
istiyordu.
-Taleplerin sonucunu beklemeyen Rusya Eflak ve Boğdan’ı iĢgal etti.(1806)
-Fransa tarafından desteklenen Osmanlı Devleti BükreĢ yakınlarında Rus birliklerini durdurdu.
-Ġngiltere bu geliĢmelr devam ederken Rus yanlısı bir politika izliyordu. Fransa, Rusya ile Ġngiltere
arasındaki ittifakı bozmak için Rusya ile TĠLSĠT AntlaĢmasını imzaladı.(1807)
-Tilsit AntlaĢmasını çıkarlarına aykırı bulan Ġngiltere Osmanlı Devleti’ne yakınlaĢtı ve KALE-Ġ
SULTANĠYE AntlaĢmasını imzaladı.(1809)
-Osmanlı Devleti bu geliĢmeler karĢısında tam anlamıyla bir denge siyaseti izliyordu.
-Bütün bu geliĢmeler devam ederken Rusya Sırpları Osmanlı’ya karĢı kıĢkırtıyor ve Kuzey
Bulgaristan’ın iĢgalini hızlandırıyordu. Osmanlı-Rus savaĢını fırsat bilen Napolyon, Rusya’ya savaĢ
açınca Rusların isteğiyle 1812 BükreĢ AntlaĢması imzalandı.
Buna göre;
Baserabya Rusya’da kalacak
Eflak ve Boğdan Osmanlı Devleti’nde kalacak
Ġki devlet arasında Prut nehri sınır olacak
Rus ticaret gemileri Tuna ağzında faaliyet gösterecek.
Sırbistan’a özerklik verilecekti.(Ġlk kez Gayr-i Müslim bir azınlığa ayrıcalıklar tanındı)
YUNAN AYAKLANMASI (1821)
-Balkan milletleri içerisinde en sistemli ayaklanmayı Yunanlılar yapmıĢtır.
-Yunanlılarda milliyetçilik akımından etkilenmiĢlerdir.
-Yunan ayaklanmasının Sırp isyanından baĢlıca farkı; Sırp isyanına sadece Ruslar destek verirken
Yuna isyanına bütün Avrupa destek olmuĢtur.
-Rumların ilk isyanı 1820’de Eflak ve Boğdan’da baĢladı.Öncüleri Ġpsilantiydi.Ancak bu isyandan
istediklerini alamadılar Ġpsilanti Avusturya’ya sığındı..Asıl Yunan ayaklanması ise 1821’de Mora’da
baĢlamıĢtır.Ġsyanı BaĢpiskopos Gemanos bizzat kumanda ediyordu.
-Osmanlı isyanı bastıramayınca Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali PaĢa’dan yardım istemiĢtir.Kavalalı;Girit
ve Mora valilikleri kendisine verilirse gerekli yardımı yapacağını bildirmiĢtir.II.Mahmut tarafından Ģartları
kabul edilen Kavalalı isyanı kısa sürede bastırmıĢtır.
-Yunan isyanının bastırılması üzerine, Avrupa Devletleri duruma müdahale ettiler. Rusya, Ġngiltere ve Fransa
Osmanlı Devleti’ne nota vererek, Yunanlılara bağımsızlık verilmesini istediler. Osmanlı Devleti bu notayı,
içiĢlerine müdahale sayıp reddedince, bu devletlerin filoları,NAVARĠN’de Osmanlı ve Mısır donanmasını
yaktılar.(1827)
OSMANLI-RUS SAVAġI (1828-1829)
-Osmanlı Devleti NAVARĠN’DE yanan donamasına karĢılık ilgili devletlerden tazminat istedi. Bu
istek üzerine Ġngiltere ve Fransa iliĢkileri dondurma kararı alırken Rusya ise savaĢ açarak karĢılık
verdi.
-Eflak ve Boğdan’a giren Ruslar, Tuna’yı geçerek Balkanlarda ilerleyip Edirne’yi de iĢgal
ettiler.(Ruslar ilk defa Balkanları aĢarak Trakya’yı iĢgal etmiĢtir)Diğer Rus ordusu ise Kars ve
Erzurum’u ele geçirdi.
-Bu geliĢmeler üzerine Osmanlı Devleti barıĢ isteğine bulundu ve 1829 Edirne AntlaĢması yapıldı.
Buna göre;
Yunanistan’a bağımsızlık verilecek (ilk bağımsız olan millet)
Sırbistan’a bazı yeni imtiyazlar verilecek
Doğu da Anapa,Ahıska ve Poti Rusya’ya bırakılcaktı.
Rus gemileri boğazlardan serbestçe geçiĢ yapabilecekti
Eflak ve Boğdan’daki kaleler yıkılacak ve Türk askerleri artık görev baĢında bulunmayacaktı
Osmanlı Devleti Rusya’ya savaĢ tazminatı verecekti.
MISIR SORUNU (1831-1840)
Mehmet Ali PaĢa, Mısır’a vali olunca Fransa’dan subaylar ve teknisyenler getirerek, kuvvetli bir
ordu ve donanma kurmuĢtur. Kısa zamanda Mısır’ı bayındır bir ülke haline getirmiĢtir.
Valinin isyan etmesinde; Mora’daki kuvvetlerini padiĢahın izni olmadan Mısır’a çekmesi, Osmanlı-
Rus savaĢında yardımda bulunmaması, kendisine vaat edilen Mora valiliğine karĢılık Suriye ve TrablusĢam
valiliğinide istemesi baĢlıca sebepleri oluĢturmaktadır.
Mehmet Ali PaĢa’nın oğlu, Ġbrahim PaĢa 1831’de Suriye’yi ele geçirmiĢ ve arka arkaya Osmanlı
kuvvetlerini yenerek Kütahya’ya kadar gelmiĢtir. Mısır ordusuna Ġstanbul yolu açılmıĢtı.
Bu geliĢmeler karĢısında, oldukça zor durumda kalan II. Mahmut, Ġngiltere ve Fransa’dan yeterince
destek görmeyince, Mehmet Ali PaĢa’yı kendisi içinde tehlikeli görüp Osmanlı Devleti’ne yardım teklifi
getiren Rusya ile birlikte olma kararı aldı.(Deniz düĢen yılana sarılır)Yardım için gelen Rus askerleri ve
donanması Ġstanbul’da Boğaziçine yerleĢti.
Rus donanmasının Ġstanbul önlerine gelmesini çıkarlarına aykırı bulan Ġngiltere ve Fransa, Mehmet Ali
PaĢa’ya baskı yaparak Osmanlı Devleti ile Mehmet Ali PaĢa arasında Kütahya AntlaĢması’nın imzalanmasını
sağladı.(Böylelikle Mısır sorunu uluslar arası bir sorun haline geldi)
1833 Kütahya AntlaĢması’na göre; Mehmet Ali PaĢa’ya Mısır ve Girit’e ek olarak ġam valiliği de verilecek,
Mehmet Ali PaĢa’nın oğlu Ġbrahim PaĢa’ya da Cidde valiliği ve Adana muhassıllığı (vergi
toplama ) hakkı verilecekti.
NOT: Mısır sorunun geçici olarak Kütahya AntlaĢması ile tamamen ise 1840 Londra AntlaĢması
ile çözüme kavuĢmuĢtur.
1833 Kütahya AntlaĢması tarafları pek memnun etmedi. Ayrıca Osmanlı Devleti Ġngiltere ve
Fransa’ya da pek güvenmiyordu. Bu durumda Osmanlı Devleti, Ruslarla 1833 Hünkâr Ġskelesi
AntlaĢması’nı yaptı:
Buna göre; Osmanlı Devleti bir saldırıya uğrarsa masrafları karĢılanmak üzere Rusya askeri yardımda
bulunacak,
Rusya’ya saldırı olursa Osmanlı Devleti boğazları Rusya’nın lehine kapatacak,
Bu antlaĢma 8 yıl olacaktı.
Not: Hünkar Ġskelesi AntlaĢması ayrıca; Osmanlı Devleti’nin boğazlar üzerindeki egemenlik
haklarını kullanarak imzaladığı son antlaĢmadır. Boğazları uluslar arası bir sorun haline
dönüĢtürmüĢtür.
BALTA LĠMANI TĠCARET ANTLAġMASI (1838)
Mısır Valisi Mehmet Ali PaĢa’nın ve Rusya’nın istekleri karĢısında, Ġngiltere’nin desteğini alabilmek
için Osmanlı Devleti’nin Ġngiltere ile yaptığı ticaret antlaĢmasıdır.
Bu antlaĢmaya göre; Ġç ticarete Osmanlı vatandaĢlarının yanı sıra Ġngilizlerde katılacaktı,
Ġhracatta ödenen vergiler tüccara %12,ithalatta alınan vergiler %5 olarak tespit edildi.
Ġngilizler iç gümrük vergisinden muaf tutuldular
Sonuç: Bu antlaĢma; yerli sanayi ve üretimin durmasına, Osmanlı ülkesinin Avrupa mallarının
pazar yeri ve Avrupa için hammadde kaynağı olmasına ve Osmanlı ekonomisinin iyice dıĢa bağımlı
hale gelmesine yol açtı. Bu haklar daha sonra diğer Avrupalı devletlere de verilince Osmanlı,
Avrupa’nın yarı sömürgesi durumuna düĢtü.
MISIR MESELESĠ’NĠN ÇÖZÜMÜ VE LONDRA KONFERANSI(1839-1840)
Mehmet Ali PaĢa,Kütahya AntlaĢması gereği Osmanlı Devleti’ne ödemesi gereken vergiyi
ödememiĢti.Ayrıca 1839 da bağımsızlığını ilan etti.Tekrar Osmanlı topraklarına saldırdı.Osmanlı
ordusu Nizip’te büyük bir yenilgiye uğradı. Mehmet Ali PaĢa'nın oğlu Kavalalı Ġbrahim PaĢa
komutasındaki Mısır ordusu Hafız Osman PaĢa komutasındaki Osmanlı ordusunu imha etmiĢti. Bu
sırada II.Mahmut ölmüĢ yerine Abdülmecid tahta geçmiĢti.
Bu geliĢmeler karĢısında Hünkâr Ġskelesi AntlaĢması’nı etkisiz kılmak isteyen Ġngiltere’nin
çabalarıyla Londra’da bir konferans toplandı. Fransa’nın katılmadığı konferansa, Ġngiltere, Rusya, Prusya,
Avusturya ve Osmanlı Devleti katıldı.
1840 Londra Konferansı Kararlarına Göre;
Mısır hukuki bakımdan Osmanlı Devleti’ne bağlı bir eyalet olarak kalacak,
Mısır’ın idaresi Mehmet Ali PaĢa ve oğullarına bırakılacak,(Mısır valiliği saltanata dönüĢtü)
Mısır Osmanlı Devleti’ne vergi ödemeye devam edecek,
Suriye, Adana ve Girit Osmanlı Devleti’ne bağlı olacaktı
Not: Kavalalı M.Ali PaĢa,bu antlaĢmayı kabule yanaĢmadı.Bunun üzerine Ġngiltere ve Avusturya
Beyrut’a asker çıkardı.Ayrıca Ġngiliz donanması Lübnan kıyılarını topa tutmaya baĢladı.Bu güçlere
karĢı koyamayacağını anlayan Mehmet Ali PaĢa Londra Konferansı kararlarını kabul etmek zorunda
kaldı.Sultan Abdülmecid ise 1841 Mısır Fermanı ile Mısır’ın yönetim düzenini belirledi.Mehmet Ali
PaĢa,1845'te Ġstanbul'a gelip padiĢaha bağlılığını bildirdi. 1849'da Kahire'de öldü.
Not: HĠDĠV UNVANI:Kavalalılara mensup Mısır valilerine babadan oğula geçmek üzere 1867'de verilen
resmi unvandır. Önceleri yazıĢmalarda sadrazamlar için büyük vezir anlamında kullanılan hıdiv unvanı, 8
Haziran 1866'da, bir irade-i seniyeyle (padiĢah izni) Mısır valisi Ġsmail PaĢa'ya sadaret payesiyle birlikte verildi.
Ġsmail PaĢa ilk Mısır hıdivi olurken, Mısır valiliğine de Hıdiviyet-i Mısır dendi. Ġsmail PaĢa'nın oğlu Tevfik
PaĢa ile Abbas Hilmi PaĢa da II. Abdülhamid'in fermanlarıyla hıdiv unvanını kullandılar. Ġngilizlerin 1914'te
Mısır'ı iĢgal etmesinden sonra yerine amcası Hüseyin Kamil geçirildi ve hıdiv yerine sultan unvanı kullanılmaya
baĢladı. Bununla birlikte Osmanlı hükümeti Abbas Hilmi PaĢa'yı 1922'ye değin hıdiv olarak tanıdı. 24 Temmuz
1923'te imzalanan Lozan AntlaĢması'yla Abbas Hilmi PaĢa'nın hıdivliği sona erdi.
BOĞAZLAR SORUNU VE LONDRA BOĞAZLAR SÖZLEġMESĠ (1841)
Mısır sorununun çözülmesi sırasında Osmanlı Devleti, Rusya ile Hünkar Ġskelesi antlaĢmasını
imzalamıĢtı.Bu durum Boğazlar sorununu gündeme getirmiĢti.Bu geliĢmeler karĢısında rahatsız
olan Ġngiltere ve Fransa,8 yıl için imzalanan antlaĢmanın günü dolmak üzere olduğundan konunun
milletlerarası bir konferansta ele alınmasını istedi.
Konferansa Ġngiltere, Fransa, Avusturya, Rusya, Prusya ve Osmanlı Devleti’nin temsilcileri katıldı.
Konferansın sonunda 1841 Londra Boğazlar SözleĢmesi imzalandı.
Buna göre;
Boğazlar Osmanlı Devleti’nin hâkimiyetinde kalacak,
BarıĢ döneminde hiçbir devletin gemisi Boğazlardan geçmeyecek,
Boğazlar tüm ticaret gemilerine açık olacaktı
Not: Bu antlaĢma ile Hünkâr Ġskelesi antlaĢması yürürlükten kalktı, boğazlar ilk kez uluslar arası
bir konferansta ele alınmıĢ oldu. Ayrıca, Ġngiltere ve Fransa, Rus tehdidine karĢı sömürge yollarını
güvence altına almıĢ oldu.
ġARK (DOĞU) MESELESĠ
‘ġark Sorunu’ bir politika terimi olarak ilk kez 1815 Viyana Kongresi’nde kullanılmıĢtır. Rus
delegeleri kongre esnasında, üyelerin dikkatini Osmanlı ülkesinde yaĢayan Hıristiyan halkın durumu
üzerine çekmeye çalıĢtılar ve bu durum için ‘ġark Sorunu’ tabirini kullandılar. Daha sonra bu tabir
diplomatlar tarafından kullanılmaya baĢlanmıĢtır.
Genel olarak ġark Meselesi,1071-1923 arasında Batı Hıristiyan dünyası ve Türk Ġslam
dünyası arasındaki iliĢkilerin tamamının adıdır.
Bir baĢka ifadeyle;
1071-1699 arası: Balkanlar ve Anadolu’dan Türkleri atma,
1699-1923 arası: Osmanlı topraklarından pay alma, Osmanlı Devleti’ni yıkma
Osmanlı Devleti’nin son yüzyıldaki her buhranlı olay Avrupalılarca ġark meselesi baĢlığı
altında incelendi.
Fransa’nın Cezayir’i iĢgali (1830): Yunanistan’ın bağımsız olmasıyla Akdeniz’deki
mevcut dengenin sarsıldığını gören Fransa Cezayir’i ilhak etmeye kalkıĢtı.
Osmanlı toprağı olan Cezayir’i PadiĢah tarafından atana Valiler idare etmekteydi. Emrinde
Anadolu’dan gelen Yeniçeri birlikleri de bulunuyordu. Zamanla bu askeri kuvvetler valilerin iĢlerine
karıĢmaya baĢladılar. Hatta, zamanla yönetim yeniçerilerin eline geçti. XVII. yüzyılın sonlarına doğru bu
bölge ‘DAYI’ adı verilen idareciler tarafından yönetildi.(GARP OCAKLARI: Osmanlı Devleti’nde
Kuzey Afrika topraklarına verilen isimdi, zamanla bu bölgelerle bağlar zayıfladı)Dayılar, zamanla
Cezayir’i bağısız devlet gibi yönetmeye baĢladılar. XIX. yüzyılda Cezayir’in durumu böyleydi.
Fransa’nın Cezayir’e ilgisi çok öncelere dayanmaktaydı. Ancak burada sadece 1830’daki
iĢgali anlatmakla yetineceğiz.12 Haziran 1830’da 16.000 kiĢilik bir kuvvetle Cezayir’e çıkarma
yaptılar.5 Temmuz’da Dayı Hüseyin PaĢa ve kuvvetleri teslim oldu. Bununla beraber Fransa’nın
Cezayir’i kontrol altına alması uzun yıllar sürdü. Hatta zamanla ‘Abdulkadir Ġbn Muhyiddin
Cezayiri’ etrafında birleĢen yerel kuvvetler Fransızlara karĢı direniĢ göstermeye çalıĢtılar.
Osmanlı Devleti Cezayir iĢgali karĢısında Ġngiltere’den Londra elçisi Namık PaĢa
vasıtasıyla destek ummuĢsa da Ġngiliz Hükümeti, Portekiz ve Belçika meselelerini bahane ederek
baĢından savmıĢtır. Bunun üzerine Osmanlı ancak iĢgali protesto etmekle yetindi.
MACAR MÜLTECĠLERĠ SORUNU (1848)
1848 ihtilalleri Avrupa’da ciddi boyutta karıĢıklar ortaya çıkarmıĢtı. Bunlar içerisinde en dikkat
çekenlerden bir tamesi de Macar milliyetçilerinin bağımsızlık giriĢimleri oldu. Bu doğrultuda Avusturya’ya
karĢı ayaklanan Macarlar, Avusturya’nın Rusya ile birlikte hareket etmesi üzerine zor durumda kaldılar.
Rusların yaptığı katliamlardan kurtulan Macar milliyetçileri Osmanlı Devleti’ne sığındı. Avusturya ve
Rusya sığınmacıları istese de Osmanlı bu isteği geri çevirdi. Rusya ve Avusturya’nın baskıları iyice artınca
Osmanlı Devleti bu mültecilere Müslüman olayı teklif etti. Mültecilerin büyük çoğunluğu kabul etti ve
Osmanlı bu kiĢileri yüksek rütbelerle önemli görevlere getirdi. Birçoğu Kütahya’ya yerleĢtirildi.
Osmanlı Devleti’nin bu yaklaĢımı Avrupa kamuoyunda, hatta Amerika’da bile büyük takdir topladı. Bu ülkelerde Osmanlı Devleti lehine gösteriler bile yapıldı. O kadar ki, Londra’da gösteri yapan
Ġngiliz gençleri bir gün Osmanlı elçisi Muzuros PaĢa’ya rastlayınca, arabasının atlarını sökerek arabayı
elçiliğe kadar kendileri çekmiĢlerdir.(Kaynak:Fahir Armaoğlu,XIX.yy Siyasi Tarihi)
KIRIM SAVAġI (1853-1856)
Osmanlı Devleti ile Rusya arasında olmuĢtur.
Sebepleri:
Rus Çarı I.Nikola’nın geleneksel Rus siyaseti doğrultusunda; Ġstanbul ve boğazlara
yerleĢmek, Balkanlarda kendisine ait devletler kurmak istemesi.
Rusya’nın tarihi emellerine ulaĢmak için ‘Hasta adam’ dediği Osmanlı Devleti’ni
paylaĢma adına Ġngiltere’ye yaptığı teklifin reddedilmesi
Teklifi reddedilen Rusya’nın bir bakıma savaĢ bahanesi oluĢturma adına Kutsal Yerler
Meselesi’ni ortay atması ve Ġstanbul’a gönderilen elçi Mençikof’un, Hünkâr Ġskelesi
AntlaĢması’na benzer bir antlaĢma teklif etmesi, Kutsal yerlerde Ortodokslara tanınan
yetkilerin artırılması isteği, Osmanlı Devleti’ne baskı yapmaya çalıĢması
Politik yollardan istediğini elde edemeyen Rusya’nın isteklerini kuvvet kullanarak elde
etme adına Eflak ve Boğdan’ı iĢgal etmesi.
Eflak ve Boğdan’ı iĢgal eden Ruslar, Osmanlı Devleti’ne destek amacıyla Ġngiliz ve Fransız
donanmalarının Ġstanbul önlerine geldiğini görünce, Boğazlar sözleĢmesinin ihlal edildiğini öne
sürerek SĠNOP BASKINI ile burada bulunan Osmanlı donanmasını yaktı.
Bu savaĢta Ġngiltere, Fransa, Avusturya ve Piyomente Osmanlı Devleti’nin yanında yer aldı. Müttefik
ordular Kırım’da Rusları bozguna uğratarak Sivastopol kalesini aldılar.Bu geliĢmeler üzerine Rus Çarı
I.Nikola barıĢ istemek zorunda kaldı.Osmanlı Devleti,Rusya,Ġngiltere,Fransa,Avusturya,Piyomente ve
Rusya’nın katılımıyla Paris AntlaĢması imzalandı.(1856)
Buna göre;
Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğü Avrupalı devletlerin garantisi altında
olacaktı.(Osmanlının kendi baĢına topraklarını koruyamayacak kadar zayıfladığının göstergesi)
Osmanlı Devleti bir Avrupa devleti sayılacak ve Avrupa devletler hukukundan yararlanacaktı.
(Osmanlı ilk kez Avrupa devleti sayıldı)
Boğazlar konusunda 1841 sözleĢmesi geçerli olacaktı
Karadeniz tarafsız hale getirilecek, bütün devletlerin ticaret gemilerine açık olacak, Osmanlı Devleti
ve Rusya, Karadeniz’de donanma ve tersane kuramayacaktı.(Osmanlı bu madde ile kazandığı bir
savaĢta mağlup muamelesi görüyordu)
Eflak ve Boğdan’ın içiĢlerine hiçbir devlet karıĢmayacaktı.(özerklik)
Osmanlı Devleti’nin 1856’da ilan ettiği Islahat Fermanı Batılı devletler tarafından dikkate alınacak;
ancak bu devletler Osmanlı Devleti’nin içiĢlerine karıĢmayacaktı.(Bu madde Avrupalıların Osmanlı
üzerindeki baskısını artırmıĢtır)
NOT: Kırım Savaşı sırasında Osmanlı Devleti İSTİKRAZ adıyla ilk dış borçlanmaya gitti. (Sultan Abdülmecid dönemi)
Ayrıca savaş devam ederken hemşirelik mesleğinin öncüleri arasında yer alan Florance Nigthingale Üsküdar’daki Selimiye Kışlası’nda, Kırım Savaşında yaralanan askerlerin tedavisine bakmıştır. Hatta gece gündüz demeden çalıştığı için kendinse ‘Lambalı Kadın’ unvanı verilmiştir. Kendisi modern hemşireliğin kurucusu sayılır.
ĠSTANBUL(TERSANE ) KONFERANSI (1876)
Osmanlı Devleti'nin Balkanlardaki eyaletlerinin yönetim koĢullarını düzenlemek, Balkan
olaylarını yatıĢtırmak üzere Avrupa ülkelerinin baskısı sonucu Ġstanbul'daki Haliç Tersaneleri'nde
toplanmıĢ uluslararası konferanstır.
Özellikle Rusya XIX. yüzyılla birlikte Balkan uluslarını kendi çıkarları doğrultusunda kıĢkırtmaya
baĢlamıĢtı. Rusya’nın amacı, Slav kökenden gelen bütün halkları kendi yönetimi altında birleĢtirmekti.
(Panslavizm siyaseti)
(SLAVLAR; Doğu Slavları, Batı Slavları ve Güney Slavları olmak üzere üç gruba ayrılırlar.
Ruslar, Ukraynalılar ve Beyaz Ruslar Doğu Slavları grubuna girer. Polonyalılar (Lehler), Çekler ve
Slovaklar Batı Slavları grubuna girer. BoĢnaklar, Hırvatlar, Sırplar, Karadağlılar, Bulgarlar, Pomaklar,
Slovenler, Makedonlar, TorbeĢler Güney Slavları grubuna girer. Slavlar dini bakımdan Ortodokslar ve
Katolikler olarak iki ana grupta toplanır.)
Konferansa, Osmanlı Devleti, Rusya, Ġngiltere, Fransa, Avusturya, Almanya ve Ġtalya katılmıĢtır.
Konferansın toplandığı gün Osmanlı Devleti Kanun-i Esasi’yi yürürlüğe koydu ve MeĢrutiyet’i ilan etti.
Konferans’ta alınan kararlar; Sırbistan ve Bosna’daki Osmanlı askerlerinin çekilmesi, Bosna
Hersek ve Bulgaristan’da özerk yönetimler kurulması, Balkanlarda Osmanlı Devleti’nin ıslahat
çalıĢmalarını artırması yönünde kararlar çıktı.
Ġç iĢlerine karıĢma anlamına geldiğinden Osmanlı Devleti bu kararları kabul etmeyeceğini
bildirdi. Daha sonra Londra’da toplanan konferansta da aynı kararlar alındı ancak Osmanlı Devleti bu
kararları da kabul etmedi.
93 HARBĠ (OSMANLI-RUS SAVAġI) 1877-1878
Tersane Konferansı ve Londra kararlarını Osmanlı Devleti’nin kabul etmemesi üzerine büyük
devletlerin desteğini yanında hisseden Rusya savaĢ hazırlıklarına baĢladı.
Osmanlı Devleti, Ruslarla; Balkanlarda ve Kafkaslarda savaĢmak zorunda kaldı. Doğu’da ilerleyen
Rusları Kafkas Cephesi komutanı Ahmet Muhtar PaĢa Erzurum yakınlarındaki Aziziye Tabyalarında
durdurabildi. Erzurum kurtarıldı. Aziziye Tabyası denilince akla NENE HATUN gelir. Nene Hatun 20
yaĢlarında iken 3 aylık bebeğini bırakarak eĢinin ve ağabeyinin de savaĢtığı tabyalara koĢup Ruslara karĢı
savaĢmıĢtır.(Bu savaĢlarda Ermenilerde Ruslara yardım etmiĢtir)Tabya geri alınmıĢtır. SavaĢtan sonra
Nene Hatun 98 yaĢına kadar yaĢamıĢtır.1955’te vefat etmiĢtir. Ölmeden birkaç ay önce Türk Kadınlar
Birliği tarafımdan ‘yılın annesi’ seçilmiĢtir.
Balkanlarda ilerleyen Rus kuvvetlerini Gazi Osman PaĢa, beĢ ay süren bir direniĢle Plevne’de
durdurdu. (Plevne Müdafaası) Ancak takviye birlikler gelmeyince Plevne Rusların eline geçti Edirne’yi
alan Ruslar Çatalca’ya kadar geldi. Bütün bu geliĢmeler karĢısında, Osmanlı Devleti barıĢ istemek
zorunda kaldı.Osmanlı Devleti ile Rusya arasında 1878 Ayestefanos (YeĢilköy) AntlaĢması imzalandı.
Buna göre; Karadağ,Sırbistan,Romanya (Eflak-Boğdan) bağımsız olacak
Osmanlı Devleti’ne vergi bağı ile bağlı olacak Büyük Bulgaristan kurulacak.(Sınırları kuzeyde
Tuna,doğuda Karadeniz,batıda Arnavutluk,güneyde ise Ege Denizi’ne dayanacaktı)
Teselya Yunanistan’a verilecek
Bosna-Hersek Osmanlılara bağlı kalmak kaydıyla özerklik elde edecek
Kars,Ardahan,Batum,EleĢkirt ve Doğu Bayezıt Rusya’ya bırakılacak
Ermenilerin oturduğu yerde ıslahat yapılacak.
Osmanlı Devleti Ruslara savaĢ tazminatı ödeyecekti.
Rusya’nın Ayestefanos AntlaĢması’nın maddeleriyle Osmanlı topraklarını parçalama giriĢimi
Ġngiltere ve Avusturya’nın itirazına takıldı. Özellikle Ege civarında Büyük Bulgaristan kurulmasını
çıkarlarına aykırı görüyorlardı. Ayestefanos AntlaĢması yürürlüğe girmedi. Yeni bir savaĢı göze
alamayan Rusya, Avrupalıların isteği çerçevesinde BERLĠN KONFERANSI’NIN toplanmasına razı
oldu.
Not: İngiltere ilk kez bu savaş sırasında Osmanlı toprak bütünlüğünü korumaktan vazgeçmiştir.
Not: Bu savaş Rumi takvime göre 1293 yılına denk geldiğinden Osmanlı tarihinde 93 Harbi olarak bilinir
BERLĠN ANTLAġMASI (1878)
Ayestefanos AntlaĢması iptal edilince yerine Osmanlı Devleti, Ġngiltere, Fransa, Ġtalya,
Almanya ve Rusya’nın katıldığı Berlin Kongresi toplandı.
Konferans sonucunda imzalanan Berlin AntlaĢması’na göre; Sırbistan, Romanya ve Karadağ bağımsız oldu.
Bulgaristan üç bölgeye ayrıldı.
-Asıl Bulgaristan: Özerk olacak, Osmanlı Devleti’ne vergi ödeyecek
-Doğu Rumeli: Hıristiyan vali atanacak, Osmanlı Devleti’ne bağlanacak
-Makedonya Bölgesi: Islahat yapmak Ģartıyla Osmanlı Devleti’nde kaldı
Kars,Ardahan ve Batum Rusya’ya,Doğu Beyazıt Osmanlı Devleti’ne bırakıldı
Ermenilerin oturduğu yerlerde ıslahat yapılması kararlaĢtırıldı.( Ermeni sorunu ilk kez
uluslar arası bir antlaĢmaya girmiĢ oldu)
Bosna- Hersek Osmanlı toprağı sayıldı ancak yönetimi Avusturya’ya bırakıldı.
Teselya’nın Yunanistan’a ait olduğu kabul edildi.
BERLĠN ANTLAġMASI’NIN ARDINDAN OSMANLI’NIN PARÇALANMASI;
Kıbrıs’ın Ġngiltere yönetimine bırakılması (1878)
Tunus’un Fransızlar tarafından iĢgali (1881)
Mısır’ın Ġngilizler tarafından iĢgali (1882)
Bosna-Hersek’in Avusturya’ya bağlanması (1908)
Bulgaristan’ın bağımsızlığı (1908)
GĠRĠT SORUNU VE OSMANLI YUNAN SAVAġI (1896-1897)
Yunanistan eski Bizans’ı canlandırmak amacıyla harekete geçti. Bu büyük Yunan idealine Megola
Ġdea adını verdiler. Bu amaçla Girit’e de asker çıkardılar. Bu geliĢmeler Osmanlı Yunan savaĢını baĢlattı.
DÖMEKE MEYDAN SAVAġINDA Yunanlılar yenilgiye uğratıldı Dömeke meydan savaĢı
Osmanlı Devleti’nin Dağılma döneminde dıĢ yardım almaksızın kazanabildiği tek savaĢtır.
DUYUN-U UMUMĠYE ĠDARESĠ (1881) (Genel Borçlar Ġdaresi)
Osmanlı Devleti ilk dıĢ borcunu Kırım savaĢı sırasında Ġngiltere’den almıĢtı. Bundan sonraki
dönemde Osmanlı Devleti, Avrupalı diğer devletlerden de borç almaya devam etti. Osmanlı Devleti
bu borçları ödeyemez duruma gelince 20 Ocak 1881 (29 Muharrem 1299)da Muharrem
Kararnamesi ile borçlarını konsolide etmek (borçları uzun vadeye yaymak) için giriĢim baĢlatmıĢ
ancak Avrupa Devletleri Duyun-u Umumiye Komisyonu kurarak Osmanlı Devleti’nin gelirlerine
el koymuĢtur
TAMAMLAYICI NOTLAR:
Not 1: HALEPE FERMANI: Osmanlı Devleti’nin Giritli Rumlara verdiği imtiyazları içerir.
Osmanlı Devleti Avrupalı Devletlerin bu bölgeye karıĢmamasını istemektedir. Bu fermanla Giritli
Rumlara vergi muafiyeti de getirilmiĢtir.(1866)
Not 2: Osmanlı Donanmasının yakıldığı olaylar:
-ÇeĢme (1770)
-Navarin (1827)
-Sinop (1853)
-XIX. YÜZYIL ISLAHATLARI (DAĞILMA DÖNEMĠ ISLAHATLARI)
Meşrutiyet Dönemi
1908
Tanzimat Dönemi 1877-78 II.Meşrutiyet
1876 istibdat dönemi
II. Mahmut 1856 I.Meşrutiyet
1839 Islahat Fermanı
1808 Tanzimat Fermanı Sened-i Ġttifak
XIX.YÜZYIL ISLAHATLARININ GENEL ÖZELLĠKLERĠ
Diğer dönemlerden farklı olarak ilk kez hukuk,yönetim ve toplum alanında düzenlemeler
yapılmıĢtır
Amacı,devleti çöküĢten kurtarmaktır.
II. MAHMUT DÖNEMĠ (1807-1839)
SENED-Ġ ĠTTĠFAK:
Osmanlı Devleti’nde bulundukları Ģehirlerin en nüfuzlu ve zengin kiĢileri olan Ayanlar
XVII. yüzyıldan itibaren toprak yönetiminde izlenilen yanlıĢ politikalar sonucunda giderek
güçlenmiĢtir. Kendiside aynı zamanda bir Ayan olan Alemdar Mustafa PaĢa, devlet
otoritesini yeniden sağlamak için Ayanları Ġstanbul’a davet etmiĢ ve onlarla bir sözleĢme
imzalanmasını sağlamıĢtır.
SözleĢmeye göre; AYANLAR; - II. Mahmut’un otoritesini kabul edecek,
- Yapılacak ıslahatlara destek verecek,
-Asker ve vergi toplanmasına yardım edecek,
-Yeniçeriler isyan çıkarırsa gelip bastıracaklardı
Senedi Ġttifak SözleĢmesi ile; PadiĢahın yetkileri ilk kez kısıtlanmıĢtır, DemokratikleĢmenin ilk adımı atılmıĢtır.
Not: Bu sözleĢme uygulanmamıĢtır. II. Mahmut belirli bir süre sonra ayanları ortadan
kaldırmıĢtır.
Askeri Alanda Islahatlar
Alemdar Mustafa PaĢa Sekban-ı Cedit adıyla yeni bir ordu kurdu. Yeniçeriler isyan ederek
bu orduyu da kapattı Alemdar Mustafa PaĢa’da öldürdüler.(Alemdar olayı)
Yeniçerilerin içinden seçilerek EĢkinci Ocağı kuruldu.
1826 da Yeniçeri Ocağı kaldırıldı(Vakayi Hayriye)
Yeniçeri Ocağı’nın yerine Asakir-i Mansure-iMuhammediye adında yeni bir ordu kuruldu
1834’te vilayetlerde ‘redif’ adıyla bir askeri teĢkilat geliĢtirildi.(Tımar sistemi kaldırıldığı
için)
Askeri iĢleri düzenlemek için Dar’ı ġuray-ı Askeri kurulmuĢtur
Askeri Bando Okulu (Mızıka-i Hümayun) açılmıĢtır.
Not:
Dar-ı ġuray-ı Askeri: Askeri konular
Meclis-i Valay-ı Ahkâm-ı Adliye: Adli konular
Dar-ı ġura-ı Bab-ı Ali: Bürokratik konular
Meclis-i Hass-ı Vükela: Vekiller Meclisi
Yönetim ve Hukuk Alanında Islahatlar
Divan teĢkilatı kaldırıldı. Yerine Bakanlıklar (Nazırlıklar) kuruldu.
Ayrıca: Sadrazama: BAġVEKĠL, Saderet Kethüdasına: DÂHĠLĠYE NAZIRI;
Reisül Küttaba: HARĠCĠYE NAZIRI dendi.
Tımar sistemi uygulamadan kaldırıldı. Memurlara maaĢ bağlandı
Askeri amaçlı ilk nüfus sayımı yapıldı.(1831)
Toplanacak vergileri belirlemek amacıyla Mülk sayımı yapıldı.
Köy ve mahalle muhtarlıkları kurulmuĢtur.
Devlet memurlarına fes, ceket ve pantolon resmi kıyafet olarak kabul edildi
Devlet dairelerine PadiĢahın resimleri asıldı.
Ülke dıĢına çıkıĢlarda Pasaport zorunluluğu getirildi.
Müsadere usulü büyük ölçüde kaldırıldı.
Ülke içinde seyahat edeceklere ‘mürur tezkeresi’ uygulandı
Ġlk kez posta ve karantina hizmetleri kuruldu
Polis teĢkilatının temelleri atıldı.
Eğitim Alanında Islahatlar
Ġlköğretim zorunlu hale getirildi. RüĢtiye(ortaokul) ve Mekteb-i Ulum-ı Edebiye gibi orta
dereceli okullar eğitim vermeye baĢladı
Devlet memuru yetiĢtirmek amacıyla Mekteb-i Maarifi Adliye doktor yetiĢtirmek amacıyla
Tıbhane-i Amire(1827),Cerrehane(1832)ve Mekteb- ġahane-i Tıbbıye açıldı(1839)
Harbiye ve Tıbbıye sahasında eğitim için Enderun’dan seçilen150 öğrenci Avrupa’ya gönderildi.
(ĠLK KEZ) 1831’de Takvim-i Vekai adıyla ilk resmi gazete çıkarıldı
Not: Ceride-i Havadis: 1840’ta yayımlanan Türkçe gazete
Tercüman-ı Ahval:1860-1866 arasında yayımlanan ilk özel Türkçe gazete
Ekonomi Alanında Yapılan Islahatlar
Yerli kumaĢ kullanma zorunluluğu getirilmiĢtir.
Yerli hammadderin yurt dıĢına çıkıĢını engelleyen Yed-i Vahid (tekel) uygulamaya konulmuĢtur.
Ġstanbul’da Çuha fabrikası kurulmuĢtur. Gümrük vergileri yeniden düzenlenmiĢtir
Devlet memurlarına ilk kez maaĢ bağlanmıĢtır.
Not:Ekonomik alanındaki ıslahatlara en büyük darbeyi 1838 Balta Limanı Ticaret
AntlaĢması vurmuĢtur.
TANZĠMAT FERMANI (Gülhane Hatt-ı Hümayun)(1839)
(Fermanın içeriğini II. Mahmut ve Mustafa ReĢit PaĢa hazırlamıĢtır)
(Fermanı II. Mahmut’un oğlu Sultan Abdülmecid yayımlamıĢtır.)
Herkesin, can, mal ve namus güvenliği sağlanacak
Kimse yargılanmadan cezalandırılmayacak, idam edilmeyecek
Mahkemeler herkese açık olacak, kanunlar herkese eĢit uygulanacak
Vergiler herkesten kazancına göre alınacak
Askerlik bütün tebaaya yayıldı. Gayr-i Müslimler askere alınmaya baĢlandı.
Herkes mal, mülk edinebilecek, isterse bunları satacak, miras bırakabilecek.
RüĢvet ve iltimas (adam kayırma) yasaklanacak
Müsadere usulüne son verilecek(Mülkiyet hakkı devlet garantisine alınmıĢtır)
Bu fermanda yayımlanana bütün kanunlara padiĢahta bağlı kalacak.
Bu fermanla;
-Osmanlı padiĢahı ilk kez kanun gücü üstünlüğünü kabul etti.
-Anayasal düzene ve hukuk devleti anlayıĢına geçiĢin ilk adımı sayıldı.
-Osmanlı Devleti ilk kez insan hakları konusunda düzenleme yaptı.
TANZĠMAT FERMANININ AKABĠNDE SULTAN ABDÜLMECĠD’ĠN YAPTIĞI DĠĞER
YENĠLĠKLER ġUNLARDIR:
1853’te Meclis-i Ali-i Tanzimat kurularak ıslahat iĢlerini düzenleme ve kanun yapma yetkisi
bu kurula verilmiĢtir.
1858’de Arazi Kanunnamesi çıkartılarak miri topraklarda tasarruf edilmesi ve verimliliğin
sağlanması amaçlanmıĢtır.
Ġltizam Sistemi kaldırılarak vergilerin toplanması maaĢlı devlet memurlarına bırakılmıĢtır.
Mecidiye (madeni para) ve Kaime-i mutebere (kâğıt para) piyasaya sürülmüĢtür.
1847’de Bank-ı Dersaadet kurulmuĢtur.
1856 da yabancı destekli ilk banka olan Bank-ı ġahane Osmaniye kurulmuĢtur.
Nizamiye (mecburi) askerlik süresi 5 yıl ile sınırlandırılmıĢtır.
1854’te Jandarma teĢkilatı kurulmuĢtur.
1845’te bugünkü Milli Eğitimin temeli olan Meclis-i Maarif-i Umumiye kurulmuĢtur.
1848’de Dar’ül Muallimin adıyla öğretmen okulu açılmıĢtır.
1851’de Dar’ül Fünun (Üniversite) açılmıĢtır.
1848’de Dar’ül Maarif adıyla (Eğitim Evi) açılmıĢtır.
1859’da idari alanda memur yetiĢtirmek amacıyla Mekteb-i Mülkiye kurulmuĢtur.
1859’da Kız RüĢtiyeleri açılmıĢtır.
1840’da Posta Nezareti kurulmuĢtur.
1855’te telgraf kullanılmaya baĢlandı.(Ġstanbul-Edirne-ġumnu hattı)
1856’da demiryolları yapılmaya baĢlandı.1860’da ilk demiryolu hattı (Köstence-Çernova)
açıldı. Anadolu’da ilk demiryolu 1866 yılında bir Ġngiliz firması tarafından Ġzmir-Aydın
arasında yapılmıĢtır.
1851’de ġirket-i Hayriye adıyla Boğaziçi vapurları iĢletilmeye baĢlamıĢtır.
Dolmabahçe Sarayı, Beykoz, Küçüksu, Ihlamur, Yıldız Kasrı gibi birçok köĢk yapılmıĢtır.
1861 de gedik usulüne son verildi. Gedik usulü nedir? Gedik, ustaların dükkân açma
ve mesleklerini icra etme hakkıdır. Gedik sahiplerinin yapacakları iĢi ve satacakları malı
baĢkaları yapamaz ve satamaz. Bu sistem esnaf arasında tekelleĢmeye sebep olmaktaydı.
Örneğin kuyumculuk yapmak isteyen bir kiĢi o bölgedeki kuyumculardan izin almalıdır .
ISLAHAT FERMANI(1856) (Islâhat Hatt-ı Hümâyûn-û)
Bu ferman Tanzimat Fermanı’nın tamamlayıcısı niteliğindedir. Islahat Fermanı’nda yalnızca
gayr-i Müslimlere ve yabancılara yönelik haklar verilmiĢtir. Islahat Fermanı tamamıyla yabancı
devletlerin baskısıyla gerçekleĢmiĢtir.
Fermana göre;
Mahkemeler açık yapılacak, herkes kendi dinine göre yemin edebilecek.
Herkes banka ve Ģirket kurabilecek. Gayr-i Müslimlerde devlet memurluklarına ve
okullara alınabilecek.
ĠĢkence, dayak ve angarya kaldırılacak.
Gayr-i Müslim halka din ve vicdan özgürlüğü sağlanacak; Patrikhane, kilise, okul ve hastane
gibi binalar tamir ve yeniden inĢa edilebilecek.
Resmi yazıĢmalarda Gayr-i Müslimleri kötüleyen ve küçük düĢüren söz ve deyimler
kullanılmayacak
Gayr-i Müslimlerde Vilayet Meclislerine üye olabilecek(Gayr-i Müslimlerin Osmanlı
Devleti’nden elde ettiği ilk siyasi haktır.) Gayr-i Müslimler nakdi bedel ödeyerek askerlikten muaf olabilecek.
Yabancı uyruklular vergisini ödemek koĢuluyla mal ve mülk edinebilecekti.(Böylece,
Osmanlı sınırları içerisinde yabancılarda mülk edinme kakına ilk kez kavuĢmuĢ oldu)
SULTAN ABDÜLAZĠZ DÖNEMĠ(1861-1876) -Yabancı ülkelere seyahate çıkan ilk Osmanlı padiĢahıdır.
-Osmanlı tarihinde Mısır’ı ziyaret eden ilk Osmanlı padiĢahıdır.
1867’de Çiftçiyi desteklemek amacıyla Ziraat Bankası’nın temeli olan Memleket Sandıkları
kuruldu.
1862’de ilk Posta pulu basıldı.
1864’te Vilayet Nizamnamesi yayımlandı.
1864’te Nizamiye mahkemeleri kuruldu(ġeriat ve ticaret konuları dıĢında kalan hukuk ve
cinayet davalarına bakmak üzere)
1868’de Galatasaray Lisesi,1870’de kız öğretmen okulu olan Dar’ül Muallimat kuruldu.
1868’de ġura-i Devlet (DanıĢtay) ve Divan-ı Ahkâm-ı Adliye (Yargıtay) oluĢturuldu.
1869’da Maarif-i Umumiye Nizamnamesi (genel eğitim tüzüğü) yayımlanmıĢtır.
Ahmet Cevdet PaĢa baĢkanlığında bir heyet MECELLE adıyla Ġslam hukukuna dayalı bir
Medeni Kanun hazırlamaya baĢladılar.(10 yıllık bir çalıĢmayla 16 kitap Ģeklinde hazırlanmıĢtır)
Ġlk defa Düstur adında yeni çıkan kanunları bildiren bir dergi yayımlandı.
1873’te yetim Müslüman çocukların eğitimi için DarüĢĢafaka kuruldu.
Sahillere deniz fenerleri inĢa edildi.
I.MEġRUTĠYET (1876)
ġartlı olarak tahta çıkarılan ilk Osmanlı padiĢahı olan II. ABDÜLHAMĠD döneminde ilan edilmiĢtir.
Genç Osmanlılar MeĢrutiyeti ilan etmesi Ģartıyla onu tahta çıkarmıĢlardır.
Mithat PaĢa, Namık Kemal, Ziya PaĢa ve Ali Süavi’nin çalıĢmaları sonucunda 1876 da ilan edilmiĢtir.
MeĢrutiyet’in ilan edilmesiyle birlikte; -Osmanlı tarihinde ilk kez yönetim Ģekli (egemenlik anlayıĢı ya da rejim) değiĢti.
-Halk ilk kez temsil hakkına kavuĢtu.(seçme-seçilme)
-Türk tarihinde ilk Anayasa hazırlandı.(Kanun-i Esasi)
Mithat PaĢa ve Server PaĢa baĢkanlığında bir komisyonun hazırladığı Osmanlı Anayasası;
-12 bölüm ve 119 maddeden oluĢmaktadır.
-Prusya Anayasası örnek alınarak hazırlanmıĢtır.
-Bu anayasa ile 18 bin Yahudi’ye,107 bin Hıristiyan’a ve 133 bin Müslüman’a bir milletvekili seçme
hakkı tanınmıĢtır. Bu durumun nedeni Avrupa’ya hoĢ görünmektir.
Kanun-i Esasi’nin içeriği;
Meclis Ayan ve Mebusan Meclisi adıyla iki kısımdan oluĢmaktaydı.
Ayan Meclisi üyelerini PadiĢah atayacak, Mebusan Meclis-i üyelerini halk seçecekti.
Meclisi açma kapama yetkisi PadiĢahta olacaktı.
PadiĢahın milletvekillerini sürgüne gönderme yetkisi olacaktı.
Hükümet Meclise değil PadiĢaha karĢı sorumlu olacaktı.
Kanun tasarıları hükümet tarafından hazırlanacak, mecliste görüĢüldükten sonra padiĢahın
onayına sunulacaktı.
Öğretim serbesttir.
II. ABDÜLHAMĠD zamanında ayrıca;
Yıldız Sarayı inĢa edilerek devletin idaresi bu saraydan yürütülmeye baĢlanmıĢtır.
TeĢkilat-ı Mahsusa adıyla bir istihbarat teĢkilatı kuruldu.
Basına sansür uygulandı. Doğu’daki aĢiretlerden Hamidiye Süvari Alayları oluĢturuldu.
Hicaz ve Bağdat demiryolu iĢletmeye açıldı.
Ġlk tramvay hatları kurulmuĢtur.
Hamidiye kâğıt fabrikası, Kadıköy Havagazı Fabrikası (Havagazı, kentlerde ısınma ve aydınlanma
maksadıyla kullanılmak üzere kömürden imal edilen gazdır) HaydarpaĢa Garı yapıldı.
1888’de Ziraat Bankası açıldı.
Ġlk kez özürlüler için eğitim kurumları açılmıĢtır.
Sanayiinefîse Mektebi, Ticaret Mektebi, Hukuk Mektebi ve Mühendis Mektebi açıldı.
II.MEġRUTĠYET(1908)
-Ġttihat ve Terakki Cemiyeti’nin çalıĢmaları sonucunda ilan edilmiĢtir.
-Basına özgürlük getirilmiĢ ve sansür kaldırılmıĢtır.
-Ġlk kez siyasal partiler kurulmuĢtur.(Çok partili hayat)(Hürriyat ve Ġtilaf, Osmanlı Ahrar Fırkası,
Federakan-ı Millet,Ġttihad-ı Muhammed-i,Osmanlı Demokrat,Islahat-ı Esasiye,Mutedil Hürriyetpervaran)
-II. MeĢrutiyet’in ilanından hemen sonra 31 Mart ayaklanması patlak vermiĢ ve II.Abdülhamid tahtan
indirilerek Kanun-i Esasi de değiĢiklikler yapılmıĢtır. Ve PadiĢahın yetkileri kısıtlanmıĢtır.
II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ PARTİLERİ
İTTİHAT VE TERAKKİ (Birlik ve İlerleme Partisi)
Osmanlı İmparatorluğu'nda İkinci Meşrutiyet'in ilânına önayak olan ve 1889 yılında
kurulup 1908-1918 yılları arasında -kısa kesintilerle- devlet yönetimine hakim olan siyasî
örgüttür. Başlangıçta devletin anayasal bir düzene kavuşmasını amaçlayan gizli bir dernek
olarak kurulan örgüt; anayasanın kabul edilip II. Meşrutiyet’in ilan edilmesinden sonra
iktidarı denetleyen bir siyası parti (İttihat ve Terakki Fırkası) halini almış; 1912'de ise iktidar
partisi olmuştur. Üyeleri “İttihatçılar” olarak anılır. İttihat ve Terakki, bir siyasi örgütün
olduğu kadar bir devrin ve bir kuşağın da adı olarak düşünülür. İttihatçılar, kendinden önce
gelen Genç Osmanlılar kuşağının devamıdır; kendilerinden "Jön Türkler" diye de bahsedilir.
AHRAR FIRKASI
1908’de Prens Sabahattin tarafından kuruldu. Siyasi görüşleri İslamcılık ve Adem-i
merkeziyetçiliktir(Yerinden yönetim). Yayın organları Serbesti, Mizan, Yeni gazete ve
Saday-ı Hak gazeteleridir. Türk siyasi tarihinin ilk muhalefet partisidir.
Hürriyet ve İtilaf Fırkası:
Eylül 1909’da Dr. Rıza Nur ve Damat Ferit tarafından kuruldu. Ekonomide
Liberalcidirler. Genellikle ordudaki yaşlı subayların tercih ettiği bir parti oldu. Birinci Balkan
Savaşında İttihatçı subaylar ile itilafçı subaylar arasındaki çekişme Osmanlıya ağır bir yenilgi
getirmiştir.
Fedekaran-ı Millet:
1908’de kuruldu. Kurucusu Avnullah el Kazımi’dir.
Ahali Fırkası:
Gümülcineli İsmail tarafından kuruldu. İslamcıdır.
Mutedil pervaran:
Arnavut ve Arap mebuslarca kuruldu.
İttihat-ı Muhammedi:
1909’da Derviş Vahdeti tarafından kuruldu. Yayın organı Volkan gazetesidir. İttihat-ı
İslamcıdır.
MEŞRUTİYET DÖNEMLERİ
Meşrutiyet: Hükümdar + Anayasa + Parlamento
Hükümdar Anayasa
Hanedanın en büyük oğlu olan kişi
Padişah olur. Padişah aynı zamanda
da halifedir.
a) 1876 Kanun-u Esasi’si
I.Meşrutiyetin Anayasasıdır.
b) 1909 Kanun-u Esasi’si
II. Meşrutiyetin
Anayasasıdır.
Parlamento
A)Meclis-i Ayan Üyeleri Padişah tarafından
seçilir.
Ayan olabilmek için 40
yaşını aşmış olmak gerekir.
Ömür boyu Ayan olurlar.
Ayan meclisi üye sayısı
mebusan meclisi üye
sayısının 3’te 1’ni geçemez.
Ayan olabilmek için devlete
yararlı hizmetlerinin
dokunmuş olması gerekir.
B)Meclis-i Mebusan
Üyeleri halk tarafından seçilir.
Seçimler dört yılda bir yapılır.
Seçme yaşı 25, seçilme yaşı 30
Her 50.000 erkek bir
milletvekili seçer.
Seçimler iki turlu’dur.
Mecliste gayrimüslim
milletvekilleri de vardır.
Kadınlara seçme ve seçilme
hakkı verilmediğinden dolayı
kadın milletvekili yoktur
A) I.Meşrutiyet - 1876 B) II. Meşrutiyet – 1908
1. 1876–1878 arası dönemdir.
2. Padişahı II. Abdulhamit’tir.
3. İlan edilmesinde etkili olan güç
Genç Osmanlılar Cemiyetidir.
Bu cemiyet 1865’te
kurulmuştur.
1. 1908–1920 arası dönemdir.
2. Padişahları:
1908–1909 arası II. Abduhamit
1909–1918 arası V.Mehmet
Reşat
1918–1920 arası VI. Mehmet
3) İlan edilmesinde etkili olan güç
İttihat ve Terakki
Cemiyetidir(Jön
Türkler).1907’de kurulmuştur.
Cemiyetin Cemiyetin
Aydınları Yayın
Organları
Aydınları Yayın Organları
Ziya Paşa
Ahmet Mithat
Mustafa Fazıl
Paşa
Ali Suavi
Namık Kemal
Muhbir
Ulum
Hürriyet
İbret
Tercüman-ı
ahval
Hasan Tosun
AbdullahCevdet
Talat Paşa
İsmail Canpolat
Cemal Paşa
Enver Paşa
Tanin
Hizmet
OSMANLI DEVLETĠ‟NDE KÜLTÜR-UYGARLIK
OSMANLI DEVLET TEġKĠLATI VE YÖNETĠM
Osmanlı Devlet sisteminin esası üç temel noktada toplanırdı -Ġslam Hukuku -Eski Türk gelenekleri -Fetih alanlarındaki uygulamalar
Osmanlı yapılanmasında ki temel anlayıĢ ise; adalet, hoĢgörü ve himayedir.
Klasik Dönemde Osmanlı Devleti‟nin özellikleri; -MonarĢik -Teokratik -Merkezi Devlet -Ġmparatorluk
Osmanlı Devleti‟ne verilen bazı isimler arasında; -Devlet-i Aliyye -Devlet-i Muazzama -Devlet-i Ebed Müddet
Osmanlı Devleti‟nde baĢkente payitaht denirdi. Osmanlıya baĢkentlik yapan yerler ise; Söğüt-Domaniç, Bilecik, Karacahisar, Bursa, Ġznik, Edirne, Ġstanbul Osmanlılar Ġstanbul‟a; Kostantiniyye,Ġslambol,Dersaadet ve Asitane gibi isimler vermiĢlerdir.
-PADĠġAH
Ülke toprakları hanedanın ortak malı sayılıyordu.
-I.Murat‟tan itibaren ‘Ülke PadiĢah ve oğullarınındır’ anlayıĢı geldi.
-Fatih Kanunnamesi ile tahta geçen padiĢahın kardeĢlerini öldürme yetkisi verildi.(KardeĢ katli)
-I.Ahmet döneminde ‘ekber ve erĢed‟ sistemi benimsendi. Buna göre hanedan içindeki en akıllı en yaĢlı kiĢi
tahta çıkacaktı -Veraset sisteminde yapılan bu değiĢimlerdeki amaç merkezi otoriteyi korumaktır. Padişahların Eğitimi
-ġehzade ya da Çelebi unvanı alırlardı. -Anadolu’da belirli sancaklara „sancak beyi‟ olarak atanırlardı
-Bu uygulamaya sancağa çıkma denirdi. Bu görevlerinde ġehzadelere „LALA‟ adı verilen kiĢiler yardımcı
olurdu.
-Sancağa çıkma siteminin amacı ise; Ģehzadeler devlet tecrübesi kazanıyordu. -Sancaktan yetiĢerek gelen son Osmanlı padiĢahı III. Mehmet’tir. ġehzadelerin sancağa çıkma geleneğine III.
Mehmet zamanında son verilmiĢtir. Sancağa gönderilmeyen ġehzade sarayın ġimĢirlik denilen kısımlarında
eğitimini tamamlardı.
-XVII.yy’ dan itibaren Kafes Usulüne geçilmiĢtir.(I.Ahmet)(Sancağa çıkmadan tahta oturan ilk Osmanlı
PadiĢahı I.Ahmet’tir)
Padişahların Tahta Çıkması -PadiĢah olan ġehzade Eyüp Sultan’da kılıç kuĢanırdı. Burada gerçekleĢen törene „kılıç alayı‟ denirdi.
-PadiĢahların tahta çıkmasına „cülus‟;tahta çıktıklarında Kapıkulu askerlerine dağıttığı paraya da „cülus
bahĢiĢi‟ adı verilirdi.
Padişahların Kullandığı Ünvanlar Padişahların Görevleri -I.Murat zamanına kadar Bey ve Gazi, -Halka adaletli davranmak. halkı korumak
-I.Murat ile birlikte Sultan, -Kanunlara uygun olarak ülkeyi yönetmek
-Fatih’ten itibaren PadiĢah, -Sınırları güven altında tutmak
-Yavuz’la birlikte Halife unvanlarını kullandılar. -Sefere çıkarak yeni yerler fethetmek
Ayrıca; han, hakan, Hudavendigar, ġahane ve -Halkın refah düzeyini artırmak
Hümayun gibi unvanlarda kullanılmıĢtır.
Not: PadiĢahın koyduğu kuralların onun ağzından ilgililere duyurulması biçimine FERMAN
denirdi. BERAT: Atama Belgesidir.
-SARAY TEġKĠLATI -Saray hem devlet yönetiminin merkezi hem de padiĢahın özel hayatını sürdüğü yerdi. -Ġlk Osmanlı sarayı Bursa‟da yapıldı. Bunu Edirne’de yapılan saray izledi. Ġstanbul’un baĢkent
yapılması ile birlikte Topkapı Sarayı inĢa ettirildi. XIX. yy a kadar bu Ģekilde devam etti.
-XIX. yy da Dolmabahçe, Beylerbeyi ve Yıldız Sarayları da yönetimde kullanıldı
-Topkapı Sarayı: Birun, Enderun ve Harem bölümlerinden oluĢmaktadır.
1- Birun (DıĢ Saray) -Sarayın dıĢ hizmetler ile ilgili bölümüdür. PadiĢah devlet iĢlerini burada yapar ve divan
toplantıları burada gerçekleĢirdi.
Burada çalıĢan görevliler:
-Yeniçeri Ağası: PadiĢaha doğrudan bağlıdır. Kapıkulu ordularının genel komutanıdır.
-Altı Bölük Halkı: Kapıkulu Süvarileridir.
-Topçular-Cebeciler: Yardımcı muharip sınıflardır. Cebeciler silahların bakımından sorumludurlar.
-Müteferrikalar:Sarayın değiĢik bölümlerinde görev yaparlar; sürekli PadiĢahın yanında yer alırlardı.
-ÇaĢnıgirler: Ziyafet iĢlerine bakarlardı.
-ÇavuĢlar-kapıcılar: DıĢarı ile haberleĢmeyi sağlarlardı kökenlilerinde eğitimi yapılırdı.
-Seyisler: Binek hayvanlarının bakımını yapardı.
-Çakırcılar: Av törenlerine organize ederdi.
-Darphane Emiri: Altın ve gümüĢ para basımı ile iligilenirdi
-ġehremini: Sarayın inĢaat ve Ġstanbul’un belediye hizmetleri ile ilgilenirdi.
Birun‟un Birimleri: -Divanhane -Altı Bölük Halkı -Müteferrikalar
-Kapıkulları -Cebeciler, Topçular -Mehterhane
2-Enderun (Ġç Saray)
-Ġki temel iĢlevi vardır; PadiĢah devleti buradan idare eder ve Eğitim öğretim faaliyetleri de yürütülürdü.
-Birun ile Enderun’u birbirine bağlayan kapıya Babüssaade,PadiĢahın çalıĢma odasınaARZ ODASI adı
verilirdi Enderun’da ayrıca devlet yönetiminde görev alacak devĢirme kökenlilerinde eğitimi yapılırdı.
Enderuna gelen devĢirme iç oğlanları hazırlık sarayları denilen Galatasaray,Edirnekapı,Ġbrahim PaĢa
Saraylarında eğitilir, imtihanla Topkapı Sarayı’ndaki büyük ve küçük odalara alınarak eğitimlerine devam
ederlerdi. Yeniden yapılan imtihan sonunda padiĢahın özel hizmetine alınırlar veya yönetici,asker olarak
istihdam edilirlerdi.Ġç oğlanlar Enderun’daki eğitimlerini tamamlayınca Birunda ve taĢrada görevlendirilirdi.
Buna „çıkma‟ denirdi.
Enderun‟un Birimleri: A-Has Oda: PadiĢahın gündelik iĢlerine bakanların bulunduğu yer.
-Has OdabaĢı: PadiĢahın giyimi
-Silahtar: PadiĢahın silahları
-Çuhadar: PadiĢahın dıĢ görünümü
-Tülbentçi: PadiĢahın iç giyimi
-Rikabdar: PadiĢahın Ayakkabılarına bakardı.
B-Hazine Odası: PadiĢahın Ģahsi hazinesinin ve kıymetli eĢyalarının korunduğu bölümdür
C-Kiler Odası: Sarayın yemek ve sofra hizmetlerinden sorumlu.
D-Seferli Odası: XVII. yy da saraya eklenen bölümdür. PadiĢahın elbiselerinin temizlendiği, sarığının
sarıldığı, tıraĢ vb. hizmetlerin görüldüğü yerdir.
3-Harem: -Burası padiĢahın özel hayatını devam ettirdiği ve saray Kadınlarının bulunduğu bölümdür.
-Haremdeki iĢlerin yürümesini Harem ağası sağlardı.
-Saray kadınları acemi, cariye ve gedikli gibi dereceler alırdı. En yüksek derece hasekilikti.
-PadiĢahın hanımları kadın efendi, annesi ise valide sultan ismiyle anılırdı.
-DĠVAN-I HÜMAYUN
Divan teĢkilatı devlet iĢlerinin görüĢülüp karara bağlandığı yerdir.
Bugünkü Banklar Kuruluna benzer. Ayrıca DanıĢtay, SayıĢtay ve Yargıtay gibi üst mahkemelerinde
görevlerini üstlenmiĢtir
Divan‟ın Görevleri: Divan-ı Hümayun’un görevleri 4 temel yetki üzerine oturtulmuĢtur.
1-Siyasi Yetkileri: -Devlete karĢı hareketlerin caydırılması
-Nüfus hareketlerini kontrol altında tutmak
-Gayr-i Müslim ülkelerde Osmanlı hukukunun uygulanması
2-Hukuki Yetkileri: -Genel konularda kanun hazırlama
-Kadı ve naiplerinin(yardımcı) genel denetimini yapma
-Örfi davalarda ilk yargılamayı yapıp hüküm vermek, üst mahkeme görevi yapmak
3-Ġdari Yetkileri:
-Vakıf, eğitim vb. kurumların denetimini yapma ve bu kurumlara yönetici atama
-Yeni fethedilen yerlerin tahririni (defterlere yazım iĢi) yapma
-Buhranlı dönemlerde gerekli önlemleri almak
4-Mali Yetkileri:
Para basma, hazineden para akıĢını sağlama ve vergi iĢlerini düzenleme.
Not: Divan-ı Hümayun Osmanlı Devleti’nde halkın Ģikâyetlerinin iletilebildiği ve padiĢah tarafından
Ģikâyetlerin takip edildiği bir kurumdur.
Divan TeĢkilatı‟nın Yapısı:
-Ġlk olarak Orhan Bey döneminde kuruldu.
-I.Murat zamanında sürekli hale getirildi
-BaĢlangıçta toplantılara padiĢah baĢkanlık ederken, Fatih döneminden itibaren divan baĢkanlığı
Sadrazamlara bırakıldı.
-PadiĢah divan toplantılarını KASRIADL (Kasr-ı Adalet)denilen yerden izlerdi.
-Divan toplantıları Topkapı Sarayı’nda baĢlangıçta Divanhane’de yapılırken daha sonra Kubbealtı
bölümünde yapılmıĢtır.
-Divan’da alınan kararlara Hüküm adı verilirdi. Divan kararlarının toplandığı defterlere
Mühimme Defteri denirdi.
- PadiĢaha ait yetkileri kullanmak üzere oluĢturulan üç yönetim kolunun temsilcileri;
Bunlar;
-Seyfiye: (Ġdari ve Askeri ĠĢler) :Seyf,kılıç anlamındadır.Seyfiye askerlikle ilgili görevlilerdedir
Ehli örf veya Ümerada denilirdi.Vezirler ,Kaptan-ı Derya, Yeniçeri Ağası, Beylerbeyi, SancakBeyi
-Ġlmiye: (Yargı-Öğretim ve Ġfta iĢleri): Ehl-i ġer-i olarak da adlandırılır. ġeyhülislam, Kazasker,
Müderris, Kadı
-Kalemiye:(ĠnĢa ve Mali ĠĢler):Devlet dairelerinde idari memur olarak çalıĢanlardan oluĢurdu.
Bürokrat sınıfı temsil ederlerdi. Kalem Ģeflerine „henegan‟ denirdi. NiĢancı, Defterdarlar,
Reis’ül Küttap, Kâtip
Divan Üyeleri ve Görevleri:
SADRAZAM(Veziriazam) -PadiĢah adına tam yetkilidir. PadiĢahın mührünü taĢır. Divan toplantılarına baĢkanlık eder ve önemli davalara
bakar. PadiĢah sefere çıkmadığında SERDAR-I EKREM unvanı ile orduyu komuta ederdi. Sadrazam
olmanın baĢlıca Ģartı Türkçe bilmek ve Müslüman olmaktı.
-Kanuni’den sonra Veziriazamlara Sadrazam denmeye baĢlandı.
-Sadrazam konaklarına ‘PaĢa Kapusu‟ ya da ‘Bab-ı Ali‟ denirdi.
KUBBEALTI VEZĠRLERĠ: -Görevleri devlet iĢlerinde Sadrazama yardımcı olmaktı.
-Vezir sayısı Orhan Bey zamanında 1,I.Murat zamanında 2,Yıldırım Bayezıd zamanında 3,Kanuni zamanında
ise 7 ye kadar çıkmıĢtır. Bir kiĢinin vezir olabilmesi için sancakbeyi gibi görevlerde bulunması gerekiyordu.
KAZASKERLER -I.Murat zamanında kuruldu. Fatih zamanında Anadolu ve Rumeli Kazaskeri olmak üzere sayıları ikiye
çıkarıldı. Rumeli Kazaskeri protokol bakımından üstün olup baĢkazasker sayılırdı. Rumeli yöneticilerinin
daha kıdemli olmasının sebebi; bu bölgenin Gaza ve Cihat alanı olması ve üstün olan hassas bölge için
görevlendirilmesiydi.
-Görevi kadıların ve müderrislerin atanmasını yaparlar, aynı zamanda tayin ve terfi iĢlerine bakarlardı. Ayrıca
ilmiye mensuplarının kayıt defterlerini (ruznamçe) tutarlardı. Kısacası sorumlulukları; adalet, eğitim ve
kültür faaliyetlerine bakmaktı.
ġEYHÜLĠSLAM -Divanda alınan kararların Ġslam dinine uygunluğu konusunda görüĢ bildirirdi. Bildirdiği görüĢe fetva denirdi.
Ġlk ġeyhülislam II. Murat zamanında görev yapan Molla Fenari kabul edilir. Ġlmiye sınıfının baĢı kabul
edilmiĢtir. 1424'de Molla Fenârî'ye bu unvanın verilmesiyle, son Osmanlı ġeyhülislâmı Medenî Nuri
Efendi'nin 1922'de kabinesiyle birlikte istifa etmesi arasındaki 498 yıl boyunca sürmüĢtür.1424-1922
yılları arasında 131 Ģeyhülislam 175 defa bu makama tayin edilmiĢtir. Ebu's-Suûd Efendi 29 yılla en
fazla; Memikzade Mustafa Efendi (1656) de 13 saatle en az bu makamda kalan Ģeyhülislamdır.
DEFTERDARLAR -Ġlk olarak I.Murat zamanında kuruldu. Fatih zamanında sayısı 2 ye çıkarıldı: Anadolu (ġıkkı Sani ve
Rumeli Defterdarı (ġıkk-ı Evvel)
-Defterdar Devletin MALĠ iĢlerinden sorumludur. Defterdara bağlı kalemler Ģunlardır:
Rusnamçe Kalemi: Devletin tüm gelirlerini günü gününe tutardı
Maliye Emirleri Kalemi: Maliyeyle ilgli fermanları yazar, ilgililere gönderirdi.
Tarihçi Kalemi: Hazırlanan belgelere tarih koyardı.
BaĢbakı Kulu: Devlet gelirlerinin tahsilâtına bakan kiĢiydi.
NĠġANCI: -Divanda sadrazamın sağında otururdu. PadiĢah adına yazılan ferman, berat ve namelere PadiĢahın tuğrasını
çekerdi. Tapu kadastro defterlerini tutar, yeni fethedilen toprakları TAHRĠR DEFTERLERĠNE kaydeder,
dirlik defterlerini takip ederdi.(Name: DıĢ ülke hükümdarlarına yazılan mektuplar)Ayrıca Defterhane-i
Amire denilen devletin tüm mallarının ve arazi kayıt defterlerinin muhafaza edildiği Osmanlı
Defterhanesinden niĢancı sorumluydu.
REĠSÜLKÜTTAP: -XVII.yy dan itibaren dıĢiĢlerinden sorumlu üye
KAPTAN-I DERYA: Donanma komutanıdır. PadiĢahın bir mührüde onda bulunurdu. Bundan dolayı Denizlerin PadiĢahı denmiĢtir.
XVII.yy da asli üye olmuĢtur.Halk arasında Kaptan PaĢa olarak da anılırdı.
YENĠÇERĠ AĞASI: -Kapıkulu ordusunun baĢıydı. Divan üyeliği ikinci derece idi. Vezir rütbesine sahipse Divan’ın daimi
üyesi sayılıyordu. Ayrıca diğer yeniçeri generallerini toplayıp ocağın iĢlerini Ağa Divanı adı verilen
konağındaki mecliste görüĢürdü.
Divan-ı Hümayun Kalemleri -Beylikçi (Divan) Kalemi -Ruus kalemi
-Tahvil (NiĢancı) Kalemi -Amedi Kalemi
Beylikçi(Divan) Kalemi: Divan-ı Hümayun kararlarını Mühimme defterlerine yazmak, anlaĢmaları
muhafaza etmek Osmanlı Devleti’nin diğer devletlerle yazıĢmalarını sağlamak ve yazıĢmaları muhafaza
etmek bu büronun iĢiydi Tahvil(NiĢancı)Kalemi: Miri arazilerin kayıtlarını tutan memur grubudur. Tımar sistemi bu kalemde
çalıĢanlar aracılığıyla yürütülürdü. Üst düzey görevlilerin tayin ve terfi ile ilgili kayıtları da
gerçekleĢtirirlerdi.
Ruus Kalemi: Alt kademedeki devlet memurlarının özlük haklarının takip eden bürodur.
Amedi Kalemi: Veziriazamın padiĢaha ve yabancı ülkelere Yollayacağı yazıları hazırlayan memur
kadrosudur. Dürüst ve güvenilir insanlardan oluĢturulan bu kalemde gizlilik esastı. Bu kalemlerde
çalıĢanlara ġakirt denirdi.
DİVAN ÇEŞİTLERİ ĠKĠNDĠ DĠVANI: Sadrazam Konağı’nda Divan-ı Hümayunda yarım kalan iĢleri tamamlamak amacıyla
toplanırdı.
GALEBE DĠVANI: Elçilerin kabul edildiği ve ulufe maaĢlarının dağıtıldığı divandır.
SEFER DĠVANI: Sadrazamın seferi sırasında toplanırdı.
AYAK DĠVANI: PadiĢah tarafından halkın sorunlarının dinlendiği divandır.
MERKEZ TEġKĠLATINDAKĠ DEĞĠġMELER
XVIII.yy -Divan toplantıları artık Kubbealtında değil sadrazam konağında Bab-ı Ali‟de yapılmaya baĢlandı .
Bab-ı Ali hükümet anlamında kullanılır oldu. Bab-ı Hümayun: PadiĢah kapısı, Bab-ı Ali: Sadrazam kapısı, Bab-ı Defteri: Maliye kapısı
XIX.yy
Tanzimat Öncesi (II.Mahmut dönemi) II. Mahmut Divan-ı Hümayun’u kaldırdı. Bugünkü anlamda bakanlıkları (nezaret-nazırlıkları) kurdu.
Yapılan Düzenleme ile: Divan-ı Hümayun:…………Heyat-i Vükela Sadrazamlık:……………….BaĢvekalet Sadaret Kethüdalığı:……….Dahiliye Nezareti Reisülküttaplık:…………….Hariciye Nezareti Darphane Hazinesi ve Hazine-i Amire:…Maliye Nezareti ġeyhülislamlık için BabımeĢihat denildi. Tanzimat Dönemi: Bu dönemde okulları yönetmek için Maarif Nezareti (Eğitim Bakanlığı) kuruldu. Bayındırlık iĢleri için amacıyla Nafia Nezareti oluĢturuldu. Ordunun ihtiyaçlarını karĢılamak amacıyla Seraskerlik Makamı
kuruldu.
ĠSTANBUL‟UN YÖNETĠMĠ Ġdari Birim Yönetici Güvenlik Adalet Sadrazam:Genel düzenden sorumludur EYALET Beylerbeyi SubaĢı Kadı
Yeniçeri Ağası:ġehrin güvenliğinden sorumludur SANCAK Sancak Beyi SubaĢı Kadı
ġehremini:Belediye ve bayındırlık iĢlerinden KAZA Kadı SubaĢı Kadı
sorumludur. KÖY Köy Kethüdası YiğitbaĢı Naib
Taht Kadısı:Ġstanbul’un adalet iĢlerinden sorumlu (Muhtar) (vekil)
MimarbaĢı:Ġstanbul’un imar iĢlerinden sorumlu
Muhtesip:ÇarĢı ve pazarların düzeninden sorumlu
-TAġRA (ÜLKE) YÖNETĠMĠ
A-TIMAR SİSTEMİ (Salyanesiz-Yıllıksız Eyaletler)(Merkeze Bağlı) Devlet tarafından gelir miktarlarına göre ayrılmıĢ hizmet karĢılığı devlet görevlilerine bırakılan topraklara
Dirlik denilirdi.Dirlik gelirine göre üçe ayrılırdı.
-Has:100.000 akçe üzeri
-Zeamet:20.000 ile 99.000 akçe arası
-Tımar:3.000 ile 20.000 akçe arası
Dirlik Sahiplerinin ( sahib-i arz) Görevleri -Cebelü (asker) yetiĢtirme
-Toprağın iĢlenmesini sağlama
-Bulundukları bölgenin güvenliğini sağlama
-Bölgedeki vergilerin toplanmasını sağlama ve bölgenin bayındırlık faaliyetlerine katkıda bulunma
Not: Kısacası bu tip eyaletlerde eyaletlerde çalıĢanlarına maaĢ ödemez toprağın vergisi bırakılırdı.
Hazineye para giriĢi olmazdı
Bu eyaletler: Anadolu, Trabzon, Van,Kars,Kefe ,Rakka,Budin, Erzurum, Diyarbakır, Halep, ġam,
Karaman,Dulkadir,Sivas Rumeli,Bosna,Eğri ve TemaĢvar
B-İLTİZAM SİSTEMİ: (Salyaneli-Yıllıklı Eyaletler)(Özel Yönetimli) Bu sitemde vergi gelirleri belli bir süre için ve açık artırma yoluyla satılırdı. Ġhaleyi alan kiĢiye Mültezim denirdi.Buradan toplanan vergiler doğrudan doğruya devlet hazinesine aktarılırdı.Ayrıca buradaki
görevlilere saliyane adı verilen maaĢ ödemesi yapılırdı Not:Bu sistemin faydası hazineye paranın peĢin ve toplu halde girmesiydi. Bu eyaletler: Tunus, Cezayir, Mısır, Basra, Yemen, HabeĢistan, Trablusgarp ve Bağdat’tır
C-AYRICALIKLI EYALETLER:(İmtiyazlı) Bunlar iç iĢlerinde serbest dıĢ iĢlerinde merkeze bağlı özerk eyaletlerdir. Bu eyaletlerin idarecileri
Osmanlı PadiĢahları tarafından atanırdı. Yöneticilerine Bey, Han,ġerif ve Voyvoda denirdi.
Bu eyaletler:Kırım Hanlığı,Eflak ve Boğdan,Hicaz Emirliği….. Not: Hicaz en ayrıcalıklı eyalettir. Hz. Muhammed’in soyundan Ģeriflerin yönettiği Hicaz’dan Osmanlı
Devleti vergi almaz ve asker istemezdi.
Notlar: -Osmanlı Devleti’nin ilk eyaleti Rumeli Beylerbeyliği; Ġlk Beylerbeyi ise Lala ġahin PaĢa olmuĢtur.
(I.Murat dönemi) -Beylerbeyi eyaletin merkezi sayılan PaĢa Sancağında otururdu -Rumeli Beylerbeyliğinin merkezi Manastır, Anadolu Beylerbeyliğinin merkezi ise Kütahya’dır.
Diğer Görevliler SübaĢı:Eyalet,sancak ve kazaların güvenliğinden sorumludur.
Muhtesip: TaĢrada sosyal düzeni sağlayan memur, Üretilen malların kalitesini ve devlet tarafından
belirlenmiĢ fiyatları (narh) kontrol ederdi. Kapan Emini: Büyük tartı aletlerinin bulunduğu ve bugünkü Pazar ve hallere benzeyen yerlere kapan
denirdi. (Unkapanı, Yağkapanı gibi)Buradaki organizasyondan Kapan Emini sorumlu idi. Büeytülmal Emini:Bir yerleĢim yerinde kamu haklarının ve devlet çıkarlarının korunmasından sorumludur. Gümrük ve Bac Emini: ġehirlerde zanaat ve ticaret faaliyetlerinde bulunanlardan vergi toplayan kiĢilerdi. Not: 1864’te Vilayet Nizamnamesi çıkarıldı. Bu nizamname ile ülke vilayet, sancak(liva),kaza ve köy gibi
birimlere ayrıldı.1871’de kaza ve köy arasında nahiye müdürlerinin yönetiminde nahiyeler kuruldu. Livaların baĢına Mutasarrıflar atandı. Kazaların yönetimi Kaymakamlara geçti.
Not: Ġltizam sistemi II. Mahmut döneminde kaldırılmaya çalıĢılmıĢ, Tanzimat fermanı ile kaldırılmıĢ
1855‟te yeniden uygulamaya konulmuĢ,1864‟te tamamen kaldırılmıĢtır.
- EKONOMĠ
-Osmanlı ekonomisinin temeli tarıma dayalı idi. Fethedilen topraklar, vergi yükümlüsü erkek nüfus ve bu
kiĢilerin mallarının miktarı tahrir defterlerine kaydedilirdi. Ölen kiĢilerin vasiyeti ve mallarının yazılı
olduğu defterler ise „tereke defterleri‟ denirdi.
-Osmanlı Devleti’nde halkın bir kısmı göçebe olarak yaĢamıĢtır. Göçebe halkın temel geçim kaynağı ise
hayvancılık olmuĢtur.
-Üretimi yapılarak pazarda satılan mal ve eĢyaya „emtia‟ denirdi. Osmanlı Devleti 16.yy sonlarına kadar
ekonomik yönden kendine yetiyordu. Ticaretin temel özelliği de ihtiyacı karĢılamaktı.(arz-talep dengesi)
-Ġpek ve baharat yolları nedeniyle önemli gümrük gelirleri sağlanmıĢtır. Fakat Coğrafi KeĢiflerle
beraber ticaret yollarının yer değiĢtirmesiyle gümrük gelirleri düĢmüĢtür.
-Ticareti canlandırmak için Avrupalı devletlere verilen kapitülasyonlar yaygınlaĢmıĢtır.
KAPĠTÜLASYON: Yabancılara verilen her türlü imtiyaz ve muafiyetlerdir. Adli, idari ve dini kategorilere
ayrılır. Adli kapitülasyonlar, yabancılara kendi konsolosluklarında yargılama yükümlülüğü tanır.Dini olan;
din ve mezhep hürriyeti tanır ki, Osmanlı’da her zaman için geçerlidir. En önemlisi iktisadi ve ticari olanıdır.
Günümüzde de uluslar arası siyasi, askeri, iktisadi anlaĢmalarla devletler birbirlerine imtiyaz tanımaktadır.
Buna örnek olarak Avrupa Birliği, Serbest bölgeler ve limanlar gösterilebilir.
KAPĠTÜLASYONLARIN GELĠġĠMĠNE BAKILDIĞI ZAMAN;
Birinci evre;
Ġlk kapitülasyonlar Macaristan, Sırbistan ve Akdeniz kıyısındaki Arap ülkeleri tarafından verildi. Bu
devletlerin amacı ticareti kendi ülkelerine çekmekti.15.yüzyıldan itibaren Osmanlı Ġmparatorluğu da aynı
nedenlerle Venedik,Fransa gibi ülkelere kapitülasyonlar vermiĢti.
Ġkinci Evre;
Coğrafi KeĢiflerle birlikte Hindistan’a deniz yolunun keĢfi üzerine baĢladı, zamanla Avrupa'nın
merkantilist politikasının aracı haline geldi. Kapitülasyonlar 1740 yılında I. Mahmut ve XV. Louis arasında
yapılan bir anlaĢmayla sürekliliği olan devletlerarası bir ticaret sözleĢmesine dönüĢtü. Bu evre sırasında
Osmanlı hâlâ kendine yeterli bir ekonomik birimdi.
Üçüncü Evre ;
Bu evre, "eĢitsiz mübadele"yle baĢladı. Sanayi devrimi her Ģeyi değiĢtirdi. Osmanlı ve Avrupa
arasında artık bir nitelik farkı doğmuĢtu. Osmanlı topraklarını Avrupa'ya tek bir pazar olarak açan 1838 Balta
Limanı ticaret anlaĢması yalnızca bir ticaret değil aynı zamanda ileri düzeyde bir kapitülasyon anlaĢmasıydı.
Ġhracat yasağı ve devlet tekelleri kaldırıldı. Yabancı tüccarlar yerli tüccarlarla aynı haklara sahip oldu. Bundan
sonra Osmanlı artık mamul mal üretemeyecek, kumaĢ yerine iplik, iplik yerine ham pamuk ya da yün hatta
pamuk kozası satar hale gelecektir.
Yabancıların ayrıcalıkları zamanla gayrimüslim Osmanlılara da tanındı. Osmanlının borçlanmaya
baĢlaması kapitülasyonlarla birleĢince, Osmanlı kendisini önce Düyun-u Umumiye'ye teslim etmiĢ, ardından
yabancı Ģirketlere çok büyük imtiyazlar vermiĢ (demiryollarının iĢletilmesi gibi) ve sonunda Sevr
AntlaĢması'nın Osmanlının tüm maliyesini elinde tutacak olan bir Maliye Komisyonu kurulmasını öngören
232. Maddesini kayıtsız Ģartsız kabul etmiĢtir.
KAPĠTÜLASYONLARIN KALDIRILMASI
Kapitülasyonları kaldırma sözü KurtuluĢ SavaĢı'ndan önce 1856'da ele alınmıĢtır. Ancak, Osmanlıya
verilen bu söz hiçbir zaman yerine getirilmemiĢtir. Ġttihat ve Terakki'nin Birinci Dünya SavaĢı’nın
baĢlamasıyla kaldırdığını duyurduğu kapitülasyonlar Sevr AnlaĢması ile daha da güçlü bir Ģekilde Osmanlı
Devleti'nin sırtına bindirildi.
Kapitülasyonlar KurtuluĢ SavaĢı sırasında Sovyetler Birliği ile yapılan 28 Mart 1921 AnlaĢmasının 7.
Maddesiyle "geçersiz ve kaldırılmıĢ" sayıldı. Kapitülasyonların gerçek anlamda kaldırılması ise Lozan
AnlaĢması'yla olmuĢtur.
Coğrafi KeĢiflerin Osmanlı Devleti‟ne Etkileri: -Yeni ticaret yollarının bulunmasıyla, Osmanlı Devleti’nin elinde bulunan Ġpek ve Baharat yolları önemini
kaybetmiĢtir.
-Yeni keĢfedilen ülkelerde bulunan altın ve gümüĢ gibi değerli madenler Avrupa’dan Osmanlı pazarlarına
girmiĢ, bu durumda Osmanlı Devleti’nde enflasyonun yükselmesine neden olmuĢtur.
-Osmanlı Devleti’nde vergi gelirleri azalmıĢ, ticareti canlandırmak amacıyla kapitülasyonlar artırılmak
zorunda kalınmıĢtır.
-TOPRAK SĠSTEMĠ
A-MÜLK ARAZĠ Mülkiyeti kiĢilere ait arazilerdir. Bu tip toraklar vergisi ödemek koĢuluyla sahipleri tarafından satılabilir,
miras bırakılabilir ve vakfedilebilirdi
-ÖĢüriyye Arazi: Müslümanlara ait mülk arazilerdir.
Bu arazilerin sahipleri devlete çift resmi(arazi vergisi) ve ürünün onda biri oranında öĢür vergisi öderdi.
-Haraciyye Arazi: Gayr-i Müslimlere ait mülk arazilerdir, Bu arazilerin sahipleri devlete harac-ı
mukasseme(haraç) adıyla üretim ve harac-ı muvazzafa(ispenç) adıyla arazi vergisi öderlerdi
B-MĠRĠ ARAZĠ Mülkiyeti devlete ait olan arazilerdir. Bu topraklar ekilip biçilmesi karĢılığı halka verilirdi. Bu toprakları
iĢleyenler toprak üzerinde kiracı durumundaydı. Dirlik: Yaptıkları hizmet karĢılığı devlet adamlarına verilen arazilerdir Dirlikler gelirine göre 3’e ayrılır: Has: 100.000 akçe üzeri(PadiĢah, vezir be beylerbeyine verilir) EĢkinci Zeamet: 20.000 ile 99.000 akçe arası (ikinci derece memurlara) Tımar: 3.000 ile 20.000 akçe arası Mustahfız
Hizmet
C-VAKIF ARAZĠ(MEVKUF):Geliri medrese, imarethane, cami kervansaray ve hastane gibi
sosyal tesislerin iĢletilebilmesi için ayrılan arazilerdir. Vakıf yapan kimseye: vakıf Vakfedilen mala: mevkuf Vakıfların denetimi: Kadıya aittir Vakıf yöneticisine: mütevelli denir Vakfın kuruluĢ belgesine: vakfiye denirdi
-PaĢmaklık Arazi: Vergi gelirleri padiĢahların eĢleri ve kızlarının harcamaları için ayrılmıĢ arazilerdir
-Ocaklık:Geliri kale muhafızlarına tersane giderlerine ayrılan arazilerdir
-Malikane:Üstün hizmetleri nedeniyle bazı devlet adamlarının mülkiyetine bırakılan araziler.
-Mukataa:Vergi gelirleri doğrudan hazineye aktarılan arazilerdir.(Ġltizam)
-Yurtluk:Geliri sınır boylarındaki askerlere verilen topraklardır
-Metruk:Yollar,meydanlar,namazgahlar,harmanlar,mera,yaylak,kıĢlak vb… -Mevat Arazi: Ziraata elveriĢsiz topraklar.(Çorak, batak, taĢlık vb.)
-SANAYĠ
Belli bir sanayi dalında üretim yapan insanların kendi aralarında birleĢerek kurdukları dini ve ekonomik
teĢkilata AHĠ TEġKĠLATI denirdi. Ayakkabıcı derici, kuyumcu gibi tek bir üretim dalının üyelerinin oluĢturduğu Ahi Ģubelerine ise LONCA
denirdi
Ahi TeĢkilatı ve Loncaların Görevleri: -Ġlgili zanaat dalına ait iĢlerin yapılması, hammadde temin etme ve dağıtma. -Üyeler arasındaki anlaĢmazlıkları çözme -Devlet ve üretici esnaf arasındaki bağlantıyı sağlama -Narh denilen satıĢ bedelini belirleme -Üretilen malların kalitesini kontrol etme -Çırak, kalfa,usta hiyerarĢisi ile iĢgücü yetiĢtirme,bu konuda mesleki eğitim verme, yeni dükkan ve çalıĢma
yeri açılmasına izin verme. LONCA SĠSTEMĠNDE Usta olanın dükkân açma hakkına GEDĠK denirdi Yönetim Kurulu baĢkanı ġEYH, yardımcısı KETHÜDA Cezaları uygulayan YĠĞĠTBAġI Standartları denetleyen ĠġÇĠ BAġI Yeni üyeleri seçen EHL-Ġ HĠBRELER
OSMANLI ÜRETĠM MERKEZLERĠ Karaman ve Konya: Pamuklu dokumacılık Tokat ve Küre: Bakırcılık Ankara: Sofçuluk UĢak: Halıcılık Selanik: Çuhacılık Halep: ġam ve Antep: Lüks dokumalar Bilecik: Demir iĢlemeciliği Bulgaristan: Aba ve kıl dokumacılığı
Ġstanbul: Yünlü dokumacılık
Kütahya ve Ġznik: Çinicilik Bursa: Ġpekçilik ve kadife dokumacılığı
Sanayi Ġnkılâbının Osmanlı Devleti‟ne etkileri; -Esnafın üretimde kullandığı hammaddenin dıĢarıya satılması hammadde maliyetini aratırdı ve hammadde
sıkıntısı baĢladı -El tezgâhları kapandı çok sayıda insan iĢsiz kaldı -Ġhracat azalırken ithalatla artıĢ oldu. Büyük bir dıĢ ticaret açığı meydana geldi. Osmanlı parası değer kaybetti.
- MALĠYE
-Osmanlı Devleti’nde ilk para Osman Bey tarafından bastırıldı.
-Orhan Bey zamanında gümüĢ para, Fatih döneminde altın para bastırıldı.
-Altın paraya sikke-i hasene (sultani) gümüĢ paraya akçe denirdi. -Ġlk darphane Orhan Bey zamanında Bursa’da açıldı.
-Darphanelerde paranın altın ve gümüĢ oranını kabul eden görevlilere vezzan denir.
-Tanzimat döneminde Abdülmecit zamanında ilk kez Kaime-i Nakdiye-i Mutebere adıyla ilk kâğıt para
(KAĠME)
Osmanlı Devleti‟nde Açılan Bankalar
1)Bank-ı Dersaadet(Tanzimat Dönemi) (1847)
2)Bank-ı Osmani(Tanzimat Dönemi) (1856)
3)Bank-ı ġahane-i Osmani(Tanzimat Dönemi)(1863) (Bank-ı Osmani yerine)
4)Memleket Sandıkları ve Ġstanbul Emniyet Sandığı(Tanzimat Dönemi) (1867)
5)Ziraat Bankası(II.Abdülhamid Dönemi) (1888)
6)Osmanlı Ġtibar-i Milli Bankası:(II. MeĢrutiyet Dönemi) (1917-Ġttihatçıların Bankası)
VERGĠLER: Vergiler ġer‟i ve Örfi olmak üzere ikiye ayrılırdı:
A-ŞER’İ VERGİLER: Ġslam hukukunda belirtilmiĢ olan vergilerdir
-ÖĢür: Müslüman üreticiden ürünün onda biri oranında alınan vergidir.
-Haraç: Gayr-i Müslim tebaadan alınan toprak ve ürün vergisi idi. -Cizye: Gayri Müslimlerin askerlik hizmetinden muaf tutuldukları vergi
B-ÖRF’İ VERGİLER:PadiĢahın iradesi ile konulmuĢ bu vergilere tekalif-i örfiye veya raiyet rüsumu
da denir.
-Çift Resmi: Müslüman Çiftçinin elinde bulundurduğu toprak için ödediği vergidir
-Ġspenç:Tarımla uğraĢan gayrimüslimlerden toprağı kullanma karĢılığı alınan vergi -Çift Bozan: Toprağı mazeretsiz olarak boĢ bırakan veya 3 yılarak arakaya ekmeyenlerden alınan ağır bir
ceza vergisi
-Derbent Resmi: Yol,geçit ve köprülerden alınan vergi -Adet-i Ağnam: Hayvan sahiplerinden hayvan sayısınca alınan vergidir.
-Bac-ı Bazari: Ġlk Osmanlı vergisidir. Pazaryerlerinden alınan vergidir. -Resm-i Mücerret: Bekar erkeklerden alınan vergi.(20 yaĢına gelmiĢ çiftçi olanlardan)
-Resm-i Bennak: Evli erkeklerden yarım çift toprağı ekenlerden alınan vergi -Cerime: Suçlulardan alınan vergidir.
-Arusane:Evlenenlerden kız tarafının ödediği vergidir.
-Avarız: Olağanüstü dönemlerde alınana vergi.
-Amediye:Ġthalat vergisi
-Reftiye:Ġhracat vergisi -Mururiye:Transit ticaretten alınana vergi
-Makiriyye: Ġskelelerden alınan vergidir Osmanlı Devleti‟nin Gelir Kaynakları
Halktan alınan vergiler
Gümrük, maden, orman ve tuzla gelirleri
SavaĢlarda elde edilen ganimetlerin beĢte biri, savaĢ tazminatları
Bağlı beyliklerden ve yabancı devletlerden alınan vergi ve hediyeler.
Osmanlı Maliye‟sinin Giderleri
Devlet memurlarına ödenen maaĢlar,
Kapıkulu askerlerine ödenen ulufeler ve ulemaya ödenen maaĢlar,
SavaĢ masrafları. Donanma giderleri,
Askerlere dağıtılan cülus bahĢiĢleri,
Bayındırlık ve imar çalıĢmalarına harcanan giderler.
- ASKERĠ TEġKĠLAT
-Ġlk düzenli Osmanlı ordusu Orhan Bey’in kurduğu Yaya ve Müsellemlerdir -Osmanlı ordusu kara ve deniz kuvvetleri olmak üzere iki ana bölümden oluĢuyordu
I. KARA ORDUSU II. DENİZ KUVVETLERİ(DONANMA)
I.KARA ORDUSU -Kapıkulu Askerleri(Merkez Ordu) -Eyalet Askerleri -Yardımcı kuvvetlerden oluĢuyordu.
KAPIKULU ASKERLERĠ (Merkez Ordu)
-Selçuklulardaki GULAM ordusunun devamıdır. -PadiĢaha bağlıdır. MaaĢlıdır. Süreklidir. DevĢirmelerden oluĢur. Kapıkulu Piyadeleri
-Acemioğlanlar Ocağı: Askeri eğitimin verildiği yer
-Yeniçeri Ocağı: Merkezde bulunurlar.Üç ayda bir ULUFE maaĢı alırlar.Hükümdar tahta
çıktığında Cülus bahĢiĢi ve Hükümdar sefere çıkıĢında da Sefer bahĢiĢi alırlardı.
-Cebeci Ocağı: Yeniçerilerin silahlarını üreten ve bakımını yapan ocaktır.
-Topçu Ocağı:Top dökmek,kullanmak görevli
-Top arabacıları Ocağı:Ağır topların savaĢ alanına götürülmesi görevini üstlenen ocaktır.
-Humbaracı Ocağı: Mermi bomba,havan topu gibi ağır silahları yapar.
-Lağımcı Ocağı:Tünel kazma ve surları yıkma gibi görevleri vardı
Kapıkulu Süvarileri(Altı Bölük Halkı)
-Sipahi Bölüğü: Fatih tarafından kurulmuĢ olup seferde padiĢahın arkasında durur,
saltanat bayraklarını korurlardı. PadiĢahın otağını (çadır) Silahtar bölüğüyle nöbetleĢe
beklerlerdi.
-Silahtar Bölüğü: Sefer sırasında padiĢah sancaklarının ileri mevzilere dikilmesine nezaret
ederlerdi. Ordu bunları takip ederek yürürdü.
-Sağ ve sol Ulufeciler: Yeniçerin sağında ve solunda yer alırlar, saltanat sancaklarını korurlardı.
-Sağ ve sol Garipler: Ordunun ağırlıklarını ve hazinesini korurlardı.
EYALET ASKERLERĠ(Cebelüler)
Bu ordunun temeli Tımarlı Sipahilerden(Dirlik) oluĢurdu. Sayı bakımından en kalabalık
birimdir. Devletten maaĢ almazlar ve askerlik dıĢında çiftçilikle uğraĢırlardı. SavaĢ
zamanında Sancak Beyi’nin emrinde toplanırlardı.
YARDIMCI KUVVETLER
-Akıncılar: Sınır ve uçlarda görev yaparlar -Azaplar: Bekâr Türk erkeklerinden seçilirdi. Ordunun en önünde savaĢtıkları için Ģehit olma
ihtimali çok fazlaydı. Bu yüzden bekâr ve gönüllülerden oluĢurdu. Azaplar yaya askerlerdir -BeĢliler: Sınır boylarındaki kaleleri korurlar -Yayalar-Yörükler-Müsellemler: Yol açma, siper kazma vs. -Sakalar: Ordunun su ihtiyacını karĢılardı -Deliler: Ġslamiyet’i kabul eden Rumeli halkından oluĢanlar. DüĢmana korkusuzca saldırırlardı.
-Turnalar: Ordunun posta(haberleĢme) iĢlerinden sorumlu.
II.DONANMA
-Osmanlı Devleti’nin ilk deniz gücü Karesi Beyliği’nin alınması ile olmuĢtur. -Deniz kuvvetlerinin baĢında Kaptan-ı Derya bulunuyordu. Deniz askerlerine levent denirdi. -XVI. yy da yetiĢen Türk denizcileri: Barbaros Hayrettin PaĢa, Salih Reis, Piri Reis, Seydi Ali
Reis ve Murat Reis’tir
-Kaptan-ı Derya’nın kullandığı birinci gemiye „Kapudane‟,ikinci gemiye „Patrona‟,
üçüncü gemiye „Riyale‟ denirdi.
-BaĢlıca Tersaneler: Karamürsel, Gelibolu, Ġzmit, Ġstanbul, SüveyĢ, Rusçuk’ta kurulmuĢtur.
-BaĢlıca Gemiler: Kalyon,Kadırga,Çektiri,BaĢtarde,Mavna’dır.
Piri Reis: Kitab-ı Bahriye (Haritacılıkla ilgili)
Seydi Ali Reis:Muhit ve Miratül Memalik (Memleketlerin Aynası)
- HUKUK HUKUK
ġer‟i Hukuk Örf-i Hukuk
-Osmanlı Devleti hukuk alanında Selçukluları örnek almıĢtır.
-ġer‟i Hukuk Ġslami esaslara dayandığı için sadece Müslüman tebaa üzerinde uygulanmıĢtır. Gayr-i Müslim
tebaa kendi hukuk kurallarına göre yargılanmıĢtır.
-Örf-i Hukuk padiĢahın ferman ve beratlarına dayanırdı. Bu kurallar sosyal hayatı düzenlerdi. -Adalet iĢlerinin divandaki temsilcisi kazaskerdi. -Osmanlı Devleti’nde adalet iĢlerine kadılar bakardı. Büyük kadılıklarda bulunanlara Molla denirdi. Kadıların
mahkeme kayıtlarını kâtipler kayda geçirirdi. Hakkında dava açılan kiĢileri mahkemeye götüren kiĢilere
‘muhzır‟ denirdi. Kamu davalarında muhzırın görevini sübaĢı yapardı.
KADILARIN GÖREVLERĠ
YARGILAMA DIġINDAKĠ GÖREVLERĠ:
Yetimlerin, küçüklerin, engellilerin mallarını korumak
Vakıfların iĢleyiĢini denetlemek
Vakıf ve diğer hukuki iĢlemlerin senetlerini düzenlemek
Evlilik akdini düzenlemek
Tapu kayıtlarının tutulması gibi noterlik iĢlerine bakmak
Ġmam, hatip ve vaizlerin tayin ve azillerini teftiĢ etmek
BELEDĠYE ĠLE ĠLGĠLĠ GÖREVLERĠ:
ġehrin temizlik ve aydınlatılması
Dinlenme ve eğlenme yerlerinin düzenlenmesi ve denetimi
ġehir içinde yol,kaldırım gibi umumi mekanların düzeni
Temiz ve atık su tesislerinin hazırlanması
Ġmar iĢlerinin denetlenemsi
-Osmanlı mahkemelerinde verilen kararlar ġeriyye Sicilleri denilen defterlere kaydedilirdi -Osmanlı Devleti’nde en önemli hukukçular: Zembilli Ali, Cemali Efendi, Ġbn-i Kemal ve Ebusuud
Efendi‟dir
- SOSYAL YAPI
Osmanlı halkı Müslim ve gayrimüslim olarak ikiye ayrılırdı. Gayrimüslimlere koruma altına alınan
topluluk anlamında zimmî de denmiĢtir. Ülkede yaĢayan toplulukların din ve mezhep anlayıĢına göre
teĢkilatlandırılmıĢ Ģekline millet sistemi deniyordu. Osmanlı’da hâkim millet Müslümanlardı. Gayrimüslimler
Hıristiyan ve Musevilerden oluĢuyordu. Gayrimüslimler Müslüman olmak Ģartıyla devlet kadrolarında görev
alabiliyorlardı. PadiĢahlık haricinde devletin en yüksek makamı olan sadrazamlığa kadar yükselmenin Ģartı
Müslüman olmak ve Türkçe bilmekti. Gayr-i Müslimler medeni hukukla ilgili davalarında kendi dinsel
hukuklarına göre yargılanırlardı. Askerlik yapmazlardı. Buna karĢılı Cizye denen vergi öderlerdi.
OSMANLI TOPLUMU
YÖNETENLER YÖNETĠLENLER
(REAYA)
ĠLMĠYE SEYFĠYE KALEMĠYE OTURDUKLARI YER MESLEK
-Şeyhülislam -Sadrazam -Nişancı -Şehirliler -BERAYA(Esnaf ve -Kazasker -Vezirler -Defterdar -Köylüler Zanaatkârlar) -Kadı -Yeniçeri Ağası -Reisülküttap -Göçebeler -Çiftçiler -Müderris -Kaptan-ı Derya -Defter emini(Resmi -İmam -Beylerbeyi kayıtların bulunduğu -Müezzin -Sancakbeyi dairenin müdürü) -Muid -Subaşı
Not: Osmanlı ülkesinde bulunan yabancı tüccar, seyyah ve temsilcilerinin güvenlikleri „emanname‟
denilen belgeyle devlet garantisine alınmıĢtır.
Osmanlı Toplumunda Sosyal Hareketlilik;
Yatay Hareketlilik: Toplumun gruplarının,farklı sebeplerle statülerinde değiĢiklik olmadan bir yerden
baĢka bir yere gidip gelmesi veya yerleĢmesine denir.Bir baĢka ifadeyle coğrafi açıdan yer değiĢtirmedir.
Örnek: Ġskân siyaseti
Dikey Hareketlilik: Toplum içinde statü değiĢtirmeye verilen isimdir. Osmanlı Devleti’nde insanların
statü değiĢtirmesine hiçbir zaman engel olunmamıĢtır. Devlete hizmet etmek Ģartıyla ehliyet ve liyakat
esas alınarak insanlar değiĢik alanlarda görevlendirilmiĢlerdir. Örnek: Reayadan birinin askeri sınıfa
geçmesi
Osmanlı Toplumunda Aile; Toplumun temelini oluĢturan aile, Türk töresi ve Ġslam hukukuna göre
ĢekillenmiĢtir. Tek eĢlilik desteklenmiĢtir. Osmanlı toplumunda ailenin günlük yaĢamı; çocukların eğitimi ve
beslenmesi, kari koca iliĢkileri ve hayatin yükünün paylaĢılması, evin idaresi sağlık ve beslenme sorunlarının
çözülmesi gibi gündelik uygulama etrafında oluĢur. Çocuk aileyi devam ettirecek temel unsurdur ve hayat
onun etrafında oluĢurdu. Ayrıca boĢanma sırasında kadının zarar görmemesi için, nikâh sırasında erkek
kadına mehir denilen nikâh bedeli öderdi.
Sadak TaĢı: Genelde cami avlularında, bazı tekkelerin bahçelerinde, vakıf binalarında ve fakir semtlerinde
olurdu.20-40 cm kadar çapı olan taĢların boyu 1-1,5 m olup baĢ kısımlarında küçük bir oyuk bulunurdu. Bu
oyuklara zengin ve hayır sahipleri, kimsenin göremeyeceği zamanlarda para bırakırlardı. Fakir de bundan
ihtiyacı kadarını alır, gerisine dokunmazdı. Sadakayı veren de alanda birbirini görmezdi.
- EĞĠTĠM
OSMANLILARDA EĞĠTĠM
HALK EĞĠTĠMĠ ÖRGÜN EĞĠTĠM
Camiler Tekke ve Kıraathaneler Hariç Dahil Sahn
Zaviyeler
-Sıbyan Mektebi: Eğitimin ilk basamağıdır. Camilerin yanında bulunan mekteplerdir. Bu mekteplerde ders
verenlere Muaalim adı verilir.
-Ġlk Osmanlı Medresesi Orhan Bey zamanında Ġznik‟te açılan SüleymanpaĢa Medresesidir. Bu medreseye
atanan ilk Müderris‟te Kayserili Davut’tur -Fatih zamanında Sahn-ı Seman (sekiz avlu) Medreseleri bugünkü Ġstanbul Üniversitesi’nin temeli sayılır -Kanuni zamanında Süleymaniye Medreseleri açılmıĢtır
-Sıbyan mektebi öğrencilerine talebe, orta dereceli medrese talebelerine suhte, yüksek dereceli medrese
talebelerine daniĢmend denirdi.
-Medreselerde eğitim üç aĢamaya bölünmüĢtü
Hariç: Ġlköğretim Dahil: Ortaöğretim Sahn: Yükseköğretim
-Medreselerin bazıları belli bilim dallarında uzmanlaĢmıĢtı. Örneğin:
Darültıp:Tıp eğitimi ağırlıklı
Darülhendese:Matematik ağırlıklı
Darülkurra:Kur’an uzmanlığı
Darülhadis:Hadis ağırlıklı
Medresetülmütehassisin:Ġlahiyat ağırlıklı
-Medreseden mezun olan öğrenciye icazetname(diploma) verilirdi -Medresede ders veren hocaya MÜDERRĠS, yardımcısına MUĠD denirdi. -ENDERUN: DevĢirmelerin okuduğu Topkapı Sarayı içindeki özel okuldu. II. Murat zamanında temeli
atılmıĢ, Fatih döneminde en önemli seviyeye ulaĢmıĢtır. II. Mahmut zamanında kapatılmıĢtır.
-RüĢtiye: Ortaokul
-Ġdadi: Lise
ġEHZADEGAN MEKTEBĠ: Topkapı Sarayı’nın Harem Dairesi’nde olup sıbyan mektebi(ilkokul)
statüsündedir. Hükümdar çocukları ilk tahsillerini burada yaparlardı.
Eğitimin tabana yayılması için ilk kez II. Mahmut döneminde ilköğretim zorunlu hale gelmiĢtir. Sıbyan
mektepleri, rüĢtiyeler, idadiler açılmıĢ. Avrupa’ya eğitim amacıyla öğrenciler gönderilmiĢtir.
Tanzimat döneminde eğitim anlayıĢında değiĢiklik olmuĢ, kız çocuklarının da eğitimine önem verilmeye
baĢlanmıĢ, onlar içinde bir takım okullar açılmıĢtır. Kız çocuklarına yüksek öğrenim hakkı MeĢrutiyet
döneminde verilmiĢtir.
Osmanlılarda II. Mahmut ve Tanzimat dönemlerinde batı tarzında açılan eğitim kurumlarına koĢut olarak
medreselerde etkinliğini sürdürmüĢtür. Bu durum toplumda kültür çatıĢmalarına neden olmuĢ, eğitimde
ikilik ortaya çıkmıĢtır. Osmanlı Ġmparatorluğu’nun yıkılmasıyla Cumhuriyet’e yansıyan bu sorun 3 MART
1924’te Tevhid-i Tedrisat Kanunuyla çözülmüĢ, medreseler kapatılarak tüm eğitim kurumları MEB’e
bağlanarak eğitim birliği sağlanmıĢtır.
ASKERĠ
OKULLAR
Mühendishane-i Bahr-i Hümayun (1773)
Mühendishane-i Berr-i Hümayun (1793)
Tıphane-i Amire(1826)
Cerrahhane-i Mamura (1826)
Mekteb-i Ulum-i Harbiye (1834)
Askeri RüĢtiye ve Ġdadiler
SĠVĠL
OKULLAR
Darülfünun:1845’te kuruldu,1863’te öğrenime baĢladı
Darülmuallimin (1848)
Darülmaarif (1849)
Mekteb-i Mülkiye (1859)
Islahhane (1860)
Lisan Mektebi (1864)
Galatasaray Sultanisi (1868)
Sanayi Mektebi (1868)
Orman Mektebi (1870)
Darülmuallimat (1870)
Hukuk Mektebi (1874)
Sanay-i Nefise Mektebi (1881)
Baytar Mektebi (1895)
YABANCI
OKULLAR
AZINLIK OKULLARI
Rum Okulları: Fener Rum ve Heybeliada Ruhban Okulu
Ermeni Okulları: Bağımsız ilk Ermeni okulu 1790’da
Kumkapı’da açılmıĢtır.
Yahudi Okulları:1854’te modern anlamda ilkokullarını Musevi
Asri Mektebi ile kurdular. Ardından komitalar çeĢitli yerlerde
okullar açtılar.
YABANCI DEVLET OKULLARI
Fransa:Saint Benoit (1783),Cizvit tarikatı tarafından kuruldu.
Ġngiltere:Ġngiliz Erkek Lisesi (1905),NiĢantaĢı’nda açıldı.
1875’te Ġngiliz Kız Ortaokulu Beyoğlu’nda açıldı.
ABD: Robert Koleji (1863)
Avusturya: Avusturya Erkek Lisesi ve Ticaret Okulu
(1882),Avusturya Kız Lisesi (1882)
Rusya:Busra’da Rus Sıbyan Bahçesi (1889),Ġstanbul’da Terkos
Rus Okulu (1904)
Ġran:Debistan-ı Uhuvvet-i Ġraniyan (1910) Bağdat’ta açıldı.
BATI
TARZINDA
AÇILAN
OKULLAR
-YAZI,DĠL VE EDEBĠYAT
-Osmanlı Devleti yazı olarak Arap alfabesini kullandı. Resmi dil ise Türkçeydi. Edebiyatta Farsça, din ve
bilimde Arapça kullanılıyordu. XV. yüzyıldan itibaren Türkçeye Arapça ve Farsça kelimeler yoğun olarak
girmeye baĢladı. Zamanla bu üç dilin karıĢmasından Osmanlıca adı verilen karma ve yapay yazı dili ortaya
çıktı.
-1851 yılında tarihçi Cevdet PaĢa‟nın çabaları ile Encümen-i DaniĢ adlı akademi Türk dilinin geliĢtirilmesi
için çalıĢmalar yaptı. Divan Edebiyatı
Temsilcileri:
XIV.yy da:Ahmedi,ġeyhoğlu Mustafa,kadı Burhaneddin,Nesimi
XV.yy da:Bursalı Ahmet PaĢa,ġeyhi,Ahmedi,Süleyman Çelebi ve Dai
XVI.yy da:Baki,Fuzuli,TaĢlıcalı Yahya,Zati ve Bağdatlı Ruhi XVII.yy da: Nefi ve Nabi Halk Edebiyatı
Temsilcileri:
Kul Mehmet, Köroğlu, Pir Sultan Abdal, Gevheri, Karacaoğlan, Kul Mustafa ve AĢık Ömer XIX.yy da:Bayburtlu Zihni,Erzurumlu Emrah,Dertli,Dadaloğlu… Tekke (Tasavvuf) Edebiyatı:
XIV.yy da Eflaki Dede,
XV.yy da Hacı Bayram Veli,EĢrefoğlu. Rumi ve Kaygusuz Abdal
XVI.yy da Pir Sultan Abdal,Ġbrahim GülĢeni ve Ümmi Sinan XVII.YY da: Aziz Mahmut Hüdai ve Kul Mustafa
XVIII. yy da: Erzurumlu Ġbrahim Hakkı: Marifetname adlı eseri ilimler ansiklopedisi‟ niteliği taĢır. ġeyh Galip‟in ise Hüsn-ü AġK adlı eseri önemlidir.
BATI ETKĠSĠNDE GELĠġEN TÜRK EDEBĠYATI
TANZĠMAT SERVET-Ġ FÜNUN FECR-Ġ ATĠ MĠLLĠ EDEBĠYAT CUMHURĠYET
DÖNEMĠNDE DÖNEMĠ DÖNEMĠ DÖNEMĠ DÖNEMĠ
ġinasi Cenap ġehabettin Ahmet HaĢim Ziya Gökalp Halide Edip Ad.
ġemsettin Sami Süleyman Nazif Refik Halit Mehmet Emin Adalet Ağaoğlu
Namık Kemal Tevfik Fikret Hamdullah Suphi Yusuf Akçura Nurullah Ataç
Recaizade Mahmut Halit Ziya Yakup Kadri Ömer Seyfettin Halit Ziya
Nabizade Nazım Mehmet Rauf Neyzen Tevfik Ali Canip YaĢar Kemal
Sami PaĢazade Sezai Hüseyin Cahit Yahya Kemal Orhan Kemal
Ahmet Ağaoğlu Kemal Tahir
Mehmet Akif Sait Faik gibi…
-Ġlk Dergi: Mecmua-i Fünun- Münif PaĢa çıkardı -Ġlk resmi dergisi, Mirat’tır. - Mustafa Refik çıkardı -Ġlk mizah dergisi: Diyojen - Teodor Kasap çıkardı.
- BĠLĠM ve DÜġÜNCE HAYATI
MATEMATĠK
ALĠ KUġÇU:Matematiğin temelini atmıĢtır.(15.yy)
SĠNAN PAġA:Tazarruname,Nasihatname(15.yy)
MATRAKÇI NASUH:Cema’ül –Küttap,Kema’ül Hisab(16.yy)
MOLLA LÜTFĠ:Tazi’if’ül Mezbah(15.yy)
ASTRONOMĠ-MATEMATĠK
KADIZADE-Ġ RUMĠ:Muhtasar-ı Fi’l Hisab(15.yy)
ASTRONOMĠ
TAKIYEDDĠN MEHMET:Ġlk Osmanlı rasathanesini açmıĢtır(16.yy)
TIP
AKġEMSEDDĠN:Ayn’ül Ayan(15.yy)
SABUNCUOĞLU ġERAFETTĠN:Cerrahiyet’ül Haniyye adlı eseriyle ünlüdür.
Ġlk Türkçe cerrahi eserin sahibidir.(15 yy)
DĠN-MANTIK
MOLLA FENARĠ:Maddet’ül Hayat(15.yy)
TARĠH
LÜTFĠ PAġA: Asafname(16.yy)
HAZERFAN HÜSEYĠN: Batı ile iliĢki kuran ilk bilgin(16.yy)
TURSUN BEY: Tarih-il Ebul Feth (16.yy)
AġIKPAġAZADE:Tevarih-i Ali Osman (14.yy)
NEġRĠ: Cihannüma (14.yy)
HOCA SAADETTĠN:Tac-üt Tevarih(15-16 yy)
TARĠH- HUKUK
AHMET CEVDET PAġA: Kısas-ı Enbiya ve Tarih-i Cevdet(19.yy)
TARĠH-COĞRAFYA
KATĠP ÇELEBĠ: KeĢf’ü Zünnun ,Cihannuma ve Fezleke(17.yy)
EVLĠYA ÇELEBĠ: Seyahatname(17.yy)
DĠN-HUKUK
ZEMBĠLLĠ ALĠ EFENDĠ: El Mutahharat(16.yy)
ĠBN-Ġ KEMAL: Tevarih-i Ali Osman(16.yy)
EBUSSUUD EFENDĠ: Duaname, Kanunname(16.yy)
-MĠMARĠ
Osmanlı mimarisi genel hatlarıyla 3 döneme ayrılır:
I-Erken Dönem: KuruluĢtan XV. yüzyılın ikinci yarısına kadar geçen dönem, Osmanlı
mimarisinin erken dönemi olarak anılır. Bu dönemde Selçuklu ve Beylikler döneminin izlerini
taĢıyan yapılar yapılmıĢtır.
-Hacı Özbek Camii:(Ġznik) -YeĢil Medrese:(Bursa-Açık Avlulu)
-YeĢil Camii:(Bursa) -Süleyman PaĢa Medresesi:(Ġznik-Kapalı Avlulu)
-Ulu Camii:(Bursa) -YeĢil Türbe (Bursa)
-Orhan Bey Camii:(Bursa) -Kırgızlar Türbesi (Ġznik)
-Hudavendigar Camii:(Bursa) -Yıldırım Medresesi (Bursa)
-Ulu Camii:(Edirne) -Lala ġahin PaĢa Medresesi (Bursa)
-Hacı Bayram Camii(Ankara) -Edirne Sarayı (Edirne)
-Irgandi Köprüsü (Bursa) -Bursa ÇarĢısı
-Edirne Bedesteni
-Üç ġerefeli Camii:(Edirne)(Bu Cami Klasik döneme geçiĢin özelliklerini taĢıyan ilk
mimari eserdir)(II. Murat) (Avlusunda Ģadırvanı olan ilk Osmanlı camisidir)
-Anadolu Hisarı (Güzelce hisar) I. Bayezıd dönemi: Ġlk askeri mimari
II-Klasik Dönem: Bu döneme ‘MĠMAR SĠNAN‟ damgasını vurmuĢtur. Mimar Sinan, Kanuni, II.
Selim’e III. Murat zamanında devletin mimarbaĢısı olarak görev yapmıĢtır.400 den fazla eser vermiĢtir.
Ayrıca Mimar Davut Ağa ve Mimar Mehmet Ağa’yı da yetiĢmiĢtir. Klasik dönemde Osmanlı mimarisi
Avrupa mimarisini geçmiĢtir. Klasik Dönem Yükselme Dönemiyle birlikte baĢlar.
A -DİNİ MİMARİ
Mimar Sinan‟ın önemli eserleri:
-Ġstanbul‟da ġehzadebaĢı Camii: (çıraklık dönemi eseri)
-Ġstanbul‟da Süleymaniye Camii:(kalfalık dönemi eseri)
-Edirne Selimiye Camii:(ustalık dönemi eseri) Ayrıca diğer klasik dönem eserleri;
Eyup Sultan Cami: Fetihten sonra İstanbul'da yapılan ilk camidir. 1458 yılında Fatih Sultan
Mehmet tarafından türbe ile birlikte yaptırılmıştır.
-Fatih Camisi (Ġstanbul) -Fatih Sultan Mehmet Türbesi (Ġstanbul)
-Haseki Cami ve Medresesi (Ġstanbul) -Yavuz Sultan Selim Türbesi (Ġstanbul)
-Bayezıd Camii:(Ġstanbul) -ġehzade Mehmet Türbesi (Ġstanbul)
-Rüstem PaĢa Medresesi (Ġstanbul) -II.Bayezıt Külliyesi(Edirne)
-Mihrimah Sultan Medresesi (Edirne) -Yeni Cami (Ġstanbul)
-Sultan Ahmet Camii:(Ġstanbul):1609-1616 yılları arasında sultan I. Ahmet tarafından
Ġstanbul'daki tarihi yarımadada, Mimar Sedefkâr Mehmet Ağa'ya yaptırılan cami. Mavi, yeĢil ve
beyaz renkli Ġznik çinileriyle bezendiği için Avrupalılarca "Mavi Cami (Blue Mosque)" olarak
adlandırılır. Sultanahmet, Türkiye'nin altı minareli ilk camisidir
B -SİVİL MİMARİ
Saraylar-KöĢkler, Hanlar;
TOPKAPI SARAYI
Ġstanbul Sarayburnu'nda, Osmanlı Ġmparatorluğu'nun 600 yıllık tarihinin 400 yılı boyunca, devletin idare
merkezi olarak kullanılan ve Osmanlı PadiĢahları'nın yaĢadığı saraydır. Bir zamanlar içinde 4.000'e yakın
insan yaĢamıĢtır.
Topkapı Sarayı Fatih Sultan Mehmed tarafından 1478‟de yaptırılmıĢ, Abdülmecit’in Dolmabahçe
Sarayı’nı yaptırmasına kadar yaklaĢık 380 sene boyunca devletin idare merkezi ve Osmanlı padiĢahlarının
resmi ikametgahı olmuĢtur. KuruluĢ yıllarında yaklaĢık 700.000 m.² lik bir alanda yer alan sarayın bugünkü
alanı 80.000 m² dir.
Topkapı Sarayı, saray halkının Dolmabahçe Sarayı, Yıldız Sarayı ve diğer saraylarda yaĢamaya
baĢlaması ile birlikte boĢaltılmıĢtır. PadiĢahlar tarafından terk edildikten sonra da içinde birçok görevlinin
yaĢadığı Topkapı Sarayı hiçbir zaman önemini kaybetmemiĢtir. Saray zaman zaman onarılmıĢtır. Ramazan ayı
içerisinde padiĢah ve ailesi tarafından ziyaret edilen Kutsal Emanetler Dairesi’nin her yıl bakımının
yapılmasına ayrı bir önem verilmiĢtir.
Topkapı Sarayı’nın ilk defa, adeta bir müze gibi ziyarete açılması Abdülmecit dönemine rastlamıĢtır. O
dönemin Ġngiliz elçisine Topkapı Sarayı Hazinesi’ndeki eĢyalar gösterilmiĢtir. Bundan sonra Topkapı Sarayı
Hazinesi’ndeki eski eserleri yabancılara göstermek gelenek haline gelir ve Abdülaziz zamanında, ampir
üslupta camekânlı vitrinler yaptırılır, Hazine’deki eski eserler bu vitrinler içinde yabancılara gösterilmeye
baĢlanır. II. Abdülhamid tahttan indirildiği sıralarda Topkapı Sarayı Hazine-i Hümâyûn’un pazar ve salı
günleri olmak üzere halkın ziyaretine açılması düĢünülmüĢse de bu gerçekleĢememiĢtir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle 3 Nisan 1924 tarihinde halkın ziyaretine açılmak üzere Ġstanbul
Âsâr-ı Atika Müzeleri Müdürlüğü’ne bağlanan Topkapı Sarayı önce Hazine Kethüdalığı, sonra Hazine
Müdüriyeti adıyla hizmet vermeye baĢlamıĢtır. Bugün ise Topkapı Sarayı Müzesi Müdürlüğü adıyla hizmet
vermeye devam etmektedir.
1924 yılında bazı ufak onarımlar yapıldıktan ve ziyaretçilerin gezebilmeleri için gereken idari önlemler de
alındıktan sonra, Topkapı Sarayı, 9 Ekim 1924 tarihinde müze olarak ziyarete açılmıĢtır. O tarihte ziyarete
açılan bölümler Kubbealtı, Arz Odası, Mecidiye KöĢkü, HekimbaĢı Odası, Mustafa PaĢa KöĢkü ve Bağdat
KöĢkü’dür.
Günümüzde büyük turist kitlelerini kendine çeken saray 1985 yılında UNESCO Dünya Mirasları
Listesi'ne giren Ġstanbul Tarihî Yarımada içerisindeki tarihi eserlerin en baĢında gelmektedir.
Günümüzde müze olarak hizmet vermektedir.
Plan bakımından Topkapı Sarayı ardı arda dört avludan oluşur.
I. KAPI (BABI HÜMAYUN - PADİŞAH KAPISI) I. AVLU (ALAY MEYDANI)
* Sultanahmet Meydanından (Ayasofya’nın ardından) girilir.
* Aya İrini Kilisesi (silahhane)
* Çinili köşk
* İstanbul Arkeoloji Müzesi Binası
II. KAPI (BABÜSSELAM: ORTAKAPI) II. AVLU
* Kubbealtı (Divanın toplandığı yer) padişah kafesli bir pencereden toplantıyı izler.
* İç hazine dairesi
* Harem kapısı (harem ağaları dairesi) Harem II. Ve III. Kapının sol alt
yanında kalır. Daha da aşağıda has ahırlar vardır.
* Saray mutfakları 1574 de en son şeklini Mimar Sinan kazandırmıştır. Bölümleri vardır. Pilav
hane, helvahane bu avluda törenler ve kutlamalar yapılır.
III. KAPI (BABÜSSADE: Akağalar kapısı ) III. AVLU (ENDERUN)
* Arz odası (Elçilerin ağırlandığı yer)
* Kutsal emanetler (Hırka-i Saadet)
* Taht odası
* II. Selim Hamamı
* Enderun okulu (Saray adamları, bilim, sanat, görgü dersleri alır)
* III. Ahmet Kütüphanesi
IV. AVLU (özel bir kapısı yoktur.)
* Revan köşkü
* Bağdat köşkü
* Hekimbaşı odası
* Mecidiye köşkü
* İftariye (Kameriye)
Daha sonra sahile bakan yamaçlarda HAS BAHÇELER vardır.
ÇĠNĠLĠ KÖġK
Topkapı Sarayı'nın dıĢ surlarının içinde yer alan 1472 yılından kalma bir köĢktür. Osmanlı sultanı
II. Mehmet tarafından yazlık saray ya da köĢk olarak yaptırılmıĢtır. Mimarı kesin olarak belli olmasa
da bazı kaynaklar Mimar Atik Sinan tarafından yapıldığını belirtmektedir. Sırça KöĢk ya da Sırça
Saray olarak da adlandırılır.1875 ile 1891 yılları arasında Müze-i Hümayun (Ġmparatorluk Müzesi)
olarak hizmet vermiĢtir. 1953 yılında Türk ve Ġslam Sanatları Müzesi olarak kamuya açılmıĢtır. Daha
sonra Ġstanbul Arkeoloji Müzesi'nin bünyesine katılmıĢtır. Müzede Selçuklu ve Osmanlı
devirlerinden kalma Ġznik çinisi ve seramik örnekleri sergilenmektedir.
REVAN KÖġKÜ Ġstanbul'daki Topkapı Sarayı'ndaki köĢklerden birisidir. Kutsal emanetler bölümünün yanındadır,
dördüncü avlunun içindedir. Sultan IV. Murat tarafından 1635 yılında, Revan zaferinden sonra
yaptırılmıĢtır. Bu eseri Mimar Kasım Ağa yapmıĢtır. KöĢk, sultanların sarıkları burada saklandığı için Sarık
Odası adıyla da anılmıĢtır.
Revan KöĢkünün sekiz cephesi vardır. Ortam aydınlatmasına özel önem verilmiĢtir. Üst pencereler çok
zarif vitraylarla süslenmiĢtir. Pencere kapakları da sedef kakma usulü ile süslenmiĢtir. Kubbesi altın yaldızla
iĢlidir. Kubbe kenarında, tavan nakıĢları deri üzerine yapılmıĢtır.
BAĞDAT KÖġKÜ
Ġstanbul’da Topkapı Sarayı içinde bulunan bir köĢktür.Kitabesi revan köĢkü ile aynı olan Bağdat
köĢkünün yapımına, IV. Murat Bağdat seferine giderken baĢlanmıĢ ve 1639 yılında da yapımı
bitirilmiĢtir. Ancak Naima’nın yazdıklarından köĢkün iç mekânındaki süslemelerine IV. Murat’ın ölümünden
sonra da bir süre daha devam edildiği anlaĢılmaktadır.
Bağdat köĢkünün plan Ģeması yine IV. Murat tarafından yaptırılmıĢ olan Revan KöĢkü’nün planı ile
benzerlik göstermektedir. KöĢkün planı, kubbeli mekânın dört eyvanla geniĢletildiği sekizgen Ģemadan
oluĢmaktadır. Eyvanların mekândan daha fazla yararlanabilmek hatta manzara yönlerini arttırmak amacıyla
kullanıldığı düĢünülebilir. Dekorasyonu ile klasik Osmanlı sanatının en yüksek noktasını temsil
edebilecek özelliklere sahip olan Bağdat köĢkünde kullanılan çinilerin, o döneme ait ahkâm defterleri
eksik olduğundan nerede yaptırıldığı saptanamamıĢtır. Bu dönemdeki Osmanlı çiniciliğinin en seçkin
örnekleri olarak gösterilen bu çiniler bir önceki yüzyılda yapılmıĢ çinilerle karıĢtırılarak kullanılmıĢ olabilir.
Öte yandan köĢkün iç ve dıĢ mekânlarında boya ve sıva yerine renkli mermerlerle beraber çini kullanımı,
değiĢime karĢı bir tutum olarak da kabul edilebilir. Zira bu yapılar için çini, sürekli kullanımı gerektiren bir
kaplama malzemesi olarak tercih edilmiĢtir. KöĢkün tavan süslemeleriyle de klasik devrin tesiri altında kaldığı
ve bunların XVII. Yüzyılın ilk yarısının en önemli tavan süslemeleri olarak değerlendirilmelerine karĢın cephe
kaplama biçimlerindeki yenilik, köĢkte klasik Osmanlı sanatıyla beraber yeni arayıĢların da etkili olduğunu
göstermektedir.
KöĢk günlük saray yaĢamında padiĢahın sabah namazından sonra kahvesini içtiği dinlenme mekanı
olduğu gibi önemli tarihi olaylara da sahne olmuĢtur. Sonraki dönemlerde I. Abdülhamit (1774-1789) ve III.
Selim (1789-1807) dönemlerinde köĢk has odanın kütüphanesi olarak kullanılmıĢtır.
I. Abdülaziz döneminde (1830-1876) köĢkün revaklarının arası ahĢap doğramalı camekânlarla
kapatılmıĢtır. V Mehmet ReĢat döneminde (1912) revaklar arasındaki ahĢap doğramalar kaldırtılmıĢ fakat
1939 yılında bu revakların arası, demir doğramalı camekânlarla kapatılmıĢtır. 1972 yılında da bu demir
doğramalı camekânlarla kapatılmıĢtır. 1972 yılında da bu demir doğramalar tekrar kaldırılarak Bağdat
KöĢkü bugünkü görünümüne kavuĢmuĢtur.
-Uzun Köprü :( Ġstanbul’da ulaĢtırma alanında yapılan ilk eserdir.)
-Emir Hanı :(Bursa)(Orhan Bey) -Valide Hanı :(Ġstanbul)(I.Ahmet)
-Kapan Hanı :(Bursa)(I.Murat) -TaĢ Han:(Tokat)(1631)(XVII. yy)
-Koza Hanı :(Bursa)(II. Bayezıd) -TaĢ Han :(Merzifon)(XVII. yy)
-Kürkçü Hanı :(Ġstanbul)(II. Mehmet)
C- ASKERİ MİMARİ:
-Rumeli Hisarı (Boğazkesen hisarı) Fatih dönemi
-Kilitbahir Kalesi: (Fatih): 1452'de Ġstanbul kuĢatması esnasında Papalık
Donanması’nın Bizans Ġmparatorluğu’na yardım etmesini önlemek amacıyla Fatih Sultan Mehmet
tarafından Çanakkale'nin karĢısındaki Kilitbahir köyünde yaptırılmıĢtır. Kale, iç ve dıĢ sur
duvarlarından ve avlu içinde 7 katlı üçgen bir kuleden oluĢmaktadır. Ġç kale 7 katlıdır. Daha sonra ilk
kez 1541 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından restore edilmiĢ, bu restorasyon esnasında güney
kısmı çevreleyen bir sur duvarıyla dıĢ uçta bir kule (Sarıkule) inĢa edilmiĢtir. Kale, 1870 yılında
Sultan Abdülaziz tarafından ikinci kez restore edilmiĢtir. Kuzey bölümünün orijinal dıĢ deniz duvarı
günümüzde yoktur. Bu bölümün kuzey parçası 1893-1894 yıllarında II. Abdülhamit tarafından
yeniden inĢa ettirilmiĢtir. DıĢ sur duvarları (dıĢ kale) 4 m, ikinci dıĢ kale 18 m, iç kale 30 m
yüksekliğindedir. Duvar kalınlıkları 4-6 m arasındadır. Deniz duvarlarının güney kısımları top
mazgalı olarak kullanılmıĢtır. Kale, tümüyle kaba yontulmuĢ taĢlarla inĢa edilmiĢtir. Açıklık kısımları
kiremit kemerli olup, kapı ve pencereler beyaz mermerden yapılmıĢtır. Kale, Çanakkale
SavaĢları’nda çok önemli rol oynamıĢtır. Bu kale, 14 Kasım 1980 tarihinde Kültür Bakanlığı
tarafından “Korunması Gereken Kültürel Varlık” olarak tescil edilmiĢtir.
-Kale-i Sultaniye(Fatih): Çanakkale’nin varoluĢ nedeni, boğaz kenarındaki Kala-i
Sultaniye günümüzdeki adıyla Çimenlik Kalesi’dir. Kaleyi, Fatih Sultan Mehmet Ġstanbul’u
fethettikten sonra 1462 yılında yaptırmıĢtır. Piri Reis, Kitab-ı Bahriye’sinde kitabını burada
tamamladığından bahseder.
III.Geç Dönem: XVIII.yy’ dan baĢlayarak son döneme kadar.
Osmanlı Devleti XVIII. yy da Lale Devriyle birlikte klasik anlayıĢtan vazgeçmiĢ ve Avrupa
mimarisinden etkilenmeye baĢlamıĢtır. Avrupa mimarisinin barok ve rokoko tarzları Osmanlı
mimarisine girmeye baĢlamıĢtır. Burada dönemler birbirleriyle iç içe geçmiĢtir.
a) Lale Devri Eserleri;
-NevĢehirli Damat Ġbrahim PaĢa Külliyesi:(NevĢehir)
-III.Ahmed ÇeĢmesi:(Ġstanbul)
-Sadabad KöĢkü ve Kasırları:(Ġstanbul)
-Nuru Osmaniye Camii:(Ġstanbul)
-Tophane ÇeĢmesi (Ġstanbul)
Not: Avrupa mimarisinin etkisiyle yapılan ilk eser Nuruosmaniye Camiidir.
b) Türk Barok ve Rokoko Üslubu;
Bu dönemde iyiden iyiye, geleneksel mimari ve dekorasyon yerini Avrupa barak
dönemi sanatına bırakır. Avrupa barak tipi saraylar (Fransa Versay Sarayı) bizde de görülmeye
baĢlanır. Çok aĢırı süsleme biçimleri; kıvrımlı, kabarık ve karmaĢık görünümlü aynı zamanda boyalı
ve yaldızlı motifler kullanılmıĢtır. Camilerde, revaklı avlu önemini kaybeder, dikine bir görünüm oluĢur.
-Nuru Osmaniye Cami: (Ġstanbul)
-Laleli Cami: (Ġstanbul)
-Dolmabahçe Sarayı: (Ġstanbul) Sultan I. Abdülmecit tarafından yaptırılan
sarayın cephesi, Ġstanbul Boğazı'nın Avrupa kıyısında 600 metre boyunca uzanmaktadır. Avrupa mimari üsluplarının bir karıĢımı olarak, Ermeni olan Garabet Amira Balyan ve oğlu
Nigoğos Balyan tarafından 1843-1855 yılları arasında inĢa edilmiĢtir. 1855 yılında tamamıyla
bitirilen Dolmabahçe Sarayı'nın açılıĢ töreni Ruslar'la yapılan Paris AntlaĢması (30 Mart 1856)'dan
sonra olmuĢtur. 7 ġevval 1272 (11 Haziran 1856) tarihli Ceride-i Havadis adlı gazetede, sarayın 7
Haziran 1856'da resmen açıldığı haberi verilmiĢtir. Abdülmecit döneminde üç milyon kese altın
olan sarayın borcu, Maliye Hazinesi'ne aktarılınca, zor durumda kalan maliye, aylıkları, aybaĢı yerine
ay ortalarında, sonraları da 3-4 ayda bir ödemek durumunda kalmıĢtır. 5.000.000 altına mal olan
Dolmabahçe Sarayı'nda Sultan Abdülmecit sadece altı ay yaĢayabilmiĢtir.
Bir asırda tamamlanan Osmanlı Sarayı;
-Ġshak PaĢa Sarayı:( Doğu Beyazıt) Ağrı Dağı’nın yakınında, Doğubeyazıt’ın 5 kilometre uzağında eski
Doğubeyazıt yanında sarp kayalar üzerine kurulmuĢ, kartal yuvasını andıran 116 odalı bu saray aslında türbesi,
camii, surları, iç ve dıĢ avluları, divan ve harem salonları, koğuĢları ile bir bey kalesidir.
Sarayın yapımını 1685′de Doğubeyazıt Sancak Beyi Çolak Abdi PaĢa baĢlatmıĢ, oğlu Çıldır Valisi Ġshak PaĢa
ve onun oğlu Mehmet PaĢa tarafından 1784′te bitirilmiĢtir. 7.600 metrekarelik bir sahada yapılan sarayın
inĢaatı 99 yıl sürmüĢtür. Türk mimarisinin en güzel örneklerinden olan ĠshakpaĢa Sarayı, Türkistan, Selçuklu
ve Osmanlı mimari özelliklerini birleĢtiren bir yapıdır. Camiinin kubbeleri Türkistan kubbeleri gibidir. Sarayı
Topkapı Sarayı’nı andırır, kapıları ise Selçuklu stilindedir.
Aynı zamanda, dünyanın ilk kalorifer tesisatı döĢenen sarayıdır.
c)Türk Ampir Usulü; Ampir: Hayvan ve insan suretlerinin sık kullanıldığı yapı üslubu. Türk ampir üslubunda insan ve hayvan
kabartmaları yerine çiçek ve yaprak süslemeleri kullanılmıĢtır.
-Nusretiye Cami:(Ġstanbul)
-Ortaköy Cami:(Ġstanbul)
d) Seçmeci (eklektizm) dönemi üslubu;
Bu dönemde, antik çağdan beri uygulanmıĢ mimarı üsluplar hiçbir kural tanımaksızın aynı yapıda
karıĢık olarak uygulanmıĢtır. -Beylerbeyi Sarayı:1861-65 yılları arasında Abdülaziz tarafından Mimar Sarkis Balyon'a
yaptırılmıĢtır. Birçok (Rönesans, barak…) mimari üslubun birlikte uygulandığı bir yapıdır.
-Çırağan Sarayı: Eski Çırağan sarayının 1834’te inĢasına baĢlanmıĢ ve 1841 de tamamlanmıĢtır.
Abdülaziz tarafından bugünkü Ģekliyle yeniden yaptırılmıĢtır. III. Selim zamanında Lale bahçelerinde Çırağlar
yakılarak eğlenceler yapıldığı için bu adla anılmıĢtır. 1910 da yangın geçirmiĢtir.1987’de restore edilerek
1992’de otel olarak hizmete açılmıĢtır
-Pertevniyal Valide Sultan Camii:(Ġstanbul)
-Hamidiye Camii:(Ġstanbul)
-Beylerbeyi Camii:(Ġstanbul)
-Yıdız Sarayı:(Ġstanbul) Yıldız Sarayı, ilk kez Sultan III. Selim'in (1789-1807) annesi
MihriĢah Sultan için yaptırılmıĢ, özellikle Osmanlı padiĢahı II. Abdülhamit (1876-1909) zamanında Osmanlı
Devletinin ana sarayı olarak kullanılmıĢ olan saray günümüzde BeĢiktaĢ Ġlçesi’nde yer alır. Dolmabahçe
Sarayı gibi tek bir bina halinde değil, Marmara denizi sahilinden baĢlayarak kuzeybatıya doğru yükselip sırt
çizgisine kadar tüm yamacı kaplayan bir bahçe ve koruluk içine yerleĢmiĢ saraylar, köĢkler, yönetim, koruma,
servis yapıları ve parklar bütünüdür.
Osmanlı Devleti’nde Güzele Sanatların Diğer Alanlarında Ayrıca Şu
Gelişmeler Mevcuttur; -XIX. yy da Osman Hamdi Bey’in Sanay-i Nefise Mektebi’ni açması ile batı tarzında resim
sanatı geliĢmeye baĢlamıĢtır. ġeker Ahmet PaĢa, Osman Hamdi Bey (Silah Tacirleri ve
Kaplumbağa Terbiyecisi)ilk akla gelen ressamlardandır. ġeker Ahmet PaĢa Osmanlı‟da ilk
resim sergisini açmıĢtır.Ayrıca Avrupa’ya eğitim için gönderilmiĢtir.
-Ġlk kez resim öğrenimi için Fatih tarafından Ġtalya’ya Sinan Bey gönderilmiĢtir.
-Osmanlı’da önemli minyatür sanatçıları;Matrakçı Nasuh(önemli eseri: ‘Beyan-ı Menazili
Sefer-i Irakeyn’ve Hünername),Nigari,NakkaĢ Osman,Levni(eser:Surname)….
Not: Minyatür ilk defa Türklerde Uygurlarda ortaya çıkmıĢtır. Ancak ilk Ġslam Minyatür
Okulu Nigarhane(NakkaĢhane) Bağdat’ta Selçuklular tarafından açılmıĢtır.
-Osmanlı’da önemli Hattatlar: Amasyalı ġeyh Hamdullah, Hafız Osman, Ahmet Karahisari,
Mustafa Rakum Efendi, Mehmet ġevki Efendi, Kazasker Mustafa Ġzzet Efendi, Yakut El-
Multasımi,Ġbn-i Mukle,Hamit AytaĢ…
-Osmanlı da Tezhip sanatı da geliĢmiĢtir. Önemli Müzehhibler: Feyzullah NakkaĢ,Kara
Memi,Selanikli Abdullah Mehmet,Kara Mahmut,Üsküdarlı Ali Çelebi,Kara Mehmet,Üstat
Ahmet,Abdullah Efendi,Hasan Karamani….
-XIV. ve XV. yüzyıllarda yetiĢen Safiyüddin Umreyi ve Abdulkadir Meragi Türk müziğine
önemli katkılarda bulunuĢlardır. Bugün kullanılan Türk müziği ses sistemini Safiyüddin bulmuĢtur.
Abdul Meragi’nin Ebced Notası(eski nota) ve Namelerin Külliyatı gibi önemli eserleri vardır.
XVII. yüzyıl bir anlamda klasik Türk müziği dönemidir. Bu müziğin en önemli bestecisi Mustafa
Itri Efendi‟dir. Nevakar makamını Türk müziğine kazandıran odur.
Ayrıca XIX. yüzyılda batının etkisi ile tek sesli müzikten çok sesli müziğe geçilmiĢtir. II.
Mahmut Mızıka-i Humayun’u kurarak örgün bir müzik eğitimi baĢlatmıĢtır. Dede Efendi, Dellazade
Ġsmail Efendi, Tamburi Cemil Bey, Hacı Arif Bey ve ġevki Bey gibi müzisyenler yetiĢmiĢtir.
-Osmanlı tiyatrosu dört bölümde incelenir. Köylü, halk, saray ve batı tiyatrosu. Halk
tiyatrosunda orta oyunu, Karagöz, meddah ve kukla gibi unsurlara dayanır. Batı tiyatrosu
Tanzimat’tan sonra geliĢti.Güllü Agop Osmanlı tiyatrosunu kuran kiĢidir.