149
1 DOSYA YAŞAM İÇİN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ YÜZKIRKÜÇ MAYIS - HAZİRAN 2014 TÜRKİYE İNŞAAT SANAYİCİLERİ İŞVEREN SENDİKASI İnşaat Sanayii İnşaat Sanayii YÜZKIRKÜÇ MAYIS - HAZİRAN 2014 TÜRKİYE İNŞAAT SANAYİCİLERİ İŞVEREN SENDİKASI DOSYA YAŞAM İÇİN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

  • Upload
    others

  • View
    5

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

1

DOSYA

YAŞA

M İÇİ

N İŞ

SAĞL

IĞI V

E GÜV

ENLİĞ

İ

YÜZK

IRKÜ

ÇMA

YIS -

HAZİR

AN 20

14TÜ

RKİYE

İNŞA

AT S

ANAY

İCİLE

Rİ İŞ

VERE

N SE

NDİK

ASI

İnşaat Sanayiiİnşaat SanayiiYÜ

ZKIR

KÜÇ

MAYIS

- HA

ZİRAN

2014

TÜRK

İYE İN

ŞAAT

SAN

AYİCİ

LERİ

İŞVE

REN

SEND

İKAS

I

İnşaat SanayiiMayıs - Haziran 2014 / Yıl 24 / Sayı 143 DO

SYA

YAŞA

M İÇİ

N İŞ

SAĞL

IĞI V

E GÜV

ENLİĞ

İ

Page 2: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

3

EditördenSevgili okurlar;

Bu dergimizi “Yaşam için iş güvenliği” konusuna ayırdık.

İş Sağlığı ve Güvenliği iş dünyasının öncelik taşıyan konusudur ve verimli bir çalışma ortamının vazgeçilmez unsurudur.

Soma’da yaşanan Maden Faciası işçilerin çalışma koşulları, denetimler, iş yerlerinde risk değerlendirmesi gibi konuların önemini bir kez daha ortaya çıkardı.

13 Mayıs 2014 tarihi, çalışma yaşamında unutulmaz bir acı olarak kalacak. Ancak, bu kaza artık daha güvenli ve sağlıklı bir iş yaşamını temin etmede herkesin üzerine düşeni yapması konusunda kararlılığını arttıracaktır.

İNTES olarak iş sağlığı ve güvenliği kültür ve bilincinin toplum genelinde yaygınlaştırılması amacıyla tüm taraflar ile işbirlikleri geliştirilmesi konusunda kararlıyız.

İş sağlığı güvenliği konusunda kamu, özel sektör, işçi ve işveren eşit yükümlülüğe sahiptir. Dergimizde konunun aktörleri 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nu değerlendirdiler. Güvenli bir iş yaşamında olması gerekenleri aktardılar.

Üyelerimiz güvenli bir iş ortamının nasıl inşa edildiğine ilişkin örnek projelerini anlattılar.

Dergimiz farklı içerikleri ile okuyucularına ulaşmaya devam ediyor.

Derin bir kültür hazinesi olan Ayasofya, kültür sanat bölümünün konusu oldu. Ayasofya, Dünya mimarlık tarihinin günümüze kadar ayakta kalmış en önemli anıtları arasında bulunuyor. Bu önemli eser hakkında anlatılanları ilgi ile okuyacağınızı umuyoruz.

Yurt içinde ve yurt dışında eserler üreten üyelerimizin tanıtımlarını sürdürüyoruz.

Anadolu Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü sektörün gelişimine katkı veren yeni bir projeye daha imza atıyor. İnşaatlarda verimliliği artırmak amacıyla yürütülen İnşaat Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine İNTES proje ortağı olarak destek veriyor.

Bu sayımızda yeni yayınlar bölümünde iki duayenimizin kitaplarının tanıtımına yer verdik. Birincisi Osman Çakır tarafından hazırlanan Güriş İnşaat A.Ş. Onursal Başkanı İdris Yamantürk’ün hayatını anlatan “Türk Milletine Borcumuz var”. İkincisi Göçay İnşaat A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Göçen’in kaliteli yaşama dair çok önemli tavsiyeler verdiği “Yaşam Gurmelerinden Bitmeyen Gençlik Sırları”. Her iki kitabı da mutlaka okumanızı tavsiye ediyoruz.

İNTES MYM’de gerçekleşen sınavlar ile işçiler yeterlilik belgelerini almaya devam ediyor.

İNTES Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyelerimiz, kamu kurum ve kuruluşlarının üst düzey bürokratlarını ziyaret ederek sektör sorunlarımızı aktarmaya devam ediyor.

Faaliyetlerimize ilişkin tüm ayrıntıları okuyucularımız için anlattık.

Yaz mevsimi tatil ayıdır. Ama, sektörümüz için çalışma mevsimidir. Tüm sektör mensuplarımızın verimli ve sağlıklı bir çalışma dönemi geçirmesini temenni ediyoruz.

Sağlıcakla kalınız…

Page 3: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

YÜZKIRKÜÇ

BAŞYAZI:Celal KOLOĞLUYönetim Kurulu Başkanı04

DOSYA:Kağıt Üstünde Yapılan MevzuataUygunluk Kazaları Önleyemiyor.Tufan Ünal

52

DOSYA:AB’den İthal Bir SistemDokumuza Tam Uymuyor.Ruhi Öktem

58

06 DOSYA:Yaşam İçin İş Sağlığı ve Güvenliği

38DOSYA: Çalışma Gibi Yaşama Koşulları daİnsan Onuruna Yaraşır Olmalı.Ergün Atalay

64DOSYA:Her İnsanın En Temel HakkıYaşam Hakkıdır.B. Selin Kalın

66DOSYA:Yaşam İçin İş GüvenliğiÖn Plandadır.AGE İnşaat ve Ticaret A.Ş.

70DOSYA: “Yeşil El”, “Tehlike veÖnlemleri Kartı” ve “DeneyimdenÖğrenme” Uygulamaları.ATTİLA DOĞAN İnş. Tes. A.Ş.

24DOSYA: Kömür Rezervleri SürdürülebilirKalkınma İçin Gereklidir.Mehmet Üzer

48DOSYA: İş Sağlığı ve Güvenliği Partiler Üstü Bir Anlayışla Yeniden Ele Alınmalı.Ramazan Ağar

28DOSYA:Huzur ve Güvenin TeminatıJandarma Genel Komutanlığı

44DOSYA: İş Sağlığı ve Güvenliği Önlemleri Artık Daha Hassas Bir Döneme Geçti.Mahmut Arslan

32DOSYA: İş Sağlığı ve GüvenliğiYasal Bir Zorunluluktur.Tuğrul Kudatgobilik

56DOSYA:Maktul Öteden Beri Zaten Belliydi, Artık Zanlı da Belli.Prof. Dr. Gökhan Arslan

İNTES İşveren Sendikası Adına SahibiCelal KOLOĞLU

Sorumlu MüdürH. Necati ERSOY

Yayına HazırlayanlarErcan DEVADemet SOMUNOĞLU

Yönetim Yeri4. Cadde 719. Sk. No: 3, Yıldız, Çankaya, AnkaraT: 0312 441 43 50 (pbx), F: 0312 441 36 [email protected] / www.intes.org.tr

‘’İnşaat Sanayii Dergisi® 556 Sayılı KHK Uyarınca Türk Patent Enstitüsü Tarafından Tescile Bağlanmıştır’’

İNTES Kuruluş Tarihi5 Şubat 1964

Sendikamız Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu üyesidir.

İnşaat Sanayii Dergisi Ocak-Şubat 2004 tarihinden itibaren hakemli dergidir.

İNTES İnşaat Sanayii Dergisi’nin adı da dahil olmak üzere tamamı üzerindeki telif hakları İNTES’e aittir.

Dergide yayınlanan yazılar yazarlarının kişisel görüşü olup hiçbir şekilde İNTES tüzel kişiliğinin görüşü olarak mütalaa edilemez.

Dergide yayınlanan yazıların her hakkı saklı olup, İNTES’ten yazılı izin alınarak ve kaynak gösterilmek suretiyle kullanılabilir.

ISSN: 1303-8028Yayın Türü: Yerel Süreli Yayın,Ücretsizdir. İki ayda bir yayımlanır.Abonelerine ücretsiz olarak gönderilir.

YapımReta Reklamcılık ve Tanıtım Ltd. Şti.Ziyaurrahman Cd. 285. Sk. No: 26/19Çankaya, AnkaraT: 0312 440 20 56, F: 0312 440 53 [email protected] / www.reta.com.tr

BasımDesen Ofset San. ve Tic. A.Ş.Birlik Mh. 448. Cd. 476. Sk. No: 2Çankaya, AnkaraT: 0312 496 43 43, F: 0312 496 43 [email protected]

Basım Tarihi ve Yeri16 Temmuz 2014 / ANKARA

18DOSYA:Mehmet TEZELÇalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığıİş Teftiş KuruluBaşkanı

12DOSYA:Kasım ÖZERÇalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığıİş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü

DOSYA:Faruk ÇELİKÇalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı

08

Page 4: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

ANALİZ:Çok Cidddiye Alınması GerekenKonu: Risk Değerlendirmesi.Ahmet Ağar

94İGY’DEN:“Müteahhitlik Mesleğini Sürdürünüz,Ama Dürüstlük En Önemli İlkeniz Olsun”

114

İGY’DEN:İNTES Genç Yöneticiler GrubuEkonomi Bakanlığı Müsteşarı Şenel’i Ziyaret Etti

116100ANALİZ:İşverenin En Büyük DestekçisiMali Mesuliyet Sigortasıdır.Zeynep Gökalp

102ETKİNLİK:Soma’ya Bağış AmaçlıResim Sergisi Açıldı

104İŞBİRLİKLERİ: İnşaat Proje İmalatlarındaArtırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları.Prof. Dr. Gökhan ARSLANYrd. Doç. Dr. Serkan KIVRAK

132HABERLER:Kolin A.Ş. Türk MüziğiTopluluğu’ndan “Bahar Konseri”

72DOSYA: İSG Eğitimi OlmadanŞantiyeye Girilmez.GAMA Endüstri Tes. İml. Mont. A.Ş.

134HABERLER:STFA ve Yapı MerkeziDünya Devleriyle Yarıştılar

74DOSYA:Temel Amacımız“Sıfır İş Kazası”dır.YÜKSEL İnşaat A.Ş.

106KÜLTÜR - SANAT:Ayasofya’nın Onarımları ÜzerineYrd. Doç. Dr. Hasan Fırat Diker

136HABERLER:Levent Güray CupŞampiyonları Belli Oldu

78 TOPLANTI:İNTES ile SGK Ortak Çalıştayı

110İNTES MYM’DEN:İnşaat İşçilerininYeterlilikleri Belgeleniyor

112YETERLİLİKLER:Mesleki Yeterlilik UzmanlarıBir Araya Geldi.İrem ENGİN / Ömer Kaan ŞİMİT

142 SUMMARY

138YENİ YAYIN:Yaşam GurmelerindenBitmeyen Gençlik Sırları

140 YENİ YAYIN:Türk Milletine Borcumuz Var

78TOPLANTI:İNTES İLE SGKOrtak Çalıştayı

82ZİYARETLER

118İNŞAATSANAYİCİLERİ

102ETKİNLİK:Soma’ya Bağış Amaçlı Resim Sergisi Açıldı

106KÜLTÜR - SANAT:Ayasofya’nın Onarımları Üzerine

Page 5: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

6

BAŞYAZI

Celal KOLOĞLUYönetim Kurulu Başkanı

Nitelikli iş gücü sektörün

güvencesi olacaktır

ÖnlenebilirKazalarda YaşamlarYitirilmesin

Soma’da derin bir acı yaşadık. Bu maden ocağı faciasında 301 madencimiz yaşamını yitirdi. Yaşamını yitiren işçileri rahmetle ve saygıyla anıyoruz. Ailelere metanet ve sabırlar diliyoruz. Milletimizin başı sağ olsun.

Soma’da yaşanan acıları bir daha yaşamamak için bu faciadan toplum olarak gerçekten ders çıkarmak zorundayız.

İş Sağlığı ve Güvenliği konusu çalışma yaşamımızın önemli sorunları arasında ağırlığını korumaktadır. Soma’da yaşanan maden faciası iş kazaları konusundaki üzücü gerçeği bir kez daha gözler önüne sermiştir.

Türkiye’de yılda ortalama 76 bin 360 iş kazası olurken, ne acıdır ki, 1033 işçi kazalarda yaşamını yitirmekte, 1700 civarındaki işçi sürekli iş göremez hale gelmektedir. Bu konudaki tüm

duyarlı ve iyi niyetli çabalara rağmen, sektörün iş sağlığı ve güvenliği açısından karnesi maalesef zayıftır. İşin en üzücü yanı ise işçilerimizin büyük bölümünün “önlenebilir kazalar nedeniyle” yaşamlarını yitirmesidir.

Sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı işveren, işçi ve devlet üçlüsünün ortak sorumluluğudur. Yani, günah keçisi aramak yerine tüm tarafların gerçeğin peşine düşmesi, bu konuda ortak sinerji oluşturması önem taşımaktadır.

İNTES geçmiş dönemlerde “Güvenli İnşaat”, “ İnşaat Sektöründe Eğitim ve Sıfır İş Kazası”, “İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği” gibi bir çok projeye imza atmıştır. Mesleki eğitim ve belgelendirme çalışmaları da hız kesmeksizin devam etmektedir. “Belgeli işçilik” diye tanımlanan bir seferberlik başlatılmıştır. Çünkü, nitelikli işgücünün sektörün güvencesi

Page 6: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

7

olacağına inanmaktayız. İş sağlığı ve güvenliği konusunda sektörel bazda bir bilinç oluşması için çaba harcıyoruz. Bu konudaki çalışmalarımızı aynı kararlılıkla sürdüreceğiz.

İşverenler olarak, uzun vadeli düşünmek ve alınması gereken zorunlu önlemleri maliyet değil, yatırım olarak değerlendirmek zorundayız. İnşaat sektörü başta olmak üzere, çalışma yaşamında hedef, “Sıfır iş kazası olmalıdır”. Bunun için hem bilinçli hem de nitelikli işgücü istihdamına öncelik vermeli, tüm şantiyelerde gerekli önlemler konusunda duyarlı olunmalı ve düzgün bir denetim sistemi kurulmalıdır.

İş sağlığı ve güvenliği kültür ve bilincinin oluşmasında ilk öğretim çağında verilecek eğitimler büyük önem taşımaktadır.

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanun’u, risk değerlendirmesini zorunluluk haline getirmiştir. Risk

değerlendirmesi tüm işyerleri ve iş kolları için “kırmızı çizgi” niteliği taşımaktadır. Kanun, işveren için “riskleri bilme zorunluluğu” getirmiştir. Dilimizde çok yaygın olan “ramak kala” tanımı da meydana gelebilecek kazaların habercisi olarak tanımlanmaktadır. Kanun, riskleri bilmeyen işverene fazla tolerans tanımamakta, yaptırımlara gitmektedir. Ama, sadece kanun çıkararak soruna kalıcı çözümler getirmek zordur. Etkin denetim, kalıcı uygulamalar ve kararlılık da gerekmektedir.

Ülkelerin gelişmişlik seviyesi insan yaşamına verilen önemle ölçülmektedir. Ülkemizde “insan yaşamından daha değerli bir şey yok” düşüncesi artık iş sağlığı ve güvenliğinde kılavuzumuz olmalıdır.

Sevgi ve saygılarımla.

Page 7: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

8

Ülkemizde inşaat sektörünün en büyük sorunu iş kazaları ve meslek hastalıkları olarak kendini göstermektedir. Avrupa Birliği normlarına uyum çerçevesinde hazırlanan İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatı ile mesleki eğitimlerin önemi artmış, işverene bu alanda daha çok yükümlülük getirilmiştir.

Sektörün ağır ve tehlikeli işlerin yoğun olduğu bir işkolu özelliğinde olması kazaların diğer işkollarına göre daha ağır ve acı sonuçlar doğurması sektörün bu konudaki imajını da olumsuz yönde etkilemektedir.

Günümüz dünyasında insan hakları ve sosyal haklar varlığını daha çok göstermekte ve insan hayatına verilen değer ve önem her fırsatta vurgulanmaktadır. Nitekim dünyada trajik boyutlara ulaşan iş kazası rakamları, toplumun her kesimini derinden etkilemekte, bu konuda yapılacak ihmalleri ise tahammül edilemez hale getirmektedir.

Odak noktası insan hayatı olan bir iş dünyası, işçi ve işveren ilişkisini daha çok kuvvetlendirmektedir.

Bütün kötü hatıraları hafızalardan silmek ve bir daha gerçekleşmemesini sağlamanın yolu ise öncelikle toplumsal farkındalığı artırmak, iş sağlığı ve güvenliği bilincini ve kültürünü yaygınlaştırmaktan geçmektedir.

Bu konuda başta işçi sendikaları olmak üzere kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları, meslek kuruluşları, üniversiteler ve basın yayın kuruluşlarına ve tüm aktörlere büyük görevler düşmektedir.

Avrupa Birliği’ne uyum süreci ve ILO normları da dikkate alınarak hazırlanan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası ve ikincil mevzuatın hayatımıza girmesi ile yasal gereklilikler büyük bir hızla işçi ve işveren kesimine anlatılmaya başlanmış, işverenlere yönelik birçok çalıştay, seminer ve konferans düzenlenerek işverene getirilen yasal yükümlülükler ve alınması gereken önleyici tedbirler anlatılmıştır.

İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası ile işverene birçok yükümlülük getirilmektedir. Yasa bir yandan işverene, risk değerlendirmesi yaparak, riskleri önleyici tedbirler alması, uzman hekim istihdamı, iş ortamının olası tehlike hallerine karşı hazırlanması ve acil durum planları yapılması, iş kazalarının kayıtlarının tutulması, çalışanların iş sağlığı ve güvenliği konusunda eğitime tabi tutulması, iş yerinde birden çok işverenin çalışması halinde işverenler arasında gerekli koordinasyonu sağlanması gibi birçok yükümlülük getirirken, diğer yandan çalışana da birçok ödev yüklemektedir.

Kazasız Bir İş Yaşamı Asla Hayal Değil

DO

SYA YAŞ

AM

İÇİN

İŞ S

LIĞ

I VE

VE

NLİ

Ğİ

Page 8: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

9

Bu kapsamda yasa ile çalışanlar için tabi oldukları iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri ve işverenin talimatları doğrultusunda hareket etme, işin ifasında kullanılan makine ve teçhizatları kurallara uygun olarak kullanma, koruma tedbirlerinde eksikliklerin tespit edilmesi durumunda işverene haber vermek gibi zorunluluklar getirilmiştir.

Ancak bugün görülüyor ki maalesef birçok küçük işletmede bu önlemler ve yükümlülükler yerine getirilmemekte, iş sağlığı ve güvenliği önlemleri maliyet kalemi olarak görülmektedir. Dolayısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği bilincinin ve kültürünün yaygınlaştırılması görevi, birinci derecedeki önemini korumaktadır.

Bu kapsamda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yapılan yerinde denetimlerde, inşaat sektöründe iş kazaları oranının yüksek olması nedeniyle mesleki eğitimin önemine dikkat çekilerek, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile getirilen yeni yükümlülükler çerçevesinde risk analizi, iç denetim mekanizmalarının oluşturulması gibi konuların önemi vurgulanmaktadır.

Özellikle yasal bir zorunluluk olan risk değerlendirmesinin işverence detaylı olarak yapılması veya yaptırılması ile mevcut risklerin tespiti ve bu risklere

karşı önlem alınması konusunda sistematik davranılması büyük önem arz etmektedir.

İşverence yaptırılan risk analizlerinin en önemli amacı riskleri bertaraf etmektir. Her işletmenin kendine özgü tehlikeleri ve riskleri bulunmaktadır. Bu tehlikelerin en doğru şekilde değerlendirilmesi ve bir riske dönüşmeden önce kaynağında yok edilmesi gerekmektedir. Bu sebeple işverence yapılan ya da yaptırılan “Risk Analizleri”nde öngörülen tehlikeler için alınan tedbirlerin termin tarihleri dikkate alınarak en kısa sürede giderilmesi gerekmektedir. Sosyal Güvenlik Kurumu Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı’nın 2014 yılı teftiş planında inşaat iş yerleri yer almıştır. Kurum tarafından öncelikle değerlendirmeye alınan risklerin başında kazaların en sık görüldüğü yüksekten düşme ve çalışma alanları ile barınma yerlerindeki yangın, patlama riskleri gelmektedir.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Sayın Faruk Çelik’in iş sağlığı ve güvenliği konusuna hassas yaklaşımları nedeniyle kazasız çalışma yaşamında bir dönüm noktasındayız. Artık toplum genelinde iş sağlığı ve güvenliği konusunda bir bilinç ve kültür oluşmuştur. Ülke genelinde yayınlanan rehberler, görsel ve işitsel medyada

yayımlanan kamu spotları, bakanlık bünyesinde düzenlenen eğitimler ile iş sağlığı ve güvenliği konusunda bilgi düzeyi yükselmektedir. Bu nedenle başta bu olumlu gelişmeleri gerçekleştiren Sayın Bakanımız Faruk Çelik’e teşekkürlerimizi sunarız. Ayrıca, bakanlığın tüm kuruluşlarına da teşekkür ederiz. Bu kurumlar kendilerine düşen görevleri en ince ayrıntılılarıyla özveri ile yürütmektedirler.

Her zaman vurguladık. Önce ceza, kuralların uygulanmasında en etkin yöntem değildir. Yeni düzenlemeler ile cezanın yerini önce teftiş, rehberlik ve eğitim almıştır. Kanunlar gereği gibi uygulandıkça kazasız bir yaşam da asla hayal olmayacaktır.

İNTES olarak sektörümüzün bu kanayan yarasına son vermek her zaman birincil amacımızdır. Bu nedenle İş Sağlığı ve Güvenliği konusuna İnşaat Sanayi Dergimizin bir çok sayısında yer verdik. Soma’da yaşanan maden faciası ise iş kazaları konusundaki kötü tabloyu yeniden gündeme getirdi. Bu nedenle bu sayımızda farklı kesimlerin görüşleri ile konuyu yeniden ele aldık. Kazasız bir iş yaşamının nasıl inşa edilebileceğini konuştuk. Sağlıklı bir yaşamı sürdürmek her şeyden kıymetlidir. Diliyoruz ki artık iş kazaları sektörün sorunu olmaktan çıkar. İş kazalarında yaşamını yitiren ailelerimize sabırlar diliyoruz.

Page 9: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

10

İSG Kanunu ile Çağdaş Düzenlemeler Hayata Geçiyor

Hedef Güvenli Yaşam Bilinci Oluşturmak

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak AB müktesebatının uyumlaştırılması sürecinde, Ulusal Program’da yer alan taahhütleri büyük bir gayretle yerine getirdiğimizi ve mevzuat alt yapısını oluşturduğumuzu memnuniyetle söyleyebilirim. Bu çalışmalarla iş sağlığı ve güvenliği konusunda; koruyucu ve önleyici yaklaşımı esas alan, çalışma koşullarının sürekli iyileştirilmesi, çalışanların işyerinde yürütülen iş sağlığı ve güvenliği faaliyetlerine katılımı, çalışanların işyerinde karşılaşılabilecekleri riskler konusunda bilgilendirilmesi ve eğitimi gibi unsurları ön plana çıkaran çağdaş düzenlemeler hayata geçirilmiştir.

Bu kapsamda ilgili kamu kurum/kuruluşlarının ve sosyal tarafların görüşü alınarak bakanlığımız tarafından hazırlanan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu 30 Haziran 2012’de Resmi Gazete’de yayımlanmış olup iş sağlığı ve güvenliği konusu ilk kez müstakil bir kanunla ele alınmıştır. Kanunun amacı; işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinde en iyi koşulları hedefleyerek, işyerlerinin mevcut durumunun sürekli iyileştirmesi olmuştur. Bu amaçla, kamu, özel

Mesleki eğitim alma zorunluluğu bulunan

tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer

alan işlerde, yapacağı işle ilgili mesleki

eğitimi olmayanların çalıştırılması yasak.

DOSYA YAŞAM İÇİN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

Faruk ÇELİKÇalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı

Page 10: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

11

sektör ya da çalışan sayısı ayrımı yapılmaksızın tüm işyerleri ve çalışanlar kanun kapsamına alınmış olup kanunda genel bir önleme yaklaşımını benimseyen risk değerlendirmesi yapmak/yaptırmak yükümlülüğü getirilmiştir.

Risk değerlendirmesi “işyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek tehlikelerin belirlenmesi, bu tehlikelerin riske dönüşmesine yol açan faktörler ile tehlikelerden kaynaklanan risklerin analiz edilerek derecelendirilmesi ve kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması amacıyla yapılması gereken çalışmalar” şeklinde tanımlanmış olup işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanmasında genel önleme ilkeleri, risk değerlendirmesi ve risk yönetimi esas alınmış, işveren tarafından işyerlerinde alınması gereken tüm önlemlerin sistemli adımlar halinde planlanması öngörülmüştür. Bu sayede, iş kazaları olmadan ya da meslek hastalıklarına yakalanmadan önce işyerinde iş sağlığı ve güvenliğine yönelik koruyucu ve önleyici tedbirler alarak çalışanların sağlıklı ve güvenli bir ortamda işlerini yürütmelerini sağlamak amaçlanmıştır.

Bununla birlikte, 6331 sayılı Kanun; 01.01.2013 tarihinden itibaren bütün işverenlere aşağıda özetlenen yükümlülükleri getirmiştir:

• Acil durum planlarının hazırlanması, yangınla mücadele ve

ilk yardım çalışmalarının yapılması (Md. 11),

• Tahliye planının yapılması (Md. 12),

• İş kazası ve meslek hastalıklarının kayıt ve bildiriminin yapılması (Md. 14),

• Sağlık gözetiminin gerçekleştirilmesi (Md. 15),

• Çalışanların bilgilendirilmesi (Md. 16),

• Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin verilmesi (Md. 17),

• Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işlerde çalışanların mesleki eğitim alma zorunluluğu (Md. 17),

• Çalışan temsilcisinin/temsilcilerinin görevlendirilmesi (Md. 20),

• Elli ve daha fazla çalışanın bulunduğu ve altı aydan fazla süren sürekli işlerin yapıldığı işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği kurulu kurulması (Md. 22),

• Diğer işverenler ile iş sağlığı ve güvenliği çalışmalarında koordinasyonun sağlanması (Md. 23).

Söz konusu kanunda iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin mevzuatın genel ilkeleri düzenlenmiş olmakla birlikte işyerleri ile ilgili teknik konuların ve ayrıntıların yer aldığı ve ilgili AB direktiflerinden daha kapsamlı ve güçlü 36 adet yönetmelik ile 5 tebliğ Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

Böylelikle, işyerlerinde çalışanların sağlık ve güvenliğinin korunması için uyulması gerekli asgari şartlar genel itibariyle belirlenmiştir.

Ağır ve tehlikeli sektörlerdeki firmalara yaptırımlar

Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliği 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu’nun 85’ inci maddesine dayanılarak hazırlanmış ancak 20/6/2012 tarihli ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile İş Kanunu’nun 85’inci maddesi yürürlükten kaldırılmıştır. Bütün işlerin az veya çok tehlike barındırma ihtimali bulunması nedeniyle işyerlerinde yapılan işler İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 9’uncu maddesine dayanılarak çıkarılan tebliğe göre “az tehlikeli”, “tehlikeli” ve çok tehlikeli olmak üzere üç ayrı tehlike sınıfına ayrılmıştır.

Yürürlükten kaldırılan Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliği’nde yer alan işler söz konusu tebliğde tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işler arasında yer almaktadır. İş yerlerine işin durdurulması ve idari para cezası şeklinde iki çeşit yaptırım uygulanmaktadır.

İşyerinde çalışanlar için hayati tehlike oluşturan bir husus tespit edildiğinde; bu tehlike giderilinceye kadar, işyerinin bir bölümünde veya tamamında iş müfettişleri tarafından iş durdurulabilmektedir. Ayrıca, çok tehlikeli sınıfta yer alan maden,

Page 11: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

12

metal ve yapı işleri ile tehlikeli kimyasallarla çalışılan işlerin yapıldığı veya büyük endüstriyel kazaların olabileceği işyerlerinde, risk değerlendirmesi yapılmamış olması da işin durdurulma sebebidir.

Bunlarla beraber mesleki eğitim alma zorunluluğu bulunan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işlerde, yapacağı işle ilgili mesleki eğitimi olmayanların çalıştırılması da yasaktır.

Uygulanan idari para cezalarından bir kaçına örnek olarak aşağıdakileri verebiliriz;

• İş güvenliği uzmanı çalıştırmamak 5.601 TL.

• İşyeri hekimi çalıştırmamak 5.601 TL.

• Diğer sağlık personeli çalıştırmamak 5.601 TL.

• Risk değerlendirmesi yapmamak veya yaptırmamak 3.361 TL.

• Çalışanlara sağlık gözetimi yaptırılmaması durumunda çalışan başına 1.120 TL.

• Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde çalışacaklar için sağlık raporu alınmaması durumunda çalışan başına 1.120 TL.

• İşyerinin bir bölümünde veya tamamında verilen durdurma kararına uymayarak durdurulan işe devam ettirmek 11.203 TL.

• Durdurulan işyerinde faaliyete devam etmek 56.018 TL.

• İşletilmesine bakanlıkça izin verilmeyen işyerini faaliyete geçirmek 89.629 TL.

• Güvenlik raporunu hazırlayarak bakanlığa sunmadan işyerini faaliyete geçirmek 89.629 TL.

• Büyük kaza önleme politika belgesini hazırlamamak 89.629 TL.

• Çalışanlara eğitim verme yükümlülüğüne uymaması durumunda çalışan başına 1.120 TL.

İSG konusunda ortak kültürün oluşturulması

Sosyal politika ve istihdam başlığı altında dünyada ve ülkemizde en

önemli sorunlardan birini teşkil eden güvenlik kültürü hususunun çok sayıda aktörü bulunmaktadır. İş sağlığı ve güvenliği konusunda ortak kültür oluşturmak için; işçiler ve onları temsil eden işçi sendikaları ile işverenler ve onları temsil eden işveren sendikalarının yanında meslek odaları, sanayi ve ticaretle ilgili işadamı örgütleri, özel sektör temsilcileri ve üniversiteler işbirliği yapmaları gerekmekte eğer işbirliği yapılmazsa sorunu çözmekte çok zorlanacağımızı ifade etmek isterim. Bu nedenle bakanlığımız, işçi ve işveren kuruluşları, sivil toplum örgütleri, üniversiteler, uluslararası kuruluşlarla işbirliği içinde, iş sağlığı ve güvenliği konusunda toplumsal bilinçlendirmeyi ön plana alan bir yaklaşımla çalışmalarını sürdürecektir.

İSG alanında mesleki eğitimlerin yaygınlaştırılması

Mesleki eğitimden bahsettiğimizde tabii ki akla ilk bakanlığımızın ilgili kuruluşu olan Meslekî Yeterlilik Kurumu gelmektedir. Kurumumuz 2006 yılından beri ulusal mesleki yeterlilikleri belirlemek üzere çalışmaları yürütmektedir. Tabii ki burada Kurumun koordinasyon görevinin bulunduğu, standardın hazırlığının sektörün içinden gelen başta meslek örgütleri olmak üzere diğer kurum ve kuruluşlar tarafından yürütüldüğünü hatırlatmakta fayda bulunmaktadır.

Mesleki eğitim konusu sadece iş sağlığı ve güvenliği değil, aynı zamanda çalışma hayatımızın da kalifiye bir hale gelmesi için çok önemlidir. Ve tabi ki çalışanlarımızın; işverenlerin kendilerine sağladığı imkanlar dahilinde işlerini sağlıklı ve güvenli bir şekilde yürütebilmesi de alacakları ya da aldıkları mesleki eğitime bağlıdır. Çünkü eğitim, kişide davranış değişikliği oluşturmayı hedefleyen faaliyetler bütünüdür. Dolayısıyla kişi, mesleki eğitimini iş sağlığı ve güvenliği koşulları gözetilerek aldığında aslında mesleğini nasıl daha sağlıklı ve güvenli bir halde yürütebileceğini de öğrenmiş olacaktır. Yani bu eğitim sağlık ve güvenle davranışlarına yansıyacaktır.

Bildiğiniz üzere, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile tehlikeli

ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işlerde çalışacaklara mesleki eğitim alma zorunluluğu getirdik. Böylece, doğası gereği yürütümü tehlikeli, hatta çok tehlikeli olan bu işlerde çalışacakların daha kalifiye olmasına imkan sağladık. Bu kişilerin yapacakları işin tehlikelerini bilerek bunları nasıl önleyebilecekleri, yani daha sağlıklı ve güvenli bir şekilde nasıl çalışabilecekleri konusunda önceden bilgileri olmasını istedik. Bu aslında kanunun önleyici bir yaklaşımla hazırlanmasının en güzel örneklerinden birisidir. Bunun özellikle altını çizmek isterim. Bir kaza meydana gelmeden, bir çalışan hastalığa yakalanmadan yapacağınız her müdahale ülkemizi daha sağlıklı daha güvenli yarınlara taşıyacaktır.

Mesleki eğitim alma yükümlülüğü ile ilgili yaptığımız alt düzenlemede hangi işlerde önceden bu eğitimin alınması gerektiği bir liste halinde verilmektedir. Burada şunu ayrıca belirtmek gerekir ki bu yükümlülük işyerleri özelinde değil işyerinde yapılan işler temelinde ayrıştırılmıştır. Yani, az tehlikeli bir işyerinde de olsa eğer bu Yönetmelikte belirtilen işlerden birisi yapılıyorsa mesleki eğitim alma zorunluluğu bulunmaktadır. Dolayısıyla inşaat ve maden sektörlerinde yürütülen pek çok iş bu kapsamda yer almaktadır. Bunların detayları yönetmelikte bulunabilir. Bu mesleki eğitimlerin neler olduğu ve kimler tarafından verilebileceği de ayrıca önetmelikte detaylı olarak yer almaktadır.

İSG kültüründe sosyal tarafların sorumlulukları

Kuralcı yaklaşımdan ziyade, iyileştirici ve geliştirici bir yaklaşımın benimsenmesi; mevzuatın uyulması gereken bir zorunluluk olarak algılanması yerine, sağlık ve güvenliğimizi destekleyici bir araç olarak görülmesi durumunda, İSG konusunda gelişme sağlanabileceği tüm çağdaş ülkeler tarafından kabul edilen bir gerçektir. Ayrıca, bu aracın gereklerinin yerine getirilmesi için mutlaka mevzuat dışı araçların da kullanılması, konunun tüm sosyal taraflar ve diğer paydaşlar tarafından desteklenen bir ülke politikası olarak ele alınması gerekmektedir. Sağlıklı ve güvenli çalışma şartlarının sağlanması, devamlılığı, iş kalitesinin

Page 12: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

13

artırılması ve bunlara bağlı olarak iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesinin sadece yasal düzenlemelerle mümkün olmadığı, konunun herkesin ortak sorumluluğu olduğu ve tüm toplumda güvenlik kültürünün oluşturulması ile başarılabileceği unutulmamalıdır.

Bu konuda oluşturacağımız politikalarda ise sağlıklı ve güvenli davranış bilinci oluşturmak amacıyla evden okula ve işyerine kadar hayatın bütün alanlarını kapsayacak şekilde vatandaşlarımızın “güvenlik kültürü” bilincine ulaşmaları ve bunu içselleştirmeleri en temel amacımız olmalıdır. Bu amaca yönelik olarak işverenlerin, işyerinde alacakları tedbirlerin, kendileri için ilave bir masraf olmaktan ziyade, daha sonra ortaya çıkabilecek iş kazaları ve meslek hastalıkları ile daha büyük kayıpları önleyeceği, sağlıklı ve güvenlikli bir işyerinde, çalışanların daha yüksek bir moral seviyesine sahip olacakları, bunun da üretim artışı ve verimliliği getireceği, küreselleşen dünyada sağlıklı ve güvenli bir işyerinin daha ön plana geçerek, rekabet edebilirliği artıracağı inancına sahip olmaları halinde, mevzuatın cezai hükümlerine gerek kalmaksızın iş sağlığı ve güvenliğine yönelik

tedbirleri alacakları gerçeğini kabul etmeleri gerekmektedir.

“Ağaç yaşken eğilir”

Güvenlik kültürü 7’den 70’e tüm vatandaşlarımıza kazandırmamız gereken toplumsal davranış biçimidir. Bu kültürü oluşturmak için küçük yaşlardan itibaren çocuklarımıza kazandırılması gerekmektedir. Yaşamın her alanında güvenlik kültürünü benimsemiş bireyler yetiştirmek için ilk öğrenme yeri olan aileden başlayarak ilköğretim, ortaöğretim ve yüksek öğretimle devam etmektedir.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak bu kültürün benimsenmesi için çalışanlarımıza ve işverenlerimize illerimizde eğitimler verilmiş olup meslek ve işveren örgütleriyle çalışmalar yapılmış işverenlerimiz ve çalışanlarımız bilgilendirilmiştir.

Bakanlığımız ve Milli Eğitim Bakanlığı arasında yapılan Meslek ve Teknik Öğretim Kurumlarında İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi İşbirliği Protokolü imzalanmıştır. Bu protokol çerçevesinde gençlerimiz ve eğitimcilerimize güvenli yaşam bilinci oluşturulması amaçlanmıştır. Gençlerimiz, çalışma hayatına

atılmadan önce çalışma hayatıyla ilgili tehlike ve riskleri öğrenerek güvenli davranışları benimsemeleri için 40.000 öğrenciye eğitim verilmiştir. İlköğretim ve ortaöğretim ders kitaplarına iş sağlığı ve güvenliğinin entegre edilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı ile ortak çalışmalar yürütülmüştür. Bu kapsamda 6. sınıf ders kitaplarına iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili hazırlanan görseller yerleştirilmiş 7. ve 8. sınıf kitaplarına da uygun iş sağlığı ve güvenliği bilgileri entegre edilmiştir. Ayrıca, her yıl Mayıs ayında kutlanan İş Sağlığı ve Güvenliği Haftasında ilköğretim ve ortaöğretimde kompozisyon ve resim yarışmaları düzenlenmektedir.

Son olarak bakanlığımız iş sağlığı ve güvenliğinin eğitim sistemine entegre edilmesi için çalışmalarına devam etmektedir. Bu çalışma ile okul öncesi eğitimden itibaren iş sağlığı ve güvenliği konusundaki farkındalığın arttırılmasına yönelik eğitimler ve ödüllü yarışmalar düzenlenerek, müfredat çalışmaları yapılarak iş sağlığı ve güvenliği alanında bilinç oluşturulması ve güvenlik kültürünü alışkanlık haline getirilmesi hedeflenmektedir.

Page 13: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

14

İSG’de İyileşmeye Odaklı Bir Yapı İçin Mesleki Eğitim Şart

Doğası gereği birçok riski bünyesinde barındıran inşaat ve madencilik sektörleri çalışma hayatı ve özellikle iş sağlığı ve güvenliği açısından her zaman önemli alanlardan olmuşlardır. Bilindiği üzere, ülkemiz tarihinde iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı bakımından ilk uygulamaların gerçekleştirildiği sektör madencilik sektörüdür. Bakanlığımız, meydana gelen iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenebilmesi, iş sağlığı ve güvenliği alanında yaşanan sorunlara kalıcı çözümler getirilmesi amacıyla geçtiğimiz dönemde yüksek standartlara sahip bir mevzuat alt yapısının oluşturulması için yoğun çaba sarf etmiştir. İlgili kamu kurum/kuruluşlarının ve sosyal tarafların görüşü alınarak bakanlığımız tarafından hazırlanan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu 30 Haziran 2012’de Resmi Gazete’de yayımlanmış olup iş sağlığı ve güvenliği konusu ilk kez müstakil bir kanunla ele alınmıştır.

Bu kapsamda milli gereksinimler ve dünya uygulamaları da değerlendirilerek yönetmelikler

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu 30 Haziran 2012’de

Resmi Gazete’de yayımlandı ve konu ilk kez müstakil bir kanunla ele alındı.

DOSYA YAŞAM İÇİN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

Kasım ÖZERÇalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığıİş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü

Page 14: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

15

hazırlanmış ve yürürlüğe girmiştir. Yönetmelikler alınması gereken tüm tedbirleri proaktif yaklaşım ile değerlendirmekte ve tüm çalışmaların sistematik yapıda yapılabilmesi için düzenlemeler getirmektedir.

İş kazalarının ve meslek hastalıklarının azaltılması için ön koşul olan iş sağlığı ve güvenliği bilincinin oluşturulması ve sürekliliğinin sağlanması amacıyla iş sağlığı ve güvenliğini sağlayacak tedbirlerin alınması, toplumun sağlık ve güvenlik konularında duyarlılaştırılması, mevzuatın etkin uygulanmasının sağlanması için son yıllarda artan bir ivme ile çalışmalar sürdürülmektedir. Ancak bilinmelidir ki hangi sektör olursa olsun iş sağlığı ve güvenliği konusunda gerekli iyileşmenin sağlanması, iş kazaları ve meslek hastalıklarının azaltılması için yüksek standartlarda mevzuat alt yapısına sahip olmak mücadele

araçlarından sadece birisidir.

İş sağlığı ve güvenliği mevzuatının etkin bir şekilde uygulanmasında en önemli faktörlerin başında kişisel düzeyde kendi sağlığını koruma ve güvenli davranış bilincinin geliştirilmesi, bir başka ifade ile toplumun güvenlik kültürüne erişmesi gelmektedir.

Unutulmamalıdır ki; inşaat ve maden sektörleri içerdiği kendine has riskler nedeniyle özellik arz eden iş kolları arasında ön sıralarda gelmektedirler. Tüm bu hususlar değerlendirmeye alındığında; inşaat ve madencilik gibi çok tehlikeli işlerin yapıldığı sektörlerde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanmasının sadece mevzuat ile yapılmasının mümkün olmadığı, mevzuatın güvenlik kültürü ile desteklenerek içselleştirilmesi ve uygulamaya geçirilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca ülke genelinde birçok faaliyet gerçekleştirilmekte, ulusal ve uluslararası çalışmalar ile konunun tüm taraflarca benimsenmesi için girişimlerde bulunulmaktadır.

İSG uzmanı ve işyeri hekimi çalıştırma zorunluluğu

İş sağlığı ve güvenliğinin, çok disiplinli ve kapsamlı bir alan olması ve bilgi birikimi ve uzmanlaşmayı gerektirmesi nedeniyle, işverenlere profesyonel yardım ihtiyacı doğuruyor olması

kaçınılmazdır. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda çalışanların sağlık ve güvenliği açısından çalışma ortamlarının iyileştirilmesi amacıyla işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı gibi iş sağlığı ve güvenliği profesyonellerinden yararlanılması hususuna veya bu hizmetin temini için çeşitli modellere yer verilmiştir.

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu uyarınca profesyonel yardım alımında önceliğin işyerinde çalışan kişilere verilmesi, işyerinde yeterli nitelikte personel bulunmaması halinde ise işyeri dışında kurulu bulunan ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden alınması gerekmektedir. İşverenin yeterli niteliklere ve gerekli belgeye sahip olması durumunda, görevi kendisinin üstlenebileceği, ilgili madde de belirlenmiştir. İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanının çalışma süresinin belirlenmesinde işyerinde yapılan asıl iş temel alınarak belirlenen tehlike sınıfı ve çalışan sayısı dikkate alınacağı öngörülmüştür.

İş kazalarının mali boyutları ve çalışma verimliliğine etkileri

İş kazaları ve meslek hastalıkları tartışılmaz olan manevi kayıplarının yanı sıra çok önemli maddi kayıplara da neden olmakta ve ülkelerin ekonomilerini olumsuz yönde etkilemektedir.

Dünyadaki işgücü yaklaşık 3 milyardır. Her yıl 2,2 milyon çalışan iş kazaları ve meslek hastalıkları

Toplumun sağlık ve güvenlik konularında duyarlılaştırılması, mevzuatın etkin uygulanmasının sağlanması için son yıllarda artan bir ivme ile çalışmalar sürdürülmektedir.

Page 15: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

16

nedeniyle hayatlarını kaybetmektedir. Ülkemizde ise Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) 2012 yılı verilerine göre; günde yaklaşık 205 iş kazası olmakta, iş kazası sonucu 2 işçi hayatını kaybetmekte ve 6 kişi iş göremez hale gelmektedir. Bu rakamların yanı sıra SGK istatistiklerine yansımayan, kapsam ve kayıt dışı iş kazaları ve meslek

hastalıkları sonucu kayıplar da ayrıca dikkate alındığında ülkemiz açısından iş sağlığı ve güvenliği konusunda ne yazık ki istenen düzeye gelinememiş olması anlaşılmaktadır.

Bununla birlikte, ILO tarafından yapılan tahminlere göre iş kazası sonucu meydana gelen kayıplar, ülkelerin GSMH’larında yaklaşık %1–4’ü arasında değişen maddi kayıplara neden olmaktadır. 2008 yılı verileri ile yapılan hesaplamada; Dünyadaki GSMH 60 trilyon USD olarak belirlenmiştir. Buna göre; iş kazaları ve meslek hastalıkları yönünden dünyadaki toplam yıllık maddi kayıpların asgari 600 milyar USD, azami 2,4 trilyon USD olduğu hesaplanmaktadır. Bu

durum değerlendirildiğinde maddi kayıpların 170’den fazla ülkenin GSMH’larından daha büyük olduğu ortaya çıkmaktadır.

Formüle etmek gerekirse, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının maliyeti; görünen ve görünmeyen (dolaylı) maliyetlerin toplamıdır diyebiliriz. Sürekli iş göremezlik,

geçici iş göremezlik ve ölüm sebebiyle meydana gelen ve üretim durması kaynaklı katma değer kayıpları, sürekli iş göremezlik ve ölüm sebebiyle bağlanan aylıklar ve yapılan gelir ödemeleri, tedavi hizmetlerinin maliyetleri vb. görünen maliyetleri oluşturmaktadır. Görünmeyen (dolaylı) maliyetler ise; kaza neticesinde işçilerin işe ara vermek zorunda kalmaları, doktor, araç getirilmesi ve/veya kazalının taşınması, kaza mahallinin tekrar çalışır konuma getirilmesi vb. nedenlerle oluşan maliyetlerdir.

Yukarıda belirtilen maliyetlerin ayrı ayrı dikkate alınması sureti ile özel olarak yapılan çalışmada; iş kazası ve meslek hastalıklarının ülkemize genel maliyeti minimum sekiz milyar Türk Lirası olarak karşımıza çıkmıştır. Ancak, iş kazaları sonucu yitirilen yaşamların değerini ölçmek ve hiç bir maddi değerle karşılaştırmanın mümkün olmadığını bir kez daha vurgulamak isterim.

Hâlbuki iş kazalarının oluşmasındaki asıl neden iş sağlığı ve güvenliği konusunda yapılacak düzenlemeler için gerekli harcamaların yapılmamasıyla maliyeti azaltarak daha fazla kar elde edileceği düşüncesidir. Diğer yandan, unutulmaması gereken en önemli

İş kazalarında ülkemizde her gün

iki kişi hayatını kaybetmekte ve

6 kişi iş göremezhale gelmektedir.

Page 16: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

17

bir başka gerçek, iş kazaları ve meslek hastalıklarını önlemek için yapılacak her türlü harcama ve yatırım, iş kazası veya meslek hastalığı meydana geldikten sonra ortaya çıkan (görünen, görünmeyen ve diğer) maliyetlerden daha az olmasıdır.

Son on yıllık SGK istatistikleri yıllar itibariyle iş kazalarının sebeplerine göre dağılımı açısından incelendiğinde kaza sebeplerinde ilk sıraları; “bir veya birden fazla cismin sıkıştırması, ezmesi, batması, kesmesi”, “düşen cisimlerin çarpıp devirmesi”, “kişilerin düşmesi” ve “makinelerin sebep olduğu kazalar” almaktadır. Belirtilen kaza sebeplerinden yola çıkılarak yapılacak değerlendirmede, söz konusu kazaların fazla maliyet gerektirmeyen bazı tedbirlerin alınması, güvenlik kültürünün yaygınlaştırılması ve çalışanların eğitim ve bilgilendirmesiyle önüne geçilebilecek kazalar olduğu görülmektedir. Ayrıca, iş kazalarının yaşanmamasının işyerleri açısından önemli etkileri bulunmaktadır. İş kazası yaşanmaması şirket imajını olumlu yönde etkileyecektir.

Bununla birlikte, işletmelerin gelişen teknolojiye paralel uyumlaşması ve işyerini güvenilir hale getirmek tasarım maliyeti getirecek olmasına rağmen çalışma ortamının güvenli olması iş gücünün daha verimli kullanılmasını sağlayacak, üretime veya sunulan hizmete olumlu yansıyacaktır. İş sağlığı ve güvenliğine gösterilen duyarlılıkla dış pazarlarda itibar kazanılması sağlanacaktır. İşletmelerin İSG bakımından istenen düzeyde olmaları hem iç hem de dış piyasada tercih sebebi olmalarına neden olacaktır. Böylelikle, iş sağlığı ve güvenliği rekabet unsurlarından biri olacaktır.

İSG Kanunu hakkında kamuoyunun bilgilendirilmesi

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu hakkında kamuoyundaki bilgi düzeyinin incelenmesi amacıyla bakanlığımız, ilgili kurum ve kuruluşlar, TOBB, TİM, TÜSİAD, YASED, ilgili diğer STK’lar ve sosyal taraflarca ortaklaşa anket hazırlanmıştır. Ankete 22 kamu, 9 özel kuruluştan olmak üzere toplam 1056 kişi katılmıştır. Anket sonuçlarına göre, hem kamu hem

de özel sektör katılımcıları arasında kanun kapsamını bilenlerin oranı bilmeyenlere göre oldukça yüksek çıkmıştır.

Kamuoyunun bilgilendirilmesi kapsamında bakanlığımızca yapılan çalışmalardan bahsetmek gerekirse;

• Kanunu tanıtmak amacıyla bakanlıkların temsilcilerine Eylül 2012’de bilgilendirme toplantıları yapılmıştır.• 81 ilde tanıtım ve bilgilendirme seminerleri verilmiştir (30.000 kişi). • Kanunla ilgili yükümlülükleri hatırlatmak amacıyla toplam 211.233 işyerine bilgilendirme yazıları gönderilmiştir. • İşyerlerinin yanı sıra işveren örgütleri, sanayi ve ticaret odaları

Kanunu tanıtmak amacıyla 81 ilde düzenlenen tanıtım ve bilgilendirme seminerlerine30 bin kişi katıldı.

Page 17: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

18

ve organize sanayi bölgelerine toplam 272 adet bilgilendirme yazısı gönderilmiştir.• Kanuna ilişkin 67.000 adet bilgilendirme kitabı hazırlanmış ve dağıtılmıştır.• Çeşitli işkollarına yönelik 20 adet risk değerlendirmesi rehberi yayımlanmıştır.

Projeler bakımından ise son yıllarda iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili yapılan en büyük proje olan ve AB tarafından desteklenen “Türkiye’de İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Şartlarının İyileştirilmesi Projesi” iş kazalarının en çok görüldüğü maden, metal ve inşaat sektörlerindeki KOBİ’lere yönelik olarak gerçekleştirilmiştir.

Türkiye’de “İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Koşullarının İyileştirilmesi Projesi” (İSGİP) 15.01.2010 - 15.02.2012 tarihleri arasında yürütülmüş olup Ankara, Denizli, Kütahya, Kocaeli ve Zonguldak merkez olmak üzere çevre illerinde bulunan inşaat işletmelerine yönelik çalışmalar özellikle KOBİ’ler temelli olmak üzere yapılmıştır. İnşaat işyerlerine yönelik yönetim sistemleri geliştirilmiş ve uygulama ile etkinliği teyit edilmiştir.

Projenin ilerleyen aşamalarında; iş sağlığı ve güvenliği profesyonellerine yönetim sistemleri, risk değerlendirmesi ve gözlem metodu hakkında eğitimler düzenlenmiştir. Proje kapsamında inşaat sektörüne yönelik hazırlanan aşağıdaki rehberler ilgili tüm taraflara dağıtılmaktadır.

- İnşaat sektöründe KOBİ’ler için İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Rehberi,- İnşaatlar sektöründe Risk Değerlendirmesi, İSG Performans İzleme ve Sağlık Tehlikeleri Rehberi.

Uluslararası İSGİP projesinin çıktılarının tüm ülkeye yaygınlaştırılması amacı ile hazırlanan, İş Sağlığı ve Güvenliğinin Geliştirilmesi Projesi 2013-2015 (3 yıl) yılları arasında yürütülmek üzere çalışmalar başlanmıştır. Bu projede inşaat sektörüne yönelik İSGİP’in çıktıları olan yönetim sistemleri, risk değerlendirmesi ve gözlem metodunu içeren eğitimlerin ilgili tüm bölgelere yaygınlaştırılması yapılmaktadır. Bu kapsamda, 2014 yılı sonu itibari ile toplamda 35 ilde inşaat sektörü için bu eğitimlerin tamamlanması planlanmaktadır.

Ayrıca, 1955 yılından bu yana düzenlenmekte olan ve dünyanın en büyük etkinliği olan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi’nin on dokuzuncusunun ülkemizde gerçekleşmesinde son yıllarda iş sağlığı ve güvenliği alanında gösterilen çabaların büyük rolü olmuştur. 11-15 Eylül 2011 tarihleri arasında İstanbul’da yapılan kongreye; 5386 kişi katılmış olup “Sağlıklı ve Güvenli Bir Gelecek İçin Küresel Güvenlik Kültürünü Oluşturalım” sloganı ile başlatılan etkinlik kapsamında uluslararası bilgi alışverişinde bulunma imkanından en üst seviyede yararlanılmıştır.

Öte yandan, ulusal boyutta 1987 yılından beri her yıl İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası düzenlenmekte, kamuoyunu bilinçlendirmek ve etkin bir iş sağlığı ve güvenliği kültürünün oluşturulması için sosyal tarafların ve iş sağlığı ve güvenliği profesyonellerinin kullanabileceği referans niteliğinde birçok yayın hazırlanmaktadır.

Page 18: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

19

Belgelendirilmiş işçi ve güvenlik kültürü

Yeni mevzuatımızın çeşitli hükümlerinde açık yansıması bulunan modern iş sağlığı ve güvenliği yaklaşımında önleyici ve sürekli iyileşmeye odaklı bir yapılanma söz konusudur. Bu anlayışı hayata geçirmek için öne çıkan ve vazgeçilmez olan sistem ise mesleki eğitimdir.

Bakanlığımız, iş sağlığı ve güvenliğinin eğitime aktarılması sürecinde, mesleki eğitimin öneminin yanında, okul öncesinden başlayarak tüm iş yaşamını içine alan yaşam boyu öğrenmeyi hedeflemektedir. Çocuklara, gençlere ve çalışanlara, tehlike ve riskleri önleme eğitimleri verilirken sağlık ve güvenlik ile ilgili tavır ve davranışlar öğretilecek ve bunun neticesinde yaşamın her safhasında özellikle de işyerlerinde sağlık ve güvenlik kültürünün geliştirilmesi sağlanacaktır.

Bu anlamda iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması amacıyla hazırlanan mevzuatın toplumumuza benimsetilmesi ve etkin biçimde uygulanmasının sağlanması amacıyla güvenlik kültürünün oluşturulması önümüzdeki dönemde bakanlığımızın özellikle üzerinde duracağı konulardan birisi olacaktır. Sağlık ve güvenlik sosyal gelişmenin en temel öğesidir. Kişilerin kendi sağlıklarını koruma ve geliştirme,

güvenliklerine önem verme bilincine erişmeleri ve sağlığın tüm yaşam boyunca sürekliliğinin sağlanması ile arzu edilen sosyal ve ekonomik geleceğe kavuşmaları bakanlık olarak öncelikli hedeflerimiz arasında yer almaktadır.

“Her şey insan içindir. İnsan yaşamı her şeyden değerlidir” tezi

Çalışma hayatı; istihdamdan, çalışma şartlarına, sosyal güvenlikten, mesleki eğitime, iş sağlığı ve güvenliğinden, yurt dışında çalışan vatandaşlarımızın haklarının korunmasına kadar çok geniş bir alanı ve toplumun büyük bir kesimini kapsamaktadır. İlgi alanı itibariyle insan odaklı olan bakanlığımız için iş sağlığı ve güvenliği, sorumluluk alanımızda yer alan ve önemle üzerinde durduğumuz konulardan birini teşkil etmektedir. Nitekim iş kazaları ve meslek hastalıklarının neden olduğu maddi ve manevi kayıpların gelişmiş ülkelerin kalkınma hamlelerinin önünde önemli bir engel olmaya devam etmesi, yoğun çabalara ve yüksek standartlara rağmen beklenilen başarının sağlanamaması gibi nedenler, iş sağlığı ve güvenliği konusunun gelişmiş ülkelerin de öncelikleri arasında yer almasına neden olmuştur.

Ancak, sağlıklı ve güvenli çalışma şartlarının sağlanması, devamlılığı, iş kalitesinin artırılması ve bunlara

bağlı olarak iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesinin sadece yasal düzenlemelerle mümkün olmadığı, konunun herkesin ortak sorumluluğu olduğu ve tüm toplumda güvenlik kültürünün oluşturulması ile başarılabileceği fark edilmelidir. Nitekim, kuralcı yaklaşımdan ziyade, iyileştirici ve geliştirici bir yaklaşımın benimsenmesi; mevzuatın uyulması gereken bir zorunluluk olarak algılanması yerine, sağlık ve güvenliğimizi destekleyici bir araç olarak görülmesi durumunda İSG konusunda gelişme sağlanabileceği vurgulanmalıdır. Ayrıca, bu aracın gereklerinin yerine getirilmesi için mutlaka mevzuat dışı araçların da kullanılması, konunun tüm sosyal taraflar ve diğer paydaşlar tarafından desteklenen bir ülke politikası olarak ele alınması gerekmektedir.

Çünkü, toplum içerisinde baktığımızda, bunun daha çok sayıda aktörü de bulunmaktadır. Özellikle işçiler ve onları temsil eden işçi sendikaları; işverenler ve onları temsil eden işveren sendikaları; meslek odaları, sanayi ve ticaretle ilgili işadamı örgütleri, özel sektör temsilcileri ve üniversiteler. Sosyal taraflarla iş sağlığı ve güvenliği konusunda ortak kültür oluşturmamız için işbirliği yapmamız ve yeni hedefe yönelmemiz, sorunu çözmekte bize çok kolaylık sağlayacağını ifade etmek isterim.

Page 19: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

20

İSG’de Alınacak Tedbirlerin

Yükümlülüğü İşverenlerdedir

Öncelikle 13.05.2014 tarihinde Manisa’nın Soma ilçesinde bulunan yer altı kömür madeninde meydana gelen ve 301 çalışanın hayatını kaybettiği iş kazasından dolayı derin üzüntümü bildirerek, kazada hayatını kaybeden çalışanlara Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı ve sabırlar diliyorum. Yaşanan büyük kazanın insani sorumluluğunu toplumun bütün kesimleri gibi yüreğimizde hissediyoruz.

Türkiye’de meydana gelen iş kazaları istatistikleri incelendiğinde, toplam kaza sayısının ve yüzbin çalışanda kaza oranlarının azaldığı görülmektedir. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun istatistikleri esas alındığında 2003 yılında 5.615.238 işçiye karşılık meydana gelen iş kazası sayısı 76.638 olup yüz bin işçide iş kazası oranı 1.365’dir. 2012 yılının istatistiklerine bakıldığında 11.939.620 işçiye karşılık 74.871 iş kazası meydana gelmiş ve yüz bin işçide iş kazası oranı 627 olarak gerçekleşmiştir. Her ne kadar bu oranlarda belirgin bir iyileşme olduğu gözlense de bu

Çalışma hayatı ile ilgili mevzuatın uygulanmasını

denetleyen iş müfettişleri, işverenlerin

yükümlülüklerini yerine getirmeleri

amacıyla eğitici ve caydırıcı

yöntemlerle itici güç konumunadırlar.

DOSYA YAŞAM İÇİN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

Mehmet TEZELÇalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı

İş Teftiş Kurulu Başkanı

Page 20: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

21

oranların daha iyi yerlere gelmesi gerekmektedir. Diğer taraftan, bütün sektörler esas alınarak düzenlenen bu istatistiklerdeki iyileşmeleri maalesef maden ve inşaat sektöründe görememekteyiz. Bu sektörlerde meydana gelen kazalar halen istatistiklerin en başlarında yer almaktadır. Maden ve inşaat sektörleri, kazaların sonuçları itibariyle de en dikkat edilmesi gereken sektörler olarak karşımıza çıkmaktadır.

Ülkemizde iş kazalarının ve meslek hastalıklarının istenilen düzeyde önlenememesinin sebebi toplumun genel güvenlik kültürünün gelişememiş olmasıdır. Kazaların önlenmesi için işyerlerimizde güvenlik kültürünün kalıcı bir şekilde tesis edilmesi gerekmektedir. Bunun yanında, kamuoyunda bu konuda yanlış algılamalar ve anlatımlar da dikkatimizi çekmektedir. İş sağlığı ve güvenliğinin sağlanamamasında öncelikli sorumlu olarak denetimler gösterilmektedir. Bu yaklaşım hatalı olduğu kadar sakınca da barındıran bir yaklaşımdır. Zira iş kazaları ile denetimler arasında bir illiyet bağı kurulması, devlet-işveren arasında yasalar ve uluslararası normlarla belirlenen görev tanımlarının karıştırılmasına sebep olmaktadır.

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 4. maddesinde de açıkça belirtildiği gibi işveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlüdür. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda olduğu üzere çalışma hayatını düzenleyen diğer kanunların tamamında kanun hükümlerinin esas muhatabı işverenlerdir. Alınması gerekli bütün tedbirler, yapılması gereken bütün iş ve işlemlerin yükümlülüğü ve sorumluluğu işverenlerdedir. Bu noktada çalışma hayatı ile ilgili mevzuatın uygulanmasını denetleyen iş müfettişleri, işverenlerin bu yükümlülüklerini yerine getirmeleri amacıyla eğitici ve caydırıcı yöntemlerle itici güç olmakla birlikte mevzuata aykırı hareket eden

işverenler hakkında idari yaptırımlar uygulamaktadırlar. Bu kapsamda iş müfettişleri tarafından işin durdurulması kararı uygulanan ve/veya işverenler hakkında idari para cezası uygulanması önerilen tehlikeli sınıfta yer alan birçok işletmenin bulunduğu resmi kayıtlarda yer almaktadır.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı’nda görevli iş müfettişleri, işyerlerinde yürüttükleri teftiş kapsamında, işyerindeki iş sağlığı ve güvenliği mevzuatının uygulanıp uygulanmadığını o günkü durum üzerinden tespit etmektedir. İşyerinde iş müfettişlerinin tespit ettiği mevcut şartların iyi olması durumunda bu iyi durumu takip edecek ve sürekliliğini sağlayacak kişi işverendir. İşyerlerinde gerçekleştirilen teftiş sırasında tespit edilen ve işverenler tarafından giderilen mevzuata aykırılıklar, o işyerinde teftiş sonrasında sürekli mevzuata uygun çalışılmasının garantisi de değildir. İşverenin sürekliliği sağlama görevi vardır.

Elbette ki teftiş yapılan yerde kaza olma olasılığı, teftiş yapılmayan yere göre daha düşük olacaktır ancak, işyerinde teftiş yapılmış olması hiç kaza olmayacağı anlamına gelmemektedir. Bir işyerindeki koşullardan dolayı kaza riskinin sıfıra indirilmesi mümkün değildir, burada önemli olan işyerinde mevzuatın öngördüğü tedbirlerin işveren tarafından alınması ve bu şekilde, meydana gelebilecek kaza riskinin en az seviyeye indirilmesidir.

Araştırmalar, iş kazalarının yaklaşık yüzde sekseninin tehlikeli davranışlardan, yüzde yirmisinin de tehlikeli durumlardan kaynaklandığını göstermektedir. Dolayısıyla, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanmasında insan unsuru çok önemlidir. “Doğru davranmak” güvenli çalışmanın en öncelikli şartıdır. Doğru davranış biçimlerinin kalıcı olarak kazandırılmasının yolu da işverenlerimizin iş

güvenliğinin önemine inanmasından geçmektedir. Bizim teftişlerimizin, caydırıcılık ve tavsiyelerde bulunma olarak özetlenebilecek iki temel aracının etkinliği de işverenlerin iş güvenliğine inanmasıyla doğru orantılıdır. Teftişi, işyerinde iş sağlığı ve güvenliği yönünden mevzuatın öngördüğü seviyeyi yakalamak adına itici bir unsur, hatta bir fırsat olarak görmek yerine; “en az sorunla atlatılması gereken bir süreç” anlayışıyla yaklaşan bir işverenin işyerinde her zaman iş sağlığı ve güvenliği konusunda sıkıntı yaşanmaya devam edecektir. Bu anlayış, iş sağlığı ve güvenliği kültürünün gelişmediğinin en belirgin göstergesidir.

Ülkemizde meydana gelen iş kazalarının temel sebebi iş sağlığı ve güvenliği kültürünün ve bu konudaki farkındalığın tam olarak oluşmamasıdır. Nihayetinde bu farkındalığın sağlanması ve iş kazalarının azaltılması veya önlenmesi ancak tüm tarafların birlikte çalışmasıyla mümkün olacaktır, zira hepimizin ortak hedefi, refah içinde teknolojik olarak ileri, sağlıklı ve güvenlikli işyerlerine sahip bir ekonomiye kavuşmaktır.

İş Teftiş Kurulu’nca gerçekleştirilecek kampanyalar

30.06.2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile ilk defa iş sağlığı ve güvenliği konusu ayrı bir kanunla ele alınmıştır. Yayımlanan kanun ve yenilenen teftiş politikamız ışığında müfettişin “teftiş eden ve yaptırım uygulayan” yönüne ilaveten “rehberlik eden, bilgilendiren ve bilinçlendiren” yönü ön plana çıkarılmaya çalışılmıştır. Bu amaçla, mevcut teftişlerimiz insan odaklı, etkin denetimleri içeren “Risk Esaslı”, “İşkolu/Sektör Esaslı” ve “Alan Esaslı” programlı teftişler olarak gerçekleştirilmektedir.

İş Teftiş Kurulu Başkanlığımız tarafından gerçekleştirilen

Page 21: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

22

teftişler “programlı teftişler” ve “incelemelerden oluşan program dışı teftişler” olmak üzere iki temel bölümden oluşmaktadır.

Programlı teftişler, çalışma hayatındaki sorunların değerlendirilmesi ve önceliklendirilmesi sonucu belirlenen alanlarda veya sektörlerde, yahut özel bir risk grubu hedeflenerek belirlenen işyerlerinde çalışma hayatı ile ilgili mevzuat hükümlerinin

tamamının veya bir kısmının uygulamalarının denetlenmesi amacıyla ve hedefler koyularak gerçekleştirilen teftişlerdir.

İncelemelerden oluşan program dışı teftişler ise programlı teftişler dışında kalan güvenlik raporu incelemesi ve ihbar, şikâyet vb. talepler üzerine veya Kurul Başkanlığına intikal ettirilen evraklardan teftiş hizmetiyle bağdaşır nitelikte olanların teftiş programına alınması sonucu gerçekleştirilen teftişlerdir.

Teftiş faaliyetlerinin hazırlık aşamasından itibaren çalışanlar, işverenler ve çalışma hayatının diğer sosyal tarafları ile işbirliği içine girilmekte, teftişin kapsamı, teftişin seyri, tespit edilen riskler, alınması gereken önlemlerle ilgili olarak teftişin her aşamasında bilgilendirme toplantıları yapılarak ortak çalışmalar yürütülmektedir.

Kurul olarak hedefimiz insan odaklı etkin denetimlerimizi

yaygınlaştırarak sürdürmek ve iş sağlığı ve güvenliği kültürünü çalışma hayatına yerleştirmektir.

Mesleki eğitim belgesi ve iş güvenliği kültürü

Çalışma hayatı; istihdamdan, çalışma şartlarına; sosyal güvenlikten, mesleki eğitime; iş sağlığı ve güvenliğinden, yurt dışında çalışan vatandaşlarımızın haklarının korunmasına kadar çok geniş bir alanı ve toplumun büyük bir kesimini kapsamaktadır. Bilindiği üzere

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun çalışanların eğitimi alt başlıklı 17’nci maddesinin üçüncü fıkrasında “Mesleki eğitim alma zorunluluğu bulunan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işlerde, yapacağı işle ilgili mesleki eğitim aldığını belgeleyemeyenler çalıştırılamaz” denilmektedir. Mesleki eğitim, örgün veya yaygın eğitim yoluyla bireyleri mesleğe hazırlamak, meslek sahibi olanların mesleklerindeki gelişimlerini ve yeni

mesleklere uyumlarını sağlamak amacıyla gerekli bilgi, beceri, tavır ve değer duygularını geliştiren ve bireylerin fiziki, sosyal, kültürel ve ekonomik yeteneklerinin gelişim sürecinin bir plan içerisinde yürütülmesini sağlayan eğitimdir. Dolayısıyla çalışanlarda iş sağlığı ve güvenliği kültürünün yerleştirilmesi için gerekli en önemli unsurlardan bir tanesidir. Mesleki eğitimini almış bir çalışan sertifikasız bir çalışana göre iş sağlığı ve güvenliği anlamında daha etkin ve daha güvenli çalıştığı bilinmektedir.

4857 sayılı İş Kanunu’nda mesleki eğitim almadan işe başlatılamama hususunun mesleki eğitim sisteminin ve meslek standartları çalışmalarının henüz erken bir evrede olduğu

için sadece ağır ve tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için uygulanmaktaydı, fakat İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile bu kapsam genişletildi ve hem tehlikeli hem de çok tehlikeli işyerleri için uygulanmaya başladı.

Sosyal taraflar arasında farkındalığın arttırılması

İş Teftiş Kurulu Başkanlığımız tarafından gerçekleştirilen teftişlerin yanı sıra çalışanlar, işverenler ve çalışma hayatının diğer sosyal tarafları ile koordineli

Page 22: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

23

çalışmalar yapılmaktadır. Teftiş sonucunda tespit edilen riskler, alınması gereken önlemlerle ilgili olarak teftişin öncesinde ve sonrasında bilgilendirme toplantıları yapılmaktadır.

Ancak unutulmamalıdır ki 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 10’uncu ve 30’uncu maddelerine dayanılarak 29.12.2012 tarihli ve 28512 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 30.12.2012 tarihinde yürürlüğe girmiş olan İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği’nin 5’inci maddesi gereğince işverenler; çalışma ortamının ve çalışanların sağlık ve güvenliğini sağlama, sürdürme ve geliştirme amacı ile iş sağlığı ve güvenliği yönünden risk değerlendirmesi yapmakla

veya yaptırmakla yükümlüdürler. Risk değerlendirmesi işverenin tek başına gerçekleştirebileceği bir işlem olmayıp ilgili yönetmeliğin 6’ncı maddesi gereğince, işverenin oluşturduğu bir ekip tarafından gerçekleştirilmelidir ve işveren, ihtiyaç duyulması durumunda bu ekibe destek olmak üzere işyeri dışındaki kişi ve kuruluşlardan hizmet alabilmektedir. Bu doğrultuda işverenlerin piyasadaki kişi ve kuruluşlardan hizmet almaları risk değerlendirmesinin daha sağlıklı bir şekilde işyerlerinde gerçekleştirmelerini sağlayacak bir unsurdur. Bu konuda işverenlerin hizmet alacakları kişi ve kuruluşların güvenilirliklerini sorgulamaları ve dikkate almaları gerekmektedir.

İş Teftiş Kurulu Başkanlığı olarak

benimsediğimiz teftiş anlayışı “Her şey

insan içindir. İnsan yaşamı her şeyden

değerlidir” tezi ile aynı doğrultudadır.

Page 23: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

24

İnşaat ve madencilik sektöründe mesleki eğitimin önemi

Mesleki eğitim, zorunlu olduğu her sektörde çok önemli bir unsurdur. İnşaat ve madencilik sektörüne baktığımız zaman tehlikeli durumlar çok fazladır, buna bir de tehlikeli davranış eklendiği zaman iş kazası kaçınılmaz olmaktadır. Yapılan araştırmalar çerçevesinde, inşaat işyerlerinde meydana gelen iş kazalarının önemli bir bölümü, dikkatsiz ve özensiz davranıştan kaynaklandığı tespit edilmiştir. Mesleki eğitimin de bu tehlikeli davranışları azaltan veya ortadan kaldıran bir unsur olduğu göz önünde bulundurulduğunda, açıkça görülmektedir ki, iş kazalarının yoğun bir şekilde yaşandığı başta inşaat ve madencilik sektöründeki önemi yadsınamaz.

Risk değerlendirmesi kavramının iş hayatına getirdikleri

30.06.2012 tarih ve 28339 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu iş sağlığı ve güvenliğinde en iyi koşulları hedefleyerek, işyerlerinin mevcut durumunun sürekli iyileştirilmesini amaçlıyor. Kanun, iş kazası veya meslek hastalığı ortaya çıktıktan sonra neler yapılacağını değil, iş kazası ve meslek hastalığının önlenmesi için atılacak adımları esas alıyor. Bu kapsamda işveren; çalışanları ile birlikte işin her aşamasında işten kaynaklı tehlikeleri sürekli olarak tespit etmek, muhtemel risklere karşı tedbir almak amacıyla “Risk Değerlendirmesi” yapacaktır. Risk değerlendirmesi, işyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek tehlikelerin belirlenmesi, bu tehlikelerin riske dönüşmesine yol açan faktörler ile tehlikelerden kaynaklanan risklerin analiz edilerek

Page 24: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

25

derecelendirilmesi ve kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması amacıyla yapılması gerekli çalışmaları ifade etmektedir.

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 10’uncu ve 30’uncu maddelerine dayanılarak hazırlanan “İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği”nin 5’inci maddesinde “İşveren; çalışma ortamının ve çalışanların sağlık ve güvenliğini sağlama, sürdürme ve geliştirme amacı ile iş sağlığı ve güvenliği yönünden risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır” denilmektedir.

İşverenler risk değerlendirmesi çalışmalarını; tüm işyerleri için tasarım veya kuruluş aşamasından başlamak üzere tehlikeleri tanımlanması, riskleri belirlenmesi ve analiz edilmesi, risk kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması, dokümante edilmesi, yapılan çalışmaların güncellenmesi ve gerektiğinde yenilenmesi aşamalarını izleyerek gerçekleştirir.

Yönetmelik, risk değerlendirmesi çalışmalarına işveren ve iş sağlığı ve güvenliği profesyonellerinin yanı sıra çalışanların katılımını da sağlamaktadır. Bu kapsamda İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği’nin 6’ncı maddesi risk değerlendirmesinin bir ekip tarafından gerçekleştirilmesini öngörmektedir. Bu ekipte; işveren veya işveren vekili, işyerinde sağlık ve güvenlik hizmetini yürüten iş güvenliği uzmanları ile işyeri hekimleri, işyerindeki çalışan temsilcileri, işyerindeki destek elemanları, işyerindeki bütün birimleri temsil edecek şekilde belirlenen ve işyerinde yürütülen çalışmalar, mevcut veya muhtemel tehlike kaynakları ile riskler konusunda bilgi sahibi çalışanlar yer almalıdır.

İşyerlerinde sürekli iyileştirmenin sağlanması için risk değerlendirmesi

çalışmasının güncel halde tutulması gerekmektedir. Bu zorunluluk Yönetmeliğin “Risk değerlendirmesinin yenilenmesi” başlıklı 12’nci maddesinde; “yapılmış olan risk değerlendirmesi; tehlike sınıfına göre çok tehlikeli, tehlikeli ve az tehlikeli işyerlerinde sırasıyla en geç iki, dört ve altı yılda bir yenilenir, bununla birlikte işyerinin taşınması veya binalarda değişiklik yapılması, işyerinde uygulanan teknoloji, kullanılan madde ve ekipmanlarda değişiklikler meydana gelmesi, üretim yönteminde değişiklikler olması, iş kazası, meslek hastalığı veya ramak kala olay meydana gelmesi, çalışma ortamına ait sınır değerlere ilişkin bir mevzuat değişikliği olması, çalışma ortamı ölçümü ve sağlık gözetim sonuçlarına göre gerekli görülmesi, işyeri dışından kaynaklanan ve işyerini etkileyebilecek yeni bir tehlikenin ortaya çıkması gibi durumlarda ortaya çıkabilecek yeni risklerin, işyerinin tamamını veya bir bölümünü etkiliyor olması göz önünde bulundurularak risk değerlendirmesi tamamen veya kısmen yenilenir” şeklinde ifade edilmektedir.

Kanun, risk değerlendirmesi çalışmaları yapılırken bazı hususlara özellikle dikkat edilmesini zorunlu hale getirmiştir. Bu durum Kanun’un 10’uncu maddesinde; “belirli risklerden etkilenecek çalışanların durumu, kullanılacak iş ekipmanı ile kimyasal madde ve müstahzarlın seçimi, işyerinin tertip ve düzeni ile genç, yaşlı, engelli, gebe veya emziren çalışanlar gibi özel politika gerektiren gruplar ile kadın çalışanların durumu risk değerlendirmesi yapılırken dikkate alınır”şeklinde ifade edilmektedir.

Risk değerlendirmesi yapma yükümlülüğünü yerine getirmemenin getirdiği en önemli yaptırım ise kanunun 25’inci maddesinde belirtildiği üzere;

çok tehlikeli sınıfta yer alan maden, metal ve yapı işleri ile tehlikeli kimyasallarla çalışılan işlerin yapıldığı veya büyük endüstriyel kazaların olabileceği işyerlerinde, risk değerlendirmesi yapılmamış olması durumunda işin durdurulmasıdır.

Sonuç olarak işverenler, işyerlerinde yapılan risk değerlendirmesi çalışmalarını göz önünde bulundurarak işyerlerinde meydana gelebilecek iş kazalarının ve ortaya çıkabilecek meslek hastalıklarının önüne geçebilmek için genel bir önleme politikası geliştirmelidirler.

“Her şey insan içindir. İnsan yaşamı her şeyden değerlidir”

Önlemenin ödemekten daha insani ve daha ekonomik olduğundan, çalışma barışının sağlanmasının toplumların gelişmelerine ve sosyal refahlarının artmasına olan etkilerinin önemi gerçeğinden yola çıktığımızda, İş Teftiş Kurulu Başkanlığı olarak benimsediğimiz teftiş anlayışı “Her şey insan içindir. İnsan yaşamı her şeyden değerlidir” tezi ile aynı doğrultudadır. Yaptığımız teftişlerde, bir iş kazasının veya meslek hastalığının, işyerindeki diğer çalışanları da olumsuz yönde etkilediğine şahit olmaktayız. Bu bağlamda, işverenler tarafından işyerlerinde alınan veya alınacak her önlem sadece çalışanların sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışmasını sağlamayacak, aynı zamanda işyerindeki çalışanların verimini de arttıracaktır. Teftişlerin her aşamasında yaptığımız rehberlik ve bilgilendirme toplantılarında müfettişlerimiz bu konuyu özellikle vurgulamaktadırlar. Toplumun her kesiminde bu görüşe anlam kazandırabilmek için bütün kurumların birlikte çalışması gereklidir. İş Teftiş Kurulu Başkanlığı olarak bu çalışmalarda aktif rol almaktayız ve almaya devam edeceğiz.

Page 25: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

26

Kömür RezervleriSürdürülebilirKalkınma İçinGüvencedir

YAŞAM İÇİN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ DOSYA

MTA, 1935 yılında ülkemizin jeolojik yapısını aydınlatmak, bu jeolojik yapıya bağlı olarak bulunması muhtemel endüstriyel hammadde, metalik maden ve enerji hammaddelerini tespit etmek, bu maden varlıklarının işletilmesine yönelik bilgiler üretmek ve teknolojik çalışmalar yapmak, sektöre uzman eleman yetiştirmek ve yer bilimleriyle ilgili altyapı bilgi ve dokümanları üretmek amacıyla kurulmuştur.

MTA bilimsel ve teknolojik gelişmeleri yakından takip etmek suretiyle, kendisini sürekli yenileyerek, jeolojik araştırmalar, metalik, endüstriyel ve enerji hammadde aramaları, kömür, jeotermal ve nükleer enerji kaynaklarının aranması, jeofizik araştırmalar, analiz ve

teknolojik test çalışmaları, fizibilite çalışmaları, deniz jeolojisinin jeofiziği araştırmaları, çeşitli bilimsel ve teknolojik araştırmalar gibi çok çeşitli faaliyet alanlarında çalışmalarını sürdürmektedir.

Madenciliğin alt yapısını oluşturan en önemli bileşenlerden biri olan jeolojik haritalar, MTA’nın en önemli alt yapı hizmetlerinden biridir. MTA, elde ettiği ve ürettiği verileri; sondaj karotları, haritalar, raporlar, süreli ve süresiz yayınlar halinde arşivlerinde, kütüphanesinde ve coğrafi bilgi sistemi ünitesinde bilgisayar ortamında biriktirerek ve yayınlayarak kullanıcıların hizmetine sunmaktadır. Bu bilgi ve veri üretimiyle Genel Müdürlüğümüz, ilgili sektörlere gerekli altyapı hizmetini vererek, daha doğru ve güvenli bir yerleşim

Mehmet ÜZERMaden Tetkik Arama Enstitüsü

Genel Müdürü

Türkiye Diri Fay Haritası’nın

güncellenmesi projesi arazi

çalışmaları tamamlanarak

ülkemizi kapsayan 59 adet 1/250.000

ölçekli fay haritalarının

tamamı2012 yılında

basılmıştır.

Page 26: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

27

planlamasının yapılabilmesine, doğal kaynaklarımızın bulunabilmesi ve işletilebilmesi için daha etkili faaliyetlerin sürdürülebilmesine bilimsel destek sağlamaktadır.

Jeolojik Miras, önemli bilimsel veya görsel değeri olan ve insan eliyle yok olma tehdidi bulunan, güncel veya eski herhangi bir jeolojik süreci, olayı veya özelliği ifade eden kaya mineral, fosil topluluğu, yapı, istif, yer şekli veya arazi parçasıdır. Yerkabuğunun evrimini açıklayan, görsel yanı büyük olan, jeolojik olarak bilinen olay veya süreçlerin güzel temsilcileri ve çok seyrek rastlanan oluşumlar korunmaları gereken jeolojik miras parçalarıdır. MTA Genel Müdürlüğümüz bu konuda da çalışmalar yürütmekte çalışmaların ayrıntısı internet sitemizde Jeolojik Miras Araştırmaları başlığı altında yer almaktadır.

Ülkemizin tümünü oluşturan ve tamamı MTA tarafından yapılan 1/25.000 ölçekli jeoloji haritaları 1995-2013 yılları arasında 1589 adet pafta güncelleştirilmiş, basımı ve sayısal ortama aktarılması çalışmaları hızla devam etmektedir. 292 adet 1/100000 ölçekli jeoloji haritasının basımı gerçekleştirilmiştir. Hazırlanan jeoloji haritaları Coğrafi Bilgi Sistemi (CBS) ortamında sayısallaştırılarak Türkiye Jeoloji Veri Tabanı (TJVT) oluşturulmuş ve 2013 yılı sonu itibarıyla Türkiye genelinde 5547 adet olan 1/25.000 ölçekli jeoloji haritasının 5547 adedi tamamlanmıştır.

Türkiye Diri Fay Haritası’nın güncellenmesi projesi arazi çalışmaları tamamlanarak ülkemizi kapsayan 59 adet 1/250.000 ölçekli fay haritalarının tamamı 2012 yılında basılmıştır. Bu çalışmalar

kapsamında ülkemizin en önemli fay zonlarından Kuzey Anadolu Fayı ve Doğu Anadolu Fayı Atlasları hazırlanarak basılmıştır.

2003 yılından itibaren MTA’nın çalışmalarında, sondajlı aramalara verilen önemle birlikte, o yıllarda 32 bin metrelerde olan sondajlı arama metrajı on kat artarak 2013 yılında 330 bin metre sondaj olarak gerçekleştirilmiştir.

Genel Müdürlüğümüz, sondaj makine parkı yenileme çalışmaları ile mevcut sondaj makine parkının yenilenmesinin yanı sıra sondaj operasyonlarında kullanılan ekipman yenileme çalışmaları da planlı olarak yürütülmektedir.

MTA Genel Müdürlüğü son beş yıldır yapmakta olduğu sondajlı aramaların bir kısmını özel sektöre ücreti karşılığı yaptırmakta olup 2013 yılında özel sektöre 214.340 metre sondaj yaptırılmıştır.

Geçmişte birinci etap madencilik olarak adlandırılan mostra madenciliği yerine, bugün ikinci etap madencilik diyebileceğimiz

MTA Genel Müdürlüğü son beş yıldır yapmakta olduğu sondajlı aramaların bir kısmını özel sektöre yaptırmakta olup 2013 yılındaözel sektöre214.340 metresondaj yaptırılmıştır.

Page 27: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

28

örtülü ve gömülü maden yataklarının aranmasına yönelik bilimsel ve teknik yöntemleri kullanan MTA Genel Müdürlüğü, aramada karşılaşılan riskleri azaltan bu kapsamda alt yapı bilgileri üreten bir kurum haline gelmiş olup, arama faaliyetlerini bu yönde sürdürmektedir.

Metalik maden ve endüstriyel hammadde aramalarına yönelik olarak sondajlı çalışmalar sonucunda önemli gelişmeler sağlanarak, yeni maden sahalarının varlığına yönelik bulgular elde edilmiştir. Bu kapsamda, Doğu Toros Kuşağında Malatya-Adıyaman ve Kahramanmaraş (Afşin) illerinde altın ve bakır içeren birçok zuhur ve yatak üzerinde yapılan sondajlı arama çalışmaları sonucunda porfiri sistemde gelişmiş bakır molibden ve altın cevherleşmeleri belirlenmiştir. Ülkemizin en büyük demir havzası olan Sivas-Erzincan-Malatya bölgesinde Kuluncak ve Divriği de manyetit cevherleşmeleri belirlenmiş, Orta Karadeniz ofiyolitleri üzerinde yapılan arama çalışmalarında Kastamonu Hanönü bölgesinde %1-3 bakır tenörlü cevherleşme tespit

edilmiştir. Çorum bölgesinde 914 ppb yaklaşık 2 milyon ton altın rezervi hesaplanmıştır. Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yapılan sondajlı arama çalışmalarında ekonomik boyutlara ulaşabilecek mineralizasyonlar tespit edilmiştir. Son yıllarda stratejik önem kazanan lityum konusunda potansiyel alanlarda arama çalışmaları sürdürülmüştür. Endüstriyel tuz yataklarına yönelik olarak Tuz Gölü güneyinde yeni tuz oluşumları belirlenmiştir. MTA tarafından, Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne ait işletme ve ruhsat sahalarında rezerv geliştirme ve bor arama projesi kapsamında, bor rezervinde 1,5 milyar ton artış sağlanmış, rezerv 3,5 milyar tona çıkarılmış ve rezervlerimiz büyük oranda görünür hale gelmiştir.

Ülkemizde 2005 yılından itibaren yerli kaynakların kullanılması ve dışa bağımlılığın azaltılması politikası doğrultusunda 2005 yılında başlatılan EUAŞ ve TKİ ile işbirliği kapsamında Afşin-Elbistan EUAŞ sahasında 1,3 milyar ton, Manisa TKİ sahasında 205 milyon ton olmak üzere ve MTA arama projeleri kapsamında belirlenen rezervler ile birlikte ülkemiz linyit rezervleri

MTA tarafından,Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne ait işletme ve ruhsat

sahalarında rezerv geliştirme ve

bor arama projesi kapsamında,

bor rezervimizde1,5 milyar ton artış

sağlanmış,rezerv 3,5 milyar tona

çıkarılmıştır.

Page 28: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

29

toplam 6.79 milyar ton artırılmıştır. 8.3 milyar ton olan linyit rezervi %82 artırılarak 15,1 milyar tona ulaşmıştır. 2013 yılı sonu itibari ile 3 adedi büyük rezervli (Karapınar-Ayrancı, Eskişehir-Alpu, Afyon-Dinar) olmak üzere 10 adet yeni kömür sahası keşfedilmiştir. Kömür rezervlerinin bugünkü tüketim koşullarında 200 yıl kullanılabilecek bir potansiyel sunması, sürdürülebilir bir kalkınma ve enerji güvenliği sağlanması açısından oldukça önemlidir.

Yenilenebilir enerji kaynağı olan jeotermal enerjide ülkemiz önemli potansiyele sahiptir. 31.500 MWt potansiyeli ile dünyada 7., Avrupa’da ise 1. sırada yer almaktadır. MTA Genel Müdürlüğü ülkemizde jeotermal kaynak aramacılığını 1962 yılında başlatarak bugüne kadar getirmiştir. Jeotermal enerji arama çalışmaları; 2004 yılından itibaren hızlandırılmış ve sondajlı jeotermal enerji aramaları 2.000 m’lerden 28.000 m’lere çıkarılmıştır. Jeotermal enerji aramaları için MTA Genel

Müdürlüğü’ne sağlanan ödenek yaklaşık 10 katına çıkarılmıştır. 2005 yılında jeotermal envanteri yapılarak yatırımcıların hizmetine sunulmuştur. Ülke görünür ısı kapasitesinde ise 2004 yılında 3100 Mwt’den 2013 yılında 4900 Mwt’e çıkarılmıştır.

Türkiye’de elektrik üretimine uygun potansiyel içeren 25 adet saha bulunmaktadır ve bu sahaların tamamı Batı Anadolu’da yer almaktadır. Bu sahalarda üretim

yapan kurulu güç 162,2 Mwe’dir. Tüm bu sahaların geliştirme çalışmaları tamamlandığında bu kapasite 720 Mwe’ye çıkarılabilecektir. Bu sahalardan hali hazırda elektrik üreten, projelendirilmiş, yapım aşamasında olan yatırımların toplam lisans miktarı 635,03 MW’a ulaşmıştır.

5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Mineralli Sular Kanunu hükümlerine göre MTA tarafından bulunan jeotermal kaynaklar yatırımcılara

ihale ile devir edilerek yatırıma dönüşmesi sağlanmıştır. İhalelerin başlangıcından bugüne kadar 17 adedi elektrik üretimi 75 adedi ise ısıtma ve termal turizme uygun toplam 94 adet jeotermal saha (toplam 135 adet ruhsat) yatırımcıya devredilmiştir.

MTA analiz faaliyetlerinde, analiz ve teknoloji laboratuvarlarına son yıllarda yapılan yatırımlarla yeni cihaz ve ekipmanlar alınmış, son beş yılda laboratuvarların kapasitesi iki kat artırılmıştır. 2013 yılında toplam 69.315 numunede 945.089

adet analiz/test yapılmıştır. Laboratuvarlarda yapılan, analiz/test sonuçlarının uluslararası geçerliliğinin sağlanabilmesi amacıyla başlatılan akreditasyon çalışmaları sonucunda 2010 yılında Akreditasyon Belgesi alınmış olup, kömür ve kok, mekanik doğal taşlar ve doğal taş ürünleri ile toprakta bakır analizlerinde akredite olunmuştur. Bu yapılan çalışmalarla akreditasyon kapsamında toplam 36 metot ve 71 analiz/test’e ulaşılmıştır.

Yenilenebilir enerji kaynağı olan

jeotermal enerjide ülkemiz 31.500

MWt potansiyeli ile dünyada 7., Avrupa’da

ise 1. sırada yer almaktadır.

Page 29: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

30

Huzur ve Güvenin Teminatı JandarmaGenel Komutanlığı*

Jandarma Genel Komutanlığı, insan merkezli çağdaş yönetim ve görev anlayışı ile çağın gerektirdiği son bilgi ve beceri ile donatılmış, her türlü zorlu hava ve arazi şartlarında, arama kurtarma, özel operasyon, teröristle mücadele ve toplumsal olaylara müdahale edebilen, saygın, güvenilir, mükemmel hizmet üretebilen, ulusal ve uluslararası alanda emsalleri arasında örnek gösterilen silahlı, askeri bir güvenlik ve kolluk kuvvetidir.

Görev alanının genişliğine paralel olarak teşkilatlanan J.Gn.K.lığı; karargah ve bağlı birlikler, iç güvenlik birlikleri, okullar ve eğitim birlikleri, lojistik destek birlikleri, havacılık birlikleri ve görevin özelliğine göre kurulan diğer özel birliklerden

oluşmaktadır. Özel maksatlarla kurulan ve insan hayatını her şeyin üstünde tutan birimler şunlardır:

Jandarma Doğal Hayatı Koruma Takımları ve Jandarma Çevre Koruma Timleri; çevre ve doğal hayatın korunmasına ve çevre kirliliğinin önlenmesine büyük önem vermektedir. Çevre dengesi ve doğal hayatın korunması, çevre kirliliğinin ve kaçak yapılaşmanın önlenmesi ile çevre bilincinin geliştirilmesi amacıyla kurulmuştur.

Jandarma Asayiş Bot Komutanlıkları; iç sularda (göl, gölet, akarsular) emniyet ve asayiş hizmetlerinin sağlanması için çalışmaktadır.

Jandarma Komando Arama Kurtarma

Tabur Komutanlığı, yurt genelinde

meydana gelebilecek her türlü doğa ve

insan kaynaklı afetler ile olaylarda arama

kurtarma faaliyeti icra etmektedir.

DOSYA YAŞAM İÇİN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

JANDARMAGENEL KOMUTANLIĞI

Page 30: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

31

Huzur ve Güvenin Teminatı JandarmaGenel Komutanlığı*

Jandarma Trafik Timleri; Jandarma sorumluluk alanı içerisindeki protokollerle belirlenmiş karayollarında, trafiğin düzenlenmesi ve denetlenmesi ile görevlidir.

Jandarma Motosikletli Asayiş Timleri; genel emniyet ve asayişin sağlanması, meydana gelen olaylara müdahale edilmesi ve trafiğin düzenlenmesi hizmetlerini vermektedir.

Jandarma Arama-Kurtarma Timleri; kış ve dağ turizminin yoğun olduğu yerlerde emniyet ve asayişin sağlanması, arama ve kurtarma faaliyetleri ile hasta ve yaralıların tahliye edilmesi için çalışmaktadır.

Çocuk ve Kadın Kısım Amirlikleri; çocukların korunması, çocuk suçluluğunun önlenmesi, suça

sürüklenen çocuklara yönelik alınan tedbirlerin ve aile içi şiddet mağduru kadınlarla ilgili işlemlerin daha etkili bir şekilde sürdürülmesi görevini üstlenmiştir.

Köpek Unsurları; sabotajlara, şüpheli ve tehlikeli durumlara karşı güvenliğin sağlanması, uyuşturucu madde, mayın ve patlayıcı maddelerin bulunması, doğal afetlerde kazazedelerin yerinin tespit edilmesi ile görevlidir.

Atlı Jandarma Birlikleri; özellikle turistik bölgelerdeki mesire yerleri, ormanlık alanlar ve araçlarla girilemeyen yerlerdeki önleyici kolluk hizmetlerinin yerine getirilmesi amacıyla vatandaşlara yardım elini uzatmaktadır.

JAK Tabur Komutanlığı kendisine verilen görevlerin en iyi şekilde icra edilmesi maksadıyla; eğitimlerine gerçek arazi ve hava koşullarında yurt genelinde yıl boyunca devam etmektedir. Tabur bünyesinde görevli personelin görevleriyle ilgili eğitimlerine ek olarak birlik içi, yurt içi ve yurt dışı kurslara katılımı sağlanarak konularında uzmanlaşması amaçlanmaktadır.

Görevlerin etkin bir şekilde icra edilmesi maksadıyla; arama kurtarma faaliyetlerine ilişkin yurt içindeki ve yurt dışındaki bütün güncel gelişmeler ile kullanılan teçhizat ve malzemelere ilişkin son teknolojiler devamlı takip edilerek Arama Kurtarma Taburu’nun imkân ve kabiliyetleri daha üst seviyelere çıkarılmaktadır.

Page 31: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

32

Personel Seçimi

Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığı’nın personel ihtiyacı, öncelikle jandarma komando birliklerinde görev yaparak kıta tecrübesi kazanmış, liderlik vasıflarına sahip, üstün ve gönüllü fiziksel açıdan güçlü ve yetenekli profesyonel personel arasından karşılanmaktadır.

Personel seçim esasları;

* Gönüllü olmak,* Hizmet yılının 3-9’uncu yılları arasında olmak,* Asgari bir defa sıralı hizmet garnizon görevini tamamlamış olmak,* Asgari iki yıl jandarma komanda birliklerinde görev yapmış olmak,* Komando temel kursunu başarıyla bitirmiş olmak,* “Komando olur” sağlık raporu almak,

* Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığınca yapılacak uygulamalı test ve mülakat sınavında başarılı olmak,* 90 puan ve üzeri sicil not ortalamasına sahip olmaktır.

Eğitim

Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığı’nda icra edilen eğitimlerin ana hedefi;

* Yüksek fizik ve moral gücüne sahip,* Attığını vurabilen,* Atik, canlı ve çevik,* Silah arkadaşlığı ruhunu içten hissedebilen,* Çetin arazi ve değişik iklim şartlarında her türlü engeli aşarak verilecek vazifeleri her an başarmaya hazır,* Disiplin ve sorumluluk anlayışı gelişmiş personel yetiştirilmesidir.

Eğitimin ana hedeflerinden biri her

türlü engeli aşarak verilecek vazifeleri her an başarmaya

hazır personel yetiştirilmesidir.

Page 32: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

33

Birliğe yeni katılan personelin, oryantasyon ve kendi görev alanları ile ilgili yeterlilik eğitimlerini müteakip, birlikte uzun süredir görev yapan personel ile görev başı eğitimine tabi tutularak uzmanlaşması sağlanmaktadır.

Bunlara ilave olarak görev alanlarına giren konularda yetiştirilmesi, geliştirilmesi ve çağın gerektirdiği

hedeflere ulaştırılabilmesi için, yurt içi ve yurt dışında çeşitli kurslara katılması sağlanmaktadır.

İcra edilen eğitimlerde; mevcut eğitim, spor ve atış alanları ile muhtemel görev yerleri olabilecek çeşitli hava alanları, tren istasyonları, dağlar, göller, mağaralar gibi gerçek mekânlardan istifade edilmektedir.

1839 yılında kurulan Jandarma Teşkilatı bir çok evrelerden geçerek günümüze kadar varlığını üstün başarılar ile sürdürmüştür.

Hayat Timlerine Ulaşım

İhbar, şikâyet, müracaat ve yardım talepleri, her türlü telefondan “156 Jandarma İhbar/İmdat Hattı” aranarak ya da Jandarma Genel Komutanlığı’nın www.jandarma.gov.tr adlı kurumsal internet sitesinde bulunan “156 Jandarma İhbar/İmdat Hattı” bağlantısında bulunan form aracılığıyla Jandarma birimlerine kolayca ulaştırılabilir. Halen tüm İl Jandarma Komutanlıklarında tesis edilmiş olan “156 Jandarma İhbar/

İmdat Hattı” günün 24 saati hizmet vermektedir.

Tam 175 yıldır Jandarmanın komandoları en çetin şartlarda insanın can ve mal güvenliğini korumak için kendi hayatları pahasına mücadele etmektedirler.

Onlar deprem, sel, heyelan gibi doğal afetlerde bazen kaybolan dağcıların kahramanları olarak ya da su altı arama çalışmalarında, ülkemizin dört bir köşesinde devletin vatandaşa açılan kapısıdır.

Jandarma Arama Kurtarma Taburu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri ve Karadeniz Bölgesi ile bütün ülke sathında terörle mücadelenin en önemli unsuru olmuştur. Bu uğurda binlerce şehit ve yaralı veren Jandarma, her ne pahasına olursa olsun şevk ve heyecanla Türkiye’nin birlik ve beraberliğinin korunmasında en önemli güvence konumundadır.

* Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığı tarafından İnsan Dergisi için gönderilen bilgilerden derlenmiştir.

Page 33: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

34

DOSYA

Tuğrul KUDATGOBİLİKTİSK ve MESS

Eski Yönetim Kurulu Başkanı

İş sağlığı ve güvenliği, her

kazanın önlenebilir olduğu anlayışıyla

yönetilmelidir.

Manisa’nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle yitirilen canlar hepimizi derinden üzmüştür. Bu kayıplar, ülke olarak hepimizin kaybıdır. Bu trajedi, madencilik sektörü gibi çok tehlikeli işler grubunda yer alan faaliyetlerde iş sağlığı ve güvenliğinin ne denli önem taşıdığını göstermiştir.

Altını çizerek belirtmeliyim ki yaşanan bu elim kazadan, ülkemizin sosyal ve ekonomik gelişmesine katkıda bulunulması ve bu acı olayın tekrarının önlenmesi açısından gelecek hakkında önemli dersler çıkarılması gerekmektedir. Ulusal gündemimizin her alanında iş sağlığı ve güvenliğinin yaygınlaştırılmasını sağlamak, hepimizin öncelikli görevidir.

İş sağlığı ve güvenliği alanında son yıllarda ülkemizde yoğun bir yasama süreci yaşanmıştır. 30 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile, kamu ve özel sektör ayırımı gözetilmeksizin tüm çalışanlar Kanun kapsamına alınmıştır. Kanun ile gerek kapsam,

gerekse işyeri organizasyonu bakımından önemli yenilikler getirilmiş olup bu yönüyle iş sağlığı ve güvenliği alanında ülkemizde yeni bir dönem başlamıştır.

Kanun gereğince işverenler; çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü tutulmuşlardır. Ayrıca, mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapılması işverenlerin genel yükümlülükleri arasında yer almaktadır.

Kanunun ilgili hükümlerinin uygulama usul ve esaslarının belirlenmesi amacıyla 37 yönetmelik ve 3 tebliğ yürürlüğe konulmuştur. Bu ikincil düzenlemelerle birlikte, iş sağlığı ve güvenliği alanındaki mevzuatımız ILO standartlarına ve AB normlarına uygun olarak tamamlanmıştır. Hali hazırda Türkiye, ILO’nun 155,161 ve 187

YAŞAM İÇİN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

İş Sağlığı ve Güvenliği Yasal BirZorunluluktur

Page 34: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

35

numaralı Sözleşmelerini onaylamış durumdadır. 167 ve 176 numaralı Sözleşmelerin onaylanma süreci ise Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından başlatılmıştır.

Bu çerçevede, çok kapsamlı ve uluslararası normlarla uyumlu iş sağlığı ve güvenliği mevzuatımız, iş kazaları ve meslek hastalıklarının azaltılmasında önemli bir fonksiyon üstlenmiştir. Bu anlamda, yasal düzenlemeler yeterlidir. Ancak, iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesinde başarı; devlet, işveren ve işçi kesimlerinin üzerlerine düşen sorumlulukları gerektiği gibi yerine getirmeleri, bir başka deyişle mevzuatın uygulanma kabiliyetinin yüksekliği ile elde edilebilecektir. İşyeri bazında konu değerlendirildiğinde, tüm yöneticilerin ve çalışanların ortak değerleri benimsemesi; işletmelerde iş sağlığı ve güvenliği koşullarının iyileştirilmesi ve iş kazalarının önlenmesi için işverenlerin ve çalışanların aynı bakış açısı ve yeterli farkındalık düzeyi ile iş sağlığı ve güvenliği alanına odaklanması gerekmektedir. Uygun önlemlerin alınması ve doğru uygulamaların hayata geçirilmesi, işveren-çalışan işbirliğinin tam olarak sağlanması ile mümkündür.

Bu noktada ülkemizdeki işletmelerin, iş sağlığı ve güvenliği konusunun nasıl algılandığı ve uygulandığı hususunda bir bütün olarak değerlendirilmesi doğru olmayacaktır. İş sağlığı ve güvenliği konusunun algılanışı; işletmenin büyük veya küçük ölçekli olması, faaliyet

gösterdiği sektörün niteliği ve kayıt içi-kayıt dışılık açısından farklılıklar göstermektedir. Özelikle MESS bünyesindeki işyerleri açısından konuyu ele aldığımızda, Sendikamız üyeleri, çalışanlarımızın sağlık ve güvenliğine her zaman en büyük önceliği vermekte ve iş sağlığı ve güvenliği alanında ülkemizin en ileri örneklerini ortaya koymaktadırlar. İşletmelerimiz, küresel rekabet içinde bulunduğumuz gelişmiş ülkelerin seviyesini yakalamış, hatta bazı konularda gelişmiş ülkeleri de geçmiştir. Bunun olumlu bir yansıması olarak, üyelerimizin iş sağlığı ve güvenliği alanındaki çalışmaları ulusal ve uluslararası kuruluşlar tarafından ödüllendirilmektedir. Ancak, aynı başarılı uygulamaları KOBİ niteliğindeki işyerleri ile kayıt dışı sektörde yer alan işyerlerinde görebilmek mümkün değildir. Bu nedenle, son derece karmaşık ve teknik düzenlemelerin yer aldığı mevzuatın bu işyerlerince de etkin şekilde uygulanmasını temin edebilmek için, söz konusu mevzuatın gerekli rehberlik hizmetinin sağlanması ve çeşitli teşvik mekanizmaları ile uygulanma kabiliyetinin yükseltilmesi gerekmektedir.

4857 sayılı İş Kanunu’nun kabul edildiği 2003 yılından 6331 sayılı Kanun’un yayımlanmasına kadar geçen süreç, iş sağlığı ve güvenliği alanında ağırlıklı olarak yeni mevzuat hazırlıkları ve yürürlüğe konulan mevzuata bağlı olarak ortaya çıkan sorunların çözümü ile geçmiştir. Her ne kadar bu süreçte kamu ve özel sektör tarafından bilinç

Sorunun kaynağında çözümünü

sağlayacak önemli hususların başında eğitim gelmektedir.

Eğitim, iş kazaları ve meslek

hastalıklarını önlemenin, sağlık

ve güvenlik kültürü oluşturmanın en

etkili yoludur.

Page 35: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

36

ve farkındalığın artırılmasına ilişkin faaliyetler yürütülse de, mevzuat hazırlama çalışmalarına ağırlık verilmesi, iş sağlığı ve güvenliği alanında arzu edilen gelişmenin sağlanmasına engel teşkil etmiştir.

Önemle belirtmek gerekir ki iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin uygulanmasında sihirli bir mekanizma bulunmamakla birlikte; sosyal diyaloğun artırılması, güvenlik kültürünün yaygınlaştırılması için faaliyetler yürütülmesi, rehberlik ve teşvik mekanizmalarının güçlendirilmesi, iyi uygulama örneklerinin paylaşılabilmesi için uygun ortamların yaratılması, çalışanların ve İSG profesyonellerinin eğitiminde kalite ve standartların artırılması sorunların çözümüne bizce daha fazla katkı sağlayacaktır.

Çalışma ortamının sağlıklı ve güvenli olması, hem insani açıdan hem de verimlilik ve sürdürülebilir kalkınma açısından oldukça önem arz etmektedir. MESS olarak iş kazalarını ve meslek hastalıklarını, gereken tedbirleri almak suretiyle daha ortaya çıkmadan önlemenin, en etkili yöntem olduğuna inanıyoruz. Bu itibarla iş sağlığı ve güvenliği, her kazanın önlenebilir olduğu anlayışıyla yönetilmelidir.

İş sağlığı ve güvenliği çalışmalarının temelinde; işyerinde meydana gelebilecek risklerin öngörülerek,

bunların kabul edilebilir olup olmadığına yönelik çalışmaları beraberinde getiren, risk değerlendirmesi kavramı yer almaktadır. Risk değerlendirmesi, işletmelerce iş sağlığı ve güvenliği alanında alınacak en uygun tedbirlerin belirlenmesine hizmet etmekte, çıkabilecek sorunların baştan önlenmesi yönünde ihmal edilmemesi gereken bir süreç meydana getirmektedir. Bunun yanı sıra, çalışma ortamlarındaki sürekli değişim ve buna bağlı yeni sağlık ve güvenlik riskleri de konunun işletme odaklı yönetim sistemi şeklinde ele alınması gerektiğini göstermektedir.

Bu itibarla hedef odaklı oluşturulan risk değerlendirmesi ve yönetim sistemi;

• Proaktif yaklaşımın esas alınması,• Mevzuata tam uygunluk sağlanması, • İş sağlığı ve güvenliğindeki sorumluluk ve görevlerin belirlenmesi,• İş sağlığı ve güvenliği çalışmalarının geniş tabana yayılımının sağlanması,• Sağlık ve güvenlik alanında sürekli gelişim sağlanması

imkânı yaratmaktadır.

Yapılan araştırmalara göre iş kazalarının %98’i önlenebilir niteliktedir. Kalan %2’lik oranı da önüne geçilemeyen iş kazaları (örneğin doğal afet nedeniyle) oluşturmaktadır. Bundan çıkan sonuç, yeterli eğitim verildiği takdirde büyük oranda iş kazalarının

Mesleki yeterlilik kavramının

benimsenmesi ve belgeli kişi sayısının

artması, sektörel gelişime, küresel rekabet gücünün artmasına ve en

önemlisi iş sağlığı ve güvenliğinin

gelişiminedoğrudan etki

edecektir.

Page 36: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

37

önüne geçilebileceğidir. Ülkemizde çalışanlarımızın eğitim düzeyi arzu edilen yapıda değildir. Bazı sektörlerde istihdam edilen çalışanların büyük oranda eğitim seviyesinin orta eğitim düzeyinin altında olduğu bilinmektedir. Diğer taraftan, sanayinin ihtiyaç duyduğu kalifiye işgücünün yetiştirildiği meslek lisesi ve ön lisans eğitim kurumlarındaki iş güvenliği dersleri de ya hiç okutulmamakta ya da yetersiz kalmaktadır.

Bu nedenle, iş sağlığı ve güvenliği alanında sorunun kaynağında çözümünü sağlayacak önemli hususların başında eğitim gelmektedir. Eğitim, iş kazaları ve meslek hastalıklarını önlemenin, sağlık ve güvenlik kültürü oluşturmanın en etkili yoludur. Ülkemizde iş sağlığı ve güvenliği alanının gerçek bir eğitim konusu olarak ele alınması, yaygın ve etkin sonuçlara ulaşabilmek için her yaş ve düzeyde verilmesi gerekmektedir. Bu alanda işletmeler gerek işbaşı eğitimleri gerekse meslek içi eğitimler ile öncü rol oynasa da, toplumun tüm kesimlerinde, özel ve kamu sektörlerinde, okullarda, yolda ve evde bu yaklaşımın kabul edilmesi çok önemlidir.

Çalışanların mesleki eğitim almış olması, kuşkusuz iş güvenliği kültürünün oluşması ve bilinç düzeyinin artırılmasında büyük önem taşımaktadır. Günümüzde, mesleki eğitim ve öğretimde klasik okul tabanlı yaklaşım kendisini “Hayat Boyu Öğrenme” anlayışına bırakmıştır. Özellikle alaylı olarak tabir edilen çalışanlar için uzun tecrübeler ve çalışma hayatındaki zorlu süreçler sonunda kazanılan beceri ve yetkinliklerin belgelendirilmesi önem kazanmıştır. Bilindiği üzere, gerek kazanılan beceri ve yetkinliklerin belgelendirilmesi gerekse dünyada benzer mesleklerde çalışanların eşgüdümlü hareket edebilmesine dayanak temin etmek, mesleki yetkinliği artırmak için ülkemizde Mesleki Yeterlilik Sistemi’nin oluşturulması çalışması başlatılmıştır. Ülkemizde bu konudaki muhatap, Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK)’dur. Sendikamız MESS de metal ve otomotiv alanında Ulusal Meslek Standartları ve Yeterlilikler’i hazırlamak üzere MYK ile protokol imzalamış, 2008 yılından bu yana sürdürülen çalışmalar sonucu 71 Ulusal Meslek Standardı ve 41 Mesleki Yeterlilik Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

Sistemin sürdürülebilirliğine katkı sağlamak amacıyla sendikamız tarafından Mesleki Yeterlilik Sınav ve Belgelendirme Merkezi Tic. A.Ş. (SIBEM) hayata geçirilmiştir. Misyonumuz, nitelikli iş gücüne, katma değer yaratan çalışma ortamlarına ulaşmak, kalkınmaya katkı sağlamak ve ulusal rekabet gücümüzün artmasına destek olabilmektir. SIBEM, kuruluş, akreditasyon (TÜRKAK / ISO 17024) ve yetkilendirme (MYK) adımlarının tamamlanmasının ardından, 28 Aralık 2012 tarihinde 26 mesleki yeterlilik alanında sınav ve belgelendirme hizmeti vermek üzere çalışma hayatına başlamıştır. O tarihten bugüne kadar da sınav ve belgelendirme faaliyetlerine devam etmektedir.

Mesleki yeterlilik kavramının benimsenmesi ve belgeli kişi sayısının artması, sektörel gelişime, küresel rekabet gücünün artmasına ve en önemlisi iş sağlığı ve güvenliğinin gelişimine doğrudan etki edecektir.

Ülkemizin iş sağlığı ve güvenliği açısından en temel sorunu güvenlik kültürünün istenen seviyeye ulaşamamasıdır. Yapılan araştırmaların gösterdiği gibi, ayrıntılı kuralların veya teknik düzenlemelerin iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önlenmesindeki rolü günümüzde çok sınırlı kalmaktadır. Zira uygulamacıların konuya yönelik bilgi seviyesi ve farkındalığı artırılmadıkça söz konusu normlar, pratikte önleyici etki doğurmayacaklardır. Güvenlik

kültürünün geliştirilmesinde eğitim, bilgilendirme ve rehberlik mekanizmalarının önemli rolü vardır.

Paydaşlar arasında sağlanacak rehberlik ve işbirliği yoluyla İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun tam anlamıyla uygulanması için Soma Faciası’nın “son uyarı” olmasını ümit etmekteyiz.

MESS iş sağlığı ve güvenliğinin Türkiye’deki gelişiminin en büyük destekçilerinden biridir. Sendikamızca sağlıklı ve güvenli yaşam kültürünün gelişimi konusunda duyarlılık artırma, eğitim ve bilgilendirme çalışmaları yürütülmekte olup, konuyla ilgili bilgi ve tecrübelerimiz başta üyelerimiz olmak üzere tüm ilgili taraflarla paylaşılmaktadır.

Konuyla ilgili sendikamızca gerçekleştirilen faaliyetler özetle şöyledir:

1. İş Sağlığı ve Güvenliği Seminerleri

Sendikamız tarafından iş sağlığı ve güvenliği alanında bilinç ve farkındalığın artırılması amacıyla her yıl “İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası Etkinlikleri” düzenlenmektedir. Etkinliklerde konuyla ilgili Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkilileri, akademisyenler, işçi, işveren ve eğitim kurumu temsilcilerinin görüş ve önerileri kamuoyuyla paylaşılmaktadır.

Page 37: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

38

2. MESS İş Sağlığı ve Güvenliği Komisyonu

Üye işyerlerinin iş sağlığı ve güvenliği yetkililerinden oluşturulan MESS İş Sağlığı ve Güvenliği Komisyonu, kurulduğu 1999 yılından bu yana çalışmalarını geliştirerek sürdürmektedir. Komisyon ile amaçlanan, bilgi paylaşımını sağlamak ve uygulamada yaşanan sorunlara çözüm bulmaktır.

İş sağlığı ve güvenliği alanındaki hukuki ve teknik konularda yaşanan gelişmeler hakkında bilgilerin verildiği, bunların işyerlerine yansımaları ve uygulanmasına ilişkin değerlendirmelerin yapıldığı ve iyi uygulamaların üye işyerleri arasında paylaşımını sağlayıcı faaliyetlerin yürütüldüğü toplantılar, iki ayda bir geniş katılımla gerçekleştirilmektedir.

3. Eğitim Çalışmaları

11 Nisan 2000 tarihinde başlatılan MESS-Türk Metal Ortak Eğitim Projesi (OEP) ile, işletmelerimizin verimlilik ve rekabet gücünün artırılması,

çalışanlarımızın becerilerinin ve istihdam edilebilirliklerinin yükseltilmesi amaçlanmaktadır. Proje kapsamında, MESS’e üye işyerlerinde çalışan ve Türk Metal Sendikası’na üye işçiler Ankara’da 2,5 gün süren eğitimlere katılmaktadır. Söz konusu eğitimlerin 1 günlük bölümünü, Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak belirlenen iş sağlığı ve güvenliği eğitim konuları oluşturmaktadır. Proje kapsamında bugüne kadar yaklaşık

80.000 kişi eğitim almıştır. Projenin hedefi, MESS üyesi işletmelerde çalışan tüm Türk Metal Sendikası üyesi işçilere, yani yaklaşık 130.000 kişiye ulaşmaktır. 2009 yılında Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), OEP’yi endüstriyel ilişkilerde Türkiye’nin en başarılı işbirliği ve sosyal diyalogun en iyi örneklerinden biri olarak tanımlamış ve diğer ülkelere “en iyi uygulama” (best practice) olarak tavsiye etmiştir.

“İş Düzenleme ve İşletme Organizasyonu” alanında Avrupa’nın önde gelen en büyük kuruluşu olan REFA ile sendikamız arasında gerçekleştirilen işbirliği kapsamında,

REFA Eğitim Programları ülkemizde de gerçekleştirilmektedir. Bu işbirliği çerçevesinde, 2004 yılından bu yana başarıyla sürdürülen eğitim programları arasında “REFA-Temel Düzey İş Organizasyonu” eğitim programının “İş Sistemi ve Süreç Düzenleme” başlıklı I. bölümünde İş Sağlığı ve Güvenliği eğitimleri de verilmektedir. REFA eğitimleri; MESS Eğitim Vakfı (MEV) ile Bahçeşehir Üniversitesi arasında imzalanan işbirliği protokolü çerçevesinde üniversitenin yüksek lisans programında seçmeli ders olarak da verilmektedir.

Page 38: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

39

MEV tarafından, iş hayatının değişen ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tüm sektörlere yönelik olarak iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri ile danışmanlık hizmetleri sunulmaktadır.

Ayrıca MEV, Bahçeşehir Üniversitesi ile işbirliği içinde iş güvenliği uzmanlığı eğitimlerini sürdürmektedir. Üniversite-sanayi işbirliğinin bir örneği olan eğitimler çerçevesinde MEV, eğitim programlarının sanayinin ihtiyaçları doğrultusunda oluşturulmasında ve uygulamalı eğitimler konusunda Bahçeşehir Üniversitesi’ne destek vermektedir.

Bunun yanı sıra, üyelerimizin iş sağlığı ve güvenliği çalışmalarını desteklemek amacıyla, eğitim ihtiyaçları dikkate alınarak üyelerimize yönelik ücretsiz eğitimler de düzenlenmektedir. Örneğin bu kapsamda 2014 yılında;

• İş güvenliği uzmanlığı sınavına hazırlık eğitimleri (86 kişi katılmış olup, sınav başarı oranı %94’tür),

• Patlamadan Korunma Dokümanı Hazırlama Eğitimleri 81 kişinin katılımıyla

düzenlenmiştir.

4. Yayınlarımız

İş sağlığı ve güvenliğinde bilinç ve farkındalığın artırılmasına yönelik çalışmalar yapan MESS, yükümlülüklerin yerine getirilmesi ve uygulamanın nasıl yapılacağının ortaya konulması amacıyla rehber yayınlar hazırlamaktadır. Örneğin Alman işletmelerin başvuru kaynağı yayınların ülkemiz çalışma hayatına uyarlanmasıyla hazırlanan Tehlike Değerlendirmesi (Risk Değerlendirmesi) seri yayın dizisi, İmalat Sanayinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetimi adlı yayınlar ile eksikliği hissedilen rehber niteliğindeki uygulama araçlarının oluşturulması hedeflenmiştir.

Metal sektöründe iş sağlığı ve güvenliği alanında genel durumu yansıtan “MESS Üyelerinde İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları İstatistikleri” araştırması sendikamız tarafından her yıl gerçekleştirilmektedir. Araştırmada, üyelerimizin mavi ve beyaz yakalı personel içindeki iş kazaları ve meslek hastalıklarına yönelik istatistiki verileri neden sonuç ilişkileri ile değerlendirilmektedir. Araştırma ile hedeflenen, nedenlerin ortaya çıkarılarak gerekli önlemlerin alınmasına yön göstermektir. Söz konusu çalışma, Sosyal Güvenlik Kurumu İstatistiklerinden sonra konuyla ilgili ülkemizdeki en kapsamlı araştırmadır.

5. Uluslararası Projeler

MESS tarafından iş sağlığı ve güvenliğinin başta işyerleri olmak üzere tüm paydaşlar tarafından benimsenmesi, uygulanması ve yaygınlaştırılması amacıyla uluslararası kuruluşlarca desteklenen çeşitli projeler yürütülmektedir.

Örneğin sendikamız tarafından 2013-2014 döneminde; Türk Metal Sendikası, Hollanda Uygulamalı Bilimsel Araştırmalar Kurumu TNO ve Türkiye Halk Sağlığı Kurumu’nun işbirliğiyle, Hollanda Hükümeti MATRA Fonu’ndan finanse edilen “Türkiye’de Metal Sektöründe İş Sağlığı ve Güvenliği İçin Etkin ve Güvenilir Kaynakların Kullanımı-FERROSH projesi hayata geçirilmiştir.

Proje kapsamında Türkiye Halk Sağlığı Kurumu’na bağlı Toplum Sağlığı Merkezleri’nde görev yapan uzman hekimler ile MESS üyesi işyerlerinde görev yapan iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri ve çalışan temsilcilerine, metal işkolunda iş sağlığı ve güvenliği konularında eğitim verilmiştir. Bu şekilde metal sektörünün iş sağlığı ve güvenliği koşullarına ilişkin özel ihtiyaçlarının daha iyi karşılanması ve aynı zamanda bu kapasitenin seçilmiş Toplum Sağlığı Merkezleri’nde de yaratılarak metal işkolunun daha nitelikli hizmete erişiminin sağlanması amaçlanmıştır.

Page 39: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

40

Çalışma GibiYaşama Koşulları da “İnsan OnurunaYaraşır” Olmalı

Geçmişten bu yana “yaşam hakkı” tüm insanlığın üzerinde birleştiği temel hakların başında gelmiştir. Yaşam hakkına saygıyı geliştirmeye, giderek artan ulusal ve uluslararası önlemlerle gerek bireylerin gerekse devletlerin etkin çaba göstermeleri bu kapsamdadır.

Yaşam hakkı, bireyin sağlığının korunması hakkını da gerekli kılmaktadır. Sağlık bozulmasına yol açacak nedenleri mümkün olduğu kadar ortadan kaldırmak, sağlığı geliştirmek, hastalık ve kazaları mümkün olduğu ölçüde önlemek devletin başta gelen görev ve sorumluluğu olarak kabul edilmiştir. Çoğu uluslararası belgede yer alan “adil çalışma koşulları hakkı” insanların koruma ihtiyacını temel almaktadır. Bu belgelerde, herkesin adil ve elverişli çalışma koşullarında, özellikle güvenli ve sağlıklı ortamlarda çalışma hakkına vurgu yapılmaktadır.

Bu arada vurgulanması gereken bir husus, sağlık hakkının bireysel sorumluluğu kapsaması yönü kadar, geniş anlamıyla kamu sağlığı açısından taşıdığı önemdir. Bu önem, sağlık hakkının korunması için gerekli önlemlerin alınması ve izlenmesinde kamusal denetime önemli görev ve sorumluluklar yüklemektedir.

Çalışma koşullarının düzeltilmesi bu çerçevede değerlendirilmelidir.

Ulusal ya da uluslararası rekabet gerekçesiyle, işçilerin çalışma ve yaşama koşullarını düzeltmek yolunda gerekli düzenleme ve uygulamaların kabul edilmemesinin toplumsal sonuçları ağır olmaktadır. Soma Kömür İşletmesi’nde 13 Mayıs 2014 günü yaşanan ve 301 madencinin şehit olmasına yol açan “iş cinayeti” ülkeyi ve toplumu derinden sarsmış, uluslararası alanda da üzücü biçimde yankılanmıştır.

DOSYA

Kömür işletmesinin varlığını sürdürmesi

ve karlılığının büyümesi için başta

işgücü maliyeti olmak üzere işletme

maliyetlerini düşürmek ve

verimliliği arttırmak öncelikli olmuş ve

yaşanan tabloortaya çıkmıştır.

YAŞAM İÇİN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

Ergün ATALAYTÜRK-İŞ Genel Başkanı

Page 40: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

41

Aslında “Soma Katliamı” yıllardır işçi kesiminin dile getirdiği, düzeltilmesi için çaba gösterdiği ve bu alanda uğraş veren duyarlı çevrelerle işbirliği imkânlarının geliştirilmeye çalışıldığı olumsuz çalışma koşullarının kamuoyuna taşınmasını ve bir ölçüde bilinmesini sağlamıştır. Türkiye ölümlü iş kazaları açısından dünyada üçüncü ve Avrupa’da birinci olan ülkedir. Son on yılda iş kazaları sonucu 11 bin 341 işçi yaşamını kaybetmiştir. İş kazaları 25-29 yaş gibi nispeten genç işçilerde, 3 ay ile 1 yıl arasında çalışma süresi bulunan kıdemsiz işçilerde daha çok olmaktadır. Devletin resmi kurumu olan Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verileri yalnızca işçi kapsamındaki sigortalıları (4/a) kapsamaktadır. Kayıtdışı istihdam edilenler ile SGK’ya bildirilmeyenlerin maruz kaldıkları kazalar bunun dışındadır. Maden ve taş ocakları, inşaat ve metal sektöründe iş kazaları daha sık görülmektedir. Özellikle kayıtdışı çalışılan işyerlerinde resmi tespit yapılması güç olmaktadır. Maden işkolunda meydana gelen iş kazalarında yıllar itibariyle sürekli bir artış söz konusudur. Son üç yıl toplamı olarak madenlerde yaklaşık 30 bin iş kazası meydana gelmiş ve bu nedenle 293 işçi canını yitirmiştir.

Ülkemizde sıklıkla meydana gelen iş kazaları, meslek hastalıkları, maluliyet ve ölüm vakaları, üzülerek belirtmek gerekir ki ancak sayısal bir büyüklükle karşılaşıldığında kamuoyunda algılanmakta ve işçilerin karşı karşıya bulundukları olumsuz yaşama ve çalışma koşulları dikkati çekmektedir.

Ülkemizde mevcut işyerlerinin ağırlıklı bölümü on kişinin altında işçi çalıştırmaktadır ve bu işyerlerinde iş güvenliği tedbirlerinin alındığını, çalışma koşullarının yeterince denetlendiğini, işçi sağlığına aykırı şartların giderildiğini söylemek mümkün değildir. İşyerlerinin bulunduğu yerlere bakıldığında, çok azının organize sanayi bölgesi veya küçük sanayi sitesinde oldukları, ağırlıklı bölümünün merdiven altı,

sokak başı gibi yerlerde olduğu görülmektedir. İşyerlerinin önemli bir bölümü ferdi mülkiyet olup, çok azı kurumsal yapıya sahiptir.

Ülkelerdeki çalışma ortamının gerçekçi bir portresinin ortaya konulması çalışmalarında temel kriter “insancıl çalışma ortamı” kavramıdır. Ülkedeki çalışma koşulları; işyerinde stresten istihdam türlerine, çalışma saatlerinden işin fiziksel ortamına, çalışma düzenine, çalışma sürelerine veya sendikal örgütlenmeden bilgi ve danışma sürecinin işlerliğine, katılıma, gelirler ve ödeme sistemlerine ya da iş dışı yaşama kadar çeşitli konulardaki durumu kapsamaktadır.

İşçi sağlığı ve iş güvenliği düzenlemeleri ve uygulamalarıyla ulaşılmak istenen, çalışma ortamını, insana gelebilecek bir takım tehlikelerden ve kazalardan arındırmanın ötesindedir. Amaç, çalışma ortamının insancıllaştırılmasıdır. İnsanca çalışma ortamında çalışanların kendilerini bir değer olarak görmeleri temel yaklaşımdır. İnsanın sadece çalışma koşulları değil yaşama koşullarının da “insan onuruna yaraşır” düzeyde olması gerekir.

Türkiye’de çalışma ve yaşama koşullarının arzulanan düzeyde olduğunu, sosyal devlet olmanın gerektirdiği sosyal politika uygulamalarının geçerli olduğunu kabul etmek mümkün müdür? Temel insan hak ve özgürlükleri arasında yer alan sendikalaşma ve örgütlenme hakkını kullanabilen işçi sayısı ülkemizde sınırlı kalmıştır. Özellikle özel sektörde, belli başlı ve köklü işletmeler dışında sendikal örgütlenme, toplu iş sözleşmesi ile iş şartlarını düzenleme imkânı oldukça güç olmakta ve çoğu zaman işten atılmalarla sonuçlanmaktadır.

İşçilerin sağlık ve güvenliklerinin korunması amacıyla iş ortamının iyileştirilmesi, çalışma şartları çoğu ülkede uygulanan sosyal politikanın

Page 41: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

42

önemli unsurları haline gelmiştir. Bu kapsamda yer alan en önemli sosyal politika değerlerine bakıldığında; insan hak ve özgürlüklerine saygı ve sahip çıkılması, sendika kurma veya sendikalara üye olma, çalışma hakkı, çalışanlar arasında haksız ayırımcılık yapmama, çalışanların sağlık ve iş güvenliklerinin korunması, işçilerin işyerinde bilgilenme ve

danışma hakkı, haksız işten çıkarma durumunda koruma, sosyal güvenlik, adil ve hakça çalışma koşulları, çalışanların ailesiyle birlikte insan onuruna yaraşır yaşam sürmeleri, çocuk işçiliğinin önlenmesi, çevrenin korunması gibi birçok başlık altında yaklaşımda bulunmak mümkündür.

Ülkemizi derin acılara boğan “Soma Katliamı” bu çerçevede masaya yatırıldığında, herkes görev ve sorumluluğunun, yaptıklarının ve

yapamadıklarının değerlendirmesini yapmalı, hesabını vermelidir.

Kuşkusuz meydana gelen iş kazaları sonrası -eğer varsa- işyerinde örgütlü sendikanın durumu da sorgulanmalıdır. Soma’da yaşanan acılar nedeniyle, orada örgütlü sendikanın işçi sağlığı ve güvenliği konusundaki eksiklikleri de tartışma

konusu olmuştur. Sendika ana tüzüğü çerçevesinde gerekli incelemeler yapılarak eksiklikler ve sorumluları hakkında süreç başlatılmış ve gereği yapılmıştır.

Her ne olursa olsun, çalışmadan dolayı sağlık ve güvenliğin tehlikede olduğu hissi önemlidir ve işçinin bu yöndeki talebi dikkate alınmalıdır. Bunu etkin kılmanın yolu, sosyal diyalog ve bunu sağlayacak araçların varlığı ve etkin işletilmesidir.

Bilgi ve danışma, çalışma koşullarının iyileştirilmesinin önemli bir parçasını oluştururken, çalışanların mevcut koşullar ve işlerini etkileme olasılığı bulunan değişiklikler hakkındaki görüşlerini ifade etmelerine

olanak tanımaktadır. Ancak, bu “hak” sadece sınırlı sayıda çalışan ve sendikası tarafından etkin olarak kullanılabilmektedir. Çoğu zaman mevzuatın zorunlu kıldığı kurumsal yapılanmalar, yerine getirilmesi gereken yasal prosedür olarak algılanmakta ve içi boş, işlevsiz, göstermelik olarak varlığını sürdürmektedir. Soma örneğinde de görüldüğü üzere, danışma yöntemleri ne olursa olsun bu durum, genel olarak organizasyon düzeyinde, özel

Page 42: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

43

olarak çalışma noktalarında fazla etkili olmamaktadır. Katılım kanalları ve katılım olması durumunda katılım biçimleri sağlıklı ve etkin değildir. Çalışanların çalışma koşullarını veya iş organizasyonlarını tartışabilmeleri mümkün olsa bile, gerekli önlemlerin alınması konusunda etkin yaptırım imkanı çok sınırlıdır.

İşyerlerinde, rekabetin sürdürülmesi gerekçesi ileri sürülerek insafsız biçimde karlılığın artırılması öncelikli hedef olmaktadır. Kömür işletmesinin varlığını sürdürmesi ve karlılığının büyümesi için başta işgücü maliyeti olmak üzere işletme maliyetlerini düşürmek ve verimliliği arttırmak öncelikli olmuş ve yaşanan tablo ortaya çıkmıştır. Bu politikalar uygulamaya koyulurken çalışanların hakları ve güvenli çalışma koşulları göz ardı edilmiştir. Ekonomik büyüme ve karlılık için sosyal politikalarla ve koruyucu iş yasalarıyla oluşan yapı değiştirilmiştir.

Çalışma hayatı kişinin günlük hayatını önemli ölçüde biçimlendirmektedir. Çoğu zaman seçilen meslek, yapılan iş, çalışılan sektör, çalışma ortamı ve şartları insanın ilişkilerini ve gelişimini, hatta canını etkilemektedir.

Bu etkileşim, ülkede uygulanmakta olan ekonomik ve sosyal politikaların oluşmasında ve uygulanmasında belirleyici unsur olmalıdır. Çalışma ilişkileriyle ilgili düzenlemelerde bu yaklaşımın egemen olması gerekmektedir.

İşçi sağlığı, tüm mesleklerde çalışanların bedensel, ruhsal, sosyal iyilik durumlarını sürdürmek, çalışanların çalışma koşullarından kaynaklanan risklerden korunmasını sağlamak, sağlıklarının bozulmasını önlemek, kendilerine uygun işlere yerleştirmek ve işin insana ve insanın işe uyumunu sağlamak, olarak tanımlanmaktadır. Bu yaklaşımın bileşkesi Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) tarafından tanımlanan “herkes için insan onuruna yakışır iş” olmaktadır. Çağdaş toplumlar insana ve çalışana

değer vererek, çalışma hayatını daha insancıl hale getirerek, yaşam kalitesini yükselterek ulaşmaktadır.

ILO’nun iş sağlığı ve güvenliği alanında sözleşme ve tavsiye kararları bulunmaktadır. 1981 tarihli ILO’nun 155 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Sözleşmesi ve 164 sayılı Tavsiye Kararı bu kapsamdadır. Türkiye bunları imzalamıştır. Bu sözleşme ve tavsiye kararı, ulusal ölçekte bir güvenlik ve sağlık politikası oluşturulmasına olanak tanımakta, çalışma ortamlarının iyileştirilmesi, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerek hükümetler tarafından gerekse işyerlerinde yapılabilecekleri belirlemektedir. İş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili başka önemli sözleşmeler de bulunmaktadır. Ancak, Türkiye iş kazalarının ve meslek hastalıklarının en yoğun olduğu inşaat, maden ve tarımsal alanlardaki ILO sözleşmelerini onaylamamıştır (inşaat 167 sayılı sözleşme, 175 sayılı tavsiye kararı; maden 176 sayılı sözleşme, 183 sayılı tavsiye kararı; tarım 184 sayılı sözleşme).

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu 20 Haziran 2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanunda işveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü tutulmakta ve yapması gerekenler ayrıntılı olarak yer almaktadır. 6331 sayılı Kanun’a göre işverenler, işyerine özel iş risklerini tespit ettirmek, riskleri engellemek için gereken önlemleri almak, riskleri oluşturan her girdi (iş ekipmanı, teknoloji, bina, çalışma biçimi vb.) değişikliğinde iş riski değerlendirmelerini gereksinime göre kısmen veya tamamen yenilemek, ayrıca tehlike sınıfına göre az tehlikeliden çok tehlikeliye doğru sırasıyla beş yılda, üç yılda ve her yıl periyodik olarak yeniden yaptırmak zorundadır.

Ayrıca işverenler, işe giren her işçiye işe girdiğinde, işyerindeki riskler ve

Sanayi ve giderek bilgi toplumuna dönüşebilmenin

yolu nitelikliinsan gücüdür.

21. yüzyılda,19. yüzyılda

kalması gereken eskinin köhnemiş üretim yöntemleri

ve çalışmakoşulları geçerli

olmamalıdır.

Page 43: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

44

alınmış önlemler ve yasal hakları ile sorumlulukları hakkında bilgi vereceklerdir.

Kanun’a göre; iş sözleşmesiyle çalışanlar, talep etmelerine rağmen gerekli tedbirlerin alınmadığı durumlarda, tabi oldukları kanun hükümlerine göre iş sözleşmelerini fesh edebilmektedir. Ayrıca çalışma şekillerinde, iş ekipmanlarında hayati tehlike tespitinde, tehlike giderilinceye kadar işyerinin bir bölümünde veya tamamında işi durdurabilir. İşveren, işin durdurulması sebebiyle işsiz kalan çalışanlara ücretlerini ödemekle yükümlüdür.

Kanun gereği, hem işyeri hekimleri, iş güvenliği uzmanları hem de iş sağlığı ve güvenliği kurulları saptadıkları riskleri ve alınması gereken önlemleri işyerinde bulunması gereken bakanlık veya noter tasdikli deftere yazmak durumundadırlar. Soma’da yaşanan faciadan sadece 15 dakika önce yapılan kontrollerde, her şeyin normal olduğu kaydının yer aldığı ortaya çıkmıştır.

İşverenler, işyerindeki çalışma ortam ve koşullarının sağlıklı ve güvenli olmasını sağlamaya çalışacaklardır. Yetkili ve sorumlular tarafından “örnek işyeri” olarak nitelendirilen maden ocağının gerçek durumu ancak kaza sonrası ortaya çıkmıştır. Yasal düzenlemelere rağmen uygulamada gereklerini yerine getirmek oldukça güç olmaktadır.

TÜRK-İŞ, hazırlık çalışmalarına katıldığı ve katkı verdiği 6331 sayılı İSG Kanunu’nun, İş Kanunu dışında müstakil bir kanun olarak düzenlenmesini, bazı istisnalar dışında, kamu-özel sektörlerindeki tüm çalışanları ve tüm işyerlerinin kapsama alınmasını olumlu karşılanmıştır. Bununla birlikte; iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin piyasaya bırakılması, kamu kesiminin hizmeti kendisi sağlaması yerine dışarıdan alması, işyeri hekimlerinin ve iş sağlığı uzmanlarının gerçek anlamda mesleki bağımsızlıklarının olmaması, idari para cezalarının yetersiz oluşu, sorunlu iş sağlığı ve güvenliği alanlarının yönetmeliklere bırakılmış olması gibi düzenlemelere

çekince koymuştur. Bu çekincelerin haklılığı yaşanan gelişmelerle ortaya çıkmıştır.

Ülkemizde, sosyal güvenlik kapsamındaki işçilerin %93’ü aşan kısmı özel sektördedir. Hiç kuşku yok ki, amaç sadece bir işe sahip olmak değildir. Kişiler kendilerine, aileleriyle birlikte insan onuruna yaraşır bir yaşamı sağlayabilecek geliri elde etmek, güvenli koşullarda ve temel haklarını kullanarak çalışmak istemektedir.

Türkiye’deki çalışma koşullarına baktığımızda olumlu bir tablo yoktur.

Satır başlarıyla değinecek olursak; ülkemizdeki asgari ücret düzeyinin yetersizliği bilinmektedir. Sosyal koruma ücreti olması gereken asgari ücret, özel sektörde çalışan işçilerin yaklaşık yarısının sosyal güvenlik primine esas geliridir. Yasal asgari ücretin altında işçi çalıştırılmaktadır. Kayıtdışı istihdam yaygındır. Haftalık çalışma süresi 45 saat olarak düzenlenmesine rağmen, fiili çalışma süreleri -özellikle de kayıtdışı çalışan- özel sektör işçileri açısından yasal üst sınırın çok daha üstünde gerçekleşebilmektedir.

Çalışanların “insana yakışır iş” kapsamında güvenli koşullarda ve temel hakları kullanarak çalışması da sınırlı sayıda çalışanı kapsamaktadır. Türkiye’nin işçi sağlığı ve güvenliği alanındaki var olan ve neredeyse günlük olarak basına yansıyan durumu ortadadır. Temel hak ve özgürlükleri arasında yer alan örgütlenme, sendikalaşma hakkı açısından da durum istenilen düzeyde değildir. Sendikalaşma oranı %10’un altında, toplam sendikalı işçi sayısı 1 milyon bile değildir.

TÜRK-İŞ olarak görüşümüz, çalışma hayatında karşılaşılan sorunların uygulanan sosyal ve ekonomik politikalarla doğrudan ilişkili olduğu, birbirinden bağımsız düşünüldükçe altından kalkılmasının mümkün olamayacağıdır.

Günümüzde, çoğu gelişmiş ülkede çalışan başına katma değer Türkiye’dekinden çok yüksektir. Gelişmiş ülkelerde çalışan başına

İşyerlerinde“yeterlilik belgesi”

bulunan işçilere istihdamda öncelik verilmeli ve bunun

şartları sosyal taraflar arasında

toplu iş sözleşmeleri ile belirlenmelidir.

Page 44: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

4545

katma değer rakamlarının Türkiye’dekilerden yüksek olmasının temel bir nedeni, gelişmiş ülkelerde işçi başına fiziksel üretimin daha yüksek olmasıdır. İşçinin fiziksel üretkenlik farkının asıl sebepleri, gelişmiş ülkelerde işçinin daha çok eğitilmiş olması ve özellikle işçinin daha çok sabit sermaye ve gelişmiş teknoloji ile çalışmasıdır.

Eğitim, işgücü verimini artıran önemli bir unsurdur. Sanayi ve giderek bilgi toplumuna dönüşebilmenin yolu nitelikli insan gücüdür. 21. yüzyılda, 19. yüzyılda kalması gereken eskinin köhnemiş üretim yöntemleri ve çalışma koşulları geçerli olmamalıdır.

İnsana yatırım ve yaşam boyu öğrenme stratejileri geliştirilmesi günümüzün yaklaşımıdır. Bu konular, işçi ve işveren konfederasyonlarının ve üye sendikaların işbirliği yapacağı ortak alan olarak ortaya çıkmıştır. Günümüzde, meslek sahibi kişilerin sürekli hizmet içi eğitimden geçirilmesi zorunluluk haline gelmektedir. Ancak Soma örneğinde de görüldüğü üzere, maden gibi en tehlikeli ve ölümcül sektörde bile temel eğitimin verilmesi konusunda ihmal ve ağır kusur bulunmaktadır. Ulusal Mesleki Yeterlilikler Sisteminin oluşturulmasının önemi ve gerekliliği bu aşamada önem kazanmaktadır. Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) uzun ve zorlu bir süreç sonunda kurulmuştur. Bugün gelinen aşamada meslek standartlarını, yeterlilikleri geliştirmenin yanı sıra ve ötesinde uygulama önem taşımaktadır. Artık işyerlerinde “yeterlilik belgesi” bulunan işçilere istihdamda öncelik verilmeli ve bunun şartları sosyal taraflar arasında toplu iş sözleşmeleri ile belirlenmelidir. Bunun önceliği maden, inşaat, tersaneler gibi en tehlikeli sektörlerde olmalıdır.

Mesleki Yeterlilik Sisteminin yerleşmesinde tarafların gönüllü ve etkin katılımı çok önemlidir. Ülke genelinde ve tüm sektörlerde faaliyette bulunmanın getirdiği deneyim ve birikimin olumlu biçimde değerlendirilmesi, ulusal yeterlilik

sisteminin yerleşmesinde ve uygulanmasında etkili olacaktır.

Uluslararası Çalışma Örgütü’ne göre, meslek hastalıklarının tümü, iş kazalarının %98’i önlenebilir kazalardır. Türkiye’de iş kazalarının ve meslek hastalıklarının, dolayısıyla ölümlerin ve yaralanmaların önlenmesi için gerekli önlem ve uygulamaları yerine getirmeli, öncelikle tüm eksikliklerine rağmen Kanun, etkili bir şekilde uygulanmalıdır. Bu alanla ilgili ILO Sözleşmeleri bir an önce uygulanmalıdır.

Kuşkusuz sağlıklı ve güvenlikli çalışma koşullarının sağlanması sadece yasal düzenlemelerle, mevzuatla mümkün olamamaktadır. Yasaların yanında başta işçi ve

işveren kesimi olmak üzere, toplumun her kesiminde güvenlik bilincinin ve güvenlik kültürünün oluşturulması hayati bir önem taşımaktadır. İş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesine yönelik politika ve uygulamalarda küresel rekabet, ekonomik kriz ya da işçi maliyetleri bahane edilmemelidir.

Demokratik yapının ve bilgi toplumunun gerektirdiği nitelikte ve yeterlilikte bireylerin yetiştirilmesi ve istihdam edilmesi, başta örgütlü işçi ve işveren sendikaları olmak üzere herkesin ortak hedefi ve sorumluluğu olmalıdır.

İnsanı ve insanı insan yapan değerleri korumak ve geliştirmek temel önceliğimiz olmalıdır.

Page 45: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

46

DOSYA

Mahmut ARSLANHAK-İŞ Genel Başkanı

İş Sağlığı ve Güvenliği Önlemleri Artık DahaHassas Döneme Geçti

ILO’nun176 sayılı

Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi’nin de

ülkemiz tarafından imzalanarak

mevzuata yansıtılması gerektiğine inanıyoruz.

Ülkemiz 13 Mayıs 2014 tarihinde Soma’da yaşadığımız facia sonrasında maden emekçilerimizi kaybetmenin derin acısını yaşamaktadır. Yaşanan felaket yalnızca kayıp yakınlarında değil, tüm ülkemizde travma yaratmıştır.

Soma faciası gerekli ve yeterli önlemler alınmadığı, denetim zaafı giderilmediği, cezalar caydırıcı olmadığı, yeni bir iş sağlığı ve güvenliği kültürü oluşmadığı sürece bu tür kazaların gündemimizden hiç düşmeyeceğini bir kez daha ortaya çıkmıştır. Başta madencilik işkolundaki işyerleri olmak üzere tüm sanayi bölgelerinin iş sağlığı ve güvenliği bakış açısıyla yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine inanıyoruz.

Madencilik ile ilgili ülkemizin yeni bir konsepte geçmesi gerekiyor. Bu süreç madenlerin açılmasından öncesini ve sonrasını kapsayacak şekilde planlanmalıdır. Her aşamasında özne, çalışanlar için güvenli ve sağlıklı işyeri koşulları olmalıdır.

Türkiye ILO’nun 1981 tarihli 155 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Sözleşmesi’ni 2004 yılında, 1985 tarihli 161 sayılı İş Sağlığı Hizmetleri Sözleşmesi’ni 2004 yılında, 2006 tarihli 187 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği’ni Geliştirme Sözleşmesini 2009 yılında imzalamıştır.

HAK-İŞ olarak ILO’nun 176 sayılı Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi’nin de ülkemiz tarafından imzalanarak mevzuata yansıtılması gerektiğine inanıyoruz. Soma faciası ile artık Türkiye’de başta madencilik işkolunda olmak üzere iş sağlığı ve güvenliği alanında daha hassas bir döneme geçebilmeyi ümit ediyoruz. Bunun işveren-devlet-sendikanın ortak sorumluluk konusu olmakla birlikte ülkemizin tüm bireylerinin meselesi olduğuna inanıyoruz.

Ülkemizde binlerce çalışan, çeşitli sebeplerle önlemlerin alınmadığı ya da ihmal edildiği işyerlerinde ortaya çıkan “kaza ve hastalıklar” sonucunda hayatını kaybetmekte ya da sakat kalmaktadır. Oysaki yaşama hakkı en temel insan

YAŞAM İÇİN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

Page 46: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

47

hakkıdır. Çalışanların sağlıklı ve güvenli ortamlarda çalıştırılması da evrensel insan hakları beyannamesine girmiş bir haktır.

ILO verilerine göre, her altı dakikada bir iş kazası, her beş saatte de iş kazasından dolayı ölüm yaşanan bir çalışma hayatımız bulunmaktadır. Araştırmalara göre, dünyada her yıl; ortalama 337 milyon iş kazası meydana gelmekte, ortalama 2,3 milyon kişi iş kazası nedeniyle hayatını kaybetmekte, 160 milyon insan ise meslek hastalıkları sonucu ortaya çıkan zararlara maruz kalmaktadır. İş kazası ve meslek hastalıkları nedeniyle her yıl dünya GSMH’sının %4’ü kaybolmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından en son yayınlanan istatistiklere göre, 2012 yılında ülkemizde, 74.871 iş kazası olayı, 395 meslek hastalığı yaşanmıştır. İş kazalarında 2012 yılında 745 çalışan iş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle hayatını kaybetmiştir. 2.209 işçi iş göremez hale gelmiştir. 2012 yılında meydana gelen iş kazalarının sektörler itibariyle dağılımı incelendiğinde madencilik sektöründe kazaların yoğun olarak yaşandığı görülmektedir.

En fazla iş kazası ve meslek hastalığı yaşanan faaliyet alanlarına baktığımızda; ilk sırada kömür maden ocaklarında, ikinci metal ürün imalatı, üçüncü sırada ise tekstil ürünleri imalatı yer almaktadır. İş kazalarının en fazla meydana geldiği iller İstanbul, Bursa, İzmir, Manisa’dır. İş kazalarında en fazla ölüm oranı inşaat faaliyet alanında yaşanmıştır.

Türkiye’de hala güncel iş sağlığı ve güvenliği konuları ölümcül konular anlamına gelmektedir. İşyerlerinde yaşanan, onlarca işçinin hayatını kaybetmesine neden olan felaketleri iş kazası olarak tanımlamak ne kadar doğrudur tartışılmak zorundadır. Kaza ve meslek hastalığı sebeplerine bakıldığında hepsinin önlenebilir olduğu, önceden öngörülebilir olduğu açıktır.

İşyerlerinde üretim yönetilirken etkili bir İSG organizasyonu, yöneticilerin kararlı İSG politikaları, stratejik yönetim ve çalışma şartlarının sürekli iyileşmesini sağlayacak yönetim araçlarının kullanılması ve en önemlisi de önleme kültürünün toplumumuzun her kesimine yaygınlaştırılması kaza ve meslek hastalığı sebeplerini öngörme gücümüzün artmasını sağlayacaktır.

Diğer taraftan eğitim sisteminin işçilere piyasanın ihtiyacını karşılayacak özelliklerden yoksun olması, işverenlerin aşırı kar hırsıyla ucuz işçilik adına mesleki eğitimi olmayan işçileri tercih etmeye devam etmesi, eğitim sistemimizin yeterli ara eleman yetiştirmekten uzak olması, taşeronlaşmanın yaygınlaşması ve bunun sonucu kuralsız çalışma, insan odaklı olmayan politikalar iş kazalarına davetiye çıkartmaktadır.

İş sağlığı ve güvenliği konusundaki öngörüsüzlüklerin, ihmallerin, eksikliklerin ve hataların faturası çalışanların yaralanması, sakat kalması veya ölümü olarak karşımıza çıkmaktadır. İş kazalarının yanı sıra meslek hastalıkları da önemli bir sorun

Eğitim sistemimizin yeterli ara eleman

yetiştirmekten uzak olması,

taşeronlaşmanın yaygınlaşması ve kuralsız çalışma,

insan odaklı olmayan politikalar iş

kazalarına davetiye çıkarmaktadır.

Page 47: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

48

alanını oluşturmaktadır. Bu konuda bilgi toplama yöntemleri ve meslek hastalığı tanımı koymaktaki belirsizlikler yeterli istatistik bilgi oluşturmayı engellemekte ve hastalıklarının gerçek yüzünü büyük ölçüde göstermemektedir. Meslek hastalığı teşhisi ve bunların veri toplama sistemine dâhil edilmesi sürecinin yeniden yapılandırılması büyük bir ihtiyaç olarak karşımızda durmaktadır. Aksi takdirde meslek hastalıkları gizli kalmaya devam edecek ve dolayısı ile bu hastalıkların sebepleri görülemeyecek, tedbir alınamayacak ve bu kısır döngü devam ederek meslek hastalıklarından ölen çalışanlar gizli kalacaktır. Bu da bir nevi sosyal felakettir.

HAK-İŞ olarak oluşturulan İSG komisyonu marifetiyle bir yandan yöneticilerimizin, işyeri temsilcilerimizin çalışanlarımızın bilgilendirilmesi devam ederken diğer yandan sosyal platformlarda durumun vahametini ifade etmekteyiz. İş sağlığı ve güvenliği konusunda mevzuatın getirdiği yeni yaklaşım olan “koruyucu ve önleyici kültürün” benimsenmesi ve davranışa yansıması gerektirmektedir.

Önleme kültürünün toplumun her kesimi tarafından bütünüyle kavranmadan ve hayatımıza transfer etmeden kaza ve hastalıkları en aza indirmemiz mümkün değildir. Çalışan temsilcileri önleme faaliyetlerinde işbirliği ve katılımlarını, işverenler İSG planlama, programlama ve yatırımlarını, İSG eğitim kurumları

eğitimlerinin etkinliğini, devlet mevzuatı oluşturma yöntemleri, yeterliliği, etkinliği ve kabullendirilmesi ile denetim yaklaşımlarını gözden geçirmek zorundadır.

Soma kazası bir acil durum yönetim faciası olarak karşımızda durmakta, acil durum yönetiminde başarısız bir İSG profesyonelleri, acil durum yönetim zafiyetini göremeyen başarısız bir İSG denetimi karşımıza çıkmaktadır. İSG denetçilerinin kualifikasyonu ve denetim yöntemleri, İSG uzmanı yetiştiren eğitim kurumları ve eğitim yöntemleri baştan aşağı değiştirilmesinin zaruri olduğu apaçık ortadır. Denetimlerin, ‘yakaladım’ mantığından çok, “iyileştirme, teşvik etme, eksik giderme ve yönlendirme” mantığına dönüştürülmesi gerekmektedir. Devlet denetim sistemi de değişmelidir. İşyerlerindeki İSG faaliyetlerinin etkinliği araştırılmalıdır. Özellikle geliştirilen İSG uzmanlığı ve ortak sağlık güvenlik birimi sisteminin ve uzmanlarının etkili ve verimli çalışmalarının sağlanmasına yönelik denetim projelerinin yapılması elzemdir. Aksi takdirde önleme faaliyetleri ticari faaliyete dönüşecektir.

İş sağlığı ve güvenliği konusu temel eğitim programlarına entegre edilmelidir. İSG ve özellikle risk değerlendirmesi konusunda sektör bazlı uzman, araştırma, yayın, eğitim modülü ve bilgi eksikliği devam etmektedir. Soma kazası açık bir şekilde göstermiştir

ki, acil durum risk değerlendirmesi doğru yapılamamıştır. Bu eksikliğin giderilmesine yönelik çalışmaların yapılması teşvik edilmelidir. İş sağlığı ve güvenliği ile çalışma koşulları arasındaki ilişkilerin akademik olarak araştırılmasının teşvik edilmesi gerekir.

Kaza ve hastalık oluşturabilecek risklerin tespiti ve önlenmesi konusunda yeni imkânlar sunan bilimsel ve teknolojik gelişmeler yakından takip edilmelidir. Yaşanan iş kazaları ile meslek hastalıklarına ilişkin politika ve önerilerin sağlıklı bir şekilde geliştirilebilmesi için ulaşılmasında güçlük çekilen verilerin daha güncel şekilde yayınlanmasına özen gösterilmelidir. Sağlık taramalarının, periyodik sağlık muayenelerinin ve özellikle de psiko sosyal risklerden etkilenenlerin tespiti için kurallar oluşturulması, mevzuatlar geliştirilmesi elzemdir.

Türkiye’de uzun bir çalışma dönemi sonucunda, büyük gayretlerle çıkan yeni bir iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına sahibiz. Yeni mevzuatımızın uygulamaya tam olarak yansımasını hep birlikte sağlamak zorundayız.

Türkiye’nin bir iş sağlığı ve güvenliği haritasını oluşturmalıyız. Aslında istatistikler bizlere hazırlamamız gereken yol haritasında hangi konulara öncelik vermemiz gerektiğinin, hangi konularda karanlık noktalarımız olduğunun ipuçlarını vermektedir. Ancak,

Page 48: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

49

bu istatistikleri gerektiği kadar analiz ettiğimizi söyleyemeyiz.

İş kazası ve meslek hastalıkları konusunda bir husus dikkat çekicidir. Sendikasız ve denetimsiz işyerlerine bir de kamunun denetim zaafları eklenince iş kazası ve meslek hastalıkları kaçınılmaz olarak meydana gelmektedir. Toplu iş sözleşmesi hakkının kullanılması iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin oluşturulması, sendikal faaliyetlerin artması sonuç olarak örgütlü toplum haline gelinmesi, çalışma hayatında kamu düzenin sağlanmasında önemli rol üstlenmektedir. Diğer taraftan, işçi ve işverenlerin bilinçlendirilmesi iş kazası ve meslek hastalıklarında azalma sağlayacaktır.

HAK-İŞ Konfederasyonu olarak iş sağlığı ve güvenliğini temel öncelik alanlarımızdan biri olarak değerlendirip, gereğini gerçekleştiriyoruz.

Konfederasyonumuz bünyesindeki; İş Sağlığı ve Güvenliği Komisyonu; HAK-İŞ ve üye sendikalarının iş sağlığı ve güvenliği komitesi başkanları, iş sağlığı ve güvenliği konusunda çalışma yapan avukat, uzman ve danışmanlardan oluşmaktadır. HAK-İŞ olarak iş sağlığı güvenliği kültürünün oluşturulması için büyük çaba sarf ediyoruz. Her yıl hem konfederasyon düzeyinde hem de sendikalarımızca gerçekleştirdiğimiz eğitim çalışmaları ile binlerce üyemize eğitim veriyoruz.

Amacımız iş sağlığı ve güvenliği kültürüne ulaşan ve eğitim yolu ile bilgilendirilen, bilinçlendirilen, bilgili, eğitimli bir işçi toplumu yaratmak. Bu çerçevede ÇASGEM ile de çok yakın bir işbirliği gerçekleştiriyoruz. 2010, 2011, 2012 ve 2013 yıllarında yaptığımız ortak çalışma ile 10 binin üzerinde üyemize sertifikalı eğitim gerçekleştirdik. Yaptığımız eğitimlerle İş Sağlığı Güvenliği kültürünün oluşturulmasına yönelik önemli bir bilinçlendirme yaptık, şimdi bu sağlam temelin üzerine yeni mevzuatın getirdiklerini inşa ediyoruz. Bu konuda iddialı bir şekilde eğitimlerimize, faaliyetlerimize devam ediyoruz. Geçtiğimiz dönem iki ayrı eğitim programı uyguladık, hem de iş sağlığı kurullarında görev yapan temsilcilerimize eğitim verdik. Diğer taraftan sektör bazlı çalışmalara başladık. Bu çerçevede ilk olarak metal sektörüne yönelik iş sağlığı güvenliği eğitimlerini gerçekleştirdik. Önümüzdeki dönemde de çalışmalarımızı aynı gayretle sürdüreceğiz.

Sonuç olarak;

Çalışanları iş kazaları ve meslek hastalıklarına karşı koruyarak ruh ve beden bütünlüklerinin sağlanması iş sağlığı ve iş güvenliğinin temel amacı olmalıdır. ÖNCE ÜRETİM anlayışı değiştirilmeli, insana saygı temelinde ÖNCE GÜVENLİK anlayışı benimsenmeli ve bunun gerekleri işverenden işçiye kadar üretim sürecinde her kademede görev alanlara anlatılmalıdır. İş sağlığı ve güvenliği kültürünün oluşması devletin, işverenin ve işçinin sorumluluğunda bir alandır. Tüm kesimler bu sorumluluğun gereğini yerine getirmelidir. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun uygulamaya yansımasını sağlamak için ilgili tüm taraflar yoğun bir çaba içine girmelidir. Bu konuda HAK-İŞ olarak üzerimize düşen görevi yerine getirmek için gayret ediyoruz, etmeye devam edeceğiz.

Önce üretim anlayışı değiştirilmeli, insana saygı temelinde önce güvenlik anlayışı benimsenmeli ve bunun gerekleri işverenden işçiye kadar üretim sürecinde her kademede görev alanlara anlatılmalıdır.

Page 49: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

50

YenidenEle Alınmalı

İş Sağlığı ve GüvenliğiPartilerüstü Bir Anlayışla

İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda ülkemizde her yıl işçi, işveren ve devlet kesimlerinin katıldığı ve “Sıfır İş Kazası!” hedefi ile sonuçlanan çok sayıda toplantı düzenlenmektedir. Sosyal taraflar, iş kazaları ve işçi ölümlerinin çok yüksek olduğunun farkındadırlar. Kesin olan şu ki; sosyal tarafların iyi niyetli söylem ve temennileri iş kazalarının ve işçi ölümlerinin azaltılmasına yetmemektedir.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası ile ilgili olarak yaptığı ve 1056 işletmenin katıldığı ankete verilen cevaplar gerçekleri tüm açıklığı ile ortaya koymaktadır.

24 Mayıs tarihli Milliyet Gazetesi’nde yer verilen habere göre;

İşverenler; önlem alınması halinde iş kazalarının % 98’inin, meslek

Ramazan AĞARTürkiye Yol-İş Sendikası Genel Başkanı

Türk-İş KonfederasyonuGenel Mali Sekreteri

6331 sayılı Yasa’nın uygulanmasında

işletmelerin yaşadığı tereddüt

ile taşeronlaşmaya yönelme oranları

büyük oranda örtüşmektedir.

Bazı işletmelerin, yasalara riayet

ederek tedbir almak yerine, işlerini tüm eksikleriyle birlikte

taşerona devrettikleri anlaşılmaktadır.

“Herkesin yaşama hakkı ile kişi özgürlüğü ve güvenliğine hakkı vardır.”

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Madde 3

DOSYA YAŞAM İÇİN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

Page 50: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

51

hastalıklarının ise, %100’ünün önlenebileceğini bilmektedirler. Buna rağmen 6331 sayılı Yasa’nın tam olarak uygulanmasında tereddüt yaşadıkları anlaşılmaktadır. Bu tereddüdün nedenlerini;

%40 maliyet,%22 uzman eksikliği,%17 geçiş sürecinin yetersizliği,%17 bilgi eksikliği, olarak belirtmişlerdir.

Bu tablo 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nın uygulanmadığını göstermektedir.

Gazi Üniversitesi’nden Dr. E. Yazıcı’nın Haziran 2014’te kamuoyu ile paylaşılan; “Taşeron İşçisi Gerçeği” başlıklı araştırması da, işletmelerin taşeronlaşmaya yönelmesindeki ana sebebin “ucuz işçilik” olduğunu, %51,2 olarak açıklamaktadır. 6331 sayılı Yasa’nın uygulanmasında işletmelerin yaşadığı tereddüt ile taşeronlaşmaya yönelme oranları büyük oranda örtüşmektedir. Bazı işletmelerin, yasalara riayet ederek tedbir almak yerine, işlerini tüm eksikleriyle birlikte taşerona devrettikleri anlaşılmaktadır. Bakanlık anketi çok çarpıcı birkaç noktayı daha gözler önüne sermektedir.

Ankete katılanların %56’sı işletmelerinde İş Sağlığı ve Güvenliği biriminin kurulmadığını, %72’si çalışanlarının eğitimine ihtiyaç duymadıklarını,

%75’i ise, güvenlik konusunda çalışanların görüşlerini almadıklarını belirtmişlerdir.

Özetle, maliyet artışı oluşturacak önlemlerden kaçınılmakta, taşerona devredilmekte, eğitim yapılmamakta, bilgi verilmemekte, görüş alınmamakta, iş sağlığı ve güvenliği kurulları oluşturulmamaktadır. Böyle bir tablo iş kazaları ve işçi ölümlerine davetiye çıkartmaktadır.

İşletmeler; İş Sağlığı ve Güvenliği için yapılan harcamaları “zarar” olarak algılamaktadırlar. Bu yaklaşımın değiştirilerek yapılması gereken harcamaları olağan işletme giderleri, yasal ve zorunlu giderler ve toplumsal sorumluluklar kapsamında ele alınması gerekmektedir. Bu kapsamda;

Zihniyet değişmeli: Çalışanların can güvenliğini sağlamak için yapılması gerekenleri bir “maliyet kalemi” olarak görmekten vazgeçilmelidir.

Yeni çalışma biçimleri: 21. yüzyılda dünyanın en büyük işletmeleri çalışanlarına bilgi vermekte ve işletme ile ilgili kararlara çalışanları da ortak etmektedirler. Birlikte karar alma kurulları, işyeri konseyleri ve komiteleri yaygın uygulamalardır. Bu uygulamalar sayesine üretim, kalite ve verimlilik oranlarında artışlar yaşanmaktadır. Bu gelişmeler toplu iş sözleşmeleri üzerinden çalışanların da gelir ve yaşam kalitelerini yükseltmektedir. Ülkemizde bu tür katılımcı anlayışlara dayanan çalışma biçimlerinin yaygınlaşmasına ihtiyaç vardır.

Denetlemelerde sendikalar da yer almalı: Olumsuz tabloya yol açan etkenlerden bir de, iş denetimleridir. Ülkemizde iş denetimi kurumunun A’dan Z’ye yeniden ele alınması gerekmektedir. İşyerlerinin gerçek

İşletmeler; İş Sağlığı ve Güvenliği için yapılan harcamaları “zarar” olarak algılamaktadırlar. Bu harcamaların toplumsal sorumluluklar kapsamında ele alınması gerekmektedir.

Page 51: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

52

anlamda denetlenmesi isteniyorsa; “denetleme” çalışmalarında işçi sendikası da yer almalıdır.

Bununla birlikte cezaların caydırıcı olmaması, kolayca ertelenmesi veya cezaların affı da iş kazalarını dolaylı da olsa besleyen uygulamalardır.

İşveren teşkilatları etkin katkı vermeli: İşveren konfederasyonları, sendika, oda ve derneklerinin iş sağlığı ve güvenliği ile iç denetim ve baskı süreçleri oluşturmakta daha etkin tutumlar almalıdır.

Kazadan önce önlem için işçi sendikası: İşçi sendikalarının örgütlenmelerine yönelik yasal ve fiili engellerin kaldırılarak örgütlü yaşama geçilmesi halinde özellikle “kazalardan önce önlem alma” ilkesi hayata geçme fırsatı bulacaktır.

İş kazaları ağırlıkla; sendikasız, kayıt dışı ve sigortasız, eğitimsiz işçi çalıştırılan işletmelerde yaşanmaktadır. Sendikalı, toplu iş sözleşmesi düzeni içinde çalışan işletmelerde kaza ve ölüm oranları son derece düşüktür. Çünkü İşyeri Sendika Temsilcileri her gün çalışanları ziyaret eder, kısımları dolaşır, şikâyetleri dinler ve sorun varsa işletme yöneticileri ile istişare ederek, çözüm için birlikte

çaba harcarlar.

Toplu İş Sözleşmeli düzen içinde; İş Sağlığı-Güvenliği Kurullarının periyodik toplantılar yapması, işletmenin, sendikanın veya birlikte verilen eğitimlerin sürekli hale getirilmesi, periyodik sağlık taramalarının aksatılmadan yapılması, kaza riski yaratabilecek etkenlerin bertaraf edilmesi dâhil olmak üzere, yemek, duş, tuvalet, servislere kadar incelenir ve işveren temsilcilerine yazılı-sözlü rapor edilir.

Sendikal çalışmanın gereğince yapılabilmesinin yolu; işçi sendikasının “bağımsızlık” ilkesine sahip çıkmasıdır. Kuşkusuz işverenlerin de sendika içi demokrasiye saygı göstermesi

gerekmektedir. Çünkü işverene bağımlı bir sendikal yapının adı; “işçi sendikası” bile olsa yukarıda saydığımız katkıları cesaretle ortaya koyamayacak, işverenin her girişimini onaylama mercii olacaktır. Bunun ne tür sakıncalar doğurduğunu ağır bedeller ödeyerek öğrenmekteyiz.

Türkiye YOL-İŞ Sendikası 50 yaşındadır. Ülkenin en büyük, en saygın kamu ve özel kuruluşlarında örgütlüdür. Endüstriyel ilişkiler kapsamında oluşturulan çalışma ortamında şükürler olsun ki iş kazaları ve ölümler hemen hemen “sıfır” seviyesindedir. Ancak, ülkemizde inşaat işkolumuz, iş kazalarında ve maalesef işçi ölümlerinde birinci sıradadır. Sektörde yaklaşık 2 milyon işçi çalışmakta ve YOL-İŞ Sendikamızın örgütlülük oranı sadece %2’dir. Bu nedenle endüstriyel ilişkiler sisteminin iş güvenliğine yaptığı olumlu katkı istatistikleri değiştirmeye yetmemektedir.

Çünkü, biz çalışanlara yönelik eğitim, yayın, tatil, üye toplantıları, kültür gezileri ile hem hizmet sunmaktayız hem de işletmede çalışanların daha da bilinçlenmesi yolunda faaliyetler yürütmekteyiz.

İş kazalarının önlenmesi, iş güvenliğini yükseltmenin yollarından birisinin sendikal örgütlenme olduğu açıkça görülmektedir.

Page 52: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

53

Türkiye Yol-İş Sendikasını iş güvenliği için katkısını arttırma çabasının karşılıksız kalmayacağına inanıyoruz.

İNTES üyesi dünya çapında başarıları ile bilinen saygın işletmelerin de ülkemizde yaşanan gelişmeleri değerlendirerek sendikal örgütlenmelerin önüne koydukları fiili engellemelerin kaldırılması için büyük bir faciayı yaşamak zorunda kalmamız gerekmiyor.

Belgelendirilmiş işçi ve mesleki eğitim

İş kazalarının gerçekleşmesinde temel faktörlerden biri de; çalışanlara yeterli ve gerekli eğitimin verilmemiş olmasıdır. Bu bağlamda çalışanlara gerekli teorik ve uygulamalı eğitimin verilmiş olması ile birlikte yapılan sınavlarda da başarılı olduğu “tarafsız” bir heyet tarafından belgelenmesi evrensel bir kuraldır. Türkiye YOL-İŞ Sendikası olarak 10 yıldan beri İNTES ile birlikte bu ileri vizyona sahip çıkmış ve Türk Eğitim Şantiyesi gibi Türkiye’de ilk olma özelliği taşıyan projeyi birlikte gerçekleştirmiştir. Bunun ne kadar isabetli bir adım olduğu şimdi daha iyi anlaşılmaktadır.

Mesleki Yeterlilik Kurumu’nun koyduğu perspektif ile bilimsel kriterlere göre belirlenen ilkeler eğitim bilimi ve teknolojik ihtiyaçların ışığında uygulanan kurslarda başarılı olan işçiler; iş sağlığı ve güvenliği konusunda da yeni bilgiler ve yeni teknikleri öğrenerek işletmelere dönmektedirler. Bu işçilerin sahip oldukları bilgiler hayata geçirildikçe iş kazalarının da en alt düzeylere çekileceğine ve “sıfır iş kazası” hedefine yaklaşılacağına inanıyorum.

Ancak, eğitimlerden ve sınavlardan geçerek sertifika alabilmenin başka da bir yolu olmamalı, sistemin dejenere olmaması için tüm ilgililer azami çaba harcamalıdır.

Sertifikalandırmanın yaygınlaşması, sertifikalı kursiyerlerin işletmelerde

çoğalmasına bağlı olarak, çalışma ve iş ilişkileri konusunda belirlenmiş kurallar kendi kültürünü de yeşerterek kalıcı hale getireceğine inanıyorum.

İş sağlığı ve güvenliği çalışmaları

Öncelikle Türkiye YOL-İŞ Sendikası, devlet, işveren sendikaları veya emek kuruluşlarından iş sağlığı ve güvenliği konusunda tarafımıza intikal eden her türlü teklife müspet yaklaşmış ve katkı vermiştir.

İNTES ile birlikte kurduğumuz ve çalışmalarını sürdürdüğümüz Türkiye Eğitim Şantiyesi’nde eğitim ve kurslar açarak çalışma hayatına katılan sertifikalı ve bilgili insanların yetiştirilmesi çalışmaları devam edecektir.

Bir işçi ve bir işveren sendikasını birlikte gerçekleştirdiği Türkiye Eğitim Şantiyesi projesi büyük takdir görüyor, fakat işbirliğimizin daha çok sayıda işletmeyi ve çalışanları kapsaması ne yazık ki mümkün olamamaktadır. İşçi sendikası olarak çok daha büyük projeler ve kapsamlı çalışmalar yapmak istiyoruz, fakat bilindiği gibi, sendikalar ancak “üyeleri” için karar alabilmekte, üyeleri için bütçe yapabilmekte ve sadece üyelerine hizmet sunabilmektedir. Daha çok sayıda yol ve yapı işçilerine hizmet verebilmemizin şartı; daha çok işçinin toplu iş sözleşmesi kapsamına girmesi, T. YOL-İŞ Sendikası üyesi olmasına bağlıdır.

Mevcut yapı içinde sendikamız; konfederasyonumuz TÜRK-İŞ’in bakanlık ile eşgüdüm içinde sürdürdüğü iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerimiz her yıl periyodik olarak ülkenin dört bir yanında binlerce işçiye ulaşmaktadır. Bunların yanı sıra üyesi bulunduğumuz uluslararası federasyonlar ile birlikte düzenlediğimiz seminerler ile sendikamızın periyodik üye, temsilci ve yönetici eğitimlerinde ve yayınlarında da iş sağlığı ve güvenliği konusu daima ağırlıklı olarak ele

alınmaktadır. Bu yaklaşımlarımız “sıfır iş kazası” hedefine ulaşana kadar etkin biçimde sürdürülecektir.

İnsan yaşamı her şeyden değerlidir.

Bu yüce bir hedeftir. Büyük bir felsefedir. Bireylerin mutluluğu ve esenliği; toplumda da mutluluk ve esenliğin teminatıdır. Öncelikle toplumun inandırılması yolunda ülke yöneticileri, kurumların simge isimleri, akademisyenler ve sanatçıların da görev alacakları programların yapılmasına ihtiyaç vardır. Kampanyalar düzenlenmeli, sosyal medya da dahil olmak üzere kitle iletişim araçları, yazılı ve görsel medya etkin biçimde kullanılmalı, eğitim sisteminin tüm kademelerinde, asker ocağı ve camilere kadar konunun en kapsamlı, etkili ve kalıcı olması için işçi, işveren ve devletin birlikte çalışmayı sürdürmesi gerekmektedir. İşyerlerinde ise;

• Kaza olmadan önce önlem alma anlayışının kurumsallaşması,• Çalışanların periyodik olarak sağlık taramalarından geçirilmesi,• İşyerlerinde acil durum planlarının hazırlanması, duyurulması ve şartların değişmesine göre güncellenmesi,• İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği kurullarının oluşturularak çalışanların da iş güvenliği sistemi içinde yer almalarının sağlanması,• Mesleki risklerin önlenmesi için bilgi verilmesi ve araç-gereç kullanılmasının öğretilmesi, izlenmesi.• Çalışma ortamında gerekli kontrol, ölçüm, inceleme ve araştırmaların ihmal edilmemesi,• Denetlemelerin olağan bir faaliyet olarak kabul edilmesi yolunda da zihniyet değişikliğine gidilmesi ve denetleme sürecinin yeni baştan yapılandırılması,• Sendikalaşma hakkının temel insan hak ve özgürlüklerinden biri olduğu gerçeği herkesçe kabul edilmelidir.Sonuç olarak; İş Sağlığı ve Güvenliği meselesinin sınıflar ve partiler üstü bir anlayışla yeniden ele alınması gerektiğine inanıyorum.

Page 53: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

54

Kağıt Üstünde Yapılan“Mevzuata Uygunluk”

KazalarıÖnleyemiyor

Günümüzde sanayileşme ve teknolojik gelişmelerin hızı ile paralel olarak, işyerlerinde çalışan kişilerin sağlık ve güvenliği de daha sık konuşulur ve tartışılır hale gelmiştir. Bu bağlamda, tüm tedbirleri alarak işyerlerini güvenli hale getirmek ve çalışanların gerek fiziksel gerekse psikolojik yönden tam iyilik hallerini hedefleyerek mutlu olmalarını sağlamak, çalışma hayatının öncelikli konuları haline gelmiştir.

100 yılı aşkın bir süredir ülke ekonomisi içinde önemli bir rol oynayan çimento sektörü de bu gelişim trendine uyarak her geçen gün daha yeni teknolojileri kullanmakta ve yatırımlarıyla sektörün daha da gelişmesi yönünde ciddi adımlar

Tufan ÜNALÇimento Endüstrisi

İşverenleri Sendikası (ÇEİS)Yönetim Kurulu Başkanı

DOSYA YAŞAM İÇİN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

Page 54: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

55

atmaktadır. Tabii ki bu yatırımların önemli bir boyutunu da “çimento ailesinin kıymetli üyelerine” yani “insana” yapılan yatırım oluşturmaktadır.

Ülkemizin önde gelen sektörlerinden çimento sektörü, yarattığı yaklaşık 15.000 kişilik istihdam ile ülkemize ciddi bir katma değer sağlamaktadır. Sektör, 70 milyon tonluk üretim ile 2013 yılında Avrupa’nın en büyük çimento üreticisi olmakla birlikte, dünyanın da 5. büyük üreticisi konumundadır. Bizler çimento işverenleri olarak, Avrupa’nın en büyük çimento üreticisi olarak yakaladığımız başarıyı, iş sağlığı ve güvenliğinde de gösterebilmek için 2000’li yılların başından itibaren bu alanda çok ciddi faaliyetler yürütüyoruz. Yönetim kurulumuzun “Sıfır İş Kazası” vizyonu ekseninde yürütülen faaliyetler, bu başarıyı ve gururu bizlere yaşatan çalışanlarımızın sağlıklı bir şekilde çıktıkları evlerine, işten sonra yine sağlıklı bir şekilde dönebilmeleri ve ailelerine kavuşabilmelerini sağlamak amacıyla artarak devam etmektedir.

Türk Çimento Sektörünün İSG yolculuğu, 2003 – 2005 yılları arasında gerçekleştirilen “ÇEİS OHSAS 18001 Projesi” ile ivmelenmiş ve bu süreç, birçok toplantı, eğitim ve yayının hazırlanmasıyla devam etmiştir. Bu süreçte üyemiz tüm fabrikalar Sendikamızın organizasyonunda

OHSAS 18001 Standardına uygun bir İSG yönetim sistemi kurmuş ve British Standards Institution (BSI) tarafından yapılan denetimler çerçevesinde belgelendirilmişlerdir. Bir sektörün tamamını kapsaması açısından dünyada bir ilk olan proje sonrasında ÇEİS, 2005 yılında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından düzenlenen IV. Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Bölgesel Konferansı’nda verilen “Örnek İşveren” ödülüne layık görülmüş tek işveren sendikası olmanın ayrıcalığını yaşamaktadır.

Bu noktada çimento sektörünü diğer sektörlerden ayıran en temel özelliklerden birisinin de iş sağlığı ve güvenliği alanında yapılan faaliyetlerin sektörel düzeyde gerçekleşmesinin öneminin altını çizmekte yarar görüyoruz. Sektörde kurulan güçlü iletişim yapısı, bu alandaki profesyonellerimizin yardımlaşmalarına ve fabrikalardaki İSG risklerini hızlı bir şekilde ortadan kaldırmalarına imkan vermektedir. Bu güçlü iletişim yapısı aynı zamanda, iş sağlığı ve güvenliğinde sürdürülebilir başarının anahtarı olarak gördüğümüz “güvenlik kültürü” olgusunun çimento sektöründe her geçen gün gelişmesini sağlamaktadır.Ülkemizde her ne kadar yaptırımlar ve denetimler aracılığıyla çalışma hayatı güvence altına alınmaya çalışılsa da, kişilerin bu konudaki algıları, değerleri ve tutumları daha belirleyici

İş sağlığı ve güvenliği alanında yapılmış

ya da yapılacak tüm yasal düzenlemelerin,

toplumsal “güvenlik kültürü”nün de hızlı bir şekilde

gelişmesini sağlayacak bir yapı

kurulmadığı sürece, eksik kalacağının

altını çizmekteyarar vardır.

Page 55: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

olabilmektedir. Bu noktada ise, gerek işyeri gerekse toplumsal seviyede güvenlik kültürünün oluşturulmasının önemi karşımıza çıkmaktadır. Gerek aile, gerekse çevre ve toplum içerisinde güçlü bir güvenlik kültürü oluşturabilmek için güçlü bir güvenlik iletişimine ihtiyaç vardır. Medyadaki içerik ve semboller, kurumsal iletişim, liderlik ve aile içi iletişim kişilerin sağlık ve güvenliğe ilişkin davranış ve tutumlarını şekillendirmede etkin rol oynamaktadır. Bu bağlamda özellikle kitlesel iletişim yoluyla davranışların etkilenerek, toplumsal farkındalığın artması yönünde olumlu bir adım atılması önem arz etmektedir.

Toplumsal seviyede bir paradigma değişimine ihtiyacımız olan iş sağlığı ve güvenliğinde özellikle çocukların, gelecekte çalışma hayatına girecek en değerli “üretim faktörü” olan insan kaynağının, erken yaşta güvenlik bilincine erişmeleri ve “güvenlik kültürü”nü içselleştirmeleri oldukça önem arz eden bir konudur. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı’nın özellikle ilk ve ortaöğretim seviyesindeki okullardaki çocukların güvenlik bilincini geliştirici derslerin verilmesini sağlayacak bir yapı kurmaları oldukça yararlı

olacaktır. Ayrıca, işçi ve işveren sendikalarının da eğitim kurumları ile yakın ilişki içerisinde olarak faaliyetlerine eğitim kurumlarını da dahil etmelerinin önemli olduğu düşünülmektedir. Örneğin, sendikamızın organizasyonuyla üyemiz çimento fabrikalarında düzenlenen İSG Forum Tiyatro Etkinliğini TÇMB Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi’ndeki yaklaşık 1000 öğrenci karşısında da sahneleyerek, genç lise öğrencilerine çalışma hayatına girdiklerinde karşılaşabilecekleri iş süreçleri ile iş sağlığı ve güvenliğinin önemine ilişkin farkındalık yaratma yolunda önemli bir adım atmış olduğumuzu düşünüyoruz.

Soma’da yaşanan elim olay, sendikal

örgütlenmelerin çalışanların sağlık ve

güvenliğini de toplu sözleşme masasında tartışması gerektiğini

ortaya koyuyor.

56

Page 56: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

İş sağlığı ve güvenliğinde paradigma değişiminin anahtarı olan “güvenlik kültürü”nün gelişimini destekleyecek bir başka boyutu olan mevzuata baktığımızda ise, ülkemizde 1970’li yılların başından itibaren Tüzüklerle düzenlenmeye başlanan iş sağlığı ve güvenliği alanının, özellikle 2000’li yıllarda yönetmeliklerle de desteklenmeye başlandığını ve İş Kanunu’nda yer alan ayrı bir bölüm ile de kanun seviyesinde hak ve yükümlülüklerin tanımlanmış olduğu görülmekteydi. Avrupa Birliği’ne uyum süreci çerçevesinde, iş sağlığı ve güvenliği alanının müstakil bir kanun ile düzenlenmesi yönünde uzun yıllardır süregelen çalışmaların sonucunda ise 30 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete’de 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu yayımlanmıştır.

İş sağlığı ve güvenliği alanında yapılmış ya da yapılacak tüm yasal düzenlemelerin, toplumsal “güvenlik kültürü”nün de hızlı bir şekilde gelişmesini sağlayacak bir yapı kurulmadığı sürece, eksik kalacağının altını çizmekte yarar vardır. Bu nedenle, 30 Haziran 2012 tarihi itibariyle başlanan ikincil mevzuat çalışmaları kapsamında

6331 sayılı Kanun’a bağlı olarak yayımlanan 40’tan fazla yönetmelik ve tebliğin “düzenleyici” misyonunu desteklemek amacıyla, toplumsal “güvenlik kültürü”nün geliştirilmesine yönelik Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca gerçekleştirilen eğitimlerin, seminerlerin, kamu spotlarının ve benzeri etkinliklerin artırılarak devam etmesi oldukça önemlidir.

Ajandalarınızda şimdiden yer alabilmesi amacıyla, sendikamızın 50. kuruluş yıldönümü etkinlikleri kapsamında 10 Ekim 2014 tarihinde İstanbul’da “Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Sempozyumu”nu düzenleyerek bu alandaki güncel konuların, yurt içi ve yurt dışından katılacak değerli konuşmacılar tarafından tartışılacağı bir zemin oluşturmanın heyecanını yaşadığımızı da sizlerle paylaşmak isteriz. Kamuoyunca yakından tanınan isimlerin de konuşmacı olarak yer alacağı bu sempozyumla hem bu alanda çalışan profesyonellerin mesleki bilgilerinin artmasına katkıda bulunmayı hem de konuya ilişkin farkındalık yaratılması yönünde bir adım daha atmayı hedefliyoruz.

Aslında iş sağlığı ve güvenliği konusunun ne kadar önemli ve hayati olduğu geçtiğimiz ay Soma’da yaşanan elim olayla bir kez daha ortaya çıkmış oldu. Yüzlerce insanın hayatını kaybettiği bu olay, endüstri ilişkileri sisteminin aktörleri olan işçi, işveren ve devletin üzerinde durup düşünmesi gereken bir sürecin de başlangıcını oluşturmaktadır. Bu sürecin, iş sağlığı ve güvenliğinde bir kırılma noktasına işaret etmesi gerektiği düşünülmektedir. Bu olay, çok kapsamlı mevzuat düzenlemelerinin kazaları önlemede

tek başına yeterli olmadığını göstermektedir. Bu olay, yapılan denetimlerin kazaları önlemede tek başına yeterli olmadığını göstermektedir. Bu olay, mevzuatın gereklerine uygunluğun “kağıt üstünde yapılmasının” kazaları önlemede hiç yeterli olmadığını gözler önüne sermektedir. Ayrıca bu olay, sendikal örgütlenmelerin çalışanların sağlık ve güvenliğini de toplu sözleşme masasında tartışması gerektiğini de ortaya koymaktadır. Aslında bu olay, ülkemizde çıkartılan mevzuatın ne kadar uygulanabilir olduğunun, teftiş sisteminin etkinliğinin, bazı işverenlerin maalesef mevzuata uygunluk noktasında bazı şeyleri “mış gibi yaptıkları”nın ve sendikaların üyelerinin sağlık ve güvenliğine ilişkin faaliyetleri önceliklendirmediklerinin de gözler önüne serilmesini sağlamıştır.

Bu olaydan tüm sosyal tarafların önemli dersler çıkartmaları gerektiği açıktır. Bizler çimento işverenleri olarak uzun yıllardır bir çalışanımızın dahi yaralanmaması için düzenlediğimiz faaliyetlerin yaptığımız yatırımların ne kadar önemli olduğunu bu elim olay sonrasında bir kez daha görmüş olduk. Bu bağlamda, sektör olarak iş sağlığı ve güvenliği konusundaki hassasiyetimizi daha da artırarak çalışmalarımızı devam ettirme misyonumuzu sürdüreceğimizi de ifade etmek isteriz.

Sonuç olarak, devletin bu alanda yaptığı düzenlemeler ve yürüttüğü çalışmaların yanı sıra kâr amacı gütmeyen, öncelikli amacı üyelerine hizmet olan özellikle sektörel birliklerin, işçi ve işveren sendikalarının artık iş sağlığı ve güvenliğini de faaliyetleri arasında önemli bir yere konumlandırarak bu alandaki yatırımlarını artırmaları gerektiği düşünülmektedir. Bizim de Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’na üye işveren sendikaları olarak bu çemberin içinde hatta merkezinde yer almamızın, “insan odaklı” bir yaklaşım sergileyerek toplumsal “güvenlik kültürü”nün gelişimine katkıda bulunmamızı sağlayacak önemli bir adım olacağı açıktır.

57

Page 57: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

58

DOSYA

İnşaat sektörü, dünyada ve ülkemizde iş kazalarının ve meslek hastalıklarının en çok karşılaşıldığı sektörlerin başında gelmektedir. Türkiye’de inşaat sektöründe her yıl ortalama 8000 iş kazası olmakta ve 350 kişi hayatını kaybetmektedir. İş kazalarında Avrupa’da 1., dünyada 3. sıradayız. Ölümlü iş kazaları oranına bakıldığında inşaat sektörüne ait oranların diğer sektörlerden daha fazla olduğu görülmektedir. Bu kazalar, manevi hasarlara ve önemli maddi zararlara yol açmakta, verimliliği düşürmekte ve sektörün imajını zedelemektedir.

Türk inşaat sektöründe çalışan işçilerin çoğunluğunun eğitim seviyesi düşüktür ve iş sağlığı ve güvenliği eğitimi almamış çalışanlardan oluşmaktadır. Dolayısıyla inşaat işçilerinin iş güvenliği uygulamalarındaki güvensiz davranışlarını önlemek amacıyla eğitilmeleri zorunludur. İş sağlığı ve güvenliği alanında işçilere verilecek etkili eğitimlerin iş kazalarını önemli oranda azaltma potansiyeli bulunmaktadır. Geçmiş çalışmalar, iş güvenliği konusundaki eğitim ve bilgi eksikliğinin iş

İnşaat işçilerinin iş güvenliği

uygulamalarındaki güvensiz

davranışlarını önlemek amacıyla

eğitilmeleri zorunludur.

Maktul ÖtedenBeri Zaten Belliydi,Artık Zanlı da Belli

YAŞAM İÇİN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

Prof. Dr. Gökhan ARSLANAnadolu Üniversitesi

İnşaat Mühendisliği Bölümü

Page 58: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

59

kazalarının en önemli nedenlerinden biri olduğunu göstermiştir. İş kazaları temelde güvensiz davranışlar ve güvensiz durumlar nedeniyle oluşmaktadır. Ancak, etkili bir iş sağlığı ve güvenliği yönetimi ile bunların önlenmesi mümkündür.

Diğer taraftan, devletin/kamunun iş kazalarına yaklaşımı, olayı ciddiye almadığının da başka bir gerçeğidir. T.C. Başbakanlık Yatırım ve Destek Ajansı’nın yabancı yatırımcıyı Türkiye’ye çekmek için kullandığı en önemli argüman “İşçilerin Türkiye’de Avrupa ortalamalarına göre daha fazla çalıştırıldığı, daha az mazeret izni veya hastalık izni kullandırıldığı, çok daha az ücret aldığı, iş cinayetinden ölünce kader deyip pek problem/arıza yaratmadığı, yani kısaca Türk işçisinin insan olmadığı ve efendisi için gerektiğinde sessizce ölebileceği” argümanıdır.

Devletin kendi internet sitesinden yayımladığı bu genelge iş kazası cinayetlerinde diğer unsurların değerlendirilmesine gerek

kalmadığını ortaya koymaktadır. Artık, ne işçilerimizin eğitim seviyesinden, ne kaderci inanç geleneğinden, ne de iş yeri körlüğü gibi teknik nedenlerden bahsetmeye gerek yoktur.

Türkiye’de “Maktul”ün kim veya kimler olduğu öteden beri belliydi. Adana baraj şantiyesi inşaatında ölen ve cesetleri hala bulunamayan, Aşkale’de gözlerimizin önünde gölde saatlerce gelmeyecek olan yardımı beklerken soğuktan donarak boğulan, AVM inşaatı şantiye çadırında yanan, Maraş Elbistan’da cesetlerinin nerde olduğu belli olmayan, Ankara Ostim’de havaya uçanlardı bunlar.

Zanlı kimdi peki? Ülkeyi yönetenlerin müteahhitlerden seçim propagandası amacıyla yüksek ölüm riskine rağmen daha hızlı hep daha hızlı çalışmalarını istemesi mi? Örnek olarak 3. köprü inşaatında çöken ve 3 kişinin ölümüne neden olan iskelenin vakit alır diye yapılmayan ankraj işlemi verilebilir, müteahhitlerin

işçilerini çamurun içinde hayvanların bile kalamayacağı yerlerde konaklatması mı, doymak bilmez oburluğu mu, vicdanlarının her daim rahat olması mı, sürekli büyümek, sürekli kar etmek çabası mı? Yoksa, bunlar çok mu merhametsizler?

Bu sorunun cevabı elbette ki müteahhit veya işveren olamaz. Dünyada hiçbir müteahhit veya işveren yani tekil bir şahıs insan öldürme konusunda bu kadar kabiliyetli olamaz. Norveç’te aşırı sağcı olarak tarif edilen katil Anders Behring Breivik bile bu kadar başarılı değildi.

Toplu ve belli bir frekansta periyodik olarak devam eden ölümler, ancak sistematik bir biçimde olabilir. O sistematiği de devletten başka bir kurum oluşturma zekasına sahip değildir.

Bunu anlamak için T.C. Başbakanlık Yatırım ve Destek Ajansı’nın tanıtım afişine bakmak yeterlidir.

Page 59: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

60

AB’den İthalBir Sistem Dokumuza Tam Uymuyor

Küçük İşveren, İş Güvenliğini Adeta“Kambur Gibi” Görüyor

İş kazalarının en çok yaşandığı Türkiye’de temel sorunlar şu başlıklar altında toplanabilir:

1. AB’ den İthal Bir Sistemin Dokumuza Henüz Tam Uymaması

İşçi ve işverenin ikna edildiği pozitif iş güvenliği anlayışının olduğu bir süreç oluşturulamamıştır. Yani, işçi kesimi de işveren kesimi de, sistemin kazanç ve kayıplarını içselleştirememiştir. Bakanlığımızın illerde yaptığı iş güvenliği kültürü seminerlerine ve sarfettiği çabalara rağmen, belki toplumumuzda yeterince karşılık bulamaması nedeniyle, bizim kültürümüze uygun bir yapı henüz oluşturulamamıştır. Gayretimiz artarak sürmelidir.

2. Küçük İşverenlerin İş Güvenliğini Masraf Olarak Görmesi

Özellikle, sektörümüzde bir kısım küçük işveren, çok masrafa girmeden işi bir an önce bitirmek için birinci önceliğini işe vermekte, iş güvenliğini adeta bir “kambur

Ruhi ÖKTEMAttila Doğan İnş Tes A.Ş.

SGÇ Md.

Her zaman çok kazançlı olan yöntem

çok da emniyetli olmayabiliyor.

Taşeronların Emniyetli

çalışılmasını sağlayan SİSTEM

üzerinde bilgimizi gücümüzü

yoğunlaştırmalıyız.

DOSYA YAŞAM İÇİN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

60

Page 60: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

gibi” görmekte extra bir yük gibi algılamaktadır. Halbuki İş güvenliğine kaliteye önem vermekle verimliliğin ve iyi şöhretin artacağını kendisine anlatılmamış veya ikna olmamıştır.

3. İşçilerin Ve İşverenlerin Eğitimsizliği

Eğitilmemiş işçi de, kurallardan sıkılmakta, hiç bunalmadan, zaman kaybetmeden bir an önce verilen işi bitirmek istemektedir. Bu nedenle Davranış Odaklı İş Güvenliği Anlayışı BBS ( Behaviour Based Safety) nın da teyit ettiği gibi, kestirme kaçamak yollara başvurabilmektedir. Dolayısı ile özellikle götürü usulü çalışmalarda, güvenliğe önem vermeyen üretimde, adeta bu yapıdaki işçi ve eğitilmemiş işveren anlaşmaktadır. Ta ki bir kaza oluncaya kadar.... Kaza olunca bu üstü kapalı anlaşma bozulmakta karşılıklı suçlamalar başlamaktadır.

4. Yüksek Kar Amacıyla Sonucunu Öngöremeden Fazla Çalıştırma, Çalışma

İki tarafın anlaşması ile, mesela çok çok uzun saatler fazla mesai yapılabilmekte, bu ise aylar süren çalışmalar sonunda yorgunluk nedeniyle kazaları tetikleyebilmektedir. İş guvenliği uzmanı “çok uzun saatleri bulan mesailerin uzun süre yapılması yorgunluğu artırır bu da kazalara sebep olabilir” uyarısı yaptığında bu iki kesimi de memnun edememektedir .

5. Haksız Rekabet

Bahsi geçen önlemleri emniyet ağı, kemeri, korkuluğu, kurallara uyan iskelesi, kalası vb. satın alanların extra harcamaları nedeniyle, almayanların daha ucuza üretmelerine sebep olmakta ve rekabet edememekte, adeta önlem alan firmalar cezalandırılmış gibi olmaktadır. Bu durum; pahalı ama bir o kadar da sağlıklı ve emniyetli çözümler önerecek olan iş güvenliği uzmanının, işvereninin bu durumunu dikkate alması ile, bu önerilerinden vazgeçmesine sebep olabilir. Bu ise hem kendi hem de işvereni için kötü sonuçlanabilir. Özellikle de inşaat sektöründe, müeahhit olmada çok da eğitim şartı olmayınca, parayı bulup işe başlamak isteyen bir müteahhitin, önce bu konuda bilinçlendirilmesini sonra işe başlamasını sağlamalıyız.

6. Sistemsiz Çalışma Alışkanlığı

Onyıllar önce o yıllarda çalıştığım şirkette iki taşeronumuz vardı; biri bulduğu kepçe ile 1-2 gün ve gecede kepçeyi durmaksızın çalıştırdı ve bir semtin sokaklarında kazılmadık yer bırakmadı . Bir de baktık ki sokaklar köstebek yuvası... O zamanın idaresi ile el ele vererek derhal bu arkadaşa kaza olabileceğini insanlara zarar verebileceğini –itfaiye ambulans giremeyeceğini, bu açılan kanala yetecek geçit köprüsü olmadığından, kanaldan karşıya atlarken düşenler olabileceğini

anlatmış ve açtığı kanalları bir taraftan kapatırken yeni kanal açmamasını, boruyu kanala kaza yaşanmadan koydurup bir an önce kapatmasını sağlamıştık.

Ama taşeron kendini haklı görüyordu. Kepçeyi bulmuş ve kiralamışken, hiç bekletmeyip, bir anda heryeri kazması gerçekten de kazançlı idi kendisi için!.. . Ama toplum, semt insanları hatta kendi işçilerinin güvenliği aklına bile gelmemişti. İşte bu gibi durumları kompanse edebilecek bir otokontrol mekanizması; SİSTEM oluşturulmalı.

Diğer bir taşeronumuz da şimdi rahmetli olmuş, nurda yatsın, maksimum 100 metre kanal açar, onu kapatır eski haline getirir sonra bir yüz metre daha açardı. Bizim, İDARE ve Müteahhit olarak örnek gösterdiğimiz bir taşerondu.

Kıssadan hisse; Her zaman çok kazançlı olan yöntem çok da emniyetli olmayabiliyor. Taşeronların emniyetli çalışılmasını sağlayan SİSTEM üzerinde bilgimizi gücümüzü yoğunlaştırmalıyız. Umarım bu konudaki yeni yasa teklifi bu amaca hizmet eder.

Geçmişte bir seminerde, Bir değerli bakanlık görevlimizin dediği gibi; “ortalık biraz toz duman”. Takdir edersiniz ki bu konuda oluşmuş “pozitif iş güvenliği kültürümüz” de yok henüz.

Ancak, iflah olmaz bir iyimser olarak, ilerde daha güzel

61

Page 61: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

62

önlemler alınacağına, devlet işçi ve işverenimizin en kolay anlaşabileceği – menfaatlerinin ortak olduğu iş güvenliği konusunda, – birbirini ötekileştirmeden daha “çözüm odaklı” adımlar atılacağına ve kazalara, meslek hastalıklarına geçit vermeyen bir SİSTEM’in birlikte kurulacağına inanıyorum.

ÖZETLE ÇÖZÜM ÖNERİLERİM:

1. Tablonun değişmesi için Bakanlığımızın yeniden bir “İnşaat kazaları önleme seferberliği” yapması. Bu defa sokak aralarında yapılan inşaatların dahi bu kampanya ile emniyetsiz çalışmalarının düzeltilmesi önerilebilir. Bu gibi işlerde “alan razı veren razı” bazında işçi ve işverenin şikayetçi olmadığı - binanın, mesela mantolama yaptıran yöneticilerin korkuluksuz iskelede, bağlanmamış ve tek kalasla, cambaz gibi kemersiz çalışanları gören hepimizin yürekleri ağızlarına gelse de, sonuçta işinin görülmesine baktığı emniyetsiz iskelelerde - emniyet kemersiz - tek kalas üzerinde çalışmalar yapıldığı hepimizin malumudur.2. Belki bir şikayet mekanizması işletilerek, önlem alması için bu tür çalışan işyeri işverenine, cüzi de olsa

bir ceza uygulaması ile başlanabilir. Ama, unutmamak gerekir ki, ceza son çaredir.

Önce eğitim. “Eğitim uzun bir süreç, kültür yok” diyerek de bekleyemeyiz. Dolayısıyla, önce kısa da olsa bir eğitim, sonra kurala uymayanların cezalandırılması düşünülebilir, Ceza

Kanunumuza girmiş olan “ıslah edici hafif cezalar”a benzer şekilde verilecek cezalarda amaç, doğruya yönlendirme olmalı. En azından yol -yöntem bilmediği için böyle davrananlarda yüksek oranda bir düzelme beklenebilir.

Ancak, Müfettişlerimizin “önlem almazsan kapatacağız” dedikleri halde kapatılana kadar hiç bir şey yapmayan, kapatıldıktan sonra düzenlemeleri yapan işverenlere rastlandığı da bir gerçektir. Bu da negatif kültür özelliklerimizden biri olsa gerek.

3. İnşaatlarda en çok ölümlü kazalar – asansör, merdiven boşlukları ile kenarlardan düşme şeklinde olduğu için, mesela küçük işverenlerin, buraları kapatacak veya etrafını korkulukla çeviren, mengene türü basit, kullanışlı malzemelerin ve iskelelerin üretimine destek olunması –ucuza, taksitle temini imkanının oluşturulması da çözüm olarak düşünülenbilir. İNTES’in yanı sıra Müteahhitler Birliği vb kuruluşlar da bu konularda adım atabilir. Maksat bu işe yeni başlayacak işverene yol göstermek işini kolaylaştırmak.

4. İnşaatlar tamamlandıktan sonra müteahhitlere bir İSG karnesi verilebilir (tüm firmaların “zaman kayıplı kaza sayısı”, belki ramak kala kazalar” gibi kavramları kullanması sağlanır) ve sonuçta yapılan ev satılırken, satın alan kişinin de sürece dahil edilmesi sağlanabilir.

Ceza Kanunumuza girmiş olan

“ıslah edici hafif cezalar”a benzer şekilde verilecek cezalarda amaç,

doğruya yönlendirme olmalı. En azından

yol -yöntem bilmediği için böyle

davrananlarda yüksek oranda bir

düzelme beklenebilir.

Page 62: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

63

Firmaların İSG performansları kamuoyu ile paylaşılabilir.

5. Az kaza yapan firmalar bir şekilde ödüllendirilmeli. Mesela primi düşürülebilir.

6. İhalelerde iş güvenliği sarf kalemi mutlaka yer almalı –az ya da çok önceden bir bütçe ayrılması hatırlatılmalıdır.

7. Bakanlığımızın sektörün tüm temsilcileri ile bir araya gelerek haksız rekabet konusunda da UYGULANABİLİR çözümleri oluşturması, sonra da, uygulayabileceği kadarını ülke bazında tüm işverenlere uygulatması önerilebilir.

8. Denetimlerin OHSAS ve ISO’da olduğu gibi yıllık bazda tüm firmaları kapsayacak biçimde yapılması, bu denetimlerde düzeltici önleyici faaliyetlerin kayıt altına alınması tüm firmaların belirli periyotlarda denetlenmesi sağlanabilir. Belki deneyimli iş güvenliği uzmanlarından bu konuda faydalanılabilir.

9. Sonuç itibari ile kaza olduktan sonra, işverenin kendi sorumlu olmuş, ya da iş güvenliği uzmanı ya da işçi sorumlu olmuş bunun üzerinde yoğunlaşmanın çok da fazla önemi yok; bunun üzerinde yoğunlaşılacağına, “kazayı nasıl önleriz de işveren, şöhret ve

para kaybına, işçi can kaybına, iş güvenliği uzmanı da hapis cezasına uğramadan bu işi çözeriz?” sorusunun cevabına odaklanmak daha anlamlı, insancıl ve kolay değil mi?

Bu konuda İNTES’in MYK’nın çabalarını yakinen bilen, çok az da olsa, çorbada tuzu olan biri olarak, bu çabaların artarak devamı dileğimin yanısıra, diğer ilgili kurumların da bu çabaya katılmaları ve işbirliğinin sağlanmasını umuyorum.

İş güvenliği uzmanlarına kanunla gelen temel sorumluluklar

En temel sorumluluk ve görevler başlıca;

• İşverenini ölüm tehlikesi olduğunda bakanlığa ihbar etme. Bu durumun iş barışını bozacağını ve etik olmadığını düşünenlerdenim. Bizim işimiz olasılık işi olduğundan ölümün kesin olacağını kestirmek mümkün olmayabilir. Olasılık üzerinden yapılan şikayet de “size” ve “bana” göre bakışı gündeme gelir ki tartışma götürür. • Her tehlikeyi, konuyu değerlendirmek, hiçbir olasılığı atlamamak (böyle bir babayiğit var mı? mantıken imkansız gibi)• İSG KATİP’e kayıt olma zorunluluğu ve çalışma sürelerinin takip altında tutulması,• Eğitim verme,

• Acil durum ve tahliye planı yapma,• Acil durum ve tahliye tatbikatlarını gerçekleştirme kayıt altına alma,• Tüm İSG ile ilgili kayıtları tutma ve düzenleme (eğitim, sağlık kayıtları)• Uygun kurulmuş bir ekiple gerçekleştirilen sağlam bir risk değerlendirmesine dayalı bir risk yönetim sisteminin oluşturulması, sürdürülmesi, sürekli iyileştirilmesi çalışmaları,• Taşeron personeli dahil her kademede çalışanın mesleki yeterlilikten başlayarak tüm İSG konularında denetlenmesi, İSG kültürünün günden güne arttırılması için yoğun çaba sarf edilmesi, • Risk yönetim sisteminde her kademede yöneticinin ve çalışanların İSG ile ilgili sorumluluklarının net olarak tanımlanmasını ve dokümante edilmesini sağlamak.

İş güvenliği uzmanlarının temel sorunları

İşçi ile işverenin arasında kalması iki tarafı memnun edememesi. Devlete şikayet hakkını kullanamaması, maaşını işverenden alması nedeniyle yeterince özgür ve bağımsız davranamaması.

İşçilerin işverenden beklentilerini, iş güvenliği ve sosyal haklar anlamında, iş güvenliği uzmanı üzerinden gerçekleştirmek istemesi

Page 63: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

64

yasal olarak zorunlu olan ve iş güvenliği uzmanı tarafından belirtilen uygulamaların bu konunun önemini bilemeyen işveren tarafından zaman ve maddi olanaklar ileri sürülerek ertelenebilmesi.

İş güvenliği uzmanlarının işsizlik veya başka sebeplerle risk alarak İSG açısından altından kalkamayacakları her işyeri ile sözleşme yapmaları, yetkin olmadıkları her görevi kabul etmeleri, dolayısıyla mevzuatta tanımlı görevlerini eksik veya yetersiz yapmaları sonucu olabilecek kazalarda ilk başta çalışanlar, sonra kendileri ve işverenlerinin zarar görmesi.

Bazı OSGB’lerde hizmetin kalitesi düşmüştür. Şöyle ki; belki 50 işyeri ile anlaşmak durumunda kalınabiliyor... Bakanlığımızın verdiği 180 saati doldurmak için pek çok OSGB’lerde çalışan iş güvenliği uzmanının işletme seçme şansları olmuyor. Yalnızca hakkını vererek görev yapılabilecek sayıda işyeri kabul edilmeli. Mevzuatımız olası bir kaza durumunda OSGB sahiplerini sorumlu tutmuyor.

İş güvenliği uzmanlarının işverenlerden beklentileri

• Yazdıklarının benimsenmesi tartışılması ve (OHSAS’ta belirtildiği gibi) en azından yasal gereklilikleri karşılayacak kadarının uygulanması. • Özellikle üst yönetim tarafından, kendisine yardımcı ve destek olunması ve yapıcı davranılması.• İSG eğitimlerine katılımın sağlanması için destek verilmesi.• İSG konularının sadece ayda bir kurul toplantılarında değil daha sık gündeme getirilmesi ve öneminin her fırsatta vurgulanması nitekim yabancılarla alınan projelerde tüm toplantıların ilk maddesi “İş Güvenliği”dir.• Üst yönetimin otoritenin sağlanmasında, tüm mavi ve beyaz yakalıları toplayarak iş güvenliği uzmanına yardımcı olunmasını ve itaat edilmesini vurgulaması. (Bu sayede Türkiye’de bir Termik Santral İnşaatı ilk kez ölümlü kaza olmadan bitirilebilmişti. Bunun haklı gururunu emeği olanlar taşımaktadır.)

• İSG konusunda ceza ve ödül sisteminin yerleştirilmesi bu konuya önem verildiğinin tüm çalışanlara gösterilmesi (Ödül törenlerine en üst düzey katılım sağlanması) Batı da “isim yok kınama yok” (no name no blame ) şeklinde tabir edilen,

kişilerden çok olaylara odaklanmak ve ceza vermek yerine mesela ödülü vermemek cezası ile cezalandırmak gibi yöntemler denenebilir. • Sadece üretimi artırmak, kişisel koruyucu ve güvenlik önlemleri ve eğitim için para harcamamak amacıyla işle ilgisi ve bilgisi az olanları tercih etmemesi. Bunun kendisine cezalarla tazminatlarla geri dönebileceğini bilmesi dolayısı ile iş güvenliği uzmanı seçiminde kaliteye önem vermesi.

Eğitimli ve belgeli işgücünün rolü

Elbette ki eğitimli ve belgeli işgücü daha az kaza yapar. Ancak işverenin de bu konuda bilgili ve bilinçli olması gerekiyor. İhtiyaca cevap veren bazı kurum ve kuruluşların kalitesi ve sayıları şimdilik yetersiz, ama bir taraftan da ücra il ve ilçelerde işçilerini eğitecek kurum bulamayan işveren ceza alma endişesi taşıyabiliyor. Gerçekten tüm bunlar geçiş döneminin sancıları...

Taşeron seçimi ve yönetimi adeta taşıma su ile değirmen döndürmeye benzemekte. Kurallara uymak istemeyen taşeronlarla iş güvenliği uzmanları, köşe kapmaca oynar gibi, yakın takip zorunda kalmaktadır. Bir kısım taşeron arkanızı döndüğünüz

Page 64: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

65

anda üretimi arttırmak amacı ile kaçamak, yasal olmayan tehlikeli yollara başvurabilmekte.Böyle olunca da özellikle kısa zamanda çok işçi gereksinimi olan işverenlerin nitelikli, eğitimli işçi bulması çok zor olmakta ve niteliksiz işçi ile çalışmak zorunda olanların da bu işçileri gerçek anlamda eğitmeleri için, belki haftaları bulan bir eğitim dönemi gerekmektedir. Bu dönem işverence işin zaman baskısı ve masraflar nedeni ile uzun bulunabilmektedır. Böyle olunca da bu niteliksiz işçilerin kaza yapma olasılıkları artmaktadır.

Yine iyimser bir bakışla; tüm çalışanlar gereken belgeleri aldığında bu sorun kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Ancak bu iş belirli bir süre alacaktır.

Sonuçta işveren eğitimi (işverenin İSG kültürü oluşturma konusunda bilinçlendirilmesi) çok önemli bir madde olarak gündeme gelmektedir.

Bu konu tıpkı evliliğe benziyor. Karı koca birbirini seçti; pembe pancurlu bir ev hayali ile işe başlarken, bir de bakıyorsunuz ki bir ay geçmemiş eşler “benim babam senin babanı döver” kabilinden basit şeylerle ayrılıvermiş... Bir kısacık eğitim

alsalar da bu kutsal beraberliğe öyle başlasalar daha iyi olmaz mı?

Öğrendiklerini iş güvenliği anlamında uygularken bilinçli olmayan işvereninden tepki alan işçi demoralize olmakta, özellikle üretim baskısı konusunda zorda kalmaktadır.

Kemer bağlamak için geçen süre, - kemer masrafı kemerle zor çalışılması ve yaşam halatı vb kurularak çalışacak yer ayarı- hep zaman ve para kaybı gibi görüldüğünden-, çoğu zaman düşük olan düşme olasılığı sineye çekilebilmektedir. Üstelik bu uzun ve zahmetli hazırlık, işçinin de tepkisine neden olmakta ve deyim yerinde ise bilinçlendirilmemiş işçi ve işveren bu yasal olmayan iyiliklerine olmayan konuda anlaşmakta, iş güvenliği uzmanından bu konuda ısrarlı olmamasını isteyebilmektedir. Belki malzemeler monte edilmeden yerde iken kemer bağlayacak yerlerin montesinin düşünülmesi gibi kemer takmayı, çelik montaj işini kolaylaştırıcı teşvikler düşünülebilir.

Yeni iş güvenliği uzmanları da, özellikle bilgileri olmayan alanda illa da hizmet vermek durumunda iseler, önce bu konuda bakanlığın eğitimine ilaveten, uygulamalı bir eğitim almalılar. İskeleyi, emniyet ağını görmeli, emniyet kemerini bizzat takmalıdırlar.

“İnsan yaşamı her şeyden değerlidir” tezine toplumun katkısı

• İşçi- işveren -devlet biraya gelmeli, tartışmalı adeta beyin fırtınası yaparak beklentiler alınmalı orta yol bulunmalı• İşçilerimizin kişisel koruyucu kullanmamada ısrar etmemesi için daha interaktif yöntemlerle eğitilmeli.• İşveren koruyucuyu kullandırtma azminden taviz vermemeli. ( Bu konuda bıkan kişilere rastladım) Aksi takdirde yüksek tazminatlar ödemek durumunda kaldığı unutturulmamalıdır. • Özellikle çocuklara ve gençlere ulaşılmalı, okullarda İSG konusunda seminerler düzenlenmeli. Bu konuda, bakanlığın üniversite son sınıf öğrencilerinin mezun

olmadan bilinçlendirilmesi için verilen seminerler gibi, bu yöndeki çabalarına destek olmak için iş güvenliği uzmanları dahil, pek çok sivil toplum kuruluşu da konuya el atmalı. Tüm toplumda bir farkındalık oluşturmak, konunun önemini defalarca anlatmak gereklidir. Okullara iş güvenliği sunuları yapmada, bakanlığımız iş güvenliği uzmanlarını seferber edebilir; hem de gönüllü olarak.• Radyo ve TV gibi medyaları kullanarak konu ile ilgili görsel çalışmaları daha sık ve sürekli göstermek, duyurmak. Herkesin seyrettiği dizilerde, filmlerde düzgün İş Güvenliği uygulamalarının yer almasını sağlamak uygun olacaktır. • İnternet ortamında her yaşa yönelik İSG bilinci geliştirici, İSG Kültürü oluşturucu interaktif uygulamalar geliştirmek, bunları eğitimlerde kullandırmak• Sinema, tiyatro, fotoğraf gibi sanatsal faaliyetlerde iş güvenliği konusunu ön plana çıkartmak, yarışmalar, sergiler düzenlemek.• Hat Yönetimi (Line Management) kavramı gereği üretim hatlarında çalışanların kendilerini, iş güvenliği kalite ve çevreden de yeterince sorumlu hissetmelerinin sağlanması. Bu konuda en önemli kesim “formen/ ustabaşı” kesimidir. Ve iş güvenliği kavramının oturması ve benimsenmesinde eğitimleri olmazsa olmaz anlamında önem taşır. Hat yönetimi kavramını hayata geçirmek gerekir. • Kazalardan çıkarılan derslerin öncelikle aynı şirketler topluluğunun tüm bireyleri , sonra aynı sektördeki herkesin paylaşması sağlanmalıdır. Örneğin; “Aynı dağa iki kere çarpmamak için”, O dağda bir yerdeki türbulanstan dolayı düşen uçağın bu deneyimi, önce kendi filosundaki tüm uçaklar, sonra da diğer uçak firmaları tarafından paylaşılmalıdır.

Bu kavramı yabancılar; Deneyimden Öğrenme (Lateral Learning) olarak adlandırıyorlar. İnşaat firmalarında da neden olmasın?

Aklıma geliverenler bunlar, bu fırsatı verdiğiniz için teşekkür eder esenlikler dilerim.

Page 65: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

66

DOSYA

Hayatın her alanında olduğu gibi

işyerlerimizde de sağlık ve güvenlik birinci önceliğimiz

olmalıdır.

YAŞAM İÇİN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

B. Selin KALINMakine Mühendisi

A Sınıfı İş Güvenliği UzmanıÇevre Görevlisi

Her İnsanın En Temel Hakkı Yaşam HakkıdırBilim, sanayi ve teknoloji hızla gelişirken, yeni üretim teknikleri, makine, cihaz ve tesislerle çok karmaşık yapıları artık daha kolay ve daha az maliyetle üretme imkânı elde edilmiştir. İnsanların hayat standardını yükseltmeye yönelik bu gelişmeler sevindirici olmakla birlikte, diğer taraftan üretimin vazgeçilmez bir parçası olan çalışanların bu esnada hayatını kaybetmesi son derece üzücü ve düşündürücüdür. İnsanın en temel hakkı yaşam hakkıdır, bu hakka saygılı ve duyarlı olmak hepimizin görevidir, bu nedenle hayatın her alanında olduğu gibi işyerlerimizde de sağlık ve güvenlik birinci önceliğimiz olmalıdır.

İnşaat sektörü dünyada olduğu gibi ülkemizde de iş kazaları ve meslek hastalıklarının en sık yaşandığı sektörlerin başında gelmekte, ölümlü kazalarda ise genel olarak birinci sırada yer almaktadır. Kazaların meydana geliş şekilleri ile ilgili istatistiklere bakıldığında yüksekten düşmeler birinci sırada gelmektedir.

Yüksekte çalışmanın zorunlu olduğu durumlarda olası risklerden korunmak mümkündür. Çalışma öncesi yapılacak bir risk analizi ve sonrasında alınacak tedbirler ve kontroller dizisiyle yüksek risk kabul edilebilir seviyelere çekilebilir. Yüksekte çalışma

denince aklımıza ilk gelen bu çalışmanın güvenli bir ekipman üzerinde yapılması gerektiğidir. Çoğunlukla bu çalışmalar yapılan işe ve işyerine uygun bir iskele ile yapılmaktadır. İnsan hayatının emanet edildiği bu ekipmanların standartlara uygun olmaması, kurulumunda, kullanımında yapılan hatalar çoğunlukla ölümlü veya ağır yaralanmalı kazalara sebep olmaktadır. Böyle bir riski kesinlikle kabul etmeyeceğimize göre, öncelikle standartlara uygun(belgeli) iskele temin etmemiz gerekmektedir. İskeleler, TS EN 12810-1,TS EN 12810-2,TS EN 12811-1,TS EN 12811-2 ve TS EN 12811-3 standartlarına ve ilgili diğer ulusal standartlara, konu ile ilgili ulusal standart bulunmaması halinde ilgili uluslararası standartlara uygun olmalıdır. İkinci sırada doğru kurulum, kullanım ve söküm gelmektedir. Bu işlerde çalışacak kişilerin mesleki yeterliliğe ve iş güvenliği bilincine sahip olmaları bu ikinci ayağın sağlıklı olmasında çok büyük önem arz etmektedir. Aksi takdirde sonuç değişmeyecek, ikinci ayak sorunluysa yapı yine çökecek, risk devam edecektir. 20 yılı aşkın süredir sahip olduğum mesleki tecrübem, iş güvenliği uzmanlık kariyerim ve İNTES MYM İskele Kurulum Elemanı sınav ve belgelendirme sürecinde bana verilen görevlendirmeler

Page 66: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

67

İskele kurulumunda çalışacak kişilerin mesleki yerlilik ve iş güvenliği bilincine sahip olmaları gerekir.

de edindiğim tecrübelere de dayanarak kazaların %98’i insan kaynaklıdır. Bu tespitten hareketle özellikle böyle hayati önem taşıyan bir işte çalışanların mesleki ve iş güvenliği eğitimi almadan, yeterli tecrübe ve bilince sahip olmadan çalıştırılmaları kesinlikle çok tehlikelidir. Ayrıca 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve bağlı mevzuatlarında da mesleki eğitim ve iş sağlığı ve güvenliği eğitimi almamış kişilerin tehlikeli ve çok tehlikeli işlerde çalıştırılması yasaklanmıştır. Her işte olduğu gibi üçüncü bir ayak olan kontrol de önlemdir. Burada da insan faktörü, dolaysıyla mesleki yeterlilik, güvenlik bilinci ve eğitim ön plana çıkmaktadır.

Sonuç olarak bilime, teknolojiye, tesis makine ve cihazlara yapılan yatırımlara paralel olarak en az

onlar kadar onların bir parçası olan insana da yatırım yapılmalıdır. Bu yatırım öncelikle sağlıklı güvenli ortamlar tesis etmeye, bu durumu sürekli kılmaya, işverenlere, çalışanlara kısacası tüm taraflara, mesleki yeterliliğin önemi, sağlık ve güvenlik bilinci aşılamaya yönelik olmalıdır.

Her İnsanın En Temel Hakkı Yaşam Hakkıdır

Page 67: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

68

Yaşam İçinİş GüvenliğiÖn Plandadır

AGE İNŞAAT VE TİCARET A.Ş.’nin “Adana İli Kozan Kavşak Bendi HES İnşaatı ve Hidromekanik İşleri Projesi özelinde İş Sağlığı ve Güvenliği önlemleri tüm ayrıntıları ile uygulanmaktadır.

Şantiyede çalışanların eğitimlerine öncelik verilmektedir.

Şantiyede; iş başı (oryantasyon) eğitimlerinin akabinde personelin mesleğe uygun iş güvenliği eğitimleri sağlanmaktadır. Amacına uygun verilen eğitimlerin sonrasında işler ve işçiler aktif bir şekilde uzman personeller ve iş güvenliği bilincine vakıf olmuş teknik personel tarafından denetlenmektedir. Saha içerisindeki bu denetlemeler personelin mevcut iş güvenliği hassasiyetini sıcak tutmakta ve bu bilinç, en alttan en üste yerleştirilmektedir. Günlük olarak saha çalışmalarına başlanmadan önce sorumlu personel, çalışanları ile beraber o gün yapılacak işe özel kısa bir iş güvenliği toplantısı yaparak iş sağlığı ve güvenliği konusunun önemine tekrar dikkat çekmektedir. Ayrıca bütün bu aktiviteler günlük olarak raporlanarak kayıt altına alınmaktadır.

Bu eğitimler;• Mesleki Eğitimler (Betonarme Kalıpçılığı/Demirciliği, Operatörlük,

AGE’nin Kozan Kavşak Bendi HES Projesi’nde inşaat ve alt yüklenici ve hizmet alımlarını

kapsayan 75 farklı firma bünyesinde

eğitim alankişi sayısı

9300 kişi oldu.

DOSYA YAŞAM İÇİN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

AGE İNŞAAT VE TİCARET A.Ş.

Page 68: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

69

Kaynakçılık v.s) • Acil Durum Eğitimleri• İlk Yardım Eğitimleri• Yangınla Mücadele Eğitimleri• Temel İSG ve Mesleki Eğitimleri• Yüksekte Çalışma Eğitimleri• Tırmanır Kalıp Montaj ve Demontaj Uygulamalı Eğitimleri• İskele Kurulum Eğitimleri• Risk Analizi Eğitimleri• Şoförlere Yönelik Güvenli Sürüş Eğitimleri• Vinç ile Yapılan Kaldırma-İndirme Çalışmalarında Alınacak İş Güvenliği Önlemleri Eğitimi• Çalışma Alanlarındaki Risklerle İlgili Özel Eğitimler başlıkları altında sıralanabilir.

Projede AGE İnşaat ve alt yüklenici ve hizmet alımlarını kapsayan 75 farklı firma bünyesinde eğitim alan kişi sayısı 9300 kişi olmuştur.

Eğitimler; İş Güvenliği Uzmanları ve Milli Eğitim Bakanlığı’nca yetkilendirilmiş firmalar tarafından verilmiştir.776 çalışanın bulunduğu şantiyede 2 (A) sınıfı iş güvenliği uzmanı, 8 (C) sınıfı iş güvenliği olmak üzere toplam 10 iş güvenliği uzmanı bulunmaktadır. Ayrıca birincil mesleki görevi iş güvenliği ve uzmanlığı olmasa dahi Kavşak Bendi HES İnşaatı bünyesinde çalışan teknik personel içerisinde iş güvenliği ve uzmanlığı belgesine sahip personel bulunmaktadır

AGE iş sağlığı ve güvenliği politikası

• İş yerlerinde çalışanların sağlığının korunması ve iş güvenliğinin sağlanması konusunda yürürlükte

bulunan tüm mevzuatları yerine getirir.• Çalışanlara, yapmakta oldukları işlerde uymaları gereken sağlık ve güvenlik önlemlerini öğreterek, destek olur ve aktif katılımlarını sağlar.• Şantiyelerde, işçilerin, işçi temsilcisi ile temsil edilmesini ve iş güvenliği kurullarında birlikte karar alınmasını sağlar.• İşçi sağlığı ve iş güvenliği alanındaki teknolojik gelişmeleri yakından takip ederek, olanaklar çerçevesinde iş yerlerinde uygular.• İş kazalarının önlenebileceğine inanır.

AGE’nin iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin amaç ve hedefleri

Amaçlar

- Emniyetli bir çalışma ortamı oluşturmak.- Sahadaki tüm personelin güvenliğini sağlamak.- Çevrede bulanan insanların can güvenliğine zarar vermemek.- Mal kaybı veya hasarına neden olmamak.- Kanun ve mevzuata uyumu sağlamak.

Hedefler

- Ölüm ve kayıp zaman - Yaralanma / kaza - Yangın - Patlama - Trafik kazası

İSG Uygulamaları

• İş güvenliği planının (el kitabı) hazırlanması

• Acil durum müdahale planı ve ekiplerinin oluşturulması• Risk analizi ve değerlendirmelerinin yapılması• Saha denetimlerinin yapılması• Eğitimlerin verilmesi• Saha trafiğinin düzenlenmesi• Kullanılan her türlü araç ve ekipmanın periyodik kontrollerinin takibinin sağlanması• İş izin sisteminin yürütülmesi• İSG ölçümlerinin takibi ve değerlendirilmesi• Uyarı işaret ve levhalarının temini ve konumlandırılması• İş kazaları önleme faaliyetleri ve kayıt altına alınması • Saha ve yaşam alanlarında temizlik-hijyenin sağlanması• Tehlikeli maddelerin belirlenip MSDS’lerinin ilan edilmesi• Kişisel koruyucu donanım seçimi ve kullandırılması• İş Güvenliği Kitabı’nın Hazırlanması• İş Sağlığı ve Güvenliği El Kitabı, AGE’nin (taşeron firmalar dahil) faaliyetleri sırasında İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) politikası ile ilgili hedeflerine ulaşması için bir çerçeve oluşturmak üzere hazırlanmıştır. • İSG sistemi dahilinde şantiye içinde kullanılan 28 adet takip listesi ve 52 adet kontrol formu el kitabında tanımlanmıştır.

Acil Durum Müdahale Planı ve Ekiplerinin Oluşturulması

AGE’nin faaliyetleri sırasında olası acil durumlarda (sabotaj, deprem, yangın, sel veya su baskını, çevre kazası vb) herhangi bir kargaşaya yol açmadan izlenecek adımları belirlemek için hazırlanmıştır.

Page 69: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

70

Toplanma Noktaları

Saha genelinde 9 alan toplanma noktası olarak belirlenmiştir.

ADMP Akış Çizelgeleri

1. İş Kazası Müdahale Planı2. Yangın Müdahale Planı3. Döküntü – Sızıntı Müdahale Planı4. Terör – Sabotaj Müdahale Planı5. İlk Yardım Müdahale Planı6. Elektrik Kazası Müdahale Planı7. Patlama Kaynaklı Kaza Müdahale Planı8. Trafik Kazası Müdahale Planı9. Deprem Müdahale Planı10. Su Baskını Müdahale Planı

Risk Analizi ve Değerlendirmelerin Yapılması

• İşin amacı, aktivitelerin sırası, öngörülen tehlikeler, alınacak önlemler ve koruyucu tedbirler belirlenir ve o işi yapan ve kontrol eden kişilerin kolayca anlayabileceği bir şekilde ifade edilir. • Şantiyede yapılan faaliyetlere yönelik olarak hazırlanmış 38 adet Risk Değerlendirmesi mevcuttur.

Risk Değerlendirme

Risk Değerlendirme çalışmasında; Grafik 1’de belirtilen puanlama izlenerek 5 x 5 MATRİS sistemi kullanılmaktadır. (Grafik 1)

• Sahada tehlike-risk analizi yapılan her aktivite için bir çalışma talimatı hazırlanır veya bu konuda eğitim verilir.• Çalışma talimatı hassas ve tehlikeli aktiviteler için hazırlanır. Aşağıdakilerle talimat konusu olan işler genel hatları ile belirtilmiştir.

- Kaldırma araçları- İş makinesi kullanımı- Kapalı alanda çalışma- Geçici işler- Patlatma- Elektrikli alet kullanımı- Yüksekte çalışma- Sıcak işler

Sahada Denetimlerin Yapılması

• İSG uygulamalarının uygunluğu ve alınan önlemlerin etkinliğinin belirlenmesi amacıyla sistematik ve bağımsız denetimler yapılır. Yapılacak iyileştirmeler için aksiyonlar belirlenir.• Uygunsuzluklar kayıt altına alınır.

- Tehlike ve Ramak Kala Bildirim Kartları- İSG ile Çevre Kurallarına Uygun Olmayan Durum Tespiti Kartı- DÖF Talep Formu

Eğitimlerin Verilmesi

• Oryantasyon Eğitimi• İSG Bilinçlendirme Eğitimi• İşe Yönelik Eğitimler

AGE, çevre korumasına ait performans ve

hizmet kalitesini sürekli iyileştirmeyi ve çevrenin gelecek

kuşaklara temiz olarak bırakılmasını

sağlamak üzere yürüttüğü çevre

yönetim sistemlerini geliştirerek

sürdürmeyi taahhüt ediyor.

Page 70: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

71

• Mesleki Eğitimler• Yenileme Eğitimleri• Ziyaretçi Eğitimi

Saha Trafiğinin Düzenlenmesi

• Hız sınırları belirlenmiş olup limit aşımları takip edilerek uyarılar yapılmaktadır.• Saha içi binek araçlar ve kamyonlar için hız limiti 40km/saat; yüklü kamyonlar 25km/saat; iş makineleri için 20km/saat

Kullanılan Her Türlü Araç ve Ekipmanın Periyodik Kontrollerinin Takibinin Sağlanması

• Elektrikle çalışan cihazlar, elektrik panoları ve tali tabloları, kaldırma cihazları ve ekipmanları periyodik olarak kontrol edilir.

İş İzin Sisteminin Yürütülmesi

• İş izni sistemi emniyetli çalışma ortamı sağlamanın başlıca yollarından biridir. Bu sistem, yapımında önemli tehlikeler bulunan ve önlemler alınması gereken işler için kullanılır.• Genellikle saha işlerinde karşılaşılan 7 çeşit iş izni gerektiren durum vardır. Bunlar;

- Sıcak işler- Kapalı alanlarda çalışma- Kazı işleri (Hendek kazısı, kuyu kazısı, drenaj çukuru vb temizlik çalışması)- Elektrik işleri- Patlatma işleri- Yüksekte çalışma- Kumlama ve boyama çalışmaları

İş Kazaları Önleme Faaliyetleri ve Kayıt Altına Alınması

• İşyerinde meydana gelen tüm kazalar kayıt altına alınarak, raporlama yapılır.

Saha ve Yaşam Alanlarında Temizlik Hijyenin Sağlanması

• Her ay ilaçlama ve dezenfeksiyon çalışmaları yapılmaktadır.• Kamp alanında uygun ve yeterli sayıda duş, WC ve lavabo bulunur. Bu alanların her zaman kullanıma açık,

temiz ve hijyenik olması sağlanır. • Çalışma sahasında seyyar tuvaletler bulundurulur. Yeterli aydınlatma olması, temiz ve sağlıklı olması sağlanır. Bunların atık suları toplanarak arıtma tesisine verilir.• Yemekhanede günlük temizlik ve haftalık dezenfeksiyon yapılır ve Mutfak-Yemekhane Saha Kontrol Formu ve Banyo-Tuvalet Saha Kontrol Formu ile kayıt altına alınır.

Kişisel Koruyucu ve Donanımların Kullandırılması

• Kişisel Koruyucu Donanımları (KKD) olmayan işçiler sahaya çıkartılıp çalıştırılmaz. • Şantiye bilinçlendirme eğitimi öncesi KKD’lerin hazır olması ve işçilerin bunları giyerek eğitime katılmaları sağlanır. • Risk analizleri sonucu kulaklık, toz maskesi vb. diğer KKD kullanımı öngörülüyorsa, bunlar da işi yapan personele verilir. • Kişisel koruyucu donanımlar yasal mevzuat ve standartlara uygun olacak şekilde İSG sorumlusu tarafından kontrol edildikten sonra temini sağlanmaktadır.

AGE Çevre Politikası

AGE; • Çevre korumasına ait performans ve hizmet kalitesini sürekli iyileştirmeyi,• Tüm şantiyeleri ve yatırımları çevreye zarar vermeme açısından sorumlu bir şekilde yürütmeyi• Tüm çalışanlara ve çevredeki kişilere çevre bilincinin oluşturulmasında katkıda bulunmayı,• Mevcut kaynakların korunması, geri kazanmayı ve atıkları en aza indirmeyi,• Çevre ile ilgili tüm yasa yükümlülükleri yerine getirmeyi,• Bulunduğu çevrenin gelecek kuşaklara temiz olarak bırakılmasını sağlamak üzere yürüttüğü çevre yönetim sistemlerini geliştirerek sürdürmeyi taahhüt eder.

Projede Çevre Yönetimi çerçevesinde Atıksu Yönetimi, Atık Yönetimi, Bacagazı Emisyonu, Çevresel Gürültü Yönetimi gibi Hava Yönetimi konularında da çalışmalar yürütülmektedir.

Grafik 1

Page 71: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

72

DOSYA YAŞAM İÇİN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

“Yeşil El”, “Tehlike ve Önlemleri Kartı” ve “Deneyimden Öğrenme” Uygulamaları

ATTİLA DOĞAN İNŞ. TES. A.Ş.

GİRİŞ

Attila Doğan Şirketler Topluluğu’nda uygulamakta olduğumuz ve ülkemiz için de faydalı olacağına inandığımız 3 yeni uygulamızı inşaat sanayi okurları için paylaşmak istedik.

1. “Yeşil El Altın El” (Green hand Golden Hand) ne demektir?

Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki;

Kanada’da uygulanmış ama ülkemizde tatbikatına rastlamadığımız bir sistemdir. Bu sistemi risk yönetimi yahoo grubunda “işbaşı konuşması” olarak

yayınladıktan sonra halen kaç işyerinde uygulandığı

hakkında bir fikrimiz yok.

Sistemin özü şu; baretine yeşil el çıkartması yapıştırılan işçi, “şantiyede acemi olduğunu ve yardıma ihtiyacı olduğunu” anlatmak

istiyor. Kanada’da bir de “altın el” uygulaması

var ki, bu da; “benden hiç çekinmeden yardım

isteyebilirsin” demek. Altın el işareti de, barete yapıştırılan sarı bir el işaretinden ibaret. Şantiyelerimizde uygulamaya geçerken bu ikinci kavrama ülkemizde gerek duymadık. Çünkü bizim insanımız zaten yardımseverdir.

“Yeşil el çıkartmasının barette kalma süresini işçinin formeni tayin eder. Mesela yardımcı işçidir, taşlamayı öğreninceye kadar durabilir ve bu öğrenme sürecinde bir usta yanında olmalıdır. Bu arada yanında bir öğreten olmadan, tekbaşına taşlama yaptığını gören herkes kendisine bir zarar vermemesi için müdahele edebilir.

Ya da montajcı yardımcısı, emniyet kemerini çok iyi kullanmayı öğrenene kadar etiket baretinde durabilir. Elbette bu arada yükseğe çıkmamalıdır. “Yeşil el”li bareti ile yükseğe çıkan birini herkes uyarabilir.“

Yeni ve acemilerin bulunmaması gereken kapalı alan- eternit çatı gibi tehlikeli bölgelere merak nedeniyle giren bir işçiyi herkes koruyabilir-uyarabilir. Bakar bakmaz çalışanlar arasındaki acemilerin anlaşılmasını sağlar ve adeta onun için etrafında bir KORUMA KALKANI OLUŞUR.

Maliyeti de çok ucuz; yeşil renkli bir tabaka yapışkanlı kağıttan, onlarcasını el işareti çizip keserek siz de yapabilirsiniz. Tabii bu konuyu yeni giren işçilerinize de duyurmalısınız çalışan herkes bunun anlamını bilmeli.

Daha ayrıntılı bilgi 174 nolu işbaşı ISG konuşması olarak “risk yönetimi yahoogrubu”nca yayınlanan “yeşil el altın el “isimli yayında bulunabilir (1)

Page 72: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

73

Kazaların en çok acemi işçiler tarafından yapıldığı, işe girdikleri ilk gün kaza oranlarının yüksek olduğu düşünülecek olursa, bizce de, yeni işçiler böyle bir korunmayı hak ediyorlar; ya sizce?

2. Tehlike ve Önlemleri Kartı (Hazards and Control Measure) Uygulaması

Genel Koordinatörümüzün IPLOCA’dan (Uluslararası Boru Hattı Müteahhitleri Birliği’nden) getirdiği “Tehlike ve Önlemler” kartı, resimli ve uygulanabilir olduğu görülerek tarafımızdan Türkçe’ye tercüme edildi ve uygulamaya başladık. İşçi ile birlikte resimleri göstererek yapılan bir tehlike ve kontrol önlemleri tespiti, harika bir (toolbox) işbaşı konuşması ve İş Güvenlik Analizi (Job Safety Analysis) metodudur. Yeni biri başlamadan önce, hemen oracıkta yapılabilecek bu risk analizi, resimler gösterilerek, işçilerle beraberce tartışılarak doldurulmalıdır. Tehlikeler ve önlemleri hakkında bilinç artışının yanısıra akla gelmeyen tehlikeler için de bir kontrol listesi (check list) ödevi görür.

3. Deneyimden Öğrenme (Lateral Learning)

Kazadan çıkarılan dersler anlamında da kazaların irdelenmesi

“Deneyimden öğrenme” olarak çevirdiğimiz yatay öğrenme olarak ta çevrilebilecek kavramla, o şirketler topluluğu ve veya benzer işi yapan diğer gruplarla bu bilgilerin paylaşılması da yurt dışında geniş uygulama bulan ülkemizde pek az uygulanan bir kavramdır.

Şirketin veya şirketler topluluğunun bir yerinde olan bir kaza veya ramak kala kaza, tüm diğer şantiye, tesis vb. işyerleri ile paylaşılmalı kazadan çıkarılan dersler (lessons learned) ve kök sebep (root cause) mutlaka bu formda yer almalıdır. Bırakın sadece kendi içinde paylaşmayı, tebliğde de sunduğumuz gibi, aynı işi yapan diğer kuruluşlarla da en azından, ramak kala kazaların (near miss) paylaşılması gerektiğini savunuyoruz. Bu konu da ramak kala kazalardan ders alarak kazaların tekrarını önlemek anlamında “aynı dağa iki kere çarpmayalım” sloganı ile İnşaat Mühendisleri Odası Sempozyumundaki tebliğimizde (2) sunulmuştur.

Yukarıdaki sunduğumuz yeni uygulamalarda olduğu gibi bünyemize uyan yeni uygulamaları hayata geçirmek şeklinde de olsa, konu üstünde önemle durulursa da azalır…

SÖZÜN ÖZÜ;

Işgüvenliği demek, planlı olmak, sistemli olmak demektir…

Sivrisinekle uğraşana dek bataklığı kurutmak gibi, sistem kuranlar az kaza yaşar, kuramayanlar çok, bu kadar basit. Kazalarla ancak; “Eğitim ve Denetim Sistemi” kurarak baş edebiliriz

Bir kazanın en iyi yanı, tekrar olmaması için ibret alınmasıdır.

Kazasız, dolayısıyla sistemli (3) çalışmalar dileklerimizle...

Faydalanılan Kaynaklar:

1. 400’e yakın işbaşı konuşmasını “erimsever.com”dan indirebilirsiniz.

2. Ruhi Öktem, ”İnşaat Sektöründe İSG Eğitiminde İşbaşında Yapılan Eğitimlerin ve Ramak Kaza Kayıtlarının Tutulmasının Önemi”, İMO İSG Sempozyumu, 5-6 Ekim 2007 , Ankara

www.e-kutuphane.imo.org.tr/pdf/9089.pdf

3. ruhioktem.blogspot.com “Sistem anlayışı ve edilgen yapı” ppt sunusu

Page 73: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

74

İSG Eğitimi Olmadan Şantiyeye Girilmez

İş sağlığı ve güvenliği alanında gerçekleştirilen eğitimler 

GAMA’nın iş sağlığı ve iş güvenliği konusundaki eğitimleri, çalışılan ülkenin yasal gereksinimleri ve GAMA olarak 50 yılı aşkın süreden bu yana uluslararası ortamda edindiği uygulamalar göz önünde bulundurularak organize edilir.

İş güvenliği alanında eğitim verecek olan personelin yetkinliği GAMA için birinci öncelikli konudur. İş güvenliği alanında tecrübeli, çalışanları tanıyan, inşaat sektöründe deneyimli ve eğiticilerin eğitimi veya formasyon eğitimi almış olan kişilerin iş güvenliği eğitmeni olarak işe alınmasına önem verilir. Bundan sonraki aşamada, GAMA prosedürleri ve çalışılan ülkenin yasal mevzuatı çerçevesinde mevcut eğitim materyalleri ülke ve/veya projeye özgü hale getirilir.

Yurt içi projeleri eğitimleri, mevzuat gereksinimleri ve GAMA iş sağlığı ve iş güvenliği ve çevre yönetim sistemi prosedürlerini de karşılayacak şekilde, aşağıda belirtilen 3 ana başlık üzerine inşa edilmiştir.

1 Genel Konular

a) Çalışma mevzuatı ile ilgili bilgiler,

b) Çalışanların yasal hak ve sorumlukları,

c) İş yeri temizliği ve düzeni,

d) İş kazası ve meslek hastalıklarından

doğan hukuki sonuçlar.

Sağlık Konuları

a) Meslek hastalıklarının sebepleri,

b) Hastalıktan korunma prensipleri ve korunma tekniklerinin uygulanması,

c) Biyolojik ve psiko sosyal risk etmenleri,

d) İlk yardım.

Teknik Konular

a) Kimyasal, fiziksel ve ergonomik risk etmenleri,

b) Elle kaldırma ve taşıma,

c) Parlama, patlama, yangın ve yangından korunma,

d) İş ekipmanlarının güvenli kullanımı,

e) Ekranlı araçlarla çalışma,

f) Elektrik tehlikeleri ve önlemleri,

g) Sağlık ve güvenlik işaretleri

h) Kişisel koruyucu donanımı kullanımı,

i) İş sağlığı ve iş güvenliği genel kuralları ve güvenlik kültürü,

j) Acil durumlar (tahliye ve kurtarma),

k) Yapılan işe özgü hazırlanan risk değerlendirmesine dayalı iş güvenliği eğitimleri.

Öncelikle, projeye başlanırken sahada çalışacak olan tüm personel için

GAMA, ulusal yasal mevzuat

çerçevesinde alt yüklenicilerde

çalışan personelin eğitimleri konusunda

sorumlu olduğunun bilincinde olarak, alt yüklenicilere

gerekli eğitimlerin verilmesini de organize eder

DOSYA YAŞAM İÇİN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

GAMA ENDÜSTRİ TESİSLERİ İMALAT VE MONTAJ A.Ş.

Page 74: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

75

yapacakları iş ve meslek gruplarına göre almaları gereken eğitimleri içeren bir çizelge (Eğitim Matrisi) oluşturulur, kimlerin hangi eğitimleri almalarına ihtiyaç olduğu belirlenir. Sahaya yeni gelen personel, şirket sahibi bile olsa, iş güvenliği oryantasyon eğitimi almadan, sahaya giremez.

GAMA, ulusal yasal mevzuat çerçevesinde alt yüklenicilerde çalışan personelin eğitimleri konusunda sorumlu olduğunun bilincinde olarak, yukarıda belirtilen eğitimlerin alt yüklenicilere verilmesini de organize eder. Ayrıca, eğitim sonunda bir değerlendirme testi uygulayarak çalışanların eğitim sonucunda ulaştıkları bilgi düzeyleri ölçülür. Bu sınavda 70 puanın altında not alanlar için eğitim geçersiz sayılır ve tekrar edilir.

Bu eğitimlerin yanı sıra “tool-box talk” denilen iş öncesi eğitimler de mevcuttur. İş öncesi eğitimleri, GAMA tarafından belirlenerek, bir takvim çerçevesinde tüm çalışanlara ve alt yüklenicilere bildirilir. Bu eğitimlerin sabah iş başlamadan verilmesi sağlanır ve eğitimler kayıt altına alınır.

Gama’da çalışan iş güvenliği uzmanları

Projelerde çalışan iş güvenliği uzmanlarının sayıları, yapılan işin niteliğine, taşıdığı tehlike ve risk sınıflarına uygun olarak belirlenir. Genel olarak çalışan her 50 personele karşılık bir iş güvenliği uzmanı istihdam edilir. Alt yükleniciler ile çalışıldığı durumlarda, alt yüklenicilerin denetlenmesi için GAMA tarafından üst

düzey niteliklere sahip ve uluslararası tecrübesi olan iş güvenliği uzmanları istihdam edilir.

İş Sağlığı ve Güvenliği uygulamalarınıza ilişkin politikalar

GAMA iş sağlığı ve iş güvenliğini işinin ayrılmaz bir parçası olarak görür. Gerek çalışılan ülke yasaları, gerekse uluslararası standartlardan en üst seviyede olanını seçerek çalışanların sağlık ve güvenlik şartlarını en üst düzeyde tutar.

Projelere başlarken iş sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili hedefler koyarak, bu hedefler ile proje üst yönetimi ve çalışanların performansları ölçülür. Ayrıca yayınlanan ve uygulanan plan ve prosedürlerin sahalarda uygulamalarını ölçmek amacıyla, proje iş sağlığı ve iş güvenliği ekibi, alt yükleniciler de dahil olmak üzere, tüm çalışanları denetler, eksiklikleri giderilmek üzere rapor haline getirerek proje üst yönetimine ve Kurumsal HSE Müdürü’ne yayınlar.

Ayrıca, projelerde Kurumsal HSE Müdürü tarafından 3 aylık periyodlarla proje sürecince oluşturulan plan ve prosedürlere uygunluk anlamında denetlenir. Denetim sonuçları genel müdüre rapor edilir.

Ödül ve Ceza

GAMA iş sağlığı ve iş güvenliği performansı yüksek olan çalışanlarını (alt yükleniciler de dahil olmak üzere) aylık olarak yapılan törenlerle ödüllendirir. İş sağlığı ve iş güvenliği kurallarını ihlal eden çalışanlarına

ise proje disiplin prosedürüne uygun olarak ceza uygular.

İş İzni Sistemi

Yapılacak işin niteliğine göre iş izni başvurusu hazırlanır. Yapılacak iş ile ilgili işe başlamadan önce, iş yapılırken ve iş sonrası alınması gereken temel iş sağlığı ve iş güvenliği önlemleri belirlenir. Sahada bu önlemler yerine getirildikten sonra iş izni verilir ve çalışmaya başlanır.

Yöntem Bildirimi ve Risk Değerlendirmesi:

Sahada çalışmaya başlamadan önce yapılacak iş ile ilgili yöntem bildirimi ve risk değerlendirmesi hazırlanır. Alt yüklenici ile çalışılması durumunda firmalardan konu çalışmalar istenir. Çalışmalar GAMA tarafından incelenip, onaylandıktan sonra çalışmalara başlatılır.

Son Dakika Risk Değerlendirmesi:

Çalışma alanında yapılacak iş ile ilgili risk ve tehlikeler “STARRT” kart denilen bir form üzerinde tanımlanır. Tüm çalışanlar tanımlanan risk ve tehlikelere karşı alacakları önlemleri konuşurlar ve doldurdukları STARRT kart formunu imzalayarak işin güvenli yapılmasını taahhüt ederler.

Page 75: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

76

DOSYA

Yüksel İnşaat bünyesinde yurt

dışında 90 ve yurt içinde 13 olmak üzere toplamda

103 İSG görevlisi bulunuyor. Bu İSG

personelinden yurt dışında çalışanlar

uluslararası IOSH ve NEBOSH

sertifikalarına sahip.

YAŞAM İÇİN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

Temel Amacımız“Sıfır İş Kazası”dır

YÜKSEL İNŞAAT A.Ş.

Yüksel İnşaat A.Ş., tüm işyerlerinde yürürlükteki kanun ve mevzuata uygun olarak çalışmayı, oluşturduğu yönetim sistemi ile sağlıklı ve güvenli çalışma ortamı hazırlamayı, yaralanmaları ve sağlık bozulmalarını önlemeyi, yüksek moral sağlanması için gerekli kaynakları temin etmeyi taahhüt eder.

Temel amaç “Sıfır iş kazası” olup bu hedefe ulaşmak için;

• İşyerlerinde doğabilecek riskleri, belirlenmiş kuralları eksiksiz uygulayarak kontrol etmek;• Bu konularda tüm çalışanların ve ilgili tarafların bilincini eğitimlerle yükseltmek;• Kurmuş olduğu İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmek,• İSG Politikasını periyodik olarak gözden geçirmek, tüm çalışanlarına duyurmak,

önde gelen hedefleridir.

Yüksel İnşaat bünyesinde yurt dışında 90 ve yurt içinde 13 olmak üzere toplamda 103 İSG görevlisi bulunmaktadır (sahadaki İSG işçileri ve formenler hariç). Bu İSG personelin yurt dışında çalışan arkadaşlarımızın uluslararası IOSH ve NEBOSH sertifikaları bulunmaktadır. Yurt

içinde çalışan personelin ise Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan alınmış C, B ve A sınıfı İSG Uzmanı Sertifikaları bulunmaktadır. Ayrıca yurt içi şantiyelerinde 8 adet İSG formeni görev yapmaktadır.

Yüksel İnşaat A.Ş. şantiyelerinde İş Sağlığı ve Güvenliği eğitiminin nasıl verileceği konusunda ayrıntılar eğitim prosedürlerinde tanımlanmıştır ve eğitiminin nasıl planlanacağı, verileceği, kayıt altına alınacağı Yüksel İnşaat A.Ş. ve altyüklenicileri çalışanları tarafından alınması gereken kurslar detaylı bir şekilde ele alınmaktadır.

Eğitim ihtiyaçları iş güvenliği personeli tarafından belirlenir. Şantiye İSG Şefi/Sorumlusu, çalışanlara verilecek olan İSG konularındaki işe güvenli başlangıç eğitimi programını aşağıdaki ana başlıklar çerçevesinde oluşturmakla yükümlüdür:

- Yasal gereklilikler - İSG politikası- Risk analizi- Operasyonel kontrol ve şantiyedeki tehlikeler- Ekipman ve aletlerle çalışırken uyulması gereken güvenlik kuralları - İSG Birimi tarafından yayınlanan İSG Eğitim Matriksi (Tablo 1)

Page 76: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

77

Temel Amacımız“Sıfır İş Kazası”dır

İSG Eğitim Matriksi

Oryantasyon / İşe Giriş Eğitimi

Tehlikeli atık yönetimi Tehlikeli Atık İşlemleri & Acil Durumda MüdahaleSızıntı Durumunda Müdahale

Sınırlı / Yasak Alanlar

Vinç / Makine Operatörü

Güvenli Yük İndirme ve Kaldırma

Güvenli Araç Sürüşü Emniyet KemerleriTrafik Kontrolü

Tagout - Lockout Kilitleme ve Etiketleme

Acil Durum Planı / Yangın Önleme Planı

Düşmeden Korunma

Yangın Söndürücü, Taşınabilir Söndürücüler

Gıda Sağlığı ve Temizliği;Son kullanım tarihlerinin kontrolü

Kişisel Koruyucu Donanım

Yaralanma ve Hastalıklara Karşı Önlem Alma Programı

Kaza Önleme Amaçlı İşaret ve Etiketler

Sırt Güvenliği - Ergonomik Çalışma Şekli

Sıkıştırılmış Gaz Güvenliği Oksijen Gazı, Kaynak Faaliyetleri

Pil Depolama- Temizleme ve Şarj Etme (Asit Sızıntısı)

Kalp Masajı/İlk Yardım

Merdiven Emniyeti

ForkliftlerGüvenli Sürüş

Gürültü Kontrolü

Radyasyon GüvenliğiFarkındalık Yaratma, Bilgi Tazeleme, Güvenlik Eğitimi

Solunum Korunması

Kazı ve Hendek Güvenliği

Elektrikli Ekipman Kullanımı (matkap, testere, vs.)Elektrik Güvenliği

Montaj Faaliyetleri

Boşaltma Faaliyetleri (Kamyon)

İskele ve Kalıp İşleri

Asbest ve Meslek Hastalığı

Ağır İş Ekipmanları

Asfalt / Beton Dökme

Tünel Güvenliği

Patlatma Operasyonu

Depo

Bakım ve Temizlik

Eğitimciler için eğitim

Uluslararası İSG Sertifikası Eğitimi

İşitme Korunması

Kaza Soruşturma

Elle Taşıma

Kaldırma İşlemleri

Kişisel Koruyucu Donanım (KKD)

İşe Giriş İSG Sorumlusu Bütün çalışanlar

Operatörler

Operatörler ve Yük Kaldıran / İndirenler

Elektrik teknisyenleri ve elektrikle çalışandiğer personel

Koruyucu bir korkuluk olmaksızın yer seviyesinden yüksekte çalışan bütün elemanlar

Yangın Söndürme Ekipmanını kullanmakla“görevli” veya bu ekipmana “erişimi olan” çalışanlar; Yanıcı malzemelerle, çalışan, ısı

Şoförler

Bütün çalışanlar

Mutfak personeli

Bütün çalışanlar

Bütün çalışanlar

Bütün çalışanlar

Bütün çalışanlar

Atölye çalışanları

Atölye çalışanları; Teknisyenler

Acil Durum İlk Yardım Ekibi

Merdivenle çalışan elemanlar

Şoförler

Tesis hizmetleri

Radyasyon içeren faaliyetleri icra eden elemanlar

Bütün çalışanlar

Kazı alanının veya hendeklerin içinde veya yakınlarında çalışan elemanlar

Montaj faaliyetlerinde çalışan elemanlar

Şoförler ve Sinyalciler

İskele ile veya kalıp işinde çalışan elemanlar

Asbest içeren malzemelerle çalışan elemanlar

Bütün çalışanlar

Asfalt veya beton işlerinde çalışan elemanlar

Tünel çalışanları

Depo personeli

Bütün çalışanlar

Bütün çalışanlar

Bütün çalışanlar

Kepçe, Vinç OperatörüBütün çalışanlar

Bütün çalışanlar

Management

Genel Merkez İSG Birimi Elemanları

Genel Merkez İSG Birimi Elemanları

Dinamit atanlar ve onlara yardım edenler

Elektrik teknisyenleri ve elektrikle çalışandiğer personel Elektrikli alet kullanan işçiler

Tehlikeli atık üreten veya yaptıkları iş itibariylebu atıklarla ilişkisi olan elemanlar

Çalışmalara iştirak eden elemanlar İşe giriş aşamasındaki bütün çalışanlar

İSG Sorumlusu

İSG Sorumlusu

İSG Sorumlusu

İSG Sorumlusu

Mekanik Birimi İSG Birimi

İSG BirimiİSG Sorumlusu Ekip Lideri

İSG SorumlularıİSG Birimi

İSG Birimi İSG Sorumlusu

İSG Birimi İSG Sorumlusu

İSG Birimi İSG Sorumlusu

İSG Sorumlusu

İSG Birimi İSG SorumlusuEkip Lideri

İSG Birimi İSG SorumlusuEkip Lideri

İSG Birimi İSG SorumlusuEkip Lideri

İSG Birimi İSG SorumlusuEkip Lideri

İSG Birimi İSG SorumlusuEkip Lideri

İSG Birimi İSG SorumlusuEkip Lideri

İSG Birimi İSG SorumlusuEkip Lideri

İSG Birimi İSG SorumlusuEkip Lideri

İSG Birimi İSG SorumlusuEkip Lideri

İSG Birimi İSG SorumlusuEkip Lideri

İSG Birimi İSG SorumlusuEkip Lideri

İSG Birimi İSG SorumlusuEkip Lideri

İSG Birimi İSG SorumlusuEkip Lideri

İSG Birimi İSG SorumlusuEkip Lideri

İSG Birimi İSG SorumlusuEkip Lideri

İSG Birimi İSG Sorumlusu

Dış Kaynak

Dış Kaynak

İSG Birimi İSG SorumlusuEkip Lideri

İSG Birimi İSG SorumlusuEkip Lideri

İSG Birimi İSG SorumlusuEkip Lideri

İSG Birimi İSG SorumlusuEkip Lideri

İSG Birimi

İSG BirimiİSG SorumlusuEkip Lideri

Mekanik Birimi İSG Birimi

İSG Birimi İSG SorumlusuÜçüncü Şahıslar

İSG Birimi / İSG SorumlusuÜçüncü ŞahıslarEkip Lideri

İSG Birimi / İSG SorumlusuÜçüncü ŞahıslarEkip Lideri

İSG Birimi İSG Sorumlusu

DoktorYetkili Üçüncü Şahıslar

İşe Girişİş Başı

İşe Giriş & 6 Ayda Bir

İşe Giriş & Yılda Bir

İşe Giriş & Yılda Bir

İşe Giriş & Yılda Bir

İşe Giriş & Yılda Bir

İşe Giriş & Yılda Bir

İşe Giriş& Güncelleme

İşe GirişGerek Duyulduğundaİş Başı

İşe Girişİş BaşıGerek Duyulduğunda

Görev değişiklikleri İşe Giriş İş Başı

İşe Giriş & Bilgi Güncelleme

İşe Girişİş Başı

İşe Girişİş Başı

Gerek DuyulduğundaDüzenli Aralıklarla

İşe Giriş Yılda Birİş Başı

İşe Giriş Yılda Bir Gerek Duyulduğunda

İşe Giriş İş BaşıGerek Duyulduğunda

İşe Giriş İş BaşıGerek Duyulduğunda

İşe Giriş İş BaşıGerek Duyulduğunda

İşe Giriş Gerek Duyulduğundaİş Başıİşe Giriş Gerek Duyulduğundaİş Başı

İşe Giriş Gerek Duyulduğundaİş Başı

İşe Giriş Gerek Duyulduğundaİş Başı

İşe Giriş Gerek Duyulduğundaİş Başı

İşe Giriş Gerek Duyulduğundaİş Başı

İşe Giriş Gerek Duyulduğunda

Gerek DuyulduğundaTraining plan

Gerek DuyulduğundaTraining plan

İşe GirişYılda Birİş Başı

İşe GirişYılda Birİş Başı

İşe GirişYılda Birİş Başıİşe GirişYılda Birİş Başı

İşe GirişYılda Bir

İşe GirişDüzenli Aralıklarla Bilgi Tazelemeİş Başı

İşe Giriş & Bilgi Güncelleme

İşe Girişİş Başı

İşe Girişİş Başı

İşe Girişİş Başı

İşe Giriş

İşe Giriş & Bilgi Tazeleme & İş Başı

Tablo 1

Page 77: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

78

Oryantasyon / İşe Giriş Eğitimi

Tehlikeli atık yönetimi Tehlikeli Atık İşlemleri & Acil Durumda MüdahaleSızıntı Durumunda Müdahale

Sınırlı / Yasak Alanlar

Vinç / Makine Operatörü

Güvenli Yük İndirme ve Kaldırma

Güvenli Araç Sürüşü Emniyet KemerleriTrafik Kontrolü

Tagout - Lockout Kilitleme ve Etiketleme

Acil Durum Planı / Yangın Önleme Planı

Düşmeden Korunma

Yangın Söndürücü, Taşınabilir Söndürücüler

Gıda Sağlığı ve Temizliği;Son kullanım tarihlerinin kontrolü

Kişisel Koruyucu Donanım

Yaralanma ve Hastalıklara Karşı Önlem Alma Programı

Kaza Önleme Amaçlı İşaret ve Etiketler

Sırt Güvenliği - Ergonomik Çalışma Şekli

Sıkıştırılmış Gaz Güvenliği Oksijen Gazı, Kaynak Faaliyetleri

Pil Depolama- Temizleme ve Şarj Etme (Asit Sızıntısı)

Kalp Masajı/İlk Yardım

Merdiven Emniyeti

ForkliftlerGüvenli Sürüş

Gürültü Kontrolü

Radyasyon GüvenliğiFarkındalık Yaratma, Bilgi Tazeleme, Güvenlik Eğitimi

Solunum Korunması

Kazı ve Hendek Güvenliği

Elektrikli Ekipman Kullanımı (matkap, testere, vs.)Elektrik Güvenliği

Montaj Faaliyetleri

Boşaltma Faaliyetleri (Kamyon)

İskele ve Kalıp İşleri

Asbest ve Meslek Hastalığı

Ağır İş Ekipmanları

Asfalt / Beton Dökme

Tünel Güvenliği

Patlatma Operasyonu

Depo

Bakım ve Temizlik

Eğitimciler için eğitim

Uluslararası İSG Sertifikası Eğitimi

İşitme Korunması

Kaza Soruşturma

Elle Taşıma

Kaldırma İşlemleri

Kişisel Koruyucu Donanım (KKD)

İşe Giriş İSG Sorumlusu Bütün çalışanlar

Operatörler

Operatörler ve Yük Kaldıran / İndirenler

Elektrik teknisyenleri ve elektrikle çalışandiğer personel

Koruyucu bir korkuluk olmaksızın yer seviyesinden yüksekte çalışan bütün elemanlar

Yangın Söndürme Ekipmanını kullanmakla“görevli” veya bu ekipmana “erişimi olan” çalışanlar; Yanıcı malzemelerle, çalışan, ısı

Şoförler

Bütün çalışanlar

Mutfak personeli

Bütün çalışanlar

Bütün çalışanlar

Bütün çalışanlar

Bütün çalışanlar

Atölye çalışanları

Atölye çalışanları; Teknisyenler

Acil Durum İlk Yardım Ekibi

Merdivenle çalışan elemanlar

Şoförler

Tesis hizmetleri

Radyasyon içeren faaliyetleri icra eden elemanlar

Bütün çalışanlar

Kazı alanının veya hendeklerin içinde veya yakınlarında çalışan elemanlar

Montaj faaliyetlerinde çalışan elemanlar

Şoförler ve Sinyalciler

İskele ile veya kalıp işinde çalışan elemanlar

Asbest içeren malzemelerle çalışan elemanlar

Bütün çalışanlar

Asfalt veya beton işlerinde çalışan elemanlar

Tünel çalışanları

Depo personeli

Bütün çalışanlar

Bütün çalışanlar

Bütün çalışanlar

Kepçe, Vinç OperatörüBütün çalışanlar

Bütün çalışanlar

Management

Genel Merkez İSG Birimi Elemanları

Genel Merkez İSG Birimi Elemanları

Dinamit atanlar ve onlara yardım edenler

Elektrik teknisyenleri ve elektrikle çalışandiğer personel Elektrikli alet kullanan işçiler

Tehlikeli atık üreten veya yaptıkları iş itibariylebu atıklarla ilişkisi olan elemanlar

Çalışmalara iştirak eden elemanlar İşe giriş aşamasındaki bütün çalışanlar

İSG Sorumlusu

İSG Sorumlusu

İSG Sorumlusu

İSG Sorumlusu

Mekanik Birimi İSG Birimi

İSG BirimiİSG Sorumlusu Ekip Lideri

İSG SorumlularıİSG Birimi

İSG Birimi İSG Sorumlusu

İSG Birimi İSG Sorumlusu

İSG Birimi İSG Sorumlusu

İSG Sorumlusu

İSG Birimi İSG SorumlusuEkip Lideri

İSG Birimi İSG SorumlusuEkip Lideri

İSG Birimi İSG SorumlusuEkip Lideri

İSG Birimi İSG SorumlusuEkip Lideri

İSG Birimi İSG SorumlusuEkip Lideri

İSG Birimi İSG SorumlusuEkip Lideri

İSG Birimi İSG SorumlusuEkip Lideri

İSG Birimi İSG SorumlusuEkip Lideri

İSG Birimi İSG SorumlusuEkip Lideri

İSG Birimi İSG SorumlusuEkip Lideri

İSG Birimi İSG SorumlusuEkip Lideri

İSG Birimi İSG SorumlusuEkip Lideri

İSG Birimi İSG SorumlusuEkip Lideri

İSG Birimi İSG SorumlusuEkip Lideri

İSG Birimi İSG SorumlusuEkip Lideri

İSG Birimi İSG Sorumlusu

Dış Kaynak

Dış Kaynak

İSG Birimi İSG SorumlusuEkip Lideri

İSG Birimi İSG SorumlusuEkip Lideri

İSG Birimi İSG SorumlusuEkip Lideri

İSG Birimi İSG SorumlusuEkip Lideri

İSG Birimi

İSG BirimiİSG SorumlusuEkip Lideri

Mekanik Birimi İSG Birimi

İSG Birimi İSG SorumlusuÜçüncü Şahıslar

İSG Birimi / İSG SorumlusuÜçüncü ŞahıslarEkip Lideri

İSG Birimi / İSG SorumlusuÜçüncü ŞahıslarEkip Lideri

İSG Birimi İSG Sorumlusu

DoktorYetkili Üçüncü Şahıslar

İşe Girişİş Başı

İşe Giriş & 6 Ayda Bir

İşe Giriş & Yılda Bir

İşe Giriş & Yılda Bir

İşe Giriş & Yılda Bir

İşe Giriş & Yılda Bir

İşe Giriş & Yılda Bir

İşe Giriş& Güncelleme

İşe GirişGerek Duyulduğundaİş Başı

İşe Girişİş BaşıGerek Duyulduğunda

Görev değişiklikleri İşe Giriş İş Başı

İşe Giriş & Bilgi Güncelleme

İşe Girişİş Başı

İşe Girişİş Başı

Gerek DuyulduğundaDüzenli Aralıklarla

İşe Giriş Yılda Birİş Başı

İşe Giriş Yılda Bir Gerek Duyulduğunda

İşe Giriş İş BaşıGerek Duyulduğunda

İşe Giriş İş BaşıGerek Duyulduğunda

İşe Giriş İş BaşıGerek Duyulduğunda

İşe Giriş Gerek Duyulduğundaİş Başıİşe Giriş Gerek Duyulduğundaİş Başı

İşe Giriş Gerek Duyulduğundaİş Başı

İşe Giriş Gerek Duyulduğundaİş Başı

İşe Giriş Gerek Duyulduğundaİş Başı

İşe Giriş Gerek Duyulduğundaİş Başı

İşe Giriş Gerek Duyulduğunda

Gerek DuyulduğundaTraining plan

Gerek DuyulduğundaTraining plan

İşe GirişYılda Birİş Başı

İşe GirişYılda Birİş Başı

İşe GirişYılda Birİş Başıİşe GirişYılda Birİş Başı

İşe GirişYılda Bir

İşe GirişDüzenli Aralıklarla Bilgi Tazelemeİş Başı

İşe Giriş & Bilgi Güncelleme

İşe Girişİş Başı

İşe Girişİş Başı

İşe Girişİş Başı

İşe Giriş

İşe Giriş & Bilgi Tazeleme & İş Başı

Page 78: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

79

Çetin HES Projesi

Siirt’in Pervari bölgesinde devam eden ÇETİN HES Projesi, uygulanılan prosedürler ve verilen eğitimler bakımından örnek teşkil edebilir zira tüm çalışanlara yaptıkları işler ve görevleri doğrultusunda eğitimler verilmekte ve hiç bir personel eğitim almadan işbaşı yapmamaktadır. Bütün ağır vasıta şoförleri ve diğer sürücülere güvenli sürüş ve ileri sürüş teknikleri eğitimleri, dışarıdan uzman bir firma tarafından verilmiştir. Yüksekte çalışacak tüm personele uzman firma tarafından yüksekte çalışma eğitimi aldırılmıştır, vinçle yapılan çalışmalar için yine uzman bir firma tarafından sapancılık ve kaldırma ekipmanları eğitimi verilmiştir. Tüm

saha mühendislerin 6331 sayılı Kanun’la birlikte gelen yenilikler ve kanuni sorumluluklarını anlatan bir farkındalık eğitimi A sınıfı uzmanı tarafından verilmiştir. Yeni kanun gereği mesleki yeterlilik eğitimleri organize edilmiştir.

Kaza/olay istatistikleri uzman İSG personeli tarafından değerlendirilip, zayıf yönler belirlenerek, hangi konular üzerine eğilinmesi gerektiği tanımlanmaktadır.

Siirt’in Pervari bölgesinde devam

eden ÇETİN HES Projesi, uygulanılan

prosedürler ve verilen eğitimler

bakımından örnek oluyor. Tüm

çalışanlara yaptıkları işler ve görevleri

doğrultusunda eğitimler veriliyor

ve hiç bir personel eğitim almadan işbaşı yapmıyor.

Page 79: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

80

İNTES: Kamuya Taahhüt İşleri “Asgari İşçilik Uygulaması”Dışında Bırakılmalı

İNTES ile Sosyal Güvenlik Kurumu Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı’nın birlikte düzenledikleri “Asgari İşçilik İncelemeleri ve Uzlaşma Çalıştayı” 21 Mayıs 2014 Çarşamba günü SGK Başkanlığı Erdoğan Özen Konferans Salonu’nda yapıldı.

İNTES Genel Sekreteri H. Necati Ersoy, Çalıştay’da yaptığı açılış konuşmasına “Soma’da yitirdiğimiz işçilerimize Allah’tan rahmet, kederli ailesine tüm dostlarına sabır diliyorum. Acımız büyüktür. Gerçekten tüm Türkiye yaralıyız.” diyerek başladı.

Asgari işçilik oranı tespitinin inşaat sektörünün önemli teknik konularından biri olduğunu, “Yap-Sat”çıların kayıt dışı istihdamlarının önlenmesi amacıyla ortaya çıktığını kaydeden Ersoy, şunları söyledi:

“Asgari işçilik oranları uygulamasının inşaat sektörünün önemi dikkate alındığında; öncelikle oranların gelişen teknoloji ile uyumlu olacak şekilde güncellenmesi önem arz etmektedir. Ülkemizdeki bankaların sermaye yapısı dikkate alınarak teminat mektubu

İNTES üyesi sektör temsilcileri ve SGK başmüfettişleri bir

araya gelerek inşaat sektöründe asgari

işçilikler konusunda paylaşımlarda

bulundular.

TOPLANTI İNTES İLE SGK ORTAK ÇALIŞTAYI

Page 80: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

81

limitlerinin azalması ve buna bağlı olarak yatırımcıların elde ettiği kârların yurt dışına gitmesi sorunları da ilişiksizlik belgesi nedeni ile konumuz kapsamındadır. Kamuya taahhüt edilen işlerin “asgari işçilik uygulaması dışında bırakılması” kamu yatırımlarının gerçekleştirilmesi açısından son derece önemlidir.”

SGK Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı’nın, sektöre rehberlik ettiğini, bu çerçevede başkanlık tarafından yapılan çalışmaların başında, teftişler öncesinde bu konudaki bilinci sağlamak, rehberlik hizmeti vermek ve böylece önleyici tedbirler alınmasını sağlamak geldiğini belirten Ersoy, “İyi uygulama örneklerinin paylaşıldığı bu oluşum içerisinde yetkililer tarafından işverenin gelişen ve değişen güncel mevzuat konusunda bilgi almalarını sağlanmaktadır. Özellikle iş sağlığı ve güvenliği alanında değişen mevzuat çerçevesinde işverenin bilgi ve tecrübesinin artırılması son derece önemlidir.” dedi.

İnşaat sektörünün tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfında yer aldığını, Türkiye’deki iş kazalarının üçte birinin inşaat sektöründe meydana geldiğini, çalışma hayatının aktörleri olarak; “tazmin” değil “önlem” ilkesiyle, riskin “kaynağında” bertaraf edilmesinin daha az maliyetli ve çalışanlarımız lehine olduğu gerçeği ile hareket edilmesi gerektiğini belirten Ersoy, şöyle konuştu:

“Zihinlerdeki “Türkiye’de iş yaparken insan hayatının önemi yok” algısının değişmesi ancak tüm tarafların ortak çabası ile mümkün olacaktır. Hedefimiz; kayıtlı istihdam ve sıfır iş kazası olmalıdır. Unutmamalıyız ki; insan hayatından daha değerli hiçbir şey yoktur ve sadece yasal düzenlemelerle bu önemli sorun çözülmeyecektir. Yasaları uygulayanlar da bizleriz. Bilinçli vatandaş, bilinçli işçi ve bilinçli işveren bu ciddi sorunun çözüm merkezini oluşturacaktır. İnsana yatırım yaparak, bu üzücü olayları en aza indirgeyebiliriz. İnşaat sektöründe devlet, işçi ve işveren işbirliğiyle “Kayıtlı İstihdam” ve “Sıfır İş Kazası” hedefimiz için önemli kazanımlar elde edeceğimize inanıyorum.

Ersoy, İNTES’in önümüzdeki dönemde de “İş Sağlığı ve Güvenliği” ve “Kayıtlı İstihdam ve Kültürünün Oluşturulması” adına farklı projeler geliştirmeye ve uygulamaya devam edeceğini sözlerine ekledi.

Daha sonra söz alan SGK Rehberlik ve Teftiş Kurulu Başkan Vekili Gencer Okyay ise yaptığı konuşmada, kayıt dışı ile mücadelede sosyal güvenlik bilincinin arttığını söyledi. Asgari işçilik incelemesinde inşaat işyerlerinin önemli bir yer tuttuğunu belirten Okyay, bu konuda duyarlı ve titiz çalışmaları nedeniyle İNTES’e teşekkür etti, Çalıştay’ın sonuçlarının ilgili taraflarca paylaşılacağını da kaydetti.

Page 81: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

82

Son olarak SGK Başkan Yardımcısı Mustafa Kurucak bir konuşma gerçekleştirdi. Kurucak da sözlerini Soma’daki maden faciasında yaşamlarını yitiren işçilerimizi anarak başladı ve bir daha böyle kazaların yaşanmamasını diledi. Kurucak, Soma’daki elim kazayı değerlendirirken, eski ocakların üzerine kurulmuş teknoloji ile soruna kalıcı çözüm getirmenin zor olduğunu, tüm maden ocaklarının kapatılarak yeniden düzenlenmesi gerektiğini söyledi, “İş kazalarında kötü bir sicilimiz var. Bu konuyu kampanya gibi düşünüp masaya yatırmamız lazım” dedi.

Kurucak, ülkemizde inşaat sektöründe akıllara durgunluk verecek iş kazaları yaşandığını, işçilerin “bana bir şey olmaz” mantığı ile çalıştıklarını, işçilere Kişisel Koruyucu Donanımları temin edilse bile bunun tek başına yeterli olmayacağını, bu konuda

denetimlerin sıkı olması gerektiğini, bu noktada da işverenlerin birinci derecede sorumlu olduğunu aktardı. Çalışanlarda iş güvenliği bilinci olması gerektiğini ifade eden Kurucak, bunun ancak eğitim ile olabileceğini ve bu konuda İNTES gibi sivil toplum kuruluşlarının önemli görevler üstlenmesi gerektiğinin altını çizdi.

Kurucak, 2014 yılında SGK’ya 70 milyar liralık transfer yapılacağını, yılın ilk üç ayı itibariyle kurumun 31 milyar lira gelirine karşılık 33 milyar ödemesi bulunduğunu, üç aylık sağlık harcamalarının tutarının 14 milyar liraya ulaştığını söyledi. Kurucak, dünyanın gelişmiş ülkelerinde %5-10’lar düzeyinde seyreden kayıt dışı istihdamın Türkiye’de %40’lar civarında olduğunu da kaydetti.

Yılın ilk üç ayı itibari ile SGK’nın gelir gider dengesinin sosyal güvenlik harcamalarını karşılamaya yetmediğini, işverenlere sağlanan teşviklerin kurumun gelir kaynaklarını kısıtladığını, bu nedenle harcamaları kısıcı tedbirler alındığını, ancak bunun da sağlık gibi insani haklara ilişkin kalemlerden yapılması mümkün olamayacağı için asgari işçilik gibi uygulamaların zorunlu olabildiğini belirtti.

Kurucak, asgari işçiliğin kayıt dışılık sorununa çözüm getirmek için uygulandığını aktararak gerçekte tüm dünyada panzehir olması için piyasada bir miktar kayıt dışı ekonomiye müsaade edildiğini, ancak Türkiye’de %40 düzeylerinde olan kayıt dışının kabul edilemez ölçüde yüksek olduğunu, bu oranın azalmaması durumunda dünya ekonomisinde söz sahibi olunamayacağını söyledi.

SGK Başkan Yardımcısı Kurucak

“çalışanlarda iş güvenliği bilinci

ancak eğitim ile çözülür. Bu konuda İNTES

gibi sivil toplum kuruluşlarına

önemli görevler düşüyor.”

Page 82: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

83

Kurucak, sağlam bir bütçe yapısına sahip olmak gerektiğini, asgari işçiliğin bir dönem uygulamadan kalktığını, ancak bu durumda prim kaybı yaşanmış olduğunu kaydetti. Kurucak, bu nedenle uygulamaya 1993 yılında yeniden başlanıldığını, uygulamanın primini doğru bildiren işverenler ile kayıt dışı yola başvuran işverenler arasında haksız rekabetin engellediğini ve tahsil edilen primler ile kurumun gelirlerini arttırıcı etkisi ile önemli bir yere sahip olduğunu söyledi.

Sektörün asgari işçilik konusundaki eleştirilerinin de Kurum tarafından dikkate alındığını belirten Kurucak, bu nedenle oranların yeniden değerlendirmesi amacıyla sektör temsilcilerinin görüşleri ile çalışmalar yapılacağını belirterek çalıştayda bu konuda önemli çözümler üreteceğine olan inancını vurgulayarak tüm katılımcılara katkıları için teşekkür etti.

Konuşmaların ardından atölye çalışmalarına geçildi. Sosyal Güvenlik Kurumu Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı’nın Ankara, İstanbul ve İzmir Grup Başkanları ile üye temsilcilerinin bir araya geldiği beş ayrı gruptan oluşan komisyonlarda her bir grupta dört İNTES temsilcisi ve dört başmüfettiş yer aldı. çalıştayda toplam kırk katılımcı yer aldı.

İNTES üyesi temsilcilerin yakından ilgi gösterdiği organizasyonda sektör temsilcileri ile SGK Başmüfettişleri bir araya gelerek karşılıklı paylaşımlarda bulundular. SGK Müfettişlerinin Başkanlığında gerçekleşen atölye çalışmaları GZFT Analizi yapıldı. Sosyal güvenliğin yaygınlaştırılması, kayıtlı istihdamın teşvik edilmesi ve haksız rekabetin engellenmesi ile kurum, işveren ve çalışanlar açısından açık, adil, anlaşılır, katılımcı bir asgari işçilik ve uzlaşma uygulamasını sağlamak teması üzerinde değerlendirmeler yapıldı. Çalıştayda konunun işveren ve idare olmak üzere her iki taraf için

de güçlü ve zayıf yönleri ile fırsatlar ve tehditlerin neler olabileceği belirlendi.

Tüm katılımcıların birlikte belirledikleri çalıştaydan çıkan analiz sonuçları Sosyal Güvenlik Kurumu yetkilerince değerlendirilecek ve tespit edilen olumsuzluklar giderilmek üzere kurum tarafından gerekli çalışmalar yürütülecek. Bu kapsamda mevzuat değişikliğine konu olacak hususlar öncelikle kurumca değerlendirildikten sonra gerekli çalışmalar başlatılacak olup, yapılan tüm çalışmalar İNTES ve üyeleri ile paylaşılacak.

Page 83: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

84

İşbirliği KuruluşlarındanİNTES’e Ziyaret

İNTES Yönetim Kurulu Başkanı Celal Koloğlu ve Yönetim Kurulu üyeleri işbirliği kuruluşları ile nezaket ziyaretlerinde bir araya geliyor.

12 Mayıs 2014 Pazartesi günü gerçekleşen Yönetim Kurulu Toplantısının ardından Türkiye Yol Yapı İnşaat İşçileri Sendikası-YOL-İŞ temsilcileri Genel Başkan Ramazan Ağar başkanlığında İNTES Yönetim Kurulu üyeleri ile bir araya geldi. Görüşmede Başkan Koloğlu, YOL-İŞ’in daima sektöre nitelikli iş gücü

kazandırılması konusunda İNTES’in çözüm arama ortağı olduğunu, bu konuda 2003 yılında Türkiye Eğitim Şantiyesi’ni kurarak tüm sektörlere örnek teşkil edilecek bir çalışma gerçekleştirildiğini, mesleki eğitimin geliştirilmesi, iş sağlığı ve güvenliği alanında ortak çalışmalar yürütüldüğünü aktararak her iki kurumun da ülkemize fayda sağlayacak çalışmalar sürdürmesinin en önemli temennisi olduğunu söyledi.

ZİYARET

Page 84: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

85

Başkan Ramazan Ağar da İNTES Yönetimi ile bir araya gelmekten mutluluk duyduklarını ifade ederek YOL-İŞ olarak ülkemizde mesleki eğitime verilen önemi 2004 yılında; İNTES ile müşterek olarak kurulan Türkiye Eğitim Şantiyesi’nde binlerce işçiye eğitim verilmesini sağlayarak gösterdiklerini söyledi. Ağar, bu çalışmaların “sertifikasyon” çalışmaları ile sürmesiyle, bir yandan çalışmakta olanlar diğer yandan iş arayanların “geçerli” bir sertifikaya ulaşmak için alacakları eğitim ile mesleki becerilerini artırdığını, bunun işyerlerine verimlilik artışı olarak yansımakta olduğunu tespit ettiklerini kaydetti.

Ağar, Türkiye YOl-İŞ Sendikası olarak İNTES ile “işbirliği” yapmaktan daima mutluluk duyacaklarını ifade etti.

Görüşmeye Başkan Ramazan Ağar ile birlikte Genel Başkan Yardımcısı İsmet Tan, Bekir Avcı, Genel Sekreter Tevfik Özçelik, Genel Mali Sekreter Yusuf Doğan, Genel Teşkilat Sekreteri Mehmet Yolasığmazoğlu, Genel Eğitim

Sekreteri Ahmet Kılıç, Genel Mevzuat Sekreteri Recep Karakaşlı katıldı.

TÜSİAV’ın ziyareti

YOL-İŞ ziyaretinin ardından Türk Sanayici ve İş Adamları Vakfı (TÜSİAV) İNTES Yönetim Kurulunu ziyaret etti. TÜSİAV Başkanı Veli Sarıtoprak, İNTES

Başkanı Koloğlu ve Yönetim Kurulu üyelerini yeni görevleri nedeni ile tebrik etti. Yönetim Kurulu Başkanı Koloğlu, TÜSİAV’ın çalışmalarını yakından takip ettiklerini, sanayiciler olarak ülkemiz için çalışarak, daima istihdama ve milli gelire katkı sağlayan, teknoloji odaklı ve yenilikçi

Page 85: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

86

işler gerçekleştirdiklerini anlattı. Koloğlu, dernek ve vakıflar başta olmak üzere, toplum için hizmet üreten sivil toplum kuruluşlarında gerçekleştirilen hizmetlerin, ister okul çağında ister iş hayatında olsun bireyin liderlik, özgüven ve sosyal özelliklerinin gelişmesine yardımcı olduğunu ifade ederek İNTES ve TÜSİAV gibi gönüllü kuruluşların,

devlete ve topluma yardımcı olan ve karşılıksız hizmete koşan kuruluşlar olduğunu aktardı.

Görüşmeye TÜSİAV Başkanı Veli Sarıtoprak, Avrasya Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı, TÜSİAV Yüksek İstişare Komitesi Başkanı Barış Aydın, Genç Girişim ve Yönetişim Derneği Başkanı,

TÜSİAV Onur Kurulu Başkanı Nezih Allıoğlu, TÜSİAV Başkan Yardımcısı Mustafa Zengin, TÜSİAV Genel Saymanı Ramazan Başaran, TÜSİAV Başkan Vekili Mehmet Doğanlar, TÜSİAV Yönetim Kurulu Üyesi Altan Palabıyıkoğlu, Ankara Fenerbahçeli İşadamları ve Yöneticiler Derneği Başkanı, TÜSİAV Yönetim Kurulu Üyesi Selçuk Karakaya, TÜSİAV Yönetim

Kurulu Üyesi Rıfkı Güvener, Türkiye Sağlık Endüstrisi İşverenleri Sendikası Başkanı, TİSK Yönetim Kurulu Üyesi TÜSİAV Yönetim Kurulu Üyesi Metin Demir,TÜSİAV Genel Sekreteri, Avrasya Sanayici ve İşadamları Derneği Genel Sekreteri Yılmaz Doğan katıldı.

TMMMB’nin ziyareti

12 Mayıs 2014 tarihinde gerçekleşen toplantıda son olarak Türk Müşavir Mühendisler ve Mimarlar Birliği yönetim kurulu üyelerinin ziyareti gerçekleşti. Başkan Koloğlu, İNTES olarak teknik müşavirliğin üst kuruluşu TMMMB’yi hep yakın hissettiklerini aktararak “Müşavirlik” ve “İnşaat” işlerinin bir bütünün parçası olduğunu, teknik müşavirlik hizmetlerinin

kalitesinin, bir projenin başarısında ya da başarısızlığında kilit rol oynadığını vurguladı. Koloğlu, ülkemizde de müşavirlik hizmetlerinin öneminin kavranmasının giderek artmasından mutluluk duyduklarını söyledi.

İnşaat sektöründe son dönemde alt ve üst yapı alanında büyük projeler gerçekleştirdiğini, önümüzdeki

Page 86: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

87

dönemde de kalkınma planlarında yer alan hedeflerin gerçekleştirilmesi için inşaat sektörüne büyük sorumluluklar düştüğünü belirten Koloğlu, ancak sektörün bu sorumlulukları yerine getirebilmesi için müşavirlik sektörü ile bir arada çalışması gerektiğini, müşavirlerin çalışma ortamı bulduğu her şantiyede, eserin yaratıcı, daha kaliteli, sonuç fiyatlaması bakımından daha makul fiyatlı, hem de süresinde bitirilebileceğini kaydetti.

Başkan Koloğlu, teknik müşavirliğin ulusal kaynaklarımızı doğru zamanda, doğru projede, verimli olarak kullanmamıza imkan sağlayacağını aktardı.

İNTES Başkanı Koloğlu, yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinde çok büyük başarılara imza attıklarını, gelişmeleri gururla izlediklerini aktararak bu başarıların sürdürülebilir olması ve dünya müteahhitlik hizmetleri pastasından daha fazla pay almak için müteahhitlerden önce müşavirlerin

hedef pazarlarda bulunmasının önemini aktardı.Başkan İnözü de İNTES yönetimine teşekkür ederek müşavirlik ve inşaat sektörünün birlikte gelişiminin Türkiye’nin dünyadaki konumunu güçlendireceğini ve rekabetçi kılacağını aktardı.

Mühendislik hizmetleri gelişmeden müteahhitlik hizmetlerinin gelişemeyeceğini belirten İnözü, teknik müşavirlik, başta inşaat sektörü olmak üzere pek çok sektörün ihracatta öncüsü konumunda olduğunu, inşaat sektöründe bilgi ve teknoloji kullanımının artmasının endüstri içinde teknik müşavirlik sektörünün önemini çok artırdığını ifade etti. İnözü, yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinde müteahhitlerimizin başarılarını takdirle ve memnuniyet ile takip ettiklerini aktardı ve müşavirlik firmalarımızın yurt dışında sayılarının artmasının müteahhitlerin pazarlarını geliştirmesini sağlayacağını vurguladı.

İnözü, İNTES ile önümüzdeki dönem birlikte çeşitli etkinlikler düzenlenmesi ve mevcut işbirliğinin daha ileri seviyelere taşınmasını temenni ettiklerini de belirtti.

Ziyarete Başkan Demir İnözü ile birlikte TMMMB Başkan Yardımcıları Sedef Erdoğan ve M. Sinan Aker, Sekreter Üye Munis Özer, Sayman Üye Cemal Karaoğlu, Üyeler Süreyya Ural, Hülya Eksert, Birlik Yöneticisi Pelin Erdoğan katıldı.

Ziyaretlere İNTES’ten Başkan Koloğlu ile birlikte Başkan Vekilleri İlhan Adiloğlu, Mustafa Demir, ve Gürhan Özdemir, Yönetim Kurulu Üyeleri Kemal Güleryüz, Levent Kafkaslı, Osman Şenol, Barış Haşemoğlu Denetleme Kurulu Üyeleri Haydar Kurt, Mehmet Şencan, Kemal Erdoğan da katıldı.

Page 87: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

88

Başbakan Yardımcısı Babacan

“Tasarruflar Arttırılmalı”

İNTES Yönetim Kurulu Başkanı ve üyeleri 22 Mayıs 2014 Perşembe günü Başbakanlık binasında Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’a bir ziyaret gerçekleştirdi. Başbakan Yardımcısı Babacan ile ülkemiz ekonomisine ilişkin milli gelir, istihdamdaki gelişmeler, mal ve hizmet ihracatı, ithalatın durumu gibi dış ticaretteki gelişmelere ilişkin genel bir değerlendirilmesinin yapılmasının ardından inşaat sektöründe yaşanan

gelişmeler ve sektör sorunlarına özgü konular aktarıldı.

Görüşmede sektörün son dönemde gündeminde olan devam etmekte olan ödeneklerin tahsil edilmesinde ilgili aylarda tahsil edilememesi, fiyat farkları ve tasfiye kararnamesi, yeni KDV tebliğinden oluşan sorunlar, ulaştırma sektöründe demiryolları yatırımlarının önemi, yerli kaynak kullanan enerji yatırımlarının önemi ve teşvik edilmesi, konularına ilişkin değerlendirmeler ve bu konuda karşılaşılan temel sorunlar ve sektörün çözüm önerileri iletildi, Babacan’ın görüşleri alındı.

Görüşmede Başkan Celal Koloğlu tarafından sektörün tüm sorunlarının yanı sıra cari açık sorunun çözümü, ihracat ve kalkınma hamlesinde inşaat sektörünün ülkemize ciddi hizmetler verdiğini vurguladı.

ZİYARET

Page 88: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

89

Koloğlu ayrıca İNTES’in; inşaat sektöründe çalışma mevzuatı, iş sağlığı ve güvenliği ve mesleki eğitim alanında yürüttüğü çalışmalar ile İNTES Mesleki Yeterlilik Merkezi tarafından yürütülen sektörde çalışan işçilere yönelik akredite belgelendirme alanındaki faaliyetleri hakkında bilgi verdi.

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan görüşmede ekonomide en önemli sorunun enerji arz kısıtlılığı nedeni ile yüksek oranlı dışa bağımlılık meselesi olduğu üzerinde durdu. Babacan ekonomik büyüme ve kalkınma hızının ihracat ile sağlanması gerektiğini ülkemizdeki milli gelirimizin %13’ü kadar tasarruf oranı olduğunu, gelişmekte olan ülkelerde ise bu oranın %30 seviyesinde gerçekleştiğini aktararak tasarrufların arttırılması konusuna dikkat çekti. Yatırımların tasarruflarla realize edilmesi gerektiğini ancak ülkemizde

bu sağlanamadığı için dış kaynak ihtiyacının buradan kaynaklandığını belirten Babacan, bu nedenle de bazı kamu yatırımlarında bütçe çerçevesinde hareket edileceğini aktardı. İNTES tarafından Başbakan Yardımcısı Babacan’a kamu bütçeden finanse edilen projelerde işlerin yoğun olarak sürdüğü Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarının daha yüksek ödenek ile geçilmesinin önemli olduğu, zira Karayolları Genel Müdürlüğü ve benzeri işlerde bu aylarda çalışma imkânı bulunduğu diğer aylarda mevsimsel imkânsızlıklar olduğu ifade edildi. Başbakan Yardımcısı Babacan bahse konu ödenek sorununun, bir önceki yılın kamu yatırım borçlarından kaynaklandığını, ancak çözüm yönünde değerlendirmeler yapılacağını söyledi.

Demiryolları yatırımlarının ve enerji sektörünün önemine vurgu yapan ve bu konulara özel önem verdiklerini belirten ve yapılacak yatırımlara tüm desteklerini vereceklerini ifade eden Babacan, demiryollarında artık işletme ve yapımın ayrı şekilde yönetileceğini sözlerine ekledi. Başkan Koloğlu’nun fiyat farkı ve diğer konularda da sektörün önemli sorunlar yaşadığını vurgulaması ve sektörün önünün açılması için bu konuların çözüme kavuşması gerekliliğine değinmesi üzerine, Babacan aktarılan konuların çözümü amacıyla çalışmalar yapılabileceğini ve görüşmenin sektörün sorunlarının anlaşılması adına son derece faydalı bir toplantı olduğunu belirtti.

Başbakan Yardımcısı Babacan ziyaretine Başkan Koloğlu ile birlikte Başkan Vekilleri Mustafa Demir, Gürhan Özdemir, Yönetim Kurulu Üyeleri Kemal Güleryüz, Osman Şenol, Deha Emral, Barış Haşemoğlu ve İNTES Genel Sekreteri H. Necati Ersoy katıldı

Page 89: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

90

Maliye Bakanı Şimşek’eSektörün Sorunları Aktarıldı

İNTES Yönetim Kurulu Başkanı Celal Koloğlu Yönetim Kurulu üyeleriyle birlikte 23 Mayıs 2014 Cuma günü Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i makamında ziyaret etti.

Ziyarette fiyat farkları ve/veya tasfiye kararnamesi, Kamu İhale Mevzuatı hazırlık çalışmalarında, kamu / özel sektör işbirliğine ilişkin görüş ve öneriler, ödenekler ve zamanlaması, yeni KDV tebliği ile oluşan sorunlar konularında karşılıklı görüş alışverişinde bulunuldu.

Yönetim Kurulu Başkanı Koloğlu, yoğun programları arasında kabulleri için Maliye Bakanı Şimşek’e teşekkür etti ve güncel ekonomik konularla ilgili sektörün görüşlerini aktardı.

İnşaat sektörünün halen en önemli sorununun Karayolları Genel Müdürlüğü başta olmak üzere, ulaştırma projelerindeki ödenek yetersizliği olduğunu belirten Koloğlu, bu konudaki zamanlamanın doğru olmadığını söyledi. Koloğlu, mevcut durumda, Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında daha az, mevsimsel etkilerle çalışılamayacak Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarında daha fazla ödenek olmasının sektörde sorun oluşturacağını kaydetti.

Başkan Koloğlu, yeni KDV tebliğinde bazı sorunların oluştuğunu, bu sorunlara teknik toplantılar ile çözüm bulunabileceğini vurguladı.

Kamu İhale Mevzuatı’ndaki çalışmaların hem sektörün temsilcileri hem de idareler adına Yüksek Fen Kurulu ile

istişare edilerek yapılmasını isteyen Koloğlu, bu amaçla düzenlenecek bir idari yapının oluşturulmasının önemli olduğunu söyledi.

Hem dövizle malzeme alımı yapılan projelerde fiyat farkının gerekliliğini hem de normal fiyat farklarında sektöre özel endekslerin oluşturulmasının önemini vurgulayan Koloğlu, çıkarılacak bir tasfiye kararnamesinin sektörü rahatlatacağını belirtti.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ödenekler konusunda geçmiş dönem kamu yatırım borçlarının fazla olması ve 2014 yılında öncelikle bunların ödenmesi nedeniyle bütçe imkânlarının zorlandığını söyledi. Şimşek, Başkan Koloğlu’nun ifade ettiği hususların önemini bildiğini ve bu konuda elinden geleni yapacağını açıkladı.

Bakan Şimşek, Kamu İhale Mevzuatı konusunda ise İNTES’in sürdürdüğü çalışmaları dikkatle dinledi, gerekli notları aldı konu ile ilgileneceğini söyledi. Şimşek, yeni KDV tebliği konusunda İNTES ile Bakanlık yetkililerinin bir araya gelerek konuyu tartışması ve çıkan sonucu değerlendirmesi için Maliye Bakanlığı bürokratlarına gerekli talimatları verdi.

Yönetim Kurulu Başkanı Celal Koloğlu’nun Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e yaptığı ziyarete İNTES Başkan vekilleri Mustafa Demir ve Gürhan Özdemir, Yönetim Kurulu üyeleri Deha Emral ile Barış Haşemoğlu, Genel Sekreter H. Necati Ersoy katıldı.

ZİYARET

Page 90: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

91

Ulaştırma, Denizcilik veHaberleşme Bakanlığı Müsteşarı Bilgin: Yatırımların ekonomiye hızla kazandırılmasını amaçlıyoruzİNTES Başkanı Celal Koloğlu ve Yönetim Kurulu Üyeleri 12 Haziran 2014 Perşembe günü Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşarı Feridun Bilgin’i ziyaret ettiler. Bilgin’in göreve yeni atanması dolayısıyla gerçekleştirilen nezaket ziyaretinde Başkan Koloğlu, bakanlığın ülkemizin ulaştırma sektörünü çok ileri bir seviyeye taşıdığını belirtti. Koloğlu, bakanlık kuruluşları olan Karayolları Genel Müdürlüğü, Devlet Demir Yolları Genel Müdürlüğü, Devlet Hava Meydanları İşletmesi ve Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü’nün yatırımlarıyla ulaştırma ve iletişim alt yapısını çağdaş ülkeler seviyesine çıkardıklarını söyledi. Koloğlu, 2003 yılından bu yana yeterli ödenek sağlanması suretiyle yatırımların hızlı ve kaliteli şekilde sektör temsilcileri tarafından tamamladığını kaydetti. Ödeneklerin hızlı ve zamanında aktarılması ile yatırımlarda verimlilik sağlandığını belirten Koloğlu, 2014 yılının yaz aylarında özellikle Temmuz, Ağustos ve Eylül’de şantiyelerin çalışmasının ekonomide 2014 yılı hedeflerinin tutturulmasında etkin rol oynayacağını vurguladı. Küresel ölçekteki konjonktürel hareketler nedeni ile bu yılın diğer yıllardan farklı olduğunu bildiklerini kaydeden Koloğlu, ancak bu iş döneminde biraz daha anlayış beklediklerini, zira geçmişte yapılan işlere ilişkin bazı alacakların biriktiğini, 2014’de tüm birikimin ödenmesinden sonra 2014 yılı yatırım ödeneğinin fazla bir miktar kalmayacağını belirtti. Koloğlu, 2014 yılında kesintilerin azalmasının önemli olduğu ayrıca ek ödenekler ile birlikte gelecek yıllarda ilan edilecek ödeneklerin sene başında belirli olmasının sektörün ileriye dönük çalışmalarının belirleyici olması açısından önemli olduğunu aktardı.

Koloğlu ihracat, turizm, sanayi ve hizmetler sektöründeki gelişimin ulaşım ve iletişim altyapısı ile sağlanabileceğini ve sektörün bu konuya hizmet ettiğini, ödeneklerin arttırılmasının bu nedenle de önemli olduğunun altını çizdi.

Müsteşar Feridun Bilgin ise inşaat sektörünün ekonomi içerisinde çok önemli bir konumda olduğunu ve Türkiye’ye doğudan batıya; kuzeyden güneye yeni akslar açıldığını, bu suretle Karadeniz’in Akdeniz’e kavuşacağını belirterek, projelerde verimliliğin, ekonomikliğin ve sosyal önceliklerin önemli olması nedeni ile yatırımların tamamlanmasının amaçlandığı ve bu yönde 2014 yılında ödeneklerin belirtilenlerden daha fazla arttırılacağını vurguladı.

Hem ödeneklerin artırılması hem de başta KDV iadesi konusunda sektörel tüm konuları birlikte çözeceklerini belirten Bilgin, sektör temsilcilerinin KDV muafiyeti vb. tüm yasal konularda değişiklik önerilerinin tartışılmadan kamuya sunulmaması gerektiğini dile getirdi. KDV iadesi konusunda İNTES tarafından yazılı müracaat yapılmasını isteyen Bilgin, konu ile özel olarak ilgileneceğini ifade etti.

Müsteşar Bilgin, 10 bin dolar milli gelire sahip bir ülkede halkın daha alt seviyede bir hizmet ile mutlu olmayacağını, yatırımların aynı hızla devam etmesi gerektiğini ve bu yönde ciddi çaba gösterdiklerini belirtti. Bilgin, İNTES’in aylık Geleneksel Toplantılarını takip ettiğini ve bu toplantıları önemli gördüğünü aktararak bundan sonraki toplantılara katılmaya gayret edeceğini de söyledi. Ziyarete Yönetim Kurulu Başkanı Koloğlu ile birlikte Yönetim Kurulu Başkan vekilleri İlhan Adiloğlu, Gürhan Özdemir, Yönetim Kurulu Üyeleri Barış Haşemoğlu ve Gültekin Güvensoy katıldı.

Page 91: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

92

Koloğlu, Çalışma veSosyal Güvenlik BakanlığıMüsteşarı Erdem’le Görüştü

İNTES Yönetim Kurulu Başkanı Celal Koloğlu, 23 Mayıs 2014 Cuma günü Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Erdem’e bir nezaket ziyaretinde bulundu. Görüşmeye İNTES Genel Sekreteri Necati Ersoy da katıldı.Koloğlu, görüşmede yurt dışı müteahhitlik hizmetleri konusunda sektör sorunlarını Müsteşar Erdem’e aktararak kendilerine sektör sorunlarını içeren bir rapor sunulacağını belirtti.Erdem, yurt dışı istihdamının önündeki engellerin kaldırılmasına ilişkin İNTES’in görüşlerinin içeren raporun

dikkate alınacağını ve konuyla ilgili yapılan çalışmaların destekçisi olacağını kaydetti.

Bu kapsamda İNTES tarafından yurt dışında iş yapan ve Türk işçisi çalıştıran İNTES üyelerinin yaşadıkları sorunları içerecek bir rapor hazırlanacaktır.Söz konusu raporun içeriğinde yurt dışına Türk işgücü istihdam eden İNTES üyelerinin işçilerin yıllık izin, ihbar, kıdem ve fazla mesai talepleri vb. konularda bugüne kadar bir davaya konu olmuş veya olmamış tüm sorunlarını ve Sosyal Güvenlik ve İŞKUR Mevzuatı ile kurumların uygulamalarından kaynaklanan diğer sorunlar ve çözüm önerileri yer alacaktır.

Diğer yandan, bahse konu raporu oluşturmak ve konuları değerlendirmek üzere üye temsilcilerin katılımları ile bir heyet oluşturularak, çalışma toplantısı düzenlenecektir.

Bu bilgilerin ışığında hazırlanacak rapor Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na sunulacaktır.

ZİYARET

Page 92: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

93

TOKİ Başkanı Turan“Sistemdeki Aksaklıklar Giderilecek”

İNTES Yönetim Kurulu Başkanı Celal Koloğlu, 27 Mayıs 2014 Salı günü Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanı Mehmet Ergün Turan’ı ziyaret etti. Ziyarete İNTES Yönetim Kurulu Başkanvekili Mustafa Demir de katıldı. Yönetim Kurulu Başkanı Koloğlu ve Başkanvekili Demir, öncelikle sektörde oluşan izlenimler nedeniyle ciddi mühendislik alt yapısı olan firmaların TOKİ ihalelerine katılmadığını ifade ettiler. Görüşmede Koloğlu, inşaat sektörünün TOKİ ile yaşadığı bazı önemli sorunlara değindi. Koloğlu’nun gündeme getirdiği konular,

- Uygulama projesi olmayan işlerin ihaleye çıkması,- Tasdik edilmiş projeler ile birlikte şartname iç yönerge ve benzeri tüm eklerin ihale dokümanı haline getirilmemesi,- Pursantajların gerçekleştirilen iş ile uyumlu halde olması ve eksiksiz geçici kabulü ve kesin kabule kadar olan bölümde kesintilerin işin mali yapısı ile uygun olmaması,- Müşavirlik sistemin sorumluluklara ve işi fiilen yöneten hale dönüştürülmemesi.

hususları oldu.

TOKİ Başkanı Mehmet Ergün Turan ise bu eleştirilerin tümüne katıldığını belirterek sistemdeki aksaklıkların giderileceğini vurguladı.

Turan, Başbakan’ın talimatları doğrultusunda düşük gelirli vatandaşlara konut üretmek üzere yola çıktıklarını ve kurumun sektörle rekabet amacı olmadığını söyledi ve halen müteahhitlerin ciddi sorunlar yaşadığını ve kalite sorununu da içeren mevcut sistemi düzeltmenin en önemli amaçları olduğunu vurguladı. Kamudaki tüm üst yapı inşaat sistemini üstlendiklerini ve ciddi bir yükümlülüğün altına girdiklerini belirten Turan, kaliteli işin kaliteli malzeme, eğitilmiş iş gücü ve mühendislik ile olacağının altını çizdi, teknik alt yapısı yüksek yüklenicilerin doğru fiyat ve uygulama projesi olan işler ile TOKİ’ye kazandıracaklarını belirtti. Pursantajların geçmişe göre bugün daha doğru olduğunu vurgulayan TOKİ Başkanı Turan, bu durumun daha da iyileştirmesi için elinden geleni yapacaklarını, artık uygulama projesi olan kamu üst yapı yatırımlarını icra etmek istediklerine değindi. Kamu özel sektör işbirliğinde gerçekleştirilecek işlere olan inancını vurgulayan Turan, daha geniş bir toplantıda tüm bu konulara değinmek istediğini ve en kısa sürede İNTES yetkilileri ile yeniden bir araya gelmek istediklerini belirterek konuları enine boyuna değerlendireceklerini de kaydetti.

Page 93: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

94

İşçilik RayiçleriYüksek Fen Kurulu veSektör Temsilcilerininİşbirliğinde Hazırlanacak

İşçilik rayiçleri 2015 yılından itibaren, Yüksek Fen Kurulu ve İNTES işbirliği ile hazırlanacak. Konunun Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu’nun gündemine girmesi ve 2014 eylem planlarında yer verilmesi amacıyla İNTES başvuruda bulundu.

İNTES’in konuyla ilgili raporu Başbakan Recep Tayip Erdoğan ile Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’na sunuldu.

Yönetim Kurulu Başkanı Celal Koloğlu, 23 Mayıs 2014 Cuma günü Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı İrfan Uzun ve Yüksek Fen Kurulu Başkanı Fuat Arabacı’yla bu amaçla bir görüşme yaptı.

Söz konusu görüşmede, özellikle Kamu İhale Mevzuatı’nda yapılacak çalışmalarda Bakanlığın ve sosyal tarafların görüşlerinin alınmasının son derece önemli olduğu hususunda görüş birliğine varıldı.

İNTES ve Yüksek Fen Kurulu’nun birlikte çalışmalarının ortak bir sinerji oluşturulacağı kaydedildi. Söz konusu amaca hizmet etmek üzere Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu’nun gündemine girmesi ve 2014 eylem planlarında yer verilmesi amacıyla bir rapor sunularak müracaatta bulunuldu.

Görüşmede İNTES’in söz konusu raporun takibine ve gerçekleştirilmesine yönelik

çalışmalarını aralıksız sürdüreceği belirtildi.

Bir taraftan İş Mahkemelerinin kararlarına etki edecek olan diğer taraftan SGK asgari işçilik oranları, yaklaşık maliyet hesabı ile benzer hesap ve ödemelerde önem arz eden işçilik rayiçlerinin, 2015 yılından itibaren Yüksek Fen Kurulu ve İNTES işbirliği ile hazırlanması kararlaştırıldı.

Bu uygulamanın amacı; ihaleye katılacak her bir firmanın daha sağlıklı bir şekilde ihaleye hazırlanmasını sağlamak için idare tarafından, projelerin inşaat aşamasında yapmak istedikleri değişikliklerde imalatın miktarında artış veya eksilme olması halinde firmaya ve kamu zararına sebep olmayacak şekilde en uygun teklifin belirlenmesi, zaman ve işgücü israfının önüne geçilmesidir.

Bu şekilde kamu sözleşmelerinin uygulama sürecinde ortaya çıkan mevcut ve muhtemel sorunlar uzman bir kurum tarafından zamanında çözülecek, sektörün daha kaliteli ve sağlıklı iş üretmesini sağlamak suretiyle rekabet ve yatırım ortamının korunmasına katkı verilmiş olacaktır.

Bu nedenle Kamu İhale Kurulu’nun ikincil mevzuat çalışmalarında Maliye Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Toplu Konut İdaresi, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu temsilcilerinin yer alması son derece faydalı sonuçlar doğuracaktır.

ZİYARET

İrfan UZUNÇevre ve Şehircilik Bakanlığı

Müsteşar Yardımcısı

Fuat ARABACIYüksek Fen Kurulu Başkanı

Page 94: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

95

Karayolları Genel MüdürüCahit Turhan Ziyareti

İNTES Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyeleri 03 Haziran 2014 Salı günü TCK-Karayolları Genel Müdürü M. Cahit Turhan’a bir nezaket ziyaretinde bulundular.

Ziyarette; karayollarında yürütülmekte olan projelerine ilişkin ödenekler, inşaat sektörü makine grubunda çalışanlara yönelik hazırlanan Meslek Standartları ve Ulusal Yeterlilik çalışmalarında TCK ve İNTES’in işbirliği yapılması konuları görüşüldü.Görüşmede Başkan Koloğlu karayollarında gerçekleşen yatırımlarının ticaret, turizm ve ihracat açısından anahtar rol oynadığını ve ülke kalkınmasında önemli görevler üstlendiğini vurguladı ve bu kapsamda, 2014 yılı Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında devam etmekte olan projelerin hızla sürmesi gerektiği, şantiyelerin en verimli çalışıldığı bu ayların kaybedilmemesi gerektiğini aksi takdirde 2014 yılında Karayolları Yatırım Programının aksayabileceğini belirtti.

Koloğlu, İNTES’in meslek standartları ve ulusal yeterlilik çalışmalarına ve İNTES MYM tarafından yürütülen inşaat işçilerine yönelik sınav ve belgelendirme çalışmalarına değindi. Koloğlu inşaat sektörü makine grubunda yürütülen Meslek Standardı ve Ulusal Yeterlilik çalışmalarında TCK – İNTES işbirliğinin önemli sonuçlar verdiğini, bu nedenle de emeği geçen tüm karayolları mensuplarına müteşekkir olduklarını belirtti.

Koloğlu Karayolları Genel Müdürlüğü’nün İNTES çalışmalarına daima yakın destek verdiklerini belirterek, Ramazan ayında TCK – İNTES iftar davetinin yapılmasının sektörümüz ve Karayolları camiası arasındaki iletişime önemli katkılar sağlayacağını ve bir araya gelmekten memnuniyet duyacaklarını vurguladı.

Karayolları Genel Müdürü Turhan, İNTES Yönetimi ile bir araya gelmekten memnuniyet duyduklarını belirterek, İNTES Yönetim Kurulu ile karayolu sektöründe gerçekleşen yatırımların ülke ekonomisindeki ve jeopolitik konumundaki stratejik önemini ve bu alandaki hükümetin hedeflerini ve orta vadeli planları aktardı.

Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında gerçekleştirilecek ödenekler konusunda sektörün hassasiyetini bildiğini ifade eden Turhan, bu aylarda yapılacak işlerin tüm yıl yatırım programlarını etkileyeceği bilincine sahip olunduğunu vurgulayarak, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan ve Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’a konuyu bildirdiğini, iyi niyetle çalışmaları sürdürdüklerini ve ödeneklerin bahse konu aylar için artarılacağına olan inancını paylaştı.

Genel Müdür Turhan, inşaat sektöründe çalışan makine grubuna yönelik Meslek Standartları ve Ulusal Yeterliliklerdeki ortak çalışmanın bir sinerji oluşturduğunu çalışmaların bu anlayış içinde sürdürülmesi gerekliliğini belirtti.

Turhan da TCK – İNTES iftar davetinin camianın bir araya gelmesi açısından önemli olduğunu ve TCK Yenimahalle tesislerinde bu davetin gerçekleştirilebileceğini vurguladı.

Ziyarete Başkan Koloğlu ile birlikte Yönetim Kurulu Başkan Vekilleri Mustafa Demir, Gürhan Özdemir, Yönetim Kurulu Üyeleri Kemal Güleryüz, Deha Emral, Gültekin Güvensoy ve Genel Sekreter Necati Ersoy katıldı.

Page 95: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

96

Çok Ciddiye AlınmasıGereken Konu:

Risk Değerlendirmesi

GİRİŞ:

Bilindiği üzere; 20/06/2012 tarihinde kabul edilen 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu 30/06/2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. Kanun’un 38’inci maddesinde yürürlük hükümlerine yer verilmiştir. Buna göre; 1) Kamu kurumları ile 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için 01/07/2016 tarihinde,

2) 50’den az çalışanı olan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için 01/01/2014 tarihinde,

3) Diğer işyerleri için yayımı tarihinden itibaren altı ay sonra yani 30/12/2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir/girecektir.

Bu kanun ile iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı bir tek kanun çatısı altında birleştirilmiş ve “işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve mevcut olan güvenlik şartlarının iyileştirilmesi” amaçlanmış ve kanun buna münhasır olarak çıkarılmıştır. Bu bakımdan, çalışma hayatında çok önemli değişiklikler yapılmış olan bu

kanunla, çalışma ve iş hayatına yeni bazı önemli kavramlar girmiş, işverenlere ve çalışanlara da yeni bazı önemli yükümlülükler getirilmiştir. Bunlardan maksat, son birkaç yıldır Türkiye’de büyük çapta ve kitlesel olarak meydana gelen ve çok sayıda can ve mal kaybına yol açan iş kazalarını önlemek ve mümkün olan asgari düzeye indirmektir.

En son 01/07/2016 tarihinde tüm hükümleri yürürlüğe girecek olan İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 3. maddesinde tanımlanan “risk değerlendirmesi” yapma yükümlülüğü 30/12/2012 tarihinden istisnalar hariç her işyeri ve işveren için zorunlu olup risk değerlendirmesinin nasıl ve kimlere yaptırılabileceği bu makalenin konusunu oluşturmuştur.

II. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU İLE İŞVERENLERE GETİRİLEN YÜKÜMLÜLÜKLER:

- Risk değerlendirmesi yapılması veya yaptırılması,- İş sağlığı ve güvenliği konusunda her

ANALİZ

Ahmet AĞARSosyal Güvenlik Müşaviri

Risk değerlendirmesi

30.12.2012 tarihinden itibaren

yasal olarak yapılması veya yapılamıyorsa

yaptırılması zorunludur.

Page 96: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

türlü tedbirin alınması, - Çalışanlara görev verilirken iş sağlığı ve güvenliği göz önünde bulundurulması, - İş sağlığı ve güvenliği konusunda çalışanların bilgilendirilmesi ve eğitilmesi, hususlarında işverenlere, 4857 sayılı İş Kanunu’ndaki mevcut sorumluluklarına ilave olarak yeni yükümlülükler getirilmiştir.

Kanun’un 4. maddesinin 2. bendinde açıkça belirtildiği gibi işyeri dışındaki uzman kişi ve kuruluşlardan hizmet alınması işverenin sorumluluklarını ortadan kaldırmamaktadır.

III. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU KAPSAMINA GİREN/GİRMEYEN İŞYERLERİ:

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu;- Kamu ve özel sektöre ait bütün işlere ve işyerlerine, - İşyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine, - Çırak ve stajyerler de dâhil olmak üzere tüm çalışanlarına,faaliyet konularına (hangi alanda çalıştırıldıklarına veya ne iş yaptırıldıklarına) bakılmaksızın tüm çalışanlara uygulanacaktır. Ancak Kanun’un 2. maddesinin ikinci fıkrasında belirtilmiş olan faaliyetler ve kişiler hakkında İş Sağlığı ve Güvenliği hükümleri uygulanmaz.

Bunlar:a) Fabrika, bakım merkezi, dikimevi ve benzeri işyerlerindekiler hariç Türk Silahlı Kuvvetleri, genel kolluk kuvvetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığının faaliyetleri.b) Afet ve acil durum birimlerinin müdahale faaliyetleri.c) Ev hizmetleri.ç) Çalışan istihdam etmeksizin kendi nam ve hesabına mal ve hizmet

üretimi yapanlar.d) Hükümlü ve tutuklulara yönelik infaz hizmetleri sırasında, iyileştirme kapsamında yapılan iş yurdu, eğitim, güvenlik ve meslek edindirme faaliyetleridir.

Görüldüğü üzere, özelliği gereği yukarıda belirtilen iş kolları ve işyerleri Kanun’un uygulama alanı dışında tutulmuştur. (c) ve (ç) fıkralarında belirtilenlerin kimler olduklarının özellikle vurgulanması gerekmektedir.

Bilindiği üzere ev hizmetleri; ticari niteliği olmayan ve ikamet amaçlı kullanılan konutlarda yapılan bakıcılık, hizmetçilik, mürebbiyelik, temizlikçilik gibi faaliyetleri kapsamaktadır. Bu nedenle apartmanlarda yapılan kapıcılık hizmetlerinin ev hizmetleri ile karıştırılmaması gerekmektedir. Kapıcılık İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu uygulaması kapsamındadır ve kapıcılık faaliyetinin yürütüldüğü apartman işyerlerinde risk değerlendirmesi yapılması bir zorunluluktur.

Çalışan istihdam etmeksizin kendi nam ve hesabına mal ve hizmet üretimi yapanlardan kasıt ise 5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında yürütülen faaliyetler kastedilmektedir. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 3. maddesinde çalışan: “Kendi özel kanunlarındaki statülerine bakılmaksızın kamu veya özel işyerlerinde istihdam edilen gerçek kişi” olarak tanımlanmıştır.

IV. RİSK DEĞERLENDİRMESİ:

A) Risk Değerlendirmesinin Yapılması/Yaptırılması:

Risk değerlendirmesi: İşyerinde var

olan ya da dışarıdan gelebilecek tehlikelerin belirlenmesi, bu tehlikelerin riske dönüşmesine yol açan faktörler ile tehlikelerden kaynaklanan risklerin analiz edilerek derecelendirilmesi ve kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması amacıyla yapılması gerekli çalışmaları, ifade etmektedir.

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu 4. maddesi birinci fıkrası (c) bendi ile işverenin, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olduğu ve bu çerçevede işyerinde risk değerlendirmesi yapacağı veya yapamıyorsa işyeri dışındaki uzman kişi ve kuruluşlardan hizmet alarak yaptıracağı, 5. maddesi birinci fıkrasında ise, işverenin iş sağlığı ve güvenliği yönünden risk değerlendirmesi yapmak veya yaptırmakla yükümlü olduğu hüküm altına alınmıştır.

İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği 29/12/2012 tarihinde yayınlanarak 30/12/2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yönetmeliğin 5. maddesinde İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 5. maddesine paralel düzenlemeler yapılmıştır.

Buna göre; işveren; çalışma ortamının ve çalışanların sağlık ve güvenliğini sağlama, sürdürme ve geliştirme amacı ile iş sağlığı ve güvenliği yönünden risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır. Risk değerlendirmesinin gerçekleştirilmiş olması; işverenin, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. İşveren, risk değerlendirmesi çalışmalarında görevlendirilen kişi veya kişilere risk değerlendirmesi ile ilgili ihtiyaç duydukları her türlü bilgi ve belgeyi temin eder.

97

Page 97: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

98

B) Risk Değerlendirme Ekibinin Oluşturulması:

İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliğinin 6. maddesi hükmü gereği risk değerlendirmesi, işverenin oluşturduğu bir ekip tarafından gerçekleştirilecek olup ekipte bulunması gereken kişiler aşağıda belirtilmiştir:

a) İşveren veya bulunamaması halinde işveren vekili,b) Varsa işyerinde sağlık ve güvenlik hizmetini yürüten iş güvenliği uzmanları ile işyeri hekimleri, c) İşyerindeki çalışan temsilcileri,ç) İşyerindeki destek elemanları,d) İşyerindeki bütün birimleri temsil edecek şekilde belirlenen ve işyerinde yürütülen çalışmalar, mevcut veya muhtemel tehlike kaynakları ile riskler konusunda bilgi sahibi çalışanlar (ustabaşı, formen gibi)

İşveren, ihtiyaç duyulduğunda bu ekibe destek olmak üzere işyeri dışındaki kişi ve kuruluşlardan; örneğin ekipte bulunan kişilerin bilgisi dahilinde olmayan teknik bir konuda uzman kişi veya kuruluşlardan hizmet alabilir.

Risk değerlendirmesi çalışmalarının koordinasyonu işveren tarafından yürütülecektir. Bunun mümkün olmaması halinde ekip içerisindeki

bir kişiyi de bu anlamda görevlendirmesi mümkündür.İşveren, risk değerlendirmesi çalışmalarında görevlendirilen kişi veya kişilerin görevlerini yerine getirmeleri amacıyla araç, gereç, mekan ve zaman gibi gerekli bütün ihtiyaçlarını karşılar, görevlerini yürütmeleri sebebiyle hak ve yetkilerini kısıtlayamaz.

Risk değerlendirmesi çalışmalarında görevlendirilen kişi veya kişiler işveren tarafından sağlanan bilgi ve belgeleri korur ve gizli tutar.

C) Risk Değerlendirmesi Aşamaları:

Risk değerlendirmesi; tüm işyerleri için tasarım veya kuruluş aşamasından başlamak üzere tehlikeleri tanımlama, riskleri belirleme ve analiz etme, risk kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması, dokümantasyon, yapılan çalışmaların güncellenmesi ve gerektiğinde yenileme aşamaları izlenerek gerçekleştirilir. Çalışanların risk değerlendirmesi çalışması yapılırken ihtiyaç duyulan her aşamada sürece katılarak görüşlerinin alınması sağlanır.

1) Tehlikelerin Tanımlanması:

Tehlikeler tanımlanırken çalışma ortamı, çalışanlar ve işyerine ilişkin ilgisine göre asgari olarak aşağıda belirtilen bilgiler toplanır.- İşyeri bina ve eklentileri,- İşyerinde yürütülen faaliyetler ile iş ve işlemler,- Üretim süreç ve teknikleri,- İş ekipmanları,- Kullanılan maddeler,- Artık ve atıklarla ilgili işlemler,- Organizasyon ve hiyerarşik yapı, görev, yetki ve sorumluluklar,

Hizmet alımı şeklinde yaptırılsa

dahi risk değerlendirmesi

ekibi oluşturulması,

çalışanların sürekli olarak bilgi

ve görüşlerinin alınması gerekiyor.

Page 98: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

99

- Çalışanların tecrübe ve düşünceleri,- İşe başlamadan önce ilgili mevzuat gereği alınacak çalışma izin belgeleri,- Çalışanların eğitim, yaş, cinsiyet ve benzeri özellikleri ile sağlık gözetimi kayıtları,- Genç, yaşlı, engelli, gebe veya emziren çalışanlar gibi özel politika gerektiren gruplar ile kadın çalışanların durumu,- İşyerinin teftiş sonuçları,- Meslek hastalığı kayıtları,- İş kazası kayıtları,- İşyerinde meydana gelen ancak yaralanma veya ölüme neden olmadığı halde işyeri ya da iş ekipmanının zarara uğramasına yol açan olaylara ilişkin kayıtlar,- Ramak kala olay kayıtları,- Malzeme güvenlik bilgi formları,- Ortam ve kişisel maruziyet düzeyi ölçüm sonuçları,- Varsa daha önce yapılmış risk değerlendirmesi çalışmaları,- Acil durum eylem planları,

Tehlikelere ilişkin bilgiler toplanırken aynı üretim, yöntem ve teknikleri ile üretim yapan benzer işyerlerinde meydana gelen iş kazaları ve ortaya çıkan meslek hastalıkları da dikkate alınabilir ve emsal olarak

değerlendirilebilir.

2) Tehlikelerin Belirlenmesi:

Bilindiği üzere tehlike, işyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek, çalışanı veya işyerini etkileyebilecek zarar veya hasar verme potansiyelini ifade ederken risk: Tehlikeden kaynaklanacak kayıp, yaralanma ya da başka zararlı sonuç meydana gelme ihtimalini ifade etmektedir.

Toplanan bilgiler ışığında; iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili mevzuatta yer alan hükümler de dikkate alınarak, çalışma ortamında bulunan fiziksel, kimyasal, biyolojik, psikososyal, ergonomik ve benzeri tehlike kaynaklarından oluşan veya bunların etkileşimi sonucu ortaya çıkabilecek tehlikeler belirlenir ve kayda alınır.

Bu belirleme yapılırken aşağıdaki hususlar, bu hususlardan etkilenecekler ve ne şekilde etkilenebilecekleri göz önünde bulundurulur:

- İşletmenin yeri nedeniyle ortaya çıkabilecek tehlikeler,- Seçilen alanda, işyeri bina

ve eklentilerinin plana uygun yerleştirilmemesi veya planda olmayan ilavelerin yapılmasından kaynaklanabilecek tehlikeler,- İşyeri bina ve eklentilerinin yapı ve yapım tarzı ile seçilen yapı malzemelerinden kaynaklanabilecek tehlikeler,- Bakım ve onarım işleri de dahil işyerinde yürütülecek her türlü faaliyet esnasında çalışma usulleri, vardiya düzeni, ekip çalışması, organizasyon, nezaret sistemi, hiyerarşik düzen, ziyaretçi veya işyeri çalışanı olmayan diğer kişiler gibi faktörlerden kaynaklanabilecek tehlikeler,- İşin yürütümü, üretim teknikleri, kullanılan maddeler, makine ve ekipman, araç ve gereçler ile bunların çalışanların fiziksel özelliklerine uygun tasarlanmaması veya kullanılmamasından kaynaklanabilecek tehlikeler,- Kuvvetli akım, aydınlatma, paratoner, topraklama gibi elektrik tesisatının bileşenleri ile ısıtma, havalandırma, atmosferik ve çevresel şartlardan korunma, drenaj, arıtma, yangın önleme ve mücadele ekipmanı ile benzeri yardımcı tesisat ve donanımlardan

Page 99: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

100

kaynaklanabilecek tehlikeler,- İşyerinde yanma, parlama veya patlama ihtimali olan maddelerin işlenmesi, kullanılması, taşınması, depolanması ya da imha edilmesinden kaynaklanabilecek tehlikeler,- Çalışma ortamına ilişkin hijyen koşulları ile çalışanların kişisel hijyen alışkanlıklarından kaynaklanabilecek tehlikeler,- Çalışanın, işyeri içerisindeki ulaşım yollarının kullanımından kaynaklanabilecek tehlikeler- Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili yeterli eğitim almaması, bilgilendirilmemesi, çalışanlara uygun talimat verilmemesi veya çalışma izni prosedürü gereken durumlarda bu izin olmaksızın çalışılmasından kaynaklanabilecek tehlikeler.

Çalışma ortamında bulunan fiziksel, kimyasal, biyolojik, psikososyal, ergonomik ve benzeri tehlike kaynaklarının neden olduğu tehlikeler ile ilgili işyerinde daha önce kontrol, ölçüm, inceleme ve araştırma çalışması yapılmamış ise risk değerlendirmesi çalışmalarında kullanılmak üzere; bu tehlikelerin, nitelik ve niceliklerini ve çalışanların bunlara maruziyet

seviyelerini belirlemek amacıyla gerekli bütün kontrol, ölçüm, inceleme ve araştırmalar yapılır.

3) Risklerin Belirlenmesi ve Analizi:

Tespit edilmiş olan tehlikelerin her biri ayrı ayrı dikkate alınarak bu tehlikelerden kaynaklanabilecek risklerin hangi sıklıkta oluşabileceği ile bu risklerden kimlerin, nelerin, ne şekilde ve hangi şiddette zarar görebileceği belirlenir. Bu belirleme yapılırken mevcut kontrol tedbirlerinin etkisi de göz önünde bulundurulur.

Toplanan bilgi ve veriler ışığında belirlenen riskler; işletmenin faaliyetine ilişkin özellikleri, işyerindeki tehlike veya risklerin nitelikleri ve işyerinin kısıtları gibi faktörler ya da ulusal veya uluslararası standartlar esas alınarak seçilen yöntemlerden biri veya birkaçı bir arada kullanılarak analiz edilir.

İşyerinde birbirinden farklı işlerin yürütüldüğü bölümlerin bulunması halinde risklerin belirlenmesi ve analizi her bir bölüm için ayrı ayrı yapılır.

Yapılmış olan risk değerlendirmesi;

tehlike sınıfına göre çok tehlikeli,

tehlikeli ve az tehlikeli

işyerlerinde sırasıyla en geç iki,

dört ve altı yıldabir yenileniyor.

Page 100: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

101

Analiz edilen riskler, kontrol tedbirlerine karar verilmek üzere etkilerinin büyüklüğüne ve önemlerine göre en yüksek risk seviyesine sahip olandan başlanarak sıralanır ve yazılı hale getirilir.

4) Risk Kontrol Adımları:

- Planlama: Analiz edilerek etkilerinin büyüklüğüne ve önemine göre sıralı hale getirilen risklerin kontrolü amacıyla bir planlama yapılır.- Risk kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması: Riskin tamamen bertaraf edilmesi, bu mümkün değil ise riskin kabul edilebilir seviyeye indirilmesi için aşağıdaki adımlar uygulanır.

1) Tehlike veya tehlike kaynaklarının ortadan kaldırılması.2) Tehlikelinin, tehlikeli olmayanla veya daha az tehlikeli olanla değiştirilmesi.3) Riskler ile kaynağında mücadele edilmesi.

- Risk kontrol tedbirlerinin uygulanması: Kararlaştırılan tedbirlerin iş ve işlem basamakları, işlemi yapacak kişi ya da işyeri bölümü, sorumlu kişi ya da işyeri bölümü, başlama ve bitiş tarihi ile benzeri bilgileri içeren planlar hazırlanır. Bu planlar işverence uygulamaya konulur.- Uygulamaların izlenmesi: Hazırlanan planların uygulama adımları düzenli olarak izlenir, denetlenir ve aksayan yönler tespit edilerek gerekli düzeltici ve önleyici işlemler tamamlanır.

Risk kontrol adımları uygulanırken toplu korunma önlemlerine, kişisel korunma önlemlerine göre öncelik verilmesi ve uygulanacak önlemlerin yeni risklere neden olmaması sağlanır.

5) Dokümantasyon:

Risk değerlendirmesi asgarî aşağıdaki hususları kapsayacak şekilde dokümante edilir:- İşyerinin unvanı, adresi ve işverenin adı, - Gerçekleştiren kişilerin isim ve unvanları ile bunlardan iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi olanların bakanlıkça verilmiş belge bilgileri,- Gerçekleştirildiği tarih ve geçerlilik tarihi,

- Risk değerlendirmesi işyerindeki farklı bölümler için ayrı ayrı yapılmışsa her birinin adı,- Belirlenen tehlike kaynakları ile tehlikeler,- Tespit edilen riskler,- Risk analizinde kullanılan yöntem veya yöntemler,- Tespit edilen risklerin önem ve öncelik sırasını da içeren analiz sonuçları,- Düzeltici ve önleyici kontrol tedbirleri, gerçekleştirilme tarihleri ve sonrasında tespit edilen risk seviyesi.

Risk değerlendirmesi dokümanının sayfaları numaralandırılarak; gerçekleştiren kişiler tarafından her sayfası paraflanıp, son sayfası imzalanır ve işyerinde saklanır.

6) Risk Değerlendirmesinin Yenilenmesi:

Yapılmış olan risk değerlendirmesi; tehlike sınıfına göre çok tehlikeli, tehlikeli ve az tehlikeli işyerlerinde sırasıyla en geç iki, dört ve altı yılda bir yenilenir.

Aşağıda belirtilen durumlarda ortaya çıkabilecek yeni risklerin, işyerinin tamamını veya bir bölümünü etkiliyor olması göz önünde bulundurularak risk değerlendirmesi tamamen veya kısmen yenilenir:

- İşyerinin taşınması veya binalarda değişiklik yapılması,- İşyerinde uygulanan teknoloji, kullanılan madde ve ekipmanlarda değişiklikler meydana gelmesi,- Üretim yönteminde değişiklikler olması,- İş kazası, meslek hastalığı veya ramak kala olay meydana gelmesi,- Çalışma ortamına ait sınır değerlere ilişkin bir mevzuat değişikliği olması,- Çalışma ortamı ölçümü ve sağlık gözetim sonuçlarına göre gerekli görülmesi,- İşyeri dışından kaynaklanan ve işyerini etkileyebilecek yeni bir tehlikenin ortaya çıkması.

7) Birden Çok İşverenin Paylaştıkları İşyerlerinde Risk Değerlendirmesi:

Aynı çalışma alanını birden fazla işverenin paylaşması durumunda, yürütülen işler için diğer işverenlerin yürüttüğü işler de göz önünde

bulundurularak, koordinasyon içinde, ayrı ayrı risk değerlendirmesi yapılması, birbirlerini ve çalışan temsilcilerini tespit edilen riskler konusunda bilgilendirmeleri gerekmektedir.Birden fazla işyerinin bulunduğu iş merkezleri, iş hanları, sanayi bölgeleri veya siteleri gibi yerlerde, işyerlerinde risk değerlendirmesi çalışmalarının koordinasyonu yönetim tarafından yürütülür.Her alt işveren yürüttükleri işlerle ilgili olarak, Yönetmelik hükümleri uyarınca gerekli risk değerlendirmesi çalışmalarını asıl işverenin denetim ve koordinasyonu altında yapar.

V. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:

Sonuç olarak denilebilir ki, risk değerlendirmesi 30/12/2012 tarihinden itibaren yasal olarak yapılması veya yapılamıyorsa yaptırılması zorunludur. Kamu kurumları dahil olmak üzere risk değerlendirmesi yaptırmamış işyerinin bu gün itibariyle kalmamış olması gerekmektedir. Risk değerlendirmesinin yaptırılmamış olmasının doğurduğu bazı sonuçlarla işverenlerin karşılaşması mümkündür. Örneğin çok tehlikeli sınıfta yer alan maden, metal ve yapı işleri ile tehlikeli kimyasallarla çalışılan işlerin yapıldığı veya büyük endüstriyel kazaların olabileceği işyerlerinde, risk değerlendirmesi yapılmamış olması durumunda iş durdurulur. Ayrıca, risk değerlendirmesi yapmayan veya yaptırmayan işverene 3.361,00 Tl., aykırılığın devam ettiği her ay için 5.041,00 Tl. idari para cezası uygulanacaktır.

Risk değerlendirmesi işveren tarafından yapılabileceği gibi bu konuda ekip içerisinden bir kişiyi görevlendirerek de yaptırabilir. Ayrıca işyeri dışındaki uzman kişi ve kuruluşlardan da hizmet alınarak yaptırılması mümkündür. Ancak hizmet alımı şeklinde yaptırılsa dahi risk değerlendirmesi ekibi oluşturulması, çalışanların sürekli olarak bilgi ve görüşlerinin alınması gerekmektedir. Esas olan şekli bir tespit değil gerçek anlamda risk ve tehlikelerin tespit edilerek gerekli koruyucu, önleyici tedbirlerin alınmasının sağlanmasıdır. Bu nedenle işverenler ve çalışanların ciddiyetle konuyu ele almaları gerekmektedir.

Page 101: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

102

İşverenin En Büyük Destekçisi Mali Mesuliyet Sigortasıdırİş kazalarını önlemek ve olmaması için gerekli önlemleri almak tabii ki her işletmenin birinci önceliği olmalı. Çünkü, hiçbir işveren böyle bir olay yaşamak istemez. Bunun için iş ve iş güvenliği uzmanlarının önerileri doğrultusunda gerekli önlemleri almak üzücü olayların yaşanması ihtimalini azaltacaktır. Alınan önlemlere rağmen iş kazaları maalesef %100 engellenememektedir. Bu durumda işveren, ortaya çıkacak mali yükümlülüklerini sigorta yoluyla risklerini sigorta şirketine devredebilmektedir.

5510 sayılı Kanun’a göre iş kazası;

1- Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,

2- İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,

3- Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,

4-Emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,

5- Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında,

meydana gelen ve sigortalıyı hemen

veya sonradan bedenen ya da ruhen özüre uğratan olaydır.

TÜİK tarafından yapılan bir çalışma, Türkiye genelinde son 12 ayda istihdam edilenlerin %2,3’ünün bir iş kazası geçirdiğini, sektörel olarak incelendiğinde, iş kazalarının en yoğun yaşandığı sektörlerin “madencilik ve taş ocakçılığı”, “elektrik, gaz, buhar, su ve kanalizasyon” ile “inşaat” sektörleri olduğunu ortaya koymaktadır. Yine, çalışma sonuçlarına göre, lise altı eğitimlilerde iş kazası oranlarının, lise ve yükseköğretime göre daha yüksek olduğu, işyeri büyüklüğü açısından, çalışan sayısının yüksek olduğu işletmelerde iş kazası oranlarının daha yüksek olduğu dikkat çekmektedir.

İş kazası gerçekleştikten sonra olayın oluşumu ile ilgili hatanın kaynağı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettiş raporları ile belirlenir. Olayın oluşumunda işverenin bir kusuru var ise bu raporda belirtilir. İşveren kusuru oranında zarara uğrayan tarafların zararını gidermekle yükümlüdür. Zarara uğrayan taraflar işçi, işçinin kanuni varisleri ve SGK olabilir.

Günümüzde ekonomik zorluklar ya da Soma örneğindeki gibi büyük kayıpların yaşandığı olaylarda işverenler bu zararları karşılamakta sıkıntı yaşayabilirler. İşveren mali mesuliyet sigortası, bu tazminatların ödenmesinde

ANALİZ

Tazminatlar işin devamlılığını tehdit

edecek boyutlara ulaşabilir. İşveren

mali mesuliyet sigortası bu anlamda bir

işletmede mutlaka yapılması gereken bir sigorta türüdür.

Zeynep GÖKALPGrECo JLT Sigorta ve Reasürans

Brokerliği A.Ş.Genel Md. Yardımcısı

Page 102: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

103

işverenin en büyük desteklerinden biridir.

İşveren mali mesuliyet sigortası, işyerinde meydana gelebilecek iş kazaları sonucunda işverene yöneltilebilecek hukuki sorumluluk nedeniyle, işverene bir hizmet akdi ile bağlı ve Sosyal Sigortalar Kanunu’na tabi işçiler veya bunların hak sahipleri tarafından işverenden talep edilecek ve Sosyal Sigortalar Kurumu’nun sağladığı yardımların üstündeki ve dışındaki tazminat talepleri ile yine aynı kurum tarafından işverene karşı iş kazalarından dolayı ikame edilecek rücu davaları sonunda ödenecek tazminat miktarlarını, poliçede yazılı meblağlara kadar temin eder. Ayrıca, bu sigorta ile ilgili olarak bir dava açılması halinde hüküm olunan mahkeme masrafları ile avukatlık ücretleri de bu sigorta kapsamına dahildir.

İşveren mali mesuliyet sigortası ana kapsamına ek olarak aşağıda belirtilen durumlarda ek teminat olarak poliçeye dahil edilebilir.

• İşçilerin, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere toplu olarak getirilip götürülmeleri sırasında,

• İşçilerin, işveren tarafından görev ile başka bir yere gönderilmesi

yüzünden asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda meydana gelen iş kazaları,

• Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışında meydana gelen iş kazaları,

• Meslek hastalıkları sonucunda vaki olacak tazminat talepleri,

• Manevi tazminat talepleri,

İş kazalarında zarar, maddi ve manevi olmak üzere 2 başlık altında incelenebilir. Maddi zararın tespiti zarar görenin yaşı, aldığı maaş, bakmakla yükümlü olduğu kimseler göz önüne alınarak aktüerler tarafından tespit edilmektedir. Genç yaşta vefat ya da yüksek ücretli bir çalışanın vefatında tazminat rakamları çok yüksek meblağlara ulaşabilmektedir.

Manevi tazminat ise sübjektif bir kavram olduğu için ancak mahkeme tarafından belirlenebilmektedir.

İş kazalarında, işverenin sorumluluğu 10 yıl boyunca devam eder. Yani, bir iş kazası nedeniyle aradan yıllar geçse de bir dava ile karşı karşıya gelinebilir. Bu nedenle poliçenin buna göre düzenlenmesi gerekir.

Bildirimlerde bu poliçede çok önemlidir. Kazanın olduğu tarihte bir tazminat talebi olmasa bile iş kazası sigorta şirketine bildirilmelidir.

Sigortalı, iş kazasını öğrendiği tarihten itibaren 5 iş günü içinde olayı sigorta şirketine ihbar etmek ile yükümlüdür. İş kazasına konu bir dava açılmış ise sigortalı, iş kazasını sigortacısına bildirmiş olsa bile davayı derhal yasal yollar ile sigorta şirketine ihbar etmelidir. Aksi takdirde mahkeme masrafları ya da faizlerin ödenmemesi gibi bir durum ile karşı karşıya kalınabilir.

Günümüzde işletmeler, sigorta giderlerinden tasarruf etmek adına bazı sigorta kalemlerini göz ardı etmektedir. Ancak, bu tazminatlar işin devamlılığını tehdit edecek boyutlara ulaşabilir. İşveren mali mesuliyet sigortası bu anlamda bir işletmede mutlaka yapılması gereken bir sigorta türüdür.

Sigortayı yaptırırken poliçenin bir sözleşme olduğu da unutulmamalı ve mutlaka işletmenin ihtiyaçları doğrultusunda içeriği belirlenmelidir. İşverenin karlılık hedeflerine ulaşması ve işin devamlılığının sağlanması önceden alınacak tedbirlerle mümkündür. Teknik ve sigorta yoluyla gereken önlemlerin alınması ve bu önlemler için ödenecek bedelin işletmenin can simidi olduğu unutulmamalıdır.

Kazasız günler dileğiyle.

Page 103: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

104

İNTES Yönetim Kurulu Başkanı Koloğlu“İnsan Yaşamı Her Şeyden Değerlidir” Dedi.

Soma’ya Bağış Amaçlı Resim Sergisi Açıldı

Ünlü isimlerin de aralarında bulunduğu 59 ressam, Soma’ya bağış amacıyla İNTES Sanat Galerinde 16 Haziran 2014 Pazartesi günü karma resim sergisi açtı.

Aralarında Mustafa Ayaz, Ali Candaş, Hikmet Çetinkaya ve Mehmet Kıyat gibi Türkiye’nin önemli sanatçılarının da yer aldığı 59 ressam Soma’daki maden faciasında yaşamlarını yitiren işçilerin çocuklarının eğitimi için seferber oldular.

Doku Sanat Galerisi’nin sahibi, ressam Mehmet Kıyat’ın girişimleriyle düzenlenen resim sergisinden elde

edilecek gelir, Soma’da yaşanan maden faciasında vefat eden işçi çocuklarının eğitimleri için bağış olarak AFAD’a verilecek.

İNTES Yönetim Kurulu Başkanı Celal Koloğlu, resim sergisi ile ilgili şunları söyledi:

“Duyarlı Türk halkı ülkemiz genelinde kampanyalar başlattı. Yaşamını yitiren işçilerimizin çocuklarının eğitimlerine biz de katkıda bulunmak istedik. Bu amaca hizmet etmek üzere önemli sanatçılarımız eserleriyle İNTES Sanat Galerisinde bir araya geldiler. Bu sergiden elde edilecek gelir “işçi

ETKİNLİK

Sergiye katkısıolan herkese

teşekkür eden Koloğlu, “artık, iş kazalarının

konuşulmadığı günler

dilediklerini”söyledi.

Page 104: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

105

çocuklarının eğitimi”ne yönelik bir kaynak olacak. Katkısı olan herkese içtenlikle teşekkürlerimizi sunuyoruz. Artık, iş kazalarının konuşulmadığı günler diliyoruz. Çünkü biliyoruz ki “Her şey insan içindir. İnsan yaşamı her şeyden değerlidir.”

Karma resim sergisinin düzenlenmesine öncülük yapan ressam Mehmet Kıyat ise Soma’da yaşanan maden faciasından duyduğu derin üzüntüyü dile getirdi, “Vefat eden işçilerimizin çocuklarının eğitimlerine katkı sağlamak imkanı doğduğu için buruk bir sevinç yaşıyorum. O çocuklara sahip çıktığımız ölçüde acımız azalacaktır” dedi.

İNTES Sanat Galerisi’nde açılan karma resim sergisine eserleriyle katkı veren sanatçılar şunlar:

AKDOĞAN TOPAÇLIOĞLUALİ CANDAŞASUMAN ÇATALKAYAATAÇ ELALMIŞATİYE GÜLSER ARIKMANAYŞE ERGİN

AYŞEGÜL AKSUAYTEN ARTERBAHAR AKÇURABAYROBERRİN EMREBİLGE ONURBİRSEN GÜVENBÜNYAMİN BALAMİRCİHAT AYDOĞANÇOBAN RESSAM SÜLEYMAN ŞAHİNDAGMAR GÖĞDÜNEMİNE ASLANERDOĞAN SEÇİLFUNDA İYCE TUNCELFÜSUN KÖKSALGÖKBEN KIZILGÜLGÜLAY YÜKSELGÜLDENGÜLHÜN YILMAZTÜRKHALİL AKKURTHAMİDE ÖNALHANDAN ÇÖLAŞANHASAN TAŞDEMİRHAVVA ÖZKIRHİKMET ÇETİNKAYAHÜSNİYE ÖZKANİBRAHİM AKINCIİBRAHİM KUZEYİLKER SARIİSMET ÖZDURMUŞ

KAYHAN AYBATLIMAREK BRZOZOWSKIMEHMET KIYAT MEMİK KİBARKAYAMİNE GENÇTÜRKMUSTAFA AYAZNALAN ÖZÇELEBİNEBAHAT KURÇNURAN HAZANNURETTİN AKKAYAOSMAN AKBAYÖZLEM AKSOYREYHAN ŞAHİNSERAP KALINSEZAİ KARAŞÜKRAN İSTANBULLUTÜLAY ÇATALVAHİD TALİPVAHİDE YILMAZZEHRA ÖZYÜKSELZEYNEP BULUTZEYNEP KUBAT TANERZÜBEYDE VARAN

Soma’daki madem faciasında yaşamını yitiren işçilerin çocuklarının eğitimine kaynak yaratmayı amaçlayan resim sergisi Temmuz ayı süresince açık olacak.

Page 105: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

106

İŞBİRLİKLERİ

İnşaat Proje İmalatlarında

Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamalarıİnşaat sektöründeki firmalar, son yıllarda hızla gelişen bilgi teknolojilerini kendi kurumsal yapılarına yeteri kadar adapte edememişlerdir. Bu nedenle, bilgi teknolojilerinden daha fazla yararlanmaya çaba sarf ederek, bilgi teknolojilerinin avantajlarını konularındaki birikim ve tecrübe ile bütünleştirmek inşaat sektöründe geliştirilmeye en açık alanlardan biridir. Bilgi teknolojilerinin şantiyelerde etkin kullanılması, şantiyelerdeki verimliliği, üretkenliği, kaliteyi, iş sağlığı ve güvenliğini ve dolayısıyla proje maliyeti ve süresini olumlu yönde etkileyecektir. Bu bağlamda, bilgi teknolojilerine yeni bir bakış açısı getiren “Artırılmış Gerçeklik” teknolojisi inşaat sektörünün hizmetine sunulabilecektir. Okul eğitimi, askeri savaş endüstrisi, askeri eğitim, endüstriyel bakım, perakende satış, sağlık gibi birçok sektördeki hizmetleri geliştirmek için tasarlanan “Artırılmış Gerçeklik”, en basit tanımıyla, gerçek dünyanın sanal dünyadan gelen bilgi ile zenginleştirilmesidir. “Artırılmış Gerçeklik”, kullanıcının gerçek dünyada gördüğü manzaraya bir bilgisayar tarafından üretilmiş bir bilginin eklendiği bir teknoloji ya da ortam olarak da adlandırılabilir. İnşaat sektöründe Artırılmış Gerçeklik teknolojisinden faydalanılarak, şantiyelerdeki personelin kullanabileceği akıllı cihazlarla başarılı uygulamalar ortaya çıkarmak, inşaat projelerinde yeni bir dönemin başlangıcı olacaktır.

Anadolu Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü, inşaat proje imalatlarında verimliliği artırmak amacıyla İnşaat Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesini yürütmektedir. Proje koordinatörlüğünü Anadolu Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Serkan Kıvrak ve Prof. Dr. Gökhan Arslan’ın yaptığı projeye İNTES, proje ortağı olarak destek vermektedir. Bu projenin ana amacı, bir inşaat işçisine, formenine, ekipman operatörüne ya da şantiye mühendisine, yapımı veya kontrolü için görevlendirildiği inşaat imalat işine başlamadan önce işin yapılacağı yerde, yapacağı işle ilgili tüm aşamaları daha etkin, verimli, güvenli ve kaliteli icra veya kontrol etmesine olanak sağlayacak çok kapsamlı bir bilgilendirme animasyonunun Artırılmış Gerçeklik teknolojisi kullanılarak Akıllı Gözlük ile izletilmesi yoluyla inşaat işlerinde yenilikçi bir yöntem geliştirmektir. Bu amaçla şantiyelerdeki imalatlarla ilgili eğitim materyali hazırlanarak, iyi kurgulanmış bir senaryo ile o imalatla (örneğin tuğla duvar işi, kalıp ve demir imalatları işleri vb.) ilgili tüm aşamaları, yapım yöntemini, ayrıntıları, yanlış ve doğru imalatları kıyaslamalı bir şekilde sergileyebilecek animasyonlar hazırlanacaktır. Bu animasyonlar, Artırılmış Gerçeklik teknolojisi kullanılarak eğitim materyallerine

Prof. Dr. Gökhan ARSLANAnadolu Üniversitesi

İnşaat Mühendisliği Bölümü

[email protected]

www.css.anadolu.edu.tr

Yrd. Doç. Dr. Serkan KIVRAKAnadolu Üniversitesi

İnşaat Mühendisliği Bölümü

[email protected]

Page 106: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

107

dönüştürülecektir. Böylece kullanıcı, yapacağı ya da kontrol edeceği işle ilgili eğitim ve yapım metodu vb. materyale şantiyede işin başındayken animasyonlarla ulaşarak, işi şartnamelerde tanımlandığı gibi yapma imkanı bulacak ve iş başındayken hatırlayamadığı ya da emin olamadığı noktalarla ilgili bilgiye anında erişebilecektir. Bu şekilde hatalı imalat yapmaktan ya da imalatın doğrusunu öğrenmek için zaman ve para harcamaktan sakınmış olacaktır.

Bu projenin ana hedefi, “Artırılmış Gerçeklik” teknolojisi kullanılarak Akıllı Gözlük vasıtasıyla şantiyelerdeki personeli verimli, güvenli ve kaliteli işler yapmaya sevkederek etkin, kapsamlı ve amacına uygun bir yapım yönetimi uygulamaktır. Hedef kitle inşaat işçileri, formenler, teknisyenler, ekipman operatörleri, mühendisler; potansiyel kullanıcılar ise inşaat sektöründe çalışan tüm personel olacaktır. Proje sonucunda elde edilecek çıktılar, inşaat sektöründe Artırılmış Gerçeklik teknolojisi vasıtasıyla kaliteli, güvenli, etkin, verimli, üretken bir yapım yönetimi sağlayarak inşaat projelerinin süre, maliyet, ve kalite parametrelerini iyileştirme potansiyeline sahiptir. Artırılmış Gerçeklik teknolojisinin inşaat sektörüne adapte edilmesinin çok önemli olduğunu ifade eden Yrd. Doç. Dr. Kıvrak, şöyle konuştu:

“Şantiyelerde ve inşaat projelerinde hatalı imalatlar bizim için önemli bir problem. Bu teknoloji ile hatalı imalatların önüne geçmeyi düşünüyoruz. Artırılmış gerçeklik teknolojisini kullandığımızda akıllı gözlüğün içine inşaat şantiyesindeki bir proje imalatının başlangıcından sonuna kadar tüm aşamalarını gösteren bir eğitim animasyonu sunacağız. Dolayısıyla şantiyede çalışan bir işçi, akıllı gözlüğü kullandığında o imalatın başından sonuna kadar nasıl yapıldığını görecek. Doğru uygulamayı akıllı gözlüklere adapte ederek hatalı imalatların önüne geçeceğiz. Aynı

şekilde doğru imalatların yanında yanlış imalatları da akıllı gözlüğe yerleştireceğiz. Bu akıllı gözlüğü kullanan kişi doğru bildiği yanlış uygulamanın da önüne geçerek projelerde istenen kaliteyi elde etmiş olacağız. İnşaat projelerinde verimliliği artırmış, hiç hata yapmadan başından sonuna kadar istenilen standartta istenilen kalitede işi tamamlamış olacağız. Projemiz iki yıllık bir proje. 2016 yılında projeyi tamamlayıp ürünü elde edeceğiz. Teknolojiyi yakından takip etmek, zamanında adapte etmek, rekabet avantajı sağlamak açısından çok önemli. Özellikle yurt dışında firmalarımız çok büyük firmalarla rekabet ediyorlar. Dolayısıyla rekabette başarılı olabilmek için teknolojiyi iyi kullanmak gerekir.”

Anadolu Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyeleri, bu proje ile Erasmus+ 2014 Mesleki Eğitim Stratejik Ortaklıklar programı kapsamında Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı’na başvuruda bulunmuştur. Avrupa Birliği projesinde İNTES, proje ortağı olarak destek verecektir. Projede İNTES’in yanı sıra Varşova Teknoloji Üniversitesi (Polonya), Polonya Yapı Yöneticileri Birliği, Yapı Kurumları Birliği (CIOB- İngiltere) ve TAV Holding proje ortağı olarak destek vermektedir.

İNTES’in de proje ortağı olarak yer aldığı inşaat işçileri için Animasyonlu İngilizce Dil Eğitim Materyallerinin Oluşturulması başlıklı bir diğer Erasmus+ 2014 Mesleki Eğitim Stratejik Ortaklıklar projesi yine Anadolu Üniversitesi İnşaat

Mühendisliği Bölümü öğretim üyeleri Yrd. Doç. Dr. Serkan Kıvrak ve Prof. Dr. Gökhan Arslan tarafından Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı’na sunulmuştur. Bu projeye de Varşova Teknoloji Üniversitesi (Polonya), Polonya Yapı Yöneticileri Birliği, Yapı Kurumları Birliği (CIOB- İngiltere) ve TAV Holding proje ortağı olarak destek vermektedir. Bu projenin ana amacı ise, çok-uluslu inşaat projelerinde görev alan inşaat işçilerinin günlük iş faaliyetlerini yürütebilecek temel düzeyde ingilizce öğrenmelerini sağlayacak animasyonlar hazırlamaktır. Uluslararası inşaat projeleri, genellikle çok-uluslu ortakların yer aldığı projelerden oluşmaktadır. Bu projelerde yönetici düzeyinde ortak dil olarak çoğunlukla ingilizce kullanılmaktadır. Ancak işçi düzeyinde iletişim, işçilerin ait oldukları firma yöneticileri ile sınırlı kalmaktadır. Bununla beraber uluslararası inşaat projelerinde çalışan işçiler zaman zaman diğer proje ortaklarının çalışanları ve kontrol firması yöneticileri ile iletişime geçme durumunda kalmaktadır. İnşaat sektöründeki çalışanların ingilizce eğitim düzeylerinin düşük olmasından dolayı projelerde zaman zaman iletişim kopuklukları yaşanmaktadır. Projede hazırlanacak olan animasyonlar vasıtasıyla verilecek eğitimlerde mizah unsurunun da olması nedeniyle eğitimlerin etkileyici ve akılda kalıcı olması planlanmaktadır. Proje sonucunda elde edilecek çıktılar, uluslararası inşaat projelerinde görev alan tüm inşaat işçileri için önemli eğitim materyalleri olacaktır.

Page 107: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

108

Ayasofya’nın Onarımları Üzerine

Bir yapı manzumesi olarak Ayasofya, yaklaşık bin beş yüz yıldır arz ettiği görkemli siluetiyle, yapısal rasyonelliğe meydan okumaktadır. Merkezî planlı ilk büyük bazilika olması nedeniyle kendisinden sonra inşa edilmiş mabedler üzerindeki mutlak etkisi yadsınamaz. İlk kez denenmiş kubbeli plan yorumu, onu sadece inşa edildiği dönemde değil, sonrasında da, hem Batı dünyası için hem de Türk İslam kültürü özgün bir mimari referans olarak etkilemiştir.Plan kurgusundaki bu iddia, bânisi olan Doğu Roma dünyasının halen güncelliğini koruyan ekümenik yani evrensel olma gayesiyle ilişkili olmalıdır. 1453 yılında, Doğu Roma’nın tarih sahnesinde ifade bulabildiği son siyasal çerçeve olan Constantinopolis’i fetheden Osmanlılar için, Ayasofya, kendisine atfedilen semantik yoğunluktan ötürü, Fethin alamet-i farikası olarak benimsenmiş ve İslâmi kimliğe sahip olmuştur. Varoluşundan beri büyük bir mâbed olma iddiasındaki külliyenin ilk tanımı, “Büyük Kilise” anlamına gelen Megali Eklesia iken, sonradan “Kutsal Hikmet” anlamına

KÜLTÜR / SANAT

Yrd. Doç. Dr. Hasan Fırat DİKER

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi

Mühendislik Mimarlık Fakültesi

Ayasofya’nın, yapıldığı 6. yüzyıldan

itibaren 20. yüzyıla değin, hemen hemen

her yüzyıl, köklü bir onarım geçirdiği

bilinmektedir.

Page 108: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

109

gelen Ayasofya’ya dönüşmüş, küresel bir iddiayla Fetih’i gerçekleştirmiş Osmanlılar için de Ayasofya Cami-i Kebiri olmuştur. Cumhuriyetin erken dönemine kadar selâtin camii olarak kullanılan yapı, 1934 yılında müzeye dönüştürülüp mâbed kimliğinden arındırılarak, seyirlik bir kültür varlığı halinde fiziksel devamlılığını sürdürmektedir. Günümüz dünyasında, işlevini kaybetmiş pek çok kültür varlığının kaderi, yok edilmek dışında, güncel bir kullanıma hizmet vermek ya da müzeye dönüştürülmektir. Ancak Ayasofya’nın müze olmaktan önceki işlevleri, halen ulusal ve dünya kamuoyunda güncelliğini korumaktadır. Onun mimarî bir eser olmakla birlikte halen taşıdığı dinî ve politik özellikleri, kullanım çeşitliliği hakkında pek çok sorunu da beraberinde getirmiştir. Lâik Türkiye Cumhuriyeti Devleti, örnek aldığı çağdaş Batı medeniyetine, yeni oluşumundaki niyetinde samimi olduğunu gösterircesine, Ayasofya’yı

Hıristiyanlık ya da İslâmiyet adına kutsal bir mabed saymaktan öte onu modern dünyaya eşsiz bir kültür mirası olarak sunmak istemiştir. Bu anlamda yapıya bir müze kimliği kazandırarak, dinler üstü fakat kültürler arası bir paylaşımın arzulandığı bir kültür varlığı olma özelliği atfeden Türkiye Cumhuriyeti, günümüze değin bina üzerindeki hamiliğini Ayasofya’nın yapısal sorunlarını gidermeye çalışarak, devam ettirmiştir.

Tarih boyunca sık sık onarım geçirdiği bilinen Ayasofya, depremlerden dolayı maruz kaldığı tahribata bağlı olarak en temel ve yapısal onarımlarını, 6., 10. ve 14. yüzyıllarda ana kubbesinin çökmesi sonucu yaşamıştır. Bizans döneminde görmüş olduğu bu radikal yapısal müdahaleleri, Osmanlı döneminde de sıkça tekrarlanan onarımlar izlemiştir.

Yapıldığı yer tam olarak bilinmeyen Consantinus’un(324-337) yaptırdığı

ilk Ayasofya yangın sonrası yok olduktan sonra, II.Theodosios’un (408-450) yaptırdığı ikinci Ayasofya bugünkü Ayasofya’nın oturum alanına inşa edilmiştir. Nika isyanından sonra tahrip olan bu yapı üzerine inşa edilen ve Iustinianus (527-565) Ayasofya’sı olarak da bilinen bugünkü Ayasofya’nın yapımına 532 yılında başlanmış ve 537 yılında tamamlanmıştır. Ayasofya’nın, yapıldığı 6. yüzyıldan itibaren 20. yüzyıla değin, hemen hemen her yüzyıl, köklü bir onarım geçirdiği bilinmektedir. Osmanlı döneminde yapılmış pek çok Ayasofya onarım ve yapısal eklentileri bağlamında, en çok göze çarpan onarım süreçleri, 16. yüzyılda, II. Selim ve III. Murat dönemlerinde Mimar Sinan tarafından yürütülmüş yapısal onarımlar, 17. yüzyılda, I. Ahmet dönemindeki dekoratif ağırlıklı bezeme ve onarımlar, 18. yüzyılda da I. Mahmud tarafından gerçekleştirilmiş sistemli külliyeleştirme politikası ve kapsamlı restorasyonlar ile son olarak

Page 109: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

110

Abdülmecid döneminde yapılmış Fossati onarımları (1847-1851) olarak değerlendirilebilir.

Üzerinden yüz altmış yıldan fazla bir süre geçmiş olmasına rağmen, özellikle mozaik bezemenin restorasyon ve konservasyonu bağlamında, halen Fossati onarımlarını nitelik olarak geçebilecek, çağdaş ve Ayasofya’ya özgü yeni bir karakteristik restorasyon felsefe ve politikasının geliştirilememiş olması düşündürücüdür. Fossati’nin baskın bir şekilde Ayasofya’nın geneline dayatmış olduğu kendi bezeme beğenisi, Ayasofya’nın çok katmanlı dokusunu perdeleyici niteliktedir.

Yaklaşık bin beş yüz yıllık bir yapı olan Ayasofya’nın bugünkü mevcut iç dekorasyonu, baskın bir şekilde Fossati onarımları sırasında yapılan bezemelerden oluşmakta ve bugünkü mevcut yaklaşık yüz altmış yıllık görünüm, Ayasofya bünyesindeki önceki Klasik Osmanlı ve Bizans bezeme izlerini gizlemektedir. Öte yandan 14. yüzyılda çöken kubbenin yeniden inşası sırasında kubbeyi tahkim etmesi amacıyla yapılmış uçan payandalar da gene Fossati onarımları sırasında yok edilerek, Ayasofya’nın kubbe statiği ve İstanbul’un silüeti için geri dönüşümü olmayan bir müdahaleye neden olunmuştur.

Ulaşılabilmiş belgeler dizgesinde ortaya çıkan Ayasofya’nın onarım kronolojisi, yüzeysel ve birbirinden bağımsız onarımların birbirlerini tekrarladığını göstermektedir. Yapının karmaşık taşıyıcı sistemi ile zengin bezemesinin, onarımlar sırasında birbirleriyle öncelik anlamında çelişmesi dışında, günümüzde fonksiyonunu kaybetmiş tüm kültür varlıklarında olduğu gibi, zaman içerisinde kullanıcısıyla, koruyucusunun farklılaşması da, Ayasofya onarımlarının içeriğini ve önceliğini etkilemektedir. Ayasofya’nın kendisi gibi öznel yaklaşım gerektiren diğer kültür varlıkları gibi, diğer kamusal yapıların tabi tutulduğu fiyat kırımı esasına dayalı Kamu İhale Yasası uhdesindeki onarımlara maruz bırakılması, yapılan onarım niteliğini, yüklenici firmaların uygulama kalitesine ile denetleyici kurumların denetleme kapasitesine bağlı hale getirmektedir. Asal görevleri, kamu kaynaklarını kültür varlıklarının onarımına tahsis etmek olan yerel ya da merkezî idarelerin, yapılan işler üzerinden kendi reklamlarını yapma istemleri, ülkemizde Ayasofya gibi pek çok kültür varlığını, üzerinden maddî ve manevî anlamda rant elde edilen birer gayri menkul birimi haline dönüştürmüştür.

Ayasofya onarımlarının yakın zamana kadar olduğu gibi, belli bir sistem ve öncelikten yoksun, salt ödenek harcamaya yönelik kamusal harcama yaklaşımından kurtarılabilmesi için özgün işletim yaklaşımları geliştirilmeli ve Ayasofya onarımları artık birer kamu ihalesi konusu olmaktan çıkartılmalıdır. Evrensel anlamda ilkeli bir restorasyon sürecini karşılamaktan uzak mevcut kamu ihale yasası, uygulamayı bütçe ve zaman angajmanında sınırlarken, yüklenici ve denetleyici kurumu karşı karşıya getirmektedir. Ayrıca, yapılan uygulamaların sonradan dosya üzerinden denetlenmesi, restorasyonun uygulama kalitesini

Page 110: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

111

arttırmadığı gibi, kontrol teşkilatını yersiz bir baskı altına sokmakta ve uygulamadan sorumlu mimar ve mühendislere önceliği memuriyetlerine ya da mesleklerine vermek noktasında ikileme düşürmektedir.

Kültür ve Turizm Bakanlığı ve ilgili yerel idare bünyesinde istihdam edilecek yetkin ve nitelikli mimar, mühendis, sanat tarihçisi, arkeolog ve konservatörler dışında, Ayasofya onarımları için öncelikle hem yapıyı hem de restorasyon ilkelerini bilerek benimsemiş kalifiye restoratör ve ustaların sözleşmeli olarak istihdam edilmesi ve bunların kendilerini denetleyecek uzmanlarla beraber gerek yurt içi, gerekse de yurt dışındaki meslek içi eğitim kurslarıyla donanımlarının gitgide geliştirilmesi gerekmektedir.

Ayasofya onarımlarının yürütülüp denetlenmesinden sorumlu olan ilgili kurum temsilcilerinin aynı çatı altında hareket ederek, kurumsal çekişmeyi ve bürokratik hiyerarşiyi engelleyici bir işletim sisteminde, akademisyenlerle uyum içerisinde

çalışabilecekleri bir birimde, yapılan tüm çalışmaların envanterleriyle, bilgi ve belgelerin aynı birimde kullanılarak değerlendirilmesi ve bu birikimlerinin hiç kimse ve kurumun özel uhdesinde saklanmadan paylaşıma açık bir şekilde arttırılarak, uluslar arası arenada değerlendirilmesi, orta ve uzun vadede, kalıcı bir politikayla yürütülebilir.

Ayasofya’nın gerek ulusal, gerekse de uluslar arası anlamda taşıdığı subjektif dinî ve siyasi özellikler bakımından, zaman zaman diğer kültür varlıklarından farklı bir algılamayı beraberinde getirdiği için, dönemler boyunca ele alınış biçimi de değişmiştir. Bu yüzden, Ayasofya ve muâdili olan diğer kültür varlıklarının, herhangi bir siyasi ve ekonomik anlamda suistimale mahal bırakmayacak şekilde, hükümetler üzerinde bir devlet politikası bünyesinde ele alınması ve hem bütçe, hem de bilimsel anlamda özerkliğe kavuşturulması öncelikli bir meseledir.

Ayasofya’nın kilise olarak inşa edilip kullanıldığı Bizans evreleri kadar, camileştirilerek varlığını sürdürdüğü Osmanlı dönemlerinin de gerektirdiği ilgiyi görmesi ve titizlikle irdelenmesi gerekmektedir. Zira Ayasofya’nın bugün halen antik hatıraları ve izleri saptanabiliyorsa, bunu Osmanlı döneminde mabed kimliği yadsınmadan cami olarak işlevlendirilebilmesine borçluyuz. Her ne kadar Fossati onarımları maksadını aşacak şekilde, bu abidenin Osmanlı ve Bizans görünümlerini perdeleyici ve unutturucu mahiyette olsa da, yapılan araştırmalar, onun sadece varlığını korumaya yönelik değil, aynı zamanda zengin katmanlarını açıklayabilecek nitelikte olmalıdır. Bir dünya mirası olmasının ötesinde, Ayasofya’yı cami ya da kilise olarak kabul edenlerin kadim mabed algısını besleyecek her yeni bilgi ve bulgu, bizlere onun varlığının ne kadar daha değerli ve korunmasının ne kadar daha önemli olduğunu gösterecektir. Öğrenilebildikçe anlamlandırılacak Ayasofya, daha çok sevilecek ve korunacaktır.

Page 111: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

112

İnşaat İşçilerinin Yeterlilikleri Belgeleniyor

İNTES MYM’DEN

İnşaat sektöründe mesleki yeterlilik sisteminin öncüsü olan İNTES kurduğu iktisadi işletmesi İNTES MYM ile inşaat sektöründe akredite olan ve mesleki yeterlilik belgesi veren ilk ve öncü kurum olma özelliğini taşımaktadır.

İNTES MYM’de gerçekleştirilen sınavlar ile işçiler niteliklerini ispat edip, belgelerini almaya devam ediyor.

Bugüne kadar 1714 kişi sınavlara girmiş olup, sonucu açıklanan sınavlardan 813 kişi belgelendirilmiştir. İşlerinde ehil olduğunu belgeleyen bu işçiler, inşaat sanayimizin önemli eserlerini inşa etmeye devam ediyorlar.

İNTES MYM’nin akredite olduğu duvarcı, sıvacı, alçı levha uygulayıcısı, su yalıtımcısı, alçı sıva uygulayıcısı, inşaat boyacısı, ahşap kalıp, betonarme demircisi, seramik

karo kaplamacısı, iskele kurulum elemanı, ısı yalıtımcısı, iş sağlığı ve güvenliği elemanı mesleklerinde işçiler, girdikleri yazılı ve uygulamalı yeterlilik sınavı sonucunda becerilerini ispatlayarak belgelerini aldılar.

Tekfen İnşaat A.Ş. İskele Kurulum elemanı

İskele kurulum elemanı, sektörün en önemli meslek kollarından birisi konumunda. İş kazalarının en yoğun yaşandığı alanlardan biri yüksekte çalışılan yerler oluyor.

Bu nedenle Tekfen İnşaat A.Ş. yeterlilikleri gerçek ölçütler ile belgelendirilmiş işçilerle çalışıyor. İzmit Tüpraş Petrol Rafinerisi’nde çalışan işçilerin mesleki bilgi ve beceri seviyelerini tespit amaçlı sınavlar yapılıyor, başarılı olan adaylar belge almaya hak kazanıyorlar.

Page 112: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

113

Siirt Pervani’de mesleki yeterlilik sınavları gerçekleşti.

Siirt Pervari ÇETİN HES projesi işçileri mesleki yeterlilik belgesi sahibi oldular.

Yüksel İnşaat A.Ş. ve İLCİ İnşaat A.Ş. ortaklığı ile gerçekleştirilen projede 4 Haziran 2014 tarihinde düzenlenen sınavlarda 8 betonerme demircisi ve 7 ahşap kalıpçı teorik ve pratik sınavlara katıldı.

Şantiyenin zor coğrafi koşullarında gerçekleşen sınavlardan başarı ile geçen adaylar belgelerini almaya hak kazandılar.

İstanbul Ulaşım A.Ş. işçileri belge almaya hak kazandı

Olimpiyat Stadyumu Metro İstasyonu projesinde çalışan işçilerin belgelendirme ve eğitimleri gerçekleştiriliyor. İstanbul Ulaşım A.Ş. tarafından yürütülen projede 10 mesleğe ilişkin eğitimler İNTES tarafından organize edilirken mesleki yeterlilik sınavları İNTES MYM tarafından gerçekleştirildi.

Adaylara sınavlar sırasında her hangi bir iş kazasına maruz kalmamaları için iki günlük İSG eğitimleri verildi. Duvarcı, sıvacı, alçı levha uygulayıcısı,

su yalıtımcısı, alçı sıva uygulayıcısı, inşaat boyacısı, ahşap kalıpçı, betonarme demircisi ve seramik karo kaplamacısı mesleklerinde gerçekleşen eğitim ve yeterlilik sınavları şantiye sahasında kurulan atölyelerde ve sahada yapıldı.

Eğitimler sonucu sınavlara giren 50 adaydan 36’sı teorik ve pratik sınavlardan başarılı olarak belge almaya hak kazandı. Yeterlilik sınavlarından başarısız olan adaylara ikinci kez sınav hakkı tanındı.

Page 113: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

114

İş Sağlığı ve Güvenliği bilinci, nitelikli işgücünün en önemli unsurudur. Ülkemizde, çok tehlikeli işler kategorisinde yer alan inşaat işlerinde yaşanan kazalar, tüm iş kazalarının %10’unu oluşturmakta ve bu kazaların %32’si ölümle sonuçlanmaktadır. İşgücünün niteliklerinin artırılması iş kazalarının azaltılmasında en önemli unsurdur.

İnşaatlarda belgeli işçi çalıştırılmasının zorunlu hale gelmesi nitelikli işgücünün artırılması için atılmış önemli bir adım olmuştur.

Çalışanların belgelendirilebilmesinin ilk adımı olarak belirli standartların oluşturulması amaçlanmıştır. Ardından gerek AB uyum çerçevesinde yapılan

Ulusal Meslek Standartları ve Ulusal Mesleki

Yeterliliklerin temelinde iş

sağlığı ve güvenliği prensipleri esastır.

YETERLİLİKLER

İrem ENGİNÖmer Kaan ŞİMİT

İNTES MYM Uzmanları

Mesleki Yeterlilik veBelgelendirmede

İş Sağlığı veGüvenliğinin Yeri

Page 114: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

115

projeler gerekse Mesleki Yeterlilik Kurumu’nun kurulmasından sonra çalışmalarına başlaması ile Ulusal Meslek Standartları ve ilgili personelin belgelendirme kriterlerini belirleyen Ulusal Mesleki Yeterlilikler kriterleri belirlenmeye başlamıştır.

Ulusal Meslek Standartları ve Ulusal Mesleki Yeterliliklerin temelinde iş sağlığı ve güvenliği prensipleri esastır. Her mesleğe ait Ulusal Yeterlilik, kendi içerisinde belirli birimlerden oluşmuş ve zorunlu birimler “A” Birim adıyla anılmıştır. Her yeterlilikte “A1” yani ilk ve zorunlu olan birim “İş Sağlığı ve Güvenliği Birimi”dir, dolayısıyla mesleki yeterliliğin ilk şartı “Güvenli Çalışma”dır.

Ulusal Mesleki Yeterliliklerin içerisindeki iş sağlığı ve güvenliği birimleri, her mesleğin şartı olup yüksekte çalışılan ve kaza riski daha fazla olan mesleklerde daha ön planda olacak

şekilde dizayn edilmiştir. Örneğin; İskele Kurulum Elemanı Mesleki Yeterlilik Sınavında İş Sağlığı ve Güvenliği ile ilgili soru sayısı diğer mesleklere oranla daha fazladır.

Yukarıda anlatılanların ışığında ve denetleme süreci düşünüldüğünde sahadaki uygulamaların iş sağlığı ve güvenliği açısından düzenlenmesindeki yetkili personel, şüphesiz ki “İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı”dır.

Sahada bu uzmanların çalışmasının pozitif katkıları olduğu bir gerçektir. Ancak uzmanlar, büyük inşaat sahalarında ve belli sayıların üzerinde işçi çalıştıran işletmelerde hem dokümantasyon hem de saha işlemlerine yetişmekte güçlük çektiklerini aktarmaktadırlar. Bu nedenle İş Güvenliği uzmanlarının işlerine sahadaki uygulamalarda yardımcısı olarak söz edilebilecek İş

Sağlığı ve Güvenliği Elemanı meslek grubuna ihtiyaç duyulmuştur. Bu kapsamda Mesleki Yeterlilik Sistemi içerisinde söz konusu mesleğin standart ve yeterliliklerinin tanımlanmasına gidilmiştir.

İş Sağlığı ve Güvenliği Elemanı mesleği yeterlilikler sistemi içerisinde “Seviye 4” olarak tanımlanmış ve Ocak 2012 tarihinden itibaren İNTESMYM tarafından da belgelendirme faaliyeti kapsamında yer almıştır.

İş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin ülkemizde kazandığı önem çerçevesinde belgelendirme faaliyetlerinin de önemi zaman geçtikçe anlaşılmaktadır. Umuyoruz ki güvenli, nitelikli ve belgeli çalışma kültürünün ülkemiz genelindeki her kesimce anlaşılacak ve bir an önce çalışma hayatındaki gereken yerini alacaktır.

İş Sağlığı veGüvenliğinin Yeri

Page 115: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

116

“Müteahhitlik MesleğiniSürdürünüz, Ama DürüstlükEn Önemli İlkeniz Olsun”

İGY’DEN

İNTES Genç Yöneticiler Grubu yaptıklarıyla bir ekol olan Cemil Özgür’ü ziyaret etti. Cemil Özgür İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. Onursal Başkanı olan Özgür, 1946 yılında 19 yaşındayken iş hayatıyla tanışmış.

Cemil Özgür, basamakları sırayla ve sabırla tırmanırken, zorluklarla yılmadan mücadele etmiş. Genç Yöneticiler’e önemli tavsiyelerde bulunan Özgür şunları söyledi; “Her zaman dürüstlük ön planda oldu benim için. 10 defa vergi rekortmenleri arasına girdim. 2003

yılında “Üstün Hizmet Ödülü” aldım. Sizlere de en önemli tavsiyem müteahhitlik mesleğini sürdürünüz ama dürüstlük en önemli ilkeniz olsun, ikincisi de hiç kimseye taviz vermeyeceksiniz. Bir taviz verirseniz arkası gelir, onu kapatamazsınız.

Yokluğu iyi öğrendiğini anlatan Cemil Özgür, “Mesela Diyarbakır’da 1946’da, ekmek karneyleydi. Size verdikleri büyük ekmek yarım ekmek. Ekmeğe o zaman katık da yok. Şimdiki gibi bolluk yok Türkiye’de. 10 tane ayakkabı mağazası

Page 116: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

117

göremezdiniz. Sümerbank’tan ayakkabıyı alırdınız. Bir iki tane ayakkabı mağazaları olurdu, onlar da ikinci, üçüncü sınıf ayakkabılar. Memurlar da, halk da Sümerbank’tan ayakkabısını alırlardı.” dedi.

İşlerinde her zaman dürüstlüğü temel aldığını belirten Özgür “Bu işin temelinde dürüstlük vardır. Eğer dürüst davranırsanız başarılı olmamak için hiçbir neden yok. Örneğin yaptığım işlerde hiç geçici kabulde eksik çıkmaz. İşi tam yaparım. Eğer kötü yapılmışsa

bozarım, yıkarım, yeniden döktürürüm. İşe başlarken de şantiye şefi ile kontrol şefini yan yana getiririm, ikisine de yemin ettiririm.

Teknik ayrıntılardan fedakârlık yapamayacaklarını belirtirim. Çünkü yaptığımız işleri ülkemiz insanı için yapıyoruz, başka yere değil. Kaliteden fedakârlık yaparsanız mutlaka bir gün aksilik çıkar ortaya ve o aksilikten mahcup olursunuz. İdareler nezdinde de itibarınızı

kaybedersiniz. Eğer bu sektörde yol alacaksanız, başarılı olmak için idarelerle münasebetiniz de çok iyi olacak. Kavgayı, sürtüşmeyi bir tarafa bırakacaksınız. Ve işin kalitesinden fedakârlık etmezseniz her zaman üstünsünüz. Her zaman layığı veçhile teşvik edilirsiniz.” diye konuştu.

Cemil Özgür ile gerçekleşen görüşmeye İGY Başkanı Burak Çelik ve başkan yardımcıları Emre Güray, Emrah Yaykıran katıldı.

Page 117: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

118

İNTES Genç Yöneticiler Grubu (İGY) 28 Mayıs 2014 Çarşamba günü Ekonomi Bakanlığı Müsteşarı İbrahim Şenel’e bir nezaket ziyaretinde bulundu.

Ziyarette Başkan Burak Çelik İGY’nin faaliyetlerini anlattı, Ekonomi Bakanlığı himayesinde gerçekleşen yurt dışı teknik müteahhitlik heyeti gezilerinin grubun en önemli faaliyeti olduğu söyledi. Çelik, bugüne kadar gerçekleştirilen Kosova-Makedonya, Arnavutluk-Karadağ, Polonya, Hindistan, Umman Teknik Müteahhitlik Heyeti gezilerinden çok önemli kazanımlar elde edildiğini ifade etti.

Ziyarete katılan İNTES Genel Sekreteri Necati Ersoy, Ekonomi Bakanlığının, özellikle Serbest Bölgeler Yurtdışı Yatırım ve Hizmetler Genel Müdürlüğü’nün sektöre çok büyük destek verdiğini, bakış açılarının daima sektörü destekler nitelikte olduğunu ve özel sektör mantığında hizmet üretmeye hazır bir konumda çalıştığını söyledi.

Müsteşar İbrahim Şenel Ekonomi Bakanlığı’nın faaliyetlerini aktaran bir konuşma yaptı. Öncelikle sektörün genç nesil temsilcilerini tanımaktan mutluluk duyduğunu aktaran Şenel, ekonomik kalkınmanın ve özelde inşaat sektörün gelişiminin ancak özel sektör ve devletin omuz omuza vererek olabileceğini aktardı.

Şenel, Ekonomi Bakanlığı olarak Türkiye’de döviz kazandırıcı faaliyetleri geliştirmeyi ve üreticilerin Dünya’da hak ettiği itibara kavuşturmayı hedeflediklerini belirtti.

Dış ticaretin mal ve hizmet olmak üzere iki ayağının olduğunu aktaran Şenel, Türkiye’de hizmetler ihracatı sektörünün öneminin çok bilinmediğini, ancak son yıllarda bu alanda çok başarılı işler gerçekleştirilmesi doğrultusunda ticaret fazlası verildiğini söyledi. Şenel, bu yolda 2023 yılında 150 milyar dolar hizmet ihracatı hedefine ulaşılması istendiğini hatırlatarak bu başarının İNTES üyesi

İGY’DEN

İNTES Genç Yöneticiler Grubu Ekonomi BakanlığıMüsteşarı Şenel’i Ziyaret Etti

Page 118: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

119

firmalar gibi, sektörün önde gelen seçkin firmalarının gayreti ile olacağının altını çizdi. Sektörün teknolojideki gelişmeleri takip etmesi ile bu başarının artacağını aktaran Şenel, hizmet ihracatındaki gelişmelerin mal ihracatını da arttırdığını anlattı ve hizmet ihracatındaki gelişmelerin sadece müteahhitlik hizmetlerinin gelişmesi ile değil teknik müşavirlik hizmetlerinin de gelişmesi ile mümkün olabileceğini belirtti.

Türkiye’nin önünde hizmet sektöründe dünya ile entegre olabilmesi için müzakereler olduğunu aktaran Şenel, uluslararası hizmet ticaretini ilgilendiren çok taraflı bir anlaşma imzalanması amacıyla 23 adet ülke tarafından yürütülmekte olan TİSA ( The Trade in Sevices Agrement) müzakereleri olduğunu, STA anlaşmaları ile bu konunun gündeme geldiğini söyledi.

Şenel, bakanlık olarak müteahhitlik hizmetlerinde sektörün menfaatini korumanın öncelikleri olduğunu, yurt

dışı müteahhitlik hizmetlerinin ancak İNTES gibi Sivil Toplum Kuruluşları ve özel sektörün birlikte hareket ederek gelişebileceğini, tüm dünyada da kamu ile özel sektörün birlikte hareket etme trendi olduğunu vurguladı.

Genç Yöneticiler Grubu’nun önemli bir oluşum olduğunu, grubun kurulmasına vesile olanları kutlamak gerektiğini vurgulayan Şenel, ileride firmaların birinci derecede yönetimini devir alacak kişileri geleceği hazırlaması açısından böylesi oluşumların diğer sektörlere de örnek olmasını dileğini aktararak, İNTES’in sektörün gelişimine yönelik güzel işler üretme çabasında olduğunu belirtti.

Şenel, bakanlıklarının çalışma sistematiğinde işbirliği kuruluşları ile beraber çalışma kültürü olduğunu, özel sektörün kendilerine aktarılan görüşlerin hassasiyetle dikkate alındığını, bu kapsamda bakanlığın yeni pazar arayışlarına yönelik çalışmalarında birlikte hareket etmek istediklerini, özel sektörün desteği olmadan başarı sağlanamayacağı kaydetti. Şenel, bu doğrultuda yapılan çalışmalar ile yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinin takdir edilecek bir başarıya ulaştığını, müteahhitlerimizin bu başarılarının daha da artması için bakanlık tarafından teşvik sisteminin etkin ve yaygın bir şekilde devreye sokulduğunu ve her durumda müteahhitlerin yanlarında olduğunu aktardı.

Artık tüm devlet kurumlarının özel sektör ile yakın çalıştığını ve devletin bunu temel bir strateji olarak benimsediğini aktaran Şenel, gelişen ve rekabetçi bir ekonominin ancak özel sektör eliyle olacağını ve özel sektörün başarısı olmaksızın Türkiye’nin kendisine koyduğu makro hedefleri gerçekleştiremeyeceğini kaydetti.

Şenel, yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinin ekonomiye girdi sağlayan faktörler açısından ayrı bir kategori olduğunu, inşaat sanayicilerinin çok büyük işlere imza attığını, 2013 yılında 30 milyar dolar seviyesini aşan işlerin tesadüfi bir

başarı olmadığını ve sektörün Türkiye’ye çok önemli gelir getirerek katma değer yarattığını vurguladı.

Müsteşar Şenel, Dünyada nasıl bir konjonktür olduğu, bunu nasıl yönlendirilmesi ve nasıl daha iyi koşullar oluşturulabileceği, 10-15 yıl sonra taahhüt sektöründe ne olacağının ve dünya müteahhitlik hizmetleri pastasından Türkiye’nin alacağı payın nasıl arttırabileceği gibi hususların iyi kurgulanması gerektiğini aktardı.

Büyük hedefler peşinde koşan Türkiye’nin ihracat genişlemesi ile büyüme politikası geliştirdiği 1983’lü yıllarda tarıma dayalı bir ihracat hedeflendiği ve bu yıllarda 2 milyar dolar seviyelerinde ihracat yapılabildiğini günümüze gelindiğinde ise rekabetçi, teknoloji ve yenilikçi odaklı işlere yönelindiğini belirten Şenel, mal ve hizmet ihracatında Türkiye’nin dünyada iyi bir konumda olduğunu organizasyon, teknolojilere uyum kapasitesi, nitelikli iş gücü gibi üstünlüklere sahip olduğunu ifade etti, ancak hala eksik alanlar bulunduğunu, bu eksikliklerin giderilmediği sürece 2023 yılındaki büyük başarı hedeflerine ulaşılmasının mümkün olamayacağını söyledi.

Ekonomi Bakanlığı Müsteşarı Şenel, hedeflere ulaşmak için Türkiye’yi küresel ölçekte bekleyen tehditlerin iyi hesaplanması gerektiğini, bu kapsamda özel sektörün görüşlerinin devlet için daima yönlendirici olduğunu, uluslararası alanda doğru müzakerelerin yürütülmesi için daima görüş çeşitliliğine ihtiyaç duyulduğunu ve sektörün yol haritasının birlikte çizilebileceğini de belirtti. Şenel’e yapılan nezaket ziyaretine İGY Başkanı Burak Çelik, Başkan yardımcıları Emrah Yaykıran ve Emre Güray ile İGY üyeleri Doruk Coşkunsu, Mert Yıldızhan ve Uğur Koçoğlu katıldı. İNTES Genel Sekreteri H. Necati Ersoy ile İNTES uzmanı Demet Somunoğlu da heyete eşlik etti.

Page 119: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

120

TİSANİNŞAAT VE SANAYİ A.Ş.

İNŞAATSANAYİCİLERİ

Kuruluş Tarihi1957 yılından bu yana ülkenin su kaynakları altyapısını oluşturmasının gerekliliği bilinci ve vizyonu ile bu konuda yoğunlaşmış ve özellikle baraj, hidroelektrik santral, sulama ve tünel inşaatları alanlarında tecrübe kazanmış uzman bir inşaat şirketidir.

Faaliyetlerini 1972 yılına kadar “İbrahim Aşcıgil ve Ortakları” ünvanı ile yürütmüştür. 1 Ocak 1972 tarihinden itibaren unvanını “Tisan İnşaat Kollektif Şirketi” şeklinde değiştirmiştir. Nihayet, 6 Ocak 1983 tarihinde şirket unvanı “Tisan İnşaat ve Sanayi Anonim Şirketi” şeklinde değiştirilerek bugünkü halini almıştır.

Firma Yetkilileri Ahmet Fahrettin ÇELİKYönetim Kurulu Başkanı, Genel Müdür

Şükrü BAĞRIAÇIKYönetim Kurulu Başkan Vekili

Makbule AŞCIGİLYönetim Kurulu Üyesi

İletişim Bilgileri Filistin Sok. No: 4906700, G.O.P. AnkaraT: (0312) 446 51 37F: (0312) 446 39 [email protected]

Page 120: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

121

Faaliyet alanları- Altyapı- Barajlar ve Hidroelektrik Santraller- Sulama ve Drenaj Şebekeleri- Karayolları, Köprüler, Tüneller

Gruba Dahil Firmalar Unsa Un Sanayi ve Ticaret A.Ş.

Firma İştirakleri AGH Antalya Güçbirliği Holding A.Ş.

SARAYÖZÜ BARAJI – AMASYA

BOĞAZKÖY BARAJI - BURSAYAPRAKLI BARAJI - BURDUR

NİLÜFER BARAJI - BURSA

Page 121: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

122

AGEİNŞAAT VE TİCARET A.Ş.

İNŞAATSANAYİCİLERİ

Kuruluş Tarihi1974

Firma Yetkilileri Atilla Önen Yönetim Kurulu Başkanı

Selahattin ÖnenYönetim Kurulu Başkan Yrd.

Süleyman Karadeniz İdari - Mali İşler Direktörü

Yavuz Diker İnşaat Direktörü

Sırrı V.Bilen Enerji Direktörü

Senem Işık Kazaz Enerji Ticareti Koordinatörü

İlhami Çanga Doküman ve Bilgi Yönetimi Koordinatörü

İletişim Bilgileri Tahran Caddesi No: 1906700 Kavaklıdere AnkaraT: (0312) 468 82 40F: (0312) 468 82 [email protected]

AGE inşaat iş ortaklıklarıAGE - Özdoğanlar İş OrtaklığıAGE - Helin İş OrtaklığıAGE - Güvenal İş Ortaklığı AGE - Arges İş OrtaklığıAGE - Art İş OrtaklığıLimak - Age İş Ortaklığı

Gruba dahil firmalar Fetaş Fethiye Enerji ve Ticaret A.Ş.Tüm Enerji ve Ticaret A.ŞYamaç Enerji Üretim A.Ş.AGE Elektrik Enerjisi Toptan Satış A.ŞAGE Denizli Doğalgaz Elektrik Üretim A.Ş.AGE Enerji Yatırımları A.Ş.AGE Holding A.Ş.Aten Yapı Sanayi ve Ticaret A.Ş.Asya Meyve Suyu ve Gıda Sanayi A.Ş.

Page 122: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

123

Faaliyet alanları- Barajlar ve Hidroelektrik Santraller- Doğalgaz Çevrim Santralı- Sulama ve Drenaj Şebekeleri- Kanalizasyon, Deşarj, Arıtma Tesisleri- İçme Suyu ve Tasfiye Tesisleri- Uluslararası Havaalanı Yapıları- Karayolları, Köprüler, Tüneller ve Metro- Liman Yapıları- Pompa ve Regülatör İstasyonları- Enerji Nakil Hatları- Petrol Doğalgaz Boru Hatları

İlk Üstlenilen ProjeSeydişehir 256 Daireli Konut İnşaatı-Konya

Yurt Dışında İlk İş Üstlenilen ÜlkeShagon Zigar Yolu İnşaatı - Tacikistan

Yurt Dışında İş Üstlenilen ÜlkelerArnavutluk, GürcistanBaraj ve HES İnşaat Projeleri

AGE DENİZLİ DOĞALGAZ KOMBİNE ÇEVRİM SANTRALİ

KAVŞAK BENDİ BARAJI VE HESAĞRI YAZICI BARAJI

ŞIRNAK BARAJI

Page 123: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

124

İNŞAATSANAYİCİLERİ

Kuruluş TarihiGAMA 1959 tarihinde faaliyetlerine başlamış olup, GAMA Endüstri Tesisleri İmalat ve Montaj A.Ş. 1970 yılında kurulmuştur.

Firma Yetkilileri Hakan Özman Yönetim Kurulu Başkanı

M. Nusret Aytek Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdür

H. Levent Topçak Yönetim Kurulu Üyesi

İletişim Bilgileri GAMA BinasıNergis Sok. 9 Söğütözü06520 AnkaraT: (0312) 248 44 00F: (0312) 248 44 [email protected]

Faaliyet AlanlarıEndüstriyel TesislerinGenel Müteahhitliği- Termik ve Hidroelektrik Santrallar- Petrol ve Gaz Rafinerileri- Petrokimya ve Doğal Gaz Tesisleri

- Kimya ve Metalurji Tesisleri- Çimento Fabrikaları- Boru Hatları- Arıtma Tesisleri

Anahtar Teslimi İnşaat İşleri- İş ve Alışveriş Merkezleri- Konutlar- Turizm Tesisleri- Sosyal ve Kültürel Tesisler- Sağlık Tesisleri- Barajlar- Metro Sistemleri- Altyapı Tesisleri

Gruba Dahil Firmalar- GAMA Holding A.Ş.- GAMA Enerji A.Ş.- GAMA Güç Sistemleri A.Ş.- GAMA International B.V.- GAMA Ticaret ve Turizm A.Ş.

Ortak Girişimler- GAMA İnşaat A.Ş.- GAMA Qatar Co. W.L.L.- GAMA Stroy Ltd.- GATE İnşaat Taahhüt San. ve Tic. A.Ş.

GAMAENDÜSTRİ TESİSLERİ İMALAT VE MONTAJ A.Ş.

Page 124: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

125

- TGO İnşaat Taahhüt Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti.- GAYES Yenilenebilir Enerji Sistemleri İnşaat A.Ş.- North Caspian Constructors B.V.- Barmek – GAMA İş Ortaklığı- TURUSGAZ Taahhüt ve Pazarlama Ticaret A.Ş.- GAMA-TEKFEN-TOKAR İş Ortaklığı- GAMA-NUROL İş Ortaklığı

İlk Üstlenilen ProjeGAMA, ilk iş olarak 1966 yılında Babcock Wilcox’un taşeronu olarak Mersin Termik Santralı’nın kazan montaj işini üstlenerek başarıyla tamamlamıştır.

Bu başarının hemen ardından Dünya Bankası’ndan endüstriyel tesis yapımı için yeterlik alan ilk Türk firması olmuş ve bu yeterlikle 1968 yılında 4x25 MW Mersin Termik Santralının genel montaj işini üstlenerek Türkiye’de anahtar teslimi endüstriyel tesis yapma devrini açmış ve Türkiye’nin ilk enerji müteahhitti olmuştur.

Yurt Dışında İlk Üstlenilen Proje 1974 yılında İran’da 320 ton/saatlik Buhar Santralı, ilk yurt dışı işi olarak gerçekleştirildi.

Yurt Dışında İş Üstlenilen ÜlkelerAzerbaycan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bulgaristan, Cezayir, Irak, İran, İrlanda, Katar, Kazakistan, Letonya, Libya, Makedonya, Malezya, Özbekistan, Rusya, Suudi Arabistan, Tataristan, Türkmenistan, Ukrayna, Ürdün, Yemen.

KALUGA ELEKTROMETAL FABRİKASI HADDEHANE İNŞAATI - RUSYA

6X380 MW SHOAIBA TERMİK SANTRALİ - SUUDİ ARABİSTAN

TÜPRAŞ KIRIKKALE RAFİNERİSİ - TÜRKİYE

MA’ADEN SÜLFÜRİK ASİT TESİSİ - SUUDİ ARABİSTAN

Page 125: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

126

İNŞAATSANAYİCİLERİ

Kuruluş Tarihi1972

Firma Yetkilileri Prof. Dr. Vural Erbilgin Yönetim Kurulu Başkanı

Mustafa Sani ErbilginYönetim Kurulu Başkan Yardımcısı

Berna Erbilgin GündoğduYönetim Kurulu Başkan Yardımcısı

Muzaffer Özdemir Genel Müdür

İletişim Bilgileri Çankaya Caddesi No: 2606551 Çankaya AnkaraT. (0312) 441 50 00F. (0312) 440 32 [email protected]

Faaliyet AlanlarıERG İnşaat Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi halen çeşitli projelerin planlama, proje, imalat, inşaat ve montajı konularında faaliyet göstermektedir.

Temel faaliyet alanları:- Çeşitli endüstriyel tesisler ile altyapı yatırımları proje ve mühendislik hizmetleri- Baraj, havaalanı, yol, sulama işleri, termik santral, vb., altyapılar ile endüstriyel tesislerin tüm inşaat, imalat ve montaj işlerinin yapımı- Her türlü altyapı inşaatı- Her tür çelik yapı inşaat işlerinin planlama, projelendirme, imalat ve montaj işleri

ERGİNŞAAT TİCARET VE SANAYİ ANONİM ŞİRKETİ

Page 126: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

127

Gruba Dahil Firmalar,Ortak Girişimler Pi Makina Otomotiv İnşaat Makina Paz. İhr. İth. San. ve Tic. Ltd. Şti. (ERG Grup Firması)

ATLI Makina İnşaat Nakliyat Madencilik Turizm Doğal Enerji Kaynakları Üretim San. ve Tic. A.Ş. (ERG Grup Firması)

İlk Üstlenilen ProjeSafranbolu - Bartın Karayolu İnşaatı

Yurt Dışında İlk Üstlenilen ProjeUmman Alt Yapı İşleri

DERİNER BARAJI , HES TESİSLERİ VE BARAJ GÖLÜ SİVAS KANGAL TERMİK SANTRALİ STACKER RECLAIMER

DERİNER BARAJI , HES TESİSLERİ İNŞAATI

ARTVİN - ERZURUM DEVLET KARAYOLU TÜNELİ İNŞAATI

Page 127: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

128

İNŞAATSANAYİCİLERİ

ÜNALAKPINAR A.Ş.

Kuruluş Tarihi1967

Firma Yetkilileri Ünal Akpınar Yönetim Kurulu Başkanı

Birol Akpınar Genel Müdür

Nilgün Pekcanlı Finans ve Muhasebe Müdürü

İletişim Bilgileri Güneş Sokak No: 31Kavaklıdere 06690 ANKARAT. (0312) 468 79 60 (4 hat)F. (0312) 468 93 [email protected]

Faaliyet Alanları

Üst Yapı İşleri- Turizm Kompleksi- Hastane- Konut- Yüksek Yapılar- Üniversite Yapıları- Endüstriyel Yapılar

Alt Yapı İşleri- Dekapaj- Tünel- Baraj- Sulama, İçmesuyu veAtık Su Hatları- Yol ve Köprü İşleri- Boru Hatları- Demiryolları, Havaalanları ve Limanlar- Su ve Atıksu Arıtma Tesisleri- Hidroelektrik Santraller

Page 128: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

129

URFA TÜNELİ CELALİHAN VİYADÜĞÜ

TAM KESİT TÜNEL AÇMA MAKİNASI KAZI ÇAPI 7934 MM

STARLIGHT CONVENTION CENTER

İlk Üstlenilen ProjeHacettepe Üniversitesi Anfi ve Yurtlar İnşaatı

Yurt Dışında İlk Üstlenilen ProjeAsabah Bölgesi Alt Yapı İnşaatlarınınTasarım ve Yapımı / Libya

Yurt Dışında FaaliyetGösterilen Ülkeler Libya

Page 129: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

130

MESAMESKEN SANAYİİ A.Ş.

İNŞAATSANAYİCİLERİ

Kuruluş Tarihi1969

Firma Yetkilileri Erhan Boysanoğlu Yönetim Kurulu Başkanı

Özhan AkçalıYönetim Kurulu Başkan Yardımcısı

F. Bülent BingölYönetim Kurulu Üyesi

Osman Şenol Yönetim Kurulu Üyesi

Can AynagözYönetim Kurulu Üyesi, Genel Müdür

Aslı Tokatlı Yönetim Kurulu Üyesi

Can Üstünalp Yönetim Kurulu Üyesi

Murat Sezgin Yönetim Kurulu Üyesi

Emin Şenol Yönetim Kurulu Üyesi

Mert Boysanoğlu Yönetim Kurulu Üyesi

Can Bingöl Yönetim Kurulu Üyesi

Arda Akçalı Yönetim Kurulu Üyesi

İletişim Bilgileri

Merkez:Mesa Plaza, Koru Sitesi Ihlamur Cad. No: 2Çayyolu 06810 AnkaraT: (0312) 291 50 00, F: (0312) 240 09 [email protected], www.mesa.com.tr

İstanbul Bölge Müdürlüğü:Kuzguncuk Mah. Abdullahağa Cad.Cemil Molla Köşkü No: 23, Kuzguncuk İstanbulT: (0216) 532 33 33 -34 , F: (0216) 532 33 32

Faaliyet alanları

İNŞAATToplu Konut YerleşimleriTatil Köyleri ve OtellerKamu BinalarıTicaret ve Eğlence MerkezleriSosyal ve Ticari BinalarSağlık TesisleriEğitim TesisleriAltyapı

Page 130: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

131

İletişim Bilgileri

Merkez:Mesa Plaza, Koru Sitesi Ihlamur Cad. No: 2Çayyolu 06810 AnkaraT: (0312) 291 50 00, F: (0312) 240 09 [email protected], www.mesa.com.tr

İstanbul Bölge Müdürlüğü:Kuzguncuk Mah. Abdullahağa Cad.Cemil Molla Köşkü No: 23, Kuzguncuk İstanbulT: (0216) 532 33 33 -34 , F: (0216) 532 33 32

Faaliyet alanları

İNŞAATToplu Konut YerleşimleriTatil Köyleri ve OtellerKamu BinalarıTicaret ve Eğlence MerkezleriSosyal ve Ticari BinalarSağlık TesisleriEğitim TesisleriAltyapı

HİZMETLERYerleşimlerin BakımıSigorta HizmetleriTurizm ve Tatil HizmetleriTasarım ve Teknik Danışmanlık YÖNETİMTatil TesisleriAlışveriş MerkezleriToplu Konutlar GELİŞTİRME VE YATIRIMLARTuristik TesislerAlışveriş MerkezleriToplu Konutlar İMALAT TESİSLERİÇelik Tünel KalıpHasır Çelik DonatıAhşap, PVC ve Alüminyum DoğramaPrekast Yapı Elemanları

Gruba dahil firmalar MESA Holding Şirketleri:MESA Mesken Sanayii A.Ş.MESA İmalat Sanayii ve Ticaret A.Ş.

MESA Proje ve Danışmanlık Hizmetleri A.Ş.MIA Turistik Tesisleri A.Ş.ALABANDA Turizm İnşaat ve Ticaret A.Ş.MESA Sigorta Aracılık Hizmetleri A.Ş.KOSAŞ Konut Servisi A.Ş.MESA Uluslararası Yatırım Proje Emlak İnşaat A.Ş.

İlk Üstlenilen ProjeÇankaya 200 Konut İnşaatı Ankara,1970

Yurt Dışında İlk İş Üstlenilen Ülke600 Konut ve Kongre Merkezleri İnşaatı , Misurata,Libya,1982

Yurt Dışında FaaliyetGösterilen ÜlkelerLibya, Rusya, Almanya, Polonya, Letonya, Kazakistan, Azerbaycan.

Konut, İş Merkezi, Sosyal ve Kültürel Tesisler, İdari Binalar, Toptan Ticaret Merkezi.

MESA KORU SİTESİ - ANKARA

PARKORAN - ANKARAÇAMLICA’DA MESA - İSTANBUL

TEMA İSTANBUL - İSTANBUL

Page 131: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

132

İNŞAATSANAYİCİLERİ

Kuruluş Tarihi1967

Firma Yetkilileri Attila DoğanYönetim Kurulu Başkanı

A. Gökhan DoğanGenel Müdür

M. Kaan DoğanDirektör (GCC)

İrfan EkerGenel Müdür Yardımcısı

İletişim Bilgileri Abdullah Cevdet Sok. No: 1306680 Çankaya Ankara T: (0312) 440 97 00 (Pbx)F: (0312) 438 76 [email protected] www.attiladogan.com

Faaliyet Alanları

Uluslararası EPC Yüklenici ve İmalatçı;

• Boru Hatları ve Tesisleri:Anahtar Teslimi, - Ham Petrol, Gaz, Su ve Petrol Ürünleri İletim Boru Hatları,

- Pompa ve Kompresör İstasyonları,- Doğal Gaz Şehir Dağıtım Şebekeleri, - Endüstri Bölgesi Gaz Dağıtım Şebekeleri, - Nehir Geçişleri ve Denizaltı Boru Hatları.

• Endüstri Tesisleri:Anahtar Teslimi;- Rafineri, Kimya, Petrokimya, Maden ve Arıtma Tesisleri,- Endüstriyel Tesisler ve Kompleksleri,- Çelik Tahıl Depolama Siloları,- Tank Çiftlikleri inşaatları.- Yüksek Gerilim Enerji Nakil Hatları. - SCADA Sistemleri,

• Dizayn, İmalat ve Montaj: - Fırınlar, Eşanjörler, Degazörler, Kazanlar, Alev Bacaları, Proses Ekipmanları (Basınçlı Kaplar, Dramlar, Kolonlar vs) ve Ağır Çelik Yapılar.- Isı Geri Kazanım ve Buhar Kapları, Offshore Yapıları, Liman İmalatları.

ATTİLA DOĞAN İNŞAAT VE TESiSAT A.Ş.

Page 132: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

133

• Offshore:- Offshore Üretim Yapıları, - Topsides İmalat ve Montajı, - Offshore İşgücü ve Hizmetler

Gruba Dahil Firmalar,Ortak Girişimler Yurtiçi:ATTİLA DOĞAN Petrol Sanayi ve Ticaret A.Ş. (Ana Firma)AD-DEMİREL Çelik Konstrüksiyon ve Makina Sanayi A.Ş.ATTİLA DOĞAN Petrol Uluslararası Taşımacılık ve Ticaret A.Ş.ADEN End. İmalat Montaj San. Tic. A.Ş.

Ortak Girişimler ve KonsorsiyumlarADS LLC (Umman Sultanlığı)

İlk Üstlenilen ProjeT.P.A.O. Batman – İskenderun Ham Petrol Boru Hattı; depolama tesisleri, pompa istasyonları, Dörtyol Ham Petrol Yükleme Deniz Terminali’nin

komple katodik koruma sisteminin mühendislik, temin ve müteahhitlik (EPC) anahtar teslimi projesi / 1968

Yurt Dışında İlk Üstlenilen ProjeT.C. Kuveyt Büyükelçilik Kompleksi İnşaatı: Elçilik kompleksinin tüm inşaat, telekomünikasyon, güvenlik sistemi, elektrik enstrümantasyon işlerinin yapılması, Kuveyt / 1987

Yurt Dışında FaaliyetGösterilen Ülkeler Kuveyt, Suriye, Ürdün, Suudi Arabistan, BAE, Umman Sultanlığı, Katar, K.K.T.C., Azerbaycan, Türkmenistan, Şili.

Petrol ve Doğal Gaz Boru Hatları ve Tesisleri; Endüstriyel Tesisler; Prestij Binaları

DALEEL PETROLEUM LLC. UPGRADE OF DPS & B BLOCK FACILITIES - SULTANATE OF OMAN

TÜPRAŞ, HRSG BOILER PACKAGE - TURKEY

BOTAŞ, ESKİŞEHİR GAS COMPRESSOR STATION - TURKEY

TPAO, WEST BLACKSEA SUB BASIN, AKÇAKOCA, DÜZCE – TURKEY

Page 133: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

134

KOLİN A.Ş Türk MüziğiTopluluğu’ndan “Bahar Konseri”

Kolin İnşaat A.Ş Türk Müziği Topluluğu Hacettepe Üniversitesi Sıhhiye Kampüsü M Salonu’nda Türk Halk Müziğinin sevilen eserlerinden oluşan “Bahar Konseri” verdi. İNTES Yönetim Kurulu Başkanı ve Kolin İnşaat A.Ş Yönetim Kurulu Üyesi Celal Koloğlu’nun seyircilerin arasında izlediği konsere sanatseverler büyük ilgi gösterdi.

TRT Ankara Radyosu Türk Halk Müziği Ses Sanatçısı ve Yurttan Sesler Koro Şefi Bircan Pullukçuoğlu yönetimindeki 24 kişilik koro yurdun çeşitli yörelerinden seçilmiş 34 türküyü seslendirdi. Koroya deneyimli 13 kişilik saz heyeti eşlik etti. Konserin sunuculuğunu KOLİN THM korosunun kurucusu Çiğdem Koloğlu yaptı. Çiğdem Koloğlu, Azeybaycan’ın ünlü

HABERLER

Kolin dostluk ve arkadaşlık korosu

izleyicileri derinden etkiledi.

Page 134: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

135

türküsü “Meni Attın Aygız Ataşa”yı seslendirdi.

Söz ve müziği Özhan Eren’e ait olan “Kara Tren” türküsünü ise Aynur ve Göknur Taşkent kardeşler birlikte söylediler. Sevilen bu iki türkü sanatçılar tarafından seslendirilirken salonda bir duygu yoğunluğu oluştu, bazı izleyiciler gözyaşlarını tutamadılar.

Amatör koro, üniversitelerin yönlendirmesi sonucu Türk Müziği(TSM veya THM) eğitimi almakta olan, bu konuya gönül vermiş öğrencilerden yeterli ses ve kulak yapısına sahip olanlar ile KOLİN’in

çalışanlarından oluşuyor. Kaliteli seslerden oluşan koro dostluk ve arkadaşlığı ön planda tutuyor.

Kara Tren türküsünün izleyicilerin duygularını derinden etkileyen mısraları şunlar:

Kara tren gecikir belki hiç gelmezDağlarda salınır da derdimi bilmezDumanın savurur halimi görmezGam dolar yüreğim gözyaşım dinmez

Koro şefi Bircan Pullukçuoğlu da KOLİN THM kurucusu Çiğdem Koloğlu’na plaket verdi.

Page 135: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

136

STFA ve Yapı Merkezi Dünya Devleriyle Yarıştılar, Katar Doha Metro İhalesini 4.4 Milyar $’a Kazandılar

2022 yılında Dünya Kupası’na ev sahipliği yapacak olan Körfez ülkesi Katar’da inşaat projeleri hız kesmeden devam ediyor. Metro, yeraltı istasyonları, demiryolu, stadyumlar, AVM’ler, oteller, otoyolu, köprüler, batırma tünel, rezervuarlar gibi yatırımlar için Türkiye ve dünyadan pek çok şirket Katar’daki işlere talip oldu. Bunların en önemlilerinden birisi olan Doha Metrosu ihalesi için yaklaşık 700 firma metro projesine ilgi göstermiş, bunlardan 290 firmanın oluşturduğu 70 ortak girişim yeterlilik dosyası sunmuştu. İşveren Ortak Girişim sayısını önce 32’ye, daha sonra da 18’e düşürerek yapılacak ihalelere ortak girişimleri davet etti. 4 ana hattan oluşan Doha Metrosu’nun, 4.4 milyar dolar tutarındaki Gold Line paketi, STFA ve Yapı Merkezi tarafından imzalandı.

STFA ve Yapı Merkezi dünya devlerine karşı yarıştı Doha Metrosu’nun ihalesi tamamlanan 5 paketi ile ilgili ön yeterlilik 2011 yılının Nisan ayında başlamıştı. Yaklaşık bir yıl süren yeterlilik aşaması Mayıs 2012’de tamamlanarak ihale sürecine geçildi.

Toplamda 52 firmanın oluşturduğu 18 ortak girişiminin her birine, 5 adet paketten sadece ikisine teklif verme hakkı tanınmıştı.

Yapı Merkezi ve STFA’nın teklif verdiği Gold Line ihalesi yaklaşık 2 yıl sürdü. En son aşamaya gelindiğinde STFA ve YM’nin içinde buluduğu ortak girişim, Impregilo (İtalya)-SK (Kore) Ortak Girişimi, Hochtief (Almanya) - CCC (Yunanistan/Filistin) Ortak Girşimi ve BAM (Hollanda)-Sixco (Belçika)- Midmac

HABERLER

Türkiye’nin köklü iki inşaat şirketi güçlerini birleştirince, Türk müteahhitlerinin yurtdışında aldığı en büyük bedelli ihaleye imza attılar.

Türkiye’nin köklü iki inşaat şirketi güçlerini

birleştirince, Türk müteahhitlerinin

yurtdışında aldığı en büyük bedelli ihaleye

imza attılar.

Page 136: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

137

(Katar) OG’sine karşı yarıştı. Projenin son aşamasında Hochtief’in liderliğini yaptığı Ortak Girişim ile baş başa kalan STFA ve Yapı Merkezi işin sonunda imzayı atan taraf oldu. İşin süresi 54 ay olup, Ağustos 2018 yılında tamamlanması planlanmaktadır.

Aynı anda 6 adet Tünel Delme Makinesi (Köstebek) ile çalışacaklar...Türk müteahhitlik sektöründeki 75 yıllık tecrübesini 36 yıldır Körfez ülkelerine prestijli projelerle taşıyan STFA ve yine yarım asırlık tecrübesiyle Afrika ve Körfez ülkelerinde başarılı işlere imza atan Yapı Merkezi’nin birlikte imzalamış olduğu Gold Line Paketi ile ilgili temel unsurlar aşağıdaki gibidir;

• Gold Line Hattı; Yeni Doha Havalanından başlayarak şehri doğudan batıya doğru geçmektedir.

• Proje kapsamında 32km uzunluğunda ve 7,15m kazı çapında tünel bulunmaktadır.

• Hat boyunca yaklaşık 128,000 adet tünel segment kullanılacaktır.

• Tünellerin yapımında, aynı anda 6 adet Tünel Delme Makinası (Köstebek / TBM) kullanılacaktır.

• 13 yeraltı istasyonunun mimarisi en yüksek standartlar ile yapılacak olup, tamamen en son elektro mekanik teknolojisi ile donatılacaktır.

• Sadece istasyonların yapımı sırasında 2.5 milyon m3 kazı yapılacaktır.

• Proje kapsamında 120 yıl dayanımlı toplam 1 milyon m3 beton kullanılacaktır.

• Projenin yapım süresi 54 ay olup, Ağustos 2018 yılında tamamlanması hedeflenmiştir.

Doha Metrosu paketleri arasında en büyük hacime sahip olan Gold Line paketi yapım sözleşmesinde, STFA ve Yapı Merkezi Ortak Girişim içinde %40’lık payla en büyük hisseye sahiptir.

Yurtiçi ve yurtdışında önemli ve prestijli inşaat projelerine imza atan, Türkiye’nin önde gelen iki şirketi Yapı Merkezi ve STFA; Katar Doha Metrosu kapsamında en büyük hat olan “Gold Line” ihalesini kazandı.

Page 137: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

138

Levent Güray Cup Şampiyonları Belli Oldu Özdemir İnşaat Şirketler Grubu yürütme ve icra kurulu başkanı, sevilen iş adamı Levent Güray’ın anısına düzenlenen Levent Güray Cup Çiftler Tenis Turnuvası 22 Haziran Pazar günü yapılan final karşılaşması ile sona erdi.

Levent Güray’ın doğum günü olan 30 Nisan’da başlayan turnuvanın ödüllerinin tasarımı heykeltraş Günnur Özsoy tarafından hazırlandı.

Turnuvanın tüm geliri Levent Güray’ın kurucu üyesi olduğu ANAÇEV’in burslu öğrencilerinin eğitimine katkıda bulunmak amacıyla kullanılacaktır.

Levent Güray’ın anısını yaşatmak ve dostlarını bir araya getirmek amacıyla 2007 yılından buyana Güray ailesi tarafından düzenlenen turnuva, tenis dünyasının ünlü raketleri yanı sıra iş ve politikanın önemli isimlerini ve Ankara’daki diplomatları bir araya getirdi.

Bu anlamlı ve prestijli turnuvaya bu yıl çift bayanlar kategorisinde 76, çift erkekler de 124 kişi katıldı.

HABERLER

Page 138: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

139

Bu yıl birinciliği bayanlarda Selin Aker - Begüm Karaoğlu, ikinciliği Elvan Yurtcu Bozgül - Gülçin Topuz alırken, erkeklerde birinciliği; Nihat Özdemir - Ergun Zorlu, ikinciliği; Birol Başlar - Bora Başlar aldı

Page 139: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

140

Bitmeyen Gençlik Sırları

YENİ YAYIN

Çocuk yaşta başlayan iş hayatını uzun süre yürüttükten sonra büyük ölçüde işleri ikinci nesile devreden Mustafa Göçen, son 15-20 yılda insanlar yaşamlarında nasıl mutlu olurlar, nasıl uzun ve sağlıklı yaşarlar bunlara kafa yormaya ve araştırmaya kendini adadı.

Yaşlıların yanında gençlere de büyük önem veren Mustafa Göçen, uzun süre İNTES yönetiminde bulunmuş ve 2003 yılındaki önerisi ile İNTES Genç Yöneticiler Grubu’nun kurulmasında da öncü rolü üstlenmiştir.

Mustafa Göçen yazdığı “Yaşam Gurmelerinden Bitmeyen Gençlik Sırları” (Destek Yayınevi Aralık 2012) adlı kitabı ile yaşamımızı daha mutlu, daha güzel hale getirmemize katkı sağlayacak yaşam deneyimlerini bizlere aktardı.

Bu kitapta, Mustafa Göçen kendi nesillerinin, rahmetli Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Yaş 35, yolun yarısı. Dante gibi ortasındayız ömrün…” diye başlayan o muhteşem şiiri ile büyüdüğünü ve sonucunda “Yaş 70, iş bitmiş” insanı olduğunu belirterek bu şiirin 1940’lı yıllarda yazıldığını ve o zaman insanın

İnşaat Sanayicisi Mustafa GÖÇEN

Yaşam Gurmelerinden

KİTAP

Destek Yayınları

Page 140: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

141

ortalama ömrünün 34 olduğunu şairin, o yıllar için önemli bir şey yaptığını ve insanı ömrünün iki katına motive ettiğini anlatıyor. Ama, artık insanın ortalama ömrü günümüzde 76, hatta Japonya’da 86 ve daha da artmakta, diyor.

Mustafa Göçen bu defa yaş 35, yolun yarısı yerine yaş 70, yolun yarısı felsefesini geliştirerek kitabında, bu felsefeye uygun yaşayan ve toplumumuzda tanınan, bizlere heyecan veren, kişilik ve yaşamlarıyla örnek olacak deneyimli Ara Güler’den, Haldun Dormen’e, Hayrettin Karaca’dan, Muazzez İlmiye Çığ’a, Halil İnalcık’tan, Halit Narin’e toplumumuzun yakından tanıdığı yaşları 80-90 ve 100’ün üzerinde olup hâlâ dimdik ayakta duran, üreten, sağlıklı, mutlu 48 kişi ile röportaj yaparak yaşam felsefelerini bizlere de aktarmış.

Bu insanlar, yaşlandıkça değil, yaşadıkça gençleşen delikanlıların yaşam enerjilerini onların felsefelerini, yaşama dair yaptıklarını, tavsiye niteliğinde benimsediklerini ve kendi kişisel tecrübelerini bizlere aktararak ve edindiği bilgileri bizlerle paylaştı.

Mustafa Göçen bu kitabında; “Yaş 70, yapacak en güzel şeyler şimdi başlıyor. Tarihte de bu düşüncemize örnek çok fazla kişi var.

Mimar Sinan Süleymaniye Camisi’ni bitirdiğinde 70 yaşını geçmişti. Selimiye Camisi’ni tamamladığında ise 86 yaşında idi. 1489-1588. Tam 99 yıllık bir yaşam süresince 440 adet ölümsüz eser bıraktı.

İhsan Doğramacı 94 yaşındayken bile zindeydi, zihni ve belleği güçlüydü. Bugün yaşları 100’e yaklaşmış olan Cahit Kayra, Muazzez İlmiye Çığ, Halil İnalcık hâlâ öyle. Büyük küçük kentlerde yan gelmiş oturan erken emeklilerden, gününü televizyonun budalaca yayınlarıyla heba edenlerden, kahvelerde saatlerce kâğıt ve tavla oynayanlardan, evinde kukumav kuşu gibi oturanlardan, boş gezenin boş kalfalarından hayır yok, umut yok.

Dünyada 100 yaşını aşan kişi sayısı giderek artıyor. Araştırmalara göre 2090 yılına kadar bu rakam 6 milyon kişiye ulaşacak.

50 yıl sonra ne kadar uzun yaşayabileceğiz değil, ne kadar uzun yaşamak istiyoruz sorusunu sormaya başlayacağız. Bu konu üzerinde çalışan bilim adamları böyle söylüyor.

70’li yaşlara gelindiğinde artık iş bitmiş düşüncesini kırmak istiyorum” diyor ve devam ediyor.

“Hayır, iş bitmiyor; işi siz kendi düşüncenizle bitiriyorsunuz.

Lütfen, bu düşüncede olanlar kendinize gelin. Kendinizi mutsuz etmeyin.

İnsan yaşamış olmakla ihtiyarlamıyor.

Bizleri yaşlandıran, ideallerimizin bitmesidir.

Kendimize olan güvenimiz ve ümitlerimiz derecesinde genciz.

Ümitsizliğe kapıldığımızda kendimizi yaşlı hissediyoruz. İhtiyar olmaya karar verdiğimiz gün bilin ki artık biz ihtiyarız. İşte o zaman biz artık yaşlıyız demektir.

Güzellikleri görme yeteneğimizi kaybetmedikçe hep genciz, hep heyecan doluyuz.

Bizler yaşadıkça değil, yaşamadıkça yaşlanıyoruz.Beynimiz yeni tecrübeler keşfettiği müddetçe biz genciz ve asla yaşlanmayız.

İşte yüz binlerce örneği var. Yaşadıkça gençleşen, hiç ümidini kaybetmemiş, devamlı pozitif düşünce ile hayata sımsıkı bağlı. Mutlu, huzurlu kişiler.

Günümüzde artık uzun ve sağlıklı yaşlanmak, 100 yaşın üzerinde sağlıklı yaşamak moda oldu neredeyse” diye vurguluyor.

Belki siz de bu kitapta zaten bildiğiniz ama, bir araya getirmeyi denemediğiniz birçok örneği görünce, 70 yaşını yolun yarısı kabul edip bundan sonraki hayatınızı buna göre düşüneceksiniz.

Bu kitap genç, yaşlı her kesim insanın yararlanacağı bilgileri aktarıyor ve her röportaj size ayrı bir deneyim, ayrı bir bakış açısı kazandırıyor. Mutlaka okunması gereken bir kitap.

Page 141: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

142

Türk MilletineBorcumuz Var

YENİ YAYIN

İnşaat sektörünün duayenlerinden İdris Yamantürk’ün yaşamını konu alan Bir Cumhuriyet Çocuğunun Hayat Hikâyesi TÜRK MİLLETİNE BORCUMUZ VAR adlı kitap yayımlandı.

Osman Çakır’ın hazırladığı kitapta GÜRİŞ’in Onursal Başkanı İdris Yamantürk, büyük bir özgüvenle çocukluk günlerinde yaşadığı sıkıntıları dile getirirken, 1940’lı yıllarda Türkiye’nin ne tür zorlukları aşmak zorunda kaldığını çarpıcı örneklerle aktarıyor.

Kitapta yaşanmış, gerçekten çok ilginç olaylara yer verilmiş…

Yamantürk, Devlet Parasız Yatılı sınavında “Matematik problemini yanlış çözdün” diyen hocasına, yüreklilikle “Hayır, doğru çözdüm” yanıtını nasıl vermiş?

Erzurum’dan yaz tatili için memleketi Hemşin’e 3,5 günde nasıl yürümüş?

Nasıl mühendis olmaya karar vermiş, Teknik Üniversite’ye sınavsız girişini nasıl başına

İdris Yamantürk

Bir Cumhuriyet Çocuğunun Hayat Hikâyesi

KİTAP

Ötüken Neşriyat A.Ş.

Kültür Serisi Yayını

Yayına Hazırlayan: Osman Çakır

Page 142: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

143

kakmışlar? İTÜ Talebe Birliği Başkanlığına nasıl seçilmiş?

Atatürk’ün devletçiliğinin farkı konusunda Yamantürk ne düşünüyor?

Kitapta “İmparatorluğu kaybedenlerin Cumhuriyeti getirenler olmadığı” özellikle nasıl vurgulanıyor?

Türkiye’nin ufkunu değiştiren siyasi hareket hangisiydi?

Ankara Çubuk Çayının islahı yapılırken sabahın erken

saatlerinde oraya gelerek kim denetleme yapıyordu?

Müesseseleşme, kaliteli insan yetiştirme, profesyonellik ve güven duygusu neden önemli?

Yamantürk, “Bilginin zekâtı öğretmektir” düşüncesinden hareketle Türkiye Milli Kültür Vakfı’nı nasıl kurdu? Okul ve meslek liseleriyle nasıl eğitim öncüsü oldu?

Türkiye’de bundan tam 32 yıl önce bir başka inşaat şirketiyle ortak iş yapma yaklaşımını nasıl gerçekleştirdi?

Okuyucu, engin bir birikimin gözlemlerini süzerken, Türkiye’nin çok partili dönemden bugünlere nasıl geldiğinin bazı ipuçlarını da kitapta görebiliyor.

Bu kitaptan başta işadamları, inşaat sektörünün temsilcileri ve eğitimciler olmak üzere gençlerin çıkaracağı çok dersler var. Mutlaka okunması gereken bir kitap.

Page 143: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

144

SUMMARY

Faruk Çelik:Minister of Labor and Social Security

As the Ministry of Labor and Social Security; commitments under the National Program within the scope of EU acquis harmonization process, are fulfilled diligently. Through these studies; implementation of contemporary regulations based on a protective and preventive approach have been realized on occupational health and safety issues, highlighting continuous improvement of working conditions, participation of the employees in the occupational health and safety activities being conducted in the workplaces, keeping the employees informed about risks that could be faced in the workplace and their training.

Within this scope; Occupational Health and Safety Law No. 6331, prepared through receiving the opinions of the

relevant institutions / organizations and the social partners, has been published in the Official Gazette on June 30, 2012. The aim of the Law has been to achieve the best conditions in the workplaces in terms of occupational health and safety through continuous improvement of the prevailing circumstances at the workplaces. For this purpose, all the public and private sector institutions and their employees, independent from the number of their employees, are taken within the scope of the Law. With this Law, to perform / implement risk assessment with a general preventive approach is imposed as obligatory.

In addition to this; with Occupational Health and Safety Law No. 6331, for those who are employed for risky and

high-risk level of works, vocational training is also imposed as mandatory. Hence, those who will be in charge of risky and even high-risk works will be retained better qualified.

With the new Occupational Health and Safety Law; a reformative and progressive rather than a prescriptive approach will be applied. It should be noted that, prevention of occupational accidents and occupational diseases is not possible only with legal regulations, but can be attained through establishing a culture of safety in the community with the mutual responsibility of everyone.

Page 144: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

145

Mehmet Tezel:

Kasım Özer:

Ministry of Labor and Social Security Labor Inspection Board Chairman

Ministry of Labor and Social Security Director General of Occupational Health and Safety

In Turkey, the total number of accidents and the accident rate per hundred thousand employees have been decreasing. However, this reduction could not be observed in mining and construction sectors. Although there has been a prominent betterment in the rates, these rates are required to be further improved.

The reason of failure in preventing occupational accidents and occupational diseases at the desired level in our

country is that a general culture of safety in public could not be developed. For the prevention of accidents, safety culture needs to be permanently established in our workplaces.

The obligation and responsibility of all necessary measures required to be taken and all works and processes required to be conducted according to Occupational Health and Safety Law No. 6331, is of the employer. At this point; labor inspectors supervising the implementation of the relevant legislations on working life exert administrative sanctions on employers who violate these regulations.

Within the scope of their inspections held at workplaces; labor inspectors assigned under Ministry of Labor and Social Security, Labor Inspection Board Presidency, will identify whether or not occupational health and safety legislation is being applied in that

workplace, as per the circumstances observed at that inspection day. In the case of the best available conditions in the workplace, the employer shall be the person to ensure the permanence of this good condition. The employer shall take the measures stipulated in the legislation and in this way, shall minimize the risk of accidents to the least level.

Diminishing or preventing occupational accidents through establishing the occupational health and safety culture in our country can only be possible by the collaborative work of all parties involved. Our common goal is to attain an economy with healthy and safe workplaces.

The main target of the Labor Inspection Board is to expand and sustain people oriented effective inspections, as well as to put occupational health and safety culture into practice in working life.

In our country, occupational health and safety issues are of great importance. To this respect; Occupational Health and Safety Law, prepared by the Ministry of Labor and Social Security through receiving the opinions of the relevant public institutions / organizations and social partners, came into force and effect on June 30, 2012.

For the legislation to be internalized and supported by a security notion and be implemented; various activities across the country are being carried out by the Ministry of Labor and Social Security. With studies conducted both on national and international platforms, the topic is further intended to be adopted by all parties.

Occupational accidents cause not only intangible damages but also significant financial losses and negatively affect the economies of countries.

According to the data from the Social Security Institution for the year 2012; around 205 occupational accidents happen daily in Turkey, out of which 2 workers die and 6 become functionless. Alongside these figures, considering also the losses related with the out-of-scope and undeclared work accidents

and occupational diseases which are not reflected in SSI statistics, our country exhibits a poor performance in terms of occupational health and safety issues.

And the overall cost of the work accidents and occupational diseases to our country is a minimum of eight billion Turkish Liras.

Because that occupational health and safety requires expertise; it is obligatory under the Law to assign occupational health and safety experts, such as occupational physicians and occupational safety specialists. In the absence of sufficiently qualified personnel at the workplace in accordance with the law, this service must be taken from joint health and safety units established outside the workplace.

Page 145: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

146

Gendarmerie General Command is a special unit setting a precedent on national and international platforms with its search and rescue, special operations, counter terrorism and riot control capabilities under all types of severe weather and terrain conditions.

Gendarmerie Commando Search and Rescue Battalion carries out search and rescue operations with every kind of natural and human-induced disasters and events which may occur across the country.

The Command continue their trainings under real terrain and weather conditions across the country throughout the year. In addition, their participation in courses both domestic and abroad are also retained with the aim of achieving specialization. The main goal of these trainings is to raise a staff owning high physical and moral strength with improved sense of responsibility and discipline, vital and agile, skilled in targeted shooting, capable of overcoming any obstacle under challenging terrain and different climate conditions.

The personnel requirements of the Gendarmerie Commando Special Public Security Command are recruited primarily among the physically strong and skilled professional staff with leadership qualifications, having achieved troop experience by serving in the Gendarmerie Commando Unit.

Passing through multiple stages since its establishment in 1839, the Gendarmerie has sustained its presence with great success until today.

Workers and employers organizations have shared their opinions for the Construction Industry journal.

President of Turkish Confederation of Employer Associations and Chairman of the Board of Turkish Employers’ Association Of Metal Industries Tuğrul Kudatgobilik, referring to Occupational Health and Safety Law, has stated that a new era has begun with these regulations. Kudatgobilik noted that, occupational health and safety legislations prepared in accordance with ILO standards and EU norms, serve an important function in reducing work accidents and occupational diseases. Kudatgobilik also emphasized that the success of the law will be achieved through the government, employers and workers fulfilling their own responsibilities.

Chairman of the Board of Cement Industry Employers Association Tufan Önal, stating that occupational health and safety practices compose one of the most important issues of the working life, has mentioned about the studies conducted by the union in this area. Önal has reported that, with “ÇEİS OHSAS 18001 Project”, many meetings, trainings and publications are being prepared by the Association. Tufan also communicated that,

during this process, all their member factories have established under the Association organization, an OHS management system according to the OHSAS 18001 Standards and have been certified within the framework of inspections conducted by British Standards Institution (BSI). He further highlighted that this project is a first in the world on the basis that it covers a sector entirely.

President of Confederation of Turkish Trade Unions Ergün Atalay has put emphasis on the right of everyone to work under fair and favorable working conditions; in particular in safe and healthy environments. Atalay specified that the most important social policy values are issues such as owning human rights and freedoms, forming unions or joining trade unions, protecting the health and safety of workers, retaining information and consultation rights of workers at the workplace, protection in cases of unjust dismissal, social security, fair working conditions, maintaining the living of the employees together with their families compatible with human dignity, prevention of child labor, protection of the environment.

Turkey’s leading labor union in the field of construction, Turkish Yol-İş

Union General President and Türk-İş Confederation Financial General Secretary Ramazan Ağar spoke about the practices of Occupational Health and Safety Law. Ağar told that occupational accidents occur mainly in business organizations where non-union, unregistered and uninsured, uneducated workers are employed; whereas in unionized organizations working under collective labor agreements, accident and death rate is very low. Ağar also emphasized that in working environments formed within the framework of industrial relations, occupational accidents and fatalities are almost at the “zero” level.

President of Hak-İş Trade Union Confederation Mahmut Arslan has communicated that all the industrial areas must be inspected through the perspective of occupational health and safety. Arslan noted that any lack of foresight, negligence, deficiency or mistake on occupational health and safety issues result in injury, disability or death of employees. Arslan also explained that they have been making great efforts for establishing occupational health and safety culture within HAK-İŞ Confederation, and that they have trained thousands of members with the trainings conducted.

Gendarmerie General Command

Opinions of Non Governmental Organisations

Page 146: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

147

VISITS OF COLLABORATING INSTITUTIONS TO İNTES

İNTES Chairman Celal Koloğlu and Members of the Board of Directors have come together with the collaborating institutions during the courtesy visits.

On Monday May 12, 2014, Turkish Road Building Construction Workers Union - YOL-İŞ representatives, under the presidency of the General President Ramazan Ağar, have met with the members of the Board of Directors of İNTES.

During the meeting, President Koloğlu has communicated that YOL-İŞ is the solution partner of İNTES. In this regard, the Turkey Training Worksite was established in 2003 and a study serving as a model to all sectors was performed, alongside collective studies to promote vocational training and occupational health and safety.

President Ramazan Ağar stated that, as YOL-İŞ, they have provided training for thousands of workers in 2004 on the Turkey Training Worksite established with İNTES, as an indication of importance attributed to vocational training in our country.

Members of the Board of Directors of Turkish Industrialists and Businessmen Association (TÜSİAV) have also visited İNTES Board of Directors. During the meeting, President Koloğlu has conveyed that voluntary organizations like İNTES and TÜSİAV are organizations in support of the government and the public, which succor gratuitously.

On May 12, 2014, the visit of the Board Members of the Association of Turkish Consulting Engineers and Architects took place.

President Koloğlu has emphasized that the quality of Technical Consultancy services play a key role in the success of a project. President İnözü pointed out that simultaneous progress of the consultancy and construction sectors will strengthen Turkey’s position in the world and render it competitive.

VISITS MADE TO PUBLIC INSTITUTIONS AND ORGANIZATIONS

Visit to Deputy Prime Minister Ali Babacan

Chairman and the Members of the Board of İNTES have made a visit to Deputy Prime Minister Ali Babacan on May 22, 2014.

Telling that the rate of economic growth and development should be provided through exportation, Babacan has also drawn attention to the issue of increasing of savings in our country.

President Koloğlu has conveyed his assessments on problems encountered in the sector related with the timely collection of allowances of ongoing projects, issues that occur on the new VAT notification, the importance and promotion of energy investments using local resources.

Visit to Minister of Finance Mehmet Şimşek

İNTES Chairman Celal Koloğlu, together with the Members of the Board of Directors, have visited Minister of Finance Mehmet Şimşek on May 23, 2014.

During the visit; mutual opinions and suggestions were transferred on price differences, public / private sector collaboration within the preparatory studies on Public Procurement Legislation, allowances and their timing, problems related to the new VAT notification. Şimşek has noted his acknowledgement of the importance of the issues communicated by President Koloğlu and indicated that he would be dealing with them.

Visit to Transport, Maritime Affairs and Communications Ministry Undersecretary Feridun Bilgin

İNTES Chairman Celal Koloğlu and the Members of the Board of Directors have visited Transport, Maritime Affairs and Communications Ministry Undersecretary Feridun Bilgin on June 12, 2014. President Koloğlu stated that the Ministry has carried our country’s transportation sector to a very advanced level. Koloğlu further emphasized that with the timely collection of allowances also in 2014, rapid completion of investments can be attained.

Undersecretary Feridun Bilgin said that, due to the significance of efficiency, economy and social priorities in projects, the investments are intended to be completed and in this regard, and in 2014, allowances will be increased more than the specified.

Visit to Undersecretary of the Ministry of Labor and Social Security Ahmet Erdem

İNTES Chairman of the Board of Directors Celal Koloğlu has made a courtesy visit to the Undersecretary of the Ministry of Labor and Social Security Ahmet Erdem, on May 23, 2014. During the meeting, Koloğlu spoke on the problems of the sector about overseas contracting services.

Visit to Head of Housing Development Administration Mehmet Ergün Turan

On May 27, 2014, İNTES Chairman of the Board of Directors Celal Koloğlu has visited the Head of Housing Development Administration Mehmet Ergün Turan. Malfunctions arising from TOKİ tenders were discussed during the meeting. Stating that he shared all the criticism, President Turan emphasized that the deficiencies in the system will be eliminated.

Visit to Deputy Undersecretary of the Ministry of Environment and Urbanization İrfan Uzun

On May 27, 2014, İNTES Chairman Celal Koloğlu has visited the Deputy Undersecretary of the Ministry of Environment and Urbanization İrfan Uzun and the President of the Supreme Council of Science Fuat Arabacı. It has been set forth during the meeting that, cooperative studies of İNTES and the Supreme Council of Science on the determination of fair labor costs would create a common synergy.

Visit to Director General of Highways M. Cahit Turhan

İNTES Members of the Board of Directors have visited the Director General of Highways M. Cahit Turhan on June 03, 2014. During the visit; allowances of projects conducted by the Highways, and collaboration of General Directorate of Highways and İNTES on Vocational Standards and National Qualifications studies oriented towards machine group workers in the construction sector were discussed.

Visits

Page 147: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

148

Construction Industrialists

Tisan Construction and Industry Co. Inc.

Tisan is an expert construction company; amd with the vision and cognizance of the necessity of creating the country’s water resources infrastructure since 1957 until today, it has focused on this issue and gained experience especially in the field of dams, hydroelectric power plants, irrigation and tunnel construction.

Until 1972; it has carried out its activities under the title “İbrahim Aşcıgil and Partners”. As of January 1, 1972, the company name was changed as “Tisan Construction Unlimited Company”. Finally on January 6, 1983, the title of the company has been changed and still today it is “Tisan Construction and Industry Company Incorporated”.

The first project undertaken by Tisan was the May Dam and Irrigation in Konya. Among the main fields of activities of the company are Dams and Hydropower Plants, Irrigation and Drainage Networks, Highways, Bridges and Tunnel works.

AGE Construction and Trading Co. Inc.

The first project undertaken by AGE Co. Inc., which was established in 1974, has been 256-Apartment Housing Construction in Seydişehir. The company who realized the Shagon Zigar Road Construction work in Tajikistan as his first project abroad, carried out road and housing projects also in Albania and Georgia. Within the field of their activities, there are Dams and Hydroelectric Power Plants, Natural Gas Cycle Plant, Irrigation and Drainage Networks, Sewage, Discharge,

Water Treatment, Water Supply and Disposal Facilities, International Airport Buildings, Roads, Bridges, Tunnels and Subway, Port Constructions, Pump and Regulator Stations, Power Transmission Lines , Petroleum and Natural Gas Pipelines. Further details can be reached at www.age.com.tr.

GAMA Industrial Plants Manufacturing and Erection Co. Inc. 

Having started its activities in 1959, GAMA was founded in 1970. The first project undertaken by GAMA as a subcontractor of Babcock Wilcox, has been the boiler installation work of Mersin Thermal Power Plant. Their first project abroad was a Steam Power Plant in Iran in 1974. The company activates abroad in Azerbaijan, Bulgaria, Iran, Iraq, Jordan, Kazakhstan, Libya, Malaysia, Qatar, Russia, Saudi Arabia, Turkmenistan, United Arab Emirates, Ukraine, Uzbekistan and Yemen. Their main field of activities are; Thermal and Hydroelectric Power Plants, Oil and Gas Refineries, Petrochemical and Natural Gas Plants, Chemical and Metallurgical Plants, Cement Plants, Pipelines, Water Treatment Plants, High Rise Buildings, Business and Shopping Centers, Residential Buildings, Tourism Facilities, Social and Cultural Facilities, Health Facilities, Dams, Subway Systems and Infrastructure Facilities. Further details can be reached at www.gama.com.tr.

ERG Construction Trade and Industry Co. Inc.

ERG was established in 1972. The first project undertaken by the company was the Safranbolu - Bartın Road Construction work. ERG has realized infrastructure projects in Oman as

his first projects abroad. Among the main fields of activities of ERG Construction Co. Inc., there are various industrial facilities and infrastructure investments, design and engineering services, complete construction, manufacturing and installation works of infrastructure and industrial plants such as dams, airports, roads, irrigation works, thermal power plants, etc., all kinds of infrastructure constructions, planning, design, manufacturing and installation of all types of steel structure construction works. Further details can be reached at www.erg.com.tr and www.erg-insaat.com.tr.

ÜNAL AKPINAR Construction Industry 

Tourism Mining and Trade Co. Inc.

Ünal Akpınar Co. Inc. was established in 1967. The first project undertaken by the company was the Hacettepe University Lecture Hall and Dormitories Construction work. Their first project undertaken abroad has been the design and construction works of Asabah Region Infrastructure Constructions. They are realizing infrastructure and superstructure construction works abroad in Libya. Among the main fields of activities of the company, there are Hotels & Resorts, Hospitals, Housings, High Rise Buildings, University Buildings, Industrial Plants in terms of Superstructure Works; as well as Infrastructure Works such as Pickling, Tunnels, Dams, Irrigation, Water Supply and Sewerage Plants, Road and Bridge Works, Pipelines, Railways, Airports and Ports, Water and Wastewater Treatment Plants, Hydroelectric Power Plants.

Further details can be reached at www.akpinargroup.com.tr.

Mesa Housing Industries Co. Inc.

Mesa Housing Industries Co. Inc. was established in 1969. Their first project was Çankaya 200 Housing Construction work. The first project undertaken abroad has been the Misurata Project of 600 Housing and Convention Center Construction work in Libya in 1982. Abroad in Libya, Russia, Germany, Poland, Latvia, Kazakhstan and Azerbaijan, the company is realizing projects on Housings, Business Centers, Social

Page 148: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

149

and Cultural Facilities, Administrative Buildings, Wholesale Trade Centers. Among the main fields of activities of the company, there are Construction and Infrastructure works of Mass Housing Settlements, Resorts and Hotels, Public Buildings, Commercial and Entertainment Centers, Social and Commercial Buildings, Healthcare Facilities, Educational Facilities. Services are provided also in the areas of management, development and investment of manufacturing plants. Further details can be reached at www.mesa.com.tr.

ATTİLA DOĞAN Construction and Installation Co. Inc.

Attila Doğan Co. Inc. was established in 1967. The first project undertaken by the company was the Turkish Petroleum Corporation (T.P.A.O.) Batman – İskenderun Crude Oil Pipeline Turnkey Project covering the storage facilities, pumping stations, Engineering, Procurement and Construction (EPC) of complete cathodic protection systems of Dörtyol Crude Oil Loading Marine Terminal. The company’s first overseas project was the Kuwait

Embassy Complex Construction in 1987. Abroad in Kuwait, Syria, Jordan, Saudi Arabia, UAE, Oman, Qatar, T.R.N.C. -Turkish Republic of Northern Cyprus, Azerbaijan, Turkmenistan, and Chile; the company is realizing projects on Oil and Natural Gas Pipelines and Facilities, Industrial Plants, Prestige Buildings. Among the fields of activities of the company, there are Pipelines and Facilities, Industrial Plants, Design, Manufacturing and Assembly, Offshore. Further details can be reached at www.attiladogan.com.

On June 16, 2014; 60 painters opened a group exhibition at İNTES Art Gallery, for the purpose of making donations for Soma.

Revenues earned from the exhibition, where Turkey’s most important artists like Mustafa Ayaz, Ali Candaş, Hikmet Çetinkaya, Mehmet Kıyat and Marek Brzozowski took part; will be donated

to AFAD for the education of the children of the workers who passed away in the mining disaster that took place in Soma.

Neverending Secrets of Youth from Life Gourmets

Having transferred his business large-ly to the second generation long years after conducting his working life which started at a very young age; during the last 15-20 years, Mustafa Göçen has explored on how people can achieve happiness in their lives, how they can live long and healthy.

With his book called “Neverending Secrets of Youth from Life Gourmets”, Mustafa Göçen conveyed his life ex-periences to us that would contribute to making our lives happier and more beautiful.

Interviewing with 48 people familiar to our society, who are at ages through 80-90 and over 100 but still standing tall, productive, healthy and happy; Musta-fa Göçen has conveyed to us their life philosophies. This book contains infor-mation that people from all strata- the young and the old would benefit from.

Life Story of a Republican Child

WE OWE TO THE TURKISH NATION

The book on the life of one of the doyens of construction sector Idris Yamanturk, called “Life Story of a Republican Child: WE OWE TO THE TURKISH NATION” has been published.

In this book prepared by Osman Çakır; Güriş Honorary President Idris Yamanturk has assertively spoke about the challenges he faced during his childhood days, alongside what kinds of difficulties Turkey had to overcome in the 1940s through striking examples.

The book covers true life stories and really interesting events. Because that there are many lessons to be learned from in this book for the young people, and primarily for the businessmen, representatives of the construction sector, also including the educators; it is highly recommended to be read.

The two leading companies in Turkey, who are the signatories of important and prestigious construction projects both in the domestic and overseas arenas, Yapı Merkezi and STFA are awarded the “Gold Line” tender which is the biggest line within the scope of

Qatar Doha Subway. This has been the highest value contract received abroad by the Turkish contractors. The signing ceremony of the project was held on April 23, 2014.

Among the investments made in preparation for the 2022 World Cup;

Gold Line tender, with a value of 4.4 billion dollars, has been the biggest project in Qatar conducted for this pur-pose. Starting from New Doha Airport; Gold Line passes across the city from east to west. The project is aimed to be finalized in August 2018.

Painting Exhibition Was Held to Donate Soma.

New Publications

STFA and Yapı Merkezi Qatar Doha Subway Tender

Page 149: YÜZKIRKÜÇ - Admindintes.admind.com.tr/wp-content/uploads/2017/12/insan_143.pdf · Proje İmalatlarında Artırılmış Gerçeklik Sistemi Uygulamaları başlıklı TÜBİTAK projesine

DOSYA

YAŞA

M İÇİ

N İŞ

SAĞL

IĞI V

E GÜV

ENLİĞ

İ

YÜZK

IRKÜ

ÇMA

YIS -

HAZİR

AN 20

14TÜ

RKİYE

İNŞA

AT S

ANAY

İCİLE

Rİ İŞ

VERE

N SE

NDİK

ASI

İnşaat Sanayiiİnşaat Sanayii

YÜZK

IRKÜ

ÇMA

YIS -

HAZİR

AN 20

14TÜ

RKİYE

İNŞA

AT S

ANAY

İCİLE

Rİ İŞ

VERE

N SE

NDİK

ASI

İnşaat SanayiiMayıs - Haziran 2014 / Yıl 24 / Sayı 143 DO

SYA

YAŞA

M İÇİ

N İŞ

SAĞL

IĞI V

E GÜV

ENLİĞ

İ